~ Jdqwldu/rmf/V ~ qj3e;ya;de?t qj)ihıem,i ~

(~rfvkveJ~)

2

Editörler

Ali Uzay PEKER & Kenan BİLİCİ

T.C. KÜLTÜR VE TURiZM BAKANLIGI YAYINLARI ~ ~~ ©T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIGI KÜTÜPHANELER VE YAYIMLAR GENEL MÜDÜRLÜGÜ 3062-2

SANAT ESERLERİ Dizisi 454

ISBN 975-17-3216-6 (Takım) ISBN 975-17-3218-2 ( 2. Cilt) www.kulturturizm.gov.tr eposta: kulturfClkutuphanelergm.gov.tr

Anadolu Se l çuk l u l arı ve Beylikler dönemi uyga rl ığ ı/ Editörler Ali Uzay Peker, Kenan Bilici .- Ankara: Kültür ve Turizm Bakanl ı ğı, 2006 .

... c < 2 > .. rnk. res.; 31 cm.- (Kültür ve Turizm Ba kanlığı yayınları; 3062-2. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü sanat eser.teri dizisi; 4541

ISBN 975-17-3219-6 (tk.I ISBN 975-17-32 18-212. c.l

1. Peker, Ali Uzay. il. Bilici, Kenan. 111. Seriler. 709.0902561

Editörler: Ahmet Yasar Ocak (1. Ciltl Ali Uzay Peker (2. Cilt) Kenan Bilici 12. Ciltl

Proje Editörü: Murat Yılmaz

Proje Koordinatörü: Kürşad Birinci

Fotograflar: Türk İs lam Eserleri Müzesi, Topkapı Müzesi Karatay Müzesi, Arkeoloji Müzesi Konya Mevlana Müzesi, Diyarbakır Müzesi Müzesi, Müzesi Semsi Güner, Ahmet Kus İbrahim Divarcı, Ali Uzay Peker Fevzi Simsek, Kürşad Birinci

Uygulama: . \ Reta il et i ş i m Hizme tleri www.reta.com.tr . ·ı

Kapak resmi Semsi Güner Keykavus Silahanesi,

Birinci Ba skı 2.000 Adet Baskı: Desen Olset A.S. Birlik Mahallesi 7. Cadde 67. Sokak No: 2 Çankaya • Ankara T: (03121496 43 43

Baskı Yeri, Tarihi Ankara-2006 Medreseler

Gönül Ca ntay

Gi r i ş 'O. Aslanapa (19721: 89 vd.

' G. Canlay 11992]: 16-19. Türk mimari b ütünlüğünde günümüze u laş abi l en örnekler söz konusu o ld uğunda, eğit i m-öğretim l e il­ gili yapıların, cami merkezli külliye bütünlüğünde yer aldığının görüldüğü gibi, bağımsız örnekler ola­ 'G. Canlay 11992]: 45-50. rak da inşa edild iği anlaşı l ıyor. Gaznetilere ait bağımsız medrese yapı la rın ı n varlığı biliniyor olmasına karşı l ı k, Büyük Selçuklu Devleti.nin bağı msız medrese yapı örneklerinin erken örneklerinin Tuğrul Bey zaman ı nda. 1046'da inş a ed ildiği "medrese" a d ın ın kutlanı ld ı ğ ı be tirtitir. 1 Ancak. Alparslan ve Metikşah. özellikte de Vezir Nizam'üt Mütk'ün devlette göreve gelm.esi nden sonra, müstakil medrese yapılarının inşa edildiğ i ve hem dini hem pozitif bilimlerin !astroloji, tıp gibil okutuld uğu yazma eserlerin günümü­ ze ulaşmas ı ndan medreselerin yapısal varl ı ğ ı öğre ni lmektedir. Vezir Nizam'ül Mülk'ün devlet politika­ sı olarak eğitim-öğretimi planlaması, bu co ğ rafya da daha sonra kurulan vasat Türk devletleri için de önemli bir başlangıç olmuştur. Bu durumu örneklerle de takip etmek mümkün olmaktad ı r.

Anadolu'da Türk beylerinin ida resinde ku rulan ilk vasat Türk beyliklerinden başta gelen Artukoğul l arı­ nın Mardin'de inşa ettikleri ilk külliye yapısı olan, Emineddin Külliyesi 1·1108/1 1221 bütün l üğün d eki medrese, cami ile a ynı avluyu paylaşan tek hacimli bağ ımsız bir yapıdır. Artukoğutları gibi Yuka rı Me­ zopotamya ve Güney - doğu Anadolu·nun bir kısm J ile Suriye'yi hakimiyetinde birleştiren Zengiler Devle­ ti !kuruluşu 11271 Irak Selçuklu devletinin ikinci dereceden vasatıydı. İşte bu yıllarda Sam Atabeklerin­ den Bosra Va lisi, Bosra·da Gümüştekin Medresesi'ni (11361 inşa ett irm işt i . Hanefi mezhebi için inşa edilen Gümüşteki n Medresesi dört eyvan plan ı na sahiptir. Üç bölümlü avluya açılan ana eyvan diğerle ­ rinden daha derindir, iki yanda i ki şer mekan ana eyvana açılır. Böylece mi hra p l ı ana eyvan mescid ana mekanı olarak, kubbeli avlu ve yan mekanlardan ayrılır. Dördüncü eyvan ise iki ya.n cephede yer alan giriş me kan l arıyla , gene üç açıklıklı kubbeli avluya açılan düzeniyle, farklı bir giriş yorumuna sahiptir. Suriye'de Mu nbuc, Halep, Hama, Humus, Sam, Baalbek, Rehabe şehirlerinde de medreseler inşa edil­ mişt i . Ancak Bosra Gümüştekin Medresesi kubbeli medrese olarak tek örnektir.

Anadolu'da da medreselerin erken örnekleri nin k ubbeli - eyvan l ı medrese plan ında inşa edildiği görü­ lür. Tokat ve Ni ksar'daki Yağ ı basan medreseleri gibi l 12. y. y.). Bunlardan Tokat'taki ayakta ka la bilm i ş ­ tir. 'daki ise çok harap durumdadır. Vasal Artuklu Devleti'nde 12. yüzyıl içinde avlulu iki veya üç e yvanlı medreseler inşa ettirildiği görülmektedir. Bunlar Mardin'de [ya klaşık 11851. Diyarbakır Ulu Camisi'nin külliye bü tü nlüğünde kurulan Zinciriye Medresesi 111981 ile Mesudiye Medresesi'dir (1198'den sonra).

Anadolu'da birinci dereceden vasat Anadolu Selçuklu Devleti ile Büyük Selçuklu lmpara tor luğu'n un ikinci dereceden vasat ı olan Artukoğutları Devleti, Saltukoğutlar ı Devleti. Danişmendli Devleti ve Men­ gücekoğulla rı Devleti'nin 12. yüzyıl boyunca daha çok fetihler, taht mücadeleleri gibi, varlık sebepleri nedeniyle an ı tsal özellikli büyük ve dayan ı klı yapılar inşa edemedikleri kalan örneklerden a n laşıl mak­ tadır. Bu örnekler cami yapıları oldu ğ u gibi, medrese, da rüşş ifa yap ı la rı olarak da böyledir. Ancak ba­ z ı kaynak bilgiler 12. yüzyı l dan medrese yapılarının varlığını öğrenme m ize yardımcı o l maktad ı r.ı

12. yüzyıl boyunca inşa ed i lm iş olan bu yap ı lar, 13. yüzy ıl içinde yapıla n esasl ı o na rım la rla günümüze ulaşabilmişlerdir, ancak örnekler daha çok camilerle ilgili olup medrese örnekleri hemen hemen yok gibidir. 13. yüzyıl başlarından Sultan !. İ zzettin Keykavus'un Sivas' taki Darüşşifası (12171 yerinde böyle bir 12. yüzyıl medresesinin va rl ığından Vakfiye'si ve kaz ı lar vasıtas ıyla haberdar otuyoruz.3 Eğitim-öğ­ retim i ş l ey i ş disiplini olarak Büyük Selçuklu bünyesinde düzenlenerek işlevle ndi rilmiş ve vasat Anado­ lu Selçuklu Devleti'nin de mimari bütün l üğünde dini ve pozitif bilim eğitim-öğretiminin ya p ı ldığı örnek• ler 13. yüzy ı l dan bize ulaşmıştır.

