BIRINCI GENEL SAVA~TAN SONRA YAPILAN BARI~~ ANTLA~MALARIMIZ ~~~

HIKMET BAYUR

I. SEVRES ANTLA~MASINA DO~RU Sevr Antla~mas~'na götüren olaylar zincirinin en belirli halkalar~~ ~unlard~r: a) 1914-191 8 genel sava~~~ s~ras~ nda Rusya, Fransa, Ingiltere ve Italya aras~nda, yap~lm~~~ olan gizli payla~ma antla~malan; b) Yine bu sava~~ s~ras~ nda an~lan devletlerin yöneticilerince yap~lm~~~ olan aç~klamalar; c) 1918 b~rak~~mas~ ndan sonra bu kimselerin dü~ünce- lerini gösteren ve tutacaklar' yolu belirten belgeler; d) Yunan gücüne olan güven; e) Aç~ k Osmanl~~ bar~~~ önergeleri; f ) Gizli Osmanl~~ bar~~~ önergeleri.

a) Gizli Payla~ma Antla~malan : Bunlar türlü eserlerde yay~nlanm~~~ oldu~undan tekrarlam~ya- ca~"-~z 1. Bilindi~i gibi Bol~evikler Rusya'da iktidara geldikten az sonra gizli antla~malan 23 ve 24 Kas~m I 91 rde yay~ nlam~~~ ve red ettiklerini aç~ klam~~lard~. Ancak çok geçmeden 13 Ocak 1918'de Lenin ve Stalin imzasiyle yay~ nlanan "13 say~l~~ dekre", yani irade ile Kafkas Erme- nistaniyle, Osmanl~~ Ermenistan'~~ dedikleri Do~u Anadolu illerimizde, yerinden oynat~lm~~~ halk yerlerine döndükten sonra, bir referandum yap~lmas~ n~ n ve daha sonuncunun ne olaca~~~ bilinmeden bir Er- meni hükümetiyle milis'i kurulmas~n~n kendilerince gerekti~i aç~k- lannu~t~. Bir Ermeni milisine dayanacak bir Ermeni Hükümetinin yönetimi alt~nda yap~lacak referandumun hiç bir ciddiyeti olmayaca~~~ besbelli idi ve o s~ ralarda Ermeniler, Rus ordusu eridikçe Do~u Anadolu'da Müslüman av~ na ç~ km~~~ bulunuyorlard~.

1 Bk. bu arada Türk Devleti'nin D~~~ Siyasas~~ adl~~ eserimize (1938, S. ~~ o v.d.). 116 HIKMET BAYUR

Buna ve ortaya att~klar~~ "her ulusun kendi keskilini seçmek hakk~~ oldu~u" ilkesini ne biçime sokup i~lemez duruma getirdiklerine, âciz kalmadan hiç bir ülke ve ulusun ba~~ms~zl~~~n~~ tammad~klar~na baka- rak bu "dekre" ile Komünist hükümetinin, gizli antla~malar~~ hüküm- süz sayd~~~n~~ aç~klad~ktan bir buçuk ay sonra Anadolu'da, Çar hükü- metince kendisine ay~ rt~lan pay~~ istemekte direnmesi do~al say~la- bilir. Bundan önceki yaz~ m~zda (Bk. Belleten Temmuz 1965, say~~ ~~ 15, S. II-28) bu yönleri ayr~ nt~l~~ olarak anm~~~ ve sonra Bol~evikler'in yeni bir yenilgi üzerine Batum, Ardahan ve Kars'~~ b~rakmak zorunda kald~ klar~n~~ hatirlatrru~tik. 1918 yaz~ n~n sonlar~nda Bat~~ cephesinde Alman ordular~~ biteviye yenilme~e ba~lay~nca Bol~evikler zorla kabul ettikleri Brest-Litovsk antla~mas~n~ n hükümsüz oldu~unu bilitlemi~ler, ancak, çarc~~ gene- rallerle sava~malan ve iç kar~~~kl~klar yüzünden Kafkas'a Bathlar'dan önce yeti~emeyip bir süre bu bölge Bat~~ devletlerinin ve en çok Ingi- lizler'in elinde kalm~~t~ r. Bununla birlikte Bol~evikler ne bu bölgeden ne de Ermenistan ad~~ vererek göz diktikleri Do~u Anadolu'dan vaz geçmi~~ de~illerdir ve bu yolda daha epey çabalarda bulunacaklard~ r.

b) Osmanl~~ ile sava~~ an Büyük Devletleri yöneltenlerin sava~~ s~ras~n- daki aoklamalan 2 : Yukar~da an~lan gizli payla~ma antla~malariyla beliren ihtiras- lar~~ gördük. Bunlar~n aç~~a vurulmas~~ konusunda dü~man devlet adamlar~~ genel duruma göre davranm~~lard~ r. O s~rada henüz yans~z bulunan Amerika'n~n Cumhur Ba~kan~~ Wilson 18 Aral~k 19i 6'da sava~an devletlerden sava~~ amaçlar~n~~ sor- mu~tu. Bize dü~man devletler ad~na kendisine, Türkiye ile ilgili ola- rak I° Ocak ~~ rde ~u kar~~l~k verilir: "Türkler'in kanl~~ zulmü alt~ndaki uluslar~ n kurtar~lmas~~ ve kesin olarak Bat~~ uygarl~~~na ya- banc~~ olan Osmanl~~ Imparatorlu~u'nun 'dan ç~kar~lmas~". O s~rada Rusya, Fransa ve Ingiltere payla~ma konusunda anla~- m~~~ bulunuyorlard~ . Wilson'a verilen bu kar~~l~k henüz gizli tutulan bu i~i hakl~~ gösterecek bir manevi temel haz~rlamak amac~m güdü- yordu.

2 Bunlar dag~mk olarak türlü eserlerde yay~nlanm~~t~ r. Burada topluca bir özetlerini vermeyi uygun bulduk. I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 117

Ancak aradan bir y~l geçince 1917 sonlar~ nda genel durum çok de~i~mi~~ bulunur. Rusya'da Bol~evikler i~~ ba~~ na geçip gizli antla~- malar~ , görünü~te olsun, tepmi~~ ve yay~ nlam~~lard~ , Rus ordusunda sava~mak gücü kalmad~~~~ da aç~ kca görülmü~tü. Bundan ba~ka Rus cephesi sava~lar~ndan kurtulan Almanlar~ n 1918 ilkbahar~~ için Bat~da çetin sald~ r~lara haz~rland~ klar~~ seziliyordu. Öbür yandan binbir vaatle ayakland~ r~lan Araplar'da gizli antla~malar~ n yay~ nlanmas~~ üzerine do~an ku~kular~ n giderilmesi ve Hint Müslümanlar~m yat~~- t~ rarak orduya yaz~ lmalar~ n~ n kolayla~t~ r~lmas~~ gerekti~i dü~ünülür. Bu etkenler dolay~siyle Ingiliz Ba~bakan~~ Lloyd George 5 Ocak ~~ ~~ 8'de hükümetinin sava~~ amaçlar~ n~~ aç~ klayan söylevinde Türkiye için bir y~l öncekinden çok yumu~ak bir dil kullanmay~~ uygun görür ve ~unlar~~ der: "Türkiye'yi ba~kentinden ve Türk ~ rk~mn üstün du- rumda bulundu~u Anadolu ve Trakya'n~ n zengin ve ünlü ülkelerin- den mahrum etmek için sava~m~yoruz Akdeniz'le Karadeniz aras~ ndaki geçit, uluslararas~~ ve yans~z bir duruma sokularak Istanbul ba~kent olmak üzere Türk Imparatorlu~u'nun Türk ~ rk~ n~ n yurdu olan ülkelerde (in the homelands of the Turkish race) b~ rak~lmas~na itiraz etmiyoruz. Bizce ayr~~ ulusal durumlar~ n~ n tan~ nmas~~ Arabistan, Ermenistan, ~rak, Suriye ve Palestin'in hakk~d~r". Burada ilk defa "Ermenistan" amlmaktad~ r. Daha önce Çar Rusyas~~ bu sözcü~ün kullan~lmas~ n~~ hiç istemiyordu. Bundan üç gün sonra 8 Ocak 1918'de Ba~kan Wilson Amerikan Kongresine kendi bar~~~ program~ n~~ aç~ klar. Türkiye'yi ilgilendiren 12 inci madde az çok Lloyd George'un söylediklerine benzer ve ~öyledir "Bugünkü Osmanl~~ Imparatorlu~u'nun Türk bölgelerine itirazs~z bir hükümranl~k sa~lamlmal~d~ r; ancak Türk boyunduru~u alt~ nda bulunan öbür uluslara kesin bir güven içinde ya~ama ile özgür ve engelsiz tam bir geli~me imkan~~ sa~lan~lmal~d~ r. Çanakkale Bo~az~~ uluslararas~~ inancalar alt~ nda bütün uluslar~ n tecim gemilerine aç~ k kalmal~d~r". c) 1918 B~rak~~malar~ndan sonra ~ngiliz ve Frans~ z Dü~ünceleri: Yak~n ve kesin bir zafere pek güvenilmedi~i ve yumu~akl~~~n ge- rekli san~ld~~~~ s~ ralarda söylenen bu sözlerle b~ rak~~madan sonraki davran~~~ ve tutumlar~~ kar~~la~t~rmak çok ilginçtir. Önce ~ngiliz tutu- munu ele alaca~~z. ~~ 8 HIKMET BAYUR

30 Ekim 1918'de Mondros b~rak~~mas~~ imzalanm~~ t~ r. Ba~la~~k- lar~ n donanmas~~ da 13 Kas~ mda Istanbul'a varacakt~ r. Bundan dört gün önce 9 Kas~ mda, henüz Izzet Pa~a hükümeti i~ba~~ ndad~ r, içinde Hayri (adliye) ve Cavit (maliye) Beyler gibi ittihatc~lar, Fethi Bey (Okyar) gibi Ittihat ve Terekki'den yeni ayr~lm~~~ bir dahiliye naz~r~~ vard~ r. ~zzet Pa~a ile Rauf Bey (Orbay) da resmen ~ttihat'ta ka- y~ tl~~ olmamakla birlikte ona eygin diye tamnm~~lard~ r. Dolay~siyle ~ngiltere hükümeti Istanbul'da ittihatc~ lar~~ i~ ba~~nda bilmekte veya saymaktad~ r. Bu 9 Kas~m günü, Ingiltere D~~i~leri Bakan~~ Balfour, Istanbul'a girmek üzere bulunan donanma komutan~~ Amiral Galthorp'a özel mektup biçiminde gönderdi~i yönergenin sekizinci böle~i ~öyledir : "En büyük ihtimale göre Istanbul'da ~imdiki hükümeti dü~ürüp iktidara geçmek isteyen, sözde muhalefet partisinin üyeleriyle kar~~la- ~acaks~n~z. Bu gibi teklifleri kabule pek müsait olmamal~s~ n~z. Ger- çekten Türkiye'de her zaman Ittihat ve Terakki Komitesine kar~~~ bir muhalefet bulunmu~tur, ancak Kâmil Pa~a'n~ n ölümünden sonra bu parti, önderlik edebilecek herhangi bir ~ahsiyetten mahrum kalm~~t~r ve ~u inançday~ m ki bu partinin bugünkü ko~ullar varken i~ba~~ na geçmesi ancak bize zarar verecek bir iç da~~l~~~ ve karga~al~ kla sonuç- lanacakt~ r. Bundan ba~ka besbellidir ki ~tilâf 3 dostu geçinen böyle bir parti, komite (I. ve T.) hükümetini devirirse, ihtilâlden beri Isviçre, ve ba~ka yerlerde ya~ayan türlü üyelerini menfalar~ ndan geri ça~~racakt~ r. Bunlar Bat~~ Devletlerine olan ba~l~ l~ klar~~ dolay~siyle yurtlar~ ndan ayr~lmak zorunda kald~ klar~ n~, görünü~te az çok makul say~labilecek biçimde, ileri sürebileceklerdir ve bu gibi politikac~ lar~ n kuracaklar~~ bir hükümete, Ittihat ve Terakki'ce kurulmu~~ bir kabine- den daha yumu~ak bar~~~ ko~ullar~~ yüklemek mânevi zorunlu~u az çok yarat~lm~~~ olacakt~ r. Majeste (Ingiliz) hükümetinin Osmanl~~ Impara- torlu~u ile yap~lacak bar~~~ hakk~ ndaki dü~ünceleri sert ve kesindir; ve inanc~m~za göre sa~lam ve do~ru ilkeler üzerine kurulmu~~ bulunan ve uygulanmalar~~ milyonlarca zavall~~ insan~ n gelecekteki mutlulu~unu sa~layacak olan bar~~~ ko~ullar~ n~ n yürütülmesi i~inde yanl~~~ bir duru- ma (false position) dü~meyi istemiyoruz. Bu yüzden b~ rak~~man~ n uygulanacak"' süre boyunca Ittihat ve Terakki Komitesi hükümetinin i~~ ba~~nda kalmas~~ ve ileride yüklenilecek olan bar~~~ ko~ullar~ n~ n zil-

Burada Ingiltere, Fransa ve Italya için kullan~lm~~ t~ r. I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 119

letine katlanmas~~ daha iyi olur. Dolay~siyle siz onlar~ n (Ittihatalann) dü~mesini çabukla~t~racak hiç bir davran~~ ta bulunmamal~s~n~z, bu- nunla birlikte elbette onlar~~ desteklemez veya i~ba~~ nda kalmalar~ n~~ sa~lamaya çal~~ mazs~ n~z. Türkiye'nin Avrupa ve Anadolu'da yeni- den kurulmas~~ i~inin bir Komite (I. ve T.) d~~~~ hükümete mi verilece~i konusu bugünkü göreviniz alan~~ içinde de~ildir". 4 Bu belge b~ rak~~madan sonraki Ingiliz davran~~~ n~~ ve S s,res antla~mas~ mn öldürücü ko~ullar~ n~~ anlamaya yarar. Bununla birlikte Londra hükümetinin Türk durum ve sorununu ne a~ama yanl~~~ gör- dü~ünü de aç~~a vurur. O sanm~~t~r ki Türk ulusu art~k k~ p~ rdanam~- yacak bir duruma gelmi~~ olup her ko~ulu boynu bükük kabul ede- cektir ve bundan ötürü onun içinden yanat edinmeye çal~~mak bile gereksizdir. Bu dü~ünce ile olacak, Ingilizler bir süre yurt d~~~ nda bulunan Ittihat ve Terakki muhaliflerinin ülkeye dönmelerine izin vermemi~, ve ancak içeride k~ p~ rdamalar olmaya ba~lay~ nca muhalif- lerden yard~mc~~ aramaya koyulmu~lard~ r. "Milyonlarca zavall~~ insa- n~ n gelecekteki mutlulu~unu sa~lamak" dü~üncesine gelince 1918 b~ rak~~masiyle 1922 Türk zaferi aras~ nda geçen dört y~ l boyunca bin- lerce ve binlerce Türk, Rum, Ermeni, Arap, Ingiliz ve Frans~z'~ n ölmü~~ ve sakatlanm~~~ olmas~~ bunun bo~lu~unu göstermiye yeter. Balfour'un ileri sürdü~ü dü~üncelerin yaln~ z biri gerçekle~mi~tir; o da ba~~ nda de~erli bir önder bulunmayan Ittihat ve Terakki muhale- fetinin i~ba~~ na geçmesiyle ortal~~~n kar~~aca~~~ sözüdür; Sultan Vahi- dettin ve Damat Ferit Pa~a elinde ülke gerçekten karmakar~~m~~t~r, ancak bu da Ingilizlerin istek ve deste~iyle yap~lm~~t~r. ~u kadar var ki 13 Kas~mda, Ba~la~~k donanmalar~n Istanbul önüne geldikleri s~ rada, Izzet Pa~a ve arkada~lar~~ i~ba~~ ndan çekilmi~~ ve yerlerine Ittihat ve Terakki ile bir ilgisi olmayanlardan kurulmu~~ olan Tevfik Pa~a hükümeti geçmi~ti, bunun üzerine Ingilizler, ikti- darda kalmalar~n~~ istedikleri Ittihatc~larm, gerekli bulduklar~ n~~ ve ele geçirebildiklerini sava~~ suçlusu ve Ermeni katili diye hapsedecekler ve bunlar~ n ço~unu Malta'ya süreceklerdir. Almanya'ya kaçm~~~ olan- lar~n da yarg~lanmak üzere geri verilmesini isteyecekler, daha sonra ise 1920 ba~lar~nda Bol~evikler'e kar~~~ onlarla anla~mak yolunda bir deneme yapacaklard~r.

"Documents on British Foreng Polisy 1919-1939", First scries C. IV, belge 47I'e not 3. (S. 709). 120 HIKMET BAYUR

Balfour yönetmeli~i ba~bakan Lloyd George'un siyasas~ n~ n bir aç~klamasiydi. Onun ne a~ama Türk dü~man~~ oldu~unu o, s~ rada sava~~ bakan~~ olan Churchill anarken Yunanl~lar'a olan güven ve ba~l~ l~~~n~~ da anlat~ r 5. Özet olarak Lloyd George, Rumlar~~ gelece~in büyük ulusu ve Do~u'da Bat~~ uygarl~~~= temsilcisi saymakta, kendilerine verilecek ülkeleri doldurup say~lar~~ 20 milyona ç~ kaca~~n~, Do~u Akdeniz'de ~ngiltere için bir dayanak olacaklar~ n~~ sanmaktad~ r. Öyle anla~~l~yor ki nas~l XIX'uncu yüzy~l~ n ikinci yar~s~nda ~ ngiltere Rus- ya'ya ve Slav acununa kar~~~ Osmanl~~ devletini bir duvar gibi kullan- mak istemi~se, XX'inci yüzy~lda Lloyd George bu görevi Yunanis- tan'a yüklemek istemi~tir. 1922 Türk zaferine dek bu siyasa yürütülecektir. ~u yön unutulma- mal~d~r ki ~ ngiltere'de buna kar~~ n olanlar çoktu ve bu yolda Hin- distan Bakanl~~~~ ile ordu çevreleri ba~ta bulunuyorlard~~ ; hele bu sonuncular Rumlar'~ n Türkler'in hakk~ ndan gelebilecekleri dü~ünce- sini saçma buluyorlard~. Churchill'in Ocak ~~ g g'da sava~~ bakan~~ ol- duktan sonra Imparatorluk Genel Kurmay Ba~kan~~ Sir Henry Wil- son'la birlikte tutmak istedi~i yol ~öyle özetlenebilir 6 : Kafkas'dan çekil- mek, Türkiye ile, ona ~ngiliz dostlu~unu gösterecek bir bar~~~ yapmak, Bol~evik dü~manlar~ n~~ silahland~ rmak ve Bol~evikler'e kom~u bütün devletleri onlara kar~~~ diplomatik ve askeri birlik halinde toplamak ve onlara Ingiltere ile türlü devletlerin deste~ini sa~lamak. Bu yön her ~eyden önce ~ ngiltere'nin destekleyece~i bir Osmanl~- Kafkas devletleri ba~da~mas~~ demekti. Bu siyasa ile k~smen olsun ilgili olarak 1919 yaz~ nda Rusya'ya egemen olaca~~~ san~lan Çarc~~ komutanlar~ndan Amiral Kolçak'~ n hükümetini tan~mak için Ba~la~~ klar'ca ileri sürülen ko~ullar~ n be~incisi ~öyle idi: "E~er Rusya ile Estonya, Lettonya, Litvanya, Kafkas ve Hazer ötesi 7 ülkeleri aras~ ndaki ili~kiler çabucak bir anla~ma yolu ile çözümlenemezse bu i~~ Cemiyet-i Akvam s'~n yard~ miyle ve onunla dan~~arak yap~ lacakt~ r. Ve böyle bir anla~maya var~l~ ncaya kadar Rusya hükümeti bu yerleri özgür saymay~~ ve oradaki edimsel hükümet- lerle Ba~la~~klar aras~ nda var olabilen ili~kileri tan~ may~~ kabul eder" 9.

