T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI

İLHANLI-AVRUPA İLİŞKİLERİ

Alican KİRİŞOĞLU 1430204039

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN Dr. Öğr. Üyesi Kansu EKİCİ

ISPARTA - 2018

(KİRİŞOĞLU, Alican, İlhanlı-Avrupa İlişkileri, Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 2018)

ÖZET İran tarihi açısından İlhanlılar dönemi oldukça büyük bir öneme haizdir. İran’daki Moğol hâkimiyeti sırasında yaşanan dönüşümler ve İslâm dünyasıyla yapılan savaşlar Avrupa devletlerinin ilgisini bu bölgeye çekmiştir. Moğolların Ortadoğu’ya gelmesi ve Bağdâd’ın işgal edilmesinden sonra başta Haçlılar olmak üzere, Katolik Avrupa, Ermeni ve Gürcüler, Müslümanlara karşı İlhanlıları kurtarıcı bir güç olarak görmüşlerdir. XIII. yüzyılın ikinci yarısından XIV. yüzyılın ilk yarsına kadar Hristiyanlığı Moğolların arasında yayarak güçlü bir müttefik elde etmek amacıyla İran topraklarında faaliyet gösteren Avrupalılar, Doğu Akdeniz kıyılarında kurulan Haçlı devletleri vasıtasıyla İlhanlılarla yoğun şekilde temasa geçmişlerdir. Bu temasların neticesinde hem Avrupa’dan hem İran’dan elçi teatileri vukû bulmuştur. Çağatay, Altın Hanlıkları, Memlûklar ve Türkiye Selçuklularına karşı İlhanlılar, Haçlılar, Avrupa, Papalık, Bizans İmparatorluğu, Gürcü ve Ermeniler arasında siyasî, ticarî ve ekonomik sebeplerden dolayı çıkar çatışmaları yaşanmıştır. Çalışmamızın önemli noktalardan biri İlhanlıların, Haçlılar ve Avrupalı devletlerle Memlûkların Ortadoğu’daki gücünü kırmak için müşterek bir sefer düzenleme girişimleridir. İlhanlı- Avrupa ilişkilerinde Argûn Han döneminin ayrı bir önemi vardır. Onun zamanında Avrupa’yla temaslar, elçi teatileri ve mektuplaşmalar önemli ölçüde hız kazanmıştır. Gâzân Han dönemine gelindiğinde İlhanlılar, en parlak devirlerini yaşamalarına ve Memlûklara karşı kısmî birtakım başarılar elde etmelerine rağmen ilerleyen zamanlarda bunların sürekliliği olmamıştır. Her ne kadar Avrupa, Memlûklara karşı İlhanlılara askerî destek gönderememiş olsa da İlhanlı hâkimiyetindeki Ermeni ve Gürcü krallıkları Müslümanlara karşı gerçekleşen savaşlarda daima Moğol Hanlarının yanında yer alarak sadık birer müttefik olmuşlardır. İlhanlı-Avrupa ilişkilerini derinden etkileyen diğer bir husus ticarî etkinliklerdir. Özellikle Venedikli ve Cenovalı tacirler İlhanlılarla sürekli ve yoğun şekilde ticarî faaliyetlerde bulunmuşlardır. İlhanlı-Avrupa ve Papalık münasebetleri Memlûklara karşı ortak askerî harekât yapabilmek arzusuyla başlamış ve ilerlemiş, taraflar arası görüşmelerde saldırı planları uzun süre tartışılmıştır. Ancak başta Avrupa’da olumsuz yönde yaşanan siyasî-dinî gelişmeler ve Avrupa’yla İran ve Suriye arasındaki uzun mesafenin yarattığı ulaşım güçlüğü gibi sebeplerden dolayı arzu edilen ittifaklık hiçbir zaman hayata geçememiştir. Araştırma konumuzu ele alırken başta taraflar arasında vuku bulan mektuplar olmak üzere, dönemle alakalı çeşitli kroniklerden, seyahat notlarından ve muhtelif araştırma eserlerden yararlanılmıştır. Anahtar Kelimeler: İlhanlılar, İngiltere Krallığı, Fransa Krallığı, Papalık, Haçlılar, Bizans İmparatorluğu, Aragon Krallığı, Memlûklar, Altın Orda Hanlığı, Çağatay Hanlığı.

iii (KİRİŞOĞLU, Alican, Ilkhanid-Europe Relations, Master Thesis, Isparta, 2018)

ABSTRACT In terms of Iranian history, the Ilkhanid period is of great importance. The transformations taking place during the Mongol domination in Iran and the wars waged by the Islamic world attracted the interest of the European states to this region. After the arrival of the Mongols in the Middle East and the occupation of Baghdad, Catholic Europeans, Armenians, Georgians, and particularly the Crusaders considered the Ilkhanids as a saviour against Muslims. From the second half of the 13th century until the first half of the 14th century, the Europeans, operating in Iranian territories in order to obtain a strong ally by spreading the Christianity among the Mongols, contacted with the Ilkhanids intensively via the Crusader states founded on the Eastern Mediterranean coasts. As a result of these contacts, ambassador exchanges from both Europe and Iran occurred. There were a great many conflicts of interest due to political, commercial and economic reasons among the Ilkhanids, the Crusaders, Europe, the Papacy, the Byzantine Empire, Georgians and Armenians against , Khanate of the , the Mamluks, and the Seljuk Turks. One of the important points of our study is the initiative of the Ilkhanids, the Crusaders and the European states to organize a joint campaign in order to break the strength of the Mamluks in the Middle East. In Ilkhanid-European relations, era was of a great significance. During his time, the contacts with Europe, ambassador exchanges and diplomatic correspondence gained considerable momentum. In the period of Khan, although they had their brightest eras and achieved some partial successes against the Mamluks, the Ilkhanids could not maintain this position. Even though Europe was not able to send military support to the Ilkhanids against the Mamluks, the Ilkhanian-dominated Armenian and Georgian kingdoms always became a loyal ally of the Mongol Khans in the wars against the Muslims. Another issue affecting Ilkhanid-European relations profoundly was the commercial activities. The Venetian and Genoese merchants, in particular, constantly involved in intense commercial activities with the Ilkhanids. Ilkhanid- European and the Papacy relations commenced and advanced in an attempt to make joint military operations against the Mamluks, and the attack plans were negotiated between the parties for a long time. However, the desired alliance was never able to be established in view of the reasons such as the political-religious developments in Europe, and the difficulty in transportation which resulted from the long distance between Europe and Iran, and Syria. In this study, we mainly used the letters that were exchanged between the parties, various chronicles related to the period, travel notes and a variety of other research works. Key Words: Ilkhanids, Kingdom of England, Kingdom of France, Papacy, Crusaders, Byzantine Empire, Kingdom of Aragon, Mamluks, Khanate of the Golden Horde, Chagatai Khanate.

iv İÇİNDEKİLER

TEZ SAVUNMA SINAV TUTANAĞI ...... i YEMİN METNİ ...... ii ÖZET ...... iii ABSTRACT ...... iv İÇİNDEKİLER ...... v KISALTMALAR ...... vii ÖNSÖZ ...... xii KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALARA DAİR ...... xvi GİRİŞ ...... 1 İLHANLI ÖNCESİ MOĞOL-AVRUPA İLİŞKİLERİ ...... 1 BİRİNCİ BÖLÜM İLHANLI-AVRUPA İLİŞKİLERİNİN BAŞLANGICI (1256-1284) 1. Hûlâgû Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1256-1265) ...... 19 2. Abâkâ Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1265-1282) ...... 40 3. Ahmed Tekûdâr Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1282-1284) ...... 63 İKİNCİ BÖLÜM İLHANLI-AVRUPA İLİŞKİLERİNİN GELİŞİMİ (1284-1295) 1. Argûn Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1284-1291) ...... 68 1. 1. Bogagoc Mengilic ve Thomas Anfossi’nin Elçilik Görevi ...... 70 1. 2. Rabban Sauma’nın Elçilik Görevi ve Avrupa Seyahati ...... 72 1. 3. Busarello de Ghisolfi’nin Elçilik Görevi ...... 83 1. 4. Chaganus’un Elçilik Görevi ...... 89 1. 5. İlhan Argûn’un Son Dönemlerindeki Elçi Teatileri ve Avrupa’dan Gelen Mektuplar ...... 92 2. Geyhâtû ve Bâydû Hanlar Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1291-1295) ...... 98 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM MÜSLÜMAN İLHANLAR DÖNEMİNDE AVRUPA İLİŞKİLERİ (1295-1335) 1. Gâzân Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1295-1304) ...... 103 2. Olcâytû Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1304-1316) ...... 118 3. Ebû Sa’îd Bahadır Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1317-1335) ...... 127

v

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM İLHANLI-AVRUPA İLİŞKİLERİNİN DİĞER ALANLARI 1. Kültürel ve Dinî İlişkiler ...... 132 2. Ticarî ve Ekonomik İlişkiler ...... 136 SONUÇ ...... 147 BİBLİYOGRAFYA ...... 149 1. Vesikalar ...... 149 2. Nümizmatik Eserler ...... 151 3. Kaynak Eserler ...... 151 4. Tetkik Eserler ...... 163 5. Sözlükler ...... 174 6. Makaleler...... 175 7. Tezler...... 190 EKLER ...... 195 ÖZGEÇMİŞ ...... 236

vi KISALTMALAR

(t.) tarihsiz. a.g.m. Adı geçen makale. a.g.e. Adı geçen eser. a.g.t. Adı geçen tez. AEMA Archivum Eurasiae Medii Aevii. Aksarâyî/Turan Kerîmu’d-dîn Mahmûd b. Muhammed-i Aksarâyî, Musâmeretu’l-ahbar ve musâyeretu’l-ahyâr, neşr. Osman Turan, TTK, Ankara 1999. Aksarâyî/Öztürk Kerîmu’d-dîn Mahmûd b. Muhammed-i Aksarâyî, Musâmeretu’l-ahbar ve musâyeretu’l-ahyâr, (Çev. Mürsel Öztürk), TTK, Ankara 2000. AOH Acta Orientalia. Academiae Scientiarum Hungaricae. AÜ Ankara Üniversitesi. AÜ DTCF Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi. AÜ DTCF TAD Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Araştırmaları Dergisi. b. bin, ibn. bas.y.y. basım yeri yok. Bkz. bakınız. BT Berresîhâ-yî Târîhî. c. Cilt. CAJ Central Asiatic Journal. CHI The Cambridge History of Iran. CHIA The Cambridge History of Inner Asia. The Chinggisid Age. CHM BMİ Cengiz Han ve Mirasçıları Büyük Moğol İmparatorluğu, Sabancı Üniversitesi, İstanbul 2006. CHR The Catholic Historical Review. Çev. Çeviren, çevirenler. d. doğumu.

vii DGBİT Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi. DİA Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. DMBİ Dairetü’l Maarif-i Bozorg-i İslâmi, [The Great Islamic Encyclopaedia], (Ed. Kâzım Musavî Bojnurdî). Dpn. Not/dipnot. Ed. Edited/editör. EKGM/A. G. Glastyan Ermeni Kaynaklarına Göre Moğollar. XIII. ve XIV. Yüzyıllara Ait Eserlerden Alıntılar, Haz. A. G. Glastyan, (Rusçadan Çev. İlyas Kamalov), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2005. EKTM/H. Oktay Ermeni Kaynaklarında Türkler ve Moğollar, Haz. Hasan Oktay, Selenge Yayınları, İstanbul 2007. El2 Encyclopedia of Islam, (new edition). Elr. Encyclopedia Iranica. EMME Christopher P. Atwood, Encyclopedia of Mongolia and the , New York 2004. F. Farsça. Guy Le Strange/Cambridge 1905 Guy Le Strange, The Lands of the Eastern Caliphate, Cambridge 1905. Guy Le Strange/Eskikurt-Tomar Guy Le Strange, Doğu Hilafetinin Memleketleri, (Çev. Adnan Eskikurt, Cengiz Tomar), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2015. H. Hicrî. Haz. Hazırlayan, Hazırlayanlar. HDMWE Paul D. Buell, Historical Dictionary of the Mongol World Empire, Maryland-Oxford 2003. HJAS Harvard Journal of Asiatic Studies. Hvândemîr/Siyâkî Giyasu’d-dîn b. Husâmud-dîn Hvândemîr, Târîh-i Habîbu’s-siyer fi Âhbâr-i Efrâd-i Beşer, neşr. Muhammed Debîr Siyâkî, c. III, Tahran 1372. Hvândemîr/Thackston Giyasu’d-dîn b. Husâmud-dîn Hvândemîr [Khwandamir], Habibu’s-Siyar, c. III, (İng.

viii Çev. W. M. Thackston), Harvard University 1994. İA Milli Eğitim Bakanlığı İslâm Ansiklopedisi. İng. İngilizce. İÜ İstanbul Üniversitesi. İÜ EFTD İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi. İTED İslâm Tetkikleri Enstitüsü Dergisi. JAH Journal of Asian History. JBIPS Journal of the British Institute of Persian Studies. JRAS Journal of the Royal Asiatic Society. JSAI Jerusalem Studies in Arabic and Islam. Kazvînî/Târîh-i guzîde Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî, Târîh-i guzîde, neşr. ‘Abdu’l-Huseyn Nevâ’î, İntişârât-ı Emîr Kebîr, Tahran 1364. Kazvînî (Ward)/Ẓafer-Nāmah Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî, The Ẓafer- Nāmah of Ḥamdallāh Mustaufī and the Il- Khān Dynasty of Iran, (İng. Çev. L. J. Ward), Vol. II, University of Manchester Department of Near Eastern Studies, (Basılmamış Doktora Tezi), Manchester 1983. Kazvînî (Strange)/Nuzhetu’l-kulûb Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî, Nuzhetu’l- kulûb, The Geographical Part of the Nuzhat-al-Qulub Composed by Hamd-Allah Mustawfî of Qazwin in 740 (1340), (İng. Çev. G. Le Strange), Leyden/London 1919. krş. Karşılaştırınız. M. Miladî. MEB Milli Eğitim Bakanlığı MSGSÜ Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi. neşr. Neşreden. Nr. Numara. öl. Ölümü. PAÜ EFD Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi

ix Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Câmi’u’t-Tevârîh, III, neşr. ‘Abdu’l Kerim ‘Ali-oğlı ‘Alî-zâde, Bakü 1957. Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Câmi’u’t-Tevârîh, neşr. Muhammed Rûşen- Mustafa Mûsevî, IV cild, Tahran 1373. Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Ta’rīh- i Mübārek-i Ġāzānī des Rašīd al-Dīn Faḍlallāh Abī’l-Ḫair. Geschichte der Ilḫāne Abāġā bis Gaiḫātū (1265-1295), neşr. Karl Jahn, ’s-Gravenhage 1957. Reşîdu’d-dîn/Jahn Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Târih-i mubârek-i Gâzânî, neşr. Karl Jahn, Geschichte Gāzān-Hān’s aus dem Tā’rīh-i Mubārek-i Gāzānī des Rešīd al-Dīn Fadlallāh b. ‘Imād al-Daula Abū’l-Hair, London 1940. Reşîdu’d-dîn/Thackston Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Jami‘u’t-tawarikh. Compendium of Chronicles. A History of the Mongols, (İng. Çev. W.M. Thackston), I-III, Harvard University 1998-1999. Reşîdu’d-dîn/İ. Aka, v.d. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Câmiu’t–Tevârih (İlhanlılar Kısmı), (Çevirenler: İsmail Aka, Mehmet Ersan, Ahmad Hesamipour Khelejani), TTK, Ankara 2013. Reşîdu’d-dîn/Frankengeschichte Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Die Frankengeschichte Des Rašīd ad-Dīn, (Almancaya Çev. Karl Jahn), Österreichischen Akademie der Wissenschaften, Wien 1977. ROC Revue de l'orient Chretien. S. Sayı. s. Sayfa. SAD Selçuklu Araştırmaları Dergisi. SBE Sosyal Bilimler Enstitüsü. SDÜ Süleyman Demirel Üniversitesi. Selçuknâme/Öztürk İbn Bibi (El-Hüseyin b. Muhammed b. Ali el-Ca’feri Er Rugadi), El Evamirü’l-Ala’iye Fi’l-Umuri’l-Ala’iye (Selçuknâme), (Çev. Mürsel Öztürk), II cilt, Kültür Bakanlığı, Ankara 1996.

x Selçuknâme/Yinanç İbn Bîbî, Selçuknâme, (Çev. Mükrimin Halil Yinanç), Haz. Refet Yinanç, Ömer Özkan, Kitabevi Yayınları, İstanbul 2015. SOAS Bulletin of the School of Oriental and African Studies. Târîh-i Olcâytû/Hamblî ‘Abdullâh-i Kâşânî, Târîh-i Olcâytû, neşr. Mehîn Hamblî, Tahran 1348. Târîh-i Olcâytû/Örs ‘Abdullâh-i Kâşânî, Târîh-i Olcâytû, (Çev. Derya Örs), AÜ, SBE, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1992. TDAD Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi. TDAV Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı. TDK Türk Dil Kurumu. The History of Yaballaha III. The History of Yaballaha III. Nestorian Patriarch and of His Vicar Bar Sauma, (Translated From The Syriac and Annotated By; James A. Montgomery), Columbia University Press, New York 1927. THİTM Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası. TİD Tarih İncelemeleri Dergisi. TKAE Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü. TM Türkiyat Mecmuası. TMEN Gerhard Doerfer, Türkische und mongolische Elemente im Neupersischen, I- IV, Wiesbaden 1967. Thk. Tahkik. Trans. Translated. TTK Türk Tarih Kurumu. v. varak. Vol. Volume. v.d. ve diğerleri. Yay. Yayınlayan. Yay. Haz. Yayına hazırlayan. YKY Yapı Kredi Yayınları

xi ÖNSÖZ

Asya coğrafyası üzerinde XII. yüzyılın ikinci yarısından XIV. yüzyılın ilk yarısına kadar siyasî, sosyal, kültürel ve ticarî tarih açısından çok hareketli bir dönemin yaşandığını görmekteyiz. Söz konusu dönemde Asya ve Avrupa’da varlığını sürdüren neredeyse tüm devletler her açıdan büyük bir değişim ve birbirleriyle etkileşim yaşamışlardır. Bu gelişmelerin itici unsurlarından biri şüphesiz dönemin Moğol devletleridir. Cengiz Han’ın Orta Asya’da kurduğu ve sınırları Çin’den İran’a kadar uzanan Moğol İmparatorluğu, onun oğulları döneminde de fetih politikalarıyla genişlemiş ve bünyesine pek çok farklı milletten ve dinden insan katmıştır. Kubilay Han’ın 1260 yılında Büyük Moğol Hanlığı’nın başına geçmesiyle beraber Moğol devletleri arasındaki sınırlar belirgin çizgilerle ortaya çıkmıştır. Yine aynı dönemlerde kuzeyde, Deşt-i Kıpçak alanında Altın Orda Hanlığı, İlhanlıların kuzey doğusunda; Mâverâu’n- nehr sahasında Çağatay Hanlığı, güneyde ise Mısır coğrafyasından çıkan ve aslî unsurunu Türklerin oluşturduğu Memlûklar, tarih sahnesine çıkarak aktif bir siyaset izlemeye başlamışlardır. Yeni oluşan bu devletlerin kuruluş safhaları birbirleri ile yakın dönemlere tekabül etse de her biri çok kısa sürede hâkimiyet sahalarını genişletme çabası içerisine girmişlerdir. Bununla birlikte söz konusu devletler, siyasî, ticarî ve dinî birtakım çıkar ve imtiyaz haklarını gözeterek katı bir siyaset izlemişlerdir. Nitekim bu durum Moğollar arasında ve Hristiyanlar ile Müslümanlar arasında adeta bir güç savaşı başlatmıştır. Bu güç savaşına Batıdan gelen Haçlılar ve Avrupa’nın ileri gelen devletleri de dâhil olduktan sonra bloklaşma uluslararası bir boyut kazanmıştır. Ortadoğu, Anadolu ve Kafkaslar üzerinde yaşanan güç savaşlarının bir neticesi İlhanlı-Avrupa münasebetleridir; Haçlı Seferleri sonucunda Batılı devletler, XIII. yüzyılın ikinci yarısında Doğu’nun İslâm şehirleri üzerinden elde etmiş olduğu zenginliği ve buralardaki hâkimiyetini devam ettirme çabası içerisine girmişlerdir. Diğer taraftan zamanla Türkleşen ve İslamlaşan Altın Orda Hanlığı, Kafkaslara hâkim olmanın dışında Türk ve Müslüman Memlûklarla birleşmek ve İlhanlıları bu bölgeden silmek niyetindedir. Memlûkların ise Moğol ve Haçlı varlığını sona erdirmenin yanında Anadolu’daki Moğol tahakkümünü kırmak, hem buradaki hem kuzeydeki Müslüman Türklerle birleşerek büyük bir imparatorluk kurma planlarının olduğu anlaşılmaktadır. Altın Orda ve Çağatay Hanlığının İslamlaşması ve Altın Orda’nun Memlûklarla ittifak çabaları, İlhanlıları Haçlılarla ve dolayısıyla Avrupalılarla iletişim kurmaya itmiştir. İlhanlılar, güneydeki büyük rakibi Memlûklara ve kuzeydeki diğer bir büyük rakibi Altın Orda Hanlığına karşı bölgedeki siyasi etkinliğini kaybetmek istememişlerdir. Adeta iki büyük güç arasında sıkışan İlhanlı hükümdarları, başta Avrupa’nın büyük devletleri; İngiltere ve Fransa olmak üzere Papalıkla iletişim kurarak onların desteklerini kazanmayı hedeflemişlerdir. Bunun yanında İlhanlılar, siyasi rekabetin arttığı bu ortamda Bizans İmparatorluğu’nun, Güney Doğu Anadolu ve Kafkaslarda varlığını sürdüren Gürcü ve Ermeniler’in askerî ve stratejik birlikteliklerini elde edebilmek için bu ülkeleri kendi saflarına katmayı hedeflemiştir. Tarihin hemen hemen her safhasında olduğu gibi devletlerin mevcudiyeti için elzem sayılabilecek ticarî ve ekonomik unsurlar İlhanlı-Memlûk çatışmasının ana noktasını teşkil etmiştir. Nitekim İlhanlıların, Akdeniz’e inerek, Suriye topraklarına egemen olma ve deniz ticaretinden pay alabilme amaçları, Memlûklarla sürekli çatışma

xii

yaşamalarına neden olmuştur. Yaşanan tüm bu gelişmeler neticesinde Memlûklara karşı İlhanlı hükümdarlarıyla Avrupalı devletler ve Papalık arasında elçiler kanalıyla ittifak planları kurulmaya çalışılmıştır. Ortadoğu’da güçlü bir İslâm devletinin varlığından kuşku duyan ve burada Hristiyan mevcudiyetini kalıcı hale getirmek isteyen Papalık ve Avrupa’nın ileri gelen devletleri bu uzlaşıya umumiyetle çok sıcak yaklaşarak olumlu cevap vermişlerdir1. Yaşanan süreç içerisinde Memlûklara karşı ortak bir hareket planı kurulma çabalarının sarf edilmesinin yanında Avrupalı devletler ve İlhanlıların kültürel, sosyal ve dinî alanlarda birbirlerini tanımaları için de ayrıca bir fırsat doğmuştur. Moğol-Avrupa ilişkileri ilk olarak Moğol fütuhatının tabii bir neticesi, Moğol yayılmacılığının Avrupa’daki emareleri olarak görülmelidir. İlhanlı dönemi Avrupa münasebetlerini kavrayabilmek için İlhanlı öncesi Moğol-Avrupa münasebetlerine de genel olarak göz atmak yerinde olacaktır. Ayrıca bu münasebetler doğrudan doğruya Altın Orda Hanlığının (Cuci Ulusu) kuruluş sürecini ilgilendirmektedir. Gerek yurt dışında gerekse yurt içinde yapılan çalışmalar incelendiğinde Moğol- Avrupa ilişkileri genellikle İlhanlı öncesi dönem üzerine yoğunlaşmıştır. Buna karşın ülkemizde İlhanlılar üzerine yapılan tez çalışmaları sınırlı sayıdadır. İlhanlı-Avrupa İlişkileri hakkındaki bilgiler ise dağınık ve eksiktir. Tez konusunun tespiti sürecinde bahsi geçen mevzu üzerine Türkiye’de bu konuyla ilgili yapılmış müstakil bir çalışmanın mevcut olmadığını gördük. Araştırmamızın konusu Ortadoğu, Avrupa, Kafkaslar, Anadolu ve Akdeniz için mühim olduğundan ve ülkemizde böyle bir konuyu kapsayan tetkikin olmamasından dolayı bunun üzerine inceleme yapılmasının isabetli olacağını düşündük. Çalışma kapsamında Moğol-Avrupa münasebetlerinin başlangıç noktası sayılabilecek Cengiz Han döneminden itibaren, İlhanlı-Avrupa münasebetlerini Ortadoğu, Kafkaslar, Anadolu ve Avrupa’da yaşanan siyasi bloklaşmalar ekseni içerisinde izah edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca İlhanlı Avrupa ilişkilerini sadece siyasal olarak değil, etkileşimin doğası gereği dini, kültürel ve ticarî gelişmeler açısından da ele alınmaya gayret edilmiştir. Bu doğrultuda tezimiz dört ana bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında Moğol istilası öncesi Doğu Avrupa, Avrupa ve Bizans’ın genel durumu hakkında bilgiler verilmiştir. Ardından İlhanlı öncesi Moğol-Avrupa münasebetleri genel hatlarıyla anlatılmıştır. Birinci bölüm İlhanlı-Avrupa münasebetlerinin ilk evresini teşkil etmektedir. Bu bölümde Hûlâgû Han’dan Ahmed Tekûdâr Han dönemine kadar olan İlhanlı-Avrupa münasebetleri incelenmiştir. Dönem içerisinde yaşanan gelişmeler İlhanlı-Avrupa münasebetlerinin ilk ve belirleyici örnekleridir. İkinci bölümde Argûn Han’dan Geyhâtû ve Bâydû Hanlar dönemine kadar gerçekleşen İlhanlı-Avrupa münasebetleri incelenmiştir. Argûn Han devrinde ele alınan hadiseler İlhanlı-Avrupa münasebetlerinin en yoğun yaşandığı dönem olarak dikkat çekmektedir. Bu cümleden olmak üzere Argûn dönemi, İlhanlı-Avrupa ilişkileri açısından hususî bir konuma sahiptir. Üçüncü ana bölümünde Gâzân Han’dan Ebû Sa‘îd Bahadır Han dönemine kadar olan İlhanlı-Avrupa münasebetleri ele alınmıştır. Bu bölüm Avrupa ile ilişkilerin son dönemini teşkil

1 Paul Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, ROC, Vol. XXIII, bas.y.y., 1922-1923, s. 3-4; Erich Haenisch, “Zu den Brief’en der mongolischen Il-Khane Arġun und Öljeitü an den König Philipp den Schönen von Frankreich (1289 u. 1305)”, Oriens, Vol. II, No. 2, Dec. 31, 1949, s. 216.

xiii etmektedir. Dördüncü ana bölümde siyasî dönem ayrımı yapmaksızın İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin kültürel, ticarî ve ekonomik boyutları toplu halde ele alınmaya çalışılmıştır. Ekler kısmında dönem ile alakalı çeşitli haritalar ve minyatürler paylaşılmıştır. Ayrıca tez konusunun doğrudan kaynağı sayılan bazı mektupların orijinalleri ve bunun yanında söz konusu mektupların tarafımızca ilk defa yapılan Türkçe tercümeleri verilmiştir. Araştırmamız içerisinde yer alan şahıs ve yer isimlerinin kolay ve doğru şekilde anlaşılabilmesi açısından gerekli görülen yerleri uzun vokallerle (â, û. gibi) belirtmeye özen gösterdik. Kaynaklarda geçen Arapça, Farsça ve Moğolca isimlerin farklı yazılışları nedeniyle alternatif okunuşlarını yanlarında veya dipnotlarda ayrıca belirtmeye çalıştık. Bu çalışmanın hazırlanış sürecinde çeşitli dillerde yazılmış eserleri okuyabilmek, ulaşılması güç eserlerin temin edilmesini sağlayabilmek ve maddi-manevî destek gibi karşılaşılan türlü sorunların giderilebilmesi hususunda pek çok kişi ve kurumun yardımları olmuştur. Bu yardımlar olmasaydı çalışmamı nihayete erdirmek mümkün olmayabilirdi. Bu cümleden olarak yardımlarını gördüğüm kişilerin başında annem ve babam gelmektedir. Yorulduğum veya zorluk çektiğim her an bana olan inançlarını kaybetmeyerek beni teşvik etmişlerdir. Ayrıca güzel bir çalışma ortamı sağlayarak Almanca ve İngilizce eserlerin tercümelerinde yardımcı olmuşlardır. Kendilerine minnettarım. Yüksek lisans ders aşamasında tedrisinden geçme fırsatı bulabildiğim muhterem hocam Prof. Dr. Bayram Kodaman’a şükran borçlu olduğumu belirtmeliyim. Engin bilgi ve tecrübesiyle vaktini esirgemeyerek tezin şekillenmesine katkı sağlayan ve güzel sözleriyle çalışmalarımda beni sürekli teşvik eden kıymetli hocam Prof. Dr. İlhan Erdem’e minnettarım. Yoğun mesaisine rağmen tezimle ilgili yapıcı eleştirilerde bulunan ve bu doğrultuda bazı hususlara dikkat çeken Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç hocama ayrıca teşekkür ederim. Tez konusuyla alakalı ulaşmakta güçlük çektiğim bazı eserlerin temininde ve nazik tavırlarıyla çeşitli öneriler sunarak vakit ayırma zahmetinde bulunan Prof. Dr. Osman Gazi Özgüdenli’ye ve Doç. Dr. Altay Tayfun Özcan’a içten teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca yakın ilgisini gördüğüm Sayın Doç. Dr. Hasan Oktay’a ve çalışmamla ilgili İran’da yapılan yayımlar konusunda beni bilgilendiren Sayın Dr. Öğr. Üyesi Ahmad Hesamipour Khelejani’ye içten şükranlarımı sunarım. Fransızca eserlerin tercüme edilmesi hususunda yardımlarını esirgemeyen kıymetli ağabeyim Ali Altuğ Kirişoğlu’na, rahatsızlığına rağmen bazı Arapça eserlerin tercümesine vesile olan muhterem Öğr. Gör. Emine Ersöz hanımefendiye, Farsça gramer konusunda engin bilgilerinden sürekli istifade ettiğim Dr. Taher Mahmoudi’ye, Fransa Krallığı’nın resmî tarihi Chroniques de France’ın çalışmamızla ilgili kısımlarını çevirerek istifademe sunma nezaketini gösteren Ahmet Deniz Altunbaş’a, bana sık sık moral desteği veren ve tezin tashihinde yardımlarını gördüğüm arkadaşlarım; Şengül Kütük ve Yaşar Korkmaz’a ayrı ayrı teşekkür ederim. Çalışmamız için ulaşılması güç pek çok eserin fotokopilerinin temin edilmesine vesile olan başta Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Kütüphanesi yetkilileri olmak üzere, İSAM Kütüphane ve Dökümantasyon müdürü Mustafa Birol Ülker beyefendiye, Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi çalışanları; Mustafa Sönmez ve Tümer

xiv Yılmaz beyefendilere, Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi görevlilerine, Süleyman Demirel Üniversitesi Kütüphanesinin tüm çalışanlarına, ayrıca Yök’ten tezlerin ulaşılmasına yardımcı olan Süleyman Demirel Üniversitesi Kütüphanesi Birim Sorumlusu Öğr. Gör. Ali Karatopuk beyefendiye, Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi’nden bazı eserlerin temininde yardımcı olan Süleyman Demirel Üniversitesi Kütüphanesi referans memuru Ayşe Demir hanımefendiye ilgi ve yardımlarından ötürü ayrı ayrı ne kadar teşekkür etsem azdır. Son olarak danışmanlığımı üstlendiği için kendimi talihli saydığım, dört senelik yüksek lisans eğitimim boyunca vaktini ve emeğini benden esirgemeyen ve bu çalışmanın meydana gelebilmesinde birincil derecede rol oynayan kıymetli hocam Dr. Öğr. Üyesi Kansu Ekici’ ye en içten teşekkürlerimi ve saygılarımı sunmayı zevkli bir vazife olarak telakki ediyorum. Öğrencisi olduğum andan itibaren akademik anlamda bana rehber olmuş, genelde Ortaçağ, özelde İlhanlı tarihi ve kaynakları hakkında engin bilgisinden istifade etmeme imkân sağlamıştır. Bunlara ilaveten çalışmalarım boyunca hiçbir sorumu cevapsız bırakmayarak büyük bir sabırla yardımcı olmuştur. Tez konusunun belirlenmesinin ardından beni bu alan üzerine yönlendirerek çalışmaya ve kaynak dilin öğrenimi için şahsımı sürekli olarak teşvik etmiş, ayrıca hususî kütüphanesini bana açarak ulaşamadığım pek çok eserden istifade etmeme vesile olmuştur. Tüm dikkatlere rağmen çalışmamızda ortaya çıkabilecek hata ve eksiklikler araştırıcıya aittir. Söz konusu bu tetkik İlhanlı tarihine dair ufak da olsa bir katkı sağlarsa kendimizi mutlu sayarız. Alican KİRİŞOĞLU Isparta-2018

xv KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALARA DAİR

Çalışma konumuz dâhilinde pek çok birincil kaynaktan yaralanılmıştır. Bu doğrultuda ilk olarak çağdaş mektupların taraflar arasındaki bilgi paylaşımlarını ve ittifak planlarını açıkça yansıtması bakımından tezimiz için ayrı bir ehemmiyete sahiptir. İlhanlı hükümdarları ile Avrupalı devletler ve Papalık arasında gerçekleşen, söz konusu dönem için çok kıymetli bilgiler içeren belgelerin asılları Paris ve Vatikan Arşivleri’nde muhafaza edilmiş olmakla birlikte mektupların bir kısmı neşredilmiştir2. İşaret edilen bu kaynaklar haricinde İlhanlı ve Türkiye Selçukluları dönemlerini kapsayan ve zikredilen devletlerin incelenmesi açısından elzem olan Farsça vakayinamelerden yararlanılmıştır3. Belirtilen bu vakayinameler, dönemin siyasi olaylarını ve kronolojiyi takip edebilmek açısından birincil derecede rol oynamaktadır. Bunun yanısıra kaynaklarda yer alan bilgileri kıyaslamanın yanında yer yer orijinal bilgiler veren çağdaş Arapça, Ermenice, Süryanice, Latince ve Grekçe/Yunanca eserlerden de istifade edilmiştir. Çalışmamızın en önemli kaynağı İlhanlı-Avrupa ve Papalık arasında vukû bulan yazışmalardır. Nitekim bu mektuplar bizlere ikili arasında gerçekleşen yakınlaşma nedenleri ve ittifak planları hakkında net bilgiler vermektedir. Bu doğrultuda çeşitli mektupların tercüme ve neşirlerini yapan şu mütehassısların eserlerinden istifade edilmeye çalışılmıştır; Erich Haenisch4, Karl-Ernst Lupprian5 ve Paul Meyvaert6.

2 Erich Haenisch, a.g.m., s. 217; Osman G. Özkuzugüdenli, Gâzân Hân ve Reformları (694/1295-703/1304), Marmara Üniversitesi, SBE, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Orta Çağ Tarihi Bilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2000, s. XVIII. İlhan Gâzân’ın 1302 yılında Papa VIII. Bonifacio’ya ve İlhan Olcâytû’nun 1305 yılında Fransa Kralı (Güzel) Philippe’e göndermiş olduğu mektupların renkli neşirleri için bkz. Cengiz Han ve Mirasçıları Büyük Moğol İmparatorluğu, Sabancı Üniversitesi, İstanbul 2006, s. 380, 381. 3 Çağdaş kaynaklar hakkında tafsilatlı bilgi için bkz. Edward G. Browne, A History Of Persian Literature Under Tartar Dominion (1265-1502), Cambridge 1920, s. 62-104; V. V. Barthold, Moğol İstilasına Kadar Türkistan, (Haz. Hakkı Dursun Yıldız), TTK, Ankara 1990, s. 42-53; A. Zeki Velidî Togan, Tarihte Usûl, Enderun Kitabevi, İstanbul 1985, s. 189-191, 194-197; M. Şemseddin Günaltay, İslam Tarihinin Kaynakları. Tarih ve Müverrihler, Endülüs Yayınları, İstanbul 1991, s. 219-240, 260- 325; Ramazan Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, İsar Vakfı Yayınları, İstanbul 1998, s. 165-167, 233-243, 247-250, 281-283; Kemal Ramazan Haykıran, Moğollar Zamanında Yakın Doğu. İlhanlı Hâkimiyeti Altında İran Azerbaycan ve Türkiye’de Dini, İlmi, Fikri, Edebi ve Mimari Hayat, Ötüken Yayınları, İstanbul 2016, s. 216-271. Ayrıca bkz. M. Fuad Köprülü, “Anadolu Selçukluları Tarihinin Yerli Kaynakları”, Belleten, c. VII, S. 27, Ankara 1943, s. 379-522; Karl Jahn, “Cihan Tarihçisi Olarak Reşidüddin”, İTED, c. III, S. 3-4, İstanbul 1966, s. 227-236. Ramazan Şeşen, “Câmiu’t Tevârîh”, DİA, c. VII, İstanbul 1993, s. 132-134; Derya Örs, “Abdullah b. Ali Kâşânî”, DİA, c. XXV, Ankara 2002, s. 4-5; Osman G. Özgüdenli, “XII-XIV. Yüzyıllarda Anadolu’da Tarih Yazıcılığı”, Prof. Dr. Erdoğan Merçil’e Armağan, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2013, s. 258-284; Niğdeli Kadı Ahmed’in el- Veledü’ş-şefîk ve’l-Hâfidü’l-Halîk’ı (Anadolu Selçuklularına Dair Bir Kaynak), c. I, (İnceleme ve Tercüme: Ali Ertuğrul), TTK, Ankara 2015, s. 21-38. Eserlerin İstanbul’da bulunan yazmaları için ayrıca bkz. Felix Tauer, İrec Afşâr, “İstanbul Kütüphanelerinde Bulunan Farsça Tarih Yazmaları”, (İlâvelerle Çev. Osman G. Özgüdenli, Abdulkadir Erdoğan), Turco-Iranica. Ortaçağ Türk-İran Tarihi Araştırmaları, Kaknüs Yayınları, İstanbul 2006, s. 409-417, 429-434. 4 Erich Haenisch’in yukarıda geçen makalesi Moğol Hakanı Argûn ve Olcâytû’nun Fransa Kralı Philippe’e göndermiş olduğu mektupların tenkitli neşirlerini ihtiva etmektedir. Bu bakımdan bizim için oldukça önemli bir kaynaktır. Bkz. Erich Haenisch, a.g.m., s. 216-235. Ayrıca bkz. Bertold Spuler,

xvi İncelediğimiz konu bağlamında Karl-Ernst Lupprian’ın yayımlamış olduğu eser en önemli kaynağımızı teşkil etmektedir. Eserde papalarla Argûn dönemine kadar gelen İlhanlı hükümdarları arasında geçen tüm yazışmalar Latince orijinalleriyle birlikte Almanca izahları yapılarak bir araya getirilmiştir. Ayrıca Letters from the East7 adlı eserde yer alan İlhan Hûlâgû’nun Fransa Kralı IX. Louis’e ve Gâzân Han’ın Papa VIII. Boniface’e göndermiş olduğu mektupları içermesi açısından ehemmiyet arz etmektedir. Bunlara ek olarak İngiltere kralları ile diğer devlet hükümdarları ve papalar arasında gerçekleşen antlaşma ve yazışmaları içeren oldukça önemli belgeler İngiliz tarihçi Thomas Rymer tarafından Latince aslından İngilizceye “özet” halinde tercüme edilmiştir. İlerleyen zamanlarda Thomas Rymer tarafından tercüme edilen eser İngiliz vekil yardımcısı ve arşivci Thomas Duffus Hardy8 tarafından yeniden yayımlanmıştır. Bu belgeler, İlhanlı-İngiltere Krallığı ilişkilerine dair kayda değer bilgiler ihtiva etmektedir. Mektuplara ilaveten Fransa Krallığı ile ilgili gelişmelere dair detaylı ve olabildiğince gerçeğe yakın bilgiler veren Les Grandes Chroniques de France9 isimli hanedanlığın resmî tarihçesi sayılan eserden istifade ettik. Söz konusu kronik ilk olarak, Saint-Denis Bazilikası’nda görevli Primat adında bir keşişin döneme ait başka kaynaklardan derleyerek kaleme almaya başlamasıyla ortaya çımıştır. Fransa Kralı IX. Louis zamanında Latinceden Fransızcaya tercüme edilerek ve yeni eklemeler yapılarak hanedanın resmî tarihçesi haline gelmiştir. Bu yüzden çalışmamız açısından önemli bir yere sahiptir. Kronik, XIV. Yüzyılda V. Charles zamanına dek zeyilnamelerle Saint- Denis Bazilikası’nda tutularak çoğaltılmıştır. Diğer taraftan İlhanlı tarihinin siyasî olaylarını takip edebilmek için yararlandığımız birincil vakayinameler şunlardır; Alaaddin Ata Melik Cüveynî’nin Tarih-i Cihan Güşa10’sı, Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî’nin Câmi’u’t-Tevârîh11’i,

Geschichte der Mongolen. Nach östlichen und europäischen Zeugnissen des 13. Und 14. Jahrhunderts, Artemis Verlag, Zürich und Stuttgart 1968, s. 174-176. 5 Karl-Ernst Lupprian, Die Beziehungen der Päpste zu islamischen und mongolischen Herrschern im 13. Jahrhundert anhand ihres Briefwechsels, Biblioteca Apostolica Vaticana, Roma 1981. 6 Paul Meyvaert “An Unknown Letter of Hulagu, Il-khan of Persia, to King Louis IX of France”, Viator, 11, 1980, s. 245-259. 7 Letters from the East. Crusaders, Pilgrims and Settlers in the 12th-13th Centuries, (İng. Çev. Malcolm Barber-Keith Bate), Ashgate Publishing, Ashgate 2010, s. 156-159, 168-169. 8 Syllabus (in English) of the Documents Relating to England and Other Kingdoms Contained in the Collection Known as Rymer's Foedera, Vol. I, (Ed. Thomas Duffus Hardy), London 1869. 9 Grandes Chroniques de France, Paris Bibliothèque nationale de France, Département des manuscrits, Français 10135, (t). 10 ‘Alâ’u’d-dîn ‘Atâ-Melik Cuveynî, Târîh-i Cihân-guşâ, neşr. Muhammed-i Kazvînî, c. I-III, Tahran 1389. İngilizce tercümesi için bkz. ‘Ala-ad-Din ‘Ata-Malik Juvaini, The History of the World- Conqueror, neşr. Mirza Muhammad Qazvini, Vol. I-II, (İng. Çev. John Andrew Boyle), Harvard University Press, Cambridge-Massachusetts 1958. Türkçe tercümesi için ayrıca bkz. ‘Alâ’u’d-dîn ‘Atâ- Melik Cuveynî, Târîh-i Cihân-guşâ, (Çev. Mürsel Öztürk), TTK, Ankara 2013. 11 İsmi geçen müellif ve eseri çalışma konumuz açısından vakayiname türündeki en önemli yapıttır. Eserin farklı zamanlarda yapılan çeşitli Farsça neşirleri ve Türkçe tercümesi birlikte kullanılmıştır. Ayrıca eserin karşılaştırılmalı İngilizce tercümesinden de yer yer istifade edilmeye çalışılmıştır. Bu eserin şu neşirlerini kullanmış bulunmaktayız; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Câmi’u’t-Tevârîh, neşr. Muhammed Rûşen-Mustafa Mûsevî, IV cild, Tahran 1373; Reşîdu’d-dîn

xvii Vassâf’ın Tecziyetu’l-emsâr ve tezciyetu’l-a’sâr (Târîh-i Vassâf)12’ı ve ‘Abdullâh-i Kâşânî’nin Târîh-i Olcâytû13’su. İsmi geçen bu kaynaklar muhtevası bakımından orijinal bilgiler vermektedir. Ayrıca bahsi geçen eserlerin müellifleri incelediğimiz

Fazlullâh-i Hemedânî, Câmi’u’t-Tevârîh, III, neşr. ‘Abdu’l Kerim ‘Ali-oğlı ‘Alî-zâde, Bakü 1957; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Târih-i mubârek-i Gâzânî, neşr. Karl Jahn, Geschichte Gāzān-Hān’s aus dem Tā’rīh-i Mubārek-i Gāzānī des Rešīd al-Dīn Fadlallāh b. ‘Imād al-Daula Abū’l-Hair, London 1940; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Ta’rīh-i Mübārek-i Ġāzānī des Rašīd al-Dīn Faḍlallāh Abī’l- Ḫair. Geschichte der Ilḫāne Abāġā bis Gaiḫātū (1265-1295), neşr. Karl Jahn, ’s-Gravenhage 1957. Türkçe tercümesi için bkz. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Câmiu’t – Tevârih (İlhanlılar Kısmı), (Çev. İsmail Aka vd.), TTK, Ankara 2013; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Câmi’u’t-Tevârîh, (Çev. Abdülbaki Gölpınarlı), MEB, (neşredilmemiş tercüme), (t.). Karşılaştırmalı İngilizce tercümesi için bkz. Reşîdu’d- dîn Fazlullâh, Jami’u’t-tawarikh. Compendium of Chronicles. A History of the Mongols, (İng. Çev. W. M. Thackston), III cilt, Harvard University 1998-1999. Eserin İlhanlılar kısmının Farsça neşriyle birlikte Fransızca tercümesi için ayrıca bkz. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Histoire des Mongols de la Perse, Texte Persan, publiè traduit en français, accompagnè des notes et d’un Mèmoire sur la vie et les Ouvrages de I’Auteur par Ètienne Quatremère, Amsterdam 1968. Eserin Bibliothèque nationale de France’da bulunan yazma nüshası için bkz. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Câmi’u’t-Tevârîh, Bibliothèque nationale de France, Yer No: Suppl. Pers. 1113.1513 II. Konumuz açısından Câmi’u’t-Tevârîh’in Avrupa/Frenk kısmından da yararlanılmaya çalışılmıştır. Bkz. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Die Frankengeschichte Des Rašīd ad-Dīn, (Almancaya Çev. Karl Jahn), Österreichischen Akademie der Wissenschaften, Wien 1977. Söz konusu eserin sonunda Topkapı Sarayı’nda bulunan yazma nüshası da ayrıca bulunmaktadır. Bunun için bkz. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Die Frankengeschichte Des Rašīd ad-Dīn, [Persische Version aus d. Bibliothek des Topkapı Sarayı, Hazine, Nr. 1654, Nr. 1653, Topkapı Sarayı, Sultan Ahmed III., Nr. 2935], Levha [Tafel]: 1-58. 12 İsmi geçen müellifin eseri çalışmamızda dönemin siyasî ve sosyal olaylarını takip edebilmemiz için oldukça önem arzetmektedir. Söz konusu vakayiname Cüveynî’nin Tarih-i Cihan Güşa adlı eserine zeyl olarak yazılmıştır. Avrupa’da yapılan muhtelif incelemelerde esere sık sık müracaat edilmiştir. Bundan dolayı Moğol ve İlhanlı tarihi çalışmaları için erken sayılabilecek tarihlerde Hammer Purgstall, eseri Almancaya tercüme ederek orijinal metinle birlikte neşretmiştir. Hammer Purgstall’ın Almanca tercümesi ve Farsça neşri için bkz. Vassâf, Geschichte Wassaf’s, (Almancaya Çev. ve neşr. Hammer Purgstall), II cilt, Wien 1856. Hammer Purgstall neşrinden başka bilinen ve muhtelif incelemelerde en fazla müracaat edilen Bombay ve Tahran’da yapılan neşirleridir. Eserin Bombay neşri için bkz. Şerefeddîn ‘Abdullah b. İzeddin Fadlullâh b. Ebu Nuaym Yezdî Şîrâzî Vassâf, Tecziyetu’l-emsâr ve tezciyetu’l-a’sâr (Târîh-i Vassâf), Bombay 1269. İsfhânî’nin Bombay neşrini esas alarak düzenlediği Tahran neşri için bkz. Vassâf, Tecziyetu’l-emsâr ve tezciyetu’l-a’sâr (Târîh-i Vassâf), neşr. M. M. İsfahânî, Tahran 1338. Eserin Nuruosmaniye Kütüphanesi’nde bulunan müellif nüshası için ayrıca bkz. Vassâf, Tecziyetu’l-emsâr ve tezciyetu’l-a‘sâr, Nuruosmaniye Kütüphanesi, (nr. 3207). Eserin müellifi, Nuruosmaniye Kütüphanesi’nde bulunan müellif nüshası ve diğer neşirleriyle mukayesesi için bkz. Judith Pfeiffer, “A Turgid History of the Mongol Empire in Persia: Epistemological Reflections Concerning a Critical Edition of Waassāf’s Tajziyat al amsār wa tazjiyat al-a’sār”, Theoretical Approaches to the Transmission and Edition of Oriental Manuscripts, Ed.Judith Pfeiffer, Manfred Kropp, Beirut-Würzburg 2007, s. 107-129; Osman G. Özgüdenli, “İlhanlı Tarihine Ait Yeni Bir Kaynak: Târîh-i Vassâf’ın Müellif Nüshası”, Turco-Iranica. Ortaçağ Türk-İran Tarihi Araştırmaları, Kaknüs Yayınları, İstanbul 2006, s. 307-338; Felix Tauer, İrec Afşâr, a.g.m., s. 430-433. Eserin son derece ağdalı bir üslûba sahip olmasını göz önünde bulundurarak ve çalışma konumuz itibariyle genellikle dönemin siyasî olaylarını öğrenebilmek amacıyla “ ‘Abdu’l-Muhammed Âyetî” tarafından yapılan Tahrîr-i târîh-i Vassâf ismiyle yayımlanan sadeleştirilmiş ve fihrist eklenmiş neşrini kullanmayı tercih ettik. Eser için bkz. Şerefeddîn ‘Abdullah b. İzeddin Fadlullâh b. Ebu Nuaym Yezdî Şîrâzî Vassâf, Tahrîr-i târîh-i Vassâf, neşr. ‘Abdul- Muhammed Âyetî, Tahran 1346. 13 Eserin “Mehîn Hamblî” tarafından yapılan Farsça neşriyle birlikte “Derya Örs” ’ün Türkçe tercümesi kullanılmıştır. Eserin Türkçe tercümesi bizler için büyük kolaylıklar sağlamıştır. Cemâlu’d-dîn Ebu’l-Kâsım ‘Abdullâh b. Muhammed b. Ebî Tahir ‘Abdullâh-i Kâşânî, Târîh-i Olcâytû, neşr. Mehîn Hamblî, Tahran 1348. Türkçe tercümesi için ayrıca bkz. ‘Abdullâh-i Kâşânî, Târîh-i Olcâytû, (Çev. Derya Örs), AÜ, SBE, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1992.

xviii dönemle çağdaş olup, İlhanlı bürokrasisinin işleyişine tanıklık etmeleri onların naklettiği bilgilerin kıymetini bir kat daha arttırmaktadır. Bahsedilen bu eserler haricinde Timur devri tarihçilerinden Hafız-i Ebrû’nun Zeyl-i Cami’u’t-tevârîh14 adlı eseri ise Olcâytû ve Ebû Sa’îd Bahadır Han dönemleri için oldukça önemlidir. Zikredilen bu eserler tezimizde vakayiname türünde yararlandığımız en mühim ve tafsilatlı bilgiler sunan kaynaklardır. İran Moğolları devrinde bazı “il-hanların” teşvikleriyle tarihçilik büyük bir ivme kazanarak ortaçağ döneminin en hacimli eserleri yazılmaya başlanmıştır. Bu kaynaklar bilhassa İlhanlı tarihi araştırmaları için vazgeçilemez niteliktedir. Bu kapsamda Reşîdu’d-dîn, metot açısından bir ilki gerçekleştirmenin yanında yapıtlarını yazarken günümüze ulaşmayan bazı eserlerden de istifade etmiş ve farklı milletlere dair mümkün olduğunca tarafsız bilgiler vermiştir. Hatta Reşîdu’d-dîn’den çok sonraları yaşayıp Moğol tarihi ile ilgili birtakım eserler verenler ondan büyük ölçüde etkilenmişler, onun eserlerinden nakiller ve hülasalar yapmışlardır15. Bu bakımdan Ortaçağ Moğol tarih yazımında onun hususî bir yeri vardır. Diğer taraftan Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî’nin Târîh-i guzîde’si16 ve Zafer- nâme’si17, Benâketî’nin Ravzatu evlâu’l-elbâb fî ma’rifeti’t-tevârîh ve’l ensâb’ı18, Şebânkâre’î’nin Mecma’u’l-ensâb’ı19, Fasîh-i Hvâfî’nin Mucmel-i Fasîhî20, Mîrhvand’ın Ravzatu’s-safâ fî sîreti’l-enbiyâ ve’l-mulûk ve’l-hulefâ’sı21, Hvândemîr’in Habîbu’s-

14 Şihâbu’d-dîn ‘Abdullâh-i Hvâfî Hafız-i Ebrû, Zeyl-i Cami’u’t-tevârîh-i Reşîdî, neşr. Hânbâbâ Beyânî, Tahran 1317. Hafız-i Ebrû’nun Zeyl-i Cami’u’t-tevârîh-i Reşîdî adlı eseri aslında onun oldukça hacimli olan Zübdetü’t tevârîh’nin kısaltılmış versiyonudur. Bunun için ayıca bkz. Hafız-i Ebrû, Zübdetü’t tevârîh, Tashih ve Taallikât; Seyyid Kemâl Hâc Seyyid Cevâdî, c. I-II, Tahran 1372. 15 Buna örnek olarak Hâfız-Ebrû’nun (öl.1430) Zübdetü’t-tevârîh’i, Mîrhvând’ın (öl. 1498) Ravzatu’s-safâ’sı ve Mîrhvând’ın torunu Hvândemîr’in (öl. 1535) Habîbu’s-siyer adlı dünya tarihi gösterilebilir. Bkz. Ramazan Şeşen, a.g.m., s. 132, 133; Osman G. Özkuzugüdenli, a.g.t., s. XXXVII- XXXVIII, XXXIX. Söz konusu müverrih ve eserleri için ayrıca bkz. Ramazan Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, s. 242-243, 247-248, 248-250. 16 Çalışmamızda ‘Abdu’l-Huseyn Nevâ’î’nin Farsça, Tahran neşri kullanılmıştır. Bkz. Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî, Târîh-i guzîde, neşr. ‘Abdu’l-Huseyn Nevâ’î, İntişârât-ı Emîr Kebîr, Tahran 1364. Bahsi geçen eserin İngilizce tercümesi mevcuttur ancak tamamen bu çeviriye sadık kalınmaması gerekmektedir. Bunun için bkz. Ḥamdu’lláh Mustawfí Qazwíní, The Ta’ríkh-i Guzída or “Select History” of Ḥamdu’lláh Mustawfí Qazwíní, (İng. Çev. Edwar G. Browne), With Indices of the Facsimile Text by R. A. Nicholson, Leyden, E. J. Brill 1913. 17 Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî, The Ẓafer-Nāmah of Ḥamdallāh Mustaufī and the Il-Khān Dynasty of Iran, (İng. Çev. L. J. Ward), Vol. II, University of Manchester Department of Near Eastern Studies, (Basılmamış Doktora Tezi), Manchester 1983. Eser hakkında ayrıca bkz. Edward G. Browne, a.g.e., s. 95-98. 18 Fahru’d-dîn Ebû Suleymân Dâvûd bin Tâcu’d-dîn Benâketî, Târîh-i Benâketî (Ravzatu evlâu’l- elbâb fî ma’rifeti’t-tevârîh ve’l ensâb), neşr. Ca’fer Şi’âr, Tahran 1348. 19 Muhammed b. ‘Alî b. Muhammed Şebânkâre’î, Mecma’u’l-ensâb, neşr. Mîr Hâşim Muhaddis, Tahran 1363. 20 Fasîh-i Hvâfî’, Mucmel-i Fasîhî, neşr. Muhammed Ferruh, c. II, Meşhed 1340. 21 Mîr Muhammed b. Seyyid Burhânu’d-dîn Hândşâh Mîrhvând, Ravzatu’s-safâ fî sîreti’l-enbiyâ ve’l-mulûk ve’l-hulefâ, neşr. Abbas Perviz, c. V, Tahran 1339.

xix siyer’i22, Kâdî Âhmed Gaffârî Kazvînî’nin Târîh-i Cihân Ârâ’sı23 gibi kaynaklar ise umumî ve kronolojik tarih kitapları olma özelliği taşımaktadırlar. Ayrıca belirtmek gerekirse Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî ve Benâketî gibi müellifler de incelediğimiz dönemlerle çağdaş olup, ilhanların teveccühlerini kazanarak sarayda çeşitli vazifelere getirilmişlerdir. Yukarıda adı geçen bu müelliflerin eserleri kısmen orijinal bilgiler içermekle birlikte diğer vakayinamelerde yer alan malumatları kıyaslama imkânı sunmaktadır. Çalışmamız kapsamında önemli bilgiler içeren ve Anadolu coğrafyasında yaşanan hadiseleri ön planda tutan şu kaynakları kullandık; İbn Bibi’nin; Selçuknâme’si24, Kerîmu’d-dîn Mahmûd b. Muhammed-i Aksarâyî’nin Musâmeretu’l- Ahbar ve Musâyeretu’l-Ahyâr’ı25, Müneccim Derviş Ahmed Dede Efendi’nin Câmiu’d- Düvel’i26, Niğdeli Kadı Ahmed’in el-Veledü’ş-şefîk ve’l-Hâfidü’l-Halîk’i27 ve yazarı belli olmayan Anonim Selçuknâme28.

22 İsmi geçen müellifin eserinin Farsça neşriyle beraber İngilizce tercümesi karşılaştırılarak kullanılmıştır. Eserin Farsça neşri bkz. Giyasu’d-dîn b. Husâmud-dîn Hvândemîr, Târîh-i Habîbu’s-siyer fi Âhbâr-i Efrâd-i Beşer, neşr. Muhammed Debîr Siyâkî, c. III, Tahran 1372. İngilizce tercümesi için ayrıca bkz. Khwandamir, Habibu’s-Siyar, (İng. Çev. W. M. Thackston), c. III, Harvard University 1994. 23 Kâdî Âhmed Gaffârî Kazvînî, Târîh-i Cihân Ârâ, neşr. Muctebâ Minovî, Tahran 1343. 24 Söz konusu eser Türkiye Selçukluları tarihi için en önemli kaynaklardan birisidir. Aynı eserin iki farklı çevirisi karşılaştırılarak kullanılmıştır. Mükrimin Halil Yinanç çevirisi eserin muhtasarıdır. İbn Bibi, El Evamirü’l-Ala’iye Fi’l-Umuri’l-Ala’iye (Selçuknâme), (Çev. Mürsel Öztürk), II cilt, Kültür Bakanlığı, Ankara 1996; İbn Bîbî, Selçuknâme, (Çev. Mükrimin Halil Yinanç), (Haz. Refet Yinanç, Ömer Özkan), Kitabevi Yayınları, İstanbul 2015. Kaynak, farklı zamanlarda ve yerlerde tıpkıbasım olarak yayımlanmıştır. Eserin Ayasofya Kütüphanesi’nde bulunan 2985 numaralı yegâne nüshasının esas alındığı tıpkıbasımı için bkz. İbn-i Bibi, El Evāmirü’l-Alā’iyye Fi’l-Umūri’l-‘Alā’iyye, neşr. Adnan Sadık Erzi, TTK, Ankara 1956. Eserin M. Th. Houtsma tarafından yapılmış neşri için ayrıca bkz. İbn Bîbî, Recueil de textes relatifs à l’histoire des Seldjoucides, Vol. III, (Histoire des Seldjoucides d’Asie Mineure), neşr. M. Th. Houtsma, Leide, E. J. Brille 1902. İbn Bibi ve eseri hakkında daha geniş bilgi için bkz. Selçuknâme/Öztürk, c. I, s. 1-11; Fuad Köprülü, a.g.m., s. 388-389; Adnan Sadık Erzi, “İbn Bîbî”, İA, c. V/II, s. 712-718; Abdülkerim Özaydın, “İbn Bîbî”, DİA, c. XIX, İstanbul 1999, s. 379-382; Osman G. Özgüdenli, “XII-XIV. Yüzyıllarda Anadolu’da Tarih Yazıcılığı”, s. 264-267; Osman G. Özgüdenli, “Târîh-i Âl-i Selçuk”, DİA, c. XL, İstanbul 2011, s. 72-73. 25 Aynı eserin “Osman Turan” Farsça neşri ve “Mürsel Öztürk” Türkçe tercümesi birlikte kullanılmıştır. Kerîmu’d-dîn Mahmûd b. Muhammed-i Aksarâyî, Musâmeretu’l-ahbar ve musâyeretu’l- ahyâr, neşr. Osman Turan, TTK, Ankara 1999; Kerîmu’d-dîn Mahmûd b. Muhammed-i Aksarâyî, Musâmeretu’l-ahbar ve musâyeretu’l-ahyâr, (Çev. Mürsel Öztürk), TTK, Ankara 2000. Türkçe özet tercümesi için ayrıca bkz. Aksarâyî, Selçukî Devletleri Tarihi, (Çev. M. Nuri Gencosman, Notlar; F. Nâfiz Uzluk), Recep Ulusoğlu Basımevi, Ankara 1943. 26 Müneccimbaşı Ahmed b. Lütfullah, Câmiu’d-Düvel, c. II, Yay. Ali Öngül, Akademi Kitabevi, İzmir 2001. 27 Niğdeli Kadı Ahmed, el-Veledü’ş-şefîk ve’l-Hâfidü’l-Halîk, (Notlarla Yay. Haz. Ali Ertuğrul), c. II (F. Metin), TTK, Ankara 2015. Eserin Anadolu (Türkiye) Selçukluları ile ilgili kısımları tercüme edilmiştir. Bkz. Niğdeli Kadı Ahmed, a.g.e., c. I. 28 Eserin düzenlenmiş son neşri İran’da “Nadere Jelalî” tarafından gerçekleştirilmiştir. Bunun için bkz. Anonim, Târîh-i Âl-i Selcûk der Anatoli (Anonim Selçuknâme), neşr. Nadere Jalalî, Defter-i Neşr-i Miras-ı Mektub, Tehran 1377. Feridun Nâfiz Uzluk tarafından Paris’te bulunan yazma nüsha esas alınarak yapılan tercüme ve neşir için bkz. Anadolu Selçukluları Devleti Tarihi III. Histoire Des Seldjoukides D’Asie Mineure, par un Anonyme, (Tıpkıbasım ve Çev. F. Nâfiz Uzluk), Ankara 1952. Nadere Jelalî neşriyle birlikte F. Nâfiz Uzluk neşir ve tercümesi kıyaslanarak yapılan son Türkçe çevirisi

xx İlhanlı coğrafyası hakkında bilgi edinmemizi sağlayan, dönemin iktisadî durumuyla ilgili de malumat veren ve araştırmamız için son derece mühim olan üç temel coğrafî kaynak ise şunlardır; Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî’nin Nuzhetu’l- kulûb’u29, Ebu’l Fidâ’nın Takvîmu’l-buldân’ı30 ve Hâfiz-i Ebrû’nun Cogrâfiyâ-yi Hâfiz- i Ebrû’su31. Bunların yanında Guy Le Strange32 ve Dorethea Krawulsky’nin33 coğrafî tespit ve tetkikleri oldukça kolaylık sağlamıştır. Çağdaş seyyahların kaleme almış oldukları seyahatnameler ise incelediğimiz konu açısından son derece mühimdir. Bu minvalde özellikle Plano Carpini, Wilhelm von Rubruk ve Rabban Savma gibi gezginler “Moğollar” ve “Avrupa/Papalık” arasında adeta birer elçi vazifesi görmüşlerdir. Bundan dolayı onların bizlere aktardıkları bilgilerin ayrı bir önemi bulunmaktadır. Bu kapsamda çalışmamızda yararlandığımız seyahatnameler34; Plano Carpini35 (1245-1247), Simon de Saint Quentin36 (1245-1248), Jean de Joinville37 (1248-1254), Wilhelm von Rubruk38 (1253-1255), Marco Polo39

için ayrıca bkz. Anonim, Tarîh-i Âl-i Selçuk (Anonim Selçuknâme), (Çev. ve Notlar: Halil İbrahim Gök, Fahrettin Coşguner), Atıf Yayınları, Ankara 2014. 29 Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî, Nuzhetu’l-kulûb, The Geographical Part of the Nuzhat-al- Qulub Composed by Hamd-Allah Mustawfî of Qazwin in 740 (1340), (İng. Çev. G. Le Strange), Leyden/London 1919. 30 el-Meliku’l-Mu’eyyed ‘İmâdu’d-dîn İsmâ’îl b. ‘Alî b. Muhammed b. ‘Omer b. Şehinşâh Ebu’l Fidâ, Takvîmu’l-buldân, (F. Çev. ‘Abdu’l-Muhammed Âyetî), Tahran 1349. 31 Şihâbu’d-dîn ‘Abdullâh-i Hvâfî Hafız-i Ebrû, Cogrâfiyâ-yi Hâfiz-i Ebrû, III cilt, neşr. Sâdik Seccâdî, Tahran 1375. 32 Guy Le Strange, The Lands of the Eastern Caliphate, Cambridge 1905. Bu eser “Adnan Eskikurt ve “Cengiz Tomar” tarafından Türkçeye kazandırılmıştır. Bunun için bkz. Guy Le Strange, Doğu Hilafetinin Memleketleri, (Çev. Adnan Eskikurt, Cengiz Tomar), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2015. Çalışmamızda hem orijinal İngilizce yayın hem de Türkçe tercüme birlikte kullanılmıştır. Eserin Farsça’ya tercümesi de çok önceleri İran’da yapılmıştır. Bunun için ayrıca bkz. Guy Le Strange, Coğrafiyâ-yi Tarih-i Serzeminhâ-yi Hilâfet-i Şarkî, (F. Çev. Muhammed İrfan), Şirket-i İnteşârât-i İlmî ve Ferheng-i, Tahran 1377. 33 Dorethea Krawulsky, Īrān-Das Reich der Īlhāne: Eine Topographisch-Historische Studie, Wiesbaden 1978. 34 Ayrıca bkz. Tjalling H.F. Halbertsma, Early Christian Remains of Inner Mongolia. Discovery, Reconstruction and Appropriation, Brill, Leiden-Boston 2008, s. 15-24. 35 Plano Carpini, Plano Carpini’nin Moğolistan Seyahatnâmesi (1245-1247), (Çev. Ergin Ayan), Gece Kitaplığı, bas.y.y. 2014. 36 Simon de Saint Quentin, Bir Keşişin Anılarında Tatarlar ve Anadolu (1245-1248), (Çev. Erendiz Özbayoğlu), Doğu Akdeniz Kültür ve Tarih Araştırmaları Vakfı, Alanya 2006. 37 Jean de Joinville, Bir Haçlının Hatıraları, (Çev. Cüneyt Kanat), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2014. 38 Aynı eserin iki farklı çevirisi kullanılmıştır. Ruysbroeckli Willem, Mengü Han’ın Sarayına Yolculuk 1253-1255, (Ed. Peter Jackson, David Morgan), (Çev. Zülal Kılıç), Kitap Yayınevi, İstanbul 2010; Wilhelm von Rubruk, Moğolların Büyük Hanına Seyahat, (Çev. Ergin Ayan), Ayışığı Kitapları, İstanbul 2012. 39 Marco Polo, Dünyanın Hikaye Edilişi, c. I, (Çev. Işık Ergüden), İthaki Yayınları, İstanbul 2003; c. II, (Çev. Z. Zühre İlgelen), İthaki Yayınları, İstanbul 2004.

xxi (1271-1295), Ricoldus de Monte Crucis (1286-1300)40, Rabban Sauma41 (1287-1297) ve İbn Battûta42 (1325-1353)’dır. Ayrıca dönem ile alakalı iktisadî ve ticarî bilgiler içeren Floransalı Pegolotti43’nin kaleme almış olduğu Ticaret El Kitabı’ndan da bazı hususlarda istifade edilmeye çalışılmıştır. Yukarıda belirtilen birincil ve ikincil kaynaklardan başka yeni bilgiler içeren veya mevcut malumatı destekleyen, hacimlerinin ve dillerinin değişiklik gösterdiği çok farklı membalar da vardır44. Bu doğrultuda şu müelliflerin eserlerinden yararlandık; Arapça olarak; İbnü’l-Esîr El Kâmil Fi’t-Tarih45, İbn Kesîr El Bidâye Ve’n- Nihâye46, Bar Hebraeus (Ebü’l-Ferec İbnü’l-İbrî) Târîhu Muhtasari’d-Düvel47, Baybars el-Mansûrî et-Tuhfetu’l-Mulûkiyye fi’d-Devleti’t-Turkiyye48, Sîretü’l-Meliki’z-Zâhir49, el-Ömerî Mesâliku’l Ebsâr50, İbn Haldûn; el-‘İber51, İbn Fûvatî el-Hevâdisu’l-câmî’a52,

40 Ricoldus de Monte Crucis, Doğu Seyahatnamesi. Bir Dominikan Keşişin Anadolu ve Ortadoğu Yolculuğu, (Çev. Ahmet Deniz Altunbaş), Kronik Kitap, İstanbul 2018. 41 Nasturi Patriği III. Mar Yaballaha’nın kaleme aldığı ve “Rabban Sauma”’nın seyahatini konu alan eser incelediğimiz konu açısından ayrıca önem arzetmektedir. Bkz. The History of Yaballaha III. Nestorian Patriarch and of His Vicar Bar Sauma, (Translated From The Syriac and Annotated By; James A. Montgomery), Columbia University Press, New York 1927. Ayrıca bkz. Morris Rossabi, Kubilay Han’ın Seyyahı. Doğu’dan Batı’ya İlk Yolculuk, (Çev. Ekin Uşşaklı), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2008. 42 Ebû Abdullah Muhammed İbn Battûta Tancî, İbn Battûta Seyahatnâmesi, c. I, (Çev. A. Sait Aykut), YKY, İstanbul 2004. 43 Francesco Balducci Pegolotti, La Pratica della Mercatura, (Ed. Allan Evans), Cambridge- Massachusetts 1936. 44 Ayrıca bkz. Kemal Göde, “Çingizli/Cengizliler ve İlhanlılar’ın Anadolu’da Hâkimiyeti (1239- 1318) Bibliyoğrafyası”, Erciyes Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, S. I, Kayseri 1983, s. 351-372; Mustafa Uyar, “İlhanlı Devleti Tarihi Kaynakları”, Ortaçağ Türk Tarihi Ana Kaynakları, (Ed. Altan Çetin), Paradigma Akademi Yayınları, İstanbul 2014, s. 44-52. 45 İbnü’l-Esîr, El Kâmil Fi’t-Tarih, c. XII, (Çev. Ahmet Ağırakça, Abdülkerim Özaydın), Bahar Yayınları, İstanbul 1987. 46 İbn Kesîr, El Bidâye Ve’n-Nihâye, c. XIII, c. XIV, (Çev. Mehmet Keskin), Çağrı Yayınları, İstanbul 1995. 47 Târîhu Muhtasari’d-Düvel, (Çev. Şerafeddin Yaltkaya), TTK, Ankara 2011. 48 Rükneddin Baybars el-Mansûrî el-Hata-i ed-Devadarî, et-Tufetu’l-Mulûkiyye fi’d-Devlet’t- Turkiyye, (Çev. Hüseyin Polat), TTK, Ankara 2016. 49 İbn Şeddâd, Baypars Tarihi, (Çev. M. Şerefüddin Yaltkaya), TTK, Ankara 2000. 50 Şihabeddin b. Fazlullâh el-Ömerî, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım, (Çev. ve Notlar: D. Ahsen Batur), Selenge Yayınları, İstanbul 2014. 51 Eserin “ ‘Abdu’l-Muhammed Âyetî” tarafından yapılan Farsça tercümesinden yararlanılmıştr. Ebû Zeyd Velîyu’d-dîn ‘Abdu’r-Rahmân b. Muhammed İbn Haldûn, el-‘İber. Târîh-i İbn Haldûn, (F. Çev. ‘Abdu’l-Muhammed Âyetî), c. IV, Tahran 1383. 52 Eserin “‘Abdu’l-Muhammed Âyetî” tarafından yapılan Farsça tercümesinden istifade edilmiştir. Kemâlu’d-dîn ‘Abdu’l Rezzâk b. Ahmed İbn Fûvatî, el-Havâdis’l-câmî’a ve’l tecâribu’n- nâfi’a fî’l-mi’atu’s-sâbia, (F. Çev. ‘Abdu’l-Muhammed Âyetî), Tahran 1381.

xxii Ebu’l Fidâ el-Muhtasar fî ta’rîhi’l-beşer53, el Makrizî Kitab-üs sülük li Ma’rifetti duval- el-Mülûk54, İbni Tagrıberdi En-Nücûmu’z-Zâhire55 ve son olarak Altın Orda tarihine dair çeşitli “Arapça” kaynaklarda yer alan bilgilerin bir araya getirilmesiyle hazırlanıp önce Rusça, ardından Rusça çevirisinden Türkçeye tercüme edilen Altınordu Devleti Tarihine Ait Metinler56. Ermenice57 olarak; Başkumandan Simbat Vekayinamesi58, Müverrih Vardan; Türk Fütuhatı Tarihi59, Müverrih Kiragos’un kayıtları60, Aknerli Grigor; Okçu Milletin Tarihi61 başta olmak üzere, Moğollar hakkında kısa, ancak çeşitli bilgiler ihtiva eden ve muhtelif Ermeni kaynaklarını bir araya getiren A. G. Glastyan’ın62 eserinden yararlandık. Ne var ki özellikle Ermeni kaynaklarının İslâm kaynaklarına nazaran çok az bilgiler aktardıklarndan başka, yer yer kronolojik olarak hatalı ve tarafgir nakiller yaptıkları unutulmamalıdır. Diğer taraftan çalışmamız açısından İlhanlı-Bizans İmparatorluğu ilişkileri büyük bir öneme haizdir. Bu bağlamda İlhanlı dönemini ilgilendiren ve iki devlet ilişkileri açısından önemli bilgiler sunan üç ana Bizans müverrihinin eserinden istifade

53 Ebu’l-Fidâ’, The Memoirs of a Syrian Prince. Abu’l-Fidā’, Sultan of Hamāh (672-732/1273- 1331), (İng. Çev. P. M. Holt), Wiesbaden 1983. 54 Takiyüddin Ahmet b. ‘Ali el-Makrizî, Kitab-üs sülük li Ma’rifetti duval-el-Mülûk, Yay. Muhammed Mustafa Zaide, Kahire 1936-1938, (Çev. Zakir Kadiri Ugan), c. I, Kısım: I, II, III, c. II, Kısım: I, TTK, tercüme bölümü, (Yayınlanmamış tercüme). Eserin Fransızca tercümesi için ayrıca bkz. el-Makrizî, Histoire des Sultans Mamlouks de l’Égypte. Ecrite en arabe par Taki-eddin-Ahmed-Makrizi, Trans. Étienne Marc Quatremère, Oriental Translation Fund of Great Britain and Ireland, III cild, Paris- London 1837-1845. 55 İbni Tagrıberdi, En-Nücûmu’z-Zâhire, (Çev. D. Ahsen Batur), Selenge Yayınları, İstanbul 2013. 56 Altınordu Devleti Tarihine Ait Metinler, Haz. W. De Tiesenhausen, (Çev. İ. Hakkı İzmirli), Maarif Matbaası, İstanbul 1941. 57 Ermeni kaynakları hakkında tafsilat için bkz. Hrand D. Andreasyan, “Türk Tarihine Aid Ermeni Kaynakları”, İÜEFTD, c. I, S. I, İstanbul 1949, s. 95-118; Hasan Oktay, “Ermeni-Moğol İlişkileri ve Moğollar İle İlgili Ermeni Kaynakları Hakkında Bir Değerlendirme”, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Dergisi, S. 138, İstanbul 2002, s. 1-22. 58 Başkumandan Simbat Vekayinamesi, (Çev. Hrant D. Andreasyan), (Basılmamış Tercüme). 59 Müverrih Vardan, Türk Fütuhatı Tarihi (889-1269), (Çev. Hrand D. Andreasyan), Tarih Semineri Dergisi, İstanbul 1937. 60 Müverrih Kiragos, Ermeni Müverrihlerine Göre Moğollar, (Çev. Gürsoy Solmaz), Elips Kitap, Ankara 2009. 61 Grigor of Akanc’, “History of the Nation of the Archers (The Mongols) by Grigor of Akanc’”, (The Armenian Text Edited With an English Trans. and Notes by Robert P. Blake, Richard N. Frye), HJAS, Vol. XII, No. 3/4, 1949, s. 269-399; Aknerli Grigor, Okçu Milletin Tarihi, (Çev. Hrand D. Andreasyan), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2012. Söz konusu kaynakta geçen şahıs isimleri için ayrıca bkz. Francis Woodman Cleaves, “The Mongolian Names and Terms in the History of the Nation of the Archers by Grigor of Akanc’”, HJAS, Vol. XII, No. 3/4, 1949, s. 400-443. 62 Ermeni Kaynaklarına Göre Moğollar. XIII. Ve XIV. Yüzyıllara Ait Eserlerden Alıntılar, Haz. A. G. Glastyan, (Rusçadan Çev. İlyas Kamalov), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2005. Ayrıca bkz. Ermeni Kaynaklarında Türkler ve Moğollar, Haz. Hasan Oktay, Selenge Yayınları, İstanbul 2007.

xxiii edilmeye çalışılmıştır. Söz konusu Bizans tarihçileri63; Georgios Akropolites64, Georges Pachymérés65 ve Nikephoros Gregoras66’ın vakayinameleridir. Bu kaynaklar haricinde konumuz açısından oldukça önem arz eden ve yer yer tafsilatlı bilgiler sunan Süryanice Abû’l Farac Tarihi’nden67 ve Ermeni tarihçi Korykoslu Hayton68’un Flos Historiarun Terre Orientis69 adlı Latince eserinden de istifade ettik. Yukarıda ifade edilen bu kaynaklar İlhanlı-Bizans İmparatorluğu, İlhanlı-Ermeni ilişkileri ve İlhanlı hükümdarlarının Hristiyanlara karşı şahsî tutumları hakkında fikir edinebilmemiz açısından orijinal bilgiler aktarmaktadırlar. Kaynak eserler haricinde çalışmamızı ele alırken konumuza doğrudan ya da dolaylı olarak yardımcı olabilecek çeşitli araştırmalardan da yararlandığımızı belirtmek isteriz. Yurt dışında başta De Gugines70, M. Le Baron C. d’Ohsson71 ve Josef von

63 Bizans kaynakları hakkında ayrıca bkz. Gyula Moravcsik, Byzantinoturcica I. Die Byzantinischen Quellen der Geschichte der Türkvölker, Leiden 1983, s. 266-267, 280-282; Gyula Moravcsik, Türk Tarihinin Bizans Kaynakları, (Çev. Hüseyin Namık Orkun), Sümer Basımevi, Ankara 1938, s. 39-40; Melek Delilbaşı, “Türk Tarihinin Bizans Kaynakları”, Cogito, S. 17, YKY, İstanbul 1999, s. 341; Levent Kayapınar, “Bizans Tarih Kaynaklarının Neşri: Dünya ve Türkiye’deki Durumu”, Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Tarihçilik ve Tarih Yayıncılığı Sempozyumu, Bildiriler, Editör: Mehmet Öz, TTK, Ankara 2011, s. 141-205. 64 Eser, M. 1261 yılı olaylarına kadar cereyan eden hadiseleri aktarmaktadır. İncelediğimiz dönemle ilgili olarak Moğol taarruzlarının Bizans vekayinamelerindeki ilk yansımalarını nakletmesi açısından önemlidir. Gyula Moravcsik, a.g.e., s. 39. Eserin Türkçe tercümesi “Bilge Umar” tarafından yapılmıştır. Georgios Akropolites, Vekayinâme, (Çev. Bilge Umar), Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 2008. Eser hakkında ayrıca bkz. Levent Kayapınar, a.g.m., s. 175-176. 65 Georgios Akropolites’ten sonra incelediğimiz dönem için en önemli Bizans müellifi Georges Pachymérés’tir. Bahsi geçen müellifin eseri M. 1308 yılıyla son bulmaktadır. Gyula Moravcsik, Türk Tarihinin Bizans Kaynakları, s. 40. Eserin Fransızca tercümesiyle birlikte neşri için bkz. Georges Pachymérés, Relations Historiques, V cilt, (Ed. Albert Failler), (Fransızcaya Çev. Vitalien Laurent), Paris 1984-2000. Araştırmamız için önem arz eden kısımlar Fransızcadan “İlcan Bihter Gül” tarafından yüksek lisans çalışmasıyla tercüme edilmiştir. Bunun için bkz. Georges Pachymérés, Georges Pachymérés’in Relations Historiques Adlı Eserinde Yer Alan Türkler İle İlgili Kayıtların Değerlendirilmesi, Haz. İlcan Bihter Gül, Ege Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir 2008. Eser hakkında ayrıca bkz. Levent Kayapınar, a.g.m., s. 177-178; Melek Delilbaşı, a.g.m., s. 341. 66 Nikephoros Gregoras, Rhomäische Geschichte. Historia Rhomaïke, (Almancaya Çev. Jan Louis Van Dieten), Stuttgart 1973. Eser hakkında ayrıca bkz. Levent Kayapınar, a.g.m., s. 178; Melek Delilbaşı, a.g.m., s. 341. 67 Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, Abû’l - Farac Tarihi, II cilt, (Çev. Ömer Rıza Doğrul), TTK, Ankara 1999. 68 Bilinen ismiyle Hetum (Hayton). 69 Hetum (Korykoslu Hayton), Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı, (Latinceden Çev. Altay Tayfun Özcan), Selenge Yayınları, İstanbul 2015. Çalışmamızda Türkçe ve İngilizce tercümeleri bir arada kullandık. İngilizce çevirisi için bkz. Robert Bedrosian, History of the Tartars. The Flower of Histories of the East, New Jersey 2004. Orijinal metni ve Fransızca tercümesi için ayrıca bkz. Hayton, “La flor des estoires de la terre d’orient”, Recueil des Historiens des Croisades. Documents Arméniens, Vol. II, Paris 1906, s. 111- 363. 70 De Gugines, Hunların Türklerin Moğolların ve Daha Sair Garbî Tatarların Târîh-i Umumisi, c. VI, (Fransızcadan Çev. Hüseyin Cahid), İstanbul 1924. 71 M. Le Baron C. d’Ohsson, Histoire des Mongols. Depius Tchinguiz-Khan jusqu’a Timour Bey ou Tamerlan, c. I-IV, Amsterdam 1835.

xxiv Hammer Purgstall72 gibi araştırmacıların Moğollar ve İran’daki bakiyeleri; İlhanlılar üzerine yapmış oldukları ilk kapsamlı tetkikleri onlardan sonrakilere adeta rehber olmuştur. De Gugines, d’Ohsson ve Hammer’in çalışmaları günümüz için eskimiş sayılsalar da hâlâ geçerliliklerini korumaktadır. Bundan dolayı yeri geldiğinde bunlardan da yararlanmaya gayret ettik. Henry Howorth73, Bertold Spuler74 ve İran’dan ‘Abbâs İkbâl Aştiyani’nin75 eserleri Moğol ve İlhanlı tarihini bir bütün halinde ve detaylı şekilde ele almaları açısından oldukça önemlidir. Gerekli hususlarda bu çalışmalardan istifade etmeye ayrıca özen gösterdik. Bu eserler içerisinde İlhanlı- Avrupa, İlhanlı-Bizans ve İlhanlı-Haçlı ilişkilerine genel olarak değinilmiş ancak konu tüm yönleriyle ele alınmamıştır. Diğer taraftan yabancı araştırmacılara ait genelde Moğol-Avrupa, özelde ise İlhanlı-Avrupa ilişkilerini içeren pek çok çalışma mevcuttur. Araştırma konumuzu doğrudan ilgilendiren Paul Pelliot76, Gino Borghezio77, John Andrew Boyle78, Igor de Rachewiltz79, Jean Richard80, Felicitas Schmieder81, Peter Jackson82, Denis Sinor83,

72 Josef von Hammer Purgstall, Geschichte der Ilchane, das ist der Mongolen in Persien 1200- 1350, c. I, Darmstadt, 1842; c. II, Darmstadt 1843. 73 Henry H. Howorth, History of the Mongols. From the 9th to the 19th Century, Vol. III, The Mongols of Persia, New York 1888. 74 Bertold Spuler, The Mongols in History, (İng. Çev. Geoffrey Wheeler), Pall Mall Press, London 1971; Bertold Spuler, Geschichte der Mongolen. Nach östlichen und europäischen Zeugnissen des 13. Und 14. Jahrhunderts, Artemis Verlag, Zürich und Stuttgart 1968; Bertold Spuler, Die Mongolen in İran. Politik, Verwaltung und Kultur der Ilchanzeit 1250-1350, Leiden 1985; (İlk baskı üzerinden Çev. Cemal Köprülü), İran Moğolları. Siyaset İdare ve Kültür İlhanlılar Devri 1220-1350, TTK, Ankara 2011. Farsça çevirisi için ayrıca bkz. Bertold Eşpuler, Tarih-i Moġûl der İrân. Siyaset, Hükûmet ve Ferheng dovre-yi İlhân, (F. Çev. Mahmud Mîraftâb), Tahran 1351/1972. 75 ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, Târîh-i Mogûl. Ez–hamle-yi Çingîz tâ teşkil-i devlet-i Tîmûr, Tahran 1364/1996; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, Târîh-i mufassal-i İrân. Ez-sadr-i İslâm tâ-inkirâz-i Kâçâriye, Tahran 1375/1985. 76 Paul Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, ROC, Vol. XXIII, bas.y.y., 1922-1923, s. 3-30; P. Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, ROC, Vol. XXIV, bas.y.y., 1924, s. 225-335; P. Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, ROC, Vol. XXVIII, bas.y.y., 1931-1932, s. 1-84. 77 Söz konusu mütehassısın Abâkâ dönemi İlhanlı-Papalık münasebetlerini ikili arasında vukû bulan mektuplaşmalar ışığında ele aldığı şu makalesi için bkz. Gino Borghezio, “Papalığın Moğollarla Münasebeti”, Ülkü, c. VII, S. 42, Ankara 1936, s. 450-456. 78 J. A. Boyle, “The Mongols and Europe”, History Today, Vol. IX/5, London 1959, s. 335-343; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, History Today, Vol. XXIII/8, London 1973, s. 554-563; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and Princes of Europe”, CAJ, Vol. XX/1–2, Wiesbaden 1976, s. 25–40; J. Andrew Boyle, “Ghazans’s letter to Boniface VIII: where was it written?” Proceedings of the 27th International Congress of Orientalists, Wiesbaden 1971, s. 601-602. Söz konusu makaleler şu kitapta bir araya getirilmiştir; J. A. Boyle, The Mongol World Empire 1206-1307, Variorum Reprints, London 1977. 79 Igor de Rachewiltz, Papal Envoys to the Great Khans, Stanford University Press, California 1971. 80 Jean Richard, “Une Ambassade mongole à Paris en 1262”, Journal des savants, Paris 1979, s. 295-303; Jean Richard, “The Mongols and the Franks”, JAH, Vol. III/1, Wiesbaden 1969, s. 45-57. 81 Felicitas Schmieder, Europa und die Fremden. Die Mongolen im Urteil des Abendlands vom 13. Bis in das 15. Jahrhundert, Sigmaringen 1994.

xxv Reuven Amitai84, Antti Ruotsala85 ve İran’dan; başta ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî86 olmak üzere Hasan Cevâdî87 ve ‘Abdu’l-Huseyn Nevâ’î88’nin eserlerini burada özellikle belirtmemiz gerekir. Bunların yanında Charles William Connell89 tarafından yapılan doktora çalışması dikkate değerdir. İlhanlı-Avrupa münasebetlerinin bir parçası olan İlhanlı-Haçlı ilişkileri konusunda; Aziz Suryal Atiya90, Steven Runciman91, Peter Malcolm Holt92 ve Işın Demirkent93’in eserleri, İlhanlı-Bizans ilişkileri içinse başta; Bruce G. Lippard94’ın

82 Peter Jackson, The Mongols and the West 1221-1410, London 2004. 83 Denis Sinor, “The Mongols in the West”, JAH, Vol. XXXIII/1, Wiesbaden 1999, s. 1-44; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, A History of the Crusades, (General Ed. Kenneth M. Setton), Vol. III, The Fourteenth and Fifteenth Centuries, (Ed. Harry W. Hazard), Wisconsin 1975, s. 513-544. 84 Reuven Amitai, “Edward of England and Abagha Ilkhan: A Reexamination of the Failed Attempt at Mongol-Frankish Cooperation”, The Mongols in the Islamic Lands. Studies in the History of the Īlkhānate, Hampshire-Burlington 2007, (XI), s. 75-82; Reuven Amitai, “Mamluk Perceptions of the Mongol-Frankish Rapprochement”, The Mongols in the Islamic Lands. Studies in the History of the Īlkhānate, Hampshire-Burlington 2007, (XIII), s. 50-65; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks. The Mamluk-Īlkhānid War: 1260-1281, Cambridge University Press, Cambridge 2004, s. 94-105. 85 Antti Ruotsala, Europeans and Mongols. In the Middle of the Thirteenth Century; Encountering the Other, Finnish Academy of Science and Letters, Helsinki 2001. 86 ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, BT, V/2, Tahran 1349/1970, s. 57-102; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i Mogûlhâ bâ derbâr-i Vâtîkân”, BT, III/3, Tahran 1347/1968, s. 275-288. 87 Hasan Cevâdî, “İrân ez-dîdgâh-i seyyâhân-i Orûpâ’î der-dovre-yi İlhân”, BT, VII/4, Tahran 1351/1972, s. 13-42; Hasan Cevâdî, “İrân ez-dîdgâh-i seyyâhân-i Orûpâ’î der-dovre-yi İlhân”, (2), BT, VII/5, Tahran 1351/1972, s. 121-152. 88 ‘Abdu’l-Huseyn Nevâ’î, “Târîh-i Revâbit-i İrân bâ keşverhâ-yi magrib-zemîn. Der-dovre-yi Mogûl”, BT, XII/1, Tahran 2536/1977, s. 13-52. 89 Charles William Connell, Western Views of the Tartars. 1240-1340, Rutgers University, Department of History, (Basılmamış Doktora Tezi), New Jersey 1969. 90 Aziz Suryal Atiya, The Crusade in the Later Middle Ages, London 1939. 91 Steven Runicman, Haçlı Seferleri Tarihi, c. III, (Çev. Fikret Işıltan), TTK, Ankara 2008. 92 P. M. Holt, Haçlılar Çağı. 11. Yüzyıldan 1517’ye Kadar Yakındoğu, (Çev. Özden Arıkan), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1999. 93 Işın Demirkent, Haçlı Seferleri, Dünya Kitapları, İstanbul 2004. 94 Bruce G. Lippard, The Mongols and Byzantium 1243-1341, Indiana University, Department of Uralic and Altaic Studies, (Basılmamış Doktora Tezi), Indiana 1983.

xxvi doktora iştigali olmak üzere; Georg Ostrogorsky95, Gyula Moravcsik96, Şerif Baştav97 ve Donald M. Nicaol98’un tetkikleri çalışmamıza oldukça katkı sağlamıştır. İlhanlı-Avrupa ilişkileri hususunda en önemli unsurlardan bir tanesi de şüphesiz ticaret ve ticaret yollarıdır. Bu konuyla ilgili üç ana başvuru eserden istifade etme yoluna gidilmiştir. Bunlar; W. Heyd’in Yakındoğu Ticaret Tarihi99, Şerafettin Turan’ın Türkiye-İtalya İlişkileri (1243-1453)100 ve Virgil Ciociltan’ın The Mongols and the Black Sea Trade in the Thirteenth and Fourteenth Centuries101’dir. Ülkemizde bugüne kadar İlhanlı tarihine dair çeşitli çalışmalar yapılmıştır102. Lâkin sadece İlhanlı-Avrupa ilişkilerini ele alan müstakil bir inceleme henüz hazırlanmamıştır. Bu konuyla ilgili ilk kez Abdülkadir Yuvalı’nın bazı makaleleri103 ve Hasan Oktay’ın yüksek lisans104 çalışması örnek teşkil etmektedir. Tez konumuzla ilgili Murat Tural’ın doktora105 iştigali şuan için ülkemizdeki en detaylı çalışma olarak dikkat çekmektedir. Ancak söz konusu araştırma İlhanlı-Avrupa ilişkilerini mektuplar ekseninde genel bir anlatımla ele almakta, Moğol-Avrupa ilişkilerini “imaj-algı” bakış açısıyla değerlendirmektedir. Bunların yanında Hüseyin Peyrovi Milâni106, Abdülkadir Yuvalı107, Osman Gazi Özgüdenli108, Mustafa Uyar109 ve Kansu Ekici110’nin

95 Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, (Çev. Fikret Işıltan), TTK, Ankara 2006. 96Gyula Moravcsik, Byzantinoturcica I. Die Byzantinischen Quellen der Geschichte der Türkvölker, Leiden 1983. 97 Şerif Baştav, Bizans İmparatorluğu Tarihi. Son Devir (1261-1461) Osmanlı Türk-Bizans Münasebetleri, TKAE, Ankara 1989. 98 Donald M. Nicaol, Bizans’ın Son Yüzyılları, (Çev. Bilge Umar), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2003. 99 W. Heyd, Yakın-Doğu Ticaret Tarihi, (Çev. Enver Ziya Karal), TTK, Ankara 2000. 100 Şerafettin Turan, Türkiye-İtalya İlişkileri. Selçuklular’dan Bizans’ın Sona Erişine, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2000. 101 Virgil Ciociltan, The Mongols and the Black Sea Trade in the Thirteenth and Fourteenth Centuries, (Trans. by Samuel Willcocks), Leiden 2012. 102 Ülkemizde Moğol tarihiyle alakalı geçmişten günümüze değin yapılmış tüm çalışmalar için bkz. Osman G. Özgüdenli, “Türkiye’de Moğol Tarihi ve Kültürü Araştırmalarının Doğuşu ve Gelişimi (1923-2017)”, Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi, c. IV, S. 2, İstanbul 2017, s. 463-512. 103 Abdülkadir Yuvalı, “İlhanlı Hükümdarlarının Hristiyan Dünyası İle Münasebetleri”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, c. II, S. 2, Elazığ 1988, s. 267-278; Abdülkadir Yuvalı, “XIII. Yüzyılda Doğu-Batı İlişkilerinin Mahiyeti Hakkında", Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, S. 2, Samsun 1987, s. 121-129. 104 Hasan Oktay, Türk İslam Dünyası’na Karşı Ermeniler Moğollar ve Papalık (1071-1300), Yüzüncü Yıl Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Van 1995. 105 Murat Tural, Seyahatnamelere Göre Moğollar ve Katolik Dünyası (Dini İdealler ve Politik Kaygılar), Hacettepe Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2015. 106 Hüseyin Peyrovi Milâni, Ebû Said Bahadır Han, AÜ DTCF, Ortaçağ Tarihi Kürsüsü, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 1971. 107 Abdülkadir Yuvalı, İlhanlılar Tarihi. I Kuruluş Devri, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Kayseri 1994. Ayrıca bkz. Abdülkadir Yuvalı, İlhanlı Tarihi, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2017. 108 Osman Gazi Özgüdenli, Gâzân Han ve Reformları (1295-1304), Kaknüs Yayınları, İstanbul 2009.

xxvii monografik çalışmalarında İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin tamamı ele alınmamış, sadece incelenen dönemin münasebetleri üzerinde durulmuştur. Tüm bu tetkikler bize rehber olmuştur. Şunun ayrıca belirtilmesi gerekir ki, Osman Gazi Özgüdenli’nin söz konusu araştırması İlhanlılar tarihinin en önemli evresi sayılan ve İran Moğollarında pek çok köklü değişimin yaşandığı Gâzân Han dönemi için adeta kılavuz vazifesi görmektedir. Eser, doktora111 çalışması olup sonradan genişletilerek kitaplaştırılmıştır. Çalışmada İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin ele alındığı bölümdeki açıklayıcı ve tamamlayıcı dipnotlar bizlere oldukça fayda sağlamıştır. Türkiye’de Ortaçağ tarihçiliğinin gelişmesiyle birlikte Moğol fütuhatı, Memlûklar, Altın Orda, Selçuklu ve Beylikler zamanında Anadolu’nun siyasî tarihinden başka iktisadî ve sosyal tarihi gibi çeşitli konular üzerine pek çok tetkik ve yayın yapılmıştır. İncelediğimiz konu genelde; İlhanlı-Avrupa, Haçlı ve Bizans ilişkilerini içerse de özelde; İlhanlı-Memlûk, İlhanlı-Altın Orda, Çağataylı ve Selçuklu münasebetlerini yakînen ilgilendirmektedir. Bu bağlamda A. Zeki Velidi Togan112, İsmail Hakkı Uzunçarşılı113, Mükrimin Halil Yinanç114, Akdes Nimet Kurat115, Osman Turan116, Mustafa Akdağ117 ve Faruk Sümer118 gibi kıymetli mütehassısların konumuzu ilgilendiren çok ehemmiyetli çalışmaları bizler için oldukça yararlı olmuştur. Büyük âlim Mustafa Kafalı’nın Altın Orda ve Çağatay Hanlığını ele aldığı incelemeleri119 burada belirtilmesi gereken önemli eserler içerisindedir. İlhanlı-Türkiye Selçukluları ilişkileri konusunda ülkemizde yapılan en kapsamlı çalışma İlhan Erdem120’e aittir.

