Vak›flar Dergisi 32. SAYI

Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Yay›nlar› Vak›flar Dergisi Hakemli Bir Dergidir YIL: 2009 32. SAYI Sertifika No: 16651 ISSN: 1011–7474 Sahibi Vak›flar Genel Müdürlü¤ü ad›na Yusuf BEYAZIT Yay›n Koordinatörü Ayd›n SEÇK‹N Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Adnan TÜZEN Yay›n Yönetmeni Mehmet KURTO⁄LU Tashih Mehmet YILDIRAN Editör Prof. Dr. ‹lhan YILDIZ - Doç. Dr. Hüseyin ÇINAR - Yrd. Doç. Fatih MÜDERR‹SO⁄LU YAYIN KURULU Prof. Dr. Mehmet ÖZ : Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. A. Nezihi TURAN : K›r›kkale Üniversitesi Prof. Dr. ‹lhan YILDIZ : Karatekin Üniversitesi Doç. Dr. Hüseyin ÇINAR : K›r›kkale Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Fatih MÜDERR‹SO⁄LU : Hacettepe Üniversitesi Dr. Murat YILMAZ : K‹K Müflaviri Arafl. Gör. Mustafa Kürflat B‹R‹NC‹ : Gazi Üniversitesi Mehmet ÇET‹N : Türkiye Kalk›nma Bankas› Kültür-Sanat Müflaviri Mehmet KURTO⁄LU : VGM Yay›n Müdürü Ziya DEM‹REL : Araflt›rmac›-Yazar Murat fiENER : Baflbakanl›k Devlet Arflivleri Genel Müdürlü¤ü YAYIN DANIfiMA KURULU Prof. Dr. Hakk› ACUN : Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Fahamettin BAfiAR : ‹stanbul Üniversitesi Prof. Dr. M. Ali BEYHAN : ‹stanbul Üniversitesi Prof. Dr. Ali Fuat B‹LKAN : Uluslararas› Yunus Emre Vakf› Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali B‹R‹NC‹ : Türk Tarih Kurumu Baflkan› Prof. Dr. Mehmet CANATAR : ‹stanbul Üniversitesi Prof. Dr. Özer ERGENÇ : Bilkent Üniversitesi Prof. Dr. Hasan Tahsin FENDO⁄LU : RTÜK Üyesi Prof. Dr. Mahmut KAYA : ‹stanbul Üniversitesi Prof. Dr. Zekeriya KURfiUN : Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. ‹lber ORTAYLI : Topkap› Saray› Müzesi Baflkan› Prof. Dr. Ayfle Tükel YAVUZ : ODTÜ Mimarl›k Fakültesi Prof. Dr. M. Bahaeddin YED‹YILDIZ : Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Baflkan› Doç. Dr. Mahmut AK : ‹stanbul Üniversitesi Doç. Dr. ‹shak KESK‹N : ‹stanbul Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. A. Vefa ÇOBANO⁄LU : ‹stanbul Üniversitesi

Yaz›flma Adresi: T.C. BAfiBAKANLIK Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Kültür ve Tescil Daire Baflkanl›¤› Vak›flar Dergisi Atatürk Bulvar›. No:10 06050 Ulus / / TÜRK‹YE Tel: (0312) 509 60 00 Faks: (0312) 324 47 22 e-posta:[email protected] - [email protected] - web: www.vgm.gov.tr

Bas›m Yeri: Vak›f Sistem Matbaas› Tel: (0 312) 354 67 72 - 385 07 05 ANKARA - 2010 - II - takdim

zun ve köklü bir geçmifle sahip Vak›flar Dergisi, 1938 y›l›nda bafllad›¤› yay›n hayat›n›, 32. say› ile birlikte hakemli dergi olarak U taçland›rm›flt›r. Vak›f medeniyeti ve ruhu do¤rultusunda flan›na yak›fl›r bir biçimde kendini yenileyerek ve güçlenerek yoluna devam etmektedir… Vak›flar Genel Müdürlü¤ü olarak göreve geldi¤imiz günden bu yana, vak›f ruhunun gere¤i do¤rultusunda yaln›z sosyal alanda de¤il, kültürel alanda da çal›flmalar yapmay› kendimize fliar edindik. Bu anlamda içinde yaflad›¤›m›z ça¤›n gerekleri do¤rultusunda, bilgi ve kültürün toplumsal hayat›m›zda önemli bir yeri oldu¤unun bilincinde olarak, her y›l panel, sempozyum ve kültürel toplant›lar yan›nda kitap, dergi, dijital yay›nlara a¤›rl›k verdik. Bilgi kirlili¤inin yafland›¤›, popülizmin revaçta oldu¤u günümüzde, ilmi a¤›rl›kl› ve kal›c› eserleri kültür hayat›m›za kazand›rmay› kendimize bir borç bildik… Bugüne kadar köklü bir gelene¤e sahip olan Vak›flar Dergisini akademik alanda kurumsallaflt›rmak için, hakemli dergi statüsüne bu say›m›zla birlikte tafl›m›fl bulunuyoruz… Dergimizi hakemli yaparken, akademik camiadan fikir al›flveriflinde bulunulmufl, hakemli bir dergide bulunmas› gereken tüm flartlara özen ve önem gösterilmifltir. 1938 y›l›ndan bu yana yay›nlanmakta olan ve akademik çevrenin yak›ndan tan›d›¤› Vak›flar Dergisi, baflta vak›flar ile ilgili konular olmak üzere, tarih, edebiyat, flehir kültürü, sanat tarihi ve mimari alanda yapt›¤› yay›nlarla büyük bir bofllu¤u doldurmufl, ilmi çal›flmalarda baflvurulan kaynak bir eser olmufltur. Dergimiz, gerek yaz›lar›yla katk› sunan mümtaz ilim adamlar›, gerek yay›n çizgisiyle her zaman bu alanda önemli ve özel bir yere sahip olmufl, derinli¤i, çeflitlili¤i ve kültürel birikimiyle akademik dünyan›n her zaman ilgisini çekmifltir. Dergimiz yay›nland›¤› günden bu yana tecrübesiyle her zaman bulundu¤u konumdan daha ileriye gitmek, daha güzel, kal›c› yay›nlara yer vermek heyecan› ve çabas› içinde olmufltur. Dergimiz e¤er bugün baflvurulan bir kaynak, aral›ks›z süren bir yay›n çizgisi var ise, iflte bu heyecan ve çabaya borçludur. Vak›flar Dergisi 32. say›s›yla birlikte daha heyecan verici bir say›ya imza atm›flt›r. 32. say›n›n çal›flmalar›n› yapt›¤›m›z s›rada bize fikirleriyle katk›da bulunan, toplant›lar›m›za kat›larak düflüncelerini paylaflan yay›n/dan›flma kurulunun de¤erli hocalar›na, ayr›ca dünden bugüne dergimize eme¤i geçmifl, Yusuf BEYAZIT yaz›lar›yla katk› sunmufl yazarlara teflekkürü bir borç biliyorum… Vak›flar Genel Müdürü - III - - IV - önsöz

ak›flar Genel Müdürlü¤ü taraf›ndan yay›mlanan sürekli bir dergi olan “Vak›flar Dergisi” 32. say›s› ile yeni bir boyuta tafl›nmaktad›r. V Bu say› ile dergi ulusal ve uluslararas› yay›n ölçütlerine göre özgün araflt›rma ve incelemeleri yay›mlamaya devam edecektir. Derginin kurumsallaflmas› yolunda baflta Vak›flar Genel Müdürlü¤ü yönetici ve çal›flanlar› ile eme¤i geçen dan›flma ve yay›n kuruluna, yaz›lar› ile dergimize katk› sa¤layan araflt›rmac›lara teflekkür ederiz. Türkiye’nin en sayg›n ve yetkin kurumlar›ndan biri olan Vak›flar Genel Müdürlü¤ü taraf›ndan 1938-2008 y›llar› aras›nda yay›mlanan ve süreklilik gösteren yaklafl›k 72 y›ll›k zaman diliminde 31 say› yay›mlanm›flt›r. Bu ba¤lamda Vak›flar Dergisi yay›n süreklili¤i ve tutarl› içeri¤i ile Türkiye’de öncü konumdad›r. Dergi arkeoloji, epigrafi, mimari, sanat tarihi, sosyoloji, flehircilik, tarih vb. çeflitli alanlarda uzmanlaflm›fl akademisyen ve araflt›rmac›lar›n yazd›¤› makaleleri ile bilimsel çal›flmalarda baflvurulan önemli bir kaynakt›r. Bugüne kadar Vak›flar Dergisi’ne çok say›da alanlar›nda öncü ve yetkin bilim insan› katk› sa¤lam›flt›r. Bu araflt›rmac›lar aras›nda M. Akok, E. H. Ayverdi, Ö. L. Barkan, S. Eyice, A. Gabriel, D. Kuban, H. B. Kunter, B. Lewis, Z. Oral, K. Otto Dorn, T. Öz, F. Taeschner, O. Turan, H. Uzunçarfl›l›, A. S. Ülgen, S. Ünver ilk akla gelen isimlerdir. Vak›flar Dergisi’nin ilk say›dan bafllayarak bafll›ca amac› ülkemizde tafl›n›r ve tafl›nmaz kültür varl›klar›na dikkat çekmek, Vak›f medeniyetini tan›tarak günümüzle iliflkilendirmek, tarihsel de¤eri olan bilgilere yer vermek, bir baflka deyiflle disiplinler aras› bu alandaki çal›flmalar› desteklemek olmufltur. Derginin kimi say›lar›nda Türkçe’nin yan› s›ra yabanc› dillerde yay›n tan›t›mlar› yap›larak, tercüme eserlere de yer verilmifltir. Bu ba¤lamda Vak›flar Dergisi’nin 1938 y›l›nda ç›kan ilk say›s›na içerik aç›s›ndan bakt›¤›m›zda 21 farkl› makale ve araflt›rman›n varl›¤› gözlenmektedir. Dergiye olan yo¤un ilgi nedeniyle ilk 10 say›s› bitti¤inden, 2006 y›l›nda yeniden t›pk›bas›m› gerçeklefltirilerek 30 say›n›n dijital ortama aktar›m› yap›lm›flt›r. Vak›flar Genel Müdürlü¤ü taraf›ndan yay›mlanan bu dergi d›fl›nda birçok genel ve monografik kitaplar›n da bas›m› gerçeklefltirilmifltir. ‹lk yay›nlar aras›nda Divri¤i Ulu Camii kitab›n›, son yay›nlar aras›nda ise Mimar Kemalettin’i konu alan çal›flma örnek verilebilir. Kurumun ileriye dönük gerçeklefltirmeyi tasarlad›¤› birçok proje bulunmaktad›r. 2003 y›l›ndan beri ivme kazanan tafl›n›r ve tafl›nmaz kültür varl›klar›n›n restorasyon çal›flmalar› ile çok say›daki mimari eser yeniden kimlik kazanm›flt›r. Ayr›ca tafl›nabilir vak›f eserleri de son y›llarda Anadolu’nun birçok kentinde hizmete sunulan Vak›f Müzeleri arac›l›¤› ile sergilenerek ziyaretçileri ile buluflmufltur. Bu say›dan itibaren yeni bir anlay›fl ile yay›mlanacak olan Vak›flar Dergisi, tafl›n›r ve tafl›nmaz kültür varl›klar›n›n tan›t›m›, onar›m› ve kullan›m›na iliflkin bilimsel araflt›rma ve incelemelerinizi beklemektedir. Bu say›m›zda; hakem incelemesinden geçen yaz›lar, “‹nceleme Araflt›rma” bölümünde, proje, tan›t›m, kitap tan›t›m› vb. yaz›lar ise “Di¤er Yaz›lar” bölümünde yay›nlanm›flt›r. Dile¤imiz en k›sa sürede dergimizin ulusal ve Editör uluslar aras› yay›n indekslerinde taranarak yeni bir aç›l›ma yönelmesidir. - V - -VI - içindekiler

I. ARAfiTIRMA VE ‹NCELEME YAZILARI

Dr. Olcay AYDEM‹R - Murat SAV Fatih’te Bulunan Klasik Bir Osmanl› Yap›s›: Medresesinin Rehberli¤inde Haydarpafla Külliyesi ...... 1-20

Suzan BAYRAKTARO⁄LU Türk Hal›lar›nda Görülen Mimari Tasvirler ...... 21-36

Nilgün ÇEVR‹ML‹ Nevflehir Hac› Bektafl Müzesindeki Madeni Tekke Eflyalar›ndan Bir Grup Teber ...... 37-64

Yrd. Doç. Dr. fievki DUYMAZ Alâeddin Camii ...... 65-90

Ali KILCI Balkanlardaki Osmanl› Baldeken Türbeleri Hakk›nda Bir De¤erlendirme ...... 91-142

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Murat ÖNTU⁄ Uflak’ta Ahîlik ve Ahî Kurumlar› ...... 143-154

Doç. Dr. Zeynel ÖZLÜ Istabl-› Âmire’de (Has Ah›r) Bulunan Hayvanlar ve Beslenmeleri Üzerine Baz› Notlar) ...... 155-172

Yrd. Doç. Dr. Demet ÖRNEK Türk El Sanatlar›ndan “RAHLE” ...... 173-180

Yrd. Doç. Dr. Tülay ZORLU Do¤u Karadeniz Ahflap Camilerinde Restorasyon Dernekpazar› Taflç›lar Köyü Camii ve Medresesi Örne¤i ...... 181-212

II. D‹⁄ER YAZILAR

Dror ZE’EV‹ Osmanl› fier’i Mahkemesi Kay›tlar›n›n Ortado¤u Sosyal Tarihi Aç›s›ndan Kullan›m›: Yeniden De¤erlendirme ...... 215-230

Prof. Dr. Cezmi TUNCER Korunmas› Gerekli Vak›f Tafl›nmazlar›n›n Onar›mlar› ve Bir Öneri ...... 231-234

Yrd. Doç. Y›lmaz ÖZCAN Vakfiye Defterlerindeki Kat’› Etiketler ...... 235-240

Halil ‹brahim SEZER Bugünden Düne ve Yar›na Bir Yolculuk Ankara Vak›f Eserleri Müzesi ...... 241-246

Mehmet ÇET‹N ‹ki fiehrin Vak›flarla Ortak Hikâyesi ve Halep’te Vak›flar Sempozyumu ...... 247-250

Vak›flar Dergisi Yay›n ‹lkeleri ...... 251-254

- VII - - VIII - I. Araflt›rma ve ‹nceleme Yaz›lar›

-IX - - X - Fatih’te Bulunan Klasik Bir Osmanl› Yap›s› Medresenin Rehberli¤inde Haydarpafla Külliyesi

Özet lasik dönem Osmanl› mimarisinin örne¤i olan Haydarpafla Külliyesi cami, çifte hamam ve bir çeflmeden oluflmaktad›r. K Medrese d›fl›nda kalan yap›lar harap durumdad›r. 16 odal› medrese kare planl› bir dershaneye sahiptir. Külliye, XIX.yüzy›lda önemli restorasyonlar geçirmifltir. ‹stanbul’da, külliyenin özellikle medresesi ile benzerlikler arz eden benzer örnekler de mevcuttur.

Anahtar Kelimeler: Külliye, medrese, Klasik Osmanl›, mimari.

"A classical Ottman Building in Fatih; Haydarpafla complex, with the guide of Madrasah"

Abstract As an example of Classical Otoman architecture Haydarpasa Complex, consist of a mosgue, double baths and a fountain. Madrasa outside buildings is in ruins. Classroom has 16 rooms in a sguare madrasa. Complex, in XIX. century has undergone major restorations. ‹stanbul, the complex with the similarities of the madrasas, especially Dr. Olcay AYDEM‹R the supply of similar examples are also available. Mimar Murat SAV Key Words: Complex, madrasa, Classic Otoman, architecture. Müze Araflt›rmac›s› - 1 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Her ne kadar bir külliye olarak tasarlansa da ‹stanbul medreselerinin 15.yy ve 16. yüzy›llar› Haydarpafla yap› toplulu¤undan tek sa¤lam eser hakk›nda çok kapsaml› kaynaklar olmamakla birlikte olarak medreseye ba¤l› olarak dershane k›sm› en iyi kaynaklardan biri 1546 tarihli ‹stanbul günümüze kadar ulaflm›flt›r. Bu bak›mdan Vak›flar› Tahrir Defteri’dir.(Canatar 2004). Bu makalemizde medrese üzerinde daha detayl› defterlere göre; ‹stanbul’da* toplam 27 medrese, 1 durulacakt›r. darükurra, 1 darrülhadisin ad› geçmektedir. Medreseler, ilim ö¤renilen yer ya da 17.yy ortalar›na kadar ‹stanbul’daki 122 ö¤rencilerin içinde oturup ders okudu¤u bina medresenin yan› s›ra Eyüp ve Kas›mpafla ile beraber anlam›na gelen, Osmanl› e¤itim düzeninde orta ve toplam 131 medreseden bahsedilmektedir. yüksek ö¤retimi örgütleyen kurumlard›r. Arapça (Kütüko¤lu 2000:4; Özergin 1974:268). Bugün “derese” kökünden gelen sözcük, genel olarak ‹slâm ‹stanbul’da mevcut medreselerin kent içindeki ülkelerinde geleneksel yöntemlerle e¤itim verilen da¤›l›m›na bak›ld›¤›nda genel olarak, sur içinde ö¤retim kurumlar› olarak alg›lanm›flt›r. Bu adla büyük bir yo¤unluk kazand›¤›, sur d›fl›nda daha az an›lan ilk yap›lara, 11.yüzy›lda Horasan ve olmakla beraber Eyüp ve Üsküdar da topland›klar› Maveraünnehir bölgesinde rastlanmakla beraber ilk görülmektedir. 16.yy’da Fatih’teki medrese say›s› Selçuklu Medresesi ayn› yüzy›l›n bafllar›nda artm›fl ve yay›lma alan› Draman, Fethiye, Gazne’de kurulmufltur.(Kuran 1969:5; Aslanapa Edirnekap›’ya do¤ru uzanm›flt›r. Vefa Süleymaniye 1993:32). Dikdörtgen avlunun iki yan›nda s›ralanan çevresi ikinci yo¤unluk bölgesi olmufltur.(Kütüko¤lu 2000:6; Hezarfen Hüseyin Efendi’den Tekinda¤ odalar› ön veya arka bölümde tamamlayan 1973:21). eyvanlarla, sonraki y›llarda yap›lacak medreseler için de plansal örnek teflkil edebilecek dönem medreseleri 16.yy’da yap›lan medreselerin konumlar›na Semerkand, Niflabur gibi merkezlerde infla edilmifltir. bak›ld›¤›nda kent s›n›rlar›n›n oldukça geniflledi¤i görülmektedir: Kas›mpafla, Sütlüce, Tophane, Atik Anadolu’da Türkler taraf›ndan infla edilen ilk Valide, Kanl›ca ve Befliktafl yeni medreselerin medreseler ise, Daniflment ve Artuklu dönemlerinde, yap›ld›¤› alanlard›r. yani 12.yüzy›l›n ortalar›ndan itibaren ortaya ç›kmaya bafllam›fl, Anadolu Selçuklular› zaman›nda ivme 15–19.yy’lar aras›nda ‹stanbul’daki 500’ü aflk›n kazanm›flt›r.(Aslanapa 1993:85,135; Aslanapa e¤itim kurumunun mimari özellikleri hakk›ndaki 1963:3443). Döneme damga vuran medreseler kapal› bilgiler oldukça k›s›tl›d›r. Bununla birlikte 16.yy veya aç›k avlulu olarak infla edilmifl olup, avluyu medreselerinde “Karfl›l›kl› ‹ki Dizi”, “U Plan”, çevreleyen tonozlu hücreler ile eyvanlar medrese “Sekizgen Plan” tiplerinin hâkim oldu¤u bütünlü¤ünü tamamlay›c› nitelikteydi.(Altun görülmektedir.(Ahunbay 1994:325326). 1973:229232). Osmanl› ‹mparatorlu¤u zaman›nda Bursa, Edirne, ‹stanbul gibi baflkent mertebesi kazand›r›lm›fl flehirler haricinde de önemli say›da medrese yap›lm›flt›r. Ortadaki aç›k avluyu, ikiüç veya dört yandan hücrelerin tamamlad›¤›, bazen Darü’l Hâdis ve Darü’l Kurrâ’lar›n yer ald›¤› mekânlar kuflatmaktayd›. En güzel örnekleri aras›nda Fatih Külliyesi medreselerinin yan› s›ra, ‹stanbul, Edirne ve ’daki Bayezid Külliyesinin medreseleri, fiekil 1. Medrese plan tipleri Süleymaniye ve sonras›nda Gazanfer A¤a, Amcazâde Medrese e¤itimi, verilen bilgilerin kapsam ve Medreseleri say›labilir. düzeyine göre iki grupta toplanmaktayd›. Birincisi - 2 - SAYI 32 s›byan mekteplerinden sonraki e¤itim basama¤› 16.yy’›n sonunda Osmanl› Devlet yönetiminde olarak köylere kadar yay›lan genel medreselerdi. aksakl›klar ve disiplin d›fl› uygulamalar sonunda ‹kincisi ise, özel e¤itim programlar› olan darülkurra, medrese e¤itiminde de bozukluklar bafl göstermeye darülhadis ve t›p medreseleriydi.(Demiralp 1999:6; bafllam›flt›r.(‹hsano¤lu 1992:336). Baltac›:1976; Uzunçarfl›l› 1988:153; Ergin 1977:1125). Müderris yevmiyesi esas al›narak Haydarpafla Medresesi ve Di¤er Külliye Yap›lar› yap›lan gruplamaya göre de Osmanl› Medreseleri dörde ayr›l›rd›: Yirmili (2025 akçe), Otuzlu (3035 Fatih ilçesi, Haydar Mahallesi, B›çakç› akçe), K›rkl› (40 akçe) ve Ellili (50 Alâeddin Sokak ile Haydar Hamam› sokaklar› akçe).(Uzunçarfl›l› 1988:153). Ö¤renim süreleri ise, 3 aras›nda, 2183 ada, 17 parselde bulunan 772 ile 5 y›l aras›nda de¤iflmekteydi. metrekare yüzölçümlü medresenin banisi, Kanuni Sultan Süleyman’›n vezirlerinden olan Had›m Devlet içerisinde önemli bir etkinli¤e sahip olan Haydar Pafla’d›r. 1563 y›l›nda vefat etti¤inden dolay›, ve medreselerde yetiflen ilmiye s›n›f›n›n içinde bir külliye olarak tasarlanan yap›lar toplulu¤unun fieyhülislâm, Kazasker ve padiflah hocalar› yer bitifline flahit olamam›flt›r.(Fatih Camileri 1991:238; almaktayd›.(‹hsano¤lu 1992:336). Neftçi:167).

Çizim 1. Haydar Külliyesi vaziyet plan› (Çizen: O.Aydemir-E.Sünnetçi-P.Gönüler-H.Zabun-N.Baflaran) - 3 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Arfliv kay›tlar›nda, külliye içindeki medresenin inflaat›n›n bitim tarihi, Merhum Haydar Pafla’n›n Vakf›’na kay›tl› “‹stanbul kitabesine göre 1569’dur.(Öz 1987:69). Avlu ve gayride vaki mescid ve mekteb ve medrese/vakf›” kap›s›n›n üstündeki kitâbede; intikal eyledi Haydar diye geçmekte ise de mescit ve medrese hakk›nda Pafla, gitdi hak rahmetine ol merhum, vasfi düb dedi 1 vakfiyede bahis bulunmamaktad›r. niâdi tarih, dâr› tahsil mevâli ulûm 1277 yaz›s› Cami, çifte hamam ve bir çeflmenin bulundu¤u görülmekle beraber, kitâbe koruma alt›na al›nm›flt›r.

16 Kas›m 1940 Asar› Atika krokilerinde kitabesi

Her ne kadar Mimar Sinan’›n dönemine rastlasa da, kendisine atfedilen yap›lar aras›nda Haydarpafla Hamam› bulunurken Haydarpafla Medresesi bulunmamaktad›r.(Sönmez 1988; Kuran 1986:20; Sözen 1997:1824; Erzen 1995:6; Günay:55)2 Ancak, Hassa Mimarl›k teflkilat›n›n (Turan 1963:174) eseri olmas› ve Sinan’›n Sermimaranl›¤› dönemine (1537- 1587) ait olmas›, ister istemez dönemsel ve üslupsal bütünlü¤ün ortaya ç›kmas›na neden olmufltur. (Nalbanto¤lu:1719). Hamam› ve mescidi oldukça harap külliyenin asl›nda klasik dönem gelenekleri içinde ele al›nm›fl bir camisinin olmas› gerekmektedir. Ancak, günümüze kal›nt›s› gelen yap›, 19. yüzy›lda yap›lm›fl, mimari aç›dan fazla özelli¤i olmayan bir mescit Harita 1: Pervititch Haritas› (1928) olmufltur. (Vak›flar ‹stanbul Bölge Müdürlü¤ü Arflivi)

1 Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Arflivi, Evahiri Safer/969 tarihli vakfiye Arapça’d›r. 2 Mimar Sinan hakk›nda bilgi veren Tezkire tül-bünyân, Tezkire tül-Ebniye, Tuhfet ül-Mi’marin, Risâlet ül-Mi’mariye, Ads›z Risâle ve Selimiye Risâlesi adl› yazma ve belgelerde Haydarpafla Külliyesi ile ilgili bir kay›t mevcut de¤ildir; - 4 - SAYI 32

Külliyenin, baflta dershanesi olmak üzere baz› müdahaleler s›ras›nda baz› k›s›mlar›n eski fleklini k›s›mlar› sa¤lam kalm›fl olarak bugünü yaflayan korudu¤unu göstermektedir.(Kütüko¤lu 2000:174). Medresesinin 16 odas›, kare planl› bir dershanesi, 1891-92 y›llar› civar›nda bir tamir daha gören çamafl›rhane, gusülhane, abdesthane ve flad›rvan ile yap›n›n kurflunlar› kald›r›larak, yerlerine kiremitler su kuyusunun var oldu¤u bilinmekle beraber, bugün konulmufl; ancak, 1894 y›l›nda kurflun örtüye geri bunlar oldukça harap durumdad›r. dönülmüfltür.4 K›sa bir süre sonra, 1906 y›l›nda da yap›n›n onar›lmas› gerekmifltir. 1933 y›l›nda haz›rlanan Pervitich plan›nda “eski tekke” olarak ve harabe hamam›n karfl›s›nda gösterilen (Harita 1) medresenin bulundu¤u alan ile ilgili olarak Alman Mavileri ve Ekrem Hakk› Ayverdi Haritalar›nda da baz› bilgilere ulafl›lmaktad›r (Harita 2–3).5 Do¤uya do¤ru hafif e¤imli bir yamaç üzerine yerlefltirilen medresenin, günümüzde Haydar Caddesi ve Haydar Hamam› Sokaktan olmak üzere iki özgün girifli bulunmaktad›r. Haydar Caddesi üzerindeki Harita 2: Alman Mavisi Haritas› (1912–1913) an›tsal giriflinden aynal› tonozla örtülü bir iç sahanl›¤a ulafl›lmakta, oradan dört basamakla dershanenin bulundu¤u düzleme inilmektedir. Medresenin kap›n›n yan›nda biri fevkani, di¤erleri zemin seviyesinde olmak üzere 16 odas›ndan günümüzde Haydar Hamam› sokaktaki almafl›k örgülü tafl d›fl cephe duvarlar›ndan baflka kal›nt›s› bulunmamaktad›r. Çamafl›rhane, gusülhane, abdesthane ve flad›rvan ile kuyusuna ait bir ize rastlanmamaktad›r. Kap›n›n üzerindeki kitabesi depoda saklanmaktad›r. Dershanenin solunda bulunan kap›dan içeri girildi¤inde, tonozlu bir geçiflten sonra merdivenlerle inilen avluda sadece tek Harita 3: Ayverdi Haritas› odan›n zemin kat seviyesindeki k›sm› görülmekte (19.yy-Vak›flar ‹stanbul Konyal› Kütüphanesi) olup, eski foto¤raflarda ahflap oldu¤u anlafl›lan yap›, betonarme olarak tamamlanm›fl ve bu flekilde Mimari Özellikler: 19. yy’de yeniden ahflap kullan›lm›flt›r. Yap›da odalar›n zemin kotu, dershane olarak yap›ld›¤› düflünülen medrese 1914’de ahflap girifli ile ayn› kottad›r ve zemin, odalar›n bulundu¤u bir yap› olarak kaydedilmifltir. 1869 y›l›ndaki duvar boyunca devam etmemektedir. kapsaml› restorasyon çal›flmas›n›, Yorgi Kalfa gerçeklefltirmifltir.3 Avlunun iki yan›nda bulunan Kare planl› olan dershanenin girifli kuzey hücrelerden kuzeydo¤udakilerin kâgir oluflu, yönündendir; girifl yönünde bir saçak oldu¤u, bu

3 6 sefer 1286 (18.5.1869) tarihli ilmuhaber kayd›:Env.no.18486,vr. 6b. 4 Konuyla ilgili olarak, zaman›n Evkâf Nezâreti taraf›ndan al›nan izin mazbatas›, ‹rade-E,nr.1311 flevval/3. 5 Pervititich haritalar› Vak›flar ‹stanbul Bölge Müdürlü¤ü Arflivi; Ekrem Hakk› Ayverdi Haritas›, Vak›flar ‹stanbul Konyal› Kütüphanesi; Alman Mavileri, Yay›na Haz›rlayan:i.Da¤delen,‹stanbul: ‹stanbul B.fi.B.Yay. - 5 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Çizim 2. Haydar Caddesi (Bat›) Cephesi görünüflü (Çizen:O.Aydemir v.d.) cephedeki kap›n›n kemeri üzerinde yer alan beflik çat› kullan›lm›flt›r. Dershanenin do¤u duvar›nda ise izinden anlafl›lmaktad›r. Saça¤› tafl›yan sisteme ait avluya aç›lan iki katl› pencere bulunmaktad›r. izler yok olmufltur. Dershanenin içi lambri kapl› olup Asl›nda üç pencere s›¤abilecek genifllikte olan tavan›, yani kubbesi ile as›l iç kaplamas› ve hal› kapl› duvar›n güney ucunda cephenin düzgün olmamas›, oldu¤u için de döflemesi görülememektedir. Giriflin dershaneye bu noktadan birleflen bir yap›n›n varl›¤›n› iki yan›nda birer alt pencere, profillerle çerçevelenen düflündürmektedir. Dershaneye güney noktada an›tsal girifl ekseninde ise, bir üst pencere saplanan revak, üçüncü pencerenin aç›lmas›n› bulunmaktad›r. Haydar caddesinden daha alçakta engellemifl olmal›d›r. olan dershanenin bat› cephesine alt pencere Girifl cephesinin iki köflesi de afla¤› seviyede aç›lmam›flt›r. pahl›d›r ve geçifller mukarnaslarla sa¤lanm›flt›r. Arfliv Medresenin cadde cephesini oluflturan duvar bilgilerine dayan›larak girifl sövelerinde Marmara sa¤›r b›rak›lmam›fl, kemerli iki niflle alt kesimine mermeri ve Gebze’den ç›kar›lan pembe renkli derinlik kazand›r›lm›flt›r. Kald›r›m seviyesi parçac›kl› kalkerin renk almafl›kl›¤› içinde yükseltildi¤i için flu anda mevcut nifllerin ifllevinin kullan›ld›¤› ö¤renilmektedir. Kap› kemeri de benzer tam olarak ne oldu¤u anlafl›lamamaktad›r. Bitiflikte flekilde almafl›k düzenli olup, pencere sövelerinde de eski foto¤raflar›nda tek katl›, günümüzde ise 4 katl› ayn› malzemeler kullan›lm›flt›r. Duvar örgüsü bir s›ra bina bulunmas› sebebiyle dershanenin güney tafl, üç s›ra tu¤ladan oluflmaktad›r. Girifl cephesinde cephesine pencere aç›lmam›fl; içte iki nifl pencerelerin üstten te¤etli hafifletme kemerleri

Çizim 3. Kuzey Cephesi (Çizen:O.Aydemir v.d.)

- 6 - SAYI 32 kesme küfeki tafl› ile yap›lm›flt›r. Üst pencere kemeri Yap›n›n içi günümüzde tümüyle lambri ile kapl› ise, duvar örgüsünde oldu¤u gibi bir s›ra tafl üç s›ra oldu¤undan detaylar› konusunda fazla veri elde tu¤ladan oluflan almafl›k düzenine sahiptir. edilememektedir. Ancak eski bilgilere bak›ld›¤›nda Dershanenin avlu cephesi daha yal›nd›r. Bu yöne bu mekân›n, tromplu bir kubbeye sahip oldu¤u, geçifl aç›lan kap›n›n yan› s›ra altta bulunan iki pencere ile ö¤elerinde ve tepesinde sekizgen göbek bulundu¤u üst pencere söveleri küfeki tafl›ndand›r. ve iç k›sm›n›n da badanal› oldu¤u anlafl›lmaktad›r.

Çizim 4. Avlu Cephesi görünüflü (Çizen:O.Aydemir v.d.)

Giriflin yan›nda, dershanenin karfl›s›nda, beyaz örtülü olmas› gerekti¤i belirtilmifltir.6 Rapordan badanal› kârgir bir yap› bulunmaktad›r. Avluda anlafl›ld›¤› kadar›yla, 19.yüzy›lda infla edilen küçük s›ralanan hücreler, yap›n›n spor kulübü olarak mescit yap›s›, daha çok yak›nlar›nda bulunan Tahir kullan›ld›¤› dönemden kalm›fl olmal›d›r. A¤a Mescidi ile benzeflmektedir. Düzensiz bir Medresenin do¤usunda wc ve depo (kitabenin dikdörtgene raptedilen ve girifl bölümünün üst de bulundu¤u) olmak üzere iki muhdes yap› yer k›sm›nda, kuzeyde yer alan kad›nlar mahfiline ç›k›fl, almaktad›r. Eskiden odalar›n bulundu¤u duvar girifle göre sol yanda bulunan ahflap merdiven boyunca da, ahflap bir sundurma uzanmaktad›r. Ne vas›tas›yla sa¤lanmaktayd›. Kaide, pabuç gibi yaz›k ki avlunun as›l döflemesine ait herhangi bir ize elemanlar› olmayan minare, ahflaptand› ve cami rastlanamamaktad›r. beden duvar›na yaslanm›fl halde idi. Mescitten geriye kalanlar, 16.yüzy›l ile Hamam›n Mimar Sinan taraf›ndan yap›ld›¤›na ba¤lant›l› olmasa da, 1980 y›l›nda yap›lan rölöve dair kaynaklarda bilgiler mevcuttur.(Sönmez 1988). çal›flmas› s›ras›nda alt›gen tu¤ladan oluflan döfleme ‹nfla tarihininse, medresenin yap›m tarihine yak›n kal›nt›s› bulunmufltur. Arka cephesi yüksek bir istinat olmas› gerekmektedir. Kad›n ve erkek k›s›mlar›n›n duvar›na dayanan yap› hakk›nda Fikret Çuhadaro¤lu bulundu¤u çifte hamam fleklinde uygulanm›fl; kârgir taraf›ndan 1980 y›l›nda yaz›lan raporda 16.yüzy›l yap›, simetrik biçimde ele al›nm›flt›r. ‹ki kubbenin yap›s› olan caminin, bugünkü yolu da içeri alacak bulundu¤u dikdörtgen halvet ile ara bölümlerde flekilde genifl tutuldu¤u ve üzerinin de kubbe ile s›cakl›klar bulunmaktad›r. S›cakl›k duvar›na bitiflik

6 Vak›flar ‹stanbul 1.Bölge Müdürlü¤ü arflivinde bulunan yap›n›n dosyas›nda yer alan rapora eklenmifl halde, rekonstrüksiyon projesi yer almaktad›r. - 7 - VAKIFLAR DERG‹S‹ su depolar› ile külhan yer almaktad›r. Yang›n ve baz› yap›larla benzerlik arz etmektedir. Medrese depremler neticesinde zarar gören hamam, zaman plan› itibariyle ise, Fatih’te bulunan Klasik Osmanl› içinde tahrip olmufltur.(Ertu¤rul:147). mimarisinin temsilcilerinden Niflanca Medresesi ile Külliyenin bak›ms›z haldeki çeflmesi, klasik karfl›laflt›r›labilir. Dershanesinin bir bütün olarak mimari anlay›flta ve 1569 y›l›nda yapt›r›lm›fl olup, dikdörtgen plan d›fl›na taflmas›yla hem Niflanca hem kesme tafltan infla edilmifltir.(Fatih Camileri de So¤ukkuyu Medresesiyle özdefltir. 1991:321). Niflanca’daki yap› ile olan plansal benzerli¤in Karfl›laflt›rma ve Sonuç: Günümüzdeki yan›nda malzeme kullan›m flekilleri de paydaflt›r. görüntüsüyle düzensiz bir da¤›l›m flemas› gösteren Kârgir olarak karfl›m›za ç›kan bu iki yap›n›n yan› s›ra Haydar Külliyesi, dönemsel aç›dan yaklafl›ld›¤›nda, Mimar Sinan’›n di¤er yap›s› Esekap› Medresesi de

Çizim 5. Fatih Niflanca Medresesi (Ali Saim Ülgen, Vak›flar ‹stanbul I. Bölge Müd.Arfl.) tafltu¤la sistemati¤i bak›m›ndan birbirini yaln›zca d›fla do¤ru ç›kma yapacak flekilde and›rmaktad›r. Ancak, Esekap›’daki dershane, tasarlanm›fl olufluyla di¤erlerinden ayr›lmaktad›r.

Çizim 6. Esekap› Medresesi (Ali Saim Ülgen, Vak›flar ‹stanbul I. Bölge Müd.Arfl.) - 8 - SAYI 32

Esekap› mescidinin (Sav 2007:4854) eski bir y›k›lmas›ndan sonra yerine yap›lan düzensiz Bizans fiapelinden devflirilmifl oldu¤u göz önüne dikdörtgen plan›ndaki ve k›rma çat›l› mescidin al›nd›¤›nda, tek nefli yap›n›n plan› de¤il, yaln›zca külliye eleman› olmas›, Esekap› ile benzerlik arz malzeme kullan›m fleklinin di¤er külliye yap›lar›yla etmektedir. kaynaflt›r›ld›¤›n› düflünmek daha do¤ru olabilir. Dolay›s›yla, var olan mescidin çevresinde bir yap›m Kuflkusuz Haydar medresesinin plansal faaliyeti ortaya ç›km›flt›r. Halbuki, Niflanca ve konumland›rmas› ve dershanesinin kütle olarak So¤ukkuyu medreselerindeki durum farkl›d›r. ba¤›ms›z hali ve kârgir olarak infla edilmesi, Niflanca Haydar Külliyesi içindeki caminin, muhtemelen Medresesi ile daha çok benzerlik arz etmektedir.

Çizim 7. So¤ukkuyu Medresesi (Ali Saim Ülgen, Vak›flar ‹stanbul I. Bölge Müd. Arfl.)

Mevcut hali, hem malzeme kullan›m üslubu yap›da bezemeyle ilgili kal›nt› günümüze hem de plan flemas› ile yap›ld›¤› dönemin bir ulaflmam›flt›r. Bezeme elemanlar› olsa bile, klasik çeflitlemesi olan Haydar Medresesinin, üzerine dönemin bir gere¤i olarak bunlar›n oldukça sade oturtuldu¤u topo¤rafik flartlar›n zorlay›c›l›¤›na tutulduklar›n› tahmin etmekteyiz. ra¤men sahip oldu¤u kuvvetli bünyesi, mevcudiyetini sa¤lam k›lm›flt›r. Belki de tek noksan yan›, bir Zeyrek yenileme alan› içinde kalan ve klasik zamanlar muhtemelen kârgir olan medrese Osmanl› külliye bütünlü¤ünün çeflitlemesi olarak hücrelerinin ahflap olarak yeniden yap›lmas›d›r. karfl›m›za ç›kan Haydarpafla yap› toplulu¤u onar›l›p, Mescidi, hamam› ve çeflmesi ile beraber, küçük bünyesine uygun ifllev verildi¤inde, çevresiyle külliye hüviyetini geçen zamana karfl›n koruyan beraber estetik bir görünüme kavuflmufl olacakt›r. - 9 - VAKIFLAR DERG‹S‹

KAYNAKLAR Öz,T. (1987). ‹stanbul Camileri, C.I, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yay›nlar›. Ahunbay,Z. (1994). Haydarpafla Medresesi, ‹stanbul Ansiklopedisi, C.4, s.325–326. Sav, M. (2007). ‹sakap› (Esekap›‹brahim PaflaManast›r) Altun,A. (1973). Anadolu’da Artuklu Devri Mescidi, Kültür, Yaz 2007 (S.7), s.4854. Medreselerinin Plan fiemas› Üzerine Notlar, Sönmez,Z. (1988). Mimar Sinan ‹le ‹lgili Tarihi Vak›flar,(S.X),s.229232. YazmalarBelgeler, ‹stanbul: M.S.Ü. Yay›n›. Aslanapa,O. (1963). Ortaça¤›n En Eski Yat›l› ‹lim Sözen,M. (1970). Anadolu Medreseleri,Selçuklu ve Müesseseleri, Türk Kültürü,(S.12),s.3443. Beylikler Devri,Aç›k Medreseler,C.1,‹stanbul. Aslanapa,O. (1993). Türk Sanat›,‹stanbul:Remzi Kitabevi. Sözen,M. (1972). Anadolu Medreseleri,Selçuklu ve Baltac›,C. (1976). XVXVI.As›rlarda Osmanl› Medreseleri, Beylikler Devri,Kapal› Medreseler,C.2,‹stanbul. ‹stanbul:‹rfan Matbaas›. Sözen, M. (1997). Yaflayan Sinan, Sanatsal Mozaik, S.20, Demiralp,Y. (1999). Erken Dönem Osmanl› Medreseleri, s.1823. Ankara. Tekinda¤, fi. (1973). Medrese Dönemi, Cumhuriyetin Ergin,O. (1977). Türk Maarif Tarihi, C. I, ‹stanbul. 50.Y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi, ‹stanbul: Sermet Matbaas›. Ertu¤rul,A.D. (Tarihsiz). Hamamlar,Fatih ‹lk ‹stanbul, Turan, S. (1963). Osmanl› Teflkilat›nda Hassa Mimarl›¤›, ‹stanbul: Fatih Belediyesi Yay›n›. Tarih Araflt›rmalar›, C.1 (S.1),s.174. Erzen, N. (1995). Mimar Sinan’da Tezyinat Anlay›fl›,Ankara:Kültür Bakanl›¤›. Uzunçarfl›l›, ‹.H. (1988), Osmanl› Devletinin ‹lmiye Teflkilat›, Ankara 1988. Fatih Camileri ve Di¤er Tarihi Eserler. (1999). ‹stanbul:Türkiye Diyanet Vakf› Yay›nlar›. Günay,R. Sinan The Architect And His Works, SEÇ‹LM‹fi KAYNAKÇA ‹stanbul:Yem Yay›nlar›. Alman Mavileri,Yay›na Haz›rlayan:‹rfan Da¤delen, ‹hsano¤lu,E. (1992). Tanzimat Öncesi ve Tanzimat ‹stanbul: ‹stanbul B.fi.B.Yay›nlar›. Dönemi Osmanl› Bilim ve E¤itim Anlay›fl›, 150.Y›l›nda Tanzimat,Yay›na Haz..H.D.Y›ld›z, Ankara. Canatar,M. (2004). ‹stanbul Vak›flar› Tahrir Defteri 1009 (1600) Tarihli, ‹stanbul: ‹stanbul Fetih Cemiyeti. ‹zgi,C. (1997) Osmanl› Medreselerinde ‹lim, ‹stanbul. Hezarfen Hüseyin Efendi,Telhisü’lbeyân fi Kavânini Âli Kuran,A. (1969) Anadolu Medreseleri,C.1,Ankara. Osman. Kuran,A. (1986). Mimar Sinan, ‹stanbul: Hürriyet Vakf› Özergin,M.K. (1974), Eski Bir Rûznâmeye Göre ‹stanbul Yay›nlar›. ve Rumeli Medreseleri,Tarih Enstitüsü Dergisi, S.45. Kütüko¤lu, M. (2000). XX Asra Eriflen ‹stanbul Medreseleri, Ankara:Türk Tarih Kurumu. Süreyya,M. (H.1308). Sicili Osmani,C.4, ‹stanbul. Nalbanto¤lu,Ü. Sinan’›n Ortam›, Mimarl›k,81/6 (S.168), Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Arflivi, Evahiri Safer/969 tarihli s.1719. vakfiye. Neftçi,A.Y. (Tarihsiz). Medreseler, Fatih ‹lk ‹stanbul, 6 sefer 1286 (18.5.1869) tarihli ilmuhaber kayd›, ‹stanbul: Fatih Belediyesi Yay›nlar›,s.167. Env.no:18486,vr. 6b.

- 10 - SAYI 32

Resim 1: Haydar Caddesinden görünüfl ve an›tsal kap›s› (1940’lar;‹stanbul Koruma Bölge Kurulu Arflivi)

Resim 2: Haydar caddesinden görünüfl (1940; ‹stanbul Koruma Bölge Kurulu Arflivi)

- 11 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 3: Medresenin niflli cephesinden görünüfl (1940; ‹stanbul Koruma Bölge Kurulu Arflivi)

Resim 4: Kitabeden görünüfl(‹stanbul Koruma Bölge Kurulu Arflivi)

- 12 - SAYI 32

Resim 5: Avludaki medrese odalar› (1940; ‹stanbul Koruma Bölge Kurulu Arflivi)

Resim 6: Avludan medreseye bak›fl (‹stanbul Koruma Bölge Kurulu Arflivi)

- 13 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 7: Mescidin 1970 sonlar›ndaki hali (‹stanbul Vak›flar I.Bölge Müd.Arfl.)

Resim 8: Hamam›n 1970 sonlar›ndaki hali (‹stanbul Vak›flar I.Bölge Müd.Arfl.) - 14 - SAYI 32

Resim 9: Haydar Caddesinden görünüfl

Resim 10: Haydar Caddesinden medresenin eski girifl kap›s›na bak›fl

- 15 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 11: Haydar Caddesi üzerinden niflli medrese cephesine bak›fl

Resim 12: Haydar Hamam› Sokaktan medresenin ve hamam›n duvar›na bak›fl

- 16 - SAYI 32

Resim 13: Haydar Külliyesi genel görünüfl

Resim 14: Medrese avlusundan görünüfl

- 17 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 15: Avludan Medreseye bak›fl ve pencere detay›

Resim 16: Kötü durumdaki kurflun saçak, bitkilenmeler ve mukarnas geçifl

- 18 - SAYI 32

Resim 17: Medrese binas›n›n lambri döflemeli içinden görünüfl

- 19 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 18: Avluda yer alan betonarme yap›

Resim 19: Mescitten geriye kalan duvar

- 20 - Türk Hal›lar›nda Görülen Mimari Tasvirler*

Özet itkisel, geometrik, figürlü, yaz›l› ve nesneli olarak çok zengin desenlere sahip Türk hal›lar›nda mimari tasvirler bafllang›çta simgesel olarak yer alm›fl, daha sonra gerçekçi B bir flekilde kullan›lmaya bafllanm›flt›r. Bu mimari ö¤eler ço¤unlukla dini mimarl›k ürünleri olup Az olarak sivil mimarl›k ürünleri de ifllenmifltir. Dini mimarl›k ürünleri içerisinde en eski ve en yayg›n olan› mihrap formudur. Az say›da Kâbe tasvirine rastlam›flt›r. Ayr›ca yayg›n olarak minare, cami, mescit, flad›rvan, kilise, türbe gibi yap›lar ile bunlar›n iç ve d›fl görüntüleri tasvir edilmifltir. Sivil mimarl›k ürünleri içerisinde ise evler, konaklar, kaleler ve surlar görülür. Bu tasvirler 16. yüzy›ldan 20. yüzy›la gelince kadar dönemsel farkl›l›klar göstermifltir. Anahtar Kelimeler: Hal›, mimari, mihrap, Kâbe, tablo hal›.

The Arch›tectural Portra›ts On Turkish Carpets Abstract Architectural portraits on Turkish carpets enriched with written, vegetal, figure and geometric patterns, were symbolic at the beginning, later it started to be used more realistically. These architectural items are mostly religious products; they are rarely civil. Among the religious architectural products, the oldest and the most common one is the “mihrap” (shrine) form. Portraits of “Kâbe”(Kaaba) were rarely encountered. Moreover, the buildings like minaret, mosque, small mosque, fountain, church, mausoleum and their interior and exterior views were commonly portrayed. On the other hand, houses, large houses, castles and city walls are the products of civil architecture. These portraits showed periodical differences from 16th to 20th Suzan BAYRAKTARO⁄LU century. Sanat Tarihçisi, Hal› Uzman› Müzeler Müdürü, VGM Key words: Carpet, architectural, shrine, Kaaba, tablo carpet. - 21 - VAKIFLAR DERG‹S‹

‹nsanl›k âlemine Türklerin bir hediyesi olan Özellikle 17–18. yüzy›llarda minyatür, çini ve hal›, s›cac›k yünleriyle yuvalar›m›z› ›s›t›rken, zengin hal›larda kullan›lm›flt›r (Aldo¤an 1997: 162) desen ve renkleriyle de ruhlar›m›z› okflar, çevremizi Kâbe tasvirli hal›lar ‹stanbul Türk ve ‹slam süsler. Eserleri Müzesi ile Etno¤rafya Müzesinde Hal›lar›m›z, Orta Asya’daki M.Ö. 5–3. bulunmaktad›r. Hal›larda bir mimari süsleme olarak yüzy›llara ve M.S. 5–6 yüzy›llara tarihlenen en eski Kâbe tasviri, mihrap nifli içerisinde kare veya örneklerinden beri sürekli kendi içinden geliflerek dikdörtgen planl› olarak ve etraf›n› çember fleklinde zenginleflen bir desen özelli¤ine sahiptir. Bu özelli¤i saran flebekelerle verilmifltir. Burada tan›taca¤›m›z Anadolu’da 13. yüzy›l Selçuklu hal›lar›ndan örnek, Konya Etno¤rafya Müzesinde bulunmaktad›r bafllayarak günümüze kadar dokunan bütün hal›larda (Resim 1). 848 Envanter numaral›, maksimum görmek mümkündür. Hal› desenleri bitkisel, 111x112 cm. ölçülerinde olan hal› seccâde geometrik, figürlü ve nesneli olarak s›n›fland›r›l›rlar. kahverengi zeminlidir. Kenarlar›nda bordür Bitkisel ve geometrik bezeme hal›larda çok yo¤un niteli¤inde ince fleritler bulunmaktad›r. Ana bordür olarak yer al›r. Figürlü ve nesneli bezeme ise seyrek olarak ayr›lan k›sm›n içi bofltur. Ayak k›sm› eksik olarak görülür. Çünkü hal›larda motifler genellikle olan hal›n›n üzerinde sadece ince bir mihrap nifli stilize edilerek uygulan›r. Dokuyucu tabiatta gördü¤ü içerisinde Kâbe tasviri bulunmaktad›r. Dikdörtgen her canl›y› ve nesneyi veya hayalinde canland›rd›¤› planl› yap›n›n etraf›n› daire fleklinde flebekeler düflünü, duygular›n› stilize edilmifl motiflerle hal›ya çevirir. Üstünde bir kandil, alt›nda da oldukça dokur. Hal›lar›m›z bir resim gibidir. Dokuyucu ayn› gerçekçi bir minber tasviri yer al›r. Minber üzerinde bir ressam gibi, kendini, yapt›¤› stilize flekillerle bir sancak ifllenmifltir. Mihrap köfleliklerinde de birer dolayl› olarak anlat›r. Bu bak›mdan hal› bir semboller asma kandil yer al›r. Kâbe’nin etraf›ndaki sütunlu dünyas›d›r. Her fleklin, her motifin sembolik bir galerileri yans›tan daire fleklindeki flebekelerde, anlam› vard›r. Bu bak›mdan hal›lar›m›z birer soyut sütunlar›n üzerinde birer alem, aralar›nda da içeri resimdir. do¤ru sarkan kandil motifleri vard›r. Mihrap kemeri sivri kemer fleklinde olup, bordürlere birleflti¤i Konumuz olan mimari tasvirler ise hal›larda yerlerde yar›m palmetler bulunur. Bu hal› seccâdenin, bafllang›çta simgesel olarak yer alm›fl, daha sonra 19. yüzy›la ait oldu¤u söylenmekte ise de (Aldo¤an gerçekçi bir flekilde kullan›lmaya bafllanm›flt›r. 1997: 163), dokuma s›kl›¤›, kalitesi ve desenlerdeki Hal›larda gördü¤ümüz mimari ögeler ço¤unlukla dini yal›nl›k, daha erken tarihlere, tahminen 16. yüzy›la mimarl›k ürünleridir. Az olarak sivil mimarl›k ait oldu¤unu düflündürmektedir. ürünleri de ifllenmifltir. Dini mimarl›k ürünleri ‹stanbul Türk ve ‹slam Eserleri Müzesinde içerisinde en eski ve en yayg›n olan› mihrap bulunan ve 17. yüzy›la tarihlendirilen 287 envanter formudur. Az olarak Kâbe tasviri bulunur. Yine numaral› Kâbe tasvirli hal› (Aldo¤an 1997: 163), yayg›n olarak minareleri ile cami, mescit, flad›rvan, Kâbe, minber, kandil gibi motiflerin biçim ve düz kilise, türbe gibi yap›lar ile bunlar›n iç ve d›fl zemin üzerine yerlefltirilifli bak›m›ndan, Konya görüntüleri tasvir edilmifltir. Sivil mimarl›k ürünleri Mevlana Müzesindeki hal› ile büyük benzerlik içerisinde ise evler, konaklar, kaleler ve surlar göstermektedir. Yine Türk ve ‹slam Eserleri görülür. Müzesinde bulunan ve 18. yüzy›la ait olan 760 Kâbe tasviri, Türk Sanat›nda, 16. yüzy›l›n ilk envanter numaral› hal› seccâdede dört sütunla tafl›nan yar›s›nda görülmeye bafllam›flt›r. Çini, minyatür, üç kemerli mihrap niflinin orta kemeri içerisinde maden, ahflap eserler, iflleme ve hal›larla, kalem ifli Kâbe’nin resmedildi¤i görülür (Aldo¤an 1997: 162, bezemede Kâbe tasvirlerine rastlanmaktad›r. Aslanapa 2005: 247).

* Bu konu Trabzon’da 2006 y›l›nda yap›lan 17. CIEPO Sempozyumunda (International Committee of Pre-Ottoman and Ottoman Studies) bildiri olarak sunulmufl fakat bas›lmam›flt›r. Bildiri geniflletilerek makale haline getirilmifltir. - 22 - SAYI 32

Kâbe tasvirleri hal›n›n d›fl›nda minyatürlerde, Resim 4’de Ankara Vak›f Eserleri Müzesinden 719 çinilerde ve kalem ifli süslemede görülür. ‹stanbul’da envanter numaral› 155x104 cm. ölçülerindeki bir Vak›flar Genel Müdürlü¤ünün Türk ‹nflaat ve Sanat K›rflehir Seccâdesi, resim 5’de Ankara Arslanhane Eserleri Müzesinde bir çini panoda Kâbe tasviri Camii mihrab› yer almaktad›r. Resim 6’da bir gerçek görülmektedir (Resim 2). Ayr›ca 18. yüzy›l ‹stanbul mihrab›n çizimi ile hal› seccâdedeki mihrab›n Cezeri Kas›m Pafla Camine ait bir çini panoda da çizimini yan yana görmekteyiz. Mukarnas›n iki Mekke flehri içerisinde Kâbe tasviri yer almaktad›r. boyutlu çiziminin seccâdedeki basamakl› mihrap Ankara Vak›f Eserleri Müzesinde bulunan 2252 çizimiyle ayn› oldu¤u görülmektedir (Bayraktaro¤lu envanter numaral› çini pano camiden çal›nm›fl ve 1999: 59). En erken tarihli seccâdelerden günümüze daha sonra bulunarak ad› geçen müzeye getirilmifltir kadar bütün örneklerde mihrap nifli yer almaktad›r. (Resim 3). Kalem ifli olarak cami, flad›rvan, konak Seccâdelerin di¤er bir türü saf seccâdelerdir. Birden gibi yap›lar›n duvarlar›nda ifllenmifltir. 1791/92 fazla kiflinin yan yana saf tutarak namaz k›lmas› için tarihli Soma H›z›r Camiinin cümle kap›s›n›n yap›lm›fllard›r. Türk ve ‹slam Eserleri Müzesinde bat›s›ndaki pencerenin üstünde Mekke fiehrinin bulunan 14–15. yüzy›l saf seccâdelerindeki sivri resminde Kâbe tasviri yer almaktad›r (Ar›k 1973: 14, kemerli veya dikdörtgen fleklinde kemerli de¤iflik 39). ‹stanbul’da 16. yüzy›l eseri olan Rüstem Pafla mihrap uygulamalar› görülmektedir (Resim 7–8). Camiinin duvar çinilerinde Kâbe tasvirli bir pano Anadolu’da bilinen örnekleri 17. yüzy›la ait olan bulunmaktad›r (Önge 1968: 2). Topkap› Saray› ve dokundu¤u yerin ad›yla an›lan , Kula, Müzesi Kitapl›¤›nda örnekleri bulunan, 18–19. Gördes, Uflak, , Lâdik, K›rflehir, Mucur, yüzy›llarda birçok kopyas› yap›lm›fl olan Delail-i seccâdeleri gerek ifllevleri gerekse desenleriyle Hayrat minyatürlerinde Mekke ve Medine tasvirleri hal› sanat› içerisinde ayr› bir yer tutarlar. En güzel bulunmaktad›r (Renda 1977: 73). Mekke flehrinde örnekleri ‹stanbul Topkap› Saray› Müzesi, ‹stanbul Kâbe tasviri görülmektedir. Minyatürlerde, çinilerde Türk ve ‹slam Eserleri Müzesi, ‹stanbul Vak›flar Hal› ve duvar resimlerinde yer alan Kâbe tasvirleri daha Müzesi, Konya Mevlâna Müzesi, Ankara Vak›f gerçekçi, perspektif ve oranlara dikkat edilerek ve Eserleri Müzesinde ve yurt d›fl›nda birçok müzede küp fleklinde verilmifltir. Hal›da ise daha stilize ve yer alan bu seccâdeler mihrap flekilleriyle farkl›l›klar derinlik kayg›s› olmadan, dikdörtgen fleklinde tasvir gösterirler. Bunlarda yer alan mihrap flekline göre edilmifltir. hal›lar›n hangi yöreye ait oldu¤u tespit edilir. Hal›lardaki en eski ve en yayg›n mimari süsleme 17. yüzy›l sonlar›na do¤ru görülen Bat›l›laflma mihrap fleklidir. Seccâdelerde uygulan›r. Çeflitli Dönemi sanat›n birçok dal›nda etkisini göstermifltir. flekillerde ve kemer görünümünde verilir. Örne¤in Bat›l›laflma dönemi geleneklerinin hal›da yans›mas› sivri, yuvarlak, bas›k, dilimli kemer gibi. Bilinen en manzaral› hal›lar olarak karfl›m›za ç›km›flt›r erken tarihli örnekler 14. yüzy›la ait saf seccâdelerdir. (Bayraktaro¤lu 1989: 76, Ar›k 1980: 77-80). Camilerde Kâbe’yi gösteren yönde olup bütün Manzaral› hal›lar Kula ve K›rflehir’de görülür. Bu Müslümanlar›n namaz k›larken yöneldikleri mihrap, hal›larda yine tek veya çift mihrap nifli bulunmakta, hal› seccâdelerimizin en önemli desenidir. nifl içerisinde ise kat kat manzara tasvirleri yer Seccâdelerdeki mihrap nifli, camilerdeki mihrab›n iki almaktad›r. Bu tasvirlerde küçük a¤açlar aras›nda boyutlu olarak hal› üzerinde yer almas›d›r. Tarihi konumuz olan mimari elemanlar› görmekteyiz camilerdeki mihrap genellikle mukarnasl› bir (Resim 9). Ankara Vak›f Eserleri Müzesinde bulunan kavsaraya sahiptir. Bu kavsaray› birkaç s›ra bordür 496 envanter numaral›, 182x108 cm. ölçülerindeki fleklinde bezemeli kuflak çevirir. Bu bezemeler 19. yüzy›la ait hal›da niflin en tepesinde burçlar›yla geometrik, y›ld›z veya bitkisel desenli olabilir. Bazen bir kale, en altta ise çat›s›, pencereleri, kap›s› ile de yaz› kufla¤› mihrab› çevreleyebilir. Bu özellikleri cumbal› bir konak tasviri görülmektedir. Arada ise bir hal› seccâde üzerinde aynen görmek mümkündür. kat kat manzara tasvirlerinde a¤açlar aras›nda üçgen - 23 - VAKIFLAR DERG‹S‹

çat›l› evler yer almaktad›r. Bunlar do¤adan genel bildi¤ini ve iyi bir gözlemci oldu¤unu göster- görüntülerdir. Bu grup hal›larda sivil mimarl›k mektedir. Anadolu’nun hemen hemen tamam›nda ürünleri verilmifltir. Çeflitli yap›lar›n duvar yapt›¤›m›z hal› incelemelerinde, , Nevflehir süslemelerinde yer alan 19. yüzy›la ait manzara ve yak›n çevresi hal›lar› d›fl›nda, bu tarz cami içi tasvirleri ile benzerlik gösterirler. Manzaral› Kula ve tasvirlerine rastlan›lmam›flt›r. Manzaral› K›rflehir hal›lar› olarak tan›mlanan Yine 19. yüzy›la ait baz› seccâdelerde mihrap hal›lardaki mimari elemanlar stilize ve minyatür içerisinde çok gerçekçi cami tasvirleri görülür. tarz›nda verilmifltir. Atk›, çözgü ve ilmeleri yündür. Bunlar çifte minareli, kubbeli cami tasvirleridir Nevflehir ve Kayseri civar›ndan 19. yüzy›la ait (Resim 12). Ankara Vak›f Eserleri Müzesi’nde baz› hal› seccâdelerde mihrap kemeri iç içe ve birden bulunan ve 19. yüzy›la tarihlenen, 1081 envanter fazla verilerek iç mekân tasvirleri yap›lm›flt›r. Bu numaral› 127x180 cm. ölçülerindeki hal›da dilimli bir tasvirlerde perspektife dikkat edildi¤i ve resme mihrap nifli içerisinde son derece gerçekçi çifte derinlik kazand›r›ld›¤›, mimari mekânlar›n üç minareli cami tasviri görmekteyiz. Kenar bordüründe boyutlu olarak vurguland›¤› görülmektedir. ‹ç içe de yine minareli camiler ve türbeler ifllenmifltir. Atk›, gittikçe daralan ve küçülen kemerler, ayr› ayr› çözgü ve ilmeler yündür. Bu hal›lar›n bilinen mekânlar, ayr› ayr› hacimler oldu¤unu örnekleri Kayseri Yahyal›’ya aittir (Ça¤l›tütüncügil yans›tmaktad›r. Bu mekânlar›n zeminleri de ayr› 1999: 89). Bu hal›larda mihrap içi ve köflelikleri desenlerle vurgulanm›flt›r. Perspektif baz› örneklerde çeflitli bitkisel desenlerle zenginlefltirilmifltir. Mihrap küçülen ve k›salan sütunlarla verilmifltir (Resim 10). tepesinden nifl içine do¤ru iri, gösteriflli bir kandil Ankara Vak›f Eserleri Müzesinde bulunan 1208 sarkar. Mihrab›n içerisinde son derece gerçekçi, envanter numaral›, 166x110 cm. ölçülerindeki hal›da perspektife dikkat edilerek kubbeli cami ve iki veya gittikçe küçülen ve k›salan sütunlarla üç sah›nl› bir iç üç flerefeli çifte minareler ifllenmifltir. Zemin mekân anlat›lmaktad›r. Orta sah›n daha yüksek ve döflemeleri, mimari detaylar titizlikle verilmifltir. Bu genifl, yan sah›nlar dar ve k›sad›r. Üç sah›nda da hal›lar›n bordürleri ilginçtir. Ana bordürde minyatür yukar›dan afla¤›ya sarkan kandil tasviri fleklinde çifte minareli camiler, türbeler, flad›rvanlar, bulunmaktad›r. Kandil, ilahi ›fl›¤›, nuru aralarda a¤açlar ard arda ifllenmifllerdir. Halk simgelemektedir (Bayraktaro¤lu 2000: 268, Bilgin aras›nda bu bordürlerde görülen türbelerin kilise 1977: 48, Bilgin 1979: 18). Bu kompozisyonda oldu¤u ve dinlerin kardeflli¤inin simgelendi¤i simgesel olarak; camilerde ibadetle, inançla, iç içe söylenmektedir. Kapadokya Bölgesine yak›n mekânlardan geçilerek ilahi ›fl›¤a, nura, Tanr›’ya Yahyal›’da dokunan bu hal›lar için bu tez do¤ru gibi ulafl›labilece¤i anlat›lmaktad›r (Aygün 2002: 106). görünse de, 18–19. yüzy›llarda çeflitli dini ve sivil 19. yüzy›lda Kayseri ve Nevflehir yörelerine ait yap›lardaki duvar süslemelerinde görülen manzara seccâdelerde cami iç mekân tasvirleri görülmektedir. resimlerinin hal›ya bu flekilde yans›d›¤› 1080 envanter numaral› 195x130 cm. ölçülerindeki düflünülmektedir. hal›da bu özellikler görülmektedir (Resim 11). Kenar bordüründe cami, türbe vs. tasvirleri olan Minyatür ve duvar resmine göre hal› dokuma hal›lar›n iç dolgular›nda her zaman cami tasviri tekni¤iyle bir resim yapman›n ne kadar zor oldu¤unu bulunmayabilir. Resim 13’de yer alan Ankara Vak›f düflünürsek, hal› dokuyan›n baflar›s›n› takdir etmek Eserleri Müzesinden 993 envanter numaral› 180x127 gerekir. Bu hal›larda yer alan sivri, yuvarlak, bas›k, cm. ölçülerindeki hal›da görüldü¤ü gibi iç dilimli kemerler, ince, yivli sütunceler, k›vr›ml› sütun dolgular›nda çift mihrap içerisinde madalyon bafll›klar›, sütunlarla ayr›lm›fl sah›nlar, mihrap olabilmektedir. Bu madalyon iç içe, basamakl› ve önünde yukar›dan sarkan bir kandil, baflar›l› bir alt›gen flekillerindedir. ‹ç dolgusunda iri cami flekilde hal›da resmedilmifltir. Bu durum hal› tasvirinin yer ald›¤› hal›lar›n bordürlerinde de her dokuyucusunun çevresindeki camileri çok iyi zaman cami, türbe vs. tasvirleri yer almayabilir. - 24 - SAYI 32

Camili hal›lar denilen bu hal›lar mihrapl› olup kareler halinde belirtilmifltir. ‹kinci kat seccâde olarak kullan›l›rlar. Bu makalede ileride bezemelerinde ise türbe, kubbeler, minare ve minber tan›taca¤›m›z üzerinde cami tasvirleri bulunan tablo tasviri yer almaktad›r. Hepsinin tepesinde birer alem hal›lardan farkl›d›rlar. Yahyal› camili seccâdelerde bulunur. Baz›lar›nda Arap harfleriyle süsleme olarak bulunan cami tasvirleri daha stilize olarak ifllenmifltir. okunamayan yaz›lar ifllenmifltir. Üst k›s›mdaki mavi Kenar bordürlerinde bulunan cami, türbe, flad›rvan renkli bulutlarla, Mevlâna Türbesinin tabiattaki tasvirleri de daha küçük ve stilizedir. Minyatürlere görünüflü yans›t›lmaktad›r. Seccâdeyi bir veya iki s›ra benzer, derinli¤i olmayan, iki boyutlu ve yan›ndaki bordür çevirir. Bu bordürlerde birbirine ba¤l› di¤er yap› ve a¤açlara göre orant›s›z, gerçek ölçüleri rumîlerden oluflan bir bezeme vard›r. Atk› ve d›fl›ndad›r. çözgülerde ço¤unlukla, pamuk bazen yün, Cami tasvirleri; hal›n›n d›fl›nda, minyatürlerde, dü¤ümlerde yün malzeme kullan›lm›flt›r. Bu tarz çini, ahflap ve tafl eserlerde de görülür. Cami mescit hal›lar maddi kültür unsurlar›n›n iki boyutlu olarak gibi dini yap›larla, saray, köflk, flad›rvan gibi sivil yans›t›ld›¤› plastik eserlerdir. Türk hal›lar›n›n uzun yap›lar›n kubbe, tavan veya duvarlar›nda, alç› tepe tarihi geçmifline bak›larak gelenek d›fl› hal›lar olarak pencerelerinde, kufl köflklerinde ve mezar tafllar›nda yorumlanmaktad›r (Tozun 1999: 549). bulunurlar (Önge 1968: 1). Baz› örneklerde cami Mimari tasvirlerin yer ald›¤› hal›lar›n bir grubu tasvirlerinin yan›nda türbe, ev, flad›rvan gibi mimari da tablo fleklindeki duvar hal›lar›d›r. Bunlarda da yap›lar da görülür. konu yine dini ve sivil mimaridir. Bu tablo hal›larda Yahyal› hal›lar›n›n iç dolgusunda ve kenar tek yap› ölçe¤inde bir mimarl›k ürünü tasvir bordüründe gördü¤ümüz stilize çifte minareli edilmifltir. Bu genellikle tek bir camidir. Bütün camiler, türbeler, evlere benzer resimler Amasya II. ihtiflam›yla bir foto¤raf gibi, kenarlar› süslü Beyaz›t Külliyesinin flad›rvan›nda ve Kara konturlarla çevrelenerek hal› üzerine resmedilmifltir. Mustafa Pafla Külliyesi flad›rvan›nda, ‹stanbul Ankara Vak›f Eserleri Müzesinde bulunan bir hal› manzaras› olarak yer almaktad›r. Merzifon’daki seccâdede çok süslü, dilimli bir mihrap nifli flad›rvan›n ustas› Zileli Emin olup 1875 tarihlidir içerisinde, deniz kenar›nda iki minareli, kubbeli bir (Renda 1977: 158-159-160, Önge 1968: 2). Ayr›ca cami ile denizde saltanat kay›¤› tasvir edilmifltir Ac›payam’da 1802 tarihli Yaz›r Köyü Camii’nin (Resim 15). 123x186 cm. ölçülerindeki, 1072 mihrap duvar›nda camili kompozisyonlar, tavan envanter numaral› hal›da mihrap tepesinden afla¤› ete¤inde yer alan bir manzara fleridinde de üçgen yuvarlak bir kandil motifi sarkmaktad›r. ‹çinde tu¤ra çat›l› evler ve tek flerefeli minareli camiler resmedilmeye çal›fl›lm›flt›r. Al›nl›k k›sm›nda ise Arap görülmektedir (Renda 1977: 152). harfleriyle “Tophane Camii fierifi” yazmaktad›r. 20. yüzy›lda Konya’da Mevlâna Dergâh› ve Ancak görünen cami ‹stanbul Ortaköy (Büyük Türbesi tasvirli hal›lar dokunmufltur (Resim 14). Mecidiye Camii) Camiidir. Tophane Camii deniz Bunlar Afyon ve Konya’daki Vak›f cami ve k›y›s›nda de¤ildir. Mihrap köflelikleri Gördes mescitlerinde yapt›¤›m›z çal›flmada çok miktarda Seccâdelerinde oldu¤u gibi k›vr›k dallardan oluflan karfl›m›za ç›km›flt›r. “Mevlanal›” veya “Türbeli” bitkisel bir bezemeye sahiptir. Mihrab›n iki yan›nda denilen bu hal› seccâdeler Sille’de dokunmaktad›rlar bulunan süslü sütunlar söz edilen yaz›n›n yer ald›¤› (Özönder 1999: 543). Mevlanal› hal› seccâdelerde kitabeyi tafl›maktad›r. Mihrab›n alt›nda ve üstünde bezeme iki kat halinde verilmifltir. Alt katta girifl bulunan yatay panolarda ise Osmanl› Sanat›nda yer k›sm› resmedilmifltir. Girifl kap›s›, kemerli ve kafesli alan palmet ve rumilerden oluflan bezeme vard›r. Atk› pencereler, bahçe çitleri ve hatta baz›lar›nda ve çözgülerde pamuk, dü¤ümlerde yün malzeme bahçedeki a¤aç bile tasvir edilmifltir. Yine kullan›lm›flt›r. K›rm›z›, sar› ve krem renkler baz›lar›nda kap› üzerinde Arap harfleriyle “Ya hâkimdir. Bulundu¤u camide taraf›m›zdan tespit Hazreti Mevlana” yaz›l›d›r. Zemin döflemesi küçük edilerek müzeye kazand›r›lan hal›n›n malzemesi, - 25 - VAKIFLAR DERG‹S‹

üzerinde ifllenen desenler ve mevcut örnekler Dolmabahçe Saray›nda bulunan ve 19. yüzy›l›n ›fl›¤›nda, 20. yüzy›l bafllar›na tarihlenebilece¤ini sonuna tarihlenen bir duvar hal›s›nda Sivas Kongre düflünmekteyiz. Binas›na benzetilen bir bina tasvir edilmifltir (Aslanapa vd. 2006: 64). Merdivenli, revakl› bir girifli Özel bir koleksiyonda bulunan di¤er bir tablo ve yuvarlak kemerli pencereleri olan yap› zemin hal›da ise Edirne Selimiye Camii tasvir edilmifltir üstüne iki katl› olarak tasvir edilmifltir. (Resim 16). Krem renkli zeminde gri ve siyah renklerde tasvirler yap›lm›flt›r. Dört kenarda Tablo hal›lara konu olan camiler tek yap› ölçe¤indedir. Edirne Selimiye Camii, Orta Köy gösteriflli bir kenar bordürü camiyi çerçeve- Camii gibi. Tek cami tasvirleri de yine dini ve sivil lemektedir. Caminin önünde ve yanlar›nda a¤açlar yap›larda karfl›m›za ç›kar. Tavflanl› Kurflunlu ifllenmifltir. Sol kenarda dikine bir flekilde “postes”, Camiinin mihrap duvar›nda Selimiye Camii’nin sa¤ kenarda “Ottomanes” yazmaktad›r. Altta solda gerçe¤e yak›n bir tasviri vard›r. Ayni camide alt›nda Edirne’nin eski ad› olan “Andrinople” sa¤da ise Arap 1813 tarihi bulunan Süleymaniye Camii tasviri yer harfleriyle “Edirne”, köflelerde Arap ve Latin almaktad›r (Renda 1977: 153). rakamlar›yla 20 yazmaktad›r. Hal› çerçeveli oldu¤u Yozgat Çapano¤lu Camii’nin mahfel orta için ölçüleri al›namam›fl, alt ve üstte yer alan yaz›lar kubbesinde (Ar›k 1973: 65-66, (Renda 1977: 134), okunamam›flt›r. Sol üstte bir tu¤ra sa¤da ay-y›ld›z Soma H›z›rbey Camii mihrap içinde cami tasvirleri bulunmaktad›r. Taraf›m›zdan 20. yüzy›l bafllar›na yer almaktad›r (Renda 1977: 129, Ar›k 1973: 48). tarihlenebilece¤i düflünülmektedir. Afyon Sand›kl› Ulu Camii kubbe ete¤inde Di¤er bir tablo hal›da Sultanahmet Meydan› ‹stanbul Sultan Ahmet ve Tophane Nusretiye resmedilmifltir (Resim 17). D›fltaki sade, içteki siyah Camilerinin tasviri bulunmaktad›r. 1870 tarihlidir zemin üstüne k›rm›z› ve beyaz renkli birbirine (Önge 1968: 1). Anadolu da 18–19. yüzy›llarda geçmeli baklava fleklinde geometrik desenli iki yap›lm›fl camilerde ve sivil yap›larda manzara bordürle çevrelenmifl hal›da, ‹stanbul Sultanahmet resimleri içerisinde cami tasvirlerini görmek Meydan› ve ön planda Alman Çeflmesi yer almakta, mümkündür. Ya¤c›o¤lu Kona¤› baflodas›nda, alt›nda da Arap Harfleriyle “Alman Çeflmesi” k›y›da dört minareli bir cami ve flad›rvan› ifllenmifltir. yazmaktad›r. Arka planda solda Sultanahmet Suda saltanat kay›¤› ve di¤er küçük kay›klar vard›r Caminin girifli ve a¤açlar, Dikili Tafllar, karfl›da (Renda 1977: 161). binalar, sa¤ tarafta ‹brahim Pafla Saray› oldu¤unu Mezar tafl›, minber, kürsü, çeflme gibi eserlerde bildi¤imiz bina ve s›k a¤açlar yer almaktad›r. tafl üzerine kabartma olarak cami tasvirlerine Zeminde gölge ›fl›k oyunlar› ve gökyüzünde bulutlar rastlan›r. ‹zmir Hisar Camii minberinde, ‹zmir oldukça gerçekçi bir flekilde ifllenmifltir. 95x150 cm. Dönertafl Vak›f Sebilinde (Ar›k 1973: 66-68), Afyon ölçülerinde olan hal›da atk› ve çözgülerde pamuk, ve Tire müzelerinde bulunan mezar tafllar›nda cami dü¤ümlerde flofl malzeme kullan›lm›flt›r. 1 dm.2 de motifine rastlan›r (Önge 1968: 13). Bu mezar tafllar› 50x50 Türk dü¤ümü bulunmaktad›r. Özel bir günümüzde, yeni binalar›na tafl›nan, Afyon Arkeoloji koleksiyonda yer alan hal›, taraf›m›zdan 20. yüzy›l Müzesi ile Tire Müzesinde aç›k sergilemede yer bafllar›na tarihlenmektedir. almaktad›rlar. Bir baflka duvar hal›s›nda, deniz k›y›s›nda bir Son iki örne¤imiz ise Konya’da tespit edilmifl köflk ve uçak tasvir edilmifltir. Bir müzayede duvar hal›lar›d›r. Vak›flar Genel Müdürlü¤üne ait broflüründe tespit edilen ve üzerinde Arap harfleriyle olan bu hal›lar›n iç dolgusunda dini ve sivil mimarl›k “Dersaadette Y›ld›z Saray›” yaz›l› olan bu hal›n›n, örneklerinin yer ald›¤› flehir tasviri görülmektedir. 1912-1916 y›llar› aras›nda Sultan Reflat döneminde ‹stanbul fiehri tasvirinde naif bir flekilde Bo¤az, dokunmufl olabilece¤i belirtilmektedir (Bar›flta 1997: surlar, camiler, evler ve do¤ada bulunan a¤açlar 142). tasvir edilmifltir. - 26 - SAYI 32

