T. C.

STANBUL ÜNVERSTES

SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ

TARH ANABLM DALI

(Yüksek Lisans Tezi)

LKÇA TARHNDE TERCAN VE YAKIN ÇEVRES

Özden ÖZDEMR 2501020013

Tez Danman Prof. Dr. Mehmet ÖZSAT

stanbul 2005

“Bu çalma stanbul Üniversitesi Bilimsel Aratrma Projelerince desteklenmitir. Proje No: T-656/17032005”

TEZ ONAY SAYFASI

Prof.Dr. Mehmet ÖZSAT danmanlnda, Özden Özdemir tarafndan hazrlanan bu çalma, 23/11/2005 tarihinde aadaki jüri tarafndan . Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dal’nda yüksek lisans / doktora tezi olarak oybirlii / oyçokluu ile kabul edilmitir.

JÜR ÜYESNN JÜR ÜYESNN ADI SOYADI : ADI SOYADI : Prof.Dr. Mehmet ÖZSAT (Danman) Prof.Dr. Ouz TEKN TARH : 23.11.2005 TARH : 23.11.2005 MZA : MZA :

JÜR ÜYESNN JÜR ÜYESNN ADI SOYADI : ADI SOYADI : Prof.Dr. Mustafa H.SAYAR Doç.Dr. Orhan GÜRBÜZ TARH : 23.11.2005 TARH : 23.11.2005 MZA : MZA :

JÜR ÜYESNN ADI SOYADI : Doç.Dr. Alpaslan CEYLAN TARH : 23.11.2005 MZA :

Balk / Title: lkça Tarihinde Tercan ve Yakn Çevresi Yazar / Author: Özden Özdemir

ÖZ Erzincan li’ne bal Tercan lçesi, Dou Anadolu Bölgesinde, bölgenin Yukar Frat havzasnda, doal geçitlerin üzerinde, stratejik öneme sahip bir bölgede yer almaktadr. Tercan ilkça tarihi boyunca, corafi özelliklerinin de etkisiyle birbirine komu kavimler, devletler ve hatta kültürler arasnda bir snr bölgesi olduu gibi, ayn zamanda bu kültürler arasnda bir geçit, bir köprü olma özellii tamtr. “lkça Tarihinde Tercan ve Yakn Çevresi” konulu yüksek lisans tezinde, elde bulunan yazl kaynaklar ve arkeolojik veriler bir arada deerlendirilmi, Tercan’n Eskiça tarihi, kantlaryla birlikte belirli bir metot dâhilinde ana hatlaryla yazlmaya çallmtr. Böylelikle, hem Eskiça boyunca siyasi açdan hangi egemen güçlerin kontrolü altnda kalm olabilecei, hem de kültürel anlamda bu egemen güçlerin bölgeyi ne oranda etkileyebildikleri sorular ortaya konmutur.

ABSTRACT Tercan is the township of Erzincan, located in the Eastern Anatolia Region, in the Upper Euphrates basin of the region, which has a strategic importance with its location to the natural gates. During the Ancient History, also with the effect of its geographical properties, Tercan formed a border region between the neighboring tribes, countries and even cultures. Moreover this, it formed a passage, or a bridge with its situation amongst the neighboring cultures. In this master thesis titled “lkça Tarihinde Tercan ve Yakn Çevresi”, written sources and archaeological evidences considered together and the main lines of the Ancient History of Tercan tried to composed with a certain method. Thus, we can put forward the questions of “which ruling powers controlled the region and what is the level of their cultural influence on the region during the ancient history”.

ÖNSÖZ “lkça Tarihinde Tercan ve Yakn Çevresi” konulu tez çalmasnda, corafi ksm üzerinde özellikle ayrntl durulmu ve corafi yap çou boyutuyla genelden (Kuzeydou Anadolu Bölgesi) özele (Tercan ve yakn çevresi) doru bir sra izlenerek betimlenmitir. Böylece daha sonraki bölümlerde adndan çokça söz edeceimiz yer adlar ve yer ekilleri olabildiince netletirilmeye çallmtr. Bir baka deyimle mekân (olaylarn geçtii zemini) ayrntl anlatarak, zaman ve insan etkenlerini bunun üzerine oturtmak amaçlanmtr. Çalmamzda konuda bütünlüü salamak kaygsyla Tercan ve yakn çevresi dnda, Özellikle Erzurum, Erzincan, kimi zaman Kars ya da Malatya veya Van kesimleri ile ilgili birtakm bilgiler verilmitir. Ancak bu, çalmann corafi kapsamnn dna çkld anlamna gelmemelidir. Çünkü özellikle prehistorik devirlerden söz ederken, balantlar görebilmek, bir takm kültürel etkileimleri açklayabilmek için corafi kapsamn belli ksmlarda geniletilmesi gerekmitir. Bununla birlikte lkça’da Tercan’ az ya da çok etkilemi olan veya etkilemi olmas muhtemel olaylara ve kantlara, hangi bölgede olursa olsun deinilmeye çallmtr. Böylelikle Prehistorik Çalardan, Roma Egemenliinin sonuna kadar olan zaman dilimi içerisinde Tercan’n durumunun incelendii çalmamzn son bölümünde ise, 2005 ylnda Doç. Dr. Alparslan CEYLAN bakanlnda Tercan’da yaplan ve benim de ekip üyesi olarak katldm, yüzey aratrmasnda ele geçen bulgulara yer verilmi, sonuç ksmnda ise bunlar özet halinde deerlendirilmitir. Bu konu için beni tevik eden, kütüphanesini bana açan ve deerli yardmlarn benden esirgemeyen hocam Prof. Dr. Mehmet ÖZSAT’e, arazi çalmalarnda tüm imkânlar salayarak bana yer veren ve malzemeyi deerlendirme konusunda yardmc olan hocam Doç. Dr. Alpaslan CEYLAN’a, harita ve levhalar konusunda büyük emei geçen Ara. Gör. Yasin TOPALOLU’a, ayrca manevi desteini gördüüm Arkeolog Nesrin ÖZSAT’e teekkürü borç bilmekteyim.

Özden Özdemir Üsküdar 2005

ÇNDEKLER

ç Kapak………………………………………………...…...………....…...…... i Tez Onay Sayfas……………………………………...…...………...…...…...... ii Öz / Abstract…………………………...…...………...…………….....………... iii Önsöz………………………………………………...…...………...…...…….... iv çindekiler…………………………………………...…...………....…...…….... v Tablolar Listesi…………………………...…...………...…………….....……... viii Haritalar Listesi…………………………...…...………...…………….....……... viii Levhalar Listesi…………………………...…...………...…………….....……... ix Ksaltmalar Listesi (Periyodikler)…………………...…...………...…...….….... xiii Ksaltmalar Listesi (Dier)…………………...…...………...…...…………….... xiv GR………………………………………………...…...………...…...……… 1

I. XIX. YÜZYIL ÖNCES TERCAN ÇEVRESNE YAPILAN ARATIRMA VE NCELEME GEZLERNE GENEL BR BAKI…………………………. 3

II. TERCAN VE ÇEVRESNN CORAFYA VE TARH CORAFYASI… 6 A.Fiziki Corafya artlar………………………………………………... 6 1.Jeolojik ve Jeomorfolojik Yap…………………………………... 8 2. klim ve Bitki Örtüsü…………………………………………..... 12 3. Hidrografik özellikler…………………………………………..... 17 a. Akarsular…………………………………………...... 17 b. Göller…………………………………………...... 20 B. Jeopolitik Durum ve Tarihi Yollar……………………………………. 22

III. TERCAN YÜZEY ARATIRMASI……………………………...………... 28 A. Tercan Körolu Kalesi………………………………………………… 28 B. Bekaya Körolu Kalesi……………………………………………….. 28 C. Yaylack Kalesi………………………………………………………... 29 D. Yaylack Kale Alt Yerlemesi………………………………………… 29

E. Kaleciktepe Kalesi……………………………………………………... 29 F. Kötür Kalesi……………………………………………………………. 30 G. Üçpnar Kalesi…………………………………………………………. 30 H. Yollarüstü Kalesi………………………………………………………. 31 I. Yollarüstü Kaya Mezar………………………………………………… 31 . Pekeriç (Çadrkaya) Kalesi……………………………………………... 31 J. Pekeriç (Çadrkaya) Kaya iaretleri…………………………………….. 32 K. irinlikale Kalesi………………………………………………………. 32 L. irinlikale Kaya Mezarlar, Tüneller ve Kaya Çukurlar ……………… 34 M. Harabe Yerlemesi…………………………………………………….. 35

IV. YAZILI TARH ÖNCES ÇALARDA TERCAN VE ÇEVRES……….. 37 A. Paleolitik Ça’da Dou Anadolu ve Tercan………………………….. 37 B. Neolitik, Kalkolitik ve Tunç Çalar’nda Dou Anadolu ve Tercan…. 39

V. TARH ÇALARINDA TERCAN VE ÇEVRES…………………………. 46 A. M.Ö. II. Bin Ylda Tercan…………………………………………….. 46 1. Hayaa’l Kranni Döneminde Hitit – Hayaa ilikileri………….. 48 2. Mariya/ Dönemi………………………………………………… 51 3. Hukanna/ Dönemi………………………………………………. 54 4. Anniya / Dönemi………………………………………………. 55 B. M.Ö. XIII. ve XIV. Yüzyllarda Daya(e)ni / Diau(e)hi Krallklar ve Tercan ……………………………………………………………. 64 l. Ur(u)atri - Konfederasyonlar Dönemi……………………. 65 2. Egemenlii Dönemi……………………………………… 67 a. Assur ve Urartu Kaynaklarna Göre Daya(e)ni /Diau(e)hi... 67 b. ve I. Argiti Devri ve Sonras Diauehi’nin. Durumu………………………………………………………. 68 C. Pers Egemenliinde Tercan…………………………………………... 70 D. Helenistik Dönemde Tercan …………………………………………. 75 E. Roma - Parth Mücadeleleri arasnda Tercan (Armenia’nn

Parçalanmasna Kadar)……………………………………………...... 77 1. Büyük döneminde Tercan………………………... 77 2. Augustus Döneminden Diokletianus Dönemine Kadar Tercan…………………………………………………………. 82 3. Paganizmden Hristiyanla Geçi, Tercan ve Çevresindeki Kült Merkezleri……………………………………………….. 88 4. Constantinus’dan I. Theodosius’a kadar Tercan…………… 89 SONUÇ…………………………………………………………………………. 92 KAYNAKÇA…………………………………………………………………… 94 A. Antik Kaynaklar……………………………………………………………... 94 B. Modern Eserler………………………………………………………………. 97 Haritalar………………………………………………………………………… 115 Levhalar………………………………………………………………………… 124

TABLOLAR LSTES

Tablo I. Tercan’daki yerlemeler ve buluntularnn devirlere göre dalm.

HARTALAR LSTES

Harita I. Tercan ve Çevresi Fiziki (Atlas Kartografya Servisi, stanbul, Ekim 2003) Harita II. Tercan Fiziki (Atlas Kartografya Servisi, stanbul, Aralk 2002) Harita III. Dou Anadolu Tunç Ça Kültürleri (Arkeo Atlas, Say 3, 2004) Harita IV. Hitit Devleti ve Komular (Arkeo Atlas, Say 3, 2004) Harita V. Urartu Devleti’nin Bat snrlar (Arkeo Atlas, Say 4, 2005) Harita VI. Ksenophon’un Dou Anadolu’daki Rotas (Sagona, C, 2004: 302) Harita VII. Roma mparatorluu MS 138 (National Geographic Society, Washington D. C., July 1997) Harita VIII. Antik Ça’da Kuzeydou Anadolu (W. M. Calder – G. E. Bean, A Classical Map of Asia Minor, London, 1958) Harita IX. Tercan Yerlemeler

LEVLAR LSTES

Levha I. Resim 1. Tercan Uydu Görüntüleri Resim 2. Tercan Uydu Görüntüleri Levha II. Resim 3. Tercan Baraj Göleti Resim 4. Tercan lçe Merkezi Levha III. Resim 5. Tercan Körolu Kalesi Resim 6. Tercan Körolu Kalesi Levha IV. Resim 7. Bekaya Körolu Kalesi Resim 8. Bekaya Körolu Kalesi Levha V. Resim 9. Yaylack Kalesi Resim 10. Yaylack Kalesi Levha VI. Resim 11. Yaylack Kalesi Buluntularndan örnekler Resim 12. Yaylack Kalesi Buluntularndan örnekler Levha VII. Resim 13. Yaylack Kale Alt Yerlemesi Resim 14. Yaylack Kale Alt Yerlemesi Buluntularndan Örnekler Levha VIII. Resim 15. Kaleciktepe Kalesi Resim 16. Kaleciktepe Kalesi Levha IX. Resim 17. Kaleciktepe Kalesi Resim 18. Kaleciktepe Kalesi Buluntularndan Örnekler Levha X. Resim 19. Kötür Kalesi Resim 20. Kötür Kalesi Levha XI. Resim 21. Üçpnar Kalesi Resim 22. Üçpnar Kalesi Levha XII. Resim 23. Üçpnar Kalesi Buluntularndan Örnekler Resim 24. Üçpnar Kalesi Buluntularndan Örnekler Levha XIII. Resim 25. Yollarüstü Kalesi Resim 26. Yollarüstü Kalesi Levha XIV. Resim 27. Yollarüstü Kalesi Resim 28. Yollarüstü Kalesi Buluntularndan Örnekler Levha XV. Resim 29. Harabe Yerlemesi Resim 30. Harabe Yerlemesi Resim 31. Harabe Yerlemesi Buluntularndan Örnekler Levha XVI. Resim 32. Pekeriç Kuzeybatdan (Ik, 1987: Abb. 18) Levha XVII. Resim 33. Pekeriç Kaya aretleri (Belli, 1986: 75) Resim 34. Pekeriç Kaya aretleri (Belli, 1986: Lev. X, 1) Levha XVIII. Resim 35. Pekeriç Mezar II Girii (Ik, 1987: Abb. 34) Resim 36. Pekeriç Mezar III Girii (Ik, 1987: Abb. 35) Levha XIX. Resim 37. Pekeriç Kaya Çukuru d (Ik, 1987: Abb. 28) Resim 38. Pekeriç Kaya Çukuru iç (Ik, 1987: Abb. 29) Levha XX. Resim 39. irinkale’nin Konumu (Ik, 1987: Abb. 3) Resim 40. irinkale Genel Görünümü (Ik, 1987: Abb. 4) Levha XXI. Resim 41. irinkale Plan (Ik, 1987: Abb. 2) Levha XXII. Resim 42. irinkale Mezar I Plan (Ik, 1987: Abb. 6a) Resim 43. irinkale Mezar I Kesit AA (Ik, 1987: Abb. 6b) Levha XXIII. Resim 44. irinkale Mezar II D Görünümü (Ik, 1987: Abb. 7) Resim 45. irinkale Mezar II ç Görünümü (Ik, 1987: Abb. 8) Levha XXIV. Resim 46. irinkale Mezar II Plan (Ik, 1987: Abb. 9a) Resim 47. irinkale Mezar II Kesit AA (Ik, 1987: Abb. 9b) Levha XXV. Resim 48. irinkale Basamakl Tünel (Ik, 1987: Abb. 17) Levha XXVI. Resim 49. irinkale Kaya Çukuru I (Ik, 1987: Abb. 26) Resim 50. irinkale Kaya Çukuru II (Ik, 1987: Abb. 27)

KISALTMALAR LSTES (PERYODKLER)

AA Archäologische Anzeiger; Jarbuch des Deutschen Archäologischen Instituts, Berlin AfO Archiv for Orientforschungen

AJA American Journal of Archaeology, Baltimore, 1885 vd.

An. Ar. Anadolu Aratrmalar, stanbul, 1955 vd.

ANES Ancient Near Eastern Studies

ANRW Aufstieg und Niedergang der Römischen Welt, Berlin, New-York, 1980.

ARAB LUCKENBILL, D. D., Ancient Records of and Babylonia I: Historical Records of Assyria from the Earliest Times to Sarogon; II: Historical Records of Assyria from Sarogon to the End, Chicago, 1926, 1927.

ArkST. T. C. Kültür Bakanl Antlar ve Müzeler Genel Müdürlüü, Arkeometri Sonuçlar Toplants, 1986 vdd.

AS Anatolian Studies, Journal of the British Instituteof Archeology at Ankara, London, 1951 vd.

AST T.C. Kültür Bakanl Antlar ve Müzeler Genel Müdürlüü, Aratrma Sonuçlar Toplants, 1983 vdd.

Belleten Türk Tarih Kurumu, Belleten, 1937 vd.

CAH Cambridge Ancient History.

CICh LEHMANN – HAUPT, C. F., Corpus Inscriptionum Chaldicarum I – II, 1928, 1935, Leipzig. DTCFD Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Corafya Fakültesi Dergisi, Ankara, 1942 vd.

FHGr Fragmenta Historicorum Graecorum, ed. C. Müller, Paris, 1841– 1870.

HChI KÖNG, F, W., Handbuch der Chaldischen Inschriften, AfO, Beiheft 8, Graz, 1955 – 1957.

JRGS Journal of the Royal Geographic Society

JHS Journal of Hellenic Studies, London, 1880 vd.

JNES Journal of Near Eastern Studies, The American Journal of Semitic Langueges and Literatures, Chicago, 1942 vd.

JRS Journal of Roman Studies

Klio Beitrage zur Alten Geschichte, Leipzig, 1901 vd.

KBo Keilschrifttexte aus Boghazköi- Leipzig/ Berlin.

KST T.C. Kültür Bakanl Antlar ve Müzeler Genel Müdürlüü, Kaz Sonuçlar Toplants, 1980 vdd.

MDOG Mitteilungen Der Deutschen Orient-Gesellschaft, Berlin, 1898 vd.

MGH Monumenta Germaniae Historica

MTA Enst. Maden Tetkik Arama Enstitüsü Dergisi, Ankara. Derg.

MVAeG Mitteilungen der Vorderasiatisch – Aegyptischen Gesellschaft, Leipzig, 1896 vdd.

OCD The Oxford Classical Dictionary (ed. N. G. L. Hammond- H. H. Scullar, Oxford, 1973).

RE RE- Pauly-Wissowa-Kroll-Mittelhaus, Real-Encyclopadie der Klassischen Altertumswissenschaft, Stutgart, 1894 vd.

REA Revue des Etudes Anciennes, Strasbourg.

RHA Revue Hittite et Asianique, Paris, 1930 vd.

SBD Yüzüncü Yl Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Van, 1990 vd. TAD Türk Arkeoloji Dergisi, Ankara, 1950 vd.

TTKong. TTKong.- Türk Tarih Kongresi Raporlar, Ankara, 1932 vd.

WDOG Wissenschaftliche Veröffentlichungen der Deutschen Otient – Gesellschaft, Leipzig, 1900 vd.

KISALTMALAR LSTES (DER)

Abb. Abbildung

Bkz. Baknz

Çev. Çeviren

DÇ. Demir Ça

Ed. Editör

TÇ. lk Tunç Ça

Lev. Levha

OÇ. Ortaça vd. ve devam.

Vol. Cilt

GR Tarm Eskiçalardan bu yana Anadolu insannn kültürünü biçimlendirmi en eski faaliyet alanlarndan biridir. Zengin kültürümüzün ayrlmaz parças olan tarmla ilgili kelimelerin, Anadolu’da baz yer adlarnda da görülmesi artc bir durum deildir. Tercan kelimesi, bu türden kelimelerin yer ad olarak kullanmna güzel bir örnektir. Zira Tercan kelimesinin, Anadolu’nun çeitli yerlerinde “yazn yenmek üzere ayrlan buday” ve “krmz buday” anlamlarnda kullanld görülmütür1. Erzincan li’ne bal Tercan lçesi, Dou Anadolu Bölgesinde, bölgenin Yukar Frat havzasnda yer almaktadr. Erzincan’n 93 km. dousunda bulunan ilçe, günümüzde Tercan Ovas olarak bilinen sahann en büyük yerleme birimidir. Tercan, Dou – bat dorultusunda, Erzincan ve Erzurum il merkezlerinin hemen hemen ortalarnda bulunmaktadr. l merkezi Erzincan, geçmite 1047, 1457, 1583, 1666, 1784, 1888, 1930 ve 1939 yllarnda iddetli depremlere maruz kalm, 1939 Aralk ayndaki deprem Erzincan’ tamamen ykm ve nüfusunun önemli bölümünü yok etmitir. Ancak bu ykc afetlere ramen, sahip olduu bereketli topra, su kaynaklar ve hepsinden önemlisi yüzyllardr yaanlan topraklarda bulunan kültürel miras, insanmz bu bölgede yaamaya devam etmesini salam hatta daha sk balarla balanmasna neden olmutur. Önemli bir corafi konuma sahip olan Tercan, kuzeyde Yukar Çoruh vadisi ile Karadeniz ve Transkafkasya’ya, batda Kelkit vadisi ve Kzlrmak havzalar ile ç Anadolu’ya, Tercan ovasn 37 km. boyunca batanbaa kat eden ve binlerce yldr bu ovalara hayat veren Karasu ile Güneydou Anadolu ve Mezopotamya’ya balanmaktadr. Bunlarla birlikte Tercan, Erzurum - Horasan - Karakurt - Kazman üzerinden Aras Vadisine açlmaktadr. Böylece tarih boyunca önemli göçlerin mekân olan Aras Nehri’nin oluturduu dou-bat yönlü doal ulam yollarna balanmaktadr. Ayrca Tercan, Dou Anadolu’nun önemli pek çok önemli yerleim yerlerine2 doal ulam yollar ile balanmaktadr ve buralara oldukça yakndr. Tercan kukusuz Urartu corafyas içerisinde yer almaktadr. Urartu sanat ile mimarl hakkndaki bilgilerimize en çok katkda bulunan verimli birkaç

1Bkz. Koay 1956: 51. “Tercan: I. Yazn yenmek üzere ayrlan buday. “Üç çuval Tercan ayrdm” (Kemaliye – Malatya yöresi), II. Krmz Buday. (Kocaözü Köyü, Hekimhan – Malatya, Sivas yöresi). 2 Geç Kalkolitik devirden Ortaçaa kadar yerleim gören Sos ve Pulur höyükler gibi.

1 yerlemeden birisi olan Altntepe3, Erzincan - Erzurum yolu üzerinde, Erzincan li’nin 20 km dousunda bulunmaktadr ve Tercan’a yalnzca 40 km mesafededir. Yine ileride ayrntlaryla deineceimiz gibi, Tercan ilçesinin snrlar içerisinde, Esenevler Komu’nun 2 km. güneybatsnda bulunan irinlikale ve Çadrkaya Beldesi’nin hemen batsnda bulunan Pekeriç (Çadrkaya) Kalesi Urartular zamanndan günümüze gelen en önemli kalntlardr. Bütün verilerin bize gösterecei gibi, Tercan ve çevresi eski Anadolu’nun dousunda gelien kültürlerle, batsnda gelien kültürlerin birleme noktasnda bulunmaktadr ve tarihinin derinliklerinde büyük kültürel zenginlikler barndrmaktadr. Buna ramen Tercan’la ilgili antik kaynaklar çok snrldr. Bu nedenle Tercan’la ilgili çalmamzda yüzey aratrmalaryla tespit edilen yerleme yerlerinden elde edilen maddi kültür belgelerinin deerlendirilmesi kaçnlmaz olmutur.

3 Altntepe’de 1959 ylnda Prof. Dr.Tahsin Özgüç bakanlnda kazlarna balanm ve iki ayr ciltlik bir monografi ile yaynlanmtr, kaynakçada bkz. Özgüç, 1966; Özgüç, 1969.

2 I. XIX. YÜZYIL ÖNCES TERCAN ÇEVRESNE YAPILAN ARATIRMA VE NCELEME GEZLERNE GENEL BR BAKI Doal tarihi yollarn kesitii önemli konumu ile Tercan, tarih boyunca pek çok seyyah ve aratrmacnn ziyaretine ev sahiplii yapm ya da en azndan, daha uzandaki yerlere giderken yaptklar yolculukta onlara urak yeri olmutur. XIX. yüzyldan önce bölgeye gelen seyyahlar daha çok rastladklar kiileri ve olaylar kaleme almlardr. Eserlerinde aratrma ürünü olmayan doa tasvirlerine de yer vermilerdir. XIII. yy. da Marco Polo Moolistan’a giderken irinlikale’den geçmi ve eserinde çevre ile birlikte ksaca irinlikale’ye de deinmitir. bn Batuta, Evliya Çelebi ve Kâtip Çelebi, seyahatnamelerinde o devirde de daha büyük bir nüfusu barndran ve daha gelimi bir merkez durumundaki Erzincan’dan bahsetmektedir. Bu seyahatnameler ehrin siyasal, sosyal yaps ve sanat eserleriyle doal dokusu hakkndaki bilgileri u ekilde vermektedir4: bn Batuta (XIV. yy): "...Erzincan Irak melikinin büyük ehirlerinden biridir, nüfusu çoktur. Sakinlerinin çou Ermeni olup Müslümanlar Türkçe konuurlar. Çarlarnn düzenleni biçimi çok güzeldir. Burada güzel kumalar dokunur, Bakr madeni olup ondan kap-kacak yaplr. Erzincan'da Ahi Nizameddin'in zaviyesine indik ki en güzel zaviyelerdendir. Bu kii Ahilerin seçkinlerindendir. Bizi mükemmel bir biçimde arlad. Erzincan'dan Erzurum ehrine gittik." Kâtip Çelebi (XVII. yy): “...Erzurum'dan 40 fersah uzaklkta ovas bol bir e- hirdir. Buradaki bir dada bulunan bir maarann tavanndan akan su sert bir ta olur. Bu ehirde birkaç kez deprem olduundan çok binas yklmtr. Selçuklu Sultan Alaaddin Keykubad kale burçlarn yenilemitir. Havas güzeldir. Frat Nehri dndan geçer. Pamuk, üzüm ve meyvesi bol olur”. Evliya Çelebi (XIX. yy): "...Erzincan, Erzurum topranda Paa hasndan ayrlm olup, hâkimi subadr. Yüz elli akçelik erif kazadr. Nahiyeleri ve köyleri vardr. Kadsna alt kese hâsl olur, hükümettir. eyhülislâm, nakibüleraf, sipahi kethüda yeri, yeniçeri serdar, yüz elli adet ticaretle uraan kale neferi vardr. dare- cileri muhtesip aas ve ehir naibidir Kalesi düz bir ovann ortasnda dört köe, tatan yaplm küçük bir kaledir. Ama duvarlar çok alçaktr. Dört tarafndaki ku-

4 bn Batuta, 349–354; Evliya Çelebi, III, 75; Kâtip Çelebi, 75

3 leleri salam deil... Eski bir kaledir. Etrafndaki hendei alçaktr. Abaza Paa Erzurum'da isyan edince hendek, burç ve duvarlarm tamir muhafaza ettiler. Fakat Abaza'dan kurtulu olmadndan çaresiz kaleyi ona teslim ettiler”. “Havas oldukça iyidir. Dou tarafnda da an Erzurum iki konak uzaklktadr. Buraya kar yaar fakat üç günden fazla kalmaz. Yaz, k sebzesi eksik olmaz. Her çeit hububat boldur. Yiyeceklerinden yetmi çeit sulu armudu mehurdur. Hatta paaya buradan on yedi türlü sulu armut verdiler. (Evenk üzümü) yenisi çkncaya kadar kalr: Zerdalisi, armut kurusu, dut kurusunun beyaz ve sars, mor ve-siyah dutu mehurdur. Çar ve pazarnda dut kurusu sattklar gibi yük yük baka yerlere de götürürler. Bakaca tmar vardr. Çeit çeit dut pekmezini günlük ve bahar ile terbiye ederler. Bir kâsesini içene taze hayat verir. Mesireleri çoktur. Meyveleri iki günde yük hayvanlar ile Erzurum'a götürürler. Erzurum'u meyve ile doyuran bu ehirdir.” Kamus ül-Âlam’da Tercan'a ilikin u bilgilere yer verilmektedir: “Erzurum Vilayeti'nin Merkez Sanca’na bal bir ilçedir. lçenin 24.368 nüfusunun çounluu slam, geri kalannn büyük kesimi Ermeni'dir. lçe’de, 36 cami ve mescit, 35 kilise ve manastr, 10 medrese, 1 rüdiye ve çok sayda sbyan mektebi, 1 hamam, 4 han, 60 dükkân ve 136 deirmen bulunmaktadr. Küçük sanayi ürünleri, alahal, kilim, seccade ve çoraptr”. Ali Cevad, Tercan'a ilikin u bilgileri vermektedir: “Erzurum Vilayeti'nin Merkez Sanca'na bal bir ilçedir; 12 bucakla,192 köyden olumutur. lçenin tüm nüfusu, 20.000’i slam olmak üzere toplam 26.795'tir lçede 36 cami ve mescit, 35 kilise, 10 medrese, 236 deirmen vardr. Hutur Köyü snrlar içinde petrole benzer bir sv kayna bulunmaktadr. Halk bunu aydnlatmada kullanmaktadr. Küçük sanayi ürünleri, alakeçe, kilim ve seccadedir”. Timur'un huzuruna çkmak için deniz yolu ile Trabzon'a gelen spanyol elçisi Clavijo, birlikte yola çkt kervanla, Torul-Gümühane-Kelkit üzerinden sekiz günde Erzincan'a ulamt5. Bu süre içerisinde gördüü topraklarn iklimi, bitki örtüsü ve etnik yaps hakknda bilgi veren Clavijo, Erzincan'dan sonra Erzurum'a

5 Bkz. Clavijo, 1928: 138.

4 varr. ehrin kalesi, kuleli surlar ve iç kalede oturanlarla ilgili gözlemleri6, elimizde çada kaynak bulunmadndan ayr bir önem tar. XIX. yüzyln balarndan itibaren bölgeye yaplan gezi ve inceleme gezileri, giderek bilimsel amaca yönelmektedir. Bununla birlikte, çou Fransz ve ngiliz olan kiilerce gerçekletirilen seyahatler, genellikle yerleim merkezlerinin konumlar, tarihleri, sanat eserlerinin tespiti veya bölgedeki Hristiyan topluluklarn geçmiteki ve o günkü yaama biçimini aratrmaya yönelik, genel nitelikteki seyahatlerdir. Ancak bu seyyahlar Tercan’la ilgili dorudan bilgi sahibi olabileceimiz kimse bulunmamaktadr.

6 Clavijo, 1928: 138.

5 II. TERCAN VE ÇEVRESNN CORAFYA VE TARH CORAFYASI A.Fiziki Corafya artlar Kuzeydou Anadolu, yükseklii 2000 metreyi aan platolardan meydana gelmitir ve bu platolar üzerinde 3000 m. den yüksek da sralar yer almaktadr. Dalar arasna gömülü olan depresyonlar, genellikle dou - bat yönünde uzanrlar. Doal yollar güzergâh olarak çounlukla bu depresyonlar takip ederler7. Sözü geçen Jeolojik – Jeomorfolojik birimleri kuzeyden güneye doru sraladmzda, ilk olarak Karadeniz’i dbükey bir yay eklinde kuatan sradalar, Çoruh oluu ile Karadeniz’in ky düzlükleri arasnda bir duvar gibi yükselirler. Zirveleri, Artvin - Rize - Erzurum il snrlarnn adeta subölümü çizgisini oluturur. Burada, yükseltisi douya dou gittikçe artan ve günümüzde Dou Karadeniz Dalar olarak adlandrlan büyük da silsilesini Strabon, “Paryadros Dalar” olarak isimlendirir8. Strabon’un ayrca “…Bölgede genel olarak Paryadros Da Silsilesi arasnda iyi sulanm ve ormanlk yerlerin bulunuu ve birçok yerlerin derin vadiler ve dik uçurumlarla kapl oluu, böyle kaleler yapmaya çok elverilidir…” ifadesi9, bölgenin birtakm jeopolitik özelliklerini vurgulamaktadr10. Bu da srasnn zirvelerinden geçtiini söylediimiz teorik çizginin güney kesimi, Çoruh oluuna doru oldukça dik olup akarsu sistemi tarafndan parçalanmtr. Büyük ölçüde Neozoik11 (Tersiyer) yataki kvrmlardan olumu kütlelerin 3000 m.den yüksek bölümleri Kuaterner balarnda iddetli buzullama olayna maruz kalmlardr12. kinci olarak, Çoruh-Kelkit depresyonu, Kuzey-dou Anadolu’nun en belirgin krk çizgileri arasnda yer alr13. Paleozoik14 bir temel üzerine oturmu olan bu

7 Erinç, 1953: 90 vd; ayrca bkz. Sözer, 1974: 27. 8Bkz. Strabon, XII, III, 18. “Burada yukar Kolkhis’teki Moskhia Dalar’yla (tepeleri Heptakömet’ler kavmi tarafndan igal edilmitir) birleen ve çok kayalk olan Skydises Da ve ayn zamanda Sidene ve Themiskyra Bölgesi’nden Küçük Armenia’ya kadar uzanarak, Pontos’un dou tarafn meydana getiren Paryadros Da da vardr” 9 Strabon, XII, III, 28. 10 Pehlivan, 1984: 15. 11 Günümüzden 65 – 1,8 milyon yl öncesini kapsayan jeolojik dönem. 12 Erinç, 1953: 16; Acar, 1979: 23. 13 Erinç, 1953: 16. 14 Günümüzden 545 – 251,4 milyon yl öncesini kapsayan jeolojik dönem.

6 depresyonun eimi, kuzey-dou bölümünde giderek azalr. Çoruh-Kelkit oluu ile Akale-Erzurum-Pasinler arasnda; Kop (2963 m.), Karahalil (2900 m.) Yesirçöl (3300 m.), Dumlu (3200 m.), Kargapazar (3288 m.) dalar uzanmaktadr. Bu da kütleleri, kuzeyden Çoruh’a güneyden Karasu’ya karan birçok yan dereyi beslerler15. Son olarak, Akale-Erzurum-Pasinler Depresyonlar, batda Tercan Ovalar, Karasu ‘yun kaynak bölümü ile merkezî ksmda Erzurum Ovas ve douda Pasinler - Horasan Ovalarndan oluur16. Bu depresyonlar, Karasu ve Aras yoluyla hem Basra Körfezi, hem de Hazar Denizi ile balant kurmu birer açk havza durumundadrlar17. Bu jeomorfolojik özellikler, Tercan ve çevresinin yalnz Dou Anadolu’nun deil, ayn zamanda Kafkaslar, ran ve hatta Orta Asya’nn Bat Anadolu ve Avrupa ile balant kurabilmesinde önemli rol oynar. Bölgenin bu ilevi tarihin en eski çalarndan beri devam etmektedir. Dou Anadolu Bölgesi’nin Yukar Frat Bölümü’nde, Erzincan ili snrlar içerisinde, Klçkaya Dalar’nn18 bat uzantsnn yükseltisinin iyice azald yerde, Karasu Irma keskin bir kavisle güneye kvrlr. Bu kavisten balayarak Erzincan Ovasna açlan Sansa boazna kadar Karasu vadisinin her iki tarafnda çok sayda düzlük vardr. Bunlardan ilk olarak deineceimiz Miadin düzü, batda Karasu’ya doru inen Mans deresinin aa vadisi üzerinde bulunmaktadr. Dousunda ve güneyinde Esence ve Karakaya dalar bulunan bu düzlük oldukça sulaktr ve buday, arpa, eker pancar gibi ürünler için elverilidir. Buras özellikle köse buday ile ünlüdür. Yine, hemen batda bulunan Çayrl lçesi’nde tarmn yan sra büyük ve küçükba hayvanclk da ileridir. Karasu’nun çizdii geni yayn içinde kalan, dou kesimindeki ovalar daha genitir. Bunlarn en genii yaklak 180 km2 alan ile Çadrkaya (Pekeriç) ovasdr19. Ova seviyesi Klçkaya Dalar’nn eteklerinden Karasu’ya doru gidildikçe alçalmaktadr. Genel olarak uzaktan düz görünmesine ramen ova, Klçkaya Dalar’ndan Karasu’ya inen ve ova seviyesinin 5 – 10 metre altndaki dereler tarafndan yarlmtr. Bu düzlüklerin tümüne birden

15 Erinç, 1953: 92; Tarkan, 1979: 9. 16 Erinç, 1953: 91; Acar 1979: 23; Tarkan 1979: 9. 17 Erinç, 1953: 100, 101; Darkot, 1977: 342. 18 Klçkaya Dalar baz eski eserlerde “Maryam Da” veya “Meyram Dalar” olarak da geçmektedir. 19 Saraçolu, 1989: 344.

7 “Tercan Ovas” denmektedir20. Adndan da anlalaca gibi, Tercan ilçesi bu ovada kurulmutur ve ovann en büyük yerleme birimidir. Tercan ovas idari bakmdan Erzincan ilinin Tercan, Çayrl ve Otlukbeli ilçelerini de kapsamaktadr21. Ova kuzeyden Otlukbeli dalar (2260 m.), batdan Esence (Kei) dalar (3549 m.), güneyden Barpaa (3292 m.) ve Serçelik dalar (3078 m.), doudan ise Dumanl (2710 m.) ve Klçkaya Dalar tarafndan çevrilmitir22. Etraf yüksek dalarla ve platolarla çevrili bu sahann yüzölçümü 3072 km2 kadardr. Bunun yaklak 367 km2 sini ovalk, kalan bölümü ise (2696 km2) dalk ve tepelik araziler oluturmaktadr. Ovann deniz seviyesinden yükseltisi 1370 – 1500 m.ler arasnda deimektedir. Dolaysyla ova taban ile onu çevreleyen dalar arasndaki yükseklik fark yer yer 2000 m.yi amaktadr23.

