X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM JULES LAURENS

Mü~terek Türkiye seyahatnamelerinin de~erlendirilmesi yolunda bir ara~t~rma

Doç. Dr. SEMAV~~ EY~CE

Türkiye ile ilgili çe~itli konularda yap~lacak ara~t~rmalar~n en önemli kaynaklar~ndan biri de yabanc~lar taraf~ndan yaz~lan seya- hatnamelerdir. ~imdiye kadar kütüphanelerimizden birinde bu çe- ~it yaymlarm tam bir koleksiyon halinde toplanm~~~ olmay~~~ ', hattâ bunlar~n bir rehber gibi faydalamlacak bir bibliyografyas~mn yap~l- mamas~~ 2, muhakkak ki büyük bir eksikliktir. Bu seyahatnamelefin hepsi ayn~~ de~erde olmamakla beraber 3, içlerinde çok dikkat çekici

Ba~l~ca seyyahatnameler, Ankara'da Türk Tarih Kurumu, 'da Ar- keoloji Müzesi, Alman ve Frans~z Arkeoloji Enstitüleri, Istanbul Üniversitesi Genel, Edebiyat Fakültesi Tarih ve Deniz Müzesi klitüphanelerinde bulunmaktad~r. Ku- rulmakta olan Edebiyat Fakültesi merkez kütüphanesinde böyle bir koleksiyon meydana getirmek için te~ebbüslere geçilerek bir miktar kitap bir araya getirilmi~- tir. Dat~n~k seminer kütüphaneleri ile özel kütüphanelerde de hayli zengin seyahat- name koleksiyonlar~~ bulunmaktad~r. Böyle özel kütüphaneler aras~nda Ord. Prof. Cavid Baysun ile Re~id Saffet Atabinen'inkileri gösterebiliriz.

2 Hayli y~l evvel, uzun gayretler sonunda böyle bir bibliyografya yap~larak yay~nlanm~~~ ise de, maalesef bu çal~~ma tamamen unutulmu~tur. bk. A. Leval, Voyages en Levant pendant les XVI e, XVII e et XVIII e silcles, Essai de bibliographie, Bu- dapest 1897 ("Revue d'Orient et de Hongrie" den ayr~bas~m), bu otuz sahifelik de~erli bibliyografyada hayli seyahatname tam adlar~, çe~itli bask~~ ve tercümeleri ile tamt~hn~~t~r. Ayr~ca, A. M. Mansel, Türkiye'nin arkeoloji, ~pigrafi ve tarihi co~rafyas~~ için bibliyografya, Ankara 1948 ile S. Trak, Türkiye co~rafya eserleri genel bibliyografyas~, Ankara 1942 2, dan da bir dereceye kadar faydalarunak kabildir. Istanbul'dan geç- mi~~ olan seyyahlar -baz~~ noksanlara ra~men- J. Ebersolt, byzantine et les voyageurs du Levant, 1917, de toplu olarak bulunabilir. Yurdumuz ile ilgili seyyahatnameler hak. ayr~ca bk. N. lorga, Les voyageurs français dans l'Orient euro- pien, Paris 1928 (Revue des Cours et Conf&ences faites en Sorbonne'dan ayr~ba- s~m) ; ay. yz. Une vingtaine de voyageurs dans l'Orient Europlen, Paris 1928.

3 Hiç tan~nmam~~~ bâz~~ seyahatnamelerin, birçok bak~mlardan çok de~erli bilgiler ihtiva ettikleri görülür. Buna kar~~l~k, yazar~~ çok tan~nm~~~ di~er bir tak~m seyahatnameler ise hiçbir fayda sa~lam~yacak gevezelikler ile doludur ki bu hususda 6o SEMAV~~ EY~ CE

mü~ahedeler ile dolu olanlar hiç de az de~ildir Do~umunun yüzellinci y~ldönümü vesilesiyle burada tan~ taca~~= frans~ z seyyah~~ Xavier Hommaire de Hell de kanaatimizce i~te bu ikinci gruba gi- ren, de~erli say~ labilecek bir scyahatname b~ rakm~~~ olan ara~t~ r~c~- lardand~r.

HAYATI VE BA~LICA ESERLER~~

Alsacel~~ bir ailenin tek o~lu olan ~ gnace Xavier-Morand Hom- maire de He11,5 Yukar~~ Ren (Haut-Rhin) de Altkirch kasabas~ nda, 24 kas~m 1812'de do~aral, Altkirch ve Dijon'da yapt~~~~ ilk tahsi- linin arkas~ ndan Saint-Etienne madencilik okuluna devam etmi~~ ve ~~ 833'de buradan mezun olmu~tu. Henüz 21 ya~~ ndaki genç jeolog, o s~ rada Ackl, Wriot ad~ nda 16 ya~~ ndaki bir k~zla evlenmi~, derin bir a~kla ba~land~~~~ e~i, genç ara~t~ r~c~= bütün çal~~ malar~ na yar- d~mc~~ olmu~tur. Hommaire de Hell, 1835'e kadar Lyon'dan Akdeniz'e uzanan demiryolunun güzergâh etüdleri ile görevlendirildi~inden, s~ ras~~ ile Condrieux, Vienne ve Marsilya'da oturarak, bu etüdleri haz~ rlam~~ t~r. Hommaire de Hell'in kendisine daha iyi maddi imkan- lar sa~l~yacak bir i~~ arad~~~ n~~ ve nihayet Osmanh Devletini seçti~ini tesbit ediyoruz. Hizmet teklifleri Osmanl~~ devleti taraf~ndan uygun kar~~lanan De Hell, 1835 sonbahar~ nda Fransa'dan ayr~larak ~stan-

Perrot'nün Anadolu Seyahatnamesi en iyi misali te~kil eder, Seyahatnamelerin genel bibliyografyas~ n~~ yapt~ktan sonra bunlar~n herbirini de~erlendirmek laz~m gelmektedir. Evvelce, R. E. Koçu bir te~ebbüse geçerek popüler kitapç~klar halinde "Tür- kiye Seyahatnameleri serisi" ad~~ alt~ nda 1938-1939 y~llar~nda alt~~ seyahatnamenin özetini ve seçme parçalar~ n tercümelerini yay~ nlam~~t~. 1956-57 y~llar~nda biz de, "Türkyurdu" dergisinde 6 seyahatnemenin özetlerini ve de~erli buldu~umuz nok- talar~ n~~ 12 makale halinde belirtme~e çal~~t~ k. bk. Türkyurdu, say~, 253, 254, 255, 256, 257, 258, 259, 260, 262, 264, 265, 266. 5 Hommaire de Hell'in hayat~~ hakk~ ndaki bilgileri, ~u yay~nlardan elde etme- miz mümkün oldu: De la Roquette, Notice nkrologique sur M. Hommaire de Hell, memb- re des socibtk de gbographie et de gkdogie etc. voyageur français, most en Perse, Frans~z Co~- rafya Kurumu'nun genel toplant~s~ nda 26 Temmuz 1851'de okunan bu nekroloji, Hell'in seyahatnamesinin ilk cildinin, 12-38. sahifelerinde bas~lm~~t~ r. Ayr~ca Col- mar belediyesi katiplerinden olup, Hell'in bir büstünü diktirtmek ve bu seyahat- X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS

bul'a gitmek üzere Marsilya'dan yola ç~ km~~t~ r. Binmi~~ oldu~u A- vusturya yelkenlisi, Malta aç~ klar~ nda su yapm~~, günlerce u~ra~ma- dan sonra güçlükle Kefalonia'ya ~abilen gemi, burada hiçbir yar- d~ m görmedi~inden batm~~t~ r. Ba~ta Fransa olmak üzere o devirde bütün Avrupa'da büyük bir Yunan hayranl~~~n~ n hakim oldu~u s~ rada, De Hell'in bu mil- lete kar~~~ tutumu ve kanaati tamamen aksinedir, nitekim 18 eylül 1835 tarihinde, e~ine yazd~~~~ mektubda : "Onlar art~ k eski Yunan- hlar de~ildir, onlar art~ k merhametimize bile lay~ k olmayan bir mil- lettir. Mümkün olsa nerede ise bizi gömle~imize var~ ncaya kadar soyacaklard~..." demekten çekinmemi~tir. De Hell, buradan ba~ka bir Avusturya yelkenlisi ile Izmir'e oradan da Marie-Doroth6e ad~nda bir vapurla Istanbul'a hareket eder. De Hell'in Istanbul'da ilk ziyaret etti~i ve dostlu~una çok önem verdi~i ~ah~s, Moniteur Ottoman gazetesini ç~karan Blake Bey'dir. 6 Üsküdar taraf~nda oturan Blake Bey'den sonra ziyaretine gitti~i di- ~er önemli ~ah~s ise Mehmed Nam~k Pa~a'd~r. 7 Kendisini gayet iyi

namedeki resimler ile Belediye salonlar~n~~ süsletmek gibi te~ebbüsler yapan Goutz- willer, Hell'in çok tafsilâtl~~ olarak hayat~n~~ yazm~~t~ r. k~l. Ch. Goutzwiller, Notice biographique sur X. Hommaire de Hell, Colmar 1861, "Revue d'Alsace"dan ayr~bas~m. Bu yaz~n~ n haz~rlanmas~nda Hell'in e~ine yazd~~~~ mektuplardan faydalan~lm~~t~r. Frans~z ihtilâlinde Türkiye'ye iltica eden avukat Blake'in o~lu olan Alexandre Blake önce Izmir'de Courrier de Smyrne ad~~ ile Türk taraftar~~ frans~zca bir gazete ç~- karm~~~ ve Istanbul'a ça~r~ larak burada 1832'den itibaren türkçe Takvim-i Vekayi ile onun frans~zcas~~ olan Moniteur Ottoman'm idaresini eline alm~~t~r, bu hususta k~l. Selim Nüzhet (Gerçek), Türk gazetecili~i 1831-1931, Istanbul m ~ , 22 v.d.; A. Blake Bey, 1836'da Malta adas~nda esrarl~~ bir ~ekilde (belki zehirlenerek?) ölmü~tür. O~lu Edouard Blake (1824-1895)'de Türk hizmetinde bulunmu~tur (k~l. /. Alâed- din Gövsa, Me~hur Adamlar Ansiklopedisi, I, 153). 7 Nam~k Pa~a'n~n hayat~~ son y~llarda etrafl~~ surette incelenmi~tir, k~l. E. Ziya Karal, Mehmed Nam~k Pa~a'n~n hal tercümesi, "Tarih Vesikalar~" II (1942) 220-227, ve bilhassa, ~. Akal~n, Mehmed J1ram~k Pa~a, "Tarih Dergisi" IV, say~~ 7, 127-146; O devrin ba~ka seyahatnamelerinde de kendisinden bahsedilir, Marchebeus, Voyage de Paris â Constantinople par le bâteau vapeur, Paris 1839; k~l. "Türkyurdu", say~~ 259 (1956) 'o!, (Bu seyahat 1833'de yap~lm~~ t~r); J. Audjo, journal of a visit to Constan- tinople... in the spring and sum~ner 1833, London 1835, 96, 166; Miss Pardoe, The City of the Sultan, London 1837, II, ~~ 37; Nam~ k Pa~a'n~n resmi için bk. L A. Gövsa, Türk ~ne~hurlar~~ 274; Harb okulu tarihçesi 1834-1945 (has. y. y~ l~~ yok), s. 6-7 aras~. Hell'in ba~ar~s~zl~~~ n~n sebebi olarak hâmisi Nam~ k Pa~a'n~n gözden dü~mesi gösterilmek- tedir (bk. Goutzwiller, not 5'deki yer, 12) halbuki Pa~a'n~n biyografyalar~ndan bu hususda bir bilgi edinmek mümkün olm~yor. 62 SEMAVI EY~ CE

kar~~hyan Nam~k Pa~a (1804-1892) onu Serasker Pa~a ile tan~~t~m ve Hell, böylece Osmanh hükümeti ile temaslara geçer. Vezirler ile yap~lan birçok görü~meden sonra Hell nihayet Osmanl~~ hükümeti ile bir anla~ma irnzalar. Ayda 2000 kuru~~ ayl~kla mühendis olarak hizmete giren Hell'in, ayr~ca ikamet edece~i evi temin edildikten ba~ka, kendisine günlük tayin tahsil de verilmi~ti. Talihin art~k ken- disine güldü~ünü zanneden ve büyük sevinç duyan genç mühendisin üzerinde çah~aca~~~ ilk i~, Istanbul'da Haliç'de, iki yüz metre uzunlu- ~unda bir asma köprü projesi idi. 14 arahk'da arazi üzerinde ince- lemelerini bitiren Hell, üç hafta içinde Sultan II. Mahmud'a tasar- lad~~~~ köprünün proje ve planlar~ n~~ sunabilece~ini umuyordu. 8 Bu arada Damad Halim Pa~a, kendisinden Karadeniz bo~az~~ a~z~nda yap~lacak bir fener projesi de istemi~ti. De Hell bir taraftan çal~~~rken bir taraftan da yeni temaslar yap~yordu. Nam~k Pa~a'n~n arac~l~~~~ ile o günlerde Kaptan Pa~a ile tan~~m~~~ ve tercümana lüzum olmak- s~z~n onunla italyanca görü~mü~tür. 9 Kaptan Pa~a ondan, top dökü- mü için Türkiye'deki madenlerden faydalanmamn çarelerini ara~t~r- mas~m ister. Bu husustaki çal~~malar~n~~ yaparken kendisine ayda be~- bin kuru~~ verilecek ve döküm ba~lad~~~nda ayr~ca mükâfat alacakt~r. Bütün bu projeler Hommaire de Hell'i sevinç içinde b~rakm~~~ ve bu ruh haleti içinde kar~s~na uzun mektuplar yazm~~t~ r. Hell, burada akrabas~~ Amiral De Hell'in yak~n dostu Elçi Vice-amiral Roussin

