Türkiye…;

Denizine, günefline, kumsallar›na hayran kal›nan güzel ülkemiz…

Ama paylaflmaya k›yamad›¤›m›zdan m›d›r bilinmez, tarihi, medeniyetleri, dinlerin bulufltu¤u kentleri ve eflsiz kültürü pek de de¤erlendirilemeyen ülkemiz.

Oysa bir ucundan di¤er ucuna geçen devlet karayolundan bile girilebilen ören yeri, tabelalar›yla dolu ülkemiz.

Bu say›m›zda dilimiz döndü¤ünce Anadolu'yu anlatmaya çal›fl›yoruz.

Bir yandan da ‹NTES Üyelerinin, turizmi, nas›l temsil ettiklerini dikkatlerinize sunuyoruz.

Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Tan›tma Genel Müdürlü¤ü ve çal›flanlar› konu¤umuz oluyor.

Onlar›n hedeflerini, faaliyetlerini ve bu faaliyetleri yürütenleri tan›t›yoruz.

Örne¤in, turizmden ald›¤›m›z›n ne kadar›n› ülke tan›t›m›na harcad›¤›m›z› hep birlikte ö¤renece¤iz.

Ülkemizi tan›tmak, ne de olsa ‹NfiAAT sektörünün misyonu. 68 farkl› ülkede çal›flan sektörümüzün elbette bu çorbada, tuzdan daha fazla katk›s› olmal›.

Daha ad›n›n telaffuz edilemedi¤i ülkelerde, inflaat sanayicilerimiz ülkemizi temsil ediyor.

fiimdi sizleri tarihle, medeniyetlerle bafl bafla b›rak›yoruz...

‹nflaat ve turizm sektörünün de¤erini anlayabilirsek ülkemiz daha h›zl› kalk›nacak, halk›m›z refaha kavuflacakt›r.

Kal›n Sa¤l›cakla ‹NTES ‹flveren Sendikas› Ad›na Sahibi: M. fiükrü KOÇO⁄LU Sorumlu Müdür: H. Necati ERSOY Yay›n Kurulu Genel Sekreteri: sektörel kurum Derya KARADEM‹R baflyaz› 84 /kurulufl 4 M.fiükrü KOÇO⁄LU Yönetim Yeri: T.C. KÜLTÜR VE TUR‹ZM 4. Cadde 84 Sokak No: 3 YÖNET‹M KURULU BAfiKANI BAKANLI⁄I TANITMA Y›ld›z/Çankaya - BEREKET‹N T‹MSAL‹D‹R GENEL MÜDÜRLÜ⁄Ü Tel: (312) 441 43 50 (pbx) ANADOLU Fax: (312) 441 36 43 Web: www.intes.org.tr E-mail: [email protected] "‹nflaat Sanayii Dergisi ® 556 Say›l› KHK Uyar›nca Türk Patent Enstitüsü Taraf›ndan Tescile Ba¤lanm›flt›r. proje 72 ‹ki Ayda Bir Yerel Süreli Yay›n Olarak Yay›mlan›r ‹NfiAAT SANAY‹C‹LER‹ ve Abonelerine Ücretsiz Olarak Gönderilir" TUR‹ZM TES‹SLER‹ Para ile Sat›lmaz.

‹NTES Kurulufl Tarihi: 5 fiubat 1964 Sendikam›z Türkiye ‹flveren Sendikalar› Konfederasyonu Üyesidir. •BOLU DA⁄LARI KAHRAMANI KÖRO⁄LU ‹NTES Dergisi Ocak/fiubat 2004 tarihinden itibaren dosya ve •SAGALASSOS ANT‹K KENT‹: BURDUR hakemli dergidir. araflt›rma •DÜNYA KÜLTÜR M‹RASLARINDAN B‹R ‹NTES ‹NfiAAT SANAY‹‹ DERG‹S‹’nin ad› da dahil olmak 6 PARÇA:HATTUfiA üzere tamam› üzerindeki telif haklar› ‹NTES’e aittir. TURIZM 7 KOLDAN BÜYÜYECEK •NOEL BABA'NIN (ST.NICHOLOAS) Dergide yay›mlanan yaz›lar yazarlar›n›n kiflisel görüflü olup • TÜRK‹YE ALTERNAT‹F TUR‹ZMLERE DO⁄UM YER‹: DEMRE hiçbir flekilde ‹NTES tüzel kiflili¤inin AÇILMALI/Ertu¤rul GÜNAY •MEDEN‹YETLER‹N GEÇ‹fi NOKTASINDAK‹ görüflü olarak mütalaa edilemez. • ANADOLU'NUN BA⁄RI AKfiEH‹R'DEN TAR‹H VE KÜLTÜR D‹YARI:DO⁄UBAYAZIT Dergide yay›mlanan yaz›lar›n her hakk› sakl› olup, ‹NTES’ten B‹R H‹C‹V USTASI: NASREDD‹N HOCA •B‹R DÜNYA M‹RASI:EFES yaz›l› izin al›narak ve kaynak gösterilmek suretiyle kullan›labilir. •BAfiKENT’‹N DÜNYACA ÜNLÜ MÜZES‹: •AZI⁄I BOL ‹L: ELAZ‹Z ANADOLU MEDEN‹YETLER‹ MÜZES‹ •DO⁄AL VE TAR‹H‹ KENT: ERZ‹NCAN ISSN: 1303 - 8028 • ANADOLU’NUN SUALTI KÜLTÜR HAZ‹NELER‹ •PESS‹NUS ANT‹K KENT‹:ESK‹fiEH‹R •ANT‹K KENT D‹YARI: BALIKES‹R •L‹KYA Yay›n Türü Yerel Süreli Yay›n

Öykü Reklam Hizmetleri Ltd. fiti. Nenehatun Cad. No: 116/5 06700 G.O.P. / ANKARA Tel: (312) 437 00 66 (pbx) Fax: (312) 436 00 54

Bas›m Yeri: TfiOF Plaka Matbaac›l›k A.fi. Organize Sanayi Böl. Prof. Orhan Ifl›k Cad. No: 3 Sincan / ANKARA Tel:(312) 267 09 31 Fax:(312) 267 08 12

Bas›m Tarihi 04 / 06 / 2008

Bas›m yeri: Ankara 118 bafll›ks›z 112 Cemil Büyükutku B‹R ESER‹ TÜRKÇE'YE M‹ kültür sanat ÇEV‹R‹YORUZ, YOKSA ANADOLU'NUN TÜRKÇE'Y‹ KEPAZEYE M‹ GASTRONOM‹ ZENG‹NL‹⁄‹ ÇEV‹R‹YORUZ? EKMEK

portre inflaat 92 SEKTÖRÜN ZAR‹F sanayicileri TEMS‹LC‹S‹ DEN‹Z GÜRAY ORTEK ‹NfiAAT MEKSAN ‹NfiAAT ÖZ-GE ‹NfiAAT 88 ÇEL‹KLER ‹NfiAAT

•FR‹G VAD‹S‹ •GORD‹ON •GÜLLER VE GÖLLER •HACIBEKTAfi VEL‹ 122 çal›flma 126 •MARD‹N EVLER‹ hukuk •TANRILARIN DA⁄I: NEMRUT hayat› •KAPADOKYA TAHK‹M VE KAMU ‹HALE YURTDIfiI ‹ST‹HDAMIN •OLYMPOS MEVZUATI SOSYAL GÜVENL‹K BOYUTU •SELÇUK'TA MERYEM ANA •TRABZON (SÜMELA) MANASTIRI •ZENG‹N KÜLTÜR MOZA‹⁄‹: TARSUS •TRAKLARIN KÜLTÜR CO⁄RAFYAMIZDAK‹ YER‹

4 Baflyaz› 90 ‹nceleme 114 fiifre 135 Yeni Yay›nlar 6 Dosya ve Araflt›rma 92 ‹nflaat Sanayicileri 118 Kültür Sanat 136 Summary 72 Proje 100 Çevre 122 Hukuk 84 Sektörel Kurum/Kurulufl 104 Toplant› 126 Çal›flma Hayat› 88 Portre 112 Bafll›ks›z 130 Haberler BAfiYAZI

BEREKET‹N T‹MSAL‹D‹R ANADOLU

nadolu'dur O. F›rat ve Dicle onun ba¤r›ndan kopmufl, Mezopotamya'n›n kayna¤› olmufltur. Zamanlar onun üzerinden hep A mükemmel eserler b›rakarak geçmifltir. Toroslar›ndan çam kokular›, Munzurlar›ndan Medeniyetler de birbiri üzerinde onun gö¤sünde kardelenler sunmufltur. iz b›rakm›flt›r. Anadolu'dur O.

Tarihte yaflananlar onun flahitli¤inde gelece¤e Uzak Asya'dan dörtnala geldi¤imiz, bir k›srak miras kalmaktad›r. bafl› gibi Akdeniz'e uzanan; Mustafa Kemal'in U¤runa çok gözyafl› dökülmüfltür. Kocatepe'den Afyon ovas›na atlayaca¤›, Mehmet fiükrü KOÇO⁄LU kahramanlar›n diyar›d›r Anadolu. BAfiKAN Birçok dü¤üne ev sahipli¤i yapm›flt›r. Bu kadar materyalist sektörlerle u¤raflan biz Kimi hükümdarlar›n ac›mas›zl›¤›n›, kiminin mühendisleri bile yazar/flair yapabilecek kadar hoflgörüsünü yaflam›flt›r. 4 bereket yüklüdür Anadolu. Kiminde ise kanunun gücüne, adalete tan›k Anadolu'ya sahip ç›kman›n, onu bir çiçek gibi olmufltur. kadife kutularda koruman›n ve “kutsal bir dünya Hac› Bektafli Veli'de derinli¤i, aslan›n heybetini, de¤eri olarak” yine dünyaya sunman›n zaman› flahinin cesaretini, ceylan›n narinli¤i ve gelmifl de geçmektedir. ürkekli¤ini hissetmifltir. Onun en ücra köflelerine ulaflt›ran güzel yollar Mevlana ile hoflgörünün en uç noktas›na ç›km›fl, yaparak, kimli¤in önemsiz oldu¤unu, kim olmak gerekti¤ini duyurmufltur dünya aleme. Dört bir yan›na ça¤›m›z›n kervansaraylar›n› inflaa ederek, Yunus Emre'de kay›ts›z flarts›z yola hizmetin o doyumsuz huzur ve hazz›na eriflmifltir. Sular›ndan kana kana içilmesini sa¤layarak, O, Anadolu'dur. Bereketli topraklar›n›, do¤al ve kültürel hazinelerini yüzy›llard›r insan›m›za sunan Üzerindeki ›rmaklara Mimar Sinanlar köprü Anadolu'ya gereken de¤eri vermek bizlerin yapm›flt›r. görevidir. Kervansaraylar›n, Selçuklular› da a¤›rlad›¤› Dergimiz ile bu amaca bir nebze katk›m›z olmufltur, Osmanl›y› da. olmas›n› dileyerek onun bereketini sizlerle bir Evliya Çelebiye birçok hat›ra yaflatm›flt›r. Onun kez daha paylaflmak istiyoruz. seyyah olmas›nda kültür zenginli¤inin, do¤al güzelli¤inin katk›s› büyüktür. Anadolu'yu… Bazen bir hahama, bazen bir rahibe, bazen bir Anadolumuzu… hocaya kulak vermifltir. Onu dünyan›n 's› yapmak için bu Nasreddin Hoca'n›n mugallitli¤ine, zekâs›na, topraklar›n bereketine yarafl›r samimi çabalar yüzy›llar›n hayretle izledi¤i nüktedanl›¤›na gerekti¤ine inan›yoruz. gülümsemifltir. Bu memleket bizim; do¤usundan bat›s›na, Köro¤lu'nun ç›kt›¤› da¤lar›n sahibidir Anadolu. güneyinden kuzeyine; her köflesiyle… Haydi, hep birlikte Anadolu'ya..! Mendereslerinde ne kuzular, ne kufllar serinletmifltir. Sayg›lar›mla 5 DOSYA VE ARAfiTIRMA

6

Turizm 7 koldan büyüyecek Turizm sektöründe ülkemizin yeni y›ld›zlar› Turizm geliflim koridorlar›:

1- Zeytin Koridoru: Güney Marmara; Bursa, Çanakkale, Bal›kesir Türk turizmi önümüzdeki dönemde 2- K›fl Koridoru: Erzincan, Erzurum, A¤r›, Kars, Ardahan 7 ayr› koldan büyümeye haz›rlan›yor. Turizm için 7 ayr› 3- ‹nanç Koridoru: Mersin, Hatay, Gaziantep, fianl›urfa, Mardin geliflim koridoru belirleyen Kültür 4- ‹pek Yolu Koridoru: Ayafl-Sapanca Hatt› ve Turizm Bakanl›¤›, bunlar›n 5- Bat› Karadeniz Koridoru: fiile ve Sinop K›y› Hatt› hayata geçirilmesi için çal›flmalar›n› 6- Yayla Koridoru: Samsun-Hopa hatt› sürdürüyor. Türkiye ve dünyan›n 7- Trakya Kültür Koridoru: K›rklareli, Edirne, Tekirda¤ önemli zeytin üretim bölgeleri olan Turizm geliflim bölgeleri Güney Marmara, Çanakkale ve Bal›kesir civar› 'zeytin koridoru' 1- Frigya Kültür ve Termal Turizm geliflim bölgesi: Eskiflehir, Kütahya, Uflak, Afyon olarak projeye dahil edildi. Bursa 2-Troya Kültür ve Termal Turizm geliflim bölgesi: Çanakkale ve Bal›kesir ve Bolu illerine ilaveten k›fl 3-Afrodisya Kültür ve Termal Turizm geliflim bölgesi: Denizli, Bal›kesir turizminin yo¤unlaflmas› amac›yla 4- Sö¤üt Kültür Turizmi geliflim bölgesi: Bursa, Bilecik Erzincan, Erzurum, A¤r›, Kars ve 5- Göller Bölgesi Turizm geliflim bölgesi: Isparta, Burdur, Antalya Ardahan illeri 'k›fl koridoru' olarak 6- Kapadokya Kültür Turizmi geliflim bölgesi: Aksaray, Kayseri, K›rflehir, Nevflehir belirlendi. Son y›llarda geliflme 7- Urartu Kültür Turizmi geliflim bölgesi: Bitlis, Van gösteren inanç turizminin daha da 7 8- GAP Kültür Turizmi geliflim bölgesi: Ad›yaman, Batman, Diyarbak›r, Gaziantep, artmas› için, Mersin, Hatay, Kilis, Mardin, Siirt, fianl›urfa, fi›rnak Gaziantep, fianl›urfa ve Mardin illeri 'inanç koridoru' bafll›¤› alt›nda Turizmin gelecek 10 y›l› için planlananlar bir araya getirilirken, tarihi 9 yeni yat liman› tamamlanacak ‹pekyolu projesinin yeniden hayata Kültür ve Turizm Bakanl›¤›'n›n önümüzdeki 10 y›l içinde turizm sektöründe yap›lacak geçirilmesi çerçevesinde Ayafl'tan projeleri derledi¤i çal›flmalara göre, bu süreçte 9 adet yat liman› tamamlanacak. Ayr›ca 4 tanesi ‹stanbul'da olmak üzere toplam 11 kruvaziyer liman› geliflimi çal›flmalar› Sapanca'ya kadar olan hat bafllat›lacak. '‹pekyolu Koridoru' olarak •Ulusal Turizm Konseyi ile ilgili yasal düzenleme yap›lacak adland›r›ld›. Ayr›ca, Bat› Karadeniz, •‹ç turizm gelifltirilecek, sosyal turizm desteklenecek Yayla ve Trakya Kültür koridorlar› •Frigya, Troya, Aphrodisia ve Kapadokya Turizm Geliflim bölgeleri öncelikle ele da önümüzdeki dönemde turizmin al›nacak geliflim koridorlar› olarak •Zeytin koridoru ve k›fl turizmi gelifltirilecek adland›r›l›yor. •Bat› ve Orta Karadeniz'de ekoturizmin geliflimi sa¤lanacak Kültür turizmi geliflim bölgeleri •Kafl-Finike ve Anamur'da turizmin geliflimi için Turizm Kentleri ilan edilecek olarak ise 9 ili kapayan GAP Kültür •Deniz turizminin gelifltirilmesi için dört tanesi ‹stanbul'da olmak üzere toplam 11 turizmi geliflim bölgesinin öne noktada (Hatay, Antalya, Kufladas›, Çeflme, Çanakkale, Samsun ve Trabzon) kruvaziyer ç›kt›¤› 8 ayr› bölge belirlendi. liman›n geliflimi için çal›flmalara bafllanacak •Yeni 9 yat liman›n›n (Samanda¤, Anamur, Dalaman, Ören, Datça, Bozcaada, Gökçeada, Saros, Geyikli) ve 27 bal›kç› bar›na¤›n›n fizibilite, uygulama projeleri tamamlanacak Türkiye turizmde dünya lideri olmaya aday bir ülke. Her köflesi ayr› bir cennet. Arkeolojik de¤erleri ile eflsiz bir hazine. Dergimizde bu bölgelere yer vermeye çal›flt›k. Her araflt›rd›¤›m›zda farkl› bir yer ç›kt› karfl›m›za. Sayfalar yetmedi anlatmaya. ‹nsanl›¤›n en önemli ayak izlerinden örnekler sunduk. Yolunuz düflerse u¤ramadan geçmeyin diye... DOSYA VE ARAfiTIRMA

Ertu¤rul GÜNAY KÜLTÜR VE TUR‹ZM BAKANI

8

Türkiye alternatif turizmlere aç›lmal› urizm, bacas›z sanayi” diye telaffuz ediliyor. Sadece çok ileri bir noktaday›z. Türkiye, dünyada turizmin önde ekonomik geliflme için de¤il, ayn› zamanda toplumsal gelen ülkelerinden biri haline gelmeye bafllad›. Bu y›l›n “T dönüflüm için de çok önemli bir araç. Çünkü turizm rakamlar›n› çok yak›n bir tarihle k›yaslamak istiyorum. 2002 arac›l›¤›yla de¤iflik kültürler birbirini tan›yor. Turizm y›l›n›n sonunda Türkiye'ye gelen toplam yabanc› ziyaretçi dünyas›nda var olabilmek için kendi bildiklerinizden fazlas›n› say›s› 13 200 000. Bu y›l›n Aral›k ay› rakamlar› 23.341.000 ö¤renmeniz ve kendi yapt›¤›n›zdan daha iyisini yap›p Yani, befl y›ldan k›sa bir süre içinde Türkiye 10 milyondan baflkas›na sunman›z, kendi yapt›¤›n›z›, kendi yaflad›¤›n›z›, fazla yeni ziyaretçi sa¤layabilmifl. Ülkemize gelenler son kendi do¤al ortam›n›z›, tarihsel ortam›n›z›, damak tad›n›z› derece memnunlar, çünkü bizim mekânlar›m›z ve tesislerimiz baflkas›na daha zarif bir ambalaj içinde sunman›z gerekiyor. Akdeniz'in en iyi tesisleri. Ama bu, Türkiye için yeterli bir say› de¤ildir. Sadece Roma'ya 20 milyonun üzerinde ziyaretçi Bu y›l Moskova'dan bafllayarak, Petersburg'ta, Kazan'da çeflitli geliyor. Prag'a, Budapeflte'ye çok daha fazla, Paris 40 milyon sanat ve kültür etkinlikleri yapaca¤›z ve turizm dünyas›nda 9 civar›nda ziyaretçi çekiyor. Nüfusu 50 milyon olan ‹spanya'ya art›k sizin ifl dünyas›nda oldu¤u gibi, bizim de turizm 60 milyon yabanc› ziyaretçi geliyor. Türkiye, baz› Orta dünyas›nda bir numaral› partnerimiz haline gelmifl bulunan Avrupa ülkeleriyle k›yaslad›¤›m›z zaman hâlâ olmas› gereken Rusya'dan Türkiye'ye olan ilgiyi, Türkiye'ye olan yak›nl›¤›, yerde de¤il. bilgiyi art›rmaya çal›flaca¤›z. O zaman ne yapmam›z gerekiyor? Bizim, bu say›y› art›rmak ‹stanbul Havaalan›'nda dünyaya aç›lan di¤er ülkelerin yapt›¤› için elbette flu andaki al›fl›lm›fl turizm sunumlar›m›z›n ötesinde gibi, sanat mekânlar› oluflturmaya çal›fl›yoruz. Havaalanlar›, yeni imkânlar, yeni sunum alanlar› yakalamam›z gerekiyor. sadece büfelerin, gazete ve hediyelik eflya sat›c›lar›n›n Türkiye'ye gelen turistlerin 8 milyonu Antalya'ya, 6,5 milyonu bulundu¤u yerler olmaktan ç›k›p, gelinen ülkeyi tan›tan ise ‹stanbul'a geliyor. Yani, yaklafl›k 15 milyon turist sadece mekânlar haline gelsin diye bir aray›fl›m›z var. ‹stanbul iki bölgeye geliyor. Tam bir kitle turizmi görülüyor. Bizim Havaalan›'nda da bunu ilk kez bafllatt›k. Havaalan›'ndaki bu y›l sa¤lad›¤›m›z art›fl, dünya ortalamas›n›n 3 kat›. Bu, foto¤rafç›lar, son on y›l içindeki çok ilginç tespit ettikleri sürdürmesi oldukça zor olan bir art›fl ama yar› düzeyde bile anlar› sergileyen bir foto¤raf sergisi açt›lar. sürdürürsek Türkiye için çok umut verici bir art›fl. Bunu 2010 y›l›na dönük, ‹stanbul Avrupa Kültür Baflkenti çeflitlendirmemiz gerekiyor. çal›flmam›z var. Bütün bu sanat etkinliklerimizde bize ‹stanbul Esas itibar›yla biz bir s›cak ülke turizmi yap›yoruz. Rusya'n›n Kültür Sanat Vakf› çok yard›mc› olmaktad›r. tabiî plaj› konumunday›z. Avrupa'ya göre daha s›cak k›y›lara Yurt d›fl›ndaki tan›t›mlar›m›zda Türkiye'nin yüzünü a¤artan sahibiz. Türkiye'ye bu y›l 4 milyon Alman, 2,5 milyon Rus Troya ile ilgili Anadolu Atefli Grubu'nun yeni bir çal›flmas› ve 2 milyon civar›nda da ‹ngiliz geldi. S›cak deniz var. Troya filmi dünyada çok ilgi çekti. Ama Troya'n›n k›y›lar›m›zdan, kumumuz, güneflimiz ve denizimizden baflka dünyaya sunabilece¤imiz baflka imkânlar›m›z yok mu? Türkiye'de oldu¤unu biz o film s›ras›nda ne yaz›k ki dünyaya ‹nan›lmaz arkeolojik zenginli¤imiz var. Binlerce y›l öncesine duyurabilme flans›n› kaç›rd›k. Filmin bizim topraklar›m›zda giden ve dünyada efli bulunmayan, arkeolojik özelliklerimiz, çekilmesi imkân›n› sa¤layamad›k. Oradan tutabildi¤imiz, do¤al özelliklerimiz var. Hatta do¤am›z› tahrip etmifl ve yeteri sadece Troya filmindeki tahta at›n›, Çanakkale s›n›rlar› içine kadar özenle korumam›fl olmam›za ra¤men. K›fl turizmi, getirmek ve turistlerin o tahta atla resim çekmesini sa¤lamak sa¤l›k turizmi, termal turizmi potansiyelimiz var. Yeni olmufltu. fiimdi iki saati aflk›n inan›lmaz bir müzikalle bütün tan›flt›¤›m›z golf turizmi, kongre turizmi potansiyelimiz var. Anadolu kültürü ve Troya efsanesi sahneye getiriliyor. Henüz yeteri kadar de¤erlendirmedi¤imiz fuar turizmi Anadolu'dan yükselmifl bir efsanenin dünyaya ç›kmas› için potansiyelimiz var. Özetle, çeflitli alanlarda yeni alanlarda çok uygun bir bafllang›ç yap›ld›. aç›lmam›z ve yeni imkânlar haz›rlamam›z ve sunmam›z Bugün, 1980'lerden sonra bafllad›¤›m›z yerle k›yaslad›¤›m›zda gerekiyor. DOSYA VE ARAfiTIRMA

25 milyon yabanc›y› a¤›rlayan ve 20 milyar dolar›n efli¤inde Biz, inan›lmaz bir zenginli¤in bir geliri bu alandan elde eden ülkenin art›k bu iflleri kendi ak›fl›na b›rakmas› gibi bir lüksü yoktur. E¤itim konusunda üzerinde, “derya içinde olup ciddi bir seferberli¤i bafllatmam›z gerekiyor. da deryan›n fark›nda olmayan Bakanl›k olarak e¤itim konusunda bir gayret içindeyiz. Turizm bilinci temel e¤itimden itibaren çocuklara verecek olan yeni mahiler” gibi, yüzüp bir müfredat düzenlemesine, yeni bir e¤itim düzenlemesine ihtiyac›m›z var. duruyoruz. Neyin içinde Anadolu'nun bir kentinden çocuk kalk›yor ‹stanbul'a geliyor. yüzdü¤ümüzün fark›nda ‹stanbul'da bir Ayasofya oldu¤unu, Arkeoloji Müzesi, ‹slam Eserleri Müzesi, Yere Batan Saray› oldu¤unu, ö¤renmeden, de¤iliz! görmeden kalk›p iline geriye dönüyor. Ne yaz›k ki, yaflad›klar› kenti bilmeyen çocuklar, gençler, ö¤renciler yetifltiriyoruz. ‹lkokuldan itibaren yeniden bir çevre bilinci, tarih bilinci, Bu çerçevede Bakanl›¤›m›z›n yapt›¤› bir çal›flma var; 2023 çevreye, tarihe sahip ç›karak turizmi gelifltirme bilinci Stratejisi. 2023 Cumhuriyetin 100'üncü y›l›. Tek hedefimiz yaratmam›z gerekiyor. var; Cumhuriyetin 100'üncü y›l›nda Türkiye'yi, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, o eflsiz insan›n, o büyük dehan›n Turizmin kal›c› olmas›n› istiyorsak, tarihsel ve do¤al çevreye söyledi¤i gibi, ça¤dafl uygarl›k düzeyinin üzerine ulaflt›rmaya büyük bir sayg› göstermemiz ve koruma-kullanma dengesini çal›flmak. Mustafa Kemal'in koydu¤u temel hedef ça¤dafl mutlaka sa¤lamam›z gerekiyor. Asl›nda Kültür ve Turizm uygarl›k düzeyinin üzerine ulaflmakt›r. Bizim de hedefimiz, Bakanl›¤› olarak, özellikle turizm alan›nda kendimizi 2023 y›l›nda Türkiye'yi kendi çal›flt›¤›m›z alanda ça¤dafl koordinatör olarak, hatta moderatör ve kolaylaflt›r›c› olarak 10 uygarl›k düzeyinin üzerine ulaflt›rmaya çal›flmak. Bir de 2013 görüyoruz. Yat›r›m› milyonlarca dolar koyarak, çok büyük y›l›, daha yak›n bir gelece¤e dönük olarak, bir eylem riskler üstlenerek ifl dünyas› yap›yor. Biz bu alanda yat›r›m› planlamam›z var. Türkiye'yi yeni turizm alanlar›yla, hem kolaylaflt›ran bir fonksiyon tafl›mal›y›z. Bakanl›k, yat›r›m bölgesel olarak hem tema olarak tan›flt›rmaya çal›fl›yoruz. yapmak isteyenin önünde bürokratik engeller yaratan de¤il, Arkeoloji üzerinden gelifltirebilece¤imiz ya da gastronomi kolaylaflt›ran bir konumda olmal›d›r. Bir tek kuralla: Tarihsel üzerinden gelifltirece¤imiz bir zeytin koridorumuz var. Türkiye ve do¤al çevreyi korumak ve kaliteli yat›r›m yapmak flart› ile. insan›n›n bile bilmedi¤i ören yerlerimiz var. ‹nanç turizmi ‹tiraf ediyorum ki Türkiye zenginliklerini ziyan eden bir ülke. potansiyelimiz var. Bunlar› ortaya ç›kartmaya çal›fl›yoruz. Zenginliklerinin yeteri kadar fark›nda olmayan, tahrip eden, Dünyada, önemli bir inanç turizmi merak› var. Üç dinin çok ac›mas›zca o zenginlikleri tüketen bir ülke. Türkiye'de Nemrut temel özelliklerinin ve referanslar›n›n bulundu¤u bir co¤rafyada var. Dünyada bunun baflka bir benzeri yok. Gelen ziyaretçinin yafl›yoruz. Bunlardan dünyaya bilinçli biçimde sunabildi¤imiz keyifle oturup bir bardak çay› o tarih hazinesinin ayakucunda sadece Ayasofya oldu¤u söylenebilir. Halbuki örne¤in Vatikan'›n keyifle ve temiz biçimde içebilece¤i tesis yok, koruma düzeni ad›na y›l ilan etti¤i Tarsus'ta St.Paul var, çevresinde yok, konaklama düzeni yok, bilgilendirme düzeni yok. düzenlemelere yeni bafllad›k. Kendili¤inden y›lda 400 bin Daha basitine iniyorum: fiurada Ankara'n›n iki saatlik otomobil insan›n ziyaret etti¤i Antalya'n›n Demre'sindeki Noel Baba yoluyla mesafesinde Bo¤azköy'de, Alacahöyük'te, Hattuflafl var. Urfa'da daha yeni yeni zenginliklerini fark etti¤imiz, üç var. Ço¤umuzun haberi yok. Oysa ki, Ankara'ya araçla sadece dinin Kudüs'ten sonra belki de en büyük mabetleri say›labilecek 200 kilometre. UNESCO'nun Dünya Kültür Miras› Listesine mekânlar var. Biz öncelikle bu zenginliklerimizi Türkiye'nin ald›¤› kayal›k bir vadinin içinde. Dünya fark etmifl, gelmifl gündemine getirip k›ymetini bildikten sonra da dünyan›n kültür miras›na alm›fl. gündemine getirmeye çal›flaca¤›z. ‹nsanl›¤›n en önemli ayak izleri bizim topraklar›m›zda. Orada, Havayolu tafl›mac›l›¤›nda son y›llarda yaflad›¤›m›z geliflmeler, o figürlerin önünden geçen delikanl› cebinden çak›s›n› ç›kar›yor, turizmimizi gelifltirme konusunda çok yard›mc› oldu. Ayn› 4.500 y›l önceki o tarih miras›n›n üzerine isminin bafl harfini flekilde, karayolu, demiryolu konusunda da bizim en h›zl›, en kaz›yor. Art›k, oradan geçenlerin isim kaz›yamayaca¤› bir güvenli, en rahat, en sa¤l›kl› ulafl›m›, bütün bu mekânlara, önlemi al›yoruz. ‹nsanl›¤›n bize emaneti olan o an›tlar› flimdi bütün bu merkezlere sa¤lamam›z gerekiyor korumaya çal›fl›yoruz.. Biz, inan›lmaz bir zenginli¤in üzerinde, Türkiye'ye gelen ziyaretçinin öncelikli beklentisi güvenli ve “derya içinde olup da deryan›n fark›nda olmayan mahiler” rahat, do¤rudan ulafl›m. ‹kincisi, rahat, güvenli konaklama gibi, yüzüp duruyoruz. Neyin içinde yüzdü¤ümüzün fark›nda tesisleri, üçüncüsü, hijyen. Dördüncüsü de, güvenli bir ortam. de¤iliz! Bunlar›n fark›na vard›¤›m›z zaman Türkiye 40-50 Tesisten ç›kt›¤› zaman, düzenli bir ortam bekliyor. Bunun için milyon ziyaretçiyi getirebilir ve do¤am›z› ve tarihimizi koruyarak altyap› tesisleriyle ilgili çal›flmalar› yapman›n yan› s›ra, dönüp turizm sektöründen kazand›¤›m›z parayla Türkiye'yi dünyan›n kendimizin ayr›ca e¤itim yapmam›z gerekiyor. Turizmde 23- en ileri ülkelerinden birisi haline getirebiliriz. Yeni turizm anlay›fl›m›z, sadece deniz k›y›lar›n› pazarlamak anlay›fl› de¤ildir. 1.000 y›l önceki Bizans, Roma, Selçuklu, Osmanl› var. Hepsine sahip ç›karak, Mardin'inden, Hakkâri'nin Berçalan Yaylas›'ndan, Ani Harabeleri'ne, Afrodisyas'tan Selimiye'ye kadar, hepsine sahip ç›karak Türkiye'yi dünyan›n en önemli kültür turizmi mekânlar›ndan birisi haline getirebiliriz. Kültür turlar› yap›lmaya, müzeler, ören yerleri gezilmeye bafllan›yorsa, k›fl turizmi, kongre turizmi gibi alanlara ç›k›yorsan›z, o zaman elde etti¤iniz kifli bafl›na gelir çok daha yükselir. O zaman 23 milyon ziyaretçi geldi¤i zaman 18 milyar dolar de¤il, 30 milyar kazanmaya bafllars›n›z. Hedefimiz bu yöndedir. Türkiye'nin öteki zenginliklerini de mümkün oldu¤u kadar dünyaya tan›tabilmek ve gelenlerden Türkiye'nin sadece tahrip olmas› de¤il, ciddi gelir elde etmesi gibi bir sonucu Fuar› yap›lacak. Türkiye, Frankfurt Kitap Fuar›'n›n onur 11 sa¤lamaya çal›flmak. konu¤u. Türkiye'nin bütün edebiyat dünyas›n›n renklerini dünya okuryazarlar›na duyurmay› hedefliyoruz. Çünkü Turizmi, kültür ve sanatla bezeyerek yapt›¤›m›z zaman, deniz Frankfurt Kitap Fuar› dünyan›n en büyük kitap fuar›. Ülkede k›y›s›n›n ötesinde tarihsel zenginliklerimizi, ören y›lda 50 hafta fuar yap›yorlar. Fuar zamanlar›nda Frankfurt'un zenginliklerimizi, damak tad›m›z›, gastronomiyi, sunabildi¤imiz çevresindeki 75 kilometrenin içindeki otellerde yer zaman turizmimiz hem çeflitlenecek hem de turizm gelirlerimiz bulam›yorsunuz. Yani, fuarc›l›k bafll› bafl›na bir gelir kap›s› artabilecektir. Bu çerçevede dünya çap›nda da bir tan›t›m haline getirilmifl. Oysa bizde, fuar denildi¤i zaman akl›m›za faaliyeti sürdürmeye çal›fl›yoruz. Bütçemizin en büyük pay›n› ‹zmir Fuar›ndan baflka bir fley gelmiyor. Fuar kavram›yla tan›t›ma ay›r›yoruz. Bu y›lki tan›t›ma ay›rd›¤›m›z miktar 140 henüz daha çok yeni tan›fl›yoruz, ne yaz›k ki. milyon dolar civar›ndad›r. Ocak ay›n›n bafl›ndan itibaren dünyada 80-100'e yak›n ülkede do¤rudan do¤ruya tan›t›m 2010 Avrupa Kültür Baflkenti Projesi var. ‹stanbul'un Avrupa faaliyeti yap›yoruz. Tan›t›m› da, sadece bilboardlarda bir Kültür Baflkenti olmas›, bence önemli de¤il. ‹stanbul, Avrupa reklam kampanyas› olarak düflünmüyoruz. ‹nteraktif ve gelen Kültür Baflkenti s›fat›ndan daha fazlas›na lay›k bir mekând›r, insanlar›n verdi¤i bilgilerden yola ç›kan bir tan›t›m› bir tarih merkezidir. 2010'da Avrupa Kültür Baflkenti'ne önemsiyoruz. Turizmde en etkili tan›t›m, daha önce o ülkeye haz›rlanmak bizi bir takvim içinde çal›flmaya zorluyor. O gelmifl olanlardan dinlediklerinizmifl. yüzden Avrupa Kültür Baflkenti Projesini ‹stanbul'un mekân iyilefltirmesi konusunda, önemli bir proje olarak kabul ediyoruz. Türkiye'ye gelenlerin tarihsel mekânlar›n, do¤al mekân›n Çünkü, ‹stanbul'un yak›n bir gelecekte 10 milyon ve k›sa bir korundu¤unu görmesi, temiz bir ortamla ve uygar insan süre içinde de 15-16 milyon ziyaretçiyi tafl›yabilmesi laz›m. iliflkileriyle karfl›laflmas› ve dönüp bunu kendi ülkelerinde Türkiye, ekonomik, toplumsal, siyasal istikrar›n› sürdürebilirse anlatmas› en önemli tan›t›m. Bu çerçevede hepimize görev bütün kalbimle inan›yorum, Türkiye Mustafa Kemal'in düflüyor. Rusya'da, Moskova'da bir senfonik çal›flmayla bafllad›k. gösterdi¤i do¤rultuda yürüyüflüne devam edecektir ve onun 2008 y›l›n›n sonuna kadar Petersburg'ta Klasik Türk Müzi¤i gösterdi¤i hedefe, yani ça¤dafl uygarl›k düzeyinin üzerine Toplulu¤umuz Kazan'da gidip bir konser verecek. Önceki ulaflmay› baflaracakt›r. Yeter ki bar›fl içinde, esenlik içinde, y›llarda Cumhurbaflkanl›¤› Senfoni Orkestras›yla gittik, Naz›m istikrar içinde hepimiz çal›flabilelim, iflimizi yapabilelim. Hikmet Orotoryas›yla gittik. Mehter Tak›m›m›z K›z›lordu Türkiye için tek yol, içeriden mümkün oldu¤u kadar d›flar›ya, Korosu ile birlikte bir çal›flma yapacak.Foto¤raf sergileri uluslararas›na, evrensele ç›kabilmektir. Baflka tart›flmalar yerine, yap›lacak. “Kremlin'de Bir Topkap› ve Topkap›'da Bir Kremlin” hepimiz üretmekle, hepimiz kaliteli üretmekle, hepimiz daha Sergisi yapmak gibi projelerimizi gerçeklefltirmeye çal›flaca¤›z. çok üretmekle ve hepimiz yapt›¤›m›z ifli dünya pazar›na 2009'da Paris'te, Türk Y›l› etkinli¤i çal›flmam›z var. Çin'de sunmaya çal›flmakla meflgul olabilelim. San›yorum ki o zaman böyle bir etkinlik çal›flmam›z var. Frankfurt'ta bu y›l Kitap bizi engelleyecek hiçbir güç yoktur. DOSYA VE ARAfiTIRMA

12

Anadolu'nun Ba¤r› Akflehir'den Bir Hiciv Ustas›: Nasreddin Hoca üyük, gül - düflün ustas› Nasreddin Hoca 1208- Nasreddin Hoca f›kralar›nda, geleneklerimizi günlük 1284 tarihleri aras›nda yaflam›flt›r. O ayn› zamanda hayat›m›z›n içinden seçilmifl kiflilerin do¤all›¤›yla samimi, B 13. yy. Anadolu ayd›nlanmas›nda rol oynam›fl önemli içten ve komik sahneleri canland›r›rken daha genifl okuyucu tarihi kiflilerden biridir. F›kralar›nda verdi¤i mesajlar kitlelerine ulaflmay› hedefler. zaman içerisinde atasözleri kadar yayg›n kullan›lan toplumsal Nasreddin Hoca; gerek yaflad›¤› döneme ve gerekse ça¤lar de¤er yarg›lar› halini alm›flt›r. Nasreddin Hoca iyi bir sonras›na damgas›n› vuran, toplumsal yergi ustas› ve bir e¤itimcidir. Dikkatli gözlemleri ile içinde yaflad›¤› toplumu halk önderidir. Nasreddin Hoca Akflehir'de yaflam›fl ve ve çevreyi izlemektedir. Gerekti¤inde veya kendine soruldu¤unda topluma yöneticilere yönelik elefltirilerini hiç döneminin Akflehir insan›ndan yola ç›karak bütün insanl›¤a çekinmeden dile getirir. Ancak bunlar› yaparken tatl› dilli, mesajlar göndermifltir. Nasreddin Hoca'n›n etkisi bütün güler yüzlü ve hoflgörülüdür. toplum kesimlerine yay›lm›fl, "‹ncili Çavufl", "Bekri Mustafa", "Bektafli" gibi çok de¤iflik yörelerin duygular›n› O; hem bir halk bilgesi hem de halk›n sözcüsü ve önderidir. yans›tan gülmece türlerinin do¤mas›na olanak sa¤lam›flt›r. Zamanla halk›n gönlünde do¤ruluk ve iyilik sembolü olmufltur. Yüzy›llar sonras›nda bile halk toplumsal elefltirilerini Sonuç olarak, Nasreddin Hoca milli kültüre canla baflla onun kiflili¤ine mal ederek yapm›flt›r. hizmet eden bir kültür tafl›y›c›s›d›r. Kültürümüzü bütün canl›l›¤›yla yar›nlara iletebilmek için, sevgi ve hoflgörü üzerine Nasreddin Hoca tarihi bir kiflilik olmas›n›n ötesinde pek çok kurulu hayat›n, evrensel anlamda birlik coflkusunu, ülkede sahip ç›k›lan folklorik bir figürdür. Onun ad› Arap yard›mlaflma ve paylaflma güzelli¤ini f›kralar›yla dile getiren ülkelerinde Cuha; Yunanistan'da Hoja Nasreddin, Nasreddin Hoca, yüreklerimize sevgi tohumlar› ekerek Kazakistan'da da Koja Nasreddin'dir. Birleflmifl Milletler 13 yaflam›m›z›n sonsuza yürüyen kahraman› olmufltur. Kültür ve E¤itim Kurumu (UNESCO) taraf›ndan 1996 y›l› Nasreddin Hoca Y›l› olarak ilan edilmifltir. Bu dönemde, Fil Hikâyesi dünyan›n pek çok ülkesinde, Türkiye'de ve elbette ki Aksak Timur'un Anadolu'yu iflgalinde, ordusunda filler de varm›fl. Akflehir'de de yap›lan bilimsel ve sanatsal toplant›larda Bunlardan birini, tarlada hizmet amac›yla köylülere arma¤an Nasreddin Hoca an›lm›fl, de¤erlendirilmifltir. etmifl. Fil, tüm ekinleri talan etmeye bafllay›nca, köylüler solu¤u, Aradan geçen uzun y›llar içerisinde, Türk Milletinin oldu¤u Timur ile aras› iyi olan Nasrettin Hoca'n›n yan›nda alm›fllar. kadar, tüm insanl›¤›n kültürünün de bir parças› haline gelen Nasreddin Hoca Akflehir'de yaflam›flt›r. Burada zaman›n ünlü -Bu fil bizi mahvedecek. Timur'a gidip, fili geri almas›n› bizim bilginleri Seyyid Mahmut Hayrani ve fieyh Hac› ‹brahim ad›m›za rica edebilir misin, ya Hoca? Veli'den dersler al›p ilmini ve irfan›n› gelifltirmifltir. Nasreddin Nasrettin Hoca düflünmüfl, tafl›nm›fl. Bu adamlara da bir türlü Hoca ve Akflehir birbirini tamamlayan iki isim olarak toplumsal güvenmezmifl... haf›zam›zda yer edinmifltir. Efle¤i, kavu¤u, cübbesi, göle çald›¤› umut mayas› ile Akflehirlilerle bütünleflen bir isim olmufltur. -Tek bir flartla! demifl. Benimle birlikte Timur'un ota¤›na varacaks›n›z; ben de sizin ad›n›za konuflaca¤›m. Türk Edebiyat›n›n elefltiri, güldürü ve e¤itme amaçlar›n›n güdüldü¤ü k›sa fakat yo¤un anlat›ml› türü olan f›kralar, Köylüler kabul etmifller. Birlikte Timur'un ota¤›na varm›fl, huzura hayat›n çat›flma ve iletiflim a¤›rl›kl› yönlerini bütün canl›l›¤›yla kabul edilmifller... Daha do¤rusu Nasrettin Hoca öyle sanm›fl. gözler önüne serer. Nasreddin Hoca Anadolu halk›n›n Ast›¤› ast›k, kesti¤i kestik Aksak Timur seslenmifl: ba¤r›nda yetiflmifl milli kültür ve tarih bilinciyle dolu tasavvufi -Söyle Hoca, dile¤in nedir? inan›fllar›n etik sorgulamalar›yla kendini mükemmelli¤e ulaflt›rm›fl bir kiflidir. Nasreddin Hoca ironi a¤›rl›kl› -Ben köylünün ad›na geldim, efendimiz! Demifl. Nasrettin Hoca. mesajlar›yla sonsuza do¤ru yürüyen bir kahramand›r. Mizah› Onlar›n derdine tercüman olmakt›r dile¤im, diyorlar ki... Nasrettin ile insanlar› güldürürken düflündüren, psikolojik olarak Hoca, kolunun çemberi ile köylüleri iflaret etmek üzere flöyle bir onlar› rahatlatan Nasreddin Hoca ironik cevaplar›yla insanl›¤›n yar›m dönmüfl ki; o da nesi? Ard›nda hiç kimse yok! dikkatini çeker. Nasreddin Hoca f›kralar› bireyleflme süreci Yar› bele kadar e¤ilmifl ve: ve kültür de¤erlerine hitap eden mesajlar içerir. Nasreddin Hoca 13. yy. Anadolu halk› aras›nda yetiflmifl biri olarak, -Diyorlar ki, diye devam etmifl... Arma¤an etti¤iniz fil, öyle kendi insan›n›n problemlerini dile getirirken, onu hatalar›ndan hay›rl›, u¤urlu ve yararl› bir hayvanm›fl ki... Ondan bir tane ar›nd›rarak, gerçe¤i görmesini, mükemmelli¤e ulaflmas›n› daha köye arma¤an etmenizi talepten utanç duyuyorlar. Kerem hedefler. edin, köyümüze bir tane daha gönderin!

Akflehir Kaymakaml›¤›'na ve Müze Müdürlü¤ü'ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. DOSYA VE ARAfiTIRMA

14

Baflkent’in Dünyaca Ünlü Müzesi: Anadolu Medeniyetleri Müzesi Çakmaktafl› Çift yüzeyli alet alt paleotik, Gaziantep Bronz Törensel Sembol Eski Tunç Ça¤›, Alacahöyük

nkara tarih boyunca Anadolu'da yaflayan uygarl›klar›n her zaman ilgi oda¤› olmufltur. Ankara Kalesi'ne do¤ru A ilerlerken ilk karfl›laflt›¤›n›z Roma Tiyatrosu'ndan sonra kendine özgü koleksiyonlar› ile dünyan›n say›l› müzelerinden biri olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile karfl›lafl›rs›n›z. Bahçe kap›s›ndan girdi¤inizde kendinizi farkl› 15 bir dünyada, adeta tarihin içinde bulursunuz. ‹lk insan›n ortaya ç›k›fl› ile bafllayan bu tarih kronolojisinde Anadolu Uygarl›klar›'na unutulmaz bir yolculuk yapars›n›z. Yorgun ama keyifle ç›kt›¤›n›z Bentderesi yokuflundan ve müzeden sonra tarihi Ankara Kalesi sarp kayalar›n üzerinde yükselen bin y›ld›r bu topraklar üzerinde yaflam›fl uygarl›klar›n do¤al bir savunma merkezine ulafl›rs›n›z. Tarihi yap›lar› ve zengin kendine özgü koleksiyonu ile tüm dünyan›n ilgisini çeken Anadolu Medeniyetleri Müzesi, 1997 y›l›nda ‹sviçre'nin Lozan Kenti'nde 68 müze aras›ndan birinci seçilerek “Avrupa'da Y›l›n Müzesi” unvan›n› kazanan ilk ve tek Türk Müzesi olma baflar›s›n› göstermifltir. Bronz Koç Bafl› Biçimli Situla Firg Gordion Büyük Tümülüs etleriyle beslenmifllerdir. Antalya Karain Ma¤aras› dönemin Ankara'da ilk müze 1921 y›l›nda kalenin Akkale olarak en önemli yerleflim yeridir. isimlendirilen burcunda kurulmufltur. Anadolu'nun de¤iflik bölgelerinden eserler Ankara'ya gönderilemeye bafllay›nca NEOL‹T‹K ÇA⁄ (Cilal› Tafl) M.Ö. 8000-5500. genifl mekânlara sahip bir müze binas›n›n gereklili¤i ortaya Yerleflik yaflama geçilmesi ve ilk besin üretiminin bafllamas› ç›km›flt›r. Atatürk'ün iste¤i do¤rultusunda merkezde bir Eti ile birlikte Anadolu'da Cilal› Tafl Devri bafllar. Konya'n›n Müzesi kurma fikrinden hareket edilerek, Mahmut Pafla Çumra ilçesinin kuzeyinde yer alan Çatalhöyük, Dönemin en Bedesteni ve Kurflunlu Han'›n onar›larak müze binas› olarak önemli merkezidir. Kerpiç temelli, kerpiç duvarl›, düz daml› kullan›lmas› önerilmifltir. 1938-1968 y›llar› aras›nda bu iki evler ma¤aralardan sonra insanlar›n yaflad›klar› ilk konutlar›d›r. Osmanl› yap›s› restore edilerek Müze binas› 1968 y›l›nda son Çatalhöyük kent plan›, damga mühür, ayna, kumafl parças›, fleklini alm›flt›r. Anadolu Arkeolojisine ait eserler, bu tarihi ana tanr›ça heykelleri dönemin ilkleri aras›nda yer almaktad›r. mekânlarda Paleolitik Ça¤'dan bafllayarak günümüze kadar kronolojik bir s›ra ile sergilenmektedir. KALKOL‹T‹K ÇA⁄ (Bak›r Tafl) -M.Ö. 5500-3000.

PALEOL‹T‹K ÇA⁄ (Yontma Tafl) - M.Ö. 9000-8000. Tafl aletlerin yan›nda bak›r›n da kullan›lmas› ile bafllayan ‹lk insanlar, zor do¤a koflullar› alt›nda ma¤aralarda kaya dönemin en önemli merkezleri ise Hac›lar, Canhasan, Aliflar, s›¤›naklar›nda yaflam›fllar ve yaflad›klar› ortamda bulunan Alacahöyük, Tilkitepe ve Beycesultan'd›r. Bu dönem konutlar› yabani sebze ve meyve kökleri ve avlad›klar› hayvanlar›n tafl temelli kerpiç duvarl›d›r. Art›k seramikler kök boyayla

Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. DOSYA VE ARAfiTIRMA

16 Bereket Tanr›s› Pismifl Toprak Kabartmal› Vazo Hitit, ‹nand›ktepe Mermer Hermes Heykeli Roma Dönemi, Hamam› Ankara

bezenmeye perdahlanmaya ve form aç›s›ndan çeflitlenmeye ASUR T‹CARET KOLON‹LER‹ ÇA⁄I- M.Ö. 1950-1750. bafllam›flt›r. Neolitik Dönemin devam› piflmifl toprak tanr›ça Bu dönem Anadolu'da yaz›l› tarihin bafllang›c›d›r. M.Ö 1950'li heykelcikleri daha flematik olarak yap›lm›flt›r. Gümüfl ve y›llarda Asurlularla olan ticari iliflkiler sayesinde yaz›n›n bak›r›n kullan›lmas› bu dönemin ilkleri aras›nda yer al›r. Anadolu'ya girdi¤ini görüyoruz. Asur'dan getirilen kalay, keçi ESK‹ TUNÇ ÇA⁄I (Maden) - M.Ö. 3000-1950. k›l›, dokuma ürünleri, elbise kumafl›, süs eflyas› ve baz› kokular karfl›l›¤›nda de¤ifltirilen alt›n ve gümüfl eflya ticaretin ana Bu ça¤da insanlar bak›r ile kalay› kar›flt›rarak tunç madenini malzemesini oluflturmufltur. En önemli merkez Kayseri elde etmifllerdir. Geleneksel Anadolu mimarisini temsil eden yak›nlar›ndaki Kültepe Kanifl Karumu'dur . tafl temelli kerpiç duvarl› evler bu dönemde de devam etmifl, besin üretiminin yan› s›ra madencilikte gelir getiren önemli H‹T‹TLER- M.Ö. 1750-1200. bir sektör olmufltur. Dönemin sonlar›na do¤ru seramik Anadolu'da ilk siyasi birlik Hititler taraf›ndan kurulmufltur. yap›m›nda çömlekçi çark› kullan›lmaya bafllam›flt›r. Eski Tunç Baflkentleri Bo¤azköy (Hattufla) ile birlikte ‹nand›k, Eskiyapar, Ça¤› merkezlerinden Alacahöyük, Horoztepe, Eskiyapar, Alacahöyük, Aliflar, Ferzant, zengin buluntu veren Hitit Kültepe, Mahmatlar, Kayap›nar›, Beycesultan, Karao¤lan, merkezleridir. Kabartmal›, bo¤a biçimli kaplar, piflmifl toprak Bozhöyük, Aliflar, Gözlükule, Gedikli'de çok miktarda ele eserler, devlet arflivine ait tabletler, kral ad› yaz›l› mühürler geçen a¤›rflaklar, tezgah a¤›rl›klar› ve kirmenler dokumac›l›¤›n dikkati çekmektedir. M.Ö.1270 y›l›nda Dünyada bilinen ve çok ilerledi¤ini göstermektedir. iki büyük devlet aras›nda imzalanan ilk yaz›l› antlaflma olan Anadolu'da ilk siyasi birlik Hititler Kadefl Antlaflmas› bu dönemde bir ilktir. FR‹GLER-M.Ö. 900-700. taraf›ndan kurulmufltur. Bo¤azlar üzerinden Anadolu'ya gelen Friglerin, baflkenti Ankara Baflkentleri Bo¤azköy (Hattufla) yak›nlar›ndaki Gordion'dur. Frig soylular› ve ileri gelenlerinin Tümülüslerinin yan› s›ra Gordion Antik Kenti'nin bulundu¤u ile birlikte ‹nand›k, Eskiyapar, Polatl›-Yass›höyük köyünde ziyaretçi say›s› bak›m›ndan Türkiye müzeleri aras›nda 17'nci s›rada yer alan bir de yerel müze Alacahöyük, Aliflar, Ferzant, zengin bulunmaktad›r. Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenen buluntu veren Hitit merkezleridir Frig Dönemi'ne ait eserlerin hemen hemen tamam› Gordion Antik Kenti'ne aittir. Piflmifl Toprak Kaz Biçimli Törensel ‹çki Kab› Frig Bronz Kazan Urartu, Alt›ntepe 17

URARTULAR- M.Ö. 900-600.

Urartular M.Ö. I. binin bafllar›nda Van Gölü çevresinde bir devlet kurmufllard›r. Urartu topraklar› yüksek ve kayal›k da¤larla çevrili düzlüklerden, platolardan, dar ve derin vadilerden meydana gelmifltir. Bu gün hala kullan›lan su kemerleri ve barajlar bize b›rakt›klar› önemli eserlerdir. Geçim kaynaklar› tar›m ve hayvanc›l›kt›r. Çivi yaz›s›n› kullanm›fllard›r. Van s›n›rlar› içerisinde yer alan Baflkent Tuflpa d›fl›nda Patnos dönemin önemli yerleflimlerindendir. Çok iyi bildikleri maden iflçili¤i ve süs eflyalar› Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin önemli eserleri aras›ndad›r. GEÇ H‹T‹TLER- M.Ö. 1200-700.

Bo¤azlar üzerinden Anadolu'ya gelen Deniz Kavimleri taraf›ndan Hitit ‹mparatorlu¤u y›k›lm›fl, bu sald›r›dan kurtulabilen Hititler Piflmifl Toprak Boya Bezemeli Çömlek Kalkolitik Ça¤ M.Ö.700 y›l›na kadar Güney ve Güneydo¤u Toroslar›n da¤l›k bölgelerinde beylikler halinde yaflm›fllard›r. Kargam›fl, Zincirli, -Aslantepe dönemin önemli merkezlerindendir. Çivi yaz›s› yerine Hiyeroglif yaz›n›n kullan›lmas›, Geç Hitit flehir krall›klar› kültürünün ortak özelliklerindendir. ÇA⁄LAR BOYU ANKARA VE KLAS‹K DEV‹RLER

M.Ö. 1. binin ikinci yars›ndan bafllayarak Arka›k, Klas›k, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemine ait alt›n, gümüfl, cam, mermer, bronz eserler ile ilk paradan bafllayarak günümüze kadar madeni paralar› da içeren koleksiyonlar› müzenin alt Alt›n Taç Roma, Balgat kat›nda sergilenmektedir. DOSYA VE ARAfiTIRMA

18

Anadolu’nun Sualt› Kültür Hazineleri

Mehmet BEZDAN Sualt› Arkeolo¤u Resim 1

959 y›l›nda Arkeoloji dünyas›n›n tüm dikkatini konumu biraz daha açarsak güney k›y›lar› sayesinde Akdeniz'in Anadolu k›y›lar›na çekecek bir keflfe imza at›ld›. do¤usu ve bat›s›n› birlefltirirken, bo¤azlar yoluyla da Karadeniz'e 1 Antalya yak›nlar›ndaki Gelidonya Burnu'nda, denizin giden yollar› kontrol alt›nda tutmaktad›r. Ayr›ca Girit, Rodos metrelerce alt›nda dünyan›n o gün için bilinen en ve K›br›s gibi önemli adalara olan yak›nl›¤› ticaret yollar›n› eski gemi enkaz› bulundu. 3200 y›ld›r denizin derinliklerinde kontrol alt›nda tutmay› kolaylaflt›rm›flt›r. Tüm bu bölgelerin keflfedilmeyi bekleyen geminin kaz›s›, arkeoloji dünyas› için hinterlantlar› da göz önüne al›nd›¤›nda kontrol alt›ndaki 19 dönüm noktas› olacakt›. 1960 y›l›nda gerçeklefltirilen kaz›, bölgenin büyüklü¤ü çok daha iyi anlafl›l›r. Bu bilgilere, bilimsel anlamda ilk arkeolojik sualt› kaz› çal›flmas› olmas›n›n Akdeniz'deki denizcilerin antik ça¤ boyunca seferlerinde k›y› yan› s›ra yeni bir bilim dal›n›n “sualt› arkeolojisinin” do¤uflunu çizgisini takip ettikleri bilgisini de eklersek Anadolu k›y›lar›n›n da simgeliyordu. Resim 1 önemi çok daha iyi anlafl›l›r ve Anadolusuz Do¤u Akdeniz ticaretinin düflünülemeyece¤i ortaya ç›kar. Akdeniz, antik ça¤ boyunca k›y› fleridindeki medeniyetleri birbirine ba¤layan köprü görevini üstlenmifltir. Bu nedenle Yukar›da anlat›lan deniz ticaretine hemen hemen bütün antik dünyan›n kalbi olarak nitelenen Akdeniz'de gemiler k›y›lar›yla hizmet eden Anadolu, ayn› zamanda gemicilerin birer atardamar gibi iflleyerek eflyalar›n, insanlar›n ve hatta her dönem korkulu rüyas› da olmufltur. Birkaç örnekle kültürlerin yer de¤ifltirmesine olanak sa¤lam›fllad›r. Bafllarda aç›klamak gerekirse, Turgutreis aç›klar›ndaki Yass›ada ülkeler aras›nda lüks mallar›n tafl›nd›¤› bir yol olan deniz çevresinde 4. yüzy›la ait Geç Roma Dönemi bat›¤›, 7. yüzy›la ticareti zamanla geliflerek gereksinimlerin karfl›land›¤› bir yol ait Bizans bat›¤›, 16. yüzy›la ait Osmanl› bat›¤› ve son olarak haline gelmifltir. Öyle ki, Roma dönemine gelindi¤inde 1993 y›l›nda batan bir flilep bulunmaktad›r. Benzer bir örne¤i ‹skenderiye'den Roma'ya her y›l 15000 ton bu¤day tam 300 Marmaris yak›nlar›nda Serçe liman› ad› verilen bir koyda da y›l boyunca tafl›nm›flt›r1. Bu ticaretten daha fazla pay almak görmek mümkündür. Olas›l›kla f›rt›nadan kaçan denizcilerin isteyen imparatorluklar ise, tarih boyunca Akdeniz'e hakim ilk tercihi olan koy ve çevresinde, MÖ 1. yüzy›l Roma Dönemi olma mücadelesi vermifllerdir. Roma ‹mparatorlu¤u’nun bat›¤›ndan 19. yüzy›la tarihlenen buharl› bir gemiye kadar 2 gerçeklefltirdi¤i bu düfle, “Mare Nostrum” (bizim deniz) ad› pek çok döneme ve kültüre ait bat›k bulunmaktad›r . verilir. ‹flte böylesine bir trafi¤in temel ö¤esi olan gemi, Wright Bu örnekler k›y›lar›m›z›n denizcilere çok da misafirperver Kardefllerin uça¤› icat etmesine kadar - ki yaklafl›k yelkenin davranmad›¤›n›n kan›t›d›r. Di¤er bir yandan denizlerimizdeki icad›ndan sonra 5400 y›l daha beklemek gerekiyordu - bir sualt› kültür miras›n›n ne kadar zengin oldu¤unun da yükün tafl›nmas› ad›na en h›zl› araç olmufltur. ‹nsano¤lunun göstergesidir. en önemli icatlar›ndan biri olan gemileri araflt›ran bu bilim, fiüphesiz ki yukar›da bahsedilen co¤rafi konum sadece antik ülkemiz k›y›lar›nda do¤mufl ve geliflmifltir. Bunda hiç flüphesiz ça¤a özgü de¤ildir. Bu derginin okuyucular›n›n da çok iyi ki Anadolu'nun co¤rafi konumunun büyük etkisi vard›r. bildi¤i gibi 20. yüzy›l›n en büyük savafllar›ndan bir tanesinde, Anadolu, dünya üzerinde co¤rafyan›n tarihe olan etkisinin en Anadolu k›y›lar› baflrol oyuncusu olmufltur. Çanakkale Savafl› net görülebilece¤i yerdir. Bu topraklarda kurulan pek çok s›ras›nda batan gemiler bugün savafl›n tan›klar› olarak medeniyet Anadolu'nun co¤rafi konumu sayesinde zenginleflip derinlerdeki uykular›na devam etseler de, aradan geçen 93 bir güç haline gelirken, yine co¤rafi konumunun kurban› y›la ra¤men savafl›n karanl›kta kalm›fl k›s›mlar›na ›fl›k olarak di¤er güçler taraf›ndan ele geçirilmek istenmifltir. Bu tutmaktad›rlar. Yap›lan araflt›rmalar sonucunda müttefik

1 Unutmaz 2001, s. 78-84 2 Bass 1996 - Alpözen 2006, s. 47-54 DOSYA VE ARAfiTIRMA

Resim 2 Resim 3

denizalt›lar›n›n en az 13 kez Çanakkale Bo¤az›'n› geçti¤i hatta 1984 y›l›nda bafllanan kaz› çal›flmalar› tam 11 y›l sürdü. Kaz› ‹stanbul Bo¤az›'nda baz› Türk gemilerine sald›r›lar ekibi taraf›ndan 22.400'den fazla dal›fl gerçeklefltirilerek düzenledikleri anlafl›lm›flt›r. Buna karfl›n Osmanl› ve Alman sualt›ndaki esrar perdesi araland›. Ç›kan sonuçlar kuvvetlerine ba¤l› birlikler taraf›ndan imha edilmifllerdir3. ola¤anüstüydü. Geminin kargosunda 10 ton bak›r ve 1 ton Bo¤azlara egemen olma mücadelesinin tarihine bak›ld›¤›nda kalay bulunmaktayd›. Bunun anlam› geminin kargosunda bir 20 Çanakkale Savafl›'n›n ilk olmad›¤› görülür. Müttefiklerin atalar› döneme (Tunç Ça¤›) ad›n› veren tunç için 11 ton hammadde çokta farkl› olmayan bir amaçla M.Ö. 12. yüzy›lda Troya idi. ‹deal tunç kar›fl›m›n›n 1'e 10 olmas› da bu tezi sahillerine gelmifllerdi. Troya Savafl› bir kenara b›rak›l›rsa, desteklemektedir6. Belkide 3400 y›l önce batan gemi 11 ton M.Ö. 7. yüzy›l›n sonundan itibaren Çanakkale Bo¤az›'n› kontrol savafl aletinin hammaddesini tafl›yordu. 4 etmeyi amaçlayan ilk teflebbüsler bafllar ve 20. yüzy›l›n Yap›lan kaz› çal›flmalar› sonucunda Tunç Ça¤›'na ait ticaretin bafllar›na kadar devam eder. Resim 2 -belkide silah ticaretinin- tüm gizemi gözler önüne serilmiflti. Çanakkale Savafl›'n›n gizli kalm›fl yönleri gibi II. Dünya savafl›na Hiç kuflkusuz ki batan geminin kargosu al›c›s› ve sat›c›s› ad›na ait gizli kalm›fl bir tak›m s›rlarda Karadeniz k›y›lar›nda yap›lan çok büyük bir kay›pt›. Resim 3 çal›flmalar sonucunda anlafl›lm›flt›r. II. Dünya savafl› s›ras›nda Sonuç itibariyle denizlerimiz, M.Ö. 14. yüzy›l Uluburun Rusya'ya sald›rarak Almanya için yeni topraklar kazanmak Bat›¤›'ndan 20. yüzy›la tarihlenen Çanakkale bat›klar›na hatta isteyen Hitler, Rus donanmas›na karfl› Karadeniz'e ç›kmak II. Dünya Savafl›na ait denizalt›lara kadar genifl tarih yelpazesinin istiyordu. Bunun önündeki en büyük engel ise Türkiye'nin hemen hemen her dönemine örnekler vererek, yaklafl›k 3400 tarafs›z olmas› nedeniyle bo¤azlardan gemilerini y›ll›k denizcilik tarihini bar›nd›r›yor. geçirememesiydi. Bunun üzerine “tip 2” ad› verilen daha küçük Hiç kuflkusuz yap›lacak araflt›rmalar sonucunda tarih 6 denizalt› karayolu ve Tuna Nehri vas›tas›yla Karadeniz'e yelpazesinde çok daha genifl bir dönem ayd›nlat›lacakt›r. Son ulaflt›r›ld›. 1944 y›l›na gelindi¤inde denizalt›lardan 3 tanesi y›llarda gerçeklefltirilen çal›flmalar bu tezi desteklemektedir. hala faaldi. 25 A¤ustos 1944'te Romanya'n›n taraf de¤ifltirmesi ‹stanbul'da gerçeklefltirilen Marmaray projesindeki Yenikap› üzerine 3 denizalt›n›n ikmal yapabilecekleri üsleri de istasyonu çal›flmalar› s›ras›nda ‹stanbul'un en eski liman› kalmam›flt›. Bunun üzerine 3 denizalt›n›n Türkiye k›y›lar›nda “Theodosius” bulunmufltur. Limanda bulunan gemilerin say›s› bat›r›larak askerlerin Anadolu içlerinden güneye inmesi flimdiden otuza ulaflm›flt›r7. 7. yüzy›lla 11. yüzy›l aras›na emredildi. ‹flte böylesine ilginç bir hikayenin kahramanlar› tarihlenen bat›klar dünyadaki en önemli bat›k buluntu gurubu bugün A¤va, Karasu ve Zonguldak aç›klar›nda denizin olarak nitelendirilmektedir. Buradaki çal›flmalar antik dönem derinliklerinde beklemekteler5. gemi yap›m tekniklerinin anlafl›lmas› ad›na çok önemlidir. Yaz›m›z›n ve sualt› arkeolojisinin bafllad›¤› noktaya geri Theodosus Liman› gibi bir di¤er önemli araflt›rmada ‹zmir'in dönersek, Gelidonya Bat›¤›’n›n kaz›s›ndan tam 24 y›l sonra Urla ilçesinde yap›lmaktad›r. Liman Tepe'de, karada yap›lan çal›flmalar›n uzant›s› olarak sualt›nda kalm›fl liman yap›s› Kafl yak›nlar›nda bulunan baflka bir bat›k dünyan›n en eski araflt›r›lmaktad›r. Buradaki yap›lar›n bilinen en eski liman bat›¤› unvan›n› Gelidonya Bat›¤›’n›n elinden ald›. MÖ 14. tesisleri oldu¤u tahmin edilmektedir. yüzy›la tarihlenen gemi enkaz› kaz› sonuçlar› nedeniyle birçok kaynak taraf›ndan 20. yüzy›l›n en büyük kefliflerinden biri Denizlerimizdeki tarihi ve kültürel zenginliklerin ne derece olarak gösterildi. yüksek oldu¤unun bir göstergesi de müzelerimizdeki eserlerdir.

