7. Uluslararası Türk Kültürü Kongresi 7th International Turkish Culture, Congress • Türk ve Dünya Kültüründe In Turkish and World Culture İstanbul

BİLDİRİLER IV

İstanbul' da Sanat: Mimari, El Sanatı, Resim, Müzik

AT~TÜ~K @_~~') KULTUR ~~ Ö) MERKEZi ' ( &< ._, · ~ ~'[~ T.C. Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Yaywı: 409 Bilimsel Toplantılar Dizisi: 55

ISBN: 978-975-16-2463-5 (tk.) o 978-975-16-2467-3 (4. c.) İLESAM: 20ll.06.Y.Ol43.399 7. ULUSLARARASI TüRK KüLTÜRÜ KONGRESİ BİLDİRİLER IV İSTANBUL'DA SANAT: MİMARİ, EL SANAT!, RESİM, 1\ılÜZİK Atatürk Kültür Merkezi 2011 Birinci BaSkı o 1500 Adet Yayıma Hazırlayan: Şebnem ERCEBECİ ÇINAR ·. Atatürk Kültür Merkezi Ziyabey Caddesi Nu:19, 06520 Balgat- Ankara Tel: O 312.284 34 18-284 34 25 Belgegeçer : O 312. 284 34 65 e-posta : [email protected] Internet: www.akmb.gov.tr

Kapak Tasarımı ve Sayfa Mizampaj ı Grafiker- Grafık-Ofset Matbaacılık Reklamcılık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Tel: O 312.284 16 39 (pbx) o Faks: O 312.284 37 27 · E-mail: [email protected] o Web: www.grafiker.com.tr

Baskı ve Cilt Bahçıvanlar Basım San. A.Ş. Fevzi Çakmak Mahallesi 10633. Sokak No: ll Karatay 1 Konya Tel: O 332. 345 24 24 • Faks: O 332. 345 24 25

Baskı Yeri ve Tarihi Konya 1 Ocak, 2012 ·

Uluslararası Türk Kültürü Kongresi(7. :2001: Ankara) 7. Uluslararası Türk Kültürü kongresi: Türk ve dünya kültüründe Istanbul= 7th International Turkish Culture Congress: In Turkish and world culture Istanbul: Bildiriler/yayına hazırlayan: Sıııan Gür, Şebnem Ereebeci Çmar. - Ankara: Atatürk Kültür Merkezi, 2011 4 c.: fotoğ., hrt., tbl., tıpkıbasım; 24 cm.-(AKDTYK Atatürk Kültür Merkezi yaymı; 406, 407, 408, 409. Bilimsel Toplantılar; 52, 53, 54, 55) Bibliyografya içerir. ISBN: 9789751624635 {takım) l.İSTANBUL {TÜRKİYE) - UYGARLIK - KONGRELER 2.1STANBUL {TÜRKİYE) - KÜLTÜR - KONGRELER I.Gür, Sıııan ll. Çınar Ercebeci, Şebnem m. 7th International Turkish Culture Congress: In Turkish and world culture İstanbul IV. E.a. V. Dizi 956.22 Antik Çağda ist anbul Boğazı / nda Yer Alan Kutsa l Alanlar

Mehmet Fatih YAVUZ*

ÖZ Byzantion antikçağın en stratejik noktalanndan birinde, Bosporos'a hakim bir noktada yer almaktp.ydı. Kentin top­ raklarının batıda tam olarak nereye kadar uzandığı bilinmese de, kuzeyde, Boğaz'ın Karadeniz'in ağzına kadar uzanmaktay­ dı. Aynı zamanda Byzantion, Boğaz'ın Asya yakası için hem Bithynialılar hem de Khalkedonlularla mücadele etmişlerdir. Dolayısıyla Byzantionlular, hakimiyet alanlarını ve sınırlarını görsel olarak belirlemek için özellikle de Boğaz kıyılannda bir­ çok kutsal alan inşa etmişlerdir. Ek olarak Byzantion'un etra­ fındaki sular zengin balık yatağı ve stratejik suyailan olduğun­ dan, balıkçılar ve denizciler tannlara sükranlarını sunmak ve denizierin tehlikelerinden korunmak için özellikle de Boğaz'da kutsal alanlar inşa etmişlerdir. Anahtar Kelimeler: Byzantion, Bosporos, Fishermen·, sailors, sanctuaries.

ABSTRACT Ancient Sanctuaries along the Thracian Bosporos Commanding the Bosporos, Byzanti.on was locatedin one of the most strategic locations in the ancient Mediterranean world. We do not krıow exactly where its territories extended in the west. But in the north, Byzanti.ne khora extended as far as the Fontic mouth of the Bosporos. Furthermore the Byzanfues at times clashed with the Bithynians and Khalkedonians to cont­ rol the Asian of the Bosporos. The Byzantines thus built several sanctuaries along the shores of the Bosporos to declare

Yrd. Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tarih Bölümü, e-posta: [email protected] · 408 ~lehmet Fatih \'AVUZ

their sovereignty visually to all. Alsa. Byzantion and the wa­ ters araund it were quite nch fish grounds (esp.Bosporos and Keras), and strategic maritime highways (Propontis, Bosporos) and harbors (Keras). Fishermen and saUors must have built sanctuaries to offer ·sacrifices to deities in order to ward off dangers and offer thanks. In this study we focus on the sanctu­ aries araund Byzantion. Key Words: Byzantion, Bosporos. Fishermen, saUors, sanctu­ aries.

ellenlerin MÖ 7. yüzyılın ilk yansından itibaren Karadeniz kı­ yılarına yerleşmelerinin ardından İstanbul Boğazı, Karadeniz H ve Ege Dünyası arasında ulaşımı sağlayan deniz yolunun can daı:ı;ıan haline gelmiş. dolaysıyla oldukça önem kazanmıştır.~ MÖ 680 yılında Khalkedon ve MÖ 658 yılında Byzantion'un kurul­ masının ardından her iki polis, Boğaz üzerindeki hakimiyetlerini 'gös• termek için Boğaz'ın her iki yakasında birçok kutsal alan inşa etmiş­ lerdir. Bunun yanında, İstanbul Boğazı antik dünyanın en işlek de­ niz yollarından ve balık avianma sahalanndan biri olduğu için, de­ nizciler ve balıkçılar tarafından inşa edilmiş birçok kutsal aları vardı . 2 Bu iki hususa ek olarak, efsanelere göre Argonotlar Hellespontos ve Bosporos'tan geçip Kalkhis (Do~ Karadeniz)'e gittikleri için Boğaz'daki birçok yer Argonotlar efsanesi ile ilişkilendirilmfştir. İstanbul Bağazı'nın başlangıa olarak kabul edebileceğimiz Karaköy'de (Hippostehenes) Megaralı kahraman Hipposthenes'in mezan (tap­ has) bulunmaktaydı (DB 32).3 Yine Karaköy civarında, efsan.evi kahin Arnphiaraos ve onun arabasının sürücüsü Skhoiniklos hatırasına ve onuruna inşa edilen kutsal alan (temenos) yer almaktaydı (DB 34)4.

