Siyah Beyaz Dergisi___Subat__10 by Siyahbeyazmusic.Pdf
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
ALL SHALL FALL Merhaba, Yine fazlaca metal bir sayı hazırladık. Piyasa art Bir diğer büyük festival olan Unirock’ın ise daha arda gelen sağlam albümlerle sarsılırken kayıtsız sert bir kadrosu var. Şu ana kadar açıklanan kalmamız düşünülemezdi. BU ayin benim için isimler, Obituary, Cannibal Corpse, Overkill, sürpriz albümü ise Ankaralı Black Metal topluluğu Amorphis, Heaven Shall Burn, Grave Digger, The Sarcophagus’un yıllardır beklediğimiz Sabaton, Necrophagist, Belphegor ve Dark albümünün nihayet yayınlanmasıydı. Detayları Funeral. içeride bulabilirsiniz. Bunlar dışında 11-12 Şubat’ta Vinnie Moore Bu yaz gerçekleştirilecek iki önemli festivalden konserleri var Ankara ve İstanbul’da. Ankara ilki olan Sonisphere için isimler biraz daha ayağında Black Tooth ön grup olarak sahne netleşir gibi oldu. Organizasyonun verdiği alacak. Orada olacağız. röportajlardan öğrendiğimiz kadarıyla, bu yaz İstanbul’da Heaven and Hell, Metallica, Bu ay dergi kalabalık oldu biraz, o nedenle editör Rammstein, Slayer, Megadeth, Anthrax ve yazısını kısa tutuyorum :) Keyfi ni çıkarın. Mastodon’u ağırlayacağız. Resmi açıklamalar yapmayı sevmeyen organizasyondan mekana Gelecek ay görüşmek üzere. dair net bir bilgi gelmedi henüz. Ancak Slayer’ın web sitesinde konser mekanının İstanbul İnönü Selim VARIŞLI Stadyumu olacağı duyuruldu. :: EDİTÖR // YAYIN VE SANAT YÖNETMENİ :: SELİM VARIŞLI :: YAZARLAR :: EMRE DEDEKARGINOĞLU, ASUMAN İNCİ, BAHA ÖZER, CAN ÇAKIR, DURSUN ÇİFTKROSOĞLU, MELİS SARILAR, ZELİHA KARAKOCA :: İLETİŞİM :: E-Mail: [email protected] Facebook: www.facebook.com/siyahbeyazonline | MySpace: www.myspace.com/siyahbeyazonline SSELELİM VVARIARIŞLLII Sene, geçen sene… Yok yok tamam, bi sayıda bi Amorphis’le. Yazının esasını teşkil edecek olan, 1994 tane Cem Yılmaz geyiği yeter :) Sene 1998 sanırım. tarihli “Tales From The Thousand Lakes” albümüydü O dönem Non Serviam okuyor genç metalciler. ilk dinlediğim Amorphis çalışması. “Thousand Lakes” Rahatsızlar, subaylardan hallice… Okul gibi dergi adında muhteşem bi introyla açılıyodu. Amorphis’le Şebek’in mezun ettiği gençlik, Non Serviam ile bir ilgili yazıları okurken amma abartıyolar diye nevi üniversite yıllarına başlamış, Rotting Christ nedir, düşünmüştüm ama daha intro’dan susturmuştu beni Amorphis kimdir, Anathema ne ayaktır türü konulara adamlar. dalmış. Bu arada yeri gelmişken bi credit vermek istiyorum. Anathema’nın ve ekstralarının ülkemizde Thousand Lakes beyaz zamanlarımızın gri renkli bu kadar sık konser verebilmesinin yegane sorumlusu albümüydü. “Into Hiding”, “The Castaway” ve metal Non Serviam Dergisi ve editörü Çağlan Tekil’dir. arenasının marşlarından biri olarak uzun zamandır Anathema’yı zamanında Türkiye’de popüler yapıp kabul gören “Black Winter Day” ile sıcak yaz günlerini bugünkü tanınmışlığına kavuşmasını Non Serviam bile serinletiyordu Amorphis. Kuvvetle muhtemel, o dergisi sağlamıştı. dönem Amorphis gibi bir sounda yabancı olduğumuz için (en azından ben öyleydim) son derece orijinal bir Konu Amorphis ama yine ilk paragraftan olaya albüm olarak görünmüştü gözüme. Ki metal konusunda giremedik. Doksanların sonunda tanışmıştım