Tarık Buğra Kitabı

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Tarık Buğra Kitabı TARIK BUĞRA KİTABI “Hatırlayıp Yeniden Bulmak” Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları Kitap No: 64 Koordinasyon Sertaç Güleç Nurullah Yaldız TARIK BUĞRA KİTABI “Hatırlayıp Yeniden Bulmak” Hazırlayan Asım Öz Düzelti Gülümser Karabulut ISBN 978-605-7664-55-6 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sertifika No: 20640 1. Baskı, İstanbul, Ağustos 2020 Kitap Tasarım Abdüsselam Ferşatoğlu Baskı, Seçil Ofset 100. Yıl Mahallesi Massit Matbaacılar Sitesi 4. Cadde No:77 Bağcılar, İSTANBUL Sertifika No: 44903 TARIK BUĞRA KİTABI “Hatırlayıp Yeniden Bulmak” Hazırlayan Asım Öz İÇİNDEKİLER SUNUŞ 9 BU KİTAP HAKKINDA 11 BİRİNCİ BÖLÜM HAYAT, EDEBİYAT VE TARİH BEŞİR AYVAZOĞLU Tarık Buğra İçin Bir Biyografi Denemesi 19 HATİCE BİLEN BUĞRA Yazar ve Eş Olarak Tarık Buğra 29 MEHMET TEKİN Tarık Buğra’nın Sanat ve Edebiyat Anlayışı 41 KURTULUŞ KAYALI Tarık Buğra’nın Metinlerinin Üç Temel Özelliği 75 ALİ BİRİNCİ Tarih Usulü Bakımından Küçük Ağa 85 D. MEHMET DOĞAN Tarık Buğra Yahut Millî Mücadele’nin Romanını Yazmak 93 İSMAİL COŞKUN Tarık Buğra, Küçük Ağa, Millî Mücadele Edebiyatı 103 HAKKI ÖZDEMİR Küçük Ağa ve Firavun İmanı Bağlamında Tarık Buğra’da Tarih Düşüncesi 109 CEM SÖKMEN Küllük’ten Babıali’ye: Edebiyatçı ve Gazeteci Tarık Buğra 117 İKİNCİ BÖLÜM ELEŞTİRİ, YAZARIN KADERİ VE KURMACA NECMETTİN TURİNAY Tarık Buğra’nın Cemâziyelevveline Doğru: Bir Eleştirmenin Gözünden 1950’lerin Görünümü 129 NECATİ MERT İki Büyük Yalnız: Sait Faik ve Tarık Buğra 145 JALE PARLA Hümanist Bir Zaman Öykücüsü: Tarık Buğra 157 ÖZLEM FEDAİ Tarık Buğra’nın Acemi Kalem Tecrübeleri: Üç Tefrika Romanı Üzerine 167 NECİP TOSUN Tarık Buğra’da Sanat, Edebiyat ve İdeoloji 179 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ROMANIN İMKÂNLARI EBRU BURCU YILMAZ Tarık Buğra’nın Romanlarında Karakter İnşası ve Bireyleşme 191 ABDULLAH UÇMAN “Serbest Fırka” Olayının Romanı: Yağmur Beklerken 207 FATMA BARBAROSOĞLU Yağmur Beklerken’de Zamanın İzi 217 HÜSEYİN TUNCER Cihan Devletini Kuran İrade, Şuur ve Karakter: Osmancık 225 ÖMER YALÇINOVA Faşizme Karşı Aşk ve Dostluk ya da Bir Hazırlık Romanı Olarak Siyah Kehribar 251 ÇİMEN GÜNAY-ERKOL Tarık Buğra’nın Gençliğim Eyvah’ında Erkekliğin Kaybı 267 YUNUS ŞAHBAZ İdeal Aydının Peşinde: Tarık Buğra Romanlarında Aydın Meselesi 285 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM KARŞILAŞMALAR VE YORUMLAR FERHAT AĞIRMAN & ERGÜN AVCI “Yerlilik” Düşüncesi Temelinde Said Halim Paşa, Kemal Tahir ve Tarık Buğra’nın Değerlendirilmesi 305 HÜSEYİN ÇİL Muhafazakâr Bir Romancı Olarak Tarık Buğra 321 AHMET DURAN ARSLAN Roman Anlayışları Açısından Kemal Tahir ve Tarık Buğra 343 KEMAL KAHRAMAN Tarih ve Roman Arasında Kemal Tahir ve Tarık Buğra Örneği 359 GÜNGÖR GÖÇER İki Kuruluş Yorumu: Devlet Ana ve Osmancık Romanları Üzerine 377 SALİH ÜNÜVAR Tarık Buğra’nın Romanlarında Anadolu ve Anadoluculuk Düşüncesi ile İlişkisi 397 BEŞİNCİ BÖLÜM SİYASET, DİL VE MATBUAT ERCAN YILDIRIM Türk Sağının Naif Prototipi Tarık Buğra 413 YASİN BEYAZ Türk Siyasi Tarihinin Dönemeçlerinde Mütereddid Bir Romancı: Tarık Buğra 431 ALİ SALİ Mecburen Gazeteci: Tarık Buğra 449 MUHSİN METE Dilimizin Yılmaz Savunucusu Tarık Buğra 479 MEHMET NARLI Orhan Kemal ve Tarık Buğra Arasında “Romanda Şive” Tartışmaları 487 AHMET HINÇALAN Soğuk Savaş Döneminde Muhafazakârlığın Çatallanan Yolları: Cemil Meriç ve Tarık Buğra Üzerine 493 TUBA KAPLAN Tarık Buğra’nın Söyleşileri 501 BARIŞ ÖZKUL Küçük Ağa’da Alternatif Millî Mücadele Anlatısı: Farklar ve Benzerlikler 515 ALTINCI BÖLÜM DÖNÜŞÜM YILLARI, TİYATRO, SİNEMA VE TELEVİZYON MEHMET FATİH USLU 1980 Sonrası Tarık Buğra: Siyaset, Devlet ve Edebiyat 521 GÜLŞEN ÖZER Tarık Buğra ve İslami Dünya Görüşü 535 YAKUP ÖZTÜRK Tarık Buğra’nın Tiyatroları Üzerine Bir Değerlendirme 549 FATİH KARA Kurgudan Eleştiriye: Tarık Buğra’nın Tiyatroya Yaklaşımı 561 YUSUF ZİYA