Trt'de Kadrolaşma Ve Fetullahçilari

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Trt'de Kadrolaşma Ve Fetullahçilari TRT’DE KADROLAŞMA VE FETULLAHÇILARI KURUMSALLAŞTIRMA - NİSAN 2014 - Milli Çözüm Dergisi Yazar Erdoğan BİŞKİN 31 Mart 2014 Türkiye’yi sarsan yolsuzluk operasyonlarının ardından bir zamanlar bu kuruma geçmek için Zaman ve STV’de çalışmış olma referansı yeni TRT operasyonlarıyla tersine çevrilmiş durumdaydı. TRT’nin iki genel müdür yardımcıları ve Haber Dairesi üst düzey çalışanları kurumdan uzaklaştırılmıştı. TRT Haber Dairesi başkanı Ahmet Böken ve yardımcısı Ahmet Çavuşoğlu görevlerinden alınmıştı. Bilindiği gibi daha önce TRT’de “Cemaat Kadrolaşması” iddiaları sıkça gündeme taşınmış, Bülent Arınç ise “Hizmet ihtiyacı ve yetişmiş eleman istihdamı kapsamında bunların atandığını” savunmaya çalışmıştı. Bu tür operasyonlar Maliye Bakanlığına da sıçramış, cemaatçi kadroları tasfiye avı başlamıştı. Fetullahcılardan irtibatları kopunca, Rahmetli Hocamızın konutunda Erbakan Vakfını ziyarete koşan Bülent Arınç “şimdi karşılaştığımız bazı olaylara bakarak Hocamızın çok haklı olduğunu görüyorum, çok doğru düşüncelere sahip olduğunu anlıyorum” şeklinde ve samimiyetten uzak rüşveti kelam cinsinden itiraf ve iltifatlarda bulunmuşlardı. Erbakan Hoca’yı birlikte kaldığı 40 yılda kavramayıp da, daha yeni anlamaya başlaması, acaba bir feraset ve zekavet yavanlığı mıydı, yoksa “Fetullahcıların boşluğunu kimlerle doldurabiliriz?” telaşı mıydı? Hz. Peygamber Efendimizin uyarısıyla “Mü’min aynı zehirli delikten iki sefer ısırılmazdı!” İktidar hırsıyla Siyonist şeytanların güdümüne girip Milli Görüş’ün tarihi hamlelerini, İslami ve insani hedeflerini sekteye uğratanların, bu tür sahte tavırlarına hala kanacak gafiller varsa, bu onların aklı ve ayarıyla alakalıydı. Erbakan’a ve davasına hıyanet edenlerin, önce açıkça bir özür dileyip tevbe etmeleri ve Batılları bırakıp artık Hakka döndüklerini ilan etmeleri lazımdı. İşte o zaman hayırda yardımlaşmak ve yarışmak üzerimize farz olacaktı. Aziz Hocamız da, bu tür ziyaretleri yapar, kendisine gelen misafirleri hoşlukla karşılayıp ağırlar; ancak mutlaka “yanlış ve hayırsız yolları bırakmaları ve Milli Görüş’e katılıp sevap ve şeref kazanmaları” çağrısını ve uyarısını tekrarlardı. Çünkü Cenabı Hakka tazim ve hürmet, kullarına ise şefkat ve merhamet böyle davranmayı gerekli kılardı. Yakın zamana kadar TRT yönetimi, hükümet ve cemaatin kadrolaşması ile ilgili basına yansıyan bilgi ve belgeleri sürekli inkâr ediyordu. Bu dönemde kadrolaşma yapmadıklarını kanıtlamak için geçmiş dönemde TRT’ye alınan personel rakamları örnek gösteriliyordu. Başta Cemaat mensupları olmak üzere, TRT’de kadrolaşma şu yöntemlerle yapılıyordu: 1) Kadrolaşmanın önündeki engelleri kaldırmak için TRT yasası değiştiriliyordu. 1 / 31 TRT’DE KADROLAŞMA VE FETULLAHÇILARI KURUMSALLAŞTIRMA - NİSAN 2014 - Milli Çözüm Dergisi Yazar Erdoğan BİŞKİN 31 Mart 2014 2) Kadrolaşmak için yönetmeliklerde kişiye özel düzenlemeler yapılıyordu. 3) Öncelikle İbrahim Şahin’in akrabaları olmak üzere diğer kamu kurumlarından TRT’ye personel nakli hızlanıyordu. 4) Bakanlıkların basın müşavirliği ve özel kalem müdürlüğü kadroları TRT’ye geçiş için köprü kadro olarak kullanılıyordu. 5) Sözleşmeli personel adı altında yandaş medya çalışanları TRT’ye transfer ediliyordu. 6) 2008 ve 2009 yılında açılan sınavla 652 kişi alınıyordu. 7) İstisnai Memuriyet kadrosundan 106 Mütercim alınıyordu. 8) TRT’deki kadrolaşma uluslararası boyut kazanıyor, taşeron şirketler devreye sokuluyordu. AKP Kadrolaşma İçin Trt Yasasını Değiştiriyordu. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin göreve başlamadan Zaman gazetesine (22 Kasım 2007) verdiği demeçte ‘Bu personel ile 40 kanal yönetirim” diyordu. [1] Görevine başlamasından bir süre sonra (7 Aralık 2007) Star gazetesi köşe yazarı Şamil Tayyar’a verdiği demeçte ise personel fazlalığı ile ilgili 3 önemli projesini anlatıyordu; [2] Böylece 8 bini aşkın personele sahip TRT’de bu operasyon yapılabilirse kadronun 5 binin altına düşebileceğini söylüyordu.