8 Daha Sultan II. Bayaz~d (1481-1512) devrinde Haliç üzerine bir asma köp- rü yapmak fikri do~mu~, hattâ bu hususda Michelangelo (k~l. F. Sarre, Michelan- gelo und der türkische Hof, "Repertorium für Kunstwissenschaft" 32 (1909) 61-66; H. Schmidt, Friedrich Sarre Schr~ften, Berlin 1935, no. 57) ile Leonardo da Vinci (k~l. Topkap~~ saray~, Ar~iv klavuzu, Istanbul 1938-40, 1,62,11, 168; F. Babinger, Vier Bauz~orschlaege Leonardo da Vinci's, Göttingen 1952) gibi bat~l~~ sanatelardan istifade edilmek istenmi~tir. Haliç üzerinde iki yakay~~ birle~tiren ilk köprü, Sultan II. Mah- mud zaman~nda Unkapan~~ ile Azapkap~s~~ aras~nda kurulan ve malzemesi Tersa- nede yap~lan Hayratiye köprüsüdür, Galip Alnar, Haliçteki köprüler II, Unkapan~~ ile Azapkapt aras~ndaki ilk köprü, Mühendis Mektebi (=Teknik U.) de verilen bir konfe- rans, "Ak~am" gazetesi, 15 V. 1939; Lutfi, Tarih, V, 59; ilk köprünün resimleri için bk. Miss Pardoe, T7~e Beauties of the Bosphorus, London 1839, 116-117 aras~ ; ve Tanzi- mat I, ~stanbul 1940, levhalar k~sm~nda iki ayr~~ resim. Köprüler hak, ayr~ca bk. S. Eyice, hak, iki kitap, "Tarih Dergisi" I (1949) 210, not 35. Hayratiye köprü- sü, Jouannin-Van Gaver, Turquie, Paris 1840, 428'de bildirildigine göre, 20 ekim 1836 tarihinde kü~ad olunmu~tur. 9 Bu s~rada Kaptan-~~ Deryâ, Cengeloglu Tahir Pa~a olmal~d~r, k~l. Hafid Ef. Sefinet4' l-Vüzera, Istanbul 1952, yay. I. Parmaks~zoglu'nun zeyli, 71. X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS 63

(1781-1854) i de ziyaret eder. " Art~k istikbalinin garantiye al~nd~- ~~ndan emin olarak, genç e~i ile çocu~unu da, yan~ na Istanbul'a ge- tirtir. Fakat pek k~sa bir süre içinde saadet dolu projeler birer birer y~k~hr. En yak~n hâmisi olan Nam~k Pa~a'mn mevkünden uzakla~- mas~~ ile Hell de unutulur, Serasker Pa~a'ya teslim etti~i projeler ise Sultan'a sunulmadan bir kö~ede kal~ r. Istanbul'da mühendis olarak giri~ti~i büyük i~lerin böylece sona ermesi üzerine Hommaire de Hell bir ara~t~r~c~~ olarak çal~~ mak yo- lunu tutar. O~rendi~imize göre Istanbul'da oturdu~u süre boyunca haz~ rl~klar yapar ve nihayet yola ç~kar. Gayesi, Karadeniz k~y~lar~nda, Güney Rusya'da ve Hazar denizi k~y~ lar~nda uzun bir inceleme ge- zisi yapmakt~ r. Bu seyahatte K~r~m'~n geognostik bünyesini ö~renmek, Bo~az~n meydana geli~inin sebebini bulmak, ve nihayet evvelce Ha- zar denizi ile Karadeniz aras~ nda bir ba~lant~~ olup olmad~~~~ sorusunu ayd~nlatmaktad~ r. 15 May~s 1838'de e~i ile birlikte yola ç~kan Hom- maire de Hell, seyahat notlar~ n~ n kaleme al~nmas~ n~~ e~ine b~rakm~~ t~. Strasbourg'da bas~lan bu büyük seyahatname Les steppes de la ~ner Caspienne, le Caucase, la Crimee et la R~~ssie r~dridionale (=Hazar denizi step- leri, Kafkasya, K~ r~ m ve Güney Rusya) ba~li~~m ta~~yordu (1843, yay~n yeri Paris). 11 Kitap üç cilt metin, bir cilt atlas'dan ibaret olup, için-

0 Amiral Albin Reine Roussin gemi miçolu~undan yeti~erek Ingilizlere kar~~~ deniz sava~larma kat~ld~ktan sonra, 1817-1821 y~llar~nda Afrika ve Güney Amerika k~y~lar~nda incelemeler yapm~~~ ve yay~nlad~~~~ haritalar sayesinde Frans~z ilimler Akademisine üye seçilmi~, 1828'de Brezilya'ya, 1831 de Portekiz hükümetlerine birer protesto göturerek ba~ar~~ ile geri döndü~unden 1833 'de Fransa hükümetini temsil etmek üzere Istanbul'a elçi olarak yollanm~~. t~r. Osmanl~~ devletinin en nazik bir devresinde 1839 'a kadar bu görevde kalan Amiral (ve Baron) Roussin, yurduna döndü~ünde bir süre Bahriye nezaretine getirilmi~~ 184.3'de siyasetten uzakla~nu~ur. 11 Hell'in Rusya seyahatnamesinin Hachette taraf~ndan tek cild halinde bir özeti de yay~nlanm~~t~r. Son y~llarda Sovyet Rusya'da Hell'in bu seyahati ile ilgili olarak bir kitap yay~nland~~~n~~ ö~renilmi~~ ise de ad~n~~ ve mahiyetini tesbit etmek mümkün olmam~~t~ r. H. de Hell'in Ankara'da Türk Tarih Kurumu kütüphane- sinde iki eseri bulunmaktad~r. Bunlardan biri, Cart~~ giologique et statistique de la Russie Miridionak ( = Güney Rusya'n~n jeolojik ve istatistik haritas~) Paris 184.4 (1 : 2 000 000), di~eri ise LeS st~ppes de la Mer Caspienne'in muhte~em ciltli, hari- kulade bir nüshas~d~r. Birinci cildin ilk sahifesindeki ithaftan ö~renildi~ine göre bu güzel nüsha, bizzat Hommaire de Hell taraf~ndan Sadrazam Re~id pa~a (1799 - 1857) ya takdim edilmi~tir. Hell'in elyaz~s~ m ve imzas~n~~ ihtiva eden bu ithaf ~u cümleden ibarettir: "A Son alt~ss~~ le Grand Vizir Reschid Pacha, lw~n~nage de auteur, X. Hommaire de H~ll." 64 SEMAV~~ EY~ CE de Hell taraf~ ndan al~ nan krokilere göre F6-ogio eliyle çizilmi~~ desen- ler bulunmaktad~ r. Üç metin cildinden ilk ikisinin tarihi ve tasviri bilgilerle dolu olmas~na kar~~ l~ k üçüncü cilt ilmi ve teknik mü~ahe- delere ayr~lm~~t~r. Hommaire de Hell, Rusya'da be~~ y~ l dola~m~~, incelemeler yapm~~, Dnieper k~y~s~ nda Ekaterinoslav bölgesinde bul- du~u bir demir madeni sayesinde Saint Vladimir ni~an~~ ile mükâfat- land~ r~lm~~ t~. Hell'e bu bölgedeki çal~~malar~ nda en büyük yard~mc~, Kont Voronzoff idi. Hell'in notlar~~ yanl~z muayyen konulara inhisar etmeyip, tarihi, iktisadi, sosyal, ticari problemler ile de ilgilendi~ini göstermektedir. Nitekim, Rusya'n~ n hatal~~ gümrük politikas~~ yü- zünden ticaret y l~ ntn 'a geçti~ini belirtmcsi, ve bunu ct- rafl~~ olarak aç~klamas~~ dikkat çekici mü~ahedelerindendir. Bizimle ilgisi az olan, Rusya sey-yahati üzerinde fazlaca durma~~~ yersiz bulu- yoruz. Bu be~~ y~ll~ k çal~~ma s~ ras~nda toplad~~~~ maden, fosil, etno~- rafya malzemesinden mürekkep zengin bir koleksiyonu Paris'e ge- tiren De Hell, Frans~z Co~rafya Kurumu (=Sociâl giographique de France) na 6 ~ubat 1843'de üye seçilmi~, 1842 y~l~~ sonlar~ ndan itibaren büyük kitab~ ndan ba~ka, Ilimler Akademisi'ne Hazar denizi ile Azof denizi aras~ndaki seviye fark~~ hakk~ nda (=De la diffdrence de niveau entre la mer Caspienne et la mer Azof) ad nda bir muht~ ra (=Mdmoire) sunmu~tur. Fransa'da kald~~~~ üç y~l içinde eserini yay~nlarken, 26 ~ubat 1845 de kendisine L6gion d'honneur ni~an~~ veriliyor ve Maarif nâz~ r~~ M. de Salvandy taraf~ ndan, Hell'den ara~t~ rmalar~ n~~ Kara- deniz'in güney k~y~lar~ nda da devam ettirmesi ve ~ ran'a giderek, Ha- zar denizini o taraftan da incelemesi teklif ediliyordu. Bu seyahat, ziraat, d~~i~leri ve ticaret nezaretleri tarafindan desteklendikten ba~ka, Tabiat tarihi müzesi, Bahriye nezareti ve Nafia nezaretleri de yar- d~mda bulunuyorlard~ . Bir y~l süren bir haz~rl~ktan sonra Hommaire de Hell, 1846 ~ubat~ nda Paris'den ayr~larak 18 May~s'da da Toulon'- dan yola ç~ kt~. Hell'in bu ikinci büyük seyahatinde yan~ nda e~inden 12 ba~ka ressam olarak da Jules Laurens 825-190 ~~ ) bulunuyordu. Bu ressam Fransa hükümeti taraf~ ndan genç ara~t~ r~c~n~ n yan~ nda görevlendi- rilmi~ti. Hell'in ilk merhalesi ~talya oldu. Dola~aca~~~ bölgelerin es- kidenberi çizilmi~~ olan haritalar~n~~ kütüphaneye ve ar~ivlerde ince-

" Mme Hommaire de Hell'in de, Riveries d'un voyageur, Paris 1846, adl~~ bir ~iir kitab~~ vard~r. X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS 65 lemek üzere Torino, Floransa ve Roma'ya u~rama~~~ uygun gören Hell, Torino'da incelemeler yapar, notlar al~r, burada Savoie kral~~ Charles Albert (1798-1849) taraf~ndan kabul edilerek, kendisine yabanc~~ ilim adamlar~~ için ihdas edilmi~~ olan alt~ n madalya verilir. Hell, bu madalyay~~ alan ilk yabanc~d~ r. Buradan ayr~ ld~ktan sonra, çe~itli Italyan ~ehirlerinde incelemeler yaparak Roma'ya inen Hell, bu ~ehirlerin ar~iv ve kütüphanelerinde buldu~u eski haritalara dâir notlar~ n~, Vicomte de Santarem, (1790-1856) 'in hâ~iyeleri ile Bulletin de la Socidt de gjographie'nin VII. cildinde 1847'de yay~ nlanm~~t~ r. Bu ara~t~ rma, sonralar~~ seyahatnamede de iktibas olunarak tekrar bas~lm~~t~r (k~l. Voyage, I, 1. k~s~ m, s. 60-82). Hommaire de Hell, ikinci büyük seyahatinin ba~lang~c~~ olarak gene Istanbul'u seçti~inden, 1846 y~l~n~ n temmuz ay~~ içlerinde, Na- poli, Malta, Atina ve Izmir üzerinden Istanbul'a gelir. E~ini, Bo~az- içinde, Tarabya'da Gravier ad~ndaki bir frans~z tüccar~n~n evine yer- le~tiren Hell, a~ustos ba~~nda, kendi ifadesi ile "... hiçbir ara~ t~r~- cinin hattâ hiçbir turistin te~ebbüs dahi etmedi~i..." bir projeyi tat- bik mevküne koyar. Ufak bir kay~lda, Karadeniz'e ç~karak, Trakya k~y~lar~~ boyunca Varna'ya kadar uzanmay~~ tasarl~yarak, kay~~~n dört ki~ilik mürettebat~ndan ba~ka yan~ nda ressam Laurens ile Jo- seph ad~ nda bir ahç~-u~ak oldu~u halde Kilyos, Karaburun, Terkos, Midye I~neada, Sizebolu'a u~rapp bu yerlerde co~rafya, jeoloji, topo~rafya, arkeoloji ve hatta etno~rafya ve tarih bak~ m~ ndan ilgi çekici mü~ahedeler yaparak yollar~na devam ederler. Sonra, Burgaz, Ankialu, Misivri'e u~rayarak Varna'ya var~ rlar. Buradan karadan Balç~k, Kavarna, üzerinden Köstence'ye ula~~ rlar. Yolda, k~y~da ~ebler'deld fener Hell'in bilhassa dikkatini çeker. "Hakiki bir âbide" olarak tarif etti~i bu güzel fenerin, H. ~~ 182 ( ~~ 768/69) tarihinde ya- p~ld~~~n~~ belirten ta~~~ yerde bulan se-yyah, böyle faydal~~ ve güzel bir eserin metrük ve harap bir halde b~ rak~l~~~ n~ n sebebini anhyamad~~~n~~ itiraf eder, hattâ bunun plan~n~~ dahi çizer. De Hell, Köstence'den itibaren içerilere girerek, burada Tuna deltas~ nda vaktiyle Romal~lar taraf~ndan, kuzeyden gelen ak~nlar~~ önlemek üzere yap~lan tahki- mat~~ ara~t~ r~r. Çernovoda'dan Tuna boyunca Kalaç'a ç~ karak bura- dan da 25 ekimde Jassi'e kadar uzan~ rlar. Hell, Ferdinando Primo ad~ nda ~ ~ bir av~~sturya vapuru ile Istanbul'a döner ve bütün k~~~~ haz rl klar ile geçirir. Vapurda tam~d~~~~ Hayreddin Pa~a'ya sonralar~~ Diyar- bak~ r valisi olarak rastlamas~, kar~~la~t~~~~ garip tesadüflerdendir. Belleten C. XXVII, 5 66 SEMAVT EY/CE

Hommaire de Hell, 5 May~s 1877'de yan~nda e~i, General Joch- mus ve ressam Laurens ile Karamürsel'e gider, buradan da Izmit'e u~rar ve bir Ermeni zenginine âit son derece muhte~em bir konakda misafir edilirler. De Hell ba~kanl~~~ndaki grup, Sabanca gölü yak~- n~ nda Köseköyü'nde çad~rlar~n~~ kurarlar ve Hell, bu gölün Izmit körfezine ba~lanmas~~ için aç~lmas~~ dü~ünülen bir kanal~ n etüdlerini yapar. Sadrâzama sunulan bu rapora, göre 13, burada bir kanal aç~l- mas~~ hiç de~ilse on iki-onbe~~ kadar mânia'ya ihtiyaç gösterdi~inden gerçekle~mesi imkâns~zd~ r." Hell'in görü~ üne göre en ucuz sistem, burada Amerika'da oldu~u gibi a~aç-rayh tren i~letmektir. Hell, Sakarya üzerindeki me~hur Iustinianos köprüsünü oldukça etrafl~~ surette inceler. Iznik üzerinden Bursa'ya kadar uzanan heyet, bura- dan Istanbul'a geri döner. Kireçburnu s~rtlar~nda çad~rda yerle- ~erek ak~nt~lar~~ halk~ nda bir ay kadar incelemeler yapan Hommaire de Hell, büyük Anadolu ve seyyahatine haz~rlan~ rken, e~ini de Avrupa'ya yollama~~~ kararla~t~r~r. Bo~az hakk~ndaki raporunu ancak Tebriz'den Paris'e yollam~~~ ve Ilimler Akademisinde, Elie de Beau- mont taraf~ndan okunan bu rapor Comptes rendusler aras~nda yay~ n- lanm~~t~r. Hommaire de Hell son büyük seyyahatine önce kara yolundan ba~lar. Anadol~~kava~~'ndan 20 Haziran 1847'de yola ç~kan grup, Karadeniz k~y~s~ ndaki ufak iskân yerlerine u~rayarak ~ile, Kand~ ra

13 Sadrâzam'a sunulan kanal hakk~ ndaki rapor, 29 may~s 1847 tarihli Courrier de Constantinople'da bas~ lm~~~ (k~l. Voyage, 1, 23) t~r. Seyahatnamede (Voyage, 1,2,260 v.d.) görülen raporun ayn~~ olmas~~ muhtemeldir. Hommaire de Hell bundan ba~ka, kömür istihsali ve gümü~~ madenleri hakk~ nda olmak üzere Osmanl~~ hükümetine iki rapor daha sunmu~tur.

