Yerli Video-Kliplerde Şiddet
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
YERLİ VİDEO-KLİPLERDE ŞİDDET Pınar Ayşe Tuncer Yaşar Üniversitesi - Doktora ÖZET Kitle iletişim araçlarının arasında en yaygın olanının televizyon olduğu bilinmektedir. Çok çeşitli içeriklerle ve gelişen teknolojinin sunduğu yeni olanaklarla izleyicisine ulaşan televizyon, önemli bir serbest zaman aktivitesi olarak da nitelendirilmektedir. Farklı hedef kitlelere yönelik haber, spor, film, çocuk, belgesel ve müzik kanalları gibi tematik kanalların ortaya çıkması da bu durumu desteklemektedir. Öte yandan televizyonun olumsuz etkileri de akademik alana konu olmaktadır. Televizyonda üretilen içerikler özellikle cinsellik, şiddet, etik vb. başlıklar altında önemli eleştiriler almaktadır. Bu çalışmada amaç, müzik kanallarında yayınlanan video-kliplerde yer alan ş iddet unsurlarını çeşitlilik ve sıklık bakımından incelemektir. Şiddetle ilgili çalışmaların ağırlıklı olarak dramatik yapımlara odaklandığı görülmektedir. Oysa hedef kitlesi çoğunlukla gençler olan video- kliplerin, gençlerin tüketim kalıplarının yanı sıra duygusal gelişimlerini de etkilediği göz önünde bulundurulduğunda şiddet unsurlarının önemi ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’de yayın yapan müzik kanalları olan NR1, Power Türk, Kral TV ve Dream TV seçilerek hafta içi üç gün süreyle prime time saatlerinde yayınlanan video-klipler içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Yapılan incelemeler doğrultusunda, video-kliplerde literatürde tanımlanmış olan şiddet türlerinin hangilerinin yer aldığı ve ekranda kalma süreleri belirlenmiştir. Ortaya çıkan bulgular, duygusal (psikolojik), cinsel ve fiziksel şiddet türlerinin kanal ve müzik türü ayrımı olmaksızın video-kliplerde belirli oranlarda bulunduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Video Klip, Müzik, Şiddet VIOLENCE IN TURKISH VIDEO-CLIPS ABSTRACT The most common media among the mass media is television. Television has a great impact on society with its wide variety of content and new offerings which are presented by means of developing technology. Furthermore, television is an important free time activity for target audience, providing various kinds of thematic channels such as news, sports, movies, children, documentaries and music channels. On the other hand, the negative effects of television are also the subject of academic field. The contents that are produced for television are receiving considerable criticism under the headings such as sexuality, violence, ethics etc. This paper will examine the elements of violence in video-clips that are broadcasted on music channels in terms of variety and frequency. Recent studies about violence have focused on dramatic productions. However, the importance of violence emerges considering the target audience of video-clips, which are consisting of young people on a large scale, whose consumption patterns and emotional developments are affected by video-clips. In this context, the video-clips that shown in prime time for three weekdays on the music channels that broadcast in Turkey such as NR1, Power Türk, Kral TV and Dream TV were analyzed by content analysis. In this study, the types of violence which are defined in literature were searched in the video-clips and the violence scenes’ severities and duration are identified. The findings show that emotional (psychological), sexual and physical violence are at a certain rate in video-clips without distinction in channel or music genre. Key Words: Video Clip, Music, Violence 175 GİRİŞ Televizyon, ulaşılabilir olma özelliği nedeniyle günümüzde en yaygın kullanılan kitle iletişim aracı olarak tanımlanabilmektedir. Televizyonun yineleyen karakteri ve görsel olanın iletişim açısından daha rahat algılanabilme özelliği, programların içeriklerinin oluşturulma sürecinde dikkat edilmesi gereken birçok şey olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir. Örneğin her gün, birkaç saat televizyon izleyen bir bireyin ortalama 50 şiddet mesajına maruz kaldığı belirtilmektedir (Yalın’dan akt. Günindi Ersöz, 2002). Bu mesajlar, şiddeti meşrulaştırmanın yanı sıra toplumsal cinsiyet rollerini yinelemekte ve izledikleri, takip ettikleri program ve kişilerden etkilenmeye açık olan gelişim çağındaki bireyleri de olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Tematik yayıncılığa başlanması ile birlikte özellikle çocuk ve gençlerin daha çok tercih ettiği çizgi film ve müzik kanallarında yayınlanan program ve video-kliplerin içeriklerinin de bu nedenlerle büyük önem taşıdığı görülmektedir. TELEVİZYON VE ŞİDDET Kitle iletişim araçlarının arasında en yaygın olanının televizyon olduğu bilinmektedir. Günümüzde bilgisayar ve internetin de oldukça geniş bir kitle tarafından aktif olarak kullanılmasının bu durumu