Hitit Uygarliği (M.Ö

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Hitit Uygarliği (M.Ö MARMARA ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ TEKSTİL TASARIM BÖLÜMÜ TEKSTİL SANATLARI TARİHİ 1 YRD.DOC. CEMİLE TUNA “HİTİT UYGARLIĞI” F.BELDE AKYOL DİLBER (Y.L.) 0067 İSTANBUL,2007 1 İÇİNDEKİLER 1. Hitit Uygarlığı. 1.1 Hitit Kralları Listesi. 1.1.1 Eski Krallık. 1.1.2 Büyük Krallık 1.2 Tarihçe. 2. Hitit Kültürünün Özellikleri. 2.1 Yazı ve Dil. 2.2 İnsan Hakları. 2.3 Hitit Dini. 2.4 Hitit Sanatı. 3. Hitit’lerin genel görünümleri ve giysileri. 3.1 Geç Hitit Döneminde genel görünüm özellikleri. 4. Hitit Takıları. 5. Hitit’lerde hayvan figürleri. 5.1 Hitit’lerde kartal figürü. 5.2 Hitit’lerde geyik figürü. 6.M.Kemal Atatürk ve Hitit’ler. 2 1. HİTİT UYGARLIĞI (M.Ö. 1660-1190) 1.1 HİTİT KRALLARI LİSTESİ 1.1.1.ESKİ KRALLIK Pithana M.Ö.18yy.başı Anitta Pithana’nın oğlu M.Ö.18yy.ortası Labarna Bilinen ilk Hitit Kralı M.Ö. 1690-1660 Hattuşili I Labarna’nın yeğeni M.Ö. 1660-1630 Murşili I HattusiliI’in torunu M.Ö.1630-1600 Hantili MurşiliI’ in kayınbiraderi/katili M.Ö.1600-1570 Zidanta I Hantili’ nin damadı M.Ö.1570-1560 Ammuna Hantili’nin oğlu M.Ö.1560-1540 Huzziya I Ammuna’nın oğlu M.Ö.1540-1535 Telipinu Zidanta I’in oğlu/Ammuna’nın kayınbiraderi M.Ö.1535-1510 Alluvamna Huzziya I’in oğlu M.Ö.1510-1500 Hantili II Alluvamna’nın oğlu M.Ö.1500-1490 Zidanta II ? M.Ö.1490-1480 Huzziya II ? M.Ö.1480-1460 1.1.2 BÜYÜK KRALLIK Tuthaliya II HuzziyaII’nin oğlu M.Ö.1460-1440 Arnuvanda I Tudhaliya II’nin damadı M.Ö.1440-1420 Hattuşili II ? M.Ö.1420-1400 Tuthaliya III Arnuvanda I’in oğlu M.Ö.1400-1380 Şuppiluliuma I Tudhaliya III’ün oğlu M.Ö.1380-1345 Arnuvanda II Şuppiluliuma I’in oğlu M.Ö.1346-1345 Murşili II Şuppiluliuma I’in oğlu M.Ö.1345-1315 Muvatalli II Murşili II’nin oğlu M.Ö.1315-1282 Murşili III Muvatalli II’nin oğlu M.Ö.1282-1275 Hattuşili III Murşili II’nin oğlu M.Ö.1275-1250 Tuthaliya IV Hattuşili III’ün oğlu M.Ö.1250-1220 Arnuvanda III Tuthaliya IV’ün oğlu M.Ö.1220-1200 3 Şuppiluliuma II Tuthaliya IV’ün oğlu M.Ö.1200-1190 1.2 TARİHÇE (resim-1) Hitit tarihi M.Ö. 1660-1460 eski krallık ve M.Ö. 1460-1190 büyük krallık devri olmak üzere iki safhada incelenir. Hitit’ler, Hint Avrupa ailesi'ne dahil bir dil konuştukları için Hint- Avrupa kökenli bir topluluk olduğu kabul edilmektedir. M.Ö. 1660 yıllarında Anadolu'ya göç ederek yerli Hatti Beylikleri üzerinde hakimiyet kurdukları bilinmektedir. Anadolu'ya geliş yönleri arasında, Kafkasya üzerinden, Çanakkale Boğazı'ndan ya da Karadeniz'den olmalıdır. En genel kabul gören görüş, Kafkasya üzerinden Anadolu'ya indikleri yönündedir. 4 Tarihteki ilk kralları Kussara kralı Pithana'dır. İlk yerleşim yerleri ise Kussara'dır. Pithana'nın oğlu Anitta zamanında başkentleri Neşa olmuştur. Anitta’dan sonra onun soyundan gelen torunu ; Hattuşa’yı (Boğazköy) Hitit krallığının başkenti yaparak; kendisine Hattuşalı anlamına gelen Hattuşili adını vermiştir. Eski Hitit Devleti’nin kurucusu I. Hattuşili Kızılırmak kavisi içindeki çekirdek ülkede birliği sağladıktan sonra, Kuzey Suriye ve Yukarı Fırat Bölgesi’nde (Hurri Ülkesi) ‘ne karşı akınlarda bulundu. Hattuşili’nin torunu Murşili istilalara güneyde devam ederek ve Suriye’deki şehir devletlerini devreden çıkartarak, Mezopotamya