14 Ilkça~danberi dü~ünülen çe~itli kanal ve ba~lant~~ projeleri hak. bk. F. Gardner Moore, Three Canal projects, Roman and Byzantine, "American Journal of Archaeology" LIV (1950) 97-111; Osmanl~~ devrinde tekrar canlanm~~, Savfet, Karadeniz-Izmit körfezi kanal~ , "Tarihi Osmani Enc. Mecmuas~~ "III (1328) 948-956; J. von Harnmer, Umblick auf einer Reise, Pesth 1818, 171; buradaki yanl~~~ bilgilerin düzeltilmesi ve etrafl~~ bibliyografya için bk. A.D. Mordtmann, Anatolien (yay. F. Babinger) Hannover 1925, 565, not 144 (F.B. in hâ~iyesi); XIX. yüzy~lda bu ta- savvurlar yeniden ortaya at~ lm~~ t~r, bk. I. H. Uzunçar~~l~, Sakarya nehrinin Izmit kör- fezine ak~ t~lmasiyle ve Karadeniz'in birle~tirilmesi hakk~nda vesikalar ve tetkik ra- porlar:, "Belleten" IV (194o) 149-174, lev. LX-LXXI; ayr~ca bk. Knight, Le nouveau canal de la Mer .Noire it la Marmara, "L'Univers, Revue Orientale" say~~ 4 (1-13 Mart) 1875, 211. X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS 67

üzerinden Kefken'e buradan da Akçakoca'dan geçerek Düzce civa- r~nda üskül~t'ye giderler. Antik ça~daki ad~~ Prusi~~s ad Hypium olan üskübi harabeleri Hommaire de Hell taraf~ndan etrafl~~ surette tasvir edilir. Buradan Ere~li'ye inerek, yollarma bu defa denizden devam ederler. Zonguldak, Filios, Bart~nçay~~ a~ilna u~rad~ktan sonra 16 temmuzda 'ya gelirler. Hell, Amasra'n~n eski harabelerini hayli etrafh surette inceler, ressam Laurens bunlar~n güzel resimlerini çizer. Iki yüz kuru~a kiralad~klar~~ bir bal~kç~~ kay~~'~~ ile Inebolu isti- kametinde tekrar Karadeniz'e aç~hrlar. Hell'in bu yolculu~unda ya- mnda olanlar, Ermeni bir tercüman, Pierre ad~nda bir u~ak, bir kavas ve ressam~~ Laurens'dir. Hell, Sinop'dan Alaçam'a kadar yine kay~kla oradan da karadan, Bafra üzerinden Samsun'a gider. Buradan Çar- ~amba'da Haznedaro~ullar~ndan Hac~~ Ahmed Pa~a'ya misafir olur- lar. 'den geçerek ünye'ye vard~klar~nda, Haznedaro~lu aile- sinden Süleyman Pa~a'n~n yapt~rd~~~~ harikulade güzellikteki konakda misafir edilirler. , Vona burnu, , , Tirebolu'dan geçerek Akçakale (Aitche-Kale)'ye u~rarlar. Harap kalenin tek bek- çisi "italyan dilencisi gibi pejmürde k~l~kl~" bir ki~idir. Seyyahlar nihayet Trabzon'a var~rlar. Bo~~ bir Ermeni evinde konakl~yan Hell ve yamndakiler, buradaki Frans~z konsolosu M. de Clairambault taraf~ndan ziyaret edikliklerinde, konsolos Hell'e Sultan taraf~ndan gönderilmi~~ müzeyyen alt~n tabakay~~ tevdi eder. Harikulade bir zenginlik ve ihti~amla belki özel bir gaye güdülerek haz~rlanm~~~ olan hükümet kona~~nda o ak~am Hell, Trabzon valisi Ismail Pa~a tara- f~ndan kabul edilir. Tepedelenli Ali Pa~a'n~n ye~eni olan henüz genç ya~taki Ismail Pa~a, Hell üzerinde iyi bir tesir b~rakmaz. Dar zekah gözüken bu ~ahs~n harisli~inden, dönekli~inden ve yalanc~l~~~ndan herkes ~ikayet etmektedir. Trabzon'da ertesi gün Hell, Rus konso- losu, Italyan men~eli De Gersi'yi, ~ngiliz konsolosu Stevens'i, ve Avus- turya konsolosunu da ziyareti ihmal etmez. Seyyah Trabzon çar~~- smdaki mallar~~ fakir bulur. Fakat ~ehir temizdir. Eski vali Abdullah Pa~a sayesinde de, büyük para sarf~~ ve yaln~z Türk usta kullanmak suretiyle ~ehrin mahallelerine su temin edilmi~tir. ~~ o Eylül'de ~ehirde bir kolera salg~m ba~lad~~~~ bir s~rada Hell, Trabzon'dan ayr~l~r. Seyyahlar art~k Anadolu içlerine do~ru ilerleyecelderdir. At s~rt~nda, Çevizlik (Djdvislik) 'den geçerek Gümü~hane'ye var~rlar. Burada gümü~~ madenini ziyaret eden ve nas~l ç~kar~ld~~~~ hakk~nda etrafh izahat veren De Hell, yoluna devam eder, bir Ermeni köyü 68 SEMAVI EYICE olan Pignan'da o derece hayal k~r~kl~~~na u~rar ki, "seyyah ve avru- pal~~ gibi vas~flann~n kar~~s~ nda tamamen hissiz kalan bu Do~u h~- ristiyanlan'n~ n davran~~lar~n~~ "gâvurlara kar~~~ en iyi misafirperverlik hisleri ile ç~rp~nan müslümanlar" ile n~ukayese etmekten ve "h~ris- tiyanlar~n tamamen aleyhine olan hazin hükümlere varmaktan" kendisini alamaz. Delikta~~ ve E~in'den geçerek yollar~na bu defa kelek ile devam ederler, ve böylece Kebanmaden'e ula~~ rlar. Burada 1840 danberi Av~~sturyablar gümü~~ rnadenlerini i~letmekle me~gul bulunuyorlard~. Hell burada da Rumlar taraf~ndan, bu endüstrinin baltalanmas~ na çal~~~ld~~~n~, Ingiltere, Fransa ve Almanya'da yeti~mi~~ çok çal~~kan ve gayretli Türk müdürün bile bar~namad~~~n~~ bildirirken ~u sözleri de ekler : "E~er bu tesisin tamamen mahvolmas~~ istenrni- yorsa yap~lacak tek i~~ çok acele olarak ba~~na bir Avrupal~~ idareci- nin getirilmesidir". Helre göre buradaki Rumlar ile, Ermeniler de geçinememektedirler. Hattâ o kadar ki, Rumlar, Ermenilerin Rum k~ zlar~~ ile evlenmesini önliyen bir de ferman elde etmi~lerdir! Harput çevresi ise iyi ekilmi~~ ve kalabal~kt~r. Eski Harput'dan etrafda hepsi de mâmur oniki kadar köy görülebilmektedir. Kalabal~k bir garnizon ~ehri olan burada hiç rum yoktur. Hell, evlerinin kap~~ çerçeveleri güzel i~lenmi~~ ta~tan olan eski Harput'u gezer, ertesi gün ise, bir kaç y~ld~ r Türk hizmetinde bulunan bir genç Avusturyal~~ hekim ile Har- put'da yeni kurulan çok temiz ve "modern" bir hastahaneyi ziyaret eder. Seyyah, o devirde bu bölgede yabanc~lar~~ tehdit eden üç büyük tehlikeyi, malarya, kolera ve Halep ç~ ban~ n~~ da hat~rlat~ r. ~ehrin yanm saat uza~~nda ise metrûk bir halde m.uazzam bir k~~la vard~ r. Yine Harput bahsinde, Hell çok hakl~~ bir ~ikâyette bulunur ki, o da Türk idarecilerinin idare ettikleri yerler hakk~nda cehaletidir. Bunu önlemek için devletin her idareciden bölgesi hakk~ nda bir rapor ha- z~ rlamay~~ istemesinin yerinde olaca~~n~~ ileri sürer. Böylece devlet muntazam istatistiklere sahip olabilece~i gibi, her yeni idareci de tayin edildi~i yer hakk~nda kolayl~kla bilgi edinebilecektir. Harput'dar sonra bir tak~ m köylerden geçerek Gölcük'e gelen seyyahlar burada göl ortas~ndaki bir adac~kta bir manast~r harabesi görürler. Nihayet bak~r ocaklar~= dumanlar~~ ile kendisini uzaktan belli eden Ergani madeni (Archana-Maden) ne var~rlar. Burada Dicle üzer~ nde üç gözlü bir köprü vard~ r. Ergani bölges~ ni idare eden Süleyman Pa~a'n~ n "inan~lmaz bir pisli~in" hüküm sürdü~ü kona~~na ~nerler. Burada da esas oca~~~ yapan Avusturyal~lar, Rumlar~n entrikalar~~ kar~~s~nda her- X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS 69

~eyi b~ rakarak kaçm~~lard~ r. 7 Ekim günü Diyarbak~ r'a ula~an Hell Keldâni mezhebindeki bir ihtiyara ait güzel bir evde konaklar. Vali- nin evinin hemen yan~nda bulunan eski bir kilise oldu~u söylenen ve cephanelik olarak kullan~lan çifte kubbeli eski bir yap~ya büyük ilgi duyar. Hell'e göre buras~~ asl~ nda Araplardan kalma bir cami olmal~d~ r. De Hell ve yan~ndakiler, 16 Ekim günü Diyarbak~ r'dan ayr~ - larak, Bismil, Sinan üzerinden Garzansuyu'na gelirler. Suyun öte taraf~ nda Chikonous köyünde Kürt, Türk ve h~ristiyandan ba~ka Ye- zidiler ile de kar~~la~~rlar. Bu köyün yak~n~ nda Ghbezen (Erzen?) denilen eski bir ~ehir harabesi ile kar~~la~~rlar 15. Bitlis yak~ n~ nda Ziyaret (Zkreth) denilen ortas~~ havuzlu bir tekkeyi gören seyyahlar 16, bir tanesi tek gözlü ve harap olmak üzere köprülere sahip Bitlis'e var~ rlar. Yolda mütemadiyen muhte~em köprüler ve han harabelerine rasthyan seyyahlar, bu arada bir de bol gaz karbonikli bir madensuyu ile kar~~la~~ rlar. Güzel bir ta~~ i~çil~~inin hâkim oldu~u bir mimariye sahip binalar~, hanlar~, çar~~ lar~~ ile Bitlis, Hell üzerinde iyi bir tesir b~ rak~ r. Bitlis'den Tatvan istikametinde ilerlediklerinde, Van gölüne yakla~~rken "hârikulâde" bir han ile kar~~la~~ rlar 17 ve nihayet sefil yirmi evden ibaret olan Tatvan'a var~ rlar. Mümbit olan bu toprak- lardaki halk~ n fakirli~ini Bedirhan Bey'in idare etti~i Kürt ayaklan- mas~~ ile ilgili gören Hell, Van gölünün güney k~y~s~ n~~ takip ederek Van'a var~ rlar. Harap ~ehri, güzel bir kap~s~~ olan büyük ve metrük