Konya Karatay Medresesi Parla/inden Detay, Hadisler {Foto: /. Dıva rcı) Gönül Cantay • Medreseler • 337 ' G. Canıay 119921. Anadolu' da dört eyvanlı ve avlusu revaklı plan şemasıyla mükemmel bir medrese örneği ise, 13. yüzyı­ • G.Cantay (19921: 16 vd. ile G. lın ilk yıllarında Kayseri' de inşa edilmiştir. Danişmend ülkesinin Anadolu Selçuklu bünyesine katılma­ Canıay 11995). sından sonra Kayseri'de inşa edilen Gevher Nesibe Darüşşifası ve Tıp Medresesi (1205-61 birden bire site-üniversiter bir kuruluş olarak, karşım ı za çı k ma k tadır.' • G. Canıay (1992): 45-50 ite G. Canıay l1996c): 499-504. Selcuklu lmparatorluğu'nun vasat ı olan Anadolu'daki Artuklu, Saltuklu, Mengücekli ve Anadolu Sel­ 'G. GOressever - (Canlayl (1977). çukluları muhakkak ki, devlet olma ve kalıcılık amacıyla, 12. yüzyılı boş geçirmemişler günümüze hiç

• G. Canıay l2002dl: 11 vd. ulaşmamış ya da on üçüçüncü yüzyıl ve daha sonraki onarım-ilave yapılaşmasıyla da olsa günümüze ulaşabilmiş yapılar da inşa etmişlerdir. Bu 12. yüzyıl medreselerini işlevleri doğrultusunda tanıtan kay­ nak bilgiler, şu medreselerin varlıklarını bildiriyor. Vasal Artuklu Devleti zamanında Mardin'de Emi­ nüddin Külliyesi'ndeki medrese dışında bir tıp eğitim-öğretim-hastaya hizmetin gerçekleştirildiği da­ rüşşifanın varlığı, gene Silvan (Meyyafarkinl'da bir darüşşifa bulunduğunu, Necmeddin İlgazi'nin karısı Sitti Raziye Hatun'un inşa ettirdiğini ve Silvan Darüşşifası'nın takriben 1176-1 185 yılları arasında inşa ed i ldiğini, öğreniyo ruz . 5

Konya'da Eski Darüşşifa (Mar i stan- ı Atikl adıyla bilinen. zamanımıza u l aşmayan, yapının kaynaklardan yerini öğrenmek mümkün olmakta, yapının adın ı n Eski Maristan olarak, kaynaklarda belirtilmesi ise 13. yüzyıl öncesine işaret sayılmaktadır. Gene Akşehir' de darüşşifanın böyle erken döneme ait olabile­ ceği ve 12. yüzyıldaki vasal Anadolu Selçuklu Devleti sürecinde inşa edilmiş olabileceği düşünülebilir.

Bu medreseler gibi, bir 12. yüzyıl medresesini de gene, arsasına 13. yüzyıl baslarında inşa edilen Da­ rüşşifa vasıtasıyla öğreniyoruz. Sultan!. izzettin Keykavus tarafından inşa ettirilen Darüşşifa'nın (1217) Vakfiyesi'nde yeni yapının arsa sınırları tayin edilirken eski harap medresenin arsası ve bir kanadının onarılarak, yeni ya p ı ya katıldığını öğreniyoruz.'

Anadolu'da Medrese Eğitim ve Ö ğretimi

Sınırlar ı mız içinde kalan 12. ve 13. yüzyıl eğitim-öğretim yapıları olan medreseler, işlev le ri yönünden: Dini eğitim yapılan medreseler; Gözlemevi olan medreseler (Rasathaneleri ; Tıp eğitim-öğretimi-has­ taya hizmet sunulan medreseler olarak işlevlerini sürdürdükleri anlaşılmaktadır.

ilk bakışta medrese mimarisinin dini eğitim-öğretimle ilgili olduğu anlaşılmakla beraber, Türk devlet­ lerinin pozitif bilimlere de geniş ölçüde yer verdiği bilinmektedir. 1 Bunun delilleri ise: Pozitif bilimler­ le ilgili çok sayıda yazma eserlerin günümüze ulaşmış ve halen Yazma Eserler Kütüphanelerini doldu­ ruyor olması; gözlemevi (rasathane! olarak işlevlendirilen medrese yapıla rı nın günümüze ulaşması; T ı p Medresesi ve Darüşşifa iş l evinin, medrese yapısının kitabe veya Vakıf'ın vakfiyesinde belirtilmesi ki, bu sonuncu unsur Anadolu Selçuklu döneminde medreselerde tıp eğitim-öğretim i ile ilgili o l duğu ka­ dar hasta-hekim i lişkisi, hekimlik bilgisi konusunda da bilgi veriyor.

Anadolu Selçuklu ve eş zamanlı vasal beyliklerin mimari bütünlüğünde ortaya konan medrese mimari­ sinin, yapısal özellikleri kadar değerli olan şeyin, tanınan bilginlerin varlığıdır. Örneğin; Siraz'lı Allame Mahmud !öl. 1299) ve eseri · lhtiyarat'ül Muzafferi· ki, astronomi ile ilgilidir.

Medrese adıyla tanıdığımız eğitim-öğretim yapıları her ne kadar devlet ileri gelenleri tarafından inşa ettirilmiş olsalar da, medrese eğitim-öğretimi bugünkü anlamda kurumlaşmış değildi. Hoca-öğrenci arasında uygulanan bir sistemle, eğitim-öğreti m gerçekleş tiriliyor ve hoca adına düzenlenen diploma 1 Ruus l veriliyordu.8

Gene Ortaçağ Türk-istam dünyas ı nda o ldu ğu gibi Anadolu'da da medrese eğitim-öğretimi iki ana ko­ nuya bağlanıyordu.

1. Ulum ul-ava'il !matematik, astronomi, fizik, gramer, felsefe, tıpl'i içeren ve bu çeşit eğitim-öğreti­ min gerçekleştirildiği medreselerdir ki, bu medreseler "Dar ül ilim" medreseleriydi.

2. lslami ilimler !usul, fıkıh, hadisi gibi, ilahiyatla ilgili olan eğitim-öğretim medreseleriydi.

Bazı büyük medreselerde ise çeşitli bölümler bir yapı [medrese! bünyesinde ayrı ayrı. yani branşlaşmış olarak, eğitim - öğretim gerçe k leştiriliyordu. Bağdat'ta ilk Selçuklu medresesi Tuğrul Bey zamanında [10671 i nşa edilmiş, ancak Büyük Selçuklu imparator l uğu bütünlüğünde Halife Mustans ı r kendi adıyla an ı lan Muntansırıye Medresesi'ni (12331 inşa ettirmişt i. ôoğu kapısı üzerindeki kitabesinde, Halife'nin

338 • Anadolu Selcuklulan ve Beylikler Dönemi 1Mimarlık ve Sanat) • Cilt 2 Konya Taş Medrese {Foto: Ş. Güner)

adı ve dört mezhep için inşa ettirildiği yazılıdır. Enine dikdörtgen plandaki revaklı avluya acılan dört ey­ • G. Cantay (200211: 15-29.

vandan biri giriş mekanı olarak değerlendirilirken, karşısındaki eyvan üc açıklıklı avlu cephesiyle, mih­ .. G. Cantay (2002dl: 8-1' : G. Cantay rabıyla cami konumu~~ al[!.lış, iki yan eyvana bağlı bloklar ise iki ayrı eğitim-öğretim işlevini yüklene• (1992): 1-8. rek, adeta bugünkü anlamda fakülteleştirilmiştir.'

Muntansırıye Medresesi'nin plan kuruluşu dört mezhep üzerine düzenlenirken, iki katlı olarak inşa edilm i ş olması , yapının birden fazla eğ i t i m-öğret im in i n mezheplere göre veri ldiği ni de açıklar. Diğer ta­ raftan yarım kubbeli mihrap ile enine dikdörtgen cami mekanına dönüştürülen kıble eyvanı ise, med­ rese bütünlüğünde yer almasıyla ve enine planlamasıy la da daha önce gerçekleştirilen, Bosra Gümüş­ tekin Medresesi bütünlüğündeki eyvan'ın mescid fonksiyonunun belirlenmesi gibi, Bağdat'ta 13. yüzyıl başından gelismiş bir mescid-cami örneği oluşturulmuştur. Bu özellik, medrese bütünlüğündeki kıble eyvanının enine dikdörtgen plan içinde mihrap duvarına paralel sahınlı camiler olarak, Mısır' da Eyyübi ve Memlük mimarisindeki çok çarpıcı örnekleri meydana getirecektir. '0

Medrese Mimarisi

Büyük Selçuklu lmparatorlugu·nun Anadolu'yu fetih eden Oğuz Türkmen kumandan la rına, fetih ettik­ leri yerlerin yönetimini vererek, kurdukları vasal devletler vasıtasıyla baslaya n, Ana dolu Türk mimari­ si bütünlüğündeki medrese mimarisinin ilk örneklerini devasal Artuklu Devleti'nden başlayarak, vasat Saltuklu, Danişmendli ve Mengücekli Devletlerinin mimari eserleri arasında buluyoruz.

