Candaroğullari Beyliği'nde Ilmi Ve Kültürel Faaliyetler

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Candaroğullari Beyliği'nde Ilmi Ve Kültürel Faaliyetler T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANABİLİM DALI İSLAM TARİHİ BİLİM DALI CANDAROĞULLARI BEYLİĞİ’NDE İLMİ VE KÜLTÜREL FAALİYETLER YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN HAZIRLAYAN Yrd. Doç. Dr. Sıddık ÜNALAN Fatma GÜRGÖZELER ELAZIĞ–2005 2 T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANABİLİM DALI İSLAM TARİHİ BİLİM DALI CANDAROĞULLARI BEYLİĞİ’NDE İLMİ VE KÜLTÜREL FAALİYETLER YÜKSEK LİSANS TEZİ Bu …/…/2005 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği/oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Başkan Üye Üye ONAY Enstitü Müdürü 3 ÖZET Yüksek Lisans Tezi CANDAROĞULLARI BEYLİĞİ’NDE İLMİ VE KÜLTÜREL FAALİYETLER Fatma GÜRGÖZELER Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı İslam Tarihi Bilim Dalı 2005, sayfa: 174 1071 Malazgirt zaferiyle Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış oldu. 1176 Miryakefalon zaferi ise Anadolu’nun bir Türk yurdu olduğunu kesin olarak ortaya koymuştur. 1282 ve 1300 yılları arası Bizans için felaket yılları olup, Batı Anadolu’daki Türk fetihlerinin modelleri olan beylikler bu dönemde şekillenmiştir. Candaroğulları da bu modellerden biri olup 1291 yılından sonra Kastamonu’yu zapt ederek bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Fatih Sultan Mehmet zamanına kadar varlığını sürdürmüştür. Candaroğulları Beyleri ilme büyük önem vermiş, imkanları ölçüsünde birçok cami inşa etmişlerdir. Çeşitli imar faaliyetlerinin vücut bulduğu Candaroğulları Beyliği Anadolu’nun Türkleşmesinde mühim rol oynamıştır. Anahtar Kelimeler: Candaroğulları Beyleri, Kastamonu, İlim, Kültür. 4 SUMMARY Master Thesis THE SCIENTIFIC AND CULTURAL ACTIVITIES IN CANDAROGULLARI PRINCIPALITY Fatma GÜRGÖZELER The University of Fırat Social Sciences Institute Main Science Baranch of Islamic History 2005, Page: 174 Thanks to the Malazgirt Victory in 1071, doors of Anatolia were opened to Turks and the Miryakefalon Victory in 1176 certainly proved Anatolia to be a Turkish country. The years between 1282 and 1300 were full of disasters for Byzantium and the principalities which were the models of Turkish conquests in Western Anatolia were shaped in these years. Candarogulları Principality is one of these models which declared its independence by conquering Kastamonu in 1291. It lived freely till Fatih Sultan Mehmet’s period. Candarogulları Principalts paid great ettention to science and built mosques as many construction activities took place, played an important role in Turkifying Anatolia. Key Words: Candarogulları Principals, Kastamonu, Science, Culture. 5 KISALTMALAR a.g.e. : Adı geçen eser a.g.m. : Adı geçen makale a.g. mad. : Adı geçen madde C. : Cilt Çev. : çeviren Enst. : Enstitüsü km. : kilometre Mad. :Maddesi m. : metre M.Ö. :Miladdan önce M.S. : Miladdan sonra S. : Sayı s. : Sayfa Ü. : Üniversite v.s. : ve saire v.b. : ve benzeri Yay. : yayınları y.y. : yüzyıl 6 ÖNSÖZ En eski sözlü ve yazılı anlatıma göre, Orta Asya’da başlayan bir doğuş hikâyesi ve üç kıtaya yayılan hızlı yükselişi ile Türk Tarihi Dünya Tarihine büyük ve tesirli imzalar atmış, Türk Türk’e yaslanarak değil destek vererek bir tarih yazmıştır. Türkün Orta Asya ile özdeşleşen tarihi Selçuklu ile Anadolu’nun kapılarına dayanmış, ardına kadar açılan kapılardan geçen ve adı bugün bilinen ya da bilinmeyen bütün Türkmen ve beyleri Anadolu’nun her karışına Türk damgasını vurmuştur. Nihayet tarih sahnesine tarihi devirlerin kahraman nesli Osmanlı çıkmış ve böylece asırlar süren Türk Tarihi zirveden hiç inmemiştir. Türk tarih sahnesinin önemli devirlerinden biri olan Beylikler devri ve asıl çalışma konumuz olan Candaroğulları dönemi Türkün bayrak yarışında önemli rol oynamış ve 170 yıla varan hükümranlığı ile Anadolu’nun kendine düşen payında, payına