1.Jeolojik ve Jeomorfolojik Yap Dou Anadolu Bölgesi’nin Yukar Frat havzasnda yer alan Tercan Ovas, kuzeydou – güneybat yönünde uzanan kvrm kütlelerini çapraz olarak geçen bir dislokasyon24 hatt üzeride yer almaktadr25. Kuzey Anadolu Fay, Erzincan Ovas’n bat – dou yönünde geçerek, Sansa Boaz üzerinden Karlova’ya kadar uzanan, dorultu atml ve saa aktif bir faydr26. Tercan ovasnn güneyinde uzanan bu faya ova içerisinde paralel ya da dik uzanan yerel faylar bulunmaktadr. Gerek Kuzey Anadolu faynn, gerekse yerel faylarn uzan dorultular kuzeybat – güneydou yönünde olduundan aksi yönde uzanan kvrm kütlelerini çapraz olarak geçmektedir. Olaslkla Orta Miyosen’den itibaren (günümüzden yaklak 13 – 14 milyon yl önce) meydana gelen tektonik hareketler srasnda Esence, Otlukbeli ve Klçkaya Dalar toptan yükselirken, sözü edilen faylar boyunca çökmeler meydana gelmi ve böylece Tercan ovas ana hatlaryla olumutur27.

20 Saraçolu, 1989: 343. 21 Yazc, 1993: 266. 22 Yazc, 1993: 266. 23 Yazc, 1993: 267. 24 Tektonik nedenlerle bozulma: yer deitirme: yarlm, faylanma. 25 Erinç, 1953: 113; Yazc, 1993: 269. 26 Ketin, 1969: 13; Yazc, 1993: 269. 27 Yazc, 1993: 269.

8 Yine ayn devirde Tetis denizinin sahay terk etmesiyle orta ve üst Miyosen karasal oluumlar meydana gelmeye balamtr. Çeitli boyuttaki çakllarla birlikte kum ve marnlarn (kilta) talamasyla konglomera görünümü alan pliyosen çökelleri, bu devirde sahann göllerle kapl olduunu göstermektedir. Bu çökeller günümüzde nehir yatandan 30 ila 60 metre yükseklikte bulunan taraçalar meydana getirmektedir28. Bu taraçalar sahadaki gölün, olaslkla Kuaterner29 balarnda büyük oranda boaldnn iareti saylabilir. Ovann parçal görünümünün sebebi de vaktiyle göl tabannda birikmi olan depolarn, gölün boalmasn takip eden devrede Karasu Irma ve onun kollar tarafndan derin bir ekilde yarlmasdr. Bundan dolay Tercan ovasnn geni birkaç taraça yüzeyinden olutuu söylenebilir. Sahann merkezi ksmn igal eden ovalk alandan çevredeki dalk alanlara gidildiinde, anm at baz tepelere ve srtlara rastlanmaktadr. Bu morfolojik görünüm özellikle Baköy – Çayrl Depresyonu ile Büklümdere - Babudak hattnda dikkati çekmektedir. Yükseklikleri 1750 ile 2000 metre arasnda deien bu tepe ve srtlar arasda alüviyal düzlükler yer alr. Tercan’n dousunda yer alan Yaylack Köyü civar ile güneydouda Kalecik, Oulveren, Babudak ve Güzbudak köyleri çevresinde çou bazalt olmak üzere daha çok volkanik unsurlardan oluan tepeler (Karata Tepe, 1716 m. Kocababa Tepe 2015 m. Yldztepe 1776 m. Karapnar Tepe 1639 m. ve Akcaviren Tepe 1900 m. ) yaygndr. Volkanik oluumlarn en önemlisi ise kütlesinin neredeyse tamam bazalttan oluan 2339 metre yüksekliindeki Höbek Da’dr30. Tercan ovasnn güneyinde ve dousunda (özellikle Klçkaya Dalar’nn bat eteklerinde) yer kabuu hareketleri sonucu dikleerek tepe görünümü alan Mesozoik kalker bloklarna rastlanr. lk bakta volkanik kütleleri andran bu tepeler; Beyazta (1818 m.), Büyükta (1883 m.), Akdoan (1781 m.), Sivri (1958 m.), Kurt (1650 m.), Vank (1674 m.), Üçpnar (1607 m), Körolu Kaps (1748 m.), Akpnartepe (2162 m.), ve Kireçtepe (1769 m.) gibi tepelerdir31.

28 Ardos, 1984: 118; Yazc,1993: 270. 29 1.8 milyon yl öncesinden günümüze kadar olan zaman kapsar. Kendi içinde Pleistosen ve Holosen olmak üzere iki devire ayrlr. 30 Yazc, 1993: 271. 31 Yazc, 1993: 271.

9 Alann kuzeyinde ve batsnda yer alan Kzltepe (1565 m.), Karayatak Tepe (1536 m.), Hoirik Tepe (1845. m), Harman Tepe (1560 m.), Krlar Tepe (1750 m.), Sargüney Tepe (1997 m.), Köstepe (1760. m) ve Karaaaç Tepe (1855 m.) gibi tepeler ise üst Miyosende oluan konglomera, kumta ve kireçtann anmas sonucu olumulardr32. Tercan Ovas’n çevreleyen dalardan en yüksek olan Esence Dalardr. Kuzeybat – güneydou yönünde uzunluu 50 kilometreyi geçen bu da silsilesi batdan douya doru Kei Da (3549 m.), Soanl Da (3065 m.), Çiçekli Da (3105 m.), Kaplda (1905 m.) ve Mirpet Da (3115 m.) gibi isimlerle anlan dalk kütlelerden oluur33. Bu dalarn yüksek kesimlerinde Pleistosen34 buzullamann izleri olan çok sayda sirk ve sirk gölü bulunmaktadr. Bölgemizi çevreleyen yer ekillerine ayrntl bakldnda arazinin durumu daha da netlemektedir. Yukarda da ad geçen Otlukbeli Dalar Tercan Ovas’n kuzeyden snrlamakta ve güneybat – kuzeydou yününde yaklak 80 kilometre uzanmaktadr. Bu dalarn bat ksmna Çimen Dalar, dou ksmna ise Kop Dalar denmektedir. Kop Dalar, zor geçit veren dik ve düzenli bir sra oluturarak Erzurum’un kuzeyinde Mescit Dalar ile birleir. Strabon, bugün Erzincan - Tercan bölgelerini içeren Akilisene – Derxene bölgelerinden söz ederken, Paryadroslar’dan ayr olarak bir de Skydises ve Moshika dalarn anmaktadr35. Bunlardan Moshika Dalar’nn, yukar Kolkhis’te bulunduunu söylemesi bize bu dalarn lokalizasyonu ile ilgili bir fikir vermektedir. Buna göre Skydises’in, Otlukbeli Dalar silsilesine ait olmas ve kuzeydouda birletii Moshika Dalar’nn bugün Mescit Dalar olarak bilinen da silsilesi olmas olasdr.

32 Yazc, 1993: 271. 33 Yazc, 1993: 272. 34 Buzul Çadr, günümüzden 1,8 – 0.01 milyon yl öncesi dönemi kapsar. 35 “Trapezus ve Pharnakia’nn üst tarafnda Tibaran’lar ve eski zamanlarda Makron’lar denen San’lar ve Armenia Minor bulunur ve erken devirlerde Kerkit’ler denen Appaït’ler kavmi bu bölgelere oldukça yakndr. Bu insanlarn ülkesini iki da keser. Burada yukar Kolkhis’teki Moskhia Dalar’yla (tepeleri Heptakömet’ler kavmi tarafndan igal edilmitir) birleen ve çok kayalk olan Skydises Da ve ayn zamanda Sidene ve Themiskyra Bölgesi’nden Küçük Armenia’ya kadar uzanarak, Pontos’un dou tarafn meydana getiren Paryadros Da da vardr...” Strabon , XII, III, 18.

10 Kop Dalar üzerinde, 2.400 m. yükseklikte Tercan’ Bayburt’a balayan Alevi Geçidi bulunmakladr36. Otlukbeli Dalarnn Tercan Ovas’na bakan güney yamaçlar, Karasu Irma’nn kollar tarafndan tepeler ve srtlar oluturacak ekilde yarlmtr Coanda (2978 m.), Akda (2717 m.) ve Kopda (2968 m.) gibi yükseltisi yer yer 3000 metreye yaklaan zirveler bulunduu gibi, 2000 – 2500 metreler aras geni yayla düzlükleri de vardr37. Tercan Ovas’nn dousunda Klçkaya ve Dumanl dalar yer alr. Karasu Irma’nn Akale Boaz’ndan çktktan sonra Tercan Ovas’nda güneybatya doru yön deitirerek çizdii yayn içerisinde kalan dalk sahaya Klçkaya Dalar denir. Güneydou – kuzeybat yönünde uzanan bu dalarn yükseklii Tercan’n kuzeyinde 2700 metrelere ulamaktadr. Bu dalarn yapsn oluturan kayaçlarn çeitlilii oldukça farkl morfolojik ekiller ortaya çkarmtr. Özellikle volkanik materyal ile karasal Neojen38 oluumlar içinde derin yarlm akarsu vadileri ve keskin srtlar dikkati çekmektedir. Buna karlk serpantin ve jipsler üzerinde bask görünülü yeryüzü ekilleri olumutur. Bu dalk saha kuzeyde Karasu Vadisi’ne oldukça dik yamaçlarla iner. Güneybatda ise Kurttepe (1660 m.), Kireçtepe (1960 m.), Karakatepe (1650 m.) gibi çeitli yükseklikteki tepeler, uzunca srtlar ve bunlar birbirinden ayran nispeten geni akarsu vadileriyle Mercan Ovas’na uzanr. Klçkaya Dalar’nn yüksek kesimlerinde Kürünlüda (2520 m.), Meyram Da (2669 m.), Kartal Da (2460 m.) ve Karada (2050 m.) olarak bilinen zirveler bulunur ve bunlarn arasnda da oldukça geni düzlükler yer alr39. Tercan Baraj Gölü’nün dousunda, kuzeybat – güneydou yönünde uzanan ve Palandöken Dalar’nn bir devam olan Dumanl Dalar bulunur. Üzerinde geni yayla düzlükleri yer alan bulunan Dumanl Dalar kuzeyden Çirkiz Çay ve güneyden Tuzla Çay tarafndan derin bir ekilde yarlmtr. Bazalt arlkl volkanik lavlarn kaplad bu dan zirvesini 2710 metre yükseklii ile Dumanl Tepe oluturur40.

36 Darkot, 1977: 338. 37 Yazc, 1993: 272. 38 Günümüzden 23,8 – 1,81 milyon yl önceki dönemi kapsar. 39 Yazc, 1993: 273. 40 Yazc, 1993: 273.

11 Tercan Ovas’n güneyden snrlandran Barpaa ve Serçelik Dalar, Munzur Dalar’nn doudaki uzantlardr. Boaz’nn güneyinde dik olarak uzanan Barpaa Dalar’nn kuzeye bakan yamaçlar, birbirine paralel uzanan genç vadiler tarafndan oldukça derin bir ekilde yarlmtr. Bu yamaçlarda çeitli derecelerden aktif heyelan olaylarna da skça rastlanlmaktadr41. Barpaa Dalar’nn dousunda ayn yap ve dorultuda olan Serçelik Dalar bulunur. Bu dalar Tuzla ve Krdm çaylar (Karasu) ile Elmal (Murat) Çay havzalarn birbirinden ayrmaktadr. En yüksek noktasn 3078 metre ile Koan Da’nn oluturduu Serçelik Dalar’nn bat kesimine Krdm Dalar denmektedir. Akarsular tarafndan parçalanarak kark bir morfolojik görünüm alm olan bu kesimde, yükseklii 2000 metreyi geçen zirveler (Eilbaba 2457 m.) ile geni yayla düzlükleri yer almaktadr. Serçelik Dalar bu kesimde, doudaki dik yamaçlarn aksine, Tercan Ovas’na hafif eimli ve bask görünümlü tepelerle ulamaktadr. Bunu nedeni, bu yamaçlarn Tuzla Vadisi boyunca bir fay hatt tarafndan kesilmi olmasdr. Vadiler, scak su kaynaklar ve elaleler bunun kantdr42.

2. klim ve Bitki Örtüsü Genel iklim özellikleri açsndan Tercan Ovas ve çevresinin iklimi, Dou Anadolu Bölgesi’nin iklim özellikleri ile baz farkllamalar dnda ayndr43 Konumu itibari ile Dou Anadolu, Asya Ktas’nn sert iklim bölgelerine doru sokulmu durumdadr. Bununla birlikte, bölgeyi kuatan yüksek sradalar, Karadeniz ve Akdeniz iklim etkilerinin bölgeye ulamasn engeller. Bundan dolay bölgenin iklimi, bizzat kendi yer ekillerinin etkisi altndadr44. Sert karasal iklim olarak tabir edilen iklim koularnn hâkim olduu bölgede, yükseltiye bal olarak klar iddetli, karl ve uzun, yazlar ksa ve kuraktr. Bu nedenle yllk scaklk farklar genellikle 25oC’ den fazladr. Bu bakmdan Dou Anadolu Bölgesi,

41 Yazc, 1993: 273. 42 Yazc, 1993: 273. 43 Yazc, 1993: 275. 44 Saraçou, 1989: 8.

12 Güneydou Anadolu Bölgesi ile birlikte yurdumuzda scaklk fark en yüksek bölgedir45. Yaz ve k mevsimleri arasndaki scaklk farknn büyük olduu gibi, Dou Anadolu Bölgesi’nde gece ile gündüz arasndaki scaklk fark da büyüktür. Bu da kayalarn iddetli mekanik parçalanmasna neden olur46. klimin yüksek orandaki karasallnn etkileri, bölgedeki scaklk, basnç ve ya rejiminde, kar örtüsünün süresinde, daimi kar ve orman örtüsünün yüksekliinde açk biçimde görülür47. Dou Anadolu’da yllk toplam ya miktar 500 mm. üzerindedir. Bölge Ekim ay sonlarndan Mays ayna kadar Sibirya kökenli karasal hava kütlelerinin etkisinde kalr. Souk kuru ve ar olan bu hava kütlesi yalara mahal vermez. Bu nedenle bu dönemde yalar genellikle Akdeniz üzerine oluan cephe sahasnn, birkaç günlük ksa devreler haline kuzey ve kuzeydouya doru yer deitirmesiyle oluur48. Karasal kökenli hava kütlelerinin bölgedeki uzun süren etkisi, ülkemizin en düük k scaklklarnn Dou Anadolu bölgesinde görülmesine neden olur Bir depresyon tabannda olmasna ramen Erzincan’n Ocak ay ortalamas -4,0 derecedir. Üç k aynn ortalamas sfrn altndadr ve bu devrede scakln -33 dereceye kadar dütüü görülmütür. Ekimden itibaren donlar balar ve Nisan, hatta bazen Mays sonuna kadar sürer. Bölgede ortalama 116 donlu gün kaydedilmitir. Zemin, Aralk ayndan Mays ay sonuna kadar karla örtülüdür. Dou Anadolu’da hüküm süren bu sert k koullarndan MÖ V. Yy’a ait bir manzaray Xenophon’un u ifadesi ile gözümüzde canlandrmamz mümkündür. “Bundan sonra üç günde on be parasang yol giderek kaln bir kar tabakas ile örtülü bir ovadan geçtiler. Bu yolculuun üçüncü günü çok zahmetli oldu. Çünkü dondurucu bir kuzey rüzgâr karlarndan esiyordu”49.

45 Yazc, 1993: 274. 46 Saraçou, 1989: 14. 47 Erinç, 1969: 295; Yazc 1993: 274. 48 Yazc, 1993: 274. 49 Ksenophon, IV. V. 3.

13 Böylesi sert ve uzun geçmesine ramen k mevsimi bölgenin en yal mevsimi deildir. Erzincan’da yllk yan yalnzca %22’si kn gerçekleir50. En yal devre % 40’lk oran ile ilkbahardr. Bununla birlikte bölgenin güneyinde klar daha ksa ve daha az souktur. Örnein 1000 m. yükseklikte bulunan Malatya’da Ocak ay ortalamas -1,7’dir ve yalnz bu ayn ortalamas sfrn altndadr. Ayn zamanda kuzey donlu günlerin says ve yerin karla örtülü olduu süre kuzeye göre daha ksadr. Yaz mevsiminde Anadolu’nun genelinde görüldüü gibi, Dou Anadolu Bölgesi’nde de yüksek scaklk ve düük nemlilikten ötürü ya brakmayan tropik kökenli hava kütlelerinin etki vardr. Ancak zaman zaman ksa süreli cephesel saanak yalar da görülür. Ayrca yaz balarnda yerel konveksiyonel yalara rastlanmaktadr. Bölgenin çeitli kesimlerindeki farkllamalar saymazsak, genel olarak, en fazla ya ilkbahar, en düük ya yaz mevsiminde görülür 51. Tercan ve çevresinde yaz kurakl güney bölgelere nazaran çok daha azdr (Erzincan’da %16, Malatya’da %5)52. Bununla birlikte güneye göre yazlar daha ksa ve geçer. Dou Anadolu ve depresyonlar ve çevresindeki yar kurak, yüksek ksmlarda yar nemli - souk iklim artlar ve özellikle ya rejimi, Tercan’n bitki örtüsü ürerinde belirleyici etkendir. Depresyonlarn büyük ksm doal step alanlarndadr53. Bölgede orman tahribat büyük olagelmi ve depresyonlar çevreleyen yüksek alanlarda stepler ormanlarn zararna bir genileme göstermitir54 Yüksek kesimlerde ise aaçl stepler ile yer yer orman kümeleri bulunmaktadr55. Sahadaki stepler, ilkbaharda havzann snmasyla yeererek çiçek açarlar ve Haziran sonu ile Temmuz ortalarnda, yan durumuna göre kuruyan otsu türlerden olumaktadr56. Erken devirlerden bugüne dein yerleim gören verimli Tercan Ovasnda yaplan tarmsal etkinlikler buradaki doal bitki örtüsünü büyük oranda deitirmi ve doal aaç snr altnda kalan doal step alan durumundaki ova

50 Erinç, 1953: 115. 51 Erinç, 1953: 115; Yazc, 1993: 275. 52 Erinç, 1953: 115. 53 Erinç, 1953: 116. 54 Erinç, 1953: 116. 55 Yazc, 1993: 279. 56 Yazc, 1993: 279.

14 taban ve çevresi büyük ölçüde tarm alan haline gelmitir57. Eskiça’da Tercan ve çevre ovalardaki tarmsal faaliyetlere k tutabilecek arkeolojik verilere, yaplan kazlar sayesinde ulalabilmektedir. Pulur’daki kazlarda Son Kalkolitik – lk Tunç Ça’na ait tabakalarda yank hububata, birinci derece tarm kant saylan orak ve öütme talarna rastlanmas bu bakmdan çok önemlidir58. Tarm alanlarnn dnda özellikle nehir yataklar ve çevresinde tüylü naneler, su kamlar, hasr sazlar ve yumuak elyafl çayr otlar ile söüt, kavak, lgn ve yabani ide gibi aaçs türler bulunur. Karasu’nun kenar kesimlerindeki taraça düzlüklerinde kazayagiller, süsüngiller, zambakgiller, sütleengiller, baklagiller, hadangiller, atkuyruugiller, salepgiller, topluçiçekgiller ve budaygiller familyalarna ait çeitli türler yer alr59.Ova tabanndan tepelik alanlara çkldkça çevresel koullar deiir ve step türlerinde azalma görülür. Esence, Barpaa, Dumanl ve Klçkaya gibi dalk alanlarn özellikle kuzeye bakan yamaçlarnda 2650 metrelere kadar görülebilen mee ormanlar bulunmaktadr. Bu ormanlar içerisinde yer yer ardç ve sarçam türlerine de rastlanmaktadr. Bölgede 10673 hektar kadar orman alan bulunmaktadr. Bunun yaklak 1056 hektarn sarçam ormanlar, kalann ise mee ormanlar oluturmaktadr60. Bu ormanlardaki aaçlarn endüstriyel karakteri bulunmayp kesimler ancak yakacak temini içim yaplmaktadr61. Tercan’n dousunda, Erzurum yaknndaki Karaz, Pulur ve Güzelova kazlarnda ele geçen çam, ardç ve mee gibi aaç türlerine ait kalntlar62, yukarda iaret ettiimiz aaç türleri ile örtümektedir. Orman üst snrndan itibaren hayvan besleme açsndan yüksek kapasiteli alpin ve alpinalt çayrlardan oluan bitkiler yaygnlk göstermektedir. Bu bakmdan burada önemli bir hayvanclk potansiyeli vardr ve her yl bölge yaylalarna Tunceli, Elaz ve Diyarbakr yörelerinden binlerce ba hayvan getirilmektedir63. Ancak, aaçlarn hayvanlara yedirilmesi çok eski olmakla birlikte, büyük ölçüde orman

57 Erinç, 1953: 116; Yazc, 1993: 280. 58Koay, 1964: 19–20. 59 Yazc, 1993: 280. 60 Erinç, 1953: 116. 61 Yazc, 1993: 280. 62 Koay, 1959: 353. 63 Yazc, 1993: 281.

15 tahribatna yol açm bir uygulamadr64. Güneyini Karasu Irma’nn snrlad, Erzurum’un 15 km. kuzeydousunda bulunan Güzelova’da yaplan kazlarda, Güzelova Höyüü’nün Geç Kalkolitik katmannda, taban kaln, yuvarlak aaç döeli, kenarlar tatan örülmü bir dizi hayvan yemlii ortaya çkarlmtr65. Burada hayvancln MÖ III. Bin’e gitmesi ve deinilen corafi koullarn bir gerei olarak, binlerce yldr hayvancln bu bölgelerin genelinde süregelen kültürün bir parças olmas, Tercan’daki hayvancln seyrine de k tutmas açsndan önemlidir. Otlaklarn geni alanlara yaylmas, çevredeki insan hayat üzerinde etkili olmu ve zamanla geçim kaynan hayvanclk ekonomisi tekil etmiti. Arkeolojik ve tarihi belgeler koyun ve keçi bata olmak üzere her türlü büyük ve küçükba hayvann beslendiini kantlamaktadr. Hitit kral II. Murili’nin (MÖ l345–1315) yedinci saltanat ylna ait sefer kaytlarnda66 Azzi - Hayaa Kral Anniya’dan, Hitit ülkesinden gasp ettii ve sava nedeni olan 25 sr ve koyun sürülerini iade etmesi istenmektedir67. Diauhei Krallnn, Urartu Krallarndan I. Argisti’ye (MÖ 786–764) ödemekle yükümlü olduu vergi listesinde,”…1000 binek at, 300 büyük boynuzlu, 10000 küçük boynuzlu sr…” ve ayrca her yl için,”…boa, 100 inek, 500 koyun, 300 binek at…” yer almaktadr68. Xenophon, I. Argisti ‘den yaklak dört yüz yl sonra ayn toprak1ardan geçmi ve hem o dönemin hayvan potansiyeli ve türlerini, hem de hayvancln bölgedeki insan hayatna ne denli girmi olduunu gösteren u bilgileri kaydetmitir: “…Evler yeraltnda idi, kaplar bir kuyu az gibi dar, alt taraf geniti. Hayvanlar için yollar yaplmt fakat insanlar merdivenle iniyorlard. Evin içinde keçiler, koyunlar, srlar ve kümes hayvanlar çocuklarla karma karkt. Hayvanlar evin içinde kuru otla besleniyordu”69. “Birçok buday, arpa, kuru sebzeler ve arpa arab ele geçti…”70. “Hiçbir sofra yoktur ki üzerinde kuzu, keçi,

64 Erinç, 1953: 116. 65 Koay, 1967: 7. 66 KBo III4 Rs. . 93; KUB XIV17 Rs . 67 Goetze, 19672: 97; Pehlivan, 1984: 19. 68 Melikisvili, 1960: No 128; Adontz, 1946: 167, 168; Pehlivan, 1984: 19. 69 Ksenophon, IV. V. 25. 70 Ksenophon, IV. V. 26.

16 domuz ve dana etleri, tavuk ve baka türlü hayvanlarla buday ve arpa ekmei bulunmasn”71.

Genel olarak Neolitik Ça’dan itibaren bugünküne kyasla Anadolu ikliminde önemli bir deiiklik olmamtr. Ancak ormanlarn tahrip edilmesi, keçi sürülerinin aaçlar kemirmesi ya da yeni otlak alanlarnn açlmas gibi hayvanclkla ilgili faaliyetler, göl ve bataklklara yaplan müdahaleler yerel ikilim deiikliklerine neden olmutur. Kazlarda ortaya çkarlan yar yanm mee, ardç ve çam aac tomruklar, Daha Neolitik Ça’da ve onu izleyen lk Tunç Ça’nda, geni çapta yap malzemesi temini için ormanlardan yararlanldn göstermektedir. Doa, bundan dolay meydana gelen tahribat az ya alan bölgelerde telafi edememi ve orta Anadolu’dan Urumiye Gölü’ne kadar geni bir bölge, aaçsz, çplak kalmtr72. Asur krallarndan I. Tiglathpleser’in (MÖ 1115 – 1077) ve III. Salmanassar’n (MÖ 858 – 824) sefer kaytlarnda, bu türden orman tahribatnn izlerini görmek mümkündür: “…oradaki ülkeye (ulamak için) iki uçlu baltalarla yolumu güçlükle açtm. Da aaçlarn kestim. Ordumun ilerleyebilmesi için güçlü köprüler yaptm…”73, “…Bit – Zamani’den hareket ettim. Namdanu ve Merhisu dalarn geçtim. Güç yollardan, zirvesi keskin bir hançer gibi gökyüzünü delen dalar mzraklarmla yarp geçtim…”74.

3. Hidrografik özellikler a. Akarsular Binlerce yldr Anadolu ve Mezopotamya’ya hayat veren Frat Irma (Euphrates), ülkemizde su toplama alan en geni (120.000 km2.) akarsudur. Ülke içindeki uzunluu (1263 km.) itibariyle de Frat ülkemizin ikinci uzun akarsuyudur. Herodotos eserinde yer yer, kendi devrinde Frat Irma’nn çeitli özellikleri hakknda unlar kaydetmektedir:

71 Ksenophon, IV. V. 31. 72 Koay, 1974: 40; Koay, 1984: 9; Erzen, 1979: 7, 8. 73 Pehlivan, 1984: 18: dpn. 21. 74 Olmstead, 1968: 63; Pehlivan, 1984: 18: dpn. 21;

17 “Kilikia ve Armenia arasnda snr, içinde gemilerin yüzebildii bir rmaktr ki ad Euphrates’dir”75, “Bu kent (Babil) iki mahalledir, zira Euphrates denen rmak içinden geçer; bu rmak kaynan Armenia’dan alr büyük, derin ve hzldr; Erythreia Denizi’ne dökülür...”76 Dou Anadolu’nun en önemli rmaklarndan biri olan Karasu, Frat Irma’nn ana koludur. Kukusuz, Karasu Irma’nn Tercan’daki kültür ve yaay üzerinde büyük etkisi olmutur. Karasu Irma geni menderesler çizerek akt Erzincan Ovas’ndan sonra Kemah, Atma ve Sandk boazlarndan geçerek, Keban baraj gölünde Murat Irma ile birleerek Frat’ oluturur. Tercan ovas ve çevresinin sular Karasu ve onun kollar tarafndan boaltlmaktadr. Kaynaklarn Dumlu dalarndan alan Karasu, Erzurum ovas ve çevresinin sularn topladktan sonra, Akale Boaz’ndan geçerek Tercan Ovas’na girer. Kötür köprüsüne kadar derin akarsu yataklar içinde gömülerek akan Karasu, burada Tuzla Çay ile birletikten sonra geni takn yataklar ve menderesler içerisinde yoluna devam eder. Büklümdere – Yollarüstü köyleri arasnda yatan derinletirerek Sansa boazna giren akarsu, buradan Erzincan Ovas’na ular77. Karasu vadisinin ovada çizdii zikzaklar, bölgenin tektonii ile ilikilidir78. Karasu Irma’nn oluumuna gelince, son dislokasyonlarn ve epirojenik hareketlerin çok önemli bir rol oynad söylenilebilir79. Frat Irma, Tercan ve Erzincan havzasnda bu son hareketlerin meydana getirdii depresyonlar ve faylar takip etmektedir. Dou Anadolu bölgesi akarsu havzalarnn genelinde görüldüü gibi, havzalar arasndaki birletirme boazlarnda eimin fazla olmas, çou zaman yatan bütünü ile düzenlenmemi olmas, bunlarn genç oluumlar olduunu ve yakn bir jeolojik geçmie sahip olduklarn kantlayan birer iaret olarak düünülebilir. Bununla birlikte, havzalardan bir bölümünün henüz iyi drene edilememesi ve bu durumun özellikle kaynaa doru gidildikçe daha açk bir

75 Herodotos: V, 52. 76 Herodotos: V, 180. 77 Yazc, 1993: 281. 78 Stchepinsky, 1940: 213. 79 Erinç, 1953: 113.

18 biçimde görülmesi ve gittikçe daha az yarlm havzalara geçilmesi, bu düünceyi dorular niteliktedir80. Karasu Irma’nn Tercan Ovas’ndaki uzunluu 37 km. dir. Saha eiminin az olmasndan dolay Karasu, ovada menderesler çizerek akmaktadr. Karadivan, Balkl, Tuzla ve Krdm Çaylar, Tercan Ovas içinde Karasu’yu besleyen kollardr. Bugün Karasu’nun üzerinde üç ayr noktada bulunan akm gözlem istasyonlar sayesinde, bu rman akm deerleri net olarak gözlemlenebilmektedir. Buradan elde edilen verilere göre Karasu Irma düzensiz bir rejime sahiptir. Sansa akm gözlem istasyonu verilerine göre, Ocak aynda 20,05 m3/sn. olarak belirlenen ortalama akm deeri, ubat ve Mart aylarnda yükselmekte ve Mays aynda 237,2 m3 /sn. ile en yüksek deerine erimektedir. Bunun sebebi Nisan ve Mays aylarnda yamur eklindeki yalarn artmas ve yüksek kesimlerdeki karlarn eriyerek güçlü bir su potansiyeli yaratmasdr. Bölgede, Haziran ayndan itibaren yalar azalmaktadr ve yüksek kesimlerdeki karlar çoktan erimi bulunmaktadr. Bu nedenle akm deerleri kademeli olarak düerek Eylül aynda 15,6 m3/sn. ile yl içindeki en düük ortalama deeri görmektedir. Ekim ay ile gelen sonbahar yalar akm deerlerini az da olsa arttrrken, Kasm ve Aralk aylarnda ortalama k seviyesi olan 20 – 25 m3/sn. izlenmektedir81. Yukardaki verilere bakldnda, Karasu Irma’nn rejimi üzerinde en fazla etkili olan ya tipinin kar olduunu, bununla birlikte yamur yalarnn etkisinin çok daha az olduu söylenebilir82. Bölgedeki dier akarsular, kaynaklarn çevredeki dalk bölgelerden alarak Karasu’ya katlan akarsu kollar durumundadr. Kaynan Palandöken Dalar’ndan alarak, Mercan dolaylarnda Karasu ile birleen Tuzla Çay, bu kollarn en önemlisi saylabilir. Uzunluu 108 km. ve su toplama alan 2159 km2. olan bu akarsu, aylk ortalama 23,5 m3/sn.lik bir akm miktarna sahiptir ve rejim açsndan Karasu ile benzerlik gösterir83. Tercan Ovas’nn güneyinde yer alan Krdm Çay, Karasu Irma’nn önemli bir dier kolunu oluturmaktadr. Kaynaklarn yükseklii 3000 m. yi geçen Serçelik

80 Erinç, 1953: 113. 81 Yazc, 1993: 283. 82 Erinç, 1957: 94; Yazc, 1993: 283. 83 Yazc, 1993: 283.

19 Dalar’nn bat ve güneybat yamaçlarndan alan Krdm Çay, Büklümdere Köyü’nün batsnda Karasu Irma’na katlr. Yukar çrnda eimin fazla olmas nedeniyle dar ve derin vadiler içinde akan bu akarsu, Vank Da’nn batsndan itibaren oldukça geni bir vadi taban içerisinde menderesler çizerek yoluna devam etmekte, bu nedenle ilkbahar aylarnda sk sk yapt taknlarla tarm arazilerine zarar vermektedir84. Tercan ovasnn kuzeybat kesimine baktmzda akarsu ann oldukça kark bir görünüme sahip olduunu görürüz. Esence Dalar’nn kuzeye bakan yamaçlarndaki buzul vadileri ve sirklerden kaynaklarn alarak, güney – kuzey dorultusunda çounlukla birbirine paralel uzanan çok sayda akarsu görürüz. Büyükçay, Soanlçay, Kale Deresi, Krmzta Deresi, Çayrl Suyu gibi bu akarsular ova tabanna ulatklarnda sahann genel eimi dorultusunda dou – bat yönünde yer deitirerek birleirler ve Karasu Irma’nn önemli bir kolu olan Balkl Çay’ olutururlar. Kuzeyde Otlukbeli dalarndan Tuna Çay, Krkpnar Çay, Kom Deresi ve Olankaya Deresi gibi akarsular da Balkl Çay’a katlrlar. Kaynaklarn Esence Dalar’nn Yedigöller olarak anlan buzul göllerinden alan Büyükçay Deresi, Balkl Çay’n ana kolunu oluturur. Ayrca, Çayrl Ovas’nn kuzeyinde, kaynaklarn Otlukbeli Dalar’nn güney ve dou yamaçlarndan alarak Karasu Irma’na dökülen Karadivan Çay da bölgedeki dier bir önemli akarsudur. b. Göller Tercan ve çevresinde büyük ve önemli saylabilecek doal bir göl bulunmamaktadr. Ancak Tercan Baraj Gölü corafi açdan önemli saylabilecek durumdadr. Bununla birlikte, oluumlarna göre incelendiinde, bölgede tektonik göl, sirk gölü, karstik göl, set gölü ve yapay göl olmak üzere farkl türden göllerin olduu dikkati çekmektedir85. Sulama ve enerji amaçl ina edilen Tercan baraj, Tercan’n yaklak 5 km. güneydousunda, Tuzla Gölü üzerinde yer almaktadr. Barajn 57 m. yüksekliindeki gövdesi toprak dolgu tipinde yaplmtr ve baraj 10 km2’lik bir yüzölçümüne

84 Yazc, 1993: 284. 85 Yazc, 1993: 285.

20 sahiptir. Baraj gölü, gövde seddinin gerisinde, tuzla çay boyunca yaklak 12,5 km. boyunca uzanmaktadr. Gölün toplam su hacmi 178 milyon m3 civarndadr. Tercan Baraj Gölü’nden baka, bölgede Köy Hizmetleri tarafndan yal dönemlerde sular bollaan geçici akarsularn sularn tutarak, kurak mevsimlerde kullanmak amacyla yaplm baka yapay göller de bulunmaktadr. Bunlardan en önemlisi, Kurukol Deresi’nin yukar çrnda, Gökta Köyü’nde bulunmaktadr86. Tercan ve çevresinde oluum açsndan farkl türden göllerin bulunduunu söylemitik. te bunlara bir örnek de, sahada çeitli ekillerde bulunan deiik jeolojik devirlere (Mesozoik-Kretase, Tersiyer-Miyosen) ait kalker oluumlarnn üzerindeki erime çukurlarndan bazlarnn sularla dolmas ile oluan göllerdir. Bunlardan en dikkat çekeni Çaykent Köyü’nün güneyinde, Karasu Irma’nn bat kenarnda bulunan Acgöl’dür. Yaklak bir km2. lik bir alan igal eden bu göl, 4 m. kadar bir derinlie sahiptir ve dipten gelen kaynaklarla beslenmektedir. Gölün gideeni Karasu Irma’na karmaktadr. Ayn ekilde, Göller Köyü çevresinde alt Miyosen denizel kalkerleri üzerinde irili ufakl dört adet göl bulunmaktadr. Bunlardan 1870 m. yükseklikte yer alan ve obruk nitelii gösteren göle Dipsiz Göl denmektedir87. Tunaçayr Köyü’nün kuzeydousunda, 2200 m. izohipsi ile çevrelenen çukurluk, Müminaa Gölü olarak bilinmektedir. Jips erimesi sonucu olumu olan bu geçici göl, ancak yal dönemlerde su ile dolmaktadr. Çadrkaya ovasnn kuzey kenarnda “Göller Mevkii” adyla bilinen saha, yer yer göl ve bataklklarla kapldr. Çadrkaya ovasn ve Klçkaya Dalar’n ayran fayn üzerinde bulunan bu çukurluun oluumunda tektonik faktörler rol oynamtr. Buras Köy Hizmetleri Müdürlüü’nce yaplan düzenlemeler sonucunda gölet haline getirilmitir88. Tercan Ovas’nn batsn snrlandran Esence Dalar’nn zirve kesimlerinde pleistosen buzullamann izlerini tayan sirk gölleri bulunaktadr. Bu tür göllerin özellikle Kei Tepesi ile Urlagedii tepesi arasnda younluk kazanmasndan ötürü bu kesim “Yedi Göller” ad ile bilinmektedir. Bu göllerin gideenleri, vadiler

86 Yazc, 1993: 285. 87 Yazc, 1993: 286. 88 Yazc, 1993: 285.

21 içerisinde Çayrl – Baköy depresyonuna doru akarak Büyükçay’n kollarn oluturmaktadrlar89. Bölgede, oluumu açsndan ender rastlanan bir göl olan Otlukbeli Gölü, ayn ad tad Otlukbeli’nin 6 km. kadar kuzeybatsnda yer almaktadr. Yüzölçümü 6,5 km2 kadar olan bu göl maden sularnn biriktirdii traverten seddinin gerisinde olumutur. Hzl tortullama sonucu bu gölün alan gün geçtikçe daralmaktadr90.

