Doğaya 'Can' Katıyor
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
1 Hafıza Sanatı Metis Kitap’tan SAYI: 98 YIL: 2 Olga Tokarczuk doğaya ‘can’ katıyor 2 4 Olga Tokarczuk doğanın hesabını soruyor! 11 17 Yasanın üzerinde tepinmeye çalışan 'Ne güzel bir dünya bu, iyi ki geldim' insan hakkında Özge Uysal Doğuş Sarpkaya 25 20 'Haremin son kızı' Emine Adalet'in O, Antonin Artaud ilginç hayatı Gökhan Akçura Emek Erez 27 33 George Saunders’ın 'Aralığın Onu' Nêrinek li ser romana Mîrzayê Reben Bülent Ayyıldız Hasan Polat 3 Sayı: 98 | Şubat 2020 Merhaba, Yayın Sahibi Bu sayımızda 2018 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Olga AND Gazetecilik ve Yayıncılık, Tokarczuk'u kapağımıza taşıdık. Tokarczuk'un son romanı Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde 2006 ve 2016 San. ve Tic. A.Ş. adına yıllarında Lehçe çeviride iki önemli ödüle layık görülmüş Neşe Vedat Zencir Taluy'un çevirisiyle Timaş Yayınları tarafından yayımlandı. Tokarczuk, temelde 'meta' olan doğa ve hayvanları, tekrar 'canlı' ve 'özne' konumuna getiren, kiliseye karşı eleştirel bir Genel Yayın Yönetmeni cümle kurabilen, otoriterinin gözünde yok sayılan Janina'nın yeniden varoluş ve yaşamı anlamlandırma çabası olarak olarak Ali Duran Topuz şimdiden modern edebiyatın en özel örneklerinden olacak bir metin olarak okurunu bekliyor. Erhan Yılmaz yazdı. İcra Kurulu Başkanı ve Tokarczuk, bu romanıyla birlikte okurlarının romandaki Sorumlu Yazı İşleri Müdürü her bir ögenin anlamı üzerine bir çevirmen titizliğiyle eğilip semboller, feminist mesajları ve insan odaklı dünya görüşünün Ömer Araz batışı üzerine daha çok düşünmesini talep ediyor. Özge Uysal'ın kaleminden... Yazı İşleri Müdürü George Saunders'ın öykü derlemesi olan "Aralığın Onu", sıradan Anıl Mert Özsoy insanın deneyimine odaklanarak kişisel başarısızlıkların, düş kırıklıklarının, baskının ve umutla beslenen sınıfsal kaygıların insanı nasıl bir saplantılar labirentine soktuğunu gösteriyor. Katkıda Bulunanlar Saunders, Amerikan toplumunu ve aile yapısını anlatırken evrensel bir biçimde insana dair olan karanlık tarafı bulup Erhan Yılmaz, Özge Uysal, Doğuş yakalıyor. Bülent Ayyıldız inceledi. Sarpkaya, Gökhan Akçura, Emek Erez, Fransız yazar, şair, oyun yazarı ve oyuncu Antonin Artaud’nun Bülent Ayyıldız, Hasan Polat seçilmiş metinleri, şiirleri ve desenlerinin yer aldığı "Ben, Antonin Artaud" Ve Yayınevi tarafından yayımlandı. Kitap, içinde yer alan metinlerde Artaud'nun kendi benliğiyle, toplumla, yaşamla, bedeniyle, içinin derinleriyle kurduğu Yönetim Yeri: ilişkiye Artaud'nun yazısından yükselen haykırışı duyuruyor Maslak Mahallesi Ahi Evran Cad. okura. Emek Erez yazdı. Nazmi Akbacı İş Merkezi 233-234 Bir De Ruhi Su Geçti, Ruhi Su’nun hayatını, müzikal Sarıyer/İstanbul yolculuğunu ve düşüncelerini öğrenmek için bir başlangıç Santral (212) 3463601, Faks (212) kitabı. Kitap, her başlangıç kitabı gibi eksikler içerse de önemli bir boşluğu doldurmayı başarıyor. Aynı topraklarda 3463635 doğduğumuz ve nefes aldığımız için gurur duyduğumuz bir e-mail: [email protected] sanatçıyla ilgili neredeyse tek kaynak kitap olması ise yayın dünyamızın eksiklerini gözler önüne sermesi açısından Duvar Kitap’ta yayımlanan yazı, manidar. Doğuş Sarpkaya ele aldı. haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı AND Gazetecilik ve Yayıncılık Hasan Polat ve Gökhan Akçura yazılarıyla bu sayımıza katkıda bulunan diğer isimler oldular. Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilmeden ve Marifet iltifata tabidir. link verilmeden iktibas edilemez. İyi okumalar... Anıl Mert Özsoy 4 Olga Tokarczuk doğanın hesabını soruyor! Olga Tokarczuk'un kaleme aldığı Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde temelde 'meta' olan doğa ve hayvanları, tekrar 'canlı' ve 'özne' konumuna getiren, kiliseye karşı eleştirel bir cümle kurabilen, otoriterinin gözünde yok sayılan Janina'nın yeniden varoluş ve yaşamı anlamlandırma çabası olarak olarak şimdiden modern edebiyatın en özel örneklerinden olacak bir metin olarak okurunu bekliyor. Erhan Yılmaz 5 Tüm dünyada adından söz ettiren bir yazar olan Olga Tokarczuk, ele aldığı konular ve bunları kav- ramsallaştırarak kaleme almasıyla dikkatleri üze- rine çekti. Tokarczuk’un yaptığı bu önemli yazın- “Olga Tokarczuk, Sür sal katkı, edebiyat kamuoyunun çok önemsediği Pulluğunu Ölülerin iki ödülle taçlandırıldı. Tokarczuk, 2018 yılında Kemikleri Üzerinde’de İngilizceye çevrilen dünya edebiyatının en iyile- bir seri cinayet rini seçmeyi hedefleyen Man Booker Uluslararası etrafında doğaya Edebiyat Ödülü’ne hemen ardından, tartışmalar ve ‘cinsel saldırı’nın gölgesinde kalan 2018 Nobel ve insanlığın içinde Edebiyat Ödülü’nü değer görüldü, 2019 yılında da bulunduğu sosyo- ödülünü aldı. ekonomik ızdıraplara, nasıl bir yabancılaşma Peki, bu denli önemli ödüllere layık görülen ya- ve yok etme arzusuyla zarın hikmeti nerede? İşte bu sorunun cevabını, karşı karşıya kalıp, Olga Tokarczuk’un 2009 yılında yayınlanan ro- kendi türünden başka manı, Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerin- hiçbir şeye ‘canlı’ de’de arayacağız. Eser, geçtiğimiz günlerde, 2006 olarak yaklaşmayıp ve 2016 yıllarında Lehçe çeviride iki önemli ödüle layık görülmüş Neşe Taluy’un çevirisiyle Timaş ‘metalaştırması’ Yayınları tarafından okurla buluştu. üzerinden tartışılmayı hak eden bir eleştiri Olga Tokarczuk, Sür Pulluğunu Ölülerin Kemik- sunuyor. leri Üzerinde’de bir seri cinayet etrafında doğaya ve insanlığın içinde bulunduğu sosyo-ekonomik ızdıraplara, nasıl bir yabancılaşma ve yok etme ar- zusuyla karşı karşıya kalıp, kendi türünden başka hiçbir şeye ‘canlı’ olarak yaklaşmayıp ‘metalaştır- ması’ üzerinden tartışılmayı hak eden bir eleştiri sunuyor. Tokarczuk’un, hayatında önemli bir yer tutan politik tavır metnin içinde kendine yer bu- luyor ve edebiyatın asıl söz söyleme alanından sap- mayan kudretli bir dille inşa ediliyor. 6 POLİTİK TAVIR VE EDEBİ ESTETİK “Polonya’da, sınıfsal Aynı zamanda üniversitede psikoloji eğitimi olarak yoksul bir köyde almış ve Carl Jung üzerine derinlemesine araş- hayatını sürdüren Janina tırmalar yapmış, politik tavrını yavan bir söz karakterinin doğayla, söyleme alanından çıkarıp örgütlü bir mücadele insanlıkla mücadele alanına taşıyıp Polonya Yeşiller Partisi’nde gö- ettiği ve kendi adalet rev alan ve çevre için yaptığı çalışmalarla dikkat çeken Tokarczuk’un metinlerini okuyan herkes duygusu etrafında O’nun bu hayat pratiğini eserlerinde de olabildi- günümüzün insanına ğince canlı ve estetik unsurları ön planda tuta- dönüştüğünü