5 W. Churchill, "La Crise Mondiale" IV, 387 (Payot Paris 1931). Bk. Ayn~~ eser, s. 169. 7 Yani Rus Türkistan'~. Birle~mi~~ Milletlerin ilk biçimi. 9 Ayn~~ eser, s. 238. I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 121

Churchill-Henry Wilson siyasas~~ Türkiye'yi de içine alan bir toplulukla Bol~evikleri yenmeyi denemeye var~yordu. 1920 y~l~~ ba~lar~ nda bu yolda, görünü~te olsun, olumlu bir ad~ m at~ lmak istenilmi~tir. Avrupa'ya kaçm~~~ olup sava~~ suçlusu ve Ermeni katili diye yarg~lat~ lmak istenilen Talât ve Enver Pa~alar gibi Ittihat ve Terakki büyükleriyle bir tak~ m Ingiliz i~yarlar~~ temas aram~~lard~ r ve bu i~den Churchill'in de haberi vard~ r. ~ngiliz önermeleri ~öyle toplanabilir °° : ~stanbul ve ço~unlu~u Türk olan yerler Osmanl~'da kalacak, o da M~s~r, Afgan ve Hind'de Ingiltere'ye eygin etkide bulu- nacak, Kafkas'daki hükümetlerle i~birli~i yaparak Bol~eviklerin Iran'a sald~ rmalar~ n~~ önleyecek. Churchill ile Henry Wilson'un bir y~l önce dü~ündükleri siyasaya uygun olan bu önermenin sonu getirilmez, çünkü art~ k i~~ i~den geç- mi~tir, Yunan Izmir'e ç~ km~~, Frans~z Çukurova'ya dalm~~ t~ r. Lloyd George bu yolda yürümeyi istemedi~i gibi istemi~~ olsayd~~ da art~ k bu gidi~i de~i~tiremezdi. Ingiltere için en büyük tehlikeyi Bol~eviklikte gören Churchill, Türkleri tatmin ederek onlara kar~~~ kullanmay~~ dü- ~ünürken ba~ta hem Türkleri, hem de Bol~evikleri ezmek amac~ n~~ gütmü~~ olan Lloyd George bu iki i~in birden yürütülemiyece~ini an- lay~ p birinden yaz geçmek zorunlu~unda kal~ nca Churchill'in aksine olarak Bol~evikler'le anla~maya çal~~m~~~ ve Türkleri ezmek çabas~ nda direnmeyi uygun görmü~tü. Sonda Ingiltere her iki yönde de ba~ar~ - s~ zl~~a u~rayacakt~ r. 1920 y~l~~ ba~lar~ nda Ingiltere'de beliren bu gibi dü~ünceler Ankara'da da ufak da olsa bir tak~ m ümitler belirmesine yol açm~~ t~ r. Mustafa Kemal'in Ermenistan sava~~ na giri~mek isteyen Kâz~ m Kara Bekir'e gönderdi~i 6 May~ s 1920 günlü teldeki ~ u bölek bunu gösterir °I. "~ ) Sulh Konferans~n~ n hakk~ m~zda ittihaz edece~i mukarrerat (verece~i kararlar) suret-i katiyede tevazzuh edinceye (kesin olarak belirinceye) kadar düvel-i itilâfiyeyi (Ingiltere ve ba~la~~ klar~ n~ ) bi- zimle itilâf ihzar~~ (anla~ma haz~ rlamak) imkân~ndan mahrum etmeye dahili ve harici vaziyet-i haz~ ram~z ~imdilik müsait de~ildir".

10 Bk. Hüseyin Cahit Yalç~ n'~n Tanin Gazetesinde 15 Ekim 1944'den bu yana "Tarihi Mektuplar" adiyle yay~ nlad~~~~ belgelere (tefrika 52). 11 K. Karabekir, S. 707. 122 HIKMET BAYUR

Bundan be~~ gün sonra ii May~sta Osmanl~'ya yüklenmek isteni- len bar~~~ ko~ullar~~ Paris'te Tevfik Pa~a'ya bildirilir ve bunlar bu ay~ n ortalar~nda Ankara'da da ö~renilir; böylelikle o zamanki dü~manlar~n Türklü~ü yok etme karar~~ ve, bir kaç ay önce Ingiltere'de görülen yumu~ak siyasa belirtilerinin sonuçsuz kald~~~~ kesin olarak anla~~l~ r. Frans~ z tutumuna geçelim. 1918 b~rak~~mas~~ s~ras~ nda Frans~z tutumu, Washington'daki Büyükelçi Jusserand'~ n Amerikan d~~i~leri Bakan~~ Lansing'e verdi~i, bar~~~ konusunu inceleyen, 29 Kas~ m 1918 günlü belgede görünür ". Orada Türkiye'yi ilgilendiren k~s~m, Avusturya-Macaristan'~~ ilgilen- direnden sonra gelmektedir ve ~öyledir: "Türkiye için de evleviyetle öyledir, onun ba~tan ba~a yeniden düzenlenmesi ve bununla birlikte öbür devletlerinkinden büsbütün ba~ka olan iç rejimine kar~~~lmas~~ veya el konulmas~~ (müdahale-in- tervenir) gözönünde bulundurulmal~d~ r. Oradaki uluslar~n keskili üzerinde tart~~ma i~ini Kongreye" b~rakmak daha uygun görünü- yor, çünkü onlarla ön- bar~~~ (veya bar~~~ mukaddemat~-preliminaires de paix) im~alan~rsa bu, Osmanl~~ ~mparatorlu~u'nun, yani yüzy~ldan uzun bir süre boyunca cinayetler i~lemi~, kötülükleri alabildi~ine ço- ~altm~~~ ve bir çok kez uygar Büyük Devletler aras~ nda tart~~ma ko- nusu olmu~~ olan bir rejimin oldu~u gibi kalmas~~ demek olur. öbür yandan Türkiye ad~ na (antla~may~ ) tasdik edecek yetkili me~ru bir makam nas~l bulunabilir? Bu ~mparatorlukla bar~~~ görü~meleri yap- mak s~ k~ nt~s~na katlanmadan Ba~la~~ klar~ n Osmanl~~ ~mpaatorlu~u topraklar~n~n keskilini tesbit etmeleri daha iyi olmaz m~ ?". Bu yaz~da aç~k bir kar~~ tl~k ve anlams~zl~ k, hattâ Amerika Cum- hurba~kan~n~~ pek anlay~~s~z sanmaya varan bir ald~r~~s~zl~k vard~r. O da Osmanl~~ ~mparatorlu~u'ndaki türlü uluslarla bir ön-bar~~~ imza- lamamn Imparatorlu~un oldu~u gibi kalmas~~ sonucunu do~uraca~-~~ sözüdür. Gerçektense bunun yap~lmas~, yani mesela, Fransa'y~~ Suriye dolay~siyle as~l ilgilendiren Araplar'la bir ön-bar~~~ imzalanmas~~ Im- paratorlu~un oldu~u gibi kalmas~~ de~il parçalanmas~~ demekti. And~-

1s Metin: "Le Pr6ident Wilson et le ~-glement franco-allemand" adl~~ eserde s. 42'de bulunur. Eser Ba~kan Wilson'un özel belgelerini kapsar ve Ray Stannard Baker'ce toplanm~~~ ve yorumlanm~~ ur (P. -L. Alleux çevirmesi- Payot). 13 Bar~~~ Konferans~~ anlam~nda. I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 123

~~m~z belge ile güdülen amaç, Amerika'n~ n Araplar'la anla~~ p, gizli antla~malarla haz~rlanm~~~ olan payla~maya engel olmas~n~~ önlemektir. Kendisiyle "bar~~~ görü~meleri yapmak s~ k~ nt~s~ na katlanmadan" Osmanl~~ Imparatorlu~u'nun kcskilini tesbit etmek iste~ine gelince, ga- riptir ki sava~~~ kazanan Büyük Devletler aras~nda ilk olarak Fransa bizimle görü~üp anla~mak zorunda kalm~~~ ve bu yüzden ba~la~~ kla- r~ nca çok k~ nanm~~t~ r. T. B. M. Meclisi hükümetiyle May~s 192o'de yirmi günlük bir b~ rak~~ma imzaland~~~~ gibi, Haziran ve Ekim 1921 de Kamutay d~~i~leri komisyonu sözcüsü Franklin-Bouillon'u Anka- ra'ya iki kere göndermi~~ ve 20 Ekim 1921'de Kilikya'n~ n bo~alt~lma- s~ n~~ gerektiren anla~may~~ irnzalam~~t~r. Italyan durumu üzerinde ayr~ca durmayaca~~z. Bu devlet An- talya ve Söke yönlerine el koymak ve bazen içerilere kadar sokulmakla Yunanlar'~ n Izmir'e gönderilmeleri için bir bahane yaratm~~t~r. Ancak iç durumu çok kar~~~ k oldu~undan girdi~i yerlerde elden gel- di~i ölçüde bir konuk gibi kalmak ve bir i~e kar~~mamak yolunu tutmu~tur. Yunan gücüne olan güven: Svres antla~ma tasar~s~ n~n son a~ama a~~r ko~ullar~~ her kesce bilinmektedir. Anadolu'nun bir çok yerinde Padi~ah ve Damat Ferit Pa~a'ca k~~k~ rt~lan ayaklanmalarla Mustafa Kemal ile Büyük Millet Meclisi'nin yola getirilemiyece~i anla~~ld~~~ndan ve Büyük Devletler de güçlü ordular gönderecek durumda bulunmad~ klar~ ndan antla~- man~ n uygulanmas~~ Yunan ordusunun çabas~ na kal~r ve onun 22 Haziran 192o'de bu amaçla ba~layan sald~ r~s~~ 9 Eylül 1922'de bilinen biçimde sona erince Sevrcs tasar~s~~ da gömülmü~~ bulunur. Aç~k Osmanl~~ Bar~~~ önergeleri :

Bunlar~ n en eskisi 12 ~ubat 1919'da Sadrazam Tevfik Pa~a'ca Istanbul'daki Amerikan, Ingiliz, Frans~z ve Italyan komiserlerine verilcnidir ve daha sonra verilecek önergelere az çok örneklik etmi~tir. Bunlar çok yerde yay~ nlanm~~~ oldu~undan üzerinde uzun durm~ya- ca~~z. Temel ilkeleri bir sürü ayaklanma ile Osmanl~~ devletini y~ prat- m~~~ olan Arap illerinin, buna ra~men, Hilafet bahanesiyle Osmanhyla ilgili kalmas~~ ve devletin en büyük dayanaklar~ ndan biri olan Do~u Anadolu'nun bir k~sm~ n~n Ermenistan'a verilmesidir. Bundan ba~ka Tevfik Pa~a, Istanbul gazetelerince bile yay~nlanm~~~ olan gizli antla~- 124 HIKMET BAYUR

malar~~ bilmemezlikten gelerek, Arap illerini ~u veya bu biçimde Os- manl~'ya ba~l~~ tutmak için Büyük Devletlerin ülke katmak iste~in- de olmad~ klar~ n~~ pek safca ortaya atmaktad~ r. Bu gibi önermeler "Misak~~ Milli" ile kar~~la~t~ r~l~ nca Anadolu'da kongrelerde beliren anlay~~~ n ne a~ama üstün oldu~u görülür. f ) Gizli Osmanl~~ Bar~~~ Önermesi : 4 Mart ~~ g'da Damat Ferit Pa~a ilk kez Sadrazam olur. 30 Martta ~ngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe'u (Kaltorp) görüp ona Osmanl~~ devletini ~ ngiliz i~gal ve himayesi alt~ na koyan bir önerge verir. Buna göre Osmanl~'n~ n durumu ~~ ~ 4'den önceki M~s~ r durumuna benzeyecektir. Önerge Padi~ah ve Damat Ferit'ce haz~ rlanm~~ t~ r, bir acaipli~i de Rumeli-i ~arki'nin bu biçime soku- lacak olan Osmanl~'ya geri verilmesidir. Bundan bir süre sonra 8 Eylül ~~ g g'da Damat Ferit Calthorpe'un yerinde bulunan Amiral Webb'e bu yönü bir kez daha hat~rlat~ r. Do~al olarak bunlardan bir sonuç ç~ kmaz çünkü Padi~ahla Sadrazam~ n~ n bilmeleri gerekti~i gibi ~ngiltere sava~~ s~ras~ nda öbür ba~la~~ klariyle yapm~~~ oldu~u gizli antla~malarla ba~l~ d~ r. Ancak bu gibi önermeler o zamanki dü~ man- lara Osmanl~~ devletinin ne ölçüde alçalmaya haz~ r ve istekli oldu~unu göstermekle bar~~~ antla~mas~ mn alabildi~ine a~~rla~t~ r~lmas~ nda sak~- n~lacak bir yön olmad~~~n~~ anlatm~~~ olur. Padi~ah - Sadrazam önergesinin türkçe çevirimini "Atatürk, Hayat~~ ve Eseri" adl~~ eserimizde verdi~imizden burada tekrarlamaya- ca~~z 14 (S. 270 V. d.). ~~ o A~ustos 192o'de S Nires Antla~mas~m imzalayan devletin ba- ~~ nda resmen bu gibi adamlar bulunmaktad~ r. Ankara'da gerçekten i~~ ba~~ nda bulunanlar ise durumu iki y~l içinde düzelteceklerdir.

MOSKOVA ANTLA~MASINA DO~RU Bu antla~may~~ imzalayacak olan Türkiye ve Rusya 1914-1918 sava~~ nda biribiriyle çarp~~d~ktan sonra her ikisi de yenilerek hattâ ezilerek sava~tan ç~ km~~lard~. Her ikisinin de o s~radaki dü~manlar~~ ayrnyd~, bunlar sava~~~ kazanm~~~ olan Bat~~ Avrupa'n~ n üç Büyük Dev-

14 Frans~zca metin için Bk. "Documents on British Foreng Policy 1919 - 1939", First series yol. IV, ~ g ~ g, Belge 507'ye not 3 ve bu belgenin., 4. ve 5. böleklerine. S. 754 v.d. I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 125 letiyle Yunanistan gibi onlar~n uydulariydi. Buna göre Komünist Rusya ile, o zaman denildi~i gibi Kemalist Türkiye'nin çarçabuk an- la~~ p i~birli~i yapmalar~~ do~al say~lmallyd~~ ve öyle de say~l~yordu. Ancak bunun gerçekle~mesi güç, uzun ve Çetin olacakt~ r ve Mustafa Kemal'in Anadolu'ya geçmesinden ancak iki y~la yak~ n bir süre sonra elde edilebilecektir ( ~~ 9 May~s ~~ 9 ~~ 9- ~~ 6 Mart ~~ 92 I ) . Bunun nedenleri aramrsa ~unlar görülür: Komünist Hükümeti biteviye aldat~c~~ vaat- lerle yanat kazanmay~, aldatt~ klar~ n~~ diledi~i gibi kulland~ ktan sonra vaatlerini hiçe saymay~~ gelenek ve görenek edindi~i gibi her ülkeyi yutmaya ve Komünistle~tirmeye kalk~~maktayd~. Moskova'dakiler ba~ta, Türk ulusal hareketini bir hiç saym~~lar ve Türkiye'yi de yuta- bileceklerini ummu~lard~ r. Hiç olmazsa, epey zaman Rusya Türk- ler'i için yapt~klar~~ gibi, Anadolu Türkler'ini de kendi menfaatleri u~runda kullanmay~~ ve sonra yutmay~~ dü~ünmü~ler ve bu oyunu yurt d~~~ na ç~ km~~~ olan ve hattâ Istanbul'da bulunan Ittihat ve Terakki ileri gelenleriyle anla~arak yapabileceklerini sanm~~lard~r. Kâh da bu sonuncular~n Bat~l~larca kendilerine kar~~~ kullan~lacaklar~~ korkusuna kap~larak telâ~lanm~~lard~ r. ~u yön de dikkate de~er. Bol~evikler ba~ta Anadolu'ya önem vermek istememi~ler ve daha çok Enver ve Cemal Pa~alar gibi yurt d~~~ nda ve Kara Vas~f ve Baha Sait gibi Istanbul'da bulunan kimse- lerle i~~ görme~i uygun bulmu~lard~ r. Amaç köksüz ve yar~~ köksüz kimseleri daha kolay ellerinde oynatabilmektir. Mustafa Kemal'le ise, en geç ve hattâ onu Anadolu'da k~~ k~rt~ p besledikleri Komünist ak~ m~~ içinde bo~maya çal~~ t~ ktan sonra, dostluk kurmaya adeta zorla yana~m~~lard~r. a) Rus Komünist Hükümetinin Kuvay~~ Milliye ile ilk aç~k ilgisi: 13 Eylül ~~ 9 9'da, Sivas Kongresi sona ermi~~ ve Padi~ahla Bab~ âli'- ce Sivas'~~ bas~p Mustafa Kemal ve yanatlar~ m yakalamakla görev- lendirilmi~~ olan Harput valisi Ali Galip kaçmak zorunda b~rak~lm~~~ oldu~u bir s~ rada, Rus d~~i~leri komiseri Chicherin'in Türk i~çi ve köylüsüne bir ça~r~s~~ yay~nlamr 15. O s~ rada Bol~evik Hükümetinin durumu s~k~~~ kt~ r. Kuzey'de Petrograd'~~ tehdit eden Yudeniç, Do~u'da Kolçak ve Güney'de De- nikin gibi çarc~~ komutanlarla henüz sava~maktad~r.