3 Karakafl 2008, s. 97-100 5 Kolay 2008, s 26-27 4 Körpe 2006, s. 15-20 6 Pulak 2001, s.114-121 - Bass 2001, s.78-113 7 Kocabafl 2008, s. 80-83 Resim 4 Resim 5

Özellikle k›y› fleridindeki müzelerimizin hemen hepsinde Bezdan 2008, Mehmet Bezdan, “Tarih, Türkiye K›y›lar›nda sualt›ndan ç›kart›lm›fl eserleri görmek mümkündür. Hiç Yaz›l›yor” Aktüel Arkeoloji (Ocak 2008), s. 76-82 flüphesiz bunlardan en önemlisi Bodrum Sualt› Arkeoloji Casson 2002, Lionel Casson, Antik Ça¤da Denizcilik ve Gemiler, Müzesi'dir. Türkiye karasular›ndan ve hatta göllerinden gelen ‹stanbul 2002 pek çok eser bu müzede sergilenmektedir. Di¤er bir önemli müzemiz ise ‹stanbul Deniz Müzesi'dir. 1897 y›l›nda kurulan Karakafl 2008, Savafl Karakafl, “Çanakkale Geçildi mi?”Aktüel müzenin koleksiyonunda yaklafl›k 20.000 adet eser Arkeoloji (Mart 2008), s. 97-100 21 bulunmaktad›r. Resim 4 Kocabafl 2008, Ifl›l Özsait Kocabafl, “‹stanbul Üniversitesi Yenikap› Yukar›da Anadolu'nun tarihi süreç içerisinde, co¤rafi konumu Bat›klar› Projesi” Aktüel Arkeoloji (Mart 2008), s. 80-83 sayesinde önemli bir merkez haline gelmesi ve bunun Kolay 2008, Selçuk Kolay, “Hitler'in Karadeniz'de Bat›rd›¤› Botlar›n sonucunda çok önemli bir sualt› kültür miras›na sahip oldu¤u S›rr›” Aktüel Arkeoloji (Mart 2008), s. 26-27 örnekleriyle ortaya konulmufltur. Anadolu gerek limanlar› gerekse bulundurdu¤u bat›klar bak›m›ndan dünyada sualt› Körpe 2008, Reyhan Körpe, “Bo¤az Savafllar›” Kubaba (Ocak arkeolojisinin merkezi konumundad›r. Di¤er bir deyiflle 2006), s. 15-20 denizcilik tarihinin yaz›lmas›nda baflyazarlardan biridir. McGrail 2001, Sean McGrail, Boats of The World From Stone Age Yap›lacak araflt›rmalarla daha birçok bat›¤a ulafl›larak Anadolu To Medieval Times, Oxford 2001 tarihinin gizemi, sualt› kültür miras›m›z›n bize verdi¤i bilgilerle çözülmeye çal›fl›lacakt›r. Morrison- Williams 1968, J.S. Morisson - R.T. Williams, Grek Oared Ships 900-332 B.C. Cambridge 1968 Uluburun Bat›¤›'n›n koydu¤u s›n›r› aflarak “en eski bat›k gemi” s›fat›n› alacak, ya da tarihin karanl›kta kalm›fl k›s›mlar›n› Parker 1992, A. J. Parker, Ancient Shipwrecks of the Mediterranean ayd›nlat›lacak baflka gemiler var m›? fiu an için bilemiyoruz & the Roman Provinces, Cambridge 1992 ama bu ve bunun gibi cevaplanmam›fl birçok sorunun cevab› Pulak 2001, Cemal Pulak, “Üç bin Üç Yüz Y›ll›n Tan›¤›”, National derinlerde arkeologlar› bekliyor…Resim 5 Geographic (Kas›m 2001) s.114-121 KAYNAKÇA Starr 2000, Chester G. Starr, Antik Ça¤da Deniz Gücü, ‹stanbul Alpözen 2006, O¤uz Alpözen, “Türkiye'de Sualt› Arkeolojisi ve 2000 Bodrum Müzesi”, Uluburun Gemisi, Bochum 2006 Unutmaz 2001, ‹rfan Unutmaz, “Anadolu'da Deniz Ticaret Yollar›” Bass 1996, George F. Bass, Bodrum Sualt› Arkeoloji Müzesi'ndeki Focus (Temmuz 2001), s. 78-82 Bat›klar, Ankara1996 ‹NTERNET ADRESLER‹ Bass 2001, George F. Bass, “Bilinen En Eski Bat›ktan Ç›kan Tunç http://www.anzacsite.gov.au Ça¤›'n›n ‹htiflam›” http://www.bodrum-museum.com National Geographic (Kas›m 2001), s.78-113 http://www.dzkk.tsk.mil.tr/muze/turkish/Ana_sayfa.htm Bass 2008, George F. Bass, “Gelidonya Burnu'nda Bronz Ça¤›na Ait Bir Gemi Enkaz›” Aktüel Arkeoloji (Mart 2008), s. 38-45 http://www.ecu.edu/ DOSYA VE ARAfiTIRMA

22 Antik Kent Diyar›: BALIKES‹R

askyle›on Antik Kenti ç›kart›lm›flt›r. Tafl temel üzerine kerpiç duvarlardan oluflan saray duvarlar›nda üç evreli yan›k tabakalar ele geçmifltir. M.Ö. Band›rma'n›n 30 km. güneyinde herkes taraf›ndan D 7.yy. da Bat› Anadolu'nun tümü için büyük bir felaket say›lan bilinen kufl cennetine çok yak›n Ergili Köyünün 2 km. Kimmer'ler diye an›lan bir yabanc› kavim taraf›ndan yak›l›p do¤usunda Kufl gölünün güney-do¤u ucunda yer al›yor. M.Ö. y›k›ld›¤›n› göstermektedir. Yine kaz›lar sonucu ortaya ç›kart›lan 7.yy.da Daskylos ad›yla bilinen ünlü Lydia Kral›'n›n Sardis'ten Daskylos saray temelinin ele geçti¤i seviye ile uyumlu özel bir hanedan kavgalar› nedeniyle buraya gelmesiyle kent Daskyleion teknikle infla edilmifl ve temelin alt›nda yer alan at›k su kanal›; ad›n› alm›flt›r. 2700 y›l önce burada yaflayan insanlar›n bilinçli olarak Kufl Cenneti (Paradeisos) ve Daskyleion, do¤al ve tarihi çevre çevrelerine ve do¤aya olan duyarl›l›klar›n› göstermektedir. kavram›nda ele al›nan bütünleflmifl iki olgudur. Tüm antik Düzgün ifllenmifl plaka ile yan duvarlar›, taban› ve üstü yazarlar Daskyleion ve Paradeisos'un güzelli¤inden övgü ile kapat›lm›flt›r. bahsetmektedir. M.Ö.334 y›l›nda Büyük ‹skender (Makedonyal› Alexandros) bir dünya imparatorlu¤u kurmufl olan Persleri Antandros Antik Kenti: ortadan kald›rmaya karar verdi¤i zaman Pers Satrapl›¤› (Genel Antandros Antik Kenti, Edremit ‹lçesi Alt›noluk Beldesi'nin 4 Valilik) merkezi olan Daskyleion'u da ününü ve güzelli¤ini km. do¤usunda, ‹da Da¤› (Kazda¤›) eteklerinde, Pelasg'lar duydu¤u Paradeisos için ele geçirmeyi düflünmüfltür. taraf›ndan kurulmufltur. Adramytteion (Burhaniye-Ören) - Daskyleion'da yap›lan kaz›lar neticesinde Lydia Kral› Assos (Behramkale) yolu üzerinde askeri bak›mdan stratejik Daskylos'un içinde yaflad›¤› saraya ait duvar kal›nt›lar› a盤a bir konuma sahip olan kentin, M.Ö. 10.yy' da kuruldu¤u

Bal›kesir ‹l Kültür Turizm Müdürlü¤ü'ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. düflünülmekle birlikte, çok yak›n›nda bulunan Assos' un Birbirini kovalayan deprem ve istilalar Kyzikos'u oturulacak M.Ö.2.bin y›llar›na kadar inen tarihinden Antandros' un da bu halden ç›kard›. Temizleme ve bak›m isteyen limanlar›n dolmas› tarihlerde iskan görmüfl olmas› mümkün görülmektedir. dolay›s›yla mükemmel bir tabii liman› olan yak›n›ndaki Arteke (Erdek) flehri, gemicilik ve liman faaliyetleri bak›m›ndan yavafl Antandros'un bir Pelasg kenti oldu¤unu, tarihteki Bat› Anadolu yavafl Kyzikos' un yerini ald›. Ancak o da deprem ve ak›nlar›ndan ‹syan›'ndan (M.Ö. 499-494) sonra Pers Kral› Dareios'un hayli zarar gördü¤ü için bir varl›k gösterememifltir. komutan› Otoneis'in Antandros'u zapt etti¤ini ve Kserkeses Ordusu'nun Yunan seferine giderken kentin yan›ndan geçti¤ini Gerek ‹stanbul'u zaptetmek için Kyzikos'a gelen Araplar, gerekse Heredot'tan ö¤renmekteyiz. Kaçak kaz›lar sonucu ortaya ç›kan depremler yüzünden zarar gören Kyzikos 23 Eylül 1063'de Roma dönemine ait bir taban mozai¤i çevresinde yap›lan sistemli olan korkunç deprem neticesinde bafltanbafla y›k›ld›. Sa¤ kalanlar kaz›lar sonucunda M.S.1.yy tarihlenen ve duvarlar›nda fresk ise flehri terk etmeye bafllad›lar. Kap›da¤ Yar›madas›'n›, anakaraya bulunan, taban döflemeleri mozaikli bir zengin evi bulunmufltur. ba¤layan berzah, ilk ça¤da dolmadan önce bu kent,üç liman›, Hadrian Tap›na¤› ve amphitheat›r› ile ünlü bir ticaret flehri ve Kyzikos Antik Kenti : flarap, zeytinya¤›, bu¤day,mermer, parfümeri ile ünlü bir Kyzikos, Kap›da¤ eteklerinde Band›rma- Erdek karayolunun koloniydi. Üç büyük deprem, berzahtaki liman›n dolmas› ve geçti¤i yerde kurulmufltur. Yöre tarihi, Kurt Bittel taraf›ndan batakl›¤›n s›tma yaratmas›, halk›n›n bugünkü Erdek' e göç yap›lan araflt›rmalar sonucunda Neolitik (M.Ö. 6. bin) ve etmesine yol açt›. Depremler, Efes görkemindeki bu kentin Kalkolitik (M.Ö. 5. bin) Dönem' e kadar inmektedir. bilinmezli¤e terk edilmesine sebep olmufltur. Mysia'daki Olympos (Uluda¤) yamaçlar›nda yerleflmifl olan, Hadrian Tap›na¤›: Kyzikos Kenti'nde ise flimdiye kadar tespit daha sonra Aisepos Ovas›'na inen veya Thessalia' dan bu yöreye edilmifl dört tane tap›nak vard›r. Bunlardan en büyü¤ü ve en (Aisepos / Gönen- Kocaçay ile Rindkos /Mustafa Kemal Pafla- önemlisi Hadrian Tap›na¤›'d›r. Tap›na¤›n yap›m›na daha önce Atranos Çay› aras›na) yerleflmifl olan Dolionlar, Kyzikos' da Tanr› Zeus ad›na bafllanm›fl, ancak bitirilememifltir. M.S.123 yaflayan en eski kavimdir. Bu nedenle bu bölge ayn› zamanda y›l›nda olan bir depremden sonra ‹mparator Hadrian' ›n kenti Dolionia veya Dolionis diye adland›r›l›r. Yunan mitolojisinde ziyaretinin ard›ndan yap›m›na tekrar bafllan›r. Bitirilifli ise ancak Gürcistan (Kolkhis)'da var olan alt›n postu almak için, Antoninler Dönemi'nde (M.S.138-197) gerçekleflir. Ancak M.S. 23 Yunanistan'dan yola ç›kan Argonautlar yolda Dolionia 150-155 y›llar› aras›ndaki yeni bir depremde tap›nakta büyük (Kyzikos)'ya u¤rarlar. Kral Kyzikos Argonlar'› iyi karfl›lar. Onlar› bir y›k›m olur ve M.S. 167 y›l›nda yeniden onar›l›r. Antik yedirir, içirir ve yanlar›na bol kumanya vererek u¤urlar. Yola dönemde dünyan›n sekizinci harikas› olarak listeye al›nan ç›kan Argonautlar o gece f›rt›naya yakalan›rlar ve karaya ç›karlar. tap›nak, M.S. 6. yy.'daki depremden sonra kendi yazg›s›yla Gece karanl›¤›nda tekrar Dolonia topraklar›na ç›kt›klar›n› fark baflbafla b›rak›lm›flt›r. etmeyen Argonautlar, Kral Kyzikos'u ve yan›ndakileri düflman Amphitiyatro: ‹ki yamaç aras›nda bulunan bir dere vadisine zannederek çarp›fl›rlar. Ancak bu çarp›flmada Kral Kyzikos ölür infla edilmifltir. Kyzikos Amphitiyatrosu' nun uzunluk ve çapraz ve Kyzikos'un ölümüyle flehir Kyzikos ad›n› al›r. d›fl ölçüleri 180 x155 m'dir ve bu ölçülerle en büyük ve en M.Ö. 364 y›l›nda ba¤›ms›zl›¤›n› kazanm›fl olan Kyzikos M.Ö. ünlü amphitiyatrolar aras›na girmektedir. Roma Colosseum'u 334 y›l›nda Büyük ‹skender'in Persler' i yenmesiyle Kyzikos Amphitiyatrosu' nu önemsiz bir farkla geçmektedir. Makedonyal›lar' ›n egemenli¤ine geçmifltir. M.Ö. 3. yy.' da Amphitiyatronun kesin yap›m y›l› bilinmemektedir. Ancak Marmara Denizi'nde ticaret yollar› üzerinde olmas› nedeniyle ‹mparator Hadrian zaman›nda M.S. 130 y›llar›nda yap›lmaya büyük önem kazanm›fl olan Kyzikos, M.Ö. 2. yy.'da Bergama baflland›¤› söylenebilir. ile de iyi iliflkiler içine girmifl, bir bilim ve kültür merkezi haline Adramytte›on Antik Kenti gelmifltir. Adramytteion Antik Kenti bugünkü Burhaniye ‹lçesi'nin 2 km Bergama'n›n Romal›lar›n eline geçmesiyle Bergama ile iyi iliflkiler kadar bat›s›nda bulunan Karatafl Mevkii'nde, Ören Tepe' yi de içinde olan Kyzikos da Romal›larla dost olmufl, ancak daha içine alan genifl bir alanda Pelasglar taraf›ndan kurulmufltur. sonra Romal›lar›n egemenli¤i alt›na girmifllerdir. Konstantinus Strabon'a göre kenti yeniden imar eden Lydia prensi Adramis M.S.324 y›l›nda Byzantion' u Do¤u Roma ‹mparatorlu¤u'nun buraya Atina'dan kovulan Delos Adas› sakinlerini yerlefltirmifltir. baflkenti yap›nca, Kyzikos önce donuklaflt› sonra yavafl yavafl M.Ö. 546 y›l›nda Lidya krall›¤›n›n Perslere yenilmesi sonucunda söndü. Kuvvetli surlarla çevrilen Bizans, kuzeyden gelecek baz› kent Daskyleion satrapla¤›na ba¤lanm›flt›r. Bat› Anadolu tehlikeleri önlemekteydi. Fakat buna karfl›l›k baflka yönlerden ‹syan›'ndan (M.Ö. 499-494) sonra sakinleri öldürülen ve y›k›lan gelen ak›nlar daima Kyzikos' dan geçti ve y›k›lmas›n› kent harap duruma gelmifltir. Kent ad›na bas›lm›fl birçok sikke çabuklaflt›rd›. günümüze kadar ulaflm›flt›r. Prokonnessos Antik Kenti, Ancyra M.S. 7.-8. y.y.' larda Kyzikos art›k idari veya askeri bölüm Antik Kenti, Hadr›ane›a Antik Kenti, Astyra Antik Kenti, Thebe merkezi de¤ildi. Vilayet darphanelerinin ço¤u gibi darphanesi / Theb Antik Kenti, Arteka Antik Kenti, Zele›a Antik Kenti, terk edilmifl, berzahtaki geçidi dolmufl, surlar›n›n ve binalar›n›n Per›hharax›s Antik, Kerase›on Antik Kenti, Attane›on Antik bir k›sm› y›k›lm›fl bulunan güzel Kyzikos bundan sonra Kenti, -Plak›a Antik Kenti Bal›kesir'de görülmesi gereken tarihi Konstantinopolis üzerinden yap›lan bütün ak›nlara aç›k kald›. mekânlard›r. DOSYA VE ARAfiTIRMA

24

BOLU DA⁄LARININ KAHRAMANI KÖRO⁄LU

ilinen hikâyesine göre, at merakl›s› olan Bolu Beyi, yi¤itlik ve üçüncüsü de flairlik bahfletmifltir. Böylece Köro¤lu'nun seyisi Yusuf'tan kendisi için bir at bulmas›n› ister. destans› kahramanl›¤›, ozanl›¤› Bolu'da Köro¤lu Da¤lar›'nda B Seyis Yusuf, ileride çok güzel bir at olaca¤›na inand›¤› devam edecektir. Bolu Beyi'ne baflkald›ran, zalimlerin zulmüne tay› al›r getirir. Ancak Bolu Beyi at›n çelimsiz halini görünce isyan eden, zenginden al›p yoksula da¤›tan bir halk kahraman› be¤enmez, Yusuf'un kendisiyle alay etti¤ini düflünür ve bu olan Köro¤lu ile ilgili anlat›mlar büyük bir co¤rafyay› sebeple seyisin gözlerini da¤lat›r. Kör Yusuf, köyüne döner kapsamaktad›r. Bolu'da Köro¤lu ad›yla yaflayan türkü, halk o¤luna olanlar› anlat›r. Y›llar sonra intikam yemini eden oyunu, restaurant, da¤, seyahat acentesi, mahalle, site, hastane, Yusuf'un o¤lu Ruflen Ali, yi¤it bir delikanl› olmufltur. Babas›n›n t›p merkezi vb. mevcuttur. Ayr›ca K›rat›n da¤dan uçup kay›plara rüyas›nda gördü¤ü Bingöl da¤lar›ndan ç›kan ab-› hayat üç kar›flt›¤› yer oldu¤una inan›lan bölgedeki bir tafl›n üstünde köpü¤ü aramaya bafllar. Köro¤lu ölümsüzlük suyunu bulur K›rat›n alt›ndan olan nal izlerinin bulundu¤u yöre halk› ve içer, bu üç köpükten biri, Köro¤lu'nda ölümsüzlük, di¤eri taraf›ndan rivayet edilmektedir.

Bolu ‹l Kültür Turizm Müdürlü¤ü'ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. Mert dayan›r, namert kaçar çeteler halinde soygunculuk yapmaktayd›lar. Bunlara levend Meydan gümbür gümbürlenir (levendat) ad› veriliyordu. ‹flte meflhur Köro¤lu Ruflen'de fiahlar flah› divan açar bu çetelerin birinin bafl›nda olup, 1581 tarihinde Gerede Divan gümbür gümbürlenir ile Bolu aras›nda haydutluk yapt›¤› görülüyor. Bu tarihte Celali olarak vas›flanan Köro¤lu'nun 1584 tarihinde de Benden selam olsun Bolu beyine faaliyetini sürdürdü¤ü, askeri memur (Umera) kad›nlar›n Ç›k›p flu da¤lara yaslanmal›d›r korkular›ndan onun yapt›klar›n› gizledikleri bildiriliyor. Ok g›c›rt›s›ndan gürzün sesinden Da¤lar seda verip seslenmelidir 9 Haziran 1581 tarihli Anadolu Beylerbeyi'ne yaz›lan di¤er bir hükm-i flerifte ise, Köro¤lu'nun K›brus (K›br›sc›k) Düflman geldi tabur tabur dizildi kazas›ndan Çakalo¤lu Kara Mustafa Pafla ile birleflip Celali Aln›m›za kara yaz› yaz›ld› olduklar›, yörede ya¤ma ve tahriplerde bulunduklar› Tüfek icad oldu mertlik bozuldu anlat›ld›¤› gibi, ayn› y›la ait di¤er bir vesikada ad›n›n Ruflen E¤ri k›l›ç k›nda paslanmal›d›r oldu¤u bildiriliyor. Bu tarihten sonra Köro¤lu hakk›nda da flimdilik bir arfliv vesikas› bulunmamaktad›r. Köro¤lu'nun Hayat› hakk›nda yeterli bilgi ve belge henüz 25 Tokat da¤lar›nda kaçak olarak yaflad›¤›n› bildiren bir Anadolu bulunmamaktad›r. Köro¤lu'nun XVI. yüzy›l sonu ile XVII. rivayeti de vard›r. Bu, anlafl›laca¤› üzerine kahraman›m›z yüzy›l bafllar›nda yaflad›¤› anlafl›lmaktad›r. 1580-1585 Tokat Da¤lar›'nda hayata veda etti demektir. E¤er böyle ise tarihleri aras›nda Gerede'nin Dörtdivan'›na ba¤l› Say›k cesedi Osmanl›'n›n eline geçmemesi için gizli bir yere (So¤uk) köyünde ortaya ç›km›fl, Devrek, Mudurnu, Gerede aras›nda faaliyet göstermifltir. Bir çok araflt›rmac›n›n tespitine gömülebilir. Köro¤lu, Türk âleminde bilhassa bat› Türkleri göre Sibirya'dan Bolu'ya kadar milli bir kahramand›r. aras›nda çok sevilen bir kahramand›r. Türk köylüsüne mensup gençlerin, devletin üst düzeydeki idari mevkilerine Bugün Türk Cumhuriyetleri, Anadolu ve Balkanlarda yaflayan getirilmeyip, bu mevkilere devflirmelerin getirilmesi, Türklerin ortak destan› olan Dede Korkut Destan› Köro¤lu'nun esas mücadelesinin temelini oluflturmaktad›r. “O¤uzname”nin ozanlar taraf›ndan 1526 y›l›nda Mohaç Muharebesinin vuku bulaca¤› günün gecesinde çal›n›p ça¤›r›ld›¤› bilinmektedir. E¤er kendilerinde erlik var ise, Gelsin dö¤üflelim Bolu Beyleri XVII. yy.’da ozanlar gitmifl yerlerini âfl›klara b›rakm›fllar, Kan›ndan susay›p, candan geçerse bunlar ise yeni bir destan çal›p ça¤›rmaktad›rlar. Bu destan, Gelsin dö¤üflelim Bolu Beyleri bugün Türk âleminin en büyük destan› olan Köro¤lu Destan›'d›r. Bu destan›n, ‹stanbul ve Azeri olmak üzere esas Ala sada¤›m› sundum özüme olarak iki rivayeti olmakla birlikte tali kollar› da vard›r. Hezaran kalkan›m ald›m dizime Bugün, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, K›rg›zistan, ‹ran, Türkiye ve k›saca Üsküp'ten Çin Seddi'ne kadar uzanan Köro¤lu der, kan göründü gözüme co¤rafyada yaflayan topluluklarda Köro¤lu Destan› çocuklar›n Gelsin dö¤üflelim Bolu Beyleri. dahi ezbere okuduklar› bir destand›r. Destan kahraman›m›z KÖRO⁄LU “Ali Ruflen”, Bolu ‹linin, Dörtdivan ‹lçesinin Karfl›mda durana kalmaz karar›m Yukar› Say›k Köyü'ndendir. Özellikle nüfus art›fl› sebebiyle Do¤rulup gelene yoktur zarar›m geçim s›k›nt›s› çeken Anadolu Türk köylüsüne mensup Ya flehitlik ya gazilik dilerim gençlerin birçoklar› medreseye giderken bir k›sm› da Gelsin dö¤üflelim Bolu Beyleri topra¤›n› b›rak›p, bulunduklar› yerlerden ayr›l›yorlard›. Çiftbozan denilen bu gençlerin birçoklar› bir ifl tutmak için At›na binende eyledi dizgin flehirlere gittikleri gibi, baz›lar› da Sancak Beyi ve Alaylar› çat›p, eyledi bozgun Beylerbeyi'lerin hizmetine giriyorlar ve onlar›n kap› halk›n› Lefline kondurmak isterse kuzgun oluflturuyorlard›. Bunlar›n bir k›sm› ifl bulamad›klar›ndan Gelsin dö¤üflelim Bolu Beyleri. 26

Sagalassos Antik Tiyatro Agora Murat ARIK/Arkeolog T.C.KültürveTurizmBakanl›¤› DOSYA VEARAfiTIRMA SAGALASSOS ANT‹K KENT‹: BURDUR urdur'un A¤lasun ‹lçesi'nin 7 km kuzeyinde yer kaçmamaktad›r. Günümüz bilim adamlar›n›n tarihi co¤rafya almaktad›r. Bat› Toroslar'›n bir parças› olan A¤lasun lokalizasyonlar› neticesinde Antik Pisidia bölgesinin bir dönem B Da¤›'n›n (Akda¤) güney eteklerinde, 1450/1700 m baflkentli¤ini de yapan Sagalassos'a M.Ö. 17.-16. yüzy›lda yükseklikteki meyilli bir arazi üzerine kurulmufl olan kentin yerlefltikleri san›lan Pisidial›lar, Luwi dilini konuflan kabilelerin kal›nt›lar›, Do¤u-Bat› yönünde 2,5 km Kuzey-Güney yönünde bir parças› olup, ayn› soydan gelmelerine karfl›n farkl› lehçeleri de 1,5 km'yi kapsayan bir alana yay›lm›flt›r. Akda¤ eteklerinde konuflan en az üç ayr› kabileden oluflmaktayd›. Savaflç› bir yer alan Sagalassos Antik Kenti, modern Burdur ‹linin zengin karaktere sahip olan Pisidial›lar, Pers Kral› Cyrus'tan (M.Ö. 6. kültürel miras›n›n önemli bir parças›d›r. Akda¤'›n afla¤›s›nda yüzy›l) bafllayarak Galatia Kral› Amyntas'a (M.Ö. 25 yy.) kadar yer alan ve Baflköy'den Dereköy'e kadar uzanan genifl vadide tarihleri boyunca bütün komflu krall›klara meydan okumufl ve akan A¤lasun Çay› ise büyük Aksu Nehri (Eski ad›yla karfl› gelmifllerdir. Yerleflim için da¤lar›n tepelerini ve yamaçlar›n› Kestros)'nin bir koludur. Jeomorfolojik ve pedolojik araflt›rmalar seçmifl ve birbirinden ba¤›ms›z flehir krall›klar› oluflturmufllard›r. eski ça¤larda bu vadide daha çok akarsu bulundu¤unun ve Kentin yaz›l› kaynaklardan bilinen tarihi, Büyük ‹skender'in topraklar›n›n günümüzdekinden çok daha verimli oldu¤unu MÖ. 333 y›l›ndaki fethi ile bafllar. ‹skender'in ölümünün göstermifltir. Araflt›rmalar sonucunda eski ça¤larda iklimin ard›ndan kent, k›sa bir süre seleflerinin idaresinde kal›r. MÖ.281 daha ›l›man oldu¤u ve A¤lasun Da¤› yamaçlar›n›n mefle, çam, itibariyle, Seleukoslar'›n kontrolü alt›na girer. Kent MÖ. 188- sedir ve ard›ç a¤açlar›yla kapl› oldu¤u anlafl›lm›flt›r. 133 y›llar› aras›nda Bergama Krall›¤›’n›n parças› olur. MÖ. 129'dan itibaren çeflitli Roma eyaletleri içine dâhil edilen Ayr›ca vadinin kente yak›n k›s›mlar›nda zeytincilik yap›ld›¤› Sagalassos son olarak MÖ. 39'da Roma'n›n Galatya Eyaleti'nin da san›lmaktad›r. Verimli topraklar›n bulunmas›n›n d›fl›nda, en önemli kenti olur. Roma etkisi süresince antik kentin tarihi, yüksek ve da¤l›k arazideki kentin bu güvenli konumu, kaz›larla ortaya ç›kart›lm›fl kent k›s›mlar› ve mimari yap› eskiça¤larda Sagalassos'un Helenistik ve Roma Dönemlerinde kal›nt›lar› üzerinden takip edilebilir. Roma iflgali alt›nda, MÖ önemli bir yerleflim merkezi haline gelmesinde önemli rol 100 civar›nda flehrin Roma kentleflme modellerine uygun olarak oynam›flt›r. Meclis Binas› (Bouleuterion) infla edilmifltir. Kalkan ve z›rh Antalya'ya 110 km uzakl›ktaki Sagalassos Antik Kenti, Burdur'a gibi çeflitli savafl aletleri kabartmalar› ile süslü bir frizle 27 yaklafl›k 40 km ve Isparta flehir merkezine ise yaklafl›k 50 km zenginlefltirilmifl cepheleri ve plan›yla döneminin mimari uzakl›ktad›r. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda gerek üç flehir merkezine özelliklerini tafl›yan Bouletirion, kentin politik kararlar›n›n ve olan kolay ulafl›m imkânlar› ve bulundu¤u konum itibariyle al›nan bu kararlar›n uygulay›c›s› bir yönetim fleklinin bölgedeki kültür ve turizm faaliyetlerinin lokomotifi olma muhafazas›na iflaret etmektedir. Geç Hellenistik Dönemde yolunda önemli bir potansiyeli elinde bulundurmaktad›r. Galat Kral› Amyntas hâkimiyeti süresince veya hemen Sagalassos, antik dönem kaynaklar› itibariyle yeri ve varl›¤› sonras›nda, Dor stilinde infla edilmifl bir Nympheon (çeflme) bilinen bir yerleflim yeri olmas›na ra¤men yak›n tarihimizde halen günümüzde özgün kayna¤›ndan beslenmektedir. Ayn› 1706 y›l›nda Frans›z gezgin Paul Lucas'›n uluslararas› arkeoloji dönemde kent en önemli tap›naklar›ndan birine kavuflmufltur. literatürüne sokmas› sonucunda sadece bir harabe yeri olarak Zeus'a adanm›fl, Distyle in Antis Planl›, Dor düzenindeki bu nitelendirilen mevkii konumundan ç›karak; bir kültür miras› tap›nak kuzeybat›da, Boluterion yak›nlar›nda kente hakim bir konumuna gelmifltir. Arkeoloji literatürüne girmesinden çok Akrapol üzerine kurulmufltur. Üreten ve ihraç eden bir kent sonra yaklafl›k üçyüz y›ll›k bir zaman diliminin geçmesiyle modelini kendi co¤rafyas›nda baflarabilmifl olan Sagalassos da günümüzdeki faal arkeolojik çal›flmalar›n merkezi olmay›, seramik kentin ticaret a¤›n›n bir koludur. M›s›r ile alt› yüzy›l Arkeoloji Profesörü Marc WAELKENS'›n (K.U. Leuven/Belçika) boyunca ticaret yapm›fl oldu¤u bilinmektedir. Örne¤in kaz›larda katk›lar› sonucunda baflarabilmifltir. Sagalassos'daki bilimsel bulunan baz› bal›k k›lç›klar› üzerinde yap›lan analizler, bu kaz› çal›flmalar› 1990 y›l›nda bafllam›fl ve halen devam türün yaln›zca Nil Nehri'nde yetiflti¤ini göstermifltir. “Ancak etmektedir. Kentin çevresinde yap›lan yüzey araflt›rmalar›nda bu tür ünik buluntular bir mutlak genellemeyi yapmaya yeterli birçok yeni ören yeri ve an›t bulunmufl ve bunlardan baz›lar›nda de¤ildir. Günümüz A¤lasun ilçesi de hala devam eden tatl› su Burdur Müzesi iflbirli¤i ile kurtarma kaz›lar› yap›lm›flt›r. bal›kç›l›¤›na bak›ld›¤›nda zooloji faunan›n çok genifl bir yelpazede oldu¤u su cins ve türü bak›m›ndan A¤lasun Ovas›'n›n bol ve zengin Akda¤'a s›rt›n› dayam›fl ortalama 1500 metre yüksekte kurulmufl su kaynaklar›n›n her türlü nehir bal›¤›n›n yaflamas›na uygun oldu¤u olan kentin yer seçiminde savunmas›n›n kolayl›¤›n›n yan›s›ra, çok rahat görünmektedir. Bu nedenle kuvvetle muhtemeldir ki, sözü zengin su kaynaklar› ve ormanlar›n›n rolü olmufltur. Bölgedeki edilen bal›k türü eski ça¤larda Sagalassos co¤rafyas›na has bir bal›k mevcut su kaynaklar› y›lda 38,5 milyar metreküp su türüydü ve günümüz zoolojik çeflitlilik içerisinde bulunan bu k›lç›klar› vermektedir. Araflt›rmalarla antik ça¤daki bitki örtüsünün karfl›layacak en yak›n örne¤in M›s›r' daki Nil Nehri bal›klar›na bugüne k›yasla çok daha zengin oldu¤u, bugün erozyonla uygun olmas› nedeniyle yukar›da ki uzak ba¤lant›n›n kurulmufl ç›plaklaflm›fl olan yamaçlarda, sedir, karaçam ve mefle olabilece¤i kuvvetle mümkündür.” ormanlar›n›n bulundu¤u, bölgede zeytin yetifltirilmifl oldu¤unu bir kez daha vurgulamak gerekir. Yerleflim yeri olarak kentin Hadrian Dönemi'nde an›tsal yap› olarak infla edilmifl ve yaklafl›k 2000 y›l öncesinde imar gördü¤ü düflünülürse bölgenin günümüzde hala sa¤lam olarak bulunan k›smen de restore ne derece stratejik bir yerleflim alan› oldu¤u gözden edilerek onar›lan Sagalassos'un en önemli yap›lar›ndan biri

Burdur ‹l Kültür Turizm Müdürlü¤ü'ne ve Burdur Müze Müdürlü¤ü’ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. DOSYA VE ARAfiTIRMA

Agora'n›n do¤usundaki do¤al tepenin üzerine ve flehrin içinden geçen modern yolun güneyine kurulmufltur. Do¤u-Bat› yönünde 80 metre ve kuzey-güney yönünde 55 metre geniflli¤indedir 28 ve üç kattan oluflmaktad›r. Boyutlar› hamam› Anadolu'nun Roma iflgali s›ras›nda infla edilen en büyük hamamlar›ndan biri yapar. En alt kat yaln›zca Afla¤› Agora'n›n bat›s›na kurulmufltur ve tepenin keskin bir e¤im yapt›¤› güney taraf›nda Antoninus Pius Tap›na¤›, hamam› tepeden ay›r›r. En alt kat›n, ›s›tma sistemiyle ilgili olan servis odalar› içeriyor oldu¤u düflünülmektedir ve Afla¤› Agora'n›n do¤u porticosuna aç›lan bir kap› ile ulafl›l›yor olmal›d›r. Hamamda kullan›lan infla tekni¤i Yukar› Agora'n›n kuzey duvar› ile paralellik gösterir. Bu yüzden hamam büyük ihtimalle MS 1'inci yy sonlar›nda infla edilmifl olmal›d›r. Hamam›n do¤u kenar›nda boydan boya bir egzersiz alan› bulunur ve ikinci-üçüncü kat›n toplam yüksekli¤indedir, üst üste geliflmifl bir çat› sistemiyle kapat›lm›flt›r. Hamam›n su ihtiyac›n›n ise flehrin do¤usundaki kaynaktan su getiren roma su kanal› sayesinde karfl›land›¤› düflünülmektedir. Yukar›da k›smi bir anlat›m›n› yapt›¤›m›z, yap› grubu do¤al tepenin üzerinde olmas› ve mevkisi itibariyle, agora denilen meydan›n ve çevresinin yeniden düzenlenmesi s›ras›nda kurulmufltur. MS 2. yüzy›l bafllar›nda, muhtemelen Hadrian Dönemi s›ras›nda (MS 117-138), tepenin üstü tesviye edilmifltir ve önceki yap›lar sökülmüfltür. Ayr›ca tepenin yüzeyi de yeralt›ndan befl tane 100 m2lik tonozlu odadan oluflan yapay teras üzerinde geniflletilmifltir. Bu odalardan dördü ve bunlar›n olan kütüphane bulunmaktad›r. Bu kütüphanenin kaz›lar› birbirine ba¤layan koridorlar›n incelenmesinden elde edilen bilgilere göre bu mekânlar›n büyük bir k›sm›n›n özel bir ifllevi s›ras›nda a盤a ç›kart›lan mozaik taban› ve kuzey duvar›ndaki yoktur. Ancak geç antik dönemde, MS erken 6'›nc› yüzy›lda nifller ve yaz›tlar›yla bina antik kentin önemli mimari kal›nt›s› meydana gelen depremden sonra, tüm yap› grubu yeni bir durumundand›r. Gerekli onar›m›n ard›ndan koruma alt›na inflaat evresinden geçirilmifl ve odalardan biri yaklafl›k 50 kifli al›nm›flt›r. Kentin en önemli kamusal binalar›ndan olan ve alabilen bir halk tuvaletine dönüfltürülmüfltür. Di¤er bir oda günümüze kadar ayakta kalmay› baflaran Hamam Afla¤› da Afla¤› Agora'dan binan›n üst k›sm›nda yer alan esas hamam Kaya Mezarlar›

bölümüne bir merdiven arac›l›¤›yla geçit veren bir girifle Kaynakça: dönüfltürülmüfltür. •ARIK, M. Report on the 2004 excavation and restoration K›saca imar görmüfl alanlar› ve an›tsal kamu binalar›n›n campaign at Sagalassos, the Roman Baths, 27. kaz› sonuçlar› bize verdi¤i arkeolojik malzemenin bilimsel toplant›s› 2. Cilt s: 274. Kültür Varl›klar› ve Müzeler Genel 29 de¤erlendirmeleriyle ve antik kaynaklardan al›nm›fl yaz›l› Müdürlü¤ü, Antalya, 2007. siyasi tarihle anlatmaya çal›flt›¤›m›z SAGALASSOS isminin •ARIK, M. Sagalassos antik kenti: kaz› ve araflt›rma projesinin içinde bar›nd›rd›¤› bir epi¤rafik ip ucuyla “Antik dönem Burdur için önemi ve 2004 y›l› Roma Hamam› kaz› çal›flmas›n›n kent isimleri içinde çift (ss) bulunanlar Anadolulu kimlik, de¤erlendirilmesi, 1. Burdur sempozyumu 16-19 kas›m 2005, isminin içinde (th) bulunanlar ise daha çok Grek flimdiki bildirileri cilt 1, s:723, T.C.Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, yunan kimlikli flehirler olarak de¤erlendirilir.” fiehrin Roma Burdur, 2005. ‹mparatorlu¤u'nca iflgalinden önce de stabil anlamda yerleflim gördü¤ü ve bu yüzden Anadolulu bir kent kimli¤ine sahip •EK‹NC‹, H.AL‹. Burdur ili s›n›rlar› içerisinde yap›lm›fl olan oldu¤u imaj›n› tafl›maktad›r. Anadolu kentleflme sürecine kaz›lar ve araflt›rmalar, 1. Burdur sempozyumu 16-19 Kas›m ve kültür tarihine önemli katk›larda bulunmufl olan 2005, bildirileri cilt 1, s:661, T.C.Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Sagalassos Antik Kenti hem bir dönem antik Psidia'ya Burdur, 2005. baflkentlik yapm›fl olmas› hem de insan›n›n üretken •WAELKENS. M. Sagalassos antik kenti Burdur'da bir tarih endüstriyel anlamda ticaret yapacak kadar donan›ml› olmas› kesiti, 1. Burdur sempozyumu 16-19 Kas›m 2005, bildirileri ve bunun yan› s›ra savaflç› ruha sahip olmalar› nedeniyle cilt 1, s:661, T.C. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Burdur, de tarih sahnesinde çok önemli ifller baflarm›fl olup, 2005. bulundu¤u co¤rafi bölgeye önem kazand›rm›flt›r. Bu aç›dan Sagalassos sadece antik dönemin de¤il, günümüz •WAELKENS. M. History and archaeology, in; M. Waelkens Anadolu'sunun da önemli bir ören yeri olmay› hakketmifltir. (ed) Sagalassos I. First general report on the survey, s:37 (1986- Son y›llarda Türkiye'nin en büyük ve kapsaml› kaz›lar›ndan 1989) and excavations, s.81, (1990-1991). biri haline gelen Sagalassos'da ondan fazla de¤iflik meslekten •VANDEPUT, L. The architectural decoration in Roman Asia ve de¤iflik ülkelerden gelen yaklafl›k 130 kiflilik bilimsel minor, Sagalassos: a case study, 1997. bir ekiple beraber yaklafl›k 200 kiflilik A¤lasunlu iflçi ekibi kaz› çal›flmalar›na devam etmektedir. Sagalassos kaz› ve Websiteleri: araflt›rma projesinin finans› Belçikal› bilimsel kurumlar ve http://www.burdur.gov.tr Türk sponsor flirketler taraf›ndan karfl›lan›yorsa da, yerel http://www.burdur-bel.tr bazl› olmak üzere Burdur Valili¤i, Burdur Belediye Baflkanl›¤›, http://www.aglasun.gov.tr Burdur Müze Müdürlü¤ü, A¤lasun ‹lçe Kaymakaml›¤›, http://www.burdurlu.org.tr A¤lasun Belediye Baflkanl›¤› taraf›ndan da desteklenen http://www.kultur.gov.tr çal›flmalar sayesinde projenin daha sa¤l›kl› ve daha verimli http://www.sagalassos.be/enghome.htm bir boyuta ulaflmas› kolaylaflt›r›lm›flt›r. http://www.sagalassos.be/index.htm DOSYA VE ARAfiTIRMA

DÜNYA KÜLTÜR M‹RASLARINDAN B‹R PARÇA :HATTUfiA 30

Dr. Önder ‹PEK Arkeolog Müze Müdür V. NOT: Foto¤raflar: Çorum Valili¤i Arflivi, Çorum Müzesi Müdürlü¤ü Arflivi orum'da flimdiye dek saptanm›fl en eski yerleflime ait kal›nt›lar Kalkolitik Ça¤'a (MÖ 5500-3000) aittir. Ç Eski Tunç Ça¤›'nda (M.Ö.3000-2000) Anadolu'nun bugün için bilinen en eski ad› “Hatti Ülkesi” idi.

M.Ö.2000'den itibaren Anadolu'ya girmeye bafllayan Hititler de yeni yurtlar›ndan bahsederken “Hatti Ülkesi” ismini kullanm›fllard›r. Hatti dili konuflanlar Hititlerden önce, Hatti 31 Ülkesinin yani Anadolu'nun sakinleriydi ve Anadolu'daki yüksek kültürün yarat›c›s›yd›.

Asur Ticaret Kolonileri Ça¤›nda, (M.Ö.1950-1750) yerel krallar›n, Asur ve Suriye'deki merkezlerle yapt›klar› ticaretle elde ettikleri zenginlik, aralar›nda anlaflmazl›kla sonuçlanm›flt›r. Nefla'l› Anitta'da M.Ö. 1750'de Hattufla'y› kuflatm›fl, flehri açl›¤a terk ettikten sonra ele geçirip, yak›p y›km›flt›r. Anitta kendi deyimi ile “…ben onu (Hattufla'y›) geceleyin yapt›¤›m bir sald›r› ile ald›m. Onun yerine yaban otu ektim. Benden sonra kim ALACAHÖYÜK kral olur ve onu bir daha iskân ederse gö¤ün f›rt›na Tanr›s›'n›n laneti üzerinde olsun” diyerek, buraya bir daha asla Anadolu'da flehir devletleri fleklindeki yönetim biçimine ›fl›k yerleflilmeyece¤ini söylemifltir. Ancak yaklafl›k bir yüzy›l sonra tutan en önemli buluntular Alacahöyük Kral Mezarlar›d›r. Hattufla, bu kez Hitit devletinin baflkenti olarak tarihteki yerini Tafl örülü, dikdörtgen planl› mezarlar üstleri toprak örtülü alm›flt›r. kalaslarla kapanm›fl, mezarlara erkek ve kad›n yetiflkinler gömülmüfltür. M.Ö.1650'de, Hattufl'lu anlam›na gelen Kral Hattuflili, bugün Çorum bölgesindeki Bo¤azkale-Hattufla'da ilk Hitit krall›¤›n› Eski Tunç Ça¤›'n›n son evresinde (M.Ö. 2300-2100) flafl›rt›c› kurmufltur. zenginlikteki bu mezarlara Hatti ülkesinin kral ve kraliçeleri, ayn› zamanda, rahipleri veya rahibeleri gömülmüfltür. Ölü Hitit ‹mparatorlu¤u'nun M.Ö. 1200'den k›sa bir süre sonra hediyelerini alt›n, gümüfl, elektron, bak›r ve tunç ile kehribar, y›k›lma nedeni hala tam olarak anlafl›lamam›flt›r. akik, kil ve demirden yap›lm›fl eserler oluflturur. Ölü hediyeleri ‹mparatorlu¤un y›k›lmas›na neden olan etkenler birden aras›ndaki bo¤a ve geyik figürleri ile günefl kurslar› da önemli fazlad›r. Son Büyük Kral'›n hüküm sürdü¤ü dönemde, halk buluntulardand›r. Bunlar›n önemli bir bölümü Anadolu'da içinde huzursuzluklar ve Hitit aristokrasisinde giderek ve d›fl›nda benzeri olmayan, ço¤u öteki dünya tasavvurlar›na çat›flmalar bafl göstermifltir. Hitit Devleti'nin ayakta oldu¤u ba¤l›, dinsel objelere aittirler. son y›llara tarihlenen yaz›l› kaynaklar, sefalet içinde oldu¤u belirtilen Anadolu'ya Suriye ve M›s›r'dan büyük miktarlarda Hitit kültürünün ve ona kaynakl›k eden daha eski yerli tah›l sevk edildi¤ini kan›tlamaktad›r. Ayn› zamanda Anadolu kültürlerinin sistemli kaz›larla araflt›r›lmas› Atatürk Anadolu'daki huzursuzluklar ve Suriye üzerindeki Hitit taraf›ndan bafllat›lm›flt›r. Alacahöyük'te yap›lan kaz›larda a盤a etkisinin azalmas› da Hitit ‹mparatorlu¤u'nun y›k›lmas›na ç›kart›lan Mabed, flehir suru, biri ortastadlarla süslü sfenksli, neden olmufltur. di¤eri poternli (=tünel) olmak üzere iki an›tsal kap› Hitit

Çorum ‹l Kültür Turizm Müdürlü¤ü ve Müze Müdürlü¤ü'ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. DOSYA VE ARAfiTIRMA

32

sunak önünde dua jestinde ilerleyen kral ve kraliçe, arkadaki bloklarda kült objeleri tafl›y›c›lar›n önünde, kurban hayvanlar› keçi ve koçlar›n getirilifli, merdiven ve hançerle gösteri yapan figürler izlemektedir. Arkas›ndaki blokta, ilki küçük bir hayvan›, olas›l›kla bir ritonu tafl›makta, di¤eri saz çalmaktad›r. Alacahöyük “Sfenksli Kap›” önündeki kabartmalarda bir kült/bayram kutlan›fl› canland›r›lmaktad›r. HATTUfiA-BO⁄AZKALE

M.Ö. 2. biny›lda M›s›r, Babil gibi Eski Do¤u'nun süper güçlerinden biri olan Hititler, M.Ö.1200 y›llar›na kadar Anadolu'nun büyük bir k›sm›na ve de Kuzey Suriye'ye hükmetmifllerdir. Bu ‹mparatorlu¤un baflkenti Hattufla, Çorum- Bo¤azkale ilçesindedir. Arkeolojik kaz›larda gün ›fl›¤›na ç›kar›larak restore edilen ve bir aç›k hava müzesi niteli¤inde ziyaret edilebilen kal›nt›lar, Tarihi Milli Park›'n›n da odak noktas›n› oluflturmaktad›r. Hattufla, 1986 y›l›nda, UNESCO'nun Türkiye'de Dünya Kültür Miras› Listesi'ne ald›¤› dokuz noktadan biridir. Ayr›ca burada bulunan çivi yaz›l› tablet arflivleri de 2001 y›l›ndan itibaren yine UNESCO'nun “Dünya Belle¤i Listesinde” yer almaktad›r. Hattufla, 1834 y›l›nda Charles Texier taraf›ndan keflfedilmifltir. Bu asl›nda yaln›zca Hattufla'n›n keflfi de¤il, tamamen unutulmufl olan Hititlerin keflfidir. Bu yeni sur üzerinde bulunan, an›tsal flehir kap›lar›n›n ço¤u ‹mparatorluk Ça¤›'na (M.Ö.1400-1200) tarihlenmektedir. günümüze kadar oldukça sa¤lam durumda gelmifltir. Güney Sfenksli kap› önündeki kulelerin d›fl ve iç yüzleri kabartmal› bat›da, d›fl yüzünde aslan kabartmalar› bulunan Aslanl› Kap›'yla, ortastadlarla süslüdür. Sol kulede, kaide üzerinde ayakta duran iç yüzünde, silahl› tanr›n›n, görkemli bir flekilde kabartma bo¤a “Göklerin F›rt›na Tanr›s›n›” temsil eder. ‹zleyen blokta, olarak ifllendi¤i Kral Kap›, bunlar›n en önemlileridir. Kentin 33 güney ucundaki Yer Kap›'n›n özel bir rolü olmal›yd›. Burada 30 m. yüksekli¤inde, 250 m. uzunlu¤unda ve 80 m. geniflli¤inde bir toprak set oluflturulmufltur. Bu set üzerinden geçen kent surunun ortalar›nda Sfenksli Kap› yer al›r. Tam bu kap›n›n alt›nda, Hatufla'n›n bugün içinden geçilebilen tek poterni (=tünel) vard›r. 71 metre uzunlu¤unda ve 3 metre yüksekli¤indeki poternden geçilerek sur d›fl›na ç›k›lmaktad›r. Hitit metinlerinde s›k s›k “Hattufla ülkesinin bin tanr›s›ndan” söz edilmektedir. Kuflkusuz bu tanr›lar›n ço¤u ‹mparatorluk ve kült baflkenti Hattufla'da kendilerine bir tap›nma yeri edinebilmifllerdir. Baflkent Hattufla'da bugüne kadar 31 tap›nak Buna göre; Yaz›l›kaya “Yeni y›l flenlikleri evi” olarak a盤a ç›kart›lm›flt›r. Hattufla'n›n en büyük dini yap›s› olan tan›mlanmaktad›r. Büyük Tap›nak't›r. ‹ki kült odas› oldu¤u için tap›nak, imparatorlu¤un tanr›lar›n›n en büyükleri olan Hava Tanr›s› Yaz›l›kaya A Odas›'nda kayaya ifllenmifl kabartma figürlerin ile Arinna'n›n Günefl Tanr›ça's›na adanm›flt›r. Niflan tepe ve özel bir düzeni ve tertibi vard›r. Burada sol kaya yüzeyinde Güney Kale'de, son Hitit Kral› II. fiuppiluliuman›n Luvi ikisi d›fl›nda yaln›z tanr›lar, buna karfl›n sa¤ tarafta da yaln›z hiyeroglifleriyle, tafl üzerine kaz›nm›fl, kendisi ve babas› IV. tanr›çalar tasvir edilmifltir. Ana sahnede Hava Tanr›s› ile efli Tuthaliya'n›n yapt›¤› iflleri anlatan iki büyük yaz›t Günefl Tanr›ças› ve çocuklar›n›n karfl›laflmas› resmedilmifltir. bulunmaktad›r. ‹mparatorlu¤un son y›llar›nda, kentin Ana sahnenin karfl›s›ndaki duvarda daha büyük boyutlarda kuzeydo¤usunda yükselen Büyükkaya s›rtlar›nda, çok büyük Kral IV. Tuthaliya'n›n tasviri vard›r. Bu kutsal alan bu kral boyutlarda, say›lar› onbiri bulan yeralt› silolar› bulunmufltur. taraf›ndan yapt›r›lm›fl veya son flekli verilmifltir.

YAZILIKAYA B Odas›ndaki kabartmalar; yan duvarlara dört ba¤›ms›z figür Hattufla'n›n en büyük ve etkileyici kutsal mekân›, flehrin halinde ifllenmifltir. A Odas›'n›n bafllang›c›nda tanr›lar geçidinde d›fl›nda yer alan, yüksek kayalar aras›na saklanm›fl Yaz›l›kaya de tasvir edilen ve orak biçimli k›l›ç tafl›yan On iki tanr› ve Tap›na¤›'d›r. Tap›nak'ta 90'dan fazla tanr›, tanr›ça, hayvan “K›l›ç Tanr›s›” Nergal, öbür dünya ile iliflki kuran yeralt› ve hayal ürünü yarat›klar kaya üzerine ifllenmifltir. Tanr› ve tanr›lar›d›r. Kral IV. Tuthaliya'n›n koruyucu tanr›s› olan tanr›ça dizileri, ‹mparatorluk panteonunun bafl tanr›lar› olan fiarruma, krala sar›lm›fl ve ona yol gösteren bir durumda Hava Tanr›s› ve Günefl Tanr›ças›'n›n maiyetini oluflturmaktad›r. tasvir edilmifltir. DOSYA VE ARAfiTIRMA

34

NOEL BABA'NIN (ST.NICHOLOAS) DO⁄UM YER‹: DEMRE

ünümüzde ve geçmiflte y›lbafl› gecelerinin sevimli Hz. ‹sa'n›n ölüm y›ldönümü olan 270 y›l› 27 Aral›k’ta her y›l ihtiyar› beyaz sakall›, k›rm›z› elbiseli, k›rm›z› çizmeli, Myra'n›n (Demre) fakir ailelerin kap›s›n›n önüne alt›n elma, G insanl›¤a umut olan küçük çocuklar›n ve denizlerin çocuk oyuncaklar› ve çerez bulunurdu. Bu yard›mlar›n kimin koruyucusu olarak bilinen, y›lbafl› gecelerinde taraf›ndan yap›ld›¤› halk aras›nda da bilinmiyordu. Yine bir çocuklar›n arma¤an getirmesi için bekledikleri Noel Baba. gün 25 Aral›k gecesi Myra'daki gece bekçisi acayip giysili elinde Akdeniz k›y›s›ndaki Lykia kentinden Myra'ya (DEMRE), 60 km kocaman bir torba ile karanl›kta dolaflan bir adam› yakalay›nca bat›s›nda bulunan Patara'da ‹.S.243 y›l›nda do¤mufltur. bu kiflinin Aziz Nicholoas oldu¤u yoksullara hediye da¤›tt›¤› anlafl›lm›flt›r. Kendisine “ne yapt›¤›” sorulunca bu gecenin Hz M.S.3.yüzy›lda Patara kenti en yüksek refah seviyesine ulaflt›. ‹sa'n›n do¤um günü oldu¤unu, do¤um gününe Myra halk›n› St. Nicholoas'›n babas› da zengin bir bu¤day tüccar› idi. Bu davet etti¤ini söyler. yüzden iyi bir e¤itim alm›fl, yapm›fl oldu¤u yard›mlarla kendisini insanl›¤›n hizmetine adam›flt›r. ‹nfla halindeki bir kilisenin Aziz Nicholoas hac› olmak için Kudüs'e gider. Ancak dönüflte y›k›lmas›yla enkaz alt›nda kalan Nicholoas, annesi a¤larken aniden ç›kan f›rt›nada, dualar›yla gemiyi ve denizcileri batmaktan üzerindeki y›¤›l› enkaz›n alt›ndan sa¤lam olarak ç›kar. kurtar›r. Bu olaydan sonra da denizciler onu denizcilerin St.Nicholoas'›n babas› öldü¤ünde ona aileden büyük bir miras koruyucu azizi olarak kabul ettiler. Kudüs dönüflü M.S. 285'de kalm›flt›r.Tek bafl›na sahip oldu¤u miras› yoksullara, dullara, Patara'n›n komflu kenti olan Myra'ya göç ederek buraya yerleflmifl, yetimlere, evlenmekte olan genç k›zlara harcamaya karar verir. Myra kentinin baflpiskoposu ölmüfl, onun yerine gelecek kiflinin

Demre Kaymakaml›¤›'na katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. kim olaca¤› konusunda anlaflmazl›k devam ediyordu. Bunun merkezinde zeminden 3-4 metre afla¤›da gömülmüfl olarak üzerine sabah kiliseye ilk gelen kiflinin bafl piskopos olmas› ortaya ç›kar›lm›flt›r. Kilisenin tarihi de¤eri burada yaflayan Aziz kararlaflt›r›l›r. St.Nicholoas bir sabah her sabah oldu¤u gibi Nicholoas'a ait olmas›ndand›r. erkenden kiliseye gitti. Rahipler onu kucaklayarak, “‹flte bizim yeni Piskoposumuz” dediler. Böylece St. Nicholoas Myra kilisesine Aziz Nicholoas öldü¤ünde yap›lan kilise veya fiapel 529'da bir Bafl Piskopos seçilir. Burada da yard›mlar›na ve mucizelerine depremle y›k›l›nca onun yerine daha da büyük bir kilise ya da devam eder. Üç suçsuz askeri cezadan kurtar›r. (321) Üç generali bazilika yap›lm›flt›r. Pechlow, büyük apsisin güney taraf›nda ölümden kurtar›r.(322) 320 y›l›nda Myra'da k›tl›k ç›kar, k›tl›k eflit apsisli iki küçük mekân ile bu günkü binan›n kuzey yan Myra Liman›’na (Andriake) u¤rayan gemilerden borç al›nan nefinin büyük k›sm›n›n bu ilk yap›ya ait oldu¤u tahmin bu¤daylarla atlat›l›r. Ayn› tarihte ‹skenderiye'den Bizans'a m›s›r edilmektedir. Kilise 7 ve 8 yy'da depremler ve Arap ak›nlar›yla götüren bir filo Andriake'ye u¤rar. St.Nicholoas hemen limana y›k›lm›fl, hasar gören kilise daha sonra yeniden yap›lm›flt›r. Noel koflar. Her gemi bafl›na bir miktar m›s›r vermelerini ister. Baba Kilisesi Anadolu Bizans mimarisinin ilgi çekici Gemiciler Bizans'a vard›klar›nda istemeyerek verdikleri m›s›r›n örneklerindendi. Burada 5 yy'a ait oldu¤u bilinen bir kilise ambarlarda aynen durdu¤unu hayretle görürler. Denizciler bu varsa da bu günkü kilise 7 yy'a aittir. Kilise erken devirlerin durumu dönüfllerinde Myra halk›na anlatt›klar›nda St. bazilika tipleri ile Orta Ça¤ Bizans mimarisinin kapal› “ Yunan Nicholoas'a olan sayg› ve ba¤l›l›klar› daha da artar. Ortodoks Haç›” tipi aras›nda geçifl dönemini yans›t›r. H›ristiyanlara karfl› olan ‹mparator Diocle Tianus ve Licinius 1034 y›l›nda Arap donanmalar›n›n denizden yapt›¤› ak›nlar zaman›n da St.Nicholoas'ta di¤er H›ristiyanlar gibi bir ara sonucu harap olmufltur. 10 y›l harap durumunda kalan kilisenin hapsedilir. M. S. 325’de H›ristiyanlarla ilgili iç meselelerin 1042 y›l›nda Bizans ‹mparatoru 19'uncu Konstantin çözümü için toplanan ‹znik konsüline Myra Bafl Piskoposu Monomakhos ve efli Zoe taraf›ndan tamir ettirildi¤i kitabesinden olarak kat›ld›. Bu yolculu¤u s›ras›nda u¤rad›¤› bir handa anlafl›lmaktad›r. Duvarlar› süsleyen fresk ve döflemedeki öldürülerek salamura yap›lm›fl üç çocu¤u diriltti¤i, daha sonra mozaikler bu devreye aittir. Ancak Demre ça¤›n›n getirdi¤i Boneventure adl› bir kilise adam› taraf›ndan iddia edilmifltir. alüvyonlar daha sonraki y›llarda kilisenin 4-5 metre topra¤a Yard›m severli¤in ve babal›¤›n bir sembolü olan St. Nicholoas'›n gömülmesine neden olmufltur. Restore edilen kilisedeki Noel ünü Bizans s›n›rlar› d›fl›na taflt›. 6 Aral›k 343'de 65 yafl›nda Baba’n›n mezar› 1087 de Myra'ya gelen Bali'li tüccarlar taraf›ndan öldü¤ü san›lmaktad›r. Myra'l›lar onun ad›na bir kilise yaparak lahit k›r›larak aç›lm›fl kemiklerin bir k›sm› aceleyle Bari'ye içindeki lahite defnetmifltir. Haçl› seferleri s›ras›nda 20 Nisan kaç›r›lm›flt›r. 1087'de ‹talya'n›n Bari kentinden gelen tüccarlar kemiklerini 35 çal›p Bari'ye götürmüfller. Yapt›rd›klar› kiliseye gömmüfllerdir. Kalan kemikleri bugün Antalya Müzesi'nde, Noel Baba’n›n bir Geride kalm›fl bir k›s›m kemikler de ona ait oldu¤u san›ld›¤›ndan resmiyle birlikte sergilenmektedir. Olay›n yafland›¤› bu dönemde Antalya Müzesi'ne konulmufltur. Myra Kenti Selçuklular›n eline geçmifl, 1097'de Bizansl›lar Noel Baba'n›n Üç K›zlar Söylencesi taraf›ndan tekrar geri al›nm›flt›r. Bu devirde kilise yeniden restore edilmifltir.13 yy'da Selçuklular›n eline geçen Myra'da St Nicholoas, babas›n›n ölümünden sonra servetini yoksullara Kilisenin kullan›m›na devam edildi¤i, halk›n da ibadetinde harcamaya karar verdi¤inde, bu s›rada Patara'da önceleri zengin serbest oldu¤u kilisede baz› onar›mlar›n yap›ld›¤›n› anl›yoruz. olan bir flah›s elindeki mal varl›¤›n› kaybetti¤i için yoksul düflmüfl k›zlar›n›n çeyizini yapamayacak duruma gelmifltir. O 1938'de Büyük Kilisenin yan›ndaki flapel tamir edilmifltir. 1833- devirde çeyizsiz k›z evlenmiyordu. Yoksul baba buna bir çare 1837 y›llar› aras›nda Anadolu'yu geçen C. Texier, Myra'ya bulamad›¤› için k›zlar›n› satmay› bile düflündü. Üç k›z kardefl u¤ram›fl kitaplar›nda kiliseden bahsetmifltir. On y›l sonra 1842 aralar›nda bu konuyu tart›fl›yorlard›, üç kardeflten en büyü¤ü y›l›, Mart ay›nda Te¤men Spratt ile Prof. Forbes de Myra'ya kendini esir pazar›nda sat›p kardefllerinin çeyizini u¤ram›fl kilisenin bir krokisini ç›karm›fllar ve kilisenin yan›nda tamamlayacakt›. Di¤er kardeflleri de ayn› hareketi kendilerinin bir manast›r›n oldu¤unu görmüfllerdir. yaparak di¤er kardefllerine çeyiz yap›lmas›n› önerdiler. Çar II. Nicolous Döneminde Ruslar Kilise ile ilgilenmifllerdir.1853 Tart›flmalar› evin aç›k penceresinden duyan St.Nicholoas bu K›r›m Savafl› s›ras›nda Myra'da bir koloni kurmak için, Rus durum karfl›s›nda onlara yard›m etmeye karar verdi. Ancak Çariçesi Anna Golicia ad›na kilise çevresinden toprak sat›n kendini belli etmemek, onlar›n gururlar›n› k›rmamak için gece büyük k›z›n penceresinden çeyizine yetecek kadar bir kese alarak iskân ettiler. Bu sat›fl sözleflmesi Rus Konsolosu taraf›ndan alt›n› içeri at›yor. Sabah paray› bulan büyük k›z çok sevindi ve Rodos'ta Osmanl›lara imzalat›ld›; ancak daha sonra Osmanl› k›z bu parayla evlendi. iflin din maskesi alt›nda siyasi bir amaç tafl›d›¤›n› fark edince sözleflmeyi iptal ederek Ruslar›n ald›klar› topraklar› geri alm›fl Daha sonra ortanca ve küçük k›z›n çeyiz masraflar›n› karfl›lamak yaln›zca kilisenin onar›m istekleri kabul edilmifltir. isteyen Aziz Nicholoas pencereleri kapal› oldu¤u için üç k›zlar›n evinin çat›s›na ç›karak çeyiz paralar›n› bacadan atar. Böylelikle 1862'de August SALZMAN ad›nda bir Frans›z, kilisenin onar›m› ortanca ve küçük k›zda çeyizlerini tamamlayarak evlenirler. için görevlendirilmifltir. Ancak bu restorasyonlar kilisenin asl›n› Aral›k ay›ndaki fliddetli k›fltan dolay› paran›n bacadan at›lmas›, bozacak kadar kötü yap›lm›fl, gotik tarz›nda bir çapraz tonoz Noel Baba'n›n y›lbafl›nda çocuklara hediye b›rakma hikayesini kubbe eklenmifltir. Restorasyonla birlikte 1867'de bugün ortaya ç›karm›fl ve günümüze kadar süren gelene¤i bafllatm›flt›r. gördü¤ümüz çan kulesi de ilave edilmifltir. Yine kilise için de Aziz Nicholoas'›n ‹konalarda ve resimlerde elinde üç alt›n topla bu devre ait Rusça oyularak, mermer üzerine yap›lm›fl 1.46x70 gösterilmesi bu nedenledir. ebad›nda bir kitabe vard›r. Kilisenin eni ve boyu 30x70 m olup kare fleklinde 80 dönüm kadar surlarla çevrili bir bahçe içindedir. Noel Baba Müzesi (Kilisesi) Taban› mozaiklerle süslü olan kilisenin yan duvar›nda freskler 1956 y›l›nda yap›lan kaz›lar sonucunda Kale'nin (Demre) yer almaktad›r. DOSYA VE ARAfiTIRMA

Medeniyetlerin geçifl 36 noktas›ndaki tarih ve kültür diyar›: DO⁄UBAYAZIT Nuh’un Gemisi Beyazit Eski Camii

o¤ubayaz›t, Do¤u Anadolu Bölgesi'nin güneyinde yer ‹SHAKPAfiA SARAYI alan Urartulardan kalma tarihi zenginlikleri, do¤al Do¤ubayaz›t'›n 7 km güneydo¤usunda, Eski Do¤ubayaz›t'›n D güzellikleri ve kültürel de¤erleri ile zengin bir kayal›klar› üzerindedir. 1634-1680 y›llar› aras›nda Beyaz›t ilçemizdir. ‹lçe, de¤iflik birçok kültüre merkezlik etmifl, Dünyada Sancakbeyli¤i'ni yapan Çolak Abdi Pafla döneminde yap›n›n benzeri olmayan Muhteflem Da¤›, Meteor Çukuru, ‹shakpafla imar›na bafllan›lm›fl ve 1784 y›l›nda II.‹shak Pafla döneminde Saray›, Nuh'un Gemisi'nin ‹zi ve Bayaz›t Kalesi ile turizm yap› tamamlanm›flt›r. bak›m›ndan büyük önem tafl›maktad›r. ‹lçe turizm yat›r›mlar› konusunda hayli mesafe alm›flt›r. Yatak kapasitesi gün geçtikçe ‹shak Pafla Saray›, saraydan öte bir külliyedir. ‹stanbul Topkap› artmaktad›r. ‹lçe kültürüyle, tarihiyle, yeflil yaylalar›yla, k›sacas› Saray›'ndan sonra ikinci teflkilatl› saray sistemine sahiptir. Ayn› tarihle tabiat›n kucaklaflt›¤› cennetin bir köflesidir. A¤r›, do¤al zamanda yörenin en büyük tarihi eseri ve en çok gezilen turistik güzellikleri yan›nda, tarihi ve kültürel de¤erlere de sahiptir. yeridir. Son devirde yap›lan saraylar›n en ünlüsüdür. Do¤ubeyaz›t ilçesinin 5 km. do¤usunda bir yamac›n tepesinde kurulan Saray, NUH'UN GEM‹S‹’N‹N ‹Z‹ Osmanl› ‹mparatorlu¤u'nun Lale Devri'nde yap›lm›fl son büyük Nuh'un Gemisi, daha çok d›fl turizme yönelik olan inanç an›t yap›s›d›r. Harem Dairesi Topkap› Saray› örnek al›narak merkezidir. A¤r› Da¤›'n›n güney karfl›s›ndaki Telçeker ile yap›lm›flt›r. Saray›n plan›nda Türk Saraylar Gelene¤i esas Üzengili köyleri aras›nda do¤al bir an›tt›r. Asl›nda bu an›t, gemi al›nm›flt›r. Kaplad›¤› alan 7600 m2’dir. Yap›m›n›n 99 y›l sürdü¤ü 37 biçiminde bir flekil, iz (silet) dir. Kal›nt›, Türkiye- ‹ran Transit söylenmektedir. Uzaktan bak›ld›¤›nda arazinin sertli¤inden yoluna 3.5 km. mesafededir. Nuh Tufan› sonucunda karaya dolay› insana bir sertlik duygusu kazand›rmaktad›r. Bunun oturan geminin burada kald›¤› öne sürülmektedir. Buran›n halk sebebi bir zamanlar çevresinde kurulmufl olan flehrin afla¤›ya aras›ndaki ad›, Cudi Da¤›'d›r ve buras› Cudi S›rada¤lar›’n›n son tafl›nm›fl olmas› ve çevresinin ›ss›zlaflmas›d›r. Ancak tüm bu halkas›d›r. 1983 y›l›ndan itibaren kutsal geminin kal›nt›lar›n› sert ve ›ss›z görünümüne karfl› saray›n iç ve d›fl mimarisindeki burada arama çal›flmalar› h›zlanm›flt›r. Baflta James Irwin olmak güzellik yüreklere huzur bahfleden bir ifade tafl›maktad›r. Yüksek üzeri Amerikal› araflt›rmac›lar buray› çok yönlü incelemifllerdir. duvarlar üzerine oturtulmufl olmas›na ra¤men sulh ve sükunu Türk bilim adamlar› ( Atatürk Üniversitesi ve MTA Enstitüsü temsil eden bir havas› vard›r. elemanlar›) da bu oluflumu bilimsel yönden incelemifllerdir. DO⁄U BAYAZIT KALES‹ Kültür ve Turizm Bakanl›¤›, Tafl›nmaz Kültür ve Tabiat Varl›klar Yüksek Kurulu 17 Eylül 1987 tarih ve 3657 say›l› karar› ile Do¤ubayaz›t flehrinin 7 km. güneydo¤usunda Belleburç denilen gemi kütlesinin “ korunmas› gerekli tafl›nmaz kültür ve tabiat bir konumda, sarp bir kayal›k üzerinde kurulmufl olan ve varl›¤›” özelli¤i gösterdi¤ini belirterek buras› do¤al sit alan› ve günümüzde harabe bir durumda bulunan kalenin ilk olarak ne aç›k hava müzesi olarak koruma alt›na al›nm›flt›r. zaman ve kimler taraf›ndan yap›ld›¤› kesin olarak bilinmemekle beraber kaledeki Urartu mezarlar› ve antik ça¤lara ait kal›nt›lar, METEOR ÇUKURU buran›n Urartulara ait bir yerleflme oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Do¤ubayaz›t flehrinin 35 km. do¤usunda, Gürbulak Gümrük Muhteflem surlar› ve sunak olan kaya mezar› görülmeye de¤erdir. Kap›s›'n›n 2 km. kuzeydo¤usunda yer al›r. Derinlik ve büyüklük BAYAZIT ESK‹ CAM‹ itibar›yla Alaska'daki Meteor çukurundan sonra, Dünya'daki ikinci büyük meteor çukurudur. Do¤ubayaz›t 1514 Çald›ran Savafl›'ndan sonra I. Selim zaman›nda Osmanl› topraklar›na kat›lm›fl, kalenin hemen yan›nda, merkezi BUZ MA⁄ARASI kubbeli ve tek minareli Selim Camii de o dönemde yap›lm›flt›r. Küçük A¤r› Da¤›'n›n güney ete¤inde Hallaç Köyü’nün yaklafl›k D›fl mimari ile oldukça estetik olan Cami, ruhunuzda farkl› 3 km kuzey do¤usunda, meteor çukuru ile ayn› lav tüneli iklimler yaratacak niteliktedir. Restore edilmifl hali örnekleri sistemi üzerinde bulunan do¤al bir an›t ma¤aras›d›r. Ma¤ara, aras›nda ayakta kalan tek yerdir diyebiliriz. uzun eksenli, elips biçiminde, yaklafl›k 100 m uzunlu¤unda, AHMED-‹ HAN‹ TÜRBES‹ 50 metre geniflli¤inde 8 m derinli¤inde elips biçimli bir çukurdur. Ma¤aran›n a¤z› esas çukura göre biraz yukar›da kalmaktad›r. Ahmed-i Hani yörenin çok önemli flair ve filozoflar›ndand›r. ‹çinde bazalt lavlar, kayalar ve bu kayalar›n üzerinde saf ve Her y›l yüz binlerin ziyaret etti¤i Ahmed-Hani türbesi askere temiz sular›n donmas›yla oluflmufl buz tabakalar›n› görmek giden, evlenen genç k›z ve erkekler ile flifa arayanlar›n merkezi mümkündür. haline gelmifltir. Do¤ubayaz›t'ta onun ad›na yeminler edilir.

