Şiirbaz Sultanlar
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
1 MUSTAFA CEYLAN Şah’beyit ŞİİRBAZ SULTANLAR 2 Eserin Adı : Şah’beyit Şiirbaz Sultanlar Yazarı: Mustafa CEYLAN www.mustafaceylan.net www.gulceedebiyat.net www.gulceedebiyat.com Tel : 0535 622 43 16 e-posta : [email protected] Haberleşme: Siteler Mah. Yeşilyurt Sitesi G Blok 4/12 ANTALYA Dizgi : Baskı : ISBN : 3 İÇİNDEKİLER 1Önsöz………………………………………………: 2-Sultan I.Çelebi Mehmet……………………………….: 3-Sultan II.Murad………………………………………….: 4-Sultan II.Selim…………………………………………..: 5-Sultan II.osman…………………………………………: 6-Sultan III.Mehmed……………………………………..: 7-Sultan IV.Murad…………………………………………: 8-Sultan IV.Mehmed……………………………………..: 9-Sultan II.Mustafa………………………………………: 10-Sultan I.Mahmud……………………………………..: 11-Sultan III.Mustafa……………………………………: 12-Sultan II.Mahmud……………………………………: 13-Sultan II.Bayezid……………………………………..: 14-Sultan I.Ahmed………………………………………..: 15-Sultan III.Ahmed………………………………………: 16-Sultan III.Murad……………………………………….: 17-Sultan III.Selim………………………………………….: 18-Sultan I. Selim(Yavuz)……………………………….: 19-Sultan V.Mehmed Reşad………………………….: 20-Sultan Abdülaziz……………………………………….: 21-Sultan (Deli)İbrahim………………………………….: 22-Sultan (Yıldırım)I. Bayezid…………………………: 23-Sultan I.Murad(Hüdavendigâr)………………: 24-Sultan Orhan (Gazi)…………………………………: 25-Sultan I. Osman (Gazi)……………………………..: 26-Sultan I. Süleyman(Kanuni)…………………….: 27-Sultan II.Mehmed(Fatih)…………………………: 4 ÖNSÖZ Elinizde tuttu ğunuz eser, “GÜLCE EDEB İYAT AKIMI” Projelerinden birisi olan “Şah’beyit - Şiirbaz Sultanlar” çalı şmasıdır. Bu çalı şmada, tarihin sinesinde sava şlar yapan, isyan ve ihtilâlleri kanla bo ğan, karde şlerini ya da öz oğullarını bile gerekti ğinde gözünü kırpmadan öldüren, öldürten Padi şahların, ceylan bakı şlı bir güzel kar şısında nasıl yenik dü ştüklerini ve nasıl duygu insanı olarak şiirle, musikiyle ve öteki edebî sanatlarla ilgilendiklerini görmekteyiz. Bu bakımdan, çalı şmamız sadece tarihî olayları aktaran bir tarih kitabı olmadı ğı gibi, şiirbaz sultanların sadece şiirlerini aktaran bir antoloji de de ğildir. Her ikisini bir arada bulundurup, bunu Gülce Edebiyat Akımı Şiir Teknikleri ile harmanlayıp sunan, nesirle manzum karı şımı bir eserdir. Şiirbaz sultanlarımız divan edebiyatının en güzel örneklerini vermi şler, idare, sava ş ve siyasetteki ba şarılarını şiirde de devam ettirmi şlerdir. Sarayın o ihti şamlı ta ş duvarları arasında, tahtlarında, harem dairelerinde, tek adam olmanın verdi ği debdebe ile gurur abidesi gibi ya şamak yerine, yürek seslerine de kulak veren şair padi şahlarımızın dünyasına, geliniz, hep birlikte girelim. Cümlenize selâmlar, saygılar sunuyorum. Mustafa CEYLAN 5 1-GİRİŞ A o ğul ! Can o ğul ! Can da can o ğul! Bana “ şair padi şahları” soruyorsun. Bilmem ki sana hangisini anlatayım? Osmanlı İmparatorlu ğunu kurup, adını da o imparatorlu ğa veren Osman Bey’den ba şlayayım anlatmaya, olur mu? Fakat, hele dur biraz. Sana, padi şahların sanatla ilgilerine dair az ve öz bilgiler verdikten sonra, Osman Bey’den ba şlayarak hepsini anlatmaya çalı şayım. Aslında, onlara ben “ şair padi şahlar” demiyorum, “şiirbaz sultanlar” adını daha bir yakı ştırıyorum. Evet, “ şiirbaz sultanlar”… Neden mi? A o ğul, Osmanlı döneminde; Şiir yazan ve Divanı