yobazite level’ı üst sınırlarda gezen bir bünyeydi. “Metallica’nın 1991’de bittiği” saçmalığından yeni damgasını vuran albümler arasındaydı Skyforger kurtarmıştım kendimi :) (sahi Metallica yine konsere ki bu albüm Finlandiya’nın Grammy’si olan EMMA geliyor İstanbul’a, bu sefer izleyecem, azimliyim) ödüllerine “yılın albümü” kategorisinde aday olurken gruba da “yılın grubu” adaylığını getirdi. EMMA’nın Finlandiya’dan çıkmış en lezzetli grupların başında ödül töreni 4 Şubat’ta gerçekleştirilecek. Amorphis gelen bu abiler, Thousand Lakes sonrası yaptıkları kazanırsa Mart sayımızda davul zurna ile ilan ederiz. hiçbir albümde çizgiyi düşürmediler ancak Kazanamazsa da bişey yokmuş gibi davranırız sanırım hiçbir zaman da Thousand Lakes’in hissiyatını :) yansıtamadılar. Bu büyük grupların başlarından eksik olmayan berbat bi sorundur. Süper bi albüm yaparlar Bu yaz Unirock Festivali kapsamında ülkemizde ve sonrasında yaptıkları her şeyin o süper albüme izleyeceğimiz isimler arasında yer alan Amorphis, benzemesi beklenir. Amorphis de bu olayı Thousand karanlık müziğe sevdalıysanız ve şu ana kadar Lakes ile yaşadı (evet kişiseli genelliyorum ne var tanışmadıysanız buna üzülebileceğiniz bir topluluk. :)). Ta ki son albümleri Skyforger’a kadar. Her ne Gerçi artık o kadar da karanlık değiller ancak yine kadar Amorphis sound olarak zaman içerisinde kendi de geçmişin hatırı, bugünün kalitesi nezdinde evrimini yaşamış olsa da ortaya konan netice her kulak verilmesi gereken bir grup Amorphis. Canlı zaman olduğu gibi orijinaldi, lezzetliydi. 2009 yılına izleyeceğim için mutluyum. SSELELİM VVARIARIŞLLII Geçenlerde bir klip izledim. Bir Black Metal grubu için şaşırtıcı derecede profesyonelce hazırlanmış, etkileyici ve vurucu bir klipti. Son Behemoth şaheseri “Evangelion”un ilk klibi ‘Ov Fire And The Void’di bu. Behemoth’u ilk dönemlerinden beri takip edenler şimdi söyleyeceklerimi hüzünle tasdik edeceklerdir. Behemoth son on senede ne kadar büyüdü fark ettiniz mi? Bundan on sene önce Behemoth insanların birbirine o dönem henüz yeni olan forumlarda falan “abi bu herifl erin Zos Kia Cultus diye bi albümü var, çok acayip underground Black Metal çalıyolar, hem de Polonyalılar” şeklinde anlattığı bi gruptu. Ben de Sonic Splendour insanı sevgili Utku kardeşim sayesinde tanımıştım Behemoth’u uzun yıllar önce. ‘The Act Of Rebellion’ adında bir şarkıları vardı gecelerimi çalan. Hangi albümlerinde olduğunu hatırlamıyorum, Google’dan bakıp buraya hatırlıyormuşum gibi yazmak da pek dürüstçe olmaz sanırım :) Zos Kia Cultus albümü olabilir ama. Neyse, Behemoth’un esas beni altüst eden albümü “Demigod”dı. Hatta Behemoth o albümün turnesi dahilinde İstanbul ve Ankara’da birer konser vermişti. Ankara konseri pavyondan bozma bi kulüpte yapılsa da şahane bir atmosferde geçmişti ve grup inanılmaz bir performansla çalıp ortalığı savaş alanına çevirmişti (Behemoth’dan bahsederken bu cümleyi daha sık kurmalıyım). O gün konser öncesi grupla yemek yerken (evet utanmadan anlatıyorum bi de; çok zorlamayın bak dahi anlamındaki de’yi ayrı yazmam, bi de ona gıcık ederim) grubun esas adamı Nergal’e “son albümünüz o kadar iyi ki, bir sonraki albümün de söylemiştim ama onlar da In Sorte Diaboli ile adını “God” koysanız anca