Muhafazakâr Basinda Hegemonya Uğraklari: 12 Eylül 2010 Referandumu Ve Yeni Anayasa Tartişmalari
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
MUHAFAZAKÂR BASINDA HEGEMONYA UĞRAKLARI: 12 EYLÜL 2010 REFERANDUMU VE YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI Çağdaş CEYHAN DOKTORA TEZİ Basın Yayın Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Nejdet ATABEK Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kasım, 2014 ii Doktora Tez Özü MUHAFAZAKÂR BASINDA HEGEMONYA UĞRAKLARI: 12 EYLÜL 2010 REFERANDUMU VE YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI Çağdaş CEYHAN Basın Yayın Anabilim Dalı Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kasım 2014 Danışman: Prof. Dr. Nejdet ATABEK Muhafazakârlık üzerine tartışmalar Cumhuriyetin kuruluşundan beri yapılmaktadır. Kendini muhafazakâr demokrat bir parti olarak tanımlayan AKP’nin 2002 yılında iktidara gelmesiyle beraber sosyal bilimlere ait disiplinlerde bir araştırma nesnesi olarak muhafazakârlığa olan ilgi artmıştır. Bu çalışma muhafazakâr söylemin muhafazakâr gazetelerin köşe yazarlarınca nasıl kurulduğuna odaklanmıştır. Bunu yaparken Laclau ve Mouffe’un Gramsci’nin hegemonya kavramını radikalleştirerek kullandıkları ve ucu açık bir süreç olarak ele aldıkları şekliyle hegemonya kavramını kullanmıştır. Muhafazakâr hegemonya bir oluş ve eklemlenme ilişkileri pratiği içinde ele alınıştır. Çalışma bu yönüyle muhafazakâr hegemonyaya alternatif bir bakış açısı geliştirmeye çalışmıştır. Çalışma iki temel uğrak üzerinden yapılandırılmıştır. İlkin, muhafazakâr hegemonyanın bütünüyle tesis edildiği bir tarihsel moment olan 12 Eylül 2010 Referandumu incelenmiştir. 1 Eylül ve 20 Eylül 2010 tarihleri arasında Yeni Şafak ve Zaman gazetelerinin köşe yazarları incelenmiştir. İkinci bir tarihsel uğrak olarak da muhafazakâr hegemonyanın bir dizi tarihsel olayla kırılganlaştığı bir dönem olarak yeni anayasa yapım çalışmaları ele alınmıştır. Yeni anayasa yapım çalışmalarının sürdürüldüğü 20 Ekim 2011 ile 26 Aralık 2013 tarihleri Yeni Şafak ve Zaman gazetelerinde çıkan köşe yazıları Laclau ve Mouffe’un söylem kuramlarından yararlanarak analiz edilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın sonunda özellikle 12 Eylül Referandumu sırasında biri sivil İslam geleneğinden gelen Zaman gazetesi, diğeri siyasal İslam geleneğinden gelen Yeni Şafak gazetesi köşe yazarlarının yazıları arasında tam bir koşutluk ve fikir birliği olduğu görülmüştür. İki yıl süren yeni anayasa çalışmaları sırasında ise bu fikir birliğinin özellikle başkanlık sistemi teması çerçevesinde ayrışmaya başladığı gözlenmiştir. Bu durum da muhafazakâr hegemonyanın ucu açık bir süreç olarak farklı eklemlenme ilişkilerine olanak sağlayacak bir biçimde işlediğini kapalı ve sonsuz bir sistem olmadığını göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Muhafazakârlık, hegemonya, popülizm, antagonizma, boş gösteren, muhafazakâr basın iii Abstract HEGEMONY MOMENTS IN CONSERVATIVE PRESS: SEPTEMBER 12, 2010 REFERENDUM AND NEW CONSTITUTIONAL LAW DEBATES Çağdaş CEYHAN Department of Journalism Anadolu University, Graduate School of Social Sciences, November 2014 Advisor: Prof. Dr. Nejdet ATABEK Since from the constitution of the Republic, conservatism debates continue. JDP which identifies itself as conservative