ATATÜRK-İNÖNÜ İLİŞKİLERİ İlk Beraberlikten Sonuna Kadar
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Bu kitabı çevrenın “Bir tek erkek çocuğun var okutma” ısrarlarına rağmen zor koşullarda okumama olanak sağlayan babama ve her zaman ona okumam konusunda destek olan anneme adıyorum. ATATÜRK-İNÖNÜ İLİŞKİLERİ İlk Beraberlikten Sonuna Kadar ATATÜRK-İNÖNÜ İLİŞKİLERİ İlk Beraberlikten Sonuna Kadar NAZMİ KAL Ankara, 2020 ATATÜRK-İNÖNÜ İLİŞKİLERİ İlk Beraberlikten Sonuna Kadar Nazmi KAL TRT Yapımcı ve Sunucu ISBN: 978-605-87653-4-4 © Bu eserde yayımlanan yazıların sorumluluğu ve telif hakkı, yazarın kendisine aittir. Tanıtım amaçlı kısa alıntılar dışında, yazarın yazılı izni olmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz. Adres MKTM Elektronik Sanayi Ticaret A.Ş. Sülün Sokak. No: 26 1. Levent/İstanbul Beşiktaş Vergi Dairesi:6221822699 Baskıya Hazırlık Salmat Basım Yayıncılık Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. Sebze Bahçeleri Caddesi Arpacıoğlu İş Hanı No:95/1 İskitler/ANKARA Tel: (0312) 341 10 24 • Faks: (0312) 341 30 50 www.salmatbasim.com.tr • email: [email protected] Serfitika No: 47771 İletişim: www.nazmikal.com [email protected] instagram.com/nazmikal facebook.com/nazmikal nazmikal@kalnazmi 0532 2635511 Baskı Tarihi: 20.10.2020 İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM Askerlik Yılları ..............................................................................1 İKİNCİ BÖLÜM Sivil Yıllar ............................................................................... 91 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Devrimler Başlıyor ....................................................................109 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Çarıktan Demir Çeliğe .............................................................127 BEŞİNCİ BÖLÜM Ayrılığa Doğru ..........................................................................175 Son Söz ......................................................................................241 Nazmi Kal Biyografi ..................................................................245 Yararlanılan Kaynaklar ..............................................................247 Kitapta Adı Geçen Önemli Kişilerin Biyografiler ...................249 Ekler ..........................................................................................259 Nazmi Kal’ın Yayınlanmış Kitapları .........................................261 ÖN SÖZ Kimsenin inkâr edemeyeceği gerçek Atatürk ve İnönü’nün Türkiye Cumhuriyeti’nin ve yakın tarihimizin iki önemli kişiliği ol- masıdır. Onlar 1916’dan 1937’ye kadar 21 yıl boyunca “Kemal” ve “İs- met” olarak kaldılar. Tarih onların şanlı destanını yazarken araların- da yıpranmadan süren bu eşsiz arkadaşlığı anlatmayı bazen unut- muştur. Onların devlet idaresinde bu kadar iyi uyum sağlamaları ve bu ilişkilerinin uzun sürmesi az rastlanır bir dostluğun ispatıdır. Milli Mücadele ve Cumhuriyet tarihi bu iki arkadaşın birlikte başarıyla ve onurla devem eden, önemsiz bir kırgınlıkla sona eren öyküleridir. Elbette İsmet Paşa bir Mustafa Kemal değildir. Karakterleri tıpatıp aynı değildir ama hedefleri birdir. Bu hedefe birbirlerini ta- mamlayarak yürümüşlerdir. Ben bu kitapta yüce milletimizin bugün de yarın da unutama- yacağı iki