T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Farmakognozi Anabilim Dalı Fitoterapi Yüksek Lisans Programı çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma aşağıdaki jüri tarafından Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Tez Savunma Tarihi: 30 / 12 / 2013

I

İÇİNDEKİLER

Kabul ve Onay…………………………………………………………...…...... I İçindekiler………………………………………………………………...... II Şekiller, Grafikler………….…..…………………...……………………...…..V Resimler.……………………………………………..……………………...... VI Tablolar.……………………………….………………………...... VII Semboller, Kısaltmalar ………………………………………………….....VIII 1. GİRİŞ VE AMAÇ……….………………….……………………...………….1 2. GENEL BİLGİLER…….………………………………..…………..…….....3 2.1.Tarihçe.…….………………………………………………………...... 4 2.2. glabra L.’nin Taksonomideki Yeri……….….…...... 6 2.3. Leguminosae (baklagiller) Familyasının Genel Özellikleri……………..7 2.4. Papilionaceae () Alt Familyası…………………………...... 9 2.5. Glycyrrhiza Cinsinin Genel Özellikleri …………………….....………...10 2.6. Glycyrrhiza glabra Türünün Genel Özellikleri…………….……………11 2.6.1. Radix liquiritiae………………………..………………………………...11 2.6.2. Succus Liquiritiae…………………………………………………….…12 2.6.3. Glycyrrhiza glabra’nın Kayıtlı Olduğu farmakopeler……………….12 2.7. Halk İlacı Olarak Kullanılışı……………………………………..……….14 2.8. Kimyasal Yapısı……………………………………………………….....14 2.8.1. Saponinler…………………………………………………………...... 14 2.8.2 Flavonoitler ve Kalkonlar…………………………….…………………15 2.8.3. İzoflavonlar...... 17 2.8.4. Kumarinler……….……………………………………………………...18 2.8.5. Diğer Aktif Bileşenler…………………………………………………...18 2.9. Biyolojik Aktivite Çalışmaları……………….……………………………19 2.9.1. Antienflamatuvar Etki…………………………………………………..19 2.9.2. Antimikrobiyal ve Antiviral Etki…………….……………………….....20 2.9.3. Antiprotozoal Etki…………………………………………….…….…...21 2.9.4. Antioksidan Etki…………………………………………………………22

II

2.9.5. Hepatoprotektif Etki……………………………………...………….….23 2.9.6. Antitümor Etki…………………………………………………………...23 2.9.7. Sinir Sistemi Üzerine Etki………………………………………...... 24 2.9.8. Kardiyovasküler Sistem Üzerine Etki…………………………...... 25 2.9.9. İmmunolojik Etki…………………………………………………...... 26 2.9.10. Renal Sistem Etki……………………………………………………..27 2.10. Klinik Çalışmalar……………………………..……………….….……...28 2.10.1. Gastrointestinal Etki……………………………………………….….28 2.10.2. Antikanser Etki………………………………………………………..29 2.10.3. Antiviral ve Hepatoprotektif Etki……………………………….….....29 2.10.4. Dermatolojik Etki………………………………………………….…...29 2.10.5. Endokrinolojik Etki……………………………………………...…..…31 2.10.6. Solunum Rahatsızlıkları…………………...…..……………………..32 2.10.7. Diğer Etkiler……………………………………………………...…….32 2.11. Endüstriyel Kullanımı……………………………...…………………....33 2.12. Yan etkiler ve Toksisite…………………………...…………………….33 2.13. Famakokinetik…………………………………..……………………….35 2.14. İlaç Etkileşimleri………..………………………..………………..38 2.15. Avrupa Farmakopesi 6.0 Monograf Çevirisi………….…………..…..40 3. GEREÇ VE YÖNTEM………………………………………………………44 3.1. Bitkisel Materyal……………………………………………………..……44 3.2. Gereçler……………………………………………………………….…...45 3.3. Yöntem……………………………………………………………….…….46 3.3.1. Farmakope Analizleri……………………………………………...... 46 3.3.1.1. Makroskobik Analiz…………………………………………………..46 3.3.1.2. Mikroskobik Analiz……………………………………………...... 46 3.3.1.3. İTK Çalışmaları……………………………………………………….46 3.3.1.4. Kurutmada Kayıp…………………………………………………….47 3.3.1.5. Kül Miktar Tayini………………………………………………...... 48 3.3.1.6. Hidroklorik Asitte Çözünmeyen Kül Miktar Tayini………………...49

III

3.3.1.7. Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografisi ile Glisirizik Asit Miktar Tayini…………………………………………………………………50 4. BULGULAR…………………………………………………………...... 52 4.1. Farmakope Analizleri……………………………..……………………...52 4.1.1. Makroskobik Analiz………………………………………………….....52 4.1.2. Mikroskobik Analiz………………………………………………...... 53 4.1.3. İnce Tabaka Kromatografisi…………………………………………...58 4.1.4. Kurutmada Kayıp……………………………………………………….59 4.1.5. Kül Miktar Tayini………………………………………………………..60 4.1.6. Hidroklorik Asitte Çözünmeyen Kül Miktar Tayini…………………...61 4.1.1.7.Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografisi ile Glisirizik Asit Miktar Tayini…………………………………………………………………62 4.1.8.Tayin Edilebilir En Düşük Limit Teşhis Sınırı………………………...63 4.1.9. Hesaplanabilir En Düşük Limit …………………………….………....63 5. SONUÇ VE TARTIŞMA………………………………………….………...64 6. ÖZET……………………………………………………………………...….68 7. SUMMARY…………………………………………………………………..67 8. KAYNAKLAR……………………………………………………………….68 9. TEŞEKKÜR………………………………………………………………….88 10. ÖZGEÇMİŞ………………………………………………………………...89

IV

ŞEKİLLER SAYFA NO

Şekil 1: Glisirizin ve glisiretinik asitin yapısı ………………………………..15 Şekil 2: Glycyrrhiza radix’de bulunan bazı kalkonlar Flavonoitler……….16 Şekil 3: Glycyrrhiza radix’in yapısında yer alan İzoflavonlar …………….17 Şekil 4: Karbenoksolon ve Enoksolon’nun formülü………..……………….28 Şekil 5: Glisirizinin Karaciğerdeki metabolizasyonu…...... 36 Şekil 6.1: G1 numunesinde sklerenkima demeti…………..…………….....53 Şekil 6.2: G1 numunesinde mantar doku………………….….…………….54 Şekil 6.3: G1 numunesinde trake ve trakeoit..………….………………..…54 Şekil 6.4: G1 numunesinde radyal özkolu…………………………….…….55 Şekil 6.5: G1 numunesinde öz kollar arasında parankima hücreleri……..55 Şekil 6.6: G1 numunesin dizili geçitler taşıyan trakeitler……………..……56 Şekil 6.7:G1 numunesinde sklerenkima liflerinde basit billur dizisi..……..56 Şekil 6.8:G1 numunesi nişasta taneleri……….………………………….....57 Şekil 7: İnce Tabaka Kromatografisi Plakları……………………………….58 Şekil 8: Mono amonyum glisirizat’ın HPLC kromatogramı………..………62 Şekil 9: G1 numunesinin HPLC kromatogramı…………………………….62

V

RESİMLER SAYFA NO

Resim 1:Glycyrrhiza glabra toprak üstü kısmı…………………...………....13 Resim 2: Glycyrrhiza glabra kökleri……………………………………….…13 Resim 3: G1 numunesinde makroskobik inceleme……….…………….....53 :

VI

TABLOLAR SAYFA NO

Tablo 1 İnvitro çalışmalarda glisirizinin Antiviral etkisi…….……….….…..21 Tablo 2 Glycyrrhiza glabra’nın Dermatolojik Etkileri…………….…...…….30 Tablo 3 G. glabra’nın Aşırı Dozda Kullanıldığındaki Toksisitesi……..…..34 Tablo 4 Glycyrrhiza glabra’nın bazı ilaçların geçimsizlikleri…………..…..39 Tablo 5 Güneydoğu Anadolu’dan temin edilen meyan kökü örnekleri…..44 Tablo 6 Örneklerin makroskobik analizi………………………..……….…..52 Tablo 7 Glycyrrhiza radix ile yapılan kurutmada kayıp analizi……….…...59 Tablo 8 Glycyrrhiza radix ile yapılan kül miktar analizi ………..……….....60 Tablo 9 Glycyrrhiza radix ile yapılan HCI de çözünmeyen kül analizi……61 Tablo 10:Glycyrrhiza radix Örneklerinde Glisirizik Asit Miktarı ……….….63

VII

KISALTMALAR

M.Ö. : Milattan Önce M.S. : Milattan Sonra T.K. : Türk Kodeksi ADP: Adenozin Difosfat NADPH: Nikotinamid Adenin Dinükleotit

IC50: Maksimum inhibisyonun %50'sini oluşturan ilaç Konsantrasyonu RAW 264.7: Fare lösemik monosit makrofaj hücre kuşağı COX-2: Siklooksijenaz-2 LDL: Düşük yoğunluklu lipoprotein MCF-7: İnsan Göğüs Adenokarsinoma hücre hattı MAO: Mono amino oksidaz NO: Nitrik oksit IL-8: İnterlökin-8 TNF-α : Tümör nekrozu faktörü alfa HPLC: Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografisi ALT: Alanin Aminotransferaz HCI: Hidroklorik asit U.V. : Ultraviyole İTK: İnce Tabaka Kromatografisi DNA: Deoksiribonükleik asit bcl-2: B-hücre lenfoması-2 NADPH: Nikotinamid adenin dinükleotit fosfat HIV: İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü Escop: Avrupa Bilimsel Fitoterapi İşbirliği G. glabra: Glycyrrhiza glabra HCV: Hepatit C Virüsü

VIII

1.GİRİŞ VE AMAÇ

Glycyrrhiza L.cinsi Leguminosae familyasından olup dünya üzerinde geniş yayılış alanlarına sahip çok yıllık bir bitkidir. Akdeniz, Ön Asya, İran, Rusya, Avrupa ve Ortadoğu’da doğal olarak yetişmektedir.1 M.Ö. 500 lü yıllardan beri tıbbi amaçlarla kullanılmakta ve bitkilerin büyük babası olarak tarif edilmiştir.2

Ülkemizde tamamen doğal yayılışlı olan Glycyrrhiza cinsine ait 6 tür ve bu türlerin birine ait 2 varyete yetişmektedir.3 Dünya tıbbi ve endüstriyel bitkileri arasında oldukça önemli bir yeri vardır.

Glycyrrhiza bitkisinin kök ve rizom ekstreleri eskiden olduğu gibi günümüzde de gerek halk arasında ve gerekse tıbbi tedavi alanında değişik amaçlarla birçok hastalığa karşı kullanılmaktadır. Özellikle ekspektoran, antispazmotik, antienflamatuar, antiasit ve antiülserojenik etkilerinden dolayı preparatların bileşimine girmektedir.4 Ülkemizden ve özellikle de Güneydoğu Anadolu bölgesinde en çok ihracatı yapılan bitkilerin başında gelmektedir.

Ülkemizde ve Dünyada oldukça geniş bir kullanım alanına sahip olan bitkinin köklerinin piyasada çok farklı kalitelerde satıldığı bilinmektedir. Bu çalışma ülkemizde doğal olarak yetişen ve toplayıcılar tarafından toplanarak aktarlara satılan köklerin kalitesinin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Bitkiye ait literatür çalışmalarının güncel bilgilerin ışığında yeniden derlenmesi, çalışmamızın birinci amacını oluşturmuştur. Ardından özellikle yaygın olarak kullanıldığı Güneydoğu bölgesindeki

1

aktarlardan toplanan örneklerin Avrupa Farmakopesinde bulunan Radix Liquiritiae monografına uygunluğunun araştırılması çalışmamızın pratik kısmını teşkil etmiştir. Bu sayede ülkemizde yaygın bir kullanıma sahip meyan bitkisinin kökleri hakkında güncel bilgilerin derlenmesi ve hemen hemen her aktardan satılan örneklerin kalitesi hakkında fikir sahibi olunması amaçlanmıştır.

2

2.GENEL BİLGİLER

Bu bölümde öncelikle Glycyrrhiza bitkisinin tarihçesi ve bağlı bulunduğu familyanın botanik özellikleri incelenmiştir. Daha sonra bitkinin çeşitli kısımları üzerinde yapılmış kimyasal ve biyolojik aktivite çalışmaları başlıklar halinde tasnif edilerek verilmiştir. Radix Liquiritiae (Licorice) monografının Türkçe çevirisi bu bölümün sonuna eklenmiştir.

3

2.1. Tarihçe

Tarihi kayıtlardan elde edilen bilgilere göre Glycyrrhiza köklerinin tıbbi amaçlarla kullanımı çok eski çağlara dayanır. Eski Çin tababetinde bitkinin panzehir olarak kullanılan ilaçların içeriğinde bulunduğu kayıtlıdır.5

Eski Mısır medeniyetinde Meyan köklerinin mide hastalıklarının tedavisinde kullanıldığı, aynı zamanda insana canlılık ve dinçlik veren, Maisus adı verilen bir içki yapıldığı hiyerogliflerden anlaşılmaktadır. M.Ö. 400 yıllarında farmakognozinin babası sayılan Theophrastus Meyan köklerinin öksürük ve göğüs hastalıklarının tedavisinde etkili olduğunu belirtmiştir. Theophrastus özellikle Glycyrrhiza glabra var. glandulifera'yı kullanmıştır. Aristotales Meyan kökünün astım, sıtma, öksürük ve göğüs hastalıklarında kullanmıştır. Galen Meyan kökünden hazırlanan içkinin tatlı olmasına rağmen susuzluğa yol açmadığını, bunun yanında teskin edici bir özelliği de olduğunu rapor etmiştir. Galen tedavide kullandığı Meyan kökünü Glycyrrhiza olarak adlandırmıştır. M.S. 6. yüzyılda yaşamış Romalı bir doktor olan Alexandr Trallianus Tıp’ta en çok kullanılan maddenin Succus Liquiritiae (Meyan balı) olduğunu bildirmiştir.5

Diğer taraftan Glycyrrhiza, askeri amaçlarla ilk kez Roma İmparatoru Büyük İskender'in yaptığı seferlerde, askerin susuzluğunu gidermek için kullanıldığı da kayıtlıdır.6

4

Birçok yararı anlaşıldıktan sonra, 16. yüzyıldan itibaren meyanın tarımla yetiştirilmesine çalışılmıştır. Bu yöndeki çalışmalar, daha sonraları semeresini vermiş ve bugün bazı ülkeler için bitki kültürü ile elde edilen meyan önemli bir gelir kaynağı olmuştur. 18. yüzyılda George Dunkill adlı bir kimyager, Glycyrrhiza köklerine, tatlılığı veren maddeyi izole etmiş ve bu maddenin şekerleme sanayiinde de kullanılabileceğini söylemiştir.6

Meyan balı, Sultan III. Mehmet için hazırlanan “Terkib-i Şahi” nin bileşiminde bulunan 6 drogdan biridir. 1873 yılındaki bir kayda dayanarak Hekimbaşının ilaç yapımında kullandığı droglar arasında, Glycyrrhiza bitkisinin de bulunduğu bilinmektedir.7

5

2.2. Glycyrrhiza glabra L.’nin Taksonomideki Yeri

Glycyrrhiza glabra’nın sistematikteki yeri aşağıdaki şekildedir.8

Alem : Plantae (Bitkiler) Bölüm : Magnoliophyta (Kapalı tohumlular) Sınıf : Magnoliopsida (İki çenekliler) Takım : Familya : Fabaceae (Baklagiller) Cins : Glycyrrhiza Tür : G. glabra Latince Adı : Glycyrrhiza glabra L. Türkçe Adı : Meyan İngilizce Adı : Licorice

6

2.3. Leguminosae (Baklagiller) Familyasının Genel Özellikleri

Çiçekli bitkiler (Angiospermae) arasında, Compositae'den sonra gelen ikinci büyük familyadır.9 Aralarında kserofitler ve suda yaşayanlar da bulunur. Tropik, subtropik ve ılıman iklim kuşağında yaygın olan bu familyada 600 den fazla cins, 13000 kadar tür bulunur. Leguminosae familyası 3 altfamilyaya ayrılır; bunlar, en zengini Papilionoideae olmak üzere 400 kadar cins, Mimosoideae 50 cins ve Caesalpinioideae 150 kadar cinstir. Bu alt familyalar çok geniş olduklarından birer familya olarak da kabul edilir. Familya bitkileri ot, çalı, küçük ya da büyük ağaç formundadır.