15 Bu harabeler ile ilgili olmas~~ muhtemel görülebilecek Erzen harabeleri vard~ r, k~l. Streck, Erzen mad. IA, IV, 337.

18 ziyaret yerlerinden biri olan bu mevki Peygamber devri tabiininden tiveys bin Emir el Karanrye nisbet edilen bir makam-türbedir. Buras~~ en eski kay~ t, Nas~ r-1 Hüsrev'in Sefernâmesinde bulunmaktad~r, bk. Ch. Schefer, Sefer Nameh, Relation du voyage de Nassiri Klwsrau, Paris 1881, 23, not 2. Buray~~ co~rafyac~~ El-Mu- kaddesi de zikreder. Son y~ llarda bu harap türbe tamir edilmi~tir, bk. H.S. Selen, Do~u'da bir gezinti, "Ülkü" Y.S. II, say~~ 20 (1942) 14; M.K. Ozergin, Anadolu Sel- çuklular~~ ça~~nda Anadolu yollar~, I. U. bas~lmam~~~ doktora tezi, ~~ ~~~ 17 Voyage, IV , 264-265 'deki yol jurnal~ndan anla ld na göre, seyyahlar ~ Bitlis ile Tatvan aras~nda üç han'a rastlarlar. Muhte~em olan~~ Tatvan'a en yak n mevkidekidir. Sabah Bitlis'den atla yola ç~k~p, saat ~~ ~~ 'de bu sonuncu hani görürler ve saat 13 'de Tatvan'a var~ rlar. Di~er seyyahlar da burada bir tak~m hanlardan bahsetmi~lerdir. Gabriel, Voyage Archeologique, 240, res. 177 de Bitlis'in dört km. ~ kuzeyindeki Bab~in han~n~n plân ve kesitini vermi~tir. Bab~in hani Bitlis'e çok yak n oldu~una göre Hell'in bahsetti~i olamaz bu Tatvan'a yak~n bir yerdeki muh- te~em yap~l~~ El-aman hani olmal~d~r. 70 SEMAV~~ EYICE camii, kaledeki "çivi yaz~ l~ " kitabeleri bildiren Hell, ~ehre bir saat uzakda 5 X 2M ölçüsündeki ba~ka bir kitabeden de bahseder, kale hakk~ nda izahat verir. O s~ rada kalede toplar ve bir piyade birli~i vard~ r. Fakat Van kalesini önemli yapan "... ne tahkimat~~ ne de toplar~ d~ r, önemi evvela kitâbelerde sonra da gayet sert olan kayada oyulmu~~ büyük gözlerdir." Kalede tek islam eseri de~ersiz bir camidir. 4 Kas~ m günü Van'dan ayr~lan seyyahlar, Erçek gölünü güney k~- y~s~ ndan geçerek, Erçek köyüne var~rlar. Bu bölge birçok kanal ile gayet iyi sulanm~~~ ve iyi ek~lm~~tir. Nihayet Hell ve yan~ ndakiler Saray'a gelirler. Buras~~ Osmanl~~ devletinin s~ n~ r~na çok yak~ n oldu- ~ undan k~ lavuzlar ayr~ l~ rlar. Peri~an b~ r köyde geçirdikleri rahats~ z bir geceden sonra, Belatschik ad~ ndaki bir köyden Kotur, Hoy istika- metinde Iran'a geçerler. 7 Kas~ m günü Hoy'da konakhyan seyyah- lar, buradan itibaren Iran içindeki seyyahatlerine ba~larlar. Hommaire de Hell'in Iran'daki seyyahatini burada tafsilât~~ ile belirtme~i lüzumsuz görüyoruz. K~~~ ba~lang~c~ nda sert iklimli bir bölgede, en ipt~dai ~artlara gö~üs gererek incelemelerde bulunan heyet, 12 Kas~ m'da Tebriz'e var~ r. Burada ii Ocak 1848'e kadar kalan Hell ve Laurens toplad~ klar~~ notlar~~ s~ raya koyarlar ve Hell, Paris'e üç uzun rapor gönderir. Gerek kendisi gerek ressam~ n sa~l~k durumlar~~ da pek parlak de~ildir. Kinin sayesinde biraz toparlanan seyyahlar karla kapl~~ yollarda ii Ocak günü Tahran istikarnetinde hareket ederler. De Hell, garip bir hisle, 1667'de Miyâne (Mianeh) de hastalanarak otuzbe~~ ya~~ nda ölen Frans~z seyyah~~ Jean de The- venot (1633-1667)'u hat~ rlar. Halbuki kendisi de yedi ay sonra, ayn~~ ya~ta iken Iran'~ n ba~ka bir kö~esinde her türlü bak~ mdan mahrum olarak hayata gözlerini kapayacakt~ r. Tahran'a 9 ~ubat'ta ula~an seyyahlar burada da uzun süre kal~ rlar. Hell'in sa~l~ k durumu iyi de~ildir. Biraz kendini toparlay~ nca, Tahran'a getirilecek su için in- celemelerde bulunmak üzere bir gezi yapar ve Iran hükümetine bu hususda uzun bir rapor sunar. Bu arada, Tahran'daki Frans~z elçisi De Sartiges'in vatanda~~~ Hell'e kar~~~ çok menfi davran~~~~ da dikkat çekicidir. Nihayet May~s içlerinde, Hell art~ k iyile~ti~ine kani olarak tekrar yola ç~kar, Mazenderan'da incelemeler yapt~~~~ s~ rada, Aste- rabad'da yolda Fatma Serdar ad~ nda muharip bir Türkmen kad~n~~ ile kar~~ la~~ r. Hell, Veramin üzerinden Tahran'a döner. Buradan gü- neye do~ru inmek ve y~l sonunda Fransa'da olmak niyetindedir. Bu s~ rada e~ine yazd~~~~ bir mektupdan anla~~ld~~~ na göre, Iran'~~ ve hal- X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS 7 I

k~ n~~ sevmemi~tir. "Bütün tan~ m~~~ oldu~um milletler içinde muhak- kak ki en az sempati duydu~um" diyerek vas~fland~ rd~~~~ iranl~ larda hiçbir iyi taraf görmemektedir. 2 A~ustos ~~ 848'de Tahran'dan ~s- fahan istikametinde yola ç~ kan Hell at üzerinde dahi duram~yacak derecede rahats~zd~ r. Devaml~~ nöbetlere, 42 dereceyi bulan s~ca~a ra~men yoluna devam eden seyyah~, arkada~lar~~ zaman zaman isti- rahat ettirme~e çal~~ maktad~ rlar. 16 A~ustos'da ~sfahan'a ula~an seyyahlar, burada halk taraf~ ndan kötü kar~~lamr. Hell, ~sfahan'~ n Ermeni mahallesi olan Culfa'da Katolik rahibi Giovanni Daderian'nin evinde konaklar 18. Fakat 21 A~ustos'da Hell'in nöbeti artar. Seyyah saatlerce süren nöbetten sonra k~ p~ rd~yam~yacak haldedir. Yol def- terine 23 A~ustos tarihinde kötü sa~l~k durumunu bizzat yazan Hell, ertesi günün tarihini atm~~~ ise de art~k bir~ey yazamarru~ t~ r. O devirde Culfa'da hekim olmad~~~ndan hiçbir tedavi görmeyen genç seyyah~ n durumu a~~rla~~ r ve 29 A~ustos günü art~ k konu~amaz bir duruma girer. Nihayet 30 A~ustos günü, otuzalt~~ ya~~ nda oldu~u halde, ru- hunu teslim eder. Yan~ nda misafir kald~~~~ rahip Giovanni Daderian taraf~ ndan dini icaplar~~ yerine getirilerek ertesi gün kald~r~ lan cena- zesi, Culfa'daki katolik Ermenilerin mezarl~~~na defnedilmi~~ ve son- ralar~~ e~i taraf~ ndan mezar~~ üzerinde ~u k~sa kitabeli sade b~ r ta~~

HOMMAIRE DE HELL, VOYAGEUR FRANÇAIS, MORT A ISPHAHAN, LE 30 AOUT 1848. Hell'in Türkiye ve iran seyyahatinin notlar~, Frans~z Akademisi taraf~ ndan seçilen alt~~ mütehass~s : Quatrem6-e, Le Bas, Mohl, De Wailly, Wakenaer ve Guigniaut'den mürekkep bir komisyon tara- f~ ndan incelendikten sonra verilen raporda i~aret edilen prensiplere göre e~i taraf~ ndan tanzim edilerek 1854-1860 y~ llar~~ aras~ nda dört cilt metin 19 ve gayet büyük bir albumden ibaret olarak bas~ lnu~t~ r.

18 Asl~nda Ankara'l~~ bir ermeni olan ve istanburda tahsilini yapan katolik misyoneri Giovanni Daderian (veya Derderian) ba~ka Frans~z seyyahlar~~ taraf~n- dan da tan~nm~~ t~ r, k.~l. E. Bor, Correspondances et ~nnoires d'un voyageur en Orient, Paris 1840, II, 381 'de dev. ve 479. 19 Bu seyahatnamenin cild durumu ~u ~ekildedir: Cild I (1854), I,2.k~s~ m (1855), II, I. k~s~ m (1856) ve IV (186o). Görebildi~imiz dört ayr~~ nüshan~n dördün- de de cild II, 2. k~s~m ve cild III yoktur. Bu cildlerin hiçbir zaman bas~lmad~~~~ anla~~lmaktad~ r. Komisyonun raporundaki tavsiyelere ne dereceye kadar uyuldu- 72 SEMAVI EY~CE

Metin ciltlerinden dördüncüsünün sonunda aynca, yolda al~nan ba- sit krokiler de bulunmaktad~ r. Voyage en Turquie et en Perse execut par ordre du gouvernement français pendant les anns 1846, 1847 et 1848 ( =Frans~z hükümetinin emri ile 1846, 1847 ve 1848 y~llar~nda Türkiye ile Iran'da yap~lan seyahat) adl~~ kitab~, ressam Jules Laurens'~n ~~ oo'den fazla resmi ile süslü albumu ile Türkiye arkeolojisine ve Anadolu co~rafyas~ na faydal~~ bilgiler sa~layan bir kaynakt~ r.

SEYAHATNAME VE RES~MLER~N ÖNEMI

Hommaire de Hell ve Jules Laurens'in mü~terek mesailerinin sonucu olan dört cild metnin, kitabe kopyalar~~ ile eskizlerin ve niha- yet herbiri bir tablo de~erinde olan harikulade güzellikteki gravürlerin taranmas~~ büyük bir mesai gerektirecektir. Muhakkak ki Fransa'da bir ar~ivde Hell'in yay~nlanmam~~~ notlar~~ ve bir koleksiyonda Lau- rens'~n bas~lmam~~~ desenleri kendileri ile ilgilenecek bir ara~t~r~c~~ bek- lemektedir. Bunlar~ n aralar~nda Anadolu arkeolojisi, Türk sanat ve medeniyet tarihi bak~ m~ndan çok de~erli ~eylere rastlamak mümkün- dür. Di~er taraftan Hell'in co~rafya bak~m~ ndan yapt~~~~ mü~ahedeler ayr~ca bu sahada salâhiyet sahibi bir ara~t~ r~c~~ taraf~ndan incelenme~e de~er. Seyyahatnamesinin dördüncü cildinde (asl~ nda ikinci cildin ikinci k~sm~ nda), geçti~i yerlerin jeolojisi, jeoloji e~antiyonlar~~ kato- lo~u, astronomi mü~ahedeleri, meteoroloji mü~ahedeleri bulunmakta, bu önemli ilmi raporlar!, her gün saat hesab~ na tutulan bir yol jurnal~~ takip etmektedir. Bu cildde ayr~ca ~stanbul Bo~az~ n~n nivellement'~~ hak- k~nda Elie de Beaumont'a mektubu da yer alm~~t~r. Ayn~~ cildin so- nunda Hell'in Türkiye seyahatinde toplad~~~~ grek ve lâtin kitabeleri- nin Ph. Le Bas taraf~ ndan haz~ rlanan aç~klamalar ile kopyalar~~ bu- lunmakta, bunu Hell'in krokilerinin izalu takip etmektedir. Hommaire de Hell'in seyahatnamesi, b~rakt~~~~ notlar~ n yard~m~~ ile e~i taraf~ ndan kaleme al~ nd~~~ndan, muhakkak ki noksan veya hatal~~ taraflar hattâ belki de eklemeler vard~r. Her~eye ra~men bu seyahatnameden istifade edebilmek için, yaln~z seyahat hikayesini

~unu ve on defteri dolduran notlardan hangi ölçüde istifade olundu~unu, ancak Fransa'daki bu defterlerin incelenmesi ile bir sonuca var~labilir. X, HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS 73 anlatan esas metni okumakla yetinmeyip, yol jurnal~ n~~ (cild IV, 226-310) ve bilhassa, son cildin arkas~ndaki in-8 levhalar~n izahat~ n~~ (Cild IV, 374-408) dikkatle kar~~la~t~rmak yerinde olur. Kitabeler veya jeolojik, co~rafi veya nebatlar hakk~ ndaki bilgiler de muhtelif yerlerdeki notlar ile kar~~la~t~r~lmal~d~ r. De Hell'in eseri kolay isti- fade edilir bir kitap de~ildir. Biz, epigrafya, jeoloji, vs. gibi bilim dallar~ n~~ ilgilendiren hususlar~~ bir tarafa b~ rakarak, bu kitapda gö- zümüze çarpan tarih, arkeoloji ve sanat tarihi ile ilgili baz~~ nokta- lar~~ belirtmekle iktifa edece~iz. Hommaire de Hell'in Istanbul hakk~ ndaki mü~ahedeleri pek önemli say~lamaz, ancak avrupal~ la~ma yolunda olan Tanzimat Istanbul'undaki ilk de~i~iklikleri tenkidci bir gözle inceler. 23 Ocak- 2 ~ubat 1846 günlerinde Istanbul, Kas~ mpa~a, Beyo~lu, Galata ve Üsküdar'da vukua gelen 19 yang~n, Istanbul yang~ nlar~~ hakk~ ndaki listeye faydal~~ olabilir (s. 113)20. Hell, Topkap~~ saray~nda, Abdül- mecid'e kadar Padi~ahlar~ n portrelerinin bulundu~unu bildirmekte (s. 120), Istanbul'da o s~ rada ç~kan gazetelerin say~s~ n~~ vermektedir. Karadeniz k~y~s~ ndaki ~ebler feneri hakk~ nda (5.173) yazd~klar~~ da Türk yap~s~~ bir feneri tan~tmak bak~ m~ndan faydal~d~ r 1847 y~- l~ nda Istanbul Izmit aras~nda haftada iki sefer yapan vapurlar ile bu yolun be~~ saatte al~ nd~~~~ ö~renilmektedir (s. 242). Dil iskelesinde (Djeraba-Keuil?) de bir burun üzerinde Del-Baba dedi~i bir yat~ r türbesi 22 ile onunla ilgili efsaneden bahseder (s. 245). 267 m. boyun- daki Sangarios köprüsü hakk~nda yazd~ klar~~ ise, bu önemli esere dair yaz~lanlar~~ tamamlamaktad~r (s. 277). Bu köprü ile ilgili olarak

20 Bu yang~nlar~, ~u iki Istanbul yang~ nlar~~ listesine eklemek lâz~md~r: O. Nuri (Ergin), Mecelle-i Umur-u Belediye, ~stanbul 1922, 1310 vd.; A.M. Schneider, Die Braende in Ko~~stantinopel, "Byzantinische Zeitschrift" 41 (1941) 400. 21 Bu fener uzun süre terkedilmi~~ bir halde durmu~tur, k~l. Taitbout de Ma- rigny, Pilote de la Mer Noire et de la Mer d'Azov, Istanbul 1850, 36. Hydrographic Department Admiralty, The Pilot (9. bas.) London 1942, 168 (fener ile k~y~n~n s. 166-167 aras~nda ~ 84.4.'a âit bir resmi de vard~r), bu fenerin esas~~ zaman~- m~za kadar gelmi~dir (Capul ~~ abl a olarak kay~tl~d~r). 22 izmid körfezinde Deli Baba efsanesi günümüze kadar Hell'in anlatt~~~~ ~ekilde ya~ama~a devam etmi~tir. Dr. M. K. özergin, birkaç y~l önce bu efsaneyi hemen hemen farks~z bir halde olmak üzere oradaki bir kay~ kç~dan dinlemi~tir. XVIII. yüzy~lda yine bir frans~z seyyah~~ tarafmdan yaz~lan ve Izmid körfezi k~y~- lar~n~~ tafsilâtl~~ surette anlatan bir elyazma seyahatname Atina'da bulunmu~~ olup, E. Dalleggio d'Alessio taraf~ndan yay~nlanmak üzere i~lenmektedir. 74 SEMAVI EYICE

haz~ rlanacak bir n~ono~rafyada bu bilgiler ile IV. ciltteki not (IV,38~ ) faydal~~ olabilir. izn~k'in eski eserleri hakk~ ndaki mü~ahedeler ~imdiye kadar buras~~ ile ilgili çal~~ malarda ihmal edilmi~tir. O s~ rada harap bir durumda olan Ayasofya'da fresko resimler gören De Hell, bu binan~n krokisi ile (IV, 383), me~hur lâhidin (IV, 381), ve tiyatro kal~ nt~lar~= ba~l~calar~ n~~ (197 ve IV, 382) tesbit etmi~ tir. Seyahat- namede Bursa hakk~ nda i~e yarar bir ~eye rastlanmamakla beraber, burada sürgün olarak ya~~yan Emir Be~ir ve onunla Lamartine'den bahsedi~i dikkate de~er (s. 303) 23. Karadeniz seyahatindeki mü~ahedeleri aras~ nda, ~ile'ye gelme- den Sofular iskelesi mevkiinde tesbit etti~i kayadan oyulmu~~ kal~ n- t~lar (s. 309) bir ipucu olabilir. ~ile o devirde 375'i Türk olmak üzere 750 evlik bir kasabad~ r (s. 310). Kand~ ra (Gandra) da Orhan Gazi'ye izafe edilen bir cami (s. 312) ile bir çe~mede kullan~lm~~~ antik bir kitabe vard~ r (k~l. IV, 332, lev. III-IV) 24. Kefken adas~ nda çe~itli eski kal~ nt~lar aras~ nda surlar, Bizans devrine ait y~k~nt~ lar, bir kilise harabesi ve kayadan oyulmu~~ sarn~çlar vard~ r (s.313) 25. Daha do~u- da terkedilmi~~ birçok köyün s~ raland~ klar~ n~~ gören seyyah (s. 316) bunlardan bir tanesinde ya~l~~ serviler ile kapl~~ bir mezarl~k tesbit eder. Akça~ehir (Aktchecher) civar~ nda harabeler ve bir de kale vard~r. (s. 318). K~y~ dan içeride ~~ 5o evlik ufak bir kasaba olan üskübl (), surlar~, kitabeleri, tiyatrosu ile hayli etrafh tamt~l~ r (s. 320, ve IV, 334-339, 353-375, 384-387) 26. Ere~li surlar~ n~~ etrafl~~

23 Emir Be~ir Sihabi hakk~ nda bk. A.de Lamartine, Voyage en Orient 1832-1833 Paris 1856, 1,195 v.d. ; Be~ir ~ihal~ i mad. IA, II, 573; Istanbul'da Galata'da Ka- tolik-Ermeni kilisesinde bulunan mezar~~ ile ilgili olarak bk. A. M. Schneider - M. 1s. Nomidis, Galata, Istanbul 1944, 27.