Böylece Anadolu' da baslayan medrese yapılarının ilk örnekleri, iki kubbeli medrese oluyor. Danisment Beyi Yağıbasan tarafından Tokat'ta insa ettirilen Yağıbasan Medresesi 11151-21 ile Niksar'daki Yağıba­ san Medresesi 11157-81 benzer pl,an..semasıyla önemli olmaktadır. Niksar'daki çok harap durumda ol­ masına rağmen Tokartaki kareye yakın plan kurulusu içinde üç eyvanlı, avlusu kubbeli olarak, moloz tastan insa edilmiştir. Ana eyvan yanında dikdörtgen birer mekan kubbe altına doğruda n açılır. Sol kö• se mekanına göre sağ köse mekanı yan eyvana doğru uzayarak, yan eyvan yanından avluya açılmıştır. Ana eksen üzerindeki eyvan bir kap ı yla d ı şa açıl ı rken, kemerli geçitle qe kubbeli avluya açılır. Giriş ey­ vanı iki yandaki mekanlarla aynı h ac ı msal büyüklükte olup sol kanat tonozlu odalarıyla benzerlik gös• terir. Tokat Yağıbasan Medresesi'nde avluyu örten kubbe çapı 14 m. olmasına rağ m en kubbe ortasın-

Gönül Cantay • Medreseler • 339 Sivas Gök Medrese (Foto: F. Sayılan]

da 1O metrelik açıkl ı k bulunur. Avluyu örten bu kubbe büyük-küçük iki kademeli tromplarla mekan du­ varlarına oturtulmakta, yapı bütünlüğü içindeki kare avlunun prizmatik hacmi içinde geçiş bölgesi çö• zülmüş b ulun maktadır .

İlk örnekleri vassal Dan işmendli Devleti Mimarisi içinde görülen kubbeli medreselerin sonraki örnek• leri ise, Anadolu Selçuklu l arının 13. yüzyıl mimari bütünlüğünde inşa edilmişlerdir. Isparta.da Ata­ bey.deki Ertokuş Medresesi (12241 kareye yakın dikdörtgen plan bütün l üğünde tek eyvan l ı ve ku bbenin dört sütun ve kemerle taşındığ ı statik çözümüyle, kubbe altı reva kl ı kubbeli medreselerin erken örne­ ği ni o l uşturmaktadır. Atabey° deki Ertokuş Medresesi'nde beş ik tonoz örtülü kı b le mekan ın a bir kap ı ve iki yanında pencere ile bağlanan sekizgen plan l ı kümbet ve eyvanın sol duvarında mihra p n işi yer alır.

Eyva nı n iki ta rafı ndaki köşe mekanları kare _ plan l ı ve tromplu birer kubbe ile örtülüdür. E rtokuş Med­ resesi'ndeki giriş mekan ı kubbeli revak a l tına bir kap ı ile açılmaktadır. Dolayısıyla da eyvan konumun­ dan ç ı karak, a rdı ardına geçilen küçük mekanla rın açıldığı. bağ ımsı z bir iç bölümlenme oluşmuştur. Bu g iri ş bloğu iki yana açılan koridora bağ l ı kap ı la rla da ayrıca belirlenmişt i r. Kubbeyi taş ıyan az derin revak koridorla rı na ise iki yanda ikiş er oda açılır. Ya pıla n kümbet ile i lişkisind e , kümbetin daha önce inşa edi ldi ğ i , medresenin ise buna bağl ı olarak daha sonra i nşa edi ldiği , düşünülebilir. Atabey Ertokuş Medrese bütün l ü ğ ündeki ana eyvan, köşe mekan l arı plan yorumu. daha sonra Anadolu medrese mimarisinin değişmeye n mekan yorumu olmuştur.

Meng ücekoğulları' ndan Oivriği ' deki Turan Melik Darü şşifası 11228-91: darüşşifan ı n taç kapısındaki ki­ tabede banisini ve tarihini bulduğumuz yap ı . geleneksel eyvanlı medrese planında inşa edilmiştir. Ya ­ pıda dört kesme sütun üstüne kemerlerle bir gizli revak sistemi oluşturulmuş ve kubbe bu sisteme ta ­ şıtılm ı ştır . Eyvan ın tonoz aynasında Ah lat lı Hü rremşah ad ın ı okuduğum uz , da rüşş ifa kısmen iki katlı olarak in şa edilmiştir. Darüşşifada ikinci ka t. ba tı cephesi meka n la rın ı n üstünde tamamen, güney me­ kan la rın ın üstünde ise g üney- doğu köşe me kanı n ın gi rişi ne kadar uzanır. Bu nedenle gü ney eyvanı ba­ sıktır. Üst kat me kan ları na giriş i n sağ ı n daki merdivenle çıkılır. Oarüşşifa tamamen taştan inşa edil­ m i ştir. Yapıda taç kap ı bitkisel ve sembolik bezeme motifleriyle ifadelen di r il miş, ortası bezemeli sütun­ la ikiz pencere kuruluş u, cephede bir yenilik ifadesi olurken, üst ka t mekanını aydınlatıcı o l muştur. iç mekanlarda, eyvanlarda tonoz geç işle ri nde ve hatta zeminde taş işç i l iğin in bulunduğu yüzeyi en iyi ifa­ de eden örnekleri. iç mekan süslemesini o l uşturu rken d·e. mimar gibi t aş us taların ın da Ah la t l ı oldu-

340 • Anadolu Selçukluları ve Beylikler Dönemi 1Mima rl ık ve Sanat! • Cilt 2 Konya Hatuniye fvtedresesi /Foto: $. Güner/

ğuna işaret sayılabilir." "G. 1 Canlay (1992): 51-58.

Atabey Ertokus Medresesi ile Divriği Turan Melik Oarüsşifası"nda görülen eyvanlı, kubbe altı revaklı plan seması. ilhanlıların Anadolu'ya hakimiyetinden sonra inşa edilen "daki Yakutiye Medrese­ si"nde 11310-11 I bağımsız bir medrese yapı bütünlüğü içinde, revak sistemi ve mukarnas dolgulu ay­ dınlık fenerli bir kubbe olarak, planlanıp inşa edilebilecektir. Aynı mimari gelenekten beslenen Mengü• cekoğulları ile ilhanl ı ların yaklaşık 70 yıl ara ile benzer plan yorumunu, en mükemmel şekilde uygula­ dığını göstermekte, Yakutiye Medresesi"nin mimarı bilinmese de Ahlatlı Hürremşah ile yarışacak ölçü• de mimari donanıma sahip o l duğunu açık l ar.

1070'de Konya başkent olmasına rağmen, Anadolu Se l çuklularının Konya·daki 12. yüzyıla ait yapıları günümüze ulaşmamıştır. 12. yüzyıl ortalarından Oanişmendlilerde ilk örneklerini bulduğumuz kubbeli medreselerin. Anadolu Selçukluları mimarisinde Ertokus Medresesi"nden sonraki muhteşem örneği ise, Konya Sahip Ata !Karatay] Medresesi"dir 112511. Kareye yakın bir plan şeması içinde tasarlanan mekan düzeni simetrik bir konuma sahiptir. Bu simetriyi sağlamak için cephenin ortasında olması ge­ reken anıtsal nitelikli kapı sol köşe mekanına tekabül ettirilerek, sol köse mekanı kubbeli giriş meka­ nı olarak değerlendirilmiştir. Bu durum dıştan yapının bütününe kubbe hakimiyeti düşüncesin i verir­ ken, Selçuklu cephe mimarisini ifadelendiren anıtsal taç kapı yerine, duvar eti kalınlığındaki az derin niş içinde yer atan kapı ile girilen bir gir i ş mekanı yaratılmışt ı r.

