Seyit Battal Gazi Tekkesi`Nin Tarihsel Sürekliliği Ve Koruma Sorunları
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017 SEYİT BATTAL GAZİ TEKKESİ’NİN TARİHSEL SÜREKLİLİĞİ ve * KORUMA SORUNLARI HISTORICAL CONTINIUTY OF SEYYID BATTAL GAZI TEKKE AND ITS CONSERVATION PROBLEMS Betül Gelengül EKİMCİ1 ÖZET Eskişehir’e bağlı Seyitgazi günümüzde yaklaşık 13.000 nüfuslu küçük bir ilçedir. Ancak tarihi ticaret yolları üzerindeki konumuyla Friglerden itibaren canlı bir merkez olmuştur. Bizans dönemindeki Nakoleia, Seyitgazi ismini Alp-Eren-Gazi kimliğiyle Anadolu’nun İslamlaşmasında önemli rol oynayan Seyit Battal Gazi adına burada yaptırılan türbe ve zaviyeden alır. 13. yüzyılda Selçuklu Sultanı Ümmühan Hatun tarafından yaptırılan yapılar, hem Üçler Tepesi üzerindeki hâkim konumu, hem de küçük kasaba yapıları arasında etkileyici mimarileriyle anıtsal kuruluşlardır. Sünni İslam inancına bağlı Selçuklu sultanlarınca kurulan yapılar, bölgeye gelen Türk nüfusun İslamlaşma sürecinde, Kalenderî-Alevî-Bektaşî topluluğun yerleşmiş geleneklerinde de kutsal olarak kabul edilen dini bir merkez olmuştur. Böylece Selçuklu döneminde kurulan yapılar kompleksi, Osmanlı döneminde, birden fazla dini topluluğun inanç ritüellerine hizmet etmek üzere, yine bizzat sultanlar ve üst düzey yöneticiler tarafından yaptırılan eklerle bugünkü şeklini almıştır. Günümüzde Seyit Gazi Külliyesi ve yakın çevresi Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde olduğu gibi, belirli dini topluluklar için önem taşıyan “kutsal mekân” olma özelliğini sürdürmektedir. Bu yaşayan kültür mirasının dikkatle yaklaşılması gereken özel bir yer olduğu göz önüne alındığında, burada yapılacak müdahalenin kapsayıcı, ayrıntılı çalışmalarla gerçekleştirilmesi büyük önem kazanmaktadır. Koruma müdahaleleri yalnızca teknik anlamda yapıların ayakta kalabilmesiyle sınırlı değildir. Mekânla ilgili düzenlemeler mimarinin litürjik anlamlarının silinmesine sebep olmamalıdır. Kültürel miras ve korumanın genişleyen tanımı kültürel çeşitliliğin korunması sorumluluğunu getirmektedir. Bu konuda ICOMOS’un 2011 yılında kabul ettiği Valetta İlkelerinde yer alan Turizm başlıklı öneri uyarınca: “…Turizmin tarihi kentlerde gelişmesi, anıtların ve açık alanların iyileştirilmesi; yerel toplulukların kimliğine ve geleneksel etkinliklerine saygı ve destek ile bölgesel ve çevresel karakterin korunması üzerine kurulmalıdır.” Bu çalışma kapsamında 2006-2009 yıllarında Seyitgazi Külliyesi’nde gerçekleştirilen restorasyon çalışması ve 2014 yılında Seyitgazi Kaymakamlığı ve Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA)’yla ortaklaşa başlatılan “Turizm Potansiyelinin Geliştirilmesi Projesi” kapsamında yapılan uygulamalar, somut ve somut olmayan kültürel miras arasındaki köklü karşılıklı bağlılık göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Somut ve Somut Olmayan Kültürel Miras, Kutsal mekân, Alevî-Bektaşi, Tekke, Seyitgazi. * Bu bildirinin hazırlanmasında yazarın “Ekimci, B. G. (2017), “Sacred Precinct Seyitgazi: Religious Architecture of Alevî-Bektashi Communities in Anatolia”, Turkish Studies from Different Perspectives, Ed. M. Uydacı, Athens Institute for Education and Resesarch, Athens, Greece, s.143-161’deki makalesinden yararlanılmıştır. 1Yard. Doç. Dr., Anadolu Üniversitesi, Eskişehir, [email protected] 175 Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017 ABSTRACT Seyitgazi is a small town with its 13.000 population at a district of Eskişehir Province. However, it has become a vibrant centre from the Phrygians due to its position on historical trade routes. Byzantine city Nakoleia was named as Seyitgazi after the construction of zaviye and a tomb dedicated to Battal Gazi, a Muslim saint and warrior in the 8th century. The zaviye containing a tomb was built in 1208 on a hill overlooking the town by Ümmühan Hatun, wife of the Anatolian Seljuk Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev. During the Islamization of Anatolia, these structures established by the Sultans connected to the Sunni Islamic belief have become a sacred religious centre of the Kalenderî-Alevî-Bektashi community too and further extended in 1511 by the Ottomansultans to serve the rituals of more than one religious community. The shrine and the adjoining complex remain popular with local as well as foreign visitors. Given the fact that this multi-layered cultural heritage is a special architectural complex with its utmost importance, the interventions need to be carried out with detailed studies here. The interventions, which are generally viewed as technical issues within the field of preservation aren't limited to the survival of structures. The liturgical meaning of the architecture-between worship and the space in which it occurs- must not be erased during the arrangements of the