Yapraklar alternan dizilişli, çoğunlukla bileşik, pennat ve stipulalıdır; fakat istisnalara da sık rastlanır, Ulex gibi basit yapraklı genuslar vardır. Acacia'nın genç fidelerinde pennat yapraklar gelişmemiştir; petiol genişleyip yassılaşarak lamina şeklini almış yani fillot haline dönüşmüştür. Yaprak parçalanması bazan palmat olabilir. Stipula, bazı Acacia ve Robinia türlerinde diken şeklini almıştır; bazı Pisum'larda ise geniştir ve yaprağa benzer. Pennat yapraklardaki foliol sayısı değişkendir ve tanıtıcı özelik niteliğinde olabilir, örneğin Trifolium ve Medicago 3 foliol bulunur (trifoliat), Vicia'da ise 3-12 çifttir. Yaprakların pozisyonu akşamları değişir, yapraklar kapanır, örneğin Mimosa pudica (küstümotu) dokunma ile katlanır ve sarkar.

Birçok Leguminosae bitkisinde, Rhizobium türü bakteri nodülleri bulunur. Bu bakteri, havadaki azotu alıp diğer azotlu bileşiklere dönüştürme yeteneğindedir; bu nedenle fakir toprakları kuvvetlendirmek amacıyla bu familya bitkilerinden yararlanılır.

7

Çiçek durumu çoğunlukla dik veya sarkık rasemustur, bazen sıkı bir küme şeklindedir (Mimosada olduğu gibi). Çiçekler bazen aktinomorf, tek veya iki eşeylidir (Mimosoideae), bazen de asimetriktir (Caesalpinioideae ve Papilionoideae). Kaliks ve korolla genellikle 5'er üyeli; stamen sayısı genellikle 10, ya hepsi serbest, ya monadelf veya diadelftir. Ovaryum tek karpelden yapılmış, tepede stilus ve stigması iyi gelişmiştir; 2-çok övül taşır. Meyve tek gözlü bir legümendir, bazen tohumların arası boğulmuştur ve lomentum meydana gelmiştir. Bazen de folikül tipi meyveye rastlanır. Meyve bazen, Arachis’te (yer fıstığı) olduğu gibi kapalı kalır bazen karın dikişi ve dorsal sırt damardan açılarak geriye kıvrılır ve tohumlarını atar (Cytisus, Lupinus). Legümen kuru ya da etli, yeşilimsi veya parlak koyu renkli olabilir. Boyu birkaç milimetreden 30'cm ye kadar değişebilir. Tohum sayısı 1 ya da daha çoktur; testa kabacadır; embriyo gelişmiş ve besin maddeleri kotiledonlarda toplanmıştır, endosperma ya az gelişmiştir ya da yoktur.10

Bu familyanın 3 alt familyası bulunmaktadır.

 Altfamilya: Mimosoideae (Mimosaceae)  Altfamilya: Caesalpinioideae (Caesalpiniaceaea)  Altfamilya: Papilionaceae (Fabaceae)

8

2.4. Papilionaceae (Fabaceae) Alt Familyası

Bu altfamilya bitkilerinin en çarpıcı özeliği çiçeklerinin zigomorf oluşu ve kelebeğe benzemesidir. Geniş yayılış ve değişik hayat formu gösteren bitkilerin, tropiklerde yetişenleri çoğunlukla odunsu, diğerleri ise otsudur. Yaprakları çoğunlukla pennat 3 loblu ve stipulalıdır. Çiçekte kaliks gamosepal ve 5 lobludur. Korollanın 5 petalinden ikisi birleşik, üçü serbesttir. Şekil bakımından birbirine benzemeyen petaller değişik isimlerle anılırlar. Üstte bulunan petal büyük ve diktir, veksillum (bayrakçık) adını taşır; iki yanda bulunan petaller kanada benzediği için ala (kanatçık) adı verilmiştir; altta bulunan ve birleşmiş olan iki petal kayığa benzer ve karina (kayıkçık) denir. Tomurcuktayken karinayı kanatlar örter, veksillum da hepsini sarmış durumdadır. Stamen sayısı 10 olup bazı genuslarda serbest (veya tabanda birleşik), bazılarında monadelfl ya da diadelftir (9 filament birleşmiş, biri serbest). Ovaryum bir karpelden meydana gelmiş, 1 gözlü, tek veya çok ovüllü; meyva legümen veya lomentumdur; legümen meyvalar dorsal damar ve ventalf dikiş boyunca açılır.

Genel çiçek formülü: z. K5 C3+(2 ) Al0,(10) ı (9)+ G1

Fabaceae'den Yurdumuzda 70 kadar cins ve 1000 kadar tür yetişir; drog veren bitkiler bakımından da zengin bir taksondur.10

9

2.5 Glycyrrhiza Cinsinin Genel Özellikleri

Glycyrrhiza (Leguminosae) cinsinin dünya üzerinde yayılmış 30 türü bulunmaktadır. Anavatanı Rusya ve Çin'dir. Yaklaşık 120-150 cm'e kadar boylanabilen, Baklagiller ailesinden çok yıllık bir çalımsı bitkidir. Yaprakları imparipennat, tüylü, yaprakçıklar 4-7 parçalı küçük stipullalı ve mızrak şeklindedir. Çiçekleri rasemoz ya da yaprak koltuklarında spikalar halinde çok çiçeklidir. Brakteler küçük ve geçicidir. Kaliks, kampanulat, bilabiat üst dudak iki küçük dişli, alt dudak uzun üç dişli, korolla sarı veya maviden leylak rengine, obtus ya da akuttur. Stamenler diadelf. Meyve düz salgı tüylü veya dikenli legümenlidir. Çenekler kıvrık yarılarak açılan veya kendi kendine açılmayan, düz ve yuvarlak veya yana doğru sıkıştırılmış birkaç tohumludur. Akdeniz ülkelerinde, Güneydoğu Avrupa'da ve Asya'nın bazı kesimlerinde yetişir. Yurdumuzda ise Glycyrrhiza cinsine ait 6 tür ve bu türlerin birine ait 2 varyete vardır.3

G. asymmetrica Hub.-Mor. (Endemik-Antalya) G. iconica Hub.-Mor. (Endemik-Konya) G. aspera Pall. (Kahramanmaraş) G. flavescens Boiss.(Endemik-Adana Gaziantep) G. echinata L. G. glabra var. glabra: Legümen ve ovaryum eglandular (tüysüz) G. glabra var. glandulifera: Legümen ve ovaryum glandular (tüylü)

Glycyrrhiza cinsine ait bu tür ve varyetelerin kolayca teşhis etmek için aşağıdaki gibi bir tayin anahtarı mevcuttur.3

A.Yapraklar 2-4 parça yaprakçıklı 1-Çiçekler sarı; legümen 4×1.5 cm, oblong……………asymmetrica 1-Çiçekler leylak veya iki renkli, kırmızımsı leylak veya beyaz; legümen 15-30 ×0.3 cm

10

2-İnfloresansı 2-5(-6) cm ;standart 14-17 mm....…aspera 2-İnfloresansı 7-10 cm ;standart …………………...iconica B.Yapraklar 4-9 parça yaprakçıklı 1-İnfloresansı 2-5 cm, sık; korolla 5-7 mm; legümen dikenli…..echinata 1-İnfloresansı 5-15 cm, gevşek; korolla 9-18 mm; legümen düz veya grandüler 2-Korolla mavimsi, 9-11 mm; meyve düz ve yuvarlak 2×0.5…glabra 2-Korolla sarı, 12-18 mm; meyve sıkıştırılmış 4×1 cm ……....flavescens

2.6. Glycyrrhiza glabra L. Türünün Genel Özellikleri

Glycyrrhiza glabra (meyan), Anadolu'da yaygın olarak yetişen, 1-1,5 m boyunda çok yıllık, otsu bir bitkidir. Yaprakları tüysüzdür. Ve alternan, imparipennat, 11-15 foliollü; Laminanın şekli oblong eliptik lanseolat akut ya da obtus olabilir. Çiçekleri mor renkli, rasemoz ya da yaprak koltuklarında spikalar halinde çok çiçeklidir. Çiçekler 5-15 cm uzunlukta seyrektir. Brakteler küçük düşücü kaliks, kampanulat, iki dudaklı, üst dudak iki küçük dişli, alt dudak uzun üç dişli, korolla sarı veya mor, karina obtus ya da akut, Stamenler diadelf Meyve kısa bir legümen olup çıplaktır, bazen salgı tüyleri taşır.10

2.6.1 Radix Liquiritiae

Meyan, piyan, buyan gibi isimlerle tanınan Glycyrrhiza’nın toprak altında parmak kalınlığında, silindir şeklinde uzun iç yüzü sarı renkli ve lifli kök ve rizomları vardır. Meyan kökü adıyla bilinen bu toprak altı kısımları kodeks ve farmakopelerde kayıtlı Radix Liquiritiae T.K. (Meyan Kökü) nü oluşturur. Drog saponozit ve flavonozit içerir, triterpenik saponozitlerden olan glisirizik asit sakkarozdan 60 kez daha tatlı olan bir

11

bileşiktir, bu nedenle meyan kökü tatlı lezzetli bir drogdur.10 Meyan kökünden göğüs yumuşatıcı olarak; mide ülserinde ve anti bakteriyel (Staphylococcus aureus'a karşı) etkisinden dolayı yararlanılır. Toz edilmiş kökler pilül (hap) hazırlamada, hacim verici olarak kullanılır. Yukarıdaki etkilerine ek olarak, tat verici olarak da, fitoterapi ürünleri arasında da yer alır.10

2.6.2 Succus Liquiritiae

Meyan kökünden su ile tüketme ve sonra suyunu uçurma sonucu bir drog elde edilir Succus Liquiritiae T.K. (Meyan balı). Kuru ekstre tipinde olan ürün ya çubuk ya da kibrit kutusu büyüklüğünde dikdörtgen prizma biçimindeki kalıplarda şekillendirilir. Bu drog da iyi bir göğüs yumuşatıcı ve ses kısıklığını gidericidir; mide ülserinde kullanılır, tatlandırıcı olarak da tüketilir, bu ürün de meyan kökü gibi başlıca ihracat ürünlerimizdendir.10

2.6.3. Glycyrrhiza glabra’nın Kayıtlı Olduğu Farmakopeler

Afrika Farmakopesi Amerikan Farmakopesi Avrupa Farmakopesi Çin Farmakopesi Endonezya Farmakopesi Escop Monografları Hint Farmakopesi İngiliz Farmakopesi Japon Farmakopesi Komisyon E Monografları Macar Farmakopesi

12

Resim 1:Glycyrrhiza glabra toprak üstü kısmı

Resim 2: Glycyrrhiza glabra kökleri

13

2.7. Halk İlacı Olarak Kullanılışı

Glycyrrhiza glabra’dan özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde su ile tüketilerek meyan şerbeti denen bir tür tatlı içecek üretilmektedir. Meyan şerbetinin özellikle göğüs yumuşatıcı balgam söktürücü ve öksürük kesici özellikleri olduğu bilinmektedir.11

Glycyrrhiza glabra’nın taze veya kuru köklerinden kaynar su ile tüketmek ve sonra alçak basınçta yoğunlaştırmak yoluyla elde edilen meyan balıdır. Parlak siyah renkli ve tatlı lezzetli bir kütledir. Halk arasında meyan balı göğüs yumuşatıcı öksürük kesici mukozayı koruyucu yara iyileştirici mide rahatsızlıklarında kullanılmaktadır.11 Özellikle Söke yöresinde Glycyrrhiza glabra’nın soyulmuş köklerinin kuru öksürük ve hemoroit tedavisinde kullanıldığı bildirilmiştir.12

2.8.Kimyasal Yapısı

Glycyrrhiza radix’in ana bileşenleri; saponinler, flavonoitler, izoflavonlar, kumarinlerdir. Aşağıda bu madde gruplarına ait detaylı bilgiler bulunmaktadır.

2.8.1 Saponinler

Glycyrrhiza radix % 4-20 oranında triterpenik saponinler içerir. Özellikle şekerden 50 kat daha tatlı olan glisirizini % 2-12 oranında

14

içerir1. Glisirizin, hidrofilik kısım olan iki molekül glukuronik asit ile hidrofobik olan glisiretinik asitten meydana gelir. Diğer triterpenler ise gliseretol, glabrolide, izoglabrolid, likoriz asittir.13

Şekil 1: Glisirizin ve glisiretinik asitin yapısı A-Glisirizin-((3β,18α)-30-hidroksi-11,30-dioksolan-12-en-3-il 2-O-β-D- glukopiranuronosil-β-D-glukopiranosiduronik asit) B-Glisiretinik asit-(3β-Hidroksi-11-okso-18β,20β-olean-12-en-29-oik asit)

2.8.2 Flavonoitler ve Kalkonlar

30 dan fazla flavanon glikoziti, izoflavon (neoliquritin, hispaglabridin) kalkon glikoziti (izoliquritin ve neoizoliquritin ) içerir.14 Son

15

zamanlarda yapılan çalışmalarda G.glabra’nın köklerinden 5,8- dihidroksiflavon-7-O-beta-D-glukoronit, glikonit A ve 5-hidroksi 8-metoksi flavon-7-O-beta-D-glukronit. glikonit B izole edilmiştir.15

R= H liquiritigenin R= H İzoliquiritigenin R= β-D-Glupiranosil liquiritin R= β-D-Glupiranosil … İzoliquiritin

Şekil 2: Glycyrrhiza radix’in yapısında yer alan bazı kalkonlar Flavonoitler

16

2.8.3. İzoflavonlar

Glycyrrhiza radix izoflavon türevleri olarak glabridin, galbren, glabron, likoizoflavonlar A-B, formanonetin, glizarin ve kumatakenin içerir.14 Yakın zamanda hispaglabridin A, hispaglabridin B, 4’-O- metilglabridin ve 3’-hidroksi-4’-O-metilglabridin16,17 ve glabroizoflavonon A- B ve glabroizo-flavonon B bulunmuştur.18

Şekil 3: Glycyrrhiza radix’in yapısında yer alan bazı izoflavonlar

17

2.8.4. Kumarinler

Glycyrrhiza radix kumarin olarak likumarin, glabrokumarin A ve B, harniarin, umbelliferon, glisirin14, glikokumarin, likofuranokumarin, likopiranokumarin15,16 ve glabrokumarin içerir.18

2.8.5. Diğer aktif bileşenler

Glycyrrhiza radix ekstresi aynı zamanda yağ asitleri (C2– C16), fenoller, doymuş linear gama laktonlar içerir. Eser miktarda 4-metil- γ-lakton ve 4-etil-γ-lakton bulunmuştur.19 Bununla beraber asparajin, glukoz, sukroz, nişasta, polisakkaritler (arabinogalaktanlar), sterol (β- sitosterol, dihidrostigmasterol) içermektedir.20,21

18

2.9. Biyolojik Aktivite Çalışmaları

2.9.1 Antienflamatuvar Etki

Çeşitli hayvan deneylerinde glisirizinin ana metaboliti olan β- glisiritinik asit’in antienflamatuvar özellikler gösterdiği gözlenmiştir.22,23,24,25

β-glisiretinik asittin antienflamatuvar etkisi için iki mekanizma önerilmektedir. Birincisi glukokortikoit metabolizmasını inhibe etmesiyle ortaya çıkan potansiyel etkilerdir.26,27 β-glisiretinik asit, 11β-hidroksisteroid hidrooksijenazın potansiyel inhibitörüdür.28 Antienflamatuvar özellikleriyle beraber glukokortikoidlerin birikimine sebep olur. İkinci olarak; klasik tamamlayıcı aktivasyon yolunu inhibe ederek etki gösterir.29 Bu nedenle Hidrokortizonla tedavi edilen akciğer enflamasyonunda alternatif bir tedavi olarak önerilmiştir.27