109 Mustafa Uyar, İlhanlı Devletinde Argun Dönemi, AÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara, 2001. 110 Kansu Ekici, İlhanlı Hükümdarı Geyhâtû ve Zamanı, SDÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Isparta, 2012. 111 Söz konsusu tez için bkz. Osman G. Özkuzugüdenli, Gâzân Hân ve Reformları (694/1295- 703/1304), Marmara Üniversitesi, SBE, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Orta Çağ Tarihi Bilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2000. 112 A. Zeki Velidî Togan, Umumî Türk Tarihi’ne Giriş, Enderun Kitabevi, İstanbul 1981; A. Zeki Velidî Togan, “Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Yapısı”, THİTM, c. I, İstanbul 1931, s. 1-42. 113 İ. Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilâtına Medhal, TTK, Ankara 1988. 114 Mükrimin Halil Yinanç, Türkiye Tarihi. Selçuklular Devri, c. II, TTK, Ankara 2014. 115 Akdes Nimet Kurat, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Murat Kitabevi Yayınları, Ankara 1992; Akdes Nimet Kurat, Rusya Tarihi. Başlangıçtan 1917’ye Kadar, TTK, Ankara 2010. 116 Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye. Siyasî Tarih Alp Arslan’dan Osman Gâzi’ye (1071-1318), Ötüken Neşriyat, İstanbul 2011. 117 Mustafa Akdağ, Türkiye’nin İktisadî ve İçtimaî Tarihi, YKY, İstanbul 2010. 118 Faruk Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, SAD, c. I, TTK, Ankara 1970, s. 1-147; Faruk Sümer, “İlhanlı Hükümdarlarından Abaka, Argun Hanlar ve Ahmed-i Celâyir”, Belleten, c. LIII, S. 206, TTK, Ankara 1989, s. 175-197. 119 Mustafa Kafalı, Altın Orda Hanlığının Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İÜ Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1976; Mustafa Kafalı, Çağatay Hanlığı, Berikan Yayınevi, Ankara 2005. 120 İlhan Erdem, Türkiye Selçukluları-İlhanlı İlişkileri (1258-1308), AÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 1995.

xxviii İlhanlı-Memlûk münasebetleri hususunda Kâzım Yaşar Kopraman121, Ramazan Şeşen122 ve Ayşe Dudu Erdem123’in değerli araştırmaları, Moğol-Rus ve İlhanlı-Altın Orda münasebetleri konusunda ise son dönemde İlyas Kemaloğlu (Kemalov)124, Altay Tayfun Özcan125 ve Ahmad Hesamipour Khelejani126 tarafından yapılan tetkikler dikkat çekmektedir. İlhanlı-Ermeni ve Gürcü ilişkileri mevzuunda ise Mehmet Ersan127 ve Ömer Subaşı128‘nın kıymetli çalışmaları faydalıdır. İşaret edilen bu araştırmalar konumuza dolaylı yoldan yardımcı olmuştur. Genel başvuru eserler içerisinde; Belleten, Milli Eğitim Bakanlığı İslâm Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Encyclopedia Iranica, Dairetü’l Maarif-i Bozorg-i İslâmi ve Türkler içerisinde yer alan çeşitli makalelerden yararlanılmıştır. Yukarıda belirtilen araştırıcıların eserleri haricinde çalışmamıza türlü katkılar sağlayan yerli ve yabancı muhtelif eserlere de müracaat edilmiştir. Burada belirtilmeyen tetkikler dipnotlarda ve kaynakçada gösterilmiştir.

121 Kâzım Yaşar Kopraman, “Memlûkler”, DGBİT, c. VI, Kombassan Yayınları, İstanbul 1989, s. 433-543; Kâzım Yaşar Kopraman, “Mısır Memlûkleri (1250-1517)”, Türkler, c. V, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 99-126. 122 Ramazan Şeşen, Sultan Baybars ve Devri (1260-1277), İsar Vakfı Yayınları, İstanbul 2009; Ramazan Şeşen, Haçlılar Önünde Sultan Baybars, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2013. 123 Ayşe Dudu Erdem, İlhanlı-Memlük Münâsebetleri, Gazi Üniversitesi, SBE, Tarih (Ortaçağ Tarihi) Bilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1998. 124 İlyas Kamalov, Moğolların Kafkasya Politikası, Kaknüs Yayınları, İstanbul 2013; İlyas Kamalov, Altın Orda-Rus İlişkileri ve Altın Orda’nın Rusya’ya Etkileri, MSGSÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2008. 125 Altay Tayfun Özcan, Moğol-Rus İlişkileri (1223-1341), TTK, Ankara 2017. 126 Ahmad Hesamipour Khelejani, İlhanlılar İle Altın Orda Devleti’nin Siyasi ve Sosyal İlişkileri, Ege Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, Ortaçağ Bilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), İzmir 2013. 127 Mehmet Ersan, Selçuklular Zamanında Anadolu’da Ermeniler, TTK, Ankara 2007. 128 Ömer Subaşı, Gürcü-Moğol İlişkisi. Güney Kafkasya 1220-1346, Kitabevi Yayınları, İstanbul 2015.

xxix GİRİŞ

İLHANLI ÖNCESİ MOĞOL-AVRUPA İLİŞKİLERİ

Moğollar, Avrupa üzerine pek çok sefer tertip etmişler ve hızlı şekilde Avrupa içlerine kadar ilerlemişlerdir. Söz konusu coğrafya üzerinde Moğolları ilk kez karşılayanlar ve büyük direniş gösterenler; Rus Knezlikleri, Macarlar, Kıpçaklar ve Bulgarlar olmuştur. Zikredilen bu topluluklar Moğol istilasına kadar birbirleriyle komşu olmuşlar, zaman zaman dostane, zaman zamansa hasmane pek çok münasebetlerde de bulunmuşlardır. Bundan dolayı Moğol İstilası öncesi Avrupa’nın siyasi ve sosyal durumu genel hatlarıyla açıklanması gerekmektedir. İlhanlılarla Avrupa arasında kurulan siyasî, ticarî, dinî ve kültürel ilişkilerden önce Cengiz döneminden itibaren Büyük Moğol İmparatorluğu-Avrupa münasebetlerinin oluşumu ve gelişimi üzerinde durulması isabetli olacaktır.

İlhanlıların Katolik Avrupa’yla temaslarındaki en aktif rolleri İngiltere ve Fransa Krallıkları ile Papalık üstlenmiştir. Saymış olduğumuz bu iki krallık ve Papalık, tarihi süreç içerisinde, gerek Haçlı Seferlerinin düzenlenmesinde ve Haçlı devletlerinin kurulmasında, gerekse dönem Avrupasının siyasî, dinî ve ticarî faaliyetlerinin şekillenmesinde fevkalade mühim roller oynamışlardır. İngiltere ve Fransa Krallıkları ile Papalık, XI. yüzyıldan XIV. yüzyıla kadar Ortadoğu’da yaşanan siyasî gelişmeleri yakından takip etmiştir. Buna bağlı olarak ilk önce Eyyûbîler, sonrasında Memlûkların bölgedeki Haçlı devletleri karşısındaki askerî ve siyasî üstünlüğü ele alması, başta Papalık olmak üzere İngiltere ve Fransa Krallıklarını kuşkulandırmıştır. Memlûklarla Suriye toprakları için mücadele halinde olan İlhanlılar, Papalığın ve Avrupa Katolik dünyasının tabii müttefiki haline gelmiştir.

Avrupa kıtasının kuzeybatısında, Büyük Britanya adasında yer alan İngiltere Krallığı, zaman içerisinde çeşitli işgallere uğramış, iç karışıklıklar geçirmiş, siyasi açıdan uzun süre birlik sağlayamamıştır. 1154’te tahta geçen II. Henry döneminde

1 İngiltere Krallığı tam anlamıyla siyasi bir bütün hüviyeti kazanmıştır129. Kral John’un vefatının ardından İngiltere Krallığı’na 1216 yılında Fransız kültürüyle yetiştirilen ve o esnada henüz dokuz yaşında olan III. Henry tahta çıkmıştır. İngiltere Krallığı, III. Henry döneminde genel olarak hem dış hem de iç siyasette başarısız bir dönem geçirmiştir. Tahta çıktığında henüz çocukluk yaşlarında olduğu için uzun süre devlet işleriyle naipler meşgul olmuştur. III. Henry, ilerleyen zamanlarda her ne kadar yönetimi eline alsa da başarılı politikalar takip edememiştir. Dönemin İngiliz lordları (baronlar) kralın tutumlarından rahatsız olmuş, birleşerek darbe yapmışlar ve bu doğrultuda III. Henry’nin egemenlik haklarını sınırlayan bir parlemento kurmuşlardır130. III. Henry’nin vefatından sonra müteveffa hükümdarın en büyük oğlu I. Edward, 1272 yılında yeni İngiltere kralı olmuştur. I. Edward, İlhanlı-İngiltere ilişkilerinde en etkin kral olarak dikkat çekmektedir. Bu bakımdan İlhanlı-Avrupa ilişkileri için I. Edward’ın hususî bir önemi bulunmaktadır. III. Henry döneminin aksine I. Edward zamanında İngiltere Krallığı’nda, gerek iç gerekse dış siyasette son derece aktif ve başarılı politikalar takip edilmiş, pek çok reform yapılmıştır. I. Edward döneminde İngiltere Krallığı Galler ve İskoçya’yla mücadele etmiş, savaşlar vuku bulmuş, bunun yanında Fransa Krallığı ile sürdürülen ilişkiler de gergin bir ortama girmiştir131.

İngiltere Krallığı’nda bu hadiseler yaşanırken yakın dönemlerde Fransa Krallığı’nda da önemli gelişmeler meydana gelmiştir. VII. Louis zamanına (1137-1180) kadar Fransa Krallığı Avrupa’da etkin bir siyaset takip edememiştir. Ancak bu durum VII. Louis ile birlikte değişmiş, Avrupa ve Ortadoğu’da daha aktif roller üstlenmeye başlanmıştır. VII. Louis’in vefatından sonra 1180’de tahta çıkan kralın oğlu II. Philippe döneminde Fransa Krallığı hâkimiyet alanını oldukça genişletmiş, çok başarılı politikalar takip edilmiştir. İngiltere Kralı I. Richard ile III. Haçlı Seferi tertip eden II. Philippe, iyi bir yönetici olmanın yanında aynı zamanda usta bir siyasetçiydi. Bundan dolayı II. Philippe zamanında Fransa Krallığı hem dâhili hem de harici meselelerde

129 Azmi Özcan, “İngiltere”, DİA, c. XXII, İstanbul 2000, s. 297. 130 Clifford R. Backman, The Worlds of Medieval Europe, Oxford University Press, New York 2003, s. 288. 131 Clifford R. Backman, a.g.e., s. 289; Azmi Özcan, a.g.m., s. 297.

2 oldukça başarılı ve kazançlı bir dönem geçirmiştir132. II. Philippe’nin vefatından sonra 1223 yılında tahta çıkan VIII. Louis, Fransa kralı olmuştur. İngiltere Krallığı’nda meydana gelen iç karışıklıkları fırsata çevirmeye çalışan VIII. Louis, İngiltere’ye saldırarak hem İngiltere hem Fransa kralı olmayı denemiştir. Üç yıl gibi oldukça kısa süren krallığı döneminde oldukça aktif politikalar takip edilmişitir. VIII. Louis’in vefatının ardından 1226 yılında Fransa kralı olan IX. Louis gerek Haçlı gerekse İlhanlı tarihi için oldukça dikkat çekici bir hükümdardır. Koyu bir Katolik Hristiyan olan IX. Louis, VII. ve VIII. Haçlı Seferlerini yönetmiştir133. İlhanlı-Fransa Krallığı ilişkileri açısından IX. Louis oldukça önemli bir karekterdir.

İlhanlıların Avrupalı devletlerle sürdürdüğü ilişkiler sırasında Bizans İmparatorluğu coğrafî konumu nedeniyle son derece mühim bir rol üstlenmiştir. Nitekim Bizans İmparatorluğu Asya ile Avrupa arasında stratejik bir noktada bulunduğundan bu süreçte muhtelif devletlerle önemli ilişkiler kurmuştur. Bu bağlamda İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin kayda değer bir noktasını Bizans İmparatorluğu ile yapılan münasebetler teşkil etmektedir.

Köklü bir geçmişe ve devlet geleneğine sahip olan Bizans İmparatorluğu, stratejik bir coğrafyada yer almasından dolayı kurulduğu tarihten itibaren muhtelif devlet ve kavimlerle askerî, siyasî ve ekonomik ilşikiler yürütmüştür. XI. yüzyılın başlarından itibaren mevcut siyasî ortam Bizans’ın aleyhinde değişim göstermeye başlayacaktır. Anadolu’ya yapılan Selçuklu akınlarının önünü bir türlü alamayan Bizans İmparatorluğu’na Haçlı Seferleri geçici süreliğine toparlanma fırsatı yaratacaktır. Buna karşın IV. Haçlı Seferi134 Bizans İmparatorluğu için felaketle bitecektir.

132 Tafsilatlı bilgi için ayrıca bkz. Clifford R. Backman, a.g.e., s. 289-290. 133 Tafsilatlı bilgi için ayrıca bkz. Clifford R. Backman, a.g.e., s. 290-292. 134 IV. Haçlı Seferiyle ilgili bkz. Geoffroi de Villehardouin Henri De Valenciennes, IV. Haçlı Seferi Kronikleri, (Fransızca aslından Çev. Ali Berktay), İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2008; A. A. Vasiliev, History of The Byzantine Empire, The University of Wisconsin Press, Madison 1952, s. 450- 469; Steven Runciman, Haçlı Seferleri Tarihi, (Çev. Fikret Işıltan), c. III, TTK, Ankara 2008, s. 95-116. Bu konuyla ilgili çeşitli görüşler için ayrıca bkz. Emrullah Kaleli, Haçlı Seferleri Zamanında Bizans ve Batılılar (1096-1204), SDÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Isparta 2011, s. 351- 357.

3 Başlangıcından itibaren pek çok sapkınlıkla135 yola çıkan IV. Haçlılar, Venediklilerin teşvikleriyle136 Konstantinopolis’e saldırdılar137. Bu taarruz neticesinde 13 Nisan 1204 tarihinde ele geçirilen138 şehir, üç gün boyunca yağmalanıp feci şekilde tahrip edildi. Haçlıların şehirdeki yağma ve katliamı sonucu Konstantinopolis’ten elde ettikleri ganimet öyle büyük miktarlara ulaşmıştı ki Haçlı tarihçisi Geoffroi de Villehardouin; “dünya yaratıldığından beri hiçbir şehirde bu kadar büyük ganimet kazanılmadığına tanıktır139” ifadesini kullanmıştır. Bu işgal ve yağma neticesinde şehir, sahip olduğu bütün ihtişamı ve zenginliği kaybetmiş, yüzyıllardır nesiller boyunca aktarılan kültürel mirası da bir anda yitirmiştir. Bu gelişmelerden sonra Haçlılar, Konstantinopolis’te Latin İmparatorluğu adı altında ve Katolik Hristiyanların kontrolünde yeni bir hâkimiyet tesis ettiler140.

Bizans başkentinde yeni kurulan Latin İmparatorluğu’nun başına Baudouin de Flandre geçti ve topraklar Haçlılarla Venedikliler arasında taksim edildi. Bu paylaşımdan en kazançlı çıkanlar şüphesiz Venedikliler oldu. Özellikle ticarî açıdan

135 Seferin henüz başında Macar hâkimiyeti altındaki “Zadar/Zara” şehri Haçlılarca yağmalanmıştır. Hatta bu durum papa tarafından oldukça yadırganmıştır. Bkz. Geoffroi de Villehardouin, a.g.e., s. 30-31; A. A. Vasiliev, a.g.e., s. 454. Doğudaki dindaşlarına yardım etme bahanesiyle yola çıkan IV. Haçlı birliklerinin asıl amaçlarının bu olmadıkları ayrıca Venediklilerin güdümünde hareket ettirildikleri aşikârdır. 136 Bunun sebepleri için bkz. Steven Runciman, a.g.e., s. 100-101; M. V. Levtchenko, Bizans Tarihi, (Çev. Maide Selen), Doruk Yayıncılık, İstanbul 2007, s. 258-260. 137 Haçlı birliklerinin İstanbul’un ihtişam ve zenginliğinden ne derecede etkilendiklerine dair şu bilgiler dikkat çekicidir; “Konstantinopolis’i hiç görmemiş olanlar uzun uzun kenti seyretti; çünkü bütün yeryüzünde bu kadar zengin bir kent bulunabileceği akıllarının köşesinden geçmemişti. Kenti çepeçevre kuşatan o yüksek surlara ve zengin burçlara, insan kendi gözleriyle görmese bu kadar çok olduklarına asla inanmayacağı o zengin saraylara ve yüksek kiliselere ve tüm diğer kentleri geride bırakan bu kentin enine ve boyuna uzun uzun baktılar. Ve biliniz ki içlerinden, bu görüntü karşısında tüyleri diken diken olmayacak kadar yiğit kimse çıkmadı. Bunda da şaşılacak bir şey yoktu; çünkü dünya yaratıldığından bu yana hiçbir insan hiçbir zaman bu kadar büyük bir işe girişmemişti” (Geoffroi de Villehardouin, a.g.e., s. 37; M. V. Levtchenko, a.g.e., s. 261). 138 Niketas Choniatēs, O City of Byzantium, Annals of Niketas Choniatēs, (İng. Çev. Harry J. Magoulias), Wayne State University Press, Detroit 1984, s. 314. 139 Geoffroi de Villehardouin, a.g.e., s. 74. Ayrıca bkz. ve krş. Niketas Choniatēs, a.g.e., s. 314. 140 Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, (Çev. Kikret Işıltan), TTK, Ankara 2006, s. 385- 386; Timothy E. Gregory, Bizans Tarihi, (Çev. Esra Ermert), YKY, İstanbul 2011, s. 269-271; A. A. Vasiliev, a.g.e., s. 460-461; Işın Demirkent, Haçlı Seferleri, Dünya Kitapları, İstanbul 2004, s. 176-179; Işın Demirkent, “Bizans”, DİA, c. VI, İstanbul 1992, s. 239; Işın Demirkent, “Haçlılar”, DİA, c. XIV, İstanbul 1996, s. 538, 539; Kansu Ekici, İlhanlı Hükümdarı Geyhâtû ve Zamanı, SDÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Isparta, 2012, s. 130; Emrullah Kaleli, a.g.t., s. 368,369. Ayrıca bkz. M. V. Levtchenko, a.g.e., s. 262-265.

4 önem taşıyan pek çok yer onlara verildi. Bizans’ın merkezî yapısı neredeyse tamamen kaybolarak küçük devletçikler kuruldu. Bu durumdan yararlanan bir diğer devlet ise Türkiye Selçukluları oldu. Bizans İmparatorluğu’nun hâkimiyetini kaybetmesi, Selçuklular’a Anadolu’da daha rahat hareket edebilme olanağı sundu. Nitekim Antalya, Samsun ve Sinop gibi ticarî bakımdan son derece önemli liman şehirleri Selçuklular tarafından ele geçirilerek, en kârlı ticarî faaliyetler bu süreçte yürütülmüştür141.

Öte yandan Latinler’in, Bizans üzerinde kurdukları egemenlik çok kısa ömürlü oldu. İşgal sırasında Bizans’ın gerek halkı, gerekse aristokrat sınıfı hiçbir zaman Latin egemenliğini benimsememişlerdi. İstila esnasında kaçan soylu sınıf tekrar Konstantinopolis’i ele geçirmek için her fırsatı kolladı. Diğer yandan Bulgar Çarlık Devleti de Konstantinopolis’e hâkim olmanın planlarını yapmaktaydı142. 1204’ten 1259 yılına kadar Latinler, Bulgar Çarlık Devleti, İznik Devleti, Epiros Devleti, Sicilya, Akhaia ve Sırp krallıkları arasında Konstantinopolis için pek çok mücadeleler verildi. Moğol istilasının hem Avrupa’ya hem de Anadolu’ya sirayet etmesi İznik Devleti’nin güç toplamasına ve Bulgar devletinin gücünün büyük oranda kırılmasına neden oldu. Mikhail Palaiologos, 1259 yılında Sicilya, Epiros Despotluğu, Akhaia ve Sırp krallıklarının birleşik ordularını hezimete uğratıp pek çok düşmanını saf dışı bıraktı. Ardından İznik Devleti birlikleri 25 Temmuz 1261’de Konstantinopolis’e girip Latin Devleti’ne son verdi ve Bizans hâkimiyeti nihayet yeniden tesis edilmiş oldu. Mikhail, aynı yıl içerisinde Ayasofya’da taç giydikten sonra eski Bizans İmparatorluğu’nun kaybetmiş olduğu pek çok toprağı geri almak için bir dizi girişimde bulundu143. Mikhail Palaiologos döneminde 57 yıl süren Haçlı-Latin egemenliğinden sonra arta kalan Konstantinopolis’in ihya edilmeye çalışılması için büyük uğraşlar verilmiştir. Bundan dolayı Bizans tarihinde bu devir “restorasyon dönemi” olarak adlandırılmıştır.

141 A. A. Vasiliev, a.g.e., s. 462-463; Georg Ostrogorsky, a.g.e., s. 390-393; M. V. Levtchenko, a.g.e., s. 265, 270; Timothy E. Gregory, a.g.e., s. 272-274; Işın Demirkent, a.g.e., s. 180-181; Işın Demirkent, “Bizans”, s. 239; Işın Demirkent, “Haçlılar”, s. 539; Emrullah Kaleli, a.g.t., s. 374-375; Ahmet Yaşar Ocak, “Ortaçağlar Anadolu’sunda Toplum, Kültür ve Entelektüel Hayat (1071-1453)”, Ortaçağlar Anadolu’sunda İslam’ın Ayak İzleri, Kitap Yayınevi, İstanbul 2014, s. 252. 142 Georg Ostrogorsky, a.g.e., s. 393, 394; M. V. Levtchenko, a.g.e., s. 268, 269; Işın Demirkent, “Bizans”, s. 239. 143 M. V. Levtchenko, a.g.e., s. 272-273; Timothy E. Gregory, a.g.e., s. 277-278; Ocak, a.g.m., s. 253; Işın Demirkent, “Bizans”, s. 239; Kansu Ekici, a.g.t., s. 130-131. Tafsilat için ayrıca bkz. Georg Ostrogorsky, a.g.e., s. 390-416.

5 Moğol istilası öncesi Bizans cephesinde yaşanan iç karışıklıklar ve savaşlarla geçen dönemle birlikte Doğu Avrupa’da da siyasî bir istikrardan bahsedilemez. XII ve XIII. yüzyıllar arasında Karadeniz’in kuzey kısmında ve Doğu Avrupa’da Rus knezlikleri, Kuman-Kıpçak boyları, Bulgarlar ve Macarlar göze çarpmaktadır. Ruslar, istila öncesinde Rus topraklarında Bağımsız Rus knezlikleri olarak adlandırılan bir dönem yaşamaktaydı. Ruslar, Moğol istilası esnasında yıllardır mücadele ettikleri ve kendileri için sürekli tehdit olarak gördükleri Kuman/Kıpçaklarla olan anlaşmazlıklarını Moğollara karşı birlik oluşturabilmek için sona erdirmişlerdir. Buna karşın Rus knezlikleri Moğol taarruzlarına karşı koyabilecek teşkilatlı, disiplinli ve donanımlı bir orduya sahip değillerdi. Ayrıca knezler arasındaki siyasî çekişmeler, knezlikleri birliktelikten alıkoyarak Rusların savunma gücünü zayıflatmaktaydı144. Rus knezliklerinde gözlenen dağınık yapı Macar krallığında tam tersi bir hal alırken, krallığın çeşitli noktaları saldırılara karşı savunma için son derece elverişliydi145.

Moğolların Avrupa’yı istila sürecinde Bulgarlar oldukça sert şekilde mukavemet göstermişlerdir. Ayrıca Bulgarlar, Altın Orda Hanlığı tarihi açısından da son derece önemli bir yer teşkil etmektedir. Moğol istilası öncesi Doğu Avrupa üzerinde siyasî ve kültürel etkinliğini uzun süredir devam ettiren ancak Bulgarlar ve Macarların aksine devletleşememiş kadim Türk topluluklarından birisi Kıpçaklardır (Ḫifçâḳ). Kıpçaklar, Doğu Avrupa’dan Batı Sibirya bölgesine kadar çok geniş bir alanı hâkimiyetleri altına alarak uzun müddet söz konusu bölgede mevcudiyetlerini sürdürmüşlerdir. Devletleşmeyen veya devletleşmek istemeyen Kıpçaklar, kendi yönetimi altında bulunan bölgelere beyler atayarak idareyi tesis etmişlerdir. Bu minvalde özellikle Doğu Avrupa ve Kuzey Karadeniz bölgesindeki çeşitli devlet ve milletler Moğol istilasına kadar Kıpçakların hâkimiyetleri altında yaşamak durumunda kalmışlardır. Kuman/Kıpçak nüfuzu sözü edilen bölgede oldukça etkiliydi. Bundan dolayı bu bölge için genellikle Deşt-i Kıpçak tabiri kullanılmıştır146.

144 Altay Tayfun Özcan, Moğol-Rus İlişkileri (1223-1341), TTK, Ankara 2017, s. 15-19. 145 Ferenc Eckhart, Macaristan Tarihi, (Çev. İbrahim Kafesoğlu), TTK, Ankara 2010, s. 41. 146 Mirza Haydar Duğlat, Tarih-i Reşidî, (Çev. Osman Karatay), Selenge Yayınları, İstanbul 2006, s. 256, 467; V. V. Barthold, Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler, (Haz. Kâzım Yaşar Kopraman, Afşar İsmail Aka), Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1975, s. 154-158; İbrahim Kafesoğlu,

6 Moğolların en büyük hükümdarı olarak telakki edilen Timuçin 1206 yılında Cengiz ünvanını almıştır. Tüm Moğolları birleştirerek cihanşümul bir imparatorluk kurmayı amaçlamış Cengiz Han, sırasıyla Tangutları, Uygur İdikut Devletini, Merkitleri, Kırgızları ve Kuzey Çin’deki Qin Devletini tabiyeti altına almıştır. Moğollarla Harzemşahlar arasında 1219 yılında meşhur Otrar hadisesi yaşanmış, ardından aynı yıl Harzemşahlar üzerine geniş çaplı saldırılar başlamış, pek çok şehir ve kale Cengiz Han önderliğindeki Moğollar tarafından ele geçirilmiştir. Bu tarihten itibaren uzun soluklu Moğol-Harzemşah mücadeleleri yaşanmış ve Moğollar, Harzemşahları tamamen yok edene kadar durmamışlardır. Bu gelişmelerin ardından Moğollar hızlı şekilde batı yönünde Azerbaycan, Kafkasya ve Gürcistan üzerine akınlar düzenlemişlerdir147. Moğol-Harzemşah mücadeleleri sonrasında Moğol saldırıları artık Avrupa içlerine kadar ilerleyecektir. Bu süreçte Muhammed Harzemşah’ı takip için görevlendirilmiş Cebe ve Sübidey (Sübedey/Subudey/Subetay/Sübötey) Noyanlar, Moğolların batı akınlarını yöneten kişiler olarak göze çarpmaktadır. Moğollar, 1220-21 yılında Muhammed Harzemşah’ın ölüm haberini aldıktan sonra taaruzları batı yönlerinde arttırarak devam etmişlerdir.

Moğolların Kafkasya ve Doğu Avrupa üzerine akınlarını Reşîdu’d-dîn ve İbnü’l- Esîr gibi müellifler tafsilatlı ve bir birine paralel anlatımlarla nakletmektedirler. Yaklaşık olarak M. 1222 yılı içerisinde Moğol birlikleri, Güney Kafkasya yönündeki öncü akınlarından ve yağmalarından sonra Alanlar ile karşılaşmışlardır. Bu durum karşısında Alanlar, Kıpçaklardan yardım isteyerek ittifak kurma yoluna gitmişlerdir148. Kurulmuş olan bu ittifakı askerî yönden dağıtabilecek bir güçte olmayan veya herhangi bir sebeple savaşmayı göze almayan Moğollar, Kıpçaklara “iki ulusun aynı soydan geldiğini ve bundan dolayı savaşılmaması gerektiğini” bildiren bir mesaj

Türk Milli Kültürü, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2010, s. 182-185. Tafsilat için ayrıca bkz. İbrahim Kafesoğlu, a.g.e., s. 182-185; Akdes Nimet Kurat, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Murat Kitabevi Yayınları, Ankara 1992, s. 75-91. 147 Ebulgazi Bahadır Han, Şecere-i Terākime (Türkmenlerin Soykütüğü), Haz. Zuhal Kargı Ölmez, Simurg Yayıncılık, Ankara 1996, s. 239; J. A. Boyle, “The Mongol Invasion of Eastern Persia 1220-1223”, History Today, Vol. XIII/9, London 1965, s. 615-617. 148 Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Câmi’u’t-Tevârîh, neşr. Muhammed Rûşen-Mustafa Mûsevî, c. I, Tahran, s. 534; İbnü’l-Esîr, El Kâmil Fi’t-Tarih, c. XII, (Çev. Ahmet Ağırakça, Abdülkerim Özaydın), Bahar Yayınları, İstanbul 1987, s. 341.

7 göndermişlerdir149. Düşman birliğini dağıtmak için kurnazca bir hamlede bulunan Moğollar, bu sayede başarılı olmuşlardır. Kıpçaklar, Moğolların bu mesajından sonra Alanları terk ederek yurtlarına dönmüşlerdir. Bunun üzerine Alanlar’a saldıran Moğollar onları perişan etmişlerdir150.

Rus kaynaklardan hareketle Alanların ardından Abaz ve Çerkezler de yenilgiye uğratılmıştır151. Bu hadiselerden sonra Moğol birlikleri durmaksızın ilerleyerek akınlarını devam ettirmişlerdir. Ani bir baskınla Kıpçak yurtlarını istilâ harekâtında bulunmuşlardır. Nitekim kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla Moğolların sözlerine itimat eden Kıpçaklar çok hazırlıksız şekilde yakalanarak adeta gafil avlanmışlardır. Moğollar, M. 1222-1223 kışını Kıpçakların verimli ve güzel meralarında geçirdikten sonra ticaret için son derece önemli olan Suğdak’a saldırarak burayı ele geçirmişlerdir152. Moğolların bu ani baskınları karşısında tutunamayan Kıpçaklar yurtlarını terk ederek Dnyeper ve Don Irmağı yönlerine doğru kaçmışlardır. Rus sınırlarına gelen Kıpçaklar, Moğollara karşı Ruslarla ittifak kurmaya çabalamışlar ve bunda da başarılı olmuşlardır153.

Ruslar ve Kıpçaklar, yeni düşman karşısında dehşete kapılarak bir an önce çözüm yolları aramaya koyulmuşlardır154. Netice itibariyle Rus knezlerinin büyük bir bölümü ile Kıpçaklar Moğollara karşı büyük bir ordu toplamaya ve birlikte hareket

149 Reşîdu’d-dîn Fazlullâh, Jami’u’t-tawarikh. Compendium of Chronicles. A History of the Mongols, (İng. Çev. W. M. Thackston), Part: II, Harvard University 1999, s. 260; Reşîdu’d-dîn/Rûşen- Mûsevî, c. I, s. 534; İbnü’l-Esîr, a.g.e., c. XII, s. 341; Ch’i T’ang, Moğol Sülâlesi Devrinde Türk ve İslâm Dünyası İle Temasda Bulunan Şahsiyetler, İÜ, Edebiyat Fakültesi, Umumî Türk Tarihi Kürsüsü, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 1970, s. 148. 150 Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. I, s. 534; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: II, s. 260; İbnü’l-Esîr, a.g.e., c. XII, s. 341; Akdes Nimet Kurat, a.g.e., s. 92; Ch’i T’ang, a.g.t., s. 148; Altay Tayfun Özcan, a.g.e., s. 28-29. 151 Lavrentiyevskaya Letopis’, s. 423-424; Voskresenskaya Letopis’, s. 129-132, v.d.., naklen; Muallâ Uydu Yücel, İlk Rus Yıllıklarına Göre Türkler, TTK, Ankara 2007, s. 472; Altay Tayfun Özcan, a.g.e., s. 29-30. 152 Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. I, s. 534-535; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: II, s. 260; İbnü’l- Esîr, a.g.e., c. XII, s. 341-342; Bertold Spuler, İran Moğolları. Siyaset İdare ve Kültür İlhanlılar Devri 1220-1350, (İlk baskı üzerinden Çev. Cemal Köprülü), TTK, Ankara 2011, s. 38; András Pálóczi Horváth, Pechenegs, Cumans, Iasians. Steppe Peoples in Medieval Hungary, (Çev. Timothy Wilkinson), Budapest 1989, s. 45-46; Altay Tayfun Özcan, a.g.e., s. 31-32. 153 Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. I, s. 534; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: II, s. 260; İbnü’l-Esîr, a.g.e., c. XII, s. 342; András Pálóczi Horváth, a.g.e., s. 46; Akdes Nimet Kurat, a.g.e., s. 92-93; Altay Tayfun Özcan, a.g.e., s. 32-33. 154 The Chronicle Of Novgorod 1016-1471, (Rusçadan Çev. Robert Michell, Nevill Forbes), London 1914, s. 64; Lavrentiyevskaya Letopis’, s. 423-424; Voskresenskaya Letopis’, s. 129-132, v.d.., naklen; Muallâ Uydu Yücel, a.g.e., s. 472-473; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. I, s. 535.

8 etmeye muvaffak olmuşlardır155. Rus birlikleri, Moğollar üzerine giderek bir an önce netice almak niyetindeydiler. Cebe ve Sübidey komutasındaki Moğol ordusu ise geri çekilerek düşmanlarını yormak ve aralarındaki düzeni bozarak iletişim kopukluğu oluşturmaya çalışmışlardır. 30/31 Mayıs 1223’de ismini savaşın gerçekleştiği yerden alan Kalka’da Moğol ordusu düşmanlarını kesin şekilde yenerek pek çok ganimet elde etmiştir156.

Batı yönünde Avrupa’ya düzenlenen bu öncü Moğol taaruzlar sadece yağma amaçlı yapılmamıştır. Moğollar, Kuzey İran üzerinden Kafkasya, Kıpçak, Rus ve Bulgarlar üzerine gerçekleştirdikleri akınlar neticesinde buradaki milletler ve coğrafya hakkında bilgi edinmişlerdir. Bu istihbaratlar sayesinde ileride Moğollar tarafından gerçekleştirilecek yeni akınlar daha tehlikeli, planlı ve şiddetli olarak devam edecektir.

Moğolların en büyük hükümdarı, cihangir Cengiz Han, Tangutlar üzerine tertip ettiği bir sefer esnasında rahatsızlanarak 4 Ramazan 624/18 Ağustos 1227’de vefat etti157. Ünlü İslâm müelliflerinden el-Yûnînî; Cengiz Han’ın Moğollar arasında adeta bir peygamber olarak telakki edildiği bilgisini vermiştir158. 1229 Ekiminde kurultay toplanmış, beklenildiği gibi Ögedey, Moğol İmparatorluğu’nun yeni hükümdarı olarak seçilmiştir. Ögedey, “Büyük Han” seçildikten sonra Moğol fütuhatını yeniden canlandırmak için pek çok yere akınlar yapılmasını kararlaştırmıştır. Bunların içerisinde

155 Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. I, s. 535; The Chronicle Of Novgorod 1016-1471, s. 65. 156 Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. I, s. 535; İbnü’l-Esîr, a.g.e., c. XII, s. 343; The Chronicle Of Novgorod 1016-1471, s. 65-66; Lavrentiyevskaya Letopis’, s. 423-424; Voskresenskaya Letopis’, s. 129- 132, v.d.., naklen; Muallâ Uydu Yücel, a.g.e., s. 473; András Pálóczi Horváth, Pechenegs, Cumans, Iasians. Steppe Peoples in Medieval Hungary, (Çev. Timothy Wilkinson), Budapest 1989, s. 46; Akdes Nimet Kurat, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, s. 94; Akdes Nimet Kurat, Rusya Tarihi. Başlangıçtan 1917’ye Kadar, TTK, Ankara 2010, s. 64; Ch’i T’ang, a.g.t., s. 149-150; İlyas Kamalov, Altın Orda-Rus İlişkileri ve Altın Orda’nın Rusya’ya Etkileri (Altın Orda Devletinin Yıkılışı ve Çarlık Rusyası’nın Kuruluş Sürecinde), MSGSÜ, SBE, Tarih Ana Bilim Dalı, Ortaçağ Tarihi Programı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2008, s. 51. Tafsilat için ayrıca bkz. István Zimonyi, “The Volga Bulghars Between Wind and Water (1220-1236)”, AOH, Vol. XLVI, No. 2/3, Budapest 1992-1993, s. 351-352; Neslihan Durak, “Moğolların İtil ve Çevresindeki Faaliyetleri”, Turkish Studies, Vol. IX/4, (2014), s. 403-405; Altay Tayfun Özcan, a.g.e., s. 36-52. 157 ‘Alâ’u’d-dîn ‘Atâ-Melik Cuveynî, Târîh-i Cihân-guşâ, neşr. Muhammed-i Kazvînî, c. I, Tahran 1389, s. 144; Anonim, Monghol-un Niuça Tobça’an (Moğolların Gizli Tarihi), (Çev. Ahmet Temir), TTK, Ankara 1995, s. 190; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. I, s. 540-541; Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî, Târîh-i guzîde, neşr. ‘Abdu’l-Huseyn Nevâ’î, İntişârât-ı Emîr Kebîr, Tahran 1364, s. 583; B. Y. Vladimirtsov, Cengiz Han, (Çev. Hasan Ali Ediz), MEB, İstanbul, 1950, s. 111; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 43; İlhan Erdem, Türkiye Selçukluları-İlhanlı İlişkileri (1258-1308), AÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 1995, s. 40. 158 İlhan Erdem, a.g.t., s. 40.

9 Möngke ve Cuci’nin oğlu Batu’nun idaresinde Rusya ve Deşt-i Kıpçak bölgesine düzenlenecek olan saldırılar da vardı. Bu vesileyle Moğollar, ikinci kez Kıpçaklar, ardından Bulgarlar üzerine gitmişlerdir. Moğollara karşı Kıpçaklar bir kez daha yenilirken Bulgarlar oldukça mukavemet göstermişlerdir. Rus kaynaklarına göre 1229 yılında Kıpçakları mağlup eden Moğollar, Yayık ve Ural Bölgesi’nde tekrar İtil Bulgarları tarafından kısmen durdurulmuşlardır159. 1236 yılında İtil Bulgarları üzerine yeniden gidilmiş, 1237-38 arasında Rus Prenslikleri itaat altına alınmış, Ryazan, Kolomna, Moskova, Vladimir gibi Rus Prensliklerine ait kale ve şehirler ele geçirilip, yağmalanmıştır. 4 Mart 1238 tarihinde Moğollar tüm Rus direnişini kırarak büyük Rus Knezini de saf dışı bırakmayı başarmışlardır. Rus Knezlikleri ve Kıpçaklar Moğollar tarafından tamamen etkisiz hale getirildikten sonra Ukrayna üzerine gidilmiş, Çernigov ve Kiyef işgal edilmiştir. Ardından Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Avusturya ve Sırbistan gibi bölgelere seferler düzenlenmiş ve yağmalanmıştır160.

Moğolların Avrupa’yı 1236 yılından itibaren istila hareketi Batı dünyası için büyük bir tehdid oluşturmuştur. Papayla birlikte İngiltere ve Fransa gibi Avrupa’nın önde gelen ülke krallarının bu yeni düşman hakkında bilgi sahibi olmadıkları anlaşılmaktadır. Moğollara karşı Kıpçaklarla iş birliği yapan Rus Knezleri de Moğolları durdurmak için ciddi bir tedbir almamışlardır. Moğolların hem Avrupa’da hem de Avrupa dışında yapmış oldukları istila hareketleri neticesinde Papa IX. Gregory’e gelen şikâyet mektupları artmıştır. Bu duruma karşı acil olarak tedbir alma gayretine girişen Papa IX. Gregory, Haçlı Seferi ilan etmiş, lâkin Kutsal Roma İmparatoru II. Friedrich ile anlaşmazlığı ve papanın 1241 yılında ölümü bu seferin yapılmasına imkân vermemiştir. Ayrıca Avrupa’nın çok kısa sürede büyük ve güçlü bir orduyla Moğollara karşı koyabilecek duruma gelmesi oldukça müphemdir161. Dönemin Batı kaynaklarına

159 Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 44; Altay Tayfun Özcan, a.g.e., s. 56-57; Neslihan Durak, a.g.m., s. 405. Ayrıca bkz. István Zimonyi, a.g.m., s. 351-352. 160 Akdes Nimet Kurat, Rusya Tarihi. Başlangıçtan 1917’ye Kadar, 66-67; J. A. Boyle, “The Mongols and Europe”, History Today, Vol. IX/5, London 1959, s. 336; İlyas Kamalov, a.g.t., s. 51-52. Ayrıca bkz. Grandes Chroniques de France, Paris Bibliothèque nationale de France, Département des manuscrits, Français 10135, s. 322. 161 Antti Ruotsala, Europeans and Mongols. In the Middle of the Thirteenth Century; Encountering the Other, Finnish Academy of Science and Letters, Helsinki 2001, s. 32-33; George Vernadsky, Moğollar ve Ruslar, (Çev. Eşref Bengi Özbilen), Selenge Yayınları, İstanbul 2007, s. 78; Altay Tayfun Özcan, “Chronica Maiora’da Moğollara Dair Kayıtlar”, Tarih Okulu Dergisi, S. XVI,

10 bakıldığı takdirde Avrupa Katolik dünyası, doğudan gelen bu yeni düşman karşısında çaresizlik ve korku içinde kalmışlardır. Nitekim Moğolların Avrupa üzerine tertip ettikleri saldırıların ardından kaleme alınmış çeşitli kronik ve raporlar adeta papaya ve tüm Katolik dünyasına uyarı mahiyeti taşımakla birlikte bu yeni düşman hakkında kısa fakat önemli bilgiler içermektedir. Bu malumatların başlıcaları; Macar Papaz Julian’in 1237 Tarihli Moğol Raporu ve Chronica Maiora162’dır163. Moğol saldırılarını ilk kez tasvir eden çağdaş Batılı tarihçiler kaleme almış oldukları metinlerde Avrupa’ya doğudan gelen bu düşmanların tutumları karşısında korku ve çaresizliklerini gizleyememişler, onları; “kana susamış acımasız insandışı mahlûklar”, “canavar” veya “Tanrı’nın cezası/gazabı” olarak nitelendirmişlerdir. Moğollar arasında Cengiz Han’dan itibaren ilke olarak benimsenen “Tanrı (Tengri)’nın izniyle (gücüyle) tüm dünyayı hâkimiyet altına alma” düşüncesi164 şüphesiz Avrupalılar için çok yabancı bir fikirdi. Bu yüzden uzun süre Moğolların amaçları Avrupa’da tam olarak idrak edilememiştir165.

Aralık 2013, s. 24-25; Abdülkadir Yuvalı, “XIII. Yüzyılda Doğu-Batı İlişkilerinin Mahiyeti Hakkında", Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, S. 2, Samsun 1987, s. 124. 162 Söz konusu eserin aslı Latincedir. Büyük kısmı İngilizceye çok erken tarihlerde tercüme edilmiştir. Araştırmamız için önem arz eden kaynaklardandır. Moğolların Avrupalı din adamlarının bakış açısına göre kaynaklarda yer alması açısından oldukça dikkat çeken bir eserdir. Matthew Paris’s English History, (Trans. from the Latin: J. A. Giles), Vol. I, London 1852, Vol. II, London 1853, Vol. III, London 1854. Moğollara/Tatarlara dair Matthew Paris’te geçen ilk bilgiler için bkz. Matthew Paris’s English History, Vol. I, s. 131-132. 163 Devin DeWeese, “The Influence of the Mongols on the Religious Consciousness of Thirteenth Century Europe”, Mongolian Studies, Vol. V, Indiana University, Indiana 1978-1979, s. 47; Matthias Heiduk, “Ortaçağ’da Avrupalıların Göçebe Topluluklara Bakışı”, (Çev. Aydan Bahadır), Türkler, c. VIII, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 325-326; Altay Tayfun Özcan, “Macar Papaz Julian’ın 1237 Tarihli Moğol Raporu”, Tarih Araştırmaları Dergisi, C. XXIX, S. 48, Eylül 2010, s. 92- 98; Altay Tayfun Özcan, “Chronica Maiora’da Moğol İmajı”, TİD, c. XXVII, Aralık 2012, s. 428-431, 449-451; Altay Tayfun Özcan, “Chronica Maiora’da Moğollara Dair Kayıtlar”, s. 26-28. 164 Moğollar arasındaki bu ideal tamamen tanrısal hâkimiyet düşüncesiyle ilişkilidir. Türk devletlerindeki “Tanrısallık” ve “cihanşumulluk” düşüncelerinin bir benzeri Moğol devletleri arasında da benimsenmiştir. Nitekim Cengiz Han döneminden itibaren muhtelif kaynaklarda görüldüğü üzere Moğol hükümdarları “Mengü Tengri-yin küçündür (ebedî Tanrı’nın gücüyle)” ifadesini sık sık kullanmışlardır. Moğol hükümdarlarla Avrupalı krallar ve papalar arasında vuku bulan mektuplaşmalarda bu ifade genellikle kullanılmıştır. Bkz. Osman G. Özgüdenli, “İlhanlılar’da Hükümranlık Telâkkisi ve Hükümdar Algısı”, Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi, c. V, S. 1, İstanbul 2018, s. 76-78. Bu konuyla ilgili çeşitli doğu ve batı kaynaklarında geçen ifadeler için ayrıca bkz. Anonim, Monghol-un Niuça Tobça’an (Moğolların Gizli Tarihi), s. 163; Ricoldus de Monte Crucis, Doğu Seyahatnamesi. Bir Dominikan Keşişin Anadolu ve Ortadoğu Yolculuğu, (Çev. Ahmet Deniz Altunbaş), Kronik Kitap, İstanbul 2018, s. 44, 51. 165 Matthew Paris’s English History, Vol. I, s. 312-313; Devin DeWeese, a.g.m., s. 47-48; Matthias Heiduk, a.g.m., s. 325-326.

11 Moğolların Avrupa yönündeki hızlı ilerleyişini ancak 1241 yılında merkez Karakurum’dan gelen Büyük Han’ın ölüm haberi166 geçici süreliğine durdurabilmiştir. Zira yeni hanın seçimi için Moğol kurultayının toplanması ve bu kurultayda tüm , hatun ve şehzâdelerin bulunması gerekliydi. Yeni Han’ın belirlenmesi için 1246 yılında toplanan kurultayda Ögedey’in oğlu, Cengiz Han’ın torunu Göyük seçilmiştir167. Tertip edilen kurultaya Papa IV. Innocent tarafından bizzat gönderilen Fransisken rahip Jean de Plan Carpini’nin iştirak etmesi Moğol-Avrupa ilişkilerinin resmiyet kazanması açısından oldukça dikkat çekmektedir168. Moğolların Avrupa üzerine yapmış oldukları yıkıcı akınları durdurabilmek, Moğolların niyetini anlamaya çalışmak ve onlar hakkında genel mahiyette bilgi alabilmek için papa, büyük Moğol Hanı’na bir mektup yollamış169, yeni Han Göyük, cevabını Jean de Plan Carpin’e iletmiştir170. Papa, 5 Mart 1245 tarihinde Fransa’nın Lyon kentinde Moğol Hanı’na hitaben yazmış olduğu mektubunda; barış içerisinde yaşamak istediklerini, Hristiyanlara karşı Moğollar tarafından acımasızca düzenlenen saldırılara ve yıkımlara derhal bir son verilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Aynı zamanda papa mektubunda, Avrupa ve Hristiyanlar üzerine düzenlenen Moğol saldırılarını barışçıl yollarla çözüme kavuşturmanın çarelerini ararken diğer taraftan dini misyonunu da devam ettirmiş, Moğolları vaftiz edilerek Hristiyanlığa davet etmiştir171. Moğol Hanı Göyük’ün 11 Kasım 1246 tarihli172 nispeten kibirli cevabî mektubunda papa ve tüm Avrupalı krallar başta olmak üzere Avrupa’daki şehir valileri ve Batılı milletlerin temsilcilerinin huzuruna gelimesini ve kendisine tabi olmasını istemiş, ancak o zaman barış şartlarının görüşülebileceğini ifade

166 Bkz. ‘Alâ’u’d-dîn ‘Atâ-Melik Cuveynî, a.g.e., c. I, s. 158. 167 ‘Alâ’u’d-dîn ‘Atâ-Melik Cuveynî, a.g.e., c. I, s. 205; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: II, s. 392. 168 ‘Alâ’u’d-dîn ‘Atâ-Melik Cuveynî ve Reşîdu’d-dîn gibi önemli müverrihler Göyük’ün tahta çıkma merasimine Frank elçilerinin de katıldığını belirtmektedir. Bkz. ‘Alâ’u’d-dîn ‘Atâ-Melik Cuveynî, a.g.e., c. I, s. 205; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: II, s. 392. 169 Papa IV. Innocent’in mektubu için bkz. Plano Carpini, Plano Carpini’nin Moğolistan Seyahatnâmesi (1245-1247), (Çev. Ergin Ayan), Gece Kitaplığı, bas.y.y. 2014, s. 23-25. 170 Göyük Han’ın cevabî mektubu için bkz. Paul Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, ROC, Vol. XXIII, bas.y.y., 1922-1923, s. 13-23; Plano Carpini, a.g.e., s. 26-30. 171 Plano Carpini, a.g.e., s. 23-25; Paul Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, Vol. XXIII, s. 4; Peter Jackson, The Mongols and the West 1221-1410, London 2004, s. 88; Antti Ruotsala, a.g.e., s. 101. Ayrıca bkz. Murat Tural, Seyahatnamelere Göre Moğollar ve Katolik Dünyası (Dini İdealler ve Politik Kaygılar), Hacettepe Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2015, s. 23-26, 219-220. 172 Plano Carpini, a.g.e., s. 30; Paul Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, Vol. XXIII, s. 11, 23.

12 etmiştir. Bununla birlikte Han, vaftizin ne demek olduğunu ve bu işlemin nasıl yapılacağını bilmediğini ifade etmiş ve buna bir anlam verememiştir173.

Jean de Plan Carpini’nin elçilik vazifesi Moğollarla Batı-Hristiyan dünyası arasındaki ilk temas olmamasına rağmen diplomatik yollarla o tarihe kadar taraflar arasında gerçekleştirilen en belirgin münasebet olarak dikkatleri çekmiştir. İki taraf arasında vuku bulan mektuplaşmalardan hareketle Göyük Han, bu dönemde tüm Avrupa’nın kendisine tabi olmasını beklemiştir. Ayrıca hanın cevabî mektubundan anlaşıldığı kadarıyla Göyük’ün Hristiyanlık hakkında oldukça sığ sayılabilecek bir bilgiye sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Papa IV. Innocent, bu tutumuyla Moğolların tepkisini çekmeden onları eleştirerek, Avrupa’da sebep oldukları tahribat dolayısıyla onları suçlamıştır.

Fransisken rahip Jean de Plan Carpin, elçilik vazifesinin yanında Avrupa’dan Moğolistan’a kadar katetmiş olduğu seyahati detaylı şekilde kaleme almıştır. Jean de Plan Carpin, seyahat sonrasında adeta bir rapor titizliğiyle Moğolların iktisadî, içtimaî, dinî ve askerî durumları hakkında oldukça kıymetli malumatlar toplamıştır. Bu bakımdan onun naklettiği bu bilgiler oldukça önem arz etmektedir.

Papa IV. Innocent sadece Göyük’e elçi yollamakla yetinmemiştir. Dominikan rahip Ascelin de Crèmone başkanlığında yeni bir elçi heyetini174 İran üzerine yollamıştır ve bu heyet 24 Mayıs 1247 yılında Tebrîz’e vardığında Baycu Noyan ile görüşmüştür. Elçiler vasıtasıyla papa, Baycu’ya mektubunu iletmiş ve önemli bir Moğol generaliyle iletişim kurmaya çabalamıştır. Kurul içerisinde Simon de Saint Quentin’de yer almış, yolculuğu esnasında yaşayıp gördüklerini nakletmiştir. Bununla birlikte Simon de Saint Quentin, papanın Moğol misyonuna şahit olmuştur175. Simon de Saint Quentin’in

173 Plano Carpini, a.g.e., s. 26-30; Paul Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, Vol. XXIII, s. 16- 21; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, History Today, Vol. XXIII/8, London 1973, s. 554; Peter Jackson, a.g.e., s. 89; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i Mogûlhâ bâ derbâr-i Vâtîkân”, BT, III/3, Tahran 1347/1968, s. 280-281. 174 Tafsilat için ayrıca bkz. Paul Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, ROC, Vol. XXIV, bas.y.y., 1924, s. 262-329; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, a.g.m., s. 282-288. 175 Gregory G. Guzman, Simon of Saint-Quentin and the Dominican Mission to the Mongols 1245-1248, University of Cincinnati, (Basılmamış Doktora Tezi), Cincinnati 1968, s. 64-65, 69; Gregory G. Guzman, “Simon of Saint-Quentin and the Dominican Mission to the Mongol Baiju: A Reappraisal”, Speculum, Vol. XLVI/2, Chicago 1971, s. 236-237, 239; Paul Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, Vol. XXIV, s. 263; Eric Voegelin, “The Mongol Orders of Submission to European Powers, 1245-1255”, The

13 ifadelerinden de açıkça anlaşıldığı üzere iki taraf birbirlerinin adet ve temayüllerine oldukça yabancıydı. Dominikan rahip Ascelin, Hz. İsâ ve Hristiyan gelenekler hakkında bilgi vermeye çalışmış, ancak Moğollar onun bu tutumu karşısında hiddetlenmişlerdir. Avrupalı elçi heyetiyle Baycu Noyan arasında ilk etapta olumsuz hadiseler yaşanmış, elçiler Baycu’nun huzuruna hediyesiz gelmişler ve onun karşısında eğilmeyi reddetmişlerdir. Bunu kendisine hakaret olarak telakki eden Baycu, tüm elçileri öldürmeyi bile düşündüyse de bunu yapmamıştır176. Ascelin, nihayet Papa IV. Innocent’in mektubunu Baycu’ya takdim etmiştir. Görevini tamamladığını düşünen Ascelin ve heyeti geri dönmek için izin istemişse de Baycu bunu reddetmiş, Elçigiday177’ın huzuruna varmasını bekleme kararı almış, elçilerin ayrılmasına müsaade etmemiştir. Baycu, Avrupa’dan gelen bu elçi heyeti ve mektupla aslında fazla ilgilenmemiştir. Anlaşıldığı kadarıyla Baycu’nun asıl gayesi, ordasına ulaşan Dominikan rahip Ascelin de Crèmone başkanlığındaki Avrupalı heyeti büyük Moğol ordusunun kudretiyle etkileyip, elçilere ve dolayısıyla papaya korku salmaya çalışmaktır. Nihayet Elçigiday ulaştıktan sonra Baycu papaya hitaben yazmış olduğu cevabî mektubunu heyete teslim etmiş ve dönebilmeleri için sertbest geçiş hakkı vermiştir. Simon de Saint Quentin’in eserinde yer verdiği Baycu’nun cevabî mektubundan anladığımız kadarıyla noyan kendisine iletilen mektup ve elçilerin tavırlarından hiç hoşlanmamış ve bunu mektubunda açıkça ifade etmiştir178.

Göyük Han ve Baycu Noyan’ın Papa IV. Innocent’e yazmış oldukları cevabî mektuplarlar kibirli ve sert üsluplarıyla179 dikkat çekmektedir. Gerek hanın gerekse

Collected Works of Eric Voegelin, Vol. X, (Ed. Ellis Sandoz), University of Missouri Press, Columbia 2000, s. 78. Ayrıca bkz. Murat Tural, a.g.t., s. 29-32. Ayrıca bkz. Antti Ruotsala, a.g.e., s. 43-45. 176 Simon de Saint Quentin, Bir Keşişin Anılarında Tatarlar ve Anadolu (1245-1248), (Çev. Erendiz Özbayoğlu), Doğu Akdeniz Kültür ve Tarih Araştırmaları Vakfı, Alanya 2006, s. 70-78; Paul Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, Vol. XXIV, s. 308-309; Gregory G. Guzman, a.g.t., s. 69-70. 177 Elçigiday hakkında ayrıca bkz. Paul Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, Vol. XXIV, s. 312- 313. 178 Simon de Saint Quentin, a.g.e., s. 81-90; Paul Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, Vol. XXIV, s. 309-310. 179 Bu dönemdeki mektuplaşma ve elçi teatileri oldukça samimiyetsiz ve kısmen hasmane tutumlarla gerçekleşmiştir. Mektuptaki ifadeler irdelendiğinde taraflar sadece kendi gaye ve çıkarlarını dayatma amacı gütmüşlerdir. Bunun yanında Moğol tarafından gönderilen cevabî mektuplarda “büyüklenme/böbürlenme, küstahlık”, “bize derhal itaat etmezseniz sizi perişan ederiz” gibi tavırlar dikkat çekicidir. Tüm bunlara rağmen Moğol-Avrupa ilişkileri ilerleyen zaman içinde çıkar ilişkileri çerçevesinde dostane bir havaya bürünecektir. Denise Aigle, “The Letters of Eljigidei, Hülegü and Abaqa: Mongol overtures or Christian Ventriloquism?”, Inner Asia, Vol. VII/2, Brill, Leiden 2005, s.

14 noyanın mektuplarında papanın ve tüm Avrupa’nın Moğollara ve Cengiz soyuna tabi olmalarını istemeleri ortak ifadeler olarak öne çıkmıştır. Bu bakımdan söz konusu mektuplar oldukça benzer özellikler taşımaktadır. Bununla birlikte papanın göndermiş olduğu mektuplarda dinî husustaki benzer konuları vurgulamış olmaları kuvvetle muhtemeldir. Papa IX. Gregory ve Papa IV Innocent Moğol hanlarını Asya’nın efsanevî rahip-kral Prester John ile özdeşleştirmişlerdir. Her iki papanın Moğollar hususundaki ana görevi onları Hristiyanlaştırarak kendi saflarına çekmek olsa da bunda muvaffak olamamışlardır180. Ayrıca bu dönemdeki elçi ve mektup teatileri iki tarafın birbirini kültürel ve dinî olarak tanıma evresi olarak da değerlendirilebilir.

Temmuz 1251 (Haziran sonu Temmuz başında)’de büyük kurultayda Möngke (Mengü)’nin büyük han olması kararlaştırılmış ve resmî törenin ardından Moğol tahtına oturmuştur181. Möngke dönemi Moğol-Avrupa ilişkileri açısından en önemli hadise IX. Fransa Kralı Saint-Louis’in Büyük Han’a Guillaume de Rubrocuk (Wilhelm von Rubruk) aracılığıyla göndermiş olduğu mektuptur. Fransisken rahip Rubruk, ilk önce Kırım üzerinden Altın Orda hükümdarı Batu’nun oğlu Sartak’ın huzuruna çıkmış ardından yolculuğuna devam ederek 27 Aralık 1253’te Karakurum’a varmıştır182. Rubruk, Möngke’nin huzuruna çıktıktan sonra kendisi ve beraberindekileri elçi olarak değil “Tanrı’nın hizmetinde rahipler olarak” tanıtmıştır183. Göyük Han zamanında Papa IV. Innocent tarafından elçi olarak yollanan Jean de Plan Carpin gibi Rubruk da oldukça iyi karşılanmış, Karakurum’da kaldığı müddetçe tüm ihtiyaçları giderilmeye

144; Murat Tural, a.g.t., s. 218, dpn. 350. Fransa Kralı Saint-Louis (IX. Louis) Göyük’e elçiler göndermiş, o esnada han vefat etmiştir. Bundan dolayı söz konusu elçilere Moğollar adına naip Oğul Kaymış cevabî mektup yollamıştır. Bu mektupta da Jean de Plan Carpin ve Saint Quentin’e iletilen cevaba benzer; “bize derhal itaat etmezseniz sizi perişan ederiz” şeklinde sert ifadeler yer almıştır. Ayrıca Fransa Kralı’ndan vergi talep edilmiştir. Bu durum şüphesiz kral için son derece aşağılıyıcı bir diplomatik zemin yaratmıştır. Bkz. Jean de Joinville, Bir Haçlının Hatıraları, (Çev. Cüneyt Kanat), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2014, s. 217; Eric Voegelin, a.g.m., s. 96; Murat Tural, a.g.t., s. 229. 180 Bertold Spuler, The Mongols in History, (İng. Çev. Geoffrey Wheeler), Pall Mall Press, London 1971, s. 39; George Vernadsky, a.g.e., s. 83. Ayrıca bkz. George Vernadsky, a.g.e., s. 120-127. 181 Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 587; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: II, s. 404; Thomas T. Allsen, Mongol Imperialism. The Policies of the Grand Qan Möngke in China, Russia, and the Islamic Lands, 1251-1259, University of California Press, Berkeley-Los Angeles 1987, s. 25-26. Möngke’nin han seçiminde yaşanan hadiseler için ayrıca bkz. Thomas T. Allsen, a.g.e., s. 22-26. 182 Ruysbroeckli Willem, Mengü Han’ın Sarayına Yolculuk 1253-1255, (Ed. Peter Jackson, David Morgan), (Çev. Zülal Kılıç), Kitap Yayınevi, İstanbul 2010, s. 181; Wilhelm von Rubruk, Moğolların Büyük Hanına Seyahat, (Çev. Ergin Ayan), Ayışığı Kitapları, İstanbul 2012, s. 80; Thomas T. Allsen, a.g.e. s. 65. 183 Ruysbroeckli Willem, a.g.e., s. 187; Wilhelm von Rubruk, a.g.e., s. 84.

15 çalışılmıştır. Karakurum’dan Filistin’e geri dönüş için kış yolculuğunun çok çetin geçeceğinden dolayı Möngke Han, Rubrocuk’u altı ay ordasında tuttuktan sonra Fransa kralına cevaben yazmış olduğu mektupla birlikte bu rahibi geldiği güzergâh üzerinden geri göndermiştir. Kendisinden önceki Hristiyan elçiler Jean de Plan Carpin ve Saint Quentin gibi Rubruk da Moğolların iktisadî, içtimaî ve dinî durumlarına dair seyahatinde edinmiş olduğu bilgileri kaleme almıştır. Möngke cevabî mektubunda tıpkı Göyük Han gibi Avrupa’dan kendisine itaat beklemiş, aksi halde savaşa hazır olmaları çağrısını bildirmiştir184.

Yukarıda kısaca değinmeye çalıştığımız Moğol-Avrupa ilişkileri bu çerçevede başlamış ve ilerlemiştir. Avrupa’dan gelen mektuplarda olası yeni bir Moğol akınını barışçıl yollarla başlamadan durdurma, bunu yaparken Hristiyanlık propagandasını sürdürme çabaları göze çarpmaktadır. Buna karşılık Moğol tarafından yollanan cevabî mektuplarda taraflar arasında barışın sağlanabilmesi için tüm Avrupa’dan kesin ve hızlı şekilde itaat beklenilmiştir. Moğolların İran’daki bakiyeleri İlhanlılar zamanında Moğol-Avrupa ilişkileri adeta yeni bir boyut kazanarak hızla devam edecektir.

Üçüncü büyük han Möngke, hükümdar seçilmesinin ardından yeni Moğol akınları için kurultayı toplamıştır. Kurultayda Cengiz Han’ın torunu, Tuluy’un dördüncü oğlu Hûlâgû185, Ön Asya’da (İran, Şam, Mısır, Rum/Anadolu ve Ermeni ülkeleri) gerçekleştirilecek olan Moğol yayılmacılığının başına getirilmiştir186. Moğol

184 Ruysbroeckli Willem, a.g.e., s. 258-260; Wilhelm von Rubruk, a.g.e., s. 84-87, 127-129; Eric Voegelin, a.g.m., s. 98-99. .d. 1218); M) (هوالگو خان بن تولوی خان بن چینگگیز خان) Hûlâgû Han b. Tuluy Han b. Cengiz Han 185 1256-1265 yılları arasında İran merkezli Moğol Devletinin kuruculuğunu ve yöneticiliğini yapmıştır. İlk İlhanlı hükümdarıdır. Abdülkadir Yuvalı, “Hülâgû”, DİA, c. XVIII, İstanbul 1998, s. 473-475; Reuven Amitai, “Hulāgu Khan”, Elr., Vol. XII, New York 2004, s. 554; Christopher P. Atwood, “Hüle’ü (Hülegü-Hulagu)”, Encyclopedia of Mongolia and the Mongol Empire, New York 2004, s. 225. Hûlâgû Han hakkında için ayrıca bkz. Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 588-590; Abdülkadir Yuvalı, İlhanlılar Tarihi. I Kuruluş Devri, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Kayseri 1994; 45-196; Abdülkadir Yuvalı, a.g.m., s. 473- 475; Reuven Amitai, a.g.m., s. 554-557. 186 Minhâceddin Osman b. Muhammed el-Cûzcânî, Ṭabaḳāt-ı Nāṣırī: A General History of the Muḥammadan Dynasties of Asia, (İng. Çev. Major H. G. Raverty), Vol. II, New Delhi 1970, s. 1226; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Câmi’u’t-Tevârîh, III, neşr. ‘Abdu’l Kerim ‘Ali-oğlı ‘Alî-zâde, Bakü 1957, s. 20-21; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 973-974; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Câmiu’t – Tevârih (İlhanlılar Kısmı), (Çev. İsmail Aka vd.), TTK, Ankara 2013, s. 12-13; Fahru’d-dîn Ebû Suleymân Dâvûd bin Tâcu’d-dîn Benâketî, Târîh-i Benâketî (Ravzatu evlâu’l-elbâb fî ma’rifeti’t- tevârîh ve’l ensâb), neşr. Ca’fer Şi’âr, Tahran 1348, s. 414; Cuveynî, a.g.e., c. III, s. 90; Devletşâh-i Semerkandî, Tezkiretü’ş-Şuarâ, neşr. Edward Browne, London 1901, s. 160; Müverrih Vardan, Türk Fütuhatı Tarihi (889-1269), (Çev. Hrand D. Andreasyan), Tarih Semineri Dergisi, İstanbul 1937, s. 230;

16 İmparatorluğu’nun sınırlarının genişlemesiyle birlikte merkez Karakurum’dan devletin idaresi güçleşmeye başlamıştır. Ayrıca yeni han olan Möngke, Moğol yayılmacılığını tekrar hızlandırmak, Moğolların Batı sınırlarında doğan şikâyet ve birtakım problemleri daha hızlı ve kesin şekilde halletmek niyetindedir. Bunun için merkeze bağlı bir şehzâdenin bu bölgeleri idare etme fikri benimsenmiştir. Bahsedilen bu sebeplerden dolayı savaş hazırlıkları yapılarak Hûlâgû’nun emrine büyük bir Moğol ordusu tahsis edilmiş ve M. 1252-53 baharında Karakurum’dan hareket edilmiştir187.

Hûlâgû Han, ağabeyi büyük kağan Möngke’nin emirleri uyarınca vakit kaybetmeden harekete geçmiştir. 1256 yılında Alamut Kalesi’ni ele geçirerek İsmâ’îlîler’e büyük darbe vurduktan sonra 1258 yılında Bağdâd’ı188 alarak Abbâsî Halifeliğine son vermiş189 ve ‘Irâk, Anadolu, Âzerbâycân/Kafkasya, Suriye’nin büyük kısmını ele geçirmiştir190. Hûlâgû Han’ın Bağdâd’ı işgali sırasında civar bölgedeki

Bertold Spuler, İran Moğolları.,, s. 59; İlhan Erdem, a.g.t., s. 153; Thomas T. Allsen, a.g.e., s. 48-51, 203; Christopher P. Atwood, “Il-Khanate”, EMME, s. 231. 187 Cuveynî, a.g.e., c. III, s. 93-96; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 20-21; Reşîdu’d-dîn/İ. Aka, v.d., s. 12-13; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 59-60; Thomas T. Allsen, a.g.e., s. 203; İlhan Erdem, a.g.t., s. 152-154. Büyük Han; Möngke, Hûlâgû’ya Batı seferine çıkmadan önce uygulaması gereken kaideleri teker teker bildirerek nasihatte bulunmuştur. Bunun için bkz. Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 23. Türkçe tercümesi için bkz. Reşîdu’d-dîn/İ. Aka, v.d., s. 14-15; İlhan Erdem, a.g.t., s. 154-155. 188 Hûlâgû Han, Bağdâd kuşatması esnasında ferman yazdırarak seyyidlerin, bilginlerin, ”(ارکاونان) Hristiyan keşişlerin [Câmi’u’t-Tevârîh’te ve Târîh-i Cihân-guşâ’da; Hristiyanlar, “i(e)rkavûnân şeklinde geçmektedir. Bkz. Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1013; Cuveynî, a.g.e., c. III, s. 288. Bu ıstılah Nasturi Hristiyanları işaret etmektedir. Bkz. Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: III, s. 765; Reşîdu’d- dîn/İ. Aka, v.d., s. 42], şeyhlerin ve savaşa dâhil olmayıp Moğollara karşı savaşmayan kişilerin canlarının bağışlanacağını buyurmuştur. Bu emri yazıldıktan sonra oklara takılarak şehre atılmıştır. Araştırmamız açısından Hristiyan keşişlerin ve Nasturi Hristiyanlarının canları bağışlanacağı bilgisi dikkat çekicidir. Bkz. Cuveynî, a.g.e., c. III, s. 288; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 56; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1013. 189 Moğolların İslâm dünyası ve özellikle Bağdâd [Abbâsîler] üzerine gerçekleştirmiş oldukları istila hareketi için ayrıca bkz. Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî, The Ẓafer-Nāmah of Ḥamdallāh Mustaufī and the Il-Khān Dynasty of Iran, (İng. Çev. L. J. Ward), Vol. II, University of Manchester Department of Near Eastern Studies, (Basılmamış Doktora Tezi), Manchester 1983, s. 66-129; Minhâceddin Osman b. Muhammed el-Cûzcânî, a.g.e., Vol. II, s. 1227-1261; Benâketî, a.g.e., s. 416-420; İbnü’t-Tıktaka, El- Fahrî. (Devlet İdaresi, Halifeler, Vezirleri Tarihi 632-1258), (Çev. Ramazan Şeşen), Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2016, s. 233-236; H. Ahmet Özdemir, Moğol İstilâsı. Cengiz ve Hülâgû Dönemleri, İz Yayıncılık, İstanbul 2011, s. 53-313. 190 Kerîmu’d-dîn Mahmûd b. Muhammed-i Aksarâyî, Musâmeretu’l-ahbar ve musâyeretu’l- ahyâr, neşr. Osman Turan, TTK, Ankara 1999, s. 47-51; Kerîmu’d-dîn Mahmûd b. Muhammed-i Aksarâyî, Musâmeretu’l-ahbar ve musâyeretu’l-ahyâr, (Çev. Mürsel Öztürk), TTK, Ankara 2000, s. 37- 40; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 589; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, Abû’l - Farac Tarihi, c. II, (Çev. Ömer Rıza Doğrul), TTK, Ankara 1999, s. 568-575; Thomas T. Allsen, a.g.e., s. 205; Christopher P. Atwood, “Il-Khanate”, EMME, s. 231; Abdülkadir Yuvalı, “İlhanlılar”, DİA, c. XXII, İstanbul 2000, s. 103. Ayrıca bkz. H. Ahmet Özdemir, a.g.e., 237-310. Tafsilat için ayrıca bkz. Benâketî, a.g.e., s. 415- 420.

17 önemli Hristiyan unsurlar Gürcü ve Ermeniler kendi kudretleri ölçüsündeki askerî birliklerle Moğol saflarına katılarak destek vermişlerdir191. Nitekim Moğolların işgal harekâtının başlarından itibaren destek veren Gürcü ve Ermeniler, dostane şekilde başlayan ilişkileri ilerleyen dönemlerde de aynen devam ettireceklerdir. Şüphesiz Hristiyan unsurlar Moğolları, Müslümanlar karşısında kurtarıcı güç olarak telakki etmişler ve İlhanlı hükümdarlarının dostluklarını daimi hale getirmeyi amaçlamışlardır. ‘Irâk, İran ve Suriye üzerine yapılan hızlı Moğol taarruzları ancak 1260 yılında Memlûk Sultanı Kutuz’un Filistin, ‘Ayn-ı Câlût Savaşı’ndaki galibiyeti ile durdurulabilmiştir.

191 Grigor of Akanc’, “History of the Nation of the Archers (The Mongols) by Grigor of Akanc’”, (The Armenian Text Edited With an English Trans. and Notes by Robert P. Blake, Richard N. Frye), HJAS, Vol. XII, No. 3/4, 1949, s. 333; Müverrih Kiragos, Ermeni Müverrihlerine Göre Moğollar, (Çev. Gürsoy Solmaz), Elips Kitap, Ankara 2009, s. 74; Bayarsaikhan Dashdondog, The Mongols and the Armenians (1220-1335), Brill’s Inner Asian Library Puplications, Leiden-Boston 2011, s. 96, 129; Mehmet Ersan, Selçuklular Zamanında Anadolu’da Ermeniler, TTK, Ankara 2007, s. 195; Ömer Subaşı, Gürcü-Moğol İlişkisi. Güney Kafkasya 1220-1346, Kitabevi Yayınları, İstanbul 2015, s. 84.

18 BİRİNCİ BÖLÜM

İLHANLI-AVRUPA İLİŞKİLERİNİN BAŞLANGICI (1256-1284)

1. Hûlâgû Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1256-1265)

İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin oluşmasındaki en önemli unsurlardan biri Memlûklarla gerçekleştirilen fasılasız mücadelelerdir. Hûlâgû Han’ın Ön Asya’daki sistematik işgali sırasında ağabeyi Möngke’nin vefat haberi ve buna bağlı olarak otorite boşluğundan doğan taht mücadelesinin başladığı haberi kendisine ulaşmıştır192. Büyük Moğol hükümdarlığı için Hûlâgû’nun kardeşleri Kubilay ile Arık Böke karşı karşıya gelmiştir. Bu durum karşısında Suriye harekâtını yarıda bırakan Hûlâgû Han, Kitbuka Noyan’ı 10-12.000 kişilik bir birlikle Şam’da komutan olarak (کیتبوقا) (Ketboka) bıraktıktan sonra geri dönmüştür193. Hûlâgû Han, aynı zamanda Suriye ve Mısır’ın tamamını elde edebilmek amacıyla Memlûklara elçi göndererek sert bir üslupla kendisine tabi olmalarını istemiştir194.

Mısır ve Suriye coğrafyasında hüküm süren Eyyûbî Sultanları, özellikle askerî açıdan nüfuzlarını güçlendirmek için pek çok memlûk alarak eğitmişlerdir. Söz konusu bu Türk (Kıpçak) memlûkları çok geçmeden devlet içerisinde güçlerini iyice arttırmışlardır195. Turanşâh, Memlûklara karşı yanlış politikalar takip ederek kısa sürede onların düşmanlığını elde etmiştir. Bunun yanında onun genç, tecrübesiz olması ve

192 Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1027-1028; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 589. 193 Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1028; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 70; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 589; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 575; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks. The Mamluk-Īlkhānid War: 1260-1281, Cambridge University Press, Cambridge 1996, s. 27; P. D. Buell, “Ayn Jālūt, Battle of”, HDMWE, s. 116; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 67; İlhan Erdem, a.g.t., s. 168. 194 Takiyüddin Ahmet b. ‘Ali el-Makrizî, Kitab-üs sülük li Ma’rifeti duval-el-Mülûk, Yay. Muhammed Mustafa Zaide, Kahire 1936-1938, (Çev. Zakir Kadiri Ugan), c. I, Kısım: II, TTK, Tercüme bölümü, (Yayınlanmamış tercüme), s. 145-146; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1028-1029; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 81; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 67; Abdülkerim Özaydın, a.g.m., s. 275; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 86; Ayşe Dudu Erdem, İlhanlı-Memlük Münâsebetleri, Gazi Üniversitesi, SBE, Tarih (Ortaçağ Tarihi) Bilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1998, s. 21-22; Ahmet Sağlam, Suriye’de Hâkimiyet Mücadelesi. İlhanlılar-Memlûkler (1298-1304), Çamlıca Yayınları, İstanbul 2017, s. 53-54, 153-154. Hûlâgû’nun yollamış olduğu mektubun tamamı için bkz. el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 145-146; Ayşe Dudu Erdem, a.g.t., s. 21-22. 195 Kâzım Yaşar Kopraman, “Mısır Memlûkleri”, DGBİT, c. VI, Kombassan Yayınları, İstanbul 1989, s. 437-438; Christopher P. Atwood, “Mamluk Egypt”, EMME, s. 340.

19 yanlış siyasî politikaları kendisine olan tepkiyi daha da arttırarak sonunu hazırlamıştır. Turanşâh’ın Memlûklar tarafından öldürülmesinin ardından Eyyûbîler devri tamamen kapanmış oluyordu196. Aybek et-Turkmânî (1250-1257), yönetimi ele alarak Memlûkların ilk sultanı olmuştur197. Ancak bu sırada Moğol tehlikesi hızla yayılmaya başlamıştı. Memlûk kaynakları irdelendiği takdirde anlaşılacağı üzere Moğol yayılmacılığı Memlûklar tarafından kuşkuyla takip ediliyordu. Özellikle 1258’de Bağdâd işgali ve Moğolların Suriye topraklarına dayanması Memlûkları harekete geçirmiştir. Melik el-Muzaffer Seyfeddin Kutuz (1259-1260) bu tehlikeyi bertaraf etmesi için 12 Kasım 1259’da emirler tarafından tahta oturtulmuş ve vakit kaybetmeden savaş hazırlıklarına başlamıştır198.

Moğollara karşı hızla harekete geçen Memlûk birlikleri Gazze üzerine giderek bölgeyi hâkimiyetleri altına almışlardır. Öte yandan uzun süredir Haçlılarla da mücadele etmekte olan Memlûklar, iki ateş arasında kalmamak için onlarla anlaşmaya varmıştır. Moğol kuvvetlerinin kendi şehirlerini de yağmalamalarına sinirlenen Haçlılar Memlûklara geçiş izni vermişlerdir. Bu vesileyle Memlûklar Filistin sahillerini takip ederek Haçlı topraklarından geçmeye muvaffak olmuştur199. Kitbuka Noyan komutasındaki Moğol birlikleriyle Seyfeddin Kutuz komutasındaki Memlûk birlikleri Filistin, ‘Ayn-ı Câlût’ta karşı karşıya gelmişlerdir. H. 25 Ramazan 658/M. 3 Eylül 1260’da vukû bulan savaşta Memlûklar, Moğolları tam anlamıyla hezimete uğratmıştır.

196 İsmail Yiğit, Memlûkler (648-923/1250-1517), Kayıhan Yayınları, İstanbul 2015, s. 18; Kâzım Yaşar Kopraman, a.g.m., s. 439-441. 197 İbni Tagrıberdi, En-Nücûmu’z-Zâhire, (Çev. D. Ahsen Batur), Selenge Yayınları, İstanbul 2013, s. 24-27; İbn Kesîr, El Bidâye Ve’n-Nihâye, c. XIII, (Çev. Mehmet Keskin), Çağrı Yayınları, İstanbul 1995, s. 381; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1029; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 71; Rükneddin Baybars el-Mansûrî el-Hata-i ed-Devadarî, et-Tufetu’l-Mulûkiyye fi’d-Devlet’t-Turkiyye, (Çev. Hüseyin Polat), TTK, Ankara 2016, s. 19; Şehabeddin M. C. Tekindağ, “Memlûk Sultanlığı Tarihine Toplu Bir Bakış”, İÜ EFTD, c. XXV, İstanbul 1971, s. 8; Kâzım Yaşar Kopraman, a.g.m., s. 444; İsmail Yiğit, a.g.e., s. 23. 198 İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 33; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 33-34; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 382, 388-389; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1029; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 71; Şehabeddin M. C. Tekindağ, a.g.m., s. 8-9; Kâzım Yaşar Kopraman, a.g.m., s. 452; İsmail Yiğit, a.g.e., s. 30-32; Abdülkerim Özaydın, “Aynicâlut Savaşı”, DİA, c. IV, İstanbul 1991, s. 275; Ayşe Dudu Erdem, a.g.t., s. 13-14. İbni Tagrıberdi; Seyfeddin Kutuz’un 17 Ẕi’l-ḳa’de 657/5 Kasım 1259’da tahta çıktığını nakletmiştir. Bkz. İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 33. 199 el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 147-148; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 35; Kâzım Yaşar Kopraman, a.g.m., s. 453-454; Abdülkerim Özaydın, a.g.m., s. 275-276; İsmail Yiğit, a.g.e., s. 36; Ayşe Dudu Erdem, a.g.t., s. 27.

20 Hûlâgû’nun sadık Noyanı Kitbuka son ana kadar cesurca mücadele etmiştir200. ‘Ayn-ı Câlût yenilgisini haber alan Hûlâgû Han son derece üzülmüş ve sinirlenmiştir201. Bu hezimete karşı misilleme olarak Suriye ve Halep civarında katliamlar yaptıran Hûlâgû net bir sonuç elde edememiştir.

İlhanlıların202 mağlubiyeti, özelde İlhanlı-Memlûk ilişkilerinde203 yeni bir boyut yaratsa da genelde çok daha büyük sonuçlar doğurmuştur. Bu dönemden itibaren İlhanlıların kuruluşundan merkezî otoriteyi kaybetmeye başladığı döneme kadar en önemli dış siyasi problemler genellikle Memlûklarla yaşanmış ve hasmane çizgide süregelmiştir204. Bunun ilk başlarda dinî birtakım sebepleri olsa da çatışmalar daha çok siyasî, iktisadî ve ticarî nedenlerden dolayı yaşanmıştır. Tarih boyunca Suriye toprakları iktisadî ve ticarî açıdan en önemli coğrafyalardan biri olmuştur. Öyle ki Anadolu, İran

200 el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 149; İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 37; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 389; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1031-133; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 74-75; Reşîdu’d- dîn/İ. Aka, v.d., s. 58-59; Ebü’l-Ferec İbnü’l-İbrî, Târîhu Muhtasari’d-Düvel, (Çev. Şerafeddin Yaltkaya), TTK, Ankara 2011, s. 41; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 35-36; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 67-68; Kâzım Yaşar Kopraman, a.g.m., s. 453-454; Christopher P. Atwood, “Mamluk Egypt”, EMME, s. 340; P. D. Buell, “Ayn Jālūt, Battle of”, HDMWE, s. 116; Abdülkerim Özaydın, a.g.m., s. 276; İsmail Yiğit, a.g.e., s. 36-37; Ahmet Sağlam, a.g.e., s. 55-56. Hûlâgû Han’ın büyük bir Moğol birliğini yanına alarak Suriye’den ayrılmak zorunda kalması ve söz konusu bu savaşta ordunun başında bulunamayışı Moğol kuvvetlerini maddi ve manevî olarak zayıflatmıştır. Hûlâgû Han savaş esnasında ordusunu bizzat yönetebilseydi savaşın neticesinin değişme ihtimali mevcuttu. Kâzım Yaşar Kopraman, a.g.m., s. 454- 455; Ayşe Dudu Erdem, a.g.t., s. 35. Ayrıca bkz. İsmail Yiğit, a.g.e., s. 35. Ebü’l-Ferec eserinde; Sultan Kutuz’un, Hûlâgû Han’ın Şam’dan ayrılarak 10.000 kişilik bir birlikle Kitbuka Noyan’ı bıraktığı haberini alması üzerine bu fırsatı değerlendirmek üzere derhal harekete geçtiğini nakletmiştir. Ebü’l-Ferec İbnü’l- İbrî, a.g.e., s. 41. 201 Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 75-76; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 37; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 576; Christopher P. Atwood, “ ‘Ain Jalut, Battle of (‘Ayn- Jalut)”, EMME, s. 6. ”bu terim kadim Türk devletlerinde yaygın olarak kullanılan “hükümdar ;”(ایلخان) īlḫān“ 202 anlamına gelmektedir (“il-kaġan”, “el-khaġan”; il (el) + han; devletin/ulusun hükümdarı/yöneticisi). Gerhard Deorfer, Turkische und mongolische Elemente im Neupersischen, Band: II, Wiesbaden 1967, s. 207; Tuncer Gülensoy, Paki Küçüker, Eski Türk-Moğol Kişi Adları Sözlüğü, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2015, s. 207; Abdülkadir Donuk, a.g.e., s. 23-24; s. 23, dpn. 174. İran Moğolları arasında ilk kez Hûlâgû döneminde kullanılmaya başlanmıştır. Buna delalet eden en önemli maddi kalıntılardan birisi M. 1259-1264 yılına ait İlhanlı sikkeleridir. Bu sikkeler üzerinde ilk kez “ilhan” ünvanı net olarak görülmektedir. Hûlâgû’dan sonra Abaka’da ilhan unvanı kullanmaya devam etmiştir. Catalogue of Oriental Coins in the British Museum, c. VI, London 1881, s. 15; Ömer Diler, İlhanlar. İran Moğollarının Sikkeleri, (Yay. Haz. Emine Nur Diler, Garo Kürkman, J. C. Hinrichs), (Özel baskı), İstanbul 2006, s. 231; Ak Akçe. Moğol ve İlhanlı Sikkeleri (Yapı Kredi Koleksiyonları), (Haz. T. Aykut - Ş. Ayın), İstanbul 1992, s. 50; Badarach Nyamaa, The Coins of Mongol Empire and Clan Tamgha of Khans (XIII-XIV), Ulaanbaatar 2005, s. 211-212; Thomas T. Allsen, Mongol Imperialism. s. 48. 203 İlhanlı-Memlûk ilişkileri için ayrıca bkz. Anne Falby Broadbridge, Mamluk Ideological and Diplomatic Relations with Mongol and Turkic Rulers of the Near East and Central Asia (658-807/1260- 1405), The University of Chicago, Department of Near Eastern Languages and Civilizations, Vol. I, (Basılmamış Doktora Tezi), Illinois 2001, s. 45-189. 204 İlhanlı-Memlûk ilişkilerinin sorunsuz geçtiği tek dönem; “Ebû Sa’îd Bahadır Han” zamanıdır.

21 ve Mısır coğrafyasında kurulan pek çok devlet Suriye toprakları için çeşitli rekabetlere girmişlerdir. Ticaret, ekonomi ve para akışı bir devletin iktisadî açıdan güçlenmesinde en önemli unsurlardan birisidir. İlhanlılar bu durumun bilincinde olduklarından Akdeniz’e ve dolayısıyla Akdeniz ticaretinde pay sahibi olabilmenin yegâne şartının Suriye ve Mısır topraklarından geçtiğinin farkındaydılar. Ancak aynı durum Memlûklar için de geçerliydi. İlhanlıları en büyük hasmı olarak telakki eden Memlûk sultanları, İlhanlıların aleyhindeki her türlü harekât, uzlaşı ve girişime destek vermiştir205.

İlhanlı-Memlûk cephesinde bu hadiseler vukû bulurken aynı dönem içerisinde İlhanlılar kuzey komşusuyla da yeni gelişmeler yaşamak üzereydi. İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin tesis edilmesinde Memlûklar kadar etkin bir rolü olmasa da dolaylı olarak İlhanlıların Altın Orda/Altın Orda206 ile gerçekleştirdikleri münasebetler önem arzetmektedir.

İlhanlıların Suriye kadar önem verdikleri diğer bir coğrafî bölge Kafkasya olmuştur. Kafkasya, İran Moğollarının kuzey yönünde güvenliğini sağlayabilmesi ve aynı zamanda Karadeniz’e açılabilmesi için hayatî önem taşımaktaydı. Altın Orda ile İlhanlıların doğal sınırı Kafkas Dağları ve Derbend207 olarak telakki edilmişti. Ne var ki her iki devlet bahsi geçen coğrafya üzerinde hak talep etmeyi sürdürmüştür. Nitekim

205 Osman Gazi Özgüdenli, Gâzân Han ve Reformları (1295-1304), Kaknüs Yayınları, İstanbul 2009, s. 206-207; Abdullah Mesut Ağır, Memlûklarda Ticaret, Çizgi Kitabevi, Konya 2015, s. 168; Christopher P. Atwood, “Il-Khanate”, EMME, s. 231. 206 Cengiz Han’ın emriyle Doğu Avrupa üzerine sefere çıkan Cuci tarafından kurulmuştur. Bundan dolayı bazı kaynaklarda devletin adı Cuci Ulusu olarak zikredilmiştir. Her ne kadar Moğolların Avrupa üzerindeki yayılmacılığının bir sonucu olarak devletin temelleri Cuci tarafından atılmış olsa da kurucusu ve ilk hükümdarı Batu Han’dır. Altın-Ordu Devleti’nin hükümdarlık sahası Deşt-i Kıpçak Bölgesi’ni kapsamaktaydı. Adından da anlaşılacağı üzere bu bölgede yaşayanlarının çoğunluğunu Kıpçak Türkleri oluşturmaktaydı. Moğolların bu bölgeye gelip Kıpçakları hâkimiyetleri altına almalarıyla birlikte Moğolların Kıpçaklaşma süreci de başlamış oluyordu. Kıpçaklar, Moğolların tabiyetleri altına girmiş olsalar da söz konusu coğrafyada nüfus olarak baskın unsur hâlâ kendilerindeydi. Bundan dolayı bahsedilen sahada zaman içerisinde Moğolların Kıpçaklaştığı anlaşılmaktadır. Nitekim bu durumu kanıtlayan tarihi veriler de mevcuttur. Bkz. el-Ömerî, Mesâliku’l-ebsâr, naklen; Altınordu Devleti Tarihine Ait Metinler, Haz. W. De Tiesenhausen, (Çev. İ. Hakkı İzmirli), Maarif Matbaası, İstanbul 1941, s. 372-373; Ebulgazi Bahadır Han, a.g.e., s. 239; Abdülkadir Yuvalı, “Kuruluş Döneminde Altınorda- İlhanlı İlişkileri”, Altınorda Devleti’nin, 750. Kuruluşu Sempozyumu, c. II, Kazan-Tataristan 1993, s. 96- 97; İlyas Kamalov, Moğolların Kafkasya Politikası, Kaknüs Yayınları, İstanbul 2003, s. 21-22. Tafsilat için ayrıca bkz. Mustafa Kafalı, Altınorda Devletinin Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İÜ Edebiyat Fakültesi Yayını, İstanbul 1976, s. 15-53. Altın Orda’nun kurucusu Batu Han için ayrıca bkz. Mustafa Kafalı, “Batu Han”, DİA, c. V, İstanbul 1992, s. 208-210; J. A. Boyle, “Batu”, El2, Vol. I, Leiden 1981, s. 1105-1106. 207 Ez Zehebî, Tarih’ü-l İslâm, naklen; Altınordu Devleti Tarihine Ait Metinler, s. 353; Mustafa Kafalı, a.g.e., s. 56.

22 Hûlâgû’nun Tebrîz208’i İlhanlıların baş şehri yapması onun bu bölgeye verdiği ehemmiyeti açıklar niteliktedir. Âzerbâycân ve Gürcistan civarındaki yeraltı zenginlikleri, iklim ve coğrafî konumunun yanında ticaret için elverişli bir yer olması Altın Orda Devletiyle bu bölge için mücadeleyi kaçınılmaz kılmaktaydı. İlhanlıların Kafkasya’ya sahip olması kuzey yönündeki ticareti elinde tutabilmesi, gümrük gelirlerinden pay alabilmesi, yeraltı ve yerüstü zenginliklerinden istifade edebilmesi anlamlarına gelmekteydi. Bu durumun farkında olan ve söz konusu coğrafyanın sayılan tüm çıkarlarından Altın Orda Devleti de yararlanmak niyetindeydi. Bundan dolayı iki ülke hükümdarı söz konusu coğrafyaya sahip olabilmek için mücadele etmek zorunda kalmıştır209. Netice itibariyle Kafkasya coğrafyası, İlhanlı-Altın Orda anlaşmazlığının en önemli sebebi olarak dikkat çekmektedir.

İlhanlı-Altın Orda ilişkilerinin gidişatının tamamıyla düşmanca tutumlara dönüşmesi (Bereke) Han210’ın tahta çıkmasıyla başlamaktadır. Âzerbâycân toprakları yüzünden iki devlet ilişkileri bozulmuş durumdayken Hûlâgû’nun Bağdâd’ı ele geçirmesi ve Müslüman bölgeler üzerine gitmesi Berke’nin büyük tepkisine yol açmıştır211. Berke, henüz Altın Orda hükümdarı olmadan önce İslamiyet’i

208 Kuzeybatı İrân üzerinde bulunan Tebrîz, Âzerbâycân’ın en mühim şehirleri arasında yer alır. Bazı kaynaklarda Âzerbâycân’ın merkezi olduğu zikredilmiştir. Hûlâgû döneminden itibaren İlhanlıların başkenti olmuştur. Argûn ve Gâzân Han dönemlerinde şehirde pek çok imar faaliyeti gerçekleşmiştir. Bu sayede şehrin çehresi önemli ölçüde değişmiş ve yapılaşmıştır. İlhanlılar döneminde Âzerbâycân’ın en önemli ticaret merkezi haline gelmiştir. Ayrıca tarım için oldukça elverişli iklimsel yapıya ve toprağa sahip olduğu anlaşılmaktadır. Dönemi aydınlatan çeşitli seyyahlar ve coğrafî eserler burada türlü meyve ağaçlarının bulunduğunu nakletmektedir. Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî, Nuzhetu’l-kulûb, The Geographical Part of the Nuzhat-al-Qulub Composed by Hamd-Allah Mustawfî of Qazwin in 740 (1340), (İng. Çev. G. Le Strange), Leyden/London 1919, s. 79-80; el-Meliku’l-Mu’eyyed ‘İmâdu’d-dîn İsmâ’îl b. ‘Alî b. Muhammed b. ‘Omer b. Şehinşâh Ebu’l-Fidâ’, Takvîmu’l-buldân, (F. Çev. ‘Abdu’l-Muhammed Âyetî), Tahran 1349, s. 463; Guy Le Strange/Cambridge 1905, s. 159-162; Guy Le Strange/Eskikurt- Tomar, s. 212-216; Dorethea Krawulsky, Īrān-Das Reich der Īlhāne: Eine Topographisch-Historische Studie, Wiesbaden 1978, s. 558. Ayrıca bkz. Ali Sinan Bilgili, “Tebriz”, DİA, c. XL, İstanbul 2011, s. 219-222. 209 Kansu Ekici, İlhanlı Hükümdarı Geyhâtû ve Zamanı, SDÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Isparta, 2012, s. 123; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 70; A. Yu. Yakubovskiy, a.g.e., s. 40-41; Mustafa Kafalı, a.g.e., s. 56; İlyas Kamalov, a.g.e., s. 36. 210 İlk Altın Orda hükümdarı Batu Han’ın kardeşidir. M. 1256-1266 (öl. 1266) yılları arasında Altın Orda’nun hanı olmuştur. Berke Han için bkz. Mustafa Kafalı, a.g.e., s. 56-59; Enver Konukçu, “Berke Han”, DİA, c. V, İstanbul 1992, s. 506-507; J. A. Boyle, “Berke”, El2, Vol. I, Leiden 1981, s. 1186-1187. 211 Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1044; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 87; J. Von Hammer- Purgstall, Geschichte der Goldenen Horde in Kiptschak, das ist: der Mongolen in Russland, C. A. Hartleben’s Verlag, Pesth 1840, s. 165; Denis Sinor, “The Mongols in the West”, JAH, Vol. XXXIII/1, Wiesbaden 1999, s. 26. Daha geniş bilgi için ayrıca bkz. Ahmad Hesamipour Khelejani, İlhanlılar İle

23 benimsemiş212 ve Bağdâd’ın Moğollar tarafından kuşatılmasına karşı çıkmıştır. Hûlâgû’nun İslâm dünyası üzerine giriştiği mücadelelerin yanında, Suriye ve Kafkasya arazileri gibi son derece önemli olan bölgeleri elde etme çabaları kısa sürede Altın Orda ve Memlûkların düşmanlığına neden olmuştur. İlk başlarda birbirinden habersiz olan fakat İlhanlıları ortak düşman olarak kabul eden ve İslamiyet’i yüceltmek isteyen bu iki devletin ittifak oluşturmasında İran Moğolları büyük pay sahibi olmuştur. Bu bağlamda Altın Orda-Memlûk yakınlaşması husule gelecektir213. Bu olaylar bir tarafa bırakılırsa İlhanlı-Altın Orda gerilimini üst noktaya çıkartacak yeni hadiseler yaşanacaktır. M. 1261-1262 yıllarından itibaren iki taraf Derbend civarındaki yer alan Kür ve Terek Nehri bölgesinde hâkimiyet mücadelesini başlatmış ve bu savaşlar çeşitli aralıklarla yıllarca sürmüştür214.

Dönemin önemli kaynaklarından biri olan Vassâf’ın nakline göre; Hûlâgû Han, (برکه اغول) tarihi net olarak verilmeyen bir dönemde Tebrîz’de Berke Han/Bereke Oğul adına çalışan ve büyük zenginliklere sahip tüccarların tamamının öldürülmesini ve bunların mallarının müsadere edilerek hazineye aktarılmasını emretmiştir215. Tüccarlarının öldürüldüğü haberini alan Berke misilleme olarak aynı hareketi kendisi de tekrarlamış, Hûlâgû Han adına çalışan tüccarları öldürtmüştür. Karşılıklı yaşanan bu

Altın Orda Devleti’nin Siyasi ve Sosyal İlişkileri, Ege Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, Ortaçağ Bilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), İzmir 2013, s. 46-48. 212 Berke Han’ın Müslüman olmasıyla ilgili olarak kesin bir tarih ve olay belli değildir. Henüz çocukluğunda veya gençliğinde İslamiyet’i kabul ettiği ve samimi bir Müslüman olduğu gerek tarihi kaynaklardan gerekse yapılan tetkikler neticesinde anlaşılmaktadır. Berke Han’ın İslâmiyet’i kabul etmesi sadece onun özel hayatında değil Altın Orda siyasî tarihinde de pek çok yeni gelişmenin yaşanmasına sebep olmuştur. Bunun en belirgin örneği Altın Orda-Memlûk yakınlaşması/işbirliğidir. Minhâceddin Osman b. Muhammed el-Cûzcânî, a.g.e., Vol. II, s. 1283-1286; Ötemiş Hacı, Çengiz-nâme, (Haz. İlyas Kamalov), TTK, Ankara 2009, s. 7, 41; en Nüveyrî, Nihâyetü’l Ereb, naklen; Altınordu Devleti Tarihine Ait Metinler, s. 249; Jean Richard, “Berke Han’ın İslâm’a Girişi ve Altın Orda Hanlığında İslâmiyetin Yayılışı”, Türk Kültürü, (Çev. Abdülkadir Yuvalı), S. 306, Yıl: XXVI, Ekim 1988, s. 634-642; Devin Deweese, “Islamization in the Mongol Empire”, CHIA, (Ed. Nicola Di Cosmo, Allen J. Frank and Peter B. Golden), Cambridge University Press 2009, s. 126-127; İlyas Kamalov, a.g.e., s. 43-44. 213 V. V. Barthold, Moğol İstilasına Kadar Türkistan, (Haz. Hakkı Dursun Yıldız), TTK, Ankara 1990, s. 537; J. Andrew Boyle, “The Mongols and Europe”, History Today, Vol. IX/5, London 1959, s. 342; Edmond Schütz, “The Decisive Motives of Tatar Failure in the Ilkhanid-Mamluk Fights in the Holy Land”, AOH, Vol. XLV, No. 1, Budapest 1991, s. 9; Devin Deweese, a.g.m., s. 127; Denis Sinor, a.g.m., 26; Mustafa Kafalı, a.g.e., s. 56; İlyas Kamalov, a.g.e., s. 36. 214 J. Von Hammer-Purgstall, a.g.e., s. 166; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 73; Kansu Ekici, a.g.t., s. 122-123; Ahmad Hesamipour Khelejani, a.g.t., s. 58-59. Hûlâgû ve Berke Han’ın başlatmış olduğu savaş için ayrıca bkz. Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1044-1047; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 86-90. Türkçe tercümesi için bkz. Reşîdu’d-dîn/İ. Aka, v.d., s. 67-70. 215 Şerefeddîn ‘Abdullah b. İzeddin Fadlullâh b. Ebu Nuaym Yezdî Şîrâzî Vassâf, Tahrîr-i târîh-i Vassâf, neşr. Abdülmuhammed Âyetî, Tahran 1346, s. 28.

24 gelişmeler sonrasında iki ülke arasında gerçekleşen ticarî ve ekonomik faaliyetleri durma noktasına gelmiştir216.

