Sosyal Ve Beşerı Bilimlerde Teori Ve Araştırmalar II
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
İmtiyaz Sahibi / Publisher • Yaşar Hız Genel Yayın Yönetmeni / Editor in Chief • Eda Altunel Kapak & İç Tasarım / Cover & Interior D esign • Gece Kitaplığı Editör / Edıtor • Prof. Dr. Serdar Öztürk Birinci Basım / First Edition • © Aralık 2020 ISBN • 978-625-7319-29-4 © copyright Bu kitabın yayın hakkı Gece Kitaplığı’na aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, izin almadan hiçbir yolla çoğaltılamaz. The right to publish this book belongs to Gece Kitaplığı. Citation can not be shown without the source, reproduced in any way without permission. Gece Kitaplığı / Gece Publishing Türkiye Adres / Turkey Address: Kızılay Mah. Fevzi Çakmak 1. Sokak Ümit Apt. No: 22/A Çankaya / Ankara / TR Telefon / Phone: +90 312 384 80 40 web: www.gecekitapligi.com e-mail: [email protected] Baskı & Cilt / Printing & Volume Sertifika / Certificate No: 47083 Sosyal ve Beşerı Bilimlerde Teori ve Araştırmalar II Cilt 4 Editör PROF. DR. SERDAR ÖZTÜRK İÇİNDEKİLER BÖLÜM 81 MÜLKİYETİN TOPLUM TİPLERİYLE MÜNASEBETİ Etem ÇALIK ............................................................................................ 1 BÖLÜM 82 LOZAN ANTLAŞMASI ONAYLANMADAN ÖNCE İNGİLTERE LORDLAR KAMARASI’NDA ANTLAŞMA HAKKINDA YAPILAN OTURUM ÜZERİNE BİR İNCELEME Çağdaş YÜKSEL ..................................................................................... 19 BÖLÜM 83 PANDEMİ DÖNEMİNDE SAĞLIK ÇALIŞANLARININ KARŞILAŞTIKLARI AŞIRI İŞ YÜKÜ VE COVİD-19 KORKULARININ İŞTEN AYRILMA NİYETİNE VE ÖRGÜT DEPRESYONUNA ETKİSİ Bedirhan ELDEN ..................................................................................... 37 BÖLÜM 84 TOPLUMSAL HAREKETLERE MÜDAHALEDE ÇAĞDAŞ YÖNETİM YAKLAŞIMLARININ ÖNEMİ Sadegül DURGUN .................................................................................. 49 BÖLÜM 85 1926-1929 YILLARINDA HAVACILIK HABERLERİNİN BASINA YANSIMASI:TÜRK HAVA MECMUASI Yücel ÖZTÜRK ....................................................................................... 81 BÖLÜM 86 CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA BİR SOSYAL DEVLET POLİTİKASI: TOPRAK REFORMU Bahattin DEMİRTAŞ ............................................................................ 107 BÖLÜM 87 DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA GÖÇ, İSKÂN VE NÜFUS POLİTİKALARI (1923-1938) Bahattin DEMIRTAŞ ............................................................................ 125 BÖLÜM 88 JOSEPH STALİN DÖNEMİNDE KOMÜNİZM İDEOLOJİSİ ALTINDA KADINLARIN ÇALIŞMA HAYATINDAKİ TEMSİLİ Mehmet Ali GAZİ .................................................................................. 143 BÖLÜM 89 ÖRGÜTDE NEGATİF KARMA: ÖĞRENCİ ALGILARI ÜZERİNDEN ÖRGÜTSEL MUHALEFET VE SİNİZM İLİŞKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Nesrin ŞALVARCI TÜRELİ & Umut Can ÖZTÜRK ........................... 163 BÖLÜM 90 GÜNÜMÜZDE İŞLETMELER İÇİN GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNEMİ Sertaç ARI .............................................................................................. 187 BÖLÜM 91 PERAKENDE SEKTÖRÜNDE TÜKETİCİLERİN ÖZEL MARKALAR HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ Selim BEKÇİOĞLU & Ahu YAZICI AYYILDIZ ................................. 