İnvitro çalışmalarda glisirizin doku enflamasyonlarını sağlayan reaktif oksijen türevlerini (ROS) inhibe etmiştir.30,31 Köklerde bulunan glabridin ile RAW 264.7 hücrelerinde yapılan tedavide reaktif oksijen türlerini baskılamıştır.32

Deneysel miyokardial hasarda miyokardial enflamasyon ödemini azaltmıştır.33 Buna ilave olarak yapılan in vivo çalışmalarda glabridin ve likokalkon A’nın antienflamatuvar etki gösterdiği belirlenmiştir.34,32

19

İn vitro çalışmalarda 18-β-glisiretinik asit 425 µm da siklooksijenaz 1 veya 2 tarafından katalizlenen prostaglandin biyosentezini inhibe etmediği gösterilmiştir.35 Bununla beraber diğer bir çalışmada Glycyrrhiza radix’in COX-2 inhibisyonuna neden olduğuna inanılmaktadır. Ayrıca bu çalışmada Glycyrrhiza radix sıçanlarda kortikosteroid seviyesini artırmaktadır. Hatta glisirizin ve 18-β-glisiretinik asit fosfolipaz A2 inhibitörü olarak ta bilinmektedir.36 Son zamanlarda, 18-β-glisiretinik asit’in bazı türlerinin normal insan deri fibroblastlarındaki(NHDF) intelökin-1b (IL-1b) ve indüklenmiş prostaglandin E2 (PGE2) karşıtı olarak inhibitör etkisi gösterdiği gözlenmiştir.37

2.9.2. Antimikrobiyal ve Antiviral Etki

G.glabra’nın çeşitli kısımlarının metanollü ekstresi birçok çeşit bakteri türüne karşı anti bakteriyel aktivite göstermiştir.38 Metisiline dirençli Staphylococcus aureus’a karşı (MRSA) karşı etkili bulunmuştur.39,40 Glabridin ve glabrin ve likokalkon A invitro olarak Helicobakter pylori’ye karşı antimikrobiyal aktivite gösterdiği belirlenmiştir.41,42

G.glabra’nın sudaki ve eterdeki ekstrelerinin 5 bakteri türü olan Escherichia coli, Bacillus subtilis, Enterobacter aerogenes, Klebsiella pneumoniae, Staphylococcus aureus’a karşı etkili aktivite gösterdiği çalışmalarda göstermiştir.43 G.uralensis’in köklerindeki glisirizol A ve 6. 8- diizoprenil-5,7,4’-trihidroksiizoflavonun çok düşük dozlarda bile (1 ve 2 µg/mL) Streptococcus mutans‘a karşı potansiyel antibakteriyel aktivite göstermiştir.44

20

G.glabra’nın iki kumarini olan glikokumarin ve likopiranokumarin enfekte HIV hücre kültüründe deri hücre oluşumunu sitotoksisite oluşturmadan inhibe ettiği aynı zamanda likokalkon A’nın anti–HIV aktivititesi gösterdiği yapılan çalışmalarda gözlenmiştir.45,46

Tablo 1. in vitro çalışmalarda glisirizinin Antiviral etkisi

Virus Kaynaklar

Epstein-Barr (EBV) 47 Herpes simpleks 48 Hepatit A (HAV) 49 Hepatit B (HBV) 50,51 Hepatit C (HCV) 52 Sitomegalo (CMV) 53 İnsan bağışıklık yetmezlik (HIV) 54 Enflüanza (Grip) 55 SARS corona 56 Varisella zoster (VZV) 57

2.9.3. Antiprotozoal Etki

Glycyrrhiza radix’in Plasmodium falciparum ve Leishmania donovani‘nin büyümesini potansiyel olarak inhibe ettiği invitro çalışmalarda gösterilmiştir.58,59

21

Glycyrrhiza radix de bulunan likokalkon A 4.5 ve 0.6 mg/mL arasındaki IC50 değerlerinde antiplasmodial aktiviteye sahip olduğu bilinmektedir.60,61 Aynı zamanda kalkonlar potansiyel antileishmanial aktivite gösterdiği ve yeni sınıf antileishmanial ilaçların geliştirilmesinde de kullanılabileceği belirtilmiştir.62,63

Kalkonlardan likokalkon A nın parazitin mitokondrisindeki ultra yapıyı değiştirdiği ve parazitin solunum zincirindeki fumara redüktazı seçici olarak inhibe ettiği gösterilmiştir.64,65

2.9.4. Antioksidan Etki

G.glabra’nın izoflavon türevlerinden glabridin’nin fare karaciğer mikrozomlarında lipid peroksidasyonunu inhibe ettiği ve mitokondrial fonksiyonları oksidatif stresten koruduğu gözlenmiştir.66 Özellikle hispaglabridin A’nın Fe-askorbat tarafından indüklenen peroksidasyona karşı antioksidan aktivite gösterdiği belirtilmiştir.67,68

Dahası, G.glabra’nın izole edilen izoflavon yapısındaki glabridin’in LDL oksidasyonuna karşı potansiyel antioksidan aktivite gösterdiği invitro ve invivo çalışmalarda tespit edilmiştir.69,70,71 Farelerde yapılan bir çalışmada glabridi’nin sadece LDL oksidasyonunu azaltmadığı, aynı zamanda aterosiklerotik lezyonları da azalttığı tespit edilmiştir.69 Glabridin’in bu etkiyi iki mekanizmayla göstermektedir; birincisi LDL’ye bağlanır ve onu oksidasyondan büyük ölçüde korur.69 İkinci mekanizma; glabridin hücrelerde makrofaj gibi birikerek NADPH’ın oksidaz aktivitesini

22

azaltarak hücresel oksidatif stresin azalmasına sebep olur ve hücresel glutatyonu artırır.72,73 Buna ilaveten G. glabra’nın diğer bileşenlerinden mesela hispaglabridin A, hispaglabridin B, ve 4’-O-metilglabridin, İzoprenilkalkon ve İzolikuretigenin de LDL oksidasyonuna karşı antioksidan aktivite gösterdiği gözlenmiştir.70

2.9.5. Hepatoprotektif Etki

Glisirizin’nin hücre membranın geçirgenliğinin değişimini önleyerek hepatoprotektif olabileceği invitro çalışmalarda gösterilmiştir. Yine de glisiretinik asitin hepatoprotektif ilaç olarak glisirizinden daha iyi olduğu invitro çalışmalarda önerilmiştir. Fare ve sıçanlarda karbon tetrakloridin indüklediği hepatotoksisiteye ve retrosinin indüklediği karaciğer hasarına karşı glisiretinik asitin koruyucu etki gösterdiği deneysel olarak tespit edilmiştir.74 Bunda başka, kolastatik karaciğer hasarında glisirizin pro-apoptotik özellikler göstermiştir. Oysa glisiretinik asit safra asittinin indüklemesiyle apoptoks ve nekroza karşı potansiyel inhibitör olduğu gösterilmiştir.25

2.9.6. Antitümor Etki

Glisirizin ve diğer meyan içerikleri antikanserojen etkisi bilinmektedir. Ve bunun üzerine çalışmalar devam etmektedir özellikle karaciğer75, göğüs76 ve deri77,78 kanserinde etkili olduğu gözlemlenmektedir. G.glabra’nın sudaki ekstratının invitro ve invivo olarak Ehrlich asitin tümör hücrelerinin çoğalmasını inhibe ettiği ve periotonal ve

23

karyoallontoik membranlarda anjiyogenesizi inhibe ettiği gösterilmiştir.79 Ayrıca G.uralensis’in etanollu ektresi apoptosisi indükler ve insan meme kanser hücrelerinden MCF-7’nin G1 hücre döngüsünü engeller.80

Glisiretinik asit mitokondriyel geçirgenlikteki geçişi indükleyerek proapoptotik yolu başlattığı ve bu özelliğin tümör hücrelerinin apoptosisini indüklemekte faydalı olabileceği gösterilmiştir. Ayrıca G.glabra da bulunan izolikuiritigenin hem prostat kanser hücrelerinin büyümesini engelleyerek hem de androjen baskılayıcı özellikler göstererek prostat kanserinde etkili olmuştur.81,82,83,84

2.9.7. Sinir Sistemi üzerine Etki

Glabridin seratonin geri alımını inhibe eder. Yakınlarda G.glabra’nın sulu ekstresinin farelerde antidepresan aktivite gösterdiği zorunlu yüzme testi ve kuyruk askı testi ile gösterilmiştir.85 G.glabra’nın etanollü ekstresinin PTZ ve lityum-pilokarpine indüklediği konvülsiyon modellerinde antikonvülsan etki göstermiştir.86 Aynı zamanda G.glabra’nın sulu ekstresinin hafıza güçlendirici etkisi vardır. Meyan kökü ile yapılan kombine tedavilerde beynin çeşitli kısımlarında süksinat dehidrojenaz aktivitesini arttırdığını ve beynin enerji ihtiyacını karşılaması ile sonuçlanmıştır. Buna ilaveten, izolikuretin sıçanlarda serebral iskemik perfüzyon hasarına karşı koruyucu etki göstermektedir.80

Genetik olarak epilepsiye yatkın sıçanlarda ve farelerde karbenoksalon antikonvülsan, sedatif ve kas gevşetici etki göstermiştir.

24

Aynı zamanda süperoksid anyonları ve makrofajlardaki hidrojen peroksidi baskıladığı, iskelet kaslarında koruyucu etki ve sıçanlarda akut iskemik reperfüzyon etki gösterdiği bilinmektedir. Sıçanlarda uzamsal bellek görevinde öğrenme performansını arttırmaktadır.80

Ayrıca G.glabra dan elde edilen glabridin’in farelerde beyin kolinesteraz aktivitesini azalttığı gözlenmiştir. Bu nedenle Alzheimer hastaları için glabridin’in gelecek vaat eden bir aday olarak görülmektedir.87

G.glabra’nın majör içeriklerinden glisirizin monoamin oksidazı inhibe eder ve böylece farenin beyninde monoamine benzer epinefrin ve dopamin seviyelerini artırarak antidepresan aktivite göstermektedir.85

2.9.8. Kardiyovasküler Sistem Üzerine Etki

Glycyrrhiza radix antiplatelat agregasyon etkisi göstermektedir. Glisirizin in-vitro ve in-vivo çalışmalarda trombin inhibitörü etki göstermiştir. Glisirizin yeni nesil antitrombotik ilaçların araştırılmasında model olarak kullanabileceğine inanılmaktadır. Aynı zamanda G.glabra’nın kemik iliği hücrelerinin metabolizmasını hızlandırdığı ve hayvanların strese karşı direncini arttırdığı gösterilmiştir.88

Glycyrrhiza radix’in aktif içeriği olan izolikuretinin damar genişletici etkisi olduğu bildirilmiştir. Aynı zamanda vasküler endotelyel

25

hücrelerdeki tüp oluşumunu azaltabilmektedir. Bu etki meyan kökünün anti-anjiogenetik etkisinin izolikuretinin anti-tüp oluşturma özelliğine dayanmaktadır. Diğer taraftan, glabridin’in in-vitro ve in-vivo çalışmalarda östrojen benzeri aktivitesinin, vasküler hasarda ve aterogenezisde hafifleştirici olabileceği gösterilmiştir. Bu özelliğinden dolayı postmenopozal dönemdeki kadınlarda Kardiyovasküler zarara karşı koruyucu olabileceği önerilmiştir.80

2.9.9. İmmünolojik Etki

Glisirizin ve glisiretinik asitin immünomodülatör aktiviteye sahip oldukları yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Benzer sonuçlar gösteren likokalkon A ve analoglarının da immünomodülatör etki ortaya koydukları bildirilmiştir.80

Diğer taraftan, glisirizin seçici olarak karaciğerdeki ekstratimik T hücrelerini ve insan T hücrelerini aktivite etmektedir.89,90 Glisirizin aynı zamanda herpes virüs enfeksiyonu olan farelerde bozulmuş termal direnci düzeltmektedir.91

LP-BM5 mürin lösemi virüsü ile enfekte olmuş farede ve Candida albicans enfeksiyonlu farede immun direnci artırmaktadır. Aynı zamanda makrofajlarda nitrik oksit üretimini uyarmakta ve mürin makrofajlarında nükleer faktör kB(NF-kB) transaktivasyonunun aracılığıyla indüklenebilen nitrik oksit sentaz enziminin ekspresyonunu tekrar düzenleyebilmektedir. Bu sayede interferon aktivitesini indüklemekte ve

26

doğal katil hücre aktivitesini artırmaktadır.92 Bu çalışma da glisirizin’nin interferon indükleme etkisi glisiretinik asite göre daha güçlü olduğu belirtilmiştir. Aynı zamanda intestinal epitel hücrelerdeki TNF-alfa ile indüklenmiş IL-8 üretiminde inhibitör etki gösterir.93 Buna ilaveten Glycyrrhiza radix ’ten elde edilen polisakkarit franksiyonlarının bazı invitro çalışmalarda immünomodülatör etki gösterdiği gözlenmiştir.80

2.9.10. Renal Sistem Etki

Glamerüler hastalıklı fare modellerinde glabridin antinefrit etki göstermiştir.94 Ayrıca Gentamisin kaynaklı farelerdeki akut renal yetmezlikte glisirizin renal hasarları iyileştirebilmektedir.95 Glycyrrhiza radix ekstresinin invivo ortamda peroksi nitriti süpürmesi veya onun nitrikoksit (NO) prokürsörü olması nedeniyle peroksintiritle (ONOO-) indüklenmiş oksidatif strese karşı böbrekleri koruyabilmektedir.96

27

2.10. Klinik Çalışmalar

2.10.1.Gastrointestinal Etki

Glycyrrhiza radix içeren ürünlerin H2 blokör etki göstererek ülseri iyileştirdiği gözlenmiştir. Meyan kökünün ana bileşeni olan glisirizik asit prostaglandin lokal konsantrasyonunu yükselterek mukus sekresyonunu ve midedeki hücre proliferasyonunu artırarak antiülser özelliklere sahip olduğu deneysel çalışmalarla gösterilmiştir.97

18-β-glisiretinik asitin hemosüksinat türevi olan karbenoksolon ve enoksolon klinik tedavilerde kullanılmaktadır. Karbenoksolon’un analoğu olan enoxolon peptik ülser rahatsızlığında ve gastrointestinal rahatsızlıklarda, deri ağız ve boğaz rahatsızlıklarında kullanılmaktadır. Karbenoksolon; peptik ülser rahatsızlığında gastroözofagiyal reflüde aynı zamanda ağız ülserinde jel ve ağız yıkama suyu olarak semptomatik şikayetlerin giderilmesinde kullanılmaktadır.98

Şekil 4. Karbenoksolon ve Enoksolon’nun formülü

28

2.10.2. Antikanser Etki

Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından meyan kökünün kanser önleyici özelliklere haiz olduğu tanımlanmıştır.99,31 PC-SPES içerisinde Glycyrrhiza glabra’nın da bulunduğu sekiz bitkinin karışımından oluşur. PC-SPES ile yapılan klinik çalışmalarda 2 hafta boyunca günde 4 defa 320 mg alındığında prostat kanserinde etkili olduğu tespit edilmiştir. Spesifik serum prostat antijen konsantrasyonunu azalttığı için prostat kanserli hastalar tarafından kullanılmaktadır.100

2.10.3. Antiviral ve Hepatoprotektif Etki

Glycyrrhiza radix’in doğrudan karaciğer koruyucu etkisi olduğu bildirilmiştir. Glycyrrhiza radix’in ana bileşeni olan glisirizin interferona cevap vermeyen kronik karaciğer rahatsızlığı olan hastalarda aminotransferaz seviyelerini azaltmasından dolayı tedavide sıklıkla kullanılmaktadır. 2 mg/ml glisirizin içeren SNMC (Stronger Neo- Minophage), klinik olarak antihepatit ajan olarak kullanılmaktadır.101 HCV ile ilişkili kronik hepatitli hastalarda glisirizin hepatoselüler karsinoma gelişimine karşı koruyucu özelliği olduğu bildirilmiştir.80

2.10.4. Dermatolojide Kullanılışı

G.glabra ekstresinin antioksidan ve serbest radikal süpürücü aktivitesi olduğu serbest radikal ve reaktif oksijen türlerinin neden olduğu

29

cilt zararına karşı koruyup antioksidan özellik göstermesi nedeniyle topikal formülasyonlarda kullanılmıştır.102

Glycyrrhiza glabra dermatit, egzama, kaşıntı ve kistlerde tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Dermatolojik rahatsızlıklarda kullanılışı tablo 2’de verilmiştir.