düşen görevi layıkıyla ve tarihine yaraşır şekilde yerine getirmiş ve Anadolu’nun Türkleşmesine büyük katkıda bulunmuştur. Candaroğulları Beyliği’nde İlmi Ve Kültürel Faaliyetler konulu araştırmamızda metod olarak tümdengelim yöntemini kullandık. Takip ettiğimiz metod gereği araştırmamızın giriş bölümünde Türklerin Orta Asya’dan başlayarak Anadolu’ya kadar uzanan serüveninden, Selçuklu ve Beylikler dönemi tarihinden bahsettik. Kısa bilgiler vererek geçtiğimiz Giriş’in ardından Birinci Bölüm’de Candaroğulları Beyliğinin tarih sahnesindeki yerleşim alanları olan Kastamonu ve Sinop şehirlerinin tarihi hakkında bilgiye yer verirken bölümün devamında Candaroğulları Beyliği’nin kuruluşu, yayıldığı coğrafi alanı, hükümdarlarından bahsederek beyliğin gelişimi, zayıflaması ve yıkılış dönemleri hakkında bilgi verdik. Bölümün sonunda ise İbn Batuta ve el-Ömeri’nin görüşlerine yer verdik. Araştırmamızın İkinci Bölümü’nde Beyliği’n teşkilatlanması, Türk kültür ve medeniyetine hizmetleri kapsamında devlet, askeri ve toprak teşkilatı, sosyal, ekonomik ve kültürel hayat tarzından bahsettik. Candaroğulları beyliğine ait eserlere, tasavvufi hayat ve imar faaliyetlerine de üçüncü bölümde yer verdik. Sonuç bölümüyle çalışmamızı nihayetlendirdik. Çalışmam boyunca her konuda benden yardımını esirgemeyen, bilgi ve tecrübelerinden faydalandığım, manevi teşvik ve desteğini gördüğüm hocam Yrd. Doç. Dr. Sıddık ÜNALAN’a saygılarımla teşekkür ederim. Fatma GÜRGÖZELER 7 GİRİŞ TÜRKLERİN ANAYURTTAN ANADOLU’YA GELİŞLERİ, CANDAROĞULLARI BEYLİĞİ’NE TESİRİ BAKIMINDAN ANADOLU’DA KURULAN TÜRK DEVLETLERİ A. TÜRKLERİN VATANI ORTA ASYA Kıtalar içinde her milletin muayyen sınırlı bir yeri vardır. Zaman zaman bu sınırlarda med ve cezirler olmuştur. Türkler ise çok eski zamanlardan beri böyle dar hudutlar içine sığamamış; dağlar, yaylalar aşmış, denizler geçmiş ve kıtalara yayılmıştır. Türkler, mütemadiyen hareket halinde olan bir millettir. Bu hareket kelimesini göçebeliğin icabı telakki etmek doğru olmaz. Asıl hareket onların ruhundadır. Dolayısıyla, Türkler, daima cihan tarihinin seyri üzerinde müessir olmuşlar, cesaretleriyle, temiz ahlaklarıyla, zeka ve faaliyetleriyle medeniyet sahasında büyük işler görmüşler ve münasebette bulundukları milletlerin hatıralarında ve tarihlerinde her vakit takdir ve hayranlık izleri bırakmışlardır.1 Batılı milletlerin ortaya çıkışlarından daha önce Türklük, dünyamızın en büyük sahnesini teşkil eden Eurosia’nın yani Asya’nın her çağında ve her köşesinde büyük rol oynamıştır. Çağımızın Rus tarihçileri Eurasia sözü ile yalnız Kuzey Asya’yı kastetmişlerdir. Hâlbuki Eurasia Avrupa’nın doğu, Asya’nın orta ve kuzey kesimlerini kaplayan, tarihi ve coğrafi birlik arz eden, kendine has yaşayış tarzı ile önem kazanan ve iki kıta arasında adeta üçüncü bir kıta teşkil eden çok geniş bir ülkedir.2 Türklerin anayurdu bahis konusu olunca pek çok fikir öne sürülmüştür. Bu fikirlerden biri de Altay kavimlerini medeni sahalara zaman zaman saldıran barbarlar olarak tanımlamış, onların yaşadıkları yerleri belirlerken de Orta Asya’da medeniyetlerin yaşamış ve yaşamakta olduğu yerlerden uzak ülkeleri adres göstermiştir. Bu fikri savunanlara göre Türk Moğol ve Mançu kavimleri grubuna “Altay” ismi verilmektedir. İlk olarak Wizdeman, Fin bilgini A. Costren ve Alman mongolist Schatt bu fikri ileri sürmüşlerdir. Macar H. Vembory ve Rus alimi N. Aristov’da bu fikri ispat 1 Zuhuri Danışman, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.1, İstanbul, 1964, s.6. 2 Laszio Rasonyı, Tarihte Türklük, Ankara 1971, s.1. 