15 Metin : "Soviet Documents on Foreign Policy" Oxford 1915, C. 1 s. 164 v.d. 126 HIKMET BAYUR

Ça~r~ n~n ana çizgileri a~a~~dad~ r: "Türkiye i~çi ve köylüsü yolda~lar! ülkeniz daima bir ordugâh durumunda bulundu. Avrupa Büyük Devletleri sizi anarken hep "hasta adam" diyorlar, ancak sizi iyile~tirmek için bir ~ey yapm~- yorlar, bunun tersine sizi bu durumda tutmak çabas~~ içindeler, çünkü onlar~ n her biri sizi Avrupa'dan ç~kartmak, Bo~azlar'~~ ele geçirmek ve hiç olmazsa kan~mz~ n özünü kurutmak, sizi ~ahsiyetinizden etmek ve tutsak durumuna dü~ürmek iste~indedir. "Içinizde, kendi gücünüzle Avrupa'da kalabilece~inizi sananlar yamlmaktad~ rlar. "Avrupa'da görünü~te ba~~ms~zl~~~n~z~~ koruyabildiyseniz bunu co~rafya durumunuza ve size sald~ ran e~kiyan~ n kendi aralar~nda bo~u~malanna borçlusunuz. Bu yüzden yurdunuzun idam hükmü daha uygun bir zamana birak~la durmu~tur. "Ama bu zaman ~imdi gelmi~tir. "Acun sava~~~ ba~lay~nca i~ba~~nda olanlar~= sizi, ilk firsatta boyunduruk alt~ na almay~~ dü~ünen, Almanya ile i~birli~ine sürükle- diler; onlar~n Almanya ile i~birli~i yapmalar~~ bir tesadüf sonucu olarak yersiz de~ildir, çünkü Rusya'y~~ sava~a sürüklemek için Ingiltere ve Fransa ona Istanbul'u vadetmi~lerdi ". "Istanbul'un keskili önceden kararla~t~r~lm~~t~. "Bundan da önce Istanbul sorumu tarihsel bir miras gibi Rus Çarlan'n~ n fütuhat tasanlar~nda yer tutmaktayd~~ 17. Ikinci Nikola'n~ n tahttan indirilmesinden sonra da, sözde sosyalist Kerenski'nin hükü- meti de "Istanbul Rusya'ya" sözüyle (slogan) sava~a devam yolunu tuttu. "Ancak siz Türkiye i~çi ve köylüleri biliyorsunuz ki Ekim devri- minden, yani egemenli~in i~çi ve köylülerin eline geçmesinden sonra, Rusya Hükümeti her türlü fütuhat iste~inden oldu~u gibi Istanbul üzerinde de her türlü istekten vaz geçmi~tir.

le Burada iki yanl~~~ var: 1) Sava~~~ S~rbistan'~~ Avusturya'ya kar~~~ korumak için Rusya ç~karm~~~ ve Fransa ile /ngiltere'yi o sürüklemi~tir. 2) Ba~ta, Bol~evik- ler'in yay~nlad~klar~~ belgeler olmak üzere, bütün belgeler ~stanbul ve Bo~azlar'~~ Rusya'ya b~ rakan gizli antla~malann sava~a giri~ildikten sonra ve uzun tart~~malar sonucunda Rusya'n~n iste~i ve direnmesi üzerine imzaland~~~n~~ göstermektedir. Chricherin'in bunlar~~ bilmemesi imkâns~zd~r. il Bu yön do~rudur, ancak ikinci acun sava~~~ sonunda 1945'de Stalin'in Bo- ~azlar'da üs istemesi bu "tarihsel miras"dan komünistlerin de vaz geçmemi~~ ol- duklar~n~~ gösterdi. I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 127

"Sovyet Rusya'n~n i~çi ve köylü hükümeti bütün gizli antla~ma- lar~~ y~ rt~ p acunun kapitalist zalimlerine kar~~~ bütün mazlum uluslar~ n ba~~ms~zl~ k u~rundaki sava~lar~n~~ destekleyece~ini aç~ kca bildirdi. O, genel olarak hiç bir gizli antla~may~~ ve özel olarak da Türkiye ve Iran'~~ ilgilendiren gizli antla~malar~~ tan~ m~yor. "Sonda Itilâfm 18 soygunculuk i~inde tek önürde~i olan Almanya ezildi. Küçük ve büyük Islam devletlerine el koyup onlar~~ tutsak durumuna sokmak yolu Ingiltere'ye aç~ ld~ . O, Iran, Afganistan, Kafkas ve sizlerin yurdunda i~leri diledi~i gibi yürütmektedir. Hükü- metinizin Bo~azlar'~~ Ingiltere'ye teslim etti~i gün, ba~~ms~ z Türkiye'- nin, Avrupa k~ tas~ ndaki tarihsel Türk Istanbul kentinin ve ba~~ms~ z Osmanl~~ ulusunun son günü olmu~tur. "Türkiye'deki i~çi ve köylü yolda~lar! Yurdunuzun bu güç ve korkulu an~ nda kendi kendinize hiç sor- dunuz mu: Yurdumuz ve biz neden bu a~ama ac~~ bir durumday~z? Siz Asya ve Avrupa'n~ n en korkusuz sava~ç~~ uluslar~ ndan birisiniz. Bütün ya~ant~ n~z boyunca kan~ n~z~~ ba~~ms~zl~ k u~runda ak~tt~ n~z. Son olarak da ümitsizlik içinde en güçlü müstebidi (despote), Sultan Hamid'i taht~ ndan at~ p bir me~rutiyet hükümeti kurdunuz. Ancak bütün bunlar size yaramad~~ ve ~imdi Ingiliz boyunduru~u alt~ nda inlemektesiniz. "Bütün bunlar neden böyle oldu? "Çünkü her zaman yurdunuzun keskilini açgözlü ve sat~lm~~~ bir avuç kimsenin elinde b~rakt~ n~z ve bugün de b~rakmaktas~ n~z; onlar da yurdunuzu ve onunla birlikte sizleri, e~~ ve çocuklar~ n~z~, haklar~ mz~~ ve onurunuzu kendilerine en çok para veren herhangi bir Avrupa Büyük Devletine satm~~lard~ r ve satmaktad~ rlar. "E~er Sadrazam Ingiltere'den alt~ n allyorsa ülkenin siyasas~n~~ onun istedi~i yola sokmaktad~r. "Neden son yöneticileriniz Türkiye'nin keskilini bugün peri~an olan Almanya'n~ n keskiline ba~lad~lar? "Çünkü ülkenizi bu gün ~erefsiz duruma dü~mü~, Islâm'~ n sözde koruyucusu, kendi ülkesini harabetmi~~ olan Wilhelm'in istedi~i yöne götüren bir avuç kimse yeniden bulundu. "Böylelikle ülkeniz ve sizler ufak bir sömürücü pa~alar tak~m~n~ n elinde oyuncak oldunuz. Ve sizin talihsiz parlâmentonuz da alt~n~ n,

18 Ingiltere, Fransa, Italya için kullan~lm~~. 128 HIKMET BAYUR rütbenin, unvanlar~ n esiri olan ayn~~ sömürücü pa~alar~ n topland~klar~~ yer oldu. "Kurtulu~~ nerededir? "Ülkenizin ve haklar~ n~z~ n iç ve d~~~ vurgunculardan kurtar~l- mas~~ kendi elinizdedir. Ne sizin sava~~ partiniz 19 ne de demokratik geçinen herhangi ba~ka bir parti sizi kurtaramaz, nas~l ki Scheide- mann'~n Sosyal Demokrat partisi Almanya'y~, Fransa ve Ingiltere'nin kapitalist vurguncular~ n~ n elinden kurtaramad~. Sizin Ishtifak ve Etlaf 2° partileriniz sizi kurtaram~yacaklar~~ gibi ba~~ms~zl~~~n~= mezar~ n~~ daha da derin kazacaklard~ r. "Yurdunuz rü~vet yiyen pa~alar~ n ve ilkesiz partilerin elinde bulundukça sizin için kurtulu~~ yoktur. "Bir defa olsun kesin olarak anlamal~s~ mz ki siz emekci s~ n~flar yurdunuzun bedeni ve ruhusunuz. I~çi ve köylüler, yurdu besleyen, zenginle~tiren ve tehlike ba~~ gösterince onu dü~mana kar~~~ kan~ mzla koruyan sizlersiniz. "Buna göre ülkenizin keskili sizlerin elinde bulunmal~d~ r; topra- ~~n~z~ n efendileri olmal~s~n~z, ve sizler, yaln~z sizler ülke için ~u veya bu kanunu ç~karabilirsiniz; bunu emekci s~n~fin~ n esenli~i ile ilgilen- meyen asalak (tufeyli) sömürücüler, büyük toprak sahibi pa~alar, fabrikatörler, tecimerler ve ilkesiz ve karars~z partiler yapamazlar. "Türkiye'nin i~çi ve köylü yolda~lar~~ ! "Rusya'y~~ yabanc~~ e~kiyaya —Avrupal~~ e~kiya— satan yerli soy- guncu vampirlerin i~renç kötülü~ünü görmü~~ olan karde~leriniz Rus i~çi ve köylüleri 21 hükümet dizginlerini kendi ellerine almaya karar vermi~lerdir. Ve ~imdi yakla~~ k olarak iki y~ldan beri kendi hükü- metleri, emekciler hükümeti için sava~maktad~rlar. Sovyet Rusya'da eme~in sermaye üzerine zaferinin tam olaca~~~ saat yak~ nd~r ve emek dü~manlar~~ sald~r~lar~n~~ durduracaklard~r.

19 Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ne i~aret. 20 Ittihat ve Terakki ile Hürriyet ve Itilâf partilerinin belge Rusca'dan Ingi- lizceye çevrilirken yanl~~~ yaz~lm~~~ adlar~. 21 Dikkate de~er bir yön hep "Türkiye i~çi ve köyülüleri" denildi~i halde "Rus i~çi ve köylüleri" deyiminin kullan~lmas~d~r. E~er ayni biçime uyularak "Türk i~çi ve köylüleri" denilse bunun K~r~m, Azerbaycan, Türkistan gibi ülkelere de ~amil olabilmesinden, bunun da bu Türk ülkeleri i~çi ve köylülerinin ayn~~ ~eyi yapmaya k~~- k~rt~lm~~~ olmas~ ndan çekinildi~i anla~~lmaktad~r. Nas~l ki ba~lang~çta' az~c~ k serbest b~rak~lan bütün bu ülkeler pek çabuk birer Rus sömürgesi durumuna getirilecektir. I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 129

"Ancak bu yetmez. Acunu tutsak durumuna dü~ürmek isteyen- lere kar~~~ bütün acun emekcilerinin birle~mesi gerekir. "Buna göre bütün bunlar~~ geçirmi~~ olan Sovyet Rusya i~çi ve köylülerinin hükümeti böyle kesin, güç ve korkulu bir saatta sizlere ~ karde ce bir el uzatmakta, tâ ki birle~ik kuvvetlerle Avrupa'l~~ vur- guncular~~ d~~ar~~ sürelim ve içeride mutluluklar~n~~ sizlerin sefaleti üzerine kurmaya al~~~ k olanlar~~ yok edip güçsüz b~rakal~m". Besbellidir ki bu ça~r~~ o s~rada Anadolu'nun dört buca~~n~~ dola- ~ an Komünist propagandac~lar~na yönetmelik olsun diye ç~ kar~lm~~t~ r. Mustafa Kemal'in, Heyet-i Temsiliye'nin ve Anadolu'daki ileri gelen- ~ lerin bu ça r~~ ile ilgilendiklerini, hattâ onu duyduklar~n~~ gösteren bir ~ kan t yoktur, biz de daha sonra bu yolda bir ~ey duymad~k. ~ ~ ~ Ça r n n en dikkate de~er yönü Mustafa Kemal'in yöneltti~i "Müdafaa-i Hukuk" örgütleri ile "Ittihat ve Terakki" ve "Hürriyet ve Itilaf" partilerinin e~~ tutularak alabildi~ine bat~nlmas~d~ r. Bir ~ tüm olarak "Pa alar" a sald~ r~l~rken Avrupa'l~~ emperyalistlere kar~~~ duran Mustafa Kemal, Kaz~m Karabekir ve Ali Fuat (Cebesoy) ~ Pa alarla, Istanbul'da Damat Ferit ve benzeri Pa~alar aras~nda hiç bir ayr~l~k gözetilmemesidir. Bu ça~r~ n~n yay~nlanmas~ndan bir ay kadar önce Erzurum Kong- resinde ordunun ortadan kald~r~lmas~n~~ ve yurt savunmas~n~n yersel milislere b~rak~lmas~n~~ öneren Sürmene murahhas~~ Komünist Ömer ~~ Fevzi'nin çabas bu ça~r~~ ile bir arada gözönünde tutulursa o s~rada Rus hükümetinin tek amac~n~n Anadolu'yu anar~ik bir durumda tut- mak ve Türk ulusunu tam bir ümitsizlik ve ~a~k~ nl~k içinde her türlü örgüt ve dayanaktan yoksul b~ rakarak bulan~k suda bal~ k avlamak ~ ~~ imkan n sa~lamak oldu~u görülür. Hele ki 1919 sonbahar~ nda Ingil- tere ve Ba~la~~klann~ n Kafkas'dan ve Samsun bölgesinden çekilmiye ve bütün güçlerini Mustafa Kemal'in yan~nda toplanan kuvvetin Ege'de Yunan'a kar~~~ çarp~~anlarla ba~lant~~ kurmas~ n~~ önlemek için Istanbul - Eski~ehir - Afyon - Konya çizgisini tutmaya önem vermiye ~ koyulmu lard~. Bu da Ruslar'a, ortal~~~~ anar~iye bo~arak Do~u Anadolu'da egemenlik kurmak ümidini vermi~ti. 1919 son ve 1920 ilk aylar~nda Sovyetler'in Türkiye ile ilgili tutumlar~~ daha önce Rusya'da kurulmu~~ olan Türk Komünist Partisi, ~ Ye ilordu, Karakol Cemiyetinin Türk gücünü Rusya u~runda çar- ~~ ~ p t rmak için Sovyetlerle yapt~~~~ garip anla~ma, Anadolu'daki Ko- ~ münist te kilat~~ gibi örgüt ve olaylar üzerinde durmayaca~~z. Bun- &ilan~~ C. XXX. 9 13o HIKMET BAYUR ~ lar~~ daha önceki bir yaz~lar zincirinde anm~~ t~k (Bk. Ankara'da ç kan "Adalet" Gazetesi 5-24 Ocak 1965). Burada daha çok diplomatik olaylarla ilgilenece~iz.

b) Türkiye Büyük Millet Meclisi Kurulduktan sonra Rusya ile ilk temaslar: Anadolu Bol~evikleri nas~l görüyordu: 22 1920 y~l~ n~ n ilk aylar~nda Ankara'da Bol~evikler üzerindeki bil- giler pek eksik ve yanl~~t~. Onlar~n Rusya Türkleri ile birlikte bütün ~~ uluslar~ n ba~~ms~zl~~~n~~ istediklerine ve bunu gerçekle~tirmeye çal - ~ t~klar~ na inan~lmaktayd~. Ora Türkler'inin büyük ço~unlu u da ye- niden Çarc~~ generallerin boyunduru~u alt~ na dü~memek için vaat- ~ ~ lerine inand~klar~~ Bol~evikleri desteklemekte olduklar~~ san lmaktayd . Bundan ba~ka Azerbaycan'daki Müsavat Hükümeti de Rus korkusuy- la a~~r~~ Ingiliz yanat~yd~~ ve bu ona aras~ ra Türklü~ünü unutturmak- ~ tayd~. Yine Ankara'da san~lmaktayd~~ ki mesela Azerbaycan bol evik- le~irse Ingiliz egemenli~inden kurtulacak, ancak komünist acunu içinde ba~~ms~z bir devlet olacakt~ r. Gerçek ac~~ durum daha sonra ö~renilecektir. O s~rada Anadolu'da Bol~eviklikle ilgili dü~ünce ve mânevi du- rumu en aç~kca belirten, yak~nl~~~~ dolay~siyle Sovyetler ülkesinde olup bitenleri en iyi bilmesi gereken General Kaz~ m Karabekir'in 25 Nisan ~ ~ 1920 günlü bir genelgesidir (S. 661). Belge öyle ba lar : "Rusya, Sovyet Bol~evik idaresiyle birle~mi~~ âlem-i Islam ve Hindistan havalisinde büyük bir nam almakla beraber, Rusya, Deni- kM ve Kolçak ordular~n~n mahv ve peri~an edilmesinde en ziyade tesir ve fedakarl~k gösterdiklerinden nâ~i umum Bol~eviklerin hürmetlerini kazanan Islâm ve Türk Hükümetleri hakk~ nda muhtasaran (özet olarak) elde edilen bâz~~ mali~mat : "Tatarlar, K~rg~zlar, Ba~k~rtlar, Sartlar, Türkmenler, Yumutlar". Ve Kâz~m Karabekir bunlar üzerinde bir tak~m bilgiler vermek- tedir, halbuki çok zaman geçmeden bunlar birer sömürge durumuna dü~eceklerdir, bir k~sm~~ da zaten dü~mü~~ bulunuyordu. Daha sonra da Rus göçmenlerinin yerle~tirme bölgeleri olacaklar ve Türklüklerinin