B. Jeopolitik Durum ve Tarihi Yollar Tarih boyunca çeitli dönemlerinde askeri ya da ticari amaçla kullanlm olan Kuzeydou Anadolu’daki yol sisteminin91 oluumunda, bölgenin jeomorfolojik yaps belirleyici role sahiptir. Var olan temel yap, oluum srasndaki tektonik olaylar ve daha sonraki rüzgâr veya akarsu erozyonlarna bal olarak, iddetli kvrmlar ve kuvvetli eimlerden meydana gelmitir92. Bu etkenlerle birlikte, bölgede egemen olan uzun ve sert k koullar, bizlere doal yollar dnda bir kara ulam olana brakmaz93. Kuzeydou Anadolu’nun yüksek, engebeli ve dalk yaps nedeniyle dou – bat ulam ancak iki doal yol ile salanabilmektedir94. Bunlardan ilki, Kafkaslar ve Kuzeybat ran balantl olarak,95 Dou Beyazt’tan Karaköse yolu ile Erzurum’a, oradan Karasu vadisini takip ederek Erzincan’a, bir da silsilesini aarak Suehri’ne, Sivas’a ve Orta Anadolu’ya giden yol. kincisi Urumiye Gölü’nden Kotur vadisine, oradan Van’a, Mu ovasndan aa Murat vadisine ve Frat’ geçerek Elaz ve Malatya’ya ulaan yol96. Malatya’dan sonra bu ana yol Güneybat yönünde Mara ve Akdeniz’e ve Batya yönelerek Gürün ve Kayseri’ye ulamak üzere ikiye ayrlr. Ar Da’nn güneybat eteinden geçen ikincisi, Van Gölü çevresine ve Tebriz’e ulatrr.

89 Yazc, 1993: 286. 90 Ayrntl bilgi için bkz. Akkan, Tuncel, 1990; Yazc, 1993: 286. 91 Ayrntl bir deerlendirme için bkz. Marro 2004: 91. 92 Koay, 1974: 41. 93 Erinç, 1953: 43; Tarkan, 1979: 19; Erzen, 1979: 8; Pehlivan, 1984: 23. 94 Erinç, 1953: 43, 44; Koay, 1974: 41. 95 Pehlivan, 1984: 23. 96 Erinç, 1953: 43; Tarkan, 1979: 19; Gürsoy, 1974: 28, 29; Belli, 1977: 111.

22 Erzurum’dan Mu’a giden doal tali bir yol varsa da, bu yol Bingöl Da’nn Aras ve yukar Frat’n birçok kolunu geçmek gerektirdiinden zahmetlidir. Tarihte birçok komutan’n cesaret edemedii bu yoldan Timur ordusu ile geçmeyi baarmtr97. Erzurum’un güneyinde bulunan Dumlu Da kesiminde, bütün yükseltiler ve nehirler adeta bir araya ylrlar. Karadeniz ve Kafkasya’ya giden yollar da kavak durumunda olan bu kesimde kollara ayrlr. Burada, Erzurum’dan Bayburt, Gümühane ve Zigana geçidinden Trabzon’a ulamak mümkündür98. Aras vadileri, Karasu vadilerinin ters yönde uzanan aynen devam niteliindedir. Her iki vadi arasnda, Antik çada Abos Da olarak bilinen99 Deveboynu ve Çobandede dalar en yüksek noktay oluturmaktadr. Adeta bel kemii durumundaki bu noktann dou kesiminde bulunan akarsular Hazar Denizi’ne, bat kesiminde bulunan akarsular da Basra Körfezine dökülürler. aret ettiimiz noktann her iki yannda bulunan Erzurum ve Pasinler ovalar ürün çeitliliinin azald çok yüksek ovalardandr ancak Karasu’yu takip ederek batya ve Aras’ takip ederek douya doru gidildikçe ovalar alçalmakta, souklarn iddeti azalmakta ve buna bal olarak da ürün çeitlilii artmaktadr100. Aras – Karasu koridoru olarak adlandrlan101 bu önemli yapnn Anadolu’daki en bat ucunda Erzincan ovas, en dou ucunda da Idr ovas yer almaktadr. Tercan ovas, dousunda kalan Erzurum Ovas ve batsnda kalan Erzincan Ovas ile Aras – Karasu koridorunun dou kanadn, yani Karasu kanadn oluturmaktadr. Bu yol kullanlarak Tercan’dan douya hareket edildiinde, Akale geçilerek Erzurum’a ulalr. Buradan itibaren Deveboynu geçidi (2100 m) aldktan sonra yol, Pasinler Ovas boyunca düz bir hat eklinde uzanr102ve Horasan’da ran transit yolu ile birleir. Horasan’dan itibaren bir süre Aras nehrini takip ederek Karakurt mevkiinde kuzeye yönelir. Sarkam (2450 m) ve Kars (1750 m) üzerinden Gümrü’ye (Leninakan) varan yol, Tiflis güzergâhyla Kafkaslardaki Daryol

97 Koay, 1974: 41. 98 Koay, 1974: 41. 99 Sagona A., Sagona C., 2004: 4. 100 Saraçolu, 1989: 336. 101 Saraçolu, 1989: 336. 102 Lehmann, Haupt, 1926: 731.

23 (Demirkap) geçidini aarak Vladikafkas’da (Orhonikidze), Orta Asya – uzak Dou balantl transit ticaret yollaryla birleir103. Karasu – Aras koridoru, tarih boyunca istilalarn olduu gibi, dou – bat yönlü ticari ve kültürel ilikilerin de en önemli yollarndan biri olmu ve güneyde Gülek Boaz ne ise, Kuzeyde de Deveboynu Geçidi ayn rolü oynamtr. Dou Anadolu Bölgesi’nin sert iklimi, uzun süren klar, yüksek ve engebeli yer ekillerinin insan yaamn güçletirici etkilerine ramen bu bölge çevresi ile ilikilere sürekli açk kalm, bu da bu bölgede filizlenen kültürlerin gelimesine olanak tanmtr104. Tercan’n ran ile balants da, Karadeniz ve ç Anadolu’dan gelip Erzurum üzerinden ran’a ulaan Erzurum – ran transit yol ile salanmaktadr. Bu yolun Horasan’da Kafkaslardan gelen yolla kesitii mevkide güneye ayrlan kolu, Tahir Gedii’ni atktan sonra Elekirt-Ar güzergâhyla Dou Beyazt - Gürbulak üzerinden ran’a varr105. Erzurum - ran transit yolu, Ar mevkiinde Van – Erci - Patnos üzerinden gelen bir baka yol ile birleir. Hakkâri ve Van çevresini Erzurum’a balayan en ksa yol olan bu yolu106,Urartu Krallar kuzey ve kuzeybatya yapm olduklar seferlerde kullanmladr107. Kafkaslar ve ran’dan gelen bütün yollar, Erzurum-Akale üzerinden Karasu vadisini izleyerek Tercan’a ve oradan da Refahiye - Zara güzergâh ile Sivas’a ulayordu108. Sivas’tan Bat Anadolu’ya açlan bu ana yol çok eski çalardan beri Kayseri ve Melitene (Malatya) ile de irtibatldr109. Bölgemizi Karadeniz’e balayan yol, Tercan’n hemen kuzey dousunda, Akale’den kuzeybatya yönelerek, 2600 m. yüksekliindeki dadan ziyade bir platoyu andran Kop Geçidi’ni aarak Bayburt’a ular. Bayburt’tan sonra, Vavuk geçidi (1910 m) – Gümühane - Torul üzerinden Zigana Geçidi (2030 m) yardmyla

103 Erinç, 1953: 43; Birmingham, 1961: 193; Burney, Lang, 1971: 6; Koay, 1974: 68; Erzen, 1979: 8; Pehivan, 1984: 24; Demirkap Geçidinin yeri ve önemi ile ilgili ayrntl bilgi için bkz. Knal, 1953: 3; Goetze, 19572: 12. 104 Saraçolu, 1989: 336. 105 Erinç, 1953: 43; Burney, Lang, 1962: 6; Koay, 1984: 10. 106 Pehlivan, 1984: 25. 107 Tarhan, 1978: 84; Belli, 1977: 115. 108 Erinç, 1953: 43; Knal, 1953: 3; Gürsoy, 1974: 28; Darkot, 1977: 338. 109 Pehlivan, 1984: 26.

24 Maçka-Trabzon güzergâhn takip ederek Karadeniz’e ular. Bu yol ayn zamanda Dou Anadolu’daki ana güzergâha, kuzey-güney dorultusunda balanan en eski ve en ilek yoldur110. Xenophon, Gymnias’tan (Bayburt) sonra olaslkla bu yolu izlemi, ordu bir süre yol kat edip Thekhes adn verdikleri dadan Karadeniz’i gördüklerini ona müjdelemilerdi111. Corafi açdan genel bir deerlendirmesi yaplan yol ebekesi’nin, olumas, yani burada jeolojik devirlerden bu yana doal olarak var olan geçitlerin ilevi ve ilerlii bakmndan gerçek anlamda birer yol olarak kullanlmaya balamas çok uzun bir zaman dilimi içerisinde gerçeklemi olmaldr. Dou Anadolu’da dou – bat yönlü geni çapl ulamn balamas, MÖ II. Binyl’n balarna kadar gitmektedir. Kültepe - Kani’te daimi bir ticari koloni (Karum) kurmu olan Assur’lu tüccarlar, Yukar Mezopotamya ve Kappadokia arasnda ticaret yapyorlard. Kullandklar iki yoldan birincisinde kervanlar Kültepe – Kani’ten douya hareket ederek, antik Khakkhum ehri üzerinden vardklar Kömürhan ya da Samsat’da Frat nehrini geçiyordu. Buradan güneydou yönünde Urfa’ya ve Suriye Çölü’nden Assur’a ulayorlard112. kinci yol yine Kaniten douya gidiyor, ancak Gürün’de bir kol güneye, Mara ve Antep üzerinden Elbistan ovasna uzanyordu. Birecik ya da Zeugma’da Frat’ geçen bu yol, Urfa, Viranehir ve Mardin üzerinden güney douya, Assur’a ulayordu113. Arkeolojik ve Epigrafik bir kant bulunmamakla birlikte, Asur ehir devletlerine ulaan bu yollarn, Dou Toroslar’n kuzeyindeki Ergani – Maden gibi bakr üreten bölgelere balantl olmas olasdr114. Hitit Krall’nn (MÖ 1680 – 1420) ve daha sonra Hitit mparatorluu’nun (MÖ 1420 – 1180) kullanm olduu yol ebekesi, MÖ II. Bin yln sonlarnda Frat’a kadar dayanmt ve Frat’n Dou kesiminde Kumuhu (Bugün Kemah) gibi yerleri kapsyordu. Boazköy – Hattua arivlerinden anlaldna göre Hattua

110 Erinç, 1953: 44; Burney, Lang, 1971: 2; Pehlivan, 1984: 24. 111 Bkz. Ksenophon, IV, VII, 19, 27 112 Astour, 1995: 1406; Marro, 2004: 96. 113 Astour, 1995: 1406; Marro, 2004: 96. Ayrca Kültepe - Kani’in kuzeyinden bir yol da: Boazköy - Hattua’ya ve Çankr bölgesi bakr madenlerine ulayordu. Sözü edilen güzergâhlarn ana hatlarn ilk olarak Goetze çizmitir. Bkz. Goetze, 1953: 51. 114 Astour, 1995: 1409.

25 çevresinde gelien Hitit yol sisteminin üç ana güzergâh vard115. Bunlardan ilki Sallapa yolu ile güneybat yönüne giden ve zmir yaknnda Ege’ye, ikincisi, Hattua’dan batya, Sivas üzerinden Malatya yaknlarnda Yukar Frat’a, üçüncüsü ise ya Kilikia kaplarndan, ya da Kani ve Mara üzerinden Mezopotamya’ya ve buradan douya Samsat’a ya da güneydouya Kargam ve Harran’a (Harana) giderdi. Yine Maratan ayrlan bir kol da, daha güneyde Halep’e (Halpa) giderdi. Bu üçüncü yol bu kesimden itibaren temel olarak eski Asur yolunu takip ederdi. Bununla birlikte bu güzergâhlar Yukar Frat ve Karasu vadisinin o devirdeki ulamna dair çok fazla fikir vermemektedir. Hurri ve Orta Assur arivlerinde yol ebekelerine ilikin herhangi bir bilgiye bugüne dein rastlanlmamtr116. Hurrilerin ana yerleim bölgeleri Van ve Urumiye bölgeleri iken, daha sonra batya ve kuzeye, Yukar Frat bölgesine göç etmilerdir. Bugün için MÖ I. Bin’de Yukar Frat Bölgesindeki yol kullanmnn kesin bir çizelgesinin yaplamamasna karn117, bu devirde, bölgenin dousunda ve batsnda kalan ve yukarda bahsettiimiz yollar arasndaki balantnn Aras – Karasu koridoru kullanlarak saland, eldeki arkeolojik kantlardan anlalmaktadr. Urartu krallna gelindiinde (MÖ 860 – 585), bu devirde Yukar Frat kesimindeki ulam hakknda ile ilgili önemli bilgiler bulunmaktadr. Solhan ve Bahçecik arasnda yaplm, bugünkü Mu – Elaz yolu boyunca uzanan 100 km. lik bir Urartu anayolu ortaya çkarlmtr118. Bu yol olaslkla Bat Asya’da ortaya çkarlan en eski yollardan biridir ve halen Yukar Frat kesimindeki en eski yol olma özelliini korumaktadr119. Bu yol üzerinde birbirine 28 – 30 km. aralklarla bulunan üç ayr denetleme noktalarna ait yap kalntlarndan ve bunlara elik eden bol miktardaki keramikten, bu yolun Urartu çana ait olduu anlalmtr120. Bu geni yol ebekesinin Tercan bölgesinin çevresi ile balantsn salayan ksm, daha çok Hellenistik ve Roma dönemlerinde artan askeri siyasi ve ekonomik önemi ile birlikte geliim göstermitir. Hellenistik krallklarn (MÖ 312 – 301)

115 Garstang, 1943: 36. 116 Marro, 2004: 99. 117 Marro, 2004: 99. 118 Konu ile ilgili ana kaynaklar için kaynakçada bkz. Sevin, 1988: 1991. 119 Marro, 2004: 100. 120 Bkz. Sevin, 1988.

26 kurulmas ve Roma mparatorluu’nun genilemesiyle birlikte Persler döneminde Hindistan ve Orta Asya ile kurulan ticari balar hz kazanmtr. Hellenistik dönemde yine hakknda en çok yazl belge bulunan yol, Seleukos Nikator (MÖ 305 – 281) tarafndan kurulan Seleucia Pieria, Antiokheia ve Tigris (Dicle Nehri) üzerindeki Seleucia kentlerini birbirina balayan dou – bat yönlü yoldur. Bu dönemde öne çkan dier bir dou – bat yönlü yol ise Oronthes Armenias’nn kentleri olan Arsamsat, Erwandasat ve Armawir’i birbirine balayan yoldur121. MS II. yy. da Kuzeydou Anadolu Bölgesinin ekonomik ve stratejik önemi tamamyla deierek, batda Roma ile birlikte Ephesos, Miletos ve Smyrna gibi merkezlere Hindistan ve Çin’den gelen mallar için en önemli bölge haline gelmitir. Roma mparatorluunun, snrlarn Frat’n dousuna, Trans – Kafkasya’ya geniletmek istemesinin ekonomik nedenlerinden biri de bu olmaldr122. Corafi Konumu itibariyle Karasu Vadisi ve üzerinde sralanm ovalar ran, Kafkasya ve Anadolu arasnda bir düüm noktas durumundadr. Dolaysyla burada gelimi uygarlklarn da bir kavak noktasdr. Ar, Erzincan, Erzurum illeri Corafi bakmdan adeta Anadolu’nun doudaki giri kaps özelliindedir123. Aras Nehri Karasu’ya yaklak 20 – 25 km. yakn bir yerdedir. Büyük su ayrnt hattnn batsndaki ksa nehirler sert ve hzl akntlar ile Karadeniz’e dökülürken, su ayrnt hattnn dousundaki Aras ve Kür nehirleri verimli ovalar yarattktan sonra Hazar Denizi’ne dökülürler. Bu iki nehrin kuzeyinde Hazar’dan Karadeniz’e kadar uzanan ve geçit vermeyen Kafkas da silsilesi bulunmaktadr. Çeitli rklardan ve farkl dillere sahip kavimler bu doal engel yüzünden çou defa ilerleyememi ve tkanp kalmlardr. Bu nedenle Kafkaslar ve ksmen de Dou Anadolu, bünyesinde müthi bir kültür çeitlilii barndrmaktadr124.

121 Marro, 2004: 104. 122 Marro, 2004: 103. 123 Koay, 1974: 40; Koay, 1984: 9. 124 Koay, 1974: 41; Koay, 1984: 10.

27 III. TERCAN YÜZEY ARATIRMASI Bölgede uzun yllardan beri kaz ve Arkeolojik yüzey aratrmalar yapan Doç. Dr. Alpaslan Ceylan bakanlnda 2005 ylnda sürdürülen yüzey aratrmalarna ekip üyesi olarak katldm. Bu çalmalar srasnda, aada iaret edildii gibi, Tercan lçesi’nin Yaylack, Yollarüstü, Konarl, Çadrkaya, Üçpnar, Mercan, Bekaya gibi kasaba ve köyleri sistematik olarak aratrlmtr. Tercan ilçe snrlar içerisinde yürütülen aratrmalar kapsamnda toplam on alt yerleme yeri bulunmaktadr.

A. Tercan Körolu Kalesi: (Harita No: 1, Levha III, Resim 5, 6) Körolu kalesi Erzincan’n 88 km dousunda yer alan Tercan’n hemen 500 m güneybatsnda, 1370 m yüksekliindeki dan tepe ksmnda bulunmaktadr. Kalenin kuzey ve dousunda Horasan harc ile yaplan duvar kalntlar bulunmaktadr. Kalenin dou duvar moloz talar ile örülmü olup iç ksmnda pithos kalntlarna rastlanlmaktadr. Bu kesimde duvar uzunluu 20 m.dir. Kalenin batsnda mimari kalntlar bulunmaktadr. Kale konum itibariyle kuzeyinden geçen Karasu Irmana, Erzurum-Erzincan karayoluna ve ilçe merkezine egemen bir konumdadr. Ulalmas son derece güç olan kaleden toplanan keramikler Ortaça özellii vermektedir.

B. Bekaya Körolu Kalesi: (Harita No: 2, Levha IV, Resim 7, 8) Tercan’n 5 km güneyinde yer alan Bekaya Köyü’nün 200 m. batsnda olan sarp kayalk dizisinin üzerinde yer almaktadr. Köye ismini veren ve dou-bat yönünde uzanan be kayalk tepenin batdaki üçüncüsü üzerinde kale duvarlar kendisini göstermektedir. Corafi koordinatlar 37614882 E – 4402123 N olan 1748 m. yüksekliindeki kayalk tepenin üzerine yaplan kale bölgeye hâkim konumda, korunakl ve ayn zamanda çk çok güç olan bir yapdadr. Kale, tepenin bat kesiminde yer almaktadr. Duvar örgüsü açsndan deerlendirildiinde Ortaça’n tipik harçl duvarlar olduu görülmektedir. Yaz-k su varln koruyan Tuzluçay, kalenin bulunduu tepenin etrafndan dolap douya doru akmaktadr.

28 C. Yaylack Kalesi (Harita No: 3, Levha V, Resim 9, 10 ve Levha VI, Resim 11, 12). Kale, Yaylack köyünün 300m üzerinde, corafi koordinatlar 37626887 E - 4404745 N olan ve deniz seviyesinden 1649 m yükseklikte bulunan 137 m.lik kayalk bir tepenin üzerinde yer almaktadr. Bölgede hâkim bir konumda olan Kale, bugün Erzurum-Erzincan karayolunun geçtii vadiyi kontrol altnda tutmaktadr. Corafya olarak sradalarn hemen Karasuya açld yerde bulunmaktadr. Sur örgüsü olarak kiklopik teknikte kabaca yontulmu 60–70 cm. lik talardan olumaktadr. Günümüzde 2–3 sralk dizisiyle ortalama 1–1.5 metrelik ksm ayaktadr. Kalenin girii daha alçak olan güney ksmndadr. Kalenin ayakta kalan mevcut ksmlar da, eimin az olduu bu tarafnda younlamaktadr. Yine bu ksmda sur temelleri için ana kayann oyularak sur yataklar oluturulduu görülmektedir. Kale ayn zamanda hayvanclk ve tarm için uygun bir ksmda yer almaktadr. Kuzeyinde Kaleciktepe kalesi bulunmaktadr. lk Tunç Ça, Demir Ça ve Ortaça Keramik verisi bulunmaktadr.

D. Yaylack Kale Alt Yerlemesi: (Harita No: 4, Levha VII, Resim 13, 14) Yaylack köyünde mevcut akarsuyun hemen kenarnda Yaylack Kalesi’nin 950 dousunda bir yerleme daha tespit edilmitir. Yerlemeye, konumundan dolay, Yaylack Kaya Alt ad verilmitir. Corafi koordinatlar 37626506 E – 4405034 N olan ve deniz yüzeyinden 1563 m yükseklikte bulunan yerleme yüzeyinde, geç dönem mimari kalntlar yan sra, youn olarak Demirça ve Ortaça keramikleri bulunmaktadr. Günümüzde tarla olarak kullanlmas nedeniyle yerlemenin önemli ölçüde tahrip olduu görülmütür.

E. Kaleciktepe Kalesi ( Harita No: 5, Levha VIII, Resim 15, 16 ve Levha IX, Resim 17, 18) Tercan’n 10 km kuzeydousunda yer alan Yaylack Köyü’ndeki tavuk çiftliinin hemen üzerinde, köyün kuzeybatsnda, corafi koordinatlar 37626838 E - 4405923N olan kayalk tepe üzerinde bulunan kalenin (1599 m), özellikle köye bakan güney tarafnda herhangi bir mimari kalntya rastlanmazken, tepenin

29 kuzeyinde ve batsnda erken dönem duvar kalntlar ile sur temelleri ve ana kayann tralanarak oluturulduu basamaklar yer almaktadr. Esas olarak Kalenin bat kesimine yerleildii buluntularn younluundan anlalmaktadr. Güney ve kuzeyi sarp olan Kalecik Kalesi’nin, kuzeyinden gelen Tuz Çay (daha batda ad Tuzla Çay), kalenin dousunu dolaarak Karasu’ya karr. 2 km kadar güneydousunda Yaylack Kalesi’nin yer ald Kaleciktepe Kalesi’nin güneyinden de Erzurum- Erzincan modern karayolu geçmektedir. Keramik verisi yönünden oldukça zengin olan kalede Karaz ve Demir Ça keramii tespit edilmitir.

F. Kötür Kalesi (Harita No: 7, Levha X, Resim 19, 20). Tercan’n 8 km kadar güneybatsnda yer alan Mercan Köyü’nün 3 km. batsnda, 1430 m. yükseklikte kurulan kale, Erzurum-Erzincan karayolunun üzerinde Kötür köprüsünün hemen yannda yer alr. Dairesel bir yapya sahip olan kalenin kuzey-güney kesimlerinde yontulmam talar ile ina edilmi duvar kalntlar halen mevcuttur. Duvar kalntlarnda kum ve kireçten oluan harçlar da bulunmaktadr. Kaleden toplanan keramik buluntular Orta Ça’a aittir.

G. Üçpnar Kalesi: (Harita No: 8, Levha XI, Resim 21, 22 ve Levha XII, Resim 23, 24) Tercan’n 14 km güneyinde yer alan Üçpnar Köyü’nün 550 m güneybatsnda, Corafi koordinatlar 37610481 E – 4392235 N olan ve deniz yüzeyinden 1611 m. yükseklikteki 80 m. lik kayalk tepenin üzerinde yer alan kale genel itibariyle Urartu özellii göstermektedir. Ova yüzeyinden 80 m yükseklikteki kalenin güney kesimi sradalarla kapldr, batsndan ise Frat Nehri akmaktadr. Kuzey-güney dorultulu olan kalenin, kuzey kesimi oval planldr. Ayrca kalede kayaya oyularak yaplm su kanal ve sarnç olarak kullanldn düündüümüz bir yap bulunmaktadr. Bölgede örneklerine Erzincan li’nin Çayrl lçesi’nin 8 km kuzeydousunda yer alan Sratalar kalesinde rastlanmaktadr. Bunun yan sra ilevi tespit edilemeyen kalenin kuzey ve kuzeybatsnda yer alan ana kayaya oyularak oluturulmu girintiler bulunmaktadr. Kalenin hemen altnda, suya inen bir tünel girii bulunmaktadr. Ancak sadece girii ayakta kalabilmitir.

30

H. Yollarüstü Kalesi: (Harita No: 9, Levha XIII, Resim 25, 26 ve Levha XIV, Resim 27, 28) Tercan’n 29 km güneybatsndaki Yollarüstü Köyü’nün adn tayan ve corafi koordinatlar 37601849 E - 4386824 N olan kale, deniz yüzeyinden 1388 m yüksekliktedir. Erzincan-Erzurum karayolu üzerindeki Altunkent’in 3 km. batsnda, Yollarüstü Köyü’nün hemen güneyinde yer alan kale, ilenmi talardan yaplmtr. Ancak, çevredeki evlerin yapm için temel talarna kadar sökülerek tanmtr. Kalenin güney batsnda bir kaya odas belirlenmitir. Giri bölümü tahrip edilmi olan kaya odasnn büyük bir bölümü toprakla dolmutur. Erzurum-Erzincan karayolunu kontrol altnda tutmasndan dolay oldukça önemlidir. Keramik verileri daha çok Demir Ça olmakla beraber lk Tunç ve Orta Ça yerlemelerine ait keramikler de bulunmutur.

I. Yollarüstü Kaya Mezar: (Harita No: 10) Yollarüstü Kalesinin hemen altnda bulunan kayalk altndaki kaya mezar büyük ölçüde toprakla dolmu olmasna ramen sürünerek de olsa yaps tespit edilebilmitir. u anda tek odal olarak gözüken kaya mezar yap olarak Urartu dönemi özellii göstermektedir.

. Pekeriç (Çadrkaya) Kalesi125: (Harita No: 13, Levha XVI, XIX, Resim 32, 37, 38) Erzincan’n 104 km kuzeydousunda, Tercan’n 22 km kadar kuzeybatsnda yer alan Çadrkaya Beldesi’nin hemen batsnda Çadrkaya Kalesi bulunmaktadr. Urartu merkezi olarak bilinen Çadrkaya Kalesi önemli bir Urartu yerlemesidir. Kalede, kaya mezarlar, ana kaya oyularak elde edilen temeller, kaya iaretleri ve kaya basamakl tüneller, Urartular zamanndan günümüze gelen en önemli kalntlardr. Erzincan Altntepe kalesinin yaklak 30 km. dousunda bulunan Pekeriç (bugünkü Çadrkaya), ayn zamanda Eskiça'dan XVIII. yüzyln sonlarna dein önemli bir kaynak tuzu üretim merkeziydi.

125 Pekeriç kalesi için bkz. Taylor, 1868: 282; Gall, 1967: 49; Belli, 1989.

31 Kalenin güneydouya bakan yamacnda içilik açsndan zayf üç kaya mezar bulunmaktadr Mezarlardan ilkinin içerisine 0.80 x 1.00 m. boyutlananda bir kapdan girilmektedir. ki odal diyebileceimiz mezarn ön odas 5.20 x 5.50 x 1.5 boyutlarndadr. Bu odadan ikinci odaya dar bir kapdan geçilir. kinci oda ise 2.60 x 3.30 x 1.65 boyutlanandadr. Birincisine yalnzca 1.20 m uzaklkta bulunan ikinci kaya mezar 3.15 x 2.40 x 2.70 boyutlarndaki tek odadan olumaktadr ve zayf bir içilik gösterir. kinci mezarn 1.50 m dousunda ve daha alçak kodda bulunmaktadr. Yine zayf bir içilik gösteren kaya mezar oval biçimli düzenlenmitir. Her üç mezarnda giri kaplar önlerinde, dörtgen biçimli düzenlenmi ve sundurmay andran bir yap bulunmaktadr. Bu ksm birinci mezarda daha küçükken, dier iki mezarda daha büyükçedir. Mezarlarn dnda kalenin batsnda, su ihtiyacn karlamak üzere yaplm bir kaya tüneli ile bu tünelin yaklak 50 m yukarsnda kaya çukurlar ve sarnç bulunmaktadr.

J. Pekeriç (Çadrkaya) Kaya iaretleri: (Harita No: 15, Levha XVII, Resim 33, 34) Pekeriç (Çadrkaya) Kaya iaretleri, köyün hemen yanndaki Pekeriç Urartu kalesinin güneydou yamaçlarna oyulmutur. Dank olarak yaplan toplam 11 adet iaret, Atabindi ve Yukar Anzaf kalesinden sonra en çok iaretin yapld üçüncü merkezi oluturmaktadr. aretlerin büyük bir ksm doal etkilerin sonucunda anp parçalanmtr. Kalenin güneydou eteine yaplan iki iaret daire biçimlidir. Kalenin dou yamacna yaplan öteki iaretler ise “daire”, yayvan “V”, “oluk” ve ne olduklar kesin olarak belli olmayan çeitli geometrik ekillerden olumaktadr126.

K. irinlikale Kalesi: (Harita No: 11, Levha XX, Resim 39, 40 ve Levha XXI, Resim 41 ve Levha XXV, XXVI, Resim 48 – 50) smini, douda özellikle sevilen halk ak destan “Ferhat ile irin”den alan irinlikale, Prof. Dr. Fahri Ik tarafndan 1987 ylnda bulunmutur. irinlikale, Tercan’n yaklak 50 km güneydousunda yer almaktadr. Buraya ulam,

126 Belli, 1986: 75.

32 Tercan’dan Çat’a giden bir karayolu vastasyla salanabilmektedir. irinlikale’ye ulamak için Tercan’da önce Karasu geçilir, kysndan güneye ve Kurukol Köyü’ndeki dört yoldan güneydoudaki Yalnkaya Köyü’ne yönelinir; güzergâh üzerinde Yaylayolu, Gökta ve Begöze köylerinden Tuzluçay’n kysna ulalr, caddeden sa yöne doru bugün Esenevler olan Çifteler Kom, oradan da sa tarafa Konarl yönüne doru saplr. Yaklak 3.km’de, vadideki sel nedeniyle douya saplan yerde, Tuzluçay’n paralelindeki hköyderesi kysnda yüksekteki irinlikale’ye varlr. Üst taraf kayalk dou ve güney yan ve nehir yatandan bakldnda 50 m yükseklikteki kale tepesi dik bir uçuruma iner. Arkas derin olmayan fakat yine de dik, rakm 1625 m olan alan, kuzeydeki nehir vadisine eik inerken batda düzlüü daha yumuak iner. Güneybatda dikkati çeken daha yüksek bir da, uçuruma benzeyen iç kaleye doal bir koruma salar; böylelikle irinlikale, Urartu kaleleri için corafi olarak bir vadinin son noktasndaki konumu ile çok uygun bir yerdir. Kalenin tam karsnda, nehrin dou kysndaki tepede de, ince, parlatlm tipik Urartu seramii yannda, farkl bir bölüm altnda incelenen daha iptidai, kullanmalk eyalar da bulunmutur. Bununla birlikte kayalk alanda hiçbir duvar kalnts kalmamtr. Bu türlü yaplarn varl yalnzca, duvar yapm için hazrlanm olan kaya ilerinden alnabilmektedir. ç kalenin kuzey kenarnda, ortaça’dan kalma tahkim duvarlarndan büyük bir parça bulunmaktadr. Bu da sur duvarlarnn, Urartu zamannda da kalenin korumas amacyla platonun bat ve kuzeyinde de olabileceini gösterir. irinlikale, yapm özellikleri bakmndan Urartu kaleleri arasnda önemli bir yere sahiptir. Kaya düzlüünün kuzeyinde depo biçimindeki oyulmu iki aygt ve iç kalenin dousundaki kuzey ve güney kaya tünelleri Urartu kale mimarisinin karakteristik özelliidir. irinlikale’de pek çok Urartu yerlemesi gibi Ortaça’da yeniden kullanlmtr. Kale tepesinin güney kenarnda bir Ortaça duvar kalnts bulunmaktadr. Kale üzerinde ve çevresinde de bu çaa ait keramiklere de rastlamaktadr.

33 L. irinlikale Kaya Mezarlar, Tüneller ve Kaya Çukurlar127 (Harita No: 12, Levha XXII – XXIV, Resim 42 – 47) irinlikale’nin doudaki iç kale olarak hazrlanm kaya kütlesine Urartu özelliine sahip iki de kaya mezar bulunmaktadr. Bunlardan MEZAR I’in iki odas bulunmaktadr ve böylelikle bilinen Urartu ant türlerinden “çok odal” gruba girmektedir. Buradaki A Odas, tavan ve duvarlar içilii bakmndan zayftr, duvarlar iyi düzletirilmemitir ve tavan eit mesafede deildir. Ayn ekilde giri ve odann boydan boya derinlii de eit ölçülere sahip deildir. Odann güney duvarnda yerde, biçimsel benzerlikte alt adet küçük ve yuvarlak girinti bulunmaktadr. Oda B’ye geçi, A odasnn sabit duvarnn güney ksmnn sonunda bulunan bir geçitten salanr. Neredeyse kare bir olana sahip odann tavan ve duvarlar pürüzlüdür. Mezar odasnda toplam on alt adet ni bulunmaktadr. Bunlardan bei dou-güney ve bat duvarnda biriyse kuzey duvarnn dou bitiminde yer alr, bu arada dou duvarndaki üçüncü ve dördüncü niler tahrip edilmitir. irinlikale’deki MEZAR I de, Urartu kaya mezarnn karakteristik özelliini tamaktadr. MEZAR II ise güneyde, yani az önce ifade edilen MEZAR I’in solunda ayn kaya kütlesinin aa doru giden pürüzlü ayandadr. Ksmen aa taraf kalm olan ve üstten güney duvara ve tavana dein krlm doudaki giri görüldüü üzere MEZAR I gibi basit bir profile sahiptir. Mezar odasna, 3.50 m uzunluundaki ve 3.15 m geniliinde, basamakl bir giriten ulalr. Tavan, ortasna kadar ham ve orantsz braklmtr. Bat duvarnn orta bölümü, büyük bir nile bölünmektedir. Bu ni, odann yan duvarna eit mesafededir (0.50 m). leride, mezar odasnn uç ksmnda arka duvarnda zeminde iki sra halinde, üst bitimde hafif yuvarlatlm on dört girinti vardr. Yapsal ve büyüklük olarak benzer bir girinti de kaya blounun d sonunda yer alr. Odann kuzey-bat köesinde, kaya blounun önünde ve küçük girintinin altnda baka bir dört köeli bir ilenmitir. Mezar odasnn duvarlar, özellikle tavan ve zemin pek özenli olmayan ama düzgün

127 irinlikale ayrntl için Bkz. Ik, 1987.

34 denebilecek bir yapya sahiptir. Dier yandan oda, Urartu kaya mezarlar arasnda, tek hacimli yaps açsndan özel bir yer tutar. irinlikale’de, kaya mezarlarnn iki yanndan, kale tepesinin kuzey yamacna doru, iki adet kaya tüneli de bulunmaktadr. Yaklak 2.20 m geniliinde bir girie sahip olan güneydeki A tüneli, balangçta itinal bir skit içilii göstermekte ve yay gibi bitimli, dikey, düzletirilmi duvarlara sahiptir. Hemen sonra, üst bölümü yay biçiminde ve neredeyse nal biçimli bir ekilde doudaki nehir yatana doru inen tünel, yüksek merdivenli 2.30 m geniliindeki bir alan ile bitmektedir. Büyük olaslkla irinlikale’deki B tüneli, ikinci bir yapm herhalde baarsz olan birinci yapnn yerine yaplmt. Bunun için yamacn kuzeybat kesiminde, tünel A’nn önündeki olan seçilmiti, Tünel dik duvarl bir yay biçimine sahiptir. Yaklak 3.00m eninde geni, kuzeye doru dik olarak inen kaya tünelinde her biri 0.25 m yüksekliinde 52 basamak bulunmaktadr. Toplam alan hakknda bilgilerimiz tam deildir. Buna ramen tünelin nehre kadar devam etmesi pek olas deildir, çünkü anlald üzere kuzeye, nehir yatana paralel devam etmektedir. Tünel, Yani içilebilir suya sahip bir kuyunun yani kuyu suyunun biriktirilebilmesi için yaplm ve bu nedenle yeraltndaki suyun yönüne göre açlmtr. irinlikale’de kayaya oygu, geni bir erzak kab eklindeki çukurlarn iki örnei bulunmaktadr. Bu çukurlarn az, alt tarafna kadar molozla dolduu için iç ksmlar ile ilgili bilgiler eksiktir. Buna karn giri ksmnn ölçüleri 0.70 x 0.80 m dir.