GÖKÇEK Senarist Tarık Buğra 569 MÜCAHİT GÜNDOĞDU Tarık Buğra’nın TRT ve Sinema Serüveni 581 SEÇİLMİŞ KAYNAKÇA 599 DİZİN 609 SUNUŞ Kıymetli okurlar, Yazarlığı “hür düşüncenin ve bağımsız kafanın sanatı” şeklinde tanımlayan Ta- rık Buğra, romandan tiyatroya, hikâyeden senaryoya neredeyse edebiyatın her türünde eserler vermiş, ilgi alanı hayli geniş güçlü bir yazar. Türk okurunun ek- seriyetle Küçük Ağa, Osmancık ve Dönemeçte eserleriyle tanıdığı yazar, özellikle romanlarında, Türk tarihinin dönüm noktalarındaki toplumsal yapı ve insan gerçekliğini dikkatle incelemiştir. Her büyük yazar gibi göz kamaştırıcı refleks ve önsezilere sahip olan Buğra, ülkesine ve insanlarına, bitmek tükenmek bilmeyen bir sevgiyle bağlıdır. Zeytinburnu Belediyesi olarak 2011 yılından beri, bu sadık sevgiyi içselleştiren, milletiyle kuvvetli bağlar kurmayı başarmış yazarlarımızı, düşünürlerimizi, Ah- met Hamdi Tanpınar’ın deyişiyle “Türkiye’nin kendisinden başka bir şey düşün- meye izin vermediği evlatlarını” anlamak ve hatırlamak ümidiyle sempozyumlar düzenlemeye devam ediyoruz. Tarık Buğra’nın doğumunun 100. yılı vesilesiyle 2018 yılında düzenlediğimiz “Hatırlayıp Yeniden Bulmak, Tarık Buğra 100 Yaşında” başlıklı sempozyum ve elinizdeki kitap, bize göre, geçtiğimiz yıllarda icra ettiğimiz “Türkiye’de İslamcı- lık Düşüncesi”, “Vefatının 75. Yılında Mehmet Akif”, “Matbuatta Mehmet Akif”, “Kalır Dudaklarda Şarkımız Bizim: Necip Fazıl”, “Bu Ülkeyi Yeniden Düşün- mek: Cemil Meriç”, “Babanzâde Ahmet Naim: Hayatı Eserleri Fikirleri”, “Bir Ay- dın Üç Dönem: Kemal Tahir” gibi çalışmaların en kıymetli halkalarından biridir. Umuyorum ki bu kitap, adına yakışır şekilde, Türk edebiyatının bu önemli ya- zarını “hatırlayıp yeniden bulmaya” vesile olacak; onun hakkında bundan sonra yapılacak çalışmalara da kaynaklık edecektir. Bu vesileyle, gerek sempozyumun gerek kitabın hazırlanmasının her aşamasında emeği geçen arkadaşlarıma; sun- dukları tebliğler, hazırladıkları makalelerle kitabımıza büyük bir zenginlik katan yazarlarımıza teşekkür ediyorum. Ömer Arısoy Zeytinburnu Belediye Başkanı BU KİTAP HAKKINDA Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önemli isimlerinden Tarık Buğra (1918-1994), başta hikâye, roman, tiyatro, gezi, deneme ve fıkra olmak üzere hemen pek çok türde kıymetli eserler vermiş bir yazarımız. Cumhuriyet gaze- tesinin düzenlediği Yunus Nadi Hikâye Yarışması’nda “Oğlum(uz)” hikâyesiy- le kazandığı ikincilikle dikkatleri çekmiş, ardından hikâyeleri ve gazetelerde neşrettiği tefrika romanlarıyla edebiyat dünyasında kendine yavaş yavaş yer bulmuştur. Asıl şöhretine ise 1960’lardan itibaren yayımladığı, Osmanlı’dan Cumhuriyet devrine Türk tarihinin ve toplumunun önemli aşamalarıyla kı- rılma süreçlerini mesele edinen, bireysel dramlar içinde toplumsal dramları anlatan romanlarıyla kavuşur. 1960’lardan itibaren tarih ve toplum odaklı tartışmalar Tarık Buğra’nın tarihe dayanan bir dizi romanından da etkilenmiştir. Özellikle Millî Mücadele, er- ken Cumhuriyet devri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminin ilk saf- hasını noktalayan Serbest Fırka denemesi, Osmanlı, aydınlar, taşra, Demokrat Parti tecrübesi ve 1970’lerde artan şiddet olayları gibi meseleleri yorumlayıp yeniden inşa eden Buğra, aynı zamanda yakın tarih etrafındaki tartışma ala- nını genişletmiştir. Toplumdaki çatışmaları, zıtlıkları, haksızlıkları psikolojik boyutunu önceleyerek ele alması Buğra’yı çoğu romancıdan ayıran temel özel- liktir. Zaten Buğra adının unutulmaması, hâlâ çok canlı olması yazarlığından, romancılığından, en önemlisi de Osmanlı İmparatorluğu yıkılırken ve Cum- huriyet Türkiye’si doğarken beliren toplumsal yapıyı, insan gerçekliğini, yeni insan ve devletin şekillendirdiği siyasi hayatı kritik bir yaklaşımla ele almasın- dan kaynaklanır. Tarık Buğra, “Hatırlar, hatırlar hatırlarım gene de” der “Hatırlamak” şiirinde. Romanımızın büyük ustası, Küçük Ağa’dan Osmancık’a tarihi yorumlamakla kalmayıp, bütün yazarlık serüveninde dün, bugün ve yarın çerçevesinde Tür- kiye’nin dramını anlatan Tarık Buğra, doğumunun 100. yılında kapsamlı bir sempozyumla anıldı. Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen “Hatırlayıp Yeniden Bulmak, Tarık Buğra 100 Yaşında” adlı sempozyumda Buğra’nın hayatı ve sanatçı kişiliği hikâyeden romana, tiyatrodan sinemaya, şiir okurluğundan eleştirmenliğine çeşitli yönleriyle gözler önüne serildi. Tarık Buğra’nın dünyasını bütünlüklü bir şekilde çerçevelemeyi amaçlayan eli- nizdeki kitabın temeli, Zeytinburnu Belediyesi’nin 2018 yılının romancımızın doğumunun 100. yılı olması hasebiyle düzenlediği sempozyuma dayanıyor. Bu kapsamlı toplantı, Cumhuriyet devrinde bilhassa Millî Mücadele süreci, erken Cumhuriyet devri ve Osmanlı’yla ilgili birtakım tarihî tartışmaları te- tikleyen kilit figürlerden Buğra’ya yeniden odaklanmak niyetiyle tasarlanmış- tı. Aynı zamanda söz konusu faaliyet, öteden beri dillendirilen ancak pek de üzerinde durulmayan birtakım meseleleri, kavramları ve kişileri yeniden ele alarak bir yandan Buğra’nın ilgi alanlarının genişliğini, diğer taraftan da hak- kındaki araştırmalarda var olan boşluklara dair bir farkındalık oluşturmayı amaçladı. Ne var ki, bu, çok dar bir zamanda planlandığından pek çok başlığı sempozyumda detaylı bir şekilde ele alıp, konuşma imkânı olmadı. Sempozyumda birbirinden kıymetli yazar, şair ve akademisyenler tarafından sunulan tebliğler, Tarık Buğra’yı ve eserlerini dönemin ruhunu ihmal etmeden kapsamlı bir şekilde ele aldı. Geniş yelpazeli tebliğler, tanıklıklar, Türk edebi- yatı, roman, hikâye, ideolojiler, sinema, tiyatro, matbuat, hafıza, edebiyat başta olmak üzere çeşitli alanlara dair tasviri ve eleştirel tartışmalar içermekteydi. Açılış konuşmaları ve yazarımızın eşi Hatice Buğra Bilen’in “Yazar ve Eş Ola- rak Tarık Buğra” konferansıyla başlayan sempozyumun ilk gününde “Edebiya- tımızın Yalnızı: Tarık Buğra”, “Yakın Tarihin Edebî Hafızası” ve “Dönemeçteki Türkiye
Recommended publications
  • T.C. Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dali
    T.C. KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) İlknur GÜNDOĞDU DANIŞMAN Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU KASTAMONU 2018 T.C. KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ İlknur GÜNDOĞDU Danışman Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU Jüri Üyesi Prof. Dr. İlhan ERDEM Jüri Üyesi Doç. Dr. Namıq MUSALI KASTAMONU – 2018 iv ÖZET Yüksek Lisans Tezi ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ İlknur GÜNDOĞDU Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU Türk tarihi boyunca kadın; her daim hayatın başlangıcı, yönetiminde hâkimiyetin ortağı olarak değerlendirilmiş ve bu konuda ikinci plana atılmamıştır. Kadın; yeri geldiğinde şefkatli ana oluş, yeri geldiğinde ise; eline kılıç alıp, atına binip, cesurca erlerle birlikte savaşmaktan geri kalmamıştır. Eri ile neredeyse aynı haklara sahip olan Türk kadınına verilen değer abidelerde, yazıtlarda ve destanlarda kendini göstermiştir. Her daim bir otoriteye dâhil olan kadın, siyasi ve sosyal haklarını uzun bir süre korumayı başarmıştır. Türk kadını; Anadolu coğrafyasına ayak basmasından itibaren, var olan ve sonradan var olacak gerek ekonomik, gerekse siyasi hadiseler neticesinde Türkiye Selçuklu Devletinin yıkılışına kadar bir nebze geri planda kalmıştır. Anadolu Beylikleri’nde, Türk kadını eski haklarını ve özgürlüklerini geri almayı başarmıştır. Yeni oluşan siyasi otoriteler arasında yer bulmuştur. Öyle ki yönetime doğrudan katılarak bir bölgenin sorumluluğunu, yani valiliğini üstlenmiştir. Hatunlar bağlı bulundukları siyasal otoritenin hâkimiyetlerini ve devamlılığını sürdürmek için birçok siyasi evliliğe de imza atmış oldukları görülmektedir. Bu evlilikler doğrultusunda iki siyasal güç arasında denge unsuru oluşturmuşlardır. Türk kadınının siyasi varlıkları bunlarla sınırlı kalmamıştır.