Resim 18’de yer alan hal›n›n iç dolgusunda, boflluklarda ise karfl›l›kl› rozet çiçekleri ve küçük çapraz köfleler aras›nda kirli beyaz renkli ‹stanbul yapraklar bulunur. Bo¤az› oldu¤unu düflündü¤ümüz bir su Resim 19’da görülen örnekte ise; k›rm›z› renkli, bulunmaktad›r. Bunun iki yan›nda Anadolu ve ‹stanbul Bo¤az› oldu¤u düflünülen, hal›n›n iki çapraz Rumeli Hisarlar›, çeflitli mimari tasvirler ve a¤açlar köflesi aras›nda uzanan bir su bulunmaktad›r. Ön bulunmaktad›r. Ön tarafta k›rm›z› zemin üstünde tek tarafta zemin beyaz olup, üzerinde flerefeli, ince, flerefeli dört minareli, yüksek kasnakl› kubbeli bir sivri, dört minare, çift kasnakl›, kubbeli bir cami, cami, yan›nda sivri külahl› Galata Kulesi oldu¤unu yan›nda sivri külahl› Galata Kulesi oldu¤unu tahmin tahmin etti¤imiz bir yap› ve hisar›n burçlar› etti¤imiz bir yap› bulunmaktad›r. Yan›nda Hisar bulunmaktad›r. Bunun yan›nda iki kat halinde yap›lar burçlar›, iki kat halinde pencereli evler, minareler, ifllenmifltir. Alt katta küçük pencereli evler, sivri külahl› yap›lar, çan kuleleri ifllenmifltir. Caminin minareler, üçgen çat›l› yap›lar, üst katta son cemaat yan›nda iki selvi a¤ac› ile di¤er a¤açlar yer yeri görünümünde sütunlarla tafl›nan kemerler, almaktad›r. Bo¤az›n karfl› taraf›nda ise; dört adet üzerinde tek flerefeli bir minare, yan›nda iki küçük ev burç, aralarda pencereli yap›lar, afla¤›da sivri külahl›, ve üst taraf›nda çan kulesine benzeyen iki yap› vard›r. kemerli yap›lar ve en sonda baldaken tarz›nda, Bunlar beyaz, k›rm›z›, sar›, turuncu, pembe renklerde sütunlar ve kemerlerle tafl›nan kubbeli büyük bir yap›lm›flt›r. Dört minareli caminin yan›nda iki tane yap›, önde ve aralarda pencereli evler ve palmiyeye gri renkli selvi a¤ac› ve bir baflka a¤aç benzeyen bir a¤aç bulunur. Baldaken tarz›ndaki bu bulunmaktad›r. Karfl› k›y›da ise dört tane burç, yap›n›n Alman Çeflmesi oldu¤u düflünülmektedir. aralar›nda pencereli yap›lar, afla¤›da dört kemer Yukar›da anlat›lan resim 17’deki Alman Çeflmesi üzerine kurulmufl dikdörtgen bir yap› ve üzerinde resmiyle büyük benzerlik göstermektedir. Bu ortada bir minare, iki yan›nda birer kap›s› ve üçer desenlerin zemini beyaz, üst k›sm› gri, gökyüzü ise penceresi olan k›rma çat›l› iki ev bulunmaktad›r. En sar› renklidir. Gökyüzünde siyah renkli zikzak kenarda ise üç katl›, her katta alt›flar pencereli, k›rma fleklinde bulutlar ifllenmifltir. çat›l› bir yap› yer almaktad›r. Bunun üzerinde de Hal›y› d›fltan içe bir ince, bir kal›n ve bir flerit silindirik gövdeli, sivri külahl› bir yap› bordür çevirir. Gri zeminli kal›n bordürde akasyaya görülmektedir. Bu yap›lar›n bulundu¤u fon gri, benzeyen a¤açlar aras›nda flerefeli minareli camiler yap›lar sar›, k›rm›z›, mavi, beyaz renklidir. Üstte ve türbeler ard› ard›na ifllenmifltir. Minareler cami ile beyaz renkli gökyüzü ve üzerinde k›rm›z›-gri renkli ayn› boyda yap›lm›flt›r. Türbe oldu¤u düflünülen bulut tasvirleri yer al›r. yap›lar da ayn› boydad›r. Kal›n bordürde görülen bu Hal›n›n iki k›sa kenar›nda üçer adet kareye tasvirler Kayseri Yahyal› camili hal›lar›n bordür yak›n dikdörtgen bölüm vard›r. Kenarlardaki desenleri ile paralellik göstermektedir. En d›fltaki bölümlerde, geometrik flekillerin ortas›nda birer ince bordür çiçek desenlidir. küçük madalyon bulunur. Ortada, daha genifl olan Bu iki duvar hal›s›nda yer alan tasvirlerin daha turuncu zeminli bölümlerde bir vazo içerisinde çiçek çok minyatür tarz›nda oldu¤u görülmektedir. ve iki yan›nda birer selvi a¤ac› yer al›r. Görüntüler bir foto¤raf gibi detayl› bir flekilde Hal›y› iki ince, bir kal›n bordür çevirir. ‹nce verilmifltir. Mimari yap›lar›n pencereleri, sütunlar›, bordürler beyaz zeminli olup, üzerinde sekiz kollu sütun bafll›klar›, tonozlar›, revaklar›, kubbeleri, y›ld›z fleklinde bir çiçek ile ay fleklinde bir yapra¤›n bacalar›, mazgallar› her türlü ayr›nt› belirtilmifltir. oluflturdu¤u desen ard› ard›na s›ralanmaktad›r. Kal›n Buna karfl›n oranlar gerçek d›fl› olup perspektife bordür k›rm›z› zeminli olup, üzerinde sar› konturlu, önem verilmemifltir. Bu bak›mdan minyatürle olan birbirine ba¤l› eflkenar dörtgenler bulunur. Eflkenar ba¤lant› daha güçlüdür. Kullan›lan renklerin gerçekle dörtgenin ortas›nda, gri renk üzerine beyaz renkli iliflkisi bulunmamaktad›r. ‹stanbul Bo¤az› oldu¤unu sekiz kollu y›ld›z ifllenmifltir. D›fl›nda kalan düflündü¤ümüz su, k›rm›z› veya kirli beyaz renkte, - 27 - VAKIFLAR DERG‹S‹ bitkiler ise yine gerçek d›fl› renklerde verilmifltir. Eski seccâde olarak 14. yüzy›ldan bu yana çok çeflitli ‹stanbul gravürleri ile bir ba¤lant› kurulmaya mihrap flekilleriyle günümüzde de varl›¤›n› çal›fl›lm›fl fakat gravürler üzerinde yap›lan sürdürmektedir. Ço¤unlukla camilerde korunarak araflt›rmada bir benzerlik bulunamam›flt›r. günümüze gelen seccâdeler, bu gün müzelerimizi Bu iki hal› üzerinde yer alan ‹stanbul manzaras›, süslemektedirler. Hal›larda görülen Kâbe tasvirleri 18–19. yüzy›llardaki çeflitli dini ve sivil yap›lar›n erken örneklerde sade, yal›n, çok stilize ve duvarlar›nda ve minyatürlerde yer alan ‹stanbul dikdörtgen fleklinde iki boyutlu olarak verilmifltir. 18. manzaralar› ile benzerlik göstermektedir. Topkap› yüzy›l örneklerinde de, üzerinde bulundu¤u hal› çok Saray› Müzesi Kitapl›¤›nda bulunan 1728 tarihli, bezemeli olsa da Kâbe yine sade, stilize ve R.816 numaral› Hamse-i Atai yazmas›n›n 71b ve 72a dikdörtgen fleklindedir. Buna karfl›n minyatürlerde, sayfalar›nda bulunan minyatürlerinde, Rumeli ve duvar resimlerinde ve çinide küp fleklinde üç boyutlu Anadolu Hisarlar› resmedilmifltir (Renda 1977: 39). olarak yer almaktad›r. Her iki resimde de camiler, evler, a¤açlarla Bo¤az’›n Bat›l›laflma Döneminde manzaral› hal›larda güzellikleri anlat›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Yine Topkap› hayali do¤a görüntüleri içerisinde sivil mimarl›k Saray› Müzesinde bulunan, 18. yüzy›l›n ilk ürünleri bulunur. Bunlar 18–19. yüzy›l duvar çeyre¤inde yap›lm›fl olan C.Y.463 envanter numaral› resimlerinde görülen manzara tasvirleriyle benzerlik yaz› çekmecesinin iç ve d›fl kapaklar›n› süsleyen, gösterirler. k⤛t oyma (kaat›) ve kabartma tekni¤inde yap›lm›fl Dervifl Hasan Eyyubi imzal› manzara resimlerinde, 19. yüzy›lda seccadelerde mihrap içinde büyük Anadolu ve Rumeli Hisarlar›n›n resmedildi¤i tek cami ile cami iç görünüflleri yer al›r. Bu yüzy›lda belirtilmektedir (Renda 1977: 178-179). bordürlerde de küçük cami, türbe, flad›rvan gibi Minareleriyle camilerin, evlerin, di¤er yap›lar›n ve mimari elemanlar ifllenmeye bafllan›r. Bu tasvirler iki a¤açlar›n yer ald›¤› ‹stanbul manzaralar›, Amasya II. boyutlu, stilize bir flekilde olmas›na ra¤men detaylar Beyaz›t Külliyesinin flad›rvan›nda ve Merzifon Kara incelikle ifllenmifltir. Bu desenler 18-19. yüzy›llara ait Mustafa Pafla Külliyesi flad›rvan›nda yer almaktad›r baz› camilerde ve sivil yap›larda bulunan manzara (Renda 1977: 158-159, Önge 1968: 2). Yine bir el tasvirlerinde görülür. Cami iç mekân tasvirlerine ise ifllemesi olan ya¤l›kta da çeflitli mimari ögelerin sadece hal›larda rastlanm›flt›r. bulundu¤u ‹stanbul manzaras› görülmektedir (Önge Cami, çeflme saray gibi tek yap› görünümlerinin 1969: 1-2). yer ald›¤› hal›lar ise 19. yüzy›l sonu 20. yüzy›l Yukar›da tan›t›lan örnekler ›fl›¤›nda mimari bafl›nda, bat› anlay›fl›ndaki resmin etkisiyle ortaya tasvirli hal›lar›n Türk Hal› Sanat› içerisinde önemli ç›km›fl tablo niteli¤inde duvar hal›lard›r. Resmedilen bir köfle oluflturdu¤u görülmektedir. Bafllang›çta yap›larda minyatür tarz›ndan uzaklafl›larak gerçekçi simgesel olarak görülen mimari tasvirler daha sonra bir tasvir yap›lm›flt›r. Bu hal›lar›n bordürü ortadaki gerçekçi bir flekilde kullan›lm›fllard›r. Genellikle dini yap›y› öne ç›karan bir çerçeve niteli¤indedir. mimarl›k ürünleri konu edilmifl, az olarak sivil Yine bu yüzy›llarda flehir manzaralar› içerisinde mimarl›k ürünleri de kullan›lm›flt›r. dini ve sivil mimarl›k örneklerinin tasvir edildi¤i Hal›larda görülen ilk mimari tasvir mihrap hal›lar görülür. Bu flehir manzaralar›nda minyatür fleklidir. 14. yüzy›ldan itibaren hal›da yerini alm›flt›r. etkisi halen devam etmekte ise de hal›da manzara 16. yüzy›ldan itibaren Kâbe tasvirleri görülmeye konu edilmesi, bat› tarz›ndaki resim anlay›fl›n›n bafllan›r. Müslümanlar›n kutsal mekân› olan etkisini göstermektedir. Yüzy›llard›r dokunan, tüm Kâbe’nin ve camilerde ona yönelinen mihrab›n dünyan›n görmeye al›flt›¤› geleneksel Türk Hal› seccâdelerde yer almas›, bu mekânlara duyulan Sanat›n›n desen, motif ve kompozisyon dünyas›ndan sayg›n›n bir ifadesi olmal›d›r. Namaz k›lmak üzere çok farkl› bir bezemenin yer ald›¤› bu hal›lar gelenek farkl› bir ifllevle ortaya ç›kan seccâdeler, tek ve saf d›fl› hal›lard›r. 20. yüzy›lda bat› ile iliflkilerin artt›¤›, - 28 - SAYI 32 zevk ve anlay›fllar›n de¤iflti¤i bir zamanda üretilen bu — BARIfiTA, H. Ö. (1997). Bir Müzayede ve Sergisinden hal›lar, Türk hal›lar›n›n sürekli geliflme ve Sa¤lanan Bilimsel Katk›ya Bir Örnek Uçakl› Hal›. Kuruluflunun zenginleflme özelli¤inin bir göstergesidir. 150’nci Y›l›nda Türk Müzecili¤i Sempozyumu III Bildirileri, (24–26 Eylül 1996 ‹stanbul), 138–142. Sonuç olarak; mihrapl›, Kâbeli, camili ve cami — BARIfiTA, H. Ö. (2000). Konya’n›n Osmanl› iç görünüflü tasvirli hal›lar, üzerinde ibadet etmek ‹mparatorluk Dönemi El Sanatlar›. Uluslar aras› Kuruluflunun üzere dokunmufl, Türk ‹slam gelene¤ini devam 700. ncü Y›l Dönümünde Bütün Yönleriyle Osmanl› Devleti ettiren hal›lar olup, 20. yüzy›la kadar geliflmesini Kongresi, Selçuk Üniversitesi, 845–854. sürdürmüfltür. 19. yüzy›l sonu 20. yüzy›l bafl›nda — BARIfiTA, H. Ö. (1994). Hal›c›l›¤› Üzerine. ortaya ç›kan tek yap› ve manzara tasvirli hal›lar ise, Kamu ve Özel Kurulufllarla, Orta Öretim ve Üniversitelerde El duvara as›lan tablolar gibi, duvara as›lmak üzere Sanatlar›na Yaklafl›m ve Sorunlar› Sempozyumu Bildirileri, tasarlanm›fl ve dokunmufltur. Bu hal›lar›n hepsinde Kültür Bakanl›¤› Halk Kültürlerini Araflt›rma ve Gelifltirme çok çeflitli bitkisel, geometrik, yaz›l› ve nesneli Genel Müdürlü¤ü, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlü¤ü, 53–66. bezeme görülmekle birlikte, hiçbir figürlü bezemeye — BAYRAKTARO⁄LU, S. (1999). Seccâde. Erdem, Hal› rastlan›lmam›flt›r. Bu durum hal› sanat›m›z›n yak›n Özel Say›s› I, 57–64. tarihte bir aray›fl içerisinde oldu¤unu, fakat — BAYRAKTARO⁄LU, S. (1989). Manzaral› ve Kufllu geleneklerinden vazgeçmedi¤ini göstermektedir. Hal›lar. Kültür ve Sanat, (II), 76–78. — BAYRAKTARO⁄LU, S. (2000). Kandilli Seccadeler, IV. Ortaça¤ ve Türk Dönemi Kaz›lar› ve Araflt›rmalar› KAYNAKÇA: Sempozyumu Bildirileri, Van. 267–272. — ALDO⁄AN, A. (1997). Kâbe Tasvirli Osmanl› — B‹LG‹N, Ü. (1977). Saf Seccadeler. Sanat, (6), 47–57. Seccâdeleri. Antik Dekor, (42), 162–164. — B‹LG‹N, Ü. (1979). XIX. Yüzy›l Seccâdeleri. Sanat — ARIK, R. (1980). Manzaral› Hal›lar. Çevre Mimarl›k ve Dünyam›z, 6, (17), 18-25. Görsel Sanatlar Dergisi, (7), 77–80. 15- ÇA⁄LITÜTÜNCÜG‹L, E. (1999). Cami Tasvirli — ARIK, R. (1973). Bat›l›laflma Dönemi Türk Mimarisi Yahyal› (Kayseri) Hal›lar›. Erdem Hal› Özel Say›s› I, 87–93. Örneklerinden Anadolu’da Üç Ahflap Cami, Ankara: Dil ve Tarih Co¤rafya Fakültesi Yay›n›. — ÖNGE, Y. (1968). Anadolu Sanat›nda Cami Motifi. Önasya, 4, (38), 1-3,13. — ASLANAPA, O. (2005). Türk Hal› Sanat›n›n Bin Y›l›, ‹stanbul: ‹nk›lâp Kitabevi Yay›n Sanayi ve Ticaret A.fi. — ÖNGE, Y. (1969). ‹fllemelerde Türk Mimarl›k Sanat›. Önasya, 4, (42), 1-2. — ASLANAPA, O. FAZLIO⁄LU, A. (2006). Dü¤ümün Son Halkas› Osmanl› Saray Hal›lar›, ‹stanbul: TBMM Milli — ÖZÖNDER, H. (1999). Yüzy›llar Boyunca Sille’de Saraylar Daire Baflkanl›¤› Yay›n›. Hal›c›l›k. Erdem Hal› Özel Say›s› III. 535–544. — AYGÜN, A. (2002). Kayseri Güpgüpo¤lu Kona¤›nda — RENDA, G. (1977). Bat›laflma Döneminde Türk Resim Korunan Vak›f Hal›lar› Aras›nda Bulunan Bir Hal› Seccâdenin Sanat›. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yay›nlar›. ‹ncelenmesi. VI. Ortaça¤ ve Türk Dönemi Kaz› Sonuçlar› ve — TOZUN, H. Ö. (1999). ‹fllev ve Motif Aç›s›ndan Sanat Tarihi Sempozyumu Kayseri, 105–110. Gelenek D›fl› Hal›lar. Erdem Hal› Özel Say›s› III, 545–551.

- 29 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 1- Konya Mevlâna Müzesinde bulunan Kâbe tasvirli hal› seccâde.

- 30 - SAYI 32

Resim 2- ‹stanbul Türk ‹nflaat ve Sanat Eserleri Müzesinde bulunan Kâbe tasvirli çini.

Resim 3- Ankara Vak›f Eserleri Müzesinde bulunan Cezeri Kas›m Pafla Camiine ait çini pano. - 31 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 4- Ankara Vak›f Eserleri Müzesinde bulunan bir K›rflehir Seccâdesi.

Resim 6- Seccâdede bulunan mihrap ve camide bulunan mihrap Resim 5- Ankara Arslanhane Camii mihrab›. çizimi.

Resim 7- T‹EM’de bulunan Safseccâde. - 32 - SAYI 32

Resim 8- T‹EM’de bulunan Safseccâde.

Resim 9- Ankara Vak›f Eserleri Müzesinde bulunan bir Manzaral› K›rflehir Seccâdesi.

Resim 10- Ankara Vak›f Eserleri Müzesinde Resim 11- Ankara Vak›f Eserleri Müzesinde bulunan cami iç görünüflü tasvirli seccâde. bulunan cami iç görünüflü tasvirli seccâde.

- 33 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 13- Ankara Vak›f Eserleri Resim 12- Ankara Vak›f Eserleri Müzesinde Müzesinde bulunan bordürü cami bulunan cami tasvirli seccâde. tasvirli hal›.

Resim 14- Vak›flar Genel Müdürlü¤ünde bulunan Mevlânal› hal›.

Resim 15- Ankara Vak›f Eserleri Müzesinde bulunan cami tasvirli hal›.

- 34 - SAYI 32

Resim 16- Özel koleksiyonda bulunan Edirne Selimiye Camii tasvirli duvar hal›s›.

Resim 17- Özel koleksiyonda bulunan Alman Çeflmesi tasvirli duvar hal›s›.

- 35 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 18- Vak›flar Genel Müdürlü¤ünde bulunan ‹stanbul manzaral› hal›.

Resim 19- Vak›flar Genel Müdürlü¤ünde bulunan ‹stanbul manzaral› hal›. - 36 - Nevflehir Hac› Bektafl Müzesindeki Madeni Tekke Eflyalar›ndan Bir Grup Teber

Özet

evflehir- Hac› Bektafl Müzesinde maden eserlerden teberler üzerinde yap›lan inceleme sonucunda tespit edilen 19 teber N araflt›rma konusu olarak seçilmifltir. Eserler 18.yüzy›l sonu ile 19. Yüzy›l bafl›na tarihlenmektedir. Teberler d›fla bombeli bir a¤›z, hilal fleklinde bir gövdeye sahiptir. Baz›lar›nda topuk k›sm› ve tepelik mevcuttur. Teberlerin ço¤u ahflap göndere sahipken, baz›lar›nda gönder demirdendir. Teberlerden biri döküm, di¤erleri dövme tekni¤i ile yap›lm›fl olup, ikisi pirinçten, di¤erleri ise demirden yap›lm›flt›r. Teberlerde geometrik, bitkisel, figürlü süsleme ve yaz› bafll›ca bezeme ögeleridir.Kartufllar, silmeler, palmet ve lale motiflerinin yan› s›ra, ejder, aslan, bo¤a kufl figürleri eserlerde yer al›r. Yaz›larda ise; ayet, hadis, usta isimleri, eserin sahibi ve vakfeden kifli isimleri ve tarihlere rastlan›r. Teberlerin ço¤unun Hac› Bektafl Tekkesinin Bektaflili¤in Merkez Tekkesi olmas› nedeniyle hediye olarak geldi¤i anlafl›lmaktad›r.

Eserlerin yap›m›nda geleneksel maden yap›m ve süsleme teknikleri kullan›lm›fl olmas›na ra¤men, süslemede hem geleneksel motifler, hem de Osmanl› Dönemine özgü yeni motiflerin uyguland›¤› görülür.

Anahtar Kelimeler: Teber, Bektafli, Hac› Bektafl, Dervifl, Tekke

Nilgün ÇEVR‹ML‹ Sanat Tarihçisi-Vak›f Uzman› VGM - 37 - VAKIFLAR DERG‹S‹

A Group Of Teber From Metallic G‹R‹fi Lodge Objects ‹n Nevflehir Hac› Bektafl Museum Bir potada eritilip baflka bir eflyada vücut Abstract bulmad›klar› sürece de¤erli veriler sunan, Maden sanat›n›n özgün örneklerinden, araflt›rman›n From the results of investigations which were carried konusunu oluflturan on dokuz adet teber Nevflehir out over Tebers, nineteen Tebers have been examined as ‹line ba¤l› Hac› Bektafl ‹lçesinde, bu gün müzeye the objects of research, which have been chosen from the çevrilen Hac› Bektafl Dergâh›nda bulunmaktad›r. mining works in the Hac› Bektafl Museum, in Nevflehir. Hepsinin Ankara Etnografya Müzesinden nakil These objects are dated to the late 18th and 19th century. olarak geldi¤i, envanter kay›tlar›nda da mevcuttur.1 Tebers have convex-shaped cutting edges, crescent-shaped (Koflay 1928:366). Bu çal›flmada, Müzenin teflhirinde bodies and staffs. Some staffs have cap-like endings in ve deposunda bulunan ve daha önce üzerinde hiçbir various forms. Some tebers have hammer parts whereas araflt›rma yap›lmam›fl, kültürümüzün bir dönemine some others have only staff holes. Staffs of the majority of damgas›n› vuran bu eserlerin incelenerek gerek the tebers are wooden, while some are made of iron. Only maden sanat›, gerekse bu kültüre ait baz› noktalar›n ayd›nlat›lmas›na katk› sa¤lamak amaçlanm›flt›r. a few have no handles.Geometric, herbal and figurative beautification and writing are the main ornamenting Öncelikle müzenin teflhir salonlar› ve components in the Tebers. Together with the kartufls, depolar›nda gerekli tespitler yap›larak, teberlerin silmes, palmets and the tulip motives, dragon, lion, bull resimleri çekilmifl, ölçüleri al›nm›fl, üzerindeki and bird figures take place in the work of pieces. When it kitabeler Doç. Dr. Fatih KÖKSAL taraf›ndan okunmufl2, eserler daha yak›ndan incelenmifltir. comes to the writings, verse of the Koran, hadith, the Teberlerin ço¤unun büyük boyutlu olmas›, bir dönem names of the craftsmen, the owner of the work, the names madeni yüzeyleri koruma amaçl› sürülen balmumu ve of the trusts and the dates are encountered. buna ra¤men oluflan paslanma nedeniyle resim It is understood that most of the Tebers had come as çekiminde zorluklar yaflanm›flt›r. Bir teber bizim a gift due to the fact that Hac› Bektafl Lodge is the center d›fl›m›zdaki nedenlerden dolay› vitrinden for the Bektaflis. ç›kart›lamad›¤› için müzeden temin edilen envanter bilgileri ile sadece d›flar›dan yap›lan gözlem ve Although the traditional mining production and the çekilen resimlerle de¤erlendirmesi yap›lm›flt›r. ornamental techniques had been used during the making of Tan›m ve Tarihçe the work of pieces, it is seen that both the traditional motives and the new motives which are special to the Teber Farsça bir kelimedir ve “ balta” anlam›na Ottoman Period were implemented in the ornament. gelmektedir. Piyade askerlerine özgü olan bu silah›n menflei’nin Çin oldu¤u belirtilmektedir (Arseven Key words: Teber, Bektafli, Hac› Bektafl, Dervish, 1961:287). Polonez dilinde ise tebere çok yak›n Lodge “topor” fleklinde an›lmaktad›r.(Eralp 1993:73). K›rg›z Kahramanl›k destan› Manas’ta Türk askerinin yak›n mesafede yap›lan çat›flmalarda ay baltan›n da kullan›ld›¤› ifade edilmektedir. Balta kelimesi Türk dillerinde balta / baltu / baldu olarak adland›r›lsa da

1 Söz konusu teberler tekke ve zaviyelerin kapat›lmas›ndan sonra, Ankara Etno¤rafya Müzesine nakledilmifl, daha sonra Hac› Bektafl Dergâh›’n›n müze olarak aç›lmas›yla tekrar geri getirilmifltir. 2 K›rflehir Ahi Evran Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü . - 38 - SAYI 32

“ay balta” deyiminin Mezopotamya’dan gelen bir Teber, Osmanl› ordusunda üst düzey görevliler kelime oldu¤undan söz eden kaynaklar da mevcuttur taraf›ndan üstünlük sembolü olarak kullan›lan ve (Kenesbayev 1989:235). kesici k›sm› baltadan daha küçük olan bir silaht›r. 8.ve 9.yüzy›llara ait Luristan bronzlar› aras›nda Teberlerde; demirden yap›lm›fl yar›m ay fleklinde bir oldukça dekoratif ve figürlü süslemelere sahip gövde, daire fleklindeki keskin bir kenar, bu k›sma baltalar›n (teber) varl›¤›ndan söz edilmektedir. hareket veren ahflap veya demirden bir sap (‹nal:5). bulunmaktad›r. Sap k›sm›n›n kullan›ld›¤› s›rada elden ç›kmamas› için de genellikle sap›n uç k›sm› bir 12. ve 13. yüzy›llara ait baz› Selçuklu sikkeleri tepelikle (küre, m›zrak, ok ) sonuçlan›r. Kullanan tasvir edilirken, süvarilerin ellerinde tafl›d›klar› baz› kiflinin önemine göre, gövde k›sm› alt›n veya gümüfl nesnelerin teber olarak tan›mland›¤› bilinmektedir kakma süslemeli teberlere de rastlan›r. Sap k›sm› (Galip 1971:36). 14. yüzy›lda Selçuklu maden eser sarmal veya yivli teberler de mevcuttur (Eralp gelene¤ini devam ettiren Memlûk maden eserleri 1993:73). aras›nda da dekoratif teberlerin oldu¤u belirtil- mektedir (‹nal:38). Teberlerde silah görevini yerine getiren kesici kenar genellikle hilal fleklindedir. Yüzeyin düz veya Yahya Âgâh b. Sâlih el- ‹stanbulî’nin “ Mecmu’âtü’z- Zarâ’if Sandukatu’l –Ma’ârif “ adl› hafif içe e¤imli di¤er kenar ise do¤rudan sap k›sm›na eserinde; ilifltirilmifltir. 14. yüzy›l bafllar›nda teberlerin sapla birleflen kenarlar› karfl›s›na uzun sivri madeni uçlar “Teber”, ve “harbe”, yani “nize” ve “ nacak” eklenerek; kesici, delici ve parçalay›c› özelliklere dervifl çeyizlerindendir. Teber bir çeflit baltad›r ki, sahip olmufltur (Eralp 1993:74). sap› uzun ve bafl› demir temrenli, yani süngülü ve a¤z› sap›n›n tulu, boyu hizas›nda olan savafl Önceleri iki el ile kullan›labilen a¤›r ve uzun aletidir.‹ki yüzlü de olur.Dervifl fukaralar›n›n sapl› teberler ile k›sa sapl› ve genifl a¤›zl› teberlerin mürflidin izni ile tekbir ve gülbank okuyarak eline yerine, 16. ve 17. yüzy›llarda kullan›m› kolay verilir. Vilayetler, çöller ve da¤larda dolaflt›¤›nda teberlerin yap›ld›¤› ve süvariler taraf›ndan e¤erin bir çeflitli zararl› hayvanlar ve haflerat› def etmek için yan›na as›larak tafl›nd›¤› bilinmektedir (Eralp yanlar›nda ve omuzlar›nda tafl›rlar.” der(Aytekin 1993:74). Osmanl› ordusunda bunlar› tafl›yanlara 2002:223). “teberdar” denilmifl ve Osmanl› Saray›n›n d›fl hizmet ocaklar›ndan biri olan “Baltac›lar veya Teberdarlar Teberin ne amaçla kullan›ld›¤› bu flekilde anlat›ld›ktan sonra dervifller taraf›ndan kutsal Oca¤›” ad› ile an›lm›fllard›r (Koçu 1967:223). say›larak tafl›nmas›n›n gerekçesi de flöyle aç›klan›r: Osmanl› ordusunda ‹ran, Memlûk yap›s› “Nize ve nacak ve flifl de teber gibidir. Teber ve teberlerin yan› s›ra ço¤unlukla Osmanl› döneminde harbe, yani nîze, Hz. Peygamberin ashab›ndan yap›lm›fl “Türk teberi” fleklinde ifade edilen, biçim ve Hassan b. Sabit’in sünnetidir. Nitekim Habefl Sultan› süsleme bak›m›ndan bir sentez oluflturan teberler de Melik Neccafl olup, Hz. Peygamber’e hediye kullan›lm›flt›r. Teberlerde de di¤er silahlarda oldu¤u etmiflti.O nîze hassan için çok de¤erli oldu¤undan gibi zengin bir süsleme sanat› görülür. Hilal Hz. Peygamber’in hofluna gitti ve O’na ‘Ya Hassan, fleklindeki kesici k›sm›n her iki yüzünde çeflitli her nereye gider isen bu Nîze elinde olsun’ dedi. ‹flte bitkisel motifler ortas›nda bir madalyon içerisinde bundan dolay›d›r ki dervifl fukaras› da teber ve nîze Allah’›n s›fatlar›ndan birisi ”Ya Allah”, “Ya Gaffar”, tafl›may› bundan ald›lar. Zira Hassan nereye gitse “Ya Kahhar”, “Ya Fettah” veya keskin a¤›z elinde nîze vard› ve ashab aras›nda bu ona övünç çevresince ayet ve hadisler yahut Mühr-ü Süleyman sebebi olmufltu. Kalender fukaras›n›n tafl›d›klar› nîze motifi veya geleneksel yaz› motiflerinin yer ald›¤› de Hassan’a aittir.” (Atasoy 2005:259). görülmektedir. - 39 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Ateflli silahlar›n do¤uflu ile birlikte önemlerini Bu araflt›rmaya konu olan Hac› Bektafl yitiren, 17. yüzy›l sonlar›ndan itibaren Osmanl› Müzesi’nde bulunan on dokuz teberden yedisi (T.1- ordusunda da pratik görülmedi¤i için çok fazla Resim.1, T.6-Resim.6, T.7-Resim.7, T.10-Resim.10, kullan›lmayan teberler zamanla birer tören silah› T.11-Resim.11,T.12-Resim.12,T.13-Resim.13)3 Hac› haline gelmifllerdir. Bektafl Veli Türbesi’nin de bulundu¤u ana mekâna yerlefltirilen vitrinlerde sergilenmektedir. Bir tanesi Teberlerin ayn› zamanda tarikat mensuplar› de T.17-Resim.17) Bal›m Sultan Türbesi’nin taraf›ndan da kullan›ld›¤› görülür. Evliya Çelebi’nin bulundu¤u mekândaki, teslim tafllar›n›n da yer ald›¤› kendi do¤umu s›ras›nda, “Keysûdar Kapanî Mehmet vitrinde teflhirdedir. Müze deposunda ise (T.2- Efendi” adl› bir dervifl taraf›ndan baflucuna konan bir Resim.2, T.3-Resim.3, T.4-Resim.4, T.5-Resim.5, teber ve k›rk yafl›na gelince 31 Mart 1642’de Leh T.8-Resim.8, T.9-Resim.9, T.14-Resim.14, T.15- seferine giderken bunu yan›nda götürdü¤ünden söz Resim.15, T.16-Resim.16, T.18-Resim.18, T.19- edilmektedir (Ats›z 2001:107). “Dervifl teberi” olarak Resim.19) toplam on bir teber tespit edilmifltir. adland›r›lan bu tür teberler, orduda kullan›lanlara göre daha hafiftir. ‹ran yap›m› olanlarda çeflitli insan Sekiz teberin üzerinde tarih bulunmaktad›r. figürleri ve özellikle Hz. Ali tasvirlerine yer Teberlerden üzerindeki kitabeye göre en erkeni verilmifltir. Türk, ‹ran ve Memlûk olarak adland›r›lan (T.1;H.1181) M.1767 tarihlidir. Di¤erleri teberler tezyinat bak›m›ndan birbirinden farkl›d›r. (T.2;H.1212) M.1797, (T.4;H.1223) M.1807, Müzelerdeki en eski teber örnekleri Memlûkler’e (T.3;H.1219-29) M.1813, (T.5;H.1235) M.1819, aittir. Bunlar zemini s›k ve k›vr›k dallarla dolgulu (T.6;H.1240) M.1824, (T.8;H.1252) M.1836 , madalyonlar içine yerlefltirilmifl alt›n kakma teknikli, (T.9;H.1255) M.1839 tarihlidir. dikey katl› sülüs kitabeleri ile tan›n›rlar. 17. yüzy›ldaki Osmanl›lar döneminde yap›lan teberlerde TEBERLER‹N FORMLARINA GÖRE ise süslemede sadelik göze çarpar (Anonim ‹NCELENMES‹: 1978:175). Teberler genellikle d›fla do¤ru bombeli a¤›z Tasavvufi ak›mlardan “Rum Abdallar›” adl› k›sm›, hilal fleklinde bir gövde, sap kovan› ve Kalenderi zümreleri tan›t›l›rken; bir omuzlar›nda Ebu arkas›ndaki topuk k›sm›, sap kovan› üzerine Müslimi nacak tabir edilen bir balta ile di¤er yerlefltirilen tepelik olarak adland›r›lan bir bölümle yanlar›nda kuflaklar›na as›l› birer keflkül gönderden meydana gelmektedir. tafl›d›klar›ndan söz edilir (Ocak 2000:113). Teber, 8. yüzy›lda yaflayan Ebu Müslim Horasani‘nin lakab› ile A¤›z: an›larak “Ebu Müslimi nacak” fleklinde de metinlerde Teberlerde a¤›z d›fla do¤ru bombeli yap›lm›flt›r. yer alm›flt›r. Teberler 17. yüzy›la kadar Osmanl› ‹ncelenen teberlerden üçü (T.16, T.18, T.19) a¤›z ‹mparatorlu¤u s›n›rlar› içinde yayg›n olan, daha formu aç›s›ndan farkl›d›r. Bu üç eserden ilkinde sonralar› Bektaflilik içinde eriyen Kalenderiler’in ikiyüzlü “ay balta” fleklinde bir form( T.16), etkisiyle Bektafli dervifllerinin vazgeçilmez bir eflyas› ikincisinde (T.18) a¤›z k›sm› içbükey bir form, haline gelmifltir. Osmanl› ordusunun belkemi¤ini üçüncü eserde ise (T.19) ikiyüzlü bir form ancak teflkil eden yeniçerilerin bu tarikata mensup olmalar› yüzeyler ay baltan›n aksine iç bükey birer yay parças› nedeniyle de, teberler Osmanl› ordusunun kesici flekildedir. On alt› teber (T.1, T.2, T.3, T.4, T.5, T.6, silahlar› aras›nda önemli bir grubu oluflturmufltur T.7, T.8, T.9, T.10, .T11, T.12, T.13, .T,14, T.15) tek (Tanman 1993:498). yüzlü teber fleklindedir.

3 Makale metni içerisinde teberler “T” olarak k›salt›lm›fl ve foto¤raf numaralar› Resim 19’a kadar eser say›s› ile efllefltirilmifltir. - 40- SAYI 32

Gövde: Gönder (sap): Araflt›rma konusunu oluflturan teberlerden on Araflt›rma konusunu oluflturan teberlerin onunda beflinde (T.1, T.2, T.3, T.4, T.5, T.6, T.7, T.8, T.9, (T.2, T.3, T.4, T.5, T.8, T.14, T.15, T.16, T.17, T.10,. T11, T.12, T.13, T,14, T.15) gövde hilalimsi T.18)gönder k›sm› a¤açtan yap›lm›flt›r. Sap bir flekildedir. Bunlardan (T.6,T.7 ‘de gövde, göndere uzunluklar› 1,20 m, ile 1,50 m. aras›nda paralel olarak uzat›larak, ucu adeta stilize ejder bafl› de¤iflmektedir. Befl teberde ise (T.6, T.7, T.10, T.11, fleklinde düzenlenmifltir. Bir eserde ise (T.16) gövde T.12) gönder demirden yap›lm›fl ve uzunluklar› 65- simetrik hilal fleklindedir. Di¤er bir teberde (T.18) 80cm aras›ndad›r. Bir eserde (T.12) göndere hilalin her iki ucundaki iç bükey k›vr›m, yar›m daire yerlefltirilen “horoz” ad› verilen bir mekanizma ile biçiminde yuvarlat›larak daire fleklinde gövdeye ayn› zamanda tüfek görevi yapmaktad›r. Sadece üç ba¤lanm›flt›r. Gövdenin çift yönlü oldu¤u bir eserde (T.1, T.13, T.19) sap mevcut de¤ildir. eserde(T.19) sap ekseninin bir yan›nda içbükey Bütün teberlerde sap k›sm› esere sonradan ilave k›vr›ml› bir bölüm, di¤er yan›nda keskin hatlarla edilmifltir. Baz› teberlerde saplar›n alt ucuna (T.2, s›n›rland›r›lm›fl dört bölümlü bir gövde dikkati çeker. T.3, T.5, T.8) 20.cm uzunlu¤unda ucu sivri bir demir S›rt k›sm›nda oldukça derin kavis görülen on alt› parças› tak›lm›flt›r. Bu parçan›n teberlerin yere kolay teberin yan› s›ra (T.2, T.3, T.4, T.5, T.6, T.7, T.8, T.9, saplanabilmesi için yap›ld›¤› düflünülmektedir. T.10, T.12, T.13, T.14, T.15, T,16, T.17) iki teberde Tepelik: (T.1, T.11)bu kavis daha yayvan bir halde karfl›m›za ç›kar. ‹ki örnekte ise (T.9,T.15.) s›rt k›sm›ndaki kavis Teberlerin topuk k›sm› ile sap kovan›n›n bölünerek ikifler kavis oluflturulmufltur. birleflti¤i üst k›s›m baz› kaynaklarda “temren” olarak adland›r›lmas›na ra¤men, taraf›m›zdan tepelik olarak On bir eserde hilal fleklindeki gövdenin alt ve üst adland›rmas›n›n uygun olaca¤› kanaatine var›lm›flt›r uçlar› (T.1, T.6, T.7, T.10, T.11, T.12, T.13, T.16, (Eralp 1993:73). On bir teberde (T.1, T.3, T.6, T.7, T.17, T.18, T.19 gönderden ba¤›ms›zd›r. Sekiz ahflap T.8, T.9, T.13, T.14, T.15, T.16, T.17, T.19) tepelik sapl› teberde ise(T.2, T.3, T.4, T.5, T.8, T.9, T.14, mevcut de¤ildir. Dört teberde tepelik(T.2, T.4, T.5, T.15) hilal fleklindeki gövdenin alt uçlar› birer T.11) sarmal fleklinde, iki teberde (T.10, T.17) küre perçinle göndere ilifltirilmifltir. fleklinde, bir teberde (T.12) silindir üzerine ifllenmifl Topuk: üç bo¤um flekildedir. Sadece bir teberde de(T.18) Teberlerin sap kovan›n›n arkas›nda yer alan alttan uca do¤ru daralan sivri flifl fleklindedir. topuk k›sm›, de¤iflik flekil ve formlarda karfl›m›za Araflt›rma sonucunda, teberler formlar› ile ilgili ç›kmaktad›r. Araflt›rma konusu teberlerin onunda olarak afla¤›daki flekilde bir tipoloji oluflturulmaya (T.6, T.7, T.8, T.10, T.11, T.12, T.13, T.14, T.17, çal›fl›lm›flt›r: T.18 ) topuk k›sm› mevcuttur. Sekiz teberde ise (T.1, A.A¤›z formuna göre; T.2, T.3, T.4, T.5, T.15, T.16, T.19) sadece sap kovan› vard›r. ‹ki teberde (T.6, T.7) üç boyutlu Tek A¤›zl› teberler kuflbafl›, bir teberde (T.8 )silindir, di¤er iki teberde Çift A¤›zl› teberler (T.10, T.2) dikdörtgen prizma, yine bir teberde fiifl teber (T.11) çiçek veya “Bektafli Sikkesi” olarak adland›r›lan ve Bektafli Mezar tafllar›nda da görülen B.Gövde Formuna Göre, bir form dikkati çeker (Tuncel 2000:454). Bunlardan 1-S›rt k›sm› derin kavisli olanlar baflka ucu sivri S k›vr›m›(T.13), küre(T.17),” kargaburnu” (T.18) fleklinde topuk k›sm›na sahip 2-Az kavisli olanlar teberler de vard›r. 3-Birden fazla kavisli olanlar - 41 - VAKIFLAR DERG‹S‹

C.Topuk formuna göre; gerçeklefltirilmektedir. Kaz›ma tekni¤inde eser üzerinde aç›lan yivlerden ç›kar›lan parçalar d›flar› 1-Topuk k›sm› olanlar ç›kar›l›r. Tek bafl›na veya di¤er süsleme teknikleri ile 2-Topuk k›sm› olmayanlar bir arada kullan›lan kaz›ma tekni¤i her devirde ve D. Tepelik formuna göre; bölgede her çeflit maden üzerinde uygulanm›flt›r (Erginsoy 1978:33). 1-Tepelik k›sm› olanlar Maden eserlerin üzerinde delici ve kesici 2- Tepelik k›sm› olmayanlar aletlerle bazen desenin, bazen de zeminin oyulmas› E. Gönder malzemesine göre; ile elde edilen süsleme flekline “kesme” veya “ajur” denir. Bu teknikte desen çizilerek kesilen k›s›mlar 1-Gönderi ahflap olanlar ç›kart›l›r ve kenarlar törpülenir. Selçuklular 2-Gönderi metal olanlar Döneminde büyük geliflme gösteren bu teknik hem 3-Gönderi tüfekli olanlar dövme hem de dökme eserlerin süslenmesinde baflar› ile uygulanm›flt›r (Erginsoy 1978:37). 4-Göndersiz olanlar Örneklerden alt›s›nda (T.1, T.6, T,7, T.8, T.12, En büyük boyutlu dokuz teberin (T.14, T.15, T.18)ajur tekni¤i ile yap›lm›fl süslemeler dikkati T.4, T.18, T.9, T.5, T.19, T.8, T.3) uzunluklar› 112,5- çeker. Bunlardan sadece bir tanesi (T.1) döküm 53 cm.aras›ndad›r. Genifllikleri ise 27,5-15 cm. tekni¤i üzerine uygulanm›flt›r. Özellikle bir eserde aras›ndad›r. Di¤er dokuz eserin (T.16, T,13, T.1, T.2, (T.8) eser gövdesi üzerinde bir hilal, biri anahtara T.6, T.7, T.10, T.11, T.12) uzunluklar› 40,5 cm-16,9 benzer, di¤eri de küçük bir yuvarlak fleklinde olan üç cm, genifllikleri 34,5-14,5 cm aras›nda de¤iflmek- motif ajur olarak ifllenmifltir. tedir. Dört eserin süslemesinde(T.2, T.4, T.5, T.11)aplike tekni¤i uygulanm›flt›r. Bir tanesinde TEKN‹K (T.2) eser gövdesinin sap kovan› ile birleflti¤i bölüme üç dilimli palmet fleklinde yine eserin kendi Yap›m Tekni¤i madeninden bir parça monte edilmifltir. Döküm tekni¤i, potada eritilen madenlerin kil Befl eserde ise (T.4, T.5, T.6, T.7, T.8) niello kal›plara dökülmesi ve sonradan bu kal›plar›n tekni¤i uygulanm›flt›r. Niello veya savat maden ayr›larak eserin d›fla ç›kart›lmas› fleklinde uygulanan eserlerde özellikle gümüfl eserlerin süslenmesinde bir tekniktir. ‹çi bofl ve içi dolu döküm olarak iki türü s›kl›kla kullan›lan bir tekniktir. Madeni eser üzerine vard›r. Teberlerden yaln›zca biri (T.1) döküm tekni¤i aç›lan yivlere ve yuvalara, kükürt ve maden kar›fl›m› ile yap›lm›flt›r. Di¤er on sekiz teber (T.2, T.3, T.4, olan siyah renkteki niello (savat) dökülerek eserin T.5, T.6, T.7, Y.8, T.9, T.10, T.11, T.12, T.13, T.14, f›r›nlanmas› fleklinde uygulan›r. T.15, T.16, T.17, T.18, T.19) tavlanan demirin bir örs yard›m› ile kütük üzerinde dövülmesi sonucu yap›lan Sadece üç teberde (T.13, T.15, T.16) herhangi ve dövme olarak adland›r›lan teknikle yap›lm›flt›r. bir süsleme tekni¤i uygulanmam›flt›r. Süsleme Tekni¤i: Teberlerden on ikisinin (T.1, T.3, T.5. T.6, T.7, BEZEME(SÜSLEME): T.8, T.9, T.10, T.11, T.12, T.14, T.19) süslemesinde Teberlerde görülen süsleme program›nda ise kaz›ma tekni¤i uygulanm›flt›r. Maden eserlerin geometrik, bitkisel, figürlü süsleme ve yaz› dikkati süslemesinde, süsleme yap›lacak eserin üzerine küt çeker. Süslemeler genellikle bombeli a¤›z uçlu çalma kalemleri ve çekiçle vurularak düz ve kenarlar›nda, gövde, topuk ve metal saplar kavisli çizgiler oluflturma ifli bu teknikle üzerindedir. - 42 - SAYI 32

Geometrik Süsleme aç›l›m yapan, hatlar›yla adeta kartufl oluflturan bir Kartufl: palmet fleklindedir. ‹çi k›vr›k dallar ve yaz›larla doldurulmufltur. Teberlerin bir k›sm›nda (T.4, T.5, T.10) gövde üzerindeki sap kovan›ndan bafllayarak a¤›z k›sm›na Lâle do¤ru geniflleyen palmet fleklinde kartufllar vard›r. ‹ki Kumafl, çini, hal› gibi eserlerde s›k kullan›lan eserdeki (T.4 ve T.5) palmetler oldukça stilize Osmanl› dönemine özgü lale motifi teberlerden edilerek ifllenmifl ve biçim aç›s›ndan benzerlik yaln›zca bir tanesinde (T.) natüralist bir anlay›flla göstermektedir. çizilmifltir. Bir eserde (T.14) gövde üzerinde sap kovan› Figürlü Süsleme alt›nda yat›k dikdörtgen bir kartufl ile onun üzerinde, C-S k›vr›mlar›ndan oluflan alem fleklinde bir kartufl Teberler üzerinde görülen aslan, bo¤a, ejder, daha yer almaktad›r. C-S k›vr›mlar› 18.yüzy›l›n kufl, at(?) bafll›ca motiflerdir. Üç eserde eserin formu rokoko tarz› motiflerinden olup, dönemin resim adeta (T.6, T.7, T.11) stilize ejder fleklindedir. Yine sanat›nda, duvar resimlerinde, mobilyalar›nda çok bu eserlerden ikisinde( T.6, T.7), eserin topuk k›sm› s›k kullan›lm›flt›r. üç boyutlu kufl bafl› fleklindedir. Mühr-ü Süleyman: Bir teberde(T.1) eser yüzeyini kaplayacak Mühr-ü Süleyman motifi teberler üzerinde s›k flekilde ajur olarak ifllenmifl, karfl›l›kl› olarak tasvir kullan›lmas›na ra¤men örneklerden sadece birinde edilmifl iki hayvan figürü yer almaktad›r. Aslan ve (T.8) gövdenin sap kovan›na birleflti¤i yere kaz›ma karfl›s›nda “Unicorn” olarak nitelendirilen tek boy- olarak yap›lm›flt›r. nuzlu at figürü yer almaktad›r. (Yetkin 1982:179). Hilâl: Baflka bir teberin(T.12) topuk k›sm›ndaki kare yüzeye yerlefltirilmifl on alt› kenarl› bir kartufl Hilal motifi; Anadolu öncesi Türk Sanat›n›n içerisinde zemin kaz›narak yap›lm›fl hayvan de¤iflik örneklerinde, özellikle maden eserler mücadele sahnesi bulunmaktad›r(Resim.20). üzerinde oldukça s›k kullan›lan bir motif olmas›na Buradaki aslan figürü oldukça ayr›nt›l› ifllenmifltir. karfl›n, incelenen örneklerden sadece bir teberde(T.8) Hayvan›n sald›r› an›ndaki tüm hareketleri, ön ayak gövdenin tam ortas›nda sap kovan›n›n alt›na gelen havada pençeler gerilmifl halde, yeleler oldukça yerde ajur olarak karfl›m›za ç›kar. ayr›nt›l› verilmifltir. Alttaki hayvan ise ald›¤› darbe Bitkisel Süsleme: ile ön ayak içe do¤ru k›vr›lm›fl, bafl› öne e¤ik Palmet, K›vr›k Dal,Yaprak pozisyonda resmedilmifltir. Söz konusu teber üzerindeki hayvan mücadele sahnesi, (Çoruhlu 1993) Teberler üzerinde( T.1, T.2, T.4, T.5, T.8, T.10, gruplamas›n› yapt›¤› üçüncü gruptaki bir etçil T.12). görülen palmet, rumi, k›vr›k dal bafll›ca hayvan›n toynakl› hayvana sald›r›fl›n› gösteren süsleme motifleridir. Bir eserde (T.2) gövde ile sap sahneler aras›nda say›labilir. k›sm›n›n birleflti¤i alanda kabartma olarak ifllenmifl üç yaprakl› palmet motifi yer al›r. ‹ki eserde ise Bo¤a figürünün genellikle insan, aslan, kartal, (T4,T.5) yine gövde ile sap kovan›n›n birleflti¤i yerde ejder, veya gergedan figürleriyle birlikte kullan›ld›¤›, adeta sap kovan›ndan ç›kan, befl dilimli palmet sembolik anlam›n›n ise birlikte tasvir edildi¤i fleklinde kaz›ma olarak ifllenmifltir. Palmet yapraklar› hayvana göre de¤iflti¤i, aslanla birlikte kullan›ld›¤›n- aras›ndan ç›kan ince k›vr›k dallar eserin s›rt k›sm›na da; aslan›n ›fl›¤›, bo¤an›n da karanl›¤› temsil etti¤i, paralel uzan›r. K›vr›k dallar›n ucunda ise küçük ifade edilen görüfller aras›ndad›r (Öney 1978:155). yapraklar yer almaktad›r. Bektaflilikte ise aslan figürünün ayr› bir önemi Bir eserde ise (T.10) gövde ile sap kovan›n›n vard›r. “Haydar” ad› ile de an›lan Hz. Ali “Haydar-› birleflti¤i bölümden bafllayarak a¤›z k›sm›na do¤ru Kerrâr”d›r, yani “tekrar tekrar aslan”d›r. Ayn› - 43 - VAKIFLAR DERG‹S‹ zamanda Hz. Ali “Allah›n Aslan›” diye an›l›r (Boran gelecek flekilde kaz›ma olarak ifllenmifl basit aslan 2002:127). Tasavvufta aslan figürü, tefekküre karfl› figürleri dikkati çekmektedir. hareketi simgelemekle birlikte, alt›n› ve günefli temsil Selçuklu Sanat›nda kullan›lan hayvan figürle- eder. Her nesnede var olan hareketlilik, yücelme ve rinin hemen hepsi ›fl›¤› sembolize etti¤i; kartal, aslan yarat›c›l›¤› anlat›rken, bo¤a motifi ise, genellikle ve sfenks figürlerinin günefli, (ayd›nl›¤›); ejder gibi karanl›¤›n ve ay›n simgesi olarak bilinmekle birlikte figürlerin de ay’› veya (karanl›¤›) temsil etti¤i ayn› zamanda farkl› bir flekilde gücü de temsil etti¤i bilinmektedir. Kuyruk ucu ejderle sonuçlanan aslan bilinmektedir (Durukan 1993:149). ve sfenks figürleri, Günefl ve Ay sembollerinin tek Hayvan mücadelesi sahnesinde, alttaki figürün figür halinde ifllendi¤i kompozisyonlar olarak ise yine toynakl› bir hayvan olmas› ihtimali karfl›m›za ç›kmaktad›r (Yetkin 1982:157). Anadolu yüksektir. Geyik olmas› ihtimali ile bak›ld›¤›nda, sanat›nda s›kça kullan›lan bo¤a figürünün ise, M.Ö. hayvan›n bafl k›sm›nda oldukça kal›n bir ense ve 6.binden bafllayarak, Neolitik, Erken Tunç Ça¤lar› ile profilden bir boynuz flekli dikkati çekmektedir. Hitit, Urartu devirlerinde de kullan›ld›¤› bilinmekte- Ayr›ca Bektaflilikteki geyik figürünün rolünün daha dir. farkl› olmas› nedeniyle böyle bir aslan mücadelesinde Selçuklu Sanat›nda süsleme unsuru olarak yer almas› mümkün olmasa gerektir.(Durukan karfl›m›za ç›kan hayvan tasvirlerinin ço¤u sembolik 1993:150). Bu figürün gerek fiziki görünüflü gerekse anlamlar tafl›r. Anadolu Selçuklu Sanat›n›n Mimari ikonografik aç›dan bo¤a olmas› daha muhtemeldir. süslemelerinde de bo¤a figürünün, genellikle insan, Birbirleri ile mücadele eden hayvan figürleri aslan, ejder veya gergedan figürleriyle birlikte maden eserler aç›s›ndan da zengin buluntular veren kullan›l›fl› dikkati çeker. Aslanla birlikte tasvir edilen Paz›r›k kurganlar›nda bulunmufl hal›larda da bo¤a, z›t prensibi (karanl›¤›-yenilgiyi) temsil görülmüfltür. Hayvan mücadelesi sahneleri, Büyük etmektedir(Yetkin 1982:155). Selçuklu, Anadolu Selçuklu Sanat›nda mimarinin Yaz› yan› s›ra el sanatlar› ürünlerinde de s›k ifllenen Teberlerde süsleme ö¤esi olarak yaz›n›n önemli motifler aras›ndad›r. Aslan çok eski devirlerden beri bir yeri vard›r. Esere estetik görünümün vermesinin güneflin, ayd›nl›¤›n, kudretin sembolüdür. yan› s›ra, yap›m tarihi, ustas›, yap›ld›¤› yer, kime “Hayvanlar Kral›” aslan, hükümdarlar›n iflareti hediye edildi¤i, farkl› dönemlerde ve de¤iflik olmufltur. Kuvvet simgesi olarak da koruyucu özelli¤i kiflilerce kullan›ld›¤› fleklinde eser hakk›nda oldukça vard›r. Kötü kuvvetlere, kötü nazarlara karfl› bir önemli bilgiler verirler. Maden eserlerin üzerine koruyucu rolü oynarlar (Ögel 1962:529). kitabe konmas› gelene¤i Ortaça¤ ‹slam Döneminin Anadolu Selçuklu Sanat›nda görülen hayvan çok tipik bir özelli¤i olup, di¤er dönemlerde de resimleri arabesk, geometrik süslemeler ve yaz› ile devam etmifltir. bir arada kullan›lm›flt›r. ‹nsan ve hayvan figürleri Bektaflilikte yaz› adeta bir resim ö¤esi gibi tekke sanat›n›n ürünleri olan resimlerinde de kullan›lm›fl ve kendi inanç çizgisinde devam ederek görülmektedir. Sünnî ö¤retilerde sanata karfl› biraz bütün örneklerini bu alanda vermifltir. Bektaflilikte kat› bir tutum sergilenmesine(resim, heykel) karfl›, yaz›-resim sanat›n›n temel konusu insand›r. Ali, Anadolu’da yaflam›fl Bektaflilik ve Mevlevilik gibi Hasan, Hüseyin, On iki imam gibi tarikat ulular›na ço¤u tarikatlarda, müzik, raks ve resim sanat›n›n yer verilmifltir. ibadetle buluflturulup tekke ve dergâhlarda icra Bektafli resminde yaz›n›n yan› s›ra ifllenen di¤er edildi¤i bilinmektedir (Aksel 1967: 22). bir konu hayvan figürleridir. Bafll›ca motifler ise Araflt›rma örne¤i teberlerden birinin(T.8) arslan, ejder, deve, geyik, bal›kt›r. Üçüncü konuyu gövdesi üzerinde, her iki yüzde bafl› sap kovan›na Hz. Ali’nin Zülfikâr’› oluflturur (Eyübo¤lu - 44 - SAYI 32

2000:466). Bektaflilikte bu tür yaz›- resimlerin sanat “fiah Ebü’l-Müslim teberdârdan teberdir kayg›s›ndan ziyade, inançla flekillendi¤i görülür. Bu yâdigâr tür yaz›- resim flehir merkezlerinden uzaklafl›ld›kça Hâriciden intikâm alm›fl o flâh-› flehriyâr yaz› özelli¤ini yitirerek resim-.yaz›-resim öyküyle kar›fl›k bir hale dönüflür. Yerde gökde söylenür nâm› o flahun dâimâ Teberler üzerindeki yaz›lar, genellikle eserlerin Kâtil-i Mervân odur zira o dürr-i flâh-var... a¤›z kenar› boyunca düz bir sat›r halinde yer al›r. Her kaçan deste teber ald›kça virdi bu idi Ayetler, hadisler, fliirler, deyifller, usta isimleri, yap›m yeri, teberi kullanan kifli isimleri, eseri La feta illa Ali la seyfe illa Zu’l-fekar vakfeden kurum ve kifli isimleri de yaz›lar›n Her kaçan cenge girersin ›flk ile di ya imam konusunu oluflturmaktad›r. Bazen de gövde üzerinde, Sal teber kafirlere alg›l Yezid’den intikam Allah, Muhammed, Ali isimleri aynal› yaz› (müsenna) fleklinde görülür. Levh-i Mahfuzda yazm›fl Halik-› Rabbü’l –enam “gibi teberi öven, ehlibeyt karfl›tlar›ndan intikam Teberlerden alt›s›nda (T.2, T.3, T.4, T.7, T.11, 14) “La feta illa Ali la seyfe illa zülfikar “4 ibaresi al›nmas›n› öneren içerikte fliirler yer almaktad›r. yer almaktad›r(Sar›kaya 2002:94). Bir k›s›m teberde Bir k›s›m eserde ise (T.2, T3, T.4, T.5, T.6) eseri ise (T.3, T.9, T.11, T.14, T.17) Kuran-› Kerimdeki yapan usta isimleri yaz›l›d›r. Üç eserde(T.4, T.5, T.6) baz› ayetlerden bölümler yaz›lm›flt›r. ‹ki örnekte Akçahisari Süleyman Usta, bir eserde (T.1) (T.17, T.11) “Nasrun min Allahi ve Fethun Karib”5 Akçahisar’l› Gül Usta, bir di¤erinde ise(T.2) usta ifadesiyle bafllayan ayetin bir bölümü yaz›lm›flt›r. Bir Dervifl Hüseyin ismi ile eserin Perez’li Dervifl eserde (T.9) “Vela havle vela kuvvete illa billahil ‹smail’e ait oldu¤u yaz›l›d›r. aliyyi’l aziym”ve “La ‹lahe illallah Muhammedün Resulullah” (kelime-i tevhid )yaz›lm›flt›r. KARfiILAfiTIRMA VE ‹ki eserde (T.1,T.2) “her kim teberi al›p götürürse Allah’›n laneti üzerine ola” fleklinde DE⁄ERLEND‹RME ifadeler yer almaktad›r. Teberlerden biri ile yine Araflt›rma konusunu oluflturan on dokuz adet müzede yer alan keflküllerden birinin Mehmet Dede teber yukar›daki özellikler dikkate al›narak bir adl› bir flah›s taraf›ndan 1767 y›l›nda Hac› Bektafl de¤erlendirme yap›ld›¤›nda; ço¤u Osmanl› teberleri Tekkesi’ne vakfedildikleri üzerlerindeki kitabelerden (Türk teberi) formunda ahflap uzun gönderli, sade anlafl›lmaktad›r. Keflkül pirinçten, teber demirden süslemeli büyük boyutlu eserlerdir. ‹ki adet ‹ran teber yap›lm›fl, her ikisinde de figürlü süsleme mevcuttur. formuna benzeyen örnek bulunurken, tamamen farkl› Befl eserde (T.2,T.4,T.5, T.6,T.7) teberi öven özellikler gösteren, bir sentez sonucu ortaya konmufl fliirler dikkati çeker. oldu¤unu düflündüren alt› örne¤in yan› s›ra, az say›da Teberdür sûretâ gerçi veli bir berk-i sûzândur törenle s›ras›nda kullan›lan dervifl teberi de bulunmaktad›r. Yap›m ve süsleme teknikleri Hilâli âsumân-› Zu’l-fikâr fiâh-› Merdân’dur “ bak›m›ndan geleneksel maden sanat› özelliklerini fleklinde benzer fliirler yer almaktad›r. devam ettirmelerine ra¤men, yeni formlar›n ve Bir di¤er eserde(T.7) ise; süsleme motiflerinin de denendi¤i anlafl›lmaktad›r.

4 Hz. Ali hakk›nda söylendi¤i iddia edilen “Ali’den baflka feta, zülfikardan baflka k›l›ç yoktur” anlam›ndaki bu söz; Hz. Peygamber, bir gün Ali’ye “bir kimse sana kötülük etse nas›l karfl›l›k verirsin? “diye üç kez sorar, her defas›nda “O, da iyilik ederim “ diye cevap verir. O da “Ali’den baflka feta, zülfikardan baflka k›l›ç yoktur”. buyururlar. 5 Kur’an-› Kerim Fetih Suresi. Ayet (1). - 45 - VAKIFLAR DERG‹S‹

‹ncelenen teberler, de¤iflik yay›nlarda ve müze bulunan 16 yüzy›la tarihlenen, kataloglarda biçim koleksiyonlar›ndaki örneklerle form, malzeme ve olarak “Venedik” fleklinde tan›mlanan “Halbert” süsleme program› aç›s›ndan karfl›laflt›r›ld›¤›nda olarak an›lan teberle büyük benzerlikler benzerliklere rastlanm›flt›r. ‹ncelen eser grubu içinde göstermektedir.(http://.‹stanbulportal.com.12.01.200 de benzer formda olan iki teber, Konya Mevlana 5). (Resim.26). Osmanl› Devletinin Avrupa’da Müzesi’nde bulunan 570 (H.1236 ) ve 4487 envanter gerçeklefltirdi¤i fetihler ve 18.yüzy›lda Avrupa ile numaral› 18. yüzy›l bafl›na tarihlenen demir sapl› iki iliflkilerin artt›r›lmas› gibi nedenlerle ekonomik, teberle6 dönem, form, teknik, süsleme aç›s›ndan siyasal kültürel alanlarda karfl›l›kl› etkileflimlerin oldukça benzerdir. Gövde üzerinde ajur tekni¤inde olmas› kaç›n›lmazd›r. Bu dönemde Bektaflilik aynal› yaz› formunda” Ali” yaz›s› bulunmaktad›r. tarikat›n›n da Balkanlarda etkili oldu¤u bilinmekte- Teberlerin topuk k›s›mlar› üç boyutlu kufl bafl› dir. Bu etkileflimin Osmanl› silah sektörüne de fleklindedir. Tarihleri de yak›n olan bu iki teber etkileri oldu¤u muhakkakt›r. Teberler üzerinde malzeme, form, teknik ve süsleme program› görülen figürlü süsleme motiflerinin de¤iflik eserler aç›s›ndan incelenen örneklerden ikisiyle (T.6,T.7) üzerinde de uyguland›klar› görülür. benzerlikler göstermektedir (Resim.21., 22). Bir teberin (T.12) topuk k›sm› üzerine ifllenmifl, Araflt›rma konusu olan Bektaflilik tarikat›n›n hayvan mücadele sahnesi benzeri kompozisyonlar, amblemi olarak tan›mlanan teber ve keflkül Yak›ndo¤u sanat›nda Eski Ça¤dan beri kullan›lmak- formlar›n›n bir arada kullan›ld›¤› en güzel tad›r. Türk Sanat›nda görülen ve hükümdar›n kudret örneklerden birisi, 1666/67 tarihli Merzifon Kara ve sembolünü temsil etti¤ine inan›lan bu sahneler, 12. Mustafa Pafla Camii fiad›rvan Kubbesindeki duvar yüzy›l Güneydo¤u Anadolu yap›lar›nda da karfl›m›za resmidir. Buradaki teber ve ona as›l› duran keflkül, ç›kmaktad›r(Erginsoy 1978:487),(Özdemir 1977:5). Osmanl› Dünyas›n›n tan›t›ld›¤› ‹stanbul tasviri 13. yüzy›la tarihlenen Diyarbak›r ‹ç Kale’deki aslan içinde, Osmanl› toplum yap›s›nda önemli roller –bo¤a mücadele sahnesinde, altta boynuzlar› olan oynayan tarikatlardan biri olan Bektafli tarikat›n›n toynakl› bir hayvan ön ayaklar içe bükülmüfl üstteki simgesidir (Tanman1993:520). Teberde inceleme aslan ise pençesini hayvan›n s›rt›na geçirmifl ve örneklerinden birindeki gibi simetrik iki hilalden hayvan›n ensesine e¤ilmifl pozisyondad›r. Bu sahne, oluflan bir gövde, (T.16), m›zrak fleklinde uzanan bir malzeme ve teknik aç›dan farkl› olsa da kompozisyon tepelik k›sm› ile ahflap bir gönder dikkati aç›s›ndan (T.12) örne¤indeki hayvan mücadele çeker.(Resim.23). sahnesine oldukça benzerdir(Resim.27). Teberlere Osmanl› Ordusunu tasvir eden Di¤er bir eser ise Konya Mevlana Müzesi’nde resimlerde de rastlanmaktad›r(Resim.24). (Anonim bulunan 13. yüzy›la ait bronz kandildir. Üzerinde ajur 1999:311). Topkap› Saray› Müzesi’ndeki H.2164 tekni¤inde yap›lm›fl karfl›l›kl› aslan figürleri yer al›r nolu albümde, Levni’ye ait bir portrede genç bir (Yetkin 1976:212). Söz konusu eserdeki süslemenin peykin elinde incelenen örneklerden birine(T.16) ajurla yap›lmas›, aslan figürlerinin bir ayak havada, benzer çift tarafl› teber görülmektedir(Anonim ortada bulunan bir madalyona do¤ru yönelmifl flekilde 1999:305).(Resim.25). tasarlanan kompozisyon, döküm tekni¤i ile yap›lm›fl ‹nceleme konusu teberlerden, (Resim.18) örnekle (T.1) benzerlik göstermektedir(Resim.28). içbükey hilal fleklinde uçlar›, oldukça sivriltilmifl bir Teberler üzerinde yer alan ayet, hadis, usta ad›, gövde, kargaburnu denilen bir bölüm, ortada uzanan gibi yaz›lara di¤er maden eserler üzerinde de süngü fleklinde bir tepeli¤i ile di¤erlerinden farkl›d›r. rastlanmaktad›r. Bir ortaça¤ gelene¤i olan bu Üzerinde ajur tekni¤ini ile yap›lm›fl geometrik tutumun Osmanl›’da da devam etti¤i görülmektedir. motifler vard›r. Askeri Müze koleksiyonlar›nda Çank›r› Müzesinde bulunan 49.1.49-22 envanter nolu

6 Bu eserlere ait foto¤rafl› envanter fiflleri Konya Müze Müdür Yard›mc›s› Dr. Naci Bak›rc› taraf›ndan temin edilmifltir. - 46 - SAYI 32 bir teber7 yine bombeli bir a¤›z, hilalimsi bir gövde SONUÇ: k›sm› ile tan›d›k teber formundad›r. Gövde üzerinde Kültürümüzün flekillenmesinde önemli roller bulunan yat›k dikdörtgen, uçlar› palmet fleklinde üstlenen tasavvuf ak›mlar›ndan arta kalan de¤erler, sonuçlanan kartufl içerisinde “Ya fettah, Ya Ali, La edebiyat ve musikinin yan› s›ra Sanat Tarihi Feta illa Ali, La Seyfe illa Zülfikar “ fleklinde alt›n aç›s›ndan da önemli veriler sunmaktad›r. Araflt›rma yald›zla yaz›lm›fl, incelenen örneklerdeki ifadelere konusunu oluflturan ve Bektaflilerin vazgeçilmez benzer söylemler yer almaktad›r (Resim.29). eflyalar›ndan olan teberler de maden sanat› aç›s›ndan Teberler üzerinde görülen bir di¤er motif ise oldukça özgün bir grubu oluflturmaktad›r. hilâl motifidir. Askeri Müze ‘de bulunan 16.yüzy›l ‹ncelenen teberler gösterdikleri de¤iflik formlar, sonuna tarihlenen 12988 env. nolu, tek a¤›zl› ve hilâl yap›m ve süsleme teknikleri, süsleme programlar› fleklinde gövdesi olan ahflap sapl› bir teber üzerinde bak›m›ndan 1767 ile 1839 y›llar› aras›na tarihlenen de gövdenin tam ortas›nda sap kovan›na dönük bir geleneksel maden sanat› örneklerinin devam› gibi hilâl ve üzerinde y›ld›z motifi dikkati çekmektedir (Resim.30). Di¤er bir teberde, bir yüzünde flemse görülebilirler. Eserler aras›nda, orduda ifllevsel içinde, Kelime-i Tevhid ile Fetih suresinin bafllang›c› amaçl› kullan›lm›fl olabilece¤i düflünülen büyük boy yer almaktad›r (Bodur1987:175). (Resim.31). teberlerin yan› s›ra, teberlerin tarikat mensuplar› taraf›ndan da kullan›ld›¤› sav›n› pekifltiren sembolik Teberlerden birinde (T.8) görülen Mühr-ü tarzda dervifl teberleri bulunmaktad›r. Ayr›ca süsleme Süleyman motifi mimaride, tezhipte, ahflap ve çini ve form aç›s›ndan ‹ran etkili olabilece¤i düflünülen gibi bir çok örnekte süsleme motifi olarak karfl›m›za birkaç örnek de bulunmaktad›r. Süslemelerde ç›kmaktad›r(Çam 1993:217). kullan›lan geleneksel motiflerin yan› s›ra Osmanl› Ülkemizdeki müzelerin yan› s›ra yurtd›fl›ndaki dönemine özgü natüralist motifler de dikkati çeker. müzelerde de teber örneklerine rastlamak 18.yüzy›l sonu, 19.yüzy›l bafl›na tarihlenen teber mümkündür. Polonya’daki Krakowe Müzesi’nde örnekleri gerek yurtiçi gerekse yurtd›fl› müze ve bulunan 17.yüzy›la tarihlenen V.1531 env. nolu bir koleksiyonlardaki örneklerle ayn› dönem özelikleri teber, demirden yap›lm›fl, s›rt› az kavislendirilmifl, gösterdikleri gibi, bir sentez sonucu ortaya konan her iki ucun gönderden serbest durdu¤u bir gövde özgün formlar› da yans›tmalar› aç›s›ndan önemlidir. formuna sahiptir. Eser gövdesi üzerinde ise sap Araflt›rma sonucunda ulafl›lan ve araflt›rmaya kovan›ndan a¤›z kenar›na do¤ru uzanan, içinde bitkisel motiflerin yer ald›¤› bir yar›m flemse motifi özgünlük katan bir husus da, yeniçeri oca¤›n›n görülmektedir. ‹ncelenen örneklerden biri ile (T.10) kald›r›lmas›na kadar Osmanl›larda, Bektaflilerin en benzerlik gösterir(Bron vd.1982:239). önemli merkez tekkesi konumunda olan Hac› Bektafl Tekkesine, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun de¤iflik Yine Krakow Müzesinde 18. yüzy›la tarihlenen yörelerinden gönderilen hediye niteli¤indeki 2851. env. nolu teber de s›rt› az kavislendirilmifl, iki teberlerin de var olmas›d›r. ucu gönderden ba¤›ms›z gövde formu, tepelik k›sm›, demir gönderinin olmas› bak›m›ndan baz› örneklerle Bektaflili¤in yeniçeriler vas›tas›yla Balkanlarda (T.10,T.12) benzerlikler gösterir(Bron vd.1982:239). etkili oldu¤u bir gerçektir. Baz› eserler üzerinde ‹ncelenen iki eserdeki (T.6.T.7) kufl bafl› formu rastlanan (Perezli Dervifl Ali, Akçahisarî Gül Usta) yerine burada üç boyutlu bir horoz bafl› ifllenmifltir.. Balkan kökenli usta isimlerinin, bu eserlerin Armudi bir form gösteren tepelik k›sm›n›n üzerinde, Balkanlarda yap›larak Merkez tekke konumundaki yuvarlak üste do¤ru daralan bir levha içerisinde ise Hac› Bektafl Tekkesine vakfedilmifl olabilece¤i gibi, Hz Ali, Hasan ve Hüseyin resmedilmifltir. Bu ‹ran Anadolu’da çal›flan Balkan kökenli ustalar taraf›ndan teberlerinde görülen bir özelliktir(Resim.32). üretilmifl olabilece¤ini de düflündürmektedir.

7 Foto¤raflar Sanat Tarihçi Ayflegül Aygün taraf›ndan temin edilmifltir. - 47 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Tasavvuf kültürünün ö¤elerinden olan teberlerin Eyübo¤lu, ‹.Z.(2000) Bütün Yönleriyle Bektaflilik, ‹stanbul. geleneksel teknikler kullan›larak yap›lmas›na Galip, ‹.(1971).Takvim-i Meskukat-› Selçukkiye, Ankara. ra¤men, farkl› formlar›n, süslemede yeniliklerin ‹nal, G.( (Bas›m tarihi verilmemifltir). Türk Maden denendi¤ini göstermesi ve o dönem sosyo-kültürel Sanat›n›n Geliflimi (Bafllang›c›ndan Osmanl›lara Kadar), yap›s› hakk›nda bilgiler vermesi bak›m›ndan özel bir öneme sahip oldu¤unu söyleyebiliriz. Ankara. Kenesbay, M.(1989). “ Epik Eserlerde Eski Türk Askerinin KAYNAKLAR Silahlar› ”Uluslararas› Osmanl› Öncesi Türk Kültürü Kongresi Acun, H. (1993). ”Ejder Motifli Kap› Tokmaklar›” Sanat Bildirileri, Ankara. Tarihinde ‹konografik Araflt›rmalar,Güner ‹nal’a Arma¤an, Koçu, R. E.(1967). Türk Giyim Kuflam ve Süsleme Ankara,s.1-19. Sözlü¤ü, Ankara.

Aksel, M.(1967). Bektaflilikte Yaz› Resim, ‹stanbul,s.22. Ocak, A.Y.(2000). Osmanl› ‹mparatorlu¤unda Marjinal Anonim,(1978).”Teber Maddesi”Rehber Ansiklopedisi, Sufilik:Kalenderiler, Ankara.

‹stanbul,Cilt .16. Ögel, S.(1962). “Selçuk Sanat›nda Çift Gövdeli Aslan Anonim,(1999).”Versailles a Topkap›:Tresors de la Cour Figürü” TTK.Belleteni,.C, 26,S.529-538,Ankara. Ottomane” Sergisi Katalo¤u, Paris Öney,G.(1978).Anadolu Selçuklu Maden Sanat›, Anadolu Arseven, C.E.(1961).Sanat Ansiklopedisi, ‹stanbul, C.2. Selçuklu Mimarisinde Süsleme ve El Sanatlar›, Maden Sanat›, Atasoy, N.(2005).Dervifl Çeyizi, Ankara. Ankara.

Ats›z, H.N.(2001) Evliya Çelebi Seyahatnamesinden Özdemir, N.(1977).“Anadolu Selçuklular›nda Heykel Seçmeler, Ankara 2001. Sanat› ”Kültür ve Sanat, S.36,Ankara. s.5.