1 Boardman, Greeks Overseas, ss. 238-245 2 Denizcilerin dini ın"anışlan için bkz. Burkert Greek Religion, ss. 266-267. Buxton, lmagi­ nary Greece, ss.97-104. Daha detaylı bilgi için bkz D. Wachsmuth, Pompimos ho Daimon. (non vidi). Balıkçılara gelince, Aristoteles (Politika 4.4.1 [1291b 14)) Byzantion'da bir ba­ lıkçı sınıfının olduğundan bahsetmektedir. Dolaysıyla sayılan fazla olan balıkçılann , an­ tik dünyanın en önemli balık avianma sahalanndan biri olan İstanbul boğazının kıyılann- · da, avlannın bereketli geçmesi için tannlara kutsal alanlar inşa etmeleri şaşırtıa değil~. 3 Sıla sık atıfta bulunacağımız için, Dionysios Byzantion'u (Anap/us Bospori) DB olarak kısa!tarak referansa metin içinde yer vereceğiz. Numaralandırma Güngerich'in neşrine dayanmaktadır. 4 Gyllius (de Bosporo 1hrado 2.5)'un aktardığına göre burada Skhoiniklos'un temenos'u değil, Amphiaraos'un tapınağı (templum Amphiarai, delubrum Amphiarai) yer almaktaydı. Hesy- Antik Çagda Istanbul Bogazı'nda Yer Alan Kutsal Alanlar 409

Galata'nın hemen doğusunda yer alan ve antikçağlarda adı veri­ len bölgede, Artemis Phosphoros (=Işık saçan Artemis)'a ve Aphrodite Praeia (Uysal Aphrodite)ya adanmış temenos yer almaktaydı (DB 36). Byzantionlu Dionysios'un aktardığına göre Byzantionlular, uygun rüzgarları bağışladı.klarına ve fırtınaları dindirdiklerine inandıkları Aphrodite Praeria için her yıl kurban kesmekteydiler.5 Sarayburnu'na bakan ve denize dik indiği için Metopon ("alın") olarak adlandırılan düzlük alanda (Tophane) Apollon'a ayrılmış bir kutsal alan vardı ( tetimetai Apollon kata touto) (DB 38). Az ileride, Salıpazarı civarına adı verilmekteyeli (DB 39). Muhtemelen burada Salarnisli kahraman Aias'a adanmış bir kutsal alan ye.r almaktaydı. Bu kült, arkaik çağda Salamis adasına sahip olan Megaralılar tarafından Byzantion'a getirilmiş olmalıdır. Az ileride, Fındıklı civarında, Mısır kralı Ptolemaios II Philedelphos (MÖ 283-246) onuruna inşa edilmiş bir tapınak (naos) vardı (DB 41). MÖ 3. yüzyılın ortalarında, Seleukos kralı Antiokhos II, Byzantion'a saldırdığında, Ptolemaios, muhasara altındaki Byzantionlulara yardım ederek kentin düşmesine engel olmuş ve bu yüzden Byzantionlular, Ptolemaios'u onurlandırmak ve şükranlarını sunmak için bu tapına­ ğı.inşa etmişlerdir. 6 Beşiktaş'ta Argonotların lideri İason'un karaya çıktığına inarulan yer, olarak bilinmekteydi.? Burada bir Apolion sunağı vardı (DB 46).

khios (FGrH 390 F 16), Amphiaraos'un tapınağının adlı yerde oldugunu kaydet­ mektedir. Haneli'in (Megarische Studien, s. 189) de işaret ettiği gibi, Hesykhios'un Sykai'si Dionysios'ta belirtilen Sykides olmalıydı. Söylencelere göre, Amphiaraos geleceği görme yetenekleri olan Argoslu bir savaşçı idi. Thebai kentine yapılan sefer esnasında tam öldü• rülecek iken, Zeus gönderdiği bir şimşek ile toprakta biryankaçmış ve onun toprak altı­ na girmesini sağlayarak onu kurtarmıştır. Efsanelere göre, Amphiaraos, Atina'mn hemen kuzeyindeki Oropos'taki kutsal su kaynağında gün yüzüne çıkmış ve iyileştirme ve keha­ net tannsı olarak ün salmış tır. Pausanias (2.23.2), Ar&os kentinde Amphiaraos'a adanmış meşhur bir tapınaktan bahsetmektedir. Arnphiaraos un Byzantion'da da saygı görm~si, Argosicların da Byzantion'un kuruculan arasında yer aldıkianna işaret etmektedir. Ote yandan, Boiotia'da ünlü bir Amphiaraos tapınağının varlıgı. ve Konstantiİıos Porphyrog. (de them. 2 s. 46 Bonn)' un Boiotialılan Byzantion'un kuruculan arasında sayması; bu kül• tan Byzantion'a Boiotia'dan getirilmiş olabileceğine işaret etmektedir. 5 Denizcilerin koruyucusu Aphrodite için bkz. Larson, Andent Greek Cults, s. 123; Rosenz­ weig, WorshippingAphrodite, s. 90. 6 Antiokhos'un Byzantion seferi hakkında bkz. Memnon FGrH 434 F 15; Aphrodisiaslı Apollonius FGrH 740 F 14 (=Steph. Byz. s.v. Ankyra); Polyaenos 4.16. Bevan, The house of Seleucus, ss. 175-6. 7 İstanbul Boğazı ve Argonotlar efsanesi için bkz. H. B. Dewing, "Argonautic Assocations of the Bosporus· , ss. 469-83. 410 Mehmet PaLih YAVUZ

Dionysios'un naklettiğine göre, Defterdar Burnu üzerinde yaşlı bir denizd heykeli varclı. Kirnin tarafından, ne zaman d.ikildiği bilinme­ yen bu heykelin tam olarak kime ait olduğu bilinmemekteydi (DB 49). Antikçağlarda dahi, heyk~lin farklı mitolojik figürlere ait olduğu iddia edilmiştir. Bazılan heykelin Nereus'a, başkalan ise Phorkys'e, Proteus'a, Semystra'nın babasına ya da Iason'a bilgi veren boğazın kılavuzuna ait olduğunu iddia etmişlerdir.8 Byzantionlu Dionysios, Byzantionluların bir kehanete binaen heykele saygı gösterdiklerini kaydetmektedir. Diğer bir deyişle burada ritüellerin düzenlendiği bir kutsal alan olmalıyclı. Defterdar bumunun ilersinde, antikçağda Baka olarak adlanclın- • 1 lan dvarda Tannların Anası'na ait bir tapınak (Metros Theon ) varclı (DB 52).9 Daha ilerde, Bebek'te balıkçıların kutsaclığı Artemis Diktynna ('~ğların Artemis'i") tapınağı (hieron) yer almaktayclı (DB 56). Bu tapınak, muhtemelen balıkçılar tarafından balık s~zonunun bereketli geçmesi ve balıkçıların tannçaya şükranlarını sunmaları için inşa edilmiş olmalıyclı. Bebek ve Balta Limanı koyları arasında yer ·· alan ve antik çağd~ Pyrrhias Kyon (="Kızıl Köpek") aclı ile bilinen gör­ kemli burundayani Rumeli Hisan'nda Hellenistik dönemde Hermes'e adanmış bir kutsal alan varclı (Polybios 4.43). Bu kutsal alan ya tüccar• lar tarafından ya da balıkçılar tarafından kurulpıuş olmalıyclı. 10 Şeytan Burnu'nun açıklannda yer alan beyaz bir kaya da Barbyses'in kızı Phidalia olarak yorumlanmıştır. S-öylencelere· göre şehrin kuru­ cusu Byzas ile ilişkiye giren Phidalict, daha sonra _utancındarı burada kendini denize atmış, kendisine acıyan dedesi Poseidon tarafından taş haline getirilmiştir (DB 59)_11

s Nereus: Pontus ve Gaia'nin oğlu bir deniz tannsı idi Efsanelerde denizaltında yaşayan, geleceği gören bilge bir deniz ihtiyari olarak betirnlenmiştir: bkz. Home!OS, llyada 18.141; Odysseia 24. 58; Hesiodos. Theog. 233; Apollod. 1.2.6·. Phorkys: Pontus ve Gaia'run oğlu di­ ğer bir Deniz tannsı: bkz. Hesiodos. Theog. 237; Apollod. 1.2.6. Homeros (Odysseia 1.71; 13.96, 345), onu da bir deniz ihtiyari olarak betirnlenmiştir. Proteus, Homeros (Odysse­ ia 4.354-569)'a göre diğer bir deniz ihtiyan olarak betirnlenen bir deniz tannsı idi. Di­ ğer deniz tanriliı.n gibi geleceği görme kabiliyetine sahipti ve istediği şekle girmektey­ di. Semystra'nın babası, Phineus Trak Salrnydessoslann kralı idi. Tanrılar tarafından la­ netlenmiş (yan kuş yan kadın yaratık olan harpyler yemek yemesirıi engellemişlerdir) ve Argonotlar'a Boğaz'dan geçmeleri için yardım edince lanetten kurtulmuştur. · 9 Gyllius (de Bosporo Thrado 2.9), kaynak belirtıneden burada tannça Isis için inşa edilmiş bır tapınaktan bahseder. 10 Krş. Oppianos Halieutika 3.9-28. 11 Phidalia hakkındaki değişik söylenceler için bkz. Ioann. Malalas, Klıronographia 13.7; Khron. Paskh I 494. Antik Çağda istanbul Bağazı'nda Yeı· Alan Kutsal Alanlar 411