ticaret yollarını kontrol altına aldı. Halep ele geçirildi ve ordu Babil’e kadar ilerleyerek Hammurabi hanedanlığına son verdi. İmparatorluğun mezepotamya’ya ve deniz kıyısına ulaşma politikasını saptadı. Ancak, Murşili’nin Hantili tarafından öldürülmesi bir karışıklık dönemi getirir. Hantili idareyi ele aldıysa da o da öldürüldü. Hantil’den sonra tahta geçen Zidanta ve I. Huzziya’da Hantili ile aynı kaderi paylaşarak öldürüldüler. Bu dönemde Hitit Devleti, Torosların güneyindeki ülkeleri, Güney ve Güneydoğu Anadolu’daki diğer bölgeleri yeniden Mitanni Krallığı’na kaptırdı. Telipinu tahta geçince, saraydaki kan davalarını durdurmayı başardı. Önceki kralların uzak bölgelere yaptıkları seferleri durdurarak, Anadolu’yu kendi içinde tutarlı bir idari teşkilat altına almaya çalıştı. Bu amaçla eyalet sistemini kurdu. Telipinu fermanı olarak bilinen fermanı yayınlayarak, tahta çıkış yasalarını çıkardı. Böylece ülkeyi zayıflatan iç kavgaları önledi. 5 Telipinu fermanı şöyleydi; “ Birinci kadından doğan erkek çocuk kral olur. Eğer birinci sıradan bir prens yoksa , İkinci sıradan olan erkek çocuk kral olur. Bir kral çocuğu , bir oğlan mevcut değilse bu durumda birinci sıradan olan kız evlendirirlir, onun kocası kral olur. ” Arzava ile anlaşma yaparak Hitit Devleti’nin bir yabancı krallıkla gerçekleştirdiği ilk antlaşmayı imzaladı. I. Tuthaliya Hititler’in düşmanı Kaşkalar’ la da başetmek zorunda kalmıştır. Tuthaliya zamanında, Fırat’ın yukarı yatağında kalan bölgelere ve Kuzey Mezopotamya’da Hurrilere karşı yapılan askeri harekatlardan söz edilmektedir. Bu başarılarla I. Tuthaliya’nın Hatti ülkesinde krallığın gücünü yeniden sağladığı anlaşılmaktadır. Ancak I. Tuthaliya’nın hükümdarlık alanı genelde Anadolu ile sınırlı kalmıştır. I. Şuppiluliuma tahta geçince, öncelikle Anadolu’ daki hakimiyetini sağlamlaştırmıştır. Daha sonra Suriye ve Kuzey Mezopotamya’ nın bazı bölgelerini Hitit Krallığı’ na katmıştır. Kaşkalarla savaşmış, Ugarit Kralı II. Nigmedu ile bir anlaşma yapmıştır. Şuppiluliuma Mısır’ da Tutankhamon’ un ölümünden sonra çıkan çatışmaları fırsat bilmiş, Kargamış’ ı alarak Mitanni Krallığı’ na son vermiştir. II.Murşili’nin, Anadolu’nun kuzeyindeki ve batısındaki seferleri, Hitit çekirdek ülkesinde vebanın hüküm sürdüğü ve giderek artan Asur etkisiyle Suriye’de huzursuzlukların yaşandığı bir döneme rastlamıştır. Babası Murşili’nin ardından fazla zorluk çekmeden tahta geçen II. Muvattalli, yirmi yıldan fazla ’’Büyük Kral’’ olarak hüküm sürmüştür. O’ nun küçük kardeşi Hattuşili, askeri birliklerin başı, saray memuru, kuzey sınırının sürekli huzursuz bölgelerinde ve Hattuşa’da Vali olarak Hükümdara birçok alanda hizmet vermiştir. Bu dönemde Muvattalli sarayını, Hattuşa’dan Tarhuntaşşa’ya 6 taşımıştır. Muvattalli zamanında Orta Suriye’deki Amurru bölgesi nedeniyle, Hititler’in anlaşmazlığa düştüğü ülke Mısır’dı. Bu anlaşmazlık Kadeş Savaşı’ na yol açtı. (M.Ö. 1274) M.Ö. 1274 tarihinde II. Ramses ile Muvattalli arasında Kadeş önünde büyük bir meydan savaşı yapılmış ve Kadeş Barış Antlaşması ile sonuçlanmıştır. Bu antlaşmaya bağlı olarak II. Ramses savaştan önce aldığı yerleri boşaltmış, Kadeş Şehri Hititlere kalmıştır. Kadeş Barış Antlaşması sırasında orduda çıkan bir isyanda, Muvattalli öldürülmüştür. Antlaşma, onun yerine geçen III. Hattuşili tarafından imzalanmıştır. (M.