Boran, A.(2002). “Divri¤i Kale Camii’indeki Arslan Sar›kaya, M.S.(2000). XIII-XIV. As›rlarda’ki Anadolu’da Figürlerinin ‹konografik Yorumu”, Ortaça¤’da Anadolu Prof. Fütüvvetnamelere Göre Dini ‹nanç Motifleri, Ankara. Dr. Aynur Durukan’a Arma¤an,Ankara. Tanman, B.(1993). Merzifonlu Kara Mustafa Pafla Camii Bodur, F.(1987). Türk Maden Sanat› (The Art of Turkish fiad›rvan›n›n Kubbesinde Zileli Emin’in Yaratt›¤›” Osmanl› Metalworking)‹stanbul. Dünyas› ve Bu Dünya’ya Yans›yan Kiflili¤i” Sanat tarihinde Bron, S.- W Polsk›ch Zb›orach,(1982). (Translated by: ‹konografik Araflt›rmalar” Günel ‹nal’a Arma¤an, Ankara.s.491- Bogna Piotrowska),Old Weapons in Polish Collections, Polonya. 522. Çam, N.(1993). Türk ve ‹slam Sanat›nda Alt› Kollu Tunçel, G.(2001). “Kalkandelen (Tetova) Harabati Baba Y›ld›zlar(Mühr-i Süleyman), Prof. Dr. Y›lmaz Önge Arma¤an›, Tekkesi Haziresindeki Mezartafllar›”, Balkanlarda Kültürel Konya,s.217. Etkileflim ve Türk Mimari Uluslar aras› Sempozyumu Bildirileri, Çoruhlu,Y.(1993).“‹slamiyetten Önce Türk Sanat›nda C.2.Ankara. Hayvan Mücadele Sahneleri ”Sanat Tarihinde ‹konografik Yahya Âgâh b. Sâlih el- ‹stanbulî’, Mecmu’âtü’z- Zarâ’if Araflt›rmalar” Güner ‹nal’a Arma¤an, Ankara.s.117-141. Sandukatu’l–Ma’ârif (Tarikat K›ayfetlerinde Sembolizm) (2002). Durukan, A.(1993). “Akhan’›n Süsleme Program›” Sanat Sad.Ülker Aytekin, Ankara. Tarihinde ‹konografik Araflt›rmalar, Güner ‹nal’a Arma¤an, Ankara.s.143-159. Yetkin, fi.(1976).”Anadolu Selçuklu Devrinde Bir Maden Eser ”Sanat Tarihi Y›ll›¤› ,VI,‹stanbul. Eralp, T.(1993).Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah Kavram› ve Osmanl› ‹mparatorlu¤unda Kullan›lan Silahlar, Yetkin,fi.(1982). ”Hac› Bektafl Tekkesi Müzesinde Ankara. Bulunan Figürlü Teber”, Sanat Tarihi Y›ll›¤›, S.11Ankara. Erginsoy,Ü.(1978). ‹slam Maden Sanat›n›n Geliflimi, http://.‹stanbulportal.com/‹stanbulportal/art/military/milita Ankara. ry3.jpg,12.01.2005 - 48 - SAYI 32

Resim. 1-T.1

Resim. 2-T.2

- 49 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim. 3-T.3

Resim. 4-T.4

- 50 - SAYI 32

Resim. 5-T.5

Resim. 6-T.6

- 51 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim. 7-T.7

Resim. 8-T.8

- 52 - SAYI 32

Resim. 9-T.9

Resim. 10-T.10

- 53 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim. 11-T.11

Resim. 12-T.12

- 54 - SAYI 32

Resim. 13-T.13

Resim. 14-T.14

- 55 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim. 15-T.15

Resim. 16-T.16

- 56 - SAYI 32

Resim. 17-T.17

Resim. 18-T.18

- 57 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim. 19-T.19

Resim. 20

- 58 - SAYI 32

Resim. 21

Resim. 22

- 59 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim. 23

Resim. 24

- 60 - SAYI 32

Resim. 25

Resim. 26

- 61 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim. 27

Resim. 28

- 62 - SAYI 32

Resim. 29

- 63 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim. 27

- 64 - Uluborlu Alâeddin Camii

Özet al›flmam›z, Isparta ‹li Uluborlu ilçesi eski yerlefliminde yer alan Alâeddin Camii üzerine, bir tan›t›m ve belgeleme niteli¤indedir. Eski Uluborlu, Ortaça¤dan Cumhuriyetin ilk Ç y›llar›na kadar önemli bir yerleflim yeridir. Alâeddin Camii, mevcut kitabe ve kaynaklara göre; XIII. yüzy›lda infla edilmifltir. Yap›; XX. yüzy›l›n bafllar›nda ç›kan bir yang›n sonras›nda büyük ölçüde zarar görmesiyle, yöre halk› taraf›ndan yeniden infla ettirilmifltir. Yap› planlama aç›s›ndan; kuzey- güney do¤rultusunda, dikdörtgen bir mekân kurgusuna sahiptir. Harim k›sm›, üç sah›na ayr›l›p orta sah›nda, dairesel ve oval biçimli kubbeler, yan sah›nlarda ise dairesel formda küçük kubbeler yer almaktad›r. Süslemeleri, XIX.-XX. yüzy›l bezeme anlay›fl›nda, yöresel tarzda yap›lm›flt›r. Anahtar Kelimeler: Uluborlu, Alâeddin Camii, XIX.-XX. Yüzy›l Osmanl› Mimarisi

Uluborlu Alâeddin Mosque Abstract Alâeddin Mosque; Uluborlu Castle, located outside the old city walls in Uluborlu in Isparta. Old Uluborlu, from the middle ages to the early years of the Republic is an important settlement area. The ruins that remain from these periods are important determining factors for the settlement of Uluborlu. According to the available inscription and resources, Alâeddin Mosque was built in XIII. Century. The structure that existes today was rebuild by the local people after fire, in the early XX. Century. in terms of the type of Structure-planning, it has the north-south direction in a rectangular space. Harim part, divided into three sections, and the in middle sahn, there are circular and oval form of domes, in right and left sides, there are small domes. XIX.-XX. Century in the sense of decoration, was presented in the local style. Yrd. Doç. Dr. fievki DUYMAZ Key Words: Uluborlu, Alâeddin Mosque, XIX.-XX. Century Süleyman Demirel Üniversitesi Ottoman Architecture Fen-Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü Ö¤retim Üyesi - 65 - VAKIFLAR DERG‹S‹

G‹R‹fi Seleukoslar›n eline geçmifltir (Komisyon 2003:528). Bu dönemde, Uluborlu s›n›rlar› içinde Apollonia Isparta ‹line ba¤l› ilçe merkezi olan antik kenti kurulmufltur. Kent büyük ihtimalle Uluborlu’nun; kuzeyinde Dinar, do¤usunda Seleukos Kral› Seleukos I (M.Ö. 312–280) taraf›ndan Senirkent, güneyinde Atabey, Gönen ve bat›s›nda Keçiborlu ilçeleri bulunmaktad›r (Çizim 1). Kentin kurulmufl olmal›d›r. Apollonia, Strabon’da (1993:62) yak›n ça¤daki ilk yerleflimi, Toros kollar›n›n uzant›s› Frigya, Ptolomaios’da Pisidia flehri olarak ad› geçer. olan Kap› Da¤›’n›n eteklerine, 1950 y›l›ndan sonra Kentin eski ismi Stephanus Byzantinus taraf›ndan ise flimdiki Uluborlu Ovas›’na tafl›nm›flt›r (Komisyon Mordiaeum veya Margium olarak kaydedilmifltir. 2003:530, Türk Ansiklopedisi 1983:508, Anonim Apollonia, Roma ‹mparatorluk dönemi (M.Ö. 27- 1982:3505-3509). M.S.395) sikkeleri üzerinde ve yaz›tlarda kendini Likya ve Trakyal›lar›n kolonisi olarak gösterir Uluborlu’nun, güneybat›s›nda Pupa, güney- (Komisyon 2003:529). do¤usunda fiehir çaylar›, güneyinde fialgaml›k ve Halkal› dereleri ile do¤usunda Su Uçan, Akçay M.Ö. l88 y›l›nda Roma ordusuna yenilerek flelaleleri, De¤irmen deresi, bat›s›nda ‹leyda¤› çay›, Apameia Bar›fl›n› imzalayan Seleukoslar, Toroslara kuzeyinde yer alan K›z›ldere ve Dereköy çaylar› belli kadar olan k›s›mdan çekilmifller ve bölge Romal›lar bafll› akarsular›d›r (http://tr.wikipedia.org/wiki/ taraf›ndan Bergamal›lara b›rak›lm›flt›r. M.Ö. l88–133 Uluborlu,_Isparta). Pupa Çay› üzerinde 1977 y›l›nda y›llar› aras›nda Bergama Krall›¤›’n›n elinde bulunan Uluborlu ve 1995 tarihinde ‹leyda¤› Barajlar› bölge; M.Ö. l30’da Romal›lar taraf›ndan ele kurularak sulama amaçl› kullan›lmaktad›r. Isparta’ya geçirilerek, M.Ö. 102–49 y›llar› aras›nda Kilikya 65 km. uzakl›ktaki ilçenin merkez nüfusu 5.900 ve Eyaleti içine al›nm›fl, daha sonra Asya Eyaletine çevresiyle toplam nüfusu 13.248’dir (Komisyon ba¤lanm›flt›r. M.Ö. 39 y›l›nda Galat Kral› Amyntas›n 2003:530). kontrolüne giren bölge M.Ö. 25 y›l›na kadar bu durumda kalm›fl, daha sonra Galatia eyaleti içine Uluborlu, tarih boyunca birçok uygarl›¤›n al›nm›flt›r. Apollonia, Roma ‹mparatorlu¤u’nun M.S. hâkimiyeti alt›na girmifltir (Ramsay 1961, Anonim 395 y›l›nda parçalanmas›yla Do¤u Roma 1982:3050-3615, Komisyon 2003:528-529, Demirdal ‹mparatorlu¤u (Bizans) s›n›rlar› içinde kalm›flt›r 1968:20-38, Böcüzade 1983:47). Kentin bulundu¤u (Demirdal 1968:28-38, Komisyon 2003:529). bölge içerisinde yer alan di¤er ilçelerin mevcut tarihi geçmifline bak›ld›¤›nda, Uluborlu tarihini yaklafl›k Uluborlu tarihsel süreç içerisinde; Apollonia, M.Ö. 5000’li y›llara kadar götürmek mümkündür. Mordiaum (Ayvalar Memleketi), Mardion, Margion, Ancak, çevrede varl›¤› bilinen höyükler ve kal›nt›lar Mardiaion, Sozopolis (Zosimus isimli papazdan al›r) bulunmas›na ra¤men, arkeolojik araflt›rmalar ve ve Türk hâkimiyetinde de Borgulu, Burgulu, Borulu, bilimsel çal›flmalar›n yeterince olmamas› kentin, tarih Uluborlu adlar›yla bilinir (Ramsay 1961:446-448, öncesine ait bilgilerini yetersiz k›lmaktad›r. Demirdal 1968:60-62). Uluborlu’nun bulundu¤u bölge, Hitit metinlerinde Pitaflfla olarak geçer. Hititler, Frigler, 1- ‹lk Türk Yerleflmesinden Günümüze Lidyal›lar ve Persler zaman›nda bölge; sadece siyasal Uluborlu olarak el de¤ifltirmifl fakat tam olarak ele geçirilememifltir. Bölge, M.Ö. 334–323 tarihleri VII. yüzy›ldan itibaren Anadolu’ya yap›lan aras›nda Büyük ‹skender’in kontrolüne girmifl ve ‹slam ak›nlar›nda Abbasilerin etkinli¤i M.Ö. 323 y›l›nda ‹skender’in ölümünden sonra gözlenmektedir. Bizans s›n›r boylar›na yerleflen ve haleflerinden, Seleukos ve Lysimakhos aras›nda gaza anlay›fl›n› icra eden Müslümanlar daha sonraki yap›lan Kurupedion Savafl› (M.Ö. 281) sonucunda dönemlerde yerleflik hale gelmeye bafllam›fllard›r. - 66 - SAYI 32

XI. yüzy›lda Türklerin Anadolu’yu fethi öncesi, nedeniyle, Isparta ve çevresinde Anadolu Isparta ve çevresi Bizans yerleflimi olarak karfl›m›za beyliklerinden Hamido¤ullar›, bölgenin yönetimini ç›kmaktad›r. XII. yüzy›ldan itibaren de bölgede ele geçirir (Böcüzade 1983:18-29, Kofo¤lu 2006:95- Türklerin ak›nlar› söz konusudur (Turan 1993a:171, 142). Feleküddin Dündar Bey döneminde; önce Türk dönemi Uluborlu için bkz.: Aksarayi 2000:24, Uluborlu, arkas›ndan da E¤irdir beylik merkezi 103, ‹bni Bibi 1996:26-28, 89, 142, 148, 238, ‹bni olmufltur (Demirdal 1968:46, Kofo¤lu 2006:143- Bibi 1941:228, 254, 259, Gordlevski 1988, Anonim 197). Hamido¤ullar› k›sa sürede; -Gölhisar, 1982:3521-3523, 3586, Kofo¤lu 2006, Demirdal ve ’ya kadar s›n›rlar›n› geniflletir. 1968, Böcüzade 1983, Akda¤ 1959, Ar›kan 1988, Bundan sonra, beylik iki koldan ilerlemeye bafllar. Cahen 1994, Tu¤lac› 1985:296, Can 1998, Y›ld›z Dündar Bey, E¤irdir ve çevresinde Hamido¤ullar›n›, 2000, Uzunçarfl›l› 1995). kardefli Yunus ise, Antalya ve çevresinde Tekelio¤ullar› Beyli¤inin hakimiyetini bafllat›r Uluborlu, 1074 y›l›nda Büyük Selçuklu Sultan› (Karaca 2002:39-40). Sonraki süreçte, Hamido¤ullar› Melikflah taraf›ndan Anadolu’nun fethinde Beyli¤i ile Konya ve çevresinde yer alan görevlendirilen Süleyman fiah ile Bizans ‹mparatoru Karamano¤ullar› Beyli¤i aras›nda, toprak konusunda VII. Mihail aras›nda yap›lan anlaflma ile Selçuklu mücadeleler bafllar (Anonim 1982:3521). egemenli¤ine girmifltir. Ancak, bu yörelerdeki Büyük Selçuklu egemenli¤i uzun süreli olmam›flt›r. Çünkü XIV. yüzy›l bafllar›nda güçlenen Hamido¤ullar›, Bizans’›n güçlü savunmas› ve Haçl› seferleri Anadolu’da mevcut birçok beyli¤e göre daha etkin bir konumdad›r. 1314 y›l›nda Anadolu’ya gelen sebebiyle burada Türk egemenli¤i tam olarak ‹lhanl› valisi Emir Çoban, Anadolu Beyliklerine sa¤lanamam›flt›r (Komisyon 2003:529). ‹lhanl› egemenli¤ini kabul ettirmek ister. Bu 1176 Miryakefalon/Karam›kbeli Savafl›’ndan do¤rultuda, ba¤l›l›¤›n› bildiren beylerden biri de sonra Anadolu’yu kesin olarak yurt edinen Türkler, Dündar Bey’dir (Kofo¤lu 2006:169-170). 1324 kal›c› yerleflme siyasetinin do¤al bir sonucu olarak y›l›nda bölge valisi olan Temürtafl (Demirtafl), bask›lar›n› artt›r›rlar. Bölgede Bizans’›n etkinli¤i beyli¤in üzerine do¤ru harekete geçince, Dündar Bey k›r›l›nca, Sultan II. ‹zzeddin K›l›ç Arslan zaman›nda Antalya’ya gider ve yakalanarak öldürülür (Emecen Isparta çevresi ele geçirilir (Turan 1993b:695-696) ve 1999:195). Böylece, bölgeyi yönetimi alt›na alan 1182’de I. G›yaseddin Keyhüsrev bölgeye Melik Temürtafl, Antalya’n›n yönetimini de Dündar Bey’in olarak tayin edilir (Baykara 1990:58). ye¤eni ’e b›rak›r. 1327’de vali 1207 y›l›nda Sultan I. G›yaseddin Keyhüsrev, Temürtafl’›n ‹lhanl› yönetimiyle iliflkileri bozulup Antalya’n›n fethini gerçeklefltirdikten sonra bölge Memlükler’e s›¤›nmas›yla, bölgenin idaresi tekrar yönetimini Subafl› Mübarizeddin Ertokufl’a b›rak›r H›z›r Bey’in baflkanl›¤›nda Hamido¤ullar›’na geçer (Turan 1993a:284, Baykara 1990:45). Bundan sonra (Komisyon 2003:65, Kofo¤lu 2006:197-210). Ertokufl’un Antalya, Isparta ve çevresinde 1328 y›l›nda H›z›r Beyin ölümüyle birlikte gerçeklefltirdi¤i faaliyetleri, bölge tarihi aç›s›ndan bafllayan kar›fl›kl›klar nedeniyle Hamido¤ullar› son derece önemlidir. s›ras›yla; Necmeddin ‹shak, Muzaffereddin Mustafa, 1243 Köseda¤ Savafl› yenilgisi sonras› Mo¤ol Hüsameddin ‹lyas, Kemaleddin Hüseyin Beyler istilas›n›n getirdi¤i olumsuz etkiler, Isparta ve taraf›ndan yönetilmifltir (Do¤an 2008:28-29, Kofo¤lu çevresinde de kendini gösterir. Yönetimdeki zay›fl›k, 2006:210-277). yeni oluflumlar› beraberinde getirir ve ülkede kendi Hüseyin Bey; Karamano¤ullar›’n›n beylik hâkimiyetlerini kuran Beylikler Devrini bafllat›r. üzerindeki bask›s›n› kald›rmak için Osmanl›lardan Mo¤ol istilas› sonras› ortaya ç›kan otorite bofllu¤u yard›m ister ve bu yard›m karfl›l›¤›nda da; Yalvaç, - 67 - VAKIFLAR DERG‹S‹

fiarkîkaraa¤aç, Beyflehir, Akflehir ve Seydiflehir Madalyas›na sahip ilçe olma unvan›na sahip olmufltur yörelerini Osmanl›lara satar (Emecen 1999:195). (Demirdal 1968:59, Komisyon 2003:530). Ayr›ca, 1389 y›l›ndaki Kosova Savafl›’nda Osmanl›lara yard›m amac›yla askeri birlik gönderildi¤i de bilinmektedir (Uzunçarfl›l› 1995:51). 2- Kentsel Geliflim 1390 y›l›nda Karamano¤ullar›’n›n üzerine yürüyen Türk egemenli¤inde; eski adlar› “Borgulu, Y›ld›r›m Bayezid’in bu topraklar›n tamam›n› almas›, Burgulu, Borulu” ve günümüzde Uluborlu olarak Isparta ve çevresinin de kesin bir flekilde Osmanl› adland›r›lan ilçe, önemli bir merkez olmufltur yönetimine girmesini sa¤lam›flt›r. 1391’de de (Demirdal 1968:62-64). Kemaleddin Hüseyin Bey’in ölmesiyle; Kaynaklardan edindi¤imiz bilgilere göre, Hamido¤ullar› Beyli¤i sona ermifltir (Kofo¤lu Selçuklular döneminde kentte; on üç medrese 2006:257-286, Emecen 1999:196). aç›lm›fl, baz› flehzadeler Uluborlu’da ikamet 1402 Ankara Savafl› sonras› Anadolu’da etmifllerdir. I. Alâeddin Keykubad’›n o¤lu flehzade yaflanan Fetret Devrinde beyliklerin yeniden Rükneddin’in, Uluborlu’da öldü¤ü ve buraya canlanmas›yla, bölge tekrar Karamano¤ullar› defnedildi¤i bilinir. Mezar›n›n yan›nda kendi ismiyle Beyli¤i’nin yönetimine girer (Uzunçarfl›l› 1995:316). an›lan bir medrese infla edilmifltir (Turan 1993a:409- 1415 y›l› Çelebi Mehmed (1413–1421) döneminde 410, Demirdal 1968:45-46). K›rflehir dolaylar›nda Isparta ve çevresi yeniden Osmanl›lara ba¤lan›r. bafllayan Babai isyan›ndan kaçan Ahi’lerin bir k›sm› Ancak, k›sa bir süre sonra tekrar yönetim Uluborlu’ya gelip yerleflmifllerdir. Bunlara ait baz› Karamano¤ullar›’n›n eline geçmifltir. Bu dönemden türbeler ve Arapc›k ad›yla an›lan bir çeflme sonra, özellikle II. Murad (1421–1444) devrinde günümüze kadar gelmifltir. Anadolu Selçuklular› bölge Karamanl›-Osmanl› mücadelesi içerisinde sonras› Hamido¤ullar› Beyli¤i’nin idaresine giren kal›r. Sultan II. Murad; aradaki sorunlar›n giderilmesi Uluborlu, on y›l kadar beyli¤in baflflehri olmufltur. ve önceden al›nan topraklar›n geri verilmesiyle Kent, Osmanl› döneminde Anadolu Eyaletinin Karamano¤lu ‹brahim Bey’e, beyli¤in bafl›nda bir kazas› olarak yap›land›r›lm›flt›r. Uluborlu, Yavuz kalmas› için izin verir. Bu geliflmelerden sonra, XVI. Sultan Selim (1512–1520) devrinde düzenlenen yüzy›l bafllar›na kadar Isparta ve çevresinde önemli Taksimat-› Memalik-i Osmaniye’de, Hamit ilinin 21 bir siyasal de¤iflim olmaz (Komisyon 2003:64-65, kazas›ndan beflincisi olarak gösterilmektedir Kofo¤lu 2006:293-297). (Demirdal 1968:59, Komisyon 2003:530). Osmanl› Devletinin gerileme ve çöküfl XV. yüzy›l istilas› sonras› Uluborlu dönemlerinde merkezi otoritenin zay›flamas› Kalesi y›kt›r›l›nca, buran›n önemi azal›p Eski nedeniyle bölge bir çok alandaki geliflmelerden uzak Uluborlu bu kale çevresinde geliflmifltir. XV.-XVI. kal›r; hatta Anadolu’nun birçok yerinde gerçekleflen yüzy›llarda kentte, 20 mahalle yer al›p bunlardan isyan ve ayaklanmalarda bunda rol oynar. biride H›ristiyan mahallesidir. XVI. yüzy›l›n ikinci Milli Mücadele döneminde Uluborlu’da; yar›s›nda ise, Hamit Sanca¤›n›n en kalabal›k ülkenin kurtuluflu için kurulan derneklerin flubeleri yerleflimi oldu¤u ifade edilir (Ar›kan 1988:53-54). aç›lm›fl ve fiili olarak milli mücadeleye girilmifltir. Uluborlu, Tanzimat’tan sonra yap›lan taflra Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin yönetim reformu sonras›, 1867’de Konya Vilayetine kurulmas›yla birlikte, I. Dünya ve Kurtulufl ba¤l› Isparta Sanca¤›nda yer alan bir kazad›r. 1877, Savafl›nda Anadolu’nun kurtuluflu için mücadele 1892 ve 1903 y›llar›ndaki idari taksimatta kent veren Uluborlu, Türkiye’de en çok ‹stiklal durumunu muhafaza etmifltir. Uluborlu’da; 1869 y›l› - 68 - SAYI 32 kay›tlar›nda 13, 1892’de ise 19 mahalle ile 11 köy Lisesi yer almaktad›r (Res.2). Do¤usunda; Roma, ismi yer almaktad›r (Anonim 1982:3523). Bizans, Selçuklu ve Osmanl› dönemlerinde 1892 Konya Vilayet Salnamesine göre kentte; 6 kullan›lm›fl Uluborlu kalesi bulunur (Res.3). camii, 18 mescit, 8 türbe, 3 han, 2 hamam, 11 Güneyinde; Cirimbolu Deresi olarak adland›r›lan medrese, 4 Müslim 1 gayr-i Müslim okulu, 1 Rum meyilli arazi üzerinde, Türk dönemi yerleflimine ait Ortodoks kilisesi mevcuttur. Bunlar›n d›fl›nda yer birçok yap› kal›nt›s› yer almaktad›r. Anadolu alan sosyo-ekonomik anlamdaki yap›lar›n çoklu¤u Selçuklu, Hamido¤ullar› Beyli¤i ve Osmanl› ise kentsel geliflimin bu dönemdeki önemini ortaya dönemlerine ait bu yap›lardan; Sallanan Minare, koymaktad›r (Anonim 1982:3525, ayr›ca kentsel Garg›l› Lala Pafla Medresesi, Baltabey Hamam›, geliflim aç›s›ndan vak›f hizmetleriyle ilgili olarak Karabey Hamam›, Aslanl› Çeflme, Büyük Çeflme ve bkz.: Akdemir 2005:109-137). Muhittin Çeflmesi örnek gösterilebilir (Camii çevresindeki yap› örnekleri için bkz: Do¤an 2008, XIX. yy sonu ve XX. yy. bafllar›ndaki nüfus Demirdal 1968, Komisyon 2003). Kuzeyinde ise; say›mlar›yla Uluborlu’nun demografik yap›s› genifl aç›k bir avlu ile meyilli bir arazi üzerinde eski hakk›nda bilgiler mevcuttur. Kaynaklarda nüfusun; evler ve Uluborlu yeni yerleflimi yer almaktad›r 1831’de 4.960, 1869’da 7.626, 1877’de 7.571, (Res.4). 1882’de 7.813, 1893’de ise 15.054 oldu¤u ifade edilmektedir. Mevcut say›mlarda gayr-i Müslim Kaynaklarda, “Cami-i Uluborlu” (Ar›kan nüfusun 1/10’u kadar oldu¤u gözlenmektedir 1988:142), Alâeddin Camii olarak adland›r›lan yap›; (Anonim 1982:3523-3525). halk aras›nda “Ulu Cami” veya “Cami-i Kebîr” 1760 senesinden itibaren kaza merkezi oldu¤u olarak da bilinir (Uzunçarfl›l› 1929:234, Böcüzade belirtilen kentte, 1827 y›l›nda belediye teflkilat› 1983:96, Köse 1935:175). Yap›n›n ilk inflas›, I. kuruldu¤u belirtilmektedir (Komisyon 2003:532). Alâeddin Keykubad (1220–1237) döneminde olup hala bu isimle an›lmaya devam edildi¤ini de 1911 y›l›nda ç›kan büyük bir yang›nda zarar göstermektedir. gören kale etraf›ndaki eski Uluborlu yerleflimi terk edilmifl ve 1935 y›l›ndan itibaren de günümüz yerleflimi ortaya ç›kar (Demirdal 1968:114-115). 2- Yap›yla ‹lgili Kaynaklar Isparta iline ba¤l› bir ilçe olan Uluborlu’da; Yap›yla ilgili kaynaklara bak›ld›¤›nda, genel Güreflyeri, Kabaa¤aç, Pazar, Toprakl›k, Taflköprü ve Zincirli mahalleleri bulunmaktad›r. tan›t›ma yönelik olarak yap›lan çal›flmalar›n d›fl›nda özgün bir araflt›rmaya rastlanmam›flt›r. Yap›n›n tarihsel aç›dan de¤erlendirilmesinde; birinci el ULUBORLU ALÂEDD‹N CAM‹ kaynak olarak kitabeleri, ikinci el kaynak olarak da 1- Yap›n›n Yeri ve Ad› bölgeyle ilgili yap›lm›fl olan siyasi tarih, monografik çal›flmalar ile tezler yer almaktad›r. Alâeddin Camii; Isparta ‹li, Uluborlu ilçesi, Uluborlu Kalesi surlar› d›fl›nda kalan Türk dönemi Eski Uluborlu yerlefliminde, yüksek bir tepe üzerinde Kitabeleri: Yap›da; minare kaidesi, girifl kap›s› genifl bir düzlükte infla edilmifltir (Res.1). Yap›n›n; üzeri, harim k›sm›ndaki tafl›y›c› ayak üzerinde kuzey ve güneyinde yüksek, meyilli bir arazi pandandifteki madalyon ve Uluborlu Halk E¤itim mevcuttur. Bat›s›nda; Osmanl› Dönemine ait Bülbül Merkezi’nde korunan kitabe ile birlikte toplam dört (Alemdar) Camii ve Uluborlu Cumhuriyet Anadolu kitabe bulunur. - 69 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Minare Kaidesindeki Kitabe: Kuzey cephede Mesud’un üzerine olsun bulunan minarenin girifl kap›s› üzerinde sivri kemerli Allah’›n rahmetine muhtaç zay›f kulun 1 bir nifl yüzeyinde yer al›r (Demirdal 1968:88) saltanat›n› Allah ebedi k›ls›n (Res.5). Yaklafl›k 84cm.X 90cm. boyutlar›ndaki kitabe levhas›n›n yüzeyinde mermer üzerine sülüsle Hac emiri, sahillerin kumandan› Ömer’in yaz›lm›fl befl sat›rl›k onar›m kitabesidir (Erdinç o¤lu Bedreddin 680/1281 y›l›nda bu tamiri yapt›. 1999:112-117, Böcüzade 1983:96)2: Kuzey Girifl Kap›s›ndaki Kitabe: Kuzey cephe girifl kap›s›nda yer alan onar›m kitabesidir (Res.6). Kitabe; 140 cmX80 cm boyutlar›nda mermer üzerine, on sat›rla, celi sülüs hatt›yla yaz›lm›flt›r (Erdinç 1999:154-159). Trankripsiyonu: ⁄afil olma âkil ol dinleyin ey ›rk-› Güzin Vatand›r ma’bedin imân çal›flmak ey ehl-i din Alâaddin-i Selçukdan mükemmel bir yâdigârd›r Trankripsiyonu: Kazâen yand› bu ma’bed seneler old› hazin Ve enne’l-mesâcide lillâhi felâ ted’ü ma’allahi Bin üç yüz yigirmi yediden beri hep halk-› kazâ ehadâ Sarf-› himmet ettiler hakkâ hezârân âferin Emera bi-imâreti hâze’l- mescidi’l-câmi’l- mübâreki fi eyyâmi devleti’s- sultâni’l- a’zam Devr-i Cumhuriyyetin nakdine-i âsâr›n› Z›llu’llâhi fi’l-âlem g›yâsü’d-dünyâ ve’d-din Gördi k›smen halk›m›z yapd›lar hem pek dil- Mes’ud b. Keykavus niflin Halleda’llâhü devletehu el-abdü’z-zaif el- Cevheriden buldun ammâ yâ ç›kar seyyâl-i zâr muhtâc ilâ rahmeti rabbihi U’budu’llâhe cemîan “fedhuluhâ hâlidin” El-latif Bedrü’d-din Ömer b. Emirü’l-hâc Tercümesi: melikü’s-sevâhil fi sene semânin Ey seçkin ›rk›n insanlar› dinleyin gafil olmay›n, ve sitte mie. ak›ll› olun. Tercümesi: Ey din ehli kifliler mabedimiz olan vatana çal›flmak imand›r. Mescidler flüphesiz Allah’›nd›r. Öyleyse orada, Allah ile beraber baflkas›na ibadet etmeyin3 Bu eser Selçuklu Sultan› Alâaddin’den çok Bu mübarek camiin imar›n› büyük sultan, mükemmel bir hat›rad›r. hükümdarl›¤› zaman›nda emretti. Ne yaz›k ki bir kaza sonucu bu mabed yanm›fl ve Cihanda Allah’›n gölgesi din ve dünyaya gönüller hüzünle dolmufltur. yard›mc› Keykavus’ün o¤lu Bin üç yüz yirmi yediden beri bu kazan›n halk›

1 Kitabe; 1909’da ç›kan yang›n öncesi, bat› giriflinde iken 1929 y›l›nda yap›n›n yeniden inflas›nda minaredeki yerine konulmufltur. 2 Kitabe metninde tam olarak bir tamir faaliyetinden söz edilmese de, bani isminden sonra zikredilen “Ömer o¤lu Bedreddin” ibaresi, araflt›rmac›lar›, kitabenin onar›m kitabesi oldu¤u düflüncesine sevk etmifltir. 3 Kur’ân-› Kerîm, Cin Suresi 18. ayet. - 70 - SAYI 32

Allah için bu mabede ilgilerini hiç El-melik efl-flehid Tu¤rulflah b. K›l›çarslan dâme esirgemediler, kendilerine binlerce teflekkür olsun ikbaluhe fi Receb sene Cumhuriyet devrinin gözle görünür eserlerini tis’a ve ›flrin ve site mie Halk›m›z k›smen gönlüne hofl gelecek flekilde Tercümesi (Demirdal 1968:86-87, Köse yapm›fllard›r. 1935:175): Cevheri tarihten (y) harfini ç›kararak bu eserin Bu cami, büyük sultan, azametli, flahlar flah›, tarihini düflürdük Allah’›n yeryüzündeki gölgesi, din ve dünya yücesi, Hepiniz Allah’a ibadet edin “ve ebediyen ülkeler fatihi Keyhüsrev o¤lu Keykubad’›n saltanat› cennete girin” günlerinde, K›l›ç Arslan’›n flehid o¤lu Melik Tu¤rulflah’›n alim ve adil k›z› ‹slam’›n ve 1345/1926–27 Müslümanlar›n safveti, dünya ve dinin berrakl›¤› - Halk E¤itim Merkezindeki Kitabe: Allah ikbalini daim k›ls›n - Melike ‹smet’in mal›ndan Kaynaklardan edindi¤imiz bilgilere göre kitabe, (ve onun ad›na) infla edildi. 629 senesinin Receb Caminin özgününde kuzey kap›s› üzerinde iken, ay›nda (M.1231) H.1327/M.1909 yang›n› sonras› k›smen tahrip olmufl Pandantifteki Kitabe: Daire biçimli madalyon ve korumaya al›nm›flt›r. Befl sat›rl›k kitabe, içerisinde, Hüseyin yaz›s›n›n ortas›nda “Mehmed 70cmX1m boyutlar›nda mermer üzerine sülüs karakterde yaz›lm›flt›r (Demirdal 1968:86, Köse Nuri 1351” (1932–1933) ibaresi, sanatç› kitabesi 1935:175, Uzal 2006:50-52, Y›ld›r›m 1999:23-24)4: olarak karfl›m›za ç›kar (Res.7). Bu, hattat ismi ve yaz›m tarihidir. Uluborlu’ya en yak›n ilçe olan Senirkent’te bulunan H›d›r Çelebi (Pazar) Camiinde de bu ismin ayn› flekilde geçmesi, Mehmed Nuri’nin bu y›llarda bölgede çal›flan hat sanatç›s› oldu¤unun bir göstergesidir5. Yaz›l› kaynaklara göre yap›yla ilgili olarak; XVI. yüzy›ldan XIX. yüzy›la kadar olan döneme ait baz› kay›tlara Baflbakanl›k Osmanl› Arflivi’nde rastlan›r. Bu kay›tlar; tapu tahrir, vakfiye, onar›m ve görevlendirmeler gibi çeflitli konularda karfl›m›za Trankripsiyonu: ç›kmaktad›r (Ar›kan 1988:142, Akdemir 2005:112- Benâ hezel-mesecidi’l- Mübareke fi eyyâmi 116, Demirdal 1968:251). devleti’s-sultan El- a’zamü flahinflahi’l-muazzam zillullahi fi’l- 3- Yap›m Tarihi, Banisi, Yap›n›n Geçirdi¤i alemi De¤ifliklikler ve Onar›mlar Alaad’dünya ve’d-din ebu’l-feth Keykubad b. Keyhüsrev ve min mâ’le’l- Mevcut kitabeler ve kaynaklardaki veriler incelendi¤inde Uluborlu Alâeddin Camii; meleketi’l-alimeti 629H./1231M. tarihinde, II. K›l›ç Arslan’›n torunu ve El-adiletü Ismetü’d-dünya ve’d-din safvetü’l- Tu¤rul fiah’›n k›z› Melike-i Adile taraf›ndan ‹slam ve’l-müslimine benet yapt›r›lm›flt›r. Melike-i Adile, Alâeddin Keykubat’›n

4 Kitabenin, ‹smet Pafla okulunda korundu¤u, k›r›k ve yanm›fl k›s›mlar›n onar›larak yaz› bütününün ortaya ç›kar›ld›¤› ifade edilir. 5 Mehmet Nuri Alt›ntabak (1878–1954), Ispartal›d›r. - 71 - VAKIFLAR DERG‹S‹ amcas›n›n k›z›d›r. Osman Turan (1993a:266) ise 2- D›fl Tasvir yap›n›n; 625H/1227M’de Mugiseddin Tu¤rul fiah’›n Kuzey cephede, son cemaat yeri, türbe, minare k›z› taraf›ndan infla ettirildi¤ini ifade eder. ve kütüphane k›s›mlar› yer al›r (Res.8). Son cemaat Camii günümüze XX. yüzy›l yap›s› olarak yerinin girifl k›sm›; iki sütun üç kemer aç›kl›¤›yla yans›r. Kaynaklara göre yap›n›n, ilk inflas›ndan oluflturulmufl, sütunlar birbirlerine ve duvarlara Bursa bugüne kadar geçirmifl oldu¤u onar›m ve tarz› kemerlerle ba¤lanm›flt›r. Bu birim ayr›ca; ana yenilemeleri flu flekildedir: mekâna girinti fleklinde, iki yan› kapal› ve harim Minare kaidesinde yer alan kitabeye göre; 1281 k›sm›nda bulunan mahfelin uzant›s› biçiminde y›l›nda tamir (Böcüzade 1983:96)6, 1652 y›l›nda oluflturulmufltur Son cemaat yeri güney duvar›nda iki eflraftan Vahap Kad› ad›nda biri taraf›ndan onar›m mihrabiye ve dört pencere bulunmaktad›r. Burada yer (Komisyon 2003:196), bir arfliv belgesine göre; 1780 alan girifl kap›s›; bas›k kemerli olup, hemen üstünde y›l›nda kapsaml› bir onar›m ve yenileme7, ana girifl kitabe yer almaktad›r (Res.9). Bu birimin üstünde ise kap›s› üzerinde yer alan kitabeye göre; 1926–27 kad›nlar mahfili bulunur. Kuzey do¤u köflede sivri y›l›nda halk taraf›ndan onar›m (Erdinç 1999:154), iç kemerli aç›kl›kla türbeye girifl k›sm› yer al›r (Res.10). mekân tafl›y›c› ayaklar›n birindeki pandantifte Kuzey bat› köflede minare ve yan›nda, günümüzde bulunan madalyon içerisindeki yaz›ya göre; 1932–33 kütüphane olarak adland›r›lan dikdörtgen planl› yap› y›l›nda da s›va ve süslemelerin yenilendi¤i ifade mevcuttur. Kuzey cephede ayr›ca; genifl bir avlu ve edilmektedir (Komisyon 2003:196)8. Bu kay›tlar›n flad›rvan bulunmaktad›r (Res.11). d›fl›nda camiin; 1944’de çat›s› onar›lm›fl, 1969 Minare, kuzeybat› yönde camiye bitiflik olup y›l›nda Vak›flar Genel Müdürlü¤ü taraf›ndan genel kübik kaide, silindirik gövdeli ve tek flerefeli biçimde onar›ma (Y›ld›r›m 1999:27) tabi tutulup bugüne yer al›p düzgün tafllarla infla edilmifltir (Res.12). kadar da ilgili kurumlarca gerekli bak›m ve Minarenin kaide k›sm›nda, merdivenlerle ç›k›lan ve onar›mlar› yap›lm›flt›r. kademelendirilmifl sivri kemerli girifl, bas›k kemerli kap› bulunmaktad›r. Camii çat›s›n›n bafllang›ç seviyesine kadar yer alan kaidede, nifl yüzeyindeki TANIM kitabesi yer al›r. Minare gövdesi, tu¤ladan yap›lm›fl 1- Plan ve koruma amac›na yönelik metal halkalarla desteklenmifltir. fierefe altl›¤›, befl s›radan oluflan Yap› planlama aç›s›ndan; kuzey-güney testere difli formundad›r. Bunun üzerinde ise flerefe, do¤rultusunda dikdörtgen bir mekân kurgusuna petek ve külah k›sm› bulunur (Res.13). sahiptir. Harim k›sm› üç sah›na ayr›l›p orta sah›n daha genifl tutulmufltur. Orta sah›nda, yan sah›nlara Do¤u cephede, üstte befl altta dört sivri kemerli göre daha büyük çapta bir ana kubbe ve iki oval pencere dizisi bulunur. Alt pencere dizisinin kubbe bulunmaktad›r. Do¤u-bat› ve güney k›s›mlarda ortas›nda ibadet mekân›na girifli sa¤layan kap› yer iç mekân› oluflturan duvarlar ve aç›kl›klar, kuzeyde al›r (Res.14). Kap›n›n kuzeyinde yer alan pencere, ise son cemaat yeri, minare, kütüphane, türbe eyvan kad›nlar mahfiline girifl olarak düzenlenmifltir. Bat› birimleri mevcuttur. Üç girifle sahip yap›da dört cephede, çift s›ra pencere düzenlemesi yans›t›r. Alt yönde aç›kl›klar mevcuttur (Çizim 2). s›rada üç, üst s›rada dört sivri kemerli pencere yer

6 Kitabe k›sm›n›n çözümlenmesinde; ilk infla ve onar›m hakk›ndaki görüflleri mevcuttur. 7 B.O.A., Cevdet Evkaf, 27/fi /1194 (1780), Dosya No:175, Gömlek No:8736, Belgeye göre; yap›n›n oldukça harap oldu¤unu ve ilk inflas›ndan o güne kadar bir onar›m yap›lmad›¤› vurgulanm›flt›r. Tamir için, baflkentle yaz›flma sonras›, Hassa mimarlar›ndan Abdullah ve Mehmed halifeler görevlendirilmifltir. Ayr›ca belgede, tamirat› yap›lacak yerler, ihtiyaçlar ve bütçe hakk›nda bilgiler yer almaktad›r. Bu konuda ayr›ca bkz.: Akdemir 2005:114. 8 Bu onar›m›n, 1932 y›l›nda Hac› Nuri Alt›ntabak taraf›ndan yap›ld›¤› ifade edilir. - 72 - SAYI 32 al›p yaklafl›k eksende sivri kemerli girifl kap›s› sülüs hatla Kelime-i Tevhid yaz›l›d›r (Res.25)9. bulunur (Res.15). Güney cephe ise di¤er cephe 4- Malzeme ve Teknik kurgusuna sahip olup altta ve üstte dörder sivri kemerli pencere yer al›r (Res.16). Yap›da; kesme tafl, moloz tafl, tu¤la, devflirme, ahflap ve metal malzeme kullan›m› mevcuttur. Camii 3- ‹ç Tasvir duvar örgüsünde; kuzey cephede düzgün kesme tafl, Ana ibadet mekân› olarak yer alan harime, üç di¤er cephelerde moloz örgü tafl ve pencerelerde yönden girifl aç›kl›¤› bulunup iç mekan üç sahna düzgün kesme tafl kullan›lm›flt›r. Minarenin gövdesi, ayr›lm›flt›r (Res.17). Üç sah›nl› dikdörtgen planl› yatay istifle tu¤la ile örülmüfl olup kaidesi tafl yap›da, alt› adet sütun üst örtüyü tafl›maktad›r. Üst malzeme ile yap›lm›flt›r. örtü; d›fltan k›rma çat› içten kubbeyle örtülüdür. Orta Devflirme malzeme, muhtemelen yak›nda sah›nda; merkezde alt› sütunun tafl›d›¤› dairesel bulunan Apollonia antik yerlefliminden getirilmifltir. formda bir kubbe (Res.18), do¤u ve bat›daki yan Bu malzemeler; duvar yüzeylerinde rastgele, minare sah›nlarda ise yine dairesel formda dörder küçük kaidesindeki merdivenlerde ise, düzgün bir biçimde kubbe yer al›r. Mihrab›n yer ald›¤› güney ve giriflin kullan›lm›flt›r. Güney cephede, yap›n›n temelini yer ald›¤› kuzey bölümünde de, iki oval kubbe oluflturan k›s›mda ise yer yer devflirme malzeme bulunmaktad›r (Res.19). Kubbeye geçifl, pandantiftir. kullan›m› göze çarpar (Res.26). Tafl›y›c› ayaklar, birbirlerine ve duvara kemerlerle ba¤lanmaktad›r (Res. 20). Ahflap malzeme; minber, üst örtü ve pencerelerde metal malzeme ise; son cemaat Kuzeydeki kad›nlar mahfili; harimi böler gibi yerindeki girifl korkuluklar›, pencere flebekeleri, çat› görünse de ana ibadet mekân›n›n bütünlü¤ünü ve minare aleminde kullan›lm›flt›r. bozmad›¤› gözlenir. Bu mahfilin alt›nda, giriflin bat› ve do¤usunda müezzin mahfili oluflturulmufltur 5- Süsleme (Res.21). Kad›nlar mahfili; son cemaat yerinin ‹ç mekânda yo¤un olarak yaz› süsleme yer al›r. üzerinde ayr› bir birim olarak infla edilmifl ve do¤u Bitkisel ve geometrik süslemeler genelde kubbeler ile cepheden de bir girifli bulunmaktad›r (Res.22). kemer yüzeylerinde görülüp kal›p bask› Güney duvarda bulunan mihrap; kuflatma, tekni¤indedir. bezeme fleridi ve nifl k›sm› olmak üzere üç bölüm Harimin orta sah›ndaki dairesel formdaki kubbe halinde tasarlanm›flt›r. Kuflatma fleridi, bafll›kl› sütun göbe¤inde; celi sülüs hatla yaz›lm›fl daire madalyon fleklindedir ve üzerinde taç formu mevcuttur. Bezeme içerisinde sekiz tane aflere-i mübeflflere (sahabi) ismi fleridinde, celi sülüs hatla Ayete’l-Kürsi yaz›l›d›r. Nifl yer almaktad›r. Bu kifliler; Zübeyr b. El-Avvam, Sa’d k›sm› ise; içbükey dairesel formda, sütunçelerin b. Ebi Vakkas, Ebu Ubeyd b. Amir el-Harrâc, Said b. tafl›d›¤› sivri kemer ile bitkisel ve yaz› bezemesinin Zübeyr, Abdurrahman b. Avf, Talha b. Ubeydullah ile yer ald›¤› al›nl›k fleklinde oluflturulmufltur. Mihrap Bilâl Habefli ve Ebu Hanife’dir. Bu kubbenin nifli içerisinde de; bitkisel, perde ve sarkan kandil pandantiflerinde; dairesel formlu madalyon motifi bezemesiyle oluflturulmufl kompozisyon içerisinde, celi sülüs hatla yaz›lm›fl; Yâ Alim, Yâ bulunmaktad›r (Res.23). Gafur, Yâ Halim, Yâ fiekur ibareleri yer al›p tafl›y›c› Minber, sade bir flekilde düzenlenmifltir. ayaklar›n kemer yüzeylerinde ise; celi sülüs hatl› Mihrab›n bat›s›nda yer al›p, yap› ölçe¤inde mihrap madalyonlar içerisinde, dört büyük halife ile gibi belli ölçülere sahiptir (Res.24). Ahflap Hasaneyn isimleri yaz›l›d›r. Bunlardan, Hüseyin malzemeden yap›lan minberin girifl al›nl›¤›nda celi yaz›s›n›n ortas›nda Muhammed Nuri 1351 ibaresi yer

9 Yaz› sonunda düflülen 1351H./1932–1933 M. tarihinin, pandandifte yer alan madalyon içerisindeki tarihle ayn› olmas› nedeniyle; Mehmed Nuri taraf›ndan yaz›ld›¤›n› düflündürmektedir. - 73 - VAKIFLAR DERG‹S‹ almaktad›r. Bu ibare hattat ismi ile bezemenin yap›m olur. Ancak, plan kurgusu ve kubbe sistemi aç›s›ndan tarihidir. klasik dönem aray›fllar› sezilmektedir. Süsleme Mihrab› kuflatan d›fltan ikinci fleritte, celi sülüs özellikleri; dönemin taflra anlay›fl›n›n bir ifadesi karakterde Ayete’l- Kürsi yaz›l›d›r. Mihrab›n fleklinde ele al›nabilir. Asl›nda bu anlay›fl›n, tüm yap› üzerindeki iki pencere aras›nda da, celi sülüs ölçe¤inde var oldu¤unu söylemek de mümkündür. Bu karakterde Allah ve Muhammed ibareleri yer oluflumda; halk›n be¤enisi, mevcut flartlar, usta ve almaktad›r. sanatç› etkisinin oldu¤unu söyleyebiliriz. Minberin girifl al›nl›¤›nda, celi sülüs hatla, Kelime-i Tevhid yaz›s› bulunur. KAYNAKÇA Kad›nlar mahfilinde yer alan pandantiflerde; Akda¤, M. (1959). Türkiye’nin ‹ktisadi ve ‹çtimai Tarihi, I, Allah’a yakar›fl› ifade eden celi sülüs hatla yaz›lm›fl, Ankara: T.T.K. Yay›nlar›. Yâ Deyyân, Yâ Subhan, Yâ Hannân, Yâ Mennân Akdemir, M. S (2005). Osmanl› Arfliv Belgelerine Göre Uluborlu’daki Vak›f Hizmetleri. Aray›fllar, (13), Isparta: ibareleri yer almaktad›r. 109–137. D›fl cephede süsleme; son cemaat yeri Anonim (1982). Isparta, Yurt Ansiklopedisi, 1982/5, mihrabiyelerindeki perde ve kandil motifi ile tavan ‹stanbul:3505–3615. k›sm›nda yer alan bitkisel bezeme, kitabelerdeki yaz› Ar›kan, Z. (1988). XV-XVI. Yüzy›llarda Hamit Sanca¤›, süsleme ve pencerelerin kemer seviyesinde dolaflan ‹zmir: Ege Üniversitesi Yay›nlar›. birbirine paralel iki s›ra halindeki sade düz Aksarayi, K. M. (2000), Müsâmeretü’l-Ahbâr, (Çev.: silmelerden ibarettir. Silmeler, cephe hareketlili¤ine Mürsel Öztürk), Ankara: T.T.K. Yay›nlar›. yönelik unsur olarak göze çarpar. Baykara, T. (1990). Anadolu’nun Selçuklular Devrindeki Sosyal ve ‹ktisadi Tarihi Üzerinde Araflt›rmalar, ‹zmir: Ege DE⁄ERLEND‹RME VE SONUÇ Üniversitesi Yay›nlar›. Uluborlu kent dokusu içerisinde en erken Böcüzade, S. S. (1983). Kuruluflundan Bugüne Kadar tarihli minare kitabesiyle yer alan Alâeddin Camii; Isparta Tarihi, (Çev: Suat Seren), ‹stanbul: Serenler Yay›n› tarihi, konumu ve mimari biçimlenifli aç›s›ndan Cahen, C. (1994). Osmanl›lardan Önce Anadolu’da bölgenin önemli yap›lar›ndan biri olma özelli¤ine Türkler, ‹stanbul: E Yay›nlar›. sahiptir. XIII. yüzy›lda bölgedeki Türk yerleflmesinin Can, H. (1998). Uluborlu’nun Dünü Bugünü, Isparta. dini mimarideki kayna¤› olarak karfl›m›za ç›kan yap› Demirdal, S. (1968). Bütünüyle Uluborlu, ‹stanbul: Acar özgün de¤ildir. Mevcut yap›, XX. yüzy›l bafllar›nda Matbaas›. tekrar infla edilmifltir. Alâeddin Camii; eski kent Do¤an fiaman, N. (2008). Isparta’da Selçuklu ve Beylikler dokusunda, yüksek bir tepede, genifl bir düzlük Dönemi Mimarisi, Isparta: Isparta Valili¤i ‹l Kültür ve Turizm Müdürlü¤ü Yay›nlar›. üzerinde dikdörtgen mekân kurgusu anlay›fl›nda planlanm›flt›r. Yap›; tek minareli, üç yönden girifli Emecen, F. (1999). Isparta, T.D.V. ‹slam Ansiklopedisi, 1999/19, ‹stanbul: Diyanet Vakf› Yay›nlar›, 194–200. olan, içten kubbeli, d›fltan k›rma çat› örtüye sahiptir. Erdinç, Ü. (1999). Isparta ve ‹lçelerinde Bulunan Selçuklu Süsleme; yo¤un olarak iç mekânda yaz› ve bitkisel Beylikler ve Osmanl› Dönemi Yap›tlar›n›n Kitabeleri, bezeme olarak yer al›r. (Yay›nlanmam›fl Yüksek Lisans Tezi), ‹zmir: D.E.Ü. Sos. Bil. 1909 y›l›ndaki yang›n yap›n›n milad› Enst. Gel. Türk El San. Anasanat Dal›. niteli¤indedir. Bu yang›n sonras› yeniden infla edilen Gordlevski, V. (1988). Anadolu Selçuklu Devleti, yap›, bütünüyle bu dönem mimari özelliklerini (Çev.:Azer Yaran), Ankara: Onur Yay›nlar›. tafl›maktad›r. ‹bni Bibi (1941). Anadolu Selçuki Devleti Tarihi, (Çev. M. Nuri Gençosman-F. Nafiz Uzluk), Ankara. Yap›n›n, Osmanl› son dönem mimari ‹bni Bibi (1996). El Evamirü’l-Ala’iyye Fi’l-Umuri’l- unsurlar›yla karfl›laflt›r›ld›¤›nda; dönemin baflkent Ala’iyye (Selçuk-name) II, (Çev.: Mürsel Öztürk), Ankara: ekollü yap›lar›yla birebir benzeflmesini aramak yanl›fl T.T.K. Yay›nlar›. - 74 - SAYI 32

Karaca, B. (2002). XV. ve XVI. Yüzy›llarda Teke Sanca¤›, Türk Ansiklopedisi (1983). Uluborlu, 1983/32, Ankara: Isparta: Fakülte Kitabevi. 508. Kofo¤lu, S. (2006). Hamido¤ullar› Beyli¤i, Ankara: T.T.K. Uzal, F. H. (2006). Anadolu Selçuklu Devleti ve Beylikler Yay›nlar›. Döneminde Uluborlu, (Yay›nlanmam›fl Y. Lisans), Isparta: Komisyon (2003). Isparta 2003, Ankara: Isparta Valili¤i Yay›n›. S.D.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü. Konya Vilayet Salnamesi (1317 (1901). Konya: Konya Uzunçarfl›l›, ‹. H. (1929). Anadolu Kitabeleri, II, ‹stanbul. Vilayet Matbaas›. Uzunçarfl›l›, ‹. H. (1995), Osmanl› Tarihi, 1995/1, Ankara: Köse, N. (1935). Hamidelinde Eski Eserler: Uluborlu T.T.K. Yay›nlar› Kitabeleri, Ün Dergisi, 1935/I (13), 175. Y›ld›r›m, ‹. (1999). Anadolu Selçuklular›, Hamito¤ullar› ve Ramsay, W.M. (1961). Anadolu’nun Tarihi Co¤rafyas›, (Çev.: Mihri Pektafl), ‹stanbul: M.E.B. Yay›nlar›. Osmanl› Dönemi Isparta Camileri, (Yay›nlanmam›fl Yüksek Strabon (1993). Antik Anadolu Co¤rafyas›, (Çev.: Adnan Lisans Tezi), ‹stanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Pekman), ‹stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yay›nlar›. Enstitüsü, ‹slam Tarihi ve Sanatlar› Anabilim Dal›.

Tu¤lac›, P. (1985). Osmanl› fiehirleri, ‹stanbul: Milliyet Y›ld›z, F. (2000). Anadolu Selçuklular›’n›n Uluborlu Yay›nlar›. Uç Beyli¤i, (Yay›nlanmam›fl Yüksek Lisans Tezi), Turan, O. (1993a). Selçuklular Zaman›nda Türkiye, Konya: S.Ü. Sos. Bil. Enst. ‹stanbul: Bo¤aziçi Yay›nlar›. Turan, O. (1993b). K›l›ç Arslan II, ‹slam Ansiklopedisi, http://tr.wikipedia.org/wiki/Uluborlu,_Isparta 1993/6, ‹stanbul: M.E.B. Yay›nlar›, 688-703. (06.03.2009).

- 75 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Çizim 1: Uluborlu Haritas› ( Kadir Temurçin)

Resim 1: XX. Yüzy›l bafllar›, Eski Uluborlu ve Alâeddin Camii (Isparta Müze Arflivi)

- 76 - SAYI 32

Resim 2: Alâeddin Camii, genel görünüm

Resim 3: Eski Uluborlu yerleflim alan›, güneybat›dan Alâeddin Camii ve Kale

- 77 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 4: Kuzey, Uluborlu Günümüz Yeni Yerleflimi

Resim 5: Minare Kaidesi, Kitabe, ayr›nt›

- 78 - SAYI 32

Resim 6: Kuzeydeki kap›, kitabe

Resim 7: Harim, Kubbe, Pandantif, kitabe

- 79 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Çizim 2: Uluborlu Alâeddin Camii, Plan (V.G.M. Arflivi, 11.09.1979, Çizen: Filiz O¤uz)

- 80 - SAYI 32

Resim 8: Kuzey Cephe, genel görünüm

Resim 9: Kuzey Cephe, girifl kap›s› - 81 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 10: Kuzey Cephe, Türbe Girifli

Resim 11: Kuzey Cephenin önü, flad›rvan - 82 - SAYI 32

Resim 12: Minare

Resim 13: Minare, ayr›nt› - 83 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 14: Do¤u ve Kuzey Cepheler

Resim 15: Bat› Cephe - 84 - SAYI 32

Resim 16: Güney ve bat› cepheler

Resim 17: Harim, güney duvara bak›fl - 85 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 18: Harim, Orta Kubbe

Resim 19: Mihrap önü, kubbe - 86 - SAYI 32

Resim 20: Harim, sütun, ayr›nt›

Resim 21: Harim, Kuzey duvara bak›fl, mahfiller - 87 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 22: Do¤u Cephenin, Kad›nlar Mahfili Girifli

Resim 23: Mihrap - 88 - SAYI 32

Resim 24: Minber

Resim 25: Minber, ayr›nt› - 89 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 26: Güney Duvar›, malzeme ayr›nt›

- 90 - Balkanlardaki Osmanl› Baldeken Türbeleri Hakk›nda Bir De¤erlendirme

Özet ürkiye’nin Trakya topraklar› ile bafllayan Balkan Yar›madas›, Arnavutluk, Bulgaristan, Yunanistan, Eski T Yugoslavya ve Romanya’dan meydana gelir. Bu topraklarda Osmanl›lar›n meydana getirdikleri geleneksel Türk mimari an›tlar aras›nda türbeler önemli bir yer tutar. Bunlar aras›nda da tesbit edebildi¤imiz kadar›yla baldaken türbelerin say›s› oldukça fazlad›r. Ço¤unlu¤u eski Yugoslavya topraklar›nda yer alan baldaken türbeler XV. yüzy›ldan bafllayarak XX. yüzy›la kadar devam etti¤i görülmektedir. Osmanl› devri türbe mimarisinde baldaken tipi türbeler önemli yer iflgal ederler. Anadolu’da ilk defa Beylikler devrinde görülmeye bafllad›¤› kabul edilen baldaken türbelerin en güzel örnekleri Osmanl› co¤rafyas›nda karfl›m›za ç›kmaktad›r. Türkiye topraklar›nda say›lar› 100’ü bulan Osmanl› baldaken türbelerinden Balkanlarda çok say›da yap›lm›fl olmal›d›r. Bunlardan tespit edebildi¤imiz 43 adet türbenin 26 adedi günümüze gelmifl,10 adedi y›k›lm›fl, 7 adedinin durumunu tespit edemedik. Ele ald›¤›m›z Balkanlardaki baldaken türbeler zengin bir mimari gelene¤in ürünü olarak Osmanl›lar›n dünya kültür miras›na hediyesidir. Anahtar Kelimeler: Balkanlar, Osmanl›, baldaken, türbe, plan. Ali KILCI Arkeolog -Sanat Tarihi Uzman› VGM - 91 - VAKIFLAR DERG‹S‹

An Appraisal On The Ottoman örnekleri Osmanl› co¤rafyas›nda karfl›m›za Baldeken Tombs ‹n The Balkans ç›kmaktad›r. Türkiye topraklar›nda say›lar› 100’ü bulan baldaken türbelerden Balkanlarda da çok Abstrac say›da yap›lm›fl olmal›d›r. The Balkan peninsula which starts the land of “Rumeli” diye adland›r›lan bu topraklarda ’s Thrace consists of Albania, Bulgaria, Greece, Osmanl›lar›n meydana getirdikleri geleneksel Türk Former Yugoslavia and Romania. The Balkan Adventure mimari an›tlar aras›nda baldaken tarz› aç›k türbelerin of Otoman which started in 1354, ruled with the conquest say›s› oldukça fazlad›r. Bu döneme ait 43 adet of Edirne and later being capital. baldaken türbe tespit ettik. Ço¤unlu¤u eski The tombs have reserved an important place among Yugoslavya topraklar›nda yer alan baldaken türbe Turkish architectural monuments which have been built by yap›m›n›n tespit edebildi¤imiz kadar›yla XV. them on these lands. Among those the baldachin tombs’ yüzy›ldan bafllayarak XX. yüzy›la kadar devam etti¤i numbers are quite many in our researches. The baldachin görülmektedir(fiekil.1). tombs, which most of them are in Former Yugoslavia, start Balkanlarda bu dönemde yap›lm›fl olmas› from XVth century continue to XXth century. gereken çok say›daki baldaken türbelerden tespit Baldachin type tombs have occupied important place edebildi¤imiz 43 türbeden 25’i günümüze gelmifltir. in the tomb architecture of Ottoman Period. The most Bunlardan 13 türbenin y›k›ld›¤›n› biliyoruz. Kalan 5 beautiful examples of the baldachin tombs which were türbenin flimdiki durumu ise tespit edilememifltir .” accepted their establishing firstly during Seigniory Period Osmanl› Devrinde yap›lan baldaken türbelerin bir are seen in Ottoman geography. The baldachin tombs of listesi için bak: K›lc›, A. 2007:109–140”. Bilindi¤i Ottoman which their number is 100 on Turkey’s land gibi son Bosna savafl›nda en çok zarar› Müslümanlar should have built more than the present. We could find 43 ve Osmanl› mimari eserleri görmüfltür. baldachin tombs. 42 of them exist, 12 of them were collapsed, and 6 of them weren’t able to find. KATALOG The baldachin tombs which have been studied by us are presents of Ottomans as the product of the rich 1-Edirne Darülhadis Türbesi (Türkiye): architectural tradition. Edirne’de Darülhadis Camii’nin güneyindeki iki türbeden biri, alt›gen planl›, kubbeli baldaken tarz› Key Words: Balkans, Ottoman, baldachin, tomb, bir yap›d›r. plan. Sade bir kaideye oturan türbe kesme tafl ve tu¤la Türkiye’nin Trakya topraklar› ile bafllayan kullan›larak yap›lm›flt›r. Kesme tafl kaide üzerinde Balkan Yar›madas›, Arnavutluk, Bulgaristan, yükselen ayaklar ve üst yap› bir s›ra tafl üç s›ra Yunanistan, Eski Yugoslavya ve Romanya’dan tu¤ladan meydana gelen almafl›k sistemle örülmüfltür. meydana gelir. Osmanl› Devleti’nin 1354’de Ayaklar› birlefltiren tu¤la kemerler basit profilli bafllayan Balkanlar’daki iskan hareketi 1361’de konsollara oturmakta, kemerler ahflap gergilerle Edirne’nin fethi ile bafllam›fl, bu flehrin baflkent desteklenmektedir. Gövde basit tafl silmelerle yap›lmas› ile devam etmifl ve bu bölgenin vatan s›n›rland›r›lm›flt›r. Türbenin üstü 1963 y›l›nda olmas› ile sonuçlanm›flt›r. yap›lan onar›m s›ras›nda kurflun taklidi beton s›va ile Osmanl› devri türbe mimarisinde baldaken tipi kaplanm›flt›r(VGM. Arflivi 22.01.01/ 18 no.lu dosya) türbeler önemli bir bölümünü oluflturmaktad›r. Kubbenin içi kireçle s›val›d›r. (Resim.1, fiekil.2). Anadolu’da ilk defa Beylikler devrinde görülmeye Kitabesi olmayan türbe hakk›nda çeflitli bafllad›¤› kabul edilen baldaken türbelerin en güzel kaynaklardan bilgi edinmek mümkündür. E.Hakk› - 92 - SAYI 32

Ayverdi, Bâdi Efendi ve R›fat Osman’a dayanarak bu herhangi bir yaz›l› o belge bulunmayan türbeyi türbede II. Murad’›n k›z› Hafsa Sultan ve II. mimari üslubuna göre XV. yüzy›la tarihlemek uygun Mustafa’n›n 1700. y›l›nda vefat eden k›z› Ümmü olacakt›r( Özer 2004. 51). Gülsüm Sultan›n yatt›¤›n› söyler(Ayverdi 1972a:384). Türbede II.Murad’›n o¤ullar› Hasan 3-Edirne Selimiye Türbesi (Türkiye): Çelebi, Orhan Çelebi ve k›z› Hafsa Sultan’›n Selimiye Camii’nin güneyinde, buradaki avlu mezarlar› vard›r(Aslanapa 1965: 231). Halen türbede kap›s›ndan gelen yolun kenar›nda bir set üzerinde yer bir adet tafl sanduka olup di¤er mezarlar alan türbe, kare planl› ve üzeri kubbe ile kubbeli yap›lmam›flt›r. örtülüdür. Yap›m›nda kesme tafl kullan›lan türbenin Darülhadis Camisi II. Murad taraf›ndan 1435 dört köflesindeki zarif mermer sütunlar sivri y›l›nda yapt›r›lm›flt›r. Cami kitabesi ve türbede II. kemerlerle pandantif geçiflli kubbeyi tafl›maktad›r. Murad’›n k›z›n›n mezar›n›n olmas› bu türbenin XV. Birer kaideye oturan mermer sütunlar›n yüzy›l ilk yar›s›nda cami ile birlikte yapt›r›lm›fl bafll›klar› mukarnasl›d›r. Kemerler demir gergilerle olabilece¤ini göstermektedir(Gökbilgin 1952: 210). desteklenmifltir. Cepheleri sade silmelerle biten türbenin kubbesi kurflun kapl›d›r. Altta sütunlar›n 2-Edirne Sülo¤lu Tatarlar Köyü Türbesi aralar›na bir s›ra tafl levha ve üstlerine demir (Türkiye): Tatarlar köyünün eski mezarl›¤›nda yer parmakl›k konularak türbe mekan› d›fltan alan türbe kare planl›, üzeri kubbe ile örtülü olup bölünmüfltür(Resim.4). oldukça harap olmufl bir yap›d›r. Kaidesi kaba yonu Türbede sanduka fleklinde, bafl tafl› sar›kl› bir tafl, üstü yap› tamamen tu¤lad›r. Türbenin içinde mezar vard›r. ‹çinde III. Ahmed’in 1718 y›l›nda ölen mezar odas› olmas› gereken bir boflluk fiehzadesi Selim gömülüdür. (Onur 1994:31). Bu bulunmaktad›r. Kaba yonu tafl kaide muhtemelen tarih, türbenin yap›m y›l› olmal›d›r. kesme tafl ile kapl› olmal›d›r.

Köflelerde kaide üzerinde yükselen kare ayaklar 4-K›zanl›k Aç›k Türbe (Bulgaristan): Türbe, sivri kemerlerle birlefltirilmifl olup içten pandantifler Kazanluk, K›zanlak gibi isimlerle de an›lan flehrin üst görülmektedir. Kemerlerin d›fl›nda bir tu¤la s›ras› k›s›mlar›nda Kule Mahallesinde bir park içinde yer dolaflmakta, d›fl cepheye göre kemerler biraz içeride almaktad›r. Tamamen tu¤la ile yap›lm›fl türbe, kare kalmaktad›r. Kemer üzengi noktalar›nda, ahflap planl› sade bir yap›d›r. Kaide ve cenazelik gibi gergilere ait yuvalar vard›r. bölümleri yoktur. Genel olarak oldukça harap haldeki türbenin üst Düz bir zemin üzerindeki türbenin dört örtüsü ve bat› cephe kemeri günümüze gelmemifltir. köflesindeki kare ayaklar üstte sivri kemerlerle Döflemesi, mezar odas› tamamen tahrip olan yap›n›n birlefltirilmifl, üstü kubbe ile örtülmüfltür. Pandantif as›l fleklini belirlemek zordur. Türbenin üzeri ise, geçiflli tu¤la malzemeli kubbenin ortas› y›k›lm›flt›r. sekizgen bir kasnak üzerinde yükselen ve pandantif Kemerlerin ahflap gergilerle desteklendi¤i bofl geçiflli bir kubbe ile örtülü olmas› muhtemeldir yuvalardan anlafl›lmaktad›r. Kubbe içinde s›va izleri (Resim.2-3). görülmektedir(Resim:5–6). Sade bir görünüme sahip olan Tatarlar Köyü Yap›da herhangi bir süsleme eleman› Türbesi, plan-kütle ve malzeme-teknik bak›mlar›n- görülmemektedir. Günümüzde içinde herhangi bir dan erken dönem baldaken türbelerle benzerlik mezar görülmeyen türbe 1942 y›l›nda kaz›lm›fl, göstermektedir. Üst örtüsü, iç mekan› ve tafl›y›c› çiniler ve bir lahit ç›kt›¤› rivayet edilmektedir sistemi büyük ölçüde tahrip olan ve hakk›nda (Ayverdi 1982:62). - 93 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Türbenin Rumeli gazilerinden birisine ait günümüze gelememifltir. Türbeyi eski bir resme göre oldu¤u söylenmektedir. Ancak türbeye Mustafa yap›lm›fl çiziminden tan›mlamak mümkündür. Yap› Kemal Pafla’daki Türbesinde metfun olan Lala fiahin tamamen tu¤la ile yap›lm›flt›r. Türbenin dört Pafla’n›n iç organlar›n›n gömüldü¤ünü söyleyen( köfledeki ayaklar sivri kemerlerle birlefltirilmifltir Eyice 1992:183; Kiel 2001:106) ve Mihalo¤ullar› (fiekil.3). Kemerler gergilerle desteklenmifltir (Eyice Türbesi (Ayverdi 1982: 62) oldu¤unu söyleyen 1955:225) araflt›rmac›lar da vard›r. Bu görüfller do¤rultusunda Türbenin XV. yüzy›lda infla edilmifl türbe XIV. yüzy›l sonu veya XV. yüzy›l bafl›nda infla olabilece¤ini düflünüyoruz. edilmifl olabilir.

