HOMOPTERA:COCCOIDEA) TÜRLERİ VE DOĞAL DÜŞMANLARI İLE ZARARLI PHENACOCCUS Aceris (SİGNORET)’İN BİYO-EKOLOJİSİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ ANKARA’DA PSEUDOCOCCIDAE (HOMOPTERA:COCCOIDEA) TÜRLERİ VE DOĞAL DÜŞMANLARI İLE ZARARLI PHENACOCCUS aceris (SİGNORET)’İN BİYO-EKOLOJİSİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR Mehmet Bora KAYDAN BİTKİ KORUMA ANABİLİM DALI ANKARA 2004 Her hakkı saklıdır 1. GİRİŞ Şehirlerdeki yeşil alanlar havadaki zehirli atıkların doğal filtresi olarak görev yapmalarının yanı sıra yaşama alanlarımızın güzel görünümü açısından da son derece önemlidir. Bu yüzden özellikle son yıllarda şehirlerde yeşillendirme çalışmaları artış göstermektedir. Şehir ekosistemlerinde süs bitkilerinin üretimi ve kullanımı, özellikle kuzey yarım kürede genel bir artış göstermekte ve gelişmiş ülkelerde şehirlerde kişi başına düşen yeşil alanın yedi m2 olması istenmektedir. Dünyadaki bu gelişmelere paralel olarak Ankara’da da yeşillendirme çalışmalarına büyük önem verilmektedir. Ankara’da kişi başına düşen yeşil alan miktarı 6.5 m2 civarındadır (Bozkurt 1992). Şehir ekosistemlerinde en büyük sorun, çevre kirliliğine ilaveten düzensiz ve bilinçsiz ilaçlamalardan dolayı doğal dengenin bozulması ve bu dengenin önemli halkalarından biri olan faydalı faunanın yok olması veya çok azalması nedeni ile zararlı fauna popülasyonunun artmasıdır. Coccoidea üst familyasının da içerisinde bulunduğu emici böceklerde bu durum daha da önemli bir boyut kazanmaktadır (Kozerveskaya, 1986). Özellikle süs bitkilerinin şehir ekosistemlerinde fizyolojik stres altında olmaları ve yeşil aksamlarının hava kirliliğinden dolayı yüksek miktarda kimyasal maddeye maruz kalmalarından dolayı coccoid enfeksiyonlarının artışına neden olmaktadır. Bu nedenle ormanlar gibi dengenin çok fazla bozulmadığı alanlarda bulunan ve nadiren ekonomik olarak önemli olan bu türler, şehir ekosistemlerinde önemli zararlılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı sorunlar çok yoğun ve sistematik ilaçlamanın yapıldığı seralarda da görülmektedir. Artan zararlı popülasyonu nedeni ile bu tip zararlıların vermiş oldukları zararlar artmakta, ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bu bağlamda şehir ekosistemlerindeki ve seralardaki zararlılara karşı mücadele yaparken bunların teşhislerinin doğru yapılması, biyolojilerinin, ekolojilerinin, popülasyon dalgalanmalarının, zarar düzeylerinin saptanması, halihazırda bunlar üzerinde bulunan doğal düşmanlarının saptanarak kimyasal mücadeleye alternatif mücadele yöntemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca ülkemizde, saksılı ve kesme çiçek üretimi gün geçtikçe önemini arttırmaktadır. Bu bitkilerin sürekli olarak şehirler ve ülkeler arasında taşınımda olmaları nedeniyle asıl orijini ülkemiz olmayan, fakat şu anda ülkemizde bulunan bir çok türün, dışarıdan ithal edilen bitki materyalleri ile giriş yaptığını düşünebiliriz. Özellikle ülkemizde 1 bulunmayan bu türlerin ülkemize girişi sonucunda vermiş oldukları zarar, esas orijini olan ülkelerdekinden daha fazla olmaktadır. Bu nedenle, ülkemize giriş yapan bitki materyallerinin karantina merkezlerinde incelenmesi ve ülkemizde bulunmayan zararlı türlerin girişine izin verilmemesi gerekmektedir. Bu türler arasında