Ö.1269) Bu antlaşma dünya tarihinde eşitlik ilkesine dayanan en eski antlaşmadır. Antlaşma çivi yazısıyla gümüş plakalar üzerine Akadca olarak yazılmıştır. Ayrıca Kralın mührünün yanında Kraliçenin (tavananna) mührü de vardır. Antlaşma Hattuşa’ da ortaya çıkarılan ve günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzesinde bulunmaktadır. (resim-2)Mısır-Hitit Barış Antlaşması. M.Ö. 1270. Kadeş Savaşından sonra imzalandı. (İst.ark. müz.) Büyük Kral II. Muvattalli öldüğünde, eski bir kurala uyulmuş ve imparatorluğun en güçlü adamı olan kardeşi Hattuşili yerine, oğlu 7 III. Murşili/Urhi-Teşup tahta geçmiştir. O, başkenti Tarhuntaşşa’dan, yeniden Hattuşa’ya taşımıştır. Kurallara uygun olmaksızın tahta çıkmış olmasına rağmen, III.Hattuşili önemli politik başarılar ve uluslararası takdir kazanmıştı; ancak Hattuşa’da tahtına çıkacak kişi ile ilgili düzenlemeyi yapmak da kendisi için önemliydi. Önceden seçilen varisten vazgeçilmiş ve yerine Prens IV. Tuthaliya seçilmişti. Tuthaliya tahta çıktıktan sonra, Tarhuntaşşa Kralı Kurunta ile antlaşma yapmış ve Tarhuntaşşa ülkesinin sınırları yeniden çizilmiştir. II. Muvattali’nin oğlu olarak hanedandan gelen Krala, imparatorluk hiyerarşisi içinde Karkamış Kralı ile aynı düzeyde yer verilmiştir. Hitit İmparatorluğu’nun bilinen son hükümdarı IV. Tuthaliya’ nın oğlu II. Şuppiluliuma, başgösteren yiyecek sıkıntısıyla daha da gerginleşen duruma rağmen bazı askeri başarılar elde etmiştir. Hattuşa’da bugün Güneykale olarak adlandırılan kesimdeki bir yazıtta, II. Şuppiluliuma’ nın askeri birliklerinin Orta ve Güneybatı Anadolu’da başarıyla savaştığından, Tarhuntaşşa’ da da hükümdarın yeniden otorite kurduğundan söz edilir. Çivi yazılı belgeler de, Kargamış Kralı ve doğrudan Büyük Kral tarafından denetlenen Alaşiya (Kıbrıs) ülkesiyle antlaşma yapıldığı belirtilir. Hitit İmparatorluğu’nun M.Ö. 2000’den kısa bir süre sonra yıkılma nedeni halen tam olarak anlaşılamamıştır. İmparatorluğun yıkılmasına çeşitli etkenlerin neden olduğu değerlendirilmektedir. Son büyük kralın hüküm sürdüğü dönemde, halk içinde huzursuzluklar ve Hitit aristokrasisinde giderek artan çatışmalar başgöstermiştir. Hitit Devletinin ayakta olduğu son yıllara tarihlenen yazılı kaynaklar, sefalet içinde olduğu belirtilen Anadolu’ya Suriye ve Mısır’dan büyük miktarlarda tahıl sevk edildiğini kanıtlamaktadır. Aynı zamanda Anadolu’daki huzursuzluklar ve balkanlardan yeni gelen düşman çok kuvvetliydi. 8 Tarihte “Ege Göçü” olarakta bilinen bu karışıklıklar sonra Yunanistan, Anadolu ve Suriye korkunç bir biçimde tahrip olup Suriye üzerindeki Hitit etkisinin azalması da Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasında neden ya da sonuç olarak değerlendirilmektedir. 2.HİTİT KÜLTÜRÜNÜN ÖZELLİKLERİ 2.1 YAZI VE DİL Hititçe, bugüne kadar bilinen en eski Hint-Avrupa dilidir. Dillerine Neşa kentinden alınma Nesili (Neşçe) derlerdi. Yazılarında ise mezepotamya etkileri görülmektedir. Resmi ve diplomatik yazışmaları Akkadça ve Sümerce çivi yazısıyla yazılırken; kayalardaki kabartmalarda Hiyeroglif denilen yazılar kullanılırdı. Hurricede önemli bir diplomatik yazışma diliydi. 2.2 İNSAN HAKLARI Hitit Uygarlığı’nı komşularından
Recommended publications