7-Selanik Mevlevihane Yan›ndaki Türbe 5-Dimetoka (Didimotihan) Mehmet Ali Pafla (Yunanistan): Kare planl›, kubbeli olan yap› Makam Türbesi (Yunanistan): Prostaryo diye de günümüze gelememifltir. Eski bir resme göre türbeyi an›lan türbe Dimetoka’n›n do¤u taraflar›nda yer tan›mlamak mümkündür. Yap› tamamen tu¤la ile almaktad›r. Türbenin ana malzemesi düzgün kesme yap›lm›flt›r. Türbenin yüksek kaidesinin dört tafl malzeme olmakla birlikte tonoz ve kemerlerinde köfledeki ayaklar d›fla göre biraz içerde, sivri tu¤la malzeme kullan›lm›flt›r. Y›k›k olan kubbesi de kemerlerle birlefltirilmifl, üstte genifl bir hat›l üzerinde muhtemelen tu¤ladan olmal›d›r(Ayverdi 1982:334). S k›vr›ml› silme ile cephe bitmifltir. Üstü kurflun kapl› Türbe, kare bir kaidenin dört köflesinden kubbeyle örtülü olan türbenin kemer aç›kl›klar› metal yükselen dört kare sütun taraf›ndan tafl›nan bir parmakl›klarla kapat›lm›flt›r(Resim. 9). kubbeden meydana gelmektedir. Dört cephedeki Selanik Mevlevihanesinin 1617 y›l›nda kemerlerden türbenin kaide k›sm› oldukça farkl› bir Ekmekçizade Ahmed Pafla taraf›ndan kurulmufl yap›ya sahiptir. Kaidenin alt›nda kap›s› do¤uya aç›lan olmas› ile mimari flekline göre türbeyi XVII - XVIII. cenazeli¤in üstü beflik tonozla örtülüdür. Kaidenin, yüzy›llara tarihlemek mümkündür(Ayverdi 1982: türbenin zemin k›sm›n› teflkil eden k›sm›nda 357). cenazeli¤in üstünde içi bofl dikdörtgen planl› bir çukur bulunmaktad›r. Bu yap›s› ile türbe hem cenazelik k›sm›na hem de zemininde cenaze 8-Selanik Hortac› Süleyman Türbesi defnedilebilecek bir çukura sahip ünik bir (Yunanistan):Hortac› Süleyman Türbesi dikdörtgen yap›d›r(Resim.7–8). planl› bir yap›d›r(Resim.10). Düz bir alanda yer alan türbe kare planl› alt› adet dire¤in tafl›d›¤› sivri külahl› Kitabesi olmayan ve ad›n› tafl›d›¤› Mehmet Ali üst yap›dan oluflmaktad›r. Köflelerdeki dört ayak ile Pafla hakk›nda bilgi edinemedik. Mimari özelliklerine yan cephelerin aralar›nda bulunan birer ayak göre XVII - XVIII. yüzy›llara tarihlenebilen yap› bir kemerlerle birlefltirilerek üzerine üst yap› makam türbe olabilir. oturmufltur(B›çakç› 2003:311). Kubbesi y›k›lan türbenin tu¤la kemerleri iyi durumda de¤ildir. Cenazelik tonozunda da bozulma 9-Üsküp (Skopje) ‹bni Payko Türbesi vard›r. Türbenin onar›m› yap›larak yaflat›lmas› (Makedonya): Vardar Nehri’nin kuzey sahilinde, faydal› olacakt›r. Baldaken tarz›ndaki türbe, örülerek ‹bn-i Payko Mahallesi’nde, ‹bn-i Payko (Haraçç› meydana getirilmifltir. fiuca) Mescidi’nin yak›n›ndaki türbe, 1925 y›l›nda y›kt›r›lm›flt›r. Kare planl›, kubbeli türbenin, kaidesi 6-Kesriye Kurflunlu Cami Yan›ndaki Türbe ve kriptas› yoktur. Köflelerdeki dört aya¤›n sivri (Yunanistan):Kare planl›, kubbeli bu yap› kemerlerle birlefltirilip, üzeri sekizgen kasna¤a oturan - 94 - SAYI 32 bir kubbeyle örtülmüfltür(fiekil.4). Yap›, tafl ve yer alan türbe 1963 y›l›nda depremden y›k›lm›flt›r. tu¤layla infla edilmifltir. Günümüzde sadece oturtmal›¤› sa¤lam kalabilmifltir. Kaba yonu tafl› ve tu¤layla örülen kare planl› Alt›gen planl›, kubbeli türbenin yap›m›nda ayaklar sivri kemerlerle birbirlerine ba¤lanm›flt›r. düzgün kesme tafl ve tu¤la kullan›lm›flt›r. Kesme taflla Kemerler, iki s›ra tu¤la ve bir s›ra düzgün kesme taflla yap›lm›fl iki kademeli kaidenin köflelerinden almafl›k düzende örülmüfltür. Türbe cephesi ve yükselen “L “ayaklar tafl ve tu¤layla almafl›k olarak yüksek kasnak bir s›ra tu¤la saçakla bitmektedir. örülmüfl sivri kemerlerin birleflmesiyle meydana Türbenin iç mimarisi hakk›nda bir bilgiye sahip gelen kubbeli üst yap›ya sahiptir. Kaidenin alt›nda de¤iliz. Sekizgen kasnakta baklava dilimli bir kuflak tu¤la ile örülmüfl, beflik tonozlu kriptas› dolan›r(Özer 2006:224). bulunmaktad›r. Kitabesi olmayan türbenin Tahrir ve evkaf Türbenin kaidesinde kaba yonu tafl›, üstünde defterlerindeki kay›tlar ›fl›¤›nda XV. yüzy›lda infla düzgün kesme tafl kullan›lmas› dikkat çeker. edilmifl olabilece¤ini düflünüyoruz(‹brahimgil Kemerler üzengi noktalar›na oturtulmufl demir 2001:11). gergilerle desteklenmifltir. Cepheler üstte tafltan profilli bir silmeyle nihayetlenir. 10- Üsküp fieyh Lütfullah Efendi Türbesi Sekizgen olmas› muhtemel kasnak ile buna (Makedonya): Üsküp’ün kuzeyindeki Yahya Pafla oturan kubbenin flekli ve hangi malzemeyle yap›ld›¤› Camii haziresindeki türbe oldukça harap durumdad›r. bilenmez. Ancak, di¤er k›s›mlar› dikkate al›nd›¤›nda, Kare planl› baldaken tarz›nda, tafl ve tu¤layla buras›n›n da almafl›k örgü olmas› gerekir(Resim.14). infla edilen türbenin üstü kubbeyle örtülüdür. Kaidesi Halen içinde iki tafl sanduka bulunan türbenin olmayan yap›n›n cepheleri yuvarlak kemerli birer zemini, düzgün kesme tafl kapl›d›r. Pandantiflerle kap› fleklinde aç›kl›klara sahiptir. Bat› cephede iki geçilen kubbenin iç yüzeyinin tamamen s›val› oldu¤u adet aç›kl›k vard›r. tahmin edilmektedir. Duvarlar›nda kaba yönü ve moloz tafl ile Kime ait oldu¤u bilinmeyen ve mimarisinden tu¤lan›n birlikte uyguland›¤› türbede kemerler dolay› “Alt› Ayak” fleklinde tan›nan türbe 1690 tu¤layla örülmüfltür. y›l›nda yap›lm›fl olmal›d›r( Özer 2006:233; Ayverdi ‹çinde kuzey- güney do¤rultusunda 1981b:304). yerlefltirilmifl bir mezar bulunan türbenin üzerini örten kubbe y›k›lm›flt›r. Pandantiflerle geçilen kubbenin kasna¤› yoktur(Resim.11–13, fiekil. 5). 12- Üsküp K›ral K›z› Türbesi (Makedonya): Eski resimlerde kubbenin tepesinde tu¤ladan Üsküp’ün kuzeydo¤usunda, Gazi Baba Mahallesi’ yap›lm›fl minare pete¤i gibi bir külah bir oldu¤u ndeki tepenin eteklerinde, bugünkü Matematik görülmektedir (Özer 2006: 231). Fakültesi’nin yan›nda yer alan türbe 1963 ‹nfla kitabesi bulunmayan türbenin, fieyh depreminde y›k›lm›flt›r. Lütfullah Efendi’ye ait oldu¤u kabul edilmektedir. Kare planl› kubbeli bir yap›d›r. Yap›m›nda Bu bilgiler do¤rultusunda türbe en geç XVII. düzgün kesme tafl ve tu¤la kullan›lm›flt›r. Kare yüzy›lda infla edilmifl olmal›d›r (Ayverdi 1981b: kaidenin dört köflesindeki yek pare kare ayaklar 277). üzerine tu¤la örülen sivri kemerler üstündeki tu¤la düz cepheler düz bir silme ile bitmekte d›fltaki kiremit 11- Üsküp Alt› Ayak Türbesi (Makedonya): kapl› piramidal külah içinde pandantif geçiflli kubbe Kale’nin do¤u eteklerindeki Tophane Mahallesi’nde veya çapraz tonoz örtü vard›. - 95 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Dört s›ra taflla örülmüfl bir kaide üzerindeki mezar›n bafl tafl›n›n üstü sivri kemer fleklindedir. sütun kaideleri sade olup bafll›k yoktur. Kemerler Üstte bir çark-› felek motifi, onun alt›nda dört sat›rl›k demir gergilerle desteklenmifltir. bir yaz› yer almaktad›r. Yaz›da “1426 y›l›nda ölen Üsküp fatihi Meddah Baba” fleklinde bir ifade okunur Bir saçakla nihayetlenen cepheden sonra (‹brahimgil 2001:5; Ayverdi 1981b:247). Türbe gelmektedir. Zemini düzgün kesme tafl döfleli Meddah Baba diye meflhur olan, Pafla Yi¤it’e aittir. türbenin iç yüzeyi tamamen s›val›d›r. Türbenin Onun ölümü türbenin de yap›m tarihi kabul kaidesinde kriptas›n›n varl›¤› bilinmemektedir. edilmelidir. (Özer 2006:220). Tespit edemedi¤imiz bir tarihte y›k›lan türbenin günümüze sadece kaide k›sm› gelmifltir (Resim.15–16, flekil.6). 14-Üsküp Hatuncuklar Türbesi (Makedon- ya): Üsküp Hatuncuklar Camisinin kuzeybat›s›nda ‹smi “Kral K›z›” olarak bilinen türbeye ait yer alan türbe alt›gen planl›, kubbeli bir yap› iken kitabe, mezar tafl› veya baflka yaz›l› belge 1963 depreminde tamamen y›k›lm›fl, tafllar› bulunamam›flt›r. Rivayete göre Bosna’n›n fethinde inflaatlarda kullan›lm›flt›r( ‹brahimgil 2001:6). esir düflerek sonradan Müslüman olan kral›n o¤lu ve k›z› Üsküp’te yaflm›fllar, kral›n k›z› ölünce, bu Tafl ve tu¤la ile almafl›k olarak yap›lan türbenin türbeye defnedildi¤i edilmifltir. Bu rivayet do¤ru kademeli bir kaidesi ve kriptas›n›n oldu¤u kabul edilirse türbenin XV. yüzy›l sonu veya XVI. bilinmektedir(Özer 2006:228). yüzy›l bafl›nda infla edilmifl olmas› muhtemeldir( Düzgün kesme taflla yap›lan türbenin L planl› ‹brahimgil 2001:10; Ayverdi 1981b:305). ayaklar› birbirlerine üstten, almafl›k olarak örülmüfl yuvarlak kemerlerle ba¤lanm›flt›r. Kemerler ahflap 13- Üsküp Meddah Baba (Pafla Yi¤it) Türbesi gergilerle desteklenmifltir. Türbenin cepheleri profilli (Makedonya): Hüdaverdi Mahallesi’nde, Baba tafl bir silme ile s›n›rlan›r. Alt›gen gövdeye oturan Meddah Cami ve Medresesi’nin avlusunda bulunan yüksek çokgen kasna¤›n üzeri kubbeyle türbe muhtemelen 1963 depremde y›k›lm›flt›r. örtülüdür(‹brahimgil 2001:8; Özer 2006:228). Günümüze türbenin sadece mezar› gelebilmifltir. Kubbenin kaba yonu ve düzgün kesme taflla infla Alt›gen planl›, kubbeli türbenin ana malzemesi edildi¤ini söyleyen araflt›rmac›lara kat›lmak mümkün tu¤lad›r. Moloz taflla yap›lm›fl alt›gen bir kaide de¤ildir. Verilen resimler incelenince türbenin üst üzerinde yükselen tu¤la ayaklar sivri kemerlerle yap›s›n›n yandaki Yahya Pafla Camisi gibi almafl›k birlefltirilmifltir. Kirpi saçaklarla bitirilen cephelerin bir örgüye sahip oldu¤u görülebilir. üstünde yüksek bir kasnak vard›r. Yap› çokgen Çokgen kasna¤a pandantiflerle geçilmifltir kasna¤›n üstüne oturan dilimli bir kubbeyle (Resim.18, fiekil.8). örtülmüfltür. Kubbeye pandantiflerle geçilmektedir. II. Bayezid’in damad› Yahya Pafla’n›n k›z› Hani Kubbe kasna¤›n›n iç yüzeylerinde, plastik olarak Hatun’a ait oldu¤u kabul edilen türbe Hatuncuklar yap›lm›fl üçgen kuflaklar de¤iflik kompozisyonlarla Camisi gibi XVI. yüzy›lda infla edilmifl olmal›d›r. bezenmifltir Türbenin kriptas› yoktur. Tu¤layla y›¤ma 15- Üsküp Da¤›stani Ali Pafla Türbesi tekni¤inde yap›lan eserin bütün yüzeyi içten ve d›fltan (Makedonya): Sultan Murad Camii’nin do¤u s›val›d›r(Resim.17, fiekil. 7). cephesine bitiflik olarak yap›lan türbe, alt›gen planl› ‹nfla kitabesi bulunmayan türbeden halen zemini bir yap›d›r. Tamamen düzgün kesme taflla infla edilen düzgün kesme taflla döfleli kaide k›sm› ve do¤u- bat› türbenin ayaklar› birbirlerine sivri kemerlerle yönünde uzanan bir mezar kalm›flt›r. Türbedeki ba¤lanm›fllard›r. Türbenin kaidesi bir s›ra kesme taflla - 96 - SAYI 32

örülmüfltür. Kemerler cepheye göre daha içte yatt›¤› kabul edilen ‹shak Bey’in H. 890 / M. 1485 kalmaktad›r. Demir gergilerle desteklenen kemerlerin y›l›nda Selanik’te vefat etti¤ini biliyoruz(Özer üstünde profilli bir silme ile cepheler s›n›rlanm›flt›r. 2006:222). ‹shak Bey’in Selanik’te öldükten sonra, Gövdenin üzeri ensiz, alt›gen kasna¤a oturan bir nafl›n›n Üsküp’e nakledilerek buraya gömüldü¤ü kubbe ile kapat›lm›flt›r. Kubbe ve etekleri metal hususunda kaynaklarda bir bilgi olmamas›na ra¤men, kapl›d›r. genellikle yay›nlarda Üsküp’te gömülü oldu¤u Türbede kuzeydeki iki kemerin köflelerinde, bildirilmektedir. Kesin olmamakla birlikte türbe, kabartma olarak yap›lm›fl bitkisel motifler yer ‹shak Bey’in öldü¤ü y›llarda, yani XV. yüzy›l›n almaktad›r. (Resim.19–21, fiekil. 9) ikinci yar›s›nda infla edilmifl olmal›d›r(‹brahimgil 2001:11). Yap›n›n içinde iki adet mermer sanduka vard›r. Bunlardan güneybat› taraftakinin bafl tafl› ve kapa¤› yoktur. Di¤erinin bafl tafl› kapa¤› vard›r. Sandukalar›n 17- Kalkandelen Hurflide Hatun Türbesi yan yüzlerinde, oyma tekni¤iyle yap›lm›fl geometrik (Makedonya): Alaca Cami avlusunda bulunan türbe, ve bitkisel süslemeler yer almaktad›r. fiahidelerden kare planl› kubbeli bir yap›d›r. Türbenin yap›m›nda birinde çeflitli süslemeler ve 1774 tarihli 13 sat›rl›k düzgün kesme tafl kullan›lm›flt›r. Arapça bir kitabe vard›r. Türbenin kubbe göbe¤inde, D›fltan kare planl› olarak görülen türbe içte kalem ifli tekni¤iyle yap›lm›fl, oldukça silik durumda sekizgen planl›d›r. Türbenin köfleleri içten bitkisel kompozisyonlardan oluflan boyal› nak›fllar pahlanarak köfleleri dar bir sekizgen elde edilmifltir. vard›r. Yap›n›n d›fl›ndaki genifl cepheler dört yana yuvarlak Türbede Da¤›stanl› Ali Pafla’n›n, han›m› ve formlu kemerlerle d›fla aç›lm›flt›r. Kemerlerin k›z›na ait iki sandukadan baflka bir mezar yoktur. Ali üstündeki sa¤›r sivri kemer aynalar› iki kademelidir. Pafla’n›n mezar›n›n da burada oldu¤u rivayet ‹çteki dar kenarlar›n üstü tromp fleklinde olup edilmektedir. Yap›m kitabesi olmayan türbedeki Ali kemerlerin üstünde sekizgen bir kasna¤a Pafla’n›n han›m›na ait mezar›n tafl›ndaki 1774 tarihi bulunmaktad›r(‹brahimgil 2001:9; Ayverdi 1881b:113). yap›m y›l› olarak kabul edilebilir(Ayverdi Kubbesi olmayan türbede herhangi bir mezar 1981b:305;Özer 2006:125). görülmemektedir(Resim: 24-25). Hurflide Hatun Türbesi 1524 tarihlidir. 16- Üsküp ‹shak Bey Türbesi (Makedonya): ‹sa Bey Camii’nin güneyinde, Saat Kulesi’ne yak›n 18- Manast›r Dört Ayak Türbesi bir yerdedir. Düzgün kesme taflla yap›lm›fl temeli (Makedonya): fiehrin giriflinde bir tepe üstündeki üzerinde, iki parça halindeki tafl sanduka yerinde Türk Mezarl›¤›nda yer alan türbe kare planl› kubbeli durmaktad›r. Üzerinde hiçbir yaz› veya dekoratif bir yap›d›r. Türbe 1994 y›l›nda y›k›lm›fl olup temel unsur bulunmayan sandukan›n yer ald›¤› platform, kal›nt›lar› mevcuttur. Yap› bir s›ra düzgün kesme tafl düzgün kesme tafl döflelidir. ve üç s›ra tu¤la kullan›larak, almafl›k düzende Sadece temel kal›nt›lar› mevcut olan türbenin yap›lm›flt›r. Türbenin dört köflesindeki kare ayaklar masif duvarl› m›, yoksa baldaken tarz›nda m› oldu¤u sivri kemerlerle birlefltirilmifl, üzerine sekizgen anlafl›lamamakla birlikte, türbenin köflelerindeki kasnakl› kubbe oturtulmufltur. Kubbe ve etekleri ayaklar baldaken bir yap› oldu¤unu göstermektedir kiremit kapl›d›r(Resim:26). (Resim.22–23). Türbenin kime ait oldu¤u ve ne zaman yap›ld›¤› Türbenin yap›ld›¤› tarih ile ilgili kitabe veya bilinmemektedir. Mimari özelliklerine göre XVI. baflka bir belge mevcut de¤ildir. Ancak, burada yüzy›lda yap›lm›fl olmal›d›r( ‹brahimgil 2001: 11). - 97 - VAKIFLAR DERG‹S‹

19- Ohri ( Ohrid ) Sinanüddin Yusuf Çelebi türbe kare planl› kubbeli bir yap›d›r. (Resim.32) Türbesi (Makedonya): Fatih (‹maret) Camii önünde Kaidesi ve cenazeli¤i yoktur. Dört köflede örülerek yer alan Sinanüddin Yusuf Çelebi türbesi L planl› meydana getirilmifl sütunlara oturan üst yap› d›fltan aç›k bir türbedir. L’nin bir taraf›nda üç, bir taraf›nda bir külahla örtülüdür. Kemerler gergilerle iki kemerle d›fla birer kemerle içe ve uç k›s›mlara desteklenmifltir. Yap› s›va ile kapl› oldu¤undan aç›lmaktad›r. D›fl ve içi tamamen s›va kapl›d›r. Halen kullan›lan malzeme bilinmemektedir. Cepheler sade aç›k olan türbenin üstü muhtemelen yap›ld›¤› zaman bir silme ile bitmektedir(Çoruhlu 2008 :82). da kapat›lmam›flt›(Resim. 27–28, fiekil.10 ). ‹çinde sanduka fleklinde iki adet mezar vard›r. 23- Tiran Kaplan Pafla Türbesi (Arnavut- Mezarlardan biri 1481–91 y›l›nda ölen Sinanüddin luk): Tiran fiehir merkezinde Ferhat Pafla Camisi Yusuf Çelebi’ye aittir. Mezar tafl›ndaki tarihten hareketle türbe de bu tarihte yap›lm›fl olmal›d›r( yan›ndad›r. Sekizgen bir kaide üzerine oturan sekiz Ayverdi 1981b:140). sütun yuvarlak kemerlerle birbirine ba¤lanm›flt›r. Tamam› düzgün kesme taflla yap›lan türbenin halen kubbesi yoktur. Türbe 1819–20 y›l›nda infla 20- Debre Sad›k Pafla Türbesi (Makedonya): edilmifltir(Resim.33). Sad›k Pafla Türbesi Debre flehir merkezinde, Fatih Camii haziresinin kuzey-bat›s›nda bulunmaktad›r. Türbe flimdiki yerine 1944 y›l›nda tafl›nm›flt›r Sekizgen planl› yap›, düzgün kesme taflla yap›lm›flt›r. (Turan 2004:30). Türbenin sekizgen kaidesi vard›r. Kaide üzerinde profilli kaide ve bafll›klara sahip yivli sütunlar 24- ‹flkodra Aç›k Türbe (Arnavutluk): Halk yuvarlak kemerler birbirine ba¤lanm›flt›r. Yap›n›n kemerleri içe do¤ru profillerle flekillendirilmifltir aras›nda “Harap Efendi” fleklinde isimlendirilen (Resim:29). türbe, kare planl› bir yap›d›r. Köflelerdeki L ayaklarla tafl›nan üst yap›n›n kubbesi çökmüfltür. Karenin her Üst örtüsü y›k›lan türbede iki adet mezar vard›r. cephesindeki genifl birer kemerle d›fla aç›lan türbenin Bunlardan Sad›k Paflaya ait mezar tafl›nda 1800/1 içinde bir mezar bulunmaktad›r. D›fltan köfleler y›l›nda vefat etti¤i yaz›l›d›r. Paflan›n vefat tarihi pahlanarak sekizgen kasna¤a geçilmifl, yan cepheler türbenin de yap›m tarihi olmal›d›r.” Bir çal›flmada bu türbe fiaban A¤a Türbesi olarak isimlendirilmifltir”. sade bir silme ile s›n›rlanm›flt›r. Ancak içindeki mezar tafl›nda Sad›k Pafla ismi ‹smi gibi harap haldeki yap›n›n kubbe okunmaktad›r(Turan vd.2004: 396). kasna¤›ndan iki s›ra tafl kalm›flt›r.(Resim.34)

21- Prizren (Kemani) Rabiye Hatun Türbesi 25- Saraybosna (Sarajova) Gazi Ali Pafla (Kosova): Dikdörtgen planl› çat›l› bir yap›d›r. Dört Türbesi (Bosna Hersek): Ali Pafla Camii cephede yuvarlak kemerlerle d›fla aç›lan türbenin avlusundaki türbe, kare planl› kubbeli bir yap›d›r. kap›s› bat›daki aç›kl›kt›r. Üstü bir çat› ile örtülüdür. Kesme taflla yap›lan türbenin üst yap›s›n› tafl›yan dört Tamam› s›va kapl›d›r. Rabia Hatun’un yuvarlak mezar tafl›nda yaz› ve bitkisel süslemeler sütun ve sandukas›nda mermer, kullan›lm›flt›r. vard›r(Resim.30–31, fiekil. 11). Bir kenar› 3m. olan türbe kesme tafl kare bir Rabia Hatunun 1806 y›l›nda öldü¤ü mezar kaide üzerine oturtulmufltur. Dört köfledeki sekiz tafl›nda yaz›l›d›r. köfleli zarif sütunlar kaideleri karelerin köfleleri pahlanarak sekizgene dönüfltürülmüfltür. Sütunlar 22-Dragafl Sar› Saltuk Türbesi (Kosova): mukarnas bafll›kl›d›r. Türbenin sivri kemerleri demir Dragafl yak›nlar›ndaki Plava Köyü civar›nda bulunan gergilerle desteklenmektedir. - 98 - SAYI 32

Kubbenin sekizgen kasna¤› vard›r. Gövde ve Ahmet yapt›rm›flt›r(Ayverdi 1981a:313). kasnak yuvarlak bir silme ile bitmektedir Kubbe ve etekleri kurflun kapl›d›r(Resim:35). 28- Saraybosna Köprülü Yusuf Pafla Türbesi Türbenin içinde sanduka fleklinde iki mezar (Bosna Hersek): Ali Fakih Camii mezarl›¤›ndaki bulunmaktad›r. Kavuklu mezar 1553 y›l›nda ölen Ali ikinci türbe de kare planl› bir yap›d›r. Dört köfledeki Paflaya, di¤eri de Ali Paflan›n efline aittir(Ayverdi zarif sütunlar türbenin üst yap›s›n› tafl›maktad›r. 1981a:374). Sütunlar üstündeki köfleleri pahl› bafll›klara oturan Türbe 1553 tarihli cami ile birlikte yapt›r›lm›fl sivri kemerler demir gergilerle desteklenmektedir. olmal›d›r. Üst örtü sekizgen kasna¤a oturan dilimli bir çat› fleklindedir. Yap› 3.20 x 3.20 m. ölçülerindedir (Resim:37). 26-Saraybosna Katip Haydar Türbesi (Bosna Hersek): Katip Haydar taraf›ndan yapt›r›lan Ak Türbenin içinde iki mezar görülmektedir. Yusuf Caminin avlusunda yer alan türbe kare planl› çat›l› bir pafla 1747’de ölmüfl, Türbeyi Kad› Ahmet yapt›rm›fl- yap›d›r. Çat›s› kurflun kapl›, piramidal bir külahla t›r(Ayverdi 1981a:313). örtülüdür. Türbenin üst yap›s› köfleleri pahlanm›fl kare ayaklar taraf›ndan tafl›nmaktad›r. Ayaklardaki 29- Saraybosna Hac› Sinan Türbesi (Bosna pahlar üstte birer kavis yaparak bitirilmifl, kemer Hersek): Hac› Sinan Tekkesi yan›nda, bir mezarl›k bafllang›c›ndaki sade bir silme üzerine kemerler içindedir. Yüksek bir kaide üzerine oturtulmufl, kare oturtulmufltur. Kemerler demir gergilerle planl› kubbeli bir yap›d›r. Dört köfledeki sekiz köfleli desteklenmifltir. Ayaklar›n aras› tahta ç›talarla zarif sütunlar türbenin üst yap›s›n› tafl›maktad›r. kapat›lm›flt›r. Sütunlar›n bafll›k ve kaideleri karelerin köfleleri Türbenin üstü asl›nda kubbe ile örtülü olmal›d›r. pahlanarak sekizgene dönüfltürülmüfltür. Türbenin Yap›n›n günümüzdeki hali bilinmemektedir(Resim. sivri kemerler demir gergilerle desteklenmektedir. 36, fiekil.12). Kubbenin sekizgen kasna¤› vard›r. Gövde ve kasnak yuvarlak bir silme ile bitmektedir Kubbe ve etekleri Türbe ve caminin kitabesi yoktur(Ayverdi kurflun kapl›d›r(Resim.38). 1981a:312). Gazi Hüsrev Bey’in katibi olan Katip Haydar’›n Türbesini XVII. yüzy›l ortalar›na Türbenin içinde sanduka fleklinde iki mezar tarihlemek mümkündür. bulunmaktad›r. Kavuklu mezar Ali Pafla’ya, di¤eri de Ali Pafla’n›n efli Sakine Hatun’a aittir(Ayverdi 1981a:374). 27- Saraybosna Mehmed Yusuf Efendi (Mehmed Yahya )Türbesi (Bosna Hersek): Ali Fakih Camii yan›ndaki mezarl›kta bulunan yan yana 30- Saraybosna Kulo¤lu Esad Efendi Türbesi iki türbeden birisidir. Kare planl› bir yap›d›r. Dört (Bosna Hersek): Hac› Cafer Camii Haziresinde yer köfledeki zarif sütunlar türbenin üst yap›s›n› alan türbe, kare planl› kubbeli bir yap›d›r. tafl›maktad›r. Sütunlar üstündeki köfleleri pahl› Köflelerdeki dört mermer direk sivri kemerlerle bafll›klara oturan sivri kemerler demir gergilerle birbirine ba¤lanm›flt›r. Dilimli silmelerle biten beden desteklenmektedir. Yap›n›n üstü sekizgen kasna¤a duvarlar› üstüne yap›n›n kubbesi oturmaktad›r. Geç oturan dilimli bir çat› ile örtülüdür. 3.20 x 3.20 m. dönem mimari özelliklerini tafl›yan türbenin flimdiki ölçülerindedir(Resim.37). hali tespit edilememifltir. Türbenin içinde iki mezar görülmektedir. 1779- Saray Bosna belediye baflkanl›¤› da yapan 80 y›l›nda ölen Mehmet Yahya’n›n türbesini Kad› Kulo¤lu Hac› Esad Efendi 16.9.1912 de vefat - 99 - VAKIFLAR DERG‹S‹ etmifltir. Türbe bu y›lda yap›lm›fl olmal›d›r(Ayverdi kafes fleklinde oval bir kubbe yap›lm›flt›r. Türbe de 1981a:356). bir mezar vard›r(Resim.40). Türbede mezar› bulunan fieyh Yuyi Mustafa 31- Foça ‹brahim Bey Türbesi (Bosna Eyüboviç 1707 y›l›nda vefat etmifltir (Ayverdi Hersek): Alaca Cami avlusunda yer alan türbe 1981a:239). günümüze gelmemifltir(Resim.39). Kare planl› kubbeli bir yap› olan türbenin yap›m›nda mermer 34- Mostar Mehmet A¤a Kreho Türbesi sütunlar d›fl›nda düzgün kesme tafl kullan›lm›flt›r. (Bosna Hersek): Nasuh A¤a (Vucjahovic) Camii Köflelerdeki dört sütun sivri kemerlerle kuzeyindeki hazirede yer alan türbe buraya Köse birlefltirilmifltir. Sütunlar zarif bafll›k ve kaidelere Yahya Camii yan›ndan tafl›nm›flt›r. Kare planl› bir sahiptir. Kemerler demir gergililerle desteklenmifltir. yap›d›r. Üstü aç›k, kubbe yerine metal kafes Ayr›ca sütunlar aras›nda demir parmakl›klar yap›lm›flt›r. Türbenin her cephesinde yer alan ikifler bulunmaktad›r. Yuvarlak bir bafl ve yass› bir ayak tafl› yuvarlak kemer ve sekiz sütunla üst yap› vard›r. Lahit basit tafl levhalarla kapl›d›r. Türbenin tafl›nmaktad›r. Kemerler metal gergilerle kurflun kapl› kubbesi sekizgen bir kasna¤a desteklenmifltir. Yuvarlak sütunlar›n sade kaideleri, oturmaktad›r(Ayverdi 1981a:124). baklaval› bafll›klar› vard›r(Resim.41-42). Alaca Camiyi 1550 y›l›nda yapt›ran Hasan Naz›r Türbenin içinde bir mezar görülmemektedir Efendi 1553 y›l›nda vefat etmifltir(Ayverdi (Ayverdi 1981a:259). Türbe 1174’de yap›lm›flt›r. 1981b:125). Türbede “ Hasan Naz›r’›n o¤lu ‹brahim 1550 y›l›nda flehit oldu ” yaz›l› bir kitabe oldu¤u 35- (Prosaç) fieyh Hasan Kâfi Naz›r Efendi Camiyi yapt›r›rken o¤lu ‹brahim Bey Türbesi (Bosna Hersek): Kâfi Baba diye de an›lan için bir türbe yapt›rd›¤›n› yerel araflt›rmac›lardan fieyh Hasan Kâfî Türbesi, yerleflim yeri d›fl›nda ö¤reniyoruz(Nemlio¤lu 1996:52). Bu bilgilere göre küçük bir külliyeyi and›ran yap›n›n bir parças›d›r. Türbeyi XVI. yüzy›l sonlar›na tarihlemek gerekir. Medrese ve tekke bölümleri de olan dikdörtgen planl› çok amaçl› bir yap›n›n üçüncü bölümü türbedir. 32- Knejina(Knezina) Aç›k Türbe (Bosna Günümüze asl› de¤iflerek gelen türbeyi E.Hakk› Hersek): Sultan Selim Camii avlusunda yer alan kare Ayverdi’nin çizdi¤i restitüsyon projesine göre planl› bir yap›d›r. Dört köfledeki yekpare sütunlar tan›mlamak istiyoruz(Ayverdi 1981a:5). Kare planl›, üstünde piramidal külahl› bir örtü görülmektedir. kubbeli bir taraf› kapal› türbenin üç cephesi Türbenin resminden üstü bir tarihte y›k›l›nca sütunlarla tafl›nan, sivri kemerlerle d›fla aç›lmaktad›r. sonradan bu örtünün yap›ld›¤›n› düflünüyoruz. Y›k›lan türbenin sadece kaide k›sm› ve ana yap›ya Türbedeki mezar tafl›nda kitabe yoktur(Ayverdi bitiflik sütun bafll›klar› kalm›fl, sonrada ahflap üst örtü 1981a:208). yap›lm›flt›r. Sofan›n etraf› ahflap parmakl›k ile çevrilmifltir. ‹çinde sade bir mezar vard›r(Resim.43, fiekil.13). 33-Mostar fieyh Yuyi Türbesi (Bosna Hersek): Türbe Sar›ca ‹brahim A¤a Camii yan›ndaki fieyh Hasan Kâfi 1614 y›l›nda ölmüfltür(Bursal› mezarl›k içindedir. Dikdörtgen planl› türbe do¤u bat› Mehmet Tahir Bey 1333: 277). Türbe de bu tarihte istikametinde uzanmaktad›r. Do¤u ve bat›da birer, yap›lm›fl olmal›d›r. güney ve kuzeyde ikifler yuvarlak kemerle cepheler d›fla aç›lmaktad›r. Bafll›k ve kaidesi olan sekizgen 6 36- Travnik Abdullah ve Celalettin Paflalar adet sütun üst yap›y› tafl›maktad›r. Üstüne metal Türbesi (Bosna Hersek): Yukar› Çarfl› denen yerde - 100 - SAYI 32 bulunan türbe kare planl› üstü kafes fleklide metal bir kemerlerle birlefltirilmifltir. Her cephede kemerlerin kubbe ile örtülüdür. Köfleler ve aralardaki birer adet üstü kalem iflleri ile süslenmifltir. Sütun aralar›nda baklaval› bafll›kl› toplam sekiz sütun yuvarlak metal parmakl›klar vard›r. Temiz bir iflçili¤in eseri kemerlerle birlefltirilmifltir. Her cephede kemerlerin olan türbe gövdesi sade ve genifl bir silme ile üstü kalem iflleri ile süslenmifltir. Sütun aralar›nda s›n›rland›r›lm›flt›r (Resim.45, fiek.16). Abdullah Pafla metal parmakl›klar vard›r. Temiz bir iflçili¤in eseri 1785 y›l›nda vefat etmifltir(Ayverdi 1981a:438). olan türbe gövdesi sade ve genifl bir silme ile s›n›rland›r›lm›flt›r. ‹çte kubbeye baklavalarla 39- Travnik fieyh Mehmet Ve Han›m›n›n geçilmektedir. ‹çi ve d›fl› kireç s›val› kapl›d›r Türbesi(Bosna Hersek): Derbent mevkiinde Yukar› (Resim.44,fiekil.14). Çarfl› denen yerde bulunan türbe kare planl› üstü Türbede üç mezar vard›r. ‹lki 1749 y›l›nda vefat kafes fleklide metal bir kubbe ile örtülüdür. Köfleler eden Bosna valisi Muhsinzade Abdullah Paflaya ve aralardaki birer adet baklaval› bafll›kl› toplam aittir. Oldukça süslü silindirik gövdeli mezar tafl›n›n sekiz sütun yuvarlak kemerlerle birlefltirilmifltir. Her sülüs celisi hatla yaz›lm›fl kitabesi nefistir. ‹kinci cephede kemerlerin üstü kalem iflleri ile süslenmifltir. mezar›n sahibi Seyyid Haf›z Celalettin Pafla 1819 Sütun aralar›nda metal parmakl›klar vard›r. y›l›nda vali olmufl, 1822 y›l›nda bu makamda iken Muhsinzade türbesinden biraz küçüktür. Temiz bir vefat etmifltir. Üçüncüsü Abdullah Paflan›n yak›n› bir iflçili¤in eseri olan türbe gövdesi sade ve genifl bir çocu¤a aittir( Ayverdi 1981a:448). silme ile s›n›rland›r›lm›flt›r. ‹çte kubbeye baklavalarla geçilmektedir. ‹çi ve d›fl› kireç s›val› kapl›d›r. Türbe XVIII. yy. sonlar›nda yap›lm›fl olmal›d›r. (Resim.46-47) fieyh Mehmed’in 1780 y›l›nda, eflinin 1782 37- Travnik Vezir Mustafa Pafla Türbesi y›l›nda vefat ettikleri mezar tafllar›nda (Bosna Hersek): Yukar› Çarfl› denen yerdeki yaz›l›d›r(Ayverdi 1981a:466). fieyhin vefat tarihi Abdullah ve Celaleddin Paflalar Türbesinin yan›nda türbenin de yap›m tarihi olmal›d›r. düz bir alanda bulunmaktad›r. Alt›gen planl› baldaken tarz› yap›n›n üstü aç›kt›r. 40- Vakf› Kebir (Donji Vak›f) Miri Alem Alt› köflesindeki baklaval› bafll›kl› sütunlar Mehmet Pafla Türbesi (Bosna Hersek): Bir kaide türbenin üst yap›s›n› tafl›maktad›r. Altta birer kaidesi üzerindeki alt›gen planl› kubbeli türbe düz bir alanda olan sütunlar yuvarlak kemerlerle birbirine yer almaktad›r. Bir kenar› 2.60m.dir. Türbenin üst ba¤lanm›flt›r. Üst yap› s›va kapl›d›r. Kemerler demir yap›s›n› alt› adet zarif mermer sütun tafl›maktad›r. gergilerle desteklenmifltir. Üstü kafes fleklide metal Sütunlar›n alt ve üstünde birer simit dolaflmakta, altta bir kubbe ile örtülüdür(Resim.44, fiekil.15). kaidelere oturmakta, üstte baklaval› bafll›klar Vezir Periflan –Çilek Mustafa Pafla 1798–99 tafl›maktad›r. Üstteki yuvarlak formlu kemerler demir y›l›nda ölmüfltür. Mezar tafl›n›n uzun bir kitabesi gergilerle desteklenmektedir. Türbenin üstü aç›kt›r. vard›r(Ayverdi 1981a:46;Turan vd 2004:127). Halen alem oturtmak için metalden bir külah vard›r. Paflan›n ölüm tarihi türbenin yap›m y›l› olmal›d›r. (Resim:48) Türbede Bosna Valisi Miri Alem Mehmet Pafla 38- Travnik Silahdar Abdullah Pafla Türbesi ve o¤lunun mezarlar› vard›r. Pafla Bosna Valili¤i (Bosna Hersek): Hasan a¤a Camii arkas›ndad›r. s›ras›nda (1786-1789) türbeyi o¤lu için yapt›rm›fl, Kare planl› türbenin üstü kafes fleklide metal bir vefat›nda kendisi de defnedilmifltir. Paflan›n mezar kubbe ile örtülüdür. Köfleler ve aralardaki birer adet tafl›nda 1800 tarihinde vefat etti¤i yaz›l›d›r(Ayverdi baklaval› bafll›kl› toplam sekiz sütun yuvarlak 1981a:486). Türbe XVIII. yüzy›l›n sonuna aittir. - 101 - VAKIFLAR DERG‹S‹

41-Viflgrad (Visegrad) Siyercic Türbesi DE⁄ERLEND‹RME (Bosna Hersek): Saraybosna’n›n do¤usunda Balkanlarda yap›lan Osmanl› baldaken S›rbistan s›n›r› yak›nlar›ndaki Viflegrad’da bulunan türbelerin, plan, mekan anlay›fl› ve örtü sistemi, türbe bir yap›n›n dibinde yer almaktad›r. Türbe 3,70 mimari elemanlar›, malzemeleri ve süslemeleri x 3,70 m. ölçülerinde kare planl›d›r. Yap›n›n bak›m›ndan farkl› özelikleriyle karfl›m›za tamam›nda küçük kesme tafllar kullan›lm›flt›r. ç›kmaktad›r. Türbenin üst yap›s›n› tafl›yan kal›n sekizgen sütunlar› da tafllarla örülmüfltür. Üstleri pahlanarak kareye Balkanlarda bizzat taraf›m›zca incelenen dönüfltürülen sekizgen sütunlar›n üzerlerine sivri yap›lar›n yan› s›ra bilim adamlar›nca görülen veya çeflitli kaynaklardan tespit edebildi¤imiz Osmanl› kemerler oturtulmufltur. Kemerler demir gergilerle baldaken türbelerinin say›s› 43 adettir. desteklenmifltir(Ayverdi 1981a:512). Düz birer silme ile cepheler bitmektedir. Türbenin üstü aç›kt›r Bu türbelerin plan tiplerine göre tasnifi ise; (Resim.49). Yap›n›n flimdiki hali hakk›nda bilgi A- Kare Planl› Baldaken Türbeler; 30 adet, sahibi de¤iliz. B- Alt›gen Planl› Baldaken Türbeler; 7 adet,

42- Podgoriça Hasan A¤a Türbesi (Karada¤): C- Dikdörtgen Planl› Baldaken Türbeler; 3 adet, Hasan A¤a Camisi avlusundad›r. Kare planl› türbenin D- Sekizgen Planl› Baldaken Türbeler; 2 adet, kubbesi dört aya¤a oturmaktad›r. L planl› ayaklar E- Türbe “L “ Planl› Baldaken Türbeler; 1 adet- yuvarlak kemerlerle birbirine ba¤lanm›flt›r. tir. Yap›m›nda kesme ve moloz tafl kullan›lan türbede kemerlerin ahflap gergilerle desteklendi¤i ayaklardaki Baldaken türbelerinde cenazelik az görülmekle yuvarlardan anlafl›lmaktad›r. ‹çinde tahrip edilmifl birlikte burada genel bir de¤erlendirme yapacak mermer bir sanduka vard›r(Resim.50). Türbe XVII. olursak; 43 türbeden 31 adet türbe bir kaideye yüzy›la tarihlenmektedir(Turan vd 2004:437). oturmakta, 5 tanesinin içinde cenazeli¤i bulunmaktad›r. Bunlardan Saraybosna Sinan Pafla Türbesi, Üsküp Alt›ayak türbesinin kaide ve 43- ‹lok Aç›k Türbe (H›rvatistan) Vukovar– cenazeli¤i vard›r. Srijem’de Çarfl› Meydan› yak›n›nda yer alan türbe sa¤lam durumdad›r. Kare planl› kubbeli bir yap›d›r. Baldaken türbeler simetrik cephelere sahiptir. Düz bir alanda yer almaktad›r. Kesme tafl ve tu¤la Yap›lar›n cepheleri biri birine benzemektedir. kullan›larak almafl›k düzende yap›lm›flt›r. Kaidesi Malzeme olarak kesme tafl, moloz tafl, tu¤la olmayan türbe 3.70x3.70m. ebad›ndad›r. Türbenin kullan›larak kagir olarak yap›lm›fl olan bu türbelerin cenazeli¤inin olup olmad›¤› bilinmemektedir. üstü genellikle içte ve d›flta kubbe ile örtülmüfltür. Baz›lar›n›n üstü aç›k olup metalden kafes fleklinde, Köflelerdeki sekiz köfleli ayaklar bir s›ra tafl iki sembolik birer kubbe ile örtülmüfllerdir. Dört adet s›ra tu¤la ile örülmüfltür. Dört cephe sivri tu¤la kare, bir adet dikdörtgen ve bir adet alt›gen türbenin kemerlerle d›fla aç›lmaktad›r. Bir s›ra kirpi saçakla üst örtüsü bu flekildedir. Bu türbelerin baz›lar›n›n biten cephelerin üstünde ortada kubbe, kenarlarda üstü külah veya külah› and›ran sivri bir çat› fleklinde e¤imli bir örtü görülmektedir. Kubbe pandantif örtülmüfl olup Anadolu’daki gibi burada piramidal geçifllidir(Resim.51, fiekil.17). külah fleklinde kagir bir d›fl örtü görülmemektedir. Halen içinde bir mezar görülmeyen türbe XVI. Baldaken türbeler süslemeye çok az yer verilmifl yüzy›la tarihlenir. sade yap›lard›r. Esasen Osmanl› mimarisinde mümkün oldu¤unca lüzumsuz süslemelere yer - 102 - SAYI 32 verilmedi¤inden bu yap›lardaki zarif biçimlenifl ayr› fieyh Lütfullah Efendi Türbesi(17. yüzy›l), Edirne bir süslemeyi gerektirmemifltir. Bu nedenle çini ve Selimiye Türbesi (1718), Saraybosna Ali Fakih ahflapla yap›lm›fl süslemeleri göremeyiz. Almafl›k Mezarl›¤›ndaki Köprülü Yusuf Pafla (1747) ve örgü düzenlemeleri, çeflitli silmeler bafll›ca süsleme Mehmed Yusuf Efendi (1780) Türbeleri, Travnik’te ö¤eleridir. Abdullah ve Celalettin Paflalar (1749), Vezir Abdullah Pafla (1785) ve fieyh Mehmet (1782) Tesbit etti¤imiz 43 türbeden 26 adedi ayakta, 10 Türbeleri, ‹flkodra Aç›k (Harap Efendi )Türbe( XVIII adedi y›k›lm›fl, 7 adedinin flimdiki durumunu - XIX), Saraybosna Esad Efendi Türbesi (1912)’dir bilemiyoruz. Baz›lar›n›n da temelleri veya kal›nt›lar› günümüze kadar gelmifltir. En kalabal›k olan bu gurupta 30 adet türbe vard›r. Bu türbelerden 10 adedi ayakta olup ikisi Bildi¤imiz baldaken türbelerin Balkanlardaki harap halde günümüze gelebilmifltir. 9 adedi y›k›lm›fl, yay›l›fl›na haritadan bakacak olursak (fiek.1) 9 adedinin günümüzdeki durumu tespit edileme- Edirne’den (3 adet) bafllayarak, bölgenin güneyinden mifltir. Makedonya’daki Üsküp’te (8 adet) ve kuzeye do¤ru ç›karak Bosna Hersek’te Saray-Bosna(6) ve Bu türbelerden sadece Edirne Sülo¤lu Tatarlar Travnik’te (4 adet) yo¤unlaflt›¤› görülür. Bu hat Köyü Türbesi (15. yüzy›l.) ve Dimetoka M. Ali Pafla üzerindeki çeflitli flehirlerde birer ikifler adet Makam Türbesinin (XVII-XVIII.yüzy›l) cenaze- bulunmaktad›r likleri bulunmaktad›r. Baz› türbelerin de sadece kaideleri vard›r. Kesriye Kurflunlu Cami Türbesi, Türbeleri yap›l›fl tarihlerine göre s›n›flad›¤›m›z- Akhisar fieyh Hasan Kafi Türbesi, Üsküp Kral k›z› da; 7 adedi, XV. yüzy›ldan, XV-XVI. yüzy›ldan 1 Türbesi, Üsküp fieyh Lütfullah Türbesi, Selanik adet, XVI. yüzy›ldan 8 adet, XVII yüzy›ldan 3 adet, Mevlevihane Türbesi, Edirne Selimiye fiehzade XVII-XVIII. yüzy›l olarak tarihlenen 2 adet, XVIII. Türbesi, Kalkandelen Hurflide Hatun Türbesi, yüzy›ldan 13 adet, XIX. yüzy›ldan 3 adet, XX. Saraybosna’daki Ali Pafla, Hac› Sinan, Katip Haydar yüzy›ldan 1 adet türbe kald›¤› tespit edilmifltir. türbeleri bunlardan baz›lar›d›r. Ele ald›¤›m›z türbelerin 4 adedi kad›nlara, 38 Kare planl› türbelerden 16 adedinin üst yap›s› adedi erkeklere aittir. Yine bunlar›n 2 adedi Osmanl› sütun ile tafl›nmakta, 14 adedi çeflitli formlardaki hanedan›, 14 devlet adamlar› ve di¤er üç tanesi ayaklarla tafl›nmaktad›r. Ayaklar kare ve L fleklinde halktan önemli kifliler için yap›lm›flt›r. olabilmektedir.

A-Kare Planl› Baldaken Türbeler : Edirne Türbelerin kubbelerinde ço¤unlukla kasnak Sülo¤lu Tatarlar Köyü Türbesi (XV. yüzy›l.), Kesriye yoktur. Kare planl› kubbeli türbelerde, trompla Kurflunlu Cami Türbesi (XV. yüzy›l), K›zanl›k Aç›k geçilen Kalkandelen Hurflide Hatun Türbesi hariç. Türbe (XV. yüzy›l ), Üsküp K›ral K›z› Türbesi (XV - geçifl eleman› olarak pandantif kullan›lm›flt›r. Kare XVI. yüzy›l ), Viflegrad Siyercic Türbesi (1529), planl› K›zanl›k Aç›k Türbe, Edirne Sülo¤lu Türbesi Foça ‹brahim Bey Türbesi (1553), Saraybosna Ali ve Kesriye Kurflunlu Cami türbelerindeki kare planl› Pafla Türbesi(1553), Manast›r Dört Ayak Türbesi ayaklar ve üst yap› tamamen tu¤la ile örülmüfltür. Bu (XVI. yüzy›l), Dragafl Sar› Saltuk Türbesi(XVI. yap›n›n üçü de erken dönem (XV. yüzy›l) yap›lar›d›r. yüzy›l ), Akhisar fieyh Hasan Kâfi Türbesi (XVI. Kare planl›, kesme taflla yap›lan Dimetoka Mehmet yüzy›l), ‹lok Aç›k Türbe(XVI. yüzy›l), Dimetoka M. Ali pafla Türbesinin üst yap›s› kareye yak›n ayaklarla tafl›nmaktad›r. Ali Pafla Makam Türbesi (XVII - XVIII. yüzy›l), Selanik Mevlevihane Türbesi (XVII - XVIII. yüzy›l Travnik’te bulunan üç türbe ile Mostar’daki ), Saraybosna Hac› Sinan Türbesi(17. yüzy›l), Üsküp fieyh Mehmet Türbesinin müflterek iki özelli¤i - 103 - VAKIFLAR DERG‹S‹ bulunmaktad›r. ‹lki bu türbelerin köflelerdeki Pafla(1800) Türbesinin sütunlar› çeflitli profillerle sütunlar›ndan baflka cephe ortalar›na da yerlefltirilen flekillenmifl, bu flekillenme türbe cephesine de yuvarlak kemerlerle ba¤lanan sekiz sütunla üst yans›m›flt›r. yap›n›n tafl›nmas›d›r. Di¤eri yap›lar›n aç›k olan üstlerinin metalden kafes fleklinde, sembolik birer D-Dikdörtgen Planl› Tip: Dikdörtgen planl› kubbe ile örtülmeleridir. olan Mostar fieyh Yuyo Türbesi(1707), Prizren Rabia Kare planl› baldaken türbeleri üst yap›lar›yla Hatun Türbesi(1806) ve Selanik Hortac› Süleyman de¤erlendirildi¤inde önce külahl› ve kubbeli diye iki Türbesi bu plan tipinin üç temsilcisidir. ana guruba ay›rmak mümkündür. Kare planl› külahl› baldaken türbeler grubuna E-‹stisnai Planl› Tip: Ohri Yusuf Çelebi Bosna Hersek Saraybosna Ak Camii Türbesi Türbesi (1481) “L” plan› ile istisnai bir tip teflkil eder. girmektedir. Bu guruba giren Üsküp fieyh Lütfullah Efendi SONUÇ türbesinin cepheleri yuvarlak kemerli, bat› cephede Baldaken türbeler Osmanl›lar›n dünya kültür iki adet, di¤er cephelerdeki kap› fleklinde birer miras›na hediyesi olup Osmanl› türbe mimarisinin aç›kl›klarla farkl›l›k gösterir. Kasnaks›z olan gerçekten zarif ve güzel örneklerini teflkil ederler. kubbesinin tepesinde, tu¤ladan yap›lm›fl bir minare Balkanlarda da bunlar›n çok güzel örnekleri pete¤i fleklindeki külah› de dikkat çekicidir(Özer bulunmaktad›r. 2006:231). Sonraki devirlerde de yine ayn› olgunlukla yap›lm›fl uygulamalarla bu gelenek günümüzde tercih B-Alt›gen Planl› Baldaken Tip: Alt›gen edilen türbe biçimi olmaya devam etmektedir. Aliya prizma gövdeli türbeler; Üsküp Meddah Baba ‹zzet Begoviç Türbesi son zamanlarda yap›lan bir Türbesi(1426), Edirne Darülhadis Camii fiehzadeler örnektir. türbesi (XV. yüzy›l), Üsküp Hatuncuklar Türbe- si(XVI. yüzy›l), Üsküp Alt›ayak Türbesi (XVII. yüzy›l), Travnik Mustafa Pafla Türbesi (1799), KAYNAKLAR Vakf›kebir Mustafa Pafla Türbesi(1800)’dir. Ar›k. M. O.(1967).Erken Devir Anadolu Türk Mimarisinde Alt›gen planl› türbelerden 5 adedinde tafl›y›c› Türbe Biçimleri, Anadolu()XI, (1967). 7-100. elaman olarak ayak, üç adedinde sütun kullan›lm›flt›r. Aslanapa. O. (1965)Edirne’de Türk Mimarisinin Geliflimi, Edirne Darülhadis Türbesi, Üsküp Meddah ED‹RNE, Edirne’nin 600. Fetih Y›ldönümü Arma¤an Kitab› baba, Hatuncuklar, Alt›ayak ve kubbe ile örtülüdür. (1965).57-100. Alt›gen planl› türbelerin kubbelerinde sade bir geçifl vard›r. Ayverdi. E. H. (1972a) Osmanl› Mimarisinde Çelebi ve II. Murad Devri (1451-1481), ‹stanbul, ‹stanbul Fetih Cemiyeti Metalden kafes kubbelerin bilinen en eski örne¤i Yay›nlar›. alt›gen planl› 1663 tarihli ‹stanbul Köprülüler türbesidir(K›lc› 2007:111). Ayverdi. E. H. (1972b)Osmanl› Mimarisinde Fatih Devri(1451-1481), ‹stanbul, ‹stanbul Fetih Cemiyeti Yay›nlar›

C-Sekizgen Planl› Tip: Balkanlardaki sekizgen Ayverdi. E. H.(1977) Avrupa’da Osmanl› Mimari Eserleri- planl› iki türbe Arnavutluktaki Tiran Kaplan Pafla ve Romanya Macaristan, I.Cild, 1 ve 2. kitap, ‹stanbul, ‹stanbul Berat Sad›k Pafla(1800) türbeleridir. Berat Sad›k Fetih Cemiyeti Yay›nlar›. - 104 - SAYI 32

Ayverdi. E. H.(1981a) Avrupa’da Osmanl› Mimari ‹brahimgil. M. Z. (20001) Makedonya’da Türbe Yap›lar› Eserleri Yugoslavya II.Cild, 3 ve 4. kitap, ‹stanbul, ‹stanbul Fetih ve Türk Sanat›ndaki Yeri. 11. Türk Sanatlar› Kongresi, EJOS Cemiyeti Yay›nlar›. IVM.Kiel vd.11.

Ayverdi. E. H. (1981b)Avrup’da Osmanl› Mimari Eserleri K›lc›, A. (2007.) XIV Anadolu Türk Mimarisinde Erken Yugoslavya III.Cild, 3. kitap, ‹stanbul, ‹stanbul Fetih Cemiyeti Devir (XIV-XV. Yüzy›l) Baldaken Tarz› Türbeler. Ankara. VGM. Yay›nlar›. Yay›nlar›.

Ayverdi. E. H. (1982) Avrupa’da Osmanl› Mimari Eserleri Kiel. M. (2001) Bulgaristan’da Osmanl› Dönemi Kentsel Bulgaristan Yunanistan Arnavutluk, IV.Cild, 4.5.6. Geliflimi ve Mimari An›tlar, Ankara. Kültür Bakanl›¤› kitap,‹stanbul, ‹stanbul Fetih Cemiyeti Yay›nlar›. Nemlio¤lu. C.(1996).Bosna-Hersek Foça’da Yok Edilen Batur. A. Osmanl› Camilerinde Almafl›k Duvar Üzerine, Türk ‹slam Kültür Eserleri, ‹stanbul, Anadolu Sanat› Araflt›rmalar› 2 ‹stanbul.1970.135-208. Onur. O. (1994) Edirne Türbeleri ve Evlâd›-› Fatihan, B›çakç›. ‹. Yunanistan’da Türk Mimari Eserleri, ‹stanbul, Edirne 2003 Önkal. H. (1992).Osmanl› Hanedan Türbeleri, Ankara, Bursal› Mehmet Tahir Bey(1333) Osmanl› Müellifleri, Kültür Bakanl›¤› Yay›nlar› ‹stanbul. Özer. M. (2004) Edirne - Sülo¤lu Tatarlar Köyü Türbesi, Cumbur. M. Saltukname’nin Türk Milliyetçili¤indeki Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 4 (1). (2004) 50-62. Yerine ve Üçüncü Nüshas›na Dair, Milli Kültür. S.1.(1977), s.52- Özer. M. (2006) Üsküp’te Türk Mimarîsi (XIV-XV.. Yüzy›l 55. Ankara TTK Yay›nlar› Çoruhlu, Dr. T. (2008 )Kay›p Miras›n ‹zinde - Gora Halk Doktor R›fat Osman(1999) Edirne Evkaf-› ‹slâmiye Tarihi Sanatlar›”, UKID Yay›nlar›, ‹stanbul C.I. Cevami ve Mesacid, Ankara, (Özsoy. Ü.) VGM. Yay›nlar›. Eyice. S.”Yunanistan’da Türk Eserleri”, Türkiyat Turan.Ö. vd.(2004) Balkanlardaki Türk Mimari Mecmuas› XII(1955). 205-230. Eserlerinden Örnekler, Ankara TBMMM yay›n› Eyice. S. “Gurbette Kalan Türk Eserleri” IX.Vak›f Haftas› Unat. F. R. (1940) Hicri Tarihleri Miladi Tarihe Çevirme Kitab› Ankara1992, s.181-186. K›lavuzu. Ankara, TTK Yay›nlar› Gökbilgin. T. Edirne ve Pafla Livas›, ‹stanbul, 1952. Yüksel. A.(1983).Osmanl› Mimarisinde II. Bayezid Yavuz Hasol. D. (1979) Ansiklopedik Mimarl›k Sözlü¤ü ‹stanbul Sultan Selim Devri(1481-1520), ‹stanbul, ‹stanbul Fetih Cemiyeti Yap› -Endüstri Merkezi Yay›nlar› Yay›nlar›.

- 105 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim-1.Edirne fiehzadeler Türbesi (C. K›l›ççöte)

Resim-2.Edirne Sülo¤lu Tatarlar Köyü Türbesi (VGM Arflivi)

- 106 - SAYI 32

Resim-3.Edirne Sülo¤lu Tatarlar Köyü Türbesi (VGM Arflivi)

Resim-4. Edirne Selimiye Türbesi: (Gökçe Günel)

- 107 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim-5.Bulgaristan K›zanl›k Aç›k Türbe(2000)

Resim-6.Bulgaristan K›zanl›k Aç›k Türbe (2000)

- 108 - SAYI 32

Resim-7.Dimetoka Mehmet Ali Pafla Makam Türbesi (2007)

Resim-8.Dimetoka Mehmet Ali Pafla Makam Türbesi (2007)

- 109 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim-9.Selanik Mevlevihane Türbesi(E.Hakk› Ayverdi’den)

Resim-10.Selanik Hortac› Süleyman Türbesi:(B›çakç›’dan)

Resim-11.Üsküp fieyh Lütfullah Efendi Türbesi (M.Özer’den) - 110 - SAYI 32

Resim-12.Üsküp fieyh Lütfullah Efendi Türbesi(2009

Resim-13.Üsküp fieyh Lütfullah Efendi Türbesi(2009)

- 111 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim-14.Üsküp Alt› Ayak Türbesi(M.Özer’den)

Resim-15.Üsküp K›ral K›z› Türbesi(M.Özer’den)

- 112 - SAYI 32

Resim-16.Üsküp K›ral K›z› Türbesi(M.Özer’den)

Resim-17.Üsküp Meddah Baba (Pafla Yi¤it) Türbesi(Ayverdi’den) - 113- VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim-18.Üsküp Hatuncuklar Türbesi(M.Özer’den)

Resim-19.Üsküp Da¤›stani Ali Pafla Türbesi(2009)

- 114 - SAYI 32

Resim-20.Üsküp Da¤›stani Ali Pafla Türbesi(2009)

Resim-21.Üsküp Da¤›stani Ali Pafla Türbesi(2009)

- 115 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim-22.Üsküp ‹shak Bey Türbesi(M.Özer’den)

Resim-23.Üsküp ‹shak Bey Türbesi(Gökçe Günel) - 116 - SAYI 32

Resim-24.Kalkandelen Hurflide Hatun Türbesi(2009)

Resim-25.Kalkandelen Hurflide Hatun Türbesi(2009) - 117 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim-26.Manast›r Dört Ayak Türbesi (M.Özer’den)

Resim-27.Ohri Sinanüddin Yusuf Çelebi Türbesi (M.Z. ‹brahimgil) - 118 - SAYI 32

Resim-28.Ohri Sinanüddin Yusuf Çelebi Türbesi (Gökçe Günel)

Resim-29.Debre Sad›k Pafla Türbesi (M.Z. ‹brahimgil) - 119 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim-30.Prizren Rabia Hatun Türbesi(G. Günel)

Resim-31.Prizren Rabia Hatun Türbesi(G. Günel) - 120 - SAYI 32

Resim-32.Dragafl Sar› Saltuk Türbesi(www.Balgoc.Org.Tr/2003/Grolylar.Html-24.09.2007)

Resim-33.Tiran Kaplan Pafla Türbesi (M.Z.‹brahimgil) - 121 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim.34.‹flkodra Aç›k Türbe(G. Günel)

Resim-35.Saraybosna Gazi Ali Pafla Türbesi (M.Z.‹brahimgil) - 122 - SAYI 32

Resim-36.Saraybosna Katip Haydar Türbesi(Ayverdi’den)

Resim-37.Saraybosna Ali Fakih Mezarl›¤› Türbeleri (M.Z.‹brahimgil) - 123 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim-38.Saraybosna Hac› Sinan Türbesi(Ayverdi’den)

Resim-39.Foça ‹brahim Bey Türbesi (Nemlio¤lu’ndan)

- 124 - SAYI 32

Resim-40. Mostar fieyh Yuyi Türbesi

Resim-41.Mostar Mehmet A¤a Kreho Türbesi

- 125 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim-42.Mostar Mehmet A¤a Kreho Türbesi

Resim-43.Akhisar fieyh Hasan Kâfi Türbesi(flickr.com/photos/24171546@N02/2296101920-25.01.2009) - 126 - SAYI 32

Resim-44.Travnik Abdullah Ve Celalettin Paflalar Türbesi ve: Vezir Mustafa Pafla Türbesi

Resim-45.Travnik Abdullah Pafla Türbesi(www.skyscrapercity.com/showthread. php t= 469719-01.02.2007) -127 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim-46.Travnik fieyh Mehmet Ve Han›m›n›n Türbesi (M.Z.‹brahimgil)

Resim-47. Travnik fieyh Mehmet Ve Han›m›n›n Türbesi (M.Z.‹brahimgil) - 128 - SAYI 32

Resim-48.Vakf› Kebir Miri Alem Mehmet Pafla Türbesi (http://flickr.com/photos/ 15033166@N04/sets/72157602455441650-14.01.2009)

Res.49.Viflgrad Siyercic Türbesi (E.Hakk› Ayverdi’den) - 129 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Res.50.Karada¤ Podgoriça Hasan A¤a Türbesi(M.Z.‹brahimgil)

Res.51.H›rvatistan ‹lok Aç›k Türbe (M.Z.‹brahimgil) - 130 - SAYI 32

fiekil-1. Balkanlardaki Baldaken Türbeler Haritas›(T‹KA)

- 131 - VAKIFLAR DERG‹S‹

fiekil-2. Edirne fiehzadeler Türbesi(Özen’den) - 132 - SAYI 32

fiekil-3. Kesriye Kurflunlu Camii Türbesi(Eyice’den)

- 133 - VAKIFLAR DERG‹S‹

fiekil 4.Üsküp ‹bni Payko Türbesi(Özen’den)

- 134 - SAYI 32

fiekil-5 .Üsküp fieyh Lütfullah Efendi Türbesi(‹brahimgil’den)

fiekil-6. Üsküp Kral K›z› Türbesi(‹brahimgil’den)

- 135 - VAKIFLAR DERG‹S‹

fiekil-7. Üsküp Hatuncuklar Türbesi(‹brahimgil’den)

- 136 - SAYI 32

fiekil-8. Üsküp Ali Pafla Türbesi(Özen’den)

- 137 - VAKIFLAR DERG‹S‹

fiekil-9. Ohri Sinanüddin Yusuf Çelebi Türbesi (Eyice’den)

fiekil-10-.Prizren Rabiye Hatun Türbesi (Fikret Tikves, Jusuf Xhibo) - 138 - SAYI 32

fiekil-11.Saraybosna Katip Haydar Türbesi (Ayverdi’den)

fiekil-12. Akhisar fieyh Hasan Kâfi Türbesi (Ayverdi’den)

- 139 - VAKIFLAR DERG‹S‹

fiekil-13.Travnik Abdullah ve Celalettin Paflalar Türbesi( Ayverdi’den)

fiekil-14.Travnik Vezir Mustafa Pafla Türbesi (Ayverdi’den) - 140 - SAYI 32

fiekil-15.Travnik Silahdar Abdullah Pafla Türbesi( Ayverdi’den)

fiekil-16.H›rvatistan ‹lok Aç›k Türbe(M.Emin Y›lmaz) - 141 - VAKIFLAR DERG‹S‹

- 142 - Uflak’ta Ahîlik ve Ahî Kurumlar›

Özet u makalede Uflak flehrinde bulunan Ahîlerin açt›klar› kurumlar›n neler oldu¤u, bu kurumlar›n flehrin geliflmesine B ne ölçüde katk› sa¤lad›¤› ve Ahî Baba’n›n esnaf örgütü içindeki yeri ifade edilecektir. Uflak’ta Ahîler XIX. yüzy›la kadar oldukça etkili olmufllar fakat bu yüzy›ldan itibaren flehirdeki Ahî zaviyeleri kapanm›fl ve Ahî Baba’n›n esnaf örgütlenmesi içindeki etkinlikleri giderek azalm›flt›r. Ahî Baba’n›n görevleri kethüda, yi¤itbafl›, fleyh gibi di¤er esnaf temsilcileri taraf›ndan yürütülmeye bafllanm›flt›r. Anahtar Kelimeler:Uflak, Ahîlik, Ahî kurumlar›, Esnaf örgütleri.

Ahis ‹n Usak And Their Organizations Abstract In this paper, it will be explained the craft and trade organizations found in the city of Usak and established by Ahi’s as well as the degree of their contributions to the economy and development of the city. were so effective in the economy and social life of Usak City until 19th century but after that date their effectiveness was diminished in the commercial organizations due to closing of their offices. The duties of the father (head) of Ahi’s began to be executed by the representatives of the other commercial organizations. Key Words: Usak, Ahi, Ahi Organizations, Craft and trade Organizations

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Murat ÖNTU⁄ Uflak Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü - 143 - VAKIFLAR DERG‹S‹

G‹R‹fi ba¤›ms›z karakterini yitirmifltir (Ergenç 1980: 107), (Özdemir 1998: 226). Osmanl› flehir ve kasabalar›ndaki üretim ve ticâret, esnaf örgütü taraf›ndan yürütülüyordu. Bütün Bununla birlikte merkezî devlet, taflrada bulunan Osmanl› flehirlerinde oldu¤u gibi, Uflak’ta da, gerek flehir ve kasabalarda esnaf›n üzerindeki ahî imâlat, gerekse ticâret ve hizmet sektöründe faaliyet örgütlenmesinin devam etmesini istiyordu. Çünkü gösteren esnaf, kendi içerisinde s›k› bir otokontrol üretim ve ticâret erbâb›n›n köklü bir gelene¤e ve sistemine (Kütüko¤lu 1986) ba¤l› olup, devlet teflkilâta sahip olmas›, devletin bu gruba karfl› izledi¤i karfl›s›nda da, baflta ihtisâb kânûnnâmeleri ve narh politikay› da etkilemekteydi. Ayr›ca bu zümre, üretim olmak üzere önemli kurallara tâbi bulunmaktayd›lar ve ticâret yaparak halk›n k›tl›k çekmemesini (Genç 1986). Çeflitli mesleklere mensup olan sa¤lad›¤› gibi vergi vermek suretiyle hazineye de esnaflar, s›kl›kla ehl-i hirfet ve ehl-i sanat önemli bir katk›da bulunuyordu. Bu do¤rultuda “fieyh terimleriyle ifade edilmekteydi1. Osmanl› ve ihtiyarlar› ma’rifetiyle” düzenlerini sürdüren, flehirlerinin hepsinde yayg›n ve kuvvetli bir esnaf mahkemeye fleyhleri ve yi¤itbafl›lar› taraf›ndan teflkilât› vard›. Bu teflkilât, gerçekte Anadolu’da getirilen lonca mensuplar›n›n Ahî geleneklerine Selçuklular ve Beylikler döneminde, flehir ve dayal› düzenlerinin yaflat›lmas› için merkez kasabalardaki farkl› esnaf grubunun kendi mensuplar› taraf›ndan Osmanl› taflra flehirlerine XVII. yüzy›lda 3 içinden seçtikleri bir ahînin önderli¤inde fütüvvet fermanlar gönderildi¤i bilinmektedir . Bu durum, gelene¤ine göre flekillenmifl olan, XIII. ve XIV. gelene¤in bozuldu¤u XVII. yüzy›lda merkezî yüzy›llardaki Ahî hareketinin bir devam› idi (Ça¤atay yönetimin taflradaki esnaf teflkilât› içinde Ahî 1974: 8), (fiahin, Emecen 1988: 290). Bu yüzy›llar gelene¤inin yaflat›lmas›n›n gereklili¤ine inand›¤›n› içinde ilk Osmanl› sultanlar›n›n Ahî geleneklerine göstermektedir. s›k› s›k›ya ba¤l› olmas›, hatta Osmanl› Devleti’nin Ahîli¤in flehirlerdeki ifllevini yitirmeye Ahî kökenli ilim, fikir ve devlet adamlar›n›n bafllamas›, muhtemelen XVII. yüzy›ldad›r. Kethüda, görüfllerinden yararlanmas›2, ahîli¤e dayal› Esnaf Yi¤itbafl›, gibi esnaf temsilcileri, Ahîlerin ve Ahî Örgütü’nün etkinli¤ini artt›rm›flt›r. XIII. ve XIV. fieyhlerinin görevini üzerlerine alm›fl yüzy›llarda Osmanl› flehirlerindeki esnaf, ahîlerin görünmektedirler. Bu durum, XVII. yüzy›lda geleneksel düzeni içinde ifl görmekteydi. Fakat Ahî Anadolu’daki bütün flehirlerde de ayn›d›r. Örne¤in, teflkilât›, XVI. yüzy›lda Osmanl› merkezî otoritesi XVII. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda ve sonras›nda alt›nda zay›flam›fl, ilk zamanlar›n kuvvetli ve Konya’da Ahî Baba sadece debba¤lar›n bafl› olarak

1 Hirfet, kelimenin ço¤ulu olan hiref de kullan›labilir ve sanat kelimeleri anlam olarak birbirlerine yak›nd›rlar, ayn› flekilde eflde¤er terimler olan “erbâb-› hirfet” ve “ashâb-› hirfet” diye de yaz›lmaktad›r. 2 Yusuf Küçükda¤, “Osmanl› Devleti’nin Kuruluflunda Etkin Rol Oynayan Konyal› ‹lim, Fikir ve Devlet Adamlar›”, Yeni ‹pek Yolu, Konya Ticaret Odas› Dergisi, Konya Kitab›, (Editör: Yusuf Küçükda¤), Özel Say›, Konya, 2002, s.187-206; Osmanl› Devleti’nin kuruluflunda ahîlerin etkisi üzerine farkl› bir yaklafl›m için bkz. Ahmet Yaflar Ocak, “Osmanl› Devleti’nin Kuruluflunda Ahilik ve fieyh Edebal›: Problematik Aç›dan Bir Sorgulama”, II. Uluslararas› Ahilik Kültürü Sempozyumu Bildirileri, (13-15 Ekim 1999), KBY, Ankara, 1999, s.241-248. 3 Örne¤in Aral›k 1632 tarihinde Trabzon flehrine gönderilen bir ferman, bütün Osmanl› topraklar›ndaki beylerbeyleri, sancak beyleri ve kad›lara hitaben; “Memâlik-i mahrûsemde olan debba¤ ve sâir ehl-i s›nayi’ ve ehl-i hiref tâifelerinin câniblerine kadîmden süregelen erkânlar›n ve kuflak kuflanmayub ve revân olmayan flagirdlerin revân almay›nca ve kuflak kuflanmay›nca min ba’d dükkân ve dizgâh kullanmayub, ifllemeyüb, madam ki flagirdler revân olub ve Ahiler kuflak kuflanub ve icâzet olmay›nca dükkân ve dizgâh açturmayub...” diye yaz›lm›flt›r. Bkz. Yusuf O¤uzo¤lu, Osmanl› Devlet Anlay›fl›, Eren Yay. ‹stanbul, 2000, s.135. - 144 - SAYI 32 bulunmaktayd› (O¤uzo¤lu 1980: 117). Belki de ayn› kethüdalar esnaf›n dilekçe, flikâyet ve itirazlar›n› da yüzy›lda merkezin Ahîlik gelene¤ini yaflatmak için gerekli mercilere aktarmaktayd›lar. Kethüda, kendi Trabzon flehrindeki esnafa yönelik olarak yerel esnaf› üzerinde söz sahibi olup ç›rakl›ktan ustal›¤a yöneticilere gönderdi¤i fermân, Anadolu’nun birçok geçmek isteyenlerin yeterlilik imtihan›n› fleyh ve flehrinde Ahîli¤in unutulmaya bafllamas›ndan dolay› yi¤itbafl›yla birlikte yapard› (Uluçay 1942: 115-116). gündeme gelmifl olmal›d›r. Yi¤itbafl›: Kethüdan›n muavini, ama ondan daha Esnaf teflkilât›n›n, özellikle kalite kontrolünü ve alt bir derecede hükümet ve yerel yetkililer nezdinde ticâret ahlâk›n› düzenleyen içyap›s›, esnaf temsilcileri resmî bir temsilci olarak belirtilmektedir. Yi¤itbafl›, olan Pazarbafl›, Kethüda ve Yi¤itbafl› taraf›ndan esnaf›n birinci flikâyet kademesi idi. Onun sürekli olarak denetleniyordu. Her esnaf grubu, halledemedi¤i konulara kethüda bakard›. Mensup üretim için gerekli hammaddeyi fiyat art›fl› ve darl›k oldu¤u esnaf içinde nizama ayk›r› gördü¤ü iflleri yaratmadan kendi temsilcileri arac›l›¤›yla sa¤layarak kethüda ile beraber muhtesib ve kad›ya haber içlerinde adaletli olarak da¤›tmak zorundayd›. Bir vermek, kendi esnaf›na al›nan malzemeyi da¤›tmak lonca içinde kurallara uymayanlar ç›kt›¤› takdirde, ve satmak yi¤itbafl›n›n en önemli görevlerindendi. lonca temsilcileri ile bu durumdan zarar gören flehirli Ayr›ca yi¤itbafl›, halk›n veya bir esnaf gurubunun mahkemeye baflvurarak müdahale edebiliyordu4. anlaflmazl›¤a düfltü¤ü konulara çözüm bulmak, loncadan tahsili istenen vergileri toplamak, muhtesib Osmanl› Devleti’ndeki flehir ve kasabalar›n ve hükümet görevlilerine karfl› lonca mensuplar›n›n tamam›nda oldu¤u gibi Uflak’taki esnaf örgütlenmesi haklar›n› aramak ve lonca esnaf›na hammadde kad› ve muhtesib etraf›nda flekillenmektedir. sa¤lamak gibi görevleri de bulunmaktayd› (O¤uzo¤lu Bunlar›n esnaf üzerindeki etkileri, esnaf yöneticileri 1982: 613). arac›l›¤›yla yürütülmektedir. Ahî Baba, fleyh, kethüda ve yi¤itbafl› gibi esnaf temsilcileri, kad› ile fieyh: Esnaf› idare edenlerin bafl›nda gelen muhtesibin emirlerine tâbi olmakla birlikte, bu kiflidir. fieyhlerin atanmas› normalde kendi arzlar› görevlilerle ortaya ç›kabilecek bir uyuflmazl›k üzerine berâtla olmaktayd›. Fakat fieyh seçiminde halinde halk, her zaman veziriazam veya padiflaha kendinin ait oldu¤u esnaf örgütünün de etkisi bizzat flikâyetlerini iletebilme özgürlü¤üne sahipti. bulunmaktayd›. Osmanl› esnaf teflkilat› içerisinde son zamanlara kadar yaflayan esnaf fleyhli¤inin önemli Uflak’ta Ahî Baba’n›n d›fl›nda baflka esnaf görevleri de vard›. Osman Nuri’nin, Mecelle-i Umûr- örgütlerinin de temsilcileri bulunmaktayd›. Uflak’ta u Belediye adl› eserinde esnaf temsilcileri aras›nda esnaf gruplar›n›n bafl›nda bulunan kethüda, yi¤itbafl› bulunan fleyhin ço¤unlukla törenlerde loncay› temsil ve fleyh gibi esnaf temsilcileri hakk›nda bilgi vermek etti¤ini yazmaktad›r (Osman Nuri 1922: 560). fieyh, yerinde olacakt›r5. ustal›k ve di¤er merasimlerde esnafa riyaset etmek, Kethüda: Esnaf›n bafl› olan kethüda, sadece esnaf›n cezay› mucip hallerinde onlara para ve sopa esnaf aras›ndaki tart›flmalarda hakemlik yapmakla, cezas› vermekle yetkili idi. Ayr›ca esnaf aras›nda bunlar›n ç›karlar›n› mümkün oldu¤unca gözetmekle ç›kan ihtilaflar› çözmek onun önemli görevleri kalmamakta, ayn› zamanda onlar› hükümet ve aras›ndayd› (Uluçay 1942: 113-114). Uflak flehrinde memurlar›n nezdinde temsil etmekte idi. Ayr›ca XVIII. yüzy›lda kasap esnaf›n›n bir fleyhi vard›.

