10TL

EYLÜL 2016 59. SAYI

57775777 YahudiYahudi TakvimiTakvimi veve RRoşoş AAşanaşana

LeonardLeonard VAKIFLIVAKIFLI CohenCohen veve KÖYÜ’NDEKÖYÜ’NDE "Hoşça"Hoşça KKalal 1212 bbinin Marianne"Marianne" yıllıkyıllık şölenşölen

Cennetten ElieElie Bir Köşe BARBADOSBARBADOS WieselWiesel HocalarınHocaların HocasıHocası Bir yaşamın anlam kazanması Prof.Prof. Dr.Dr. HalilHalil (1928(1928-2016)2016) İnalcık’aİnalcık’a VVedaeda

UNESCOUNESCO TelevizyonTelevizyon BarışBarış SanatçısıSanatçısı GurusuGurusu

KUDSKUDSİ EERGUNERRGUNER İZZETİZZET PPİNTOİNTO1 2 3 ŞALOM Editörden... SevgiliSe Okur, GGeçtiğimiz yazın en başlarında bir gündü. UUzunz sayılacak bir mesafede, İstanbul-Bodrum ggüzergâhında, hız sınırlarının biraz üzerinde de Gözlem Gazetecilik Basın oolsa, arabamla ilerliyordum, üç şeritli bir yolda. ve Yayın A.Ş. adına AAnsızın, yolun tam ortasında, kendi varoluş İmtiyaz Sahibi ssınırlarının elverdiği sürat ve şekilde - ama ta- Av. Yakup Barokas mmamen vasıtaların ters yönünde ilerleyen ko- ccaman bir kaplumbağayı teğet geçtim, ara- Genel Yayın Yönetmeni bbamla. İvo Molinas ŞŞalom Dergi’nin bu köşesindeki ilk yazıda, dduygularımı okurlarımızla paylaşırken, kendi- Sorumlu Yazı İşleri Müdürü mi aynen o kocaman kaplumbağaya benze- Işık Sivil Karakoç tiyorum, heyhat! Hayat çevremizde bambaşka istikametlerde Editör ve Yan Yayınlar hızla geçip - ilerleyip dururken, bildiğimiz ve Koordinatörü seçtiğimiz yoldan, kimi kez çoğunluğun tersi- Suzan Nana Tarablus ne de olsa, yavaş-yavaş ilerlerken… Sanırım varabileceklerimiz her zaman önü- Reklam Planlama müzde. Koordinatörü Ama… Nasıl? Nereye? Ne zaman? Kiminle? İsak Behar Farkı yaratan da işte bu soruların yanıtları! Doğrusu yaşam şimdiler gibi bazen hayli kasvetli… Sayfa Tasarımı Lâkin her şeye rağmen hayallerimiz, özlemlerimiz, beklentilerimiz, umutlarımız ve bir Bella Parlakşimşek dolu yapılacak işlerimiz var. Yaşamın ta kendisi ise, kapkaranlık bir geçitte ilerlerken, Semra Öner tünelin ucunda titrek de olsa o mum ışığını fark edebilmektir, kanımca. İlknur Hersek Dergi’nin yaratılmasında ve yıllar içinde bugünkü kıvamına kavuşmasında, ayrıca bu Eylül sayısının büyük bölümünde, Nelly Barokas’ın emeği ve katkısı çok büyük. Kapak Tasarımı Sadece manen de olsa onun hep yanımızda olacağını, adımlamalarımızı takip Bella Parlakşimşek edeceğini biliyorum. “Çıta”… Veya “bayrak” gibi kapasitemi aşabilecek söylemlere girişmeyeceğim. Yazı Kurulu Şimdilik, bu köşenin sahnesinde olsam da, kuliste beni tamamlayan Gila Erbeş’in Gila Erbeş ortaklığında, yazar ekibimizle birlikte size renkli, farklı, keyifli sayfalar sunmayı he- Dalia Maya deflerken… Tuna Saylağ Bizi okuyun. Bizi okutun. Bizi aydınlatın. Konu ne olursa olsun, istekleriniz, eleştirileriniz veya takdirleriniz bize ışık tutacak, güç Suzan Nana Tarablus kazandıracak ve işte ancak o zaman dileğimiz gerçeğe dönüşecektir. Bu satırların arasından Nelly’i sevgiyle selâmlıyorum. [email protected] Yönetim Yeri Kaplumbağaların hedeflerine, çok yavaş olsa da, güzergâhlarını şaşırmadan her za- Atiye Sok. Polar Apt. 12/6 man ulaştıklarına dair inancımı taşımayı sürdürürken… Teşvikiye - İstanbul T: (0212) 231 92 82 - 240 41 44 Sevgilerimle, F: (0212) 231 92 83 SSuzanuzan NNanaana TTARABLUSARABLUS www.salomdergi.com Basıldığı Yer ÇİZGİ DIŞI Gezegen Basım Ltd. Şti İRVİN MANDEL Yüz Yıl Mahallesi, Matbaacılar Sitesi, 2. Cadde, No: 202/A Bağcılar - İstanbul T: (0212) 325 71 25 www.gezegenbasim.com.tr

Yayın Türü Yaygın - Süreli

Seçkin kitapçılarda satılmaktadır.