~ ~evikler'le 22 Mustafa Kemal daha Erzurum'da iken, yani 1919 yaz nda Bol ~~ ~ ~~ ~ ~ temas aram~~, adamlar göndermi~, ancak hiç bir kar l k alamam t . O s rada Rusya kesin bir karmakar~~~klik içindeydi. I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 131 yokedilmesi için elden gelen yap~lacakt~ r. Ancak 1920 y~l~ n~ n ba~~ ve ortalar~ nda Anadolu'da bilgi ve inanç K. Karabekir'in genelgesin- deki gibidir. A~a~~daki belge de bunu gösterir. Bekir Sami Kunduh ve Yusuf Kemal Tengir~enk May~s 1920 sonlar~ nda Erzurum'a varm~~lard~. K. Karabekir 3 A~ustosta (S. 832) Mustafa Kemal'e çekti~i bir telin sonunda ~öyle demektedir : "Bekir Sami ve Yusuf Kemal Beyler nezdimde iken istikbalimiz hakk~ ndaki münaka~alarda ne Avrupa'n~n esasen bir türlü anla~ma- d~~~m~z 23 tarz-~~ idaresinde ve ne de çoktan modas~~ geçmi~~ ~slam veya Türk ittihad~ nda bizim için selâmet olmad~~~n~~ ve mümkün oldu~u kadar az zamanda bize kabil-i tatbik bir bol~evik idarenin kabulü mecburiyetinde oldu~umuzu ve bunun da mümkün oldu~u kadar gürültüsüzce tesisini müttefikan muvaf~k bulmu~ tuk. Bittabi cepheler- deki vazifeler ehvenle~medikce fiili bir te~ebbüsün tehlikeli olaca~~n~~ da kabul etmi~dik". Mustafa Kemal bu ak~ mlar içinde çal~~mak zorundad~ r. Pek az zaman sonra K. Karabekir, B. S. Kunduh ve Y. K. Tengir~enk ay~la- caklard~ r, hattâ bunlar~n ikincisi Ruslar'a kar~~~ Bat~~ ile anla~mak ya- natl~~~nda çok ileri gidecektir, ancak May~s 1920 sonunda Anadolu'da böyle dü~ünenler pek çoktur. K. Karabekir'in A~ustos ba~lar~ ndan bu yana Ankara'ya çekti~i baz~~ telleri, durumu anlam~~~ oldu~unu gösterir. Y. K. Tengir~enk'in Moskova'daki tutumu da öyledir. Bir Türk ba~vurmas~ : Daha B. S. Kunduh ile Y. K. Tengir~enk heyetinin veya herhangi bir önemli heyetin Rusya'ya gitmesi bahis konusu de~ilken K. Kara- bekir 8 Nisan 1920'de Heyeti Temsiliye'ye (T. B. M. M. 23 Nisanda aç~lacakt~r) Bol~evikler'e bir tak~m önermelerde bulunulmas~n~~ ileri sürer (S. 633). Kendisine Meclis aç~ld~ktan ve orada Ruslar'la temasa karar verildikten sonra 26 Nisanda kendi önergesini az de~i~tiren bir kar~~l~k verilir (S. 667). Kuvay~~ Milliye Türkiye'sinin Komünist Rusya'ya ilk resmi ba~- vurmas~~ olan bu belgenin ana çizgileri a~a~~dad~r : ) Emperyalist hükümat~~ (hükümetleri) aleyhine hareketi ve bunlar~n taht-~~ tahakküm ve esaretinde bulunan mazlum insanlar~n

23 "Al~~amad~~~m~ z" da olabilir. 132 HIKMET BAYUR tahlisi (kurtar~lmas~ ) gayesini istihdaf eden (güden) Bol~evik Ruslar'la tevhid-i mesai (i~birli~ini) ve harekat~~ kabul ediyoruz. Bol~evik kuvvetleri Gürcistan üzerine harekat-1 askeriye yapar, veyahut takip edece~i siyaset ve gösterece~i tesir ve nüfuzla Gürcistan'~ n da Bol~evik ittifak~ na dahil olmas~ n~~ ve içlerindeki ~ngiliz kuvvetlerini ç~ karmak üzere bunlar aleyhine harekata ba~lamas~ n~~ temin ederse Türkiye hükümeti de emperyalist Ermenistan hükümeti üzerine harekat-1 askeriye icras~ n~~ ve Azerbaycan hükümetini Bol~e- vik zümre-i düveliyesine ithal etmeyi taahhüt eder. Evvela milli topraklar~m~z~~ taht-~~ i~galde bulunduran emper- yalist kuvvetleri tard ve âtiyen emperyalizm aleyhine vuku bulacak mücadelat-~~ mü~ terekemiz için kuvay-~~ dahiliyemizi taazzuv ettirmek üzere ~imdiden ilk taksit olarak be~~ milyon alt~ n~ n ve takarrür ettiri- lecek miktarda cephane ve sair vesait-i fenniye-i harbiye ve malzeme-i s~hhiyenin ve yaln~z ~arkta icray-~~ harekât edecek olan kuvvetler için erzak~ n Rus Sovyet Cumhuriyetince temini laz~md~r Bunlar telle K. Karabekir'e bildirilmi~~ bir yönergedir; nas~l ki ba~ta ~öyle denilmektedir : "Bakü'ye gönderilecek heyet-i askeriyeye verilecek talimat-~~ alilerinde tadil edilen mevat (de~i~ tirilen maddeler) ber veçh-i zir (a~a~~da oldu~u gibi) arz olunur". Görüldü~ü gibi K. Karabekir Bakû'ya bir asker kurulu göndermek istemi~~ ve ona vermeyi dü~ündü~ü yönerge üzerine Mustafa Kemal'le dan~~m~~, o da, do~al olarak, Bakanlar Kurulunda görü~tükten sonra, bunda bir kaç de~i~iklik yap~ p K. Karabekir'e tellemi~tir. Ancak K. Karabekir bu teli al~ nca onun alt~ na Mustafa Kemal'in imzas~n~~ koyar ve ba~~na : "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Mos- kova Sovyet Hükümetine birinci teklifnamesidir" diye bir ba~l~k geçi- rip 26 Nisan 192o'de bir asker kuruluyla Bakü'ye yollar. O günlerde ise ( 28 Nisan) K~z~lordu Bakü'ye girmi~, Türkiye'ye yard~ma gitti~ini yayarak Azerbaycan Türklerinin kar~~~ koymas~ n~~ önlemi~~ ve ba~lang~çta iç i~lere pek kar~~mamakla komünistle~menin Rus boyunduru~u alt~ na girmek anlam~na gelmedi~i duygusunu ver- meye çal~~m~~ t~ r. Bu olay üzerine Batum'daki ~ngilizler Bakü ile gidi~~ geli~i kestiklerinden kaçak olarak oraya Batum yoliyle gidecek adam- lar~m~z gidemez olurlar ve K. Karabekir an~ lan yaz~y~~ bir kuriye subay~~ ile 8 May~sta kaçak bir motörle Novrosisk'e gönderir. I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 133

May~s 1920 ay ~~ Anadolu ve T. B. M. Meclisi Hükümeti için en a~~r ve tehlikeli bir ayd~r, bir çok yerde ona kar~~~ ayaklanmalar ol- makta, Padi~ah Hükümeti, bir yandan bunlar~~ k~~ k~ rt~ rken öbür yan- dan da onu kuvay~~ inzibatiyesiyle s~k~~t~ rmaktad~ r. S N~res bar~~~ tasa- ~ ~ r s ndaki öldürücü ko~ullar da ö~renilmi~tir. Bu durum kar~~s~ nda bir k~s~ m mebuslar bir tak~ m s~zlanmalarda bulunup hükümetin hep ~ Do uya güvenir göründü~ünü, ancak Bol~eviklerle hiç anla~maya ~~ çal mad~~~n~, daha gecikilirse Ermeniler'in onlarla anla~acaklar~ n~~ söylemektedirler. Bu sözlerin alt~nda bir k~s~m mebuslar~ n akl~ n~~ kur- cal~yan ~u dü~ünce vard~ r: K~z~lordu Bakü'ya bize yard~m için gel- di~ini yay~yor, aradan bir ay kadar geçti, daha yard~mc~~ bir birlik gelmedi, hükümet mi bunu istemiyor? Ba~ka bir k~s~m mebuslar da Bol~evikler'in girdikleri ülkeleri komünistle~ tirdiklerini, her türlü dinsel ve ulusal duygular~~ kökünden kaz~mak istediklerini ileri sürerek onlardan sak~mlmas~~ gerekti~i dü~üncesindedirler. ~ ~~ ~ Bu ak mlar kar s nda Mustafa Kemal'in tutumu ~ u olmu~tur 24. ~lk dü~ünceyi ileri sürenlere kar~~~ ~öyle konu~urdu : Bol~eviklerle anla~mak ve ba~la~mak için ölçemler al~yoruz, an- cak bundan önce esas dayana~~m~z~ n d~~ar~da de~il içeride olmas~~ dü~üncesindeyiz. Bunu sa~lamadan ~uradan buradan gelecek kuvvet- lere güvenmiye koyulursak i~imiz kötü bir yol tutabilir. Ancak dü~- manlar~ m~z~n çoklu~una bakarak "kuvvetimize kuvvet katmak bir farizedir, ~arktan gelecek müsbet kuvvetlere iltifat edece~iz." 25 ~ki yönü ay~ rmak gerekir : ~ ) Bol~evik olmak, 2) Bol~evik Rusya'dan faydalanmak. Bu ikinci ~~k üzerinde duruyoruz. Bol~evik olmak büs- bütün ba~ka bir ~eydir, böyle bir sorum üzerinde hiç durm~uyoruz, ancak ba~la~mak konusu ile ciddi olarak u~ra~~yoruz ve ümitliyiz. Amma bu yönün aç~kca görü~ülmesini Bat~ya kar~~~ fiilen sava~~ ilan edece~imiz güne b~rakmak istiyoruz. Bu i~~ ilan edildi~i zaman art~k Bat~dan korkumuz kalmad~~ demektir. Do~udan böyle bir yard~ mc~~ kuvvet gelinceye kadar do~al olarak Bat~~ ile de görü~mekten geri durm~yaca~~z çünkü her iki yanla temas faydal~~ olabilir.

24 Bu yazar bu tart~~malar~n yap~ld~~~ndan az sonra Ankara'ya varm~~~ ve ~ onlar n devam~n~n tan~~~~ olmu~tur. Mustafa Kemal bu sözleri mebuslarla yapt~~~~ konu~malarda ve Meclisin herkese aç~ k olmayan toplant~lar~nda söylemekteydi. O s~ rada Rusya'dan, az a~a~~da görece~imiz, a~~r kar~~l~k henüz gelmemi~ti. 25 Mustafa Kemal bu deyimi bir kaç kez kulland~~~ n~~ bu yazar duymu~tur. 134 HIKMET BAYUR Ikinci türlü görü~ü ileri sürenlere kar~~~ Mustafa Kemal'in tutumu ~udur: Bol~evikler ba~ta yaln~z kendi ilkelerini uygulam~~lar ve bunlara uyanlarla anla~m~~lard~r. Ancak bütün uluslar~ n bu sosyal ilkelere uydurulam~yaca~~~ anla~~l~nca emperyalizmi yenmek için Islam acunu ile i~~ birli~i gerekti~ine inanm~~lar ve uluslar~ n dinsel ve ulusal inanç- lar~ na sayg~~ göstermiye koyulmu~lard~r. Bu güne kadar edindi~imiz bilgiler bunu gösteriyor. Mesela Azerbaycan, Türkistan ve Kuzey Kafkas'~n bütün anlamiyle Bol~evik olmu~~ sanmamal~d~r. Bu sözler May~s 1920 sonlar~nda Komünist-Rus acunu üzerinde Ankara'da var olan bilgileri gösterir. Rus kar~~l~~~ : 26 Nisan 192o'de telle Gl. K. Karabekir'e verilen ve 8 May~sta kaçak bir motörle Novrosisk yoliyle Moskova'ya gönderilen yönergeye Rus Hükümeti, D~~i~leri Komiseri Çiçerin'in kalemiyle, 2 Haziranda, Mustafa Kemal'e hitabeden bir kar~~l~k verir". Bir gün önce Amerika Senatosu bu devlete önerilmi~~ olan Ermenistan mandas~m reddetmi~ti. Bu iki tarih aars~ndaki yak~ nl~k bir tesadüf müdür yoksa Ruslarca istenilmi~~ midir? Bu konuda kesin bir ~ey denemez. Çiçerin'in kar~~l~~~~ ~öyledir 27 : "Kendisiyle düzenli diplomatik ili~kiler kurmak ve iki ülkemizi de tehdit eden yabanc~~ emperyalizme kar~~~ sava~a kat~lmak iste~ini belirten mektubunuzu ald~~~n~~ bildirmekle Sovyet Hükümeti ~eref duyar. Sovyet Hükümeti Ankara'daki büyük Millet Meclisi'nin yeni Türk Hükümetince güdülen d~~~ siyas~ n~n temel ilkelerini memnun- lukla not etmi~tir. "Bu ilkeler ~unlard~r 28 : Türk ba~~ms~zl~~~n~n ilan~ ; 2) tereddüt- süz Türk olan yerlerin Türk devleti içinde bulundurulmas~ ; 3) Ara-

" Bu kar~~l~~~~ ayn~~ K~~riye Subay 14. Haziranda 'a getirmi~~ ve bir gün sonra orada aç~l~p ~ifre olarak Erzurum'a, oradan da yine öyle Ankara'ya çe- kilmi~tir. K. Karabekir Çiçerin'in mektubu için 3 Haziran tarihini veriyorsa da Rus kaynaklar~~ 2 Haziran diye gösteriyorlar. 27 Bir kaç yerde ve bu arada "Soviet Documents on Foreign Policy" C. I, s. 187 v.d. da yay~ nlanm~~ t~r. Gl. K. Karabekir'in eserindeki çevirme (s. 784) de hafif de olsa baz~~ de~i~iklikler gördü~ümüzden, yukar~da and~~~m~z eserden yeniden bir çevirme yapmay~~ uygun bulduk. ~ ~ 28 K. Karabekir'in Mustafa Kemal imzasiyle gönderdi i yaz da bunlar aml- mamaktad~ r, öyle dü~ünülebilir ki ya sözü geçen yaz~~ ile birlikte K. Karabekir bir ~ ~ I. GENEL SAVA TAN SONRA ANTLA MALARIMIZ 135 bistan ve Suriye'nin ba~~ms~z devlet olarak ilan~ ; 4) Büyük Millet Meclisi'nin Türk Ermenistan'~, Kürdistan, Lusistan 29, Batum ili, Do~u Trakya ve ahalisi kar~~~ k Türk ve Arap olan bütün yerlerin kendi keskillerini kendileri seçmesi yolundaki karar~~ 30. Bundan ~u anla~~l~ r ki buralarda serbest bir referandum yap~lacakt~r ve daha önce oralardan kaçmak ve göçmek suretiyle ellerinde olmayan se- bepler dolay~siyle yerlerinden ayr~lm~~~ olanlar yeniden yurtlar~na dönüp referanduma kat~lacaklard~ r; 5) Büyük Millet Meclisince (kuruldu~u) ilan edilen yeni Türk devletini te~kil eden yerlerde ulu- sal az~ nl~ klara Avrupa'n~n en liberal devletince tan~ nan haklar~ n bah- ~edilmesi 3'; 6) Bo~azlar sorumunun Karadeniz'de k~y~s~~ olan dev- letlerin kat~lacaklar~~ bir konferansa sunulmas~~ 32 ; 7) Kapitülâsyonlarla yabanc~~ ekonomik denetlemesinin kald~ r~lmas~ ; 8) her türlü yabanc~~ nüfuz bölgesinin kald~ r~lmas~~ 33. "Sovyet Hükümeti, emperyalist hükümetlere kar~~~ kendi çabala- riyle sizin askeri hareketlerinizin, mazlum uluslar~ n kurtar~lmas~~ asil ülküsüne uygun bir yola sokulmas~~ amac~ n~~ güden Büyük Millet Mec- lisi karar~ n~~ not eder. Sovyet Hükümeti, bir yandan Türkiye öbür yandan Ermenistan ve Iran aras~ nda adalet ve her ulusun kendi kes- kilini seçmesi ilkesine göre aç~k ve kesin biçimde çizilmi~~ s~ n~ rlar tesbi- tinin diplomatik görü~melerle elde edilebilece~ini umar. Ilgili yanla- r~n ça~r~s~~ üzerine Sovyet Hükümeti hakemlikte bulunmaya daima haz~rd~ r. de Misak~~ Milli sureti göndermi~tir veya Sovyet Hükümeti onu zaten elde bulun- durdu~undan ona dayanarak ve onda olmayanlar~~ da i~ine geldi~i biçimde uydu- rarak and~~~m~z kar~~l~~~~ haz~ rlam~~ t~ r. 29 Lazistan olmal~. Men~evik Gürcü Hükümeti, o s~rada Lazistan sanca~~~ ad~n~~ ta~~yan ve ~imdiki Rize ilinden az daha geni~~ olan bu bölgenin kendisine verilmesini Paris Bar~~~ Konferans~ndan istemekte idi. Hattâ ancak bu yap~l~ rsa kendinde Bol~e- vikli~e kar~~~ koymak gücünü bulabilece~ini ileri sürmü~tür. Sovyetlerce uydurulan bu dördüncü ilke bir yönü ayral Misak~~ MillPnin birinci maddesine tam kar~~nd~ r. Batum'la ilgili k~sm~~ Misak~ n ikinci maddesine uyar. Do~u Trakya için yaz~lan Misak~n üçüncü maddesinin tahrifidir, Misakta ancak Bat~~ Trakya için referandum istenilmektedir. 31 Bu k~s~m Misak~~ MillPnin be~inci maddesinin k~s~ tlanm~~~ biçimidir, çünkü Misakta bu haklar~n kom~u ülkelerdeki Müslümanlara da ayn~ n~n verilece~i ümi- diyle tan~naca~~~ yaz~ l~d~r. 32 Bu da Misak~~ MillPnin dördüncü maddesinin k~s~ tlanm~~~ bir biçimidir. 33 Bu 7 inci ve sekizinci k~s~m Misak~~ Millrnin alt~nc~~ maddesine uyar. 136 HIKMET BAYUR

