Charles King

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Charles King PERA PALAS'TA GECE YARISI MODERN iSTANBUL'UN DO�UŞU KiTAP YAYlNEVi- 317 TARİH VE CO�RAFYA - 99 PERA PALAS'TA GECE YARISI - MODERN İSTANBUL'UN DO�UŞU j CHARLES KING ÖZGÜN ADI MIONIGHT AT THE PERA PALACE ·THE BIRTH OF MODERN ISTANBUL © 2014, CHARLES KING © 2015, KİT AP YAYlNEVi LTD. AKÇALI AJANS İLE YAPILAN ANLAŞMAYA DAYANARAK YAYlNLANMlŞTlR TANITIM İÇİN YAPILACAK KISA AllNTlLAR DIŞINDA HiÇBİR YÖNTEMLE ÇO�ALTILAMAZ FOTO�RAF TELiFLERi PERA PALACE HOTEL )UMERIAH (SAYFA 12) YAPI KREDi BANKASI SELAHATTiN Giz KOLEKSiYONU ÇEViRi AYŞEN ANADOt KiTAP TASARIMI YETKiN BAŞARlR, BEK KAPAK TASARIMI DiLEK ÇETİNKAYA TASARlM DANIŞMANLI�I BEK GRAFiK UYGULAMA VE BASKI MAS MATBAACILIK A.Ş. KA�ITHANE BİNASI HAMiDiYE MAHALLESi, SOCUKSU CADDESi NO. 3 34408 KA�ITHANE-İSTANBUL SERTİFİKA NO: 12055 T: (0212) 294 10 00 F: (0212) 294 90 80 E: [email protected] 1. BASlM OCAK 2016, İSTANBUL 2. BASlM ŞUBAT 2016, İSTANBUL ISBN 978-605-105-148-2 YAYlN YÖNETMENi ÇAl:ATAY ANADOt KİTAP YAYlNEVi LTD. KAl:!T HANE BİNASI HAMİDİYE MAHALLESi, SOl:UKSU CADDESi NO. 3/l-A 34408 KAl:!THANE İSTANBUL SERTİFİKA NO: 12348 r: (0212) 294 65 55 F: (0212) 294 65 56 E: [email protected] w: www.kitapyayinevi.com Pera Palas•ta Gece Yarısı Modern İstanbul'un Doğuşu CHARLES KiNG ÇEVİRİ AYŞEN ANADül KitapYAYlNEVi Hocam ve dostum OWilin Partenie için İÇİNDEKİLER PERA j BEYotıu HARiTAsı 6 ÖNSÖZ 7 ÖNDEYİŞ IS GRAND ÜTEL 25 KURŞUNİ GEMİLER 41 İŞGAL 55 DiRENiŞ 73 BotAziçi'NDE MosKOVA 91 KoNSTANTİNUPOLis nı "SAVAŞTAN SONRA DüNYA CAZA DALMlŞTI" 129 "MAZİ KALBİMDE BiR YARADIR" 147 MODERN ZAMANLAR 167 PEÇENİN ÖTESiNDE 185 BiR SiNCAP GiBi YAŞAMAK 201 ADA HAYATI 215 KRALİÇE 233 KUTSAL BiLGELİK 243 GöLGE SAVAŞLARI 263 BELGELER 289 MunuıutuN KAPısıNDA 315 SONDEYİŞ 335 TEŞEKKÜR 345 NOTLAR 349 KAYNAKÇA 373 DiziN 389 Kilise (. Cami Sinagog - . Tünel Tramvay Yolu Eyüp Galata Köprüsü Unkapanı Köprüsü Hal ç Kabristan Yolu ile Çapulcular Sokağı köşesindeki Pera Palas'ın ana giriş kapısı. era Palas'ta Gece Ya nsı için araştırmaya başladıktan kısa bir süre sonra P İstanbul'daki bir salıaftan eski bir rehber kitabı satın aldım. istanbul Belediyesi'nin 1934'te yayınladığı bu kitabın adı kısaca İstanbul Şehir Rehberi'ydi. Kitapta şehrin ayrıntılı haritalannın yanı sıra sokak adları, bina­ lar ve belli başlı kamu kurumlarının tam bir listesi vardı. Kitabın olağanüstü bir zaman makinesi olduğunu düşündüm. Bugünkü şehri dolaşırken kulla­ nabilirdİm bu rehberi; başımı indirip haritaya bir göz atar, kaldırıp bulundu­ ğum sokağa bakar, sonra yine rehbere bakıp bu köşede, o arsada eskiden ne olduğunu keşfeder, böylece geçmişi hemen önümde "görebilirdim." Haftalar boyu İstanbul'da böyle dolaştım. Ama asıl keşfım, reh­ berdeki basılı metnin yanına kurşun kalemle yazılmış notlardı. Anlaşılan, kitabın elbette adını asla bilemeyeceğim eski sahibi, metindeki anahtar ibareleri eski harflerle Osmanlıcaya çevirmişti. Derkenadardaki el yazı­ sını gördüğüm an, rehberin beni iki savaş arasındaki İstanbul'un sadece fiziki dünyasına değil, bir bakıma, o çağın şehrinin zihinsel, kavramsal, hatta duygusal dünyasına da taşıyacağını anladım. Sonuçta; elimdeki kitabın sahibi 1934 gibi geç bir tarihte bile eski yazıdan yeni yazıya tam geçernemiş biriydi. Kısmen de olsa, hala eski imparatorlukta yaşıyordu. O da bir zaman gezginiydi; hayatı Osmanlıcadan Türkçeye, imparator­ luktan cumhuriyete, İslam devletinden laik devlete, o sarsıcı değişimlerle geçmişti. Bu kitabı yazarken rehberin sahibine benzeyen insanlarla karşılaş­ tım. Sayfa 129'da gördüğünüz haremağaları çağlar ötesiydi. Sayfa 9ı'deki PERA PALAS'TA GECE YARISI 9 Rus dansçı kızlar da öyle. Sayfa 315'teki Yahudi mülteciler gibi sayfa 215'teki balıkçılar ya da 263'teki itfaiyeci ya da sayfa 41'deki vapur yolcuları, hepsi