24 E. H. Ayverdi, Orhan Gazi devrinde Mimâri, A. C. Ilâhiyat Fak. Y~ll~ k Ara~- t~rmalar Dergisi", (I 1956) 146, no. 65, bu cami H. 1297 (1880 de II. Abdülhâmid taraf~ndan tecdiden in~a ettirildi~inden eski yap~dan bir~ey kalmam~~ t~r. Hell'in daha fazla tafsilât vermemesi veya Laurens'in bir resmini yapmamas~~ üzücüdür. 25 N. F~ratl~ , Bitinya ara~t~rmalar~na birkaç ilâve, Belleten" XVII (1953) 15-16, da bugün Kefken'de görülen kal~ nt~lar toplu olarak belirtilmi~tir.

28 E. Bor, not 14 deki yerde, I, 197 v.d. eskübrcle Topçuo~lu Ibrahim Bey'in hayli süslü kona~~nda misafir kalarak buradaki antik kal~nt~~ ve kitabeler ile me~gul olmu~tur Frans~z misyoneri Eugene Bor e (1809-1877) buraya 20 May~s 1837'de gelmi~~ ve toplad~~~~ kitabe kopyalar~ m Ere~li'den Istanbul'a göndermi~~ ise de bunlar kaybölmu~tur. Buras~~ hakk~ nda dilimizde ufak bir yay~ n da vard~r, A. Zuhuri Dan~~ man, Üskâl~ i, Prusias ad Hypium, Bolu 1934 (Halkevi ne~riyat~ : 2). X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS 75 surette belirten De Hell (s. 324) buradaki ma~aradan da bahseder, ayr~ca bu bölgede yeni ba~l~yan kömür i~letmecili~ini de ihmal etmez (s. 327). Ayn~~ gün deniz yolu ile ula~ t~klar~~ Longourda, bugünkü Zon- guldak'dan ba~ka bir~ey de~ildir (s. 328). Burada kömürün oniki y~l- dan fazla bir süre önce ke~fedilmekle beraber ancak be~~ y~ ld~r i~le- tildi~ini, 40 kadar ocak ve 12 iskele oldu~unu, 1500 kadar h~ rvat maden amelesi ile 300-400 kadar nakliye amelesinin çal~~makta ol- du~unu da kaydeder 27 . Filyos'da bir basilika ile yaln~z kuleleri du- ran bir kale (s. ve IV, 387, 329), halk~~ hayli vah~i olan Amasra'da metrük bir gemi tezgah', çar~~da a~aç-çekiciler, civarda Ku~kayas~~ an~ t~~ ile di~er harabeleri (s. 331, ve IV, 389) tesbit ederler. Surlar~, kitabeleri, 3000'i Türk olan 4500 nüfusu, kap~s~~ bilhassa çok güzel olan camii, Boztepe'de harap bir türbesi olan Sinop oldukça etrafl~~ anlat~l~ r (s. 345). Halk~~ hayli tembel olan bu kasabada eski bir ~apel ile baz~~ sarn~çlar da görülür. Tamamen yeni kurulmu~~ bir Türk ka- sabas~~ olan Bafra'da o s~ rada bin kadar Türk evi ile (s. 354), Çar~arr~.- ba'da oturan Hac~~ Ahmed Pa~a'n~n burada da muhte~em bir kona~~~ vard~ r, ayr~ ca üç cami ile yirmi kadar çe~me yapt~ rmaktad~ r. Fakat bu sahilin en pis ~ehri Samsun'dur (s. 355). Halk~~ 'o° ev kadar Türk, 20 ev kadar Ermeniden ibarettir. Rumlar Kad~ köyü'nde yerle~mi~tir. Bir kalesi vard~ r. Çok iyi bir idareci olan Hac~~ Ahmed Pa~a Çar~am- ba'da oturmaktad~ r (s. 362). Canik vilâyetini idare eden bu ~ahs~ n canl~~ bir portresin~~ burada bulmak kabildir. Çar~arnba'da 1200 Türk, 200 Ermeni, ~~ oo rum evi vard~r. Ayr~ca Pa~a'n~ n muhte~em kona~~~ bilhassa dikkati çeker. Çok zengin ve zarif bir konak daha do~rusu bir saray da ünye'de Haznedaro~lu Süleyman Pa~a'n~ nkiclir (s. 366). 28 Bunu, Laurens kalemi ile ebed~le~ tirmi~tir. Tezgahlar~ nda o s~ rada

27 Zonguldak Halkevi, Cumhuriyet'in XV. y~ldönümü hat~ras~, 1938, 5, de Zongul- dak ad~n~n men~ei hakk~nda hiçbiri inand~r~c~~ olm~yan üç fikir ileri sürülmekte ve kömürün 1829 da bulunarak 1865 de i~lenmiye ba~lad~~~n~~ bildirmektedir. A. Naim, Zonguldak havzas~ , Uzun Mehmet' ten bugüne kadar, ~stanbul 1934, I8'de kömürün H. 1264 (1848) de istihsale ba~land~~~~ Abdülmecid'in bir fermamndan ö~renildi~ini yazmaktad~r. 28 Bu havalide, elli y~ l kadar hâkim olan Hazinedaro~ullar~~ hakk~nda bk. R. Vadala, Samsun, pass-prt;sent-avenir, Paris 1934, 21. Kâz~m Dilcimen, Canik beyleri, Samsun 1940, 63 de, Canikli Hac~~ Ali Pa~a ve evlâtlann~n hazinedar~~ iken ba~- l~ba~~ na bir âyân sülâlesi kuran haz~ nedaro~ullan hakk~nda da ayn~~ yazar~n ba~- ka bir eser haz~rlad~~~~ haber yerilmekte ise de bu güne kadar bu ara~t~rman~ n bas~ld~~~n~~ bilmiyoruz. 76 SEMAV~~ EY~CE

yirmi iki gemi yap~lan Unye'de vadi dibinde ha~metli bir kale ha- rabesi vard~r. Ayr~ca kayadan yontulmu~~ bir an~ t da dikkati çeker (k~l. Levha : XVIII, b). Harap kalesi olan ve 25 evden ibaret peri- ~an bir köyden ibaret Fatsa'da civarda bir dere (Polemona) kenar~nda dikkat çekici yuvarlak planl~~ bir kilise y~k~ nt~s~~ vard~r (s. 369, ve IV. 393). Ayr~ca Laurens taraf~ ndan resmi de yap~lan bu bina, sekiz kö- ~elidir ve duvarlar~nda fresko resim kal~ nt~lar~~ vard~r. ~ki saat ileride, Kayakale adac~~~nda, Ahmed beyin kona~~n~ n yak~n~ nda harap bir Türk binas~~ görülür (s. 370). Ordu, 300 Türk, 200 rum, 8o ermeni evinden ibarettir (s. 371). 600 evden ibaret (150 rum) Tirebolu'da yine muhte~em bir konak ile kar~~la~~l~ r (s. 374). Burada ayr~ca, ~eh- rin ilerisindeki burun üzerindeki kale harabesinin ortas~ nda bir bi- zans ~apeli tesbit eder (IV, 394) 29. Bu, önünde dört sütunlu bir sun- durmas~~ olan, kubbeli, tek apsisli bir binad~r. Gümü~hane'de ise daha de~i~ik tipde bir kilise mevcuttur (IV, 395). Hell, Karaçay köyündeki müdür evinde, ah~ap ba~l~kl~~ direkler ile bindirme tekni~inde yap~l- m~~~ ah~ap bir tavan görür (s. 396). Anadolu içindeki seyahatte her neden ise, eski eserler üzerinde durulm.ay~ p, co~rafi m.ü~ahedeler tercih edilmi~tir. Harput (s. 422) ve Diyarbak~r (s. 439) eski eserle- rinden en fazla bahsedilen yerlerdir. Diyarbak~r'da surlar, kap~lar~~ ve burçlar~~ ile Ulucami (s. 45 ) uzun uzad~ya anlat~lnu~~ ayr~ca, Hell'in eskiden bir cami oldu~unu tahmin etti~i ve o s~ rada cephanelik ola- rak kullan~lan çifte kubbeli büyük bina üzerinde durulmu~tur (s. 441, 450, IV, 398). Hell, içkalenin ortas~ ndaki y~~ma tepenin üze- rinde evvelce belki bir saray olan bir bina y~kmus~ ndan da bahseder ki (s. 447), bunun ~~ 96 ~~ 'de kaz~~ sonunda dö~emesi bulunan saray olmas~~ muhtemeldir. 3° Bitlis bölgesinde yol üzerinde birçok köprü ve bil- hassa kervansaray'dan bahsedilmekte ise de, ancak itin6raire'in yard~m~~ ile yerleri bir dereceye kadar tesbit olunabilen bu binalar~n mahiyet- leri hakk~ nda maalesef fazla bir ~ey ö~renilememektedir. Arkeoloji ve sanat tarihi bak~m~ ndan baz~~ dikkat çekici bilgiler verilen son önemli meskiin yer, Van (s. 5o6)'d~ r. Burada kap~s~~ tu~la tezyinat~~

29 David Wienfield taraf~ndan Trabzon dolaylar~ndaki bütün eski Bizans ki- liseleri hayli yorucu bir çal~~ma sonunda tesbit edilerek incelenmi~tir. "Anatolian Studies" de yay~ nlanacak olan bu uzun makalede, Tirebolu'daki kilisenin bulunma- d~~~~ belirtilmi~tir. 3° L Ü. Edebiyat Fakültesi, Sanat tarihi kürsü ve Enstitüsünün ö~retim ve ara~t~rma çal~~malar: 1943-1962, ~stanbul 1962, 67-71. X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS 77 ve tu~ladan küfl yaz~lara sahip cami bilhassa dikkat çekicidir, 31 ayr~ca kale ve kayadan oyulmu~~ odalar ile kitabeler üzerinde de durulur. Hommaire de Hell'in bu uzun yolculu~u s~ras~ nda yanu~da res- sam Jules Laurens'den ve, ahç~, tercüman vs. gibi yard~mc~lardan ba~ka bir de u~ak vard~ r. Bat~~ Karadeniz seyahatinde Joseph ad~ nda birisi, Anadolu seyahatinde ise Pierre ad~ nda bir kimsedir. Hell'in ölümünden az sonra, Alman orientalist ve seyyah~~ A.D.Mordtmann (1811-1879) Erdek'de yerle~mi~, Segond ad~ nda bir frans~z ile kar~~- la~m~~t~ r ki, bu ~ah~s ona vaktiyle Hell'in yan~ nda bulundu~unu söy- lemi~tir. 32 Fakat hiç ~üphesiz bu azimli ara~t~ r~c~n~ n hât~ras~ na ad~~ s~k~~ s~ k~ya ba~l~~ olan yol arkada~~, ressam Jules Laurens'd~ r. Jules Joseph Augustin Laurens, 26 Temmuz 1825'de Vaucl~~se'de Carpentras kasabas~ nda do~mu~, karde~i Jean Bonaventure Laurens ( 8o ~ - ~~ 89o) in, sonralar~~ Montpellier ve Paris'de P. Delaroche (1797- '856)in yan~ nda yeti~mi~tir. Laurens, 1846'da Hell ile Türkiye ve Iran seyyahatine ç~km~~~ ve ölümü üzerine, 1849'da Fransa'ya bin- dan fazla resim ile dönmü~tür. Bu resimlerin bir k~sm~~ seyahatna- rnenin albümünde yüz büyük levha halinde bas~lrru~t~ r. Illustration ve Magasin Pittoresque ve di~er baz~~ dergilere resimler yapan Laurens, gerek kendi eserlerinden gerek Isabey, Delacroix, Troyon, Diaz, Flandrin, Decamps, Th. Rousseau gibi ressamlar~ n tablolar~ ndan lito~rafyalar meydana getirmi~t~r. En güzel renkli lito~rafyalar~, Ber- taut'nun Les artistes anciens et modernes ile Les artistes contemporains'inde yay~ nlanm~~t~ r. Akuarel tekni~inde çal~~ ma~~~ tercih eden bu çok velüd sanatç~, bir taraftan da illustration, Cigale, Magasin pittoresque'de ma- kaleler yay~ nlam~~, La Ugende des ateliers adl~~ eseri k~smen journal des Arts da bas~ hn~~t~ r. 1864'de Album des Dames, types et portraits de femmes peints d' aps nature ad~~ ile bir album yay~nlam~~t~r. Jules Laurens, Vaucluse'de Saint Didier'de 5 may~s ~ 901'de ölmü~tür 33.

31 Bu önemli an~t hakk~nda etrafl~~ bir ara~t~rma olarak bk, W. Bachmann, Kirchen und Moscheen in Kurdistan, Leipzig 1913, 69 v.d. lev. 59-63. Bachmann kap~- n~n~~ tu~la bezemelerini ve yaz~ lar~n~n mevcudiyetini te'yid eder.

