Ölümünün 36'Incı Yıl Dönümünde İsmet İnönü Paneli
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
T.C. GENELKURMAY BAŞKANLIĞI ANKARA ÖLÜMÜNÜN 36’NCI YIL DÖNÜMÜNDE İSMET İNÖNÜ PANELİ Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları ANKARA 2010 ISBN: 978-975-409-583-8 NSN: 7610270492958 SUNUŞ ATATÜRK’ün yakın silah arkadaşı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 2’nci Cumhurbaşkanı Orgeneral İsmet İNÖNÜ için 36’ncı ölüm yıl dönümüne atfen Genelkurmay Başkanlığı tarafından düzenlenen “Ölümünün 36’ncı Yıl Dönümünde İsmet İNÖNÜ” başlıklı özel anma töreni, 25 Aralık 2009 tarihinde Genelkurmay Karargâhı Orbay Salonu’nda icra edilmiştir. Törene çok sayıda üst düzey subay, akademisyen ve basın mensubu katılmıştır. Törende ayrıca İsmet İNÖNÜ için bir panel icra edilmiş, Dr.(E)Büyükelçi Kâmran İNAN başkanlığında icra edilen panelde; Gazeteci - Yazar Mete AKYOL tarafından “Devlet Adamı İsmet İNÖNÜ”, Prof.Dr.İhsan GÜNEŞ tarafından “İsmet İNÖNÜ’nün TBMM’deki Faaliyetleri”, Dr.(E)Büyükelçi Bilal ŞİMŞİR tarafından “ATATÜRK Dönemi Sonrasında İsmet İNÖNÜ”, İsmet İNÖNÜ’nün kızı Özden TOKER tarafından “İsmet İNÖNÜ’den Hatıralar” ve Prof.Dr.Şerafettin TURAN tarafından “Cumhuriyet Devrimi ve İsmet İNÖNÜ”adlı bildiriler sunulmuştur. Panel sonunda soru - cevap bölümü yer almış ve Sayın Genelkurmay Başkanı tarafından konuşmacılara günün anısına birer şilt takdim edilmiştir. Panelde sunulan bildirileri kapsayan “Ölümünün 36’ncı Yıl Dönümünde İsmet İNÖNÜ Paneli (25 Aralık 2009)” adlı bu kitap, Genelkurmay ATASE Başkanlığı tarafından yayıma hazırlanmış ve asker - sivil tüm araştırmacıların istifadesine sunulmuştur. Abdullah ATAY Korgeneral ATASE ve Dent. Başkanı İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER........................................................................................ III Ölümünün 36’ncı Yıl Dönümünde İsmet İnönü Paneli Bildirileri............ 1 Mete AKYOL Devlet Adamı İsmet İNÖNÜ.................................................................. 3 Prof.Dr.İhsan GÜNEŞ İsmet İNÖNÜ’nün TBMM’deki Faaliyetleri (1920 - 1938)...................... 15 Dr.Bilal N. ŞİMŞİR ATATÜRK Dönemi Sonrasında İsmet İNÖNÜ...................................... 25 Özden TOKER İsmet İNÖNÜ’den Hatıralar................................................................... 51 Prof.Dr. Şerafettin TURAN Cumhuriyet Devrimi ve İsmet İNÖNÜ.................................................... 55 İsmet İNÖNÜ Paneli Fotoğrafları........................................................... 61 III Ölümünün 36’ncı Yıl Dönümünde İsmet İnönü Paneli Bildirileri 3 3 DEVLET ADAMI İSMET İNÖNÜ Mete AKYOL Gazeteci - Yazar Sayın Genelkurmay Başkanımız, Sayın Komutanlarımız, Sayın Konuklar, Zamanınızın ne denli değerli olduğunun ayırdındayım. Anlatacaklarımı o nedenle becerim ve gücüm ölçüsünde özetlemeye çalışacağım. Ve İsmet İNÖNÜ’nün, denize girerken kullandığı yöntemi kullanacağım, konumuza çivileme gireceğim. İsmet İNÖNÜ, üstün bir komutan, üstün bir diplomat ve üstün bir devlet adamı olması özelliklerinin de önünde ve üstünde, hiçbirimizin sahip olamadığı çok ayrıcalıklı bir özelliğe daha sahiptir. O, ATATÜRK’ün en yakın çalışma arkadaşıdır. Dahası var: O, ATATÜRK’ün en çok sevdiği, en çok saydığı ve en çok