8 etmek yolunda çalışmışlardır. Viyanalı W.Tamaschak, Türklerin anayurdunu Baykal gölünün doğusunda aramış, İngiliz bilgini E.Perker ile Finlandiyalı mongolist ve Türkolog G.J. Romstedt ise bunu Uzak Doğuda Kingan Dağları çevresinde olduğunu ileri sürmüştür.3 Böylece Aryani kavimlerin menşei telakki olunan Batı ve Doğu Türkistan gibi sahalara Türkler asla yanaştırılmak istenmemiştir. Buna karşılık Macar Türkiyatçısı G. Nemeth, Türk anavatanını Altay dağları ve Urallar arasında Aral gölü mıntıkasında, yine Macar bilginlerinden G. Always, menkıbe ile destanlara ve Aryani kavimlerin ilk vatanı hakkında tatbikata dayanarak Türk anayurdunun Tiyanşan mıntıkasında olduğunu kabul ederler. İlk olarak Türklerin ve Moğolların mufassal tarihini yazan De Guignes’in ve Necip Üçok’un kabulüne ve doğruluk payı büyük olan görüşe göre Türk vatanı, Tiyanşan’ın batı ve kuzey yamaçları ile Aral gölü mıntıkasıdır. Viyanalı tarihi etnografya profesörü W.Koppers’te bu fikri paylaşmaktadır.4 Zuhuri Danışman’a göre, çok eski zamanlarda Türklerin asıl çıktıkları ve yaşadıkları yer hakkında kati bir bilgi edinmek güç ise de, Türklerin tarih sahasında rol oynamaya başladıkları yıllardaki hareketlerine ve yayılış şekillerine göre ilk vatanı Isık Gölü etrafındaki dağlar, yaylalar ve vadiler olduğunu söylemek, hakikati ifade etmek olur. Orta Asya yaylası Sibirya ovalarından Himalayalar’a, Ural nehrinden Balkaş gölüne, Hazar denizinden Çin’in Şensi eyaletine kadar uzanan çok geniş bir sahadır.5 B. YENİ TÜRK VATANINDA İSKÂN POLİTİKASI On birinci yüzyıl Türk tarihinin en mühim dönüm noktası olarak kabul edilir. Zira bu zamana gelinceye kadar Orta Asya’dan batıya doğru gelişen Türk fütuhat hareketi yedi yüzyıl boyunca hep Hazar ve Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırları takip ederek Tuna havzasına uzanmıştır. Ancak bu yüzyıldan itibaren Türklerin yeni anavatanı Anadolu’nun kapıları sonuna kadar açılmış ve tarih sahnesi yeni bir boyut kazanmıştır.6 Eski Türk kültüründe yer alan hükümdarlık anlayışına göre “kondurma” yani “iskân” uygulama ve anlayışı en eski devirlerden başlayarak Türk devlet ve 3 A.Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, C.I. İstanbul 1981, s.9. 4 Togan, a.g.e, C.I., s.9-10. 5 Danışman, a.g.e, C.I., s.9. 6 Mustafa Kafalı, “Anadolu’nun Fethi ve Türkleşmesi”, Türkler, C.IV, Ankara, 2002, s.177. 9 hükümdarlarının
Recommended publications
  • S.No Adi Soyadi Atama Sebebi Açiklama 1 Abdullah Azgin
    T.C KASTAMONU VALİLİĞİ Liste Tarihi: (İl Milli Eğitim Müdürlüğü) Liste Sayısı: ATAMA/YER DEĞİŞTİRME ONAY LİSTESİ S.NO ADI SOYADI ESKİ GÖREV YERİ VE ALANI YENİ ATANDIĞI GÖREV YERİ VE ALANI ATAMA SEBEBİ AÇIKLAMA İhtiyaç Fazlası Öğretmenler Sınıf Araç Şehit Ünsal Aksoy Sınıf 1 ABDULLAH AZGIN DADAY SELALMAZ İLKOKULU ARAÇ Yönetmeliğin 53.mad. Doğrultusunda Öğretmenliği İlkokulu Öğretmenliği 5442 SK. 8/c Mad.Göre İsteğe Bağlı İhtiyaç Fazlası Öğretmenler Sınıf Sınıf 2 AHMET ÇİFCİOĞLU MERKEZ KAYI İLKOKULU MERKEZ Darende İlkokulu Yönetmeliğin 53.mad. Doğrultusunda Öğretmenliği Öğretmenliği 5442 SK. 8/c Mad.Göre İsteğe Bağlı İhtiyaç Fazlası Öğretmenler Bilişim Prof. Dr. Saime İnal Savi Bilişim 3 AHMET MERAL MERKEZ KUZEYKENT ANADOLU LİSESİ MERKEZ Yönetmeliğin 53.mad. Doğrultusunda Teknolojileri Sosyal Bilimler Lisesi Teknolojileri 5442 SK. 8/c Mad.Göre İsteğe Bağlı İhtiyaç Fazlası Öğretmenler Sınıf Sınıf 4 AHMET MUHAMMET ORAK TOSYA YAVUZ SELİM İLKOKULU TOSYA Sekiler İlkokulu Yönetmeliğin 53.mad. Doğrultusunda Öğretmenliği Öğretmenliği 5442 SK. 8/c Mad.Göre İsteğe Bağlı İhtiyaç Fazlası Öğretmenler CİDE ANADOLU İMAM HATİP Hasan Rıza Paşa Mesleki 5 ARZU SOYLU CİDE Biyoloji TOSYA Biyoloji Yönetmeliğin 53.mad. Doğrultusunda LİSESİ ve Teknik Anadolu Lisesi 5442 SK. 8/c Mad.Göre İsteğe Bağlı İhtiyaç Fazlası Öğretmenler Kastamonu Kız Anadolu 6 AYHAN SEKİ MERKEZ AYTAÇ ERUZ ANADOLU LİSESİ Biyoloji MERKEZ Biyoloji Yönetmeliğin 53.mad. Doğrultusunda İmam Hatip Lisesi 5442 SK. 8/c Mad.Göre İsteğe Bağlı İhtiyaç Fazlası Öğretmenler Sınıf Sınıf 7 AYKUT TÜRÜT İNEBOLU YUKARI İLKOKULU İNEBOLU 9 Haziran İlkokulu Yönetmeliğin 53.mad. Doğrultusunda Öğretmenliği Öğretmenliği 5442 SK. 8/c Mad.Göre İsteğe Bağlı İhtiyaç Fazlası Öğretmenler Okul Öncesi Vilayetler Hizmet Birliği Okul Öncesi 8 AYNUR GENÇERİ İNEBOLU ATATÜRK ORTAOKULU MERKEZ Yönetmeliğin 53.mad.