democratic party, came into power in 2002, then now conservatism has become popular in social sciences as a research object. This study focuses on how conservative discourse has been constructed by conservative press’ columnists. While anaylsing conservative discourse, this study utilizes hegemony concept as an open-ended process in terms of Laclau and Mouffe’s radicalisation of the concept hegemony of Gramsci’s. Conservative hegemony is discussed as a procession and within articulation relations practice. With this aspect, the study attempts to develop an alternative perspective to conservative hegemony. The study is structured out of two fundamental moments. Firstly, September 12, 2010 Referendum is determined as a historical moment when conservative hegemony is totally established. Columnists’ of Yeni Şafak and Zaman dailies has been analyzed between September 1 and September 20, 2010. As a second historical moment, new consititutional law process has been analyzed when conservative hegemony has encountered historical events. In Yeni Şafak and Zaman dailies, columns about new constitutional law process has been examined by utilizing Laclau and Mouffe’s discourse theory between October 20, 2011 and December 26, 2013. At the end of the study, it has emerged that Zaman Daily, which originates from a civic Islam and Yeni Şafak Daily, which comes out from political Islam tradition, considering both these dailies’ columnists’ columns have parallelism and consensus in terms of September 12, 2010 Referendum. In the course of new constitutional law process, that had continued for two years, it has been observed that this consensus had been started to differentiate particularly in presidential debate. In that case, conservative hegemony has been worked as an open-ended process that enables different articulation relations and demonstrated that it is not a closed and endless system as well. Keywords: Conservatism, hegemony, populism, antagonism, empty signifier, conservative press iv v Önsöz Bu tezin yazılmasındaki katkılarından dolayı danışmanım Prof. Dr. Nejdet Atabek’e teşekkür ederim. Prof. Dr. Halil İbrahim Gürcan’a tez jürilerimdeki katkılarından dolayı teşekkür ederim. Tezimin final jürisinde bulunarak tezime değerli katkılarda bulunan Doç. Dr. İncilay Cangöz’e teşekkür ederim. Tezimin final jürisine katılarak beni onore eden Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı’ya babacanlığı ve üniversitelerimizde gittikçe kaybolan zarifliği ve samimiyeti için bir öğrencisi olarak teşekkürü borç bilirim. Her tez gibi bu tezin de bir hikayesi var ve her tez gibi bu tez de tek başına yazılmadı. Dostlarla, aileyle, sevgiliyle dayanışma içinde örüldü. Bana alın terine saygıyı, emeğin büyülü ve yüce bir değer olduğunu öğreten, büyüsem de hep onun küçük oğlu olduğumu zor zamanlarımda yanımda olarak hissettiren babama; Ankara gibi, hep ona gitmek yuvaya geri dönmek olan acımasız bir dünyanın şefkati ve merhameti olan anneme; abisi olmama rağmen yıllardır hep bana ağabeylik yapan kardeşime Uygar’a, onun karanlık ve ürkütücü sazlıklar içinde yürürken bana uzattığı sihirli ele ve onun şirin karısı Tuba’ya çok teşekkür ederim. Kaan Sezyum’un karsının ardından yazdığı yazısında olduğu gibi zor zamanlarda arkadaşlar iyi gelir insana. Berkay’ın karamsarlıkların