"Türkiye ile Rusya aras~ nda dostca ili~kiler ve süresiz dostluk kurulmas~~ için Sovyet Hükümeti hemen kar~~l~kl~~ diplomatik ve kon- solosluk temsilcileri gönderilmesini önerir. Sovyet Hükümeti, bütün uluslar~n kendi keskillerini seçmek hakk~ na sahip olduklar~~ ilkesine ~a~maz biçimde ba~l~~ olan bütün acun uluslar~ na dostluk elini uzat~ r. Sovyet Hükümeti Türk ulusunun ba~~ms~zl~~~~ u~runda giri~ti~i kah- ramanca mücadeleyi en büyük ilgiyle izlemektedir ve Türkiye'nin güçlüklerle dolu bulunan bu günlerinde Türkiye ve Rusya uluslar~n~~ birle~tirecek olan dostlu~un sa~lam temelini atmakla mutludur. "Bu yönü size bildirirken, i~çi ve köylü Federal Cumhuriyeti ulu- su ad~na, Türkiye uluslar~na ba~~ms~zl~k sava~~nda ba~ar~~ dileklerimi sunmakla ~eref duyar~m". Çiçerin'in bu kar~~l~~~~ Türkiye'nin en a~~r ve tehlikeli bir du- rumda bulundu~u d~~~ ve iç dü~manlar~n sald~ r~lar~~ alt~ nda sendeledi~i bir s~rada verilmi~tir. Rus Komünist Hükümeti ise iç dü~manlar~ n~n hemen tümünü temizlemi~, kar~~s~nda Denikin ordusunun art~klar~na komuta eden General Vrangel'den ve bir tak~ m Ukranya'll çeteler- den ba~ka kimse kalmam~~t~ r. D~~~ dü~man olarak da Polonya ile u~- ra~maktad~r ; bu son sava~~ ise ne Rusya ne de Bol~evik rejimi için bir tehlike do~urmamaktad~r, olsa olsa aradaki s~n~r~n bir iki yüz kilo- metre daha Do~u veya Bat~da çizilmesini gerektirecek bir nitelikte- dir. Bu yönü Çiçerin yaz~s~ nda üçüncü böle~in ba~~ nda belirtmek- tedir ; orada Rusya'n~n "çabalar~", Türkiye'nin ise "askeri hareket- leri" an~lmaktad~r. Rus Hükümetinin bu kar~~l~ kl~~ durumu, en büyük ölçüde sömür- me~e kalk~~t~~~~ görülüyor, çünkü Çar Hükümeti'nin gizli antla~ma- larla Do~u Anadolu'da istediklerinden de ileri giderek, bu antla~ma- larla Frans~zlara ayr~lm~~~ olan Cizre, Nusaybin, Mardin, Urfa bölge- lerine kadar kar~~maya kalk~~ maktad~ r. Oralarda ve Do~u illerinde Rus iste~i üzerine ve onun ileri sürdü~ü ko~ullara göre yap~lacak refe- randumdan ne karga~al~klar ç~ kaca~~~ ve ç~ kar~laca~~~ ve ne gibi sonuç- lar do~aca~~~ kolayca anla~~l~r. Bundan ba~ka Türkiye ile Ermenistan ve iran s~n~rlar~n~ n çizilmesinde hakemlik yapmak hakk~ ndaki öner- ge Bol~eviklerin, referandum i~inin arkas~nda haz~ rlanm~~~ ikinci, bir diplomatik hamlesi say~labilir; çünkü onlar o günkü ko~ullara göre bu hakemli~i Ermeniler'e ve ~ranl~lar'a istetebilirlerdi ve Türkiye'nin red etmesi onu haks~z bir durumda göstermiye yarayabilirdi. Sonda Ko- münistler bir çok ba~~ms~z veya özgür diye gösterdikleri ülkeleri birer I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 137

sömürge veya Rusya'n~n birer ili durumuna getirdikleri gibi, Erme- nistan'a katacaklar~~ Do~u illerimizi ve Gürcistan'a katacaklar~~ Rize ilini bu iki ülke ile birlikte Rusya içine almak onlar için mümkün olurdu. Referandum yap~lmas~n~~ istedikleri Suriye ve ~rak'la s~n~rda§ bölge için de böyle bir tertip dü~ünmü~~ olmalar~~ gerekir; böyle olmasa Misak~~ Millryi yüzde yüz tahrif ederek Türkiye'nin oralarda referan- dum yapmak karar~nda oldu~unu uydurmalar~~ için bir sebep yoktu. Uluslar~n kendi keskillerini seçme hakk~n~n yaln~z Rus ç~ karlar~na göre i~letilmesi ve bu yolda büyük bir s~k~lmamazl~kla davran~lmas~~ Ruslar'~n Türkiye B. M. Meclisi Hükümeti'nin kesin bir güçsüzlük içinde bulundu~u ve her ~eye boynu bükük olarak evet diyece~i san~- s~nda olduklar~n~~ gösterir. Çiçerin'in kar~~l~~~nda, istenilen yard~mla ilgili hiç bir söz bu- lunmuyordu. And~~~m~z Rus kar~~l~~~~ 22 Haziran ~~ 920'de ba~lay~p Ala~ehir, Bal~kesir, ve Trakya'n~n elimizden ç~kmasiyle sonuçlanan Yu- nan sald~r~s~ n~n geli~ti~i s~rada al~n~ r. Can s~kmakla birlikte ona pek önem verilmez, çünkü D~~i~leri ve Ekonomi Bakanlar~~ Bekir Sami Kunduh ile Yusuf Kemal Tengir~enk Moskova yolundad~rlar ve Ruslar'~n Türk azminin derecesini anlayacklar~~ inanc~~ vard~r. c) Bekir Sami Kunduh - Yusuf Kemal Tengir~enk Heyetinin Ruslarla yapt~~~~ görü~meler: General K. Karabekir'in iste~i üzerine Ruslar'la temas i~ine giri~- mekle birlikte Ankara'da kurulan hükümetin ilk i~lerinden biri Bol~e- vik Hükümetiyle resmi görü~melere ba~lamak olur ve bu i~le D~~i~leri Bakan~~ Bekir Sami Kunduh ile iktisat Vekili Yusuf Kemal Tengir~enk görevlendirilir. Bunlar ~~ ~~ May~sta Ankara'dan yola ç~kar ve bu ay~n son günlerinde Erzurum'a var~rlar. Kendilerine verilen 8 May~s 1920 günlü yönergeyi K. Karabekir yay~nlam~~t~ r (S. 755) ve ~öyledir:: "t) Türkiye'nin Garp devletlerinin esaretine dü~mesini Rusya kendi menafi-i esasiyesini katiyen muhil (bozucu) addediyorsa bize muavenet ve bizimle ittifak etmeleri için esasl~~ bir nokta-i istinada malikiz demektir. "2) Türkiye'nin emeli ~imdiki hudut-u milliyesi içinde dahili ve harici istiklal-i tam dahilinde ya~amak ve bu esas temin edilmek ~ar- tiyle Rusya ile tevhid-i mukadderat ve istikbal (keskil ve gelecek bir- li~i) etmektir. 138 HIKMET BAYUR

Türkiye Garp devletlerinin istilas~ ndan kurtulmak ve ikinci maddedeki emelini istihsal (elde) etmek için bütün kuvay-~~ hayati- yesini kendi topraklar~~ dahilinde istimale mecbur oldu~u gibi kendi- sine hariçten muavenet (yard~m) da laz~md~r. Bo~azlardan istifade bütün Karadeniz milletlerine serbest ola- cakt~ r. Bunu temin etmek için Karadeniz Bo~az~ nda tahkimat yap~l- mamak, Rus donanmas~n~ n gelmesi bizim takdir ve tertibirnize tabi olmak üzere Bahr-i Sefit (Akdeniz) Bo~az~~ tahkimat~n~~ Ruslar'la mü~- tereken müdafaa etmemizdir. Bu ~eraitten (ko~ullardan) daha fazlas~~ Ruslar'~n Bahr-i Sefit tahkimat~na müstakillen malik olmalar~~ veya Istanbul'a donanmalar~n~~ getirmekte serbest bulunmalar~d~r ki her iki ~ekil Istanbul'un tasarrufunu (Istanbul'a sahipli~imizi) ihlal eyler. Ruslar için Bo~azlar'~n serbesti-i mutlalun~~ yaln~z ~erait-i ahdiye ile temin etmek (antla~ma ile sa~lamak) veyahut Bo~az'~n emri müda- faa ve murakabesini bütün Karadeniz devletlerinin bir mesele-i mü~- tereki addettirmek bittabi daha müsait ve daha ehven suret-i haldir (daha gev~ek bir çözüm yoludur). Mücadele-i mü~terekede muvaffakiyet u~runda Türkiye dinda~~ ve ~ rkda~~ anas~r aras~ ndaki bütün nüfuz-u mânevisini mevki-i istifadeye yaz edecektir. Ha~içten yap~lacak muavenet: para, vesait-i harbiye (sava~~ gereçleri), vesait-i fenniye, k~taat-~~ askeriye. Ruslar'la tevhid-i mukadderat etmekten ve onlar~n mua- venetinden müstefit olmak kayd~ndan hakiki bir faide edebilmeldi- ~imiz, bizimle olnar aras~ nda muvasalan~ n (ula~man~n) bil â mânia ve katiyen emin olmas~ na mütevakk~ft~r (ba~l~d~ r)". Bu yönerge dördüncü maddede Türkiye'nin en güçsüz bulun- du~u bir anda gerekirse Bo~azlar'da Rusya'ya gösterebilece~i en bü- yük kolayl~~~~ belirtmektedir : Karadeniz Bo~az~ 'mn berkitilmemesi ve Rus donanmas~ n~n ancak Türk Hükümeti'nin izniyle oradan geçip Akdeniz Bo~az~'n~n savunmas~na kat~lmas~. Be~inci madde ~u dü~ünce ile konulmu~tu: Bol~evilder 19-1920 y~llar~ nda Bat~~ sömürgeci devletlerine kar~~~ toptan ve sonuna kadar bir sava~la komünizmi dünyaya yerle~tirmek çabas~~ içinde ve böyle- likle onlar~n bask~s~ndan kurtulmak iste~inde idiler. Sömürgeler hal- k~n~ n önemli bir k~sm~~ Müslüman oldu~undan ve Bol~evikler Rusya'- da kendilerine kar~~n olan Çar yanatlariyle u~ra~larmda ora Türkler'- I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 139 inin yard~m~ na muhtaç bulunduklar~ndan bu iki türlü deste~in sa~- lan~lmas~ nda, o s~rada ayn~~ dü~manlar~n sald~r~s~na u~rayan Türkiye'- nin propagandas~~ çok faydal~~ olurdu. Ileride Moskova görü~melerinin ba~~ nda Ruslar bu konu üzerinde önemle dururlar. Ancak d~~~ ve iç sava~~ n y~k~mlar~~ yetmiyormu~~ gibi komünizmin uygulanmasiyle ürün- leri zorla ellerinden al~nan köylüler o s~ rada yaln~z kendilerine yetecek kadar ürün elde etmeye koyulurlar. Bunlara kurakl~ k da eklenince ~ Bol~evikler 1921 ba~lar~ nda son a~ama s~ k~~~ k bir duruma dü erler, bir yandan "Nep" adiyle serbest tecime ve köylünün ürünlerini piya- sada satmas~ na izin vererek komünizmin ekonomik esaslar~n~~ uygula- maktan bir süre için yaz geçerler; öbür yandan da, ba~ta Ingiltere olmak üzere, Bat~~ devletleriyle ekonomik anla~malar yapmak zorunda kal~r, dolay~siyle de acun ayaklanmas~ na çal~~maktan, vaz geçerler. Alt~nc~~ maddenin iyice anla~~lmas~~ için ~u yönler gözönünde bu- lundurulmal~d~ r: Çarhk Rusya Osmanl~~ ~mparatorlu~u'ndan çok ileri- deydi, lokomotif, uçak ve her türlü silâh yapmaktayd~, ancak bunlar~~ halk~ n~n ve ordusunun kalabali~~n~n gerektirdi~i say~~ ve çapta yapa- m~yordu, Osmanl~'da ise sanayi hiç denecek durumdayd~. Bundan ba~ka Bol~evikler Rusya'n~ n Petrograd, Moskova, Bakü ve Donetz havzas~~ gibi en önemli, en zengin ve kuvvet kayna~~~ olan yerlerini elde tutuyorlard~. Anadolu'da kurulan hükümet ise Istanbul, Bursa, Izmir, Adana gibi en zengin yerlerini kaybetmi~~ olup elinde pek az demir yolu bulunuyordu. Buna göre silâh ve paraca d~~~ yard~ma çok muhtaçt~. Askerle yard~ m i~inin özü ileride anla~~lacakt~r. Yedinci madde iki ülke aras~nda güvenilir bir sa~lam yolun aç~l- mas~ n~~ istemektedir. Deniz dü~manlar elinde bulundu~undan bu, Kafkas yolunun aç~lmas~~ gerekti~ini ortaya koyuyordu. B. S. Kunduh ve Y. K. Tengir~enk yolda iken 30 May~sta Güney cephesinde Frans~zlarla k~sa bir b~ rak~~ma yap~l~r ve çok geçmeden bozulur. Bat~~ devletleri aras~ nda Bol~eviklere en dü~man olan~~ Fransa oldu~undan bu olay Ruslar~~ ba~lang~çta az çok ku~kuland~rm~~t~. Bu heyet önce karadan, Bayezit üstünden Bakü'ye gitmiye çal~~~r, bunun yap~lam~yaca~~~ anla~~l~nca geri dönüp 9 Temmuzda Trab- zon'dan motörle Tuapse'ye geçer ve oradan trenle Moskova'ya bu ay~ n ortalar~ nda var~r. 7 Temmuzda Ingilizler Batum'dan çekil- mekle Kafkas ülkesini Türk ve Ruslar'a b~ rakm~~~ olurlar. 140 HIKMET BAYUR

Heyetimizi 34 Moskova istansyonunda kimse kar~~lamaz, orada bir saat bekler, sonda trende tan~~d~ klar~~ bir Müslüman onlar~~ bir yere götürür. Orada da bir saat kald~ ktan sonra bir d~~i~leri i~yar~~ bulun- duklar~~ yere u~ray~ p onlara ho~~ geldiniz der ve Petrograd'da üçüncü Enternasyonal'in bir toplant~s~~ oldu~undan bütün ileri gelenlerin orada bulunduklar~ n~~ söyler. Bir kaç gün sonra heyete bir saray~n bir k~sm~~ ayr~l~ r. Çok geçmeden o, Çiçerin ve Karahan'la görü~ür. D~~i~leri Komiseri ~u yönler üzerinde durur ve arada ~u yolda konu~malar olur. Çiçerin : Halil Pa~a ile 35 bir kaç yönü kararla~t~ rd~ k. O, bunlar~~ hükümetinize bildirecektir. Türk heyeti : Biz de ona göre alaca~~m~ z yönergeye uyarak görü~melere devam ederiz. Ç. : Frans~zlar'la b~rak~~ma yapmak üzere imi~siniz, nedir? Bu bizde bir tak~ m kayg~lar uyand~ rd~~ onun için soruyorum. T. H. : Bu, biz yola ç~kt~ ktan sonra yap~ld~, yaln~z yerseldir ve sürelidir. Ç. : Biz de ~ ngilizler'le görü~üyoruz; siz onlarla ne yap~yorsunuz? sonda neye var~ rsak sizinle birlikte kararla~t~ r~r~z, ku~kulanmay~ n~ z. Biz sizden ~slam acununda devrimin ba~ar~s~~ için çok faydalanaca~~z. Hele ki devrime kar~~~ bu acunda tepkiler do~acak olursa bunlar~ n Müslümanl~ k ilkelerine uygun olup olmad~klar~n~~ bize bildirebilir- siniz. Bu ak~am yard~mc~m Karahan'la bulu~up esas görü~melere ba~- l~yabilirsiniz. Karahan Ermeni'dir ve frans~zca bilmemektedir 36. Onunla en çok aradaki yolun aç~lmas~~ konusu ele al~ n~r, o s~rada Ermeniler'in Olt~'y~~ ald~ klar~~ ö~renilir, Karahan dostluk göstermekle birlikte Ar- dahan, Türk-Kafkas s~ n~ r~~ ve Ermeni sorunlar~ nda hiç bir ~eyi bir sonuca ba~lamadan görü~meleri uzat~ r. Her iki yan daha çok yok- lamalarda bulunmaktad~ r. Sonra Ruslar görü~meleri keserler, ve bunun Enternasyonal top- lant~lar~ n~ n vakitlerini çok almas~~ yüzünden ileri geldi~ini söylerler. Öbür yandan da Heyetimiz Ankara'da olup bitenleri hiç ö~reneme- ~ 34 O s rada Moskova'da yap~lan görü~meleri Yusuf Kemal Tengir~enk'in T.B.M.M.'ine sunulan raporuna göre özetliyoruz. 35 Enver Pa~a'n~n amcas~. 38 O daha sonra Ankara'ya Büyük Elçi olarak gelecektir. O s~ rada epey fran- s~zca ö~renmi~~ bulunuyordu. ~ ~ I. GENEL SAVA TAN SONRA ANTLA MALARIMIZ 141 mektedir ve merak içindedir. Görü~melerin kesilmesine sinirlenen Türk murahhaslann~ n bunu belirtmeleri üzerine Çiçerin onlarla ye- niden konu~malara ba~lar. Ba~l~ca konu, aradaki kara yolunun aç~l- masiyle silah ve paraca yard~md~ r. Çiçerin yolu açmaya, yani Da~nak Ermeni duvar~n~~ y~kmaya, güçleri yetmiyece~ini söyler ve Polonya sava~~n~~ imler, Türklerin uzun zaman emperyalistlere kar~~~ yaln~z sava~t~~~n~~ gördük, isteseniz de istemeseniz de yard~m edece~iz der, ancak bu i~~ o s~rada bir sonuca ula~t~nlamaz. Böylelikle görü~meler uzarp gider. Bunlar~~ çabukla~t~rmak üzere Adamof ad~nda frans~zca ve türkçe bilen, ancak bu son dili bildi~ini gizleyen biri görü~melerle görevlendirilir, onunla her ~eye yeniden ba~lamak, hattâ Ankara'daki Hükümetin niteli~ini kendisine anlat- mak, gerekir. O, ba~lang~çta kendisinin ve arkada~lar~n~n yaln~z bir dinleyici olduklar~n~~ ileri sürer. Sonra esasa giri~ilir ve kâh Çiçerin, kâh Adamof'la görü~melere koyulunur. Bizimkiler savgal ve sald~rgal bir ba~la~ma yap~lmas~n~~ isterler. Ruslar komünist olmayanlarla ba~la~am~yacaklann~, amaçlar~~ dünya federasyonu kurmak ve em- peryalistlerle sava~anlara yard~m etmek oldu~unu söylerler ve derler ki ba~la~ma e~it ko~ullar olmad~kca bir yan yaln~z yard~ m eder, öbürü hiç bir ~ey yapmazsa bu himaye olur. Bunu söyleyen Adamof, Anadolu Türkler'inin manevi ve bu et- kiyle de Rusya Türk ve Müslümanlann~n maddi deste~ine muhtaç olduklar~, dolay~siyle yard~m~n tek yandan gelmeyece~i yolunda Çiçerin'in sözlerini bilmemezlikten gelmi~~ olur. Bu sözler üzerine Türk Heyeti bir dostluk antla~mas~~ yap~lmas~n~~ ileri sürer. Buna Adamof: genel durum, ka~~t üzerine konulmayan ve do~al olan bir ba~la~mar kendili~inden gerektiriyor, kar~~l~~~n~~ verir. Bu yoldaki konu~malardan Moskova antla~mas~ n~ n giri~inde ve dör- düncü maddesindeki hükümler ç~ kar 37.