A¤r› ‹l Kültür Turizm Müdürlü¤ü'ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. DOSYA VE ARAfiTIRMA

38

Bir Dünya Miras›: EFES abanc› turistlerin en çok ilgisini çeken tarihi ve kültür oda¤› haline gelen ‹zmir ‹li Selçuk ‹lçesi s›n›rlar› 39 Y içindeki antik Efes Kenti'nin ilk kuruluflu M.Ö. 6000 y›llar›na, Neolitik Dönem olarak adland›r›lan Cilal› Tafl Devri'ne kadar gidiyor.

Son y›llarda yap›lan araflt›rmalar ve kaz›larda Efes çevresindeki höyükler (tarih öncesi tepe yerleflimleri) ve kalenin bulundu¤u Ayasuluk Tepesi'nde Tunç ça¤lar› ve Hititlere ait yerleflimler ortaya ç›kar›ld›.

Hititler Dönemi'nde kentin ad› Apasas'm›fl. M.Ö. 1050 y›llar›nda Yunanistan'dan gelen göçmenlerin de yaflamaya bafllad›¤› liman kenti Efes, M.Ö. 560 y›l›nda Artemis Tap›na¤› ve sanat alanlar›nda her zaman önemli rol oynam›flt›r. çevresine tafl›nm›flt›r. Do¤u ile Bat› (Asya ve Avrupa) aras›nda bafll›ca kap› Bugün yabanc› ve yerli turistlerin ilgi oda¤› olarak gezilen durumunda olan Efes önemli bir liman kentiydi. Bu konumu Efes ise, Büyük ‹skender'in generallerinden Lysimakhos Efes'in ça¤›n›n en önemli politik ve ticaret merkezi olarak taraf›ndan M.Ö. 300 y›llar›nda kurulmufl. Hellenistik ve geliflmesini ve Roma Devri’nde Asia eyaletinin baflkenti Roma ça¤lar›nda en görkemli dönemlerini yaflayan Efes, Asya olmas›n› sa¤lam›flt›r. eyaletinin baflkenti ve en büyük liman kenti olarak 200.000 Ancak, Efes antik ça¤daki önemini yaln›zca büyük bir ticaret kiflilik nüfusa sahipti. Efes, Bizans Ça¤›'nda tekrar yer merkezi olarak geliflmesini ve baflkent olufluna borçlu de¤ildir. de¤ifltirmifl ve ilk kez kuruldu¤u Selçuk'taki Ayasuluk Anadolu'nun eski Anatanr›ça (Kybele) gelene¤ine dayal› Tepesi'ne gelmifl. Artemis kültünün en büyük tap›na¤› da Efes'de bulunmaktad›r. Türkler taraf›ndan 1330 y›l›nda al›nan ve Ayd›no¤ullar›'n›n Bu tap›nak dünyan›n yedi harikas›ndan biri olarak kabul merkezi olan Ayasuluk, 16.Yüzy›l'dan itibaren giderek edilmektedir. küçülmeye bafllam›fl, 1923 y›l›nda Cumhuriyetimizin Efes, tarihi boyunca birçok kez yer de¤ifltirdi¤inden kal›nt›lar› kuruluflundan sonra Selçuk ad›n› alm›fl. Bugün, 30.000 kiflilik genifl bir alana yay›lmaktad›r. Yaklafl›k 8 km2lik bir alana nüfusa sahip, turistik bir yer niteli¤i tafl›yor. yay›lan bu kal›nt›lar içinde kaz›-restorasyon ve düzenleme Antik dünyan›n en önemli merkezlerinden biri olan Efes, çal›flmalar› yap›lm›flt›r. Bu bölümler ziyarete aç›k olan bölümler ‹.Ö. 4.bine dek giden tarihi boyunca uygarl›k, bilim, kültür aras›nda yer almaktad›r.

Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanl›¤› web sitesi DOSYA VE ARAfiTIRMA

Az›¤› Bol ‹l: ELAZ‹Z

40 Harput Kalesi A¤a Camii Ulu Camii Ali Baba Mescidi ve Türbesi arput'un tarihi M.Ö 2000 y›llar›na kadar uzan›r. örneklerinden biridir.1738-1739 y›llar› aras›nda yap›lm›flt›r. Harput'a ilk yerleflenler ''Hurri''ler dir. Hurilerden Camii dikdörtgen planl›d›r. Kare planl› harim k›sm›n›n üzeri H sonra bölgede k›sa bir süre Hititler ve Asurlar yaflam›fl, kubbe ile örtülüdür. Kubbe kasna¤›nda dört penceresi vard›r. M.Ö. 9'uncu as›rdan itibaren Do¤u Anadolu'da devlet Kubbelerin kurflunla kapl› olmas› nedeniyle bu ismi alm›flt›r. kuran Urartular burada uzun süre hüküm sürmüfllerdir. Caminin son cemaat mahalli üç kubbelidir. Minaresi kesme Hititlerin Baflkenti Bo¤azköy'de bulunan yaz›l› kaynaklarda tafltan yap›lm›flt›r. Harput'tan “‹fluva” olarak bahsedilmektedir. Halen Harput'ta bulunan kale Urartu devrinin izlerini tafl›maktad›r. 1085 Arap Baba Mescidi ve Türbesi y›l›nda Çubuk taraf›ndan fetih edilen Harput, daha sonra Türbe, Selçuklu Hükümdar› Keyhüsrev Dönemi'nde 1279 s›ras›yla; 1114 y›l›nda Artuko¤ullar›n›n,1234'te Anadolu y›l›nda yap›lm›flt›r. Arap Baba Mescidi ve alt kat›nda bulunan Selçuklular›n›n, 1243'te ‹lhanl›lar›n,1363'te türbe Selçuklu Devrine aittir. Mescit ve türbe kaya üzerine Dulkadiro¤lular›n›n, 1465'te Akkoyunlular›n ve nihayet 1516 infla edilmifltir. Üstü kubbeli olan mescidin minaresi k›smen y›l›nda Osmanl›lar›n eline geçmifltir. Co¤rafi konumu itibariyle y›k›lm›flt›r. Türbe içerisinde bulunan ceset umumiyetle Selçuklu tarihin hemen her döneminde önemli bir yerleflim merkezi türbelerinde oldu¤u gibi alt k›sm›nda bulunmaktad›r. Bu olan Harput,19.yy. sonlar›na kadar ülkemizin en gözde türbedeki zat halk aras›nda “Arap Baba” diye an›lmaktad›r. flehirlerinden biri iken flehircilik anlay›fl›n›n de¤iflmesiyle Arap Baba hakk›nda elde kesin bilgi bulunmamakla beraber birlikte o zaman ki mezras› durumunda olan bugünkü Elaz›¤'a hakk›nda çeflitli efsaneler anlat›lmaktad›r.Türbe yerli ve yabanc› 1834 y›l›ndan itibaren tafl›nmaya bafllanm›flt›r. Harput'a 1867 turistler taraf›ndan ilgiyle gezilmektedir. y›l›nda dönemin valisi ‹zzet Pafla'n›n teklifi ile “Mamur'at-ül Aziz” ad› verilmifl fakat telaffuzu zor oldu¤undan halk aras›nda Mansur Baba Türbesi k›saca “Elaziz” olarak söylene gelmifltir. 1937 y›l›nda Atatürk'ün Türbe sekizgen planl› olup duvarlar› keme tafltan yap›lm›flt›r.‹ç flehre teflrifleri s›ras›nda kendileri taraf›ndan “az›¤› bol il” anlam›na gelen “Elaz›k” ad› verilmifl, bu isim daha sonra k›sm› orijinal fleklini muhafaza etmektedir.‹ki katl› an›tsal TBMM'nin karar›yla “Elaz›¤” 'a dönüfltürülmüfltür. yap›n›n üst örtü sistemi sonradan yap›lm›flt›r.‹çinde Artuklu hanedan›na ait mensup olduklar› san›lan dört kifliye ait sanduka Harput Kalesi bulunmaktad›r. Tarihi Harput Kalesi'nin Urartular Döneminde infla edildi¤i Ahi Musa Mescidi ve Türbesi bilinmektedir. ‹ç kale ve d›fl kale olmak üzere iki bölümden 41 yap›lm›flt›r. Kale içi dolgu halindedir. Burç ve surlar› hala Türbede Fatih'in neslinden gelen mücahit Ahi Musa ayakta olan kale de¤iflik zamanlarda onar›m görmüfltür. Kale Hervi(Herdi)'ye yak›nlar›na ait oldu¤u san›lan üç mezar hakk›nda çeflitli efsaneler anlat›lmaktad›r. Bir rivayete göre, bulunmaktad›r. Bunlardan en uzun mezar›n Ahi Musa'ya kalenin yap›m› s›ras›nda harc›n haz›rlanmas›nda su yerine süt di¤erlerinden birisinin bu zattan sonra gelen “Esseyyid Hasan”a, kullan›ld›¤›, bu yüzden de “Süt Kalesi” dendi¤i söylenmektedir. üçüncüsünün de “Seyit Ahmet” e ait oldu¤u rivayet edilmektedir. ‹lk girifl mescit k›sm›na ait olup türbeye geçifl Ulu Camii mescit içerisindedir. Ahi Musa Mescidinin varl›¤› Harput'ta Anadolu'nun en eski ve en önemli eserlerinden biridir. Duvarlar› Ahili¤in varl›¤›n› göstermesi aç›s›ndan önemlidir. tafltan, kemerleri ve minaresi tu¤ladan yap›lan camii, M.S Feti Ahmet Baba ve Türbesi 1156-1157 y›llar›nda Artuklu Hükümdar› Fahrettin Karaaslan taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r. Minaresinin e¤ri oluflu ve yap›m›nda Harput'a 2 km uzakl›ktad›r. Kaya üzerine infla edilmifl türbenin tu¤lalar›n süsleme ö¤esi olarak kullan›lmas› bak›m›ndan ilgi yan›nda mescidi bulunmaktad›r. Türbe alt›gen planl› olup, çekicidir. Camii; iç camii, avlu ve son cemaat mahalli olmak üst k›sm› sonradan yap›lm›flt›r. Yaln›z cenazelik k›sm› üzere üç bölümden meydana gelmifltir. Caminin iç duvarlar› mevcuttur. Cenazelik k›sm›nda büyük bir sanduka kemerlerle birbirine ba¤lanm›flt›r. Cami halen ibadete aç›kt›r. bulunmaktad›r. Türbenin Feti Ahmed Baba'n›n ölüm tarihi olan 1313-1314 y›llar›nda yap›ld›¤› san›lmaktad›r. Sara(Saray) Hatun Camii Cimflit Hamam› Akkoyunlu Hükümdar› Hasan Bahad›r Han'›n annesi Sarahatun taraf›ndan 1465 y›l›nda mescid olarak yapt›r›lm›flt›r.1585 Sarahatun Camii bitifli¤indeki bir Osmanl› Dönemi yap›s›d›r. y›l›nda tamir edilmifl, 1843 y›l›nda yap›lan onar›mla da Bu yap› Yavuz Sultan Selim'in Sipahi Beylerinden Cimflit Bey bugünkü halini alm›flt›r. Cami kare planl› olup, minberi tafl taraf›ndan XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›nda yapt›r›lm›flt›r. Soyunma iflçili¤inin güzel örneklerindendir. Minaresi 1898 y›l›nda yeri kare planl› ve üzeri kubbe ile örtülü olup iki kap›s› tamamlanan cami bir külliye halinde infla edilmesine ra¤men, mevcuttur. Y›kanma yeri Sarahatun Camine dayan›r. Dört bugün yaln›zca camii k›sm› mevcuttur. Hala ibadete aç›kt›r. eyvanl› köflelerde birer kubbeli halvetler bulunmaktad›r. A¤a Camii Meryem Ana Kilisesi Harput'un giriflinde anayolun sol taraf›nda bulunan camii, Harput Kalesinin do¤usunda yer almaktad›r. Bat› duvar›n› müzedeki kitabesine göre Pervane A¤a taraf›ndan 1559 y›l›nda kalenin kaya kütleleri teflkil etti¤inden, kilise kalenin kayal›klar› yapt›r›lm›flt›r.1996 y›l›na kadar sadece minaresi ayakta kalan içerisine gömülmüfl gibidir. Milattan sonra 6.yy' da camiinin ibadete aç›k olan bölümünde yap›lan restorasyon yapt›r›lm›flt›r. Milattan evvel put hane iken, H›ristiyanlar çal›flmalar› tamamlanm›fl olup, ibadete aç›lm›flt›r. taraf›ndan kiliseye çevrildi¤i söylenmektedir. Bu kilise K›z›l Kurflunlu Camii Kilise, Süryani Kilisesi ve Yakubi Kilisesi adlar›yla da an›lmaktad›r. M.S. 1135,1179 ve 1262 y›llar›nda onar›m Harput'taki Osmanl› Dönemi Camilerinin en güzel görmüfltür.

Elaz›¤ ‹l Kültür Turizm Müdürlü¤ü'ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. DOSYA VE ARAfiTIRMA Kemah Melikflah Türbesi Erzincan Kalesi Alt›ntepe Do¤al Sit alan› Tercan Saray›

42

Do¤al ve Tarihi Kent: ERZ‹NCAN

rzincan, Do¤u Anadolu Bölgesi’nde tarihi ‹pek Yolu Tafl›nmaz Kültür Varl›klar› üzerinde kurulmufl önemli bir yerleflim yeridir. Tunç Tarihi yerleflim alanlar›ndaki Alt›ntepe Urartu kal›nt›s›, E Ça¤›'ndan beri yerleflim yeri oldu¤u tespit edilen Erzincan Kale kap›s›, tarihi hamamlar Kemah Kalesi ve Sultan Erzincan'da; Urartu, Med, Pers, Hellen, Roma, Bizans, Melik Türbesi Tercan Mama Hatun Kervan Saray› ve Türbesi, Selçuklu ve Osmanl› medeniyetlerinin izlerini görmek Gülabibey Camii en önemlileridir. mümkündür. Bugün özellikle Urartu-Hitit döneminden kalan flehir kal›nt›lar›, kaleler, Selçuklu ve Osmanl› döneminden Alt›ntepe ören yerinde Prof. Dr. Tahsin Özgüç baflkanl›¤›nda kalan camiler, çeflmeler, köprüler, kervansaraylar ilin kültürel 1959 y›l›nda bilimsel kaz› yap›lm›flt›r. Bulunan eserler Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir. Atatürk yap›s›na ›fl›k tutmaktad›r. Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Ö¤retim Üyelerinden Doç. Dr. Erzincan'›n kültürel yap›s› yan›nda turizm için do¤al Alpaslan CEYLAN ve ekibi taraf›ndan bir yüzey araflt›rmas› güzellikleriyle de önem tafl›maktad›r. çal›flmas› bafllat›lm›flt›r. Bu proje kapsam›nda Erzincan'›n ve

Erzincan ‹l Kültür Turizm Müdürlü¤ü'ne katk›lar›ndan dolay› teflekkürlerimizi sunar›z. bölgenin tarihine ›fl›k tutacak yeni bulgular elde edilmektedir. izleri ayr›nt›lara da yans›r. Doç.Dr. Mehmet KARAOSMANO⁄LU Baflkanl›¤›nda bir Dut, ceviz, ç›nar, kavak heyet taraf›ndan Alt›ntepe Ören yerinde 2003 y›l›nda a¤açlar›n›n oluflturdu¤u, bafllan›lan, kaz› restorasyon çal›flmalar›na ve yüzey araflt›rma yeflilin bin bir tonu aras›nda çal›flmalar› devam etmektedir. Yap›lan arkeolojik kaz›larda yer alan evler, do¤al çevre M.Ö.8. yüzy›la ait fildifli ve madeni eflyalara rastlanm›flt›r. ile mimari aras›ndaki Yörede hüküm süren Hitit, Urartu, Med, Pers, Hellen, Roma, uyumun en güzel Bizans, Selçuklu ve Osmanl› Medeniyetlerinin izlerine örneklerini sunar. ‹lçe rastlamak mümkündür. Alt›ntepe ören yerinde yap›lan bilimsel kentsel ilan edilmifl sokak kaz›larda elde edilen tarihi eserler bunun bir kan›t›d›r. sa¤l›klaflt›rma Rölöve restorasyon restitüsyon Erzincan'da meydana gelen fliddetli depremler ve savafllar projesi haz›rlanmaktad›r. tarihi eserlerin birço¤unu tahrip etmifltir. Varl›klar›n› En yak›n zamanda 43 günümüze kadar sürdüren tarihi eserlerin birço¤u da harap onar›mlar devam edecektir. durumdad›r. Erzincan merkezinde ve ilçelerinde bugüne Terzi Baba Türbesi Moltke'nin XIX. asr›n ilk kadar 204 eser tescil edilerek koruma alt›na al›nm›flt›r. yar›s›nda iflaret etmifl oldu¤u gibi, E¤inliler öteden beri, Do¤al Kaynaklar ‹stanbul'a giderek, orada çeflitli ifllere girerler; kasapl›k, hamall›k, bakkall›k, yap› kalfal›¤›, ticaret, sarrafl›k yapar ve ‹l, co¤rafi yap›s› itibariyle genel olarak k›fl sporlar›, su sporlar› para kazan›p, ihtiyarlay›nca, kasabalar›na dönerek, infla ve do¤al güzellikleri olan mesire alanlar› ile turizm için çok ettirdikleri güzel evlere yerleflirlerdi. E¤inliler aras›nda büyük yönlü özellikler tafl›maktad›r. Erzincan k›fl turizmi için uygun memuriyetlere eriflmifl ve hattâ naz›r olmufl bulunanlar vard›. iklim özelliklerine sahiptir. Da¤ sporlar›n›n yap›laca¤› 3500 Bu hicret yaln›z kasaba halk›na münhas›r olmay›p, komflu metre yüksekli¤inde da¤lar bulunmaktad›r. Erzincan Baraj Arapgir'de oldu¤u gibi, köylülere de flamil idi. Gölü ve Tercan Baraj Gölü'nde su sporlar› yap›lmaktad›r. Karasu Nehrinde rafting, Küçük Çak›rman Köyü'nde yamaç Girlevik fielalesi, Erzincan'›n en güzel mesire yerlerinden paraflütü, Esence Yedi Göller'de do¤a yürüyüflü ve da¤ bisikleti, biridir. Do¤al güzellikleri, bitki örtüsü, suyu, dinlenme kaya t›rman›fl›, kayak, da¤ kamplar›, flelale buzul t›rman›fl›, aç›s›ndan önemli bir mesire yeridir. fielalenin suyu, Kalecik cirit ve camel trophy di¤er turizm aktivitelerini Köyüne 1 km uzakl›kta sarp kayalar içinden ve 9 ayr› yerden oluflturmaktad›r. kaynar, yeflillik bir dere yata¤›n› takip ederek flelaleye ulafl›r. fielalenin yüksekli¤i 30-40 m civar›nda ve 3 kademeli ve Yaylalar yöreye özgü tafltan oluflmaktad›r. fielalenin çevresi a¤açl›kt›r, Dumanl› Yaylas›, Refahiye ilçe merkezinin hemen üzerinden özellikle yaz aylar›nda mesire yeri olarak büyük ilgi bafllay›p, güneye do¤ru uzanan bir alan içerisindedir. Çam görmektedir. K›fl›n flelale suyun donmas›yla oluflan sark›tlardan ormanlar›yla kapl›d›r. Do¤al güzelli¤i, temiz havas›, bol so¤uk buzul t›rman›fl›, yaz›n so¤uk sular›nda serinleme imkân› su kaynaklar›, av hayvanlar› ve kamp imkânlar› ile yaz ve k›fl vard›r. Cumhuriyet Türkiye'sinin en büyük depremi yaflayan turizmine aç›kt›r. Ayr›ca; Esence Yedigöller, Ergan Da¤› il her ne kadar ad› depremi ça¤r›flt›r›rsa da tektonik yap›s›n›n üzerinde Melenkoç Yaylas›, Bay›rba¤ Çaml›k ve So¤anl› verdi¤i avantaj›yla dünyada su yoklu¤u konuflulurken, il bir Yaylalar› bulunmaktad›r. Her y›l Esence Da¤› ve Yedigöllere su cennetidir. da¤ t›rman›fl› yap›lmaktad›r. Bay›rba¤ Tekçam Yaylas›na Kültürel varl›klar›n çeflitlili¤i o kadar çoktur ki insan›n burada yürüyüfl ve kamp, Yaylabafl› Ard›çl› gölü mevkiinde yürüyüfl mutlaka ilgilenece¤i bir alan› bulmas› çok tabiidir. ve kaya t›rman›fl› ve tüm izcilik faaliyetleri yap›lmaktad›r. Önemli olan ülkemiz insan›na Erzincan'› tan›tmak, Kemaliye ilçesi, kuruluflundan bu yana, çeflitli kültürlerin sevdirmektir. Sizlerin mutlaka bir gün Erzincan'a yolunuz yafland›¤› bir yer olma özelli¤ini tafl›r. Bu, ortak kültürün düflmeli, bu özel flehri tan›mal›s›n›z. DOSYA VE ARAfiTIRMA

44 Pessinus Antik Kenti: ESK‹fiEH‹R

skiflehir ‹li, Sivrihisar ilçesinin 16 km. güneyindeki Kybele Attis için yap›lan ayinlerle ün yapm›flt›r. Pessinus'tan Ball›hisar Köyü’nde, "Tanr›ça Kybele" ad›na, Frigyal›lar gelen kral yolu güvenli ve kestirme olmas› nedeniyle Roma E taraf›ndan kurulmufltur. Helenizm Ça¤›'nda, bu bölgeye ve Bizans ça¤lar›nda kullan›lm›fl olup, antik kentin yak›nlar›nda ak›n eden Galatlar›n bir Kabilesi olan Tolistoboglar, halen yol kal›nt›lar› k›smen görülebilmektir. Roma Ça¤›nda bu yöreye yerleflmifller ve Pessinus, baflkentleri olmufltur. Pessinus'a giden yollarda mil tafllar› kullan›lm›flt›r. Ball›hisar Pessinus, Bergama Krall›¤› döneminde en parlak dönemini Müzesinde Pessinus'a 4 mil mesafeli bir mil tafl› sergilenmektedir yaflam›flt›r. Bergama Krall›¤›, eski Pessinus Tap›na¤›'n›n yerine Grek stilinde bir mermer tap›nak yapt›rm›fl ve süslemifltir. Bu Kybele ayinlerinin yap›ld›¤› bir merkez olarak bilinen Pessinus tap›nak, her y›l dini bayramlar s›ras›nda kurulan panay›ra, Anadolu kentidir. Frig devrinde Kybele'ye ithafen yap›lan büyük bir canl›l›k getirmifltir. Grek hâkimiyetinde iken flehrin Kybele mabedi geç dönemlerde de¤iflikliklere u¤ram›flsa da planlar› yeniden düzeltilmifl, meclis binas›, yollar›, kanal›, çarfl› erke yap›s› bilimsel kaz›lar sonucu tespit edilmifltir. ve tiyatrosu kurulmufltur. Bu gün mabede ait alt yap› görülebilmektedir. Helenistik ça¤da Ball›hisar Köyü, Antik Pessinus Kenti üzerine yerleflmifltir. Ana kentteki mabet onar›lm›fl, meclis binas›, stoa, kanal, tiyatro ve Tanr›ça Kybele'nin Kült Merkezi olarak bilinen bir Frig kentidir. yollar yap›lm›flt›r. Roma ça¤›nda Augustus zaman›nda (M.Ö.25) Ancak, tanr›ça Kybele Anadolu'nun en eski tanr›ças› olmas› Pessinus daha da büyüyüp geliflerek kendi ad›na para basma nedeniyle Ana Tanr›ça Kültünün Frig öncesi Pessinus da varl›¤› imtiyaz›na sahip olmufltur. fiehrin içinden geçen su kanal› söz konusudur. Antik ticaret yollar› üzerinde bulunan Pessinus; mermerlerle süslenmifl, kanala inen merdivenler yap›lm›fl ve

Ali Osman Gül ‹l Kültür Turizm Müdürü Eskiflehir ‹l Kültür Turizm Müdürlü¤ü'ne teflekkür ederiz. heykeller dikilmifltir. Kybele ayinlerinin önemi artm›fl olup, antik tarihçilere göre Pessinus Kybele mabedinde bulunan Kybele heykeli Roma Senatosunun iste¤i üzerine Platine mabedine götürülmüfltür.

Bizans ça¤›nda (M.S.IV. yy.) kentte Kybele kültü gerileyerek Pessinus Kybele Ören Yeri H›ristiyanl›k benimsenmifltir. fiehir önemini yitirerek bak›ms›z kalm›fl eski antik yap›lar sökülerek basit iskân malzemesi olarak kullan›lm›flt›r. M.S. 800 y›llar›ndan sonra tüm önemini kaybetmifltir.

Antik Pessinus'ta 1967-1973 y›llar› aras›nda Belçika Gant Üniversitesi ad›na Pierre Lambrechts baflkanl›¤›nda yap›lan arkeolojik bilimsel kaz›larda Kybele Mabedi, su kanal›, flehir girifli, tap›nakla ilgili ufak tiyatro, stoa ortaya ç›kar›lm›fl nekropol sahalar› tespit edilmifl, Pessinus'ta zaman›nda götürülen yap› kal›nt›lar› toplanm›flt›r. Pierre Lambrechts'in ölümü nedeniyle ara verilen kaz›lara Belçika Gant Üniversitesi ad›na Prof.Dr. John Devreker Baflkanl›¤›nda 1983 y›l›nda tekrar bafllanm›fl ve 45 devam etmektedir. Kaz›dan ç›kan ve civardan toplanan eserler Sücaeddin-i Veli Külliyesi ve Türbesi Ball›hisar Köyündeki Müzede ve Eskiflehir Arkeoloji Müzesinde teflhir edilmektedir.

‹nanç Turizmi

Seyyit Battal Gazi Külliyesi Türbesi: Ünlü ‹slam Komutan›n›n 8.yüzy›lda yaflad›¤› tahmin edilmektedir. ‹slam ordular›n›n Bizans'a karfl› savafllar›nda destanlaflm›fl yararl›l›klar göstermifltir. Antakya, fiam ya da Malatya do¤umlu oldu¤u söylenir. ‹stanbul kuflatmas›nda (M.S.717-718) ve M.S. 740'a de¤in seferlerdeki kahramanl›klar› halk taraf›ndan destanlaflt›r›larak anlat›lm›flt›r. Afyonkarahisar yak›nlar›ndaki bir savaflta flehit düflmüfltür. ‹ki büyük destana konu olmufltur. Arapça Zatü'l-Himme ve Türkçe Battalname. Ad›na 1207-1208 y›llar›nda Alaaddin Keykubat'›n

annesi, l. G›yaseddin Keyhüsrev'in efli olan Ümmühan Hatun Ümühan Hatun Türbesi taraf›ndan bir külliye yapt›r›lm›flt›r ve kasabaya ad› verilmifltir.

fieyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi ve Türbesi: Seyitgazi ‹lçesi Aslanbeyli Köyündedir. Hac› Bektafli Veli Halifelerinden olup, yaflad›¤› tarihler bilinmemekle birlikte türbesinin 1515 y›l›nda, Yavuz Sultan Selim zaman›nda Mürvet Ali Pafla taraf›ndan yapt›r›ld›¤› kesindir. Bir ad› da “Varl›kl› Sultan”d›r. Horosan'dan geldi¤i ve Anadolu'da birçok yer gezdikten sonra Seyitgazi ‹lçesi Arslanbeyli Köyüne yerleflti¤i söylenir. Sekizinci ‹mim R›za soyundan, dünyadaki dört Veli'den birisi kabul edilmektedir. Külliyesinde kendisi d›fl›nda Mürvet Ali Pafla Türbesi, aflevi, cemevi gibi bölümler vard›r. Ad›na her y›l Haziran ay›nda flenlikler düzenlenir. Seyyit Battal Gazi Külliyesi Türbesi DOSYA VE ARAfiTIRMA

46

L‹KYA

ntik kaynaklar›n verdi¤i bilgilere ve yüzey daha kesin olarak ancak Perslerin Anadolu'yu iflgalinden sonra araflt›rmalar›ndan elde edilen belgelere göre Antalya ö¤renmekteyiz. Bunun nedenleri; Hitit metinlerinin büyük bir A ‹li ile Dalaman Çay› aras›nda kalan alan, Likya'n›n k›sm›n›n tercüme edilememesi (bu tabletlerden birço¤unun s›n›rlar›n› teflkil etmektedir. Kuzey ve Kuzeydo¤usunda Pisidia yurt d›fl›nda olmas›, çözülmüfl ise bilgimiz d›fl›nda olmas›) ve Phriygia, bat›s›nda Karia, do¤usunda ise Pamphylia antik Likçe kitabelerin azl›¤›, Likçe dilinin henüz tam olarak yerleflim bölgelerinin yer ald›¤› Likya, Teke Yar›madas› üzerinde çözülmemifl olmas›d›r. Ancak son y›llarda Türk bilim adamlar› kurulmufltur. Ele geçen buluntular ve filolojik veriler, Likya taraf›ndan bölgede yürütülen kaz› ve yüzey araflt›rmalar›nda tarihinin M.Ö.3 bin y›llar›na kadar indi¤ini göstermektedir. elde edilen belgeler, Likya'n›n M.Ö.6. yüzy›l› öncesindeki Likya'n›n ismi Hitit yaz›l› metinlerinde “LEUKOY”, M›s›r yaz›l› geçmifli hakk›nda bizleri ayd›nlatmaya do¤ru götürecektir. tabletlerinde “LUKKA”, Grek metinlerinde ise “LEUKOY” M.Ö.I. bin y›ldan M.Ö.6. yüzy›la kadar ba¤›ms›z bir devlet (ayd›nl›k insanlar veya ayd›nl›k ülke) olarak karfl›m›za ç›km›flt›r. olarak yaflayan Likya ekonomik olarak oldukça önemli bir M.Ö. 15-14. yüzy›llara tarihlenen Hitit kitabelerinde Likya'n›n konuma ulaflm›flt›r. ismine rastlanmas› ve yaz›flmalara konu olmas› bu iki uzak ülkenin ve insanlar›n›n birbirlerini tan›d›klar›n›, M›s›r-Hitit M.S.141 ve 240 y›llar›nda yaflanan depremler Likya kentlerinin Devletleri aras›ndaki Kadefl Savafl›'nda Hititleri desteklemifl tarih sahnesinden silinmesine neden olurken 4 ve 5. yüzy›lda olmalar› ayn› soydan gelenler olduklar› sonucunu yay›lmaya bafllayan H›ristiyanl›k, Likya'da Bizans Medeniyetinin ç›kartmaktad›r. Truva ve Kadefl Savafllar›'nda, Truval›lara ve oluflmas›n› sa¤lam›flt›r. M.S.7'inci yüzy›lda güneyden gelen Hititlere yard›m ederek ad›n› kay›tlara geçiren Likya tarihini, Arap ak›nlar› bölgedeki Bizans Medeniyetine son verirken,

‹brahim Malkoç, Fethiye Müze Müdürü Fethiye Müze Müdürlü¤ü'ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. Likya Uygarl›¤›n› da tamamen bitirmifltir.12'inci yüzy›l›n ikinci koflu pisti, Agora, hangi tanr›ya ait oldu¤u bilinmeyen tap›nak yar›s›nda Türk hâkimiyetine giren Likya, Anadolu Selçuklular›n›n kal›nt›s› ve yo¤un sivil yap› izleri, Kadyanda ören yerinin antik da¤›lmas›ndan sonra Mentefle Beyli¤i, 14'üncü yüzy›lda ise dönemde yerleflim geçirmifl tam bir kent özelli¤ini ortaya Y›ld›r›m Beyaz›t taraf›ndan Osmanl› topraklar›na kat›lm›flt›r. koymaktad›r. Bölge Kurtulufl Savafl› ile beraber Türkiye Cumhuriyeti s›n›rlar› Tlos Antik Kenti: Fethiye'ye 40 km mesafede Yaka Köyü'nde içine al›nm›flt›r. Likya 19'uncu yüzy›lda Avrupal› seyyahlar›n bulunmaktad›r. Kent genifl bir alana yay›lmas›na karfl›n kal›nt›lar bölgeyi görmeleri sonucu dünyaya tan›t›lm›flt›r. Bu tan›nma akropol ve çevresinde odaklanm›flt›r. Kente yaklafl›mda sonras›nda ne yaz›k ki pek çok önemli eserler yurtd›fl›na akropolün hâkim görüntüsü ziyaretçileri hayli etkiler. Yaklafl›k kaç›r›lm›flt›r. Likya'n›n zengin orman dokusuna sahip oluflu 500 rak›ml› dik yamaçlarla do¤al aç›dan korunakl› akropol ayn› zamanda engebeli bir arazi yap›s› nedeniyle ahflap yap› ve tepesinin çevresi, yer yer sur duvarlar› ile takviye edilerek tafl iflçili¤i büyük oranda geliflmifltir. Sivil yap›lar ço¤unlukla tahkim edilmifltir. Akropolün kuzey-do¤u yönündeki erken ahflap malzeme kullan›larak yap›lm›flt›r. Ahflap mimari döneme ait sur duvarlar› ile kaya mezarlar› Likya kültürünün zaman›m›za kadar ulaflamam›flt›r. Ancak bilhassa kaya örneklerindendir. mezarlar›n›n yap›l›fl›na ahflap mimarinin yans›t›lm›fl olmas› dönemin ahflap mimarisi hakk›nda bilgi sahibi olmam›z› P›nara Antik Kent: Fethiye'ye 45 km. mesafede Minare Köyü sa¤lamaktad›r. ‹ki taraf› e¤imli çat›ya sahip tap›nak cephesini yak›n›nda bulunmaktad›r. Likçede Pinale veya P›nara, yuvarlak taklit eden en önemli örnek ilçemizdeki Amintas Kaya Mezar› anlam›na gelmektedir. Mitolojiye göre Xanthos'un nüfusu çok ve grubudur. Burada ahflap kap› kanatlar›n› ve üzerine çak›lan art›nca yafll›lardan bir grup kentten ayr›larak Kragos da¤›n›n çivi örneklerini aç›k bir flekilde görmek mümkündür. Yap›lar eteklerinde yuvarlak bir tepe üzerinde P›nara Kenti'ni daha çok Helenistik ve Roma Dönemlerine ait oldu¤u için Likya kurmufllard›r. Dönemi mimarisi Kaya ve Lahit Mezarlar›n ahflab› taklit eden Kentte pek çok kaya mezar› ve lahit mezarlar ile sur duvarlar›, özellikleri ile anlat›labilmektedir. Dini ve sosyal yap›lar genellikle hamam, tiyatro, agora, odeon gibi yap›lar› günümüzde ulaflan tafl malzeme kullan›larak yap›lm›flt›r. belli bafll› kal›nt›lar aras›ndad›r. Bölge'de Baz› Ören Yerleri Letoon Antik Kenti: Fethiye-Kafl karayolunun 65'inci km'sinde Telmessos Antik Kenti: Akdeniz k›y› band›nda kuruldu¤undan Kumluova Köyü yak›n›nda bulunmaktad›r. 47 günümüze kadar yerleflimin kesintisiz sürdürüldü¤ü tek merkez Kentte en eski yerleflim izleri M.Ö.7.yy'a kadar gider. Kal›nt›lar konumundaki Fethiye veya antik ismi ile Telmessos, kentinin ve ele geçen kitabeler buran›n dinsel ve politik bir alan oldu¤unu geçmifli, filolojik baz› tespitlere göre M.Ö. üçbinlere kadar göstermektedir. Ören yeri merkezinde yan yana üç tap›nak gitmesine karfl›n o dönemleri teyit edecek eserlere henüz bulunmaktad›r. Bunlardan en kuzeyindeki Leto, ortadaki rastlanm›fl de¤ildir. Antik dönemden itibaren geçirdi¤i pek çok Artemis, güneydeki Apollon'a adanm›flt›r. Tap›naklar›n güney depremler ve yerleflimin üst üste kurulmas› antik dönem bat›s›ndaki Nymphe Kültüne adanm›fl çeflme binas› ile hemen yap›lar›n›n zaman içerisinde kaybolmas›na neden olmufltur. do¤usunda kilise yer almaktad›r. Kentin kuzeyinde Stoa ile Ancak modern kentin güneyindeki kayal›klara oyulmufl mezarlar arkas›n› k›smen do¤al yamaca dayam›fl Helenistik Dönemine ile flehrin çeflitli noktalar›nda karfl›laflabilece¤imiz lahit mezarlar, ait tiyatro bulunmaktad›r. antik ça¤dan günümüze ulaflan en eski kal›nt›lar olarak Kelebekler Vadisi: Fethiye ‹lçesi, Uzunyurt Köyü s›n›rlar› de¤erlendirilmektedir. Kaya mezarlar›ndan en ünlüsü ve en içinde kalmakta olup Fethiye'ye 25 km uzakl›ktad›r. Vadi iki görkemlisi hiç flüphesiz sol ante duvar› üzerindeki yaz›ta göre yandan dev duvarlar› and›ran ve insana, flaflk›nl›kla kar›fl›k bir Amynthas Mezar› olarak adland›r›lan kaya mezar›d›r. hayranl›k hissi uyand›ran kayal›klarla çevrelenmifltir. Plaj›nda Antik Kenti: Köyce¤iz ‹lçe s›n›rlar› içerisinde Ortaca-Dalyan kamp yap›m›na müsait alanlarda mevcuttur. Vadiye ad›n› bo¤az›n›n öbür yakas›nda bulunan kent bir mitolojiye göre veren ve narin yap›s›na karfl›n y›rt›c› bir kaplan› and›ran Miletos'un ikiz çocuklar›ndan biri olan Kaunos taraf›ndan renklere sahip, dünya üzerindeki tek yaflam alan› bu Kayra-Likya hududunda kurulmufltur. Antik ça¤da bir liman topraklar olan “Kaplan Kelebe¤i” ni görmek mümkündür. kenti olan Kaunos günümüzde k›y›dan hayli içerde kalm›flt›r. fielalelerin sular›nda dufl keyfi yaflamak için ilerledikçe daralan Kente yaklafl›mda kaya mezarlar› ziyaretçilerin ilgisini çeken vadi içlerine girilmesi gerekir. Gece, tercihlere göre bungalovlarda eserlerdir. Di¤er taraftan kenti tahkim eden yaklafl›k 3 km veya çad›rlarda geçirilebilir. uzunlu¤undaki sur duvarlar›, stoa, agora, çeflme, hamam, tiyatro Vadi'ye do¤rudan ve daha az maceral› bir yolla ulaflmak istenirse ve tap›nak kal›nt›lar› Kaunos'un antik dönemde teflkilatl› tam Ölüdeniz'den k›sa ve keyifli bir tekne yolculu¤u ile ulafl›labilir. bir kent hüviyetini ortaya koyan önemli kal›nt›lard›r. Akdeniz'de deniz seviyesinde yaflayan kelebek çeflitlerinin Kadyanda Antik Kenti: Fethiye'ye 28 km mesafede Üzümlü neredeyse tamam›n›n ev sahipli¤ini yapan vadi, zengin bitki Beldesi'nin güney-do¤usunda bir tepede kuruludur. Kadyanda çeflitleriyle de dikkat çekmektedir. K›sa ömürleriyle bilinen ören yerinde, kenti çevreleyen sur duvarlar›n›n bir bölümü, kelebekler, burada y›l›n çok büyük bir bölümünde görülebilir. kaya mezarlar› ve Likçe kitabeler en erken döneme tarihlenebilen Oluflturduklar› kolonileri hayranl›kla izleyebilirsiniz. Kelebekleri kal›nt›lard›r. Bunlardan ayr› olarak Roma Döneminde de onar›m görmek için A¤ustos ay› tavsiye edilir. Zira 30'a yak›n görerek kullan›lm›flt›r. Helenistik Dönem Tiyatrosu, hamam, çeflidiyle kelebeklerin en yo¤un oldu¤u dönem bu ayd›r. DOSYA VE ARAfiTIRMA

48 FR‹G VAD‹S‹ .Ö. 3000-2000 y›llar›n› kapsayan Eski Tunç II (Karamusa), Nall›han ve K›rkmerdiven kayal›klar› belli bafll› döneminden bafllayarak günümüze kadar hüküm olanlar›d›r M süren uygarl›klar içerisinde Frigler ayr› ve özgün bir yere sahiptir. Kap›kaya I

Hititlerin M.Ö. 1700'den bafllayarak 500 y›l süren egemenliklerinin ‹hsaniye ilçesine ba¤l› Dö¤er kasabas›ndan Le¤en köyüne giden ard›ndan M.Ö. 1200 y›llar›nda parçaland›klar› s›rada, Anadolu'ya yol üzerindedir. M.Ö. 7. yüzy›lda yap›ld›¤› san›lmaktad›r. Tek bat›dan gelen ve sonradan adlar›na Frig denilen bir kavim göçü parça bir kayan›n do¤u yüzü ve yanlar› kesilerek sade ve üçgen bafllam›flt›r. Bu göçler s›ras›nda Anadolu, 400 y›l süren karanl›k çat›l› bir tap›nak cephesi yap›lm›flt›r. Cephenin alt ortas›ndaki nifl içinde, ayakta durur vaziyette tanr›ça Kübele, kabartma olarak bir dönemin ard›ndan M.Ö. 8. yüzy›l›n II. yar›s›nda (M.Ö. 750) ifllenmifltir. Kabartman›n alt›na dört basamak merdiven yap›lm›flt›r. Friglerin siyasi üstünlük elde etmeleri ile ayd›nlanm›fl ve Frigler ‹kinci Kap›kaya ayn› bölgede Emre Gölü k›y›s›ndan Üçlerkayas› efsanevi krallar› Midas döneminde güçlü bir devlet konumuna köyüne do¤ru uzanan kayalar›n aras›ndad›r. Üst bafl› erimifl bir 49 gelmifllerdir. Afyonkarahisar bölgesi de Friglerle bu dönemde kaya parças›n›n bat› yüzü kesilerek yap›lm›fl ahflap bir tap›nak tan›flm›fl olmal›d›r. Hititler gibi Anadolululaflan ve Afyonkarahisar- benzetmesidir. Kayan›n yap›s› gevflek oldu¤u için üstteki üçgen Eskiflehir-Kütahya illerinin birleflti¤i bölgede özgün bir kültür çat› bölümü erimifltir. Ön yüzde süslü iki bölüm aras›nda bir nifl oluflturan Frigler bu bölgede kült mezar ve mezar an›tlar› aç›lm›fl, içine tanr›ça Kübele'nin ayakta kabartmas› yap›lm›flt›r. biçiminde, büyük boy kaya bloklar› üzerine ifllenmifl Ana Tanr›ça An›t›n önünde dinî törenler için bir sahanl›k vard›r. M.Ö.7. Kübele kültüne ait tap›nak cepheleri ile yine Ana Tanr›ça Kübele yüzy›lda yap›ld›¤› san›lmaktad›r. kültüne ait aslan kabartmalar›yla dünyan›n en ilginç ve en de¤erli eserlerinin yarat›lmas›n› sa¤lam›fllard›r. ‹hsaniye/Kay›han Kasabas› Göynüfl Vadisi Örenyeri

Özellikle Afyonkarahisar'›n kuzeyinde bulunan Göynüfl Vadisi Afyonkarahisar-Eskiflehir karayolunun 32.km'den 1,5 km bat›ya ve Di¤er Bölgesi'nde bulunan Aslantafl, Y›lantafl, Matlafl, Kap›kaya dönülerek ulafl›lan bir vadi içinde Göynüfl Kalesi, üzerinde aslan I ve Kap›kaya II gibi dünyada efli bulunmayan Frig Kaya An›tlar› kabartmalar› bulunan Aslantafl ve Y›lantafl mezar odalar› ile Kübele bunlar›n bafll›calar›d›r. Frigler M.Ö. 6. yüzy›l sonlar›ndan itibaren aç›k hava tap›na¤› olan Maltafl ile Kumcabo¤az› bulunmaktad›r siyasi üstünlü¤ü yitirmifl olmalar›na ra¤men Afyonkarahisar ve çevresinde Frig kültürü, dini, mitolojisi yüzlerce y›l daha devam Aslantafl: Ön yüzüne bir kap› bofllu¤u aç›larak mezar odas› etmifl, bölgede bin y›l Frig dili konuflulmufltur. oyulmufl kap› bofllu¤unun her iki yan›nda kükremifl iki heybetli aslan ve ayaklar› alt›nda birer yavru aslan ile kap› üzerinde aslanlar› Dünyada efli bulunmayan kaya an›tlar›n› yapan Friglerin ard›ndan içine alan hayat a¤ac› kabartmas› yap›lm›flt›r. Mezar odas›; üçgen bölgede hüküm süren Roma ve Bizans dönemlerinde de fiifal› tavanl›, sol tarafta ölüyü yat›rmak için kline (sedir) bulunan Frigya topraklar›nda tüf kaya kütleleri insan eliyle oyularak, küçük bir odad›r. Aslantafl›n önemli bir kral›n mezar› oldu¤u ve günümüze kadar ulaflan Metropolis, Bin ‹nler, ‹npazarc›k, Ornafl M.Ö.7. yüzy›lda yap›ld›¤› san›lmaktad›r. gibi yerleflim birimleri, Avdalaz, Demirli, Bayramaliler, Asar Kale gibi savunma mekânlar›, Selimiye, Alanören, Devrent, Elicek gibi Y›lantafl: Aslantafl'›n bat›s›nda ayn› kayal›klar›n bulundu¤u mezar odalar›, K›rkinler gibi dini mekânlar, Yedikap›lar gibi yer yerdedir. An›t parçaland›¤› için onun iç kiriflleri görülmekte olup, alt› yerleflimleri meydana getirilmifltir. an›t›n d›fl taraf›nda bir aslan kabartmas›n›n sadece bafl ve bir ayak kabartmas› vard›r. Y›lan kabartmas› an›t›n ön yüzünde alt ‹hsaniye/Dö¤er Örenyeri taraf›ndad›r. Kap›da birbirine sar›lm›fl iki y›lan kabartmas› ile kap›n›n iki yan›nda da m›zraklar›yla y›lana sald›ran iki savaflç› ‹hsaniye ilçesine 12 km. uzakl›ktaki Dö¤er kasabas› Frigler vard›r. Bugün ters dönen kaya alt›nda oldu¤undan döneminden beri yerleflim yeri olarak kullan›lm›flt›r. Aslankaya, görülmemektedir. M.Ö.700 y›llar›nda yap›ld›¤›n› san›lmaktad›r. Kap›kaya I ve II, Tanr›ça Kübele ad›na yap›lm›fl aç›k hava tap›na¤› özelli¤inde M.Ö.7. yüzy›lda yap›lm›fl kaya an›tlar› ile Asar ve Eski Maltafl : Birbirine yak›n Aslantafl ve Y›lantafl an›tlar›ndan yaklafl›k Dö¤er'de Frig yerleflim yerleri vard›r. Roma ve Bizans dönemine olarak 500 m. uzakl›kta olup bugün zemine gömülü durumdad›r. ait kaya yerleflim ve mezar odalar› ile kiliseler, çevrede oldukça Üçgen çat›l› geometrik motifli ve yaz›tl› tap›nak cephesi yap›lm›flt›r. çok görülmektedir. Sulu ‹n, Memeç, Alaca Asma, Urumkufl I ve M.Ö. 7.yüzy›lda yap›ld›¤› san›lmaktad›r.

Afyonkarahisar Kültür ve Turizm Bakanl›¤›, ‹l Kültür Turizm Müdürlü¤ü Web Sitesinden derlenmifltir. DOSYA VE ARAfiTIRMA

GORD‹ON

50 Tlos Antik Kenti 963 y›l›nda bugün Yass›höyük olarak tan›nan 500 Mozai¤i ve Galat Mezar› yap›lan ifllerin bir bölümü olarak nüfuslu küçük bir köyün yan›nda kuruldu. Bugün say›labilir. 1 Gordion Müzesi'nde kronolojik bir sergileme Frig Tümülüsleri sunulmakta, her dönem karakteristik örneklerle temsil edilmektedir. Uç vitrinde Eski Tunç Devri eserleri, bunu Gordion çevresi genifl bir alan üzerinde M.Ö. 8. asr›n son takiben Kral Midas ile son bulan Erken Frig Dönemi'ne ait çeyre¤i ile M.Ö. 6. as›r›n ortalar›na kadar uzanan bir zaman eserler yer almaktad›r. Bu eserler içinde Erken Demir Ça¤›na dilimine tarihlenen çeflitli ölçülerdeki Tümülüslerle kapl›d›r. ait el yap›m› çanak-çömlekler, Erken Frig Ça¤›'na ait demir Tümülüsler Frig soylular› ve ileri gelen kiflilerin mezarlar›d›r. aletler, tekstil üretim aletleri sergilenmektedir. Yeni sergi 51 Bu tümülüslerin içinde 300 m'lik çap›, 55 m'lik yüksekli¤i salonunda panoramik vitrin içinde MÖ 700 y›llar›na tarihlenen ile Midas Tümülüsü olarak tan›nan muhteflem bir görüntüye tahrip kat›na ait tipik bir yap› sergilenmektedir. Yeni salonun sahiptir. Midas Tümülüsü'nün kaz›s› 1957 y›l›nda geri kalan k›sm›nda M.Ö.6-M.S. 4. yüzy›la ait ithal edilmifl gerçeklefltirilmifltir. 1960'l› y›llar›n bafllar›nda Türk Yunan serami¤i, Helenistik Ça¤ ve Roma Dönemine ait mühendisli¤inin flaheseri, beton destek konstrüksiyonunun malzemeler sergilenmektedir. Son bölümde ziyaretçiler tamamlanmas› sonucu halk›n ziyaretine aç›lm›flt›r. Gordion'da ele geçen mühür ve sikke örneklerini izleme imkân› bulacaklard›r. Galatmezar› “Tümülüs O” Müzenin Geliflimi 1954 y›l›nda kaçak kaz› sonucu ortaya ç›kar›lan mezar, daha sonra Gordion kaz› ekibi taraf›ndan “0” tümülüsü olarak Son y›llarda Gordion Müzesi'nin ziyaretçi say›s›ndaki büyük adland›r›ld›. Aradan geçen yar›m yüzy›l sonunda an›t mezar art›fl, burada yeni düzenlemeler yap›lmas›n› gündeme insan ve do¤an›n tahribine u¤rad›. Kültür Bakanl›¤›'n›n getirmifltir. Bu çal›flmalar içinde 180m2'lik yeni depo binas›, müdahalesi ile an›t eser yok olmaktan kurtar›ld›. Müze 150 m2'lik ek teflhir salonu, 30m2'lik laboratuar ve 35 m2'lik uzmanlar› taraf›ndan çeflitli çizimleri yap›lan mezar›n tafl görüntü ile bilgilendirme salonu, 5000 m2'lik yeni aç›k hava bloklar› numaraland›r›ld›ktan sonra Gordion Müzesi'nin yeni teflhir alan› yap›lanlar›n belli bafll›lar› aras›nda say›labilir. bahçesine tafl›nd›. 1999 y›l›nda Gordion Müze bahçesine Yeni kazan›lan alan Friglerin mobilya yap›m›nda kulland›klar› yeniden infla edilmifl olan mezar, ziyaretçilerine sunulmufltur. sedir, kokulu ard›ç, flimflir, sar›çam, ceviz ve porsuk fidanlar›yla a¤açland›r›ld›. Bu yeni alana nakledilen Roma Kayabafl› Mozai¤i 1989 y›l›nda Polatl› ilçesi, Kayabafl› Köyü'nde temel kaz›s› s›ras›nda ortaya ç›kart›lan M.S. 111. yüzy›la tarihlenen Roma Dönemi mozai¤i, ev sahibi taraf›ndan Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne bildirilmifl ve müze taraf›ndan kaz›s› ayn› y›l gerçeklefltirilmifltir. Yer darl›¤› nedeniyle tafl›namayan mozaik, 1999 y›l›nda baflar›l› bir çal›flma sonucunda Gordion Müzesi'nin yeni bahçesine tafl›nm›fl ve yar› kapal› bir mekân içine monte edilmifltir. 6,60 x 7,70 m. ölçülerindeki mozai¤in merkezinde hayvan motifleri, çevresinde ise geometrik bezemeler yer almaktad›r.

Gordion Müzesi Broflüründen derlenmifltir. DOSYA VE ARAfiTIRMA Zindan Ma¤aras› Augustus Su Kemeri St. Paul Kilisesi Augustus Tap›na¤›

52 GÜLLER VE GÖLLER

limizdeki tarihsel, kültürel ve kentsel miras›m›z›n Her y›l milyonlarca turist a¤›rlar bu topraklar. Denizi, günefli, korunmas›, gelifltirilmesi, de¤erlendirilmesi ve ça¤dafl do¤as›, tarihi ve tabiat harikalar› çeker tüm bu insanlar›. Her yaflamla bütünleflmeleri, kültürel çal›flmalar›m›z›n önemli köflesi ayr› güzelliklerle dolu, Anadolu'nun en gizemli kentlerinden ‹ hedeflerinden birini oluflturmaktad›r. Bu de¤erleri biridir Isparta. fiehrin insanlar›, “Gül al›rlar, Gül Satarlar; Gülü koruman›n, ona sahip olan toplumun bir yaflam biçimi haline gül ile tartarlar, Çarfl› pazar güldür, gül”. gelmesi; ancak korumaya yönelik bilgilenme, ilgilenme ve “Güller ve Göller fiehri” olarak tan›nan ve binlerce y›ll›k tarihe bilinçlenmenin gerçekleflmesi ile olabilir. Tarihi ve kültürel sahip olan Isparta; kültürüyle, ekonomisiyle, turistik ve do¤al de¤erlerimiz, do¤al varl›klar›m›z, sadece bize geçmiflten kalan güzellikleriyle ülkemizin, Bat› Akdeniz Bölgesinin en gözde bir miras de¤il, daha da önemlisi mutlaka gelecek nesillerimize illerinden biridir. Isparta; Milattan önceki y›llardan itibaren ulaflt›rmam›z gereken emanetlerdir. Bu emanetleri korumak ve “Pisidia” olarak bilinen bölge üzerine kurulmufltur. Tarihin her gelifltirmek bir zorunluluk; bunun gere¤i olan her türlü önlemi dönemindeki uygarl›klardan izler tafl›yan Isparta, ‹lk Ça¤ ve almak da bir toplumsal sorumluluktur. Kültürel miras, kolayca Helenistik Dönemde infla edilen antik kentleriyle dikkat çeker. tahrip olan, bozulan ve bir kez yok oldu¤unda, yerine yenisinin Helenistik Dönemde kurulan antik flehirlerden en önemlisi ise konmas› olas› olmayan bir de¤erler bütünüdür. Do¤ru koruma Yalvaç ilçesinde bulunan Pisidia Antiocheia kentidir. Bir dönem kararlar›n›n üretilmesinin birincil gere¤i kültür envanterinin Pisidia bölgesinin baflkenti de olan bu flehirde Roma ve Bizans yap›lmas›d›r. Bu, her kültürün ve her dönemin ürünlerinin medeniyetlerine ait kal›nt›lar vard›r. Kentin en yüksek yerindeki saptanmas›, müdahale önceliklerinin belirlenmesi için gereklidir do¤al bir tap›nak olan Augustus Tap›na¤›, Ana Tanr›ça Kybele'nin ve koruma müdahaleleri konusunda karar üretilmesini tap›nma yeri olarak kullan›lm›fl. M.S 4.yy.da sonradan Aç›k Hava yönlendirecektir. Tap›na¤› haline getirilmifltir. Kentin merkezinde bulunan Tiyatro, Roma döneminde geniflletilerek 5 bin kiflilik kapasiteye Binlerce y›ll›k tarihin, nice medeniyetlerin befli¤i Anadolu. ulaflt›r›lm›flt›r. fiehrin dikkat çeken bir baflka yönü ise Roma Tabiat›n bütün cömertli¤i ile gülümsedi¤i bu topraklar, modern Hamam› oldu¤u düflünülen yap›d›r. fiehrin su ihtiyac›n› zaman kültürümüzü biçimlendiren, geçmiflimizin filizlendi¤i karfl›lamak üzere 10 metre yüksekli¤inde, yontma tafllardan yerdir. Biraz gizli, biraz gizemli; ama, yeri gö¤ü alt›n kadar harçs›z olarak infla edilen Antik Su Kemerleri kentin uygarl›k k›ymetli Anadolu. düzeyini gösteren önemli bir yap›d›r. Kentin kuzeydo¤usunda

Abdullah KILIÇ ‹l Kültür ve Turizm Müdürü Isparta ‹l Kültür ve Turizm Müdürlü¤ü'ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. bulunan Men Kutsal Alan› buluntular› bölgede Helenistik Han Camii hala hizmetini sürdüren yap›lar olarak hemen akla Dönem öncesi bir kültürün bulundu¤unu kan›tlamaktad›r. ‹lk gelenlerden sadece bir kaç›d›r. Osmanl› ‹mparatorlu¤u Döneminde vaaz›n verildi¤i, ayr›ca ilk H›ristiyan kiliselerinden olan St. Paul Konya'ya ba¤l› bir sancak olan Isparta önemli imar faaliyetlerine Kilisesi de Antiocheia'da bulunmaktad›r. Geçmifli günümüze sahip olmufltur. Bu dönemden kalan Bedestenler, Hamamlar ve tafl›yan bu kutsal alanlar Yalvaç ilçesini inanç turizminin merkezi Çeflmeler, Osmanl› mimarisini yaflatan di¤er kültür varl›klar›d›r. haline getirir. St. Paul'un Antiocheia' ya geliflinde geçti¤ine ‹pek Yolu bütün bu bölgelerden geçmektedir. ‹pek yolu üzerinde inan›lan, Yaz›l› Kanyon'da günümüzde de yürüyüfl programlar› bulunan E¤irdir Han› ile Gelendost Ertokufl Han› en önemli düzenlenmektedir. Yaz›l› Kanyon'da bulunan Kaya Yaz›tlar› hanlard›r. Farkl› dinlere hoflgörü ile yaklafl›lan Osmanl› da ST. Paul'un buradan geçti¤i inanc›n› güçlendirmektedir. Aziz Döneminde, 1750 y›l›nda yap›lan Aya Baniya (Aya Payana) ve Paul Yolu, Antalya'dan bafllay›p, Yalvaç'a kadar devam eden ve 1858 y›l›nda yap›lan Aya Yorgi (Aya Ishotya) kiliseleri kentin 500 km. mesafesi ile Türkiye'nin en uzun yürüyüfl yollar›ndan en önemli kiliseleridir. 1920'li y›llarda, Yunanistan ile yaflanan biridir. Helenistik Dönemden kalma önemli yerleflim nüfus mübadelesine kadar hizmet veren bu kiliseler y›k›lmadan merkezlerinden biri de Sütçüler ilçesindeki Adada Antik günümüze kadar ulaflm›flt›r. Kenti'dir. Yap›lan araflt›rmalarda kentin önemli bir merkez ve dini yönden de piskoposluk oldu¤u belirlenen Adada Antik ‹lin zengin kültür ve tarihi birikimlerinin en muhteflem örneklerini kenti en parlak y›llar›n› Roma Döneminde yaflam›flt›r. Büyük Isparta ve Yalvaç Müzelerinde görmek mümkündür. Müzedeki ‹skender'in Güney Anadolu'yu almas›ndan sonra s›ras›yla eserler gezenlerin haf›zas›ndan silinmez. Göller Bölgesinin merkezi Seleukoslar, Bergama krall›¤›, Roma ‹mparatorlu¤u daha sonra niteli¤indeki Isparta, co¤rafyas› üzerinde bulunan zengin do¤al da Bizans ‹mparatorlu¤u egemenli¤i alt›na girer. Adada Antik güzellikleri ve kültürel varl›klar› ile her türlü turizm çeflitlili¤ine Kenti agoras›yla, çeflitli tap›naklar›yla, tiyatrosuyla, yönetim imkan veren, potansiyel bir turizm merkezidir. Isparta s›n›rlar› binas›yla Perge'ye kadar uzand›¤› belirlenen antik yol ve nekropol içerisinde bulunan E¤irdir Gölü bafll› bafl›na bir de¤erdir. Etraf›n› alanlar›yla bu kal›nt›lar Adada Antik Kenti'nin ulaflt›¤› uygarl›k çevreleyen çeflitli yükseklikteki da¤lar bölgenin incisi olan E¤irdir düzeyini günümüze tafl›maktad›r. Gölü'ne ayr› bir güzellik katar. Ayr›ca s›n›rlar› içerisindeki Kovada, Gölcük Krater, Beyflehir ve Burdur Gölleri gibi birçok Isparta'n›n binlerce y›ll›k tarihi ve kültürel birikimlerinden biri do¤a harikas›n› da bar›nd›r›r. Bu do¤al yap› göl, da¤ turizmine de Aksu Zindan Ma¤aras› giriflindeki Eurymedon Aç›k Hava imkan sa¤lam›fl, bal›k avc›l›¤›, su sporlar› ve her türlü do¤a Tap›na¤›'d›r. Tap›nak önünde yap›lan kaz›larda Roma Dönemine sporlar›na sundu¤u imkanlarla da eflsiz bir yurt köflesi olmufltur. ait bir kilise ve yan duvarlar› bulunmufltur. Eurymedon Aç›k Davraz Da¤› Isparta'da E¤irdir ve Kovada gölleri aras›nda Hava Tap›na¤› ard›nda bulunan sark›t ve dikitleriyle dikkat yükselen ve Isparta Ovas›'n› kuflatan da¤ kütlelerinden biri olup, 53 çeken ma¤aran›n uzunlu¤u 765 m.dir. Isparta co¤rafi konumu 2637m yüksekli¤indedir. Da¤›n yüksek yamaçlar›ndan Isparta sebebiyle her zaman önemli bir geçifl noktas› olma özelli¤ini Ovas›n› ve E¤irdir gölünü doyumsuz izleme imkan› vard›r. korumufltur. Bu sebeple her dönemden birçok kale hala varl›¤›n› Davraz Kayak Merkezi, Antalya'ya 154 km., il merkezine ise sürdürmektedir. E¤irdir Kalesi, S›¤›rl›k Kaleleri ve Uluborlu 26 km. uzakl›kta olan Akdeniz Bölgesinin en önemli turizm Kalesi hemen ilk akla gelenlerdendir. E¤ridir Kalesi'nin yap›m merkezidir. Kayak merkezindeki telesiyejler kullan›larak zirveye tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, Bizans Döneminde do¤ru ç›k›lmakta, E¤irdir Gölü'nün flahane manzaras›n› hem onar›m gördü¤ü bilinmektedir. Hamito¤ullar› ve Osmanl› da¤ evi kafeteryas›ndan hem de kayarken izlemek mümkündür. dönemlerinde restore edilen kalenin d›fl k›sm› tafl bloklardan iç Davraz, Kuzey Disiplini, Alp disiplini, Tur Kaya¤›, Snow Board, k›sm› ise molozlardan inflaa edilmifltir. Bizans döneminde yap›ld›¤› Tele Mark, Da¤c›l›k, Botanik Gözlemcili¤i, Yamaç Paraflütü, bilinen S›¤›rl›k Kaleleri bugün bile hâla Anadolu'nun kuzey- Trekking aktivitelerinden her birine imkan sunmaktad›r. Yaz›n güney geçiflini gözetler gibi. Uluborlu Kalesine su sa¤layan spor tak›mlar›n›n vazgeçilmez kamp merkezidir Cirimbolu Su Köprüsü ise binlerce y›ll›k tarihi günümüze ba¤layan bir yap›t görünümündedir. Isparta, Anadolu'nun Isparta'da Ma¤ara Turizmi Türkleflmesinde önemli bir yer tutar. ' ten sonra 1176' da kazan›lan Miryakefalon Savafl› Isparta topraklar›nda P›nargözü Ma¤aras› : Yeniflarbademli ilçesine 8 km uzakl›kta, gerçekleflmifltir. Anadolu Selçuklu Devleti'nin çöküflüyle bir süre Çaydere ormanlar›n›n içinde bulunan ve Jura-Kretase yafll› kireç Hamito¤ullar› Beyli¤i hakimiyetine giren Isparta, 1426 y›l›nda tafllar›ndan oluflan bir fay üzerinde geliflmifl aktif bir ma¤arad›r. Osmanl› topraklar›na kat›l›r. Isparta, Anadolu Selçuklular› Bu ma¤aran›n 1995 y›l›na kadar yap›lan uzun süreli araflt›rmalarla Döneminde askeri alanda oldu¤u kadar bilim alan›nda da önemli 16 km.lik bölümü ölçülmüfl ancak sonuna kadar henüz bir merkezdir. Atabey'de bulunan Ertokufl Medresesi bu ulafl›lamam›flt›r. Belirlenen son nokta giriflten +660 m. yukar›dad›r. dönemden kalma en eski yap›lar aras›nda yer al›r. 1224 y›l›nda Bu yükseklik ülkemizde ölçülen en büyük yüksekliktir. Ma¤aran›n Anadolu Selçuklu Hükümdar› I. K›l›çarslan'›n Alperen içinde de¤iflik büyüklükte gölcükler, flelaleler, damlatafl havuzlar› Gazilerinden Keykubat'›n o¤lu Mübarizeddin Ertokufl taraf›ndan ve her türden damlatafl birikimleri genifl yer kaplamaktad›rlar. yapt›r›lan ve 700 y›l boyunca varl›¤›n› koruyan bu medrese, Giriflte ise saatte h›z› 150-160 km. olan fliddetli bir rüzgar vard›r. Atabey'in ilim merkezi olmas›n› sa¤lam›flt›r. P›nargözü ma¤aras›n›n uzunlu¤u, girifle göre yüksekli¤i, su s›cakl›¤› (3-4 ºC) ve rüzgar h›z› bak›m›ndan Türkiye'nin en E¤irdir ilçesinde bulunan Dündar Bey Medresesi bir di¤er büyük ma¤aras›d›r. Turizm aç›s›ndan Avrupa'n›n en uzun Selçuklu yap›s›d›r. 1301 y›l›nda iki katl› olarak yap›lan medresenin ma¤aras› olarak da kabul edilmektedir. ortas›nda bir avlu yer al›r. Giriflinde büyük bir taç kap› olan Dündar Bey Medresesi bugün kapal› çarfl› olarak kullan›lmaktad›r. Zindan Ma¤aras› : Aksu ilçesinin 2 km. kuzeydo¤usunda, Aksu Isparta geçmiflinden gelen daha bir çok esere de ev sahipli¤i Çay› vadisinde yer almaktad›r. Toplam uzunlu¤u 760 m.dir. yapmaktad›r. 1231'de Sultan Alaaddin Keykubat zaman›nda 1968 y›l›nda yap›lan araflt›rmalara göre ma¤aran›n uzunlu¤u yapt›r›lan Uluborlu Alaaddin Camii, 1281'de yap›lan 1150 m.dir. ‹çerisinde yaz-k›fl aylar›nda devaml› olarak akan fiarkikaraa¤aç Ulu Camii, 1325'te yap›lan H›z›r Bey Camii, küçük bir dere vard›r. Zindan Ma¤aras›'n›n en büyük özelli¤i 1561'de yap›lan Firdevs Bey Camii, XVI. yy.'da yap›lan Devlet tarihi dönemlerde kullan›lm›fl olmas›d›r. DOSYA VE ARAfiTIRMA Hac› Bektafl Veli Portresi

54

HACIBEKTAfi VEL‹

ac›bektafl Veli, bugünkü Türkistan'›n Horasan flehrinde Kap›”dan girilmektedir. Kap›n›n sa¤›nda 1902 y›l›nda Feyzullah do¤mufl, bir Türk-‹slam mutasavv›f› ve düflünürüdür. Dedebaba döneminde yap›lm›fl olan “Üçler Çeflmesi” yer H Hac›bektafl Veli, Türkistan'da Hoca Ahmet Yesevi almaktad›r. Önceleri bu avlu içinde at evi, misafirlerin kald›¤› oca¤›nda felsefe, sosyal ve fen bilimleri alan›nda e¤itim odalar ve dergâha ait dükkânlar bulunmakta iken bu yap›lar görmüfl, daha sonra ‹ran, Irak, Arabistan ve Suriye'de bilimsel günümüze kadar ulaflamam›flt›r. “Dergâh Avlusu” olarak da araflt›rmalar yapm›fl ve Anadolu'ya gelmifltir.Anadolu'ya bilinen ikinci bölüme “Üçler Kap›s›”ndan girilmektedir. II. Avlu geldi¤inde Sulucakarahöyük'e bugünkü ismiyle Hac›bektafl içinde sa¤da Aslanl› Çeflme, Aflevi Baba Köflkü, Aflevi ve Tekke ilçesine yerleflen Hac›bektafl Veli, burada hoflgörü, insan sevgisi Cami, ortada Meydan Havuzu, solda Mihman Evi (Konuk Evi), ve toplumsal eflitli¤i temel alan bir felsefi sistem gelifltirmifltir. Meydan Evi (Cem Evi) ve Kiler Evi ile üst kat›nda Dedebaba Köflkü gibi bölümler bulunmaktad›r. Hac›bektafl Veli Külliyesi, Orhan Gazi, Murat Hüdavendigar, Y›ld›r›m Beyaz›t, Yavuz Sultan Selim, IV.Mustafa, Abdülaziz ve “Aslanl› Çeflme”: Klasik M›s›r sanat› anlay›fl›nda ‹skenderiye II. Abdülmecit dönemlerinde onar›m görmüfltür. 1957 ve 1964 mermerinden yap›lm›fl olan aslan, M›s›r Valisi Kavalal› Mehmet y›llar›ndaki son onar›m›ndan sonra 16 A¤ustos 1964 tarihinde Ali Pafla soyundan gelen Fatma Han›m taraf›ndan 1853 y›l›nda Bakanl›¤a ba¤l› bir müze olarak ziyarete aç›lm›flt›r. dergaha hediye olarak gönderilmifltir. Aslan›n içine yerlefltirildi¤i esas çeflme bölümü ise 1554 y›l›nda Silistre Valisi Malkoç Bali Müze, plan bak›m›ndan birbirine geçmeli olarak yap›lm›fl üç Bey hayrat› olarak yak›nlar› taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r. ana bölümden (avlu) oluflmaktad›r. I. Avlu “Nadar Avlusu” olarak bilinmektedir. Nadar Avlusuna an›tsal görünümlü “Çatal “Aflevi” bölümünde, Yeniçeriler taraf›ndan da kutsal kabul

Hac›bektafl Veli Müzesi’ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. edilen kara kazan ile halife kazanlar›, kahve kutular›, körükler Abdal Türbesi” yer almaktad›r. Güvenç Abdal, Hac›bektafl Veli kantarlar ve di¤er mutfak eflyalar› sergilenmektedir. Aflevi Baba döneminde yaflam›fl, dergahta cem törenlerinde ve toplant›larda Köflkü, dergah›n aflevi mutfaklar›ndan sorumlu baban›n deyifller ve nefesler okuyan bir halk ozan› ve flairdir. Bu bölümde oturdu¤u yerdir. Günümüzde buras› Müze ‹dari Binas› olarak Güvenç Abdal'›n efli ve hizmetçisine ait iki mezar daha kullan›lmaktad›r. bulunmaktad›r.