    [Show full text]
  • Osmanlı Imparatorluğunun Manevi Kurucusu Şeyh Edebalı
    OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN MANEVİ KURUCUSU ŞEYH EDEBALI Şeyh Edebali 1208 yılında Karaman'da doğdu. Selçukluların Şeyh'ül İslam'ı Şeyh Sadrettin Konevi ve Mevlâna Celâleddini Rumi'nin çağdaşıdır. Künyesi İmadüddin Mustafa b.İbrahim b.İnac el-Kırşehri'dir. Edebalı ilk tahsilini Karaman'da yaptı.Hanefi hukukçusu Necmeddin ez-Zahidi'nin öğrencisi oldu.Daha sonra Dımaşk'a(Şam)giderek Sadreddin Süleyman b.Ebül-iz ve Cemalettin el-Hasiri gibi dönemin tanınmış alimlerinden dini ilim tahsil etti. Şam'dan ülkesine dönünce tasavvufa yöneldi. Eskişehir yakınlarında bulunan İtburnu Köyü'nde bir zaviye kurarak halkı irşada başladı. Aşıkpaşazade zaviyesinin hiç boş kalmadığını, Edebalı'nın gelip geçen fukaranın hertürlü ihtiyacını gidermeye çalıştığını, hatta bu maksatla koyun sürüsü bulundurduğunu kaydederler. Söğüt ve Domaniç yaylaları, Selçuklu Devleti tarafından aşiretine yaylak ve kışlak olarak verilen Osman Gazi sık sık Edebalı'nın zaviyesinde misafir olarak kalırdı. Orta Asya'dan getirdikleri bir takım özelliklerden dolayı alim ve sûfilere karşı son derece hürmeti olan Osman Gazi,mübarek günlerde Edebalı'nın zaviyesine giderek dini ve idari konularda, onun görüşlerini alırdı. Misafir olarak kaldığı bir gecede gördüğü rüya şöyle idi. Şeyh Edebalı'nın koynundan çıkan bir ay geldi kendi koynuna girdi. Göğsünden bir ağaç bitti. Öylesine büyük bir ağaç oldu ki dalları gökleri, kökleri tüm dünyaya sardı. Gölgesi bütün yeryüzünü tuttu. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Ulu dağlara ve dağların eteğinden çıkan coşkun sulara hep o ağaç gölge etti. Osman Bey rüyasını Şeyh Edebalı'ya anlatır.Edebalı rüyayı şöyle yorumlar: "Oğul Osman,Hak Teala sana ve soyuna hükümranlık verdi mübarek olsun, kızım Malhun Hatun senin helâlin olsun."der. Edebalı'nın bu yorumu üzerine Osman Gazi Malhun Hatun(Rabia Bala Hatun)ile evlenir.
    [Show full text]
  • Kyk Yurt Listeleri Ve Hizmet Alım Için Listeleri Görmek
    TOPLAM İŞLETMENİN İL ADI İLÇE ADI YURT ADI BLOK İŞLETME TÜRÜ HİZMET VERECEĞİ KAPASİTE KAPASİTE ADANA CEYHAN CEYHAN YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 562 562 ADANA KOZAN KOZAN YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 524 524 ADANA SARIÇAM MAHMUT SAMİ RAMAZANOĞLU YURDU MERKEZİ KUAFÖR 1144 1144 ADANA SARIÇAM KUT'UL AMARE YURDU A LOKANTA-KANTİN 516 228 ADANA SARIÇAM KUT'UL AMARE YURDU B LOKANTA-KANTİN 516 288 ADANA SEYHAN SÜMER YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 613 613 ADANA SARIÇAM MAHMUT SAMİ RAMAZANOĞLU YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 1144 1144 ADIYAMAN MERKEZ ADIYAMAN KIZ YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 1566 1566 ADIYAMAN KAHTA KAHTA YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 394 394 ADIYAMAN MERKEZ SAFVAN BİN MUATTAL YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 2272 2272 ADIYAMAN MERKEZ VEYSEL KARANİ YURDU A BERBER 1588 804 ADIYAMAN MERKEZ YEDİYAMAN YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 990 990 AFYONKARAHİSAR BAYAT BAYAT YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 272 272 AFYONKARAHİSAR DİNAR DİNAR YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 248 248 AFYONKARAHİSAR EMİRDAĞ EMİRDAĞ KIZ YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 536 536 AFYONKARAHİSAR SANDIKLI ESMA SULTAN YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 312 312 AFYONKARAHİSAR SULTANDAĞI SULTANDAĞI YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 308 308 AFYONKARAHİSAR ŞUHUT ŞUHUT YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 349 349 AFYONKARAHİSAR MERKEZ YENİ AÇILACAK YURT MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 750 750 AĞRI MERKEZ ABDURRAHİM ARVASİ YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 840 840 AĞRI MERKEZ İSHAK PAŞA YURDU A LOKANTA-KANTİN 950 500 AĞRI MERKEZ PATNOS YURDU MERKEZİ LOKANTA-KANTİN 442 442 AĞRI MERKEZ ÜMMÜ EYYÜB YURDU A LOKANTA-KANTİN 1033 504 AKSARAY