207 BÖLÜM 92 İŞLETMELERDE KURUMSALLAŞMA VE MARKALAŞMA Naim Çağlar DİRİ ................................................................................................................................................235 BÖLÜM 93 ÇALIŞANLARIN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNE GÖRE TOPLUMSALLAŞMA SÜREÇLERİNİ YAŞAMA DURUMLARI Bahattin RIZAOĞLU & Tuğrul AYYILDIZ ......................................... 253 BÖLÜM 94 BİR EDEBİYATÇI OLARAK İBN ARABŞÂH Ahmet GEMİ ......................................................................................... 285 BÖLÜM 95 İŞÇİLERİN SENDİKAL ÖRGÜTLENME DENEYİMİ: DÜZCE’DEN BİR VAKA ANALİZİ Çetin YILMAZ ...................................................................................... 307 BÖLÜM 96 ÜÇ TARZ-I SİYASET ESERİ BAĞLAMINDA AKÇURAOĞLU YUSUF BEY Enver Emre Öcal .................................................................................... 337 BÖLÜM 97 TÜRKÇEDEKİ KALIP SÖZLERDE TOPLUMSAL CİNSİYET VE BEDEN ALGISI Betül B. OĞUZ ...................................................................................... 357 Bölüm 81 MÜLKİYETİN TOPLUM TİPLERİYLE MÜNASEBETİ Etem ÇALIK1 1 İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi 2 . Etem Çalık Sosyal ve Beşerı Bilimlerde Teori ve Araştırmalar II .3 GİRİŞ Bu çalışmada çeşitli toplum tiplerine göre, mülkiyet anlayışında mey- dana gelen değişmeler incelenmeye çalışılmıştır. Esas olarak da gayrimen- kul mülkiyeti ele alınmıştır. Zira sanayi çağı evveli toplumlarda birinci derece zenginlik kaynağı toprak sahipliği idi. Toprak mülkiyetinin bulun- madığı iptidaî toplulukları ise konu dışında bıraktık. Mülkiyet meselesini, İlk Çağ’da meydana gelmiş olan medeni toplumlarla (tarım toplumlarıy- la) başlattık. Orta Çağ Batı Avrupa mülkiyet anlayışını “feodal mülkiyet” başlığı altında inceledik. Bunun sebebi, Orta Çağ’da mülkiyet yapısının iktisat dışı faktörlerin neticesi olarak şekillenmesiydi. Sonraki toplum tip- lerini, sanayi inkılâbının neticesinde kurulan “liberal-kapitalist toplumlar” başlığı altında inceledik. Son olarak, kapitalizmin zulümlerine karşı bir reaksiyon olarak ortaya çıkan “Marksist-komünist toplumlar”ı incelemeye çalıştık. I) İLKÇAĞ TOPLUMLARINDA MÜLKİYET Mülkiyet, insanlığın üretim ekonomisine geçtiği tarım devriminden itibaren, toplumların sosyal yapılarını belirleyen en ehemmiyetli faktör olmuştur. Zenginliğin esas olarak toprak sahipliğine dayandığı bu toplum- larda sınıf yapısı da yine bu unsura göre belirleniyordu. Dolayısiyle, din adamları sınıfından sonraki en üst ve prestijli sınıf büyük topraklara sahip aristokrat sınıftı. Üretim ekonomisine bağlı olarak özel mülkiyetin ortaya çıkması, sos- yal sahada sınıf gerçeğine yol açarken, hukukî sahada “mala karşı suç” denen bir hukuka aykırılık türüne yol açmıştı. Tarım toplumları çağında sosyal sınıfların mülkiyet yoluyla belirlen- mediği istisnaî toplumlar da vardı. Bunlardan birisi Hint toplumuydu ki, orada herhangi bir sınıfa mensup olmak doğumla mümkün olabiliyordu. Arsal”ın da ifade ettiği gibi, “kastlar kapalı zümrelerdir. Muayyen bir kasta intisap irsîdir, mecburidir ve zevali mümkün olmayan bir haldir” (Arsal, 1948: 37-38). Bütün tarım toplumlarında yukarı sınıf mensubu sayılan din adamları, Hint toplumunda da bu