olan Osmanlı Sultanları 9 ki şidir ve şunlardır: 6 1-Fatih Sultan Mehmed (Avnî) 2-II.Bayezid (Velî) 3-Yavuz Sultan Selim (Selimî) 4-Kanuni Sultan Süleyman ( Muhibbî) 5-Sultan III. Murad (Muradî) 6-Sultan I. Ahmed (Bahtî) 7-Sultan II. Osman ( Fârisî) 8-Sultan III. Ahmed (Necîb) 9-Sultan III. Selim ( Selimî-İlhamî) Şiir yazdı ğı rivayet edilen Osmanlı Padi şahları 7 Ki şidir ve şunlardır : 1-Sultan I. Osman (Gazi) 2-Sultan Orhan (Gazi) 3-Sultan Murat Hüdavendigâr 4-Sultan Yıldırım Bayezıd 5-Sultan Deli İbrahim 6-Sultan Abdülaziz 7 7-Sultan V.Mehmed Re şad Şiirle u ğra şan Osmanlı Padi şahları 1-Sultan I.Çelebi Mehmed 2-Sultan II.Murad (Muradî) 3-Sultan II.Selim-Sarı Selim (Talibî-Selimî) 4-Sultan III Mehmed (Adnî) 5-Sultan IV.Murad (Muradî) 6-Sultan IV.Mehmed (Vefaî) 7-Sultan II.Mustafa ( İkbâlî-Meftunî) 8-Sultan I.Mahmud (Sebkatî) 9-Sultan III.Mustafa ( İkbâlî) 10-Sultan II.Mahmud(Adlî) Gördü ğün gibi a o ğul, yazmı ş oldu ğu şiirlerini bir “Divan” da toplamı ş 9 Sultan, şiir yazdı ğı rivayet edilen 7 Sultan ve şiirle u ğra şan da 10 Sultan olmak üzere, Osmanlı’nın 26 Sultanı “ şiirbaz sultan”dırlar. Bunlara, Sultan olamamı ş Cem Sultan gibi şehzadeleri veya sarayda yeti şmi ş, şiirle u ğra şmı ş, 8 Adile Sultan gibi Padi şah kızlarını ya da e şlerini de ilâve edersek, bu sayıyı hayli arttırabiliriz. A o ğul ! Sarayın o tarih kokan, ta ş ve mermer koridorları ve odaları arasında yeti şen “şiirbaz sultanlar”, sanki o ha şmet, o debdebe ve saltanat içinde do ğmamı şlar, büyüyüp ya şamamı şlar gibi, oldukça duygulu, ince yürekli insanlardır. Ça ğ açıp ça ğ kapatan bir Hünkâr, şiir denen efsunkâr sihirbaza iki yakasını kaptırdı ğında, a şkı tahttan, sevgilisini de sultanlık makamından üstün görerek, sevgiliye kul oldu ğunu; “Bir şâhe kulum kim kulu sultan-ı cihandır Mihr-i rühu şems-i fele ğe nûrfe şandır” mısraları ile haykıran bir â şık olup çıkmı ştır. Şiir böyledir i şte o ğul! Şiir, her yüre ğe girer. Makam, mevki, şan, şöhret, unvan, diploma vb hiçbir şey ayırt etmeden girer yüre ğe; girdi ği yüre ği dipden doru ğa doldurur, ya da bo şaltır; yüre ği yakar, yıkar, kavurur; ya kendine benzetir ya da kendisi o yüre ğe dönü şür. Şiir bu, en büyük belâdır ki, seni â şıklar içinde bir garip â şık eder ki, dilinin pas tutmu ş yayını koparır ve bülbül eder a ğzını ve tahtı-tacı terk ettirir, çıkartır kaftanlarını üstünden, de ğiştirir adını. Sen, â şık 9 oldu ğunda, a şka â şık olmu şsundur ve şiir mıknatısı eksilmez yanından, yörenden, dilinden. Bülbül kesilirsin sevgili hasretiyle de, sana sen bile şaşırırsın a o ğul! 10 SANATKÂR PADİŞAHLAR Hadsiz ve hudutsuz servetlerine, asırlarca muhafaza ettikleri kuvvetli mevkilerine ra ğmen Osmanlı hanedanındaki şehzadelere birer i şle oyalıyarak onları saray dedikodularından ve taht etrafında çevrilen entrikalardan uzak tutmak ve hem de günün birinde herhangi bir sebeple ihtiyaç içinde kalması mukadder olan bir şehzadenin, kimseye muhtaç olmadan ya şamasını teminden ibaretti. Eski saray adamlarının rivayetlerine nazaran bu usül ve an’ane, Kanuni Süleyman devrinden itibaren ba şlamı ş ve gene bu rivayetlere göre on üç, on dört ya şını tecavüz eden şehzadelerin muallimleri yanında, o şehzadenin sanat temayüllerine göre, birer hizmet