    [Show full text]
  • Mongol Aristocrats and Beyliks in Anatolia
    MONGOL ARISTOCRATS AND BEYLIKS IN ANATOLIA. A STUDY OF ASTARĀBĀDĪ’S BAZM VA RAZM* Jürgen Paul Martin-Luther-Universität Halle-Wittenberg Abstract This paper is about beyliks – political entities that include at least one town (or a major fortress or both), its agricultural hinterland and a (large) amounts of pasture. It is also about Mongols in Anatolia in the beylik period (in particular the second half of the 14th century) and their leading families some of whom are presented in detail. The paper argues that the Eretna sultanate, the Mongol successor state in Anatolia, underwent a drawn-out fission process which resulted in a number of beyliks. Out of this number, at least one beylik had Mongol leaders. Besides, the paper argues that Mongols and their leading families were much more important in this period than had earlier been assumed. arge parts of Anatolia came under Mongol rule earlier than western Iran. The Mongols had won a resounding victory over the Rum L Seljuqs at Köse Dağ in 1243, and Mongols then started occupying winter and summer pastures in Central and Eastern Anatolia, pushing the Turks and Türkmens to the West and towards the coastal mountain ranges. Later, Mongol Anatolia became part of the Ilkhanate, and this province was one of the focal points of Ilkhanid politics and intrigues.1 The first troops, allegedly three tümens, had already been dispatched to Anatolia by ———— * Research for this paper was conducted in the framework of Sonderforschungsbereich 586 (“Differenz und Integration”, see www.nomadsed.de), hosted by the universities at Halle-Wittenberg and Leipzig and funded by Deutsche Forschungsgemeinschaft.
    [Show full text]
  • T.C. Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dali
    T.C. KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) İlknur GÜNDOĞDU DANIŞMAN Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU KASTAMONU 2018 T.C. KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ İlknur GÜNDOĞDU Danışman Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU Jüri Üyesi Prof. Dr. İlhan ERDEM Jüri Üyesi Doç. Dr. Namıq MUSALI KASTAMONU – 2018 iv ÖZET Yüksek Lisans Tezi ANADOLU BEYLİKLERİNDE KADIN’IN SİYASİ VE SOSYAL ROLÜ İlknur GÜNDOĞDU Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU Türk tarihi boyunca kadın; her daim hayatın başlangıcı, yönetiminde hâkimiyetin ortağı olarak değerlendirilmiş ve bu konuda ikinci plana atılmamıştır. Kadın; yeri geldiğinde şefkatli ana oluş, yeri geldiğinde ise; eline kılıç alıp, atına binip, cesurca erlerle birlikte savaşmaktan geri kalmamıştır. Eri ile neredeyse aynı haklara sahip olan Türk kadınına verilen değer abidelerde, yazıtlarda ve destanlarda kendini göstermiştir. Her daim bir otoriteye dâhil olan kadın, siyasi ve sosyal haklarını uzun bir süre korumayı başarmıştır. Türk kadını; Anadolu coğrafyasına ayak basmasından itibaren, var olan ve sonradan var olacak gerek ekonomik, gerekse siyasi hadiseler neticesinde Türkiye Selçuklu Devletinin yıkılışına kadar bir nebze geri planda kalmıştır. Anadolu Beylikleri’nde, Türk kadını eski haklarını ve özgürlüklerini geri almayı başarmıştır. Yeni oluşan siyasi otoriteler arasında yer bulmuştur. Öyle ki yönetime doğrudan katılarak bir bölgenin sorumluluğunu, yani valiliğini üstlenmiştir. Hatunlar bağlı bulundukları siyasal otoritenin hâkimiyetlerini ve devamlılığını sürdürmek için birçok siyasi evliliğe de imza atmış oldukları görülmektedir. Bu evlilikler doğrultusunda iki siyasal güç arasında denge unsuru oluşturmuşlardır. Türk kadınının siyasi varlıkları bunlarla sınırlı kalmamıştır.