aynı dönüşümü yaşıyordu. Her şeyin ötesinde, bütün karmaşıklığı ve trajedisiyle bu insanların bildiği dünyayı öğrenmek istiyordum. Bir şehir, bir ülke ve fa rklı cemaatlerden bireyler için kendilerini yeniden tanımlamak gibi zahmetli bir süreçten geçmenin nasıl bir şey olduğunu bilmek istiyordum. Tarihçiler çoğu kez zamanla beliren değişimlere büyük yapısal güçlerin yol açtığından söz eder. Devrimlerden söz ederiz, imparatorluk­ ların çöküşünden, savaşlardan, insanların büyük göçlerinden; hepsinin sabit başlangıç ve bitiş tarihleri vardır. Ama kimse hayatını böyle yaşamaz. Başınızdan geçen bir olayın büyük bir "tarihi" değişime mi işaret edeceği­ ni, yoksa sizin başınızdan geçmiş olmasının ötesinde herhangi bir kalıcı önemi olmayıp çabucak unutulan bir olaya mı dönüşeceğini bilmenizin imkanı yoktur. Bu sorun, modern Türkiye'nin tarihyazımında özellikle vahimdir. 1923, geleneksel olarak bir tür "Sıfır Yılı" gibi ele alınır; her şey o an birden bire değişmiştir, eski alışkanlıklar bir kenara itilmiş, herkes yeni cumhuri­ yeti inşa etme görevini üstlenmeye karar vermiştir. Oysa tabii ki işler böyle olmamıştır. İnsanlar varoluş biçimlerini ne aniden değiştirmiş, ne de buna bütünüyle gönüllü olmuşlardır. Pera Palas'ta Gece Yansı, bu hikayenin bir kısmını anlatmaya çalışıyor. Kemalist projeye hiç de coşkuyla sarılmayan mürnin muhafazakarları ele alıyor. Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan, iki savaş arasındaki yıllarda milliyetçilerce baskı altına alınan hatırı sayılır sayıdaki dini ve etnik azınlık üyelerinin yazgısından söz ediyor. İstanbul'a çürümüş bir şehir olarak yeniden can vermiyor (bu imge, tabii ki gelenek­ sel Kemalist anlatının bir parçasıdır, her şey bir yana, geleceğin Ankara'ya ait olması gerekiyordu); daha ziyade, müzik, cinsellik ve toplumsal cinsiyet ilişkileri gibi önemli alanlarda geleneğin ve yeniliğin çoğu kez şaşırtıcı biçim­ lerde iç içe geçtiği bir yer olarak görüyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin yükselişi, eski doğruların bizi inandırmaya çalıştığından çok daha zengin, çok daha karmaşık, dolayısıyla çok daha ilginç bir hikayedir. İki savaş arası yıllar Atatürk'ün hayatı gibi sadece bir yaşamöyküsü yazma meselesi değildir: bu 10 yılların, yeni Türk tarihçiler kuşağının taptaze gözlerle incelemeye başladı­ ğı çok daha nüanslı boyutları vardır. Tarih yazarları artık Türkiye tarihinde geçmişte büyük ölçüde yasaklanan "karanlık noktalar" dan söz edebiliyorlar: Ermeni soykırımı, Rumların kaderi, Yahudilerin statüsü, muhafazakar Müslümanlara nasıl davranıldığı, Kemalizm karşıtlarının yaşamı, Türk Solu'nun tarihi, Türk feminizminin aldığı biçimler, tahripkar şehir plancılığı... Bütün bunlardan dürüstçe, açıkça ve eleştirel açıdan söz etmek Türkiye'deki tarihyazımını daha güçlü kılacak, Türkiye'nin yakın tarihini daha da derinlemesine anla­ mamızı sağlayacaktır. Benim çalışınam da son on yılı aşkın bir zamandır Türkiye ve başka ülkelerdeki akademisyenlerin bu alanlardaki çalışmala­ rının dikkati çekecek kadar çoğalmış olması sayesinde zenginleşmiştir. Umudum, yeni bir muhafazakarlık döneminin bu hatırı sayılır ilerlemeyi ezip geçmemesidir. İyi tarihyazımının en büyük düşmanı, geçmişin tescilli olduğu inancıdır. Yani geçmişin başka bir çağın halkıyla bugünün halkı arasında temel bir süreklilik olduğunu iddia eden bir ya da öbür topluluğa "ait" oldu­ ğuna inanmak Oysa geçmiş, "Türk tarihi", "Ermeni tarihi" ya da "Yunan tarihi" diye güzelce paketlenmiş değildir. Öyle olduğunda ısrar edenler tarihçi değil tarih tacirleridir; geçmişin bir versiyonunu satarken öteki versiyonunu hesaba katmamakta bir çıkarı olanlardır. Tarihi insanların gerçekten yaşadıkları biçimde yazmamız gerektiğine her zaman kuvvetle inanmışımdır; karman çorman bir biçimde, hep birden konuşan birçok ses halinde, kimi