Tablo 2 Glycyrrhiza glabra’nın Dermatolojik Etkileri İçerik Tedavi Glycyrrhiza radix (topikal jel %2 ) Atopik dermatit103

Glisiretinik asit enflamatuvar dermatoz104

Deglisirizinat meyan ve Yineleyen aftöz stomatitte105 karbenoksolon meyan(topikal %2) hiperpigmentasyon ile bilateral ve simetrik idiopatik epidermal malezma106

Glabridin Melanojenez ve enflamasyon 107

UVB ışınına maruz kalmış insan melanoma hücrelerine karşı glisirizinin tedavide koruyucu etkileri olduğu son bir çalışmada gösterilmiştir.108 Bununla beraber meyan ekstresi ve onun aktif bileşeni olan glisirizik asidin cilt rengini açıcı etkileri olduğu saptanmıştır.109

Glycyrrhiza radix cilt dokusunu yenileyici etkisi olduğu gözlenmiştir.110 Glycyrrhiza radix depigmentasyona neden olması iki mekanizmayla mümkündür. Birincisi meyanın içeriğindeki flavonoit çekirdeğindeki piran halkası aracılığıyla via melanin dağılımını sağlamasıyla; ikincisi ise epidermal yenileyici hızlandırıcı olarak.106

30

Glabridin melanojenezis ve inflamasyon mekanizmalarına ilişkin olarak glabridin melanositlerdeki tirozinaz aktivitesini inhibe ettiği ve bunun sonunda hidrokinon gibi davranır. Bu özelliği Glycyrrhiza radix ekstresinin dermal melazma preparatlarında yer almasını sağlamıştır. Ayrıca yağda çözünen meyan ekstresi alerjik dermatiti önlemede kullanılabileceği birkaç çalışmayla gösterilmiştir.80

2.10.5. Endokrinolojik Etki

Glycyrrhiza radix erkekte ve kadında dolaşımda testesteron seviyesini azalttığı gösterilmiştir.111 Fakat erkeklerde salgılanan testesteronu azaltmamıştır.112 Dahası hiper androjenik hastalarda infertilit gebelik ve düzenli ovülasyonu indüklemektedir. Diğer taraftan, izolikuritigen, glabrin ve glabridin fitoöstrojenlerdir. İzolikuretigenin ve glabrin glabridine göre daha yüksek afiniteyle insan östrojen reseptörüne bağlanırlar. İzoflavonlar doğal östrojen agonistler olarak östrojen eksikliğine bağlı rahatsızlıklar ve bunların semptomlarının önlenmesinde kullanılabilirler.76,82

Bazı geleneksel Çin tedavi preparatlarında Glycyrrhiza radix menopoza bağlı semptomların tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak sıcak basması tedavisinde etkinliği veya güvenli olduğuna dair klinik veriler bulunmamaktadır.

31

Buna ek olarak glisiretinik asit invivo ve invitro olarak 11β- hidroksisteroid dehidrogenaz tip 2’nin aktivitesini iki mekanizmayla bloke etmektedir. Birincisi direkt rekabetle inhibisyon, ikincisi ise pretranslasyon ile inhibisyon. Bu durum göstermektedir ki; bitkinin steroid metabolizmasına farklı yollarla etki etmektedir. Glycyrrhiza radix ve glisiretinik asit tüketimi vücut yağ kitlesinin azaltmasını sağlamakta ve bunu da yağ hücrelerindeki 11β-hidroksisteroid dehidrogenaz tip1’i inhibe ederek mümkün kılmaktadır.113

2.10.6. Solunum Rahatsızlıkları

Eski zamanlarda, Glycyrrhiza radix öksürüğün tedavisinde tıbbi bitki olarak kullanılmıştır. Müsilaj özelliği ve sekresyonu artırmasıyla aktif maddeler boğaz ve ağız mukozasını kaplamakta ve böylelikle irritasyonu yatıştırmakta ve kuru öksürüğü azaltmaktadır.114

2.10.7. Diğer Etkiler

Peridontal rahatsızlıklarda, amonyum glisirizat, diş pastası, ağız gargaralarında kullanılmaktadır. G.glabra ekstresi diğer bitkilerle kombinasyonu olan mesela ImmunoGuard® ailevi akdeniz ateşi (FMF) hastalarında tedavi edici ve proflaktik olarak etkili olmaktadır.115

32

2.11. Endüstriyel Kullanımı

Glycyrrhiza radix çoğunlukla, sakızlara, çikolatalara, şekerlemelere, sigaralara, nikotinli sakızlara tatlandırıcı ajan olarak ve kozmetikte depigmentasyon ajanı olarak eklenmektedir. Aynı zamanda, ilaçlarda aloe, kinin ve diğer ilaçların tadını maskelemek amacı ile sıklıkla kullanılmaktadır. Saponinlerin surfaktan özelliği absorbsiyonu az olan ilaçların absorbsiyonunu kolaylaştırmaktadır.116

2.12. Yan etkiler ve Toksisite

Fazla miktarda meyan hipertansiyon, hipokalemiye ve diğer mineralokortikoid fazlalığına işaret eden olaylara sebep olmaktadır. Bu hipertansiyona 11β-hidroksisteroid dehidrogenaz tip 2’nin aktivitesinin azaltılması neden olur bu enzim böbrekte kortizolün kortizona dönüşmesinden sorumludur. Glycyrrhiza radix renal mineralokortikoid reseptörlerin kortizol tarafından aktivasyonuna yol açar ve bunun sonucunda mineralokortikoid fazlalığına ve renin anjiotensin sistemin baskılanmasına neden olur. Böylece hipertansiyona neden olduğu bilinmektedir. Sigara tütününe eklenen meyan ekstresinin sigaranın toksisitesini önemli ölçüde değiştirememiştir. Ayrıca Glycyrrhiza radix teratojen veya genotoksik değildir.80

33

Tablo 3: Glycyrrhiza radix’in Aşırı Dozda Kullanıldığında Yan etki ve Toksisitesi80

YAN ETKİ Baş ağrısı Nörolojik Paraliz Geçici görme kaybı Torsades de points Taşikardi Kardiyovasküler Ani kalp durması Hipertansiyon Ödem Hipokalemi Testosteron azalması Prematüre doğum Akut böbrek yetmezliği Endokrin Kas zayıflığı Miyopati Miypglobinüri Rabdomiyoliz Kilo alımı

34

2.13. Famakokinetik

Glisirizin oral alındıktan sonra β-D-glukuronidaz salgılayan bağırsak bakterileri tarafından glisiretinik aside metabolize olur.117 Ayrıca intravenöz olarak uygulanan glisirizin karaciğerde lizozomal β-D- glukuronidaz tarafından 3-mono-glukuronide glisiretinik asitte metabolize olur. Bu metabolit safra ile bağırsak içine atılır ve bakteri tarafından glisiretinik aside metabolize olur ve bağırsaktan reabsorbe edilir.118

Ekstredeki diğer bileşenler ana metabolitler glisirizin ve glisiretik asittin farmakokinetiğini etkilemektedir. Farelerde ve insanlarda sulu meyan ekstresinin alımından sonra glisirizin ve glisiretik asit seviyeleri, sadece glisirizin ile karşılaştırıldığında daha düşüktür ve Cmax ve Tmax parametreleri, plazma zaman eğrisinin altında kalan alanlar gibi farmakokinetik eğrileri önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Ayrıca idrar örneklerinden alınan veriler göstermektedir ki meyan ekstresindeki glisirizinin biyoyararlınımı saf glisirizin ile karşılaştırıldığında daha azdır. Glisirizin bileşeni ve meyan ekstresindeki diğer bileşenler arasında intestinal absorpsiyon sırasında etkileşim meydana gelmektedir. Bu modifiye biyoyararlınım sadece glisirizinin kronik oral alımının meyan ekstresi ile karşılaştırıldığında çeşitli klinik istenmeyen yan etkilerle sonuçlanabileceğini açıklamaktadır.80

Saf glisirizin’nin presistemik metabolizması tavşanda, farede, insanda ve domuzda farklılık göstermektedir, bu da glisirizin’nin farmokinetiğinin lineer olmadığını göstermektedir.

35

Şekil 5. Glisirizinin karaciğerdeki metabolizasyonu.

36

Sağlıklı gönüllülerde farklı dozlarda 18-β-glisiretinik asit’in oral alımından sonra plazma konsantrasyon-zaman eğrisinde 500 mg dan büyük dozlarda bifazik azalma gözlemlenmiştir. Pik plazma konsantrasyonu ve plazma-zaman eğrisi 18-β-glisiretinik asit’in dozunun artmasıyla artmaktadır.119

Karaciğer hasarlı hayvan modellerinde intravenöz olarak glisirizin alımında dağılma hacmi ve toplam vücut klirensi normal farelere göre azalmıştır. Glisirizin oral olarak alındığında plazma-zaman eğrisi, ortalama alıkonma süresi ve maksimum plasma konsantrasyonu daha yüksek, fakat karaciğer hasarlı farelerde maksimum plazma konsantrasyonu normal farelerden daha düşüktür. Glisirizin’nin oral alımından sonra plazma-zaman eğrisinde karaciğer hasarlı farelerde ve normal fareler arasında kayda değer bir fark yoktur.120

Başka bir çalışma, Hint domuzunda likuiritin kısmının alımından 15 dakika sonra plazma konsantrasyonun da pik gösterdiği ve daha sonra kademeli olarak azaldığı ve neredeyse 4 saat sonra saptanamadığı gözlemlenmiştir.80 Glisirizin, genistein, glisirizoflavon, glikorikon, likofurano, likopirakumarin likokumaron ve diğer meyan bileşenlerinin invitro olarak MAO’yu inhibe etmektedir. Ancak klinik olarak bunun nasıl olduğu tam olarak bilinmemektedir.

Meyan fenolik içeriklerine göre 3 tip olarak sınıflandırılmaktadır;

37

Type A: G.uralansis’in köklerin ve rizomları likopiranokumarin, likokumarin ve glisikumarin içermekte ancak bunlar G.glabra ve G.inflanta’da bulunmamaktadır.

Type B: G.glabra, glabridin ve glabren içermekte ancak diğer iki türde bulunmamaktadır.

Type C: G.inflanta, likokalkon A ve B içermekte ancak diğer iki türde bulunmamaktadır.

A,B,C tiplerinin ekstreleri % 40-56 oranında ksantin oksidaz aktivitesini inhibe etmektedirler. Ayrıca A ve B tiplerinin ekstreleri ise monoamin oksidaz etkilerini % 44-64 oranında inhibe ettikleri gösterilmiştir.80

2.14. İlaç Etkileşimleri

Yüksek doz Glycyrrhiza radix ekstresinin kullanımı ve glisirizin’nin uzatılmış alımı sonucunda birlikte alınan ilaçların metabolizasyonu hızlandırdığı tespit edilmiştir.

Hamilelerde, karaciğer rahatsızlığı olan hastalarda, kardiyak glikozit kullananlarda Glycyrrhiza radix kontrendikedir. Glycyrrhiza radix’in aldosteron etkisi antihipertansif ilaçları etkisizleştirmektedir. Sodyum tutulmasına neden olduğu için hipertansiyonda kullanılan ilaçların etkisini azaltabilir. Potasyum kaybına neden olan ilaçlarla

38

(Tiazid diüretikleri gibi) beraber kullanıldığında etkilerini şiddetlendirebilirler.80

Tablo 4. Glycyrrhiza glabra’nın bazı ilaçlarla geçimsizlikleri

Etken madde Gösterdiği Etkileşim Farelerde asetaminofen-glukorinide Asetaminofen konjugatının atılımını artırır. G.glabra Prednisolonun atılımını azaltır. Prednisolon Plazman konsantrasyonun artırır Glisiretinik Farelerde hidrokortizonun etkisini Hidrokortizon asit artırır. Glisirizin hipertansiyon, ödem, Glisiretinik Oral hipokalemiye hassasiyetini artırır ve asit kontraseptikler kadınlarda erkeklerden daha fazla yan etki gösterir.

39

2.15. Avrupa Farmakopesi 6.0 Monograf Çevirisi

LIQUORICE ROOT

Liquiritie radix

TANIM Glycyrrhiza radix, Glycyrrhiza glabra nın dalları köklerinin bütün veya parçalanmış kurutulmuş soyulmuş veya soyulmamış hallerinden oluşur. Glisirizik asit miktarı kurutulmuş drog üzerinden hesaplandığında % 4 ten az olamaz.

KARAKTER

Makroskobik ve mikroskobik karakterini tanımlama testleri A ve B de tanımlanmıştır.

TEŞHİS

A. Kökleri dallıdır. Kabuğu kahverengiden-griye giden uzunlamasına çizgiler ve lateral kökler boyunca uzanır. Silindirik stolonların çapı 1 ve 2 cm arasındadır. Dış Görünümleri köke benzer fakat nadiren küçük filizler vardır. Kök ve dallar kırık taneli ve liflidir. Mantar tabakası incedir. İkinci floem bölgesi kalındır ve radial çizgileri açık sarıdır. Sarı silindirik ksilem yoğun ve yaygındır, stolonlar merkezi bir sünger dokuya sahiptir. Kabuğun dış kısmı soyulmuş kökte yoktur.

B. İnceltilmiş toz açık sarıdan hafif griye doğru renktedir. Mikroskop altında incelenirken kloralhidrat solüsyonu kullanılır. Toz sarı

40

kalın duvarlı liflerin parçalarını içerir. 700 µm den 1200 µm uzunlukta ve 10 µm den 20 µm genişliktedir. Noktacık şeklinde lümeni de vardır. Sıklıkla kalsiyum oksalat prizma içeren kristal şellatlar eşlik eder 10 µm den 35 µm uzunluğunda ve 2 µm den 5 µm genişlikte. Geniş damarlı duvar sarıdır, 5 µm den 10 µm kalınlıkta kalın odunlaşmış yarık şeklinde açıklıklar ve sayısız çukur ihtiva eder. Mantardan oluşan ince duvarlı hücreler ve bunlara ek olarak kalsiyum oksalat kristalleri ile ayrılmış parankima dokusu da bulunur. Soyulmuş kökte mantar doku yoktur. Mikroskop altında incelerken eşit hacimdeki su ve gliserol karışımı kullanılır. Tozda 2µm ile 20 µm çapında basit yuvarlak ya da oval nişasta granülleri bulunur

C. İTK da (2.2.27) incelerken 254 nm de optik şiddete sahip bir florasan indikatör ile bir uygun silika jel kaplı madde kullanılır.

Test solüsyonu

0.5 g inceltilmiş toz 50 ml lik şilifli yuvarlak dipli balon jojeye ye konulur. 16 ml su ve 4 ml hidroklorik asit eklenir su banyosunda geri çeviren soğutucu altında 30 dakika ısıtılır. Soğutulup ve süzülür. Süzüntü ve yuvarlak dipli balon joje 105 ˚C de 60 dakika kurutulur. Süzüntü şilifli yuvarlak dipli balon jojeye yerleştirilir, 20 ml eter eklenir geri çeviren soğutucu altında su banyosunda 40 ˚C de 5 dakika ısıtılır. Soğutulur ve filtre edilir. Kuruyana kadar süzüntü buharlaştırılır ve kalıntı 5ml eter içinde çözülür.

Referans solüsyon: 5 mg glisiretinik asit ve 5 mg timol 5 ml eter içinde çözülür. Her solüsyon ayrı ayrı tabakalara 10 ml uygulanır. 1 hacim amonyak ve 9 hacim su ve 25 hacim alkol ve 65 hacim etil asetat karışımı 15 cm lik plakaların üstüne uygulanır. Tabakalar 5 dakika havada kurutmaya bırakılır. 254 nm incelenir test solüsyonundan elde edilen

41

kromatogramda glisiretinik asit uygulanan alan referansın alt yarısını gösterir. Referans solüsyon yarının aşağısındaki bölge glisiretinik asittir. Yukarı kırmızı bölge timolü gösterir.