ŞALOM GAZETESİ’NİN EKİDİR ABONELERE ÜCRETSİZDİR 4 5 DOSYASI 58 KÜLTÜR 12-182 18 Vakıflı Ermeni Elie Wiesel - köyünde 12 bin “Ve Dünya yıllık bir şölen Suskun Durdu” ya da “GECE”… “Benim içindekiler Yahudilerim nerede?” 8 KİM NASIL NEREDE? Jane Fonda’nın yüzüğü Papa Francis satışa çıkacak Auschwitz’deydi 20 SERGİ Yirminci Yüzyılın Sesi: Davud’un Yıldızları 26 23 GELENEK Roş Aşana 5777 PORTRE Televizyon 42 HABER UNESCO Dünya Miras Komitesi 40. Gurusu Toplantısı İzzet Pinto 48 GÜNDEM Leonard Cohen “Hoşça Kal Marianne” 50 VEDA Prof. Dr. Halil İnalcık’a veda ettik 6 BM’nin Yeni Genel 54 ZİYARET Orda bir köy var, Şirince’de, O köy Sekreteri Bir Kadın Matematik Köyü’dür 56 ETKİNLİK Engelsiz İzmir 2016 Uluslararası 44 SÖYLEŞİ Kongresi 'UNESCO Barış Sanatçısı’ Kudsi Erguner 60 TEKNOLOJİ Engie aracınızdaki arızayı teşhis ediyor 64 BİRİKİMLER Ah şu geveze martılar 68 TARİH Cumhuriyet’in ilk yıllarında kadın modası, balolar & güzellik yarışmaları 74 BİR YAZAR - BİR KİTAP Italo Calvino’dan “Görünmez Kentler” 68 78 SEYAHAT TUTKUSU Yunan Adaları - 3 84 GURME Bir oteli tersinden anlamak… 86 SANAT Dinler ve kültürlerarası güçlü bir şifacı: Müzik 90 AYIN BURCU Kusursuzsanız Başak’sınız… 91 FESTİVAL ‘Albüm’ filmi Cannes ve Kudüs’ten sonra Saraybosna’dan da ödülle döndü 92 SİNEMA Dünya Sinemaları 40 - Macar 34 Sineması 4 GEZİ 96 Barbados SANAT AJANDASI Sezona hızlı bir giriş 6 yaparken… שנה טובה ומתוקה

Amerikan Hastanesi olarak Roş Aşana Bayramı'nızı en içten dileklerimizle kutlar; size ve tüm ailenize mutluluklar getirmesini dileriz.

7 KİM, NEREDE, NASIL? Nelly BAROKAS EESTERSTER RRADAADA 2016 RİO OOLLİMMPPİYYATLARINDAATLARINDA SSAHNEAHNE AALDILDI Ethio-caz, funk, soul ve R&B’nin benzer- siz füzyonu ile İsrail Caz’ının yeni kraliçesi kabukabulul edilen Ester Rada’nın ilk keeşfi InDNegev Festivali’nde oldu. 2013 yılında kendi yayyazdığı “Life Happens” solo aalbümü ile büyük beğeni TTALALİHHSSİZ KAZANINKAZANIN kkazanda ı. Etiyopyalı Yahudi bbirir aileninaile kızı olarak İsrail’de KKURBANIURBANI OLDUOLDU ddünyayaünyaya ggelenel Ester Rada Amerika, Uzay Yolu filminin genç yıldızı AntonAnton KanaKanadada ve Avrupa’Avrupa’yyı içeren turnesi boyunca Yelchin, çalışır vaziyette bıraktığı JeeJeepp GGlastonburylastonbury FestFestivaliivi gibi pek çok önem- Grand Cherokee’nin geri kaymasması li ffestivaldeestivalde sasahnehnne aldı. Sesinin Aretha sonucu, bahçe kapısıyla 2.5 tonlukukk araç FFranklin’leranklin’le olan bbenzerlie ği ile müzikse- arasında kalarak hayatını kaybetti.tti. 27 ververlerileri ooldukçaldukça şaşırrtan genç şarkıcı 20. yaşındaki Yelchin’in çocuk yaşttaa yer yüyüzyzyıl müzmüziiğini etetkileyenkil Nina Simone aldığı Steven Spielberg yapımı “Taken”Taken” ve Ella Fitzgerald ggibi kendi çağının dizisi oyuncunun kariyerinde dönümönnüm kkarizmatikarizmatik sesseslerindenlerini sayılıyor. noktası olmuştu.

RROSENKRANTZOSENKRANTZ YYÜKSEKÜKSEK MMAHKEMEAHKEME BABAŞKANIKANI Buenos Aires’li 57 yaşındaki hukukçu ve dev- let başkanlığı danışmanı Carlos Rosenkrantz Arjantin Yüksek Mahkemesi başkanlığı göre- vine gelen ilk Yahudi oldu. Devlet Başkanı Mauricio Macri tarafından bu göreve atanan Rosenkrantz kendini Polonya kökenli Yahudi bir baba ile Katolik bir annenin oğlu olarak tanımlıyor. 1990’dan beri Buenos Aires üni- versitesinde öğretim üyeliği yapan Carlos Rosenkrantz, “Yüksek Mahkemeye kültürel zenginlik getireceğimi düşünüyorum” dedi.