M. Harabe Yerlemesi (Harita No: 16, Levha XV, Resim 29 – 31) Tercan lçesi’nin 7.5 km. kuzeyinde yer alan Karacaören Köyü çevresindeki aratrmalarmzda, köyün 3.5 km güneybatsnda, corafi koordinatlar 3762298 E - 4406306 N olan ve deniz yüzeyinden 1798 m yüksekliinde bulunan ve Harabe adnda bir Ortaça yerlemesi tespit ettik. Tercan Barajn görebilen, ayn zamanda bölgeye hâkim bir konumda olan yerlemede mimariye yönelik çok sayda duvar kalnts bulunmakla birlikte, günümüzde tarla olarak kullanlmas mimari bir plann tespitini imkânsz klmaktadr. Yerleme yüzeyinde yeil renkli ve krmzms kahve renkli Ortaça keramikleri gördük.

35

Yukarda sraladmz yerlemelerden de anlalaca gibi, yaama elverili Tercan Ovas ve düzlükleri, Tunç çalarndan itibaren yerleime sahne olmutur. Yerlemelerin dalmna baktmzda Tercann daha çok Demir Ça’nda ve Orta Ça’da yerleim gördüü anlalmaktadr. Bununla birlikte dikkati çeken bir baka durum, Tercan’da herhangi bir Hellenistik – Roma yerlemesinin izine rastlanmamasdr128. Bu konudaki deerlendirmelerimizi Sonuç bölümünde daha detayl olarak vermekteyiz.

YERLEME ADI TÇ Karaz DÇ Hellenistik OÇ – Roma Tercan Körolu Kalesi Bekaya Körolu Kalesi Yaylack Kalesi Yaylack Kale Alt Yerlemesi Kaleciktepe Kalesi Kötür Kalesi Üçpnar Kalesi Yollarüstü Kalesi Yollarüstü Kaya Mezar Pekeriç Kalesi irinlikale Kalesi Harabe Yerlemesi

Tablo I. Tercan’daki yerlemeler ve buluntularnn devirlere göre dalm.

128 Bkz. Tablo I.

36 IV. YAZILI TARH ÖNCES ÇALARDA TERCAN VE ÇEVRES

A. Paleolitik Ça’da Dou Anadolu ve Tercan nsanolunun uygarlk yolundaki ilk adm, Paleolitik Çan ilk evrelerinde (MÖ 600 bin’ler) atei kullanmaya balamasyla gerçeklemitir. Bu devirde insan alet de kullanmaya balamtr. Tatan tek ya da iki tarafl el baltas, uzun, yaprak biçimli kesici aletler bu devirden günümüze ulaan aletlerdir. Paleolitik Çan sonlarna doru kemikten ineler ve mzrak uçlar da kullanlmtr. 20,Yüzyln ikinci yarsndan itibaren younluk kazanan Anadolu’nun Paleolitik Çalar hakkndaki aratrmalar, Anadolu’da Paleolitik insan ve kültürlerinin Pleistosen129 zamana kadar gittiini göstermitir130. Holosen131 zamandan itibaren iklim koullarnn deimesi ile buzullar erimi, flora ve faunasyla Anadolu topraklar insan yaam için daha elverili duruma gelmitir132. Dou Anadolu’da yaplan Paleolitik Ça’a ilikin aratrmalarda Kars, Van – Hakkâri ve Adyaman – Maltya bölgelerinde Paleolitik çalardan günümüze kadar ulaan çeitli maara ve kaya üstü yerlemeleri gün na çkarlmtr133. Bunlardan Kars bölgesi, . Klç Kökten tarafndan 1942 ylndan itibaren aratrlmaya balanmtr. Hatrlayacamz gibi, Karasu - Aras koridorunun dou kanadn oluturan134 Kars bölgesi, Paleolitik Ça (MÖ 60.000 – 10.000) açsndan oldukça önemlidir. 1969 ylnda Klç Kökten tarafndan, Kars li, Kazman lçesi’ne bal Camulu Köyü’nde bulunan Kurbanaa Maaras, bu yerlemelerden biridir. D yüzeyinde ve tavannda stilize hayvan ve av betimleri bulunan maarada Orta (MÖ 50.000 – 45.000) ve Üst Paleolitik (MÖ 45.000 – 10.000) Çalara ait ta aletler ve ocak yeri ortaya çkarlmtr135. Yine, Kars li, Kazman lçesi, Camulu Köyü’nün batsnda bulunan bir kaya kütlesine iki pano halinde kaznm kaya

129 Günümüzden 1,81 Milyon yl öncesi ile 11 bin yl öncesi arasndaki jeolojik devri ifade eder. 130 Kökten, 1947: 224; Alkm, 1968: 41. 131 Pleistosen’de yaanan son buzul çann kapanmasyla balayan zaman bölümüdür, 11 bin yl önce balam ve halen devam eden zaman dilimini ifade eder. 132 Esin, 1875: I, 12. 133 Pehlivan, 1984: 30; Ceylan, 2001: 26. 134 Bkz. Bu çalmada Bölüm II - B, Sayfa 18, 19, 21. 135 Kökten, 1970: 2; Kökten, 1975: 102; Ayrca bkz. Pehlivan, 1984: 30; Ceylan, 2001: 27.

37 resimlerinde yüzlerce stilize insan ve hayvan betimlenmitir136. Kökten bu kaya resimlerini çevrede bulduu obsidyen ve çakmaktandan aletler ve kemik süs eyalar ile birlikte Orta ve Üst Paleolitk Çaa tarihlemitir137. Ayrca ayn ilçede Tombultepe denilen mevkide bulunan bazalttan iki uçlu baltalar ve yonga talar Kökten tarafndan Alt Paleolitik Ça’a (MÖ 60.000 – 50.000) tarihlendirilmitir138. Kars l merkezinde, Borluk Deresi mevkiinde Orta Paleolitik Ça’a tarihlendirilen ta aletler139ile Ani Harabeleri olarak ün yapm antik yerlemenin yaknlarnda Alt Paleolitik Ça’a tarihlendirilen iki uçlu el baltas140ele geçmitir141. Kars’n kuzeyinde, Susuz lçesi snrlarnda kalan Azack Köyü’nde142 ve ayn ilçedeki Cilavuz Deresi mevkiinde yine Paleolitik Ça içerisine ve Alt Paleolitik Ça’a tarihlendirilen yontma tatan yaplm aletler bulunmutur143. Van’n 43 km. güneydou’sunda bulunan Yedisalkm (eski Put) köyü ve 8 km kuzeydousundaki Bhri mevkiinde bulunan Paleolitik Ça’a ait krmz a boyas ile yaplm tanr, insan ve güne kursu motiflerinden oluan maara resimleri, Anadolu’daki ünik buluntular arasndadr144. 1956 ylndan itibaren Hakkâri – Sat Dalar’nn Gevaruk Vadisi’nde ve Tirin Yaylasnda M. Uyank tarafndan yürütülen çalmalar srasnda kazma tekniiyle yaplm binlerce kaya resmi tespit edilmi ve MÖ 10.000 – 6.000 yl öncesine tarihlendirilmitir145. Adyaman - Malatya yolu üzerinde bulunan Palanl Maaras’nda oyma tekniiyle yaplm figürler, yine MÖ 10.000 – 6.000 yl öncesine tarihlendirilmitir146. Erzurum li’nde ise, ilk olarak 1942 ylnda Kemal Alot tarafndan, Erzurum – Hasankale arasnda, Erzurum’dan 20 – 30 km uzaklkta, levalluvazien teknikte

136 Kökten, 1975: 95. Ayrca bkz. Karpuz, 1977; Soylu, 1978: 38; Pehlivan, 1984: 30; Ceylan, 2001: 28. 137 K. Kökten, kaya resimlerini MÖ 15.000 – 7.000 arasna yerletirmitir. Buna karn Karpuz bunlarn 14.000 yl öncesine ait olduunu söyler. A. Erzen ise 12.000 – 7.000 yllar arasn önerir. Bkz. Erzen, 1979: 11; Harmankaya, Tannd, 1996’da ise Yazlkaya için önerilen bu tarihlerin imdilik hatal olduu görüü vurgulanmaktadr. Ayrca Bkz. Ceylan, 2001: 28, dpn. 11. 138 Kökten, 1975: 102. 139 Kökten, 1943: 608; Kökten, 1943: 119; Kökten, 1948b: 197; Kökten, 1975: 100. 140 Kökten, 1943b: 119; Kökten, 1945: 472; Kökten, 1964: 22; Kökten, 1975: 100. 141 Ceylan, 2001: 29. 142 Kökten, 1953: 196: Yalçnkaya,1981: 214; Yalçnkaya, 1985: 428. 143 Ceylan, 2001: 29. 144 Bkz. Belli, 1975; ayrca bkz. Pehlivan, 1984: 31. 145 Uyank, 1968: 97; Uyank, 1972: 32; Pehlivan, 184: 31. 146 Uyank, 1968: 32; Kansu, 1971: 217; Erzen, 1979: 11; Pehlivan, 184: 31.

38 yaplm bir yonga bulunmutur147. Bundan birkaç yl sonra balatlan Paleolitik Ça’la ilgili aratrmalar arlkl olarak Klç Kökten tarafndan yürütülmütür148. Bu çalmalar çerçevesinde Erzurum’un 20 km. kuzeydou’sunda bulunan Dumlu Köyü’ndeki volkanik ta yataklarnda ele geçen iki adet Alt Paleolitik tipinde scheleen, buralarn açk i yeri olarak kullanldn kantlamtr149. Dou Anadolu’daki Paleolitik Çalar’ belirli bir yere kadar belirgin hale getiren bu çalmalara, bugün de devam edildii takdirde, Paleolitik Ça’daki insan yaamna dair daha pek çok yeni kantlarn bulunabilecei görülmektedir. Yukarda verilen bilgilerin gösterdii gibi, doal geçitler ve yaama elverili bölgeler detayl aratrlrsa, dousunda ve kuzeyindeki doal geçitlerle baland bölgelerin Paleolitik Çalar’da yerleim gördüü kantlanan Tercan’n da, bu çada yerleim görüp görmedii sorusu yantlanabilir.

B Neolitik, Kalkolitik ve Tunç Çalar’nda Dou Anadolu ve Tercan Dou Anadolu’daki yerleik yaamn Neolitik Çan ilerlemi aamalarnda balad kabul edilmektedir150. Tarm yapan ilk topluluklar Orta Aras, Kura ve Frat havzalar gibi verimli vadilerin çevresine yerlemileridir. Ancak imdiye kadar bulunan kantlardan bu verimli vadilerdeki yerleimin Neolitik Çada, Kalkolitik çadaki kadar youn olmad anlalmaktadr. Kazlardan Kars, Van, Elaz, Erzincan, Erzurum, Malatya gibi bölgelerin MÖ V. Bin’den önceki devirleri hakknda tatmin edici bir bilgi çkmamaktadr. Bununla birlikte, MÖ V. Bin’den itibaren Aras Vadisi’nde Van Gölü’nün dou ve bat kylarnda, Altnova’da ve Malatya’da nüfus younluu dikkate deer oranda art göstermitir. Malatya’da Deirmentepe, Altnova’da Tülintepe, Van’da Tilkitepe gibi Kalkolitik Ça merkezlerinde yaplan kazlardan, yerel üretim koyu açkl keramiin yannda, yine yerel olarak üretilmi boyal Halaf ve Ubaid keramikleri ele geçirilmitir. Halaf keramii ayn zamanda . K. Kökten tarafndan Aras Vadisi’nde Yayc ve Gökçeli

147 enyürek, 1944: 350, 351; Kökten, 1953: 193; Goetze, 1957: 15. 148 . Klç Kökten’in Sivas – Kars arasnda yapt, Dou ve Kuzeydou Anadolu’yu kapsayan çalmalar için bkz. Kökten, 1943; Kökten, 1944; Kökten, 1945; Kökten, 1947; Kökten, 1948; Kökten, 1975. 149 Koay, 1974: 42; Pehlivan, 1984: 32. 150 Yakar, 1985: 256.

39 kesiminde de bulunmutur151. MÖ IV. Bin’de Malatya Ovas’ndaki baz büyük yerlemeler ve Altnova gibi merkezler son Kalkolitik Ça’daki kültürel gelimeyi gözler önüne serecek buluntulara sahiptir. Bu çaa ait tabakalanmann çok iyi olduu merkezlerden elde edilen oldukça çeitli keramik, bize MÖ VI. Bin’de Dou Anadolu’da yaayan insanlarn, kökenleri Orta Anadolu’ya, Transkafkasya’ya ve Kuzey Suriye’ye dayanan ve krsal hayat süren çiftçiler olabileceini göstermektedir. Bu insanlarn yerleme yerleri su kaynaklarna yakn olduu gibi, bölgenin sert iklim koullar karsnda onlara doal snak olabilecek yerlerde idi. Uruk IV olarak adlandran dönemde Mezopotamyal tüccarlarn gelmesi, Elaz – Malatya bölgesinin demografik ve sosyoekonomik yapsn bir nebze de olsa etkilemi olmaldr152. Bu dönemde Mezopotamya’dan Anadolu’ya gelen topluluklar, yerlemelerini Yukar Frat vadisine dou, Urfa ve Elaz arasndaki metal açsndan zengin hat üzerinde geniletmilerdir153. Erzurum, Kars ve Van bölgelerine gelince, güneyden kuzeye hareket eden yerleimcilerin, bu bölgelere kadar sokulmadklar anlalmaktadr154. Dou Anadolu’nun kuzey kesimlerinin MÖ IV. Bin’i henüz iyi bilinmemektedir155. Ancak bu dönemde Kars ve Erzurum gibi verimli platolarda bulunan yerleimlerde Yukar Mezopotamya ve Güneydou Anadolu etkisinden önce, Transkafkasya kültürel etkisi aramak daha akla yatkn bir seçenek olarak karmza çkmaktadr156. IV. Bin’de ayrca Van Gölü havzasnda ve Mu Ovas’ndaki yerlemeler için hemen doudan, Bat ran’dan gelen kültürel bir etki söz konusudur157. III. Bin’in balarnda ise kültürel etki daha kuzeyden, Aras Vadisi’nden gelmitir. IV. Bin’in sonlarna doru Bat Toroslar’n kuzey kesimlerinde bulunan alanlara, kuzeydoudan tarmla uraan topluluklar küçük guruplar halinde gelmeye baladlar. Bu, Erken Transkafkasya Kültürü’nün bat yönlü genileme sürecinin TÇ I. döneminin ikinci yarsnda younluunu iyice arttrd görülmektedir. Elaz ve

151 Kökten, ?? 152 Yakar, 1985: 258. 153 Yakar, 1985: 258. 154 Yakar, 1985: 258. 155 Burney, 1871: 31; Yakar, 1985: 258. 156 Yakar, 1985: 258. 157 Yakar, 1985: 258.

40 Malatya bölgelerindeki kazs yaplan höyüklerin158stratigrafileri, bu göçün geni kapsaml ve bir defada toptan olmadn, ancak III. Bin boyunca süren ve birbirini izleyen küçük nüfus hareketleri eklinde geçekletiini göstermektedir. Ne var ki, doudan gelen bu kabile düzeyindeki topluluklarn tümü ayn etnik ve kültürel temele sahip deillerdi. Bir takm ina özellikleri, metali ileme ve kullanma biçimleri ve gömü gelenekleri bu nüfus hareketinin Kuzeyde Kafkaslar ve beklide daha ötesinden, Douda Hazar Gölü ve Urumiye Gölü Kylarna dein çok geni bir corafi alandan gelmi olduu görülmektedir. Dou Anadolu’nun verimli ovalar ve vadileri göçlerle buralara yerleen insanlar için yalnzca yeni birer yurt olmam, ayn zamanda daha sonra yapacaklar bat ve güneybat yönlü hareketler için bir istasyon özellii tamtr159. Kuzeydou Anadolu’daki Geç Kalkolitik Kültürler, ç Anadolu, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan Geç Kalkolitik kültürleriyle benzerlik göstermektedir. Karaz (I. Dönem) Pulur ve Güzelova’daki bir gurup keramik, Karaz kültürünün MÖ IV. Bin yln ikinci yarsna kadar gittiini göstermektedir. Örnein Karaz ve Pulur’da bulunan tanabilir ocaklar160, güneybat Gürcistan’da Amiranis Gori’de MÖ 3470 ± 92 ylna tarihlenen birinci tabakada ele geçmitir. Bir de Gürcistan’n güneyindeki Beshtasheni’de alt ve orta tabakalarda Karaz I tipi çanak çömlek ele geçmitir161. TÇ I ve TÇ II süresince bölgesel mimaride yeni geleneklerin ortaya çkmas, yerel çanak çömlekte net olarak görülebilen deiime elik etmektedir. Erken Transkafkasya kap tipleri Suriye, ç ve Dou Anadolu kap tiplerini yava yava sayca geçmeye balamtr. Bununla birlikte Dou Anadolu’da yerel çömlekçiler Kuzey Suriye ve ç Anadolu etkisindeki tipleri üretmeye devam etmilerdir çünkü demografik yapdaki tüm kargaaya ramen büyük olaslkla nüfus tamamen deimemi ve eski nüfus yapsnn oran olarak önemli bölümü yaamaya devam etmitir. Ayn zamanda ksa süren Mezopotamya kolonileri döneminde ilk örnekleri oluan yerleim özellikleri ve konutlardaki mimari özellikler hemen

158 Elaz’da Tepecik: Korucutepe: Noruntepe; Malatya’da Arslantepe ve emsiyetepe. 159 Yakar, 1985: 258. 160 Koay, Vary, 1967: 20. 161 Donjon, 1975: 76, 79; Huot, 1982: 1025; Yakar, 1985: 259.

41 deimemitir; en azndan Malatya Ovas’ndaki yerlemelerde ve Altnova’da TÇ Ib döneminden önce etkisini yitirmedii görülmektedir. Karaz tipi olarak da anlan Erken Transkafkasya tipi çanak çömlei genel olarak kendine has bir tipolojiye sahip olmakla birlikte, hamur ve bezeme asndan bölgesel, hatta yerel bir takm farkllklar gösterebilmektedir162. Ancak Karaz tipi çanak çömleinin TÇ içerisindeki geliimini kendi içinde snflandrmak çok zordur. Yalnz koyu ve tek renkli bu çanak çömlein gövde ve az kenar biçimindeki deiimden üretildii dönemin balangcna m, sonuna m ait olduu anlalmaktadr163. Erzincan, Erzurum, Mu ve Van çevrelerinin Tunç Ça merkezleri henüz tam olarak aydnlatlamamtr. Bu bölgelerdeki Pulur, Güzelova ve Tilkitepe gibi yerlemelerin büyük bir ksmnn TÇ II’nin sonlarnda ya da TÇ III içerisinde terk edildii görülmektedir. Dou Anadolu’nun dier bölgelerinde, ayrca Gürcistan ve Ermenistan’da MÖ II. Bin yln balarnda da devam eden youn bir yerleme hareketi görülürken, buralarda yerlemelerin terk edilmesi, eldeki arkeolojik verilerin yetersizliinden ötürü bu gün için açklanmas güç bir durumdur164. Yaplan kurtarma kazlar sayesinde Malatya – Elaz bölgesi, Dou Anadolu’da en çok kaz yaplan bölge haline gelmitir ve dolays ile bu bölgedeki çalmalar belirli bir düzeye gelmitir. Bununla birlikte, yaplan kaz ve aratrmalarn azl nedeni ile Erzurum ve Erzincan lerinin tarih öncesi devirleri ile ilgili yeterli saylabilecek ayrntl bir bilgiye sahip deiliz. Erzurum’da kazs yaplan ve Tercan’n tarihini yakndan ilgilendiren Karaz, Güzelova, Pulur gibi höyükleri, Keban, Malatya ve Urfa gibi bölgelerde bulunanlarla karlatrdmzda165, buralardaki gibi MÖ IV. Binyl’dan öteye gitmedii görülmektedir. Bununla birlikte, Dou Anadolu’nun kuzeyinde imdiye kadar, yukarda saydmz bölgelerdeki kadar büyük ya da orta ölçekli kent yerlemelerinin izlerini yanstan höyük ya da yerlemeler bulunmamaktadr. Ayn ekilde Erzurum ve Erzincan bölgelerini, Kura ve Aras nehirleri arasnda bulunan Kars çevresiyle

162 Yakar, 1985: 259. 163 Kelly, Buccelati, 1978: 70. 164 Yakar, 1985: 259. 165 Kökten, 1974: 3.

42 karlatrdmzda, yine Geç Prehistorik dönemlerde Kars çevresinin daha youn bir yerleime sahne olduu görülmektedir. Yukarda sözedilen dönemlerle ilgili olarak Tercan’a en yakn kazlan ilk merkez Karaz Höyüktür. Tercan’a ku uçuu 65 km. mesafede bulunan Karaz Höyük, Erzurum’da ehrin 16 km. kadar batsnda yer almaktadr166. Höyük 16 m yükseklie ve 200 m. çapa sahiptir. 22 – 29 Temmuz 1942’deki sondaj çalmalarndan sonra 17 Temmuz - 8 Ekim 1944 tarihleri arasnda gerçekletirilen kaz, açl srasna göre A,B,C olarak iaretlenen üç ayr kesimde yürütülmütür. En verimli buluntulara sahip olan B Açmasnda 17 m. derinlie kadar inildii halde ana topraa rastlanmam ve zemin suyu yüzünden kazya son verilmitir. Yaklak 15 m. geniliinde ve 50 m. uzunluundaki step trench açma, Kalkolitik katmanlarndan itibaren Bizans dönemini ve daha geç devirleri sergilemitir. Açmada ortaya çkan stratigrafi, basamak biçimindeki mimari kalntlara dayanmaktadr. Bu basamaklar, tatan yaplm temeller üzerinde kerpiçten duvarlarn bulunduunu ortaya koymutur. Bu duvarlar olaslkla dikdörtgen biçimli yaplara aitti. H. Z. Koay Karaz’da MÖ IV. Bin’in sonlar ile MÖ III. Bin süresince devam eden iki ana iskân gözlemlemitir. Geç Kalkolitik Ça’ temsil eden ilk yerleme (Karaz I) bir köy yerlemesidir ve bir yangnla tahrip olduu anlalmaktadr. Bu büyük yangndan sonra yerleme geçici olarak terk edilmitir. Zaman içerisinde bu yerlemenin katmanlamasndan üzerinin ve ince bir toprak tabakas ile örtülmesinden sonra, TÇ II döneminde tekrar yerleilmitir (Karaz II). Burada TÇ III döneminde yerlemenin devam edip etmedii tartma konusudur167. Kama, bçak, balta ve ine gibi metal buluntular Karaz II’de daha youn biçimde ortaya çkmtr. El yapm, tekrenkli (monochrome) ve astarl, yivli veya kabartma bezekli keramik çok tipiktir. Bu keramiin, Kura – Aras vadisi ve Kuzeydou Anadolu’da görülen çömlekçilik geleneinin yerel bir türevi olduu düünülmektedir168. “Karaz tipi keramik” terimi yaygn olarak, Dou Anadolu çarksz tekrenkli TÇ keramiini tanmlamak için kullanlmaktadr. Bu konu ile ilgili

166Kaz ile ilgili ayrntl bilgi için bkz. Koay, 1943; Koay, Turfan, 1959; Koay, 1974. 167 Yakar, 1985: 301. 168 Yakar, 1985: 302.

43 yaplan birtakm çalmalar Karaz keramiinin, Geç Kalkolitik ya da daha erken dönemdeki topluluklarn, batda Erzurum’dan, douda Gürcistan ve Ermenistan’a kadar olan alanda gelitirdikleri bir keramik çeidi olduunu vurgulamaktadr169. Her ne ekilde olursa olsun, günna çkarlan bu malzeme, sonraki yllarda yürütülen aratrmalar için yegâne karlatrma malzemesi olmutur170. Tercan’a yaklak olarak 65 km mesafede bulunan Pulur Höyük, Erzurum’un 15 km. güneybatsnda yer almaktadr. Höyük 17 m. yüksekliinde olmasna karn yalnzca 4 akre geniliindedir. 1960 ylnda H. Z. Koay ve H. Vary tarafndan kazsna balanan höyüün stratigrafisinde, MÖ IV. Bin’in sonlarna ve MÖ III. Bin’in balarna tarihlenen tabaka (I – IV) belirlenmitir. IV. Tabakada, hiç ilenmemi toprak üzerine Orta Anadolu’dan gelen çiftçiler bir köy yerlemesi kurmulardr. Kazda Alacahöyük IV’te ve Büyük Güllücek’tekilerle oldukça benzerlik gösteren çanak çömlek ve sileks buluntular günna çkarlmtr. Küçük duvar kalntlar ve ocaklardan oluan mimari kalntlar derme çatma bir görünüm sergilemektedir. II. Tabakada ise kerpiçten yaplm ilk kapsaml yaplarla karlalmtr. Bu yap kalntlarna Erken Transkafkasya Tipi çanak çömlek elik etmektedir. Üzerinde, kabartma biçiminde yaplm kvrml motif bulunan tekrenkli bu çanak çömlek ilk tabaka hariç (IV.) tüm tabakalardan çkmtr171. Yine ayn kaz ekibi tarafndan 1961 ylnda, Karaz ve Pulur kazlarnn devam niteliindeki Güzelova Kazs gerçekletirilmitir172. Tercan’a yaklak olarak 80 km mesafede bulunan Güzelova Höyüü, Erzurum’un 15 km. kuzeydousunda yer almaktadr. Oldukça yayvan bir yapya sahip olan höyük 12,5 m. yüksekliindedir. Höyüün en tepesinden itibaren balatlan kazlar maksimum derinlik olan 14 m.ye kadar sürdürülmütür. Burada da yine pek çok yap kalnts ile birlikte MÖ IV. Bin’in sonlarna ve MÖ III. Bin’in balarna tarihlenen çanak çömlek ortaya çkarlmtr. Bu çanak çömlek, Karaz’la karlatrldnda, Pulur’da ortaya çkarlanlarla daha yakn benzerlik göstermektedir. Bununla birlikte, Karaz’dan tandmz kabarma tekniindeki dörtgen spiral motifler Güzelova’da da ortaya çkmtr. Küçük ocak kollar (andiron) sanat eseri niteliindeki buluntulardr.

169Bkz. Huot, 1982. 170 Pehlivan 1984, 44. 171 Ayrntl bilgi için Bkz. Koay, Vary: 1960; ayrca bkz. Pehlivan 1984, 44; Yakar, 1985: 302. 172 Ayrntl bilgi için Bkz. Koay, Vary: 1967; ayrca bkz. Pehlivan 1984, 44, 45; Yakar, 1985: 302.

44

Deindiimiz tüm bu höyükler Karasu vadisi boyunca sal sollu sralanmlardr.

45 IV. TARH ÇALARINDA TERCAN VE ÇEVRES Tercan ve yakn çevresinin, yazl belgelerin bulunmad dönemlerdeki tarihi hakknda edindiimiz bilgiler, arlkl olarak kültürel veriler deerlendirilerek salanan ekonomik ve etnik yapya ilikin bilgilerlerdir. Ancak bölgenin siyasi tarihinden söz etmek için yazl kaynaklarn incelenerek doru biçimde deerlendirilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, siyasi tarihe ilikin bilgiler, bölgede devamllk gösteren kültürel verilerle birlikte deerlendirilerek geniletilebilir, snanabilir ve daha kapsaml sonuçlar elde edilebilir. Kuzeydou Anadolu’da imdiye kadar bulunan ilk yazl kaytlar, bölgenin Hitit mparatorluu’na doudan snr olduu MÖ IV. Yy.a aittir. Assur dönemi boyunca bölge ile ilgili yazl kaytlarda bir art gözlenmektedir. Tukulti – Ninurta ile balayarak, deiik krallarn Frat ve Aras vadilerine yaptklar aknlarn bir kant olan sefer tutanaklar ve ele geçirilen bölgelerin listeleri günümüze dein ulamtr. Urartu döneminde de ayn biçimde, Horasan’n dousundaki topraklara kar büyük bir ilgi vardr ve özellikle Menua ve I. Argiti’nin bu yöndeki giriimlerini yine braktklar yaztlardan örenmekteyiz173. Dier taraftan, daha sonraki antik yazarlar ve tarihçiler bölge ile ilgili edinebildiimiz bilgilerin büyük bölümünü salamaktadr ancak yine de tarihi corafya, siyasi snrlar ve antik yerlerin lokalizasyonu ile ilgili pek çok sorunlar çözüm beklemektedir174.

A. MÖ II. Bin Ylda Tercan ve çevresi Tercan ve yakn çevresinin MÖ II. Bin’deki tarihini aydnlatma konusunda bize yardmc olan verilere ilk etapta, 1907 ylnda Hititler’in bakenti Hattua’da ortaya çkarlan çivi yazl tabletlerde rastlamaktayz. Bu tabletlerden anlaldna göre Hititler’in çekirdek ülkeleri Kzlrmak (Maraanta / Maraantiya) yay içerisindeki alanda bulunmaktayd. Hititler Anadolu’da, bu yayn kuzeyinde kalan URU topraklar “Yukar Ülke (KUR UGU-T)”, güneyinde kalan topraklar “Aa Ülke

173 Hasankale ve Sarkam arasnda bulunan söz konusu yaztlar hakknda bkz. Lehmann – Haupt, Armenien II: 732 – 733, 738, 778; CICh, no. 27, 59, 60 – 61; König, HChI, no. 32, 24, 43, 44, 89; Melikisvili, 1960: no. 36, 37, 68, 69, 130; Tseretheli, 1939: no. 10 – 11, 18, Ayrca bkz. Adontz, 1946: 157; bkz. Pehlivan, 1984: 53 dpn. 2. 174 Sagona, C., 2004: 27.

46 URU 175 (KUR SAP. L-T)” olarak adlandrmlard ve bu bölgeler, içerisinde Hititlere komu pek çok siyasi ve etnik birim barndrmaktayd. Çeitli Hitit metinlerinde geçen bu terimler, III. Tuthalya’nn (MÖ 1385 – 1345) ölümünden sonra, Anadolu’da meydana gelen ayaklanma ve Hitit topraklarndan bir ksmnn igalinden bahseden, III. Hattuili’ye ait bir tablette u ekilde kullanlmtr: “Hatti ülkeleri dümanlar tarafndan tüm ykld; bir yandan Kakal düman, öbür yandan aa ülkeden düman Arzava geldi ve bu da Hatti ülkelerini tahrip ederek Tuwanuva’y (Tyana = Bor) ve Uda’y snr yapt. Sonra Azzi’den düman geldi, o da yukar ülkeleri yakt ve amuha’y snr yapt. Iuva’dan (Dou Anadolu) düman geldi ve Tegarama’y ykt ve Kizzuvatnay snr yapt... Ve Hattua kenti de tahrip edildi” 176.

Hitit mparatorluunun kuzeydou komusu durumundaki Hayaa ülkesi ve halk, Tercan ve çevresinin olduu kadar, Dou Anadolu tarihinde de oldukça önemli bir yer tutmaktadr. Bunun nedeni, Dou Anadolu ile ilgili en eski yazl belgelerin, Hitit kaytlarndaki Hayaa’dan bahseden belgeler olmas ve bu belgelerle birlikte bölgenin yazl tarihinin balamasdr. Tercan ve çevresinin II. Binyldaki siyasi tarihini incelerken, Hititler ile Azzi – Hayaa’llar arasnda snr denilebilecek konumda bulunduu anlalan bölgede, bu iki güç arasndaki ilikiler en önemli malzemeyi oluturmaktadr. Çekirdek topraklar, bata Çoruh – Kelkit vadisi olmak üzere, Giresun – Rize ve Erzurum – Erzincan hatt arasnda kalan Karadeniz’e paralel konumdaki topraklara lokalize edilen177 Hayaa - Azzi ülkesi veya halk hakknda bilgilerin yer ald, Boazköy Arivi’ndeki tabletler B.Hrozny, A.Goetze, E. Forrer, E.Cavaignac ve J.Friedrich gibi bilim adamlar tarafndan transkripsiyon ve çevirileri yaplarak aratrclarn hizmetine sunulmutur. Geç Hitit dönemine tarihlendirilen bu tabletlerin içerdii metinlere göre, Erzurum – Erzincan bölgesinde, Hititler’e daima saldran ve onlarn kuzeydou’ya ilerlemelerine engel olan Azzi ve

175 Goetze, 1940: 21; Garstang, 1943: 37; Knal, 1953: 7; Güterbock, 1956: 49, 63; Garstang - Gurney, 1959: 29, 63; Gurney, 1973: 681, 682; Pehlivan, 1984: 53. 176KBo VI 28. 6–12; Cavaignac, 1930: 17; Goetze, 19753: 117; Akurgal, 2003: 79. 177 Azzi – Hayaa’nn lokalizasyonu ile ilgili ayrntl bilgi için bkz. Pehlivan, 1991a: 22 – 39.

47 Hayaa adl bir kavim bulunmaktayd. Ermeni tarihçileri ve Charles Burney, Ermenilerin, kendilerini Hay olarak adlandrmalarndan yola çkarak, Hayaallar’dan olduklarn savunmaktadr. Ne var ki bu iki ad arasndaki benzerlik rastlant sonucu olabilecei gibi, Ermeniler’in bu kavmin idaresinde Hay siyasi ismini alm olmalar da olasdr178. MÖ XV. Yüzyln sonlarnda Kuzeydou Anadolu’nun tarihinde önemli siyasi gelimeler meydana gelmi ve yeni siyasi oluumlar ortaya çkmtr. III. Tuthalya saltanatnn son yllarnda, Karanni/ adl bir lider etrafnda toplanan Hayaallar, Hititler’in önemli kült merkezlerinden amuha’nn kaplarna dayanmlard. Bu tarihten itibaren yaklak yüz elli yl boyunca, sava arabalar ve piyade birliklerinden oluan Hayaa Ordusu, Hitit krallarnn çekindii, çeitli önlemler almak zorunda kald bir güç olmutur179. Hitit - Hayaa ilikilerine bakldnda çou zaman savalarla karlalmaktadr. Savalarla geçen bu süreç, yaplan anlamalara bal olarak yerlerini zaman zaman karlkl bar ve dayanmaya da brakmtr180.

1- Hayaa’l Kranni Döneminde Hitit – Hayaa ilikileri Hayaa-Hitit likileri konusundaki en eski kaytlar, II. Murili’ye aittir181. Bu metinlerde daha çok büyükbabas II. Tuthalya ve babas uppiluliuma’nn komularna kar elde ettikleri baarlardan söz edilmektedir182. 1930’da, E.Cavaignac bunlardan birini Franszca çevirisiyle yaynlamtr183. II. Tuthalya’nn son krallk yllarnda Aa Ülke’de meydana gelen karklklardan balayarak. Karanni’nin amuha’ya kadar lerlediini anlatan belgenin balangç ksm (2

BoTU 341-2) ve Kummaha Sava’nn yer ald son bölüm (2 BoTU 3428) okunamayacak kadar bozuk ve eksiktir184. I. uppiluliuma ve II. Murili

178 Koay, H. Z.,1974, 50. 179 Pehlivan, 1991a: 14. 180 Pehlivan, 1991a: 14. 181Murili II. Hitit krallar içerisinde en çok kayt brakandr, özel ve Resmi Yllklar olarak tanmlanan; Les Armeles Complétes (Tam Annaller), Les Annales Décannales (On Yllk Annaller) A. Goetze tarafndan yaynlanmtr, bkz. Goetze, 1967: 2; ayrca bkz. Guterbock, 1956: 41, 45; Sagona C. – Sagona A., 2004: 27. 182 Pehlivan 1991a: 15. 183 E.Cavaignac, 1930: 229. 184 Kummaha Sava Öncesi ve sonras olaylar hakknda bkz. Cavaignac, 1930: 231 – 32; Forrer, 1931: 1 – 2; Adontz, 1946: 28; Guterbock, 1956: 66; Pehlivan, 1991a: 15.

48 dönemlerindeki baz siyasi olaylarn aktarld kaytlar, bozuk ve eksik ksmlarnn rekonstrüksiyonlar yaplarak H. G. Güterbock tarafndan yaynlanmtr. Söz konusu metinlerde II. Murili kendi ifadelerine göre, o tarihlerde henüz bir prens olan babas uppiluliuma, büyük Hitit kral adna, Hitit topraklarna saldrarak Yukar Ülke’nin güvenliini tehlikeye sokan Hayaa üzerine yürümek amacyla Hattua’dan ayrlr. uppiluliuma, Yukar Ülke’nin snr boyunda yer alan amuha’ya ulanca, ordusunu dinlendirmek ve esikliklerini tamamlamak için ksa bir süre ehirde kalr. Amac Hayaa üzerine yürümektir. Ancak, sefer srasnda sürekli olarak Hitit topraklarna saldran Kaka kabileleri ile karlanca onlarla savamak zorunda kalr. Güçlü silahlara sahip düzenli Hitit ordusu ile bu çarpmada üstün gelen uppiluliuma onlara kayplar verdirir ve ele geçirdii Kakal esirlerle birlikte amuha’ya döner. Hitit ordusunun bölgeden ayrlmasn frsat bilen Kakallar ve Hayaallar, olaslkla birlikte yukar ülkeye girerek yama ve tahribata baladlar. uppiluliuma ciddi boyutlara ulaan saldrlar önlemek için ikinci kez amuha’dan yola çkar ve yapt sefer sonucunda özellikle Yukar Ülke ve Azzi topraklar arasnda bulunan Kuzeydou Kakalar’na önemli bir darbe vurmu olur. Bu olaydan sonra III. Tuthalya’nn ölümüne kadar Kuzeydou Kakalar Hitit snrn zorlamamlardr185. Krallk dönemi boyunca çok sk rahatszlanan III. Tuthalya (MÖ1395 civarnda) salna kavuunca Hitit devletinin içilerini düzene koymaya ve Anadolu’daki vassal ve komu devletler arasndaki anlamazlklara çözümler getirmee çalyordu. Bu tarihteki gelimelerin yer ald II. Murili’nin kaytlarna göre, Büyük Hitit Kral, ald bir haber üzerine Aa Ülke’nin snr kesiminde bulan Hulana nehri topraklarn ve Kaiya’nn bat eyaletlerini tehdit etmekte olan Maa ve Kammala halkna kar olu uppiluliuma’y da yanna alp harekete geçer186. Yaplan sefer sonucunda tehlike giderilmi ve saldrganlar cezalandrlmtr. Ancak güvenlii pekitirmek için bölgede belirli bir süre kalnmas gerekirken Hayaa - Kaka snr bölgelerinde ba gösteren olaylar, onlar acilen kuzeye yönlendirir. Büyük Hitit Kral ve ordusunun bakent Hattua’tan ayrlp Hulana nehri yaknlarnda bulunmasndan yararlanan Kaka ve Hayaa

185 Pehlivan, 1984: 54; Pehlivan, 1991a: 43. 186 Cavaignac, 1930: 231 – 232; Garstang – Gurney, 1959: 35; Pehlivan, 1991a: 43.