4 Bu konuda de¤iflik örnekler için bkz. Yusuf Küçükda¤, “Osmanl› Döneminde Konya’da Ahîlik ve Ahîler”, II. Ululararas› Ahîlik Kültürü Sempozyumu Bildirileri,13-15 Ekim 1999 K›rflehir, Ankara, 1999, s.214-228. 5 Uflak kad› sicillerinin günümüze ulaflan ilk defteri 1832 tarihlidir. Bu tarihten önceki y›llara ait Uflak’taki esnaf örgütleri ve temsilcileri hakk›nda flimdilik Hurufat Defterleri’nde kay›tlar mevcuttur. Bkz. Murat Öntu¤ ve Erdo¤an Solak, “Uflak fier’iyye Sicillerinin fiekil ve Muhteva Aç›s›ndan De¤erlendirilmesi”, AKÜ. Sosyal Bilimler Dergisi, C.II, S.2, Afyon, 2001, s.11-25; Murat Öntu¤, “Hurufat Defterlerine Göre Uflak’taki E¤itim Müesseseleri (1702-1824)”, AKÜ. Sosyal Bilimler Dergisi, S.3, Afyon, 1999, s.149-171. - 145- VAKIFLAR DERG‹S‹

H.1136 (M.1723-1724) y›l›nda kasaplar›n fleyhi olan ahîlerin ve zâviyelerinin etkisinin azald›¤› Halil’in vefat› üzerine bu göreve fieyh Hasan dönemlerde bile Ahî Baba’n›n esnaf örgütlenmesi ve getirilmifltir (VAD. no:1142, vr.68). esnaf›n bafl› olma özelli¤inin devam ettiriyor olmas›, Uflak’ta ehl-i hirefe fleyh olanlara A¤a Baba Ahîli¤in Anadolu flehirlerinde ahîli¤in köklü Zâviyesi’nin mahsulü flart edilmifltir. Rebihülahir etkilerini uzun süre devam ettirdi¤ini göstermesi 1165 (fiubat-Mart 1752) tarihinde fieyh olan Hac› bak›m›ndan önemlidir. Hüseyin vefat etmesiyle ehl-i hiref fleyhli¤i Uflak Uflak, 1429 y›l›nda Germiyano¤lu beyli¤inden Naibi Seyyid Ömer arz›yla, Seyyid Hac› Mustafa’ya ilhak edilerek, nihai olarak Osmanl› hâkimiyetine tevcîh edilmifltir (VAD. no: 1130, s.70). girmifltir. Osmanl› vak›f kay›tlar›nda Uflak kazâs› Dellâlbafl›: Asl›nda tellâl, esnaftan de¤ildir. dâhilinde de¤iflik dinî ve tasavvufî tarikatlara mensup Yapt›¤› ifl tam anlam›yla ticaret olmay›p, tüccarlarla tekke ve zâviyelerin mevcut oldu¤u anlafl›lmaktad›r. al›c› aras›nda arac›l›k yapmaktad›rlar. XVII. yüzy›lda XVI. yüzy›lda gerek Germiyano¤ullar› döneminden tellâlar, yapt›¤› bu ifl karfl›l›¤›nda sat›fl› yap›lan gerekse Osmanl› hâkimiyeti zaman›nda kurulmufl maldan yüzde bir “dellâliye” almaktayd›lar (Mantran Uflak kazâs›nda toplam yirmi dört tekke ve zâviye 1990: 76-77). Uflak’ta H.1141 (M.1728-1729) y›l›nda bulunmaktayd› (Gökçe 2004: 213-214). Bu yap›lar›n dellalbafl›l›k görevini Mustafa adl› kifli befli Uflak merkezde, di¤er on dokuzu ise Uflak’›n yürütmekteydi (VAD. no: 1142, vr.68). köy, mezraa ve çiftliklerinde infla edilmiflti. Uflak kazâ merkezinde bulunan befl zâviyenin üçü Ahîler taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r. fiehir merkezinde kurulan I. UfiAK’TA AHÎ KURUMLARI Ahî zâviyelerinin müfltemilât› içinde kurucu fleyhe ait Ahî teflkilat› ilk zamanlarda K›rflehir, Kayseri, olan türbe ve mezarl›k, dervifl ve misafir odalar›, Konya, Ankara ve Tokat gibi Anadolu’nun büyük hamam, mutfak, kütüphâne, mescit, ah›r gibi yap›lar yerleflim merkezlerinde ortaya ç›km›flt›. Mo¤ollar›n yer almaktayd›. Uflak flehrinde bulunan bu Anadolu’yu iflgalinden sonra 1260 y›l›ndan itibaren zaviyelerin d›fl›nda XVI. yüzy›la ait tahrir pek çok yerde Ahîler ve Türkmenler Mo¤ol kay›tlar›nda 1530 tarihinde Uflak’a ba¤l› Göçer hâkimiyetine karfl› isyanlar bafllatt›lar. Mo¤ollar veya Köyü’ne ba¤l› bir “Ahî Mezraas›” da bulunmaktayd›. Mo¤ol yanl›s› yöneticiler iktidarlar›na muhalefet Ahîlere ait mezraada 2 hane, 1 mücerred ve 1 eden hatta isyan ç›karan Ahîler üzerinde çok s›k› sipahizâde kay›tl› olup mezraan›n y›ll›k geliri ise 480 önlemler ald›lar ve katliamlar gerçeklefltirdiler6. akçeydi (BOA. TD. 438, s.67). Yukar›da ifade edilen büyük merkezlerde bulunan XVIII. yüzy›lda Uflak yöresinde Hac› H›z›r Ahîlere ait iflyerleri ve mallar› elerinden al›nd›. Mahallesi’nde Halveti Tekkesi, Karaa¤aç Böylece Ahîler, Mo¤ol hâkimiyetinin daha zay›f Mahallesi’nde fieyh Mustafa Efendi Tekkesi vard›. oldu¤u Anadolu’nun uç bölgelerine gelerek mezra, Ayr›ca bu as›rda Uflak kaza merkezi, köy, çiftlik ve çiftlik, köy ve kaza merkezlerinde ahî mezraalarda yirmi befl zâviye bulunmaktayd›7. Bu teflkilatlanmas›n› oluflturdular. XIV. Yüzy›lda tekke ve zâviyelerin d›fl›nda köylerin, çiftliklerin ve Anadolu’yu dolaflan seyyah ‹bn Battuta Anadolu’nun mezraalar›n idaresinden sorumlu zâviyedarlar›n köy ve kasabalar›nda Ahî zâviyelerinin yayg›n yönetti¤i üç ayr› köy mevcuttu. oldu¤unu belirtmektedir. Bu hareketin bir sonucu olarak Anadolu’nun bat› ucuna gelen ahîlerin bir XVIII. yüzy›lda Uflak merkezde bulunan Ahî k›sm› da Uflak merkezinde ahî zâviyelerini zaviyelerinden üçü faaliyetine devam etmekteydi. kurmufllard›r. Uflak’ta XVII. ve XVIII. yüzy›lda Yine bu as›rda Uflak kazâs›na ba¤l› Orta Köyü’nde

6 Bu konu hakk›nda daha detayl› bilgi için bkz. Mikail Bayram, Ahi Evren ve Ahi Teflkilât›’n›n Kuruluflu, Konya, 1991, s.114 vd. 7 XVIII. yüzy›lda Uflak kazâs›nda bulunan tekke ve zâviyeler için bkz. Mustafa Murat Öntu¤, “XVIII. Yüzy›l Uflak Tekke ve Zaviyeleri”, 21. Yüzy›l Efli¤inde Uflak Sempozyumu (25-27 Ekim 2001) C.1, ‹stanbul, 2001. s.421, 434. - 146 - SAYI 32

“Ahî Çiftli¤i” diye ma’rûf olmufl bir mezraa 3. Ahî Ziyaretçi (Ziyaretçio¤lu) Zâviyesi bulunmaktayd›. Ahîler taraf›ndan kuruldu¤u Uflak kazâs› dâhilinde “Ziyaretçi Mezras›” diye anlafl›lan çiftli¤in Zilkade 1133 (A¤ustos-Eylül 1721) bilinen yerde infla edilmifltir. Ahî Ziyaretçio¤lu tarihinde mutasarr›fl›¤›n› günde bir akçe ile Ali’nin neslinden fieyh Sinan’›n mutasarr›f oldu¤u zâviyenin mahlûlünden ‹brahim adl› kifli yapmaktayd› (VAD. XV. yüzy›lda harap oldu¤u II. Bâyezid dönemi no:1116, s.5). Uflak kazâs›na ahîler taraf›ndan defterin de kayd›n›n bulunmamas›ndan yapt›r›lm›fl olan zâviyeler flunlard›r: anlafl›lmaktad›r. 1530 y›l›nda fieyh Lütfi’nin 1. Ahî Gasas›z Zâviyesi tasarrufunda olan zâviye, XVI. yüzy›l›n ilk çeyre¤inde gerekli tamirat ve onar›m› yap›larak II. Bâyezid (1481-1512) zaman›na ait 1512- tekrar ihyâ edilmifltir. 1530 ve 1571 y›llar›nda 1513 tarihli defterde bulunan kay›tlardan zâviyenin zâviyeye vakfedilmifl olan çiftli¤in y›ll›k geliri 250 XV. yüzy›lda harap durumda oldu¤u anlafl›lmaktad›r. akçedir (BOA. TD. 438, s.126), (Gökçe 2004: 216). Ahî Gasas›z Zâviyesi’nin vak›flar› aras›nda iki Zâviye XVIII. ve XIX. yüzy›llarda faaliyetine devam dönüm harap ba¤, Uflak Çarfl›s›’nda dört dükkân yeri eden tek Ahî zâviyesidir. ve bir boyahâne vard›. XV. yüzy›l›n sonlar›nda faal olma özelli¤ini yitirmifl gözükmektedir (Gökçe 2004: XVIII. yüzy›ldaki vak›f kay›tlar›nda zâviyenin 215), (Gökçe 2001: 205). Nitekim XVI. ve XVIII. ismi “Ziyaretçi” fleklinde yaz›lm›flsa da, baz› yüzy›llar› kapsayan vak›f kay›tlar›nda bu ahî belgelerde “Ziyaretçi Hüsameddin” fleklinde zaviyesine ve vak›flar›na tesadüf edilmemesi bunu geçmektedir. Bu zaviyede görev yapan fleyhler ayn› zamanda Uflak’ta bulunan Hac› Murad Camisi’nin do¤rulamaktad›r. imaml›¤›n› da birlikte yürütmekteydiler (Öntu¤ 2. Ahî Hoca Zâviyesi 2001:432-433). Zâviye, Germiyano¤ullar› döneminden 4. Ahî Mehmed Zâviyesi Osmanl›ya intikal etmifltir. Ahî fleyhi olan Ahî Hoca Zâviyenin ismine yaln›z XVIII. yüzy›l vak›f adl› zat kendi mal›yla sat›n alm›fl oldu¤u mülkünü kay›tlar›nda rastlanmaktad›r (VAD. no:1126, s.103). yapt›rd›¤› zâviyeye vakfetmifltir. Germiyano¤lu II. Yukar›da ifade edildi¤i üzere Ahî Hoca ve Ahî Yakup Bey (1387-1429) taraf›ndan tescil edilmifl Mehmed Zâviyesi zâviyedar› ve Ahî Hoca, Ahî olan zâviye vakf› bir bahçe, bir bafl-hâne, Pazar Mehmed vakf›n›n yöneticisi, debba¤lar fleyhi fieyh yerinde üç dükkân ve iki çiftlikten oluflmaktayd›. II. Ahmed’tir. Bayezid döneminde zaviyenin vak›f gelirleri 110 akçe ve 1530 ile 1571’de 510 akçe kay›t edilmifltir H.1173 (M.1759-1760) y›l›nda fieyh Ahmed (Gökçe 2004: 215), (Gökçe 2001: 205). Uflak kendi halinde görevlerini yürütmekte iken baz› sahibi flehrinde bulunan Ahî Hoca Zaviyesi’nin XVI. garaz kimseler kendi istedikleri kifliyi Uflak naibi yüzy›lda Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan yapm›fllar ve fieyh Ahmed’i defalarca bu naibin Süleyman zaman›nda düzenlenmifl tecdit berâtlar› huzuruna getirip yafll› ve hasta oldu¤u gerekçesiyle bulunmaktad›r. görevlerini elinden al›p Süleyman adl› kifliye vermifllerdir. fieyh Ahmed bu haks›zl›k üzerine Uflak XVIII. yüzy›la ait vak›f kay›tlar›nda zâviye ve mahkemesine müracaat etmifltir. Uflak kazâs›n›n ehl- vakf›n›n devam etti¤i anlafl›lmaktad›r (VAD. i hiref ihtiyarlar› ve bî-garaz Müslümanlar’›n olay› no:1126, s.103). fieyh Ahmed Halife Ramazan 1176 soruflturmas› neticesinde fieyh Ahmed’in haks›z yere (Mart-Nisan 1763) kazâs›ndaki debba¤ fleyhli¤inin görevlerinin üzerinden al›nd›¤›n› tespit edip, durum yan› s›ra, Ahî Hoca ve Ahî Mehmed zâviyelerinin mahkemeye bildirilmifllerdir. Bunun üzerine Uflak hem zâviyedarl›¤›n› hem de bu zaviyelerin vak›f Kad›s› A¤a-zâde arz›yla görevleri tekrar fieyh yöneticili¤i görevini birlikte yürütmekteydi (VAD. Ahmed’in uhdesine verilmifltir (VAD. no:1126, no:1126, s.103) . s.103). - 147 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Ahîlerin açt›klar› bu zaviyeler elbette flehrin etkinli¤ini, Ahî Baba denilen esnaf fleyhi sayesinde iktisadi bünyesinin geliflmesine olumlu katk› XIX. yüzy›l›n ortalar›na kadar sürdürmüfllerdir. sa¤lam›flt›r. XVI. yüzy›la ait 1530 tarihli tahrir defterinde Uflak flehrinin gelir kaynaklar› flöyledir: II. AHÎ BABA VE ESNAF fiEYHL‹⁄‹ “Bâc-› bazar ve cürm-ü cinâyet ve ‘arûsiyye ve resm- Ahî Babalar›n esnaf üzerindeki etkileri, i keyl ve sabunhâne ki kazandan kazana dört akçe ve XIV. yüzy›lda Anadolu’da ve özellikle Ankara’da bir kal›p sabun al›nur ve harac-› bâgât ihtisâb ve öflr- çok güçlüydü. XV. yüzy›ldan itibaren do¤rudan Ahî i gallât ve adet-i a¤nâm-› flehirlüyân ve meyhâne ve Baba’n›n yönetimine tâbi olmaya devam eden deri resm-i zemîn ve öflr-i kovan.” Uflak’›n bütün bu gelir tabakç›lar› ve bunlara ba¤l› esnaf d›fl›nda bu temsilci kaynaklar›ndan elde edilen y›ll›k toplam gelir ise kaybolmufltur (Mantran 1990: 108). Ahîli¤in önemli 25.000 akçedir (BOA. TD. 438, s.64). Ayr›ca Uflak merkezlerinden biri konumundaki Konya’da bile Ahî kazas› dâhilinde 1530 y›l›nda yaylayan Akkoyunlu Baba sadece debba¤lar aras›nda önemini Yörükleri cemaatinin y›ll›k hâs›l› 68.000 akçad›r. Bu korumaktayd› (O¤uzo¤lu 1980: 117). ’da ise haliyle Uflak flehri çarfl› ve pazar yerindeki ticari hem debba¤lar›n ve hem de di¤er esnaf›n fleyhi olan faaliyetlerinin yan› s›ra merkezde bir meyhanenin Ahî Baba’n›n yerini kethüda alm›flt›r (Uluçay 1942: bulundu¤u, ba¤-bahçe ziraat› ile küçükbafl 114). Bu durumu di¤er Anadolu flehirleri için de hayvanc›l›¤›n yap›ld›¤› Bat› Anadolu’da ticari söylemek mümkün gözükmektedir (fiahin, Emecen imkânlar› k›s›tl›, iktisadi potansiyeli küçük bir 1988: 290). XVIII. yüzy›lda Osmanl› Devleti’nde yerleflim yeri oldu¤u görülmektedir. XVI. yüzy›lda dericilerin güçlü bir lonca örgütleri mevcuttu. Farkl› Uflak merkezdeki befl zaviyenin üçü Ahîler taraf›ndan flehirlerdeki loncalar aras›nda ba¤lant› vard› ve infla edilmifltir. Vak›f gelirlerine bak›ld›¤›nda Ahî ustal›¤a yap›lacak atamalar, K›rflehir’deki Ahî Evren zaviyeleri d›fl›ndaki fieyh Emin Zaviyesi’nin y›ll›k Zâviyesi fleyhinin gönderdi¤i bir temsilci huzurunda hâs›l› 160 akçe ve Hac› Kemal Zaviyesi’nin ise y›ll›k yap›l›rd›. XV. ve XVI. yüzy›llarda ‹stanbul ve geliri 115 akçedir. Bu iki zaviyenin de vak›f gelirleri Manisa debba¤ loncalar›n›n baflkanl›klar›n› Ahî Baba çiftlik ve ba¤-bahçeden oluflmaktad›r (Gökçe 2004: yapmaktayd› (Faroqhi 1994: 193). Uflak flehrinde de 216-217). Ahîler, Uflak’ta açt›klar› zaviyelerin deri esnaf›n›n baflkanl›¤›n› Ahî Baba yürütmekteydi vak›flar›na gelir olmas› bak›m›ndan flehir merkezinde (VAD. no:1089, vr.65; no:1123, vr.52; no:1129, ticari öneme haiz mekânlar infla etmifllerdir. Uflak s.106). Taeschner’e göre; XVIII. yüzy›ldan itibaren çarfl›s›nda bulunan 144 dükkân›n 4’ü Ahî Gasas›z Ahî Evren fleyhinin nüfuzu zay›flamaya bafllam›fl ve Zaviyesi’ne ve 3’ü Ahî Hoca Zaviyesi’ne aittir. XVIII. ve XIX. yüzy›llarda Ahî Baba ad› fiehirde bulunan 2 baflhâneden biri Ahî Hoca K›rflehir’deki Ahî Evren Zâviyesi fleyhinin Zaviyesi’ne ve flehirdeki boyahâne Ahî Gasas›z denetimindeki lonca görevlileri için kullan›lmaya Zaviyesi vakf›na kay›tl›d›r (Gökçe 2004: 207). bafllanm›flt›r (Taeschner 1956: 93-96). Fakat Anadolu Buradan da anlafl›laca¤› üzere XVI. yüzy›lda ahîler, flehirlerinin tamam› için Taeschner’in ifade etti¤i Uflak’a açt›klar› zaviyeleri sayesinde orta ölçekli bir görüflleri söylemek mümkün de¤ildir. Nitekim katk› sa¤lam›flt›r. araflt›rma saham›z olan Uflak kazâs›nda XVIII. Ahîler yerlefltikleri köy, kasaba ve kazalara yüzy›lda Uflak deri esnaf›n›n bafl›nda “kadîmden sadece zâviye de¤il, imkânlar› ölçüsünde mescit, berü” Ahî Baba bulunmad›¤› ve laz›m oldu¤u cami, mektep ve medreseler kurarak yerleflim belirtilerek Muharrem 1165 (Kas›m-Aral›k 1751) alanlar›n›n e¤itim ve dinî yaflant›s›na katk›da tarihinde Uflak Naibi Seyyid Ömer arz›yla Seyyid bulunmufllard›r. Bununla beraber Uflak flehrinde ahî Hac› Mustafa’ya Ahî Babal›k tevcîh olunmufltur zâviyelerinin d›fl›nda ahîlere ait mescit, cami, mektep (VAD. no:1130, s.70). ve medrese gibi dinî ve e¤itim kurumu tespit Uflak’ta XIV. yüzy›ldan beri Ahî olunamam›flt›r. Ahîler, Uflak esnaf› üzerindeki zâviyelerinin bulundu¤u ve bu zâviyelerin XIX. - 148 - SAYI 32 yüzy›l›n bafllar›na kadar faaliyetlerini sürdürdükleri Tabloya göre Uflak’taki Ahî Baba ve Esnaf ifade edilmiflti. Bununla birlikte ahîlerin Uflak’ta halk fieyhleri aras›nda uzun y›llar görev yapanlar oldu¤u üzerindeki dinî ve sosyal etkisi ve esnaf yöneticili¤i gibi birkaç ay görevde kalanlar da vard›r. Görev s›fat› da XVIII. yüzy›lda hala devam etmektedir. Bu süresinin sona ermesinin en yayg›n sebebi vazifeyi as›rda Uflak’taki esnaf›n “Esnaf fieyhli¤i” Ahî bir baflkas› lehine b›rakma yani “fera¤” d›r. Di¤er Baba’lar taraf›ndan yürütülmekteydi. Bu görevlerinin sebepler ise ölüm anlam›na gelen “fevt” ve “ref” d›fl›nda Uflak flehrinde Ahî Baba olan kiflilerin kendi denilen görevden azil edilmektir. zâviyelerinde zâviyedarl›k, vak›f yöneticili¤i, Uflak flehrinde XVIII. yüzy›lda Ahî Baba debba¤ flehirdeki camilerde imaml›k ve vaizlik gibi görevleri esnaf›n›n ve sair esnaf›n fleyhli¤i görevini birlikte yürütmekteydiler. Örne¤in, Uflak’taki yürütmekteydi. XIX. yüzy›l›n ilk yar›s›nda 1830 debba¤lar›n fleyhi olan fieyh Ahmed Ahî Hoca ve Ahî y›l›nda Uflak’ta Ahî Babal›k ve Esnaf fieyhli¤i’ni Mehmed Zâviyelerin zâviyedarl›¤›n›, bu zâviyelerin Çal›k-zâde Hac› Mustafa yapmaktayd›. Hac› Mustafa vak›flar›n›n idaresini ve birkaç camide vaizlik bu as›r içinde Ahî Baba ve Esnaf fieyhi olarak vazifelerini birlikte yürütmekteydi (VAD. no:1126, flimdilik son tespit edilen kiflidir. Çal›k-zâde Hac› s.103). Bu görevlerin d›fl›nda Ahî Baba olanlar›n Mustafa’n›n görevini hangi tarihe kadar devam kendi tasarruflar›nda olan mezraalarda çiftçilik ettirdi¤i, yerine ondan sonra baflka bir kiflinin atan›p, yapt›klar› da görülmektedir (VAD. no:1129, s.106; atanmad›¤› ve Ahî Baba’n›n esnaf fleyli¤i görevinin no:547, s.75). XVIII. yüzy›lda Uflak flehrinde görev devam edip, etmedi¤i belli de¤ildir. Bu haliyle XIX. yapan Ahî Baba ve Esnaf fleyhleri afla¤›daki tabloda yüzy›l›n ikinci yar›s›nda Ahî Babal›¤›n Uflak esnaf› gösterilmifltir (Bkz. Tablo-1). üzerinde etkili¤inin devam edip etmedi¤i net de¤ildir. Tablo 1: Uflak Kazas›’ndaki Ahî Baba ve Esnaf fieyhleri8

9

10

11

8 VAD. no: 1142, vr.68. Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Hurufat tasnifleri aras›nda kay›tl› bulunan 1142 numaral› bu defter Tuncer Baykara taraf›ndan yay›mlanm›flt›r. Bkz. Tuncer Baykara, Osmanl› Taflra Teflkilat›nda XVIII. Yüzy›lda Görev ve Görevliler (Anadolu), Ankara, 1990. 9 Esnaf Ahi Babal›¤›na Muharrem 1165 (Kas›m-Aral›k 1751) tarihinde getirilen Seyyid Hac› Mustafa’ya Rebihülahir 1165 (Ocak- fiubat 1752) tarihinde esnaf fleyhi olan Hac› Hüseyin’in vefat etmesi üzerine esnaf fleyhli¤i de verilmifltir. Bu tarihten sonra Ahi Baba olan kifliler esnaf fleyhli¤ini de birlikte yürütmüfllerdir. Bkz. VAD. no: 1130, s.70. 10 VAD. no: 1089, vr.65. 11 Seyyit Hac› Mehmet’in vefat etmesi üzerine yerine k›sa bir süre o¤lu Seyyid Yusuf göreve haks›z olarak mutasarr›f olmufltur. Fakat bu kiflinin göreve ehil olmad›¤› Uflak kazâs›n›n muhtarlar› taraf›ndan anlafl›lmas› üzerine bu görev üzerinden al›narak Hac› Seyyid Abdullah’a tevcîh edilmifltir. Bkz. VAD. no: 1129, s.106. - 149 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Bununla birlikte 1844 y›l›nda Uflak flehrinin Bayram, M. (1991). Ahi Evren ve Ahi Teflkilât›’n›n ekonomik ve sosyal hayat› üzerine Temettuat Tahrir Kuruluflu, Konya. defterleri kullan›larak yap›lan çal›flmada (Özde¤er Ça¤atay, N. (1974). Bir Türk Kurumu Olarak Ahilik, 2001) Uflak’ta deri ve dokuma sektörünün en Ankara, geliflmifl esnaf kolu oldu¤u vurgulanm›flt›r. Fakat deri Ergenç, Ö. (1980). Osmanl› fiehrinde Esnaf Örgütlerinin kolunun bu kadar geliflmifl olmas›na ra¤men Fizik Yap›ya Etkileri. Türkiye’nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi görevliler aras›nda Ahî Baba’n›n isminin geçmemesi, (1071-1920), I. Uluslararas› Türkiye’nin Sosyal ve Ekonomik bu görevin esnaf üzerinde etkisinin kalmad›¤›n› Tarihi Kongresi Tebli¤leri, Ankara, s.103-109. düflündürmektedir. Faroqhi, S. (1994). Osmanl›’da Kentler ve Kentliler, (Çev. Neyyir Kalayc›o¤lu), ‹stanbul: Tarih Vakf› Yurt Yay›nlar›. SONUÇ Genç, M. (1986). Osmanl› Esnaf› ve Devletle ‹liflkileri. Ahilik ve Esnaf (Konferanslar ve Seminer ve Tart›flmalar), XIV. yüzy›l›n sonlar›ndan itibaren Uflak’ta ‹stanbul, s.113-130. bulunan Ahî zaviyelerinden hiçbiri günümüze ulaflamam›flt›r. XIX. yüzy›l›n bafllar›na kadar Uflak Gökçe, T. (2004). XVI. Yüzy›lda Uflak Zaviyeleri. CIÉPO, flehrinde varl›¤›ndan haberdar oldu¤umuz Ahî (Yay. haz. Tuncer Baykara), (XIV. Sempozyum Bildirileri 18-22 kurumlar› ve teflkilat›na bugün maalesef mahalle, Eylül 2000, Çeflme) TTK, Ankara, s. 211-235. sokak, cadde veya bir ifl yeri ismi olarak dahi Gökçe, T. (2001). Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzy›lda rastlamak mümkün de¤ildir. Sanki Ahîlik Uflak’ta hiç Uflak. 21. Yüzy›l Efli¤inde Uflak Sempozyumu (25-27 Ekim 2001) var olmam›fl gibidir. C.1, ‹stanbul, s.201-216. Uflak’ta uzun süre esnaf›n örgütlenmesinin Küçükda¤, Y. (2002). Osmanl› Devleti’nin Kuruluflunda bafl›nda yer alan Ahî Baba esnaf yöneticili¤i s›fat›n› Etkin Rol Oynayan Konyal› ‹lim, Fikir ve Devlet Adamlar›. Yeni XIX. yüzy›l›n ortalar›na kadar sürdürmüfltür. Bu ‹pek Yolu, Konya Ticaret Odas› Dergisi, Konya Kitab›, (Editör: teflkilat Osmanl› Devleti’nin son dönemlerine do¤ru Yusuf Küçükda¤), Özel Say›, Konya, s.187-206. yerini Lonca ve Gedik Örgütlerine b›rakm›flt›r. Küçükda¤, Y. (1999). Osmanl› Döneminde Konya’da Günümüze kadar sürüp gelen muhtelif yörelerdeki Ahilik ve Ahîler. II. Ululararas› Ahîlik Kültürü Sempozyumu köylerde Delikanl› Birlikleri, Yarân Odalar›’n›n Bildirileri,13-15 Ekim 1999 K›rflehir, Ankara, s.214-228. kurulmas› ve iflleyifli, ‹mece usulü ile köy ifllerinin Kütüko¤lu, Mübahat S. (1986). Osmanl› Esnaf›nda Oto- yürütülmesi, çeflitli sanat kollar›n›n köylerde kontrol Müessesesi. Ahilik ve Esnaf (Konferanslar ve Seminer ve yaflat›lmas› Ahî teflkilat› sayesindedir. Art›k Tart›flmalar), ‹stanbul, s.55-85. günümüzde Ahîlik, Ç›rakl›k Okullar›, Esnaf Mantran, R. (1990). 17. Yüzy›l›n ‹kinci Yar›s›nda ‹stanbul, Dernekleri, Federasyonlar gibi kimliklerle ifllevini Kurumsal, ‹ktisadi, Toplumsal Tarih Denemesi, C. I, II, (Çev. sürdürmektedir. Hangi ad ve s›fatla olursa olsun Mehmet Ali K›l›çbay-Enver Özcan), Ankara: TTK. önemli olan; do¤ru, dürüst, ahlakl›, yard›msever, Ocak, Ahmet Y. (1999). Osmanl› Devleti’nin Kuruluflunda hoflgörülü, küçü¤e sevgi ve büyü¤e sayg› gibi Ahilik ve fieyh Edebal›: Problematik Aç›dan Bir Sorgulama. II. Ahîli¤in temel ilkelerini günümüzde yaflatabilmektir. Uluslararas› Ahilik Kültürü Sempozyumu Bildirileri, (13-15 Ekim 1999), KBY, Ankara, s.241-248. KAYNAKÇA O¤uzo¤lu, Y. (1982). XVII. Yüzy›lda Konya fiehrindeki Baflbakanl›k Osmanl› Arflivi (BOA.),Tapu Defteri (TD) Üretim Faaliyetleri Hakk›nda Baz› Bilgiler. ‹ÜEFTD, Prof. no:438. Tayyib Gökbilgin Hat›ra Say›s›, XII, ‹stanbul, s.611-620. Baykara, T. (1990). Osmanl› Taflra Teflkilat›nda XVIII. O¤uzo¤lu, Y. (2000). Osmanl› Devlet Anlay›fl›. ‹stanbul: Yüzy›lda Görev ve Görevliler (Anadolu), Ankara: Vak›flar Genel Eren Yay. Müdürlü¤ü Yay›nlar›. O¤uzo¤lu, Y. (1980). 17. Yüzy›l›n ‹kinci Yar›s›nda Konya

- 150 - SAYI 32

fiehir Müesseseleri ve Sosyo-Ekonomik Yap›s› Üzerinde Ekonomik ve Sosyal Hayat. 21. Yüzy›l Efli¤inde Uflak Araflt›rma, Ankara: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafya Sempozyumu (25-27 Ekim 2001) C.1, ‹stanbul, s.231-258. Fakültesi Yeniça¤ Tarih Kürsüsü Bas›lmam›fl Doktora Tezi. Özdemir, R. (1998). XIX. Yüzy›l›n ‹lk Yar›s›nda Ankara. Osman Nuri. (1922). Mecelle-i Umûr-u Belediye, C. I, Ankara: KBY. ‹stanbul. fiahin, ‹. ve Emecen, Feridun M. (1988). XV. Asr›n ‹kinci Öntu¤, M. (1999). Hurufat Defterlerine Göre Uflak’taki Yar›s›nda Tokat Esnaf›. Osmanl› Araflt›rmalar›, S.VII-VIII, E¤itim Müesseseleri (1702-1824). AKÜ. Sosyal Bilimler Dergisi, ‹stanbul, s.287-308. S.3, Afyon, s.149-171. Taeschner, F. (1956). K›rflehir’deki Ahî Evran Zâviyesinin Öntu¤, M. (2001). XVIII. Yüzy›l Uflak Tekke ve Mütevellisine ait bir Berat. Vak›flar Dergisi, S: III, Ankara, s.93- Zaviyeleri. 21. Yüzy›l Efli¤inde Uflak Sempozyumu (25-27 Ekim 2001) C.1, ‹stanbul, s.421-434. 96. Öntu¤, M. ve Solak, E. (2001). Uflak fier’iyye Sicillerinin Uluçay, M. Ç. (1942). Manisa’da Ziraat, Ticaret ve Esnaf fiekil ve Muhteva Aç›s›ndan De¤erlendirilmesi. AKÜ. Sosyal Teflkilat›, XVII. As›rda. ‹stanbul Bilimler Dergisi, C.II, S.2, Afyon, s.11-25. Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Arflivi Defteri (VAD) no: 547, Özde¤er, M. (2001). 19. Yüzy›lda Uflak fiehrinde 1089, 1116, 1123, 1126, 1129, 1130, 1142.

Belge: 1 Uflak’ta Orta nâm karyede Ahî Çiftli¤i demekle ma’rûf mezraya bir akçe ile mutasarr›f ‹brahim mahlûlünden Ali’ye bâ- berât tevcîh. (VAD. no: 1116, s.5)

Belge: 2 Uflak’ta vaki’ debba¤ taifesine kadîm zamandan berü Ahî Baba olmay›p laz›m olma¤la müceddeden Seyyid Hac› Mustafa’ya Naibi Seyyid Ömer arz›yla. (VAD. no: 1130, s.70)

- 151 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Belge: 3 fiaban 1202 (May›s-Haziran 1788) Uflak’ta derûn esnaf›n Ahî Baba ve esnâf fleyhli¤ine meflrûta olan medine-i mezbûre civar›nda mezras›yla Ahî Baba ve esnâf fleyhi olan Seyyid Yusuf feragatinden Ahmed’e bâ-berât tevcîh buyuruldu. (VAD. no: 547, s.75)

Belge: 4 Uflak’ta debba¤an fleyhi ve Ahî Hoca ve Ahî Mehmed vakf›n›n bâ-muayyene zaviyedar› ve debba¤ fleyhi olan fieyh Ahmed Halife meclis-i fler’de gelip Süleyman nâm kimesne mahzar›nda flöyle dava ve takrir-i kelâm eylediki bundan akdem kendi üzerimde olup ve kendi halimde edâs› laz›m olan hizmeti edâ ederken umûra i¤ramdan baz› kimesneler mücerred garz-› fasideleri icra etmek için maktûl Hac› fiinik (?) nâm mütegallibeyi tahrik edip istedi¤i kimesneyi naib edip bin yüz yetmifl üç senesi kendi taraf›ndan olup niyabet oluverdi¤i Ahmed Hulusi nâm naib huzuruna beni kerre ile getirüb kerhadat›m› elimden al›p pîr ve alîldir mezbûr Süleyman’a feragat ve kasr-› yed ettirdi deyü hilaf-› inha ilam etdirip benim üzerimden merkûm Süleyman’a berât ettirmesiyle ziyade gadr ve hayf oldu¤u ahali-i beldenin ehl-i hiref ihtiyarlar› ve sair bî-garz-› müslimin istindak olunub cem’-i kesir haber vermeleriyle mezbûra kemafi’l-evvel kad›s› A¤a-zâde ‹smail arz›yla tevcîh. (VAD. no: 1126, s.103)

- 152 - SAYI 32

Belge: 5 Uflak’ta debba¤lar fieyhi ve Ahî Hoca ve Ahî Mehmed zaviyedar› sair Hirfetin fieyhi olan fieyh Ahmed meclis-i fler’de takrir-i kelâm edip debba¤lar esnaf›ndan ebâ ‘an ced Ahî Baba olan es-seyyid efl-fleyh Hasan mahzar›nda birkaç câmi-i flerîflerde vaiz ve sair cihetlere hizmet laz›m olma¤la ehl-i hirfetin ve debba¤lar›n iktiza eden umûrlar›n› rü’yet ve kay›m olma¤›n salifü’l zikr Ahî Hoca ve Ahî Mehmed zaviyedarl›¤›yla Ahî Babal›¤› ve sair ehl-i hirfetin fleyhli¤i kendi hüsnü r›zas›yla kasr-› yedinden sahib-i emriniz mezbûr es-seyyid efl-fleyh Hasan Halife’ye Kad›s› A¤a-zâde ‹smail arz›yla tevcîh buyuruldu. (VAD. no: 1126, s.103)

Belge: 6 Uflak’ta Ahî Baba ve esnaf fleyhi olan Seyyid Hac› Hasan feragatinden Yi¤itbafl›-zâde Hac› ‹brahim’e Kad›s› Halil arz›yla tevcîh buyuruldu. (VAD. no: 1089, vr.65)

- 153 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Belge: 7 Uflak’ta Ahî Baba ve esnâf fleyhi olan Seyyid Hac› ‹brahim bin Yi¤itbafl›-zâde feragatinden sahib-i evvel Seyyid Hac› Hasan’a Kad›s› Halil arz›yla tevcîh buyuruldu. (VAD. no: 1123, vr.52)

Belge: 8 Muharrem 1195 (Aral›k 1780-Ocak 1781) Uflak’ta derûn esnâf›n Ahî Baba ve esnaf›n fieyhi olan Seyyit Hac› Mehmet fevt olup ve Ahî Babal›k ve esnâf›n fleyhli¤ine meflruta olan medine-i mezbûre civar›nda mezras› mahlûl olma¤›n müteveffa-i mezbûrun hal-i hayat›nda birkaç sene mukaddem o¤lu seyyid Yusuf babam kasr-› yedinde bâ-berât ciheti mezkûruna mutasarr›f›m deyü derûn belde de olan esnâf› ta¤lit ile umûr-› esnâf muhtel ve müflevvefl ve idareye adem-i iktidar›ndan maada harasetde sinni dahi olma¤la ve müteveffa mahlûlünden ve o¤lu seyyid Yusuf’un ref’inden belde-i mezbûrenin muhtarlar› seyyid Hac› Abdullah Naibi Haf›z Osman arz›yla tevcîh buyuruldu. (VAD. no: 1129, s.105)

- 154 - Istabl-› Âmire’de (Has Ah›r) Bulunan Hayvanlar ve Beslenmeleri Üzerine Baz› Notlar

Özet smanl› saray›na ait hayvanlar›n bar›nd›¤› Istabl-› Âmire sadece saray içinde de¤il saray d›fl›nda muhtelif mekanlarda da birimleri olan bir kurumdur. Kurumun hayvan ihtiyac› O mubâyaa yöntemi ve devlet taraf›ndan zapt edilen miraslardan karfl›lanmaktad›r. Hayvanlar genelde saraya ait ah›r ve k›fllaklarda beslenmekle beraber özellikle binek ve araba hayvan› olarak kullan›lan bargirler ‹stanbul civar›nda bulunan muhtelif kazalara tevzî edilerek beslenme yoluna gidilmifltir. Anahtar Kelimeler: Istabl-› Âmire, Mîrahûr, Topkap› Saray›, avâr›z, ah›r, hayvan besleme, Tunus bargiri, Çerkes bargiri.

Some Crucial points on The Imperial Stables’ Animals and Nutrition

Abstract The Imperial stables was an (imperial) establishment which had subdivisions not only inside the palace but also in various places outside the (Topkap›) Palace. The animals and their needs are provideded by way of purchasing and the estate seized by the State. The animals usually were feeded in stables and winter quarters. However saddle and cart horses were distributed to counties near to Istanbul and were looked after there. Key Words: The Imperial stables, Master of the Horse (Mîrahûr), Doç. Dr. Zeynel ÖZLÜ Topkap› Palace, avâr›z, Stable, animal feeding, Tunisian horse, Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Circassian horse. Fakültesi, Tarih Bölümü Ö¤retim Üyesi - 155 - VAKIFLAR DERG‹S‹

G‹R‹fi A. HAS AHIR VE HAS AHIR OLARAK KULLANILAN MUHTEL‹F Osmanl› Devleti’nde padiflaha ve saray MEKANLAR mensuplar›na ait hayvanlar›n bar›nd›¤› Has Ah›r’›n resmi ad› Istabl-› Âmire’dir. Osmanl›lar di¤er baz› Istabl-› Âmire Fatih zaman›nda H. 883/ M. 1478 müesseseler gibi bu teflkilat› da Selçuklu ve y›l›nda basit bir teflkilat olarak hizmet verirken daha Memluklular’dan alm›fllard›r. ‹lk saray›n bulundu¤u sonralar› genifllemifl ve büyümüfl bir kurumdur. Yeri belli bir mekanda olmay›p ‹stanbul’daki Yeni Saray Bursa’daki Has Ah›r hakk›nda fazla bilgi yoktur. ile saray d›fl›ndaki muhtelif mekanlarda Edirne’deki ise varl›¤›n› ‹stanbul’un fethinden sonra bulunmaktad›r. Nitekim ‹stanbul’da baflta Topkap› da sürdürmüfltür. ‹stanbul’da baflta Topkap› Saray› Saray› olmak üzere kentin birçok yerinde has ah›rlar olmak üzere kentin birçok yerinde has ah›rlar bulunmaktad›r. As›l olan Has Ah›r Topkap› bulunmaktad›r. (Özcan 1999: 204) Saray›’n›n ikinci kap›s›ndan girilince sol tarafta Osmanl› saray›n›n mimarisi, bahçeleri, tarihi ve bulunmaktad›r. Burada atlardan baflka deve, kat›r gibi ah›r›n› konu alan çeflitli araflt›rmalar yay›nlanm›flt›r.1 yük hayvanlar› da bulunmaktad›r. (Uzunçarfl›l› 1988: Ancak bu araflt›rmalarda saray ah›r›nda bulunan 489/ Özcan 1999: 204) hayvanlar›n temini, beslenmesi, saraya ba¤l› Has Ah›r olarak kullan›lan fakat kurulufl tarihleri birimlerin hayvan ihtiyac›n›n nas›l ve hangi flartlarda belirlenemeyen di¤er mekanlar Yerebatan’da karfl›land›¤›n› konu alan çal›flmalar›n eksikli¤i hala bulunan k›fl ah›rlar›, Ah›rkap› civar›nda bulunan hissedilmektedir. Haz›rlad›¤›m›z bu metin Osmanl› fiad›rvan ah›rlar›, Sakalar ah›r›, Kad›rga Liman› saray ah›r›nda bulunan hayvanlar›n türleri, hayvanlar ah›rlar›, araba bargirleri ah›rlar›, Tersâne-i Âmire için temin edilen besin maddeleri ve di¤er Divanhanesi ah›rlar›, Edirne ve Yanbolu ah›rlar›, mühimmât›n temini, al›mlar›n kim taraf›ndan, ne Dâver Pafla K›flla-y› Hümâyûnu ah›rlar› vs.dir. kadarl›k bir bütçe ile ve nas›l yap›ld›¤›n› anlatan, Yerebatan’da bulunan k›fl ah›rlar› fevkâni yani arfliv belgelerine dayal› bir araflt›rman›n ilk iki katl› olarak infla edilmifltir. Ah›r›n etraf›nda bulgular›n› içermektedir. Ba¤dâdî saçak bulunmaktad›r. Küçük ah›r›n etraf›nda Araflt›rmada 18. ve 19. yüzy›l üzerine a¤›rl›k ise kara saçak bulunmaktad›r. Burada bulunan verilmifltir. Kullan›lan temel kaynaklar Baflbakanl›k mihmân anbar› kargirden yap›lm›flt›r. (26 M 1241/ 10 Osmanl› Arflivi’nde tespit edilen arfliv kay›tlar›d›r. Eylül 1825).2

1 ‹lber Ortayl›, Mekanlar ve Olaylar›yla Topkap› Saray›, Kaynak Yay›nlar›, ‹stanbul, Aral›k 2007./ Gülru Necipo¤lu, Architecture, Ceremonial and Power. The Topkapi Palace in the 15th and 16th Centuries, The MIT Press, New York, 1991./ Nurhan Atasoy, Hasbahçe, Osmanl› Kültüründe Bahçe ve Çiçek, Aygaz Yay›n›, ‹stanbul, 2002./ Deniz Esemenli, “Osmanl› Saray›nda Kufllar ve Kufl Sevgisi,” Milli Saraylar, TBMM Milli Saraylar Daire Baflkanl›¤› yay›n› No. 9, Ankara, 1993./ Feza Günergun, “Türkiye’de Hayvanat Bahçeleri Tarihine Girifl”, ss. 85-218, I. Ulusal Veteriner Hekimli¤i Tarihi ve Mesleki Etik Sempozyumu Bildirileri, Prof. Dr. Ferruh Dinçer’in 70. yafl› an›s›na, Editör Abdullah Özen, Elaz›¤, 2006. / Bahri Ata, Müzelerle ve Tarihî Mekanlarla Tarih Ö¤retimi: Tarih Ö¤retmenlerinin “Müze E¤itimine” ‹liflkin Görüflleri, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi, Ankara, 2002./Tahir Nejat Eralp, “Askeri Müze”, Tanzimattan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, ss. 1604-1606, ‹letiflim Yay›nlar›, ‹stanbul, 1985./ Enver Behnan fiapolyo, Müzeler Tarihi, Remzi Yay›nevi, Ankara, 1936./Semavi Eyice, “Arkeoloji Müzesi ve Kuruluflu”, Tanzimattan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, ss. 1596-1603, ‹letiflim Yay›nlar›, ‹stanbul, 1985./ Arif Bilgin, Osmanl› Saray Mutfa¤› (1453-1650), Kitabevi Yay›nevi, ‹stanbul, 2004. 2 BOA, Cevdet Dahiliye (C. DH.), 12538, Vesika 1, 2, 3, 4. - 156 - SAYI 32

fiad›rvan ah›rlar› Istabl-› Âmire-i Evvel’e tâbi B. ISTABL-I ÂM‹RE’N‹N HAYVAN olup, Ah›rkap› civar›nda bulunmaktad›r. fiad›rvan ‹HT‹YACININ KARfiILANMASI ah›rlar›nda Enderûn-› Hümâyûn a¤alar›n›n atlar› ve 1. Terekelerden Hayvan Temini: Istabl-› sakalar›n beygirlerine özgü muhtelif ah›rlar Âmire’nin, savafl ve eflk›ya takibi gibi ola¤anüstü bulunmaktad›r. Ah›r›n kap› kanadlar› neccarkâri durumlar nedeniyle ifllevsel bir niteli¤i vard›. Bu olarak tan›mlanmaktad›r. Kap› ve döflemelerinde nedenle ah›rlarda bulunan deve ve kat›rlar›n gerekli Bart›n orijinli baz› malzemeler kullan›lm›flt›r.3 olandan bir kaç kat fazla olmas› gerekliydi. Bu Sakalar ah›r› da fiad›rvan ah›r› civar›nda amaçla zaman zaman bir tak›m tedbirler al›narak, bulunmaktad›r. Sakalar Ah›r›’n›n önünde tahta bir ah›rlardaki hayvan say›s›n› yeterli hale getirme yoluna gidilmifltir. Bu çerçevede taflrada devlet perde bulunmaktad›r.4 taraf›ndan zabt edilen muhtelif terekeler içerisinde Mîrî kat›rlar›n bulundu¤u ah›rlar ile bu ah›rlar›n bulunan deve ve kat›rlar›n bile sat›lmayarak Istabl-› zâb›tân ve nefer odalar› Kad›rga Liman›’ndad›r.5 Âmire’ye ba¤l› ah›rlara teslim edilmesi istenmifltir. (20 S 1210/ 5 Eylül 1795).10 Araba bargirleri ah›r› Arabac›lar Karhanesi’nde Devlet erkân›ndan birisi vefat edince yer almaktad›r. Bargirlere ait hassa arabalar› da muhallefât› Defterdâr Efendi’ye havale edilip, Arabac›lar Kârhanesi’nde bulunan bir anbarda müsadere amac›yla muhallefât›n nitelik ve niceli¤i bulunmaktad›r. Anbar ve ah›r kiremid ile konusunda kay›t tutulmakta, tereke içerisindeki yap›lm›flt›r.6 Boya olarak kireç kullan›lm›flt›r. Ah›rda hayvanlardan ifl yapamayacak durumda olanlar hava alan yerler derz ile kapat›lm›flt›r. (18 S 1149/ 28 hemen mahallinde sat›l›p, sa¤lam olanlar bir ka¤›da kaydedilerek Saray’a arz edilip ihtiyaç olan Haziran 1736).7 bölümlere sevk edilmektedir.11 Kapudân Pafla’n›n hayvanlar›na mahsus ah›rlar 2. Mubâyaa Yöntemi ‹le Hayvan Temini: 8 Tersâne-i Âmire Dîvânhânesi’nde bulunmaktad›r. Istabl-› Âmire’ye tâbi mîrî k›fllaklara hayvan Dâver Pafla K›flla-y› Hümâyûnu ve ah›rlar›n›n teminindeki bir di¤er yöntem mubâyaa yöntemidir. Mubâyaa “fiyat-› mîrîye-yi ma’lûme” denen devletin inflas› Kola¤as› Hasan Efendi taraf›ndan yap›lm›flt›r. belirledi¤i belli bir fiyat üzerinden yap›lmaktad›r. Bu Hasan Efendi’ye yapt›¤› iflten dolay› beflinci rütbeden amaçla ülkenin muhtelif bölgelerinden hayvan temini mecidiye niflan› verilmesi konusunda yaz›flmalar yoluna gidilmifltir. Mesela Mîrahûr-› Evvel yap›lm›flt›r. (27 Muharrem 1304/26 Ekim 1886)9 taraf›ndan verilen takrirde, Istabl-› Âmire için 1197

3 Bak›n›z 26 Ra 1220 (24 Haziran 1805) tarihli vesika. BOA, Cevdet Saray (C. SM..), 75/3759./ Bak›n›z 10 B 1255 (19 Eylül 1839) tarihli vesika BOA , Cevdet Askeriye (C. AS..), 6772, Vesika 1, 2, 3, 4. 4 BOA, C. SM, 124/6213. 5 Bu ah›rlar›n, zâb›tân ve neferât odalar›n›n tamiri ve temizlenmesi için Mîrahûr-› evvel Hac› Mustafa taraf›ndan Saray’a bir arz yap›lm›flt›r. (29 B 1188/ 5 Ekim 1774). BOA, C. SM.., 128/6429. 6 ‹lgili vesikada anbar ve ah›r›n nerelerinin kiremid ile yap›ld›¤› konusunda belirleyici bir veri bulunmamaktad›r. 7 BOA, C. SM, 101/5083, Vesika 1, 2. 8 1777 y›l›nda Vezir Kaptanpafla’n›n donanma-y› hümâyûn ile dönüflü esnas›nda Divanhâne-i Cedîde’de bulunan ah›rlar dahil birçok yer elden geçirilerek yeniden tefrifl edilmifltir. Yap›lan tecdîd ve tamire 5763,5 kurufl harcanm›flt›r. Bu miktar›n 563,5 kuruflu miri için tenzil edilmifltir. (19 R 1191/ 27 May›s 1777).9 1800 y›l›nda bu ah›rlar ile Mîrahûr dairesinde bir tamirat daha yap›lm›flt›r. Bu tamiratta 500 kurufla mal olmufltur. (11 M 1215/ 4 Haziran 1800). BOA, Cevdet Bahriye (C.. BH..), 38/1821, Vesika 1, 2./ BOA, C.BH.., 258/11958. 9 BOA, ‹rade Dahiliye (‹. DH..), 1007/ 79513. 10 BOA, C. SM.., 99/4991, Vesika 1, 2. 11 Valisi Ali Pafla’n›n vefat edince muhallefât› için yap›lan ifllemler için bak›n›z.(29 Z 1208/ 28 Temmuz 1794 ). BOA, HAT, 1403/56693. Yine Maktül Ali Bey’in muhallefât› içerisinde bulunan 12 at, 2 bargir ve 6 estere mîrî damgas› vurularak hemen Istabl- › Âmire’ye dahil edilmesi için bak›n›z. (17 S 1205/ 26 Ekim 1790). BOA, C. SM.., 178/8936. - 157 - VAKIFLAR DERG‹S‹

(1782/1783) y›l›nda Sivas ve gayr› sancaklardan olarak ulafl›m vas›talar›na ihtiyaç duyulmaktad›r. Bu 1000 mehâr (yular) fluturân (deve), Ayd›n ve gayr› ve bunun gibi birçok hizmette kullan›lan hayvanlar sancaklardan ise 150 katar ester (kat›r) mubâyaa geriye her zaman sa¤lam olarak iade edilmemektedir. edildi¤i ve mubâyaa için toplam 73935 kurufl Nitekim Mîrahûr-› Evvel taraf›ndan verilen takrirde, ödendi¤i belirtilmektedir.12 Mubâyaa, duyulan Istabl-› Âmire için 1197 (1782-83) y›l›nda Sivas ve ihtiyaca binaen baz› durumlarda daha az gayr› sancaklardan 1000 mehâr deve, Ayd›n ve gayr› 13 yap›lm›flt›r. Sanca¤›’n›n 86 sancaklardan 150 katar kat›r mubâyaa edildi¤i halde, 14 (1772/1773) y›l› mekârî fluturân mal›, Hüdaven- Istabl-› Âmire’ye tâbi Edirne, Hayrabolu ve Yanbolu digar ve Saruhan sancaklar›ndan mubâyaa edilen ah›rlar›nda ve ‹stanbul’da halihaz›rda (1210/1795- hayvanlar›n paralar›n›n ödenmesinde kullan›lm›flt›r. 1796 y›l›nda) 91 katar 3 mehâr deve ile 173 katar 2 15 (6 R 1187/27 Haziran 1773). res kat›r mevcut oldu¤u belirtilmifltir. Bu hayvanlar sefer-i hümâyûn bakayas›ndan sonra Istabl-› C. ISTABL-I ÂM‹RE AHIRLARINDA Âmire’ye ba¤l› ah›rlarda kalan hayvanlard›r. BULUNAN HAYVANLAR Mîrahûr-› Evvel takririnde mevcut deve ve kat›rlar›n birkaç y›ldan beri muhtelif yerlerde (Moskof taraf›na 1. Hayvanlar›n ‹stihdam Edildi¤i Muhtelif giden Elçi Pafla’ya, Da¤l› eflk›yas› memuruna, Surre- Alanlar: Osmanl› Devleti’nde olas› ani ihtiyaçlara i Hümâyûna vs.) istihdam edildi¤i için, hayvanlar›n binaen Istabl-› Âmire ah›rlar›nda bulunan deve, ester ve kat›rlar›n normal zamanda ihtiyaç duyulandan bir ço¤unun helak oldu¤unu ve geriye az miktarda kaç kat fazla olmas›na özen gösterilmeye sa¤lam hayvan teslim edildi¤ini ve bunun sonucu çal›fl›lm›flt›r. Çünkü her an eflk›ya te’dibi, savafl ve olarak hayvanlar›n yar›s›ndan fazlas›n›n ifl göremez sefer durumu ile karfl› karfl›ya gelinebilmekte, gelen bir halde bulundu¤unu dile getirmifltir. ‹fl göremez misafirlerin ulafl›m›, Surre-i Hümâyûn, Göç-i durumda olan hayvanlar Yanbolu K›flla¤›’na Hümâyûn, yeniçeri askerlerine ait yeleklerin gönderilmekte, yerine Yanbolu K›flla¤›’ndan Selanik’ten ‹stanbul’a ulaflt›r›lmas›, Tophâne-i ‹stanbul’a sa¤lam hayvanlar getirilmekte bu nedenle Âmire, Hasköy ve Humbara dökümhanelerinde, de Yanbolu ah›rlar›nda pek fazla sa¤lam hayvan Davud Pafla ve Baruthane ebniyeleri ile Tersâne-i bulunmamaktad›r.(20 S 1210/5 Eylül 1795)17 Âmire Havâss-› Atîk ve Cedîd hizmetinde16 sürekli (Bak›n›z Tablo 1) Tablo 1: Istabl-› Âmireden Muhtelif Hizmetlere Verilen Hayvanlar ve Miktarlar› (20 S 1210/5 Eylül 1795)18

12 BOA, C. SM.., 99/4991, Vesika 1, 2. 13 BOA, C. SM.., 117/5852. 14 Eflya ve levaz›m nakli için kira ile tutulan hayvanlar için kullan›lan bir ifadedir. (fiemsedin Sami 1317: 1394) 15 Mesela Hüdavendigar Sanca¤›’ndan mubâyaa edilen 30 katar deve (9400 kurufl/ nafaka vs. masraflar› dahil), Saruhan Sanca¤›’ndan ise 20 katar deve (6110 kurufl) sat›n al›nm›flt›r. BOA, C. SM.., 117/5852. 16 BOA, HAT, 865/38560/C. 17 BOA, C. SM.., 99/4991, Vesika 1, 2. 18 BOA, C. SM.., 99/4991, Vesika 1, 2. - 158 - SAYI 32

Ah›rlardaki hayvan say›s›n›n azalmas› toplam 836 aded kat›r ve deve bulunmaktad›r. Bunun kazalardan vergi olarak toplanacak arpa ve saman 26 tanesi ifl göremez bir durumdad›r. ‹fl görür miktar›n›n veya bedelinin düflmesine de neden durumda olanlar›n 734’ü kat›r, 76 tanesi ise deve dir olmufltur. Mesela Edirne ve Yanbolu k›fllaklar›n›n (29 Z 1242/24 Temmuz 1827)20 (Bak›n›z Tablo 2). arpa ve saman ihtiyac› buraya ocakl›k olarak ba¤lanm›fl olan baz› kazalar taraf›ndan Istabl-› Âmire’de mevcut hayvan miktar› (1297) karfl›lanmaktad›r. Bölgede mültezim olan Edirne 1879-1880’de 1652 aded olarak gözükmektedir. mubâyaac›s› Beylizâde Ali A¤a ve pederi Müteveffâ Bunun 117’si (7,08%) padiflah›n özel hizmetine, Süleyman A¤a’n›n 6 y›ll›k (1180-1191/1766-1778 686’s› (41,53%) muhtelif alanlarda genelde tavîle ve y›llar› aras›) masraflar› incelendi¤inde iltizamlar›n›n fayton hizmetine, 68’i ise (4,12%) muhtelif bahçe ve sefer zamanlar›na rastlamas›, k›fllaklarda mevcut konaklara hasredilmifl binek ve araba hayvan› olarak hayvanlar›n bir k›sm›n›n baflkent ‹stanbul’a kullan›lm›flt›r. 781’i (47,28%) ise büyük ve küçükbafl gönderilmesi bir k›sm›n›n ise ordu içerisinde muhtelif hayvan olarak bulunmaktad›r. Do¤rudan do¤ruya hizmetlere al›nmas› nedeniyle ah›rlardaki hayvan padiflah hizmetinde bulunan hayvanlar›n 75’i binek say›s›n›n azald›¤› dolay›s›yla da vergi olarak esbi, 17’si binek k›sra¤›, 2’si araba esbi, 13’ü araba toplanacak arpa ve saman miktar›n›n veya bedelinin bargiri, 6’s› tay, 2’si mekâri ve 2’si Çerkes düfltü¤ü ve Mîrahûr A¤a’ya ödenmesi gereken bargiridir.22 Bunun d›fl›nda fayton ve tavîlelerde aidatlar› ödeyemedikleri belirtilmektedir. (25 S s›radan esb, k›srak ve bargirler yan›nda Bosna 19 1193/14 Mart 1779). bargiri, rahvan, Çerkes bargiri, Tunus bargiri, midilli 2. Istabl-› Âmire Ah›rlar›nda Bulunan gibi cins hayvanlar da istihdam edilmifltir23 (Bak›n›z Hayvan Miktar›: 1827 y›l›nda mîrî ah›rlar›nda Tablo 3, 4, 5).

Tablo 2: Mîrî Ah›rlarda Bulunan Esterân ve fiuturân Miktar› (29 Z 1242/ 24 Temmuz 1827)21

19 BOA, C. SM., 48/2428, Vesika 1, 2, 3. 20 BOA, HAT, 865/38560/C. 21 BOA, HAT, 865/38560/C. 22 BOA, Y›ld›z Perâkende Evrâk›, Hazine-i Hassa Nezareti Maruzat›,( Y.. PRK. HH..),7/26. 23 BOA, Y.. PRK. HH.., 7/26. - 159 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Tablo 3: Istabl-› Âmire’de Bulunan Binek, Araba ve sair Hayvan Miktar› (1297/ 1879/1880)24

Tablo 4: Istabl-› Âmireye Ba¤l› Muhtelif yerlerde Bulunan Hayvan Miktar› (1297/1879-1880)25

24 BOA, Y.. PRK. HH.., 7/26. 25 BOA, Y.. PRK. HH.., 7/26. - 160 - SAYI 32

Tablo 5: Istabl-› Âmire’ye Ba¤l› Karas›¤›r Hayvanat› (1297/1879-1880)26

Tarihi belirlenemeyen bir vesikaya göre Istabl-› Âmire’de 938 aded27 hayvan bulunmaktad›r. Bu hayvan- lar›n % 67,27’si hizmet-i flâhâneye, % 28, 78’i muhtelif üst düzey zevâta ait, % 3,9’u (37 aded) ise d›flar›dan baz› kiflilerin mal› olup Istabl-› Âmire taraf›ndan beslenmekte bulunan hayvanlard›r28 (Bak›n›z Tablo 6, 7).

Tablo 6: Istabl-› Âmire’de Bulunan Hizmet-i fiâhâneye Özgü Hayvanlar›n Cins ve Miktar› (Tarihsiz)29

Tablo 7: Istabl-› Âmire’de Bulunan Muhtelif Zevata Özgü Hayvanlar›n Cins ve Miktar› (Tarihsiz) 30

26 BOA, Y.. PRK. HH.., 7/26. 27 ‹lgili kay›tta hayvan say›s› 943 aded gösterilmiflse de bizim hesaplamalar›m›za göre say› 938 adeddir. 28 BOA, Y.. PRK. HH.., 39/87. 29 BOA, Y.. PRK. HH.., 39/87. 30 BOA, Y.. PRK. HH.., 39/87. - 161 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Bir baflka tarihsiz vesikada ise Istabl-› seyis gibi kiflilerin ayl›k ve nafakalar› ile di¤er Âmire’nin hayvan mevcudu 2338 olarak verilmifltir. masraflar da dahil edilerek hesaplama yap›lmaktad›r. Bu hayvanlar›n % 5’inin (117 aded) zât-› flâhâneye Istabl-› Âmire’ye al›nan arpa Anbar-› mahsus bulundu¤u, % 32,25’inin (754 aded) Istabl-› Âmire’den ve kapân-› dakîkten (Unkapan›) al›narak Âmire’ye ba¤l› muhtelif yerlerde bulundu¤u, % mavnalara yüklenip, Defterdâr ‹skelesi’nden Eyüp’te 33,40’›n›n Istabl-› Âmire’ye ba¤l› karas›¤›r hayvânât› kiralanan mahzene ve anbara nakl edilmektedir.34 oldu¤u, % 29,3’ünün ise (686 aded) ise Istabl-› Arpa ve saman anbara teslim edildi¤i zaman Âmire’de bulunan binek, araba ve sair hayvanlara özgü oldu¤u tespit edilmifltir31. malzemenin detay› ile ilgili olarak anbar görevlileri taraf›ndan bir teslim tutana¤› düzenlenmektedir.35 Nitekim kural gere¤i masraflar hesap edildikten sonra D. HAS AHIR’DA BULUNAN arpalar Zahire Hazinesi’ne teslim edilmekte ve HAYVANLARIN BESLENMES‹ masraflar için Anbar Emini Efendi gerekli ifllemleri yapmaktad›r.36 Saman nakilleri için ise Davud Pafla 1. Mubâyaa ile Arpa, Saman ve Revgân-› zeyt ‹skelesi, Has›r ‹skelesi ve Defterdâr ‹skelesi’nin Temini : Istabl-› Âmire’deki hayvanlar için zaman kullan›ld›¤› görülmektedir.37 zaman arpa, saman, revgân-› zeyt (zeytin ya¤›), nal, m›h, çivi gibi malzemeler mubâyaa edilmifltir. Binek, Istabl-› Âmire’nin masraflar› zaman zaman araba vs. ifllevi gören bargir, k›srak, tay, esb vs. yüksek seyretmifltir. Böyle bir durumda Defterdâr hayvanlar›n en önemli besin kayna¤› samand›r. Efendi taraf›ndan durum analizi yap›lan bir takrir Saman içerisine kat›k olarak az miktarda arpa yaz›larak muhtelif tedbirler al›nmas› istenmifl ve kullan›lm›flt›r. Giyâh (taze ot) da karas›¤›r tarz› Istabl-› Âmire’ye al›nacak zahirelerin zaman›nda hayvanlar için önemli bir besin kayna¤› olarak uygun fiyatlarla mubâyaa edilmesi istenmifltir. Bu kullan›lm›flt›r. Giyâha da kat›k olarak az miktarda çerçevede kurumun ihtiyaç duydu¤u zahirelerin k›fl›n arpa ve arpan›n yarma cinsi kullan›lm›flt›r.32 az ve pahal› olmas›na binaen yaz döneminde Istabl-› Âmire’deki hayvanlar›n ihtiyaçlar› mubâyaa edilmesinin uygun olaca¤› belirtilmifltir. (29 görülürken ilk önce ihtiyaçlar›n listelendi¤i bir Z 1219/ 31 Mart 1805).38 Bununla beraber müfredat defteri haz›rlanmaktad›r. Al›mlar Arpa k›fllaklarda bulunan hayvanlar›n say›s›n›n zaman emini taraf›ndan yap›lmakta, kurum içerisinde ise zaman de¤iflmesi veya ah›r ta’yinât›n›n Mîrahûr-› Evvel ve sânîlerin tezkireleri toplanmas›ndaki sorunlar zaman zaman yeni ta’yinât do¤rultusunda tevzî edilmektedir. Verilen ta’yinât temin edilmesini zorunlu k›lm›fl39 bununla ba¤lant›l› (tahsisat) için her ay mûtâd bir flekilde ferman olarak da ah›r›n masraflar› bazen düflük bazen de ç›kar›lmaktad›r.33 Masraflara deveci, harbendeci, yüksek seyretmifltir (Bak›n›z Tablo 8, 9).

31 ‹lgili cetvelde toplam hayvan mevcudu 1652 olarak gösterilmesine ra¤men, hayvanlar aded olarak say›ld›¤› zaman miktar›n 2338’e ulaflt›¤› görülecektir. (1297-1879/1880) BOA, Y.. PRK. HH.., 7/26. 32 Bak›n›z 1297-1879/1880 tarihli vesika. BOA, Y.. PRK. HH.., 7/26. 33 Bak›n›z Receb 1174 tarihli vesika. BOA, C. SM., 168/8438, Vesika 4. / Bak›n›z Cemâziyel Evvel 1172. BOA, C. SM., 64/3208, Vesika 4./ Bak›n›z Muharrem 1154 tarihli vesika. BOA, C. SM., 111/5562./ Bak›n›z Rebîülâhir 1171 tarihli vesika. BOA, C. SM., 13/692, Vesika 1, 2, 3./ BOA, HAT, 619/30617./ Bak›n›z 11 fievval 1210 tarihli vesika. BOA, C. SM., 104/5226, Vesika 1, 2. 34 Bak›n›z Muharrem 1154 tarihli vesika. BOA, C. SM., 111/ 5562, Vesika 1, 2, 3. 35 Bak›n›z: Istabl-› Âmire bahariyesi için mubâyaa edilen 93,5 kantar saman ve 93,5 kile arpa için tutulan kay›tlar. (21 Ca 1110/ 25 Kas›m 1698)./ BOA, ‹bnül emin Tasnifi Saray Mesalihi, ( ‹E. SM.), 20/2055, Vesika 1, 2. 36 Bak›n›z 4 M 1234 (3 Kas›m 1818) tarihli vesika. BOA, C. SM., 3/133. 37 Bak›n›z Muharrem 1154 tarihli vesika. BOA, C. SM., 111/ 5562, Vesika 1, 2, 3. 38 BOA, HAT, 111/4435. 39 Hayrabolu K›flla¤›’nda bulunan hayvanlar için 1117 y›l› Rûz-› kas›m›ndan, 1118 y›l› Rûz-› H›z›r’›na kadar olan dönemde yap›lan masraflara bak›n›z: BOA, ‹E.SM.., 26/2767. - 162 - SAYI 32

Tablo 8: Istabl-› Âmire’deki Esb vs. Hayvanlar ‹çin Muhtelif Dönemlerde Yap›lan Masraf

40 Istabl-› Âmire’nin 1122 y›l› Rebîülevvel ay› masraf› ortalama 4471,5 kile arpa ve 1046,5 kantar samand›r. Arpan›n her kilesi ve saman›n her kantar› 21 akçeden toplam 115885 akçeye tekabül etmektedir. Bu miktar›n 93909 akçesi arpaya, 22976 akçesi ise samana hasredilmifltir. (29 Ra 1122/ 28 May›s 1710). BOA, C. SM., 104/5203, Vesika 1, 2, 3, 4, 5. 41 14724 kile yar›m arpa, Çay›r Emini taraf›ndan verilen otlaktan baflka 6011,5 kantar saman ve 382 vukiyye revgân-› zeyt sat›n al›nm›flt›r. BOA , C. SM., 112/5615, Vesika 1, 2, 3, 4, 5. 42 BOA , C. SM., 160/8005, Vesika 1, 2, 3, 4. 43 BOA , C. SM., 111/ 5562, Vesika 1, 2, 3. 44 Ali A¤a Istabl-› Âmire için muharrem ay›na özgü olarak, 31080,5 kile arpa, 7386,5 kantar saman ve 384 vukiyye revgân-› zeyt mubâyaa etmifltir. Toplam masraf 22018,5 kurufla tekabül etmektedir. Bu miktardan 18,5 kurufl miri için tenzîl edilmifltir. (24 C 1154/ 6 Eylül 1741). 45 BOA, C. SM., 13/692, Vesika 1, 2, 3. 46 Arpa, saman ve revgân-› zeyt paras› ve nakil, mühimmât, nafaka ve ayl›klar vs. masraflar› dahildir. Toplam masraf 36986 kurufl 58 akçe tutmufltur. Bu miktardan 986 kurufl 58 akçe miri için tenzil edilmifltir.(28 L 1172/24 Haziran 1759 ). 47 BOA, C. SM., 64/3208, Vesika 1, 2, 3, 4. 48 Arpa, saman ve revgân-› zeyt paras› ve nakil, mühimmât, nafaka ve ayl›klar vs. masraflar› dahildir.Toplam masraf 28732,5 kurufl 43,5 akçe tutmufltur. Bu miktardan 732,5 kurufl 43,5 akçe miri için tenzil edilmifltir. (9 S 1173/ 2 Ekim 1759). 49 BOA, C. SM., 64/3208, Vesika 1, 2, 3, 4. 50 BOA, C. SM., 34/1733, Vesika 1, 2, 3. 51 BOA, C. SM., 168/8438, Vesika 1, 2, 3, 4. 52 Arpa, saman ve revgân-› zeyt paras› ve nakil, mühimmât, nafaka ve ayl›klar vs. masraflar› dahildir. Toplam masraf 15737 kurufl tutmufltur. Bu miktardan 137 kuruflu miri için tenzil edilmifltir. (17 Z 1174/ 20 Temmuz 1761). 53 BOA, C. SM., 8/392, Vesika 1, 2, 3, 4. 54 Devlet taraf›ndan otluk emini taraf›ndan verilen d›fl›nda tevzi edilen arpa, saman, revgân-› zeyt ve di¤er masraflar› içermektedir. 55 BOA, C. SM., 105/5298, Vesika 1, 2. 56 Has Ah›r, Enderûn-› Hümayun A¤alar›, Hassa azablar›, Darüssaâde A¤as›, fieyhülislam, arz ve rikab a¤alar› vs.ye ait at ve bargirler için. (11 fievval 1210/ 19 Nisan 1796). BOA , C. SM., 104/5226, Vesika 1, 2. - 163 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Tablo 9: Istabl-› Âmire’ye Al›nan Baz› Malzemelerin Birim Fiyat›

2. Avâr›z Karfl›l›¤› Arpa ve Saman Tedariki: saman hakk›nda aç›klama yap›lmaktad›r. Toplanan Istabl-› Âmire’ye ocakl›k olan Edirne, Hayrabolu, arpa ve samana zam yap›l›p yap›lmad›¤›, flayet zam Yanbolu ve Za¤ra k›fllaklar›nda bulunan mîrî deve ve varsa da fakir fukaraya zulüm edilmeyece¤i özellikle kat›rlara verilecek arpa ve saman ta’yinât› bu vurgulanmaktad›r.63 k›fllaklara tâbi baz› kazalar taraf›ndan Tahsildarlar taraf›ndan ileriki zamanlarda olas› 60 karfl›lanmaktad›r. ‹lgili kazalar bu k›fllaklar›n arpa bir yanl›fll›k yap›lmamas› için kaza sakinlerine ve saman ihtiyac›n› avâr›z ve bedel-i nüzûlleri ödedikleri arpa ve samandan dolay› eda tezkireleri karfl›l›¤›nda ya aynen ya da ah›rlardaki hayvanlar›n verilmektedir. Böylelikle verginin ödenip adedine göre nakden ödemektedirler. fiayet arpa ve ödenmedi¤i konusundaki muhtemel sorunlar saman bedeli para fleklinde ödenirse bu durumda arpa afl›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Karinâbâd, Yanbolu ve Cisr-i ve saman›n fiyat› tespit edilerek geçerli fiyat Ergene kazalar› Edirne, Hayrabolu ve Yanbolu üzerinden ödeme yap›lmaktad›r. Kazalar›n k›fllaklara k›fllaklar›ndaki kat›rlar ve develer için avâr›zlar› verdikleri arpa ve samanlar›n safi olmas›na, içlerinde mukabili arpa ve saman vermektedirler. Karinâbâd ve herhangi bir katk› maddesi bulunmamas›na özen Yanbolu kazalar› ahalilerinin 1181-82 (1767-1769) 61 gösterilmifltir. (17 C 1169/19 Mart 1756). Kazalara y›llar›na mahsuben ödemeleri gereken arpa ve isabet eden arpa ve samanlar›n ödenmesi zaman› saman›n bir k›sm› ödenmifl ve geriye 3.000 kileden geldi¤inde durum Mîrahûr-› Evvel A¤a taraf›ndan biraz fazla bir miktar kalm›flt›r. Fakat kazalar ahalisi Saray’a arz edilerek ta’yinât için bir emr-i flerif bu zahireyi aynî olarak ödemeye kudret ç›kar›lmas› istenmektedir. (4 B 1134/20 Nisan yetirememifller bu nedenle bölge halk› vergiyi 62 1722). toplamak için gelen memura kilesi 40 pareden olmak Istabl-› Âmire ocakl›klar›ndan avâr›zlar› üzere bedelini ödeme konusunda taahhütte mukabili toplanacak arpa ve saman miktarlar› bulunmufllard›r. Cisr-i Ergene kazas› halk›n›n da ayn› mühürlü ve niflanl› mevkûfât defterlerine y›llarda 340 kile aynî arpa borçlar› bulunmaktad›r. kaydedilmekte, tahsilat için bir mübaflir tayin Her üç kazan›n da vergilerini aynî olarak edilmektedir. Mübaflir olan kifli tahsilat için bölgeye ödeyememesi üzerine zahirenin kilesi (arpa) ve geldi¤i zaman ilk önce kaza mahkemesine gidip kantar›n›n (saman) 60 akçeden hesaplanarak bedel elindeki resmi belgeyi tescil ettirmekte, tescil edilen olarak tahsil edilmesi için Edirne Bostanc›bafl›s› A¤a tahsilat belgesi insanlar önünde aç›larak okunmakta Saray’a arzda bulunmufltur (14 Ra 1184/8 Temmuz ve bölge halk›n›n avâr›z› mukabili verece¤i arpa ve 1770). 64

57 BOA, C. SM., 104/5203, Vesika 1, 2, 3, 4, 5. 58 BOA, C. SM., 104/5226, Vesika 1, 2. 59 Çamafl›rl›k ve Has Ah›r’da bulunan atlar için toplam 6000 kile arpa tahsis edilmifltir. Arpa toplam 12450 kurufla mal olmufltur. BOA, C. SM., 3/133. 60 Istabl-› Âmire’ye tâbi Edirne ve Yanbolu k›fllaklar› Mîrahûr-› Evvel taraf›ndan her sene birer kiflinin uhdesine verilerek (tefvîz olunarak) iltizama verilmektedir. (25 S 1193/ 14 Mart 1779). BOA , C. SM., 48/2428, Vesika 1, 2, 3. 61 BOA , C..AS.., 1076/47424. 62 BOA, ‹E. SM.., 28/2924./ BOA, ‹E. SM.., 30/3109. 63 BOA, C. SM.., 109/5481. 64 BOA , C. SM., 62/3106, Vesika 1, 2. - 164 - SAYI 32

Istabl-› Âmire ocaklar›ndan Za¤ra-y› Atîk Hayvanlar›n Ot ‹le Beslenmesi kazas›n›n, ah›r ve ocakl›¤› olan kazalar›n avâr›zlar› 3. 1. Otlaklar›n Tespiti : mukabili verdikleri arpa ve saman 1219 (1804/1805 Istabl-› Âmire mîrî çay›r ve tarlalar›n›n tamam› ile ilgili bilgiler üzeri ) y›l›na mahsub olmak üzere 13616 kurufltur. Arpa ve hatt-› hümâyûn ile tezyin edilmifl bir deftere saman›n ⁄’ü aynî olarak toplanmaktad›r (28 N kaydedilmifl olarak Istabl-› Âmire’de muhafaza 1222/29 Kas›m 1807).65 edilmekteydi. Tarla ve çay›rlar zaman zaman say›ma Istabl-› Âmire’de muhafaza edilen mevkûfât tâbi tutulmufl ve defterlere yeniden kaydedilmifltir. defterlerine bak›ld›¤›nda, Yanbolu K›flla¤›’n› Yeni say›m yap›laca¤› zaman Padiflah taraf›ndan bir destekleyen Za¤ra-y› Cedîd Kazas›’na tâbi Caniler ve ferman ç›kar›lmakta, ferman gere¤ince ve birçok Cemule-i Kebir köylerinden Cemule-i Kebir memur tayin edilerek tarla ve çay›rlar›n eski Köyü’nün 8,5 ve buçuk hums avâr›zhanesi oldu¤u ve durumlar› da dikkate al›narak, her birinin mevkileri avâr›zlar› karfl›l›¤›nda 120 kantar saman ve 189 kile 1 (haritalar›) resm edilmekte, dönüm miktarlar› flinik arpa ödedikleri, Caniler Köyü’nün ise 19 ve 1 belirtilerek bir müfredat defteri haz›rlanmaktayd› (29 rub’ avâr›zhanesi olup, avâr›zlar› mukabilinde Istabl- Z 1246/10 Haziran 1831).69 › Âmire ocakl›¤› olan Za¤ra Ah›r›’na arpa ve saman 3.2. Çay›rlar›n Korunmas›: Mîrî hassa ödedi¤i tespit edilmifltir. (4 B 1134/ 20 Nisan çay›rlar›n biçim zaman›na kadar zarar görmemesi 1722).66 için korucular tayin edilmifltir. Korucular›n her Avâr›z mukabili yükümlülü¤ünü zaman zaman birinin günlük 2 akçe ulûfesi bulunmaktad›r. yerine getirmek istemeyen yerler de olmufltur. Korucular görevlerini yerine getiremeyecek kadar Nitekim Istabl-› Âmire-i Evvel’e tâbi ocakl›klardan hasta veya yafll› olduklar› zaman Mîrahûr-› Evvel Ni¤bolu ve Silistre sancaklar›ndaki baz› haneler taraf›ndan Saray’a yap›lan arz ile emekliye sevk üzerlerine düflen arpa bedellerini (arpa bedeli olarak edilebilmektedir. Emekdar korucular ‹stanbul 47’fler akçe hesaplanm›flt›r.) ödemekten kaç›nm›flt›r. Gümrü¤ü’nden 8 akçe tevcih edilerek emekli Bunun üzerine durum Mîrahûr-› Evvel Osman edilmifllerdir.70 taraf›ndan Saray’a bildirilerek tedbir al›nmas› 3.3. Çay›rlar›n Biçilmesi için Yap›lan istenmifltir.(25 R 1120/ 14 Temmuz 1708).67 Haz›rl›klar: Her y›l çay›r mevsiminde Has Ah›r, Silistre Kazas›’n›n Yenipazar Kazas›’na tâbi fiad›rvan Ah›r› ve fieyh Vefa Ah›r› hademelerine, köyler Istabl-› Âmire davarlar›n›n arpa ihtiyac›na Has arabac›lara, Selâtin arabac›lar›na, Darüssaâde hasredilmifltir. Bu köylerden 3 köyün, 18 hane 1 rub’ A¤as›, Silahdar A¤a, Çukadar A¤a ve Rikabdar A¤a avâr›zhanesi olup, 1707 y›l›na mahsûb olmak üzere, yedekçilerine, Enderûn-› Hümâyûn hademelerine, Anbar-› Âmire’ye 401,5 kile arpa verdi¤i tespit Musâhib-i flehriyârî a¤alar›n yedekçilerinin atlar›na edilmifltir. Arpan›n kilesi 49 akçeden hesaplanm›fl ve (esb) Mehterhane’den “emaneten” çad›r vs. toplam 19.674 akçe olarak hesaplanm›flt›r. (1 M mühimmât ile baz› köhne eflyalar verilmektedir. Bu 1119/4 Nisan 1707).68 eflyalardan baz›lar› kumafl, renk, model vs. nitelikleri

65 BOA, C. SM.., 109/5481./ Istabl-› Âmire’ye tâbi Za¤ra K›flla¤› kazalar›ndan Za¤ra-y› Cedîd Kazas›’na tâbi Cum’âl› Köyü’nün 1719 y›l›na mahsuben 1292 kile arpa, 833 kantar saman ödentisi bulunmaktad›r (14 Ca 1131/ 4 Nisan 1719). BOA, ‹E. SM.., 30/3109. 66 BOA, ‹E. SM.., 28/2924. 67 BOA, ‹E. SM.., 25/2629. 68 BOA, ‹E. SM.., 29/3056. 69 BOA, HAT, 658/32147. 70 Korucu ‹brahim Mehmed Geyve adl› kifli ihtiyar ve kör oldu¤u için bu flartlarla emekliye sevk edilmifltir. (13 N 1107/ 16 Nisan 1696). BOA , ‹E.. SM., 23/2401. - 165 - VAKIFLAR DERG‹S‹ ile beraber flu flekilde tan›mlanm›flt›r: K›rm›z› bo¤asi istihdam edilmifltir.77 kandil mihrabl› çad›r, k›rm›z› bo¤âsi kandil mihrabl› Mîrî çay›rlardan elde edilen otun k›fl gelmeden ve dibâsi71 kandilli mahlût köhne çad›r, sade k›rm›z› önce transferine ve muayyen arabalarla mevcud bo¤âsi mahlût köhne çad›r, sade mâî kirpas köhne çad›r, tehî (bofl) ve köhne mahlût muflammâ, mahlût çekluh (çikluh, gemi çeflidi) ve kay›klara tafl›n›p, köhne çad›r muflammâ, mahlût köhne çerge (sürek Anbar-› Âmire’ye nakl edilmesine büyük özen 78 av›) ve çad›r tozlu¤u, k›rm›z› m›zrak hafleme, k›rm›z› gösterilmifltir. dibal› hafleme, beyaz dibal› hafleme ve beyaz aç›k Mîrî otlak kay›klar› için Ah›rkap› haricinde hafleme vs. malzemelerin tamîrî için Hayme-i Hassa ahflab bir iskele infla edilmifltir. ‹skele tahta kaz›kl› ve Mehterbafl›s› taraf›ndan Saray’a bir arzuhal verilerek tabanl› olup, üzeri döflemelidir. Her y›l devlet izin istenmekte ve tamirat “Hayme-i Hassa taraf›ndan tamire tâbi tutulmaktad›r. Devlet genelde Mehterbafl›s› (Ali A¤a) marifetiyle ve Mühimmât-› her y›l tedbirli davranarak gelecek senenin kirifl H›yâm Naz›r›’n›n nezaretiyle” yap›lmaktad›r. döflemesi için ihtiyaç duyulan keresteyi bir y›l önce Çad›rlar her y›l tamir edilmektedir. Ancak anbara koyup bafl›na bir emin tayin etmektedir. Bu vesikalarda çad›rlar üzerinde yap›lan tamirat eminin görevi, iskelenin yap›laca¤› ertesi seneye masraflar›n›n önceki y›llarda yap›lan masraflar› kadar kerestenin anbarda zayi olmamas›n› geçmemesine özen gösterilmesi önemle sa¤lamakt›r. Emin kerestelere kefil tutulmaktad›r. vurgulanm›flt›r. Eminin kerestelere kefil tutulmas›n›n nedeni, önceki Tamir için 1790 y›l›nda bez olarak 6 top k›rm›z› sene iskelenin tamîrî için anbara koyulan kerestelerin Diyarbak›r kirpas›, 7 top beyaz Anadolu kirpas› bez bazen bir flekilde zayi olmas›d›r. 1818 y›l›nda dergâh- ve sair malzemeler kullan›lm›flt›r. Toplam 109894 › âli kap›c›bafl›lar›ndan olup hala arpa emini olan akçe masraf yap›lm›flt›r. Bu paran›n 30 bin akçesi Mahmud Sabit Bey iskelenin inflas›na memur tayin verilmifl, geri kalan 79894 akçesi ise daha sonra edilmifltir. Arpa emini iskeleyi bitirdikten sonra ödenmifltir.(23 C 1204/10 Mart 1790).72 verdi¤i takrirle iskeleye yapt›¤› harcamalar›n 3. 4. Otlar›n Biçilmesi ve Anbarlara Nakli: kendisine ödenmesini istemifltir. Ç›kar›lan ferman Otun temini Otluk Emini uhdesine verilmifltir.73 gere¤ince iskelenin Hassa Baflmimar› Ali R›za Ah›rlardaki hayvanlar›n ot ihtiyac› her y›l rûz-› marifetiyle bir halifeye keflf ve muayenesi 74 h›z›rdan sonra çay›rlardaki otlar›n biçilmesi ve yapt›r›lm›flt›r. Yap›lan keflif neticesinde iskelenin 75 mubâyaa edilen otlarla karfl›lanmakta ve Mîrahûr-› tamirinin 1027,5 kurufla mal oldu¤u ve bu miktar›n Evvel veya vekilinin mühürlü tezkiresi ile ah›rlara 127,5 kuruflunun mîrî için tenzil edildi¤i geri kalan›n 76 tevzî edilmektedir. da Arpa eminine ödenmesi sa¤lanm›flt›r. (23 L 1233/ Otun biçilmesi için birçok amele ve t›rpanc› 26 A¤ustos 1818).79

71 Renkli dokuma motiflerle süslü lüks bir çeflit ipek kumafl. (Devellio¤lu 2004:184) 72 Müfredat defteri için bak›n›z: BOA, CSM, 44/2213, Vesika 1, 2, 3./25 Ra 1227’de (8 Nisan 1812) Hayme-i Hassa Mehterbafl›s› Selim A¤a’d›r. BOA , C. SM., 45/2289. 73 Bak›n›z: Silivri ve Küçük ve Büyük Çekmece nahiyelerinin nâib, ayân ve zâb›tân›na yaz›lan hüküm. (24 Ca 1181/ 18 Ekim 1767). BOA , C.. SM., 157/7895. 74 BOA, C. SM., 176/8818, Vesika 1, 2, 3. 75 BOA, C. SM., 176/8818, Vesika 1, 2, 3./ BOA , C.. SM., 71/3571. 76 BOA, C. SM., 176/8818, Vesika 1, 2, 3. 77 17. yüzy›l sonlar›nda her t›rpanc›ya 30’ar akçe yevmiye tahsis edilmifltir.(5 Za 1107/ 6 Haziran 1696).BOA, C.. AS.., 876/37582. 78 Bak›n›z: Silivri ve Küçük ve Büyük Çekmece nahiyelerinin nâib, ayân ve zâb›tân›na yaz›lan hüküm. (24 Ca 1181/ 18 Ekim 1767). BOA , C.. SM., 157/7895. 79 BOA , Cevdet Belediye (C. BLD..), 3112. - 166 - SAYI 32

Otluk emini taraf›ndan tayin edilen bir kifli d›¤›nda mubâyaa yöntemine de baflvurulmaktad›r. 83 taraf›ndan mîrî otlar›n geçen y›llardaki navul 3. 5. Otluk Anbar›n›n Dolmas› ve Yap›lan miktarlar› da dikkate al›narak ot tafl›yacak gemilerin Terfiler : Otluk Anbar› doldu¤u zaman her y›l 12 isim ve vergileri ‹stanbul’a bildirilmekte böylece nefer emekdâr kifliye sipahilik, müteferrikal›k, ileride do¤acak olas› eksikliklerin önüne geçilmeye çavuflluk84 veya emeklilik85 ihsan edilmektedir. Bu çal›fl›lmaktad›r.80 konuda terfisi yap›lacak veya emeklili¤i istenen Mîrî çay›rlardan elde edilen giyâh›n mîrî kiflilerin olas› isimleri Mîrahûr taraf›ndan Saray’a arz anbarlar›na nakli için mûtâd olan ücretleri devlet edilmektedir.86 taraf›ndan karfl›lanmak üzere Terkos, Çatalca, Silivri, Ere¤li, Çekmece-i Kebir (Büyük Çekmece) ve 4. Ah›rlar›n Tuz ‹htiyac›n›n Karfl›lanmas›: Çekmece-i Sa¤ir (Küçük Çekmece) kazalar›ndan ‹nöz Kad›s› ve ‹nöz Memlehas› Emini’ne yaz›lan bir toplam 300 aded araba temin edilmifltir (5 L 1245/ 30 hükümden Istabl-› Âmire-i Evvel’e tâbi Edirne ve Mart 1830).81 (Bak›n›z Tablo 10). Hayrabolu k›fllaklar›nda bulunan mîrî develere her y›l çay›r mevsiminde ‹nöz Memlehas›’ndan tuz verildi¤i Tablo 10: Ot Nakli ‹çin Araba Sa¤lanan Yerler anlafl›lmaktad›r. Nitekim 1730 y›l›na mahsub tuzun (5 L 1245/30 Mart 1830)82 verilmesi için Mîrahûr-› Evvel A¤a taraf›ndan saraya istida yaz›larak, 89 katar mere (difli) ve 27 katar ner (erkek) mîrî develerin her katar›na birer müzür tuz toplam 116 müzür tuz verilmesi istenmifltir. (6 Za 1142/23 May›s 1730).87 ‹nöz Memlehas› emini olan kifliler ürettikleri tuzdan dolay› her y›l mûtâd olarak Istabl-› Âmire’ye ödeme yapmaktad›r. Ödenen miktar 1840 y›l› vâridât›nda 200 akçe olarak gözükmektedir.(29 Z 1255/ 4 Mart 1840)88 Ot (giyâh) temini hassa çay›rlardan temin 5. Bargirlerin Halka Tevzî Edilerek edilmekle beraber, temin edilen miktar yetersiz kal- Beslenmesi: Istabl-› Âmire bargirlerinin beslenme-

80 BOA , C.. SM., 157/7895. 81 BOA, C.. SM.., 40/2028./17. yüzy›l sonlar›nda otun her arabas›n›n “çay›r arabas› hesab›yla” 100’er vukiyyeden meydana geldi¤i tespit edilmifltir. (25 Za 1108/ 15 Haziran 1697). BOA, C.. SM., 71/3571./ BOA, C. SM., 176/8818, Vesika 1, 2, 3. 82 BOA, C. SM., 40/2028. 83 1681’de Istabl-› Âmire-i Evvel için 294,5 k›yye ot sat›n al›nm›fl ve sat›n al›nan otlar mîrî otluk anbar›na teslim edilmifltir.(25 S 1092/ 16 Mart 1681). BOA , ‹E.. SM., 5/451, Vesika 1, 2./ 1107 (1695/1696) y›l›nda Istabl-› Âmire ta’yinât› için anbara konan (der anbar edilen) 2794 araba ot miktar› 279400 vukiyye olup bu miktar›n 117800 vukiyyesi Edirne etraf›nda olan Hassa çay›rlardan tahsil edilmifl, 161600 vuk›yyesi ise di¤er baz› kiflilerden mubâyaa edilmifltir. Al›nan bu ot için toplam 1600 kurufl masraf ödenmifltir. 1107 (1695/1696) y›l›nda Edirne Çay›r Emini olarak da Receb A¤a’n›n ad› geçmektedir. (25 Za 1108/ 15 Haziran 1697). BOA, C.. SM., 71/3571. 84 BOA , C. SM., 144/7231. 85 BOA , C. SM., 115/5780. 86 Mîrahûr Hüseyin taraf›ndan 1669 y›l›nda, Otluk Anbar› dolunca, Mehter fiakirdi Osman Dervifl, Mehter fiakirdi ‹brahim Piri, Ahmed Abdullah, Ramazan Ali, Ali Arslan Eskiflehir, Halil (yeni Üsküdar), Ahmed (Üsküdar), Süleyman (fiam), Mustafa Ahmed (Uzunköprü), Mehmed Süleyman, Mehmed ve Mustafa Ahmed’e terfi verilmesi için Saray’a arz yap›lm›flt›r.(16 Za 1079/ 17 Nisan 1669). BOA , C. SM., 144/7231./ Yine Mîrahûr Hüseyin taraf›ndan 1671 y›l›nda, Otluk Anbar› dolunca Mehmed Çavdar, Hüseyin, Halil, Mehmed, ‹brahim, Mustafa, Bayram, Ali, Süleyman, Musa, Mahmud ve Salih’e emeklilik ihsan edilmesi için Saray’a bir arz daha yap›lm›flt›r. (29 Z 1081/ 9 May›s 1671). BOA , C. SM., 115/5780. 87 BOA, ‹E. SM.., 31/3265. 88 Bak›n›z: Istabl-› Âmire masraf ve varidat›n› gösteren defterlerden tanzim ettirilen hulasa defteri. BOA, C. SM.., 85/4265.