EEVLVLİLİKLERKLERİ SSALLANIYORALLANIYOR ‘ANTHROPOID’‘ANTHROPOID’ Boşanmak üzere harekete geçen Jennifer SS Generali Reinhard Heydrich'e Garner ile Ben Affleck çiftinin boşanma düzenlenen suikast operasyonu kararını şimdilik askıya aldıkları belirtildi. Anthropoid'i konu alan film tarihi gerçeklere dayanıyor. Gerçek bir Violet, Seraphina ve Samuel adlı üç hikâyeden uyarlanan filmde Hitler'in çocuk sahibi olan ünlü çift geçtiğimiz yıl 3. adamı olan Heydrich, Nihai Çözüm boşanacaklarını duyurmalarına rağmen projesinin mimarı olarak tarihin en büyük halen aynı evi paylaşıyorlar. Çiftin bir utançlarından birine ön ayak olurken bir yakınlarının US Weekly dergisine verdiği yandan da sürgündeki Çekoslavakyalı Anthony Frewin tarafından yazıldı. Filmin başrollerinde Jamie Dornan, Harry Lloyd, bilgiye göre Jennifer hala eşini çok seviyor, askerlerin hedefi haline geliyor. Yönetmen koltuğunda Sean Ellis'in Toby Jones, Charlotte Le Bon ve Bill Milner Ben ise Jennifer’siz hayatın anlamsız oturduğu filmin senaryosu da Ellis ve yer alıyor. olduğunu düşünüyor. 8 DDIAZIAZ İLLEE MMADDEN’ADDEN’İN MMUTLUUTLU BİRRLLİKKTELTELİĞİİĞİ

18 aylık evli olan 43 yaşındaki Cameron Diaz ile 37 yaşındaki rock müziği sanat- çısı Benji Madden’in mutlu oldukları her hallerinden görü- lüyor. Benji’nin ikizi Joel’in eşi Nicole Richie’nin aracılığı FFIRSTIRST LLADYADY GGÜNDEMEÜNDEME GGELDELDİ ile 2014’de tanışan Mücevher tasarımcısı işkadını Dorrit Moussaieff, Devlet ikili o günden beri Başkanı Olafur Ragnar Grimsson ile 2003’te yaşamını birleş- hiç ayrılmadı.Ünlü tirdiğinden beri İzlanda’nın fırst lady’si olmayı sürdürüyor. çiftin yedi aylık Buharalı çok zengin bir Yahudi ailesinin kızı olarak Kudüs’te birlikteliklerinin dünyaya gelen Dorrit Moussaieff aynı zamanda ünlü din ardından 2015’in adamı Rabbi Shlomo Moussaieff’in de torunu. The Guardian ilk aylarında basit gazetesinin, Moussaieff’in hatırı sayılır varlığının büyük kıs- bir törenle Beverly mının vergiden muaf olması için ülke dışında bulunduğunu Hills’deki evlerinde iddiası üzerine devlet başkanı Grimsson eşinin ekonomik işle- hayatlarını birleştir- rine karışmadığı, Dorrit’in avukatları da first lady’nin işlerini meleri hayranlarını her zaman yasal yollardan yürüttüğü açıklamasını yaptılar. şaşırtmıştı.

HHELENELEN MMIRRENIRREN EELELEŞTİRİYORYOR Oscar ödüllü aktris Helen Mirren İsrail devletine inanıp güvendiğini belirterek bu ülkeye kültürel boy- kot girişimlerini şiddetle kınadı. Filistinli entelektüellere yönelik yap- tığı bir konuşmada Mirren, “Sanat iletişim kurmanın çok önemli bir aracıdır. Bu ülkenin sanatçıları ile iletişim kurulmalı. Onlardan öğrene- cek çok şeyimiz var. Ben boykotu kınıyorum, işte bu nedenle bura- dayım” şeklinde konuştu. Helen Mirren dünyaca ünlü müzisyen İtzhak Perlman’ın onurlandırıldığı Genesis ödülü törenini sunmak üzere İsrail’e gitmişti.

Jane Fonda JJANEANE FONDA’NINFONDA’NIN YÜZÜYÜZÜĞÜ 1991’de evlendiği CNN’in kurucusu SSATIATIŞA ÇIKACAKÇIKACAK Ted Turner’in hedi- ye ettiği yüzüğü yakında açık artır- ma ile satışa çıka- racak.78 yaşındaki Fonda’nın 18 karat- lık yüzüğünün büyük bir servet değerinde olduğu GGADAD EELMALEHLMALEH AARTIKRTIK belirtiliyor. İki kez Oscar ödülünü NNEWEW YYORK’TAORK’TA kazanan oyuncu 45 yaşındaki Fransız komedyen Gad Elmaleh on yıllık evlilik doğduğu Casablanca ve yaşayıp ün kazandığı sürecindens sonra Paris’ten çok uzakta, New York’ta yaşamını sür- Ted Turner’den bob şanmıştı. Jane dürüyor. Midnight in Paris ve Coco filmleriyle Fonda’nFo ın yakında ünlenen Gad Elmaleh, Monaco Prensliği ailesin- OurO Souls At Night den Charlotte Casiraghi ile de ilişkisine geçtiği- adlad ı filmde Robert miz yıl son verdi. Casiraghi’den Rafael adlı bir RedfordR ile oyna- oğlu olan Gad Elmaleh’in oyunculuk kariyerine yacay ğı belirtildi. Hollywood’da devam edeceği belirtildi. 9 MMILAILA KKUNISUNIS BBEBEKEBEK BBEKLEKLİYYOROR