İbrahim Şahin TRT’de fazla olduğunu iddia ettiği personelden kurtulmak için 2 / 31 TRT’DE KADROLAŞMA VE FETULLAHÇILARI KURUMSALLAŞTIRMA - NİSAN 2014 - Milli Çözüm Dergisi Yazar Erdoğan BİŞKİN 31 Mart 2014 hazırladığı yasa taslağını AKP hükümetine veriyordu. Bu taslak bakanlar kurulu tarafından imzalanarak 8 Mart 2008 tarihinde TBMM’ye sunuldu. Tasarı TRT sanatçılarının kültür bakanlığına devredilmesini, ihtiyaç fazlası personelin de Devlet Personel Başkanlığı havuzuna gönderilmesini öngörüyordu. Bu tasarıya karşı TRT çalışanlarının ve kamuoyunun gösterdiği tepki AKP hükümetine geri adım attırıyordu. 11.06.2008 tarih ve 5767 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu İle Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 26.06.2008 tarih ve 26918 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giriyordu. 2954 sayılı Kanuna eklenen geçici 11’inci madde ile bazı daire başkanlıkları kaldırıldı, bazıları birleştirildi, bazılarının da adı ya da yapısı değiştiriliyordu. Bu düzenleme ile kaldırılan, birleştirilen, ismi veya yapısı değiştirilen Daire Başkanlıklarında çalışan unvanlı/unvansız olmak üzere; Daire Başkanı, Başkan, Üye, Başkan Yardımcısı, Bölge Müdürü, Bölge Müdür Yardımcısı, Müdür, Şube Müdürü, Müdür Yardımcısı, Başuzman, Uzman (Teknik Hizmetler Sınıfı Hariç) kadrolarında bulunanların görevleri ile Kurum Genel Müdür Uzmanlarının görevleri, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren en geç üç ay içinde sona eriyor ve aynı derece/kademeli Araştırmacı unvanlı kadrolara atanıyordu. Bu yapılanma ilk kez TRT’de uygulanıyor. Kadrolaşmak için bir daire başkanlığının önce adını değiştiriliyor, sonra adı değişti diyerek tüm yöneticiler “Araştırmacı” kadrosuna atanıyor ve maaşları donduruluyordu. Yönetici olmadıkları halde Yayın Denetleme Kurulu üyeleri ve uzmanların da araştırmacı yapılması yasa değişikliğinin asıl amacını açıkça ortaya koyuyordu. Kadrolaşmak için yönetmeliklerde kişiye özel değişiklikler yapılıyordu. İbrahim Şahin, yandaşlarını TRT’ye alabilmek için önce TRT yasasında yaptırdığı değişiklikle SÖZLEŞMELİ personel alımının yolunu açıyordu. Sonra AKP yandaşı ve cemaat elemanı medya kuruluşlarının çalışanlarını sınavsız kuruma almaya başlıyordu. Bu da yeterli görülmüyor, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Hizmetlerinin Tanımı ve Bu Hizmetlere Atanacak Personel Yönetmeliği’ ndeki “SÖZLEŞMELİ PROGRAM -HABER PERSONELİ” tanımında ilginç bir değişiklik yapılıyordu. 14 Nisan 2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan değişikliğe göre Sözleşmeli Program-Haber Personeli için gerekli olan ‘Fakülte veya yüksekokul mezunu olmak’ şartının yanına (Yurti çi veya yurtdışı yayın kuruluşlarının yayın, yapım, program veya haber hizmetlerinde en az 2 yıl çalışmış olanlarda bu şart aranmaz.)” şeklinde bir ekleme konuyordu. Yani önce yönetmelikteki şartlara uymayan kişiler TRT’ye alınıyor sonra yönetmelik bu kişilere uyduruluyordu. Yürürlükteki mevzuata göre TRT’nin yayın personeli (muhabir, yapımcı, spiker, kameraman, montajcı) 4 yıllık yüksekokul veya üniversite mezunu olmak zorunda. Şimdi ilkokul mezunları kameraman, lise mezunları muhabir olarak istihdam edilmeye başlanıyordu. 3 / 31 TRT’DE KADROLAŞMA VE FETULLAHÇILARI KURUMSALLAŞTIRMA - NİSAN 2014 - Milli Çözüm Dergisi Yazar Erdoğan BİŞKİN 31 Mart 2014 Hatta lise mezunu kanal koordinatörü bile bulunuyordu. Danıştay 5. Dairesi TRT’nin yaptığı yönetmelik değişikliğinin kariyer ve liyakat ilkeleri ile hizmet gereklerine ve hukuka uygun olmadığına karar vererek değişikliği iptal ediyordu. Ancak Danıştay kararının üzerinden 5 gün geçtikten sonra TRT’nin yeni bir yönetmelik değişikliği yaparak deyim yerindeyse “hukuku dolandığı” ortaya çıkıyordu. Yapılan yönetmelik değişikliği ile “Sözleşmeli program ve haber personeli” için aranacak koşullarda yer alan “ Fakülte veya yüksekokul mezunu olmak” şartı “E n az lise veya dengi okul mezunu olmak” şeklinde değiştiriliyordu. Akraba ve Hemşeri Kadrolaşması Hız Kazanıyordu. İbrahim Şahin başta PTT olmak üzere diğer kamu kurumlarında çalışan yakın akrabalarını ve Amasyalı hemşerilerini TRT’ye alıyordu. Alınanların 6’sı İbrahim Şahin’in köylüsü bunların bir bölümü İbrahim Şahin’in ikinci dereceden akrabası oluyordu. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin Amasya’nın merkeze bağlı Akyazı köyü doğumluydu. İbrahim Şahin TRT Genel Müdürü olduktan sonra üst düzey yönetim kademelerine hemşerilerini ve akrabalarını atıyordu. TRT’nin bütün alım satım işlerini, ihalelerini yapan Satın Alma Dairesi’nin başkanlığına Akyazılı Selami Karanfil getiriliyordu. İbrahim Şahin, akrabası Ömer Avcı’ yı da Satın Alma Dairesi Başkanlığı’nda müdür yapıyordu. Satın Alma Dairesi’ndeki bir başka Amasyalı da yine müdür olarak atanan Hasan Bahçıvan oluyordu. Muhasebe ve Finansman Dairesi Başkanlığı’ndaki üç müdür de İbrahim Şahin’in diğer kamu kurumlarından TRT’ye transfer ettiği kişilerden oluşuyordu. İşte İbrahim Şahin’in akraba ve hemşerilerinin bir bölümü; SELAMİ KARANFİL (Amasya –Akyazı): İçişleri Bakanlığı’nda kontrolör iken TRT’ye SATIN ALMA DAİRESİ BAŞKANI tayin ediliyordu. 4 / 31 TRT’DE KADROLAŞMA VE FETULLAHÇILARI KURUMSALLAŞTIRMA - NİSAN 2014 - Milli Çözüm Dergisi Yazar Erdoğan BİŞKİN 31 Mart 2014 HAKAN KUTLU (Amasya –Akyazı): ÖZEL KALEM MÜDÜRÜ (Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı ve TCDD Genel Müdür Yardımcısı Şükrü Kutlu’nun akrabası oluyordu) METİN YILDIRIM (Amasya –Akyazı): Amasya Merkez Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü iken TRT’ye İNSAN KAYNAKLARI DAİRESİ BAŞKAN YARDIMCISI olarak atanıyordu. OSMAN OĞUZ DARÇIN (Amasya –Akyazı): MKE’de mühendis olarak çalışırken TRT’ye alınıyordu. ÖMER AVCI (Amasya–Akyazı): PTT’de memur olarak çalışırken TRT SATIN ALMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA müdür yapılıyordu. ALİ GÜNEY (Amasya–Akyazı):
Recommended publications
  • Haber Değeri Kavraminin Değişmesi Sürecinde Basin
    T.C. İSTANBUL ÜN İVERS İTES İ SOSYAL B İLİMLER ENST İTÜSÜ RADYO-TELEV İZYON-SİNEMA ANA B İLİM DALI Yüksek Lisans Tezi HABER DE ĞER İ KAVRAMININ DE ĞİŞ MES İ SÜREC İNDE BASIN KURULU ŞLARI MÜLK İYET İNİN ETK İSİ Nur Esra Atmaca 2501050494 Tez Danı şmanı Doç.Dr. Ne şe KARS İstanbul 2009 HABER DE ĞER İ KAVRAMININ DE ĞİŞ MES İ SÜREC İNDE BASIN KURULU ŞLARI MÜLK İYET İNİN ETK İSİ Nur Esra Atmaca ÖZ Çe şitlenen ileti şim araçlarının medya holdinglerine dönü şmesi ve bunların sahiplerinin medya dı şında ticari faaliyetler yürütmesi haberi ticari bir meta haline getirmi ştir. Haber kitlelere dezenforme edilerek ula şmaya ba şlamı ştır. Medya kurulu şlarının sınırlı etkileri olsaydı onlarca medya kurulu şunun sadece bir kaç ki şinin kontrolünde olması yani medyanın tekelle şmesi bir sorun olarak görülmezdi. Dünyanın her yerinde belli ba şlı medya organlarının yine belli ba şlı holdinglerce yönetilmesi insanlara ula ştırılan “haber”in güvenilirli ği üzerinde ciddi endi şelere neden olmaktadır. Tezimizde kitle ileti şim araçlarının yarattı ğı etki medya mülkiyeti sürecinde ele alındı. ABSTRACT Disscussing ownership of media how efects news is the question we ask and search for an answer. If the media have limited efects, as some argue, then the fact that a small number of people control the media is relatively unimportant. We will see in our thesis that how media ownership becomes a very significant matter. We feel the media must have must have profound efects on news and in our theses, we study this. 2 HABER DE ĞER İ KAVRAMININ DE ĞİŞ MES İ SÜREC İNDE BASIN KURULU ŞLARI MÜLK İYET İNİN ETK İSİ ÖZ-ABSTRACT.........................................................................................................