keser” demiştim. susturdular beni :) Behemoth da Demigod sonrası Neyse ki böyle bi abukluk yapmadılar. :) Türkiye “The Apostasy” ile yeri göğü inletip “tamam abi konserlerinin afi ş dizaynını ben hazırlamıştım. vurmayın öldü çocuk” dedirtmişti. İşte Evangelion Mekan sahibi de devasa boyutta bi tane bastırıp bu fütursuzluğun son meyvesi. mekan girişine asmıştı. Grup ülkesine dönerken aldı götürdü o afi şi. Sonra aradan zaman geçti, yeni Metal Hammer dergisinin “look out Dimmu, this is the albümün kayıt aşamalarından stüdyo görüntüleri new evil” şeklinde dünyanın en saçma manşetiyle yayınlandı, bi baktım ki bizim afi ş adamların kapak yaptığı Behemoth; evet belki Evangelion ile stüdyosunun duvarını süslüyor boydan boya. O gün kendini bir kez daha aştı. Lakin Dimmu Borgir’in son bugündür daha bi hastasıyım Behemoth’un :) albümü ile Behemoth’un son albümünü yan yana koyduğumuzda pırıl pırıl parlayan ve her bir DNA’sı Demigod ilk çıktığında da bi Behemoth yazısı birbirinden parseklerce uzak olan birer Elma ve yazmıştım, hangi dergiydi onu da hatırlamıyorum. Armut elde ederiz ki Metal Hammer yöneticilerinin Hatta Siyah Beyaz’ın ilk sayısında da olacaktı bi okurları arasında fazlaca odun olduğu yönünde bir Behemoth yazısı. Demigod yazısında “Behemoth görüşü olduğunu da düşünmeden edemiyorum bu bundan daha iyisini nası yapacak bilemiyorum” abuk manşet karşısında. gibisinden bişey demiştim. Gerçi aynı şeyi “Death Cult Armageddon” sonrası Dimmu Borgir için Neyse, Evangelion şu açıdan da önemli ki, haybeye yazılmış, amazon ormanlarından evlerimize parantez içinde sıkıştırabileceğim uygun bir Andersenvari masallar taşıyan şarkı sözlerinden cümle bulamadım. Haliyle yazının sonuna kaldı uzak, ne anlattığını bilen bir albüm. Bu açıdan :) Bu fetiş son albümde zirve yapmış. ‘Defi ling Behemoth’u ve Nile’ı çok takdir ederim, kendilerini Morality Ov Black God’, ‘Ov Fire And The Void’, benzerlerinden ayıran pek çok yönlerinden biridir ‘The Seed Ov I’, ‘Transmigrating Beyong Realms bu iki grubun şarkı sözleri. Öte yandan grubun Ov Amenti’… Ayrıca bu sonuncusu fazlaca Nile aleyhinde kampanya başlatılacak kadar sert ve durmuş :) Yine de siz benim gibi şarkı isimlerine agresif bir antichrist tavrı olması ve Nergal’in bu falan takılmayın. Behemoth artık markasından tavrı gerek şarkı sözlerinde, gerek kliplerinde, şüphe etmeyeceğimiz işler çıkaran bir topluluk gerekse sahne şovlarında pervasızca yansıtması (her gidi Behemoth’un truly underground olduğu da dikkati çeken bir unsur. Görüşlerine katılıp gençlik yıllarım). Dinleyelim, dinletelim. katılmamamın önemi olmaksızın, Behemoth’u bu noktada lafının arkasında duran az sayıda grup Not: Bir de Nergal şu promo fotoğrafl arda kafasına arasında sayabilirim ki son albümlerinde de bu gözüne bişeyler takmaktan vazgeçse artık ya. tavrı koruyorlar. Adamın sıfatı zaten yeterince pure evil. Demir maske takınca daha evil durmuyo ki… Aksine Bu arada Behemoth’un şarkı isimlerinde “of” fi lm afi şine dönüyo adamların promo fotoları. takısı yerine “ov” kullanma fetişinden de yazı Mevzubahis fotoların bir örneğini de sayfaya içerisinde bahsetmek istiyordum ancak bunu ekledim ki durumun vehameti anlaşılsın :) SSELELİM VVARIARIŞLLII TOWARDS THE E Uzun süre bu yazıya nasıl başlayacağımı