    [Show full text]
  • Kastamonu İli Tabanidae (Insecta: Diptera) Faunası'na Katkılar1
    Kastamonu Üni., Orman Fakültesi Dergisi, 2011, 11 (1): 1 - 8 Kastamonu Univ., Journal of Forestry Faculty Kastamonu İli Tabanidae (Insecta: Diptera) Faunası’na Katkılar 1 A.Yavuz KILIÇ, Ferhat ALTUNSOY Anadolu Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Eski şehir *Sorumlu Yazar: [email protected] Geli ş Tarihi: 23.03.2010 Özet Kastamonu Đli ve çevresinde 1999, 2000 ve 2001 yıllarında Tabanidae (Diptera) eğinlerinin aktivite dönemlerinde 35 tür tespit edilmi ştir. Bunlardan 32’si; Nemorius vitripennis (Meig. 1820), Chrysops caecutiens (L. 1761), C. flavipes Meig. 1804, Atylotus flavoguttatus, (Szi., 1915), A. loewianus (Vill., 1920), Tabanus armeniacus Kröb. 1928, T. autumnalis Lw. 1858, T. briani Lecl. 1962, T. bromius L. 1761, T. cordiger Meig. 1820, T. exclusus Pand. 1883, T. fraseri Aus. 1925, T. glaucopis, Meig. 1936, T. leleani Aus. 1920, T. lunatus Fab. 1794, T. maculicornis Zett., 1842, T. miki Brauer 1880, T. oppugnator Aust. 1925, T. portschinskii Ols. 1937, T. regularis Jaenn., 1866, T. rupium Brauer 1880, T. spodopterus Meig. 1820, T. tergestinus Egg. 1859 , T. tinctus Walk. 1850, T. unifasciatus Lw. 1858, Haematopota grandis Macq. 1834, H. italica Meig. 1804, H. longantennata Ols. 1937, H. ocelligera Kröb. 1922, H. pandazisi (Kröb., 1936), H. pluvialis (L., 1761) ve H. subcylindrica Pand. 1883, il çevresinden ilk kez bildirilmektedir. Anahtar Kelimeler : Tabanidae, Diptera, Fauna, Kastamonu, Türkiye Contribution to Tabanidae (Insecta:Diptera) Fauna of Kastamonu Province Abstract In this study, 35 Tabanidae species were determinated in adult activity period in the years 1999, 2000 and 2001 in Kastamonu province. These are Nemorius vitripennis (Meig. 1820), Chrysops caecutiens (L. 1761), C. flavipes Meig. 1804, Atylotus flavoguttatus, (Szi., 1915), A.
    [Show full text]
  • The Arsenite Schism and the Babai Rebellion: Two Case Studies
    THE ARSENITE SCHISM AND THE BABAI REBELLION: TWO CASE STUDIES IN CENTER-PERIPHERY RELATIONS by Hüsamettin ŞİMŞİR Submitted to the Institute of Social Sciences in partial fulfillment of the requirements for the degree of Master of Arts in History Sabancı University June 2018 © Hüsamettin Şimşir 2018 All Rights Reserved ABSTRACT THE ARSENITE SCHISM AND THE BABAI REBELLION: TWO CASE STUDIES IN CENTER-PERIPHERY RELATIONS Hüsamettin Şimşir M.A Thesis, June 2018 Thesis Supervisor: Dr. Fac. Member Ferenc Péter Csirkés This thesis aims to present an analysis of the interaction between Christians and Muslims in the west of Asia Minor at the end of the 13th and the beginning of the 14th centuries after two religious-social movements in the Byzantine and the Rum Seljuk Empires, the Arsenite Schism and the Babai Rebellion. After the unsuccessful rebellion of the Babais, antinomian dervishes who had migrated to the west of Asia Minor because of a heavy oppression as well as inquisition by the state and had a different religious belief apart from the mainstream religious understanding of the center initiated missionary activities in the regions along the Byzantine border. Accordingly, these dervishes had joined the military activities of the Turcoman chieftains against the Byzantines and interacted with the local Christian population and religious figures. As a result of this religious interaction, messianic and ascetic beliefs were increasingly present among the Greek-speaking population as well as spiritual leaders of western Anatolia. Since such interfaith and cross- cultural interaction had a considerable impact on the course of all these events, this thesis focuses on them to create a better understanding of the appearance of the Hesychasm in the Byzantine spiritual environment in the later period.