    [Show full text]
  • Muhafazakâr Basinda Hegemonya Uğraklari: 12 Eylül 2010 Referandumu Ve Yeni Anayasa Tartişmalari
    MUHAFAZAKÂR BASINDA HEGEMONYA UĞRAKLARI: 12 EYLÜL 2010 REFERANDUMU VE YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI Çağdaş CEYHAN DOKTORA TEZİ Basın Yayın Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Nejdet ATABEK Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kasım, 2014 ii Doktora Tez Özü MUHAFAZAKÂR BASINDA HEGEMONYA UĞRAKLARI: 12 EYLÜL 2010 REFERANDUMU VE YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI Çağdaş CEYHAN Basın Yayın Anabilim Dalı Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kasım 2014 Danışman: Prof. Dr. Nejdet ATABEK Muhafazakârlık üzerine tartışmalar Cumhuriyetin kuruluşundan beri yapılmaktadır. Kendini muhafazakâr demokrat bir parti olarak tanımlayan AKP’nin 2002 yılında iktidara gelmesiyle beraber sosyal bilimlere ait disiplinlerde bir araştırma nesnesi olarak muhafazakârlığa olan ilgi artmıştır. Bu çalışma muhafazakâr söylemin muhafazakâr gazetelerin köşe yazarlarınca nasıl kurulduğuna odaklanmıştır. Bunu yaparken Laclau ve Mouffe’un Gramsci’nin hegemonya kavramını radikalleştirerek kullandıkları ve ucu açık bir süreç olarak ele aldıkları şekliyle hegemonya kavramını kullanmıştır. Muhafazakâr hegemonya bir oluş ve eklemlenme ilişkileri pratiği içinde ele alınıştır. Çalışma bu yönüyle muhafazakâr hegemonyaya alternatif bir bakış açısı geliştirmeye çalışmıştır. Çalışma iki temel uğrak üzerinden yapılandırılmıştır. İlkin, muhafazakâr hegemonyanın bütünüyle tesis edildiği bir tarihsel moment olan 12 Eylül 2010 Referandumu incelenmiştir. 1 Eylül ve 20 Eylül 2010 tarihleri arasında Yeni Şafak ve Zaman gazetelerinin köşe yazarları incelenmiştir. İkinci bir tarihsel
    [Show full text]
  • BPC 150502 PG3 C National Security White Paper.Indd
    New Turkey or New Government? The June 2015 Parliamentary Election June 2015 Task Force Co-Chairs Ambassador Morton Abramowitz Ambassador Eric Edelman Former U.S. Ambassador to Turkey Former U.S. Ambassador to Turkey Task Force Members Henri Barkey Aaron Lobel Bernard L. and Bertha F. Cohen Founder and President, America Abroad Media Professor of Internal Relations, Lehigh University Alan Makovsky Svante Cornell Former Senior Professional Staff Member, Research Director, Central Asia-Caucasus Institute and House Foreign Affairs Committee Silk Road Studies Program Admiral (ret.) Gregory Johnson Ambassador Paula Dobriansky Former Commander of U.S. Naval Forces, Europe; Former Under Secretary of State for Global Affairs Senior Advisor, Bipartisan Policy Center John Hannah General (ret.) Charles Wald Former Assistant for National Security Affairs to the Vice President Former Deputy Commander, U.S. European Command; Bipartisan Policy Center Board Member Halil Karaveli Senior Fellow, Central Asia-Caucasus Institute and Silk Road Studies Program David Kramer Senior Director for Human Rights and Human Freedoms, McCain Institute for International Leadership National Security Program Staff Blaise Misztal Jessica Michek Project Director Project Assistant 1 ACKNOWLEDGEMENTS This report would not have been possible without the substantive contributions of Barın Kayaoğlu. We also gratefully acknowledge the assistance of BPC intern Seyma Akyol. DISCLAIMER This report is a product of BPC’s National Security Program. The findings expressed herein are those solely of the National Security Program, though no member may be satisfied with every formulation in the report. The report does not necessarily represent the views or opinions of BPC, its founders, or its board of directors.