  • Tayinat's Building XVI: the Religious Dimensions and Significance of A
    Tayinat’s Building XVI: The Religious Dimensions and Significance of a Tripartite Temple at Neo-Assyrian Kunulua by Douglas Neal Petrovich A thesis submitted in conformity with the requirements for the degree of Doctor of Philosophy Graduate Department of Near and Middle Eastern Civilizations University of Toronto © Copyright by Douglas Neal Petrovich, 2016 Building XVI at Tell Tayinat: The Religious Dimensions and Significance of a Tripartite Temple at Neo-Assyrian Kunulua Douglas N. Petrovich Doctor of Philosophy Department of Near and Middle Eastern Civilizations University of Toronto 2016 Abstract After the collapse of the Hittite Empire and most of the power structures in the Levant at the end of the Late Bronze Age, new kingdoms and powerful city-states arose to fill the vacuum over the course of the Iron Age. One new player that surfaced on the regional scene was the Kingdom of Palistin, which was centered at Kunulua, the ancient capital that has been identified positively with the site of Tell Tayinat in the Amuq Valley. The archaeological and epigraphical evidence that has surfaced in recent years has revealed that Palistin was a formidable kingdom, with numerous cities and territories having been enveloped within its orb. Kunulua and its kingdom eventually fell prey to the Neo-Assyrian Empire, which decimated the capital in 738 BC under Tiglath-pileser III. After Kunulua was rebuilt under Neo- Assyrian control, the city served as a provincial capital under Neo-Assyrian administration. Excavations of the 1930s uncovered a palatial district atop the tell, including a temple (Building II) that was adjacent to the main bit hilani palace of the king (Building I).
    [Show full text]
  • Antologia Della Letteratura Ittita
    UNIVERSITÀ DEGLI STUDI DI PISA Dipartimento di Scienze storiche del mondo antico Giuseppe Del Monte ANTOLOGIA DELLA LETTERATURA ITTITA Servizio Editoriale Universitario di Pisa Aprile 2003 Azienda Regionale D.S.U. - PISA © SEU - Via Curtatone e Montanara 6 - 56126 Pisa - tel/fax 050/540120 aprile 2003 ii SOMMARIO CAPITOLO I. Iscrizioni reali e editti 1-41 a) Iscrizioni dei re di Kusara e Nesa 1. Dalla “Iscrizione di Anitta” 1 b) L’Antico Regno 1. Le “Gesta di Hattusili I” 3 2. Da un editto di Hattusili I 7 3. Dall’Editto di Telipinu 8 c) Il Medio Regno 1. Dagli Annali di Tuthalija I 14 2. Editto di Tuthalija I sulla giustizia 16 3. Dagli Annali di Arnuwanda I 17 4. Editto della Regina Ašmunikal sui mausolei reali 18 d) Il Nuovo Regno 1. Dalle Gesta di Suppiluliuma 20 2. Dagli Annali Decennali di Mursili II 27 3. Dalla Apologia di Hattusili III 32 4. Editto di Hattusili III per i figli di Mitannamuwa 37 5. Suppiluliuma II e la conquista di Alasija 39 CAPITOLO II. Trattati e accordi 43-77 a) Il Medio Regno 1. Dal trattato di Tuthalija I con Šunašura di Kizuwatna 43 2. Da un trattato di Arnuwanda I con i Kaskei 45 3. Preghiera/trattato di Arnuwanda I con i Kaskei 46 4. Lista di ostaggi kaskei da Maşat Höyük/Tapika 51 5. Dalla “Requisitoria contro Madduwatta” 52 6. Dalle Istruzioni ai governatori delle province di frontiera 56 b) Il Nuovo Regno 1. Dal trattato di Suppiluliuma I con Aziru di Amurru 59 2.