“Tekke Cami” ise, II. Mahmut döneminde 1834 y›l›nda “Bal›m Sultan Türbesi”: III.Avlunun sa¤ taraf›nda bulunan yapt›r›lm›flt›r. türbe, Bal›m Sultan'›n 1516 y›l›nda vefat›ndan 3 y›l sonra, 1519 “Mihman evi”, dergah faal iken dergaha gelen misafirlerin y›l›nda Dulkadiro¤lu Beyi fieyhsuvar o¤lu Ali Bey taraf›ndan a¤›rland›¤› ve buradan sorumlu mihman evi babas›n›n oturdu¤u Selçuklu mimari tarz›nda piramidal olarak infla edilmifltir. Bal›m bölümdür. “Meydan evi”, Dergah›n en önemli bölümlerinden Sultan, Bektaflili¤in kurucusu olarak bilinmektedir. Bektaflili¤e biri olan meydan evi, kitabesinden anlafl›ld›¤›na göre 1367 yapm›fl oldu¤u hizmetlerden dolay› Alevi-Bektafli toplumu y›l›nda Ahi soyuna mensup Murat Bey taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r. taraf›ndan “Pir-i Sani” yani “II. Pir” olarak bilinmektedir. Türbe Halk aras›nda Cem evi olarak da bilinen meydan evi yola girme içerisinde Bektaflili¤e özgü eflyalar sergilenmektedir. Türbe (tarikata girme), nasip alma ve ikrar verme gibi törenlerin önünde kutsal kabul edilen Karadut a¤ac› ile üzerinde Osmanl›ca yap›ld›¤› ve Bektafli ö¤retisinin yaflat›ld›¤› bir yerdir. Meydan yaz›t bulunan bir sütun yer almaktad›r. odas›n›n tavan› bingi tekni¤inde ve gö¤ün dokuz kat oldu¤unu simgelemek aç›s›ndan dokuz kat olarak yap›lm›flt›r. Bu bölümde Arkeoloji ve Etnografya Müzesi on iki imam› simgeleyen 12 post, Bektafli hat süsleme sanat›n› gösteren tablolar, Bektafli dedebaba ve dervifllerini gösterir siyah Müze arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendi¤i iki bölümden beyaz foto¤raflar, keflküller, çera¤lar, buhurdanl›klar, nefirler, oluflmaktad›r. ‹lçe merkezinde bulunan müzede, teberler, mühürler, müzik aletleri ve el ifli dokuma örnekleri Sulucakarahöyük'te 1967- 1976 y›llar› aras›nda yap›lm›fl olan gibi Bektafli kültürüne özgü çeflitli eserler sergilenmektedir. arkeolojik kaz›larda elde edilen eserlerin yan› s›ra Osmanl› ve Cumhuriyet dönemlerine ait etnografik nitelikteki eserler “Kiler evi” bölümü ise iki katl› olup, alt kat erzak odas› olarak, sergilenmektedir. 55 üst kat ise Dedebaba (dergaha baflkanl›k eden kifli) odas› olarak kullan›lm›flt›r. Atatürk Evi Müzesi “Hazret Avlusu” olarak bilinen III. Avluya “Alt›lar Kap›”s›ndan ‹lçe merkezinde bulunan tarihi ev, Atatürk'ün 22-23 Aral›k girilmektedir. Bu avlu içinde kap›n›n sa¤›nda içe girintili 1919 tarihinde Hac›bektafl'a geldi¤inde konuk edildi¤i ev olarak bölümde Atatürk Köflesi, ilerde sa¤da Bal›m Sultan Türbesi, Hazire bölümü (dervifl mezarl›¤›) ve giriflin tam karfl›s›nda bilinmektedir. ‹ki katl› olan yap›, 2001 y›l›nda onar›larak Hac›bektafl Veli'nin kabrinin de bulundu¤u Pir Evi bölümleri Atatürk Evi Müzesi olarak düzenlenmifltir. Müze, kütüphane, yer almaktad›r. Bafl Oda gibi bölümlerden oluflmaktad›r. “Pir Evi”, 13. ve 16.yy.lar aras›nda infla edilmifltir. Pir Evinin Kad›nc›k Ana Evi girifl k›sm›n›n sa¤ ve sol taraf›nda dergâha hizmet eden dedebabalara ait mezarlar görülmektedir. Vilayetname adl› eserde ad› geçen ve Alevi -Bektafli inanc›nda önemli bir yer tutan Kad›nc›k Ana, Hac›bektafl Veli “Ak kap›” denilen süslemeli üst bölümde Selçuklu simgesi çift Sulucakarahöyük'e geldi¤inde ona ilk yard›m edenlerdendir. bafll› kartal kabartmas› ifllenmifltir. Bu an›tsal mermer kap›dan Selçuklu mimari tarz›nda infla edilmifltir. kalem ifli süslemelerin yo¤un oldu¤u orta bölüme geçilmektedir. Bu bölümün sa¤›nda “Çilehane” denilen küçük bir oda sa¤ Bektafl Efendi Türbesi taraf›nda ise küçük bir mescit yer almaktad›r. Üstünde kitabesi olan K›rklar Kap›s›ndan “K›rklar Meydan›”na geçilmektedir. 1603 y›l›nda öldü¤ü tahmin edilen Bektafl Efendi hakk›nda K›rklar Meydan› dervifllere o dönemin üniversite düzeyinde pek bir bilgi yoktur. Selçuklu kümbet mimarisi tarz›nda infla e¤itimin verildi¤i bir yer olarak da bilinmektedir. Atatürk, Sivas edilmifltir. Kongresi'ni yapt›ktan sonra 22-23 Aral›k 1919 tarihlerinde Hac›bektafl'› ziyaret etmifl ve dergahta K›rklar Meydan›nda Çilehane-Delikli Tafl kabul edilmifltir. Bu bölümün sa¤ taraf›nda Orhan Gazi ‹lçe merkezinin 3 km do¤usunda bulunan bir yerdir. döneminde yapt›r›lan Hac›bektafl Veli'nin yüksek sandukal› Çilehanedeki Deliklitafl halk aras›nda ma¤aran›n deli¤inden türbesi yer almaktad›r. Yine bu bölümde Horasan Erenleri geçenlerin günahlar›ndan ar›nd›klar› bir yer olarak bilinmektedir. olarak bilinen dervifllere ait mezarlar, dergaha hizmet eden Çelebilere ait mezarlar ile Hz. Ali'ye ait oldu¤u düflünülen Çilehanede Afl›k Mahzuni fierif'in mezar›, ayr›ca halk ozanlar›na ceylan derisi üzerine yaz›lm›fl nadide el yazma eserler ile, ait heykeller ile Sivas ‹nsanl›k An›t› ve mesire yerleri K›rkbudak flamdan kamberiyeler, teslim tafllar›, sancaklar, hat bulunmaktad›r. Ayr›ca Dedeba¤ ve Befltafllar da di¤er mesire levhalar›, keflküller, buhurdanl›klar, kahve tak›mlar› ‹ran fiah›'n›n alanlar›d›r. efli Farah Diba taraf›ndan hediye edilmifl olan ‹ran hal›s› ile Hac›bektafl Müzesi, Ülkemizde en çok ziyaret edilen müzelerden yine Bektaflili¤e özgü çeflitli eserler sergilenmektedir. birisi olmas›, bunun yan› s›ra Bektaflilik ö¤retisinin olufltu¤u Bu bölümün bat›s›nda ve merdivenle ç›k›lan bölümde “Güvenç bir yer olmas› aç›s›ndan büyük bir öneme sahiptir. DOSYA VE ARAfiTIRMA

56

MARD‹N EVLER‹

uruluflu ile ilgili de¤iflik rivayetler bulunan Mardin'in yap›lar›n ahenkli bir bütünüdür. Mahalleler geleneksel flehir M.Ö. 3000' li y›llara kadar dayanan bir geçmifli vard›r. dokusunun anlafl›lmas›nda önemli ipuçlar› verir. Mahallelerin K S›ras› ile Huriler, Huri-Mittani, Asur, Med, Babil gibi etnik yap›lar›, süreç içinde kazand›klar› özellikleri geleneksel krall›klar egemen olmufltur. flehrin di¤er ö¤eleri flehir bütününü etkileyerek dolayl›da olsa mekânlar›n biçimlenmesine katk›da bulunmufltur. M.Ö. 1000. y›llarda Perslerin bölgeye hâkim oldu¤u bilinmektedir. Süryanilere göre ise kuruluflu Sümer uygarl›¤›na XVI. yüzy›lda Mardin'in dokuz mahalleden ibaret oldu¤u dayanmaktad›r. Tabiî ki bu rivayetlerin hepsi de¤iflik aç›lardan görülmektedir. Bâb-› Cedid, Zarrâka, K›ss s, Bâbûl-Hammâra, do¤ru olabilir. Mardin kastedilirken çevresiyle birlikte Kölâsiyye, fiemsiye, Zeytûn, Kâmil ve B maristân, Yahûd yan. an›l›yordu. fiehrin flu an bulundu¤u yer ve Kaleyle ilgili ilk Bâb-› Cedid mahallesinde Müslümanlar ço¤unlukta, Zarrâka yaz›l› belge IV. yüzy›la aittir. Dönemin Bizansl› Putperest mahallesinde Müslüman ve H›ristiyan topluluklar bir arada tarihçisi Ammianus Marcellinus, Res Gastae's›nda yaflam›flt›r. K›ss s (Keflifl, Papaz, fiar) mahallesinde H›ristiyan Amid(Diyarbak›r)-Nisibis(Nusaybin) yolu üzerinde Maride nüfus fazlad›r. Bâbûl-Hammâra ve Kölâsiyye mahalleleri de (Mardin) ve Lorne Kaleleri aras›ndan geçti¤ini not düfler. Kale, bir aradad›r. fiemsiyye mahallesinde günefle tapanlar, Zeytûn, bilindi¤i üzere Mardin'in kurulufl y›llar›nda savunma amaçl› Kâmil ve B maristân Mahallesi'nde Müslümanlar ço¤unlukta, Yahûd yan Mahallesi'nde Yahudiler yaflamaktad›r. kullan›lan bir yerdi. As›l flehir ise XI. Yüzy›ldan sonra ald›¤› flekil ile günümüz modern flehir planlar›na tafl ç›karacak Buradan da anlafl›laca¤› gibi, XV. Yüzy›la kadar (ki sonrada nitelikte fonksiyonel rahat yaflam alanlar› oluflturan birimlerden uzunca dönem devam etmifltir) etkin farkl›l›klara ayr›l›yor oluflur. Ana olarak mahalleler, sokaklar, ticari alanlar, an›tsal gözükse bile mahallelerde keskin bir biçimde böyle bir s›n›flama

Mardin Turizm ve Tan›tma Müdürlü¤ü'ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. oldu¤u söylenememekte, bilakis yak›n iliflkiler ön plana ç›kmaktad›r. Çarfl›lar, flehrin dokusunda, iç ve d›fl ekonomik iliflkilerin belirlendi¤i yerlerdir. Mardin'deki çarfl›lar, Ulu Cami'den bafllay›p Reyhan ye camisine kadar uzanan s›n›rlardaki bir ticaret merkezi ortaya ç›km›flt›r. Bu alanda her türlü zanaat›n ve ticaretin bölümlere ayr›flarak (Bak›rc›lar, Ahflap, Kasaplar, Demirciler, Keçeciler, Zahireciler vs.) bir model oluflturmufltur. X. yüzy›lda ‹bin Havka ve ‹stahri Mardini büyük çarfl›lar› olan bir yerleflik birimi olarak tan›mlamaktad›r. Günümüzde bu alanlar ço¤unlukla faaliyetini sürdürmektedir. Do¤u- Bat› yönündeki flehir, evlerin cephesini güneye genifl avlularla açm›fl, kuzeyin sert rüzgârlar›nda yüksek ve kal›n tafl duvarlarla kendini korumufltur. Topografyan›n mimariye yans›mas›n› teras evlerle net görmekteyiz. 150 metreye kadar varan kot fark› ve dik e¤im, avantaja dönüfltürülmüfltür. Tabi bu do¤al flartlar yap›lar›n çok katl› bir tasar›m›n›n tercih edilmesine neden olmufltur. Bu biçimde katlara yay›lan evlerin tek bir yap›mda bitmedi¤i ayr›nt›larda görülmektedir. Sokaklar›n, mimariye belirgin bir özellik katt›¤›, homojen da¤›l›mlara uygun olmayan, her an bir sürprizle karfl›laflabilece¤imiz do¤al sirkülâsyon sa¤layan bir veya birkaç eve hizmet veren ç›kmaz sokaklar, evlere giriflte yap›lan sahanl›klar bazen sokak üstlerine altta bir geçit b›rak›larak yap›lan odalar (Abbaralar) ortak kullan›m alanlar› ile özel kullan›m alanlar›n›n ara kesitlerinde nas›l bir yap›lanma oldu¤unu göstermektedir. Evlerin büyüklü¤ü, ailelerin 57 sosyoekonomik durumuna göre özel tasarlan›p her fonksiyona cevap verecek flekilde bir planlamaya girmifltir. U tipi, L tipi, ters L, T, ters T, Elif bu örneklerden sadece birkaç tanesidir.

U tipi evler genifl bir avlu etraf›nda U fleklinde s›ralanm›fl mekânlardan oluflur. Güneye bakan iki kolda manzara (yaflam alan›) ad› verilen tafl bezemecili¤in dorukta oldu¤u mekânlar bulunur, kuzeye bakan kesimde ise hücre (oda) kiler, mutfak ve yatak odalar› bulunur. Ara katlarda ise teyyara (yükselti), kahveca¤› (servis) gibi mekânlar bulunur. U tipine örnek evler PTT binas› (fiahtana Kona¤›), Gazi Pafla ‹lkokulu (Cebburelerin Kona¤›), yetifltirme yurdu (Kendirlerin Kona¤›) örnek gösterilebilir. L tipi yayg›n kullan›lan bir tiptir. Uzun kenarda manzara, hücre bulunur. Di¤er k›s›mlarda evin di¤er müfltemilat› mevcuttur. Genelde evlerin alt katlar› ambar, ah›r, kuyu gibi birimler için ayr›lm›flt›r. Ayr› bir servis kap›lar› bulunur. Koda göre evlerin a¤›rl›kta iki üç girifli mevcuttur. Bu tiplerden farkl› olarak karfl›m›za modüler bir planlama fleklinde Abdulkadir Pafla Kona¤› ç›kmaktad›r. XIX. Yüzy›l›n sonlar›na do¤ru yap›lm›fl bu konak hem planlama hem de fonksiyon aç›s›ndan di¤er konaklardan farkl›l›k arz eder.

Evlerde yap› malzemesi olarak yörede ç›kan kireç-kalker tafl› kullan›lmaktad›r. Geleneksel ad› “Nahit” tir. Zemin, iflleme, duvar ve düz yontuda farkl› mukavemette tafllar kullan›l›r. Tafl›n harc› yine ayn› özelli¤e sahip ›nkara (tafl tozu), kireç ve beyaz çimentodan oluflur. Tüm evlerde düz teras kullan›lmaktad›r. A¤›rl›kla toprakt›r. Günümüzde farkl› malzemelerle kaplanmaktad›r. Yap›lar›n içi a¤›rl›kla çapraz tonoz olmak üzere, beflik tonoz haç tonoz ve tekne tonoz kullan›lmaktad›r. Çok az yap›da ahflap mertek ve volta döfleme kullan›lm›flt›r. DOSYA VE ARAfiTIRMA

TANRILARIN DA⁄I: NEMRUT

58 emrut Da¤›, ören yeri, il merkezine direkt 87 km, Kuzey Teras› Aezemiaa Antik Yolu üzerinden 77 km, Kahta ‹lçesine Kuzey Teras›, bat› ve do¤u teraslar›n› birbirine ba¤layan 180 N 53 km uzakl›ktad›r. Dünya harikas› olan bu Tümülüs, m. uzunlu¤unda bir tören yoludur. Terasta tamamlanmam›fl Do¤u Toros s›rada¤lar› üzerinde 2206 metre stel ve kaideleri bulunmaktad›r. yükseklikte, F›rat Nehri geçitlerine ve ovaya hakim bir tepe üzerindedir. Dünyan›n sekizinci harikas› Nemrut, Arsameia Ören Yeri (Nymphaios Ören Yeri) Yüksekli¤i on metreyi bulan büyüleyici heykelleri, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle, UNESCO Dünya Kültür Miras›nda Kommagene Krall›¤›'n›n yazl›k yönetim merkezi olan yer almaktad›r. ARSAME‹A, Ad›yaman Kahta ilçesine ba¤l› Kocahisar ve Damlac›k aras›nda, Kahta Çay›'n›n (Nymphaios) do¤usunda Nemrut Da¤›, üzerinde bar›nd›rd›¤› dev heykellerin ve an›t yer al›r. Güneydeki tören yolu üzerinde bulunan çok say›da mezar›n yan› s›ra, dünyan›n en muhteflem gündo¤umu ve gün kabartma ve heykeller ve steller yan›nda Anadolu'nun bilinen bat›fl›n›n seyredilebildi¤i yer olmas›yla da ilgi çekmektedir. en büyük Grekçe Kitabesi bulunmaktad›r. Kitabenin bulundu¤u yerde 150 basamakla afla¤› inen kutsal amaçla kullan›lan dehliz Tarihçe ve üst k›s›mda ise saray kal›nt›lar› bulunmaktad›r. ‹ki bin y›ld›r güneflin do¤uflunu ve bat›fl›n› 2150 m. yükseklikte Nemrut Tümülüsü izleyen dev heykellerin s›rr›n›n çözülmesi için Kommagene Uygarl›¤›'n›n keflfine gitmek gerekir. Yunanca "Genler Üç teras›n çevirdi¤i orta k›s›mda yer al›r. Orijinal yüksekli¤i Toplulu¤u" anlam›na gelen Kommagene, ismiyle ba¤dafl›rcas›na, 55 metre olmas›na karfl›n, yüz y›llar boyu süren do¤a ve insan Grek ve Pers uygarl›klar›n›n inanç, kültür ve geleneklerinin tahribat› sonucu tümülüsün yüksekli¤i 50 metreye düflmüfltür. bütünleflti¤i güçlü bir krall›kt›r. Toros Da¤lar›ndaki çeflitli Toplam hacmi 30.000 m3'tür. Tümülüs k›rma tafllar›n y›¤›lmas› yollar›n birleflti¤i noktada bulunan antik Kommagene Krall›¤›, ile oluflturulmufltur. Tümülüsün Kommagene Kral› I. Antiochas'a Suriye'nin Kuzeyi, Hatay, P›narbafl›, Kuzey Toroslar ve do¤uda ait an›t mezar oldu¤u bilinmektedir. F›rat Nehri'nin çevreledi¤i verimli topraklarda yer alm›flt›r. Pere Antik Kenti ve Kaya Mezarlar› Tar›ma ve hayvanc›l›¤a elveriflli ve ekonomik önemi yüksek sedir a¤ac› ormanlar›n› bar›nd›ran Kommagene topraklar›n›n, Ad›yaman Merkez Örenli (Pirin) Mahallesindedir. Krall›¤›n ilk ça¤lardan beri yerleflim alan› olarak kullan›ld›¤› civardaki befl büyük antik kentinden birisidir. Baflkent Samosate ile 59 ma¤ara ve arkeolojik buluntulardan anlafl›lmaktad›r. Melitene (Malatya) aras›nda yer alan bir u¤rak yeridir. Antik Roma kaynaklar›nda suyunun güzelli¤inden bahsedilmekte Kommagene Kral› I. Antiochos için yap›lan an›t mezar üzerinde olup, kervanlar, yolcular ve ordular taraf›ndan dinlenme yeri k›rma tafllar› y›¤›larak bir Tümülüs oluflturulmufl ve tümülüsün olarak kullan›ld›¤› anlat›lmaktad›r. Bahsedilen suyun akt›¤› etraf›ndaki teraslar üzerine atefl suna¤› ve Greko Pers üslubunda Roma Çeflmesi hala kullan›lmaktad›r. Bizans Dönemi'nde de dev heykel ve kabartma steller yap›lm›flt›r. önemini korumufltur. Bu antik kentin (Niceaia) ‹znik'te toplanan ‹ncil Konsili'ne temsilci göndermesi ayn› zamanda dini bir Do¤u Teras› merkez oldu¤unu da göstermektedir. Antik Kentte en dikkat Yaklafl›k 10 metre yüksekli¤indeki tahtlar üzerinde s›ralar çeken kal›nt›lar Örenli Mahallesi giriflinde yer alan kaya halinde oturmufl dev tanr› heykelleri mevcuttur. Heykellerin mezarlar›d›r. Kayal›klar içine oyularak yap›lm›fl oda mezarlar yüzleri günefle do¤ru bakmaktad›r. Bu terasta s›ras›yla harika bir görünüm oluflturmaktad›r. Kommagene Krall›¤›'n›n gökyüzü hakimiyetini temsil eden Haydaran Kaya Mezarlar› koruyucu kartal, krall›¤›n yeryüzü hakimiyetini temsil eden koruyucu aslan, Kommagene Kral› I. Antiochos, Fortuna Ad›yaman'›n 17 km kuzeyinde Taflgedik Köyü s›n›rlar› içinde (Tyche) , Zeus, Apollon ve Herakles heykelleri yer al›r. Tahtlar›n yer al›r. Burada kaya mezarlar ve Günefl Tanr›s› Helios ile Kral arkas›nda 237 saturdan oluflan Kral Antiochos'un dini ve sosyal Antiochos'un tokalaflma kabartmalar› vard›r. içerikli vasiyeti (Nomos) bulunmaktad›r. Teras›n kuzey ve Zey Ma¤aralar› güneyinde Kommagene Kraliyet ailesi bireylerin kabartma stelleri bulunmaktad›r. Ad›yaman'a 7 km mesafededir. ‹ndere (ZEY) Köyü yak›n›nda erken dönem H›ristiyanlar›n›n yaflad›¤› yerleflim birimleri Yine bu terasta heykellerin önünde atefl suna¤› (Altar) ve onun buradad›r. yan›nda oturur biçimde bir aslan heykeli bulunmaktad›r. Nemrut'ta güneflin do¤uflu bu terastan izlenmektedir. Gümüflkaya Ma¤aralar› Bat› Teras› Ad›yaman'›n 40 km güneybat›s›nda Göksu Nehri kenar›nda ayn› adla an›lan köyün bat›s›nda kayalardan oyma tünel Do¤u Teras'ta oldu¤u gibi tahtlar›nda oturan dev tanr› heykelleri biçiminde ba¤lant›l› çok say›da ma¤ara yer almaktad›r. ‹.Ö. ile birlikte Kommagene Kral› I.Antiochos'un heykeli ve tanr›larla 150 y›l›nda yap›ld›¤› san›lmaktad›r. tokalaflma kabartmalar› yer al›r. Ayr›ca burada astroloji ile ilgili Planl› Ma¤aras› bir aslan horoskop kabartmas› da bulunmaktad›r. Aslan kabartmas› üzerinde yer alan ay ve y›ld›zlardan M.Ö. 7 Temmuz Ad›yaman'›n 10 km kuzeyinde Ad›yaman Çelikhan-Malatya 62 tarihi okunmaktad›r. Bu tarih, Kral I. Antiochos'un tahta Karayolu'nun sol taraf›nda yer almaktad›r. Do¤al bir ma¤ara ç›k›fl tarihidir. Nemrut'ta güneflin bat›fl› bu terastan olup, Paleotik Dönem (M.Ö. 40.000) insanlar› taraf›ndan izlenmektedir. kullan›lm›flt›r.

Nemrut ‹l Kültür Turizm Müdürlü¤ü'ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. DOSYA VE ARAfiTIRMA

KAPADOKYA

60 apadokya bölgesi, do¤a ve tarihin bütünleflti¤i bir y›llar›nda yap›lan mübadeleyle, arkalar›nda güzel mimari yerdir. Milyonlarca y›l önce Hasanda¤›, Melendiz örnekler b›rakarak Kapadokya'dan ayr›ld›lar. K ve Erciyes Volkanik Da¤lar›n›n püskürttü¤ü tüf Nevflehir - Kapadokya Turizmi yap›s› ile oluflmufl olan Kapadokya Bölgesi rüzgâr, sel gibi etkenlerin afl›nd›rmas› sonucu bugünkü efliz Nevflehir, tarih ve do¤an›n iç içe bütünsel bir güzellik peribacalar› ve vadileri olufltururken, tarihi süreçte, insanlar sergiledi¤i ve bölgede yaflam›fl çok say›da uygarl›klar›n da bu peribacalar›n›n içlerine ev, kilise oymufl, bunlar› zenginlefltirdi¤i kültürel birikimi ile Türkiye'nin eflsiz kültür fresklerle süsleyerek, binlerce y›ll›k medeniyetlerin izlerini ve turizm cennetlerinden biridir. günümüze tafl›m›flt›r. ‹nsan yerleflimlerinin Paleolitik döneme Bölge, birbirinden güzel yüzlerce kaya oyma kiliseleri, vadileri, kadar uzand›¤› Kapadokya'n›n yaz›l› tarihi Hititlerle bafllar. güvercinlikleri, yüzlerce yeralt› flehirleri ve milyonu aflk›n Tarih boyunca ticaret kolonilerini bar›nd›ran ve ülkeler peribacas› ile bir aç›k hava müzesi durumundad›r. Ayr›ca; aras›nda ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, ‹pek termal turizm, atl› do¤a yürüyüflü, s›cak hava balonculu¤u, Yolu'nun da önemli kavflaklar›ndan biridir. trekking, inanç turizmi, e¤lence turizmi, yapma bebekleri M.Ö. XII. yüzy›lda Hitit ‹mparatorlu¤u'nun çöküflüyle bölgede ve el sanatlar› ürünleri gibi alternatif turizme uygun bir karanl›k bir dönem bafllar. Bu dönemde Asur ve Frigya merkez konumundad›r. etkileri tafl›yan geç Hitit Krallar› bölgeye egemen olur. Bu Dünyaca ünlü Türk düflünürü Hac› Bektafl-› Veli ile Osmanl› Krall›klar MÖ VI. yüzy›ldaki Pers iflgaline kadar sürer. Bugün döneminin ünlü sadrazamlar›ndan Damat ‹brahim Pafla'n›n kullan›lan Kapadokya ad› Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” bu bölgede yaflam›fl olmalar› da kültür ve turizm hareketlerinin anlam›na geliyor. M.Ö. 332 y›l›nda Büyük ‹skender Persleri olumlu yönde geliflmesine büyük katk› sa¤lamaktad›r. yenilgiye u¤rat›r, ama Kapadokya'da büyük bir dirençle 61 karfl›lafl›r. Bu dönemde Kapadokya Krall›¤› kurulur. M.Ö. Kültür ve turizm yönünden büyük önem tafl›yan ilde bafll›ca 111. yy. sonlar›na do¤ru Romal›lar›n gücü bölgede kültürel varl›klar; vadiler, peribacalar›, yeralt› flehirleri, ören hissedilmeye bafllar. M.Ö. 1'inci yy ortalar›nda Kapadokya yerleri, kiliseler, hisarlar, kaleler ve Türk-‹slam eserleridir. Krallar›, Romal› generallerin gücüyle atanmakta ve tahttan Kapadokya denilince ilk olarak akla Göreme Vadisi indirilmektedir. M.S. 17 y›l›nda son Kapadokya kral› ölünce gelmektedir. Merkez ‹lçe, Avanos, Ürgüp ilçeleri s›n›rlar› bölge Roma'n›n bir eyaleti olur. içinde bulunan 5 kasaba, 10 köy, 25 vadi, peribacalar›, M.S. III. yy'da Kapadokya'ya H›ristiyanlar gelir ve bölge onlar kiliseler ve do¤al güzellikler Göreme Vadisi'ni oluflturmaktad›r. için bir e¤itim ve düflünce merkezi olur. 303-308 y›llar› Uçhisar, Ortahisar ve Baflhisar (Ürgüp) ayn› zamanda kale aras›nda H›ristiyanlara uygulanan bask›lar iyice artar. Fakat görevini yerine getiren büyük peribacalar›ndand›r. Nevflehir Kapadokya bask›lardan korunmak ve H›ristiyan ö¤retiyi Kalesi'nin ne zaman yap›ld›¤› bilinmemektedir. yaymak için ideal bir yerdir. Derin vadiler ve volkanik yumuflak kayalardan oyduklar› s›¤›naklar Romal› askerlere Avanos Sar›han Kervansaray›, Nevflehir Damat ‹brahim Pafla karfl› güvenli bir alan oluflturur. Külliyesi, Hac›bektafl Külliyesi, Gülflehir Karavezir Külliyesi en önemli Türk-‹slam eserleridir. Bölgede 360 civar›nda IV. yy, daha sonra “Kapadokya'n›n Babalar›” olarak kilise ve 200'e yak›n yeralt› flehri vard›r. Bunlardan Derinkuyu, adland›r›lan insanlar›n, dönemi olur. Fakat bölgenin önemi, Kaymakl›, Maz›, Özkonak ve Tatlarin turizme aç›kt›r. Özlüce 111. Leon'un ‹konlar› yasaklamas›yla doruk noktas›na ulafl›r. ve Göynük yeralt› flehirlerinin turizme aç›lmalar› çal›flmalar› Bu durum karfl›s›nda, ikon yanl›s› baz› kifliler bölgeye devam etmektedir. s›¤›nmaya bafllar. ‹konoklasma hareketi yüz y›ldan fazla sürer Göreme Aç›k Hava Müzesi, Zelve Ören Yeri, Çavuflin Ören (726-843). Bu dönemde birkaç Kapadokya kilisesi Yeri bafll›ca ören yerleridir. Bölge kültür envanteri kapsam›nda ‹konoklasma etkisinde kald›ysa da ikondan yana olanlar 71 Arkeolojik, 12 Kentsel, 9 Do¤al olmak üzere 92 Sit Alan›, burada rahatl›kla ibadetlerini sürdürdüler. Kapadokya 206 An›t ve 631 Sivil Mimarl›k örne¤i mevcuttur. manast›rlar› bu devirde oldukça geliflir. UNESCO 1985 y›l›nda Göreme Beldesini bütünüyle Dünya Yine bu dönemlerde, Anadolu'nun Ermenistan'dan Kültür Miras› kapsam›na dahil etmifltir. Ayr›ca peribacalar›, Kapadokya'ya kadar olan H›ristiyan bölgelerine Arap ak›nlar› yeralt› flehirleri, kiliseler, ören yerleri ilde yerli ve çok say›da bafllar. Bu ak›nlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki yabanc› turistin gelmesine vesile olmaktad›r. kiliselerin tarzlar›n›n de¤iflmesine sebep olur. Xl'›nc› ve XII'inci yüzy›llarda Kapadokya Selçuklular›n eline geçer. Bu ‹l genelindeki müze ve ören yerlerini 2007 y›l›nda 890.899 ve bunu takip eden Osmanl› zamanlar›nda bölge sorunsuz yerli, 984.781 yabanc› turist olmak üzere toplam 1.875.680 bir dönem geçirir. Bölgedeki son H›ristiyanlar 1924-26 kifli ziyaret etmifltir.

Nevflehir ‹l Kültür ve Turizm Müdürlü¤ü'ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. DOSYA VE ARAfiTIRMA

OLYMPOS

62 ntalya'n›n güney sahillerinde Phaselis'ten sonra ikinci önemli liman kenti Olympos'tur. fiehir ad›n›, 16. km. kuzeyindeki Toroslar›n A bat› uzant›lar›ndan biri olan 2375 m. yüksekli¤e sahip Tahtal› Da¤›'ndan al›r. Beyda¤lar›-Olympos Milli Park› s›n›rlar› içinde yer alan flehre ulafl›m, Antalya - Kumluca karayolundan güneye ayr›lan iki sapaktan da mümkün olup, gerek plaj› gerekse ormanl›k alanlar› ile Antalya'n›n be¤enilen günübirlik tatil alanlar›ndan biridir. Kesin kurulufl tarihi bilinmemekle birlikte ‹.Ö.167-168 y›lar›nda bas›lan Likya Birlik sikkelerinde ad› geçen Olympos, Likya Birli¤i'nde üç oy hakk›na sahip 6 flehirden biridir. Birlik'te Likya'n›n do¤usunu temsil etmifltir. Kentin günümüze ulaflm›fl kal›nt›lar›n›n ço¤u orman içinde a¤aç ve çal›larla örtülü olup, Helenistik, Roma Bizans dönemlerine aittir. Olympos Liman› tarihte korsan yata¤› olarak bilinir. Kilikyal› korsanlar›n bafl› Zeniketes flehri üs olarak kullanm›fl, bu sayede "Mitras Kültü" de flehre yerleflmifltir ki bu do¤u kökenli yarat›c› Ifl›k Tanr›s› kültüdür. fiehirdeki korsan egemenli¤i ‹.Ö. 67'ye dek sürmüfl, ‹.S. 43'te kesin Roma egemenli¤i, yeni parlak bir dönemin de bafllang›c› olmufltur. Onar›lan veya yeniden infla edilen birçok yap›, demirci Tanr› Hephaistos (Vulcano) ad›na yap›lan kutlamalar, ‹mparator Hadrianus'un (‹.S. 130) ziyareti, flehir tarihinin Roma dönemine ait renkli sayfalar›d›r. Erken H›ristiyanl›k döneminde önemini koruyan flehrin Piskoposu Methodius, ad›ndan en çok bahsedilen kiflidir. Olympos, 4. yy.dan itibaren yeniden korsan hücumlar›na u¤ram›flsa da 5. yy.da Efes ve ‹stanbul konsüllerine kat›ld›¤› yaz›l› kay›tlardan anlafl›lmaktad›r. Geç H›ristiyanl›k döneminde önemini yitirmeye bafllayan Olympos, 11. ve 12. yy.da Venedikli ve Cenevizli tüccarlar›n ticari merkezi olmufl, ancak bu aktivite 15. yy.daki Osmanl› deniz üstünlü¤üyle son 63 bulmufltur. Olympos'un günümüze kadar ulaflm›fl kal›nt›lar› genellikle do¤udan bat›ya, do¤ru h›zla denize akan bir ›rma¤›n a¤z›nda ve her iki yakas›nda yer al›r. Antik dönemde kenti ikiye bölen nehir yata¤› bir kanal içine al›narak her iki yakas› da iskele olarak kullan›lm›fl ve köprü ile birbirine ba¤lanm›flt›r. Bugün köprünün bir aya¤› yerinde durmaktad›r. Güney k›y›da, Hellenistik dönemin çokgen örgülü duvar› ile yan›ndaki Roma ve Bizans onar›mlar›n› iflaret eden bölümü görülmektedir. Nehir a¤z›na yak›n bir yerde küçük ve dik akropolde geç dönemlerden kalan yap› kal›nt›lar› yer al›r. Irma¤›n güney k›y›s›ndaki Hellenistik temelli ve Roma onar›ml› küçük tiyatro oldukça harap olup, giriflin bir yan› iyi korunmufl durumdad›r. fiehrin görülebilir di¤er önemli yap›s› ise ›rmak a¤z›n›n 150 m. bat›s›nda yer alan tap›nak kap›s›d›r. ‹on düzeninde küçük bir tap›na¤a ait oldu¤u mimari parçalardan, Roma ‹mparatoru Markus Aurellius (‹.S. 172-173) ad›na yap›ld›¤› da kap› önündeki heykel kaidesinden anlafl›lmaktad›r. Kal›nt›lar aras›nda en ilginci Antalya Müzesi'nce yürütülen kaz›larla gün ›fl›¤›na ç›kar›lm›fl olan "Kaptan Eudomus'un lahdidir". Nehir a¤z›n›n hemen yan›nda kayal›¤›n oyu¤unda yer alan lahit hem duygu dolu fliirsel ithaf yaz›t›nda kaptan›n ad›n› vermesi, hem de uzun kenar›ndaki gemi kabartmas›nda gemisinin fleklini vermesi aç›s›ndan da büyük önem göstermektedir. Olympos'un do¤usunda, sahilden 300 m. ilerde Caretta'lar›n yumurta b›rakt›¤› muhteflem kumsal› ve pek çok bitkinin yaflad›¤› sahil kumullar› ile ünlü, Ç›ral› yerleflimi yer al›r. Kentin birkaç kilometre güneybat›s›ndaki Çakaltepe olarak an›lan yükseltinin güney yamac›ndan devaml› olarak alev ç›kar. Özellikle geceleri çok etkileyici olan bu do¤a olay› metan gaz›n›n as›rlard›r ayn› noktadan yeryüzüne ulaflmas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Bu do¤a olay› Likya'da yaflayan ve solu¤undan atefl püskürdü¤üne inan›lan Khimaira canavar› ile özdeflleflmifl ve bu sayede Olympos, Bellerophontes efsanesine ev sahipli¤i yapm›flt›r. Zamanla demirci Tanr› Hepaistos'un kült merkezi, Roma ve Bizans dönemlerinde de dini merkez olarak kullan›lan alanda yer yer orijinal bloklar› görülebilen kutsal yol ile alevlerin etraf›ndaki bir tak›m yap›lar›n temellerini görmek mümkündür. ‹ç duvarlar› yer yer freskolarla süslü Bizans Kilisesi ise alandaki en an›tsal kal›nt›d›r. DOSYA VE ARAfiTIRMA

64

SELÇUK'TA MERYEM ANA o¤u H›ristiyan (Orthodoks) dinsel gelene¤i uyar›nca Meryem Ana'n›n 63 yafl›nda Kudüs'te öldü¤ü ve D Gethsemani'de gömüldü¤ü kabul edilir. Ancak bu gelene¤in dayana¤› ne sa¤lamd›r ne de 5. yüzy›ldan eskiye gitmektedir. Ayr›ca havarilerin üç gün sonra mezar›n bofl oldu¤unu gördükleri de bildirilmektedir. Kutsal kitap Meryem'in son y›llar› konusunda hiçbir fley yazmaz. Geçmifli 65 en az›ndan 431 y›l›ndaki Efes Konsili'ne kadar uzanan karfl›t görüfl Genel Konsil sonras›nda ‹stanbul'a yaz›lan mektuptaki bir cümleye dayan›r. Burada Meryem Ana'n›n Efes'te St. Jean'la birlikte oldu¤u yaz›l›d›r. Böylece 37-48 y›llar› aras›nda Efes'te oldu¤una inan›lan St. Jean'›n Meryem'le birlikte buraya geldi¤i ve Meryem Ana'n›n burada yaflay›p 44 y›l›nda öldü¤ü kabul edilir. göre düzenlendi¤ini” belirtmifltir. Ev olarak tan›mlanmas›na Efes gelene¤ini kabul edenlerin bafl›nda Papa 14. Benoit (1740- karfl›n buras› asl›nda haç planl› bir flapeldir. Duvarlar› 6.-7. 1758) gelmektedir. Tezin dayand›¤› temel görüfle göre, yüzy›l veya daha sonras›n›n özelliklerini göstermektedir. Ancak Meryem'in mezar› Kudüs'te olsayd› bu yerin ilk günden itibaren takdis edilmesi gerekirdi. Hâlbuki ‹mparator Büyük evin çevresinde M.S. l. yüzy›la tarihlenebilecek Roma yap›lar› Konstantin'in annesi Azize Helena, Kudüs'teki kutsal yerlerin ve mozaikleri bulunmufltur. Evin yak›n›nda olmas› gereken bak›m› için oraya gitti¤inde (M.S.326-328) ‹sa ile ilgili çok “Mezar” bulunamam›flt›r. Araflt›rma ekibi, fiirince (Çirkince) say›da kilise infla ettirdi¤i halde Meryem' in mezar›yla hiç Köyü'ndeki Ortodoks Rumlar›n›n her y›l 15 A¤ustos'ta “Panaya ilgilenmemifltir. Kapulu” ad›n› verdikleri burada Meryem'in sonsuz uykuya dal›fl› ile ilgili ayinler yapt›klar›n› belirlemifltir. Kuflaktan kufla¤a M.S. 5. yüzy›ldan sonra birçok kaynakta Meryem'in bir süre aktar›lan bu inanc›n kökeni çok eskilere, Meryemana'n›n burada Ephesos'ta yaflad›¤› kayd›na rastlanmas›na karfl›n evi ve yaflad›¤›na dayanabilir. mezar›n›n yeri karanl›kta kalm›flt›r. Kuflkusuz ev çoktan y›k›lm›fl ve mezar kaybolmufl olabilirdi. fiimdiki Meryemana Evi'nin Evin ve bölgenin kutsall›¤› l892 y›l›ndan sonra hakk›nda yaz›lan bulunmas› Catherine Emmerich'in (1774-1823) gördü¤ü eserlerle H›ristiyan dünyas›na tan›t›lm›flt›r. 1896 y›l›ndan birtak›m vizyonlara dayan›r. Alman rahibenin vizyonlar›ndan itibaren ‹zmir Katolik Kilisesi'nin izniyle her y›l Katolikler yola ç›karak Meryem'in Yaflam› adl› bir kitap yaz›lm›flt›r. On taraf›ndan ziyaret edilmeye bafllam›flt›r. 1950 y›l›na kadar iki y›l yata¤›ndan kalkamayacak derecede hasta oldu¤u ve unutulmufl gibi görülen Meryemana Evi daha sonra tekrar Ephesos'u hiç görmedi¤i halde Emmerich, Meryem'in yaflad›¤› gündeme gelmifltir. Bu dönemde evin restorasyonu ve çevre evin kent d›fl›ndaki bir da¤ yamac›nda yer ald›¤›n› söylemifl ve düzenlemesi yap›lm›flt›r. 1967 y›l›nda Papa VI. Paulus ve 1979 onu ayr›nt›l› bir biçimde anlatm›flt›r. y›l›nda flimdiki Papa II. Jean Paulus taraf›ndan ziyaret edilerek 1891 y›l›nda ‹zmir'deki Lazaristlerin Baflrahibi M. Poulin ve haç yeri olarak tescil edilmifltir. Özellikle her y›l yap›lan 15 Rahip H. Jung Ephesos çevresindeki tepelerde bir araflt›rma A¤ustos ayinlerine son y›llarda Vatikan temsilcileri de kat›lmaya gezisi düzenlemifl ve sonuçta anlat›lanlara tümüyle uyan y›k›k bafllam›flt›r. T.C. Kültür Bakanl›¤› 1985 y›l›ndan bu yana Efes bir ev bulmufllard›r. Bülbül Da¤› üzerinde ve denizden 420 m Meryem Kilisesi'nde, Konsül toplant›s›n›n y›ldönümü olan yüksekteki ev anlat›lanlara o denli uymaktad›r ki bir gözlemci, Ekim ay› bafl›nda ayin yap›lmas›na izin vermektedir. Meryemana “ev ve çevresinin adeta Catherine Emmerich'in talimatlar›na Evi'ni özellikle Katolikler ziyaret etmektedirler.

Selçuk Kaymakaml›¤›'na katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. DOSYA VE ARAfiTIRMA

66 Trabzon (Sümela) Manast›r›

rabzon'un güneyinde, Ziganalar›n bir tepesinin yamac›na Sümela, Anadolu'da bütün Rum-Ortodoks topluluklar›n›n yap›flm›fl bir manast›r harabesi vard›r. Eteklerinde, ormanlar görülmemifl bir zenginlik ve heyecan içinde teflkilatland›klar›, kilise T ile kapl› bir vadinin dibinde, Trabzon'a kadar uzanan ve manast›rlar›n› her taraftan akan paralar ile yeniden infla ettikleri, De¤irmen Deresi'nin kollar›ndan biri akar. Halk buraya muhteflem flekilde süsledikleri 19'uncu yüzy›lda, en parlak ça¤›n› k›saca Meryem Ana der. Eski ad› ise Sümela Manast›r›'d›r. yaflam›flt›r. Manast›r›n girifli çok s›k› emniyete al›nm›fl ve dar uzun bir merdivenle, son k›sma eriflilmesi mümkün k›l›nm›flt›r. Bu Meryem (Panaghia) ad›na kurulan bu manast›r›n, Grekçe Sümela merdivenin yan›nda yamaca yaslanm›fl büyük bir su kemerinin, ad›n›n esas›n›, kara, siyah, karanl›k anlamlar›na gelen Melas tesise evvelce su getirdi¤i anlafl›lmaktad›r. Eski foto¤raflarda genifl kelimesinden ald›¤› söylenir. kavisli on kadar gözü ile mükemmel bir halde fark edilen bu kemer, flimdi y›k›k durumdad›r. Kap›dan girildi¤inde, kap›c› hücreleri vs. Trabzon'un Sümela Manast›r›, bu ad› ile tarihte ancak Trabzon geçildikten sonra bir merdivenden küçük iç avluya inilir. Burada Komnenos'lar› döneminde ortaya ç›kmaktad›r. Her köflesinde irili merkez, solda bulunan kilise haline getirilmifl olan tabii kovuk yer ufakl› böyle dini binalar olan bu bölgenin, peyzaj itibar›yla en al›r. Kovu¤un karfl›s›nda muayyen bir düzene sahip olmaks›z›n infla harikulade bir yerinde Sümela Manast›r› kurulmufl ve Osmanl› Devri edilen çeflitli manast›r binalar› görülür. Bu avlunun sol taraf›nda Türk idaresi s›ras›nda devaml› geliflmeler ile tam manas› ile muazzam flimdi k›smen y›k›lm›fl ve içine moloz dolmufl bir halde, yukar›dan bir tesis halini alm›flt›r. Hemen hemen 1200 m. rak›ml› bir noktada kayadan süzülen ve damlayan kutsal suyun topland›¤› çok yeni ve vadinin dibinde akan suyun 300 metre kadar yükse¤inde, dimdik tarihlere ait, bir flad›rvan vard›r. Yine sol tarafa ma¤aran›n içine, denilebilecek kadar sarp bir yamac›n ortalar›nda oldukça genifl ve manast›r›n en eski k›sm› olan kilise yerlefltirilmifltir. Avluya do¤ru yüksek bir ma¤ara, daha do¤rusu bir kovuk bu tesisin çekirde¤ini ç›k›nt› teflkil eden ayr›ca bir flapel bitiflik bulunan bu kilisenin gerek teflkil etmifltir. Bu, eriflilmesi zor ve yorucu kovuk önündeki dar iç duvarlar›, gerek avludan görülen d›fl duvar› tamamen Iresko ç›k›nt›, zamanla burada büyüyen, geniflleyen ve zenginleflen manast›ra resimler ile kapl›d›r. Ancak yak›ndan dikkatli incelendi¤inde bu zemin olmufltur. Sümela, Trabzon ve çevresinde say›lar› hayli çok resimlerin birço¤unun geç bir tarihe ait olduklar› ve altlar›ndaki olan eski manast›rlar›n en ünlüsüdür. baflka tabakalarda daha eski ve çok daha de¤erli duvar resimlerinin

Trabzon ‹l Kültür Turizm Müdürlü¤ü'ne, katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. Bu yaz› Müdürlük taraf›ndan gönderilen Prof. Dr. Semavi Eyice'nin çal›flmas›ndan özetlenmifltir. bulundu¤u fark edilir. Avlunun sa¤ taraf›nda ise 1860 y›l›na do¤ru infla edildikleri bilinen birtak›m misafir odalar› ve kütüphane olarak kullan›lm›fl olan mekân bulunmaktad›r. Avlunun etraf›nda daha birçok küçük flapeller vard›r. Avlunun ilerisinde dar bir koridor, kayal›¤›n önündeki ensiz bir ç›k›nt› üzerinde uzanmaktad›r. Burada do¤rudan do¤ruya yamaca yaslanm›fl gösteriflli bir bina uzan›r. Sümela Manast›r›'n›n uzaktan görünüflünde daima ön plana geçen bu k›s›m, burada yaflayan keflifllerin bar›nd›klar› esas manast›r yap›s›d›r. Üç esas kattan baflka, ayr›ca altta birkaç s›ra mahzeni ve üstte bir de çekme kat› oldu¤u anlafl›lan bu yap›n›n saçak dibinde s›ralanan kemerli galerileri ile heybetli bir görünüflü vard›r. Adeta kitlesi ile da¤›n kayalar›nda uzaklardan beyaz bir leke halinde taflan bu k›flla biçimli yap›, manast›r›n 1860'taki büyük tamir ve geniflletilmesinde infla olunmufltur. Büyüklü¤ü ile konumundan baflka, kayda de¤er hiçbir sanat ve mimari özelli¤i olmayan bir binad›r. Evvelce genifl saçakl› olan ahflap çat›s›, içinin bölmeleri, ahflap katlar› yok oldu¤undan bugün dört duvardan ibaret bir harabedir. Bu duvarlar›n aras›nda içi, derine do¤ru inen büyük bir boflluk halindedir. D›flar› bir ç›k›nt› teflkil eden ortadaki kulesinden afla¤› bak›ld›¤›nda, bu binan›n yap›ld›¤› yerin bafl döndürücü yüksekli¤i iyice anlafl›l›r.

Hiçbir sanat ve tarihi de¤eri olmad›¤› halde, son y›llarda Sümela'n›n bafll›ca alameti olan bu büyük yap›ya karfl›l›k, bu tesisin en önemli k›sm›, iç avlunun bir kenar›nda bulunan kilisedir. Bu kilise, kutsal ma¤ara veya kovu¤un iç sat›hlar›n›n düzeltilmesi ve a¤z›n›n düz bir duvarla kapat›lmas› suretiyle elde edilmifltir. Bu duvara bitiflik, bir ç›k›nt› teflkil eden küçük bir flapel vard›r, Burada iç ve d›fl sat›hlar, 18. yüzy›ldan bu yana birkaç tabaka halinde üst üste fresko resimler ile süslenmifltir. Baz› yerlerde üç 67 tabaka aç›kça fark edilmektedir. En alt tabaka renkleri ve kalitesi bak›m›ndan, üsttekilerden çok farkl› ve daha iyidir. Her tabakada konular›n da de¤iflti¤i dikkati çekiyor. Buradaki freskolar›n 1710, 1732 y›llar›nda yap›ld›klar›n› bildiren yaz›lar tespit olunmufltur. Hâlbuki ma¤ara- kilisesinin içinde, avluya komflu duvarda 111. AIexios devrine ait freskolar da tespit edilmifltir. Burada III. Alexios, iki yan›nda o¤ullar› III. Manuel ve Andronikos ile tasvir edilmifl idi. Bugün bu portrelerden hiçbir iz kalmam›flt›r. D›flar›da, kaya sath›na ifllenmifl ve bugün yaln›z üst fleritleri kalabilmifl olan büyük bir mahfler sahnesinin dökülen s›valar›n›n alt›ndan baflka sahnelerin gün ›fl›¤›na ç›kt›¤› görülmektedir. Üzerinde bir ejder ile süvari iki aziz (Georgios ve Demetrios) tasvir edilmifl bulunan küçük bir flapelin duvar›nda biz, bu tabakan›n alt›nda iki tabaka daha resim bulundu¤unu tespit ettik. Nitekim bir yerde en alt tabakada imparator k›yafetinde diademli bir figürün üstünde diademli baflka bir figür, bunun üstünde de Metamorphosis, yani Tabor Da¤›'nda ‹sa'n›n görünüflünün de¤iflmesi (suretinin de¤iflmesi) sahnesi ifllenmifl bulunmaktad›r. Bu durum karfl›s›nda, Sümela Manast›r›n›n eski ve o nispette de de¤erli duvar resimleri, s›valar›n tamamen dökülmedi¤i yerlerde alt tabakalarda durmaktad›r denilebilir.

Manast›r›n kütüphanesinde evvelce katalo¤u yap›lan ve ço¤unlu¤u XVII- XVIII, yüzy›llara ait çeflitli el yazmalardan 66 tanesi Ankara Müzesi'nde, içinde minyatürler olan ve Bizans eseri bin tanesi (Dört lncil=Tetraevangelium) ‹stanbul'da Ayasofya Müzesi'ndedir. Ayr›ca 150 kadar da bask› kitap vard›r. Kilise hazinesindeki de¤erli eflyadan, Trabzon Prensi III. Manuel'in hediye etti¤i gümüfl salip (stavrotek) ile el yazma bir eser ve çok say›da belge Atina'da Bizans Eserleri Müzesi'nde, manast›ra ait "Güllü Meryem" olarak adland›r›lan ikona, ‹rlanda'da Dublin'de National Gallery' ye gitmifltir. Sultan Selim'in hediye etti¤i gümüfl flamdanlar 1877'de çal›nm›flt›r. Manast›ra ait baflka bir Meryem ikonas› da Oxford' da bir özel koleksiyondad›r. Buradan ç›kar›lm›fl, üzerinde "H›ristiyan üçlemesi" tasvir edilmifl gümüfl madalyon ile 1438 tarihli ifllemeli gümüfl madalyon ile 1438 tarihli ifllemeli bir örtü de (epitaphios) Atina'da Benaki Müzesi'ndedir. DOSYA VE ARAfiTIRMA

68 Kültür Mozai¤i: TARSUS

ntik Yol dinlerin ve inan›fllar›n bir arada yaflad›¤› yerleflim yeri olarak da dikkat çekmifltir. Do¤al olarak bu zengin kültür mozai¤i Antik yolun, Romal›lar taraf›ndan M.Ö. I. yy. ile M.S. A birçok önemli dini yap›n›n bir arada olmas›n› sa¤lam›flt›r. I. yy. aras›nda yap›ld›¤› tahmin edilmektedir. Bugün Bunlardan biri de, halk taraf›ndan “Donuktafl”, “Dönüktafl” modern Tarsus'un tam ortas›nda kalan Antik Cadde, poligonal gibi isimlerle an›lan Roma tap›na¤›d›r. teknikte yerlefltirilen bazalt tafllar›yla 6.5 m. geniflli¤indedir ve günümüzde 60 m.lik bir k›sm› ortaya ç›kar›labilmifltir. ‹lk Düzensiz kentleflmenin oluflturdu¤u dar sokaklardan ulafl›lan bak›flta göze çarpan bal›ks›rt› formu ve hemen alt›ndaki tap›nak, gecekondular nedeniyle bugün neredeyse kanalizasyon tertibat›, mimari aç›dan Anadolu'daki di¤er görülemeyecek haldedir. Özellikle kuzey ve do¤u duvarlar›na yollardan farkl› oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Ayr›ca caddenin dayanan binalar taraf›ndan abluka alt›na al›nm›flt›r. ‹lk bak›flta büyük bir kaya kütlesini and›ran ve bölgenin en büyük mabedi bat›s›nda sütunlu bir platform, do¤u yan›ndaysa caddeden olan yap›n›n kime atfedildi¤i tam olarak bilinmemekle birlikte, sonraki bir döneme ait Roma evi yer almaktad›r. Çal›flmalarda M.S. 2. yüzy›l›n sonlar›na do¤ru inflas›na baflland›¤›, ancak kaz› sahas›n›n güney bat› yönündeki mozaik avlulu evin bitirilemedi¤i anlafl›lm›flt›r. S›r dolu bu yap›, 18. yüzy›ldan bu dikdörtgen biçimli bir odas› ortaya ç›kar›lm›flt›r. Avlunun yana birçok araflt›rmac›n›n da ilgisini çekmifltir; ancak 1836'da ortas›nda bir havuz kal›nt›s› bulunmufltur. Havuz renkli mermer Frans›z konsolosu Gillet'in dinamitle yapt›¤› keflif, levhalarla kapl›d›r. Avlunun di¤er bölümleri mozaik kapl›d›r. konstrüksiyonu büyük çapta tahrip etmifltir. Seyyah V. Langlois Mozaik avlulu bu ev olas›l›kla M.S. IV ya da V. yüzy›l› iflaret ise yap› için “Sardanapal'›n Mezar›” benzetmesini kullanm›flt›r etmektedir. Caddenin üzerinde bulunan tekerlek izleri yolun ki, bu uzun y›llar geçerlili¤ini korumufltur. Tap›nak hakk›nda çok ifllek ve uzun süre kullan›m gördü¤ünü göstermektedir. bugüne de¤in en ciddi araflt›rma, 1985-92 y›llar› aras›nda Donuktafl Roma Tap›na¤› Tarsus Müzesi ve kat›l›mc› Prof. Dr. Nezahat Baydur taraf›ndan gerçeklefltirilmifl ve befl y›l süren bu çal›flmalar s›ras›nda yap› Tarsus, ekonomik zenginli¤inin yan› s›ra, öteden beri çeflitli hakk›nda yeni bilgiler elde edilmifltir. Daha önceki çal›flmalar Donuktafl Tap›na¤› Danyal Peygamberin Türbesinin Kubbesi ve Beflik Tonozlu oda

s›ras›nda bulunan mimari parçalara göre M.S. II yüzy›la, olup, ak›ll› bir genç oldu¤unu ilk etapta kendini belli eder (Hadrian-Septimius Severus) tarihlenen tap›nak, yeni ve sarayda e¤itime al›n›r. Bir dönem kral kendini tanr› olarak buluntulara göre Side N1 - N2 tap›naklar›, M binas›, tiyatro ilan eder ve kendisine tapmayanlar› aslanlar çukuruna ataca¤›n› ve Tykhe tap›na¤›n›n mimari özelliklerine bak›larak Antoninler belirtir. Danyal Peygamber ise krala tapmaz ve kral onu Dönemine, özellikle de bu dönemin sonu say›lan, Kommodus aslanlar çukuruna atar. 3 gün sonra aslanlar çukurunun zaman›na verilmekte ve ‹mparator Kültü ile ilgili oldu¤u kapa¤› aç›ld›¤›nda, aslanlar›n Danyal Peygambere itaat etti¤i düflünülmektedir. 100X43 m. ölçülerinde ve dikdörtgen görülür. Bunun üzerine kral tanr› olmad›¤›n› kabul eder. 69 planl› bu dev kütleyi oluflturan konglomera parçalar› ise Danyal Peygamber bir k›tl›k dönemde Tarsus'a davet edilir. yap›y› ilginç hale getiren di¤er bir baflka özelli¤idir. Bu kal›n Tarsus'a geldi¤inde Tarsus'ta bolluk ve bereket gelir. Bunun kütlelerinin daha önce konglomera oldu¤u düflünülmüflse üzerine Tarsuslular Danyal Peygamberin Babil' e dönmesine de, ‹stanbul Üniversitesi Yer Bilimleri Fakültesi'nin örnekler izin vermezler ve ölünceye kadar Tarsus'ta yaflad›¤› rivayet üzerinde yapt›klar› araflt›rmalarda Roma betonu oldu¤u edilir. anlafl›lm›flt›r. Büyük olas›l›kla kal›plar halinde dökülen bu beton duvarlar›n yüksekli¤i 8 metre olup, yer yer görülen “M.S. 630-640 y›llar›nda Hz. Ömer zaman›nda Tarsus ‹slam kireç tafl› bloklarla istinat sa¤lanm›flt›r. Tap›na¤›n d›fl duvarlar› kuvvetleri taraf›ndan fethedilir. fiehrin imar› s›ras›nda ‹slam mermer plaklarla kaplanm›flt›r. kuvvetleri komutan› Ebul Musa Efl Ar› taraf›ndan, kap›s› mühürlü bir odan›n içerisinde bir sanduka bulunur. Ebul Musa taraf›ndan Kleopatra Kap›s› aç›lan sandukada kefeni alt›n ifllemeli olan ve parma¤›nda bir Tarsus'un surlar›ndan geriye kalan tek ve flehrin do¤u yönüne yüzük bulunan devasa büyüklükte bir cenaze görülür. Yüzükte aç›lan ana kap›s›d›r. Limana yak›n olmas› dolay›s›yla “deniz iki aslan›n ortas›nda bir çocuk figürü tasvir edilmiflti. Yüzük kap›s›” ya da dönemin en önemli kentlerinden Seleukia komutan Ebul Musa taraf›ndan Hz. Ömer' e gönderilir. Hz. Ömer güzergâh›nda oldu¤u için “Silifke Kap›s›” olarak an›lm›flt›r. Yine yüzü¤ü Hz. Ali'ye gösterir. Hz. Ali; yüzü¤ün Danyal Peygambere 19. Yüzy›la ait gezi notlar›nda; St. Paul Kap›s›, yak›n bir döneme ait oldu¤unu, zira bu yüzük üzerindeki tasvirlerin de, Danyal kadar da “Kanc›k Kap›” olan ismi bugün Cleopatra Kap›s› olarak Peygamberin bafl›ndan geçen olay›n bir sembolü olarak söylenmektedir. Dönemi konusunda kesin bir bilgi bulunmamakla betimlendi¤ini söyler. Bunun üzerine Hz. Ömer cenazenin birlikte inflas› s›ras›nda kullan›lan malzemeye göre Bizans dönemi çal›nmamas› için, mezar› daha derinlere gömülmesini emreder. sonlar› ya da Abbasi devrinde yap›lm›fl olmal›d›r. Ancak flimdiki Komutan Ebul Musa da, nehrin ak›nt›s›n› keser ve mezar› derine kap›n›n bulundu¤u yer daha önce eskisinin varl›¤›n› da iflaret gömer üzerini de harç tabakas›yla kapat›r ve kimsenin mezar› etmektedir. Tek kemerli kap›n›n yüksekli¤i 8.50 m., ortada çalmamas› için de nehrin mezar›n üzerinden akmas›n› sa¤lar”. kalan geniflli¤i ise 5.60 m' dir. 2006 Mart ay›nda; Tarsus Belediyesi sponsorlu¤unda Tarsus Danyal Peygamber Müze Müdürlü¤ü taraf›ndan Makam-› Danyal Camisinde 11 Danyal (a.s.) M.Ö. 605 y›llar›nda Kudüs'te do¤du. Babas› ay süren kaz› çal›flmalar› sonucunda caminin içinde bulunan Heskil olup, peygamber o¤ullar›ndan Süleyman Davud (a.s.)'›n temsili mezar›n alt›nda Danyal Peygamberin türbesine soyundand›r. Babil kral› II. Nabukadnezar M.Ö. 587'de ulafl›lm›flt›r. Türkiye'de bilinen ilk peygamber türbesi olmas› Kudüs'ü fetheder ve y›kar. Buradaki baflar›l› çocuklar› al›r ve vesilesi ile büyük önem tafl›maktad›r. Ayr›ca bu Türbe Yahudi Babil'e götürür. Danyal da esir edilen bu çocuklardan biri cemaati için de kutsal say›lmaktad›r.