    [Show full text]
  • Milli Mücadele Döneminde Mehmet Akif Ve Islamcilik*
    Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 9/12 Fall 2014, p. 563-572, ANKARA-TURKEY MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE MEHMET AKİF VE İSLAMCILIK* Emin OBA** Dinçer ÖZTÜRK** Hulisi GÜRBÜZ** ÖZET Mehmet Akif Ersoy edebi kişiliği, ahlakı ve yaşam tarzı ile örnek bir insan modelidir. İstiklal Marşı şairi olarak da bilinen Akif, Türk halkının gönlünde taht kurmuştur. Sadece Türkiye’deki Türklerin değil, diğer coğrafyalarda yaşayan Türklerinde gönlünü fethetmiş, sevgisini kazanmıştır. Çalışmamızda, Mehmet Akif’in İslamcılık fikirleri ve faaliyetleri hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Akif’in İslamcılık fikri için yaptıklarına değinilmiştir. Onun İslamcılık anlayışı ve beklentilerinin neler olduğu ve bu beklentileri gerçekleştirmek için yaptığı çalışmalar dikkate alınmıştır. Akif halkı, Asr-ı Saadet zamanındaki İslam yaşamı gibi, bir hayatın yaşanması gerektiği fikrini savunmuştur. Bunu vaazlarında dile getirmiştir. Burada Akif’in daha çok Anadolu’da verdiği vaazlara dikkat çekilmek istenmiştir (Kastamonu Nasrullah Camii Vaazı, Balıkesir Zağanos Paşa Camii Vaazı gibi). Mehmet Akif’in Milli Mücadele’deki faaliyetleri ve fikirleri verilmeye çalışılmıştır. Akif, Müslüman toplumların, Gayr-ı Müslim toplumların boyunduruğu altında yaşayamayacağı fikrini savunmuştur. Osmanlı devletinin yıkılma sürecine girmesinden dolayı, imparatorluğun bünyesinde yaşayan devletlerin kendi kaderinin tayin etmesi gerektiği fikrini savunarak, Milli Mücadeleye her alanda destek vermiştir. Bu doğrultuda Anadolu’nun çeşitli yerlerinde vaazlar vermiş, halkın milli mücadeleye destek vermelerini istemiştir. Ayrıca, çalışmamızda Akif’in Sebilü’r-reşad ve Sırat-ı Müstakim’deki konumu hakkında bilgilere de yer verilmiştir. Akif, bu mecmualar aracılığıyla Milli Mücadeleyi eserleriyle desteklemiştir. Akif’in siyasi yönü üzerinde de durulmuştur. O siyasetin her türlüsünden kaçınmıştır, daha ileri giderek siyaset kelimesinden bile uzak durmuştur. Siyasetten Allah’a sığınmıştır.
    [Show full text]
  • Phd 15.04.27 Versie 3
    Promotor Prof. dr. Jan Dumolyn Vakgroep Geschiedenis Decaan Prof. dr. Marc Boone Rector Prof. dr. Anne De Paepe Nederlandse vertaling: Een Spiegel voor de Sultan. Staatsideologie in de Vroeg Osmaanse Kronieken, 1300-1453 Kaftinformatie: Miniature of Sultan Orhan Gazi in conversation with the scholar Molla Alâeddin. In: the Şakayıku’n-Nu’mâniyye, by Taşköprülüzâde. Source: Topkapı Palace Museum, H1263, folio 12b. Faculteit Letteren & Wijsbegeerte Hilmi Kaçar A Mirror for the Sultan State Ideology in the Early Ottoman Chronicles, 1300- 1453 Proefschrift voorgelegd tot het behalen van de graad van Doctor in de Geschiedenis 2015 Acknowledgements This PhD thesis is a dream come true for me. Ottoman history is not only the field of my research. It became a passion. I am indebted to Prof. Dr. Jan Dumolyn, my supervisor, who has given me the opportunity to take on this extremely interesting journey. And not only that. He has also given me moral support and methodological guidance throughout the whole process. The frequent meetings to discuss the thesis were at times somewhat like a wrestling match, but they have always been inspiring and stimulating. I also want to thank Prof. Dr. Suraiya Faroqhi and Prof. Dr. Jo Vansteenbergen, for their expert suggestions. My colleagues of the History Department have also been supportive by letting me share my ideas in development during research meetings at the department, lunches and visits to the pub. I would also like to sincerely thank the scholars who shared their ideas and expertise with me: Dimitris Kastritsis, Feridun Emecen, David Wrisley, Güneş Işıksel, Deborah Boucayannis, Kadir Dede, Kristof d’Hulster, Xavier Baecke and many others.
    [Show full text]
  • Turkomans Between Two Empires
    TURKOMANS BETWEEN TWO EMPIRES: THE ORIGINS OF THE QIZILBASH IDENTITY IN ANATOLIA (1447-1514) A Ph.D. Dissertation by RIZA YILDIRIM Department of History Bilkent University Ankara February 2008 To Sufis of Lāhijan TURKOMANS BETWEEN TWO EMPIRES: THE ORIGINS OF THE QIZILBASH IDENTITY IN ANATOLIA (1447-1514) The Institute of Economics and Social Sciences of Bilkent University by RIZA YILDIRIM In Partial Fulfillment of the Requirements for the Degree of DOCTOR OF PHILOSOPHY in THE DEPARTMENT OF HISTORY BILKENT UNIVERSITY ANKARA February 2008 I certify that I have read this thesis and have found that it is fully adequate, in scope and in quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy in History. …………………….. Assist. Prof. Oktay Özel Supervisor I certify that I have read this thesis and have found that it is fully adequate, in scope and in quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy in History. …………………….. Prof. Dr. Halil Đnalcık Examining Committee Member I certify that I have read this thesis and have found that it is fully adequate, in scope and in quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy in History. …………………….. Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak Examining Committee Member I certify that I have read this thesis and have found that it is fully adequate, in scope and in quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy in History. …………………….. Assist. Prof. Evgeni Radushev Examining Committee Member I certify that I have read this thesis and have found that it is fully adequate, in scope and in quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy in History.