TESTLER:

Kurutmada kayıp (2.2.32) :%10 dan fazla olamaz . 1 g toz drog fırında kurutulur. 100 -105 ˚C arasında 2 saat boyunca.

Total kül: (2.4.16):soyulmuş drogda % 6 dan soyulmamışta % 10 dan fazla olamaz.

Hidroklorik asitte çözünmeyen kül: soyulmamış drogda % 2 den soyulmuş drogda % 0,5 ten fazla olamaz.

Test solüsyonu: 1 g toz halindeki drog 150 ml erlene alınır. Üstüne 100 ml 8 g/l lik amonyak çözeltisinden eklenir. Ultrasonik banyoda 30 dakika bekletilir. Solüsyonun bir kısmı santrifüj edilir ve üst kısmı aynı çözücüyle 1 ml alınır 5 ml’ye dilüe edilir. 0.45 µm filtre ile filtre edilir. Süzüntü test solüsyonu olarak kullanılır.

Solüsyon A: 0.130 g monoamonyum glisirizat 8 g/l lik amonyak çözeltisinde dağıtılır ve aynı çözeltiyle 100 ml e dilüe edilir.

Referans solüsyon a: solüsyon A dan 5 ml alınır ve 8g/l lik amonyak çözeltisiyle 100 ml e dilüe edilir.

Referans solüsyon b: solüsyon A dan 10 ml alınır ve 8g/l lik amonyak çözeltisiyle 100 ml e dilüe edilir.

42

Referans solüsyon c: solüsyon A dan 15 ml alınır ve 8g/l lik amonyak çözeltisiyle 100 ml e dilüe edilir.

Kromatografi şöyle yapılabilir:

Kolon: iç çapı 4mm genişlikte okta silikajelle kaplanmış 0.10 m boyunda paslanmaz çelik kolon (5µm).

Mobil faz: 64:30:6 (su: asetonitril: asetik asit V/V/V).

Akış hızı: 1,5 ml /dakika.

Detektör: 254 nm ayarlanmış spektrofotometre.

Glisirizik asit yüzdesi şu şekilde hesaplanır.

5 822 A × × 퐵 × 푀 840

A:Test solüsyonundaki kalibrasyon eğrisinden bulunan monoamonyum glisirizat konsantrasyonu.(g/100ml) B:Monoamonyum glisirizatın gerçek içeriği. M:Drogun kütlesi gram olarak. 822:Glisirizik asit moleküler ağırlığı. 840:Mononamino glisirizat (su kristalleri hariç) Moleküler ağırlığı.

SAKLAMA: İyi kapalı bir kapta saklanır.

ETİKETLEME: Soyulmuş veya soyulmamışa göre etiketlenir. 43

3. GEREÇ VE YÖNTEM

3.1. Bitkisel Materyal

Çalışmamızda materyal olarak tarafımızdan 7 farklı ilden temin edilen 8 aktar örneği kullanılmıştır. Bu numunelere ait bilgiler tablo 5’te verilmiştir.

Tablo 5 Güneydoğu Anadolu’dan temin edilen meyan kökü örnekleri Numunenin Numunenin Numune Numunenin Alındığı Aktarın Alındığı Aktarın No Alındığı il Adı Adresi G1 Adıyaman Aktar Mehmet Aktar pazarı cami karşısı no:10 Adıyaman tel: 0416 216 0052 G2 Diyarbakır Saim şifalı bitkiler Gürsel cad. yanıkköşk no:50/A bağlar Diyarbakır tel:0412 235 88 47 G3 Kahramanmaraş Zengibar Baharat Hacıbayram, Kahramanmaraş tel:0 344 235 28 81 G4 Siirt Şahin ticaret Eski Kasaplar Çarşısı D:4 Siirt Merkez tel:0484 223 63 63 G5 Gaziantep l Aktaroğlu baharat Tel: 0 342 232 81 99 G6 Gaziantep ll Aktar gani Şehitler Cd. Eski Buğday Pazarı No: 13/B, ŞahinbeyTel: 0342 232 7672 G7 Şanlıurfa Aktar isanın oğlu Aktar pazarı tel:0414 215 82 78 G8 Mardin Osmanlı baharat 2. cumhuriyet çarşısı no:111 tel :0482 212 13 76

44

3.2. Gereçler

Makroskobik İnceleme: Binoküler lup: euromex arnhem no:166788 10x.

Mikroskobik İnceleme: Mikroskop:Olympus CHT.

İnce Tabaka Kramatografisi:

Kromatografi plakları: Merck 20x20 n0.64130749 silika jel 60 ile kaplı 25 dc TLC alüminyum tabakalar.

Dedektör: 366 nm ve 254 nm dalga boyunda ışık veren UV Lambası.

Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografisi:

Cihaz: Thermo Finnigan HPLC. Dedektör: Thermo Finnigan,Model: Surveyor PDA Dedector, Serial no:76119, Part no: SRVYR-PDA5. Otomatik enjektör: Thermo Finnigan, Model: Surveyor Autosampler Serial no:78062, Part no: SRVYR-AS. LC Pompa: Thermo Finnigan, Model: Surveyor LC Pump, Serial no: 67858, Part no: SRVYR-LPUMP. Kolon: RP-18 Schim-pack 4.6x250 mm packed with 5µm Reverse Phase particles. Part no.228-17888-91, Column no. 4253350.

45

3.3. Yöntem

3.3.1. Farmakope Analizleri

Avrupa Farmakopesi 6.0 (2008) referans alınarak numuneler incelendi.

3.3.1.1. Makroskobik Analiz

Numunelerin silindirik çapı 1 ve 2 cm arasında olup olmadığına, mantar tabakasının ince olup olmadığı radial çizgilerin açık sarı renkte olup olmadığına bakılarak Farmakopede belirtilen özellikler her bir örnek için ayrı ayrı incelendi.

3.3.1.2. Mikroskobik Analiz

Havanda toz edilmiş numunelerden toplu iğne ile alınan örnekler lam üzerine dağıtılmış reaktif çözeltilerine konuldu, üzerine lamel kapatıldı ve hafifçe ısıtıldı. Reaktif olarak kloralhidrat ve eşit hacimde su:gliserol karışımı kullanılmıştır. Hazırlanan preparatlar Olympus CHT mikroskobunda 100 kez büyütülerek incelendi. Mikroskopta görülen şekilli elemanların fotoğrafları çekilerek Farmakope verileri ile karşılaştırıldı.

3.3.1.3. İTK Çalışmaları

Avrupa Farmakopesi 6.0 (2008)’e göre yapılmıştır.

46

Test solüsyonu: 0.5 gr inceltilmiş toz 50 ml lik yuvarlak dipli balonjojeye konuldu 16 ml su R ve 4 ml HCI R eklendi ve su banyosunda geri çeviren soğutucu altında 30 dakika ısıtıldı. Soğutuldu ve süzüldü. Süzüntüyü ve yuvarlak dipli balon jojeyi 105 ˚C da 60 dakika kurutuldu. Süzüntü yuvarlak dipli balonjojeye yerleştirildi üzerine 20 ml eter ekleyip 40 ˚C de sıcak su banyosunda geri çeviren soğutucu altında 5 dakika Isıtıldı. Soğutuldu ve süzüldü. Kuruyana kadar süzüntü buharlaştırıldı artık 5ml eter içinde çözüldü.

Referans solüsyon: 5 mg glisiretinik asit R ve 5 mg timol R 5 ml eter R içinde çözüldü.

Plak:silika jel F254 plak. Mobil faz: kloroform R, metanol R, asetikasit R (95:50:0.5 v/v/v). Uygulama: bantlarda 10 µI. Sürüklenme: 15 cm. Kurutma: havada 5 dakika. Tespit A: örnekler 254 nm uv ışıkla bakıldı. Tespit B: anisaldehit R çözeltisi püskürtüldü ve 100 -105 ˚C de 5 dakika ısıtılıp gün ışığında bakıldı.

3.3.1.4. Kurutmada Kayıp

Kurutmada kayıp etüvde belirli bir sıcaklık aralığında yapıldı. Etüvde sabit ağırlığa getirilip darası alınmış kapalı cam bir tartı kabında 1 g civarında materyal tam olarak tartıldı. Kapağı açık olarak 105 ˚C lik etüvde 2 saat bekletildi. Desikatörde soğutuldu ve tam olarak tartımı

47

yapıldı. Aşağıdaki formüle göre kurutmada kayıp % a/a olarak hesaplandı. Bu miktar Avrupa Farmakopesine göre % 10 den fazla olmamalıdır.

( b – c ) x 100 Kurutmada kayıp = ______( b − a)

a:Tartı kabının ağırlığı (g). b:Tartı kabı ile birlikte drogun ağırlığı (g). c:Tartı kabı ile birlikte kurutulmuş drogun ağırlığı (g).

3.3.1.5. Kül Miktar Tayini

Sabit ağırlığa getirilip darası alınan krozede 1 g civarında materyal tam olarak tartıldı. Önce bek alevinde kömürleştirildi. Sonra 600 ˚C’lik fırında yakılarak külleştirildi. Sonra desikatörde soğutularak tartıldı. Kül miktarı % a/a olarak aşağıdaki formüle göre hesaplandı. Bu miktar Avrupa Farmakopesi 6.0 (2008)’e göre % 10 dan fazla olmamalıdır.

(b-a) x100 % kül = ______(c-a) a:Krozenin darası (g). b:Külle birlikte krozenin ağırlığı (g). c:Tartılan drog miktarı krozeyle birlikte (g). 48

3.3.1.6. Hidroklorik Asitte Çözünmeyen Kül Miktar Tayini

Hidroklorik asitte çözünmeyen kül: bütün külün hidroklorik asit R ile ekstre edilmesiyle elde edilmesiyle 1 g drog üzerinde hesaplandı. Toplam kül analizinden elde edilen artığı taşıyan krozeye 15 ml su ve 10 ml hidroklorik asit R konuldu. Bir saat camı kapatıldı ve hafif şekilde 10 dakika kaynatıldı. Soğumaya bırakıldı. Kül bırakmayan süzgeç kâğıdından süzüldü. Süzüntü nötr oluncaya kadar su ile yıkandı ve donuk kırmızı oluncaya kadar yakıldı. Desikatöre alındı ve tartıldı. Hidroklorik asitte çözünmeyen kül miktarı % a/a olarak aşağıdaki formüle göre hesaplandı. Bu miktar Avrupa Farmakopesi 6.0 (2008)’e göre soyulmamış drogda % 2 den soyulmuş drogda % 0.5 ten fazla olmamalıdır.

100 x ( b-a ) % HCI de çözünmeyen kül : ______( c- a )

a:Krozenin ağırlığı (g). b:HCI de çözünmeyen külle birlikte krozenin ağırlığı (g). c:Başlangıçtaki drogla birlikte krozenin ağırlığı (g).

49

3.3.1.7. Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografisi (HPLC) ile Glisirizik Asit Miktar Tayini

Test solüsyonu: 1 g toz halindeki drog 150 ml erlene alındı üstüne 100 ml % 8 (g/l)’lik amonyak çözeltisinden eklendi. Ultrasonik banyoda 30 dakika bekletildi. Solüsyonun bir kısmını santrifüj edildi ve üst kısımdan 1 ml alındı 5 ml’ye aynı çözeltiyle dilüe edildi. 0.45 µm filtre ile filtre edildi. Süzüntü test solüsyonu olarak kullanıldı.

Solüsyon A: 0.130 g monoaminyum glisirizat 8 g/l lik amonyak çözeltisinde çözüldü ve aynı çözeltiyle 100 ml e dilüe edildi.

Referans solüsyon a : Solüsyon A dan 5 ml alındı ve 8 g/l lik amonyak çözeltisiyle 100 ml e dilüe edildi.

Referans solüsyon b : Solüsyon A dan 10 ml alındı ve 8g/l lik amonyak çözeltisiyle 100 ml’ye dilüe edildi.

Referans solüsyon c : Solüsyon A dan 15 ml alındı ve 8g/l lik amonyak çözeltisiyle 100 ml e dilüe edildi.

Yüksek basınçlı sıvı kromatografisi:

Kolon: iç çapı 4mm genişlikte okta silikajelle kaplanmış 0.10 m boyunda paslanmaz çelik kolon (5µm).

Mobil faz: 64:30:6 (su:asetonitrik:asetik asit V/V/V).

Akış hızı: 1,5 ml /dakika.

50

Detektör: 254 nm ayarlanmış spektrofotometre.

Referans konsantrasyonlarından elde edilen kalibrasyon eğrisi saptandı (g/100ml)apsislere uyan alanlardaki ordinatlar tespit edildi. Test solüsyonu enjekte edildi ve retansiyon zamanı ve referans solüsyonun kromatogramından elde edilen pik alanları ve test solüsyonundaki glisirizik asit piklerinden integrali kullanıldı.

glisirizik asit yüzdesi şu formülle hesaplandı

5 822 A × × 퐵 × 푀 840

A:Test solüsyonundaki kalibrasyon eğrisinden bulunan mononamino glisirizat konsantrasyonu.(g/100ml) B:Mononamino glisirizat gerçek içeriği. M:Drogun kütlesi gram olarak. 822:Glisirizik asit moleküler ağırlığı. 840:Mononamino glisirizat (su kristalleri hariç) moleküler ağırlığı.

51

4. BULGULAR

Bu bölümde G1,G2,G3,G4,G5,G6,G7,G8 numunelerinde yapılan analiz sonuçları ‘Farmakope Analizleri’ başlığı altında incelenecektir. Daha öncede belirtildiği gibi Farmakope analizlerinde öncelikle makroskobik ve mikroskobik incelemeler tüm örnekler üzerinde yürütülmüştür. Tezde fotoğraf fazlalığına sebep vermemek için burada örnek olarak sadece G1 örneğine ait fotoğraflara yer verilmiştir. G1 örneğine ait makroskobik ve mikroskobik bulgulardan sonra tüm örneklere ait fizikokimyasal testler ve glisirizin miktarı tablolar halinde verilmiştir.

4.1. Farmakope Analizleri

4.1.1. Makroskobik Analiz

Tablo 6 Numunelerin makroskobik analizi.

NUMUNE RENK KOKU TAT GÖRÜNÜŞ NO Sarı- Kendine has Saçaklı-lifli G1 Tatlı kahverengi bir koku Toprak parçaları Kendine has Saçaklı-lifli G2 Sarı Tatlı bir koku Toprak parçaları Sarı- Kendine has Saçaklı-lifli G3 Tatlı kahverengi bir koku Toprak parçaları Sarı- Kendine has Saçaklı-lifli G4 Tatlı kahverengi bir koku Toprak parçaları Kendine has Saçaklı-lifli G5 Kahverengi Tatlı bir koku Toprak parçaları Kendine has Saçaklı-lifli G6 Sarı Tatlı bir koku Toprak parçaları Kendine has Saçaklı-lifli G7 Sarı Tatlı bir koku Toprak parçaları Sarı- Kendine has Saçaklı-lifli G8 Tatlı kahverengi bir koku Toprak parçaları

52

Daha öncede belirtildiği gibi bu kısımda sadece G1 örneğine ait fotoğraflara yer verilmiştir.

Resim 3: G1 numunesinin makroskobik görüntüsü

4.1.2. Mikroskobik Analiz

Tüm örneklerde gözlenen ortak elemanlar G1 örneği baz alınarak aşağıda verilmiştir.

Şekil 6.1 G1 Adıyaman numunesinde sklerenkima demeti. Mikroskop büyütmesi (10x10)

53

Şekil 6.2 G1 Adıyaman numunesi mantar doku. Mikroskop büyütmesi (10x10)

Şekil 6.3 G1 Adıyaman numunesi trake ve trakeoit. Mikroskop büyütmesi (10x10)

54

Şekil 6.4 G1 Adıyaman numunesi radyal özkolu. Mikroskop büyütmesi (10x10)

Şekil 6.5 G1 Adıyaman numunesi öz kollar arasında parankima hücreleri. Mikroskop büyütmesi (10x10)

55

Şekil 6.6 G1 numunesi dizili geçitler taşıyan trakeitler Mikroskop büyütmesi (10x10)

Şekil 6.7 G1 Adıyaman numunesi sklerenkima liflerinde basit billur dizisi Mikroskop büyütmesi (10x10)

56

Şekil 6.8 G1 Adıyaman numunesi nişasta taneleri Mikroskop büyütmesi (10x10)

57

4.1.3. İnce Tabaka Kromatografisi Sonuçlar Avrupa Farmakopesi 6.0 da belirtildiği gibi şematik olarak verilmiştir.