güvendiği arkadaşıdır, hatta can dostudur da. Bu konuda, elimde çok değerli bir belge var. Bu belgenin, çok değerli iki özelliğinden biri, ATATÜRK tarafından, kendi elyazısıyla İsmet İNÖNÜ’ye yazılmış olmasıdır. Öteki özelliği ise ATATÜRK’ün çok özel içtenlikli duygularıyla açıkladığı İsmet İNÖNÜ’ye olan derin ve sağlam sevgisinin yanı sıra, İsmet İNÖNÜ’nün de ATATÜRK’e olan derin ve sağlam sevgisinin bir kanıtını oluşturmasıdır. İzinlerinizle bu belgeyi okuyacağım şimdi: “İsmet, büyük adamsın. Hassas olduğun kadar, his veren adamsın. Sen benim sözlerimi okurken gözlerin yaşarmış. Ya ben seni okurken hıçkırıklarla ağladığımı söylersem inanır mısın? Bu duygularımı sofrada değil, başkasının yanında değil, yatak odama çekildikten sonra mahremimle yazıyorum. Sen beni muhakkak çok seviyorsun. Ya ben seni! Buna cevap istemem. Gözlerinden öperim. Gazi M. 6.8. 933.” Aynı değerde ve özellikte bir belge daha var elimde. Bu belge ise, İsmet İNÖNÜ’nün elyazısıyla ATATÜRK’e yazdığı bir mektuptur. Başlı başına bir sevgi ve saygı açıklaması olan bu mektubu da şimdi okuyacağım ama önce mektubun üzerindeki tarihe dikkatlerinizi çekmek istiyorum: “5 Ekim 1938”. O yılın, aklımızdan gitmeyen 10 Kasım gününden tam bir ay, beş gün önce... Şimdi de yine izinlerinizle bu değerli belgeyi okuyorum: “Sevgili ATATÜRK, Sevgili Velinimetim, 3 Muhterem Celal BAYAR bana sizin selamınızı getirdi. Çok sevindim. Bir soğuk algınlığından yatakta ızdırap çekerken sizden lütufkâr ve şefkatli bir haber bana ihya edici bir ilaç gibi geldi. Yüreğimin ta içinde bütün muhabbet hislerim sızladı. Bütün ömrün en aziz hatıralarını teşkil eden hadiseler hafızamda canlandı. Aziz varlığınız düşüncelerimin alicenap timsalidir. Sizin bir an evvel afiyet bulmanız, yegâne ve en samimi dileğimdir. Sizi kudret ve sihhatle ve şan şerefle aramızda ve başımızda görmek ümidim, her zamandan ziyade sağlamdır. Ve can verici yüzünüzden, doyamadan binlerce öperim sevgili ATATÜRK, büyük ATATÜRK, velinimetim ATATÜRK. Tazim ile: İsmet İNÖNÜ.” İsmet İNÖNÜ’nün Başbakanlık görevinden ayrılmasından sonra, bu olaya dayanarak kimi çevreler, ATATÜRK ile İNÖNÜ arasında bir “anlaşmazlık” olduğunu ileri sürmüşlerdir. İsmet İNÖNÜ bu savı, hatta bu düzeysiz dedikoduyu ciddiye almamış, bu konuda bir açıklama yapmamıştır. Ta, 1969 yılının Kasım ayına değin. O Kasım ayında, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İPEKÇİ’yle İsmet İNÖNÜ’ye gitmiştik. Abdi İPEKÇİ, 10 Kasım nedeniyle gazetede, “İNÖNÜ ATATÜRK’ü Anlatıyor” başlıklı bir yazı dizisi yayımlamak istiyordu. O soruyor, İsmet İNÖNÜ anlatıyor, ben de onun anlattıklarını, ses alma aygıtımla saptıyordum. İPEKÇİ tüm sorularını sorduktan ve yanıtlarını aldıktan sonra, bu kez de sözü, ATATÜRK’le arasında var olduğu ileri sürülen “anlaşmazlık” konusuna getirdi. “ATATÜRK ile arasında gerçekten bir anlaşmazlık olmuş muydu?” Amacı, yakın tarihimizin karanlıkta kalmış bir sayfasını daha aydınlığa çıkarmaktı. Bir devlet kuran iki büyük adam arasında var olduğu ileri sürülen bir anlaşmazlık konusunda, taraflardan birinin konuşmasını sağlamak istiyordu. İPEKÇİ’nin bu sorusuna İsmet İNÖNÜ bambaşka bir yanıt verince onun işitme aygıtındaki pillerin yine bir teknik sorun çıkardığını sanmıştım ama... Öyle değilmiş