32 A. D. Mortdmann, Anatolien (yay. F. Babinger), Hannover 1925, 107. 33 L. Labande, Jules Laurens, Paris 191 o, adl~~ mono~rafyay~~ maalesef göre- medik, hayat~~ hak, toplu bilgi ve gerekli bibl. için bk. U. Thieme-F. Becker, All- gemeines Lexikon der bildenden Künstler, XXII, 446-447. 78 SEMAV~~ EY~CE

Jules Laurens'~n Fransa'n~n birçok müzelerinde da~~n~k olarak eserleri bulundu~u tesbit olunmu~tur. Angoffleme, Avignon, Bag- neres de Bigorre, Beergues, Carpentras, Clerrnont, Metz, Montpel- lier, Mulhouse, Narbonne, Orleans, Paris (Musee de l'Art moderne), Rouen, Sete, Toulon müzelerinde eserleri oldu~u bilinmektedir. Bun- lar~ n baz~ lar~ n~n adlar~~ mahiyetlerini belirtemiyecek ~ekilde olmakla beraber aralar~ nda kesin olarak yurdumuz ile ilgili bulunanlar da vard~r. Nitekim, Angoüleme'de Türk mezarl~~~, Montpellier'de Bir Anadolu hât~ras~, Mulhouse'da Bir Bo~aziçi hât~ras~, Paris'de Van kayas~~ adl~~ eserleri bulunmaktad~ r. Sinop dolaylar~nda Karadeniz /ayda= tasvir eden bir deseni 1933'de bir özel koleksiyonda roo franga sa- t~ lm~~ t~r 34. r 956'da Jules Laurens imzal~, Anadolu hisar~ n~~ tasvir eden ya~l~boya çok güzel bir tablo ~stanbul piyasas~ nda üç bin lira havalisinde sat~~a arzedilmi~, fakat maalesef bu sanatç~ n~n memle- ketimiz bak~ m~ndan önem ve de~eri takdir edilmedi~inden, ba~l~ca müze ve ilgili müesseselerin haberdar edilmelerine ra~men ilgi görme- mi~tir 35. Sergilerde birçok mükâfat alan ve 1868'de Fransa devleti taraf~ndan Lekion d'honneur ni~an~~ ile mükâfatland~ nlan Laurens mu- hakkak ki birinci berecede bir sanatç~~ olmamakla beraber, son de- rece çal~~ kan, çok kuvvetli bir kaleme sahip ve gördü~ünü hayret verici bir mükemmeliyetle aksettirebilen zarif ifadeli bir desinatör idi. Hommaire de Hell seyahatnamesinin Laurens taraf~ ndan haz~r- lanan büyük boyda lito~rafya levhalar~~ ~~ 853'den itibaren yirmi lev- hal~k fasiküller halinde Paris'de Lemercier bas~ mevinde bas~larak Pierre Bertrand kitapevi taraf~ndan sat~~a ç~ kar~lm~~ t~ r. Aralar~ nda baz~lar~~ hanta, yol güzergâhlan, jeolojik arazi kesitleri ve kitabe kopyalan olmak üzere 119 büyük levha te~kil eden bu desenlerin hemen hemen ekserisini bizzat Laurens taraf~ ndan lito~rafya olarak

34 E. Benezit, Dictionnaire critique et docum. des peintres, sculpteurs, dessinateurs et graveurs (yeni bask~), Paris 1952, V, 436 da Laurens'in eseri bulunan ba~l~ca müze- lerin listesi vard~r. Bu liste Thieme-Becker, Kunstler-Lexikon'daki ile tamamlanarak yukar~daki liste meydana getiril~ni~tir.

35 Bu tablo, 1958 'de ~rak kral~~ II. Faysal taraf~ndan Ba~dat'da yapt~r~lan yeni saray~~ süslemek üzere sat~n al~nm~~, fakat ~rak ihtilâlinden sonra ne oldu~u ö~renilememi~tir. X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS 79 i~lenmi~, ancak büyük manzaralar Cic&i ad~ nda bir lito~rafyac~ n~ n elinden ç~ km~~ t~ r.36 Bugünkü Türkiye ile ilgili olan levhalar ~unlard~ r:37 Ba~l~ k levhas~, Sinop camii kap~s~ . Hasköy s~ rtlar~ nda musevi me~atl~~~. a. Izmit surlar~, b. Sapanca gölü yak~n~nda eski köprü. IV: Bursa'da eski kervansaray. V. a. Rumelihisar~ , b. Ceneviz kalesi. VI. Rumeli feneri. VII. Kidendere'de Rumeli'nin Karadeniz sahili. VIII. Rumeli'de Türk ve Rum tipleri. IX. Midye'de kayadan oyulmu~~ Bizans binas~. X.-XIV. Bulgaristan ile ilgili resimler. Sile. a. üskübi surlar~, b. üskübrde Roma köprüsü Üskübi'de antik tiyatro. a. üskfibi'de antik tiyatro'nun kap~s~, b. unye yak~ n~ n- da kayadan oyulmu~~ antik mâbed. Ere~li kalesi kap~s~. Karadeniz'de Güzelcesaray'da bazalt kayal~klar. Amasra'n~ n genel görünü~ü. Amasra, a. Akropol'un Ceneviz devrine ait kap~s~, b. Bizans devrine âit ( !) bina kal~nt~s~. Amasra, Bizans devrinden kal~ nt~lar. Amasra'da Roma ve Bizans devrinden kal~nt~lar. a. Hac~velio~lu'nda Türk çe~mesi, b. Çar~amba'da Türk oca~~.

~ ~nda 36 Ressam ve lito~rafya ustas~~ Eugene Ciceri (1813-1890), lito rafya sahas Fransa'n~n en velût sanatç~s~~ olarak bilinir. Bilhassa manzara resimlerinde bütün meharetini gösteren Ciceri, 1854 'de V. Adam ile K~r~m seferine dair resimler de yapm~~t~r, bk. Thieme-Becker, ay. esr. VI, 570. 37 Bu levhalardan birkaç~, vaktiyle mimar ve sanat tarihçisi H. Saladin tara- ~ ~ ~~ ~ f~ndan kopya edilerek, islâm sanat~~ hakk~ndaki kitab nda yay nlanm t r, bk. H. Saladin, Manuel d'art musulman, I Architecture, Paris 1907, res. 18 (levha XV), 350 (lev. XXXIII), 351 (lev. XLIV, a), 352 (lev. XXV,b) 353 (lev. XLIV, b), 354 (lev. XXV,a), 355 (lev. IV) 356 (lev XLI); enye ve Tirebolu konaklar~n~n Refik ~~ ~ ~~ ~ Göklcan taraf~ndan renklendirilen reproduksiyonlar~~ ~u yaz ile yay nlanm t r, S. Nüzhet Gerçek, Tabanc~~ gözü ile sivil mimarimiz, "Güzel Sanatlar, V (1944) 39 ve 40-41 aras~ndaki levha. 8o SEMAV~~ EY~CE

Sinop. Eski Sinop camii avlusu, b. Sinop camii avlusu. Sinop kalesi. Çar~amba. "Onye'de eski Türk kona~~. a. Fatsa (Polemona) da eski kilise, b. Tirebolu'da kilise. Giresun genel manzara. Tirebolu'da Türk kona~~, "Onye ve Tirebolu konaldar~ ndan detaylar. Karadeniz halk~ndan türk ve rumlar. Trabzon Ayasofyas~. a. ve b. Trabzon Ayasofyas~ n~n detaylar~~ ve iç görünü~ü. XX XVIII. Delikta~~ da~~ yolu, b. Kebanmaden'de kelek ile seyahat. F~ rat üzerinde köprü. Diyarbak~ r kalesi. Diyarbak~ r kalesinde büyük burç, detaylar~~ ile kap~lar- dan birinin detay~. Diyarbak~ r Ulu cami avlusu. Ulucami'den detay. a. Kuzey Mezopotamya'da Kad~ köyünde Türk evi, b. Diyarbak~r'da keldâni evi. Diyarbak~ r'da keldâni evi detay~. Türk ve Kürtlere ait çömlek ve cam i~leri. Garzan bölgesi. Kürt k~yafetleri. Bitlis. Van Van kalesi. Albüm'ün levha LII'den itibaren resimleri hep Iran hakk~ n- dad~ r. Ayr~ca bunlar~ n aras~ nda Anadolu ile ilgili teknik baz~~ resim.- ler-haritalar ile kitabe kopyalar~ ndan ba~ka, De Hell'in 2o Ocak 1847'de Istanbul'da çizilen ve Mme. de Hell'in Hyeres'de çizilen portreleri de bulunmaktad~ r. Ayr~ca, IX ve LVI numaral~~ levhalarda De Hell'i kompozisyonun içinde te~his etmek mümkün olmaktad~r. Nihayet lev. C de, içinde De Hell'in de ebedi uykusunu uyudu~u, Isfahan yak~n~ndaki Culfa mezarl~~~n~~ tasvir eder. X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS 81

Bu resimlerin içlerinde sanat tarihi veya ~ehir tarihi bak~ m~ndan de~erli olanlar hiç de az de~ildir. Nitekim, Hasköy s~ rtlar~nda me~atl~k (Lev. II), gerek ~ekil gerek tezyinat bak~ m~ ndan çok ilgi çekici olan musevl mezar ta~lar~n~~ aksettirmektedir. Antik Nikomedia yâni izr~ruld'in surlar~ndan pitoresk görünü~de (Lev. III, a), bu eski tahki- mat~n 120 y~l önceki görünü~ü üzerlerindeki Türk evleri ile canl~~ bir ~ekilde aksettirilmi~tir. Fakat ayn~~ levhadaki köprü resmi arkeoloji ve tarih bak~m~ ndan en önemli eserlerden biridir. Bu, Adapazar~~ yak~n~nda Be~köprü, veya Sangarios veya Iustinianos köprüsü olarak bilinen eserdir. 559-560 y~ llar~nda yap~lan 38 ve Bizans profan mima- risinin ayakta kalabilmi~~ nadir örneklerinden olan bu an~t, Laurens'in gravüründe eski hâli ile, birçok aksam~m henüz kaybetmeden önceki ~ekli ile görülebilmektedir. Böylece bu resim ile seyahatnamenin di~er ciltlerindeki onunla ilgili bilgiler ve krokiler, büyük bir vesika de~erine sahiptirler 39. Ceneviz kalesi (lev. V, b)'ni tasvir eden gravür'de Ana- dolukava~~~ s~rtlar~ndaki me~hur Yoros kalesinin çifte kuleli medhali tasvir olunmu~tur." Levha IX. da güzel genel resmi ile birlikte çe- ~itli detaylar~~ bulunan Midye'deki Bizans ma~ara-kilisesi resimleri de büyük ölçüde birer vesika de~erine sahip say~labilirler. Tesbit edebildi~imize göre bu kayadan oyulma ayazma ve kilise ile manast~ r mü~temilât~n~~ ilk olarak etrafl~~ surette inceleyenler De Hell ile La- urens'dir. Bulgar ara~t~r~c~lar~ndan korpi1 tarafindan incelenerek 41

as Prokopios, De Aedificis (Loeb bask~s~), V, ~~ ~~ ~ , s. 326/327. ~ ~ ~~~ 89 Eski seyyahlar~n ço~unun gördü~ü bu de erli köprünün az tan nm eski bir foto~raf~~ için bk. Colmar von der Goltz, Ein neuer Scheinenweg nach dem Osten, "Vom Fels zum Meer" II (1893) 457; di~er bir resmi için bk. Ch. Diehl, justinien et la civilisation byzantine au Vle. siecle, Paris 1901, 294, res. ~ o8; ayn~~ kli~e, J. Ebersolt, ~ ~~ L'architecture byzantine, Paris 1934, lev. XLIII, ayr~ca 1(.51. s. 98. Bütün eski kay tlar derleyerek, gravür, kroki ve fotolar~~ topl~yarak, ayn~~ zamanda köprünün ~imdiki ~ ~ durumunu belirten do~ru ve eksiksiz bir rölövesi ile etrafl~~ bir mono rafyan n ilim ~~ âlemine sunulmas~~ yerinde olacakt~r. N. F~ratl~, The Sangarius Bridge, ad ile X. ~~ Bizans Tetkikleri Kongresi (Istanbul 1955) Zab~tlar~, Istanbul 1957, Milletleraras ~ 134 'de çok k~sa özeti verilen tebli~~ kongrede okunmad~~~~ gibi, metni de imdiye ~ ~ kadar yay~nlanmam~~ t~ r. Di~er taraftan, Taha Balc~o~lu, Adapazar , tarihi ve co raf- ~ ~~- yas:, Istanbul 1952, ~ 9 v.d. da köprü hak. i~e yarar bir bilgi bulunmamas na kar ~~ ~ ~~ ~ l~k, T. Tarkan, Adapazar~~ ilçesi, (bas. yeri ve y~l~~ yok) da be güzel foto raf vard r. Paris 1943, 79, 4° Bu gravürü k~l. A. Gabriel, Les chitteaux tures du Bosplwre, lev. XXII, ~ . ~ ~da bulunan 41 K. gkorpil, Arkeologi~eski bele ki ot Strance planina, = Istranca ovasu arkeoloji an~tlar:na dair miildhazalar), "Bulletin (=Izvestija) de la Sit e archeolo- gique Bulgare" III 243 vd; ve res. 14.1. Seneden C. XXV/i. 6 82 SEMAV~~ EY~CE

yay~nlanan bu ma~ara-kilisesini 1961 yaz~nda üç gün devaml~~ olarak inceleyip, rölövesini ç~kartt~~uruz s~rada, en dipdeki ayazma k~sm~ nda, tam bir zifiri karanl~~~n hüküm sürdü~ü bir kö~esinde kaya üzerine oyulmu~~ olarak: DE HELL 1846 yaz~s~n~~ buldu~umuza da burada i~aret edelim." Levha XV, ~ile'nin sahilden me~hur adac~~~~ ile üs- tündeki kuleyi ~~ 846'daki hali ile tasvir etmektedir." XXI-XXIV, say~l~~ levhalarda Amasra'n~n çe~itli manzara ve eski eserlerini bul- mak kabildir. Genel görünü~de Amasra, bat~~ cihetindelci Küçük liman taraf~ ndan tasvir olunmu~tur. Gravürde ön plan~~ te~kil eden pitoresk Kefaser kayal~klar~~ maalesef son y~ liarda ta~~ elde etmek için parçala- narak yok edilmi~tir. Böylece Laurens'in bu resmi, Amasra'n~ n hakiki simasnun belki de yegane hat~ras~~ olarak kalacakt~r. Üzerinde Cenova armalar~~ bulunan Zindankap~s~~ denilen kap~~ ayn~~ ~ekli ile durmak- tad~r. Bizans devrine alt kal~nt~lar olarak gösterilen yüksek cepheli harabe ise (Lev. XXII, b), 1949'da ancak k~smen duruyordu. Gra- vürde bir üst kat~~ oldu~u farkedilen bu muntazam ta~tan yap~lm~~~ antik binan~ n kemerli kap~s~~ henüz mevcuttur. ileride bu eski eser hakk~nda etrafl~~ bir etüd yap~ld~~~nda Laurens'in gravürü de~erli bir vesika olacakt~r. Yine yanl~~~ olarak Bizans devrine ait bir bina olarak i~aret edilen harabe ise, Bedesten ad~~ ile tan~nan y~k~nt~- dan ba~ka bir~ey de~ildir. Asl~nda belki bir Roma devri hamam~~ olan ve duvarlarmda opus reticulatum tekni~inde örgüler bulunan bu büyük bina Laurens'in kalemi ile 1847'deki hali ile görüle- bilmektedir. Lev. XXIV.'deki resimlerden en de~erlisi, eski Amasra- Bart~n yolu üzerinde kayadan yontulmu~~ da~~ geçidinin kenar~nda, yamac~n kayal~ k sath~na yontulmak suretiyle i~lenmi~~ Ku~kayas~~ denilen Roma devri an~t~d~r.44 Hell ve Laurens, o devrin ara~t~r~- c~larm~n ço~u gibi, çe~itli ~eylere ilgi duyarlar. Nitekim, Amasra'da Roma devrine alt bir heykel kaidesi 45, saça~~~ güzel ah~ap direldere