Şekil 7: İnce Tabaka Kromatografisi Plakları

A) UV254 nm altında. B) Anisaldehit püskürtülerek 100-105 oC de 5 dk. Isıtıldıktan sonra gün ışığında.

58

4.1.4. Kurutmada Kayıp

Avrupa Farmakopesi 6.0’a göre yapılan kurutmada kayıp ile ilgili bulgular tablo 5’te verilmiştir. Her örnek için deney 3 kez tekrarlanmıştır. Tablo 7: Glycyrrhiza radix örnekleri ile yapılan kurutmada kayıp analizi YAPILAN ANALİZ: KURUTMADA KAYIP G1 (ADIYAMAN NUMUNESİ) NUMUNE KROZENİN KURUTMA SONRASI %KURUTMADA % ORTALAMA KROZE +BİTKİ (g) NO DARASI (g) TARTIM (g) KAYIP KURUTMADA KAYIP 1 28.3474 29.3426 29.2512 9.1841 2 25.3845 26.3697 26.2733 9.7848 9.5245±0.1453 3 41.3227 42.3139 42.2187 9.6045 G2 (DİYARBAKIR NUMUNESİ) 1 29.9409 30.9471 30.8655 8.1097 2 43.2300 44.2281 44.1473 8.0954 8.0711±0.0259 3 36.9939 38.0016 37.9209 8.0083 G3 (KAHRAMANMARAŞ NUMUNESİ) 1 30.1987 31.1989 31.1198 7.9084 2 26.7832 27.7809 27.7006 8.0485 7.8956±0.0753 3 40.6267 41.6267 41.5494 7.7300 G4 (SİİR NUMUNESİ) 1 34.9245 35.9215 35.8373 8.4453 2 28.9334 29.9335 29.8515 8.1992 8.28±0.0675 3 35.7932 36.7913 36.7095 8.1956 G5 (GAZİANTEP I NUMUNESİ) 1 27.5274 28.5262 28.4334 9.2911 2 40.3205 41.3210 41.2267 9.4253 9.2709±0.078 3 40.0466 41.0437 40.9530 9.0964 G6 (GAZİANTEP II NUMUNESİ) 1 39.9866 40.9864 40.8916 9.4819 2 45.2164 46.2134 46.1280 8.5657 9.0504±0.2170 3 28.6597 29.6560 29.5653 9.1037 G7 (ŞANLIURFA NUMUNESİ) 1 26.8941 27.8935 27.8110 8.2550 2 40.7901 41.7873 41.6930 9.4565 8.9296±0.2896 3 26.3415 27.3418 27.2510 9.0773 G8 (MARDİN NUMUNESİ) 1 37.1557 38.1555 38.0467 10.8822 2 39.7882 40.7866 40.6850 10.1763 10.3622±0.2151 3 28.2729 29.2711 29.1710 10.0281 59

4.1.5.Kül Miktar Tayini

Aktardan temin edilen numunelerde meydana gelen bütün kül miktarları aşağıdaki gibi hesaplanmıştır.

Tablo 8: Glycyrrhiza radix örnekleri ile yapılan kül miktar analizi YAPILAN ANALİZ :BÜTÜN KÜL G1 (ADIYAMAN NUMUNESİ) KROZENİN KROZE +BİTKİ KÜL+KROZE % BÜTÜN % ORTALAMA NO DARASI (g) (g) (g) KÜL BÜTÜN KÜL 1 21.8247 22.8248 21.9531 12.8387 2 25.5710 26.5756 25.7000 12.8409 12.8598±0.0163 3 27.0934 28.0942 27.2225 12.8997 G2 (DİYARBAKIR NUMUNESİ) 1 25.3314 26.3353 25.5706 23.8271 2 22.4093 23.4098 22.6621 25.2674 24.5641±0.3398 3 19.3232 20.3302 19.5709 24.5978 G3 (KAHRAMANMARAŞ NUMUNESİ) 1 20.5389 21.5436 20.6489 10.9485 2 18.763 19.7690 18.8739 11.0239 11.4178±0.3529 3 18.9945 19.9993 19.1179 12.2811 G4 (SİİR NUMUNESİ) 1 20.8335 21.8405 20.9463 11.2016 2 23.1975 24.1989 23.3038 10.6151 10.4525±0.3970 3 12.1246 13.1266 12.2202 9.5409 G5 (GAZİANTEP I NUMUNESİ) 1 18.9957 19.9981 19.1255 12.9489 2 20.8415 21.8489 20.9588 11.6438 11.6809±0.5892 3 25.3564 26.3631 25.4616 10.4500 G6 (GAZİANTEP II NUMUNESİ) 1 25.3344 26.3371 25.4824 14.7601 2 19.8858 20.8877 20.0387 15.2610 15.1930±0.1901 3 20.4341 21.4368 20.5901 15.5580 G7 (ŞANLIURFA NUMUNESİ) 1 22.4112 23.4118 22.5240 11.2732 2 18.7720 19.7740 18.8885 11.6267 11.4814±0.0872 3 13.7243 14.7248 13.8398 11.5442 G8 (MARDİN NUMUNESİ) 1 23.2593 24.2680 23.3962 13.5719 2 23.1987 24.2058 23.3316 13.1963 13.7206±0.2886 3 23.0468 24.0542 23.1918 14.3935

60

4.1.6.Hidroklorik Asitte Çözünmeyen Kül Miktarı:

Aktardan temin edilen numunelerde meydana gelen hidroklorik asitte çözünmeyen kül miktarları aşağıdaki gibi hesaplanmıştır.

Tablo 9: Glycyrrhiza radix örnekleri ile yapılan HCI de çözünmeyen kül analizi

YAPILAN ANALİZ :HCI DE ÇÖZÜNMEYEN KÜL G1 (ADIYAMAN NUMUNESİ) % ORTALAMA HİDROKLORİK % HİDROKLORİK HİDROKLORİK KROZENİN KROZE+BİTKİ ASİTTE ASİTTE NO ASİTTE DARASI (g) (g) ÇÖZÜNMEYEN ÇÖZÜNMEYEN ÇÖZÜNMEYEN KÜL+KROZE (g) KÜL KÜL 1 21.8247 22.8248 21.8454 2.0698 2 25.5710 26.5756 25.5902 1.9112 1.8532±0.1181 3 27.0934 28.0942 27.1092 1.5787 G2 (DİYARBAKIR NUMUNESİ) 1 25.3314 26.3353 25.3566 2.5102 2 22.4093 23.4098 22.4416 3.2284 2.9953±0.1981 3 19.3232 20.3302 19.3559 3.2473 G3 (KAHRAMANMARAŞ NUMUNESİ) 1 20.5389 21.5436 20.5393 0.0398 2 18.763 19.7690 18.7689 0.5865 0.5106±0.2064 3 18.9945 19.9993 19.0036 0.9057 G4 (SİİR NUMUNESİ) 1 20.8335 21.8405 20.8491 1.5492 2 23.1975 24.1989 23.2172 1.9672 1.6212±0.1491 3 12.1246 13.1266 12.1381 1.3473 G5 (GAZİANTEP I NUMUNESİ) 1 18.9957 19.9981 19.0084 1.2670 2 20.8415 21.8489 20.8491 0.7544 0.9089±0.1466 3 25.3564 26.3631 25.3635 0.7053 G6 (GAZİANTEP II NUMUNESİ) 1 25.3344 26.3371 25.3522 1.7752 2 19.8858 20.8877 19.9085 2.2657 2.1382±0.1503 3 20.4341 21.4368 20.4579 2.3736 G7 (ŞANLIURFA NUMUNESİ) 1 22.4112 23.4118 22.4347 2.3486 2 18.7720 19.7740 18.7888 1.6766 1.7543±0.2959 3 13.7243 14.7248 13.7357 1.1394 G8 (MARDİN NUMUNESİ) 1 23.2593 24.2680 23.2693 0.9914 2 23.1987 24.2058 23.2085 0.9731 1.1214±0.1137 3 23.0468 24.0542 23.0609 1.3996

61

4.1.7. Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografisi (HPLC) ile Glisirizik Asit Miktar Tayini

Aktardan temin edilen Glycyrrhiza radix örnekleri ile yapılan HPLC analizi sonucunda elde edilen kromatogramlar.

Şekil 8 Mono amonyum glisirizat’ın HPLC analizi sonucunda elde edilen kromatogram.

Şekil 9 G1 numunesinin HPLC analizi sonucunda elde edilen kromatogram

Referans Kromatogramlardan elde edilen konsantrasyonların yardımıyla kalibrasyon doğrusu ve denklemi hesaplanmıştır. Daha sonra aktardan temin edilen Glycyrrhiza radix örneklerinin kromatogramlarda ki eğri altında kalan alanlar yardımıyla glisirizik asit miktarları hesaplanmıştır. Farmakopede belirtildiği şekilde referans solüsyon olarak monoamonyum glisirizatın A,B,C solüsyonlarının HPLC de miktarları ölçülerek, kalibrasyon grafiği çizilmiştir. Elde edilen grafiğin formülü aşağıdaki gibidir. 62

y = 114703423.0769x + 199378 r² = 0.9902

Örneklerimizdeki glisirizik asit miktarları bu kalibrasyon denklemine göre hesaplanmış ve tablo 10’da gösterilmiştir.

4.1.8.Tayin Edilebilir En düşük Limit Teşhis Sınırı (limit of detection LOD)

Analizi yapılan örneğin belirdiği fakat nicel sınırlar içerisine girmediği en alt konsantrasyondur. Çalışmamız için LOD değeri

LOD: 0.02516 (µg/ml)

4.1.9.Hesaplanabilir En Düşük Limit (limit of Quantitation-LOQ)

Analizi yapılan maddelerin kabul edilebilir düzeyde kesin ve doğru miktar tayin edilebileceği konsantrasyon düzeyidir. Çalışmamız için LOQ değeri

LOQ: 0.07548 (µg/ml)

Tablo 10: Glycyrrhiza radix Örneklerinde Glisirizik Asit Miktarı

YBSK İLE MİKTAR TAYİNİ

Numune kodu % Glisirizik Asit Miktarı %RSD G1 2.5464±0.0242 0.0095 G2 1.5654±0.0074 0.0047 G3 2.6508±0.0033 0.0012 G4 2.6502±0.0225 0.0085 G5 3.0434±0.0080 0.0026 G6 4.7639±0.0546 0.0115 G7 2.8696±0.0155 0.0054 G8 1.1776±0.0048 0.0040

63

5.SONUÇ VE TARTIŞMA

Çalışmamızda Türkiye’de yetişen ve aktarlarda meyan olarak satılan, çoğunlukla Güneydoğu Anadolu Bölgesinde sulu maserasyonu içilen Glycyrrhiza glabra L. bitkisine ait köklerin botanik özellikleri, kimyasal içeriği ve biyolojik etkileri literatürden araştırılmış ve derlenmiştir. Bitkinin çokça kullanıldığı Güneydoğu Anadolu’daki 7 farklı ilden toplanan örneklerin Avrupa Farmakopesi (6.0) da belirtilen monografdaki özellikler dikkate alınarak analizleri yapılmıştır.

Fitoterapötik olarak en çok antispazmotik, antienflamatuar, antiasit, antiülserojenik ve ekspektoran etkileri ön plana çıkmaktadır. Bu etkilerinden dolayı tıbbi preparatlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.

Ülkemizde yaygın olarak yetişen ve neredeyse tüm aktarlarda satılan köklerin farklı kalitede oldukları bilinmektedir. Bir çok preparatın bileşimine girmesi ve halk tarafından çokça kullanılan köklerin Avrupa Farmakopesine uygunluğunu belirlemek için en çok tüketildiği Güneydoğu Anadolu’daki illerde bulunan aktarlardan toplanan 8 adet numunenin Avrupa Farmakopesi 6.0 da belirtilen özellikler dikkate alınarak analizleri gerçekleştirilmiştir.

Alınan bütün numuneler makroskobik ve mikroskobik olarak incelenmiştir. Farmakopede belirtildiği şekilde makroskobik olarak incelenen örnekler renk koku tad ve görünüş olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca örneklerde taş, çakıl, küf, yabancı madde bulunup bulunmadığı

64

incelenmiştir. Örneklerin renk, koku, tad ve görünüşleri Farmakope’ye uygundur, fakat bütün örneklerde taş, çakıl, toprak ve yabancı maddelere rastlanmıştır. Mikroskobik olarak yapılan incelemede ise sklerenkima lifleri, trake ve trakeitler, radyal özkolu, sklerenkima liflerinde basit billur dizisi ve yuvarlak mantar dokusu gibi elementler mikroskopta tüm örneklerde görülmüş ve fotoğraflanmıştır. Bütün örneklerimizin mikroskobik açıdan farmakope’ ye uygun olduğu görülmüştür. Farmakopede belirtilen limit değerler açısından kurutmada kayıp, bütün kül ve asitte çözünmeyen kül miktarı örneklerde değerlendirilmiştir.

Yapılan incelemede Mardin’den temin edilen örnek kurutmada kayıp miktarı bakımından %10.3622 ile Farmakope standartlarına uymamaktadır. Diğer örnekler Farmakope standartlarını karşılamaktadır. (Tablo 5)

İncelediğimiz tüm örneklerde bütün kül oranı Farmakope standartlarına göre yüksek bulunmuştur. (Tablo 6) Bunun nedeni, droğun soyulmamış olması ve toplandıktan sonra toprak parçaları ile kurutulup lif haline getirilmiş olmasıdır. Makroskobik olarak lifli görünen tüm örneklerin soyulmamış olduğu anlaşılmaktadır. Buna ek olarak toprak parçalarının az da olsa görülmesi örneklerin iyi temizlenmediğini göstermektedir. Ülkemizde önemli bir ihraç kaynağı olabilecek meyan kökünün toplanma, işlenme ve saklanmasında daha dikkatli olunması ve toplayıcıların bu konuda eğitilmesi önemlidir.

Asitte çözünmeyen kül miktar tayini numunelerdeki inorganik maddelerin miktarını belirleme açısından yapılmaktadır.

65

İncelediğimiz örneklerde, Diyarbakır’dan temin edilen (G2) % 2.9953 ve Gaziantep’ten temin edilen (G6) %2.1382 örneklerimizden elde edilen asitte çözünmeyen kül miktarları farmakope standartlarına göre yüksek bulunmuştur. Bu durum şöyle açıklanabilir; bütün kül ve asitte çözünmeyen madde miktarı açısından aynı örneklerde yüksek çıkması (Tablo 8 ve 9) bu örneklerin toplanma ve işlenmesinde sorun olduğunu, topraklı bir şekilde kurutulup dövüldüğünü göstermektedir.

Numunelerimizde İ.T.K ile yapılan testlerde farmakopede belirtilen glisiretinik asitte karşılık gelen leke tüm örneklerde tespit edilmiştir.

Yüksek basınçlı sıvı kromatografisi ile yapılan glisirizik asit miktar tayininde ise incelenen örneklerin bir tanesi hariç farmakopede belirtilen % 4’den az olmama standardını karşılamamaktadır. Sadece Gaziantep’ten temin edilen (G6) örneği % 4.7639 ile farmakope standartlarına uygundur. Etkin madde miktarının bu kadar düşük çıkması, örneklerin toplanma kurutma ve saklanması esnasında bir takım hatalar olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca alınan örneklerin toplanmasından sonra ne kadar süre geçtiği, aktarlarda ne kadar bekletildiğinin belli olmaması ve uygun koşullarda saklanmamasından dolayı glisirizik asit miktarının oldukça düşük çıktığı görülmektedir. Doğadan toplanacak yeni bir numune ile yapılacak bir çalışmadan elde edilecek sonuçlar ile sonuçlarımızın karşılaştırılması bu durumun aydınlatılmasında önem arz etmektedir. Özellikle bütün kül miktarının tüm örneklerde yüksek olması toplanma işleminin hatalı olduğunu göstermektedir. Çünkü bütün kül oranı farmakopede belirtildiği gibi % 10’dan düşük bulunsaydı, numunelerdeki glisirizik asit miktarının daha yüksek olacağı kaçınılmazdır.