    [Show full text]
  • Osman I, Father of Kings
    WikiJournal of Humanities, 2021, 4(1):1 doi: 10.15347/wjh/2021.001 Encyclopedic Review Article Osman I, father of kings Bassem Fleifel [1] , et al Abstract Osman I. or Osman Bay (full form: Abū al-mulūk al-Sulṭān al-ghāzī Fakhr al-Dīn QaraʻUthmān Khān al-awwal bin Ertuğrul bin Sulaymān Shāh al-qayawi al-Turkumānī), was the leader of the Kayı Turkic clan, one of the border gover- nors for the Sultanate of Rûm, and the founder of the Ottoman dynasty that ruled over the Balkans, Anatolia, the Levant, and North Africa for 600 years until it expired with the establishment of the Turkish Republic in 1922. Keywords: Osman Gazi, Sultan Osman I Introduction Osman I. or Osman Bay (full form: Abū al-mulūk al- Sulṭān al-ghāzī Fakhr al-Dīn QaraʻUthmān Khān al-aw- wal bin Ertuğrul bin Sulaymān Shāh al-qayawi al-Tur- kumānī), was the leader of the Kayı Turkic clan and one of the border governors for the Sultanate of Rûm, and the founder of the Ottoman dynasty that ruled over the Balkans, Anatolia, the Levant, and North Africa for 600 years until it expired with the establishment of the Turkish Republic in 1922. Although the exact date of Osman's birth is unspeci- fied, some sources indicate that he was born in 656 AH / 1258 CE, to Emir Ertuğrul Gazi, one of the border gov- ernors for the Sultanate of Rûm, and Halime Hatun. It so happened that Osman was born on the same day that the Mongols invaded Baghdad,[1] the capital of Figure 1 | Sultan Osman (ʻUthmān) Han I.
    [Show full text]
  • Orhan Gazi Dönemi Ve Vakıfları
    Orhan Gazi Dönemi Ve Vakıfları Vedat TURGUT * smanlıların ve Batı Anadolu’yu fethederek Müslüman diyarı haline getiren Anadolu beyliklerinin, OSultan Alaüddin Keykubad’ın hizmetine giren büyük ataları Numanoğlu Kayır Han/Kır Bey ve onun değerli komutanlarının soyundan geldikleri ve II. Keyhüsrev ile Sadeddin Köpek’in kötü siyasetleri ve Moğol baskısı neticesinde geçirdikleri fırtınalı bir serüvenin ardından, Osmanlı tarihlerinde belirtildiği üzere 1300 tarihine yakın bir zamanda Osman Gazi’nin cihad bayrağı altında toplanarak ona biat ettikleri bilinmektedir. Osman Gazi’nin gördüğü rüyanın daha önce Gazneli Mahmud tarafından da görüldüğü bilgisinden hareketle uydurulmuş olabileceği düşüncesi bir yana bırakılırsa, bu rüya motifinde bahse- dilen ağacın, Hz. Ali üzerinden Hz. Muhammed-i Ahmed-i Mahmud-i Mustafa’nın soyundan gelen sadâtı ve iki cihanda devletin bu ağacın gölgesinde olduğu düşüncesini temsil ettiği gerçeği yadsınamaz. Şeyh Ede-Balı önderliğinde Dursun Fakih, Kumral Abdal ve Pir Ömer Abdülaziz gibi şeyh ve vezirlerin adının geçtiği bu rüyada görülen ağacın, Bursa’nın fethini müteakip Orhan Gazi tarafından bina ettirilen sara- yın bahçesine Geyikli Baba tarafından dikilmesinin, o dönemin anlatım tarzının aksine, Osmanlı tarih- lerinde birbirleriyle bağlantı kurulmadan anlatılmış olması dikkat çekicidir. Bu olayda görülen rüyanın gerçekleşmeye başladığının adeta bir müjdesi olduğu yorumu, okuyucunun kendisine bırakılmıştır.Or- han Gazi ile Geyikli Baba arasında geçtiği rivâyet edilen ve menâkıbnâmede tafsilatlı olarak anlatılan hadisenin, Abbasî Halifesi ve Seyyid Ebu’l-Vefa arasında cereyan eden hadise ile tamamen aynı olması iki şekilde tevil edilebilir: Birinci ihtimal, Vefaî-Zeynî tarikatına bağlı olan ve Baba İlyas’ın torunu Aşık- paşazâde’nin hac için çıktığı yolculukta, Kahire’den Ebu’l-Vefa menâkıbını alarak İstanbul’a getirdikten sonra damadı Seyyid Velayet’e Türkçeye çevirtmek üzere verdiği bilgisine dayanır.