    [Show full text]
  • Türk Medyasinin Sermaye Yapisi Ve Siyasal Iktidarla Ilişkisi Üzerine Bir Inceleme
    Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl 5, Sayı 1, Haziran 2012 (1-21) TÜRK MEDYASININ SERMAYE YAPISI VE SİYASAL İKTİDARLA İLİŞKİSİ ÜZERİNE BİR İNCELEME Onur DURSUN* Öz Kitle iletişim araçları, ekonomik ve politik güçler arasındaki çeşitli ilişkileri nedeniyle gerçekleri ifade etmede yetersiz kalabilmektedir. Haberi yorumlayarak yazma düşüncesi, Birinci Dünya Savaşından bu yana kabul edilmiş bir yöntemdir. Hatta köşe yazarlığının gelişmesinin temel gerekçelerinden birisidir. Okuru doğru bilgilendirme ilkesi doğrultusunda hareket edildiği sürece, haberi kurgulayan muhabir yorum dahi olsa habere müdahale etme hakkına sahiptir. Fakat hegemonik güçlerin beklentilerine yönelik kurgulanan metinlerde gerçekler doğrudan ifade edilememekte/edilmemektedir. Bu tür haber metinlerinde hegemonik güç eleştirileri ya kısmen vardır ya da yokluk düzeyindedir. Aynı tutum diğer haber metinleri için de geçerli olabilmektedir. Yani her türlü haber metni, bir şekilde söylem kısıtlamasıyla, oto-sansürle karşı karşıya kalabilmektedir. Özellikle liberal medyada, bu tavır kendisini hissettirmektedir. Bu çalışmada, sermaye yapılarının ve siyasi merkezlerin medyanın içeriğini etkilediği düşüncesiyle, Türkiye'deki medya organizasyonlarının sermaye yapıları ve siyasetle olan bağlantılarına dair, veriler doğrultusunda bir inceleme gerçekleştirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Medyanın Sermaye Yapısı, Söylem Sınırlılığı, Medyada Tekelleşme, İleti Seçimi, Haber Süzgeçleri. Analyzes on Turkish Media's Capital Structure and Its Relationship with Political Power Abstract The multidimensional relationship between economic and political powers, mass media have been inadequate to express the realities. The idea of writing news through readers' interpretation has been admitted as a method since World War I. This is the underlying rationale behind the development of column writing. If the readers are given accurate information, the journalist who designs or interprets the news, has the right to modify the news.
    [Show full text]
  • JULY 15: Gülenist Coup Attempt REPORT ISSUE 3, JULY 2016
    JULY 15: Gülenist coup attempt REPORT ISSUE 3, JULY 2016 Daily Sabah Centre for Policy Studies is an Istanbul-Ankara-based, non-profit institute which focuses on Turkey’s vibrant socio-political landscape and its reflections and wider implications both at the regional and global levels. DS Centre was founded in February 2015 as the think-tank extension of the English-language newspaper Daily Sabah, published in Turkey. DS Centre’s aim is to provide cohesive and extensive understanding on national and international affairs via reports, publications, frequent conferences, round table meetings and workshops. DS Centre endeavors the dissemination of knowledge. The centre’s events serve as a platform for prominent academics, researchers, policy-makers and experts of the subject matter to present their perspectives and analyses to ensure coherence and reliability. DS CENTRE FOR POLICY STUDIES Istanbul Office Barbaros Bulvarı, No:153, Cam Han, Beşiktaş Ankara Office Çetin Emeç Bulv. No:117 Balgat, Çankaya www.dailysabahcentre.com [email protected] +90 212 354 3432 facebook.com/DSCentreforPolicyStudies @ds_cfps @ds_centre www.dailysabahcentre.com © Daily Sabah Centre for Policy Studies. All rights reserved. Publisher Daily Sabah Centre for Policy Studies Director Pınar Kandemir Contributors Sena Alkan, Semanur Pekkendir, Nejat Başar, Madeline Zutt, Mehmet Solmaz, Batuhan Takış, Merve Baran, Fatih Şemsettin Işık Cover Ümit Oğuz Art Director Berrak Türkmen Cover photos by Reuters and AP www.dailysabahcentre.com TABLE OF CONTENTS 1
    [Show full text]
  • “Freedom” of the Press in Turkey: Journalist Imprisonments During the Last Decade, 2002-2012
    “FREEDOM” OF THE PRESS IN TURKEY: JOURNALIST IMPRISONMENTS DURING THE LAST DECADE, 2002-2012 By Duygu Kanver A THESIS Submitted to Michigan State University in partial fulfillment of the requirements for the degree of Journalism – Master of Arts 2013 ABSTRACT “FREEDOM” OF THE PRESS IN TURKEY: JOURNALIST IMPRISONMENTS DURING THE LAST DECADE, 2002-2012 By Duygu Kanver The noticeable increase in the number of imprisoned journalists in the past three years drew national and international attention to the problems of press freedom in Turkey. Arrests of distinguished reporters of Turkey’s mainstream media, along with the ongoing limitations on the freedom of Kurdish and socialist press, caused the country to be referred as “the world’s biggest prison for journalists” by the non-governmental press freedom organizations such as Reporters Without Borders and the Committee to Protect