önder kişiliğin birbirleri ile ilişkileri çerçevesinde yakın tarihimizi de anlatmaya çalıştım. Yakın tarihimize ışık tutan olay- ları; çağdaş, demokratik, laik ve sosyal bir Türkiye Cumhuriyeti aşığı olarak ve yalanlara, iftiralara, yakıştırmalara cevap olmak üzere yo- rumladım. Doğaldır ki, iki büyük önderin her zaman pırıl pırıl güneşli, ara ara gölgeli ilişkilerini yargılamam beklenemezdi. Aralarında geçen tartışmalara taraf olup, hangisi haklı hangisi haksız yorumunu yapıp bir yargıya varmak çok iddialı olurdu. Böyle bir yargıya varmak çok geniş araştırmaları gerektirirdi. İsmet Paşa, Şevket Süreyya Aydemir’in yakıştırması ile gerçek bir ‘İkinci Adam’dı. Bu ‘İkinci Adam’ benzetmesi birinci adamın ye- rine geçince onun boşluğunu doldurabildi mi? İlkelerini, düşüncele- rini hedeflerini sürdürebildi mi? Bu, biraz tartışmalıdır. Her tarihsel olayı kendi ortamı içinde değerlendirmek gerekir. VIII ÖN SÖZ Atatürk’ün atılımcı, yiğit, ilerici, kararlarını halka benimse- tecek, gerçek hayata uygulayacak bir fikir, düşünce, icraat adamına ihtiyacı vardı. Aradığı bütün özellikleri İsmet Paşa’da bulmuştu. Atatürk’ün “Çocuklar eğer ben Çankaya’da rahat edebiliyorsam İsmet’in sayesindedir” “Çocuklar, eğer ben ölürsem İsmet’in arkasından gidin” Atatürk’ün sofrasında bulunup da bu sözleri duymayan yok gi- bidir. Onlar da insandı ve zaman zaman görüş ayrılıklarına düşme- leri olağandı. Bu görüş ayrılığı elbette türlü yorumlara neden olacak, çevreden gelen kışkırtmalarla tırmandırılacaktır. Tüm kışkırtma ve ara bozma çalışmalarına karşın hiçbir zaman bağlar kopmamış ama biraz zayıflamıştır. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları bu iki kişiliğin üzerinden Cumhuriyetin değerlerine saldırmakta, Atatürk’e saldırmaya cesaret edemeyenler İnönü üzerinden laik, çağdaş ve bilimi ön planda tutan Cumhuriyeti karalamaktadır. Cumhuriyet yerine şeriat kanunlarına dayalı monarşi özellikte bir devleti yerine koymak hedefi gütmek- tedirler. Bu çevrelerin gayretleri birbirlerine yürekten bağlı, birinin di- ğerine “kardeşim” ötekinin “velinimetim” dediği bu iki insanın sevgi- lerini, saygılarını, güvenlerini kaybetmelerine yetmemiştir. 1936 ve 1937 yıllarında peş peşe gelen Hatay, Nyon ve Çiftlik olaylarına ilişkin tartışmaların yarattığı gerginlik İnönü’nün Başba- kanlıktan ayrılması ile sonuçlandı. Bu tartışmalar ülkeye daha iyi hizmet yollarını aramak içindi. Kişisel değildi, çıkar hesabına dayanmıyordu. Devrimciler devrime kadar beraber yürürler. Devrimden sonra birbirlerini öldürmeye varan kavgalar yaşarlar. Tarih, bunun örnek- leri ile doludur. Bizim devrimcilerimiz sadece ekonomiyi yönetmede fikir ayrı- lığına düştüler, nöbet değiştirdiler. Özet budur. ÖN SÖZ IX Kitabın hazırlanmasında, TRT’de Ekonomi Doyası’ndan baş- layan dostluğumuzu sürdüren, fikirlerine her zaman saygı duydu- ğum ve yararlandığım, bu kitabımı da okuyarak önemli uyarılarda ve katkılarda bulunan Prof. Dr. Aziz Konukman ve değerli hemşehrim Prof. Dr. Yakup Kepenek’e, kitabın redaksiyonunu yapan Tolga Ay- doğan’a sonsuz teşekkür ederim. Nazmi KAL Eylül 2020 Çankaya BİRİNCİ BÖLÜM Askerlik Yılları 2 NAZMİ KAL AYNI HEDEFE YÜRÜYEN BİRBİRİNDEN HABERSİZ İKİ İNSAN 1880’ler… Osmanlı İmparatorluğu çöküş dönemini yaşıyordu. Yaklaşık 20 yıl sonra 600. kuruluş yılını geride bırakacak, üç kıtada hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu zor günler geçiriyordu. ‘Hasta Adam’ yakıştırması yapılan İmparatorluğun tedavi yöntemi Avrupa başkentlerinde en üst düzeyde masaya yatırılıyordu. Vatanın bağrına düşman dayamıştı hançerini1 Aranıyordu kurtaracak bahtı kara maderini. Aynı yıllarda, üç yıl ara ile iki çocuk dünyaya geldi. Biri bi- linmeyen, doğum tarihi not edilmemiş, 1881 yılının bir gününde, Selanik’te… Diğeri ise 1884 yılının 24 Eylülünde, İzmir’de… Selanik ve İzmir birbirine oldukça uzaktır. Tek ortak yanları ikisinin de Ege kıyılarında oluşudur. Bir başka ortak özelliği de iki kentin liman kenti oluşu nedeni ile Batının, siyasi, ekonomik ve kül- türel ortamına açılan penceresi olmalarıdır. Bu ortamda dünyaya gelen iki Mustafa XX. asrın başlarında başlayan tüm olayların içinde yan yana, omuz omuza, önce subay daha sonra politikacı olarak Türkiye’nin 21 yıl boyunca (1916-1937) tüm olaylarında yer alacaklar, dahası yön vereceklerdir. Bazen karşı karşıya, ama çoğu zaman yan yana olayların için- dedirler. Bu çocukların ortak özellikleri var mıydı? Aynı karakterleri mi taşıyorlardı? Bu soruya tamamı ile ‘evet’ diye cevap vermek olanaksız. Ortak yanları, ikisi de halk çocuğu olmalarıydı. İkisi de askerliğe sevdalıydı. İkisi de genç yaşlarda gizli bir ihtilal cemiyetinin üyesiydi. İkisi de çağdışı kalmış Osmanlı Devleti yerine modern, çağdaş bir devlet özlemi içindeydi. 1 Namık Kemal’den ilham ATATÜRK-İNÖNÜ İLİŞKİLERİ 3 Atatürk ve İnönü hakkında geniş araştırmalarla ‘Tek Adam’ ve ‘İkinci Adam’ adları ile iki değerli eser kazandıran Şevket Süreyya Aydemir bakın bu iki karakteri nasıl anlatıyor: “Zaten Tek Adam ve İkinci Adam’ın mizaç ve karakterleri bir noktada ayrılır. Tek Adam ihtiras ve muhayyilesine sınır tanımayan, atılgan, hatta kavgacı, mücadeleci, her şeyini teraziye bütünü ile ko- yan, doğuştan bir kumanda adamıdır”. “İkinci Adam ise nadiren kendini bütünü ile ortaya atar. Ordu- da ve büroda çalışkan bir düzenleyicidir. Hem o devirde hem bütün hayatı boyunca, nelerin, nereden ve ne kadar riske edileceğini, daima bir kurmay titizliği ile hesaplar. Kavga ve mücadeleyi ancak kesin ne- ticelerin alınacağını anladığı dönüm noktalarında kabul eder.” 2 Bu iki farklı karakterin bu derece uyum içinde olmaları düşü- nülebilir mi? Mantıklı gelmiyor değil mi sevgili okuyucularım? Bu iki farklı karakter birbirini tamamlayarak, biri gaza basar- ken öteki frene basarak bazen yan yana, bazen karşı karşıya ama da- ima uyum içinde büyük işler başardılar. Bu da Türk insanının kaderi olsa gerek. Yukarıda belirttiğimizden başka ortak özellikleri yok muydu? Elbette vardı. İkisi de yurdunu, halkını seviyordu. Ölümü göze alacak kadar kendilerini millete adamışlardı. Cesurdular. Padişahın idam fermanı boyunlarında, inandıkları yolda yürüdüler. Ülkelerini Ortaçağ karanlığından çıkararak modern, bilim esa- sına dayalı, çağdaş bir devlet kurma idealleri vardı. Dürüsttüler. Halkın kör kuruşunun hesabını verirlerdi. Bu maddeler elbette çoğaltılabilir. Şimdi biz iki Mustafa’nın yaşam öykülerindeki ortak noktalara bir az daha göz atalım. İkisinin de babası memurdu. Mustafa İsmet’in babası Raşit Efendi adliyede memurdu. Bir nevi sorgu yargıcı olarak görev ya- 2 Şevket Süreyya Aydemir, İkinci Adam, Remzi Yayınları, 1966, c.1 , s.6 4 NAZMİ KAL pıyordu.