zorladığı düşünülse de televizyonun, pek çok ülkede evde kullanılan kitle iletişim araçlarının içinde ilk sırada yer aldığı belirtilmektedir (Kalyoncu, 2011a: 52). Televizyonun, reklamcıların en çok yatırım yaptığı mecra olması, yani reklam pastasından en büyük payı alması da onun izlenirliğinin ve yaygınlığının bir göstergesi olarak görülmektedir (Deloitte, 2018). Çok çeşitli içeriklerle ve gelişen teknolojinin sunduğu yeni olanaklarla izleyicisine ulaşan televizyon, önemli bir serbest zaman aktivitesi olarak da nitelendirilmektedir. Farklı hedef kitlelere yönelik haber, spor, film, çocuk, belgesel ve müzik kanalları gibi tematik kanalların ortaya çıkması da bu durumu desteklemektedir. Öte yandan televizyonun olumsuz etkileri de akademik alana konu olmaktadır. Televizyonda üretilen içerikler özellikle cinsellik, şiddet, etik vb. başlıklar altında önemli eleştiriler almaktadır. Bireylerin tutum, davranış ve fikirlerinin bir kısmının, çevrelerinde maruz kaldıkları aracılığıyla oluştuğu bilinmektedir. Dolayısıyla yineleyici bir karakteri olan televizyonun da bu tutum, davranış ve fikirlerin oluşum ve gelişiminin yanı sıra bireylerin toplumsallaşmalarında da etkisi olduğu görülmektedir. Bu yönüyle televizyon güçlü bir toplumsallaşma aracı olarak tanımlanabilmektedir (Kalyoncu, 2011a: 45). Yapılan araştırmalar, televizyondan en çok çocuk ve gençlerin etkilendiğini ve özellikle cinsellik, pornografi, saldırganlık ve şiddet içeren yayınlar nedeniyle bu etkinin çoğunlukla olumsuz olduğunu göstermektedir (Günindi Ersöz, 2002). Şiddet kavramı, zamana ve topluma göre değişkenlik gösteren bir kavramdır. Temelinde saldırganlık dürtüsünün yer aldığı bilinen bu kavram “sertlik, sert ve katı davranış, kaba kuvvet kullanma” olarak tanımlanabilmektedir (Kocacık, 2001: 2). Şiddetin pek çok farklı sınıflandırması yapılabilmektedir ancak en genel sınıflandırmanın fiziksel, sözel ve ruhsal olmak üzere üç kategoriden oluştuğu söylenebilmektedir. Fiziksel şiddete örnek olarak mikro boyuttan makro boyuta kadar şöyle sıralanabilmektedir; insanları sindirmek, korkutmak, yaralamak, sakat bırakmak, öldürmek. Sözel şiddet lakap takma, laf atma, argo kullanımı ile örneklendirilebilirken; ruhsal ş iddet ise karşıdaki bireyi fiziksel olarak değil de psikolojik olarak yaralayabilecek söz, hareket vb. tüm davranışları içermektedir. Şiddetin; siyasal, sosyal, toplumsal ve ekonomik olmak üzere pek çok boyutu olduğu bilinmektedir. Ülkemiz gibi, “gelişmekte olan ülkeler” olarak tanımlanan ülkelerde büyük değişimler sırasında ortaya çıkan sosyal enerjinin yapıcı ve yaratıcı hedeflere yöneltilememesinin birtakım şiddet türlerine dönüşebileceği belirtilmekte ve bu şiddet türleri şöyle sıralanmaktadır (Ergil’den akt. Kocacık, 2001: 4 – 5): 176 1. Kendine karşı şiddet 2. Aile içi şiddet 3. Kan davası 4. Namus cinayetleri 5. Trafik kazaları 6. Adak ve kurban teşhiri, zorla bekâret kontrolleri, dövüşme, kaba güç gibi bazı erkeklik özelliklerinin abartılması ile ortaya çıkan şiddet görüntüleri de vardır. Ergil’in sıralamasına bakıldığında üç maddenin de kadına karşı şiddet içerdiği görülebilmektedir. Erbek ve ark.’ın (2004) üç grup evli çift ile yaptıkları çalışmaların sonucunda bu grupların üçünde de fiziksel ve cinsel şiddete en çok maruz kalanların kadınlar olması, kadına yönelik şiddete ağırlık vermek gerektiğini göstermektedir (196). Kadına yönelik şiddeti Yetim & Şahin (1998) şöyle tanımlamaktadırlar: “Kadına yönelik şiddet, cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfî olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranıştır”. Kadına yönelik şiddet türleri ise duygusal (psikolojik), sözel, ekonomik, cinsel ve fiziksel olmak üzere beş farklı şekilde ele alınabilmektedir. Bu türleri kısaca tanımlamak gerekirse (49 – 50); • Duygusal (Psikolojik) Şiddet: Zorlama, aşağılama, cezalandırma, öfke ve gerginlik boşaltma amacıyla karşıdaki kişiye baskı uygulayabilmek için duygu ve duygusal gereksinimlerin tutarlı bir şekilde istismar edilmesi ve bir yaptırım ve tehdit aracı olarak kullanılması olarak tanımlanmaktadır. Bu şiddet türü; sevgi/şefkat/ilgi/onay/destek vb. ihtiyaçların göz ardı edilmesi ya da küçümsenmesi, din/dil/ırk/kültürel grup ya da geçmişe ait inançların aşağılanması/onlara aykırı davranmaya zorlanması, kadının sosyal ortamlarından soyutlanmasına yönelik sosyal çevresinin aşağılanması, görüşmelerinin denetlenmesi/engellenmesi, evden kovma/evden ayrılma tehdidi gibi davranışları içermektedir. • Sözel Ş iddet: Karşıdaki kişinin değer verdiği konulara yönelik güven sarsmak, karşıdakini yaralamak amacıyla belli aralıklarla ağır hakaret ve sözler söylemek, karşıdaki kişiyi küçük düşürecek lakaplar takmak, sık sık olumsuz eleştirilerde bulunmak, alay etmek gibi sözün düzenli bir şekilde korkutma, sindirme, cezalandırma ya da kontrol aracı olarak