İlhanlı-Altın Orda ilişkileri gittikçe kötüleşirken diğer taraftan Altın Orda- Memlûk yakınlaşması fiili olarak başlamıştır. Bu meyanda Berke Han’ın İslâm’ı benimsediği haberini alan Memlûk Sultanı Baybars, Altın-Ordu hükümdarına hitaben mektup yazmış, onu İslâm’ı kabul etmesinden ötürü kutladıktan sonra Hûlâgû Han’a karşı savaşması gerektiğini telkin etmiştir217. Bu mektubun gönderiliş tarihi net olarak bilinmemesine rağmen 1261 yılının Kasım ayı içerisinde gönderildiği anlaşılmaktadır218. Kaynaklardan hareketle H. 661/M. 1263 yılında Berke’nin Memlûk Sultanı Baybars’a hitaben yazılmış cevabî mektubu ulaşmıştır. Mektupta Berke Han, hem kendisinin, hem de kavminin/devletinin tamamının Müslüman olduğunu ve Sultan Baybars’ı cesaretlendirerek Hûlâgû ile mücadele edebilmek için yardım talebinde bulunduğunu belirtmektedir. Ayrıca Hûlâgû Han’ın birliklerinin önünü kesebilmesi için Fırat Nehri civarına birlikler yollanması ve Bizans’ın elinde esir olan ve Bizans’ta iktidarı düşürmeye yönelik düşüncelerinden dolayı Türkiye Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykâvus’a yardım etmesini önermekteydi. Berke Han’nın mektubunu alan Sultan Baybars oldukça memnun olmuş ve gelen elçilere çeşitli ikramlarda bulunmuştur. Mektup H. 1 Receb 661/M. 11 Mayıs 1263 tarihinde yazılmıştı219. Bu vesileyle İlhanlılara karşı Altın Orda-Memlûk ittifakı resmen kurulmuş sayılıyordu.

Ön Asya ve Avrupa üzerindeki Moğol yayılmacılığı, tesis edilecek yeni münasebetlerin birer habercisi olmuştur. 1258 yılında Bağdâd’ın düşüşü ve ardından yaşanan ‘Ayn-ı Câlût mağlubiyeti Hristiyan dünyasının dikkatini bir anda İlhanlılar

216 Vassâf, a.g.e., s. 28. Ayrıca bkz. A. Yu. Yakubovskiy, a.g.e., s. 41; Mustafa Kafalı, a.g.e., s. 56-57; Ahmad Hesamipour Khelejani, a.g.t., s. 59-60. 217 el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 180; İbn Abdu’z-Zâhir, er-Ravdu’z-Zahir fî Sireti’l-el- Meliki’z-Zâhir, naklen; Altınordu Devleti Tarihine Ait Metinler, s. 111; Cüneyt Kanat, “Baybars Zamanında Memlûk-İlhanlı Münasebetleri (1260-1277)”, TİD, c. XVI, İzmir 2001, s. 35; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 94; Ayşe Dudu Erdem, a.g.t., s. 48. 218 Ayşe Dudu Erdem, a.g.t., s. 48. 219 el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 206; İbn Abdu’z-Zâhir, er-Ravdu’z-Zahir fî Sireti’l-el- Meliki’z-Zâhir, naklen; Altınordu Devleti Tarihine Ait Metinler, s. 123; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 416; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 44; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 97-98; Ayşe Dudu Erdem, a.g.t., s. 50; Mehmet Suat Bal, “Türkiye Selçukluları, Mısır Memlükleri ve Altın Orda Devleti’nin İlhanlılara Karşı Kurduğu İttifak”, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Konya 2005, s. 301.

25 üzerine çekmiştir. Avrupalılar, Moğollarla temasa fiili olarak ve hasmane çizgide ilk kez Cuci ve oğulları zamanında geçmiştir. Göyük Han döneminde Batu’nun önderliğinde sürdürülen Avrupa’daki Moğol akınları Batılı devletleri çaresizlik içerisinde bırakmıştır. Möngke döneminde Moğol-Avrupa ilişkileri yeni bir boyut kazanarak kısmen olumlu yönde gelişmeye başlamıştır. Bir müddet sonra aniden İslâm dünyası üzerinde beliren Hûlâgû, hem Avrupalıları hem Haçlıları oldukça sevindirmiş ve umutlandırmıştır. Hristiyan dünyası Moğolların bu hareketleri karşısında onları kendilerine karşı durdurmak ve bu büyük askerî gücü Müslümanlara karşı kışkırtmak için birtakım girişimlerde bulunmaya başlamışlardır. Batılı Hristiyanlar ve Haçlılar, Müslümanlara karşı başlatılan bu sistematik işgalin düzenleyicileri olan İlhanlılara başta kuşkucu bir tutumla yaklaşsalar da sonraki süreçte hanları tabii müttefik, kurtarıcı güç olarak telakki etmişlerdir. Avrupalılar, Eyyûbîler ve sonrasında onların yerini alan Memlûklardan dolayı Ortadoğu ve Akdeniz’de etkinliğini gitgide kaybetmeye başlamışlardır. Hristiyanlığı bu coğrafya üzerinde yaymak, siyasi etkinliği sürdürmek ve ticareti canlı tutabilmek adına Batılı devletler, Ortadoğu ve Ön Asya üzerinde güçlü bir İslâm devletinden rahatsız olmuşlardır. 1260 ‘Ayn-ı Câlût mağlubiyetinden sonra İlhanlılar, söz konusu bölgede yanlız kaldıklarının ve ittifaka ihtiyaç duyduklarının farkına kısa sürede varmıştır. Bu minvalde İlhanlı-Avrupa münasebetleri ve ittifakı başlamıştır. İlişkierin tesisinde öncü olan şüphesiz Hûlâgû Han olmuştur. Bu dönemden itibaren İlhanlılar için Avrupa’dan gelen her elçi artık büyük önem taşımaya başlayacaktır220.

220 Felicitas Schmieder, Europa und die Fremden. Die Mongolen im Urteil des Abendlands vom 13. Bis in das 15. Jahrhundert, Sigmaringen 1994, s. 90-91; Peter Jackson, The Mongols and the West 1221-1410, London 2004, s. 165; Igor de Rachewiltz, Papal Envoys to the Great Khans, Stanford University Press, California 1971, s. 150-151; Adil Hilal, el-Alakâtü beyne’l-Muğûl ve Evruba ve Eseruha ale’l-Âlemi’l-İslâmî, Kahire 1997, s. 106; Bernard Lewis, Ortadoğu, (Çev. Selen Y. Kölay), Arkadaş Yayınevi, Ankara 2006, s. 116-117; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks. The Mamluk-Īlkhānid War: 1260-1281, Cambridge University Press, Cambridge 2004, s. 94; Karl Jahn, “İran’da Kâğıt Para”, (Almancadan Çev. M. Altay Köymen), Belleten, c. VI, S. 23-24, Ankara 1942, s. 270; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, History Today, Vol. XXIII/8, London 1973, s. 555-556; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, BT, V/2, Tahran 1349/1970, s. 61; Murtazâ Dihkânnijâd, “Revâbit-i İran ve Orûpâ der Asr-ı İlhânân”, Târih-i Revâbit-i Hâricî, S. 29, (1385/2006), s. 4-5; Lilian Herlands Hornstein, “The Historical Background of the King of Tars”, Speculum, Vol. XVI, No. 4, The University of Chicago Press, Chicago 1941, s. 406; Sylvia Schein, “Gesta Dei per Mongols 1300. The Genesis of a Non-Event”, The English Historical Review, Vol. XCIV/373, Oxford University Press, 1979, s. 808; Denise Aigle, “The Letters of Eljigidei, Hülegü and Abaqa: Mongol overtures or Christian Ventriloquism?”, Inner Asia, Vol. VII/2, Brill, Leiden 2005, s. 152; James D. Ryan, “Christian Wives of Mongol Khans: Tartar Queens and Missionary Expectations in

26 Avrupalılar, İlhanlıların Ortadoğu’daki işgal hareketine ilk etapta çok kuşkucu ve kaygılı şekilde yaklaşmışlardır. Zira Avrupa üzerine akınlar tertip eden Altın Orda hükümdarları bunda büyük etken olmuştur. Bununla birlikte Kutsal Toprakların Moğollar tarafından ele geçirilme korkusundan dolayı bazı Haçlı birlikleri Tatarlara karşı savaşmak için yola çıkmıştır221. Moğolların Ortadoğu’daki faaliyetleri ilk etapta Avrupa’da oldukça şüpheyle karşılanmıştır. Nisan 1261’de Fransa Mantes konsil toplantısında “günahkâr (aşağlık/ahlaksız)” Moğolların günden güne Kutsal Topraklara nasıl zarar verdikleri korkuyla takip edilmiş, söz konusu bölgede zararların giderilebilmesi için askerî gücün desteklenmesi ve Haçlı askerlerinin motive edilerek papa tarafından vaaz verilmesi kararlaştırılmıştır222.

Papa IV. Alexander tarafından M. 1260 yılı içerisinde İlhanlıların niyetlerini öğrenmek amacıyla İngiliz Dominikan223 Kilisesine bağlı “David Ashby (Ashby’li David)”, İlhan Hûlâgû’ya gönderilmiştir224. Söz konusu bu elçi İlhan tarafından çok

Asia”, JRAS, VIII/3, November 1998, s. 413; Osman Gazi Özgüdenli, a.g.e., s. 226-227; Kansu Ekici, a.g.t., s. 126-127; André Clot, Kölelerin İmparatorluğu Memlûklerin Mısır’ı (1250-1517), (Çev. Turhan Ilgaz), Epilson Yayıncılık, İstanbul 2005, s. 26, 50; Cüneyt Kanat, a.g.m., s. 31-32; Kemal Ramazan Haykıran, Moğollar Zamanında Yakın Doğu. İlhanlı Hâkimiyeti Altında İran Azerbaycan ve Türkiye’de Dini, İlmi, Fikri, Edebi ve Mimari Hayat, Ötüken Yayınları, İstanbul 2016, s. 52-53; Abdülkadir Yuvalı, “İlhanlı Hükümdarlarının Hristiyan Dünyası ile Münasebetleri”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, c. II, S. 2, Elazığ 1988, s. 269-270. 221 Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 150. 222 Charles William Connell, Western Views of the Tartars. 1240-1340, Rutgers University, Department of History, (Basılmamış Doktora Tezi), New Jersey 1969, s. 136. 223 Aziz Dominik (d. 1170-öl. 1221) tarafından kurulmuş Hristiyan tarikatıdır. St Dominik Guzmán, İspanya-Caleruega’da 1170 ya da 1171 yılında doğmuştur. Dominik’in ailesi İspanya’nın asilzâdelerindendir. Dominik, küçük yaşlardan itibaren amcası papaz Gumield Izan tarafından eğitilmiştir. Ardından Palencia Üniversitesi’nde sanat ve teoloji eğitimine devam etmiştir. İspanya’da Augustinian rahipleri arasına katılmış, burada yaşadıkları ve edindiği tecrübeler kendi tarikatını kurmasında etkili olmuştur. Bununla birlikte gençlik yıllarında şahit olduğu savaş ve kıtlıklar onun dinî bakış açısını önemli ölçüde etkilemiştir. 1206 yılının sonbaharında kendisine bağlı rahip ve rahibelerden oluşan ilk manastırını kurmuştur. Tarikatın kurulmasından sonra 1216’da Fransa’nın Toulouse şehrinde dönemin Papa’sı III. Honorius tarafından onay verilmiştir. Bu vesileyle tarikat Papalık tarafından tanınarak resmî hüviyet kazanmıştır. Dominik’in ölümünden sonra, 1234 yılında Katolik kilisesi tarafından “aziz” ilan edilmiştir. Jordan Aumann, Christian Spirituality in the Catholic Tradition, Ignatius Press, San Francisco 1985, s. 125-128; Murat Tural, a.g.t., s. 100-101; Salihe Esen, Dominiken Tarikatı ve Katolik Kilisesi’ndeki Yeri, AÜ, SBE, Felsefe ve Din Bilimleri (Dinler Tarihi) Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2015, s. 88-100. Tafsilat için ayrıca bkz. Salihe Esen, a.g.t., s. 88-132. 224 Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 150; Adil Hilal, a.g.e., s. 107; Charles William Connell, a.g.t., s. 156-157; Peter Jackson, a.g.e., s. 167-168; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 94; Jean Richard, “The Mongols and the Franks”, JAH, Vol. III/1, Wiesbaden 1969, s. 53; J. A. Boyle, “The Il- Khans of Persia and the Christian West”, s. 556; Hasan Cevâdî, “İrân ez-dîdgâh-i seyyâhân-i Orûpâ’î der- dovre-yi İlhân”, BT, VII/4, Tahran 1351/1972, s. 17; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 4; Morris Rossabi, Kubilay Han’ın Seyyahı. Doğu’dan Batı’ya İlk Yolculuk, (Çev. Ekin Uşşaklı), Türkiye İş Bankası Kültür

27 sıcak bir şekilde karşılanmıştır. Elçilik heyeti ilk olarak Hûlâgû Han’a Hristiyanlık inanç prensiplerinden bahsetmiştir225. David Ashby ve İlhan Hûlâgû arasında bir anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşmaya göre Hûlâgû, İlhanlı hâkimiyet bölgelerinde Fransızsılara ait mal varlıklarının korunmasıyla birlikte Latin misyonerlere de vergi muafiyeti sözü vermiştir226. Bunlardan başka David Ashby, uzun müddet İlhan’ın sarayında kalarak 1274 II. Lyon Konsiline sunmak üzere Moğollar hakkında bilgi toplamıştır227. Ancak Memlûkların İlhanlılar karşısında güç kazanması ve özellikle 1260 ‘Ayn-ı Câlût mağlubiyetinin ardından Avrupalıların ve Hristiyan misyoner ve elçilerin Moğollara karşı tutumları değişmiştir228.

İlhanlılar adına Avrupa’yla ilk temas kuran Hûlâgû Han olmuştur. Bu cümleden olarak Hûlâgû Han, 1262 yılında Fransa Kralı IX. Louis229’e elçiyle birlikte bir mektup230 göndermiştir231. Mektup, tüm dünyaya barışı hâkim kılmak için savaşan Moğol hükümdarları Cengiz Han ve onun neslinden gelenlerin sıralanmasıyla başlamaktadır. Hûlâgû Han, mektubunda kendisini tüm dünyanın hâkimi olarak görmüş, ayrıca Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisi olduğunu, bu yüzden isteklerinin kabul

Yayınları, İstanbul 2008, s. 21, 90; Kemal Ramazan Haykıran, a.g.e., s. 55. David Ashby, söz konusu bu elçilik vazifesinden sonra geri dönmeyerek yaklaşık on yılı aşkın bir süre İlhanlı Sarayı’nda kalmıştır. İlhan Abâkâ zamanında bu sefer Moğolların elçilik görevini üstlenmiş ve bu vesileyle Avrupa’ya dönmüştür. J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, 556; Morris Rossabi, a.g.e., s. 90. 225 Adil Hilal, a.g.e., s. 107. 226 Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 150; Jean Richard, a.g.m., s. 53; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 17. Ayrıca bkz. Karl-Ernst Lupprian, Die Beziehungen der Päpste zu islamischen und mongolischen Herrschern im 13. Jahrhundert anhand ihres Briefwechsels, Biblioteca Apostolica Vaticana, Roma 1981, s. 226. 227 Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 94; Jean Richard, a.g.m., s. 53. David Ashby, toplamış olduğu bu bilgileri “Tatarların Eylemleri/Tatarların Eylem ve Hareketleri” adı altında biraraya getirerek kitap haline getirmiştir. Bkz. Jean Richard, a.g.m., s. 53. 228 Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 150; Jean Richard, a.g.m., s. 53. 229 1226 yılında Fransa Krallığının başına geçmiştir. 1270 yılındaki ölümüne kadar bu görevi sürdürmüştür. Kansu Ekici, a.g.t., s. 126, dpn. 446. 230 Mektup için bkz. Paul Meyvaert “An Unknown Letter of Hulagu, Il-khan of Persia, to King Louis IX of France”, Viator, 11, 1980, s. 245-259; Letters from the East. Crusaders, Pilgrims and Settlers in the 12th-13th Centuries, (İng. Çev. Malcolm Barber-Keith Bate), Ashgate Publishing, Ashgate 2010, s. 157-159. 231 George Lane, Early Mongol Rule in the Thirteenth-Century Iran. A Persian Renaissance, London and New York, 2003, s. 44; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 95; Reuven Amitai, “Mamluk Perceptions of the Mongol-Frankish Rapprochement”, The Mongols in the Islamic Lands. Studies in the History of the Īlkhānate, Hampshire-Burlington 2007, (XIII), s. 50; Charles William Connell, a.g.t., s. 163-164; Abdülkadir Yuvalı, “XIII. Yüzyılda Doğu-Batı İlişkilerinin Mahiyeti Hakkında", Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, S. 2, Samsun 1987, s. 127.

28 edilmesi gerektiği, aksi takdirde hükümdarın/kralın şiddetli şekilde cezalandırılacağını belirtmiştir. Ardından fethettiği ülkelerden bahsederek kendisine karşı gelenlerin kötü akıbetlerini anlatmıştır. Hûlâgû Han kendisini, “Müslümanların düşmanı, Hristiyanların dostu” olarak tanıtmış ve Fransa kralının kendisine tabi olmasını istemiştir. Krala sözlerine daha yumuşak bir üslupla devam eden İlhan, Müslümanlara karşı nasıl mücadele verdiğini ve bunun yanında Hristiyan halkla Hristiyan din adamlarına karşı göstermiş olduğu hoşgörüyü, onlara sağlamış olduğu imtiyazları anlatarak devam etmiştir232. Bu mektubun esas noktası ise Hristiyan ve Moğol birliklerinin Memlûklara233 karşı birleşerek saldırı yapılabilmesini amaçlamaktadır. İlhanlı hükümdarı Hûlâgû, Memlûkların [Babil sıçanları mağralarından çıkarak] aniden ortaya çıkarak Fransız sahalarına saldırdıklarını hatırlatarak, Fransa kralına Fransız donanmasının Mısır’ı denizden ablukaya almasını önermiştir234. Söz konusu mektupta Hûlâgû, Fransa Kralı’na dostluğunda samimi olduğunu göstermek için Haçlı Seferlerinde Müslümanlar tarafından esir alınan Hristiyan askerlerin özgürlüğüne kavuşmalarında bizzat çaba sarf ettiğini bildirmiştir235.

İlhanlılarla Avrupa ve papanın asıl amaçları görünenden daha farklıdır. Avrupalı devletler ve özellikle Papalık, İlhanlıların askerî gücünden yararlanarak Kudüs’ü tekrar geri almak niyetindedir. İlhanlılar ise Memlûkları denizden de kuşatabilmek için Fransız donanmasına ve birliklerine ihtiyaç duymaktaydı. Bundan dolayı her iki taraf da işbirliğini zorunluluk olarak telakki etmiş ve müttefikliğe çok sıcak şekilde

232 Jean Richard, “Une Ambassade mongole à Paris en 1262”, Journal des savants, Paris 1979, s. 295-296; Letters from the East, s. 156-158; Paul Meyvaert, a.g.m., s. 249-250: Denise Aigle, a.g.m., s. 153; James D. Ryan, a.g.m., s. 413; Abdülkadir Yuvalı, “İlhanlı Hükümdarlarının Hristiyan Dünyası İle Münâsebetleri”, s. 271. 233 Mektupta; Memlûklar, “Babil sıçanları” olarak nitelendirilmiştir. Jean Richard, “Une Ambassade mongole à Paris en 1262”, s. 296; Letters from the East., s. 159. İlhanlılarla Memlûklar arasındaki husumetin boyutunu tarif etmesi açısından önemli bir detay olarak dikkat çekmektedir. 234 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 90; Letters from the East., s. 159; Adil Hilal, a.g.e., s. 107; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 95; Peter Jackson, a.g.e., s. 166; George Lane, a.g.e., s. 44; Paul Meyvaert, a.g.m., s. 249; Jean Richard, “Une Ambassade mongole à Paris en 1262”, s. 296-297; Jean Richard, “The Mongols and the Frank”, s. 52-53; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 556; Denise Aigle, a.g.m., s. 152; James D. Ryan, a.g.m., s. 413; Reuven Amitai, a.g.m., 50; Reuven Amitai, “Hulāgu Khan”, s. 556; Kansu Ekici, a.g.t., s. 126-127. Ayrıca bkz. Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 151. 235 Jean Richard, “Une Ambassade mongole à Paris en 1262”, s. 296.

29 yaklaşmışlardır236. Ne var ki Hûlâgû’nun bu girişimi Fransa’da karşılık bulamamıştır. Hatta İlhanlı hükümdarının göndermiş olduğu bu mektubun Paris’e ulaştığı şüphelidir237. Söz konusu mektup Merâga’da kaleme alınmış, 10 Nisan (köpek yılı)238 1262’ye tarihlendirilmiştir239. Hûlâgû döneminde İlhanlı-Avrupa ilişkilerini İl-han adına yürüten “Macaristanlı John”240 isminde bir Hristiyan din adamı olmuştur. Bu kişi ikili arasındaki ilişkileri yürütmekle görevlendirilerek Avrupa’ya gönderilmiştir. Aynı şahsın İlhan adına Fransa kralıyla görüştükten sonra papayla da görüşmek üzere Roma’ya gittiği anlaşılmaktadır241.

Her iki taraf ortak hareket edebilme ve gelişmelerden haberdar olabilme adına birbirlerinden bilgi almaya da ayrıca özen göstermiştir. Bu haberleşme ağı zamanla daha

236 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 91; Jean Richard, “Une Ambassade mongole à Paris en 1262”, s. 297; André Clot, a.g.e., s. 50. 237 Peter Jackson, a.g.e., s. 166. 238 Oniki Hayvanlı Türk Takvimi çeşitli Türk boylarının en eski zamanlardan itibaren kullandığı takvim sistemidir. Bu takvime göre her yıl farklı bir hayvanın ismiyle anılmaktadır. Büyük Türk dilcisi ve alîmî Kâşgarlı Mahmûd, ünlü eseri; “Divanü Lûgat-it Türk”’te bu hayvanların isimlerini sırasıyla şöyle belirtmektedir; “I. Sıçgan”, “II. Ud”, “III. Bars”, “IV. Tavışgan”, “V. Lu (nek=timsah)”, “VI. Yılan”, “VII. Yond (At)”, “VIII. Koy”, “IX. Biçin (Maymun)”, “X. Taguk”, “XI. İt”, “XII. Tonguz (Domuz)”. Kâşgarlı Mahmûd, Divanü Lûgat-it Türk, (Çev. Besim Atalay), c. I, TDK, Ankara 2013, s. 345-346; Maḥmūd el-Kāşġarī, Compendium of the Turkic Dialects (Dīvānü Luġāt-it-Türk), (Ed. and Trans. Robert Dankoff, James Kelly), Part I, Harvard University Printing Office, Cambridge 1982, s. 271; Osman Turan, Oniki Hayvanlı Türk Takvimi, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2009, s. 32-33, 101-115. Cengiz zamanında Uygurların tabiyet altına alınmasıyla birlikte Moğollar arasında da bu takvim sistemi esas alınmaya başlanmıştır. Bu durum Moğolların İran sahasına yerleşmeleriyle de devam etmiştir. İlhanlı hükümdarlarının bu takvim sistemini İran coğrafyasında uzun süre kullandıkları anlaşılmaktadır. Bunun en bariz örneklerine ise İlhanlı hükümdarlarının, Avrupalı krallara ve papalara hitaben yazdıkları mektuplarda rastlanılmaktadır. Osman Turan, a.g.e., s. 64-65. Mektuplar ve tarihleri için bkz. Charles Melville, “The Chinese-Uighur Animal Calendar in Persian Historiography of the Mongol Period”, IRAN. JBIPS, Vol. XXXII, London 1994, s. 94; Jean Richard, “Une Ambassade mongole à Paris en 1262”, s. 295; Paul Meyvaert, a.g.m., s. 247. İlk elden kaynakta yer alan Oniki Hayvanlı Türk Takvimi’nin menşei hakkında tafsilat için ayrıca bkz. Kâşgarlı Mahmûd, a.g.e., c. I, s. 344-345; Maḥmūd el-Kāşġarī, a.g.e., Part I, s. 271. 239 Jean Richard, “Une Ambassade mongole à Paris en 1262”, s. 295; Paul Meyvaert, a.g.m., s. 247; Letters from the East., s. 159; Charles Melville, a.g.m., s. 94; Denise Aigle, a.g.m., s. 152. 240 Henry H. Howorth, History of the Mongols. From the 9th to the 19th Century, Vol. III, The Mongols of Persia, New York 1888, s. 210; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 95; George Lane, a.g.e., s. 48. Bu dönemde İlhan Hûlâgû’yla papanın arasında vukû bulan, bu iletişimden sorumlu, elçilik görevini üstlenen, hatta hükümdarın mesajını Latinceye çeviren Noter/Yazar; Richard’dır (Macaristanlı Yazar John). Hakkında oldukça az bilgiye sahip olmamıza rağmen İlhanlı Sarayı’nda yaşadığı, İncil ve Hristiyanlık hakkında detaylı bilgi sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Denise Aigle, a.g.m., s. 153. 241 Jean Richard, “Une Ambassade mongole à Paris en 1262”, s. 300; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 556; Paul Meyvaert, a.g.m., s. 247; George Lane, a.g.e., s. 48; Kemal Ramazan Haykıran, a.g.e., s. 55-56.

30 da gelişmiştir. Haberleşmeler ve bilgi alışverişi sadece mektuplaşmalardan ibaret değildi. Doğulu Hristiyanlar (Ermeniler ve Gürcüler) ile Avrupalı tüccarlar her iki tarafa da bilgi taşıma vazifesi üstlenmişti242.

Hûlâgû Han, sadece Fransa Kralı IX. Louis’e mektup göndermekle yetinmemiş, ayrıca tarihini net olarak bilemediğimiz, yaklaşık M. 1262-1263 yıllarında Papa IV. Urban243’a da bir mektup göndermiştir. Bu vesileyle İlhanlılar, Hûlâgû döneminde Avrupa’yla birlikte Avrupa Hristiyanları’nın dinî lideri Papalık kurumuyla da ilk kez temas kurmuşlardır. Elçinin (Macaristanlı Yazar John) getirmiş olduğu mesaj ilk önce Sicilya Kralı Manfred (Manfred of Sicily)’e sunulmuş, ardından mektubun içeriği papaya sözlü olarak nakledilmiştir. Papa IV. Urban, İlhanlı tarafından ilk kez gönderilen bu elçiye ve mesaja oldukça şüpheci bir tutumla yaklaşmış, hatta elçileri tutuklatmıştır244. Mektupta Hûlâgû Han, Memlûklâr üzerine giderek Mısır topraklarını alma niyetinden bahsetmiş ve papaya kutsal topraklar “Kudüs”’ü Hristiyanlara geri vermeyi vadetmiştir245.

Fransa-Paris’e gönderilen mektubun aksine papaya iletilen mesajın tamamen dinî kaygılar içeren cevabî karşılığı İlhanlı hükümdarına iletilmiştir. Mektupta Hûlâgû’nun Hristiyanlığa karşı olumlu tutumundan dolayı Papa IV. Urban, memnuniyetlerini öncelikli olarak bildirmiştir. Hûlâgû Han’ın ve Moğolların Katolik Hristiyanlığa geçmesi halinde bu dünyada sevap işleyeceklerini, Memlûklara karşı manevi güçlerinin artacağını ve ahirette kendilerine yer bulacaklarını iletmiştir. Bunun yanında papa, Hristiyanlığın öğretisi ve vaftizin icrası için bir misyoner göndereceğini, Hristiyanlık öğretilerinin İlhan tarafından gerçekleştirilmesi halinde Memlûklara karşı

242 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 91. 243 “IV. Urbain/IV. Urban”; 1261-1264 yılları arasında papalık görevinde bulunmuştur. Fransa, Troyes’lidir. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Die Frankengeschichte Des Rašīd ad-Dīn, (Almancaya Çev. Karl Jahn), Österreichischen Akademie der Wissenschaften, Wien 1977, s. 91; Peter Jackson, a.g.e., s. 370; Halim Işık, İlk Papa Aziz Petrus’tan Son Papa Ratzinger’e Papalık Tarihi, Ozan Yayıncılık, İstanbul 2006, s. 114. Papalığın kronolojisi için ayrıca bkz. Halim Işık, a.g.e., s. 94-116. 244 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 93; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 151; Adil Hilal, a.g.e., s. 107; Peter Jackson, a.g.e., s. 166; Jean Richard, “Une Ambassade mongole à Paris en 1262”, s. 298; George Lane, a.g.e., s. 48; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 17; Morris Rossabi, a.g.e., s. 22; Reuven Amitai, “Hulāgu Khan”, s. 556; James D. Ryan, a.g.m., s. 413; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, 556. 245 Jean Richard, “Une Ambassade mongole à Paris en 1262”, s. 297; Jean Richard, “The Mongols and the Franks”, s. 53; Paul Meyvaert, a.g.m., s. 250; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 556; Adil Hilal, a.g.e., s. 108; James D. Ryan, a.g.m., s. 413.

31 askerî yardımın gönderileceğini ifade etmiştir246. Mektup 23 Mayıs 1263 tarihinde kaleme alınmıştır247. Papanın cevabî mektubu İlhan’a ulaştığında Hûlâgû vefat etmiş ve onun yerine oğlu Abâkâ hükümdar olmuştur. Bundan dolayı papanın cevabî mektubu Abâkâ’ya ulaşabilmiştir248. Papa IV. Urban’ın göndermiş olduğu mektuptan da anlaşılacağı üzere İlhan Hûlâgû, Fransa Kralı IX. Louis’den istemiş olduğu askerî yardım ve ittifak talebinin bir benzerini papadan da talep etme tahmini akla yatkın olacaktır.

Hûlâgû zamanında kurulmaya çalışılan İlhanlı-Avrupa ve Papalık (Katolik Hristiyanlık) ittifakı bir kenara bırakılırsa, kaynaklarda İlhanlı hükümdarının Hristiyanlara karşı göstermiş olduğu hususî tutumlarını tasvir eden çeşitli bilgiler de mevcuttur249. Özellikle çeşitli Arap ve Ermeni kaynaklarında yer alan anlatımlar dikkat çekmekte ve birbirleriyle paralellik göstermektedir.

Bununla ilgili olarak Memlûk dönemi müverrihlerinden Makrizî ve İbn Kesîr H. 658/M. 1260 yılında Dimaşk’ta, başta Hûlâgû olmak üzere tüm Moğolların Hristiyanlara karşı son derece müşfik bir tutum takınırken Müslümanlara tam tersi davrandıklarını, papazların ve kiliselerinin mevkilerinin yükselttirildiğini

246 Karl-Ernst Lupprian, Die Beziehungen der Päpste zu islamischen und mongolischen Herrschern im 13. Jahrhundert anhand ihres Briefwechsels, Biblioteca Apostolica Vaticana, Roma 1981, s. 216; Adil Hilal, a.g.e., s. 108; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 93; Peter Jackson, a.g.e., s. 166; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 151; Jean Richard, “Une Ambassade mongole à Paris en 1262”, s. 297-298; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 556; Reuven Amitai, “Hulāgu Khan”, s. 556; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 5; H. Ahmet Özdemir, Moğol İstilâsı. Cengiz ve Hülâgû Dönemleri, İz Yayıncılık, İstanbul 2011, s. 228. IV. Urban’dan önceki papalar da daha önce defalarca Moğolları Hristiyanlık dinine davet etmiş, fakat netice alamamışlardır. Papalık, söz konusu bu döneme kadar Moğollarla olan ilişkilerini tamamen dinî kaygılarla sürdürerek Avrupanın askerî ve stratejik çıkarlarını göz ardı etmiştir. Bkz. Jean Richard, “Ultimatums Mongols et Lettres Apocryphes; L’Occident et les motifs de guerre des Tartares”, CAJ, Vol. XVII, 2/4, Wiesbaden 1973, s. 213-214. 247 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 216. 248 Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 151; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 556. 249 İlhan Hûlâgû, 1258 Bağdâd kuşatmasında ve yağmalanma esnasında şehirde bulunan Hristiyan ahaliye ayrıcalıklı bir tutum takınarak onlara dokunulmamasını emretmiştir (Cuveynî, a.g.e., c. III, s. 288; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 56). Ermeni müverrih Kiragos, Hûlâgû’nun bu tutumunu onun baş hatunu Dokuz’a bağlamakta, onun isteği doğrultsunda Hristiyan ahaliye dokunulmadığını nakletmiştir (Müverrih Kiragos, a.g.e., s. 79). Kuşatmadan sonra Hristiyan ahali Bağdâd ve Şam’da özgürce ve güvenlik içerisinde yaşamış, kilise inşaalarına müsaade edilmiş ve dini vecibelerini herhangi bir baskı görmeden icraa edebilmişlerdir. Bundan dolayı bölgenin Hristiyan halkı gerek İlhan’a, gerekse onun baş hatunu Dokuz’a büyük saygı göstermiş, Bağdâd’ın Moğollar tarafından zapt edilmesini ise büyük bir sevinçle karşılamışlardır. René Grousset, Bozkır İmparatorluğu. Atilla-Cengiz Han-Timur, (Çev. Reşat Uzmen), Ötüken Neşriyat, İstanbul 1980, s. 339-340; Aziz S. Atiya, Doğu Hristiyanlığı Tarhi, (Çev. Nurettin Hiçyılmaz), Doz Yayınları, İstanbul 2005, s. 236; André Clot, a.g.e., s. 27.

32 yazmaktadır250. Buna ek olarak İbn Kesîr, Hristiyanlardan bir grubun Hûlâgû Han’ın katına hediyelerle gittikleri ve çok iyi karşılandıkları, Hristiyanların Hûlâgû döneminde büyük itibar gördüğünü nakletmektedir251. Ermeni müverrihi Aknerli Grigor da yukarıdaki anlatımları destekler nitelikte bilgiler aktarmaktadır. Bu minvalde Aknerli Grigor, Hûlâgû Han’ın Hristiyanlara karşı duyduğu sevgiyi özellikle vurgulamıştır252. Bir başka Ermeni müverrihi Vartan ise Hûlâgû döneminde İlhanlıların taşınabilir bir kiliseyi yanlarında bulundurduklarını ve bir çeşit çanla Hristiyanları ibadete davet ettiklerini anlatmaktadır253. Ermeni kaynakları içerisinde Moğollar hakkında en detaylı bilgileri sunan ve konumuz açısından oldukça önemli bir yeri olan müverrih Hetum; Hûlâgû Han’ın ‘Ayn-ı Câlût mağlubiyetinin ardından Memlûklara karşı birleşmek ve hazırlık yapmak için Ermeni, Gürcü ve diğer Hristiyanlara254 elçiler gönderdiğini nakletmektedir255. Bir diğer önemli müverrih Ebûl-Farac ise, Süryanice olarak kaleme aldığı eserinde bu hususu tamamlayıcı anlatımlar yapmıştır256. Hûlâgû Han ve onun baş hatunu Tokuz (Dokuz)257’un vefatını şu şekilde anlatmaktadır; “Yunanlıların 1576 (M.

250 el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 142-143; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 387. 251 İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 387. 252 Grigor of Akanc’, a.g.m., s. 343-345; Aknerli Grigor, Okçu Milletin Tarihi, (Çev. Hrand D. Andreasyan), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2013, s. 57-58. Söz konusu eserde yer yer Hûlâgû Han’ın Ermeni ve Gürcülere karşı ilgi ve sevgisi ayrıca vurgulanmıştır. Domuz eti yemeyen Müslümanların idam edildiği ve buna ilaveten savaşta başarılar gösteren Ermeni ve Gürcü askerlere Han tarafından “bahadır” ünvanı/ismi verildiği kaynak tarafından nakledilmiştir. Bkz. Aknerli Grigor, a.g.e., (Türkçe tercüme), s. 58. Ayrıca bkz. ve krş. Ricoldus de Monte Crucis, Doğu Seyahatnamesi. Bir Dominikan Keşişin Anadolu ve Ortadoğu Yolculuğu, (Çev. Ahmet Deniz Altunbaş), Kronik Kitap, İstanbul 2018, s. 60. 253 Müverrih Vardan, a.g.e., s. 231; M. Ed. Dulaurier, “Ermeni Müverrihine Göre Moğollar”, (Çev. Mahmud Kemanl Ayas), TM, S. 5, İstanbul 1936, s. 36. 254 Muhtemelen “Fransa Kralı IX. Louis” ve “Papa IV. Urban”. 255 Robert Bedrosian, History of the Tartars. The Flower of Histories of the East, New Jersey 2004, (Chapter 31), s. 52; Hetum [Korykosylu Hayton], Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı, (Latinceden Çev. Altay Tayfun Özcan), Selenge Yayınları, İstanbul 2015, s. 120. 256 Hûlâgû’nun Hristiyan politikası ve İlhan ile Dokuz Hatun’un Hristiyanlara karşı hususi tutumları için ayrıca bkz. Wonhee Cho, Beyond Tolerance: The Mongols Religious Policies in Yuan- dynasty China and Il-khanate Iran, 1200-1368, Yale University, (Basılmamış Doktora Tezi), New Haven 2014, s. 155-158. Kereyit kavminden Ong (Unk) Han’ın oğlu ;(دوقوزخاتون) Dōkūz (Tokuz/Toğuz) Hātūn 257 İku’nun kızıdır. Önceleri Hûlâgû’nun babası Tuluy’un hatunuydu. Kereyit kabilesinin [Nesturî] Hristiyanlığa geçmesiyle birlikte bu hatun da söz konusu dini benimsemiştir. Tuluy’dan sonra Hûlâgû’nun baş hatunu olmuştur. Oldukça itibar görmüş ve devlet işlerinde yer almıştır. Çeşitli kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla Hûlâgû’nun aldığı her kararda etkin bir rol üstlenmiştir. Bununla ilgili olarak Reşîdu’d-dîn, Hûlâgû Han’ın Dokuz Hatunu mutlu edebilmek için çaba sarf ettiğini ve bu hatunun özel bir mevkiiye sahip olduğunu açıkça yazmıştır. Ayrıca Dokuz Hatun, Hristiyanları her fırsatta himaye etmeye çalışmış, Müslümanlara karşı ise tam tersi bir tutum takınmıştır. Bundan dolayı Hristiyanlar

33 1265) yılında Nineva orucu günlerinde Hanlar hanı Hulabu bu dünyadan göçtü. Bu adamın akıllılığı ve ruhunun büyüklüğü, hayret verici hareketleri başka biri ile ölçülemez. Yaz günlerinde mutekit kıraliçe Tokuz Hatun vefat etti. Bütün dünyadaki Hristiyanlar, Hristiyanlık dinini muzaffer kılan bu iyi büyük ışığın sönmesini büyük teessürle karşıladılar”258.

Ermeniler gerek İlhanlı tarihinde gerekse İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin gelişmesinde önemli figürlerden biri olmuştur. Moğol-Ermeni ilişkileri Hûlâgû döneminden önce başlamış, ilk kez Cormagon zamanında Ermeniler Moğollara tabi olmuş259, Cormagon’dan sonra Çukurova Ermeni Kralı Hetum, Bâycû’ya itaatini sunmuştur. Bu bağlamda Moğolların Anadolu’ya, Selçuklu şehirleri üzerine düzenledikleri saldırılar ve 1243 Kösedağ Savaşı sonrasında, Ermeniler tamamen Moğollara tabi olmuştur260. Kösedağ Savaşı’nın ardından Moğolların bir süreliğine Anadolu’dan çekilmesini fırsat bilen ve Moğollarla iş birliği261 yapan Ermenileri

tarafından çok sevilmiştir. Nitekim bu durum çeşitli Fars, Ermeni ve Süryanî kaynaklarında açıkça görülmektedir. Dokuz’un, görünürde Hûlâgû’nun baş hatunu olmasının yanında aslında adeta devlet adamı gibi davrandığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan söz konusu şahsiyet özellikle Moğolların İran sahasında devletleşme ve ilk stratejilerini oluşturma sürecinde önem arzetmektedir. Reşîdu’d-dîn/‘Alî- zâde, s. 6-7; Reşîdu’d-dîn/İ. Aka, v.d., s. 4; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, III. Ahmed, Yazma nr. 2937, v. 138b; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 556-557, 585; Piskopos Stepanos Vekayinamesi, EKGM/A. G. Glastyan, s. 69; Vartan Vakayinamesi, EKTM/H. Oktay, s. 185; Müverrih Vardan, a.g.e., s. 231, 242; Müverrih Kiragos, a.g.e., s. 79, 86; Şîrîn Beyânî, Moğol Dönemi İran’ında Kadın, (Çev. Mustafa Uyar), TTK, Ankara 2015, s. 52-53; Bruno De Nicola, Women in Mongol Iran. The 1206-1335, Edinburgh University Press, Edinburgh 2017, s. 91-93; Faruk Sümer, Türk Devletleri Tarihinde Şahıs Adları, c. I, TDAV, İstanbul 1999, s. 309, 320; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 231; W. Barthold, “Hūlāgū”, İA, c. V, Kısım: 1, MEB, İstanbul 1987, s. 582; Aziz S. Atiya, a.g.e., s. 235-236; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 146; James D. Ryan, a.g.m., s. 416; René Grousset, a.g.e., s. 340; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 49; Charles Melville, “Dokuz (Doquz) Ḵātūn”, Elr, Vol. VII, California 1996, s. 475. Tafislat için ayrıca bkz. D. M. Dunlop, “The Karaits of Eastern Asia”, SOAS, Vol. XI, University of London 1944, s. 276-289. 258 Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 584-585. 259 Ayrıca bkz. Bayarsaikhan Dashdondog, a.g.e., s. 53-57, 72-74, v.d.; Timothy May, Chormaqan Noyan. The First Mongol Military Governor in the Middle East, Indiana University, Department of Central Eurasian Studies, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Indiana 1996, s. 36-38, v.d. 260 Bayarsaikhan Dashdondog, a.g.e., s. 79; Kansu Ekici, a.g.t., s. 97; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., (Çevirenin notu), s. 97, dpn. 374. 261 Kösedağ Savaşı sonrası büyük bir karışıklık çıkmış, Ermeni Kralı Hetum, kendisine sığınan Selçuklu sultanı Giyâsu’d-dîn Keyhûsrev’in annesi, eşi ve kızını alıkoymuştur. Ardından elçiler vasıtasıyla Moğollardan gelen istek üzerine mültecileri Selçuklu sultanının düşmanlarına (Moğollara) teslim etmiştir. Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 542-543; Başkumandan Simbat Vekayinamesi, (Çev. Hrant D. Andreasyan), TTK, Basılmamış Tercüme, s. 86; Simbat Sparapet’in Vakayinamesinden Bir Bölüm, EKGM/A. G. Glastyan, s. 95-96; Gregory G. Guzman, a.g.t., s. 89; Angus Stewart, “The Assassination of King Het‘um II: The Conversion of the Ilkhans and the Armenians”, JRAS, Series 3, Vol. XV/1, s. 45.

34 cezalandırmak isteyen Selçuklu sultanı II. Giyâsu’d-dîn Keyhûsrev262, Lampron hükümdarı (senyörü) Konstantin vasıtasıyla Ermeni Krallığı üzerine ordu göndererek onları Tarsus’ta itaata zorlamıştır263. Selçuklu sultanının bu hamlesi başarılı olsa da kalıcı bir üstünlük sağlamamıştır. Ermeni Kralı Hetum, Selçuklu ve hatta tüm Müslümanlara karşı Moğolları kaybedilmemesi gereken önemli bir müttefik olarak gördüğü için kardeşi Simbat (Konnetabl Smpat)’ı büyük hanın sarayına yollamıştır. 1248’de Karakurum’a varan Simbat, Göyük Han’a Ermeni Kralı Hetum’un tabiyetini bildirmiş, han bu durumdan çok memnun olmuş, Ermenilere destek sözü vermiştir264. Kral Hetum’un Moğol desteğini elde etmek için gerçekleştirmiş olduğu bu hamle ilk etapta başarılı olsa da hanın zamansız ölümü ittifak planlarının fiiliyata dökülmesine mani olmuştur. Yeni han Möngke’nin tahta oturduğu haberini alan Hetum, bu sefer kardeşini elçi olarak göndermeyerek bizzat kendisi yola çıkmıştır. Öncelikle Altın Orda hanı Batu’yu ziyaret etmiş, ardından 13 Eylül 1253’de büyük han Möngke’nin bulunduğu şehir Almalık’a ulaşmıştır. Büyük han, Ermeni Kralı Hetum’a karşı oldukça müşfik bir tutum takınarak ona hediyeler ihsan etmiştir265. Hetum, hanın yanından ayrılmadan önce onunla son kez görüşmüş ve oldukça kârlı bir anlaşma yapmıştır. Bu anlaşma ile Moğol-Ermeni ittifakı pekişmiş, hanın nezdinde Hristiyan din adamları ve Ermenilerin hakları güvence altına alınmıştır. Ayrıca Selçuklular ve Bağdâd Halifeliğine karşı birlikte hareket edileceğine dair anlaşmaya varılmıştır266. Kral Hetum

262 II. Gıyâsu’d-dîn Keyhûsrev hakkında tafsilat için ayrıca bkz. Nejat Kaymaz, Anadolu Selçuklu Sultanlarından II. Giyâsü’d-dîn Keyhüsrev ve Devri, TTK, Ankara 2009. 263 Başkumandan Simbat Vekayinamesi, s. 86-87; Simbat Sparapet’in Vakayinamesinden Bir Bölüm, EKGM/A. G. Glastyan, s. 97-98; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 545; Mehmet Ersan, Türkiye Selçukluları Zamanında Anadolu’da Ermeniler, Ege Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), İzmir 1995, s. 61-62; Angus Stewart, a.g.m., s. 46. 264 Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 23), s. 43; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 98; Başkumandan Simbat Vekayinamesi, s. 88; Simbat Sparapet’in Vakayinamesinden Bir Bölüm, EKGM/A. G. Glastyan, s. 98; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 546; Bayarsaikhan Dashdondog, a.g.e., s. 82-83; Gregory G. Guzman, a.g.t., s. 87-88; Kansu Ekici, a.g.t., s. 97; Angus Stewart, a.g.m., s. 46. 265 Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 23), s. 44; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 98-99; Müverrih Kiragos, a.g.e., s. 69-70; M. Ed. Dulaurier, a.g.m., 36; Müverrih Vardan, a.g.e., s. 230; J. A. Boyle, “The Journey of Het’um I, King of Little Armenia, To the Court of the Great Khan Möngke”, CAJ, Vol. IX, No. 3, Wiesbaden 1964, s. 181. 266 Bkz. Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 23), s. 44-45; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 100-104; Mönge Han İle Kral I. Hetum Arasında İmzalanan Antlaşmanın Metni, EKGM/A. G. Glastyan, s. 127-131; Hasan Oktay, “Ermeni-Moğol İlişkileri ve Moğollar İle İlgili Ermeni Kaynakları Hakkında Bir Değerlendirme”, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Dergisi, S. 138, İstanbul 2002, s. 19. Ermeni tarihçi Korykoslu Hayton’un kayıtlarına göre; Kral Hetum ve Möngke han arasında vuku bulan

35 bu hadiselerden sonra ülkesine dönmek için hazırlanırken Hûlâgû ve ordusu da batı seferi için yola çıkmıştır. Bu yüzden Hetum dönüş yolculuğu esnasında Hûlâgû’ya katılmıştır267. Yaşanan bu gelişmeler sonrasında İlhanlı-Ermeni (Hûlâgû-Hetum) ittifakı gerçekleşmiş oluyordu. Nitekim 1260 senesinde Meyyafarkin’in ele geçirilmesinde ve ‘Ayn-ı Câlût Savaşı’nda Moğol kuvvetlerinin yanında Ermeni birlikleri de yer almıştır268.

İlhanlıların, Avrupa, Papalık ve Haçlılarla münasebetlerinin bir kısmını Bizans İmparatorluğu ile gerçekleştirilen ilişkiler oluşturmaktadır. Bu minvalde konuyu ele alırken İznik Rum İmparatorluğu’yla ve Konstantinopolis’in ele geçirilmesinden sonra Bizans İmparatorluğu ile gerçekleştirilen münasebetlerin ayrı ayrı incelenmesi yerinde olacaktır269.

Moğol akınları İznik Rum İmparatorluğu, Trabzon Rum İmparatorluğu ve Türkiye Selçukluları için çok büyük bir tehlike oluşturmaya başlamıştır. Nitekim Selçuklular tüm önlemlere rağmen 1243 yılında Moğollara karşı Kösedağ’da ağır bir hezimete uğramış270, bu mağlubiyetin ardından Trabzon Rum İmparatorluğu ve Türkiye Selçukluları Moğollar tarafından vergiye bağlanmıştır271. Bu süreç öncesinde komşularını yakinen takip eden ve yaşanan gelişmelerden oldukça endişelenen İznik Rum İmparatoru III. Ioannes Vatatzes (III. Yannis Vatatzes 1221-1254) (d.1192) Moğol istilasına önlem almak amacıyla 1243 yılında, Kösedağ Savaşından önce Türkiye Selçuklu Sultanı II. Gıyâsu’d-dîn Keyhûsrev’le antlaşma yapmıştır272. Dönemin en

antlaşmadan sonra han, vaftiz edilmek istemiştir. Bu konuyla ilgili Korykoslu Hayton’un eserinde geçen bilgiler şu şekildedir; “Möngke Han, Ermeni kralının isteklerini memnuniyet içinde bir imtiyazla bahşettikten ve onayladıktan sonra vaftiz edilmek istedi. O, hanedanın tamamı ve çok sayıda kadınlı erkekli asiller ile önemli kimseler, Ermeni kralının hazinedarı olan bir piskopos tarafından vaftiz edildi” (Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 104; Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 23), s. 45). 267 Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 23), s. 45; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 104-105; J. A. Boyle, “The Journey of Het’um I”, s. 182-183. 268 M. Ed. Dulaurier, a.g.m., s. 38; Kansu Ekici, a.g.t., s. 98. 269 Kansu Ekici, a.g.t., s. 130-131. 270 Bkz. İbn Bibi, El Evamirü’l-Ala’iye Fi’l-Umuri’l-Ala’iye (Selçuknâme), (Çev. Mürsel Öztürk), c. II, Kültür Bakanlığı, Ankara 1996, s. 64-75; İbn Bîbî, Selçuknâme, (Çev. Mükrimin Halil Yinanç), (Haz. Refet Yinanç, Ömer Özkan), Kitabevi Yayınları, İstanbul 2015, s. 174-181; İlhan Erdem, a.g.t., s. 80-95. 271 Selçuknâme/Öztürk, s. 78; Selçuknâme/Yinanç, s. 181. 272 Nikephoros Gregoras, Rhomäische Geschichte. Historia Rhomaïke, (Almancaya Çev. Jan Louis Van Dieten), Stuttgart 1973, s. 83; Georgios Akropolites, Vekayinâme, (Çev. Bilge Umar),

36 önemli Bizans müellifleri “Georgios Akropolites” ve “Nikephoros Gregoras” bu ittifakı eserlerinde açıkça ifade etmişlerdir. Nitekim aynı kaynaklar Moğollara karşı ittifaklık teklifinin II. Gıyâsu’d-dîn Keyhûsrev tarafından geldiğini belirtmişlerdir273. Söz konusu antlaşma uyarınca her iki taraf birbirlerine Moğol akınlarına karşı ordularını birleştirme sözü vermiş olsalar da274 bu fiiliyata geçmemiş, Kösedağ Savaşı esnasında Selçuklu tarafına İznik Rum İmparatorluğundan askerî yardım gönderildiğine dair tarihi herhangi bir kayıt bulunamamıştır275.

Türkiye Selçuklu Devleti Kösedağ mağlubiyetinden sonra askerî ve siyasî otoritesini yitirerek Moğollara tabi olmak zorunda kalmıştır. Bu andan itibaren Moğol baskısı ve idaresi devletin her tarafında hissedilir bir hâl almıştır. Şüphesiz bu durumdan başta halk olmak üzere yönetici kesim de oldukça hoşnutsuz olmuştur. II. Gıyâsu’d-dîn Keyhûsrev’in en büyük oğlu II. ‘İzzu’d-dîn Keykâvûs276 Moğollara karşı bağımsızlık mücadelesi vermiş, ancak hezimete uğramıştır. Bu olaydan sonra İlhanlı-Bizans İmparatorluğu ilişkileri resmî olarak başlayacaktır277.

İlhanlı hükümdarı Hûlâgû, bu dönemde elçilerini Bizans-Latin İmparatorluğuna göndermiştir. Elçilerin Konstantinopolis’e varış tarihi net olarak bilinmemekle birlikte 1257 yılının sonu veya 1258’in başlarında278 Bizans sarayına ulaşmış olmaları kuvvetle muhtemeldir. Elçilik heyeti görkemli bir törenle karşılanmış, onlar adına tiyatro

Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 2008, s. 75-76; Bruce G. Lippard, The Mongols and Byzantium 1243-1341, Indiana University, Department of Uralic and Altaic Studies, (Basılmamış Doktora Tezi), Indiana 1983, s. 176; John Springer Langdon, John III Ducas Vatatzes’ Byzantine Imperium in Anatolian Exile, 1222-54: The Legacy of His Diplomatic Military and Internal Program for the Restitutio Orbis, University of California, (Basılmamış Doktora Tezi), Los Angeles 1978, s. 252; Georg Ostrogorsky, a.g.e., s. 406; Kansu Ekici, a.g.t., s. 131; Yusuf Ayönü, Selçuklular ve Bizans, TTK, Ankara 2014, s. 252- 253. Ayrıca bkz. Nuray Arabacı, İznik-Bizans İmparatoru III. Ioannes Dukas Vatatzes Devri (1222-1254) ve Türkiye Selçuklu Devleti ile İlişkileri, İÜ, SBE, Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 1994, s. 48-49. 273 Nikephoros Gregoras, a.g.e., s. 83; Georgios Akropolites, a.g.e., s. 75. 274 Nikephoros Gregoras, a.g.e., s. 83; Georgios Akropolites, a.g.e., s. 76. Tafsilat için ayrıca bkz. Yusuf Ayönü, a.g.e., s. 252-254. 275 Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye. Siyasî Tarih Alp Arslan’dan Osman Gâzi’ye (1071-1318), Ötüken Neşriyat, İstanbul 2011, s. 451-452; Nuray Arabacı, a.g.t., s. 49. 276 II. ‘İzzu’d-dîn Keykâvûs ve devri hakkında tafsilat için ayrıca bkz. Mehmet Suat Bal, II. İzzeddin Keykâvus Dönemi (1246-1262), AÜ, SBE, Tarih (Orta Çağ Tarihi) Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2004. 277 Kansu Ekici, a.g.t., s. 131. 278 Bruce G. Lippard, a.g.t., s. 180; John Springer Langdon, a.g.t., s. 253.

37 oyunları tertip edilmiştir279. Bu konuyla ilgili olarak Bizans müverrihi Pachymérés; II. Theodoros Laskaris ile Tatar hükümdarı Hûlâgû arasında barış anlaşması yapıldığını bildirmektedir280.

İznik Rum İmparatoru Mikhail Palaiologos, İstanbul’u Latinlerden kurtardıktan kısa bir süre sonra bir dizi sosyal ve siyasî girişimlerde bulunmuştur. Bu bağlamda Bizans-Latin İmparatorluğu’yla daha önce kurulmuş olan ilişkileri pekiştirmek, doğu sınırlarını güvenlik altına almak ve İlhanlıların dostluğunu kendi nezdinde geliştirebilmek adına siyasî bir evlilik uygun görülmüştür. Mikhail Palaiologos, Diplobatatzina’dan olan gayri meşru kızı Maria (Despina/Tespine Hatun)’yı Hûlâgû’nun karısı olması için Tebrîz’e doğru 1265 yılında yola çıkarmıştır281. İmparatorun kızına güvenilir ve soylu bir aileden gelen keşiş Theodose, çadırdan bir kilise ve değerli eşyalarla eşlik etmiştir282. Maria’nın yolculuğu esnasında Hûlâgû’nun vefat283 haberi ulaşmıştır. Dolayısıyla Maria ve İlhan Hûlâgû arasında yapılması planlanan evlilik gerçekleşememiştir.

279 Georg Ostrogorsky, a.g.e., s. 406; Kansu Ekici, a.g.t., s. 131; Mehmet Suat Bal, a.g.t., s. 114. Ayrıca bkz. Bruce G. Lippard, a.g.t., s. 180-182; John Springer Langdon, a.g.t., s. 253. 280 Georges Pachymérés, Relations Historiques, Vol. I, (Ed. Albert Failler), (Fransızcaya Çev. Vitalien Laurent), Paris 1984, s. 184; Georges Pachymérés, Georges Pachymérés’in Relations Historiques Adlı Eserinde Yer Alan Türkler İle İlgili Kayıtların Değerlendirilmesi, Haz. İlcan Bihter Gül, Ege Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir 2008, s. 19. Donald Nicol eserinde, 1258’de Bağdâd’ın Moğollar tarafından alınmasından itibaren Bizans’ın Hûlâgû’ya bağlandığını yazmaktadır. Bkz. Donald M. Nicol, Bizans’ın Son Yüzyılları, (Çev. Bilge Umar), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2003, s. 86-87. 281 Georges Pachymérés, a.g.e., Vol. I, s. 234; Georges Pachymérés, a.g.t., s. 21; Gregory Abûl- Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 585; Gyula Moravcsik, Byzantinoturcica I. Die Byzantinischen Quellen der Geschichte der Türkvölker, Leiden 1983, s. 102; Alexander Van Millingen, Byzantine Churches in Constantinople. Their History and Architectur, London 1912, s. 272; Judith Herrin, Unrivalled Influence: Women and Empire in Byzantium, Princeton University Press, Princeton and Oxford 2013, s. 315; Şîrîn Beyânî, a.g.e., s. 53; Omeljan Pristak, Andrew J. Cappel, “Mongols”, The Oxford Dictionary Byzantium, Vol. II, (Ed. Alexander P. Kazhdan), Oxford University Press, Oxford 1991, s. 1395; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 77; Donald M. Nicaol, a.g.e., 87; Kansu Ekici, a.g.t., s. 131; Mehmet Suat Bal, a.g.t., s. 190. Abûl-Farac, evlilik arzusunun elçiler vasıtasıyla Hûlâgû’dan geldiğini bildirmektedir. Gregory Abûl- Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 585. 282 Georges Pachymérés, a.g.e., Vol. I, s. 234; Georges Pachymérés, a.g.t., s. 21; Gyula Moravcsik, a.g.e., s. 102; Judith Herrin, a.g.e., s. 315; Şîrîn Beyânî, a.g.e., s. 54. Abûl-Farac, İmparatorun kızı Maria’ya yolculuk esnasında “Antakya Rum Patriği; Euthymius” ’un eşlik ettiğini yazmaktadır. Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 585. 283 19 Rebî‘u’l-âhir 663/8 Şubat 1265 tarihinde Merâga’da vefat etmiştir. Kemâlu’d-dîn ‘Abdu’l Rezzâk b. Ahmed İbn Fûvatî, el-Havâdis’l-câmî’a ve’l tecâribu’n-nâfi’a fî’l-mi’atu’s-sâbia, (F. Çev. ‘Abdu’l-Muhammed Âyetî), Tahran 1381, s. 210; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1051; Reşîdu’d- dîn/‘Alî-zâde, s. 93; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: II, s. 514; Benâketî, a.g.e., s. 425; el-Makrizî, a.g.e., c.

38 Mikhail Palaiologos, bu dönemde çok yönlü bir siyaset takip etmiş, İlhanlılarla dostluk kurma çabasına girmiş, bunun yanısıra Memlûk ve Altın Orda devletlerinin düşmanlığını da elde etmemeye gayret göstermiştir. Kısacası Bizans İmparatorluğu, tam bir denge politikası izleyerek hem sınırlarını güvence altına almayı hem de ticarî menfaatlerini gözetmeye çalışmıştır. Bununla birlikte güçlü bir devletin düşmanlığından oldukça çekinmiştir. Nitekim imparator, muhtemel bir Memlûk-Altın Orda yakınlaşmasını ve İlhanlı-Altın Orda, Memlûk rekabetini kısa sürede farkedecektir. Öte taraftan Mikhail Palaiologos, İlhanlılardan Türkmenler ve Napoli Kralı Charles de Anjou tarafından sınırlarına karşı yapılan tehditler için askerî destek beklemiştir284.

İlhanlı, Altın Orda ve Memlûk devletlerinin henüz kuruluş safhalarından itibaren bloklaşmalar kesin şekilde oluşmaya başlamıştır. İslamiyet’i benimseyen ve Kıpçaklaşan Altın Orda ile Memlûklar arasında İlhanlılara karşı ittifak kurulmaya çalışılmıştır. Memlûk ve Altın Orda’ya karşı mücadele veren Hûlâgû, Hristiyanlara ve Avrupa’ya karşı büyük bir ilgi duymuş ve ittifak talep etmiştir. Hûlâgû döneminde İlhanlıların hem Avrupa’yla ve papayla, hem de Bizans İmparatorluğu ile yoğun ilişkiler kurmaya çaba sarf ettiği anlaşılmaktadır. Ancak Hûlâgû’nun ittifaklık için gerçekleştirmiş olduğu bu girişimler kesin bir sonuç vermemiştir. Hatta İran’dan gelen yardım talebine karşı Papa IV. Urban son derece kuşkucu bir tutum takınarak fiili hiçbir yardımda bulunmamıştır. Hûlâgû döneminde İlhanlı-Papa, Haçlı ve Avrupa

I, Kısım: II, s. 248; Aksarâyî/Turan, s. 57; Aksarâyî/Öztürk, s. 58; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 590; Devletşâh-i Semerkandî, a.g.e., s. 161; Bertold Spuler, The Mongols in History, (İng. Çev. Geoffrey Wheeler), Pall Mall Press, London 1971, s. 34; Reuven Amitai, “Hulāgu Khan”, s. 554; W. Barthold, a.g.m., s. 582; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 77; René Grousset, a.g.e., s. 349; Abdülkadir Yuvalı, “Hülâgû”, s. 475. Ayrıca bkz. ve krş. Kazvînî (Ward)/Ẓafer-Nāmah, s. 210-211. Makrizî, Hûlâgû Han’ın “sara (epilepsi)” hastalığından dolayı vefat ettiğini nakletmiştir. Bkz. el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 248. İlhanlı Devletinin kurucusu ve ilk hükümdarı olan Hûlâgû, vefat ettiğinde sınırları Amûderyâ’dan Fırat’a, Kafkasya’dan Belûcîstân’a kadar uzanan İran merkezli Moğol Devletini miras bırakmıştır. Kansu Ekici, a.g.t., s. 21. 284 P. M. Holt, Early Mamluk Diplomacy (1260-1290) Treaties of Baybars and Qalāwūn with Christian Rulers, E. J. Brill Leiden-New York-Köln 1995, s. 119; Bruce G. Lippard, a.g.t., s. 196-198; Georg Ostrogorsky, a.g.e., s. 423-425; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, A History of the Crusades, (General Ed. Kenneth M. Setton), Vol. III, The Fourteenth and Fifteenth Centuries, (Ed. Harry W. Hazard), Wisconsin 1975, s. 529; George Vernadskiy, “Mihail Paleoloğ Devrinde Altınordu, Mısır ve Bizans Devletleri Mütekabil Münasebetleri”, (Rusçadan Çev. H. Ortekin), Ülkü, c. XII, S. 72, Ankara 1939, s. 530-531; İlyas Kemalov, “Altın Orda-Bizans Münasebetleri (1261-1453)”, Karadeniz Araştırmaları, S. 4, Çorum 2005, s. 3-6; Şerif Baştav, Bizans İmparatorluğu Tarihi. Son Devir (1261- 1461) Osmanlı Türk-Bizans Münasebetleri, TKAE, Ankara 1989, s. 5; Morris Rossabi, a.g.e., s. 109; Cüneyt Kanat, a.g.m., s. 32; Yusuf Ayönü, a.g.e., s. 268; Kansu Ekici, Anadolu Selçuklu Devletinde Üç Kardeş Devri (1246-1266), SDÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta 2005, s. 80.

39 Hristiyanlığı arasındaki münasebetler iki tarafın birbirini tanıma evresi olarak da değerlendirilebilir. Zira bu dostluk kurma ve uzlaşma çabaları aşağıda da görüleceği üzere Hûlâgû’dan sonra zaman içerisinde gelişerek devam edecektir. Sonuç olarak bir tarafta Altın Orda-Memlûk, diğer tarafta ise İlhanlı-Papa, Haçlı ve Avrupa Hristiyanları dostluğu çerçevesinde müttefiklik kurulmuş ve bu bağlamda elçi teatileri vukû bulmuştur.

2. Abâkâ Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1265-1282)

Hûlâgû Han’ın vefatının ardından düzenlenen kurultayda285 M. 19 Cemâzîu’l- evvel 663/ H. 9 Mart 1265 tarihinde müteveffa hükümdarın en büyük oğlu Abâkâ286, yeni ilhan seçilmiştir287. Abâkâ, hükümdar olduktan sonra vakit kaybetmeden çeşitli

285 Ülkenin idaresi ve şehzâdeler içerisinden yeni Han’ı belirlemek için toplanan en yüksek şuradır. Umumiyetle tüm Moğol asilzâdeleri katılmıştır. Bu görüşmelerde alınan neticeler aynı zamanda Moğol geleneklerine göre resmî düzeyde en üst karar merciidir. Tarihî kaynaklardan yola çıktığımızda bir şehzâdeye kurultay onay vermediği sürece o, resmî olarak İlhan/Han olamazdı. Şemîs Şerîk Emîn, Ferheng-î istilâhât-i divânî-yi dovrân-i Mogûl, Tahran 1357; ‘Aliakbar Dehhodâ, Lûgatnâme-i Dehhodâ, c. XII, Müessese-i İnteşârât-i Daneşgâh-i Tehran, Tahran 1377, s. 17806; Claus Schönig, Mongolische Lehnwörter im Westoghusischen, Wiesbaden 2000, s. 158; Yaşar Çağbayır, Orhun Yazıtlarından Günümüze Türkiye Türkçesinin Söz Varlığı. Ötüken Türkçe Sözlük, c. III, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2007, s. 2856. Ayrıca bkz. Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. III, s. 2392. d. 1234); ikinci İlhandır. Moğol Yasalarına) (اباقا خان بن هوالگو خان) Abâkâ Han b. Hûlâgû Han 286 göre Büyük Kağan’ın müsaadesi alınmadan tahta oturamayacağı için Kubilay tarafından hükümdarlığı tasdik edilinceye kadar vekâleten ilhanlık yapmıştır. Onun devrinde İlhanlılarda siyasî, ekonomik ve kültürel açıdan pek çok önemli gelişme yaşanmıştır. Ayrıca devlet idaresi ve teşkilatlanması adına çeşitli reformlar gerçekleştirilmiştir. Moğol geleneklerine son derece bağlı olan Abâkâ aynı zamanda Budizm inancını benimsemiştir. Ne var ki onun zamanında İlhanlı bünyesinde İslâmlaşma süreci de başlamış oluyordu. Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 6-7; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 591; Kansu Ekici, İlhanlı Hükümdarı Geyhâtû ve Zamanı, s. 22, 23, dpn. 2; W. Barthold, “Abaka”, İA, c. I, MEB, İstanbul 1978, s. 4; Faruk Sümer, “Abaka”, DİA, c. I, İstanbul 1988, s. 8; Peter Jackson, “Abaqa”, EIr., Vol. I, London 1985, s. 61-63. Ayrıca bkz. Faruk Sümer, “İlhanlı Hükümdarlarından Abaka, Argun Hanlar ve Ahmed-i Celâyir”, Belleten, c. LIII, S. 206, Ankara 1989, s. 177-184; ‘Abbâs Zeryâb, “Abâkâ Han”, DMBİ, c. II, Tahran 1374, s. 333-341. 287 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 6; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1059; Reşîdu’d- dîn/Thackston, Part: III, s. 517; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 140; Vassâf, a.g.e., s. 31; Benâketî, a.g.e., s. 427; Aksarâyî/Turan, s. 78; Aksarâyî/Öztürk, s. 58; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 248; Ebü’l-Ferec İbnü’l-İbrî, a.g.e., s. 47; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 585; Müverrih Kiragos, a.g.e., s. 87; Müverrih Vardan, a.g.e., s. 242; Devletşâh-i Semerkandî, a.g.e., s. 170; René Grousset, a.g.e., s. 349; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 78. Asıl tahta çıkma merasimi “Çağan Beyaz Göl]” (Bkz. Reşîdu’d-dîn/İ. Aka, v.d., s. 78, dpn. 63)’da 9 Ramazan 663/19] (چغان ناور) Naur Haziran 1265’de gerçekleşmiş ve Abâkâ, “ilhan” olmuştur. Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 7; Reşîdu’d- -ayrıca bkz. Reşîdu’d-dîn/Rûşen (چغان ناور) dîn/Thackston, Part: III, s. 517. Söz konusu yer hakkında Mûsevî, c. III, s. 2244.

40 atamalarda bulunmuş288, idarî ve malî konularda reformlar gerçekleştirmiş ve merkezî otoriteyi güçlendirmeye çalışmıştır289. Onun zamanında İlhanlı sınırları başta kendi soydaşları tarafından olmak üzere üç koldan tehdit edilmekteydi. Kuzeyde Altın Orda, doğuda Çağatay Hanlığı, güneyde ise Memlûklar teyakkuz halindeydi. Çok çetin bir siyasî dönemde tahta çıkan Abâkâ, akıllıca hamleleriyle bu vahametli müddeti başarıyla atlatmayı bilmiş, bu sayede İran coğrafyasında Moğolların kalıcılığını sağlamıştır290.

Altın Orda hükümdarı Berke, İlhanlılar cephesinde yaşanan taht değişikliğinden ve yeni İlhan’ın tecrübesizliğinden faydalanmak amacıyla bir an önce harekete geçmiştir. Bu doğrultuda Berke’nin yeğeni Nogay beraberindeki askerî kuvvetle Güney Azerbâycân’ı ele geçirebilmek için Derbend tarafına yürümüştür. Bunun üzerine bölgeyi İlhan adına korumak üzere Şehzâde Yeşmut, 3 Şevvâl 663/20 Temmuz 1265’de Kur Irmağı’nı geçerek ona karşı koymuş ve iki taraf arasında şiddetli çarpışmalar yaşanmıştır. Yeşmut, Nogay’ın birliklerini geri çekmeye mecbur bırakmıştır291. Bu esnada savaşa iki kardeş ulusun hükümdarları da dâhil olmuştur. Berke Han, çok büyük ve kuvvetli bir orduyla gelince İlhan Abâkâ, Kur Irmağı’nın güney tarafına geri çekilerek köprüleri yıktırmış ve savunma düzeni almıştır292. Sonuç olarak Berke Han’ın Tiflis üzerine hareketi esnasında onun ani vefatının ardından her iki taraf da sarih bir netice alamamıştır.

288 Bkz. Vassâf, a.g.e., s. 32; ‘Abbâs Zeryâb, a.g.m., s. 333-334. 289 İlhan Erdem, a.g.t., s. 185-186; İlhan Erdem, “Olcaytu Han’ın Ölümüne Kadar İlhanlılar’da Yaşanan Siyasal-Kültürel Gelişmeler ve Yakın-Doğu’ya Etkileri”, AÜ DTCF TAD, c. XX, S. 31, Ankara 1999-2000, s. 11; Ankhbayar Danuu, İlhanlı Devleti’nde Vezaret, AÜ, SBE, Tarih (Ortaçağ) Anabilim Dalı, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara 2016, s. 146. 290 Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 78; Faruk Sümer, “İlhanlı Hükümdarlarından Abaka, Argun Hanlar ve Ahmed-i Celâyir”, s. 178; İlhan Erdem, a.g.m., s. 11; Cüneyt Kanat, a.g.m., s. 38-39; Kansu Ekici, İlhanlı Hükümdarı Geyhâtû ve Zamanı, s. 22. 291 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 8-9; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1062; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 591; Benâketî, a.g.e., s. 427-428; en-Nüveyrî, Nihayetül İreb, naklen; Altınordu Devleti Tarihine Ait Metinler, s. 255; Müverrih Vardan, a.g.e., s. 243; A. Yu. Yakubovskiy, a.g.e., s. 42, 45; ‘Abbâs Zeryâb, a.g.m., s. 334; Faruk Sümer, “İlhanlı Hükümdarlarından Abaka, Argun Hanlar ve Ahmed-i Celâyir”, s. 178; Mustafa Kafalı, Altın Orda Hanlığının Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İÜ Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1976, s. 58; İlhan Erdem, a.g.t., s. 186-187; Kansu Ekici, a.g.t., s. 125; İlyas Kamalov, a.g.e., s. 61-62; Ahmad Hesamipour Khelejani, a.g.t., s. 61. Ayrıca bkz. Reşîdu’d- dîn/İ. Aka, v.d., s. 80. 292 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 9; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 104; Müverrih Kiragos, a.g.e., s. 87; Kansu Ekici, a.g.t., s. 125; İlyas Kamalov, a.g.e., s. 62.

41 İlhanlı-Altın Orda cephesinde bu olaylar vukû bulurken bir diğer kardeş ulus Çağatay Hanlığı ile de savaş başlamak üzereydi. Ögedey Kağan’ın torunu Şehzâde Kaydu’nun desteğini alan Barak, Horâsân üzerinde hak talep etmekteydi. Abâkâ ise bu bölgenin atalarından miras kaldığını ve kimsenin bu bölgeyi alamayacağını açık bir dille ifade etmiş, hatta Barak’a meydan okumuştur. Bu durum karşısında oldukça hiddetlenen ve önceden planladığı saldırı hareketinin hazırlıklarını tamamladıktan sonra M. 668/H. 1270 yılının ilkbahar aylarında Horâsân’a baskın yaparak giren Barak kuvvetleri, İlhanlı birliklerini kolayca dağıtmıştır293. Bu haberi alan Abâkâ, hızla büyük bir ordu toplayarak Barak üzerine gitmiştir. İkili arasında H. 1 Zî’l-hicce 668/M. 22 Temmuz 1270’de yaşanan şiddetli çarpışmalar294 neticesinde Barak tarafı İlhanlılar tarafından yenilgiye uğratılarak Herât ve Horâsân bölgesi kurtarılmış, Çağatay ulusunun askerî gücü büyük oranda kırılmıştır295.

Altın Orda Hanlığı ile mücadele eden Abâkâ Han, güney komşusu Memlûklarla yeni bir sorun yaşamamak için H. 664/M. (Ağustos/Eylül) 1266 yılında Baybars’a hediyelerle bir elçilik heyeti göndererek sulh yapmayı arzu etmiştir. Fakat Baybars, Moğolların İslâm beldeleri üzerine yapmış oldukları büyük tahribatı sebep göstererek

293 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 15; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 113; Vassâf, a.g.e., s. 42; Kazvînî (Ward)/Ẓafer-Nāmah, s. 221; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 591; Muhammed b. ‘Alî b. Muhammed Şebânkâre’î, Mecma’u’l-ensâb, neşr. Mîr Hâşim Muhaddis, Tahran 1363, s. 264; Arminius Vambéry, History of Bokhara. From the Earliest Period Down to the Present, London 1873, s. 152; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 81; Mustafa Kafalı, Çağatay Hanlığı, Berikan Yayınevi, Ankara 2005, s. 110-111; İlhan Erdem, “Olcaytu Han Devrinde Horasan’da İlhanlı-Çağataylı Mücadeleleri”, PAÜ EFD, S. III, Denizli 1997, s. 107. 294 Söz konusu savaş hakkında tafsilat için ayrıca bkz. A. P. Martinez, “Some Notes on the Īl- Xānid Army, AEMA, Vol. IV, (1986), [1988], s. 152-156; Michael Biran, “The Battle of (1270): A Case of Inter-Mongol Warfare”, Warfare in Inner Asian History (500-1800), (Ed. Denis Sinor, Nicola Di Cosmo), Leiden 2002, s. 175-219; Mustafa Uyar, İlhanlı Devleti’nin Askerî Teşkilâtı, AÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2007, s. 51-53. 295 Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1088; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 130; Vassâf, a.g.e., s. 42-43; İbn Fûvatî, a.g.e., s. 213; Kazvînî (Ward)/Ẓafer-Nāmah, s. 228-229, 242-243; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 591; Şebânkâre’î, a.g.e., s. 264; Arminius Vambéry, a.g.e., s. 153; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 81; Michael Biran, a.g.m., s. 195-197; Mustafa Kafalı, Çağatay Hanlığı, s. 111-112; Mustafa Kafalı, “Barak Han”, DİA, c. V, İstanbul 1992, s. 63-64; Peter Jackson, “Abaqa”, 61; İlhan Erdem, “Olcaytu Han Devrinde Horasan’da İlhanlı-Çağataylı Mücadeleleri”, s. 107; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 51-53; Ankhbayar Danuu, a.g.t., s. 147; W. Barthold [J. A. Boyle], “Burāk Ḵhān”, El2, Vol. I, Leiden 1986, s. 1312. Abâkâ Han devrinde İlhanlı-Çağataylı mücadelesi için ayrıca bkz. Benâketî, a.g.e., s. 429- 433.

42 elçileri kovmuş ve sulh teklifini kesin şekilde reddetmiştir296. Söz konusu bu sulh teklifinden yaklaşık iki sene sonra H. 667/M. 1268-1269 yılında Abâkâ, Memlûk Sultanı Baybars’a üslubunu çok daha sertleştirerek, hatta onu aşağılayarak297 bir kez daha barış teklifinde bulunmuştur. Baybars’tan kendisine itaat etmesini isteyen Abâkâ Han tekrar ve kesin şekilde reddedilmiştir298. Yaşanan bu hadiseler ileride İlhanlı- Memlûk çatışmalarının adeta habercisi gibiydi.

Siyasî öngörü ve beceri sahibi olan İlhan Abâkâ, durumun hassasiyetini kavramış, Memlûklara karşı başta Haçlılarla, Papalıkla ve Avrupalı devletlerle olmak üzere ittifak kurma yoluna gitmiş, ayrıca Bizans İmparatorluğu ve Ermeni Krallığı’nı kendi safına çekmeye çalışmıştır. Bu noktadan itibaren Abâkâ dönemi İlhanlı-Avrupa ilşkileri İlhan Hûlâgû döneminde kaldığı yerden süratle devam edecek ve elçi teatileri oldukça artacaktır.

Abâkâ döneminde İlhanlı-Avrupa ilişkilerine dair ilk bilgilere M. 1267 yılında İlhanlı hükümdarıyla Papa IV. Clement299 arasında vukû bulan yazışmalar sayesinde tesadüf etmekteyiz300. Bu mektuplaşmalar, ilerde hem Avrupalı devletlerle hem de

296 el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 258; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 120; Anne Falby Broadbridge, a.g.t., s. 47; Kâzım Yaşar Kopraman, a.g.m., s. 459; Cüneyt Kanat, a.g.m., s. 39; Kansu Ekici, a.g.t., s. 110; Ayşe Dudu Erdem, a.g.t., s. 65-66. 297 İlhan Abâkâ, Baybars’a hitaben göndermiş olduğu mektubunda; “Sen bir kölesin. Sivas’ta satıldın, bu halde iken sen nasıl yeryüzünün hükümdarları olan hükümdarlara karşı izhar ediyorsun”! ifadelerini kullanmıştır (el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 277-278). Buna benzer ifadeleri diğer Memlûk kaynaklarında da görmek mümkündür. Bkz. ve krş. İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 49; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 121; Anne Falby Broadbridge, a.g.t., s. 49. 298 Ebû Zeyd Velîyu’d-dîn ‘Abdu’r-Rahmân b. Muhammed İbn Haldûn, el-‘İber. Târîh-i İbn Haldûn, (F. Çev. ‘Abdu’l-Muhammed Âyetî), c. IV, Tahran 1383, s. 926; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 278; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 438; İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 49; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 56; Kâzım Yaşar Kopraman, a.g.m., s. 459; Samira Kortantamer, Bahrî Memlûklar’da Üst Yönetim Mensupları ve Aralarındaki İlişkiler, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İzmir 1993, s. 159; Ramazan Şeşen, Sultan Baybars ve Devri (1260-1277), İsar Vakfı Yayınları, İstanbul 2009, s. 176-177; André Clot, a.g.e., s. 58-59; Cüneyt Kanat, a.g.m., s. 39; Anne Falby Broadbridge, a.g.t., s. 49; Kansu Ekici, a.g.t., s. 110; Ayşe Dudu Erdem, a.g.t., s. 66-67; Ahmet Sağlam, a.g.e., s. 157. İbn Kesîr’in nakettiğine göre Sultan Baybars, Abâkâ Han’ın elçilerine cevaben şunları söylemiştir; “Ona bildirin ki; halifeden aldığı arazileri ve diğer İslâm topraklarını elinden alıncaya kadar hep peşinde olacak ve onu takip edeceğim”! (İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 438). 299 1265-1268 yılları arasında papalık görevinde bulunmuştur. Reşîdu’d-dîn eserinde papayla ilgili şu bilgileri vermektedir; “Bir kadına aşık olmuş, o öldüğünde önce piskopos ve sonra papa olmuştur. Birinci Fredericus’un bir akrabası Alamania’dan büyük bir ordu ile saldırmış ve papanın hayatına kastetmiştir. Kral Carolus onu öldürdü” (Reşîdu’d-dîn/Frankengeschichte, s. 91). 300 Bkz. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 217-219; Charles William Connell, a.g.t., s. 164; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, Târîh-i Mogûl. Ez–hamle-yi Çingîz tâ teşkil-i devlet-i Tîmûr, Tahran 1364/1996, s. 203.

43 Papalıkla gerçekleştirelecek bir dizi mesajlaşma, bilgi alışverişi ve elçi teatilerinin başlangıç noktasıdır. Bu bağlamda İlhan Abâkâ elçilerle birlikte Papa IV. Clement’e, yazıldığı tarih ve muhtevasını bilemediğimiz bir mektup göndermiştir301. Papa IV. Clement’in kısa süre sonra buna karşılık verdiği cevabî mektubundan hareketle, bahsedilen beyanâtın Latince yazılmadığından dolayı okunamadığı, bu yüzden yollanan mektubun içeriğinin elçilerin tarifleriyle öğrenilmeye gayret edildiği anlaşılmaktadır302. İlhan Abâkâ’nın meçhul mektubuna müteakiben papa tarafından yazılmış cevabî mektup ikili arasında kurulmak istenen ittifak planları hakkında somut deliller sunmaktadır. IV. Clement’in 20 Ağustos 1267 tarihli yanıtında İlhanlı hükümdarının Hristiyanlığa meyletmesi ve bu dinin yüceltilmesi için çaba sarf etmesinden ötürü büyük bir sevinç duyarak şükretmektedir303. Buna ek olarak papa, başta Memlûklar olmak üzere İslâm beldelerine yapılması planlanan yeni bir saldırıdan bahsetmekle birlikte söz konusu taaruzun ve takip edilecek sefer rotasının Avrupalı krallarla henüz istişare edilmediğini bildirmiştir. Mektubun son kısmında Avrupalı devletlerce tertip edilmesi düşünülen bu saldırı için oluşturulacak ittifakta Bizans İmparatoru, Ermeni Kralı ve İlhanlı hükümdarının da destek vermesinden dolayı minnet duyguları ifade edilmiştir304.

Yukarıda bahsedilen İlhan Abâkâ ve Papa IV. Clement arasında gerçekleşen bu mektuplaşma ertesi sene de devam etmiştir. Bu cümleden olmak üzere İlhan Abâkâ

301 Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 151; Peter Jackson, a.g.e., s. 167; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 93; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 96; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 556; Reuven Amitai, “Mamluk Perceptions of the Mongol-Frankish Rapprochement”, s. 53; Denise Aigle, a.g.m., s. 152; Morris Rossabi, a.g.e., s. 84; Gino Borghezio, “Papalığın Moğollarla Münasebeti”, Ülkü, c. VII, S. 42, Ankara 1936, s. 451; Lev Nikolayeviç Gumilëv, Muhayyel İmparatorluğun İzinde, (Rusçadan Çev. D. Ahsen Batur), Selenge Yayınları, İstanbul 2003, s. 243; Faruk Sümer, “Abaka”, s. 8; Kansu Ekici, a.g.t., s. 110. 302 Bkz. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 220; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 93-94; Reuven Amitai- Preiss, Mongols and Mamluks., s. 97; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, a.g.e., s. 203; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 530. İlhanlı hükümdarından gelen bu mektubun yazıldığı dili (Moğolca) sarayda kimse bilmediğinden dolayı elçinin izahatlarına itibar edilmek zorunda kalınmıştır. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 220. 303 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 220. Ayrıca bkz. Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 152. 304 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 220; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 98; George Lane, a.g.e., s. 48; Gino Borghezio, a.g.m., s. 451; Charles William Connell, a.g.t., s. 164-165; J. A. Boyle, “The Il- Khans of Persia and the Christian West”, s. 556-557. Ayrıca bkz. Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 6.

44 tarafından M. 1268 yılında (yazında)305 Tebrîz’de yazıldığı anlaşılan mektup papaya yollanmıştır306. Mektubu götürmek üzere “James Alaric” görevlendirilmiştir. James Alaric’e ayrıca İlhan’ın iki hususî elçisi de eşlik etmiştir307. Mektup, “Cenab-ı Hakkın kudreti ile Han olan Abâkâ’dan, mukaddes Roma kilisesinin yüce reisine308” ifadeleriyle başlamaktadır. Ardından, geçen sene gönderilen mektubun o esnada Latince bilen bir görevli olmadığından ötürü Moğolca yazılmak zorunda kalındığı ifade edilmiştir309. İlhan Abâkâ, mektubunda sözlerine Napoli Kralı Charles de Anjou’nun Sicilya Kralı Manfred’i hezimete uğratmasından ötürü tebriklerini sunmasıyla, Hristiyanlığa övgülerle ve kendi başarılarını; düşmanlarını nasıl hezimete uğrattığını ifade eden cümlelerle devam etmiştir310. Mektup bu satırlardan itibaren İlhan’ın Memlûklara karşı uygulamak istediği saldırı ve ittifak düşüncesini konu almaktadır. Bu bağlamda İlhan, papaya hitaben; Müslümanları (Memlûkları) yenebilmek, mukaddes toprakları onlardan geri alabilmek için Aragon Kralı I. Jakob ve Bizans İmparatoruluğu’nun güçleriyle kardeşi Acay (Ecey, Adgjiai, Hegei)311’ın beraberindeki büyük Moğol ordusuyla birleşerek ittifak çağrısında bulunmuştur312. İlhan Abâkâ böylece Memlûkları aynı anda doğudan ve batıdan sıkıştırarak onları zor duruma sokup hezimete uğratmayı

305 Mektup; Ejder yılının altıncı ayının 23. gününe tarihlendirilmiştir. Bu da 3 Ağustos 1268 tarihine tekabül etmektedir. Bkz. Charles Melville, “The Chinese-Uighur Animal Calendar in Persian Historiography of the Mongol Period”, IRAN. JBIPS, Vol. XXXII, London 1994, s. 94; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 557; George Lane, a.g.e., s. 48. 306 Bkz. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 223. 307 Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 97; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 19. 308 Gino Borghezio, a.g.m., s. 452. 309 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 223; Peter Jackson, a.g.e., s. 167; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 97; Gino Borghezio, a.g.m., s. 452; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 557. 310 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 223; Gino Borghezio, a.g.m., s. 452; J. A. Boyle, “The Il- Khans of Persia and the Christian West”, s. 557; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 251. .Hûlâgû’nun sekizinci oğludur. Annesi Hûlâgû’nun kumalarından Erikan İgaçi’dir (آجای) 311 Reşîdu’d-dîn, onun nerede ve ne zaman doğduğuna dair herhangi bir bilgi vermemiştir. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 140; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 11,18; Reşîdu’d-dîn/İ. Aka, v.d., s. 8. 312 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 223; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 98; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 279; Deno John Geanakoplos, Emperor Michael Palaeologus and the West 1258-1282, Harvard University Press, Cambridge-Massachusetts 1959, s. 220; George Lane, a.g.e., s. 48-49; Reuven Amitai- Preiss, Mongols and Mamluks., s. 96-97; Gino Borghezio, a.g.m., s. 452; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 557; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 64; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 19-20. Ayrıca bkz. ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, a.g.e., s. 203; Peter Jackson, “Abaqa”, s. 62.

45 hedeflemiştir313. Bununla ilgili olarak İlhan Abâkâ’nın mektupta yer alan ifadeleri oldukça dikkat çekicidir; “Arzu ediyorum ki, bu müşterek hareketin haberi düşmanlarımıza süratle verilsin ve bu sûretle rivayet ve fiil aynı zamanda tesirlerini icra etsin ve Bâbil’in köpek soyundan olan kâfirler ortada tamamen mahvolsunlar314”. İlhan adına papayla görüşmeleri sağlayan ve çok güvenilir olarak telakki edilen kilise memurları Salomon Arkaoun ve Nekpei (Negübei)’dir315. Bu istişare esnasında Bizans İmparatoru Mikhail Palaiologos’un da elçileri papayla görüşmüştür316.

Mektubun mahiyetinden hareketle; 1267 yılında Papa IV. Clement’in İlhanlı hükümdarı Abâkâ’ya göndermiş olduğu beyânın cevabı niteliğindedir. İlhan Abâkâ, göndermiş olduğu söz konusu mektubunda; papaya Avrupa’dan yola çıkması planlanan Haçlı ordusuyla Aragon Krallığı, Bizans İmparatorluğu ve İlhanlı müşterek kuvvetlerinin Memlûklara karşı birleşmelerini önermiştir. Ayrıca İlhan Abâkâ’nın kurulan iyi ilişkileri geliştirmeye çalışmasının yanında Memlûklar üzerine düşünülen saldırının son durumu hakkında bilgi almayı hedeflediği ve olası saldırının bir an önce gerçekleştirebilme niyetinde olduğu anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan İlhan Abâkâ, 1270 yılında Fransa Kralı IX. Louis’e elçilerle beraber mektup göndermiştir. Bahsedilen mektubun mahiyeti, nerede ve ne zaman yazıldığına dair net verilere sahip değiliz. Ancak İlhanlı hükümdarları Hûlâgû ve Abâkâ’nın Avrupa temaslarının ana noktasını Memlûklar teşkil ettiği için bu görüşmede de ortak saldırı üzerinde durulmuş olması kuvvetle muhtemeldir. Nitekim bu konu hakkında bilgi veren mütehassıslar İlhan’ın mektubunda Fransa Kralı IX. Louis’in birliklerine Filistin’de Memlûklara karşı askerî yardım vadettiğini nakletmişlerdir317.

313 Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 96-97; George Lane, a.g.e., s. 49; Deno John Geanakoplos, a.g.e., s. 220. 314 Gino Borghezio, a.g.m., s. 452-453. 315 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 223; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 329; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 97. 316 Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 97. 317 Steven Runicman, Haçlı Seferleri Tarihi, c. III, (Çev. Fikret Işıltan), TTK, Ankara 2008, s. 282; Gino Borghezio, a.g.m., s. 453; Peter Jackson, “Abaqa”, s. 62; Abdülkadir Yuvalı, “İlhanlı Hükümdarlarının Hristiyan Dünyası İle Münasebetleri”, s. 275. Önemli Memlûk müelliflerinden biri olan Makrizî eserinde, zaman zaman İlhanlı-Haçlı ve Avrupa itifakına temas etmiştir. Bkz. el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 289. Ayrıca bkz. Bertold Spuler, The Mongols in History., s. 38-39; Charles William Connell, a.g.t., s. 166-167.

46 Yukarıda izah edilmeye çalışılan elçi teatilerinden sonra askerî harekât, planlanan şekilde gerçekleşememiştir. Uzun süredir Memlûk tahakkümündeki Akkâ’lı Franklara yardım etmek için yeni bir Haçlı seferi düzenleme niyetinde olan IX. Louis, İlhanlı hükümdarının vaatleri ve teşvikleriyle nihayet saldırı başlatmaya karar vermiştir. Literatürde “Sekizinci Haçlı Seferi”318 olarak isimlendirilen bu yeni saldırı Fransa Kralı IX. Louis’in öncülüğünde başlamıştır. Oldukça büyük bir donanmayla yola çıkan Fransız birlikler 18 Temmuz 1270’de Kartaca sahillerine varmıştır319. Fransa kralının birlikleri, beklenilenin aksine Tunus üzerine hareket etmeyi tercih etmiştir. Filistin yerine Tunus üzerine taaruz eden Fransız birlikleri tabii olarak İlhanlı kuvvetleriyle herhangi bir iletişim kuramamıştır320. Fransız ordusunun büyük bir kısmı ve Fransız- Haçlı asilzâdeleri savaşamadan yaklaşık bir ay içerisinde bulaşıcı hastalık ve aşırı sıcaklıklar nedeniyle yok olmuştur321. Bunun yanında IX. Louis, Tunus’a vardıktan kısa bir süre sonra ölmüş322, Fransa kralının vefat haberini alan ve sağ kalabilen Haçlı birlikleri dağılmaya başlamıştır323. Yaşanan bu hadiseler sonrasında Fransa Kralı IX. Louis’in girişimiyle başlatılan Haçlı seferi büyük bir başarısızlıkla noktalanmıştır. Büyük ümitlerle Memlûklar üzerine arzu edilen Moğol-Haçlı-Fransız ittifakı fiiliyata dönüşememiştir. Diğer taraftan Aragon Kralı I. Jakob (James), Memlûklar üzerine

318 Bazı araştırmalarda “IX. Louis’in Haçlı Seferi” olarak geçmektedir. Tafsilat için ayrıca bkz. Joseph R. Strayer, “The Crusades of Louis IX”, A History of The Crusades, Vol. II (The Later Crusades 1189-1311), (Ed. Kenneth M. Setton), The University of Wisconsin Press, Madison-Milwaukee-London 1969, s. 487-521; Michael Lower, “Tunis in 1270: A Case Study of Interfaith Relations in the Late Thirteenth Century”, The International History Review, Vol. XXVIII, No. 3, 2006, s. 504-514; Işın Demirkent, a.g.e., s. 235-238. 319 Işın Demirkent, a.g.e., s. 238. 320 Haçlıların Tunus üzerine yürüdüklerinin haberini alan Sultan derhal yardımcı birlikler göndermiştir. Bundan dolayı Haçlılar sarih bir netice alamamışlardır. Bu olaylar yaklaşık olarak M. 1271 yılı içerisinde gerçekleşmiştir. Bkz. el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 294; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 20; Süleyman Özbek, el-Melikü’z-Zâhir Rükne’d-din Baybars el-Bundukdârî (?-1277), AÜ, SBE, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1988, s. 53-54. Ayrıca bkz. Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 98. 321 Işın Demirkent, a.g.e., s. 238. 322 Bkz. el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 294; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 61; Ermeni Kralı II. Hetum Vekayinamesinden Pasajlar, EKGM/A. G. Glastyan, s. 142; George Lane, a.g.e., s. 49; Peter Jackson, a.g.e., s. 167; Peter Jackson, “Abaqa”, s. 62; Reuven Amitai, “Mamluk Perceptions of the Mongol-Frankish Rapprochement”, s. 54; Süleyman Özbek, a.g.t., s. 53-54. 323 el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 294; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 61; Steven Runicman, a.g.e., s. 282-283; Peter Jackson, “Abaqa”, s. 62; Abdul-Aziz Khowaiter, Baibars the First. His Endeavours and Achievements, The Green Mountain Press, London 1978, s. 108; Süleyman Özbek, a.g.t., s. 54.

47 düşünülen saldırının yapılacağı tarihten tam bir sene önce Barselona’dan deniz yoluyla hareket etmiş, ne var ki sefer esnasında büyük bir fırtına neticesinde donanmanın ve askerî birliklerin önemli bir kısmı yok olmuştur. Fırtınadan sağ kurtulan birlikler Aragon Kralı I. Jakob’un oğulları Fernando Sanchez ve Pedro Fernandez ile birlikte Akkâ’ya ulaşmayı başarmış, burada bir müddet kalmışlar, fakat Memlûklar için tehlike oluşturabilecek bir güce erişememişlerdir324.

Haçlı, Fransız ve Aragon birliklerinin tamamı az bir birlikle Akkâ’da bulunmaktaydı. Ayrıca İlhanlıların henüz yardım gönderebilecek durumda olamadığından dolayı söz konusu bölgedeki Hristiyanlar tehdit altındaydılar. Memlûkların Akkâ üzerine saldırı tertip etmesi an meselesiydi. Bu sebeplerden ötürü Haçlılar kendilerini en azından geçici bir süreliğine güvence altına alabilmek için barış yapmak niyetindeydiler. Bu meyanda Haçlılar, Sultan Baybars’a elçiler gönderek barış istemişler ve iki taraf arasında “on yıl on ay on saatlik” sulh akdedilmiştir325. Netice itibariyle İlhanlı, Haçlı/Fransız, Aragon Krallığı ve Bizans İmparatorluğu’nun müşterek orduları planlandığı şekilde Memlûklar üzerine bir sefer/saldırı düzenleyememişlerdir. Hatta bunun yanında Haçlı-Fransız ve Aragon birlikleri adeta Akkâ’da sıkışıp kalarak Memlûklarla barış yapmak zorunda kalmışlardır.