Emirgan'da Hekate tapınağı (templum Hecate) vardı (DB 62). Şair Hesiodos (Theog 440-447), Hekate'nin balıkçılara ve denizcilere yardım .eden bir tanrıça olduğunu kaydetmektedir. Büyük bir ola­ sılıkla Hekate, ay tanrıçası sıfatıyla gece denizde yol alanlara veya balığa çıkanlara gecenin karanlığını ışığıyla· aydınlattığı için hem denizciler hem de balıkçılar için ayrı bir öneme sahipti. Dolaysıyla Emirgan'daki bu tapınak da Bebek'teki Artemis Diktynna tapınağı gibi Boğaz'da avlanan balıkçılar ve denizciler tarafından inşa edilmiş olmalıydı. İstinye'de Arnphiaraos'a adanmış bir kutsal alan olmalıydı. Çünkü Byzantionlu Dionysios, '1\nıphiaraos'un bir kehanetin tanrısal buy­ ruğu nedeniyle burada saygı" gördüğünü·· kaydetmektedir (DB 63). Başka kaynaklara göre, Argonotlar bölgede hüküm süren Kral Amykos'tan kaçınmak için İstinye'ye sığınmış ve burada bir tapınak inşa etmişlerdi . 12 Argonotlar tarafından inşa edildiği söylenen bu ta­ pınak, sonralan Constantinus tarafından kilise olarak yeniden inşa edilmiş ve büyük melek Mihail'e adanmıştırP Büyük Dere koyu (Bathykolpos) kıyısında Megaralı kahraman Saran için dikilmiş bir sunak (ara) vardı (DB 71).14 Byzantionlu Dionysios, burada bir dalyanın olduğunu ve Boğaz'dan geçen balıkiann burada toplandığını kaydetmektedir (Ibid). Dolaysıyla burada yer alan sunak, balıkçıların tanrılara şükranlannı sunmak için dikilmiş olmalıydı. Boğazdaki ilgi çekici kutsal alanlardan biri Mesar·(Simas) Burnu idi. Dionysios, burada fahişelerin Aphrodite'sinin (Venus Meretrix = Aphrodite Hetaira ya da Pandemos) heykelinin dikili olduğunu ve bu civarda "Simas adında çok güzeL zeki ve hünerli" birinin yaşa­ dığını ve "boğazdan geçenlerden Aphrodite'nin ücretini tahsil" et­ tiğini kaydeder (DB 73). Geç bir antik kaynak, Constantinopolis'te Constantinus tarafından inşa edilmiş genelevin önünde bir Aphrodite heykelinin olduğunu kaydeder.15 Bu bilgi, antikçağda ge-

12 Malalas, 4.78 (Bonn neşr.); Ioann. Antiokh. 2.390 (=FHG IV 548). Dewing, "Argonautic Assodations," s. 470, n. 6. · 13 Krş . Eyice, Bizans devrinde Bogaziçi, s. 36. 14 Saran için bkz. Aristides (dit 2 s. 208 (Dindorf)). Eustathius ad Dionys. 422; Steph. Byz. "Saran". 15 Patria Konstantinoupoleos 2.65 .. 412 MehmeL Fatih YAVUZ

nelevler ve Aphrodite arasında yakın bir bağ olduğuna ve bu kutsal bağın en azından (bir temenos içinde yer alan?) bir heykel ile ifa­ de edileliğine işaret eder.16 Bu durumda, Dionysios'un sözlerinden Simas Burnu'nda denizcilerin uğradığı bir pomeion (genelev) olab~­ leceği anlaşılmaktadır.n Sarıyer (Skletrinas)'de Apolion'un ve Tanrıların Anası'nın sunakla­ rı (arae Apollinis et Matrum deum) vardı (DB 74). İlersinde, Rumeli Kavağı'nda Hieron adlı kutsal yer almaktaydı. Kaynaklardan anla­ şıldığı kadarıyla İstanbul Bağazı'nın Avrupa yakasındaki erı büyük ve birden çok külte ev sahipliği yapan bir kutsal alandı. Strabon'un (7.6.1) "Byzantionluların Hieron'u" olarak adlandırdığı bu kutsal alanda, Mısır tanrısı Sarapis'e adanmış bir tapınak yani Sarapieion (Polybios 4.39), üzerinde İason'un Onil9 tanrıya kurban kestiğine inanılan sunak18 ve Phrygia tanrıçası yani Kybele için inş~ edilmiş bir tapınak vardı (DB 75).19 Dionysios, Çalı Burnu'nun olduğu yeri Aphrodision olarak adlandır- ._ maktadır (DB 80). Muhtemelen burada Aphrodite'ye adanmış kutsal bir alan vardı. Karadeniz'in tehlikeli sularından gelerek Boğaz'ın giri­ şinde yer alan Çalı Burnu'nun kıyısındaki güvenli limana demir atan denizciler, büyük bir olasılıkla tepedeki Aphrodite kutsal alanında, de­ nizcilerin koruyucusu olarak da bilinen tanrıÇa Aphrodite'ye şükran­ larını sunuyorlardı. 20

16 Aphrodite'ye adanmış kutsal fahişeler için bkz. Dillon 2002, 199-202. Fahişeler ve Aph­ rodite arasındaki bağ için bkz. Pirenne-Delforge ,"Something to do with Aphrodite": Ta Aphrodisia and the Sacred," s. 316vd. Fahişeler ve din için bkz. Neils, "Othezs within the Other: an intimate look at hetairai and maenads," ss. 213-218. 11 Gyllius (de &sporo Thrado 2.18), Simas adının Simathia isminden bozma olduğunu yazmak­ tadır. Simaitha, Ati.nalı gene.ral Alkibiades'in sevgilisi Megaralı ünlü bir fahişe idi. Bkz. Aris­ tophanes Ach. 524-5. Byzantion'u kuran Megara, fahişeleri ile ünlü bir polis idi: bkz. Athe­ naios 596e (Nikarete). Kallias (PCG fr. 28), Megarikai Sphinges olarak bilinen fahişelerden bahsetmektedir. Patria (2.65) Constanti.nopolis'te Constantinus tarafından inşa edilmiş ge­ nelevin önünde bir Aphrodite heykelinin oldugunu kaydeder. Ki bu, antikçağda genelevler ve Aphrodite arasında yakın bir bağ olduğuna ve bağın en azından bir heykel ile ifade edileli­ ğine işaret eder. 18 Polybios (4.39), Argonotlann burada değil, Kalkhis'ten dönüşte Asya Hieronu'nda oniki tannya (Hera, Poseidon, Demeter, Hermes, Hephaistos, Apollon, Artemis, Hestia, Ares, Aphrodite ve Athena) kurban sunduğunu kaydetmektedir 19 Gyllius (de Bosporo Thrado 2.19). Azize Maria ve Aziz Nikola'ya adanan kiliselerio Ana tannça'ya adanan tapınağın harabeleri üzerinde yükseldiğine düşiinmektedir. 20 Kı-ş.Anth. Pal. 9.143. AnLik ÇaMa Istanbul Bagazı'nda Yer Alan Kutsal Alanlaı· 4 ı 3