- 167 - VAKIFLAR DERG‹S‹ sinde mûtâd olan yöntemlerden birisi bargirlerin rûz- taraf›ndan eski fiyatla sat›n al›nmak istendi¤ini ve › h›z›ra kadar beslenmek üzere muhtelif kazalara 1208 (1793/1794 ) y›l›ndan bu yana Istabl-› Âmire-i tevzî edilmesidir. Bargir beslenmesi için tercih edilen Evvel ve Sâni’ye tâbi Voynukân mukâtaas›, Koru-y› kazalar genelde ‹stanbul’a yak›n olan kazalard›r. Hümâyûn ve Çeribafl›l›k mallar›na 6 bin kurufl zam Edirne, Dimetoka, Baba-y› Atîk, Za¤ra-y› Atîk, yap›lmas›na ra¤men Istabl-› Âmire’ye tâbi esnaflara Za¤ra-y› Cedid, Akçak›zanl›k, ‹psala, Hayrabolu, saraçlar kâtibi taraf›ndan 2700 kurufl da¤›t›larak, Yanbolu, Me¤ri, Vize, ‹slimye, Uzuncaâbâd vs. 3300 kuruflun gizlendi¤ini, dolay›s›yla 1208 kazalara verilen bargir say›s› kazan›n yükümlülük (1793/1794 ) y›l›ndan bu yana ortalama 144 kese durumuna göre de¤iflmektedir. 4 M 1101’de (18 akçe tahsil edildi¤ini ancak kendilerine 64 kese akçe Ekim 1689) kazalara minimum 8, maksimum 50 ödendi¤ini, geriye kalan ortalama 79 kese akçenin de bargir verildi¤i tespit edilmifltir.89 kendilerine ödenerek ma¤duriyetlerinin giderilmesini istemifller hatta bu konuda Saraçlar kâtibi ile Arz Odas›’nda padiflah huzurunda yüzleflebileceklerini E. ISTABL-I ÂM‹RE’N‹N D‹⁄ER bile dile getirmifllerdir. Yaz›lan bu arzuhal üzerine ‹HT‹YAÇLARININ KARfiILANMASI ma¤duriyetin giderilmesi konusunda ferman ç›kar›lm›flt›r.(3 B 1220/ 27 Eylül 1805).91 Istabl-› Âmire-i Evvel ve Sani’ye tâbi ah›rlarda bulunan hayvanlara her y›l kas›miye ve bahariye Istabl› Âmire-i Evvel’e tâbi demirciler olarak muhtelif esnaf gruplar›ndan mühimmât temin hizmetleri karfl›l›¤›nda maktû ve sair tekâliften muaf edilmektedir. Al›mlar Arpa emini taraf›ndan tutulmufllard›r.92 Demircilik sanat›n›n kollar›ndan yap›lmaktad›r. Istabl-› Âmire’ye tâbi esnaflara olan zincircilik hizmeti de cizye karfl›l›¤›nda baz› yap›lan ödemeler ocak kaidesi olarak her y›l belli z›mmiler taraf›ndan yerine getirilmektedir.93 kurallar dahilinde Istabl-› Âmire-i Evvel ve Sâni’ye tâbi Voynukân Mukâtaas›, Koru-y› Hümâyûn ve F. KURUMLARIN HAYVAN Çeribafl›l›k mallar›ndan yap›lmaktad›r. Bu çerçevede ‹HT‹YACININ KARfiILANMASI Voynukân Mukâtaas›, Koru-y› Hümâyûn ve Çeribafl›l›k gelirleri Saraçlar Kâtibi taraf›ndan tahsil Osmanl› saray›nda bulunan birimlerin nakil edilmekte ve esnaf aras›nda yap›lan hizmete göre vas›tas› olarak kulland›¤› at, bargir, deve gibi da¤›t›lmaktad›r.90 Bununla beraber Istabl-› Âmire-i hayvanlar›n temini Istabl-› Âmire taraf›ndan Evvel ve Sâni’ye tâbi saraç, muytab, semerci, karfl›lanmaktad›r. Hayvana ihtiyaç duyuldu¤unda nalband vs. dokuz esnaf gurubunun bafllar› Saray’a ilgili birimin sorumlusu Istabl-› Âmire’ye ihtiyaç bir arzuhal vererek Has Ah›r, fiad›rvan ve fieyh Vefa duydu¤u hayvan›n miktar ve cinsi ile ihtiyaç ah›rlar› ile Edirne ve Hayrabolu ah›rlar›nda bulunan gerekçesini bildirmekte (i’lâm), bu çerçevede gerekli at, kat›r vs. bütün hayvanlar için her y›l kas›miye ve inceleme yap›larak, di¤er baz› birimlerin de görüflleri bahariye olarak verdikleri mühimmât›n Arpa Emini do¤rultusunda, hayvan talebinde bulunan birimin

89 BOA , ‹E..SM.., 14/1469, Vesika 1, 2, 3. 90 BOA , C. SM., 132/6645, Vesika 1, 2, 3. 91 BOA , C. SM., 132/6645, Vesika 1, 2, 3. 92 BOA , C. SM., 86/4350./Haddâd esnaf›ndan Kafla¤›c› Ali Abdullah adl› K›pti vefat edince yerine K›pti Hüseyin Mehmed adl› kifliye tevcih edilmesi için Mîrahûr-› Evvel Abdullah taraf›ndan Saray’a arz yap›lm›flt›r.(9 Ca 1154/ 23 Temmuz 1741). BOA , C. SM., 164/8232. 93 Zincircilik hizmetini yerine getiren z›mmi vefat edince yerine ayn› flartlarda bir baflka zimminin zincirci olarak atanmas› için Mîrahûr-› Evvel Abdullah taraf›ndan saraya arz yap›lm›flt›r. (13 L 1233/ 16 A¤ustos 1818).BOA, C. SM., 86/4350. / BOA , C. SM., 164/8232.

- 168 - SAYI 32 ihtiyaç duydu¤u hayvan cins ve miktar› ölmüflse yerine yeni bir hayvan al›narak, flayet karfl›lanmaktad›r. Bu durumda Mîrahûr-› Evvel ve hayvan sakat ve ifl yapamaz halde ise sakat hayvan Baflbak›kulu A¤a taraf›ndan baz› ön ifllemler sat›larak elde edilen paran›n üstüne ihtiyaç duyulan yap›lmaktad›r. Mîrahûr-› Evvel ölen hayvanlar›n miktar kadar para konulmak suretiyle mubâyaa ifllemi damgalar›n› kestirmekte (kat’ ettirmekte), sakat gerçeklefltirilmektedir.98 hayvanlar›n damgalar›n› de¤ifltirtmekte,94 sakat hayvanlara ise “azad damgas›” vurdurmaktad›r.95 Valide Sultan hazretlerinin araba bargirleri ifl Hasta ve sakat hayvanlar›n sat›lmas›96 ve yerine göremez (amelmande) oldu¤u gerekçesiyle Mîrahûr- sa¤lam hayvanlar›n sat›n al›nmas›nda Baflbak›kulu › Sânî Salih taraf›ndan yap›lan istek üzerine, A¤a’ya Canbazlar Kethüdas› vs. kifliler yard›m Baflbak›kulu taraf›ndan ve Canbazlar Kethüdas› etmektedir. Seyyid Mehmed A¤a eli ile 2115 kurufla (115 kurufl mîrî tenzili yap›lm›flt›r.) 6 res bargir sat›n al›nm›fl ve Hayvan sat›n almak için görevlendirilen kifli, bargirler Istabl-› Âmire-i Sânî’ye teslim edilmifltir. bazen muhtemelen hayvan›n kullan›laca¤› alan›n Bargirlerden 1 çift bargir 710 kurufla, 1 çift Timur k›r önemine binaen, kendinden istenen hayvanlar›n en bargiri 685 kurufla ve 1 çift k›r bargiri ise 720 kurufla iyisini sat›n almas› konusunda uyar›lmaktayd›. 1840 99 tarihli bir vesikada Istabl-› Âmire için birkaç aded mubâyaa edilmifltir.(19 M 1220/ 19 Nisan 1805). Acem çapk›n› (beygir) temin etmesi için Hasan A¤a Istabl-› Âmire-i Sânî’ye ba¤l› Küçük Ah›r görevlendirildi¤i belirtilmekte ve A¤a’n›n beygirleri mevcudundan olan Bostaniyân-› Hassa’da istihdam “a’lâs›ndan” be¤enmesi konusu özellikle edilen araba bargirlerinden birisi amelmande oldu¤u vurgulanmaktad›r. (29 Z 1255/4 Mart 1840). için yeni beygir iste¤inde bulunuldu¤unda, Mubâyaa ifllemlerinde esnafa sat›n al›nacak Baflbak›kulu A¤a taraf›ndan eski beygir 79 kurufla hayvanlar›n fiyat› konusunda devlet lehine indirimler sat›larak yerine 189 kurufla 1 aded yeni beygir sat›n 97 de (mîrî tenzili) yapt›r›lmaktad›r. al›nmak suretiyle kurumun hayvan ihtiyac› Hayvan sat›n al›n›rken kurumdaki hayvan karfl›lanm›flt›r.(12 C 1220/ 7 Eylül 1805).100

94 BOA, C.SM.., 163/8194, Vesika 1, 2./ BOA, C.SM.., 131/6554, Vesika 1, 2./ BOA, C.SM.., 98/4901, Vesika 1, 2, 3 95 BOA, ‹E. .SM.., 27/2808. 96 Hasta ve sakat hayvanlar sat›larak elden ç›karma yoluna gidilmifltir. 1293 ( 1876/77 ) tarihli bir belgede Istabl-› Âmire’de bulunan 43 aded sakat hayvan›n sat›ld›¤› belirtilmektedir. BOA, C.SM.., 1/36./ Yine 1891 tarihli bir di¤er vesikada Dersaâdet ve Bilâd-› Selâse’de ah›rlarda ve sürücü karhânelerinde bulunan inek, manda, koyun, keçi gibi hayvanlar içerisinde baz›lar›n›n hasta oldu¤u ö¤renilmifl, bu hayvanlar›n sürülerine olumsuz etki edip bütün sürünün sat›lmas›na neden olaca¤›na binaen bu tür hayvanlar›n sürülerden ay›klan›p, tedavi edilmesi konusunda fiehremaneti Celilesi’ne evrak gönderilmifltir. (1 Ca 1309/ 3 Aral›k 1891). BOA, DH. MKT., 1897/24. 97 BOA, C.SM.., 163/8194, Vesika 1, 2./ BOA, C.SM.., 131/6554, Vesika 1, 2./ BOA, C.SM.., 98/4901, Vesika 1, 2, 3./Saray-› Cedid-i Âmire’de bulunan Harcî F›r›n’dan Saray-› Atîk’e ekmek nakleden miri bargirlerden sakat olan 3 bafl kaltak bargirine azad damgas› vurularak Canbaz Hac› Mustafa’ya sat›lm›fl (furûht edilmifl) ve yerine 3 bafl yeni kaltak bargiri mubâyaa edilmifltir. Amelmande olanlar toplam 7,5 kurufla sat›lm›fl, yeni bargirler ise 66 kurufla sat›n al›nm›flt›r. (27 L 1137/9 Temmuz 1725). BOA, ‹E. .SM.., 27/2808. Ayr›ca Saray-› Atîk-i Mâ’mûre’ye ekmek çeken bargirin ölmesi nedeniyle Mîrahûr-› Sânî A¤a’n›n bildirmesi üzerine (i’lâm› mucibince) sat›n al›nan bargir için bak›n›z. (28 Receb 1117/ 15 Kas›m 1705). BOA, ‹E. .SM.., 30/3211, Vesika 1, 2./ BOA, C.SM.., 14/727. 98 BOA, C.SM.., 131/6554, Vesika 1, 2. Bir baflka örnek ise flu flekildedir: Yeni Saray’da bulunan dolap beygirlerinden 6 tanesi mürd olmufl, 7 tanesi ise sakat oldu¤u için yeni beygir alma ihtiyac› do¤mufltur. Bunun üzerine 7 sakat beygir sat›fla ç›kar›lm›fl, buradan elde edilen paran›n üzerine biraz daha para eklenerek 13 aded yeni beygir sat›n al›nm›flt›r. Sakat olanlar 9 kurufla sat›lm›flt›r. Yeni al›nan beygirlerin her biri de 22’fler kurufltan sat›n al›nm›flt›r. (6 Ca 1151/ 22 A¤ustos 1738). BOA, C.SM.., 146/7314, Vesika 1, 2. 99 BOA, C.SM.., 98/4901, Vesika 1, 2, 3. 100 BOA, C.SM.., 163/8194, Vesika 1, 2.a - 169 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Saray-› Cedid-i Âmire A¤as› taraf›ndan Saray-› H. SELAN‹K’TEN YEN‹ÇER‹LER‹N Cedid-i Âmire’de bulunan su dolaplar›nda gece ÇUKA ‹HT‹YACININ TAfiINMASI gündüz çal›flan mîrî bargirlerden 9’u ölüp, 12’si de Istabl-› Âmire’ye tâbi Edirne ve Hayrabolu sakat oldu¤u gerekçesiyle bargir iste¤inde k›fllaklar›nda mevcud olan 104 katar 4 mehâr bulunulmufl ve her biri 250’fler kurufltan 20 bargir “fluturân-› mîrî”den 65 katar fluturân (deve) her y›l sat›n al›nm›flt›r. Sakat bargirlerin her biri 20’fler mûtâd olarak Selanik’te yeniçeriler için dokunan kurufltan sat›lm›flt›r. Bu çerçevede 20 bargir için 5010 “flitevî çuka”lar›n (k›fll›k çukalar›n) ‹stanbul’a kurufl masraf yap›lm›fl ve paran›n Canbazlar nakline tahsis edilmifltir. Geri kalan develer ise di¤er Kethüdas›’na teslimi için i’lâm verilmifltir. Bu ifller için haz›r ve âmâde bekletilmektedir.104 E¤er bu miktardan 110 kurufl da mîrî için tenzil yap›lm›flt›r. develer baflka bir hizmette iseler, Selanik çuha Böylece sadece 4900 kurufl ödeme yap›lm›flt›r.(13 Ra anbar›nda bulunan çukalar gemi ile veya kira ile tutulan deve ve beygirlerle ‹stanbul’a tafl›nm›flt›r. 1232/ 31 Ocak 1817).101 (Uzunçarfl›l› 1984: 277). Selanik’ten ‹stanbul’a getirilecek yeniçeri çukalar› için tahsis edilen 65 G. BAHÇELER‹N HAYVAN katar devenin Edirne ve Hayrabolu k›fllaklar›ndan al›n›p, Selanik’e götürülmesi ve Selanik’ten de ‹HT‹YACININ KARfiILANMASI ‹stanbul’a getirilmesi ve develerin yolda ihtiyaç Osmanl› Devleti’nde Hadây›k-› Hümâyûn’dan duydu¤u arpa ve saman›n yolda bulunan kazalardan (devlete ait bahçeler) olan bahçelerde kullan›lan temin edilmesi ifline Istabl-› Âmire taraf›ndan “kay›kç› ve k›fllak emini” tayin edilmifltir.(20 S 1220/ hayvanlar da Istabl-› Âmire taraf›ndan karfl›lanm›flt›r. 20 May›s 1805).105 1781 y›l›nda Edirne ve Bahçeler için al›nacak hayvanlarla ilgili iste¤i Hayrabolu k›fllaklar›nda mevcud olan fluturân›n 80 Serbostaniyân-› Hassa Saray’a arz ederek dile katar› bafltan aya¤a mühimmâtlar› tecdîd edilmifl, 24 getirmektedir. Hayvanlar sat›n al›nd›ktan sonra katar 4 mehâr›n›n ise raht ve di¤er mühimmâtlar› Mîrahûr-› Sânî taraf›ndan hayvanlar›n ilgili bahçelere tamir edilmifltir. Tamir ve tecdîd toplam 3495,5 teslim edildi¤ine iliflkin bir tezkire haz›rlanmaktad›r. kurufla mal olmufltur. (7 M 1195/ 3 Ocak 1781).106 (9 fi 1098/ 20 Haziran 1687).102 Hadây›k-› Hümâyûn’dan olan baz› bahçeler flunlard›r: Ali Bey SONUÇ Köyü bahçesi, Feridun Pafla Bahçesi, Göksu Bahçesi, Hasan Pafla Bahçesi, ‹skender Çelebi Bahçesi, Eyyüb Osmanl› saray›nda hayvanlar›n bar›nd›¤›, Ensari Hasan Pafla Bahçesi,103 Tokat Bahçesi, hayvan ihtiyaçlar›n›n temin edildi¤i kurum Istabl-› Kandilli Bahçesi, Mîrgûn Bahçesi, Kalender Bahçesi, Âmire veya Has Ah›r olarak adland›r›lmaktad›r. Ah›rda binek ve araba hayvanlar› yan›nda küçük ve Sultaniye Bahçesi, Büyükdere Bahçesi, Kuleli büyükbafl hayvanlar beslenmifltir. Sarayda binek ve Bahçesi, Üsküdar Bahçesi, Tersâne Bahçesi, Florya araba hayvan› olarak s›radan bargirler yan›nda Tunus Bahçesi, Ka¤›thane Bahçesi, Akp›nar Bahçesi, bargiri, Bosna bargiri, Çerkes bargiri, Timur k›r Çatalca ve Karaa¤aç Bahçesi’dir. (Alik›l›ç 2004:186- bargiri, Midilli, k›srak, tay, rahvan, deve ve merkeb 187). beslenmifltir. Deve olarak difli deve, mahmil ve küs

101 BOA, C.SM.., 131/6554, Vesika 1, 2. 102 BOA, ‹E. SM.., 13/1283, Vesika 1, 2, 3. 103 BOA, ‹E. SM.., 13/1283, Vesika 1, 2, 3. 104 BOA , C. SM., 692/28353, Vesika 1, 2. 105 BOA, C. AS.., 652/27437. 106 BOA , C. SM - 170 - SAYI 32 develeri, erkek deve, hecin devesi beslenmifl ve Cevdet Dahiliye (C. DH.), 12538. mubâyaa edilmifltir. Tunus bargiri, Bosna bargiri, Cevdet Saray (C. SM..), 1/36, 3/133, 8/392, 13/692, 14/727, Çerkes bargiri, Timur k›r bargiri, midilli gibi cins 34/1733, 40/2028, 44/2213, 45/2289, 48/2428, 62/3106, 64/3208, oldu¤unu düflündü¤ümüz hayvanlar az miktarda 71/3571, 75/3759, 85/4265, 86/4350, 98/4901, 99/4991, tespit edilmifltir. Bu tür hayvanlara saray ah›r›nda az 101/5083, 104/5203, 104/5226, 105/5298, 109/5481, 111/5562, 112/5615, 115/5780, 117/5852, 128/6429, 131/6554, 132/6645, rastlanmas› Osmanl› Saray›’n›n sade ve mütevazi bir 144/7231, 146/7314, 157/7895, 160/8005, 163/8194, 164/8232, yaflam sergiledi¤ini göstermesi aç›s›ndan önemlidir. 168/8438, 176/8818, 178/8936, 692/28353. Türk köylüsünün da¤da, bay›rda çok fazla kulland›¤› Dahiliye Mektubi Kalemi (DH. MKT.), 1897/24. merkebe saray ah›r›nda çok az miktarda rastlanmas›, HAT, 111/4435, 619/30617, 658/32147, 865/38560/C , saray yüklerinin çoklu¤u ve merkebin genelde hafif 1403/56693. yük tafl›ma arac› olarak kullan›lmas› ile ilgili ‹bnül emin Tasnifi Saray Mesalihi, ( ‹E. SM.), 5/451, olmal›d›r. Has Ah›r’da Istabl-› Âmire için Sivas, 13/1283, 14/1469, 20/2055, 23/2401, 25/2629, 26/2767, Hüdavendigar ve Saruhan sancaklar›ndan deve, 27/2808, 28/2924, 29/3056, 30/3109, 30/3211, 31/3265. Ayd›n ve gayr› sancaklardan kat›r temin edildi¤i ‹rade Dahiliye (‹. DH..), 1007/ 79513. tespit edilmifltir. Y›ld›z Perâkende Evrâk›, Hazine-i Hassa Nezareti Ah›rlar›n tuz ihtiyac› ‹nöz Memlehas›’ndan Maruzat›,( Y.. PRK. HH..),7/26, 39/87. karfl›lanmaktad›r. b) Di¤er Kaynaklar Hayvanlar›n arpa, saman ve zeytin ya¤› (revgân- Alik›l›ç, D. (2004). Osmanl›’da Devlet Protokolü ve › zeyt) masraf› mühimmât, nakliye, deveci, Törenler ‹mparatorluk Seremonisi, ‹stanbul :Tarih ve Düflünce Yay›nlar›. harbendeci, seyis gibi kiflilerin ayl›k ve nafakalar› ile hayvanlara ait malzemelerin (havud vs. ) tamir ve Devellio¤lu, F. (2004). Osmanl›ca- Türkçe Ansiklopedik Lugat, Yay›na Haz›rlayan: Ayd›n Sami Güneyçal, 21. Bask›, tecdîdi ile ilgili masraflar Arpa Emini taraf›ndan Ankara: Ayd›n Kitabevi. karfl›lanm›flt›r. Ah›rlar›n tamir ve tecdîdi ise mimar Özcan, A. (1999), “Istabl”, Diyanet Vakf› ‹slam a¤a ve ona ba¤l› baz› hademeler taraf›ndan Ansiklopedisi, XIX, Türkiye Diyanet Vakf› Yay›n›, 203-206. gerçeklefltirilmifltir. fiemseddin Sami (1317), Kamus-› Türkî, Dersaadet: ‹kdam Matbaas›. KAYNAKLAR Türk Tarih Kurumu Tarih Çevirme K›lavuzu, a) Arfliv Kaynaklar› http://193.255.138.2/takvim.asp?takvim=2&gun=&ay=0&yil=1 186 1- Baflbakanl›k Osmanl› Arflivi Uzunçarfl›l›, ‹. H. (1988). Osmanl› Devleti’nin Saray Cevdet Askeriye (C. AS..), 652/27437, 876/37582, Teflkilat›, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yay›n›. 1076/47424, 6772. Uzunçarfl›l›, ‹. H. (1984). Osmanl› Devleti Teflkilat›’ndan Cevdet Bahriye (C.. BH..), 38/1821, 258/11958. Kap›kulu Ocaklar› I- Acemi Oca¤› ve Yeniçeri Oca¤›, 2. Bask›, Cevdet Belediye (C. BLD..), 3112. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yay›n›.

- 171 - - 172 - Türk El Sanatlar›ndan “Rahle”

Özet aman içerisinde tahrip olan ya da tamamen yok olmufl ahflap sanat eserlerinin bir grubunu da rahleler oluflturmaktad›r. Z Terim anlam›yla rahle “ üzerinde kitap okunan veya çizim ve yaz› çal›flmalar› yap›lan, baz›lar› aç›l›r- kapan›r tarzda hareketli, baz›lar› sehpa ya da masa fleklinde sabit olan eflyalar” d›r. Rahlenin ana malzemesi ahflapt›r. ‹lk dönemlerde sade olarak kullan›lan ahflap zaman içinde de¤iflikli¤e u¤rayarak sedef, ba¤a, fildifli, boynuz, gümüfl ve de¤erli tafllar›n kak›lmas› ve kaplanmas› ile de¤iflerek ve geliflerek günümüze kadar varl›¤›n› devam ettirmifltir. Anahtar kelimeler: rahle, ahflap, sedef, kaplama, fildifli

“Koran stands” a dissapearing art

Abstract Koran Stands constilute a group of wooden objects which became destructed or totally absent by time. The meaning of Koran Stand as a term is “ religious goods on which books are read or drawing and writing studies are done. They are either moveable to open and close or stable like a table”. The basic material of Koran Stand is wood. At the beginning wood was used alone but it changed by time and mother-of- pearl, tortoise – shell, ivory, horn, copper and precious or semi- precious stones were covered on or inlaid. Key words: Koran stand, wood, mother-of-pearl, cover, ivory

Yrd. Doç. Dr. Demet Örnek Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Ö¤retim Üyesi - 173 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Sanat tarihi kapsam› içinde yer alan ahflap sanat› içerisinde 13.yy`dan 19.yy sonuna kadar, farkl› çok genifl bir alana yay›lm›flt›r. Bu genifl alan etkileflimlerle ve malzeme kullan›mlar›yla içerisinde önemli bir grubu oluflturan ahflap eserlerin zenginleflerek ahflap sanat› içerisinde geliflimlerini meydana gelmesinde rol oynayan bir tak›m faktörler sürdürmüfllerdir. 800 y›ll›k bir dönem içinde yap›lm›fl bulunmaktad›r. Bu faktörlerin bafl›nda co¤rafi olan rahlelerden günümüze gelen örnek say›s› konum, dini inançlar, iktisadi flartlar, adet ve oldukça s›n›rl›d›r. Sanat tarihi araflt›rmalar›nda gelenekler, sanat zevkleri k›saca kültür ve rahleler daha çok Selçuklu devri örnekleri ele medeniyetler bulunmaktad›r. al›narak irdelenmifltir. Beylikler, Erken ve Klasik Bu çerçeve içerisinde ahflap iflçili¤inde sütunlar, Osmanl› ile Geç dönem örnekleri üzerinde fazla mukarnasl› bafll›klar, kap› ve pencereler, dolap durulmam›flt›r. kapaklar› ve kanatlar›, tavanlar ve korkuluklar, 14.yüzy›ldan sonra ahflap sanat›nda meydana minber, mihrap ve vaiz kürsüleri, sanduka, kur`an ve gelen büyük de¤iflim, motif ve malzeme cüz mahfazalar› ve rahleler gibi çok zengin sanat farkl›l›klar›nda görülen zenginlik, ahflap rahlelerde de eserleri meydana getirilmifltir1 (Yücel 1975:3-6; görülmektedir. Özellikle baflta di¤er ahflap eserler Yücel 1978:21-26; Türko¤lu 1993:45-67) Türk el olmak üzere, tafl, çini, tezhip, kumafl, maden üzerinde Sanatlar› içerisinde incelenen rahlelerde tarih, sanat görülen motif ve kompozisyonlar, rahlelerde de tarihi ve kültür tarihine önemli katk›larda bulunan uygulanm›flt›r. Bugüne kadar yap›lm›fl çal›flmalar önemli eserlerdir. içerisinde ele al›n›p incelenmifl olan rahle Ahflap el sanatlar› içinde yer alan rahlenin ortaya terminolojisinde bir birlik sa¤lanamam›flt›r. Bu ç›kmas› Kur’an-›-Kerim-i oluflturan ayetlerin kitap durum göz önüne al›nd›¤›nda rahle bölümlerin flekline getirilip, ço¤alt›ld›¤› döneme dayanmaktad›r. oluflturulmas›, bu konuda çal›flacak olan Terim anlam›yla rahle “üzerinde kitap okunan ya da araflt›rmac›lar aç›s›ndan bir zorunluluk arz eder. Bu çizim ve yaz›m çal›flmalar› yap›lan, baz›lar› aç›l›r- çal›flma da söz konusu eksikli¤i gidermek amac›yla kapan›r tarzda, baz›lar› sehpa yada masa fleklinde rahle terminolojisi ile dönemler içindeki geliflmeleri, olan eflyalar” d›r(Arseven 1950:1636; Bektaflo¤lu yap›m ve süsleme teknikleri aç›s›ndan ele al›narak 2009:130). Rahleler, çok genifl bir kronoloji incelenmifltir.

1 1273 tarihli Afyon Ulu Camii, 13.yy. sonuna ait Beyflehir Eflrefo¤lu, Ayafl Ulu Camii ile 1289-90 tarihli Ankara Arslanhane Camii boyal› bezemeli ahflap konstrüksiyonlu eserlere örnek verilebilir. Konya Alaaddin (1155-56), Ulu(12.yy.) , Ulu(13.yy.), Sivrihisar Ulu(1275),Çorum Hamit Pafla minberi(1301-1302), Çorum Ulu Camii minberi(1306), Ayd›no¤lu Mehmet Bey Camii minberi(1332), Ni¤de Sungur Bey Camii minberi(14.yy.) , Bursa Ulu Camii minberi(1399), Kastamonu Hoca fiemseddin Camii minberi(1473), Ankara Hac› Bayram Camii minberi(1427), Edirne Muradiye Camii minberi(1436), gibi eserlerin minberleri oyma ve küntekari tekni¤inde yap›lm›flt›r. Ürgüp Damsaköy Taflk›npafla Camii mihrab› (14.yy. ilk yar›s›na tarihlendirilen ahflap ve sedef kakmal› örnektir.). Kap› ve pencere kanatlar› için ; Ankara Hac› Hasan Camii(13.yy.), Ankara Alaaddin Camii kap›s› , Ni¤de Sungur Bey Camii kuzey kap›s›(14.yy. ) , Kastamonu ‹bn-Neccar Camii kap›s›(1356), Ankara Ahi Eyvan Camii pencere kepenkleri(1413), Edirne Üç fierefeli Camii pencere kepenkleri(1443-1447), Amasya Bayez›t Pafla Camii kap›s›(1500),Üsküdar Mihrimah Camii pencere kanad›(1548), Selimiye Camii pencere kanad›(1569-74), Topkap› Saray› Harem Dairesi(yemifl odas›) , Topkap› Saray› Müzesi III. Ahmet Kitapl›¤›ndaki Ahflap çifte Vav(18.yy.), T.‹.E.M. ‘ de yer alan Kur’an Cüz Mahfazas›(17.yy) farkl› yüzy›llarda yap›lm›fl olan ahflsp örneklerin bir k›sm›n› oluflturmaktad›r. Daha ayr›nt›l› bilgi için bak›n›z:K›z›ltan 1958; Erkins 1959; Karama¤aral› 1965: 120-142;Öney1970:135-149; Demiriz 1977:61-71;Öney1988; Öney 1989; Bozer 1989:327-346; Mülayim 1991:2-14 ; Ersoy 1993 - 174- SAYI 32

Bu ba¤lamda; Aç›l›r-kapan›r tarzda yap›lm›fl 3)Ayak K›sm›: Rahlenin, zemine dengeli bir olan rahlelerde flu bölümler yer almaktad›r. flekilde aç›lmas›n› ve ayakta durmas›n› sa¤layan bölümüdür.(Resim 1.) Uzunlamas›na dikdörtgen 1) Kitapl›k Bölümü; Bu fleklinde yap›lm›fl olan rahle ayaklar› kendi içinde iki bölüm rahlenin aç›l›r-kapan›r flekilde biçimlendirilmifltir. 1/3 lük k›sm›na denir. Buraya kitap konularak sayfalar a)Kemerle fiekillendirilmifl Ayak (Resim 3.): Bu aç›ld›¤›nda cildin bozulmas›n› ayak kendi içinde iki bölümden oluflmaktad›r. engelleyecek flekilde aç›lma a1)Ayak Üst Yüzeyi: Difl k›sm› ile kemerli ayak pay› b›rak›larak yap›lm›flt›r. aç›kl›¤› aras›nda kalan bölüme verilen isimdir. Kitapl›k k›sm›n› oluflturan Ço¤unlukla burada rahlenin kitapl›k k›sm›n›n d›fl yüzeyler iki bölümde yüzeyinde görülen süsleme kompozisyonunun ya incelenir; ayn› boyutlarda ya da daha genifl bir yüzeye a)Üst D›fl Yüzey: uygulanmas›yla mey-dana getirilmifl bir Rahlenin kitap konulan kompozisyon görülür. Bunun d›fl›nda farkl› flekilde k›sm›n›n d›fl yüzeyidir. Burada uygulanm›fl süsleme kompozisyonlar›n›n bulundu¤u yaz›, geometrik ve bitkisel örneklerde mevcuttur. Resim 1 süslemeler bulunur (Resim 1.) b)Üst ‹ç Yüzey: Kitab›n konuldu¤u iç yüzeydir. Bu yüzeyler bofl b›rak›labilir. Üst d›fl yüzey bezemesi ile ayn› kompozisyona sahip olabilir ya da olmayabilir.

Resim 2

2)Difl K›sm›: Bu k›sma rahle menteflesi de denilir. Rahlenin aç›l›p kapanmas›n› sa¤layan, Resim 3 rahlenin enine ve boyuna göre de¤iflik say›larda a2)Kemerli Ayak Aç›kl›¤›: De¤iflik flekillerde birbirine geçme fleklinde oyulmufl k›sm›d›r. Difl kemer biçimlerinin uyguland›¤› ayak aç›kl›¤›d›r. yüzeyleri iç ve d›flta farkl›l›k gösterebilir. Kakma, Kemerle flekillendirilmifl ayak aç›kl›¤›n›n tepe boyama ve oyma teknikleri yo¤un görülür. Kitapl›k noktas›nda bazen rumi ve palmetlerden meydana ile ayak k›sm›n› birbirine ba¤layan difller, aç›l›r- getirilmifl girift bir kompozisyon dolgusu, bazen de kapan›r tarzdaki rahlelerin hepsinde görülür. bofl olarak b›rak›ld›¤› görülmektedir. - 175 - VAKIFLAR DERG‹S‹

b) Düz Ayak: Yekpare tek yüzey- den meydana gelmifl- tir. Tafl›nabilir ölçü- lerde ve yekpare ah- flaptan ifllenerek aç›- l›r-kapan›r tarzda ya- p›lm›fl olan bu rahle örnekleri XIII. yüz- y›ldan XX. yüzy›la kadar görülür. Aç›l›r- Resim 5 Ayak K›sm› kapan›r rahlelerin d›- 3)Yan K›s›mlar: Tabla ile ayaklar›n birleflme fl›nda ders ya da çal›fl- noktalar›nda üçgen biçiminde yap›lm›fl köflebent ma rahlesi olarak ad- görünümündeki k›s›mlara verilen isimdir. Yan k›s›m- land›r›lan sabit rahle- lar, çal›flma rahlelerinin daha sa¤lam olmas›n› sa¤lar. ler de 3 k›s›mdan Üçgenler üzerinde süslemeler yer al›r.(Resim 6.) oluflmaktad›r. 1)Tabla K›sm›: Bu k›s›m uzunlamas›- na dikdörtgen fleklin- dedir. Tabla yüzeyin- de de¤iflik süsleme kompozisyonlar› yer alabilir.(Resim 4.) fiekil 1 Düz Ayak

Resim 6 Yan K›sm›

Sabit rahleler sehpa fleklinde yap›lm›fl, malzeme olarak ahflab›n kullan›ld›¤› örneklerdir. Sabit rahleler çakma tekni¤i uygulanarak yap›lm›flt›r. Bu tarz örnekler daha çok medreselerde, yerde oturarak önlerine kitap yerlefltirip vücut flekillerine uygun olarak, yerden yüksekçe bir biçimde dört ayakl› olarak düzenlenmifllerdir. Bu rahleler kitap okuma ifllevi d›fl›nda sanat atölyelerinde, özellikle minyatür, Resim 4 Tabla K›sm› tezhip sanatkar’lar› taraf›ndan çal›flma yaparken çizim masas› ve süsleme sehpas› olarak 2)Ayak K›sm›: Tablan›n k›sa kenar›na kullan›lm›flt›r. fiehname yazar› Talikizade’nin yerlefltirilmifl, aç›l›r-kapan›r tarzdaki rahleler de III.Mehmed’ in E¤ri fethini konu alan fiahname-i görülen ayak düzenlemesine sahip olan bölüme Mehmed –i Salis ya da E¤ri Fetihnamesi adl› eserin verilen isimdir.(Resim 5.) sonunda has odal› nakkafl Hasan kendisini , hattat› ve - 176 - SAYI 32

flehnameci Talikizade’yi özel bir atölyede çal›fl›rken Özellikle Osmanl› döneminde kap› aynalar›, dolap tasvir etmifltir(Tan›nd› 1977: 114-125; Ça¤man 1989: kapaklar›, çekmeceler, vaaz kürsüleri, cüz 38). Yine ayn› flekilde kullan›lm›fl baflka bir örnek mahfazalar›, kavukluklar, paravanlar, sand›k ve Nizami’ nin Hamse’sinde görülmektedir. Behzat’›n mobilyalarda sedef kakma tekni¤i görülmektedir. imzas›n›n bulundu¤u minyatür örneklerinden biri (Kerametli 1962:5-13;54-58; Wulff 1966:80; Bar›flta olan Leyla ve Mecnun’ un okulda gösterildi¤i 1985:397) Sedef kaplama ise ahflap yüzeyine sedef bölümde ayn› tarz rahleler bulunmaktad›r parçalar›n›n yap›flt›r›lmas›yla uygulan›r. Ba¤a: (Suleimanova 1985). (fiekil 2.) Kaplumba¤alar›n s›rt›n› kaplayan kabuk k›sm›na denir. Bu kabuk üzerinde do¤al flekiller yer al›r. Saydam olan ba¤a, rahlede kullan›lan önemli malzemelerden biridir. ( Arseven 1950:151; Sönmez 1997:25) Fildifli: Fillerin üst çenesinin iki yan›nda bulunan sert ve parlak kemiktir. Bu özelliklerinden dolay› rahle süslemesinde sedefle birlikte plakalar halinde ya da yekpare olarak uzun fleritler halinde kullan›l›r (Arseven 1950:587-591; Ba¤c› 1998:13- 29). Boynuz: Saydam bir malzemedir. S›¤›r ve manda’dan elde edilen boynuz, ba¤a’ ya fiekil 2 benzemesinden dolay› rahlelerde, sedef ile beraber uygulanm›flt›r. Gerek aç›l›r-kapan›r tarzda, gerek çal›flma sehpas› fleklinde kullan›lan rahlelerde ana malzeme Yap›m, süsleme teknikleri ve kompozisyon ahflapt›r. Tabiatta bol olmas›, kolay ifllenifli ve aç›s›ndan kronolojik olarak rahleler; Anadolu hafifli¤i nedeniyle ahflap, tarihin her döneminde Selçuklu, Beylikler ve Osmanl› devri olarak üç ayr› sanatkarlar taraf›ndan tercih edilen bir malzeme dönemde incelenir. Farkl› kültür ve siyasi ortamlara olmufltur(Wulff 1966:79-80). sahip olan bu dönemler içerisinde rahleler, sanatsal aç›dan farkl›l›k göstermektedir. Tik, çam, abanoz, pelesenk, ceviz, mefle, sandal, flimflir, sedir, ladin, ard›ç, gül, ›hlamur, kiraz, armut, Anadolu’da 250 y›la yak›n devam eden bir elma gibi sert ve dayan›kl› a¤açlar ustalar taraf›ndan uygarl›k, 1071 savafl› sonras›nda h›zl› bir tercih edilmifltir. (Akkoyun 1969:35-36; Bozkurt vd. flekilde, bugün Anadolu olarak belirtilen topraklar 1989:11-118; Güven 1998:126-127) Ahflap yan›nda üzerinde mimari ve süsleme aç›s›ndan geliflmeye sedef, ba¤a, fildifli ve boynuz kullan›lan di¤er bafllam›flt›r. Ancak savafllar imar faaliyetlerini yok malzemelerdir. Ayr›ca maden ve kumafl kullan›lm›fl denecek duruma getirmifl, 1176 Myriokefalon örnekler de rahlelere ayr› bir görsellik katm›flt›r Savafl›’n›n Türkler lehine sonuçlanmas›yla yerleflik (Karaça¤ 2005:157-167). Sedef: midye ve istiridye hayata geçifl h›zlanm›fl, Anadolu Selçuklu gibi kabuklu deniz hayvanlar›n›n kabuklar›n›n iç Devleti’nin yükselme devri bafllam›flt›r(Çay 1984:28- taraf›nda bulunan parlak, kalkerli maddenin genel 32 Bu geliflmelerle beraber sanat alan›nda da büyük ad›d›r (Arseven 1952:1774-1775; Wulff 1966:92; ilerlemeler görülmüfltür. Özellikle ahflap sanat›nda Bar›flta 1985:397-400). Suriye, Irak, Anadolu, Azerbaycan ve M›s›r’› içine alan ortak bir ahflap iflçili¤inden bahsedilebilir. Rahleler üzerinde sedef; sedef kakma ve sedef Ahflap sanat› içinde ele al›nan rahlelerde de bu kaplama olarak iki flekilde uygulanm›flt›r. etkileflimler görülür. Kündekari d›fl›nda di¤er oyma Sedef kakma ahflap yüzeyin belli bir tekniklerinin hepsinin uyguland›¤›, geometrik, kompozisyonda flekillendirilip, oyularak aç›lan bitkisel, yaz› ve figürlü süslemelerin kullan›ld›¤› yuvalara sedeflerin yerlefltirilmesi ile yap›l›r. rahleler mevcuttur.(fiekil 3.) - 177 - VAKIFLAR DERG‹S‹

rahlelerde de Selçuklu üslubu devam ettirilirken, yeni üsluplara da yer verilmifltir. Sedef-Ba¤a-Fildifli ve boynuz kullan›m› bu dönemde bafllam›flt›r(Ünal 1949: 132-147; Kerametli 1962: 54-58, Kuflo¤lu 1992. 33). 15. yy itibaren bitkisel motifler ikinci derece rol oynam›flt›r. Palmet ve Rumilerden meydana gelmifl motif ve kompozisyonlar›n yan›nda lotus, naturalist çiçek ve yaprak motifleri, a¤aç dallar› görülmeye bafllanm›flt›r. “Hatayi” üslubu süslemelerde dikkat çekmektedir. Bitkisel motifler basit bordürlerle berber kullan›lm›flt›r. Kakma tekni¤inin süsleme unsuru olarak kullan›lmas›yla beraber rahlelerde geometrik süsleme yo¤unluk kazanmaya bafllam›flt›r. Sedef iflçili¤inin geliflti¤i, özellikle sedef kakmac›l›¤›n›n kullan›lmas›yla, geometrik süsleme motiflerinde de¤ifliklikler göze çarpmaktad›r. Bunlar›n yan›nda dört yaprakl› yoncalar, rumi ve k›vr›m dall› süslemeler 19. yüzy›la kadar devam fiekil 3 etmifltir. Rumi ve çiçekli bordürler, ahflap eserlerde yayg›n olarak fildifli, sedef ve ba¤a kullan›larak Yo¤un olarak Selçuklu devri ahflap iflçili¤inde uygulanm›flt›r. Rahlelerde de ayn› uygulamalar görülen oyma tekni¤inin, rahlelerdeki uygulamas›nda dikkat çekicidir. süsleme, gölge de kalan zemin üzerinde, kabartma olarak yap›lm›flt›r. Bazen zemin iki katl› oyularak 16. yüzy›lda kakma tekni¤i büyük ilerleme gizlenmifltir. Rahlelerde, rumi ve yaz› kompozis- göstermifl, rahlelerde de uygulamalar devam etmifltir. yonlar›, süslemenin ana temas›n› oluflturmufltur. Rahle süslemesinde üçgen, dörtgen, çokgen fleklinde Kökeni Türkistan içlerine kadar uzanan rumi ve yaz› ve bunlar›n farkl› dizaynlar›n›n yap›lmas›yla de¤iflik kompozisyonlar›, ahflap yan›nda tafl, keramik, maden kompozisyonlar ortaya ç›km›flt›r(Resim 7.). ve tezhipte de görülmektedir. Selçuklu döneminde ahflap üzerine figürlü bezeme örneklerinin say›s› oldukça fazlad›r. Özellikle kap› ve pencere kanatlar›nda görülen figürlü süsleme bu dönemde yap›lan rahlelerden birinde de yer almaktad›r. Ahflap üzerine kalemifli tekni¤i uygulanarak yap›lm›fl olan Selçuklu rahlesinde kartal ve aslan figürleri yer almaktad›r( Karaça¤ 2008:171-187) 14.yüzy›l, Selçuklu ve Osmanl› dönemleri aras›nda bir ara dönem ya da geçifl dönemi olarak incelenir. Bu dönemde süsleme de çiçek ve yapraklar, geometrik formlar ve yaz› biçimleri, hem mimari hem de el sanatlar› ürünlerinde kendisini göstermifltir (Akar vd. 1978; Ayvazo¤lu 1992; Baltac›o¤lu 1993; Ba¤c› 1995:33-40). Ahflap sanat›n da ve dolay›s›yla Resim 7 - 178 - SAYI 32

Y›ld›zl› desenler süslemelerde çok sevilmifl ve motifleri süslemelerde dikkat çekmektedir. Ancak karakteristik özellik kazanm›flt›r. 17. yüzy›llarda, rahlelerde bu motif uygulanmam›flt›r. Di¤er sedef kakma tekni¤i baflta olmak üzere ba¤a, fildifli dönemlerde görülen teknik ve kompozisyon ve boynuz rahleler de dahil olmak üzere, bütün ahflap uygulamalar› devam etmifltir. 19.yüzy›l sonuna do¤ru eserlerde yo¤un olarak uygulanm›flt›r(Seyahatname k›l testerenin kullan›lmas›yla, motifler daha derin 1969: 225-618; Kütüko¤lu 1983: 208-323). Klasik kaz›larak, farkl› görünümler elde edilmifltir. Özelikle devirde görülen bütün kompozisyon ve motifler bu ayetler, rumi ve Hatayi motiflerinin bulundu¤u dönemlerde de devam etmifltir. Ancak süslemede rahleler yap›lm›flt›r. Ahflap sanat› içerisinde önemli baz› de¤ifliklikler meydana gelmifltir. Çiçeklerde bir grubu oluflturan rahlelerde, usta adlar›na Selçuklu kuvvetli bir üsluplaflma görülmektedir. 16.yy. örneklerinde rastlan›lmaktad›r(Ç›¤ 1962: 104-105; görülen çintemani motifleri 17.yy sedef ve ba¤a Çulpan 1968; Önder 1996:167-170). Osmanl› iflçili¤inde dönemin karakterini oluflturmufltur. Sedef dönemine ait usta ad› veren rahle örne¤i yoktur. ve ba¤a yan›nda gümüfl, tel kakma ve sedef mozaik Çeflitli dönemlerde, ahflaptan yap›lm›fl (tarsi) dikkat çekmektedir.(Resim 8-9.) rahlelerde flekil, teknik ve stil aç›s›ndan tam bir bütünlük ortaya koyan örneklerin olmas›, hatta ço¤u örneklerde ayn› biçim ve kompozisyonlar›n kullan›lm›fl olmas›, bu tarz rahlelerin, tek bir merkeze ba¤l› ustalar taraf›ndan yap›lm›fl olduklar›n› ortaya koymaktad›r. Her dönemde ahflap yan›nda çini, cilt, alç›, kalem ifli ve özellikle tafl süslemeleriyle paralel bir geliflme gösteren rahleler, sanat tarihi aç›s›ndan büyük önem tafl›maktad›r. Bu nedenle tafl›nabilir ahflap eserler içinde yer alan, ço¤unlukla müzelerin sergi salonlar›nda ve depolar›nda gereken ilgi ve özen gösterilmedi¤i için malzeme ve süsleme özelliklerini yitirmifl ve yitirmeye devam eden rahlelere daha fazla önem vermek, korumak ve muhafaza etmek sanat tarihi ile u¤raflan tüm araflt›rmac›lar›n görevidir.

KAYNAKLAR Akar,A.-Keskiner,C.(1978), Türk Süsleme Sanat›nda DesenveMotif,‹stanbul Akkoyun,C.(1969), “Teni Bir Tabiat Abidesi: Koç Sedir”, Resim 8, 9 Orman Mühendisli¤i Dergisi, S.1,s.35-36 18.yy dan itibaren süslemede Bat› tesiri ahflap Arseven,C.E.(1950a), “Ba¤a”, Sanat Ansiklopedisi, C.I, rahleleri de etkilemifl, Barok ve Ampir özellik tafl›yan s.151; (1950b) “Fildifli”, Sanat Ansiklopedisi, C.I, s.587-591; bitkisel kompozisyonlar kullan›lm›flt›r. Sedef (1952) “sedef”, Sanat Ansiklopedisi, C.IV, s.1774-1775 kaplama bu dönemde ön plana ç›km›flt›r. Sedef Ayvazo¤lu,B.(1992), Güller kitab›, Türk Çiçek Kültürü mozaik tekni¤i dönemin özelli¤i olarak rahlelerde Üzerine Bir Deneme, ‹stanbul Ba¤c›,S.(1995), “Erken Osmanl› uygulanm›flt›r. Kalemiflleri Üzerine Baz› Gözlemler”, Eski Yak›ndo¤u Kültürleri 19.yüzy›l Osmanl› ahflap iflçili¤inde bat› etkisi Üzerine ‹ncelemeler, s.33-40;(1998), “Gerçe¤in Suretinin yo¤unluk kazanm›flt›r. Özellikle istiridye kabu¤u Sakland›¤› Yer: Ayna”, Sultanlar›n Aynalar›, s.13-29 - 179 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Bak›rer,Ö.(1981) “Erken Dönem Mimari Süslemesinde Karama¤aral›,H.,(1965), “Çorum Ulu Camii ndeki Geometrik Düzen Denemesi”, VIII.Türk Tarih Kongresi, s.951- Minber”, Sanat Tarihi Araflt›rmalar›,S.I, s.120-142 959 Kerametli,C.,(1962)“Osmanl› Devri A¤aç ‹flleri,Tahta, Baltac›o¤lu,‹.H.(1993),Türklerde Yaz› Sanat›, Mersin Oyma, Sedef, Ba¤a ve Fildifli Kakmalar”, Türk Etno¤rafya Bar›flta, H.Ö.(1985)“Geleneksel Türk Sanat›nda Sedef Dergisi, S.4, s.5-13; 54-58 Kakmac›l›k”, Türkiye’ de Sanat›n Bugünü ve Yar›n›, I, s.393-400 K›z›ltan,A.,(1958) Anadolu Beyliklerinde Camii ve Bektaflo¤lu, M.(2009), Anadolu’da Türk ‹slam Sanat›, Mescitler, ‹stanbul S.130,Ankara Kuflo¤lu,M.Z.,(1992) “Kaybolan Sanatlar›m›zdan Bozer, R.(1989),“ Sinan Eserlerinde Ahflap ‹flçili¤i”, Sedefkarl›k”, ‹lgi Dergisi, s.33 VI.Vak›f Haftas›, s.327-346 Kütüko¤lu,M.,(1983), Osmanl›larda Narh Müessesesi ve Bozkurt,Y.-Erdin,N.(1989), Ticarette Önemli Yabanc› 1640 Tarihli Narh Defteri, s.208-323, ‹stanbul A¤açlar,s.116-118, ‹stanbul Mülayim,S.,(1991), “Anadolu Türk Sanat›nda XIV. Ça¤man,F.,(1989), “Saray Nakkaflhanesinin Yeri Üzerine Yüzy›l”, Sanat Tarihi Araflt›rmalar› Dergisi, s.2-14, Düflünceler”, Sanat Tarihinde Do¤udan Bat›ya, Ünsal Yücel Önder,M.,(1996)“Dört Selçuklu Rahlesi”, fiahaserler An›s›na Sempozyum Bildirileri, s.38, Konufltukça, s.167-170, Çay,A.,(1984), Anadolu’nun Türkleflmesinde Dönüm Öney,G.(1970),, “Anadolu Selçuklu ve Beylikler Devri Noktas›, s.28-32, ‹stanbul Ahflap Teknikleri”, Sanat Tarihi Y›ll›¤› III,(1969-70) s.135-149 ; Evliya Çelebi(1969), Seyahatname, C.1,s.225-618, (1988) Anadolu Selçuklu Mimari Süslemesi ve El Sanatlar›, ‹stanbul ‹stanbul; (1989) Beylikler Devri Sanat› XIV-XV. Yüzy›l (1300- Ç›¤,K.,(1962) “‹mzal› Eski Çekmece, Cüz ve Lihye- i 1453), Ankara Saadet Mahfazalar› ve Sanatkarlar›”, Milletleraras› Birinci Türk Suleimanova, F.(1985), Miniatures Illuminations Of Sanatlar› Kongresi, Tebli¤ler, s.104-105 Nisami’s “Hamsah”, Taflkent, 1985; Çulpan,C.,(1968) Rahleler, ‹stanbul. Sönmez, N.(1997),Osmanl› Dönemi Yap› ve Malzeme Demiriz,Y.,(1977), “ XIV.Yüzy›l A¤aç ‹flleri” Yüzy›llar Terimleri Sözlü¤ü, s.25, ‹stanbul, 1997 Boyunca Türk Sanat›(14.yy), s.61-71 Tan›nd›, Z.(1977),“Nakkafl Hasan Pafla”, Sanat, Y›l: 3, 5-6, Erkins, Z.(1959)Topkap› Saray›, ‹stanbul. s.114-125, Türko¤lu,S.(1993),“A¤aç Sanat›”, Geleneksel Türk Ersoy,A.,(1993) XV. Yüzy›l Osmanl› A¤aç ‹flçili¤i, Sanatlar›, s.45-67, ‹stanbul Ünal,‹,(1949), “Türklerde Sedefçilik”, Güzel Sanatlar Güven, T.,(1998),“ Tik A¤ac›: Geçmiflten Günümüze Bir Dergisi, S.6, s.132-147, Gelenek”, Mobilya-Tekstil Dergisi, S.6, s.126-127. Wulff, H.(1966), The Traditional Crafts Of Persia, s.79-80, Karaça¤,D.(2005),. “‹stanbul Divan Edebiyat› Müzesindeki ‹ki Rahle”, Erdem Dergisi, C.14, S.42, s.157- Yücel, E.(1975),“Selçuklu A¤aç ‹flçili¤i”,Sanat Dünyam›z, 167;(2008), “Mevlana Müzesi nde ki Lakeli Selçuklu Rahlesi”, S.4, s.3-6 ;(1978), “Türk Mimarisinde A¤aç ‹flleri” , Arkitekt, Ekev Akademi Dergisi, S.35, Y›l.12, s.171-187 C.87, s.21-26,

- 180 - Do¤u Karadeniz Ahflap Camilerinde Restorasyon Dernekpazar› Taflç›lar Köyü Camii ve Medresesi Örne¤i

Özet

o¤u Karadeniz Bölgesinde iklim, bitki örtüsü, yak›n çevrede bulunan malzeme ve yap›m tekniklerinin biçimlendirildi¤i vernaküler mimaride gerek konutlarda gerekse ibadet ya da D e¤itim yap›lar›nda ahflap yap› gelene¤inin çok güzel örneklerini görmek mümkündür. Yerlerini birer birer betonarme camilere b›rakan, ya da kaderlerine terk edilen bu yöresel ahflap cami ve yak›n›ndaki binalar›n say›lar› gittikçe azalmaktad›r. Bu ba¤lamda kalan eserlerin belgelenerek literatüre kazand›r›lmas›, do¤ru koruma ve restorasyon uygulamalar›yla eserlerin hem malzeme, hem teknik hem de mimari özellikleri ba¤lam›nda yaflat›larak gelecek kuflaklara aktar›lmas› önemlidir. Bu sebeple makalede Do¤u Karadeniz Bölgesinin k›rsal mimarisinde önemli yeri olan ahflap cami ve medreselerden Dernekpazar› Taflç›lar Köyü Cami ve Medresesinin mimari ve süsleme özelliklerinin tan›t›lmas› ve bu eserlerin restorasyonunda kullan›lan teknik ve detaylar›n tart›fl›larak bundan sonraki uygulamalarda daha do¤ru tekniklerin gelifltirilmesine zemin haz›rlanmas› amaçlanmak- tad›r.. Çal›flma genel olarak üç bölümden oluflmaktad›r. ‹lk bölümde Trabzon ili, Dernekpazar› ilçesi, Taflç›lar Köyü Cami ve Medresesi mimari ve süsleme özellikleri bak›m›ndan tan›t›lmakta, ikinci bölümde ise cami ve medresenin restorasyonu kapsam›nda gerçeklefltirilen imalatlar restorasyon teknikleri aç›s›ndan s›n›fland›r›larak aç›klanmaktad›r. Son bölümde ise restorasyon kapsam›nda yap›lan uygulamalar›n restorasyon teknikleri ba¤lam›nda de¤erlendirmesi yap›larak sonuçlar ele al›nmaktad›r. Anahtar Kelimeler: Restorasyon, Restorasyon Teknikleri,Ahflap Yrd. Doç. Dr. Tülay ZORLU Cami,Dernekpazar› Taflç›lar Köyü Cami ve Medresesi, KTU Mimarl›k Fak. TRABZON

- 181 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Girifl Do¤u Karadeniz Bölgesinin halk mimarisinde konutlar›n yan› s›ra ahflap camiler, medreseler de kendine özgü mimari tarz, malzeme, yap›m tekni¤i ve süsleme özellikleriyle önemli yer tutarlar. Bölgede medreselerin bazen Taflç›lar köyünde oldu¤u gibi cami yak›n›nda ayr› bir bina olarak infla edildi¤ini, bazen de cami yap›s› içinde yer ald›¤›n› görürüz. Do¤u Karadeniz Bölgesinde iklim, bitki örtüsü, yak›n çevrede bulunan malzeme olanaklar›n›n ve yap›m tekniklerinin biçimlendirildi¤i vernaküler mimaride gerek konutlarda gerekse ibadet ya da e¤itim yap›lar›nda ahflap yap› gelene¤inin çok güzel örneklerini görmek mümkündür. Sekil 1. Vaziyet plan› Yerlerini birer birer betonarme camilere b›rakan, ya da kaderlerine terk edilen bu yöresel Plan Özellikleri: Cami, 9,90m x 14,00m ahflap cami ve yak›n›ndaki binalar›n say›lar› gittikçe boyutlar›nda, do¤u-bat› do¤rultusunda uzanan azalmaktad›r. Bölgenin tarihi, kültürel, mimari dikdörtgen planl›d›r. Caminin son cemaat mahalli miras›n›n çok önemli ö¤elerinden olan bu yap›lar›n yoktur. Cami girifli bat› cephesinde olup kap›n›n yaflat›larak gelece¤e iletilmesi kültürel süreklilik sa¤›nda yer alan kitabesinde (Resim 1) H1219 ba¤lam›nda da büyük önem tafl›maktad›r. (M1804) tarihi yer almaktad›r. Kim taraf›ndan Bu makalede Trabzon ili, Dernekpazar› ilçesi, yapt›r›ld›¤› ya da ustas›n›n kim oldu¤una Taflç›lar Köyü Cami ve Medresesinin genel olarak bilinmemektedir. Caminin kuzeydo¤u köflesinde mimari ve süsleme özelliklerine de¤inildikten sonra orijinal minaresi bulunmaktad›r. bu yap›lar›n restorasyonu s›ras›nda gerçeklefltirilen imalatlar›n restorasyon teknikleri ba¤lam›nda de¤erlendirmesi yap›lacakt›r.

TAfiÇILAR KÖYÜ CAM‹‹ VE MEDRESES‹ CAM‹ Taflç›lar cami Trabzon’un, Dernekpazar› ilçesinde, düzlük bir alanda yer al›r. Cami, kuzey bat› köflesindeki medrese binas› ve güneyindeki hazire ile bulundu¤u alan› kuzey ve do¤udan çevreler (fiekil1).

Resim 1: Kitabe

- 182 - SAYI 32

fiekil 2: Zemin Kat Plan›

Mahfil Kat Plan›

Dikdörtgen planl› camide mahfil “ L” fleklinde düz ahflap tavan olup iki ahflap sütun ile olup kuzey ve bat› cephelerine yaslanm›flt›r. Mahfil desteklenmektedir. Ortada oymal› tavan göbe¤i altta dairesel kesitli alt› ahflap sütun ile tafl›nmaktad›r. bulunmaktad›r. Üstte mahfil kat›nda da 14 ahflap sütun yer almaktad›r. Sütunlar›n kaide ve bafll›k k›s›mlar› el Cami yöredeki di¤er camilerde oldu¤u gibi oymalar› ile süslüdür (Resim 2). Kuzey cephede iç genifl saçakl›, dört yüzeyli k›rma çat› ile örtülmüfltür mekâna ç›k›nt› yapan ve döflemesi bir basamak Vak›flar Genel Müdürlü¤ünce 2006 y›l›nda yapt›r›lan yükseltilmifl müezzin mahfili bulunur. Müezzin onar›m s›ras›nda çat›daki kurflun kaplama mahfili yedi yatay banta ayr›lm›fl ve bu bantlar de¤ifltirilerek Klasik tip renkli kiremit ile bal›ks›rt› motifi ile ifllenmifltir. Harimi örten tavan kaplanm›flt›r.

Resim 2: ‹ç mekân - 183 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Yap›m Tekni¤i: Cami temeli ve mahfil hizas›na kadar duvarlar tafl›y›c› özellikte olup, kal›nl›¤› 85-88 cm’dir. Duvarlar kesme tafltan yap›lm›flt›r. Mahfil kat› beden duvarlar›ndaki ahflap kaplamalar üst bo¤az geçme tekni¤i ile yap›lm›flt›r (Resim 3). Harim k›sm›ndaki orijinal döfleme ahflap kiriflli döfleme iken onar›mda grobeton üzerine ahflap kadronlu döfleme yap›lm›flt›r. Mahfil kat› döflemesi de ahflap kiriflli döflemedir.

Resim 3: Bo¤az geçme ahflap duvarlar

Cephe Özellikleri: Cami duvarlar› mahfil kat› hizas›na kadar kesme tafl, mahfil kat› ahflapt›r. Girifl cephesinde (bat› cephesi) tafl duvar›n bitip ahflab›n bafllad›¤› s›n›rda iki kademeli tafl kornifl ve onun üzerinde ahflap hat›llar görülür. Bu ahflap hat›llardan en alttakinde ahflap oyma, yatay ve düfley oval motifler vard›r. Ayr›ca girifl kap›s›n›n sa¤ üst köflesindeki dikme de ortada bal›ks›rt› iki yan›nda s›ral› rozet çiçek motifleriyle süslenmifltir (Resim 4-5).

Resim 4: Caminin genel görünüflü

- 184 - SAYI 32

Resim 5: Cepheden süsleme detaylar›

Caminin bat› cephesinde; giriflin sa¤›nda iki, Mihrap mahfil kat›nda üç, güney cephede altta üç, mahfil Minber kat›nda dört, do¤u cephesinde; alt katta bir, mahfil kat›n da iki, kuzey cephesinde ise; iki adet olmak Vaiz kürsüsü üzere toplam onyedi adet penceresi bulunmaktad›r. Tavan göbe¤i Pencereler d›fltan dikdörtgen formlu ve sövelidir. Mahfil balkonun korkuluklar› ve sütunlar›d›r. Mahfil kat›ndakiler ahflap, alt kattakiler tafl sövelidir. Mihrap: Alt s›rada güney cephede iki ve kuzey cephede bir Mihrap düzgün kesme tafltan yap›lm›flt›r. 6 kademeli niflini çevreleyen bordürler pencerenin tafl sövelerinde süsleme mevcuttur. geometrik zencerek ve uzay›p giden “S” motifleri ile ‹ç Mekân ve Süsleme: D›flar›dan bak›ld›¤›nda süslenmifl olup nifllerde ise alttan yukar›ya do¤ru son derece sade ve mütevaz› görünümlü camide iç geometrik motifler, dikdörtgen panolarda vazoda mekân yörede yer alan birçok camide oldu¤u gibi çiçek, selvi a¤ac›, hayat a¤ac›, rozet çiçek motiflerine ahflap oymalar ile bezenmifltir. ‹ç mekânda yer verilmifltir (Sümerkan, Okman, 2000 s:31), süslemelerin yer ald›¤› ana bölümler; (Demir, 2004)

Resim 6: Mihrap - 185 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Minber: Minber tümüyle ahflap iflçiliklidir. Her iki aynal›¤› de¤iflik flekilde ifllenmifl geometrik ve bitkisel bezemelidir. Sol aynal›¤› kare fleklinde panolara ayr›larak içleri iç içe yerlefltirilmifl diyagonal kare çerçeveler ve rozet çiçekleriyle süslüdür. Minberin sa¤ aynal›¤› ise yine kare fleklinde panolara ayr›larak içleri oyma fleklinde yap›lm›fl rozet çiçekleri ve ince kanallar ile süslüdür.

fiekil 3: Mihrap

Resim 6. Minber - 186 - SAYI 32

fiekil 4: Minber

Minberin kap› çevresinde iki s›ra süsleme yer ifllemeli olup üst k›s›mda yuvarlak bir kemerle son al›r. D›fltaki bantta uzay›p giden “S” kabartmalar, bulur. Taç k›sm›nda ise geometrik motifli kafes içteki bantta da üçgen motifli süslemeler yap›lm›flt›r. uygulamas› görülür. ‹ki kanatl› minber kap›s› altta sekiz s›ra, vaiz Vaiz Kürsüsü: ‹ç mekânda güneydo¤u köflede kürsüsünde oldu¤u gibi sekizgen motifler içinde rozet yer alan ahflap vaiz kürsüsü de süsleme bak›m›ndan çiçekleri, üstte sekiz s›ra minberin sol yan›ndakine çok zengindir. Kürsünün yan yüzeyleri tümüyle benzer, kare panolar içinde diyagonal çerçeve sekizgen geometrik motiflerin içine yerlefltirilmifl kabartmalar›yla süslenmifltir. Söveleri ince geometrik rozet çiçek kabartmalar› ile bezenmifltir.

Resim 7: Vaiz kürsüsü fiekil 5: Vaiz kürsüsü - 187 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Tavan Göbe¤i: ‹ç mekân› örten düz ahflap tavan›n ortas›nda tavan›n içine kademeli olarak giren göbek k›sm› oturtulmufltur. Bu göbek k›sm› iç içe diyagonal flekilde yerlefltirilmifl geometrik desenli üç kareden oluflur (Sümerkan, Okman, 2000, s:32).

Resim 8: Tavan göbe¤i

Ahflap camilerde süslemenin en yo¤un oldu¤u tümüyle ahflaptan yap›lm›flt›r. Söveler içe do¤ru yap› elemanlar›ndan biri de girifl kap›lar›d›r. Genelde kademelendirilmifl dört s›ra bordürden oluflur. En çift kanatl› olan ahflap girifl kap›lar› birçok camide el d›flta rozet çiçekli bir bordür, onun yan›nda iki s›ra oymas› de¤iflik motifler ile süslenmifltir. Taflç›lar üçgen motifleri ifllenmifl bir bordür ve iç kenarda ise Köyü Cami’nin kap›s› da ahflap el oymas› kap›lar›n uzay›p giden “S” flekilleriyle bezenmifl bordürlerdir. güzel örneklerinden biridir. Kap› kanatlar›, geometrik sekizgen motifler içinde ve Girifl Kap›s›: Kap› söveleri ve kanatlar› çevresinde rozet çiçek motifleriyle süslenmifltir.

- 188 - SAYI 32

Resim 9: Girifl Kap›s› MEDRESE B‹NASI kal›nl›¤› kuzey duvar›nda 85-89 cm, do¤u ve bat› cephelerinde 62-70cm dir. Zemin katta kuzeybat› köflede abdest alma yeri vard›r. Restorasyonda bu bölüm yenilenmifl ve ortadaki aç›k alan ahflap elemanlar ile bölünerek kapal› bir mekân oluflturulmufltur. Üst kata d›flar›dan ahflap bir merdivenle ulafl›l›r. Ortada aç›k bir sofa sofan›n iki yan›nda iki oda ve ortada biri ocakl› di¤eri kuzeydo¤udaki odadan da geçilen iki küçük oda yer al›r. Kuzeydo¤uya bakan odada bir ocak ve onun iki yan›nda dolaplar vard›r. Duvarlar gözdolma tekni¤i ile yap›lm›flt›r. Kuzeybat› köflede yer alan oda güneye ve bat›ya bakan ikifler fiekil 10: Medrese binas› pencere ile ayd›nlan›rken, kuzeydo¤u köflede yer alan Medrese, caminin yer ald›¤› avlunun kuzeyinde odan›n güneye bakan iki penceresi vard›r. yer almakta olup dikdörtgen planl›, iki katl› bir ‹ç mekân sade olup sadece sofaya aç›lan küçük yap›d›r. Zemin kat moloz tafl duvarl› olup duvar odan›n kap›s› ahflap oymalar ile süslenmifltir.

fiekil 6: Zemin Kat Plan› Üst Kat Plan› - 189 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 11: Medrese girifl kap›s› Medresenin tek kanatl›, kemerli ahflap kap›s› da ciddi bozulma ve y›k›mlar›n gerçekleflti¤i durumlar- ahflap el oymalar› ile süslenmifltir. Kap› kanad›n›n alt da eserin restorasyonu gündeme gelmektedir. bölümü büyük bir dikdörtgen pano içinde örgü Yap›n›n mevcut durumu, tarihi geçmifli vb. birçok kabartmalarla, üstte kemerli bölümde ise yine örgü etken yap›lacak müdahale türlerini belirlemektedir. motifli bir bant ile çevrelenmifl ortada vazoda çiçek Tarihi yap›lar›n restorasyonu kapsam›nda yap›lan ve iki yanda mühr-i Süleyman motifleri ile müdahaleler çok çeflitli olmakla birlikte bunlar genel bezenmifltir. olarak alt› grupta toplanmaktad›r. Sa¤lamlaflt›rma, Bütünleme, CAM‹ RESTORASYONU Yenileme, Eski eserlerin korunmas›nda temel hedef bu Yeniden yapma (Rekonstrüksiyon), eserlerin sürekli periyodik bak›mlar›n›n yap›larak büyük restorasyon müdahalelerine gerek kalmadan Temizleme, korunmas›n› sa¤lamakt›r. Ancak çeflitli nedenlerle Tafl›ma, tekniklerinden yararlan›l›r. Bir an›t›n

Tablo 1. Taflç›lar Köyü Camiinde onar›m tekniklerine ba¤l› olarak yap›lan imalat türleri

- 190 - SAYI 32

restorasyonu için yukar›da s›ralanan tekniklerden dokusunda zarar görmüfl bölümlerde çürütme birkaç› bir arada uygulan›r (Ahunbay, 1996 s:90), yap›larak bozulan tafllar yerinden al›n›r ve mevcut tafl (Kuban, 2000 s:116), (Olgun, 1992) doku ile uyumlu yeni tafl yerine konur. Bu çal›flmada ele al›nan Trabzon ili, 2.Yenileme Dernekpazar› Taflç›lar köyü camii ve müfltemilat›n›n onar›m›nda kullan›lan teknikler genel olarak Tarihi ahflap yap›lar genellikle sert ve uzun sa¤lamlaflt›rma, yenileme ve temizleme olmak üzere ömürlü ahflaplardan yap›lm›fl olmalar›na karfl›n üç ana grupta toplanabilir (Tablo 1). zaman içinde nem vb çevresel faktörler ya da hatal› 1.Sa¤lamlaflt›rma kullan›m s›ras›nda ortaya ç›kan etkenler sebebiyle Ahflap cami onar›mlar›nda sa¤lamlaflt›rma çürümekte veya farkl› deformasyonlara bafll›¤› alt›nda yap›lan imalatlar genel anlamda iki u¤ramaktad›r. Yap›da gerek tafl›y›c› gerek kaplama grupta toplan›r. Birincisi ahflap malzemenin ve ahflap malzemesi olarak kullan›lm›fl ve bu tip bozulmalara tafl›y›c› sistemin sa¤lamlaflt›r›lmas› di¤eri tafl u¤ram›fl elemanlar onar›m s›ras›nda yenilenmektedir. malzemenin sa¤lamlaflt›r›lmas›. Yenileme s›ras›nda kullan›lan malzemenin do¤ru Ahflap iskeletli yap›lar›n onar›m›nda ilkönce seçimi de önemli bir konudur. Ahflap yap› tafl›y›c› sistem ve ba¤lant› noktalar›n›n sa¤lam olup onar›mlar›nda kullan›lacak ahflap malzeme imalattan olmad›¤› araflt›r›lmal›d›r. De¤iflmesi ya da takviye önce kuru ya da ortam rutubetinde saklanmal›d›r. edilmesi gereken elemanlar tespit edildikten sonra Aksi takdirde ahflab›n çal›flmas› sonucu oluflan yap›lacak müdahale belirlenmelidir. boyutsal de¤iflimler de yan yana gelmifl parçalar Do¤u Karadeniz Bölgesinin ahflap yap›lar›nda aras›nda boflluklara, yap› elemanlar›n›n flekil bodrum ve zemin katlarda yer alan tafl duvarlar hem de¤ifltirmesi gibi kusurlara neden olur. (URL.1), ahflap elemanlar› nemden korur, hem de tafl›y›c› (Günay,2007s:19-22) Ahflap malzemenin özellikleri vard›r. Genellikle moloz bazen yonu sa¤lamlaflt›r›lmas› s›ras›nda yap›lacak di¤er bir tafl›ndan yap›lm›fl olan bu duvarlardaki tafllar zaman uygulama ahflap malzemenin emprenye edilerek içinde su ve hava gibi çevresel faktörler, bitki kökleri böcek ve mantara karfl› korunmas›d›r. (URL1), vb sebeplerle zarar görmektedir. Tafl duvar (Günay, 2007 s:54-57) - 191 - VAKIFLAR DERG‹S‹

3.Temizleme yüzey bozulmalar› ve yap›n›n bulundu¤u ortam›n özellikleri incelenmelidir. Bu araflt›rmalar koruma Temizleme en genel anlam›yla an›tlar›n ve kimyac›lar› taraf›ndan yürütülür. ‹stanbul’da Kültür kentsel sitlerin bütünlü¤ü bozan, estetik de¤er ve Turizm Bakanl›¤›’na ba¤l› Konservasyon ve tafl›mayan sonradan yap›lm›fl eklerden Restorasyon Merkez Laboratuar› uzmanlar› bu ar›nd›r›lmas›d›r. Restorasyon s›ras›nda tarihi yap›lara konuda bilimsel araflt›rma ve uygulamalar sonradan yap›lm›fl olan niteliksiz eklentiler onar›m yapmaktad›rlar. Denetimsiz uygulamalarda, hem ilk s›ras›nda kald›r›lmakta ve gerek iç gerekse d›fl taflç› ustas›n›n tafl› ifllerken yüzeyde b›rakt›¤› özgün mekânda günümüz malzemeleri ile yap›lm›fl olan izler, hem de tafl›n zamanla kazanm›fl oldu¤u patina imalatlar sökülerek eserin asl›na uygun orijinal yok edilmekte eseri atmosferik ortamda korumas›z malzemelerden yenileri yap›lmaktad›r. Ayr›ca b›rakmaktad›r. (URL.1), (Ahunbay,1996 s:100) sonradan aç›lan ya da kapat›lan pencere ya da kap›lar da orijinal kullan›mlar›na dönüfltürülmektedir. An›tlar›n restorasyonu s›ras›nda, iç ve d›fl DERNEKPAZARI TAfiÇILAR KÖYÜ mekânlarda çeflitli s›va, boya tabakalar› ile CAM‹ VE MEDRESESI RESTORASYONU karfl›lafl›l›r. Tarihi binalar›n cephelerinin ve iç KAPSAMINDA YAPILAN mekândaki mimari ö¤elerin temizli¤i, dikkatli MÜDAHALELER yap›lmas› gereken bir ifllemdir; özensiz yap›ld›¤›nda Dernekpazar› Taflç›lar Cami onar›m›nda da yüzeye zarar verir, bozulmay› h›zland›r›r. Örne¤in tafl ahflap çat› konstrüksiyonu elden geçirilerek özellikle yüzeylerin temizli¤i için tel f›rça, z›mpara k⤛d› çürüyen dikme, afl›k, mertek, kaplama tahtalar› gibi veya spiral gibi afl›nd›r›c›lar kullan›larak yüzeyler ahflap elemanlardan çürüyenler yenilenerek çat› zedelenmektedir. Cephe ve iç mekândaki mimari örtüsü tümüyle de¤ifltirilmifltir. Onar›m öncesi çat›s› ö¤elerin temizli¤inin hangi teknikle yap›lmas›n›n kurflun ile kapl› olan Dernekpazar› Taflç›lar köyü uygun oldu¤una karar verilebilmesi için önce cepheyi caminin çat› örtüsü de onar›mdan sonra kiremit ile oluflturan malzemenin türü, kir tabakas›n›n niteli¤i, de¤ifltirilmifltir (Resim 12).