Tarsus Müze Müdürlü¤ü’ne katk›lar›ndan dolay› teflekkür ederiz. DOSYA VE ARAfiTIRMA

TRAKLARIN KÜLTÜR CO⁄RAFYAMIZDAK‹ YER‹

raklar bugün çeflitli devletlerin s›n›rlar› içinde yer alan atalar› oldu¤u yönünde görüfller ileri sürmektedirler. Biz tarihsel genifl say›labilecek, Anadolu ile Avrupa aras›nda geçifl kay›tlardan Bulgarlar›n da Türk menfleli kavimlerden oldu¤unu T güzergah› olan bir co¤rafyada yaflam›fllard›r. Bu bilmekteyiz. topraklar›n bir k›sm› da Türkiye Cumhuriyeti Traklar›n kendilerini kabile adlar›yla tan›mlad›klar›n› biliyoruz. Devletinin Avrupa yakas›ndaki topraklar›n› içermektedir. Ayr›ca Onlara, toplu bir flekilde yaflad›klar› co¤rafyay› ve kültürel yeni yap›lan çal›flmalar ve antik kaynaklar›n verileri ile ‹stanbul birliklerini ifadeyle Yunanl›lar, Traklar demifllerdir. Bunu da Bo¤az›'n›n iki yakas›nda da Trak menfleli halklar›n oturdu¤u göz önünde bulundurarak birçok Türk dilbilim uzman›n›n bilinmektedir. Trakya ile Bithynia aras›ndaki tarihi co¤rafya yay›nlad›klar› çal›flmalarda ileri sürdükleri fikirler ba¤lar›n› bir çok antik yazar›n dile getirdi¤ini görmekteyiz. bulunmaktad›r. Kökünde Tur, Tir, Tor ve Tork olan flah›s ve Genel olarak antik ça¤da Vardar, Balkanlar, Ege Denizi, Marmara co¤rafi yer adlar›n›n Küçük Asya ve Avrupa'da göz ard› 70 Denizi, Bo¤azlar ve Karadeniz sahillerini içeren topraklar edilmeyecek ölçüde yayg›n oldu¤unu belirterek, Truva (Troya), Trakya' d›r (1). Trakya, Toros (da¤), Turdafl, Tiren (deniz), Turin, Turka, Traklar M.Ö. 1200 y›llar›ndan itibaren tarih sahnesine ç›kmaya Turku bunlardan sadece birkaç› olarak göstermektedirler. bafllam›fl, M.S. 46 y›l›nda Roma ‹mparatoru Claudius taraf›ndan Ruslar›n eski yüzy›llarda Türkçe'yi Turskiy olarak eyalet yap›larak Roma'ya ba¤lanm›fl, böylece siyasi yaflamlar› adland›rd›klar›n›, buradaki Tur (Türk), sözün kökü skiy ise sona ermifltir. Trak izleri Ortaça¤ içlerine kadar uzak da¤l›k Türkçe'deki çe - ça anlam›na gelen ekler oldu¤unu ifade bölgelerde yaflasa da, H›ristiyanl›¤›n etkisi ile ortadan etmektedirler(6). kalkm›flt›r(2). Ayr›ca bir di¤er araflt›rmac›ya göre, Turan = Duran oldu¤u gibi Traklar›n bölgeye d›flardan gelen bir topluluk olduklar› Tur - Ana (var olan ana) da olabilmekte her iki anlam› bilinmektedir. Zamanla bölgede bulunan yerli halkla kaynaflarak tafl›maktad›r. Tur - Ok zamanla Türk olmuflsa anlam› “ var kendilerine has kültürlerini oluflturmufllard›r. Traklar›n olan, varl›¤›n› sürdüren, Ok olmaktad›r”. Anadolu'daki Truva menfleleri hakk›nda farkl› fikirler ileri sürülmektedir. Buna flehrinin as›l ad›n›n Troia oldu¤u saptanm›flt›r. Bu sözün anlam› göre baz› Bat›l› ve Türk araflt›rmac›lar Kuzey Avrupa ›rk tipinde “Tur' lar›n ülkesi” demektir. Troia = Tur-ia olup sondaki -iya olduklar›n› Dinarik ve Dinaro-Nordik ›rka mensup olduklar›n› eki aynen ‹spanya, Almanya gibi ülke anlam›ndad›r. Ayn› ifade etmektedirler(3). Yine Bat›l› baflka araflt›rmac›lar yer flekilde Trakya ad› Tur-ok-ia (Tur ok'lar›n ülkesi) isimlerine dayanarak, bunlar›n Grek diline ba¤l› olmad›¤›n› anlam›ndad›r(7). proto-Hitit dili ile ba¤lant›l› olduklar›n› düflünmektedirler ve Traklar ile ilgili dilbilim alan›ndaki bu veriler yan› s›ra kültürel Ege ve Marmara havas› 3. bin kavimlerinin kökenini Anadolu yönden, ata verilen özel önem, kuyruklar›n›n dü¤ümlenmesine ile Orta Asya'ya ba¤land›¤›n› ifade etmektedir(4). Bundan baflka kadar benzer al›flkanl›klar, atlar›n gömülmesi, kurgan tipi gömü baz› Yunanl› araflt›rmac›lara göre, Trakya'n›n ve Avrupa'n›n al›flkanl›klar› (Tümülüsler), step toplumlar›yla benzer yaflam ilk sakinleri Asya'dan gelmifllerdir. Arion ve Kaukasion biçimleri üzerinde durulmas› gereken özellikler olarak Göçmenleri'nin Bosphoros (‹stanbul Bo¤az›) ve Hellespontos görülmektedir. Tüm bu veriler göz önüne al›narak, belki de (Çanakkale Bo¤az›) arac›l›¤› ile deniz alt›nda kalmam›fl toraklar Akdeniz dünyas›, Avrupa, Balkanlar ve Küçük Asya'daki Türk arac›l›¤› ile Trakya’ya ve Europe'nin çeflitli yerlerine ak›n varl›¤›, Osmanl› Devleti'nin Trakya topraklar›na geçmesinden etmifllerdir. Daha sonra Kuzey yar›madadan uzaklaflt›r›lan binlerce y›l öncesine dayanabilir fikri ileri sürülmektedir. Pelasglar›n geldiklerini ve Trakya'da bulunan halklar›n onlar›n akrabalar› oldu¤unu, dolay›s›yla bu halklar›n Helen oldu¤unu Traklar kültür co¤rafyam›zda bir bölgeye vermifl olduklar› ileri sürmektedirler(5). Fakat Ksenophon “Onbinlerin Dönüflü” adlar›na ra¤men çok iyi tan›nmamaktad›rlar. Bunun en önemli isimli eserinde Traklarla Helenlerin tercüman arac›l›¤› ile sebebi tam yerleflik ve ticaretle zenginleflmifl kültürlerde oldu¤u konufltuklar›n› belirtmektedir. Bulgarlar da Traklar›n kendi gibi an›tsal flehirler ve mimari eserler günümüze aktaramam›fl

‹smail Hakki Kurtulufl Trakya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, Araflt›rma Görevlisi. olmalar›ndand›r. Çok hareketli ve ça¤›n›n büyük güçlerinin Ökmen), Herodot Tarihi, Remzi Kitabevi, II. Bask›, ‹stanbul, üzerinden geçti¤i bir co¤rafyada bulunduklar›ndan, oluflturduklar› 1983, III, II, 2. Ksenophon (Türkçesi: Tanju Gökçöl), Anabasis flehirler ve mimari yap›tlar daha sonraki kültürler taraf›ndan ( Onbinlerin Dönüflü),VI, IV, 2-6 Sosyal Yay›nlar, ‹stanbul, 1984. yeniden yap›lmalar› sebebiyle bu tür kal›nt›lar günümüze Strabon, Co¤rafya, VII, IV, 4, ‹stanbul Üniversitesi, Edebiyat ulaflmam›flt›r. Antik kaynaklar Traklar›n flehirlerinden Fakültesi Bas›mevi, 1972. bahsetmektedir. Bunlardan Türkiye s›n›rlar› içinde kalan Edirne (Orestia) Trak boylar›ndan Odrislerin kurdu¤u bir kenttir. Yine 2.Maria Çiçikova, Habitats Et Fortresses Thraces DU I. Millenaire Astailerin kurdu¤u Thamata (Vize) önemli bir Trak yerleflmesidir. AV.N Ere”, Pulpudeva, Plovdiv, 1974, s. 16. Arif Müfit Mansel, Traklar genel olarak tam bir birlik oluflturamam›fl, çeflitli kabileler a.g.e., s. 5, 25 - 45. ; Engin Beksaç, a.g.m. 76 - 77. halinde yaflam›fllard›r. K›sa sürelerle, özellikle güney kabilelerinin Greklerle yapt›klar› ticari faaliyetlerle zenginleflmeleri sonucu 3.Hoddinot, The Thracians, Thames and Hudson, 1981, Engin zaman zaman birleflseler de bu çok uzun süreli olmam›flt›r. Beksaç, “Traklar ve Vize”, Sanat Tarihi Araflt›rmalar› Dergisi, S. Özellikle da¤ kabileleri genellikle ba¤›ms›z yaflam›fllard›r. 14, ‹stanbul, 1998, s. 74. Günümüze ulaflan Trak kültür verileri de genellikle bu tür bölgelerde yo¤unlaflmaktad›r. Çünkü bu bölgeler co¤rafi durumlar› 4.P. Kretschmer, Eileitung in Geschichte der Griechische Sprache, sebebiyle daha korunakl›d›r. Ayr›ca as›l saf Trak kültürünü 1986, s. 289. yans›tmaktad›r. Türkiye Trakya's›nda kuzey ve güney da¤ s›ralar› 5.Aleksandroy D. Vasilopoyloy, Othomanikh Thraikh, aras›nda kalan bölge düz arazi olmas› ve tar›ma aç›lmas› sebebiyle Tümülüsler d›fl›nda bir yap›laflmay› günümüze tafl›yamam›flt›r. Konstantinoypolei, 1914, s. 71. Türkiye Trakya's›n›n hemen her bölgesinde Traklar ile ilgili 6.Haluk Berkman; “Türk Kültürünün Tarihsel Kökenleri”, Türk kal›nt› ve bulgulara rastlanm›flt›r. Bunlar K›rklareli, Edirne, Dünyas› Tarih Kültür Dergisi, ‹stanbul, Aral›k 2003, s. 17-20. Tekirda¤ ve Çanakkale bölge müzelerinde sergilenmektedir. Traklar ile ilgili kal›nt›lar›n en çok say›da görülenler tümülüslerdir. 7.Haver Aslan, “Dedem Korkut Boylad›, Soy Dedem Soylad› Bu tümülüslerin baz›lar›n›n K›rklareli, Tekirda¤ ve Edirne müzeleri (Türkçenin Önemi Hakk›nda)”, Türk Dünyas› Tarih Kültür 71 taraf›ndan kaz›lar› yap›lm›fl ve ziyaret edilebilir durumdad›rlar(8). Dergisi, S. 201, ‹stanbul, Eylül 2003, s. 37-42. Ayr›ca Traklar'dan kalm›fl olan Dolmen ve Menhirler de ilgi çekici kal›nt›lar olarak Trakya Bölgesi'nde bulunmaktad›r. Bunlar daha 8.Zülküf Y›lmaz, “K›rklareli S›n›rlar› ‹çinde Kalan Tümülüsler”, çok Trakya'n›n kuzey bölgelerinde, K›rklareli yöresinde Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yay›nlamam›fl yo¤unlaflmaktad›r. Yine K›rklareli, Edirne Bölgesi'nde bulunan Yüksek Lisans Tezi, 1996, Edirne. Traklar'a ait kaya sunaklar› da ilgi çekici kal›nt›lar olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r(9). 9.Engin Beksaç, “Kuzeybat› Anadolu ve Trakya'da Erken Kültistik / Kaya Oyma ve Megalit An›tlar ve Kült Alanlar› Projesi”, Kültür Bunlar›n haricinde Traklar'dan günümüze ulaflan belki de en ve Turizm Bakanl›¤›, Kültür Varl›klar› ve Müzeler Genel önemli kal›nt›lar kalelerdir. Kaleler özellikle Y›ld›z Da¤lar› silsilesinin çeflitli yüksekliklerdeki tepeleri üzerinde yo¤un say›da Müdürlü¤ü 24. Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› (29 May›s-2 görülmektedir(10). Kalelerin en önemli özelli¤i, Traklar'dan Haziran 2006, Çanakkale) C.I, s. 195-196. günümüze kalm›fl, aç›kta bulunan (toprak alt›nda olmayan) 10.‹smail Hakk› Kurtulufl, ; “Trakya Bölgesi K›rklareli, Edirne, mimari yap›lar olmas›d›r. Arkaik örnekler olarak k›smen ya da tamamen ayakta bulunan bu kaleler, zaman içindeki kale Tekirda¤, Çanakkale ‹llerinde Türk Dönemi Kaleleri”, XIV. mimarisinin geliflim çizgisinin bafllang›ç aflamalar› hakk›nda ve Araflt›rma Sonuçlar› Toplant›s› C. II, Kültür Bakanl›¤› Yay›nlar›, Trak savunma biçimi hakk›nda bilgi sunmaktad›r. Bütün bu Trak Ankara, 1997, s. 31-54. ; “Trakya' n›n Trak Dönemi Kaleleri verilerinin korunarak ziyarete aç›lmas› hem bölge turizmi aç›s›ndan (Düzorman Köyü Kalesi)”, ‹lgi, S. 96, ‹stanbul, 1999, s. 22-27.; hem de Trak kültürünün tan›t›lmas› aç›s›ndan faydal› olaca¤› “K›rklareli Mahya Da¤› Güneyindeki Trak Kalesi Hakk›nda”, 6. düflünülebilir. Ormanl›k ve yüksek arazilerde bulunan Trak Müzecilik Semineri (25-27 Eylül 2002) Bildiriler, T.C. Genel kal›nt›lar› do¤a yürüyüflü organizasyonlar› ile birlikte ziyaret Kurmay Baflkanl›¤›, Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanl›¤›, edilebilir. Harbiye, ‹stanbul, 2004, s. 79-84. “Bir Trak Kalesi: Çingene Trakya ve Traklar ülkemizin kültür co¤rafyas›nda önemli bir Kale”, Yöre Dergisi, S. 74, May›s 2006, s. 29-32. ; “K›rklareli yere sahiptir. Yak›n gelecekte yap›lan çal›flmalar›n müzelerimizle Demircihalil Köyündeki ‹ki Trak Kalesi Hakk›nda Notlar”, Y›ld›z paylafl›larak bunun bir tan›t›m faaliyetine dönüfltürülmesi Da¤lar› ve Yak›n Çevresi Tarihi Araflt›rmalar Sempozyumu(22- dile¤iyle… 25 May›s 2006) Bildiriler, Arkeoloji ve Sanat Yay›nlar›, ‹stanbul, D‹PNOTLAR 2007, s. 112-119; “Three Iron Age (Thracian) Castles From 1.Arif Müfit Mansel, Trakya'n›n Kültür ve Tarihi, ‹stanbul, 1938, Çukurp›nar, K›rklareli in Northwestern (Big Castle, Little s.2. ; Hoddinot, The Thracians, Thames and Hudson, 1981, s. Castle, Ömer Castle)”, 12 th.Symposium on Mediterranean 9. ; Afif Erzen, a.g.e., s.34. Herodotos (Türkçe'si Müntekim Archaeology (SOMA), March 5-8,2008, Bildiri özeti s. 12-13. PROJE

‹nflaat Sanayicileri Turizm Tesisleri

72

AKFEN A.fi. MERCURE HOTEL G‹RNE

Girne'de bulunan Mercure Hotel Havaalan›na 55 km, flehir merkezine 6 km, 5 dakika uzakl›ktad›r. Girne Kalesi'nden esinlenerek yap›lm›fl olan Otel, üç blok'tan oluflmaktad›r ve 50.000 m2'lik arazi üzerine kurulmufltur.Olas› bir deprem için, bloklar aras›nda dilatasyon sistemi uygulanarak,bloklar›n birbirinden ba¤›ms›z sal›nmas›na olanak sa¤lanm›flt›r.. Odalarda direkt telefon, küvet, banyo, merkezi klima, minibar, LCD flat TV, uydu yay›n›, pay TV, kablosuz internet, kifliye özel dijital kasa, elektronik kilit sistemi, 24 saat uyand›rma servisi, yang›n alarm›, banyoda telefon ve saç kurutma makinesi bulunmaktad›r. Dört katl› olan otelde Da¤ ve Deniz Manzaral› 299 odada 647 yatak kapasitesi bulunmaktad›r. 279 standart oda, 6 connection oda, 14 suite. 1 oda + salon, 2 presidential suite. 2 oda + salon,mutfak,özel gard›rop odas›, jakuzi; 2 deluxe suite. 2 oda + salon, deluxe suitlerde jakuzi bulunmaktad›r. Sa¤l›k odas›, uyand›rma servisi, ücretsiz internet (2mbit wireless), market, jenaratör, aç›k otopark, kapal› yüzme havuzu (›s›tmal›),türk hamam›, fin hamam›, sauna,masaj, jakuzi, fitness centre, aerobik, spa, aç›k yüzme havuzu, 2 tane ›fl›kland›rmal› aç›k tenis kortu, 300 kiflilik yazl›k amfi tiyatro, bilardo (ücretsiz), çocuk oyun park›,casino 2282m2 Otelin öne ç›kan özellikleridir. Kybele Ana Restaurant,Sushico A la Carte Restaurant (Extra), The Steak House A la Carte Restaurant (Extra) olmak üzere üç adet restaurant› bulunmaktad›r. Konaklayanlar otelin sa¤l›k kulübü ve spor tesislerinden de faydalanma imkan›na sahiptirler. Fitness Center, 996 m2 genifllik, 1,40 m derinli¤inde aç›k havuz, 113 m2, ve 1,40 m derinlikte kapal› havuzu, hamam, sauna, jakuzi, buhar odas›, aroma terapi, cilt bak›m› ve masaj odalar›. Ifl›kland›r›labilen 2 adet tenis kortu mevcuttur. 300 kifli kapasiteli amfi tiyatro bulunan Otelde beach club, platform ve kum alan ile ziyaretçileri keyifli anlar beklemektedir.

Firma isimleri alfabetik s›ra ile düzenlenmifltir. Akp›nar A.fi. Starlight Convention Center & SPA World of Sunrise grubu çat›s› alt›nda bulunan ve 2008 y›l›ndaki aç›l›fl haz›rl›klar› tüm h›z›yla süren Antalya Manavgat - K›z›la¤aç 'daki Starlight Convention Center & SPA, Türkiye'nin gözde kongre merkezlerinden biri olacak. 150.000 m2 alan üzerinde kurulan Starlight Convention Center & SPA, 2.500 kiflilik ana toplant› salonu, 1.000 kiflilik oditoryumu, gün ›fl›¤› alabilen 32 adet toplant› salonu ve 242 adet konaklama odas›yla, kongre turizmine damgas›n› vurmaya haz›rlan›yor. Starlight Convention Center & SPA klasik anlamda bilinen SPA faaliyetlerinin çok ötesinde, profesyonel dan›flmanl›k ve uygulama ile tedavi amaçl› (Medical SPA), kifliye özel bak›m ve tedavilerin doktor kontrolünde teflhis ve sonras›nda uygulamalar›n›n yap›ld›¤› 6000 m2 alanda yay›l› bir merkez olarak öne ç›k›yor. Misafirlerin tesise girmesiyle birlikte, kendilerine bak›m, tedavi ve uygun diyet programlar› uygulan›yor. Yiyecek içecek ünitelerinden, Türk ve uluslararas› mutfaklar›n lezzet örneklerini tatma f›rsat› bulan misafirler diyetisyenlerin kendileri için haz›rlayacaklar› programlar› da ihmal etmiyorlar. Otelin Konaklama Özellikleri: 222 Standart Oda, 15 adet Suit, 4 adet Kral Dairesi, 1 adet Presidential Suit SPA Üniteleri: Türk hamam›, hamam so¤ukluk, hamam sedir köflesi, rassul, buhar odas›, bio sauna, kar odas›, sauna, çamur-yosun odalar›, 73 jet dufl, afüzyon, karanl›k dinlenme odas›, flok havuzu, flok duflu, salyangoz dufl, thalosso teras, thalosso havuzu, chroma terapi, balneo terapi. Özel odalar; Cleopatra Suite ve Tai Suite. Aktivite & E¤lence: T›rmanma duvar›, speedminton, blackminton, mini futbol, voleybol, basketbol, okçuluk, boccia, aquapark, yürüyüfl, buz pateni, bowling, sinema, bilardo salonu, elektronik oyunlar, internet salonu, amfi tiyatro, cafeler, a la carte restaurantlar.

Çarm›kl› A.fi. ‹stanbul Savoy Hotel

Hem Bo¤az'›n nefes kesen güzelli¤ini, hem Taksim Meydan›'n›n c›v›l c›v›l görüntüsünü izleyebilece¤iniz Savoy Hotel, 1994 y›l›nda tamamland›. 4 y›ld›zl› olmas›na karfl›n, ça¤dafl yaflam›n sundu¤u tüm konfor ö¤elerine haiz zevkle döflenmifl ve modern teknolojiyle donat›lm›fl 90 odaya ilaveten keyifli, canl› mekânlar, servisi ve yemeklerinin lezzeti ile Gurmet'lere bile parmak ›s›rtan Restoran ve Cafe'leri 60 kiflilik personel kadrosuyla bünyesinde bar›nd›r›yor. 40'› Taksim Meydan›na bakan oda bulunuyor. Her odada, içeriden ayarlanabilen air-conditioning, özel banyo/dufl, saç kurutma makinesi, mini bar, uluslararas› direkt telefon, paralel banyo telefonu ve renkli TV bulunuyor. Oda hizmeti ise yabanc› dil bilen kadronun kristalleflmifl hizmet anlay›fl› ile sunuluyor. Özel hizmet odal› otel, 60 kiflilik personel kadrosuyla ‹stanbul'un prestijli ve merkezi yerleflim alan› olan Taksim Meydan›'nda faaliyetini sürdürmektedir. Savoy Hotel, hizmet yelpazesinde daha baflka 100 kiflilik toplant› ve ziyafet salonu, toplant› ve seminerler için gerekli cihazlar ve teknik destek, uçak bileti rezervasyon ve konfirmasyon hizmeti, kambiyo, yabanc› dil bilen personel, kredi kart› kullan›m›, gazete ve hediyelik ma¤azas› ile kuaför salonlar›, 24 saat otel doktor, çocuk bak›c›s› hizmeti, özel kasalar, çamafl›r ve temizlik hizmetleri ve uydu yay›nlar› bulunmaktad›r. Savoy Hotel, bar ve restoran hizmetleri kapsam›nda ise “Pera Bar”, “Savoy Bistro” ve “Savoy Restaurant” müflterilerine s›n›rs›z hizmet vermektedir. PROJE

Çelikler A.fi. Büyük Ankara Oteli Ankara Türkiye'nin baflflehri olarak, yabanc› misyonlar›n ve elçiliklerin merkezidir. Çeflitli Devlet kurulufllar›n›n ve bakanl›klar›n Ankara'da oluflu, Büyük Millet Meclisi ve bilhassa Meclis'in aç›k oldu¤u dönemlerde yo¤un politik faaliyetlerin ve ifl iliflkilerinin burada gerçekleflmesi çok hareketli bir iç turizme neden olmaktad›r. Ankara, ayr›ca ülkenin en önemli kültür ve sanat merkezi oldu¤u için yurt d›fl›ndan da oldukça misafir çekmektedir. Büyük Ankara Oteli, Atatürk Bulvar› No:183 Kavakl›dere adresinde olup, merkezi konumu, geliflmifl ve yenilikçi iflletme felsefesi, yeni bir yaflam tarz› ve bütün bunlara yans›yan pazarlama etkinlikleri ile farkl›l›¤›n› ortaya ç›kartacak ve Türk Turizmine damga vuracakt›r. Büyük Ankara Oteli'nin renovasyonundaki özen ve kalitenin, üstün nitelikli 5 y›ld›z otel anlay›fl› ile bütünleflmesi; üst düzey bürokratlar›n, yerli ve yabanc› ifl adamlar›n›n ve yabanc› misyonlar›n, gelir seviyesi normalin üzerinde olan ailelerin, her türlü konforu ve rahatl›¤› elde edebilecekleri bir buluflma noktas› haline gelmesinde en büyük unsur olacakt›r. 74 Otel, 129 Standard, 64 Corner Rooms, 20 Grand Suites, 1 Executive Suite ve 1 Kral Dairesi olmak üzere toplam 215 oda ile hizmet verecektir. Kongre Merkezi; 50 - 2500 kiflilik Toplant›, Kongre ve Ziyafet seçenekleri; Grand Balo Salonu I-II-III, Anadolu Balo Salonu, Ankara Balo Salonu, 10 Adet Toplant› Odalar›, 1 Adet Bas›n / VIP salonu bulunmaktad›r. Otelin otopark kapasitesi ve Atatürk Bulvar›'n›n protokol yolu olmas› sebebiyle güvenli ve rahat trafik ak›fl› en önemli özelliklerindendir.

Ecetafl A.fi. Ece Saray Marina ve Resort

Ece Saray Marina ve Resort, mavi bayrakl›, 5 alt›n çapal› 350-400 yat kapasiteli marinas›; konforlu ve keyifli bir konaklama için her türlü imkan› sunan butik oteli ile bir Ecetafl A.fi. yat›r›m›d›r. Ece Saray Marina ve Resort; Spa, fitness ve güzellik merkezi, dev yüzme havuzu, uluslararas› ve Türk Mutfa¤›ndan leziz örnekler sunan restoran› ve barlar› ile hem otel, hem de marina misafirleri için konaklamay› keyifli hale getiriyor. Turizm Bakanl›¤› Özel Konaklama Tesisi s›n›fland›rmas›ndaki, 14'ü süit olmak üzere 48 odas›, 124 yatak kapasitesi bulunan butik otelin balkonlar›nda seyrine doyum olmaz bir deniz ve karl› da¤ manzaras›; iç mekânda ise klima konforu eflli¤inde uydu televizyonu, kablosuz internet eriflimi, kasa ve zengin donan›ml› banyo bulunuyor. Ecetafl A.fi, mimari ödüllü marinas› ve kalite belgeleri ile turizm yat›r›mlar›na da inflaat yat›r›mlar›nda oldu¤u gibi kalite damgas›n› vuruyor. Erva A.fi. Yoncal› Tütav Termal Otel

Kirazl› Da¤› eteklerinde bulunan Yoncal› Kapl›calar›, Kütahya Tavflanl› Karayolu üzerinde Kütahya'ya 16 km mesafededir. Tütav Termal Otel, sizlere bu güzel ortamda dinlenme ve tedavi imkân› sunuyor. ‹çerdi¤i mineraller sayesinde “gençlik suyu” olarak da kabul edilen termal suyunun yeralt›ndan ç›k›fl s›cakl›¤› 42 °C derece olup, Otel'deki bütün odalarda, havuzlarda ve tedavi merkezindeki birimlerde, su ayn› s›cakl›kta kullan›lmaktad›r. Dört y›ld›zl› 180 yatak kapasiteli otelde bir aç›k iki kapal› kapl›ca havuzu, kür havuzu, sauna, Türk hamam›, fitness, 150 kiflilik toplant› salonu, 300 kiflilik restoran, Amerikan bar, TV salonu, oyun salonu ve SPA masaj› ile uzman hekim gözetiminde fizik tedavi rehabilitasyon, hidroterapi-elektroterapi hizmeti verilmektedir.

75

Gülsan A.fi. Swissotel

Çankaya'n›n en özel bölgesinde bulunan Swissôtel Ankara, Cumhurbaflkanl›¤› Köflkü'ne ve birçok elçiliklere en yak›n mesafededir. Esenbo¤a Havaliman›'ndan otele ulafl›m sadece 45 dakika olup, al›flverifl merkezlerine ulafl›m kolayl›kla sa¤lanmaktad›r. 147 odaya sahip otel, çeflitli suitler, özel katlardaki odalar ve Ankara'n›n en büyük Kral Dairesine sahip olup (350 m2) kendisine özel flehir manzaral› teras›na sahiptir. Swissôtel Ankara, ifl amaçl› veya zevk amaçl› düzenlenecek her türlü etkinlik için otel çevresindeki araba park olana¤› ve vale servisinin de mevcut oldu¤u en ideal yerdir. Otel, ayn› zamanda 813 m2 alana yay›lm›fl 1200 kifli kapasiteli, unutulmayan dü¤ünlerin düzenlenebilece¤i, lüks resepsiyonlar›n ve büyük toplant›lar›n yap›laca¤› balo salonuna sahip olup, 9 ayr› toplant› salonu ile en özel yemekleri ve en unutulmayan servisi sunmaya haz›rd›r. Swissôtel Ankara üç farkl› restorana sahiptir. Café Swiss; Türk, ‹sviçre ve uluslararas› mutfaklardan lezzetler sunmakta, Spesiyalite Restoran ve Amrita Spa & Wellness'da bulunan Enerji Cafe ile konuklar›n›n hizmetindedir. Spesiyalite Restoran› kendine özel ayr› yemek salonu ile özel aktiviteleri için tasarlanm›flt›r. Café Swiss Restoran› k›fl bahçesi bölümü konuklar›n özel iste¤ine göre özel gruplar için hizmettedir. Ambassador Bar; Cuma ve Cumartesi günleri canl› müzi¤in keyfinin yaflanaca¤› ve diledi¤iniz içece¤i haz›rlataca¤›n›z ortam›yla hizmettedir. Swiss Gourmet; mükemmel lezzetlerdeki çeflitli el yap›m› çikolatalar›n, keklerin ve kifliye özel tatl›lar›n sunuldu¤u pastanedir. PROJE

Güvensoy A.fi. Kar's Otel

Kar's Otel flehir merkezinde, havaalan›na 10 dakikal›k bir mesafededir. Kar's Otel'in tafl binas› tarihi bir Rus Kona¤›'d›r. Otel, Güvensoy ‹nflaat A.fi. taraf›ndan restore edilerek konforlu bir butik otel haline getirilmifltir. Kar's Otel'in odalar› isimlerini, her biri Kars'›n kendine has güzelliklere sahip ilçelerinden alm›flt›r. (Akyaka, Selim, Digor, Susuz, Ka¤›zman, Sar›kam›fl, Aras, Arpaçay) Kar's Otel, Sar›kam›fl Kayak Merkezi'ne, Ani Antik Kenti'ne, Do¤u Beyaz›t ‹shak Pafla Saray›'na ve di¤er ilçelerdeki ören yerlerine günübirlik geziler için uygun bir konaklama merkezidir. Kars Otel'de bir dubleks oda, üç süit, befl standart oda mevcuttur. Her katta farkl› bir renk hâkimiyetiyle döflenen odalarda ihtiyaç duyulacak her türlü konfor mevcuttur. LCD televizyon, telefon ve ADSL internet ba¤lant›s› standartt›r. Otel, Turizm Bakanl›¤›'n›n vermifl oldu¤u Özel Konaklama Tesisi Belgesine sahiptir. 30 kiflilik kapal› alan, yaz sezonu 30 kiflilik aç›k alan olmak üzere toplam 60 kiflilik alakart restoran mevcuttur. Restoranda international mönü uygulanmaktad›r. Otele ilaveten projesi devam eden 40 ilave oda 250 kiflilik konferans salonu, kapal› yüzme havuzu, fitness merkezi ve butik al›flverifl çarfl›s› 76 projesi bitme aflamas›nda olup, bu y›l içinde inflaat›na bafllanacakt›r.

IC ‹çtafl A.fi. IC Hotels Residence

Ic Hotels Residence; uzak do¤u mimarisi, özel tasarlanm›fl peyzaj› ve exclusive servis anlay›fl› ile hizmet veren IC Otelleri'nin özel kategori butik tesisidir. Kundu - Aksu Mevkiinde, Antalya flehir merkezine sadece 25 km ve Antalya Havaalan›'na da 15 km uzakl›ktaki IC Hotels Residence, misafirlerine lüks ve konforu yaflatan, özgün ve seçkin bir tatili 44 adet lüks villalardan oluflan 70 dönümlük yeflil bir alanda müflterilerine romantizm ve keyif ile beraber sunmaktad›r. Tesiste; 1000 m2 üzerine kurulmufl 4 odadan oluflan içinde bir fitness salonu, Türk hamam›, sauna, mutfak, yemek odas›, oturma odas› ve 105 m2 havuz bulunduran 1 adet “Presidential Villa”, iç tasar›m›n› Fendi Casa'n›n yapm›fl oldu¤u 4 adet “Superior Deluxe Villalar” ise tesisin flüphesiz en gözde mekânlar›ndand›r. Bali Deluxe, Bali, Göl Deluxe ve Göl Villalar ise tesiste hem lüksün hem de en ince detay›n yaflanmas› için düflünülmüfl seçkin villa tipleri aras›nda yer almaktad›r. IC Hotels Residence içinde bulunan Spybag A'la Carte Restaurant eflsiz lezzetler ile misafirlerine dünya mutfaklar›ndan yeni tatlar sunmaktad›r.

IC Hotels Residence misafirleri ayn› zamanda tesisin hemen yan›nda konumlu olan IC Hotels Green Palace otelinde bulunan restaurant ve di¤er seçeneklerden de ücretsiz olarak konsept uygunlu¤unda faydalanabilmektedirler. Tesisin bir di¤er rahatlat›c› ve huzur dolu mekân› ise konsepti ‹ngiliz HOK Firmas› taraf›ndan oluflturulmufl Lilium Spa Merkezi ve suni göl üzerinde konumland›r›lm›fl “Spa Suitler”dir.

Proje aflamas›ndan itibaren en ince detaylarla bezenmifl ve kullan›lan tüm mobilyalar›n Fendi Casa'dan seçildi¤i bu mekân ruhu ar›tmak ve yeniden canland›rmak için müflterilerine eflsiz masaj ve terapi hizmetleri sunmaktad›r. ‹çkale A.fi. SPICE HOTEL&SPA Spice Hotel & Spa, çam ormanlar›n›n mistik kokular›n›n aras›ndan eflsiz Akdeniz manzaras›na kavuflaca¤›n›z 5 y›ld›zl› bir masal diyar›… Dünya mutfaklar›n›n de¤iflik renklerini ve Türk mutfa¤›n›n gizemli ve doyumsuz tad›n› sadece dama¤›n›zda de¤il, ruhunuzun derinliklerinde de hissedebilece¤iniz ultra her fley dahil bir dünya.. 2007 yaz sezonunda hizmete giren 5 y›ld›zl› Spice Hotel and Spa Center, 91.000 m2 alan üzerine kurulu, 4 katl› ana bina (Standart ve Suit odalar) bahçe içinde bulunan ek binada 42 adet Aile odalar› ve 22 adet Villadan oluflmaktad›r. Toplam 546 odas› mevcuttur. Otel mekanlar›; oryantal tarzdan esinlenilen, genifl ve ferah bir lobi, lobi bar, resepsiyon, 6 adet panoramik asansör, 1 ana restoran, 4 A'la carte restoran, ota¤ çad›r›, çeflitli barlar, sinema odas›, (Aktar) al›fl-verifl merkezi (kuyum, butik, hal›, deri, hediyelik eflya, market, kuaför, foto¤raf servisi) 3.500 m2 alan üzerine kurulu SPA Sa¤l›k Merkezi, yar› olimpik kapal› yüzme havuzu, jakuzi, sauna, Türk hamam›, Fitness salonu, bilardo ve oyun salonu, mini club ve çocuk park›, disko, amfi tiyatro, otelin büyük bir k›sm›na hizmet verecek 5.000 m2 dev ebatta aç›k yüzme havuzu ve villalara hizmet verecek 1.800 m2 aç›k havuz, 7 adet su kayd›rakl› muhteflem bir Aquapark, çocuk havuzu, 4 tenis kortu, basketbol ve voleybol sahas› mevcuttur. 77 ‹nce bir be¤eninin eseri olan oryantal tasar›m›, hofl koku ve renkleriyle bafl›n›z› döndürecek…

‹lci A.fi. ‹LC‹ RESIDENCE HOTEL

fiehrin merkezinde bulunan ‹lci Residence Hotel, kamu binalar›, bankalar ve ifl merkezlerine olan yak›nl›¤› ile ihtiyaçlar›n›z› kolayl›kla ve k›sa sürelerde karfl›laman›z› sa¤larken, al›flverifl ve e¤lence mekânlar›n›n merkezinde olmas› sayesinde de size kalan zamanlar›n›z› en iyi flekilde de¤erlendirmenize olanak tan›maktad›r. Otel, Ankara'n›n politika ve telafltan bunalm›fl yüzünü gülümsetecek yeni bir seçenektir. Otelde 57 oda (7 Suit), 1 Kral Dairesi ve 49 oda (standart) bulunmaktad›r. Tüm misafirlerin konforu ve rahatl›¤› düflünülerek haz›rlanm›fl, ayr›ca otelin her yerinde kablosuz internet hizmeti sunulmaktad›r. 170 kiflilik damak zevkinize uygun DeLüx Alakart Restaurant, 300 kiflilik (bölünebilir izolasyonlu iki salon), Türk Hamam›, Sauna, Fin hamam› ve kondisyon aletleriyle deneyimli masör eflli¤inde stresinizi ataca¤›n›z bir ortam› ‹LC‹ Residence Hotel sunmaktad›r. Otelin dokuzuncu kat›nda bulunan Teras Cafe ile günün yorgunlu¤unu Ankara'n›n muhteflem akflam manzaras› eflli¤inde atabilirsiniz. PROJE

Kazova A.fi. Crowne Plaza - Ankara Oteli

Kazova A.fi.'nin grup flirketlerinden olan, Laledan Turizm A.fi. ANKAmall önündeki binay› 30 y›ll›k bir süre için kiralayarak, 5 y›ld›zl› business otel konsepti ile iflletmek üzere çal›flmalar›n› sürdürmektedir. ‹flletme, Dünyada 4.700 adet oteli bulunan Inter Continental Hotels Grup'a ait markalardan, Crowne Plaza ad› alt›nda yap›lacakt›r. Yap›lan franchising sözleflmesi de 30 y›ll›kt›r. Otelin iflletmeye aç›lmas›, 01 Haziran 2008 olarak planlanm›flt›r. Otelin toplam 263 odas›, 12 toplant› salonu, 3 restaurant›, fitness ve sa¤l›k kulübü, otele ait 70 araçl›k aç›k ve 300 araçl›k kapal› otopark›, kuaför solonu ve gece kulübü vard›r. Havaalan› ve çevre yollar›ndan en kolay ulafl›labilecek flehir oteli konumunda olup, Esenbo¤a Havaalan›'na 27 km, otogara 3 km, metro istasyonuna 50 mt mesafededir.

78

Koço¤lu A.fi. KAR‹NNA HOTEL CONVENTION&SPA Uluda¤'da 25.000 m2 inflaat alan› üzerine kurulu Karina Hotel Convention& SPA, 800 yatak kapasitesi, restoranlar›, cafeleri, barlar›, oyun odalar›, çarfl›s›, ifl merkezi, toplant› salonlar› ( 850,100,60 ve 40 kiflilik) ile sadece tatil, e¤lence ve sa¤l›k merkezi de¤il, ayn› zamanda toplant›, seminer ve konferans merkezi niteli¤ine sahiptir. Aç›k hava ba¤lant›l› ›s›tmal› yüzme havuzu, Türk hamam›, özel masaj odalar› ve saunas› eflli¤inde konuklar›n en üst seviyede masaj ve bak›m hizmeti veren Karinna, Aral›k 2005 tarihinde Uluda¤'›n en yeni modern oteli olarak hizmete girmifltir. Depreme dayan›kl› olarak infla edilen yap›da yang›n emniyet sistemi, bünyesinde yer alan çok noktadan alg›lama dedektörleri taraf›ndan sa¤lanmaktad›r. Bina izalasyonunda karbon içerikli malzeme kullan›m› ›s› yal›t›m›n› daha etkili bir hale getirip, enerji harcamalar›n› minumum seviyeye indirmektedir. Binan›n tüm mekanik sistemleri bilgisayar kumandal› ve uzaktan izlemeli flekilde “Bina Otomasyonuna” sahiptir. Bu sistem kazanlar, klima santraller›, pompalar, hidroforlar, yang›n sistemleri, jenaratör sistemleri, otomatik kontrol sistemleri ve tüm destek sistemlerini uzaktan kumanda ile kontrol ve izleme yapmaktad›r. Ayr›ca tüm odalar zonlanm›fl bir flekilde ›s› kontrolü alt›ndad›r. Yine bu sistem sayesinde d›fl hava s›cakl›¤› ve benzer parametreler hem gözlenmekte hem de kay›t alt›na al›nabilmektedir. Ayr›ca internet ba¤lant›s› ile paylafl›ma aç›k kifliler dünyan›n her hangibir noktas›nda dahi otelin bu bilgilerine ulaflabilir ve yetki seviyesine göre istedi¤i cihaz› çal›flt›r›p durdurabilir, s›cakl›k ve ayar de¤erlerini de¤ifltirebilir. Aç›k hat IP ba¤lant›s› sayesinde otel içindeki güvenlik kameralar›, oda s›cakl›klar›, otel bilgisayar a¤›, Uluda¤'daki kar seviyesi, d›fl hava s›cakl›¤›, rüzgar fliddeti ve yönü Ankara Koço¤lu Merkez Binas›'ndan ve ‹nternet ba¤lant›s› olan her yerden görüntülenebilir. Kablosuz internet a¤›na sahip lobi, cafe, restaurant ve toplant› salonlar›, geniflbant yüksek h›zl› ba¤lant›l› odalar› ve özel a¤a sahip Business Center ile Karinna Hotel sanal alemi her noktaya tafl›maktad›r. Konuklar tek bir kart ile, hem odalar›na girifl yapabilmekte, hem de otel içindeki tüm harcamalar› için kredi kart› olarak kullanabilmektedir. Otelin enerji altyap›s› yak›t hücresi ile çal›flmaya haz›r infla edildi¤inden, ileride ›s›tma ve enerji gereksiniminin hidrojen ve günefl enerjisi kaynaklar› ile giderilmesi planlanmaktad›r. Kolin A.fi. KOL‹N OTEL VE KONGRE MERKEZ‹ Kolin Otel ‹zmir'den ‹stanbul'a kadar sahil band›nda, bölgenin tek 5 y›ld›zl› oteli ve en büyük kongre merkezidir. Çanakkale Bo¤az›'nda 180 derece muhteflem bo¤az manzaras›na hakim, 650 metrelik sahil fleridinde, 86.000 m2 alanda infla edilen Kolin Otel Ve Kongre Merkezi, 70'i suit, 286 odas› ile 622 konuk kapasiteli 5 Y›ld›zl› Otel Binas›, 800 kifli kapasiteli Büyük Salon ve 13 özel tip ve kapasitede toplant› salonlar› ile Megaron Kongre Merkezi Binas›, profesyonel spor kulüplerine kamp imkan› sa¤layan uluslararas› standartlardaki spor alanlar›ndan oluflmaktad›r. Kolin Otel Ve Kongre Merkezi'nin, Megaron Kongre Merkezi, 800 kiflilik Megaron büyük salonla beraber, ‹DA, ASSOS, ANSAC, TROYA salonlar› olarak adland›r›lan toplam 14 tip ve kapasitede toplant›, workshop ve seminer salonlar› ile kongre ve toplant› turizmine hizmet etmektedir. Her türlü kongre, konferans, seminer, sunum ve toplant›lar›n en uygun koflullarda yap›labilmesi için gereken simültane çeviri sistemleri, barkovizyon, ses-›fl›k-perde sistemleri ve bir çok teknik altyap›y› kapsayan sistemlerin tümü yurtd›fl›ndan getirilmifl olan MEGARON KONGRE MERKEZ‹'nde, gerçeklefltirilen toplant›lardaki idari, organizasyonel ve teknik yard›m› sa¤lamak amac›yla hizmet veren bir yönetim bürosu da bulunmaktad›r. Türkiye'de ilk kez bir otelde uygulanan; F‹FA Standartlar›na uygun futbol sahas›n›n bulundu¤u Kolin Otel Ve Kongre Merkezi'nin spor alanlar›, uluslararas› standartlara göre düzenlenmifltir. Kolin Otel, futbol sahas›n›n yan› s›ra basketbol, voleybol sahalar›, tenis kortlar›, deniz k›y›s›nda 650 metrelik koflu-yürüyüfl parkuru ve deniz manzaral› 2 aç›k 2 kapal› yar› olimpik yüzme havuzlar› ile spor kulüplerinin kamp yapabilece¤i düzeyde spor tesisi imkânlar›na sahiptir. ‹stanbul'a 322, ‹zmir'e 332, Bursa'ya 303 ve 79 Ankara'ya 682 km uzakl›ktad›r. Çanakkale flehir merkezine ve Çanakkale Havaalan›'na da yak›nl›¤› 2 km uzakl›ktad›r. Dünya üzerindeki s›k rastlanmayan bir tarihsel, kültürel ve turistik zenginli¤e sahip olmas›na ra¤men, tesis yoklu¤u nedeniyle ulusal ve uluslararas› turizm sektöründe sadece transit turizmin yap›labildi¤i Çanakkale, Kolin Otel Ve Kongre Merkezi ile kültür turizmi ve kongre turizminde, bölgenin sosyal ve ekonomik gelifliminde büyük rol oynamaktad›r.

Limak A.fi. L‹MAK LARA DE LUXE HOTEL & RESORT ANTALYA Lara'da kurulmufl olan Limak Lara De Luxe Hotel & Resort, Antalya Havaalan›na 13 km., Antalya flehir merkezine 25 km. uzakl›ktad›r. Ça¤dafl medeniyetleri oluflturan kültürlerin tarihi miras›n› koruyan ANTALYA, Akdeniz'in eflsiz iklimi ve Lara'n›n muhteflem mavi sular› Limak Lara De Luxe Hotel & Resort'un s›cak misafirperverli¤i ile anlam kazanm›flt›r. Argo taraf›ndan kurulan Aspendos'un tiyatrosu ülkemizdeki antik tiyatrolar›n en sa¤lam›d›r. Tiyatronun akusti¤inin mükemmelli¤i bugün bile oyunlar›n ve coflkulu izleyicilerin tiyatroyu doldurmalar›n› sa¤lamaktad›r. Limak Lara De Luxe Hotel & Resort'den maksimum 35 dakikada ulafl›labilinen yar›m günlük bir tura de¤er tarihi bir güzelliktir. M.Ö 690 Y›l›nda Argoslu koloniler taraf›ndan kurulan Phaselis k›sa zamanda önemli bir liman kenti olmufltur. Özellikle su kemerleri ve hamamlar› göze ilk çarpan yap›lard›r. Limak Lara De Luxe Hotel & Resort'e maximum 60 dakikada ulafl›labilinen ve yar›m günlük bir tura de¤er tarihi güzelliktir. Perge'nin, Türkiye'nin kuzey bat›s›nda bulunan Truva'n›n fethedilmesinden sonra Anadolu sahillerine yerleflen Yunanl›lar taraf›ndan kuruldu¤una inan›l›r. Perge'ye geldi¤inizde sizi ilk olarak, 15.000 izleyici kapasitesine sahip tiyatro, daha sonra da stadyum karfl›lar. Limak Lara De Luxe Hotel & Resort'den maximum 35 dakikada ulafl›labilinen Perge'de bulunan stadyum, dünyadaki tarihi yap›lar içerisinde en iyi korunmufl olanlardan birisidir. Olympos Antalya'n›n bat›s›nda Kemer ile Adresan aras›ndad›r. Olympos ‹.Ö II.yy'da kurulmufl bir liman kentidir. I.S. XV.yüzy›la kadar varl›¤›n› korumufltur. Ünlü Bellerophontes Efsanesi burada geçmifltir. Antik kent eflsiz güzellikteki bir vadinin iki yakas›ndad›r ve çok güzel bir kumsala sahip olup, Limak Lara De Luxe Hotel & Resort' e 120 dakika mesafededir. Lara bölgesinin mavi sular›nda serinlemek ve do¤a harikas› koylar›nda tarihle iç içe güzel bir gün geçirmek istiyorsan›z yat turlar› ile bu f›rsat› yaratabilirsiniz. Otelin misafir iliflkileri bölümü veya acenta rehberi bu konuda sizlere yard›mc› olacakt›r. PROJE

Mehmet Günefl Ltd.fiti HARRAN OTEL

Dört y›ld›zl› Harran Oteli fianl›urfa Atatürk Bulvar'›nda flehir merkezinde bulunmaktad›r. Urfa, Pa¤an ve Sabii Mabetlerinin bulundu¤u ‹brahim Peygamber'in do¤du¤u, Musa Peygamber, fiuayb Peygamber, Eyüp Peygamber ve Elyesa Peygamber'in yaflad›¤›, ‹sa Peygamber'in kutsad›¤›, dünya inanç turizminin önemli bir merkezi flehridir. 13.500 y›l öncesine ait en eski kültür merkezlerinin yer ald›¤›, mimarinin ve tar›m›n ilk defa yap›ld›¤› bu uygarl›k flehrinin ziyaretçileri için Otel, özenle dekore edilmifltir. Harran Hotel'de 87 standart, 20 suit, 1 engelli olmak üzere toplam 108 lüks oda bulunmaktad›r. Tüm odalarda; Klima, merkezi ›s›tma, mini bar, uydu yay›nl› TV, direk telefon (oda ve banyoda), saç kurutma makinas›, jakuzi küvetli banyo-WC, Internet ba¤lant›s›, müzik yay›n› ve yang›n detektörü bulunmaktad›r. Ayr›ca; 24 saat oda servisi, çamafl›r-ütü servisi, resepsiyonda emanet kasas›, kapal› otopark alan›, jenanetör Otelin özellikleri aras›ndad›r. Otel, Toplant› salonu, 250 kifli kapasiteli, istenilen kat›l›mc› say›s›na göre düzenlenebilen, VHS video, slayt makinas›, tepegöz, perde slip card, sesi cihaz› ve konuflma kürsüsü gibi tam teflekküllü cihazlarla donat›lm›flt›r. Otelde, dü¤ün, kokteyl ve Urfa'n›n özel s›ra gecesi gibi etkinlikler de düzenlenmektedir. Urfa as›rlardan bu yana damak zevkinin en güzel örneklerini veren zengin bir mutfa¤a sahiptir. Yemek yapma becerisinin yan›nda, yapt›klar› yemekleri misafirleriyle paylaflmak gelene¤i, bütün Anadolu 80 insanlar›na mahsus bir özelliktir. Ancak Urfal›lar›n misafir sevme özelli¤inin, hiç bir özgün misafirsiz yeme¤e oturmayan Hz.‹brahim'den geldi¤i söylenmektedir. "Halil ‹brahim Sofras›" herkes taraf›ndan bilinen bir deyimdir. Urfa'n›n ak›llardan ç›kmayan bu lezzetlerini Harran Hotel'de tatma imkân›na sahip olacaks›n›z.

Nurol A.fi. SHERATON CONVENTION CENTRE, ANKARA

Nurol Holding fiirketler Grubu üyesi Turser Turizm Servis A.fi. taraf›ndan sahip olunan Sheraton Ankara Hotel & Towers tesislerinin gerçeklefltirilen renovasyon ifllerinin yan›s›ra, Nurol ‹nflaat ve Ticaret A.fi., halihaz›rda mevcut tesisleri tamamlay›c› nitelikte tasarlanm›fl bulunan bir apart otel ve kongre/kültür merkezi projesini (Convention Centre) de gerçeklefltirmifl bulunmaktad›r. “Sheraton Luxury Collection” zincirine dahil olan yeni tesisler 17 katta (7 yeralt› kat›), toplam 36,000 m2 kapal› alana sahip olup, karfl›lafl›lan zemin koflullar› dolay›s›yla, 35 m derinli¤e sahip temel yap›s›n›n inflaat›nda konusunda en son teknolojiler uygulanm›flt›r. Art germe yap›sal sistemi uygulanarak gerçeklefltirilen kongre merkezleri, konferans salonlar›, e¤lence ve al›flverifl merkezleri, çok amaçl› salonlar ve 200'den fazla yatak kapasitesine sahip yeni apart otel ve kongre merkezi projesinin finansman› ve tüm dizayn iflleri de NUROL ‹nflaat A.fi. taraf›ndan gerçeklefltirilmifl, ve tesis Haziran 2006'da, planlanandan dört ay önce hizmete girmifltir. Tesisler, Ekim 2007'de World Travel Awards (Dünya Seyahat Ödülleri) organizasyonu taraf›ndan iki farkl› kategoride hem Avrupa'n›n hem de Türkiye'nin En ‹yi Konferans Oteli olarak seçilmifltir. Özalt›n A.fi. Gloria Serenity Resort Türkiye'nin en büyük otel zincirlerinden birisine sahip olan Holding her geçen gün büyüyerek ülkemiz ekonomisine ve tan›t›m›na katk›da bulunmaktad›r. Sahibi oldu¤u otellerini sadece infla etmekle kalmay›p, ayn› zamanda iflletmesini de yürüten Özalt›n, Gloria Golf Resort ve Gloria Verde Resort & Spa'dan sonra Gloria Hotels & Resorts'un üçüncü halkas› olan Gloria Serenity Resort'u Haziran 2007'de zincirine eklemifltir. Gloria Hotels & Resorts, deniz turizminin yan› s›ra kongre ve spor turizminde de tercih edilmektedir. Toplamda 45 delikli üç ayr› golf sahas› ile Akdeniz'in say›l› golf otellerinden biridir. Ayr›ca, sa¤l›k turizmi konusunda da tüm otellerinde s›ra d›fl› bir hizmet sunmaktad›r.

81

Ünal Group Venezia Palace Temal› otel konseptinde projelendirilen 5 y›ld›zl› Venezia Palace, Palmiye Turizm Yat›r›mc›lar› ‹nflaat ve Ticaret A.fi'ne ait olup, Antalya- Aksu-Kundu mevkiinde 500 ile 1.500 kifli istihdam edilerek 2001 y›l›nda bafllay›p, 20 ay içerisinde bitirilmifl ve 2003 y›l›nda Türk turizminin hizmetine sunulmufl olup, halen 480 personel ile hizmet vermektedir. Temal› otel konsepti insanlar› beton y›¤›nlar› haline gelen binalardan kurtarmak, tatillerini farkl› ortamlarda ve tarihi atmosfer içerisinde geçirmelerini sa¤lamak amac›yla oluflturulmufl bir yap›d›r. Temal› otel konseptinin dünyada ilk uyguland›¤› yer Las Vegas, ABD'dir. Bir di¤er temal› otel oluflumu ise Güney Afrika'da bulunmaktad›r. Antalya-Kundu Mevkii temal› otel konseptinin Avrupa'da uyguland›¤› ilk yerdir. Bu tarz otellerde konaklayan kifliler kendilerini hem farkl› ve tarihi ortamlarda hissetmekte, hem de bu duygunun yaratt›¤› farkl›l›k hissi ile tatillerinden daha mutlu dönmektedirler. Venezia Palace temal› otel konseptinin çok önemli bir örne¤idir. Venedik'in ünlü San Marco Meydan›, San Marco Basilikas›, Dükal›k Saray›, Seyir Kulesi ve yine Venedik'te bulunan ünlü Rialto Köprüsü ile di¤er yap›lar Venezia Palace ile Antalya'ya getirilmektedir. Bu yaklafl›mda Türk turizminin kalbi ve bir dünya kenti olan Antalya'n›n cazibesini bir kat daha artt›rmaktad›r. Tesiste konsepti oluflturan bütün yap›lar tamamen yaflanabilir alanlar halinde planlanm›flt›r. Yani San Marco Meydan›'nda konaklayabilir, yeme¤inizi yiyebilir, Rialto Köprüsü'nde içkinizi, Florian Cafe'de kahvenizi yudumlay›p, Campanilla Kulesi'nden Antalya'n›n en nefis manzaras›n› seyredebilirsiniz. Venedikliler taraf›ndan Venedik'e götürülerek, 328 say›l› Mimarl›k Dergisi'ne göre dünyan›n en süslü binas› seçilen; San Marco Kilisesi içinde koruma alt›na al›nan ve çok büyük bir ilgi çeken Osmanl› At heykellerinin bir benzeri de Otelin Lobby Blo¤u olarak kullan›lacak olan San Marco Kilisesi'nin teras›nda yer almakta ve misafirlerin seyrine sunulmaktad›r. Venezia Palace genifl kumsal› ile birlikte 100 dönümlük arazi üzerine yaklafl›k 40.000 m2 kapal› alan ve 20.000 m2 oyun ve e¤lence alanlar›n› ihtiva etmekte olup, yaklafl›k 5.000 m2 aç›k havuz, 200 m2 kapal› havuzu bünyesinde bulunduran Otel, 20.000 m2'lik yeflil alan ve 20.000 m2'lik kumsal› ve tertemiz denizi ile bir bütün oluflturmaktad›r PROJE

Yap› Merkezi A.fi. AT‹K PASHA FOUR SEASONS BOSPHORUS OTEL‹

Befliktafl'ta Ç›ra¤an Caddesi'nde bulunan Atik Pafla Yal›s›, Four Seasons Bo¤aziçi Oteli projesi kapsam›nda restore edildi. ‹stanbul Bo¤az›'na yaklafl›k 190 metre cephesi olan proje alan› 17.525 m2'dir. Proje kapsam›nda 166 oda ve 390 yatak kapasitesine sahip, befl y›ld›zl› delüks otel, 506 araçl›k kapal› otopark, 2 adet 1000 ve 500 kiflilik balo salonu, toplant› salonlar›, 2500 m2 SPA, havuz, restaurant ve barlar ile 5.000 m2 idari ve servis alanlar› mevcuttur. Proje kapsam›nda 46.000 m2 toplam inflaat alan›na sahip olacak turizm tesisinin, gerekli tüm kaba inflaat, altyap›, elektromekanik sistemler, ince ifller, peyzaj ve dekorasyon uygulamalar› da dahil olmak üzere anahtar teslim restorasyonu ve yeni binalar›n›n inflaat› Yap› Merkezi taraf›ndan gerçeklefltirilmifltir.

82

Yenigün A.fi. Carya Golf Kulübü Türkiye'nin turizm baflkenti; iklimsel özellikleri, bitki örtüsü, tarihi ve kültürel de¤erlerinin çoklu¤u ve eflsizli¤i ile Antalya'd›r. Belek ise modern konaklama tesisleri ve 10'u aflk›n golf sahalar› ile Antalya'n›n gözbebe¤i durumunda olan bir turizm merkezidir. Carya golf sahas› Belek Tafll›burun mevkiinde BETUYAB binas› ve Dinler Bahçesi'nin* hemen güneyinde kalan alanda bulunmaktad›r. Güneyinde ise Sun Zeynep Oteli bulunmaktad›r. Carya Golf Kulübü, Kas›m 2008 tarihinde hizmete girecek flekilde infla edilmektedir. PGA turnuvalar›n›n da yap›labilece¤i uluslar aras› standarttaki 18 delikli Carya Golf Sahas›; usta golfçüler için “challange” özellikleri tafl›mas›n›n yan› s›ra tüm seviyedeki golfçülerin de keyif alabilecekleri olanaklara sahiptir. Carya golf alan›n›n tamam› 96,3 hektar olup master planlar› ve detay planlar› Thomson, Parrett&Lobb firmas› taraf›ndan dizayn edilmifltir. Bu firman›n ortaklar›ndan Peter Thomson, British Open Golf Turnuvalar›nda 5 kere flampiyon olmufl bir isimdir. Belek'te halen 10'u iflletmede, 1'i de infla halinde olan toplam 11 golf sahas› bulunmaktad›r. Bu özelli¤i ile Belek Avrupal› golfçüler taraf›ndan bir golf destinasyonu olarak çok iyi bilinmektedir. Golf sahas› yo¤un bir biçimde çam, okaliptüs, maki ve erika (süpürge otu) ile kapl›d›r. Bu özellikleri ile de Türkiye'nin ilk ve tek “heathland style” golf sahas› olarak müflterilerini Kas›m 2008'den itibaren a¤›rlamaya bafllayacakt›r. *Dinler bahçesi: Üç büyük dinin kutsal ibadethanelerini (bir cami, bir kilise ve bir sinagog) içinde bar›nd›rmaktad›r. Yöntafl A.fi. Koru Otel

‹stanbul - Ankara Karayolu'nun ortas›nda, ‹stanbul' a 230 km , Ankara' ya 200 km mesafede 154 dönümlük çam a¤açlar› ile kapl› genifl bir arazide yer almaktad›r. Çam ormanlar›na bakan 128 oda 300 yatak kapasitesi ile her mevsim ideal bir tatil yeri niteli¤indedir. Çevresinde her biri birer tabiat güzelli¤i olan Abant, Yedigöller, Gölcük bulunmakta ayr›ca kayak merkezi olan Kartalkaya'ya da kolayca ulafl›labilmektedir. Kongre, seminer, konferans ve bayi toplant›lar› için haz›rlanm›fl tam teçhizatl› 6 ayr› toplant› salonuna sahip olup bu konuda tercih edilen konumdad›r. Nizami ölçülerde ve standartlara uygun olarak haz›rlanm›fl 2 ayr› futbol sahas› ve 1 adet antrenman sahas› ile yerli ve yabanc› tak›mlar›n kamp dönemlerinde yo¤un ilgisini çekmektedir. Damak zevkinize uygun zengin yemek çeflitleri ve aç›k büfe kahvalt›s› ile Koru Mutfa¤›, yöresel ürünlerin ve hediyelik eflyalar›n sat›ld›¤› Koru Al›flverifl Merkezi yurt çap›nda üne sahiptir. Kapal› yüzme havuzu, Türk hamam›, Termal Banyo, Buhar odas›, 2 ayr› sauna, solaryum, sa¤l›k aletleri, çocuk oyun odas›, sinema salonu, disko, 2 ayr› bar, bahçe içinde barbekülü et lokantas›, bilardo, masa tenisi, atari oyunlar›, oyun salonu, tenis kortu, basketbol ve voleybol 83 sahas›, yürüyüfl yollar›, koru villalar› ile akaryak›t istasyonu di¤er aktiviteler olup, konuklar›n›n hizmetindedir.

Yüksel A.fi. Ç›ra¤an Otel Kempinski / ‹stanbul Ç›ra¤an Saray›'na servis bloku ile ba¤lanan otel, toplam 35.000 m2 lik inflaat alan›na sahip olup, zemin ve bodrum katlar›yla birlikte 7 kattan oluflmaktad›r. 5 y›ld›zl› otel standartlar›nda infla edilen otel blok'u, kaz›k temel üstüne oturan betonarme bir yap›d›r. Toplam 312 odas› bulunan otelde 1 adet kral dairesi, 23 suit oda bulunmaktad›r. Zemin katta bir restourant, iki çay salonu, toplant› odalar›, dan›flma, 17 adet dükkan ile; sauna, jakuzi ve kapal› yüzme havuzunun bulundu¤u bir sa¤l›k kulübü yer almaktad›r. ‹stanbul Bo¤az›'na paralel uzanan 750 m'lik sahil fleridinde iki adet aç›k yüzme havuzu vard›r. Ola¤anüstü do¤a güzelliklerini, ‹stanbul'un tarihi kültürünü ve modern otel konforunu bir arada sunan bu taahhüt, Yüksel'in gurur duydu¤u eserlerinden birisidir. SEKTÖREL KURUM / KURULUfi

T.C. KÜLTÜR VE TUR‹ZM BAKANLI⁄I

TÜRK‹YE'Y‹ BEfi KITADA TANITAN KURUM: TANITMA GENEL MÜDÜRLÜ⁄Ü

84 848 say›l› Kültür ve Turizm Bakanl›¤› Teflkilat ve haline gelmesini sa¤lamakt›r. Misyonu ise; kültürel miras›m›z› Görevleri Hakk›ndaki Kanun'a göre Tan›tma Genel ve tarihi de¤erlerimizi ön plana ç›karan; sürdürülebilir 4 Müdürlü¤ü'nün görevleri; ülkemizin milli, manevi, turizmin gerçeklefltirilebilmesini sa¤layacak çeflitlilikte ve tarihi, kültürel, sanatsal ve turistik de¤erlerini kalitede ürün ortaya koyabilen; de¤iflen ve geliflen taleplere tan›tmak, yerli-yabanc› seyahat ticareti kurulufllar› ile ortak paralel olarak kendini yenileyen, zengin kültür ve turizm projeler gelifltirmek, yabanc› kamuoyunu etkileyebilecek potansiyelinin, geliflen teknolojilerden yararlan›larak, iç ve kifli-kurum temsilcilerini a¤›rlamak, tan›t›m materyallerini d›fl pazarlarda tan›t›lmas›na imkân veren politikan›n haz›rlamak, sat›n almak, da¤›tmak ve ülkemize yönelik yürütülmesidir. Kültür Tan›tma Genel Müdürlü¤ü, tan›t›m turizm talebinin de¤erlendirilmesi ve buna uygun politikalar›n faaliyetlerini, 33 ülkede bulunan 36 bürosu arac›l›¤›yla oluflturulmas› için araflt›rma yapmakt›r. Türkiye Turizm Stratejisi 2023'e göre tan›t›m stratejisi; ulusal, bölgesel ve yürütmektedir. Ayr›ca; Riyad, Sofya, Yenidelhi ve ‹slamabat yerel ölçekte markalaflman›n hedeflenmesi, ulusal tan›t›m bürolar› da hizmete girmifltir. Ülkemizin tarihi, turistik, ve pazarlamaya ek olarak var›fl noktas› baz›nda tan›t›m ve kültürel, do¤al ve sanatsal de¤erlerini tan›tmak amac›yla pazarlama faaliyetlerine bafllanmas›d›r. Genel Müdürlü¤ün yurtd›fl›nda reklam faaliyetleri yap›lmaktad›r. 2008 y›l›nda vizyonu; ülke imaj›n›n güçlendirilerek Türkiye'nin tüm yaklafl›k 83 ülkede yürütülen reklam kampanyalar›ndan dünyada ilk befl ülke aras›nda yer alacak bir turizm markas› baz› örnekler flöyle: 85 SEKTÖREL KURUM / KURULUfi

2007 y›l›nda Bakanl›k taraf›ndan toplam 139 fuara kat›l›m iliflkiler çal›flmalar›na 2008 y›l›nda da devam edilecektir. sa¤lanm›flt›r. 2008 y›l›nda ise, kamu ve özel sektör iflbirli¤i Bakanl›k, ülkemizin tan›t›m› için her y›l birçok özel projeye ile Bakanl›k bünyesinde 142 fuara ifltirak edilecektir. de imza atmaktad›r. 2007 y›l› Türkiye de “Rus Kültür Y›l›” Dünyan›n en büyük turizm borsas› olan Berlin Turizm olarak kutlanm›fl ve 270 sanatç› a¤›rlanm›flt›r. 2008 y›l› Fuar›'na ülkemiz 2010 y›l›nda ortak ülke statüsüyle Rusya'da, Bakanl›k koordinasyonunda ve ‹KSV (‹stanbul kat›lacakt›r. Kültür ve Sanat Vakf›) iflbirli¤i ile “Türk Kültür Y›l›” olarak Genel Müdürlük tan›t›m faaliyetlerinden biri de kutlanacakt›r. 2009 y›l›n›n Fransa ve Çin'de “Türkiye Y›l›” a¤›rlamalard›r. 2006 y›l›nda 1130 medya mensubu, 1079 olarak kutlanmas› için görüflmelerimiz sürmektedir. ‹sviçre'de 86 seyahat sektörü temsilcisi a¤›rlanm›flt›r. 2007 y›l›nda ise 2008 y›l› Kas›m ay›nda 5 ayr› flehirde gerçeklefltirilecek Bakanl›k taraf›ndan 1729 bas›n, 7266 seyahat sektörü kültür ve sanat etkinlikleri ile “Türk Kültür Ay›” olarak mensubu ülkemizde a¤›rlanm›flt›r. kutlanacakt›r. 2006 y›l›nda Bakanl›¤›m›z ile Frankfurt Kitap Ayr›ca; Genel Müdürlük 20 dilde, 51 çeflit mevcut tan›t›c› Fuar› ‹daresi aras›nda var›lan mutabakat neticesinde “2008 yay›n›m›za her y›l yenilerini eklemektedir. 2008 y›l›nda da Frankfurt Kitap Fuar›'nda Konuk Ülke Türkiye Projesi” 11 yeni yay›n (Karadeniz, Likya Yolu, St. Paul Yolu, ‹pek oluflturulmufltur. Bu proje ile ülkemiz kültür, sanat, edebiyat Yolu, el sanatlar›, al›flverifl vb.) eklenecektir. alanlar›nda tüm renkleri ile tan›t›lacakt›r.