    [Show full text]
  • Yûnus Emre Kitabi | 1
    YÛNUS EMRE KİTABI | 1 “Yûnus der eşkere nihân” YÛNUS EMRE KİTABI 2 | YÛNUS EMRE KİTABI T.C AKSARAY VALİLİĞİ İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ KÜLTÜR YAYINLARI - 15 YAYIN KOMİSYONU Mustafa DOĞAN: İl Kültür ve Turizm Müdürü Mümin BERK: Müdür Yardımcısı Mahmut YILMAZ: Şube Müdürü Çağatay VAN: İl Halk Kütüphanesi Müdürü Ebru SERT: Folklor Araştırmacısı EDİTÖR: Orhan Kemâl TAVUKÇU KAPAK TASARIM: Ömer OK/Ar-Ge Sorumlusu BASKI: Akçağ Yayınevi Tuna Cad. No:8/1 Kızılay/Ankara 1. Baskı Aralık 2017 Kitapta yer alan yazıların bilimsel sorumluluğu yazarlarına aittir. ISBN : 978-605-149-932-1 Kültür Bakanlığı Sertifika No: 11382 Aksaray Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Taşpazar Mah. Kadıoğlu Sok. No:1 68100 AKSARAY Tel: 0 382 213 24 74 Fax: 0 382 212 35 63 e-mail: [email protected] www.aksaraykulturturizm.com Bu yayın Aksaray Valiliği Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından bastırılmıştır. Kitabın, telif ve dağıtım hakları İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne aittir. YÛNUS EMRE KİTABI | 3 “Yûnus der eşkere nihân” YÛNUS EMRE KİTABI Editör Prof. Dr. Orhan Kemâl Tavukçu 4 | YÛNUS EMRE KİTABI YÛNUS EMRE KİTABI | 5 İÇİNDEKİLER TAKDİM ........................................................................................................................... 7 Aykut PEKMEZ Aksaray Valisi TAKDİM ........................................................................................................................... 9 Haluk Şahin YAZGI Aksaray Belediye Başkanı TAKDİM .........................................................................................................................
    [Show full text]
  • 1. Mekânsal Gelişme
    1. Mekânsal Gelişme Plan dönemi sonu olan 2023 yılına kadar Bölgenin ciddi yapısal dönüşümler yaşayacağı ve gelişme eksenlerinin farklı yönlere kayacağı öngörülmektedir. Hâlihazırda ağırlıklı olarak il merkezleri, Tosya, Boyabat ve Şabanözü gibi endüstriyel olarak gelişmiş ilçeler etrafında şekillenen sosyoekonomik yapı (Bkz. Harita 1) yerini 2023 yılında daha dengeli bir kademelenmeye bırakacaktır (Bkz. Harita 2). Sektörel kademelenmede mevcut durum niceliksel ve niteliksel analizlere dayanmaktadır. İlçelerin ilgili sektörlerindeki bölgesel durumu mevcut veriler ile analiz edilerek; saha çalışmaları, yüz yüze görüşmeler ve anketler yoluyla elde edilen bilgiler ile sentezlenmiştir. Bu sentez sonucunda mevcut kademelenme oluşturulmuş olup; 2023 sektörel kademelenmesi ise bölgesel politikalar doğrultusunda planlanan kademeleri göstermektedir. Bölgesel politikaların etkin biçimde uygulanmasıyla birlikte Bölgedeki tüm yerleşmeler gelişecek ve bazı yerleşmelerin gelişme hızı bölgesel ortalamanın üzerinde seyrederek bölge içi gelişmişlik farklarını azaltıcı etki yaratacaktır. Bu durum il merkezleri üzerinde ekolojik baskıyı azaltacak hem bölge içi hem de bölgeler arası fonksiyonel ilişkiler artacaktır. Harita 1: Sektörel Kademelenme 2013 TR82 Bölgesi Kastamonu | Çankırı | Sinop www.kuzka.gov.tr Harita 2: Sektörel Kademelenme 2023 Özellikle ulaşım alanında devam eden büyük ölçekli yatırımlarının tamamlanması ile birlikte Bölgede 4 farklı kademede merkezler oluşacağı öngörülmektedir. İl merkezleri birincil konumlarını korurken Tosya, İnebolu, Boyabat, Gerze, Ayancık ve Kurşunlu – Çerkeş merkezli bölgeler ikinci kademede olacaklar ve birinci kademe merkezlere yakınsayacaklardır. İl merkezleri önemli birer hizmet merkezi olarak gelişecek ve çevre illerin sağladığı birçok kaliteli hizmeti sağlar konuma geleceklerdir. Kastamonu Merkez, sanayi, hayvancılık, üniversite, turizm ve diğer hizmet sektörleri ile büyürken, Sinop Merkez’de lider sektörler eğitim ve turizm olacaktır. Çankırı Merkez ise hem tarımsal üretim hem de sınai üretimde önemli bir merkez haline gelecektir.