Avluyu örten aydınlık fenerli kubbe mozaik cini kaplı, beşli yelpaze üçgenlerle avlunun ana beden du­ varlarına oturur. Kubbe yüzeyi, eyvan tonozu ve avlu duvar yüzeyleri, mozaik çini. tek renkli, mavi renk­ te çini levhalar üzerine altın bezemeli çinilerle kaplıdır. Yapının simetrik iç mekan planlamasında ana eyvan eksenindeki hacim ikiye bölünerek iki derin hücre durumuna getirilmiştir. Medresenin biri kapı­ ya bağlı giriş mekanı olmak üzere dört köşesinde yer alan kubbeli odalardan, ana eyvanın solundaki türbe mekanı olarak işlevlendirilmiş, köşe mekanları arasında iki yanda sıralanan üçer oda beşik to­ nozla örtülmüştür.

Karatay Medresesi"nin kubbe alt ı nda, zemin kotunda yer alan kare havuz. daha önce Ertokuş ve Turan Melik Darüşşifası'nda da görüldüğü gibi avlunun kaç ı nılmaz unsuru olmuştur. Medrese avlusunda ze­ min kotundaki havuz geleneği, Anadolu Selçuklu mimari kültürü içinden gelişe n daha sonraki Karamanoğulları·nın medrese mimarisinin de kaçınılmaz öğesi olacaktır. Karamanoğlu il. lbrahim

Gönül Cantay • Medreseler • 341 Beyin imareti (1431-21 ile Karaman, Nefise Sultan (Hatuniyel Medresesi [1381-82). Karatay Medresesi­ nin simetrik iç mekan planlaması cephelerde yer alan pencere ve mazgal açık l ıklarıyla, bir ölçüde ifa­ desini bulmuştur. Kıble eyvanı cephesi her mekana acılan birer pencere ile ifadelenirken, yan cephe­ ler iki yanda köse mekanlarının birer penceresi, ortada ise üc mekanın birer mazgalıyla ifadelendiril­ mistir. Giriş cephesinde de anıt kapı gerisinde yer alan ana beden duvarlarında, üç mazgal adeta algı ­ lanmaz. Konya Karatay Medresesi plan kuruluşu, iç mekandaki çini kaplamalarıyla olduğu kadar, iki renkli taş işçiliğiy le cepheyi oluştura n az derin taç kapısıyla da Anadolu Selçuklu medrese mimarisinin an ı tsal örneği olmuştur.

Selçuklu vezirlerinden Sahip Ata"nın mimar Kölük bin Abdullah'a inşa ettirdiği ince Minareli Medrese (yaklaşık 1265) kubbeli medrese plan kurulusu bütünlüğünde cami ve medresenin bitişik düzende ay­ nı cephe ifadesinde bütünleştiği bir külliye olarak Anadolu Selçuklu mimarisinin önemli bir kompleksi olmuştur. Medrese plan yorumu büyük ölçüde Karatay Medresesi ile benzerlik göstermekte, taç kapı hacimsal bir değer olarak medresenin kubbeli avlusunun kare prizmatik mekan önünde dışa taşmak­ tad ı r. Taç kapının bu hacimsal durumu cepheye hakim taç kap ı ifadesini daha da kuvvetlendirmiştir. Bu güçlü ifadeyi dengeleyen unsur ise kare planlı kubbeli cami mekanının önünde hacimsel cephe oluş­ turan iki bölümlü son cemaat yeri ile bütünleşmiş zengin bezemeli, yivli iki serefeli minaredir. Cephe bütünlüğünde yerini alan cami sonradan yıkılmıştır.

Günümüze özgün cephe unsurlarından kay ıplarla ulaşabilmiş olan ince Minareli Medrese, muhteşem tas işçiliği ne sahip taç kapısıyla tanı nan bir Selçuklu yapısı halinde algılanmaktadır . Yapıda ana beden d uvarları muntazam kesme tas dokuya sahip, üst örtü sistemi ise tuğla olarak i n şa edilmiştir. Kemer yüzeyleri, yelpaze üçgenlerden geçiş bölgeleri ve kubbe yüzeyi tuğla dokunun muhteşem örneğini oluş ­ turur. Kubbe iç yüzeyindeki dekoratif tuğla bezemesi bir taraftan Sivas'taki 1. izzeddin Keykavus Darüş ­ sifası'nın (1217) revak tonozlarındaki tuğla dokusunu, bir taraftan da Malatya Ulu Camisi'nin (12241 mihrap önü kubbesinin tuğla dokusunu hatırlatır.

Taç kapısındaki kitabeden, Kılıç Arslan'ın oğlu 11 1. G ı yasedd i n Keyhüsrev'in Kırşehir Valisi Nureddin Ca­ ca Bey'in valiliği s ı rasında inşa ettirdiği K ı rşehir' deki Nureddin Caca Bey Medresesi (1273 1. avlusu kub­ beli ve kubbe altı revakl ı medrese plan semasın ı n, kareye yakın plan bütünlüğünde uygulandığı bir ör­ nektir. Kare plan seması içindeki işl evsel mekan tasarımı, bu medresede kıble yönünde mihraplı bir ana eyvan ile taç kapı solundaki köse mekanının kümbet olarak değerlendirilmesi, soldaki yan eyvanın kümbete içerden girilen bir geçiş mekanı işlevini kazandırmıştır. Bunun sonucu olarak yapının sol ka­ nadı sağ kanadından farklı plan yorumuna sahiptir. Yapıda sağ kanat medrese odalarına ait birer kapı ve mazgal aç ı klığ ına sahip mekan yapılaşmasın ı n beşik tonozlu yan revak a lt ına aç ıld ığı görülür. Köşe mekan lar ı nda ise farklılaşma gi riş eyvan ı n hacimsal ölçüleriyle daha küçük olarak, iki yanında birer mekanla bütünleşm iş ve iki bitişik hacimden ibaret üst mekana çıkış merdivenleri yer almıştır.

Yapıda avluyu örten aydınlık fenerli kubbe kıble eyvanı önünde revak oluşturan iki serbest payeye otur­ muş, giriş eyvanı önünde ise bir kemer üzerinde, ancak kare avlunun kuzey köşelerinde oluşturulan mekanların, ana beden duvarlarına bağl ı duvar payelerine tasıtılmıstır. Kubbenin bu statik çözümü ve kıble eyvanı önündeki az derin revak oluşumu, k ı ble eyvanı nın mescid özelliğ i ni de vurgular. Bu özelli• ğ i yap ı n ın dış ı n da da vurgulamak isteyen mimar, minareyi medresenin k ı ble duvarı önünde pahlı köse• den sonraya yerle şt irm iş ti r . Böylece yap ıda asıl cephe farklı bir durum kazan m ı ştı r. Bu yapıda Anado­ lu Selçuklu medrese mimarisinde Sivas" taki revaklı, acık avlulu medrese örneklerinde görülen cephe düzeni, bir ölçüde sürdürülmüştür . Cephe bütünlüğünü iki yandan belirleyen köse kuleleri ve kümbe­ tin hacet penceresinin bu cephenin solunda yer alması gibi. Cephe ortasındaki taç kapı, cepheyi asan ve geniş yan yüzeyleriyle, Anadolu Selçuklu mimarisinin cephe ve hakim taç kap ı anlayışını ifade eder­ ken, kademeli yüksek sivri kemeri ve iki renkli tas işçiliğiy le de anıtsal bir ifade katmışt ı r. Sağ yan cep­ heyi ifadelendiren mazgal pencereler, cörtenler ve yarım yuvarlak payanda, üstteki bir sıra serbest den-dan dizisiyle, yan cepheye farklı bir ifade kazand ı rmıştır. Yapıda türbede yer alan çini kitabe kuşa­ ğı ile minaredeki cini bezemeler dışında cini bezemeye yer verilmemiştir.

Yapı, bazı nitelikleriyle kendisinden sonra Anadolu Türk mimarisinde, özellikle Orta Anadolu Beylikle­ rinin mimari örneklerinde görülecek olan özelliklerin öncüsüdür. Yan cephede ki den-danlar, 1291 - 1301 tarihli Beysehir Esrefoğlu Camisi'nin cephe kurulusunda bulunurken, ya pın ın kubbeli medrese bütü nlüğü içinde çözülm üş işlevse l mekanları da Karamanoğlu il. İbr ah i m Beyin Karaman'daki imare- ' tinde görülecek olan düzenlemenin öncüsü durumundadır.