İlhan Abâkâ dönemi içerisinde Avrupa ilişkilerini yakınen ilgilendiren bir diğer önemli gelişme İngiltere’yle yaşanmıştır. İngiltere Krallığı’nın veliahtı Prens Edward326 (d. 1239-öl. 1307), Sicilya ve Kıbrıs üzerinden gerçekleştirdiği deniz yolculuğunun ardından 9 Mayıs 1271 tarihinde Akkâ’ya varmıştır327. Veliaht prens, Kutsal Toprakları

324 Ibn al-Furāt, Ayyubids, Mamlukes and Crusaders Selections from the Tārīkh al-Duwal wa’l- Mulūk of Ibn al-Furāt, Vol. II, (Text and Trans. by; M. C. Lyons), Cambridge 1971, s. 137; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 289; Peter Thorau, The Lion of Egypt. Sultan Baybars I and the Near East in the Thirteenth Century, (İng. Çev. P. M. Holt), London and New York 1992, s. 200; Peter Jackson, a.g.e., s. 167; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 557; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 83; Reuven Amitai, “Mamluk Perceptions of the Mongol-Frankish Rapprochement”, s. 53- 54; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 20; Ali Aktan, “Memlûk-Haçlı İlişkileri”, Belleten, c. LXIII, S. 237, TTK, Ankara 1999, s. 420; Cüneyt Kanat, a.g.m., s. 40; Süleyman Özbek, a.g.t., s. 52. 325 el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: II, s. 304; Morris Rossabi, a.g.e., s. 89; Cüneyt Kanat, a.g.m., s. 41. 326 1272-1307 yılları arasında İngiltere kralı olarak hüküm sürmüştür. Keyfî ve kötü yönetiminden dolayı 1294’ten itibaren İskoçya ve Fransa’yla ilişkiler bozulmuş ve savaşmıştır. Kansu Ekici, a.g.t., s. 127, dpn. 448. 327 Reuven Amitai, “Edward of England and Abagha Ilkhan: A Reexamination of the Failed Attempt at Mongol-Frankish Cooperation”, The Mongols in the Islamic Lands. Studies in the History of

48 elde edebilmek, Haçlılar üzerine düzenlenen saldırıları durdurabilmek ve Akkâ, Trablus ve Lübnan sahil hattı (Sur) gibi eskiden Hristiyanlara ait olan bölgeleri geri alabilmek için Haçlı-İlhanlı ordularıyla birleşerek Memlûklar üzerine ani bir saldırı yapmak arzusundadır328. Bu meyanda Prens Edward, vakit kaybetmeden İlhan’a elçileriyle birlikte 4 Eylül 1271 tarihinde kaleme alınmış bir mektup329 göndererek ondan yardım talep etmiştir330. Prens adına İlhan’a gönderilen elçiler “Reginald de Rossel”, “Godefroi de Waus” ve “John de Parker”’dır331. Elçiler İlhan’ın huzurunda iyi şekilde karşılandıktan sonra Prens Edward’ın yardım talebi iletilmiştir. Abâkâ, uzun zamandır Memlûklar üzerine müttefikleriyle ortak bir taarruz yapmaya çok istekli olmasına rağmen tam da bu sırada Horâsân bölgesinde kardeş ulus Çağatay Hanlığı’yla bazı roblemler ortaya çıktığından dolayı332 arzu edilen saldırı için İlhan’ın elinde yeterli kuvvet bulunmamaktaydı. Fakat buna rağmen Abâkâ, Prens Edward’a Anadolu’da bulunan yaklaşık 10.000-12.000 kişilik yardımcı bir kuvvet göndermiştir. Bu birlik tahmin edileceği üzere geniş çaplı saldırı yapabilecek sayıda olmadığı için kesin

the Īlkhānate, Hampshire-Burlington 2007, (XI), s. 75; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 98; Steven Runicman, a.g.e., s. 285; Işın Demirkent, Haçlı Seferleri, Dünya Kitapları, İstanbul 2004, s. 241; Abdul-Aziz Khowaiter, a.g.e., s. 111; André Clot, a.g.e., s. 60; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 531; Denis Sinor, “The Mongols in the West”, s. 26-27. 328 P. M. Holt, Haçlılar Çağı. 11. Yüzyıldan 1517’ye Kadar Yakındoğu, (Çev. Özden Arıkan), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1999, s. 98-99; Attila Bárány, “The Last Rex Crucesignatus Edward I and the Mongol Alliance”, Annual of Medieval Studies at Central European University, Vol. XVI, 2010, s. 7; Lilian Herlands Hornstein, “The Historical Background of the King of Tars”, Speculum, Vol. XVI, No. 4, The University of Chicago Press, Chicago 1941, s. 407; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 152; Morris Rossabi, a.g.e., s. 87-89; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 7. 329 Söz konusu mektup günümüze ulaşmadığından dolayı iletilen bilgilerin muhtevası hakkında kesin bir malumatımız yoktur (Reuven Amitai, “Edward of England and Abagha Ilkhan: a reexamination of the failed attempt at Mongol-Frankish cooperation”, s. 75). Fakat İlhan Abâkâ’nın Prens Edward’a 1274 yılında yolladığı cevabî mektubundan bazı neticelere ulaşmak mümkün gözükmektedir. 330 Christopher Dawson (Ed.), Mission to Asia. Narratives and Letters of the Franciscan Missionaries in Mongolia and China in the Thirteenth and Fourteenth Centuries, (Translated By a Nun of Stanbrook Abbey), New York 1966, s. xxvii; George Lane, a.g.e., s. 49; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 98; L. Lockhart, “The Relations between Edward I and Edward II of England and the Mongol Il-Khans of Persia”, IRAN. JBIPS, Vol. VI, London 1968, s. 24; Jacques Paviot, “England and the Mongols (c. 1260-1330)”, JRAS, Vol. X, No. 3, Nov. 2000, s. 309; Reuven Amitai, “Edward of England and Abagha Ilkhan: A Reexamination of the Failed Attempt at Mongol-Frankish Cooperation”, s. 75; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 531; Denis Sinor, “The Mongols in the West”, s. 27; Attila Bárány, a.g.m., s. 7; Abdul-Aziz Khowaiter, a.g.e., s. 114; Işın Demirkent, a.g.e., s. 241; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 152; Morris Rossabi, a.g.e., s. 89; Steven Runicman, a.g.e., s. 285-286. 331 George Lane, a.g.e., s. 49; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxvii; L. Lockhart, a.g.m., s. 24; Jacques Paviot, a.g.m., s. 309; Steven Runicman, a.g.e., s. 285. 332 Bu konu yukarıda genel hatlarıyla anlatılmaya çalışılmıştır.

49 sonuçlar getirmese de bölgedeki Hristiyan güçlere kısa süreliğine daha rahat hareket edebilme imkânı sunmuştur333.

Prens Edward’a, İngiltere’den yola çıkarken yanına yaklaşık “7.000”334 kişiden oluşan oldukça az sayıda bir ordu eşlik etmiştir. Veliaht prens, Akkâ’ya vardıktan sonra Venedik ve Cenevizlilerin Memlûklarla çok yoğun şekilde ticaret yaptıklarını görmüş335, hatta bu duruma oldukça hiddetlenmiştir. Ancak Venedik ve Cenevizli tüccarlar ticaretlerini sürdürebilmek için bölgede savaşın olmaması taraftarıydılar336. Ayrıca Edward, 16 Haziran 1272’de Haşhaşilerin bıçaklı saldırısı sonucu ağır derecede yaralanmış337 ve bir müddet istirahat etmek zorunda kalmıştır338. Buna ilaveten

333 Peter Jackson, a.g.e., s. 167; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 152; George Lane, a.g.e., s. 49; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxviii; Işın Demirkent, a.g.e., s. 241; L. Lockhart, a.g.m., s. 24; Jacques Paviot, a.g.m., s. 310; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 531; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 20; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 7; Attila Bárány, a.g.m., s. 7; Jean Richard, “The Mongols and the Franks”, s. 53; Reuven Amitai, “Edward of England and Abagha Ilkhan: A Reexamination of the Failed Attempt at Mongol-Frankish Cooperation”, s. 75; Steven Runicman, a.g.e., s. 286; André Clot, a.g.e., s. 61; Kansu Ekici, a.g.t., s. 127. Ayrıca bkz. Abdul-Aziz Khowaiter, a.g.e., s. 114. Ayrıca bkz. Ibn al-Furāt, a.g.e., s. 155. 334 Prens Edward’ın deniz yolculuğuna çıkarken yanına tam olarak ne kadar bir birlik aldığına dair elimizde net veriler yoktur. Bundan dolayı askerlerin sayısı muhtelif araştırmalarda farklılıklar arzetmektedir. Örneğin; Attila Bárány bu sayıyı “birkaç yüz” olarak verirken J. A. Boyle, Edward’ın “bin” askeri olduğunu belirtmiştir. Bkz. ve krş. Attila Bárány, a.g.m., s. 6, dpn. 36; J. A. Boyle, “The Il- Khans of Persia and the Christian West”, s. 558; George Lane, a.g.e., s. 49. 335 Venedik ve Ceneviz Şehir Devletleri Memlûklarla başlangıçtan itibaren siyasî, dinî ve ticarî ilişkiler içerisinde bulunmuşlardır. Özellikle Baybars zamanında bahsedilen devletler arasında ticarî münasebetler ileri bir düzeye ulaşmış, hatta taraflar arasında ticarî anlaşma yapılmıştır. Fakat Memlûkların Venedik ve Ceneviz ile yapmış olduğu ticaret birtakım farklılıklar da arzetmekteydi. Cenevizler, Memlûklarla Bizans İmparatorluğu arasında vukû bulan köle ticaretine hâkimdi. Venedikliler ise Memlûklar için çok önemli olan çeşitli ahşap ve madenî malzemeler haricinde ipekli ve pamuklu kumaş ticaretini elinde bulundurmaktaydı. Ticaretin çok önemli bir yeri olduğu söz konusu bu iki Hristiyan şehir devleti arasında zaman zaman birtakım çekişme ve çıkar çatışmaları da yaşanmıştır. Papa, bu iktisadî münasebetlerden o denli rahatsız olmuştur ki Venedik ve Ceneviz’in Memlûklarla ticaret yapmasını yasaklamıştır. Buna rağmen taraflar ilişkilerini fasılasız şekilde sürdürmüştür. Bkz. George Lane, a.g.e., s. 49; Steven Runicman, a.g.e., s. 285; Abdullah Mesut Ağır, a.g.e., s. 110-111, 128-129; Bahattin Keleş, Bahrî Memlûkler’de İktisadî ve Ticarî Hayat (1250-1382), Erciyes Üniversitesi, SBE, (Basılmamış Doktora Tezi), Kayseri 1998, s. 215-216, 222-223; Mehmet Tezcan, “Türk-Moğol Hâkimiyeti Döneminde Karadeniz’de Ticaret”, TİD, c. XXIV, S. 1, İzmir 2009, s. 158-159. Memlûklarla Venedik ve Cenevizlirin ticarî münasebetleri için ayrıca bkz. Abdullah Mesut Ağır, a.g.e., s. 110-137; Bahattin Keleş, a.g.t., s. 215-226. Bizans İmparatorluğuyla Altın Orda ve Memlûk ticarî ilişkileri için ayrıca bkz. P. M. Holt, Early Mamluk Diplomacy (1260-1290), s. 118-128. 336 Steven Runicman, a.g.e., s. 285; Morris Rossabi, a.g.e., s. 89; L. Lockhart, a.g.m., s. 24. 337 Ermeni Kralı II. Hetum Vekayinamesinden Pasajlar, EKGM/A. G. Glastyan, s. 142; Steven Runicman, a.g.e., s. 287; Abdul-Aziz Khowaiter, a.g.e., s. 116. Bazı mütehassıslar prense süikastın Sultan Baybars tarafından tertip edilme ihtimali üzerinde durmuşlardır. Attila Bárány ise İlhanlı-İngiltere ittifakının Sultan Baybars üzerinde büyük bir endişe yarattığını bildirmektedir. Bkz. ve krş. Steven Runicman, a.g.e., s. 287; George Lane, a.g.e., s. 49; Peter Thorau, a.g.e., s. 222; Reuven Amitai, “Edward of England and Abagha Ilkhan: A Reexamination of the Failed Attempt at Mongol-Frankish

50 Akkâ’nın iklimsel şartlarına ve coğrafî konumuna alışkın olmadığından dolayı prensin birliğinden pek çok asker ölmüştür339. Tüm bu sebeplerden dolayı İlhanlı-İngiltere ortaklığıyla Memlûklara karşı geniş çaplı müşterek bir saldırı yapabilmek oldukça güçleşmiştir. Bu gelişmelerden kısa bir süre sonra Prens Edward, 24 Eylül 1272’de deniz yoluyla Akkâ’dan ayrılarak İngiltere’ye dönmüştür340.

İlhanlı-İngiltere ilişkileri ele alındığında Edward’ın sadece prenslik dönemiyle kurulan münasebetlerle sınırlı kalmadığı anlaşılmaktadır. Edward’la tesis edilen dostane münasebetler, onun İngiltere’nin yeni kralı olmasıyla gelişim göstermiş ve ilişkilerin sıklığı bir kat daha artmıştır. Edward, Akkâ’dan İngiltere’ye döndükten sonra 19 Ağustos 1274’de taç giyerek kral olmuştur341. Diğer taraftan kuzeyde Altın Orda, güneyde Memlûk baskıları arasında kalan İlhan Abâkâ, Batı-Hristiyan âleminin askerî desteğini bir an önce alabilmek için başta papaya ve ardından Kral Edward’a mektupla birlikte elçiler göndererek ittifak çağrısında bulunmuştur342. Söz konusu mektup 1274

Cooperation”, s. 80; Attila Bárány, a.g.m., s. 7; André Clot, a.g.e., s. 62; Abdul-Aziz Khowaiter, a.g.e., s. 116. Morris Rossabi, Prens Edward’a süikastin 16 Temmuzda yapıldığını yazmıştır. Bkz. Morris Rossabi, a.g.e., s. 89. 338 Abdul-Aziz Khowaiter, a.g.e., s. 116; George Lane, a.g.e., s. 49; Steven Runicman, a.g.e., s. 287; Peter Thorau, a.g.e., s. 222; Işın Demirkent, a.g.e., s. 242. Steven Runicman ve Işın Demirkent, Edward’ın 22 Eylül’de Akkâ’dan ayrıldığını yazmışlardır. Bkz. ve krş. Işın Demirkent, a.g.e., s. 242; Steven Runicman, a.g.e., s. 287. 339 Jacques Paviot, a.g.m., s. 310. 340 Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 152; P. M. Holt, Haçlılar Çağı. 11. Yüzyıldan 1517’ye Kadar Yakındoğu, s. 99; L. Lockhart, a.g.m., s. 24; Jacques Paviot, a.g.m., s. 310; Peter Jackson, a.g.e., s. 167; André Clot, a.g.e., s. 61; Reuven Amitai, “Edward of England and Abagha Ilkhan: A Reexamination of the Failed Attempt at Mongol-Frankish Cooperation”, s. 80; Abdul-Aziz Khowaiter, a.g.e., s. 116; Kansu Ekici, a.g.t., s. 127. Prens Edward, Memlûklara karşı ani ve büyük bir saldırı yapabilme umuduyla geldiği Akkâ’dan net bir başarı elde edemeyerek geri dönmek zorunda kalmıştır. Haçlı, İlhanlı ve Kıbrıslı birliklerin yeterli düzeyde askerî yardım gönderememesi, Prens’in yanında büyük savaşlara girebilecek miktarda askerin olmayışı ve mevcut İngiliz kuvvetin coğrafî konum dolayısıyla büyük sıkıntılar çekmesi Edward’ın İngiltere’ye geri dönmesindeki en önemli sebepler olmuştur. Haşihaşilerin süikasti geri dönme düşüncesini zorunluluk haline getirmiştir. Prens Edward, dönüş yolunda İtalya Trapani’de babası III. Henry’nin (öl. 16 Kasım 1272) vefat haberini almıştır. Prens, ancak 2 Ağustos 1274’de İngiltere’ye varabilmiştir. Steven Runicman, a.g.e., s. 286-287; Jacques Paviot, a.g.m., s. 310; L. Lockhart, a.g.m., s. 24. 341 Jacques Paviot, a.g.m., s. 310; George Lane, a.g.e., s. 49. 342 John Joseph Saunders, Târîh-i Fütuhȃt-ı Moğol, (F. Çev. Ebu’l-Kasım Halet), Müessese-i İntişârât-ı Emîr-i Kebîr, Tahran 1363, s. 129; Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 226-227; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 95-96; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 99-100; Morris Rossabi, a.g.e., s. 90; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, a.g.e., s. 203-204; W. Barthold, “Abaka”, s. 4; Faruk Sümer, “İlhanlı Hükümdarlarından Abaka, Argun Hanlar ve Ahmed-i Celâyir”, s. 183.

51 yılında Tebrîz’de yazılmıştır343. Bunlardan başka Ermeni müverrihi Hetum eserinde, İlhan Abâkâ’nın Ermeni Kral’ı Hetum’un oğlu Kral Leon aracılığıyla Kutsal Topraklar Kudüs’ü Müslümanlar’ın elinden kurtarmak ve Memlûklara karşı Hristiyan ülkelerin birleşebilmesi için Papalığa ve Batıdaki Hristiyan Krallara elçiler gönderdiğini açıkça ifade etmiştir344. Abâkâ, onaltı kişilik bir elçilik heyetini345 o esnada Papa X. Gregory346’nin isteği üzerine tertip edilen Lyon Konsili’ne göndermiştir347. Konsilin toplanış gayesi, kilise kurallarının tekrar düzenlenmesi ve Hristiyan kuvvetlerden elde edilen büyük bir askerî güçle Kutsal Topraklar üzerine yeniden Haçlı Seferi tertip edilmesidir348. Elçilik heyetinin başında Hûlâgû döneminde İlhanlı-Papalık ilişkilerinin kuruluşu sırasında sefirlik görevini üstlenen İngiliz Dominikan Kilisesine bağlı “David Ashby” (Ashby’li David) ve Noter/Yazar “Richard” bulunmuşlardır349. İlhanlı elçileri tüm konsil üyelerine Moğolların ve Hûlâgû’nun büyük zaferlerinden bahsettikten sonra

343 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 226. 344 Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 35), s. 56; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 130-131. Ayrıca bkz. ve krş. Jacques Paviot, a.g.m., s. 310; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 20; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 7. 345 Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 153; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 100; Jacques Paviot, a.g.m., s. 310; L. Lockhart, a.g.m., s. 24; Gino Borghezio, a.g.m., s. 453; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 558; Kansu Ekici, a.g.t., s. 127. “Rumlardan sonra onaltı Tatar geldi. Bunlar Moalli (monla?) idiler. Yanlarında krallarının mektupları vardı” (Gino Borghezio, a.g.m., s. 453). İngiliz kronikleri de bu elçilerin sayısını doğrulamakla birlikte sefaret heyetinin din değiştirdiğini yazmıştır. Bkz. Jacques Paviot, a.g.m., s. 310. Felicitas Schmieder eserinde; elçilerin 16 Temmuz günü vaftiz edildiğini yazmaktadır. Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 96; Lilian Herlands Hornstein, a.g.m., s. 407. Tafsilat için ayrıca bkz. ve krş. Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 95-96; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 153; George Lane, a.g.e., s. 50. 346 1271-1276 yılları arasında papalık görevinde bulunmuştur. İtalya-Lombardiya kökenlidir. Reşîdu’d-dîn eserinde papayla ilgili şu bilgileri vermektedir; “Kudüs’ü kurtarmak amacıyla bütün önemli hükümdarların katıldığı büyük bir ordu kurdu. Bu hazırlık esnasında öldü” (Reşîdu’d- dîn/Frankengeschichte, s. 91). 347 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 280; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, a.g.e., s. 203; John Joseph Saunders, a.g.e., s. 129; Peter Jackson, a.g.e., s. 167; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxviii; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 99-100; George Lane, a.g.e., s. 50; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 153; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 7; Jean Richard, “The Mongols and the Franks”, s. 54; W. Barthold, “Abaka”, s. 4; Peter Jackson, “Abaqa”, s. 62; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 95; Gino Borghezio, a.g.m., s. 453; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 251; Morris Rossabi, a.g.e., s. 90; Leon Cahun, Asya Tarihine Giriş Türkler ve Moğollar, (Fransızcadan Çev. İnan Kaya), Toplumsal Dönüşüm Yayınları, İstanbul 2013, s. 327; René Grousset, Bozkır İmparatorluğu. Atilla-Cengiz Han-Timur, (Çev. Reşat Uzmen), Ötüken Neşriyat, İstanbul 1980, s. 352. 348 Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 100; Gino Borghezio, a.g.m., s. 453; George Lane, a.g.e., s. 50; Jacques Paviot, a.g.m., s. 310; Steven Runicman, a.g.e., s. 290. 349 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 226; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 95; Peter Jackson, a.g.e., s. 167; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 153; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 100; George Lane, a.g.e., s. 50; Morris Rossabi, a.g.e., s. 90; Gino Borghezio, a.g.m., s. 453; Denise Aigle, a.g.m., s. 153; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 21; Attila Bárány, a.g.m., s. 8.

52 mektup sahibi Abâkâ’nın barış ve Kutsal Toprakların alınabilmesi için Memlûklar üzerine yeni ittifâk çağrısını bildirmişlerdir350. David Ashby, Lyon Konsili’nden sonra bizzat İngiltere Kralı I. Edward’a giderek Abâkâ’nın mektubunu takdim etmiştir351. İlhanlı hükümdarı mesajında Lyon Konsili’nde yaptığı çağrıyı yenileyerek krala da Kutsal Topraklar üzerine saldırı için ittifak davetinde bulunmuştur. I. Edward, söz konusu mektubu 26 Ocak 1275 tarihinde cevaplandırmıştır. Buna göre; İlhan Abâkâ’ya iyi dilekler sunulmuş, fakat sarih bir saldırı planı ve bilgi verilmemiştir352. İngiliz arşiv kaynaklarından anlaşıldığı kadarıyla mektubu alan Kral Edward, Abâkâ’nın Hristiyanları destekler nitelikteki bu tutumu ve Kutsal Toprak Kudüs’ü Müslümanlardan alma arzusu karşısında büyük bir sevinç yaşamıştır353. İlhan Abâkâ’nın 1274 yılında elçilerle birlikte ilk önce Lyon Konsili’ne, ardından İngiltere Kralı I. Edward’a göndermiş olduğu mektup, muhtevası açısından İlhan Hûlâgû’nun papaya ve Fransa Kralı IX. Louis’e göndermiş olduğu mesajlarla çok büyük oranda benzerlik göstermektedir354. Bu açıdan bakıldığında iki İlhanlı hükümdarının Avrupa ve Batı Hristiyanlığı ile uzlaşı arayışları ve bu minvaldeki stratejileri aynıdır.

İlhan Abâkâ’nın 1274 yılında Tebrîz’den göndermiş olduğu mektuba Papa X. Gregory 13 Mart 1275 tarihinde Lyon’dan cevap vermiştir355. Papa mektubunda; kendisine yollanan elçilerin ulaştığını ve bunların Konsil’de kabul edilerek mesajın

350 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 226; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 95-96; John Joseph Saunders, a.g.e., s. 129; Gino Borghezio, a.g.m., s. 454; Charles William Connell, a.g.t., s. 169-170; George Lane, a.g.e., s. 50; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 153; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 65; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 21; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 7; Devin DeWeese, “The Influence of the Mongols on the Religious Consciousness of Thirteenth Century Europe”, s. 58; Denise Aigle, a.g.m., s. 153-154. İlhan Abâkâ, Batı’nın ve bilhassa papanın desteğini kazanmak için Konsil’de Ashby vesilesiyle Hristiyanlık hakkında bilgi almak istediğini ve vaftiz olma arzusunu bildiriyordu. Gino Borghezio, a.g.m., s. 454. Mektup hakkında tafsilat için ayrıca bkz. Denise Aigle, a.g.m., s. 153. Piskopos Bruno’nun anı yazıları için ayrıca bkz. Devin DeWeese, “The Influence of the Mongols on the Religious Consciousness of Thirteenth Century Europe”, s. 58-59. 351 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 280; George Lane, a.g.e., s. 50; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 558; Gino Borghezio, a.g.m., s. 455; L. Lockhart, a.g.m., s. 24; Jacques Paviot, a.g.m., s. 310; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 65. 352 George Lane, a.g.e., s. 50; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 558; Jacques Paviot, a.g.m., s. 310-311; L. Lockhart, a.g.m., s. 24; Kansu Ekici, a.g.t., s. 127; Kemal Ramazan Haykıran, a.g.e., s. 57. 353 Syllabus (in English) of the Documents Relating to England and Other Kingdoms Contained in the Collection Known as Rymer's Foedera, Vol. I, (Ed. Thomas Duffus Hardy), London 1869, s. 82. 354 Denise Aigle, a.g.m., s. 152. 355 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 231; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 97; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 100; Gino Borghezio, a.g.m., s. 455.

53 iletildiğini bildirmiştir. Ardından ilhanın Hristiyanlığa ilgi ve teşviklerinden dolayı duyulan büyük memnuniyet dile getirilmiştir356. Mektubun devamında ise papa, Kutsal Topraklar üzerine yeni bir Haçlı Seferi tertip edilmesi kesinleştiği takdirde kendisini elçileriyle birlikte durumdan haberdar edeceğini bildirmiştir357. Ne var ki bu mektubun ardından kısa bir süre sonra papanın vefat etmesi umut edilen yeni Haçlı Sefer’nin oluşmasını mümkün kılmamıştır358.

İttifak arayışları içinde olan ve askerî harekâtı bir an önce gerçekleştirme arzusundaki İlhan, daha önce göndermiş olduğu sefirlerle yetinmeyerek 1276 yılının sonbaharında359 Şövalye V. Johannes (John) ve V. Jacobus (James)360, o sırada papa olan XXI. John (Johannes)’a İlhan’ın elçileri olarak Roma’ya gönderilmiştir. Papanın, elçileri kabülünün ardından İlhan Abâkâ’nın mesajı iletilmiştir. Bu doğrultuda İlhan, Kutsal Topraklar üzerine yapılacak taaruz için Hristiyan birliklerinin kendi ülkesinden geçiş hakkı, ordunun ikmali ve bunun yanında kesin bir dille Papa XXI. John’a askerî yardım sözü vermiştir361. Ayrıca İlhan tarafından papaya yollanan söz konusu iki elçi Büyük Moğol Hanı Kubilay (Abâkâ’nın amcası)’ın Hristiyan dinine geçtiğini nakletmiştir362. İsmi geçen elçiler papayla görüştükten sonra ayrıca Fransa Kralı III.

356 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 231; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 100; Gino Borghezio, a.g.m., s. 455; Charles William Connell, a.g.t., s. 170. 357 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 231; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 97; Gino Borghezio, a.g.m., s. 455. 358 Gino Borghezio, a.g.m., s. 455; Jean Richard, “The Mongols and the Franks”, s. 54; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 250-251; Morris Rossabi, a.g.e., s. 90. 359 Söz konusu mektubun yazılış tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur. Muhtelif incelemelerde farklı tarihler verilmiştir. Ancak biz Karl-Ernst Lupprian’ın eserinde geçen tarihi (1276 yılının sonbaharı) esas aldık. Ayrıca bkz. ve krş. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 233; Peter Jackson, a.g.e., s. 168; Morris Rossabi, a.g.e., s. 90-91; L. Lockhart, a.g.m., s. 24; Jacques Paviot, a.g.m., s. 311. 360 Peter Jackson’ın belirttiğine göre; İlhan’ın göndermiş olduğu “John” ve “James” adındaki bu elçiler Fransız kaynaklarına göre Gürcüdür. Fakat Peter Jackson, onların Rum olduklarını nakletmekle birlikte konuya şüpheyle bakmıştır. Bkz. Peter Jackson, a.g.e., s. 168. Morris Rossabi’de elçilerin Gürcü olduğunu nakletmiştir. Ayrıca bkz. ve krş. Henry H. Howorth, a.g.e., s. 281; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 330; Morris Rossabi, a.g.e., s. 90-91; George Lane, a.g.e., s. 50. 361 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 233; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 280; Peter Jackson, a.g.e., s. 168; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 330; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 101; George Lane, a.g.e., s. 50; Morris Rossabi, a.g.e., s. 90-91; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 66; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 8; L. Lockhart, a.g.m., s. 24; Kansu Ekici, a.g.t., s. 127-128. 362 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 233.

54 Philip363 ve İngiltere Kralı I. Edward’a giderek İlhan’ın mesajını iletmişlerdir364. XXI. John’un vefatının ardından Papa olan III. Nicolaus (Nicholas), 1-4 Nisan 1278 (Roma) tarihli cevabî mektubunu365 İlhanlı hükümdarı Abâkâ’ya göndermiştir366. Papanın mektubunu İlhan’a iletmek üzere Fransiskenler367 “Gerhard von Prato”, “Antonius von Parma”, “Johannes von St. Agatha”, “Andreas von Florenz” ve “Matthaus von Arezzo” elçi olarak görevlendirilmişlerdir. Bu minvalde papa mektubunda; Büyük Moğol Han’ı Kubilay’ın Hristiyanlığa eğilimi dolayısıyla memnuniyetini ifade etmiştir. Ayrıca mektubun devamında Abâkâ’ya hitaben İlhanlı hükümdarının tüm halkının, şehzâdelerin Hristiyanlığa yöneltilmesini istemiş ve İlhan’ın vaftiz edilmesi gerektiğini

363 Fransa Kralı IX. Louis’in oğlu olan III. Philip (d. 1245-öl. 1285), 1270-1285 yılları arasında hüküm sürmüş ve Fransa’nın krallık vazifesini üstlenmiştir. Cesur Philippe (Philippe le Hardi) olarak da bilinmektedir. Kansu Ekici, a.g.t., s. 128, dpn. 453. 364 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 280; Peter Jackson, a.g.e., s.Altın Orda 168; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 154; Reuven Amitai-Preiss, Mongols and Mamluks., s. 101; L. Lockhart, a.g.m., s. 24-25; Jacques Paviot, a.g.m., s. 311. Fransa Krallığı’nın resmî tarihçesi “Les Grandes Chroniques de France” isimli eserde Fransa Kralı III. Philip’in huzuruna gelen Moğol elçiler hakkında şu bilgiler yer almaktadır; “Fransa'ya Tarse (Tatar) krallığının elçileri geldi ve kral Phelippe'e efendileri Tarse kralının, şayet kral denizler ötesinde Sarazenler üzerine yürümek isterse, krala memnuniyetle asker, tavsiye ve elinden gelen her şekilde yardımcı olacağını bildirdiler. Tarse diyarından gelen bu elçiler Tatar değil, aslında Gürcülerdi. Tatarlara çok yakın komşuydular, onlara boyun eğip, buyruklarına tabi olmuşlardı ve İsa Mesih'e iman ediyorlardı. Kralın buyruğuyla tüm iyi Hristiyanlar gibi Paskalya'yı kutlamak üzere Saint Denis'ye (Saint-Denis Bazilikası) gittiler, kral onlara Bazilika'yı gezdirip, gösterdi. Fransa'da bulundukları günlerde istedikleri gibi gezip, dolaştılar. Sonra yola düşüp, İngiltere'ye vardılar ve İngiltere kralına, Fransa kralına söyledikleri şeylerin aynını bildirdiler” (Grandes Chroniques de France, Paris Bibliothèque nationale de France, Département des manuscrits, Français 10135, (t), s. 362). 365 Bkz ve krş. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 233, 237. 366 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 233, 237; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 281; Peter Jackson, a.g.e., s. 168; Faruk Sümer, “Abaka”, s. 8. 367 Zengin bir tüccarın oğlu olan Aziz Fransis (d. 1182-öl. 1226) tarafından kurulmuş “Dilenci Hristiyan” tarikatıdır. Annesinin Fransız asıllı olmasından dolayı kendisine “Francesco” ismi verilmiştir. Gençlik yıllarında sıradan ve lüks bir hayat sürmesine karşın bir kavga neticesinde hapis cesazı aldığı dönemden itibaren fikrî yapısı değişmeye başlamıştır. O, bu tarikatı kurarken İsa Mesih’in hayatından etkilenerek yaşam biçiminde kesin şekilde fakirliği/yokluğu seçmiş ve arzulamıştır. Aziz Fransis, tarikatını kuruduktan sonra papa ve kilisenin tepkisini çekmemek için titizlikle hareket etmiş ve bu bağlamda başlatmış olduğu yeni dinî hareket için Papa III. Innocent tarafından 1209 ya da 1210 yılında onay almıştır. Söz konusu yeni kurulan tarikat kısa sürede bazı çevrelerce büyük ilgi toplayarak pek çok mürit edinmiştir. Bunda papa ve kilisenin himayeleri de önemli bir yer tutmuştur. Kilise ve İncil’in misyonunu yaymak için Suriye ve Fas gibi yerlere gitmeye çalışmış, etkinliğini bu coğrafyalarda sürdürmek istemiştir. Ancak ne Suriye ne de Fas’a yolculuk etme girişimleri çeşitli sebeplerden dolayı sonuçsuz kalmıştır. 1220 yılında İtalya’ya dönmüştür. Fransiskan Tarikatının kurucusu Fransis, 3 Ocak 1226’da çeşitli hastalıklardan dolayı doğduğu şehir olan İtalya Assisi’de hayatını kaybetmiştir. Ölümünün ardından iki yıl sonra “Papa IX. Gregory” tarafından “aziz” ilan edilmiştir. Aziz Fransis’in vefatı, tarikatta bazı ayrışmalara neden olsa da varlığını uzun yıllar korumuştur. Jordan Aumann, a.g.e., s. 135- 137; R. Armstrong, “Francis of Assisi, St.”, New Catholic Encyclopedia, Vol. V, (Ed. Berard L. Marthaler, Thomson Gale), Washington 2003, s. 870-871; Salihe Esen, a.g.t., s. 69-72; Muhammet Tarakçı, “Fransisken ve Dominiken Tarikatları”, Felsefe Ansiklopedisi, c. VI, (Ed. Ahmet Cevizci), Ebabil Yayınları, Ankara 2009, s. 829-830.

55 bildirmiştir368. Papa III. Nicolaus tarafından İlhan Abâkâ’ya yollanan Fransisken elçiler iyi bir şekilde karşılanmışlar ve dönüş yolculuklarına geçtikleri zaman can ve mal güvenliklerinin sağlanması için ayrıca çaba sarfedilmiştir. Bununla ilgili olarak Abâkâ bizzat ilgilenerek emir çıkarmıştır369. Ancak bu görüşmelerden de net bir sonuç alınamamıştır.

Abâkâ, başta papanın ve Batı Hristiyanlığının önemli devletlerinin Hristiyan olmayan bir ülkeye kolayca askerî yardım yapmayacağını ve işbirliğinin sınırlı boyutlarda kalacağını bilmekteydi. Bundan dolayı papaya gönderilen mektuplarda ve mesajlarda devamlı olarak Hristiyanlık vurgusu ve temayülü yapılmış, bu sayede kesin şekilde ittifaklık ve ortaklık yolları aranmıştır370. Ne var ki İlhan Abâkâ’nın tüm bu çabalarına rağmen Avrupa’nın bu dönemde Kutsal Topraklar üzerine yeni bir sefer yapması çok zor gözüküyordu. Bu dönemde Haçlı beyleri İlhanlılarla bir uzlaşı arayışında değillerdi. Avrupa’nın en önemli krallarından İngiltere Kralı I. Edward, bir yandan içişleriyle meşgulken diğer yandan Galler’le savaş halindeydi. Avrupa’nın önemli bir diğer hükümdarı Fransa Kral’ı III. Philip ise bu dönemde ne Müslümanlar ne de Kutsal Topraklar üzerine yapılacak bir seferle ne de İlhanlılarla düzenlenecek ittifakla ilgilenmiyor, bunun yerine tüm dikkatini yakın komşularıyla gerçekleştirdiği münasebetlerine ve içişlerine veriyordu371. Ayrıca George Lane eserinde İlhanlı Sarayı ile Avrupa sarayları arasındaki uzun mesafeler ve bilgi alışverişindeki eksiklikten dolayı bu dönemde İlhanlı-Avrupa ittifakının kurulamadığını belirtmiştir372. Sonuç olarak yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı Memlûklara karşı askerî işbirliği gerçekleşememiş ayrıca uzlaşma talebi ağırlıklı olarak İlhanlı hükümdarı Abâkâ’dan gelmiş ve bu da kalıcı bir çözüm sağlamamıştır.

368 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 233, 237; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 281; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 252; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 67. 369 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 237. 370 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 97-98; Gino Borghezio, a.g.m., s. 455-456. Papalar, ittifakın kesin şekilde oluşabilmesi için İlhan’ın vaftiz olmasını beklemişlerdir. Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 98. Abâkâ Han dönemi İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin umumî seyri hakkında ayrıca bkz. ‘Abbâs Zeryâb, a.g.m., s. 340. 371 Morris Rossabi, a.g.e., s. 91. Ayrıca bkz. Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 155. 372 George Lane, a.g.e., s. 51.

56 Öte yandan bu dönemde İlhanlı-Bizans İmparatorluğu arasında da kayda değer birtakım gelişmeler yaşanmıştır. Hûlâgû devrinde başlayan dostane münasebetler Abâkâ zamanında da devam etmiştir. Bizans İmparatoru Mikhail Palaiologos’un Diplobatatzina’dan olan gayri meşru kızı “Maria” (Despina/Tespine Hatun)373, İlhanlı hükümdarı Hûlâgû ile evlendirilmek için yola çıkarılmış, fakat bu yolculuk esnasında İlhan hayatını kaybetmişti. Yolundan dönmeyerek devam eden Maria, İlhanlı topraklarına gelmiş ve o sırada hükümdar olan Abâkâ, onu zevceliğe kabul etmiştir374. Maria, İlhan nezdinde büyük itibar görmüş ve prensesliği müddetince Hristiyanlığı

Tespina] (تسپنا خاتون) Tespine Hatun], Târîh-i Benâketî’de] (تسپنه خاتون) Câmi’u’t-Tevârîh’de 373 Hatun] şeklinde geçmektedir. Bkz. ve krş. Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 4; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 97; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1056; Benâketî, a.g.e., s. 426. Câmi’u’t-Tevârîh’in ‘Abdu’l Kerim ‘Alî-zâde, Muhammed Rûşen-Mustafa Mûsevî Farsça neşrirleriyle birlikte W. M. Thackston tarafından yapılan İngilizce ve aynı eserin TTK Türkçe tercümesinde Tespine Hatun; “Trabzon Melikinin -olarak yazılmıştır. Bkz. ve krş. Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 97; Reşîdu’d-dîn/Rûşen (دختر ملك ترابزون) ”kızı Mûsevî, c. II, s. 1056; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: III, s. 515-516; Reşîdu’d-dîn/İ. Aka, v.d., s. 76. Reşîdu’d-dîn’in “Şu’ab-i pençgâne” adlı eserinde ve Câmi’u’t-Tevârîh’in “Karl Jahn” neşrinde Tespine -olarak nakledilmiştir. Bkz. krş. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh (دختر ملك اسطنبول) ”Hatun; “İstanbul Melikinin kızı i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 143; Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 4. Hristiyan kaynaklarda Tespine Hatun, “Maria” olarak geçmektedir. Bkz. ve krş. Georges Pachymérés, a.g.e., Vol. I, s. 234; Ebü’l-Ferec İbnü’l-İbrî, a.g.e., s. 47. Ayrıca bkz. Müverrih Vardan, a.g.e., s. 242; ‘Abbâs Zeryâb, a.g.m., s. 340. 374 Yazıcızāde ‘Alî, Tevârîḫ-i Āl-i Selçûḳ. Histoire des Seldjoukide, Paris Bibliothèque Nationale, No. Regius Supp. Turc. 737, (t), v. 373a; Georges Pachymérés, a.g.e., Vol. I, s. 234; Georges Pachymérés, a.g.t., s. 22; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 585; Ebü’l-Ferec İbnü’l-İbrî, a.g.e., s. 47; Müverrih Vardan, a.g.e., s. 242; Gyula Moravcsik, a.g.e., s. 102; Alexander Van Millingen, a.g.e., s. 273-274; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 529; Denis Sinor, “The Mongols in the West”, s. 27; Judith Herrin, a.g.e., s. 315; Şîrîn Beyânî, a.g.e., s. 53; ‘Abbâs Zeryâb, a.g.m., s. 340; Omeljan Pristak, Andrew J. Cappel, a.g.m., s. 1395; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 78; Donald M. Nicaol, a.g.e., 87; Morris Rossabi, a.g.e., s. 109; Bruce G. Lippard, a.g.t., s. 197; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 151; Kansu Ekici, a.g.t., s. 131; Mehmet Suat Bal, a.g.t., s. 190. Reşîdu’d-dîn ve Benâketî gibi önemli İlhanlı müellifleri Tespina’yı Abâkâ’nın üst konumdaki hatunları arasında zikretmektedir. Bkz. Benâketî, a.g.e., s. 426; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 143; Reşîdu’d- dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 4; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 97; ‘Abbâs Zeryâb, a.g.m., s. 341. Müverrih Vardan eserinde, başka hiçbir kaynakta rastlamadığımız şekilde Abâkâ’nın Maria (Tespina) ile evlenirken vaftiz edildiğini ve bu haberin her yere yayıldığını nakletmiştir. Bkz. Müverrih Vardan, a.g.e., s. 242. Napoli ve Sicilya Kralı Charles de Anjou, İlhanlılarla Batı Hristiyanlığı’nın ittifak kurma gayretlerini gereksiz bulmuştur. Bunun farklı sebepleri göze çarpmaktadır. Deniz ticaretine oldukça hâkim olan Venedik ve Cenevizliler sürekli olarak birbirlerini rakip olarak görmüşlerdir. Charles de Anjou, Venedik tarafını desteklemiş ve Cenevizlilere karşı hasmane bir tutum takınmıştır. Cenevizliler ise Bizans İmparatorluğu’yla iyi ilişkiler kurma yoluna gitmiştir. Bunlardan başka Charles de Anjou, Bizans’ta yeniden Latin hâkimiyetini tesis etme ve Mikhail Palaiologos’tan intikam almak arzusundaydı. Bu sebeplerden dolayı İlhanlı hükümdarı Abâkâ’nın Bizans İmparatoru’nun kızıyla evlenmesi ve İran Moğollarının Bizans’la yakın ilişkiler kurması Charles de Anjou’nun tepkisini çekmiştir. Morris Rossabi, a.g.e., s. 85; Georg Ostrogorsky, a.g.e., s. 415; Timothy E. Gregory, a.g.e., s. 281; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 154-155; Işın Demirkent, “1082-1302 Yılları Arasında Bizans-Venedik İlişkilerine Kısa Bir Bakış”, İÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, S. 36, (Prof. Dr. Fikret Işıltan Hatıra Sayısı), İstanbul 2000, s. 149-150.

57 Moğol sınırlarında himaye etmiştir375. Türkiye Selçukluları, Altın Orda376 ve Memlûkların baskılarından dolayı İlhanlıların gücünü arkasına almak isteyen Bizans İmparatorluğu için bu evlilik oldukça önem taşımaktaydı. Nitekim İlhan Abâkâ ile Maria arasında vukû bulan izdivaç neticesinde iki ülke arasında dostluk ve akrabalık tesis edilmiştir. Hûlâgû Han zamanında Dokuz Hatun, Abâkâ Han zamanında ise Maria’nın Hristiyanlığı İlhanlı Sarayı’nda himaye etmeleri, İlhanlı-Avrupa ilişkileri açısından önemli bir evre olmuştur. Dokuz Hatun ve Maria, İlhanlı hükümdarlarının Hristiyanlığa karşı bakış açılarını olumlu yönde ve önemli ölçüde değiştirmiştir377. Bu bakımdan Dokuz Hatun ve Maria, İlhanlı-Avrupa ilişkilerinde önemli birer figür olarak karşımıza çıkmaktadır.

İlhanlı-Avrupa ve İlhanlı-Bizans ilişkileri bu şekilde seyrederken İlhanlıların önemli müttefiklerinden Ermeniler, Abâkâ Han döneminde Memlûklarla mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Memlûk Sultanı Baybars el-Bunukdârî, Ermenilerin Moğollarla iş birliğine son vermek için 1266 yılında Ermeni Kralı Hetum’a elçiler göndererek kendisine itaat etmesini ve vergi ödemesini talep etmiştir. Sultandan gelen bu isteği kesin ve sert şekilde reddeden Hetum’un cevabı üzerine Memlûk sultanı Ermeni ülkesine kısa bir süre sonra saldırı başlatmıştır. Ermeni ordusu Memlûk saldırısına dayanamayarak yenilmiş, ayrıca Memlûklar savaş sonrası bölgede (Sis ve Ayas) yağma faaliyetlerinde bulunarak ciddi tahribat oluşturmuşlardır. Söz konusu mağlubiyet Ermeniler için ağır neticeler yaratmıştır. Ermeni Prensi Leon esir düşmüş, bir diğer Prens Toros ise öldürülmüştür. Hetum, esir düşen oğlunu kurtarabilmek için

375 Judith Herrin, a.g.e., s. 315; Şîrîn Beyânî, a.g.e., s. 53; Bruno De Nicola, a.g.e., s. 215. İlhan Abâkâ’nın vefatının ardından Maria, Konstantinopolis’e dönmüştür. Bruno De Nicola, a.g.e., s. 215. 376 İlhanlı-Bizans İmparatorluğu yakınlaşması kısa sürede Altın Orda’nın (Kıpçaklar) tepkisini çekmiştir. Öyle ki Kıpçaklar, 1264 ve 1271 yıllarında Bizans sınırlarına büyük akınlar düzenleyerek İmparatorluğu çok zor duruma sokmuşlardır. Bu saldırıların önünü alamayan imparator, Altın Orda politikasını değiştirmek zorunda kalmıştır. Bu meyanda Mikhail Palaiologos, değerli hediyelerle birlikte gayri meşru kızı Euphrosyne (Eufrozina)’yi nüfuzlu Altın Orda komutanı Nogay’a 1273 yılında eş olarak vermiştir. Bu akıllıca siyasi hamleyle Bizans İmparatoru Altın Orda ile akrabalık kurmuş ve kuzey sınırlarını güvence altına almıştır. Mikhail Palaiologos, bunun yanında iktidarının son zamanlarında Memlûk Sulatnı Kalavun’la da iyi ilişkiler kurmuş, Konstantinopolis boğazını Memlûk tacirlerine açmış ve bu sayede Altın Orda-Memlûk ticarî ilişkilerinin güçlenmesine katkı sağlamıştır. István Vásáry, Kumanlar ve Tatarlar. Osmanlı Öncesi Balkanlar’da Doğulu Askerler (1185-1365), (Çev. Ali Cevat Akkoyunlu), YKY, İstanbul 2018, s. 90-91; A. A. Vasiliev, a.g.e., s. 601; Georg Ostrogorsky, a.g.e., s. 424; Alexander Van Millingen, a.g.e., s. 272-273; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 529-530; Şerif Baştav, a.g.e., s. 5; İlyas Kemalov, a.g.m., s. 6-9; Kansu Ekici, a.g.t., s. 132. Ayrıca bkz. Timothy E. Gregory, a.g.e., s. 282. 377 Şîrîn Beyânî, a.g.e., s. 54.

58 büyük çaba sarfetmiştir. Abâkâ Han’ın desteğiyle esir değişimi gerçekleştirilmiş, bunun yanısıra Leon’un serbest bırakılması karşılığında Halep civarındaki Darbısak, Behesni ve Ra’bân kalelerini Memlûk tarafına vermek zorunda kalmıştır. Yaşanan tüm hadiseler sonrasında Ermenistan bölgede yanlızlaşarak, eski gücünü ve itibarını yitirmiştir. Hetum’un çabalarından sonra veliaht Leon esirlikten kurtulmuş ve 1269’da tahta çıkmış, ayrıca Abâkâ’dan icazet almıştır378.

Kendi devrinde Anadolu’da geniş yetkilerle donatılan, zamanla neredeyse Selçuklu sultanı kadar söz sahibi olan ve Abâkâ Han devrinde İlhanlı hükümdarının naibi sıfatını alan Pervane Muin’u’d-dîn (öl. 676/1277)379, kendi menfaatlerini gözeterek riyakâr politikalar takip etmiştir. İlhan Abâkâ’nın gözündeki itibarını yavaş yavaş kaybetmesnin ardından Memlûk Sultan Baybars’ı Anadolu’ya Moğollar üzerine akın yapması için gizlice davet etmiştir. Pervane Muin’u’d-dîn’in Memlûk sultanıyla haberleştiği ve ikili siyaset oynadığı ortaya çıkınca Abâkâ tarafından azledilmiş, ardından yargılanıp idam edilmiştir380. Baybars’ın Pervane Muin’u’d-dîn’in teşvikleri neticesinde 1277 yılında Anadolu’ya ani akını381 neticesinde pek çok Moğol askerinin

378 Vahram, Vahram's Chronicle of the Armenian Kingdom in Cilicia. During the Time of the Crusades, (Trans. and Notes: Charles Fried, Karl Friedrich Neumann), London 1831, s. 50-53; Sirarpie der Nersessian, “The Armenian Chronicle of the Constable Smpad or of the "Royal Historian"”, Dumbarton Oaks Papers, Vol. XIII, Dumbarton Oaks Publications, Washington 1959, s. 164-166; Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 33), s. 53-54; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 124-126; Ebü’l-Ferec İbnü’l-İbrî, a.g.e., s. 48-49; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 586-589; Bayarsaikhan Dashdondog, a.g.e., s. 164-165; Sirarpie Der Nersessian, “The Kingdom of Cilician Armenia”, A History of The Crusades, Vol. II (The Later Crusades 1189-1311), (Ed. Kenneth M. Setton), The University of Wisconsin Press, Madison-Milwaukee-London 1969, s. 653-654; Mehmet Ersan, a.g.t., s. 175-176; Kansu Ekici, a.g.t., s. 98-99. 379 II. Gıyâsu’d-dîn Keyhûsrev’in veziri Mühezzebüddin Ali ed-Deylemî’nin oğludur. Türkiye Selçuklu Devleti ve İlhanlılar tarihi için önemli bir karakterdir. Özellikle Anadolu’da Moğol tahakkümünün artmasıyla birlikte Hûlâgû ve Abâkâ Hanlar dönemi İlhan’ların desteklerini ve güvenlerini kazanarak büyük bir otorite saihibi olmuştur. Dönemin siyasî ve askerî düzenine göre uyguladığı ikiyüzlü politikalarla şahsî çıkarlarını gözetmiş ve ihtiraslarını dizginleyememiştir. Ancak bu durum uzun sürmemiş ve Abâkâ Han tarafından yakalanarak idam edilmiştir. Pervane Muin’u’ddîn Süleyman hakkında tafsilat için ayrıca bkz. Nejat Kaymaz, Pervâne Mu’înü’d-dîn Süleyman, AÜ, DTCF Yayınları, Ankara 1970, s. 27-188; Muharrem Kesik, “Muînüddin Süleyman Pervâne”, DİA, c. XXXI, İstanbul 2006, s. 91-93. 380 İbn Şeddad, Baypars Tarihi. Al-Melik-al-Zahir (Baypars) Hakkındaki Tarihin İkinci Cildi, (Çev. Şerefüddin Yaltkaya), TTK, Ankara 2000, s. 33-34; Cenâbî Mustafa Efendi, Cenâbî Mustafa Efendi'nin el-‘Aylemü'z-Zâhir fî Ahvâli'l-Evâil ve'l-Evâhir Adlı Eserinin Anadolu Selçukluları İle İlgili Kısmının Tenkidli Metin Neşri, Haz. Muharrem Kesik, İÜ, SBE, Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 1994, s. 24 (Türkçe çeviri); İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 461; Nejat Kaymaz, a.g.e., 139; İlhan Erdem, a.g.t., s. 207-208; Muharrem Kesik, a.g.m., s. 92. 381 Bkz. İbn Şeddad, a.g.e., s. 84-93; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 143-147; Reşîdu’d-dîn’de yer alan bilgilerin Türkçe tercümesi; Reşîdu’d-dîn/İ. Aka, v.d., s. 112-114; Benâketî, a.g.e., s. 433-434; İbn

59 ve Moğol komutanın ölümü İlhan Abâkâ’yı çok kızdırmıştı. Babası Hûlâgû devrinden itibaren sürekli en büyük düşman olarak telakki edilen Memlûklar üzerine sefer hazırlıklarına başlayan Abâkâ, bu problemi tamamen sonlandırmak, intikam almak ve Kuzey Suriye topraklarını ele geçirmek arzusundaydı. Bu minvalde İlhanlı hükümdarı, Moğol, Frank, Ermeni ve Gürcü birliklerden oluşan büyük bir ordu kurarak Memlûklar üzerine gitme kararı almıştır382. Bu ordunun başına Şehzâde Mengû-tîmûr getirilmiştir383. İlhan Abâkâ düzenleyeceği geniş çaplı saldırı için son kez Kasım 1279’da İngiltere Kralı I Edward’a elçi göndererek yardım talebinde bulunmuştur384. Ayrıca Akkâ’dan erzak ve lojistik destek talep edilmiştir385. Akkâ’lı Franklar, Memlûklarla yaptıkları anlaşma gereği Moğolların bu yardım talebine kayıtsız kalmışlardır386. Bunlara ilaveten Moğolların Memlûklar üzerine saldırısı esnasında Kıbrıs Kralı III Hugh, Kıbrıs’tan askerî destek sağlayarak Moğol ordularıyla birleşmesi

Haldûn, a.g.e., c. IV, s. 926-927; Selçuknâme/Öztürk, s. 186-187, 196-199; Selçuknâme/Yinanç, s. 238- 242; İbnü’l Verdî, İbnü’l Verdî Târîhi’nde Bulunan Selçuklularla İlgili Kayıtlar, (Çev. Mustafa Alican), Kesit Yayınları, İstanbul 2014, s. 113; Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 34), s. 54-55; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 128-129; Faruk Sümer, “İlhanlı Hükümdarlarından Abaka, Argun Hanlar ve Ahmed-i Celâyir”, s. 179-182; Abdul-Aziz Khowaiter, a.g.e., s. 70-76; Nejat Kaymaz, a.g.e., 158-168; Ramazan Şeşen, a.g.e., s. 190-196; İlhan Erdem, a.g.t., s. 228-236; André Clot, a.g.e., s. 62-63. 382 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 40-41; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 162; Vassâf, a.g.e., s. 60; Aksarâyî/Turan, s. 134; İbn Fûvatî, a.g.e., s. 248; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 18, 29; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 495-496; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 85-90; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 133-134; Faruk Sümer, “Abaka”, s. 8; Ramazan Şeşen, a.g.e., s. 198-199; İlhan Erdem, a.g.t., s. 268-271; İlhan Erdem, “Olcaytu Han’ın Ölümüne Kadar İlhanlılar’da Yaşanan Siyasal-Kültürel Gelişmeler ve Yakın-Doğu’ya Etkileri”, s. 16; Kansu Ekici, a.g.t., s. 111; Ayşe Dudu Erdem, a.g.t., s. 102-103; Fatma Akkuş Yiğit, “Memlûk Sultanı Kalavun Zamanında Ermeniler”, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, S. 3, Aralık 2012, s. 13. 383 Kazvînî (Ward)/Ẓafer-Nāmah, s. 259; Vassâf, a.g.e., s. 60; Benâketî, a.g.e., s. 436; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 592; Aksarâyî/Turan, s. 134; İbn Fûvatî, a.g.e., s. 248; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 19; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, a.g.e., s. 215; George Lane, a.g.e., s. 51. 384 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 242; Peter Jackson, a.g.e., s. 168. Ayrıca bkz. Jacques Paviot, a.g.m., s. 312; Abdullah Mesut Ağır, “Sultan Kalavun Devri Memlûk-İlhanlı Münasebetleri II. Humus Savaşı H. 679/M. 1281”, Akademik Bakış, S. 15, Celalabat 2008, s. 5. Ayrıca bkz. George Lane, a.g.e., s. 51. 385 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 242; Peter Jackson, a.g.e., s. 168; Jacques Paviot, a.g.m., s. 312; Abdullah Mesut Ağır, a.g.m., s. 5. 386 el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 22; George Hill, A History of Cyprus, Vol. II, At The University Press, Cambridge 1948, s. 175; Jean Richard, “The Mongols and the Franks”, s. 54; A. P. Martinez, a.g.m., s. 163; Ali Aktan, “Sultan Kalavun Döneminde (M. 1279-1290) Memlûk-Haçlı Münasebetleri”, V. Uluslararası Ortadoğu Semineri, Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Yayınları, Elazığ 2012, s. 65; Mustafa Uyar, İlhanlı Devleti’nin Askerî Teşkilâtı, AÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2007, s. 57; Abdullah Mesut Ağır, a.g.m., s. 5.

60 planlanmış, lâkin bu yardım savaşa yetişememiştir387. 14 Recep 680/29 Ekim 1281’de Humus yakınlarına ulaşan Moğol ordusu Memlûklar tarafından ağır bir hezimete uğratılmıştır388. İngiltere Kralı I Edward, her ne kadar söz konusu bu savaşa fiili olarak katılmamış olsa da o, Avrupalı krallar içerisinde yeni bir Haçlı Seferi yapılması taraftarı olan ve Kutsal Toprakların bir an önce Memûklardan alınması gerektiğini savunan hükümdarlardan en önemlisiydi. Bundan dolayı Abâkâ’nın Memlûklar üzerine gerçekleştirmiş olduğu bu saldırıyı ve hezimeti yakından takip etmiştir389. Humus yenilgisinin ardından İlhan Abâkâ oldukça müteessir olmuş, kendisini içki ve eğlenceye vermiştir. Netice itibariyle Abâkâ, H. 20 Zî’l-hicce 680/M. 1 Nisan 1282’de Hemedân’da vefat etmiş ve Urmiye Gölü’ndeki Şahı Adası’nda babası Hûlâgû’nun yanına defnedilmiştir390.

Sonuç itibariyle İlhan Abâkâ, tahta çıkar çıkmaz kardeş uluslar tarafından gelen ani saldırılar onu zor durumda bırakmış, ancak akıllıca yapılan askerî ve siyasî hamlelerle bu kritik süreci başarıyla atlatmayı bilmiştir. Abâkâ Han döneminde gergin

387 Peter Jackson, a.g.e., s. 168; George Hill, a.g.e., s. 175; A. P. Martinez, a.g.m., s. 163; Jean Richard, “The Mongols and the Franks”, s. 54. Ayrıca bkz. Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 330-331. 388 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 40-41; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 162-163; Benâketî, a.g.e., s. 436; Aksarâyî/Turan, s. 134-135; Kazvînî (Ward)/Ẓafer-Nāmah, s. 260-261; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 592-593; İbn Fûvatî, a.g.e., s. 248; İbn Haldûn, a.g.e., c. IV, s. 906; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 29-30; İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 67-68; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 496-497; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 90-93; Celâleddîn Suyûtî, Halifeler Tarihi, (Çev. Onur Özatağ), Ötüken Neşriyat, İstanbul 2014, s. 487; İstanbul Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 135-138; P. M. Holt, Haçlılar Çağı. 11. Yüzyıldan 1517’ye Kadar Yakındoğu, 104; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, a.g.e., s. 216; Peter Jackson, a.g.e., s. 168; Ramazan Şeşen, a.g.e., s. 199-201; İlhan Erdem, a.g.t., s. 271-272; Fatma Akkuş Yiğit, a.g.m., s. 13. Tafsilat için ayrıca bkz. İlhan Erdem, a.g.t., s. 268-272. Mengû-tîmûr’un hezimetinden sonra Makrizî eserinde; İlhanlı kaynaklarında rastlamadığımız Abâkâ’nın sarfetmiş olduğu şu sözleri aktarmaktadır; “Keşke sen ve askerin ölmüş olsaydı da bozguna uğrayarak ricat etmemiş olsaydın” (el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 35). 389 Bkz. Jacques Paviot, a.g.m., s. 312. 390 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 41; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 164; Vassâf, a.g.e., s. 64; Şihâbu’d-dîn ‘Abdullâh-i Hvâfî Hafız-i Ebrû, Cogrâfiyâ-yi Hâfiz-i Ebrû, c. II, neşr. Sâdik Seccâdî, Tahran 1375, s. 69; Niğdeli Kadı Ahmed, el-Veledü’ş-şefîk ve’l-Hâfidü’l-Halîk, c. II (F. Metin), (Notlarla Yay. Haz. Ali Ertuğrul), TTK, Ankara 2015, s. 339; Benâketî, a.g.e., s. 436; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 593; Kazvînî (Ward)/Ẓafer-Nāmah, s. 264; Aksarâyî/Turan, s. 135; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 499; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 99; İbn Fûvatî, a.g.e., s. 249; Devletşâh-i Semerkandî, a.g.e., s. 170; Peter Jackson, “Abaqa”, s. 63; ‘Abbâs Zeryâb, a.g.m., s. 341; Charles Melville, “The Chinese-Uighur Animal Calendar in Persian Historiography of the Mongol Period”, s. 89; Faruk Sümer, “Abaka”, s. 8; Morris Rossabi, a.g.e., s. 77; İlhan Erdem, a.g.t., s. 273-274; Kansu Ekici, a.g.t., s. 111. Dönemin önemli Hristiyan kaynakları Abâkâ’nın zehirlenerek öldüğünü/öldürüldüğünü yazmaktadır. Ne yazık ki bu bilgiyi muasır İslâm kaynaklarıyla teyit etmek mümkün değildir. Özellikle İlhanlı kaynakları Abâkâ’ın aşırı içkiden vefat ettiğini nakletmiştir. Bkz. ve krş. Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 36), s. 58; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 616; Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 41; Benâketî, a.g.e., s. 436.

61 olan İlhanlı-Memlûk ilişkileri daha da kötüye gitmiş ve buna karşılık İlhanlı-Haçlı- Avrupa ekseninde münasebetler ve elçi teatileri yoğunlaşmıştır. Bir taraftan Memlûk, diğer taraftan Altın Orda ve Çağataylılarla mücadele ettiğinden dolayı bölgede yalnızlaşan İlhanlılar, Avrupalı devletler, Papalık, Haçlılar ve Bizans İmparatorluğu ile iyi ilişkiler kurmayı hedeflemiştir.

Abâkâ Han, bu dönemde papa ve Batı Hristiyan devletleriyle ittifak oluşturabilmek ve iyi ilişkilerin kalıcılığını temin edebilmek için yoğun çaba sarfetmiştir. Abâkâ’nın, Avrupa’ya göndermiş olduğu mektuplardan anlaşılacağı üzere Memlûklar üzerine ortak bir askerî harekât ve ittifaklık planları sürekli olarak vurgulanmış ve gündeme getirilmiştir. Hûlâgû döneminde İlhanlıların Avrupa ve papayla tesis etmiş olduğu uzlaşı kurma girişimleri ve dostane münasebetler Abâkâ döneminde hızla ivme kazanarak devam etmiştir. İlhanlı hükümdarının Memlûklara karşı hasmane, Avrupa ve Hristiyanlığa karşı dostane tutumlarına başta Papalık, Fransa Krallığı, İngiltere Krallığı ve Aragon Krallığı sessiz kalmamıştır. Nitekim başta Papa IV. Clement, Papa X. Gregory ve Papa III. Nicolaus İlhanlı Sarayı’ndan gelen elçilere ve ittifaklık tekliflerine sıcak bir tutumla yaklaşarak Memlûklara karşı askerî hareket planlarını sonuna kadar desteklemişlerdir. Bu doğrultuda Fransa Kralı IX. Louis, Aragon Kralı I. Jakob ve İngiltere Krallığı’nın veliaht Prensi Edward (sonrasında İngiltere Kralı) emrindeki birliklerle Avrupa’dan deniz yoluyla hareket ederek Memlûklara karşı İlhanlı ordusuyla birleşmek için harekete geçmişlerdir. Böylelikle Memlûklara karşı taraflar arasında ve elçiler yoluyla tasarlanan saldırı planı fiiliyata geçmiş oldu. Ancak yanlış tarihlerde yanlış yerlere varan Avrupalı krallar ve prensler İlhanlı kuvvetleriyle istenilen ve umut edilen birlikteliği tam olarak gerçekleştirememişlerdir. Özellikle Fransa Kralı IX. Louis’in büyük beklentilerle başlatmış olduğu Haçlı Seferi tam bir hüsranla sonlanmış, pek çok Haçlı kuvveti savaşamadan, hastalıklar ve sıcaklıklar yüzünden ölmüştür. Zamansız şekilde yola çıkan Aragon Kralı I. Jakob’un birliklerinin çoğu ise deniz yolculuğunda hayatlarını yitirmiştir. Bununla birlikte ilerleyen zamanlarda dönem Avrupa’sının çeşitli siyasî problemleri ve papaların ani ölümleri yeni bir Haçlı organizasyonunun gerçekleşmesini engellemiştir. Tek bir cümleyle ifade etmek gerekirse İlhan Abâkâ, farklı tarihlerde gönderdiği mektuplarla Avrupa’nın desteğini alarak Memlûklar üzerine ortak bir askerî harekât düzenlemek istemiş, ancak başarılı olamamıştır.

62 3. Ahmed Tekûdâr Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1282-1284)

İlhan Abâkâ’nın vefatının ardından kengeş391 yapılmış, Moğol ümerasının tahta kimin çıkacağı hususnda kısa bir anlaşmazlığa düşülmesi ve müteveffa hükümdarın oğlu Argûn’un bir müddet muhalefetine392 rağmen yeni İlhan’ın 26 Muharrem 681/6 Mayıs 1282 tarihinde Ahmed393 Tekûdâr (Tegüder)394 olması kararlaştırılmıştır395.

,”karşılıklı danışmak”, “tedbir almak”, “görüşmek”, “düşünmek“ ;(کنکاش) Bu ıstılah 391 “müzakere ve istişare etmek” anlamlarına gelmektedir. Kâşgarlı Mahmûd, a.g.e., c. II (Dizin), s. 301; Gerard Clauson, An Etymological Dictinary of Pre-Thirteenth Century Turkish, Oxford 1972, s. 734; Kaare Grönbech, Kuman Lehçesi Sözlüğü. Codex Cumanicus’un Türkçe Sözlük Dizini, (Çev. Kemal Aytaç), Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1992, s. 97; Abdülkadir Donuk, a.g.e., s. 77; Mehmet Kanar, Ferhengî Türkî be Farisî, Ferhengî Farisî be Türkî (Büyük Sözlük. Farsça-Türkçe, Türkçe Farsça), c. II, Muhammed“ ,(کنگاج) İstanbul 1998, s. 502. Kengeş tabiri; Câmi’u’t-Tevârîh’in “Karl Jahn” neşrinde -şeklinde geçmektedir. Bkz ve krş. Reşîdu’d-dîn/Abāġā (کنگاچ) Rûşen ve Mustafa Mûsevî” neşrinde Gaiḫātū, s. 44; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1125. 392 Moğol ümerası içerisinde yeni İlhan’ın kim olması gerektiği hususunda yaşanan tartışmalar ve Şehzâde Argûn’un muhalefeti için bkz. İlhan Erdem, a.g.t., s. 275. 393 Müslümanlığa meylettiği için Ahmed adını ve “sultan” ünvanını almıştır. Vassâf, a.g.e., s. 66; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 140; Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 45; Reşîdu’d-dîn/İ. Aka, v.d., s. 130; İbn Haldûn, a.g.e., c. IV, s. 906; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 45- 46; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 99; John Joseph Saunders, a.g.e., s. 131; David Morgan, Medieval Persia 1040-1797, Longman Publishing, London-New York 1988, s. 65; İlhan Erdem, a.g.t., s. 276. Tekûdâr, çocukluk yaşlarında Nasturi Hristiyan olan annesi Kutuy Hatun’un etkisiyle vaftiz ettirilmiş ve Hristiyan temayüllere göre yetiştirilmiştir. Bu bilgileri bize sunan en önemli kaynak Ermeni müverrih Hetum’dur. Hetum, onun çocukluk çağında vaftiz edildiğini ve ona “Nicolaus/Nicholaus” adının verildiğini, ancak ilerleyen zamanlarda Hristiyanlığı reddettiğini nakletmektedir. Bkz. Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 37), s. 58; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 139-140; De Gugines, Hunların Türklerin Moğolların ve Daha Sair Garbî Tatarların Târîh-i Umumisi, c. VI, (Fransızcadan Çev. Hüseyin Cahid), İstanbul 1924, s. 37; A. Zeki Velidî Togan, Umumî Türk Tarihine Giriş, Enderun Kitabevi, İstanbul 1981, s. 261; René Grousset, a.g.e., s. 353; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 69; L. Lockhart, a.g.m., s. 25; Wonhee Cho, a.g.t., s. 164; D. M. Dunlop, “The Karaits of Eastern Asia”, SOAS, Vol. XI, University of London 1944, s. 287. İlhan Ahmed Tekûdâr’ın Müslümanlığa geçişi ve bunun devletin dâhîli ve hârîcî siyasetine etkileri için ayrıca bkz. Reuven Amitai, “The Conversion of Tegüder Ilkhan to Islam”, JSAI, S. 25, Hebrew University of Jerusalem 2001, s. 15- 43; Cüneyt Kanat, “İlhanlı Hükümdarı Teküdar’ın Müslümanlığı Kabulü ve Bunun Memlûk Devleti’ndeki Yankıları”, Türklük Araştırmaları Dergisi, S. 12, (Prof. Dr. Coşkun Alptekin’e Armağan: Osmanlı Öncesi Batı Asya’da Türk Varlığı), Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, İstanbul 2002, s. 233-247; Mustafa Uyar, “İlhanlı Hükümdarlarının İslâm’a Girmesinde Rol Alan Türk Sûfîleri: İlhan Tegüder ve Gazan Han Devirleri”, Belleten, c. LXXVI, S. 275, Ankara, Nisan 2012, s. 12-20. d. ?); 1282-1284 yılları arasında) (تكودار بن هوالگو خان) Ahmed Tekûdâr Han b. Hûlâgû Han 394 hükümdarlık yapmış üçüncü ilhandır. Kansu Ekici, a.g.t., s. 25, dpn. 13. Ahmed Tekûdâr hakkında ayrıca bkz. Kazvînî (Ward)/Ẓafer-Nāmah, s. 266-295, 300-310; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 593-595; İlhan Erdem, “İlhanlılar’da Ahmed Teküder Dönemi ve Selçuklular”, AÜ DTCF TAD, S. 35, Ankara 2004, s. 103-111; D. O. Morgan, “Tegüder”, Elr., Vol. X, New York 2001, s. 411-412. 395 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 44; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 170; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: III, s. 549; Vassâf, a.g.e., s. 66; İbn Fûvatî, a.g.e., s. 251; İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 68; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 593; Şebânkâre’î, a.g.e., s. 264; Niğdeli Kadı Ahmed, a.g.e., s. 340; Devletşâh- i Semerkandî, a.g.e., s. 184; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, a.g.e., s. 221; David Morgan, a.g.e., s. 68; İlhan Erdem, a.g.m., s. 104. İbn Fûvatî, diğer kaynakların aksine Ahmed Tekûdâr’ın 16 Muharremde tahta oturduğunu yazmaktadır. Bkz. İbn Fûvatî, a.g.e., s. 251. Aksarâyî net bir tarih vermeksizin Ahmed

63 Tekûdâr’ın hükümdarlığını kabul etmek zorunda kalan Şehzâde Argûn, kendi hakkı olduğunu düşündüğü hükümdarlığı elde etmek için her fırsatı kollamaya başlayacaktır.

Müslümanlığa son derece bağlı olan Ahmed Tekûdâr, yönetimi ele almasından kısa bir süre sonra “yarlığ” yerine “ferman”, “elçi” yerine de “resul” kelimelerinin kullanılmasını münasip görmüştür396. Ülkede İslâm’ın yüceltilmesi için gayret göstermiştir. Kısacası babası Hûlâgû Han’ın kurmuş olduğu İran merkezli Moğol Devleti onun zamanında İslâm devleti kimliğine bürünmüştür. Hristiyan ve Budistler Hûlâgû ve Abâkâ Han dönemlerinde Moğol yönetimi tarafından oldukça iyi bir muamele görürken, bu durum Ahmed Tekûdâr zamanında ilhanın şahsî tercihleriyle alakalı olarak tam tersine dönmüştür397.

Ahmed Tekûdâr, ilhan seçildikten ve gerekli atamaları yaptıktan sonra kendisinin İslâm dinine geçmesinde398 önemli bir yeri olan ‘Abdu’r-Rahmân adındaki Türkmen Şeyhi’yle dostluk kurmuş, ona oldukça değer vermiş ve günlerini onun dergâhındaki semâlara katılmakla geçirmeye başlamıştır. Bundan dolayı devlet işleriyle yeteri kadar ilgilenmemiş, bu da tabii olarak ümeranın tepkisini toplamaya başlamıştır399.

İlhan Ahmed Tekûdâr döneminde yaşanan en önemli siyasî gelişme Memlûklarla olmuştur400. Bu doğrultuda uzun zamandır devam eden İlhanlı-Memlûk

Tekûdâr’ın H. 680 yılının Zî’l-hicce (M. Mart 1282) ayında tahta oturduğunu yazmaktadır. Bkz. Aksarâyî/Turan, s. 136. Ahmed Tekûdâr, resmen 13 Rebî’u’l-evvel 681/21 Haziran 1282 tarihinde İlhanlı tahtına oturmuş ve cülûs merasimi düzenlenmiştir. Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 45. 396 Vassâf, a.g.e., s. 67-68. 397 De Gugines, a.g.e., s. 37. 398 İbni Tagrıberdi; Ahmed Tekûdâr’ın, babası Hûlâgû hayattayken Müslüman olduğunu nakletmektedir. O halde Ahmed Tekûdâr’ın İslâmı benimsemesinde Memlûklara karşı siyasî kâr veya hamle güdülmediği ortadadır. Bkz. ve krş. İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 68; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 89. 399 Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1129-1130; İlhan Erdem, a.g.t., s. 276; İlhan Erdem, a.g.m., s. 105. 400 Bu konuyla ilgili olarak ayrıca bkz. Anne Falby Broadbridge, a.g.t., s. 55-64; P. M. Holt, “The Īlkhān Aḥmad’s Embassies to Qalāwūn: Two Contemporary Accounts”, SOAS, Vol. XLIX/1, (In Honour of Ann K. S. Lambton), Cambridge University Press 1986, s. 128-132; Adel Allouche, “Tegüder’s Ultimatum to Qalawun”, Internatioanl Journal of Middle East Studies, Cambridge University Press, Vol. XXII, No. 4, (November 1990), s. 437-446; Türkçe tercümesi: Adel Allouche, “Tegüder’in Kalavun’a Ültimatomu”, (Çev. Mustafa Uyar), AÜ DTCF Dergisi, c. XLVI, S. 1, Ankara 2006, s. 243- 254; Cüneyt Kanat, “İlhanlı Hükümdarı Teküdar’ın Müslümanlığı Kabulü ve Bunun Memlûk Devleti’ndeki Yankıları”, s. 237-247; David Morgan, a.g.e., s. 68-69; İlhan Erdem, a.g.t., s. 278-280; İlhan Erdem, a.g.m., s. 106; Ahmet Sağlam, a.g.e., s. 163-171.

64 çatışmalarına son vermek ve iki devlet arasında barışı tesis etmek amacıyla İlhan tarafından Memlûk Sultanı Kalavun’a mektupla birlikte elçiler401 gönderilimiştir402. Ahmed Tekûdâr’ın bu halishane girişimleri ilk etapta olumlu sonuç verse de iki devlet arasında katî surette çözüm getirememiştir. Zira Memlûk tarafı İlhan’ın bu teklifine geçmişten gelen hasmane ilişkiler nedeniyle kuşkuyla403 yaklaşmıştır404. Bunun yanında İlhan’ın İslâm’a ve Memlûklara karşı duymuş olduğu yakınlık Moğol ümerasının tepkisini toplamıştır405. Ayrıca Şehzâde Argûn’un isyanı ve tahtı ele geçirmesi İlhan Ahmed Tekûdâr’ın sonunu hazırlamıştır.

Ahmed Tekûdâr dönemi iki yıl gibi kısa süreli bir hükümdarlık devri olsa da konumuz açısından İlhanlı-Hristiyan politikasına dair önemli ve olumsuz gelişmeler

401 Sultan Kalavun’a yollanan elçiler şunlardır; “Kemâled’dîn ‘Abdu’r-Rahmân (Kutbeddin Şirâzî) (Sivas kadısı)”, “Emir Bahaeddin (Anadolu hâkimi Sultan Mesud’un Atabegi)” ve “es-Sâhib Şemseddin Muhammed b. Şerefeddin b. Et-Teytî (Mardin hâkiminin veziri)”, Bkz. Ebü’l-Abbas Şihabüddin Ahmed b. Ali Kalkaşendî, Subhü’l-A’şa fî Sınâati’l-İnşa, c. VIII, (Thk. Muhammed Hüseyin Şemseddin), Emiriyee Basımevi, Kahire 1334, s. 67; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 42-43; İbn Haldûn, a.g.e., c. IV, s. 906; P. M. Holt, a.g.m., s. 130-131; Cüneyt Kanat, “İlhanlı Hükümdarı Teküdar’ın Müslümanlığı Kabulü ve Bunun Memlûk Devleti’ndeki Yankıları”, s. 237. Elçilerden de anlaşılacağı üzere mektupla birlikte Memlûk tarafına gönderilen simâlâr Moğol ve Selçuklu erkânı içerisinde oldukça mühim kişilerdir. Bundan dolayı İlhan Ahmed Tekûdâr’ın bu barışın tesis edilmesine ne kadar önem verdiği rahatlıkla anlaşılmaktadır. Kalkaşendî eserinde, elçi olarak gönderilen Kemâled’dîn ‘Abdu’r-Rahmân için pek çok övgü dolu cümlelerle onu methetmiştir. O cümlelerden örnek olarak şunları ifade edebilirz; “O şeyh ki ne güzeldir. Bize dini güzelce öğretiyor. Ariflerin lideri Kemâled’dîn din konularında ne güzel yardımcıdır (Kalkaşendî, a.g.e., s. 67)”. 402 Kalkaşendî, a.g.e., s. 65-68; İbn Haldûn, a.g.e., c. IV, s. 906; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 42-43; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 502; Aksarâyî/Turan, s. 136-137; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 99; Ebü’l-Ferec İbnü’l-İbrî, a.g.e., s. 53; P. M. Holt, a.g.m., s. 128-131; Adel Allouche, a.g.m., s. 243- 245; Peter Jackson, a.g.e., s. 168-169; İlhan Erdem, a.g.m., s. 106; Anne Falby Broadbridge, a.g.t., s. 56; Kansu Ekici, a.g.t., s. 111-112; Cüneyt Kanat, “İlhanlı Hükümdarı Teküdar’ın Müslümanlığı Kabulü ve Bunun Memlûk Devleti’ndeki Yankıları”, s. 237. İbn Kesîr eserinde, sultanın kendisine gelen barış teklifine olumlu baktığı ve kabul ettiğine dair mektuba cevap verdiğini yazmaktadır. Bkz. İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 502. Makrizî’de bu durumu onaylamaktadır. Bkz. ve krş. el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 43. 403 Makrizî, İlhan tarafından gönderilen elçilerin Memlûk topraklarında gizlilik içerisinde kabul edildiğini ve geri gönderildiğini yazmaktadır. el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 42-43. 404 Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 89-90; P. M. Holt, a.g.m., s. 132; İlhan Erdem, a.g.m., s. 106; Kansu Ekici, a.g.t., s. 112. 405 Bununla ilgili olarak Fars, Ermeni ve Süryanî kaynaklarında çeşitli bilgiler yer almaktadır. Bu cümleden olarak İlhan Ahmed Tekûdâr’ın Müslümanlara büyük ihtimam göstermesi, onları çeşitli makamlara ataması, onun Cengiz Yasası’nı bozmakla suçlanmasına neden olmuştur. Bundan dolayı Moğol ümerası ona sırt çevirmiştir. Nitekim Şehzâde Argûn bu durumu akıllıca kullanarak emirleri kendi safına çekmeyi başarmıştır. Bkz. Vassâf, a.g.e., s. 78; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 618; Marco Polo, Dünyanın Hikaye Edilişi, c. II, (Çev. Z. Zühre İlgelen), İthaki Yayınları, İstanbul 2004, s. 232-233; Piskopos Stepanos Vekayinamesi, EKGM/A. G. Glastyan, s. 76-77; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 90; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 35; Osman Gazi Özgüdenli, a.g.e., s. 60; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 9.

65 yaşanmıştır. Tekûdâr’ın İslâmiyeti benimsemesinin ve ilhan seçilmesinin ardından Hûlâgû ve Abâkâ Han dönemlerindeki Hristiyan ve Avrupa politikası tamamen terk edilmiştir. Ahmed Tekûdâr devrinde İlhanlı Sarayı’ndan Hristiyan ve Yahudi astrolog ve doktorlar kovulmuştur. Ayrıca bu dönemde Hristiyan halka karşı olumsuz ve ayrıştırıcı şekilde muamele edilmiştir406. Bununla ilgili olarak Ermeni müverrihi Hetum’un nakillerinden kısaca bahsetmek yerinde olacaktır. Zira Hetum eserinde, onun kısa süren ilhanlığı süresince Hristiyanlara karşı tutumunu detaylı şekilde nakletmektedir407. Bu meyanda Hetum, Ahmed Tekûdâr’ın tüm Moğolların Müslüman olmaları için çalıştığını, Müslüman ahalinin haklarını gözettiğini, ancak bu tutumun tam tersi olarak Hristiyan camiaya zulmettiği, kiliselerin yıkılmasını emrettiğini yazmıştır408. Bir başka Ermeni kaynağı Piskopos Stepanos Vekayinamesi’nde de benzer anlatımlar yapılmış, hatta bunlara ilaveten Ahmet Tekûdâr, İlhanlı tahtını gasp eden hükümdar olarak tasvir edilmiştir409. Söz konusu müvverihlerin Hristiyan Ermeniler olduğunu göz önüne alındığında, hükümdarın Hristiyanlara karşı yapmış olduğu tüm bu olumsuzlukları işaret ederek Şehzâde Argûn’un İlhan’a karşı ayaklanmasını ve hükümdarlığı ele alma olaylarını eserlerinde büyük bir sevinçle karşılamışlardır410.

Ahmed Tekûdâr, 1283 yılının ilkbaharında kendisini Büyük Han Kubilay’a şikâyet ettiği için Nasturi Patriği III. Mar Yaballah’ın beratına el koymuş, Mar Yaballah ve yardımcısı Rabban Sauma’ya yönelik birtakım suçlamalarda bulunarak onları hapse attırmıştır. Hatta Tekûdâr, onu idam etmeyi dahi düşündüyse de vezirleri ve annesi araya girerek bu fikirden vazgeçirmeyi başarmışlardır. Nitekim kısa süre sonra Nasturi Patriği III. Mar Yaballah ve beraberinde tutuklanan kişiler serbest bırakılmıştır411.

406 Richard Foltz, “Ecumenical Mischief Under the Mongols”, CAJ, Vol. XLIII/1, Wiesbaden 1999, s. 60. 407 Bkz. Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 37), s. 58-60; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 140-146. 408 Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 37), s. 59; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 140-142; L. Lockhart, a.g.m., s. 25. Ayrıca bkz ve krş. Richard Foltz, a.g.m., s. 60. 409 Piskopos Stepanos Vekayinamesi, EKGM/A. G. Glastyan, s. 73-74. 410 Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 37), s. 59-60; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 142- 146; Piskopos Stepanos Vekayinamesi, EKGM/A. G. Glastyan, s. 73-77. 411 The History of Yaballaha III. Nestorian Patriarch and of His Vicar Bar Sauma, (Translated From The Syriac and Annotated By; James A. Montgomery), Columbia University Press, New York 1927, s. 47-48; Jean-Paul Roux, Moğol İmparatorluğu Tarihi, (Çev. Aykut Kazancıgil, Ayşe Bereket),

66 Ahmed Tekûdâr devrinde İlhanlı-Avrupa münasebetleri açısından olumlu herhangi bir gelişme olmamıştır. Hûlâgû ve Abâkâ Han dönemlerinde Batı dünyası, Bizans İmparatorluğu ve Haçlılarla yaşanan sıkı münasebetler bu iki yıllık kısa zamanda devam ettirilmemiş, bunun yerine Memlûklarla barış yolları aranmıştır. Batı dünyasıyla ittifak yapmak yerine İslâm dünyasıyla iletişime geçerek aradaki problemler ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Bu konuda başarılı olacağını umut eden Ahmed Tekûdâr, Avrupa ve Haçlılarla yapılacak bir ittifakı elzem görmemiştir. Bu durum şüphesiz doğrudan doğruya İlhanlı hükümdarının izlediği siyasî tercih ile alakalıdır.

Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2001, s. 400; Morris Rossabi, a.g.e., s. 78-79; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 239; René Grousset, a.g.e., s. 353; Richard Foltz, a.g.m., s. 60; L. Lockhart, a.g.m., s. 25.

67 İKİNCİ BÖLÜM

İLHANLI-AVRUPA İLİŞKİLERİNİN GELİŞİMİ (1284-1295)

1. Argûn Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1284-1291)

Abâkâ Han’ın en büyük oğlu412 olan Argûn413, Ahmed Tekûdâr’ın ilhan olmasını hiçbir zaman kabullenememiş, bu duruma karşı sert tutumunu sürekli hissettirmiştir. Nitekim 1284 yılında taraftarlarıyla birlikte tahtın hakiki varisi sıfatıyla İlhan’a karşı ayaklanmış414, ancak yakalanarak bu girişimi geçici bir süre sonuçsuz kalmıştır415. Şehzâde Argûn, isyan sonrasında yenilip esir edilse de Ahmed Tekûdâr’ın başkumandanı Alinak Noyan416’ın basiretsizliği ve Argûn taraftarı Bûkâ’nın gayretleri sebebiyle durum tersine dönmüştür417. Neticede kısa süreli iç karışıklıkların ardından Ahmed Tekûdâr bertaraf edilmiş, Argûn ise kurultay tarafından H. 27 Cemâzîu’l-evvel

412 Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 144; Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 60; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 196; Benâketî, a.g.e., s. 426. d. 1261); 1284-) (ارغون خان بن اباقا خان بن هوالگو خان) Argûn Han b. Abâkâ Han b. Hûlâgû Han 413 1291 yılları arasında hüküm süren dördüncü ilhandır. Kansu Ekici, a.g.t., s. 25, dpn. 11. Argûn Han hakkında tafsilat için bkz. W. Barthold, “Argun (Arġūn)”, İA, c. I, MEB, İstanbul 1978, s. 500-501; Peter Jackson, “Arḡūn Khan”, EIr., Vol. II, London and New York, s. 402-404; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, “Argûn Hân”, DMBİ, c. VII, Tahran 1377, s. 646-649; Faruk Sümer, “Argun”, DİA, c. III, İstanbul 1991, s. 355-357; Faruk Sümer, “İlhanlı Hükümdarlarından Abaka, Argun Hanlar ve Ahmed-i Celâyir”, s. 185- 191; Mustafa Uyar, İlhanlı Devletinde Argun Dönemi, AÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2001, s. 10-130. 414 İlhan Ahmed Tekûdâr-Şehzâde Argûn mücadelesi için ayrıca bkz. Mustafa Uyar, a.g.t., s. 14- 35; Kansu Ekici, a.g.t., s. 25-29. 415 Vassâf, a.g.e., s. 76; Benâketî, a.g.e., s. 439-440; İbn Fûvatî, a.g.e., s. 261; İbn Haldûn, a.g.e., c. IV, s. 906-907; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 48; Aksarâyî/Turan, s. 141; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 594. sahip”, “efendi”, “başkan”, “kumandan”, “general” anlamlarına“ ;”( نویان) No(u)yan“ 416 gelmektedir. Bu unvan prensin veya yüksek rütbeli asilzâdelerin oğullarına verilmiştir. Noyanların emrine pek çok savaşçı/silah arkadaşı verilmiştir. Bu silah arkadaşlarına da “Nöker/Nökör denilmiştir. Noyanların emrinde bulunan Nökerler, Moğol ordusunun en seçkin birimlerinden birisini oluşturmuştur. Gerhard Deorfer, TMEN, Band I, Wiesbaden 1967, s. 526; Ferdinand D. Lessing, Moğolca-Türkçe Sözlük, (Çev. Günay Karaağaç), c. I, TDK, Ankara, 2003, s. 921; Tuncer Gülensoy - Paki Küçüker, a.g.e., s. 347; Mehmet Kanar, Ferhengî Türkî be Farisî, Ferhengî Farisî be Türkî (Büyük Sözlük. Farsça-Türkçe, Türkçe Farsça), II cilt, İstanbul 1998, s. 665; Mehmet Takî İmâmî, İran Moğollarının Devlet Teşkilatı, AÜ DTCF, Ortaçağ Tarihi Kürsüsü, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara, s. 3. 417 İbn Fûvatî, a.g.e., s. 261; Vassâf, a.g.e., s. 78; Benâketî, a.g.e., s. 440; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 48-49; Aksarâyî/Turan, s. 141-142; Aksarâyî/Öztürk, s. 111-112; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 594; Marco Polo, a.g.e., s. 237-238; Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 37), s. 60; De Gugines, a.g.e., s. 39; Faruk Sümer, “Argun”, s. 355. Tafsilat için ayrıca bkz. Kazvînî (Ward)/Ẓafer-Nāmah, s. 270-310.

68 683/M. 11 Ağustos 1284 tarihinde yeni ilhan seçilmiştir418. Ayrıca H. 27 Zî’l-hicce 684/M. 23 Şubat 1286’da Büyük Han Kubilay tarafından Argûn’un ilhanlığı tasdik edilmiştir. Büyük Han’ın hükümdarlık onayı geldiği için Argûn adına H. 10 Safer 685/M. 7 Nisan 1286’da merasim düzenlenerek resmen ilhan seçilmiştir ve bir kez daha tahta oturmuştur419.

Argûn Han’ın, ilhan seçilmesinin hemen ardından Ahmed Tekûdâr döneminde çıkarılan tüm emirler iptal ettirilmiştir420. Zira Argûn, Ahmed Tekûdâr’ın Memlûklarla tesis etmeye çalıştığı dostane münasebetlere ve İslâm yanlısı politikasına tamamen karşı çıkmıştır. Hükümdarlığın en başından itibaren babası Abâkâ’nın izlemiş olduğu siyasetin sıkı bir takipçisi olacağı izlenimini vermiş olsa da babasının üstün siyasetine ve başarılarına yaklaşamamıştır. Bunların yanında İslâm aleyhtarı Argûn’un yeni ilhan seçilmesi Memlûklar için kuşku verici bir gelişme olmuştur.

Argûn dönemi İlhanlı tarihi genel olarak irdelendiğinde, Hûlâgû ve Abâkâ dönemlerindeki Memlûk, Altın Orda ve Çağatay Ulusu’yla gerçekleştirilen yoğun siyasî faaliyetlere nazaran bu devletlere karşı kazanılan başarılar azalmış, söz konusu devletlerle ilişkiler de sekteye uğramıştır. Buna mukabil devlet içinde vukû bulan olayların yoğunluk kazandığı, ümeranın çıkar kavgasına giriştiği görülmektedir.

İlhanlıların önemli harici ilişkilerinden biri olan Batı-Hristiyan dünyasıyla yapılan münasebetler teşkil etmiştir. Bunun yanında Argûn dönemi İlhanlılar tarihinin en yoğun dış münasebetler Avrupa’yla yapılan temaslar olarak göze çarpmaktadır. Nitekim ilhanlar içerisinde Avrupa’yla en sık iletişim kuran ve en fazla elçi gönderen hükümdarın Argûn olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda kaynaklardan tespit

418 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 60; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 198-199; Vassâf, a.g.e., s. 81; Benâketî, a.g.e., s. 441; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 595; Aksarâyî/Turan, s. 134; Niğdeli Kadı Ahmed, a.g.e., s. 340; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 56; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., 647; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 36. Vassâf, Argûn’un tahta çıkış tarihini H. 7 Cemâzîu’l-evvel 683/M. 22 Temmuz 1284 olarak vermiştir. Bkz. Vassâf, a.g.e., s. 81. Bu konuyla ilgili tafsilat için ayrıca bkz. Mustafa Uyar, a.g.t., s. 36, dpn. 88. 419 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 66; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: III, s. 566; Benâketî, a.g.e., s. 443; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 291; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., 647; W. Barthold, “Argun (Arġūn)”, s. 501. Bu konuyla ilgili ayrıca Ermeni müverrihi Hetum’un kayıtlarına bkz. Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 38), s. 60-61; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 146. 420 İlhan Erdem, “Olcaytu Han’ın Ölümüne Kadar İlhanlılar’da Yaşanan Siyasal-Kültürel Gelişmeler ve Yakın-Doğu’ya Etkileri”, s. 18.

69 edebildiğimiz kadarıyla İlhan tarafından Avrupa’ya beş kez elçilik heyeti gönderilmiş421 ve Avrupa’nın desteğini alabilmek için çok yoğun bir çaba sarfedilmiştir. İfade edilen sebeplerden dolayı Argûn devrinde en önemli dış ilişkiler Avrupa’yla gerçekleştirilmiştir. Bu açıdan konu ele alındığında Argûn devri İlhanlı-Avrupa münasebetleri İlhanlı tarihi içerisinde oldukça özel bir konumdadır.

1. 1. Bogagoc Mengilic ve Thomas Anfossi’nin Elçilik Görevi

Argûn dönemi İlhanlı-Avrupa ilişkilerine dair ilk bilgilere 1285 yılında İlhanlı hükümdarının papaya göndermiş olduğu elçiler ve mektup sayesinde tesadüf etmekteyiz422. Argûn Han, hükümdarlığının hemen başında vakit kaybetmeksizin Papa IV. Honorius423’a hitaben 18 Mayıs 1285 yılında Tebrîz’de yazıldığını anladığımız bir mektubu elçiler “Bogagoc Mengilic”, “Thomas Anfossi”424 ve tercüman “Ugueto” (Ugeto-Uguetus)425 vesilesiyle göndermiştir426. Bu elçilik heyetine ayrıca Kubilay Han’ın sefiri İsâ Kilemeçi427 refakat etmiştir428. Papaya elçiler ve tercümanın yanında mektuptan başka takdim edilmek üzere değerli hediyeler de gönderilmiştir429. Argûn

421 Bkz. Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 331-332. 422 Bkz. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 244; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 348; Peter Jackson, a.g.e., s. 169; John Joseph Saunders, a.g.e., s. 132; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 331; Jean Richard, “The Mongols and the Franks”, s. 54; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 531; Peter Jackson, “Arḡūn Khan”, EIr., Vol. II, London and New York, s. 403; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., 648. 423 Cenova kökenlidir. 1285-1287 yılları arasında papalık görevinde bulunmuştur. Reşîdu’d- dîn/Frankengeschichte, s. 91. 424 Cenevizli tacir olan Thomas Anfossi sık sık İlhanlı bölgesinde ticarî faaliyetlerde bulunmuştur. Bundan dolayı Farsça’da öğrenmiş ve İlhan Argûn devrinde elçi olarak vazifelendirilmiştir. Rabban Sauma’nın başkanlık yaptığı ve 1287 yılında Roma’ya gönderilen elçilik heyetinde de bulunmuştur. Bkz. Morris Rossabi, a.g.e., s. 102. 425 Muhtemelen İtalyandır. Bkz. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 244, dpn. 4. Ayrıca bkz. Morris Rossabi, a.g.e., s. 102. 426 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 244; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 348; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 331; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 72; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 24; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., 648. 427 Reşîdu’d-dîn’den edindiğimiz bilgiye göre tahminen 1285 yılında Argûn, Arran’daki Kubilay Han’ın elçisi olarak İlhan’ın ”(عیسی کلمچی) Mansûriye Sarayı’na vardığında “İsâ Kilemeçi huzuruna çıkmıştır. Bkz. Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1161; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: III, s. 565. 428 Peter Jackson, a.g.e., s. 169; Peter Jackson, “Arḡūn Khan”, s. 403; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 24; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., 648. 429 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 244; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 531.

70 mektubunda ilk olarak papaya ve Napoli-Sicilya Kralı Charles de Anjou’ya iyi dileklerini sunmuş, atası Cengiz Han’dan itibaren tüm Hristiyanların vergiden muaf tutulması için kanun çıkartıldığını hatırlatmıştır. Dedesi Hûlâgû ve babası Abâkâ gibi tüm Hristiyanları himaye ettiğini ve edeceğini, dedesinin ve babasının devrinde Hristiyanlara tanınan tüm ayrıcalıkların yeniden tesis edileceğini ve amcası Ahmed’in Hristiyan aleyhtarı siyasetinden dolayı elçilerin Avrupa’ya arzu edilenden daha geç bir zamanda yollandığını papaya bildirmiştir430. İlhan Argûn’un mektubunda asıl vurgulanan husus daha önceki mesajlarda da görüldüğü üzere Memlûklar üzerine ortak bir saldırı talebidir. Bu meyanda İlhan, papaya Hristiyan ordularıyla birleşerek Şam’a (Memlûklar) saldırmak arzusunu iletmiş ve buna bağlı olarak savaşın nerede gerçekleşmesi gerektiğini papaya danışmıştır431. Ancak Argûn Han’ın papaya yollamış olduğu bu mektup ve ittifak talebi cevapsız kalmıştır.

Yukarıda değinilen Argûn Han’ın 1285 yılında Papa IV. Honorius’a göndermiş olduğu mektubun önemli bir kısmı bazı yayınlarda çevrilmiştir432. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için burada çeviriye yer verilmiştir.

“Ameto433, geçen yıllarında [Ameto] Serasenlerin434 yolunu izledi, Hristiyanların topraklarını korumadı, tahtı gasp etti ve bundan dolayı bizim elçi göndermemiz gecikti. Ve şimdi müsaade et, çünkü Serasenlerin toprakları sizinle bizim

430 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 244; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 348; J. A. Boyle, “The Il- Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 104-105. Ayrıca bkz. Abdülkadir Yuvalı, İlhanlı Tarihi, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2017, s. 247. 431 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 244; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 348; John Joseph Saunders, a.g.e., s. 132; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; Peter Jackson, a.g.e., s. 169; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 24; René Grousset, a.g.e., s. 354; Jean-Paul Roux, a.g.e., s. 401; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 105; Abdülkadir Yuvalı, “İlhanlı Hükümdarlarının Hristiyan Dünyası İle Münasebetleri”, s. 275; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 247. Ayrıca bkz. Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 639. 432 Bkz. J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and Princes of Europe”, CAJ, Vol. XX/1–2, Wiesbaden 1976, s. 32. J. A. Boyle İngilizce tercümesi esas alınarak yapılan Türkçe çevirisi için bkz. Mustafa Uyar, a.g.t., s. 105; Kemal Ramazan Haykıran, a.g.e., s. 58. Farsça tercümesi için bkz. Murtazâ Dihkânnijâd, “Revâbit-i İran ve Orûpâ der Asr-ı İlhânân”, Târih-i Revâbit-i Hâricî, S. 29, (1385/2006), s. 10. 433 Metinde “Ameto” olarak geçen isim Argûn’un Müslüman amcası; Ahmed Tekûdâr’dır. J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559. 434 Serasen/Serazen terimi Ortaçağın büyük bölümünde Avrupalılarca ve bilhassa Avrupalı yazarlarca sık sık kullanılan ve dünya üzerindeki tüm Müslümanları işaret eden bir kelimedir. Bkz. Orhan Hançerlioğlu, Dünya İnançları Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul 2000, s. 447; Richard W. Southem, Ortçağ Avrupasında İslam Algısı, (Çev. Ahmet Aydoğan), Yöneliş Yayınları, İstanbul 2000, s. 22-23; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 105, dpn. 268.

71 aramızdadırlar. Ulu babamız! Biz kendi tarafımızdayız, siz kendi tarafınızda; Şam (Suriye) yani Mısır toprakları aramızda ve birlikte onları ezip buluşacağız. Bahsi geçen elçiyi gönderdik ve sizin Mısır’a bir sefer yapmanızı ve ordu göndermenizi istedik. Daha önce de söylendiği ve yapıldığı gibi iyi askerlerle bir taraftan biz ve diğer taraftan siz saldırarak/sıkıştırarak aramızda kalan Serasenleri yok edeceğiz. Papa ve Kam435 hâkim olmalıdırlar”436.

İlhan Argûn ve Avrupa ilişkilerine dair ilk bilgilerin rastlandığı 1285 yılında vukû bulan bu mektuplaşmadan sarih bir netice çıkmamış, papa, Argûn’un ittifak talebini yanıtsız bırakmıştır437. Yukarıda da belirttiğimiz gibi 1285 yılında gerçekleşen bu olay Argûn devri İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin sadece başlangıcını teşkil edecektir. Papanın ve Avrupalı Krallarının (özellikle Fransa ve İngiltere kralları) bu dönemde uzlaşı için net ve samimi cevap vermemelerinden dolayı Argûn Han yeniden elçiler gönderme ihtiyacı duymuştur. Bunlardan dolayı ilerleyen zamanlarda çok yoğun şekilde elçi teatileri ve mektuplaşmalar hâsıl olacaktır.

