Memlûk - Ermeni Münâsebetleri Armenian – Mamluks Relations
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Memlûk - Ermeni Münâsebetleri Armenian – Mamluks Relations Fatma AKKUŞ YİĞİT* Özet Ermeniler, tarihin önlerine çıkardığı Haçlı Seferleri gibi büyük bir fırsatı kaçırmayarak, Kilikya’da (Çukurova) kendi adlarına bir devlet kurmayı başarmışlardı. Kilikya Ermeni Krallığı, Çukurova hava- lisindeki Haçlı Devletleri ve Kıbrıs’ın desteğiyle beslenmiş ve özellikle İlhanlılara tâbi olduktan sonra bu- lundukları coğrafyada belli bir güce erişmişti. Ne var ki Ermeniler, yaptıkları saldırılar ve uyguladıkları ticarî ambargolarla, kendilerini Memlûk Devleti’nin hedefi haline getirmişlerdi. Moğolları durduran tek devlet olma sıfatıyla bölgede gücünü kanıtlayan Memlûklerin, bu duruma sessiz kalmaları ise mümkün değildi. 1260 yılından, Ermenilerin başkenti Sis’in düşürülme tarihi olan 1375 yılına kadarki zaman zarfında Memlûkler ve Ermeniler arasında neredeyse kesintisiz devam eden sefer ve savaşlar neticesinde, siyasî mevcudiyetini sürdüren taraf, Memlûk Devleti olmuştu. Bu çalışmada, 115 yıl süren Memlûk- Ermeni münâsebetleri ortaya konularak, konu hakkında ayrıntılı bilgi sunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Memlûk Devleti, Kilikya Ermeni Krallığı, İlhanlılar, Suriye, Çukurova. Abstract Armenians, were able to establish a state on their behalf in consequence of the Crusades and do not miss the great historical opportunity, in Cilicia (Çukurova). Armenian Kingdom of Cilicia in the vicinity of Cukurova have been fed with the support of the Crusader States and Cyprus, and especially after being subjected to the Il-Khans in their regions had reached a certain strength. However, the Armenians, they apply their attacks and with trade embargoes, they were made themselves the target of the Mamluk State. By the capacity of a single state to stop the Mongols in the region, proved the power of the Mam- luks, and it was not possible to remain silent this situation. From 1260, the Armenian capital, Sis, reduced date that until 1375 the period of time, as a result of political, struggle, almost continuous-time war between Mamluks and the Armenians, Mamluk had been the empire continue to existing side, In this study, 115 years of laying down the Mamluk-Armenian relations, will be presented with detailed information about the subject. Key Words: The Mamlûk State, Armenian Kingdom of Cilicia, Ilkhanids, Syria, Cukurova. Akademik Bakış Giriş 171 1097 yılında gerçekleştirilen I. Haçlı Seferi neticesinde Haçlılar, Antakya Prin- Cilt 8 Sayı 16 Yaz 2015 kepsliği, Urfa Kontluğu, Trablus Kontluğu ve Kudüs Krallığı’nı kurdular1. Haçlı reisleri, Kudüs’e kadar varan bu başarılı seferlerinde, Çukurova’da yerleşik olan Ermenilerden lojistik, gıda ve rehberlik alanlarında her türlü yardımı gördük- leri için Ermenilerin lideri durumundaki Konstantin’e “Baron” unvanını verdi- ler ve onu “Kont”luk rütbesine yükselterek ödüllendirdiler2. Ardından 6 Ocak * Yrd. Doç. Dr., İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Tarih Bölümü, E-mail: [email protected] 1 Işın Demirkent, Haçlı Seferleri, İstanbul, 1997, s. 73-100. 