Journalists. Statements of the Justice and Development Party (AKP) government authorities claiming that the imprisoned journalists are “not journalists but terrorists,” and their reluctance to amend the laws that cause hundreds of journalists to be jailed led to questioning the influence of politics on journalist imprisonments. This study explores the problems of press freedom with a focus on imprisoned journalists. Based upon in-depth interviews with journalists who were behind bars in the last decade, this study aims to answer the questions of what has changed in terms of freedom of expression in the last decade under AKP rule, for what obvious and underlying reasons the journalists are imprisoned, whether censorship has been a part of the problems of press freedom in the last decade, and how limitations on the freedom of expression affect the public.
    [Show full text]
  • E-Government Discourses: an Inductive Analysis
    Government Information Quarterly 30 (2013) 141–153 Contents lists available at SciVerse ScienceDirect Government Information Quarterly journal homepage: www.elsevier.com/locate/govinf E-government discourses: An inductive analysis Mete Yıldız ⁎,Ayşegül Saylam Hacettepe Universitesi, Beytepe Yerleşkesi, İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, 06800 Beytepe, Ankara, Turkey article info abstract Available online 15 February 2013 This article offers a new perspective on e-government by documenting the categories of e-government discourses, and evaluating them within a public value framework. Understanding e-government discourses is significant, Keywords: since these discourses represent contested visions of e-government, and one can derive a feel for public sentiment E-government about e-government from the discourses used in the media. The findings are accumulated through an inductive Discourse analysis analysis of 85 newspaper articles, published during the year of 2010, in three top-selling, ideologically different, Public value nationally circulating Turkish newspapers. In these 85 articles, 98 discourses presented by 90 policy actors are Government reform New public management found. Five positive and four negative discourse categories and their relationships emerged from the analysis of European Union the data. The results show that, government reform efforts shaped by the New Public Management movement Turkey and Turkey's harmonization efforts with the global political system in general, and with the European Union in par- ticular, are influential in the presentation of e-government projects to the Turkish public through newspapers. © 2013 Elsevier Inc. All rights reserved. 1. Introduction discourses is crucial since these discourses represent contested visions of the e-government, and competing and complementing evaluations of The provision of government information and services, and opening public value emanating from e-government applications.
    [Show full text]
  • İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ 2017 İNSAN HAKLARI Necatibey Caddesi No:82/11-12 (6
    İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ 2017 İNSAN HAKLARI Necatibey Caddesi No:82/11-12 (6. kat) Demirtepe/Ankara DERNEĞİ Tel/Faks: 0 (312) 230 35 67-68 69 HUMAN RIGHTS ASSOCIATION 0 (312) 230 17 07 E-mail: [email protected] - [email protected] Web: http//www.ihd.org.tr Baskı Mayıs 2017 – Ankara LotusAjans Matbaa-Tanıtım-Organizasyon Şehit Cevdet Özdemir Mh. Sokullu Cd. Perçem Sk. No: 9/A Çankaya/Ankara Tel: 0312 480 22 52 e-posta: [email protected] İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İfade Özgürlüğü 2017 HAZIRLAYAN HÜSNÜ ÖNDÜL KATKI SUNAN ÖZTÜRK TÜRKDOĞAN Bu Kitap Norveç Büyükelçiliğinin katkılarıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) için yayına hazırlanmıştır. Bu Kitap İHD tarafından gerçekleştirilen ve Norveç Büyükelçiliğinin desteklediği “Basın ve İfade Özgürlüğü” projesi çerçevesinde yayına hazırlanmıştır. Kitapta yer alan bilgiler Norveç Büyükelçiliği’nin görüşlerini yansıtmaz. İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ - 2017 İÇİNDEKİLER GİRİŞ .......................................................................................................................... 7 BÖLÜM I Bir İnsan Hakkı Olarak İfade Özgürlüğü Hakkı......................................................... 9 BÖLÜM II Türkiye’de İfade Özgürlüğü İle İlgili Mevzuat .......................................................... 13 BÖLÜM III İfade Özgürlüğü Ve Terör Tanımının Belirsizliği Sorunu ......................................... 17 BÖLÜM IV İfade Özgürlüğü ve Terörle Bağlantı Kuran İddianame Örnekleri ......................... 29 BÖLÜM V İnternet Hukuku ...................................................................................................