Boğaz'ın Avrupa yakasının Karadeniz kıyısında, öreke taşı adı verilen küçük a4aakların hemen karşısında, ıssız ve çorak arazide yer alan bu­ run Paneion (Fenerköy) olarak bilirımekteydi (DB 86).21 Muhtemelen burada Pan'a adanmış bir kutsal alan (Paneion) olmalıydı. Zira antik­ çağlarda yerleşik alanlar dışındaki ıssız ve yabani bölgelerde Pan'ın ya­ şadığına inanılınaktaydı. 22 ilaveten, Pan özellikle de balıkçıların saygı gösterdiği bir tannydı. 23 Yani burada inşa edilen kuts'al alan, balıkçıla­ rın uğrayıp saygılarını ve şükranlarını sunduğu bir yer olmalıydı . İstanbul Bağazı'nın Karadeniz ağzında, hem Asya hem de Avrupa kıyılarının açıldannda küçük adaaklar vardı. Antikçağlarda Kyaneai olarak bilinen bu adaaklar, aynı zamanda çarpışan kayalar ("sympla­ gedes") olarak da adlandırılmaktaydılar.24 Avrupa açıklarındaki Kyaneai'de Romalılar tarafından dikilmiş bir Apolion sunağı (ara) var­ dı (DB 86). Gyllius (de Bosporo Thrado 2.24) kendi zamanında bu su­ naktan üzerine C. Caesar kazınmış bir mermer bir sütun dışında geri­ ye pek fazla bir şey kalmadığını yazmaktadır. Avrupa Kyaneai'sini zi­ yaret eden seyyahlar, Gyllius'un bahsettiği sütun ve sunağı görmüş ve sunak üzerideki yazıtı kayda geçirınişlerdir: 25 CAESARI AVGVSTO F(E)C(I)T L. ANNIDIVS L. F. CLA(UDIA) FRONTO Caesar Augustus'a, Ludus Annidius Fronto, Ludus oglu, Claudia kabilesinden, dikti.

21 Burunlar üzerindeki kutsal alanlar için bkz. Semple, The Geography of the Mediterranean Region, ss. 612-634. Morton, Role ofthe Physical Environment, s.192 vd., ss. 197-200, ss. 310-16. 22 Borgeaud, The cult ofPan in andent Greece, ss. 59·61. Schumacher, lhree Related Sanctuaries of Po­ seidon: Geraistos, Kalııureia, and Tainaron", s. 82. l3 Theocritus 5.14;Anch. Pal. 6.11-16,167,179,180,181-187; 10.10. SophoklesAj. 695. Buxton,Ima· ginary Greece, s. 97. 24 Strabon 7.6.1: "Kyaneai Pontos'un agzının yakınlannda 2 adaaktır. Bunlaı:dan biri Avrupa'ya, diğeri de Asya'ya yalan dır." Strabo 1.2.10; 3.2; Pindaros Pyth. 4.208-9; Diodoros 5.47, 11.3; Plinius Naturalis historia 4.13,17; Arrianos Periplus Ponti Euxini 37. Wieseler, De Cyaneis sive Symplegadibus; Grosvenor, , ss. 199-205; Eyice, Bizans devrinde Botaziçi, ss. 46-8. Symplegades: Euripides Med. 2, 1263; Euripides Iphig. in Taur. 241; Apol­ lod. 1.9, 22; Apoll. Rhod. Argonautica 2.549; DB 89. Bogaz'ıo Karadeniz ağzında yer alan bu kayalar, Planktai ( .."hareket edenler"). olarak da adJandınlmışlardır: Apoll. Rhod. 4.850, 939; I

İstanbul Bağazı'nın Asya yakasının Karadeniz ağzı Argonotlarla iliş­ kilendirilmiştir. Burada yer alan Yum Burnu, Argonotlann buradan bir taş bir çapa alclıklarına inanıldığı için Ankyreion (="Dernirleme Yeri") olarak bilinmekteydi (DB 87).26 Yum Burnu'nun hemen açık­ larında yer alan bir kaya, Argonot efsanesi ile ilişkilendirilmiş ve Kalkhis'li Medeia'nın Pyrgos'u olarak adlandınlmışbr (DB 88). Pilav Burnu'nun güneyinde yer alan kayda, antik kaynakların bahsetmedi­ ği. ancak Fransız alim Petrus Gyllius'un izlerini gördüğü, Zeus'a adan­ mış bir kutsal alan vardı. Üstelik bu mevki Gyllius dönemiride (16 . . yüzyıl) dahi Dios Sacra olarak adlandırılmaktaydı. Antikçağ Boğaziçi'sirıin en önemli kutsal alanı hiç kuskusuz Yoros Kalesi ve hemen civarında yer alan ve TO iEpov -ı:o Xai\Krıöov(wv ya da TO iEpov TO 1\.criaç (Fanum Asiaticum) olarak da bilinenl~ieron idi. (DB 92).27 Antik kaynaklar, Hieron'un Karadeniz'in ağzının en d

26 Krş. Apollonios Rhodios 1.955; Plinius Naturalis historia 36.23. Dewing ("Argonautic ·Assocations." s. 478), Apollonios Rhodios (1.955-958)'a atıfta bulunarak bu efsanenin sorınıdan Boğaz'ın ağzı için uyduruldugunu söyler. 27 Gyllius (de Bosporo Thrado 3.5}; Müller, Geographi graeci minores IT, s. 75. Janin, Conscantinop/e byzan­ cine2, ss. 441-2; Walbank, Histarical Commentary on Polybius, vol.1, s. 489; Haırimond & Griffith, A History of Macedonia, s. 576, n.1. Lehmann, "Das Kap Hieron und die Sperrung des Bosporus," ss. 168-181; Moreno, "Hieron". 28 Pindaros, Pythia 4.203-210; [Scylax), Perip/us 67.32-45 (Müller 1855, ss. 56-57; FGrH 709); [Scylax), Periplus 92.1-12 (Müller 1855, ss. 67-68; FGrH 709); [Demosthenes), In Lacritum 35.10; Nymphis FGrH 432 F9 • Athenaeus U.50.21-33 (536a-b); Polybios 4.39.5-6; Polybios 4.43.1; Polybios 4.50.2- 3; Cicero In Ven-em 4.128-130; Menippus, Peripi us D 5604, 562.2, 5703 17 (apud Mardanus, Epitome Peripli Menippei 6-8; ilaveten bkz. Stephanus Byıantion s.v. Khalkedon); Strabon 7.6.1.45-53; Pom- · ponius Mela, De chorographia 1.19; Arrian, Periplus ponti Euxini 12.2-3; Arrian, Periplus ponci Euxini .25.4; DB 75; Ptolemaeus, Geographia 5.1.2-3; Fl. Philostratus, Vit. Soph. 1.528; Scholia in Demosthe­ nem 91a, 9lb; Malalas, Chronographia 432.10-21; Procopius, Historia areana 25.1-6; Anonymous, Pe­ riplus ponti Euxini 1.4; .2.1; 3.1; 90.9; 91.2, 5, 7, 12; 92.1, 8, 13 (Müller 1855, ss. 402-423). 19 DB 75. Lehmann "Das Kap Hieron und die Sperrung des Bosporus," ss. 180-181. 30 Petrus Gyllius de Bosporo Thracio 3.5. Antik Ça~da Istanbul Bogazı"nda \"er Alan Kutsal Alanlar 415