    [Show full text]
  • Şeyh Ede-Bali Kimdir?
    ŞEYH EDE-BALI KİMDİR? Şeyh Ede-Balı 1206 yılında Merv'de doğdu. Asıl adı, İmâdüddin Mustafa b. İbrahim b. İnac el-Kırşehrî'dir. Selçuklular döneminin ünlü âlimlerinden olan Şeyh Sadrettin Konevi ve Mevlâna Celâleddin-i Rumi'nin çağdaşıdır. Şeyh Ede-Balı ilk tahsilini Karaman'da yaptı. Hanefi hukukçusu Necmeddin ez-Zahidî'nin öğrencisi oldu. Daha sonra Şam’a giderek, Sadreddin Süleyman b. Ebu’l-Îz ve Cemâleddin el-Hasîrî gibi dönemin tanınmış âlimlerinden dinî ilim tahsil etti. Şam'dan ülkesine dönünce tasavvufa yöneldi. Eskişehir yakınlarında bulunan İtburnu Köyü'nde bir zaviye kurarak halkı irşada başladı. Âşıkpaşazâde zaviyesinin hiç boş kalmadığını, Ede- Balı’nın, gelip geçen fukaranın her türlü ihtiyacını gidermeye çalıştığını, hatta bu maksatla koyun sürüsü bulundurduğunu kaydederler.. Söğüt ve Domaniç yaylaları, Selçuklu Devleti tarafından aşiretine yaylak ve kışlak olarak verilen Osman Gazi sık sık Ede-Balı’nın zaviyesinde misafir olarak kalırdı. Orta Asya'dan getirdikleri bir takım özelliklerden dolayı âlim ve sûfilere karşı son derece hürmeti olan Osman Gazi, mübarek günlerde Ede-Balı’nın zaviyesine giderek dinî ve idarî konularda, onun görüşlerini alırdı. Osman Gazi’nin, Ede-Balı’nın zaviyesinde misafir olarak kaldığı bir gece gördüğü rüya şöyle idi. Şeyh Ede-Balı’nın koynundan bir ay çıkıp, Osman Gazi’nin koynuna girdi ve göğsünden bir ağaç bitti. Öylesine büyük bir ağaç oldu ki dalları gökleri, kökleri tüm dünyaya sardı. Gölgesi bütün yeryüzünü tuttu. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Ulu dağlara ve dağların eteğinden çıkan coşkun sulara hep o ağaç gölge etti. Osman Bey rüyasını Şeyh Ede-Balı'ye anlatır. O da rüyayı şöyle yorumlar: "Oğul Osman, Hak Teâla sana ve soyuna hükümranlık verdi.
    [Show full text]
  • Osmancik Romaninda Başkişinin Arayiş, Değişim Ve Dönüşüm Süreci
    Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/3 Summer 2011, p.1907-1923 TURKEY OSMANCIK ROMANINDA BAŞKİŞİNİN ARAYIŞ, DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM SÜRECİ Selami ÇAKMAKCI* ÖZET Tarihi romandaki baĢarı daha çok karakter yaratmak ile ölçülür. Tarık Buğra‟nın Osmancık romanı Osmanlı Devleti‟nin kurucusu Osman Bey‟in yaĢamını konu alan baĢarılı bir karakter romanıdır. Eser, kurmaca yapıtların birçoğunda görülmeyen üçgen arzu denilen bir yapıya sahiptir. Eserdeki üçgen arzuda; arzulayan özne ve arzu nesnesiyle birlikte dolayımlayıcı vardır. Osmancık adlı anlatıda aynı ismi taĢıyan baĢkiĢi Osmancık‟ın değiĢim ve geliĢim serüveni söz konusu üçgen arzuda gerçekleĢir. Osmancık, kimlik ve kiĢilik sınavlarını dolayımlayıcısı konumundaki Ede Balı önderliğinde gerçekleĢtirir. Rehberi konumundaki Ede Balı'nın uyarıları ile kendindeki öteki‟ni bulur, yaĢam algısı değiĢir. KiĢisel yolculuğunda kendini tanıdıkça zaman ve mekân algısı değiĢir. Eylemlerinde bireysel kimliğin yerine milli kimliğin buyruğuna girer. Zamanla kiĢisel benliği bir topluluğun ülküsünde erir. KiĢisel değiĢim ve geliĢim sürecinde törel ve kültürel değerler bakımından değiĢimler yaĢar. Rehberi önderliğinde kiĢisel tutku ve isteklerini yenerek kendini ve yaĢama amacını tanıyan kahramanın serüveni tarihi gerçeklere de uygunluk gösterir. Anahtar Kelimeler: Kılıç, değiĢim, Ede Balı, badem ağacı, tekke SEARCH, CHANGE AND TRANSFORMATION PROCESS OF MAIN CHARACTER IN THE NOVEL OF OSMANCIK ABSTRACT Success is measured rather by creating characters in historical novels. Tarık Buğra‟s novel Osmancık is a successful character novel which is about the life of Osman Bey, the founder of Ottoman Empire. This work has a structure which is called triangular desire and this structure is not seen in most fiction novels. There are desiring subject and desired object with mediator in the triangular desire of the work.