2 Urfalı Vahram, Kilikya Ermeni Kralları, Vahram Vekayinâmesi, çev. H. D. Andreasyan, TTK, basıl- Fatma AKKUŞ YİĞİT 1198’de Ermeni hükümdarı II. Leon’a “Kral”lık tacı verildi3. Böylece II. Leon, krallık tacını giyen ilk Ermeni hükümdarı oldu. Memlûk kaynaklarında merkezleri Sis (Kozan)’e atfen umumiyetle “Bilâdu Sis” olarak adlandırılan ve başlarında bulunan kralın “Sahibu Sis”, “Mü- temelliku Sis” ve “Tekfur” olarak zikredildiği Küçük Ermenistan Krallığı, Kral I. Hetum (1226-1269) zamanında İlhanlıların Kösedağ Savaşı’nda (1243) Türki- ye Selçuklu Devleti karşısında kazandıkları galibiyetten sonra onların sâdık bir tâbi olmuştu. Hatta Kral I. Hetum, bizzat Karakurum’a giderek Moğol hanına itaatini arz etmiş ve bunun karşılığında hem Hıristiyanlar lehine birçok menfa- atler elde etmiş hem de kendi krallığını teminat altına almıştı. Günümüzde Suriye, Filistin, Ürdün, İsrail, Lübnan ve kısmen Türkiye’yi kapsayan ve tarihî metinlerde Bilâdü’ş-Şâm olarak adlandırılan bölge; Memlûkler, Ermeniler, Haçlılar ve İlhanlıları barındırması dolayısıyla sürekli mücadele ve savaşlara sahne oluyordu. Ermenilerin, Suriye’de bulunan Haçlı Devletleriyle, Papalıkla ve İlhanlılarla birlikte Memlûkler’e karşı pek çok çatış- mada işbirliği içinde olması Memlûkler’le münâsebetlerinin başlangıcından itibaren düşmanca olmasına sebep olmuştu. Memlûk Devleti (1250-1517) ta- rafında ise devletin bekası için Kahire-Suriye bütünlüğü büyük önem arz edi- yordu. Memlûkler, gerek siyasî sebepler ve gerekse de Ermenilerin stratejik konumları itibariyle önemli ticaret yolları ve geçitlere hâkim olmalarından do- layı4 kendilerini besleyen köle sevkiyatının ve ticarî faaliyetlerin kesintiye uğra- maması için Ermenilere ve dolayısıyla İlhanlılar ve Haçlılara karşı esaslı bir dış politika takip etmişlerdir. Ermenilerle İlk Münâsebetler İlhanlı hükümdarı Hülagü’nün 1260 yılında gerçekleştirdiği Suriye Seferi’ne Ermeni kralı Hetum da katılmış ve yardımlarının karşılığını fazlasıyla almıştı. mamış tercüme, s. 5; Mehmet Ersan, Türkiye Selçukluları Zamanında Anadolu’da Ermeniler, Ankara, 2007, 116; Ali Aktan, “Memlûk-Haçlı Münâsebetleri”, Türk Dünyası Araştırmaları, S. 106, Ankara, Akademik 1997, s. 41. Bakış 3 Simbat, Vekâyinâme (951-1334), Türkçe çev. H. D. Andreasyan, TTK basılmamış tercüme, no. 172 68, İstanbul, 1946, s. 68; Süryânî Keşiş Mikhail, Vekâyinâme (1042-1195), C. II, Türkçe ter. Hrant Cilt 8 Sayı 16 D. Adreasyan, TTK, Basılmamış Tercüme, İstanbul, 1944, s. 293; Hetum, Gorigos Senyörü Hetum Yaz 2015 Vekâyinâmesi, Terc. H. D. Andreasyan, Basılmamış Tercüme, İstanbul, 1946, s. 9; Urfalı Vahram, a.g.e., s. 16; Müverrih Vardan, “Türk Fütuhât Tarihi”, çev. H. Andreasyan, Tarih Seminerleri Dergisi, İstanbul, 1937, s. 218; Steven Runciman, Haçlı Seferleri Tarihi, C. III, çev. Fikret Işıltan, Ankara, 1987. s. 78-79; Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye Tarihi, İstanbul, 1984, s. 249; Ersan, a.g.e., s. 155-156; Sirarpie der Nersesian, The Armenians, London, 1969, s. 46; Salim Koca, “Sel- çuklu Döneminde Türk-Ermeni İlişkileri”, Türk Yurdu, C. 26, S. 235, Ankara, 2004; İlyas Gökhan, “Türkiye Selçukluları İle Kilikya Ermenileri Arasındaki Siyasi İlişkiler”, NEÜ Sosyal Bilimler Ensti- tüsü Dergisi, I, 2012, s. 70-108; V. F. Buchner, “Sis”, İA (MEB), C. X, Eskişehir, 1997, s. 709. 