Fanum olarak adlandırılan, doğa ve duvarla korunan ve burnun üst kısımlarında yer alan küçük kalede sadece Türkler ikamet etmektedir. Bu burnunileri doğru uzanmasıyla Bosporus Pontos'un ağzının ta­ mamının en dar yeriyle birleşir". Esasen Anadolu Kavağı'nın üst kıs­ mında yer alan kalenin şimdiki adı, Yoros Kalesi, Petrus Gyllius'un yaptığı lokalizasyonu doğrulamaktadır. 31 Zira "Yoros" adı, Hieron'da bulunan en önemli kült Zeus Ourios adının Türkçeleşmiş adından başka bir şey değildir. · Kaynaklardan anlaşıldığına göre, Hieron'un berkitilmiş kalesi bu­ günkü Yoros kalesinin olduğu yerde idi. Hemen eteklerinde yani Anadolu Kavağı'nda ise kutsal alan ve küçük bir yerleşim yeri (op­ pidulum 1 rr6.Atoı.ıa:)32 ve arazi (xwpiov)33 yer almaktaydı. 34 . Burada yer alan Macar Koyu çok büyük bir olasılıkla Hieron'un limanı olarak kullanılmaktaydı. 35 Bu koy, yaz ayları boyunca esen ve Boğazcia iler­ lemeyi zorlaştıran kuzey- doğu rüzgariarına (Etesias) karşı korunaklı, sahile kadar derin ve emniyetli bir liman idi. 36 Hieron'un tam olarak ne zaman kurulduğu bilinmemektedir. Söylencelere göre Hieron, Jason ve Argonotlar tarafından ya Kolkhis'e giderken37 ya da Kalkhis'den dönerken inşa edilmiştir. 38 Başka söylen• celere göre de Phriksos, ya da Phriksos'un oğlu veya oğulları tarafın­ d~m inşa edilmiştir. 39 Bu farklı söylenceler, Hellenlerin de Hieron'un erken tarihi hakkında bir bilgilerinin olmadığını göstermekte-

31 Kale için bkz. Lehmann "Das Kap Hieron und die Sperrung des Bosporus," ss.168-173; Eyic:e Bizans devrinde Boğaziçi, ss. 63-92. 32 DB 75. 33 Polybios 4.52.4·8; Menippus, Periplus D 5604, 5622, 5703 17 apud Mardanus, Epitome Peripli Menippei 6·8; bkz. Stephanus Byıantius s.v. Khalkedon. 34 Hinterlandında genişleyecek kadar bir arazi olmadığı için Hieron bir yerleşim yeri olarak hiç bir zaman gelişernemiş ve polis olmamıştır. 35 Stephanus Byzantius s.v. Phrixos. Krş. Müller Claudii Ptolemaei Geographia, s. 792 ("ab eo­ que distinguendus est alter Phrixi portusa Dionysio Byz. [Güngerich §99) comrnemora· tus, qui hodie vocatur Kandlische [Kanlıca) a Fano c. SO meridiem versus". 36 Petrus Gyllius de Bosporo Thrado 3.5; RE III, 1899, co!. 744, s.v. Bosporos (E. Oberhummer). 37 Pindaros, Pythia 4.203-210; T13 Apollonius Rhodius, Argonauıika 2.528-33, Pomponius Mela, De chorographia 1.19; Scholla in Apollonü Rhodii Argonautica ad 2.531-532; Sc:holla in Demosthenem 9la, 91b; Hesykhios, FGrH 390 F 33.1-6. 38 Polybios 4.39.5-6; Diodorus Siculus 4.49.1-2; cf. Herodarus FHG II F 47; Timosthenes (Wagner F 28). 39 Phriksos tarafından: DB 92-94; Phiri.ksos'un oğlu tarafından: Herodarus FHG II F 47; Phriksos'un oğullar1 tarafından: Timosthenes (Wagner F 28). 4 16 ~!ehmet Fatih YAVUZ

dir. Hieron hakkındaki ilk tarihsel bilgi Herodatas tarafından veril­ mektedir. Herodotos, Pers Kral Darius'un İskit seferisırasında (MÖ 514) Bağazı geçmeden önce, Hieron'a uğradığını ve bugünkü Yoros Kalesi'nin olduğu yerden Karadeniz'i seyrettiğini söylemektedir.40 Bu· bilgi bize terminus ante quem vermektedir: yani Hieron MÖ 514 yılın­ dan önce kurulmuştu. Kutsal alan çok büyük bir olasıbkla Karadeniz'in Hellenlerce yerleşime açılması esnasında, 7. yüzyılın sonlarında veya 6. yüzyılın başlarında kurulmuştu. Hieron kutsal alanında birçok t~n ve tannça için sunaklar ve tapı­ naklar inşa edilmişti. Antik kaynaklardan anlaşıldığına göre Hieron'daki ·en önemli kült, uygun rüzgarları bağışlayan Zeus Ourios'a adanmış idi.41 Ancak kaynaklar Zeus Ourios'un yanı sıra Oniki Tarırı kültün• 43 44 45 den42, Poseidon'dan , Arternis'ten ve Priapos'tan bahsetmektedir­ ler. Denizciler, bütün Hellen dünyasının kutsal kabul ettiği bu kutsal alanı Karadeniz'e gidişte veya dönüşte ziyaret ediyor ve işlerinin daha iyi gitmesi için adı geçen tarırı ve tarırıçalara ibadet ediyorlardı.46 Antik kaynaklar, burada Zeus'a adanmış ünlü sanat eserlerinin varlı­ ğından bahsederler. Sözgelişi Dionysios Byzantion' Hieron Limanı'nda tam olarak niçin dikildiği anlaşılrnayan, ellerini ileri doğru uzatrnış bir çocuk heykelinden bahseder.47 Philostratos, Hieron salıilindeki heyke- '

40 Herodotos 4.87. '11 Cicero In Verrem 4.ı28- ı30; ~enippus, Perip/us D 5604, 5622, 5703 ı 7 (apud Mardanus, Epitome Peripli Menippei 6-8). ilaveten bkz. Pomponius Mela, De chorographia ı. ı9. Arrian, Perip/us ponti Euxini ı2.2-3, Arrian, Perip/us ponti Euxini 25.4; Anonim, Perip/us ponti Euxi­ ni ı.4; 2.ı; 3.ı; 90.9; 9ı.2. s. 7, ı2; 92.ı. 8, ı3; CIG II 3797 • !Ka/ch ı4. 42 Herodorus FHG II F 47; Apollonius Rhodius, Argonautikıı 2.528-33; Timosthenes (Wag­ ner F 28); Nymphis FGrH 432 F9 = Athenaeus ı2.50.2ı-33 (536a-b); Polybius 4.39.5-6; Diodorus Siculus, 4.49.ı-2 ; Scholia in Apollonü RhodiiArgonautikıı ad 2.53ı-532; Scholia in Demosthenem 9ıa, 9ıb; Hesykhios, FGrH 390 F 33.ı-6 . 3 ' Pindaros, Pythia 4.203-2ıO; Ti.mosthenes (Wagner F 28); Nymphis FGrH 432 F9 =Athe- naeus ı2.50.2ı-33 (536a-b) . .w Ptolemaeus, Geographia s.ı.2-3. Krş. Hesykhios, FGrH 390 F 33. 45 Anth. Pal. ı0.7; ıO.ı4; ıo.ı6. 46 Krş. Hasluck, Christianity and Islam Under the Sultans, s. 348. Bo~az'dan Karadeniz'e açı­ lan gernicililerin antikçağlardan. 20. yüzyıla kadar saygı duyduklan kutsal alanlardan ve · şahsiyetlerden bahsetmektedir. Istanbul Boğazı'ndan geçen gemiciler, antikçağlarda Zeus Ourios'a ortaçağda Aziz Michael'a ve Osmanlı döneminde Durmuş Dede'ye uğradıktan sonra Karadeniz'e veya 'ya yelken açarlardı. 47 DB 93 "in fano ... statua aerea est antiquae artis aetatem purilem prae se ferens tendens manus". Antik Çagda Istanbul Bagazı'nda Yer Alan Kutsal Alanlar 417

lin bir kaya üzerinde yer aldığını ve ellerini ileri doğru uzatan bir Eros figürü olduğunu belirtmektedir.48 Plinius da Lysippos'un oğlu ve öğ­ rendsi Boidias tarafından yapılan bir adorans (dua eden erkek heykeli) tan bahseder.49 Anadolu Kavağı'ndaki bu heykel50 (ya da bir kopyası51 veya aynı ikonografiyi işleyen bir heykel),52 ıs. yüzyılda Rodos'ta bu­ lunmuş ve daha sonra Avrupa'da elden ele dolaşarak53 en nihayetinde Berlin müzesindeki yerini almıştır. 54 Cicero antik çağda dillere destan bir bronz Zeus heykeli­ nin Hieron'da olduğunu kaydetmektedir.55 Bu ünlü bronz hey­ kel Cicero'nun sözlerinden anlaşıldığı kadarıyla MÖ ı. yüzyılda Anadolu Kavağı'nda idi. Ancak heykelin akıbeti hakkında bir şey bi­ linmemektedir. Herodotos (4.81) ve Herakllah Nymphis (FGrH 432 F9) ünlü Spartalı komutan Pausanias'ın MÖ 470'lerde burada tann Poseidon'a bir bronz kazan adadığını kaydetmektedir. Her iki yazarın sözlerinden bu sanat şaheserinin Hellen dünyası içinde meşhur olduğu anlaşılmaktadır. Bu kutsal alanın zenginlikleri Keltlerin dikkatini cezp etmiş ve burası MÖ 278 yılında yağmalanmıştır. 56 Dionysios, Hieron'un etrafının duvarla çevrili olduğunu, yani müstahkem bir yer oluğunu belirtmektedir.