342 • Anadolu Selcukluları 'le Beylikler Dönemi ( Mimarlık ve Sanat! • Cilt 2 Anadolu' da medrese mimarisinin erken örneklerinin Mardin ve Diyarbakır' da insa edildiğini görmekte• " Artuklu Devleti' nin mimari mirasında göıiilen bani ve mimar yiz. 1185 yılından önce Mardin'de Necmedcjin Alpi'nin karısı Sitti Radaviye'nin insa e ttirdiği Hatuniye kitabeleri. bu mimarların birden Medresesi iki katlı bir yapıdır. revaklı avlu ve iki eyvanlı plan semasındadır. Yap ıya ait Vakfiye metni 1206 fazla eserinin varlığını da açıklar. yılında yap ı nın duvar ı na yazılmışt ı r. Bu tür vakfiy,elerin erken örneklerindendir. Ana eyvan ve türbede iki "Aşıkpaşazade, Aşıkpaşaoğlu tane. tastan, bezemeli mihrap bulunur. Medresenin sol köse mekanı tromplu kubbesi, kabartma beze­ Tarihi. lneşr. N. Alsız). Ankara 1985, s. 27-28. Kültür ve Turizm Bakanlığı meleri, kabartma bezemeli tas mihrabı ve mihrabı çeviren cicekli kufi bordürüyle Artuklu mimarisinde yay. önemli bir yapıdır.

Gene Artukluların Diyarbakır'daki Zinciriye Medresesi (11981. iki eyvanlı ve avlusu revaklı plan yoru­ muyla kücük, ancak önemli bir medrese yapısıdır. Kareye yakın plan kurulusu içinde işlevsel mekan­ lar ana eyvanın sol tarafında kubbeli köse mekanı ve bir derin tonozlu mekan olurken, sağ tarafında benzer iki mekan ile girisi revak yanından bir iLi mekan seklinde ve devamında revak altına ortada ka­ pı ve iki pencere ile acılan dikdörtgen mekan yer almıştır. Bunun simetriğinde ise bir sıra medrese oda­ sı sıralanmıştır. Ana eyvan ekseninde yer alan giriş eyvanı kücülerek giriş mekanına dönüşmüş, yan­ lard aki mekanlar ise farklı büyüklükte odalar olarak planlanm ış tır . Zinciriye Medresesi'nde icerde zen­ gin bezemeler ve hareketli ifadelerin yerini, d ı s yap ıda sade bir ifade alır. Güney duvarında da mimarı­ nın adı lsa ebu Dirhem ve 1198 tarihi verilmistir. 12

Artukluların diğer eğitim-öğretim yapıları arasından günümüze ulasan bir diğeri ise gene Diyarba­ kır'dad ı r . Ulu Cami Külliyesi bütünlüğünde tanıdığımız bu yapı, Mesudiye Medresesi'dir (1198-12231. Yapılaşması uzun süren yapıya il. Sökmen zamanında başlanmıs, Mevdud zamanında tamamlanabil­ miştir. iki katlı olarak, küçük kare avlu etrafında paye, kemer ve capraz tonoz örtülü revak sistemi ge­ risinde solda ana eyvan, sağ kanatta ise kıble yönüne göre kurulmuş, iki bölümlü mescid ile buna acı­ lan yan eyvan ve köşe odaları seklinde planlanmıştır. Eyvan şeklinde dısa ac ı lan giriş mekanı doğrudan yan revak altına açılır ve giriş ekseni üzerinde karşı revak alt ı nda, orta bölümde yer alan, an ıt özellikli mihrap da yan kanattaki mihrapla, mescid kuruluşu kadar, önemli bir değişikliktir.

Artuklu mimarisinin tas işçiliğinin bir şaheseri olan bu küçük medresenin mimarı Halepli Cafer bin Mahmud, Suriye Zengi mimarisi'nin özelliklerini Artuklu mimarisine tasımıstır. 13 Mimar lsa Ebu Dir­ hem'in Zinciriye Medresesi'nden başka adı, Diyarbakır Sur'undaki Sökmen bin Mehmed'e ait 1198 ta­ rihli kitabede de ad ı okunmaktadır. Gene Halepli mimar Cafer bin Mahmud'un adı da Mesudiye Med­ resesi'nin kitabesinden başka, Diyarbakır Ulu Cami tamir kitabelerinde, surlardaki kitabelerde ve De­ vegecidi Suyu Köprüsü' nün kitabesinde yer alır .

Akşehir Taş Medrese (Foto: F. Şimşek} Gönül Cantay • Medreseler • 343 ~-·-

Sivas Çifte Minareli Medresesi (Foto: Ş. Güner/

344 • Anadolu Selcukluları ve Beylikler Dönemi l Mimarlık ve Sanat! • Cilt 2 Anadolu'da Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun vassalı olarak kurulan Artukoğulları Devleti'nin, mima­ "O. Aslanapa 11972): 108 ; M. Sözen 119701. ri oluşumunda rol oynayan mimarların, BüY,ük Selçuklu hakimiyetindeki Irak ve Suriye' de hüküm sü• ren ZengTlerin mimari etkisi, sadece mimar yoluyla o l u şan bir etkileşim değildir . Bu Artuklu Devleti'nin "G. Can ıay )1992). taş ocağı kaynakla rın ı n verileriyle de ilgilidir ve Artukoğ u ll arı Devleti'nin Büyük Selçuklu lmparatorlu­ ğu'nun 12. yüzyı l içindeki mima ri verileri olarak de ğerlendi ril m eler in i mümkündür. Kubbeli-eyvanlı medrese plan yorumunun 12. yüzyıl içinde Tokat'la bulduğumuz örnekleri vassal Dani şmen tli mimari örneği olarak inşa edilmiş olmalarına rağmen bu medreseler, 13. yüzyılın ikinci yarısında Anadolu Sel­ çuklu Mimari bütünlüğünde önemli örneklerinin yaratıldığı kubbeli-eyvanlı medrese örneklerinin ön• cüsü olmuştu.

Artukluoğulları medrese mimarisinin 13. yüzyıl boyunca şekillenen örneklerinin çoğu. maalesef günü• müze çok harap durumda gelmiş veya tamamen ortadan kalkm ıştır. Bunlardan birkaçı ise; Mardin, Koçhisar yakınında Harzem Medresesi'ni Artuk Arslan'ın azadlı kölesi Taceddin Mesud (1211) inşa et­ tirm i ştir. Medrese. güney kanatta yer alan cami, üçer çapraz tonoz örtülü, iki sah ı nl ı kuruluşuyla Bos­ ra Gümüştekin Medresesi'nde görülen plana bağ l a nı r .

Mardin'de Sahidiye Medresesi, (Melik Nasreddin Artuk Arslan [1201 -1239) zamanı) iki eyvanlı plan ku­ ruluşuyla. güneyindeki küçük cami mekanıyla önemlidir. Selsebilli kuzey eyvan ile bat ı eyvan önündeki çapraz tonozlu revak kurulusu yapıyı özellikleriyle güneydeki Zengi medrese mimarisine bağlar. 13. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlenebilen Mardin'deki Marufiye Medresesi de, gene küçük kubbe ile örtülü mekanında yer alan, revaklı taştan mozaik selsebilin varlığı. Artukoğulları Devleti'nin mimari bütünlü• ğünde [saraylar, medreseler, evler gibi) eyvan, avlu, revak ve selsebil gibi, mimari unsurların iklim ko­ şullarına uygun mimarinin yaratılmasında sadece Zengi tesirinin olmadığını da açıklar. 12. yüzyıl için• de ilk örneklerini bulduğu mu z Danişmentli Mimarisi ile eyvanlı-avlulu medreselerin örneklerini buldu­ ğumuz Artukoğulları Mimarisi dışında. Anadolu Selçuklu Mimarisi'nin 13. yüzy ı l başında Kayseri'de or­ taya konan. site-üniversiter kuruluşlu T ıp Medrese ve darüsş i fas ı ile hasta odala r ı kanad ı ndan o l uşan. Gevher Nesibe Darüşşifası ve T ı p Medresesi (1205-6) Anadolu Türk Mimarisi bütün l ü ğünde eğit i m-öğ­ retim yapıları olarak. medrese mimarisinin de işleve bağlı plan kuruluşu içinde mekan yorumunun da önemini vurgulayan bir örnektir.