    [Show full text]
  • 5, Nisan - 1980
    Yıl: ı Cilt: ı Sayı: 5, Nisan - 1980 -İÇİNDEKİLER.._ Mustafa SEYMEN · Yenis~y- Altay Türk1erl 5- 27 1922'de Batı Tralwa'riın Coğrafi ve Ekonomik Durumu 28 - 39 Safa.ÖCAL . Şeyh Edebali Hazretleri 40 - 53 Bilgin TURNALI .. Haİiç'e Dair ··.· ... ... ... ... 54- 67 Atilla ÇETİN Türkiye'deki.Öneml.i Arşivler ve Özellilderi ... 68- 91 Abdürrahim DEDE tbn Batuta'ya Göre Kırım Türkleri'nin Gelenek ve Çö~enekler . ... ... 92 - 98 Prof. Dr. Turan Y AZGAN Güneydoğu Anadolu'nun İşgücü Durumu ve Gelişme Hedefleri 99 - 122 Alıdülhalim DEDE Türkiye'nin Potansiyel Gücü 123 · ~ 139 Calıit .DOGAN Petrol Meselemizin Geleceği... 140- 188 T~ Kutsi MAI{AL Aşık Veysel ... 1.89 -198 Mustafa KAYABEK Vatandır Öl Dediler .. 199- İsmail GERÇEKÖZ T~rki Dünya ... 200- Tibor FLORİAN .. Türider Arasında . 201- . Aydoğdu.. ERSİN . ·Bir Dokun Bin Ah İŞit·.. ... ··· :.. ..,. 202-203 . Yaş~rDURU Atilla Çetin, Başbakanlık Arşivi Kılavuzu, Enderun Kit~bevi Yayını:, İstanbul 1979, .,.. 204-206 Safa ÖCAL Şeyh Edebili Maxretleri İstanbul'dan otobüsle Eskişehir'e gidenler Bilecik'ten . çıkıp Bilecik istasyonuna doğru yöne_lin~e sol tarafta _vad~ · ·içinde yıkık Ininareler arasmda bir t8.kı.m harabeler gö• rürler: Bunlarui daha ilerisinde iki niinareli Orhan Cazi camü ve camlin de ilerisinde, Kayalar Tepesi-'nde Karta! . yuvas~ andıran beyaz badan~lı bir -bin?- g9rülür. İşte bu bina Ahi şeyhlerinden olup· aym zamanda Osmanlı .Devle­ tinin kurucusu buiunan ösmaİı Gazi'nİn kay:ıtiata.sı ŞEYH EDEBALİ . HAZRETLERİ'Nİ,N t4.rbesidİr. Türbenin ışıklari:­ dırılması işi . 1963 yılında Bilecik valisi ·bulunan Merhum General Sedat Kirtetepe tarafından yaptıTıımıştır. Gece­ leri türbe aydınlatılır. Uzaktan geçenler bu aydınlatina nedeİliyle türbeyi nur içinde görürler: · Yıi.ok ıninarelerin, .
    [Show full text]
  • The Security of Women in the Ottoman Empire
    INFORMATION TO USERS This manuscript has been reproduced from the microfilm master- UMI films the text directly from the original or copy submitted. Thus, some thesis and dissertation copies are in typewriter face, while others may be from any type of computer printer. The quality of this reproduction is dependent upon the quality of the copy submitted. Broken or indistinct print, colored or poor quality illustrations and photographs, print bleedthrough, substandard margins, and improper alignment can adversely affect reproduction. In the unlikely event that the author did not send UMI a complete manuscript and there are missing pages, these will be noted. Also, if unauthorized copyright material had to be removed, a note will indicate the deletion. Oversize materials (e.g., maps, drawings, charts) are reproduced by sectioning the original, beginning at the upper left-hand comer and continuing from left to right in equal sections with small overlaps. Photographs included in the original manuscript have been reproduced xerographically in this copy. Higher quality 6" x 9" black and white photographic prints are available for any photographs or illustrations appearing in this copy for an additional charge. Contact UMI directly to order. Bell & Howell Information and Learning 300 North Zeeb Road, Ann Arbor, MI 48106-1346 USA 800-521-0600 THE SECUFUTY OF WOMEN IN THE OTTOMAN EMPIRE by Selin H- Sancar A Thesis Submitted to the Faculty of Graduate Studies and Research, McGill University, Montreal in p'artial fblfillment of the requirements of the degree of Master of Arts Institute of IsIamic Studies McGill University Montreal 0 Selin H.
