Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi II Geç Hitit Devletleri
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi II Geç Hitit Devletleri, Frigler 13. Hafta Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 [email protected] www.omu.edu.tr 1 GEÇ HİTİT DEVLETLERİ M.Ö. ikinci binyılın ilk yarısında Kültepe’de başlayan ve daha sonra Kızılırmak Havzası’ndaki başkentleri Hattuşa’da kurulan Hitit Devleti, sınırlarını özellikle güneydoğu yönünde genişleterek bir imparatorluğa dönüşmüştü. Yaklaşık beş asır kadar devam eden bu imparatorluk, MÖ 1200 yıllarında ayrıntıları bilinmeyen nedenlerden ötürü son bulmuştu. Yıkılış sürecinde Hititlerin kurduğu büyük kentler boşalmış, buradaki elit sınıf ve devlet görevlileri göç etmiştir. Bundan sonra Hitit çivi yazısı bir daha kullanılmamıştır. Anadolu’da birkaç yüzyıl güçlü Devletin bütün kazanımları, mimari, sanat ve yazı yıkılışla birlikte son bulmuştur. bir devlet kurulamamış, halk geleneksel yaşama dönmüştür. Hitit kral ailesinden gelen birçok sülalenin Anadolu’nun güneyine göç ettiği anlaşılmaktadır. Ancak Hitit idaresi altında Torosların güneyinde yaşayan kentler ve buradaki yönetici sınıf ise bir şekilde varlığını korumuştur. İmparatorluğun çöküşünden bir süre sonra Hattuşa’da hayat, köy biçimine dönüşerek devam etmiştir. Hitit çivi yazısı son bulmakla birlikte, M.Ö. ikinci binyıldan beri kullanılagelen, hiyeroglif ile yazılan Luwi Dili, M.Ö. birinci binyılda da kullanılmaya devam etmiştir. Hiyeroglif yazısı daha çok taş eserler ve mimari öğeler üzerine yazılmaktaydı. Bu durum yerel iktidarların devam ettiği anlamına gelmektedir. Bu devamlılık arkeolojik ve filolojik olarak Fırat Havzası’nda bulunan Kargamış ve Konya-Karaman’da bulunan Tarhuntaşşa gibi merkezlerdeki buluntular ile kanıtlanabilir. Geç Hitit Devletleri/Beylikleri adı, yaygın olarak Hitit İmparatorluğu’nun yıkılışından birkaç yüzyıl sonra Toros bölgesinde, Güneydoğu Anadolu’da ve Kuzey Suriye’de kurulan ve birçok bakımdan Hititlerin devamı olduğunu gösteren kent devletlerini tanımlar. Bunların Hitit Hanedanı’nın devamı olarak nitelendirilmesinin geçerli nedenleri vardır. En önemli bağ, kentleri yöneten hanedan üyelerinden birçoğunun Hitit kralları ile aynı ismi taşıması ve sanatlarında gözlenen Hitit özellikleridir. Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 [email protected] www.omu.edu.tr 2 Hitit çivi yazısı son bulmakla birlikte, M.Ö. ikinci binyıldan beri kullanılagelen, hiyeroglif ile yazılan Luwi Dili, M.Ö. birinci binyılda da kullanılmaya devam etmiştir. Hiyeroglif yazısı daha çok taş eserler ve mimari öğeler üzerine yazılmaktaydı. Bu durum yerel iktidarların devam ettiği anlamına gelmektedir. Bu devamlılık arkeolojik ve filolojik olarak Fırat Havzası’nda bulunan Kargamış ve Konya-Karaman’da bulunan Tarhuntaşşa gibi merkezlerdeki buluntular ile kanıtlanabilir. Geç Hitit Devletleri/Beylikleri adı, yaygın olarak Hitit İmparatorluğu’nun yıkılışından birkaç yüzyıl sonra Toros bölgesinde, Güneydoğu Anadolu’da ve Kuzey Suriye’de kurulan ve birçok bakımdan Hititlerin devamı olduğunu gösteren kent devletlerini tanımlar. Bunların Hitit Hanedanı’nın devamı olarak nitelendirilmesinin geçerli nedenleri vardır. En önemli bağ, kentleri yöneten hanedan üyelerinden birçoğunun Hitit kralları ile aynı ismi taşıması ve sanatlarında gözlenen Hitit özellikleridir. Hitit kralı III. Hattuşili döneminde Hitit ülkesi, üç büyük coğrafi bölgeye ayrılmıştı: Merkezde Kızılırmak kavsi içerisindeki Hattuşa ve çevresi, güneybatıda merkezi Konya-Karaman’da bulunan Tarhuntaşşa ve çevresi ile güneydoğuda Gaziantep-Nizip yakınlarında bulunan Kargamış. Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra karşımıza iki “Büyük Kral” çıkmaktadır. “Büyük Kral” unvanı Anadolu’da sadece Hitit Kralları tarafından kullanılırdı. Amcası III. Hattuşili tarafından tahttan indirilen III. Murşili’nin oğlu Hartapu, Tarhuntaşşa’da yaptırdığı bir yazıtta “Büyük Kral” olduğunu bildirmektedir. Kargamış’ta ise, Hitit kralı I. Şuppiluliuma’nın soyundan gelen “Büyük Kral” Kuzi-Teşup vardır. Bu iki kral, büyük bir olasılıkla Anadolu ve Suriye’nin dağılan politik ortamında, Hitit kral soyunun temsilcileri olarak aynı zamanlarda mücadele vermişlerdir. Kargamış, Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasına neden olarak düşünülen karışıklık ve kargaşa sürecinin yıkıcı etkisinden bir şekilde kendisini korumayı başarmış ve daha sonra muhtemelen sınırlarını Malatya’ya kadar genişletmiştir. Kargamış kralı olan Kuzi-Teşup ve soyu, Malatya ve Kargamış’ta Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 [email protected] www.omu.edu.tr 3 yaklaşık bir yüzyıl hüküm sürmüştür. Ancak bu hanedana daha sonra ne olduğunu bilemiyoruz. Olasılıkla Geç Hitit Beylikleri de bu dönemde oluşmaya başlamıştı (MÖ 900 ve sonrası). Hitit Devleti’nin kurucusu olan I. Hattuşili ile ortaya konulan dış politikanın temelinde Suriye yönünde yayılma eğilimi yatmaktaydı. Hitit Kralları zenginliğin kaynağının doğuda ve güneyde olduğunun farkındaydılar. Ne de olsa doğu altın, gümüş, değerli taşlar ve işlenmiş mallar bakımından çok zengindi. Kuzey Suriye, Zagros Dağları ve Torosların sınırladığı “Bereketli Hilal” olarak adlandırılan bölgenin bir parçasıydı. Yıllık 300 milimetrenin üzerinde yağış alan bölge kuru tarım için elverişli geniş ovalara sahipti. Kıyı şeridindeki dağlar, özellikle Mısır ve Mezopotamya’da yoğun talep gören sedir, servi ve çam ağaçları açısından oldukça zengindi. Yüksek kesimlerde, hatta arazinin kuru tarıma elverişli olmayan kısımlarında üzüm ve zeytin yetiştirilmekte, şarap ve zeytin ticarette önemli rol oynamaktadır. Ayrıca bölge ahşap, maden işçiliği ve lüks tekstil üretimiyle de ileri düzeydedir. Suriye, doğudaki Mezopotamya, İran, Afganistan ve Hindistan’dan gelen malların deniz yoluyla batıya aktarılacağı son noktaydı. Ayrıca Anadolu’ya ulaşmak için de Suriye’den geçmek gerekiyordu. M.Ö. birinci binyılın başında, Anadolu ve çevresinde Geç Hitit kent devletlerini etkileyen bir dizi gelişme yaşanmıştır. Kuzey Suriye’ye güneyden yoğun bir Arami göçü olmuştur. Yarı göçebe bir yaşam biçimine sahip bu halk gruplar halinde gelerek bütün bölgedeki nüfus dengesini değiştirmiştir. Bu bölgedeki Hitit ve Hurri kültürel unsurları, bu etnik grubun kültürüyle karışmaya başlamıştır. Büyük Zap ve Küçük Zap ırmaklarının Dicle ile birleştiği bölgede başkentleri bulunan Yeni Asur Krallığı hızlı bir