12. yüzyıl ikinci yarısında. Büyük Selçuklu impara torluğu merkezini doğuya taşımış, Irak ve Suriye ata­ beklerini birleştirerek vassal Zengi Devleti'ni ku rmuş, Anadolu'da da Anadolu Selçuklu Devleti'ni birin­ ci derece vassallıktan ikinci derece vasal duruma getirerek, bir ölçüde hükümdarın yetkilerini kısıtla­ mıştır. Fakat. Anadolu Selçuklu Devleti. Büyük Selçuklu otoritesinden uzak l aşarak üçüncü yüzyıl bo­ yunca Anadolu Selçuklu Mimarisi, Konya merkezli g e li şme gösterirken. Kayseri, Sivas, Divriği gibi şe­ hirlerde yüzyı l ın başından önemli eserler banileriyle daha önceki vassal devletlerin ailelerine mensup olsalar bile [Divriği Ulu Cami ve Turan Melik Darüşşifası gibi) Anadolu Selçuklu Devleti'nin bütünlü ğü n ­ de mimari ifadeleriyle yer a l m ış la rdı. Azerbaycan' da Tebriz yakınındaki Marendli usta n ın yarattığı çini süslemeleriyle Sivas'taki lzzed din Keykavus l.'in Darüşşifas ı' nın [1217-81. Büyük Selçuklu mimari ve süsleme üslübuna bağlanması 13. yüzyıl başlarında Büyük Selçuklu imparatorluk ülkelerindeki sanat­ çı alışverişini veya görevlendirilmesini açıklar. 14

13. yüzyıl ortalarından Konya'da anıtsal iki katlı bir medrese yapısı olarak inşa edilen Sırçal ı Medrese (1242) günümüze tek eyvanı ile ulaşabilmiştir. Anadolu Selçuklu klasik medrese mimarisinin ilk örnek• lerinden olan bu medrese, adını çini kaplamalarından almıştır. Muntazam kesme taş cepheyi ifadelen­ diren taç k apısı geometrik kuruluşlu bezemeleri, m ukarnas l ı küçük iki penceresi ve kitabeleriyle fark­ lı bir taç kap ı ifadesi kazanmıştır. Giriş eyvanı na bir kap ı ile aç ı la n kare mekan Sultan Alaaddin ll'nin lalası, medreseyi inşa ettiren Bedreddin Muslih'in türbesidir. Üst k atı tamamen yıkılmış olan medre­ senin. zemin kat planı iki eyva nlı avlusu paye ve kemerlerle üç yönde revaklı , iki yanda revakların geri­ sinde birer kapı ve pencere ile revak altına açılan bir sıra mekanlar. ana eyvan yanında kubbeli birer köse mekanının revak önünde avluya doğrudan açıldığı birer kapıyla, revak altına ise revak genişliğin­ ce kemerli birer geçitle bağlanması, gene giriş eyvanının çapraz tonoz örtülü revak altına yelpaze üç• gen geçişli yarım tonoz kubbe ile açılıyor olması, ayrıca her iki kösedeki dikdörtgen köse mekanları ve revak altından devam eden ve üst kata çıkan merdivanlerin yer aldığı dar koridorlara bu köse mekan­ larının geniş birer kemerle bağlanması, iki katlı plan kurulusunun en uygun şekilde na s ıl çözüldüğünü gösterir. Ana eyvanın sağ d uva rı n da mozaik çini mihrap yer al ı r. Eyvanın kemer, tonoz ve tonoz aynası, ayrıca avlu cephesi ta mamen mozaik çini kap la mal ıdır . mozaik çini bezemelerde dört ayr ı renk görü• lür. Eyvan kemerinin iç yüzeyinde [sol tarafta 1yer alan usta kitabesi Tüs şehrinden. Amele Muhammed bin Muhammed bin Osman el-Benna el-Tusi ismini verir.

Gönül Cantay • Medreseler • 345 "G. Cantay l2002d): 20-2 1. Anadolu'da 13. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen iki medreseden Kayseri 'deki Avgunu Medresesi ile Co· "G. Cantay [202d): 20-21. rum Ka lehisar Medresesi, dikdörtgen plan yorumu içinde iki eyvanlı, avlusu iki yanda revak lı medrese planına sahip olmakla beraber, ilki yirminci yüzyıl ortalarında çok harap duruma gelmiş, ikincisi ise yir­ "G. Cantay [2003a): 101-110. minci yüzy ı l ikinci yarısında kaz ı lar la durumu ayd ı nla tı lm ı ştır. 13. yüzyıl ortalarında Vezir Sahip Ata'n ı n •• G. Cantay [2003b]: 649-655. Aksehir'de i nşa ettirdiği Tas Medrese (12501. iki taraf ı r evakl ı avlu ile üç eyvanlı plan semasında i nşa edilmiş ti r . Avlu revakına açılan kare mekan türbe, gömü mekanına açı l an medresenin sol köşe meka· "G. Cantay [2003b] : 649-655. nı ise tamamen bağ ım s ı z şekilde, bir eyvan olarak d ış cepheye açılmıştır. Cepheye acı la n bu eyvandan ,. G. Cantay [1994bl: 147-162. cephenin solundaki kare plan l ı, kubbeli mescidin son cemaat yerine de bir açıklıkla geçilmektedir. Mi­ nare, mescid, türbe ve medresenin bitişik olarak, organik bütünlük içinde kon um lanması, bu medrese bütün l üğündeki külliyede, cephe bütünlüğünü sağlam ı ştır. Çift şerefeli, sı rl ı tuğla süslemeli minare cephenin hakim unsurudur. Mermer kap la mal ı medrese kaplsı, türbe önündeki eyvan ın cepheye açı­ lan iki renkli tas dokusu ve mescidin tuğla dokulu son cemaat yeri ile minareli cephe etkileyici bir ifa­ de kazanmıştır . Cephe karsısı na onbir yıl sonra 112601 hanikah ve çeşme de inşa edilerek çok işlevli ya ­ pıla r grubu o l uşturu lm uş tu r . Medrese b ütü n lüğünde ifadesini bulan, bu küçük Anadolu Selçuklu Kül• liyesi'nin, Konya'daki ince Minareli Medrese 11260-651 için örnek oluşturduğu kabul edilir.15

Anadolu Selçuklu medrese mimarisinin cami veya mescid-medrese bera be rli ği ni gösteren yapılaşma ­ sı 13. yüzy ı l ın oldukça erken yıllar ı nda ortaya konulmaya başlam ıştır." Konya'daki iplikçi Cami ve biti­ şik Altunaba Medresesi (Vakfiyesi.12021. Oanismentlilerin Kayseri' deki Ulu Cami'ye bitişik Melikgazi Medresesi 112061 ile Kölük Külliyesi lm.1 21 Ol yıl ında ilk o na rımı ve gene Kayseri'de H acı Kılıç Külliyesi (12491 bü tü nlüğü ndeki medrese, Kayseri'deki Huand Hatun Külliyesi'ndeki (12381 medrese gibi. 11

B ilindiği gibi Anadolu Selçuklu Devleti resmen 1277'de il han l ı hakimiyetine g irdiği halde, bu tarihten kı­ sa bir sü re önce, Sivas $ehrinin Selçuklu çehresini bugüne u la şt ırac ak üç önemli medrese, hemen ay­ nı tarihlerde, birdenbire·ve mu hteşem cepheleriyle i n şa edilm§!.erdir. Bunlardan ikisi darüşşifaya çok yakın olarak, birisi 1. lzzeddin Keykavus Da rüş şifası karsıs ı nda Cifte Minareli Medrese (1271 l diğeri da­ rüss if anın hemen kuzey-do ğ usu n da Buruciye Medresesi 112731 ve i nsaasıyla S i vas'ın bir semtinin o luş­ mas ı na sebep olmuş ola n, Gökmedrese'dir (1 271].'8