    [Show full text]
  • July 15 Gülenist Coup Attempt That Had 240 People Martyred with 2,200 Others Injured
    JULY 15: Gülenist coup attempt REPORT ISSUE 3, JULY 2016 Daily Sabah Centre for Policy Studies is an Istanbul-Ankara-based, non-proft institute which focuses on Turkey’s vibrant socio-political landscape and its refections and wider implications both at the regional and global levels. DS Centre was founded in February 2015 as the think-tank extension of the English-language newspaper Daily Sabah, published in Turkey. DS Centre’s aim is to provide cohesive and extensive understanding on national and international affairs via reports, publications, frequent conferences, round table meetings and workshops. DS Centre endeavors the dissemination of knowledge. The centre’s events serve as a platform for prominent academics, researchers, policy-makers and experts of the subject matter to present their perspectives and analyses to ensure coherence and reliability. DS CENTRE FOR POLICY STUDIES Istanbul Offce Barbaros Bulvarı, No:153, Cam Han, Beşiktaş Ankara Offce Çetin Emeç Bulv. No:117 Balgat, Çankaya www.dailysabahcentre.com [email protected] +90 212 354 3432 facebook.com/DSCentreforPolicyStudies @ds_cfps @ds_centre www.dailysabahcentre.com © Daily Sabah Centre for Policy Studies. All rights reserved. Publisher Daily Sabah Centre for Policy Studies Director Pınar Kandemir Contributors Sena Alkan, Semanur Pekkendir, Nejat Başar, Madeline Zutt, Mehmet Solmaz, Batuhan Takış, Merve Baran, Fatih Şemsettin Işık Cover Ümit Oğuz Art Director Berrak Türkmen Cover photos by Reuters and AP Printed by Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş.
    [Show full text]
  • Pdf Olarak İndir
    Savaş Habercileri Fotoğraf Sergs ORADAYDIK ORADAYDIK Savaş Habercileri Fotoğraf Sergisi 24 Nisan - 7 Mayıs 2012 Sunuş Bütün dillerde var olan en güzel kelime “barış” olduğu halde; ne yazık ki savaşlar yeryüzünde hâlâ hüküm sürüyor. İngiliz fotoğrafçı Roger Fenton; Kırım Savaşı sırasında yeryüzünün bilinen ilk savaş fotoğrafl arını çektiğinde dünyanın seyrini değiştiren bir hadiseye imza attığını düşünmemişti belki de. İnsanlık; 18. yüzyılın ikinci yarısına kadar yalnız tarihin sayfalarına kaydedildiği şekliyle bilgi sahibi olduğu savaş meydanlarıyla ilk kez bu fotoğrafl ar sayesinde tanıştı. O günden bu güne gelişen teknolojinin sunduğu kameralar ve fotoğraf makineleriyle donanarak savaş bölgelerine giden gazeteciler sayesinde, savaşların dünya kamuoyuna açıklanan nedenleri dışında, yaşandığı bölgelerdeki gerçek yüzünü de görmek fırsatını buluyoruz. Yakın tarihimizde özellikle Ortadoğu coğrafyasında yaşanan olayları içinden izleyen savaş muhabirlerimizin; insanlığın vicdanına sundukları görüntülerden hazırladığımız “Oradaydık” sergimizi sizlerin takdirine sunuyoruz. Savaş habercilerimizin çatışma bölgelerinde yaşadıkları zorluklara rağmen, canları pahasına bizlere ve bütün dünyaya sundukları gerçekler için kendilerine müteşekkiriz. Yeryüzünde silahların sonsuza kadar sustuğu, insanlığın barış ve huzur içinde yaşadığı güzel günler temennisiyle. MURAT AYDIN Zeytinburnu Belediye Başkanı ORADAYDIK Savaş Habercileri Fotoğraf Sergisi Abdurrahman İTİK 1976 Kars doğumlu. İlk ve orta öğrenmn Kars’ta tamamladı. Lse’y İstanbul, Bakırköy’de okudu. 1996 yılında göreve başladığı Chan Haber Ajansı’nda yaklaşık 16 yıldır haber kameramanı olarak görevne devam edyor. Bu süreç çersnde başta 2002 Kore-Japonya Dünya Kupası maçları, Danmarka ve Buruksel’dek Avrupa Brlğ müzakereler, 2006 Lübnan-İsral savaşı, Irak-ABD arasındak Körfez Savaşı, Flstn-Gazze, Sudan-Darfur’da bulunan mültec kamplarında haber çalışmalarında bulundu. Avrupa ve Ortadoğu’da br çok ülkede çeştl haberlerde görev aldı. Van’da deprem sonrasını anlatan, bekar evlern konu olan k adet belgesel çalışması da yaptı.