    [Show full text]
  • For the Hittite “Royal Guard” During the Old Kingdom: Observations on Elite Military Units and Their Possible Warfare Applications
    Athens Journal of Mediterranean Studies - Volume 7, Issue 3, July 2021 – Pages 171-186 The “Protocols” for the Hittite “Royal Guard” during the Old Kingdom: Observations on Elite Military Units and their Possible Warfare Applications By Eduardo Ferreira* In this article, we intend to analyse the importance and modus operandi of a military unit (generally known as “Royal Guard”) whose function was, among other things, the protection of the Hattuša-based Hittite kings. For this essay, we will be mainly using two Hittite textual sources known as “instructions” or “protocols”. We aim to find a connection between these guards and their function regarding the protection of the royal palace as well as their military enlistment in that elite unit. The period to be covered in this analysis comes directly from the choice of sources: the Hittite Old Kingdom, confined between the chronological beacons of the 17th, 16th and 15th centuries BC. With this analysis, we intend to provide some relevant data that may contribute to a better understanding of these elite military units, particularly in regards to their probable warfare functions. Were they used in battle? How were they armed? What was their tactical importance in combat? How was the recruitment done? How were the units formed? These will be some questions that we will try to answer throughout this article. Keywords: guard, palace, command, warfare, infantry Introduction The Hittites were an Indo-European people that arrived in Anatolia through the Caucasus from Eurasia between 2000 and 1900 BC (Haywood 2005, Bryce 2005). On their Indo-European journey to the west, they also brought horses (Raulwing 2000, Renfrew 1990, Joseph and Fritz 2017/2018).
    [Show full text]
  • HİTİT KRAL AİLE Si ÜYELERİNİN SİYASAL ETKİNLİGİ ÜZERİNE Yard.Doç
    HİTİT KRAL AİLE sİ ÜYELERİNİN SİYASAL ETKİNLİGİ ÜZERİNE Yard.Doç. Dr. Turgut YİöİT* . Günümüze dek ulaşan çivi yazılı belgelerde Hititler'in siyasal ve kültürel yaşamına ilişkin pek çok ayrıntılı bilgiyi bulma şansına sahibiz. Siyasal aktiviteler açısından baktığımızda, bu belgelerin kralları konu aldiğını, bunun yanında ve bununla bağlantılı olarak da kral ailesi üyelerinin ya da diğer üst düzey görevlilerin siyasal hareket ve ilişkilerinin de konu edildiğini görüyoruz. Bu hareket ve ilişkiler, kralın yanında devlet yönetiminde görevalma, kral tarafından yönetici olarak bir şehir ya da bağlı devletin başına getirilme, krala karşı isyan ederek yönetimi ele geçirme ya da buna teşebbüs,diplomatik ilişkilere dolaylı katkı gibi çok farklı yönleriyle ele alınabilir. Yayınlanmış tarihsel içerikli belgelerdeki kral ailesi üyelerine ilişkin kayıtları bu bakış açısından bir araya getirerek, Hititler'de kral ailesi üyelerinin siyasal etkinliğinin ne ölçüde olduğunu ortaya koymayı amaçlıyoruz. Ancak hemen şunu belirtmek gerekir ki, kral ailesinin çok etkin bir üyesi Tawananna ve bununla birlikte kraliçe başlıbaşına çalışmalara konu olduklarından i burada ele alınmayacaktır. Kral ailesi üyeleri arasında prensierin önemli' idari görevlerde bulunduklarını belgeler vasıtasıyla biliyoruz. Ancak prensler arasında "veliaht" olar~k atananların şüphesiz gelecekte elde edecekleri mevki, yani krallık, dolayısıyla daha önemli roller üstlendikleri ve daha etkili oldukları kabul edilmelidir. ' c Bir veliahtın belirtildiği ilk belgeler Anitta'ya ilişkin olanlardır. Daha Kültepe çağı'na ait olmak üzere Kültepe'de ele geçen bir belgede "Kral Pithana 2 ve merdiven büyüğü Anitta" ifadesi vardır • Yine aynı çağa ait olmak üzere Alişar'da ele geçen bir belgede bu defa "Büyük Kral Anitta, merdiven büyüğü 3 4 Peruwa" ifadesi yer alır • "Merdiven büyüğü" "veliaht" anlamındadır . Burada adı veliaht olarak geçenlerden Anitta'nın daha sonra krallık yaptığını biliyoruz.