space. The wider definition of cultural heritage and conservation also brings responsibility for the preservation of cultural diversity. According to the proposal titled tourism in the Valletta Principles adopted by the ICOMOS in 2011: “The development of tourism in historic towns should be based on the enhancement of monuments and open spaces; on respect and support for local community identity and its culture and traditional activities; and on the safeguarding of regional and environmental character.” Within the scope of this study, the restoration of Seyyid Gazi Complex realized in 2006-2009 and implementation made within the scope of the "Tourism Potential Development Project" initiated jointly by Seyitgazi District Governorate and Bursa-Eskişehir-Bilecik Development Agency (BEBKA) in 2014 has been evaluated taking into account the deep mutual commitment between the tangible and intangible cultural heritage. KeyWords:Tangible and intangible cultural heritage, sacred places, Alevî-Bektashi, religious architecture, Seyitgazi. GİRİŞ Son yıllarda yerel yönetimler Seyitgazi İlçesinde ekonomik kalkınmanın sağlanması için turizminin geliştirilmesine önem vermekte, bu amaçla yörenin sahip olduğu arkeolojik, kültürel ve doğal varlıkların korunması ve sunumu üzerine proje ve uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Eskişehir Kültür Başkentliği'nin sağladığı olanaklarla, 2011 yılı, kent ve kültür değerleri açısından önemli bir yıl olmuştur. Kültür Başkentliği kapsamında öncelikli olarak bölgenin kültür varlıklarının tespiti ve tanıtımına ilişkin çalışmalarla, tehlikede olan anıtların restorasyon uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Seyitgazi İlçesi’nde her yıl binlerce insan tarafından ziyaret edilen üç büyük tekke ve çeşitli türbeler bölgenin inanç turizmi açısından önemli kültürel varlıklarıdır. Söz konusu kutsal mekânların bir arada bulunması, kültürel peyzaj açısından adeta bir açık hava müzesi oluşturmuştur. Çeşitli sebeplerle hasar gören Şücâeddin Velî ve Uryan Baba tekkeleri Eskişehir Kültür Başkentliği kalıcı eser uygulamaları kapsamında onarımı gerçekleştirilen yapılar arasında yer almaktadır (Ekimci, 2015:421). Kültür Başkentliği çerçevesinde BEBKA“Seyitgazi Bölgesi Turizmin Geliştirilmesi” projesi ile Seyit Battal Gazi Tekkesi’nin tanıtımıyla ilgili çalışmalar kamuoyuna duyurulmuş ve tekke içinde çeşitli düzenlemeler ve kültürel etkinlikler gerçekleştirilmiştir. İlçedeki kutsal mekânların korunmasına yönelik bu gelişmeler önemli olmakla birlikte yeterli değildir. Belirli topluluklar için dini önem taşıyan kutsal alanlar; ICCROM'a göre, yaşayan dini miras, diğer miras türlerinden ayrılan özelliklere sahiptir. Dini toplulukların ibadet alışkanlıklarının, kuşaktan kuşağa aktarılan uygulamaların, ritüellerin ve geleneklerin yaşatıldığı kutsal yerlerin aynı zamanda turizme açık olması ve farklı kesimden insanların da burayı ziyaret etmek istemesi bu yerlerin 176 Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017 korunabilmesine yönelik bütüncül koruma çalışmaları yürütülmesini gerektirmektedir. İlçeye adını veren ve bölgenin bir inanç merkezine dönüşmesinin temel unsurlarından Seyit Battal Gazi Tekkesi 2006-2009 yılları arasında halen üzerinde tartışılan kapsamlı bir onarım geçirmiştir. Şimdiye kadar yapılan koruma uygulamalarının ardından karşılaşılan sorunların başında teknik problemler ve farklı dini grupların ibadet alışkanlıkları gereği kutsal mekânı etkin olarak kullanamaması, binayı yaşatan topluluğun giderek uzaklaşması gelmektedir. Bu sorunların çözümüne yönelik olarak, dini öneme sahip kültür mirasına sahip çıkarken, farklılıkların ve çeşitliliklerin ortaya konmasına ve bunlara dinsel hoşgörü, saygı ve anlayışla bakılmasına katkı sağlayan bütüncül uygulamalara ihtiyaç duyulmaktadır. Yapıların tarihsel kimliğini, burada süregelen sosyal ve kültürel yaşamı derinlemesine araştıran, bu yapıları evrensel bir kurum olarak değerlendiren ve en iyi biçimde sunan yaklaşımlar dünya barışının ve kültürlerarası iletişimin gelişmesinde de önemli rol oynamaktadır. Seyit Battal Gazi Tekkesi’nin yaklaşık 800 yıllık tarihsel birikimini değerlendiren akademik çalışmalar bulunmakla birlikte anıtın fiziksel niteliklerini etkileyen kendine özgü manevî yapısı ve mekânı yaşatan halkın dinî pratikleriyle ilişkisini araştıran çalışmalar sınırlıdır. Burada sunulan çalışmada, uygulamada göz ardı edilen "mekânsal kuruluş ve sosyo-kültürel yaşama ilişkin bağlantılar” ortaya koyularak fiziksel mekânın daha iyi anlaşılmasını sağlamak, anıtın yaşatılması ve geleceğinin güvenceye alınması konusunda öneriler geliştirilmesine katkıda bulunmak hedeflenmektedir. Seyitgazi'deki Tekkeler Anadolu'da Alevî-Bektaşî dini mimarisinin simgesel anlamı yüksek anıtsal yapılarından üç büyük tekke: Seyitbattal Gazi, Şücâeddin