" Midye'deki ara~t~rmalar~rruz~~ da içine alan Trakya hakk~nda etraf~' bir çal~~mam~z ayr~ca yay~nlanacakt~r. " ~ile adac~~~~ üstündeki kale hak. bk. N. F~ratl~, ~ile ve Kalealtt, "T. Turing ve Oto. K, Belleten„ say~~ 120 (Ocak 1952) 18-20. 44 Bu an~t hakk~nda k~sa bir ara~t~rma evvelce taraf~m~zdan yay~nlanm~~t~r, S. Eyice, Das Denkrnal von Ku~kayast bei Amasra (Paphlagonien), "Istanbuler Mitte- ilungen" 6(1955) ~~ 09-112, lev. XIV-XV. 44 Sextus Vibius Gallus'a ait bir heykelin kaidesi olan M. S. II. yüzy~lda ya- p~lan bu ta~, 1894. 'de ~stanbul Arkeoloji Müzesine getirilmi~tir, bk. G. Mendel, X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS 83 dayanan bir çe~me (Lev. XXV), Zarif tezyinat ile kapl~~ davlumbaz~~ olan bir Türk oca~~~ (Lev. XXV), Unye'de harikulade bir mimariye sahip Barok üshIplu eski bir konak (Lev. XXX), Tirebolu'da yine ayn~~ derecede muhte~em olmakla beraber metra bir halde bulunan di~er bir Türk kona~~~ (Lev. XXXIII) ve bunlar~n çe~itli detaylan, ah~ap aksamlarmm tafsilad~~ resimleri (Lev. XXXIV), Yukar~~ Mezo- potamya'da Kad~köyünde bir Türk evinin içi (Lev. XLIV) ile Diyar- bak~r'da bir ev ve bunun detaylan (Lev. XLIV-XLV) Anadolu'nun sivil mimarisi hakk~nda büyük faydalar sa~layacak önemli vesikal2rd~r. Amasra manzaras~~ gibi di~er baz~~ manzaralar da tablo de~erlerinden ba~ka tarihi bir de~ere de sahip bulunmaktad~rlar. Böylece Çar~amba (Lev. XXIX) ile Giresun (Lev. XXXII) Bitlis (Lev. XLIX) ve Van (Lev. L) m 120 y~l önceki genel görünü~leri hakk~ndan emniyetle bir fikir edinmek mümkündür. Trakya ve Anadolunun muhtelif yerlerinden, arazinin genel manzaras~m gösteren, ve kanaatimize göre vesika de~eri nisbeten az olan resimlerin de bugün bir tarihi de~ere sahip olduklar~~ muhakkakt~r. Hell-Laurens albümünün ar- keoloji ve sanat tarihi bak~m~ndan de~eri, Uskübi (Prusias ad Hypium), Amasra, Midye vs. nin resimlerine inhisar etmemekte, burada Sinop'da Süleyman Taybo~a (Alaeddin) medresesinin", Sinop ve Diyarbak~r kalesinin", Diyarbak~r Ulucamiinin," Van yukar~~ kalesinin de resimlerine rastlanmaktad~r." Bizans sanat~~ bak~m~ndan ise albumda Midye'deki kaya kilisesinden ba~ka, Fatsa'da y~k~k bir kilisenin resmi ile Tirebolu'da bugün art~k mevcut ohn~yan ba~ka bir kilisenin gra- yürü zikredilebilir. Yine Bizans sanat~~ bak~m~ndan önemli bir vesika,

Catalogue der sculph~res grecques, romaines et byzantines, Istanbul 1914, III, 388 v.d. ve oradaki bibl. "Bu bina hakk~nda bk. M. ~akir Ulküta~~r, Sinop'da Selp~ka~r zaman~na ait tarihi eserler, "Türk Tarih, Arkeologya ve Etnografya Dergisi" V (1949) 14o. Diyarbak~r surlar~~ hakk~nda, A. Gabriel, Voiage archiologique dans le Turquie Orienlale, Paris ~ 94o, 85 v.d. ~~ ~ 48 Vaktiyle J. Strzygowski, , Heidelberg 1910, adl kitapla hakk nda koca bir monografya meydana getirilen bu an~t ayr~ca Gabriel taraf~ndanda ince- 'etmi~tir, ksl. 140,age, 034 v.d.; ayr~ca Basri Konyar, Diyarbak~r, II'de de etrafl~~ bilgi vard~r. Van sitadeli hakk~nda bk. Lehmann-Haupt, Armenien cinsi und jetzt,; Kir- sopp-Silca Lalce, The Citadel of Van, "Asia Magazine" (February 1939), H. Bossert, Alt-Anatolien, Berlin 1942; K. Lacke, Van'da yap~lan hafriyat (1938), "Türk Tarih, Arkeologya ve Etno~rafya Dergisi", IV (194°) 179-191. 84 SEMAVI EY/CE

Levha XXXVI ve XXXVII i kaphyan, Trabzon Ayasofya'run d~- ~ar~dan ve içeriden gravürleridir. Daha önce frans~z Oh. Texier ta- raf~ndan da hayli acele resimleri yap~lan bu önemli amun Laurens taraf~ndan çizilen resmi, bugün sanat tarihi ara~t~r~c~lar~n~~ oldukça dü~ündüren problemlere ~~~k tutacak mahiyettedir. Nitekim, evvelce binan~n a~a~~~ duvarlaru~da dahi mevcut olan fresko resimler görüldük- ten ba~ka, güney cephede, kavisli ahnl~~~n içinde, Texier'nin resminde nisbetsiz derecede büyük gösterilen, ve ~imdi hiçbir izi görülmiyen melek kabartmala~r~~ hakiki nisbet ve biçimleri ile i~aret eciilmi~tir.5° Albüm'ün sonunda ba~l~ba~ma bir seri te~kil eden teknik resim- lerin ve bu arada asl~na sad~k bir ~ekilde adeta birer tablo gibi i~len- mi~~ kitabe kopyalaru~m burada üzerinde durmuyoruz. Yaln~z ~una i~aret etmek yerinde olacakt~r ki, e~er bu seyahatname, bizzat Homma- ire de Hell taraf~ndan kaleme al~narak, Laurens'm yolda çizdi~i bütün resimler ile süslenebilmi~~ olsayd~, herhalde Texier veya Laborde' un albümleri ayar~nda bir esere sahip olacakt~k. Nitekim, kitab~n IV. cildinin sonunda planches in-8 olarak aprd edilen yirmidört levha vard~ r ki bunlar~n büyük bir k~sm~, Hell veya Laurens tarafmdan al~nm~~~ binalar~n, arkeolojik eserlerin krokileridir. Bunlardan oniki levha kitabekri ihtiva eder. Metin k~sm~nda çok etrafl~~ bir ~ekil- de tarifleri yap~lan bu krokiler, bugün çok de~erli birer vesikad~r. Bu arada Midye'deki ma~ara kilisenin hemen hemen do~ru bir kro- kisi burada mevcuttur. Ayn~~ yerde, 1961'de üç gün çal~~m~~~ bir insan olarak, Hell'in gayret ve itinas~na hayret etmemek mümkün olmad~~~- n~~ da burada belirtmek isterim. H. ~~ 182 (= ~ 768/69) tarihli, metrük ~ebler fenerinin plan~, Iznik'de on y~l kadar evvel tamamen parça- lanan me~hur devasa lahid (=Berberkaya)'in krokisi,51 Justinianos

60 Ch. Texier - P. P~~llan, Byzantine Architecture, London 1864., Lev. LXII, LXIV; da yay~nlanan Ayasofya, sonralar~, G. Millet, Les monastfres et les iglises de Trdbizonde, "Bul. de Correspondance Hellenique" XIX (1895) res. 21 tekrar üzerinde durulmu~~ ve bilhassa ta~~ süslemesi bak~m~ndan büyük ilgi uyand~rarak zengin bir bibliyograf- yanu~~ do~mas~na yol açm~~t~r. Hakk~nda son ara~t~rma olarak bk. Selina Ballance, The Byzantine Churches of Trebizond, "Anatolian Studies" X (196o) 161 v.d. Tamara T Rice, Decoration in the Seljukid stle in ths Church of S. Sophia, in nes- ~noriam Prof E. Diez (bas~lmakta). III A. M. Schneider, Die römischen t~nd byzantinischen Denkmaeler t~on ~znik-Nicae, Berlin 1943, 7-8, lev. 3. Seyyahatnamelerin ço~unda anlat~lan ve resmi bulunan bu ~in son Mili hakk~nda bk. G. Kleiner, Hellenistische Sarkophage in Kleinasien, "Is- tanbuler Mitteilungen" VII (1957) 8, lev. 5, bu yekpare ta~dan mezarodas~~ hakk~nda X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS 85

köprüsünün art~k ayakta bir izi kalm~yan apsisli k~sm~n~n plan~, Fil- yos'da iki bina plan~~ da önemli vesikalard~r.52 Amasra ile ilgili olarak yay~nlanan krokiler aras~nda, Lev. XXII deki binan~n plânmdan ba~ka bir de, üzerinde üç armakalkam bulunan bir Ceneviz levhas~mn basit krokisi de vard~r. I 949'da ayn~~ ta~~, çok k~- r~lm~~~ ve tan~nmaz bir hale gelmi~~ halde, bir kahvehanenin merdive- ninde basamak olarak bulduk 53. Kroki levhalan aras~nda dikkate de~er di~er desenlerden biri, Tirebolu kalesindeki harap Bizans ki- lisesi di~eri ise Gümü~hane'deki kilisenin plânland~r. Bu levhalardan en önemlisi hiç ~üphesiz, yukar~da da bahsi geçen, Diyarbak~r kale- sindeki büyük çifte kubbeli binan~n plan~n~~ ihtiva edendir. ~imdiye kadar hakk~nda hayli yaz~~ yaz~lan, kâh eski bir cami, kâh eski bir nesturi kilisesi oldu~u söylenen bu binan~ n sanat tarihi bak~m~ndan ilk olarak önemini görerek, notlannda tafsilath olarak buradan bah- seden ve ayr~ca bir de plan~n~~ çizen Hell heyetidir. Ressam Jules Laurens'~ n Anadolu seyahatinden getirdi~i resim- lerin baz~lann~~ Album'da yay~nlad~ ktan ba~ka, bunlar~~ di~er yazar-