Mila Kunis ile eşi Ashton Kutcher ikinci çocukları- nın doğumuna hazırlanıyor. Hamileliği açıkça ortaya çıkan Kunis, Los Angeles’te bir grup kız arkadaşı ile Cafe Gratitude adlı YYAHUDAHUDİ MİLLETVEKLLETVEKİLİNENE vegan lokan- tasında buluş- HHAKARETAKARET maya giderken İngiltere’de İşçi Partisi milletvekili Luciana Berger’e yönelik görüntülendi. antisemit söylemlerde bulunan bir kişi yargı önüne çıkacak. Mila Kunis ile eşi 23 yaşındaki Joshua Bonehill-Payne 2014 Ekim ile 2015 Ashton Kutcher Ocak dönemi arasında milletvekiline yönelik beş kez anti- çiftinin Wyatt semit söylemlerde bulunmuştu. Bir web sitesinde yazdığı adlı 20 aylık bir yazılara antisemit başlıklar atan Bonehill-Payne Aralık ayında kız çocukları var. yargı önüne çıkacak.

MMOSHEOSHE SSAFDIEAFDIE YYENENİ PROJELEREPROJELERE İMMZAZA AATIYORTIYOR ABD, Çin, Hindistan, Kanada, İsrail ve diğer birçok ülkede tasarım- larını hayata geçiren dünyaca ünlü yüksek mimar Moshe Safdie İsrail’de yeni projelere başlıyor. Yad Vaşem, Modiin, İtzhak Rabin merkezi, Mamilla Alrov komp- leksinin yaratıcısı olan Safdie’nin İsrail’deki üç önemli girişimi İsrail Arkeolojik Kampüsü, Ölü Deniz’de turistik bir merkez ve Ben Gurion havalimanı 3. Terminalinin geniş- letilmesi projeleri olacak.

ZZUCKERBERGUCKERBERG KKAMERASINIAMERASINI BANTLADIBANTLADI Facebook'un kurucusu Markk Zuckerberg,Zuckerberg, hac-hac- ker'lardan korunmak için laptop'ununptop'unun kamera-kamera- sını ve mikrofon girişini bantlntlıyor. Sosyal medya Facebook’un bünyesinde bulunanulunan Instagram'Instagram'ın 500 milyon kullanıcı sayısına ulaaşmasını kutlakutla-- yan Mark Zuckerberg'in paylaylaştığı bir fotoğrafı konuşuyor. SSARAHARAH SSILVERMANILVERMAN İlk başta sıradan gibi görünenen bu karedeki detay dikkatli gözlerdenlerden SSAAĞLILIĞIINANA KKAVUAVUŞTUTU kaçmadı. Fotoğraf paylaşılddıktan hemen sonra pek çok kullannıcı Virütik bir gırtlak rahatsızlığını atlatan Sarah Zuckerberg’in dizüstü bilgisaya-aya- Silverman uzun bir sürenin ardından ilk kez rının web kamerasını bantla-a- New York sokaklarında göründü. İki kez Emmy masını gündeme getirdi. ödülü kazanan 45 yaşındaki komedyenin geçir- Geçtiğimiz haftalarda Mark diği ciddi rahatsızlık sonrasında sağlıklı görün- Zuckerberg'in sosyal medyaa mesi hayranlarını sevindirdi. Silverman’ın bazı hesapları 'OurMine' isimli yerleri yağlı boya lekeleri ile kirlenmiş jeans bir bir hacker grubu tarafın- dan hack'lenmişti. tulum giymiş olması da dikkatlerden kaçmadı. 1100 1111 AYIN DOSYASI Süzet M. SİDİ Gerçek bu gördüklerimiz, gerçek… Kâbus değil! İnanamasak da gerçek!