Bakanl›k; Türkiye'de d›fl pazar kadar iç pazar›n geliflmesinin Bakanl›k giriflimleri ile 140 ülkede üyeleri bulunan de turizm aç›s›ndan önem tafl›d›¤›na inanmaktad›r. Dünyada 20.000'den fazla seyahat acentesi ve flirketlerden oluflan en fazla turist çeken ülkelerin ayn› zamanda iç pazar dünyan›n en büyük seyahat acenteleri birli¤i olan Amerikan potansiyellerinin de yüksek oldu¤u görülmektedir. Bu Seyahat Acenteleri Birli¤i (ASTA), 2010 Uluslararas› amaçla; iç turizmin gelifltirilmesi ve ülkemizdeki her bölgenin Destinasyon Kongresi'ni ‹stanbul'da gerçeklefltirme karar›n› canland›r›lmas› için projeler, tan›t›c› faaliyetler ve halkla alm›flt›r. Tan›tma Genel Müdürü Özgür Özaslan Tan›tma Genel Müdür Yard›mc›s› ‹brahim Yazar Tan›tma Genel Müdür Yard›mc›s› Levent Demirel

Ayr›ca; ‹lk H›ristiyan topluluklar›n›n oluflmas›nda önemli gerçeklefltirilen Kongre'ye her y›l ülkemize 4 milyona yak›n rolü olan Aziz Paul'ün do¤umunun iki bininci y›l› olmas› turist gönderen Alman tur operatörleri ve seyahat acentelerine dolay›s›yla, Papa XVI. Benedict taraf›ndan 28 Haziran 2008- mensup yaklafl›k 1300 kifli kat›lm›flt›r. Yurtd›fl›nda 29 Haziran 2009 tarihleri aras› “Aziz Paul Y›l›” olarak ilan gerçeklefltirilen birçok sergiye Bakanl›k katk›da edilmifltir. Bakanl›k ülkemizin bu önemli potansiyelinin en bulunmaktad›r. üst düzeyde de¤erlendirilmesi amac›yla yap›lan çal›flmalar Bunlardan baz›lar› flunlard›r; UNESCO taraf›ndan Mevlana yo¤un bir biçimde devam etmektedir. Y›l› olarak kabul edilen 2007 y›l›nda, “Mevlana'n›n 800. Bu amaçla “Aziz Paul ile Türkiye Yolculu¤u” adl› broflür Do¤um Y›ldönümü” kutlamalar› kapsam›nda Bakanl›k, Türkçe, ‹ngilizce, ‹spanyolca, Frans›zca, ‹talyanca ve Almanca Mevlana'n›n uluslararas› tan›t›m›n›n yan› s›ra, Mevlana ortak dillerinde bast›r›lm›fl, Aziz Paul'ün Türkiye'de yapt›¤› paydas›na dayanarak Türkiye'nin uluslararas› platformda 87 seyahatler ve u¤rad›¤› kentlere yer verilmifltir. Aziz Paul'ün tan›t›m›n› da sa¤lamak amac›yla çeflitli etkinlikler (Sema do¤um yeri “Tarsus” ve “Mersin” ise Aziz Paul y›l› ile ilgili Gösterileri, Mevlana Felsefesini Tan›t›c› Konferanslar, Dijital olarak bast›r›lan di¤er broflürlerdir. Ayr›ca; 12-20 Nisan Sergiler, Tan›t›m Kiti vb. Promosyon Malzemeleri) 2008 tarihleri aras›nda bir Tan›t›m Gezisi gerçeklefltirilerek düzenlenmifltir. Söz konusu etkinlikler dünya ölçe¤inde 11 ülkeden 46 yabanc› gazeteci ile inanç turizmi kültür ve sanat merkezi olan 25 flehirde gerçeklefltirilmifl, organizasyonu yapan seyahat acenteleri ve tur organizatörleri 43.797 izleyicinin kat›ld›¤› sema gösterileri çok büyük bir ile gazetecilere Aziz Paul'ün seyahatlerinde ülkemizde ziyaret ilgiyle takip edilmifltir. etti¤i kentler ve tarihi yerler tan›t›lm›flt›r. Genel Müdürlük'te; 3 Genel Müdür Yard›mc›s›, 5 Daire Alman Tur Operatörleri ve Seyahat Acenteleri Birli¤i'nin Baflkan›, 17 fiube Müdürü, 17 Kültür ve Turizm Uzman›, (DRV) 57. Y›ll›k Kongresi 15-18 Kas›m 2007 tarihleri aras›nda 37 Kültür ve Turizm Uzman Yard›mc›s› olmak üzere, di¤er Antalya-Belek'te gerçeklefltirilmifltir. Bakanl›¤›n katk›lar›yla personelle birlikte 214 kifli görev yapmaktad›r.

Baflkontrolör Onur Gözet; Tan›tma Genel Müdür Yard›mc›s› Levent Demirel, Tan›tma Genel Müdürü Özgür Özaslan, Tan›tma Genel Müdür Yard›mc›s› ‹brahim Yazar, Kültür ve Turizm Uzman Yard›mc›s› Ömür Bozkurt, Kültür ve Turizm Uzman Yard›mc›s› Hilal Demirel, Kültür ve Turizm Uzman Yard›mc›s› Emrah Ömer Demir PORTRE

88 Sektörün Zarif Temsilcisi Deniz Güray

event Güray tenis turnuvas› fikri nas›l ortaya ç›kt›? Elbette O'nun dostlar›n›n ve meslektafllar›n›n d›fl›nda tenise gönül verenlerin oyuncu ya da seyirci olarak kat›l›mlar›ndan Sosyal çevre, estetik, yap›c›l›k, centilmenlik, sanat, L da olufluyor. yard›m severlik ve spor bilefliminin en belirgin örneklerinden olan Levent Güray ismini tenis turnuvas› Her y›l bu etkinli¤i yenilemeyi ve farkl› organizasyonlar ile birlefltirmek, onun vizyonunun sürekli kalmas›n› sa¤laman›n yapmay› düflünüyor musunuz? bir yolu olarak göründü bize. Amaca sad›k kald›¤›m›z sürece bu aktivitenin spontane olarak Turnuvaya bu y›l bay, bayan 100' ün üzerinde sporcu kendisini yenilemesi, çeflitlendirmesi ve gelifltirmesi do¤al bir kat›ld›. Bu ilgiyi neye ba¤l›yorsunuz? süreçtir kanaatindeyim. Elbette böyle bir geliflme içinde katk›lar›m olmal›d›r ve olacakt›r. Bu y›l ikincisini yapmakta oldu¤umuz ve her y›l yinelenece¤ine tam bir inanc›m›z olan "Levent Güray Cup Çiftler Turnuvas›na" Bize biraz da Levent Bey' in spora olan ilgisini anlatabilir olacak ilginin hiçbir zaman azalaca¤›na inanm›yorum. Geçen misiniz? sene 120 kiflilik kat›l›m olmufltu, ki bu beklentimizin çok üstündeydi ve bizi çok mutlu etti. Bu sene kat›l›m say›s› 176'ya Levent Güray çocuklu¤undan beri bireysel ve tak›m sporlar›nda ulaflt›. Bu ilginin öncelikli nedeni bence Levent Güray' ›n aktif yer alm›flt›r. Tenis, basketbol, kayak, windsurf onun kendisi... Di¤er bir nedeniyse tabii ki ‹NTES ve Türkiye gönül verdi¤i ve ifl hayat›n›n yo¤un temposu aras›nda zaman Müteahhitler Birli¤i Yönetimlerinin ve Üyelerinin turnuvam›za ay›rd›¤› sportif faaliyetlerdi. Elbette onun futbola olan ilgisini verdi¤i destek. Son olarak da turnuvam›z›n sadece çiftler ve Fenerbahçe' ye olan tutkusunu da unutmamak laz›m. dal›nda olmas› ve di¤er turnuvalardan farkl› olarak kategorisiz Say›n Güray' ›n inflaat sektörüne yapt›¤› katk›lar çok olmas› da dostluk turnuvas›na farkl› bir boyut kat›yor. büyük oldu. Ama sadece ifli ile ülkeye hizmet vermedi. Kat›lanlar›n önemli bir bölümü Levent Bey' i E¤itime yapt›¤› katk›lar ile de iz b›rakt›. unutmayanlardan m› olufluyor? Türkiye Müteahhitler Birli¤i Yönetim Kurulu Üyesi, Ankara Biraz önce belirtti¤im gibi çekirdek grup Levent Güray'› Sanayi Odas› Altyap› Müteahhitleri Hizmetleri Komite Üyesi, unutmayanlardan, daha do¤rusu unutamayanlardan olufluyor. Asfalt Müteahhitleri Derne¤i Kurucu Üyesi, Türk ‹nflaat Sanayicileri ‹flveren Sendikas› Yönetim Kurulu Üyesi, Ankara yapmalar›n› ö¤ütledi¤i en önemli ilkeler neler oldu? Trafik Vakf› Kurucu Üyesi ve Ankara Fenerbahçe Derne¤inin Kurucu Üyesi olmas› yan› s›ra, Anadolu Ça¤dafl E¤itim Vakf›' Çok klasik olacak belki ama kendi do¤rular›n› amaç ve ilke n›n (ANAÇEV) Kurucu Üyesi, Yönetim Kurulu Baflkan edinmelerini isterdi. Yard›mc›s› ve ikinci dönem Baflkan›d›r. Ayr›ca Kavakl›dere Biraz da okuyucular›m›za Deniz Güray' › anlatabilir Spor Kulübü, Atl›spor kulübü, T.E.D. Zonguldak Mezunlar misiniz? Derne¤i, Hacettepe Mezunlar Derne¤i üyesi s›fatlar›n› da unutmamak laz›m. Bunlarla da s›n›rl› olmamak kayd›yla ‹zmir' de do¤dum. T.E.D Zonguldak Koleji mezunuyum. Levent Güray' ›n e¤itime ve sanatsal/insani geliflme süreçlerine Üniversite e¤itimimi Ankara ‹ktisadi Ticari Bilimler Akademisi bilinen, bilinmeyen çok katk›lar› olmufltur. Tabii ki ANAÇEV Bas›n Yay›n Yüksek Okulu Radyo Televizyon bölümünde bunlar›n en bilineni. tamamlad›m. Üniversite ö¤renimim s›ras›nda Levent Güray' 89 la evlendim ve k›z›m›z Elif dünyaya geldi. Aile flirketimiz ANAÇEV' in amaçlar› ve çal›flma konular› nelerdir? olan Özdemir' in yan› s›ra, iletiflimin farkl› bir dal› oldu¤una Anadolu Ça¤dafl E¤itim Vakf› amac›n› "Ça¤dafl insandan inand›¤›m moda alan›nda çal›flmaya bafllad›m. 1982 y›l›nda ça¤dafl topluma bir ›fl›k da siz yak›n" slogan›yla çok güzel kendi ad›m› tafl›yan buti¤i açarak kendi tasar›mlar›m› bir flekilde özetlemekte. E¤itim yoluyla, bireyden bafllayarak sergilemeye bafllad›m. 1983' de o¤lumuz Emre dünyaya toplumu gelifltirecek projelerle, ülkemizde ça¤dafll›¤›n geldi. 1990 y›l›nda TC MEB Özel Deniz Güray Stilislik yakalanmas›, yerlefltirilmesi ve süreklili¤in sa¤lanmas›na Kursunu açarak moda e¤itimi konusunda 10 y›l çal›flt›m. destek olmak. ANAÇEV, Atatürk ilke ve devrimleri ›fl›¤›nda, Halen moda sektöründeki çal›flmalar›ma haute couture ça¤dafl e¤itimin yerlefltirilmesi, gelifltirilmesi ve e¤itim alan›nda devam ediyorum ve Özdemir ‹nflaat Yönetim Kurulu olanaklar›n›n yayg›nlaflt›r›lmas› amac›yla faaliyet gösteren Üyesiyim. bir sivil toplum örgütüdür. Baflar›l› ve maddi olanaklar› yetersiz üniversite ö¤rencilerine burs verir. Baflta okuma- Hem çok büyük bir ifl adam›n›n k›z›, hem de efli oldunuz. yazma olmak üzere e¤itim almam›fl yetiflkinlere e¤itim verir. Onlar›n b›rakt›¤› bayra¤› nereye götürmeyi Okul öncesi çocuklar›m›z› ça¤dafl bir e¤itimle tan›flt›r›r. düflünüyorsunuz. Bize hedeflerinizden bahsedebilir Camiam›z Güray' › çok özlüyor. Hepimiz kendisini baflar›l› misiniz? bir ifladam› olmas›n›n ötesinde beyefendili¤i, parlak Elbette, onlar›n hedeflerini onlar›n idealleri do¤rultusunda zekâs›, güler yüzü ile hat›rl›yoruz. Bir de sizden kendisini gerçeklefltirmek. tan›mlayacak birkaç sözcük alabilir miyiz? Bize baba ‹fl yaflam›nda bayan olman›n dezavantaj› var m›? Güray' ›, ifladam› Güray' ›, dost Güray' › anlatabilir misiniz? Çok demokratik bir ailede yaflad›m. Çok demokratik bir aflk yaflad›m. Böyle bir sorunla hiç karfl›laflmad›m. Size giriflkenli¤i, kararl›l›¤›, yarat›c›l›¤›, yap›c›l›¤› ve uzlaflmac› yönlerinin bask›n oldu¤u esneklik ve suplekse sahip ifladam› Moda dünyas› içersindesiniz. ‹nflaat sektörüyle iç içe Levent Güray' › anlatmama gerek yok san›r›m. Bilhassa yak›n yaflad›n›z. Bu iki dünyay› bir araya getirecek bir projeniz bir iflbirli¤i ile çal›flmalar yapan ‹NTES ve TMB de ki kiflili¤ini var m›? Örne¤in flantiyede bir defile gibi? sizler ve bu dergiyle hitap etti¤iniz çevreler çok iyi biliyorsunuz kan›s›nday›m. Sorunuzdaki di¤er yönlerinin de bu Neden olmas›n? ‹nflaat sektöründeki sorunlara dikkat çekmek özelliklerine paralel oldu¤unu söylememe gerek yok, zira için düzenlenecek bir defile konsepti ilginç olabilir asl›nda. tüm bu yönleri yarad›l›fl›na paralel, do¤al ve yapmac›ks›zd›. Zaten moda dünyas›nda de¤iflik mekanlar›n podyum olarak kullan›lmas› çok yayg›n. Kendisi ülkeye iki de¤erli evlat yetifltirdi. Art›k babalar›n›n bayra¤›n› onlar devrald›lar. evlatlar›na ifl hayat›nda Bize vakit ay›rd›¤›n›z için teflekkür ederiz... ‹NCELEME

Dr. Mustafa AfiULA (*) E. Büyükelçi

90

YURTDIfiINDA DÜNDEN BUGÜNE ‹NfiAAT SEKTÖRÜ

nflaat Sanayii Dergisi, okumak için eline alanlar› iliflkileri yürütmek ve yönlendirmek biçiminde flekillenmifl flafl›rtacak kadar dolgun içeri¤i yan›nda, de¤me sanat d›fl iliflkilerin içinde özel sektöre de yer ay›rmak ve özel ‹ dergilerini aratmayacak ölçülerde, zarif ve ince ifllenmifl sektörün giderek belirgin hale gelen güç ve itibar›ndan bir yürek ve heyecan ürünüdür. Bu nedenle, böylesi yararlanmay› düflünmek, d›fl temsilcilerimiz aç›s›ndan, bir bir dergi, içeride ve d›flar›da çok büyük aflamalar› geride cesaret ifliydi. Bununla beraber geliflmeler bu ananevi çemberi b›rakm›fl okuyucular›na, salt teknik ve didaktik olmak yerine, hergün biraz daha zorluyordu. Klasik diplomasi, yerini onlar› olabildi¤ince ufuk ötesi çizgilerde dolaflt›rmay› giderek, ekonomik diplomasiye b›rak›yordu. Görüflme ve ye¤lemektedir. Ben de bu parametreyi hat›rda tutarak, bugün toplant›lardaki maharet, ekonomik güç ve varl›kla Türk ekonomisinin vazgeçilmez bir rüknü haline gelmifl ölçülüyordu. Diplomasi yavafl yavafl ekonominin hizmetine olan inflaat sektörünün, zaman içinde geçirdi¤i istihaleyi, giriyordu. Bugünkü Avrupa Birli¤i'ne giden yolda üst üste Libya misalini vererek anlatmaya çal›flaca¤›m. konulan tafllar hep ekonomik nitelikliydi. Ortak d›fl politika, ortak ekonomi politikas›ndan baflka bir fley de¤ildi. Özel sektörün öncülü¤ünde inflaat sektörü yurtd›fl›nda ilk hamlelerini yapmaya bafllad›¤› yetmiflli y›llarda önemli bir Türkiyemiz, uluslararas› alanda geçerli olmaya bafllayan baz› handikapla karfl› karfl›ya idi. Bu, o zamanlara kadar geçerli ölçekleri art›k görmezlikten gelemezdi. Ekonomiyi, Devlet olan d›fl politika ve diplomasi anlay›fl› idi. Devletten Devlete ve özel sektör ay›r›m› yapmadan bir bütün olarak görüp, bu müstesna imkan› azami ölçüde teflvik ve de¤erlendirmeyi de¤illerdi. Teminat mektubu getirmekte zorlan›yorlard›. en önemli d›fl politika u¤rafl›s› haline dönüfltürmek Referanslar› yeterli de¤ildi. durumundayd›. Diyebilirim ki, bize bu yolda ilk deneme Bu koflullarda giriflimcilerimizin , Libya'n›n bildi¤i ve al›flt›¤› f›rsat›n› Libya vermifltir. Türkiyemiz, gerek taahhüt ve hizmet üzere, resmi Devlet deste¤ine ihtiyaçlar› vard›. Büyükelçilik sektöründe, gerek d›fl ticarette, d›fl Dünyaya aç›l›rken önce olarak, önce teminat mektuplar› meselesini ele ald›k. S›radan Libya kap›s›ndan girmifltir. Benim flahsen, 1978 y›l› bir bankam›zdan getirilen mektuplara Merkez Bankam›z›n Temmuz'undan 1985 y›l›n›n sonuna kadar, yedi buçuk sene kontrgarantisini sa¤lamaya çal›flt›k. Ayr›ca, giriflimcilerimiz süreyle Libya'da Büyükelçi olarak görev yapm›fl olmakl›¤›m, bu konular› yazmakl›¤›ma uygun düflmeyebilir. Do¤rusu, hakk›nda Libya resmi makamlar›na bir nev'i tezkiye uzun süre ben de böyle düflündüm. Libya ile ilgili ne yazsam, mahiyetinde olumlu tavsiye mektuplar› yazmak usulünü bir bak›ma kendime pay ç›karm›fl olaca¤›m diye tereddüt ihdas ettik ve bunu hemen her vak'ada uyulmas› gereken ettim. Ancak bu yaz› vesilesiyle, tam bir tevazu içinde bir prosedür haline getirdik. Gün geldi, Libya makamlar›, söyleyeceklerim, asl›nda, benim flahsi kerametimden çok, bu nitelikte bir yaz› olmad›kça, iflleri, formaliteleri olaylar›n, gidiflat›n ve ekonominin de¤iflen icaplar› olacakt›r. sonuçland›rmad›lar. Bafllang›çta ihale al›mlar›n› daha çok hat›ra dayal› siyasi temaslarla kapatmaya çal›flt›k. Bunu Libya'da diplomasinin klasik flekil kurallar› pek bilinmez zamanla daha da kurumsallaflt›rd›k; hangi iflin hangi veya önemsenmezdi. Buna karfl›n, çal›flan insanlar›m›z ve giriflimciye verilece¤ini KEK protokollerine koydurtmaya giriflimcilerimiz için çok önemli ç›karlar vard›. Ortak tarihimiz bafllad›k. de bu ç›karlar› kolluyordu. Hakim geçerli anlay›fla göre, Türkler Kuzey Afrika'ya, Libya'ya iflgalci olarak gelmemifl, Ald›klar› iflleri tamamlamay›p, % 20 den afla¤› olmayan aksine, bölgede tehdit alt›nda bulunan ‹slamiyeti, d›fl güçlere avanslar›n› baflka amaçlarla kullanan giriflimcilerimizin karfl› korumak için ve davet üzere gelmifl ve bulunduklar› teminat mektuplar›n›n nakde tahvil edilmesini de siyasi üç asr› aflk›n süre zarf›nda sadece ‹slamiyete hizmet temaslarla önlemeye çal›flt›k. Aylarca birikmifl ücretlerini etmifllerdir. Bu ortamdan yararlanmak gerekiyordu. Ama alamay›p, zor durumda kalan çal›flanlar›m›z›n alacaklar›n›, 91 nas›l? birkaç kez, Libya makamlar›ndan hibe yoluyla temin ederek, bordrolar›na göre kendilerine da¤›tt›k ve yurda dönmelerini Eylül 1969'da, o zamanki Kral ‹dris'e karfl›, üste¤men sa¤lad›k. Sigorta primlerini yat›rmayan giriflimcilerimizin rütbesiyle mukabil Devrimi gerçeklefltirmifl olan günümüzdeki borçlar›n› yine özel temaslarla sildirdik. Giriflimcilerimizin Albay Kaddafi, ülkede kural nam›na hiçbir fleye müsamaha ilk deneyimlerini edindikleri Libya'da koflullar› böylece, göstermemifl, her türlü yetkiyi do¤rudan halktan oluflan halk diplomatç›l›¤›, flekilcili¤i bir tarafa b›rakarak oluflturmaya komitelerine b›rakm›fl, bununla beraber, gündelik icraata çal›flt›k. Bunu yaparken, Libya'y› da kollad›k. Onlara uyum var›ncaya kadar teferruat› bile fiiliyatta uzaktan izleyen , sa¤lad›k, tevazu ile hareket ettik, kendimizi kabul ettirdik, gözetleyen ve politika ad›na herfleye yön veren konumda dillerini, örf ve adetlerini ö¤rendik. bir Devrim lideri. Libya, böylece tümüyle Albay Kaddafi ile özdefl durumda. Libya'ya göre biçilmifl diplomasi uygulamas›n›, do¤rusu Halbuki inflaat ve hizmet sektörü bir kurallar manzumesidir. Hükümetimiz de teflvik ediyordu; Merhum Cumhurbaflkan› Bu kurallar, mukavele ve fleffafl›k olarak hem kendi içinde Turgut ÖZAL, ekonomiden sorumlu Devlet Bakan› ve ayr›ca ve hem de çal›fl›lan, ifl görülen ortamda mevcut olmas› Baflbakan oldu¤u dönemlerde , Libya'ya çok önem verir, beklenen bürokraside fazlas›yla aran›r. Ancak bu sonuncular protokol s›ras› gözetmeden s›k s›k Libya'y› ziyaret eder, baflta Libya'da maalesef yoktu. Buna karfl›n, 1980'li y›llar›n lider Albay Kaddafi olmak üzere, tüm yetkililerle yumuflak, bafllar›nda petrolün varilinin rekor 40 dolara ulaflt›¤› müsamahal› ve dostane iliflkiler sürdürür ve bütün bu dönemlerde, 3,5 milyon nüfuslu Libyan›n elinde y›ll›k 22 vesilelerde, önemli ifllerin giriflimcilerimiz taraf›ndan milyar dolarl›k bir servet vard›. Bu müstesna kaynakla Libya, üstlenilmesini sa¤lard›. bir yandan silahlan›rken, di¤er yandan da mal ve hizmet Libya ile aç›lan kap›dan giren giriflimcilerimiz, zaman içinde, sat›nal›yordu. Bat›l›lar bu kokuyu bizden önce almak suretiyle Orta Do¤u'da, Rusya Federasyonu'nda, Kafkasya ve Orta Libya'da belli bafll› köprü bafllar›n› tutmufllard›. Libya Devrimi Asya Türk Cumhuriyetleri'nde ve Orta ve Bat› Avrupa'da öte yandan, halk›na da farkl› ve iyi bir yaflam tarz›n›n gününü çok daha büyük boyutlarda ve ileri teknoloji ve yönetiflim yaflatmak istiyor ve bu maksatla süratle yap›lanma ve imara gerektiren projeleri üstlenmifl ve baflar› ile gidiyordu. Ortadaki bu büyük pastadan daha büyük bir sonuçland›rm›fllard›r. Böylece giriflimcilerimiz, Türk d›fl dilimi biz nas›l koparabilirdik? politikas›n›n en önemli hedeflerinden biri olan, 'Türkiye'nin Rekabet ortam›, bununla beraber çok çetindi. Gerek ça¤dafl imaj›'n› 50-60 milyar dolarlara varan projeleriyle giriflimcilerimizin, gerek tüccar›m›z›n uluslararas› deneyimleri Dünyan›n dört bir taraf›na, flan ve flerefle tafl›m›fllard›r. s›n›rl› idi. ‹fl almak ve sonuçland›rmak için, uluslararas› Ülkeye bundan daha büyük hizmet olamaz. Sa¤ olsunlar, bankalarla çal›flmakta olduklar›n› kan›tlayacak durumda Varolsunlar.

(*) Em. Büyükelçi Mustafa Aflula, Kars Lisesinden sonra, A.Ü. S.B.F. ve Hukuk Fakültelerini bitirmifl, Hukuk Fakültesinde Hukuk Doktoras› yapm›fl, D›flifllerine intisapla, bir çok iç ve d›fl görevlerde bulunmufl, Libya, OECD, Pakistan ve Kazakistan'da toplam 17 sene Büyükelçilik görevlerinde bulunmufl, emeklilikten sonra da uzun y›llar MET‹fi Holding A.fi.'de d›fl iliflkiler dan›flmanl›¤› yapm›flt›r. Bir süre At›l›m Üniversitesindeki dersleri yan›nda, de¤iflik gazetelerde köfle yazarl›¤› yapan M. Aflula'n›n bas›lm›fl, an›, öykü ve fliir kitaplar› vard›r. ‹NfiAAT SANAY‹C‹LER‹

92 ORTEK ‹NfiAAT SANAY‹ VE T‹CARET LTD. fiT‹.

firma yetkilisi faaliyet alanlar› Kamil GÜRBÜZ Yönetim Kurulu Bflk. Kamu ‹dari Binalar› Övünç GÜRBÜZ Yönetim Kurulu Bflk. Yrd. Hastane ve Okul Binalar› Otel Fabrika MERKEZ ADRES‹ Sosyal Tesisler Paris Caddesi 76/1 Kavakl›dere - Ankara Baraj ve HES Telefon: 0 312 426 74 41 Yol Fax: 0 312 426 93 24 ‹fl Merkezleri www.ortekinsaat.com Konut e-mail: [email protected] ortak giriflim KURULUfi TAR‹H‹ 1977 Alihay - Seda ‹nflaat Sanayi ve Ticaret Ortak Giriflimi

gruba dahil firmalar Övünç Enerji ve Elektrik Üretim A.fi. Alihay ‹nflaat San. ve Tic. Ltd. fiti. D›fliflleri Bakanl›¤› Ek Bina ‹kmal ‹nflaat› ve Ana Bina Onar›m ‹fli Bursa Babasultan Baraj› 93 ‹NfiAAT SANAY‹C‹LER‹

ÇEL‹KLER TAAHHÜT ‹NfiAAT VE SANAY‹ A.fi

94 firma yetkilisi •Hidroelektrik Santraller Osman ÇEL‹K Yönetim Kurulu Baflkan› •Sulama Fadli ÇEL‹K Yönetim Kurulu Baflkan Yard›mc›s› •Yollar Hasan ÇEL‹K Yönetim Kurulu Üyesi •Köprüler Memet ÇEL‹K Yönetim Kurulu Üyesi •Demiryolu Bilal ÇEL‹K Yönetim Kurulu Üyesi •Tüneller Tahir ÇEL‹K Yönetim Kurulu Üyesi •Viyadük ve Kavflaklar •Sanat Yap›lar› MERKEZ ADRES •Altyap› ve Üstyap› Nenehatun Cad. No:104 Gaziosmanpafla/ ANKARA •Madencilik (kömür ve mermer üretimi) Tel : 0312 446 10 20 Faks : 0312 446 14 00-446 57 00 •Dekapaj www.celiklerinsaat.com.tr •Haz›r Beton e-mail : [email protected] gruba dahil firmalar

KURULUfi TAR‹H‹ 1978 •ÇEL‹KLER Yat›r›m Holding A.fi •ÇEL‹KLER Taahhüt ‹nflaat Ve Sanayi Afi. KAL‹TE BELGELER‹ ISO 9001 •YSE Yap› Sanayi Ve Ticaret Afi. ISO 14001 •ÇEL‹KLER Elektrik Üretim Afi. ISO 18001 •Dodurga Madencilik Nakliyat Ve ‹nfl.Paz.San.Tic.Ltd.fiti. faaliyet alanlar› • Petsan ‹nflaat-Petrol Ve Plastik San.Afi. •Konut •ÇEL-KAR Sigorta Arac›l›k Hizmetleri Ltd.fiti. •Otel Yap›m› ve ‹flletmecili¤i •Büyük Ankara Oteli •Sosyal ve Kültürel Tesisler •Alpagut-Dodurga Kömür ‹flletmeleri-Çorum •‹dari Binalar •Elaz›¤ Haz›r Beton Santrali •Kentsel Altyap› •Bart›n Haz›r Beton Santrali •‹çme Suyu •Kanalizasyon fiebekeleri ortak giriflimler •Ya¤mursuyu fiebekeleri •Çelikler Taahhüt ‹nflaat Ve Sanayi A.fi-YSE Yap› Sanayi Ve •Kanalizasyon ve Dere Islah ‹nflaatlar› Ticaret A.fi Konsorsiyumu •Barajlar •Tekirda¤ Muratl› Demiryolu Alt ve Üst Yap› ‹nflaat› TOK‹ ‹stanbul Halkal› Köprülü Kavflak ve Ba¤lant› Yollar› ‹nflaat› / ‹STANBUL Tekirda¤ Muratl› Demiryolu ‹nflaat› / TEK‹RDA⁄ 95 ‹NfiAAT SANAY‹C‹LER‹

96 MEKSAN ‹NfiAAT T‹CARET ‹MALAT SANAY‹ L‹M‹TED fi‹RKET‹

firma yetkilisi KAL‹TE BELGELER‹ ISO 9001 ISO 14001 Y›lmaz EFEND‹O⁄LU Yönetim Kurulu Baflkan› OHSAS DIN. 18001 faaliyet alanlar› MERKEZ ADRES‹ Büklüm Sok. No: 5/5-8 Alt Yap› Hizmetleri 06660 - Kavakl›dere ANKARA- TÜRK‹YE ‹çme Suyu ‹nflaatlar› Tel: 0 312 418 97 97 Depolama Tesisleri 0 312 417 40 46 Drenaj Hatlar› 0 312 417 37 73 Sondaj ‹flleri Faks:0 312 417 46 09 e-mail:[email protected] Depolama Tesisleri Taflk›n Koruma S›nai Yap›lar KURULUfi TAR‹H‹ 1980

Üst Yap› Hizmetleri Sa¤l›k Tesisleri Sosyal Tesisler E¤itim Tesisleri Çank›r› ‹çmesuyu Projesi 1.K›s›m ‹nflaat› Çank›r› ‹çmesuyu Projesi 1.K›s›m ‹nflaat› 97 ‹NfiAAT SANAY‹C‹LER‹

98 ÖZGE ‹NfiAAT T‹CARET VE SANAY‹ A.fi.

firma yetkilisi KURULUfi TAR‹H‹ 1988 Abdurrahim ÖZGE Yönetim Kurulu Baflkan› KAL‹TE BELGELER‹ ISO 9001 : 2000 Mehmet ÖZGE Yönetim Kurulu Baflkan Vekili ISO 14001 Ümit ÖZGE Yönetim Kurulu Üyesi ISO 18001

faaliyet alanlar› MERKEZ ADRES‹ Alt Ve Üst Yap› ‹nflaatlar› Kamu Devlet ‹flleri Turan Günefl Bulvar› No:73/8 Çankaya Ankara Tel: 0 312 491 46 00 Pbx Faks:0 312 491 48 26 www.ozgeinsaat.com e-mail: [email protected] fianl›urfa Akabe 5. Bölge 592 Konut ‹nflaat› ‹fli Toki Kahramanmarafl Sütçü ‹mam Üniversitaesi Araflt›rma ve Uygulama Hastanesi ‹nflaat 99 ÇEVRE

Ayfle Ifl›k Ezer Y. fiehir Planc›s› T.C. Çevre ve Orman Bakanl›¤›

100

DO⁄AL KAYNAKLAR ÜZER‹NDEK‹ TAHR‹BATIN TUR‹ZME ETK‹S‹ nsanlar, tarihin her döneminde ticari, askeri dini vb çizmifllerdir. Bu geliflmeler, turizm anlay›fl›nda da de¤iflmelere de¤iflik amaçlarla seyahat etmifllerdir. Sanayi yol açm›fl, yeni aray›fllara yönlendirmifltir. Kitle turizminin ‹ devriminden sonra, bugünkü anlamda 19.yy sonlar›nda ortaya ç›kard›¤› etkiler sonucunda 1980'lerden sonra ivme kullan›lmaya bafllanan turizm kavram›, 20. yy'›n bir kazanan çevre koruma-do¤a koruma yaklafl›mlar› turizme olgusu olarak geliflmifltir. Sanayinin geliflmesi ile birlikte “ekoturizm, alternatif turizm, yumuflak turizm, do¤aya dost refah düzeyinin yükselmesi ve insanlar›n kullanabilecekleri turizm vb” gibi do¤al kaynaklara vurgu yapan yeni yaklafl›mlar bofl zamanlar›n›n artmas›, ulafl›m ve haberleflme olarak yans›m›flt›r. teknolojilerindeki geliflmeler turizm faaliyetlerini, günümüzde, Kültür ve Turizm Bakanl›¤›n›n internet sayfas›nda turizm: genifl kitleleri ilgilendiren sosyal ve ekonomik bir faaliyet sa¤l›k ve termal turizm, k›fl turizmi, ma¤ara turizmi, yayla haline getirmifltir. II. Dünya Savafl› sonras›nda daha turizmi, av turizmi, kongre turizmi, golf turizmi, gençlik kitleselleflerek uzak mesafelere yay›lm›flt›r. turizmi, yat turizmi, botanik turizmi, ipek yolu, inanç hava Kelime anlam›, Latince'de dönme hareketini ifade eden sporlar›, da¤c›l›k, akarsu-rafting, su alt› dal›fl, kufl gözlem, 2 "tornus" sözcü¤ünden türeyen ‹ngilizce'deki "touring" deyimi termal, deniz turizmi olarak çeflitlendirilmifltir. Her durumda ile "tour" deyimlerine dayanan turizmin bugünkü anlamda turizmin olanaklar› ve etkisi, turizme ad›n› veren tarihi, kullan›lmaya bafllanmas› XIX. yüzy›l›n sonlar›na kültürel, arkeolojik veya do¤al kaynaklar›n niteli¤i ve çeflitlili¤i rastlamaktad›r. ile do¤rudan iliflkilidir. Bu çeflitlendirmeden de anlafl›laca¤› üzere, Türkiye, turizm aktivitelerinin hemen hemen tamam›n› Turizm birçok uzman taraf›ndan farkl› yaklafl›mlarla ele gerçeklefltirme olanaklar›n› sunan bir co¤rafyaya, iklime ve al›narak tan›mlanmaya çal›fl›lm›flt›r. OECD taraf›ndan da do¤al, kültürel, tarihi, arkeolojik kaynak de¤erlerine sahiptir. benimsenen, Prof. Dr. Walter Hunziker'in 1941 y›l›nda yapt›¤› tan›ma göre turizm: "para kazanma amac›na Anadolu'nun Asya, Avrupa ve Afrika k›talar›n› birlefltiren 101 dayanmayan ve devaml› kal›fl biçimine dönüflmemek kayd›yla, konumu, Türkiye'ye özgün bir co¤rafi özellik yabanc›lar›n bir yerde konaklamalar›ndan ve bir yere kazand›rmaktad›r. Türkiye'nin Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve ‹ran-Turan olarak isimlendirilen üç bioco¤rafik bölgeye ve seyahatlerinden do¤an olay ve ilgilerin tümüdür".1 bunlar›n geçifl zonlar›na sahip olmas› ve iki k›ta aras›ndaki Günümüzde turizmi, insanlar›n sadece bir yerden bir yere köprü konumu nedeniyle, iklimsel ve co¤rafik özelliklerin gitme faaliyeti olarak alg›lamak mümkün de¤ildir. Turizm k›sa aral›klarla de¤iflmesi sonucu, biyolojik çeflitlilik aç›s›ndan sosyal, kültürel, toplumsal ve ekonomik iliflkilerde, özellikle küçük bir k›ta özelli¤i kazanm›flt›r. Tüm Avrupa k›tas›nda uluslararas› ekonomik ve politik iliflkilerde önemli etkilere 12500 aç›k ve kapal› tohumlu bitki türü varken, sadece sahiptir. Turizmin ekonomik bir de¤er olarak ülke Anadolu'da bu say›ya yak›n (yaklafl›k 11000) tür oldu¤u ekonomisine katk›s›, turizme olanak sa¤layan kaynaklar›n bilinmektedir. Bunlar›n yaklafl›k üçte biri Türkiye'ye özgü niteli¤i ile de do¤rudan ilgilidir. (endemik) türlerdir. Türkiye orman, da¤, step, sulak alan, k›y› ve deniz ekosistemlerine ve bu ekosistemlerin farkl› Turizmin Do¤al Kaynaklara Yaklafl›m› formlar›na ve farkl› kombinasyonlar›na sahiptir.3 Özellikle 1960'l› y›llardan sonra, turizm, talep odakl› bir Ayr›ca, 1999 y›l›nda Dünya Koruma ‹zleme Merkezi anlay›fl içinde kitlesel bir faaliyete dönüflmüfltür. Deniz-kum- (WCMC), WWF ve çok say›da uzman taraf›ndan, ço¤unlu¤u günefl turizmi ile kitle turizmi efl anlaml› olarak kullan›lmaya Avrupa ve çevresindeki ekolojik bölgeler içinde belirledi¤i bafllanm›flt›r. 100'ü aflk›n say›da, acil olarak korunmas› gereken “Avrupa Çevre ile ilgili olumsuzluklar›n, çevre sorunlar›n›n dünya Ormanlar›n›n S›cak Noktalar›” alanlar›n›n 9'u Türkiye'de 4 ölçe¤inde resmen kabul edildi¤i ilk toplant› olan BM ‹nsan bulunmaktad›r. Çevresi Konferans›yla (1972- Stockholm) bafllayan süreçte, Do¤al kaynaklar, sosyal kaynaklar, psikolojik kaynaklar, özellikle Dünya Zirvesi olarak da adland›r›lan BM Çevre ekonomik kaynaklar olarak belirlenen ve dört ana bafll›k Kalk›nma Konferans› (Rio1992) sonunda yay›nlanan befl alt›nda toplanan turizm arz›n› belirleyen faktörler içinde dokümandan birisi olan ve sürdürülebilir kalk›nma “do¤al kaynaklar” ilk s›ray› almaktad›r. Hiçbir emek ve katk› anlay›fl›n›n, bir hareket plan› oluflturularak hayata olmadan meydana gelen do¤al kaynaklar, turizmin en önemli geçirilmesini ifade eden Gündem21, kat›lan 182 ülke arz unsurunu olufltururlar.5 Bu noktadan hareketle: temsilcilerinin hepsi taraf›ndan imzalanm›flt›r. Bu do¤rultuda, •turizmin sektör odakl› yaklafl›m›, 1996 y›l›nda WTO, WTTC ve Earth Council bir araya gelerek “Seyahat ve Turizm ‹çin Gündem21:Sürdürülebilir •di¤er sektörlerin davran›fl biçimi nedeniyle do¤al Kalk›nmaya Do¤ru” isimli raporu oluflturmak suretiyle turizm kaynaklarda ortaya ç›kan tahribat, turizmi do¤rudan olumsuz sektörünün çevre duyarl› yeni gelifliminin çerçevesini olarak etkilemektedir.

1(Savafl ÜRGER, Genel Turizm Bilgisi, Akdeniz Üniversitesi, Antalya 1992 den aktaran Erol Bulut, Turizmin Türkiye Ekonomisindeki Yeri ve Ekonomik Etkileri Yay›m Tarihi: 1999, s:4 2 Kültür ve Turizm Bakanl›¤› http://www.kultur.gov.tr/ 3 http://www.milliparklar.gov.tr/ Ulusal Biyolojik Çeflitlilik Stratejisi ve Eylem Plan› (UBSEP-2008) ÇEVRE

102 Turizmin sektör odakl› yaklafl›m›, sektörün önem kazanmaya uyguland›¤› flekliyle alternatif turizm, ekoturizm vb olarak bafllad›¤› ve gelifliminin h›zland›¤› 1980 y›l›ndan sonra hâkim adland›r›lan turizm çeflitleri de kitlesel eyleme dönüflmüfl bak›fl aç›s› haline gelmifltir. 1982 y›l›nda yürürlü¤e giren durumda olup, temelde pazar› geniflletmek yada yeni ürün 2634 say›l› Turizmi Teflvik Kanunu ile turizm sektörüne çeflidini artt›rmak amac›yla, kitle turizm anlay›fl›n›n co¤rafya iliflkin her türlü ifl ve ifllem için düzenleme getirilerek bir ve faaliyet de¤ifltirilerek uygulanmas›ndan baflka bir fley ivme verilmesi amaçlanm›flt›r. Ancak, özellikle 1985 y›l›nda de¤ildir. yürürlü¤e giren 3194 say›l› ‹mar Kanunu ile planlama Ayn› flekilde “yayla turizmi” olarak kullan›ma sunulan yetkilerinin belediyelere devriyle birlikte sektörün önü aç›lm›fl; yaylalardaki durum da farkl› de¤ildir. Ayn› ulafl›m aks› sektör odakl› yaklafl›m turizme kaynak oluflturan do¤al üzerinde yeralan üç yaylada ayn› anda bozulma sürecinin varl›klar›n da “ürün/meta” olarak alg›lanmas›na yol açm›flt›r. farkl› aflamalar›n› görmek olas›d›r. Turizm faaliyetlerinin Bu süreçte, Türkiye'nin orman alanlar›n›n büyük bir k›sm›, bafllad›¤› ilk yayla olan Ayder Yaylas› ile en az hissedildi¤i hemen hemen tüm k›y› kesimi, do¤a an›tlar›, milli parklar, en uzak yayla Yukar› Kavron aras›nda, yap›sal geliflmeye yaylalar, da¤lar, akarsular ve göller turizm alan› olarak ba¤l› bozulman›n ve tahribat›n düzeyi, gelecek için habercidir. belirlenmifltir. Binlerce y›lda jeolojik ve jeomorfolojik Bozulman›n bafllad›¤› yerde, do¤al çevrenin ve ona uyumlu süreçlerin bir sonucu olarak oluflan k›y› ve orman yap›laflma de¤iflmekte, buna ba¤l› olarak da giderek cazibesini ekosistemlerinin, özgün co¤rafi karakterine ve do¤al yitirmektedir. Sonuçta, çekicili¤in kaynaklar›n›n ortadan ekosistemlerin (karasal, denizel, k›y› vd) ay›rt edici kalkmas›yla, geriye turizm aç›s›ndan hayal k›r›kl›klar› özelliklerine uygun olmayan ve genellikle kimliksiz turizm kalmaktad›r. geliflmeleri ortaya ç›km›flt›r. Örne¤in, ülkemizi golf turizmi aç›s›ndan olanaklar› genifl Do¤al kaynaklar›n özgün bileflimi ve zenginli¤i bölgenin bir ülke olarak tan›mlayan yat›r›mc›lar›n; özellikle en fazla çekicilik düzeyini de belirlemektedir. Sektör odakl› bak›fl talep olan Akdeniz Bölgesinin yüksek olmayan ya¤›fl rejimini, aç›s› ile bu çekicili¤i belirleyen “kaynak zenginli¤i” sadece çimenlerin istenilen standartta kalmas› için çok fazla miktarda su, kimyasal gübre ve ilaçlar kullan›lmas› gerekti¤ini ve “kullan›m” aç›s›ndan de¤erlendirilmektedir. “Kaynak bölgedeki turizmin temel üç bilefleninden birisi olan do¤al zenginli¤i”, turizmi y›l›n her mevsimine yayg›nlaflt›rmak için, ormanlar›n yüzlerce y›lda olufltu¤unu, fidan dikerek de ayn› alanda golf, binicilik, bal›k tutma, avlanma, kar kaya¤›, orman oluflturulamayaca¤›n› unutmamalar› gerekmektedir. çim kaya¤›, sörf ve di¤er su sporlar›, do¤a çal›flmalar› ve resim yapma, foto¤raf çekme vb. farkl› etkinliklerle arz›n Di¤er sektörlerin davran›fl biçimlerinden kaynaklanan tahribat çeflitlendirilmesinde kullan›lacak meta olarak görülmektedir. turizm aç›s›ndan de¤erlendirildi¤inde; yanl›fl arazi kullan›m Kitle turizminin alternatifi gibi sunulmakla beraber, Ülkemizde kararlar› sonucunda madencilik faaliyetleri, kaçak yap›laflma,

4 http://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/konu.asp?Yil=05&Ay=02&Konu=6 5 Erol Bulut, Turizmin Türkiye Ekonomisindeki Yeri ve Ekonomik Etkileri Yay›m Tarihi: 1999, s:85 6 AYfiE EZER, “Ülkemizde Milli Parklar Kanunu Kapsam›nda Kalan Do¤a Koruma Alanlar›nda Planlama Deneyimi ve fiehir ve Bölge Planlama Meslek Alan›ndaki Yeri (Uzun Devreli Geliflme Planlar› örne¤inde)”, Planlama Meslek Alan›: Geçmiflten Gelece¤e, 31. Dünya fiehircilik Günü Kolokyumu 7-8-9 Kas›m 2007,S:5 orman alanlar›n›n yok edilmesi, k›y›lar›n doldurulmas›, kum sa¤land›¤› dengeli ve verimli arazi kullan›m kararlar› al›m›, tafl ocaklar›, kat› at›klar›n düzensiz depolanmas›, üretilebilir. gelifligüzel s›v› at›k deflarj› olarak genel bafll›klar halinde •Uluslararas› nitelikte do¤al kaynaklara sahip ülkemizde, ifade edilebilecek faaliyetlerin, do¤al kaynaklar üzerindeki do¤al kaynaklar, turizm sektörü için vazgeçilmez öneme tahribat› tart›fl›lmaz düzeydedir. Bozulmufl ve kirlenmifl bir sahiptir. Turizm faaliyetlerinin büyük bir k›sm› için varl›k çevrenin oldu¤u yerde, turizmden söz edilemeyece¤i aç›kt›r. nedeni olan do¤al kaynaklar›n tahrip edilmeden Bu durum, her sektörün kendi gereksinimini temel alarak devaml›l›¤›n›n sa¤lanmas› turizm sektörünün gelece¤i tekil olarak davrand›¤›, sektörler aras› iliflki ve etkileflimin aç›s›ndan hayati önemdedir. de¤erlendirilmedi¤i, sektör odakl› yaklafl›m›n bir ürünüdür. •Turizmin oldu¤u kadar, ülkemizin de gelece¤inin garantisi 1980 y›l›ndan önce yaflanan, kamu iflbirli¤i ve planlama olan do¤al kaynaklar›n sürdürülebilir kullan›m›n›n sa¤lanmas› yaklafl›m› için önemli bir iflbirli¤i modeli ve örnek bir stratejik öneme sahiptir. Bu aç›dan de¤erlendirildi¤inde uygulama anlay›fl› sergilenen Güney Antalya Çevre Düzeni ülkemizde farkl› amaç ve ölçeklerde yap›lan arazi kullan›m Plan›n›n yap›m süreci, mülga “Orman Bakanl›¤›, Turizm ve planlar›nda, tüm sektörlerde, özelikle madencilik ile ilgili Tan›tma Bakanl›¤› ve ‹mar ‹skân Bakanl›¤›” aras›nda iki kez her türlü uygulamada bu ilkenin unutulmamas› gereklidir. protokol imzalanarak, plan kararlar› do¤al kaynaklar›n devaml›l›¤›n› tehdit etmeyecek flekilde sonuçland›r›lm›flt›r. KAYNAKLAR Bu süreç 1982 y›l›nda 2634 Say›l› Turizmi Teflvik Kanunu AKIfi, Sevgin, “Sürdürülebilir Turizm ve Türkiye”, Anatolia, yürürlü¤e girinceye kadar devam etmifltir. 1982 y›l›ndan Y›l:10, Mart-Haziran 1999. sonra, kitle turizmi taleplerinin belirledi¤i turizm anlay›fl› ALTINAY, Mehmet, “Alternatif Turizm”, Türsab Dergi, Say› ile yo¤unluk art›fl› ve yeni turizm alanlar›n›n aç›lmas› (orman 151, A¤ustos 1996, ss.59-60. alanlar›n›n tahsisi) yönünde 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Plan›nda de¤ifliklikler yap›lm›fl, bu süreç 1988 y›l›nda ATABAY, Semra, “21.Yüzy›lda Sürdürülebilir Turizm 103 Olimpos- Beyda¤lar› Sahil Milli Park›n› 69.800 hektardan Politikalar›”, 1. Uluslar aras› Turizm Sempozyumu, 1998, Y›ld›z 34.425 hektar küçültülen, s›n›r de¤iflikli¤i ile sonuçlanm›flt›r. Teknik Üniversitesi yay›nlar›, 1991. Bu s›n›r de¤iflikli¤i ile ve Kemer, Tekirova, Beldibi ve Göynük BULUT, Erol (1998), Turizmin Türkiye Ekonomisindeki Yeri ve yerleflim alanlar› ile birlikte Olimpos antik kenti de Milli Ekonomik Etkileri, Ankara (Yay›nlanmam›fl Master Tezi). Park s›n›r› d›fl›nda b›rak›lm›fl, Milli Park›n ad› Beyda¤lar› Sahil Milli Park› olarak de¤ifltirilmifltir.6 Sonuçta k›y›ya kadar CEYLAN, Tülay, “Turizm ve Sürdürülebilir Geliflme”, Anatolia, inen do¤al ormanlar yok olmufl, kitle turizmine hizmet eden Y›l:12, Güz 2001. betonlaflm›fl yap› alanlar› ortaya ç›km›flt›r. D‹NÇER, Füsun ‹., “Alternatif Turizmin Gözde Ülkesi:Türkiye”, Sonuç Turizm Aktüel, Y›l:1, Say›:7, 1997a, ss.24-26.

Turizm önemli gelir kayna¤› olarak yerel, ulusal hatta bölgesel EZER, Ayfle, “Ülkemizde Milli Parklar Kanunu Kapsam›nda düzeyde ekonomiye önemli katk›lar sa¤layan bir sektördür. Kalan Do¤a Koruma Alanlar›nda Planlama Deneyimi ve fiehir Bu niteli¤inin en üst düzeye ç›kar›labilmesi, turizmin varl›k ve Bölge Planlama Meslek Alan›ndaki Yeri (Uzun Devreli Geliflme nedenini oluflturan temel kaynaklardan birisi olan do¤al Planlar› örne¤inde)”, Planlama Meslek Alan›: Geçmiflten Gelece¤e, kaynaklar›n özelliklerinin korunmas› ve devaml›l›¤›n›n 31. Dünya fiehircilik Günü Kolokyumu 7-8-9 Kas›m 2007,S:5 sa¤lanmas› ile olanakl›d›r. Bunun için öncelikle do¤al kaynaklar› turizm pazar›nda bir ürün olarak de¤erlendiren ÜRGER, Savafl, Genel Turizm Bilgisi, Akdeniz Üniversitesi, sektör odakl› bak›fl aç›s›ndan vazgeçilerek bütüncül bak›fl Antalya 1992 aç›s›n›n benimsenmesi gerekmektedir. WTO, Guide for Local Authorities on Developing Sustainable •Her sektörün tekil olarak de¤il, sektörler aras› iliflkisi ve Tourism, WTO, 1998. etkileflimi içinde de¤erlendirildi¤i, fidan dikildi¤inde orman WTTC, WTO and Earth Council: Agenda 21 for The Travel & olamad›¤›, yeralt› suyu kayboldu¤unda komflu havzalar›n Tourism Industry: Toward Environmentally Sustainable su deposu olamayaca¤›, geleneksel yap› tarz› ad› alt›nda Development, WTO, January, 2001. tar›m alanlar›nda ve yaylalarda ikinci konut yetifltirmenin kar›n doyurmayaca¤› gerçe¤ini unutmadan, yüzlerce y›lda http://www.milliparklar.gov.tr/ Ulusal Biyolojik Çeflitlilik Stratejisi oluflan ormanlar›n biyolojik ve ekolojik bir varl›k oldu¤u, ve Eylem Plan› (UBSEP-2008) do¤al kaynaklar›n (su, toprak, hava - flora ve fauna) ekosistem http://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/konu.asp?Yil=05& içindeki fonksiyonlar› aç›s›ndan ele al›nd›¤› bütüncül Ay=02&Konu=6 mekansal planlaman›n yap›lmas› gereklidir. Bütüncül planlama ile do¤al kaynaklar›n korunarak devaml›l›¤›n›n http://www.ilet.gazi.edu.tr/iletisim_dergi/20/erdoganerdogan. TOPLANTI

Çözüm Arama Konferans›

ürkiye ‹nflaat Sanayicileri ‹flveren Sendikas› taraf›ndan bu paket kapsam›nda mutlaka teflvik edilmesi gerekti¤ini “Yurt D›fl›nda Türk ‹flçisi ‹stihdam›nda Sorunlar” düflünüyorum. Pek çok ülke bunu yap›yor. Özellikle Uzakdo¤u T konulu Çözüm Arama Konferans› 4 Nisan 2008 günü ülkeleri bunu çok fazlas›yla yap›yor. Biz niye yapmayal›m? Yani, ‹stanbul'da Tekfen Tower'da yap›ld›. Toplant›ya onur konu¤u elimiz kolumuz ba¤lan›yor, bu teflviki alamazsak daha zor iflçi olarak Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan› Faruk Çelik de götürürüz.” 104 kat›ld›. 2007 y›l›nda yurt d›fl›na giden Türk iflçisi say›s›n›n 75 bin ‹stihdam›n ülke ve sektör aç›s›ndan çok önemli oldu¤unu, 268 kifliye ulaflt›¤›n›, bunun hemen hemen tamam›n›n inflaat inflaat sektörünün lokomotif sektör olarak istihdam› sa¤lad›¤›n› sektöründen oldu¤unu belirten Koço¤lu, “10 üyemizle bir anlatan Koço¤lu, art›k sanayi ile birleflen inflaatla istihdam›n anket yapt›k, hemen yak›n zamanda. 2007 sonu itibar›yla 95 kal›c› hale geldi¤ini söyledi. Özürlü istihdam›nda prim teflviki bin iflçi çal›fl›yor, sadece 10 firmam›zda. Bunun sadece 30 bini yap›laca¤›n›, ancak ihale mevzuat›nda, inflaat ifllerinde ve Türk iflçisi. Bu, düflünmeye de¤er bir konu, çok önemli. Yani uluslararas› anlaflma hükümleri uyar›nca yürütülen yap›m bu geriye kalan 65 bin iflçiyi ben buradan götürebilecekken ifllerinde bu teflvikin bulunmad›¤›n› vurgulayan Koço¤lu, 506 götüremiyorum. Bu potansiyeli kullanam›yorum. Kullanamam say›l› Kanuna tabi sigortal›lara uygulanacak malullük, yafll›l›k da, iflte mevzuatla ilgili baz› s›k›nt›lar var. Yurt d›fl› istihdam ve ölüm sigorta primlerinden iflveren hissesinin yüzde 5'inin aç›s›ndan ve sosyal güvenlik aç›s›ndan, 82nci il olarak ilan Hazinece karfl›lanaca¤›n›, bu hükmün yurt d›fl›nda çal›flan edilmeli” dedi. inflaat iflçilerinde bulunmad›¤›n› söyledi. ‹NTES Baflkan›, ‹fiKUR'un Genel Müdürüne ve çal›flma arkadafllar›na, çok h›zl› mesleki e¤itimden geçmifl ifl gücünü istihdama kazand›rmak ve anlay›fll› bir flekilde, iflbirli¤i içerisinde görevlerini yerine için devletin birtak›m prim desteklerinin ihaleli ifllerde ve yine getirdikleri için teflekkür eden Koço¤lu, flunlar› söyledi: uluslararas›, yani yurt d›fl›nda yap›lacak ifllerde bulunmad›¤›n› da kaydetti. “‹nflaat sektörü 68 farkl› ülkede çal›fl›yor. Yurt d›fl›nda ve standart, tek tip sözleflmeyle 68 yerde ifl yap›yoruz. Burada ayn› elbise Koço¤lu, flunlar› söyledi: hepsine uymuyor. Bürokrasiye bo¤uluyoruz. Bak›n, yan›lm›yorsam “Yurt d›fl›nda, asl›nda biz iki defa teflekkürü ve teflviki hak ediyoruz. üç nüsha sözleflme yap›yoruz, 75 bin 268 iflçi göndermifliz; ne Bir, yurt d›fl›na iflçi götürmekle yurt içinden bir yükü al›yoruz. oluyor? 677 bin sayfa bir yaz›, dört nüsha yaparsak 1 milyona Biz bunu yapmakla inan›lmaz bir yüke giriyoruz. Ama devletin yak›n bir k›rtasiyecilik yap›yoruz ve bir de bunun zaman› geçiyor. hiçbir katk›s› yok. Yani, bir sanayi yat›r›m› yaparken devletin Evraklar› azalt›rsak, hem zamandan hem paradan tasarruf ederiz. birtak›m teflvikle ilgili, en az›ndan maddi ve manevi birtak›m Önerimiz: ‹flverenin çal›flma koflullar›n› taahhüt olarak ‹fiKUR'a giderleri oluyor. Hâlbuki bizde o yok. Ben yurt d›fl›na iflçiyi bildirmesi ve bu kapsamda götürece¤i iflçilerin ismen bildirilmesinin götürürken, bir de iflte oraya biraz para yat›r›yorum, buraya pul yeterli olmas›d›r. Böylelikle, bir sürü formaliteyi ortadan kald›rm›fl paras›, yol, pasaport vize paras›… Bir sürü dolayl› vergi ve harç oluruz. Yeni kanun tasla¤›na bakarak söylüyorum: Sosyal güvenlik ödüyorum, yani böyle bir katk›da bulunuyorum, ama devletin s›f›r sözleflmesi olmayan ülkelerde genel sa¤l›k sigortas› yüzde 12,5. finansman›yla, s›f›r yüküyle ben al›yorum iflçimi götürüyorum, Tabii, burada iste¤e ba¤l› sigortal›l›k ortaya gelecek. Tabii, siz flu yurt d›fl›nda çal›flt›r›yorum. Bir de, hem gittigimiz ülkede pirim pencereden bak›yorsunuz: ‹flçi kendisi ödüyor. Hay›r, öyle de¤il, ödüyoruz, bir de burada. Dolay›s›yla yurt d›fl› çal›flanlar› da, yurt ben ödüyorum, biz ödüyoruz. Yani, iflçi ödemifl gibi görünüyor içinde ne yap›yorsak, yurt d›fl›nda da ayn›. ‹stihdama yurt içi yurt ama, biz ödüyoruz. Yani, o da benim cebimden ç›k›yor. Ben bir de d›fl› diye bak›lmamas› gerekmektedir. Yurt d›fl›ndaki istihdam›n ifl yapt›rd›¤›m ülkede de bu iflçinin, oran›n mevzuat›na göre yasal Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan› Faruk Çelik Baflkan, M. fiükrü Koço¤lu Nam›k Ata

105 ‹brahim Ulafl Bekir Hançer Ataman Y›lmaz

Nazif Garipa¤ao¤lu O¤ur Surun Mehmet Sevim

Prof. Dr. Ömer Ekmekçi Feyzi Alt›nus Erhan Hersek Ferit Erkekli TOPLANTI

ödentilerini veriyorum, bir de burada veriyorum. Burada da duble Türkiye'nin sosyal güvenlikte önündeki 50 y›l› görebilmesi bir para ç›km›fl oluyor. Art›k, yurt d›fl›na Türk iflçisi götüremiyoruz. için bunu yapmak zorunda olduklar›n› ifade ederek, "Bizim Özellikle Uzakdo¤ulu, Hintlisi, Çinlisi, Tayvanl›s› çok daha çevik bu vatana karfl› borcumuz, sorumlulu¤umuz olmasa niye hareket ediyor ve oradaki bürokrasi daha az. Bir günde, iki günde 2048'le u¤raflal›m" dedi. iflçi yollayabiliyorlar.” Türkiye'de Mesleki E¤itim Özellikle Kuzey Afrika ülkeleri, Orta Asya ülkeleri ile sosyal Birinci öncelikleri olan sosyal güvenlik reformunun ard›ndan güvenlik anlaflmalar› yap›lmas›n› öneren Koço¤lu, yurt yak›n zaman içinde istihdam paketini de parlamentoya d›fl›nda ifl kazalar› halinde Kurumun 68 farkl› ülkede olabilecek göndereceklerini dile getiren Çelik, bu yasayla ilgili olarak kazalarla ilgili nas›l bir yöntem izleyece¤inin belirlenmesinin da taraflarla görüflmeleri sürdüreceklerini aktard›. önemini vurgulayarak, “Herhangi bir kazada baz› ülkelerde en yak›n konsoloslu¤a gitmeniz, ülkede konsolosluk varsa 24 saat, Çelik, yurt d›fl› istihdamla ilgili hükümlerde özellikle teflvikle 18 saat al›yor. Yoksa zaten çok daha uzak olacak. Dolay›s›yla ilgili at›lmas› gereken ad›mlar› atacaklar›n› söyledi. bu sosyal güvenlik anlaflmas› ülkeler aras›nda imzalanmas› bizim Mesleki e¤itim konusuna da de¤inen Çelik, yurt d›fl›na iflçi için çok önem tafl›yor” dedi. Koço¤lu, Yol-‹fl Sendikas› ile gönderilirken bu konunun art›k s›k s›k karfl›lar›na gelmeye ‹NTES'in birlikte kurduklar› Türkiye E¤itim fiantiyesi'nde bafllad›¤›n› belirterek, bugüne kadar sivil toplum kurulufllar› (TES) sertifikal› iflçi yetifltirdiklerini, inflaat ifl kolunda taraf›ndan yürütülen bu ifli yeni istihdam paketiyle birlikte Ankara'dakine benzer çal›flmalar› bir çok ilde, iflbirli¤i içinde sivil toplum kurulufllar›n›n üzerinden almak istediklerini gelifltireceklerini de kaydetti. kaydetti. ‹flsizlik fonunda kayna¤›n yüzde 30-50'si aras›ndaki Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan› Faruk Çelik, "‹ktidar bir miktar›n› al›p, mesleki e¤itim alan›nda sivil toplum parçal› bulutlu de¤il, güçlü bir iktidar var. Bu gücü kurulufllar›yla birlikte kullanmay› düflündüklerini belirten Türkiye'nin gelece¤i aç›s›ndan avantaja dönüfltürmesi Çelik, "Bu imkânlar› devlet, iflveren, iflçi iflsizlik fonuna aktar›rken laz›m" dedi. Türkiye'deki iflsizli¤in belini k›rmak için aktar›yor. ‹stihdam 106 paketi ile bu imkanlar› al›p Türkiye'nin muhtelif yerlerinde, "Yurt D›fl›nda Türk ‹flçisi ‹stihdam›nda Sorunlar" konulu belirlenen meslekler üzerinde yo¤un bir flekilde e¤itim kampanyas› Çözüm Arama Konferans›'nda konuflan Çelik, sosyal güvenlik bafllatm›fl bulunuyoruz. Gerekli talimatlar› verdik" dedi. reformu ile yeni bir düzene geçildi¤ini söyledi. Bakan Çelik, öncelikle Erzurum, Sivas gibi iflsizlik ve göçün Çelik, "Bu yasayla ilgili hakl› elefltiriler olmad› m›? Oldu. Ama yo¤un oldu¤u illerde inflaata dönük mesleki e¤itimler a¤›rl›kl› olarak magazinel elefltiriler yap›ld›" diyerek, yasayla bafllatacaklar›n› aktard›. ilgili katk›lara flimdiye kadar ve bundan sonra hep aç›k olduklar›n› dile getirdi. Ancak, konunun popülist yaklafl›m› kald›rmayacak, ‹fiKUR Genel Müdürü Nam›k Ata'n›n baflkanl›¤›nda “Yurtd›fl› sorumluluk duygusu içinde ele al›nmas› gerekti¤ini ifade eden ‹stihdamda ‹fiKUR Uygulamalar›” konulu oturum yap›ld›. Çelik, "Neden bunu söylüyorum? ‹ktidar parçal› bulutlu de¤il, Feyzi Alt›nus (ENKA ‹nfl.A.fi) ile Erhan Hersek (Tekfen güçlü bir iktidar var. Bu gücü Türkiye'nin gelece¤i aç›s›ndan ‹nfl.A.fi) ‹fiKUR Uygulamalar›nda Yaflanan Sorunlar hakk›nda avantaja dönüfltürmesi laz›m. Bununla ilgili de önemli ad›mlar görüfllerini aç›klad›lar. Kaz›m Yi¤it (‹fiKUR Genel Müdür at›lmas› gerekiyor" dedi. Çelik, kendilerine sa¤l›kl› tekliflerle Yard›mc›s›) ile O¤ur Surun (‹fiKUR fiiflli fiube Müdürü) ise gelen emek platformunun sundu¤u 19 maddeden yüzde ‹fiKUR'un Yurtd›fl› ‹fle Yerlefltirme Hizmetleri hakk›nda bilgi 80'inde çözüm, yüzde 20'sinde iyilefltirme yapt›klar›n› verdiler. A. Nazif Garipa¤ao¤lu (ÇSGB D›fl ‹liflkiler ve Yurtd›fl› belirterek, ancak bu düzenlemelerin ülke flartlar›na göre ‹flçi Hizmetleri Gn. Md.Yard›mc›s›) ile Mehmet Sevim (ÇSGB gerçeklefltirildi¤ini söyledi. De¤iflikliklerin bir k›sm›n›n bütçe D›fl ‹liflkiler ve Yurtd›fl› ‹flçi Hizmetler Genel Müdürlü¤ü komisyonunda di¤erlerinin söz verdikleri gibi genel kurulda Daire Baflkan›) Yurtd›fl› ‹stihdamda Çal›flma Bakanl›¤› gerçeklefltirildi¤ini belirten Bakan Çelik, Kad›köy'de yap›lan Uygulamalar› hakk›nda kat›l›mc›lar› bilgilendirdiler. Daha protesto eylemini elefltirirken, "Efendim ben yürüyece¤im. Niye sonra, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürü ‹brahim yürüyorsun? Yürüyeceksen benim yan›mda niye duruyorsun?" Ulafl'›n baflkanl›¤›nda “Yurtd›fl› ‹stihdamda Sosyal Güvenlik” diye konufltu. Çelik, bir hafta boyunca sosyal taraflarla 4-6 saat konulu ikinci oturum yap›ld›. Prof. Dr. Ömer Ekmekçi (‹.Ü.Hukuk Fakültesi Ö¤retim Üyesi) Yurtd›fl› ‹stihdamda süren toplant›lar yapt›¤›n›, prim gününün kademeli olarak Sosyal Güvenlikle ‹lgili Hukuki De¤erlendirmelerde bulundu. art›r›laca¤› halka anlat›lamad›¤› için yap›lan toplant›lar sonucunda Ferit Erkekli (GAMA Endüstri A.fi) ise Sosyal Güvenlik prim gün say›s›n›n 7 bin 200'e indirildi¤ini anlatt›. Bakan Çelik, Uygulamalar›nda Yaflanan Sorunlar hakk›nda görüfllerini 65 yafl konusunda ise önceki düzenlemede 2008 y›l›nda ifle aç›klad›. Yurtd›fl› ‹stihdamda Sosyal Güvenlikte Mevcut girenlerin 65 yafl›n› beklemek zorunda kalaca¤›n›; ancak bu Uygulamalar ve 5510 say›l› Kanun De¤iflikli¤i Çal›flmalar› konuda bir de¤ifliklik teklif ettiklerini belirterek, "Bir vatandafl hakk›nda Bekir Hançer (SSK ‹htilafl› Prim ‹flleri ve ‹cra Dairesi prim gününün doldurdu¤unda kaç yafl›nda emekli olmas› Baflkan Vekili) ile Ataman Y›lmaz (SSK Yurtd›fl› Borçlanma gerekiyorsa o yaflta emekli olsun. 2036'dan sonra emekli olacaklar ve Tahsis ‹flleri Daire Baflkan›) kat›l›mc›lar› bilgilendirdiler. kademeli bir flekilde 2048'e gelindi¤inde 65 yafl›nda emekli olacaklar" dedi. Toplant› plaket töreninin ard›ndan sona erdi. 107 TOPLANTI

Geleneksel Toplant›

108 KOÇO⁄LU, “Türkiye'nin yurt d›fl›nda çok iyi pazarlanmas› gerekir” KOÇO⁄LU, turizmde devlet politikas› istedi ve 10-25-50 y›ll›k planlar yap›lmas›n› önerdi.. Bakan Günay “Türkiye’ye turist gelifli dünya ortalamas›n›n üç kat› artt›”

Türkiye ‹nflaat Sanayicileri ‹flveren Sendikas›'n›n (‹NTES) konulmayacak de¤erlerin kültürel ve tarihsel önemi bu noktada geleneksel toplant›s› 10 Nisan 2008 Perflembe günü Swiss ortaya ç›kmaktad›r. Elbette yat›r›mlar yapaca¤›z. ‹stihdam Otel'de Murtezao¤lu A.fi.'nin ev sahipli¤inde yap›ld›. Toplant›n›n ve döviz de çok önemlidir. Ama, kültürel, tarihsel ve do¤al onur konu¤u Kültür ve Turizm Bakan› Ertu¤rul Günay oldu. güzelliklerimizi yok edersek asla geri koyamay›z”.