48 Philostratos (Eik. 1.12-13). Cook (Zeus s. 149 n.1) Philostratos ve Dionysios'un bahsettiği heykellerin ayn heykeller olduğunu savunmaktadır. Ancak bkz. Oberhummer RE 3. 752. 49 Plinius Naturalis Historia 4.73. Krş. Vitruvius de Architectura 3 praef. 2. 50 Cook, Zeus, s. 149. 51 Sauer, "Der Betende des Boedas; ~s. 304-310. 52 Pollitt, Art in the Hellenistic Age, s. 307 n. 19. 53 Rhodos'ta bulunan hey~el. Venedik'e getirilmiş ve Aquileia patriarkhırun koleksiyonuna dahil olmuştur. Daha sonra 14. Louis'in bakanlanndan Fouquet tarafından satın alıruruştır. Fouquetin oğlu heykeli Prens Eugene'e satrruş, heykel daha sonra Lichtenstein prensinin, ardından heykeli Sans Soud'deki sarayının terasına yerleştiren Prusyalı 2. Frederick'in ko­ leksiyonuna dahil olmuştur. 1806 yılında Fransızlar tarafından ele geçirilen heykel, 1812de Napolyon'un yenilgisinin ardından imzalanan antlaşma gereğince yağmalanan diğer. sanat eserleriyle beraber Almanya'ya geri dönmüştür. !kinci Ciha..rı Harbi'nin sonunda Ruslar tara­ fından St. Petersburg'a götürülen heykel daha sonra Berlin'e geri yollanm.ıştır. Günümüzde Berlin Müzesinin en değerli parçalan arasında yer almaktadır.. Heykelin Rodos'ta bulunuşu ve Venedik'e getirilişiiçin bkz. Perry "A Greek Brorıze in Renaissance Venice," ss. 204-211. s; Heykel için en kapsamlı ve son çalışma: Zimmer ve Hacklander. Der Betende Knabe. Uave­ ten bkz. Beard ve Henderson, Classical Art, ss.4-S. 55 Cicero in Verrem 4.57, 129. 56 DB 93. 418 ~..JehmeL Fatih YAVUZ

Boğaz'daki en yüksek tepe olan Yuşa Tepesi'nde Herakles'in Yatağı (Herculis Kline) adı verilen kutsal' alan yer alrnaktaydı (DB 95).57 Bağazın en yüksek tepesi olması nedeniyle en erken dönemlerden iti­ baren Yuşa Tepesi'nin zirvesi kutsal bir alan kabul edilmiş, bu durum· Hıristiyan Roma imparatorluğu döneminde devam etmiştir. Osmanlı fethinden sonra burada bir yatır mezarı ve tekke inşa edilmiş ve bu kutsal alan "İslamlaşmıştır". Onyedinci yüzyılın ortalarından beri te­ pedeki mezarın Hz. Musa ile beraber İbranileri Mısır'dan çıkaran Hz. Yuşa (Joshua)'ya ait olduğuna inanılmaktadır. 58 Herakles Klinesi'nin yakınlarında nymphaların yaşadığına inanı­ lan Nymphaion, oradan da 5 s,tadia (=1 km) uzakta da Çılgın Defne (Umur Yeri) yer alrnaktaydı (DB 95).59 Çılgın Defne'nin Argonot Efsanesinin en önemli ol aylarından biririe sahne olduğun..,_a inanıl­ maktaydı. Söylencelere göre buralarda hüküm süren Bebryk kralı Amykos, Argonotlardan Zeus ile Leda'nın oğlu Polluks dövü.şmüŞ ve yenilerek hayatını kaybetmişti. 60 Apollodoros, Kral Amykos'un me­ zarının (Heroon Amykou) Amykos adı verilen yerde_(bugün Beykoz) olduğunu söylemektedir.61 Amykos'un öldüğüne inanılan yerin ller­ sinde, Poseidon tapınağı vardı. 62 Tapınak, Rünkar iskelesi (Yalıköy) civarında yer alma.I<.taydı. Hesykhios'un naklettiğine göre, Kanlıca (Phryxou Limen)'da ilk olarak İason'un inşa ettiğine inanılan ve daha sonra Byzantionlu Timesios tarafından re'store edilen Artemis tapı- nağı vardı. 63 .- . .

57 Von Haınmer (Constantinopolis und der Bosporos, ss. 288-90), Yuşa Tepesi'ne Yuris Dağ (Zeus Urios Dağı) adı verildiğini de kaydetmektedir. 58 Galland, İstanbul'a ait günlük anılar, II, s. 89 vd., 93 vd; Schmidt, Das Volksleben der Neug­ riechen und das hellenische Alterthum, s. 207. Hasluck, Christianity and Islam under the Sul­ ~ans, vol. 1, ss. 303-308. Eyice, Bizans Devrinde Boğaziçi, ss. 65-68; Dethier, Boğaziçi ve Istanbul, s. 89. 59 Tenedoslu Androitas, Gemiyle Marmara'nın Çevresinde (FHG IV 304). 60 DB 95. Krş. Plinius Naturalis historia 16.89; Schol. ad. Apol. Rhod. 2.159. 61 Apollodoros FHG IV 304. 62 Plinius Naturalis historia 5.150. Plinius, yanlışlıkla Hiero~'daki Poseidon tapınağını bura- . ya yerleştirmiş olabilir. Ancak bkz. Oberhummer, RE "Bosporos" sütun 753. ô3 Hesykhios FHG IV F33. Kaynaklar (bkz. dipnot. 35), Hieron'un limanın (Macar Koyu) adı­ nın Phriksos Limanı olduğunu belirtmektedirler. Kanlıca'nın adı da Phriksos idi. Bu du­ rum karışıklığa yol açmaktadır. Ya eski kaynaklar, aynı adı taşıyan bu yerleri karıştırmak­ tadır ya da her iki yerde de Artemis temenosu vardı. Antik Çağda Istanbul Bagazı'nda Yer Alan Kutsal Alanlar 419