zaman ciddiyetle, kimi zaman azıcık çılgınca, kesintileriyle, kopukluklarıyla, arada sırada dikkatimiz dağılarak, durarak, bir meyhanede bütün gece süren bir sohbet gibi. Yıllar geçtikçe bir tarihçinin başlıca görevinin sadece geçmişteki olgu­ ları anlamaya çalışıp sonra da bunlara birer yorum sunmak olmadığına inan­ maya başladım. Benim için tarih, ahlaki hayal gücümüzü çalıştırınanın bir yoludur. Akademik tarih çoğu zaman insanlık tarihindeki şaşaalı güçlere ayrı­ calık tanır; ama bir su damlasındaki dünya, küçücük şeylerin insanlık duru­ mu hakkında anıtsal şeyleri açığa çıkarışı, bana her zaman daha çekici geldi. Buna bazen "mikro tarih" diyorlar, ama bu tür tarihin son derece "makro" bir PERA PALAS'TA GECE YARISI II amacı var: dünyayı yalnızca bir an için, başka bir zaman ve yerdeki insanların o anda gördügü gibi görmeye çalışmak ve böylece sıradan insanlığımıza dair anlayışımızı derinleştirmek. Eğer geçmiş çağlarda yaşamış insanlara sevecen bir anlayışla yaklaşınayı başaramazsak, bugünümüzü paylaştığımız insanla­ rın hayatlarını gerçekten aniayabilme umudumuz kalmaz. Şu halde tarih tek ve doğruluğu su götürmez bir aniatı ortaya koy­ makla ilgili değildir. Ulusu yüceitmekle ya da çocuklara kökenierinin bir masal versiyonunu öğretmekle ya da vatansevediği teşvik etmekle ya da Türkiye ve başka ülkelerdeki politikacıların iddia ettiği başka şeylerle de ilgili değildir. Tarih, geçmişe dair kendi anlayışımızı eleştirmek, ölmüş git­ miş insanları anlama yeteneğimizi arhrmak, bir de güçlüyü eleştirip zayıfı kavrama yeteneğimizi keskinleştirmekle ilgilidir. Geçmiş şaşırtıcı olmaktan çıktığında, muzaffe r ulusun muhteşem bir hikayesi haline geldiğinde, bir bilim olarak yararsız hale gelmekle kalmaz, bir sanat olarak korkunç derece­ de sıkıcı hale gelir. CHARLES KiNG Nisan 2015 12 ÖN SÖZ "Yeryüzünde bin adam ölür ve bin bir adam doğup bir adamdan çoğalır derler. Öyle bir geniş ülke, büyük şehirdir ki İstanbul, içinde bin adam ölse yine adam denizinden omuz omuzu sökmez, böyle bir gulgule-i Rum'dur." -EvıiYA ÇELEBİ, Seyahatname, 17. yüzyıl. Saray boş, çeşmesi susmuş, Kadim ağaçlar
Recommended publications
  • At the Margins of the Habsburg Civilizing Mission 25
    i CEU Press Studies in the History of Medicine Volume XIII Series Editor:5 Marius Turda Published in the series: Svetla Baloutzova Demography and Nation Social Legislation and Population Policy in Bulgaria, 1918–1944 C Christian Promitzer · Sevasti Trubeta · Marius Turda, eds. Health, Hygiene and Eugenics in Southeastern Europe to 1945 C Francesco Cassata Building the New Man Eugenics, Racial Science and Genetics in Twentieth-Century Italy C Rachel E. Boaz In Search of “Aryan Blood” Serology in Interwar and National Socialist Germany C Richard Cleminson Catholicism, Race and Empire Eugenics in Portugal, 1900–1950 C Maria Zarimis Darwin’s Footprint Cultural Perspectives on Evolution in Greece (1880–1930s) C Tudor Georgescu The Eugenic Fortress The Transylvanian Saxon Experiment in Interwar Romania C Katherina Gardikas Landscapes of Disease Malaria in Modern Greece C Heike Karge · Friederike Kind-Kovács · Sara Bernasconi From the Midwife’s Bag to the Patient’s File Public Health in Eastern Europe C Gregory Sullivan Regenerating Japan Organicism, Modernism and National Destiny in Oka Asajirō’s Evolution and Human Life C Constantin Bărbulescu Physicians, Peasants, and Modern Medicine Imagining Rurality in Romania, 1860–1910 C Vassiliki Theodorou · Despina Karakatsani Strengthening Young Bodies, Building the Nation A Social History of Child Health and Welfare in Greece (1890–1940) C Making Muslim Women European Voluntary Associations, Gender and Islam in Post-Ottoman Bosnia and Yugoslavia (1878–1941) Fabio Giomi Central European University Press Budapest—New York iii © 2021 Fabio Giomi Published in 2021 by Central European University Press Nádor utca 9, H-1051 Budapest, Hungary Tel: +36-1-327-3138 or 327-3000 E-mail: [email protected] Website: www.ceupress.com An electronic version of this book is freely available, thanks to the support of libraries working with Knowledge Unlatched (KU).