“VE DÜNYA SUSKUN DURDU” ya da “GECE”… Bir yaşamın anlam kazanması…

eni Auschwitz’e ilk kez yazar Elie Wiesel humla sola… Tüm varlığımla “Gece”nin beni iliklerime götürdü. Ve ben oradan bir daha geri kadar donduran anlatımında Elie ve babasıyla sola… dönemedim. “Gece”ydi. Elie, annesine ve o çok sevdiği küçücük Tzipuka’ya son bir B kez baktı. Onları bir daha asla göremeyecekti. Aklında tek bir Bitmek bilmeyen bir gece. düşünce vardı: Babasını kaybetmemek, yalnız bırakılmamak. Sıcaktı, susamıştık, iğrenç bir koku, boğucu bir havasızlık Beşer beşer sıraya girdik. Yürümeye başladık. Devamlı kü- hükmediyordu vagonda. Ama en korkunç olanı aklını yitir- für eden bir tutuklu bize bağırdı: “Oradaki bacayı görüyor mekte olanların çığlıklarıydı. musunuz? Görüyor musunuz? O alevleri görüyor musu- Tren durduğunda o küçücük pencereye yakın olanlar vardığı- nuz? Orada ileride - götürüleceğiniz yer orası! Mezarınız mız istasyonun adını okudular: Auschwitz. orası! Daha anlamadınız mı? Köpoğlu köpekler, siz hiçbir Kısa bir süre daha yol aldık ve durduk. şey anlamaz mısınız? Yakılacaksınız! Kavrulup yok edile- Karanlıkta sırayla pencereye yapışarak etrafı dikenli tellerle ceksiniz! Küle dönüşeceksiniz!” Tutuklunun öfkesi bir histeri çevrelenmiş bir yerdeki yüksek bir bacadan siyah gökyüzüne krizine dönüşüyordu. yükselen alevleri seyrettik. Havada et yanığı kokusu var- Korkudan taşlaşmış, olduğumuz yerde öyle hareketsiz duru- dı. Gece yarısı olmalıydı. Auschwitz’in karşılama salonu yorduk. Birkenau’ya gelmiştik. Bizden çok uzakta olmayan bir çukurdan alevler fışkırıyordu, Birden vagonun kapıları açıldı, çizgili pijamalı birkaç tuhaf dev alevler. Bir şeyler yakıyorlardı. Bir kamyon çukura yanaşıp adam ellerinde fener ve coplarıyla üstümüze atladılar ve geli- yükünü boşalttı - küçük çocuklar. Bebekler! şigüzel vurmaya başladılar. “Herkes dışarı! Herkes vagondan Demek ki, gittiğimiz yer bu çukurdu! Az ötede erişkinler için dışarı!” daha büyük bir çukur vardı. İndik. Bir emirle kadınlar sağa, erkekler sola ayrıldı. Elie yüzünü çimdikliyordu. Hala yaşıyor muydu? Uyanık mıydı? İnanamıyordu. Nasıl oluyor da insanlar, çocuklar Elie, babasıyla sola; kız kardeşleri Hilda, Bea ve küçük yakılabiliyordu? Ve nasıl oluyor da dünya suskun dura- Tzipora anneleriyle sağa. biliyordu? Hayır, hayır bunların hiç biri gerçek olamazdı. Ben??? Bedenim evimde, sıcak odamda olsa da, tüm ru- Bu bir kâbustu. 1122 Az sonra çarpıntıyla uyanacağını, kendini çocukluğu- nun yatak odasında, kitaplarının arasında bulacağını sanıyordu.

Hayır Elie, hayır! Gerçek bu gördüklerimiz, ger- çek… Kâbus değil! İnanamasak da gerçek!