Anadolu Hisan ile Rumeli Hisan arası, Boğaz'ın en dar yeri olup, Pers Krap Darius İskit seferi esnasında ordusuyla Avrupa'ya geçerken tam da burada yan yana diziimiş gemilerden bir köprü inşa etmişti. 64 MÖ 5. yüzyılın ikinci yansında yaşayan Knidoslu tarihçi Ktesias, Darius'un köprünün Asya yakasındaki ayağının bulunduğu yerde yani bugünkü Anadolu Hisan'nda Zeus Diabaterios ("Geçişlerin Zeus'u") için bir sunak inşa ettiğini ve daha sonra Khalkedon:lulann köprü ile beraber bu sunağı yıktıklarını aktarmaktadır. 65 Son olarak, Boğaz'ın Marmara girişinde, Üsküdar'da Salacak Burnu (Bous Burnu) üzerinde 'beyaz taştan bir sütun ve sütunun dibinde bir inek (bous) heykeli" vardı (DB 110). Polybios, Avrupa'dan Asya'ya Boğaz'ı yüzerek geçen lo'nun burada sahile çıktığını ve dolaysıyla böl• genin Bous ("İnek") adını aldığını kaydetmiştir. 66 Ancak başka kaynak­ lardan öğrendiğimiz kadanyla bu bölgenin adı tarihsel bir olaya da­ yanmaktaydı: Atinalı general Khares, MÖ 340 tarihinde Atina'nın müttefiki Byzantion'u kuşatan Philip'e karşı denizlerde mücadele ve­ rirken, eşi Boidion [=Düve] Üsküdar'daki kampında ölmüş ve buraya gömülmüştür. Yukarda bahsedilen sütunun dibinde yer alan kitabe­ nin içeriği bazı kaynaklarda kaydedilmiş ve günümüze ulaşmıştır. 67 Inakhos'un ineğinin heykeli değilim, Karşıdaki Bosporos denizi Adını benden almaz; Hera'nın karşı konulmaz öfkesi Sürdü [Io'yu] Pharos'a kadar. Ama Atina'nın Kekropis kabilesinden oları ben, burada yanyorum. Khares'in yatak arkadaşı idim. Philip'in donarunasıyla Savaşmak için buraya yelken açtığı zamarı Ben de onunla geldim. O zamarı adım Boeidion [düve] idi. Şimdi ise, Khares'in yatak arkadaşı Oları ben, her iki kıtarım marızarasının tadını çıkanyoruın. *** Görüldüğü üzere İstanbul Boğazı, antikçağlarda kült alanlan ile dolu bir mitler diyan idi. Ancak burada bir hususun altını çizmek ge­ rekir. Boğaz'ın her iki yakasındaki yeşillikler, beyaz merrnerierden ya-

64 Herodotos 4.85-88. 65 Ktesias Persika 17. 66 Polybios 4.43.6. 67 Anth. Pal. 7.169; Hesykhios FGrf! 390 F 29; Steph Byz. "Bosporos"; Kodinos s. 9 (Bonn); Konstantinos Porphyrog. de them. 2.12; Suda "Boidion". 420 Mehmet Fatih YAVUZ

pılrnış tapınaklarla dolu değildi: Boğaz'daki her kutsal alanın içinde anıtsal mimari unsurlar yoktu. Kutsal alan, Hellence hieron ("kutsal") ya da temenos ("kesilmiş") olarak adlandırılmaktaydı. Kutsal alanlar tanrılar için aynlmış araziler olduğu için etraflan ya alçak bir duvar­ la çevrili idi ya da köşeleri taş ya da ağaçlarla belirlenmiş hayali çiz• gilerle belirlenmekteydi. Temenoslann içinde farklı mimari unsurlar vardı. Bunların en önemlisi, kurban töreninin yapıldığı sunak (bomos) idi. Her kutsal alanda mutlaka mermerden veya daha adi malzeme­ lerden yapılmış sunakOar) olurdu. Kutsal alanlarda tapınak (na-os) ol­ ması şart değildi. Temenosun önemine veya o temenosu inşa eden şe­ hir devletinin gücüne göre kutsal alan içinde tapınakOar) (naos) ve di­ ğer mimari unsurlar (anıtsal kapı, hazine binası, çeşme, staclion vs.) yer alırdı. Kısaca eski Hellen şehir devletlerindeki kutsal alanlar, için• de sadece sunak olan arazilerden, içinde çeşitli anıtsal mimari öğeleri bulunduran arazilere kadar farklılıklar göstermekteydi.68 Neticede anıtsal mimari olsun ya da olmasın, temenoslar eski Hellenlerin gözünde kutsal alanlardı. Boğazdaki kutsal alanların tann ve tannçalarına bakıldığında, bu kült alanlannın önemli bir la.smının, Karadeniz ve Ege arasında yelken açan denizcilerin ve Boğaz'da avianan balıkçıların ihtiyacını karşılamak üzere inşa edildiği anlaşılmaktadır. 69 Öte yandan bu kuts.al alanlar, Bağazın Avrupa ve Asya. kıyılan­ na hakim olan şehir devletlerinin yaQ.i Byzantion ve Khalkedon'nun hakimiyet alanlarının -gôrsel işaretleri idiler.7° Kutsal alaniann Karadeniz ağzına kadar uzanması Byzantion'un bu bölge zerinde­ ki hakimiyetini tescil etmekteydi. Byzanti_9n'un Asya yakasındaki Hieron üzerinde hak iddia etmesi ve sürekli olarak bu stratejik yeri elinde tutmaya çalışması, Bağazın tamamı üzerinde hakimiyetini te­ sis etmek istediğini göstermektedir.

68 Burkert, Greek Religion ss. 34-95;· Pedley, Sanctuaries and the Sacred in the Andent Greek World, passim; Zaidman & Pantel, Religion in the Andent Greek City, ss. 55-62. 69 Bkz. tablo. Balıkçılann saygı gösterdiği tann ve tannçalar için bkz. Raddiffe, Fishing from the Earliest Times, s.l25 vdd. 7° Kutsal alanlann hakimiyet sembolü olarak kullanılması hususunda bkz. Polignac, Cults, Terricory, and the Origins ofthe Greek City-State, s.l04; Pedley Sanctuaries and the Sacred in the Andent Greek World. ss. 52-56 Antik ÇaMa Istanbul Bogazı'nda Yer Alan KuLsal Alanlar 421

TABLO: İSTANBUL BOGAZI'NDAKI KUTSAL ALANLAR

BUGÜNKÜ YERİ ILGILI TANRl(ÇA), HERO TORO KAYNAK Karakoy Hipposthenes tapho (mezar) DB32 Karaköy Amplıiaraos temenos D834 Artemis Phosphoros (=Işık GaLatanın doQusu saçan Artemis) ve Aphrodite Temenos D836 Praei:ı (uysalaphrodite) Tophane ApoUon temenos D838 Salı Puan dv.ı.n Aias Aianteion (temenos) DB39 Fınclıkb d van Ptolem.ıios n Philadelpbos naos (tapınak) DB41 Beşiktaş Aj>Ollon bomos (sunak) DB46 Defterdar Burnu Seneıt Marinus beyket (+temenos?) 0849 Metros Theon hitron 0852 Bebek Artemis Diktynna hitron (tapınak) DB56 Rumeli Hisari Hermes Herma.ion (temenos) Polyb. 4.43 ŞeytanBurnu Phid.ilis PhlcLılia Petn D859 açıklan Emirgan Hekare templum (tapınak) D862 lsıinye Amplıiaraos temenos DB63 bleron. Argonot Efsane si ile loannes Ant. 15.2 İsıinye ?? ilişldli ye.r (FHG IVS48) 8üyıikdere Saron ara(sunak) DB7l Mes:ırBurnu Aph.rodit beykel (+ temenos?) DB73 Sanye.r ApoUonveMatrumdeum Arat (sunakla.r) DB74 Rumeli Kııvaw Sarapis Sarapieion Polybios 4.39.5-6 Rumeli KııvaiD Kybele Templum Deae Ph.rygiae DB75 ÇalıBurnu Aphrodit temenos DB80 Fenerkoy Pan Oanion (temenos) DB86 ara (s um :ık). Argonot Efsanesi ile Kyaneai ApoUan 1)886 ilişki yer Ankyreion Argo.ntl:ır ArRonot Efsanesi ile ilişki yer DB87 Yum Burnu açıklan Pmos Medeia Argonot Efsanesi ile ilişki yer DB88 Pilav Burnu açıklan DiosSaaa temenos? Petrus Gyllius 3.4 Anadolu Kııvatı Poseidon Hieron temenosu bkz. Dipnot 43. Anadolu KııvaiD On iki tann Hieron temenosu bkz. Dipnot 42. Anadolu KııvaiD ZeusOurios Hieron temenosu bkz. Dipnot 41. Ptolemaeus, Geograph. Anadolu Kııvagı Artemis Hieron temenosu 5.1.2-3; Hesykhios, FGrH 390 F 337 Anth. Pa.l.10.7; 10.14; Anadolu Kııvagı ? Priapos Hieron temenosu 10.16. Yuşa Tepesi Herakl es Herakles efsanesi ile ilgili yer DB95 Nymphaion DB95 UmurYeri Daphane Kline Argonot efsanesi ile ilgili yer DB95 Yalıköy Poseidon Ttmplum Nepoıni Plinius NH 5.150 Hesykhios, FGrH 390 Kanlı u Artemis Artemic/os oinkım F33 Anadolu Hisari Zeus Diabaterios bomos (sunak) Ktesias Ptrsiluı 17 Osküdar Salacak Bous heykel+Meur DBllO Burnu 422 ~!ehmet Fatih YAVUZ