1. 2. Rabban Sauma’nın Elçilik Görevi ve Avrupa Seyahati438

Argûn Han, yaşanan bu gelişmelerden sonra Memlûklara karşı Avrupa’yla ittifak girişimlerini kararlı şekilde sürdürmüştür. Bu doğrultuda o tarihe kadar İlhanlar tarafından Avrupa’ya gönderilen en kapsamlı anlaşma görüşmesi yapılması için harekete geçilmiştir. Rabban Sauma, henüz amcası Ahmed Tekûdâr ile taht mücadelesi

435 “Büyük Han; Kubilay”. J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559. 436 J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; J. A. Boyle, “The Il- Khans of Persia and Princes of Europe”, s. 32. Alternatif çeviriler için ayrıca bkz. René Grousset, a.g.e., s. 354-355; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 105; Kemal Ramazan Haykıran, a.g.e., s. 58. 437 Steven Runicman, a.g.e., s. 338; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 105. 438 Konumuz açısından son derece önemli olan Rabban Sauma’nın Avrupa seyahati ve elçilik vazifesi şu eserlerde ayrıntılı olarak ele alınmıştır; The History of Yaballaha III. Nestorian Patriarch and of His Vicar Bar Sauma, (Translated From The Syriac and Annotated By; James A. Montgomery), Columbia University Press, New York 1927; Morris Rossabi, Kubilay Han’ın Seyyahı. Doğu’dan Batı’ya İlk Yolculuk, (Çev. Ekin Uşşaklı), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2008.

72 verirken Argûn’un sevgi ve güvenini kazanmıştır. Argûn, tahtı ele aldıktan hemen sonra Rabban Sauma’nın derecesini yükselterek ona iyi davranmıştır439.

Avrupa’nın desteğini kısa sürede kazanabilmek için İlhan’ın güvenebileceği, bilgili, Avrupa’lı Krallara ve papaya arzu edilen ittifakı çok iyi derecede anlatabilmesi için Hristiyanlığı iyi tanıyan mükemmel derecede yabancı dil bilen elçi ihtiyacı hâsıl olmuştur. Nasturi Hristiyan440 “Rabban Sauma” (Savma/Çauma)441’da tüm bu

439 The History of Yaballaha III., s. 51-52. Ayrıca bkz. Thomas T. Allsen, Culture and Conquest in Mongol Euesaia, Cambridge 2004, s. 148-149. 440 Suriye’de tam olarak ne zaman doğduğu bilinmeyen Nastorius adındaki genç ilk önce keşiş, ardından papaz ve mesleğinde hızla ilerleyerek nihayet 428 yılında Bizans Patriği olmuştur. Ardından Hristiyanlığı yorumlayarak yeni bir anlayış getirmiştir. Gerçekleştirdiği bu yeni yorum sonrası her ne kadar kilise tarafından aforoz edilmiş olsa da Nasturilik, Hristiyanlığın Ortodoks mezhebine tepki olarak ortaya çıkmış ve zaman içerisinde geniş Asya coğrafyasının muhtelif bölgelerinde, farklı zamanlarda yaygınlık göstermiştir. Temelleri 431/432 yılında gerçekleşen Efes Konsili’ne kadar uzanmaktadır. Nastorius ve Nasturiler, Hz. İsâ’yı “insan” ve “ilâh” olarak ikiye ayırmışlardır. Bundan dolayı Ortadoks ve Katolik Hristiyanlık inanç düzeninden farklı olduğu için sapkınlık olarak ilan edilmiştir. Pers Krallığı’ndan çıkan Arran Piskoposu ve dört papaz tarihte ilk kez Türkler arasında Nasturi Hristiyanlığını yaymaya çalışmışlardır. Bildiğimiz kadarıyla Türkler içerisinde Nasturiliği ilk kez seçenler arasında Göktürk Ülkesinde yaşıyan azınlık bir grup yer almıştır. İslâm’ın Ortadoğu’da yayılmasından sonra İran coğrafyasında Nasturi Hristiyanlar Araplar tarafından himaye edilmiştir. Bu olaydan sonra Hristiyanlığın Nasturi kolu uzun yıllar boyunca bilhassa Türkler, Moğollar ve Çinliler arasında peyderpey yayılmaya devam etmiştir. Özellikle on ve onbirinci yüzyıllarda “Uygurlar”, “Keraitler”, “Naymanlar” ve “Merkitler” Nasturi Hristiyanlığını benimsemişlerdir. Tjalling H.F. Halbertsma, Early Christian Remains of Inner Mongolia. Discovery, Reconstruction and Appropriation, Brill, Leiden-Boston 2008, s. 4; Thomas T. Allsen, Culture and Conquest in Mongol Euesaia, s. 147; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 221; Morris Rossabi, a.g.e., s. 25-26; Wilhelm Barthold, “Orta Asya’da Moğol Fütuhatına Kadar Hristiyanlık”, (Çev. Köprülüzâde Ahmed Cemal Bey), TM, c. I, İstanbul 1925, s. 63-70, 88-90; Annamarie Schimmel, Dinler Tarihine Giriş, Kırkambar Yayınları, İstanbul 1999, s. 182-183; Aziz S. Atiya, Doğu Hristiyanlığı Tarhi, (Çev. Nurettin Hiçyılmaz), Doz Yayınları, İstanbul 2005, s. 287; Ahmet Yaşar Ocak, Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri, İletişim Yayınları, İstanbul 2015, s. 97-100; Lev Nikolayeviç Gumilëv, a.g.e., s. 242-243; Lajos Ligeti, Bilinmeyen İç Asya, (Macarcadan Çev. Sadrettin Karatay), TDK, Ankara 2011, s. 296-299; Denis Sinor, “Kök Türk İmparatorluğunun Kuruluş ve Yıkılışı”, (Çev. Talat Tekin), Erken İç Asya Tarihi, (Ed. Denis Sinor), İletişim Yayınları, İstanbul 2012, s. 411. Bununla ilgili olarak Ruysbroeckli Willem (Wilhelm von Rubruk) seyahatnamesinde; Naymanlar, Merkitler ve Uygurlar’ın Nasturi Hristiyanlığına bağlılıkları ve bu mezhebin hayatlarındaki konumları hakkında çok önemli açıklamalarda bulunmuştur. Bu anlatımlar için bkz. Ruysbroeckli Willem, Mengü Han’ın Sarayına Yolculuk 1253-1255, (Ed. Peter Jackson, David Morgan), (Çev. Zülal Kılıç), Kitap Yayınevi, İstanbul 2010, s. 134-135, 161. Ayrıca bkz. Dilber İlimli Usul, İlhanlı Döneminde Uygurlar, Selçuk Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Konya 2016, s. 235-236. Nasturilik için ayrıca bkz. Tjalling H.F. Halbertsma, a.g.e., s. 3-12; Lajos Ligeti, a.g.e., s. 296-299; Kadir Albayrak, “Nestûrîlik”, DİA, c. XXXIII, İstanbul 2007, s. 15-17. Reşîdu’d-dîn’in eserinde yer alan “Uygur”, “Kerait”, “Nayman” ve “Merkitler” için ayrıca bkz. Reşîdu’d- dîn Fazlullâh, Câmi’u’t-Tevârîh, (Çev. Abdülbaki Gölpınarlı), MEB, (neşredilmemiş tercüme), (t.), s. 84- 87, 100-116, 125-128. 1243 Flornasa doğumlu misyoner Ricoldus de Monte Crucis, “Liber Peregrinationis in Partibus Orientis” adlı Latince eserinde Nasturiler hakkında oldukça detaylı bir anlatım yapmaktadır. Bu bilgiler için ayrıca bkz. Ricoldus de Monte Crucis, a.g.e., s. 74-82. 441 Öngüt Uygurlarına mensup olup, yaklaşık 1255 yılında Pekin’de dünyaya gelen Nasturi Hristiyandır (Bunun için ayrıca Abûl-Farac’ın kayıtlarına bkz. Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 639). Rabban Markos’la (d. 1245-öl.1317) birlikte Kutsal Torpraklar Kudüs’ü ziyaret etmek için

73 özellikleri taşıdığı için tartışmasız şekilde yüksek dereceli sefir seçilmiştir442. Rabban Sauma haricinde elçi olarak daha önce 1285 yılında Avrupa’ya gönderilen Thomas Anfossi ve tercüman Ugueto/Ugeto ile birlikte Nasturi Sabadinus’da yer almışlardır443. Bunun ardından Mart 1287’de444 Rabban Sauma’nın başkanlığında elçilik heyeti

Çin’den (Kubilay Han’ın sarayının bulunduğu Hanbalık’tan) yola çıkarak ilk kez Abâkâ devrinde (1280’de) İran (Azerbaycan)’a gelmiştir. Bu dönemde yolların güvenliği olmadığı için Kudüs’e doğru devam edememişler ve bu sırada (1281’de) Nasturi Patriği olan “Mar Denha” vefat etmiş ve onun yerine Rabban Markos, “Mar Yaballah III” ismiyle yeni patrik olarak atanmıştır. Bunun üzerine Rabban Sauma’da genel müfettiş sıfatıyla onun yardımcısı olarak tayin edilmiştir. Eski adıyla Rabban Markos, yeni göreviyle birlikte Mar Yaballah III unvanını/sıfatını almıştır. Aynı zamanda Rabban Sauma’yla çok yakın arkadaştır. Rabban Sauma, İlhan Argûn döneminde büyük itibar görmüş ve Avrupa’da İlhan adına pek çok temaslarda bulunmuştur. İlhanlı hükümdarının vazifelendirdiği elçilik görevini en iyi şekilde icra edebilmek için büyük çaba sarfetmiş, papa ve Avrupalı hükümdarları İran Moğollarıyla Memlûklar üzerine ortak askerî saldırı yapabilmeleri için onları ikna etmeye çalışmıştır. Bu sebeplerden dolayı özellikle İlhanlı-Avrupa ilişkileri açısından oldukça önemli bir karakterdir. Piere Giorgio Borbone, “A 13th Century Journey from China to Europe: The Story of Mar Yahballaha and Rabban Sauma”, Egitto e Vicino Oriente, Vol. XXXI, Pisa University Press, Pisa 2008, s. 223-225; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; Morris Rossabi, a.g.e., s. 22-25, 65-76; Lajos Ligeti, a.g.e., s. 300- 302; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 237-238, 240-241; Bertold Spuler, The Mongols in History., s. 41-42; John Joseph Saunders, a.g.e., s. 128; Tjalling H.F. Halbertsma, a.g.e., s. 19-20; Christopher Dawson (Ed.), Mission to Asia. Narratives and Letters of the Franciscan Missionaries in Mongolia and China in the Thirteenth and Fourteenth Centuries, (Translated By a Nun of Stanbrook Abbey), New York 1966, s. xxviii; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 157-158; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 68; Richard Foltz, a.g.m., s. 60; Christopher P. Atwood, “Mar Yahbh-Allaha”, EMME, s. 598; Paul D. Buell, “Rabban Ṣaumā”, HDMWE, s. 229-230; Kansu Ekici, a.g.t., s. 112-113, dpn. 383; Wonhee Cho, a.g.t., s. 159-162; Dilber İlimli Usul, a.g.t., s. 224; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 106, dpn. 274; Murat Tural, a.g.t., s. 65-69. 442 The History of Yaballaha III., s. 52; Morris Rossabi, a.g.e., s. 99-101; J. A. Boyle, “The Il- Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 240-241; John Joseph Saunders, a.g.e., s. 132; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 331; Peter Jackson, a.g.e., s. 169; Steven Runicman, a.g.e., s. 338; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 158; Lajos Ligeti, a.g.e., s. 302; Tjalling H.F. Halbertsma, a.g.e., s. 20; L. Lockhart, “The Relations between Edward I and Edward II of England and the Mongol Il-Khans of Persia”, IRAN. JBIPS, Vol. VI, London 1968, s. 25; Jacques Paviot, “England and the Mongols (c. 1260-1330)”, JRAS, Vol. 10, No. 3, Nov. 2000, s. 313; René Grousset, a.g.e., s. 355; Jean-Paul Roux, a.g.e., s. 402; Richard C. Foltz, İpek Yolu Dinleri. Antik Dönemden 15. Yüzyıla Kadar Karayolu Ticareti ve Kültürel Etkileşim, (İng. Çev. Aydın Aslan), Medrese Yayınları, İstanbul 2006, s. 171; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 247; Kansu Ekici, a.g.t., s. 128; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 106. Gregory Abûl-Farac eserinde, Rabban Sauma’nın Nasturi Patriği; III. Mar Yaballah ile birlikte papaya elçi olarak gönderildiğini kaydetmiştir. Mustafa Uyar’ın belirttiğine göre; bu iki kişinin birbirine yakınlığından dolayı Gregory Abûl-Farac bunu yanlışlıkla böyle nakletmiştir. Dönemin kaynakları ve muhtelif araştırmalarda yazıldığı üzere Rabban Sauma önderliğinde yukarıda zikredilen diğer elçilerle Avrupa’ya gönderildiği bilinmektedir. Bkz. ve krş. Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 639; Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 247; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 348; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 331; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 107, dpn. 276. 443 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 247; Morris Rossabi, a.g.e., s. 102; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 348; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 331; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 72; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 10; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 107. Ayrıca bkz. Rizâ Rizâ- zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., 648. 444 Henry H. Howorth eserinde; 1288 yılı olarak belirtmiştir, fakat bu tarih yanlıştır. Bkz. Henry H. Howorth, a.g.e., s. 348.

74 yarlıg445, payza446, otuz adet at ve 2.000 dînâr (altın para) ile birlikte mektupların ve armağanların papaya, Fransa ve İngiltere krallarına ulaştırılması için gönderilmiştir447.

,Türkçe kökenli bu ıstılah Moğol devletlerinde hükümdarın emri/buyruğu ;(یرلیخ) ”Yarlıg“ 445 hakanın mektubu, fermanı manalarına gelmektedir. Yarlıglar yazıldıktan sonra hususî damga ile mühürlenmiştir. Söz konusu yarlıgların kopyalarını “bitikçiler” defterlerine ayrıca yazmışlardır. Bu terime başta Göktürk Kitabeleri ve muhtelif Uygur metinleri olmak üzere oldukça önemli tarihi pek çok kaynakta karşılaşılmıştır. Bkz. Kâşgarlı Mahmud, a.g.e., c. II (Dizin), s. 750-751; Maḥmūd el-Kāşġarī, a.g.e., Part II, s. 462; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. III, s. 2424; Şemîs Şerîk Emîn, a.g.e., s. 262-263; Mehmet Takî İmâmî, a.g.t., s. 122; Quatremere, Moğollar Tarihi. Kütüphane-i Kralinin gayri matbu el yazması kitapları, c. I, TTK, (Yayınlanmamış tercüme), s. 40-41; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: III, s. 773; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilâtına Medhal, TTK, Ankara 1988, s. 197; Gerhard Deorfer, TMEN, Band: IV, s. 153-159; ‘Abbâs Kadyânî, Ferheng-î Câm’i Târîh-i İrân, Dâneşgâh-i Şirâz 1387, s. 861; Ahmet Caferoğlu, Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, TDK, İstanbul 2011, s. 287; Ahmet Caferoğlu, “Uygurlarda Hukuk ve Maliye Istılahları”, TM, c. IV, İstanbul 1934, s. 32; Abdülkadir Donuk, a.g.e., s. 91; Paul D. Buell, “Jarliq”, HDMWE, s. 170; Mehmet Kanar, a.g.e., s. 699. Ayrıca bkz. Gerard Clauson, a.g.e., s. 966-967. 446 Payza (Moğolca: “gereg”, Çince: “paizi”) uygulaması Çin’den (Payza, ilk kez Çin’de Tang Hanedanı (618-907) döneminde kullanılmaya başlanmıştır) Moğollar tarafından ithal edilmiş, ardından faydalı görülerek kullanılmaya devam edilmiştir. Umumiyetle altın ve gümüş olarak ikiye ayrımlış, üzerinde Uygur harfleriyle yazılmış çeşitli yazıların bulunduğu Moğol tablettir. Bu tabletlerin üst kısımlarında şişkinleştirilmiş delik bulunmaktadır. Moğol Han’ı tarafından verilen önemli bir imtiyazdır. Payzaya sahip olan kişi Moğol hâkimiyet sınırları içerisinde bunu para yerine kullanarak ihtiyaç duyduğu çeşitli harcamaları ve hizmetleri bu tablet sayesinde yapabilmiş ve istediği noktaya sorunsuz ve güvenli şekilde gidebilmiştir. Moğol Han’ı bunu istediği kişiye vermekte özgür olmakla birlikte genellikle önemli şahsiyetlere tevcih edilmiştir. Cengiz İmparatorluğu Hakkında İlk Tarih Kayıtları: Meng Ta pei lu ve Hei Ta shi lu, (Haz. Mustafa Uyar), (Çev. Ankhbayar Danuu), Ötüken Neşriyat, İstanbul 2012, s. 78-80; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. I, 856; Selçuknâme/Öztürk, s. 449; Selçuknâme/Yinanç, s. 178; Aksarâyî/Öztürk, s. 105; Şebânkâre’î, a.g.e., s. 185; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. III, s. 2332; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: III, s. 770; Şemîs Şerîk Emîn, a.g.e., s. 78-80; ‘Aliakbar Dehhodâ, a.g.e., c. IV, s. 5413; ‘Abbâs Kadyânî, a.g.e., s. 215; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, a.g.e., s. 202-205; Mehmet Takî İmâmî, a.g.t., s. 123; Klaus Sagaster, “Ölümsüz Cengiz: Cengiz Han ve tarihe vurduğu damga”, Cengiz Han ve Mirasçıları. Büyük Moğol İmparatorluğu, Sabancı Üniversitesi, İstanbul 2006, s. 39; Paul D. Buell, “ (Gerege)”, HDMWE, s. 209; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 27; Kansu Ekici, a.g.t., s. 64, dpn. 173. Payzanın kullanımı ile ilgili olarak Moğol (Cengiz) İmparatorluğu tarihi hakkında ilk bilgileri veren Meng Ta pei lu oldukça detaylı anlatımlar yapmaktadır. Bunun yanında dönemle alakalı çok önemli müellifler; Reşîdu’d-dîn, İbn Bîbî, Aksarâyî ve Şebânkâre’î payzanın kullanımı ile ilgili bazı kısa bilgiler vermektedirler. Bkz. ve krş. Cengiz İmparatorluğu Hakkında İlk Tarih Kayıtları, s. 78-80; Reşîdu’d- dîn/Rûşen-Mûsevî, c. I, 856; Selçuknâme/Öztürk, s. 449; Selçuknâme/Yinanç, s. 178; Aksarâyî/Öztürk, s. 105; Şebânkâre’î, a.g.e., s. 185. Devlet Hermitaj Müzesi’nde (St. Petersburg) bulunan XIII. Yy’a ait gümüş bir payzanın yayını için bkz. Klaus Sagaster, a.g.m., s. 38-39. Başka bir payza örneği için ayrıca bkz. Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 27. 447 The History of Yaballaha III., s. 51-52; Morris Rossabi, Kubilay Han’ın Seyyahı, s. 101-102; Morris Rossabi, Kubilay Han, (Çev. Özgür Özol), İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2015, s. 148; Kenneth M. Setton, The Papacy and The Levant (1204-1571), Vol. I, Philadelphia 1976, s. 146; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 348; Lajos Ligeti, a.g.e., s. 302; Tjalling H.F. Halbertsma, a.g.e., s. 20; Işın Demirkent, a.g.e., s. 246; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxviii; Jean Richard, “The Mongols and the Frank”, s. 54; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 26; L. Lockhart, a.g.m., s. 25; Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 226-227; Peter Jackson, “Arḡūn Khan”, s. 403; Peter Jackson, “The Mongol age in Eastern Inner Asia”, CHIA, (Ed. Nicola Di Cosmo, Allen J. Frank and Peter B. Golden), Cambridge University Press 2009, s. 44; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 107. İlhan Argûn’un Papa, Fransa ve İngiltere kralları için göndermiş olduğu mektupların içeriği hakkında tafsilatlı bilgi bulunmamaktadır. Bunun haricinde Rabban Sauma’ya yolculuğa çıkmadan önce Avrupa’ya vardığında Avrupa ve krallar hakkında gözlem yapması ve rapor çıkarması telkin edilmiştir. Bkz. Morris Rossabi, Kubilay Han’ın Seyyahı, s. 101.

75 İlhan’ın göndermiş olduğu heyet ilk önce Trabzon’a gelmiş ve buradan gemiyle yolculuk yaparak Nisan 1287’de Konstantinopolis’e varmıştır448. İlhan’ın elçileri dönemin Bizans İmparatoru II. Andronikos tarafından iyi bir şekilde karşılanmıştır449. Rabban Sauma, Konstantinopolis’de olduğu süre zarfında Ayasofya’da ibadet etmiş ve şehrin kutsal mekânlarını ziyaret etmiş450 ayrıca şehirden ayrılırken karşılandığı gibi çok iyi şekilde uğurlanmış ve İmparator ona değerli hediyeler armağan etmiştir451. Söz konusu elçiler Konstantinopolis’den ayrılarak nihayet Haziran ayının son günlerinde tekrar deniz yolculuğuyla İtalya-Napoli’ye ulaşmışlar ve güzel şekilde karşılanmışlardır452. Papa IV. Honorius ile görüşmek, İlhanın göndermiş olduğu mektup ve hediyeleri vermeyi uman Rabban Sauma ve elçilik heyeti, Roma’ya 23 Haziran 1287’de ulaştıklarında papanın ölüm haberini almıştır. Bu yüzden papa yerine kardinaller tarafından karşılanmışlardır453. Moğollar ve gelen heyet hakkında sığ bir bilgiye sahip olan kardinaller İlhanlı hükümdarı tarafından yollanan Rabban Sauma ve elçilerin inançlarını sorgulamışlar ve hangi amaçla geldiklerini anlamaya çalışmışlardır. Bu yüzden aralarında bir süre soru-cevap şeklinde bir konuşma geçmiştir454. Rabban Sauma, kardinallerin bu tutumunu ustalıkla karşılayarak sorulan sorulara gereken

448 The History of Yaballaha III., s. 52; Morris Rossabi, Kubilay Han’ın Seyyahı, s. 102-106; Steven Runicman, a.g.e., s. 338; Kenneth M. Setton, a.g.e., s. 146; René Grousset, a.g.e., s. 355; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 226; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 247. 449 The History of Yaballaha III., s. 52; Morris Rossabi, Kubilay Han’ın Seyyahı, s. 106; Jacques Paviot, a.g.m., s. 313; René Grousset, a.g.e., s. 355; Jean-Paul Roux, a.g.e., s. 402; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 107. 450 The History of Yaballaha III., s. 53; Morris Rossabi, a.g.e., s. 110-116; Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 227; Steven Runicman, a.g.e., s. 338. 451 The History of Yaballaha III., s. 54; Morris Rossabi, a.g.e., s. 118. 452 The History of Yaballaha III., s. 54; Morris Rossabi, a.g.e., s. 120; Steven Runicman, a.g.e., s. 338; Kenneth M. Setton, a.g.e., s. 146; René Grousset, a.g.e., s. 355; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 227-228; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 107. 453 The History of Yaballaha III., s. 55-56; Morris Rossabi, a.g.e., s. 122-124; Steven Runicman, a.g.e., s. 338; Kenneth M. Setton, a.g.e., s. 147; René Grousset, a.g.e., s. 355; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; L. Lockhart, a.g.m., s. 25; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 158; Charles William Connell, a.g.t., s. 172; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 26; Jean-Paul Roux, a.g.e., s. 402; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 532; Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 228-229; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 247; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 107.Tafsilat için ayrıca bkz. The History of Yaballaha III., s. 56-57. 454 Rabban Sauma ve kardinaller arasında gerçekleşen diyalog için ayrıca bkz. The History of Yaballaha III., s. 56-63; Morris Rossabi, a.g.e., s. 124-128. Ayrıca bkz. Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 158; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 532; Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 229-230; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 26.

76 cevapları vermiş ve onları aydınlatmaya çalışmış ayrıca kardinallere, buraya beyhude tartışmalar için değil ittifak görüşmeleri için geldiğini dile getirmiştir. Ne var ki olumlu bir sonuca ulaşamamıştır. Kardinaller, İlhan’ın elçilerine henüz yeni bir papa seçilmediği için kesin bir cevap verememişlerdir455. Papayla görüşmek için yola çıkan heyet umduğunu bulamamıştır. Rabban Sauma, Roma’nın önemli kiliselerini ziyaret edip ibadet ettikten sonra Fransa’ya gidebilmek için Cenova (Genoa)’ya doğru yola çıkmıştır. Akdeniz ticaretine hâkim olan ve bundan dolayı Moğolları çok önemseyen Cenevizliler Rabban Sauma ve heyeti çok iyi karşılamışlardır456.

Cenova’dan ayrılan elçiler Roma’dan sonra asıl güzergâhı olan Paris’e 10 Eylül 1287’de ulaşmıştır. Rabban Sauma, Fransa Kralı Phillippe le Bel (IV. Philip) (d. 1268- öl. 1314)457 tarafından yakın ilgiyle karşılanmıştır458. Rabban Sauma, İlhan Argûn’un mesajını, mektubunu ve hediyelerini krala vermiştir. Fransa Kralı Rabban Sauma’ya sözel olarak; Moğolların Kutsal Topraklar için Memlûklarla savaşmasını oldukça takdir etmiş ve İsa adına kendilerine yakışanın bu savaşta Moğollara askerî yardım etmek olduğunu bildirmiştir459. Rabban Sauma kralın bu cevabından çok memnun olmuş, Paris’teki kiliseleri ve kutsal mekânları ziyaret etmek ve görmek istediğini bildirmiştir. Kral, Rabban Sauma’nın bu ricasına kayıtsız kalmayarak emir vermiş ve onu Paris’in en güzel yerlerini ve kutsal mekânlarını gezdirmiştir460. Rabban Sauma, Paris’te tam bir ay kaldıktan sonra buradan ayrılmıştır. Kral, Sauma’nın ziyaretinden hoşnut olmuş, o

455 The History of Yaballaha III., s. 62; Morris Rossabi, a.g.e., s. 128; L. Lockhart, a.g.m., s. 25; Kansu Ekici, a.g.t., s. 128. 456 The History of Yaballaha III., s. 62; Morris Rossabi, a.g.e., s. 137-139; Steven Runicman, a.g.e., s. 339; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 532; Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 231; Jean-Paul Roux, a.g.e., s. 402; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 108. 457 1284-1314 yılları arasında Fransa kralı olmuştur. “Yakışıklı Philip” lakabıyla tanınmıştır. Kansu Ekici, a.g.t., s. 128, dpn. 456. 458 The History of Yaballaha III., s. 63; Morris Rossabi, a.g.e., s. 146; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; Steven Runicman, a.g.e., s. 339; L. Lockhart, a.g.m., s. 25; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 158; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 10; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 247. 459 The History of Yaballaha III., s. 63; Morris Rossabi, a.g.e., s. 146-147, 149. Ayrıca bkz. Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 232-233. 460 The History of Yaballaha III., s. 63-64; Morris Rossabi, a.g.e., s. 149-150; Steven Runicman, a.g.e., s. 339; Leon Cahun, a.g.e., s. 327. Bu konuda tafsilat için ayrıca bkz. The History of Yaballaha III., s. 64-65; Morris Rossabi, a.g.e., s. 149-155.

77 ayrılırken değerli hediyeler ve güzel elbiseler armağan etmiştir. Ayrıca İlhan’ın mesajına cevap göndereceğini de ayrıca belirtmiştir461.

Rabban Sauma önderliğindeki elçilik heyeti Paris’ten sonra İngiltere Kralı I. Edward’la görüşmek için yola çıkmışlar ve 1287 yılının Ekim ayının ortalarında Fransa’da bulunan Bordeaux’ya varmışlardır. Kent sakinleri gelen elçiler hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadıkları için onların kim olduklarını sorgulamışlardır462. Ardından elçilerin kim oldukları ve niçin geldikleri anlaşılınca saraya getirilmişlerdir. Elçiler, kral için yazılmış mektup ve Argûn Han’ın göndermiş olduğu hediyeleri takdim etmişlerdir463. Edward, Avrupa hükümdarları içerisinde Moğollar hakkında en fazla bilgi sahibi olan, bizzat Doğu’da savaşmış ve yeni Haçlı Seferi için fırsat kollayan bir hükümdardı464. Rabban Sauma, kralla görüştüğü esnada çok büyük bir istek ve heyecanla Moğolların Kutsal Toprakları Müslümanların elinden alma çabası ve planını ayrıca dile getirmiştir465. Kral Edward, Rabban Sauma’nın tutumundan çok memnun olmuş ve onun o esnada yapılacak olan dini bir ayini yönetmesi için teklifte bulunmuştur. Ardından Sauma, bu teklifi memnuniyetle kabul etmiş ve ayini düzenlemiştir. Ayin gerçekleştikten sonra Moğol elçilerin şerefine büyük bir ziyafet verilmiştir. Kral Edward, Rabban Sauma’ya İlhanlı hükümdarına iletmesi için “tüm Avrupa’nın tek bir dine ve inanca bağlı olduğunu” söylemiştir466.

Kral, Sauma’nın masraflarını karşıladıktan sonra elçilik heyeti Kasım 1287’de Cenova’ya geri dönüş yolculuğuna çıkmıştır467. Rabban Sauma, Cenova’da bulunduğu esnada hâlâ yeni papanın seçilmediğini öğrenmiş ve bir yıldır Avrupa’da olmasına karşın papadan cevap alamamak korkusuyla kardinale; “Nasıl dönüp de taş kalpli

461 The History of Yaballaha III., s. 65; Morris Rossabi, a.g.e., s. 157. 462 The History of Yaballaha III., s. 65; Morris Rossabi, a.g.e., s. 157; Steven Runicman, a.g.e., s. 339; L. Lockhart, a.g.m., s. 25; Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 233; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 158; Charles William Connell, a.g.t., s. 173; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 108. 463 The History of Yaballaha III., s. 65; Morris Rossabi, a.g.e., s. 158; L. Lockhart, a.g.m., s. 25; Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 233. 464 Steven Runicman, a.g.e., s. 339. 465 The History of Yaballaha III., s. 65; Morris Rossabi, a.g.e., s. 158; L. Lockhart, a.g.m., s. 25; Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 234; Ayrıca bkz. Jean Richard, “The Mongols and the Frank”, s. 54. 466 The History of Yaballaha III., s. 66; Morris Rossabi, a.g.e., s. 158-159; L. Lockhart, a.g.m., s. 25. Ayrıca bkz. Jacques Paviot, a.g.m., s. 313. 467 The History of Yaballaha III., s. 66; Morris Rossabi, a.g.e., s. 160; Jacques Paviot, a.g.m., s. 313.

78 Moğollara ne cevap vereceğim? Onlar Kutsal Topraklar’ı almak için can atıyorlar” şeklinde serzenişte bulunmuştur468. Nihayet 1 Mart 1288’de yeni Papa IV. Nicolaus (Nicholas) seçilmiştir. Bu durum İlhanlı elçilik heyeti için oldukça olumlu bir gelişme olmuştur. Nasturi Hristiyan elçinin uzun süredir kendisiyle görüşmek için beklediği haberini alan yeni papa derhal ona bir haberci/elçi göndererek davet etmiştir. Bunun üzerine Rabban Sauma, vakit kaybetmeksizin Cenova’dan Roma’ya doğru yola çıkmıştır469. Yolculuk sonrasında Papa IV. Nicolaus tarafından Rabban Sauma ve elçiler kabul edilmiştir. Rabban Sauma, papaya büyük bir saygı göstermiş, ardından Argûn Han tarafından gönderilen mektup ve hediyeleri takdim etmiştir470. Rabban Sauma, İlhan’ın Memlûklarla yapmış olduğu mücadeleden, Hristiyanlığa vermiş olduğu destek ve ilgiden bahsederek Moğol sarayından iki hatunun (kraliçenin)471 vaftiz edildiğini, İlhan’ın Hristiyan pek çok tercümana472 sahip olduğunu bildirmiş ve ittifaklık için papadan destek istemiştir473.

Papa, Sauma’yı çok iyi karşılamış, onun her türlü ihtiyacını temin edebilmek için itina göstermiş ve onun dinî ayini yönetmesini arzu etmiştir. Zira papa, Sauma’yı Doğu’nun Patriği olarak telakki etmiş ve ayini nasıl yöneteceğini merak etmiştir. Ardından Rabban Sauma, pek çok dinî ayin ve törene katılarak bunları büyük bir ilgi ve

468 The History of Yaballaha III., s. 66-67. Ayrıca bkz. René Grousset, a.g.e., s. 356; Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 234-235. 469 The History of Yaballaha III., s. 67; Morris Rossabi, a.g.e., s. 162; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxx; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 158; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 235. 470 The History of Yaballaha III., s. 67; Morris Rossabi, a.g.e., s. 163; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., 648; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 11. 471 Henry H. Howorth ve ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî bu hatunları; “Elgag” ve “Tuktan” olarak belirtmişlerdir. Bkz. Henry H. Howorth, a.g.e., s. 349; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 73. Reşîdu’d-dîn, Elgag (Elgân)’ı, Kongûrât (Qonggirat) Kabilesinden Tâmûgâ’nın kızı olarak nakletmiştir. Tuktan (Tuktai/Tuktai) ise Hûlâgû devrinde kuma olmuş, Abâkâ döneminde Dokuz Hatun’un ölümü üzerine baş hatun seçilmiştir. Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: II, s. 349, 472, Part: III, s. 515; Bruno De Nicola, a.g.e., s. 156. Ayrıca bkz. ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 73, dpn. 47, 48. 472 Henry H. Howorth eserinde bu tercümanları şu şekilde sıralayarak nakletmiştir; “Johannes de Bonachia”, “Hugo Gantelini”, “Petrus de Molina”, “Girardus Kasmuri”, “Balaba de Yanua (Genoa?)”, “Girardus de Caturco”, “Georgius Cusi”, “Johannes de Barlara” ve “Johannes de Casaria”. Bkz. Henry H. Howorth, a.g.e., s. 349. 473 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 349; Richard C. Foltz, a.g.e., s. 171; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 11; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 109.

79 hayretle izlemiştir474. Bir süre sonra Sauma, artık İlhanlı Sarayı’na dönmek için papadan izin istemiş, ancak papa ona burada bir süre daha kalmasını rica etmiş ve kendisine çok iyi bakacaklarını belirtmiştir. Bunun üzerine Sauma, kendisinin buraya daha ulvî bir görev için geldiğini, vazifesinin Hristiyanlık için büyük bir olay olduğunu ve zaman kaybetmeksizin İlhan’ın ülkesine geri dönerek vazifesini yerine getirmek istediğini papaya bildirmiştir475. Rabban Sauma, dönmeden önce papadan kutsal emanetlerden bazı parçaların yadigâr olarak kendisine verilmesini rica etmiştir. Buna karşın papa ise her gelen misafir ve elçiye kutsal emanetlerden bir parçasını veremeyeceğini, lâkin bazı önemli kutsal hediyeler bahşedeceğini belirtmiştir. Bunların haricinde Papa IV. Nicolaus, pek çok hediye ve yolculuğu esnasında masraflarını karşılaması için paranın yanında Rabban Sauma’ya Doğu’daki tüm Hristiyanların denetim yetkisini tanıyan bir berat takdim etmiştir ki bu Sauma için büyük bir ayrıcalıktır. Bununla birlikte İlhan Argûn’a sunulması için hediyeler ve mektuplar vermiştir. Rabban Sauma, papanın göstermiş olduğu bu nezaket, ilgi ve iyi tavırları karşısında çok memnun olarak İlhanlı topraklarına geri dönüş yolculuğuna çıkmıştır476.

Geri dönüş yolculuğunun ardından Rabban Sauma, 1288 yılının yaz aylarında sağsalim şekilde İlhanlı Sarayı’na ulaşarak Argûn’a papanın, Fransa ve İngiltere krallarının yollamış olduğu mektuplar ve hediyeleri takdim etmiştir477. Rabban Sauma, İlhan’a yolculuğunu, Avrupa’daki görüşmelerini ve izlenimlerini anlatmış, Argûn, Sauma’nın bu çabasından ve yapmış olduğu elçilik vazifesinden çok memnun kalmıştır.

474 The History of Yaballaha III., s. 67-69; Morris Rossabi, a.g.e., s. 163; Igor de Rachewiltz, a.g.e., s. 159; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 109. Tafsilat için ayrıca bkz. The History of Yaballaha III., s. 68-70; Morris Rossabi, a.g.e., s. 163-167. Hristiyanlığın Katolik mezhebi için Nasturi bir Hristiyanın bu türden ayine katılması oldukça sıra dışı bir gelişme olmuştur. Zira Katolik inancına göre Nasturilik, Hristiyanlığın sapkın bir kolu olarak kabul edilmişti. Bu açıdan Rabban Sauma’nın İlhanlı elçilik vazifesi ve papa nezdinde müşfik bir şekilde karşılanarak ayine katılması gerek Moğol-Avrupa gerekse Katolik- Nasturilik ilişkileri açısından oldukça dikkat çekici bir gelişme olmuştur. Richard W. Southern, a.g.e., s. 67. 475 The History of Yaballaha III., s. 72; Morris Rossabi, a.g.e., s. 167. 476 The History of Yaballaha III., s. 72; Morris Rossabi, a.g.e., s. 167-168; J. A. Boyle, “The Il- Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxx; Steven Runicman, a.g.e., s. 339-340; Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 237; Jean-Paul Roux, a.g.e., s. 403. 477 The History of Yaballaha III., s. 73; René Grousset, a.g.e., s. 356; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 110.

80 Bunun üzerine Rabban Sauma, İlhan Argûn’dan yeni bir kilise yapımı için söz almış ve bu şekilde mükâfatlandırılmıştır478.

Papa IV. Nicolaus, 2 Nisan 1288 tarihinde479 Vatikan St. Peter’de kaleme alınmış İlhan Argûn’a birbirinin devamı mahiyetinde mektuplar göndermiştir. Bunun haricinde ayrıca Argûn’un hatunu “Olgatai” (Olcitay) 480 ve Abâkâ’nın dul hatunu “Nukdan”481’a hitaben mektup göndermiştir482.

Papa, Argûn’a hitaben yazdığı ilk mektubunda kendisine yollanan elçilerin “Rabban Sauma”, “Thomas Anfossi”, “Sabadinus” ve tercüman “Ugueto/Ugeto” ile birlikte mesajın ulaştığını, Hristiyanların İlhanlı sınırlarında himaye edilmesinden ötürü duyduğu büyük memnuniyeti ve bundan dolayı teşekkürlerini bildirmiştir483. IV. Nicolaus, mektubun devamında ise kendisine gönderilen elçilerden aldığı bilgiler doğrultusunda; İlhan Argûn’un Kutsal Topraklar’ın Müslümanların (Memlûkların) elinden aldıktan sonra Kudüs’te vaftiz olmak isteğini öğrendiğni söylemiştir. Argûn’un bu isteğinden dolayı büyük bir sevinç duyduğunu, İlhan’ın bu eylemlerinin Hristiyanlık için ülkesinde pek çok kişiye örnek olacağını ve bu sayede Hristiyan tebaanın da sayıca artabileceğini bildirmiştir484. Papa, Argûn’un hatunu Olgatai (Olcitay) ve Abâkâ’nın dul

478 The History of Yaballaha III., s. 73; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxx. 479 Henry H. Howorth eserinde, papanın cevabî mektububnun kaleme alınış tarihini 10 Nisan olarak vermiştir. Bkz. Henry H. Howorth, a.g.e., s. 349. 480 Papanın göndermiş olduğu mektupta geçen bu Moğol prensesi/hatunu Argûn’un üçüncü karısı; Sülemiş’in kızı Olcay/Olcitay veya Argûn’un Hatunlarından; Uruk’un büyük kızı Olcitay olduğu konusunda şüpheler ve belirsizlikler vardır. Bkz. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 251, dpn. 2. Ayrıca Reşîdu’d-dîn’in kayıtlarına bkz. ve krş. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 146b; Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 60-61; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: III, s. 561-562. 481 Abâkâ Han’ın Tatar Kavminden gelen dördüncü hatunudur. Bkz. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 143; Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 4; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: III, s. 515, 579; Benâketî, a.g.e., s. 426; Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 251, dpn. 1; Bruno De Nicola, olarak yazılmıştır. Bkz. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i (نوﻕﺪاﻖ) ”a.g.e., s. 160. Şu’ab-i pençgâne’de; “Nukdak Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 143. 482 Bkz. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 247, 251, 253. Ayrıca bkz. Henry H. Howorth, a.g.e., s. 349; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxx. Söz konusu mektupların Latince metinleri için ayrıca bkz. Karl- Ernst Lupprian, a.g.e., s. 247-250 (Nr. 50), 252-254 (Nr. 51-52, 53). 483 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 247; Morris Rossabi, a.g.e., s. 168; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559. Ayrıca bkz. ve krş. Henry H. Howorth, a.g.e., s. 349. 484 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 253; Morris Rossabi, a.g.e., s. 170; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 533; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxx. Ayrıca bkz. Lilian Herlands Hornstein, “The Historical Background of the King of Tars”, Speculum, Vol. XVI, No. 4, The University of Chicago Press, Chicago 1941, s. 407- 408.

81 hatunu Nukdan’a hitaben göndermiş olduğu mektubunda prenseslerin (Moğol hatunlarının/asilzadelerin) Katolik inancına yönelmelerini ayrıca İlhanlı Sarayı’ndaki diğer üst düzey Moğol ümerasının da Hristiyanlık-Katolik inancına geçmesini arzu ettiğini, Olcitay ve Nukdan hatunların bu doğrultuda çaba sarfetmesi gerektiğini iletmiştir485.

Papa IV. Nicolaus’un yukarıda bahsedildiği üzere 2 Nisan 1288 tarihinde İlhan Argûn ve onun hatununa göndermiş olduğu mektupların haricinde ayrıca İtalya’nın Rieti şehrinde kaleme alınmış 13 Haziran 1289 tarihli iki adet ve 15 Haziran 1289 tarihli bir adet mektup İlhanlı Sarayı’na ulaşmıştır486. Fransiskan Johannes von Montecorvino (Monte Corvino) bir müddet Avrupa’da kalmış, papayla görüşmüş ve İlhan Argûn hakkında bilgi vermiştir. Ardından İran’a geri dönmüştür. Papa, Johannes’in İran’a dönüş yolculuğuna çıkacak olmasından dolayı ona İlhan’a iletmesi için mektup vermiştir487. Papa IV. Nicolaus’un 13 Haziran 1289 tarihli iki mektubundan ilkinde Büyük Han Kubilay’ın Hristiyanlığa ve Roma Kilisesi’ne ilgisi ve bağlılığından dolayı ona teşekkür ederken bundan dolayı Tanrı’ya da şükreder488. İkinci mekupta Moğol hükümdarı Kaydu’nun esas inanç olan Hristiyanlığa yönelmesi ve vaftiz olmasını temenni eden cümleler yer almıştır489. Argûn’a hitaben 15 Haziran 1289’da kaleme alınmış son mektupta Argûn’un Hristiyanların çıkarları doğrultusunda hareket ettiği için ona teşekkür edip, İlhan’ın vaftiz olması gerektiğini ayrıca vurgulamıştır490.

Sonuç itibariyle Rabban Sauma ve beraberindeki heyet, o tarihe kadar İlhanlı tarafından gönderilmiş en geniş kapsamlı elçilik topluluğu olmuş ve kendilerine verilen vazifeyi başarıyla ifa etmiştir. Nitekim İlhan Argûn, Rabban Sauma’nın bu görevi en iyi şekilde yapmaya çalıştığını farketmiş ve ona karşı müşfik bir tutum takınmıştır. Avrupa’yla ittifak oluşturabilmek için İlhanlı tarafından gerçekleştirilen söz konusu tüm

485 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 251; Morris Rossabi, a.g.e., s. 168-169; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 349. 486 Bkz. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 255, 258, 261; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 350; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 110. 487 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 261; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr- i Vâtîkân”, s. 73. 488 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 255. 489 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 258. 490 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 261.

82 bu çabalar ne yazıkki sarih bir netice verememiştir. Görünürde İlhanlı hükümdarının Avrupa’ya ve Hristiyanlığa ilgisi ve Memlûklara karşı düşmanlığından çok memnun olan papa, Fransa ve İngiltere kralları, Rabban Sauma ve Argûn’a ittifaklık ve yeni bir Haçlı Seferi için kaçamakça davranmışlar, kesin bir cevap vermemişlerdir. Bunların içerisinde bilhassa papa, tıpkı Hûlâgû devrinde olduğu gibi sadece dinî kaygıları gözetmiştir. Şüphesiz papa, Fransa ve İngiltere krallarının bu şekilde davranmasında pek çok etken vardır. Fransa Kralı Phillippe le Bel ile İngiltere Kralı I. Edward arasında Fransa’da bulunan İngiliz toprakları üzerinde hâkimiyet mücadelesi bulunmaktaydı. Nitekim iki ülke ve hükümdar arasında uzun soluklu bir güvensizlik ortamı hakimdi ve bu olumsuz siyasî iklimin sonu savaşla bitecekti. İngiltere ve Fransa’nın arasındaki hasmane tutumun bir diğer sebebi ise Aragon Krallığı’ydı. Hem Phillippe hem de Edward, Aragon Krallığı’nın içişlerine karışıyor, kendi destekledikleri kral adayının yeni Aragon hükümdarı (başkanı) olabilmesi için mücadele ediyor ve bu durum tabii olarak gergin olan iki ülke ilişkilerini daha da zedeliyordu491. Bunların da haricinde Fransa Krallığı’nın kuzeydoğu sınırlarında toprakların ticarî ve ekonomik konumları nedeniyle çeşitli sorunlar mevcuttu ve bu bölgelerde güvensiz bir ortam hakimdi. Ayrıca Phillippe’nin kilise’yle çeşitli konularda anlaşamadığı bazı hususlar vardı492. Tüm bu nedenler Avrupa’yı birlikte hareket edebilmekten alıkoymakta ve buna bağlı olarak yeni bir Haçlı Seferi tertip etmeyi imkânsızlaştırmaktaydı.

1. 3. Busarello de Ghisolfi’nin Elçilik Görevi

İlhan Argûn devrinde Avrupa’yla üçüncü kez yeniden ittifak girişiminde bulunulduğu ve bir elçilik grubunun tekrar İlhan adına papa, Fransa ve İngiltere krallarını ziyaret ettiğini görmekteyiz. Rabban Sauma’nın 1287 yılında gerçekleştirdiği yolculuğun ardından papa ve Avrupalı krallara tam olarak hangi mesajları ilettiğini ve hangi mektupları verdiğini bilmiyoruz. Bununla ilgili olarak Papa IV. Nicolaus’un Haziran 1289 tarihinde göndermiş olduğu ve daha çok dini kaygıların vurgulandığı mektuplarından hareketle sadece tahmin yürütebilmekteyiz. Ne yazık ki bu dönemde

491 Morris Rossabi, a.g.e., s. 147-148. 492 Morris Rossabi, a.g.e., s. 148-149.

83 İlhan tarafından gönderilen mektubun içeriği hakkında elimizde net bilgiler bulunmaktadır.

Argûn, Cenevizli “Busarello de Ghisolfi” (Buscarel de Gisolf/Buscarello de Ghizolfi)493 başkanlığında Avrupa’ya 1289 tarihinde Memlûklara karşı ortak askerî harekât gerçekleştirebilmek maksadıyla yeniden elçilik heyeti göndermiştir. Bu heyet İlhan’ın mektubunu ve mesajlarını Papa IV. Nicolaus, Fransa Kralı Phillippe le Bel ve İngiltere Kralı I. Edward’a iletmek üzere görevlendirilmiştir494. Bunun üzerine Busarello de Ghisolfi başkanlığında, Ghisolfi’nin erkek kardeşi Percivalle ve yeğeni Corrado’dan oluşan elçilik heyeti 4 Temmuz 1289 tarihinde yola çıkmıştır495. Söz konusu heyet tahminen Eylül 1289’da Roma’ya ulaşmıştır496. Cenevizli elçinin başkanlık yaptığı heyet temayüller gereği ilk önce papayla görüşmüştür497. Ardından Ghisolfi ve beraberindekiler Fransa’ya ulaşarak Kral Phillippe le Bel’e İlhan’ın mektubunu498 takdim etmişlerdir499. Mektup, 198 cm (6.5 ft.) uzunluğunda500, pamuktan

493 İtalyan-Cenova’lı büyük ve önemli bir tüccar aileye mensuptur. Bilindiği kadarıyla muhtemelen ticaret yapmak için 1279 yılında kardeşiyle birlikte Kilikya-Ayas’a gelmiştir. Sonraları İlhanlı hükümdarının hizmetinde gördüğümüz bu kişi Argûn Han döneminde İlhanlı-Avrupa ilişkilerinde elçi vazifseni üstlenmiştir. Jean Richard, “Buscarello de Ghizolfi”, Elr., Vol. IV, London and New York 1990, s. 569. 494 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 331; Charles William Connell, a.g.t., s. 175; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; L. Lockhart, a.g.m., s. 25; Jean Richard, “The Mongols and the Frank”, s. 54; Jean Richard, “Buscarello de Ghizolfi”, s. 569; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 350; Steven Runicman, a.g.e., s. 341; Peter Jackson, “Arḡūn Khan”, s. 403; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 74-75; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., 648; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 30-31; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 252; Şerafettin Turan, Türkiye-İtalya İlişkileri I. Selçuklular’dan Bizans’ın Sonra Erişine, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2000, s. 183, 186; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 111. İlhan Argûn, Busarello de Ghisolfi ve beraberindeki heyetin gidiş güzergahını ve Roma’nın yerini (konumunu) Kutbeddin Şirâzî’nin çizmiş olduğu “Akdeniz Haritası” üzerinde tadbik etmiştir. Bu olay incelediğimiz konu açsından önemli bir detaydır. Zeki Velidi Togan, “Argun Hanın Kullandığı Garb Denizi Haritasına Dair”, Türk Yurdu, S. XXVI/2, İstanbul 1942, s. 45; Zeki Velidi Togan, “İlhanlılarla Bizans Arasındaki Kültür Münasebetlerine Ait Bir Vesika”, İTED, c. III, İstanbul 1965, s. 3. 495 Marina Münkler, Erfahrung des Fremden. Die Beschreibung Ostasiens in den Augenzeugenberichten des 13. und 14. Jahrhunderts, Akademie Verlag, Berlin 2000, s. 61; Jacques Paviot, a.g.m., s. 314. Abdülkadir Yuvalı, Busarello de Ghisolfi’nin 10 Nisan 1289’da yola çıktığını belirtmiştir. Bkz. Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 247. 496 Marina Münkler, a.g.e., s. 61; René Grousset, a.g.e., s. 356; Jacques Paviot, a.g.m., s. 314. 497 Marina Münkler, a.g.e., s. 61; Kansu Ekici, a.g.t., s. 129; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 247. 498 Söz konusu mektup Fransız arşivinde bulunmaktadır. İlk kez 1823-24 yıllarında neşredilerek bilim âlemine tanıtılmıştır. Bkz. Erich Haenisch, “Zu den Brief’en der mongolischen Il-Khane Arġun und Öljeitü an den König Philipp den Schönen von Frankreich (1289 u. 1305)”, Oriens, Vol. II, No. 2, Dec. 31, 1949, s. 217; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., 648. Bunun yanı sıra mektup, çeşitli çalışmalarda yayınlanmış ve açıklamalarla tercüme edilmiştir. Bunun için bkz. M. Le Baron C. d’Ohsson, Histoire des

84 yapılmış kâğıt üzerine Moğolca ancak Uygur alfabesiyle yazılmıştır ve üzerinde üç adet damga vardır501. Ayrıca Tibetçe ve Çince ibareler de mevcuttur502. İlhan Argûn, Busarello de Ghisolfi aracılığıyla göndermiş olduğu mektubunda bizzat Fransa kralına hitap etmiştir503. Mektubun son satırından net şekilde anladığımız kadarıyla “sığır yılının504 (1289) ilk yaz ayının son onluğunun altısında Köndelen505” ’de yazılmıştır506.

İlhan Argûn’un mektubundan anladığımıza göre o, vakit kaybetmeksizin artık Memlûklar üzerine gitmek istemektedir. Bu minvalde ittifak oluşturabilmek için Fransa

Mongols. Depius Tchinguiz-Khan jusqu’a Timour Bey ou Tamerlan, c. IV, Amsterdam 1835, s. 71-73; Bertold Spuler, Geschichte der Mongolen. Nach östlichen und europäischen Zeugnissen des 13. Und 14. Jahrhunderts, Artemis Verlag, Zürich und Stuttgart 1968, s. 174; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 350-351; Erich Haenisch, a.g.m., s. 220; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 559; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 76; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxx; David Morgan, The Mongols, Oxford 2007, s. 184; René Grousset, a.g.e., s. 356; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 111; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 247-248. Mektubun tam tercümesini Erich Haenisch’in makalesini esas alarak “Ekler” kısmında verdiğimiz için burada tekrar etme gereği duymadık. Bunun için ilgili yere bkz. 499 L. Lockhart, a.g.m., s. 26; Jacques Paviot, a.g.m., s. 314; W. Barthold, “Argun (Arġūn)”, s. 501; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., 648. 500 L. Lockhart, a.g.m., s. 26; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 31; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 350. 501 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 350; Erich Haenisch, “Zu den Brief’en der mongolischen Il- Khane Arġun und Öljeitü an den König Philipp den Schönen von Frankreich (1289 u. 1305)”, Oriens, Vol. II, No. 2, Dec. 31, 1949, s. 217; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 75; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 31; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxx; Steven Runicman, a.g.e., s. 341. Mektubun orijinal görünümü için bkz. Erich Haenisch, a.g.m., s. 220. 502 Erich Haenisch, a.g.m., s. 217. 503 M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 71; Erich Haenisch, a.g.m., s. 220; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 75; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 31; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxx; David Morgan, The Mongols, s. 184. 504 Oniki Hayvanlı Türk Takvimi’ndeki “ikinci” hayvandır (ud = öküz = sığır). Bkz. Kâşgarlı Mahmûd, Divanü Lûgat-it Türk, c. I, s. 345-346; Maḥmūd el-Kāşġarī, Compendium of the Turkic Dialects, Part I, s. 271; Osman Turan, Oniki Hayvanlı Türk Takvimi, s. 33, 101-102. 505 Köndelen hakkında kaynaklarda net bir bilgi yoktur, lâkin bununla ilgili olarak araştırmacıların çeşitli görüşleri vardır. M. Le Baron C. d’Ohsson eserinde, bu yer hakkında hiçbir malumat verememiştir. Bkz. M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 73, dpn. 1. Remusat ve L. Lockhart, Köndelen’in İlhan Olcâytû devrinde başkent yapılan Sultâniyye şehrinin eski ismi olduğunu savunmuşlardır. L. Lockhart, buranın yaklaşık 180 mil Tebrîz’in güneydoğusunda bulunduğunu, yazları serin ve otlakları bol olduğu için Moğollar tarafından bu bölgenin önemli bir alan olduğunu nakletmiştir. John Andrew Boyle, bu iddalara tamamen karşı çıkarak Köndelen’in şu an ki modern İran coğrafyasında bulunan Sakkız (Sakîz) şehrinin onbeş mil güneyinde bulunan bir köy olduğunu belirtmiştir. Bkz. ve krş. Henry H. Howorth, a.g.e., s. 351; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and Princes of Europe”, s. 34; L. Lockhart, a.g.m., s. 26, dpn. 23; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 31, dpn. 32; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 113, dpn. 296. 506 M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 73; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 351; Bertold Spuler, Geschichte der Mongolen., s. 175; Erich Haenisch, a.g.m., s. 220; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 76; L. Lockhart, a.g.m., s. 26; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 113.

85 kralına karşı mektuptaki üslubu koşulsuz, şartsız ve kesin ifadelerden oluşmaktadır507. İlhan Argûn mektubunda; kendisinin Memlûk toprakları üzerine askerleriyle saldıracağını, 1290 yılının Aralık (ya da 1291 yılının Ocak ayı) ayında harekete geçeceklerini ve Avrupa (Frank) ordularıyla birleşmek istediklerini açık bir şekilde belirtmiştir. İlhan, harekete geçtikten sonra 1291 yılının ilkbaharının (Mart) ilk ayının 15’inde Kutsal Topraklar önüne gelip, saldırı için hazır olacaklarını bildirmiştir. Buna ek olarak Argûn Han, savaşta başarı elde etmeleri karşılığında Kudüs’ü Avrupalılara (Franklara) teslim edeceğini vadetmiştir508. Lâkin tüm bunların gerçekleşebilmesi için İlhan, Fransa kralından gecikmeksizin ordularını yollamasını, aksi takdirde yardım birliklerinin ulaşmaması durumunda kuşku dolu ifadeler ve sert bir üslup kullanmıştır509. Mektubun son satırlarında İlhan Argûn, Fransa kralından cevapla birlikte değerli hediyeler, kıymetli taşlar, kuşlar beklediğini ve kendisinin yolladığı elçinin ismini “Müskaril” (Muskeril)510 olarak ifade etmiştir511.

Yukarıda geçen bu mektuba ilaveten elçi Busarello de Ghisolfi tarafından ilave edildiği anlaşılan ve Fransızca olarak kaleme alınan ayrıca bir mesaja/nota tesadüf etmekteyiz. Bu mesajdan anladığımız kadarıyla Avrupa’dan yola çıkması beklenen ordunun rahat ve sorunsuz bir şekilde Memlûk sınırlarına ulaşabilmesi için Argûn tarafından alternatif yolculuk seçenekleri sunulmuştur. Deniz yolculuğu tercih edildiği takdirde Avrupa’dan savaşmak için yola çıkacak askerlerin yanlarında ilaveten atların

507 Bu dönemde kaleme alınan mektubun üslubu daha önceki ilhanlar zamanında yazılan ve Avrupa’ya gönderilen mektuplardan oldukça farklılıklar arzetmektedir. Bkz. David Morgan, The Mongols, s. 184. 508 Erich Haenisch, a.g.m., s. 220; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 351; Bertold Spuler, Geschichte der Mongolen., s. 174; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560; John Joseph Saunders, a.g.e., s. 132; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 76; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxx; Steven Runicman, a.g.e., s. 341; Aziz Suryal Atiya, The Crusade in the Later Middle Ages, London 1939, s. 249; L. Lockhart, a.g.m., s. 26; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 534; Jacques Paviot, a.g.m., s. 314; David Morgan, The Mongols, s. 184; René Grousset, a.g.e., s. 356; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 247-248. 509 Erich Haenisch, a.g.m., s. 220; Bertold Spuler, Geschichte der Mongolen., s. 174; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 351; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxx; David Morgan, The Mongols, s. 184; L. Lockhart, a.g.m., s. 26; René Grousset, a.g.e., s. 356. 510 Bu ifade şüphesiz Cenovalı elçi Busarello’dur. Moğolca mektupta bu şekilde yazılmıştır. Bkz. Henry H. Howorth, a.g.e., s. 351; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 76, dpn. 55; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 112, dpn. 295. 511 Erich Haenisch, a.g.m., s. 220; Bertold Spuler, Geschichte der Mongolen., s. 175; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 351; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 76; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 112.

86 da nakledilmesinin anlamsız bir yük olacağını, bunun yerine bu atların İlhanlı hükümdarı tarafından ya hediye edileceğini veyahut çok düşük bir ücret karşılığında verileceğini bildirmektedir. Hediye edilmesi düşünülen atların sayısı 20.000 ile 30.000 arasında olacağı ayrıca belirtilmiştir512. Bunun yanında eğer ordu Avrupa’dan hareketle kara yolculuğunu seçerse bu sefer de Argûn, bu ordunun Anadolu (Rum vilayeti)’dan geçişi esnasında her türlü erzak ve lojistik destek vermeye hazır olduğunu iletmektedir513. Fransa kralına iletilen ek mesajın sonunda ise adeta bir serzeniş yer almaktadır. Avrupa’dan İlhanlı Sarayı’na gelen ve Moğol asilzadelerine ulaşan elçiler huzura kabulleri esnasında defalarca uyarılmalarına rağmen hükümdarın Hristiyan olmamasından dolayı diz çökmemişler ve saygısızlıkta bulunmuşlardır. Argûn Han, mesajında bu durumdan duyduğu rahatsızlığını bildirmiş, gelecek sefer de benzer olayların tekrarlanmamasını rica etmiş, aksi takdirde elçilerin bir dahaki gelişlerinde ayrıcalıklı karşılama yapılmaksızın Moğol âdetleri uyarınca sefirlerin iki ateş arasından geçirildikten514 sonra kabul edileceklerini iletmiştir515.

Busarello de Ghisolfi, Fransa kralına İlhan’ın mektubunu sunmasının ardından papadan onaylı ve 30 Eylül 1289 tarihli bir mektupla/beratla I. Edward’a ulaşmıştır516. Papanın Busarello aracılığıyla İngiltere Kralı Edward’a göndermiş olduğu bu kısa

512 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 352; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 77; Christopher Dawson, a.g.e., s. xxxi; René Grousset, a.g.e., s. 356; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 534; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., 648; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 113. 513 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 352. 514 Moğol Hanı’nın huzuruna (Moğol sarayına) gelen elçilerin ve eşyaların (hediyeler) çeşitli dualar eşliğinde kötü ruhlardan arındırılması için bu kişiler veya nesneler iki ateş arasından geçirilirdi. Bu âdet Moğollar arasında umumiyetle uygulanırdı. Nitekim Carpini ve Rubruk gibi elçilerin seyahatnamelerinde bu ritüel detaylı şekilde anlatılmıştır. Bkz. Plano Carpini, Plano Carpini’nin Moğolistan Seyahatnâmesi (1245-1247), (Çev. Ergin Ayan), Gece Kitaplığı, bas.y.y. 2014, s. 55; Wilhelm von Rubruk, Moğolların Büyük Hanına Seyahat, (Çev. Ergin Ayan), Ayışığı Kitapları, İstanbul 2012, s. 123; Abdülkadir İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm. Materyaller ve Araştırmalar, TTK, Ankara 2015, s. 68; J. A. Boyle, “Turkish and Mongol Shamanism in the Middle Ages”, Folklore Society, Vol. LXXXIII, 1972, s. 183-184; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560; Jean- Paul Roux, Türklerin ve Moğolların Eski Dini, (Çev. Aykut Kazancıgil), Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2011, 233-234; Dilber İlimli Usul, a.g.t., s. 229-230. 515 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 352; J. A. Boyle, “Turkish and Mongol Shamanism in the Middle Ages”, s. 184; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 77; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 113. Moğolların elçileri kabul usulleri için ayrıca bkz. Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 394-404. 516 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 350, 352; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 111, 114.

87 mektup veya bir çeşit berat İlhan’ın elçisinin iyi karşılanmasını ve Argûn’un yollamış olduğu mesajın dikkate alınmasını buyurmaktaydı. İngiliz kayıtlarına göre Busarello de Ghisolfi, 5 Ocak 1290 tarihinde Londra’ya ulaşmıştır517. İngiltere kralı tarafından çok iyi karşılanan Cenovalı elçi, Phillippe le Bel’e sunmuş olduğu mektubun bir benzerini I. Edward’a takdim etmiş, acilen İlhanlı birlikleriyle ittifak çağrısı yapmış ve Avrupa’dan nakledilecek askerler için atların Argûn tarafından hibe edileceğini bildirmiştır. I. Edward kendisine sunulan bu mesaja cevaben; Argûn’un Memlûklar üzerine gitme düşüncesinden, sarfetmiş olduğu çabalardan ve Avrupa birlikleri için teklif edilen atlar nedeniyle çok memnun olmuş ve bu hususta İlhan’a teşekkürlerini ifade etmiştir518. I. Edward, kendisinin papayla görüşüp ittifak için onunla anlaştığında İlhan’a bu durumu haber vereceğini bildirmiştir519. Ayrıca kral, İlhan’ın isteği olan değerli hediyeler, kuşlar520 ve taşlar göndereceğine söz vermiş ve bu armağanları daha sonra göndererek ahdini tutmuştur521. İlhan Argûn’un Cenovalı Busarello de Ghisolfi başkanlığında göndermiş olduğu elçilik heyeti İngiltere’de yaklaşık yirmi gün vakit geçirdikten sonra görevlerini tamamlayarak Tebrîz’e geri dönüş yolculuğuna çıkmışlardır522. Elçilik heyetinin geri dönüş yolculuğunun tüm masrafları I. Edward tarafından karşılanmıştır523.

İttifakın hayata geçebilmesi için İlhan Argûn tarafından gerçekleştirilen tüm bu yoğun çabalar ve elçi teatileri Avrupa’da karşılık bulamamıştır. Argûn’un uzlaşı talebinde bulunduğu bu zamanlarda İngiltere İskoçya’yla savaş halindeydi. Bundan dolayı I. Edward, İngiltere’nin askeri gücünü bu bölge üzerine sevk etmek durumunda kalmıştır ve bu durum tabii olarak onu İlhanlılara askerî destek yollamasından

517 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 352; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560; L. Lockhart, a.g.m., s. 26; Jacques Paviot, a.g.m., s. 314; Denis Sinor, “The Mongols and Western Europe”, s. 534; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 114. 518 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 353; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560; L. Lockhart, a.g.m., s. 26; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 114. 519 L. Lockhart, a.g.m., s. 26; Jacques Paviot, a.g.m., s. 314; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 114. 520 Bkz. Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 332, dpn. 10. 521 J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560; Jacques Paviot, a.g.m., s. 314; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 31-32. 522 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 353; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 114. 523 L. Lockhart, a.g.m., s. 26.

88 alıkoymuştur524. Diğer taraftan Sicilya üzerinde devam eden iç çekişmeler başta Fransa, İngiltere ve papanın dikkatini bu bölgeye yoğunlaştırmasına neden olmuştur. Müslümanlar karşısında Moğollara destek verme taraftarı olan I. Edward çok yoğun bir çaba sarfetmiştir. Moğollara askeri yardım yapabilmek ve Avrupa’nın dikkatini yeniden Ortadoğu coğrafyasına çekebilmesi için I. Edward, Sicilya sorununda adeta hakem gibi davranmış ve bu problemin çözülmesinde büyük pay sahibi olmuştur. İngiltere kralının tüm bu gayretlerine rağmen özellikle papa, I. Edward’a destek vermemiş ve bu yüzden Avrupa’nın Moğollara yardımı gerçekleşememiştir525.

1. 4. Chaganus’un Elçilik Görevi

İlhan Argûn döneminde dördüncü kez yeniden bir elçinin Avrupa’ya gönderildiğini görmekteyiz. Argûn döneminde daha önce gönderilen elçilerin kim oldukları, ne zaman Avrupa’ya gittikleri, gidiş-geliş esnasında hangi güzergâhı takip ettikleri hakkında elimizde birtakım bilgiler bulunmasına karşın bu elçi hakkında net ve detaylı malumat bulunmamaktadır. Buna ilaveten söz konusu bu elçi aracılığıyla İlhan’ın göndermiş olduğu mektup hakkında da bilgi sahibi değiliz. Ancak papa, kendisine yollanan mesaja cevaben 1291 yılında İlhanlılara birden fazla mektup göndermiştir. Bu mektuplar sayesinde birtakım bilgilere ulaşabilmekteyiz.

Kim olduğunu açıkça bilemediğimiz fakat kaynaklarda ismi Chaganus (Cagan/Zagan/André)526 olarak geçen bir elçinin başında bulunduğu heyet 1290 yılının sonunda veya 1291 yılının başında Roma’ya gönderilmiştir527. Bu elçiler içerisinde

524 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 353; Steven Runicman, a.g.e., s. 341; L. Lockhart, a.g.m., s. 26; Kansu Ekici, a.g.t., s. 129; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 115. 525 Christopher Dawson, a.g.e., s. xxxi; Işın Demirkent, a.g.e., s. 249. 526 Bkz. ve krş. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 269; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 332; M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 77; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 353; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560; Jacques Paviot, a.g.m., s. 314; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 32; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 115; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 248. 527 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 353; Steven Runicman, a.g.e., s. 341; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 332; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 252; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 560-561; Jacques Paviot, a.g.m., s. 314; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., 648; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 32; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 115. Felicitas Schmieder, elçinin Avrupa’ya gidişini 1290 tarihi olarak vermiştir. Bkz. Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 332. Ayrıca bkz. ve krş. Syllabus (in English) of the Documents..., s. 110.

89 1289 yılında Avrupa’ya gönderilen Cenovalı Busarello de Ghisolfi de yer almıştır528. Heyet, ilk önce IV. Nicolaus ile görüşmüş, ardından İngiltere Kralı I. Edward’ın huzuruna gelerek İlhan’ın mesajını iletmiştir529. Chaganus’un İngiltere’de ne kadar kaldığı ve tam olarak ne zaman döndüğü hakkında bilgi sahibi değiliz530.

Bu dönem içerisinde özelde İlhanlı-Avrupa ilişkilerini, genelde ise Haçlı, Avrupa ve Memlûk siyasî tarihi için çok önemli bir hadise yaşanmıştır. 1290 yılında Akkâ531 (Saint-Jean-d’Acre)’ya yeni gelen İtalyan bir Haçlı grubun civar bölgedeki Müslüman ahaliye saldırması hem Haçlı-Memlûk barışını bozmuş hem de Memlûkların bu bölgedeki Haçlı varlığını sona erdirmek için saldırmalarına sebep olmuştur. Trablus’un düşüşü nedeniyle papa, yeni bir Haçlı çağrısı yapmış, buna İtalya’nın Toskana ve Lombardiya’daki işsiz güçsüz, aylak ve maceraperest ve bir o kadar da askerî disiplinden uzak bazı gruplar cevap vermiştir. Bu grup askerî intizamdan yoksun şekilde Akkâ’ya varır varmaz suçsuz Müslümanlara ortada hiçbir sebep yokken saldırmış ve bu durum adeta bir infiale yol açmıştır532. Haçlı birliklerinin Müslümanlar üzerine taaruz haberini alan Kalavun derhal savaş hazırlıklarına başlamış, fakat bu esnada aniden rahatsızlanmış ve vefat etmiştir. Bundan dolayı Akkâ üzerine planlanan

528 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 332; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 561; Jacques Paviot, a.g.m., s. 314; René Grousset, a.g.e., s. 356; Abdülkadir Yuvalı, a.g.e., s. 248. 529 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 353; Steven Runicman, a.g.e., s. 341; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 561; Jacques Paviot, a.g.m., s. 314; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 115. 530 J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 561. 531 Suriye sahilinde bulunan önemli bir liman şehridir. Ayrıca geçilmesi zor surlarla ve kulelerle çevrili ve yapısı itibariyle çok müstahkem bir konuma sahipti. Şehir, uzun süre Frankların elinde bulunmuştur. Haçlılar burayı Suriye içlerine yapılacak saldırılar için adeta üs olarak kullanmıştır. Bundan dolayı Avrupalı devletler, Papalık ve Haçlılar için Suriye’ye açılan bir kapı olarak telakki edilmiş ve bu yüzden çok önem arzetmiştir. Dorethea Krawulsky, Īrān-Das Reich der Īlhāne: Eine Topographisch- Historische Studie, Wiesbaden 1978, s. 588; Zekeriyâ-yi Kazvînî, Âsâru’l-bilâd ve ahbâru’l-ibâd, (F. Çev. Cihângîr Mîrzâ Kâçâr), nşr. Mîr Hâşim Muhaddis, Müessese-i Emîr-i Kebîr, Tahran 1373, s. 278- 279; Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî, Nuzhetu’l-kulûb, The Geographical Part of the Nuzhat-al-Qulub Composed by Hamd-Allah Mustawfî of Qazwin in 740 (1340), (İng. Çev. G. Le Strange), Leyden/London 1919, s. 243. Kale hakkında tafsilat için Zekeriyâ-yi Kazvînî’nin coğrafya kitabına ayrıca bkz. Zekeriyâ- yi Kazvînî, a.g.e., s. 278-280. 532 Steven Runicman, a.g.e., s. 347-348; Kâzım Yaşar Kopraman, “Mısır Memlûkleri”, DGBİT, c. VI, Kombassan Yayınları, İstanbul 1989, s. 471; Işın Demirkent, a.g.e., s. 249; André Clot, a.g.e., s. 70.

90 saldırı düşüncesi geçici olarak ertlenmiştir533. Yeni sultan olan Halil b. Kalavun, babasının düşündüğü Akkâ seferini derhal hayata geçirmeyi istemiştir. 60.000 kişilik büyük bir orduyla Akkâ üzerine yürüyen Halil b. Kalavun, karşısındaki Haçlı birlikleri çok hazırlıksız şekilde yakalanmıştır534. Sayıları 30 ile 40.000 arasında değişen Haçlı kuvvetleri, tüm güçlerini toparlayarak direnmeye çalışmış olsalar da daha fazla dayanamamışlardır. Netice itibariyle 18 Mayıs 1290 tarihinde Memlûk birlikleri şehre tüm güçleriyle taaruz etmiş ve Akkâ harap bir şekilde Haçlıların elinden çıkmıştır535. Memlûk Sultanı Halil b. Kalavun, Akkâ’nın yeniden Haçlı birliklerinin eline geçmemesi ve buranın Haçlılarca Suriye için tekrar bir üs gibi kullanılmaması için kaleyi yıkma emri vermiştir536. Suriye’deki en önemli Haçlı noktası olan Akkâ’nın düşüşüne müteakiben sırasıyla Sûr, Sayda ve Hayfa’da bulunan Haçlı kaleleri de Memlûklar tarafından ele geçirilmiş, böylece tüm Suriye’den Haçlılar çıkarılmıştır537. Suriye için çok önemli bir mevkiyi kaybeden Haçlılar zorunluluk gereği Kıbrıs’ı yeni üs olarak kullanmaya başlamışlardır538.

Yaşanan bu gelişmeler Haçlılar ve dolayısıyla Avrupa’nın Ortadoğu’daki varlığının sonu anlamına gelmiştir. Nitekim Suriye sahillerinde vuku bulan bu hadiseler Avrupa’da büyük akislere sebep olmuştur. Papa IV. Nicolaus, bir emirnameyle tüm Hristiyan ülkelerin Memlûk Sultanlığı’yla ticarî münasebetlerini acilen kesmesini

533 İbn Fûvatî, a.g.e., s. 280; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 89-90; İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 70-71; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 113-114; Steven Runicman, a.g.e., s. 349; Kâzım Yaşar Kopraman, a.g.m., s. 471-472; Işın Demirkent, a.g.e., s. 249-250; André Clot, a.g.e., s. 70. 534 Ebu’l-Fidâ’, The Memoirs of a Syrian Prince. Abu’l-Fidā’, Sultan of Hamāh (672-732/1273- 1331), (İng. Çev. P. M. Holt), Wiesbaden 1983, s. 16; İbn Fûvatî, a.g.e., s. 282; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 98-99; İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 71-72; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 532; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 117; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 439; Steven Runicman, a.g.e., s. 350; Kâzım Yaşar Kopraman, a.g.m., s. 473-474; Işın Demirkent, a.g.e., s. 250; André Clot, a.g.e., s. 71. 535 Ebu’l-Fidâ’, a.g.e., s. 16-17; Zekeriyâ-yi Kazvînî, a.g.e., s. 279; İbn Fûvatî, a.g.e., s. 282; el- Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 99-100; Şihabeddin b. Fazlullâh el-Ömerî, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım, (Çev. ve Notlar: D. Ahsen Batur), Selenge Yayınları, İstanbul 2014, s. 409- 410; İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 72-73; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 532; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 118; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 440; Steven Runicman, a.g.e., s. 354-356; Kâzım Yaşar Kopraman, a.g.m., s. 473-474; Işın Demirkent, a.g.e., s. 254. Ayrıca bkz. P. M. Holt, Haçlılar Çağı. 11. Yüzyıldan 1517’ye Kadar Yakındoğu, 106-107. 536 İbn Fûvatî, a.g.e., s. 282; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 100; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 532; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 118; el-Ömerî, a.g.e., s. 410; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 440; Steven Runicman, a.g.e., s. 356; Işın Demirkent, a.g.e., s. 256. 537 İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 73-74; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 533; el-Ömerî, a.g.e., s. 411; Kâzım Yaşar Kopraman, a.g.m., s. 474; İsmail Yiğit, a.g.e., s. 64. 538 Fatih Yahya Ayaz, Memlük-Kıbrıs İlişkileri, TTK, Ankara 2016, s. 61.

91 buyurmuştur. Papanın bu çağrısı kısa sürede karşılık bulmuş, Batı dünyasıyla Memlûk Sultanlığı’nın ticarî ilişkileri bir süre ciddi şekilde sekteye uğramıştır539.

Akkâ’nın düşüşü İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin seyri açısından oldukça olumsuz bir gelişme olmuştur. Akkâ, konumu itibariyle Haçlılar için önemli bir şehirdi. Büyük bir limana sahip olduğu için Avrupa’dan deniz yolculuğuyla yola çıkan askerî birlikler buraya gelmekteydiler. Buraya ulaşan Haçlılar hazırlıklarını tamamladıktan sonra Suriye içlerine dönem dönem taarruz düzenlemekteydiler. Tüm bunların farkında olan Memlûklar, Akkâ var oldukça Haçlıların da mevcudiyetlerini koruyacaklarına inandıklarından dolayı artık bu ele geçirilmesi güç olan kaleyi alabilmek için büyük bir mücadele başlatmışlar ve bunda da muvaffak olmuşlardır. Bu gelişme akabinde İlhanlılar bölgede tamamen yanlızlaşmış, Suriye’deki Haçlılarla ve Avrupa’yla doğrudan irtibatları kesilmiştir.

1. 5. İlhan Argûn’un Son Dönemlerindeki Elçi Teatileri ve Avrupa’dan Gelen Mektuplar

İlhan Argûn döneminde son ve beşinci kez yeniden bir elçinin Avrupa’ya gönderildiğini görmekteyiz. Ancak gerek bu elçi hakkında, gerek gidip geldiği tarihler, izlediği güzergâh ve gerekse iletmiş olduğu mesajlar hususunda neredeyse hiçbir şey bilmemekteyiz. 1291 yılında Robert v. (von) Senlis adınada bir elçi Napoli üzerinden

539 Elizabeth A. Zachariadou, Trade and Crusade. Venetian Crete and the Emirates of Menteshe and Aydın (1300-1415), Venice 1983, s. 132; Şerafettin Turan, a.g.e., s. 96; Bahattin Keleş, a.g.t., s. 209; Kansu Ekici, a.g.t., s. 113, dpn. 387. Ayrıca bkz. Abdullah Mesut Ağır, a.g.e., s. 106, 111, 130-131, 140, 144-145. 1290 yılında Akkâ’nın düşüşü, Avrupa-Memlûk ilişkilerini geri dönüşü çok zor ve tamamen hasmane bir tutuma dönüşmesine yol açmıştır. Diğer taraftan papanın Hristiyanlarla Memlûk Sultanlığı arasındaki ticareti yasaklaması birtakım sonuçlar doğurmuştur. Memlûkların ithal ettikleri en önemli maddeler demir, kereste, neft ve benzeri ürünlerdir. Bunların haricinde Altın Orda (Kıpçak) sahasından getirtilen (ithal edilen) “savaşçı beyaz köleler (memlûk)” Memlûklar için vazgeçilemez bir kaynaktır. Avrupa tarafından dikte ettirilen ticarî ambargo nedeniyle alternatif yollar aranmış ve buna bağlı olarak ihtiyaç duyulan söz konusu kaynaklar Anadolu’nun batı, kuzey ve güney (özellikle Alanya) sahilleri vesilesiyle karşılanmaya çalışılmıştır. Bu durum ismi geçen bölgelerin siyasî, ekonomik ve ticarî olarak bir anda canlanmasına, Türkmen Beylerinin ticarette daha büyük pay sahibi almalarına ve buna bağlı olarak bu beylerin ekonomik yönden hızla gelişmelerine neden olmuştur. Bu sebepler ayrıca söz konsu bölgelerde bağımsız Türkmen Beyliklerinin kurulmasına zemin hazırlamıştır. Halil İnalcık, “The Rise of the Turcoman Maritime Principalities in Anatolia, Byzantium and the Crusades”, The Middle East and the Balkans under the Ottoman Empire, Bloomington 1993, s. 309; Mustafa Akdağ, Türkiye’nin İktisadî ve İçtimaî Tarihi, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2010, s. 34-35; İlhan Erdem, “Türkiye Selçuklu-İlhanlı İktisadî, Ticarî İlişkileri ve Sonuçları”, AÜ DTCF TAD, S. 33, Ankara 2003, s. 63; Kansu Ekici, a.g.t., s. 113, dpn. 388; Abdullah Mesut Ağır, a.g.e., s. 153-156; Bahattin Keleş, a.g.t., s. 209. Tafsilat için ayrıca bkz. el-Ömerî, a.g.e., s. 144-148; Elizabeth A. Zachariadou, a.g.e., s. 160-173.

92 ilk önce Fransa’ya, oradan da İngiltere’ye gönderilmiştir. Söz konusu elçi Fransa’ya vardığında Fransa Kralı Phillippe’ye, Napoli Kralı Karl II. von Anjou’nun mektubunu bir hediyeyle birlikte takdim etmiştir. Ayrıca İngiltere’de papayla görüşmüştür540. Ne yazık ki yukarıda da belirttiğimiz gibi bu hususla ilgili bilgilerimiz oldukça mahduttur.

İlhan Argûn’un sırasıyla göndermiş olduğu Cenovalı Busarello de Ghisolfi, haklarında pek az malumat sahibi olduğumuz Chaganus ve Robert v. Senlis’in Avrupa seyahatlerinden sonra Papa IV. Nicolaus ve İngiltere Kralı I. Edward, 1291 yılında İlhanlı hükümdarına elçiler yollamışlardır. Avrupa’dan gönderilen bu elçiler aynı zamanda Argûn dönemindeki son mektuplaşmalardır. I. Edward’ın göndermiş olduğu elçinin ismi geçmemekle birlikte papa, iki Fransiskan sefir yollamıştır541. Bu elçilerin isimleri “Guillelmus de Chyerio” ve “Mätthaus de Theatina”’dır542. Kaynaklardan öğrenebildiğimiz kadarıyla papa, ismi geçen elçilerle birlikte birbirinin devamı mahiyetinde 1291 yılının Ağustos ayında kaleme alınmış pek çok mektup yollamıştır543. Papa IV. Nicolaus sırasıyla; 13 Ağustos 1291 tarihli bir, 21 Ağustos 1291 tarihli iki ve 23 Ağustos 1291 tarihli iki adet mektubu İlhanlı Sarayı’na göndermiştir. Bu mektupların tamamı İtalya Orvieto’da kaleme alınmıştır544. 13 Ağustos 1291 tarihli ilk mektupta; papa, Moğol Hatunları Uruk545 ve Tuday546’ın Hristiyanlık inancına geçmelerini sevinçle karşılamıştır. Ayrıca mektubun devamınıda İlhanlı şehzâdeleri Saron547 ve Gâzân548’ı Hristiyanlık dinine geçmeleri için telkinde bulunmuştur549.

540 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 332. 541 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 332. 542 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 267; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 332. 543 Bu mektupların Almanca izahatları ve Latince neşirleri için bkz. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 267-278 (Nr. 58-59, Nr. 60, Nr. 61, Nr. 62, Nr. 63-64). 544 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 267-277. 545 Kereyit kabilesindendir. Saruca’nın kızı ve İrincin’in kız kardeşidir. Argûn Han’ın ikinci hatunudur. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 146b; Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 61; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 196; Benâketî, a.g.e., s. 441. 546 Argûn’un babası Abâkâ Han’ın hatunuydu. Argûn Han, ilhanlığı zamanında onu kendi uhtesine almıştır. Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 61; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 197; Benâketî, a.g.e., s. 441. Şu’ab-i pençgâne’de bu hatun Argûn’un son (yedinci) hatunu olarak belirtilmiştir. Bkz. Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 146b. 547 (?) Kim olduğu bilinmemektedir. Bu isim Argûn’un kaynaklara yansıyan ve bilinen hiçbir oğluyla uyuşmamaktadır. Bkz. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 277, dpn. 1. Argûn’un oğulları için ayrıca bkz. ve krş. Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 61; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 196; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 148.

93 Papa Nicolaus’un 21 Ağustos 1291 tarihli ve birbirinin devamı mahiyetindeki mektuplar pek çok bilgi aktarmaktadır. Bu bakımdan oldukça kıymetlidir. İlk mektubun giriş kısmında İlhan Argûn’a kendisine Chaganus adındaki elçinin ulaştığını, bu elçi vesilesiyle İlhanlı hükümdarının kendisine bildirilen isteklerini onayladığını yazmıştır550. Mektubun devamında papa, daha önce belirttiği gibi Argûn’un vaftiz edilmesi gerektiğini vurgulamış, buna örnek olarak İlhanlı hükümdarının oğlu Nicolaus551 (Olcâytû/Ḫarbende)552’u göstermiştir. Mektubun son kısmında papa

548 Argûn Han’ın “en büyük” (birinci) oğludur. Annesi; Kûtlâk İgaçi’dir. Reşîdu’d-dîn/Abāġā- Gaiḫātū, s. 61; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 197; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 148; Benâketî, a.g.e., s. 441; Osman G. Özkuzugüdenli, Gâzân Hân ve Reformları (694/1295-703/1304), Marmara Üniversitesi, SBE, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Orta Çağ Tarihi Bilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2000, s. 5. 549 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 267. Ayrıca bkz. ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 77. 550 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 269. 551 Papa IV. Nicolaus’un 21 Ağustos 1291 tarihinde kaleme almış mektuplarından açıkça gördüğümüz üzere Argûn’un oğullarından Olcâytû, küçük yaşlarda vaftiz edilerek dönemin papasının ismi olan Nicolaus Şehzâdeye ad olarak verilmiş ve Hristiyanlığa geçmiştir. Papa, bu olaydan büyük bir memnuniyetle bahsetmekte, hatta yukarıda da ifade edildiği üzere bu durumu İlhan Argûn’a örnek olarak göstermiştir. Bkz. Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 269, 272. Bunların haricinde Olcâytû’nun annesi ve Argûn Han’ın baş hatunlarından olan Uruk’da vaftiz edilmiştir. Nasturi Uruk Hatun ve Nasturi Patriği Mar Yaballah III’ün Olcâytû’nun vaftiz ettirilmesinde önemli rol oynadıkları muhakkaktır. Bu konuyla ilgili görebildiğimiz kadarıyla dönemin İran-Fars kaynakları suskundur. Olcâytû’nun İslâmiyete geçmeden önceki dinî eğilimi ile ilgili sadece ‘Abdullâh-i Kâşânî’de şöyle bir cümle yer almaktadır; “Sultan ilk fıtratı ve atalarının akidesi üzere şirk ile yetişmiş, bir süre putlara secde ettikten ve tapındıktan sonra gerçek Tanrı’nın birliğine, samediyetine mutlak secdesini ikrar etmişti” ‘Abdullâh-i Kâşânî, Târîh-i Olcâytû, (Çev. Derya Örs), AÜ, SBE, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1992, s. 68. Ermeni müverrih Hetum, Şehzâdenin doğumunda Hristiyanlık adet ve temayüllerine sadık kalındığı, vaftiz edildiği ve bu bağlamda Nicolaus (Nicholaus) isminin verildiğini açıkça nakletmiştir. Bkz. Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 184-185. Bir başka Ermeni tarihçi “Stèphannos Orbèlian”, papa tarafından gönderilen elçinin/piskoposun Şehzâde Ḫarbende’yi vaftiz ettiği ve “Theodosios” isminin verildiğini ifade etmiştir. Bkz. Step'annos Orbelean's History of the State of Sisakan, (İng. Çev. Robert Bedrosian), published on Internet, New Jersey 2012, s. 244. Bunlara ilaveten Rabban Sauma’nın notlarında da Argûn’un oğlu Olcâytû’nun (tahminen 1281 yılı) Ağustos ayında vaftiz edildiği açıkça belirtilmiştir. Bkz. The History of Yaballaha III., s. 74. Dönemin papası olan Nicolaus’un isminin bir İlhanlı şehzâdesine verilmesi ve vaftiz edilmesi İran Moğollarının Batı dünyasına karşı ne denli dostane bir tutumla yaklaştığını ve ilişkilerindeki samimiyetin boyutunu açık şekilde göstermektedir. Bundan dolayı söz konusu bilgiler konumuz açısından oldukça önem arzetmektedir. Henry H. Howorth, a.g.e., s. 354; Edward G. Browne, A History Of Persian Literature Under Tartar Dominion (1265-1502), Cambridge 1920, s. 46; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 202- 203; J. A. Boyle, “The Dynastic and political history of the Il-Khâns”, CHI, Vol. V, The Saljuq and Mongol Periods, (Ed. J. A. Boyle), Cambridge 1968, s. 401; L. Lockhart, a.g.m., s. 26, 29; James D. Ryan, a.g.m., s. 418; Lilian Herlands Hornstein, a.g.m., s. 407-408, 411; Peter Jackson, “Arḡūn Khan”, s. 404; David Morgan, Medieval Persia 1040-1797, s. 65; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., (Çevirenin notu), s. 185, dpn. 695; Jean-Paul Roux, a.g.e., s. 402; Hanifi Şahin, İlhanlılar Döneminde Şiîlik, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2010, s. 164; Mustafa Uyar, “İlhan Ölceytü’ye Verilen Ḫarbende İsminin Kökeni ve Anlamı Hakkında Yeni Bir Yaklaşım”, TİD, c. XXXI/2, İzmir 2016, s. 596. Olcâytû, her ne kadar vaftiz edilip Nicolaus ismini almış olsa da henüz çocukluk yaşlarında babasının da etkisiyle Budist olmuş, ardından ilerleyen zamanlarda İslamiyet’i seçmiştir. İslamiyet’e geçmesinin ardından sık sık mezhep

94 kendisinin yollamış olduğu Fransisken elçilere saygılarını sunar553. Bu mektuba ilaveten aynı tarihte kaleme alınmış diğer mesajda papa, Nicolaus’un vaftiz edilmesi ve Hristiyanlığa yöneltilmesi olayını büyük bir memnuniyetle karşılamış ve bundan dolayı sevincini dile getirmiştir. Mektubun devamında İlhanlı asilzadelerin dinsel temayüllerinin halka yansıtılmaması gerekliliği vurgulanmış, halkın gündelik yaşam ve dini eğilimlerin aynen sürdürmesi gerektiği belirtilmiştir554.

Papa Nicolaus’un 23 Ağustos 1291 tarihli iki mektubun ilkinde Akkâ ve Trablus’da yaşanan büyük hezimetlerin akisleri ve bunun Avrupa’da yansımaları açık şekilde görülmektedir555. Bu bağlamda papa, İlhan Argûn’a Akkâ ve Trablus’un düşüşünü ve bu bölgelerde yaşanan ağır kayıplar hakkında bilgi vermiştir. Söz konusu bölgelerde yaşanan ağır mağlubiyet dolayısıyla büyük bir kuşkuya düşen papa, tüm Katolik dünyasını Müslümanlara karşı savaşa davet ettiğini, İngiltere Kralı I. Edward’ın bu savaş için haçı eline geçirerek ve vaazlar vererek asker toplamaya çalıştığını bildirmiştir. Mektubun devamında ise papa, İlhan’ı Müslümanlara karşı savaşa ve yeniden vaftize davet etmiş ve bu uğurda girişilecek mücadelede başarının geleceği inancından bahsetmiştir556. 23 Ağustos 1291 tarihli ikinci mektup ise 21 Ağustos 1291 tarihli mektubun hemen hemen aynısıdır. İlhan Argûn’un oğulları Saron (?) ve Gâzân

değiştirmiş ve Muhammed adını almıştır. Bununla birlikte pek çok kaynakta Harbende/Hudâbende ismi de yer almaktadır. Bkz. İbn Battûta Tancî, İbn Battûta Seyahatnâmesi, c. I, (Çev. A. Sait Aykut), YKY, İstanbul 2004, s. 321-322; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 354; Edward G. Browne, a.g.e., s. 46; Hanifi Şahin, a.g.e., s. 164-165; Mustafa Uyar, a.g.m., s. 596. 552 Argûn Han’ın “üçüncü” oğludur. Annesi; Uruk Hatundur. Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 61; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 197; Benâketî, a.g.e., s. 441. Bazı kaynaklarda “Olcâytû Sultan”, bazı kaynaklarda “Ḫarbende” olarak geçmektedir. Bkz. ve krş. Cemâlu’d-dîn Ebu’l-Kâsım ‘Abdullâh b. Muhammed b. Ebî Tahir ‘Abdullâh-i Kâşânî, Târîh-i Olcâytû, neşr. Mehîn Hamblî, Tahran 1348, s. 17- 18; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 197; Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Şu’ab-i pençgâne, v. 148; Benâketî, a.g.e., s. 441. ‘Abdullâh-i Kâşânî, Olcâytû’nun isimleri hakkında tafsilatı açıklamalar yapmaktadır. Bunun için bkz. Târîh-i Olcâytû/Hamblî, s. 17-18; Mustafa Uyar, “İlhan Ölceytü’ye Verilen Ḫarbende İsminin Kökeni ve Anlamı Hakkında Yeni Bir Yaklaşım”, 596-597. 553 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 269. 554 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 272. 555 James D. Ryan, “Nicholas IV and the Evolution of the Eastern Missionary Effort”, Archivum Historiae Pontificiae, Vol. XIX, Gregorian Biblical Press, Roma 1981, s. 81. 556 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 274; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 353-354; Peter Jackson, a.g.e., 169; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 561; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 115.

95 yeniden vaftize davet edilmiştir557. Sonuç itibariyle Trablus (Trablusşam) ve Akkâ’da yaşanan olumsuz hadiselerin etkisiyle kaleme alınan papanın 23 Ağustos 1291 tarihli mektubunda vakit kaybetmeksizin karşı saldırıya geçme isteğini bildirmiştir. Ancak bu mektuplar ve beklentiler İlhanlı Sarayı’na ulaştığında Argûn Han vefat etmişti.

İlhan Argûn dönemi İlhanlı-Avrupa ilişkileri yukarıda izah etmeye çalıştığımız şekilde oldukça yoğun, hareketli bir evre geçirmiştir. Tüm bu elçi teatilerine rağmen istenilen ittifak başta İngiltere ve Fransa’nın siyasî sorunları nedeniyle gerçekleşememiştir. Fakat bunlara rağmen İlhanlılar, Papalık, İngiltere ve Fransa hakkında ve Avrupalı devletler de İlhanlılar hakkında bu yoğun elçi trafiği sayesinde pek çok bilgi toplamış ve birbirlerini yakınen tanıma fırsatı bulmuşlardır. Bunun en önemli delili Rabban Sauma’nın elçilik vazifesidir. O, Avrupa’da gittiği her yerde ve görüştüğü önemli şahsiyetlere İlhanlı hükümdarının amacını anlatmaya çalışmıştır. Bu dönemde konumuz açısından göze çarpan bir diğer husus İlhanlı ümerasından bazı önemli şahısların vaftiz edilme olayıdır. Nitekim bu husus yukarıda değinildiği üzere papanın yollamış olduğu mektuplara yansımıştır. Şehâzde Olcâytû’nun vaftiz edilerek Nicolaus ismi almış olması İlhanlı-Avrupa ilişkileri açısından son derece dikkat çekici bir husustur. Ne var ki ilerleyen zamanlarda onun yeniden din ve mezhep değiştirdiğini de görmekteyiz. Papa IV. Nicolaus mektuplarında tekrar tekrar İlhanlı hükümdarı Argûn’u vaftize ve Hristiyanlığa davet etse de bilebildiğimiz kadarıyla o, Budist inancına son derece sadıktı. Nitekim vaftiz edilerek Hristiyanlık inancına geçtiğine dair elimizde hiçbir malumat yoktur.

İlhanlı-Avrupa ilişkileri bu şekilde vuku bulmuşken dönem içerisinde İlhanlıların Bizans İmparatorluğu’yla bariz ve hususî bir münasebeti olmamıştır. Kayda değer tek hadise Rabban Sauma’nın Avrupa seyahati esnasında yönünü Nisan 1287’de Konstantinopolis’e çevirmesidir. Bizans İmparatoru II. Andronikos tarafından samimi şekilde karşılanan sefirler bir müddet burada kaldıktan sonra yollarına devam etmişlerdir. Şüphesiz imparator, daha önceki dostluk münasebetlerine dayanarak İlhanlı elçisinin gönlünü hoş tutmaya çalışmıştır558.

557 Karl-Ernst Lupprian, a.g.e., s. 277; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 354; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 115. 558 Mustafa Uyar, a.g.t., s. 103.

96 Argûn devrinde İlhanlı-Bizans İmparatorluğu arasında doğrudan bir ilişki olmamasına karşın Anadolu’da farklı gelişmeler yaşanmış ve bu da dolaylı olarak iki devlet münasebetlerini etkilemiştir. Türkiye Selçukluları’nda vuku bulan birtakım iç karışıklıklar, özellikle Germiyan Türkmenleri ve Karamanlıların Moğollara karşı isyanları neticesinde Argûn Han, Geyhâtû’yu Anadolu’da yaşanan bu olumsuz gelişmeleri kontrol altına alabilmesi için göndermiştir559. Geyhâtû’nun tenkil hareketi İlhanlı cephesinde kısa süreli bir başarı sağlasa da Anadolu’nun bu isyanlarla ve savaşlarla dolu döneminde halk yoksul ve yorgun düşmüş, pek çok Türkmen doğudan batıya hareketle Moğolların önünden kaçarak Bizans sınırlarına dayanmıştır. Bizans hudutlarına gelen Türkmenler burada fetih ve bağımsızlık hareketlerine başlamış, bu da tabii olarak Bizans İmparatorluğu’nu çok zor duruma sokmuştur560.

Budist inançlarına son derece bağlı olan İlhan Argûn, rahatsızlığından kurtulmak ve ömrünü uzatmak için Budist rahiplerin (lama ve bahşiler) tavsiyesi üzerine kükürt ve civa karışımı sözde bir ilacı düzenli şekilde kullanmaya başlamıştır. Kısa bir süreliğine iyileşir gibi gözükse de hastalığı çok şiddetli şekilde nüksetmiştir. Yaklaşık sekiz ay süreyle lamaların verdiği ilacı kullanan İlhan’ın durumu oldukça ağırlaşmıştır561. Bu esnada devlet otoritesi zaafa uğramış, Vezir Sa’du’d-Devle562 mevkiisini kalıcı hale getirmeye çalışmış ve İlhan’ın da rahatsızlığından faydalanarak başına buyruk kararlar almış, kendi menfaatini gözetmiştir. Onun bu tutumu tabii olarak Moğol emirlerinin

559 Anonim, Târîh-i Âl-i Selcûk der Anatoli (Anonim Selçuknâme), neşr. Nadere Jalalî, Defter-i Neşr-i Miras-ı Mektub, Tehran 1377, s. 109-119; Anonim, Tarîh-i Âl-i Selçuk (Anonim Selçuknâme), (Çev. ve Notlar: Halil İbrahim Gök, Fahrettin Coşguner), Atıf Yayınları, Ankara 2014, s. 53-59; Ahmed b. Mahmud, Selçuk-Nâme, c. II, (Haz. Erdoğan Merçil), İstanbul 1977, s. 156; Faruk Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, SAD, c. I, TTK, Ankara 1970, s. 59-60; İlhan Erdem, a.g.t., s. 293-297; Kansu Ekici, a.g.t., s. 91-94, 132. 560 Bkz. İlhan Erdem, a.g.t., s. 295-296; Kansu Ekici, a.g.t., s. 94. 561 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 77-79; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 223-225; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 96; Peter Jackson, “Arḡūn Khan”, s. 404; İlhan Erdem, a.g.t., s. 308; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 118-119; Faruk Sümer, “Argun”, s. 356; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., s. 648. 562 Argûn Han döneminde yaptığı olumlu icraatlerle ilgi toplayarak vezirliğe kadar yükselmiş, ardından devrin devlet bürokrasisine hakim olmuştur. Aslen Yahudi bir hekim olan devlet adamıdır. Yahudi olması ve kısa sürede devlet yönetiminin en tepesine çıkmasından dolayı dikkatleri üzerine çekerek Moğol ümerasının tepkisini toplamıştır. Argûn’un rahatsızlığı aynı zamanda kendi sonunu da hazırlamış ve genellikle bu dönemde kendi çıkarları ve ihtirasları doğrultusunda hareket etmiştir. Bu konuyla ilgili tafsilat için ayrıca bkz. Hvândemîr, Destûru’l-vuzerâ’, neşr. Sa‘îd Nefîsî, Tahran 1355, s. 296-305; Mustafa Uyar, “İlhanlı Devletinde Yahudi Bir Vezir: Sa‘düddevle”, AÜ DTCF TAD, c. XXI, S. 33, Ankara 2003, s. 125–142; Mustafa Uyar, “Jewish Vizier Sa'd al-Dawla's Centralization Reform of Ilkhānid Financial Policy and the Reaction to it”, Kwartalnik Historii Zydow-Jewish History Quarterly, Vol. 229, Warszawa 2009, s. 5-12; Ankhbayar Danuu, a.g.t., s. 186-193.