Resim 12: Çat›n›n onar›larak kiremit ile kaplanmas› Dernekpazar›-Taflç›lar köyü camiinde d›fl duvarlar›n üst bo¤az geçme ahflap kaplamalar› sökülerek orijinaline göre yenilenmifltir (fiekil 13-14).

Resim 13: Bo¤az geçme duvarlar›n bozuk olan bölümlerinin onar›m ve yenilenmesi

-192 - SAYI 32

Resim 14 Onar›m öncesi ve sonras› duvarlar

Resim 15: Medrese binas›n›n duvarlar›n›n onar›m›

Mevcut ahflap kiriflli döfleme sökülerek yerine beton yüzey üzerine kadronlu ahflap döfleme yap›lm›fl ve mahfil kat›n›n tavan ve döflemesinde de çürüyen kirifller yenilenerek döfleme onar›lm›flt›r t›r. (Resim 16)

- 193 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 16: Mahfil tavan ve döflemesinin onar›m-yenilenmesi

Camide ahflap pencere do¤ramalar› asl›na uygun olarak (pervazl› klasik ya da giyotin pencere olarak) yenilenmifltir.(Resim 17)

Resim 17: Pencere do¤ramalar›n›n yenilenmesi

Dernekpazar›-Taflç›lar köyü camiinin ya¤l› boya ile boyanm›fl olan tafl mihrab› itinal› boya raspas› yap›larak temizlenmifl ve iç mekanda sonradan yap›lan lambri ve radyatörler sökülerek orijinal haline dönüfltürülmüfltür. Yine ayn› camide mahfil kat›na ç›kan sonradan betonarme yap›lan merdiven ahflap merdivene dönüfltürülerek yenilenmifltir (Resim 18-19).

Resim 18. Mihrapta itinal› ya¤l›boya raspas›

- 194 - SAYI 32

Resim 19: ‹ç mekânda lambri ve kalorifer peteklerinin sökülmesi

Tarihi yap›lar yak›n çevreleriyle birlikte de¤er kazanmaktad›r. Bu amaçla onar›mlar s›ras›nda eserin çevre düzenlemesinin yap›lmas› ve bu kapsamda nem problemini çözmek ad›na drenaj çal›flmalar›n›n kusursuz bir flekilde tamamlanmas› da önemlidir. (Resim 20)

Resim 20: Çevre düzenlemesinin yap›m›

Resim 21: Trabzon-Dernekpazar› Taflç›lar köyü camii onar›m öncesi ve sonras› - 195 - VAKIFLAR DERG‹S‹

DE⁄ERLEND‹RME ile mümkündür (Tunçoku, 2004). Ahflap yap›lar›n korunmas› ve onar›m› için gerekli uygun a¤açlar›n Dernekpazar› Taflç›lar köyü cami ve medresesinin restorasyonunda genel olarak sa¤lanabilmesi için yedek orman alanlar›n›n sa¤lamlaflt›rma, yenileme ve temizleme ana bafll›klar› oluflturulmas› ve mevcut orman korular›n›n korunma- alt›nda ele al›nan uygulamalarda; malzeme ve yap›m s› desteklenmelidir. (URL.2) Yang›n da ahflap malze- tekni¤inde ba¤lam›nda orijinal malzeme ve me için büyük bir tehlikedir. Bu sebeple yang›na tekniklerin uygulanm›fl olmas›, medreseye sonradan sebebiyet verecek faktörlerin giderilmesi önemlidir. yap›lan betonarme eklentinin kald›r›lmas›, caminin mahfil kat›na ç›kan betonarme merdivenin Bu ba¤lamda bak›m ve onar›mlarda yukar›da kald›r›larak orijinaline uygun olarak ahflap malzeme- s›ralanan tekniklerin do¤ru uygulanmas›, do¤ru den yap›lmas›, harim k›sm›ndaki lambri kaplamalar›n malzeme seçimi ve yap›m tekniklerinde orijinaline ve kalorifer peteklerinin sökülmesi, tafl mihrap, tafl sad›k kal›nmas› önemlidir. Tarihi ahflap yap›lar›n ve söve ve kemerlerdeki boyalar›n temizlenmesi eserin kültürel anlamlar›n›n korunmas› için sürekli izleme orijinalinin korunmas›na katk› sa¤lamas› ba¤lam›nda ve bak›m etkinli¤ini kapsayan tutarl› bir strateji olumlu müdahaleler olarak de¤erlendirilebilir. izlenmesi gereklidir.

Ayr›ca restorasyon s›ras›nda çat›lar›n KAYNAKLAR yenilenmesi ve hem cami hem de medrese yap›lar›n›n Ahunbay, Z.(1996). Tarihi Çevre Koruma ve çevresinde drenaj yap›lmas› ileriye yönelik olarak Restorasyon,Yap› Endüstri Merkezi Yay›nlar›. yap›lar›n ya¤mur ve zeminden gelecek neme karfl› Demir, N.(2004). Trabzon ve Yöresinde Ahflap korunmas›n› sa¤lamalar› ve bu sayede yap›lan Camiler, Hac› Bektafl Velî Araflt›rma Dergisi (Gazi Üniversitesi), Bahar 2004, Say›. 29, 168-188. müdahalelerin ömrünün uzamas›na katk› sa¤lamalar› aç›s›ndan önemlidir. Günay, R. (2007). Geleneksel Ahflap Yap›lar Sorunlar› ve Çözüm Yollar›, Birsen Yay›nevi. SONUÇ Kuban,D. (2000). Tarihi Çevre Koruman›n Mimarl›k Boyutu, YEM Yay›nlar›. Ahflap malzemenin en büyük düflman› nemdir. Olgun, N.(1992). ‹stanbul Befliktafl fieyh Zafir Türbesi, Kitapl›¤› Ve Çeflmesi Restorasyonu, X.Vak›f Çünkü nem ahflab› yumuflatarak zararl› organizma- Haftas› Kitab›, Ankara, 333-335. lar›n oluflmas›na ortam haz›rlar. Nemli ortamlardaki Sümerkan, M.R., Okman, ‹. (2000). Kültür ahflap malzemede bakteri, mantar oluflumuna ba¤l› Varl›klar›yla Trabzon, Cilt 1, T.C. Trabzon Valili¤i Kültür çürümeler, renk de¤ifliklikleri vb. görülebilir. Bu Müdürlü¤ü Yay›nlar›: 10. yüzden ahflab› nemden korumak gerekir. Tuncoku S. S. (2004). Günümüzde Koruma/ Restorasyon Ç›kmaz› – Problems of Conservation/ Do¤u Karadeniz Bölgesinin nemli iklimi ahflap Restoration Today, Mimarl›k Dergisi, Mimarlar Odas› – malzemenin ve yap›n›n tahribat›na neden Journal of The Chamber of Achitects / January - February / 315, 56-59. olabilmektedir. Bu yüzden yap›lar›n ya¤mur suyun- dan korunmas› ve zemin neminden etkilenmemesi Trabzon Vak›flar Bölge Müdürlü¤ü, “Trabzon Denekpazar› Taflç›lar Köyü Camii ve Müfltemilat› 2006 için çat›lar›n sa¤lam olmas› ve zeminden gelecek Y›l› Onar›m›” ifline ait mahal listesi neme karfl›n drenaj önleminin al›nmas› gerekir. URL.1 http://www.lentomimarlik.com/tm_restoras- Restorasyon s›ras›nda do¤ru malzeme seçimi ve yon_teknikleri.asp 19.12.2009 do¤ru detayland›rma da çok önemlidir. Uygulama URL.2 http://ahsapkarkas.ahsapkarkas.com/Icerik/ s›ras›ndaki iflçilik hatalar› da en aza indirilmelidir. icomos_ahsap_tarihi_yapilarin_korunmasi_icin_ilkeler.as px ) 19.12.2009 Do¤ru bir restorasyon, ön araflt›rmalardan laboratuar analizlerine kadar restorasyon e¤itimi Ekim 1999’daMexico’da yap›lan ICOMOS 12. Genel Kurulunda kabul edilen “Ahflap Tarihi Yap›lar›n alm›fl mimar, malzeme kimyac›s›, inflaat mühendisi, Korunmas› ‹çin ‹lkeler” sanat tarihçisi, jeolog, biyolog gibi uzmanlar NOT: Onar›mlara iliflkin foto¤raflar ve cami ve gurubunca yap›lmas› gereken, uzun zaman, bilimsel medresenin rölöve ve restorasyon projeleri Trabzon araflt›rma ve özveri gerektiren bir malzeme çal›flmas› Vak›flar Bölge Müdürlü¤ü Arflivinden al›nm›flt›r. - 196 - SAYI 32

- 197 - VAKIFLAR DERG‹S‹

- 198 - SAYI 32

- 199 - VAKIFLAR DERG‹S‹

- 200 - SAYI 32

- 201 - VAKIFLAR DERG‹S‹

- 202 - SAYI 32

VAZ‹YET PLANI Ö: 1/100

- 203 - VAKIFLAR DERG‹S‹

CAM‹

MÜfiTEM‹LAT

MÜfiTEM‹LAT

MAHF‹L KATI PLANI Ö: 1/50

- 204 - SAYI 32

- 205 - VAKIFLAR DERG‹S‹

- 206 - SAYI 32

MEDRESE

ZEM‹N KAT PLANI Ö: 1/50

NORMAL KAT PLANI Ö: 1/50 - 207 - VAKIFLAR DERG‹S‹

A-A KES‹T‹ Ö: 1/50

B-B KES‹T‹ Ö: 1/50

GÜNEY CEPHE GÖRÜNTÜSÜ Ö: 1/50

- 208 - SAYI 32

KUZEY CEPHE GÖRÜNÜfiÜ Ö: 1/50

KUZEY CEPHE GÖRÜNÜfiÜ Ö: 1/50

DO⁄U CEPHE GÖRÜNÜfiÜ Ö: 1/50

- 209 - VAKIFLAR DERG‹S‹

KAPI DETAYI (HAYAT BÖLÜMÜ) Ö. 1/20

PENCERE ‹Ç GÖRÜNÜfiÜ

PENCERE ÖN GÖRÜNÜfiÜ - 210 - SAYI 32

PENCERE ‹Ç GÖRÜNÜfiÜ

PENCERE ÖN GÖRÜNÜfiÜ PENCERE DETAYI Ö: 1/20

PENCERE DETAYI Ö: 1/20

- 211 - - 212 - II. Di¤er Yaz›lar

- 213 - - 214 - Osmanl› fier’i Mahkemesi Kay›tlar›n›n Ortado¤u Sosyal Tarihi Aç›s›ndan Kullan›m›: Yeniden De¤erlendirme**

zellikle XVI. yüzy›ldan bu yana fler’i mahkeme kay›tlar› Osmanl› ‹mparatorlu¤u ve imparatorlu-¤un eyaletlerinin sosyal kültürel ve ekonomik tarihi Ö aç›s›ndan en önemli kaynaklar aras›nda yer alm›flt›r. Bu kay›tlar ekonomik tüketim, tar›msal iliflkiler, ailelerin durumu, sosyal tabakalaflma, suç ve yerel politika gibi pek çok konu üzerine paha biçilmez malzemeler içermektedir. Ayr›ca bu kaynaklar genifl bir co¤rafi alan› kapsay›p yüzy›llar› içerirken araflt›rmac›lar taraf›ndan s›k s›k tekil ve homojen bir kaynak olarak kabul edilmifl ve olaylar›n basit aç›klamalar› olarak kabul görmüfltür. Bu denemede fler’i mahkeme kay›tlar›n›n karmafl›k bir kaynak oldu¤u ve araflt›rmac›lar›n bu kay›tlar›n itibari de¤eri anlam›nda içerdi¤i bilgiyi kabul ederken tedbirli olmalar› gerekti¤i tart›fl›lm›flt›r. Bu kay›tlar toplumun kesin olmayan istatistiksel temsilinden, ‹slami kanun ve düzenin önyarg›l› temsiline ve gerçekli¤in basit yans›mas› olan s›n›fland›rmaya karfl› ç›kar. Farkl› co¤rafi alanlar ve farkl› zaman periyodlar› aras›ndaki karfl›laflt›rmalar ve ayn› döneme ait fler’i Dror ZE’EV‹ mahkemelerle ilgili tamamlanm›fl alan çal›flmalar›, kay›tlar ve Ben-Gurion Üniversitesi, Negev Çeviri: Erol PATAN kay›tlar›n iddia olarak naklettikleri gerçeklik aras›ndaki VGM Vak›f Uzman Yard›mc›s› muhtemel uzakl›¤› gösterir. - 215 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Tarihçiler 25 y›ldan uzun bir süredir Osmanl› Örne¤in, Osmanl› kad›n›n›n tarihi büyük ölçüde fler’i mahkeme kay›tlar›n› Ortado¤u tarihi kayna¤› Osmanl› fler’iye sicil kay›tlar›nda bulunan malzeme olarak sistemli bir flekilde kullanmaktad›rlar. Bu temel al›narak de¤ifltirilmifltir. Önceleri ezilmifl ve süreçte siciller (sicilat) olarak bilinen kaynaklar XVI. sömürülmüfl olarak nitelendirilen erken modern yüzy›l bafllang›c›ndan XX. yüzy›l›n bafl›na kadarki dönem Müslüman kad›nlar›, tozlu mahkeme sosyal ve kültürel tarih için elimizdeki en önemli kay›tlar›ndan yeniden keflfedilmifl, mallar›n›n kaynak haline gelmifltir. Bugün Osmanl› toplumu, kontrolünde görece ba¤›ms›z olduklar› ve sosyal ve kültürü ve ekonomisini çal›flan bir akademisyen için ekonomik ifllerin içinde aktif olarak yer ald›klar› sicilleri görmezden gelmek düflünülemez. Maflrik’ten görülmüfltür.2 Yaln›zca hükümet ve elitlere ait Magrib’e (do¤udan bat›ya), Balkanlar’dan Arap Yar›madas›’na, yazarlar›n mahkeme kay›tlar›n› oldu¤u düflünülen tar›msal arazinin, içinde kapsaml› olarak kulland›¤› yüzlerce makale ve kitap köylülerin, bazen bütünüyle özel mülkiyete varan, yaz›lm›flt›r. Osmanl› toplumu hakk›ndaki düflüncele- özel hak ve imtiyazlar›n›n oldu¤u daha karmafl›k bir rimizin pek ço¤u tekrar de¤erlendirilmifltir. Baz› sistemin parças› oldu¤u flimdi anlafl›lmaktad›r.3 Ayn› durumlarda Osmanl› tarihi bütünüyle tekrar flekillen- durum yerel politika, ekonomik iliflkiler ve kentsel mifltir ve hala da flekillenmeye devam etmektedir.1 tarih gibi di¤er çal›flma alanlar›n› da kapsar. 4

* Bu çal›flman›n temelini 1995 y›l›nda Hayfa Üniversitesi’nde sicil çal›flmalar› üzerine düzenlenen seminerde yap›lan konuflma oluflturmaktad›r. Kaynaklar›m›n içeri¤ini ve niteli¤ini yeniden tetkik etme f›rsat› verdikleri için Iris Agmon ve Avner Giladi’ye teflekkür etmek istiyorum. De¤erli görüflleri ve anlay›fl› için Ido Shahav’a, Islamic Law and Society’nin editörlerine ve bu çal›flmay› okuyup yorumlar› ve önerileriyle katk›da bulunanlara da ayr›ca teflekkür ederim. * Bu makale Law and Society” Vol. 5, No: 1, February 1998” Dergisinde yay›nlanm›flt›r. 1 Sicillere dayal› çal›flmalar›n günümüzdeki say›s› detaylar›yla verilemeyecek kadar fazla olsa da bu tip çal›flmalara örnek olarak verilebilecek ve daha önceden yay›mlanm›fl baz› faydal› ve aç›klay›c› çal›flmalar aras›nda: Abdul Karim Rafeq, “The Law Court Registers and their Importance for a Socio-economic and Urban Study of Ottoman Syria” in Dominique Chevallier (ed.), L’Espace Social de la ville Arabe (Paris 1979), 51-58; Jon E. Mandaville “The Jerusalam Shari’a Court Records as a Supplement and Complement to the Central Ottoman Archives” in M. Sharon (ed), Studies on Palestine During the Ottoman Period (Jerusalaem, 1975); Bishara Doumani, “Palestinian Islamic Court Records: A Source for Socioeconomic History” Middle Eastern Studies Association Bulletin, 19 (1985), 155-72) Bu denemede esas olarak kendi çal›flmamda kulland›¤›m makalelere ve kitaplara at›fta bulundum. 2 Bkz. örne¤in Ronald Jennings, “Women in Early Seventeenth Century Ottoman Judicial Records- The Shari’a Court of Anatolian Kayseri,” Journal of the Economic and Social History of the Orient, 18 (1975)53-114;Haim Gerber, “Social and Economic Position of Women in an Ottoman City, Bursa 1600-1700,” International Journal of Middle East Studies,12(1980), 231-44;Abraham Marcus, the Middle East on the Eve of Modernity: in the Eighteenth Century(NewYork, 1989),özellikle. 202-08; Judith Tucker, Women in the Nineteenth Century Egypt(Cambridge,1985); a.e. , “Marriage and Family in Nablus,1720-1856: Towards a History of Arab Muslim Marriage,” Journal of Family History, 13 (1988),165-79;Iris Agmon, “ Women and Society:Muslim Women, the Shar’I Courtand the Society of Jaffa and Haifa under late Ottoman Rule (1900-1914)”(yay›nlanmam›fl doktora tezi, the Hebrew University ,1994); a.e., “Muslim Women in Court according to the Sijill of Late Ottoman Jaffa and Haifa: Some Methodological Problems,” in Amira el-Azhari Sonbol(ed.), Women, the Family and Divorce Laws in Islamic History (NewYork, Syracuse University Press,1995); Anna Würth, “A Sana’a Court: the Family and the Ability to Negotiate,” Islamic Law and Society 2:3 (1995),320-40;Dror Ze’evi “Women in the 17th Century Jerusalem:Western and Indigenous Perspectives,” International Journal of Middle East Studies,27(1995),157-73. 3 Kenneth Cuno, The Pasha’s Peasants: Land, Society and Economy in Lower Egypt,1740-1858( Cambridge,1992);Haim Gerber, The Social Origins of the Modern Middle East(Boulder,Co.,1987); Baber Johansen, The Islamic Law on Land Tax and Rent: the Peasants’ Loss of Property Rights as Interpreted in the Hanafite Legal Literature of the and Ottoman Periods (London, 1988); Dror Ze’evi, An Ottoman Century: the District of Jerusalem in the 1600s (Ithaca,Suny Press,1996),115-39. 4 Cf. Andre Raymond, Artisans et comerçants du Caire au XVIIIe siècle(Damas,1973-74);idem, “Soldiers in Trade: The Case of Ottoman Cairo,” British Journal of Middle East Studies, 18 (1991), 16-36; Amnon Cohen, Economic Life in Ottoman Jerusalem (Cambridge,1989); Amy Singer, Palestinian Peasants and Ottoman Officials: Rural Administration around Sixteenth century Jerusalem(Cambridge,1994); Marcus, The Middle East on the Eve of Modernity; Mahmud Yazbak, Haifa at the end of Ottoman Rule ( Leiden, forthcoming); Ze’evi, An Ottoman Century. - 216 - SAYI 32

Baz› kay›tlar›n gerçekli¤i, istatistiksel ‹lerlemeden önce, ço¤u vakada sicillerin kanuni örneklerin geçerlili¤i veya çeflitli olay zincirlerinin kay›tlardan bazen daha az ve bazen daha çok yeniden yap›land›r›lmas› hakk›nda çeflitli flüpheler oldu¤unu belirtmek önemlidir. ‹kincil eserden al›nt› 5 uyanm›flt›r. Fakat çal›flmalar›n ço¤unlu¤unda siciller yap›lan örneklerle muhakeme edildi¤inde, siciller neredeyse gerçe¤in saydam kay›tlar›, toplum ve baflka sistemlerdeki benzer belgelerden bizim farz kültürü tam olarak yans›tan kaynaklar olarak kabul etti¤imizden daha az hukuki bilgi içermektedir. edilir. Bunun yan›nda, sicil kay›tlar› dört as›rl›k bir Yasalara veya kaynaklara dair herhangi bir at›f dönemi kapsamalar›na ve Osmanl› imparatorlu¤unun bulmak zordur ve okuyucu, hükümlerin yasal iyi savunulmufl bölgeleri boyunca yüzlerce noktada bulunabilmelerine ra¤men, hala naifçe her yerde ve dayanaklar›na dair mu¤lâk fikirlerle bafl bafla bütün zamanlarda, ayn› belgesel de¤er, ayn› edebi b›rak›l›r. Ancak bu, vakalar›n yürürlükte olan kurallar ve ayn› kanunlarla tek ve homojen kaynaklar yasalara ve süreçlere göre karara ba¤lanmad›¤› olarak kabul edilir.6 anlam›na gelmez ve kesinlikle kararlar›n keyfi kad› kararlar› oldu¤unu ima etmez.8 Hatta bu vakalar›n Burada tarihsel varsay›mlar›n yanl›fllar›n› ayr›nt›l› olarak ele almaya gerek yoktur. Bütün ço¤u için elimizdeki kan›tlar olan bu kay›tlar nadiren kaynaklar, içerisinde sosyal “gerçekli¤in”, bir dizi kad›n›n karara ulaflt›¤› yasal mant›k sürecine dayan›r. önyarg›n›n, ça¤dafl düstur ve simgelerin, üslup ve Bu tarz detaylar›n siciller için gereksiz kabul edildi¤i mecazlar›n, yay›nevi ve editör müdahalelerinin yaz›l› flüphesizdir. fiimdi, sicillerin yasal sürece ›fl›k bir kaynak oluflturmak amac›yla harmanland›¤› tutmad›¤› gerçe¤i baz› akademisyenleri sicilleri karmafl›k bir anlam örüntüsüdür.7 Her nas›lsa bu tür esasen geleneklerin bir yans›mas› olarak problemlerden muaf oldu¤una inan›lmas›na ra¤men, neticelendirmelerine itmifltir. Öte yandan, benim siciller de farkl› de¤ildir. Bu makalede, araflt›rman›n iddiam durum tam tersi de olabilir, yani, yasal devam edebilmesi için, kayna¤›n derinlemesine yönden dikkatlice oluflturulmufl olan sicillerdeki anlafl›lmas›n›n elzem oldu¤u bir safhaya ulaflt›¤›m›z› hikâyeler okuyucu taraf›ndan görülemese de iddia etmekteyim. Böyle bir anlay›fl, akademis- kay›tlar›n özüdür. Baflka bir ifade ile kay›tlar olaylar› yenlerin sosyal, politik ve ekonomik tarihi kaleme as›l geliflti¤i flekilde göstermek yerine yasal alma yöntemlerini gelifltirici araçlar sunman›n ötesinde, ayn› zamanda bafll› bafl›na bir amaçt›r: doktrinler ve uygulamalarla tutarl› bir flekilde tart›fl›r. Kâtiplerin, kad›lar›n sürekli de¤iflen ihtiyaç ve Çünkü mahkeme kararlar›n›n yasal dayanaklar› kavray›fllar›na hizmet etmek ad›na farkl› dönemlerde genelde belirsiz b›rak›lm›flt›r ve Layish’in de farkl› fleriat mahkemelerinde üzerinde oynad›klar› ve gösterdi¤i gibi fleriat d›fl›ndaki di¤er yasal sistemleri yeniden ürettikleri mekanizmalara yönelik daha derin de temsil edebilir, sicil üzerine yap›lan bir çal›flman›n bir alg›. “tarihsel” ve “normatif-kuralc›” yaklafl›mlar aras›n-

5 Elefltirilerin baz›lar› afla¤›daki makalelerde bulunabilir: James Reilly, “Shari’a Court Registers and Land Tenure around Nineteenth Century Damascus.” Middle Eastern Studies Association Bulletin, 21 (1987), 164, Reilly sicildeki örne¤i sorgulamakta, e¤er kayda geçmemifl ifllemler kay›tlarda olanlarla benzer ise örnek geçerlidir diyerek sonuca ba¤lamaktad›r; Ronald Jennings, “Limitations of the Judicial Powers of the Kadi in 17th Century Ottoman Kayseri,” Studia Islamica, 50 (1979),151-84. Jennings, kay›tlara bakarak Kayseri’deki kad›lar›n durumunu inceledikten sonra yetkilerinde baz› s›n›rlamalara ra¤men on yedinci yüzy›l mahkemelerinin hukuka göre hareket etmede tutarl› bir kararl›l›k gösterdikleri sonucuna varmaktad›r.” Ayr›ca bkz. Iris Agmon,”Women and Society”, 32-94. 6 On the documentary and “worklike” aspects of sources, bkz. Dominick LaCapra, “Rethinking Intellectual History and Reading Texts,” a.e., Rethinking Intellectual History: Texts, Contexts, Language (Ithaca: Cornell University Pres, 1983), 23-71. 7 Bkz., hukuki kaynaklarla iliflkili olarak, James Boyd White, Justice as Translation: An Essay in Cultural and Legal Criticism ( Chicago: University of Chicago Pres, 1990), x-xi. 8 Weberyan “kad›-adalet” kavram› birçok akademisyen taraf›ndan ikna edici bir flekilde çürütülmüfltür. ‹lginç bir tart›flma için, bkz. David S. Powers, “Kadijustiz or Qadi-Justice? A Paternity Dispute from Fourteenth-Century Morocco,” Islamic Law and Society,1 (1994), 332-66. - 217 - VAKIFLAR DERG‹S‹ daki farklar üzerine bir çal›flma olmas› da güçtür.9 çeflitlerine at›fta bulunan kay›tlar veya miras ‹kisi aras›ndaki s›n›r fark edilemeyecek ölçüde defterleri kantitatif tarihçilerin arad›klar› kaynak siliktir. Tart›flmam›z kaynaklar› kendi bütünlü¤ü materyallerdir. içerisinde kapsamal›d›r ki bunlar birkaç yasal sistem Bu kaynaklar en do¤al olarak sicil verilerinin grubu, sosyal normlar, formüller, benzetmeler ve istatistiksel ifllemlerinde kendine kullan›m alan› kay›tl› olaylard›r. bulur. Mahkeme defterleri y›llarca çok say›da benzer Sicillere dayal› tarihsel araflt›rmalar kullan›lan olay›n kay›tlar›n› aktar›r. Baz› kay›t çeflitleri için - metodolojiye göre üç temel kategori ya da tekni¤e evlilikler, miraslar, sat›fl senetleri- genifl bir ayr›labilir: nicel( kantitatif ) tarih, hikâyeci tarih ve veritaban› kolayl›kla oluflturulabilir. Evlilik kay›tlar› mikrotarih. Bu metodolojilerin her biri bu mahkeme ve mehir, damat ve gelinin kökeni, onlar›n sosyal kay›tlar›n› okumak, onlardan bilgi toplay›p bu statüleri gibi ifllenen verilerden yüzlercesini kay›tlar içinden eleme yapmak için de¤iflik bir toplamaktan daha de¤erli ne olabilir? Bu tarz bir stratejiye gereksinim duyar. Her biri farkl› bir araflt›rmadan hareketle toplumsal tabakalaflmay› ve araflt›rma alan› ve farkl› bir tarz gerektirir ve bizi özel araflt›rd›¤›m›z toplumsal hareketlili¤i betimlemeyi 10 bir sonuca götürme çabas›ndad›r. ümit edebiliriz. Mahkeme kay›tlar›na dayal› hemen her çal›flma Öte yandan, bu tarz istatistiksel örneklere daha bu tarih yaz›m› modellerinden en az birini kullan›r. yak›ndan bir bak›fl, yap›lan bütün çabalar› flüphe Geçmifli olabildi¤ince tam ve detayl› olarak yeniden içerisinde b›rakacak bir seri probleme neden olabilir. infla etme çabas›yla bunlardan birço¤u ikisini, Öncelikle, örneklerimizin temsiliyeti hususunda çok baz›lar› da her üçünü de kullan›r. Fakat bu az ipucuna sahibiz. Mahkemelere kimin niçin kategorilerin her biri ileride de¤iflik problemler geldi¤ini gösteren türden malzemelere nadiren do¤uraca¤› için, günümüz sicil araflt›rmalar›n›n sahibiz. Asiller her zaman evliliklerini onaylatmak problemli yönlerini özetlemeden önce bu kategorileri için mi gelirlerdi yoksa belirsiz nedenlerle ayr› ayr› ele almal›y›z. mahkemeye gelmeye karar veren az say›da seçkin taraf›ndan m› temsil ediliyorlard›? Fakir insanlar Mahkeme Kay›tlar›n›n Say›sallaflt›r›lmas› mahkeme binalar›n› düzenli olarak ziyaret edebilir Kantitatif tarih kaynak materyallerin istatistiksel miydi yoksa onlar a¤›r ücretlendirmelerle cayd›r›l›r ifllemine dayan›r. Örnek bir veritaban› tan›mlan›r ve m›yd›?11 Yatay olarak birbirinden ayr›lm›fl sosyal sonra toplanan veriler say›sal sonuçlar sa¤lamak için, s›n›flar mahkemeye girmede kendilerini özgür günümüzde daha çok bilgisayar yard›m›yla ifllenir. hisseder miydi yoksa baz›lar› yabanc›laflt›r›lm›fl Hikâyeci tarihte oldu¤u gibi, kantitatif metotlar m›yd›? Sicillerdeki bir sat›fl kayd› ya da bir evlilik tarihsel ilgilerin birçok alan›na uygulanabilmesine kayd› kifliye vergi muafiyeti ya da devlet taraf›ndan ra¤men, daha çok sosyal ve ekonomik araflt›rmalar bir yard›m alma hakk› verir miydi? Yerel “subafl›”, için kullan›l›r ve kültürel ve siyasi tarih alan›na k›l›c›n› insanlar›n ifllerini evlerinde halletmeleri nadiren girer. Ölçme-merkezli sicil araflt›rmalar› yerine mahkemeye tafl›malar› için mi kullan›rd›? genifl bir veri taban› ve tercihen (fakat zorunlu Bilmiyoruz. Mahkeme kay›tlar›ndan al›nan örnek- olamadan) benzer tipte kay›t gerektirir. Evlilik ve lerin kapsam› toplumun her bir parças›n› bir muamma mehir kay›tlar›; toprak ve ev sat›fl kay›tlar›; meslek olarak sunar. Örne¤in nicel araflt›rmalarda çok

9 Aharon Layish, Divorce in the Libyan Family ( New York: New York University Pres, 1991). 10 Bkz. Marcus, The Middle East, 203-07, özellikle 205’teki tablo; Tucker, “Marriage and Family in Nablus”. 11 Bkz. Nelly Hana, “The Administration of Courts in Otoman Cairo,” a.e. (ed.), The State and its Servants: Administration in Egypt from Otoman Times to the Present ( Cairo,1995) 46-47, M›s›r’da mahkemelerin ücretlendirilmesine karfl› M›s›r halk›n›n direnci üzerine. - 218 - SAYI 32 popüler olan toplumsal tabakalaflmay› gösteren tablo (sonuç olarak boflanan kad›n arada kalacakt›. Bir taraftan ve grafik çeflitleri, örnek olay›n yaln›zca kendisini boflanacak di¤er taraftan tekrar resmi olarak temsil edebilecek kadar çarp›t›lm›fl olabilir.12 evlenemeyecekti.) Yaz›l› kay›t ve bahsetti¤i gerçeklik ile hâkim Kad›n›n ailesi adam› mahkemeye verdiklerinde, kültürel normlar aras›ndaki iliflki de kantitatif yöntem onunla ayr›ld›¤›n› kabul etmek zorunda oldu¤unu anlad› ve için daha az problemli de¤ildir. Kay›tlar as›l de¤eri kad›n›n babas›yla görüfltü ve ikisi baban›n kocaya verir mi yoksa bu de¤erleri belirleyen daha baflka bir boflanma karfl›l›¤›nda ödeyece¤i para hususunda uzlaflmaya vard›. Bu aflamada çift mahkemeye gelerek kad› düflünme tarz› var m›d›r? Örne¤in Iris Agmon huzurunda fler’i kanunun tüm gereklerine göre yüzy›l›n bafl›nda Hayfa ve Yafa’n›n kad›nlar› bofland›klar›n› aç›klad›. Mahkemeyi terk ettikten sonra hakk›ndaki eserinde, damad›n gelin aday›na mehir adam anlaflt›klar› paray› kad›n›n babas›ndan ald›. olarak ödeyece¤i kaydedilen paran›n toplam›n›n damad›n gerçek ekonomik durumuyla (ve belki de Yap›lan uzlaflma tabi ki kad›n›n gecikmifl ödenen gerçek parayla) bir alakas›n›n olmayabilece¤i mehrini ve bekleme sürecindeki nafakas›n› almas›nda olas›l›¤›na dikkatlerimizi çeker. Büyük bir olas›l›kla ›srarl› olan fler’i kanuna ayk›r›yd›. Bu illegal bu toplamlar, insanlar›n, evlilikte fler’i eflitlik anlaflmadan kay›tlarda hiç bahsedilmemifl oldu¤unu 14 prensibine uygun olarak kaydedilmifl olmas› gereken, söylemeye gerek yok. mahkemenin tercihlerine uygunluk iste¤ini fiimdi afla¤›daki iki durumu karfl›laflt›ral›m. gösterir.13 Bu akla uygundur, bu yüzden mahkeme Birincisi XVII. yüzy›lda Kudüs sicillerinden al›nm›fl kendi bafl›na nüfusu uydurma ekonomik kategorilere bir kay›tt›r. ‹kincisi Beer Sheva’da fler’i mahkemeden bölmüfltür ve insanlar mehir toplam›n› mahkeme bir baflka olay: (1) ölçe¤inin kendilerine ay›rd›¤› ve çok nadiren gerçek ekonomik s›n›fland›rmaya uyan yere göre 1100 H. ( 1689 M.) y›l›n›n fiaban ay›nda, fiafi bir kaydetmifllerdir. kad›n›n duruflmas›nda, Silvan köyünden Süleyman k›z› Fatma babas› Süleyman’› mahkemeye verdi ve babas›n›n Yaz›l› kay›tlarla gerçek durum aras›ndaki bu onu kendi iste¤i d›fl›nda evlendirdi¤ini iddia etti. Kocas› uyuflmazl›¤› gösteren di¤er örnekler Ido Shahar onunla yatt›ktan sonra onu boflad›. Sonra, babas› onu hala taraf›ndan 1995’te yaz›lan Beer Sheva Shari’a’da reflit olmamas›na ra¤men yeniden evlendirdi. Bu ikinci verilmifltir. evlilik fier’i yarg›ç taraf›ndan kaydedilmedi. ‹kinci efl Kar›s›ndan ayr›lan bir koca flahitlerin önünde henüz kendisiyle cinsel iliflkiye girmemiflti fakat yine de kar›s›n›n ailesinden mehiri ve dü¤ün s›ras›nda yapt›¤› evlili¤in kendi iste¤i d›fl›nda yap›ld›¤›n› iddia ederek iptal harcamalar› geri vermelerini talep etti. ‹stedi¤i yekûn aç›k edilmesini talep etti. Hanefi mezhebinin kurallar›na göre, olarak gerçek yekünden daha fazlayd›. Kad›n›n ailesi bu “ergenin seçim hakk›” prensibine göre, kendi iste¤i d›fl›nda paray› vermeyi reddetti ve adam da onlar› boflanmay› evlendirilen reflit olmayan bir kad›n evlili¤in iptali mahkemede aç›klamayaca¤›n› söyleyerek tehdit etti. isteminde bulunma hakk›na sahiptir.15

12 Cf. Judith Tucker, “Ties that Bound: Women and Family in Eighteenth- and Nineteenth Century Nablus,” in N. Keddie and B. Baron (eds.), Women in Middle Eastern History (New Haven,1991). Tucker, 65 y›l› kapsayan bir zaman diliminde, 9 sicilde, 107 evlilik kayd› bulmufltur. Bu kadar uzun bir zaman dilimi için bu say› oldukça azd›r. Tucker’›n varsay›m› asiller fazla say›dayd›. Tucker’a göre kaydedilen olaylar “özellikle önemli ve problemli oldu¤u düflünülenlerdir” . Onun mant›k çizgisi bazen totolojik görünür. Örne¤in problemli oldu¤u aç›k olmas›na ra¤men, yazar bir taraftan sosyoekonomik ön yarg›n›n ne oldu¤una keyfi olarak karar vermifl görünürken, di¤er taraftan örnekten yola ç›karak sosyoekonomik sonuçlara var›r. Ayr›ca bkz. Würth, “ A Sana’a Court,” 330, yazar burada di¤er istatistiksel veriler yoluyla mahkemeden al›nan bir örnek ile Yemen toplumunun gerçek ekonomik tabakalaflmas› aras›ndaki iliflkiyi belirleyebilmifltir. 13 Agmon, “Women and Society”. 107-11. 14 Ido Shahar, “Trilemma in Cout: the Shari’a Court in Beer Sheva as a Convergence Point of Three Systems” ( yay›nlanmam›fl seminer raporu, Ben Gurion University, 1996), 12-13. 15 Cf. “Talak”, Shorter Encyclopedia of ( Leiden,1961), 568-69; John L. Esposito, Women in Muslim Family Law ( Syracuse: Syracuse University Pres, 1982), 35; RonShaham, “The Muslim Family in Egypt 1900-1955” ( yay›nlanmam›fl doktora tezi, The Hebrew University, 1991),40-41,53,140. - 219 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Davadaki hakl›l›¤›n› ispat etmek için, baban›n Bu kay›tlar› nicel araflt›rma için kullanmaya boflanan k›z›n› ikinci kez evlendirmesi durumunda; karar verdi¤imizde, istatistiksel sonuçlar gerçekte k›z bakire olmamas›na ra¤men henüz reflit de¤ilse, olup biteni pek de yans›tmayabilir. Bu istatistikler, en reflit yafla geldi¤i zaman evlilik karar›n›n ilgas› için iyi ihtimalle, 1995 y›l›nda Beer Sheva’da yaflayan- baflvuruda bulunma hakk›n› sakl› tutar fetvas›n› lar›n fleriat mahkemelerinde söylemeleri ya da gündeme getirdi. Bunun üzerine kad›, Fatma’dan yapmalar› gerekenlerle ilgili varsay›mlar›n› yans›t›r. evlilik akdinin reflit olmadan önce yap›ld›¤›na dair Antropolojik araflt›rmaya dayanan ve hiç bir yemin etmesini istedi. Fatma yemin etti ve kad› zaman ortodoks (Negev çölündeki bedevi kabileler evlili¤e son verdi. gibi) olarak mütalaa edilmeyen bir grupla ilgili olarak (2) kullan›lan bu örneklerin arka planda tarihsel kan›t rolü oynamalar› amaçlanmam›flt›r. Bu olaylar›n 1995 y›l›nda mahkemeye baflvuruda bulunan bir küçük bir mahkeme salonunda yaflanm›fl yaln›zca iki kad›n, henüz reflit olmad›¤› bir yaflta kendi iradesi d›fl›nda örnek olmas› bir yana, unutmamal›y›z ki, modern babas› taraf›ndan evlendirildi¤ini, art›k reflit yafla geldi¤ini ça¤da, özellikle de yirminci yüzy›lda, sosyal yard›m ve kendisine dayat›lan evlili¤i istemedi¤ini belirterek, mekanizmalar›n›n ortaya ç›k›fl›, profesyonel evlilik karar›n›n ilgas› için baflvuruda bulundu. Sicil avukatl›k ve de bireylerle devlet aras›ndaki iliflkiye kay›tlar› kad› taraf›ndan yöneltilen bir kaç soruyu ve bu yönelik tamam›yla farkl› bir yaklafl›m gibi yarg› sorulara kad›n taraf›ndan verilen cevaplar› aktarmaktad›r. sisteminde baz› temel de¤iflimler meydana gelmifltir. Ard›ndan, kad›n›n istek üzerine evlili¤in ilgas› karar›n› Bununla beraber, söz konusu örnekler, kay›t ile bu verdi¤i belirtilmektedir. kayd›n tafl›d›¤› düflünülen “gerçek” aras›ndaki makul Mahkeme içinde ve d›fl›nda geliflen söz konusu olay› uzakl›¤› gözler önüne sermektedir. daha yak›ndan inceledi¤imizde k›z›n, belki de kendi As›l mesele sicil d›fl görünüflünün ard›nda yatan iradesi d›fl›nda, mahkemeye babas› taraf›ndan getirildi¤ini mahkeme salonu stratejileri hakk›nda nerdeyse hiçbir ö¤renmekteyiz. Me¤erse baba flu an boflanm›fl koca fley bilmememizdir. Yasal sistemin gerçek ya da durumundaki damad›n›n k›z› ile berdel evlili¤i (k›zlar›n ya hayali s›n›r ve s›n›rlamalar› ve mahkemenin zorlay›c› da k›z kardefllerin iki erkek aras›nda de¤ifl tokuflu) gücünü dikkate alan kasti bir stratejileri olmaks›z›n ayarlam›flt›r. Gelin görün ki, söz konusu plan damad›n insanlar nadiren mahkemeye gelir. Daval› ve davac› sözünden dönmesiyle suya düflmüfltür. Bunun üzerine kendileri gerçe¤i görseler de bu strateji “gerçekle” sinirlenen baba hiç bir resmi müracaat yapmam›flt›r ama uyuflmak zorunda de¤ildir. Bazen tehlikeli de olsa, k›z›n› mahkemeye yönlendirerek boflanma talebinde mahkemede olan, bu yüzden, bütün kat›l›mc›lar›n bulunmas›n› sa¤lamak yoluyla misillemede bulunmufl- kârlar›n› katlamaya çal›flt›klar› bir tak›m kurallarla tur.16 oynanan bir oyun say›labilir.17 Oyunun yerel Mahkemede hakk›n› arayan özgür ve kendine kurallar›n›n ne olabilece¤ine dair bizlerin genellikle güvenli on yedinci yüzy›l kad›n›na yönelik ilk sadece belirsiz bir fikrimiz vard›r. Bu tür bilgiler izlenimimiz yirminci yüzy›la ait bir örnekle tersine olmadan kay›tlar› yorumlarken zorlan›r›z bu yüzden dönmektedir: kat› bir erkek egemen imaj›n oldu¤u onlar› göründü¤ü gibi kabul etmemeliyiz. mahkemelerde boy gösteren kad›nlarla ba¤lant›l› Miras kay›tlar›na bakt›¤›m›zda da benzer olarak, kad›n›n özgürlü¤üne iliflkin elde etti¤imiz problemler ortaya ç›k›yor: nüfusun hangi tabakalar›, istatistik de anlams›zlaflmaktad›r. akrabalar›n›n miraslar›n›n mahkeme taraf›ndan

16 Ido Shahar ( Beer Sheva shari’a court, work in progress). Ayr›ca bkz. Isaac Hollander, “ Ibra’ in Highland Yemen: Two Jewish Divorce Settlements,” Islamic Law and Society, 2:1 (1995), 1-23. 17 Lawrence Rosen, The Anthropology of Justice: Law as Culture in Islamic Society ( Cambridge,1989), 78-79. Rosen bazen di¤er bir uca gider. “Onun” Sefrou’daki mahkemesinde neredeyse hiç yaz›l› belge yoktur.

- 220 - SAYI 32 denetlenmesine zorlanm›flt›r? Hangi gruplar pek çok de¤erli fley ortadan kaybolmufltur. miraslar›n kaydedilmesiyle ilgilenmifltir ve neden? Yazarlar örnek hakk›nda önceden yorumlarda Mirasç›lar ölen kiflinin tüm mal›n›n defterlere bulunarak, bir “istatistik bürosu” nu taklit etmek geçirildi¤ini garantilemifl midir yoksa sadece bir niyetinde olmad›klar›n›, örne¤in bizzat kendisinin, k›sm›n› m› kay›t görevlilerine sunmufllard›r? ‹kinci nüfusun tamam›n› temsil etmese de, istatistiksel durumda da, hangi k›s›mlar kay›t için sunulmufltur ve olarak dikkatle gözden geçirilebilecek kadar büyük neden? Miras listelerinin farkl› tip kay›tlarda farkl› oldu¤unu vurgulamaktad›rlar. Fakat e¤er durum maddeler içerdi¤ine dair baz› göstergelerimiz vard›r. buysa böylesine titiz bir çal›flman›n hedefi nedir? Örne¤in Cezayir’de bir sosyal s›n›fla ilgili miras ‹statistiksel olmayan, empresyonist (izlenimci) bir kay›tlar› miras kay›t defterlerinde listelendi¤inde yaklafl›m da ayn› flekilde hizmet edebilirdi. belli maddeler içerirken, hazine kay›tlar›nda farkl› maddeler içerir. 18 Sat›fl iflleri ve ticari al›m sat›m ifllerinin kayd› ile ilgili olarak da benzer sorular ortaya at›labilir. Kantitatif tarihçilerin pek ço¤u bu sorunlar›n ‹nsanlar gerçekten al›m sat›m ifllerinde kay›tl› olan fark›ndad›r. Etkileyici bir çal›flmada, 1700 y›l› tutar› ödediler mi? Daha a¤›r bir vergi yükünden dolaylar› fiam halk›n› çok detayl› ve dikkatlice kaçmak için al›m sat›m s›ras›nda daha az bir tutar iflledikleri istatistiksel bir ankette Colette Establet ve ödediklerini mi beyan ettiler? Kim bu sat›fl ifllerinden Jean Paul Pascual yaklafl›k 30 y›ll›k bir süreci sorumluydu ya da kim de¤ildi?21 Kantitatif kapsayan 628 miras kayd›n› yeniden incelemifl- araflt›rman›n temeli olarak y›llard›r kullan›lan her 19 lerdir. Çal›flman›n girifl bölümünde bu kay›tlarla çeflit belge için bu tip sorular sorulabilir. Sicillere 20 ilgili problemleri ifade etmektedirler. ‹lk olarak, dayal› istatistiksel araflt›rma daima çok az say›da nüfusun yüzde kaç›n›n bu kay›tlarca temsil edildi¤ini araflt›rmac›n›n hakk›yla inceledi¤i bir tak›m bilmek zordur. Ayr›ca s›n›f›n, cinsiyetin ya da az›nl›k önermelerden bafllar. Veri külliyat›n›n kendisini ciddi durumunun az ya da çok ne oranda temsil edildi¤ini olarak de¤erlendirmeye bafllamadan önce, bir araya anlaman›n neredeyse imkân› yoktur. Ayr›ca miras getirilmifl veri külliyat›n› say›s›z yoldan iflleriz. kayd› için ödenecek ve miras›n toplam tutar›n›n % 5’i ile % 8’i aras›nda bir bedeli olan a¤›r bir vergi de Sicilleri Nakletme vard›r. Pek çok fiam’l› belki bu miras kayd›ndan Yaz›m tarz› genellikle politik diplomatik ya da kaçabildikleri kadar kaçmay› denemifl ya da en askeri tarihe uygun olsa da, tarihsel anlat›m sosyal ve az›ndan kaydedilmifl olan miras› flüphe çekmeden ekonomik tarihi de içeren pek çok araflt›rma küçültebildikleri kadar küçültmüfllerdir. Bir baflka konusuna uygulanabilir. Bir kurumun, sosyal s›n›f›n, problem de hangi de¤erli fleylerin kaydedildi¤i bir fikrin geliflimi ya da bunlar›n hepsi bu anlat›m hangilerinin kaydedilmedi¤inin tam olarak tarz›na göre ele al›nabilir. Sicili ilgilendiren araflt›rma bilinmesinin mümkün olmamas›d›r. Pek çok stratejileri aç›s›ndan gereklilikler flunlard›r: (1) Belirli durumda görülebilece¤i gibi ölüm tarihi ve miras bir süreye at›fta bulunan mahkeme defterlerindeki kayd› tarihi aras›nda o kadar çok zaman geçmifltir ki malzemeyi incelemek. (2) Hikaye içerisindeki olay

18 Tal Shuval, “La Ville d’Alger vers la fin du XVIIIe siécle: population et cadre urbain” ( yay›nlanmam›fl doktora tezi, Université de Provence, Aix-Marseille,1994),15-30. On sekizinci yüzy›l M›s›r’›nda yönetici-elitin miras meselelerine müdahalesi üzerine. Bkz. Hana, “Administration of Courts”,56-57. 19 Colette Establet et Jean-Paul Pascual, Families et fortunes a Damas: 450 Fovers Damascains en 1700 (Damas, 1994) 20 A.g.e., 28-34 21 Beyrut ve fiam’daki fleriat mahkemeleriyle ilgili araflt›rma yürüten Zouhair Ghazzal, toplumun ileri gelenlerinin topraklar› kendi topraklar›yla birlefltirip mülkiyetlerine almak için toprak sahipli¤i konusunda dikkate de¤er say›da uydurma flikayetle karfl›laflm›flt›r. (12. CIEPO sempozyumu, Prag 1996). Ayr›ca bak›n›z Giovanni Levi “On Microhistory” Peter Burke (ed) New Perspectives on Historical Writing (University Park, PA, 1991). Levi, Ortaça¤ ‹talya’s›nda piyasa güçlerinin de¤il arsa fiyatlar›n›n aile stratejilerini yans›tt›¤›n› gösteren bir araflt›rmaya de¤inir. - 221 - VAKIFLAR DERG‹S‹

örgüsündeki dizileri bulabilmek. (3) Olaylar›n dayanamayan bir mahkeme olarak tasvir ederiz. Peki mant›ksal s›ras›n› düzenlemeye çal›flmak. mahkemeye getirilen problemlerle duvarlar›n Sicillere dayanan araflt›rmalarda yanl›fl olay ötesindeki dünyada hakim olan durumlar›n zinciri ya da yanl›fl bir hikaye yaratman›n tehlikesi aras›ndaki iliflkiyi gerçekten anlayabilir miyiz? di¤er kaynaklara dayanarak yap›lan araflt›rmalardan Mahkemedeki olaylar›n ve kararlar›n etkisini daha büyüktür. Di¤er kaynaklarla yap›lan gerçekten bilebilir miyiz? Gerçek hikaye yeni bir araflt›rmalarda önceki yazarlar taraf›ndan durum mal› satmaya çal›flan ve yükselen bir tüccar ailenin araflt›rmas› (fact quarry) olarak oluflturulan ve hikayesi midir yoksa kahvenin getirdi¤i s›k›nt›lar›n toplanan kan›t parçalar›na dayanan tarz bazen risk ve bu s›k›nt›larla ilgili duruflmalar›n hikayesi midir? tafl›r. Bina edilen olaylar›n ba¤lam› ve kendine has Mahkeme taraf›ndan al›nan kararlar duvarlar›n düzeni (sekans›) yok say›labilir. Bu risk parçalanm›fl ötesini de izah eden fiili süreçlerle dar bir kesiflim ve birbirleriyle ba¤lant›s› olmayan kan›tlara dayal› kümesi oluflturur. kaynaklarla çal›fl›l›rken daha da büyür. Fakat Ya da baflka bir örne¤i ele al›rsak, köy ve flehir genellikle kay›tlar aras›ndaki anlat›m dizileri aras›ndaki, flehirliler ve göçebeler aras›ndaki iliflkiler birbirine benzemezken, her kay›t kendi içinde çeflitli nas›l ortaya ç›kar›l›r? Bir taraftan, siciller üzerine anlat›m dizileri içerir. Yarg›ç bu anlat›m dizilerini çal›flan bilim adamlar› iki grup aras›ndaki as›rl›k tartar inceler ve daima do¤ru olan› seçmez. Böyle bir düflmanl›¤›n iflareti olan, köyler üzerine gerçekleflen olayda ilk önce, bazen iki ya da üç gelifligüzel örne¤i bedevi sald›r›lar›n›n yorumunun ne kadar çekici de birbirine ba¤layan, bir anlat› keflfetmeye oldu¤unu bilir. Bu olaylar di¤er kay›tlarda yaz›l›, meylederiz. Daha sonra iddiam›z› kan›tlayacak kan›t genellikle daha az etkileyici olan ve köylülerle aramay› deneriz. Bu durum yapbozun parçalar›n› yok göçebeler aras›ndaki gündelik iliflkileri içeren sayarken yerli yerine oturmaz. olaylar› görmemizi engelleyebilir. Di¤er taraftan, Anlat› diziniyle ilgili önyarg›lar›m›z, tarihsel bir bedevilerle yap›lan al›m sat›m ifllemleriyle ilgili kay›t (kronik)22, bir seyahat hesab›, ya da bir mahkeme kay›tlar› iki grup aras›nda tam anlam›yla biyografi gibi baflka bir kaynaktan al›nt› yap›lmas›yla bir ortak yaflam›n var oldu¤unu zannetmemize sebep oluflmufl olsa da, sicili okudu¤umuzda edindi¤imiz olabilir.24 kendi izlenimimiz bizi zihnimizde bir hikaye Bütün bu çeliflkili öyküler ve anlat›lar, güç oluflturmaya yönlendirdi¤inde de tuza¤a düflme iliflkileri ve bu güç iliflkilerinin sicillerdeki ihtimalimiz vard›r. yans›malar› hakk›nda bütünsel bilgi sahibi Çay ya da kahve gibi bir ürünün bir flehre olunmadan birlefltirilmifltir. Pek çok davada ve giriflini örnek alal›m.23 Bu konuyla ilgili pek çok olayda kad›n›n ve vekilinin ne kadar ba¤›ms›z kayd› okuduktan sonra bu ürünlerin ilk kez mahkeme oldu¤unu da bilememekteyiz. Mahkemeye getirilen taraf›ndan reddedildi¤i betimleyen bir anlat›m hangi olaylar›n ve kad›n›n verdi¤i hangi kararlar›n oldu¤unda karar k›labiliriz. O zaman çay ve kahvenin otokrat yöneticilerce uzlaflt›r›ld›¤› ve bu yasaklanmas› do¤rultusundaki uyar›lar› tan›mlaya- uzlaflt›rmalar›n kapsam› hakk›nda bilgisiziz. Siciller biliriz. Sonunda mahkemeyi halk bask›s›na üzerine çal›flan akademisyenler böyle fleyleri dikkate

22 Adil Manna, Mohley Yerushalayim mi beyt Farrukkh ve yehaseyhem im ha bedouin” in A. Cohen (ed), Prakim be-toldot Yerushalayim be-reshit ha-tequfa ha-‘othmanit [Jerusalem in the Ottoman Period] (Jerusalem, 1979); Ze’evi, “The Sufi Connection: Jerusalem Notables in the Seventeenth Century” in Aspects of Ottoman History (Scripta Hierosolimitana) (Jerusalem, 1994), 126- 42. 23 Ayr›ca bak›n›z Ralph Hattox, Coffee and Coffee Houses: The Origins of a Social Beverage in the Medieval Near East (Seattle and London, 1985). Ammon Cohen de yak›n bir tarihte Tel-Aviv Üniversitesi’nde Ocak 1996’da Baer Forumu’nda kahve içmek üzerine etkileyici bir konferans vermifltir. 24 Manna, “Moshley Yerushalayim”, 209-24; Ze’evi, An Ottoman Century, 87-114. - 222 - SAYI 32 al›yor görünmezler.25 Pek çok araflt›rmac› nerdeyse geliflmesiyle bafla ç›kmaya çal›flan köylülerin detayl› her zaman, müzakerelerde sordu¤u sorular söz bir tasviri, modernleflmenin getirdi¤i anlay›fl ve konusu oldu¤unda kad›n›n kendisinin önyarg›l› problemler hakk›nda di¤er tarih yaz›m› türlerinden olmad›¤›n› ve kad›n›n tek rehberinin fleriat oldu¤unu daha çok fley a盤a ç›karacakt›r.27 Sicil zannetmektedirler. araflt›rmalar›nda böyle bir strateji genellikle duruflma ve olaylar›n, o dönemde pek çok mahkemede Ayr›ca mahkemenin bedevi halka karfl› olan bulunmas› kolay olmayan cinsten detayl› kay›tlar›n›n tutumunu bilmiyoruz. Bedevilerin mahkemeye araflt›r›lmas›n› gerektirmektedir.28 ihtiyac› var m›yd›? Köylüler vergi ödemekten kurtulmak için bedevi sald›r›lar›yla ilgili flikayetler Kantitatif ve hikayeci yaklafl›m›n k›s›tlamala- mi uydurdular? K›rsalda ç›karlar› olan mahkeme r›na karfl› duyarl› olan pek çok tarihçi, bir kayna¤› memurlar› ya da yaz›c›lar taraf›ndan köylülere yukar›da zikredilen bariz tuzaklara düflmeden yard›m edilebildi mi? Bu gibi sorular sicillere dayal› kullanmaya imkan verecek baflka araflt›rma yollar› tarih anlat›m› yöntemini etkilememeli varsay›m›, aramaktad›r. Bu noktada mikrotarih kusursuz bir de¤iflen durumlar karfl›s›nda kafam›z› kuma çözüm olarak ortaya ç›kmaktad›r. Mikro ölçekli gömmekle ayn› anlama gelir. araflt›rmalar, hikayeci tarz›n hikayelerinin uzun dizi serilerinden kaç›narak ve kantifikasyonun (ölçme) Mikrotarih Yaklafl›m› flüpheli istatistiklerinden de sak›narak, çok daha az Mikrotarih “hikayeci tarih” bafll›¤› alt›nda bir kan›t gövdesinin derin incelemesine odaklan›r. listelenebilir çünkü mikrotarih tekni¤i hikayenin Burada kaynaklar›n iste¤e ba¤l› seçimiyle ya da hikayeci tarih tarz› içinde ifllenmesini gerektirir. Baz› çarp›k istatistiklerle ilgili bir soru olamaz. Spesifik önemli farkl›l›klar vard›r fakat amac›m›z› ilgilendiren kay›t dizileri pek çok durumda tam ve kesin olarak en ciddi olan› kaynak malzemenin kapsam›, alan› ve seçilir çünkü bu kay›t s›radan bir kay›t de¤ildir. Ço¤u kullan›lan araflt›rma stratejisidir. Mikrotarih kez tarihçinin dikkatini çeken ola¤and›fl› bir fley genellikle basit olarak detayland›r›lm›fl olay vard›r. Belirgin eflsizli¤iyle bizi umutland›racak, kay›tlar›na ya da zorlukla tarif edilmifl yer ve zaman bizim baz› fleyleri daha aç›k bir flekilde görmemize mefhumuna atfeden kay›t dizilerine dayanmaktad›r. yard›m edecek, incelenen dönemle ilgili bize daha iyi Bu, küçük çapl› olaylar›n detayl› analizi vas›tas›yla bir aç›klama sa¤layacak bir fley. Tarihçi bu noktada makrotarihsel e¤ilimlerin daha iyi aç›klanmas›n›n sonuçlar› makroskopik (ç›plak gözle görülebilen) bir sa¤lanmas› anlam›na gelen bir tarih yaz›m› alana aktarman›n zorlu¤unu dikkate almas› anlay›fl›d›r. Temel fikir Giovanni Levy’nin de dedi¤i gerekti¤ini mutlaka akl›nda tutmal›d›r.29 gibi “deneysel amaçlar için gözlemin kapsam›n› Mikrotarih mahkeme arflivlerinde do¤mufltur. daraltmak”t›r.26 Carlo Ginzburg, Natalie Zamon Davis ya da Bu özel tarih yaz›m tarz›n› seçenlerimiz flunu Emmanuel Le Roy Ladurie’nin çal›flmalar› gibi bu iddia edebilirler. Örne¤in, küçük bir köyde yaflayan tarzda yaz›lan çal›flmalar›n en bilinenlerinden baz›lar› ve yerel bir fabrikada XIX. Yüzy›lda teknolojinin büyük ölçüde Avrupa Engizisyon Mahkemesi

25 Son zamanlarda yap›lan bir çal›flmada, Nelly Hanna, Osmanl› döneminde M›s›r’da kad›lar›n statüsünün, halkla ve yönetici elitle olan iliflkilerinin defalarca de¤iflti¤ini ve bu de¤iflikliklerin mahkemenin çal›flmas›n› da etkiledi¤ini göstermektedir. Bkz. Nelly Hanna, “The Administration of Courts in Ottoman Cairo” 44-59. 26 Giovanni Levi, “On Microhistory”, ayr›ca ‹talyan mikrotarih anlay›fl›n›n geliflimi ile ilgili ilginç de¤erlendirmeler için bkz. Carlo Gizburg “Microhistory: Two or Three Things that I Know about It” Critical Inquiry, 20 (Autumn 1993), 10,35. 27 a.g.e., 33. 28 Mikrotarihsel anlay›fl›n örnekleri afla¤›daki çal›flmalarda bulunabilir: Cf. Ammon Cohen, Economic Life in Ottoman Jerusalem; Iris Agmon, “Women and Society”; Dror Ze’evi, An Ottoman Century. 29 Ginzburg, “Microhistory: Two or Three Things” 33. - 223 - VAKIFLAR DERG‹S‹ kay›tlar›na dayanmaktad›r.30 Müslüman toplumunda Bedevi bir çift y›llar önce özel olarak yap›lm›fl olan mikrotarihsel araflt›rmalarda fler’i mahkeme bir boflanmay› tescil ettirmek için geldiler. Kar›-koca her kay›tlar›ndan daha uygun bir kaynak varolabilir m›? ikisi de bir boflanman›n gerçekleflti¤ini kabul ettikten sonra Bu tip araflt›rmalar için en iyi kaynaklar›n kad› kad›na fleriata göre almas› laz›m gelen mehrini (al gerçekten sicil kay›tlar› oldu¤una inanmama ra¤men mahr al mu’ajjal) al›p almad›¤›n› sordu. Kad›n almad›¤›n› öyle görünüyor ki sicil kayd› incelemelerinde de söyledi. Kad› bunun üzerine boflanmay› geçersiz ve tarihçiler için en az di¤er iki tarih yaz›m tarz›nda hükümsüz ilan etti. Mahkemede herkesin ayn› anda oldu¤u kadar çok tuzaklar var. Bir kere flunu konufltu¤u ve ba¤r›flt›¤› bir karmafla bafllad›. Tam bu s›rada söylemek gerekir ki birçok dönemde ‹slam fler’i avukatlardan biri her iki taraf›n da mahkeme salonunu mahkemelerinin dava prosedürüne göre olaylar›n terk etmesini ve bir uzlaflmaya var›lmas›n›n denenmesini arka plan› ve güdülenmelerle ilgili sorular önerdi. Kad› oturuma ara verdi. önemsenmez. Cinayet, ›rza geçme yada Yar›m saat sonra çift geri döndü ve aralar›nda bir mahremiyetin ihlalini de içeren pek çok olay tart›flman›n yarar› için de¤il de okuyucunun anlaflmaya vard›klar›n› mahkemeye bildirdiler. Bu kontekstin asl›n› anlamas› için sunulur: Toprak sahibi anlaflmaya göre: Kocas› bofland›¤› efline mehir olarak 5000 kifli bir çiftçi (fallahin) taraf›ndan öldürüldü; iki köy flekel (‹srail’in para birimi) para ve üç ayl›k nafaka aras›nda silahl› bir mücadele patlak verdi; bir kad›n ödeyecekti. Ayr›ca ev kad›n›n mülkiyetinde kalacak ve en kocas›ndan boflanmay› talep etti; bir k›z›n kazayla küçük çocu¤un vesayeti çocuk ergenlik ça¤›na gelene öldü¤ü rivayet olundu.31 Bütün bu olaylar sanki kadar annede olacakt›. Sonuçta boflanma karara ba¤land›. mekanda ve zamanda as›l› kalm›fl gibidir. Bu olay ve uzlaflma sicillere kaydedildi. Suçlananlar neredeyse hiçbir olayda suça sebebiyet Daha sonra mahkeme salonunun d›fl›nda gerçekleflen veren olaylar hakk›nda ya da güdüleriyle alakal› k›sa bir tart›flma baflka bir gerçe¤i ortaya ç›kard›. Koca olarak sorgulanmam›flt›r. Pek çok olayla ilgili olarak göründü¤ü kadar›yla resmi olarak baflka bir kad›nla kay›tlarda mahkemenin karar› dahi kay›pt›r. Bu kay›tlar› inceleyen bir araflt›rmac› hüzün verici bir evliydi. (devlet kanunen sadece bir efle izin vermekteydi). flekilde sadece ‘olay flu tarihte sicillere gerekti¤i gibi Adam daha önceden de biri Gazze fleridinden olmak üzere yaz›lm›flt›r’ gibi k›sa cümleler bulur. gayr› resmi olarak iki farkl› kad›nla daha evlenmiflti. Bu iki evlilik yerel teamül hukukunca (örf adet hukuku) ve ayr›ca Yans›t›lmas› gereken sosyal gerçeklik ve fler’i hukukça da tan›nd›. Adam gayr› resmi olarak evli sicillerde verilen hikaye aras›ndaki gözle görülebilen oldu¤u bu kad›nlardan biriyle resmi olarak evlenmek boflluk sebebiyle sicillerde anlat›lanlarla gerçekte amac›yla ilk eflini resmi olarak boflamak iste¤iyle olanlar aras›nda farkl›l›k oldu¤u hissi artar. Erken dönemlerdeki olaylarla ilgili olarak bu bofllu¤un tam mahkemeye geldi. Gazzeli eflin ‹srail vatandafll›¤›n› niteli¤ini tan›mlamak çok zordur çünkü özel bir alabilmesi için efllerin de¤iflimine ihtiyaç duyuldu. Bu yeni tak›m durumlarda mahkemede olup bitenle ilgili anlaflma ile adam›n boflad›¤› efl yine adam›n evinde olarak zann›m›z› çürütecek ya da do¤rulayacak kan›ta kalacakt›. Ayr›ca adam bu resmi boflanma sonucunda bir nadiren sahibizdir. Burada tekrar Beer Sheva fier’i de ek kazan›m elde edecekti: Adam›n boflam›fl oldu¤u Mahkemesi’nden sahne arkas›na gizlice bakarak kad›n Sosyal Güvenlikten özel bir ödenek ve üzerine yap› faydalanabiliriz. Sene 1996: bina edebilece¤i bir arsa almaya hak kazand›.32

30 Carlo Ginzburg, The Cheese and the Worms (London, 1980); Emmanuel Le Roy Ladurie, Montaillau: Catalans and Catholics in a French Village, 1294-1324 (London, 1978); Natalie Zamon Davis, The Return of Martin Guerre (Cambridge, Mass., 1983) 31 Örnekler benim kendi çal›flmamdan seçilmifltir: Death of a landowner (toprak sahibinin ölümü): Kudüs sicilleri vol.168: 354,356; vol. 171: 396. Villages and Tribes fight (köylerin ve kabilelerin savafl›): 107:no. 102, 231. Divorce (boflanma) Nablus sicilleri, 1:55;Kudüs sicilleri:107: 260; 177:46;183:137; 201: 325. Death of a girl (k›z›n ölümü): 181: 116; 191: 67; 183: 227.) 32 Shahar, “Trilemma in Court”, 8-9. - 224 - SAYI 32

Burada sunulan bu hikâye mikro tarih as›l amac› vak›f senedi ya da vakfiyenin araflt›rmalar› için, ‹srail’deki bedevi vatandafllar›n yasall›¤›ndan emin olmak olan bir davan›n kayd›na sosyal ve kültürel sorunlar›, bu insanlar›n bu gibi rastlanmaktad›r. Di¤er taraftan, di¤er bir belgeden problemleri halletme yöntemleri, mahkeme salonu hareketle, biz bir mahkemede tart›flma konusu edilen içinde ve d›fl›nda yaflad›klar› dramlar, fler’i bir mülkün gerçekte sicillere kaydedilen fiyat mahkemedeki üç hukuk sisteminin gizemli uyumu ve üzerinden sat›l›p sat›lmad›¤›n›; ya da bir duruflman›n, karmafl›k gerçekli¤i meydana getiren say›s›z nükteli bir arsan›n özel mülkiyet olarak kay›t alt›na al›n›p k›sa hikâye üzerinde duran bir kaynak olarak hizmet al›nmad›¤›ndan emin olmak için sahnelenip edebilir. sahnelenmedi¤ini bilebilir miyiz?34 Hatta zimmetine para geçirmekle ya da baflka bir suçla suçlanan biri Mahkemenin yaz›l› kayd› görüldü¤ü üzere uzun hakk›nda aç›lan bir davan›n gerçekleflip ve detayl› olsa da bizi sadece boflanman›n gerçekleflmedi¤ini ya da sadece devlet görevlileri gerçekleflti¤i, mehir ve nafakan›n ödendi¤i taraf›ndan gelecekte ifllenecek bir cinayeti konusunda bilgilendirmektedir. Asl›nda yaz›l› meflrulaflt›rmay› gaye edinen yasal bir kurgu olup belgede geçen olaylar haricinde baflka hiçbir fley olmad›¤›n› da sorabiliriz. gerçekleflmemifl de¤ildir. Söz konusu kay›t, olay›n taraflar› ya da flahitlerince anlafl›ld›¤› fleklin tam Mikro tarih yazarken, dolay›s›yla, biz önceki iki z›tt›d›r. modele göre daha sa¤lam bir zemin üzerinde durmuyoruz. Hatta tek bir kayd›n sosyal gerçeklikle Tekrar vurgulanmal›d›r ki tasvir edilen olay, iliflkisi yüzeyseldir ve bütün bir olas›l›klar kümesi – hikâyenin yaz›l› kayd›n›n haricinde, olas› de¤iflik sade bir yans›madan tam bir anlafl›lmazl›¤a- kendisini tasvirlerinden sadece birisidir. Bir çiftin ayr›l›k karar› okuyucuya sunar. ald›¤› ve boflanmak için mahkemeye baflvurdu¤u aç›k bir senaryo herhangi bir zaman ve mekânda Sözcüklerin Zaman ve Mekânda Yolculu¤u gerçekleflebilirdi. Sanaa mahkemesine yönelik Biz ayr›ca, kaleme al›nan kay›tlar›n ne ölçüde araflt›rmas›nda, Anna Würth böyle bir vakay› mahkemede haz›r bulunan daval›, davac› ya da nakletmektedir33. Fakat bir hikâyenin de¤iflik flahitlerin iddia ya da flahitlik ifadelerini (ki do¤rudan tasvirlerinin muhtemel oldu¤u -ve gerçekte muhtelif sözün sahibinden al›nt›lan›yor olsa bile) yans›tt›¤› zaman dilimlerinde muhtelif koflullarda konusunda da flüphe duymal›y›z. Sözler, ifade gerçekleflti¤i- gerçe¤i bize, sicil kay›tlar›n›n edildikleri andan sicile kaydedildikleri ana kadar, hikâyenin yaln›zca küçük bir bölümünü yans›tt›¤›n› uzun bir mesafe kat ederler. Sözcüklerin yolculu¤u, göstermektedir. Dolay›s›yla bu gerçek, bizi herhangi meram henüz kad›ya ifade edilirken bafllar. Osmanl› bir kayd› oldu¤u gibi kabul etmekten al›koymal›d›r. döneminde, en az›ndan 19. yüzy›la kadar, Hanefi Ayr›ca, baz› kay›tlar›n toprak mülkiyeti ve mali mezhebine mensup kad›lar fler’î mahkemelerdeki konulara dair asl›nda hiç vuku bulmam›fl baz› fleylere davalar›n büyük bir ço¤unlu¤unu yönetmifllerdir. Bu resmiyet kazand›rmaya dönük bir çaban›n sonucu kad›lar›n ço¤u, ana dilleri nüfusun ço¤unlu¤u olabilece¤i ihtimalini de göz önünde bulundurma- taraf›ndan konuflulmayan bir dil olan Türkçeyi l›y›z. Bazen kad› sicillerinde, bir vak›f yöneticisi konuflan Rumî’lerdir.35 Arap topraklar›ndaki ço¤u (mütevelli) taraf›ndan kaynaklar›n tahsisine karfl›, mahkeme vakalar›nda daval› ve davac›lar›n iddialar›

33 Bkz. Anna Würth, “A Sana’a Court,” 321. Gerçek sorun ve mahkeme kayd› aras›ndaki bofllu¤a dair di¤er bir dava tasviri için bkz. agm., 334. 34 Levi, “On Microhistory.” fiam ve Beyrut mahkeme arflivlerindeki benzer örneklere dikkatimi çekti¤i için Zouhair Ghazzal’e minnettar›m. 35 Abdul Karim Rafeq, The Province od Damascus 1723-1783 (Beyrut, 1970), 43. Muhammad Adnan Bakhit, The Ottoman Province of Damascus in the Sixteenth Century (Beyrut, 1982), 119. Nelly Hana, “Administration of Courts,”45. - 225 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Türkçeye; kad›n›n davan›n taraflar›na yöneltti¤i metne eklenmektedir. Zaten, ancak çok sonraki sorular da yerel dile mütercimler arac›l›¤›yla dönemlerde metinlerde imzalara (kalem ya da çevrilmifltir.36 parmak izi arac›l›¤›yla) rastlanmaktad›r. Dava süreci boyunca flüphesiz mütercimlerin Son olarak, ço¤u teknik terimin anlam› ço¤u, kad›y› dava konusuna yönelik keskin kavray›fl› zamandan zamana ve mekândan mekâna köklü ve hukuk bilgisi ile etkilemek istemifltir. Çeviri de¤ifliklikler göstermifltir. “Bâli¤” (reflit, eriflkin) esnas›nda ço¤u mütercim, ifadeleri fler’î üsluba kavram›, her yerde ayn› anlama m› sahip olmufltur; ya uyarlayarak çevirmifl ve yeniden flekil vermifl da zihinlerde her zaman ayn› ça¤r›fl›mlar› m› olmal›d›r. Dolay›s›yla bir olaya dair basit tasvirler, uyand›rm›flt›r? “Ta’zir” sözcü¤ü as›l olarak kad›n›n zaten yabanc›s› olmad›¤› bir çeflit hukuk “paylama” ve “k›nama” olarak alg›lanm›fl, ama baz› terminolojisiyle ifade edilmifltir. Bu mütercimlerin zaman ve mekânlarda ise “dayak cezas›” ya da fler’î baz›lar›n›n, kad›ya mevcut sorunun çözümüne hukukta kad›n›n ihtiyar›na ba¤l› olarak verilebilen yönelik olarak hukuki tavsiyede bulunabilecek kadar di¤er bir ceza flekli olarak anlafl›lm›flt›r. “Sadâk” bilgi sahibi olmufl olabilece¤i de düflünülebilir. terimi, Layish’in de do¤ru bir flekilde iflaret etti¤i Davac› ve daval›lar birkaç kez dinlenip, kad› gibi, fler’î ve örfî hukukun ikisinde de mehir taraf›ndan taraflar›n iddialar› özetlenerek sicile anlam›nda kullan›lagelmifl, ama her bir sistemde kaydedilebilecek flekilde k›salt›lm›flt›r. Tam bu “mehir” ya da “bafll›k paras›” olarak farkl› flekillerde noktada, sözlü ifadeler yaz›l› ifadelere çevrilirken, yorumlanm›flt›r.37 Ço¤u fler’î mahkeme kay›tlar› di¤er bir dönüflüm yaflan›r. Böyle bir süreç yaln›zca yerel örfî hukukun aç›k etkisinde oldu¤u için, farkl›l›¤›n kurala dayal› oldu¤u Arapça’ya münhas›r sicillerde birbirini takip eden kay›tlarda yer alan ayn› de¤ildir, bilakis di¤er dillerde de söz konusudur. terimler bile farkl› anlamlarda kullan›labilmifltir. Mahkemede cereyan eden sözlü diyaloglar, söz Asl›nda, bizim sürekli olarak yapt›¤›m›z bir konusu ikili çeviri sürecinden sonra özgünlüklerini kaybederek art›k tan›nmaz hale gelmifllerdir. Mevcut fleydir ikili çeviri. ‹lk olarak, bir kavram tarihsel ve yaz›l› kültür, mahkemenin hukuk terminolojisinde antropolojik olarak çevrilir -kavrama daha erken bir ›srar› ve fler’î mahkeme taraf›ndan kabul gören dönemin hukukçular› taraf›ndan verilen belli bir oldukça k›sa kay›t format›, serbest sözlü ifade anlamdan o kavram›n kültürel ve yasal ba¤lamda dünyas›n›n önünde afl›lamaz bir engel teflkil etmifltir. sahip oldu¤u anlama-; ard›ndan da kaleme al›nd›¤› as›l dilden dilimize tekrar çevrilir, her çevirinin Peki bu, mahkemedeki sözlü diyalog sürecinde asl›nda bir yorum oldu¤u ak›lda bulundurularak.38 yolun sonunu mu göstermekteydi? sorusuna kesin bir cevap veremiyoruz. Mahkemede cereyan eden dava Sicil kay›tlar›, “saf gerçekli¤i” say›s›z yollarla kayd›n›n, ne zaman ve nerede -duruflma esnas›nda ya gizleyen iç içe gömülü anlam katmanlar›n›, kiflisel da hemen duruflma sonras›nda m›- kad› siciline ç›karlar› ve yorumlar› içerir. Ancak, bu gömülü kaydedildi¤ini ve ne zaman ve nerede, kâtip anlamlar o gerçekli¤i anlayabilme ve yorumlaya- taraf›ndan yaz›ld›ktan kaç gün sonra sicile kopya bilmenin yeni yollar›n› açar. Bu sürecin do¤as›na edildi¤ini bilmiyoruz. Baz› vakalarda davac› ve iliflkin daha detayl› bir araflt›rma olmaks›z›n, gerçekte flahitlerin imzalar›n›n gerçek oldu¤u görünmektedir; yaflananlar›n sicillere kaydedilinceye kadar olan süre ama di¤er örneklerde imzalar gayet aç›k bir flekilde içerisinde hangi ölçüde de¤iflmifl olabilece¤i ayn› el -muhtemelen müstensihin kendisi- taraf›ndan noktas›nda sa¤l›kl› bir de¤erlendirme yapamay›z.