Alev çukuruna doğru yürüyorduk. Yirmi adım kalmıştı. On beş… Elie, eğer bu hayattan kurtulmak istiyorsa, elektrik akımı geçen dikenli tellere şimdi koşmaya başla- ması gerektiğini düşünüyordu. On beş adım… Sekiz… HHilda,ilda, BBeaea vvee EElielie aanneleriylenneleriyle Yedi… Kendi cenazemizin arkasından yürüyor gibiydik. Artık tam önündeydik çukurun ve alevlerin. Elie yü- Auschwitz’e sürülmeden önce Tanrı’ya güveni sonsuz, reğinin derinliklerinden babasına, tüm evrene veda ediyordu. dünya görüşü O’nun kuralları çerçevesinde gelişmiş, Dudaklarından bilinçsizce sözcükler dökülüyordu: “Yitgadal ve dua kitaplarına olan ilgisi çoktan daha çok olan Elie’nin yitkadaş şeme raba…” “Adın kutsansın Tanrım…” Kalbi deli Tanrı’yla olan ilişkisi de değişmişti. Önceleri Tanrı’ya gibi çarpıyordu. O an gelmişti. Ölüm Meleği ile yüz yüzeydik. her şey için şükrediyordu: Ama hayır! Çukura iki adım kala sola dönmemiz emredildi ve geceyi geçireceğimiz barakalara itile kakıla götürüldük. Ayakkabıları yeniydi, ancak gestapo onların yeni olduğunu “Yaşamımı yedi defa lanetlen- üstlerindeki çamurdan anlayamamış miş tek bir geceye dönüştüren "Bir emirle kadınlar sağa, ve onları elinden almamıştı. Elie, o kamptaki bu ilk geceyi asla unut- anda uydurduğu bir dua ile Tanrı’ya, mayacağım. O dumanı, sakin ve erkekler sola ayrıldı." yarattığı bu kocaman harika dünyada sessiz bir göğün altında vücutları çamurun varlığı için şükretti. duman bulutlarına dönüşen ço- cukların yüzlerini, inancımı tüketen o alevleri Tutukluların vücudundaki her türlü saç, kıl asla ve asla unutmayacağım. Yaşama isteğimi ve tüyü daha sonra savaş sanayiinde kul- ebediyen söndüren bu gecenin sessizliğini, lanmak üzere tıraş eden garip berberlerin Tanrı’mı ve ruhumu öldüren, hayallerimi toza elinden kurtulduktan sonra Elie gene de dönüştüren o anları asla unutmayacağım.” Tanrı’ya şükredecek bir şey buluyordu: diyordu Elie. Kalabalığın arasında arkadaşlarımıza, tanıdıkla- 30 Eylül 1928 günü Transilvanya’da rımıza rastladık. Rastladıkça neşeleniyorduk, evet Romanya’nın Sighet (Sighetu Marmati- neşeleniyorduk. Tanrı’ya şükürler olsun! Hala ei) kasabasında doğan, 15 yaşına kadar yaşıyorduk! dindar mı dindar yetiştirilen Elie Wiesel, EElielie WWiesel'iniesel'in bbabasıabası evinden, sinagogundan, arkadaşlarından, Ama bir süre sonra Tanrı’ya şükretmek ona o çok sevdiği arkadaşı Sighet’in dilencisi saçma gelmeye başlamıştı: Shlomo’dan kopartılıp Auschwitz’e sürül- Aklında tek bir düğü günden New York’ta son nefesini düşünce vardı: Biri Kadiş’i okumaya başlamıştı. Ölenlerin arka- verdiği 2 Temmuz 2016 gününe kadar Babasını sından okunan o duayı. Yahudilerin bu uzun tari- unutmadı o geceyi. Ne o geceyi ne de hinde eşine rastlanıp rastlanmadığını bilmiyordu o geceden sonra Birkenau, Auschwitz, kaybetmemek, ama o gün tutuklular kendileri için Kadiş’i mı- Buna, Gleiwitz ve Buchenwald toplama yalnız rıldanıyorlardı. Yitgadal ve yitkadaş şeme raba… ve ölüm kamplarında yaşadıklarını. bırakılmamak. “Adın kutsansın Tanrım” diye fısıldıyordu ba- “Gece” adlı biyografik anlatısında onun bası. Elie, içinde bir isyan duygusunu ilk kez o yanında gittiğim Birkenau, Auschwitz, an fark etti. O’nun adını neden kutsayacaktı? O, Buna, Gleiwitz ve Buchenwald’ı ve oralarda yaşananları dünyanın hakimi, o en kudretli ve en dehşet verici Tanrı ses- ben de asla unutmadım. siz duruyordu. O’na ne için şükredecekti? Kitap zevkimin daha berraklaşmadığı, ne okumaktan haz duyduğumu daha tam olarak bilmediğim 70’li Elie’nin içindeki isyan büyümekteydi. Tanrı’yı kutsa- yıllardı. Sander Kitabevi’nde rafta duran, kapağında maktan, O’na şükretmekten vazgeçmişti: dikenli bir tele asılmış Davudun yıldızı olduğu için dikkatimi çeken, yazarını o günlerde hiç tanıma- On binlerce kişi o Rosh ha Shana gecesi “Kutsalsın sen Tan- dığım “Night” (“Gece”) adlı kitabı satın almış, bir rım, dünyanın kralısın, efendisisin. Adını kutsuyorum” diye “Gece”de soluk soluğa okumuş, ancak ondan sonraki dua ediyordu. Niçin, ama niçin O’nun adını kutsayacaktı? “Gece”lerde uykularım kaçmıştı. Elie Wiesel, beni O’nun yarattığı bu topraklarda binlerce çocuğun yanmasını 1944 yılında sürüldüğü Ölüm Krallığına “Gece”leyin seyrettiği için mi? O kudretiyle Auschwitz’i, Birkenau’yu, götürmüş ve beni orada bırakmıştı. Auschwitz gerçe- Buna’yı ve buna benzer bir sürü ölüm fabrikasını yarattığı ği beni ebediyen esir almıştı. için mi? O’na nasıl şükredebilirdi? Ne demeliydi? Irkıma bu O “Gece”den bu yana hiç tam aydınlığa çıkamadım. günleri gösterdiğin için şükürler olsun mu demeliydi? 1133 Yazarını o günlerde hiç