97 tepkisini çekmiş ve ölümüne sebep olmuştur563. Yaşanan bu gelişmelerin ardından Argûn, hastalığa daha fazla dayanamayarak Bâğçe-i Arrân’da 7 Rebî‘u’l-evvel 690/10 Mart 1291 tarihinde vefat etmiştir564. İlhan, vefatından sonra tahta kimin geçeceğine dair bir açıklık getirmemişti. Bu yüzden kısa süreli bir kargaşa çıkmıştır.

Argûn Han, vefatının ardından büyük, güçlü bir ordu ve devlet bırakmış olsa da İlhanlıları ilgilendiren sorunların hemen hemen hiçbiri kesin şekilde çözülememiştir. Yönetimde vezirlerin ve Moğol ümerasının etkisi oldukça fazladır. Bu da merkezî otoritenin güçlü olmadığı manasına gelmektedir. Bu dönem içerisinde dikkat çekici bir diğer hadise ise Anadolu’daki Türkmen beylerin yavaş yavaş kendi bağımsızıklarını kazanmaya başlamış olmasıdır565.

2. Geyhâtû ve Bâydû Hanlar Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1291-1295)

İlhan Argûn vefat etmeden önce kendisinden sonra kimin hükümdar olacağına dair herhangi bir açıklık getirmemiş ve nitekim bu da sonraları sorun teşkil etmiştir. Moğol ümerasının kısa süreli anlaşmazlığından sonra Geyhâtû566, Alâtâg (Ala Dağ)567’a

563 Hvândemîr, Destûru’l-vuzerâ’, s. 305; Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 78-79; Reşîdu’d- dîn/‘Alî-zâde, s. 225-226; Vassâf, a.g.e., s. 146-147; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 637; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 96-97; David Morgan, Medieval Persia 1040-1797, s. 69-70; İlhan Erdem, a.g.t., s. 308-309; Mustafa Uyar, “İlhanlı Devletinde Yahudi Bir Vezir: Sa‘düddevle”, s. 138-139; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 119-120; Kansu Ekici, a.g.t., s. 38-39. 564 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 79; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 226; Benâketî, a.g.e., s. 446; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 599; Fasîh-i Hvâfî’, Mucmel-i Fasîhî, neşr. Muhammed Ferruh, c. II, Meşhed 1340, s. 314; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 111; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 97; Faruk Sümer, “Argun”, s. 356; Peter Jackson, “Arḡūn Khan”, s. 404; Rizâ Rizâ-zâde-yi Lengerûdî, a.g.m., 648; Mustafa Uyar, a.g.t., s. 121. Vassâf, Argûn’un ölüm tarihini 6 Rebî‘u’l-evvel 690/9 Mart 1291 olarak vermiştir. Bkz. Vassâf, a.g.e., s. 147. İbni Tagrıberdi, onun zehirlenme sonucu ölmüş olabileceği ihtimalinden bahsetmektedir. Bkz. İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 77. 565 İlhan Erdem, a.g.t., s. 309. d. ?) 1291-1295) (کیخاتو خان بن اباقا خان بن هوالگو خان) Geyhâtû Han b. Abâkâ Han b. Hûlâgû Han 566 yılları arasında hüküm süren “beşinci” ilhandır. Kısa bir zaman aralığında hükümdarlık yapmış olsa da onun devrinde siyasî ve ekonomik açıdan pek çok önemli hadiseler yaşanmıştır. Bu bakımdan gerek İlhanlılar, gerekse Türkiye Selçukluları tarihi açısından oldukça önem arzetmektedir. Geyhâtû Han ve onun devrinde yaşanan hadiseler hakkında tafsilatlı bilgi için bkz. Kansu Ekici, İlhanlı Hükümdarı Geyhâtû ve Zamanı, SDÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Isparta, 2012, s. 23- 151; İlhan Erdem, a.g.t., s. 309-327; Peter Jackson, “Gayḵātū Khan”, EIr., Vol. X, New York 2001, s. 344-345. Kaynaklardan hareketle Geyhâtû’nun “İrinci Durci” şeklinde lakap kullandığı anlaşılmıştır. Bu konuyla ilgili ayrıca bkz. Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. III, s. 2259; Kansu Ekici, a.g.t., s. 147, dpn. 561; Peter Jackson, “Gayḵātū Khan”, s. 344.

98 gelmiştir568. 24 Recep 690/23 Temmuz 1291 tarihinde yapılan kengeşin sonucunda yeni ilhanın Geyhâtû olması kararlaştırılmıştır569.

İlhanlılar tarihi açısından Geyhâtû dönemi pek çok çağdaş kaynağın ve tarihçinin uzlaştığı üzere parlak bir devir olmamıştır570. Siyasi öngörü ve kabiliyetten yoksun olan İlhan, tahta çıkışının hemen ardından yönetimi büyük oranda başta Sadru’d-dîn-i Zencânî571 olmak üzere emîrlere bırakmıştır572. Geyhâtû’nun müsrifçe harcamaları, ekonomi573 ve ticarette574 izlenen yanlış politikalar iktisadî krizin meydana gelmesinde çok büyük pay sahibi olmuştur. Bunun yanında Anadolu’da tekrar isyan hareketi baş göstermiş ve bunlar kanlı şekilde bastırılmış575 ayrıca Memlûklara karşı başarısız politikalar takip edilmiştir576. Sonuç itibariyle İlhan Geyhâtû zamanında İlhanlılar siyasî ve ekonomik olarak oldukça kötü bir dönem geçirmiştir. Bunlara bağlı olarak hem halk hem de Moğol ümerası İlhan’ın siyasetinden ve devlet yönetiminden

567 Van Gölü’nün kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Dağlık bir araziye sahiptir. İlhanlar tarafından yaylak alanı ve karargâh olarak kullanılmıştır. Bu bakımdan İlhanlılar tarihi açısından önemli coğrafî alanlanlardan birisini teşkil etmiştir. Kaynaklardan net şekilde anladığımız üzere Argûn döneminde buraya büyük ve güzel bir yazlık saray inşa ettirilmiştir. Ayrıca bazı İlhanlı hükümdarları burada tahta çıkmıştır. Kazvînî (Strange)/Nuzhetu’l-kulûb, s. 100; Dorethea Krawulsky, a.g.e., s. 418-419; Guy Le Strange, The Lands of the Eastern Caliphate, Cambridge 1905, s. 183; Guy Le Strange, Doğu Hilafetinin Memleketleri, (Çev. Adnan Eskikurt, Cengiz Tomar)Yeditepe Yayınları, İstanbul 2015, s. 240; Mustafa Uyar, “İlhanlı (İran Moğolları) Devleti’nin Önemli Yaylak ve Kışlakları”, Prof. Dr. Erdoğan Merçil’e Armağan, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2013, s. 253; Kansu Ekici, a.g.t., s. 27, dpn. 21. 568 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 82; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 232; Kazvînî (Ward)/Ẓafer- Nāmah, s. 343; Müneccimbaşı Ahmed b. Lütfullah, Câmiu’d-Düvel, c. II, Yay. Ali Öngül, Akademi Kitabevi, İzmir 2001, s. 128. 569 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 82; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 232; Kazvînî (Ward)/Ẓafer- Nāmah, s. 343; Benâketî, a.g.e., s. 447; Fasîh-i Hvâfî’, a.g.e., s. 314; Aksarâyî/Turan, s. 168; Vassâf, a.g.e., s. 158; Niğdeli Kadı Ahmed, a.g.e., s. 340; Müneccimbaşı Ahmed b. Lütfullah, a.g.e., s. 128; el- Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 111; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIII, s. 537; Peter Jackson, “Gayḵātū Khan”, s. 344; Kansu Ekici, a.g.t., s. 41-42. 570 Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 99-100; Kansu Ekici, a.g.t., s. 145. 571 Geyhâtû dönemi İlhanlı brüokrasisinde Sadru’d-dîn-i Zencânî’nin mevkiisi için ayrıca bkz. Hvândemîr, Destûru’l-vuzerâ’, s. 305-312; Kansu Ekici, a.g.t., s. 53-56. 572 Abol’ala Soudavar, “İlk Farsça İlhanlı Fermânı”, (Farsçadan Çev. Osman G. Özgüdenli), Turco-Iranica. Ortaçağ Türk-İran Tarihi Araştırmaları, Kaknüs Yayınları İstanbul 2006, s. 340-343; Kansu Ekici, a.g.t., s. 53, 145. 573 Bkz. Kansu Ekici, a.g.t., s. 56-62, 64-75. 574 Bkz. Kansu Ekici, a.g.t., s. 62-63, 64. 575 Bkz. Anonim, Târîh-i Âl-i Selcûk der Anatoli, (F. Neşr.), s. 124-130; Anonim, Târîh-i Âl-i Selcûk der Anatoli, s. 64-67; Müneccimbaşı Ahmed b. Lütfullah, a.g.e., s. 129-130; Faruk Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s. 62-63. 576 Bkz. Kansu Ekici, a.g.t., s. 113-116.

99 memnun kalmamıştır577. Geyhâtû Han’ın sayılan tüm bu yanlış tutumların yanında özel hayatında da pek çok kötü alışkanlıkları vardı. Muasır kaynaklara göre müsriflikte bulunmak, ümerasındaki asilzâdelerin (emirlerin) çocuklarını elde etmeye çalışmak (pederasti), sürekli içkili alêmler yapmak gibi muhtelif nedenlerden dolayı Moğol ümerası ona karşı sırt çevirmiştir578. Bunlardan dolayı ilerigelen bazı Moğol emirleri Şehzâde Bâydû’nun tahtı ele geçirerek devlet yönetimine müdahale etmesi gerektiğini düşünmüşler ve bu bağlamda onu kışkırtarak bilhassa askerî yönden destek vermişlerdir579. Yaşanan tüm bu hadiseler iç karışıklıklara ve merkezî otoritenin büsbütün zaafa uğramasına, bunlara bağlı olarak ekonomik sıkıntıların daha da şiddetlenmesine sebebiyet vermiştir.

İlhan Geyhâtû devrinde Avrupa’yla Argûn zamanından süregelen yoğun ilişkiler aniden kesilmiştir. Bu dönemde Cenevizli vatandaşlar İlhanlı sınırlarında serbestçe dolaşma ve oturma (yerleşme) haklarını yitirmişlerdir. Bundan oldukça rahatsız olan Cenova, İlhanlı topraklarındaki haklarını geri kazanabilmek için oldukça gayret sarfetmiş ve bu bağlamda Tebrîz’e birkaç kez elçi yollamışlardır. Nihayet söz konusu hakları geri kazanmayı başarabilmişlerdir580. Bunlardan başka konumuz açısından ele alındığında Geyhâtû döneminde İlhanlı-Avrupa ilişkilerini doğrudan ilgilendirmese de önemli bir hadise daha yaşanmıştır. İlhan Argûn, Rabban Sauma’nın elçilik vazifesinden çok memnun kalmış, gayretlerinden ötürü Sauma’ya yeni bir kilise yapımı için söz vermiş ancak İlhan’ın ömrü yetmemiştir. Bunun üzerine Sauma, Merâga’da kilisenin yapımı için Geyhâtû’dan malî destek talep etmiş ve İlhan’da onun bu ricasını

577 Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye. Siyasî Tarih Alp Arslan’dan Osman Gâzi’ye (1071-1318), Ötüken Neşriyat, İstanbul 2011, s. 630-631; İlhan Erdem, “Olcaytu Han’ın Ölümüne Kadar İlhanlılar’da Yaşanan Siyasal-Kültürel Gelişmeler ve Yakın-Doğu’ya Etkileri”, s. 21-22; Peter Jackson, “Gayḵātū Khan”, s. 345. 578 Vassâf, a.g.e., s. 168; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 600; Ebu’l-Fidâ’, a.g.e., s. 24; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 112; el-Ömerî, a.g.e., s. 411; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 640- 641; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 149-150; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, Târîh-i mufassal-i İrân. Ez- sadr-i İslâm tâ-inkirâz-i Kâçâriye, Tahran 1375/1985, s. 505; Peter Jackson, “Gayḵātū Khan”, s. 345. 579 Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 88; Vassâf, a.g.e., s. 168; Şebânkâre’î, a.g.e., s. 266; Ebu’l- Fidâ’, a.g.e., s. 24; el-Ömerî, a.g.e., s. 413; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 647; Josef von Hammer Purgstall, Geschichte der Ilchane, das ist der Mongolen in Persien 1200-1350, c. I, Darmstadt, 1842, s. 406; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, Târîh-i mufassal-i İrân., s. 505; Kansu Ekici, a.g.t., s. 134-135. 580 Şerafettin Turan, a.g.e., s. 186; Kansu Ekici, a.g.t., s. 130.

100 kabul etmiştir581. Bunlara ek olarak Geyhâtû, Hristiyan ahaliye ve ileri gelenlerine karşı müşfik tutum takınarak onları maddi olarak ayrıca desteklemiştir582.

Bunların haricinde gördüğümüz kadarıyla bu dönemde ne Geyhâtû’dan ne de Avrupalı herhangi bir hükümdardan mektup gönderilmemiş, elçi alışverişinde bulunulmamıştır.

Emirler tarafından desteklenen ve kışkırtılan Bâydû, İlhan Geyhâtû’ya karşı isyan etmiştir583. 6 Cemâzîu’l-evvel 694/24 Mart 1295’de Hemedân’da isyancı şehzâde ve İlhan’ın birlikleri karşı karşıya gelmiş ve Geyhâtû tarafı kesin bir yenilgiye uğramıştır. Ayrıca bu savaşın ardından aynı günde İlhan Geyhâtû yakalanarak yayın kirişiyle584 öldürülmüştür585. Yaşanan bu hadiselerin ardından Şehzâde Bâydû586, 8 Cemâzîu’l-âhir 694/25 Nisan 1295’te tahta oturmuş ve bağışlarda bulunmuştur587.

Dönemin önemli muasır kaynakları iç karışıklıklar ve taht mücadelelerinin de etkisiyle İlhan Bâydû zamanında özellikle Anadou’da pek çok maddi sıkıntının artarak

581 Morris Rossabi, a.g.e., s. 179; Bertold Spuler, İran Moğolları., 241; Wonhee Cho, a.g.t., s. 173; Kansu Ekici, a.g.t., s. 148. Ayrıca bkz. ve krş. Piere Giorgio Borbone, a.g.m., s. 237. 582 Bkz. Kansu Ekici, a.g.t., s. 148, dpn. 568. 583 İlhan Geyhâtû-Şehzâde Bâydû taht mücadelesi için ayrıca bkz. İlhan Erdem, a.g.t., s. 325- 327; Kansu Ekici, a.g.t., s. 134-139. 584 Türk ve Moğol asilzâdeler arasında kan dökmeme mevzusuyla ilgili olarak ayrıca bkz. Ricoldus de Monte Crucis, a.g.e., s. 46; M. Fuad Köprülü, “Türk ve Moğol Sülâlelerinde Hânedan Âzâsının İdamında Kan Dökme Memnûiyeti”, İslâm ve Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları ve Vakıf Müessesesi, Akçağ Yayınları, Ankara 2005, s. 65-72. 585 Mîr Muhammed b. Seyyid Burhânu’d-dîn Hândşâh Mîrhvând, Ravzatu’s-safâ fî sîreti’l-enbiyâ ve’l-mulûk ve’l-hulefâ, neşr. Abbas Perviz, c. V, Tahran 1339, s. 374; Reşîdu’d-dîn/Abāġā-Gaiḫātū, s. 89; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 244; Reşîdu’d-dîn/İ. Aka, v.d., s. 185-186; Benâketî, a.g.e., s. 449; Fasîh-i Hvâfî’, a.g.e., s. 369; Şebânkâre’î, a.g.e., s. 267; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, Târîh-i Mogûl., s. 252; Kansu Ekici, a.g.t., s. 137. Kaynaklar İlhan Geyhâtû’nun katlediliş tarihi hakkında ittifak etmemiştir. Biz, Reşîdu’d-dîn ve Benâketî’nin vermiş olduğu tarihleri esas aldık. Bu konu için ayrıca bkz. Kansu Ekici, a.g.t., s. 137, dpn. 497. İlhanlar .(بایﺪو \ بایﺪو اغول - پسر طرقای بن هوالکو خان) Bâydû (Bâydû-oğul) Tarağay b. Hûlâgû Han 586 arasında en az süreyle tahtta kalan hükümdardır. Sadece beş buçuk ay ilhanlık yapmıştır. Bâydû hakkında ayrıca bkz. W. Barthold, “”, İA, c. II, MEB, İstanbul 1979, s. 367-368; Bertold Spuler, “Bāydū”, Elr., Vol. III, London and New York 1989, s. 887-888. Reşîdu’d-dîn, eserinde onun için hususî bir başlık açmamışır. Bu konu son derece dikkat çekicidir. Niğdeli Kadı Ahmed, onu bir “ilhan” olarak dahi telakki etmemiştr. Bkz. Niğdeli Kadı Ahmed, a.g.e., s. 340. 587 Giyasu’d-dîn b. Husâmud-dîn Hvândemîr, Târîh-i Habîbu’s-siyer fi Âhbâr-i Efrâd-i Beşer, neşr. Muhammed Debîr Siyâkî, c. III, Tahran 1372, s. 139-140; Khwandamir, Habibu’s-Siyar, (İng. Çev. W. M. Thackston), c. III, Harvard University 1994, s. 78; Mîrhvând, a.g.e., s. 375; Kâdî Âhmed Gaffârî Kazvînî, Târîh-i Cihân Ârâ, neşr. Muctebâ Minovî, Tahran 1343, s. 213; Benâketî, a.g.e., s. 451; Fasîh-i Hvâfî’, a.g.e., s. 369; Şebânkâre’î, a.g.e., s. 267; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 143; İlhan Erdem, a.g.t., s. 328.

101 devam ettiğini, bunlardan dolayı halkın göç etmek zorunda kaldığını ve ilaveten Müslümanlara ve ibadethanelerine türlü şekillerde zulüm edildiğini açıkça nakletmiştir588. Anadolu merkezli önemli İslâm kaynakları Bâydû ve devri hakkında kısaca bu anlatımları yaparken Hristiyan menşeli çeşitli kronikler de birtakım bilgiler yer almaktadır. Rabban Sauma, Hetum, Marco Polo ve Abûl-Farac’ın meçhul zeyilcisi bu cümleden sayılabilir. Tüm bu kaynaklar genel olarak incelendiğinde İlhan Bâydû’nun Hristiyan yanlısı bir tutum takındığı, Hristiyanlara karşı son derece müşfik davranışlar içerisinde bulunduğu anlaşılmaktadır589. Hatta Bertold Spuler’in de işaret ettiği üzere Hetum ve Marco Polo, Bâydû’yu doğrudan doğruya Hristiyan olarak telakki etmişlerdir590. Bunlardan başka Bâydû’nun, Nasturi Patriği Mar Yaballah onuruna bir ziyafet verdiğini, bu ziyafete Rabban Sauma’nın da katıldığını biliyoruz591. Nitekim İlhan’ın bu tutumu yukarıda ifade edilen Hristiyan kaynakları destekler niteliktedir. Bâydû’nun Hristiyanlara karşı sergilemiş olduğu hususî tavırlar bir tarafa bırakılırsa İlhan Geyhâtû devrinde olduğu gibi bu dönemde de doğrudan Avrupa’yla herhangi bir temasa rastlamamaktayız.

588 Aksarâyî/Turan, s. 185-186; Aksarâyî/Öztürk, s. 148-149; Anonim, Târîh-i Âl-i Selcûk der Anatoli, (Türkçe Çeviri), s. 68; Müneccimbaşı Ahmed b. Lütfullah, a.g.e., s. 131; A. Zeki Velidî Togan, Umumî Türk Tarihine Giriş, Enderun Kitabevi, İstanbul 1981, s. 229; İlhan Erdem, a.g.t., s. 328-329; İlhan Erdem, “Olcaytu Han’ın Ölümüne Kadar İlhanlılar’da Yaşanan Siyasal-Kültürel Gelişmeler ve Yakın-Doğu’ya Etkileri”, s. 23. 589 Morris Rossabi, a.g.e., s. 180; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 150; Marco Polo, a.g.e., s. 242; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 655; Sirarpie Der Nersessian, “The Kingdom of Cilician Armenia”, s. 656. Ayrıca bkz. Wonhee Cho, a.g.t., s. 173-174. 590 Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 150; Marco Polo, a.g.e., s. 242; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 241; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 12. 591 Morris Rossabi, a.g.e., s. 180.

102 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

MÜSLÜMAN İLHANLAR DÖNEMİNDE AVRUPA İLİŞKİLERİ (1295-1335)

1. Gâzân Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1295-1304)

Horasan valisi Şehzâde Gâzân, Bâydû’nun İlhan Geyhâtû’yu tahtından devirip öldürülmesine vesile olmasını kabul etmemiştir. Kendisi uzun süredir Horasan’daki önemli meselelerle meşgul olduğu için merkezde yaşanan gelişmelere zaman ayıramamıştır. Şehzâde Bâydû’nun yeni ilhan olarak seçilmesini haber alır almaz Nevrûz’un da desteğini alarak Tebrîz üzerine maiyetiyle birlikte harekete geçmiştir592. Gâzân, Bâydû’nun ilhanlığını tanımayarak, onu Cengiz Han Yasası593’nı çiğnemekle suçlamıştır. Bu durum karşısında Bâydû ise kendisini savunarak Cengiz Han Yasası’na göre hareket ettiğini iddia etmiştir594. Netice itibariyle iki taraf arasında kesin şekilde anlaşmazlık çıkarak yeni bir iç savaş dönemi başlamıştır. H. 5 Receb 694/M. 21Mayıs 1295’te Şehzâde ve İlhan’ın birlikleri Merâga civarında karşı karşıya gelmişler, ardından iki taraf müzakere ederek ülkenin ve vassal devletlerin ortak şekilde yönetilmesine karar vermişlerdir595. Fakat bu görüşmeler ve alınan kararlar ikili arasında nihai çözüm sağlamamıştır. Kısa bir süre sonra Şehzâde Gâzân ve İlhanlı tarihi için çok müstesna bir hadise yaşanmıştır. Gâzân, İslamiyeti benimseyerek Sadru’d-dîn

592 Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 286; İbn Fûvatî, a.g.e., s. 290; Hvândemîr/Siyâkî, s. 141; Aksarâyî/Turan, s. 187; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 378-379; İlhan Erdem, a.g.t., s. 329. 593 Bu konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz. Curt Alinge, Moğol Kanunları, (Çev. Coşkun Üçok), Sevinç Matbaası, Ankara 1967; George Vernadsky, “Cengiz Han Yasası”, Türk Hukuk Tarihi Dergisi, S. 1, İstanbul 1944, s. 107-132; D. O. Morgan, “The Great yasa of Chingiz Khan and Monfol Law in the ”, SOAS, Vol. 49, No. 1, University of London, 1986, s. 163-176; D. O. Morgan, “Yāsā”, El2, Vol. XI, Leiden 2002, s. 293. 594 Reşîdu’d-dîn/İ.Aka, v.d., s. 223; Vassâf, a.g.e., s. 193; Mîrhvând, a.g.e., s. 380; Hvândemîr/Siyâkî, s. 143. 595 Benâketî, a.g.e., s. 452; Fasîh-i Hvâfî’, a.g.e., s. 369; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 602; Hvândemîr/Siyâkî, s. 144; Hvândemîr/Thackston, s. 81; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 380-381; İlhan Erdem, a.g.t., s. 330.

103 İbrâhîm Hamevî’nin huzurunda H. 2 Şa’bân 694/M. 17 Haziran 1295’de kelime-i şehâdet getirmiş ve Müslüman olmuştur596.

Şehzâde Gâzân, Bâydû’yu kesin şekilde yenebilmek ve ilhan olabilmek için Şevvâl 694/Ağustos 1295’te büyük bir ordu toplamıştır597. Bu esnada konumlarından memnun olmayan bazı nüfuzlu Moğol emirleri Bâydû’dan yüz çevirerek Şehzâde saflarına katılmıştır598. Sonuç olarak İlhan tarafı savaşmadan kaçmış ve birlikleri dağılmış, ardından Bâydû yakalanarak ele geçirilmiştir. 23 Zî’l-ka’de 694/4 Ekim 1295’te İlhan katledilmiştir599. Gâzân600, bu hadiselerden bir ay sonra 23 Zî’l-hicce 694/3 Kasım 1295’te Arrân civarında düzenlenen önemli ve büyük bir kurultayda yeni ilhan seçilmiştir601. Böylelikle Geyhâtû’nun tahttan indirilmesiyle başlayan iç karışıklıklar son bulmuştur.

596 Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 296-297; Benâketî, a.g.e., s. 453-455; Mîrhvând, a.g.e., s. 380; Hvândemîr/Siyâkî, s. 144; Hvândemîr/Thackston, s. 81; Fasîh-i Hvâfî’, a.g.e., s. 371; Kâdî Âhmed Gaffârî Kazvînî, a.g.e., s. 213; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 143-144; Celâleddîn Suyûtî, a.g.e., s. 488; el- Ömerî, a.g.e., s. 414; Yazıcızāde ‘Alî, a.g.e., s. 418a; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 382-384; David Morgan, Medieval Persia 1040-1797, s. 72. Ayrıca bkz. Devin Deweese, “Islamization in the Mongol Empire”, s. 123-124. Lilian Herlands Hornstein, Avrupa menşeli bir kaynağa dayanarak Gâzân’ın gençken vaftiz edilme ihtimaline işaret etmektedir. Bkz. Lilian Herlands Hornstein, a.g.m., s. 407. Gâzân Han hakkında tafsilatlı bilgiler veren Reşîdu’d-dîn, onun çocukluğundan gençliğine kadar Budist olduğunu, sık sık Budist tapınağında vakit geçirdiğini nakletmektedir (Bkz. Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 406-407). Gâzân’ın dinî yönü için ayrıca bkz. Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 406-410. 597 Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 298-299; Vassâf, a.g.e., s. 196; Benâketî, a.g.e., s. 455; Hvândemîr/Siyâkî, s. 145; Hvândemîr/Thackston, s. 81. 598 Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 299; Benâketî, a.g.e., s. 455; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 602; Fasîh-i Hvâfî’, a.g.e., s. 372. 599 Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 300; Reşîdu’d-dîn/İ.Aka, v.d., s. 252; Şebânkâre’î, a.g.e., s. 268; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 602; Kâdî Âhmed Gaffârî Kazvînî, a.g.e., s. 213; Yazıcızāde ‘Alî, a.g.e., s. 421a; Ebu’l-Fidâ’, a.g.e., s. 24; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, Târîh-i Mogûl., s. 258. 600 Gâzân Han b. Argûn Han b. Abâkâ Han b. Hûlâgû Han d. H. 670/M. 1271). 1295-1304 yılları arasında) (غازان خان بن ارغون خان بن اباقا خان بن هوالگو خان) ilhanlık yapmıştır. İran Moğolları’nın yedinci ilhanı olmuştur. Onun devrinde İslamiyet resmî din olarak benimsenmiştir. Bu dönemde gerek iç, gerek dış siyasette son derece önemli hadiseler yaşanmıştır. İran Moğolları’nın en dikkat çekici ve reformist hükümdarı olarak telakki edilmiştir. Bu bakımdan zaman içerisinde pek çok araştırmaya konu olmuştur. Gâzân Han için bkz. W. Barthold, - [J. A. Boyle], “Ghāzān”, EI², Vol. II, Leiden 1991, s. 1043; W. Barthold, “Gâzân”, İA, c. IV, MEB, İstanbul 1988, s. 729-730; Reuven Amitai-Preiss, “Gāzān Khan”, EIr., Vol. X, New York 2001, s. 381-383; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 393-533; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 104-118. Son zamanlarda Gâzân Han üzerine ülkemizde en tafsilatlı çalışma Osman Gazi Özgüdenli’ye aittir. Söz konusu tedkik için ayrıca bkz. Osman G. Özgüdenli, Moğol İranında Gelenek ve Değişim. Gâzân Han ve Reformları (1295-1304), Kaknüs Yayınları, İstanbul 2009, s. 49-416. 601 Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Târih-i mubârek-i Gâzânî, neşr. Karl Jahn, Geschichte Gāzān-Hān’s aus dem Tā’rīh-i Mubārek-i Gāzānī des Rešīd al-Dīn Fadlallāh b. ‘Imād al-Daula Abū’l- Hair, London 1940, s. 88; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 301-302; Benâketî, a.g.e., s. 456; Kazvînî/Târîh-i

104 Genel olarak kabul edildiği üzere İlhanlı tarihi içerisinde en mühim ve müstesna hükümdarlardan birisi şüphesiz Gâzân Han’dır602. Onun devrine kadar iç karışıklıklarla geçen bu yoğun dönemde İlhanlı ülkesinin gerek malî, gerekse merkezî otoritesi oldukça zayıflamış durumdaydı. Gâzân Han’ın hükümdarlığı zamanında ilk defa kısa vadede geniş çaplı reformlara girişilmişken603, aynı zamanda tahta çıkmasının hemen ardından kendisine karşı başlatılan çeşitli isyanlarla uğraşmış, merkezî otoriteyi tesis edebilmek için pek çok önlem almak zorunda kalmıştır604. Diğer taraftan Gâzân Han, adeletsizce halktan alınan vergiler hususunda da düzenlemelere gitmiştir605. Bu dönemde bilhassa Müslüman halkın çıkarları gözetilmeye çalışılmıştır606.

İlhanlı iç işlerindeki tüm bu olumlu gelişmelere karşın Anadolu’da düzenin tam anlamıyla tesis edilebildiği söylenemez607. Ayrıca Gâzân Han dönemi İlhanlıların dış

guzîde, s. 602; Hvândemîr/Siyâkî, s. 145; Josef von Hammer Purgstall, Geschichte der Ilchane., c. II, Darmstadt 1843, s. 30; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 399; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 108. Ayrıca bkz. ve krş. Vassâf, a.g.e., s. 198. 602 A. Zeki Velidî Togan, a.g.e., s. 464, Not: 148; Carl Brockelmann, İslâm Ulusları ve Devletleri Tarihi, (Çev. Neşet Çağatay), TTK, Ankara 1992, s. 207. 603 Gâzân devrinde yapılan yenilikler için ayrıca bkz. Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 233-360. 604 Bkz. Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 113-136. 605 Bkz. Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 285-297. 606 Gâzân Han, hükümdarlığının henüz çok başındayken Müslüman tebaaya karşı çok müşfik bir tutum takınmış, Hristiyan, Yahudi ve Budist ahaliye ve onların ibadethanelerine karşı son derece kötü muamele etmiştir. Gâzân’ın emriyle başta Tebrîz ve Bağdâd olmak üzere pek çok şehirde kiliseler ve Budist tapınaklar tahrip edilmiştir. Nitekim dönemin pek çok önemli kaynağı bu durumu açıkça nakletmiştir. Reşîdu’d-dîn/Jahn, s. 85; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 300; Vassâf, a.g.e., s. 197; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 602; Benâketî, a.g.e., s. 455; Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 656- 657; Sebastatsi Vekayinamesinden, EKGM/A. G. Glastyan, s. 58; EKTM/H. Oktay, s. 227; Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye., s. 631; David Morgan, Medieval Persia 1040-1797, s. 72; Pai-nan Rashid Wu, The Fall of Baghdad and The Mongol Rule in Al-‘Irāq, 1258-1335, University of Utah, Department of History, (Basılmamış Doktora Tezi), Utah 1974, s. 183; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 109. Hetum, bu konuda daha detaylı anlatımlar yapmaktadır. O, Gâzân’ın ilk önce Hristiyan karşıtı bir tutum takınmasına karşın ilerleyen zamanlarda onların İlhan tarafından oldukça himaye edildiğini yazmıştır. Bkz. Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 40-41), s. 62-63; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 153-154. Les Grandes Chroniques de France isimli eserde; Gâzân Han’ın, Hristiyan Ermeni kralının kızı ile evlenerek, halkından birçok kişiyi Hristiyan inancına döndürdüğünü ifade etmiştir. Bkz. Grandes Chroniques de France, s. 377. Ayrıca bkz. ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 79-80. 607 Bununla ilgili ayrıca bkz. Faruk Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s. 65-71; İlhan Erdem, a.g.t., s. 339-368; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 194-201. Ayrıca bkz. Kürşat Günay, Gazan Mahmud Han Döneminde Anadolu’da Meydana Gelen Moğol İsyanları (1295-1304), AÜ, SBE, Tarih (Ortaçağ Tarihi) Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2003, s. 30-118.

105 ilişkileri son derece hareketli bir evre geçirmiştir608. Özellikle Memlûklarla öteden beri düşmanca süregelen münasebetler bu dönemde yeniden hareketlilik kazanmıştır.

Gâzân devrinde İlhanlıların Memlûklarla fasılasız şekilde mücadelesi başlamıştır609. Gâzân’ın İslâm dinini benimsemesi İlhanlı-Memlûk münasebetlerinde herhangi olumlu bir gelişmeye yol açmamıştır610. Memlûklar, Anadolu’da vuku bulan İlhanlı karşıtı isyanlara müdahil olmuş ve İlhanlı aleyhtarı politikalar takip etmiştir611. Buna karşın Gâzân Han bu dönemde, Memlûklara karşı aktif ve tehtitkâr bir siyaset sürdürerek Hûlâgû Han’ın izlediği dış politikanın adeta takipçisi olmuştur612. Diğer taraftan aynı dönemde Âzerbâycân üzerinde geçmişten beri süregelen İlhanlı-Altın Orda çekişmesi devam etmiştir. Altın Orda hükümdarı Toktâ, Gâzân’a elçiler göndererek Âzerbâycân üzerinde hak idda etmiş, ancak sarih bir netice elde edememiştir613. Gâzân Han dönemi İlhanlı-Memlûk ve İlhanlı-Atın Orda ilişkileri bu minvalde sürerken İlhanlı-Avrupa ilişkileri Argûn’un bıraktığı yerden tüm canlılığıyla devam etmiştir. Bundan dolayı bu dönemde İlhanlı-Memlûk ilişkileri hızla yeniden gergin bir ortama girerken İlhanlı-Avrupa yakınlaşmaları ve elçi teatileri vuku bulacaktır.

Gâzân Han devrinde Avrupa’yla ilk temasa 1298 yılında gerçekleşmiştir. İlhan, 1298’de Fransa Kralı Phillippe’e bir elçi vasıtasıyla Memlûklar üzerine ortak askerî hareket teklifini içeren mesaj göndermiştir614. Bu dönemde yollanan elçi ve mesaj hakkında çok mahdut bilgilere sahip olmamıza karşın Gâzân Han, Memlûklar üzerine düzenlemeyi planladığı birinci Suriye seferinden önce Fransa kralına ittifak teklif

608 Gâzân Han dönemi İlhanlı Devleti’nin dış ilişkileri için ayrıca bkz. Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 206-232. 609 Gâzân Han dönemi İlhanlı-Memlûk ilişkileri için ayrıca bkz. Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 137-166, 206-215. 610 Bkz. Vassâf, a.g.e., s. 222. 611 Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 208. Ayrıca bkz. Cüneyt Kanat, “Gazan Han Zamanında Memlûk Devletine İltica Eden Uyratlar”, TİD, c. XV, İzmir 2000, s. 105-120; Ayşe Dudu Erdem, a.g.t., s. 118-121. 612 Edmond Schütz, “The Decisive Motives of Tatar Failure in the Ilkhanid-Mamluk Fights in the Holy Land”, AOH, Vol. XLV, No. 1, Budapest 1991, s. 16. 613 Gâzân Han dönemi İlhanlı-Altın Orda ilişkileri için ayrıca bkz. Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 217-221. 614 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 332; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 228.

106 ederek babası ve dedesi gibi Avrupa’yla ortak şekilde hareket etmeyi hedeflemiştir615. İlhan Gâzân, bu girişiminden bir sene sonra Kıbrıs Kralı II. Henry’e elçi göndermiştir. İlhan’ın Kıbrıs kralına göndermiş olduğu bu mesajda Avrupa’yla birleşerek Memlûklar üzerine ortak saldırı gerçekleşememesinden dolayı duyduğu üzüntü ve kaygılar ifade edilmiştir616. Gâzân Han’ın elçisi Kıbrıs’tan sonra 1300 yılında Venedik’e gitmiş, Papa VIII. Boniface ile görüşmüştür. Bu görüşme esnasında İlhan’ın 1299 yılında göndermiş olduğu mektup takdim edilmiş ayrıca yeni haberler aktarılmıştır. Bu vesileyle papaya Memlûklara karşı İlhanlı birliklerinin Aralık 1299’daki “zaferi”617 memnuniyetle bildirilmiştir618. Papaya bu sevindirici haberi veren 100 kişiye yakın çok kalabalık bir

615 Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 228. Ayrıca bkz. Henry H. Howorth, a.g.e., s. 456. 616 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 333; Charles William Connell, a.g.t., s. 178; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 34; Letters from the East., s. 167; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 228-229. Bildiğimiz kadarıyla Kıbrıs Kralı II. Henry, İlhan’a olumlu-olumsuz herhangi bir elçi ve mektup göndermemiş, Gâzân’ın çabalarını sonuçsuz bırakmıştır. Peter Jackson, The Mongols and The West (1221-1410), s. 171. Sylvia Schein, bu dönemde İlhanlıların Memlûklar üzerine saldırı hazırlığında olduklarını, bu bağlamda Gâzân Han’ın Kıbrıs’a haberci göndererek Kıbrıslı Hristiyan güçlerle Ermenistan’da buluşarak askerî birlikleri birleştirmek ve ortak saldırı yapmak arzusunda olduğunu belirtmiştir. Bkz. Sylvia Schein, “Gesta Dei per Mongols 1300. The Genesis of a Non-Event”, The English Historical Review, Vol. XCIV/373, Oxford University Press, 1979, s. 811. 617 İlhan Gâzân, gerçekleştirmiş olduğu I. Suriye Seferi neticesinde Mecma’u’l-Murûc’da Memlûklara karşı 27 Rebî’u’l-evvel 699/22 Aralık 1299’da zafer elde etmiştir. Söz konusu bu zafer o tarihe kadar İlhanlılarla Memlûklar arasında vuku bulup, İlhanlı tarafının kazandığı ilk savaş olması açısından dikkate değerdir. Savaşın kazanılmasında İlhan’ın stratejileri ve orduyu son ana kadar dirayetli şekilde yönetmesi etkili olmuştur. Tafsilatlı bilgi için bkz. Reşîdu’d-dîn/Jahn, s. 125-128; Reşîdu’d- dîn/Thackston, Part: III, s. 644-648; Vassâf, a.g.e., s. 222-227; Benâketî, a.g.e., s. 460-462; el-Makrizî, a.g.e., c. I, Kısım: III, s. 225, 230-233; Ebu’l-Fidâ’, a.g.e., s. 35; İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 99-100; Başkumandan Simbat Vekayinamesi, (Çev. Hrant D. Andreasyan), TTK, Basılmamış Tercüme, s. 94-97; A. P. Martinez, “Some Notes on the Īl-Xānid Army, AEMA, Vol. IV, (1986), [1988], s. 174-177; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 138-147; Mustafa Uyar, İlhanlı Devleti’nin Askerî Teşkilâtı, s. 59-72; Ahmet Sağlam, Memlûk Sultanı Nâsır Muhammed b. Kalavun’un Siyasi Faaliyetleri (648-741/1285-1341), Celal Bayar Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Manisa 2015, s. 220-226. Gâzân Han’ın 1299’da I. Suriye Seferi sonucunda Memlûklara karşı elde etmiş olduğu zafer “Les Grandes Chroniques de France” adlı eserde büyük bir sevinçle tasvir edilmiştir. Bununla ilgili kaynakta şu ifadeler yer almıştır; “[Gâzân Han 1299 yılında] sayılamayacak kadar kalabalık ve muazzam bir ordu topladı ve başına komutan olarak Hristiyan Ermeni kralını koyup, Sarazenler üzerine gönderdi. İlk olarak Halep yakınlarında daha sonra Camel'de onlarla harp etti. Kendi askerlerinden çok ölen ve yaralanan yoktu, böylece zafer ilan ettiler. Daha sonra ordusunu derleyip, topladı, askerlerini yeniden bir araya getirdi ve Sarazenleri, sultanın büyük bir ordu toplayıp, donattığı Şam'a dek kovaladı. Böylece Tatar kralı orada sultan ve Sarazen ordusuyla karşılaştı, muazzam ve şiddetli bir savaş oldu. Yüz binden fazla Sarazen kılıçtan geçirildi ve öldürüldü. Az sayıda adamıyla muharebe meydanından kaçan sultan, Babilonya'ya sığındı. Böylelikle Sarazenler, Tanrı’nın inayetiyle Suriye'nin hâkimiyetini yitirdiler ve bu aziz topraklar Tatarların eline ve hâkimiyetine geçti. Denildiğine göre, sonraki Paskalya'da Kudüs'teki Hristiyanlar Tanrı’ya şükredip, bunu büyük bir sevinçle kutladılar (Grandes Chroniques de France, s. 377)”. 618 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 333; Sylvia Schein, a.g.m., s. 806, 814; Lilian Herlands Hornstein, a.g.m., s. 413; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 80-81; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 229. Ayrıca bkz. Peter Jackson, a.g.e., s. 171; Jean Richard, “The

107 elçilik grubudur619. Bu grubun Aralık 1299’da Memlûklara karşı kazanılan zaferin hemen akabinde doğrudan Suriye üzerinden yola çıkmış olmaları ihtimal dâhilindedir620. Diğer taraftan 24 Mart 1300621’de iki Moğol elçisi Aragon Kralı II. James’e İlhan Gâzân’ın Memlûklar karşısındaki zaferi, Memlûk Sultanı’nın hezimeti ve Şam’a geri çekilme haberlerini ulaştırmıştır622. Bu haberler Aragon Kralı II. James nezdinde Haçlıların Akkâ ve Trablus’da yaşadıkları hezimetlerin bedeli veya intikamı olarak telakki edilmiştir623. Söz konusu haberlerin papa, Avrupa, Aragon Krallığı ve Kıbrıs’a ulaşması Batı’da çok büyük bir sevinç yaratmıştır. Bu sevinç papa nezdinde öylesine bir etki yaratmıştırki, İlhanlıların zaferi ve Memlûkların hezimeti onuruna VIII. Boniface624 dinsel kutlamalar yapılması için derhal harekete geçmiştir. İlhanlı-Memlûk savaşları Papalık ve Avrupalı krallar tarafından öteden beri takip edilmekteydi ve savaşları o zamana kadar Memlûk tarafı kazanmaktaydı. Bu bakımdan Gâzân’ın zaferi ve ardından yeniden ikinci kez Suriye üzerine yürümesi625 Avrupa’yı oldukça umutlandırmıştır626.

Yukarıda ifade edildiği üzere Gâzân’ın Memlûklar karşısındaki başarıları ve Avrupa’yla temasları Batı’da kısa sürede yankı bulmuştur. Bu bağlamda Aragon Kralı II. James, 18 Mayıs 1300 tarihli İspanya’nın Lérida şehrinde yazılmış mektubunu

Mongols and the Franks”, s. 55. Bir başka görüşe göre İlhan Gâzân’ın Memlûklara karşı zaferini bildiren mektup Ermeni Kralı II. Hetum tarafından yazılmış ve Kıbrıs’a gönderilmiştir. Bkz. Sylvia Schein, a.g.m., s. 814. 619 Sylvia Schein, a.g.m., s. 815; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 229, dpn. 359. Ayrıca bkz. Şerafettin Turan, Türkiye-İtalya İlişkileri. Selçuklular’dan Bizans’ın Sona Erişine, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2000, s. 187. 620 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 333. 621 Sylvia Schein, 23 Mart 1300 tarihini vermektedir. Bkz. Sylvia Schein, a.g.m., s. 817. 622 Acta Aragonensia. Quellen zur deutschen, italienischen, französischen, spanischen, zur Kirchen-und Kulturgeschichte aus der diplomatischen Korrespondenz Jaymes II. (1291-1327), (Haz. Heinrich Finke), Band III, Aalen 1966, s. 90; Sylvia Schein, a.g.m., s. 817; Letters from the East., s. 167. Konuyla ilgili Fransızca metin için ayrıca bkz. Acta Aragonensia., s. 90-91. 623 Acta Aragonensia., s. 90. Farklı bilgiler için ayrıca bkz. ve krş. Sylvia Schein, a.g.m., s. 817- 818. 624 1294-1303 yılları arasında papalık görevinde bulunmuştur. İtalya-Campania kökenlidir. Onun döneminde Aragon kralının zaptettiği Sicilya Adası geri alınmış ve Aragon Krallığı papaya tabi olmuştur. Bkz. Reşîdu’d-dîn/Frankengeschichte, s. 92. 625 Ayrıca bkz. Reşîdu’d-dîn/Jahn, s. 132-133; Ebu’l-Fidâ’, a.g.e., s. 38; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 151-153; Ahmet Sağlam, a.g.t., s. 230-238. 626 Lilian Herlands Hornstein, a.g.m., s. 412-413; Sylvia Schein, a.g.m., s. 813-814; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 13; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 229.

108 “Pedro Soliveiro” (Pierre/Peter Solivero)627 adlı elçiyle İlhan Gâzân’a iletmiştir628. Aragon Kralı II. James’in İlhan’a hitaben göndermiş olduğu mektubunda oldukça samimi ve lütufkâr bir uslup göze çarpmaktadır629. Bu bağlamda II. James, bilhassa Kutsal Topraklar için Moğollarla birlikte Müslümanlara karşı savaşa hazır olduğunu, bu uğurda gemilerini, askerlerini ve atlarını İlhan’ın emrine verebileceğini kesin şekilde ifade etmiştir630. Bunun yanı sıra kral, İlhan’dan hususî ricalarda da bulunmaktadır. Kutsal Toprakları ziyaret amacıyla gelen Hristiyan ahaliden vergi ve haraç alınmaması, onların himaye edilmesini ayrıca Müslümanlardan alınan toprakların beşte birinin Hristiyanlara tevcih edilmesini arzu etmiştir631. Gâzân Han’ın II. James’in bu mektubuna karşın bir cevap verip vermediği konusunda kesin bir malumatımız olmamakla birlikte bazı incelemelerde onun bu teklifi kabul ettiği ve İlhanlı sınırlarında Hristiyanlara toprak bağışladığı belirtilmiştir632.

Gâzân Han döneminde Venedik ile İlhanlılar arasında ciddi şekilde yakınlaşma, mektuplaşma ve bunlara bağlı olarak iş birliğine şahit olmaktayız. Bu dönemde Memlûklara karşı üstünlük kuran İlhanlılar tüm Batı dünyasının olduğu gibi Venediklilerin de ilgisini çekmişti633. Akkâ’nın düşüşünden sonra Memlûklarla devam eden ticarî ilişkileri bir müddet sekteye uğrayan Venedik634, alternatif ticarî yollar arayışına girmiştir. Bu dönemde vuku bulan İlhanlı-Venedik yakınlaşmasının ana

627 Söz konusu elçinin isminin yazılışlarındaki farklılıklar için bkz. ve krş. Sylvia Schein, a.g.m., s. 819; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 82, dpn. 70; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 488. 628 Acta Aragonensia., s. 91; Sylvia Schein, Fideles Crucis. The Papacy, the West, and the Recovery of the Holy Land 1274-1314, Clarendon Press, Oxford 1991, s. 171; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 333; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 488; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, Târîh-i Mogûl., s. 283; Sylvia Schein, a.g.m., s. 819; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 82; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 34; ‘Abdu’l-Huseyn Nevâ’î, “Târîh-i Revâbit-i İrân bâ keşverhâ-yi magrib-zemîn. Der-dovre-yi Mogûl”, BT, XII/1, Tahran 2536/1977, s. 47.Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 229. 629 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 488; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, Târîh-i Mogûl., s. 283; Sylvia Schein, a.g.m., s. 819; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 34; ‘Abdu’l-Huseyn Nevâ’î, a.g.m., s. 47. 630 Acta Aragonensia., s. 91; Sylvia Schein, a.g.e., s. 171; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 488; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 82; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 35; ‘Abdu’l-Huseyn Nevâ’î, a.g.m., s. 47; Sylvia Schein, a.g.m., s. 819; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 229. 631 Acta Aragonensia., s. 91; Sylvia Schein, a.g.e., s. 171; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 488; Hasan Cevâdî, a.g.m., s. 35; ‘Abdu’l-Huseyn Nevâ’î, a.g.m., s. 47-48; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 229. Konuyla ilgili Fransızca metin için ayrıca bkz. Acta Aragonensia., s. 91-93. 632 Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 229. 633 Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 229-230. 634 Bkz. Abdullah Mesut Ağır, a.g.e., s. 111; Bahattin Keleş, a.g.t., s. 211-212.

109 teması da bu minvalde ilk önce ticarî ortaklık635 ve bunun yanında askerî iş birliği minvalinde gelişmiştir636. İlhan Gâzân, 1299 Ekim’inde Venedik’e bir mektup göndermiştir. Bu mektup Doge637 Pietro Gradenigo tarafından Latinceye tercüme edilerek 19 Mart 1300’de Papa VIII. Boniface’e takdim edilmiştir. Ayrıca İlhanlıların Suriye’de kazandığı galibiyetin haberi de ulaşmış, bu vesileyle hem papa hem de Venedik Doge (başkan)’si Gâzân’ın 22 Aralık 1299’daki Memlûk zaferinden haberdar olmuşlardır638. İlhanlı cephesinden ulaşan bu sevindirici yeni bilgiler Venedik tarafından çok dikkatle takip edilmiş ve heyecan uyandırmıştır639. Yaşanan bu gelişmelerden sonra Gâzân Han’ın bir sene sonra Venedik’e tekrar mektup gönderdiğini görmekteyiz. 18 Aralık 1300’de Halep civarında kaleme alınan mektupta İlhan, Venedik Doge’sinden Memlûklar üzerine bir sonraki yılın sonbaharında planladığı yeni saldırısı için askerî ittifaklık talep etmiştir640. Gâzân Han’ın bu mektubuna cevap verilip verilmediği veya bu uzlaşı teklifinin hayata geçip geçmediğine dair herhangi bir malumat yoktur. Ancak Venedik, İlhanlı topraklarına dair ilgisini korumuştur641. Nitekim bunun en önemli delili 1306 yılında “Marin Sanudo Torsello” tarafından Latince olarak kaleme alınan Conditiones Terræ Sanctæ (Kutsal Toprakların Durumu) isimli iktisadî ve ticarî rapordur. Bu raporla Venedik, tacirlerin Memlûk ticarî yollarını kullanmamaları ve Memlûkları ticarî ve iktisadî açıdan zaafa uğratmanın yollarını aramıştır642.

635 Avrupa’yla gerçekleşen ticarî münasebetler ileride ilgili başlık altında ayrıca ele alınacaktır. 636 Bkz. Maria Pia Pedani, “"Exemplum Litterarum Tartarorum": Ghāzān Khan and Venice at the Turn of the XIIIth Century”, Quaderni di Studi Arabi, Vol. 5/6, 1987-1988, Atti del XIII Congresso Dell’union Europeenne d’Arabistants et d’Islamisants (Venezia 29 settembre – 4 ottobre 1986), (1988), s. 608-610. 637 Bu terim genel manasıyla “ordu komutanı”, “general” ve “başkan” anlamlarına gelmektedir. Bunların haricinde ayrıca “Venedik” ve “Cenova başkanlarını” işaret eden hususî bir ıstılahtır. Ferdinand Altieri, Dizionario Inglese ed Italiano. A Dictionary English and Italian, Containing all the words of the Vocabulary della Crusca and feveral hundred more taken from the moft approved authors, Vol II, London 1750, s. 156; Giuseppe Baretti, Grande Dizionario Italiano ed Inglese, Vol. I, Firenze 1832, s. 181. 638 Maria Pia Pedani, a.g.m., s. 608; Sylvia Schein, a.g.e., s. 173. 639 Maria Pia Pedani, a.g.m., s. 609. 640 Maria Pia Pedani, a.g.m., s. 610; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 230. Ayrıca bkz. Sylvia Schein, a.g.m., s. 806-807. 641 Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 230. 642 Maria Pia Pedani, a.g.m., s. 609; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 230.

110 İlhan Gâzân’ın Memlûk zaferinden dolayı Papa VIII. Boniface 1300 ya da 1301’de memnuniyetlerini ifade eden tebrik mektubu göndermiş olması kuvvetle muhtemeldir. Lâkin söz konusu bu mektubun tam olarak içeriğini bilmemekle birlikte Gâzân’ın papaya göndermiş olduğu 12 Nisan 1302 tarihli643 Uygur harfleriyle Moğolca olarak kaleme alınan mektubundan644 bazı neticelere ulaşmamız mümkün gözükmektedir645. Gâzân dönemi İlhanlı-Avrupa ilişkileri açısından oldukça önemli olan söz konusu bu mektup 1921 yılında Kardinal Tisserant tarafından Vatikan arşivlerinde bulunmuş, ardından yaklaşık otuz yıl sonra Profesör A. Mostaert ve Profesör F. W. Cleaves tarafından neşredilerek646 bilim âlemine tanıtılmıştır647.

Gâzân Han, 12 Nisan 1302 tarihli ve “Qoš Qap(b)uy/Qos Qabuy” (Kuşkapı)648’da kaleme alınmış mektubunu daha önce Argûn Han devrinde elçilik yapmış olan Cenevizli “Busarello de Ghisolfi” aracılığıyla Papa VIII. Boniface’e göndermiştir649. İlhan Gâzân, bu mektubuyla papaya Memlûklara karşı savaş hazırlıkları içinde olduğunu bildirmiş, tüm Avrupa’nın Memlûklara karşı kendi saflarında birleşmesini, buna bağlı olarak Papalık ve Avrupalı krallarla kesin şekilde ittifaklık

643 Mektup Oniki Hayvanlı Türk Takvimi’nde yer alan üçüncü ayda (bars) kaleme alınmıştır. Bkz. Charles Melville, “The Chinese-Uighur Animal Calendar in Persian Historiography of the Mongol Period”, s. 94. 644 Söz konusu mektubun renkli neşri ekler kısmında verilmiştir. Bunun için ilgili yere bkz. 645 Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 154, 230. 646 Bkz. Antoine Mostaert, Francis Woodman Cleaves, “Trois documents mongols des Archives Secretes Vaticanes”, HJAS, XV/3-4, (1952), s. 419-506. 647 J. A. Boyle, “Ghazans’s letter to Boniface VIII: where was it written?”, s. 601; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 562; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 13. 648 İsmi geçen bu yer hakkında en tafsilatlı araştırma John Andrew Boyle’a aittir. Bunun için bkz. J. A. Boyle, “Ghazans’s letter to Boniface VIII: where was it written?” Proceedings of the 27th International Congress of Orientalists, Wiesbaden 1971, s. 601-602. Bu yer isminin Türkçe olma ihtimali yüksektir. John Andrew Boyle, Qoš Qapu; “çift kapılar” veya Quš Qapu; “kuş kapı” şeklindeki anlamlar üzerine dikkat çekmiştir. J. A. Boyle, “Ghazans’s letter to Boniface VIII: where was it written?”, s. 601. Buraya ismini bizzat Gâzân Han vermiştir. İsmi geçen bu bölge Hazar Denizi’nin batı sahilinde dar bir şerit halinde uzanmıştır. J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 562. Ayrıca bkz. ve krş. J. A. Boyle, “Rashīd al-Dīn and the Franks”, CAJ, XIV/1-3, Rashīd al-Dīn Commemoration Volume (1318-1968), (Ed. J. A. Boyle, Karl Jahn), Wiesbaden 1970, s. 64-65; Letters from the East., s. 169. 649 J. A. Boyle, “The Dynastic and political history of the Il-Khâns”, CHI, Vol. V, The Saljuq and Mongol Periods, (Ed. J. A. Boyle), Cambridge 1968, s. 390; J. A. Boyle, “Ghazans’s letter to Boniface VIII: where was it written?”, s. 601; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 562; Sylvia Schein, a.g.m., s. 812-813; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 13; Letters from the East., s. 168; W. Barthold, - [J. A. Boyle], “Ghāzān”, EI², Vol. II, Leiden 1991, s. 1043; L. Lockhart, a.g.m., s. 29; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 334; Jean Richard, “Buscarello de Ghizolfi”, s. 569.

111 talep etmiştir650. Mektubun son kısmında İlhan, papaya hitaben; Gök Tanrı’nın şahitliği eşliğinde (rızasıyla) ittifakın gerçekleşmesi halinde Memlûklara karşı kesin bir zafer elde edileceği inancını belirtmiştir651. Gâzân Han’ın papayla gerçekleştirmiş olduğu bu münasebet üçüncü Suriye seferinden kısa bir süre önce gerçekleşmiştir. Şüphesiz İlhan, bu hamlesiyle Memlûklar üzerine planladığı yeni sefer öncesi Avrupa’nın desteğini almak için çaba sarfetmiştir. Ancak bu gayretler boşa çıkmış, askerî işbirliği hayata geçememiştir652.

İlhan Gâzân’ın papaya göndermiş olduğu bu mektupla daha önceki İlhanlı hükümdarlarının Avrupa’ya muhtelif zamanlarda göndermiş olduğu mektuplar arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. 12 Nisan 1302 tarihli mektupta İlhan Gâzân haricinde dönemin önemli şahsiyetleri Vezir “Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî” (İrissidevle/Erišidevle), “Emîr Kutlugşâh” (Qudluy-š-a) ve “Ramazân (Iramadan)”’ın isimleri geçmiştir653. Mektup bu açıdan oldukça dikkat çekicidir. O tarihe kadar gönderilen hiçbir mektupta hükümdar ya da elçinin ismi yanında ayrıca başka bir ad zikredilmezken bu dönemde İlhanlı bürokrasisinde yer alan önemli şahsiyetlerin isimleri ayrıca zikredilmiştir. İlhanlı bürokrasisine oldukça hâkim olan kişilerin mektupta isimleri geçmelerine rağmen hiçbir İlhanlı kaynağı bu hususla ilgili bilgi vermemiştir654.

Reşîdu’d-dîn gibi birisinin böylesi bir mektupta ismi geçmesine rağmen bu hadiseden habersiz olması elbette düşünülemez. Gâzân döneminde yukarıda zikredilen bilgilerin kaynaklardan gizlenme amacı var mıydı? Var idiyse ne amaçla kimin bilgisi dâhilinde yapılmıştı655? Konuyla alakalı benzer sorulara elimizdeki bilgiler ışığında net

650 Jan Dieulafoy, İrân, Kalde ve Şûş, (F. Çev. ‘Alî Muhammed Fereveşî), neşr. Behrâm Fereveşî, Tahran 1371/1992, s. 66; Letters from the East., s. 168-169; J. A. Boyle, “Ghazans’s letter to Boniface VIII: where was it written?”, s. 601; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 562; J. A. Boyle, “Rashīd al-Dīn and the Franks”, s. 65; J. A. Boyle, “The Dynastic and political history of the Il-Khâns”, s. 390-391; Sylvia Schein, a.g.m., s. 813; Lilian Herlands Hornstein, a.g.m., s. 413-414; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 14; Reuven Amitai-Preiss, “Gāzān Khan”, EIr., Vol. X, New York 2001, s. 382; W. Barthold, - [J. A. Boyle], a.g.m., s. 1043; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 154, 231. 651 J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 562; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 154. 652 Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 154, 231; Reuven Amitai-Preiss, “Gāzān Khan”, s. 382. 653 Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 231, dpn. 371. 654 Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 231. 655 Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 231, dpn. 374. Ayrıca bkz. J. A. Boyle, “Rashīd al-Dīn and the Franks”, s. 65.

112 şekilde cevap vermek oldukça güç gözükmekle birlikte bazı tahminler yürütülebilir. Müslüman olan ve Müslümanları himaye eden bir hükümdarın İslâm beldesine saldırması ya da başka bir Müslüman devletle savaşmak için Hristiyan Batı’yla ortaklaşa hareket etme çabası İlhan Gâzân’ın dinî kimliğine ve samimiyetine zarar verebilme kaygısı uyandırarak, bu bilgilerin İlhanlı kroniklerine yansıtılmamasını sağlamış olabilir656.

İhan Gâzân tarafından elçi olarak vazifelendirilen Cenevizli Busarello de Ghisolfi 1303 yılında ilk önce Roma, ardından Paris ve aynı yılın ilk aylarında Londra’ya ulaşmıştır. Busarello, İngiltere Kralı I. Edward’ın huzuruna gelerek İlhan’ın mektubunu takdim etmiştir657. Gâzân Han mektubunda, İngiltere kralına uzun süredir Frankların Kutsal Toprakları ele geçirmek için Moğollarla işbirliği yapmamalarından dolayı serzenişte bulunmuştur658. Kral, Gâzân Han’a İngiltere Westminster’da 12 Mart 1303’de kaleme aldığı mektupla cevap vermiştir659. I. Edward cevaben; şu ana dek ittifak kurup Memlûklar üzerine saldırı yapamamalarını Avrupa’da yaşanan siyasî sorunları ve bunlara bağlı savaşları sebep olarak göstermiştir. Ancak artık barışın tesis edildiğini ve Kutsal Topraklar için savaşa hazır olduklarını açıkça ifade etmiştir. İngiltere Kralı I. Edward cevaben göndermiş olduğu mektubunda her ne kadar samimi ve müttefiklik için hevesli gözükmüş olsa da kısa bir süre sonra İskoçya’da Robert Bruce’un isyanı baş göstermiştir. İskoçya’daki bu ani isyan kısa sürede bastırılamamıştır. Bu yüzden İngiltere, askerî ağırlığını 1307’ye kadar söz konusu hadise için sevk etmek zorunda kalmıştır660.

Bunlara ilaveten Fransa Krallığı ile ilgili gelişmelere dair önemli bilgiler veren Les Grandes Chroniques de France isimli hanedanlığın resmî tarihçesi sayılan eser vasıtasıyla Gâzân Han’ın elçilerinin Fransa kralının huzuruna çıktığı anlaşılmaktadır.

656 Jan Dieulafoy, a.g.e., s. 66; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 231. 657 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 334; L. Lockhart, “The Relations between Edward I and Edward II of England and the Mongol Il-Khans of Persia”, s. 29; Lilian Herlands Hornstein, a.g.m., s. 414; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 232. Ayrıca bkz. ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, Târîh-i Mogûl., s. 283. 658 L. Lockhart, a.g.m., s. 29. Ayrıca bkz. Jacques Paviot, a.g.m., s. 316. 659 Syllabus (in English) of the Documents..., s. 134; L. Lockhart, a.g.m., s. 29; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 334. 660 L. Lockhart, a.g.m., s. 29; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 232. Ayrıca bkz. Syllabus (in English) of the Documents..., s. 134.

113 Her ne kadar kaynakta elçinin ismi zikredilmemiş olsa da kuvvetle muhtemel yukarıda bahsedilen elçi Cenevizli Busarello de Ghisolfi, Paris’te Fransa Kralı IV. IV. Philip’in huzuruna çıkmış, İlhan’ın Memlûklar üzerine gerçekleştirmek istediği yeni saldırı için yardım talebinde bulunmuştur. Bu doğrultuda zikredilen Fransız kroniğinde yer alan ifadeler şu şekildedir; “1303 yılının Paskalya haftasında Paris'e, Fransa kralının huzuruna Tatar elçileri geldi ve (elçiler) Fransa kralı, Hristiyan halkın beyleri, onların askerleri Kutsal Topraklara onlara yardıma gelirlerse, efendileri Tatar kralının Sarazenlere karşı tüm kuvvetleriyle harp edeceğini ve halkını içtenlikle ve iyi niyetle Hristiyanlığa döndüreceğini söyledi”661.

Gâzân Han döneminde İlhanlı-Bizans İmparatorluğu ilişkileri açısından önemli gelişmeler yaşanmıştır. Uzun zamandır Türkiye Selçukluları üzerinde hâkim unsur olan İlhanlılar, Anadolu’da hem siyasî hem ekonomik yönden baskı kurmuştur. Bu zulümlere daha fazla dayanamayan Türkmen ahali, Moğol otoritesinin çok fazla hissedilmediği Batı Anadolu ve Bizans hudutları civarına göç etmek zorunda kalmıştır. Yıllar içerisinde süregelen Moğol baskıları neticesinde Türkiye Selçuklu Devleti kendi sınırlarında gittikçe gücünü ve otoritesini yitirmiştir. Tüm bunlara ilaveten bu dönemde Bizans, pek çok sorunla aynı anda mücadele etmek zorunda kalmış, sınırlarında yaşanan gelişmelere ve problemlere karşı dirayetli politakalar takip edememiştir. Moğol baskılarının artması neticesinde Selçuklu Devleti’nin zaafa uğraması ve buna bağlı olarak farklı tarih ve mekânlarda husule gelen iç isyanlar, öte yandan Bizans İmparatorluğu’nun güçsüz mevkisi Anadolu’da meşruiyet boşluğu yaratmıştır. Böylesi bir ortamda Batı Anadolu civarına göç eden Türkmenler burada, Bizans’a karşı gazâ iştigallerine başlamışlar662 ve bununla birlikte yerel bağımsız beylikler kurma yoluna gitmişlerdir663. Söz konusu bu beylikler başlarda, Kastamonu, Menteşe, Germiyan ve sonrasında Aydın, Saruhan, Karasi ve Osmanlı şeklinde sıralanabilir664.

661 Grandes Chroniques de France, s. 381. 662 Bu konuyla ilgili Bizans müellifi Georges Pachymérés’in anlatımları oldukça dikkat çekicidir. Bunun için ayrıca bkz. Georges Pachymérés, a.g.e., Vol. IV, s. 450-454. İlgili yerlerin Türkçe çevirisi için; Georges Pachymérés, a.g.t., s. 51-53. 663 Ahmed b. Mahmud, a.g.e., s. 157; Halil İnalcık, “Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Sorunu”, (Çev. Tahir Sünbül), AÜ DTCF TAD, c. XV, S. 26, Ankara 1991, s. 330-333; Georg Ostrogorsky, a.g.e., s. 545; Şerif Baştav, a.g.e., s. 17-20; Şerif Baştav, “Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluşu Sırasında Türk- Bizans Münasebetleri”, Makaleler, c. II, (Haz. E. Semih Yalçın), Emine Erdoğan, Berikan Yayınevi, Ankara 2005, s. 43-46; Işın Demirkent, “Bizans”, DİA, c. VI, İstanbul 1992, s. 239-240; İlhan Erdem,

114 Gâzân Han döneminde İlhanlı-Bizans ilişkilerine dair ilk bilgilere, Anadolu’da vuku bulan Baltu isyanı sonrasında suçlu bulunan Türkiye Selçuklu Sultanı II. Mes’ûd’un azl ve sürgün edilme hadisesinin ardından rastlamaktayız. Bu esnada Konstantinopolis’de olduğu anlaşılan III. ‘Alâ’u’d-dîn Keykubâd Tebrîz’e çağırılmıştır. Ardından H. 698/M. 1298’de İlhan tarafından yeni Selçuklu Sultanı olarak Anadolu’ya gönderilmiştir. Ayrıca III. ‘Alâ’u’d-dîn Keykubâd, tahta çıkana kadar Türkiye Selçuklu Saltanatı iki sene süreyle başsız kalmıştır665.

Yukarıda izah edilmeye çalışılan hadise dışında Gâzân Han devrinde İlhanlı- Bizans ilişkilerine dair en önemli gelişme H. 702/M. 1302 yılında yaşanmıştır. Bu konuyla ilgili olarak meşhur İlhanlı müverrihi Reşîdu’d-dîn Fazlullâh ve dönemin en önemli Bizans müverrihi Georges Pachymérés oldukça önemli açıklamalarda bulunmuşlardır. 1302 yılı yazında Bizans İmparatoru II. Andronikos Palaiologos (1282- 1328) tarafından o sırada Kirmanşâh mevkisinde bulunan İlhan Gâzân’a hediyelerle birlikte elçiler gönderilmiştir. İlhan’ın huzuruna çıkan elçiler armağanları takdim ettikten sonra II. Andronikos’un mesajını iletmişlerdir. Bu bağlamda Bizans imparatoru, Gâzân Han’dan askerî destek ve ittifak talep etmiş, ayrıca iki devlet ilişkilerinin daha da güçlenmesi için kendi kızını (kuvvetle muhtemel gayri meşru kızı Maria) İlhan’ın eşi (kuması666) olması için göndermek arzusunda olduğunu bildirmiştir667. Bununla ilgili

a.g.t., s. 342; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 224; Kansu Ekici, “Anadolu Selçukluları’nda Türkmen İsyanlarının Nedenlerine İlişkin Tespitler”, SDÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 13, Isparta 2005, s. 99-100. 664 Ahmed b. Mahmud, a.g.e., s. 157; Halil İnalcık, a.g.m., s. 334; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 224. Ayrıca bkz. Elizabeth A. Zachariadou, a.g.e., s. 105-107; İlhan Erdem, a.g.t., s. 398-405. 665 Reşîdu’d-dîn/Jahn, s. 121; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 329; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, s. 1286-1287; Aksarâyî/Turan, s. 235-236; Cenâbî Mustafa Efendi, a.g.e., s. 25 (Türkçe çeviri); Müneccimbaşı Ahmed b. Lütfullah, a.g.e., s. 134; Ahmed b. Mahmud, a.g.e., s. 156-157; Osman Turan, İstanbul’un Fethinden Önce Yazılmış Tarihî Takvimler, TTK, Ankara 2007, s. 68-69; Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, s. 633; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 224-225; Osmanlı Tarihlerinde Selçuklularla İlgili Bilgiler, Haz. Ali Birbiçer, MSGSÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, Ortaçağ Tarihi Programı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2014, s. 220-221, 247-248. Reşîdu’d-dîn ve Aksarâyî, ‘Alâ’u’d-dîn Keykubâd’ın bu esnada nerede olduğuna dair herhangi bir bilgi vermemişlerdir. Müneccimbaşı Ahmed b. Lütfullah’ın eserinde ise ‘Alâ’u’d-dîn Keykubâd’ın bu sırada Konstantinopolis’te olduğunu, İlhan’ın isteği üzerine Bizans İmparatoru (II. Andronikos Palaiologos) tarafından Gâzân’ın huzuruna yollandığını açıkça ifade etmiştir. Bkz. ve krş. Reşîdu’d-dîn/Jahn, s. 121; Aksarâyî/Turan, s. 235-236; Müneccimbaşı Ahmed b. Lütfullah, a.g.e., s. 134; Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, s. 633-634, dpn. 22. 666 Kumalar genellikle asil olmayan kişilerin kızları arasından seçilmiştir. Sosyal statü bakımından bu kadınlar nikâhlı hatunlardan sonra yer almıştır. Başka bir deyişle hükümdarların ikinci karıları olmuşlardır. Zaman içerisinde beğenilirse “hatunluk” derecesine kadar yükselebilmişlerdir. Şîrîn Beyânî, Moğol Dönemi İran’ında Kadın, s. 38-39; Claus Schönig, Mongolische Lehnwörter im

115 olarak Reşîdu’d-dîn; “İstanbul hükümdarı Fasilyus (II. Andronikos)668’un elçileri armağanlarla gelerek İslâm padişahının (İlhan Gâzân) gölgesinde yaşamak ve kızımı kuma olarak göndermek istediğini669” yazmıştır. Aynı kaynağın detay vermeksizin belirttiğine göre söz konusu elçiler kabul edildikten sonra İlhan onlara ihsanlarda bulunmuş ve bu olayın ardından sefirler geri dönmüşlerdir. Bu hadisenin vuku bulduğu tarih, ay ve gün verilerek açık şekilde belirtilmemiştir670.

Memlûklara karşı süregelen İlhanlı-Ermeni müttefikliği Gâzân Han döneminde de devam etmiştir. Memlûk Sultanlığı, Ermeni Krallığı’na karşı zaman içerisinde ağır darbeler vurmuş ve sık sık bölgeye saldırılar düzenlemiştir. Avrupa, papa, Haçlı ve İlhanlılardan Memlûklara karşı sürekli destek bekleyen Ermeni Krallığı yaşanan savaşlar nedeniyle ekonomik ve askerî yönden güçsüzleşmiş ve bölgedeki otoritesini yitirmiştir. Bu sebeplerden dolayı Memlûklara karşı düzenlenen saldırılara her zaman destek vererek İlhanlıların yanında olmuştur. Bu bağlamda Ermeni Kralı II. Hetum, Gâzân Han’ı Memlûklar üzerine saldırmaya teşvik etmiştir. II. Hetum, Gâzân Han’ın birinci ve üçüncü Suriye seferinde birlikleriyle destek vermiş671 ve hatta savaşa bizzat katılmıştır672. Birinci Suriye seferinde Memlûklara karşı alınan büyük galibiyet neticesinde Ermeniler bazı kazanımlar elde etmiş olsa da bu durum uzun sürmemiş,

Westoghusischen, Wiesbaden 2000, s. 157; Gerhard Deorfer, TMEN, Band: I, s. 414-415; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 225, dpn. 334; Kansu Ekici, a.g.t., s. 140, dpn. 510. 667 Reşîdu’d-dîn/Jahn, s. 143; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 352; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, 1308; Georges Pachymérés, a.g.e., Vol. IV, s. 440; Bruce G. Lippard, a.g.t., s. 215; Donald M. Nicol, Bizans’ın Son Yüzyılları, (Çev. Bilge Umar), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2003, s. 136; ‘Abdu’l- Huseyn Nevâ’î, a.g.m., s. 48; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 225; ‘Alirezâ Karîmî, ‘Ali Asgâr Çhahiân, “Câygâh-i Bizans der Siyaset-i Haricî İlhânân”, Pejuheşhâ-yi Târîhî, c. V/2, Danişgâh-i İsfahan, İsfahan 1392/2013, s. 69. -Fasilyus) şeklinde geçmektedir. Reşîdu’d-dîn/Jahn, s. 143; Reşîdu’d) ”فاسلیوس“ ;Kaynakta 668 dîn/‘Alî-zâde, s. 352. Ayrıca bkz. ve krş. Reşîdu’d-dîn/Jahn, s. 143, dpn. 4; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 352, dpn. 8. 669 Reşîdu’d-dîn/Jahn, s. 143; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 352; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, 1308; Reşîdu’d-dîn/İ. Aka, v.d., s. 292; ‘Alirezâ Karîmî, ‘Ali Asgâr Çhahiân, a.g.m., s. 69. 670 Reşîdu’d-dîn/Jahn, s. 143; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 352; Reşîdu’d-dîn/Rûşen-Mûsevî, c. II, 1308; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 226. 671 III. Suriye Seferine Gürcü Kral “III. Vahtang”’da katılmış ve İlhan Gâzân’a bağlı kalmıştır. Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 201. 672 Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 42), s. 64; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 159; Başkumandan Simbat Vekayinamesi, s. 94-95; Nerses Palientes Vakayinamesinden Pasajlar, EKGM/A. G. Glastyan, s. 172; Bayarsaikhan Dashdondog, a.g.e., s. 199-200; Sirarpie Der Nersessian, “The Kingdom of Cilician Armenia”, s. 657; Lilian Herlands Hornstein, a.g.m., s. 409-410; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 203.

116 üçüncü Suriye seferinde (H. 702/M.1303 ilkbaharı) yaşanan hezimetle birlikte Ermeni kuvvetleri büyük kayıplar vermiştir673. Yaşanan gelişmelerden sonra Memlûklar Ermenileri vergiye bağlamıştır. Durumdan son derece hoşnutsuz olan II. Hetum ve Gâzân Han Memlûklar üzerine yeni bir sefer tertip ederek intikam işine koyulmak istemişlerse de tekrar bir saldırı gerçekleşmemiştir. Savaş sonrası Ermeni Krallığı’nda meydana gelen ekonomik sıkıntıların hafifletilebilmesi için Gâzân Han, II. Hetum’u teskin etmiş ve maddi destek sağlamıştır674. Üçüncü Suriye savaşı, sonuçları itibariyle gerek İlhanlılar gerekse Ermeniler cephesinde çok büyük zararlara yol açmış, umut edilen başarı ve zaferlerin çok uzağında kalınmıştır.

Bu dönemde İlhanlılar bilhassa Gâzân Han’ın politikaları neticesinde önceki devirlere nazaran çok parlak ve dirayetli bir evre geçirmiştir. İlhanlılar, Memlûklara karşı yapılan savaşlarda uzun süredir başarısız olmasına karşın Gâzân, bu ezeli düşmana karşı zafer kazanmış ve üstünlük kurmuştur. Bu durum şüphesiz Avrupa ve Bizans’ı heyecanlandırmış ve umutlandırmıştır. Ancak İlhanlıların Memlûklara karşı üstünlüğü uzun süreli olamamıştır. Bunun yanı sıra Bizans İmparatorluğu bölgede yaşanan siyasi olaylar nedeniyle tam tersi şekilde çok zor bir dönem yaşamıştır. Türkmenlerin gaza faaliyetlerinin yanında Osmanlı Beyliği’ne karşı 27 Temmuz 1302’de Bapheus (Koyunhisar) Savaşında675 hezimete uğramıştır. Oldukça zor duruma düşen Bizans İmparatoru II. Andronikos, İlhanlılarla elçiler ve evlilik vasıtasıyla iyi ilişkiler kurma yolunu aramış ve bu vesileyle İlhan’ın askerî ve siyasî yardımını elde etmeyi hedeflemiştir676. Çağdaş kaynaklar incelendiğinde Bizans İmparatorluğu’yla İlhanlıların ittifak oluşturabildiğine ve İlhanlıların Bizans’a askerî yardım gönderdiğine dair

673 Başkumandan Simbat Vekayinamesi, s. 95-99; Nerses Palientes Vakayinamesinden Pasajlar, EKGM/A. G. Glastyan, s. 175-177; Sirarpie Der Nersessian, “The Kingdom of Cilician Armenia”, s. 657; Mehmet Ersan, a.g.t., s. 204-205; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 203-204. 674 Başkumandan Simbat Vekayinamesi, s. 100; Nerses Palientes Vakayinamesinden Pasajlar, EKGM/A. G. Glastyan, s. 177; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 204. 675 Bu konu için ayrıca bkz. Mehmed Neşrî, Cihânnümâ, (Haz. Necdet Öztürk), Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2013, s. 50-51; Halil İnalcık, “Osman Gazi’nin İznik (Nicaea) Kuşatması ve Bafeus Savaşı”, (Çev. Suavi Aydın), Söğüt’ten İstanbul’a. Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu Üzerine Tartışmalar, (Haz. Oktay Özel), Mehmet Öz, İmge Kitabevi Yayınları, İstanbul 2005, s. 301-316, 324- 339; Halil İnalcık, “Osman I”, DİA, c. XXXIII, İstanbul 2007, s. 448-449. 676 M. Fuad Köprülü, Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluşu, (Haz. Orhan Köprülü), Akçağ Yayınları, Ankara 2009, s. 66-67; Bruce G. Lippard, a.g.t., s. 215; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 464; Şerif Baştav, a.g.m., s. 47; ‘Alirezâ Karîmî, ‘Ali Asgâr Çhahiân, a.g.m., s. 69; Donald M. Nicol, a.g.e., s. 136; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 225.

117 elimizde kesin veriler olmamakla birlikte bazı araştırmacıların görüşleri dikkate değerdir. Henry H. Howorth ve M. Fuad Köprülü gibi mütehassıslar İlhan Gâzân’ın Bizans İmparatoru II. Andronikos’tan gelen bu yardım teklifine kayıtsız kalmayarak onu himaye gayretlerinden özellikle bahsetmişlerdir677. Buna karşın H. A. Gibbons ve Şerif Baştav İlhan Gâzân’ın ani vefatıyla678 birlikte söz konusu bu ittifakın gerçekleşemediğini ve Bizans İmparatorluğu’nun Türkmenlerle ve özellikle Osmanlı Beyliği’yle yanlız mücadele etmek zorunda kaldığı görüşünü savunmuşlardır679.

2. Olcâytû Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1304-1316)

Gâzân Han’ın vefatının ardından müteveffa hükümdarın isteği ve çabaları neticesinde kardeşi Şehzâde Olcâytû680 Ucân’a gelerek H. 15 Zî’l-hicce 703/M. 19

677 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 464; M. Fuad Köprülü, a.g.e., s. 66-67. 678 M. 1303 yılının Eylül ayında Tebrîz’de bulunduğu esnada rahatsızlanmıştır (Reşîdu’d- dîn/Jahn, s. 150; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 359; Vassâf, a.g.e., s. 269). Hastalığı bir müddet ilerlemiş ve çok acı çekmiştir. M. 1304 yılının Ocak ayında tamamen iyileşmiş olmasada durumu oldukça iyiye gitmiştir (Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 363-364). Yaşanan bu gelişmelerin ardından hastalığı şiddetli şekilde nüksetmiştir. Gâzân Han bu hastalıktan kurtulamayacağına kanaat getirmiş ve bu bağlamda vefatının ardından taht kavgası ve iç karışıklık çıkmaması için ümerayı ve emirleri toplayarak kardeşi Şehazâde Olcâytû’yu herkesin huzurunda veliaht olarak tayin etmiş ve bu kararını tasdik ettirmiştir (Reşîdu’d-dîn/Jahn, s. 159; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 367-368; Vassâf, a.g.e., s. 269-270; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 364-365). Netice itibariyle Gâzân Han rahatsızlığına daha fazla dayanamayarak Pîşkele civarında H. 11 Şevvâl 703/M. 17 Mayıs 1304’te vefat etmiştir. Kaynaklardan anladığımız kadarıyla İlhan’ın zamansız ölümü Moğol ümerası ve halkı tarafından derin bir üzüntüyle karşılanmıştır. Reşîdu’d-dîn/Jahn, s. 159; Reşîdu’d-dîn/‘Alî-zâde, s. 368; Vassâf, a.g.e., s. 270; Benâketî, a.g.e., s. 470; Kâdî Âhmed Gaffârî Kazvînî, a.g.e., s. 214; Ebu’l-Fidâ’, a.g.e., s. 43; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 117; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 366. Gâzân Han’ın vefat tarihiyle ilgili tüm kaynaklar ittifak etmemiştir. Bunun için ayrıca bkz. Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 366. 679 Şerif Baştav, a.g.m., s. 47; Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 226. Ayrıca bkz. ve krş. Bruce G. Lippard, a.g.t., s. 214-215. 680 Sultan Muhammed (Hudâbende/Harbende) Olcâytû Han b. Argûn Han b. Abâkâ Han d. H. 680/M. 1282). 1304-1316 yılları arasında) (سلطان محمﺪ اولجایتو خان بن ارغون خان بن اباقا خان) ilhanlık yapmıştır. İlhanlıların sekizinci ilhanı olmuştur. Müslüman olduktan sonra Gıyâsü’d-dîn (lakap olarak) Muhammed (isim olarak) lakap ve ismini almıştır (İbn Haldûn, a.g.e., c. IV, s. 911). Başarılı ve reformist hükümdar Gâzân Han’ın ardından tahta oturmuş olsa da bu dönemde İlhanlı sınırlarında birden çok devletin tehditine maruz kalmıştır. Bu yüzden Olcâytû dönemi İlhanlı dış münasebetleri oldukça hareketli bir evre geçirmiştir. Olcâytû Han için ayrıca bkz. D. O. Morgan, “Ölḏjeytü”, El2, Vol. VIII, Leiden 1995, s. 168-169; Osman Gazi Özgüdenli, “Olcaytu Han” DİA, c. XXXIII, İstanbul 2007, s. 345- 347; Ebü’l-Fazl Hatîbî, “Olcaytu”, DMBİ, c. X, Tahran 1380, s. 447-450; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 534-584; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, Târîh-i Mogûl., s. 307-325; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 119-131. Ayrıca bkz. Hanifi Şahin, a.g.e., s. 164-189.

118 Temmuz 1304’te ihsanlarda bulunmuş ve yeni ilhan olarak tahta oturmuştur681. İlhan Olcâytû, tahta çıkar çıkmaz yayınlamış olduğu yarlıgla abisi Gâzân Han zamanında çıkartılan kanunların ve ıslahatların aynen devam edeceğini duyurmuştur682. Bu hareketiyle abisinin takipçisi olacağını ve ıslahatlarını devam ettirmek arzusunda olduğunu açık şekilde göstermiştir. Ayrıca yayımlanan bazı fermânlara bakıldığı takdirde onun adilâne bir yönetim anlayışına sahip olduğu anlaşılmaktadır683.

Olcâytû Han döneminde tıpkı önceki ilhanlar zamanında olduğu gibi kuzeyde Altın Ordayla684, güneyde Memlûklarla685 ve doğu sınırlarında ise ilk önce Gurlular ve ardından Çağatay Hanlığıyla686 problemler yaşanmıştır. Bu dönemde Gâzân Han’ın yürürlüğe koymuş olduğu kuralların ve reformların izinden gidilmeye çalışılmış olsa da tam anlamıyla başarı sağlanamamış ve devletin gelirlerinde düşüş yaşanmıştır687.

Olcâytû Han, hükümdarlığının ilk yıllarında vakit kaybetmeden abisi Gâzân Han’ın ve babasının Avrupa politikalarını devam ettirmeye çalışmıştır. Nitekim bu

681 Vassâf, a.g.e., s. 275; Târîh-i Olcâytû/Hamblî, s. 23-24; Târîh-i Olcâytû/Örs, s. 66-67; Şihâbu’d-dîn ‘Abdullâh-i Hvâfî Hafız-i Ebrû, Zeyl-i Cami’u’t-tevârîh-i Reşîdî, neşr. Hânbâbâ Beyânî, Tahran 1317, s. 7; Mîrhvând, a.g.e., s. 425; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 606; Şebânkâre’î, a.g.e., s. 270; Yahyâ b. ‘Abdu’l-Latîf-i Kazvînî, Lubbu’t-tevârîh, İntişârât-ı Bunyâd û Gûyâ, Tahran 1363, s. 240; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 119. Memlûk kaynakları farklı tarihler vermektedir. Bkz. ve krş. Ebu’l-Fidâ’, a.g.e., s. 43; İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 113. 682 Vassâf, a.g.e., s. 276; Târîh-i Olcâytû/Örs, s. 69; Hafız-i Ebrû, a.g.e., s. 7; Mîrhvând, a.g.e., s. 425; ‘Abbâs İkbâl Aştiyani, Târîh-i Mogûl., s. 308; İlhan Erdem, a.g.t., s. 394. 683 Ergin Ayan, “İlhan Olcaytu Devrine Ait İki Fermân”, Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, c. I, S. 1, 2016, s. 24-25. 684 Tafsilat için ayrıca bkz. Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 126-127; Mustafa Kafalı, Altın Orda Hanlığının Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, s. 74-75; Ahmad Hesamipour Khelejani, a.g.t., s. 77-84; İlyas Kamalov, a.g.e., s. 80-89. 685 Olcâytû Han, tahta oturduktan çok kısa bir süre sonra abisi zamanında devam eden savaşları sonlandırma arzusunda olmuş, bu bağlamda Memlûklara karşı barışçıl bir politika takip etmiştir. Tebrîz’e hapsedilen Memlûk elçilerini serbest bırakmış ve Memlûk Sultanı; en-Nâsır’a barış isteğini bildiren mektubuyla birlikte hediyeler göndermiştir. Olcâytû, mektubunda Sultan’a “kardeşim” şeklinde hitab etmiştir. Bunun üzerine Sultan, İlhanlı elçisine iyi davranarak saygı göstermiştir. Bkz. el-Makrizî, a.g.e., c. II, Kısım: I, s. 11-12; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 164; İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 113. Olcâytû dönemi İlhanlı-Memlûk ilişkileri görüldüğü üzere dostane bir şekilde başlamış olsa da bu durum uzun ömürlü olmamıştır. Olcâytû dönemi İlhanlı-Memlûk ilişkileri için ayrıca bkz. Ayşe Dudu Erdem, a.g.t., s. 145- 152; Ahmet Sağlam, a.g.t., s. 251-261. 686 Tafsilat için ayrıca bkz. Cavad Abbasî, Hasan Dehnavî, “Münasebet-i İlhânân ve Çağtayân der ahd-i Fermânrevâ-yi Sultan Muhammed Olcâytû (H. 703-716)”, Pejuheşhâ-yi Târîhî, c. III/1, Danişgâh-i İsfahan, İsfahan 1390/2011, s. 73-92; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 123-124; İlhan Erdem, “Olcaytu Han Devrinde Horasan’da İlhanlı-Çağataylı Mücadeleleri”, s. 108-111. 687 Osman Gazi Özgüdenli, “Olcaytu Han”, s. 346.

119 bağlamda H. 704/M. 1305 yılında kaleme alınan ve günümüze ulaşmış mektup688 içerdiği tafsilatlı bilgiler nedeniyle oldukça önemlidir. Ancak burada kayda değer bir detay göze çarpmaktadır. Gâzân Han’ın yukarıda değinildiği üzere Kıbrıs ve Avrupa’ya göndermiş olduğu mektuplarında Memlûklara karşı ortak askerî saldırı planları açıkça vurgulanırken Olcâytû’nun mektubunda bu konuya değinilmemiş ya da üstünde önemle durulmamıştır. Nitekim Olcâytû Han, ilhan seçilir seçilmez Memlûk Sultanı en-Nâsır’a elçiler göndererek barış yapma niyetini bildirmiştir689. Bundan dolayı Olcâytû, ilhan seçildikten sonra İlhanlıların Memlûk politikalarında keskin şekilde değişiklik yaşanmış, bu durum İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin seyrinde de kısmen değişikliğe yol açmıştır.

Olcâytû Han, Fransa Kralı (IV.) Philippe le Bel’e hitaben mektup gönderek ataları zamanından itibaren Moğol Hanlarıyla Avrupalı krallar arasında süregelen sıkı ve samimi ilişkileri hatırlatmış, mektubunda bu konu üzerine dikkatleri çekmek istemiştir. Geçmişte yaşanan dostane uzlaşı ortamının tekrar başlatılması ve ilerletilmesi, buna bağlı olarak daha fazla elçi teatisinde bulunarak sık sık haberleşme arzsunda olduğunu bildirmiştir. İlhan, Moğolların yaklaşık kırkbeş yıldır birbirleriyle mücadele ettiklerini, lâkin Büyük Han Temür’ün bu kavgaya bir son vermek istediğini690 iletmiştir. Buna ilaveten Fransa kralının böylesi bir iç savaşla meşgul olmadığını ve muhtemelen diğer Avrupalı krallarla uzlaşı içerisinde devleti yönettiği haberini aldığını ve bu duruma adeta imrendiğini mektubunda ifade etmiştir691. Bu

688 Bkz. Erich Haenisch, “Zu den Brief’en der mongolischen Il-Khane Arġun und Öljeitü an den König Philipp den Schönen von Frankreich (1289 u. 1305)”, Oriens, Vol. II, No. 2, Dec. 31, 1949, s. 229- 230; Bertold Spuler, Geschichte der Mongolen., s. 175-176; Denis Sinor, “The Mongols in the West”, JAH, Vol. XXXIII/1, Wiesbaden 1999, s. 31. Mektubun Fransızcası için ayrıca bkz. M. Le Baron C. d’Ohsson, Histoire des Mongols. Depius Tchinguiz-Khan jusqu’a Timour Bey ou Tamerlan, c. IV, Amsterdam 1835, s. 587-589. 689 el-Makrizî, a.g.e., c. II, Kısım: I, s. 11-12; Baybars el-Mansûrî, a.g.e., s. 164; İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 113. Ayrıca bkz. Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 189. 690 Bu dönemde Ermeni müverrihi Hetum, tüm Moğolların Büyük Han’ının; Temür olduğunu ve onun çok büyük askeri güce sahip olduğunu belirtmiştir. Bkz. Robert Bedrosian, a.g.e., (Chapter 47), s. 71; Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 187. 691 Erich Haenisch, a.g.m., s. 229-230; Bertold Spuler, Geschichte der Mongolen., s. 175-176; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 574; Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 334; Peter Jackson, a.g.e., s. 171; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 563; J. A. Boyle, “The Dynastic and political history of the Il-Khâns”, s. 399; L. Lockhart, “The Relations between Edward I and Edward II of England and the Mongol Il-Khans of Persia”, Iran, VI, 1968, s. 30; Denis Sinor, “The Mongols in the West”, s. 31; Charles William Connell, a.g.t., s. 181; Murat Tural, a.g.t., s. 238.

120 cümlelerin ardından daha önceki dönemlerde kaleme alınan mektuplarda da benzerlerini gördüğümüz; “Gök (Tanrı/Gök Tanrı) şahid olsun692” ibaresi yer almıştır. Söz konusu bu mektup, (H. 704/M. 1305) yılan yılının693 ilk yaz ayının son onluğunun (son on gün) 8. gününde694 Aliyan (?)695 (Barzand ?)696’da kaleme alınmıştır697.

Fransa Kralı IV. Philippe bu mektuba cevap gönderip göndermediği veya gönderdiyse günümüze ulaşıp ulaşmadığı şu an için meçhuldür698. Bunun yanında mektup incelendiğinde ilk satırda Fransa kralına hitaben yazıldığı belirtilmişse de devam eden cümlelerde tüm Avrupalı krallara ve halklara yönelik bazı ibareler de yer almıştır699. Nitekim bu mektubun aynısı veya benzeri sadece Fransa kralına değil, ayrıca Venedik Doge’si Pietro Gradenigo, Papa V. Clement ve İngiltere Kralı I. Edward’a da

692 Erich Haenisch, a.g.m., s. 230; Bertold Spuler, Geschichte der Mongolen., s. 176. 693 Oniki Hayvanlı Türk Takvimi’ndeki “altıncı” hayvandır (yılan). Bkz. Kâşgarlı Mahmûd, Divanü Lûgat-it Türk, c. I, s. 346; Maḥmūd el-Kāşġarī, Compendium of the Turkic Dialects, Part I, s. 271. Ayrıca bkz. Osman Turan, Oniki Hayvanlı Türk Takvimi, s. 103; Charles Melville, “The Chinese-Uighur Animal Calendar in Persian Historiography of the Mongol Period”, s. 94. 694 M. Le Baron C. d’Ohsson ve Henry H. Howorth mektubun, “14 ya da 15 Mayıs 1305”’de, Charles Melville “16 Mayıs 1305”’de, John Andrew Boyle, “5 Nisan 1305”’de, L. Lockhart ise gün belirtmeksizin “1305 yılının Haziran ayının ilk günlerinde” kaleme alındığını ifade etmiştir. Bkz. ve krş. M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 589; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 575; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 563; J. A. Boyle, “The Dynastic and political history of the Il-Khâns”, s. 399; L. Lockhart, a.g.m., s. 30; Charles Melville, “The Chinese-Uighur Animal Calendar in Persian Historiography of the Mongol Period”, s. 94, 98 dpn. 75. 695 Söz konusu mektubun Erich Haenisch çevirisinde yer alan bu yer (Aliyan) hakkında hiçbir kaynakta malumat bulamadık. M. Le Baron C. d’Ohsson ve Henry H. Howorth’da aynı yeri belirtmektedirler (M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 589; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 575). 696 Mektubun yazıldığı yerle ilgili olarak John Andrew Boyle ve L. Lockhart, Mugân bölgesinde yer alan “Barzand” şehrini işaret etmektedirler. Bkz. J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 563; J. A. Boyle, “The Dynastic and political history of the Il-Khâns”, s. 399; L. Lockhart, a.g.m., s. 30. Bu şehir İran-Âzerbâycân bölgesinde 39° kuzey 47° 53´ doğuda yer almaktadır. Orta büyüklükte, ılıman iklime sahip ve verimli toprakları olan bu şehir, Moğol akınları sonrasında büyük bir yıkıma uğramış, İlhanlılar zamanında köy büyüklüğüne kadar düşmüştür. Erdebîl’den Karâbâg’a giden yolun üzerinde bulunmaktadır. Kazvînî (Strange)/Nuzhetu’l-kulûb, s. 92; Dorethea Krawulsky, a.g.e., s. 566. Bu yer hakkında coğrafî kaynaklar içerisinde sadece Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî’nin; Nuzhetu’l-kulûb’unda mahdut bilgilere rastlanılmıştır. Bkz. Kazvînî (Strange)/Nuzhetu’l-kulûb, s. 92, 173-174. 697 Erich Haenisch, a.g.m., s. 230; Bertold Spuler, Geschichte der Mongolen., s. 176; M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 589; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 575; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 563; Charles Melville, “The Chinese-Uighur Animal Calendar in Persian Historiography of the Mongol Period”, s. 98 dpn. 75. 698 J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 563; L. Lockhart, a.g.m., s. 30. 699 Bkz. Erich Haenisch, a.g.m., s. 229-230.

121 gönderilmiştir700. İlhan tarafından bu mektuplar Fransa, İngiltere, papa ve Venedik’e iki elçi vesilesiyle iletilmiştir. Söz konusu elçilerden biri İtalya’nın Siena şehrinden İtalyan “Tomazo/Tomaso”701, diğeri Moğol “Mamlak”702’tır703. Nitekim bu isimlere mektupta açıkça rastlanmaktadır704. Elçiler ilk önce Fransa’ya, ardından İngiltere’ye gitmişlerdir. İngiltere’ye vardıklarında Kral I. Edward vefat etmiş ve onun yerine oğlu II. Edward tahta oturmuştur. Bu yüzden söz konusu elçileri yeni İngiltere kralı karşılamıştır705. John Andrew Boyle ve L. Lockhart; mektupta açıkça Memlûklara karşı ortak askerî harekâtı işaret eden bir cümle olmamasına karşın Olcâytû’nun hem Moğollar hem de Avrupa arasında iç çekişme döneminin sona ermesinden dolayı artık ittifakın hayata geçebileceği mesajını vermiş olma ihtimalinden bahsetmektedirler. Bununla birlikte elçilerin İlhan’ın Memlûklara karşı Avrupa’yla kurmak istediği ittifak planını sözlü olarak kralların huzurunda ifade etmeleri ayrıca ihtimal dâhilindedir706.