mevkilerini koruyorlardı. Bunun sebebini Störig şöyle izah etmektedir: “Savaşçı fatihlerden tarıma ve zanaata dayalı barışçıl ve düzenli bir toplum düzenine yavaş yavaş geçişle birlikte, halkın gözünde doğaüstü güçlere dualar ve kurbanlar aracılığıyla etki etme imkânı gittikçe artan bir önem kazandı. Hasatlarda verimin artışı ve buna bağlı olarak halkın refahı- nın tanrıların iradesine bağlı olduğuna inanılıyordu. Oysa tanrısal güçlerle nasıl doğru bağlantılar kurulacağına dair bilgiler yalnızca Brahmanlarda vardı ve onlar da bu bilgiyi özenle koruyor, etrafını bir gizem örtüsü ile 4 . Etem Çalık sarıyorlardı” (Störig, 2013: 35). Din adamlarının (Brahmanların) memleketin dinî, kültürel ve iktisadî hayatındaki bu imtiyazlı mevkii, onlara iktisadî vaziyetleriyle paralel ol- mayan üstün bir statü kazandırmıştı. Yine onlar, bütün tarımsal toplumlar- da olduğu gibi, siyasî iktidarın meşruluğunu sağlıyorlardı. Nüfuz ve pres- tijlerinin bir sebebi de buydu. Hint toplumunda mülkiyet varislik, satın alma, taksim, haciz gibi yol- larla kazanılabilirdi. Yine Arsal’ın ifade ettiği gibi, “mülkiyet on sene bil- fiil tasarruf, yani zilyetlik ile dahi iktisap edilebilir. Fakat bu fiili tasarruf, mülkün hakiki sahibinin gözü önünde vaki olmalıdır. Ve hakiki sahip kü- çük yahut mecnun olmamalıdır” (Arsal, 1948: 48). Hint toplumunda mülkiyetin kazanılma yolları, zilyetlikle kazanma dışında aşağı yukarı medeni hukuktaki gibidir, yalnız zilyetlikle mal ka- zanma hususunda Hint hukukunun kriterleri modern hukuktakinden olduk- ça farklıdır. Burada bir gayrimenkule sahibinin gözü önünde on sene tasarruf et- menin mülkiyet hakkını doğurması, maliki arazisini bizzat işlemeye zor- lamak gibi pratik bir endişeden kaynaklanıyor olabilir. Onun için de top- rağını bizzat işlemeyen malik âdeta cezalandırılmaktadır. Bunun sebebini de o devrin şartlarında aramalıdır. Tarım toplumlarında üretimin organik enerjiye dayanması sebebiyle ziraî verim düşüktür. Bu ürünle hem köy- lü hem de ziraî üretimde bulunmayan şehirli nüfus beslenecektir. Bundan dolayı da çiftçinin köyünde kalmasına ve şehirli için üretim yapmasına titizlik gösteriliyordu. Bu endişe Yeni çağlarda da devam etmiştir. Nitekim Osmanlı İmpara- torluğunda da, toprağını terk edenlerden “çift bozan akçası” adı altında bir nakdî ceza alınıyordu (Ortaylı, 2007: 137). “Mülkiyet”in sosyal sınıfları belirlemediği bir başka toplum da An- tik Çağ’daki Yunan sitelerinden Atina idi. Atina’da başlıca; vatandaşlar, metekler (yabancılar) ve köleler olmak üzere üç sınıf vardı. Bunlardan, şehrin siyasî hayatına katılma hakkı olanlar yalnız vatandaşlardı ve bu hak doğuştan kazanılıyordu. Bu hak Şehir Kurulu toplantılarına katılmaktan jürilik görevine seçilebilmeye kadar birçok sahayı kapsıyordu. “Vatandaş- lar”ın hepsi zengin değildi, tabiî. Zaten “vatandaş” sayılabilmek için bu şart olmadığı gibi mümkün de değildi. Sabin’in de belirttiği gibi, “Atina vatandaşlarının büyük çoğunluğunun, hayatlarını meslekleriyle kazanan esnaf, zanaatkâr ya da çiftçi olmuş olmaları gerekir” (Sabine, 1969: 2-3). Bir şehir devleti olan Atina’nın bu istisnaî vaziyeti, yüzölçümü ba- kımından küçüklüğü1* ve nüfusunun da buna paralel olarak azlığından 1 * 2500 km2 Sosyal ve Beşerı Bilimlerde Teori ve Araştırmalar II .5 başka, M.Ö. 5. asrın başlarından