    [Show full text]
  • THE QUEST for NEW MUSLIM POLITICS: TURKEY SINCE the 1990S
    THE QUEST FOR NEW MUSLIM POLITICS: TURKEY SINCE THE 1990s A Ph.D. Dissertation by AYŞE SÖZEN USLUER Department of Political Science and Public Administration İhsan Doğramacı Bilkent University Ankara October 2016 To my mother and father THE QUEST FOR NEW MUSLIM POLITICS: TURKEY SINCE THE 1990s The Graduate School of Economics and Social Sciences of İhsan Doğramacı Bilkent University by AYŞE SÖZEN USLUER In Partial Fulfillment of the Requierements for the Degree of DOCTOR OF PHILOSOPHY IN Political Science THE DEPARTMENT OF POLITICAL SCIENCE AND PUBLIC ADMINISTRATION İHSAN DOĞRAMACI BİLKENT UNIVERSITY ANKARA October 2016 ABSTRACT THE QUEST FOR NEW MUSLIM POLITICS: TURKEY SINCE THE 1990s Sözen Usluer, Ayşe Ph.D. Department of Political Science and Public Administration Supervisor: Prof. Dr. Metin Heper October 2016 This dissertation studies how modern Muslim individuals have changed the trajectory of political Islam in Turkey since the 1990s. This multi-case study, through a sample of students, entrepreneurs, and women, aims at exploring the daily agenda of Muslims and their unintentional role in shaping politics and society. The study examines critically that the literature on Islamist resurgence, and its transformation, is dominated by an emphasis on the struggle between seculars and Islamists. This study firstly problematizes how one assesses the many changes taking place in the Islamist trajectory, in the framework of secular/Islamic division, and then it disregards the tensions taking place within Islamic circles. Through focusing on inner circle debates, the study seeks to discover what is really changing in political Islam and what continues to be the same. The findings are twofold.
    [Show full text]
  • E-Bulletin November 2012 Sw
    Swiss Chamber of Commerce in Turkey e-Bulletin Nr. 06-2012 2012 November Interviews Events News Arpat Şenocak 3 Business Breakfast 15 From Members 10 Selim Balcısoy 5 Golf & BBQ Event 16 From Switzerland 26 Special: Swiss Arbitration 19 Latest Members 27 Bulletin Bulletin Doing Business 7 Event Calender 2012 22 - in Turkey – Part 1 e Swiss Chamber of Commerce in Turkey 7 GOLDEN SPONSORS SILVER SPONSORS Swiss Chamber of Commerce in Turkey e-Bulletin Nr. 06-2012 2 Editorial Ambassador of Switzerland Raimund Kunz Dear Friends, I would say that the official visits of also like to congratulate the new Swiss President Pascal Couchepin in management for intensifying and di- First of all I would like to thank the 2008 and President Gül to Switzer- versifying of the Swiss Chamber’s Swiss Chamber of Commerce for land in 2010 were two important activities in the new term. offering me this platform to address milestones in our relations. These you towards the end of my term in high level contacts created a positive I would also like to touch on here the Turkey. Some of you may already atmosphere and helped our countries bilateral agreements which have been know that I will be leaving for re- to develop a constructive way of dis- recently activated between Switzer- tirement next year after my four cussing and dealing with all issues. I land and Turkey. The avoidance of years in Turkey. I should say that I have also observed that, basically, double taxation agreement, which is spent one of the most interesting both countries have a strong interest going to be implemented as of January times of my carrier in this country.