içinde bana 11 yıl önce mutlu olmayı öğreten hayat gibi acı-tatlı anılarda akan dostluğuna zor zamanlarımda yanı başımdaki yoldaşlığına, bana yıllardır verdiği emeğe ve can yoldaşı Duygu yengeye çok teşekkür ederim. İçinde Ankara olan tüm hikayelerin kahramanı ve çocukluğa ait güzel seslerin derin kuyusu Adnan’a çok teşekkür ederim. Tezimin son döneminde yaşadığım tüm sıkıntıları benle aynı odada paylaşan Ferhat’a çok teşekkür ederim. Tezimle ilgili her türlü teknik ve moral desteği sunan Naim’e tezimi bir gün bitireceğime beni inandıran Serdar’a, Motif’e, Gülcan’a, Gamze’ye ve Özlem’e çok teşekkür ederim. Öğle aralarındaki neşeli muhabbetleri için Özlem Ünal’a, Müge’ye, Sertan’a, Murat’a, Osman’a, Nurdan’a, Deniz’e, Elçin’e çok teşekkür ederim. 8 yıldır beraber çalıştığım, acı tatlı günler paylaştığım hocam Prof. Dr. Erkan Yüksel’e teşekkür ederim. Tezimi bitirmemdeki vi katkılarından dolayı Dr. Emre Kızıl’a çok teşekkür ederim. Her şeyi bırakıp gitmeye karar vermişken bir Pinhani şarkısında olduğu gibi bana “dön bak dünyaya” diye fısıldayan, dostluğun seni senden çok düşünmek olduğunu hatırlatan, tezimi benden çok sahiplenen, tezde üşendiğim her şeyi şevkle yapan, tezimi en ince ayrıntısına kadar okuyan dostluğun, kardeşlikle de olduğunu bana gösteren Erhan’a; tezimde yazacağım her şeyi telefonda bana saatlerce üşenmeden anlatan, tüm yazdıklarımı üşenmeden okuyan notlar çıkaran ve bu tezi bitireceğime sonuna kadar inanan, hep bir telefon uzaklığında ama hep yanımda olan Nalan’a; okuldaki tüm sıkıntılarımı paylaşan en saçma fikirlerimi bile sabırla dinleyen, çayımı hiç eksik etmeyen, tezimi sıkılmadan en ince ayrıntısına kadar titizlikle okuyan, yorumlayan ve hep moral veren ve bana inanan nam-ı diğer dostum Müdür Züleyha’ya çok teşekkür ederim. Sizler olmasanız bu tez de olmazdı. Bir tribün klasiği olan takımın hala maçı çevirebileceğini oyunculara hatırlatan “bizler inandık sizler de inanın” tezahüratını kendi has üslubuyla bana söyleyen ve beni maçı çevirebileceğime inandıran Prof. Dr. Nadir Suğur’a çok teşekkür ederim. Bir de öykülerin kahramanları vardır içinde ilham perilerinin yaşadığı. Bu tezin de bir ilham perisi vardı. Öyle bir periydi ki o Mohsen Namjoo’nun söylediği bir şarkıda olduğu gibi aşkının karar kılmadığı hiçbir yer yoktu ve aynı şarkıdaki gibi aşkın kıvılcımları yaşamın kendisi olmuştu. O hep elini tuttu çizgileri erimiş bir çizgi adamın bir gün nehirde kocaman bir gülümseme olacağına inandı, ona hep “yürümeye devam et” dedi kalbinde umutla. Çünkü “bir gece konmuştu kalbine bu sevda” ve asla yalnız yürütmeyecekti sevdasını. Onun sevdası benim sevdam oldu biz ikiyken bir olduk. Ve haziran gecelerinde büyüttük sevdamızı. Çünkü ikimiz de biliyorduk “bir yarına gidenler kalırdı bir de yarın için direnenler”. Senin beni terk etmeyen sevdan Aylilim, bir de Haziran gecelerinin çocukları bu tezde içinde ilham perilerinin yaşadığı kahramanlardı. vii Özgeçmiş Çağdaş CEYHAN Basın Yayın Anabilim Dalı Doktora Eğitim Y.Ls. 2008 Anadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basın Yayın Anabilim Dalı Ls. 2002 Ankara Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü Lise 1998 Ankara 50. Yıl Lisesi, Türkçe Matematik Bölümü Kişisel Bilgiler Doğum yeri/yılı : 15.02.1980 / Ankara Cinsiyet : Erkek Yabancı dil : İngilizce viii