Olcâytû Han’ın Avrupa’ya göndermiş olduğu söz konusu mektup önceki ilhanlar zamanından oldukça farklılıklar arzetmektedir. Geçmiş dönemlerde sık sık gündeme gelen ve mektupların adeta ana temasını oluşturan askerî ortaklık ve çeşitli askerî, stratejik planlar gibi konular bu mektupta görüldüğü üzere açıkça yer almamıştır. Bu minvalde dikkat çeken diğer husus, mektupla birlikte ilk kez bir İlhanlı hükümdarı İlhanlı ve Moğolların iç işleri ve çekişmelerinden bahsetmiş ve bu konunun üzerinde ayrıca durmuştur. Bu bakımdan 1305 yılında Olcâytû tarafından Avrupa’ya gönderilen

700 Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 121; L. Lockhart, a.g.m., s. 29; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 563. 701 Mektupta “Tuman” olarak geçmektedir. Bkz. Erich Haenisch, a.g.m., s. 230; M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 589. Reşîdu’d-dîn’in eserinde, Argûn Han’ın vefatı ve Şehzâde Gâzân devrinde yaşanan ;”مامالﻕ“ 702 hadiseler döneminde sadece bir yerde ismi geçmektedir. Kaynakta ismi geçen bu kişinin Olcâytû döneminde Avrupa’ya elçi olarak gönderilmesi ihtimal dâhilindedir. Bkz. Reşîdu’d-dîn/Jahn, s. 31; Reşîdu’d-dîn/Thackston, Part: III, s. 602; L. Lockhart, a.g.m., s. 29, dpn. 50. 703 Erich Haenisch, a.g.m., s. 230; M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 589; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 574-575; L. Lockhart, a.g.m., s. 30; Sylvia Schein, a.g.e., s. 214; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 85. 704 Bkz. Erich Haenisch, a.g.m., s. 230; M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 589. 705 Syllabus (in English) of the Documents..., s. 146; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 575; L. Lockhart, a.g.m., s. 30; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 85. 706 J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 563; L. Lockhart, a.g.m., s. 30. Ayrıca bkz. ve krş. Syllabus (in English) of the Documents..., s. 146.

122 söz konusu mektup muhtevası bakımından dikkate alındığında ilk kez karşılaşılan bazı hususları barındırmaktadır.

Olcâytû Han döneminde İlhanlı-Avrupa münasebetlerine dair ikinci önemli bulgulara 1307 yılında tesadüf etmekteyiz707. Söz konusu mektuplar İlhan’ın iki yıl önce Avrupa’ya göndermiş olduğu mesajın cevabı niteliğindedir.

İngiltere Kralı II. Edward, İlhan Olcâytû’nun mesajına cevaben 16 Ekim 1307708 tarihli ve 30 Kasım 1307709 tarihli iki mektup göndermiştir. Kralın ilk mektubun başında İlhan’a içtenlikle teşekkür ettikten sonra kendilerine yollanan elçilerin ulaştığını, İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin gelişmesi ve söz konusu ülkeler arası yakınlaşmanın gerçekleşeceğini belirtmiş, Olcâytû’nun mesajında ifade ettiği üzere iki taraf arasında atalarından beri süregelen iyi münasebetlerin devam ettirilerek herhangi bir ayrılığın olmayacağını iletmiştir. İngiltere Kralı II. Edward, İlhanlı hükümdarı Olcâytû’nun 1305 yılında I. Edward’a hitaben göndermiş olduğu mesajında belirtilen Moğolların iç savaşlar ve çekişmeler dönemini geride bırakarak barış içerisinde yaşamaya başlamış olduğu haberini büyük bir sevinçle karşılamıştır. Bu mektup İngiltere Northampton’da kaleme alınmıştır710. Diğer taraftan Langley’de kaleme alınmış 30 Kasım 1307 tarihli ikinci mektupta; İran ve İngiltere arasındaki mesafe uzunluğunu ve bundan dolayı hızlı şekilde haberleşememe gibi çeşitli olumsuzluklar olmasına karşın iki ülke arasında katî şekilde iş birliği yapılacağına dair söz vermiştir. Bununla birlikte hem Avrupa’da hem de Moğollar arasındaki barış dolu sürecin başlamasından dolayı Müslümanlara (Memlûklara) karşı saldırı yapılabileceğinin, onları tamamen ortadan kaldırmak için uygun bir zaman olduğunun altını çizmiştir711. Mektupta ayrıca kral, İlhan’ın sarayında Katolik inancını öğretip yayabileceği din adamları gönderdiğini belirtmiştir. Bunların

707 Felicitas Schmieder, a.g.e., s. 334. 708 Bkz. Syllabus (in English) of the Documents..., s. 146. 709 Bkz. Syllabus (in English) of the Documents..., s. 148. 710 Syllabus (in English) of the Documents..., s. 146; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 575; John Joseph Saunders, a.g.e., s. 141; L. Lockhart, a.g.m., s. 30; J. A. Boyle, “The Dynastic and political history of the Il-Khâns”, s. 402; Murat Tural, a.g.t., s. 238. 711 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 576; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 563; Charles William Connell, a.g.t., s. 182; L. Lockhart, a.g.m., s. 30. Ayrıca bkz. M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 592-594.

123 isimleri William kardeşler ve Piskopos Lydda’dır712. Bu konuyla ilgili olarak kral; “biz onları size ibadet için emanet ediyoruz” şeklinde ifade kullanmıştır. Söz konusu bu din görevlilerinin kim olduklarına dair elimizde kesin veriler olmamakla birlikte ayrıca İlhanlı sarayı’na ulaşıp misyonlarını icra edebildikleri şüphelidir. Bununla ilgili olarak tarihi herhangi bir kayıt şu an için mevcut değildir713. İngiltere kralının İlhan’a göndermiş olduğu mektuplardan anladığımız kadarıyla gerek İlhanlılar arasında İslamiyetin ne denli yayıldığı, gerekse İlhanlı hükümdarlarının Gâzân Han’dan itibaren artık tamamıyla İslamiyete döndüklerine dair büyük olasılıkla herhangi bir malumatı yoktur.

İlhanlı-İngiltere ilişkilerindeki bu önemli hadiselerin hemen ardından İlhanlı- Papalık münasebetleri hakkında da yeni ve dikkat çekici gelişmeler yaşanmıştır. Anlaşıldığı kadarıyla Papa V. Clement daha önce Memlûklara karşı denenen ancak başarısızlıkla sonuçlanan İlhanlı-Avrupa ittifakını gerçekleştirmek peşindeydi. Bu bağlamda eski Ermeni Kralı II. Hetum (Hayton), 1307 yılında Fransa’nın Poitiers şehrine geldi ve Papa V. Clement’in huzuruna kabul edilerek onunla görüştü714. Papa, Hetum’dan Kutsal Toprakları ve Kudüs’ü Müslümanlardan alabilmek, bu doğrultuda Memlûkları yenilgiye uğratmak için ondan bir rapor hazırlamasını istemiştir. Raporda ele alınan ana husus Hetum’un uzun süreli gözlemleri ve tecrübeleri çerçevesinde Memlûklara karşı, müttefik İlhanlılarla Avrupa-Haçlı ordularını birleştirebilmenin yolları aranmıştır. Hetum, krallık yaptığı süre boyunca bölgede yaşanan olaylara bizzat şahit olmuş ve daima İlhanlılarla işbirliği yapmak için gayret sarf etmiştir. Papa V. Clement’in isteği üzerine hazırlanan “Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı”715 adlı eser eski Ermeni Kralı II. Hetum tarafından 1307 yılında Fransa Poitiers’de papaya takdim edilmiştir716. Söz konusu eserde; Müslümanlara karşı saldırı için oldukça uygun bir zaman olduğu, Olcâytû Han’nın Hristiyanlara yardım edeceğine dair söz verdiği ve bu

712 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 576; L. Lockhart, a.g.m., s. 30. 713 L. Lockhart, a.g.m., s. 30. Ayrıca bkz. Syllabus (in English) of the Documents..., s. 148; Murat Tural, a.g.t., s. 238-239. 714 Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., (Çevirenin notu), s. 12. 715 Fransızca ismi: “La flor des estoires de la terre d’orient”/Latince ismi: “Flos Historiarun Terre Orientis”. 716 Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., 229; Charles William Connell, a.g.t., s. 183.

124 doğrultuda İlhanlıların destekleriyle Kutsal Toprakların ele geçirilebileceği zikredilmiştir717.

Mart 1308’de Papa V. Clement’in elçileri İlhan’a haber iletmişlerdir. Buna göre papa, Memlûkları Kutsal Topraklardan kovmak için İlhan tarafından kendisine önceden teklif edilen 200.000 at ve erzak (tahıl) dolu 200.000 yük hayvanını büyük bir memnuniyetle kabul ettiğini bildirmiştir. İlhan tarafından önerilen bu yardım ile Memlûklarla savaşmak üzere Avrupa’dan yola çıkacak Haçlı ordusu (plana göre 100.000 kişilik bir ordu) Ermeni Krallığı’nda birleştirilmesi ve ordunun bu destekle kuvvetlendirilmesi planlanmıştır. Bu doğrultuda papa, İlhan Olcâytû’ya karşı büyük bir memnuniyet duymuş ve onu Memlûklarla savaşması ve Kutsal Toprakları alması için teşvik etmiştir718. Ancak yapılan tüm planlar ve çabalar herhangi bir sonuç vermemiştir.

İlhan Olcâytû döneminde İlhanlı-Bizans İmparatorluğu ilişkileri açısından bazı gelişmelerin yaşandığını görmekteyiz. Bu süreçte İlhanlı-Bizans münasebetleri Gâzân Han devrinde kaldığı yerden devam etmiştir. Türkmenlerin gaza faaliyetleri ve Osmanlı Beyliği’ne karşı tek başına mücadele etmek zorunda kalan Bizans İmparatoru II. Andronikos, İlhanlılarla izdivaç vasıtasıyla iyi ilişkiler kurma yoluna gitmişti. Kızını Gâzân Han’la evlendirmek isteyen İmparator, İlhan’ın ömrü yetmediği için bunu hayata geçirememiştir. Gâzân Han’ın ardından kardeşi Olcâytû, yeni ilhan olduktan sonra arzu edilen izdivaç kısa bir süre sonra gerçekleşebilmiştir. Dönemin önemli İlhanlı

717 Hetum’un naklettiği bilgiler oldukça dikkat çekicidir. “Tanrı’nın gösterdiği gibi şimdi uygun zamandır. Çünkü Hristiyanlığın düşmanlarının gücü şu anda oldukça kırılmış bir vaziyettedir. Dahası, Tatarların son saldırılarında yenilmiş, düşman askeri büyük oranda yok edilmiş ve kayıplarını giderememişlerdir. Şimdi uygun zamandır. Çünkü Tatarlar Müslümanlara karşı çıkmaya ve tüm güçleriyle Hristiyanlara yardım edeceklerine söz vermektedirler. Bundan ötürü Tatar hükümdarı Harbende, kardeşi Gazan’ın yolunu takiple özel elçilerini göndermiş ve İsa’nın adının hakkı için düşmanın tamamıyla yok edilmesini teklif etmiştir. Böylelikle Tatarların yardımıyla Kutsal Topraklar kurtarılabilir ve Mısır herhangi bir güçlükle karşılaşılmaksızın kolayla ele geçirilebilir. Bunun için Hırisityanlar Kutsal Toprakları ele geçirmeye bir an evvel, zaman kaybetmeksizin hazırlanmalıdırlar. Eğer gecikilirse, Hristiyanların dostu olan Harbende tahttan indirilip yerine düşmanlarımıza sevgi duyan veya Müslüman olan bir başka kişi geçer” (Hetum [Korykosylu Hayton], a.g.e., s. 216-217). 718 Henry H. Howorth, a.g.e., s. 576; J. A. Boyle, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, s. 563; J. A. Boyle, “The Dynastic and political history of the Il-Khâns”, s. 403; Denis Sinor, “The Mongols in the West”, 31; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 86-87.

125 kaynaklarından Kâşânî ve Benâketî Olcâytû’nun son hatununun Bizans imparatorunun kızı “Tesbina719” olduğunu açıkça nakletmişlerdir720.

İlhan Olcâytû döneminde İlhanlı-Bizans İmparatorluğu ilişkileri sadece tarafların evlilik akdiyle sınırlı kalmamıştır. Olcâytû Han, H. 704/M. 1305’te721 Bizans’a karşı yürütülen Türkmen/Osmanlı faaliyetlerini durdurabilmek için ilk önce Konya (İkonion) yakınlarına Emir İrencin komutasında iki tümenlik bir ordu göndermiş722, ardından bu birlikler Anadolu’da, batı istikametinde ilerlemişlerdir. Kısa bir süre sonra Bizans İmparatoru II. Andronikos’un kız kardeşi ve İlhan Abâkâ’nın dul eşi “Maria”, İznik (Nicaea/Nikea)’e doğru Olcâytû’nun elçileriyle görüşmek için yola çıkmıştır. Maria, gerek İlhan Abâkâ’nın dul eşi, gerekse Bizans İmparatoru II. Andronikos’un kız kardeşi olmasından dolayı hem İlhanlılar hem de Bizanslılar tarafından saygı duyulmuştur. Maria, Osmanlı ve Türkmenlere karşı hasmane faaliyetlerde bulunmuş, fakat herhangi bir sonuç elde edememiştir. Bu hadiselerin ardından İlhanlı-Bizans İmparatorluğu münasebetlerine dair önemli gelişmelere rastlamamaktayız723.

Avrupa’yla fasılasız şekilde süren dostane ilişkiler Olcâytû zamanında da aynen devam etmiştir. Taraflar arasında elçi ve mektup teatileri, fikir alışverişleri ve Kutsal Topraklar üzerine yapılacak harekât planları hakkında önemli müzakereler yaşanmıştır. Bu dönemde özellikle Papa V. Clement’in İlhanlı-Avrupa ittifakına çok sıcak ve istekli bir tavırla yaklaşması oldukça dikkat çekici bir hadise olmuştur. Nitekim bu doğrultuda eski Ermeni Kralı II. Hetum’a rapor hazırlatılmıştır. Yukarıda zikredilen tüm bu olumlu gelişmelere karşın geçmişte Kutsal Toprakları alabilmek uğruna Avrupalı ve Haçlı askerlerinin Ortadoğu’ya sevkiyatı esnasında yaşanan zorluklar ve ölümler hafızalardan

719 Bizans İmparatorunun kızı “Tesbina (Tesbene/Tasbina/Tebsina)” kaynaklarda farklı şekillerde yazılmıştır. تبسینه خاتون دختر پادشاه استنبول ;[Târîh-i Olcâytû/Hamblî, s. 8] تسبنه خاتون دختر قیصر قسطنطنیه [Benâketî, a.g.e., s. 473]. 720 Târîh-i Olcâytû/Hamblî, s. 8; Târîh-i Olcâytû/Örs, s. 53; Benâketî, a.g.e., s. 473. 721 Târîh-i Olcâytû’da Emir İrencin’in İlhan tarafından 3 Zî’l-hicce 704/M. 27 Haziran 1305’de Anadolu (Rum)’ya gönderildiği/tain edildiği kaydedilmiştir. Târîh-i Olcâytû/Hamblî, s. 44. 722 Georges Pachymérés, a.g.e., Vol. IV, s. 646; Georges Pachymérés, a.g.t., s. 68; Aksarâyî/Turan, s. 299; Aksarâyî/Öztürk, s. 242; Târîh-i Olcâytû/Hamblî, s. 44; Târîh-i Olcâytû/Örs, s. 85; Bruce G. Lippard, a.g.t., s. 215. 723 Bruce G. Lippard, a.g.t., s. 215-216. Ayrıca bkz. ‘Alirezâ Karîmî, ‘Ali Asgâr Çhahiân, a.g.m., s. 69-71.

126 silinmemiştir724. Bundan dolayı görünürde İngiltere Kralı II. Edward ve Fransa Kralı IV. Philippe, Memlûklara karşı yeniden bir ittifak girişimine sıcak baksa da Abâkâ Han döneminde ölümlerle sonuçlanan acı ve başarısız tecrübeler tekrarlanmak istenilen harekâtın önüne geçmiştir.

3. Ebû Sa’îd Bahadır Han Dönemi İlhanlı-Avrupa İlişkileri (1317-1335)

Olcâytû Han’ın vefatının725 ardından müteveffa hükümdarın isteği neticesinde, Şehzâde Ebû Sa’îd726, henüz daha çocuk yaşta olmasına karşın yas merasiminden sonra herhangi bir zorlukla karşılaşmaksızın Sultâniye’de H. Safer 717 /M. Nisan 1317’de yeni ilhan olarak tahta oturmuştur727.

Ebû Sa’îd’in İlhanlı tahtına oturmasıyla birlikte pek çok iç karışıklık, isyanlar ve devlet otoritesinde ciddi derecede zaafiyet meydana gelmiştir. Söz konusu hadiseler içerisinde Şehzâde Yasavur isyanı oldukça dikkat çekicidir. Bunların dışında Altın Orda hükümdarı Özbek Han, İlhanlı toprakları üzerine Kuzey’den (Derbend civarından) saldırıya geçmiştir. İçte Şehzâde Yasavur isyanını bastırmak, dışta ise Özbek Han’ın saldırısını durdurmak kolay olmamış, bu dönemde İlhanlılar için ciddi tehditler

724 Charles William Connell, a.g.t., s. 183. 725 Biz ölüm tarihi olarak Târîh-i Olcâytû ve Ebu’l-Fidâ’da geçen bilgiyi esas aldık. (H. 27 Ramazan 716/M. 13 Aralık 1316) Târîh-i Olcâytû/Hamblî, s. 222; Ebu’l-Fidâ’, a.g.e., s. 72. Ayrıca bkz. ve krş. Vassâf, a.g.e., s. 354; Hafız-i Ebrû, a.g.e., s. 70; Şebânkâre’î, a.g.e., s. 272; Mîrhvând, a.g.e., s. 477-478; Hvândemîr/Siyâkî, s. 197; Hvândemîr/Thackston, s. 112; el-Makrizî, a.g.e., c. II, Kısım: I, s. 181; Ebû Bekr Kutbî el-Âharî, Târîh-i Şeyh Uveys, (neşr. ve İng. Çev. J. B. Loon), An İmportant Source fort the History of Ādharbaijān in the Fourteenth Century, Gravenhage 1954, s. 51. 726 Sultan Ebû Sa’îd Bahadır Han b. Olcâytû Han b. Argûn Han b. Abâkâ Han .(d. H. 704/M. 1305) (سلطان ابوسعیﺪ بهادرخان بن محمﺪ اولجایتو خان بن ارغون خان بن اباقا خان) 1317-1335 yılları arasında ilhanlık yapmıştır. İran Moğolları’nın dokuzuncu ilhanı olmuştur. Çok küçük yaşta hükümdar olduğu için hem iç hem de dış siyasette devlet idari olarak bazı sorunlar yaşamıştır. Sultan Ebû Sa’îd Bahadır Han ve dönemi için ayrıca bkz. Kemâlüddîn Abdürrezzâk es-Semerkandî, Matla’u’s-sa’deyn ve Mecma-i Bahreyn, neşr. ‘Abdülhüseyin Neva’î, Tahran 1353, s. 27-100; Ebû Bekr Kutbî el-Âharî, a.g.e., s. 51-59; Hüseyin Peyrovi Milâni, Ebû Said Bahadır Han, AÜ DTCF, Ortaçağ Tarihi Kürsüsü, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 1971, s. 28-237; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 585- 633; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 132-143; Faruk Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s. 82-94; Peter Jackson, “Abū Sa’īd (Bahādor Khan)”, EIr., Vol. I, London 1985, s. 374-377. Târîh-i Şeyh Uveys’te Ebû Sa’îd’in lakabı; “ ‘Alâ’ud’d-dîn” olarak zikredilmiştir. Bkz. Ebû Bekr Kutbî el-Âharî, a.g.e., s. 51 (F. Metin: 149); Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 249 (Notlar). 727 Kemâlüddîn Abdürrezzâk es-Semerkandî, a.g.e., s. 27; Hafız-i Ebrû, a.g.e., s. 72-73; Ebû Bekr Kutbî el-Âharî, a.g.e., s. 51; Kazvînî/Târîh-i guzîde, s. 611; Vassâf, a.g.e., s. 356; Benâketî, a.g.e., s. 478; Hvândemîr/Siyâkî, s. 198; Hvândemîr/Thackston, s. 113; Kâdî Âhmed Gaffârî Kazvînî, a.g.e., s. 214; Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 60; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 132; Peter Jackson, “Abū Sa’īd”, s. 374; J. A. Boyle, “The Dynastic and political history of the Il-Khâns”, s. 407.

127 oluşmuştur. Altın Orda hükümdarı Özbek Han’ın İlhanlı toprakları üzerine saldırısını geri püskürtme işinde önemli rol oynayan Emir Çoban728’ın mevkisi ve itibarı yükselmiştir. Mevcut durumdan rahatsız olan Kurmişi ve İrincin Noyanlar önderliğindeki bir grup emir isyan başlatmıştır. H. Rebî‘u’l-âhir 719/M. Mayıs-Haziran 1319’da isyan hareketi şiddetli şekilde bastırılmıştır. Bu hadiseden sonra Emir Çoban’ın devlet yönetimi üzerindeki etkisi oldukça güçlenmekle beraber oğulları bizzat İlhan tarafından önemli mevkilere getirilmiştir. Oğullarından Timurtaş, Anadolu’da oldukça söz sahibi olmuştur729. Ancak Emir Çoban’ın otoritesi uzun ömürlü olamamış ve çeşitli sebeplerden dolayı Ebû Sa’îd Bahadır Han’ın emriyle öldürülmüştür730. Emir Çoban’ın ölümünden sonra memleketin idarî havasında müspet bir gelişme yaşanmamış, iç karışıklıklar ve ekonomik sıkıntılar devam etmiştir.

Bu dönemde önceki ilhanların siyaseti terk edilmiş, Memlûklarla kalıcı barış sağlanmıştır731. Her iki taraf akd edilen barışı732 koruyabilmek için çaba göstererek anlaşmaya sadık kalmışlardır. Önemli Memlûk kaynakları alışılmışın dışında İlhanlı hükümdarı hakkında oldukça olumlu nakiller yapmışlardır733. Memlûk müelliflerinin bu tutumlarında şüphesiz iki eski hasmın, yaşanan savaşların ardından kalıcı sulh tesis etmeye çalışmaları ve Ebû Sa’îd Bahadır Han’ın Memlûklara karşı barışçıl bir politika izlemesinde payı oldukça büyüktür.

İlhanlıların iç işlerinde tam manasıyla otoriteyi tesis edememesi, kuzeyden gelen Altın Orda saldırıları ve Memlûklarla kalıcı barışın ilk kez gerçekleştirilmesi İlhanlı-

728 Emir Çoban ve faaliyetleri için ayrıca bkz. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Emîr Çoban Soldoz ve Demirtaş”, Belleten, c. XXXI, S. 124, Ankara 1967, s. 601-646; Ebu’l-Fazl Nebe’î, Çûpâniyân der-târîh-i İlhâniyân yâ târîh-i Âl-i Çûpân, Tahran 1352/1973, s. 87-196; Cem Ş. Tuysuz, İlhanlılar Tarihinde Çobanoğulları (Sulduslar), Atatürk Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, Basılmamış Doktora Tezi, Erzurum 2004, s. 53-99. 729 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Emîr Çoban Soldoz ve Demirtaş”, s. 604-610; Cem Ş. Tuysuz, a.g.t., s. 68-76; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 132-136; Faruk Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s. 84- 85; Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 61-83, 97-113; Peter Jackson, “Abū Sa’īd”, s. 374-375; J. A. Boyle, “The Dynastic and political history of the Il-Khâns”, s. 408-409. 730 Tafsilat için ayrıca bkz. Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 120-148; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Emîr Çoban Soldoz ve Demirtaş”, 610-611, 613-616; Cem Ş. Tuysuz, a.g.t., s. 77-85; J. A. Boyle, “The Dynastic and political history of the Il-Khâns”, s. 409-411. 731 el-Makrizî, a.g.e., c. II, Kısım: I, s. 196; İbn Haldûn, a.g.e., c. IV, s. 913. 732 Bkz. Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 166-167. 733 İbni Tagrıberdi, a.g.e., s. 146; el-Makrizî, a.g.e., c. II, Kısım: I, s. 181; İbn Kesîr, a.g.e., c. XIV, s. 175, 178; Celâleddîn Suyûtî, a.g.e., s. 491. Ayrıca bkz. ve krş. Ebu’l-Fidâ’, a.g.e., s. 81-85, 89-91; İbn Haldûn, a.g.e., c. IV, s. 913-914.

128 Avrupa ilişkilerinde nihai safhanın yaşanmasına, bundan dolayı mektuplaşmaların ve ortak askerî harekât planlarının sona ermesine sebep olmuştur.

Bu dönemde tespit edebildiğimiz kadarıyla İlhanlı-Avrupa ilişkilerine dair bazı küçük hadiselerden başka ciddi bir gelişme yaşanmamıştır. İlhanlı ülkesinde özellikle İlhan Gâzân’dan itibaren İslam’ın zaman geçtikçe güç kazanması başta papa olmak üzere Hristiyan Avrupa’yı kuşkulandırmıştır. Bunu önlemek amacıyla, yani eski müttefiki İslâm karşısında kaybetmemek adına Papa XXII. John, 1318 yılında Sultâniye’de başpiskoposluk kurulması için altı yardımcı piskopos göndermiştir/görevlendirmiştir. Bununla birlikte papa, İlhan’ı müşfik bir tavırla Hristiyanlığa davet etmiştir. Papanın girişimleri İslam’ın çoktandır kökleştiği İlhanlı Sarayı’nda herhangi bir karşılık bulmamıştır734.

Ebû Sa’îd Bahadır Han döneminde Memlûklarla yaşanan ılımlı siyasî ortam ve İlhan’ın şahsî tutumları neticesinde Hristiyan halka karşı olumsuz tutumlar sergilenmeye başlanmıştır. Hristiyan cemaatin diğerlerinden ayırt edilebilmesi için giysilerinin üzerine mavi renkte bir işaret dikilerek bu sayede halkın belli bir kesimi toplumdan ayrıştırılmıştır735. Ermeni kaynağı (kolofon) durumu İlhanlı hükümdarı Ebû Sa’îd’in Memlûklar tarafından kışkırtılması neticesinde gerçekleştiğini ifade etmiştir736.

İlhanlı-Avrupa ilişkilerine dair en somut hadiseye Timurtaş’ın ve Memlûkların Ermeniler üzerine yaptığı saldırılardan sonra tesadüf etmekteyiz. Timurtaş, bu dönemde adeta Anadolu’nun hükümdarı gibi davranarak zaman zaman İlhan’dan bağımsız bazı girişimlerde bulunmuştur. Memlûk Sultanı Melik en-Nâsır komutasındaki bazı melikler Küçük Ermenistan (Kilikya) üzerine akınlar tertip etmiş, İlhanlı Anadolu valisi Timurtaş da saldırılara destek vermiştir. Timurtaş ve Memlûk Sultanına bağlı emirlerin

734 Bayarsaikhan Dashdondog, The Mongols and the Arnenians (1220-1335), Brill’s Inner Asian Library, Leiden-Boston 2011, s. 213-214; J. A. Boyle, “The Dynastic and political history of the Il- Khâns”, s. 413; Peter Jackson, “Abū Sa’īd”, s. 376. Ayrıca bkz. Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 169, s. 271 (Not. 32). Bu konuyla ilgili ayrıca bkz. M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 663-664; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 603. 735 Bayarsaikhan Dashdondog, a.g.e., s. 214. Ayrıca bkz. Colophons of Armenian Manuscripts, 1301-1480. A Source for Middle Eastern History, (Ed. Avedis K. Sanjian), Harvard University Press, Cambridge-Massachusetts 1969, s. 60. “Anonim Ermeni Kroniği”’nin zeyl kısmında “M. 1334” yılı anlatılırken şu cümle kullanılmıştır; “Hristiyanlar bedenlerine şekiller yapıştırdılar” (Anonim “Kronik”ten Parçalar (zeyl), EKTM/H. Oktay, s. 302). 736 Colophons of Armenian Manuscripts, s. 60. Aynı kaynakta Memlûklar “Şeytan/Satan” olarak geçmektedir. Bkz. Colophons of Armenian Manuscripts, s. 60.

129 peşi sıra gelen saldırıları737 neticesinde başta Sis ve Ayas şehirleri olmak üzere Ermenistan ülkesi büyük ölçüde yağmalanmış ve zarar görmüştür. Durumdan acilen kurtuluş çaresi arayan Ermeni Kral V. Leon, papadan yardım talep etmiştir738. Bu dönemde Avrupa’nın siyasi düzeni istikrara kavuşmadığı için Papa XXII. John, Ermeni Krallığı’na Avrupa’dan beklenen büyük bir askerî destek gönderememiş, ancak bunun yerine saldırılar sonrasında oluşan hasarların giderilebilmesi için -özellikle büyük oranda tahrip olan Ayas Kalesi’nin restorasyonu nedeniyle- 37.722 florin göndermiştir739. XXII. John, sadece para yardımını yeterli bulmamış, aynı zamanda Papalığın kadim dostu İlhanlı hükümdarından Ermeniler üzerine gerçekleşen Memlûk saldırıları için askerî yardım talebinde bulunmuştur. Bu bağlamda Papa XXII. John, Fransa’nın Avignon şehrinden “15 Ekim 1321” tarihinde740 kaleme almış olduğu bir mektupla Başpiskopos Zak’aria741 aracılığıyla İlhanlı hükümdarı Ebû Sa’îd Bahadır Han’dan Ermeniler için yardım talebinde bulunmuştur742. Kadim müttefik papanın ve

737 Bkz. Başkumandan Simbat Vekayinamesi, (Çev. Hrant D. Andreasyan), TTK, Basılmamış Tercüme, s. 104; EKGM/A. G. Glastyan, s. 120, 150, 178; EKTM/H. Oktay, s. 294, 300, 317; Ebu’l-Fidâ’, a.g.e., s. 82; Osman Turan, İstanbul’un Fethinden Önce Yazılmış Tarihî Takvimler, s. 70-71; Faruk Sümer, “Anadolu’da Moğollar”, s. 86; Mehmet Ersan, a.g.e., TTK, Ankara 2007, s. 225. 738 ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 90; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 16; Mehmet Ersan, a.g.e., s. 225; Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 167-168. Mehmet Ersan eserinde, papadan yardım talebinin Ermeni Kralı V. Leon’un babası Oşin tarafından yapıldığını nakletmektedir. Bkz. Mehmet Ersan, a.g.e., s. 225. 739 A. T. Luttrell, “The Hospitallers Interventions in Cilician Armenia: 1291-1375”, The Cilician Kingdom of Armenia, (Ed. T. S. R. Boase), Scottish Academic Press, Edinburgh-London 1978, s. 126. Nerses Palientes Vekayinâmesinde papanın Ermenilerin durumuna çok üzüldüğü ve Ayas Kalesi’nin restorasyonu için 30.000 altın (florin) gönderdiği nakledilmiştir. Bkz. EKGM/A. G. Glastyan, s. 179; EKTM/H. Oktay, s. 318. 740 Ahmet Temir, İslâm Ansiklopedisi içerisinde yer alan “Suldus” adlı makalesinde bu tarihi “2 Kasım 1321” olarak vermiştir. Bkz. ve krş. Henry H. Howorth, a.g.e., s. 612; Ahmet Temir, “Suldus”, İA, c. XI, MEB, İstanbul 1979, s. 10. M. Le Baron C. d’Ohsson ve Henry H. Howorth gibi Moğol tarihi açısından öncü çalışmalar yapmış mütehassıslarla birlikte ayrıca ‘Abdu’l-Huseyn Nevâ’î’nin makalesi ve Hüseyin Peyrovi Milâni’nin doktora iştigalinde herhangi bir kaynak (not/dipnot) gösterilmeksizin “13 Temmuz 1322” tarihi verilmiştir. Bkz. ve krş. M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 662; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 603; ‘Abdu’l-Huseyn Nevâ’î, a.g.m., s. 51; Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 168; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 90. 741 Ahmet Temir ve Henry H. Howorth, M. Le Baron C. d’Ohsson’ı referans alarak bu ismi “Soban Begilay” olarak ifade etmişlerdir. Mektubun gönderildiği tarihlerde Emir Çoban’ın hâkimiyeti İlhanlı topraklarında oldukça arttığı için ve “Soban (Çoban?)” isminden hareketle yukarıda ifade edilen mektubun İlhan Ebû Sa’îd yerine doğrudan Çoban’a iletildiği kanısına varmışlardır. Bkz. Henry H. Howorth, a.g.e., s. 612; Ahmet Temir, a.g.m., s. 10. Biz bu fikri son yapılan araştırmalarda destekleyici bir ibare bulamadık. 742 Bayarsaikhan Dashdondog, a.g.e., s. 213; ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 90, 101; ‘Abdu’l-Huseyn Nevâ’î, a.g.m., s. 51; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 16;

130 Ermenilerin yardım taleplerine kayıtsız kalmayan İlhan, kısa bir süre sonra Ermeni ülkesine yaklaşık iki tümenlik askerî destek göndermiş, bunun yanında Memlûk Sultanlığı ile Ermeniler arasında sulh için arabuluculuk yapmaya gayret göstermiştir. Her ne kadar Ebû Sa’îd Bahadır Han Ermeniler için yardım göndermiş olsa da Memlûk birlikleri İlhanlı desteği ulaşmadan önce Ermeni ülkesine karşı saldırısını tamamlamış ve önemli ölçüde tahribat yaratmıştır743. Yaşanan bu hadiselerin ardından İlhanlı- Avrupa ilişkilerine dair gelişmeler nihayete ermiştir.

Ebû Sa’îd Bahadır Han’ın vefatının744 ardından iç isyanlarla, siyasî ve ekonomik istikrarsızlıkla geçen bu dönem son bulurken aynı zamanda İlhanlılar tamamen merkezî otoriteyi kaybetmiştir. Bu vesileyle Hûlâgû Han’dan itibaren aralıksız olarak devam eden Moğolların İran/Azerbâycân hâkimiyeti son bulumuş, Ebû Sa’îd’in ölümüyle birlikte iç karışıklıklar husule gelerek devlet bölünme noktasına gelmiştir.

Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 168-169. Ayrıca bkz. ve krş. M. Le Baron C. d’Ohsson, a.g.e., s. 660- 662; Henry H. Howorth, a.g.e., s. 603. 743 ‘Alâ’u’d-dîn Âzerî, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, s. 101-102; ‘Abdu’l- Huseyn Nevâ’î, a.g.m., s. 51; Murtazâ Dihkânnijâd, a.g.m., s. 16; Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 169- 170. 744 Altın Orda hükümdarı Özbek Han, H. 735/M. 1335’de İlhanlı toprakları üzerine Kuzey’den tekrar saldırıya geçmesi üzerine Ebû Sa’îd Bahadır Han’da hızla hazırlıklar yapmış, büyük bir ordu toplamıştır. İlhan, ordusuyla birlikte Arrân’a vardığında rahatsızlanmıştır. Doktorların çabalarına karşın sağlığında müspet bir gelişme yaşanmayan İlhan, H. 13 Rebî‘u’l-âhir 736/M. 30 Kasım 1335’de vefat etmiştir. Dönemin önemli kaynakları Ebû Sa’îd’in aniden rahatsızlanarak ve zehirlenerek öldürüldüğünü belirtmişlerdir. Hafız-i Ebrû, a.g.e., s. 143-144; Kemâlüddîn Abdürrezzâk es-Semerkandî, a.g.e., s. 99; Ebû Bekr Kutbî el-Âharî, a.g.e., s. 58-59; Mîrhvând, a.g.e., s. 533-534; Hvândemîr/Siyâkî, s. 218-219; Hvândemîr/Thackston, s. 125; İbn Battûta, a.g.e., s. 325; Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 160-161; Bertold Spuler, İran Moğolları., s. 143; J. A. Boyle, “The Dynastic and political history of the Il-Khâns”, s. 413.

131 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

İLHANLI-AVRUPA İLİŞKİLERİNİN DİĞER ALANLARI

1. Kültürel ve Dinî İlişkiler

Geniş Avrasya coğrafyasında uzun müddet devam eden Moğol akınları ve yayılmacılığı, kuşkusuz farklı ülkelerde ve toplumlarda onarılması güç tahribatlar yaratmıştır. Yaşanan bu olumsuzluklara rağmen Moğol fetihleri eşine az rastlanır olumlu bir hadiseye de neden olmuştur. Moğolların tüm dünyaya hâkim olma arzusu doğuyla batıyı birleştirmişti. Cengiz Han’dan sonra Ögedey ve Möngke’nin liderliğindeki Moğol İmparatorluğu fetihlerine ara vermeden devam etmiş ve Moğol hâkimiyet sahası muazzam büyüklüğe ulaşarak farklı topraklara yayılmıştır. Bu geniş egemenlik alanı doğuyla batı arasında politik, siyasi ve ticarî birliği de sağlamış oldu. Oluşturulan bu birlik “Pax Romana”’dan esinlenerek literatüre “ (Moğol Barışı)” olarak geçmiştir745.

Barış kavramı Moğollar ile Batı dünyası için ayrı anlamlar taşımaktaydı. Moğolların en büyük idealleri, tüm dünyada kendi hâkimiyetlerini tesis etmekti. Cengiz Han’ın bıraktığı mirasla birlikte bu ideal Moğolları durdurulamaz bir güce ulaştırmıştı. Moğolların ülküsü dönem Avrupası için oldukça yabancıydı. Nitekim Göyük ve Möngke Han dönemlerinde taraflar arasındaki mektuplaşmalar farklı iki kültürün birbirlerini açıkça anlayamadıklarını göstermektedir. Moğollar için barış, karşı tarafın koşulsuz-şartsız itaat etmesi anlamına gelirken, buna karşın başta papa ve Avrupalı krallar teslim olmaksızın uzlaşı imkânı aramışlardır746. Göyük ve Möngke Han dönemlerinde Moğollar ve Avrupa arasında hiçbir zaman barış olmamış, sadece elçiler aracılığıyla mektuplar gönderilmişti. Ancak bu mektuplaşmalar tarafların birbirlerini kültürel ve dinî yönlerini tanıma ortamı yaratmıştı. Papalar göndermiş olduğu elçilerle Moğol Hanlarına dinî propoganda yaparken hanlar da onların bu tutumlarını ve dinî

745 Bernard Lewis, “The Mongols, the Turks and the Muslim Polity”, Transactions of the Royal Historical Society, Vol. XVIII, Cambridge University Press, Cambridge 1968, s. 55; P. D. Buell, “Pax Mongolica”, HDMWE, s. 210; Murat Tural, a.g.t., s. 89-90. 746 Murat Tural, a.g.t., s. 91.

132 öğretilerini anlamaya çalışmışlardır747. Hûlâgû Han dönemine gelindiğinde İlhanlı- Avrupa ilişkilerinde Papalığın Hristiyan misyonu devam etmekle birlikte, münasebetler yerini ağırlıklı olarak Memlûklara karşı askerî ittifaklık planlarına bırakmıştır. Taraflar arasındaki görüşmeler Kutsal Toprakların Müslümanlardan temizlenerek yeniden Hristiyan âlemine verilmesi üzerine yoğunlaşmıştır.

Her ne kadar İlhanlı-Avrupa ilişkileri ağırlıklı olarak siyasî yönde seyretmiş olsa da, taraflar arasında kültürel ve özellikle dinî etkileşimler yaşanmıştır. Dünyadaki bütün Katolik Hristiyanların merkezi konumundaki Papalık, İlhanlı-Avrupa dinî münasebetlerinde en aktif rolü üstlenmiştir. Bu doğrultuda Moğollarla Avrupa-Katolik dünyasının birbirleriyle temasları Göyük Han devrinde tertip edilen kurultaya Papa IV. Innocent tarafından 1246 yılında Karakurum’a gönderilen Fransisken rahip Jean de Plan Carpini zamanında başlamıştır. Bu ilişkiler Papa XXII. John’un 1318 yılında Ebû Sa’îd Bahadır Han döneminde Sultâniye’de başpiskoposluk kurulması için görevlendirmiş olduğu altı yardımcı piskoposu İlhanlı topraklarına yollamasıyla son bulmuştur.

Papa IV. Innocent’ten Papa XXII. John’a kadar hemen hemen tüm papalar başta tüm Moğolları, ilerleyen zamanlarda Memlûklara karşı Avrupa’yla iş birliği gayretine giren İran Moğolları arasında Hristiyanlığı yaymak, hükümdar olan ilhanları ve onların hatun ve çocuklarını vaftiz ettirebilmek için çok yoğun çaba sarf etmişlerdir. Bu çabaya en önemli örneklerden biri Papa IV. Urban’ın Hûlâgû Han’a gönderdiği mektuptaki ifadeler gösterilebilir. Papa IV. Urban tarafından Hûlâgû Han’a gönderilen 23 Mayıs 1263 tarihli mektupta İlhan tarafından Memlûklara karşı talep edilen ittifakın ancak Moğol hükümdarının vaftiz edildikten sonra gerçekleşebileceği belirtilmiştir. Papa III. Nicolaus’un İlhanlı hükümdarı Abâkâ’ya göndermiş olduğu Nisan 1278 tarihli cevabî mektubunda; Büyük Moğol Han’ı Kubilay’ın Hristiyanlığa eğilimi dolayısıyla memnuniyetini ifade etmiş, ayrıca Abâkâ’ya hitaben İlhanlı hükümdarının tüm halkının, şehzâdelerin Hristiyanlığa yöneltilmesini istemiş ve İlhan’ın vaftiz edilmesi gerektiğini bildirmiştir. Yukarıda zikredilen Hûlâgû ve Abâkâ Hanlar zamanında papanın ilhanlıları Hrsitiyan inancına sevketmeye çalıştığı açıkça görülmektedir. Papaların bu dinî

747 Buna örnek olarak Papa IV. Innocent’in Moğol Hanına hitaben 5 Mart 1245’te yazmış olduğu mektuba Göyük Han’ın cevabı gösterilebilir. IV. Innocent, Moğolların vaftiz edilmesini istemiş ve onları Hristiyanlığa davet etmiştir. Göyük Han, 11 Kasım 1246 tarihli mektubunda vaftizin ne demek olduğunu ve bu işlemin nasıl yapılacağını bilmediğini ifade etmiştir. Bkz. Plano Carpini, a.g.e., s. 27; Paul Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, Vol. XXIII, s. 20-21.

133 amaçları sadece Hûlâgû ve Abâkâ Hanlar devriyle sınırlı kalmamış, Ebû Sa’îd Bahadır Han dönemine kadar aynı doğrultuda devam etmiştir.

İlhanlılarla Katolik Avrupa arasında gerçekleşen dinî ilişkiler çerçevesinde misyonerlik faaliyetleri önemli bir yer tutmaktadır. Şüphesiz siyasi amaçlarla Avrupa’dan İlhanlı topraklarına gelen hemen hemen her elçi ayrıca dinî görevlerini de unutmamışlar, İlhanlı sınırlarında Katolik Hristiyanlık lehine çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır. Bunun yanısıra İlhanlı topraklarına tamamen dinî amaçlarla gelerek çeşitli misyonerlik faaliyetlerinede bulunan Katolik misyonerleri de görmek mümkündür. 1243 yılında İtalya-Floransa’da dünyaya gelen, ardından Hristiyan Dominikan tarikatına katılarak kilisede hızla yükselen Ricoldus de Monte, Papa IV. Honorius tarafından Ortadoğu Hristiyanları (Nasturi ve Yakubiler gibi) arasında Hristiyanlığın Katolik mezhebi adına misyonerlik yapması için görevlendirilmiştir. Bu bağlamda Ricoldus de Monte, 1286 yılında Ortadoğu üzerine seyahate çıkmış, Kilikya, Doğu Anadolu, Azerbaycan, Tebrîz, Mezopotamya ve Irak’a gitmiş, Tebrîz ve Bağdat gibi dönemin en önemli şehirlerinde uzun müddet kalmıştır748. Doğu Anadolu seyahati esnasında Erzurum’a, oradan Van’a gelen misyoner Ricoldus de Monte, İlhanlı sınırlarına girerek ilk önce Ala Dağ’a ulaşmış ve buradan Tebrîz’e varmıştır749. Tebrîz’de yaklaşık yarım yıl kaldığını ifade eden misyoner, bu esnada bir Türkmen aracılığıyla Hristiyanlık adına Araplara vaaz verdiğini açıkça ifade etmiştir750. Ricoldus de Monte’nin gözlemlerine göre Tebrîz’de yaşayan Fransiskan ve Dominikan Hristiyanlar aynı kiliseyi paylaşmışlardır. Tebrîz’deki görevini tamamladığını inan misyoner buradan ayrılarak güneye hareket etmiş, 1290 yılının kışını Kürt bölgesinde geçirmiştir751.

Katolik dünyasının lideri papaların, İlhanlı hükümdarlarına göndermiş olduğu elçi ve mektuplarda sık sık vurgulanan vaftiz edilme çabalarına karşın Moğol hükümdarları oldukça dostane ve sıcak bir tutumla yaklaşmışlardır. Hristiyanlığın

748 Ricoldus de Monte Crucis, a.g.e., s. 10 (Çevirenin önsözü). 749 Bkz. Ricoldus de Monte Crucis, a.g.e., s. 61-63; L. Michael Spath, Beyond Conversion and Crusade. Eschatological Realism and Riccoldo da Monte Croce’s Critique of De Lege Sarracenorum, Saint Louis University, (Basılmamış Doktora Tezi), Missouri 1999, s. 130-131. 750 Ricoldus de Monte Crucis, a.g.e., s. 63; L. Michael Spath, a.g.t., s. 131. 751 L. Michael Spath, a.g.t., s. 131-132.

134 Ortodoks mezhebine tepki olarak ortaya çıkan, X. ve XI. yüzyıllarda bilhassa Uygurlar, Keraitler, Naymanlar ve Merkitler arasında yayılma fırsatı bulan Hristiyanlığın Nasturi inancı sayesinde Moğollar, Cengiz Han döneminden çok önceleri aslında bu dinle tanışmışlar ve kısmen benimsemişlerdi. Bundan dolayı İlhanlı hükümdarları Hristiyanlık inancına yabancı değillerdi. Her ne kadar hiçbir İlhanlı hükümdarının papanın telkinleriyle Hristiyanlığı benimsediğini görmesek de bazı hanların hatunlarının eskiden beri Nasturi Hristiyanı olduğu ve Hristiyanlığı himaye etmeye çalıştıkları bilinmektedir. Bunun en belirgin örneklerinden biri şüphesiz Hûlâgû Han’ın hatunu Tokuz’un Hristiyanlara yönelik müşfik tutumlarıdır. Tekûdâr’ın annesi Kutuy Hatun, Olcâytû’nun annesi ve Argûn’un hatunlarından Uruk, Nasturi Hristiyan olan diğer Moğol asilzadelerine örnek olarak gösterilebilir. Zikredilen bu hatunların İlhanlı Sarayı’nda Hristiyanlık lehine önemli faaliyetlerde bulunduklarını, hatta bu çabaların papa tarafından yakından ve mutlulukla takip edildiğini ilgili mektuplarda görmüştük. Şehzâdelerin annelerinin girişimleriyle Tekûdâr’ın ve Olcâytû’nun çocukluk çağında vaftiz edildikleri, Hristiyanlık âdet ve temayüllerine sadık kalındığını ve hatta ismi geçen bu asilzâde çocuklara dönemin papaları olan Nicholas (Nicholaus) isminin verildiğini bilmekteyiz. Yaşanan bu önemli hadiseler neticesinde İlhanlı hükümdarları Katolik batı dünyasını tabii müttefik olarak görmüş, Hristiyanlığa karşı samimi tutumla yaklaşmalarına neden olmuştur. Papalar ise İlhanlıları müttefik olarak görmekten çok, gönderdikleri elçi ve mektuplarla adeta birer misyoner gibi hareket ederek hemen hemen her dönem Moğolların Hristiyanlığa tamamıyla geçmelerini ısrarla telkin etmişlerdir.

İlhanlılarla Avrupa arasındaki dinî etkileşim kayda değer bir noktadayken, taraflar arasında kültürel açıdan aynı seviyede etkileşimden bahsetmek oldukça güçtür. Elçi teatileri ve mektuplaşmalar esnasında Avrupa dünyasının Moğol kültürüne ve inancına oldukça yabancı oldukları açıkça anlaşılmaktadır. Dönemin koşulları çerçevesinde düşünüldüğünde Avrupa’yla İran arasındaki uzun mesafe, doğal olarak iletişim ve ulaşım zorlukları yaratmış, buna ek olarak söz konusu durum kültürel etkileşime bir miktar engel olmuştur. Nitekim İlhanlı-Avrupa ittifakının en önemli konusu olan Memlûklara karşı ortak askerî harekâtın gerçekleşememesinin hayatî sebebi, Avrupa’dan harekete geçen askerî birliklerin uzun mesafe katetmek zorunda kalarak, istenilen hedefe ulaşma hususunda karşılaştıkları lojistik zorluklardır. Elçiler

135 kanalıyla mektuplaşan ve haberleşen İlhanlılar, İngiltere, Fransa, Aragon Krallıkları ve Papalık arasındaki kültürel etkileşim sınırlı bir etki yaratmıştır. Tarafların yazım kültürü yönüyle de birbirlerini etkileyemedikleri anlaşılmaktadır. Mektuplaşmalardan görüldüğü kadarıyla yazılarda yer alan bilgiler elçiler kanalıyla tercüme edilmiştir. Gerek İlhanlı tarafı, gerekse Avrupa tarafından kaleme alınan mektuplar irdelendiğinde genellikle Moğolca, Uygurca, Latince, Fransızca gibi dönem ülkelerin ana dillerinde mektupların kaleme alındığı, tercüman ya da elçiler aracılığıyla yazılanların anlaşılabildiği görülmektedir.

Pax Mongolica sayesinde toplumlar ve ülkeler arasında sadece kültürel ve dinî etkileşimler yaşanmamış aynı zamanda gerek Müslüman gerekse Hristiyan tacirler Moğol denetimindeki yolları kullanarak Avrupa’dan Pekin’e, Tebrîz’den Hindistan’a özgürce ticarî faaliyetlerde bulunup, mal alıp satmışlardır. Pax Mongolica sadece ticarî güvenliği ve serbestliği getirmesinin yanı sıra doğu batı ekseninde ülkelerarası ve toplumlararası dinî ve kültürel etkileşimlerin en önemli itici unsuru oldu752.

Sonuç olarak Moğol çağı İran coğrafyasında Pax Mongolica’nın da etkisiyle doğuyla batı arasında kültür alışverişi yaşanmıştır. Kozmopolit ve uğrak bir geçiş noktasına bürünen Kuzey İran sahası; Merâga ve Tebrîz gibi önemli şehirler Müslüman ve Hristiyanların bir arada yaşadığı bölge halini almıştır. Bununla birlikte Pax Mongolica, Avrupa’dan Çin ve Hindistan’a kadar birbirinden çok uzak ve farklı diyarlar arasında kültürel alışverişe olanak sağlamıştır753.

2. Ticarî ve Ekonomik İlişkiler

Uluslararası ticaret ve ekonomi yönünden İran coğrafyası tarihin hemen hemen her safhasında hususi önemini korumuştur. Bu coğrafya -özellikle de Kuzey İran (Âzerbâycân)- doğuyla batı arasında geçiş noktası olduğu için ticarî hareketlilik her zaman devam etmiştir. Moğol dönemi İran coğrafyasında ticaretten ziyade fethe dayalı bir ekonomi türünün benimsenmesinden dolayı üretim ve ticarî faaliyetlerde önemli

752 Murat Tural, a.g.t., s. 90. 753 Fariba Zarinebaf-Shahr, “Cross-Cultural Contacts in Eurasia: Persianate Art in Ottoman Istanbul”, History and Historiography of Post-Mongol Central Asia and the Middle East, (Ed. Judith Pfeiffer, Sholeh A. Quinn), Wiesbaden 2006, s. 530.

136 miktarda düşüşler meydana gelmiştir754. Her ne kadar İran coğrafyasında ilk ilhanlar zamanında ticarî açıdan kayda değer gelişmeler yaşanmamış olsa da Gâzân Han’dan itibaren devletin ekonomik gelirlerini arttırabilmek için ticarî ve iktisadî alanda önemli düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılmıştır755.

İlhanlı-Avrupa ilişkileri açısından ticarî temaslar oldukça büyük bir öneme haizdir. Taraflar arasındaki ilişikler sadece siyasî boyutta sınırlı kalmamış, ticarî yönden de pek çok anlaşmalar vuku bulmuştur. Siyasî açıdan Altın Orda ve Memlûk çıkmazı arasında kalan İlhanlılar, Avrupalı devletlerle yakın temaslar kurmuşlardır. Bu temasların önemli bir ayağını da ticarî ve ekonomik ilişkiler oluşturmuştur. Ticarî yapılanmalarıyla öne çıkan İtalyan şehir devletlerinden Cenovalı ve Venedikliler XIII. yüzyılın sonlarından itibaren Doğu Karadeniz ve Doğu Akdeniz bölgelerinde önemli ticarî faaliyetlerde bulunmuşlardır756.

Ortaçağ dünya ticaretinde özellikle Haçlı ve Moğol çağında Venedik-Cenova rekabeti süregelmiştir. Haçlı devletlerinden Roma’ya, Mısır’dan Hindistan’a, Hindistan’dan Çin’e, Karadeniz’den Kiev’e uzanan bu geniş ticaret ağında Avrupalı alıcı ve satıcılar sürekli varlıklarını korumuşlardır. Bu ticaret güzergâhından elde edilen çeşitli mallara Avrupa’dan daima talep olmuştur. Söz konusu bu geniş ticaret ağından Avrupa’nın büyük şehirleri baharatlar, ilaçlar, farklı çeşitte kumaşlar, kıymetli taşlar, mücevherler ve köleler ithal etmişlerdir. Bunun yanında Avrupalı tacirler ayrıca ihracat faaliyetlerinde de bulunmuşlardır. Avrupa’daki ipek pazarında Cenevizliler öndeyken baharat ticaretine Venedikliler hâkim olmuşlardır. XIII. yüzyıldan itibaren Avrupalı nüfuzlu tüccar aileler dünyanın farklı noktalarında ve ticarî etkinliğin yoğun olduğu

754 Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî’nin Nuzhetu’l-kulûb adlı eserinden hareketle Moğol istilası sonrasında İran bölgesi ticarî ve ekonomik açıdan büyük zarar görmüş, İlhanlı yönetimindeki şehirlerden elde edilen vergiler Selçuklular zamanına kıyasla oldukça düşük seviyede kalmıştır. Bkz. Kazvînî (Strange)/Nuzhetu’l-kulûb, s. 34, 55. Selçuklular ve Atabegler (Âzerbâycân Atabeyliği/İldenizliler) döneminde Tebrîz vilayetinden yaklaşık “20,000,000” dinar vergi geliri elde edilirken bu oran İlhanlılar ve sonraki devirde 8,705,000 dinara kadar düşmüştür. Bkz. Kazvînî (Strange)/Nuzhetu’l-kulûb, s. 78, 82. 755 Kazvînî (Strange)/Nuzhetu’l-kulûb, s. 33; Guy Le Strange/Cambridge 1905, s. 162-163; Guy Le Strange/Eskikurt-Tomar, s. 216-217. Tafsilat için ayrıca bkz. Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 269-298. İlhanlı ekonomisi hakkında ayrıca bkz. I. P. Petrushevsky, “The Socio-Economic Condition of Iran Under the Il-Khâns”, CHI, Vol. V, The Saljuq and Mongol Periods, (Ed. J. A. Boyle), Cambridge 1968, s. 483- 537. 756 Manana Gabashvili, “İlhanlı Devleti’nin Uluslararası Ticaret Politikası ve Halefi Olan Türk Devletler”, (Çev. Mahmut Yavaşi), Türkler, c. VIII, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 388-390.

137 bölgelerde büyük ticarethaneler (ticarî konsolosluklar) kurarak faaliyetlerde bulunmuşlardır757.

25 Temmuz 1261’de Konstantinopolis’e girip Latin Devleti’ne son veren ve Bizans İmparatorluğu tahtına oturan Mikhail Palaiologos, Venediklilerin Bizans’a karşı geçmişte sergiledikleri hasmane tutumlarını bağışlamayarak onları Karadeniz ticaretindeki imtiyazlarından mahrum etmiştir. Böylece Venedikli tacirler bir müddet Karadeniz ticaretindeki gelirlerinden yoksun kalarak ekonomik açıdan zarar görmüşlerdir. Fakat bu durum uzun sürmemiş, imparator 1265 yılında Venediklilere eski haklarını geri vermiştir758. Diğer taraftan Bizans İmparatoru Mikhail Palaiologos, Konstantinopolis’i Latinler’den geri alırken oldukça yardımını gördüğü Cenovalılara Karadeniz ticaretinde önemli imtiyazlar tanımıştır. Cenova-Bizans İmparatoruluğu arasındaki iyi ilişkiler Mikhail Palaiologos dönemiyle sınırlı kalmamış, II. Andronikos zamanında Bizans-Cenova ticarî münasebetleri önemli bir seviyeye gelerek oldukça artmıştır. Möngke Han devrinde tesis edilen Pax Mongolica sayesinde Cenovalı tacirler Moğol sahasında da rahatça ve özgürce ticarî faaliyetlerde bulunmuşlardır759.

İlhanlı-Altın Orda ve İlhanlı-Memlûk çatışmaları tabii olarak civar bölgenin ekonomik ve ticarî hareketliliğine zarar vermiştir. İlhanlı-Altın Orda çatışmaları nedeniyle Altın-Orda/Kıpçak sahasından Mısır’a gönderilen köleler Sinop-Samsun limanları yerine Konstantinopolis boğazından gönderilmeye başlanmış, yani taraflar arasındaki köle ticaretinin güzergâhı değişmiştir. Buna ilaveten İlhanlı-Memlûk savaşları nedeniyle İlhanlı tahakkümündeki Türkiye Selçukluları’nın Memlûklarla her türlü ticarî faaliyeti durdurulmuştur. Bu hamleyle İlhanlılar, Memlûkların Anadolu coğrafyasından elde ettiği ticarî faaliyetlere, gelirlere ve Memlûk ekonomisine sekte

757 Marina Münkler, Erfahrung des Fremden. Die Beschreibung Ostasiens in den Augenzeugenberichten des 13. und 14. Jahrhunderts, Akademie Verlag, Berlin 2000, s. 55. Ayrıca bkz. A. Zeki Velidî Togan, “Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Yapısı”, THİTM, c. I, İstanbul 1931, s. 16-17. 758 Marina Münkler, a.g.e., s. 53. Ayrıca bkz. W. Heyd, Yakın-Doğu Ticaret Tarihi, (Çev. Enver Ziya Karal), TTK, Ankara 2000, s. 337-339. 759 Michele Bernardini, “Genoa”, Elr., Vol. X, New York 2001, s. 422-423.

138 vurmayı hedeflemiştir760. Yaşanan bu gelişmeler Anadolu’daki ekonomik canlılığı ve ticareti, bilhassa Türkiye Selçuklu ekonomisini olumsuz yönde etkilemiştir.

İlhanlı-Avrupa ticarî ilişkilerine dair ilk bilgilere İlhan Hûlâgû döneminde tesadüf etmekteyiz. Bununla ilgili elimizde tafsilatlı bilgiler bulunmamakla birlikte 2 Mayıs 1264 tarihli bir belge vesilesiyle Venedikli tüccar Pietro Veglioni’nin Tebrîz’de ticarî faaliyetlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. 12 Mayıs 1280 tarihli başka bir ticarî belge sadece Venediklilerin değil aynı zamanda Cenovalıların da Tebrîz’de faaliyetlerde bulunduğunu işaret etmektedir. Ancak bu belge de oldukça mahdut bilgiler sunmaktadır. Cenovalı Luchetto de Recco gerçekleştirdiği bir alışveriş neticesinde 198 livre borçlanmış, bunun karşılığında 12 Mayıs 1280 tarihli belgede borcunu Sivas ya da Tebrîz’de ödeyeceğini beyan etmiştir761. Görüldüğü üzere çeşitli İtalyan tüccarlar henüz Hûlâgû Han döneminden itibaren İlhanlı topraklarında ticarî faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bu iktisadî ilişkiler ilerleyen dönemlerde artarak devam etmişir.

Argûn Han dönemine gelindiğinde ise İlhanlıların Avrupa’yla sadece ticarî ilişkilerini sürdürmediklerini, bunun yanında askerî-lojistik (teknik bilgi desteği) alışverişlerde bulunmuşlardır. Argûn Han bu dönemde İlhanlı ticarî faaliyetlerini geliştirebilmek ve denizlere açılabilmek için önemli atılımlar gerçekleştirmiştir. Bu projelerini Cenovalı denizcilerle müşterek hareket ederek uygulamayı planlamıştır. İlhanlı-Cenova ortaklığıyla Karadenizde ticarî hâkimiyet sağlanması ve ticaretin geliştirilmesi kararlaştırılmıştır. Bu minvalde İlhanlı-Cenova ortaklığı doğmuştur. İlhan Argûn döneminde uzun mesafeli ticarî seyahatlerde Karadeniz adeta bir kavşak noktası haline gelmiştir762. Öncelikle gemilerle Karadeniz’e oradan da Trabzon limanına ulaşan tüccarlar ve beraberindeki çeşitli malların bir sonraki durağı Tebrîz olmuştur. Bu bakımdan ticaretin devamlılığını ve özellikle de güvenliğini sağlamak hayatî önem taşımaktaydı. Argûn Han, Karadeniz’in ticarî güvenliğini sağlayabilmek ve korsanlardan gemileri koruyabilmek için 1290 yılında bir savaş gemisi satın almış ve gemi silahlandırılmıştır. Bu geminin komutanlığına Cenovalı Vivaldo Lavaggio

760 Şerafettin Turan, Türkiye-İtalya İlişkileri. Selçuklular’dan Bizans’ın Sona Erişine, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2000, s. 185; İlhan Erdem, “Türkiye Selçuklu-İlhanlı İktisadî, Ticarî İlişkileri ve Sonuçları”, 61-62; Kansu Ekici, a.g.t., s. 95. 761 Şerafettin Turan, a.g.e., s. 185. 762 Virgil Ciociltan, The Mongols and the Black Sea Trade in the Thirteenth and Fourteenth Centuries, (Trans. by Samuel Willcocks), Leiden 2012, s. 88.

139 getirilmiştir763. Karadeniz’de bu hadiseler yaşanırken güneyde Memlûklarla Hint Okyanusu’nda mücadele edebilmek için İlhan Argûn donanma kurmayı hedeflemiştir764. Ne var ki tarihi süreç içerisinde görebildiğimiz kadarıyla Moğollar genellikle kara savaşları sürdüren ve savaş stratejilerini buna göre uyarlamış birliklere sahiplerdi. Denizaşırı seferlerle geç dönemlerde tanışmışlardır. İlhanlılar denizlerde ticarî hâkimiyet sağlayabilmek için donanma birliğine ihtiyaç duymuşlardır. İlhan Argûn, Moğolların gemi yapımında oldukça deneyimsiz olduğunun farkında olsa gerektir. Bu yüzden İlhan yaklaşık 900 denizci Cenovalı’yı hizmetine almıştır. Bunlardan 700 tanesi Bağdâd’a gemi (kadırga) yapımı için, 200 tanesi gemi yapımında kullanılacak kereste malzemesini toplamak için gönderilmiştir765. Bağdâd’a gönderilen 700 kişilik Cenovalı denizci grup bir kış boyunca burada kalarak gemi inşaatında çalışmıştır. Cenovalılar bu süre zarfında iki adet kadırganın imalatını tamamlamışlardır. Ancak denizciler arasındaki bir anlaşmazlık birbirleriyle münakaşa etmeye ve hatta birbirleriyle savaşmalarına neden olmuştur. İlhan Argûn’un gemi imalatıyla başlatılan bu ticarî amaçlı hamle neticesinde her ne kadar iki kadırganın yapımı tamamlanmış olsa da bu proje tam anlamıyla başarıya ulaşamamıştır766.

İlhanlı-Avrupa ticarî ilişkilerine dair diğer önemli gelişmelere Gâzân Han zamanında tesadüf etmekteyiz. Bu dönemde İlhanlı dâhilinde pek çok reform gerçekleştirilmiştir. Bu düzenlemelerin bir ayağını da İlhanlı ticaret, vergi ve ekonomi sistemleri oluşturmuştur. Bu minvalde ticarî ulaşımın sorunsuzca yapılabilmesi için yolların emniyeti sağlanmaya çalışılmıştır. Venedik ve Cenovalı tacirler İlhanlılar’dan ticarî ayrıcalıklar elde etmişlerdir. Bu bağlamda Venedikli tacirler İran’da serbestçe ticarî faaliyetlerde bulunma, gümrük ve yol vergisi dışındaki diğer vergilerden muaf

763 Virgil Ciociltan, a.g.e., s. 116; Zeki Velidî Togan, “Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Yapısı”, s. 17. 764 Zeki Velidî Togan, “Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Yapısı”, s. 17. 765 Abûl-Farac’ın meçhul zeyilcisi bu hadiseyi M. 1290 yılı içerisinde yer alan hadiseler kısmında anlatmaktadır. Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 631. Bunların haricinde Abûl- Farac’ın meçhul zeyilcisinin bu konuyla ilgili verdiği malumatlar konumuz açısından oldukça önemlidir. “…Frank’lar Hanlar hanının emri ile, gemi yapmak üzere Babil’e (Bağdat) ve oradan Basra’ya inecekler, oradan da Pentos denizi (Sûf denizi ?) yoliyle gidip Mısırlılara hücum edeceklermiş gibi, Dicle üzerinden, yani ırmak yolu ile Musul’a indiler. Franklar’dan sayıları yedi yüzü bulan bir kafile de karadan geldi. Bunlar bütün kış, yani işlerini bitirinceye kadar Bağdat’ta kaldılar (Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 631-632).” 766 Jean Richard, “European Voyages in the Indian Ocean and Caspian Sea (12th-15th Centuries)”, IRAN. JBIPS, VI, London 1968, s. 49. Ayrıca bkz. Gregory Abûl-Farac Bar Hebraeus, a.g.e., s. 631-632.

140 tutulma ayrıcalıkları elde etmişlerdir767. Ayrıca Gâzân Han döneminde 1304 yılında Tebrîz’de Cenovalılar tarafından konsolosluk açılmıştır768. Bu durum İlhanlı-Avrupa ticarî ilişkileri açısından oldukça dikkat çekici bir hadise olmuştur.

Gâzân Han’ın ticarî düzenlemeleri ve özellikle de Tebrîz’i Anadolu’dan Karadeniz’e bağlayan yolların güvenliğinin sağlanması ticarî ve ekonomik açıdan oldukça faydalı neticeler yaratmıştır. Bu dönemde yol güvenliği için alınan önlemler ve Avrupalı tüccarlarla yapılan anlaşmalar neticesinde ticarî hareketlilik büyük bir ivme kazanmış, bunun neticesinde Anadolu şehirlerinden elde edilen tamga vergileri769 devlet hazinesine mühim katkılarda bulunmuştur770.

Ebû Sa’îd Bahadır Han dönemine gelindiğinde İlhanlı-Avrupa ticarî ilişkilerinin yeniden ivme kazandığını görmekteyiz. Bu bağlamda Venedikliler 1320 yılında ticarî sevkiyatın güvenli ve sorunsuz şekilde sağlanması ve İlhanlı topraklarında tacirler için imtiyaz elde etmek amacıyla Tebrîz’e elçi göndermiştir. Ayrıca aynı dönemde Tebrîz’de Venediklilere ait bir ticarî konsolosluk açılması da kararlaştırılmıştır771. Açılan Venedik konsolosluğunun başına “Maçor” adlı büyükelçi getirilerek İlhanlı topraklarındaki Venedikli vatandaşların temsilcisi ve yöneticisi olmuştur772. Venedik adına elçi Michele Dolfin Tebrîz’e gönderilmiştir. Taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde Ebû Sa’îd Bahadır Han “22 Aralık 1320” tarihli bir ferman yayınlamıştır. Söz konusu fermanda toplam 29 madde bulunmakla birlikte belgenin aslı elimize ulaşmamıştır. Bundan dolayı bu konuyla ilgili bilgiler mahduttur. Ancak belgenin bazı maddelerinden

767 Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 297. 768 Zeki Velidî Togan, “Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Yapısı”, s. 16-17. 769 Devletin yol güvenliği hizmeti karşılığında tüccar ve zanaatkârlardan aldığı gümrük vergisidir. Bu vergilerin toplanması için vilayetlere devlet tarafından tamga memurları tahsis edilmiştir. Sadece İlhanlılar tarafından kullanılan bir vergi türü değildir. Aynı dönemde Altın-Orda ve Çağatay Hanlığı sahasında da uygulanmıştır. Dönemin Moğol devletleri için önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Reşîdu’d-dîn, her maldan %10 oranında tamga vergisinin alındığını belirtmiştir (Reşîdu’d-dîn’in Mukâtebât-i Reşîdî adlı eserine göre). I. P. Petrushevsky, a.g.m., s. 532; A. Melek Özyetgin, Eski Türk Vergi Terimleri, Köksav Yayınları, Ankara 2004, s. 103-106; Mustafa Uyar, “Bir Ortaçağ Kaynağında Yerel Yönetim ve Köy Reisliğine (Riyâset-i Dîh) İlişkin Veriler”, Çağdaş Yerel Yönetimler, c. XXI, S. 2, Ankara 2012, s. 73. Bu konuyla ilgili Nasîru’d-dîn Tûsî’nin kayıtlarına ayrıca bkz. Nasîru’d-dîn et-Tûsî, Risâle der resm vo âyîn-e îlkhânî. Devlet Finansı Üzerine Düşünceler, (F. Neşr. ve Çev. Mehmet Bayrakdar), Ankara (t.), s. 22. 770 Osman G. Özgüdenli, a.g.e., s. 298. 771 Şerafettin Turan, a.g.e., s. 188; Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 170-171. 772 Şerafettin Turan, a.g.e., s. 193.

141 açıkça anlaşıldığı kadarıyla Ebû Sa’îd Bahadır Han, Venedikli tacirlere İlhanlı topraklarında ticarî imtiyazlar ve serbestlikler tanımıkla birlikte ayrıca onların can ve mal güvenliğini de güvence altına almıştır. Bunlara ilaveten Venedikli tacirlerden sınırlardan geçişler sırasında aşırı vergi alınmaması da maddeler arasında yeralmıştır773. Yayınlanan bu ferman ile son olarak İlhanlı topraklarındaki Venediklilerin hukuki durumları da karara bağlanmıştır. Buna göre İlhanlı sınırları içerisinde herhangi bir suç işleyen (borçlanıp borcunu ödememesi durumu da dâhil olmak üzere) Venedikli yerine başkasının yargılanmaması, suçlanmaması ve cezalandırılmaması kararlaştırılmıştır774. Ebû Sa’îd Bahadır Han döneminde Venediklilerle yaşanan bu gelişmeler konumuz açısından oldukça dikkat çekici hadiseler olmuştur.

İlhanlılar döneminde bazı seyyahlar İran coğrafyasına gelerek seyahatnamelerinde ve çeşitli notlarda önemli bilgiler aktarmışlardır. Bu seyyahların büyük kısmı Avrupa’dan yola çıktıkları için Batılı gezginlerin gözünden aktarılan malumatlar Moğol dönemi İran coğrafyasının ticarî durumu hakkında bilgi edinebilmemiz açısından oldukça önemlidir.

Tebrîz, Abâkâ Han devrinden Olcâytû Han zamanına kadar kesintisiz olarak İlhanlıların başkenti olarak telakki edilmiştir. İlhanlılar döneminde Tebrîz’in merkez yapılmasındaki en büyük amiller şüphesiz şehrin jeopolitik ve jeostratejik öneminden ileri gelmiştir. Asya-Avrupa ticaretinin en önemli merkezlerinden biri, Uzak Doğu- Hindistan arasındaki ticaretin ise durak noktası olmuştur. Bununla birlikte İlhanlılar döneminde Anadolu eski ticarî canlılığını yitirmiştir. Bilhassa Avrupalı tacirlere göre Anadolu, Tebrîz’e ulaşmak için bir durak noktası halini almıştır. Antalya’dan hareket eden kervanlar ilk önce Konya’ya, ardından Sivas’a varıyorlar, takiben Erzincan- Erzurum yolunu kullanarak Tebrîz’e ulaşıyorlardı775. Buna ilaveten dönemin Anadolu coğrafyası için en faal diğer limanları Sinop ve Trabzon’da bulunmaktaydı. Sinop ve Trabzon limanlarına gelen Avrupalı tacirler yukarıda zikredilen Sivas, Erzincan- Erzurum güzergâhını izleyerek Tebrîz’e İlhanlı koruması eşliğinde varıyorlardı. Buraya

773 Şerafettin Turan, a.g.e., s. 189-191. 774 Şerafettin Turan, a.g.e., s. 191. 775 Cihat Aydoğmuşoğlu, Tarihte Tebriz, Berikan Yayınevi, Ankara 2014, s. 69-72; Şerafettin Turan, a.g.e., s. 185.

142 ulaşan tüccarlar istedikleri takdirde Çin ya da Hindistan’a doğru yeniden yolculuğa çıkabiliyorlardı776.

İlhanlı döneminde Tebrîz, çeşitli imâr faaliyetlerine tabî tutularak daha da büyümüş ve gelişmiştir777. Ticaret için bu kadar önemli ve elverişli olan bir şehir tabii olarak Venedik ve Cenovalı tacirlerin ilgisini bu bölgeye çevirmesine neden olmuştur. Avrupa’dan Tebrîz’e gelen ve burayı görme fırsatı yakalayan çeşitli seyyah ve tacirlerin notları bu bölgenin iktisadî durumu hakkında kayda değer malumat sunmaktadır778. Ünlü İtalyan gezgin, kâşif ve tüccar Marco Polo’nun seyahat notlarında Tebrîz’le ilgili “Bağdâd”, “Hindistan”, “Musul” gibi pek çok önemli şehirden buraya kıymetli malların ulaştığını, bununla birlikte çok sayıda tüccarın da buraya gelerek ticaret yaptıklarını belirtmektedir. Marco Polo, Tebrîz’e gelen yabancı (Latin) tüccarlar arasında özellikle Cenevizlileri vurgulamaktadır779. Marco Polo’nun vermiş olduğu bu önemli bilgileri destekler nitelikte başka malumatlar da vardır. Tıpkı Marco Polo gibi bir diğer İtalyan gezgin, keşiş ve tüccar Odoric (Odoricus de Portu Naonis)780 sırasıyla Konstantinopolis, Trabzon, Erzurum, Tebrîz ve Sultâniyye’ye seyahat etmiştir. Odoric, Tebrîz ve Mezopatamya seyahatinden çok önceleri, gençliğinde tıpkı Moğol-Avrupa ilişkilerinde elçi rolü üstlenen çeşitli misyoner ve gezginler gibi Fransisken tarikatına üye olmuştur. Bu bakımdan Avrupalı elçilerle oldukça benzerlik göstermekle birlikte bildiğimiz kadarıyla onun İlhanlılar için resmî bir görevi ve mektubu bulunmuyordu. 1330 yılında İtalya’ya döndükten sonra kaleme aldığı “Relatio” adlı eserinde781 özelde Tebrîz,

776 Jacques le Goff, Ortaçağ Tüccarları ve Bankerleri, (Fransızcadan Çev. Oğuz Adanır), Doğu Batı Yayınları, Ankara 2018, s. 26. 777 Ayrıca bkz. Cihat Aydoğmuşoğlu, a.g.e., s. 72-86. 778 Karl Jahn, “Tebriz: Doğu ile Batı Arasında Bir Ortaçağ Kültür Merkezi” (Almancadan Çev. İsmail Aka), AÜ DTCF TAD, c. XIII, S. 24, Ankara 1980, s. 62. 779 Marco Polo, Dünyanın Hikaye Edilişi, c. I, (Çev. Işık Ergüden), İthaki Yayınları, İstanbul 2003, s. 87; Maryam Mir-Ahmadî, “Marco Polo in Iran”, Oriente Moderno, Nuova Serie, Anno 88, Quaderni di Oriente Moderno 6. Medici, Missionari, Musicisti e Militari Italian Attivi in Persia, Istituto per l'Oriente C. A. Nallino, Roma 2008, s. 5. 780 Ayrıca bkz. L. Bressan, “Odoric of Pordenone (1265-1331). His Vision of China and South- East Asia and His Contribution to Relations Between Asia and Europe”, Journal of the Malaysian Branch of the Royal Asiatic Society, Vol. LXX, No. 2, (1997), s. 1-23. 781 Eserin İngilizce tercümeleri için bkz. Odoric (Odoric of Pordenone), The Travels of Friar Odoric of Pordenone, Cathay and the Way Thither. Being a Collection of Medieval Notices of China, (Translated and Ed. Henry Yule and Henri Cordier), Vol. II, Hakluyt Society, London 1913, s. 97-267; Friar Odoric, Contemporaries of Marco Polo. The Journal of Friar Odoric, (Ed. Manuel Komroff), Liveright Publishing, New York 1937, s. 213-250.

143 genelde ise seyahatı hakkında bilgi edinebilmekteyiz782. Odoric, Tebrîz’e vardığında şehre duyduğu hayranlığı gizleyemez. Anlatımlarında şehrin büyüklüğü, güzelliği ve ticarî açıdan zenginliğini vurgulamaktadır. Ticarî hareketliliğin ve çeşitliliğin bu şehirde fazlasıyla yer almasından dolayı “neredeyse bütün milletlerin (dünyanın) bu şehirde ticaret yaptıklarını” belirtmektedir783. Tebrîz’den sonra Sultâniyye’ye hareket eden Odoric, burası hakkında tafsilatlı bir anlatım yapmamaktadır784. Odoric’in seyhatinde dinî bir misyonun olup olmadığına dair net verilere sahip değiliz. Ne var ki bazı araştırıcılar onun İlhanlı topraklarını ziyaretinin sırasıyla; Sultâniyye, Merâga ve Tebrîz’de açılan piskoposluklarla ilintili olduğunu nakletmişlerdir785.

Bunlara ilaveten İngiliz seyyah Sir John Mandeville’nin kayıtlarından da kısaca bahsetmekte yarar vardır786. Mandeville, 1322 yılında Avrupa’dan hareket edip, 35 yıllık uzun süreli seyahatine başlamıştır. 1357 yılında Fransızca olarak kaleme aldığı seyhatnamesinde Avrupa’yla kıyaslayarak Tebrîz hakkında bazı farklı bilgiler vermiştir. Bu doğrultuda Mandeville’nin müşahedelerine göre Tebrîz, 1332 yılında dünyanın en büyük ve en zengin şehri olarak tasvir edilmiştir. Yine onun bakış açısına göre İlhanlı hükümdarının Tebrîz’in sadece ticarî vergilerinden elde ettiği gelir herhangi bir Hristiyan kralın tüm memeleketinden elde ettiği kazançtan daha fazladır787.

Marco Polo ve Odoric’ten sonra Tebrîz’e gelen ve pek çok ülke ve şehir gezen ünlü Müslüman seyyah İbn Battûta, bu şehrin pazarı hakkında şu ifadeleri kullanmaktan kendisini alıkoyamamıştır; “tüm dünya ülkelerinde görmüş olduğum çarşıların belki de en güzeli”788! Tıpkı o da Marco Polo ve Odoric gibi Tebrîz pazarının büyüklüğü ve güzelliği karşısında adeta büyülenmiştir. İbn Battûta seyahatnamesinde, Marco Polo gibi Tebrîz hakkında detay vererek şehrin özellikle ticarî yapısıyla ilgili bize önemli

782 Murat Tural, a.g.t., s. 51-52. 783 Odoric (Odoric of Pordenone), a.g.e., s. 102-104; Friar Odoric, a.g.e., s. 214. Ayrıca bkz. Şerafettin Turan, a.g.e., s. 185. 784 Odoric (Odoric of Pordenone), a.g.e., s. 104-105; Friar Odoric, a.g.e., s. 214-215. 785 Anna Vanzan, “Italy: IV. Travel Accounts”, Elr., Vol. XIV, New York 2008, s. 251; Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 170. Hüseyin Peyrovi Milâni, Odoric’in Tebrîz’e kiliseleri denetlemek için gittiğini ifade etmiştir. Bkz. Hüseyin Peyrovi Milâni, a.g.t., s. 170. 786 Sir John Mandeville ve eseri hakkında ayrıca bkz. Murat Tural, a.g.t., s. 56-59. 787 Cihat Aydoğmuşoğlu, a.g.e., s. 89. 788 İbn Battûta, a.g.e., s. 327.

144 bilgiler aktarmıştır789. Gerek Marco Polo, gerek Odoric, gerek Mandeville ve gerekse İbn Battûta’nın anlatımları Moğol çağında Tebrîz’in ticarî açıdan ne denli önemli bir şehir olduğunu gözler önüne sermektedir.

İlhanlı-Avrupa ticarî ilişkilerine dair son olarak “Floransalı Pegolotti (Francesco Balducci Pegolotti)” ve onun kaleme almış olduğu “Ticaret El Kitabı (La Pratica Della Mercatura)”’ndan bahsetmekte yarar vardır. Pegolotti, Avrupa’nın en önemli banka ve ticarethanelerin bulunduğu İtalya-Bardi’deki Florentiner Bankası’nın ilerigelen yöneticilerindendir. 1331 yılında Floransa’daki Gonfaloniere Şirketi’ne işletmeci olarak seçildikten sonra şehrin lordluk (signoria) ünvanını da elde etmiş oldu. Bardi’de bulunan bankalar zaman zaman İngiltere Krallığı’na kredi vererek mali açıdan destek sağlamaktaydı. 1345 yılından sonra, banka kredilerde kısıtlamaya giderek ticarî faaliyetlerini arttırma kararı almıştır. Pegolotti’nin Ticaret El Kitabı adlı eseri790, 1310- 1340 yılları arasını kapsayan Karadeniz’in doğu kıyılarından İngiltere’ye kadar olan bölgedeki İtalyan ticareti hakkında detaylı ve önemli bilgiler sunmaktadır791. Söz konusu kitapta farklı bölgelerde kullanılan ağırlık, ölçü ve uzunluklar hakkında bilgi vererek bunları Cenova, Pisa, Floransa, Kıbrıs, Venedik ve Rodos’da kullanılan ölçülerle kıyaslanmıştır. Ayrıca İtalyan tüccarların faaliyette bulunduğu doğu şehirlerinde ihraç edilen mallar ve bunların değerleri hakkında da çeşitli bilgiler bir araya getirilmiştir792. Pegolotti, eserinde geçen bölgelere aslında bizzat seyahat ederek görmemişti. Doğu bölgelerinde ticarî faaliyetlerde bulunan tüccarların bilgilerine güvenmiş, onların bilgilerinden istifade etmiştir793.

İlhanlı-Avrupa ilişkileri sadece siyasi ilişkilerle sınırlı kalmamış, Hûlâgû Han’dan itibaren ticarî münasebetler başlamıştır. Dönemin Avrupa’sında gemi

789 Bkz. İbn Battûta, a.g.e., s. 327-328. 790 Francesco Balducci Pegolotti, La Pratica della Mercatura, (Ed. Allan Evans), Cambridge- Massachusetts 1936, s. 15-383. 791 Marina Münkler, a.g.e., s. 63. Ayrıca bkz. Francis Balducci Pegolotti, Pegolotti’s Notices of the Land Route to Cathay. Cathay and the Way Thither. Being a Collection of Medieval Notices of China, (Translated and Ed. Henry Yule and Henri Cordier), Vol. III, Hakluyt Society, London 1914, s. 137-140. 792 Serdar Çavuşdere, 14. Yüzyıl İtalyan Kaynaklarında (Zibaldone da Canal, Francesco Balducci Pegolotti, Pignol Zucchello) Türkiye Ticaret Tarihine Dair Kayıtlar, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Kahramanmaraş 2007, s. 68-69. 793 Anna Vanzan, a.g.m., s. 251.

145 taşımacılığı ve doğulu ülkelerle yapılan ticarî faaliyetlerde büyük oranda pay sahibi olan Venedik ve Cenevizlilerin fasılasız ve yoğun şekilde İlhanlı topraklarında ticaret yaptıkları anlaşılmaktadır. İlhanlı hükümdarları, sözü edilen bu İtalyan tüccarların ilgisine kayıtsız kalmayarak zaman zaman onlara çeşitli imtiyazlar tanıdıkları ve vergi ücretlerinde iyileştirmeler yaptıkları görülmüştür. Ortaçağın en önemli ticarî şehirlerinden olan Tebrîz Avrupalı İtalyan tüccarların uğrak noktası olmuş, ayrıca Karadeniz ve Anadolu’dan getirdikleri malları burada değerlendirme fırsatı elde etmişlerdir. Bu bakımdan gerek Avrupalı tüccarlar gerekse diğer tüm tacirler için Tebrîz vazgeçilemez bir ticaret şehri halini almıştır. İlhanlıların İtalyan tüccarlarla gerçekleştirmiş olduğu faaliyetler zamanla öylesine ilerlemiştir ki İlhanlı topraklarında Venedik ve Cenova konsoloslukları açılmıştır. Bu sayede İlhanlı hâkimiyetindeki İtalyan vatandaşların ve tüccarların sorunları hızlı şekilde çözüme kavuşturulmaya amaçlanmıştır. Tüm bunlara ilaveten deniz ticaretinde etkin olabilmek, korsanlara karşı tedbir almak ve Memlûklarla denizde de rekabet edebilmek için İlhan Argûn döneminde Cenovalılarla ortaklaşa yapılmaya çalışılan donanma projesi de İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin askerî-lojistik alışverişini temsil etmektedir.

146 SONUÇ

İlhanlıların kuruluş safhasından itibaren hasmane şekilde başlayan İlhanlı- Memlûk ve İlhanlı-Altın Orda ilişkileri ilerleyen zaman içerisinde genel olarak aynı çizgide devam etmiştir. İlk İlhanlı hükümdarı Hûlâgû Han’ın izlediği siyaset genellikle kendisinden sonra tahta çıkacak oğulları ve torunları tarafından da takip edilmiş ve dönemin en önemli Avrupa devletleriyle temaslarda bu doğrultuda bulunulmuştur. Hûlâgû Han'dan Olcâytû Han'a kadarki olan devre İlhanlı-Avrupa münasebetlerinin en yoğun yaşandığı dönem olarak göze çarpmaktadır.

İlhanlı-Avrupa ilişkilerinde en dikkat çekici zaman dilimi Abâkâ ve Argûn Han dönemleridir. Abâkâ Han devrinde 1270-1272 yılları arasında farklı zamanlarda Fransa Kralı IX. Louis’in, Aragon Kralı I. Jakob’un ve İngiltere Krallığı’nın veliaht Prensi Edward’ın Memlûklara karşı İlhanlılarla birleşme çabaları oldukça önemli hadiseler olarak dikkat çekmiştir. Ancak bu girişimlerin tamamı sonuçsuz kalmış, Avrupa’dan yola çıkan pek çok birlik yok olmuştur. Bu doğrultuda zikredilen dönemde Memlûklara karşı İlhanlı-Avrupa ittifakı taraflarca hayata geçirilmek istenmişse de başarsızlıklarla sonuçlanmıştır. Argûn Han zamanına gelindiğinde İlhanlı-Avrupa ilişkileri açısında Rabban Sauma’nın elçilik vazifesi son derece önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim Sauma’nın tafsilatlı seyahat notları taraflar arasında gerçekleşen görüşmeler ve devletler arası diplomatik münasebetler açısından çok kıymetli bilgiler aktarmaktadır. Bununla birlikte ayrıca Argûn Han döneminde Avrupa’ya birden çok mektup ve elçi gönderilmiş, yoğun ve samimi ilişkiler kurulmuştur. Bu süreçte gelen- giden elçiler vasıtasıyla iki taraf birbirini yakından tanıma fırsatı bulmuştur.

Geyhâtû ve Bâydû Han dönemlerinde konumuz açısından bazı gelişmeler yaşanmış olsa da İlhanlı-Avrupa ilişkilerinin genelini etkileyecek bir hadise vuku bulmamıştır. Gâzân Han’ın 1295 yılında tahta oturmasıyla birlikte İlhanlı iç ve dış siyaseti önemli ölçüde değişimler yaşamıştır. Gâzân Han döneminde İlhanlılar pek çok reformla tanışmış, ülke içerisinde refah seviyesi oluşmuş, sonrasında tahta çıkan Olcâytû Han, ağabeyinin hem iç hem de dış siyasetinin takipçisi olmuştur. Ancak Olcâytû Han döneminde Gâzân Han devrinde yakalanan refah düzeyi ve başarılı politikalar devam ettirilmeye çalışılmışsa da bu daimi olamamıştır. Gâzân ve Olcâytû Han dönemlerinde kesintisiz şekilde başta papa ile olmak üzere Avrupa’yla sıkı

147 temaslar gerçekleşmiştir. Bu dönemlerde özellikle Memlûklarla yaşanan ilişkiler İlhanlıların Avrupa temaslarında belirleyici unsur olmuştur. Gâzân Han’ın Memlûklar karşısında almış olduğu askerî başarı ilk etapta Avrupa’da sevinçli yankılar uyandırmıştır. Ancak Avrupa’nın içinde bulunduğu siyasi düzensizlik Gâzân Han’a askerî desteğin verilmesine olanak sağlamamıştır. Gâzân Han’dan sonra 1304’de tahta çıkan Olcâytû Han, vakit kaybetmeksizin ağbeyinin bıraktığı yerden Avrupa’yla sıkı temasları yeniden başlatmıştır. Bir müddet taraflar arasında mektuplaşmalar ve askerî ittifak planları tartışılmış ve görüşülmüş olsa da bu girişimler de bir netice vermemiş ve Memlûklara karşı ortak sefer yapılamamıştır.

Ebu Said Bahadır Han devrinde İlhan’ın şahsî tutumları ve Memlûklarla kalıcı barışın tesis edilmesi gibi sebeplerle İlhanlı-Avrupa münasebetleri oldukça zayıflamıştır. Ebu Said Bahadır Han döneminden sonra İlhanlılar, gerek Ortadoğu gerek Kafkaslar ve gerekse Anadolu üzerindeki etkinliğini önemli ölçüde kaybetmiştir.

İlhanlılar, Memlûklarla ve Altın Orda ile aralıksız devam eden çatışmalarıyla bağlantılı olarak bölgede yanlız kalmamak için hemen hemen her dönem Avrupa’nın ileri gelen ülke liderleri ve Papalıkla sıkı ilişkiler kurmayı hedeflemişlerdir. Papa ve Avrupa ülkeleri ile kesintisiz olarak mektuplaşmalar ve bilgi alışverişleri yapılmıştır. Bu iletişimin ana konusunu genellikle Memlûklara karşı yapılması planlanan ortak askerî hareket ve papanın İlhanlı hükümdarlarını Hristiyan âlemine çekebilme umutları oluşturmuştur. Ortak düşman olarak telakki edilen bu devletin mevcudiyeti hem Avrupalı devletler hem Papalık hem de İlhanlılar için çok büyük bir tehdit olarak algılanmaktaydı. Ancak tüm görüşmeler, karşılıklı vaatler ve çabalar neticesinde hiçbir zaman Memlûklara karşı ortak bir harekât yapılamamış, İlhanlı-Avrupa ittifakı fiiliyata dökülememiştir. Buna mukabil Haçlılar, Ortadoğu coğrafyasından tamamen silinmiş, Memlûklar zaman içerisinde güç kazanmıştır. İlhanlılar ise özellikle Ebu Said Bahadır Han döneminden itibaren merkezi otoriteyi kaybetmeye başlamıştır. Bu cümleden olarak Memlûklar söz konusu coğrafya üzerinde tahakkümünü uzun süre devam ettirmeyi başarırken İlhanlılar tarih sahnesinden çekilmek zorunda kalmışlardır.

148 BİBLİYOGRAFYA

1. Vesikalar Acta Aragonensia. Quellen zur deutschen, italienischen, französischen, spanischen, zur Kirchen-und Kulturgeschichte aus der diplomatischen Korrespondenz Jaymes II. (1291- 1327), (Haz. Heinrich Finke), Band III, Aalen 1966.

Letters from the East. Crusaders, Pilgrims and Settlers in the 12th-13th Centuries, (İng. Çev. Malcolm Barber-Keith Bate), Ashgate Publishing, Ashgate 2010.

Syllabus (in English) of the Documents Relating to England and Other Kingdoms Contained in the Collection Known as Rymer's Foedera, Vol. I, (Ed. Thomas Duffus Hardy), London 1869.

‘ALÂ’U’D-DÎN ÂZERÎ, “Revâbit-i İlhânân-i Mogûl bâ derbâr-i Vâtîkân”, BT, V/2, Tahran 1349/1970, s. 57-102.

______, “Revâbit-i Mogûlhâ bâ derbâr-i Vâtîkân”, BT, III/3, Tahran 1347/1968, s. 275-288.

AYAN, Ergin, “İlhan Olcaytu Devrine Ait İki Fermân”, Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, c. I, S. 1, 2016, s. 22- 40.

BOYLE, J. A., “Ghazans’s letter to Boniface VIII: where was it written?” Proceedings of the 27th International Congress of Orientalists, Wiesbaden 1971, s. 601- 602.

149 HAENISCH, E., “Zu den Bricfon der mongolischen Il-Khane Argun und Öljeitü an den König Philipp den Schönen von Frankrcieh (1289 und 1305)'', Oriens, Vol. II, No. 2, Dec. 31, 1949, s. 216-235.

HOFFMANN, Birgitt Hoffmann, “İlhanlılar: Moğolların fethinden İlhanlılar döneminin sonuna kadar İran tarihi ve kültürü (1220-1335)”, CHM BMİ, (Ed.Samih Rifat), Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul 2006, s. 335-427.

LUPPRIAN, Karl-Ernst, Die Beziehungen der Päpste zu islamischen und mongolischen Herrschern im 13. Jahrhundert anhand ihres Briefwechsels, Biblioteca Apostolica Vaticana, Roma 1981.

MEYVAERT, Paul, “An Unknown Letter of Hulagu, Il-khan of Persia, to King Louis IX of France”, Viator, 11, 1980, s. 245-259.

ÖZGÜDENLİ, Osman G., “İlhânlı Hükümdarı Ebû Sa’îd Hân’a Ait Dört Yarlıg”, Turco-Iranica. Ortaçağ Türk-İran Tarihi Araştırmaları, Kaknüs Yayınları İstanbul 2006, s. 261-305.

PELLIOT, Paul, “Les Mongols et la papaute”, ROC, XXIII/1-2, 1922-1923, s. 3-30.

______, “Les Mongols et la papaute”, ROC, XXIV/3-4, 1924, s. 225-335.

______, “Les Mongols et la papaute”, ROC, XXVIII/1-2, 1931-1932, s. 1-84.

SOUDAVAR, Abol’ala, “İlk Farsça İlhanlı Fermânı”, (Farsçadan Çev. Osman G. Özgüdenli), Turco-Iranica. Ortaçağ

150 Türk-İran Tarihi Araştırmaları, Kaknüs Yayınları İstanbul 2006, s. 339-350.

2. Nümizmatik Eserler Ak Akçe. Moğol ve İlhanlı Sikkeleri (Yapı Kredi Koleksiyonları), (Haz. T. Aykut - Ş. Ayın), İstanbul 1992.

Catalogue of Oriental Coins in the British Museum, c. VI, London 1881.

DİLER, Ömer, İlhanlar. İran Moğollarının Sikkeleri, (Yay. Haz. Emine Nur Diler, Garo Kürkman, J. C. Hinrichs), (Özel baskı), İstanbul 2006.

NYAMAA, Badarach, The Coins of Mongol Empire and Clan Tamgha of Khans (XIII-XIV), Ulaanbaatar 2005.

3. Kaynak Eserler Altınordu Devleti Tarihine Ait Metinler, (Haz. W. De Tiesenhausen), (Çev. İ. Hakkı İzmirli), Maarif Matbaası, İstanbul 1941.

Cengiz İmparatorluğu Hakkında İlk Tarih Kayıtları: Meng Ta pei lu ve Hei Ta shi lu, (Yay. Haz. Mustafa Uyar), (Çev. Ankhbayar Danuu), Ötüken Neşriyat, İstanbul 2012.

Colophons of Armenian Manuscripts, 1301-1480. A Source for Middle Eastern History, Ed.Avedis K. Sanjian, Harvard University Press, Cambridge- Massachusetts 1969.

151 Ermeni Kaynaklarına Göre Moğollar. XIII. Ve XIV. Yüzyıllara Ait Eserlerden Alıntılar, (Haz. A. G. Glastyan), (Rusçadan Çev. İlyas Kamalov), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2005.

Ermeni Kaynaklarında Türkler ve Moğollar, (Haz. Hasan Oktay), Selenge Yayınları, İstanbul 2007.

Grandes Chroniques de France, Paris Bibliothèque nationale de France, Département des manuscrits, Français 10135, (t).

Matthew Paris’s English History, (Trans.ed from the Latin: J. A. Giles), Vol. I, London 1852, Vol. II, London 1853, Vol. III, London 1854.

Osmanlı Tarihlerinde Selçuklularla İlgili Bilgiler, Haz. Ali Birbiçer, MSGSÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, Ortaçağ Tarihi Programı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2014.

Step'annos Orbelean's History of the State of Sisakan, (İng. Çev. Robert Bedrosian), published on Internet, New Jersey 2012.

The History of Yaballaha III. Nestorian Patriarch and of His Vicar Bar Sauma, (Translated From The Syriac and Annotated By; James A. Montgomery), Columbia University Press, New York 1927.

‘Abdullâh-i Kâşânî, Cemâlu’d-dîn Ebu’l-Kâsım ‘Abdullâh b. Muhammed b. Ebî Tahir (öl. 736/1335-36), Târîh-i Olcâytû, neşr. Mehîn Hamblî, Tahran 1348. Türkçe tercümesi; Târîh-i Olcâytû, (Çev. Derya Örs), AÜ, SBE, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1992.

152 Abû’l-Farac, Târîhu Muhtasari’d-Düvel, (Çev. Şerafeddin Yaltkaya), TTK, Ankara 2011.

Ahmed b. Mahmud, Selçuk-Nâme, c. II, (Haz. Erdoğan Merçil), İstanbul 1977.

Aknerli Grigor [Grigor of Akanc’], “History of the Nation of the Archers (The Mongols) by Grigor of Akanc’”, (The Armenian Text Edited With an English Trans.ion and Notes by Robert P. Blake, Richard N. Frye), HJAS, Vol. XII, No. 3/4, 1949, s. 269-399. 1870 Kudüs neşri esas alınan Türkçe tercümesi; Aknerli Grigor, Okçu Milletin Tarihi, (Çev. Hrand D. Andreasyan), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2013.

Aksarâyî, Mahmud b. Muhammed el-Kerîm (öl. 723/1323’den sonra), Musâmeretu’l-Ahbâr ve musâyeretu’l-ahyar, neşr. Osman Turan, TTK, Ankara 1998. Osman Turan neşri üzerinden Türkçe tercümesi; Musâmeretu’l-Ahbâr ve musâyeretu’l- ahyar, (Çev. Mürsel Öztürk), TTK, Ankara 2000.

Anonim, Monghol-un Niuça Tobça’an (Moğolların Gizli Tarihi), (Çev. Ahmet Temir), TTK, Ankara 1995.

Anonim, The Chronicle Of Novgorod 1016-1471, (Çev. Robert Michell, Nevill Forbes), London 1914.

Anonim, Târîh-i Âl-i Selcûk der Anatoli (Anonim Selçuknâme), neşr. Nadere Jalalî, Defter-i Neşr-i Miras-ı Mektub, Tehran 1377. Türkçe tercümesi; Tarîh-i Âl-i Selçuk (Anonim Selçuknâme), (Çev. ve Notlar: Halil İbrahim Gök, Fahrettin Coşguner), Atıf Yayınları, Ankara 2014.

153 Bar Hebraeus, Gregory Abûl-Farac (öl. 1286), Abû’l - Farac Tarihi, c. II, (Çev. Ömer Rıza Doğrul), TTK, Ankara 1999.

Baybars el-Mansûrî, Rükneddin Baybars el-Mansûrî el-Hata-i ed- Devadarî, et-Tufetu’l-Mulûkiyye fi’d-Devlet’t- Turkiyye, (Çev. Hüseyin Polat), TTK, Ankara 2016.