Toplant›n›n aç›fl konuflmas›n› ‹NTES Baflkan› M. fiükrü Koço¤lu Ekonominin lokomotifi olan inflaat sektörünün turizm alan›nda yapt›. Türkiye'nin tan›t›m›n›n istenilen ölçüde olmad›¤›n› da kalitenin simgesi haline gelen tesislere imza att›¤›n›, yap›mc›- belirten Koço¤lu, yurt d›fl›nda ülkenin çok iyi pazarlanmas› yat›r›mc›-iflletmeci olarak ülkenin birçok bölgesinde turizme gerekti¤ini söyledi. Kültürün bask›s›n›n kendisini hissettirmesi ciddi katk›lar sa¤lad›klar›n› anlatan Koço¤lu, flunlar› söyledi: gerekti¤ini vurgulayan Koço¤lu, “Do¤all›¤›m›z› koruyarak bir “ ‹stanbul'dan Diyarbak›r'a, ‹zmir'den Trabzon'a, Ankara'dan enerji ve sinerji yaratal›m istiyorum. Bozmadan yapmaya Kayseri'ye kadar inflaat sanayicileri, yurdun her köflesinde haz›r oldu¤umuzu söylüyorum” dedi. turizme imza atmaktad›rlar. Antalya, üyelerimizin eserleri Kültürü, tarihi, uygarl›¤› ve do¤ay› her fleyin önünde görmek ile dünya k›y› turizminin süper ligine ç›km›flt›r. Belek, Side, gerekti¤ini anlatan Koço¤lu, flöyle konufltu: Kemer bunun en çarp›c› örnekleri ile doludur. Halen üyelerimizin 58 bin civar›nda yatak kapasiteli 89 turizm tesisi “ Tüm bunlar, bizlere atalar›m›z›n emanetidir. Kültürü vard›r. Bu vesile ile ülkemizin tan›t›m›na ciddi katk›lar anlamal› ve bir yaflam biçimi haline getirmeliyiz. Zira, kültür, sa¤lad›¤›m›za inan›yoruz. Ayr›ca turizm yat›r›mlar› ile gayri muhakeme, zevk ve elefltirme yeteneklerinin ö¤renim ve safi milli gelire, istihdama, ödemeler dengesine, bölgesel ve yaflant›lar yoluyla gelifltirilmesidir. Tarihsel ve toplumsal ulusal kalk›nmaya ciddi katk›lar sa¤l›yoruz.” anlamda oluflan maddi manevi tüm de¤erlerdir. En önemlisi ise bu de¤erlerin sonraki nesillere aktar›m›d›r. Parayla yerine K›y› turizminin yan› s›ra, tarihsel ve kültürel derinli¤e, genç, 109 Kültür ve Turizm Bakan› Ertu¤rul Günay

Murtezao¤lu ‹nflaat A.fi. Timur Kolo¤lu TOPLANTI

dinamik ve güler yüzlü konukseverli¤e, ananevi bir ev ‹lkokullarda turizm bilinci verilmesini öngören bir çal›flma sahipli¤ine daha çok önem verilmesini isteyen Koço¤lu, slogan›n yapt›klar›n› belirten Günay, 2008 y›l›nda Türkiye'nin tan›t›m› “Anadolu'ya ve tüm y›la yay›lan turizm” olmas› gerekti¤ini, için 140 milyon dolarl›k bir kaynak ayr›ld›¤›n›, bunun 80 kongre turizminin bunun en güzel örne¤i oldu¤unu söyledi. milyon dolar›n›n harcand›¤›n› söyledi. Niceli¤e göre büyüklükleri ifade etmekten art›k vazgeçilip Turizm bölgelerinde yeflilli¤e zarar verildi¤i yönündeki nitelikleri s›ralamak gerekti¤ini vurgulayan Koço¤lu, 1950 haberlerle ilgili de¤erlendirmelerde de bulunan Günay, ''Paray› y›l›nda Türkiye'yi 36 bin kiflinin ziyaret etti¤ini, 2007 y›l›nda veren a¤ac› keser. Böyle bir fley olmaz arkadafllar. Paray› veren ziyaretçi say›s›n 27 milyon kifliye ulaflt›¤›n›, 1950 y›l›nda 2 a¤ac› kesemez. Ancak bazen bas›nda yat›r›m› engelleyici bir milyon dolar olan turizm gelirinin 2007 y›l›nda 17 milyar bak›fl aç›s› da var'' dedi. dolara yaklaflt›¤›n› söyledi. Türkiye'nin dünya turizminden ald›¤› pay›n henüz yüzde 2 düzeyinde kald›¤›n›, bu pay›n Günay turizmin basac›z sanayi oldu¤unu, esas itibar›yla s›cak yüzde 5'e ç›kar›lmas› durumunda turizm gelirlerinin 40 hatta ülke turizmi yapt›¤›m›z› ve Rusya'n›n tabiî plaj› konumunda 50 milyar dolarlara ulaflabilece¤ini belirtti. Koço¤lu, “Yolumuz oldu¤umuzu ifade etti. Sektörün rakamlar›n› da de¤inen Günay, uzundur. Do¤ru yerde yap›lacak yat›r›mlar› gerçeklefltirmek 2002 y›l›n›n sonunda Türkiye'ye gelen toplam yabanc› ziyaretçi için bizler haz›r›z ve kararl›y›z. Ancak, kültür varl›klar›m›z›n, say›s›n›n 13 200 000, 2007 Aral›k ay› rakamlar›n›n ise 23 341 110 tarihsel zenginliklerimizin ön planda yer ald›¤› turizm 000 oldu¤unu; bu çerçevede befl y›ldan k›sa bir süre içinde planlamas›na ihtiyac›m›z oldu¤una inan›yoruz” dedi. Türkiye'ye 10 milyondan fazla yeni ziyaretçi sa¤layabildi¤imizi ifade eden Günay, alternatif turizm sunumlar› ile ülkemize Koço¤lu, ileriye dönük planlar ve stratejiler gelifltirmenin, gelen ziyaretçi say›s›n›n çok daha yüksek olabilece¤ini anlatt›. senaryolar üretmenin tam zaman› oldu¤unu vurgulad›, turizmin devlet politikas› haline getirilerek 10-25 ve 50 y›ll›k planlar Bu konuyu Günay flu sözleri ile ifade etti: “Bizim s›cak deniz yap›lmas›n› önerdi. k›y›lar›m›zdan, kumumuz, güneflimiz ve denizimizden baflka dünyaya sunabilece¤imiz baflka imkânlar›m›z yok mu?, binlerce Ülke turizminin Antalya'dan ibaret olmad›¤›n› söyleyen Koço¤lu, y›l öncesine giden ve dünyada efli bulunmayan, arkeolojik “Öncelikle 2020 y›l›na kadar Ege ve Akdeniz hatt›nda yeni özelliklerimiz var. Do¤al özelliklerimiz var. Do¤am›z› tahrip etmifl yatak yat›r›m› durmal›d›r. Bölgeye kongre, golf, sa¤l›k, spor, olmam›za, geçmifl y›llarda yeteri kadar özenle korumam›fl olmam›za marina ve benzeri alternatif yat›r›mlar yap›lmal›d›r. Sa¤l›k ra¤men, hâlâ önemli do¤al güzelliklere sahibiz. K›fl turizmi, sa¤l›k turizmi ve termal turizm birlikte ve ayr› ayr› ülkemizin turizmi, termal turizmi potansiyelimiz var. Yeni tan›flt›¤›m›z golf hedefi olmal›d›r. Turizmde destinasyon, ürün, tarih ve benzeri turizmi kongre turizmi potansiyelimiz var. Henüz yeteri kadar alanlarda marka çabam›z› art›rmal›y›z. Türk ve Osmanl› de¤erlendirmedi¤imiz fuar turizmi potansiyelimiz var. Çok çeflitli tarihinden sempatik, ilgi çekici romanlar üretmeliyiz. alanlarda yeni alanlarda aç›lmam›z ve yeni imkânlar haz›rlamam›z Planlar›m›z ile ülke tan›t›m politikam›z birlikte yürümek ve sunmam›z gerekiyor”. sözleri ile ifade etti zorundad›r.” dedi. KÜLTÜR VE TUR‹ZM BAKANI ERTU⁄RUL GÜNAY Günay bu çerçevede Türkiye'yi 2023 y›l›nda Atatürk'ün çizdi¤i ça¤dafl uygarl›k seviyesine ulaflt›rmak amac›yla 2023 Stratejisi Ertu¤rul Günay, toplant›da yapt›¤› konuflmada, Bakanl›¤›n›n haz›rl›¤› yap›ld›¤›n› ve daha yak›n bir gelecek olan 2013 y›l›na çal›flmalar› hakk›nda bilgiler verdi. Rusya'dan Türkiye'ye olan dönük eylem planlar› oldu¤una de¤indi. Türkiye'yi Bakanl›k ilgiyi art›rmaya çal›flacaklar›n›, havaalanlar›nda “sanat olarak yeni turizm alanlar›yla, hem bölgesel olarak hem tema dükkânlar›” oluflturduklar›n›, ‹stanbul - Eminönü rehberi ile olarak tan›flt›rmay› hedeflediklerini, ayr›ca inanç turizmi ilgili çal›flma yapt›klar›n› anlatan Günay, turizmin toplumsal potansiyeli, arkeoloji üzerinden ya da gastronomi üzerinden dönüflüm arac› haline geldi¤ini söyledi. gelifltirilebilecek bir zeytin koridoru oldu¤unu ve Türkiye insan›n›n bile bilmedi¤i ören yerleri oldu¤una de¤inerek, bu “‹stanbul -Avrupa Kültür Baflkenti” çal›flmalar› hakk›nda potansiyeli ortaya ç›kartmak için çal›flmalar›n sürdürüldü¤ünü bilgiler veren Bakan Günay, Türkiye'ye turist geliflinin dünya anlatt›. ortalamas›n›n üç kat›na ç›kt›¤›n›, 2007 Aral›k sonu itibariyle gelen 23 milyon turistin 8 milyonunun Antalya'y›, 6,5 Kültür ve Turizm Bakan› Ertu¤rul Günay, toplant›n›n ard›ndan milyonunun ise ‹stanbul'u ziyaret etti¤ini anlatt›. kat›l›mc›lar›n sorular›n› da yan›tlad›. 111 BAfiLIKSIZ

Cemil Büyükutku

112

B‹R ESER‹ TÜRKÇE'YE M‹ ÇEV‹R‹YORUZ, YOKSA TÜRKÇE'Y‹ KEPAZEYE M‹ ÇEV‹R‹YORUZ? eçenlerde ad› “fiüpheli” olan bir film seyrettim. Bu musunuz? Siz mükemmel bir beste yap›yorsunuz, sonra da filmin Türkçe'ye çevirisinde do¤ru olan tek yeri ad›yd› sokaktan geçen birinin eline notalar› verip, “haydi, çal bakal›m!” Gsan›r›m. Zira söz konusu filmi Türkçe'ye çeviren kiflinin diyorsunuz. sadece ‹ngilizce de¤il, Türkçe bilgisi de oldukça “fiüpheli” idi. ‹nflaat Sektöründe Çeviri Televizyondaki çeviri ve Türkçe yanl›fllar› öylesine tehlikeli bir S›k s›k sözleflme, flartname ve yaz›flmalar›n çevirilerinin yap›ld›¤› noktada ki, art›k kimseyi rahats›z etmiyor! Bizim çeviri yanl›fl› inflaat sektöründe ifller nas›l yürüyor? Kendi deneyimlerime olarak kabul etmemiz gereken sadece geçmifl zamanla ifade dayanarak flunu söyleyebilirim ki, genellikle kendileri iyi dil edilecek bir cümlenin gelecek zamanda ifade edilmesi de¤il. bilen patronlar›n flirketlerinde bu konu daha özenli bir flekilde Öylesine “sinsi” hatalar var ki, bunlar hata gibi görünmüyor: ele al›n›yor. Ama yukar›da örne¤ini verdi¤im tarz›ndan “Misafirim ol!” Evet, Türkçe'de böyle bir cümle kurabiliyoruz; yaklafl›mlar maalesef bu sektörde de görülmekte. Büyük ama ‹ngilizce'de “Be my guest” denildi¤inde söylenmek istenen rakamlar›n söz konusu oldu¤u bu sektörde, sözleflme bu mu? Ya da elinde içki kadehi olan iki insandan biri “Let's çevirilerinde bile borçluyu alacakl›, alacakl›y› borçlu hale getiren have a toast!” dedi¤inde, “Haydi tost yiyelim!” mi demifl durumlarla karfl›laflt›¤›m› söylemem gerekir. Ya da yaz›lan bir oluyor. “Cenaze töreninde ‹ngilizce'de “I'm sorry” deniliyor yaz›y› on defa de¤ifltirip, noktas› virgülüyle oynay›p, farkl› diye, biz de “özür dilerim” mi demeliyiz? Bunlar›n yan› s›ra flekilde ifade etmeye çal›flt›ktan sonra, söz konusu yaz›y› yukar›da “fiikago ne kadar sürer?” gibi dikkat etmezseniz do¤ru gibi sözünü etti¤imiz türden bir çevirmene veren patronlarla siz de görünen cümleler de var. “Nas›l hissediyorsun?” sorusunda karfl›laflm›fl olabilirsiniz. anlafl›lmak istenilen etraf›m›zdakileri alg›lamak için ‹yi Çevirmen Kimdir? vücudumuzun hangi k›sm›n› kulland›¤›m›z m›? Ama san›r›m, bir kad›n›n k›zd›¤›nda kocas›na söyledi¤i flu cümle büyük ödülü ‹yi bir çevirmen olmak için öncelikle kendi dilinizi ve söz hak ediyor: “K›sa Pierre'le uzun bir yürüyüfle ç›k!” Filmde konusu yabanc› dili çok iyi bilmeniz gerekir. “Ben burada ne Pierre diye biri olmad›¤›na göre bu “Go for a long walk on a söyledi¤ini anl›yorum; ama çeviremiyorum” diyen biri, asl›nda short pier!” olsa gerek. Evet, her çevirmen bunun “git kendini orada ne söylendi¤ini yeterince iyi anlamam›flt›r. Bunun yan› denize at!” demek oldu¤unu bilmeyebilir; ama en az›ndan s›ra, kendinizi iyi ifade edebilme becerisine sahip olmal›s›n›z. 113 kad›n›n Pierre'den bahsetmedi¤ini de anlamal›d›r. Ben, yaklafl›k Bunun için çok okuyan ve yazan biri olmak gerekir. Çabuk otuz y›ld›r dil e¤itimi ve çeviri üzerine çal›flan biri olarak ö¤renen, yeni konulara çabuk uyum gösteren, güçlü bir haf›zaya televizyon programlar› ve yaz›l› bas›nda Türkçe'nin giderek sahip bir insan olman›z flartt›r. Çeviri konusunda s›k s›k söylenen nas›l sahipsiz bir duruma düfltü¤ünü endifleyle izlemekteyim. ünlü bir söz vard›r: “Çeviri kad›n gibidir. Güzelse sad›k, sad›ksa Aram›zdaki kültürlü kifliler bile art›k Türkçe konusunda neyin güzel olmaz!” Kad›nlar› afla¤›layan bu ifade asl›nda hiç de do¤ru do¤ru oldu¤undan emin olam›yor. Ciddi televizyon kanallar›n›n de¤ildir. Güzel ve sad›k kad›nlar oldu¤u gibi, güzel ve sad›k ana haber bültenleri bile insan› dehflet içerisinde b›rakan dil çeviri de elbette vard›r. Bu söz, tembel çevirmenlerin arkas›na yanl›fllar› ile dolu. Bu durumun do¤al uzant›s› olarak da, s›¤›nmak için ortaya att›klar› bir bahane olsa gerek. Çevirmen, Türkçe'ye çevrilen filmlerde bu durum zaman zaman trajikomik öncelikle kaynak dilde söyleneni anlamal›, ard›ndan da orada boyutlara ulaflmakta. Burada ortaya ç›kan sorun yaln›zca bir ifade edilen duygu ve düflüncelere tercüman olmal›d›r. E¤er tak›m bilgilerin yetersiz ya da yanl›fl aktar›lmas› de¤il elbette. bunu yapacak donan›ma sahipse, hiç sorun ç›kmayacakt›r. S›radan bir insan, özellikle de bir çocuk için en çok duyulan Türkçe, ne yaz›k ki televizyon Türkçesi. Televizyon Çeviri Konusunda fiirketlerin Yaklafl›m› Nas›l Olmal›? programlar›n›n ne kadar büyük bir oran›n›n yabanc› kaynakl› Ne kadar donan›ml› olursa olsun, çevirmenlerin her konuda oldu¤u ve çevirilerinin kimler taraf›ndan yap›ld›¤› göz önüne bilgi sahibi olmas› mümkün de¤ildir. Dolay›s›yla da, ifl hayat›nda al›n›rsa ileride çocuklar›m›z›n konuflaca¤› dile Türkçe demenin önemli çevirilerin yap›lmas›nda en do¤ru yaklafl›m teknik bilgi pek mümkün olabilece¤ini sanm›yorum. gerektiren bütün önemli çevirilerin, teknik personel ve dil Bütün bunlar› söylemiflken, kaliteli olmaya çal›flan kanallar, dan›flmanl›¤› verecek bir uzman›n birlikte çal›flmas›yla yap›lmas› milyonlarca dolar harcanan filmleri seyircisinin önüne ç›kar›rken, olacakt›r. Bu yaklafl›m asl›nda o kadar da zor de¤ildir. Evet, bu ürünün son fleklinin ne oldu¤una niçin özen göstermez? bunun için ek zaman ayr›lmas› ve ek finansman gerekecektir ama yürütülen projelerin büyüklü¤ü ve maliyeti dikkate ‹fl Hayat›nda Çevirinin Yeri al›nd›¤›nda, gerekti¤i gibi yap›lacak bir çeviri için ayr›lmas› Peki ama ifl dünyas›nda durum çok mu farkl›? Bir flirket düflünün; gereken ek maliyet genel proje maliyetleri aras›nda ihmal önemli bir yat›r›ma kalk›fl›yor ve bunun için bir tak›m belgeler edilebilir seviyede kalacakt›r. Her ne kadar bu yaklafl›m haz›rlam›fl. Bu belgeler y›llarca sektörde emek vermifl, deneyimli ülkemizde henüz yayg›n olarak kullan›lm›yorsa da, eminim ve bilgili kifliler taraf›ndan günlerce süren çal›flmalar sonucu, çal›flmalar›n›n birçok aflamas›nda dan›flman kullanan inflaat y›llardan beri oluflmufl bir bilgi birikimiyle ortaya ç›kar›lm›fl. sektörü bunun önemini en çabuk alg›layacak sektör olacak ve Sonra bunun bir yabanc› dile çevrilmesi gerekiyor. Ard›ndan di¤er sektörlere örnek teflkil edecektir. Kendilerine çevirmen bu ifl ya o firmada çal›flan “yabanc› dil bilen eleman”a veriliyor diyen ve bilgileri konusunda en ufak fikrimiz olmayan ya da en ucuza bu ifli halledecek büroya havale ediliyor. Bunu çevirmenlere büyük emek ve maliyetlerle ortaya ç›kard›¤›m›z yapt›¤›n›zda asl›nda kendi birikiminizi afla¤›lam›fl olmuyor eserleri emanet etmeyi, mükemmel bir otomobil üretip, sürücü musunuz? Sizin y›llarca süren birikiminizin sonucu ortaya koltu¤una bir maymun oturtmaya benzetiyorum. Böyle bir ç›kard›¤›n›z bir ifli, dil bildi¤ini iddia eden herhangi birinin otomobilin ne kadar yol alabilece¤ini tahmin etmek pek zor bile kolayca baflka bir dile aktarabilece¤ini söylemifl olmuyor olmasa gerek! fi‹FRE

Yaflar ÖZKAN [email protected]

114 NANOTEKNOLOJ‹ ANO NED‹R meydana gelen bu iki madde aras›nda uçurumlar vard›r. Birisi en basit maddeler s›n›f›nda, di¤eri en de¤erli maddeler s›n›f›nda NANOTEKNOLOJ‹'yi anlatmadan önce bu teknolojiye N bulunmaktad›r. Bu farka sebep olan fley sadece kömür ve ad›n› vermifl olan NANO'nun ne oldu¤una bir elmas› meydana getiren moleküllerin içindeki karbon bakal›m. NANO bir ölçü birimi olup, Yunanca “Cüce” atomlar›n›n farkl› bir dizilimle birbirlerine ba¤lanm›fl anlam›ndaki Nanos kelimesinden türetilmifltir. Bir fleyin olmalar›d›r. milyarda biri demektir. NANOMETRE bir metrenin milyarda biridir. Di¤er tabiriyle milimetrenin milyonda biri, mikronun NANOTEKNOLOJ‹'ye göre kömür moleküllerinin içerisindeki binde biridir. Bu o kadar küçük ölçü birimidir ki bunu daha atomlar›n diziliflini, elmas moleküllerinin içindeki atomlar›n iyi kavrayabilmemiz için bizim çok çok küçük diye dizilifl flekline getirebilirsek pekala kömürü elmasa tan›mlad›¤›m›z baz› nesnelerle mukayese edersek; dönüfltürebiliriz. En basit anlam›yla bu uygulamaya NEOTEKNOLOJ‹ denir. •‹nsan saç telinin çap›: 80.000 nanometre (nm) dir. NEOTEKNOLOJ‹ tabiatta ve çevremizde do¤al olarak •Hidrojen atomu boyutu: 0.1 nm' dir. uygulanm›fl olman›n yan›nda, laboratuarlarda, endüstride •DNA Boyutu: 2,5 nm' dir. kimyasal ve fiziksel metotlar kullan›larak uygulanmaktad›r. •Hücre Boyutu: 1000 nm' dir. Ancak bütün bu uygulamalar, atom ve virüs düzeyinde olaca¤› için buradaki nano ölçümlemelerinde 0,1 nm (atom) ile 100 •Kitaptaki (‹) harfindeki nokta yaklafl›k: 1.000.000 nm'dir. nm (virüs) aras›nda olabilece¤i kabul edilmektedir. Ayr›ca •Virüsün büyüklü¤ü: 100 nm'dir. pek çok materyal, tek bafllar›na 100 nm'nin alt›nda bir ölçüye daralt›ld›klar›nda, kuantum mekani¤i güçlerine ba¤l› olarak, NANOMETRE (nm) birimi, hem nano ölçümlemede hem maddeler daha iletken bir hale gelebildi¤i gibi, ›s›y› daha iyi de nano ifllemede kullan›laca¤› için bunu aç›klamakta yarar transfer edebilme ve otomatik seviyede bir dizi benzersiz gördüm. özellikler göstermeye bafll›yorlar. Bu kadar küçük ölçeklerde NANOTEKNOLOJ‹ NED‹R? çal›flmak ve üretim yapmak pek tabiî ki yüksek teknolojiye sahip olmay› gerektirmektedir. “NANOTEKNOLOJ‹ genel anlamda, atomlar› ve molekülleri tek tek iflleme ve molekülleri oluflturan atom 1959 y›l›n›n sonlar›nda Fizikçi Richard Feyman “Altlar›nda 115 kombinezasyonlar›n› (diziliflini) de¤ifltirerek yeniden kullan›lacak daha çok oda var” bafll›kl› bir seminer vermifl ve düzenleme yoluyla kullan›fll› ve farkl› materyal yaratma sanat› bu seminerde flöyle demifltir. “Benim gördü¤üm kadar›yla ve bilimidir.” fizi¤in kurallar› içinde, nesneleri atom baz›nda manevralar yaparak ifllemiyle ayk›r› bir durum söz konusu de¤ildir.” ‹flte Eskilerin tabiri ile bir nevi simyac›l›kt›r. Her ne kadar 12. ve bu söylem NANOTEKNOLOJ‹ fikrinin k›v›lc›m› olmufltu. 13. as›rlarda bat›da simyac›l›k bat›l inançlar›n etkisi ile Bu tarihten sonra akademik geçmiflleri olan bilim adamlar›, afla¤›lanm›fl ve horlanm›fl, hatta cezaland›r›lm›fl ise de geçmifl atomik seviyede çal›flmalar› bafllatarak hassas araçlar simyac›lar yapt›klar› çal›flmalarla kimya biliminin do¤ufluna gelifltirmifllerdir. 1990'l› y›llar›n bafl›ndan itibaren özellikle öncülük etmifllerdir. Simyac›l›k bat›da ve do¤uda farkl› geliflmifl ülkeler bu yeni teknolojiye büyük fonlar ay›rmaya yorumlanm›flt›r. Bat›da simyac›l›k; basit metalleri alt›na bafllam›fllard›r. ‹lk defa 2000 y›l›nda Amerika Baflkan› Bill çevirmek, flifa ve ölümsüzlük iksiri gibi ortaça¤ aray›fllar› Clinton taraf›ndan en kritik ve öncelikli yat›r›m alan› ilan olarak görülmüfltür. Bu kifliler yarat›c›l›¤a soyundular ve edilmifl ve ulusal NANOTEKNOLOJ‹ giriflimine 422 Milyon tanr›laflmaya yöneldiler, suçlamalar› ile ba¤naz ve gerici US $ fon ayr›lm›flt›r. Bu teknolojinin stratejik önemi nedeni H›ristiyan Kiliselerince cezaland›r›lm›fllard›r. Çin, Hint ve ile Baflkan Bush yönetimi bu fonu 710 milyon US $'a Grek metinlerinde ise simyac›l›k; bir sanat, maddeler üzerinde ç›karm›flt›r. Son 15 y›lda Amerika, NANOTEKNOLOJ‹'ye 5 radikal ve faydal› de¤iflim, dönüflüm olarak tarif edilmifltir. Milyar US $, Japonya ayn› dönemde 4 Milyar US $, Avrupa Yani bugünkü NANOTEKNOLOJ‹ uygulamalar›na benzer Birli¤i ise yaklafl›k 5 Milyar Euro tahsis etmifltir. Avrupa'da bir faaliyet olarak kabul edilmifltir. O zamanlar simya ile Almanya baflta olmak üzere, geliflmifl Avrupa ülkelerinin u¤raflan kifliler bilgi ve s›rlar›n› o kadar büyük bir gizlilikle yan›nda komflumuz Yunanistan ve ‹srail'de de bu teknolojiye sakl›yordu ki bugün bile bu faaliyetlerin nas›l yürütüldü¤ü büyük mebla¤lar ay›rm›fl bulunmaktad›r. Asya'da Çin, hakk›nda kesin bir bilgi yok. Fazla abart›l› bir tahmin olsa Hindistan, Güney Kore, Tayvan, Pakistan, ‹ran bile bu da; belki de bu kifliler NANOTEKNOLOJ‹'den haberdarlard› teknolojiye büyük mebla¤lar ay›rmaktad›rlar. Ayr›ca ve bu s›rr› hep saklad›lar. üniversitelerinde büyük çapta araflt›rmalar bafllatm›fl NANOTEKNOLOJ‹'ye göre, bir maddenin moleküllerinin bulunmaktad›rlar. Türkiye'de ise sadece Bilkent Üniversitesi'nin içindeki atomlar›n kombinezonlar›n› yani birbirlerine ba¤lanma bünyesinde ULUSAL NANOTEKNOLOJ‹ ARAfiTIRMA düzenlerini de¤ifltirerek, farkl› yap›da maddeler elde MERKEZ‹ (UNAM) projesi yaklafl›k 30 Milyon YTL yat›r›mla edilebilmektedir. Sözgelimi, cam›n molekülleri içindeki hayata geçirilmifl ve TÜB‹TAK taraf›ndan Gebze'de 30 Milyon atomlar›n dizilimleri ile oynayarak, pekala cam› katlan›p cebe US $ civar›nda bir NANOTEKNOLOJ‹ ARAfiTIRMA MERKEZ‹ konulur yeni bir maddeye dönüfltürebiliriz. Evrende temel kurulmufltur. Devlet üniversitelerimiz ise zaten günlük maddelerden birisi KARBON olup, tüm varl›klar›n temel yap› giderlerini karfl›lamaktan aciz oldu¤u için tafl›d›r. Mesela kömür, karbon atomundan oluflmaktad›r. Keza NANOTEKNOLOJ‹'ye yat›r›m yapacak kayna¤a sahip elmas da karbon atomundan oluflmaktad›r. Ayn› atomdan de¤ildirler. Ancak mevcut imkânlar› ile ne yapabilirlerse o fi‹FRE

kadar münferit çal›flma yapabilmektedirler. Türkiye geliflmifl yapraklar› kesinlikle ›slanmaz. Su damlac›klar› e¤imli yaprak ve geliflmekte olan ülkelerle mukayese edilirse bu konuda da yüzeyinden topra¤a do¤ru kayarken üzerindeki çamuru ve yat›r›m fakiridir. Dünya'daki devrim yapan olaylara her türlü kiri beraberinde sürükleyerek kendi kendini temizler. bakt›¤›m›zda Tafl Devrimi, Tunç Devrimi, Çiftçilik ve Nono bilimcileri bugün lotus yapra¤›n›n bu özelliklerini taklit Hayvanc›l›k Devrimi, Sanayi Devrimi, Tekstil Devrimi, ederek boyalar›n, kumafllar›n ve di¤er pek çok yüzeyin hem Elektronik Devrimi, Bilgisayar Devrimi gibi devrimler kuru kalmas›n›, hem de kendi kendini temizleyebilme özelli¤ini toplumlar›n yap›s›n› de¤ifltirmifl olan devrimlerdir. kazanabilmesi için yeni yöntemler gelifltirmektedirler. 2000'li y›llar›n devrimi de NANOTEKNOLOJ‹ devrimi Kelebeklerin ise kanatlar›ndaki parlak, canl› ve çok renklilik olacakt›r. Öyle bir devrim olacakt›r ki; dünyadaki bütün giriflim ve saç›l›m mekanizmalar› sa¤layan küçük pulcuklar yap›lanmalar kökünden de¤iflecek ve yaflam düzeyleri dahil taraf›ndan oluflturulur. Y›llarca bilim adamlar›n›n ve neredeyse her fley yerinden oynayacakt›r. Yeni teknolojiler ve birço¤umuzun bitki mi, hayvan m› diye tart›flt›¤›m›z süngerler, yeni üretimler nedeni ile yeni meslek gruplar› oluflacakt›r. denizalt›nda do¤al olarak var olan nanoüretim harikalar›d›r. Al›fl›lm›fl sanayi ürünlerinin ço¤u yok olaca¤› için bu sektörlerde Transistor gibi mikro ölçekli imalatlar›n yap›m›nda hayati çal›flanlar›n büyük bir k›sm› ifllerini kaybedecek ve yeni öneme haiz silisyum tabakalar›ndan kesme yapmak ve ifllemek meslekler oluflacakt›r. NANOTEKNOLOJ‹ araflt›rmalar›n›n ve için çok pahal› ve zor ifllemler gerekir. Deniz süngerleri ise üretimlerinin sonucunda önümüzdeki 50 y›lda dünyan›n silisik asidi denizin yüzlerce metre alt›nda, içinde bulundu¤u çehresi tümüyle de¤iflecektir. Sadece Amerika 2015 y›l›nda sudan elde ederek, bu silisik asitleri silisyum dioksit veya NANOTEKNOLOJ‹ ürünleri sat›fl›ndan 3 Trilyon US $ gelir silikaya dönüfltürerek, bundan üç boyutlu mükemmel yap›lar bekliyor. Çin NANOTEKNOLOJ‹ için 1 Milyon Uzman infla ederler. Süngerin bu özelli¤i yar› iletken malzeme üretimine haz›rl›yor. Bir nesil içerisinde neredeyse dünya yaflam›n›n büyük ilham vermifltir. Süngerler nano ölçekli yap›lanmalar› çehresi de¤iflecektir. Bulundu¤umuz bu noktada geliflmifl ve nedeniyle bünyelerinde gözle görülemeyecek kadar küçük ve geliflmekte olan ülkeler aras›nda aç›lm›fl fazla bir ara ve say›lamayacak kadar çok say›da nano boflluklar ihtiva ederler. kaybedilmifl fazla bir fley yok, yeter ki bu konuya gereken Bu küçük ve k›lcal mesafelerde, su ile sünger malzemeleri önem verilsin ve gerekli kaynak ayr›ls›n, vakit kaybedilmeden aras›nda adhezyon ve yüksek gerilim kuvvetlerinin üstlendi¤i bu ifle yo¤un bir flekilde bafllan›ls›n. O zaman her fley yeniden rol ile süngerler kuru a¤›rl›¤›n›n binlerce kat› suyu bünyelerinde 116 yap›lanmakta olaca¤› için ülkemizde di¤er ülkelerle ayn› tutarlar. Süngerlerin bu özellikleri bilgisayar mikroçipleri, geliflmifllik seviyesine ulaflacakt›r. Ancak bizi yönetenlerde günefl pilleri gibi materyallerin yeni teknolojilere göre üretiminin böyle bir niyetin oldu¤unu göremiyorum. Daha do¤rusu bu yap›lmas› çal›flmalar›na ilham kayna¤› olmaktad›r. gerçe¤i kavrad›klar›n›n iflaretlerini göremiyorum. Yoksa di¤er 2. Kimyasal ve fiziksel yöntemlerle yap›lan nanoüretim ülkeler milyarlarca dolar kaynak ay›r›rken biz sadece 40 - 50 Milyon US $ yat›r›mlarla bu iflte biz de var›z demeye kalkmay›z. “Malzemelerin sürtünme, yap›flma, suyu sevme ya da sevmeme, ‹nsan kayna¤› bak›m›ndan en flansl› ülkeyiz, fakat bu katara biyolojik etkileflim ve benzeri yüzey özellikleri tamamen kat›lma niyeti bak›m›ndan en zay›f ülkeyiz. Günlük çekiflmeler nanometre boyutlar›ndaki en üst katmanlar›n kimyasal yerine gündeme, gelece¤imizle ilgili bu konular›n getirilip, pozisyonu ve morfolojisi taraf›ndan belirlenir. Dolay›s›yla bu çözümlerin bulunmas› laz›m. Aksi halde bugünün gençleri yüzey özelliklerinin kontrollü ve ak›ll› bir flekilde kullan›m› yar›n›n teknolojide geri kalm›fl bir ülkenin çocuklar› olacakt›r. da Nanoteknolojiden geçer. Bugün bütün bu kimyasal araflt›rma Bir medya flirketinin sat›fl›nda bile milyar dolar kayna¤› rahatça ve uygulamalar Bilkent Üniversitesi'nde baflar›yla bulabilen bir ekonomik düzende, böyle hayati bir devrimi yürütülmektedir.” ‹ftiharla söyleyebilirim ki; bu projeyi Prof. yaflatacak kaynak da bulunabilir, hem araflt›rmalar geniflletilir Dr. fiefik Süzer Baflkanl›¤›nda baflar›yla yürüten ekibin içinde ve hem de binlerce gencimize ifl sahas› aç›larak gelece¤in benim torunum Can P›nar Cönger de bulunmaktad›r. Di¤er uzman bilim adamlar› yetifltirilir diye düflünmekten kendimi taraftan fiziksel olarak nanoüretim, el yap›m› aletlerle, ürünlerin, alam›yorum. Büyük belediyelerimizin yapt›¤› keyfi ve lüks yap›lar›n ve proseslerin atomik olarak kesin flekillendirilmesi yat›r›mlar› k›sabilsek sadece bu tasarruflardan ülkenin muhtelif ve yap›land›r›lmas› iflidir. Nanometre ölçe¤inde, el yap›m› yerlerine onlarca araflt›rma merkezleri kurabiliriz. Lütfen bu araçlar, atom ve molekülleri tek tek iflleyebilirler. Elektrik treni kaç›rmayal›m. Üniversitelerimizin bafl›na abuk sabuk iletkenli¤inden, optik, manyetik ve termal özelliklere kadar fleylerle u¤raflan kiflileri de¤il, teknolojik devrimleri yönetecek her fleyin, kullan›lan materyallerin atomik yap›s›na ve ayd›n kiflileri getirelim derim. kombinasyonuna ba¤l› olarak ifllenme potansiyeli vard›r. Dolay›s›yla, maddenin atomlar›n› seçici bir flekilde NANOÜRET‹M METOTLARI düzenleyerek, metalden serami¤e, polimerden yar› iletkene, camdan kompositlere kadar her fleyi al›fl›lm›fl›n d›fl›nda bir NANOÜRET‹M iki flekilde olmaktad›r. performans gösterecek flekilde yap›land›rabilirler. Nanoteknoloji 1.Tabiatta do¤al ortamda oluflan Nanoüretim; Buna en ile yeni fleyler yaratma olas›l›¤› s›n›rs›zd›r. ‹nsanlar yarat›c›l›¤a canl› örnekler Lotus çiçe¤inin yapraklar›, kelebek kanatlar› soyunmufl bulunmaktad›r. Bir zamanlar bilim kurgunun ile tavus kuflu tüylerinin çok güzel renklerden oluflmas›, so¤uk kapsam alan›ndaki madde ve nesneler bugün art›k bilimin ta havalarda camlarda oluflan k›ra¤›lar ve denizden ç›kar›lan kendisi olmufltur. Bugüne kadar insano¤lunun dünyaya süngerler…Lotus bitkisi genellikle çamurlu nehirlerde ve arma¤an etti¤i ve pek ço¤u devrimler yaratm›fl olan hiçbir göllerde yetiflmesine ra¤men her türlü koflullarda yapraklar› bulufl, teknoloji, hatta fluanda içinde bulundu¤umuz uzay ve kirlenmez p›r›l p›r›l parlar. Lotus yapra¤›n›n yüzeyinde bulunan iletiflim ça¤› bile NANOÇA⁄I kadar etkin de¤ildir. Bugüne nano seviyesindeki çukur ve tepecikli yap› sayesinde bitkinin kadar sa¤lanan tüm bu geliflmeler ancak NANOÇA⁄ININ bafllang›c› say›l›r. Gelecekte önümüzdeki 50 y›lda, uygulamalar önü bu bulufllarla aç›lm›fl olacakt›r. Nano ölçekte elektronik daha derinlefltirilecek ve atom düzeyinde tamamen yeni devre elemanlar›n›n üretilmesi ile daha az enerji ile daha çok maddeler yarat›lacakt›r. Bütün bu geliflmeleri sa¤layabilecek, bilgi depolanacak, bilgisayar ebatlar› çok küçülecek, h›zlar› nanometre ölçe¤inde aletler ve cihazlar yapacak teknolojilerin çok artacakt›r. Uzay uçufllar›nda daha az yer kaplayacak ve ve mühendislik becerilerinin artt›r›lmas› ve yüksek çok verimli hizmet görecektir. teknolojilerin gelifltirilmesi gerekiyor. Nanoteknoloji ile üretilecek kuantum bilgisayarlar› ile bugün NANOTEKNOLOJ‹N‹N UYGULAMA ALANLARI mevcut olan en güçlü ve en modern olan pentium bilgisayarlarla k›yaslanmayacak seviyede ifllem gücü elde etmek mümkün Nanoteknoloji yaflam› ilgilendiren her alanda kullan›laca¤› olacakt›r. için, neredeyse kullan›lmad›¤› alan yok diyebiliriz. Nanoteknolojinin as›l konusu molekülleri oluflturan atomlar›n Nanoteknoloji ile üretilen çok küçük robotlar damarlara ve kombinezonlar›n› de¤ifltirerek farkl› moleküller ve farkl› hücre içine gönderilerek hastal›klar için kesin teflhisler maddeler yaratmakt›r. Yani yeni bir yarat›c›l›kt›r. Tabiatta var konabilecektir. Kanser hücrelerinin oldu¤u bölgelerde oldu¤u olan her fleyde atom kombinezonlar›ndan meydana geldi¤ine gibi, sadece hastal›¤›n bulundu¤u veya yay›ld›¤› bölgelere göre zamanla ve teknolojiler gelifltikçe Nanoteknoloji sald›rarak ilaç veren makineler yap›lacakt›r. Nanoteknoloji çevremizde ve bünyemizde var olan her fleye uygulanabilecek ile üretilecek ilaçlar çok daha etkin olacakt›r. Muhtemelen demektir. Yani bu teknolojinin getirece¤i devrim ve bafllataca¤› gelecekte nonoteknolojinin en yo¤un olarak kullan›laca¤› ça¤ dünya var oldu¤undan bu yana yap›lm›fl olan devrimlerin alanlar›n bafl›nda T›p ve Sa¤l›k Sektörü gelecektir. en büyü¤ü ve yaflanan ça¤lar›n en görkemlisi olacakt›r. Tabir Nanoteknoloji ile askeri maksatl› pek çok üretim yap›larak, caizse pek çok fley yeniden yarat›lacakt›r. Böyle bir ça¤ ordular›n atefl gücü art›r›laca¤› gibi askerlerin sa¤l›¤› güvence bafllarken daha iflin bafl›nda bu ça¤a kat›lmamak, bu olguyu alt›na al›nacakt›r. Üretilecek ak›ll› üniformalar, düflman askeri görmemek, bu konuda yap›lmas› gereken yat›r›mlar› lazer silah›yla niflan ald›¤›nda haber verecek, enerjiye ihtiyac› savsaklamak en büyük gaflettir. Bu ülkenin gelece¤ini sabote oldu¤unda günefl pili gibi çal›flacak, zehirli biyolojik ve etmektir. Bir nevi ihanettir, cehaletin ta kendisidir, ilericili¤i kimyasal gazlar› tespit edecek, gece karanl›¤›nda kendi askeri kavrayamamakt›r. Halen nanoteknoloji s›n›rl›da olsa, ilaç taraf›ndan tan›nabilecek, s›cak havalarda günefl enerjisinden sanayi, tekstil, boya sanayi, inflaat sanayi, bilgisayar üretimi elde edilen enerjinin bir k›sm› üniforman›n iç yüzeyini 117 vb. konularda uygulanmaya bafllanm›flt›r ve her gün de yeni so¤utacak, üniforma kumafl› içinde bulunan sensor vas›tas›yla bir uygulama alan›na geçilmektedir. Günümüzde inflaat askerin veya kiflinin nab›z ölçümleri, tansiyonu ve di¤er sanayinde nanoteknoloji ile üretilen, boyalarla kirlenmeyen kontrolleri yap›lacak, herhangi bir yaralanma oldu¤unda kan yüzeyler, solmayan renkler, karbon tüplerle çelikten 100 kat kay›plar› merkezden bir bilgisayara sürekli iletilerek oradaki güçlü, 6 kat hafif malzemeler, seramik, su tutmayan ve koku kiflilerce takibi sa¤lanacakt›r. Bununla da yetinmeyip yaral› yapmayan pisuvarlar, filtre elemanlar›, çeflitli kaplama askere ilk müdahale yap›lana kadar üniforma kanama malzemeleri vs. üretilmektedir. Vücut bak›m ürünleri, makyaj bölgelerine bask› yaparak kanamay› durduracak, kalp at›fllar› ürünleri, optik malzemeler, tekstil, bilgisayar h›zland›r›c›lar›, durmas› halinde kalp masaj› yaparak hastay› hayata çeflitli ilaçlar, bio alg›lay›c›lar vs. gibi her sahada üretim döndürmeye çal›flacakt›r. Bütün bu bilgiler ilk yard›m bafllat›lm›flt›r. Tekstil ve boya sanayinde ülkemizde baz› merkezindeki bilgisayardan takip edilecektir. Bu söylenenlerin üretimler yap›lmaktad›r. Gelecekte üretilmesi planlanan ve hepsi NANOTEKNOLOJ‹ sayesinde olacakt›r. Hayal gibi üretiminin gerçekleflmesi için büyük mesafe al›nm›fl olan baz› görünen, yaln›zca filmlerde görülen bu ak›ll› elbiselerin çarp›c› örneklere bir göz atarsak; yak›nda kullan›lmaya bafllan›lmas› bekleniyor. Halen çok ince Malzeme Üretimi ve hafif fiberler üzerinde üretilen ›fl›k, ›s› ve titreflim alg›lay›c›lar›, kumafl halinde dokunabilmektedir. Alg›lama elementleri Malzemelerin molekül ve atomik boyutlar›ndan bafllayarak kumafl üzerinde her bölgeye da¤›t›ld›¤›ndan, yüksek yeniden infla edilmesi, konvansiyonel metotlar ile üretilen çözünürlük elde edilebiliyor. Böylece yak›nda gören, duyan malzemelere oranla daha sa¤lam ve çok daha hafif maddeler ve hisseden kumafllardan yap›lm›fl elbiseleri herkes elde etmemizi sa¤layacakt›r. Hatas›z üretilecek olan bu yüksek giyebilecektir. dayan›kl›, çok hafif, üstün kaliteli malzemelerin üretimi ve kullan›m› mevcut endüstrilerin yap›s›n› de¤ifltirecek ve Nanoteknoloji ile malzeme üretimi, bilgisayar teknolojileri, devrimsel yenilikler getirecektir. Örnek olarak; belki mevcut t›p ve sa¤l›k, havac›l›k ve uzay araflt›rmalar›, yeni tafl›t teknolojiyle üretim yapan çelik endüstrisi tümüyle yok olacak teknolojileri, yeni enerji kaynaklar›, çevre, tar›m, savunma veya tümüne yak›n› de¤iflecektir. Di¤er endüstrilerde de benzer sektörü vs. daha say›lamayacak pek çok konuda hayal gibi fleyler yaflanacakt›r. Buna ba¤l› olarak bir çok meslek yok görünen yenilikler yaflanacakt›r. olacak, yerine bir çok yeni meslekler gelecektir. Yani dünya Dünya gerçekten de¤iflecektir. Ancak bütün bu olacaklar› bu sosyal düzende yeniden yap›lanacakt›r. k›sa makale içerisinde anlatmak mümkün olmad›¤› için Nanoteknoloji ile üretilecek malzemeler daha sa¤lam, daha flimdilik çarp›c› baz› örnekleri anlatmakla yetindim. E¤er hafif, bas›nç ve s›cakl›klara karfl› daha mukavim olmas› faydal› bilgiler verebilmiflsem ne mutlu. ‹nflallah tüm nedeniyle uçaklarda, roketlerde ve uzay uçufllar›nda devrim yönetenlerimiz ve ayd›nlar olarak bu iflin ciddiyetini kavrar, yaratacakt›r. Uçufllar daha uzak menzilli ve daha az enerji bütün imkânlar›m›z› kullanarak bu süper ça¤›n d›fl›nda sarf›yla yap›lacakt›r. Belki de gezegenler aras› seyahatlerin kalmay›z. KÜLTÜR / SANAT

118

ANADOLU'NUN GASTRONOM‹ ZENG‹NL‹⁄‹ EKMEK Çi¤dem Alp 119

nadolu'daki kültür varl›klar›ndan bahsederken piflirilece¤i çömle¤in bulunmas› yemek tarihinin önemli gastronomi ya da baflka bir deyiflle yemek dönüm noktalar› olmufl. ‹lk tah›llar›n ekim ve tüketimi, kültürü ve zenginli¤inden söz etmemek olmaz. bugünkü temel besin maddesi olan ekmekten yüzy›llar önce, Tarih boyunca bu topraklarda yaflam›fl MÖ 7000'lerde Anadolu - Ön Asya - Mezopotamya civar›nda uygarl›klar, Asur, Hitit, Urartu, Frig, Lidya, Helen, Roma, bafllam›fl. Önce bu¤day taneleri kavrulur ya da taflla dövülüp ABizans, Selçuklu, Osmanl› ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti, tüketilirken, sonras›nda bir flekilde ezilip su ile kar›flt›r›larak bu co¤rafyadaki yemek al›flkanl›klar›n› belirledi ve mevcut lapa benzeri hale getirilmifl. M›s›rl›lar›n MÖ 4000'lerde (baz› zenginli¤in oluflmas›nda etkili oldu. Anadolu yemek kaynaklara göre tesadüfen) mayay› bulmas› ile ekmek yepyeni kültürünün her bilefleni ayr› birer yaz› konusudur ama hemen bir flekil ald›. Günümüzdeki maya ise Hollanda'da ancak tüm toplumlar›n temel besin maddesi olan ekmek bir 19'uncu yüzy›lda bulundu ve kullan›lmaya baflland›. bafllang›ç olabilir. Bu noktadan hareketle biraz yemek tarihine göz at›p, sonra da ekme¤in en fazla tüketildi¤i ülkelerden Kaynaklara göre, Mezopotamya'da ilk tar›m yapan topluluk biri olan ülkemizdeki ekmek ve yemek kültürüne bakal›m. olan Sümerler, mayal›, mayas›z ekmekler, pideler, yufkalar, çörekler yap›yorlar, çöreklere özel günlerde çeflitli baharatlar Yemek Tarihi kat›yorlard›. Sonras›nda da Babil uygarl›¤›ndaki Hammurabi Yemek, insano¤lunun var oluflundan beri devam eden en Yasas›'nda bu¤day ekimi ve miktarlar› hakk›nda bölümler temel faaliyet oldu¤u için, yemek tarihinin de insanl›k tarihi vard›. kadar eski oldu¤u söylenebilir. Bununla birlikte bu tarih bir Anadolu'da ilk yerleflimlerden bugüne ekmek dizi belirsizliklerle de doludur. Örne¤in çi¤ tüketimden piflirmeye nas›l geçildi¤i, mayan›n nas›l bulundu¤u, hatta ilk Anadolu'daki ilk yerleflimlere bak›ld›¤›nda, örne¤in Antalya tar›m›n nerede bafllad›¤› konusunda bile çeflitli varsay›mlar Karain Ma¤aras›ndaki kan›tlar, yontma tafl ça¤›nda burada var. avc›-toplay›c› insan topluluklar›n›n yaflad›¤›n› kan›tl›yor, Diyarbak›r Çay›rönü ve Konya Çatalhöyük kaz›lar›nda Genel hatlar› ile insano¤lunun avc›l›k - toplay›c›l›k - bal›kç›l›k bulunanlar Anadolu'da bu¤day tar›m›n›n cilal› tafl ça¤›nda ile bafllayan beslenme düzeni, cilal› tafl devrinde ilk tar›m yap›ld›¤›n›n göstergesi. faaliyetleri ile tan›flm›fl, toprak sürülüp ekilmeye bafllanm›fl, ilk uygarl›klar›n geliflmesi ile yerleflik tar›ma geçilmifl. Bu Hititlerden günümüze kalm›fl tabletlerde çeflitli ekmek, börek arada, hem ateflin, çapa ve saban›n, hem de yeme¤in içinde ve çörek adlar›na rastlan›yor, Helen uygarl›¤› dönemindeki KÜLTÜR / SANAT

120 Homeros'un ‹lyada (MÖ 750 - 700) destan›nda bu¤day ekme¤i, taraf›ndan baflkente tafl›nan ürünler gerek saray mutfa¤› ve flarap ve zeytinya¤›ndan söz ediliyordu. gerek günlük ticaret hayat›na giriyor, kullan›lan malzemeler, piflirme çeflitleri ve bollu¤u ile art›k bir imparatorluk mutfa¤› Bizans Döneminde de bu¤day ve ekmek çok önemliydi. 5. özelli¤i kazan›yordu. O zamanki yerli ve yabanc› tarihçi / yüzy›lda o zamanki nüfusu 550.000 olan ‹stanbul'da gezginlerin gözünden incelendi¤inde, Osmanl› saray (Konstantinopolis) 20'si devlete ait 140 f›r›n bulunuyordu. mutfa¤›ndaki bolluk ve ihtiflam›n öne ç›kt›¤›, flölen ve özel Trakya'dan gelen bu¤day ‹stanbul'a yetmedi¤i için M›s›r'dan günlerdeki ikramlar›n abart›l› boyutlara ulaflt›¤›n› okuyoruz. da bu¤day geliyor, gemilerin f›rt›nadan Çanakkale Bo¤az›’na girememesi nedeni ile önce Bozcaada'da boflalt›l›yor, oradan Süheyl Ünver, “Selçuklular, Beylikler ve Osmanl›larda Yemek baflkente götürülüyordu. Bu¤day›n o dönemde flehre geldi¤inde Kültürü” adl› eserinde 15. yüzy›lda Padiflaha sunulan ekmek indirildi¤i yere bugün Unkapan› deniyor. (Un kappan› yani ve çörekleri flöyle yaz›yor: Furun böre¤i, yumurtal› börek, un terazisi) ›spanakl› pide, peynirli pide, pide-i harsa (yumurtal› ve peynirli), susaml› ekmek, sütlü ekmek ve “has ekmek”. Di¤er Türklerin Orta Asya'daki yemek tüketimi, et, süt ve bunlar›n kaynaklardan da mevkilere göre de¤iflen çeflitlerde ekmek türevlerine dayal› iken, Mezopotamya'da tah›l tar›m› geliflmekte, üretildi¤ini, en kaliteli - beyaz ekme¤in sultan için (has ekmek) Ege ve Akdeniz'e do¤ru gelindi¤inde ise sebze ve meyvelerin üretildi¤ini ö¤reniyoruz. F›r›nlarda üretilen di¤er ekmeklerin, çeflitlili¤i öne ç›kmaktayd›. ‹flte bu üç farkl› beslenme türü halk›n en çok tüketti¤i, kaliteli, yuvarlak ve yass› fodula (ya Anadolu'nun bugün devam eden çok çeflitli mutfak kültürünün da fodla) ve daha az kaliteli, yuvarlak ve fliflkin somun oldu¤unu temel tafllar›n› oluflturdu. görüyoruz. Anadolu'daki ilk Türk izlerine bak›ld›¤›nda; Kaflgarl› Osmanl› tarihinde zaman içinde f›r›nc›l›¤›n önemli bir ticari Mahmut'un Divan-ü Lûgat-it Türk'ünde (1072) tar›mla ilgili faaliyet haline geldi¤i anlafl›l›yor. Evliya Çelebi bölümler var ve yufka ekme¤inden söz edildi¤i, göçebe hayat› “Seyahatname”sinde IV. Murat'a yap›lan bir resmi geçit törenini yaflayan Türklerin uzun süre dayanabilen yufka ve bazlama anlatarak ‹stanbul'un o tarihteki (17. yüzy›l) esnaf ve türü ekmekler yapt›klar› görülüyor. Selçuklular döneminde sanatkârlar›n›n tamam›n›n ayr›nt›l› dökümünü yaparken, ise, külde, tand›rda ya da f›r›nda piflirilen ekmekler yap›ld›¤› yaln›z ekmekçi esnaf›n›n 999 dükkân› ve 10.000 çal›flan› (adlar› közmen, kömeç, sinçü, çukm›n, tikim vb. idi), iki oldu¤unu yaz›yor. O dönemde halk›n en temel g›da maddesi de¤iflik (ince ve kal›n) tür yufka oldu¤u, iyi cins bu¤daydan olan ekme¤in bol ve ucuz olmas› önemliydi. K›tl›k, halk›n tanesi 1,5 kilo gelen ekmekler yap›ld›¤›, konuklara simit, ayaklanmas›na neden oldu¤undan, Bizans Döneminde oldu¤u çörek sunuldu¤u, tüketilen bafll›ca ekmek çeflidinin pide ve gibi Osmanl› Döneminde de, bu¤day ve ekmek ticareti devletin fodla oldu¤u anlat›l›yor. kontrolünde idi. Bu¤day ve ekmek üretimi, hangi bölgelerden Osmanl› Dönemine gelindi¤inde, imparatorlu¤un dört bir al›naca¤›, a¤›rl›k - fiyat› merkezi yönetimce belirlenirdi, sat›fl ve nakliyesi özel sektördeydi. Ekmekçiler ve uncular›n Günümüzde uluslararas› büyük mutfaklar s›ralan›rken ilk 121 ambarlar›nda en az 6 ayl›k zahire bulunmak zorundayd›. üç aras›nda (Frans›z ve Çin Mutfa¤› ile birlikte) Türk mutfa¤›n›n da say›l›yor olmas› sevindirici olmakla beraber, Ekme¤in temel besin maddesi olmas› kadar dikkat çekici zenginli¤in henüz keflfedilememifl birçok boyutu var ve bu bir di¤er özelli¤i de, bugün üç dinde de kutsal say›lmas›. Ekme¤in H›ristiyanl›kta çok güçlü simgesel de¤eri var, onlara zenginlikler f›rsata dönüfltürülmeyi bekliyor. göre ekmek ‹sa'd›r. Musevilikte tanr›ya “hamursuz (mayas›z)” Ekmek d›fl›nda birkaç örnek vermek gerekirse; örne¤in ekmek sunulur. Müslümanl›kta ise yere düflürülmeyecek zeytin ve zeytinya¤›n›n anavatan› da Anadolu'dur. Türkler kadar kutsal say›lan bir yiyecektir. taraf›ndan Anadolu'ya getirilen yo¤urt, ya da do¤rudan Günümüze gelindi¤inde ise Anadolu'da, malzemesine Türklerin icad› past›rma bu zenginli¤in benzersiz örnekleri (bu¤day, çavdar, m›s›r, vb.), mayal› - mayas›z olufluna, de¤il midir? Fransa'n›n yüzlerce çeflit peyniri oldu¤u söylenir, piflirme tekni¤ine (f›r›n, tand›r, kül, sac, vb.) ya da yöresine Anadolu'da üretilmekte olan, yüzlerce de¤ilse bile, onlarca göre gruplanabilen onlarca çeflit ekmek yap›l›yor. Yöresel çeflit yöresel peynirimiz de, Avrupa'daki benzerleri ile rahatça ekmekler daha çok mevcut malzeme ve saklama koflullar›na boy ölçüflebilecek düzeydedir. Ama bu peynirlerin ne kadar› göre belirlenirken, kentlerde tüketilen ekmekler bugün artan yerel ölçekten ç›k›p, bölgesel, ulusal ya da uluslar aras› düzeyde sa¤l›kl› yaflam ilkelerine göre seçiliyor, daha az pazarlara ulaflabilmektedir, bilinmez. Ege'nin onlarca çeflit katk› maddeli, tam bu¤day unundan olmas›na dikkat ediliyor. sebze ve otlar›, Anadolu'nun yüzy›llar boyu ticaretine güzergah Gizli kalm›fl hazine - Anadolu'nun gastronomik zenginli¤i oldu¤u baharatlar, örne¤in anavatan› Silifke olan ve bugün f›rsata dönüfltürülmeli dünyan›n en pahal› baharat› olan safran … daha niceleri say›labilir. Yukar›da k›saca yemek - ekmek tarihi ve çeflitlili¤i aç›s›ndan ele al›nan Anadolu mutfak kültürünün, bin y›llard›r yaflam›fl Günümüzde ‹talya, Fransa ya da ‹spanya'ya gurme turlar› çeflitli uygarl›klar›n etkileri ile bugünkü zenginli¤e ulaflt›¤› organize edildi¤ini, yöresel flarap-peynir tad›mlar› yap›ld›¤›n› aç›kt›r. Osmanl› Saray mutfa¤›n›n ya da yöresel mutfaklar›n görüyoruz. Ülkemizde yöresel tatlar›m›z için ya da örne¤in çeflitlili¤i, tekke - dervifl sofralar›, Yahudi, Rum, Ermeni yaln›zca ekmek, peynir, zeytin için bu tür turlar organize mutfaklar›n›n etkileri apayr› birer araflt›rma konusu olacak edilebilse ne kadar heyecan verici olur. Son y›llarda, ülkemizde kadar ayr›nt›l›d›r. Et yemeklerinde görülen Orta Asya, Arap gastronomi konusuna ilginin ve bu konudaki yay›n ve ve ‹ran etkileri, börek ve hamur ifllerinde öne ç›kan Balkan çal›flmalar›n art›yor olmas› umut vericidir. Bu - Rumeli etkileri, sebze - zeytinya¤l› yemeklerdeki Bizans zenginliklerimizin yöresel olmaktan ç›kar›l›p, ulusal ve etkileri bugün bizleri heyecanland›ran lezzetleri uluslararas› tan›t›mlar›n›n yap›lmas›, ülkemiz için de yeni oluflturmufltur. f›rsatlar yaratabilecektir. HUKUK

Prof. Dr. Yüksel Ersoy Bilkent Üni. Hukuk Fak. Milletleraras› Tic.Tahkim dersi ö¤retim üyesi.

122

Tahkim ve Kamu ‹hale Mevzuat› mtiyaz Sözleflmelerinde Milletleraras› Tahkim hissetmelerinde ve büyük sermaye gerektiren altyap› Düzenlemesi hizmetlerini üstlenmelerinde olumlu katk›da bulunaca¤› umulmaktad›r. ‹ Ülkemizde 2000 y›l›n›n hemen öncesi ile sonras› tahkim düzenlemeleri bak›m›ndan önemli bir dönem Nitekim, 4501 say›l› ve 21.1.2000 tarihli “Kamu Hizmetleri olmufltur. Önceki dönemde, Hukuk Usulü Muhakemeleri ile ‹lgili ‹mtiyaz fiartlaflma ve Sözleflmelerinden Do¤an Kanununun (HUMK) öngördü¤ü tahkimin gerek gerçek Uyuflmazl›klarda Tahkim Yoluna Baflvurulmas› Halinde kiflilerin gerek özel ve kamusal tüzel kiflilerin aralar›ndaki Uyulmas› Gereken ‹lkelere Dair Kanun” bu amaçla özel hukuk iliflkilerinde uygulanabilirli¤i kabul edilmekte ç›kar›lm›flt›r.1 ve fiilen de uygulanmaktayd›. Yabanc› tüzel kiflilerin Kanunun 1. maddesi, amac›n, “kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz (flirketlerin) tek bafl›na veya yerel tüzel kiflilerle (yerel flartlaflma ve sözleflmelerinde bunlardan do¤an uyuflmazl›klar›n flirketlerle) kurduklar› ortakl›klar olarak yerli kamusal veya tahkim yoluyla çözülmesinin öngörülmesi durumunda taraflarca özel tüzel kiflilerle girdikleri özel hukuk akti iliflkilerinde de sözleflme yap›l›rken uyulmas› gereken ilke ve esaslar› belirlemek” uyuflmazl›klar›n çözümü için gerek HUMK'nun öngördü¤ü oldu¤unu ifade etmektedir. Ancak, bu kapsaml› ifadeye tahkim gerekse yabanc› tahkime yer verilmekteydi. ra¤men, Kanunun düzenlemesinden, söz konusu etti¤i 2000 y›l›n›n hemen öncesi ile sonras›nda, önemli kamu ilkelerin “yabanc›l›k unsuru” içeren ve “milletleraras›” diye projelerinin “yap-ifllet-devret” ve benzeri sistemlerle ve niteledi¤i tahkim hallerinde uygulanaca¤› anlafl›lmaktad›r. yabanc› sermayenin de katk›s›yla “ayr›cal›k” (imtiyaz) Kanunda “yabanc›l›k unsuru, sözleflmeye taraf kurulu veya sözleflmeleriyle yapt›r›lmas›n› amaçlayan mevzuat kurulacak flirket ortaklar›ndan en az birinin yabanc› sermayeyi de¤ifliklikleri, bu iliflkileri düzenleyen sözleflmelerin “idari” teflvik mevzuat› hükümlerine göre yabanc› menfleli olmas› veya nitelikte olmas› ve bu tür sözleflmelerde tahkimin mümkün sözleflmenin uygulanabilmesi için yurt d›fl› kaynakl› sermaye olmamas› nedeniyle, yabanc› giriflimciler taraf›ndan tereddütle veya kredi veya teminat sözleflmelerinin akdedilmesinin gerekli karfl›lanm›fl; bu tereddütlerin giderilmesi için yap›lan mevzuat olmas› hallerinden birini” ifade etmektedir. de¤ifliklikleri ise Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlar›na 123 konu olmufltur. “Milletleraras› tahkim anlaflmas›” ise, “Yabanc›l›k unsuru tafl›yan kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz flartlaflma ve Bu sak›ncalar› gidermek için yap›lan Anayasa ve kanun sözleflmelerinde bunlardan do¤an uyuflmazl›klar›n tamam›n›n de¤ifliklikleri ile, mahiyetleri bak›m›ndan “idarî sözleflme” veya bir k›sm›n›n milletleraras› tahkim yoluyla çözülmesi için niteli¤indeki baz› imtiyaz sözleflmelerinin özel hukuk yap›lan anlaflma” anlam›na gelmektedir.2 sözleflmesi niteli¤inde oldu¤u kabul edilmifl ve bu tip sözleflmelerden kaynaklanan ve yabanc›l›k unsuru içeren Dolay›s›yla, bu unsurlar söz konusu de¤ilse, bu Kanunun uyuflmazl›klar›n tahkim usulü ile çözüme kavuflturulmas› tahkime iliflkin ilkeleri uygulanamamakta; baflka bir deyiflle olana¤› sa¤lanm›flt›r. Bu flekilde, daha önceki dönemde tahkim yoluna gidilememektedir. Anayasa Mahkemesi'nin ve Dan›fltay'›n iptal kararlar› ile Kanun 3. maddesinde, yabanc›l›k unsuru tafl›yan uygulanmas› imkâns›z hale gelmifl olan önemli altyap› sözleflmelerde bunlardan do¤an uyuflmazl›klar›n Türkiye'de, projelerinin, yabanc›lar›n ve yabanc› sermayenin de kat›l›m› yabanc› bir ülkede veya kendi tahkim usulü bulunan ile gerçeklefltirilmesinin mümkün olaca¤› düflünülmüfltür. milletleraras› bir tahkim kuruluflunda, Türk hukukuna veya yabanc› bir hukuka göre çözülmesinin kabul edilebilece¤ini Devlet yarg›lama organ› olan Mahkemeler taraf›ndan çözüm öngörmektedir. yerine, alternatif uyuflmazl›k çözüm yöntemi olarak tahkim, bir yönü ile mahkemelerin iflyükünü azaltabilecek, di¤er Sonuç olarak, bu düzenleme ile, idari sözleflme niteli¤indeki yönü ile uyuflmazl›k taraflar›n›n uzman kifliler eliyle ve imtiyaz sözleflmelerinden özel hukuk sözleflmesi say›lanlarda göreceli olarak daha k›sa zamanda bir çözüme kavuflmalar›n› yabanc›l›k unsuru bulunmas› halinde tahkime gidilebilmesini sa¤layabilen bir sistem olarak görülmektedir. Uyuflmazl›klar›n kabul edilmektedir. Bu yaklafl›m, özellikle “yap-ifllet-devret” tahkimde çözüm olana¤›n›n, özellikle yabanc› flirketlerin bir ve benzeri usullerle yabanc› flirketlerin veya yabanc› ülkede faaliyette bulunurken kendilerini daha rahat sermayenin katk›s›yla gerçeklefltirilmesi amaçlanan projelerle

1 Resmi Gazete: 22.01.2000 - 23941..

2 Uluslararas› tahkimin bir sözleflmenin taraflar› bak›m›ndan uyuflmazl›klar›n çözümünde tercih edilmesinin sebepleri flöyle s›ralanabilir:

Tahkim kurumu ba¤›ms›z ve tarafs›z bir yarg› mercii olarak görülmektedir. Hakemlerin atanmas›nda taraflar aras›nda eflitlik, denge söz konusudur. Buna karfl›l›k yerel mahkemeler Devlete ba¤l›d›rlar. Hakem kararlar› yerel mahkemelere k›yasla kararlar›n› daha çabuk verirler ve hakem kararlar›nda ve yarg›lama s›ras›nda taraflar›n s›rlar› korunmufl olur ve gizlilik sa¤lan›r. Ayr›ca, uluslararas› tahkimde taraflar›n karara referans teflkil edecek kaynaklar, uyuflmazl›¤a uygulanacak hukuk bak›m›ndan s›n›rlama getirmeleri mümkündür. Yerel mahkemelerde ise bürokratik engeller, usul kurallar›n›n çok s›k› uygulanmas›, uyuflmazl›¤›n ülke maddî hukukuna göre çözümlenmesi, a¤›r bir ifl yükü ve aleni yarg›lama gibi ilkelere ba¤l›l›k söz konusudur. Hakem kararlar›n›n baflka ülkelerde icras› yerel mahkeme kararlar›na göre daha kolay ve yayg›nd›r. Uluslararas› tahkimin uzman kifli veya kurulufllar eliyle yürütülmesi de taraflar bak›m›ndan önemli bir tercih sebebidir. Hakem kararlar›, uzlaflt›rma, arabuluculuk gibi di¤er uyuflmazl›k çözüm yollar›ndan farkl› olarak taraflar› ba¤lay›c› özelliktedir. HUKUK

ilgili sözleflmelerde tahkim yoluna baflvurulmas›n› olanakl› Konumuz bak›m›ndan önemli düzenlemeleri yapan 4735 k›lan ve hatta teflvik eden bir anlay›fl›n ifadesidir. say›l› Kanunun “Sözleflmede yer almas› zorunlu hususlar” Milletleraras› Tahkim Kanununun Düzenlemesi bafll›kl› 7. maddesinin (y) bendinde, sözleflme metninde “anlaflmazl›klar›n çözümü” ile ilgili bir hükme yer verilmesini Bu Kanunun ç›kar›lmas›ndan k›sa bir süre sonra 21 Haziran zorunlu tutulmufltur. Kanunun 5. maddesinin 1. f›kras› 2001 tarihinde 4686 say›l› Milletleraras› Tahkim Kanunu hükmü uyar›nca, mal ve hizmet al›mlar› ve yap›m iflleri ile kabul edilmifl ve yay›nland›¤› 5 Temmuz 2001 tarihinde ilgili Tip Sözleflmeler düzenlenmifltir. Ayn› maddenin 2. yürürlü¤e girmifltir.3 f›kras› hükmüne göre, ‹darelerce yap›lacak sözleflmeler Tip Bu Kanun da, “yabanc›l›k unsuru” içeren uyuflmazl›klarda Sözleflme hükümleri esas al›narak düzenlenecektir. Bu tahkime gidilmesine olanak sa¤layan, hatta teflvik eden bir hüküm, ‹dareleri, Tip Sözleflmede yer alan hükümlere düzenleme getirmifltir. Hatta, taraflar›n Türkiye'de tahkim alternatif getirmekte çekingen davranmaya; Tip Sözleflmelerde konusunda anlaflt›¤› ve yabanc› unsur içeren uyuflmazl›klarda yer almayan hususlar› bu hususlar ile ilgili olarak sözleflmede bu Kanunun uygulanmas› 1. madde hükmüne göre bir düzenleme yap›lamayaca¤› fleklinde yorumlamaya; Tip zorunludur. Sözleflmelere yap›lacak müdahalelerin sadece boflluklar›n doldurulmas› ya da dipnotta verilen alternatiflerden birinin Birlikte de¤erlendirildi¤inde bu iki Kanun, yabanc›l›k unsuru seçilmesi ile s›n›rl› oldu¤unu düflünmeye sevk etmektedir. tafl›mayan özel hukuk sözleflmelerinde HUMK'nun 516- 536. maddelerinde genel olarak kabul edilmifl bulunan Tip Sözleflmelerin uyuflmazl›klar›n çözümü ile ilgili tahkime ek olarak, özel hukuk sözleflmesi say›lan bir k›s›m düzenlemelerine bakmadan önce belirtilmesinde yarar olan imtiyaz sözleflmeleri de dahil, yabanc›l›k unsuru tafl›yan tüm bir husus, kamu ihale sözleflmelerinde taraf olacaklar aras›nda özel hukuk sözleflmelerinde uyuflmazl›¤›n çözüm flekli olarak yabanc› flirketlerin de tek bafl›na veya ortak giriflim (joint tahkim yoluna baflvurulabilmesinin de kabul edildi¤ini venture) ya da konsorsiyum üyesi olarak kat›lmalar›n›n gösteren hukuki metinlerdir. mümkün olmas› ve bu projelerin finansman› için yabanc› kredi sa¤lanmas› gibi, 4501 say›l› Kanunun 2 (c) maddesinde Dolay›s›yla, mevzuat›m›zda yap›lan bu de¤iflikliklerle, ve 4686 say›l› Kanunun 2. maddesinde belirtilen “yabanc›l›k ülkemizde yat›r›m yapmak veya eser sözleflmeleri aktederek 124 unsurunun” bulunabilmesi durumudur. proje gerçeklefltirmek isteyen yabanc› flirketlerin, özellikle ulusal tahkimden farkl› esaslarda bir uluslararas› tahkim Böyle bir durumda, bu Kanunlara göre, Türkiye'de veya mevzuat› bulunmamas›ndan kaynaklanan tedirginliklerine yabanc› bir ülkede veya bir milletleraras› tahkim kuruluflunda son verilmek istendi¤i söylenebilir. tahkimin uyuflmazl›klar›n çözümü yolu olarak kabul edilmesine herhangi bir hukuki engel yoktur. Hatta, 4686 Yaln›z, bu düzenlemeler, sadece yabanc›lar›n tek bafl›na say›l› Kanunun 1. maddesine göre, taraflar›n Türkiye'de kat›ld›klar› projeler bak›m›ndan de¤il, Türk flirketleri ile tahkimi seçmeleri halinde, bu Kanun hükümlerinin ortakl›k kurmak suretiyle girifltikleri ifller bak›m›ndan da uygulanmas› bir zorunluluktur. yabanc›l›k unsurunun bulundu¤unu ve dolay›siyle tahkimin mümkün oldu¤unu göstermektedir. b) Tip Sözleflmelerdeki tahkim düzenlemesi

Kamu ‹hale Sözleflmelerinde Uyuflmazl›klar›n Çözümü Mevzuattaki bu yaklafl›ma ra¤men, Tip Sözleflmelerin Milletleraras› Tahkim Kanunundan bir y›l sonra ve birlikte “anlaflmazl›klar›n çözümü” ile ilgili düzenlemelerine yay›nlanan 4 Ocak 2002 tarihli ve 4734 say›l› Kamu ‹hale bakt›¤›m›zda, her Tip Sözleflme için farkl› bir maddede bu Kanunu (4734 say›l› Kanun) ve 5 Ocak 2002 tarihli ve 4735 bafll›¤› tafl›yan bir hükme yer verildi¤ini; maddenin tamamen Kamu ‹hale Sözleflmeleri Kanunu4 (4735 say›l› Kanun), bofl b›rak›ld›¤›n› ve buna karfl›n ayn› içerikli bir dipnotta 2886 say›l› Kanunun uygulama alan›n› büyük ölçüde bu düzenlemenin nas›l yap›lmas› gerekti¤ine iliflkin bir 5 daraltarak, mal ve hizmet al›mlar› ile yap›m iflleri projelerinin aç›klama bulundu¤unu görmekteyiz. ihalesini ve ihaleler sonucu yap›lacak sözleflmeleri Kamu ‹hale Sözleflmelerinde uyuflmazl›klar›n çözümü düzenlemeyi amaçlam›flt›r. bak›m›ndan önemi dolay›s›yla çeflitli Tip Sözleflmelerde Bu Kanunlar çerçevesinde ç›kar›lan Yönetmelik, Genel dipnotta yer alan ve birbirinin ayn› olan bu düzenlemeyi fiartname, ‹dari fiartname, Tip Sözleflme metinlerinde, yabanc› buraya aynen almakta yarar vard›r: unsurun söz konusu olmad›¤› uyuflmazl›klarda mahkeme a) ‹dareler, sözleflmenin yürütülmesi s›ras›nda taraflar aras›nda yetkisi ilkesi kabul edilmifl; yabanc› unsur bulunan hallerde do¤abilecek anlaflmazl›klar›n esas olarak Türk 4686 say›l› Milletleraras› Tahkim Kanununun amac›na göre Mahkemelerince çözümlenmesini öngöreceklerdir. Bu genifl flekilde uygulanmas› mümkün olan tahkim, ancak durumda madde metni afla¤›daki flekilde düzenlenecektir: s›n›rl› hallerle kabul edilmek yoluna gidilmifltir. “Bu sözleflme ve eklerinin uygulanmas›ndan do¤abilecek Kamu ‹hale Sözleflmelerinde Tahkim Düzenlemesi her türlü anlaflmazl›¤›n çözümünde ...... (idarenin a) 4735 say›l› Kanunda tahkim çözümüne aç›k düzenleme bulundu¤u yer mahkemesi yaz›lacakt›r)……….... ve Tip Sözleflme mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.”