37 Giri~in ana çizgileri ~öyledir: Uluslar~ n karde~li~i ilkesi ve her ulusun kendi keskilini özgürlükle seçme hakk~n~~ tan~makta birle~en Türkiye... ve Rusya... Hükü- metleri ülke büyütme ve istilâ etme siyasasma kar~~~ olan çabalar~ nda dayan~~ma- lar~ n' ve iki ulusdan birinin u~rayaca~~~ güçlüklerin öbürünün de durumunu a~~r- la~t~raca~~n~~ anlad~klar~ndan.... bir dostluk ve karde~lik antla~mas~~ yapmay~~ karar- la~t~rm~~lard~r. Dördüncü maddenin esas~~ ~udur: ~ki yan, Do~u uluslar~n~n ulusal ve kurtulu~~ hareketleriyle Rus emekcilerinin yeni bir sosyal düzen kurmak için giri~tikleri çaba- 1 42 HIKMET BAYUR

~ki yandan birinin Bat~l~lar anla~~ p öbürüne kar~~~ dönmesi ku~- kusu hem Türkler'de, hem de Ruslar'da vard~. Bizler Ruslar'~ n ~ngil- tere ile anla~~p bizi feda etmesinden çekiniyorduk. Bu gibi ku~kular~ n etkisi alt~ nda antla~man~ n birinci maddesi kararla~t~ r~l~ r 38. Ayr~ca bir konu da eski antla~malar~ n yok say~lmas~~ ve kald~ r~l- mas~d~r (m. 6-7). Rusya ile aram~zda kara yolunun aç~lmas~, yani Ermeni engelinin ortadan kald~r~lmas~, konusu bir kaç kere tart~~~l~ r, Ruslar'~ n "buna gücümüz yetmez" sözüne kar~~~ Türk murahhaslar~~ "birlikte aça- l~ m" derler, kar~~~ yan "ona da gücümüz yok„ deyince bizimkiler ~u yolda konu~urlar : "Biz bu yolu zaman~ nda açacakt~k, siz engelle- diniz, bugünkü durumdan siz sorumlusunuz ve bu yüzden Erme- niler binlerce Müslüman'~~ öldürdüler; art~k yolu açmakta biz serbestiz„ 39. Bu konu üzerinde tart~~~l~rken bir gün Çiçerin, Ermeniler'le bir antla~ma yapt~klar~ n~~ ve ona göre ~ahtaht~~ ve Culfa'ya giden demir yolunu Ermeni denetlemesi alt~na koyduklar~ n~~ aç~ klar 40. Bunu du- yunca Yusuf Kemal Tengir~enk co~ar, bunu pek garip buldu~unu lar aras~ndaki yak~nl~~a tan~ k olarak i~bu uluslar~n hürriyet ve ba~~ms~zl~ k haklar~n~~ ve diledikleri biçimde bir hükümetce yöneltilmeye yetkileri oldu~unu resmen onay- lar ve desteklerler. " Buna göre: her iki yan ötekine zorla kabul ettirilmek istenilen antla~malan tarnmamay~~ üstenmektedir. Türkiye'yi de ancak T.B.M.M.'inin temsil etti~i aç~k- lanmakta ve onun s~n~rlar~~ Misak~~ Milli'deki s~n~ rlar oldu~u belirtilmektedir. 89 Burada an~lan Rus engellemesi, bizim Ermenistan yolunu açmak önergesini de kapsayan isteklerimize Çiçerin'in verdi~i yukar~da görülen 2 Haziran 1920 günlü kar~~l~kta bu konuya hiç dokunulmamas~~ ve buna kar~~~ Ermenistan ad~n~~ verdi~i Do~u Illerimizde bilinen ko~ullarla referandum istemesidir. 40 ro A~ustos ~~ 92o'de Bol~evikler'le Ermeniler aras~nda var~ lan ön-anla~ma ile Ruslar'~n Nahcivan bölgesini Ermeniler'e b~ raklmalar~~ kar~~l~~~nda bunlar~n o yoldan Türkiye ve Rusya aras~nda gidi~~ geli~e müsaade etmelerini sa~layan olay an~llyor. Bilindi~i gibi o s~rada Türkiye ve Rusya aras~nda iki yoldan faydalan~la- bilirdi. Biri Güney Azerbeycan, Karaba~~ ve Zengizor'dan geçerek Bayezit'e varan kara yoludur. Bu kara yolu Tebriz'i Tiflis'e ba~layan ve Culfa, Nahcivan ve ~ah- taht~'ndan geçen Rus demiryolunu keser. Bize göre zor ve uzak bir yoldur. ~kincisi Tiflis - Gümrü - Kars - Sar~ kam~~~ demiryoludur ki kestirme ve kolay bir yoldur. Ancak onun Gümrü-Sankam~~~ k~sm~~ Da~nak Ermenistan'dad~ r ve bizlere kapal~d~ r. Halil Pa~a'n~n (Halil Yolda~) imzasiyle 3 A~ustosta gönderdi~i bir yaz~da (K. Kara- bekir S. 844) Azerbaycan'daki K~z~lordu'nun siyasal komiserinin aradaki iki yolun da aç~lmas~~ için Ermeniler'e Nahc~van'~n verilmesini istedi~ini bildirmektedir. I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 143 söyler ve ~unlar~~ ekler: "Bizim adeta buradan kalk~ p gitmemiz gere- kecek; nice zamand~r sizden yolun aç~lmas~n~~ istiyoruz, siz ise onu kapat~yorsunuz ; ~ahtaht~'y~~ Ermeni'ye verince aradaki iki yol da kapat~lm~~~ oluyor." Daha sonra murahhaslar~m~z Lenin'le görü~ürler, o aç~kca bunun yanl~~~ bir davran~~~ oldu~unu söyler, ancak Heyetimizin art~ k yolu aç- mak konusunda, biz istedi~imizi yapar~z, sözü üzerine Lenin ~imdi bir kar~~l~ k veremem demekle yetinir. Çiçerin ile murahhaslar~ m~z ara- s~ nda ayr~ca bu yüzden tart~~ malar olur : Çiçerin : Neden kendinize yol açmak istiyorsunuz, onu açd~ ktan sonra o yol sizin mi olacak? Türk Heyeti : Yolu açd~ ktan sonra isterseniz K~z~lor'dudan da asker gönderin, ancak bir kere yolu açal~ m, hele ~ahtaht~~ yolunu açal~m. Ç. : Neden ~ahtaht~' ya önem veriyorsunuz? T. H. : ~ahtaht~~ - Nahcivan'~ n Do~usunda Karaba~, onun öte- sinde de Azerbaycan var. Nahcivan, kendi kendini yönelten bir ~ûra hükümetinin elindedir, bizim Karakilise - Beyaz~t yolu ~ahtaht~'ya gidiyor, ~ahtaht~~ - Culfa yolu ise ~ran'a kadar iniyor. Böylelikle bizim Azerbaycan ve Rusya ile yolumuz kesiliyor ve Ermenistan do~rudan do~ruya iran'la münasebete giriyor. Oysaki bu son ülke ~ngilizler'in elinde ve ekonomisi de onlara ba~l~. Art~ k yolu açmam~za bir itiraz~ mz var m~ ? Ç. : Kar~~l~~~~ ben veremem, dan~~ mahylm. Bu konu öylece kal~r ve ba~ka bir maddeye geçilir. Ruslar isterler ki her iki yan~ n uyruklar~~ öbürünün ülkesinde onun uyru~u gibi muamele görsün, yani Türkiye'deki Ruslar'a Türk muamelesi yap~ls~ n i~yar, asker, komutan olabilsinler. Bunun bir çok sak~ncas~~ vard~. Rusya'da tecim ve her ~ey devlet tekelindeydi, oradaki Türkler bu bak~mdan bir çok ~eyden faydalanamazd~~ ; iki yan~ n ev- lenme, bo~anma ve miras i~leri de biribirine uymazd~~ ve bu yeni bir kapitülasyon'a götürebilirdi. Türkiye'deki rejim aç~ k, Rusya'daki s~ms~k~~ kapal~~ oldu~undan bizdeki Ruslar bu durumdan Rusya'daki Türkler'inden daha çok büyük ölçüde faydalanabilirlerdi. Heyeti- mizce olumsuz kar~~lan~r ve b~ rak~l~ r. Antla~man~ n onuncu maddesi bu konuyu genel devletler hukukuna uygun bir biçimde çözümler. Ruslar isterler ki Türkiye herhangi bir devlet veya ferde ekono- mik bir imtiyaz tamrsa o, Rusya'ya da ~amil olsun. Red edilir ve sonda 144 HiKMET BAYUR

kar~~l~ kl~~ olarak en çok müsaade gören ulus muamelesi esas~ nda anla- ~~l~ r (m. ). Bo~azlar ve Istanbul sorumunda Ruslar çarl~ k devri iddialar~ n~~ ileri sürmezler, o s~ rada tek amaçlar~~ Bat~l~~ Devletlerin oradan ç~kma- s~d~r, bunun için de hep Istanbul Türkler'indir ilkesini ileri sürerler. Antla~mamn be~inci maddesi bu dü~üncelere göre düzenlenir. 24 A~ustos ~~ g2o'de antla~maya önimza (paraf) at~l~r. Daha çö- zümlenmiyen dört madde varken (Türk tutsaklar~, tecim i~leri, posta telgraf ili~kileri, Rusya Müslümanlar~ n~ n Türkiye'ye göçebilmeleri) ba~l~ca Rus görü~mecisi ba~ka yere gönderilir. Besbellidir ki Ruslar antla~man~n imzalanmas~n~~ geciktirmek istemi~lerdir. Bundan sonra Çiçerin, Bekir Sami Kunduh'Ia özel görü~meler yapar, ve der ki : Biz para ve silah yard~ m~~ kar~~l~~~nda bir ~ey iste- miyoruz, yaln~z ~unu üstenmenizi istiyoruz : her ne zaman Türk Devleti siyasas~ n~~ de~i~tirmek, yani haz~rlanan antla~madan ba~ka bir yola girmek isterse Rus Hükümetin'e haber versin. B. S. Kunduh : Bu ba~~ms~zl~~-~m~z~~ k~smak olur, bunu üstene- meyiz. Siyasam~z~~ de~i~tirecek olursak size haber veremeyiz, verecek olursak ancak bir ba~la~~ k olarak veririz. Yard~m~n~z kar~~l~~~~ olarak haber vermeyi üstenirsek para ve saire kar~~l~~~nda yurdu satt~ lar der- ler ve bizleri Meclis koyar. Çiçerin : özür dilerim, belki yanl~~~ ifade ettim, bu i~i yard~m konusunun d~~~ nda konu~al~ m, biribirimizin siyasas~ ndan haberimiz olsun, amac~m~ z bu idi. Ruslar kar~~l~ kl~~ üstenmeyi kapsayan bir müsvedde gösterirler. Ona göre iki d~~i~leri bakan~~ ~u yönü üsteneceklerdir : her ne zaman T. B. M. M. siyas~n~~ de~i~tirmeye karar verirse veya de~i~tirmek zo- runda kal~rsa bunu Rus Hükümlerine bildirecektir; her ne zaman Rusya, Türkiye ile ilgili siyasas~n~~ de~i~tirmeye karar verirse o da bunu Türk Hükümetine bildirecektir. Görüldü~ü gibi önergede e~itlik yoktur. Türkiye'nin her siyasa de~i~ikli~ini bildirmesi, Rusya'n~ n ise ancak Türkiye'yi ilgilendiren siyasas~ n~ n de~i~tirilmesini haber vermesi istenilmektedir. Türkiye D~~i~leri bakan~n~ n bunu belirtmesi üzerine Çiçerin, bi- zim Litvanya, Estonya ile ili~kilerimiz vard~r ki sizleri hiç ilgilen- dirmez der. Buna kar~~l~ k B. S. Kunduh der ki : bizim de Hicaz, ~rak ve Suriye ile ili~kilerimiz vard~r; bunlardan size neden haber verelim. ~ ~ I. GENEL SAVA TAN SONRA ANTLA MALARIMIZ 145 Ruslar bunu do~ru bulurlar ve sonda ~u esas üzerinde bir anla~- maya var~hr : Bize Rusya'n~n Asya siyasas~n~~ ilgilendiren bir önermede bulunulursa ona haber verece~iz, Rusya da bizi ilgilendiren bir öner- me ile kar~~la~~rsa onu bize bildirecek. Daha sonra Ermeni i~i üzerinde görü~ ülür. Çiçerin Rusya'n~ n iki devlet aras~ nda arac~l~ k etmesini kabullenmemizi ister. B. S. Kunduh sorar : Ermenistan bunu kabul ediyor mu? Bu yolda bir ba~vurmas~~ var m~d~r? O s~rada bir kuriye Ermenistan'~n bize, verdi~i yüksekten at~p tutan ve Bat~~ Devletlerine dayand~~~n~~ belirten, bir notan~n suretini Ankara'dan Moskova'daki heyetimize getirmi~ti. Bizimkiler bunu Ruslar'a verince Çiçerin mahcup olur. Amma az sonra yine iste~inde direnir ve Türkiye'nin Ermenistan'a Do~uda toprak vermesini ileri sürerek haz~rlanan antla~man~n imzas~ n~~ ve yap~lacak yard~m~~ bu i~e ba~lar. B. S. Kunduh bunu bizler kabul edemeyiz T. B. M. M.'ine i~i sözle bildir- mek zorunday~z der. Bu yüzden görü~meler A~ustos sonunda kesilir ve Y. K. Tengir- ~enk bu Rus iste~ini bildirmek üzere Ankara'ya gelir 41. Böylelikle 1917 ile 1920 aras~nda dört y~l içinde Rusya dört defa Do~u Anadolu üzerinde iddialar ileri sürmü~~ olur. Bunlardan biri Çarl~k devrine ve üçü Komünistler zaman~ na rastlar 42. Gerçi Komü- nistler Do~u Anadolu'da, sözde kendileri için de~il, Ermenistan için yer istiyorlard~, ancak sonda bütün Kafkas devletlerini yutmak kara-

Üçüncü Enternasyonal'in Temmuz 192o'de Petrograd'da yapt~~~~ toplan- t~da yard~mlar konusu ele al~ nm~~~ ve bir k~s~m murahhaslar~ n direnmelerine kar~~~ Lenin komünizmi kabul etmeyen ülkelerin de emperyalizme kar~~~ sava~anlarm~n desteklenmesi gerekti~i ve ancak bu yoldan Bat~~ sömürgecilerine a~~r bir çarp~da bulunulabilece~i dü~üncesini savunmu~~ ve kongreye kabul ettirmi~tir. Buna göre Türkiye'ye yard~m etmek gerekiyordu. Ingiliz murahhaslar~~ buna kar~~n durum al- m~~lar, ancak kendilerine Türkler'in bir buçuk y~ldan beri emperyalistlere kar~~~ kahramanca çarp~~t~klar~~ söylenilmi~~ ve kongre bu sava~~n Rusya için büyük bir yard~m te~kil etti~ini anlayarak bu yönü kabul etmi~tir. Çiçerin buna ra~men yard~m~n yap~lmas~n~~ Ermenistan'a toprak vermemize ba~layarak bask~da bulun- mak istemi~tir. Ancak bu tutumunu devam ettirememi~tir, çünki o devirde, daha sonra Stalin zaman~ nda oldu~u gibi, Rus hükümeti üçüncü Enternasyonal'a egemen de~ildi, belki onun kararlar~na uymak zorundayd~. 42 Bunlar ~~ ) 13 Ocak 1918'de Pravda'da yay~ nlanan 13 say~l~~ Dekre; 2) Çiçerin'- in Mustafa Kemal'e yazd~~~~ 2 Haziran 1920 günlü mektup ve 3) yine Çiçerin'in ayn~~ y~l~ n A~ustos sonunda Bekir Sami Kunduh'a aç~ klad~~~~ demin and~~~m~z istektir. Bel!~ C. XXX, lo 146 HiKMET BAYUR r~ nda olduklar~na göre bu bir fark yapmazd~, Ermenistan'a verilecek ülkeler günün birinde Ruslar'~n eline dü~ecek demekti.