Tanrı’nın önce yüceliği- tanımadığım ni, sonra varlığını sorgu- “Night” (“Gece”) lar olmuştu: adlı kitabı satın Sen, sana inancını, öfke- almış, bir “Gece”de ((soldansoldan ssağa)ağa) HHahambaşıahambaşı RRavav DDavidavid AAsseo,sseo, EElielie WWiesel,iesel, sini, isyanını haykırmaya soluk soluğa KKlara-Elielara-Elie PPerahya,erahya, MMarionarion WWieseliesel vvee SSüzetüzet MM.. SSidiidi İİstanbul'da,stanbul'da, gelen bu sarsılmış insan okumuş, ancak 11993993 kalabalığıyla karşılaştırıl- dığında nesin Tanrım? Bu ondan sonraki zavallılığın, bu dağılmış- “Gece”lerde Artık Tanrı’nın mutlak adaletine güveni sarsılmıştı. Dua lığın ve bu çürümüşlüğün etmek ona çok anlamsız geliyordu: karşısında Senin yüceli- uykularım ğinin anlamı ne, Evrenin kaçmıştı. Kimisi Tanrı’dan, Tanrı’nın esrarengiz amaçlarından, Yahudi Efendisi? Bu hasta ruhlara, toplumunun günahlarından ve onların gelecekteki kurtuluş- bu sakat bedenlere neden acı çektirmeye devam ediyorsun? larından bahsediyordu. Fakat Elie’nin artık Tanrı’nın mutlak adaletine güveni kalmamıştı. Dua etmez olmuştu. Tanrı’nın, Sighet’te o güne kadar öğrenmiş olduğu gibi iyilik ve mutluluk kaynağı olmadığını düşünüyor, bü- Tanrı’nın adını kutsamaktan da vazgeçmişti: yük bir ikilem yaşıyordu. Tanrı var mıydı, yok muydu? Varsa ona inanmış olmak, ona Tanrı’nın adını niçin ""...... bbirir bbacadanacadan ssiyahiyah tapınmış olmak insana ne ka- ama niçin kutsayacaktı? ggökyüzüneökyüzüne ssüzülenüzülen zandırmaktaydı? Bedeninin her hücresi yyükselenükselen aalevlerilevleri sseyrettik."eyrettik." isyan ediyordu. Şabat ve Tanrı’nın insanlar için iyilik, bayram günleri de dâhil mutluluk kaynağı olduğunu söy- olmak üzere her gün, lüyorlar. Mutlulukmuş... Asıl sabah, akşam, altı krema- mutluluk nedir biliyor musunuz? toryumu çalıştırttığı için İçinde annesini, babasını, kardeş- mi? Sabah akşam işkence lerini taşıyan o hıncahınç insan görmemiz, babalarımızın, dolu trenin uzaklaştığını değil, annelerimizin, kardeşleri- geri geldiğini görmektir. Fakat mizin krematoryumlarda trenler nasıldır, bilir misiniz? yok olduklarını seyretme- Hep öne doğru giderler, insanı miz için bizi diğer kavim- yakınlarından, sevdiklerinden hep lerin arasından seçtiği uzaklaştırırlar. Geriye dönen sa- için mi? Ne için? dece lokomotifin dumanıdır. Bana hak, adalet, hürriyet, aşk ve mut- Elie, Auschwitz’te in- luluktan bahsedenler! İyi dinleyin sanın Tanrı’dan daha beni! Tıka basa insan dolu bu tren güçlü olduğuna inan- sözünü ettiğiniz şeyleri bizden çok maya başlamıştı: uzaklara taşıdı… Çok uzaklara…

Evet, insanoğlu çok güç- Bir zamanlar günahlarının lü, Tanrı’dan da yüce… Tanrı’yı kederlendirdiğine ina- Evrenin Efendisi, Adem nan, onu affetmesi için Tanrı’ya ile Havva’yı Senin sö- yalvaran Elie, Tanrı’yı suçlu- zünü dinlemedikleri yordu: gün cennetten kovdun, Nuh’un soyunu beğenmediğin için dün- O alevleri görüyor Artık Tanrı’ya yakarmıyordu, tam aksine yayı sele boğdun. Sodom artık senin için kendini çok güçlü hissediyordu. O davacıydı, değersiz olunca gökten ateş ve sülfür musunuz? davalı ise Tanrı. Tanrı’nın, insanın, sevginin, yağdırdın. Fakat burada işkence görme- Orada ileride - acımanın olmadığı bir dünyada yapayalnız- lerine engel olmadığın, gaz odalarında götürüleceğiniz dı. Külden başka bir şey olmadığını düşün- katledildiklerini, fırınlarda yakıldıklarını müyordu artık, uzun bir süre bağlı yaşadığı gördüğün şu insanlar sana ne yaptılar? yer orası! Tanrı’dan daha güçlü hissediyordu kendini. Sana şükrettiler, adını en yüksek yerlere Mezarınız orası! Dua eden topluluğun içinde duruyor, bir yazdılar. yabancı gibi onları seyrediyordu.

1144 ""...... vvardığımızardığımız iistasyonunstasyonun aadınıdını ookudular:kudular: AAuschwitzuschwitz !!""

Kipur’da oruç tutmadı. Babası ona oruç tutmayı yasaklamıştı ve o onu mutlu etmek istiyordu. Ayrıca artık oruç tutması için ortada bir sebep olmadığını düşünüyordu. Artık Tanrı’nın sessizliğini kabul etmiyordu. Çorbasını yudumlar- ken bu hareketinde bir isyan, bir başkaldırma görüyordu.