Sivas, Çifte Minareli Medrese. günümüze yalnız a nıts a l ön cephesiyle ulasabilmistir. Pro f. Dr. Haluk Karamağa ra lı t arafından yapılan kazılar sonucu, temel plan ı ortaya çıkarılmış, dört eyva n lı , revaklı av­ lu üzerine iki katlı i nşa edildiği anlaşılmıştır. Zengin cephe düzenlemesi yapıyı ayrıcalık vermektedir. il­ hanlı veziri Şemsettin Cüveynl tarafında n inşa ettirilen medresenin cephe teşk i latında görülen bazı benzerlikler, Konya ince Minareli Medrese'nin m ima rı olan Kelük bin Abd u l lah 'ı n mima r lığı n ı h atırla t­ sa da mevcut kaynaklarda mimarı belirt i lmemiştir. Cephe bü tü nlüğ ü ndeki taç k apı, tas bezemelerinin isç i liğiyle bir ölçüde Musul maden i şçiliğini a n d ı ran durumuyla, Zengi tas iş ç iliğin i yansıtır. Ancak cep­ henin zengin ve simetrik kur ul uşu Anadolu Selçuklu medrese mimarisinin cephe kuruluşlarına göre farkl ı l ı klar gösterir. Cephenin iki yandan iri payelerle sınırlandırılmış olması, gene cephenin yan yüzey• lerinde yer alan birer gir iş kap ı s ı ile ve üstteki küçük pencereleri ile tamamen dışa açıla n bir cephe özelliği görülür. Taç kapıs ı nın üzerinde yükselen, tu ğ la ve çini bezemeli, minarelerin kaidelerinin arka yüzeylerinde kare panolar içerisindeki mak ı ll yazı düzenlemesi yer a lı r. 19

Sivas'ın Selçuklu çekirdeğin i oluşturan bu yerdeki d i ğer yapı ise, Buruciye Medresesi 11273l'dir. Dik­ dörtgen plan içinde dört eyvan l ı, iki ka tl ı , iki yönde revakl ı avlulu mekan yorumuyla önemlidir, ancak revakların üst örtülerinin düz taş la geçilmesiyle farklı bir yorum getirmektedir. plan ın simetrik kuru­ lusu farkl ı türbe, mescid gibi i ş l ev yüklenen mekan la rı n ölçülerinin aynı hacimsal değerde olması ka­ dar, ana eyvanın iki tarafına yerleştir ile n merdiven kova la rın ı n kubbeli köse mekanlarıyla birer kemer­ le bütü n l eşm i ş durumu, gene revaklara aç ı lan yan eyvan ve medrese odalarının dengeli dizil işi kadar, giriş mekanı na dö n üşe n eyvan ın kubbeli o l ma sı ve türbe kubbesi - gir iş kubbesi - mescid kubbesi di­ zillmi, bu medresede ortaya konan yenilikler o l muştur. Avlu revak cephelerinde yer alan iri madalyon­ lar içindeki tasa kazılı vakfiyesi ise, medresede bir kütüphanecinin varl ı ğını bildirmekte o l mas ı . yap ı bü• tün l üğünde bir de kitap l ık mekanının varlığını d ü şü n dü r üyor. :ro Hemedan yakınında Burucird'e bağla­ nan Muzaffer Burucirdl'nin türbesinde kubbe ve lahit mozaik çini kaplama l ı d ır. Buruciye Medresesi'nin cephe kuruluşu her ne kadar Çifte Minareli Medrese ile ilk bak ı şta benzer a lgı lanırsa da, türbe ve mes­ cidin mukarnas kavsara l ı pencere açıkl ı kları ile t aş şebekeli üst kat pencereleriyle ve '/•ora n ında cep ­ heyi aşan taç kapının kubbeleri örten çatı eğimiyle dengeli bir şekilde yeralması, cephenin iki yanında ­ ki mum bezemeli iki paye ile sın ı rla nmas ı, yap ıd a plan kadar cephenin de dengeli bir şekilde yorum­ landığ ını gösterir. Pencere ve taç kapını n yüzeyinde görülen geometrik geçmeli bordü r bezemeleri, bi t-

346 • Anadolu Selcukluları ve Beylikler Dönemi 1Mim ar lık ve Sanat) • Cilt 2 Sivas Buruciye Medresesi (Foto: Ş. Ögel)

"G, Cantay (2003b): 649-655. kisel bezemelerden yer yer fışkıran bezemeli konsollar, iki yandaki kurslar. sütunceler taç kapı yüzey• lerinde durgunluğu hareketlendiren, unsurlard ı r.

Sivas'ın anıt medrese yap ı lar ı yla oluşan bu çekirdeği dışında inşa edilen, Gökmedrese (1271 l 11 1. Gıya­ seddin Keyhüsrev'in [1266-84) veziri Sahip Ata Fahreddin Ali'nin inşa ettirdiği yapı olup dört eyvanlı, iki yanı sütunlu, revaklı avlu kuruluşuyla olduğu gibi, güney-doğu mekan düzeninin dışa yansıyan duru­ muyla da asimetriktir. Yapının dört köşesinde birer silindirik payanda. iki yan cephesinde de ikişer ya­ rım silindirik payanda destek sistemi yer alır. Yapıda ana ve yan eyvanların tonoz yüzeyleri mozaik cini kaplamalıdır. Yıldız tonoz örtülü giriş eyvanına, iki yanda birer kapı ile kubbeli dershane ve mescid açı­ lır. Mescid, tuğla ve çini beraberliğindeki kubbeye geçiş bölgesi ile kubbe yüzeyi bezemeleri kadar çini mihrabıyla da önemlidir. Bu mekanlar taş işlemeli, söveli pencerelerle revaklı avluya açılırlar. Cephe­ de taç kapı eyvanın iki yanındak i paye yüzeyleri mermer kaplamalı, muhteşem tas İşçiliğine sahiptir.21 Taç kap ı yüzeylerinde görülen geometrik. bitkisel, hayvan figürlü olduğu kadar kOfi k u ruluşlu bezeme­ ler yapıya sembolik anlam yükleyen ifadelere sahiptirler. Taç kapı üzerinde yükselen tuğla-çin i kapla­ malı çift minare Konya mimari ekolünden Mimar Kaluyan'ın medrese cephesinde ortaya koyduğu den­ geli simetrik ifadedir. Çeşme. sebil gibi su ile ilgili unsurların cepheye yerleştirmiş olmasıyla da Kon­ ya mimari geleneğinin Sivas·a taşınan örnekleri olduğunu açıklar.

Onüçüncü yüzyılın son ceyreğinden, Tokaftaki Gökmedrese (yaklaşık 1275) Selçuklu veziri Muiniddin Pervane tarafından inşa ettirilmiştir. Paralel eksenli iki cıvlu üzerine üç kanat halinde ve iki katlı olarak planlanmış olan yapı. mozaik ile ilgili yayınlarda teolojik bilimlerin okutulduğu medreseler gibi, eyvan­ l ı-avl usu revaklı medrese olarak tanıtılm ı şsa da tarafımdan yapılan araştırma ve incelemeler kadar. tarihi kaynak ve belgelerin değerlendirilmesiy l e, iki katlı t ı p medresesi ve bitişiğinde darüşş i fa yapısı olarak plan değerlendirmesi ortaya konmuştur. Böylece ya p ı yak l aşık 1275.lerde, site-üniversiter nite-

Gönül Cantay • Medreseler • 347 " G. Cantay (2003bl: 649 -655. tikli bir eğitim-öğretim-hastaya hizmet kompleksi olarak, sanat tarihi ve t ı p tarihindeki yerini a l m ışt ı rn "G. Cantay (1983bl: 435-448; 1243 Kösedağ Savaş ın dan sonra Anadolu Selçuklu yönetiminde meydana gelen hakimiyet değişikliğ i­ "G. Can tay (19921. ne rağmen, Memlük Sultanı Bayba rs 'ın Anadolu Seferi· ne kadar Anadolu Selçuklu Devleti bütün teş k i­ latla r ı yla 1277 yılına kadar devam etmişti r . Anadolu Selçuklu Devleti'nin fiilen son bulma sı ise 1308 yı­ l ı nda gerceklesebilmistir. Gercekte 1277 yılı öncesi medrese yapıları i ncelendiğinde . özellikle Sivas·ta­ ki medreselerde, medrese mimarisinde, özelfikle medrese cephe mimarisinde görülen ve ihtisam duy­ gusu veren bezeme prog ra m la rı , Baybars' ı n Anadolu·yu i st i lasında n önce Selçuklu mimarisinin vardı­ ğı durumu aç ı kladığı gibi, ilhanl ı yönetimine tabi olma nı n sonucu olarak da ifade edilebilse de, dikkat­ ten kaçırılmayacak nokta, Sivas'ta özelli kle Gök medrese'de Ko nya l ı bir mimarın yaratıcılığıdır.