    [Show full text]
  • 15 Eski Çağlarda Çukurova'nin Tarihi
    ÇÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,Cilt 15, Sayı 3 (Arkeoloji Özel Sayısı), 2006, s.15-44 ESKİ ÇAĞLARDA ÇUKUROVA’NIN TARİHİ COĞRAFYASI VE KİZZUWATNA (ADANA) KRALLIĞI’NIN SİYASİ TARİHİ* Prof. Dr. Ahmet ÜNAL Münih Üniversitesi Assuriyoloji ve Hititoloji Enstitüsü Eski Anadolu Dilleri ve Kültürleri Bölümü Başkanı [email protected] [email protected] ÖZET Anadolu insanoğlu tarihinin tüm safhalarını yaşamıştır. Araştırma eksikliğinden kaynaklanan bazı boşluklar olmakla birlikte, Çukurova’nın da bu tarihi olguya katıldığı anlaşılmaktadır. Antakya civarındaki Musadağ ve bugün maalesef içi doldurulup fosseptik çukuru olarak kullanılan Taşucu’undaki Sırtlanini Mağarası’nın açık seçik gösterdiği gibi, insanlar bu bölgede daha Paleolitik Çağlarda yaşıyorlardı. Bölgede ileride yapılacak daha titiz araştırmalar, bu tür taş devri sığınak ve barınaklarının sayısının kesinlikle artıracaktır. Adana ve çevresi M.Ö.II. Binyıldan günümüze dek çeşitli isimlerle anılagelmiştir. Şimdiye dek belirlenebilen en eski isim Kizzuwatna’dır. Kizzuwatna tarihi şuradan buradan elde edilen darmadağın bilgilerle, alelacele yamanmış bir bohçaya benzer. Bu bilgiler de, komşu ve çağdaş devlet veya kültür merkezlerinin yazılı kaynaklarından, yani Kültepe’de ele geçen (Kayseri) Eski Asurca belgeler, Hititler’in başkenti Boğazköy – Hattuşa’daki Hititçe, Hurrice ve Luvice belgelerden, Asur, Babil, Ugarit ve Mısır menşeli kaynaklardan, arkeolojik buluntular ve nihayet tarihi coğrafya açısından coğrafi ve jeolojik gözlemlerden elde edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Adana, Çukurova, Hitit, Kilikya, Kizzuwatna, Tarihi Coğrafya. * Prof. Dr. Ahmet Ünal bu konferansını, ÇÜ FEF Arkeoloji Bölümü’nden Dr. K. Serdar Girginer’in davetlisi olarak, 21.04.2000 tarihinde, Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda vermiştir. Bu etkinliğin organizasyonunu Adana Altın Koza A.Ş. ve ÇUSAD üstlenmiş, konferanstan sonraki Tufanbeyli-Şar tespit gezisi ise, Adana Şöforler Odası’nın katkılarıyla gerçekleştirilmiştir.
    [Show full text]
  • Generation Count in Hittite Chronology 73
    071_080.qxd 13.02.2004 11:54 Seite 71 G E N E R A T I O N C O U N T I N H I T T I T E C H R O N O L O G Y Gernot Wilhelm* In studies on Ancient Near Eastern chronology of three participants who voted for the high Hittite history has often been considered a corner- chronology without hesitation (ÅSTRÖM 1989: 76). stone of a long chronology. In his grandiose but – At a colloquium organized by advocates of an as we now see – futile attempt to denounce the ultra-low chronology at Ghent, another hittitolo- Assyrian Kinglist as a historically unreliable source gist, B ECKMAN 2000: 25, deviated from the main- for the Assyrian history of the first half of the 2nd stream by declaring that from his viewpoint, “the millennium B.C., L ANDSBERGER 1954: 50 only Middle Chronology best fits the evidence, although briefly commented on Hittite history. 1 A. Goetze, the High Chronology would also be possible”. however, who at that time had already repeatedly Those hittitologists who adhered to the low defended a long chronology against the claims of chronology (which means, sack of Babylon by the followers of the short chronology (GOETZE Mursili I: 1531) had to solve the problem of 1951, 1952), filled the gap and supported Lands- squeezing all the kings attested between Mursili I berger’s plea for a long chronology, though not as and Suppiluliuma I into appr. 150 years, provided excessively long as Landsberger considered to be that there was agreement on Suppiluliuma’s likely.
    [Show full text]
  • International Journal of Agriculture, Forestry and Life Science, 3 (1) 2019, 31-43
    International Journal of Agriculture, Forestry and Life Science, 3 (1) 2019, 31-43 e-ISSN: 2602-4381 Received: 22.10.2018 Accepted: 26.12.2018 Published (online): 26.12.2018 REVIEW PAPER SOME ANIMAL OFFERINGS IN THE HITTITE RITUALS Murat TURGUT1* 1Selcuk University, Faculty of Letters, History / Ancient History Department. *Corresponding author email: [email protected] ; [email protected] Abstract Hittites is a society, Indo Europan origin and lived in Anatolia since BC second millenium. Hittites had polytheistic religion. They set rituals for a deities in their religious life. They used numereous objects in their rituals. Like as many societies of ancient times, Hittites used various animals in rituals. Votive / offering was most commonly using style of Animals in the Hittites rituals. Sheeps, Bull, Goat – Goatling / kid, Dog – Puppy, Pig – Piglet and Bird species were most commonly animals used in the Hittite rituals as an offering. In this paper, we will examine which animals were used and it’s using aims in the ritual of Hittites in the light of cuneiform texts and archaeological relief and remains. Key words: Animal using, Hitite rituals, Ancient animals, Animal votive. INTRODUCTION Hittites, Indo-European origin, lived in Anatolia since BC second millenium. It is unknown that whether Hittites came to Anatolia from the outside or not. Also if they came to Anatolia from the outside, we didn’t know that which road (sea or land) were used by the Hittites. According to first data about Hittites, they were first seen in the Kuššara region. Pitḫana, is known King of Kuššara, conquered Neša, modern Kayseri Kültepe.