66

Diğer taraftan farmakopede % glisirizik asit miktarının soyulmuş ya da soyulmamış drog üzerinden olup olmadığı belirtilmemiştir. Kullandığımız örneklerin tamamının dış kabuğunun soyulmadığı göz önüne alınırsa,% glisirizik asit miktarının biraz düşük çıkması normal karşılanabilir. Daha kesin sonuçlar için soyulmuş ve soyulmamış köklerdeki % glisirizik asit miktarlarının karşılaştırılması için yeni çalışmaların yapılması yerinde olacaktır.

67

6.ÖZET ‘’Glycyrrhiza glabra L. (Meyan) bitkisinin farmakope analizi ve fitoterapideki kullanılışı’’

Fabaceae familyasına ait olan Glycyrrhiza cinsinin Dünya üzerinde yayılmış 12 türü bulunmaktadır. Bu türlerden, Anavatanı Rusya ve Çin olan Glycyrrhiza glabra L. bitkisi ülkemizde de tamamen doğal olarak yetişmektedir.

Bu çalışmada Glycyrrhiza glabra köklerinin botanik özellikleri, kimyasal yapısı, biyolojik aktivitesi ve kullanılışı ile ilgili bilimsel çalışmalar literatürden derlenmiştir. Buna ek olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki 7 ildeki aktarlardan temin edilen örneklerin Avrupa Farmakopesi (6.0)’nde bulunan mikroskobik, makroskobik özellikleri, kurutmada kayıp, bütün kül miktarı, hidroklorik asitte çözünmeyen kül miktarı, ince tabaka kromatografisi ve yüksek basınçlı sıvı kromatografisi tetkikleri ile farmakope’ ye uygun olup olmadığı araştırılmıştır. Deneysel çalışmamız sonucunda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki bazı aktarlardan elde edilen bütün örneklerin Glycyrrhiza glabra bitkisinin köklerine ait olduğu makroskobik ve mikroskobik olarak tespit edilmiştir. Morfolojik olarak incelediğimiz örneklerin hepsinin kabuk kısmının soyulmadığı görülmüştür. Bunu yanı sıra köklerde bol miktarda toprak ve toprak kalıntısı bulunduğu da belirlenmiştir. Kurutmada kayıp bakımından G8 (Mardin) numunesinin Avrupa Farmakopesi’ne uygun olmadığı belirlenmiştir. Bütün kül miktar tayini ve hidroklorik asitte çözünmeyen kül miktar tayinlerinde hiçbir numunenin Avrupa Farmakopesi’ne uygun olmadığı belirlenmiştir. Yüksek basınçlı sıvı kromatografisi ile yapılan miktar tayininde ise glisirizik asit miktarının bir örnek hariç diğerlerinde % 4 ten az olduğu için Avrupa Farmakopesi’ne uygun olmadığı tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: Meyan, Glycyrrhiza glabra, Farmakope Analizi

68

7.SUMMARY ‘’Pharmacopeia analysis of Glycyrrhiza glabra L. (licorice) and used in phytotherapy’’

Glycyrrhiza genus belonging to Fabaceae family is spread over the world with 12 species. Among these, Glycyrrhiza glabra L. is growing completely natural in Russia , China and Our country.

In this study, some scientific studies about botanical characteristics, chemical structure and biological activity of Glycyrrhiza glabra roots have been reviewed from literature. In addition, some samples purchased from bazaars which are located seven provinces at Southeastern part of Anatolia were investigated in terms of European Pharmacopoeia (6.0)'s criteria. Samples were analyzed including microscopic, macroscopic properties, drying losses, all ash content, hydrochloric acid insoluble ash content, thin layer chromatography and high pressure liquid chromatography tests.Based on our experimental study, it was concluded that all samples purchased from some herbal shops in Southeastern Anatolia were belong to roots of Glycyrrhiza glabra by macroscobic and microscopic tests. It was observed that in the all samples, bark of roots did not peeled. Besides this, the roots are abundant in soil and soil remains. G8 (Mardin) sample is not suitable to the European pharmacopoeia in terms of drying loss test. Quantification of total ash and ash insoluble in hydrochloric acid were not found no suitable for European Pharmacopoeia in all samples. Quantification performed by HPLC showed that glycyrrhizic acid amount was found less than 4 % in all samples except G6 sample. Due to low glycyrrhizic acid amount, none of the samples was not suitable for European Pharmacopoeia Key Words: licorice, Glycyrrhiza glabra, pharmacopeia analysis

69

8. KAYNAKLAR

1.Blumenthal M, Goldberg A, Brinckmann J. Herbal Medicine: Expanded Commission E Monographs. American Botanical Council: Newton, 2000. 233 –236

2.Ody P. The Complete Guide Medicinal Herbal.Dorling Kindersley: London, 2000. 75.

3.Chamberlain, D.F. in Davis PH editor. Flora of Turkey and the East Aegean Islands. vol. 3. Edinburgh: Edinburgh University Press 1970

4.Özkal, N, "Fırat Havzasında Yetişen Meyan Bitkilerinin Kimyasal İçeriği ve Antimikrobiyal Etkileri" Fırat Üniv. Basın Bülteni 1986:2 (37): 4.

5.Oğuz G. Türkiye'nin Glycyrrhiza L. türleri ile ilgili morfolojik ve taksonomik; bir araştırma, Ege Üniv. Fen Fak. İlm.Rap.Ser.114. Bornova-İzmir:1972.

6.Oğuz, G. "Meyan Kökü ve Önemi" Fırat Üniv. Basın Bülteni 2: (37): 3. 1987.

7.Sezik, E., "Meyan Kökü Eski Bir İlaca Yeni Etkiler", Bilim ve Teknik, 1990:23(267):20-22.

8.Glycyrrhiza glabra in the Germplasm Resources Information Network (GRIN)., US Department of Agriculture Agricultural Research Service. [online] 2006. [cited 2013 september 14] avaliable from: URL:http://www.ars-grin.gov/cgi-bin/npgs/html/taxon.pl?17820

70

9. Baytop T, Farmasötik Botanik İstanbul üniversitesi basımevi sayfa: 186- 193 1991

10.Tanker N, Koyuncu M, Çoşkun M, ‘’farmasötik botanik’’Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları, Ders Kitapları Ankara No:78 s:260-270 1998

11. Baytop T. Türkiye'nin Tıbbi ve Zehirli Bitkileri. İst.Üni. Yayınları No:1039, Tıp Fak. No:59. 1963

12. Honda G, Yeşilada E, Tabata M, Sezik E, Fujita T, Takeda Y, Takaishi Y, Tanaka T, et al. Traditional medicine in Turkey VI. Folk medicine in West Anatolia: Afyon, Kütahya, Denizli, Mugla, Aydın provinces Journal of Ethnophannacology 1996: (53): 75-87

13.Obolentseva GV, Litvinenko VI, Ammoosov AS, et al. Pharmacological and therapeutic properties of licorice preparations (a review) Pharm Chem J 1999:(33):24-31

14. Williamson, E. M. Licorice. In: Potter’s Cyclopedia of Herbal Medicine in: C. W. Daniels editor. Saffron Walden, London. 2003: 269–271

15.Li JR, Wang YQ, Deng ZZ. Two new compounds from Glycyrrhiza glabra. J Asian Nat Prod Res 2005: (7): 677–680.

16. De Simone F, Aquino R, De Tommasi N, Mahmood N, Piacente S, Pizza C. Anti-HIV aromatic compounds from higher . In Bioactive Compounds from Natural Sources:Isolation, Characterization and Biological Properties, in:Tringali C editor. Taylor and Francis: 325 New York, 2001.

71

17. Haraguchi H. Antioxidative constituents. In Bioactive Compounds from Natural Sources: Isolation, Characterization and Biological Properties, in:Tringali C editor. Taylor and Francis: New York, 348- 352 :2001.

18. Kinoshita T, Tamura Y, Mizutani K. The isolation and structure elucidation of minor isoflavonoids from licorice of Glycyrrhiza glabra origin. Chem Pharm Bull 2005:53: 847– 849

19. Näf R, Jaquier A. New lactones in liquorice (Glycyrrhiza glabra L.). Flavour Fragr J 2006:21:193–197.

20. Hayashi H, Hiraoka N, Ikeshiro Y, Yamamoto H, Yoshikawa T. Seasonal variation of glycyrrhizin and isoliquiritigenin glycosides in the root of Glycyrrhiza glabra L. Biol Pharm Bull 1998:21:987–989

21. Blumenthal M, Goldberg A, Brinckmann J. 2000. Herbal Medicine: Expanded Commission E Monographs. American Botanical Council: Newton, 233 –236.

22. Capasso F , Mascolo N, Autore G, Duraccio MR. Glycyrrhetinic acid, leucocytes and prostaglandins. J Pharm Pharmacol 1983:35: 332–335.

23. Amagaya S, Sugishita E, Ogihara Y, Ogawa S, Okada K, Aizawa T. Comparative studies of the stereoisomers of glycyrrhetinic acid on anti inflammatory activities. J Pharmacobiodyn 1984: 79: 923–928.

72

24. Inoue H, Mori T, Shibata S, Koshihara Y. Modulation by glycyrrhetinic acid derivatives of TPA-induced mouse ear oedema. Br J Pharmacol 1989:96: 204 –210.

25 Gumpricht E, Dahl R, Devereaux MW, Sokol RJ. Licorice compounds glycyrrhizin and 18β-glycyrrhetinic acid are potent modulators of bile acid-induced cytotoxicity in rat hepatocytes. J Biol Chem 2005:280: 10556 –10563.

26 Teelucksingh S, Mackie AD, Burt D, McIntyre MA, Brett L, Edwards CR. Potentiation of hydrocortisone activity in skin by glycyrrhetinic acid. Lancet 1990:335: 1060–1063.

27. Schleimer RP. Potential regulation of inflammation in the lung by local metabolism of hydrocortisone. Am J Respir Cell Mol Biol 1991:4: 166 –173.

28 Walker BR, Edwards CR. 11 beta-Hydroxysteroid dehydro- genase and enzyme-mediated receptor protection: life after liquorice? Clin Endocrinol 1991:35: 281–289.

29 Kroes BH, Beukelman CJ, Van Den Berg AJJ, Wolbink GJ, Van Dijk H, Labadie RP. Inhibition of human complement by betaglycyrrhetinic acid. Immunology 1997:90: 115–120.

30 Akamatsu H, Komura J, Asada Y, Niwa Y. Mechanism of antiinflammatory action of glycyrrhizin: effects on neutrophil functions including reactive oxygen species generation. Planta Med 1991: 57: 119–121.

73

31. Wang ZY, Nixon DW. Licorice and cancer. Nutr Cancer 2001: 39: 1–11.

32 Jong SK, Yeo DY, Ig JC et al. Glabridin, an isoflavan from licorice root, inhibits inducible nitricoxide synthase expression and improves survival of mice in experimental model of septic shock. J Pharmacol Exp Ther 2005:312: 1187–1194.

33. Zakirov NU, Aizimov MI, Kurmukov AG. The cardioprotective action of 18-dehydroglycyrrhetic acid in experimental myocardial damage. Eksp Klin Farmakol 1999:62: 19 –21.

34 Furuhashi I, Iwata S, Shibata S, Sato T, Inoue H. Inhibition by licochalcone A, a novel flavonoid isolated from liquorice root, of IL-1β-induced PGE2 production in human skin fibroblasts. J Pharm Pharmacol 2005:57: 1661–1666.

35. Perera P, Ringbom T, Huss U, Vasange M, Bohlin L. Search for natural products which affect cyclooxygenase-2. In Bioactive Compounds from Natural Sources: Isolation, Characterization and Biological Properties, in: Tringali C editor. Taylor and Francis: New York, 2001.458, 462.

36. Kase Y, Saitoh K, Ishige A, Komatsu Y. Mechanisms by which Hange-Shashin to reduce prostaglandin E2 levels. Biol Pharm Bull 1998:21: 1277–1281.

37. Tsukahara M, Nishino T, Furuhashi I, Inoue H, Sato T, Matsumoto H. Synthesis and inhibitory effect of novel glycyrrhetinic acid derivatives on IL-1b-induced prostaglandin E2

74

production in normal human dermal fibroblasts. Chem Pharm Bull 2005:53: 1103–1110.

38. Sabahi M, Mansouri SH, Ramezanian M, Gholam-Hoseinian A. Screening of plants from the southeast of Iran for antimicrobial. Int J Crude Drug Res 1987:25: 72–76.

39. Hatano T, Shintani Y, Aga Y, Shiota S, Tsuchiya T, Yoshida T. Phenolic constituents of licorice. VIII. Structures of glicophenone and glicoisoflavanone, and effects of licorice phenolics on methicillin-resistant Staphylococcus aureus. Chem Pharm Bull 2000:48: 1286 –1292.

40. Hatano T, Kusuda M, Inada K et al. Effects of tannins and related polyphenols on methicillin-resistant Staphylococcus aureus. Phytochemistry 2005:66: 2047–2055.

41. Fukai T, Marumo A, Kaitou K, Kanda T, Terada S, Nomura T. Anti-Helicobacter pylori flavonoids from licorice extract. Life Sci 2002:71: 1449 –1463.

42. Fukai T, Marumo A, Kaitou K, Kanda T, Terada S, Nomura T. Antimicrobial activity of licorice flavonoids against methicillin- resistant Staphylococcus aureus. Fitoterapia 2002:73: 536– 539.

43. Onkarappa R, Shobha KS, Chaya K. Efficacy of four medicinally important plant extracts (crude) against pathogenic bacteria. Asian J Microbiol Biotech Env Sci 2005:7: 281– 284.

75

44. He J, Chen L, Heber D, Shi W, Lu Q-Y. Antibacterial compounds from Glycyrrhiza uralensis. J Nat Prod 2006:69: 121–124.

45 Hatano T, Yasuhara T, Miyamoto K, Okuda T. Antihuman immunodeficiency virus phenolics from licorice. Chem Pharm Bull 1988:36: 2286 –2288.

46. De Simone F, Aquino R, De Tommasi N, Mahmood N, Piacente S, Pizza C. Anti-HIV aromatic compounds from higher plants. In Bioactive Compounds from Natural Sources: Isolation, Characterization and Biological Properties, in:Tringali C editor. Taylor and Francis: New York, 2001: 325.

47. Lin JC. Mechanism of action of glycyrrhizic acid in inhibition of EpsteinBarr virus replication in vitro. Antiviral Res 2003: 59:41– 47.

48. Pompei R, Flore O, Marccialis MA, Pani A, Loddo B. Glycyrrhizic acid inhibits virus growth and inactivates virus particles. Nature 1979:281: 689–690.

49. Crance JM, Biziagos E, Passagot J, Van Cuyck-Gandre H, Deloince R. Inhibition of hepatitis A virus replication in vitro by antiviral compounds. J Med Virol 1990:31: 155–160.

50. Takahara T, Watanabe A, Shiraki K. Effects of glycyrrhizin on hepatitis B surface antigen: a biochemical and morphological study. J Hepatol 1994:21: 601–609.

76

51. Sato H, Goto W, Yamamura J et al. Therapeutic basis of glycyrrhizin on chronic hepatitis B. Antiviral Res 1996:30: 171– 177.

52. Van Rossum TGJ, Vulto AG, De Man RA, Brouwer JT, Schalam SW. Review article: Glycyrrhizin as a potential treat- ment for chronic hepatitis C. Aliment Pharmacol Ther 1998:12: 199–205.

53. Numazaki K, Umetsu M, Chiba SEffect of glycyrrhizin in children with liver dysfunction associated with cytomegalovirus infection. Tohoku J Exp Med. 1994:172: 147–153.

54. Ito M, Sato A, Hirabayashi K et al. Mechanism of inhibitory effect of glycyrrhizin on replication of human immunodeficiency virus (HIV). Antiviral Res 1988:10: 289–298.

55. Utsunomiya T, Kobayashi M, Pollard RB, Suzuki F. Glycyrrhizin, an active component of licorice roots, reduces morbidity and mortality of mice infected with lethal doses of influenza virus. Antimicrob Agents Chemother 1997:41: 551– 556.