meğer... İNÖNÜ’nün, “ATATÜRK’le arasında bir anlaşmazlık olduğu” konusundaki bir soruyu duymak istemediğine ya da özellikle duymadığına tanık olduğumun hemen ayırdına vardım. Çünkü İPEKÇİ aynı soruyu birkaç kez yineledi, İNÖNÜ de birkaç kez duymadı. Fakat sonunda İPEKÇİ’nin bu soruya kesinlikle bir yanıt beklediğini anlayınca bu kez kendisi ona bir soru sordu: “Sizin gazetede kaç kişi çalışıyor?” dedi. Abdi İPEKÇİ, konunun yine başka yöne “saptırıldığını” sanarak tüm saflığıyla yanıtladı: “440 kişi çalışıyor, Sayın Paşam” dedi. İNÖNÜ bir soru daha sordu: “Bu 440 kişinin hepsiyle her zaman, her konuda, hemfikir misiniz?” dedi. Abdi İPEKÇİ’nin “saflığı” sürüyordu. Şikâyet eder gibi eliyle beni gösterdi: “Başta Mete ile anlaşamıyoruz, Sayın Paşam?” dedi. “Hemen her konuda beni eleştiriyor, benle tartışıyor...” 4 İsmet İNÖNÜ, İPEKÇİ’nin bu şikâyetini dinlemedi bile. Kaşlarını çattı, yüzündeki tüm yumuşak ifadeleri bir yana attı ve... Sözlerinin çok iyi anlaşılabilmesini istediğini belirten bir ses tonuyla ve her sözcüğün her hecesini değil, her hecenin her harfini tane tane belirten bir vurgulamayla, Abdi İPEKÇİ’ye beklediği yanıtı verdi: “ATATÜRK benim mesai arkadaşımdı.” dedi. “Kendisiyle her konuda, her zaman, hemfikir olmam, tabii ki mümkün değildi...” İsmet İNÖNÜ, yaşamı süresince hiçbir zaman konuşmadığı “o konu”da o gün, yaşamında ilk kez konuştu. Ve ancak vefatından sonra öğrenebildik, “o konu”da o gün, yaşamında son kez de konuşmuş olduğunu... İsmet İNÖNÜ yalnızca ATATÜRK’le değil, Sayın Süleyman DEMİREL’le de, Sayın Bülent ECEVİT’le de “mesai arkadaşlığı” yapmıştır. Sayın DEMİREL, yeni başbakan olmuştu. İsmet İNÖNÜ, hükûmette değildi ama hükûmeti Adalet Partisiyle paylaşan CHP’nin genel başkanıydı. Ankara Hukuk Fakültesinin o en büyük salonundaki bir törene davetliydi ikisi de. Öğrenciler, tüm koltukların yanı sıra, tek ayak üstünde durulabilecek yerleri bile doldurmuşlardı. Konuşmalardan sonra konuklar salondan çıkmaya hazırlanırlarken Başbakan Süleyman DEMİREL bir adım geri çekildi ve İsmet İNÖNÜ’nün arkasına geçti. Salondan, İsmet İNÖNÜ’yü izleyerek çıkmak istediği belliydi. İNÖNÜ yürümedi, bir adım gerisindeki Süleyman DEMİREL’in kolunu tuttu ve onu, kendi önüne geçirdi. “Siz önden buyurun Sayın Başbakan.” dedi. Sayın Başbakan o an, galiba bin pişman idi başbakan olduğuna. Protokol kuralı nedeniyle de olsa İsmet İNÖNÜ’nün bir adım önünde yürümek zorunda kalması, her hâlinden belliydi, ona çok ağır gelmişti. İNÖNÜ bu davranışıyla o an, devlet kavramına saygısını bir kez daha uygulayarak kanıtlarken bir yandan da o an yüzü kıpkırmızı kesilen Sayın DEMİREL’e uygulamalı devlet adamlığı dersi, salondaki Hukuk Fakültesi öğrencilerine de uygulamalı devlet hukuku dersi veriyordu. Ankara Hukuk Fakültesi öğrencileri, bu dersi çok iyi anladıklarını, öğrendiklerini o an gök gürültüsünü bastıran alkışlarıyla belirtiyorlar, ilerideki yıllarda ise o günkü “devlet adamlığı” dersini çok iyi öğrendiklerini bir arkadaşları aracılığıyla kanıtlıyorlardı da. O gün Hukuk Fakültesinde arkadaşlarıyla birlikte İsmet İNÖNÜ’yü alkışlayan öğrenciler arasındaki Ahmet Necdet SEZER kimlikli bir öğrenci, ilerideki yıllarda Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER kimliğiyle, bu kez bir “ATATÜRK ve İNÖNÜ Devlet Adamlığı