Coccoidea üst familyasına ait olanlar önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle bitkilerin toprak altı kısımlarında beslenen türleri fark etmek çoğu zaman zor olduğundan dolayı bu şekildeki bir çok zararlı böceğin ülkemize girişinden haberdar olamamız mümkün olamamaktadır. Coccoidea bireyleri Insecta sınıfı içerisinde Homoptera takımına bağlı olup gerek biyolojik, gerekse morfolojik özellikleriyle ilginç bir grup oluşturmaktadır. Vücutlarının üzeri kalkan benzeri sert bir kabuk, unsu ve mumsu maddeler ile örtülüdür. Genellikle dişilerinin baş, thorax ve abdomen gibi vücut kısımları kaynaşmış olup, birbirinden ayırt edilemez durumdadır. Dişilerin kanatları yoktur. Bazı familyalarda bacaklara da rastlanmaz. Bu nedenle, bitki üzerinde sabitlenmiş halde hareketsiz veya az hareketli bir yaşam sürerler. Oysa erkekler, ergin dönemlerinde kanat ve bacağa sahiptir ve uçabilirler. Coccoidea (Homoptera) üstfamilyası, dünyanın hemen her bölgesine yayılmış türleri kapsayan geniş bir gruptur. Tüm dünyada 25 familyaya bağlı 7355 tür bulunduran bu üstfamilyaya ait türler, ağaç ve çalı formundaki bitkileri, sera ve açıkta yetişen kültür bitkileri ve yabani bitkiler üzerinde beslenmektedirler. Genel olarak Coccoidea üst familyasına bağlı türler bitkilerin gövde, dal, yaprak, meyve, çiçek ve hatta köklerinde yerleşerek özsuyunu emmektedir. Bunun sonucunda bitki gelişiminde gerileme, meyve kalite ve kantitesinde bozulma, şekil ve renk bozuklukları görülmektedir. Coccoidlerin direkt zararlarından başka, bazı grupların emdikleri özsu fazlasını vücut dışına atmaları sonucu bitkiler, yapışkan bir örtü ile kaplanmakta ve bunun üzerinde gelişen saprofit mantarlar fumajin (karaballık) oluşumuna neden olmaktadır. Fumajin fotosentezi olumsuz yönde etkileyerek bitkiye zarar vermesinin yanı sıra, bitkinin estetik değerini de düşürmektedir (Kosztarab 1996). Kosztarab ve Kozár (1988), coccoidlerin meyve ağaçlarının, orman vejetasyonlarının, ağaç ve çalı şeklindeki süs bitkilerinin, sera ve ev bitkilerinin en önemli zararlılarından biri olduğunu ve tüm dünyada kabuklubit ve koşniller tarafından meydana gelen ekonomik kayıpların beş milyar dolar civarında olduğunu bildirmişlerdir. 2 Bu üst familya ile ilgili olarak dünyada yapılan birçok araştırma arasında Borchsenius 1949; Ter-Grigorian 1973, Kosztarab ve Kozár 1988, Williams ve Watson 1988, Ben- Dov 1994, Kosztarab 1996, Kozár 1998 başlıcaları olarak sayılabilir. Türkiye’de ise konuya yakın olarak Coccoidea üstfamilyasına ait bazı familyaların fauna tespiti ve bunların ekolojileri üzerinde değişik çalışmalar mevcuttur. Bodenheimer (1941, 1949, 1952, 1953a, 1953b)’in coccoidler üzerinde gerçekleştirmiş olduğu fauna tespitleri, ülkemizde detaylı olarak yapılan çalışmaların başlangıcıdır. Bundan sonraki çalışmaların çoğu bir bölgedeki türlerin tespiti şeklinde olup, biyo-ekolojik çalışmalar, Öncüer 1977, Aydoğdu ve Toros 1987, Yaşar 1995, Yaşar ve ark. 1995, Özgökçe 1995, Ülgentürk 1998 ile sınırlı kalmıştır. Üst familya içerisinde tür sayısının fazlalığı bakımından Diaspididae familyasının ardından ikinci sırada yer alan Pseudococcidae familyası, bireylerinin üzerinin mumsu ve pamuğumsu maddelerle kaplı olması karakteristiktir. Bitkilerde meydana getirdikleri zararlar üst