Türlü Olaylar ve Ermenistan'la Sava~ : Yusuf Kemal Tengir~enk yolda iken bir Rus elçilik kurulu Ermeni denetlemesi alt~ na konulmu~, ancak onlarca henüz kesin olarak ele al~nmam~~~ olan Nahcivan - Bayezit yoluyla Eylülün ilk haftas~ nda Er- zurum'a gelir. Ba~~nda i~güderlik edecek olan ba~kâtip Opmal vard~ r, yan~ nda Türk olan asker ata~e Bakirof (Bak~ro'~lu) bulunmaktad~r. Bir milyon ruble alt~n ( ~~ 18-120 bin alt~ n lira) getirmi~lerdir, bu para- n~n yar~~ kadar~~ Do~u cephesinde al~konulur ve üstü Ankara'ya gön- derilir. Bu gösteriyor ki Sovyet Hükümeti üçüncü Enternasyonal'in karar~n~~ k~smen yerine getirmek lüzumunu duymu~tu ve bizim de gönlümüzü almak istiyordu. 9 ve 13 Eylül aras~nda Ermeniler'le birliklerimiz aras~nda türlü çarp~~malar olur. Ermenistan sava~~ na nas~l ve ne gibi ko~ullar içinde, Ingilizler Batum'dan çekildikten ve onlarla Ruslar aras~ n~n Eylül için- de aç~k biçimde bozulmas~ ndan sonra ba~lamld~~~m Belleten'de (C. XX, say~~ 8o, S. 667-699, Ekim 1956) anlatm ~~t~k burada tekrarlamaya- ca~~z. 28 Eylülde Türk ilerlemesi ba~lar ve bir gün sonra Sar~kam~~~ al~n~r, bunun üzerine bir aya yak~ n bir duraklama olur; Kars 30 Ekimde al~nacakt~r. Rus isteklerinin Ankara'da do~urdu~u tepkiler: Moskova'dan dönen Yusuf Kemal Tengir~enk Eylülün ikinci yar~snda Trabzon'a varm~~~ ve antla~ma tasar~s~~ ile birlikte Rus istek- lerini telle Ankara'ya bildirmi~ti. Do~al olarak hemen Ankara'ya gel- mesi istenilir, o da gelir. O s~ralarda Bat~~ Anadolu'da durum a~~r olageldi~i gibi (Yunan 29 A~ustosta U~ak'~~ alm~~t~~ ve daha ne yapaca~~~ bilinmiyordu) Zile'de ikinci ayaklanma (7 Eylül) ve Konya'n~n büyük ayaklanmas~~ (3 Ekim) olmu~~ ve güçlükle bast~r~lm~~t~. Bu ko~ullar alt~nda Ankara'da Bakan- lar Kurulunda bir iki üye bir tak~ m zaaf belirtileri göstermi~~ ve büyük ölçüde yard~m kar~~l~~~nda Rus isteklerine boyun e~me e~iliminde olan- lar bulunmu~tur. Bu alum Mustafa Kemal'in çetin durumiyle önle- nilmi~tir. Büyük Millet Meclisinde de Rus iste~i a~~r bir tepki gör- mü~tür. Siyasal çevre ve ki~ilerin aç~~a vurduklar~~ dü~ünceler ~öyle toplanabilir : ~ ~ I. GENEL SAVA TAN SONRA ANTLA MALARIMIZ 147

Rusya'n~ n Ermenistan'~~ büyütmeye bu kadar önem vermesi oray~~ da az sonra Rus federasyonuna sokmak istemesindendir —Ha Deli Petro, ha Sovyet Rusya!— Van, Bitlis ve Erzurum'da üç milyon Müslüman'a kar~~~ be~~ bin Ermeni yoktur, oralar~~ nas~l Ermenistan'a verilebilir? —Lehistan ve Vrangel ile olan sava~lar yüzünden Sovyet- ler oras~ n~~ kendileri için istemiyorlar ancak bu dertlerden kurtulunca daha sert davranabilirler— Bol~evikler dü~üp Men~evikler i~ba~~ na gelse antla~ma hükümsüz kal~ r amma vilâyetlerimiz elden gitmi~~ olur —Bu iste~in kabulü bizi S evres'i kabul etmi~~ olan Istanbul Hü- kümeti'nin durumuna dü~ürür ve bizim art~k bu ülkede yerimiz kal- maz— Ruslar bizimle Do~u ülkeleri aras~ na kordon çekmek istiyorlar ve onlar~ n istekleri Avrupal~lar'~nkine benziyor, S evres ile bu Rus iste~i aras~ nda fark yok. —Rusya bize muhtaçt~r, sert kar~~l~ k versek de bizden ayr~lmaz— Ingiliz panislâmizm ve Rus da panturanizm yüzünden bize dü~man— Misak~~ Milli s~n~ rlar~~ üzerinde direnmeliyiz. Moskova'dan gelen Y. K. Tengir~enk de Rusya'n~n o günkü Er- meni ve Gürcü Hükümetleri'ni devirip bu ülkelerin ba~~ na komünist hükümetler getirmek karar~ nda oldu~unu aç~klam~~t~. O s~rada bir haber de yay~lm~~t~. Süleyman ~efik Pa~a, Damat Ferid'in Harbiye Naz~r~~ bulundu~u s~ rada, 57 inci tümen komutan~na, onu Istanbul Hükümeti'nin yan~na çekmek amaciyle gönderdi~i bir telde Izmir'in geçici olarak Yunanlar'a i~gal ettirildi~i ve biz Van ve Bitlis vilâyetlerini bo~alt~p Ermeniler'e verince Yunanlar'~n Izmir'den ç~kacaklar~n~~ bildirmi~ti. Rus önergesinin de bu i~le ilgili oldu~u söy- lenilmekteydi. Bu s~ rada Ruslar'dan askerce yard~m istenilmi~~ olmas~~ yönü de tenkit edilir. Mustafa Kemal'ce buna verilen kar~~l~ k, bizim ancak Türk ve Müslüman askerini kabul etmeyi dü~ündü~ümüz, gelenlerin bizi de~il bizim onlar~~ yutaca~~m~z, yolunda olmu~tur. Nas~lki Ko- münistle~tirilmi~~ Türk tutsaklar~ ndan kurulmu~~ bir tabur yurda gelince erlerin ilk i~i köylerine dönmek olmu~tur. Hükümet 21 Ekim ~~ g2o'de Moskova'da bulunan Bekir Sami Kunduh'a Ermenistan'a toprak verilmeyece~ini bildirir. f ) Ruslar~n Bizden Ermenistan için toprak istemekten yaz geçmeleri ve T. K. Tengir~enk'in ba~kanl~~~nda yeni bir kurulun Moskova'ya gitmesi: Ne Ermeniler, ne Ruslar, ne de Bat~l~~ Devletler Türk ordusunun Ermenistan'~~ kolayl~ kla ezebilece~ini sanm~yordu. 30 Ekim ~~ 92o'de 148 HIKMET BAYUR Kars, 7 Kas~mda Gümrü al~ n~ r ve Ermeniler'de dayanmak gücü kal- mad~~~~ anla~~l~r. Bunlarla bar~~~ görü~meleri yap~ld~~~~ s~rada Ruslar'~ n bask~s~~ ile Azerbaycan Komiserler Kurulu Ba~kan~~ Neriman Nerima- nof 43 bir bildiri yay~ nlayarak ahalisinin büyük ço~unlu~u Türk olan Zengizor, Nahcivan ve Karaba~'~~ Ermenistan'a arma~an etti~ini bildirir (I Aral~ k ~~ 92o). Buralar~n 1918 y~l~ nda genel sava~~ s~ ras~ nda Ermenistan'dan al~n~ p Azerbaycaan'a kat~lmas~ nda Türk ordusunun pay~~ büyük olmu~tu. Bu arma~an Ermeniler'in gönlünü alarak Ermenistan'~~ komü- nistle~tirmek isteyen Ruslar'~ n i~ini kolayla~t~ rmak için yap~lm~~ t~. Gümrü'de Türk-Ermeni bar~~~~ imzalan~rken (3 Aral~k) Ermenistan'~ n Sovyetle~tirilmesi i~ine de ba~lan~lm~~~ bulunuyordu. Komünist takti~i gere~ince ba~ta bir Bol~evik-Da~nak komitesi egemenli~i ele al~r, az sonra Da~naklar i~~ ba~~ ndan at~l~ p ele ba~~lar~~ tutuklan~r veya Rusya içine sürülür ve Ermenistan da, Azerbaycan gibi, gerçekten bir Rus ili durumuna dü~er; bir süre ise an~lan her iki ülke güya ba~~ms~z bir Sovyet Cumhuriyeti durumunda görünecektir. Türkiye'nin direnmesi üzerine Nahcivan'~ n Azerbaycan'ca ko- runan özgür (autonome) bir ülke olmas~~ ve Aerbaycan'~ n bu koruma hakk~n~~ ba~ka bir devlete b~ rakmamas~~ Moskova antla~mas~nda ka- rarla~t~ r~l~r (m. 3 e ek ~~ , c). Ancak bu ülkeler Rusya içinde eritildik- ten sonra bu maddenin bir de~eri kalmayacakt~r. Ermeniler'in kesin ezilmesinden ba~ka Moskova hükümetini bize kar~~~ uysal k~lan ve Do~u Anadolu'da toprak istemek sevdas~ n~~ b~ rak- t~ran olaylar zincirinin ba~l~calar~~ a~a~~da an~lm~~ t~ r : ~~ ) Damat Ferit Pa~a n~ n çekilip yerine Tevfik Pa~a'n~ n Sadrazam olmas~~ (22 Ekim ~~ g2o), onun Ankara ile temas aramas~~ ve Dahiliye ve Bahriye Naz~rlar~~ ~zzet ve Salih Pa~alar~~ Anadolu'ya göndermesi

~ 4 N. Nerimanof daima Türk soyda~lar~na kar~~~ Rus aleti olmu tur. 1918 y~l~nda 30 Mart - ~~ Nisan günlerinde Bakû'da Türkler ve onlara kar~~~ i~birli~i yapan Rus ve Ermeniler aras~ nda Çetin çarp~~malar olmu~~ ve K~z~lordu ve donanman~n etkisiyle Türkler yenilip binlercesi öldürülmü~~ ve mallar~~ yok edilmi~tir. Bu olay üzerine 25 Nisanda Bakû'da kurulan Komünist hükümette N. Nerimanof "sosyal refah" komiseri yani bakan~d~ r. Daha sonra Osmanl~~ ordusunun Bakû'ya yakla~- mas~~ üzerine Komünistlerin kaçmas~~ sonucunda N. Nerimanof Moskova'da D~~i~- leri Komiserli~inde Müslüman Yak~n-Do~u i~leri müdürü olur. Bol~evikler 1920 Nisan~nda yeniden Bakü'yü al~nca O, Azerbaycan Komünist Hükümeti Ba~bakan~~ yap~l~r. ~ ~ I. GENEL SAVA TAN SONRA ANTLA MALARIMIZ 149 (2 Aral~ k). Gerçi bunlar Bat~l~~ Devletler ad~ na Sevres antla~ma tasa- r~s~n~~ hafifletecek hiç bir önerge getirmemi~lerdi ve bu i~de Ruslar'~~ ku~kuland~ r~ p onlarla aram~z~~ açmak ve hattâ yorgun halk aras~ nda belirsiz bo~~ yere bar~~~ ümitleri do~urarak Anadolu'nun kar~~~ koyma azmini k~rmak gibi amaçlar~ n güdüldü~ü de sezilebilirdi. Gerçekten de tek tük ba~lam~~~ olan Rus silah yard~ m~~ durgunla~m~~t~. Ancak bu- na kar~~l~k bizim üzerimizden Padi~ah aforozunun kalkt~~~~ ve Bat~l~- lar'~n da izniyle Istanbul Hükümetiyle temaslar yap~ lmaya ba~lamas~~ Ruslar'da 1920 ba~lar~nda beliren Kafkasya'da bir Türk - Bat~l~~ i~bir- li~i ihtimalinin ufukta, ne a~ama belirsiz olursa olsun, göründü~ü ku~kusunu uyand~rabilirdi, nas~l ki de uyand~rd~. O s~ ralarda Kars'a gelen ilk Rus elçisi (o devrede siyasal tem- silci deniyordu) Budu Mdivani, Ermenistan'a Türk topraklar~~ verilmesi i~inin bir yanl~~~ anla~madan ileri geldi~ini söylemesi üzerine Iktisat Vekili Yusuf Kemal Tengir~enk, Maarif Vekili Riza Nur ve Moskova Büyük Elçili~ine atanan Garp cephesi komutan~~ General Ali Fuat Cebesoy'dan kurulmu~~ bir Kurul Rusya'ya gidip bir antla~ma yapmak üzere 14 Aral~k 192o'de Ankara'dan yola ç~ kar. Ancak Rusya'dan dönen Bekir Sami Kunduh, Ruslar'~n toprak istedikleri konusunu ye- niden teyit etmesi üzerine Türk Kurulu Kars'da kal~ p daha ileri git- mez. Izzet ve Salih Pa~a'n~n geli~inin Ruslar'da do~urdu~u ku~kuyu gidermek için arada bir kaç nota al~ n~p verilecektir. Gümrü antla~- mas~ ndan az sonra 44 Çiçerin bize konu muzla ilgili ~u yönleri belirten bir nota gönderir : a) Rus Ermenistan'~~ ile Türkiye aras~nda bar~- ~~ n uluslar~n kendi keskillerini seçmeleri ilkesine dayanmas~ ; b) Ko- münist Ermenistan Da~nak Ermenistan gibi zalim olmayacakt~r ve Türk Hükümeti'nin onu iyi bir gözle görece~ini umar~z; c) bunu gös- termek için Türkiye'nin Gümrü sanca~iyle Kars sanca~~nm Kuzey lus~mlanm bo~altaca~~n~~ umar~z. Bu notada art~k "Türk Ermenistan'~" ad~~ geçmiyordu ve bo~al- t~ lmas~~ istenilen yerler elimize yeni geçmi~~ yerlerin bir k~sm~yd~. Bu- nunla birlikte Ankara çevreleri bunu yeter bulmazlar, çünkü uluslar~n keskillerini seçmek hakk~~ sözünün arkas~ndan yeniden Do~u Anado- lu'da referandum yap~lmas~~ ve bunun için oralardan gitmi~~ olan Er-

" Bu gibi notalar~n günleri yolda pek kar~~maktad~ r, bu yüzden kesin gün vermek güçtür. 12 Ocak 1921 günlü Hakimiyeti Milliye'de k~smen yay~nlanm~~t~r. 45 Bu notan~n öbür k~s~mlar~~ az sonra an~lacakt~ r. 150 HIKMET BAYUR meniler'in yerlerine dönmesi istenilibilirdi. Bu referandum da Rusya'- n~n iste~i üzerine yap~laca~u~dan o i~i denetlemeye de kallu~abilirdi. Bu dü~üncelerle kesin olarak ve yaz~~ ile Ermenistan'a Türk topraklar~~ verilmesi iste~inden vaz geçildi~i bize bildirilinceye kadar murahhas- lar~m~z Kars'dan ileri gitmezler. Ileride Ankara anla~mas~n~~ imzal~yacak olan Fransa Mebu- san Meclisi D~~i~leri Komisyonu sözcüsü Franldin-Bouillon 9 Kas~mda Istanbul'a gelmi~ti ve Türkiye için daha uygun ko~ullarla bar~~~ yap~l- mas~~ i~ini inceledi~i, bundan ba~ka bir tak~m ekonomik konularla da ilgilendi~i duyuluyordu. Bu ay~ n sonlar~nda Frans~z Bakanlar~ndan Leygues de S N~res'in de~i~tirilmesi gerekti~ini aç~kca söylemi~ti. Ko- münizme en kar~~ n olan Bat~l~~ Büyük Devlet Fransa oldu~undan bu yönler Ruslar'~~ çok ku~kuland~r~yordu. Bu etkilerle Çiçerin, Kafkas Güneyindeki bize geçen yerlerde bulunan madenlerin Frans~zlarca i~letilece~i haberini ald~klar~n~~ ileri sürerek Çetin itirazda bulunur; aç~~a vurdu~u amaç Türkiye'yi ekonomik esarete dü~mekten koru- makur (!). Genel olarak bu i~deki tutumumuz : Sizler Ingilizler'le görü~tü~ünüze göre biz de Frans~zlarla görü~ebilece~imiz ilkesini ileri sürmek olur. Bir Türk - Frans~z anla~mas~na var~l~ r korkusiyle Ruslar Kafkas'a büyük çapta asker getirirler, nedenini sordu~umuzda Gür- cüstan olaylar~ n~~ ileri sürerler. Bu yüzden de silah yollama i~i durur. Ancak bu durum Ruslar'~~ bir an önce bizimle anla~maya iter, dola- y~siyle o bak~ mdan faydal~~ olur. Birinci Inönü vuru~mas~~ ( ~~ o Ocak 1921) Bat~da Yunan'la çarp~~acak bir kuvvetin kurulmu~~ oldu~unu gösterir. Bu üç olay~ n etkisi alt~nda Rus Hükümeti Ermenistan için bizden toprak istemek i~inden resmen vaz geçme~i ve bunu yaz~~ ile bildirmeyi gerekli bulur ve Budu Mdivani 14 Ocak 192 i'de A. F. Cebesoy'a bu yolda bir mektup verir. Bundan ba~ka Lenin'le Musta Kemal aras~ n- da mektupla~~l~r 46 ve her ulusun kendi keskilini seçebilece~i ilkesinin aradaki ili~lçilerimizin esas~n~~ te~kil edece~i belirtilir. Bu olaylar zinciri sonucu olarak Do~u illerimiz i~i tâ ikinci genel sava~~ n sonuna 1945 y~l~na kadar kapannu~~ bulunur.