Kaynaklar _ Beard, Mary and John Henderson (2001), Classical Art: From Greece to Rame, Oxford University Press: Oxford. Bevan, Edwyn Robert (1902), The house ofSeleucus, E. Arnold: London. Boardman, John (1980), Th~ Greeks Overseas: Their Early Colonies and Trade, Thames and Hudson: New York. Borgeaud, Philippe (1988), The Cult of Pan in Andent Greece, University of Chicago Press: Chicago. Burkert, Walter (1985), Greek Religion, Mass: Harvard University Press: Cambridge. Bu~:ton, R. G. A. (1994), Imaginary Greece: The Contexts of Mythology, · Cambridge University Press: Cambridge. Cook, Arthur Bemard (1940), Zeus: A Study in Andent Religion, Vol. 3, Part 2, Zeus God of the Dark Sky (Earthquakes, Clouds, Wind, _Dew, Rain, Meteorites). Appendixes and Index. Cambridge University Press: Cambridge. Dethier, PhilippAnton (1993), 19. Yüzyıl Sonunda Boğaziçi ve İstanbul, Eren .. Yayınalık İstanbul. Dewing, H. B. (1924), "Argonautic Assocations of the Bosporus", The Classical Journal, 19 no. 8, s. 469-83. Dionysius, (Rudolph Güngerich ed.) (1958), Dionysii Byzantii Anaplus Bospori = Dionysiou Byzantiou Bosporou, Apud Weidmannos: Berolini. ' Eyice, Semavi (1976), Bizans devrinde Boğaziçi, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Yayınları: İstan~ul. Galland, Antcine (1973), İstanbul'a Ait·Günlük Anılar, Türk Tarih Kurumu: Ankara. Gilles, Pierre (2000), İstanbul Boğazı, (Çev. Erendiz Özbayoğl~). Eren: İstanbul. Grosvenor, Edwin A. (1895), Constantinople, Roberts Bros: Boston. Gyllius, Petrus & Ant. Gyllius (1632), P. Gyllii De Bosporo ı:hrado lib, III. Lugduni Batavorum: apud Elzevirios. Harnmer-Purgstall, Joseph von (1822), Constantinopolis und der Bosporos, örtlich und geschichtlich beschrieben, Hartlebens Verlag: Pesth. Hammond, N. G. L. & G. T. Griffith (1979),AHistoryofMacedonia, Volume 2, 550-336 B. C., Ciarendon Press: Oxford. · Haneli, Krister (1934), Megarische studien, A.-b. Ph. Lindstedts univ.- · bokhandel: Lund. Hasluck, Frederick William (1929), Christianity and Islam Under the Sultans, Vol 1. The Ciarendon Press: Oxford. tajtar, Adam (2000), Die Inschriften von Byzantion, R. Habelt: Bonn. Antik Çağda istanbul Bağazı'nda Yeı· Alan Kutsal Alanlaı· 423

Larson, Jennifer (2007), Andent Greek Cults: A Guide, Routledge: New York. Lehmann, K. (1921), "Das Kap Hieron und die Sperrung des Bosporus," Şu E.serde: Festschrift zu C.F. Lehmann-Haupts sechzigstem Geburtstage, ed. K. Regllng, H. Reich, Vienna, ss. 168-181. Mango, Cyril A. Mango (1965), "Constanti.nopolitana: C. Pompey's Pillar," Jahrbuch d. Deutschen Arch, Instituts 80, s. 313-315 Moreno, Alfonso (2008), "Hieron: The Andent Sanctuary at the Mouth of the Black Sea," Hesperia, 77:4, s. 655-709. Morton, Jamie (2001), The Role of the Physical Environment in Andent Greek Seafaring, Mnemosyne, bibliotheca classica Batava, 213, Brili: Leiden. Müller, Karl (1855), Geographi Graed minores, Vol. II, A. Firrnin Didot: Parisiis. Müller, Carl Friedrich Wilhelm and Claud.ius ·Ptolemaeus (1883-1901), Claudii Ptolemaei Geographia, A. Firmin Didot: Parisüs. Neils, Jenifer (2000), "Others within the Other: an intimate look at hetairai and maenads," su eserde: Cohen, Beth. Not the Classical Ideal: Athens and the Construction ofthe Other in GreekArt, Brill: Leiden, s. 203-226. Oberhummer, Eugen "Bosporos," Paulys Real-Encyclopiidie Der Classisehen Altertumswissenschaft, Sütun 741-757. Pedley, John Griffiths (2005), Sanctuaries and the Sacred in the Andent Greek World, Cambridge University Press: New York. Perry, Marilyn (AprU 1975), "A Greek Bronze in Renaissance Venice" The Burlington Magazine, Vol. ll7, No. 865, s. 204-211. Pirenne-Delforge, Vindane (2007), "Something to do with Aphrodite: Ta Aphrodisia and the Sacred," şu eserde: Daniel Ogden (ed.) A Companian to GreekReligion, Malden, MA: Blackwell Pub, s. 311-323. Polignac, François de (1995), Cults, Territory, and the Origins of the Greek City-State, University of Chicago Press: Chicago. Pollitt, J. J. (1986), Art in the Hellenistic Age, Cambridge University Press: Cambridge [Cambridgeshire]. Radcliffe, William (1921), Fishing from the Earliest Times, With Illustrations, John Murray: London. Rosenzweig, Rachel (2004), Worshipping Aphrodite: Art and Cult in Classical Athens. University of Michigan Press: Ann Arbor. Sandys, George (1627), A relation ofa ioumey begun An. Dom. 1610. Foure bo­ okes: Containing a description ofthe Turkish empire, ofAegypt, ofthe Holy Land, ofthe remote parts ofItaly, and ilands adioyning, Allot: London. Sauer, B. (1908), "Der Betende des Boedas," Philologus 67, s. 304-310. Schaefer, Arnold (1885), Demosthenes und seine Zeit, B.G. Teubner: Leipzig. Schmidt, Bernhard (1871), Das Volksleben der Neugriechen und das Hellenische Alterthum. 424 ~lehmet Falih YAVUZ

Schumacher, R. W M. (1993), "Three Related Sanctuaries of Poseidon: Geraistos, Kalaureia, and Tainaron," şu eserde: Nanno Marinatos, Robin Hagg (ed.) Greek Sanctuaries: New Approaches, ed. Routledge: London; New York. Semple, Ellen Churchill (1931), The Geography of the Mediterranean Region: Its Relation to Ancient History, H. Holt and Co: New York. Wachsmuth, Dietrich (1967), Pompimos ho daimön: Untersuchungzu den anti­ ken Sakralhandlungen bei Seereisen, Berlin. Walbank, Frank W. (1957), A Histarical Commentary on Polybius Commentary on Books I- VI. 1. Clarendon Press: Oxford. Wieseler, Friedrich (1879), De Cyaneis sive Symplegadibus, Officina accade- mica Dieterichiana: Gottingae. · Zaidman, Louise Bruit and Pauline Schmitt Pantel (1992), Religion in the Andent Greek City, Cambridge University Press: Cambridge. Zimmer, Gerhard and Nele Hacklander (1997), Der Betende Knabe: Original und Experiment: Ausstellung der Antikensammlung der Staatlichen Museen zu Berlin, Preussischer Kulturbesitı, Staatliche Museen zu Berlin, Preussischer Kulturbesitz: Berlin.