familyanın karakteristiğini göstermekte olup, buna ek olarak Pseudococcidae bireylerinin çoğunun hareketli olmalarından dolayı virüs taşıyıcı özellikte olmaları da dikkat çekicidir. Familyaya ait bireyler bitkilerin kök, gövde, yaprak, dal gibi tüm kısımlarında yaşayabilme özelliğine sahiptirler. Familya, tüm dünyada 288 cinse ait 1982 türe (Ben-Dov 2002), ülkemizin de içerisinde bulunduğu Palearktik bölgede ise 115 cins ve 708 türe sahiptir (Kozár, 1998). Bu konu ile ilgili olarak Borchsenius (1949) Rusya pseudococcid faunasını, Ter-grigorian (1973) Ermenistan pseudococcid faunasını saptamıştır. Ülkemizde Bodenheimer (1953 a, b), Türkiye Coccoidlerini incelemiş olduğu çalışmada 10 unlubit türünü saptamıştır. Çanakçıoğlu (1977), Türkiye’de orman ağaç ve ağaçcıklarında bulunan Coccoidea üstfamilyasına ait türleri açıklamıştır. Saptanan bu türler arasında unlubit türleri de mevcuttur. Düzgüneş (1982), Türkiye’de bulunan Psudococcidae türlerini inceleyerek 14 unlubit türünü saptamıştır. Ayrıca Williams ve Miller (1985), Türkiye’den Hollanda’ya gönderilen, çoğunluğu Liliaceae familyasına ait süs bitkilerinin soğanlarında bulunan ve bu ülkede karantina listesine dahil edilen Phenacoccus emansor Williams & Kozarzhevskaya ve Phenacoccus avenae Borchsenius’yi tanımlamıştır. Kaydan (2001 a) Van ili ve çevresinde 16’sı Türkiye faunası için yeni olan 19 unlubit türünü saptamıştır. Kaydan et al. (2001 b), Kapodokya bölgesinde yabani ve kültür bitkileri üzerinde Pseudococcidae familyasına ait sekiz adet tür 3 belirlemişler ve bunlardan beş adedinin yeni kayıt niteliğinde olduğunu bildirmişlerdir. Bu güne kadar ülkemizde saptanan unlubit türlerinin sayısı 41 kadardır. Şimdiye kadarki çalışmalarda unlubitler içerisinde ülkemizde en çok zararından bahsedilen tür, güney bölgelerde turunçgil ağaçlarında zararlı olan Planacoccus citri olup, biyolojisi ve mücadelesi hakkında yoğun çalışmalar yapılmıştır. Bunun dışında ülkemizde ekonomik olarak önemli olarak belirlenen unlubit türü saptanmamıştır. Fakat Düzgüneş (1982) özellikle şehir plantasyonlarında kullanılan Acer spp., Fraxinus spp., Platanus sp. ve diğer bir çok ağaçta Phenacoccus aceris’in çok yoğun olarak bulunduğu ve önemli zararlara neden olduğunu bildirmektedir. Araştırıcı çalışmasında, çok kapsamlı olmamakla birlikte, bu zararlının biyolojisi hakkında kısa bilgiler vermekte ve Ankara’da yoğun şekilde bulunduğunu belirtmektedir. Kosztarab ve Kozár (1988) bu türün tüm dünyada yaygın olan bir tür olduğunu ve özellikle şehir plantasyonlarındaki ağaçlarda önemli zararlara neden olduğunu belirtmiş ve bu türün biyolojisi hakkında kısa bilgiler vermiştir. Kozarzhevkaya (1986) Rusya’nın Avrupa kısmında ve komşu ülkelerinde bu zararlının yoğun olarak bulunduğunu bildirmiştir. Ülkemiz birbirinden farklı iklim özellikleri gösteren bölgelere sahip olması nedeniyle hem, flora hem de fauna açısından çok sayıda türe sahip olduğu bilinmektedir. Ülkemizin de zoocoğrafik bölge olarak içinde bulunduğu Palearktik Bölgedeki diğer ülkelerde Pseudococcidae familyası ile ilgili çok sayıda faunistik ve sistematik çalışma yapılmasına karşılık, ülkemizde bu sayının çok az olduğu bilinmektedir (Düzgüneş, 1982; Kosztarab ve Kozár, 1988). Tüm bu açılardan incelendiğinde Pseudococcidae familyasına