    [Show full text]
  • CIRCASSIAN NATIONALISM in the WRITINGS of HAYRİYE MELEK HUNÇ by CEMİLE ATLI Submitted to the Graduate School of Social Scienc
    CIRCASSIAN NATIONALISM IN THE WRITINGS OF HAYRİYE MELEK HUNÇ by CEMİLE ATLI Submitted to the Graduate School of Social Sciences in partial fulfilment of the requirements for the degree of Master of Arts Sabancı University October 2019 CEMİLE ATLI 2019 © All Rights Reserved ABSTRACT CIRCASSIAN NATIONALISM IN THE WRITINGS OF HAYRİYE MELEK HUNÇ CEMİLE ATLI HISTORY M.A. THESIS, OCTOBER 2019 Thesis Supervisor: Assoc. Prof. AYŞE OZİL Keywords: Circassians, Women, Activism, Nationalism, Hayriye Melek Hunç This thesis aims at exploring the elements of Circassian nationalism in the works of an important yet an under-researched woman activist of Circassian descent, Hayriye Melek Hunç. The study explores the notions of “homeland”, the importance of history-memory of Russo-Circassian Wars and the protection of a distinct Circassian identity in her writings. Doing that, it does not ignore the place of “women’s issue” in her works. Her approach towards the women’s issue and her opinions about Islamic women, in general, and Ottoman women in particular, will be conveyed. In these aspects, the study aims to contribute to a growing literature which emphasized women’s activism of the late Ottoman era, challenging the nationalist historiography which shows Ottoman women as passive and ignorant subjects of a static political entity. Regarding the socio-political changes which took place in the late Ottoman Empire, the study also aims at exploring the impacts of modernization by concentrating on the rise of nationalism and activism of one of the ethnic groups of the empire, the Circassian community. Increasing activism and agency, surely, were the consequences of this process.
    [Show full text]
  • Keriman Halis Ece (1913-2012)
    Keriman Halis Ece (1913-2012) Türkiye ve Dünya Güzeli, 1932 Keriman Halis Ece Tüccar Tevfik Halis Bey ve Ferhunde Hanım’ın ikinci çocukları olarak 16 Şubat 1913 yılında İstanbul’da doğmuştur. Dedesi Hurşit Bey Sultan Abdülaziz’in başmabeyncisidir. Ailenin büyüklerinden şeyhülislamlık yapmış bir kişiden de bahsedilmekle birlikte bununla ilgili kesin bilgiye ulaşılamamıştır. Ailenin kökleri ile ilgili farklı bilgiler olmakla birlikte Kafkas kökenli olduğunu söylemek mümkündür. Ailesinden sanat camiasında amcası operet bestecisi Muhlis Sabahaddin Ezgi, halası bestekâr Neveser Kökdeş gibi ünlü kişiler vardır. Erkek kardeşi Turgan Ece’de Galatasaray Spor Kulübü’nde önce futbolcu sonrasında da yöneticilik görevlerinde bulunmuştur. Keriman Halis’in annesinin rahatsızlığından dolayı 6 yaşına kadar büyükannesi, sonrasında dadısı ve mürebbiyesi tarafından yetiştirilmiştir. Mürebbiyesinden Fransızcanın yanı sıra piyano çalmayı öğrenmiştir. Lise öğrenimini İstanbul’da Fevziye mektebinde tamamlamıştır. Ata binmeyi ve yüzmeyi bilen Keriman Halis lise öğreniminden sonra Akşam Sanat Okuluna devam etmiş burada dikiş, nakış ve yemek konularında kendini geliştirmiştir. Lise öğreniminin devam ettiği dönemde babası ile katıldığı Galatasaray Balosunda Cumhuriyet Gazetesinin düzenlediği yarışmaya katılması konusunda gelen teklifleri babası kabul etmemiş ve babasının arkadaşları tarafından yapılan bir yıllık ikna çalışmaları sonucunda 1932 yılındaki güzellik yarışmasına katılabilmiştir. Cumhuriyet Gazetesi’nin 1929’dan itibaren düzenlediği güzellik yarışmalarında, 1929’da Feriha Tevfik Hanım, 1930’da | 1 Mübeccel Namık Hanım ve 1931’de de Naşide Saffet Hanım Türkiye Güzeli seçilmişlerdir. 1932 yılı başında Cumhuriyet Gazetesi tarafından dördüncüsü düzenlenen güzellik yarışması katılımın az olması nedeniyle gerçekleştirilememiştir. Belçika’da yapılacak olan Uluslararası Güzellik ve Zarafet Yarışması’na (International Pageant of Pulchritude) Türkiye’nin davet edilmesi üzerine Haziran 1932’de tekrar bir güzellik yarışması düzenlenmeye karar verilmiştir.