" Rus yay~ nlar~n~~ kovu~turanlardan ö~rendi~ime göre bu mektuplar henüz R~~slar'ca yarmlanmam~~ t~r. Bizde bulunanlar Çankaya dosyalannda olmal~d~ r. Bunlarda "kuvvetler birli~i" yani "union des pouvoirs" ilkesi üzerinde de durul- maktayd~. I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 151

Budu Mdivani'nin demin an~lan mektubundan iki gün sonra 16 Ocakta Türk Heyeti Moskova'ya gitmek üzere Kars'dan ayr~l~r. Oraya 17 ~ubatta varacakt~r. B. Mdivani de 19 ~ubatta Ankara'dad~ r ve kendisine ilk söylenen söz kesin olarak Komünist propagandas~~ iste- medi~imizdir. Heyetimiz Moskova yolunda iken T.B.M.M. Hükümeti Londra Konferans~na ça~~r~l~ r (25 Ocak). Konferans 23 ~ubatta ba~lar ve Padi~ah'~ n murahhas~~ Sadrazam Tevfik Pa~a sözü T. B. M. M. D~~i~leri Bakan~~ Bekir Sami Kunduh'a b~rak~r. Konferans~ n amac~~ S vres antla~ma tasar~s~n~n pek ufak ölçüde hafif letilmesidir.

g) Türk - Rus ili~kilerinin kar~~l~kl~~ güven yoluna girmesi: Gümrü antla~mas~ ndan ve Ermenistan'a Rus ordusunun girip önce ortak bir Bol~evik - Da~nak ve bunun hemen arkas~ ndan yaln~zca bir Bol~evik yönetiminin kurulmas~ ndan sonra ortaya ç~kan yeni du- ruma göre Rusya'ya dü~ünce ve amaçlar~m~z~~ bildirmeyi gerekli bul- mu~tuk. Bunlar: Kafkas'da Gümrü antla~mas~ m uygulamak ve kom- ~ular~ m~zla iyi geçinmek, Bat~l~~ Devletlere de Misak~~ Milllyi kabul ettirmekten ibaretti. Ruslar'~~ çok ku~kuland~ ran Izzet ve Salih Pa~a- lar~ n Anadolu'ya geli~inin de bir ~ey ifade etmedi~i ayr~ca anlat~lm~~t~. Çiçerin'in bu aç~ klamalar~m~za kar~~l~~~n~n Ermenistan'~~ ilgilen- diren k~sm~~ yukar~da an~lm~~t~. Bizim siyasal tutumumuzu aç~klama- m~za bir kar~~l~ k olarak Rus D~~i~leri Komiseri Ingiltere ile yap~lan görü~meler üzerinde bize bilgi verir. Özeti a~a~~dad~r : Ingiltere bizimle (Rusya ile) kesin bir bar~~~ için siyasal görü~meler- den kaç~ n~yor ve yaln~z tecim i~leri üzerinde duruyor, bu amacla yap~- lacak antla~maya da son a~ama önemli siyasal hükümler koymak isti- yor. Bunlara göre her iki yan, ötekine kar~~~ edimsel olarak veya propa- ganda yoluyla zarar verecek her türlü davran~~tan sak~nacakt~ r; hele Rusya Ingiliz Imparatorlu~u'nun bütün k~s~mlar~nda ve Kafkas, Anadolu, Iran, Afganistan ve Hindistan'da bu gibi propagandalara yard~ m etmeyecek ve kendi uyruklar~ na da bu i~i yasak edecektir. Çiçerin, Rusya'n~ n kabul edebilece~inin ancak ~u oldu~unu ek- lemektedir : Ileride, Rusya ile Ingiltere aras~ nda yap~lacak siyasal antla~mada, her iki yan~n biribirleri ülkelerinde veya onlar~n d~~~ nda dü~manca giri~it ve propagandalarda bulunmaktan kar~~l~ kl~~ olark vaz geçeceklerinin bir ilke olarak tespiti. Bu demekti ki e~er: Ingiltere Rusya ile yaln~z tecim i~leri için de~il, genel bir siyasal antla~ma yapar, yani Bol~evik rejimini resmen 152 HIKMET BAYUR tan~rsa, Rusya bize yard~mdan vaz geçece~i gibi her yönde Ingilizlere kar~~~ k~~k~rtt~~~~ devrimcileri yüzüstü b~ rakacakt~r. Çiçer'in bunun böyle anla~~laca~~n~~ sezdi~i için Ingiltere'ye kar~~~ yap~lacak böyle bir üstenmeye ra~men Türkiye'ye ve bütün acun devrimcilerine el alt~ n- dan yard~ m edilmeye devam edilece~ini bize sözle duyurur. Ne de olsa bu nota al~~~ veri~i —ki devam edecektir— arada bir aç~ kl~k havas~~ yarat~ r. O s~rada Türk Hükümeti Rusya'ya gelen Ittihat ve Terakki ileri gelenlerinin davran~~lar~ndan çok s~k~llyordu. Meselâ Cemal Pa~a 3 Haziran 1920'de Rusya'dan Mustafa Kemal'e gönderdi~i bir mek- tupta Çiçerin'in Do~u ve Güney Anadolu'da referandum isteyen bir gün önceki notas~n~~ pek be~endi~ini yazm~~t~. Bu gibi bir çok etken dolay~siyle Ittihat ve Terakki Pa~alarm~ n T. B. M. M. Hükümeti ad~na söz söylemiye yetkili olmad~klar~n~~ aç~klamak gerekir.

h) Londra Konferans~~ s~ras~nda Türk-Rus Ili~kileri (~ubat-Mart 1921 ) Bu konferansa ça~~nlmam~za dek, bizim Frans~zlar ve Rusya'n~ n Ingilizler'le, öbür yanca pek aç~ kca bilinmeyen temas ve görü~meleri oluyordu. Konferansa ça~~nlmam~z bizim hem Frans~z hem de Ingi- lizlerle temas~ m~z~~ sa~lam~~t~. Bu yön Ruslar~~ çok ku~kuland~ r~ r. Türk Hükümeti de o s~rada Bat~~ ile anla~am~yaca~~m bildi~inden ve dürüst davranmak istedi~inden dostluk kuraca~~~ Rus Hükümeti'nin ku~ku- lar~n~~ hafifletmeyi do~ru bulur. Bu dü~ünce ile an~lan Konferansla ilgili olarak gerek Istanbul Hükümeti gerek Bat~~ devletleriyle yap~lan yaz~~malar Moskova'ya bildirilir. Buna Çiçerin 8 ~ubatta 1921'de te~ekkür eder ve kar~~hk verir 41. Ozeti a~a~~dad~r : Ba~ta Türk kahramanl~~~~ övülür, iki yan~n biribirine olan biten- leri bildirmesinin faydalan üzerinde durulur ve Rus-Ingiliz görü~- meleri üzerinde yeniden ~u aç~klamalar yap~l~ r : Ingiltere ile yap~lan görü~melerde henüz bir sonuca var~lmam~~t~ r, çünkü Londra Hükü- meti yap~lacak olan tecim antla~mas~n~ n giri~inde her yerde ve bu arada Anadolu, Iran, Afganistan ve Hindistan'da Ingiliz menfaatle- rine ayk~r~~ davran~~lardan sak~nmam~z' istemi~tir.

47 Ana çizgileri 20 ~ubat 1921 güldü Hakimiyeti Milliye'de yay~nlanm~~t~ r. ~ ~ I. GENEL SAVA TAN SONRA ANTLA MALARIMIZ 1.53

Buna kar~~~ Çiçerin, Rusya'n~ n ~u istekte bulundu~unu notas~ nda bildirir : "Ingiltere de, Rusya Hükümeti ile eski Rus Imparatorlu~u parçalar~ ndan olup, uluslar~ n kendi keskillerini kendileri seçmeleri ilkesi gere~ince ba~~ms~z bulunan devletlerin 48 menfaat ve güvenle- rine kar~~~ herhangi biçimde davran~~~ ve propaganda da bulunmaktan salunacakt~r. Ayn~~ zamanda, Japonya, Almanya, Polonya, Macaris- tan, Yunanistan ve Yugoslavya Hükümetleri'nin Rusya'ya kar~~~ her- hangi bir davran~~~ na yard~ m etmeyecek ve Rusya'n~ n öbür devlet- lerle olan ili~kilerine kar~~m~yacakt~ r. Her iki yan Iran, Afganistan ve T. B. M. M. Hükümetleri'nin ba~~ms~zl~ k ve bütünlülderine sayg~~ gösterecektir". Bu yeni durumun daha öncekinden ba~kal~~~~ Rusya'n~ n tecim antla~mas~ nda da Türkiye ve Do~u devrimcilerinden elini kesmeyi kabul etti~ini ve buna kar~~~ Ingiltere'nin Iran, Afganistan ve Türki- ye'nin ba~~ms~zl~ k ve bütünlü~üne sayg~~ göstermesini istedi~idir. An- cak Türkiye'ye S N,,res antla~mas~~ yüklenilmek istenildi~ine ve Rusya bunun hükümsüz oldu~unun ilân~ n~~ Ingiltere'den istemedi~ine göre bizimle ilgili hüküm bir laftan ibaret kalmaktad~r. Bunu bildi~i için Çiçerin, Ankara'da Budu Mdivani yolu ile, ve Moskova'da Murah- haslar~ m~za, her ne olursa olsun Rus-Ingiliz tecim antla~mas~ na ra~- men Türkiye'ye ve Do~u devrimcilerine (Hindistan v. s.) yard~ m edilece~ini sözle tekrarlar. Bu yolda siyasal notalar al~ n~ p verilirken Ruslar'~ n Azerbaycan'- daki zulümleri gitgide Anadolu'da duyulur ve bu Türk ülkesinin ba- ~~ms~zl~~~~ masal~ n~ n foyas~~ belirir. Bu da sinirlilik yaratmaktad~ r. Bu durumu, Hakimiyeti Milliye'de, 27 ve 28 ~ubat 1921 günlü iki ba~~ yaz~da, Trabzon Mebusu Nebizade Hamdi aç~ kca anlat~ r. i ) Gürcistan olaylar~~ ve Moskova antla~mas~n~n imzalanmas~ : 1921 y~l~~ ~ubat~n~n ikinci ve Martm~ n ilk yar~s~n~ n bizi ilgilen- diren ba~l~ca olaylar~~ ~unlard~ r : a) Moskova'da Yusuf Kemal Tengir- ~enk'in ba~kanl~~~ndaki Kurulun Ruslarla görü~meleri; b) Londra'da Bekir Sami Kunduh'un ba~kanl~~~ndaki Kurulun Bat~~ Devletleriyle yapt~~~~ görü~meler; c) Ruslar'~ n Gürcistan'a sald~r~lar~, bizim de Ardahan'la Artvin'i Rus eline dü~meden almam~ z ve k~sa bir süre

48 Çiçerin'in ne ölçüde pervas~zca gerçek durumu tahrif etti~i Azerbaycan, Ermenistan, Tataristan ve sair ülkeleri ba~~ms~ z göstermesiyle aç~kca belirmektedir. 1 54 HIKMET BAYUR

için Batum'a girmemiz; d) Rusya'daki k~ tl~~~ n do~urdu~u memnu- niyetsizli~in Kron~tad'da bir ayaklanma biçimini almas~~ ve Hükü- metin komünist ilkelerini bir süre için uygulamaktan vaz geçmesi; e) Ingiliz-Rus tecim antla~mas~~ görü~meleri. Moskova antla~mas~~ bu olaylar~ n etkisi alt~ nda imzalanm~~t~ r. Sovyetlerin ku~kusunu kabartan en büyük olay Londra'da üç büyük Bat~l~~ Devletle ayr~~ ayr~~ imzalanan anla~malard~ r 49. Bunlar~ n tam niteli~i ö~-renilmeden ilk ajans haberleri üzerine Budu Mdivani bu yazara 5° gelip büyük bir kayg~~ içinde bilgi istemi~~ ve bu niteli~i ö~renince Mustafa Kemal ile T. B. M. M.'inin bunlar~~ kabul etme- yece~ini anlayarak rahatlam~~ur. Ancak Türk Heyeti Londra'dan Paris'e geçip orada Bekir Sami Kunduh ve Hüsrev Gerede'nin bulunduklar~~ bir çay toplant~s~ nda, Franklin-Bouillon, bir kaç Frans~z Senatörü, Azerbaycan'~n Müsavat ve Gürcistan'~ n Men~evik partileri ileri gelenleriyle bulu~tuklan Mos- kova'da duyulunca kayg~~ son a~amay~~ bulmu~tur. Belki o s~rada Sov- yetler orada neler konul~uldu~unu daha ö'~renmemi~lerdi, ancak top- lant~n~ n yap~lm~~~ olmas~~ kendi ba~~ na onlar için korkutucu bir olayd~. Az sonra konu~ulanlann Misak~~ Millimiz Bauhlarca kabul edilip gerçekle~tirilmesi ~artiyle bir Kafkas konfederasyonu kurulmasiyle ilgili oldu~u Paris'teki Kafkasl~~ çevreleri içinde bulunan casuslar yoluyla Ruslar'ca ö~renilince Moskova'n~ n kayg~s~~ büsbütün artar, ancak o s~ rada art~k Türk - Rus dostluk antla~mas~~ imzalanm~~~ bulunur. I~in özeti ~udur: 1921 Mart~nda, Churchill ile General (sonra Mare~al) Sir Henry Wilson'un 1919 ba~lar~ nda, yani daha Yunan Izmir'e ç~kmadan ve Ruslar Kafkas'a girmeden dü~ündüklerini ve Lloyd George'a kabul ettiremediklerini, Frans~zlar büyük bir hafif- likle yeniden ele alm~~~ ve Türk Murahhaslann~ n bir k~smiyle bunu konu~mak vesilesini yaratm~~lard~ r. Bu siyasan~ n art~k yürütülemeyece~ini anlayan Mustafa Kemal, bunun yürütülmesini mümkün gören Bekir Sami Kunduh'Ia bu yolda tart~~t~ ktan sonra Bat~~ ile anla~ma kap~lar~ n~~ kapatm~~~ olmamak için ona, do~al olarak Kafkas konusunu hiç anmadan, Misak~~ MillImize

" Bunlar bir kaç yerde ve bu arada özetleri "Türkiye Devleti'nin D~~~ Siyasas~" adl~~ eserimizde yay~ nlanm~~ t~ r (1938 bas~m~, S. 82 v.d.). 5° 0 s~rada bu yazar Hariciye Vekâleti Umur-u Siyasiye Müdürü bulunuyordu. I. GENEL SAVA~TAN SONRA ANTLA~MALARIMIZ 155 uygun bir anla~ma yap~laca~~na inand~~~na göre bu yolda gereken çevreleri yoklamakta serbest oldu~unu 19 May~s 1921 günlü bir mek- tupla bildirmi~tir 51. Bayan Halide Edip Ad~var "Türk'ün Ate~le Imtihan~" adl~~ ese- rinde (s. 191 v. d.) B. S. Kunduh'un bu yoldaki inançlar~ n~ n izleri görünür 52. Gürcistan olaylar~~ da Moskova Konferans~ n~~ çok etkilemi~tir. Az önce dedi~imiz gibi XI inci K~z~lordu'nun bu ülkeye el koymaya ba~lad~~~~ s~rada biz de Gürcü Hükümetiyle yapt~~~m~z bir sözlü an- la~ma ile Ardahan ve Artvin'e el koymu~~ ve Batum için de bunu ka- rarla~t~rm~~~ ve oraya ufak bir birlik de göndermi~tik. O s~ rada an~lan K~z~lordu'da siyasal komiser olan Orijenekidze, K. Karabekir'e bir tel çekip 53 Moskova'da Türkiye'nin Gürcistan'dan istedi~i yerlerin ço~unun ona verilmesi kararla~ t~r~ld~~~n~~ bildirir ve orada kabul edi- len s~n~r~~ geçerek Batum'a girmememizi ister. XI inci K~z~lordu Ko- mutan~~ da K. Karabekir'e bir tel çekerek Batum, Ah~ska ve Ah~lke- lek'in Gürcistan'da kalmak üzere Artvin ve Ardahan sancaklar~n~n bize verildi~ini bildirir. Ruslar, çok kulland~ klar~~ bir takti~i bu i~de de uygulayarak Moskova'daki Heyetimizin telgraflar~n~~ uzun geciktirmelerle bize ula~t~rmakta, böylelikle murahhaslar~m~z~~ yönergesiz b~rakarak on- lardan daha iyi ko~ullar sa~lamaya çal~~~yor, bizler de Ankara'da habersiz bekliyorduk. Bu durum yüzünden Batum'a ufak bir birli- ~imiz girmi~ti, orada Bol~evik ve Men~evik Gürcüler bir olarak onu son enine kadar öldürürler. Ahiska ve Ah~lkelek ise Misak~~ Milli'ye s~ n~rlar~~ içinde de~illerdi. Bu hava içinde 16 Mart ~~ 92 i'de Moskova antla~mas~~ imzalan~r. Ve metnini bildiren Heyetimizin uzun teli hemen bize ula~t~r~l~ r. Amaç Batum'a yeniden kuvvet göndermemizi veya Gürcistan'da daha çok ilerlememizi önlemektir.

51 Bk. Nutuk, II, 112 V.S. 52 An~lan eserde Bekir Sami Kunduh için ~öyle denilmektedir: "Bir gün evime gelerek, bir vesikan~n tercümesini istedi. Bu, Mister Lloyd George ile yapt~~~~ hususl bir mülâkat~ n ~ifahi bir kopyesiydi. Bunun içinde Bekir Sami Bey'in sulh arzular~~ ve Türkiye'nin Yunan ordusundan tahliye edilmesi vard~. Bekir Sami Bey'in kanaati Ingilizlerin sava~~~ durdurup Yunanl~lar~~ geri çekecek kudrete sahip olduklariydi." 53 14 veya 15 Mart 1921 günlü olmas~~ gerekir. 156 HIKMET BAYUR

Antla~mada Batum için (m. 2) ~unlar denilmektedir : ~ ) Her cemaatin dinsel ve kültürel haklar~ n~~ sa~layacak ve halk~n iste~ine uygun bir toprak tasarruf hukuku kurulmas~ n~~ mümkün k~lacak geni~~ bir yönetim özgürlü~ü temin edilmek; 2) Türkiye'nin Batum liman~~ yoluyla gümrük vermeden, hiç bir güçlü~e u~ramadan ve vergi öde- mek zorunda olmadan her türlü mal transiti hakk~~ olmak ko~uliyle Batum sanca~~, kenti ve liman~~ üzerindeki hükümranl~ k (suzerainet) hakk~n~~ Türkiye Gürcistan'a b~rak~ r. Bu maddeyi de Nahcivan'la ilgili madde için yapt~ klar~~ gibi Bol- ~evikler çok geçmeden uygulamaz olurlar. Böylelikle bir y~l~~ a~an çaba ve çeki~meler sonunda ayn~~ dü~man- larla çarp~~mak zorunlu~'unda- bulunan Türkiye ile Rusya aras~nda bir dostluk antla~mas~~ yap~labilir ve Ruslar Do~u Anadolu üzerindeki ihtiraslarmdan resmen vaz geçmek zorunda kal~rlar. Bu Türk azim ve metanetiyle bir tak~m ba~ar~lar~ n~ n sonucu say~lmal~d~r. Kurulan dostluk ku~kulu ve çeki~meli havay~~ büsbütün ortadan kald~rmamakla birlikte bize bir tak~m yard~m sa~lar ve Rusya'y~~ Frunze'nin dedi~i gibi" yaln~zl~ktan kurtar~p siyasas~ n~~ daha güvenlne yürütmesini mümkün k~lar.

54 Frunze bunlar~~ Ankara'dan dönerken Türkiye'ye gelmekte olan yeni Rus Büyük Elçisi Aralof'a Samsun bölgesinde kar~~la~t~klar~~ s~rada söylemi~tir (Bk. Aralof Hat~ratuun bu kar~~la~ma ile ilgili k~sm~na).