4 Çukurova’nın tarihi coğrafyası hakkında bkz. Fatma Akkuş Yiğit, “XIV-XV. Yüzyılda Çukurova’nın Stratejik Önemi”, Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu-III, Mersin ve Doğu Akdeniz Bildiriler Kitabı, Mersin, 2011, s. 115-122. Memlûk - Ermeni Münâsebetleri Hülagü pek çok ganimet ve esirin yanında Bilâdü’ş-Şâm’ın suğur kalelerinden olan Behisni, Derbsâk, Merziban, Ra’bân, Şeyh Hadid ve Maraş’ı Hetum’a ver- mişti. Ancak devir dönmüş ve Ermenilerin tâbi oldukları İlhanlılar, Ayn Câlût Savaşı’nda (1260) Memlûkler önünde ağır bir darbe almışlardı. Bundan son- ra Ermeni Krallığı’nın talihi tersine dönmüş ve sürekli Memlûkler’in baskısına maruz kalmıştır. Ermenilerin 1262 yılında Halep bölgesindeki Fu’a ve Sermîn’e kadar akınlar yapması üzerine Halep nâibi Alâeddin eş-Şihabî, Sultan Baybars’dan (1260-1277) aldığı emirle üzerlerine yürüyerek onları bozguna uğrattı5. Ardın- dan Baybars, Suriye’ye bir ordu gönderdi. Başında Şemseddin Sungur el-Rûmî, Hıms nâibi el-Melik el-Eşref, Hama nâibi el-Melik el-Mansûr kumandasındaki bir ordu Antakya topraklarına akınlar yaptı6. Süveydiye Limanı’nı ve bu liman- da bulunan gemileri yaktı. İlhanlılardan destek alan Ermeni kralı Hetum’un Antakya hâkimine yardıma gelmesi üzerine Memlûkler geri çekilmek zorunda kaldılar. Neticede elde ettikleri 250’den fazla esirle 17 Ağustos 1262 tarihinde Kahire’ye döndüler7. Yine aynı senede Baybars, Halep nâibliğine tayin ettiği Emir İzzeddin Aydemir’i Ermeni Krallığı’nın başkenti Sis’e akın yapmakla gö- revlendirdi. Emir İzzeddin Aydemir bu harekâtı esnasında esir aldığı bir kısım Ermeni’yi Mısır’a gönderdi8. Ermeni Kralı I. Hetum, Sultan Baybars’ın baskısı karşısında Memlûkler’e karşı yardım istemek amacıyla Tebriz’de bulunan Hülagü’nün huzuruna çıktı9. Hülagü, bu sırada Berke ile mücadele ettiği için, bizzat başında bulunduğu bir orduyla Kuzey Suriye’ye gidememiş fakat I. Hetum’dan muhtemelen bu seferi gerçekleştirmesini istemiş olmalıdır10. Zira I. Hetum ülkesine döndükten sonra Kuzey Suriye’ye bir sefer tertiplemişti. 5 İbn ed-Devâdârî, Ebî Bekr b. Abdullah, Kenz ed-Dürer ve Câmi’ el-Ğurer, ed-Dürre ez-Zekiyye fî Ahbâr ed-Devle et-Türkiyye, C. VIII, Tah. Ulrich Haarmann, Kahire, 1971; s. 90. 6 Ebû’l- Fidâ, el-Melik el-Müeyyed, Tarih Ebî Fidâ, el-Musemma el-Muhtasar fî Ahbâr el-Beşer, C. II, Tah. Mahmud Deyyûb, Lübnan, 1997, s. 325; Baybars el-Mansûrî, Kitâb et-Tuhfet el-Mülûkiyye fî Akademik Devlet et-Türkiyye, Tarih Devlet el-Memâlik el-Bahriyye fî Fetre min 648-711 h., Tah. Abdulhamid Salih Bakış Hamdân, yıl ve tarih yok, s. 50; Baybars el-Mansûrî, Muhtâr el-Ahbâr, s. 19; el-Makrîzî, Takiy- 173 yüddin Ahmed b. Ali, Kitâb es-Sülûk li Ma’rifet Düvel el-Mülûk, C. I/II, Tah. Muhammed Mustafa Cilt 8 Sayı 16 Ziyâde, Kahire, 1957; s. 472. Yaz 2015 7 İbn Abdi’z- Zâhir, er-Ravz ez-Zâhir fî Siret el-Melik ez-Zâhir, Tah. Abdulaziz Huveytir, Riyad, 1976, s. 132-133; Baybars el-Mansûrî, Zübdet el-Fikre fî Tarih el-Hicre, Tah. Zübeyde Muhammed Ata, c. IX, yer yok, 2001, s. 104; Ebû’l- Fidâ, a.g.e., C. II, s. 325; İbn ed-Devâdârî, a.g.e., C. VIII, s. 90, 94; en-Nüveyrî, Şehabeddin Ahmed b. Abdulvehhab, Nihâyet el-Ereb fî Fünûn el-Edeb, C. XXX, Tah. Necib Mustafa Fevvâz, Hikmet Küşlî Fevvâz, Beyrut-Lübnan, 2004, s. 25; el-Makrîzî,