    [Show full text]
  • Gazete Kadıköy Sına Sistem Üzerinden Mesaj Atmama Rağmen Aylardır Eğitime Geçiş Ile Ilgili Için Değerlendirdi
    Temizliğe Değişen yönetimle Caddebostan’dan ‘Kurbağalıdere başlandı çok güzel oldu’ Marmara Denizi’ni etkisi altına İstanbul Büyükşehir alan müsilajın temizlenmesiyle Belediyesi ilgili yedi ili kapsayan Kurbağalıdere’deki temizleme çalışmalarına ıslah çalışmalarını ve Fotoğraflar: Mehmet Murat AYDIN Mehmet Murat Fotoğraflar: Caddebostan Sahili’nden çevre düzenlemesini başlandı. Çalışmalar tamamladı. Çalışmaların kapsamında atık su tesisleri bitirilmesiyle birlikte biyolojik arıtma tesislerine vatandaşlar alanı dönüştürülecek kullanmaya başladı l Sayfa 8’de l Sayfa 9'da www.gazetekadikoy.com.tr Yıl: 21 / Sayı: 1093 11 - 17 HAZİRAN 2021 Meclİs’ten OdabaSı’na tam yetkİ Kadıköy Belediye Meclisi, Fenerbahçe Yarımadası’ndaki yat limanı ve yelken kulübü özelleştirme ihalelerine girilebilmesi için Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’na tam yetki verdi l Sayfa 3'te Değişmiyor Ve top Kadıköy’ün Edebiyat Hayatından bazı şeyler santrada… Kültür Atlası - 6 Hatırlamalar - 118 MELTEM YILMAZKAYA 11’DE UĞUR VARDAN 13’DE EMRE MUŞAZLIOĞLU 14'TE ECE AYHAN 5'TE Kadıköy’de ‘Umuda Yolculuk’ Harekete geçilmezse Türkiye’den 60’lı yıllardaki Avrupa’ya işçi göçünü anlatan “Umuda çok geç olabilir Yolculuk” adlı anıt Kadıköy’de açılacak l Sayfa 7’de Pandemi nedeniyle online olarak düzenlenen Kadıköy Belediyesi Çevre Festivali’nde iklim krizi, artan sıcaklık ve susuzluk gibi konular tartışılıyor. Uzmanlar çok geç olmadan harekete geçilmesi için Bazı dükkânlar uyarılarda bulunuyor l Sayfa 2’de çok güzel Onur Ertuğrul ve Banu Ertuğrul çiftinin Kadıköy’de açtığı Güzel Kelimeler Dükkânı meraklılarını unutulmaya yüz tutmuş güzel kelimelerin ve ‘hislerin’ dünyasına götürüyor l Sayfa 7'de Esnafın yüzü Güvende miyiz? EURO 2020 başlıyor “Güvende miyim?” belgesel projesi, Pandemi yüzünden geçen yıl gülmüyor diğer belgesellerin aksine Instagram oynanmayan 2020 Avrupa Normalleşme adımları ile beraber üzerinden mobil bir şekilde Futbol Şampiyonası, 11 Haziran kepenkleri kaldıran Kadıköylü esnaf, yürütülüyor.