    [Show full text]
  • Investigation of Structural and Architectural Properties of Historical Kastamonu Houses
    IOSR Journal of Engineering (IOSRJEN) www.iosrjen.org ISSN (e): 2250-3021, ISSN (p): 2278-8719 Vol. 07, Issue 12 (December. 2017), ||V1|| PP 69-73 Investigation Of Structural And Architectural Properties Of Historical Kastamonu Houses Ahmet Gökdemir1,Can Demirel2 1(Gazi University Faculty of Technology Department of Civil Engineering,Ankara /Turkey) 2(Kırklareli University, Pınarhisar Vocational School, Construction Department, Kırklareli /Turkey) Corresponding Author: Can Demirel2 Abstract: The destruction and desolation of historical environment is important not only in the architectural terms but also in cultural and historical values. Kastamonu, the city rich in historical and cultural heritage, is one of the most important settlements of the traditional Turkish house and of the near-term Ottoman architecture. In this study, the architectural and structural features of the Historical Kastamonu Houses are examined and the causes of damage to houses are mentioned in the light of this information. Keywords: - Kastamonu Houses, architectural, historical, cultural. --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Date of Submission: 15-12-2017 Date of acceptance: 30-12-2017 --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- I. INTRODUCTION Traditional Turkish houses have undergone major developments in time and in regions distinct in terms of climate, nature and culture, and this has brought different house types. On the other hand, all traditional houses are made up of certain cultural values. When the architectural design and details of traditional Turkish houses are examined, it is seen that all designs and solutions serve a certain purpose and have a certain benefit. In particular, the concept of privacy developed through the transition to settled life and acceptance of Islam; played an important role in the formation of traditional Turkish houses.
    [Show full text]
  • Şenpazar İlçe Analizi 1.735 KB / .Pdf
    T.C. KUZEY ANADOLU KALKINMA AJANSI ŞENPAZAR İLÇE ANALİZİ HAZIRLAYAN EMİNE MERVE KESER Planlama, Programlama ve Stratejik Araştırmalar Birimi Uzman Temmuz, 2013 i i Yönetici Özeti 2014 – 2018 Bölge Planına altlık teşkil edecek olan ilçe analizleri, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı Planlama, Programlama ve Stratejik Araştırmalar Birimi tarafından 2012 yılında hazırlanmıştır. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın sorumluluk alanına giren TR82 Düzey 2 Bölgesi; Kastamonu, Çankırı ve Sinop illerinden müteşekkil olup, illerde sırasıyla (merkez ilçeler dâhil) 20, 12 ve 9 ilçe olmak üzere toplam 41 ilçe bulunmaktadır. Her bir ilçenin sosyal, ekonomik, kültürel ve mekansal olarak incelendiği ilçe analizleri, mikro düzeyli raporlardır. Analizin ilk 5 bölümü ilçedeki mevcut durumu yansıtmaktadır. Mevcut durum analizinden sonra ilgili ilçede düzenlenen “İlçe Odak Grup Toplantıları”yla, ampirik bulgular, ilçenin ileri gelen yöneticileri, iş adamları ve yerel inisiyatifleriyle tartışılarak analizin 6. Bölümünde bulunan ilçe stratejileri oluşturulmuştur. İlçe analizleri; İl Müdürlükleri, Kaymakamlıklar, Üniversiteler, Ticaret ve Sanayi Odaları, Türkiye İstatistik Kurumu ve Defterdarlıklardan alınan verilerle oluşturulduğundan, ilçeleri tanıtmanın yanında yatırımcılar için de aslında birer «Yatırım Ortamı Kılavuzu» olma özelliğini taşımaktadır. Şenpazar, Kastamonu ilinin kuzeybatısında, Karadeniz Bölgesi'nin Batı Karadeniz bölümünde yer almaktadır. Kastamonu il merkezine 100 km mesafede olup, Karadeniz'e uzaklığı 37 km’dir. İlçe Kuzeyde Cide, Güneyde Azdavay, Kuzeydoğuda Doğanyurt ilçeleri tarafından çevrilmiştir. Şenpazar, 1954 yılında nahiye olmuş, 1974 yılında Belediye teşkilatı kurulmuş olup; 1987 yılının Mayıs ayında ise ilçe olmasına karar verilmiştir. 1990 yılı nüfus sayımında 8.950 (2.887 Şehir - 6.063 Köy) olarak belirlenen ilçe nüfusu yıllar içerisinde her geçen sene göç vererek 2011 ADNKS verilerine göre 5.148’e ulaşmıştır. İlçe nüfusunun %31,55’i merkezde yaşarken, %68,45’i köylerde yaşamaktadır.
    [Show full text]