ustaları da bulunurmuş. Bunlar, şehzadelerin bo ş zamanlarında, onlara sanat öğretmekle me şgul olurlarmı ş. Bu rivayetlerin ne dereceye kadar do ğru oldu ğunu bilmiyoruz. Ancak, tarihi kayıtlar arasında, bazı sanatkâr padi şahlara rastgeliyoruz. Ve bu kayıtlara nazaran da, yukarıdaki rivayetlerin pek de asılsız olmadı ğına kanaat getirmek istiyoruz. Osmanlı saraylarında, asırdan asıra ve kulaktan kula ğa intikal etmi ş olan rivayetlere nazaran şehzadelere, kulak ve di ş karı ştırmaya mahsus hilâl denilen küçük aletlerden, a ğır silâh yapmaya kadar muhtelif sanatlar ö ğretirlerdi Hattâ bunların 11 arasında, diki ş ve nakı ş gibi kadın hizmetlerine heves etmi ş olanlar bile eksik de ğildi. Meselâ, İkinci Sultan Selim , kitap okunurken satırları takıbetmek için kullanılan altın hilâl imal ederdi. Hattâ bunların kuyruk taraflarına kıymetli ta şları yerle ştirmek hususunda, adetâ bir kuyumcu kadar maharet gösterirdi. Üçüncü Sultan Mehmet , çok güzel ka şık yapardı. Bunların arasında, sapları inci, yakut, zümrüt ve hattâ mercan i şlemelileri de vardı. On dört ya şında tahta geçmi ş olan Birinci Sultan Ahmet, Çerkes kamçıları i şlemekte pek mahirdi. Ve bu kırbaçları, teveccühüne mazhar olan zevata hediye ederdi. İkinci Sultan Osman , saraçlı ğa heves etmi şti. Bindi ği atların e ğerlerini ekseriya kendisi imâl ederdi. Üçüncü Sultan Ahmet , daha küçük ya şından itibaren kadın i şlerine merak etmi şti. Hattâ padi şah olduktan sonra bile sık sık Üsküdar’daki Fatma Sultan sarayna gider; Marmara’nın engin ufuklarına nâzır bir divanhanede, kadınların ortasına oturarak gergef i şlerdi. 12 Üçüncü Sultan Selim , mâhir bir silâhçı idi. Çok mükemmel kaval tüfekleri yapardı. Bunların gez ve arpacıkları o kadar ince hesaplarla yapılmı ştı ki, atılan kur şunlar hedefini şaşmazdı. İkinci Sultan Mahmut , sedef i şlemecili ğine merak etmi şti. Hattâ bunu lâyıkıyle ö ğrenmek için Şam’dan Ham’dan “usta” isminde bir sanatkâr getirmi şti. Bo ş zamanlarında sedef i şlemekle vakit geçirirdi. Üçüncü Selim devrinden itibaren Osmanlı saraylarında musiki büyük bir ehemmiyet kesbetmi şti. “Türk musikisinin altın devri” ni yaratan ve ya şatan bu cidden sanatkâr padi şahın pek mükemmel tambur çalmasına mukabil İkinci Sultan Mahmut da o nisbette yüksek bir hanende idi. Davudî sesiyle okudu ğu besteler, büyük bir zevk ve lezzetle dinlenirdi. Bilhassa gazel okudu ğu zaman, etrafındaki kadın hanende ve sazendeleri, dizlerine kapandıracak derecede vecde getirirdi. Oğullarından Şehzade Mecit Efendi, kadına ve içkiye son derece dü şkün oldu ğu için hiçbir sanata heves etmemi şti. Ve padi şah olduktan sonra da bu uğurda, hayatını feda ederek genç ya şında sefahate kurban gitmi şti. Lâkin Şehzade Aziz Efendi, büyük biraderinden büsbütün ayrı bir yaradılı şta idi. Vakıa o da oldukça zevk ve sefahati severdi. Lâkin daha küçük ya ştan itibaren pehlivanlı ğa heves etmi ş oldu ğu için gayet 13 az içki içer; şehevî e ğlenceler hususunda da daima imsâk ve itidâl gösterirdi. Sultan Aziz , Türk pehlivanları tarihinde oldukça nam salmı ş bir pehlivandı. Zamanının ba şpehlivanları arasında, güre şmedi ği hiçbir pehlivan kalmamı ştı. Böyle olmakla beraber yüksek bir musiki şinastı. Pürüzsüz bir surette ney çalardı.