    [Show full text]
  • Nehar Tüblek Karikatür Ödülleri
    Sayı: İlkbahar ’12/16 Nehar Tüblek Karikatür Ödülleri Genç Cumhuriyet’in coşkulu bayram kutlamaları Türkiye’nin ilk grafik sanatçısı: İhap Hulusi Görey Bir Cumhuriyet kadını: Keriman Halis Ece Sanatçı gözüyle: Su Yücel Boğaz’ın balıkçılık tarihi basa dolar ve limanda Batı’ya göç nedeniyle terk edilmiş sayısız tekne birikir. İşte herkesin altın çıkarmak için Batı’ya koştuğu o günlerde, o gemilerin arasın- da dolaşarak gemilerin yelkenlerini toplayan bir adam varmış. Yahudi kökenli “Hizmet bir ailenin çocuğu olan ve babası açlıktan ölmüş bu adamın adı Leob’mış. 1847 yılında ve 20 yaşındayken Amerikaya göç eden bu Bavyeralı, “Yeni Dünya”ya adım atar atmaz ilk iş olarak adını değiştirmiş ve Levi Strauss adını almış. kapısı” Altın aramaya giden madencilere yelken bezlerinden sağlam pantolonlar ya- pan Levi Strauss, hâlâ modası geçmeyen kot imparatorluğunu da kurmuş olur. “Altın Kapı”dan geçerek altına koşmak yerine, madencilerin ihtiyacına yönelik üretim yaparak zengin olur Levi Strauss… eğerli Beşiktaş kentlileri, Amerikalılar San Francisco Limanı’nın girişine “Altın Kapı” Bunlar kendiliğinden gelmedi kalemin ucuna değerli Beşiktaş kentlileri. Birlikte anlamına gelen “Golden Gate” adını vermişler. Bilindiği gibi, başardıklarımıza baktığımda, bizim de bir altın kapımızdan söz edilebilir ki bunun bunun nedeni 1850’lerde altının bulunması ve yüz binlerce doğru adlandırması “Hizmet Kapısı” olmalı. Beşiktaş Belediyesi olarak mevzuat insanın bu bölgeye akın etmesi. Değerli yazar-şair Sunay belediyeciliğini aşarak, onun gereklerini yerine getirdikten sonra sosyal beledi- Akın, “Kız Kulesindeki Kızılderili” kitabında bu ilginç geliş- yecilik alanına yaptıklarımızla geniş bir ufuk yarattığımızı söylemek olası. Dmeyi ayrıntılarıyla anlatır. Vikipedia’nın yazdığına göre de, bu adı Kaptan John C. Fremont verir. Kaptanın İstanbul’daki Golden Horn-Altın Boynuz diye ad- Elbette çok çetin geçen kış koşullarının yarattığı sıkıntıları asgariye indiren ça- landırılan Haliç’i hatırlattığı için böyle adlandırıldığı söylenir.
    [Show full text]
  • 1 Sports, Nationalism, and Globalization: An
    SPORTS, NATIONALISM, AND GLOBALIZATION: AN ETHNOGRAPHY OF TURKISH FOOTBALL FANDOM By JOHN KONUK BLASING A DISSERTATION PRESENTED TO THE GRADUATE SCHOOL OF THE UNIVERSITY OF FLORIDA IN PARTIAL FULFILLMENT OF THE REQUIREMENTS FOR THE DEGREE OF DOCTOR OF PHILOSOPHY UNIVERSITY OF FLORIDA 2020 1 © 2020 John Konuk Blasing 2 To My Mom and Dad 3 ACKNOWLEDGMENTS First and foremost, I would like to thank my parents Randy Blasing and Mutlu Konuk Blasing for instilling in me the value of education, and for always encouraging me to follow my own path. At the University of Florida, I am extremely grateful for my committee chair Dr. Tamir Sorek, who always kept me focused and whose detailed and careful comments helped me shape this dissertation from beginning to end. I would also like to thank my committee members who helped me develop my thought along the way. I would like to thank Dr. Charles Gattone for all of the long conversations we had about Sociological theory when I was a teaching assistant, which allowed me to gain a deep understanding of the theoretical side of Sociology. I would like to thank Dr. Alin Ceobanu for always greeting me with a smile in the halls, encouraging me to keep at it while always being up for a conversation about football, and consistently providing thoughtful and challenging feedback in all of my defenses. I would like to thank Dr. Jack Kugelmass acting as an outside member, as his intellectually stimulating Anthropological perspective was important in terms of bringing another element to my ethnographic work. Outside of my committee I would like to also thank the faculty in the Department of Sociology and Criminology & Law, without whose financial support I would have been unable to complete this dissertation.
    [Show full text]
  • Kadın; Dünyadaki “Güzellik”
    www.dergibursa.com.tr Şubat 2015 - February 2015 Yıl / Year: 5 - Sayı / Issue:26 Fiyat› / Price: 10 Kadın; dünyadaki “güzellik” DÜNYA KADINI • BURSA’NIN KADINLARI • İPEKTEKİ KADIN ELİ • KLEOPATRA PLAJI • BUDAPEŞTE • LAUTREC • KADIN 1 arka plan masthead Yayıncı / Yapımcı / Yönetim Publisher / Producer / Management Yıl: 5 Sayı: 26 / Şubat 2015 ISSN: 2146 - 1457 Yerel Süreli Yayın Yayın Dili: Türkçe - İngilizce Year: 5 Issue: 26 / February 2015 ISSN: 2146 - 1457 Local Periodical Publications Çekirge Mah. Selvili Cad. No:12 Çelebi 2 Apt. D.1 Publication Language: Turkish - English Osmangazi / BURSA T. (0224) 233 87 11 www.photographica.com.tr İmtiyaz Sahibi ve Yayın Yönetmeni Owner and Director dergi bursa, Photo Graphica tarafından T.C. yasalarına uygun olarak Engin Çakır (Sorumlu) yayınlanmaktadır. dergi bursa’nın isim ve yayın hakkı Photo Graphica’ya aittir. Yayımlanan yazı, fotoğraf ve konuların her hakkı saklıdır ve tüm [email protected] sorumluluğu eser sahiplerine aittir. İzin alınmadan alıntı yapılamaz. Reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir. Koordinatör dergi bursa, “Basın Meslek İlkeleri”ne Coordinator uymaya söz vermiştir. Emine Korku [email protected] dergi bursa is published by Photo Graphica in accordance with the Turkish laws. The name and the right of publishing of dergi bursa magazine belongs to Photo Graphica. Full responsibility of the published texts, photographs and subjects Yazı İşleri belongs to the owner. All rights are reserved. Be quoted without permission. The responsibility of the advertisements belongs to the advertiser. dergi bursa has Editorial promised to comply with “Journalism Ethics and Standarts” Ferhan Petek [email protected] Dijital Yayıncılık Reklam İletişim Digital Publishing Advertise Contact www.dergibursa.com.tr Burcu Dursun [email protected] www.dijimecmua.com/dergi-bursa/ T.