    [Show full text]
  • Bia Media Monitoring 2014 / April – May - June
    BİA MEDIA MONITORING 2014 / APRIL – MAY - JUNE 23 journalists and 14 publishers entered July 2014 in prison. 14 of all journalists and all publishers represent the Kurdish media and they have being jailed for charges related to “illegal organizations” according to the related articles of Anti-Terror Act (TMK) and Turkish Penal Code (TCK). 21 of 23 journalists are jailed for for charges related to “illegal organizations” according to the related articles of Anti-Terror Act (TMK) and Turkish Penal Code (TCK). While one caricaturist is jailed for “insulting” Adnan Oktar, another journalist is jailed for “espionage”. The following are also found among the attributed accusations: “committing a crime on behalf of the organization without being a member” and/or “helping intentionally the organization without getting involved in its hierarchical structure.” Some other journalists are on trial for the following allegations: “establishing an armed/non-armed organization”, “administrating or being a member of an organization” and there are some sentenced journalists. The BIA Media Monitoring Report consists of the following chapters: “Murdered journalists”, “jailed journalists”, “detentions”, “attacks, threats and impediments”, “prosecutions, new-ongoing trials, verdicts”, “defamation, personal rights and complaints”, “bans, closures, seizures”, “ECHR” and “RTÜK”. Murdered journalists / Trials Hrant Dink Murder MİT not clear: The officials of MİT - Turkey’s National Intelligence Organization - reportedly declined to inform İstanbul 2nd Juvenile High Criminal Court on whether certain “secret” and “top secret” documents and CDs submitted to the court by a parliamentarian commission to investigate military coups were a “state secret”. (June 27) Ogün Samast is standing trial for being “a terrorist organization member” and convicted to a prison term of 22 years and 10 months.
    [Show full text]
  • Cumhuriyet'e Saldırı, Ergenekon Davasıyla Birleştirildigündem08
    ZKZ -E 9214, PvSt ZKZ -E 9214, Offenbach 63069 Land Str.107, ZAMAN, Sprendlinger Cumhuriyet’e saldırı, Ergenekon davasıyla birleştirildi GÜNDEM08 23 ARALIK 2010 PERŞEMBE NR. 15949 FÝYATI: 1 EURO WWW.EUROZAMAN.COM STUTTGART BİL ÖZEL OKULU YENİ BİNASINA KAVUŞUYOR Uyumun temelleri atıldı Stuttgart’ta BİL Özel Okulu’nun yeni binasının temeli atıldı. Stuttgart Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Wolfgang Schuster, Başkan Yardımcısı Michael Föll, Stuttgart Başkonsolosu Mustafa Türker Arı, eski milli futbolcu Hakan Şükür, siyasi parti tem- silcileri Türk ve Alman kurum müdürleri ve vatandaşların katılımıyla Bad Cannstatt Türk basın mensupları ile bir araya gelen Aygül Özkan, gerçekleş- Zuckerfabrik mevkiindeki arsada temel atma töreni düzenlendi. tirdiği çalışmalar ve hayata geçireceği projeler hakkında bilgi verdi. ALİ RIZA STUTTGART mer Akın. Okul olma öncesi döne- Türkler sosyal 2004 yılında Türk girişimci- mine ve doğumuna şahitlik etmiş -ler tarafından kurulan ve öğ- biri olarak uzun, yorucu ama tarihi retime başlayan BİL Özel Okulla- neticesi olan BİL’in bugüne kadar çalışmalara daha rı yeni binasında kavuşuyor. 6 yıl olan öyküsünü şöyle özetliyor Mu- önce 18 öğrenci ile eğitim dünyası- ammer Akın: “BİL’in en dikkat çe- fazla ilgi göstermeli na farklı ve taze bir adım olarak atı- ken yönü adı idi. Aslında bu dikkat lan BİL Özel Okulları Almanya’da çekicilik bir bakıma yine de devam RAMİS KILIÇARSLAN, ERKAN TEKİN HANNOVER Türk girişimcilerin eğitim dünyası- etmiyor değil. BİL kısaltmasının Aşağı Saksonya Uyum Bakanı Aygül Öz- na kazandırdığı ilk okul olma özel- açılımı Bildungs- und Informati- -kan, Türklerin sosyal çalışmalara daha faz- liğini de taşıyor. Her geçen yıl ar- onszentrum Landhaus’tur. BİL te- la ilgi göstermesi gerektiğini söyledi.
    [Show full text]