ara~t~rma yapanlar~ n ~imdiye kadar hiçbirinin dikkatini, Hell'in in-8 levhalar' ara- s~ndaki plân-krokisi çekmemi~tir. 52 Bu yap~lar hak. bk. L. Robert, Etudes Anatoliennes, Paris 1937, 279-281, resimleri, lev. XIV, 3; XI, ~~ ; XIII, 1. 52 Amasra'n~n Ceneviz armalar~~ hakk~ ndaki tek toplu ara~t~rmada, bu ta~dan bahis yoktur, k~l. F. W. Hasluck, Genoese heraldry and inscriptions at Amastra, "Annual of the Brit. School at ", 17 (1910-~~ ) 132-144.; bu ta~~ ile ilgili k~sa bir not olarak bk. S. Eyice, Amasra'da Cenova h~lk:miyeti devrine âit armalt bir levha, "Belleten" XVII (1953) 27, not 4. P. Scorza, Libri d' oro deha nobilita Genovese, Genova 1920, lev. 23 de bu aramay~~ and~ran bir blason, Maroffo ailesininki olarak gösterilir. 54 Ilk defa De Hell taraf~ndan k~sa aç~klamalar ile krokisi ilim alemine tan~- t~lan ve metrult bir nesturi kilisesi oldu~u söylenen bu bina, sonralar~~ çe~itli yay~ n- larda defalarca incelenmi~, ve hakk~nda hayli hipotezler ileri sürülmü~tür. Yanl~~~ ve kötü bir krokisi General de Beyli taraf~ ndan çizilerek J. Strzygowski'e verilmi~, o da çok daha asl~na sad~k olan Hell'in krokisini göremedi~inden veya ihmal etti- ~inden, bu krokiye dayanarak etrafl~~ bir makale yazm~~t~ r (J. Strzygowski, Die persische Trompenkuppel, "Zeitsch. für Geschichte der Architectur" II ( ~ 9o9) 1-15). Sonra, Amida, Heidelberg ~~ 910, adl~~ eserinde de tekrarlanan k~l. 173 ve dev, bu bil- giler bugüne kadar ara~t~r~c~lara kaynak vazifesi görmü~~ ve görmektedir (k~l. Gab- riel, Voyage archiologique. ~ o6, not 4.; E. Stikas, L' ttglise byzantine de Christianou, Paris 1951, res. 52). Halbuki Miss G. Beli, Church~s and monasteries of the and ne- ighbouring districts, Heidelberg 1913, 92 ve dev, da ve lev. XX, XXI, da bu binay~~ 86 SEMAVt EYIGE lar~n gene Anadolu hakk~ ndaki kitaplar~n~~ süslemek üzere verdi~i de anla~~l~yor. Nitekim tan~ nm~~~ co~rafyac~lardan B. de Tchihatcheff'in Anadolu Co~rafyast hakk~ndaki büyük kitab~ n~ n Album'lar~ nda da Laurens'~ n resimlerine rastlan~ r. 55 Bunlardan birkaç~ n~n Hall album'- unda yay~ nlananlar olmas~ na kar~~l~k, ekserisi de~i~iktir. Bu album- lerde, ba~ka ressamlar~n gravürleri de bulundu~undan, Laurens'~n ustal~k ve çizgilerinin güzelli~i daha iyi kendisini hissettirmektedir. Tchihatcheff'in kitab~n~ n Botanique albumunda, Büyükdere olaylar~ n- daki me~hur Yedikarde~ler denilen ve Bat~l~lar~ n Godefroy de Bouillon'un puan olarak adland~ rd~ klar~~ muhte~em gnar~n son derece güzel bir resmi bulunmaktad~ r. " J. Laurens imzal~~ di~er resimler, Tchihatcheff' in G6ographie physique album'unda kar~~m~za ç~ kmaktad~r. Bu ciltde, Laurens'~ n ~u eserleri vard~ r (Hell A/bum'unda yay~nlananlar * i~aretlididir) : yeni bir plan~, kesiti ve fotolar~~ ile tamtm~~t~~ ki Strzygowski de bu yeni malzemeyi Die sasanidische Kirche und ihre Ausstattung, "Monatshefte für Kunstwissenschaft" VIII (1915) 349-365, lev. 73-74 de kullanm~~t~ r. Bu yeni plan son olarak, Ugo Monneret de Villard, Le chiese deha , Roma 1940, res. 44 de bir kere daha yay~ nlanm~~t~ r. Stikas'~n hala yanl~~~ krokiye dayanmas~~ hayret vericidir. ~slami mimarinin esaslar~ n~~ plan~ nda ve üst yap~s~nda aç~ kca gösteren bu enteresan binan~n etrafl~~ bir ~ekilde incelenmesi yerinde olacakt~r. Çok daha iyi ve do~ru planlar~n~ n ve fotolarm~n uzun y~llard~r defalarca yay~nlanmas~na ra~men, hala eski krokisi bi- linen bu bina üzerinde k~sa bir not ile duran A. Gabriel, Hell'in krokisine dikkati çekmekle beraber, bunu Diyarbak~r'da, ayn~~ tipde ba~ka bir binaya ait gibi görmek istemektedir. Bu yanl~~l~~~n sebebi de, De Beyli&nin binan~n tam geni~li~inin öl- çüsünü yaln~z kubbenin ölçüsü imi~~ gibi göstermesidir. Hell'in krokisinde, elliptik kubbeli salonun d~~~ taraf~ndaki aksa= izlerinin de i~aretlendi~i görülür. Bu bina hakk~ nda ayr~ca bk. Marguerite Rumpler, Le triomphe de la coupole dans 1' archi- tecture byzantine, Strasbourg 1947, 53 ve 74 ; E. Weigand, "Byzantinische Zeitsch- rift", 24 (1924) 260 daki tenkit yaz~s~nda (Strzygowski, Die sassanidische Kirche hak.) Diyarbak~r binas~ n~ n kesin bir ifade ile bir islami eser oldu~unu ifade eder. 55 P. de Tchihatcheff, L' Asit Mineure, Paris 1853-1869, 8 cilt, Giographie phy- sique-Album. Buradaki resim levhalarm~n hepsinde numaral~~ olmad~~~ndan bir tak~m kar~~~ kl~klar ortaya ç~ kmaktad~ r. Laurens'~ n resimleri alt~ndaki imzas~ndan kolay- l~kla te~his edilebilir. " Asl~nda bir çok ç~ nar gövdelerinin birbirlerine sar~lmas~~ suretiyle meydana gelen bu tabiat bankas~~ an~t-ç~nar, ~stanbul hakk~ndaki hemen hemen bütün seyahatnamelere girmi~~ ve bir çok resimleri yap~lm~~t~r. Etraf~nda 1096 da Haçl~~ ordusunun konaklad~~~na inan~lan bu a~aç, de~erli tabiat amtlar~m tesbit eden bir listede evvelce önemle yer alm~~~ bulunuyordu, bk. E. von Schwerin, Fragmente zu einem dendrologischen Reisehandbuche (Pflanzengeographische Xotizen), X. HOMMAIRE DE HELL VE RESSAM LAURENS 87

Lev. 16 Uskubrde tiyatro *, 20 Çoban kale de bazalt kayalar, 21 Ere~li'nin genel görünü~ü, 22 Sinop'un genel görünü~ ü *, 23 Onye'deki kona~~n avludan görünü~ü, 57 24 Amasra'n~ n Küçük limandan görünü~ü *, 26 Trabzon'un Boztepe'den görünü~ü. ~imdiki halde, Hell ve Laurens'~ n Anadolu seyahatinde topla- d~ klar~~ resimler hakk~ nda, yurdumuzdaki imkânlar ile tesbit edebil- dilderimiz bunlardan ibarettir. * * Yol notlarm~n tam bir ~ekilde verilememesine ra~men, memle- ketimizin eski eserleri, etnik durumu, yollar~ , arazi yap~s~~ gibi hususlarda hayli de~erli bilgiler tophyan bu seyyahlar~n, belki en dikkat çekici taraflar~ndan biri, her ikisinin de bu memleketi, topra~~~ ve insanlar~~ ile sevmi~~ olmalar~d~r. Laurens'~n bu sevgisini resimlerinde aç~klad~~~n~~ bâriz olarak görebiliyoruz. Hommaire de Hell ise, bunu notlar~nda çe~itli vesileler ile ortaya koymaktad~r. 58 Türklere kar~~~ Bat~da a~~r~~ menfi cereyanlarm esdi~i y~llarda yeti~en iki Avrupal~n~n bu davran~~lar~~ herhalde ilgi çekicidir. Frans~z ar~ivi ile Türk ar~i-

"Mitteilungen der Deutschen Dendrolographischen Gesellschaft" No. 15 (1906) ayr~~ bas~mda s. 6-7. ~lk dünya harbinden sonra tahrip edilerek tamamen ortadan kald~r~lan bu an~ t-a~aç hakk~ nda ayr~ca bk. ~stanbul Belediyesi imar Md., Zirai Plânlama komisyonu ön çal~~malar~, ~stanbul 1959, 64 ve bilhassa, Kerim Yunt, Bü- yükdere ç~nar/ mad. ~stanbul Ansiklopedisi, VI (1962) 3253-3255. 57 Karadeniz k~y~ lar~nda s~ralanan eski âyân konaklar~~ ba~l~ba~~na bir ince- leme konusu olabilir. Amasra yak~ n~ nda Tekkeönü mevkiinde bir burun üzerindeki konak (bk. Bor, Souvenirs et mimoires, 1, 239) ne yaz~k ki yirmi be~~ y~l kadar önce yanm~~t~ r. Trabzon'da ~imdiki askeri gazino yerindeki kona~~~ ise uzaktan tasvir eden gravürler vard~r. Sürmene dolaylar~ndaki Yakupo~ullar~~ kona~~~ ise oldukça iyi durumdad~ r. Türk sivil mimarisine yabanc~~ baz~~ unsurlar~~ ve tezyinat~~ ile dikkati çeken bu kona~m bir benzeri de Of yolundad~r. Yakupo~ullar~~ kona~~~ ~ngiliz Arkeoloji Enst. mensuplar~~ taraf~ndan yaymlanm~~t~r, Winfield-Smith-Bal- lance ve Powel, The Takupok lu Kcnak, an old Turkish House at Sürmene "Anatolian Studies" (1960) 197-203. 58 Hell'in Osmanl~~ devletindeki yabanc~lar hakk~ndaki görü~leri ve Fransa'n~n Türkiye'ye kar~~~ takip etmesini uygun gördü~ü politika ile ilgili fikirleri için bk. Voyage, I, k~s~m 2, 407, 282 ; ve II, k~s~m t, 62; Hell'in yenile~me hareketleri hakk~n- daki tenkitleri için bk. ~ , ~~ 14 ve dev. Türklerin pek ho~a gitmiyen bir davran~~lar~~ hak. ise bk. 514. 88 SEMAVI EYICE vinde ara~t~rmalar yap~lck~~nda, Hell'in Türkiye seyyahatleri ile ilgili baz~~ vesikalar bulunabilir. J. Laurens'~n yurdumuz ile ilgili çe- ~itli resimlerinin denenmesi de herhalde çok faydal~~ olur. 59 Biz, bu yaz~m~zla, hemen hemen unutulmu~~ bir ara~t~nc~r ve yard~mc~s~n~~ bizim için de~erli taraflar~~ ile tan~tmalda iktifa ediyor ve böylece do~umunun yüzellinci y~ldönümünde Hell'in hât~ras~na kar~~~ ~ükran borcumuzu ödeme~e çal~~~yoruz. Ayn~~ zamanda, ~imdiye kadar çe- ~itli vesileler ile ortaya koydu~umuz iki hususun önemini bir defa daha belirtti~ nizi tahmin ediyoruz ki, bunlann birincisi, yurdumuz- dan bahseden bütün seyahatnamelerin toplanmas~, ikincisi de yur- dumuz ile ilgili her çe~it eski resimlerden veya bunlar~n kopyalanndan meydana gelecek bir koleksiyonun kurulmas~d~r. 69 Istanbul, 1962 - A~ustos.

59 Voyage, I. k~s~m 2, 304 de Laurens'in Istanbul'da bendlerin birçok resmini yapt~~~~ bildirilmektedir, Halbuki Album'de bendlere âit tek resim yoktur. °° Ankara'da 1961 Ekiminde toplanan VI. Türk Tarih Kongresinde Tarihi vesika olarak eski resim gravür ve foto~raflar konusunda bir tebli~~ verme~i ve bu arada eski resimlerin toplanmas~~ ile ilgili dü~üncelerimizi ortaya koyma~~~ tasarlam~~ t~k. Maalesef bu tebli~i okuyabilmemiz mümkün olmad~. 17Ia ui E yi

Res. ~ . Honamaire de Hell'in portresi. J. Laurens'in çizdi~i bir resimden Ch. Goutzwiller taraf~ndan hak edilmi~tir. Semavi Eyice

Res. 2. Hommaire de Hell'in J. Laurens taraf~ndan 20 Ocak 1847 de Istanbul'da yap~lan portresi. Semavi Eyice

Res. 3. Karadeniz k~y~s~ nda Midye'de, kaya içine oyulmu~~ kilisenin ayazma k~sm~ nda duvarda Hommaire de Hell'in ad~~ ve 1846 tarihi. (101 de yapt~~~ m~ z incelemeler s~ ras~ nda bulunmu~~ ve o~rencilerimizden ~ . Hattato~lu taraf~ ndan foto~raf~~ al~ nm~~ t ~ r)

ivL9ukE ~*,

) X.P40\t, 116kaLt Res. 4. Ressam Jules Laurens'~ n eserlerinde rastlanan imzalar~~ ( Benez it' den) . Semavi Eyi ce

ns re Lau

e ll v He

de

7 84 1 Semavi Eyice

Res. 6. Karadeniz k~y~s~nda Midye'deki kaya içine oyulma kilisenin narthex'i, Laurens taraf~ndan 1846 de çizilen gravür.

Res. 7. Ayn~~ yerin foto~raf~, 1961 Haziran~ndaki durumu. (Foto, I. Hattato~lu). Semavi Eyice

\s ~~ 40

1 20 F • A 06

K, L O ?O

3 20 o

b O 41

l 10 ~ x O~ d ~~~~,w ~iI 3 ~301 —+ 3 10 ~ 2.10

DCA 10 O 14 3.10

Res. 8. Midye'deki ma~ara kilisesinin Hell ve Laurens taraf~ ndan çizilen krokisi ve al~nan ölçüleri.

Res. 9. Ayn~~ yerin ~korpil taraf~ndan ç~kar~lan plan~. Semavi Eyice

Res. ~ o. Bursa'da bir kervansaray

Res. ii. Amasra'n~ n Kefaser kayal~ klar~ ndan genel görünü~ ü. Semavi Eyice

Res. 12. Amasra'da Kuskayas~~ Roma an~ t~.

Res. 13. Ayn~~ an~ t~n 1949 daki durumu (Foto. S. Eyice).

S. Eyice

Res. 14. Amasra'da antik harabenin Hell-Laurens taraf~ndan görülen durumu ve 1949 daki kal~ nt~.

JL -1F Res. 15 Hell taraf~ ndan Amasra'da görülen bir ceneviz armas~.

• 1 1-----1 ~~ ~~ ~~~~ 1 1/ ~~ 0 ~ i 1 , l~;'/I-1' ~~ I : !1 ~~~ ./ i _ ~~ k .. / 1 , , ~~i , ‘,,,,,,,.. ,, / L `• ------.,:-- Res. 16. Ayn~~ an~lan ta~~ n 1949 da tesbit olunan parças~ .

!Miden C. XXVII, 7 S. Eyice

S. Eyice

8.72

I .96

3. 6 Res. 18. Sangarios köprüsünde Res. 19. Romanya'da H. 1182 apsisli bina tarihli ~ebler feneri

Res. 20. Tirebolu kalesindeki Res. 21. ~znik'de Berberkaya'n~n ölçüleri ve plan~~ Bizans kilisesinin krokisi. S. Eyice

Res. 22. Trabzon'da Ayasofya camii. Laurens'in kalemi ile

Res 23. Ayn~~ bina Ch. Texicr'nin kalemi ile S. Eyice

Res. 24. Ayn~~ binan~ n 1962 Temmuzundaki görünü~ ü (Foto, Ilhan Hattatoglu).

7 Ci 1 ? Ce/z t ):/7 2 CY2t ,e;‹(

~~ ~ ~ Res. 25. H. de Hell'in Les steppes de 1 a Mer Caspienne (1843) adl kitab n n ~ ~ T. Tarih Kurumu Kitapl~~~~ (Kay~ t : 17 157: A I, 2532) ndaki nühas n n ~ ~~ ~~ ba~~ nda yazar~ n elyaz~s~~ ile Büyük Re~ id Pa a'ya ithaf ve imzas O

1111111111 ii11111111111111 ~~~~~~~~~~~~~~ E O 3 Z i~~~~~ nn~t

o

4„,„„„„

70 ii„im il ~~~~~ ~ i~~~ ~ ~~~~ ~ .-...f,...... ,m i q i , i9 ..-... m_ -.1 :__. ,o .._.Lfr:. .o .,=._.. r.-= E

Res. 26. Diyarbak~ r'da içkaledeki çifte kubbeli binan~n Hell-Laurens taraf~ ndan al~ nan ölçüleri ve krokisi.

~~ ~ Res. 27. Ayn binan n Miss Gertrude Beli taraf ~ ndan yay~ nlanan plân ~~ S. Eyice i l de ita s Van

29. Res.

lusu av se dre me 'da Sinop

8. 2 s. Re S. Eyice

Res. 3o. ünye'de eski Türk kona~~mn ba~ka bir cepheden görünü~ü, Laurens' in bu gravürü Tchihatchefrin Asie Mineure adl~~ kitab~n~n Gh~graphie physigue bölümü album'unda yay~nlanm~~t~r.

Res. 31. Karadeniz Ere~li'sinin genel görünü~ü, Tchihatcheff'in ayn~~ eserinden.