    [Show full text]
  • Subalternität Im Übergeordneten Raum: Hinter Den Kulissen Der „Hethiter“
    Forum Kritische Archäologie 10 (2021) Subalternität im übergeordneten Raum Subalternität im übergeordneten Raum: Hinter den Kulissen der „Hethiter“ Néhémie Strupler Zitiervorschlag Néhémie Strupler. 2021. Subalternität im übergeordneten Raum: Hinter den Kulissen der „Hethiter“. Forum Kritische Archäologie 10:6– 22. DOI http://dx.doi.org/10.17169/refubium-30125 ISSN 2194-346X URL https://www.kritischearchaeologie.de Dieser Beitrag steht unter der Creative Commons Lizenz CC BY-NC-ND 4.0 (Namensnennung – Nicht kommer- ziell – Keine Bearbeitung) International. Sie erlaubt den Download und die Weiterverteilung des Werkes / Inhaltes unter Nennung des Namens des Autors, jedoch keinerlei Bearbeitung oder kommerzielle Nutzung. Weitere Informationen zu der Lizenz finden Sie unter: http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/deed.de. Forum Kritische Archäologie 10 (2021) Subalternität im übergeordneten Raum Subalternität im übergeordneten Raum: Hinter den Kulissen der „Hethiter“ Néhémie Strupler Institut Français d’Études Anatoliennes Nuru Ziya Sokak No:10, Beyoğlu Merkez, 34433 Istanbul, [email protected] Abstract From the perspective of central power, a capital city is the most important city in a state. In ancient studies, whether a city is considered as a “capital” or not, influences its investigation, the research questions and thus the interest in subaltern spaces. This contribution focuses on the capital of the Hittite Empire, and I examine how modern research on ancient capital created marginal spaces and how scientific traditions did consolidate them. I analyse archival sources from the “capital of the Hittites”, which whether consciously or unconsciously silence other act- ing persons and I propose with examples using quantitative analyses on older excavation documentation how to identify them, their spaces and their histories.
    [Show full text]
  • An Overview of the Hittite Language
    the Changes from PIE to Anatolian and from An OverviewAnatolian of the to Hittite Hittite, Language, and a Brief History of the Hittite People A.J. Gregoritsch IV The Hittite Language ●Hittite, probably originally called nešili after the city of Neša (sometimes also called Aniša and originally named Kaneš), is an extinct Indo- European language of the Anatolian branch. ●It was spoken by an Indo-European people who at one time controlled much of what is now turkey and Syria. Notable Features of the Language ●Word order is typically SOV. ●It has split ergative alignment. ●Hittite, like PIE, had postpositions. ●Modifiers, including subordinate clauses, typically precede what they modify. ●Sentences and clauses usually begin with a chain of fixed-order clitics. From PIE to Common Anatolian ●Stops: ● Voiced aspirated stops lost their aspiration and merged with the plain voiced stops. – *bh, *b > *b – *dh, *d > *d – *gh, *g > *g – *ǵh, *ǵ > *ǵ – *gwh, *gw > *gw ● This would seem to be a change from the original PIE distinction between voiceless, voiced and voiced aspirated to a new From PIE to Common Anatolian ●Laryngeals: ● Scholars generally agree that *h2 was preserved as a consonant, and it is probable that *h3 was also preserved, though this is disputed. The two also seem to have merged into a single consonant, though there is some small evidence of a possible conditional split w of *h2 into *H and *H . – *h2, *h3 > *H w – also possibly: *h2w, *h2u > *H ● The outcome of *h1 appears to be the same as in the other branches. From PIE to Common
    [Show full text]
  • 2021 13 May.Final. MA 24 May 2021
    PHYSICAL AND METAPHYSICAL ZONES OF TRANSITION COMPARATIVE THEMES IN HITTITE AND GREEK KARST LANDSCAPES IN THE LATE BRONZE AND EARLY IRON AGES by ANNE PERSIDA HAY Submitted in accordance with the requirements for the degree of MASTER OF ARTS in the subject of ANCIENT NEAR EASTERN STUDIES at the UNIVERSITY OF SOUTH AFRICA SUPERVISOR: PROFESSOR M DE MARRE JANUARY 2021 2 DECLARATION Anne Persida Hay Student number: 35984597 Degree: Master of Arts in the subject of Ancient Near Eastern Studies I declare that Physical and Metaphysical Zones of Transition: comparative themes in Hittite and Greek karst landscapes in the Late Bronze and Early Iron Ages is my own work. All the sources that I have used or quoted have been indicated and acknowledged by means of complete references, and this work has not been submitted before for any other degree at any other institution. I further declare that I submitted the dissertation to originality checking software and that it falls within the accepted requirements for originality. ................................ Anne Persida Hay Dated 25th January 2021 © University of South Africa 2021 3 ACKNOWLEDGEMENTS The hardest part of writing this dissertation was forcing myself to stop. There is so much more to be explored. My journey above and below the earth has been fascinating and would not have been possible without a bursary from the College of Human Sciences at the University of South Africa (Unisa), for which I am immensely grateful. I am indebted to the following people: My supervisor, Professor Martine de Marre, Professor of Ancient History, Department of Biblical and Ancient Studies, gave me the freedom to follow karst hydrology and ancient imagination wherever I thought it flowed, offering unfamiliar texts that would assist my thinking.