Benâketî [Penâketî], Fahru’d-dîn Ebû Suleymân Dâvûd bin Tâcu’d-dîn (öl. 730/1329), Târîh-i Benâketî (Ravzatu evlâu’l- elbâb fî ma’rifeti’t-tevârîh ve’l ensâb), neşr. Ca’fer Şi’âr, Tahran 1348.

Celâleddîn Suyûtî, Halifeler Tarihi, (Çev. Onur Özatağ), Ötüken Neşriyat, İstanbul 2014.

Cenâbî Mustafa Efendi, Cenâbî Mustafa Efendi'nin el-‘Aylemü'z-Zâhir fî Ahvâli'l-Evâil ve'l-Evâhir Adlı Eserinin Anadolu Selçukluları İle İlgili Kısmının Tenkidli Metin Neşri, Haz. Muharrem Kesik, İÜ, SBE, Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 1994. el-Cûzcânî, Minhâceddin Osman b. Muhammed (öl. M. 1266’dan sonra), Ṭabaḳāt-ı Nāṣırī: A General History of the Muḥammadan Dynasties of Asia, (İng. Çev. Major H. G. Raverty), Vol. II, New Delhi 1970.

Cuveynî, ‘Alâ’u’d-dîn ‘Atâ-Melik, Târîh-i Cihân-guşâ, neşr. Muhammed-i Kazvînî, c. I-III, Tahran 1389 .

Devletşâh-i Semerkandî, Tezkiretü’ş-Şuarâ, neşr. Edward Browne, London 1901.

154 DULAURİER, M. Ed., “Ermeni Müverrihine Göre Moğollar”, (Çev. Mahmud Kemanl Ayas), TM, S. 5, İstanbul 1936, s. 27-48.

Ebû Bekr Kutbî el-Âharî, Târîh-i Şeyh Uveys, (neşr. ve İng. Çev. J. B. Loon), An İmportant Source fort the History of Ādharbaijān in the Fourteenth Century, Gravenhage 1954.

Ebu’l-Fidâ’, el-Meliku’l-Mu’eyyed ‘İmâdu’d-dîn İsmâ’îl b. ‘Alî b. Muhammed b. ‘Omer b. Şehinşâh (öl. 732/1331), Takvîmu’l-buldân, (F. Çev. ‘Abdu’l- Muhammed Âyetî), Tahran 1349.

______, The Memoirs of a Syrian Prince. Abu’l-Fidā’, Sultan of Hamāh (672-732/1273-1331), (İng. Çev. P. M. Holt), Wiesbaden 1983.

Ebü’l-Ferec İbnü’l-İbrî, Târîhu Muhtasari’d-Düvel, (Çev. Şerafeddin Yaltkaya), TTK, Ankara 2011.

Ebulgazi Bahadır Han, Şecere-i Terākime (Türkmenlerin Soykütüğü), (Haz. Zuhal Kargı Ölmez), Simurg Yayıncılık, Ankara 1996.

Fasîh-i Hvâfî, Fasîhu’d-dîn Ahmed b. Celâlu’d-dîn Muhammed (öl. 849/1445-46), Mucmel-i Fasîhî, c. II, neşr. Muhammed Ferruh, Meşhed 1340.

Francesco Balducci Pegolotti, La Pratica della Mercatura, (Ed. Allan Evans), Cambridge-Massachusetts 1936.

Georges Pachymérés, Relations Historiques, V cilt, (Ed. Albert Failler), (Fransızcaya Çev. Vitalien Laurent), Paris 1984- 2000. İlgili kısımların Türkçe tercümesi; Georges Pachymérés’in Relations Historiques Adlı Eserinde Yer Alan Türkler İle İlgili Kayıtların

155 Değerlendirilmesi, Haz. İlcan Bihter Gül, Ege Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir 2008.

Geoffroi de Villehardouin, IV. Haçlı Seferi Kronikleri, (Fransızca aslından Çev. Ali Berktay), İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2008.

Georgios Akropolites, Vekayinâme, (Çev. Bilge Umar), Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 2008.

Hafız-i Ebrû, Şihâbu’d-dîn ‘Abdullâh-i Hvâfî (öl. 833/1430), Zeyl-i Cami’u’t- tevârîh-i Reşîdî, neşr. Hânbâbâ Beyânî, Tahran 1317.

______, Cogrâfiyâ-yi Hâfiz-i Ebrû, III cilt, neşr. Sâdik Seccâdî, Tahran 1375.

Hamdullâh Mustevfî-yi Kazvînî, (öl.750/1350), Târîh-i guzîde, neşr. ‘Abdu’l- Huseyn Nevâ’î, İntişârât-ı Emîr Kebîr, Tahran 1364.

______, The Ẓafer-Nāmah of Ḥamdallāh Mustaufī and the Il-Khān Dynasty of Iran, (İng. Çev. L. J. Ward), Vol. II, University of Manchester Department of Near Eastern Studies, (Basılmamış Doktora Tezi), Manchester 1983.

______, Nuzhetu’l-kulûb, The Geographical Part of the Nuzhat-al-Qulub Composed by Hamd-Allah Mustawfî of Qazwin in 740 (1340), (İng. Çev. G. Le Strange), Leyden/London 1919.

Hetum [Korykoslu Hayton], Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı, (Latinceden Çev. Altay Tayfun Özcan), Selenge Yayınları, İstanbul 2015. İngilizce tercümesi; Robert

156 Bedrosian, History of the Tartars. The Flower of Histories of the East, New Jersey 2004.

Hvândemîr, Giyasu’d-dîn b. Husâmud-dîn, Târîh-i Habîbu’s- siyer fi Âhbâr-i Efrâd-i Beşer, neşr. Muhammed Debîr Siyâkî, c. III, Tahran 1372. İngilizce tercümesi; Khwandamir [Hvândemîr], Habibu’s- Siyar, c. III, (İng. Çev. W. M. Thackston), Harvard University 1994.

______, Destûru’l-vuzerâ’, neşr. Sa‘îd Nefîsî, Tahran 1355.

Ibn al-Furāt, Ayyubids Mamlukes and Crusaders Selections from the Tārīkh al-Duwal wa’l-Mulūk of Ibn al-Furāt, Vol. II, (Text and Trans.ion by; M. C. Lyons), Cambridge 1971.

İbn Battûta, Abdullah Muhammed İbn Battûta Tancî, İbn Battûta Seyahatnâmesi, c. I, (Çev. A. Sait Aykut), YKY, İstanbul 2004.

İbn Bibi, el-Hüseyin b. Muhammed b. Ali el-Ca’ferî er- Rugâdî (öl. 670/1272), El Evamirü’l-Ala’iye Fi’l- Umuri’l-Ala’iye (Selçuknâme), (Çev. Mürsel Öztürk), II cilt, Kültür Bakanlığı, Ankara 1996.

______, Selçuknâme, (Çev. Mükrimin Halil Yinanç), (Haz. Refet Yinanç, Ömer Özkan), Kitabevi Yayınları, İstanbul 2015.

İbnü’l-Esîr, El Kâmil Fi’t-Tarih, c. XII, (Çev. Ahmet Ağırakça, Abdülkerim Özaydın), Bahar Yayınları, İstanbul 1987.

İbn Fûvatî, Kemâlu’d-dîn ‘Abdu’l Rezzâk b. Ahmed (öl. 723/1323), el-Havâdis’l-câmî’a ve’l tecâribu’n-

157 nâfi’a fî’l-mi’atu’s-sâbia, (F. Çev. ‘Abdu’l- Muhammed Âyetî), Tahran 1381.

İbn Haldûn, Ebû Zeyd Velîyu’d-dîn ‘Abdu’r-Rahmân b. Muhammed, el-‘İber. Târîh-i İbn Haldûn, (F. Çev. ‘Abdu’l-Muhammed Âyetî), c. IV, Tahran 1383.

İbn Kesîr, El Bidâye Ve’n-Nihâye, c. XIII-XIV, (Çev. Mehmet Keskin), Çağrı Yayınları, İstanbul 1995.

İbn Şeddad, Baypars Tarihi. Al-Melik-al-Zahir (Baypars) Hakkındaki Tarihin İkinci Cildi, (Çev. Şerefüddin Yaltkaya), TTK, Ankara 2000.

İbni Tagrıberdi, Cemâlu’d-dîn Ebu’l-Mehâsin Yusuf (öl. 874/1470), En-Nücûmu’z-Zâhire, (Çev. D. Ahsen Batur), Selenge Yayınları, İstanbul 2013.

İbnü’l Verdî, İbnü’l Verdî Târîhi’nde Bulunan Selçuklularla İlgili Kayıtlar, (Çev. Mustafa Alican), Kesit Yayınları, İstanbul 2014.

Jan [Jeanne] Dieulafoy, İrân, Kalde ve Şûş, (F. Çev. ‘Alî Muhammed Fereveşî), neşr. Behrâm Fereveşî, Tahran 1371/1992.

Jean de Joinville, Bir Haçlının Hatıraları, (Çev. Cüneyt Kanat), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2014.

Johann de Plano Carpini, Moğol Tarihi ve Seyahatnâme, (Çev. Ergin Ayan), Trabzon 2000.

Kâdî Âhmed Gaffârî Kazvînî, Târîh-i Cihân Ârâ, neşr. Muctebâ Minovî, Tahran 1343.

Kalkaşendî, Ebü’l-Abbas Şihabüddin Ahmed b. Ali, Subhü’l- A’şa fî Sınâati’l-İnşa, c. VIII, (Thk. Muhammed

158 Hüseyin Şemseddin), Emiriyee Basımevi, Kahire 1334.

Kâşgarlı Mahmûd, Divanü Lûgat-it Türk, (Çev. Besim Atalay), c. I-II, TDK, Ankara 2013 (Birleştirilmiş birinci baskı). İngilizce tercümesi; Maḥmūd el-Kāşġarī, Compendium of the Turkic Dialects (Dīvānü Luġāt-it-Türk), (Edited and Trans.ed: Robert Dankoff, James Kelly), III cilt, Harvard University Printing Office, Cambridge 1982-1985. el-Makrizî, Takiyüddin Ahmet b. ‘Ali (öl. 845/1442), Kitab-üs sülük li Ma’rifeti duval-el-Mülûk, Yay. Muhammed Mustafa Zaide, Kahire 1936-1938, (Çev. Zakir Kadiri Ugan), c. I, Kısım: I, II, III, c. II, Kısım: I, TTK, Tercüme bölümü, (Yayınlanmamış tercüme).

Marco Polo, (öl. 1324), Dünyanın Hikaye Edilişi, c. I, (Çev. Işık Ergüden), İthaki Yayınları, İstanbul 2003; c. II, (Çev. Z. Zühre İlgelen), İthaki Yayınları, İstanbul 2004.

Mehmed Neşrî, Cihânnümâ, (Haz. Necdet Öztürk), Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2013.

Mîrhvând, Mîr Muhammed b. Seyyid Burhânu’d-dîn Hândşâh (öl. 903/1498), Ravzatu’s-safâ fî sîreti’l-enbiyâ ve’l-mulûk ve’l- hulefâ, c. V, neşr. Abbas Perviz, Tahran 1339.

Mirza Haydar Duğlat, Tarih-i Reşidî, (Çev. Osman Karatay), Selenge Yayınları, İstanbul 2006.

Müneccimbaşı Ahmed b. Lütfullah, Câmiu’d-Düvel, c. II, Yay. Ali Öngül, Akademi Kitabevi, İzmir 2001.

159 Müverrih Kiragos, Ermeni Müverrihlerine Göre Moğollar, (Çev. Gürsoy Solmaz), Ankara 2009.

Müverrih Vardan, Türk Fütuhatı Tarihi (889-1269), (Çev. Hrand D. Andreasyan), Tarih Semineri Dergisi, İstanbul 1937.

Niğdeli Kadı Ahmed, el-Veledü’ş-şefîk ve’l-Hâfidü’l-Halîk, c. II (F. Metin), (Notlarla Yay. Haz. Ali Ertuğrul), TTK, Ankara 2015.

Nikephoros Gregoras, Rhomäische Geschichte. Historia Rhomaïke, (Almancaya Çev. Jan Louis Van Dieten), Stuttgart 1973.

Niketas Choniatēs, O City of Byzantium, Annals of Niketas Choniatēs, (İng. Çev. Harry J. Magoulias), Wayne State University Press, Detroit 1984.

Odoric (Odoric of Pordenone), The Travels of Friar Odoric of Pordenone, Cathay and the Way Thither. Being a Collection of Medieval Notices of China, (Translated and Ed. Henry Yule and Henri Cordier), Vol. II, Hakluyt Society, London 1913; Contemporaries of Marco Polo. The Journal of Friar Odoric, (Ed. Manuel Komroff), Liveright Publishing, New York 1937. el-Ömerî, Şihabeddin b. Fazlullâh, Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım, (Çev. ve Notlar: D. Ahsen Batur), Selenge Yayınları, İstanbul 2014.

Ötemiş Hacı, Çengiz-nâme, (Haz. İlyas Kamalov), TTK, Ankara 2009.

Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, (Reşîd et-Tabîb, öl. 718/1318), Ta’rīh-i Mübārek-i Ġāzānī des Rašīd al-Dīn Faḍlallāh Abī’l-Ḫair.

160 Geschihte der Ilḫāne Abāġā bis Gaiḫātū (1265- 1295), neşr. Karl Jahn, ’s-Gravenhage 1957.

______, Câmi’u’t-Tevârîh, III, neşr. ‘Abdu’l Kerim ‘Ali- oğlı ‘Alî-zâde, Bakü 1957.

______, Câmi’u’t-Tevârîh, neşr. Muhammed Rûşen- Mustafa Mûsevî, IV cild, Tahran 1373.

______, Târih-i mubârek-i Gâzânî, neşr. Karl Jahn, Geschichte Gāzān-Hān’s aus dem Tā’rīh-i Mubārek-i Gāzānī des Rešīd al-Dīn Fadlallāh b. ‘Imād al-Daula Abū’l-Hair, London 1940.

______, Jami‘u’t-tawarikh. Compendium of Chronicles. A History of the Mongols, (İng. Çev. W.M. Thackston), I-III, Harvard University 1998-1999.

______, Şu’ab-i pençgâne, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, III. Ahmed, Yazma nr. 2937.

______, Frankengeschichte Des Rašīd ad-Dīn, (Almancaya Çev. Karl Jahn), Österreichischen Akademie der Wissenschaften, Wien 1977. Eserin yazma nüshası; Die Frankengeschichte Des Rašīd ad-Dīn, [Persische Version aus d. Bibliothek des Topkapı Sarayı, Hazine, Nr. 1654, Nr. 1653, Topkapı Sarayı, Sultan Ahmed III., Nr. 2935], Levha [Tafel]: 1-58.

______, Câmiu’t-Tevârih (İlhanlılar Kısmı), (Çevirenler: İsmail Aka, Mehmet Ersan, Ahmad Hesamipour Khelejani), TTK, Ankara 2013.

______, Câmi’u’t-Tevârîh, (Çev. Abdülbaki Gölpınarlı), MEB, (neşredilmemiş tercüme), (t.).

161 Ricoldus de Monte Crucis, Doğu Seyahatnamesi. Bir Dominikan Keşişin Anadolu ve Ortadoğu Yolculuğu, (Çev. Ahmet Deniz Altunbaş), Kronik Kitap, İstanbul 2018.

Ruysbroeckli Willem, Mengü Han’ın Sarayına Yolculuk, (Ed. Peter Jackson-David Morgan), (Çev. Zülal Kılıç), Kitap Yayınevi, İstanbul 2010. es-Semerkandî, Kemâlüddîn Abdürrezzâk, Matla’u’s-sa’deyn ve Mecma-i Bahreyn, neşr. ‘Abdülhüseyin Neva’î, Tahran 1353.

Sımbat Sparapet, Başkumandan Sımbat Vakayinamesi (951-1334), (Ermeniceden Çev. Hrant D. Andreasyan), TTK, Basılmamış Çeviri.

Simon de Saint Quentin, Bir keşişin anılarında Tatarlar ve Anadolu (1245- 1248), (Çev. Erendiz Özbayoğlu), Antalya 2006.

Şebânkâre’î, Muhammed b. ‘Alî b. Muhammed (öl. 738/1338), Mecma’u’l-ensâb, neşr. Mîr Hâşim Muhaddis, Tahran 1363.

Vahram, Vahram's Chronicle of the Armenian Kingdom in Cilicia. During the Time of the Crusades, (Trans. and Notes: Charles Fried, Karl Friedrich Neumann), London 1831.

Vassâf, Şihâbu’d-în ‘Abdullâh b. Fazlullâh Kâtib-i Şîrâzî (öl.730-1329-30), Tahrîr-i târîh-i Vassâf, yay. ‘Abdu’l-Muhammed Âyetî, Tahran 1346.

Wilhelm Von Rubruk, Moğolların Büyük Hanına Seyahat 1253-1255, (Çev. Ergin Ayan), Ay Işığı Kitapları, İstanbul 2001.

Yahyâ b. ‘Abdu’l-Latîf-i Kazvînî, Lubbu’t-tevârîh, İntişârât-ı Bunyâd û Gûyâ, Tahran 1363.

162 Yazıcızāde ‘Alî, Tevârîḫ-i Āl-i Selçûḳ. Histoire des Seldjoukide, Paris Bibliothèque Nationale, No. Regius Supp. Turc. 737, (t).

Zekeriyâ-yi Kazvînî, Âsâru’l-bilâd ve ahbâru’l-ibâd, (F. Çev. Cihângîr Mîrzâ Kâçâr), nşr. Mîr Hâşim Muhaddis, Müessese-i Emîr-i Kebîr, Tahran 1373.

4. Tetkik Eserler

‘ABBÂS İKBÂL AŞTİYANİ, Târîh-i mufassal-i İrân. Ez-sadr-i İslâm tâ-inkirâz-i Kâçâriye, Tahran 1375/1985.

______, Târîh-i Mogûl. Ez–hamle-yi Çingîz tâ teşkil-i devlet-i Tîmûr, Tahran 1364/1996.

AĞIR, Abdullah Mesut, Memlûklarda Ticaret, Çizgi Kitabevi, Konya 2015.

AKDAĞ, Mustafa, Türkiye’nin İktisadî ve İçtimaî Tarihi, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2010.

ALINGE, Curt, Moğol Kanunları, (Çev. Coşkun Üçok), Sevinç Matbaası, Ankara 1967.

ALLSEN, Thomas T., Mongol Imperialism. The Policies of the Grand Qan Möngke in China, Russia, and the Islamic Lands, 1251-1259, University of California Press, Berkeley-Los Angeles 1987.

______, Culture and Conquest in Mongol Euesaia, Cambridge 2004.

AMITAI-PREISS, Reuven, Mongols and Mamluks. The Mamluk-Īlkhānid War: 1260-1281, Cambridge University Press, Cambridge 2004.

163 ______, The Mongols in the Islamic Lands. Studies in the History of the Īlkhānate, Hampshire-Burlington 2007.

ATIYA, Aziz Suryal, The Crusade in the Later Middle Ages, London 1939.

______, Doğu Hristiyanlığı Tarhi, (Çev. Nurettin Hiçyılmaz), Doz Yayınları, İstanbul 2005.

AUMANN, Jordan, Christian Spirituality in the Catholic Tradition, Ignatius Press, San Francisco 1985.

AYAZ, Fatih Yahya, Memlük-Kıbrıs İlişkileri, TTK, Ankara 2016.

AYDOĞMUŞOĞLU, Cihat, Tarihte Tebriz, Berikan Yayınevi, Ankara 2014.

AYÖNÜ, Yusuf, Selçuklular ve Bizans, TTK, Ankara 2014.

BACKMAN, Clifford R., The Worlds of Medieval Europe, Oxford University Press, New York 2003

BARTHOLD, V. V., Moğol İstilasına Kadar Türkistan, (Haz. Hakkı Dursun Yıldız), TTK, Ankara 1990.

______, Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler, (Haz. Kâzım Yaşar Kopraman, Afşar İsmail Aka), Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1975.

BAŞTAV, Şerif, Bizans İmparatorluğu Tarihi. Son Devir (1261- 1461) Osmanlı Türk-Bizans Münasebetleri, TKAE, Ankara 1989.

BOYLE, John Andrew, The Mongol World Empire 1206-1307, Variorum Reprints, London 1977.

BROCKELMANN, Carl, İslâm Ulusları ve Devletleri Tarihi, (Çev. Neşet Çağatay), TTK, Ankara 1992.

BROWNE, Edward G., A History Of Persian Literature Under Tartar Dominion (1265-1502), Cambridge 1920.

164 CAHUN, Leon, Asya Tarihine Giriş Türkler ve Moğollar, (Fransızcadan Çev. İnan Kaya), Toplumsal Dönüşüm Yayınları, İstanbul 2013.

CIOCILTAN, Virgil, The Mongols and the Black Sea Trade in the Thirteenth and Fourteenth Centuries, (Trans. by Samuel Willcocks), Leiden 2012.

CLOT, André, Kölelerin İmparatorluğu Memlûklerin Mısır’ı (1250-1517), (Çev. Turhan Ilgaz), Epilson Yayıncılık, İstanbul 2005.

DASHDONDOG, Bayarsaikhan, The Mongols and the Armenians (1220-1335), Brill’s Inner Asian Library Puplications, Leiden- Boston 2011.

DAWSON, Christopher (Ed.), Mission to Asia. Narratives and Letters of the Franciscan Missionaries in Mongolia and China in the Thirteenth and Fourteenth Centuries, (Translated By a Nun of Stanbrook Abbey), New York 1966.

De GUGINES, Hunların Türklerin Moğolların ve Daha Sair Garbî Tatarların Târîh-i Umumisi, c. VI, (Fransızcadan Çev. Hüseyin Cahid), İstanbul 1924.

DEMİRKENT, Işın, Haçlı Seferleri, Dünya Kitapları, İstanbul 2004.

D’OHSSON, M. Baron C., Histoire Des Mongols. Depuis Tchinguiz-Khan jusqu’a Timour Bey ou Tamerlan, c. IV, Amsterdam 1835.

DONUK, Abdülkadir, Eski Türk Devletlerinde İdarî-Askerî Unvan ve Terimler, TDAV, İstanbul 1988.

ECKHART, Ferenc, Macaristan Tarihi, (Çev. İbrahim Kafesoğlu), TTK, Ankara 2010.

165 ERSAN, Mehmet, Selçuklular Zamanında Anadolu’da Ermeniler, TTK, Ankara 2007.

FOLTZ, Richard C., İpek Yolu Dinleri. Antik Dönemden 15. Yüzyıla Kadar Karayolu Ticareti ve Kültürel Etkileşim, (İng. Çev. Aydın Aslan), Medrese Yayınları, İstanbul 2006.

GEANAKOPLOS, Deno John, Emperor Michael Palaeologus and the West 1258- 1282, Harvard University Press, Cambridge- Massachusetts 1959.

GOFF, Jacques Le, Ortaçağ Tüccarları ve Bankerleri, (Fransızcadan Çev. Oğuz Adanır), Doğu Batı Yayınları, Ankara 2018.

GREGORY, Timothy E., Bizans Tarihi, (Çev. Esra Ermert), YKY, İstanbul 2011.

GROUSSET, René, Bozkır İmparatorluğu. Atilla-Cengiz Han-Timur, (Çev. Reşat Uzmen), Ötüken Neşriyat, İstanbul 1980.

GUMILËV, Lev Nikolayeviç, Muhayyel İmparatorluğun İzinde, (Rusçadan Çev. D. Ahsen Batur), Selenge Yayınları, İstanbul 2003.

HALBERTSMA, Tjalling H.F., Early Christian Remains of Inner Mongolia. Discovery, Reconstruction and Appropriation, Brill, Leiden-Boston 2008.

HAMMER PURGSTALL, J. v., Geschichte der Ilchane, das ist der Mongolen in Persien 1200-1350, c. I, Darmstadt, 1842; c. II, Darmstadt 1843.

______, Geschichte der Goldenen Horde in Kiptschak, das ist: der Mongolen in Russland, C. A. Hartleben’s Verlag, Pesth 1840.

166 HAYKIRAN, Kemal Ramazan, Moğollar Zamanında Yakın Doğu. İlhanlı Hâkimiyeti Altında İran Azerbaycan ve Türkiye’de Dini, İlmi, Fikri, Edebi ve Mimari Hayat, Ötüken Yayınları, İstanbul 2016.

HERRIN, Judith, Unrivalled Influence: Women and Empire in Byzantium, Princeton University Press, Princeton and Oxford 2013.

HEYD, W., Yakın-Doğu Ticaret Tarihi, (Çev. Enver Ziya Karal), TTK, Ankara 2000.

HILL, George, A History of Cyprus, Vol. II, At The University Press, Cambridge 1948.

HİLAL, Adil, el-Alakâtü beyne’l-Muğûl ve Evruba ve Eseruha ale’l-Âlemi’l-İslâmî, Kahire 1997.

HOLT, P. M., Early Mamluk Diplomacy (1260-1290) Treaties of Baybars and Qalāwūn with Christian Rulers, E.J. Brill Leiden-New York-Köln 1995.

______, Haçlılar Çağı. 11. Yüzyıldan 1517’ye Kadar Yakındoğu, (Çev. Özden Arıkan), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1999.

HORVÁTH, András Pálóczi, Pechenegs, Cumans, Iasians. Steppe Peoples in Medieval Hungary, (Çev. Timothy Wilkinson), Budapest 1989.

HOWORTH, Henry H., History of the Mongols. From the 9th to the 19th Century, Vol. III, The Mongols of Persia, New York 1888.

IŞIK, Halim, İlk Papa Aziz Petrus’tan Son Papa Ratzinger’e Papalık Tarihi, Ozan Yayıncılık, İstanbul 2006.

İNAN, Abdülkadir, Tarihte ve Bugün Şamanizm. Materyaller ve Araştırmalar, TTK, Ankara 2015.

167 JACKSON, Peter, The Mongols and the West 1221-1410, London 2004.

KAFALI, Mustafa, Altın Orda Hanlığının Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İÜ Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1976.

______, Çağatay Hanlığı, Berikan Yayınevi, Ankara 2005.

KAFESOĞLU, İbrahim, Türk Milli Kültürü, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2010.

KAMALOV, İlyas, Moğolların Kafkasya Politikası, Kaknüs Yayınları, İstanbul 2013.

KHOWAITER, Abdul-Aziz, Baibars the First. His Endeavours and Achievements, The Green Mountain Press, London 1978.

KORTANTAMER, Samira, Bahrî Memlûklar’da Üst Yönetim Mensupları ve Aralarındaki İlişkiler, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İzmir 1993.

KÖPRÜLÜ, M. Fuad, Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluşu, (Haz. Orhan Köprülü), Akçağ Yayınları, Ankara 2009.

KRAWULSKY, Dorethea, Īrān-Das Reich der Īlhāne: Eine Topographisch- Historische Studie, Wiesbaden 1978.

KURAT, Akdes Nimet, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Murat Kitabevi Yayınları, Ankara 1992.

______, Rusya Tarihi. Başlangıçtan 1917’ye Kadar, TTK, Ankara 2010.

LANE, George, Early Mongol Rule in the Thirteenth-Century Iran. A Persian Renaissance, London and New York, 2003.

168 LEWIS, Bernard, Ortadoğu, (Çev. Selen Y. Kölay), Arkadaş Yayınevi, Ankara 2006.

LEVTCHENKO, M. V., Bizans Tarihi, (Çev. Maide Selen), Doruk Yayıncılık, İstanbul 2007.

LIGETI, Lajos, Bilinmeyen İç Asya, (Macarcadan Çev. Sadrettin Karatay), TDK, Ankara 2011.

MORAVCSIK, Gyula, Türk Tarihinin Bizans Kaynakları, (Çev. Hüseyin Namık Orkun), Sümer Basımevi, Ankara 1938.

______, Byzantinoturcica I. Die Byzantinischen Quellen der Geschichte der Türkvölker, Leiden 1983.

MORGAN, David, Medieval Persia 1040-1797, Longman Publishing, London-New York 1988.

______, The Mongols, Oxford 2007.

MÜNKLER, Marina, Erfahrung des Fremden. Die Beschreibung Ostasiens in den Augenzeugenberichten des 13. und 14. Jahrhunderts, Akademie Verlag, Berlin 2000.

NICOL, Donald M., Bizans’ın Son Yüzyılları, (Çev. Bilge Umar), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2003.

NICOLA, Bruno De, Women in Mongol Iran. The Khatuns 1206-1335, Edinburgh University Press, Edinburgh 2017.

OCAK, Ahmet Yaşar, Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri, İletişim Yayınları, İstanbul 2015.

OSTROGORSKY, Georg, Bizans Devleti Tarihi, (Çev. Fikret Işıltan), TTK, Ankara 2006.

ÖZCAN, Altay Tayfun, Moğol-Rus İlişkileri (1223-1341), TTK, Ankara 2017.

ÖZDEMİR, H. Ahmet, Moğol İstilâsı. Cengiz ve Hülâgû Dönemleri, İz Yayıncılık, İstanbul 2011.

169 ÖZGÜDENLİ, Osman Gazi, Moğol İranında Gelenek ve Değişim. Gâzân Han ve Reformları (1295-1304), Kaknüs Yayınları, İstanbul 2009.

______, Turco-Iranica. Ortaçağ Türk-İran Tarihi Araştırmaları, Kaknüs Yayınları İstanbul 2006.

QUATREMERE, Moğollar Tarihi. Kütüphane-i Kralinin gayri matbu el yazması kitapları, c. I, TTK, (Yayınlanmamış tercüme).

RACHEWILTZ, Igor de, Papal Envoys to the Great Khans, Stanford University Press, California 1971.

RUOTSALA, Antti, Europeans and Mongols. In the Middle of the Thirteenth Century; Encountering the Other, Finnish Academy of Science and Letters, Helsinki 2001.

ROSSABI, Morris, Kubilay Han’ın Seyyahı. Doğu’dan Batı’ya İlk Yolculuk, (Çev. Ekin Uşşaklı), İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2008.

______, Kubilay Han, (Çev. Özgür Özol), İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2015.

ROUX, Jean-Paul, Moğol İmparatorluğu Tarihi, (Çev. Aykut Kazancıgil, Ayşe Bereket), Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2001.

______, Türklerin ve Moğolların Eski Dini, (Çev. Aykut Kazancıgil), Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2011.

RUNICMAN, Steven, Haçlı Seferleri Tarihi, c. III, (Çev. Fikret Işıltan), TTK, Ankara 2008.

SAĞLAM, Ahmet, Suriye’de Hâkimiyet Mücadelesi. İlhanlılar- Memlûkler (1298-1304), Çamlıca Yayınları, İstanbul 2017.

170 SAUNDERS, John Joseph, Târîh-i Fütuhȃt-ı Moğol, (F. Çev. Ebu’l-Kasım Halet), Müessese-i İntişârât-ı Emîr-i Kebîr, Tahran 1363.

SCHEIN, Sylvia, Fideles Crucis. The Papacy, the West, and the Recovery of the Holy Land 1274-1314, Clarendon Press, Oxford 1991.

SCHIMMEL, Annamarie, Dinler Tarihine Giriş, Kırkambar Yayınları, İstanbul 1999.

SCHMIEDER, Felicitas, Europa und die Fremden. Die Mongolen im Urteil des Abendlands vom 13. Bis in das 15. Jahrhundert, Sigmaringen 1994.

SETTON, Kenneth M., The Papacy and The Levant (1204-1571), Vol. I, Philadelphia 1976.

SOUTHEM, Richard W., Ortçağ Avrupasında İslam Algısı, (Çev. Ahmet Aydoğan), Yöneliş Yayınları, İstanbul 2000.

SPULER, Bertold, Geschichte der Mongolen. Nach östlichen und europäischen Zeugnissen des 13. Und 14. Jahrhunderts, Artemis Verlag, Zürich und Stuttgart 1968.

______, The Mongols in History, (İng. Çev. Geoffrey Wheeler), Pall Mall Press, London 1971.

______, Die Mongolen in İran. Politik, Verwaltung und Kultur der Ilchanzeit 1250-1350, Leiden 1985; (İlk baskı üzerinden Çev. Cemal Köprülü), İran Moğolları. Siyaset İdare ve Kültür İlhanlılar Devri 1220-1350, TTK, Ankara 2011.

SUBAŞI, Ömer, Gürcü-Moğol İlişkisi. Güney Kafkasya 1220-1346, Kitabevi Yayınları, İstanbul 2015.

171 STRANGE, Guy Le, The Lands of the Eastern Caliphate, Cambridge 1905. Türkçe tercümesi; Doğu Hilafetinin Memleketleri, (Çev. Adnan Eskikurt, Cengiz Tomar), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2015.

ŞAHİN, Hanifi, İlhanlılar Döneminde Şiîlik, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2010.

ŞEŞEN, Ramazan, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, İsar Vakfı Yayınları, İstanbul 1998.

______, Sultan Baybars ve Devri (1260-1277), İsar Vakfı Yayınları, İstanbul 2009.

ŞÎRÎN BEYÂNÎ, Moğol Dönemi İran’ında Kadın, (Çev. Mustafa Uyar), TTK, Ankara 2015.

THORAU, Peter, The Lion of Egypt. Sultan Baybars I and the Near East in the Thirteenth Century, (İng. Çev. P. M. Holt), London and New York 1992.

TOGAN, A. Zeki Velidî, Umumî Türk Tarihine Giriş, Enderun Kitabevi, İstanbul 1981.

TURAN, Osman, Oniki Hayvanlı Türk Takvimi, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2009.

______, Selçuklular Zamanında Türkiye. Siyasî Tarih Alp Arslan’dan Osman Gâzi’ye (1071-1318), Ötüken Yayınları, İstanbul 2011.

______, İstanbul’un Fethinden Önce Yazılmış Tarihî Takvimler, TTK, Ankara 2007.

TURAN, Şerafettin, Türkiye-İtalya İlişkileri I. Selçuklular’dan Bizans’ın Sonra Erişine, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2000.

172 UZUNÇARŞILI, İsmail Hakkı, Osmanlı Devleti Teşkilâtına Medhal, TTK, Ankara 1988.

VAMBÉRY, Arminius, History of Bokhara. From the Earliest Period Down to the Present, London 1873.

VAN MILLINGEN, Alexander, Byzantine Churches in Constantinople. Their History and Architectur, London 1912.

VÁSÁRY, István, Kumanlar ve Tatarlar. Osmanlı Öncesi Balkanlar’da Doğulu Askerler (1185-1365), (Çev. Ali Cevat Akkoyunlu), YKY, İstanbul 2018.

VASILIEV, A. A., History of The Byzantine Empire, The University of Wisconsin Press, Madison 1952.

VERNADSKY, George, Moğollar ve Ruslar, (Çev. Eşref Bengi Özbilen), Selenge Yayınları, İstanbul 2007.

YAKUBOVSKIY, A. Yu., Altın Orda ve Çöküşü, (Çev. Hasan Eren), TTK, Ankara 2000.

YİĞİT, İsmail, Memlûkler (648-923/1250-1517), Kayıhan Yayınları, İstanbul 2015.

YUVALI, Abdülkadir, İlhanlılar Tarihi. I Kuruluş Devri, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Kayseri 1994.

______, İlhanlı Tarihi, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2017.

YÜCEL, Muallâ Uydu, İlk Rus Yıllıklarına Göre Türkler, TTK, Ankara 2007.

ZACHARIADOU, Elizabeth A., Trade and Crusade. Venetian Crete and the Emirates of Menteshe and Aydın (1300-1415), Venice 1983.

173 5. Sözlükler

ALTIERI, Ferdinand, Dizionario Inglese ed Italiano. A Dictionary English and Italian, Containing all the words of the Vocabulary della Crusca and feveral hundred more taken from the moft approved authors, Vol II, London 1750.

ATWOOD, Christopher, P., Encyclopedia of Mongolia and the Mongol Empire, New York 2004.

‘ABBÂS KADYÂNÎ, Ferheng-î Câm’i Târîh-i İrân, Dâneşgâh-i Şirâz 1387.

‘ALİAKBAR DEHHODÂ, Lûgatnâme-i Dehhodâ, 14 cilt, Müessese-i İnteşârât-i Daneşgâh-i Tehran, Tahran 1377.

BARETTI, Giuseppe, Grande Dizionario Italiano ed Inglese, Vol. I, Firenze 1832.

BUELL, P. D., Historical Dictionry of the Mongol World Empire, Oxford 2003.

CAFEROĞLU, A., Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, TDK, İstanbul 2011.

CLAUSON, Sir Gerard, An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish, Oxford 1972.

ÇAĞBAYIR, Yaşar, Orhun Yazıtlarından Günümüze Türkiye Türkçesinin Söz Varlığı. Ötüken Türkçe Sözlük, V cilt, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2007.

DEORFER, Gerhard, Turkische und mongolische Elemente im Neupersischen, c. I-IV, Wiesbaden 1967.

EREN, Hasan, Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, Bizim Büro Basımevi, Ankara 1999.

GRØNBECH, Kaare, Kuman Lehçesi Sözlüğü. Codex Cumanicus’un Türkçe Sözlük Dizini, (Çev. Kemal Aytaç), Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1992.

174 GÜLENSOY, Tuncer-KÜÇÜKER, P., Eski Türk-Moğol Kişi Adları Sözlüğü, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2015.

HANÇERLİOĞLU, Orhan, Dünya İnançları Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul 2000.

KANAR, Mehmet, Ferhengî Türkî be Farisî, Ferhengî Farisî be Türkî (Büyük Sözlük. Farsça-Türkçe, Türkçe Farsça), II cilt, İstanbul 1998.

LESSING, Ferdinand, D., Moğolca-Türkçe Sözlük, II cilt, (Çev. Günay Karaağaç), TDK, Ankara 2003.

ÖZYETGİN, A. Melek, Eski Türk Vergi Terimleri, Köksav Yayınları, Ankara 2004.

SCHÖNIG, Claus, Mongolische Lehnwörter im Westoghusischen, Wiesbaden 2000.

ŞEMÎS ŞERÎK EMÎN, Ferheng-î istilâhât-i divânî-yi dovrân-i Mogûl, Tahran 1357/1938.

6. Makaleler

‘ABBÂS ZERYÂB, “Abâkâ Han”, DMBİ, c. II, Tahran 1374, s. 333- 341.

‘ABDU’L-HUSEYN NEVÂ’Î, “Târîh-i Revâbit-i İrân bâ keşverhâ-yi magrib- zemîn. Der-dovre-yi Mogûl”, BT, XII/1, Tahran 2536/1977, s. 13-52.

‘ALİREZÂ KARÎMÎ-A. ÇHAHİÂN, “Câygâh-i Bizans der Siyaset-i Haricî İlhânân”, Pejuheşhâ-yi Târîhî, c. V/2, Danişgâh-i İsfahan, İsfahan 1392/2013, s. 53-76.

AĞIR, Abdullah Mesut, “Sultan Kalavun Devri Memlûk-İlhanlı Münasebetleri II. Humus Savaşı H. 679/M. 1281”, Akademik Bakış, S. 15, Celalabat 2008, s. 1-10.

175 AIGLE, Denise, “The Letters of Eljigidei, Hülegü and Abaqa: Mongol overtures or Christian Ventriloquism?”, Inner Asia, Vol. VII/2, Brill, Leiden 2005, s. 143- 162.

AKTAN, Ali, “Memlûk-Haçlı İlişkileri”, Belleten, c. LXIII, S. 237, TTK, Ankara 1999, s. 411-452.

______, “Sultan Kalavun Döneminde (M. 1279-1290) Memlûk-Haçlı Münasebetleri”, V. Uluslararası Ortadoğu Semineri, Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Yayınları, Elazığ 2012, s. 59-75.

ALLOUCHE, Adel, “Tegüder’s Ultimatum to Qalawun”, Internatioanl Journal of Middle East Studies, Cambridge University Press, Vol. XXII, No. 4, (November 1990), s. 437-446. Türkçe tercümesi: “Tegüder’in Kalavun’a Ültimatomu”, (Çev. Mustafa Uyar), AÜ DTCF Dergisi, c. XLVI, S. 1, Ankara 2006, s. 243- 254.

AMITAI-PREISS, Reuven, “Edward of England and Abagha Ilkhan: A Reexamination of the Failed Attempt at Mongol- Frankish Cooperation”, The Mongols in the Islamic Lands. Studies in the History of the Īlkhānate, Hampshire-Burlington 2007, (XI), s. 75-82.

______, “Mamluk Perceptions of the Mongol-Frankish Rapprochement”, The Mongols in the Islamic Lands. Studies in the History of the Īlkhānate, Hampshire-Burlington 2007, (XIII), s. 50-65.

______, “The Conversion of Tegüder Ilkhan to Islam”, JSAI, S. 25, Hebrew University of Jerusalem 2001, s. 15-43.

176 ______, “Hulāgu Khan”, Elr., Vol. XII, New York 2004, s. 554.

______, “Gāzān Khan”, EIr., Vol. X, New York 2001, s. 381-383.

ARMSTRONG, R., “Francis of Assisi, St.”, New Catholic Encyclopedia, Vol. V, (Ed. Berard L. Marthaler, Thomson Gale), Washington 2003, s. 870-871.

BAL, Mehmet Suat, “Türkiye Selçukluları, Mısır Memlükleri ve Altın Orda Devleti’nin İlhanlılara Karşı Kurduğu İttifak”, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Konya 2005, s. 295-310.

BÁRÁNY, Attila, “The Last Rex Crucesignatus Edward I and the Mongol Alliance”, Annual of Medieval Studies at Central European University, Vol. XVI, 2010, s. 1- 22.

BARTHOLD, W., “Orta Asya’da Moğol Fütuhatına Kadar Hristiyanlık”, (Çev. Köprülüzâde Ahmed Cemal Bey), TM, c. I, İstanbul 1925, s. 47-100.

______, “Argun (Arġūn)”, İA, c. I, MEB, İstanbul 1978, s. 500-501.

______, “Hūlāgū”, İA, c. V, Kısım: 1, MEB, İstanbul 1987, s. 581-582.

______, “Abaka”, İA, c. I, MEB, İstanbul 1978, s. 4.

BARTHOLD, W., [J. A. Boyle], “Burāk Ḵhān”, El2, Vol. I, Leiden 1986, s. 1311- 1312.

______, “Ghāzān”, EI², Vol. II, Leiden 1991, s. 1043.

BAŞTAV, Şerif, “Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluşu Sırasında Türk-Bizans Münasebetleri”, Makaleler, c. II,

177 (Haz. E. Semih Yalçın), Emine Erdoğan, Berikan Yayınevi, Ankara 2005, s. 41-68.

BERNARDINI, Michele, “Genoa”, Elr., Vol. X, New York 2001, s. 422-426.

BIRAN, Michael, “The Battle of Herat (1270): A Case of Inter- Mongol Warfare”, Warfare in Inner Asian History (500-1800), (Ed. Denis Sinor, Nicola Di Cosmo), Leiden 2002, s. 175-219.

BORBONE, Piere Giorgio, “A 13th Century Journey from China to Europe: The Story of Mar Yahballaha and Rabban Sauma”, Egitto e Vicino Oriente, Vol. XXXI, Pisa University Press, Pisa 2008, s. 221-242.

BORGHEZIO, Gino, “Papalığın Moğollarla Münasebeti”, Ülkü, c. VII, S. 42, Ankara 1936, s. 450-456.

BOYLE, J. A., “The Mongols and Europe”, History Today, Vol. IX/5, London 1959, s. 335-343.

______, “The Il-Khans of Persia and the Christian West”, History Today, Vol. XXIII/8, London 1973, s. 554- 563.

______, “The Il-Khans of Persia and Princes of Europe”, CAJ, Vol. XX/1–2, Wiesbaden 1976, s. 25–40.

______, “Rashīd al-Dīn and the Franks”, CAJ, XIV/1-3, Rashīd al-Dīn Commemoration Volume (1318- 1968), (Ed. J. A. Boyle-Karl Jahn), Wiesbaden 1970, s. 62-67.

______, “The Journey of Het’um I, King of Little Armenia, to the Court of the Great Khan Möngke”, CAJ, Vol. IX, No. 3, Wiesbaden 1964, s. 175-189.

178 ______, “Turkish and Mongol Shamanism in the Middle Ages”, Folklore Society, Vol. LXXXIII, 1972, s. 173-193.

______, “The Mongol Invasion of Eastern Persia 1220- 1223”, History Today, Vol. XIII/9, London 1965, s. 614-623.

______, “The Dynastic and political history of the Il- Khâns”, CHI, Vol. V, The Saljuq and Mongol Periods, (Ed. J. A. Boyle), Cambridge 1968, s. 303-421.

CAFEROĞLU, Ahmet, “Uygurlarda Hukuk ve Maliye Istılahları”, TM, c. IV, İstanbul 1934, s. 1-43.

DELİLBAŞI, Melek, “Türk Tarihinin Bizans Kaynakları”, Cogito, S. 17, YKY, İstanbul 1999, s. 339-351.

DEMİRKENT, Işın, “1082-1302 Yılları Arasında Bizans-Venedik İlişkilerine Kısa Bir Bakış”, İÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, S. 36, (Prof. Dr. Fikret Işıltan Hatıra Sayısı), İstanbul 2000, s. 137-154.

______, “Bizans”, DİA, c. VI, İstanbul 1992, s. 230-244.

______, “Haçlılar”, DİA, c. XIV, İstanbul 1996, s. 525-546.

DEWEESE, Devin, “The Influence of the Mongols on the Religious Consciousness of Thirteenth Century Europe”, Mongolian Studies, Vol. V, Indiana University, Indiana 1978-1979, s. 41-78.

______, “Islamization in the Mongol Empire”, CHIA, (Ed. Nicola Di Cosmo), Allen J. Frank and Peter B. Golden, Cambridge University Press 2009, s. 120- 134.

179 DUNLOP, D. M., “The Karaits of Eastern Asia”, SOAS, Vol. XI, University of London 1944, s. 276-289.

DURAK, Neslihan, “Moğolların İtil ve Çevresindeki Faaliyetleri”, Turkish Studies, Vol. IX/4, (2014), s. 401-411.

EKİCİ, Kansu, “Anadolu Selçukluları’nda Türkmen İsyanlarının Nedenlerine İlişkin Tespitler”, SDÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 13, Isparta 2005, s. 89-102.

ERDEM, İlhan, “Olcaytu Han’ın Ölümüne Kadar İlhanlılar’da Yaşanan Siyasal-Kültürel Gelişmeler ve Yakın- Doğu’ya Etkileri”, AÜ DTCF TAD, c. XX, S. 31, Ankara 1999-2000, s. 1-36.

______, “Olcaytu Han Devrinde Horasan’da İlhanlı- Çağataylı Mücadeleleri”, PAÜ EFD, S. III, Denizli 1997, s. 106-112.

______, “İlhanlılar’da Ahmed Teküder Dönemi ve Selçuklular”, AÜ DTCF TAD, S. 35, Ankara 2004, s. 103-111.

______, “Türkiye Selçuklu-İlhanlı İktisadî, Ticarî İlişkileri ve Sonuçları”, AÜ DTCF TAD, S. 33, Ankara 2003, s. 49-67.

FOLTZ, Richard, “Ecumenical Mischief Under the Mongols”, CAJ, Vol. XLIII/1, Wiesbaden 1999, s. 42-69.

GABASHVILI, Manana, “İlhanlı Devleti’nin Uluslararası Ticaret Politikası ve Halefi Olan Türk Devletler”, (Çev. Mahmut Yavaşi), Türkler, c. VIII, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 386-393.

GÖDE, Kemal, “Çingizli/Cengizliler ve İlhanlılar’ın Anadolu’da Hâkimiyeti (1239-1318) Bibliyoğrafyası”, Erciyes

180 Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, S. I, Kayseri 1983, s. 351-372.

GUZMAN, Gregory G., “Simon of Saint-Quentin and the Dominican Mission to the Mongol Baiju: A Reappraisal”, Speculum, Vol. XLVI/2, Chicago 1971, s. 232-249.

HASAN CEVÂDÎ, “İrân ez-dîdgâh-i seyyâhân-i Orûpâ’î der-dovre-yi İlhân”, BT, VII/4, Tahran 1351/1972, s. 13-42.

HEIDUK, Matthias, “Ortaçağ’da Avrupalıların Göçebe Topluluklara Bakışı”, (Çev. Aydan Bahadır), Türkler, c. VIII, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 324-333.

HOLT, P. M., “The Īlkhān Aḥmad’s Embassies to Qalāwūn: Two Contemporary Accounts”, SOAS, Vol. XLIX/1, (In Honour of Ann K. S. Lambton), Cambridge University Press 1986, s. 128-132.

HORNSTEIN, Lilian Herlands, “The Historical Background of the King of Tars”, Speculum, Vol. XVI, No. 4, The University of Chicago Press, Chicago 1941, s. 404-414.

İNALCIK, Halil, “The Rise of the Turcoman Maritime Principalities in Anatolia, Byzantium and the Crusades”, The Middle East and the Balkans under the Ottoman Empire, Bloomington 1993, s. 309-341.

______, “Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Sorunu”, (Çev. Tahir Sünbül), AÜ DTCF TAD, c. XV, S. 26, Ankara 1991, s. 329-339.

JACKSON, Peter, “Abaqa”, EIr., Vol. I, London 1985, s. 61-63.

______, “Abū Sa’īd (Bahādor Khan)”, EIr., Vol. I, London 1985, s. 374-377.

______, “Arḡūn Khan”, EIr., Vol. II, London and New York, s. 402-404.

181 ______, “Gayḵātū Khan”, EIr., Vol.X, New York 2001, s. 344-345.

______, “The Mongol age in Eastern Inner Asia”, CHIA, (Ed. Nicola Di Cosmo, Allen J. Frank and Peter B. Golden), Cambridge University Press 2009, s. 26- 45.

JAHN, Karl, “İran’da Kâğıt Para”, (Almancadan Çev. M. Altay Köymen), Belleten, c. VI, S. 23-24, Ankara 1942, s. 269-309.

______, “Tebriz: Doğu ile Batı Arasında Bir Ortaçağ Kültür Merkezi” (Almancadan Çev. İsmail Aka), AÜ DTCF TAD, c. XIII, S. 24, Ankara 1980, s. 59-77.

KANAT, Cüneyt, “Baybars Zamanında Memlûk-İlhanlı Münasebetleri (1260-1277)”, TİD, c. XVI, İzmir 2001, s. 31-45.

______, “İlhanlı Hükümdarı Teküdar’ın Müslümanlığı Kabulü ve Bunun Memlûk Devleti’ndeki Yankıları”, Türklük Araştırmaları Dergisi, S. 12, (Prof. Dr. Coşkun Alptekin’e Armağan: Osmanlı Öncesi Batı Asya’da Türk Varlığı), Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, İstanbul 2002, s. 233-247.

KAYAPINAR, Levent, “Bizans Tarih Kaynaklarının Neşri: Dünya ve Türkiye’deki Durumu”, Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Tarihçilik ve Tarih Yayıncılığı Sempozyumu, Bildiriler, Editör: Mehmet Öz, TTK, Ankara 2011, s. 141-205.

KESİK, Muharrem, “Muînüddin Süleyman Pervâne”, DİA, c. XXXI, İstanbul 2006, s. 91-93.

182 KOPRAMAN, Kâzım Yaşar, “Memlûkler”, DGBİT, c. VI, Kombassan Yayınları, İstanbul 1989, s. 433-543.

KÖPRÜLÜ, M. Fuad, “Anadolu Selçukluları Tarihinin Yerli Kaynakları”, Belleten, c. VII, S. 27, Ankara 1943, s. 379-522.

______, “Türk ve Moğol Sülâlelerinde Hânedan Âzâsının İdamında Kan Dökme Memnûiyeti”, İslâm ve Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları ve Vakıf Müessesesi, Akçağ Yayınları, Ankara 2005, s. 65-72.

LEWIS, Bernard, “The Mongols, the Turks and the Muslim Polity”, Transactions of the Royal Historical Society, Vol. XVIII, Cambridge University Press, Cambridge 1968, s. 49-68.

LOCKHART, L., “The Relations between Edward I and Edward II of England and the Mongol Il-Khans of Persia”, IRAN. JBIPS, VI, London 1968, s. 23-31.

LUTTRELL, A. T., “The Hospitallers Interventions in Cilician Armenia: 1291-1375”, The Cilician Kingdom of Armenia, (Ed. T. S. R. Boase), Scottish Academic Press, Edinburgh-London 1978, s. 118-144.

MARTINEZ, A. P., “Some Notes on the Īl-Xānid Army, AEMA, Vol. IV, (1986), [1988], s. 129-242.

MARYAM MİR-AHMADÎ, “Marco Polo in Iran”, Oriente Moderno, Nuova Serie, Anno 88, Quaderni di Oriente Moderno 6. Medici, Missionari, Musicisti e Militari Italian Attivi in Persia, Istituto per l'Oriente C. A. Nallino, Roma 2008, s. 1-13.

MELVILLE, Charles, “Dokuz (Doquz) Ḵātūn”, Elr, Vol. VII, California 1996, s. 475-476.

183 ______, “The Chinese-Uighur Animal Calendar in Persian Historiography of the Mongol Period”, IRAN. JBIPS, Vol. XXXII, London 1994, s. 83-98.

MURTAZÂ DİHKÂNNİJÂD, “Revâbit-i İran ve Orûpâ der Asr-ı İlhânân”, Târih- i Revâbit-i Hâricî, S. 29, (1385/2006), s. 1-19.

NERSESSIAN, Sirarpie Der, “The Armenian Chronicle of the Constable Smpad or of the "Royal Historian"”, Dumbarton Oaks Papers, Vol. XIII, Dumbarton Oaks Publications, Washington 1959, s. 141-168.

______, “The Kingdom of Cilician Armenia”, A History of The Crusades, Vol. II (The Later Crusades 1189- 1311), (Ed. Kenneth M. Setton), The University of Wisconsin Press, Madison-Milwaukee-London 1969, s. 630-660.

OCAK, Ahmet Yaşar, “Ortaçağlar Anadolu’sunda Toplum, Kültür ve Entelektüel Hayat (1071-1453)”, Ortaçağlar Anadolu’sunda İslam’ın Ayak İzleri, Kitap Yayınevi, İstanbul 2014, s. 247-338.

OKTAY, Hasan, “Ermeni-Moğol İlişkileri ve Moğollar İle İlgili Ermeni Kaynakları Hakkında Bir Değerlendirme”, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Dergisi, S. 138, İstanbul 2002, s. 1-22.

ÖZAYDIN, Abdülkerim, “Aynicâlut Savaşı”, DİA, c. IV, İstanbul 1991, s. 275-276.

ÖZCAN, Altay Tayfun, “Macar Papaz Julian’ın 1237 Tarihli Moğol Raporu”, Tarih Araştırmaları Dergisi, C. XXIX/S. 48, Eylül 2010, s. 90-99.

______, “Chronica Maiora’da Moğollara Dair Kayıtlar”, Tarih Okulu Dergisi, S. XVI, Aralık 2013, s. 23- 77.

184 ______, “Chronica Maiora’da Moğol İmajı”, TİD, c. XXVII, Aralık 2012, s. 427-458.

ÖZCAN, Azmi, “İngiltere”, DİA, c. XXII, İstanbul 2000, s. 269- 307.

ÖZGÜDENLİ, Osman G., “İlhanlı Tarihine Ait Yeni Bir Kaynak: Târîh-i Vassâf’ın Müellif Nüshası”, Turco-Iranica. Ortaçağ Türk-İran Tarihi Araştırmaları, Kaknüs Yayınları, İstanbul 2006, s. 307-338.

______, “Olcaytu Han” DİA, c. XXXIII, İstanbul 2007, s. 345-347.

______, “XII-XIV. Yüzyıllarda Anadolu’da Tarih Yazıcılığı”, Prof. Dr. Erdoğan Merçil’e Armağan, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2013, s. 258-284.

______, “Türkiye’de Moğol Tarihi ve Kültürü Araştırmalarının Doğuşu ve Gelişimi (1923- 2017)”, Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi, c. IV, S. 2, İstanbul 2017, s. 463-512.

______, “İlhanlılar’da Hükümranlık Telâkkisi ve Hükümdar Algısı”, Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi, c. V, S. 1, İstanbul 2018, s. 73-91.

PAVIOT, Jacques, “England and the Mongols (c. 1260-1330)”, JRAS, Vol. X, No. 3, Nov. 2000, s. 305-318.

PEDANI, Maria Pia, “"Exemplum Litterarum Tartarorum": Ghāzān Khan and Venice at the Turn of the XIIIth Century”, Quaderni di Studi Arabi, Vol. 5/6, 1987- 1988, Atti del XIII Congresso Dell’union Europeenne d’Arabistants et d’Islamisants (Venezia 29 settembre – 4 ottobre 1986), (1988), s. 608-614.

185 PETRUSHEVSKY, I. P., “The Socio-Economic Condition of Iran Under the Il-Khâns”, CHI, Vol. V, The Saljuq and Mongol Periods, (Ed. J. A. Boyle), Cambridge 1968, s. 483-537.

PRISTAK, Omeljan-CAPPEL, A. J. , “Mongols”, The Oxford Dictionary Byzantium, Vol. II, Ed.Alexander P. Kazhdan, Oxford University Press, Oxford 1991, s. 1395.

RICHARD, Jean, “The Mongols and the Franks”, JAH, Vol. III/1, Wiesbaden 1969, s. 45-57.

______, “Une Ambassade mongole à Paris en 1262”, Journal des savants, Paris 1979, s. 295-303.

______, “European Voyages in the Indian Ocean and Caspian Sea (12th-15th Centuries)”, IRAN. JBIPS, VI, London 1968, s. 45-52.

______, “Ultimatums Mongols et Lettres Apocryphes; L’Occident et les motifs de guerre des Tartares”, CAJ, Vol. XVII, 2/4, Wiesbaden 1973, s. 212-222.

______, “Berke Han’ın İslâm’a Girişi ve Altın Orda Hanlığında İslâmiyetin Yayılışı”, Türk Kültürü, (Çev. Abdülkadir Yuvalı), S. 306, Yıl: XXVI, Ekim 1988, s. 634-642.

______, “Buscarello de Ghizolfi”, Elr., Vol. IV, London and New York 1990, s. 569.

RİZÂ R. LENGERÛDÎ, “Argûn Hân”, DMBİ, c. VII, Tahran 1377, s. 646- 649.

RYAN, James D., “Christian Wives of Mongol Khans: Tartar Queens and Missionary Expectations in Asia”, JRAS, VIII/3, November 1998, s. 411-421.

186 ______, “Nicholas IV and the Evolution of the Eastern Missionary Effort”, Archivum Historiae Pontificiae, Vol. XIX, Gregorian Biblical Press, Roma 1981, s. 79-95.

SAGASTER, Klaus, “Ölümsüz Cengiz: Cengiz Han ve tarihe vurduğu damga”, Cengiz Han ve Mirasçıları. Büyük Moğol İmparatorluğu, Sabancı Üniversitesi, İstanbul 2006, s. 22-43.

SCHEIN, Sylvia, “Gesta Dei per Mongols 1300. The Genesis of a Non-Event”, The English Historical Review, Vol. XCIV/373, Oxford University Press, 1979, s. 805- 819.

SCHUTZ, Edmond, “The Decisive Motives of Tatar Failure in the Ilkhanid-Mamluk Fights in the Holy Land”, AOH, Vol. XLV, No. 1, Budapest 1991, s. 3-22.

SHAHR, Fariba Zarinebaf, “Cross-Cultural Contacts in Eurasia: Persianate Art in Ottoman Istanbul”, History and Historiography of Post-Mongol Central Asia and the Middle East, (Ed. Judith Pfeiffer, Sholeh A. Quinn), Wiesbaden 2006, s. 529-541.

SINOR, Denis, “The Mongols in the West”, JAH, Vol. XXXIII/1, Wiesbaden 1999, s. 1-44.

______, “The Mongols and Western Europe”, A History of the Crusades, (General Ed.Kenneth M. Setton), Vol. III, The Fourteenth and Fifteenth Centuries, Ed.Harry W. Hazard, Wisconsin 1975, s. 513-544.

______, “Kök Türk İmparatorluğunun Kuruluş ve Yıkılışı”, (Çev. Talat Tekin), Erken İç Asya Tarihi, (Ed. Denis Sinor), İletişim Yayınları, İstanbul 2012, s. 383-424.

187 STEWART, Angus, “The Assassination of King Het‘um II: The Conversion of the Ilkhans and the Armenians”, JRAS, Series 3, Vol. XV/1, s. 45-61.

SÜMER, Faruk, “Anadolu’da Moğollar”, SAD, c. I, TTK, Ankara 1970, s. 1-147.

______, “İlhanlı Hükümdarlarından Abaka, Argun Hanlar ve Ahmed-i Celâyir”, Belleten, c. LIII, S. 206, TTK, Ankara 1989, s. 175-197.

______, “Abaka”, DİA, c. I, İstanbul 1988, s. 8.

______, “Argun”, DİA, c. III, İstanbul 1991, s. 355-357.

TARAKÇI, Muhammet, “Fransisken ve Dominiken Tarikatları”, Felsefe Ansiklopedisi, c. VI, (Ed. Ahmet Cevizci), Ebabil Yayınları, Ankara 2009, s. 829-833.

TAUER, Felix-AFŞÂR, İrec, “İstanbul Kütüphanelerinde Bulunan Farsça Tarih Yazmaları”, (İlâvelerle Çev. Osman G. Özgüdenli, Abdulkadir Erdoğan), Turco-Iranica. Ortaçağ Türk-İran Tarihi Araştırmaları, Kaknüs Yayınları, İstanbul 2006, s. 407-447.

TEKİNDAĞ, Şehabeddin M. C., “Memlûk Sultanlığı Tarihine Toplu Bir Bakış”, İÜ EFTD, c. XXV, İstanbul 1971, s. 1-38.

TEMİR, Ahmet, “Suldus”, İA, c. XI, MEB, İstanbul 1979, s. 9-11.

TOGAN, Zeki Velidi, “Argun Hanın Kullandığı Garb Denizi Haritasına Dair”, Türk Yurdu, S. XXVI/2, İstanbul 1942, s. 45-48.

______, “Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Yapısı”, THİTM, c. I, İstanbul 1931, s. 1-42.

______, “İlhanlılarla Bizans Arasındaki Kültür Münasebetlerine Ait Bir Vesika”, İTED, c. III, İstanbul 1965, s. 2-39.

188 UYAR, Mustafa, “İlhanlı Devletinde Yahudi Bir Vezir: Sa‘düddevle”, AÜ DTCF TAD, c. XXI, S. 33, Ankara 2003, s. 125–142.

______, “Bir Ortaçağ Kaynağında Yerel Yönetim ve Köy Reisliğine (Riyâset-i Dîh) İlişkin Veriler”, Çağdaş Yerel Yönetimler, c. XXI, S. 2, Ankara 2012, s. 69- 77.

______, “İlhanlı (İran Moğolları) Devleti’nin Önemli Yaylak ve Kışlakları”, Prof. Dr. Erdoğan Merçil’e Armağan, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2013, s. 244-257.

______, “İlhanlı Devleti Tarihi Kaynakları”, Ortaçağ Türk Tarihi Ana Kaynakları, (Ed. Altan Çetin), Paradigma Akademi Yayınları, İstanbul 2014, s. 44-52.

______, “İlhan Ölceytü’ye Verilen Ḫarbende İsminin Kökeni ve Anlamı Hakkında Yeni Bir Yaklaşım”, TİD, c. XXXI/2, İzmir 2016, s. 595-607.

UZUNÇARŞILI, İsmail Hakkı, “Emîr Çoban Soldoz ve Demirtaş”, Belleten, c. XXXI, S. 124, Ankara 1967, s. 601-646.

VANZAN, Anna, “Italy: IV. Travel Accounts”, Elr., Vol. XIV, New York 2008, s. 250-259.

VERNADSKY, George, “Mihail Paleoloğ Devrinde Altınordu, Mısır ve Bizans Devletleri Mütekabil Münasebetleri”, (Rusçadan Çev. H. Ortekin), Ülkü, c. XII, S. 72, Ankara 1939, s. 525-534.

VOEGELIN, Eric, “The Mongol Orders of Submission to European Powers, 1245-1255”, The Collected Works of Eric Voegelin, Vol. X, (Ed. Ellis Sandoz), University of Missouri Press, Columbia 2000, s. 76-125.

189 YİĞİT, Fatma Akkuş, “Memlûk Sultanı Kalavun Zamanında Ermeniler”, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, S. 3, Aralık 2012, s. 11-20.

YUVALI, Abdülkadir, “İlhanlı Hükümdarlarının Hristiyan Dünyası İle Münasebetleri”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, c. II, S. 2, Elazığ 1988, s. 267-278.

______, “XIII. Yüzyılda Doğu-Batı İlişkilerinin Mahiyeti Hakkında", Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, S. 2, Samsun 1987, s. 121-129.

______, “Kuruluş Döneminde Altınorda-İlhanlı İlişkileri”, Altınorda Devleti’nin, 750. Kuruluşu Sempozyumu, c. II, Kazan-Tataristan 1993, s. 5-9.

______, “Hülâgû”, DİA, c. XVIII, İstanbul 1998, s. 473- 475.

______, “İlhanlılar”, DİA, c. XXII, İstanbul 2000, s. 102- 105.

ZIMONYI, István, “The Volga Bulghars Between Wind and Water (1220-1236)”, AOH, Vol. XLVI, No. 2/3, Budapest 1992-1993, s. 347-355.

7. Tezler

ARABACI, Nuray, İznik-Bizans İmparatoru III. Ioannes Dukas Vatatzes Devri (1222-1254) ve Türkiye Selçuklu Devleti ile İlişkileri, İÜ, SBE, Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 1994.

BAL, Mehmet Suat, II. İzzeddin Keykâvus Dönemi (1246-1262), AÜ, SBE, Tarih (Orta Çağ Tarihi) Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2004.

190 BROADBRIDGE, Anne Falby, Mamluk Ideological and Diplomatic Relations with Mongol and Turkic Rulers of the Near East and Central Asia (658-807/1260-1405), The University of Chicago, Department of Near Eastern Languages and Civilizations, Vol. I, (Basılmamış Doktora Tezi), Illinois 2001.

CHO, Wonhee, Beyond Tolerance: The Mongols Religious Policies in Yuan-dynasty China and Il-khanate Iran, 1200- 1368, Yale University, (Basılmamış Doktora Tezi), New Haven 2014.

CONNELL, Charles William, Western Views of the Tartars. 1240-1340, Rutgers University, Department of History, (Basılmamış Doktora Tezi), New Jersey 1969.

ÇAVUŞDERE, Serdar, 14. Yüzyıl İtalyan Kaynaklarında (Zibaldone da Canal, Francesco Balducci Pegolotti, Pignol Zucchello) Türkiye Ticaret Tarihine Dair Kayıtlar, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Kahramanmaraş 2007.

DANUU, Ankhbayar, İlhanlı Devleti’nde Vezaret, AÜ, SBE, Tarih (Ortaçağ) Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2016.

EKİCİ, Kansu, İlhanlı Hükümdarı Geyhâtû ve Zamanı, SDÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Isparta 2012.

______, Anadolu Selçuklu Devletinde Üç Kardeş Devri (1246-1266), SDÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta 2005.

191 ERDEM, İlhan, Türkiye Selçukluları-İlhanlı İlişkileri (1258-1308), AÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 1995.

ERDEM, Ayşe Dudu, İlhanlı-Memlük Münâsebetleri, Gazi Üniversitesi, SBE, Tarih (Ortaçağ Tarihi) Bilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1998.

ERSAN, Mehmet, Türkiye Selçukluları Zamanında Anadolu’da Ermeniler, Ege Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), İzmir 1995.

ESEN, Salihe, Dominiken Tarikatı ve Katolik Kilisesi’ndeki Yeri, AÜ, SBE, Felsefe ve Din Bilimleri (Dinler Tarihi) Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2015.

GUZMAN, Gregory G., Simon of Saint-Quentin and the Dominican Mission to the Mongols 1245-1248, University of Cincinnati, (Basılmamış Doktora Tezi), Cincinnati 1968.

İMÂMÎ, Mehmet Takî, İran Moğollarının Devlet Teşkilatı, AÜ DTCF, Ortaçağ Tarihi Kürsüsü, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 1971.

KALELİ, Emrullah, Haçlı Seferleri Zamanında Bizans ve Batılılar (1096-1204), SDÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Isparta 2011.

KAMALOV, İlyas, Altın Orda-Rus İlişkileri ve Altın Orda’nın Rusya’ya Etkileri (Altın Orda Devletinin Yıkılışı ve Çarlık Rusyası’nın Kuruluş Sürecinde), MSGSÜ, SBE, Tarih Ana Bilim Dalı, Ortaçağ Tarihi Programı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2008.

192 KELEŞ, Bahattin, Bahrî Memlûkler’de İktisadî ve Ticarî Hayat (1250-1382), Erciyes Üniversitesi, SBE, (Basılmamış Doktora Tezi), Kayseri 1998.

KHELEJANİ, Ahmad H., İlhanlılar İle Altın Orda Devleti’nin Siyasi ve Sosyal İlişkileri, Ege Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, Ortaçağ Bilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), İzmir 2013.

LANGDON, John Springer, John III Ducas Vatatzes’ Byzantine Imperium in Anatolian Exile, 1222-54: The Legacy of His Diplomatic Military and Internal Program for the Restitutio Orbis, University of California, (Basılmamış Doktora Tezi), Los Angeles 1978.

LIPPARD, Bruce G., The Mongols and Byzantium 1243-1341, Indiana University, Department of Uralic and Altaic Studies, (Basılmamış Doktora Tezi), Indiana 1983.

MİLÂNİ, Hüseyin Peyrovi, Ebû Said Bahadır Han, AÜ DTCF, Ortaçağ Tarihi Kürsüsü, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 1971.

ÖZBEK, Süleyman, el-Melikü’z-Zâhir Rükne’d-din Baybars el- Bundukdârî (?-1277), AÜ, SBE, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1988.

ÖZKUZUGÜDENLİ, Osman G., Gâzân Hân ve Reformları (694/1295-703/1304), Marmara Üniversitesi, SBE, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Orta Çağ Tarihi Bilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2000.

PAİ-NAN RASHİD WU, The Fall of Baghdad and The Mongol Rule in Al- ‘Irāq, 1258-1335, University of Utah, Department of History, (Basılmamış Doktora Tezi), Utah 1974.

193 SAĞLAM, Ahmet, Memlûk Sultanı Nâsır Muhammed b. Kalavun’un Siyasi Faaliyetleri (648-741/1285-1341), Celal Bayar Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Manisa 2015.

SPATH, L. Michael, Beyond Conversion and Crusade. Eschatological Realism and Riccoldo da Monte Croce’s Critique of De Lege Sarracenorum, Saint Louis University, (Basılmamış Doktora Tezi), Missouri 1999.

T’ANG, Ch’i, Moğol Sülâlesi Devrinde Türk ve İslâm Dünyası İle Temasda Bulunan Şahsiyetler, İÜ, Edebiyat Fakültesi, Umumî Türk Tarihi Kürsüsü, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 1970.

TURAL, Murat, Seyahatnamelere Göre Moğollar ve Katolik Dünyası (Dini İdealler ve Politik Kaygılar), Hacettepe Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2015.

TUYSUZ, Cem Ş., İlhanlılar Tarihinde Çobanoğulları (Sulduslar), Atatürk Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, Basılmamış Doktora Tezi, Erzurum 2004.

USUL, Dilber İlimli, İlhanlı Döneminde Uygurlar, Selçuk Üniversitesi, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Konya 2016.

UYAR, Mustafa, İlhanlı Devletinde Argun Dönemi, AÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2001.

______, İlhanlı Devleti’nin Askerî Teşkilâtı, AÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2007.

194

EKLER

195

Ek. I- Papa IV. Innocento’ (Innocent) nun Moğol hükümdarı Göyük’e göndermiş olduğu mektubun aslı.

(Vatikan 1245)

Hansgred Göckenjan, “Dünyanın sonu ve keşif tutkusu: Dönemin batılı kaynaklarında Moğollar”, CHM BMİ, Ed.Samih Rifat, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul 2006, s. 304.

196

Ek. II- Gö(ü)yük Han’ın Papa’ (IV. Innocent) ya 11 Kasım 1246 yılında Plano Carpini aracılığıyla cevaben yollamış olduğu Farsça mektubun aslı.

Göckenjan, a.g.m., s. 305.

197 Ek. III- Gö(ü)yük Han’ın Papa’ (IV. Innocent) ya Yollamış Olduğu Farsça Mektubun Tercümesi794

Ebedi göğün gücü içinde, (biz) tüm büyük halkın Okyanus hanı; bizim emrimiz.

Bu, tanıması ve anlaması için büyük papaya yolladığımız bir emirdir.

Sonra, Kürül topraklarının ……’sında konsey tutarak, bize yolladığınız elçilerden duyduğumuz kadarıyla bize bir biat talebi göndermişsiniz.

Eğer kendi sözlerinize göre hareket ediyorsanız sen ki büyük papasın, krallarınla birlikte bize haraç vermek için bizzat gelin ve o zaman size Yüsü (den ileri gelen) emirleri size duyururuz.

Ayrıca eğer vaftiz olursam iyi olacağını söylemişsiniz; bu konuda beni bilgilendirdin ve bana bir istek yolladın. Bu senin isteğin olmakla bunu biz anlayamadık.

Ayrıca bana şu sözleri de yollamışsın “Tüm Macar ve kristan topraklarını aldınız; buna şaşırdım. Deyin bize bunların hatası neydi?”. Bunlar senin sözlerin ve biz bunları da anlamadık. Tanrı’nın emri, Cengiz Han ve Kağan onların her ikisine anlamaları için haberciler yolladı. Fakat Tanrı’nın emriyle (bu kişiler) inanmadılar. Bu bahsettiğin kişiler bir büyük konsey topladılar (?), saldırgan bir tutum sergilediler ve haberci elçilerimizi öldürdüler. Bu topraklarda, insanlar (bu) ebedi Tanrı onları öldürdü ve harap etti. Tanrı’nın emri olmasa, bir kişi yanlız kendi gücüyle nasıl tutacak nasıl alacak?

Ve eğer diyorsan ki “ben hristiyanım; Tanrı’ya tapıyorum; …….. (diğerlerini) küçümsüyorum”, Tanrı’nın kimi temize çıkardığını ve kimin lehine merhamet bahşettiğini nerden biliyorsun, bunları söyleyebilmek için tüm bunları nerden biliyorsun?

Tanrı’nın gücünde, güneşin doğduğu yerden batıya kadar tüm topraklar bize verilmiştir. Sadece Tanrı’nın emri haricinde, biri nasıl hiçbir şey yapamaz?

794 Paul Pelliot’un makalesi esas alınmıştır. Pelliot, “Les Mongols et la Papauté”, ROC, Vol. XXIII, s. 18-23. Ayrıca bkz. Jean Paul Roux, Moğol İmparatorluğu Tarihi, Çev. Aykut Kazancıgil, Ayşe Bereket, Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2001, s. 308-309.

198 Şu anda, samimi bir kalple şunu demelisiniz “Sizin tebanız olacağız; size gücümüzü vereceğiz”. Sen bizzat, kralların başında, hep birlikte, istisnasız gelip bize haraç ve hizmetlerinizi sunun. Bu durumda sizin biatınızı kabul edeceğiz. Eğer Tanrı’nın emrini izlemezseniz, emirlerimize karşı gelirseniz sizi düşman olarak kabul edeceğiz.

644 yılının ikinci jumadasının son günleri (M. 3-11 kasım 1246).

199

Ek. IV- İl-han Hûlâgû’nun Fransa Kralı IX. Louis’e Nisan 1262’de Latince olarak göndermiş olduğu mektup. (Mektubun I. Bölümü)

Paul Meyvaert “An Unknown Letter of Hulagu, Il-khan of Persia, to King Louis IX of France”, Viator, 11, 1980, Ek I.

200

Ek. V- İl-han Hûlâgû’nun Fransa Kralı IX. Louis’e Nisan 1262’de Latince olarak göndermiş olduğu mektup. (Mektubun II. Bölümü)

Paul Meyvaert “An Unknown Letter of Hulagu, Il-khan of Persia, to King Louis IX of France”, Viator, 11, 1980, Ek II.

201

mektubun 2. kısmı

Ek. VI- 1289 yılında İlhanlı Hükümdarı Argûn'un Fransa Kralı IV Philip’e göndermiş olduğu Moğolca mektubun aslı.

Erich Haenisch, “Zu den Brief’en der mongolischen Il-Khane Arġun und Öljeitü an den König Philipp den Schönen von Frankreich (1289 u. 1305)”, Oriens, Vol. 2, No. 2, Dec. 31, 1949, s. 220.

202

Ek. VII- 1289 yılında İlhanlı Hükümdarı Argûn'un Fransa Kralı IV. Philip’e göndermiş olduğu Moğolca Mektup (Mektuptan başka bir görünüm).

(http://en.wikipedia.org/wiki/Franco-Mongol_alliance, erişim tarihi: 23.04.2015)

203 Ek. VIII- İlhanlı Hükümdarı Argûn'un Fransa Kralı IV Philip’e Göndermiş Olduğu Mektubun Tercümesi795

Argûn’un Mektubu

Sonsuz gökyüzünün gücü sayesinde! İmparatorun (gücünün/yetkisinin) altında! Bunlar bizim (Argûn’un) Fransa Kralına sözleri; Senin bizi önceki yıl Mar Bar Savma Sahura’nın elçiliği ile başa getirme teklifi önerine: “Eğer II. Hakanın (Argûn’un) orduları Mısır sahralarına girerlerse, biz de buradan gireceğiz ve ortak bir operasyonla (düşmanın geri dönmesi için) saldıracağız” bu noktada karar verildi. (1290) Kaplan yılının son kış ayında göğe bildirildi ve (1291) Şam’dan önce ilkbahar ayının 15’inde süresi doldu.

Şimdi Şam’a ilân ediyoruz ki, eğer biz gökyüzünün iradesiyle (yardımıyla) öbür halkları ele geçirirsek, ordularımızın belirlediği (yer ve zaman) dürüstçe size bildirilecek ve Kudüs size verilecek. Fakat siz bizim ordularımızı yanıltmak için belirlenen günü kaçırırsanız/yerine getirmezseniz bu dürüstlük olur mu? Eğer siz daha sonra bundan pişmanlık duyarsanız bunun size ne yararı olur? (Bundan daha sonra pişman olabilirsiniz).

Eğer sen herhangi bir haber ile bir elçi gönderirsen ve himayesinde Fransa’dan ender bulunan eşyalar, doğanlar ve çeşitli renklerde kıymetli taşlar (mücevher) birlikte verirse, bu gökyüzünün gücü-kudreti olurdu ve bizim seni öveceğimiz, mükafatlandıracağımız, imparatorun haşmetinin delili olurdu.

Şunu da belirtelim, okluk taşıyıcısını (Müskeril) gönderiyoruz.

Mektubumuzu sığır yılının (M. 1289) ilk yaz ayının son onluğunun (on gün) 6’sında, Köndelen’de ki konaklamamız esnasında yazdık.

795 Erich Haenisch‘in makalesi esas alınmıştır. Erich Haenisch, “Zu den Brief’en der mongolischen Il-Khane Arġun und Öljeitü an den König Philipp den Schönen von Frankreich (1289 u. 1305)”, Oriens, Vol. II, No. 2, Dec. 31, 1949, s. 220.

204

Ek. IX- 1302 yılında İlhanlı hükümdarı Gâzân’ın, Papa VIII. Bonifacio’ya göndermiş olduğu Moğolca mektubun aslı.

(Birgitt Hoffmann, “İlhanlılar: Moğolların fethinden İlhanlılar döneminin sonuna kadar İran tarihi ve kültürü (1220-1335)”, CHM BMİ, Ed.Samih Rifat, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul 2006, s. 381)

205

Ek. X- İlhan Olcâytû’nun Fransa Kralı Philippe le Bel’e 1305 yılında göndermiş olduğu Moğolca mektubun aslının ilk kısmı.

(Erich Haenisch, “Zu den Brief’en der mongolischen Il-Khane Arġun und Öljeitü an den König Philipp den Schönen von Frankreich (1289 u. 1305)”, Oriens, Vol. II, No. 2, Dec. 31, 1949, s. 230)

206

Ek. XI- Yukarıda gösterilen (Ek X) mektubun ikinci kısmı.

(Erich Haenisch, “Zu den Brief’en der mongolischen Il-Khane Arġun und Öljeitü an den König Philipp den Schönen von Frankreich (1289 u. 1305)”, Oriens, Vol. II, No. 2, Dec. 31, 1949, s. 230)

207 Ek. XII- İlhanlı Hükümdarı Olcâytû’nun Fransa Kralı Philippe le Bel’e 1305 yılında göndermiş olduğu Mektubun Tercümesi796

Olcâytû’nun Mektubu

“Bizim Sultan Olcâytû’nun (Fransa Kralına) sözleri”

Bütün Fransa halkının sultanları, siz eskiden beri bizim asil/değerli kadim atalarımızla, asil dedelerimizle, soylu babalarımız ve yaşlı abilerimizle dostça ilişkileriniz var. Her ne kadar siz bizden uzakta idiyseniz de, düşüncelerde aynı zamanda bize yakındınız (mesajlarınız/haberleriniz sayesinde) elçilerinizle karşılıklı mesajlarla ve gönderdiğiniz barış hediyeleri ile. Şimdi neden bunu unuttunuz/ihmal ediyorsunuz?

Şimdi biz, gökyüzünün kudretine şükrettiğimiz yüce tahtında bizim seleflerimizin emirini/kararını tekrar diliyoruz. Bizim soylu atalarımızın, asil babalarımızın ve yaşlı abilerimizin, yeni düzenlenmiş toprak/ülke bölümlerini terketmeyip, aksine zahmetli bir sorumluluk gözü ile bakan önceki hükümdarlarla olan sözleşmeleri ve eskisinden çok daha sık/yakın seferlerle karşılıklı elçi göndermek istiyoruz.

Biz (erkek) kardeşler kötü/uğursuz adamların/heriflerin iftiraları yüzünden birbirimizden uzaklaştık. Fakat şimdi bize, gökyüzü tarafından Temür Hakan, Tohtoga, Cabar, Toğa ve bizim Cengiz (Cinggis) Hakan’ın 45 yıldan beri şimdiye kadar hüküm süren hakaret/iftiralarını bitirmemiz aklımıza koyuldu (telkin edildi) ve şimdi bütün kardeşler gökyüzüne minnettarız ve güneşin doğduğu yer olan Çin topraklarından itibaren Talu denizine kadar devletlerin bizim posta hatlarımıza birbiriyle bağlanmış olmasına şükrediyoruz.

Eğer bizim içimizden birisi sözünden dönerse, hepimiz onun karşısında duracağımıza söz verdik. Şimdi bizim şöyle bir şartımız var ki; siz bizim asil

796 Erich Haenisch‘in makalesi esas alınmıştır. Erich Haenisch, “Zu den Brief’en der mongolischen Il-Khane Arġun und Öljeitü an den König Philipp den Schönen von Frankreich (1289 u. 1305)”, Oriens, Vol. II, No. 2, Dec. 31, 1949, s. 229-230.

208 atalarımızla, soylu babalarımızla ve asil daha yaşlı erkek kardeşlerimizle olan dostluk ilişkilerinin devamını sağlamak istemelisiniz. (Bu iki elçinin gönderdiği Mamlag ve Tuman).

Bütün Fransızların sultanları, sizlerden bize bildirildi ki, siz hepiniz birbirinizle iyi anlaşırmışsınız. İyi anlaşmadan daha iyisi nedir! Eğer şimdi bizde veya sizde buna uymak istemeyen birileri (halk) bulunursa, göğün gücüyle/kudretiyle hepimiz onlara karşı duracağız. Gök şahit olsun!

Mektubumuzu hicret yılında 704 (M.1305), yılan yılının ilk yaz ayının son onluğunun (son on gün) 8. gününde, biz Aliyan’da iken/bulunduğumuzda yazdık.

209

Ek. XIII- M. 1223 yılında gerçekleşen Kalka Muharebesi adına Rusların yaptırdıkları anıt.

(İlyas Kamalov, Altın Orda-Rus İlişkileri ve Altın Orda’nın Rusya’ya Etkileri (Altın Orda Devletinin Yıkılışı ve Çarlık Rusyası’nın Kuruluş Sürecinde), MSGSÜ, SBE, Tarih Ana Bilim Dalı, Ortaçağ Tarihi Programı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2008, s. 376)

210

Ek. XIV- Moğol-Avrupa Savaşları: Legnica Muharebesi 9 Nisan 1241.

(http://tr.wikipedia.org/wiki/Legnica_muharebesi#/media/File:Legnica.JPG, erişim tarihi: 23.04.2015)

211

Ek. XV- İlhan Hûlâgû ve Kereyit kavminden Ong (Unk) Han’ın oğlu İku’nun kızı, Hûlâgû’nun Nasturi Hristiyan baş hatunu Dokuz’u birlikte gösteren minyatür.

(Reşîdu’d-dîn Fazlullâh-i Hemedânî, Câmi’u’t-Tevârîh, Bibliothèque nationale de France, Yer No: Suppl. Pers. 1113.1513 II, s. 175)

212

Ek. XVI- Süryanca İncil’de İlhan Hûlâgû ve Dokuz Hatun’un tasvir edilişi.

(https://en.wikipedia.org/wiki/Franco-Mongol_alliance#/media/File:Hulagu_and_Doquz- Qatun_in_Syriac_Bible.jpg, erişim tarihi: 19. 01. 2017)

213

Ek. XVII- IX. Louis, VIII. Haçlı Seferi için denize açılırken.

(http://croisades.espaceweb.usherbrooke.ca/big_images/c_croisade7_depart.jpg, erişim tarihi: 19.10.2015)

Ek. XVIII- VIII. Haçlı Seferi için Haçlılar Dimyat’ta.

(http://croisades.espaceweb.usherbrooke.ca/big_images/c_croisade7_damiette1.jpg, erişim tarihi: 19.10.2015)

214 Ek. XIX-

(Morris Rossabi, Kubilay Han’ın Seyyahı. Doğu’dan Batı’ya İlk Yolculuk, (Çev. Ekin Uşşaklı), İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2008, s. 145)

215 Ek. XX-

(Morris Rossabi, Kubilay Han’ın Seyyahı. Doğu’dan Batı’ya İlk Yolculuk, (Çev. Ekin Uşşaklı), İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2008, s. 182)

Ek. XXI-

(Morris Rossabi, Kubilay Han’ın Seyyahı. Doğu’dan Batı’ya İlk Yolculuk, (Çev. Ekin Uşşaklı), İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2008, s. 105)

216 Ek. XXII

Rabban Sauma

(http://antarcticaedu.com/21hst.htm, erişim tarihi: 21. 11. 2017)

217

Ek. XXIII- Hetum [Korykoslu Hayton]; Flos Historiarum Terre (Doğu Tarihinin Altın Çağı) adlı eserini Papa V. Clement'e takdim ederken.

(El yazması kitabın 1. sayfası; Bibliothèque nationale de France)

218

Ek. XXIV- Mikhail Palaiologos’un Diplobatatzina’dan olan gayri meşru kızı Maria (Despina/Tespine Hatun). Bizans İmparatorluğu ile İlhanlı arasında kurulan dostane ilişkilerin tesisindeki bir figür olan Maria, İlhan Hûlâgû’nun eşi olmak için yola çıkmış ancak onun vefatından dolayı İlhan Abâkâ ile evlendirilmiştir.

(http://www.tarihiistanbul.com/prenses-maria-mogollarin-meryemi/, erişim tarihi: 19. 01. 2017)

Ek. XXV- Hagios Polieuktos Kilisesi (Kanlı Kilise), Moğolların Azize Meryem Kilisesi (Yunanca: Θεοτòκος Παναγιώτισσα, Theotokos Panayiótisa). İlhan Abâkâ’nın vefatının ardından Konstantinopolis’e dönen Maria, günümüze kalan şekliyle manastırı ve kiliseyi inşa ettirmiştir.

(http://www.tarihiistanbul.com/prenses-maria-mogollarin-meryemi/, erişim tarihi: 19. 01. 2017. Ayrıca bkz. Alexander Van Millingen, Byzantine Churches in Constantinople. Their History and Architectur, London 1912, s. 273-275)

219 Ek. XXVI-

(İlyas Kamalov, Altın Orda-Rus İlişkileri ve Altın Orda’nın Rusya’ya Etkileri (Altın Orda Devletinin Yıkılışı ve Çarlık Rusyası’nın Kuruluş Sürecinde), MSGSÜ, SBE, Tarih Ana Bilim Dalı, Ortaçağ Tarihi Programı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2008, s. 386)

220 Ek. XXVII-

(İlyas Kamalov, Altın Orda-Rus İlişkileri ve Altın Orda’nın Rusya’ya Etkileri (Altın Orda Devletinin Yıkılışı ve Çarlık Rusyası’nın Kuruluş Sürecinde), MSGSÜ, SBE, Tarih Ana Bilim Dalı, Ortaçağ Tarihi Programı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2008, s. 387)

221 Ek. XXVIII-

(İlyas Kamalov, Altın Orda-Rus İlişkileri ve Altın Orda’nın Rusya’ya Etkileri (Altın Orda Devletinin Yıkılışı ve Çarlık Rusyası’nın Kuruluş Sürecinde), MSGSÜ, SBE, Tarih Ana Bilim Dalı, Ortaçağ Tarihi Programı, (Basılmamış Doktora Tezi), İstanbul 2008, s. 389)

222 Ek. XXIX- XIII. Yüzyılda Moğollar

(http://images.library.wisc.edu/History/EFacs/HistCrus/0001/0003/reference/history.crusthree.i0027.pdf, erişim tarihi: 23.04.2015)

223 Ek. XXX-

(İlhan Erdem, Türkiye Selçukluları-İlhanlı İlişkileri (1258-1308), AÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 1995, s. 517)

224

Ek. XXXI-

(https://www.google.com.tr/search?q=The+journey+of+Rabban+bar+Sauma&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwjbkNeT5M_XAhXjK5oKHe5WDK0Q_AUICigB&biw=1536&bih=759#imgrc=1UCjbhAwOkddWM:, erişim tarihi: 21. 11. 2017)

225 Ek. XXXII- Büyük Moğol Hanlığı Hanedanı

 Kansu Ekici, İlhanlı Hükümdarı Geyhâtû ve Zamanı, SDÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Isparta 2012, s. 193.

226 Ek. XXXIII- İlhanlı Hanedanı

 Kansu Ekici, İlhanlı Hükümdarı Geyhâtû ve Zamanı, SDÜ, SBE, Tarih Anabilim Dalı, (Basılmamış Doktora Tezi), Isparta 2012, s. 192.

227 Ek. XXXIV-

Altın Orda Hanlarının Listesi

Cuci Hanedanlığı

Cuci (1223-1227)

Batu (1236-1255)

Sartak (Batu’nun oğlu) (1255)

Ulakçi (Batu’nun veya Sartak’ın oğlu (?) ) (1255)

Berke (Batu’nun kardeşi) (1256-1266)

Mengü-Timur (Berke’nin yeğeni) (1266-1282)

Tuda-Mengü (Batu’nun torunu) (1282-1287)

Tula Boka (1287-1291)

Tokta (Mengü-Timur’un oğlu) (1291-1313)

Özbek (Mengü-Timur’un torunu) (1313-1342)

 Özbek Han’dan sonrası listeye dâhil edilmemiştir. Kamalov, a.g.t., s. 358. Ayrıca bkz. Rizaeddin Fahreddin, Altın Orda ve Kazan Hanları, s. 92; Nadir Devlet, “Altın Orda”, DGBİT, c. IX, s. 179; Jean-Paul Roux, Moğol İmparatorluğu Tarihi, s. 558.

228 Ek. XXXV-

Çağataylı Hanlarının Listesi

Çağatay Han (1227-1242)

Kara Hûlâgû Han (1242-1246)

Yisun Münge Han (1246-1251)

Organa Hatun (1251-1261)

Algu Han (1261-1266)

Mübârek-Şah Han (1266)

Barak Han (1266-1271)

Nikbay Han (1271-1274)

Buka Timur Han (1274-1277)

Duva Han (1277-1307)

Küncük Han (1307-1308)

Taligu Han (1308-1309)

İsen-Buka Han (1309-1319)

Kebek Han (1319-1326)

İlçigiday Han (1326)

Alâeddin Tarmaşirin Han (1328-1355)

 Mustafa Kafalı, Çağatay Hanlığı (1227-1345), Berikan Yayınevi, Ankara 2005, s. 3-4.

229 Ek. XXXVI-

Memlûk Sultanlarının Listesi

Bahrî Memlûkları

İsmet ed-Dünyâ ve d-Dîn Vâlidet Halîl Şecer ed-Durr (1250)

El-Melik el-Mu’izz ‘İzz ed-Dîn Aybek (1250-1257)

El-Melik el-Mansûr Nûr ed-Dîn Alî (1257-1259)

El-Melik el-Muzaffer Seyf ed-Dîn Kutuz (1259-1260)

El-Melik ez-Zâhir Rukn ed-Dîn Baybars el-Bunukdârî (1260-1277)

El-Melik es-Sa’îd Nâsır ed-Dîn Muhammed Berke Kağan b. Baybars (1277-1279)

Melik el-’Âdil Bedr ed-Dîn Sülemiş b. Baybars (1279)

El-Melik el-Mansûr Seyf ed-Dîn Kalavun (1279-1290)

El-Melik el-Eşref Salâh ed-Dîn Halîl b. Kalavun (1290-1293)

El-Melik en-Nâsır Nâsır ed-Dîn Muhammed b. Kalavun (I. Saltanatı) (1293-1294)

El-Melik el-‘Adil Zeyn ed-Dîn Ketboğa (1294-1296)

El-Melik el-Mansur Husâm ed-Dîn Lâçin (1296-1299)

El-Melik en-Nâsır Nâsır ed-Dîn Muhammed b. Kalavun (II. Saltanatı) (1299-1309)

El-Melik el-Muzaffer Rukn ed-Dîn Baybars el-Çeşnigîr (1309-1310)

El-Melik en-Nâsır Nâsır ed-Dîn Muhammed b. Kalavun (III. Saltanatı) (1310-1341)

 Nâsır ed-Dîn Muhammed b. Kalavun’un üçüncü saltanat döneminden sonrası listeye dâhil edilmemiştir. Kâzım Yaşar Kopraman, “Memlûkler”, DGBİT, c. VI, Kombassan Yayınları, İstanbul 1989, s. 541; Samira Kortantamer, Bahrî Memlûklar’da Üst Yönetim Mensupları ve Aralarındaki İlişkiler, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İzmir, s. 180.

230 Ek. XXXVII-

Türkiye Selçuklu Sultanlarının Listesi

I. İzeddin Keykâvus (1211-1220)

I. Alâeddin Kekûbâd (1220-1237)

II. Gıyâseddin Keyhüsrev (1237-1246)

II. İzeddin Keykâvus (1246-1249)

I. Keykâvus, IV. Kılıç Arslan ve A. Keykûbâd’ın müşterek saltanatları (1249-1254)

Keykâvus’un müstakil ve Kılıç Arslan ile devleti taksimleri (1254-1262)

IV. Rükneddin Kılıç Arslan (1262-1266)

III. Gıyâseddin Keyhüsrev (1266-1284)

II. Gıyâseddin Mes’ûd (birinci defa) (1284-1296)

Selçuklu tahtının boş kalması (1296-1298)

III. Alâeddin Keykûbâd (1298-1302)

II. Gıyâseddin Mes’ûd (ikinci defa) (1302-1310)

V. Kılıç Arslan (1310-1318)

 I. İzeddin Keykâvus öncesi listeye dâhil edilmemiştir. Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye. Siyasî Tarih Alp Arslan’dan Osman Gâzi’ye (1071-1318), Ötüken Yayınları, İstanbul 2011, s. 700.

231 Ek. XXXVIII-

Papalar

III. Honorius (1216-1227)

IX. Gregory (1227-1241)

IV. Celestine (1241)

IV. Innocent (1243-1254)

IV. Alexander (1254-1261)

IV. Urban (1261-1264)

IV. Clement (1265-1268)

X. Gregory (1271-1276)

V. Innocent (1276)

V. Adrian (1276)

XXI. John (1276-1277)

III. Nicholas (1277-1280)

IV. Martin (1281-1285)

IV. Honorius (1285-1287)

IV. Nicholas (1288-1292)

V. Celestine (1294)

VIII. Boniface (1294-1303)

XI. Benedict (1303-1304)

V. Clement (1305-13014)

XXII. John (1316-1334)

 Papa XXII. John’dan sonrası listeye dâhil edilmemiştir. Peter Jackson, The Mongols and The West (1221-1410), London 2004, s. 370-371.

232 Ek. XXXIX-

Bizans İmparatorlarının Listesi

IV. Aleksios Angelos (1203-1204)

V. Aleksios Murtzuphlos (1204)

I. Theodoros Laskaris (1204-1222)

III. Ionnes Vatatzes (1222-1254)

II. Theodoros Laskaris (1254-1258)

IV. Ioannes Laskaris (1258-1261)

VIII. Mikhail Palaiologos (1259-1282)

II. Andronikos Palaiologos (1282-1328)

III. Andronikos Palaiologos (1328-1341)

 IV. Aleksios Angelos öncesi ve III. Andronikos Palaiologos sonrası listeye dâhil edilmemiştir. Işın Demirkent, “Bizans”, DİA, c. VI, İstanbul 1992, s. 243.

233 Ek. XL-

Kilikya Ermeni Krallığı İdarecilerinin Listesi

I. Het’um (1226-1269)

III. Leon (1269-1289)

II. Het’um (1289-1293)

II. Het’um (İkinci hâkimiyet dönemi) (1295-1297)

II. Het’um (Üçüncü hâkimiyet dönemi) (1299-1305)

IV. Leon (1305-1307)

Oşin (1308-1320)

V. Leon (1320-1348)

 Bayarsaikhan Dashdondog, The Mongols and the Armenians (1220-1335), Brill’s Inner Asian Library, Boston 2011, s. 229.

234 Ek. XLI-

Gürcü Kralları ve Kraliçeleri Listesi

Kraliçe Tamara (1184-1231)

IV. Giorgi Lasha (1213-1223)

Kraliçe Rusodan (1223-1245)

VI. David Narin (1245-1259)

VII. David Ulu (1247-1270)

II. Demetrē (1270-1289)

II. Vakhtang (1289-1292)

VIII. David (1293-1311)

VI. Giorgi (1311-131)

V. Giorgi (1314-1346)

 Bayarsaikhan Dashdondog, The Mongols and the Armenians (1220-1335), Brill’s Inner Asian Library, Boston 2011, s. 229.

235 ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler

Adı ve Soyadı : Alican KİRİŞOĞLU

Uyruğu : T.C.

Doğum Yeri ve Yılı : Ankara-Altındağ 17.11.1990

Medeni Hali : Bekâr e-posta : [email protected] / [email protected]

Eğitim Durumu

Lise Öğrenimi : Antalya Konyaaltı Lisesi

Lisans Öğrenimi : Uşak Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü (2010-2014)

Yüksek Lisans Öğrenimi: Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Ortaçağ Bilim Dalı Tezli Yüksek Lisans (2014-2018)

Yabancı Dil(ler) ve Düzeyi

1. Farsça (Orta Düzey)

2. İngilizce (Orta Düzey)

236