49 halklar, ksa süre önce uppiluliuma komutasndaki Hitit ordusu karsnda aldklar yenilgiye ve uradklara kayplara karlk verebilmek için Yukar Ülke’yi yamaya koyulmulardr. Hayaallar, Hayaa tarihinde tandmz ilk lider olan Karanni etrafnda birleerek, meydana getirdikleri hatr saylr ordularyla Frat yatan izleyip güneybat yönünde Hitit topraklarna girmi, Kummaha’dan sonraki yerleim merkezlerini yamalayarak amuha’nn kaplarna dayanmlard187. Ayn tarihlerde Kathariya ve Kazzapa ehri Kakalar188, belki de Hayaa’yla aralarndaki anlamaya dorultusunda hareket ederek, Hitit bakentine kuzeyden yaklamaya ve geçtikleri yerleri yakp ykmaya baladlar189. Hitit devleti için son derece tehlikeli olan bu durum karsnda III. Tuthalya ordusunu ile birlikte acilen Yukar Ülke’ye ulat. Önce Kathariye ve Kazzapa Kakalarn cezalandrp, ele geçirdikleri esir ve ganimetleri geri almay baard. Karadeniz’e doru sürdürdüü ileri harekât ile kaçmakta olan dümann bir bölümünü yok etmeye çalt. Bu konuda kesin neticeye ulatn söylemek mümkün deildir. Ancak, uppiluliuma’nn tahta çkt tarihlerde meydana gelen otorite boluundan yararlanan Kakalar eski müttefiklerinin veya Anadolu’daki dümanlarnn hep birlikte saldrya geçtikleri tarihe kadar Hititler için tehlike oluturmadlar. Geçici de olsa Kaka sorunu halledildikten sonra sra Hititler için büyük önem tayan amuha ehrinin Hayaa kuatmasndan kurtarlmasna gelmiti. Bunun için zaman kaybetmeden harekete geçmek gerekiyordu. Ancak III. Tuthalya hem Aa Ülke’deki olaylara, hem de Kakalarla mücadelesi srasnda yorulmu ve hastal yeniden ba göstermiti. Bu nedenle Hitit ordusunun sevk ve idaresini, veliaht (Tuhkanti) olmamasna ramen daha önce de ayn artlarda komuta eden uppiluliuma üstlenecektir. II. Murili’nin kaytlarna göre, III. Tuthalya’nn henüz hayatta bulunduu bu tarihte, uppüuliuma Hitit ordusunun dinlenmesine frsat vermeden ikinci kez zorunlu yürüyü emretmiti. Henüz amuha’ya giremeyen ve kuatma durumunda

187 Cavaignac, 1930: 232; Pehlivan, 1991a: 44. 188 Bu iki Kaka halk hakknda bkz. Adontz, 1946: 28. 189 Cavaignac, 1930: 231.

50 bulunan Hayaallar, Hitit ordusunun üzerlerine geldiini örenince geri çekilmeye baladlar. Bunun üzerine Hitit ordusu kuzeydou yönünde geri çekilen Hayaallar Kummaha önlerine kadar izlediler. O ana kadar herhangi bir kar harekette bulunmayan Karanni yönetimindeki Hayaa savaçlarnn burada çarpmaya girdikleri görülür190. Burada gerçekleen önemli mücadele, Hayaa-Hitit ilikilerindeki lk büyük hesaplamadr191. Buraya kadar bahsettiimiz olaylarn yer ald tabletin devam krk olduundan, Kummaha Sava’nn sonucu hakknda kesin bir bilgi edinilememektedir. Ancak, savatan sonra gelien olaylara bakldnda varsaymlar yapmak mümkündür. Suppiluliuma’nn tahta çkt yllarda Hayaal Hukkana/ ile yapt anlama metninden anlaldna göre. Hititler Kummaha önlerinde ksmi bir basar elde etmiler, ama çekirdek Hayaa ülkesini ele geçirememilerdir. Zaten, yorgun Hitit ordusunun Çoruh-Kelkit vadisine kadar ilerleyerek bunu baarmas da güç gözükmektedir. Ayn zamanda Karanni ve Hayaa ordusunun Hititler karsnda urad baarszla bal olarak, belki de Karanni’nin çarpmalar srasnda öldürülmesi sonucu Hayaa’da bir lider ya da kral deiiklii meydana gelmitir. Hukkana Anlamas’nda ad geçen Mariya’nn ksa bir süre yönetimi elinde bulundurduu anlalmaktadr192.

2. Mariya/ Dönemi Hukkana/ Anlamas’nda193, ki Mariya’nn varlna iaret edilir194. Biri III. Tuthalya’nn saraynda bulunup, hatal davranlar sonucu öldürülmü, dieri ise uppiluliuma’nn emredici üslupta kulland sözlerle, Hukkana’nn kzndan ayrlmaa zorlanmtr. J. Friedrich tarafndan yaynlanan anlama metninde öldürülme olay u ekilde anlatlmaktadr:

190 2 BoTU 34IV, 41 – 44. 191 Cavaignac, 1930: 231; Garstang, 1943: 48; Garstang – Gurney, 1959: 35; Gurney, 1973: 682 – 683. 192 Pehlivan, 1984: 64; Pehlivan, 1991a: 46. 193 Hukkana Anlamas’nn transkripsiyon ve tercümesi ilk kez J.Friedrich tarafndan yaplmtr, bkz. Friedrich, 1930. Metin ve tercümesinin eletirisi konusunda ayrca bkz. Cavaignac, 1932: 12, 13; G.Contenau, 1934: 173, 174. 194 Mariya hakknda ayrntl bilgi için ayrca bkz. Adontz, 1946: 31, 32.

51 III. Kolon, 32. paragraf: Satr: 53- Mariya kimdir, niçin ölmütür”? 54- Bir saray kadnna rastlamam mdr? Ona bakmam mdr? 55- Fakat Efendimiz Günein Babas onu bir pencereden görür ve ona öyle der: 56- “Bu kadna niçin baktn?” 57- Ve bu suçtan dolay ölümü buldu. 58- Bir insann ölümüne sebep olan böyle bir olaydan sakn.

Anlama metnindeki bu sözlerle, sarayda konuk edilen Mariya’nn Hayaa kral veya bu ülke adna Hitit bakentine gelen bir soylu olabilecei düünülmektedir. Ölümüne sebep olan durum Hititlerdeki aile hukuku ve gelenekleri bakmndan ayrca ilginçtir. Ancak balangc bilinmeyen olaylar sonunda karlalan Mariya’nn kimlii konusu yllarca tartma konusu olmutur. Mariya’nn Hayaa kral olup olmad ya da Karanni’nin yasal varisi olup olmad, Hitit devletine kar siyasi statüsünün ne olduu halen çözüm bekleyen sorular arasndadr195. Hukkana Anlamas’nda, ad Hayaa halk yannda geçen ikinci Mariya bu konunun açklanmasn daha da zorlatrr.

III. Kolon, 33. paragraf: Satr: 65. “Bunlar kendine e olarak alma. Maria’tan kendi kzn çek al 66. Ve Onu kardee ver...”196

IV. Kolon, 42. paragraf = KBO V3 Rs IV Satr: 41 (25) – “Siz, Hayaa ahalisi gelecekte beni dostça himaye edip korursanz, 42 (26) - Ben de sizi Hayaa ahalisini Maria’ ve 43 (27) Hayaa’nn kz alp vermi akrabalarn korurum...”197

195 Pehlivan, 1991a: 48. 196 Friedrich, 1930: 129. 197 Friedrich, 1930: 135.

52 IV. Kolon, 45. paragraf: Satr: 50 (34) - Ve bakn! Size yeminle söylediimi bu sözleri 51 (35) Siz Hayaa ahalisi ve Mariya, muhafaza etmezseniz 52 (36) O zaman bu yemin sizi, karlarnz... 54 (38) Mahvetsin…198 56 (42) Hayaa ahalisine. Maria’a ve Hayaa ülkesine hiçbir kötülük yapmayaym…199

Mariya / ma-ri-ia-a / ma-ri-ia isminin Hititler döneminde Anadolu’da pek ender kullanld görülür. Ancak sonraki çalarda Kilikya’da, Likya’da, Pisidya’da benzer ekillerde isimlere rastlanmtr200. Mitannilerde Marijanna olarak ifade edilen Marya, genç savaç anlamna gelmektedir20. J.Friedrich, Mariya’y bir bey veya lider olarak tanmlar. Hayaa ülkesinde etkili yeri bulunduunu belirtmesine ramen onu kral olarak alglamamaktadr201. H.G.Güterbock’a göre, Mariya. Karanni’nin halefidir. Kummaha savandan sonra III. Tuthalya tarafndan Hayaa kral olarak tahta çkarlmtr202. Mariya’nn ölüme mahkûm edilmi olmasna ramen, anlama metninin bir baka paragrafnda, Hukkana’a kzn Mariya’dan almas, kendi veya Mariya’nn kardeiyle evlendirmesi konusunda verilen talimatn deerlendirmesini yapabilmek çok güçtür. Bu durumda, Mariya ile Hukkana arasnda ikinci bir kraln ya da prensin bulunduunu kabul etmek gerekir203. E. Forrer ve N. Adontz, Mariya’nn kimlii konusunda baz çelikilerin bulunduunu ifade etmilerdir204. E.Cavaignac ise bir konu dnda Hukkana Anlamas’nda Mariya konusundaki bilgilerin mantk ba içerisinde olduunu belirtir205. Eldeki veriler deerlendirildiinde, Kummaha Sava’ndan sonra Mariya adnda, Hititlerin istedii bir liderin Hayaa tahtna oturduunu söyleyebiliriz. Ancak yllarca dostane olmayan Hayaa-Hitit ilikilerini düzeltmek için Hattua’ta bulunan

198 Friedrich, 1930: 135. 199 Friedrich, 1930: 136. 200 Friedrich, 1930: 156, 157. 201 Friedrich, 1930: 104, 160, 161. 202 Güterbock, 19672: 35. 203 Güterbock, 19672: 35, 37. 204 Forrer, 1931: 3; Adontz, 1946: 31, 32. 205 Cavaignac, 1930: 16, 17.

53 Mariya, görünürde Hitit geleneklerini medeni ve ceza hukukunu bilmediinden kendi ölümüne sebep olmutur. MÖ 1390 civarndaki bir olayn akabinde III. Tuthlya’nn ölümü üzerine, Tahkanti Tuthalya tahta çkmtr. uppiluliuma, babasnn salnda ülkenin ileri gelenlerinin huzurunda ballk yemininde bulunduu halde, onu tahttan indirerek Hitit kral oldu 206.

3. Hukanna/ Dönemi III. Tuthalya’nn ölümü ile birlikte Hattua’daki taht kavgalarn izleyen I. Suppiluliuma döneminin ilk yllarnda, Hitit ülkesi çevresinde ba gösteren ayaklanmalar geni bir alana yaylm, Hitit devleti, kendisine bal olanlar da dâhil olmak üzere, komu birçok kralln ve beyliin saldrlarna uramtr. Yukarda çevirisine yer verdiimiz III. Hattuili’ye ait metinde207, bu ortamdan yararlanan Hayaallar’n, Yukar Ülke’ye girdikleri, geçtikleri yerleri yakp ykarak Hitit topraklarnda ilerledikleri ve amuha’y kuattklar ve buraya kadar olan topraklarn yönetimini ele geçirdikleri açkça anlatlmtr. Böylece Hayaallar Hitit bakentinde öldürülen Mariya’nn da intikamn alm oldular208. Bu durumda harekete geçen I. uppilulluma kurtulu hareketine Aa Ülke’den balad ve öncelikle Kuzey Suriye’deki Kizzuvatna ve krallklaryla ilgilendi. Buradan Hayaa üzerine yürüdü. Ayrntlarn bilmediimiz gelimelerin sonrasnda, büyük ihtimalle bu sefer srasnda Hititler lehine hareket eden Hukkana’n yardmlaryla Hayaa üzerinde istedii baary elde etti. Anadolu’da balayarak, Hitit devletini yok olma tehlikesiyle kar karya brakan son derece tehlikeli durumla yirmi yl boyunca askeri alanda mücadele etmi olan I. uppiluliuma, att politik admlarla da devletin güvenliini salamt. Kuzeydoudan sonradan gerçeklemesi olas Hayaa aknlarn da, kz kardeini Hayaal Hukkana/’la evlendirerek önledi. Hitit prensesleri ile evlenen bu kiiler bir bakma kendi ülkelerini Büyük Hitit kralnn düün hediyesi veya tmar olarak alm, yönetimini üstlenmi oluyorlard209

206 Pehlivan, 1991a: 50. 207 Bkz. Sayfa 33; KBo VI 28. 6–12; Akurgal 2003: 79. 208 Pehlivan, 1991a: 51. 209 I. uppiluliuma, kzn da bu amaçlarla Mitanni’li Mattiwaza (Kurtiwaza) ile evlendirmitir; Pehlivan, 1991a: 51.

54 Elde edilen baarlar kalc klmak amacyla, Hayaallarla kurulan bu güçlü balar sonucunda Hukkana Antlamas210 olarak bilinen, karlkl güven ve saldrmazlk anlamas imzalanmtr. Bu anlamay gereince genel olarak Hayaa ülkesi ve Hukkana, Hitit devletine sadk kalmay, vergi vermeyi, gerektiinde askeri yardmda bulunmay taahhüt etmi, buna karlk Hitit kralnn da onlar ve ailelerini d dümanlara kar korumay, egemenliklerinin devamn salamay kabul etmitir.

4. Anniya / Dönemi Hukkana anlamas. Hayaa-Hitit ilikilerinde elli yl akn bir dostluk ve saldrmazlk dönemi yaanmasn salad. Ancak, bu bar döneminde Hitit kaytlarnda bu ülkeden söz edilmemektedir. Bu yüzden Hayaa ve komusu Kaka topraklarnda yeni örgütlenmelerin meydana geldii tarihlere kadar, Kuzeydou Anadolu’daki gelimeleri izleme olana yoktur. Hitit prensesi ile evlenip tahta çkmay emniyet altna alan Hukkana’nn ne kadar tahtta kald, kendisinden sonra çocuunun yönetimi ele alp almad ve benzeri konularda görü belirtmemiz son derece zordur. I. uppiluliuma’nn son günlerinde, Hayaa’nn Dou Karadeniz’e yakn kesiminde ayaklanmalar ba göstermiti. II. Murili’nin tahta çkt ilk yllarda da, Hukkana’nn soyundan gelmedii anlalan Anniya/, Hayaa’da yönetimi ele almt. II. Murili, Kuzey Suriye’deki Hitit çkarlarn korumak ve Mitanni devletini düzene koymak için bu bölgede bulunmaktayd. II. Murili’nin, kendisine müdahalesi tehlikesi bulunmadndan emin olan Hayaa yeni Kral Anniya, bunu frsat bilerek Istitina ve Kannuva ehirlerine ve Dankuva topraklarna saldrlar düzenledi. Ald esir ve ganimetlerle Hayaa’ya çekildi. Anniya, ayn tarihlerde Dou Kaka boylarn örgütleyerek küçük bir devlet kuran Pihhuniya /211 ile anlama yaparak bir güvenlik hatt oluturmaya çalt212.

210 Friedrich, 1930: 103; Forrer, 1931: 2, Güterbock, 1956: 41, 107; Gurney, 1961: 29. Pehlivan, 1991a: 53. 211 Pihhuniya, Tpk Hayaallar gibi kabileler halinde ve efler yönetiminde yaayan Kakalar’ birletiren, ilk kral olarak bilinmektedir. Buna benzer olarak, Karanni de Hayaa’da bilinen ilk kraldr. Bkz. Adontz, 1946: 33. 212 Pehlivan, 1991a: 60.

55 Kuzey Suriye’deki sorunlar halleden II. Muriili, Kargam üzerinden Yukar Ülke’ye yöneldi. Hayaa - Kaka snrnda yer alan Tibya bölgesinde küçük devlet kuran Pihhuniya’y cezalandrd213. Saltanatnn 7. ylndaki (MÖ 1337 civar) bu baarsn pekitirmek için Hayaa üzerine yürüdü. II. Murili ‘nin krallk döneminde gerçekletirdii ilk Hayaa seferi, 7. yl kaytlarnda öyle ifade etmektedir:

KUB XIV17 ; 2 BoTU 56 Rs III 1- [...... ] 2- [...... ] ve geldi ve yürüdü 3- Dankuva ülkesine ve oraya saldrd ve köylülerle birlikte 4-Srlar ve koyunlarla birlikte bunlar ald ve aaya Hayaa’ya getirdi…214 5- Güne olan ben, bunu duyduumda o zaman öyle yazdm [...] 6- [...... ] orada sana hiçbir ey [...... ] tlar. stitina ahalisinden de hiçbiri. 7- Sana fenalk yapmad. Fakat sen geldin ve Dankuva ülkesine yürüdün. 8- ve oraya saldrdn ve tutsaklarla 9- ve koyunlarla ve srlarla buray aldn ve aaya Hayaa ülkesine gönderdin215.

Murili II., yedinci yl kaytlarnn devamnda gönderdii bir mektupla Anniya’dan, Hayaa’ya götürdüü Hititliler’i ve ganimetleri iade etmesini ister. Ancak, olumlu cevap alamaz. Bunun üzerine Anniya’ya ikinci bir mektup gönderir:

KUB XIV17 ; 2 BoTU 56 Rs III

213 Goetze, 1967: 89; Pehlivan, 1991a: 60. 214 Goetze, 1967: 95 – 97; Adontz, 1946: 33; Pehlivan, 1991a: 61. 215 Goetze, 1967: 97; Pehlivan, 1991a: 61.

56 15- senin ülkenin snrlar önünde kamp kurdum ve senin ülkene saldrmadm. 16- Ve ülkeni köylüsüyle, çiftçisiyle, koyunuyla sryla almadm. 17- Ve sen Güne’le kavgaya baladn ve geldin Dankuva ülkesine 18- Saldrdn ve oray ahalisiz braktn ve tanrlar benim tarafmda oldular. 19- Fakat o bana kötü sözler söylemeye balaynca 20- Ona kar dümanlk ilân ettim ve ona kar sefere çktm ve…216

Bu ekilde yazmalar uzam ve 7. yl sefer mevsiminin sonlarna yaklalmtr. II. Murili Hayaa üzerine yürüyerek snrda, sarp bir bölgede kurulu olan Ura kentini kuatmt217. Olaslkla Ura çevresinin kontrolünü ele geçirip o ylk askeri faaliyetlerini tamamlad. Takip eden dört yl boyunca yapt gibi, 8.saltanat ylnda da II. Murili Anniya’y ele geçirmek için Yukar Ülke’ye, Hayaa snr bölgelerine doru ilerledi. Onun bu srarl tutumu sebepsiz deildir. Hititlerin, Akdeniz’le Basra Körfezi arasndaki ticaret yollarn barndran ve stratejik öneme sahip olan Suriye’deki çkarlarna, Msr çeitli ekillerde darbe vurmaa balam, Mezopotamya le Anadolu arasnda tampon bölge oluturan Hurri - Mitanni Krall yeniden ve güçlü bir ekilde tarih sahnesine çkan Asur tehlikesi ile kar karya kalmt. Bu bakmdan Hayaa ve Kaka saldrlarnn acilen önlenmesi, bölgenin güvenliinin kesin olarak salanmas ve var olan bütün askeri gücün güney ve güneydouya kaydrlmas gerekiyordu218. Hitit kralnn kararl bir ekilde üzerlerine geldiini haber alan Hayaallar, gönderdikleri bir elçi ile ellerindeki Hatti köylüsünü ve onlara ait mallar iade edeceklerini bildirdiler219. Bu yllarca uygulanan taktiin bir parças olarak tanmlanabilir. Çünkü Hitit krallarnn hazrlklarn tamamlayp kendilerine doru ilerlediini örenen Hayaa yöneticileri, çekirdek ülkelerinin uzun süre kuatmaya

216 Goetze, 1967: 99; Adontz, 1946: 34; Gurney, 1961: 33; Pehlivan, 1991a: 61. 217 Goetze, 1967: 99, Ura hakknda bilgi veren tabletin devam krk olduundan, olaylarn kesin sonucunu örenememekteyiz. Bkz. Garstang - Gurney, 1959: 37; Pehlivan, 1991a: 61. 218 Goetze, 1967:103; Pehlivan, 1991a: 61. 219 Goetze, 1967: 103 – 105.

57 maruz kalmasn önlemek ve Hitit ordusuna kar zaman kazanmak amacyla mektuplama ya da elçi göndererek Hitit ordusunu oyalama yöntemine bavuruyorlard. Tabii verdikleri sözleri sonradan yerine getirmiyorlard. Nitekim o yl II. Murslli seferini tamamlamaktan vazgeçerek Tanrça Hepit (Hepat)’e törenlerine katlmak üzere Kummanni ehrine gidince, Hayaallar ellerindekileri iade etmekten kaçnmlard. II. Murili olay u ifadelerle açklamaktadr:

KUB XTV 29 + KUB XTX3 = 2 BoTU58 Vs.I 4- Lâkin Hayaa ahalisi sözlerini tutamad ve Hatt köy- 5- lüsünü çiftçisini teslim etmedi. Ben de Anniya’a yazdm ki; 6- Hiçbir eyi bana vermee 7- niyetin yok; bir bölümünü Hayaa’da tutuyorsun...220

Bu tarihte (MÖ 1335 civar), Kuzey Suriye’deki karklklar ciddi boyutlara ulat için kral, güneye kendi giderken Hayaa ve Yukar Ülkey’e generallerinden arap Büyüü (araptarba) Nuvanza/’221 gönderdi. II. Murili’nin generali 700 sava arabas ve 10.000 piyadeden oluan güçlü Hayaa ordusunu yenmeyi baard. Ancak, sürekli olarak Hititleri uratran bu güçlere son darbe vurulamamt. Zafer haberini alan ve seferi tamamlamak isteyen II. Mursili, Kizzuvatna’dan Kargam yoluyla Tegarama’ya (Gürün)222 gelerek balarnda Nuvanza ve dier komutanlarn bulunduu ordusu ile bulutu223. Ancak k mevsimi yaklat için komutanlar onun Hayaa topraklarna hareket etmemesini önerdiler:

KB0 IV4 = 2 BoTU58 RsIII 20 - Tegaramma ülkesine vardmda arap Büyüü Nuvanza ve

220 Goetze, 1967: 105; Adontz, 1946: 35; Pehlivan, 1991a: 63. 221 “arabn büyüü/Efendisi” tanm, kelime anlamnn dnda, yüksek askeri bir rütbe karl olarak kullanlmtr bkz..Friedrich, 1949: 66. Bat dillerine, Grand Echanson, Grand de Vin, Wein- Obersten gibi ekillerde çevrilmitir, bkz. Forrer, 1931: 12; Adontz, 1946: 35; Garstang - Gurney, 1959: 37; Pehlivan, 1991a: 63. 222 Cornelius, 1967: 74; Garstang - Gurney, 1959: 41, 50. 223 Goetze, 1967: 125; Pehlivan, 1991a: 64.

58 21- dier komutanlar karlad 22- ve benimle bulutular. Hayaa’ya sefere çkacaktm. 23- Fakat yl çok ksa idi 24- leri gelenler (komutanlar) da bana söylediler ki “yl çok ksa oldu...”224 25- “Efendimiz Hayaa’ya sefer yapma” Bunun üzerine sefere çkmadm...225

K Ankuva’da geçiren Murili II. tahta çknn 10. ylnda (MÖ1334 civar) ilkbaharla birlikte Hayaa seferine balamt. Snr bölgesinde olaslkla yeni kurulmu bulunan ve ad ilk kez kaytlarda geçen Ingalava ehrinde ordusuyala birleip araba savaçlar ve piyadelerden oluan bu büyük gücü Hayaa üzerine gönderdi. Aripa (Giresun) ve Dukkamma (ebinkarahisar) dndaki ehirler savatan çekindiler. Murili önce Aripa’yla ilgilendi.

KBoIV4 = 2 BoTU58 61- arabn Büyüü Navanza da onlar Kannuvara önlerinde yendiinden 62- Bu bakandan onlar gündüzün benimle savamaa cesaret edemediler. 63- Ve bunun üzerine bana gece saldrmaa karar verdiler. 64- “Geceleyin ona göstereceiz” 65- Lakin ben Güne, bu haberi aldmda 66- “Azzi” (=Hayaa) ahalisi geceleyin 67- senin orduna baskn yapacak 68- O zaman ben Güne, orduyu 69- Gündüzün savaa hazr, yürür gibi düzenledim...226

224 Goetze, 1967: 125; Pehlivan, 1991a: 64. 225 Goetze, 1967: 127; Pehlivan, 1991a: 64. 226 Goetze, 1967: 133; Pehlivan, 1991a: 65.

59 II. Murili’nin alm olduu önlem karsnda Aripa halk armt. Nitekim mücadeleyi kaybettikleri gibi ehirleri de çok ar yamaya urad. Bu durum karsnda Dukkammallar kraln ayaklarna kapanarak teslim olacaklarn, savaç olarak yetitirilmek üzere Hitit ordusuna gönüllü katlacaklarn, ancak Aripa gibi ehirlerinin yamalanmasna izin vermemesini, istediler. çlerinden 3.000 kiiyi Hattua’a götürmek için ayran kral, ehrin tahrip ve yamalanmasn da önledi227. Yolu üzerindeki dier ehirlerin sakinleri Dukkamma’nn yöntemiyle kendilerini yok olmaktan kurtarm ve bir daha Hitit ülkesine saldrmayacaklar konusunda söz vermilerdi. Bunun üzerine II. Murili, Hattua’a dönerek k burada geçirmiti. Hayaa üzerine yaplan bu kapsaml harekât srasnda Hitit ordusu Tercan ve çevresine kadar gelmese bile, Hayaa’nn Dou Karadeniz Bölgesi’ndeki bölümünü oluturan Giresun (Aripa) ve ebinkarahisar (Dukkamma) gibi ehirlere ilk kez ayak basm oluyordu228. Hitit kral bu baarl icraatna ramen Hayaa sorununa kesin bir son vermeyi amaçladndan, 11. ylnda (MÖ1333) son bir sefer düzenler. Arzu ettii sonuca ulat u ifadesinden de anlalmaktadr:

KBoIV4 = 2 BoTU 58 Rs IV 42- “Fakat ilkbahar olduunda Azzi (=Hayaa) ülkesini düzene koymaya gidecektim. 43- Ancak, Güne geliyor diye duyduklarndan 44- Azzi (=Hayaa) ahalisi bana Halimana’l Mutti’i gönderdiler. 45- Efendimiz sen bizi daha önce de 46- mahvettiin için. Efendimiz imdi üzerimize gelme. Efendimiz 47-Bizi tabala kabul et ve biz u andan itibaren birlikler ve sava arabalar vereceiz 48- ve bizdeki Hatti köylülerini de teslim edeceiz 49- O zaman bana 1.000 Hatti köylüsünü iade ettiler. 50-Ve Halimana’l Mutti’i böyle bir durumda

227 Goetze, 1967: 133; Forrer, 1931: 15; Adontz, 1946: 37 – 38; Pehlivan, 1991a: 66. 228 Goetze, 1967: 131; Pehlivan, 1984: 70.

60 51-Bana gönderdikleri için bana Hatti köylülerini de geri verdikleri için 52- bunun üzerine ben Güne, Azzi (= Hayaa) ülkesine sefer yapmadm ve onlar 53- Tebala kabul ettim ve onlar tebam yaptm. Bunun üzerine ben güne bu yl 54- baka hiç bir yere sefer yapmadan Ankuva’ya gittim 55-ve k Ankuva’da geçirdim.”229

Ardarda ve pânl bir ekilde düzenlenen bu seferlerden sonra Hayaa, Hititler için sorun olmaktan çkmt230. Hayaallar’n MÖ 1330’larda tamamen daldn, bölgeden ayrldn söylemek hatal olur. Çünkü onlar bir kez daha Hitit kaytlarnda yer almlard. IV. Tuthalya (MÖ1260–1230) zamanna ait olan bu kaytta, kral snr komutanlarna:”Azzi (=Hayaa), Kaka ve Lukka ülkelerinden hiç kimsenin giri çk yapmamas...” hususunda kesin emir vermiti231. Günümüzde Tercan’ da kapsadn düündüümüz bir bölgede varlklarn sürdürmü olan Azzi-Hayaallar’dan, bu olaylar takip eden dönemdeki Hitit veya çada dier Önasya bölgelerindeki yazl kaynaklarda bahsedilmemektedir. Hayaa halknn önemli bir kitlesi ise Uruatri - Nairi Konfederasyonlarn oluturan Beylikler arasnda aranabilir. Nitekim. “Urartu’nun Proto Tarihi”232 olarak tanmlanan, MÖ XIII. yüzyldan itibaren MÖ IX. yüzyla kadar devam eden dönemde Zap suyundan Karadeniz’e kadar uzanan alanda birçok Feodal Beylik yer almtr233. Hititler döneminde, Kuzey Dou Anadolu’nun otokton halk Hayaallardr. Bu halk ile ilgili bildiimiz her eyi, III. Tuthalya, I. uppiluliuma ve II. Murili krallk yllarndaki askeri etkinlikleri olarak kaydedilen kiisel ve resmi yllklardan

229 II. Murili’nin bu seferi hakknda ayrntl bilgi için bkz. Goetze, 1967: 139 – 141; Forrer, 1931: 21; Adontz, 1946: 38; Gurney, 1962: 114; Pehlivan, 1991a: 67. 230 II. Murili’nin Hayaa’y kesin olarak baml hale getirdii son sefer hakknda bkz. Cavaignac, 1936: 51; Cavaignac, 1950: 34; Goetze, 1975: 124. 231 Bkz. Forrer, 1931: 22, .Garstang- Gurney, 1959: 37. Pehlivan, 1991a: 67. 232 Ayrntl bilgi için bkz. Tarhan, 1978, 6; Tarhan, 1982: 70. 233 Pehlivan, 1991a: 68.

61 edinmekteyiz. Bununla birlikte Hititçe olan bu yazl belgeler, Hayaallarn dilleri ve etnik yaplar hakknda bize fikir verebilecek ayrntlardan yoksundur. MÖ II. binden MÖ IX. yüzyl sonlarna kadar uzanan döneme ait arkeolojik ve tarihi veriler de bu konuda son derecede yetersiz kalmaktadrlar. Bu nedenle, günümüzde bir takm spekülatif yorumlar yaplmakla birlikte, Hayaallarn etnik ve dil özellikleri konusunda karar vermek olanakszdr. Dier taraftan Hayaa’nn Toplum Yaps ve Yönetim ekli” konusunda ise Hitit kaytlarndan belirli ölçülerde yararlanabiliyoruz. Özellikle, I. uppiluliuma le Hayaal Hukkana arasnda gerçekletirilen ve Hayaa halknn da “taraf’ olarak yer ald, “Hukkana Anlamas” nn içerii ve II. Murili ‘nin annalleri dolayl da olsa bir takm bilgiler vermektedirler. Bu bilgilere bal olarak Hayaa’nn yönetim eklinin “Yar Cumhuriyet” olduu önerilmitir234. Sava tehlikesi dnda, yani normal dönemlerde tpk bat komular Kakalar gibi dank gruplar ve boylar halinde; beylerin, aile büyüklerinin, liderlerin denetiminde yaamaktadrlar235. Ülkenin güvenlii söz konusu olunca, olaanüstü durumlarda, Hayaa toplumu üzerinde etkili ve baarl, bey ya da kral gibi hareket eden bir kii etrafnda toplanmaktadrlar236. Sosyal yaantyla ilgili olarak Hayaa toplumunda, Eski Anadolu tarihinde pek ender görülen bir uygulamayla karlarz ki bu gelenek, aile içi evlilii, karde evlilii olarak tanmlanabilir. Komular Hititlerin Medeni kanunlarna göre ölüm sebebi saylan böyle bir uygulamann, Hayaa Ülkesinde yaygn olarak görülmesi aslnda anlalr bir durum deildir237. Bununla ilgili olarak Hukkana Anlamasnn bir satrnda Hitit kralnn emreder bir üslupta, Hukkana’ya,

234 Cavaignac, 1930: 15; Cavaignac, 1932: 10; Friedrich, 1930: 104. 235 Goetze, 1957: 102; Pehlivan, 1984: 73. Pehlivan, 1991a: 70. 236 III. Tuthalya zamannda . Karanni’nin liderliinde hareket etlikleri gibi, Il. Murili’nin ilk saltanat yllarnda Anniya adl bir kraln yönetimine girmilerdi. Bkz. Cavaignac, 1930: 232; Forrer: 1931: 1– 2; Güterbock, 1956: 66; Pehlivan, 1991a: 70. 237 Friedrich, Hayaa’daki bu gelenein genel bir deerlendirilmesini yapmtr. Bkz. Friedrich, 1930: 103, 153.

62 “ ... Ve sen Hayaa ülkesine gider gitmez kardeinin karlarn, kendi kz kardelerini artk kan diye almayacaksn, Hattua’ta böyle bir eye izin verilmiyor ...” (Kolon. III. paragraf 33) sözleriyle hitap edilmektedir238. Bununla birlikte, anlamay ve olaylar kayda geçen yazclarn belirli bir yanllk yapma olasln da gözden uzak tutmamak gerekir. Çünkü karde kzlarnn, kuzenlerin bir nevi kz karde gibi düünülmü ve deerlendirilmi olmas mümkündür239. Hayaallarn savaç bir toplum olduu ortadadr. Bu bakmdan Kakalara benzeyen frsatçlklaryla, uygun zaman ve artlan yakalayarak Yukar Ülke’de önemli Hitit merkezlerini ele geçirmi ve yamalamlardr240.”Barbar olarak nitelendirilmelerine241 ramen, özellikle askeri alanda çada gelimeleri izlemi ve uygulamlardr. Nitekim Hitit ordularnn ele geçirmekte zorlandklar ve ulalmas son derece güç mevkilere kurduklar kaleleri, ileri mühendislik bilgisine ihtiyaç gösterecek niteliklerdendir. Bununla ilgili olarak Hitit kaytlarnda Kummaha, Ura ve Dukkama gibi ehirler sarp, ulalmas güç konumlaryla, Aripa ve benzeri ehirler de salam surlaryla tanmlanmaktadrlar. Örnein, 7. yl kaytlarnda, “Ona kar dümanlk ilân ettim ve ona kar sefere çktm ve Hayaa (=Azzi) Ülkesinin Ura ehrinin ilk snr tann olduu yerde ki bu ehir sarp bir yerde bulunmaktadr... ” ifadesi geçmektedir242. Onuncu yl kaytlarnda da: “Fakat Azzi halk benim salam ehirleri savala almay baardm görünce Azzi halk ki bunlar salam sebillerde, yüksek kayalk dalar, sarp alanlar ellerinde bulunduruyorlard, o zaman korktular ...” ifadesi yer almaktadr243.

238 Bkz. Friedrich, 1930: 129. 239 Pehlivan, 1991a: 70. 240 “Hayaallar, tarihleri boyunca Hititleri için tehlike oluturmu, özellikle Yukar Ülke’nin dou kesimini frsat buldukça yamalamlardr”. Bkz. Gurney, 1961: 29, 114; Güterbock, 1956: 62; Macqueen, 1986: 46,49. 241 Barbar, baya ya da az uygar tanmlamalarnda kullanlan “Dam-pu-u-pi/dam-bu-u-bi” kelimesi ve olaylarn geliim süreci içerisinde yer verilmesi konusunda bkz. Friedrich, 1930: 153; Forrer, 1931: 22. Hayaallarn barbar olarak nitelendirilmesiyle ilgili olarak ayrca bkz. Darga, 1984: 57. 242 KUB XIV 17 Rs III 21–23, bkz. Goetze, 1967: 99; Adontz, 1946: 34. 243 KBoIV4 Rs IV 28–31, bkz. Goetze, 1967: 139.