    [Show full text]
  • Anatolia Between the 13 and the 12 Century
    Collana di studi sulle civiltà dell’Oriente antico fondata da Fiorella Imparati e Giovanni Pugliese Carratelli diretta da Stefano de Martino Stefano de Martino – Elena Devecchi ANATOLIA BETWEEN THE 13th AND THE 12th CENTURY BCE LoGisma editore 3 Collana di studi sulle civiltà dell’Oriente antico fondata da Fiorella Imparati e Giovanni Pugliese Carratelli editor Stefano de Martino scientific board Mauro Giorgieri, Jared L. Miller, Mark Weeden, Gernot Wilhelm Questa pubblicazione è stata realizzata con il contributo della Università degli Studi di Torino - Dipartimento di Studi Storici Progetto DEMS_PRIN_2015_16_01 “L’Anatolia antica: politiche imperiali e culture locali tra XV e VII secolo a.C. Problemi di etnicità, assetti urbani e territoriali, tradizione e innovazione”. Stefano de Martino – Elena Devecchi (a cura di), Anatolia between the 13th and the 12th century BCE. (Eothen; 23) Copyright © 2020 LoGisma editore www.logisma.it - [email protected] ISBN 978-88-94926-25-5 Printed in January 2020 4 ARE THERE SIGNS OF THE DECLINE OF THE LATE HITTITE STATE IN THE TEXTUAL DOCUMENTATION FROM HATTUŠA? Jared L. Miller While working recently on a general history of the Hittites, I was forced to deal with the question posed in the title of this paper. And my conclusion was, in short: No, there are no signs, or at least no clear signs, of the decline and impending collapse of the Hittite state in the documentation from Hattuša. It should be emphasized at this point that only the question as it pertains to the textual documentation from Hattuša will be discussed in this paper, not the archaeological data and not the textual material from Ugarit, Emar, Amarna or other sites, which, taken all together, result in a somewhat more informative, though still very incomplete, picture.1 Further, as this paper attempts to address a very extensive and complex topic in only a few short pages, it will necessarily be the case that myriad aspects of very many issues raised will remain untouched as I lay out the argument in broad strokes.
    [Show full text]
  • THE KINGDOM of the HITTITES This Page Intentionally Left Blank the Kingdom of the Hittites
    THE KINGDOM OF THE HITTITES This page intentionally left blank The Kingdom of the Hittites New Edition TREVOR BRYCE 1 3 Great Clarendon Street, Oxford ox2 6dp Oxford University Press is a department of the University of Oxford. It furthers the University’s objective of excellence in research, scholarship, and education by publishing worldwide in Oxford New York Auckland Cape Town Dar es Salaam Hong Kong Karachi Kuala Lumpur Madrid Melbourne Mexico City Nairobi New Delhi Shanghai Taipei Toronto With oYces in Argentina Austria Brazil Chile Czech Republic France Greece Guatemala Hungary Italy Japan Poland Portugal Singapore South Korea Switzerland Thailand Turkey Ukraine Vietnam Oxford is a registered trade mark of Oxford University Press in the UK and in certain other countries Published in the United States by Oxford University Press Inc., New York ß Trevor Bryce 2005 The moral rights of the author have been asserted Database right Oxford University Press (maker) First published 2005 All rights reserved. No part of this publication may be reproduced, stored in a retrieval system, or transmitted, in any form or by any means, without the prior permission in writing of Oxford University Press, or as expressly permitted by law, or under terms agreed with the appropriate reprographics rights organization. Enquiries concerning reproduction outside the scope of the above should be sent to the Rights Department, Oxford University Press, at the address above You must not circulate this book in any other binding or cover and you must impose the same
    [Show full text]