3 Resmi Gazete: 5.07.2001 - Say›: 24453. 4 Resmi Gazete: 22 Ocak 2002 - Say›: 24648 b) ‹dareler, Uluslararas› kat›l›ma aç›k flekilde yapt›klar› ayr›m yap›lmakta ve 4686 say›l› Kanunun 2. maddesinin 1. ihalelerde ihaleyi kazanan istekli ile imzalanacak f›kras›n›n 1 nolu bendinde say›lan hallerin d›fl›ndaki tüm sözleflmelerde, sözleflmenin yürütülmesi s›ras›nda taraflar durumlarda yine Kanunda olmayan bir yasak getirilmekte aras›nda ç›kabilecek uyuflmazl›klar›n çözümüne iliflkin olarak ve tahkim çözümünün kabulüne olanak tan›nmayarak buraya afla¤›daki metni yazacakt›r: mahkeme yetkisine yer verilmektedir. Hatta bu düzenlemenin, “1- 4686 say›l› Milletleraras› Tahkim Kanununun 2 nci yabanc›l›k unsuru bulunan tüm hallerde genel olarak tahkime maddesinin 1 inci f›kras›n›n 1 nolu bendinde say›lan hallerin yer verilmesine olanak sa¤layan 4686 say›l› Kanunun amac›na d›fl›ndaki tüm durumlarda; ayk›r› oldu¤u dahi söylenebilir. Yukar›da da belirtti¤imiz “Bu sözleflme ve eklerinin uygulanmas›ndan do¤abilecek üzere, özellikle yabanc› flirketlerin ortak olarak da olsa taraf her türlü anlaflmazl›¤›n çözümünde ...... (idarenin oldu¤u veya yabanc› kredi ile finanse edilen projelerde bulundu¤u yer mahkemesi kat›l›m› sa¤lamak ve kolaylaflt›rmak bak›m›ndan yap›lan yaz›lacakt›r)………....mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.” düzenlemelere ra¤men, bu flekilde ayr›mlarla önleyici 2- 4686 say›l› Milletleraras› Tahkim Kanununun 2 nci düzenlemeler yapman›n hangi mant›¤a dayand›¤›n› anlamak maddesinin 1 inci f›kras›n›n 1 nolu bendinde belirtilen zor olmaktad›r. hallerin varl›¤›nda; Yukar›da belirtilen ayr›m sonucu, “uluslararas› kat›l›ma aç›k” “‹dare ve yüklenici aras›nda karfl›l›kl› müzakere yolu ile ihalelerde sadece 4686 say›l› Kanunun 2. maddesinin 1. giderilemeyen her türlü fikir ayr›l›¤› ile sözleflme kapsam›ndaki f›kras›n›n 1 nolu bendinde belirtilen hallerde tahkime yer hükümlerin tatbiki, yorumlanmas› ve benzeri konulara iliflkin verilmektedir. Bir an için yerli firmalarla yap›lan sözleflmelerde anlaflmazl›klar (sözleflme hükümlerine göre idarenin re'sen konulan tahkim yasa¤›n› bir yana b›raksak dahi, Kanunda hareket etme ve karar verme yetkisine haiz oldu¤u haller yabanc›l›k unsuru bulunan hallerde uluslararas› tahkime hariç olmak üzere) 21.06.2001 tarih ve 4686 say›l› olanak tan›yan durumlardan sadece s›n›rl› bir k›sm›nda Milletleraras› Tahkim Kanunu hükümlerine göre bunu kabul edecek flekildeki düzenleme, bu yaz›da söz çözülecektir.” konusu edilen tüm mevzuatta güdülen amaçla ba¤daflmayan 125 “Tahkim heyeti üç hakemden oluflur. Taraflardan her biri bir niteliktedir. birer hakem seçer ve bu iki hakem de otuz gün içinde üçüncü hakemi belirler. Taraflardan biri, di¤er taraf›n Noter vas›tas›yla Son derece s›n›rl› flekilde kabul edilen bu tahkimde de gönderilen bu yoldaki talebin kendisine ulaflmas›ndan itibaren tahkim yeri olarak ‹darenin bulundu¤u yer kabul edilmekte; otuz gün içinde hakemini seçmez veya taraflar›n seçti¤i iki milletleraras› tahkimin mahiyeti icab› mümkün olmas› hakem seçilmelerinden sonraki otuz gün içinde üçüncü gereken yabanc› ülkede tahkime yer verilmemektedir. hakemi belirleyemezler ise; gerek ikinci hakem gerekse üçüncü hakem, taraflardan birinin talebi üzerine Sonuç …...... (idarenin bulundu¤u yer yaz›lacakt›r) ...... Asliye Ülkemizde bir yandan Avrupa Birli¤i mevzuat› ile uyum Hukuk Mahkemesi taraf›ndan seçilir. Üçüncü hakem baflkan sa¤lanmaya ve bu meyanda tahkim ve uluslararas› tahkim olarak görev yapar.” konular›nda yap›lan yeni düzenlemelerle ülkemize yabanc› c) Türk taraflar aras›nda tahkimin engellenmesi flirketlerin ve yabanc› sermayenin girifli kolaylaflt›r›lmaya Bu dipnotta (a) paragraf›nda yap›lan aç›klamalar ve çal›fl›l›rken, onlar bak›m›ndan tarafs›z ve ba¤›ms›z yarg›lama kullan›lmas› istenen metin, HUMK'nun düzenlemesi garantisini ifade edecek tahkimle çözüm fleklini uygulamada dolay›s›yla mevzuatta mümkün olmas›na ra¤men, Türk s›n›rlamaya çal›flman›n bir çeliflki oldu¤u aç›kt›r. yüklenicilerin yapt›klar› sözleflmelerde tahkime baflvurma olana¤›n› tamamen kald›rmaktad›r. Kald› ki, ülkemizdeki düzenlemelerle tahkim yarg›lamas›n›n, as›l yetkiye sahip olan Mahkemeler taraf›ndan zaten ‹darelerin 4735 say›l› Kanun uyar›nca bir özel hukuk oldu¤undan da s›n›rl› bir alanda tutulmaya çal›fl›lmas› ve sözleflmesine taraf oldu¤u durumlarda gerek ‹flsahibi olarak nihai ve ba¤lay›c› olmas› son derece istisnai hallerde mümkün ‹dare gerek Yüklenici eflitleraras› bir iliflki içine girmektedirler. 4735 say›l› Kanunun 4. maddesinin, bu sözleflmelerin olabilecek hakem kararlar›n›n gerek temyiz denetimi ve niteli¤ine uygun olarak “eflitlik ilkesi”ne yer verdi¤i bir gerek iptal davas› konusu yap›lmas› sonucu, mutlaka Devlet durumda, taraflar›n karfl›l›kl› anlaflmas›na de¤er verilmeyip, yarg›lama organ›n›n denetiminden geçmesi karfl›s›nda, Tip Sözleflmenin dipnotunda yer alan bu düzenlemenin ‹darelerin bu konuda duyabilecekleri endiflelere hak vermek zorunlu k›l›nmas›n›n isabetli oldu¤unu söylemek mümkün de mümkün bulunmamaktad›r. de¤ildir. Zaman içerisinde, Kanunlardaki düzenlemelerin mant›¤› d) Yabanc› unsur halinde s›n›rlama daha iyi anlafl›larak bunlara uygun düzenleme yap›lmas›, Bu dipnotun (b) paragraf›nda “uluslararas› kat›l›ma aç›k” mevzuat›m›zla tutarl› bir uygulaman›n gerçeklefltirilmesi yani yabanc› flirketlerin de kat›ld›¤› ihaleler bak›m›ndan bir bak›m›ndan flartt›r.

5 Örne¤in: Yap›m ‹fllerine Ait Tip Sözleflme (Anahtar Teslimi Götürü Bedel ‹fller ‹çin) Anlaflmazl›klar›n Çözümü Madde 32 Dipnot 17; Yap›m ‹fllerine Ait Tip Sözleflme (Teklif Birim Fiyatl› ‹fller ‹çin) Anlaflmazl›klar›n Çözümü Madde 34- Dipnot 18; Mal Al›m ‹halelerine Ait Tip Sözleflme Birim Fiyat / Götürü Bedel Mal Al›m› Tip Sözleflmesi Madde 48- Anlaflmazl›klar›n Çözümü. ÇALIfiMA HAYATI

Prof. Dr. Ömer EKMEKÇ‹ ‹. Ü. Hukuk Fakültesi ‹fl ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dal›

126

YURTDIfiI ‹ST‹HDAMIN SOSYAL GÜVENL‹K BOYUTU lkemiz y›llard›r yurtd›fl›na iflçi göndermektedir. Konunun sosyal güvenlik boyutuna gelirsek; kural olarak Ayr›ca Türk müteahhitleri giderek artan bir flekilde kifliler, Türkiye'de sigortal› say›lan bir iflte çal›flt›klar› takdirde Ü Dünyan›n pek çok ülkesinde taahhüt iflleri almakta, sigorta haklar›ndan yararlan›rlar. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti bunun yan›nda kimi Türk flirketleri de ekonomik Kanunlar› kural olarak sadece ülke s›n›rlar› içerisinde nedenlerden dolay› baz› yat›r›mlar›n› yurtd›fl›na uygulan›rlar. Bir ülkenin yasalar›n›n bir baflka ülkede kayd›rmaktad›r. Tüm bu iliflkiler, sosyal güvenlik hukukunun uygulanmas› mümkün de¤ildir. uluslararas› boyutunun her zaman güncelli¤ini korumas› Kuflkusuz bu kural›n istisnalar› da vard›r. Örne¤in; 506 sonucunu do¤urmufltur. say›l› SSK'nun 7. maddesine göre; “‹flveren taraf›ndan geçici Türk müteahhitlerinin çal›flt›rmak üzere yurtd›fl›na götürdü¤ü görevle yabanc› ülkelere gönderilen sigortal›lar›n bu kanunda iflçilerin sosyal güvenli¤i hukuki sorunlar içeren bir konudur. yaz›l› hak ve yükümlülükleri bu görevi yapt›klar› sürece Bu sorunlarda ülkemizdeki baz› belirsizlikleri ve yetkili devam eder.” Bu düzenlemede iki yön göze çarpmaktad›r: makamlar›n yaratt›¤› fiili güçlükler yan›nda, taahhüt ifli ‹lk olarak; sigortal›n›n yurtd›fl›na geçici görevle gitmifl al›nan ülke makamlar›n›n tutumlar› da etken olmufltur. bulunmas› gerekir. ‹kincisi; iflverenin yükümlülü¤ü bu Bunun en iyi örneklerinden birinin Libya oldu¤unu söylemek görevin devam› süresiyle s›n›rl›d›r. Belirtelim ki; maddedeki san›r›z hatal› olmaz. Kald› ki; bu yapay güçlükler bir yana “geçici görev” kavram› bak›m›ndan herhangi bir süre b›rak›lsa dahi, ülkeler aras›ndaki mevzuat farkl›l›klar› bu s›n›rlamas› bulunmamaktad›r. Bu konuda her somut olay›n konunun zaten niteli¤i gere¤i her zaman sorunlu bir alan özelli¤ine göre de¤erlendirme yap›lmaktad›r. ‹fl olmas› sonucunu do¤urmaktad›r. Bu sorunlar k›smen ikili sözleflmesinden kaynaklanan ifl görme edimi nitelik itibariyle sosyal güvenlik sözleflmeleri ile afl›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Bu sigortal›n›n yabanc› ülkede sürekli yaflamas›n› gerekli k›l›yorsa, sözleflmelerde genel olarak, her iki ülke vatandafllar›n›n eflit bu sigortal› hakk›nda 506 say›l› Kanun hükümlerinin ifllem görmeleri, iki ülkede geçen hizmetlerin birlefltirilmesi, uygulanmas›na olanak bulunmamaktad›r. Geçici görev, bir ülkede elde ettikleri haklar›n di¤er ülkede de devam sigortal›n›n yapt›¤› ifle göre belirlenmek gerekir. Yani iflveren etmesi gibi konular düzenlenmektedir. Bu sözleflmelerin yurtd›fl›nda daimi bir faaliyette bulunabilir ancak sigortal› 127 tamam›nda uzun vadeli sigortalara iliflkin hükümler yine de geçici bir görev için gönderilmifl olabilir. Öte yandan bulunurken, baz›lar›nda da ayn› zamanda k›sa vadeli geçici görevlendirmeden söz edebilmek için, iflçinin daha sigortalara iliflkin hükümler bulunmaktad›r. önce yurtiçinde çal›flmas›n›n aranmas› da isabetli de¤ildir. Hemen belirtelim ki; bir ülkeyle ikili sosyal güvenlik Önemli olan iflçinin ne zaman ifle al›nd›¤› de¤il, görevin sözleflmesi imzalanm›fl olmas›, o ülkede çal›flt›r›lan Türk niteli¤idir. iflçilerinin sosyal güvenli¤i konusunda hiçbir sorun Daimi görevle ve ikili sosyal güvenlik sözleflmesi yaflanmad›¤› anlam›na gelmemektedir. Bu ülkelerden bulunmayan bir ülkeye gönderilmiflse ne olacak? baz›lar›nda sosyal sigorta altyap›s›n›n yeterli olmamas› da yine birtak›m güçlüklerin yaflanmas›na neden olmaktad›r. Türkiye ‹fl Kurumu Yurtd›fl›nda ‹fle Yerlefltirme Hizmetine Bununla birlikte elbette as›l sorun sosyal güvenlik sözleflmesi Dair Yönetmeli¤in (RG 16 fiubat 2008, 26789) m.5/ç imzalanmayan ülkelerle olan sosyal güvenlik iliflkilerinde bendinde; yabanc› bir ülkede Türk iflçisi çal›flt›rmak isteyen yaflanmakta, bu ülkelere götürülen iflçilerimizin sosyal firmalardan istenilecek belgeler aras›nda “Türk firmalar› için güvenli¤i ülkemizin sosyal güvenlik sistemi yoluyla Türkiye'de yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuat› sa¤lanmaya çal›fl›lmaktad›r. hükümleri gere¤ince iflçilerin sosyal güvenli¤ini sa¤lad›¤›na iliflkin belge” de say›lm›flt›r. Bu konuya girmeden önce, biraz önce ortaya ç›kan bir soruya de¤inmek istiyorum. Acaba yurtd›fl›nda istihdam edilecek Sosyal sigorta mevzuat›nda geçici görev durumu hariç, iflçilerle tek tek sözleflme yap›lmas› yerine, Bakanl›¤a yurtd›fl›na giden kiflilerin sigortal› olaca¤›na dair bir hüküm yurtd›fl›nda uygulanacak çal›flma koflullar› konusunda bulunmad›¤› için, bu kiflilerin sosyal güvenli¤ini sa¤lanmas› bildirimde bulunulsa nas›l olur? ‹flyerinde uygulanacak öncelikle topluluk sigortas› vas›tas›yla çözülmeye çal›fl›lm›flt›r. çal›flma koflullar›n›n duyurulmas› hukuki nitelik olarak Topluluk sigortas› bunun için uygun bir araç m›yd›? 506 nedir? Sözleflmenin taraf› olmayan birinin yararlanaca¤› bir say›l› Kanunun 86. maddesinde; Kurumun, 506 say›l› Kanun vaadde bulunulmas› halinde, bu hukuki nitelikçe bir üçüncü kapsam›nda sigortal› durumunda bulunamayanlar›n, Çal›flma flah›s yarar›na sözleflme olabilir veya umuma yöneltilmifl ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›'nca onanacak genel flartlarla icap olabilir. Borçlar Hukukunda üçüncü flah›s yarar›na (‹fl kazalar›yla meslek hastal›klar›), (Hastal›k), (Anal›k), sözleflmeden söz edebilmek için, kural olarak, flahs›n belirli (Malûllük, yafll›l›k ve ölüm) sigortalar›ndan birine, birkaç›na olmas› gerekti¤i kabul edilmektedir. Yurtd›fl›na götürülecek veya hepsine toplu olarak tabi tutulmalar› için, iflverenlerle iflçinin kim oldu¤u belli olmad›¤› takdirde, iflverenin Bakanl›¤a veya dernek, birlik, sendika ve baflka teflekküllerle sözleflmeler iflyerinde uygulanacak çal›flma koflullar›n› taahhüt etmesi yapabilece¤i düzenlenmifl ve maddenin devam›nda da üçüncü flah›s yarar›na sözleflme de¤il, umuma karfl› icap topluluk sigortas›na iliflkin primlerin miktar› ve tahsili olarak de¤erlendirilebilir. konusunda düzenlemelere yer verilmifltir. ÇALIfiMA HAYATI

Maddeden de aç›k surette anlafl›laca¤› gibi; topluluk sigortas›, sigortas›na tabi tutulabilece¤i gibi, bunlardan bir k›sm› iste¤e bir dönem herkes sosyal güvenlik flemsiyesi alt›nda olmad›¤› ba¤l› sigortal›, bir k›sm› da topluluk sigortas› kapsam›na için, kapsama girmeyen belirli meslek gruplar›na, istedikleri al›nabilece¤i belirtilerek, en az›ndan 4958 say›l› Kanunla takdirde, Bakanl›¤›n haz›rlayaca¤› tip sözleflmelerle, sigorta uyum sa¤lanm›flt›r. Kapsam› ayn›d›r, her ikisi de uzun vadeli kollar›n›n tamam›na veya bir k›sm›na tabi olmalar›n› sa¤layan sigorta kollar›n› ilgilendirmektedir. bir yoldur. Maddedeki “sözleflmeler yapabilir” sözünden de Bir baflka koruma örne¤i ‹fl-Kur taraf›ndan haz›rlanan ve aç›kça anlafl›laca¤› gibi, topluluk sigortas›, kendini yurt d›fl›na iflçi götürecek iflverenler ile iflçiler aras›nda sigortalatmak isteyen mesle¤in veya grubun iste¤ine ba¤l›d›r. imzalanmas› ve Kurum taraf›ndan onaylanmas› zorunlu Sadece belirli meslek gruplar› için (örne¤in avukatlar ve tutulan “Yurt D›fl› Hizmet Akdi” bafll›kl› sözleflmenin 11. noterler) kanunla zorunlu hale getirilmifltir. Yani Kurumun maddesi ile yap›lmaya çal›fl›lmaktad›r. An›lan maddeye göre; baflkaca bir yasal dayana¤› olmad›¤› halde, salt 86. maddeye “Sosyal güvenlik anlaflmas› imzalanmayan ülkelerde iflveren, dayanarak, hiçkimseyi topluluk sigortas›na tabi olmaya istihdam edece¤i iflçiler için bu ülkelere hareketlerinden zorunlu tutmas› mümkün de¤ildir. Amaç, yurtd›fl›na önce, Türkiye'de yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuat› götürülen Türk iflçilerinin korunmas›d›r. Ancak, Kanunun hükümleri gere¤ince ifllem yapar. ‹stihdam edilen iflçinin, düzenlemedi¤i bir hususun, o veya bu mülahazayla fiili hizmet akdinin devam› süresince her türlü sa¤l›k hizmeti, uygulama haline sokulmas› son derece sak›ncal›d›r. çal›fl›lan ülke mevzuat›na göre iflveren taraf›ndan karfl›lan›r. E¤er bu uygulama hukuka uygun olsayd›, 2003 y›l›nda 4958 ‹flçinin ölümü halinde cenazenin Türkiye'de defnedilece¤i say›l› Kanunla 86. maddeye f›kra eklenmesine gerek kalmazd›. yere kadar ortaya ç›kan tüm masraflar› iflverence karfl›lan›r. Bu de¤ifliklikle nas›l bir noktaya gelindi? Eklenen f›kraya Yabanc› firmalar ile yabanc› ülke kanunlar›na göre kurulmufl göre; “Sosyal güvenlik sözleflmesi imzalanmayan ülkelerde bulunan Türk firmalar›ndan bu madde hükümlerinin yerine ifl üstlenen iflverenlerin yurt d›fl›ndaki ifl yerlerinde çal›flmak getirilmesi istenilmez” üzere giden Türk iflçilerine istekleri halinde 85'inci madde Maddede geçen “.....bu ülkelere hareketlerinden önce, hükümleri uygulan›r.”. Yani iste¤e ba¤l› sigortal› olur. 128 Türkiye'de yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuat› Ancak bunun uygulamas›n› göstermek üzere Kurum Sigorta hükümleri gere¤ince ifllem yapar..” fleklindeki hükmün ne ‹flleri Genel Müdürlü¤ü taraf›ndan ç›kar›lan 12 - 126 Ek demek oldu¤u da aç›k de¤il. Ayn› hüküm Yönetmelikte de say›l› Genelgede topluluk sigortas› uygulamas› tamamen bulunmaktad›r. Bu düzenlemenin k›sa vadeli sigortalar› da kald›r›lmam›fl, topluluk sigortas›yla iste¤e ba¤l› sigorta birlikte kapsad›¤› en az›ndan bir iddia olarak ileri sürülebilir. uygulanmak istenilmifltir. Nitekim Genelgede; Sosyal güvenlik Acaba ‹fl - Kur'un yurtd›fl› izni verilmesini topluluk sigortas› veya sözleflmesi akdedilmemifl ülkelerde ifl üstlenen iflverenlerin iste¤e ba¤l› sigorta yapma kofluluna ba¤lamas› veya tip sözleflmeler yanlar›nda çal›flt›rd›klar› Türk iflçilerinin 506 say›l› Kanunun imzalanmas›n› zorunlu tutmas› mümkün müdür? 86'nc› maddesine göre malüllük, yafll›l›k ve ölüm sigortalar› yönüyle topluluk sigortas›na tabi tutuldu¤u, ancak yap›lan ‹fl - Kur'un görevleri Kanunda belirlenmifltir. Nitekim; 4904 yeni düzenlemeyle söz konusu kimselerin talepleri halinde say›l› Türkiye ‹fl Kurumu Kanunu'nun m.3/d bendine göre, haklar›nda iste¤e ba¤l› sigorta hükümlerinin uygulanaca¤›, “ ‹flçi isteme ve ifl araman›n düzene ba¤lanmas›na iliflkin ancak iflverenin topluluk sigortas› yapt›rma zorunlulu¤unun çal›flmalar yapmak, iflgücünün yurt içinde ve yurt d›fl›nda ortadan kalkmas› için, yurtd›fl›na götürülecek iflçilerin uygun olduklar› ifllere yerlefltirilmelerine ve çeflitli ifller için tamam›n›n iste¤e ba¤l› sigortaya müracaat etmelerinin zorunlu uygun iflgücü bulunmas›na ve yurt d›fl› hizmet akitlerinin oldu¤u, aksi takdirde yani tüm iflçiler iste¤e ba¤l› sigorta yap›lmas›na arac›l›k etmek, istihdam›nda güçlük çekilen yapt›rmak istemezse yine topluluk sigortas› yap›laca¤› iflgücü ile iflyerlerinin yasal olarak çal›flt›rmak zorunda belirtilmifltir. 4958 say›l› Kanunla sosyal güvenlik sözleflmesi olduklar› iflgücünün istihdamlar›na katk›da bulunmak, özel imzalanmayan ülkelerde ifl üstlenen iflverenlerin yurt d›fl›ndaki istihdam bürolar›na iliflkin Kuruma verilen görevleri yerine ifl yerlerinde çal›flmak üzere giden Türk iflçilerinin istekleri getirmek, iflverenlerin yurt d›fl›nda kendi ifl ve faaliyetlerinde halinde iste¤e ba¤l› sigortal› olacaklar› hükmü getirildikten çal›flt›raca¤› iflçileri temin etmesi ile tar›m ifllerinde ücretli sonra, 12 - 126 say›l› Genelgede bunun kapsam›n›n ifl ve iflçi bulma arac›l›¤›na izin verilmesi ve kald›r›lmas›na daralt›larak, iflverenin topluluk sigortas› yapt›rma iliflkin ifllemleri yapmak. Ayn› Kanunun m.20/d bendinde zorunlulu¤unun ortadan kalkmas› için, yurtd›fl›na götürülecek de Kuruma onaylat›lmayan her bir hizmet akdi için idari iflçilerin tamam›n›n iste¤e ba¤l› sigortaya müracaat etmelerinin para cezas› öngörülmüfltür. zorunlu tutularak, aksi takdirde yani tüm iflçiler iste¤e ba¤l› Türkiye ‹fl Kurumu Kanunu'ndaki hüküm genel niteliktedir. sigorta yapt›rmak istemezse yine topluluk sigortas› Kurum an›lan hükme dayanarak, Ülke s›n›rlar› içerisindeki yap›laca¤›n›n öngörülmesi yine Kanunda dayana¤›n› iflçilerin çal›flma koflullar›n› nas›l belirleyemez ise, ayn› flekilde bulmayan bir s›n›rlama olmufltur. yurtd›fl›na gönderilecek iflçilerin sözleflmelerinin içeri¤ini Daha sonra ç›kar›lan 12 - 132 ek say›l› Genelge'de ise; belirleyemez. Yurtd›fl›na götürülecek iflçilerin tabi olaca¤› yurtd›fl›na götürülen iflçiler iste¤e ba¤l› sigortaya veya topluluk sözleflmelerin içeri¤inin belirlenmesi yetkisinin Kuruma verilmesinin isabetli olup olmayaca¤› ayr› bir tart›flma say›l› Kanunun uygulanmas›nda geçici görevle yurt d›fl›na konusudur. Elbette bu iflçilerin tamamen güvencesiz olarak gönderilmifl say›laca¤› yönündeki düzenleme yürürlükten gönderilmesinin kabulü mümkün de¤ildir. Ancak; Kurumun kald›r›lm›fl olacakt›r. Böylece, belirtilen kifliler, 10. maddenin böyle bir yetkiyi kullanabilmesi için kan›mca bunun Kanunda birinci f›kras›nda yer alan ve geçici görevle yurt d›fl›na aç›k surette düzenlenmesi gerekir. Mu¤lak ifadelerden yetki gönderilen sigortal›lara uygulanan düzenlemelere tabi ç›kar›lmas›n›n gelecekte öngörülemez sak›ncalar ortaya tutulamayacakt›r. ç›karmas› kaç›n›lmazd›r. Kanundaki “arac›l›k etmek” ifadesinden hiçbir flekilde bu sözleflmelerin içeri¤ini de Konuyla ilgili olarak, Tasar›n›n 2. maddesinin (B) bendi ile belirlemek yetkisini ç›karmak mümkün de¤ildir. Hele sosyal 5510 say›l› Kanunun 5. maddesine, (g) bendinin eklenmesi güvenli¤inin sa¤lanmas› zorunlulu¤unu hiçbir flekilde öngörülmektedir. Kanunun 5. maddesinde, baz› sigorta ç›karmak mümkün de¤ildir. Arac›l›k etmek ayr›d›r, kollar›n›n uygulanaca¤› sigortal›lara iliflkin hususlar sözleflmenin içeri¤inin oluflturulmas› ayr›d›r. E¤er bu yetki düzenlenmektedir. Tasar›da yer alan düzenlemede bu yönde 4904 say›l› Kanunun 3. maddesinin di¤er bentlerinde yaz›l› getirilmektedir. istihdam politikas› ile ilgili genel ifadelere dayand›r›l›yorsa, bu daha tehlikeli bir aç›l›m demektir. Zira ayn› yetkiyle An›lan hükme göre; “…g) Ülkemiz ile sosyal güvenlik Kurum yurtiçinde yap›lacak ifl sözleflmelerine de müdahale sözleflmesi olmayan ülkelerde ifl üstlenen iflverenlerce yurt edebilecek demektir ki bunun kabulünün mümkün d›fl›ndaki iflyerlerinde çal›flt›r›lmak üzere götürülen Türk olmayaca¤› aç›kt›r. iflçileri 4 üncü maddenin birinci f›kras›n›n (a) bendi Bu konuda Yönetmelik hükmü dahi çeliflki içerisinde. kapsam›nda sigortal› say›l›r ve bunlar hakk›nda k›sa vadeli Gerçekten, Yönetmeli¤in m.3/d bendinde, hizmet akdi, sigorta kollar› ile genel sa¤l›k sigortas› hükümleri uygulan›r. örne¤i Kurum taraf›ndan haz›rlanan akit olarak Bu sigortal›lar›n uzun vadeli sigorta kollar›na tabi olmak tan›mlanm›flken, 4. maddede hizmet akdinin Kurum istemeleri halinde, bu Kanunun 50 nci maddesinin ikinci taraf›ndan onaylanmas›ndan söz edilmektedir. Onay için f›kras›n›n Türkiye'de yasal olarak ikamet etme flart› ile 50 129 idari para cezas› öngörülmüfl olmas› dahi, Kurumun ifllevinin nci maddenin (a) bendinde belirtilen flartlar aranmaks›z›n onaydan ibaret oldu¤unu göstermektedir. haklar›nda iste¤e ba¤l› sigorta hükümleri uygulan›r. Bu Hemen belirtelim ki; örnek sözleflmelerin içeri¤i kapsamda, iste¤e ba¤l› sigorta hükümlerinden incelendi¤inde, bunun sak›ncal› hükümler içerdi¤ini söylemek yararlananlardan ayr›ca genel sa¤l›k sigortas› primi al›nmaz” çok mümkün de¤ildir. Nitekim bu sözleflmeler, yeni yürürlü¤e giren MÖHUK hükümlerine uygun olarak düzenlenmeye Sözü edilen düzenleme, Plan ve Bütçe Komisyonunu çal›fl›lm›flt›r. MÖHUK'da ilk kez ifl sözleflmelerine iliflkin taraf›ndan kabul edilen Tasar›n›n 3. maddesi ile ufak hüküm getirilmifl, an›lan Kanunun 27. maddesinde, ifl de¤iflikli¤e u¤ram›flt›r. sözleflmelerinin, iflçinin mutad iflyeri hukukunun emredici hükümleri uyar›nca sahip olaca¤› asgar koruma sakl› kalmak fiu halde; 5510 say›l› Kanunun an›lan hükmünün yürürlü¤e kayd›yla, taraflar›n seçtikleri hukuka tâbi oldu¤u, taraflar›n girmesiyle birlikte, yurtd›fl›na gönderilen iflçiler hakk›nda hukuk seçimi yapmam›fl olmalar› hâlinde ifl sözleflmesine, k›sa vadeli sigorta kollar› ile genel sa¤l›k sigortas› hükümleri iflçinin iflini mutad olarak yapt›¤› iflyeri hukukunun zorunlu olarak uygulanacak, uzun vadeli sigorta hükümlerine uygulanaca¤›, iflçinin iflini geçici olarak baflka bir ülkede tabi olmalar› iste¤e ba¤l› sigorta hükümlerine tabi olacakt›r. yapmas› hâlinde, bu iflyerinin mutad iflyeri say›lmayaca¤›, Ancak zorunlu k›sa vadeli uygulamas› ile birlikte, Kurum iflçinin iflini belirli bir ülkede mutad olarak yapmay›p devaml› taraf›ndan haz›rlanan tip sözleflmelerdeki, hizmet akdinin olarak birden fazla ülkede yapmas› hâlinde ifl sözleflmesinin, devam› süresince her türlü sa¤l›k hizmetinin, çal›fl›lan ülke iflverenin esas iflyerinin bulundu¤u ülke hukukuna tâbi mevzuat›na göre iflveren taraf›ndan karfl›lanaca¤›na iliflkin olaca¤›, ancak hâlin bütün flartlar›na göre ifl sözleflmesiyle hükmün revize edilmesi gerekmektedir. daha s›k› iliflkili bir hukukun bulunmas› hâlinde sözleflmeye bu hukukun uygulanabilece¤i hükme ba¤lanm›flt›r. 5510 say›l› Kanunun yürürlü¤e girmesiyle birlikte art›k 5510 say›l› Kanun bu konuda ne getirmektedir? iflverenlerin yurtd›fl›na götürdükleri iflçilere sigorta yapmak zorunda olup olmad›klar›na iliflkin bir tart›flma gereksiz hale 5510 say›l› Kanunda Tasar›n›n 28. maddesinin (A) bendinde, gelecektir. Ancak, k›sa vadeli sigortalara iliflkin 5510 say›l› 5510 say›l› Kanunun 10. maddesinin ikinci f›kras›n›n geçici görevlendirme hükmünün yürürlükten kald›r›lmas› Kanun hükümleri uyguland›¤›nda, bildirimler nas›l yap›lacak, öngörülmektedir. Bu ba¤lamda, 5510 say›l› Kanununun olay›n ifl kazas› olup olmad›¤› nas›l denetlenecek, Kurum an›lan hükmünde yer alan ve sosyal güvenlik sözleflmesi oradaki hastanelere yetki mi verecek, ilaçlar›n uygun olup imzalanmayan ülkelerde ifl üstlenen iflverenlerce çal›flt›r›lmak olmad›¤› nas›l denetlenecek? Tüm bu sorunlar›n ç›kar›lacak üzere belirtilen ülkelere götürülen Türk iflçilerinin 5510 yönetmeliklerle çözümlenmesi gerekmektedir. HABERLER

TÜRK‹YE MÜTEAHH‹TLER B‹RL‹⁄‹ BAfiKANLI⁄I'NA 130 M. ERDAL EREN YEN‹DEN SEÇ‹LD‹

Türkiye Müteahhitler Birli¤i'nin 29. Ola¤an Genel Öte yandan, kamu ihale sistemi, geçmiflten bugüne, rasyonel ve Kurulu 16 Nisan 2008 Çarflamba günü Ankara Sheraton fleffaf bir iflleyifle kavuflturulmas› en zor olan bir numaral› sorun Otel'de gerçeklefltirildi. Türkiye Müteahhitler Birli¤i alan›n› oluflturmufltur Hükümetimizin gündeminde bulunan Kamu Baflkanl›¤›'na M. Erdal EREN yeniden seçildi. ‹hale Yasas›'nda yap›lacak düzenlemelerin en k›sa zamanda sonuçland›r›lmas›n› diliyor, sektörümüzün bu alandaki Baflkan M.Erdal Eren Genel Kurulda yapt›¤› konuflmada; beklentilerinin karfl›lanaca¤›n› ümit ediyoruz” dedi. “Geçmiflten bugüne TMB üyelerinin yurtiçi inflaat pazar›ndan hak ettikleri pay› almalar›n›n önündeki en büyük engel afl›r› düflük Türkiye Müteahhitler Birli¤i'nin 29. Ola¤an Genel Kurulu'nda teklifler de dahil olmak üzere kamu ihale sistemi ile siyasetçi seçilen ve önümüzdeki üç y›ll›k dönemde görev alacak olan iliflkisi olmufltur. Mevzuat›n içeri¤inden veya uygulanmas›ndan TMB Yönetim, Denetleme ve Yüksek Dan›flma Kurulu kaynaklanan sorunlar TMB'nin gündeminde hep yer alm›flt›r. üyelerinin listesi afla¤›dad›r. Yönetim Kurulu Üyeleri M. Erdal EREN Baflkan GÖÇAY ‹nflaat Taahhüt ve Ticaret A.fi. Adnan ÇEB‹ Baflkan V. MAK-YOL ‹nflaat Sanayi Tur. ve Tic. A.fi. Emin SAZAK Baflkan V. YÜKSEL ‹nflaat A.fi. Emre AYKAR Baflkan V. YAPI MERKEZ‹ ‹nflaat ve Sanayi A.fi. Yaflar EREN Baflkan V. EREN ‹nflaat Ticaret ve Sanayi Ltd. fiti. Cengiz KÖKSAL Muhasip Üye EKO ‹nflaat ve Ticaret Ltd. fiti. M. Kemal TANKAL Muhasip Üye V. KUR ‹nflaat Tic. ve San. A.fi. Celal KOLO⁄LU Üye KOL‹N ‹nflaat Tur. San. ve Tic. A.fi. Celal SEVER Üye CESAfi ‹nflaat Tic. ve San. A.fi. M. Necati YA⁄CI Üye ZAFER Taahhüt ‹nflaat ve Tic. A.fi. Edip YEN‹GÜN Üye YEN‹GÜN ‹nflaat San. ve Tic. A.fi. Selim BORA Üye SUMMA Turizm Yat›r›mc›l›¤› A.fi. Bülent ERDO⁄AN Üye NUROL ‹nflaat ve Ticaret A.fi. TMB Yönetim Kurulu’na, ‹NTES ‹flveren olarak baflar›lar diliyoruz. TürkMMMB 6. TEKN‹K MÜfiAV‹RL‹K KONGRES‹ YAPILDI Türk Müflavir Mühendisler ve Mimarlar Birli¤i bu y›l, Cumhurbaflkanl›¤› Senfoni Orkestras› fiefi ve Devlet 131 (TürkMMMB), 6.Teknik Müflavirlik Kongresi 3-4 Nisan Opera ve Balesi Genel Müdürü Say›n Prof. Rengim GÖKMEN 2008 tarihlerinde Swissotel Ankara'da gerçeklefltirilmifltir. “Müzi¤in Ahengi” konulu konuflmas› ile yer alm›fl ve sunumuyla Aç›l›fl›n› D›fl Ticaret Müsteflar› Say›n Tuncer KAYALAR'›n tüm kat›l›mc›lara keyifli anlar yaflatm›flt›r. Kongrenin ikinci gerçeklefltirdi¤i kongrede “Teknik Müflavir'in Yaratt›¤› Katma günü ise “Müflavirlik Sektörü Yasal Altyap›s›” konusunun De¤er” ve “Müflavirlik Sektörü Yasal Altyap›s›” konular› çeflitli Birlik üyeleri ve kamu kurumlar› temsilcilerinin kat›ld›¤› kurumlardan konuflmac›lar›n kat›l›m› ile farkl› boyutlar› ile Arama Toplant›s›’nda derinlemesine tart›fl›lmas› ile sona de¤erlendirilmifltir. ermifltir. Kongre aç›l›fl konuflmas›nda Say›n KAYALAR, teknik müflavirlik TürkMMMB 28. GENEL KURUL TOPLANTISI sektörünün ülkemiz mal ve hizmet ihracat›ndaki öncü rolünden Türk Müflavir Mühendisler ve Mimarlar Birli¤i (TürkMMMB) bahsederek sektörün gelifltirilmesinin önemini vurgulam›flt›r. 28. Genel Kurul toplant›s› 4 Nisan 2008 tarihinde Türk Müflavir Mühendisler ve Mimarlar Birli¤inin 2001 y›l›ndan gerçeklefltirilmifltir. beri üyesi oldu¤u Avrupa Müflavirlik Birlikleri Federasyonu (EFCA)'n›n Gelecek Dönem Baflkan› Say›n Panos Toplant›da Birli¤in 2008 - 2010 dönemi Çal›flma Program› PANAGOPOULOS kongreye ana konuflmac› olarak kat›larak, belirlenerek 2008 - 2010 döneminde görev yapmak üzere müflavirlik sektörü genel çerçevesi, yaratt›¤› katma de¤er ve afla¤›daki Yönetim Kurulu seçilmifltir. önemini vurgulayan sunuflunda, müflavir seçiminde kalitenin A. Erkan fiAHMALI - Yönetim Kurulu Baflkan› önemi ve müflavir seçim kriterleri, de¤iflik yat›r›m modellerinde müflavirlik hizmetleri konular›nda aç›klamalarda bulunmufltur. Cemal AKÇA - Baflkan Yard›mc›s› Kongre Birinci Oturumunda “Teknik Müflavir'in Yaratt›¤› Hüseyin TEK‹N - Baflkan Yard›mc›s› Katma De¤er” konusunda kamu kurumu, müteahhitlik firmas›, Yüksel TONGUÇ - Sekreter üye yerli ve yabanc› müflavirlik firmalar› temsilcileri taraf›ndan sunumlar yap›lm›fl, oturumu takiben yap›lan Panelde ayn› Hamdi AYDIN - Sayman Üye konu Birlik üyesi müflavirlik firmalar› temsilcilerinin kat›l›m› Levent TOSUN - Üye ile ayr›nt›lar›yla tart›fl›lm›flt›r. Kongrenin ikinci oturumunda Bar›fl ÖZTEK - Üye ise “Müflavirlik Sektörü Yasal Altyap›s›”, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakanl›¤›, Kamu ‹hale Kurumu Haluk DEM‹R - Üye temsilcilerinin kat›l›m› ile mevcut durum ve yap›lmas› Orhan fi‹MfiEK - Üye gerekenler boyutlar›nda ele al›nm›flt›r. Türk MMMB’nin yeni seçilen Yönetim Kurulu’na, ‹NTES Kongrelerde her y›l yer alan sosyal - aktüel konuk bölümünde ‹flveren olarak baflar›lar diliyoruz. HABERLER

Türkiye Haz›r Beton Birli¤i'nden e¤itime büyük destek.. Türkiye Haz›r Beton Birli¤i (THBB) kuruluflunun 20. THBB'nin deste¤iyle tüm donan›m› sa¤lanan laboratuar, Milli y›l›nda Yap› Ürünleri Üreticileri Federasyonu (YÜF) E¤itim Bakanl›¤› ve THBB yetkililerinin kat›ld›¤› bir törenle ile birlikte ‹nflaat Anadolu Teknik - ‹nflaat Teknik ve Yap› 11 Mart 2008 tarihinde hizmete girdi. Aç›l›fla THBB Yönetim Meslek Liseleri için “Yap› Zemin ve Beton Laboratuarc›l›¤› Kurulu Baflkan› Dr. Ayhan Paksoy, Yap› Ürünleri Üreticileri Bölümü”nü kurarak Türkiye'de bir ilke imza att›. Federasyonu Yönetim Kurulu Baflkan› Adnan ‹¤nebekçili, THBB üst yöneticileri, Milli E¤itim Bakanl›¤› Erkek Teknik 132 Bu proje kapsam›nda, 2007-2008 ö¤retim y›l›nda “Yap› Ö¤retim Genel Müdürü Hüseyin Ac›r ile M.E.B'nin ilgili Zemin ve Beton Laboratuarc›l›¤› Bölümü”ne ait ders bürokratlar› kat›ld›. programlar›, pilot uygulama için seçilen ‹SOV ‹nflaat Anadolu Teknik-‹nflaat Teknik ve Yap› Meslek Lisesi'nde verilecek. Türkiye Haz›r Beton Birli¤i (THBB), 1988 y›l›ndan beri Uygulama sonuçlar›n›n ard›ndan ders program›n›n genel güvenli ve dayan›kl› yap›lar›n inflas› için, standartlara uygun uygulamaya geçmesi sa¤lanacakt›r. Bu programlarda beton üretilmesi, standartlara uygun beton uygulamalar› için, ö¤rencilerin 11. ve 12. s›n›flarda beton teknolojisi, haz›r özellikle deprem riski yüksek bölgelerde yüksek dayan›m beton ve zemin konular›nda uzmanlaflmas› hedefleniyor. s›n›flar›nda beton kullan›lmas› için u¤rafl veriyor.

TÜRK‹YE PREFABR‹K B‹RL‹⁄‹ 24. OLA⁄AN GENEL KURULU YAPILDI

Türkiye Prefabrik Birli¤i 24. Ola¤an Genel Kurulu, yap›lan Denetleme Kurulu seçiminde asil üyeliklerine Altay 19 Nisan 2008 Cumartesi günü Ankara Farabi CK Çizgenakat, Talat Ak›nc› ve Halil Ba¤›ban seçildiler. Otel'de yap›ld›. TPB Tüzü¤ü gere¤ince Yönetim Kurulu Seçimleri 3 y›lda bir Genel Kurul öncesi Birli¤e yeni kat›lan Precast Prefabrik ve yap›lmakta oldu¤undan bu y›l seçim yap›lmad›. Bu nedenle Elit Prefabrike'ye üyelik plaketleri Baflkan Sn. Köksal Anadol Köksal Anadol, Gür Coflkun, Bu¤ra Küçükkayalar, Levent taraf›ndan verildi. Algan, Levent Ongun, Zeki Baykam, ‹lker Oral, Mahir Baykam Genel Kurulun normal ak›fl› içinde 2007 y›l› faaliyetleri ve ve Ekin Da¤yaran'dan oluflan Yönetim Kurulu görevini 2009 2008 y›l› program› ve bütçesinin görüflülmesinden sonra y›l›na kadar sürdürecektir. AVRUPA B‹RL‹⁄‹, KGS - KAL‹TE GÜVENCE S‹STEM‹'N‹ YAPI MALZEMELER‹NDE CE ‹fiARET‹ VEREB‹LMES‹ ‹Ç‹N YETK‹LEND‹RD‹

Bilindi¤i üzere CE iflareti, bir ürünün Avrupa'da serbest dolafl›m›n› ve iç piyasaya arz›na izin veren güvenlik ve kalite iflaretidir. Gümrük Birli¤i anlaflmas› çerçevesinde ülkemizde de bu mevzuat uygulamaya al›nm›flt›r. Bu kapsamda 01.01.2007 tarihinde zorunlu olarak yürürlü¤e giren Yap› Malzemeleri Yönetmeli¤i ile art›k Türkiye s›n›rlar› içerisinde tüketiliyor olsa bile çeflitli yap› malzemeleri CE iflaretlemesine tabi oldu. Topraklar›n›n tamam›na yak›n› deprem tehdidi alt›nda bulunan ülkemizde kaliteli yap› malzemesi üretiminin sa¤lanmas› amac›yla, denetim ve belgelendirme yapan KGS, CE Belgelemesi yapmak üzere ilk olarak Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakanl›¤›'na baflvuruda bulundu. 133 Bakanl›¤›n görevlendirmesiyle KGS, Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) taraf›ndan onaylanm›fl kurulufl incelemesinden baflar›yla geçti ve D›fl Ticaret Müsteflarl›¤› taraf›ndan KGS'nin dosyas› 2007 y›l›nda CE belgelemesi yapacak onaylanm›fl kurulufl olarak atanmas› için Avrupa Birli¤i Komisyonu'na iletildi. AB Komisyonu'nun 16.04.2008 tarihinde yapt›¤› resmi duyuru ile KGS, 2055 kimlik numaras› ile belgelendirme kapsam›nda yer alan agregalar ve kimyasal katk›lar için CE belgelemesi yapacak onaylanm›fl kurulufl olarak atand›. Böylece KGS, Türkiye'nin ilk onaylanm›fl kurulufllardan biri oldu. Ürünler:

ÜRÜN STANDART Beton Agregalar› EN 12620:2002 Agregalar -Yollar, Havaalanlar› ve Trafi¤e Aç›k Di¤er Alanlarda Kullan›lacak Yüzey ‹fllemleri EN 13043:2002 ve Bitümlü Kar›fl›mlar ‹çin EN 13043:2002/AC:2004 Agregalar -Yollar ve ‹nflaat Mühendisli¤i Yap›lar›nda Kullan›m ‹çin Hidrolik Ba¤lay›c› ve EN 13242:2002 Ba¤lay›c›s›z Malzemeler EN 13242:2002/AC:2004

Hafif Agregalar - Bölüm 1: Beton, harç ve flerbette kullan›m için EN 13055-1:2002 Demiryolu balastlar› için agregalar EN 13450:2002 EN 13450:2002/AC:2004 Agregalar - Harç yap›m› için EN 13139:2002

Kimyasal Katk›lar - Beton, Harç ve fierbet ‹çin- Bölüm 2: Beton Katk›lar›- Tarifler ve EN 934-2:2001 Özellikler, Uygunluk, ‹flaretleme ve Etiketleme EN 934-2:2001/A1:2004 EN 934-2:2001/A1:2005 Kimyasal Katk›lar - Beton, Harç ve fierbet ‹çin- Bölüm 4: Öngerme Çeli¤i ‹çin fierbet EN 934-4:2001 Katk›lar›-Tarifler, Özellikler, Uygunluk, ‹flaretleme ve Etiketleme

CE iflareti, topraklar›n›n tamam›na yak›n› deprem tehlikesi alt›nda bulunan ülkemizin kaliteli yap› malzemesi üretimi hedefine ulaflabilmesi için at›lan ciddi ad›mlardan biri. Bunun yan› s›ra, Türkiye'den onaylanm›fl kurulufllar›n atanmas›, Türk inflaat, haz›r beton, agrega ve yap› kimyasallar› sektörleri için de çok önemli. Ana faaliyet alan› olan ve CE kapsam›na girmeyen haz›r betonun denetimlerini yo¤un bir flekilde sürdüren KGS, Türkiye çap›nda gönüllü 300 haz›r beton tesisini denetleyip belgelendirerek kaliteli haz›r beton üretimine büyük katk› sa¤l›yor. KGS, di¤er temel yap› malzemelerinde CE belgelendirmesi yapmak için kapsam geniflletme çal›flmalar›n› sürdürüyor. HABERLER

134

‹NTES SANAT GALER‹S‹'NDE SANAT ETK‹NL‹KLER‹

Türkiye ‹nflaat Sanayicileri ‹flveren Sendikas› (‹NTES) Kulübü'nün açt›¤› bu serginin tüm geliri Ankara Keçiören sanata verdi¤i önemi gösteren etkinliklerine yenilerini Talia Yaflar Bakdur ‹lkö¤retim Okulu'nda yap›lacak resim ekledi. atölyesine ba¤›flland›.

‹NTES'in Sanat Galerisi’nde 14 Mart 2008'de Ankara Kiwanis ‹NTES Sanat Galerisi'ndeki ikinci sergiyi 2 Nisan 2008'de Kulübü'nün karma resim sergisi aç›ld›. Sergide, Adnan Turani, ressam Suat Orgun açt›. “Kentlerin Dans›” konulu resim Bünyamin Balamir, Ekrem Kadak, Hayat› Misman, Kay›han sergisinde Orgun'un özgün eserleri sergilendi. Sergi Keskinok, Mustafa Ayaz ve Sabri Akça gibi kamuoyunun sanatseverler taraf›ndan be¤eni toplad›. yak›ndan tan›d›¤› ressamlar›n da bulundu¤u 33 ressam›n ‹NTES Sanat Galerisi'nde üçüncü sergi 2 May›s 2008'de eserleri sergilendi¤i etkinlik büyük ilgi gördü. aç›ld›. Seramik sanatç›s› Aysel ÖZEN‹R ile ressam Sema “Öncelikle Çocuk” slogan› ile çocuk sa¤l›¤›, beslenmesi, ÖZEN‹RLER birlikte açt›klar› sergide eserlerini sanatseverlerin bak›m ve e¤itimi gibi konularda hizmet üreten Ankara Kiwanis be¤enisine sundular. YEN‹ YAYINLAR

‹ST‹SNA AKD‹NDE MÜTEAHH‹D‹N VE ‹fi SAH‹B‹N‹N TEMERRÜDÜ/ Avukat Prof. Dr. Kemal Day›nlarl›

Tüm dünyada modern teknoloji inflaat sektörünü de etkilemifltir. fiöyle ki, bafl döndürücü biçimde meydana gelen oluflumlar 135 ve h›zl› yap›laflmalar, eser sözleflmesinde müteahhidin ve ifl sahibinin temerrüdüne dayanan önemi daha da art›rm›flt›r. Uzayda belli yörüngelerinde dolaflan uydulara, aç›k denizlerin dibinde kurulmas› düflünülen muhtemel yerleflim yerlerine, yaz›l›m teknolojisi alan›nda ortaya ç›kan yeni sözleflme türlerine, maddi olmayan sonuçlar› kapsayan istisna akitlerine, hatta sanatç›lar›n sahnelerde flark› icra etmelerine iliflkin eser sözleflmesine bak›ld›¤›nda, tüm bunlar›n, bu alandaki sözleflmeler yelpazesini zenginlefltirdi¤i görülmektedir. Bir yandan elektronik ortam›n sundu¤u modern teknolojiye, di¤er yandan flimdiye kadar al›fl›lmam›fl h›zla izledi¤imiz yeniliklere hukuk düzeni uyum sa¤lamakta zorlanmaktad›r. Bununla birlikte, müteahhidin ve ifl sahibinin temerrüdü inflaat sektöründe hak taleplerinin ileri sürülmesinde en çok baflvurulan hususlardan biri olarak önemini muhafaza etmektedir. Bu itibarla, eserin bu bask›s›nda, gerek Türkiye'de gerekse yurtd›fl›nda Türk müteahhitlerinin consortium veya joint venture biçiminde yabanc›larla yapt›klar› ortak giriflimlerde karfl›lafl›lan temerrüt sorunlar›n›n çözümüne yer verilmifltir. Ayr›ca, temerrüt faizini aflan ve Borçlar Kanununun 105. maddesi hükmü uyar›nca talep edilebilen munzam zarar›n tazmini, hüküm ve sonuçlar› yeni görüfllerin ›fl›¤› alt›nda irdelenmifltir. Buna ilâveten eser yeniden gözden geçirilmifl, geniflletilmifl, güncellefltirilmifl, mevzuat de¤ifliklikleri eserin ilgili bölümlerine aktar›lm›fl ve konuya iliflkin özellikle Yarg›tay 15. Hukuk Dairesinin ve Yarg›tay Hukuk Genel Kurulunun yerleflik ve yön de¤ifltiren son içtihatlar› eserin ilgili bölümlerine ifllenmifltir. Günümüzde, özellikle inflaat sektöründe, eser sözleflmelerinden do¤an uyuflmazl›klar›n çözüme kavuflturulmas› için tahkim (arbitration) yoluna müracaat edildi¤ine s›kça tan›k olmaktay›z. Bu ba¤lamda, ülkelerin ço¤u, kendi yasal düzenlemeleri aras›nda yer alan iç tahkim ve milletleraras› tahkim kurallar›n›n uygulanmas›n› teflvik etmektedir. Gayet tabiidir ki taraflar›n müflterek mutabakat› ile ticari sözleflmelerine derç edecekleri tahkim flart› uyar›nca UNCITRAL Uzlaflma ve Tahkim Kurallar›n›n veya Milletleraras› Ticaret Odas›n›n Tahkim Kurallar›n›n uygulanmas› da mümkündür. Bu arada, flartlar› oluflmuflsa ICSID Kurallar› da uygulama alan› bulur. Ayr›ca di¤er Alternatif Uyuflmazl›k Çözüm Yollar›n› da unutmamak gerekir. Bu hususlar eserde incelenmifltir.

Kitab› Temin ‹çin: Day›nlarl› Hukuk Yay›nlar› Ltd. fiti. Tunal› Hilmi Cad. No:113/ 9, 06700 Kavakl›dere- AnkaraTel: 0 312 468 35 84 |/ 0 312 426 73 58 • Faks: 0312 426 61 60 e-mail: [email protected][email protected] • Web: www.dayinlarli.gen.tr • www.dayinlarlihukuk.com SUMMARY

FILE / HISTORY OF ANATOLIA

In this issue we introduce you historical and cultural places of Anatolia in our country, which is vital for tourism of the country. In our country, there are many cultural assets from Nemrut to the house of the Virgin Mary in Selçuk. In this issue, we tried to remind you important historical and cultural places of our country. Some of these are; Elaz›¤ with Harput Castle, Do¤ubayaz›t, a city of castles and tombs, Akflehir with famous stories of Nasreddin Hoca, ancient city Bal›kesir, and more… In many books written after 5th century A.D. states that Virgin Mary lived in Ephesus. In the village of fiirince, on 15th August of each year, Orthodox Greeks have been making sacramental celebration, which is named with “Panaya Kapulu”, related to the death of Virgin Mary. Museum of Civilizations of Anatolia in Ankara is the famous museum over the world. The first museum in Ankara was established in 1921. Museum of Civilizations of Anatolia, which attracts the attentions with its history and rich peculiar collection, was selected as “Year's Museum in Europe” in 1997. In this issue, you will go to the heart of Anatolia and read richness and goodness of big 136 Anatolia.

LAW/ “ARBITRATION AND PUBLIC PROCUREMENT LAW”

On this page, you will read an article regarding arbitration in general and the regulation of arbitration in contracts, which is the important issue for our sector. The article was written by Yüksel Ersoy, a Professor of Bilkent University, Faculty of Law, in International Arbitration Law. The article is separated into five parts; which are Regulation of International Arbitration in Concession Agreements, Regulation of International Arbitration Law, Settlement of Disputes in Public Procurement Agreements and Regulation of Arbitration in Public Procurement Agreements and Outcome. Regulation of arbitration in public procurement agreements, in the article, have four essential elements that are regulation of arbitration in the law no. 4735 and standard contract, regulation relating arbitration in standard contracts, preventing arbitration between Turkish parties and limitation in the event of any foreign factor. The law no. 4735 concerning the Law of Public Procurement Agreements has essential regulations regarding the issue. According to the article 5 of the law, standard contracts relating purchasing of goods and services and works are regulated under this article. According to the 2nd paragraph of the same article, contracts of the Administration shall be prepared basing on the provisions stated in standard contracts. In the article, you will read the regulation and evaluation of the arbitration in public procurement issues. SUMMARY

REVIEW/ DR. MUSTAFA AfiULA/ “CONSTRUCTION SECTOR IN ABROAD FROM PAST TO PRESENT”

On this page, you will read an article on the construction sector in abroad, written by Dr. Mustafa Aflula, retired ambassador. Mustafa Aflula has the doctor's degree in law. After completing his education in law, he has appointed to the Ministry of Foreign Affairs and for 17 years in total he performed as Embassy in many countries like Libya, OECD, Pakistan and Kazakhstan. After retirement, he has worked as foreign affairs consultant in private sector. In this article, he explained us his memory from Libya while he was the ambassador there. In 70s, Turkish construction sector in abroad had handicap, which were foreign policy and diplomatic services. However, classical diplomacy had turned out to be economical diplomacy. Common foreign policy was not another thing of common economical policy. The first experience of our country on construction services in abroad was Libya. Our country both in contracting sector and in foreign trade had relation with Libya. In Libya, classical form and rules of diplomacy was not known. However, our entrepreneurs had vital interests to run a business in Libya. Also, the competition in Libya was very rough. For this reason, at that term, formalism and diplomacy were left while running a business in Libya. In the article you will read the detail of contracting services in Libya. 137

LABOUR LIFE/ PROF.DR. ÖMER EKMEKÇ‹/ “EMPLOYMENT IN ABROAD”

On this page, you will read an article regarding employment in abroad, which is the one of the most important issues of our sector. The article was written by Ömer Ekmekçi, a professor of Istanbul University on Labour and Social Security Law. By many years, our country has been employing workers in abroad. Also, Turkish contractors have undertaken commitment works in the countries over the world or due to some economical reasons; they have made their investments in abroad. All these relations made social security law updated with international dimensions. The topic of social security of workers, who are sent to abroad by Turkish construction industrialists, always has some legal problems. Legal problems have been tried to overcome by bilateral social security agreements. However, these agreements do not always mean that no problem would be arisen about the social security of Turkish workers. Lack of sufficient social security infrastructure in those some countries causes some difficulties. The main problem is about the relations with the countries which have no social security agreements with our country. There are many matters on this subject. What the new law no. 5510 will bring on this issue? In the article, you will read the evaluation of the issue in detail. SUMMARY

MEETINGS/

INTES Solution Searching Conference: A solution searching conference with the topic of “problems in employment of Turkish workers in abroad” was held on 4th April 2008 at Tekfen Tower/Istanbul. The honour speaker of the meeting was Faruk Çelik, the Minister of Labor and Social Security. Opening speech of the meeting was made by M. fiükrü Koço¤lu, the Chairman of INTES. He stated that employment was very vital for the sector and the country. He emphasized that employment in abroad of the sector must be induced by the State. He expressed that the number of Turkish employees in abroad was 75 thousand 268 in 2007 and the nearly complete of these workers is from the construction sector. The construction sector works in 68 different countries. It is a real necessity to make social security agreements with North African and Middle Asia countries. •INTES Traditional Meeting: A traditional meeting of INTES was held on 10th April 2008 at Swiss Hotel. The honour speaker of the meeting was Ertu¤rul Günay, the Minister of Culture and Tourism. M. fiükrü Koço¤lu, the Chairman of INTES, was made the opening speech of the meeting and he stated in his speech that presentation of Turkey is not up to the mark. Our slogan in tourism should be “tourism covering whole the year in Anatolia”. He emphasized that the number of tourist visited our country in 2007 reached 27 million; the share of Turkey 138 over the world's tourism is about 2% that should be increased more. We believe that we need a good tourism planning which shows our cultural and historical wealth to the world.

ART AND CULTURE/ “RICHNESS OF ANATOLIA: BREAD”

In this issue, we mentioned one of the richness of Anatolia, which is culture of food. Every piece of culture of food is a new article topic, however; just bread could be as starter, which is the basic food. Considering that, in this article we glance at bread and food culture in our country. History of food is as old as the human history, since food is the most basic activity from the existence of human being. At years 4000 B.C. Egyptians discovered the bakers' yeast and thus the history of bread has started. From the primitive civilizations to Byzantine term, wheat and bread are very important. While the food consumption of Turks in Middle Asia was meat and milk based in Mesopotamia, there was grain agriculture and, in Aegean was stand out with a variety of vegetables and fruits. These three types of nutrition have formed the basis of kitchen culture of Anatolia. Also, in term, bakery and bread have developed with palace kitchen. In the history of Ottoman, the work of a baker has become a serious commercial activity. In that term, the most important nutrient was bread and it was vital that bread was plentiful and cheap. In the article, you will read the detail of the rich food culture of Anatolia. SUMMARY

INSTITUTION/ “MINISTRY OF CULTURE AND TOURISM GENERAL DIRECTORATE OF INTRODUCTION”

Duties of General Directorate of Introduction are stated under the law no. 4848. Accordingly, duties of the General Directorate of Introduction are to introduce our countries' national, historical, cultural, tourism values, to improve common projects with institutions, hospitality, to prepare introduction materials, to make searching for tourism policies of our country. Our introduction strategy according to the Turkish Tourism Strategy 2023 is focused on the being Turkiye trademark. Activities of introduction are implemented by 36 liaison offices in 33 countries. Also the offices in Riyad, Sofia, New Delhi and Islamabad are opened. In order to introduce our country's cultural and historical values, some advertisement activities in abroad are realized. In 2008, campaign in advertisement is fulfilled in approximately 83 countries. One of the important duties of the General Directorate is accommodation and hospitality. In 2006, 1130 member of media, 1079 representatives of travel sector is extended hospitality. Improvement in domestic tourism sector is as important as foreign tourism sector. In the world, the countries that have the most tourists have also got the high domestic tourism potential. With this aim, studies on improvement of domestic tourism and public relations will be continued in 2008. You can read in detail the article concerning the active introduction of Turkey. 139

PORTRAIT/ “DEN‹Z GÜRAY”

In this issue, we interviewed Deniz Güray, a haute couture creator, and a member of Steering Committee of Özdemir ‹nflaat A.fi., a member construction firm of INTES. She has her own haute couture boutique since 1982. She was born in Izmir. She completed her university education at Ankara Press and Information College, Department of Radio and Television. After graduated from the school, she started to work in fashion sector, which she believes that another way of communication. In this issue, she explained us the idea of “Levent Güray Tennis Tournament”. This year, the tournament is in its second year and she believes that it will be repeated every year. This year, the attendee number reached 176; this makes them happy and contented. Nowadays, she has been working on haute couture projects in her fashion atelier. And she has a project to combine two different sectors; fashion and construction. She states that it would be interesting to organize a fashion parade at “construction site” in order to focus on the matters of construction sector. LEVENT GÜRAY ANISINA

2006 y›l›nda kaybetti¤imiz yönetim kurulu üyemiz, Merhum Levent Güray her y›l ad›na düzenlenen tenis turnuvas›yla an›l›yor. Bu y›l 2. düzenlenen turnuvada inflaat sanayicileri müsabakalarla biraraya geldi. Kendisini özlemle an›yoruz.