63 Sava arabalara da II. Murili zamannda, Hititler için tehlikeli olabilecek rakamlara ulamt244. Hayaallar Dönemlerinin bütün sava taktiklerini örenmi ve ustaca uygulamlardr. Güçlü Hitit askeri karsnda, çarpmalar en uygun zeminlerde kabul etmilerdir. Hayaallarn oldukça zeki bir toplum olduklar da söylenebilir. Hitit krallarnn harekete geçtiini ve Hayaa topraklarna yöneldiini örenince, aklc yazmalar yapmaylar, bir yolunu bulup Hitit ordusunun öldürücü darbesinden, yama ve ykmlardan çou zaman kurtulmay baarmlardr245. Hayaallar yüzyllar boyu bu topraklarda varln sürdüren ve her türlü miras ve kültürel gelenei kendilerinden sonrakilere aktarmlard. Nitekim MÖ XIII. yüzyln balan ile MÖ IX. yüzyln ilk yans arasnda Dou Anadolu'da bulunan "Feodal Beylikler", Uruatri-Nairi Konfederasyonlar"246, Assur tehlikesi karsnda bu miras ve gelenekten esinlenerek merkezi birlikler haline gelmiler ve varlklarn devam ettirmilerdi247.

B. M.Ö. XIII. ve XIV. Yüzyllarda Daya(e)ni / Diau(e)hi Krallklar ve Tercan Hitit Devleti, II. Murili (MÖ 1344–1306) zamannda gücünün ve snrlarnn limitine ulamt. II. Murili’nin on birinci saltanat ylnda (MÖ 1333) Hayaa üzerine yapt son seferinden sonraki dönemler hakknda Hitit kaynaklarnda, Hayaallar hakknda çok az bilgi vardr248. Ayn tarihlerde Msr belgelerinde Naharina / Naharim /Aram Naharim olarak adlandrlan249, Frat'n kavis yapt kesim ile Dicle arasndaki topraklara ve kuzeyine, I. Assur-ubalit (M.0.1365–1330) döneminden beri sistemli aknlarn düzenlenmeye baland bilinmektedir. Ancak, bölgedeki Hurri-Mitanni Devleti

244 II. Murili, dokuzuncu ylnda generallerinden Nuwanza’y Hayaa üzerine göndermi ve Hitit ordusu karlarnda 10.000 kiilik piyade, 700 sava arabasndan oluan önemli bir güç bulmulard. Bkz. S 44. 245 Bu konu ile ilgili bkz. Goetze, 1967: 105. 246 Bu dönem, "Ur(u)arti/Urartu ve Nairi Konfederasyonlar", "Urartu'nun Proto Tarihi" ve benzeri ekillerde tanmlanmaktadr. Ayrntl bilgi için bkz. Salvini, 1967; Tarhan, 1978; Tarhan, 1982: 70; Pehlivan, 1991b. 247 Pehlivan, 1984: 74. 248 Adontz, 1946: 39, 40; Forrer, 1931: 22, 23; Koay, 1972: 464. 249 Bu konuda detayl bilgi için bkz. Hommel, 1926: 6, 7; Olmstead, 1968: 35, 36.

64 üzerine düzenlenen bu akmlar, Hititlerin salam (demir) silahlara sahip olmalarna bal olarak, daha balangcnda ve kendiliinden durmutu. Ancak III. Hattuili’den sonra her alanda gerileyen Hititler, Ön Asya’daki eski otoritelerini kaybetmeye balam ve bununla birlikte Assur saldrlar giderek iddetlenmitir250. Asurlular ilk etapta Huri – Mitanni devletini kendilerine balam, özellikle I. Salmanassar döneminden (MÖ 1274 – 1225) itibaren Dou Anadolu’da Dank düzende yaayan feodal beyliklerin üzerine sistemli aknlar düzenlemilerdir251. Düzenlenen bu aknlarn Asur krallarnn sefer kaytlarna geçirilmesi de, Dou Anadolu, dolaysyla Tercan ve çevresinin - ki bu tarihlerden itibaren artk Hitit belgelerinde yer almamaktadr - tarihini belirli ölçüde bilmemize olanak tanmaktadr. l.Ur(u)atri - Nairi Konfederasyonlar Dönemi I. Salmanassar (MÖ 1274 – 1245) 5 saltanatnn ilk ylnda, "…Uruatri ülkesi bakaldrd. Ordumu harekete geçirdim. Müstahkem da kalelerinin üzerinden yürüdüm. Ilimme, Utkun, Bargun, Salua, Halila, Luha, Nilipahri ve Zingun'u zaptet tim. (Sekiz) ülke ve 51 ehri zaptettim, yaktm yktm. Ganimet olarak mallarna el koydum. Bütün Uruatri Ülkesini üç günde itaat altna aldm...”252 diyerek Uruatri Ülkesine kar sefer düzenlediini belirtmektedir253. I. Salmanassar’n bu ifadesi, Assur devletinin Dou Anadolu'daki ilk siyas örgütlenmesine dikkat çekiyordu. I. Tukulti - Ninurta döneminde (1244–1208) ise, “Nairi Ülkeleri” tanmnn kullanldn görürüz. Assur ehrindeki bir sarayn yeniden inasn gösteren bir yaztta, “... Nairi ülkelerinin 43 Kral, savamak için yerlerini aldlar. Onlarla savatm ve malup ettim. Onlarn kanlar ile dalarn çaylar ve derelerini sel haline getirdim…”254. I. Tukulti – Ninurta’dan yüzyl kadar sonra Assur tahtna I. Tiglath – pileser (MÖ 1115–1077 çkar. Assur'daki Anu - Adad tapnann köesine yerletirilmi, dört kil prizmadan oluan ve saltanatnn ilk be ylna ait olaylarn yer ald,

250 Pehlivan, 1984: 7; Pehlivan, 1991: 23. 251 Söz edilen feodal beylikler hakknda bkz. Tarhan, 1982: 70. 252 Luckenbill, 1968, ARAB I, 114. 253 Olmstead, 1968: 50; Pehlivan, 1984: 78. 254 Luckenbill, 1968, ARAB I, 144; Olmstead, 1968: 50; Pehlivan, 1984: 78.

65 “Prizim Yazt”nda kral, Nairi Ülkesinin 23 kralna kar mücadele ettiine dikkat çekerek unlar söylemektedir: "…Geçilmesi güç yollardan ve bozkrlardan (geçtim). Yollar engebeli, patikalar kapal idi... 16 büyük da’ sava arabalarmla atm. Oradaki ülkeye (ulamak için) iki uçlu bronz baltalarla, yolumu güçlükle açtm. Urumi aaçlar, da aaçlarn kestim. Ordunun ilerleyebilmesi ve Frat nehrini geçebilmesi için kuvvetli köprüler yaptm. Tumme’den... Dayaeni'ye kadar Nairi'nin 25 Kral, sava arabalarn ve ülkelerinden çkardklar ordularn (alarak) savaa katldlar. Korkunç silâhlarmn bütün iddetiyle üzerlerine hücum ettim ve Adad'n (verdii) cokuyla onlarn büyük ordularn imha ettim... Silâhla donatlm 120 sava arabalarn, sava ortasnda ele geçirdim. Onlara yardma gelen Nairi'nin 60 Kralnn (sava arabalarn ele geçirdim) ve mzramn ucunda Yukar Deniz’e kadar takip ettim... Ellerim Nairi Ülkesi'nin bütün Krallarn yakalad…”255.

Tiglath-pileser I 'in, Dayaeni’yle ilgili bütün yaztlarnda256, burasnn Nairi Ülkesinin en son ksmnda bulunduu belirtilmektedir. Bu yazta olduu gibi, dier yaztlarda da geçen, “Yukar Deniz” in, genellikle Van Gölü olduu kabul edilmektedir. Ancak, I. Tiglath – pileser’in Erzurum-Çoruh depresyonlar arasndaki geçitleri kullanarak Karadeniz'e kadar ulam olabilecei de en az ilk görü kadar geçerlidir257. Ayn zamanda, Urartu'nun kurulu yllarna rastlayan III. Salmanassar’n aknlarna ilikin kaytlarda258, Dayeni, Frat'n kaynak bölgesinde yani Urartu’nun kuzeydousuna düen topraklarda gösterilmektedir. Daha önemlisi, Diauehi /Dayaeni’den bahseden ve Urartu Krallarndan Menua ve I. Argisti’ye ait yerel yaztlar, Hasankale ile Sarkam arasndaki alanda tespit edilmitir259. Bu bakmdan

255 Luckenbill, 1968, ARAB I, 236. 256 Luckenbill, 1968: ARAB I, 236, 237, 270, 301, 319; Adontz, 1946: 53; Salvini, 1967: 51; Olmstead, 1968: 50; Wiseman, 1973: 459; Pehlivan, 1984: 79. 257 Meyer, 1954: II/ 1, 379; Pehlivan, 1984: dpn.91. 258Luckenbill, 1968: ARAB I, 622, 686. 259 Pehlivan, 1984: 79.

66 I. Tiglath – pileser’in yukarda yer verdiimiz sözleri, verdii ayrntl bilgilerle Tercan ve çevresini yakndan ilgilendirmektedir.

2.Urartu Egemenlii Dönemi MÖ XIII. yüzyldan itibaren Dou Anadolu'yu istilâya yönelik Assur aknlar, tehlikeli boyutlara ulanca, Hayaa döneminde bölgenin özellikle kuzeydousunda görülen tekilatlanmaya benzeyen merkezî bir birlik etrafnda toplanma eiliminin ba gösterdiini görmekteyiz. I. Salmanassar, ilk seferi srasnda söz ettii Uruatri Ülkesini, üç gün gibi ksa bir zamanda kontrol altna almken, bunu izleyen yüzyl boyunca, Dou Anadolu'nun büyük bölümünü kapsayan ve istilâclara kar direnen "Uruatri", "Nairi" Ülkeleri tanmlaryla karlarz. “Urartu’nun Proto Tarihi”260 olarak da nitelendirilen bu dönemde, Dou Anadolu'daki krallklarn etnik kökeni, daha önce incelediimiz gibi Karaz Kültürü'nün sahipleri olarak bilinen Hurrilerle ilgilidir261. Ur(u)atri ve Nairi Konfederasyonlarnn gerçek anlamda birlemeleri, III. Salmanassar’n kaytlarnda yer verilen Arame ve Madr Burç yaztlarnda ad geçen I. Sarduri’nin babas Lutipri/Lapturi tarafndan gerçekletirilmitir262 MÖ IX. yüzyln ortalarndan itibaren kuruluunu tamamlama yolunda önemli admlar atan Urartu krallar, Assur'un çöküünden de yararlanarak, sistemli genileme ve yaylma politikas takip etmeye balamlardr263. a. Assur ve Urartu Kaynaklarna Göre Daya(e)ni / Diau(e)hi Assur yaztlarnda I. Tiglath – pileser’den itibaren ad geçen Daya(e)ni, MÖ XIII. yüzyl sonras, Ur(u)atri - Nairi Konfederasyonlar’na dahil krallklardan biridir. Özellikle I. Tiglath-pileser döneminde bu konfederasyonlarn snrlar belirtilirken, “...Tumme'den Dayaneyi'ye kadar...” eklinde, adeta formüle olurun bir üslupla ve söz konusu feodal krallklarn nihayetinde, pek sk zikredilmitir. III. Salmanassar’n ilk saltanat yllarn takiben de Dayaeni adn birçok yaztta

260 Salvini, 1967: 32; Tarhan, 1978: 85, 89. 261 Salvini, 1967: 52; van Loon, 1974: 3; Tarhan, 1978: 6, 26; Tarhan, 1982: 70; Pehlivan, 1991: 26. 262 Tarhan, 1978; 70. 263 Pehlivan, 1984: 81.

67 görürüz264. Bunlardan birinde, “...Dayaeni 'nin tamamn ele geçirdim, ehirlerini yaktm yktm, çok miktarda mallarn, mülklerini aldm..." demektedir. III. Salmanassar’dan yarm yüzyl sonra ise I. Argiti ve Menua’ya ait Urartu yaztlarnda Diauhei, “Kuzeydou Anadolu'daki en güçlü ve zengin Krallk” olarak ifade edilir265. Hem Asurlular, hem de Urartular taralndan yaklak ayn dönemde gösterilen Daya(e)ni / Diau(e)hi’nin konumu hakknda çeitli görüler ortaya atlmtr. Ch. Burney, Dayaeni’nin snrlarn Erzincan ve Erzurum Ovalarndan, Dou Karadeniz Dalarnn eteklerine kadar uzanan bölgede göstermektedir. Burney ayrca, Akale – Tercan arasndaki bölgeyi de çekirdek Diauehi Ülkesi olarak kabul eder266. M. Salvini ise Diauehi’nin konumu için Erzurum’un kuzeyini ve Çoruh’un kaynak bölgesini tarif etmektedir267. Kaynaklar ve mevcut görüler deerlendirildiinde MÖ XIII yüzyldan, Urartu Krall’na kesin olarak baland VIII. Yüzyl ortalarna kadar, kuzeyde Çoruh vadisi, güneyde ise Erzincan – Varto arasnda çizilecek hatta kadar olan bir alanda etkili olduklar düünülebilir268. b. Menua ve I. Argiti Devri ve Sonras Diauehi’nin Durumu Kuruluunu Bakent Tupa (Van) çevresinde tamamlayan Urartu Krall, özellikle Menua ve I. Argiti döneminde Dou Anadolu'nun en güçlü siyasî birlii haline geldi. Gelien ülkede nüfus giderek artmakta idi ve artan doal kaynak ihtiyacn karlayabilmek için bu dönemde çevresindeki krallk veya prensliklere kar aralksz seferler düzenlenmitir. MÖ IX. yüzyln sonlarnda, Urartularn kuze- ye ve kuzeydouya açlmalarn engelleyen Diauehi Krall, olaslkla iki önemli sefer sonucu Urartu snrlar içerisine dâhil edilmiti. Bu seferlerin baz aamalarn, Erzurum - Horasan yaknlarndaki Yazlta269 ve Horasan lçesiyle Kars'a bal

264 Bkz. Luckenbill, 1968: ARAB I, 604, 662, 686, 688, 692. 265 König, 1957: 82; Melikisvli, 1960: 128. 266 Burney, Lang, 1971: 136 267 Salvini, 1967: 22, 23. 268 Bu görü için bkz. Pehlivan, 1984: 85. 269 König, 1957: no. 23; bkz. Melikisvili, 1960: no. 36.

68 Sarkam lçesi arasnda yer alan Zivin (Süngüta)’deki yaztlardan270 örenmekteyiz. Bunlardan en iyi korunmu ve içerik bakmndan en çok bilgiyi veren Yazlta’tr. Buradaki yaztlardan edindiimiz bilgilere göre bu seferlerden ilki Kral Menua tarafndan gerçekletirilmitir. Menua, Diauehi’nin bakenti Sasilu’yu ele geçirmi, Kral Utupuri(ni)’yi esir ederek yüklü miktarda vergi (tribut) alarak seferini Diauehi’ye bal eeti ülkensin, ya da dier tanmlamayla “Geçit Ülkeleri”271nin snr kenti Zua’da”272 tamamlamtr. Halen Tiflis Müzesinde bulunan ve satrlarndan bir ksm tahribe uram olan Zivin yaztnda çok daha snrl bilgi bulunmaktadr. Yaztta kral Menua, Sasilu kentini aldn tekrar etmekte ve bu steli Tanr Haldi için diktirttiini ifade etmektedir. Ayrnt vermemesine ramen bu iki yazl belgeden baz sonuçlar çkarmak mümkündür. Örnein durumlar tam olarak belli olmamakla birlikte, Yazl ta’ta ad geçen eeti, Baltulhi ve Haldiriulhi Ülkeleri, Diauehi topraklar içinde gösterilmitir. Burada dört küçük krallktan oluan ve Diauehi’nin daha etkin olduu Konfederasyonu gösteriyor olabilir273. Yazlta yaztnda pek çok ehir ve kalesi bulunduundan söz edilmektedir274. Bundan, burada yaayanlarn, bölgenin verimli ovalarndan, doal kaynaklarndan yararlandklarn, ayrca doal ticaret yollar üzerinde bulunan bölgede ticari gelir elde ettiklerini, böylece bölgede tpk Hayaa dönemindeki gibi Diauehi döneminde de canlln ve nüfus potansiyelinin devam ettii anlalmaktadr. Diauehi Ülkesine ikinci bir seferi de, Menuadan sonra tahta çkan I. Argiti (MÖ 786 – 764), hükümdarlnn ilk yllarnda gerçekletirir275. Babas Menua gibi I. Argiti de seferinde Urartu’dan kuzeye açlan yolar276 takip etmi, önce krallk kenti Sasilu’yu ele geçirmi, sonra “Geçit Ülkeleri” snrnda yer alan Zua’ya yönelmitir. Buralar zapt eden kral gerekli yönetimsel deiiklikleri yaptktan sonra

270 König, 1957: no. 24; bkz. Melikisvili, 1960: no. 37; Tseretheli, 1939: no. 10, 11. 271 Olaslka Hasankale ve tortum arasnda kalan bölge, bkz. Lehmann, Haupt, 1926: II/2, 30, 31. 272 König, 1957: no. 23; Melikisvili, 1960: no. 36. 273 Bu görü için bkz. Pehlivan, 1984: 87. 274 König, 1957: no. 23; Melikisvili, 1960: no. 36. 275 König, 1957: no. 282; Melikisvili, 1960: no. 128. 276 Urartu dönemindeki askeri ve ticari yollar hakknda bkz. Belli, 1977.

69 Diauehi’yi çevresi ile birlikte kesin olarak Urartu’ya balam, böylece Tercan’daki Urartu egemenlii de onun döneminde balamt. I. Argiti olaslkla merkezden buraya Urartu’da “EN . NAM” ad verilen bir vali atad277. I. Argiti’den sonraki Urartu kaytlarnda, artk Diauehi adyla karlalmamaktadr. MÖ VII yüzyln balarnda, güney Rusya bozkrlarndan gelen göçebe kültüre sahip Kimmerler ve skitler278, Anadolu’nun dört bir tarafnda at koturmaya balamlard. Özellikle de Urartu’nun kuzey ve dou snrlar ciddi anlamda bu kavimlerin tehdidi altna girmiti. Bir yandan kuzeyden göçebe kavimlerin basks altnda kalan Urartu, dier taraftan güneyden Assur devletinin basks altndayd. Hatta II. Russa döneminde (MÖ 680 – 646) Batda eski Hitit topraklarna yerleen Frigler279’in olaslkla Tercan’n kuzeyinden gelen aknlarn önlemek için mücadele etmilerdir280.

C. Pers Egemenliinde Tercan Ne yazk ki Dou Anadolu’nun Hristiyanlk öncesi döneminde yaam ve o döneme ait bilgi veren bir tarihçi bulunmamaktadr, dolaysyla bu dönemde Dou Anadolu ve Tercan ile ilgili bilgilerimiz oldukça azdr. Kaynaklarn verdii genel izlenim, bu devirde Dou Anadolu’nun “bölgesel bir güç deil, dünyadan uzak unutulmu bir yer” olduudur281. MÖ 615 ylndan itibaren, Med kral Kyakseres, skitler ve Babil'li Nabupolassar'n da yardmyla Asur mparatorluu'na son verdi (M.Ö 612)282. Kyakseres topraklarn geniletip tüm Dou Anadolu'ya hâkim oldu öyle ki batda Halys Irma (Kzlrmak) devleti ile arasnda snr olarak kald. Bu tarihlerde, MÖ 612 ile 585 yllar arasnda eski Urartu topraklar Hint – Avrupa dili konuan Ermeniler tarafndan igal edilmeye balanmt283.

277 Urartu’da bu sistemle ilgili olarak bkz. Adontz, 1946: 221; Burney, Lang, 1971: 137. 278 skitler, Assur metinlerinde “Akuzai” olarak geçmektedir. Bkz. Grousset, 2005: 69. 279 Assur metinlerinde “Mukiler”. 280 Grousset, 2005: 67. 281 Redgate, 2000: 55. 282 Burney, Lang, 1971: 173. 283 Grousset, 2005: 65.

70 Urartu’nun yklmasnda büyük rol oynayan yabanc aknlarnn bir bölümü kuzeyden gelmiti, Strabon’un ifadesiyle, “Armenos’un284 kuvvetlerinin bir bölümü, balangçta Sophene topraklarna bal Akilisene’yi ele geçirirken, geri kalan Kalakhene’ye ve Adiabenos’a kadar Syspiritis’i igal etmiti”285. Bir baka deyile göçlerin bir ksm Erzincan ve Tercan üzerinden güneydou yönlü olarak gerçeklemiti286. Bundan böyle eski Urartu topraklarnda, yeni gelen halklar ve Urartu’nun eski halklar birlikte yaamaya baladlar. Herodotos, bunlar “Alarodial” olarak nitelendirdii Urartu’nun eski halkndan açkça ayrmaktadr287. Nitekim her iki halk da Herodotos zamannda bir arada yaamaktaydlar288. Yüzyllar süren göç hareketleri sonucunda bölgedeki demografik yap deimi, siyasi yap da Hem Urartu, hem de Asur devletlerinin birbirini izleyen çöküleriyle289 bambaka bir durum almtr. Med egemenliinin zayflamaya balamas, Kyakseres’ten sonra yerine geçen olu Astyages ( M.Ö 585 – 550 ) dönemine rastlamaktadr. Bu srada ran'da yeni bir devlet ortaya çkmaya balamaktadr. Bu devlet, Pers soylusu Akhaemenes'in yardmyla daha M.Ö 7. yüzylda filizlenmeye balamt. Akhaemenes'in olu Teispes (M.Ö 675 – 640) “Ansan Kral” unvann kullanr, III. Ansan Kral I. Kambyses (Persçe Kanbujiya), Med Kral Astyages'in kzyla evlenir ve bu evlilikten, daha sonra "büyük" unvann alacak olan Kyros (Persçe Kura) doar. Bu çocuk daha sonra II. Kyros adyla Persler'in bana geçmitir. II. Kyros M.Ö 550 ylnda Med ordusunu bozguna uratmtr. Bu zafer sonucunda tüm ran, batda Halys Irma’na kadar Ön Asya ülkelerini içine alan büyük Pers mparatorluu kuruldu. Persler kurduklar bu devlete Kyros'un sülalesinin ilk kral olduuna inanlan Akhaemenidler adn vermilerdir.290

284 Ermeni soyuna adn verdii düünülen meçhul bir kahraman. Ancak, Ermeni milli efsanelerinde geçen ve Ermenilere adn verdiine inanlan kahramann ad Hayg’dr. Bununla birlikte, Ermeniler kendilerine Hay, Ülkelerine de Hayasdan derlerdi. Yabanclarn onlar için kullandklar ad olan Armenia ilk olarak I. Dareios’a ait bir kitabede görülmektedir. Bkz. Grousset, 2005: 69 285 Strabon, XI, XIV, 12. 286 Burney, Lang, 1971: 177. 287 Herodotos, III, 93, 94 ve IV, 73, 79. 288 Grousset, 2005: 65. 289 Asur devleti, Medlerin darbeleri karsnda MÖ 612 de, Urartu ise MÖ 612 ile yaklak MÖ 585 yllar arasnda ykldlar. 290 Sevin, 2000: 310.

71 MÖ VI. yüzyln sonlarnda (MÖ 518’den sonra) I. Dareios, Pers imparatorluunu idari yönden yeniden örgütlemeye girimi ve Armenia’y 13. satraplk haline getirmitir291. Bununla birlikte Moskhi’liler, Tiberani’liler, Makronai, Mossyoikia ve Marsa’nn bulunduu bölge 19. Satraplk olarak geçmektedir. Böylece Tercan da Pers yönetim sisteminde, 19. Satrapln içinde yer alm oluyordu292. Kserkses'in MÖ 480 ylnda Grek ülkesine yapt sefer srasnda hem Armeniallar, hem de Alarodiallar, Pers ordusuna asker salamlardr. Ksenophon, mehur "Onbinlerin Dönüü" srasnda, Bat Armenia’y, boydan boya geçmi, iki ay kadar bulunduu (MÖ Aralk 401 - Ocak 400) bu topraklarla ilgili gözlemleri, gerek corafî açdan ve gerek bölgede bulunan youn nüfusun yaam biçimini açklamas bakmndan, Urartu sonras elimizdeki tek yazl verileri oluturmutur293. Ksenophon, eserinde skça Hellen ordusu ile sürekli mücadele eden “dank haldeki kabilelerden” bahsetmektedir. Hellen ordusu bu kabilelerden biri olan Karduklularla, mücadelesinin sonrasnda, kuzeye doru olan yürüyüünü sürdürmü ve olaslkla Aras Irma’nn güney uzantsn takip ederek yoluna devam etmitir. Ksenophon devamn öyle anlatmaktadr: “ (1) Helenler nehri geçtikten sonra, öleye doru muntazam bir ekilde yola çktlar ve hep düz arazi içinde veya hafif meyilli tepelerden geçerek Armenia içinde be parasang294 yol aldlar. Çünkü Kardukhlularla olan sürekli mücadeleler yüzünden nehir yaknnda hiçbir köy yoktu. (2) Nihayet vardklar köy büyüktü ve burada satrapa ait bir saray da vard. Evlerin çounun kuleleri vard. Erzak boldu. (3) buradan, Diclenin295 kaynaklarn ancaya kadar iki günde on parasang yol yürüdüler. Oradan da Teleboas nehrine kadar olan

291 Bu satraplk Herodotos tarafndan, Paktyika ülkesini Armenia’y ve komular olan ülkeleri Karadeniz’e kadar olan yerleri kapsayan bir alan olarak belirtilmektedir. Herodotos, III, 93. Ayrca bkz. Burney, Lang, 1971: 180; Grousset, 2005: 74. 292 I. Dareios, Alarodiallar adyla tannan ve Ermeni istilas karsnda Aras'n dousuna, çekilmi olan eski Urartular Armenia’dan ayrm ve ayr bir satraplk olan 18. satrapla katmtr. Buras Matiene’yi de (Urmiye gölü havzas) kapsyordu. Armenia ile Alarodiallar arasndaki snr Ararat ve Tendürek dalar olarak belirlenmiti, bkz. Grousset, 2005: 74. 293 Ksenophon, IV. 1, V. 2, VI. 4. 294 Bir parasang 5,5 km ye eittir. 295 Ksenophon Dicle Irma ile Van Gölü’nün kuzeybatsndaki dalardan çkarak, Botan Çayna dökülen Bitlis Çay’n kartrmaktadr, Anabasis’in Hayrullah Örs tarafndan çevrilen 1962 yl basmnda, IV, IV, 3’e dair notlar ksmnda buna deinilmitir. Bu durum, Ksenophon’un izledii güzergâh hakknda burada yer verdiimiz görüü de desteklemektedir.

72 on be parasanglk yolu üç günde aldlar. Bu nehir o kadar büyük deil, fakat pek güzeldi ve kenarnda pek çok köyler vard. (4) Bu ülkeye Bat Armenia deniyordu. Satrap Tiribazos idi…296” Ksenophon devamnda satrap Tiribazos’la bir anlama yapm ve yürüyüü sürdürmütür. “ (7) buradan sonra, bir ova içinden üç günde be parasang yol gidildi…

Ksenophon’un yukarda söz ettii ksmlar Dicle Irma’n deil de Yukar Frat’ nitelendiriyorsa297, Teleboas olarak ifade edilen rmak da büyük olaslkla Karasu Irma’dr. Buradan geçmeden birkaç gün önce, Ksenophon 18. ve 19. satraplklar birbirinden ayran snr boyunca yürümütür. Yine C. Sagona’nn hipotezine göre buras Karasu ve Aras vadilerinin birletii Deveboynu geçididir298. Deveboynu geçidi Strabon’da Abus dalar olarak geçmektedir299.Herodotos’un eserinde söz ettii 18. ve 19. satraplklar birbirinden ayran snr da buras olmaldr300. Bu snr kuzeye, Taokhlar301 Karin bölgesinden (Akale ve Erzurum Arasndaki bölgedir302) ayran bat snrn oluturarak devam etmektedir. Bu bakmdan Onbinlerin yürüyüünün bu ksmn adm adm takip etmek gerekmektedir. Geni Erzurum ve Tercan ovalar, Ksenophon’un betimledii düz ve hafif meyilli arazi ile de uyum içerisindedir. çerisinden geçip konaklad köyler Tuzla Çay havzas ve Pekeriç ovas olabilir303. Buraya yakn bir sarayn bulunduunu söylemesi, 19. satrapl savunan bir kalenin varln düündürmektedir. Ksenophon, kar ve soukla mücadele ettii dört günlük zorlu bir yolculuun ardndan 19. Satraplk merkezine yaklam olmaldr. Satrap Tribazus’un savunduu

296 Ksenophon, IV, IV, 3 – 5. 297 C. Sagona bu tezi savunarak Ksenophon’un Onbinler’in izledii yolu tartmaya açmtr. bkz. Sagona, 2004. 298 Bkz. II. Bölüm, 23 – 24. 299 Strabon, XI, XIV, 2. 300 Buras MS IV. Yüzylda Bizans Armenias ile Pers – Sasani Armenias arasnda ana snr olmutur. Bkz. Sagona, 2004: 311. 301 Ksenophon, IV, IV, 18; Pers döneminde Tayk. 302 Sinclair, 1989: 273. 303 Pekeriç, Mihr Zoroastrian dininde özellikle vurgulanan bir merkezdir.

73 geçit ise, Karin’in güneyindeki dalar olmaldr. Ksenophon, satraplk merkezine yürümeyi istemektedir. Burasnn’da Altntepe – Cimintepe olmas olasdr. Urartu hâkimiyetinin sona ermesinin ardndan Urartulardan kalan yaplarn Persler tarafndan kullanlmaya devam ettiini görüyoruz. Bu durum özellikle savunma amaçl yaplarda görülmektedir ve Anadolu’daki tek örnei Altntepedir304. Altntepe’nin II. Tabakasndaki bir yap kompleksi içerisinde gün na çkarlan Perslere ait apadana305, mimari özellikleri ve duvar resimleriyle dikkati çekmektedir306. Yine ayn tabakada bulunan ve Pers dönemine ait keramikler bu yapya elik etmektedir. Buradan, Altntepe’de kalnts bulunan Pers askeri ya da saray yapsnn 19. Pers satraplnn yönetim binas olabilecei sonucu çkmaktadr. Ayrca tektonik hareketliliin çok olduu Erzincan’da Ksenophon’un bahsettii scak su kaynaklar da bulunmaktadr307. Aktarmaya çaltmz bu siyasi ve etnik yaplanmalarn ve tarihi corafyaya ilikin bilgilerin ardndan, Perslerin Tercan ve çevresine braktklar kültürel izlere baktmzda çok az kalntyla karlamaktayz. Hatta Dou Anadolu’da bulunan Pers dönemine ait tek yazt, I. Kserkses’in Van Kalesinde bulunan yaztdr308. Yine de Dou Anadolu’da Pers dönemine ait en iyi buluntular barndran Altntepe ve Cimintepe, Tercan’n yalnzca 40 km batsnda bulunmaktadr ve çevrenin tarihi açsndan son derece önemli bir merkezdir. Eldeki verilere göre Altntepe’deki Urartu varl sona erdikten sonra ki bunun ne zaman gerçekletii tam olarak belli deildir, burann en az yüz yl kadar yerleim görmedii anlalmaktadr. Bu boluun ardndan buraya yerleenler Persler olmutur309. Bunlara ek olarak, 1897 ylnda British Museum’a verilen dokuz adet gümü obje, dorudan pers dönemini göstermektedir. Objelerin buluntu yeri ile ilgili olarak “Erzincan yaknnda bulunmutur” ifadesi dnda baka herhangi bir bilgi

304 Summers, 1993: 90. 305 Pers saraylarndaki büyük salon. 306 Özgüç, 1966: 45, 46. 307 Marco Polo Erzincan’da “yerden çkan çok bol ve harikulade scak su banyolarnn her yerde bulunduunu” belirtmilerdir. 308Yazt ve transkripsiyonu için bkz. Weissbach, 1911: 116 – 119; ayrca bkz. Young, 1988: 77; Summers, 1993: 95. 309 Summers, 1993: 96.

74 bulunmamaktadr. Bu buluntularn da Altntepe ve Cimintepe II tabakalarna ait olmas olasdr310.

D. Hellenistik Dönemde Tercan Pers imparatorluu Büyük skender tarafndan fethedildiinde, Tercan’da onunla ayn kaderi paylamtr. Arbela savanda (MÖ 30 Eylül 331), Armenia’dan da son Akhamenid kral III. Dareios’un hizmetine asker sevk edildiini ve bu askerlerin Orontes ve Mitrausdes adl satraplarn komutasnda bulunduunu Arrianos’dan örenmekteyiz311. Büyük skender, MÖ 331 ylnda Armenia’y kendi imparatorluuna balam ancak hiçbir zaman ahsen Armenia topraklarna girmemitir. Armenia, Büyük skender’in eline geçtikten sonra buraya Sardes'in eski valisi Mithrines satrap olarak atand312. Büyük skender 13 Haziran 323’de Babilonia’da öldüünde313 salnda yaplmasn öngördüü dounun fethi, büyük ölçüde tamamlanmt. Ancak geride brakm olduu, snrlar Makedonya’dan ndus Nehri’ne kadar uzanan geni imparatorlua, kendisinden sonra hükmedecek kiiyi seçmemiti314 ve bu durum yeni imparatorluun geleceini tehlikeye aymt315. Eyaletler, komutanlar arasnda pay edildii srada, bu komutanlardan biri olan Neoptolemos Armenia satrapln ald (MÖ 323)316. Ancak diadokhlar arasndaki mücadeleler srasnda MÖ 321'de öldürülmesi üzerine yerine geçen kii, en azndan bir Makedonyal, olmad. Nitekim Triparadeisos'ta yaplan toplantda (MÖ 321) Ermenistan, Makedonyal komutanlara datlan satraplklar arasnda yer almamaktadr. MÖ 316 ylnda bu satrapln Pers Orontes'in elinde olduunu görüyoruz. Orontes, büyük ihtimalle Arbela'da ad geçen III. Dareios’un eski satrapyla ayn kiidir. Bu durumda, hem de Büyük skender'in ölümünden sadece yedi yl sonra, Armenia'nn tekrar eski Pers valisinin egemenlii altna girdii

310 Summers, 1993: 96. 311 Arrianos, III, VIII, 5. 312 Arrianos, III, VIII, 9. 313 Arrianos, VII, 28. 314 Diodoros, XVIII, 2; Appianos, Syria, 52; Plutarkhos, , III, 1. 315 Özsait 1982: 288. 316 Plutarkhos, Eumenes, IV; bkz. Cloche, 1959: 66 – 69.

75 anlalmaktadr. Orontes, Diodoros'un bize belirttii gibi317, Makedonyal komutan Peukestes'in dostluundan yararlanmt ve yeniden yönetime geçmise, bizzat diadokhlar tarafndan getirilmiti318. Anadolu’da Antigonos ve Demetrios’a kar birlikte hareket eden Lysimakhos ve Seleukos Ipsos Sava’nda (MÖ 301) büyük bir zafer kazanmtr. Sava sonras Antigonos’un topraklar, Ipsos savann iki galibi arasnda pay edilmi ve en büyük ksmn Seleukos almtr. Bu duruma göre Seleukos Frat ile Akdeniz arasndaki Suriye’ye, Phrygia’nn içlerinden Indus’a kadar olan skender mparatorluu’nun tamamna sahip olmutur. Böylece Armenia satrapl ve Tercan da, Seleukos'un payna dümü oluyordu319. Seleukoslarn egemenlii altnda kalan Armenia Bölgesinde MÖ III. yüzylda, yerli asilzadeler veya ba kaldran satraplarca kurulmu yerel hanedanlarn ortaya çktn görmekteyiz320. Ancak bu yerel prensler hakkndaki bilgiler çok azdr. MÖ 228 yl civarnda II. Antiokhos Hieraks’n Arsames adl bir Armenia prensinin yanna snd bilmekteyiz321. Bu tarihten biraz daha sonraki bir tarihte, Armenia’da iki ayr krallk görmekteyiz. Bunlardan biri Armenia krall, dieri de Sophene /Dzopk kralldr Bu her ili krallk da Seleukoslara bal vasal krallk statüsündeydiler. Sophene’nin bakenti Arsamosata (imat) idi ve MÖ 212 ylnda buray Kserkses adnda bir hükümdar yönetmekte idi. Hellenizm’i tekerar canlandrarak skender skender mparatorluunun tümüne sahip olmak isteyen III. Antiokhos MÖ 212 ilkbaharnda Sophene’ye saldrarak Arsamosata’y kuatt. Hükümdar Kserkses, Kral’ direni göstermeyerek balanmay diler. Bunun üzerine III. Antiokhos, onu kz kardei Antiokhis’le evlendirerek tahtta brakr ancak çok geçmeden bu perses kocasn öldürür ve Sophene Seleukos topraklarna balanm olur322. Büyük kral, Armenia ve Sophene’nin yönetimini Pers soyundan iki strategos’a verdi. Bunlardan biri olan Artaksias Armenia’y, dieri olan Zariadris Sophene’yi yönetiyordu323. Magnesia sava (MÖ 190) ve Roma ile imzalanan

317 Diodoros, XXXI, XXIII, 5 – 6. 318 Grousset, 2005: 77. 319 Appianos, Syrie, 55. 320 Grousset, 2005: 78. 321 Grousset, 2005: 78. 322 Polybios, VIII, 25; Grousset, 2005: 78. 323 Strabon, XI, XIV, 15.