söylemek rak ele aldığına tanıklık edecektir. yerinde olacaktır. Eski bir mühendis olan ve Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde, meslek yaşamı boyunca yukarıda saydığımız tüm bu meselelere odak- köprüler yaparak doğaya lanan bir roman… Delilik ile akıl, hiyerarşi ile başkaldıran, kendince varoluş kavramlarının birbiriyle çarpıştığı, di- yalektik unsurların ve hayatın yalnızca insan et- onu alt etmeye ama rafında şekillenmeyen ve bizim tahayyül ettiği- en nihayetinde onunla mizden çok daha fazlası olduğunu, karanlık bir daha pozitif bir ilişki atmosferde ele almasıyla yer yer okuru ‘siyah’ın kuran Janina, hayatının sahiciliğine yer yer de ‘sarı’nın umut kavramını akışını bir yerde kesiyor çağrıştıran tınısına yakın tutuyor. ve sınıfsal olarak onu daha altlarda Polonya’da, sınıfsal olarak yoksul bir köyde ha- konumlandıracak olan yatını sürdüren Janina karakterinin doğayla, in- hayatı inşa ediyor. sanlıkla mücadele ettiği ve kendi adalet duygusu etrafında günümüzün insanına dönüştüğünü söylemek yerinde olacaktır. Eski bir mühendis olan ve meslek yaşamı boyunca köprüler yapa- rak doğaya başkaldıran, kendince onu alt etme- ye ama en nihayetinde onunla daha pozitif bir ilişki kuran Janina, hayatının akışını bir yerde kesiyor ve sınıfsal olarak onu daha altlarda ko- numlandıracak olan hayatı inşa ediyor. Tokarc- zuk, karakterini yaratırken kör göze parmak so- karcasına bir sınıfsal tespitte bulunmasa da bu durumu okura eserin, alt metninde ustaca his- 7 settiriyor. Şehirden uzak bu kentte yaşayan Jani- na, yazlık evlerin bekçiliğini yaparak, İngilizce dersler vererek William Blake çevirileri yaparak daha münzevi bir hayat tercih ediyor ve doğayla bütünleşiyor. Özellikle Nordik edebiyatta başat bir konu olan doğaya dönme meselesi, ekonomi-politik bir ek- sende temellenip günümüzün neo-liberal politik ve ekonomik hatlarını eleştirirken Tokarzcuk’un başka bir alana baktığını görüyoruz. O’nu doğa- ya iten bir hesaplaşma aslında… İnsanın, yaptığı zulüm ve bunun üzerinden kendine dönük bir eleştiride dahi bulunmaması ve mutlak haklılık- la hareket ederken ölüm gerçeğiyle karşılaşması metnin ezcümlesi oluyor. Janina karakterinin okurla kurduğu ilişki, romanı daha duyulur, daha sahici, daha eleştirel kılıyor. İşte tam da bu noktada Dostoyevski’den, Kafka’dan hafızamız- da kalan ve büyük bir arzuyla takip ettiğimiz şa- hane karakterlerin – Raskolnikov mesela, insanı anlatmanın daha iyi bir yolu var mı?- etkisinin hissedildiği Janina’nın kimilerince akıl hastası kabul edilmesi, otoritenin simgesi polis tarafın- dan dikkate alınmaması Tokarzcuk’un günü- müzdeki ilişkiler ağına dair sunduğu önemli bir eleştiri ve yine bu merkezde tarihe tanıklık eden bir edebiyat metni olarak da kendi özgün alanını açıyor. Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde te- melde ‘meta’ olan doğa ve hayvanları, tekrar ‘canlı’ ve ‘özne’ konumuna getiren, kiliseye kar- şı eleştirel bir cümle kurabilen, otoriterinin gö- zünde yok sayılan Janina’nın yeniden varoluş ve Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri yaşamı anlamlandırma çabası olarak olarak şim- Üzerinde, Olga Tokarczuk, Çev.: Neşe diden modern edebiyatın en özel örneklerinden Taluy Yüce, 304 syf., Timaş Yayınları, 2020. olacak bir metin olarak