36 ibid. Bkz. ayr›ca Layish, Divorce in the Libyan Family, 3. 37 ‹bid. 38 Bkz. White, Justice as Translation, 239-41. - 226 - SAYI 32

Araflt›rma ‹çin Yeni Bir Yol Haritas› merkezinin dayatt›¤› hâkim bir yaz›m tarz›n›n olup olmad›¤› ya da her bir yerel mahkemenin kendine San›r›m flimdi, Osmanl› döneminde Müslüman özgü bir tarz ve belgelere yans›yan bir teferruat topluluklar hakk›ndaki araflt›rmalara bulunabilece¤i seviyesine sahip olup olmad›¤› da merak edilebilir?39 katk›lar› küçümsemeksizin -tabii ki zay›fl›klar›n› da Bu kategorideki di¤er sorular, sözlü bir diyalogun göz önünde bulundurarak- çal›flmam›z›n flu ana kadar do¤rudan ya da dolayl› olarak sicile kaydedilirken ki sonuçlar›n› ortaya koyma zaman›d›r. Bütün düzenlenmesinde ya da davac›n›n iddialar›na iliflkin kaynaklar gibi siciller de çal›fl›lmal› ve anlafl›lmal›d›r. bizzat yazar›n tasdik ya da itiraz›n›n ifade Tarihçiler flu anda önlerinde engel olarak gördükleri edilmesinde kullan›lan edebi araçlarla ilgilidir. Böyle fleyi, üzerine bilgi infla edebilecekleri yeni bir temele bir sorgulama, bizi ayn› kad› sicilinde yer alan el dönüfltürebilmek için kendileri aç›s›ndan çok büyük yaz›lar›ndaki farkl›l›klar›n sebeplerini ve bunlar›n önemde bir kaynak olan sicillerdeki mevcut buraya kadar bahis konusu edilen vakalarla güçlükleri kabul etmeli ve belki de odakland›klar› ba¤lant›lar›n› araflt›rmaya sevk edebilir. konular› biraz de¤ifltirmelidirler. Buraya kadar olan tart›flmalar ve örneklerden de Kad›lar ve mahkeme prosedürleri de do¤rudan gayet aç›k bir flekilde anlafl›laca¤› gibi, sicil kay›tlar› yaz›l› kay›tla ba¤lant›l› olan ikinci dairede mutlak “do¤ru” ya da “yanl›fl” olarak s›n›flan- de¤erlendirilebilir. ‹mparatorluk merkezindeki d›r›lamazlar. Hatta göreceli “gerçeklik” içeri¤ine kad›lar hakk›nda -eyaletlerdeki kad›lar›n tersine- 40 sahip olarak da nitelendirilemezler. Her mahkeme, ya sa¤lam bir bilgi temeline sahibiz. Kad›lar ve nâibler da en az›ndan her bölgesel mahkeme kümesi, ayr› hakk›nda –onlar›n e¤itimleri, dilleri ve siyasi ayr› de¤erlendirilmelidir. Ayr›ca, bu ayr›ma dayal› düflüncelerine yönelik- prosopografik (grup de¤erlendirmeler, her dönem için de ayr› ayr› biyografisine dayal›) bir araflt›rma, tarihsel bir yap›lmal›d›r. kaynak olarak farkl› zaman ve mekân dilimlerinde kaleme al›nan sicil kay›tlar›na dair yorumlar› da fiimdiye kadar hakk›nda çok az çal›flma yap›lm›fl do¤rudan etkileyebilir. Dikkate al›nmas› gereken çeflitli alanlar var ki detayl› bir araflt›rma, fler’î di¤er bir mahkeme prosedürü de mütercimlerin mahkeme kay›tlar›n›n bize bu alanlarda bulunabile- oynad›klar› rol ve davalar›n sonuçlar› üzerindeki ce¤i katk›n›n de¤erlendirilmesi konusunda yard›mc› etkileridir. olabilecektir. Bunlar, kayna¤›n kendisinin etraf›nda yo¤unlaflan ortak bir merkeze sahip, kayna¤›n Hukuki süreçte çeflitli hukuk mekteplerinin duvarlar›n›n arkas›ndaki kültür ve topluma uzanan (mezhep) oynad›klar› rolü de sistematik bir flekilde daireler olarak görülebilirler. Bizim ilk ilgilenece- çal›flmal›y›z. Herhangi bir mezhebe ba¤l› bir kad› ya ¤imiz husus, bir metin olarak kayna¤›n kendisinin da müftünün, ihtiyaç duydu¤unda neredeyse hiçbir dilbilimsel ve edebi özelliklerini göz önünde flüphe duymadan mezhep de¤ifltirebildi¤ini biliyoruz. bulundurarak, sicil olmal›d›r: nas›l bir edebi üslup Di¤er yandan, reayan›n da taraf oldu¤u davalar›n kullan›lm›flt›r? Neden di¤er birçok üslup yerine bu kendi lehine sonuçlanabilmesi ya da kendi hakk›nda üsluplar tercih edilmifltir? Bu üsluplar mekândan daha hay›rl› olabilmesi için kendi geleneksel mezhep mekâna de¤iflmekte midir ya da her yerde ayn› temel ba¤l›l›¤›nda ›srar etmedi¤i ve hatta bazen mezhep çizgiyi mi takip etmektedir? Ayr›ca, imparatorluk de¤ifltirdi¤ine dair baz› göstergeler var.41 Bu ve

39 Bkz. Würth, “A Sana’a Court,” 327. Burada, kâtip ve kad›lar›n titizlik derecesinin sicillerdeki kay›tlar›n detay düzeyi konusunda belirleyici bir unsur oldu¤u, yazar›n dikkatini çekmifltir. 40 Cf. Richard Repp, The Mufti of ‹stanbul: A Study in the Development of the Ottoman Learned Hierarchy (London, 1986); Madeline Zilfi, The Politics of Piety: The Ottoman Ulama in the Postclassical Age (1600-1800) (Minneapolis, 1988). 41 Bkz. Lutz Wiederhold, “Legal Doctrines in Conflict: The Relevance of Madhab Boundaries to Legal Reasoning in the Light of and Unpublished Treatise on Taqlîd and Ijtihâd,” Islamic Law and Society, 3:2 (1996), özellikle 249-59; Hanna, “Administration of the Courts,” 53-54. 17. yüzy›l Kudüs sicillerini ve ayr›ca bazen yeni bir makam ve mevki elde edebilmek ya da bir toplumsal sorunu çözebilmek için mezheplerini de¤ifltiren ulemalar›n biyografik sözlüklerini okurken bu izlenimimi destekleyici bulgulara rastlad›m. Bkz. Muhibbi, Khulâsat al-âthâr fî a’yân al-qarn al-hâdî ‘ashar (Kahire, tarihsiz.), cilt 1, 145, 394, 408; cilt 2, 134-136, 233; cilt 3, 212. - 227 - VAKIFLAR DERG‹S‹ benzeri sorulara cevap bulmaya yönelik daha fazla güvensizlik) ile ilgili olan sorunlar söz konusudur.44 araflt›rma, bize davan›n taraflar›nca dava boyunca Belki burada, toplumun çeflitli kesimlerinin takip edilen stratejiler hakk›nda yeni bak›fl aç›lar› mahkemeye baflvurma amac›; kad› ve mahkeme sunabilir. görevlilerinin yerel nüfus üzerinde sahip oldu¤u Üçüncü dairede, fler’î mahkemeler de kurumlar gücün niteli¤i ve insanlar› evlilik ve ticaret akitlerini olarak daha yak›ndan analiz edilmelidir. Bu mahkemede kay›t alt›na ald›rmaya mecbur edebilme mahkemeler nas›l bir yap›ya sahipti? Nas›l bir iç kudretleri hakk›nda sorular sorulabilir. Ayr›ca, biz hiyerarfli söz konusuydu ve zaman ve mekâna ba¤l› farkl› konumlardaki insanlar›n devleti temsil eden olarak nas›l bir de¤iflim göstermekteydi?42 Kâtipler mahkeme görevlilerinin beklentileri do¤rultusunda kimlerdi? Nas›l bir e¤itim alm›fllard›? Nas›l bir sosyal hareket etmeleri karfl›l›¤›nda ne gibi yararlar çevreye mensuptular ve bu mensubiyet ile yerel sa¤lad›klar› konusunu da araflt›rabiliriz. siyasette oynad›klar› rol aras›nda nas›l bir etkileflim Bütün bu araflt›rmalar, betimleyici antropolojide vard›? Di¤er taraftan, fler’î mahkemelerde görevli çok hâlihaz›rda süren araflt›rmalarla da desteklenmek- say›da yard›mc› memur da bulunmaktayd› - tedir. Lawrence Rosen’›n Fas;45 Brinkley Messick’in muhz›rbafl›lar (davac› ve daval›lar›n mahkemeye Yemen46 ya da Ido Shahar’›n Negev bedevileri47 celp edilmesi vs. gibi mahkeme prosedüründen hakk›ndaki çal›flmalar› gibi çal›flmalar, yaz›l› sorumlu memur), subafl›lar (kamu düzeni ve asayiflin mahkeme kay›tlar› ile toplum aras›ndaki de¤iflken temininden sorumlu memur), muhtesipler (çarfl› ve iliflkiyi belirlemek için ihtiyac›m›z olan yeni bak›fl pazarlarda ticaretin ‹slam hukukuna uygun olarak aç›lar›n› bize sa¤layabilir. Olas› di¤er yollar, yasal yürümesinden sorumlu memur), kayyâlbafl›lar (aynî koflullar ve yasal koflullarda hukuki sürece konu olan vergilerin ve vergiler al›n›rken ürünün a¤›rl›¤›n›n belirli bir hususta yaflanabilecek de¤ifliklikler tespitinden sorumlu memur), udûl (resmi mahkeme aç›s›ndan fler’î mahkeme ve toplum aras›ndaki 43 flahitleri), fluhûdü’l-hâl, ve mahkeme ile toplum iliflkinin araflt›r›lmas› olabilir. F›k›h usulünün de¤iflen aras›ndaki di¤er arac›lar. Mahkeme içi ve d›fl› rolü hakk›nda Wael Hallaq’›n;48 ya da ‹srail’de süreçlerde rol oynayan görevliler ile kad› aras›ndaki seküler miras hukukunun fler’î mahkemelerin dinî karmafl›k iliflkiyi ve arac› memurlar› toplumun geri hukuk alan›na dâhil edilmesi ve Libya’da fler’î kalan›na ba¤layan sosyal a¤lar› ayd›nlatmaya yönelik mahkemelerin yerel örfî hukuku da kapsamas›49 bir çal›flma yap›lmal›d›r. hakk›ndaki Aharon Layish’in çal›flmalar›, muhtelif Bu arabuluculuk sorular› bizi, dördüncü ve son güncel ve tarihsel alanlardaki iliflkileri daha aç›k bir daireye yani mahkeme ve bir bütün olarak toplum flekilde tan›mlamam›za yard›mc› olmaktad›r. Layish, aras›nda var olan çok yönlü ba¤›ml›l›k konusuna ayr›ca, ‘sociolegal’ olarak adland›rd›¤› bir yöntem götürmektedir. Tam da burada ço¤u, yerel nüfus ve arac›l›¤›yla mahkeme kararlar›ndaki fleriat ve örfün mahkeme aras›nda var olan temel güven (ya da ay›rt edilmesini de önermifltir. 42 Bkz. Brinkley Messick, The Calligraphic State: Textual Domination and History in a Muslim Society (Berkeley: University of California Press, 1993), 187-92. 43 Aharon Layish, “Dar ‘Adl-Symbiosis of Custom and Sharî’a in a Tribal Society in Process of Sedentarization,” Jerusalem Studies in Arabic and Islam, 19 (1995), 198-213. 44 Würth, “A Sana’a Court,” 330. 45 Rosen, The Anthropology of Justice. 46 Messick, The Calligraphic State. 47 Shahar, “Trilemma in Court”. 48 Wael Hallaq, “From fatwâs to Furû’: Growth and Change in Islamic Substantive Law,” Islamic Law and Society, 1 (1994), 17-56. “Usûl al-Fiqh: Beyond Tradition” Journal of Islamic Studies, 3:2 (1992), 172-202. 49 Cf. Aharon Layish, Divorce in the Libyan Family; ayn› yazar, “Bequests as an Instrument for Accomodating Inheritance Rules: Israel as a Case Study,” Islamic Law and Society, 2:3 (1995), özellikle 308-310. - 228 - SAYI 32

Yak›n zamanda yay›mlanan bir kitapta Haim yarar sa¤lamak için kulland›klar› ço¤u stratejiyi tarif Gerber, mahkemelerin belli gruplar ya da s›n›flar›n etmifltir. Cezayir belgeleri üzerinde çal›flan Tul lehine kararlar al›p almad›¤›n› bulmak için duruflma Shuval ise hazinedeki (beytü’l-mâl) ve mahkemedeki sonuçlar›n›n say›sal bir de¤erlendirmesini teklif miras kay›tlar› aras›nda bir k›yaslamada bulunarak bu etmektedir. Gerber kendi araflt›rmas›nda, kad›lar›n ayn› görevi gören iki kaynak aras›ndaki farkl›l›klara verdikleri hükümlerin istatistikî olarak toplumun iflaret etmifltir.53 Böyle bir karfl›laflt›rma, örne¤in zay›f kesimlerinin (kad›nlar, z›mmîler ya da s›radan Memlük mahdar (mahkeme tutana¤›) kal›nt›lar› ile vatandafl) lehine oldu¤unu görmüfltür. Muhtelif Osmanl› sicilleri aras›nda tarihsel olarak da zaman ve mekânlardaki mahkeme kararlar›n›n söz yap›labilir.54 konusu dengeler aç›s›ndan incelenmesi, tarihsel kay›tlar›n de¤erinin ölçülmesi konusunda bize daha Yukar›da bahsedilenler gibi araflt›rmada sa¤lam bir temel sa¤layabilir, ama niceli¤in yukar›da yaflanabilecek sorunlar, engel olarak görülmemelidir. belirtilen sorunlu do¤as›ndan dolay› böyle bir Sicilleri konu edinen daha kapsaml› bir çal›flma, araflt›rma, afl›lamaz sorunlar da do¤urabilir.50 tarihçiler olarak ortaya koydu¤umuz ortak çabaya katk›da bulunacakt›r. Birincisi ve en önemlisi, böyle Nitekim siciller üzerindeki baz› tarihsel bir çal›flma bizi yeni ve umut verici bir çal›flma çal›flmalar bu kayna¤a yönelik elefltirel bir yaklafl›m alan›na sürükleyebilir: sadece ‘toplumu’ anlamaya tarz›n› do¤urmufltur. Iris Agmon’un Hayfa ve Yafa dönük çal›flmalar için bir araç de¤il aksine kendi hakk›ndaki çal›flmas›51 bunlardan biridir ve ayn› yorum Mahmud Yazbak’›n Hayfa hakk›ndaki eseri içinde bir amac› olan kültürel bir ürün olarak sicil. için de geçerlidir.52 Her iki kaynak da sicil odakl› bir Mahkemenin iflleyifli -mahkeme görevlilerinin araflt›rma için okuyucuya temel araçlar› sa¤lama menfaatleri, sözlü bir ifadenin yaz›l› bir metne çabas›ndad›r. Yazbak, say›sal olarak mahkemede boy dönüflme süreci, ilgili bütün taraflar›n takip ettikleri gösteren insanlar› ve bu insanlar›n nüfusun geri stratejiler, sosyal normlar ve din kurallar› aras›ndaki kalan›na oran›n› tespit etmifl; baz› yerlerde zaman iliflki- dikkate de¤er etkileyici tarihsel bir resim zaman flehir nüfusun hemen hemen dörtte birinin bir oluflturur. Sicil kay›tlar›n› araflt›rmak san›landan daha flekilde daval›k olarak mahkemeye baflvurdu¤u fazla yarar sa¤layabilir ve bu araflt›rma bir proje sonucuna ulaflm›flt›r. Agmon, Hayfa ve Yafa olarak belki de somut ve gayet aç›k bir sosyal mahkeme kay›tlar› aras›ndaki içerik ve üslup gerçekli¤i oldu¤u gibi anlama çabas›ndan daha az farkl›l›klar›n› belirlemifl ve kad›nlar›n mahkemede de¤erli de de¤ildir.

50 Haim Gerber, State, Society and Law in Islam (Albany: State University of New York Pres, 1995), 56-57. 51 Iris Agmon, “Women and Society” (bkz. yukar›daki örnekler) 52 Mahmud Yazbak, “Haifa in the Late Otoman Period, 1870-1914” (yay›nlanmam›fl doktora tezi, Hayfa Üniversitesi, 1992) 53 Shuval, “La Ville d’Algers,” 15-30. 54 Yehoshua Frenkel’e bu hat›rlatmas› için müteflekkirim. - 229 - - 230 - Korunmas› Gerekli Vak›f Tafl›nmazlar›n›n Onar›mlar› ve Bir Öneri

ak›flar Genel Müdürlü¤ü sorumlulu¤unda bulunan gurur kayna¤› tafl›n›r ye tafl›nmaz kültür varl›klar›m›z›n V gelece¤e kültürel ve teknik aç›dan nas›l çok daha sa¤l›kl› iletilebilece¤i konusu kuflkusuz pek çok ilgiliyi düflündürmektedir. Bu çal›flmam›z› böyle bir konuya, ay›rd›k ve geçmiflten gelece¤e köprü kurmaya çal›flt›k, Yöntem olarak klasik dönem, de¤iflim süreci, günümüz ve gelece¤imiz s›rayla ele al›nd›. KLAS‹K DÖNEM: Küçük Asya 11.yy’dan bafllayarak yeni bir egemenlik ve kültür dönemine girdi. Büyük Selçuklu dört büyük kumandan›, Anadolu Selçuklular› ve Beylikler, baflar›l› yöntem ve yönetimleriyle buray› belli surede Anadolu yapt›lar. Bat› dünyas› buna TURKIA dedi, Osmanl›lar daha iyi kurumlafl›p kendi klasik dönemlerini yaratt›lar. Osman Gazi Orhan Gazi’ye “yönetileni (tab’a) yücelt ki devlet yücelsin” diyordu, insana yarat›klar›n en yücesi gözüyle bak›nca dil, din, anasoy ve renkler afl›l›yor, uygarl›k tarihinin en uzun ömürlü ikinci devleti olan Osmanl› ‹mparatorlu¤u dönemine damgas›n› vuruyordu. Prof. Dr. Orhan Cezmi TUNCER Bay›nd›rl›kta ve toplumsal dayan›flmada Asya’dan beri Gazi Üniversitesi Mim.Bl. Restorasyon Anabilim Dal› Baflkan› Emeklisi bildikleri en uygun yöntem vak›f kurmakt›, Gerek kendi

-231 - VAKIFLAR DERG‹S‹ yükümlülüklerindeki ve gerekse topluma yönelik tüm ö¤renciler gönderdi, Bir yandan da ülkedeki eski eser yap›lar hep böyle gerçeklefltirildi. Böylece Osmanl› kaçakç›l›¤›na karfl›, Osman Hamdi Beyin imparatorlu¤u bir VAKIF UYGARLI⁄I yaratt›. önderli¤inde müzecilik at›l›m› bafllad›, Da¤›n›k Ak›la ve karfl›l›kl› sayg›ya dayal› sözlü imar yasas›, k›ymetli parçalar belli yerlere toplat›lmaya çal›fl›ld›, kendi teknik ve estetik kurallar›yla denene denene bir Devletin kaderi de¤iflmedi, imparatorluk y›k›ld›, anonim mimarl›k klasi¤i oluflturdu. S›n›rlar küçüldü ve Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. At›l›mlar durmad›. Avrupa’dan mimarlar getirtildi. DE⁄‹fi‹M SÜREC‹, Ak Denizi bir iç denize Orada e¤itim gören ilim ve sanat adamlar› kendi dönüfltüren Osmanl›ya karfl›, Avrupa kendi savunma dallar›nda bu yeniden dirilifle yürekten katk›da güdüsüyle Rönesans ve Reformu gerçeklefltirdi. bulundular. Bunlardan, biri de Ali Saim Ülgen idi, Sosyal, kültürel, ekonomik, sanatsal ve düflün (felsefe) dal›nda at›l›mlar birbirini izledi, 1789 Ali Saim Ülgen (1914-63) Avrupa’daki Fransa ‹htilali, arkas›ndan Sanayi Devrimi, seri e¤itiminden sonra Türkiye’ye dönen ve korumac›l›¤› üretim, bofl, ifllenmemifl (ham) maddeye gereksinim, kurup gelifltiren önderlerden biridir, Ayn› duygular› kapitalizmi emperyalizme, sömürgecili¤e paylaflan arkadafllar›yla iflbirli¤ine koyuldu, dönüfltürdü. 1. Dünya Savafl› yeni bir Avrupa haritas› “Gayrimenkul Eski Eserler ve An›tlar Yüksek çizdi. Y›k›lan ve yanan ülkelerini bay›nd›r k›lmak Kurulu” kuruldu, Düflüncelerini kitab›nda toplad›1. isterken ve betonarme ile çelik, yap› sanat›na Müzeler Genel Müdürlü¤ünde “An›tlar ve Rölöve girerken, düflünceler, ilkeler, öneriler de birbirini Bürosu” oluflturuldu, Mahmut Akok pek çok yap› izledi, Avrupa aralar›ndaki ortak görüflleri giderek onard›. Yetifltirdi¤i teknik ressam Tevfik Kölük’le yaz›ya döktüler. Özellikle Fransa bu at›l›mlara arflivi zenginleflirdiler. istanbul’da Frans›z, Arkeloji öncülük yap›yor, kongreler düzenliyor ve ba¤lay›c› Enstitüsü kuruldu. Baflkan Albert Luis Gabriel kararlar al›yordu. 2. Dünya Savafl›ndan sonra k›ymetli yay›nlar›yla katk›da bulundu2. UNESCO Sözleflmesi imzaland› ve Türkiye Bir süre sonra Ali Saim Ülgen, Vak›flar Genel Cumhuriyeti de bunu 20 May›s 1946’da kabul etti. Müdürlü¤ünde Abideler fiubesinde göreve Kurallar aç›k ve net idi. An›tlar birer sanatsal bafllad› (1950), Y, Mimar Nedim Onat (‹.G.S.A.) ürün olup tarihin tan›klar›d›rlar. Geliflim ve tarihsel onun sa¤ koluydu. Vak›flar ‹stanbul bir olgunun ürünü olunca, yaln›z onu yaratan Baflmüdürlü¤ünde giderek deneyimli ve seçkin toplumun de¤il dünya kültürel miras›n›n mat› say›ld›, restoratörler olufltu. Bunun bir efli de Vak›flar Genel Bu, kendi oluflum çevresini de aflan bir bak›fl aç›fl›yd›, Müdürlü¤ü Abideler fiubesindeydi. Ö¤retmen - Kent ve k›rsal kesim ay›r›m› olmamal›yd›. Amaç ö¤renci s›cak iliflkisi içinde vak›f yap›lar› daha an›t›n estetik ve tarih de¤erlerinin korunup bilinçli ve düzenli onar›mlara bafllad›. Cafer kollanmas›yd›, Onar›mdan istenen ise buna sayg› Hanl›o¤lu, Ruhi Ayd›n, Ahmet Akseki, Muzaffer duyar biçimde onu daha sa¤l›kl› konuma getirmekti. Erdo¤an, Ahmet Çelik, Yusuf Erdo¤an, Celal Oysa Osmanl›n›n yöntemi, tümüyle gelene¤e ba¤l› Babacan, Mehmet Ölçer, Hüseyin Demir, kal›p onu yinelemek idi. Yineleyerek yeniliyordu Ömer Ertan gibi de¤erlere bir süre sonra kendini. Bunu Yeni Dünya kopyac›l›k olarak Özkan Erincin de kat›ld›, tan›mlar oldu. Yeni restorasyon kurallar›na ve gereçlerine Y›k›lmaya yüz tutan Osmanl›, ça¤a ayak uygun onar›mlar da göz ard› edilmiyordu. Y. Mimar uydurabilme iste¤iyle yasal, yönetsel (vb) pek çok Y›lmaz Önce Mütehass›s Müflavir olarak bu evreler yaflad›. E¤itim ve ö¤retim için Avrupa’ya yeniliklere daha aç›kt›3, 1966 y›l›nda Vak›flar

1 Ülgen, Ali Saim, An›tlar›n Korunmas› ve Onar›lmas›. Ankara 1943, 2 Gabriel, Albert Luis, Tarihi Türk Abidelerinin Tamiri ve ihyas›, Vak›flar Dergisi I, Ankara, 1933, s. 7. 3 Önge, Y›lmaz, “Karaman Alaettin Ali Bey Kümbeti”, Rölöve ve Restorasyon Dergisi I, Ankara 1974, s, 21. - 232 - SAYI 32

Abideler fiubesine girdi¤imde bu de¤erli Birim fiyatlar›nda da bir sorun oluyordu. arkadafl›m›zla birlikte çal›flma mutlulu¤una erifltim. Bunlar› beli standartlara dökme ilkesi, iflin türü Halef-Selef olduk birbirimize, Rölöve Bürosu (1966 nedeniyle boyuna özel fiyatlar› art›rd›, Çünkü Mart) taraf›mdan kuruldu ve Vak›flar Dergisi restorasyon bir seri üretim olmay›p kuyumcu gibi onu yan›nda “Rölöve ve Restorasyon Dergisini yaflama ifllemeye yönelik incelik istiyordu. soktuk. Konya Alaettin Camisi dam›na yeni d›fl Bat› Dünyas›, korumadan yana yeni ürünler girdili “Linolyum” adl› plastik bir muflamba Üretirken zaman zaman bunu bir “Güzellik denemesi yap›ld›. Aksaray K›z›l Minare çelik Müstahzarat›” gibi gelire dökmedi de¤il. Her deneme halatlarla gerilerek denetim alt›na al›nd›. Ancak için belli bir süre gerekirken bir yenisi denenir oldu. Vak›f onar›m› özünde ve büyük ölçüde yine eskinin Söz gelimi Çatalhöyük Tanr› - Kral dikilitafl›ndaki yenilenmesi a¤›rl›kl›yd›. deneme hiç de bekleneni vermedi. Bu de¤iflim ve oluflum sürecinde üniversiteler de Ocaktan tafl ç›karma, onlara motorla yüz açma, koruma ve onar›m bilincinden yana oldukça yol ald›. paket flekline dönüflen bazalt ve andezitleri Avrupa’da e¤itim gören Cevat Erder, ODTÜ’nde kendi özgün gözenek ve renkleri aç›s›ndan tan›nmaz lisansüstü e¤itimi bafllatt› (1965). Bunu ‹stanbul duruma soktu. Diyarbak›r’›n gözenekli siyah Devlet Mühendislik Mimarl›k Akademisi, ‹stanbul bazalt tafl› flafl›rt›c› bir perdahl› ürüne döndü. Teknik Üniversitesi izledi. YÖK, Restorasyon Ankara’da kald›r›mlara uygulanmaya bafllayan konusunu, mimarl›k e¤itimi zorunlu dersleri içine andezitler de kendi görsel özgünlüklerini yitirdi, ald› (1980). Türkiye’de k›sa sürede bilinçli bir taban Bunun yan›nda, el ile yonan taflç›lar›n giderek olufltu. Ancak uygulamaya gelince, Venedik iyice azalmas›na yol açt›. Tüzü¤ünün tam özümlenemedi¤ini anlafl›ld›, Bilgi ve belge bulununcaya kadar yap›ya dokunmamak baz› E¤itim politikas› bir garipleflti. Eski Erkek Sanat pasif düflünenleri «yüreklendirdi, Üstünü bir fanusla Enstitüleri ara eleman yetifltirirken, bunlar› Tekniker örterek koruma düflüncesi bile ortaya at›lmad› Okullar› izledi. Oray› bitirenlerin üniversitelere de¤ildi. Yap›, bir antik eflya gibi büfede mi yönelmeleri yine amac›na ters düfltü, Gazi E¤itim, sergilenmek isteniyordu bilinmez, Onar›ma günün Erkek Teknik Yüksek Ö¤retmen Okulu (vb) damgas›n› vurmak iste¤i, malzeme ve yüzey farklar› üniversite bünyesine al›nd›. Ve iflte tüm bu gibi fazla kontrastl›klar› da gündeme getirdi. Görsel belirsizlikler/da¤›n›kl›l›k uzman ve ara eleman uyum göz ard› edildi. Dahas›, rant kayg›s› çok Öne yetifltirilmesine çözüm getirmedi, iflin ç›karak, yap›n›n d›fl›na dokunmadan içini sorunlulu¤unun bilincinde olan yükleniciler olabildi¤ince de¤ifltiren afl›r› tutum, onu bir kabu¤a (müteahhit), çal›flanlar›n en iyisi oldu¤unu sand›¤› (!) indirgedi. Bu kiflisel tutumlar, öneriler ve kiflilere ifl verdi, Ancak, bunlar›n say›lan çok azd›. onaylar›n durulmas› zaman ald›. Avrupa Birli¤i deste¤iyle Koruma ve Restorasyon Firmalar› Derne¤i’ni (KOREFD) kurdu (14.05.2003). Türkiye bir “Kurullar hegemonyas› da yaflad›. Amaç nitelikli eleman yetifltirmekti. E¤itim görenlere Bakanl›kla aralar›nda gerilim artt›. Pek çok üye uygulama flans› do¤du. de¤ifltirildi. Üyeler aralar›nda toplant›lar yap›p bir ortak karara bile yönelmek istediler. Gündeme Günümüzde, Türkiye Cumhuriyeti s›n›rlar› yetiflemeyen kurullara karfl› Bakanl›k yeni kurullar içinde 70 adet üniversitenin 58’inde sa¤l›k, spor, kurarak (28 adet) görev alanlar› daralt›ld›. Bu kez bilgisayar, motor, uçak, iletiflim ve bunun gibi onlara yeni üyeler bulmak iflin niteli¤ini de do¤rudan konumuz d›fl› dallar say›lmazsa 326 adet Meslek etkiledi. Yeterli deneyim ve prati¤i olmayan isimler Yüksek Okulu vard›r4. Bunlar›n kaç tanesinin üretildi. do¤rudan yap› sanat›yla ilgili e¤itim verdi¤ini sözü

4 Üniversiteler Yüksek Ö¤retim Programlar› ve Meslek Rehberi, Ankara 2000, s,XIX-XXVIII.. - 233 - VAKIFLAR DERG‹S‹ edilen yay›n belirtmiyor. Bu nedenle her y›l, kaç ara kadar kat›laca¤› / katk›da bulunaca¤› kiflisel ve do¤rudan eleman›n ifl alan›na kazan›ld›¤›, gayretlere ba¤l›d›r, Bu da¤›n›k gruplar, hakl› olarak bunlara kurflun, kal›p, ahflap f›r›nlama, ar›nd›rma, tafl kendi beklentilerine göre korumaya farkl› ve yonma, çini, s›rl› tu¤la, kiremit, kerpiç, yaklaflacaklard›r, Sivas Gök Medrese 1978’den beri alç›, içlik, difllik, metal iflleri, carn, mukarnas, gündemde oldu¤u için üstüne e¤ilinebilmifltir. akustik, sedef, kündekâri, malakâri, kalemisi gibi -Mimarl›k Miras›na girmifl daha nice yap› ne e¤itimlerin verildi¤i de bilinmiyor, Ayr›ca e¤itim zaman ve kimin gayretiyle gündeme gelecektir. gören s›n›rl› say›n›n hangi bir ifle yetiflece¤i de Böyle bir öncelikler dizini var m›d›r? Söz gelimi planlanm›fl de¤ildir. Kilis Mevlevihanesiyle, Van-Gevafl ‹zzettin fiir Bey fiu anda restorasyonlar›m›z için yap› malzeme Cami ve Medresesiyle, Kayseri Bünyan Ulu analizi ve deney laboratuvarlar› da, ayr› ayr› Camisiyle, Tire, Ayd›n, Antep, Bayburt ve daha kurumlarda ve farkl› uzmanl›klardad›r. nicelerine kim ne zaman e¤ilecektir? Yukar›da sayd›klar›m›z kurumlar›n (vb.) her hâlde hiç biri Geçmifl ve günümüzün bu da¤›n›k, yetersiz ve bunlardan rant beklemez. Öyleyse Vak›flar Genel niteliksiz durumu özetlenirse: Müdürlü¤ü kendi sorununu kendi çözmek -Türkiye’de koruma ve onar›m kurallar›ndan durumundad›r. yana yayg›n ve nitelikli bir ortak dil yoktur. En Vak›flar ayr› bir ekol ve okuldur. Yurt içinde, az›ndan çok yetersizdir. yurt d›fl›nda say›lamayacak kadar tafl›n›r / tafl›nmaz -Arkeolojik, do¤al ve tarihsel aitle ilgilenen de¤eri vard›r. Bunlara el atman›n flimdiden müzeler ayr› bir uzmanl›k dalandad›rlar. Önemli sivil planlanmas›, ça¤dafl uluslararas› nitelik ve nicelikte yap›lar›na (saray, köflk vb.) ne kadar yetiflebildikleri flimdilik kendi yap›lar› için e¤itim veren, ara ve tart›fl›labilir. do¤rudan eleman yetifltiren bir okul kurmal›d›r. Bu, -Üniversiteler kendi ekol ve düflüncelerini yüksek okul, üniversite, enstitü vb. olabilir. kurumlaflt›rma çabas›ndad›rlar. Bir tafl›nmaz›n Zaman›nda “vak›f inflaat” deneyimi yafland›. Vak›flar onar›m› için ayr› görüfller ileri sürülebilmektedir veya do¤rudan yüklenici kurum (müteahhit) olmadan ilgilinin görüflüyle s›n›rl›d›r. yöneten olmal›. Vak›f Meslek Lisesi, Vak›f Meslek Yüksekokulu ve Vak›f Teknik Üniversitesi ad› -Birim fiyatlar alabildi¤ine bol ve da¤›n›kt›r. bizlere s›cak geliyor. 8-10 y›l içinde nitelikli, nicelikli Bunda da ortak bir dil yoktur . bir taban hiç de ulafl›lamayacak hedef de¤ildir ve -KOREFD, Belediye, Özel ‹dare, Meslek kurullar›n niteli¤ini de do¤rudan etkileyecektir. Odalar›, Sivil Kurulufllar ayr› ayr› birer kurumdur. Unutmayal›m ki Osmanl›da her medrese derecesine AB deste¤inin hangi i¤e / konuya, ne zaman ve ne göre birer üniversiteydi.

- 234 - Vakfiye Defterlerindeki Kat’› Etiketler

ak›flar Genel Genel Müdürlü¤ü, Arfliv ve Yay›n Dairesi Baflkanl›¤›’nda çal›fl›rken, vakfiye defterlerine yap›flt›r›lm›fl olan kat›’ etiketler dikkatimi çekmifl ve V bulabildi¤im kadar›n›n estampaj usulüyle kopyalar›n› pelür ka¤›tlara ç›kartm›fl, bulunduklar› defter numaralar›n› yaz›p, ölçülerini alm›flt›m. Etiket, Frans›zca bir kelime olup : “Bir mal›n cinsini, miktar›n› ve özellikle fiyat›n› belirtmek için üzerine konulan küçük ka¤›t ; Bir fleyin ne oldu¤unu göstermek için üzerine konulan veya yap›flt›r›lan yaz›l› ka¤›t ; Müzelerde teflhir olunan sanat eserlerinin ne oldu¤unu ve hangi sanatkâr taraf›ndan yap›ld›klar›n› gösteren yaz›lar ve levhac›klar”, anlam›ndad›r. Türklerin yüzy›llarca devam ettirdikleri, günümüzde de devam ettirilmeye çal›fl›lan kitap, ka¤›t ve süsleme kültürümüzün önemli bir dal› da kat›’ sanat›d›r. Kat› “bir ka¤›t veya deri üzerindeki yaz› veya flekli bir kalemt›raflla kesip ç›kararak içi oyulmufl olan parçay› veya ç›kan parçay› di¤er bir ka¤›t, bir deri üzerine yap›flt›rmak suretiyle vücuda getirilen ifllerdir”. (Arseven 1957: 980). Yrd. Doç. Y›lmaz ÖZCAN Herhangi bir süsleme motifinin ka¤›t veya deriden oyularak Gazi Üniversitesi Mesleki E¤itim Fakültesi Ö¤retim Üyesi yap›lan kat›’ sanat›nda, kesilip ç›kart›ld›ktan sonra baflka bir yere

- 235 - VAKIFLAR DERG‹S‹ yap›flt›r›lana “erkek oyma”, içi oyulmufl k›sma ise bir bafll›k alt›nda bahsetmemenin haks›zl›k olaca¤› “difli oyma” veya “negatif oyma”, “pozitif oyma” düflüncesindeyim. Çünkü, kat›’ etiketlerin belge denir.(Gülbün 1998: 15) Türk süsleme sanatlar›nda kültürümüzde önemli bir yeri vard›r. Bunlar için kullan›lan bütün motifler bu sanat dal›nda da çeflitli sav›m flu hususlar olacakt›r : Geleneksel el yöntemlerde uygulanm›flt›r. sanatlar›m›zdan “Kat›’”›n özgün bir dal›d›r. Özgün Türk Kat›’ etiketlerinde, genelde flu Yüzy›llar› aflan bir geçmifli vard›r. Bize özgü bir motif ve biçimlere rastl›yoruz.: Oldukça sade f›rf›rl›, kültürü yans›tmaktad›r. Motifleri, konular› itibariyle simetrik ve geometrik olarak kesilmifl olanlar, gelenekseldir.Kendi kültürümüze ait sembolleri mimarîde kullan›lan tafl, ahflap silmelere benzeyenler, aktarmaktad›r. Nesillerden nesillere ulaflan bir zevki, flemse biçimliler olanlar, dalgal› fiyonklu ve el becerisini devam ettirmektedir. Çelik kal›plarla, fiyonksuz çiçek demetleri, bir kalbin çevresinde bask›yla seri olarak üretilmemektedir. Bilgi ve beceri dilimli yapraklar, kordon ve tepesinde “Tanzimat gerektiren üstün bir plastik sanat de¤erleri vard›r. Günefli” motifi olanlar, tepelik motifliler, kapakl› küp Zenaat› ve sanat› bünyesinde bar›nd›rmaktad›r. ve vazo biçimliler, oldukça “Osmanl› Armas›” Uyguland›¤› alana yaz›s›yla, biçimiyle, rengiyle görünümler, Osmanl› dönemi dükkân tabelâlar›na estetik bir görünüm kazand›rmaktad›rlar. Bir “Türk benzeyenler, sade ve ayr›nt›l› arma görünümünde Etiketi” varl›¤›n›n yads›namayacak, küçümsene- kesilenler, kadeh biçimliler, daire ve oval biçimli meyecek belgelerini oluflturmaktad›rlar. Belgeler olanlar. Bu kat›’ etiketlerde ajur ifli, yani makasla, üzerinde hofl bir belgedirler; ça¤lar›n›n belgeleri. b›çakla oymalar, do¤al olarak,kenarlarda yer Bat› ülkeleri kat’› ve benzeri kültürel varl›klar›n› almaktad›r. Orta k›s›mlar› yaz› için genifl ve bofl 11. y.y.dan beri sistemli olarak toplamakta, “Devlet b›rak›lm›flt›r. Alt› deri, üstü ka¤›t ayn› motifin Kalkografi Daireleri”nde, özel konu bölümlerinde katmerli olanlar› da vard›r. Kimi kat›’ etiketlerin saklamakta ve gelecek kuflaklara aktarmaktad›rlar. yanlar›na, içlerine renkli kalemle sade çizgiler Louvre Müzesi’nde, Vatikan’da, Madrid’te çizilmifltir. Halkâr Almanya’da böyle daireler bulunmaktad›r. Tezhipli olanlar›na da rastlanmaktad›r. Bir grup ‹lhan Oval›o¤lu’nun kat’› etiketler hakk›ndaki etiketler ise matbaa bask›s› olup, kat›’ ifllemlerinin düflünce ve de¤erlendirmelerini teflekkürlerimle sonradan yap›ld›¤› izlenimini vermektedirler. Bunlar aynen aktar›yorum : “Bu mütevaz› etiketler ve da simetrik olup, “Bereket Boynuzu” biçimindeki bir ebrular, sanat› bünyesinde yaln›z güzelli¤i ve vazodan ç›kan çiçek demeti, akarsu biçimli asma güzelli¤in insan zihni ile duygular›ndaki tesirlerini motifi, boncuk dizileri, kartufllar gibi Avrupaî üsluplu konu olarak ele alan, tek ve ba¤›ms›z bir kurum gibi süslemeleri içermektedirler. Bunlar da Yurdumuzda bas›lm›fl ya da veya ithal edilmifl olmal›d›r. düflünmenin do¤ru olmad›¤›n› gösteren somut örneklerdir. Bu küçük boyutlu eserler, sanat Vak›flar Genel Genel Müdürlü¤ü Arflivi’ndeki ananesinin toplum içinde do¤up yaflad›¤›n› ve hatta bütün bu kat›’ etiketler, okunulurlu¤unu sa¤lamak öldü¤ünü; bundan dolay› da bir sanat eserinin aç›s›ndan, nohudi simili veya krem rengi tonlar›nda devrini en iyi anlatan tan›klardan biri oldu¤unu Hamidiye veya ‹stanbulî ka¤›tlar kullan›larak gösteren kan›tlard›r. Türk sanat›n›n geçirdi¤i tüm üretilmifltir. Kimilerinde filigran izleri görülmektedir. de¤iflimlere ve bünyesine kat›lan yeniliklere ra¤men Kal›nca, de¤iflik ‹talyan ka¤›tlar› da kullan›lm›flt›r. kendine has nüanslar›ndan ve ruhundan kopmad›¤›n› Kat›’ etiketlerimizi sistematik olarak da gösterirler. Bugün bile el yazmalar›n›n ciltleri, hat inceledi¤imizde, bunlar›n yüzy›llara dayanan köklü levhalar›, tezhipler, ebrular ya da kat›’ sanat›n›n en bir gelene¤inin oldu¤unu hemen görürüz ve anlar›z. güzel örneklerinden olan etiketler, bu kendine has Arflivlerimizde binlerce seçkin örnekleri oldu¤u ruhun onlara katt›klar› sayesinde hâlâ hayranl›kla halde, kat›’ sanat›n› yaz›p anlat›rken, bunlardan özel seyredilmektedir.” ( Oval›o¤lu 2007:8) - 236 - SAYI 32

Söz konusu arflivdeki kat›’ etiketler 1800’lü korumakta, ka¤›d›, deriyi oksitlendirmemektedir. y›llarda üretilmifl olduklar›ndan 19. yüzy›la Etiketlerin kopan k›s›mlar›nda bunlar›n art›klar› tarihlemek yerinde olur. Kat›’ sanat› günümüzde görülmektedir. olabildi¤ince yürütülmeye, yaflat›lmaya Örneklerini sundu¤um kat›’ etiketlerin as›llar›na çal›fl›lmaktad›r. Fakat iflin sanat yönü a¤›r özen göstererek yeniden yar›mlar›n› çizdim, ka¤›d› bast›¤›ndan yeteri kadar üretilip sat›fla arz ikiye katlad›m ve ameliyatta kullan›lan neflter b›çakla edilememektedir. Kat›’ etiketler ise yaln›z arflivlerde kestim ve oydum. As›llar›n›n yar›s› çizildikten sonra görülebilmekte, kat›’ programlar›nda yer küçülttürüldü, sonra kesimleri yap›ld›. Yani, bu kat›’ almamaktad›r. Bütünüyle unutulmufl durumdad›r. etiketlerin as›llar›n›n ayn› olmas›na azamî gayret Bundan böyle, kat›’ sanat› e¤itim-ö¤retim gösterilmifl, herhangi bir ekleme, ç›karma programlar›mda “Türk Kat›’ Etiketleri” kopya ve yap›lmam›flt›r. tasar›m konular›na yer vermeyi özellikle planlamaktay›m. Ola¤anüstü zengin bir kat›’ etiket kültürüne sahip ülkemizde, kat’› sanat›n› yeniden B‹BL‹YOGRAFYA canland›r›p gelecek kuflaklara devretmenin görevlerim aras›nda oldu¤u inanc›nday›m. Bu Arseven, C. E.( 1957).Sanat Ansiklopedisi, C. 2, konuda çal›flmalar›m sürmektedir. ‹stanbul.. Çok de¤erli ciltlerimizde, minyatürlerimizde Mesara, G. (1998)Türk Sanat›nda ‹nce Ka¤›t Oymac›l›¤› v.b. oldu¤u gibi isim yazmaman›n kat›’ (Kat›’), Ankara. etiketlerimizde de devam etti¤ini üzülerek görüyoruz. Oval›o¤lu, ‹. (2007) Arflivin Rengi Osmanl› Belgelerinde Bunlar›n arflivlerde görevlilerce hemen kesilip, Ebru ve Etiket, ‹stanbul. belgelere yap›flt›r›ld›¤› varsay›labilir. Yap›flt›rma iflleminde o günlerde de pirinç ve bu¤day Özcan, Y.(2007 Türk ve Çin ‹nce Ka¤›t Oyma Kat›’ niflastas›yla, derilerin de çiriflle yap›ld›¤›n› biliyoruz. Sanat›n›n K›sa Karfl›laflt›r›lmas›, Mesleki E¤itim Dergisi, C. 9, Bu do¤al maddeler ka¤›d› en güzel biçimde S.18, Ankara, s. 193-199. yap›flt›rd›¤› gibi, yüzy›llarca dayan›kl›l›klar›n› Yazar›n Arflivi.

- 237 - VAKIFLAR DERG‹S‹

- 238 - SAYI 32

- 239 - - 240 - Bugünden Düne ve Yar›na Bir Yolculuk; Ankara Vak›f Eserleri Müzesi

lus’ta1 yer alan Ankara Vak›f Eserleri Müzesi’nin tarihi Cumhuriyet’in ilk y›llar›na kadar uzan›r. 1927 U y›l›nda, dönemin geçerli mimari üslubu I. Ulusal Mimarl›k tarz›nda infla edilen yap›, ilkin Hukuk Mektebi olarak hizmet görmüfltür. Daha sonra s›ras›yla Ankara K›z Sanat Mektebi, Ankara Yüksek Ö¤renim Vak›f K›z Yurdu olarak kullan›lmas›n› takiben bodrum kat› Vak›flar Genel Müdürlü¤ü’nce halka hizmet veren afl evi di¤er katlar› ise Ankara Müftülü¤ü olarak de¤erlendirilmifltir. 2004’te, boflalt›larak Vak›flar Genel Müdürlü¤ü taraf›ndan müze amaçl› kullan›lmak üzere bak›m ve onar›m› yap›lan yap›, 2007 y›l›nda müze olarak ziyarete aç›lm›flt›r. Böylece hem eski bir eser onar›larak yeni iflleviyle yaflat›lm›fl hem de baflkent Ankara bir vak›f müzesi kazanarak iki yönlü bir kazan›m sa¤lanm›flt›r. Bir anlamda e¤itimden kültüre uzanan yolculuk gerçeklefltirilmifltir. Bu ba¤lamda Ankara Vak›f Eserleri Müzesi, ça¤›m›zda de¤iflen ve her geçen gün geliflen yeni müzecilik anlay›fl›yla özellikle vak›f kültürünün tan›t›m›n› amaçlamaktad›r. Modern bir anlay›flla kurulan ve vak›f müzelerinin seçkin Halil ‹brahim SEZER örne¤i konumundaki müze yap›s›, zemin üzerine iki katl›d›r. Alt Vak›f Uzman› VGM kat çeflitli depolara, konservasyon laboratuvar›na, hal› y›kama

- 241 - VAKIFLAR DERG‹S‹ havuzu ve revir ile geçici (süreli) sergi salonuna keseleri de bir dönemin al›flkanl›¤›n›n zevk ile nas›l ayr›lm›flt›r. Süreli sergi salonu ayr› bir kap› girifliyle uyum sa¤lad›¤›n›n göstergesidir. Ziyaretçiler saatleri di¤er mekânlardan ba¤›ms›z olarak tasarlanm›flt›r. görüp seslerini iflittiklerinde neden her saat bafl› Birinci katta idari mekânlar ile bir numaral› sergi uyar›ld›klar›n› anlay›p, zaman›n ayak sesi olarak salonu yer al›r. ‹kinci kat ise dört farkl› sergi salonu haf›zalar›na kaz›yacaklard›r. fleklinde düzenlenmifltir. Müzede önemli bir di¤er eser grubunu oluflturan Ça¤dafl müzecilik anlay›fl›n› benimseyerek bu maden eserler incelendi¤inde, dönemin inanc›n›n ve amaçla hareket eden Vak›flar Genel Müdürlü¤ü’nün ruhunun metallere ne denli flekil verdi¤i, kaz›nan Türkiye’deki ilk uygulamas›n› Ankara Vak›f Eserleri yaz›lar okundu¤unda da asl›nda tarihe düflürülmüfl Müzesi’nde görebiliriz. Müzede, yap›lan teflhirin kay›tlar, aidiyet belirten tapular oldu¤u bilinci çeflitlili¤i ve eser zenginli¤inin yan› s›ra do¤acakt›r. bilgilendirmenin de önemi vurgulanmaktad›r. Ziyaretçiler Türkçe, ‹ngilizce, Almanca, Arapça ve Yazma Eserler Salonu da müzenin ilgi çeken bir Japonca olmak üzere befl farkl› dilde anlat›m baflka köflesidir. Zahmetli bir u¤rafl› sonucu kolayl›¤› sunan el bilgisayarlar› ile eserler hakk›nda haz›rlanan yazma eserlerin her harfi ve sat›r›nda göz bilgi almakta, dokunmatik ekranlarla da eser gruplar› nurunun eme¤i hissedilir. ve müze hakk›nda farkl› bilgilere ulafl›labilmektedir. Müzede zengin vak›f kültür varl›¤›n›n ancak Engelli, yafll› ve çocuklu ziyaretçilerin müzeyi küçük bir seçkisi mekânlar›n elverdi¤i ölçüde farkl› rahatça gezebilmelerini sa¤lamak amac›yla “engelleri tasar›m ve sergileme teknikleri ile sunulmaktad›r. kald›ran müzecilik anlay›fl›”yla engelli asansörü bulunmaktad›r. Bilgi sistemlerinin d›fl›nda son Ankara Vak›f Eserleri Müzesi bir yönüyle daha teknolojiyi yans›tan güvenlik sistemleri ile de müze dikkat çekicidir. Bir zamanlar bulunduklar› korunmaktad›r. yap›lardan çal›narak yurt d›fl›na kaç›r›lan kimi vak›f Vak›f Eserleri Müzesi’nde tafl›nabilir nitelikteki eserleri, uzun ve ›srarl› hukukî süreçlerden sonra geri vak›f kültür varl›klar› sergilenmektedir. Bu ba¤lamda getirilerek sergilenmeleriyle ayr› bir de¤er tafl›r. Her dokuma hal› ve kilimler müze koleksiyonunun bir eserin ayr› hikâyesi oldu¤unu ö¤renip kimilerinin önemli bir k›sm›n› oluflturmaktad›r. Hareketli hikâyesini de kendi a¤z›ndan dinlemek de panolarda, çekmecelerde, kitap sayfas› müzecilikte yeni bir uygulama olmal›d›r. sergilemesinde ve sabit zeminlerde cam içinde Müze, ayn› zamanda çocuklar› da düflünerek sergilenen onlarca hal› ve kilim, renk ve motif proje gelifltirmifltir. Buna göre çocuklar›n yaparak – zenginli¤ine iflaret etti¤i gibi, her bir motifin alt›nda yaflayarak ö¤renmelerinin sa¤land›¤› zihinsel, yatan düflüncenin eme¤e nas›l yans›t›ld›¤›n› da gözler bedensel, biliflsel, duyuflsal ve sosyal geliflimine önüne serer. Farkl› bölgelere ait olan hal› ve kilimlere katk›da bulunacak canl› bir ö¤renme merkezi infla bak›ld›¤›nda adeta Türkiye bir uçtan bir uca gezilir. edilmifltir. Müzedeki drama etkinlikleriyle çocuklar Müzede, bir zamanlar mimariye ba¤›ml› olarak hem keyifli vakit geçirerek müze gezme al›flkanl›¤› kullan›lan ahflap ve çini parçalar da sergilenmektedir. kazanmakta hem de bilgi sahibi olmaktad›r. Bu parçalardaki estetik ve zevki düflündü¤ümüzde, günümüzde daha ön plana ç›kan ifllevsellikten dolay› Çocuklar›n yan› s›ra yetiflkinler için de e¤itim esteti¤in nas›l geri plana at›ld›¤› gözler önüne faaliyetlerine ev sahipli¤i yapan müzenin sinevizyon serilmektedir. Sakal – › flerif kutular›nda görülen özen odas›nda e¤itici gösterimler yap›l›rken, çok amaçl› ve titizlik ise ‹slam dini ve peygamberine duyulan salonunda hizmet içi e¤itim çal›flmalar› gerçeklefltiril- sevgi ve sayg›n›n bir yans›mas› olmal›d›r. Para mektedir.

1 Atatürk Bulvar› No: 23. Opera Binas› karfl›s›, ‹ller Bankas› yan›. - 242 - SAYI 32

Müzenin alt kat›nda yer alan ve ayr› bir girifli tamamlad›ktan sonra yorgunluk atmak için bir bardak bulunan geçici sergi salonu belli sürelerle sanatç› ve çay içebilir ve sonras›nda birkaç ad›mla flehrin zanaatkârlara tahsis edilmekte ve geleneksel el kalabal›¤›na kar›flabilirsiniz. sanatlar›ndan modern sanatlara kadar genifl bir Ankara Vak›f Eserleri Müzesi, geçmiflten gelen yelpazede teflvik amac›yla sanatç›lar›n kullan›m›na vak›f duyarl›l›¤›n› gelece¤e tafl›yarak uluslar aras› sunulmaktad›r. Böylece sabit sergilerin yan›nda, ölçülerde ça¤› yakalayan ve yaflayan bir müze olma gerçeklefltirilen geçici sergilerle müzenin yolunda koydu¤u hedeflere emin ad›mlarla sürdürülebilirli¤i ve her daim canl› kalmas› sa¤lan›p ilerlerken, farkl› çal›flma alanlar› ile toplumun her baflkentin kültür – sanat birikimine katk› yap›lmakta kesimini içine alan iflbirli¤i sa¤layarak toplumsal bir ve toplumsal bir rol üstlenilmektedir. rol üstlenmekte ve kültürel kalk›nmaya öncülük Eski Eser Koruma ve Onar›m Atölyesi müzeye etmektedir. gelen eserlerin ilk mekân› olup sergi salonuyla Ça¤dafl müzecilik anlay›fl›yla Ankara’n›n kültür sonlanacak yolculu¤un ilk dura¤›d›r. Ehil ellerin, – sanat ortam›na canl›l›k getiren, sundu¤u teknolojik ortaya koyan, üreten ellere, müdahale etmeksizin ve ve sosyal imkânlarla baflkentin merkezinde, bir soluk ona sayg›yla yani özgün halini bozmaks›z›n ve yeni ald›rmay› amaçlayan ve tarihe ev sahipli¤i iddias›yla yeni nesillere ulaflabilsin diye yapt›klar› müdahaledir yola ç›kan Ankara Vak›f Eserleri Müzesi geçmiflin asl›nda. Bir bak›ma genifl bir ufuk çizgisi ama s›n›rl› ›fl›¤›n› gelece¤e tafl›mak ad›na sizleri bekliyor. bir alanda haddini aflmadan. Sözün bitti¤i yerde; bugünden düne ve yar›na Müze bünyesinde faaliyet gösteren kafeteryada, bakmak için yolculu¤un merkezinde, müzede müze ziyareti s›ras›nda bir soluk almak ya da ziyareti buluflmak üzere……*

*a) Teberrükât eflyalar›; yazma ve basma Kur’an – › Kerim, cüz, kitap, sakal – › flerif, kabe örtüsü, hal›, kilim ve di¤er sergi malzemeleri, minber ve kürsü örtüsü, flal, kap› perdesi, sancak, flamdan, flamdan mumu, avize, kandil ve kandillik, ask› tak›m›, rahle, kürsü, minber, kap› ve pencere kanatlar›, merdiven, cüz ve sakal – › flerif mahfazas›, sehpa, levha, saat, gülapdan, buhurdan ve benzeri eflyalar, b) Tekke eflyalar›; taç, küpe, h›rka, gömlek, palhenk, k›l›ç, etek, dolak, hüccame, tennure, kanberiye, zerdeste, teber, nize, nacak, keflkül, nefir, kabak, kafla¤›, mafla, sofra, asa, çale, yast›k, post, haydariye, t›¤, flifl, seng, çomak, tespih, flifa tas›, kavuk, sikke, alem, ney, kudüm, tef ve benzeri eflyalar, c) Vakfiye, hüccet, berat, ferman, flahsiyet kayd› ve benzeri kültür varl›klar›, d) Gerçek ve tüzel kiflilerin eski eser niteli¤i tafl›yan ba¤›fl ve terekeleri. - 243 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 1. 1930’lu y›llarda Ulus ve Hukuk Mektebi Binas› (VEKAM arflivinden)

Resim 2. Müze Ön Cephe - 244 - SAYI 32

Resim 3. 2 no’lu Sergi Salonundan görünüm

Resim 4. Müze’de e¤itim çal›flmas› - 245 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Resim 5. Geçici Sergi Salonundan bir sergi

Resim 6. Müze Konservasyon ve Restorasyon Laboratuvar›

- 246 - ‹ki fiehrin Vak›flarla Ortak Hikâyesi Gaziantep ve Halep’te Vak›flar Sempozyumu

ak›flar Genel Müdürlü¤ü ve Gaziantep Belediyesinin destekleri, Gaziantep ve Halep Üniversitelerinin V iflbirli¤i ile düzenlenen G.Antep ve Halep’te Osmanl› Dönemi Vak›f Eserleri Sempozyumu 21–24 Aral›k 2009 tarihleri aras›nda G.Antep ve Halep Üniversitelerinde yap›ld›. Konusu, organizasyonu ve kat›l›mc›lar› ile son derece dikkate de¤er buldu¤umuz bu sempozyumun akademik toplant›lar›n tahmin edilebilecek yararlar›n›n çok üzerinde bir önem ve anlama sahip oldu¤unu büyük bir memnuniyetle gördük, hissettik ve yaflad›k. Cumhuriyet’in kuruluflundan önce Halep’in Osmanl› devletinin bir vilayeti, Gaziantep’in de bu vilayetin bir sanca¤› oldu¤u düflünülecek olursa iflaret etmeye çal›flt›¤›m›z önem ve anlamla bizde uyand›rd›¤› duygu ve düflüncelerin karfl›l›¤› anlafl›labilir san›yorum. Onlarca y›ld›r birbirine tereddüt ve endifle ile bakan Türkiye ile Suriye aras›ndaki yak›nlaflma ve bunun bir sonucu olarak vizelerin kald›r›lmas›, iki toplum aras›ndaki iliflkilerin güçlenmesine inan›lmaz bir ivme kazand›rm›fl. Sempozyumun Mehmet ÇET‹N akademik verimlerinden çok daha fazla bir önem ve anlam Araflt›rmac› Yazar tafl›mas› bu yak›nlaflman›n, iki toplumun birbirini yeniden

- 247 - VAKIFLAR DERG‹S‹ keflfetmeye çal›flma çabas›n›n sempozyumun turist ya da ziyaretçi gibi de¤il bir müntesibi gibi, bir havas›na da egemen olmas›nda görülebilir. parças› gibi karfl›lad›. ‹ki ülkenin ayn› co¤rafyan›n Sempozyuma Valilik, Belediye ve yerel yöne- hamuruyla yo¤rulan ruhunun ete kemi¤e büründü¤ü ticilerin ilgi ve kat›l›m› da yüksekti. Ayn› ilgi ve ikiz benzerlik karfl›laflt›¤›m›z her insanda kendisini kat›l›m yüksekli¤ini Halep’in yerel yöneticilerinde de hemen gösteriyordu. gözledik. Hemen her konuflmac›n›n tebli¤inden önce iki Çok say›da Türk ve Suriyeli ilim adam›n›n G. ülkenin yak›nlaflmas›ndan duyulan memnuniyet Antep ve Halep Üniversitelerinde sundu¤u tebli¤ler lerini ve bu yak›nlaflmay› sa¤layan Türkiye ve san›lan›n aksine bizi geçmifle götürmek yerine sanki Suriye’nin yöneticileriyle ilgili takdirlerini, bir jest geçmifli bugüne tafl›d› ve Türkiye-Suriye iliflkilerine olarak de¤il, son derece sade ve o ölçüde içtenlikli bir tarihsel bir derinlik kazand›racak kap›lar arald›. Daha dil ile ifade etmeleri toplant›n›n en dikkate de¤er do¤rusu var olan tarihsel derinli¤i ortaya ç›kard›. yan›yd›. Denilebilir ki, bir kültür co¤rafyas› iki ülkeyi ve Bizi son derece memnun eden bir baflka olay da, toplumu kendisine ça¤›r›yor, tarih aktüel olana yol Halep Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat› bölümü aç›yor, k›lavuzluk ediyordu. ö¤rencilerinin gösterdi¤i yak›n ilgiydi. Suriyeli bir Sempozyumun Türkiye bölümünün sonunda ö¤renciden “Mona Roza”y› dinlemek bu toplant›n›n düzenlenen flehir turu ile gezip gördü¤ümüz, sadece küçük ama en keyifli belki de en unutulmaz restore edilmekle yetinilmeyip yeniden ihya edilen ve enstantanelerinden biriydi. ekonomiye kazand›r›lan 30’a yak›n vak›f eseri hanla di¤er yap›lar G. Antep’in tarihi dokusunu ve Bu tür etkinliklerin bir son de¤il çeflitlenerek, kimli¤ini de ortaya ç›karm›fl. Baflka bir tabirle artarak ve geliflerek devam eden bir sürecin söyleyecek olursak G.Antep’in içinde Ayntab’› da bafllang›c› olmas›, iki ülkenin birbiriyle bilgi gördük, hem de günlük hayat›n ve ticaretin içinde. birikimini paylaflmalar› sonucundan çok daha fazla ve çok genifl bir alanda iflbirli¤inin ortam›n› Ayn› fley Halep üniversitesindeki sempozyum haz›rlayacakt›r. ve flehir gezisi için de söylenebilir. Muhteflem Halep Kalesi, hemen ‹stanbul’daki Kapal›çarfl›y› hat›rlatan Bu yüzden sempozyumun varsa aksakl›klar› hiç Halep Kapal›çarfl›s›, sade ve güzel camileri bizi bir kimsenin dikkatini bile çekmedi.

- 248 - SAYI 32

- 249 - VAKIFLAR DERG‹S‹

- 250 - VAKIFLAR DERG‹S‹ Yay›n ‹lkeleri

ak›flar Dergisi, Haziran ve Aral›k aylar›nda (yaz ve k›fl)olmak üzere y›lda iki say› yay›mlan›r. Her y›l›n so- V nunda derginin y›ll›k dizini haz›rlan›r ve Haziran say›- s›nda yay›mlan›r. Dergi, Yay›n Kurulu taraf›ndan belir- lenen yurtiçi ve d›fl›ndaki kütüphanelere, uluslararas› indeks kurumlar›na ve abonelere, yay›mland›¤› tarihten itibaren bir ay içerisinde gönderilir. Vak›flar Dergisi, Vak›f kurumu ve vak›f kurumu ile ilgili kültürel zenginlikleri, vak›f yolu ile teflekkül etmifl kültür varl›k- lar›n›, Vak›flar›n tarihî ve güncel gerçeklerini bilimsel ölçüler içerisinde ortaya koymakta, Vak›flarla ilgili olarak, uluslararas› düzeyde yap›lan bilimsel çal›flmalar› kamuoyuna duyurmak ama- c›yla yay›mlamaktad›r. Vak›flar Dergisi ‘nde, sosyal bilimler alan›nda, vak›f ve va- k›f kültürünün tarihî ve güncel problemlerini ve iliflkili alanlara dair meseleleri bilimsel bir bak›fl aç›s›yla ele alan, bu konuda çö- züm önerileri getiren yaz›lara yer verilir. Vak›flar Dergisi ‘ne gönderilecek yaz›larda; alan›nda bir bofllu¤u dolduracak özgün bir makale olmas› veya daha önce ya- y›mlanm›fl çal›flmalar› de¤erlendiren, bu konuda yeni ve dikkate de¤er görüfller ortaya koyan bir inceleme olma flart› aran›r. Vak›f ve vak›f kültürü ile ilgili belge, eser ve flahsiyetleri tan›tan, yeni etkinlikleri duyuran yaz›lara da yer verilir.

-251 - VAKIFLAR DERG‹S‹

Makalelerin Vak›flar Dergisi ‘nde yay›mlana- 1. Bafll›k: ‹çerikle uyumlu, onu en iyi ifade bilmesi için, daha önce bir baflka yerde yay›mlanma- eden bir bafll›k olmal› ve koyu harflerle yaz›lmal›d›r. m›fl veya yay›mlanmak üzere kabul edilmemifl olma- Aday makalenin bafll›¤›, en fazla 10-12 kelime ara- s› gerekir. Daha önce bilimsel bir toplant›da sunul- s›nda olmal›d›r. mufl bildiriler, bu durum aç›kça belirtilmek flart›yla 2. Yazar ad(lar)› ve adres(ler)i: Yazar(lar)›n kabul edilebilir. ad(lar)› ve soyad(lar)› koyu, adresler ise normal ve e¤ik karakterde harflerle yaz›lmal›; yazar(lar)›n gö- Yaz›lar›n De¤erlendirilmesi rev yapt›¤› kurum(lar), haberleflme ve e-posta (e-ma- Vak›flar Dergisi ‘ne gönderilen yaz›lar, önce il) adres(ler)i belirtilmelidir. Yay›m Kurulunca dergi ilkelerine uygunluk aç›s›n- 3. Özet: Makalenin bafl›nda, konuyu k›sa ve öz dan incelenir. Uygun görülmeyenler düzeltilmesi için biçimde ifade eden ve en az 75, en fazla 150 kelime- yazar›na iade edilir. Yay›n için teslim edilen makale- den oluflan Türkçe ve ‹ngilizce özet bulunmal›d›r. lerin de¤erlendirilmesinde akademik tarafs›zl›k ve bi- Özet içinde, yararlan›lan kaynaklara, flekil ve çizelge limsel kalite en önemli ölçütlerdir. De¤erlendirme numaralar›na de¤inilmemelidir. Özetin alt›nda bir sa- için uygun bulunanlar, ilgili alanda iki hakeme gön- t›r boflluk b›rak›larak, en az 5, en çok 8 sözcükten derilir. Hakemlerin isimleri gizli tutulur ve raporlar oluflan anahtar kelimeler verilmelidir. befl y›l süreyle saklan›r. Hakem raporlar›ndan biri olumlu, di¤eri olumsuz oldu¤u takdirde, yaz›, üçüncü 4. Ana Metin: A4 boyutunda (29.7x21 cm.) bir hakeme gönderilebilir veya Yay›n Kurulu, hakem k⤛tlara, MS Word program›nda, Times New Roman raporlar›n› inceleyerek nihai karar› verebilir. Yazar- yaz› karakteri ile, 12 punto, 1.5 sat›r aral›¤›yla yaz›l- lar, hakem ve yay›n kurulunun elefltiri ve önerilerini mal›d›r. Sayfa kenarlar›nda 2.5 cm. boflluk b›rak›lma- dikkate al›rlar. Kat›lmad›klar› hususlar varsa, gerek- l› ve sayfalar numaraland›r›lmal›d›r. Araflt›rma ve ‹n- çeleriyle birlikte itiraz etme hakk›na sahiptirler. Ya- celeme makaleleri 10.000 kelimeyi geçmemelidir. y›na kabul edilmeyen yaz›lar, yazarlar›na iade edil- Metin içinde vurgulanmas› gereken k›s›mlar, koyu mez. Hakem incelemesinden geçmifl yaz›lar, “Arafl- de¤il e¤ik harflerle yaz›lmal›d›r. Metinde t›rnak ifla- t›rma-‹nceleme Yaz›lar›” olarak, kitap tan›t›m›, proje, reti içinde e¤ik harflerin kullan›lmas› gibi çifte vur- tan›t›m, çeviri vb. yaz›lar ise “Di¤er Yaz›lar” bölü- gulamalara yer verilmemelidir. münde yay›nlan›r. 5. Bölüm Bafll›klar›: Makalede, düzenli bir Vak›flar Dergisi ‘nde yay›mlanmas› kabul edi- bilgi aktar›m› sa¤lamak üzere ana, ara ve alt bafll›klar len yaz›lara telif ücreti ödenir. Yay›nlanan yaz›larda- kullan›labilir ve gerekti¤i takdirde bafll›klar numara- ki görüfllerin sorumlulu¤u ve yaz›m tercihleri, yazar- land›r›labilir. Ana bafll›klar (ana bölümler, kaynaklar lar›na aittir. Yaz› ve foto¤raflardan, kaynak gösterile- ve ekler) büyük harflerle; ara ve alt bafll›klar, yaln›z rek al›nt› yap›labilir. ilk harfleri büyük, koyu karakterde yaz›lmal›; alt bafl- l›klar›n sonunda iki nokta üst üste konularak ayn› sa- t›rdan devam edilmelidir. Yaz›m Dili 6. Tablolar ve fiekiller: Tablolar›n numaras› Vak›flar Dergisi’nin yaz›m dili Türkiye Türkçe- ve bafll›¤› bulunmal›d›r. Tablo çiziminde dikey çizgi- sidir. Uluslararas› geçerlili¤i olan dillerde haz›rlan- ler kullan›lmamal›d›r. Yatay çizgiler ise sadece tablo m›fl olan makalelere Yay›n Kurulunun uygun buldu- içindeki alt bafll›klar› birbirinden ay›rmak için kulla- ¤u çerçevede yer verilir. n›lmal›d›r. Tablo numaras› üste, tam sola dayal› ola- rak koyu ve dik yaz›lmal›; tablo ad› ise tablo numara- Yaz›m Kurallar› s›n›n alt›na, tam sola dayal›, her sözcü¤ün ilk harfi Makalelerin, afla¤›da belirtilen flekilde sunulma- büyük olmak üzere e¤ik yaz›lmal›d›r. Tablolar metin s›na özen gösterilmelidir: içinde bulunmas› gereken yerlerde olmal›d›r. fiekiller - 252 - SAYI 32 siyah beyaz bask›ya uygun haz›rlanmal›d›r. fiekil nu- nokta ile bitmelidir. Hemen yan›ndan sadece ilk harf maralar› ve adlar› fleklin hemen alt›na ortal› flekilde büyük olmak üzere flekil ad› dik yaz›lmal›d›r. Afla¤›- yaz›lmal›d›r. fiekil numaras› koyu ve e¤ik yaz›lmal›, da tablo ve flekil örnekleri sunulmufltur. Tablo 1: Kat›l›mc›lar›n Mezun Olduklar› Lise Türlerine Göre Ö¤retmenli¤e Atanma Durumlar›

fiekil 1. Yap› yerlerini gösteren çizimler.

7. Resimler: Yüksek çözünürlüklü ( en az 300 Dipnot kullan›m›ndan mümkün oldu¤unca kaç›- dpi) bask› kalitesinde taranm›fl halde makaleye ek n›lmal›; yaln›z aç›klamalar için baflvurulmal› ve oto- olarak gönderilmelidir. Resim adland›rmalar›nda, fle- matik numaraland›rma yoluna gidilmelidir. Dipnot- kil ve çizelgelerdeki kurallara uyulmal›d›r. (Örnek : larda kaynak göstermek için, metin içi kaynak göster- Resim 1. Sulu Han) me yöntemleri kullan›lmal›d›r. Teknik imkâna sahip yazarlar, flekil, çizelge ve resimleri aynen bas›labilecek nitelikte olmak flart› ile Kaynaklar k›sm›nda ise, birden fazla yazarl› ya- metin içindeki yerlerine yerlefltirebilirler. Bu imkâna y›nlar›n di¤er yazarlar› da belirtilmelidir. sahip olmayanlar, bunlar için metin içinde ayn› bo- yutta boflluk b›rakarak içine flekil, çizelge veya resim Metin içinde, gönderme yap›lan yazar›n ad› ve- numaralar›n› yazabilirler. Resim kullan›lan yaz›larda riliyorsa kayna¤›n sadece yay›n tarihi yaz›lmal›d›r: resim listesi ayr›ca verilmelidir. “Tanp›nar (1976: 131), bu konuda ….” 8. Al›nt› ve Göndermeler: Al›nt›lar t›rnak içinde verilmeli; befl sat›rdan az al›nt›lar sat›r aras›n- Yay›m tarihi olmayan eserlerde ve yazmalarda da, befl sat›rdan uzun al›nt›lar ise sat›r›n sa¤›ndan ve sadece yazarlar›n ad›; yazar› belirtilmeyen ansiklope- solundan 1.5 cm içeride, blok hâlinde ve 1 sat›r aral›- di vb. eserlerde ise eserin ismi yaz›lmal›d›r. ¤›yla 1 punto küçük yaz›lmal›d›r. Metin içinde gön- ‹kinci kaynaktan yap›lan al›nt›larda, as›l kaynak dermeler, parantez içinde afla¤›daki flekilde yaz›lma- l›d›r. da belirtilmelidir: (Köprülü 1944), (Köprülü 1944: 15). “Köprülü (1926) .....” (Çelik 1998’den). Birden fazla yazarl› yay›nlarda, metin içinde sa- Kiflisel görüflmeler, metin içinde soyad› ve tarih dece ilk yazar›n soyad› ve ‘vd.’ yaz›lmal›d›r: belirtilerek gösterilmeli, ayr›ca kaynaklarda da belir- (Gökay vd. 2002). tilmelidir. - 253 - VAKIFLAR DERG‹S‹

9. Kaynaklar: Metnin sonunda, yazarlar›n so- ‹nternet adreslerinde ise mutlaka kayna¤a ulafl- yad›na göre alfabetik olarak afla¤›daki flekillerden bi- ma tarihi belirtilmeli ve bu adresler kaynaklar aras›n- rinde yaz›lmal›d›r. Kaynaklar, bir yazar›n birden faz- da da verilmelidir: la yay›n› olmas› halinde, yay›mlan›fl tarihine göre s›- ralanmal›; bir yazara ait ayn› y›lda bas›lm›fl yay›nlar www.tdk.gov.tr/bilterim (15.12.2002) ise (1980a, 1980b) fleklinde gösterilmelidir. Yaz›lar›n Gönderilmesi Kitaplar ‹çin; Yukar›da belirtilen ilkelere uygun olarak haz›r- Yazar Soyad›, Ad›n›n ilk harfi. (y›l). Kitap ad›, lanm›fl yaz›lar, biri orijinal, di¤er ikisi fotokopi olmak Bas›ld›¤› Yer : Yay›nevi. üzere (fotokopilerde yazar› tan›t›c› hiçbir bilgi olma- Tekin , C. (1988). Orhon Yaz›tlar›, Ankara : mak kayd›yla) üç nüsha olarak, yaz›labilir CD ile bir- TDK Yay›nlar›. likte Vak›flar Genel Müdürlü¤ü adresine gönderilir. Makaleler için; Yazarlar›na raporlar do¤rultusunda gelifltirilmek Yazar Soyad›, Ad›n›n ilk harfi. (y›l) Makale ad›. ve/veya düzeltilmek üzere gönderilen yaz›lar, gerekli Süreli yay›n›n tam ad›, Cilt numaras›, (Say› numara- düzenlemeler yap›larak yaz›labilir CD ve orijinal s›), Sayfa aral›klar›. ç›kt›s›yla en geç bir ay içinde tekrar dergiye ulaflt›r›- Aytekin , O. (1999). Eski Türklerde Toplumsal l›r. Görsel malzemeler renkli ise ç›kt›lar› da renkli ve Siyaset Anlay›fl›. Hacettepe Üniversitesi Türkiyat üç nüsha olarak gönderilmelidir. Yay›n Kurulu, yaz›- Araflt›rmalar› Dergisi, 1999/1 (8), 81-101. larda esasa yönelik olmayan düzeltmeler yapabilir.

Yaz›flma Adresi:

T.C. BAfiBAKANLIK Vak›flar Genel Müdürlü¤ü Kültür ve Tescil Daire Baflkanl›¤›

Vak›flar Dergisi Atatürk Bulvar›. No:10 06050 Ulus / ANKARA / TÜRK‹YE Tel: (0312) 509 60 00 Faks: (0312) 324 47 22 e-posta:[email protected] [email protected] web: www.vgm.gov.tr

- 254 -