76 Apameia bar (MÖ 188) Seleukos mparatorluunda genel bir gerilemeye yol açm, bu vesileyle her iki satrap da bamszlklarn ilan ederek Roma Senatosunun korumas altnda kral unvan almlardr324. Sophone, toprak bakmndan Armenia’ya oranla çok daha küçük kalyordu. Strabon, Artaksias ile Zariadris’in krallklarn “komu milletlerin aleyhine olacak ekilde büyütmek için birletirdiklerini” söyler325. Strabon burada Tercan’a ilikin önemli bilgiler vererek, Artaksias ile Zariadris’in Pontoslu kabilelerden Karenitis’i, yani Erzurum çevresini ve biraz daha batda bulunan Derxene’yi, yani Tercan’ aldlar. Strabon burada Kataonia’dan, yani komu Krallk Kappadokia’dan koparlm olan Akilisene’ye de (Erzincan) deinmektedir326. Görüldüü gibi Tercan ve çevresi, Büyük skender ve diodokhlar döneminde daha çok ran kültürü altnda kalmtr. Bunun nedenlerinden biri de Büyük skender’in ve daha sonra da diodokhlarn Kappadokia’nn bir ksmn, Armenia’y, ve Pontos’u önemsememi olmasyd327.

E. Roma - Parth Mücadeleleri arasnda Tercan (Armenia’nn Parçalanmasna Kadar) 1. Büyük Tigranes döneminde Tercan ki yüz yllk bir gerileme sürecinden sonra, ran uygarl Partlarn ahsnda yeniden siyaset sahnesine çkyordu328. Parthlar MÖ 140 ylndan, MÖ 129 ylna kadar Meidia’y, Persia’y, Babil’i ve Eski Asur’u Seleukoslarn elinden almlard. Böylelikle Parth kral Büyük Mithridates (MÖ 123 - MÖ 88), Yakn Dou’nun mutlak hâkimi gibiydi. Bu srada Armenia’nn banda Artaksias329 bulunuyordu ve onun varisi olan Tigranes (gelecekteki Büyük Tigranes) Parthlarn elinde rehin bulunmaktayd330.

324 Strabon, XI, XIV, 15. 325 Strabon, XI, XIV, 15; Grousset, 2005: 78. 326 Strabon, XI, XIV, 5. 327 Justinius, XXXVIII, VII, 2. 328 Grousset, 2005: 81. 329 Bu kii az önce bahsettiimiz, Sophone kral Zariadris’le ibirlii yapan Artaksias olmayabilir. 330 Justinius, XLII, II, 6 ve XLII, III, 1; Strabon, XI, XIV, 15.

77 Artaksias’n ölümü üzerine (MÖ 95 – 94), Parthlara ülkenin bir ksmn vermek kouluyla serbest braklan Tigranes331, ilk i olarak Sophene kral Artanes’e saldrd. Roma’ya bal Ariobarzanes tarafndan yönetilen Kappadokia ve dier komularndan yardm alamayan Artanes daha fazla dayanamayarak yenildi. Böylece Sophene ve buraya bal Akilisene kesin olarak büyük Armenia’ya katlm oldu332. Daha önceden Sophene’ye katldn gördüümüz Tercan’da (Derksene), Zariadrislerin hanedan sona ermi ve Büyük Armenia’nn snrlar içerisine dâhil olmutu. Bu srada Pontos kral VI. Mithridates Eupator, Küçük Asia’da yaylmac bir siyaset izliyor ve Kappadokia’y ele geçirmeye urayordu. Dahas Roma’ya kar Küçük Asia’nn koruyucusu olarak öne çkyordu. Mithridates, Kappadokia’daki amacna ulaabilmek için Tigranes’in desteini istedi ve kz Kleopatra’y onunla evlendirdi. Bunun üzerine Armenia kral, Kappadokia üzerine bir ordu gönderdi. Burada yönetimi deitiren Tigranes, MÖ 93 ylnda Ariobarzanes’i kovarak yerine Mithridates’in destekledii Gordios’u geçirdi333. Ancak bu dönemde Kilikia valisi olan Sulla, derhal müdahale ererek Ariobarzanes’i tektar Kappadokia tahtna oturttu. Sula ardndan Parlarla, krallar II. Büyük Mithridates devrinde, MÖ 92 ylnda, “Fratn iki ülke arasnda snr olduunu” kabul eden bir anlamaya vard. Bu da Parthlarn bölgedeki önemini arttrmt. Mithridates ve yanda Tigranes, Mithridates’in oullarndan biri olan IX. Ariarathes’ i Kappadokia tahtna geçirdi (MÖ 90) 334. Roma’da taliklerin balatt ayaklanma bastrldktan sonra yeniden küçük Asia’nn sorunlarna eilen Roma, Mithridates sorununu aabilmek için Pontos’a resmen sava ilan etti. I. Mithridates sava (MÖ 88 – 85) olarak bilinen bu sava sonrasnda yaplan Dardanos antlamasyla Mithridates, ald yerleri geri veriyordu. Bu srada müttefiki Tigranes ise bu mücadeleye karmam ve doudaki hegemonyasn güçlendirmeye bakmt. Çünkü II. Büyük Mithridates’ten sonra Parth Ülkesi, kuzeydou’dan gelen skit aknlaryla zayflamaya balamt. Ayn dönemlerde Seleukoslar taht kavgalar sonucunda iyice zayflamlard. Bu tarihi durumdan yararlanan Tigranes,

331 Strabon, XI, XIV, 15. 332 Strabon, XI, XIV, 15. 333 Justinius, XXXVIII, III, 2 -3. 334 Appianos, Mithridates, 9.

78 Armenia’y douda ve güneyde genileterek büyük bir devlet haline getirdi335. Plutarkhos bununla ilgili olarak, MÖ 83 – 69 yllar arasnda “Büyük Tigranes”in, tüm Bat Asya’nn en önemli gücü olduunu söylemektedir336. Sulann ölümünden sonra (MÖ 78) Roma’nn yine iç ileriyle urat bir srada Mithridates yine harekete geçmi, IV. Nikomedes’in (MÖ 94 – 74), Bithynia’y Roma’ya vasiyet yolu ile brakmasnn ardndan buray igal etmi ve ordularn Asia ve Kappadokia üzerine sevk etmitir. Bunun üzerine Senatus, MÖ 74 yl konsüllerinden biri olan L. Licinius 'u Kilikia ve Asia eyaletleri valilii ile görevlendirmiti. Küçük Asia’da 3 yl süren mücadeleler sonrasnda, MÖ 71 ylnda nihayet Mithridates yenilerek damad Tigranes’ten snma istedi. Bu arada Lucullus ksa sürede Bithynia ve Pontos’u kontrol altna ald337. Mithridates’in teslimine yönelik çarlara yant bulamayan Lucullus, M Ö 69 ylnn yaznda en iyi askerlerini Armenia'nn istilas için seçti. 12.000 Romal lejyoner, 4.000 eyalet atls ve hafif silahl askerler Kappadokia'dan yola çkt, Tomisa'da Euphrates'i geçti ve kuzey Sophene'ye girdi. Amac buradan Armenia krallnn güney bölgesine ilerleyerek, Mezopotamya, Kuzey Syria, Kilikia, Gordyene ve Adiaben’nin birbirine yaknlat bölgeyi ele geçirmekti. Güneydeki bakent Tigranokerta'y alarak hzlca hedefine ulamay istiyordu. Tigranes ise kendi ileriyle meguldü. Plutarkhos, Lucullus Tigranokerta'ya saldrd srada, çevredeki yerel efler Armenia'ya yardm ettiler338. Ancak bu savaa gerçekten hazrlksz yakalanan Tigranes buralar savunamad ve Tigris’in (Dicle) güneyinde kalan topraklarn kaybetti339. Ancak Lucullus kuzeye yönelerek Armenia’nn içlerine, Artaksata’ya (Erivan) yürümek isteyince ordular daha fazla gitmek istememitir. Ordunun isyanna karsnda Lucullus Armenia’y terk ederek Mesopotamia’ya gelmi, bundan faydalanan Mithridates ise Ponotos’a girerek Lucullus’un burada brakt Legat yenmitir. Bu olaylar üzerine Roma’daki Lucullus aleyhtarln körüklemi

335 Grousset, 2005: 88 – 90. 336 Plutarkhos, Lucullus, 219. 337 Grousset, 2005: 89. 338 Plutarkhos, Lucullus,2; Appianos, Mithridates, 82. 339 Plutarkhos, Lucullus, XXI, XXIII, 2

79 ve Bithynia ve Pontos valilii kendisinden alnarak, Cn. Pompeius Magnus’a verilmitir340. Mithridates, III. Mithridates Sava olarak bilinen ve on yl süren (MÖ 74 – 64) mücadeleler sonucunda Pompeius tarafndan Lykos (Kelkit) rma kenarnda bir yerde yenilgiye uratlm, ancak az saydaki güçleriyle, güçlükle kaçmay baarmtr341. Artk topraklarna dönü ümidini kaybeden Mithridates, büyük zorluklarla Krm’daki krallna ular342. Pompeius, kral Kolkhis’e kadar izlemi, ancak sonra güneydouya yönelerek Tigranes’in bakenti Artaksata’ya (günümüzde Erivan civar) girer. Mithridates’le olan ibirliini ödemek üzere olan Tigranes, sava göze alamayarak Pompeius’a teslim olur. Ele geçirmi olduu yerleri Roma’ya teslim eden Tigranes, Parth devleri ile Romallar arasnda kalan topraklarn Pompeius’a 6.000 talent sava tazminat ödeyerek koruyabildi343. MÖ 64 ylnda Amisos’a gelen Pompeius, Senatus’dan bir komisyon istemeksizin Küçük Asya’nn düzenlemesini yapmtr. Buna göre MÖ 74 ylnda eyalet olan Pontos’un bat kesimi, Bithynia ile birletirilerek, Bithynia – Pontos eyaleti olarak bir valinin yönetimine veriliyordu344. Mithridates savalar srasnda en çok zarar gören yer Kappadokia olmutu. Bu nedenle buras Sophene ile birletirilerek, Yönetimi Ariobarzanes’e verildi345. Son savata Mithridates’in güneye inen ordusunu yenerek Roma’ya büyük katk salayan Galatlar’n Tolistoboag boyu prenslerinden Deiotaros ise hizmetinin karlnda, Halys Irma’nn denize döküldüü yerden, Trapezos dâhil, Kholkis’e kadar ky kesimi ile kuzey Kappadokia topraklarndan baka, Küçük Armenia’nn da bir bölümüne sahip oldu346. Topraklar Roma ile Parthlar arasnda kalan Tigranes ise Roma’nn vasal oluyordu347. Elbette Pompeius’un bu düzenlemesinin ardndan, corafi açdan tüm bu bölgeler arasnda bir snr özellii tayan Tercan’n gerçekte hangi tarafn kontrolü

340 Grousset, 2005: 96. 341 Özsait, 1982: 311. 342 Appianos, Mithridates, 101. 343 Appianos, Mithridates, 104 – 105; Nicolet, 1978: 797; Özsait, 1982: 311. 344 Strabon, XII, III, 1; Jones, 1971: 156; Özsait, 1982: 312. 345 Appianos, Mithridates, 105. 346 Strabon, XII, III, 13; Jones, 1971: 156; Özsait, 1982: 312. 347 Appianos, Mithridates, 104; Plutarkhos, Pompeius, XXXIII, 1 – 4.

80 altnda kaldn kestirmek çok güçtür. Çünkü kaynaklarda özellikle Tercan’ vurgulayan bir bilgi bulunmamaktadr. Bu durumda Tercan, a) Sophone ile birlikte, batsndaki Akilisene de dâhil olmak üzere, Kappadokia topraklarnda, b) Kuzeyde Küçük Armenia’y Trapezos’a kadar Alan Deiotaros’un denetiminde, c) Tigranes’in Roma ile Parthlar arasnda kalan topraklarnn en batsndaki bir bölge olarak Armenia’da, kalm olabilir. Biz daha sonra gelien olaylara bakarak üçüncü seçenei daha olas görmekteyiz.

Yapt bu düzenlemelerle Pompeius, douda bulunan güçlerden, özellikle de Parthlar’dan gelebilecek ve Küçük Asia’y tehdit edecek aknlara kar yerletirdii vasal krallarla adeta bir tampon hat oluturmu, bunun için de Frat’ snr olarak almtr348. Pompeius'un MÖ 59 ylnda balayan bu siyaseti Nero devrine dek esasn korumutur349. Tigranes, Roma’nn vasal olduktan sonra on yl daha hüküm sürdü, yerine geçen olu III. Artavasdes de (MÖ 56 – MÖ 30) babas gibi basileos unvan ile vasallk statüsünü sürdürmü ancak sürekli olarak Roma ile Parthlar arasnda ikili oynamtr. Artavasdes, MÖ 53 ylnda triumvir Crassus’un, kendisi ve Roma açsndan felaketle sonuçlanan Parth seferinde Roma’ya yardm etmi350, Parthlarn bu zaferinin ardndan MÖ 42 – 40 yllar arasnda Roma’nn Syria eyaletine kar düzenlenen aknlara Parthlarla birlikte katlm, nihayet Antonius Parthlara kar yeniden ciddi bir mücadeleye baladnda ise tekrar Romallara katlmtr351. Antonius, Artavasdes’in süvarilerini de yanna alarak Patrharn vasal bir krall olan ’yi istila etti ve daha sonra Phraata’y kuatt. Ancak bu sefer srasnda hem iklim koullar, hem de Artavasdes onu yalnz brakt. K iyice bastrmt ve Artavasdes savan sonucundan üphelenerek birliklerini çekti. Ksa süre sonra Antonius’da çekilmek zorunda kald. Baarszln faturas kendisine

348 Anderson, 1922: 99; Bames, 1976: 179; Özsait, 1982: 312. 349 Anderson, 1922: 99. 350 Plutarkhos, Crassus, XXXIII. 351 Cassius Dio, XLIX, 25 – 31.

81 çkarlan Artavasdes bu kararnn cezasn ar ödedi352. Antonius onu tutuklatarak sarayna ve tüm mal varlna el koydu, sonrada zincire vurulu halde skenderiye’ye götürdü353. Bu arada Tanrça Anahid’in Erzincan’daki altn heykeli ve Armenia’nn Palladion’u yerinden sökülüp götürüldü ve parçalar Romal askerlere datld354. Bu arada, Pathlarn desteini alan Artavasdes’in olu Artaksias, II. Artaksias olarak Armenia tahtna çkt ve babasnn öcünü, ülkesindeki tüm Romal tüccarlar klçtan geçirerek ald355.

2. Augustus Döneminden Diokletianus Dönemine Kadar Tercan Roma’da, Octavianus’a Augustus unvan verilmesiyle, Principatus dönemi balamt (MÖ 27). Augustus, eyaletlerin yönetimini kendisi ve senato arasnda paylatrmtr. Buna göre, Roma snrlarnda olan ve içinde Legionlar bulunan eyaletlerin (mparatorluk Eyaleti) yönetimini üzerine alm, tehlikeden uzak ve Roma egemenliini benimseyen, askeri sorunlar olmayan eyaletlerin yönetimini de Senato’ya brakmtr356. Augustus, dikkatini Armenia'ya çevirdii dönemde Galatia ve Kappadokia'daki düzenlemelerini büyük ölçüde tamamlamt.357. MÖ 20 ylnda Augustus, üvey olu Tiberius'u Armenia’ya gönderdi. Roma’ya dümanlyla tannan Artaksias öldürüldü ve yerine bir müddet Roma’da rehin olarak kalm olan III. Tigranes tahta çkarld MÖ 20 ve MÖ 12 ylndaki ölümüne dek taht elinde bulundurdu358. Onun ölümünden sonra Armenia taht, Parthlar destekleyen IV. Tigranes ve kz kardei Erato ile Romallar destekleyen IV. Artavasdes arasnda çekimelere sahne olmutu. MÖ 1 ylnda Augustus, torunu Gaius Caesar’ Armenia’ya gönderdi ve burada duruma hâkim oldu. Parthlara kar tampon bölge olan Armenia’nn korunmas önemliydi. Ancak kraliyet ailesi arasndaki geçimsizlikler sürdüünden Augustus Armenia tahtn Atropatene kraliyet ailesine

352 Strabon, XI, XIII, 4; Plutarkhos, Antonius, XXXIII. 353 Cassius Dio, XLIX, 39 – 40. 354 Tacitus, II, III; Grousset, 2005: 101. 355Cassius Dio, LIV, 9; Mitford, 1974: 1164. 356 Bu eyaletlere, eski consul ve preatorlar arasndan seçilen valiler atanmaktayd. Prokonsul ad verilen bu valilerin görev süreleri birer yld. Bu valilere, görev sürelerince biri quaestor (mali ilerden sorumlu), üçü praetor legat olmak üzere 4 kii yardmc olarak verilmekteydi. 357 Mitford, 1980: 1172. 358 Cassius Dio, LIV, 9; Velleius Paterculus, V, 25 – 28.

82 verdi. Ama bu yeni sülale kalc olmad. Daha sonra yeniden taht yeniden kraliçe Erato’ya geçti359. Armenia taht bu ekilde birkaç kez el deitirdi ve daha sonraki dönemde de Parth krallar da kendi sülalelerinden birini bu tahta yerletirebilmek için Roma ile yara girdi360. Esasen bu durum Tiberius ve Cladius dönemleri de dâhil, Nero dönemine (MS 54 – 68) kadar devam etmi, Parthlar Armenia’daki etkinliklerini bir ekilde sürdürebilmilerdir. Tabi bu arada Tiberius döneminde (MS 14 – 37) Roma’nn vasallar, Kappadokia Kommagene ve Kilikia yeniden düzenlenmiti. MS 17 ylnda Kappadokia ylnda eyalet haline getirilmi, krallar ölen Kilikia, Syria Eyaleti ile birletirilmi ve Kommagene de bir propraetor yönetiminde eyalet haline getirilmiti. Tiberius tarafndan gönderilen Germanicus, kendisine Senatus tarafndan verilen yetkilerle tüm dou eyaletlerden sorumlu idi361. Nero, mparatorluk tahtna çktnda Armenia sorunu karsnda duruyordu ancak artk bu i için artlar olgunlamt. Nero, derhal sefer hazrlklarna balad ve bu i için zamann en iyi komutanlarndan Gn. Domitius Corbulo’yu, legatus Augusti pro praetore görevlendirdi362. Son derece kapsaml bir operasyona girien Corbulo yaklak üç yl boyunca, Trapezos'dan balayan sevkyat rotasn düzenleme ve koruma önlemleri ile urat, Syria’dan nakledilen; III. Gallica, VI Ferrata ve X Fretensis lejyonlarnn bir ksm ile Moesia'dan getirilen, takviye ve kohortlarla birlikte IV. Scythica lejyonlarnn hazrlklarn tamamlad. Birliklerin tümü Armenia'da muhtemelen Erzurum civarnda belki de Satala'da toplandlar (MS 55)363. Corbulo’nun ilk harekât sonunda Armenia’nn bat snrndaki iki eyalet, Romann vasal olan Syria’l iki prense verildi. Buna göre Tercan’a çok yakn bölgeler olan Küçük Armenia’y, yani Nikopolis ve Satala bölgesini Aristoboulos, Sophene’yi de Sohaemos ald364. MS 58 yl ilkbaharnda Corbulo Kappadokia yolundan (Karasu vadisi üzerinden) Artaksata’ya girdi ve ehri yakt. Bu haber Roma’ya 58 ylnn sonlarna doru ulatnda Roma’da büyük sevince neden oldu. Bu dönemde yönetimde bulunan ’l kral Tiridates ise kaçt.

359 Kramer, 1973: 247; Mitford, 1980: 173. 360 Tacitus, Annales, II, 56; VI, 32 – 36. 361 Tacitus, Annales, II, 56. 362 Tacitus, Annales, XIII, 35; Magie, 1950: 1411. 363 Plinius, V, 83; Mitford, 1980: 1176. 364 Tacitus, Annales, XIII, 7.

83 Roma taraftar, eski Kappadokia kralnn büyük torunu Tigranes Armenia’ya kral olarak tayin edildi ve kendisine yardm için bir Roma garnizonu brakld. Roma kendisine tabi olan Pontos kral Polemon’u, Küçük Armenia kral Aristoboulos’u ve Kommagene kral Antiokhos’u ödüllendirmek için Armenia’nn snr bölgelerini onlara devrederen her birinin topran geniletti365. te bu srada Tercan’n da Aristoboulos’un kontrolüne geçmi olmas olasdr. Daha sonra V. Tigranes, belki topraklarnn küçülmesinin de etkisiyle, Parthia’ya kar istila hereketine girierek Adiebenos kentini talana balad. Bunu bahane bilen Parth kral I. Vologases, Armenia tahtnn kardei Tiridates’in hakk olduunu ileri sürerek V. Tigranes’i Armenia’dan att. Hemen ardndan Nero, Kappadokia valisi, Caesennius Paetus’u Armenia üzerine gönderdi. Arsanias (Murat Irma) kysnda Parthlara yenilen Roma ordusu, imzalanan artname uyarnca 62 ylnda Armenia’y boaltt. Çok geçmeden Corobulo tekrar Armenia’ya girdi366 Sonunda yaplan bir bar anlamas ile I. Tiridates, tacn bizzat Forumda, Nero’nun elinden giydi367. Bir de Sophene’de bir Roma garnizonu kuruldu. Bu ekilde kurulan bar yarm yüzyl devam etmitir. I. Tiridates’den sonra Armenia’nn kimler tarafndan yönetildiini bilemiyoruz ancak Traianus dönemine gelindiinde (98 – 117), Parth kral II. Pacorus ölmü, yerine kardei Osroes geçmiti. Pacorus ölmeden önce büyük olu Aksidares'i Armenia tahtna getirmiti. Fakat ölünce, yerini alan Osroes, Pacorus'un dier olu Parthamisiris'i Armenia kral ilân ederek Axidares"i tahttan indirmiti368. Kaynaklarda sebeplerine ilikin bilgilerin yer almad bu olaylarn üzerine Axiadares Roma'dan yardm istedi. Traianus bunun üzerine dikkatini Dou'ya çevirdi çünkü bu durumda Nero tarafndan kurulmu olan bar anlamas bozulmu, imparatora sorulmadan bir takm politik oyunlar çevrilmi oluyordu. Aslnda Traianus, Decebalus ile savat srada Parthlarn, Dak'larla369 ilikide bulunduklarn da bilmekteydi. Sava için daha fazla nedene gerek yoktu. mparator sava balatmak için 27 Ekim 113 ylnda Roma'dan ayrlarak yola çkt. 114 ylnn

365 Tacitus, Annales, XIV, 26. 366 Tacitus, Annales, XV, 7 – 17; Magie, 1950: 1416. 367 Cassius Dio, LXIII, 1 – 7; Suetonius, Nero, XIII; Plinius, XXXIII, 54. 368 Cassius Dio, LXVIII, 17. 369 Günümüzdeki Romenlerin atalar olan Daklar.

84 Austosunda Traianus, en az alt legion ve beraberindeki auxilia ile olaslkla Akale ile Erzurum arasnda’ Erzurum’un 19 km batsnda bulunan olan Elegeia’ya (günümüzde Ilca) kadar ilerledi. Burada ya da Satala’da çevredeki kabile eflerinin ve vasal krallarn sadakat ziyaretleri kabul edildi. Armenia Maior eyaletinin kuzeyinde ve dousunda oluturulacak tampon bölge için gerekli örgütleme burada yapld. Bu arada Parthamisiris, Elegeia’da tacn Traianus’un ayaklar önüne brakt ve mparatordan tac kendisine lütfetmesi ricasnda bulundu. Ancak Traianus onu kral olarak tanmay reddetti. Umduunu bulamayan Parthamisiris, Traianus’un huzurundan ayrlrken muhafz alay tarafndan öldürüldü ve Armenia eyalet ilan edildi (Austos 114)370. Traianus, Kappadokia ile birletirdii yeni Armenia Minor eyaleti’ne vali olarak L. Catilius Severus’u atad. Romallarn tam olarak Armenia Minor olarak adlandrdklar imparatorluk eyaletinde, Lykos’un (Kelkit) kaynaklar yaknndaki Satala’da bir Roma garnizonu kurulmu, XV. lejyon olan Legio Apollinaris, snrlar denetlemek için buraya yerletirilmitir. Garnizonlarn, 58 ylnda Corbulo’nun seferleri srasnda önemli görülen noktalara kurulduu görülmektedir371. Armenia 'dan Lusius Quietus komutasnda hareket eden bir Roma kolu Aras' geçip Parth topraklarndaki Mardlarn ülkesine ve Atropatene'ye (Iran Azerbaycan) boyun edirdi. Traianus'un bu bölgelerde Roma hâkimiyetini güçlü bir ekilde kurmaya kararlyd. Transkafkasya'y imparatorluun kale meydanlarndan biri haline getirmek istiyordu. Bunun için Kolkhis'teki halklarla, Heniokeler ve Makhelonelerle olan balarn sklatrd ve Albaniallarn (daha sonra Dastan) bana yeni bir kral getirdi372. Armenia’nn ilhak ve Transkafkasya'nn yasallatrlmas, Parth imparatorluunun fethinin sadece balangcyd. Nitekim 116'da, Partlarn elinden orta Mezopotamya'y ve Asur'u, ardndan Babil'i ald, Ancak Traianus'un 117'deki ölümü ve bundan az bir süre önce Mezopotamya ve Suriye’deki yeni eyaletlerde ba

370 Cassius Dio, LXVIII, 18 – 22; Magie, 1950: 1464. 371 Mitford, 1980: 1199. 372 Grousset, 2005: 108.

85 gösteren isyan ile bu plan son buldu373. Traianus'dan sonra gelen Hadrianus (117 – 138), Babil'i, Asur'u ve Mezopotamya'y dou snr olarak kabul edilen Frat'a kadar boaltmak zorunda kald. Armenia’da ise Vologaeses adnda bir Parth prensi vasal olarak tannd374. u halde Tercan, Romallarn ve Parthlarn arasnda bir bölge olarak kalmt. Kuzeydousundaki Satala’da bulunan XV Apollinaris’in ise bu, snr kontrol etmesi açsndan önemi büyüktü. Roma’nn Küçük Armenia snrnda 161 ylna kadar herhangi bir hareketlilik yaanmamtr. Ancak 161 ylnda Parth kral III. Vologaeses, Roma’nn Armenia tahtna çkard kral kovarak yerine Pakaros adl bir kral geçirdi. Pakaros’u kovmak isteyen Kappadokia valisi Sedatius Severianus Elegeia’da yenildi ve kendini öldürdü375. Bunun üzerine mparator Marcus Aurelius (161 – 180) döneminde buraya yine bir vasal kral yerletirildi ve Roma duruma tekrar hâkim oldu. Esas olarak Septimus Severus (193 – 211) döneminde ve devam eden dönemlerde de Roma ile Parthlar arasndaki mücadeleler sürmü, Armenia ise Roma lehinde yönetimde bulunan vasal krallar aracl ile dengeyi korumaya çalmtr. Tercan’n da iki bölge arasnda kalan önemli bir geçi noktas durumu devam etmi ve Satala’da ki XV Apollinaris de buralar denetleme görevini sürdürmütür. Bu durum Parth imparatorluunun 224 ylndaki çöküüne kadar sürmütür. Bu tarihten itibaren douda roller deimi, Roma’nn sürekli mücadele ettii Parthlarn yerini Sasaniler alm ve Roma’nn dou snrna tecavüzde bulunmaya balamlardr. Yine bu dönemlerden itibaren batda Gothlar Tunay aarak Küçük Asia’y tehdit eder duruma gelmilerdir. Küçük Asia’nn hem dousundaki hem de batsndaki mücadeleler srasnda Roma imparatorluu snrlarn korumaya çalmtr. Bu tehlikeler öyle bir aamaya gelmitir ki, 256 ylnda Gothlarn komular olan Boranlar Trapezos’u (Trabzon) ele geçirdiler ve yamaladlar376, Bu srada Sasani Kral Sapor’da Aras ve Karasu üzerinden Kappadokia’ya kadar ilerlemi, Satala ve çevresini ele geçirerek büyük çalkantya sebep olmutur377. Bu igal

373 Cassius Dio, LXXV, 9, 6. 374 Magie, 1950: 1464; Cassius Dio, LXII, 15. 375 Cassius Dio, LXXI, 2. 376 Magie, 1950: 706. 377 Zonaras, XII, 21; Zosimus, I, XXVIII. Gallienus (262) ve Aurelianus (275) dönemlerine tarihlenen

86 srasnda XV. Apollinaris’in savunmada etkisiz kalmas, lejyonun Trapezos’daki mücadelesi yüzünden zayflam olabileceini akla getirmektedir. Sapor ilerleyiini sürdürerek Edessa (bugün Urfa) önlerinde ordugâh kurdu. Sasani hücumlarna kar koyamayan imparator Valerianus (253 – 260) 260 ylnn Haziran aynda Edessa yaknlarnda Sasani kral Sapor tarafndan esir alnd. Bu baardan sonra Sasaniler Kilikia’ya girerek Tarsus’u tümüyle Tahrip ettiler. Sonara Kappadokia’ya girerek Caesarea’y zaptettiler. Bu srada Gothlar’da Niokomedia (zmit) ve Nikaia’y (znik) yamalamlardr378. Kukusuz, Satala’ya kadar ilerleyen Sasanilerin bu aknlarndan Tercan ve çevresi de nasibini almtr. Sasaniler Armenia’ya Artavasdes adl bir kral yerletirdiler379. Bu durum 283 ylnda imparator Carus’un (282 – 283), olu Numerianus ile birlikte Sasanilere kar elde ettikleri zafere kadar sürdü380. Ondan sonra imparator olan Diokletianus’un kararl dou politikas sayesine Sasaniler Armenia’y geri vermek zorunda kaldlar381. Ancak Romallarla Sasaniler arasndaki sava dokuz yl sonra yeniden balad ve Sasani kral Narses, Armenia yönünden saldrya geçti382. Buna karlk III. Tiridates’e yardm eden, Diokletianus’un caesar’ Galerianus383, Narses’i 297 sonbaharnda büyük bir bozguna uratt. Böylelikle Parth kral kontrolünde bulundurduu Yukar Dicle vadisini ve Sophene’yi dorudan Romallara brakmak zorunda kald384. Armenia tahtna ise yeni bir kral getirildi385. Diokletianus döneminde imparatorlukta büyük deiiklikler yaplm, eyaletler yönetim açsndan gruplandrlarak 12 adet dioceslik oluturulmu ve bu eyaletler de kendi içinde ekonomik ve askeri amaçlar gözetilerek bölünmülerdir.

onurlandrma yaztlar, Sasanilerin yapt tahribat sonrasndaki onarmlar ortaya koymaktadr Bkz. Mittford, 1974: 169. 378 Zosimus, I, XXXIII; Özsait, 1982: 341. 379 Zonaras, XII, 21. 380 Zonaras, XII, 30; Magie, 1950: 722. 381 Eutropius, IX, 18. 382 Eutropius, IX, 24; Marcellinus, XXV, 7, 9. 383 Diokletianus döneminde geni roma topraklarnn yabanc istilalara kar daha etkin biçimde savunulmas amacyla tetrarkhi, ye yani dörtlü yönetime geçilmitir. Böylece her Augustus, kendine yardmc olarak birer Caesar seçmi, bu Caesarlar da imparatorluk sülalesine akraba olmak için elerinden boanarak yeni evlilik balar kurmulardr. Bkz. Özsait, 1982: 345. 384 Marcellinus, XXV, 7, 9 385 Özsait, 1982: 346.

87 Buna göre Kappadokia, Pontos, Pontos Polemoniakus, Kappadokia ve Armenia olmak üzere dört parçaya bölünmütür386.

3. Paganizmden Hristiyanla Geçi, Tercan ve Çevresindeki Kült Merkezleri. Armenia tahtna geçen III. Tiridates, 301 ylnda Hristiyanl benimsedi. Bu gelime ile birlikte kral bir yandan tebaasnn Hristiyanl kabul etmesi için çaba sarf ediyor, dier yandan da Pagan dönemin izlerini Armenia’dan silmeye çalyordu. Bu nedenle Tanrça Anahid’in Erzincan’daki altn putunu ykm ve dönemin önemli bir dini merkezi olan, Tercan Pekeriç’deki Mihr tapnann topraklarn Hristiyan kilisesine vermiti. Tpk dier pagan kült merkezlerinin olduu gibi, burann da hazineleri Hristiyan olan yoksullara datlmt387. Esasen Tercan ve çevresi pagan dönemde en önemli kült merkezlerini barndryordu. Bunlardan, Perslerin en büyük tanrs olan Ahura Mazda’ya Armenia’da Aramazt adyla tapnm görmekteydi. Aramazt “güçlü ve büyük” oland. “Topran bereketini paylatran”d ve “bütün tanrlarn babas”yd388. Bu tanr Tercan’da (Derxene) Pekeriç’de tapnm görmekte idi. Hint ve Perslerde Mithras olan dostluk tanrs ve sonradan k tanrs, Armenia’da Mihr ad ile tapnm görmütür. Bu tanr da Pekeriç’deki tapnanda tapnm görmütür389. Pers tanrças olan Anahita’nn Akilisene’de Eriza’da (Erzincan) bir tapna vard. Buras zenginlikleriyle, haclarn aknyla ve “altn ana” (Vosegemayr) lakab ile anlmasna neden olan altn heykeliyle mehurdu390. Anahid Armenia’nn özel koruyucusu olmutu ve yortusu büyük ölenlerle ve bolluk içinde kutlanrd391. Tanrça Anahid’le ilgili olarak Strabon, Akilisene’de, kendi yaad dönemde var olan gelenekleri, daha önce de Lydia’da var olmu geleneklerle karlatrrken, u sözlere yer vermektedir. “(Anaitis’e) erkek ve dii köleler adarlar

386 Özsait, 1982: 347. 387 Grousset, 2005: 119. 388 Meillet, 1921: 233. 389 Grousset, 2005: 116; Sinclair, 1989: 250. 390 Strabon, VI, XIV, 16. 391 Grousset, 2005: 128.

88 ve bu, kendi içinde tuhaf bir ey deildir; ancak, en yüksek soylular bile kendi kzlarn, onlar henüz bakire iken takdis ederler ve onlar arasnda evlendirilmeden önce uzunca bir süre metres olarak yaamak kuraldr. Ama hiç kimse bu zümreden bir kadnla birlikte kalmann uygun olmayacan düünmez”392 Akilisene’de bundan baka “avaçlarn ve bakirelerin koruyucusu” tanrça Nane de Til tapnanda tapnm görüyordu. Yalnz bu tanrça Pers kökenli deildi ve skit sikkelerinin üzerinde betimlenen Nanai ile ayn tanrça idi393. Önce Makedoniallar, sonra da Romallar, Armenia’y kontol altnda tuttuklar dönemde, kendi panteonlarnn tanrlarn buraya tamlar ve bunlarn da yerli tanrlarla birlikte tapnm görmülerdir. Buna göre: – Aramazt Athena – Nane Artemis – Anahid Hephaistos – Mihr ile özdeletirilmitir394.

4. Constantinus’dan I. Theodosius’a kadar Tercan 331 ya da 333 ylnda III. Tiridates’in Sophene’de öldürülmesi üzerine yerine olu II. Khosrov mparator Constantinus (306 – 337) tarafndan Armenia tahtna çkarld. Kraln Roma ile olan ilikileri de, Hristiyanlara kar merhametli Constantinus’un himayesi altnda iyiydi395. II. Khosrov döneminde Sasanilerin Armenia’ya olan saldrlar tekrar balamt. Hatta bir igal giriimi srasnda Sasaniler, onlara destek çkan bir Ermeni derebeyi sayesinde Van Gölü’ne kadar ilerlemilerdir. Bu tarihlerde ölen II. Khosrov’un yerine olu VII. Tigranes geçti.

392 Srtabon, XI, XIV, 16. 393 Grousset, 2005: 116. 394 Grousset, 2005: 116. 395 Constantinus 313 ylnda tüm dinlere özgürlük tantan Milano fermann ilan etti. Kendisi halen Augustus sfat ile Pontifex Maximus unvann tayorken 325 ylnda Nikaia’da toplanan ve Hristiyanlkla ilgili konularn tartld Konsüle gitti. Bununla birlikte Hristiyanlk kilisesi mparatorluk iktidarnn yeni ve güçlü bir arac oluyordu. Constantinus, 330 ylnda Byzantium’u stratejik ve dini nedenlerden ötürü alarak Konstantinopolis ad ile buray bakent yapt. Kendisi de zaten 224 ylnda Licinius’u ortadan kaldrarak tek bana imparator olmutu. Bu arada ezilen toplum arasnda Hristiyanlk iyice örgütlenerek çok büyük bir sosyal güç olmutur. Bkz. Özsait, 1982: 348.