    [Show full text]
  • Packet 06.Pdf
    NASAT 2016 Round 6 1. In the Athenian Bouphonia festival, an ax that had been used to slay an ox was subjected to one of these events and thrown into the sea. The first one of these events occurred after Halirrhothius was killed for assaulting Alcippe. During one of these events, Apollo gave a speech about the supremacy of paternal rights, because men "plant the seed"; that one of these events was decided by Athena, setting a tradition for Athenian events of this type. Ares was the subject of the first of these events, which, like a later event of this sort experienced by Orestes, occurred on the Areopagus hill. For 10 points, Aeacus (EE-uh-cuss) , Rhadamanthus, and Minos's role in Hades is to judge what sorts of legal proceedings? ANSWER: trial s [or judge ments until "judge" is read; or obvious equivalents; prompt on legal proceedings until read] <Brownstein> 2. With his wife, Alicia Patterson, a member of this family founded the newspaper Newsday . This was the alphabetically first of the two families that partnered to build the Million Dollar Bridge to transport copper from the town of Kennicott. Fifteen employees of a company owned by this family were killed by Pancho Villa's men in an attack on a train near Santa Isabel. A member of this family supported Richard Ballinger in the Cunningham claims dispute, and, along with J. P. Morgan, formed the Alaska Syndicate. Its patriarch, Meyer, acquired the American Smelting and Refining Company. A member of this family named Solomon befriended Hilla von Rebay, leading to an interest in contemporary art.
    [Show full text]
  • GAZİ ORHAN BEY VAKFİYESI 724 Rebiülevvel
    GAZ~~ ORHAN BEY VAKF~YESI 724 Rebiülevvel - 1324 Mart Prof. 1. Hakk~~ Uzun çar~~l~~ T. T. K. azastndan, Bal~kesir Mebusu Macar Ar~ivistlerinden Profesör Doktor Fekete taraf~ndan gösterilen lü~um üzerine, Ba~vekalet Ar~iv Dairesindeki evrak ve vesikalltr~~ tasnif etmekte olan mütehass~ s bir heyet taraf~ndan Topkap~~ Saray~n daki vesikalar da istifadeyi mucib bir ~ekilde tas- nif edilmi~ti; bunun neticesi olarak Maarif Vekâletinin emriyle yap~ lan fi~ler, Topkap~~ Saray~~ Müdürü muhterem Bay Tahsin Öz taraf~ ndan alfabe s~ rasiyle tertib olunarak ~imdiye kadar iki fasi- külü bas~ lm~~t~ r. Bunlar~ n birinci numaras~ nda Orhan Be~'in 749 Rebiülâh~r (1348 Temmuz) tarihli bir Temliknamesinin foto~rafisi de ne~redilmi~tir. Ayni Temliknameyi epi zaman evvel Bay Tah- sin Öz bana göstermi~~ ve foto~raf~ n~~ da ald~ rm~~t~ . En eski Os- manl~~ vesikalar~ ndan olan bu mülknâme hakk~nda Kurumumuzun mecmuas~~ olan Belleten'in dokuzuncu say~ s~nda, (Osmanl~~ Tari- hine ait yeni bir vesikan~ n ehemmiyeti ve izah].) isimli bir yaz~~ yazarak vesikan~ n de~erini göstermi~tim. Orhan Gazinin bu temliknamesi baz~~ garb alimlerinin nazar dikkatlerini ve ayni zamanda ~üphelerini celbetti. Bu alimlerden biri, Profesör H. Scheel, di~eri P. Wittek'dir. Ben Doktor Scheel'in bir mecmuaya yazd~~~~ [1] makalesinin, Topkap~~ Saray~~ Müdürlü- günden Tarih Kurumuna gönderilen mütercem suretini gördüm. H. Scheel bu makalesinde,Topkap~~ Saray~~ evrak~ n~n ne suretle tasnif edildi~ini bilmedi~i halde Ar~iv K~ lavuzu hakk~ nda cidden ~ükran' mucib kadir~inasâne mütalea dermeyan ettikten sonra Orhan'~ n veziri Haci Pa~a'ya verdi~i mülk dolayisiyle TemliknIt- meden bahsediyor ve eseri iyice tetkik etmeden evvel bunun do~rulu~u hakk~ nda kan bir hüküm verilemez diyor ve ~öyle devam ediyor [1] Zeitschr~ ft des Deutschen MorgenMndischen Gesellschaft 93, 1939 s.
    [Show full text]
  • Waqf Al-Gharimin Approach for Non- Performing Loans of Cooperative Banks with a Special Focus on Marawi Case
    Turkish Journal of TUJISE Islamic Economics Waqf Al-Gharimin Approach for Non- Performing Loans of Cooperative Banks with a Special Focus on Marawi Case Kamola Bayram & Basheer Altarturi Abstract. The Battle of Marawi which continued from 23 May 2017 to 23 October 2017, took place in Marawi city, the capital of Lanao del Sur province in the Philippines. As an aftermath of the terror attack, the town was left in ruins with 95% of the structures within the four square kilometers of the main battle area heavily damaged or completely collapsed. 3,152 buildings were utterly destroyed, and 2,145 buildings were partially or heavily dam- aged due to the five-month heavy bombardment during the battle. Government estimates have placed the number of displaced residents at 200,000. These people are in urgent need of housing. However, it is almost impossible for them to get loans from commercial banks due to the credit risk. In this study, we are proposing a sustainable model which will assist the residents in rebuilding or renovating their houses with a unique model of financing, which adapts to a waqf and zakat system. This paper proposes a sustainable model which refers to the practices implemented in the history of the Muslim world, namely waqf model that existed during Ottoman times in the 18th century and onwards known as Waqf to Release the Indebted Prisoners to suggest an innovative solution based on waqf to cover a Non-Performing Loans. The study also investigates earlier text on debt from Al-Majalla Book IV: Transfer of Debt as well as existing fatawa on the implacability of the model without contradicting the rules of Shariah.
    [Show full text]