biçimde güçlenerek Kuzey Suriye’de ve Fırat’ın doğusunda etkisini artırmıştır. MÖ dokuzuncu yüzyılda Doğu Anadolu Bölgesi’nde kurulan Urartu Devleti ve Orta Anadolu’nun batısında Sakarya Nehri bölgesinde kurulan Frig Devleti de bu siyasal tabloda yer almış ve Geç Hititlerle komşu olmuştur. Güneydoğu Anadolu’da ve kısmen Kuzey Suriye’de kurulmuş Geç Hitit Krallıkları/Beylikleri: Kargamış; Antakya ve Amuk Ovası dolaylarında Pattina (Unqi); Gaziantep ve güneyinde Sam’al; Kahramanmaraş ve dolaylarında Gurgum; Malatya ve Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 [email protected] www.omu.edu.tr 4 çevresinde Melid; Adıyaman dolaylarında Kummuhu; Çukurova ve kuzeyinde Que ve Hilakku; Kayseri ve dolayları Tabal’dır. Geç Hitit Devletleri’nin yayılım alanını kabaca tanımlamak gerekirse: Tuz Gölü’nden Akdeniz’e kadar güney doğrultusunda çekilecek bir çizgi batı sınırını oluşturur. Kuzey sınırı ise, Tuz Gölü’nden Malatya’ya kadar doğu yönünde çizilecek bir çizgidir. Bölgenin doğu sınırı ise, Malatya’dan güneye, Kargamış’a çizilecek bir çizgi olarak belirlenebilir. Kargamış’ın daha güneyi ise, Arami etkisine daha çabuk girmiş olduğundan, Hitit’ten çok bir Arami bölgesi sayılabilir. Geç Hitit krallıkları hakkında önemli bir kaynak grubunu da kentlerde geliştirdikleri kendilerine özgü mimari ve sanat anlayışlarını yansıtan kalıntılar oluşturur. Bunların genel özellikleri şöyle sıralanabilir: • Geç Hititler, genellikle kabartmalarla süslü anıtsal kapıları olan surlarla çevrilmiş kentler kurdular. • Sarayları ve tapınakları bit-hilani (sütunlu portico) denen plan tipindedir. • Yönetici veya tanrılara ait heykeller, stel ve kaya kabartmaları yaygındır. • Kabartmalarla birlikte Hiyeroglif Luwicesi ve Arami alfabesi ile yazılmış yazıtlar vardır. • Doğu Akdeniz kıyısına yakın olan bölgede fildişi ve maden işçiliği de gelişmiştir. Karkamış Kargamış’ın iç şehir ve kalesi bugün Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, Gaziantep ili, Nizip ilçesi, Barak (Karkamış) bucağı, Karkamış köyü yakınlarındadır. Dış şehir ise, büyük ölçüde Suriye’nin Jerablus/Jerabis (Hierapolis) Köyü sınırlarındadır. Şehir Fırat’ın batı yakasında önemli geçiş yerlerinden birinde geniş düzlüğünün kuzey ucundadır. Melid Hitit kaynaklarında Maldiya, Asur yazıtlarında Melid adı ile anılan kent, modern Malatya ilinin yedi kilometre kuzeydoğusunda bulunan Arslantepe Höyüğü üzerinde kurulmuştur. Kent, Fırat’ın kolu olan Tohma çayının suladığı ovanın güneyindedir. Arslantepe Höyüğü’nde Fransız Hititolog Louis Delaporte denetiminde, İkinci Dünya Savaşı’ndan önce 1932 yılında başlatılan kazılarda, Geç Hitit Melid Kalesi’nin kabartmalı kuzeydoğu kapısı açığa çıkartılır. Kapı aslanları dolayısıyla bu anıtsal giriş, Aslanlı Kapı olarak tanınmıştır. Bu kapı yapısının duvarlarında kullanılan yapı taşları üzerindeki kabartmalarda, iktidar sahibi kral ve kraliçenin, bir dizi tanrı ve tanrıçaya sunuda bulunarak sadakatlerini belirttikleri dinsel sahneler yer alır. Kısa yazıtları kabartma ya da kazıma olup Luwi hiyerogliflidir. Yazıtlarda çoğunlukla sunuda bulunan kral veya kraliçelerin adı belirtilmiştir. Kent, Asur kaynaklarında ilk kez kral I. Tiglat-pileser (MÖ 1114-1076) zamanında