Diğer tarafta Erzurum'da önemli iki medresenin hemen ayn ı tarihlerde inşa edilmesi 1308 yılında fiilen Anadolu Selçuklu Devletinin ortadan kalkm ı ş olması nedeniyle, bu yap ı ları n siyasi hakimiyet yönünden. tamamen İl han lı yap ıları olarak değerlendirilmesinin ifade edilmesini kolaylaşt ı rsa da, Anadolu Sel­ cuktu·nun kaynağını bulduğu Büyük Selçuklu mimarisi gibi, ilhanlı mi marisi ve mimarlar ı da Asyatik Türk Devletleri'nin mimari kü ltüründen beslenerek Anadolu'ya gelmişler ve eserlerini verirken de ken­ dileri nden önce Anadolu'ya taşınan aynı mimari kültürün yeni yaratmasıyla k arşı laş m ı ş lardı r . işte bu ayn ı kaynaktan beslenerek ka rşılaşan ve , Tokat, Erzurum' da mimari örneklerini yaratan Ana­ dolu İl hanlı mimarisi.nde görülen az da olsa plan yorumu değ işi kl ikle r i ile özellikle cephe kuruluşla rı ve süsleme programlarındaki acık fark lar, medrese mimarisinin önemli örnekleri olan yapılarda güç­ lü bir şekilde görülür. Anadolu Selçuklu Devleti'nin tarih sahnesinden çekilmesiyle, Anadolu'da ku rula n beylerin yönetimin• deki devletler içinde Doğu Anadolu'da kurulanlar, Orta ve Batı Anadolu'da kurulan devletlerden fark lı bir mimari üsluba sahip olmalarının nedeni, Batı Anadolu Beyliklerinin Doğu Roma ve Ortodoks Bizans kültür mirası üzerinde meydana gelmesi gibi, Orta Anadolu Beyliklerini n doğrudan Anadolu Selçuklu mimari kültürüne sahip olmaları, buna karş ı l ı k Doğu Anadolu Devletlerinde o lduğu gibi Anadolu·daki il han l ı Devleti.nin ik i, imparatorluk ad ı yla yer almışt ı r) Amasya, Tokat ve Erzurum'da karşılaştığı mi­ mari miras Anadolu Selçuklu mirası olmuştur.

D i ğer taraftan Anadolu' da kurulan i l han lı Devleti.ninen büyük sa n s ı, Amasya-Tokat-Kayseri gi bi. Doğ u Anadolu coğrafi beşiği nd ek i ti cari yol ile kuzeydoğu ticaret yolun un geçtiği gümrük şehri olan Erzu­ rum·u elinde bulundurmasıdır. Bu şehirler İ lha nlı hakimiyetindeki anıtsal mimari yap ıl arla yeniden zenginleşmiş ise. kaynağın ı ticari hayat ı n önemli bir ağının il han l ı ları n ellerine geçm i ş olmasında aran­ ma l ıdır . Nitekim paralelinde Konya-Karaman-Aksaray üçgeninde kurulan Karamanoğulları Devleti. ni n de Ege Denizi ve Ma rmara havalisini n ticari haya tı n ı eline geçiren Osman l ı Beyliği.ne sald ıracak kadar güçlenmesi de Akdeniz limanlarının Orta Anadolu'daki sahibi olmas ı nda a ran mal ıdır. Bu nedenledir ki , Anadolu·daki İl han l ı hakimiyeti kısa sürede Anadolu Selçuklu Devleti.ni tabiyetine almaktan çıkıp İl han­ l ı İmparatorluğu olm u ştur.

i şte İlhan lı l a rı n mimari faa liye tlerinden üç önemli eser medrese mimarisinin örnekle ri ni oluşturmak ­ t ad ı r. Amasya'da Amber bin Abdullah Darüşşifası [1308-9) iki eyvan lı , avlusu iki yanda revakl ı plan yo­ rumu ve revakların üst örtüsünün düz taş larla geçilmesi kadar, ilk defa da rüşş ifa yapısında koğuş me­ ka n ı düzeniyle bu yapıda karş ılaş ı l mas ı , i ş l eve yönelik mekan planlamasını aç ı kla r du rumuyla ve pen­ 2 cereli, taç kap ı l ı, köşe payandalı cephesiyle de önemli yenilikler getirmektedir. J İl han l ı hakim iyetinin merkezi du rumunda olan Erzu rum'da i nşa edilen Çifte Mina reli Medrese, iki katlı ve dört eyvan l ı plan kuru luş uy l a Anadolu Selçuk l u l arının medrese p l a nı ve cephe düzen ine sıkı s ıkıya bağ l ı lı k gösteren bir yapıdır. Erzu rum sur duvarıyla medresenin sol kanadı müşterek değe r lendi r i lmişti r . Cephe düzenle• mesindeki çi~e minareli taç kapı kadar ana cephede çeşmenin yeralması da bu gele neğe işaret eden mimari t asarım la r olarak geleneği sürdürür. Gene tuğla -çi n i be raberliğ indeki minarelerin ön yüzlerin• de yeralan kare, çini, makıli yazı pa noları. Sivas Gökmedrese mi nare kaidelerinde ve Sivas Cifte Mi na­ reli Medrese minarelerinin arka yüzlerinde de görülür. Cephe ve iç mekan süslemesinde görülen bit­ kisel bezemenin bask ı n karakteri, silmelerle meydana getirilen eyvanların dekoratif bezemeleri. yapı ­ da Anadolu Selçuklu medreselerinde görülen özellikler olarak tespit edilmekte, heraldik-armasal dü• zenlemeler cephe bezeme prog ram ı içinde simetrik ve tekrarlanan unsurlar olarak yer almaktadır. 24 Erzurum Çifte Minareli Medrese.de farklı bir durum ise ana eyvana biti şi k olarak yer alan çokgen plan­ l ı kümbettir. iki yanda birer pencere ve ortada büyük b.ir kap ı ile eyvana acılan kümbet medrese mimarisinde yeniliktir. Her ne kadar Cay'daki durum sanat tarihçileri t arafın dan tesadüfi ya p ılaş may -

348 • Anadolu Selçukluları ve Beylikler Dönemi 1Mim arlı k ve Sanat! • Cilt 2 la ilgili olarak görülse de, benzer kümbet-eyvan beraberliği Erzurum Yakutiye Medresesi' nde l 1310-111 "H. Karamağaralı (19711: 209-2<\Tde yapıyla ilgili yayınlarda mevcuttur. Yakuliye ile Cifte Minareli Medrese'nin kümbette bütünleştiği yerler birbirinden farklı bağ­ yer alan tarihlendirme ilgili lantılar gösterir. Yakutiye'de çokgen kubbe bir kenarı ve bu kenarındaki mukarnaslı pencere ile eyvan­ görüsleri birer birer ele alarak. bu yayınlarda ifade edilen tarihlerin la bütünleşmiştir. Cifte Minareli Medrese' de ise onikigen kümbet beş cephe kenarıyla ve biri kapı. iki­ yapı ile ilgili durumunu arastırrnıs ve si pencere açıklığı ile adeta eyvan yan duvarlarıyla eyvana bağlanmıştır. Bu bağlantıda kümbetin oriji­ sonra kendi mülahazalannı dile getirerek medresenin "Meliketi'l­ nal çift merdivenli girişı ile bu giriş altındaki gömü mekanı girişi, onarımda yanlış olarak yapılan basa­ Mu'azzama Safvetu'd Dünya ve'd­ makl ı türbe girişi altında yok edilmiştir. Kümbetin iç mekan bezemesinde farklı üslupta görülen bitki­ Oin Padisah Hatun olduğunu ve medrese ile kümbetin h. 690/m. 1291 sel bezemeler de yapıda daha sonraki dönemlerde yapılan onarımlarla açıklanabilir. yılında inşasını tamamlandığını bildirir. Böylece Cifte Minareli Medrese, Anadolu Selçuklu medrese mimarisini yakından tanıyan bir mimar ve­ ya mimarlar tarafından, ilhanlı döneminde inşa edilmiş ve yapının mimari üslubuna uygun olan Yaku­ tiye Medresesi 113101 tarihine yakın bir tarih olmalıdır.

Anadolu Selçuklu mimari bütünlüğünde klasik ifadesini kazanan medrese mimarisi, 14. yüzy ı l ı n ilk yıl­ la rında n başlayarak gösterd i ği ufak değ i ş i klik l er yan ın da , genel şemayı koruyarak, Anadolu Beylikleri mimarisinde de yerel bazı etki-deglsikliklerle devam ettir i lmiş ti r .

Konya Karatay Medresesi Portalinden Detay, Hadisler {Foto: A. Kuş}

Gönül Cantay • Medreseler • 349