    [Show full text]
  • Social Changes Under the Justice and Development Party (AKP)
    Al-Bayan Center for Planning and Studies Social changes under the Justice and Development Party (AKP) Ahmed Hassan Ali Al-Bayan Center Studies Series About Al-Bayan Center for Planning and Studies is an independent, nonprofit think tank based in Baghdad, Iraq. Its primary mission is to offer an authentic perspective on public and foreign policy issues related to Iraq and the region. Al-Bayan Center pursues its vision by conducting independent analysis, as well as proposing workable solutions for complex issues that concern policymakers and academics. Copyright © 2018 www.bayancenter.org 2 Social changes under the Justice and Development Party (AKP) Social changes under the Justice and Development Party (AKP) By Ahmed Hassan Ali* Before we embark on the subject of the social changes that have taken place in Turkey during the era of the Justice and Development Party [Adalet ve Kalkınma Partisi or AKP], first we need to take a look at the country’s modern history in order to learn about the changes that took place in the aftermath of the founding of the Turkish Republic in 1923. It was then that Turkey transformed itself from a country of a socially Islamic nature based on the Ottoman Caliphate, to one in which republican secularism was forced on it, and in which the Republic engaged in a fierce conflict with the large majority of Turkish society and which also failed in its attempt to force this majority to abandon their Islamic traditions and conservative customs. Ataturk’s Social Revolution The revolution by Mustafa Kemal Ataturk to modernise Turkey brought with it many consequences for the Turkish people socially, religiously and politically.
    [Show full text]
  • Nobel Ödülleri
    Ekim 2017 / October 2017 Yıl / Year: 7 Sayı / Issue:45 Fiyat› / Price: 10 NOBEL ÖDÜLLERİ EMRULLAH ALİYILDIZ -AYŞEAYLAKARACABEY -SERCANYILDIRIM - GUINNESS GEMLİKZEYTİNİ - BURSAFOTOFEST- BURSA’NINEĞİTİM TARİHİ SEDAT ÖZDEN- SUNAYAKIN-A.ŞERİFİZGÖREN - AZİZNEOPHYTOS - BAŞARI 1 arka plan masthead Yayıncı / Yapımcı / Yönetim Publisher / Producer / Management Yıl: 7 Sayı: 45 / Ekim 2017 ISSN: 2146 - 1457 Yerel Süreli Yayın Yayın Dili: Türkçe - İngilizce Year: 7 Issue: 45 / October 2017 ISSN: 2146 - 1457 Local Periodical Publications Publication Language: Turkish - English Çekirge Mah. Selvili Cad. No:12 Çelebi 2 Apt. D.1 Osmangazi / BURSA İmtiyaz Sahibi ve Yayın Yönetmeni T. (0224) 233 87 11 Owner and Director www.photographica.com.tr Engin Çakır (Sorumlu) [email protected] dergi bursa, Photo Graphica tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. dergi bursa’nın isim ve yayın hakkı Photo Graphica’ya Koordinatör aittir. Yayımlanan yazı, fotoğraf ve konuların her hakkı saklıdır ve tüm Coordinator sorumluluğu eser sahiplerine aittir. İzin alınmadan alıntı yapılamaz. Reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir. Emine Korku [email protected] dergi bursa, “Basın Meslek İlkeleri”ne uymaya söz vermiştir. Editör dergi bursa is published by Photo Graphica in accordance with the Turkish laws. Editor The name and the right of publishing of dergi bursa magazine belongs to Photo Ferhan Petek Graphica. Full responsibility of the published texts, photographs and subjects belongs to the owner. All rights are reserved.
    [Show full text]