89 VII. Tigranes’in Hristiyanla kar ilgisiz politikalar da bu srada patriklik ve derebeylikler ile hanedan arasnda gerginliklere neden olmutu396. Bir yandan Roma’da Hristiyanlk resmileirken dier yandan Sasani Kral II. Sapur (309 – 379) da Sasani devletinde Zerdütlüü resmi din olarak benimsiyordu397. Bu arada mparator Constantinus tek hâkimi olduu imparatorluunu üç olu ve iki yeeni arasnda paylatrmtr. Bu paylamda Küçük Asia ve Msr dâhil tüm dou, Constantius’a (353 – 361) verilmitir. Paylatrlan topraklarn tümü, II. Constantinus’un emirleri dorultusunda yönetilecekti398. Sasani kral II. Sapur ile Constantius arasnda çatmalar balamt. Bu durum karsnda dengeleri tekrar kurmak isteyen Constantius, 360 ylnda Armenia Kral II. Arsakes’i yanna, Kappadokia’da Caisareia’ya (bugün Kayseri) çararak kendisine bal kalmas konusunda onu ikna etmitir399. Mesopotamia’y Amida’ya (bugün Diyarbakr) kadar kuatan Sasaniler’e kar harekete geçen Constantius’un ölümü üzerine, mparator olan Caesar’ ulianus (361 – 363), II. Sapur ile olan mücadeleye devam etmitir. Julianus 363 ylnda büyük bir orduyla Sasanilere kar harekete geçti ve Sasani bakenti Kteisphon’un (bugin Madain) kaplarna kadar ilerledi. Ancak talihsiz biçimde bir çatmada öldürüldü. Bu durum karsnda Roma ordusu acele bir kararla Flavius Iovianus’u imparator ilan etti. Ancak Flavius, Sasanilerle, Roma’ya hiç de layk olmayan bir anlama yaprak Tigris’in (Dicle) sol tarafnda kalan tüm topraklar brakyor ayrca Singara ve Nisbis’i de Sasanilere terk ediyordu400. Iovianus ayrca Armenia’nn hamiliinden de vazgeçiyordu. Ayrca Armenia’nn güneyinde ve dousunda, Aa Aras ile Kura arasnda ve Yukar Dicle kesimlerinde feodal beylikler Ermeni kral ile balarn keserek Sasaniler’in vasal oluyorlard. II. Arsakes ise II. Sapur tarafndan anlama için davet edilir ancak tutsak edilerek öldürülür401. Tahtn varisi olan Bab, mparator Valens (364 – 395)

396 Grousset, 2005: 128. 397 Grousset, 2005: 134. 398 Özsait, 1982: 349. 399 Prokopius, De Bello Persico, I, V. 400 Marcellinus, XX, XI, 139 – 140; Özsait, 1982: 349; Grousset, 2005: 137. 401 Prokopius, De Bello Persico, I, V. Marcellinus, XX, XI, 139 – 140; Grousset, 2005: 139; Lehmann, Haupt, 1926: 419 -420.

90 tarafndan korunarak Pontos’daki Neokaesareia’ya (bugün Niksar) yerletirilir402. Bab, kral olarak Armenia’ya döndüünde ise Armenia, II. Sapur’un büyük igaline sahne olur. Ancak Valens buna raz gelmez ve büyük bir ordu ile Sasani güçlerini Armenia’dan kovar ve kaybedilmi topraklar geri alnr403.Yaralar sarlmaya çallrken Büyük patrik Aziz Nerses, Sasanilerin yakp ykt tapnaklar yeniden ina etmi ve dalan cemaatleri bir araya toplamtr. Ne var ki gün geçtikçe Armenia’da krallk yönetimi zayflyor, Armenia’nn çeitli bölgelerindeki Derebeylikler Sasanilerle ibirlii yapyorlard. Bu duruma, kraliyetle birlikte hareket eden Piskoposluk da bir çözüm getiremiyordu. Bu ekilde Theodosius dönemine (379 – 382) gelindiinde ise artk eski rejimini yitirmi olan Armenia, Romallar ve Sasaniler arasnda paylalmtr. Bu paylama göre Roma Armenia’s, Pers Armenias’nn yalnzca bete biri idi. Roma - Pers snr Carana’nn (Bugün Erzurum) ve Martyrapolis’in (Silvan) dousundan geçiyordu404. Böylece Erzurum “Bizans”n snr ehri oluyordu. Armenia’nn en batdaki merkezeri arasnda bulunan Tercan’da (Derxene), Sophene ve Akilisene (Erzincan) ile birlikte Bizans’n snrlar içinde yer alyordu (387).

402 Marcellinus, XX, XI, 139 – 140; Grousset, 2005: 139. 403 Lehmann, Haupt, 1926: 410. 404 Procopius, de aedificiis, III, I; Grousset, 2005: 160.

91 SONUÇ Tercan snrlar içinde imdiye kadar bilimsel bir kaz yaplmamtr. Bu bakmdan, III. bölümde verilen yerlemeler ve yüzeylerinden ele geçen buluntular son derece önemlidir. Arkeolojik kantlarn gösterdii gibi Tercan’da yerleim lk Tunç Çanda balamaktadr. Karaz tipi keramik bulgusu da bölgenin yine Tunç Çalar içerisinde Aras havzasndan Kafkaslara uzanan geni corafya ile ilikilerini kantlamas bakmndan çok önemlidir. Ele geçen Demir Ça keramik bulgular, kaynaklardan toplanan bilgilerle de deerlendirmeye çaltmz tarihçesi içerisinde, Tercan’n Geç Hitit beyliklerinden Urartu Çann sonuna kadar olan dönemlerine dair bir kant özellii tamaktadr. Tercan’da Kale yaplarnn younlukta olduunu görmekteyiz. Bu kaleler, daha çok onlara su salayan Tuzla Çay boyunda sal sollu olarak sralanmlar ve stratejik önemine deindiimiz ve Snr Ülkesi özelliini Eskiça boyunca hiç yitirmemi olan Tercan için artc bir durum deildir. Ne var ki 2005 yl çalmas öncesi bu kalelerden ancak üç tanesi (irinlikale, Tercan – Körolu Kalesi ve Pekeriç Kalesi) bilinmekte idi. Ancak imdi, yalnz Tercan snrlar içerisinde Urartu dönemine tarihlenen alt adet daha kale olduu görülmektedir. Bununla birlikte aratrlan bölgede üç adet düz yerleme de bulunmaktadr. Tercan snrlar içerisinde iki farkl yerde kaya mezarlar bilinmekte idi (Çadrkaya (Pekeriç), ve irinlikale kaya mezarlar). imdi bunlara bir yenisi daha eklenmektedir (Yollarüstü kaya mezarlar). Bulunan her üç noktadaki mezarlar da Urartu dönemine aittir. Bu kalntlar, bölgenin Urartu corafyas içerisinde, onun bat snrlar içerisinde yer almasnn doal bir sonucu olarak karmza çkmaktadr. Yerlemelerden elde edilen keramik verilerine göre, bunlardan ikisinde lk Tunç Ça (Yaylack ve Yollarüstü kaleleri), bir tanesinde Karaz tipi (Kaleciktepe Kalesi), dört tanesinde Demir Ça (Kaleciktepe, Yaylack ve Yollarüstü kaleleri ile Yaylack Kalealt Yerlemesi), alt tanesinde Ortaça keramii (Yaylack, Yollarüstü, Körolu Tercan, Körolu Bekaya ve Kötür kaleleri ile Harabe Yerlemesi) bulunmaktadr. Tercan’da ayn höyük tipi yerlemelere rastlanmamas dikkati çekmektedir. Verimli Tercan ovas’nn alüvyal düzlüklerden olumas, bu duruma bir açklama

92 getirebilir. Verimli Tercan Ovasn sulayan Karasu Irma, binlerce yldr tad alüvyonlarla hem ovay olutururken, hem de genellikle vadi yatana yakn alanlarda, yani suyun bol olduu yerlerde bulunan höyüklerin üzerlerini örtmü olabilir. Bu, prehistorik yerlemeler için daha geçerli bir varsaymdr. Tercan’daki yerlemelerde Hellenistik ve Roma Çana ait keramie rastlanmamas da dikkati çeken bir baka konudur. Hellenistik ve Roma dönemlerinde Tercan’n yine Snr Ülkesi olma durumu deimemitir. Pek çok defa Perslerin ya da Sasanilerin igale kalktklarnda ne kadar çabuk ilerlediklerini ve Roma’y tehdit ettiklerini biliyoruz. Bu nedenle Tercan’nn hemen kuzeybatda bulunan Satala, bir anlamda “ileri karakol” özellii tayor ve Tercan gibi stratejik noktalar denetim altnda tutuyordu. Her ne kadar Armenia krall, Pompeius Magnus döneminden itibaren çounlukla Roma’nn vasal olarak kalmsa da, durumu örnein Kappadokia gibi deildir. Parthlarla ve daha sonra da Sasanilerle Roma’nn mücadele alan ortasnda kalan özellikle Dou Anadolu’nun kuzeyi, bu durumdan kültürel anlamda olumsuz etkilenmitir. Tercan ise üzerinden ordularn skça gelip geçtii, her mücadele sonrasnda durumun yeniden deitii bir bölge olarak bu olumsuzluktan en fazla payn alan yerlerden olmutur. Bu nedenle insanlar iç kesimlerde duyduklar güven duygusunu Tercan’da hissetmemi olabilirler ve bu da insanlar Roma döneminde burada kalc yerleimler kurmaktan uzak tutmu olabilir.

93 KAYNAKÇA

A. Antik Kaynaklar

APPIANOS Historia Romana, Çev. H. White (Loeb), London, 1955.

ARRIANOS Alexandroi Anabasis, Çev. E.I. Robson (Loeb), London, 1949. skender’in Anabasisi, Çev. H. Örs, stanbul, 1945.

CASSIUS DIO Historia Romana, Çev. E. Cary (Loeb), London, 1954.

DIODOROS SICILUS Bibliothekes Historikes, Çev.C.H. Oldfather (Loeb), London, 1939.

EUTROPIUS Historiae Romanae Breviarium, Abridgement of Roman History. Çev. J.S.Watson. London: 1853.

HERODOTOS Herodot Tarihi (Historiai), Çev.M. Ökmen, stanbul, 1983.

JUSTINUS Histoires Philippiques de Trogue Pompee te Prologues de Trogue Pompee, Çev. E. Chambry, M. Thely Chambry, Paris, 1936.

KSENOPHON Anabasis, Çev. C.L. Browson (Loeb), London, 1947. Hellenika-Yunan Tarihi, I - III Çev.S. Sinanolu, Ankara, 1963.

LIVIUS Ab Urbe Condita Libri, Çev. E. T. Page (Loeb), London, 1961.

94

MARCELLINUS Chronicon, ed. Th. Mommsen, MGH XI, Berlin.1894.

NOTITIA DIGNITATUM SEECK, O., accedunt Notitia urbis Constantinopolitanae et Latercula prouinciarum, Berlin, 1876. (Tpkbasm Frankfurt A.M., Minerva, 1962)

PLINIUS Historia Naturalis, Çev. W. Heinemann, London, 1947.

PLUTARKHOS Bioi Paralleloi, Çev. B. Perrin (Loeb), London, 1959.

POLYBIOS Historiai, Çev. W.R. Paton (Loeb), London, 1960.

PROCOPIUS Peri Ton Polemon-Procopius of Caesarea History of Wars, Çev. H.B. Dewing (Loeb), London, 1962.

STRABON Geographika, Çev. H. L. Jones (Loeb), London, 1917. Geographika, Corafya XII-XIV, Çev.A. Pekman, stanbul, 1987.

SUETONIUS De Vita Caesarum, Çev.J. C. Rolfe, (Loeb), London, 1914.

TACITUS Historiae, Çev. C. H. Moore (Loeb), London, 1925.

95 Annales, Çev. J. Jackson (Loeb), London, 1937.

VELLEIUS PATERCULUS Res Gestae Divi Augusti, Çev. W. Shipley (Loeb), London, 1955.

ZONARAS Epitome Historiarum, ed. Dindorf, (Teubner Series), Leipzig, 1868 – 1875. Abridgement of Roman History, Çev.J. S. Watson, London, 1853.

ZOSIMUS Historia Nova. Çev. T. R. Ridley (Australian Association for Byzantine Studies), Sydney,1982.

96 B. Modern Eserler

ACAR, A. 1979: “Erzurum Ovasnda Jeomorfolojik Gözlemler” 5O.Yl Armaan I, Erzurum, 23 – 26.

ADONTZ, N. 1946: Historie d’Armenie: les Origines du Xe sicele au VIe, Paris.

AKKAN, E. 19641: “Erzincan Ovas’nn klim Özellikleri”, DTCFD XXI, 3 -4, 79 – 101.

AKKAN, E. 19642: Erzincan Ovas ve Çevresinin jeomorfolojisi, A.Ü.D.T.C.F.Yay. No: 153, Ankara.

AKKAN, E. - 1990: “Bilinmeyen Bir Doal Ant: Otlukbeli Gölü”, TUNCEL, M. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Corafya Bilim ve Uygulama Kolu Corafya Aratrmalar, 2, I, Ankara, 225 – 241.

AKURGAL, E. 2003: Anadolu Kültür Tarihi, Ankara.

ALKIM, U. B. 1968: Anatolia I: From the Begginings to the end of the 2’nd. Millenium BC., Genova.

ANDERSON, J.G.C. 1922: "Pompey's Campaign Against Mithradates", JRS 12, 99 – 105.

ARDOS, M. 1984: Türkiye Ovalarnn Jeomorfolojisi I, stanbul.

97 ASTOUR, M. 1995: "Overland Trade Routes in Ancient Western Asia", Civilizations of the Ancient Near East III, Ed. J. M. Sasson, New York.1401–1430.

BAMES, T.D. 1976: “Imperial Campaigns, AD 285–311", Phoenix 30, 174–193.

BARNETT, R. D. 1982: “Geography and Enviroment of Urartu” CAH III, I, 314 – 371.

BELL, O. 1977: Urartular Çanda Van Bölgesi Yol ebekesi, stanbul. (.Ü. Edebiyat Fak. Tarih Kürsüsü – Baslmam doktora tezi) 1989: “Urartu Kalelerindeki Antsal Kaya aretleri”, An. Ar. XI, 65 – 88. 1996: “Dou Anadolu Bölgesinde Kefedilen Urartu Barajlarna Toplu Bir Bak” Belleten 229, 638 – 751. 1994: “Urartian Dams and artificial Lakes Recently Discovered in Anatolia”, Tel Aviv 21, 77 – 116.

BIRMINGHAM, J. 1960: “Overland Route Across Anatolia in the eight and M. Seventh Centuries B.C.”, AS XI, 185 – 195.

BURNEY, C. A. - 1971: The Peoples of the Hills. Ancient Ararat and LANG, D. M. Caucasus, London, Phoenix.

CAVAIGNAC, E. 1930: “Les Annales de Suppiluliuma”, REA I, 229 – 244.

1932: Suppiluliuma et Son Temps, Paris.

98 1936: Le Probleme Hittitie, Paris.

1950: Les Hittities, Paris.

CEYLAN, A. 2000: “Çayrl’da Tarihi ve Arkeolojik Aratrmalar”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Aratrmalar Enstitüsü Dergisi 15, Erzurum, 277 -291.

2000: “1998 Yl Erzincan Yüzey Aratrmas”, XVII. AST 2, 181 – 192.

2001a: Sarkam, Tarihi ve Arkeolojik Aratrmalar, Erzurum.

2001b: “1999 Erzincan – Erzurum Yüzey Aratrmalar” XVIII. AST 2, 71 – 82.

2002: “2000 Yl Erzincan ve Erzurum lleri Yüzey Aratras”, XIX. AST. 2, 165 – 178.

2003: “2001 Yl Erzincan ve Erzurum lleri Yüzey Aratras”, XX. AST. 2, 311 – 313.

2004: “2002 Yl Ezincan, Erzurum, Kars ve Idr lleri yüzey Aratrmalar”, XXI. AST 2, 263 – 272.

“The Erzincan, Erzurum and Kars Region in the Iron Age”, Anatolian Studies 51, Anatolian Iron Ages 5.

CONTENAU, G. 1934: La Civisation des Hittites et des Mitanniens, Paris.

99 CORNELUS, F 1967: “Neue Arbeiten zur Hethitischen Geogrephie”, Anatolica I, 62 – 77.

ÇLNGROLU, A. 1980: “Diauehi’de Bir Urartu Kalesi: Umudum tepe (Kalortepe)” Anadolu Aratrmalar VIII, Ankara, 191 – 194. de CLAVIJO, R. G. 1928: Clavijo, Embassy to Tamerlane 1403–1406, Çev. Guy Le Strange, New York, London.

1943: Kadis’den Semerkand’a Seyahat I - II, Çev. O. R. Dorul, stanbul.

CLOCHE, P. 1959: La Dislocation d’un Empire, Paris.

DARGA, M. 1984: Eski Anadolu’da Kadn, stanbul.

DARKOT, B. 1977: “Erzurum”, A 33, 340 – 345.

DJAPARIDZE, O. M 1969: Archaeological Excavations in Trialeti. On the History of Georgian Tribes in the Second Millennium B.C., Tbilisi, Sabchota Sakartvelo.

DONJON, C. 1975: La Transcaucaise aux Époques Chalcolithique, Bronze Ancien et Bronze Moyen, Paris.

ERNÇ, S. 1953: Dou Anadolu Corafyas, stanbul.

1957: “Türkiye Akarsu Rejimlerine Toplu Bak”, Türk Corafya Dergisi XIII, 17, 93 – 119.

100 1969: Klimatoloji ve Metotlar, stanbul

ERZEN, A. 1979: Eastern Anatolia and Urartians, stanbul.

ESN, U, 1975: lk Üretimcilie Geçi Evresinde Anadolu ve Güneydou Avrupa, stanbul

EVLYA ÇELEB 1970: Seyahatname, Sadeletiren: Zuhuri Danman, stanbul.

FORBES, T. B. 1983: Urartian Architecture, BAR International Series 170, Oxford.

FORRER, E. 1926: Die Boghazköi Texte in Umsschrift 2, WDOG, 42, Leipzig. (2 BoTU)

1931: “Hajasa – Azzi”, Caucasica 9, 1 – 24.

FRIEDRICH, J. 1930: “Staatsverträge des Hatti-Reiches II” MVAeG 34/1 103–161.

FRIEDRICH, J. 1949: Hethitischer Elementarbuch II, Heidelberg.

von GALL, H. 1967: “Zu den kleinasiatischen Treppentunneln”, AA, 504 vd.

GARSTANG, J. 1943: "Hititie Military Roads in Asia Minor". AJA 47, 35 – 62.

GARSTANG, J. – 1959: The Geography of the Hittite Empire, London GURNEY, O. R.

101 GREGORY, S. 1996: Roman Military Architecture on the Eastern Frontier. II. Amsterdam.

GROUSSET, R. 1946: Historie de l’Arménie des origines à 1071, Paris,

2005: Balangcndan 1071’e Ermenilerin Tarihi, Çev.Sosi Dolanolu, stanbul.

GOETZE, A. 1940: Kizzuwatna and the Problem of Hittite Geography, New Haven.

. 1953: "An Old Babylonian Itinerary". Journal of Cuneiform Studies 7: 51-72.

1957: Kleinasien Kulturgeschichte des Alten Orients III/3, München

1967: “Die Annalen des Mursilis”, MVAeG 38, Darmstadt.

1975: “Anatolia from Suppiluliumash to the Egyptian War of Muwatallish”, CAH II, 2, 117 – 129.

GURNEY, O. R. 1961: The Hittities, London.

1973: “Anatolia c. 1750 – 1600 BC, The middle Hittite Kingdom”, CAH II , I, 659 – 683.

GUTERBOCK, H. 1956: “The Deeds of Suppiluliuma at Told by His Son, G. Mursilis II” JCS 10, 41 – 68, 75 – 98, 107 – 130.

102

19672: Siegel aus Bohazköy, Die Königssiegel der Grabungen bis 1938, AfO Beiheft 5, Osnabrück.

GÜNER, S. “Erzurum ve Çevresindeki Höyüklerin Yüzey Aratrmas” V. AST II, 45 – 75.

GÜRSOY, C. R. 1974: “Türkiye’nin Tabii Yollar”, TCD XXII /26, 24 – 30.

HAMILTON, W. J. 1842: Researches in Asia Minor, Pontus and Armenia, I- II, London.

HERZFELD, E. 1968: The Persian Empire, Studies in Geography and Ethnograpy of the Ancient Near East, Wiesbaden.

HOMMEL, F. 1926: Ethnologie und Geographie des Alten Orients, München.

HONIGMANN, E. 1970: Bizans Devletinin Dou Snr, Çev.F, Iltan, stanbul.

HUOT, J. L. 1982: Les Ceramiques Monochromes Lisses en Anatolie a L’Époque Du Bronze Ancien, Paris.

IIK, F. 1987: “irinkale: Eine Unbekannte Urartaische Burg und Beobachtungen zu den Felsdenkhmaelern eines Schöpferischen Bergwolks Ostanatoliens“, Belleten, L1, 200, 497 – 533.

103 JONES, A.H.M. 1971: The Cities of The Eastern Roman Provinces, Amsterdam.

KANSU, . A. 1971: nsanln Kaynaklar ve lk Medeniyetler, Ankara.

KARPUZ, H. 1977: “Camulu’da Yontmata Ça Kaya Resimleri”, Bilim ve Teknik Dergisi 112, 79 – 91.

KELLY- 1978: “The Population of Eastern Anatolia and the BUCCELAT, M. Caucasus in the Late Third Millennium: Archaeological Evidence”, 24th Rencontre Assyriologique International, Paris.

KETN, . 1969: “Kuzey Anadolu Fay Hakknda”, M.T.A. Enst. Derg. 72, 1 – 28.

KETN, . 1983: Türkiye Jeolojisine Genel Bak, stanbul.

KINAL, F. 1953: Géographie et l’Historie des Pays d’Arzawa, Ankara.

KOAY, H. Z. – 1964: Pulur Kazs 1960 Mevsimi Çalmalar Raporu / H. VARY. Die Ausgrabungen von Pulur Bericht über die Kampagne von 1960, Ankara.

1967: Güzelova Kazs, Ankara.

KOAY, H. Z. 1972: “Hitit Tapna Samuha Nerededir?”, Belleten 144, 463 – 468.

104

1974: “Erzurum ve Çevresinin Dip Tarihi”, 50. Yl Armaan, Erzurum ve Çevresi, Erzurum, 39 – 64.

1956: “Türkiye Halknn Maddi Kültürüne Dair Aratrmalar” Türk Etnografya Dergisi, Say 1, Ankara, 51 – 69.

KONUKÇU, E. 1992: Selçuklulardan Cumhuriyete Erzurum, Ankara.

KOAY, H. Z. 1943: “Karaz Sondaj”, III. TTKong., 165 - 169.

KOAY, H. Z. – 1959: “Erzurum – Karaz Kazs Raporu”, Belleten XXIII TURFAN, K. 91, 349 – 413.

KÖKTEN, . K. 1943: “Kars’n Tarih Öncesi Hakknda lk Rapor”, Belleten XXVII, 601 – 613.

1944: “Orta, Dou ve Kuzey Anadolu’da Yaplan Tarih Öncesi Aratrmalar”, Belleten XXXII, 659 – 680.

1945: “Kuzey-Dou Anadolu Prehistoryasnda Bayburt Çevresinin Yeri”, DTCFD III, 5, 465 – 486.

1952: “Anadolu Prehistorik Yerleme Yerlerinin Dal Üzerine Bir Aratrma” DTCFD X, 3 – 4, 167 – 207.

1953: “1952 Ylnda Yaptm Tarih Öncesi Aratrmalar” DTCFD XI / 2 – 3 – 4, 189–209.

105 1970: “Yazlkaya’da ve Kurbanaa Maarasnda (Kars – Camulu) Yeni bulunan Diptarih Resimleri”, Karseli, 6 /69, 2 – 16.

1972: “Keban Baraj Gölü Alannda Ta Devri Aratrmalar, 1970”, ODTÜ Keban Çalmalar 3, 3 – 5.

1974: “Keban Baraj Gölü Alannda Dip Tarih Aratrmalar, 1971”, ODTÜ Keban Çalmalar 4, 1 – 5.

1975: “Kars Çevresinde Diptarih Aratrmalar ve Yazlkaya Kaya Resimleri”, Atatürk Konferanslar V, 1971 – 1972, 95 – 104.

KÖNIG, F. W. 1955, Handbuch der Chaldischen Inschriften (HChI), 1957. AfO, Beiheft 8, Graz.

KRAMER, K. 1973: "Zum Freundschaftsvertrag zvvischen Rom und Parthien unter Augustus", Klio 55, 247–248.

LEHMANN – 1910, Armenien Einst und Jetzt, I, II /I, II, /2, Berlin. HAUPT, C. F. 1926, 1931

1928, Corpus Inscriptionum Chaldicarum (CICh), I – II, 1935 Leipzig. van LOON, M. N. 1974: “The Euphrates Mentioned by Sarduri II of Urartu”, Anatolian Studies Presented to H. G. Güterbock on the Occasion of his 65th Birthday, ed. K. Bittel -

106 PH. H. J. Houwink Ten Cate, Istanbul, 187-194.

LUCKENBILL, 1968: Ancient Records of Assyria and Babylonia I: D.D. Historical Records of Assyria from the Earliest Times to Sarogon; II: Historical Records of Assyria from Sarogon to the End (ARAB), New York.

MACQUEEN, J. 1986: The Hittites and Their contemporaries in Asia minor, London.

MAGIE, D. 1950: Roman Rule in Asia Minor, Princeton.

MANN, J.C. 1974: “The Frontiers of the Principate”, ANRW II. l, 509 – 533.

MARRO, C. 2004: “Upper Mesopotamia and the Caucausus: An Essay on the Evolution of Routes an the Road Networks from the Old Assyrian Kingdom to the Otoman Empire”, ANES, A Viev From the Highlands, Archaelogical Studies in Honour of Charles Burney, Ed. Antonio Sagona, 91 – 120.

MEILLET. 1921: “Sur les termes religieux Iraniens en Arménien”, R E A,”I, 3. 233.

MELIKISVILI, G.A. 1960: Urartskie Klinoobraznye Nadpisi, Moskova.

MEYER, E. 1954: Geschichte des Altertums, II/1, II/2, III, Stuttgart.

107 MITCHELL, S. 1993: Anatolia I-II, Oxford.

MITFORD, 1980: " and Armenia Minor: Historical Setting of the Limes”, ANRW II.7, 2, 1169 – 1228.

MITFORD, 1993: “Some Inscriptions from the Cappadocian Limes”, Journal of foman Studies 64, 160 – 175.

NICOLET, C. 1978: Rome et la Conquete du Monde Mediterraneen, Vol II, Genese d'un Empire, Paris.

OLMSTEAD, A. T. 1968: History of Assyria, Chicago – London

ÖZFIRAT, A. 2001: Dou Anadolu Yayla Kültürleri (M.Ö. 2. Binyl), stanbul.

ÖZGÜÇ, T 1964: “Altntepe”, AnatSt XIV, 21 – 44.

1966: Altntepe, Mimarlk Antlar ve Duvar Resimleri / Architectural Monuments and Wall Paintings, Ankara ÖZGÜÇ, T 1969: Altntepe II, Mezarlar, Depo Binas ve Fildii Eserler / Tombs, Storehouse and Ivories, Ankara

ÖZSAT, M. 1982: “Anadolu’da Hellenistik Dönem”, Anadolu Uygarlklar II, 334–380.

PEHLVAN, M. 1984: En Eski Çalardan Urartu’nun Yklna Kadar Erzurum ve Çevresi, (Baslmam doktora Tezi) Erzurum.

108

1990: “Karaz Kültürü ve Huriler”, Sosyal Bilimler Dergisi I, 1, 168 – 176.

1991a: Hayaa (MÖ. XV – XIII. Yüzyllarda Kuzey Dou Anadolu) Erzurum.

1991b: Daya(e)ni /Diau(e)hi (Uruatri – Nairi Konfederasyonlar Döneminden Urartu’nun Yklna Kadar, Erzurum.

PETIT, P. 1974: Historie Générale L’empire Romain, Paris.

REDGATE, A. E. 2000: The , London.

ROAF, M. 1990: Cultural Atlas of Mesopotamia, Oxford.

SAGONA, A. G. 1999: “The Bronze Age-Iron Age transition in northeast Anatolia: a view from Sos Höyük”, Anatolian Studies 49: 153-157.

2000: “Sos Höyük and the Erzurum region in late Prehistory: a provisional chronology for Northeast Anatolia”, Varia Anatolica XI, 329-373.

1999: “An Archaeological Survey of the Erzurum Province 1999: The Region of Pasinler”, Ancient Near Eastern Studies, XXXVI, 108—31.

109 SAGONA, A. G. - 1998: “Excavations at Sos Höyük 1997: Fourth ERKMEN, M.- Preliminary Report”, Anatolica 24, 31 – 64. HOWELS, S.

SAGONA, A. G. 2004: Archaeology at the North – East Anatolian SAGONA, C. Frontier, I. An Historical Geography an Field Survey of the Bayburt Province, Louvain – Paris – Dudley, MA., 25 – 69

SAGONA, C. 2004: “Did Xenopohon Take the Aras High Road? Observations on the Historical Geography of North – East Anatolia”, ANES, A Viev From the Highlands, Archaelogical Studies in Honour of Charles Burney, Ed. Antonio Sagona, 300 – 331.

SALVINI, M. 1967: Nairl e Ur(u)atri: Contributa alla Storia della formazione del regno di Urartu, Roma.

SARAÇOLU, H. 1989: Dou Anadolu Bölgesi, Ankara.

SEVN, V. 1988: “The Oldest highway between the Regions of Van and Elaz in Eastern Anatolia” Antiquity 62, 547- 551.

1991: “The South Westward Expension of Urartu: New Observations in Anatolian Iron Ages”, The Proceedins of the Second Anatolian Iron Ages Colloquium Held at Izmir, 4 – 8 May 1987, Ed. Altan Çilingirolu and D. H. French, 97 – 112, Oxford.

110 2000: “Anadolu’da Pers Egemenlii”, Anadolu Uygarlklar Ansiklopedisi II, stanbul. 310 – 332.

SCHWEIGER, L. 1878: Erzerum und Erzingdjan, Stuttgart, 253 – 255.

SINCLAIR, T. A. 1989: Eastern Turkey: An Architectural and Archaeological Survey II, London.

SOYLU, G. 1974: “Anadolu’nun Prehistorik Devirlerinde Avclk zleri”, Antropoloji 8, 22 – 44.

SÖZER, A. N. 1974: “Erzurum Corafyas: Tabii ve Beeri Özellikler”, 5O.Yl Armaan, Erzurum, 27 – 38.

STCHEPINSKY, V. 1940: Erzincan Mntkasnn Rüsubi Yataklar, M.T.A. Enst. Derg. 2/19, 212 – 222.

STCHEPINSKY, V. 1942: Erzincan Mntkasnn Jeolojisi ve Maden Zenginlikleri, M.T.A yay., Ankara.

SUMMERS, G. D. 1993: “Archaeological Evidence for the Achaemenid Period in Eastern Turkey”, AS XLIII, 85–108.

ENYÜREK, M. 1944: “Tebliler: Anadolu’da Bulunan ki Yeni Paleolitik Alete Dair Bir Not”, DTCFD II /2, 349 – 352.

TARHAN, M. T. 1978: M.Ö. XIII. Yüzylda “Uruatri” ve “Nairi” Konfederasyonlar, stanbul. (Baslmam Doçentlik Tezi.)

111 TARHAN, M. T. 1982: “Urartu Devletinin “Kurulu” Evresi ve Kurucu Krallardan “Lutipri: Lapturi” Hakknda Yeni Görüler”, An Ar VIII, 69 – 114.

TARKAN, T. 1979: “Ana Çizgileriyle Dou Anadolu Bölgesi”, 5O.Yl Armaan I, A. Ü. DTCF. Yay. Erzurum, 7 – 21.

TAYLOR, J. G. 1868: "Journal of a tour in Armenia, Kurdistan and Upper Mesopotamia, with notes on researches in the Deyrsim Dagh, in 1866", JRGS, 38, 281–361.

TEXIER, C. 1862: Asie Mineure, Paris.

TSERETHELI, G. B. 1939: The Urartean Monuments in the Georgian Museum Tbilissi, Tbilissi

TUPLIN, C. 1987a: "The Administration of the ", Coinage and Administration in the Athenian and Persian Empires. The Ninth Oxford Symposium on Coinage and Monetary History, BAR International Series 343, 109 - 66. Oxford

1987b: "Xenophon and the Garrisons of the Achaemenid Empire". AMI XX, 167-245.

1988: "Persian Garrisons in Xenophon and Other Sources". Achaemenid History 3: Method and Theory, Proceedings of the London 1985 Achaemenid History Workshop, Leiden, 67 - 70.

112 UYANIK, M. 1968: “Türkiye’nin Güneydousunda Prehistorik Aratrmalar”, Belleten XXXII, 97 – 103.

1972: “Anadolu’nun Güneydousunda Kaya Resimleri Aratrmalar”, VII. TTKong., 32 - 58.

WISEMAN, D. J. 1973: “Assyria and Babylonia, c. 1200 – 1000 B.C.”, CAH II, 2, 443 – 481.

WEISSBACH, F. H. 1911: Die Keilinschriften der Achämeniden, Leiden.

YAKAR, J. 1980: “Recent Contributions to the Historical Geography of the Hittite Empire”, MDOG, 112, 75–95.

1985: The Later Prehistory of Anatolia, The Later Chalcolithic and Early Bronze Age, BAR International Series 286, II, Oxford.

1992: “Beyond the Eastern Borders of the Hittite Empire: An Archaeological Assessment”, Sedat Alp’e Armaan Festschrift Für Sedat Alp- Hittite and Other Anatolian and Near Eastern Studies in Honour of Sedat Alp, Ankara, 507–520.

YALÇINKAYA, I., 1981: “Le Paleolithique Inferiour Turquie”, Prehistorie du Levant, Colloque de CNRS, Lyon, 207 – 218.

1985: “Aratrmalarn Inda Anadolu Alt Paleolitii ve Sorunlarna Genel Bir Bak”, Antropoloji 12, 395 – 435.

113 YAZICI, H. 1993: “Tercan Ovas ve Çevresinin Balca Çorafi Özellikleri”, Cumhuriyetin 75. Ylnda Tercan, Ankara, 265 – 309.

YOUNG, T. C. 1988: "The Early History of the and the Persians and the Achaemenid Empire to the Death of Cambyses", CAH IV, 22 – 111.

114 Harita I.

Tercan ve Çevresi Fiziki

115 Harita II.

Tercan Fiziki

116 Harita III.

Dou Anadolu Tunç Ça Kültürleri

117 Harita IV.

Hitit Devleti ve Komular

118

Harita V.

Urartu Devleti’nin Bat Snrlar

119

Harita VI.

Ksenophon’un Dou Anadolu’daki Rotas

120

Harita VII.

Roma mparatorluu MS 138

121

Harita VIII.

,

Antik Ça’da Kuzeydou Anadolu

122

Harita IX.

Tercan Yerlemeler

123 Levha I.

Resim 1. Tercan Uydu Görüntüsü

Resim 2. Tercan Uydu Görüntüsü

124 Levha II.

Resim 3. Tercan Baraj Göleti

Resim 4. Tercan lçe Merkezi

125

Levha III.

Resim 5. Tercan Körolu Kalesi

Resim 6. Tercan Körolu Kalesi

126 Levha IV.

Resim 7. Bekaya Körolu Kalesi

Resim 8. Bekaya Körolu Kalesi

127 Levha V.

Resim 9. Yaylack Kalesi

Resim 10. Yaylack Kalesi

128 Levha VI.

Resim 11. Yaylack Kalesi Buluntularndan örnekler

Resim 12. Yaylack Kalesi Buluntularndan örnekler

129 Levha VII.

Resim 13. Yaylack Kale Alt Yerlemesi

Resim 14. Yaylack Kale Alt Yerlemesi Buluntularndan Örnekler

130 Levha VIII.

Resim 15. Kaleciktepe Kalesi

Resim 16. Kaleciktepe Kalesi

131 Levha IX.

Resim 17. Kaleciktepe Kalesi

Resim 18. Kaleciktepe Kalesi Buluntularndan Örnekler

132 Levha X.

Resim 19. Kötür Kalesi

Resim 20. Kötür Kalesi

133

Levha XI.

Resim 21. Üçpnar Kalesi

Resim 22. Üçpnar Kalesi

134

Levha XII.

Resim 23. Üçpnar Kalesi Buluntularndan Örnekler

Resim 24. Üçpnar Kalesi Buluntularndan Örnekler

135 Levha XIII.

Resim 25. Yollarüstü Kalesi

Resim 26. Yollarüstü Kalesi

136 Levha XIV.

Resim 27. Yollarüstü Kalesi

Resim 28. Yollarüstü Kalesi Buluntularndan Örnekler

137 Levha XV.

Resim 29. Harabe Yerlemesi

Resim 30. Harabe Yerlemesi

Resim 31. Harabe Yerlemesi Buluntularndan Örnekler

138

Levha XVI.

Resim 32. Pekeriç Kuzeybatdan

139

Levha XVII.

Resim 33. Pekeriç Kaya aretleri

Resim 34. Pekeriç Kaya aretleri

140

Levha XVIII.

Resim 35. Pekeriç Mezar II Girii

Resim 36. Pekeriç Mezar III Girii

141 Levha XIX.

Resim 37. Pekeriç Kaya Çukuru d

Resim 38. Pekeriç Kaya Çukuru iç

142 Levha XX.

Resim 39. irinkale’nin Konumu

Resim 40. irinkale Genel Görünümü

143

Levha XXI.

Resim 41. irinkale Plan

144 Levha XXII.

Resim 42. irinkale Mezar I Plan

Resim 43. irinkale Mezar I Kesit AA

145

Levha XXIII.

Resim 44. irinkale Mezar II D Görünümü

Resim 45. irinkale Mezar II ç Görünümü

146 Levha XXIV.

Resim 46. irinkale Mezar II Plan

Resim 47. irinkale Mezar II Kesit AA

147 Levha XXV.

Resim 48. irinkale Basamakl Tünel

148 Levha XXVI.

Resim 49. irinkale Kaya Çukuru I

Resim 50. irinkale Kaya Çukuru II

149