56. Cinatl J, Morgenstern B, Bauer G, Chandra P, Rabenau H, Doerr HW. Glycyrrhizin, an active component of liquorice roots, and replication of SARS-associated coronavirus. Lancet 2003:361: 2045–2046.

57. Baba M, Shigeta S. Antiviral activity of glycyrrhizin against varicella-zoster virus in vitro. Antiviral Res 1987:7: 99 –107.

77

58. Christensen SB, Ming C, Andersen L et al. An antileishmanial chalcone from Chinese licorice roots. Planta Med 1994:60: 121– 123.

59. Christensen SB, Kharazmi A. Antimalarial natural products. In Bioactive Compounds from Natural Sources: Isolation, Characterization and Biological Properties, in:Tringali C editor. Taylor and Francis Inc: New York, 2001. 404.

60. Chen M, Theander TG, Christensen SB, Hviid L, Zhai L, Kharazmi A.. Licochalcone A, a new antimalarial agent, inhibits in vitro growth of the human malaria parasite Plasmodium falciparum and protects mice from P. yoelii infection. Antimicrob Agents Chemother 1994:38: 1470–1475.

61. Jenett-Siems K, Mockenhaupt FP, Bienzle U, Gupta MP, Eich E. In vitro antiplasmodial activity of Central American medicinal plants. Trop Med Int Health 1999:4: 611–615.

62. Chen M, Christensen SB, Blom J et al. Licochalcone A, a novel antiparasitic agent with potent activity against human pathogenic protozoan species of Leishmania. Antimicrob Agents Chemother 1993:37: 2550–2556.

63. Chen M, Christensen SB, Theander TG, Kharazmi A.. Antileishmanial activity of licochalcone A in mice infected with Leishmania major and in hamsters infected with Leishmania donovani. Antimicrob Agents Chemother 1994:38: 1339– 1344.

78

64. Zhai L, Blom J, Chen M, Christensen SB, Kharazmi A. The antileishmanial agent licochalcone A interferes with the function of parasite mitochondria. Antimicrob Agents Chemother 1995:39: 2742–2748.

65. Chen M, Zhai L, Christensen SB, Theander TG, Kharazmi A. Inhibition of fumarate reductase in Leishmania major and L. donovani by chalcones. Antimicrob Agents Chemother 2001:45: 2023–2029.

66. Haraguchi H, Ishikawa H, Mizutani K, Tamura Y, Kinoshita T. Antioxidative and superoxide scavenging activities of retrochalchones in Glycyrrhiza inflata. Bioorg Med Chem 1998:6: 339–347.

67. Haraguchi H, Yoshida N, Ishikawa H, Tamura Y, Mizutani K, Kinoshita T. Protection of mitochondrial functions against oxidative stresses by isoflavans from Glycyrrhiza glabra. J Pharm Pharmacol 2000:52: 219–223.

68. Haraguchi H. Antioxidative plant constituents. In Bioactive Compounds from Natural Sources: Isolation, Characterization and Biological Properties, Tringali C editor. Taylor and Francis: New York, 2001.348–352.

69. Fuhrman B, Buch S, Vaya J et al. Licorice extract and its major polyphenol glabridin protect lowdensity lipoprotein against lipid peroxidation: in vitro and ex vivo studies in humans and in atherosclerotic apolipoprotein edeficient mice. Am J Clin Nutr 1997:66: 276 –275.

79

70. Vaya J, Belinky PA, Aviram M. Antioxidant constituents from licorice roots: isolation, structure elucidation and antioxidative capacity toward LDL oxidation. Free Radic Biol Med 1997:23: 302–313.

71. Belinky PA, Aviram M, Furhman B, Rosenblat M, Vaya J. The antioxidative effects of the isoflavan glabridin on endogenous constituents of LDL during its oxidation. Atherosclerosis 1998:137: 49–61.

72. Rosenblat M, Belinky P, Vaya J et al. Macrophage enrichment with the isoflavan glabridin inhibits NADPH oxidaseinduced cellmediated oxidation of low density lipoprotein: a possible role for protein kinase C. J Biol Chem 1999:274: 13790–13799.

73. Rosenblat M, Coleman R, Aviram M. Increased macrophage glutathione content reduces cellmediated oxidation of LDL and atherosclerosis in apolipoprotein E-deficient mice. Atherosclerosis 2002:163: 17–28.

74. Lin G, Nnane IP, Cheng TV. The effects of pretreatment with glycyrrhizin and glycyrrhetinic acid on the retrorsineinduced hepatotoxicity in rats. Toxicon 1999:37: 1259–1270.

75 Shiota G, Harada K, Ishida M, et al. Inhibition of hepatocellular carcinoma by glycyrrhizin in diethylnitrosaminetreated mice. Carcinogenesis 1999;20:59-63.

80

76. Tamir S, Eizenberg M, Somjen D, et al. Estrogenic and antiproliferative properties of glabridin from licorice in human breast cancer cells. Cancer Res 2000;60:5704-5709.

77. Nishino H, Kitagawa K, Iwashima A. Antitumorpromoting activity of glycyrrhetic acid in mouse skin tumor formation induced by 7,12 dimethyl-benz[a]anthracene plus teleocidin. Carcinogenesis 1984;5:1529-1530

78 Liu W, Kato M, Akhand A, et al. The herbal medicine Sho-saiko-to inhibits the growth of malignant melanoma cells by up-regulating Fas mediated apoptosis and arresting cell cycle through down regulation of cyclin dependent kinases. Int J Oncol 1998;12:1321-1326

79. Sheela ML, Ramakrishna MK, Salimath BP. 2006. Angiogenic and proliferative effects of the cytokine VEGF in Ehrlich ascites tumor cells is inhibited by Glycyrrhiza glabra. Int Immunopharmacol 6: 494– 498.

80. Nassiri Asl. M, Hosseinzadeh H, Review of pharmacological effects of Glycyrrhiza sp. And its bioactive compounds. phytother.Res 2008:22:709-724

81. Ma J, Fu NY, Pang DB, Wu WY, Xu AL. Apoptosis induced by isoliquiritigenin in human gastric cancer MGC-803 cells. Planta Med 2001;67:754–7.

82. Tamir S, Eizenberg M, Somjen D, Izrael S, Vaya J. Estrogen like activity of glabrene and other constituents isolated from licorice root.J Steroid Biochem Mol Biol 2001;78:291–8.

81

83. Baba M, Asano R, Takigami I, Takahashi T, Ohmura M, Okada Y,et al. Studies on cancer chemoprevention by traditional folk medicines XXV. Inhibitory effect of isoliquiritigenin on azoxy-methane-induced murine colon aberrant crypt focus formation and carcinogenesis. Biol Pharm Bull 2002;25:247–50.

84. RafiMM, Vastano BC, Zhu N, Ho CT, Ghai G, Rosen RT, et al. Novel polyphenol molecule isolated from licorice root (Glycrrhiza glabra) induces apoptosis, G2/M cell cycle arrest, and Bcl-2 phosphorylation in tumor cell lines. J Agric Food Chem 2002;50:677–84

85. Dhingra D, Sharma D. Antidepressant like activity of Glycyrrhiza glabra L. in mouse models of immobility tests. Progress Neuro-Psychopharmacol Bio Psychiat 2006:30: 449–454.

86. Ambawade SD, Kasture VS, Kasture SB. Anticonvulsant activity of roots and rhizomes of G. glabra. Ind J Pharmacol 2002:34: 251–255.

87 Cui Y-M, Ao Z-M, Li W, Yu Y-L. Effect of Glabridin from Glycyrrhiza glabra on Learning and Memory in Mice. Planta Med 2008; 74: 377– 380

88. Adamyan TsI, Gevorkyan ES, Minasyan SM, Oganesyan KR, Kirakosyan KA. Effect of licorice root on peripheral blood indexes upon vibration exposure. Bull Exp Biol Med 2005:140: 197–200.

82

89. Kimura M, Watanabeh H, Abo T. Selective activation of extrathymic T cells in the liver by glycyrrhizin. Biotherapy 1992:5: 167–176.

90. Ishiwata S, Nakashita K, Ozawa Y et al. Fasmediated apoptosis is enhanced by glycyrrhizin without alteration of caspase-3-like activity. Biol Pharm Bull 1999:22: 1163–1166.

91. Utsunomiya T, Kobayashi M, Herndon DN, Pollard RB, Suzuki F. Glycyrrhizin improves the resistance of thermally injured mice to opportunistic infection of herpes simplex virus type 1. Immunol Lett 1995.:44: 59–66.

92.Abe N, Ebina T, Ishida N. Interferon induction by glycyrrhizin and glycyrrhetinic acid in mice. Microbiol Immunol 1982:26: 535–559.

93. Kang OH, Kim JA, Choi YA et al. Inhibition of interleukin 8 production in the human colonic epithelial cell line HT-29 by 18 beta glycyrrhetinic acid. Int J Mol Med 2005:15: 981–985

94.Fukai T, Satoh K, Nomura T, Sakagami T. 2003. Preliminary evaluation of antinephritis and radical scavenging activities of glabridin from Glycyrrhiza glabra. Fitoterapia 74: 624 – 629.

95. Sohn EJ, Kang DJ, Lee HS. 2003. Protective effects of glycyrrhizin on gentamicin-induced acute renal failure in rats. Pharm Toxicol 93: 116 –122.

96. Yokozawa T, Cho EJ, Rhyu DY, Shibahara N, Aoyagi K. 2005. Glycyrrhizae Radix attenuates peroxynitrite-induced renal

83

oxidative damage through inhibition of protein nitration. Free Radic Res 39: 203–211.

97. Van Marle J, Aarsen PN, Lind A, Van Weeren-Kramer J. 1981. Deglycyrrhizinised liquorice (DGL) and the renewal of rat stomach epithelium. Eur J Pharmacol 72: 219–225.

98. Sweetman SC. 2005. Martindale: The Complete Drug Reference Pharmaceutical Press: London, 1254–1255, 1264

99. Craig WJ. 1999. Health-promoting properties of common herbs. Am J Clin Nutr 70: 491S–499S.

100. DiPaola RS, Zhang H, Lambert GH et al.. Clinical and bio- logic activity of an estrogenic herbal combination (PC-SPES) in prostate cancer. N Engl J Med 1998:339: 785–791.

101. Shibata S. A drug over the millennia: pharmacognosy, chemistry, and pharmacology of licorice. Yakugaku Zasshi 2000. 120: 849–862.

102. Di Mambro VM, Fonseca MJV. Assays of physical stabil- ity and antioxidant activity of a topical formulation added with different plant extracts. J Pharm Biomed Anal 2005:37: 287– 295.

103. Saeedi M, Morteza-Semnani K, Ghoreishi MR. The treat- ment of atopic dermatitis with licorice gel. J Dermatol Treat 2003:14: 153–157

84

104. Cohen D, Heidary N. Treatment of irritant and allergic contact dermatitis. Dermatol Ther 2004:17: 334–340.

105. Scully C, Gorsky M, Lozado-Nur F. Aphthus ulcerations. Dermatol Ther 2002:15: 185–205.

106. Amer M, Metwalli M. Topical liquiritin improves melasma. Int J Dermatol 2000.:39: 299–301.

107. Yokota T, Nishio H, Kubota Y, Mizoguchi M.. The inhibitory effect of glabridin from licorice extracts on melanogenesis and inflammation. Pigment Cell Res 1998:11: 355–61.

108. Rossi T, Benassi L, Magnoni C, Ruberto AI, Coppi A, Baggio G. Effects of glycyrrhizin on UVB-irradiated melanoma cells. In Vivo 2005: 19: 319–322.

109. Smith WP. The effects of topical L (+) lactic acid and ascorbic acid on skin whitening. Int J Cosmet Sci 1999:21: 33– 40.

110. Briganti S, Camera E, Picardo M. Chemical and instru- mental approaches to treat hyperpigmentation. Pigment Cell Res 2003:16: 101–110.

111. Armanini D, Mattarello MJ, Fiore C et al. Licorice reduces serum testosterone in healthy women. Steroids 2004:69: 763– 766.

112. Josephs RA, Guinn JS, Harper ML, Askari F. Liquorice consumption and salivary testosterone concentrations. Lancet 2001:358: 1613–1614.

85

113. Armanini D, Nacamulli D, Francini-Pesenti F, Battagin G, Ragazzi E, Fiore C. Glycyrrhetinic acid, the active principle of licorice, can reduce the thickness of subcutaneous thigh fat through topical application. Steroids 2005:70: 538–542.

114.Puodziuniene G, Janulis V, Milasius A, Budnikas VDevel- opment of cough-relieving herbal teas. Medicina . 2005:41: 500– 505.

115.Amaryan G, Astvatsatryan V, Gabrielyan E, Panossian A, Panosyan V, Wikman G. Double-blind, placebo-controlled, randomized, pilot clinical trial of ImmunoGuard® standardized fixed combination of Andrographis paniculata Nees, with Eleutherococcus senticosus Maxim, Schizandra chinensis Bail. and Glycyrrhiza glabra L. extracts in patients with Familial Mediterranean Fever. Phytomedicine 2003: 10: 271–285.

116.De Klerk GJ, Nieuwenhuis MG, Beutle JJ. Hypokalaemia and hypertension associated with use of liquorice flavoured chewing gum. Br Med J 1997:314: 731–732.

117. Hattori M, Sakamoto T, Yamagishi T et al. Metabolism of glycyrrhizin by human intestinal flora. II. Isolation and characterization of human intestinal bacteria capable of metabolizing glycyrrhizin and related compounds. Chem Pharm Bull 1985:33:210–217.

118. Akao T, Akao T, Hattori M et al. Hydrolysis of glycyrrhizin to 18 beta-glycyrrhetyl monoglucuronide by lysosomal beta- D-

86

glucuronidase of animal livers. Biochem Pharmacol 1991:41: 1025 –1029.

119. Krahenbuhl S, Hasler F, Frey BM, Frey FJ, Brenneisen R, Krapf R. Kinetics and dynamics of orally administered 18 beta- glycyrrhetinic acid in humans. J Clin Endocrinol Metab 1994:78: 581–585.

120. Wang Z, Okamoto M, Kurosaki Y, Nakayama T, Kimura T. Pharmacokinetics of glycyrrhizin in rats with D-galactosamine- induced hepatic disease Biol Pharm Bull 1996:19: 901–904.

87

9. TEŞEKKÜR

Öncelikle tez konumu belirleyen yöneten çalışmalarım esnasında bana her türlü imkânı sağlayan, kıymetli zamanını ve kaynaklarını benimle paylaşan ve tezimi tamamlayabilmem için yardımını esirgemeyen tez danışmanım çok değerli hocam Prof. Dr. Mustafa ASLAN’na, standart uçucu yağı sağlamama yardımcı olan sayın Prof. Dr. Ekrem SEZİK‘e, sayın Prof. Dr. Turhan BAYKAL‘a Ayrıca Anabilim Dalı Başkanımız Prof. Dr. Bilge ŞENER’e

Deney çalışmalarım esnasında her türlü derdimi dinleyen çözüm üretmeye çalışan sevgili hocam Doç. Dr. Nilüfer ORHAN’a

Bugüne dek her kararımda arkamda duran ve desteklerini benden esirgemeyen Aileme,

Hayatıma anlam katan ve bana her konuda olduğu gibi tez çalışmalarım esnasında da bir fiil yorulmadan emek veren ve yardımcı olan sevgili eşim Burcu KARATAŞ’a

Ayrıca anabilim dalındaki diğer tüm öğretim üyeleri ve asistan arkadaşlarıma benden yardımlarını esirgemedikleri için minnet ve teşekkürlerimi sunarım.

88

10. ÖZGEÇMİŞ

Adı: Fatih Soyadı: Karataş Doğum yeri ve tarihi: Şanlıurfa 25.09.1982 Eğitimi:

1989-1994 Şehitlik İlköğretim Okulu (Şanlıurfa) 1994-1997 Şanlıurfa merkez Ortaokulu (Şanlıurfa) 1997-2000 Şanlıurfa Lisesi (Şanlıurfa) 2000-2005 Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi (Ankara)

Yabancı Dil: İngilizce

Şu anda Karataş Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olarak meslek hayatıma 2005 ten beri Şanlıurfa’da devam etmekteyim.

89