Tanık olduğu akıl almaz vahşet karşısında Tanrı’nın varlığını reddediyor gibiydi:

Çocuklar, erişkinler, yaşlılar… Kadın, erkek… Her yaştan, her Benim ise yanağımdan türden insan asılıydı bu idam sehpalarında. Can çekişenler hızla süzülen gözyaşları "O dumanı, vardı. Neredeydi Tanrı o anda? Neredeydi? İçinden bir ses görüşümü engelliyor, sakin ve sessiz bir kendi sorusunu yanıtladı: Burada Tanrın! Bu idam sehpala- “Gece”nin son sayfala- rında asıldı işte Tanrın! O gece çorba ceset kokuyordu. rını, 5 Nisan 1945 günü göğün altında Elie’nin, yaşamda kalmayı vücutları duman Elie’yi artık Tanrı’nın kuralları değil, bir lokma yemek, başarmış diğer tutuklular- bulutlarına bir yudum su elde etmenin kuralları yönetir olmuştu: la kamptan kurtarılışını okuyamıyordum. dönüşen Gece sona ermiş, sabahyıldızı gökte parlıyordu. Elie de diğer çocukların tutuklular gibi tamamen başka bir kişi olmuştu. Bir zamanla- Ben bu kamplardan hiç rın Talmud öğrencisi, o inançlı çocuk alevlerde yok olmuştu. kurtulamayacaktım. yüzlerini, Geriye sadece ona benzeyen bir şekil kalmıştı. Ruhuna koyu inancımı tüketen bir alev girmiş ve onu yok etmişti… Ağzındaki altın dişini Yıllar sonra, 1993’te, Elie o alevleri kurtarmıştı. Birgün bir şey satın almasına yarayabileceğini Wiesel ile İstanbul’da ta- düşünüyordu - ekmek ya da yaşam. Artık günlük çorbasından nıştığımda, ona, onun anı- asla ve asla ve bayat ekmek kırıntılarından başka hiç bir şey ile ilgilenmi- larının benim gerçeğime unutmayacağım." yordu. Ekmek, çorba - tüm yaşamı bundan ibaretti. O sadece dönüştüğünü anlatmaya bir bedendi. Bir tek midesi zamanın geçtiğinin bilincindeydi. çalışacak, “Gece”nin aslında 862 sayfalık “Un di Welt hot geschwign” (“Ve dünya suskun durdu”) biyografik Elie 28 Ocak 1945 günü son olarak sürüldüğü Buchen- romanının kısaltılmış bir versiyonu olduğunu ondan wald toplama kampında babasını kaybetti: öğrenecek, uzun versiyonunu hiç bir yerde bulamayınca Elie Wiesel’in yazdığı her eseri, yaptığı her konuşmayı, Ağlayamadı ve ağlayamaması ona acı verdi, ama akacak göz- her söyleşiyi, üniversitede verdiği her dersi okuyacak, yaşı kalmamıştı. onun gölgesi olmaya çalışacaktım.

Suskun durmayacaktım. Gettolar- da, toplama ve ölüm kamplarında katledilen altı milyon insanımı unutmayacak, onların unutularak bir daha yok edilmesine müsaade etmeyecektim.

Beni “Gece” ile Auschwitz’e ilk kez Elie Wiesel götürmüştü. Ve Elie, ben oradan bir daha geri döneme- Tanrı’yı dim. suçluyordu. *Yazıda italik basılmış olan bölümler Elie Wiesel’in “Night” (“Gece”) adlı eserin- den derlenmiştir.

1155 SÖYLEŞİ Batia KEİNAN DDr.r. YYoeloel RRappel,appel, EElielie WWiesel’iiesel’i aanlatnlatıyoryor AArkadaşımızrkadaşımız BBatiaatia KKeinan.einan.[[1]1] EElielie WWiesel’iniesel’in 22009009 - 22015015 yyıllarındaıllarında BBoston’dakioston’daki AArşivrşiv MMüdürlüğü’nüüdürlüğü’nü yyapmışapmış oolanlan DDr.r. YYoeloel RRappelappel iilele ssöyleşti.öyleşti. RRappelappel aaynıynı zzamanda,amanda, PProf.rof. DDr.r. EElielie WWiesel’iniesel’in ““YediothYedioth DDr.r. YYoeloel RRappel,appel, EElielie WWieseliesel iilele BBooks”ooks” aadlıdlı yyayıneviayınevi ttarafındanarafından İİbranicebranice bbasılanasılan ““TheThe BBiblicaliblical SSoul”oul” ((TevratTevrat RRuhu),uhu), ““TheThe HHasidicasidic SSoul”oul” “Benim ((HasidikHasidik RRuh)uh) vvee ““TheThe TTalmudicalmudic SSoul”oul” ((TalmudTalmud RRuhu)uhu) aadlıdlı kkitaplarınınitaplarının ddaa eeditörü.ditörü. Yahudilerim BBatiaatia KKeinaneinan EElielie WWiesel’iiesel’i ssordu,ordu, YYoeloel RRappelappel ddee yyanıtladı…anıtladı… nerede?” lie Wiesel’i ne zaman tanıdınız? man terk etmedi. 1980’li yıllarda… Wiesel’in yakın arkadaşı, Har Etzion Yeşivası Başkanı EO günlerde, Sovyet Yahudilerine yönelik Isra- Ortodoks Haham Rav Avital, onun gibi bir Holokost el Public Council’in (İsrail Kamu Konseyi) genç Genel kurtulanı idi. Meimad - Dindar-Barış Partisi’nin de Sekreteri’ydim. Ve eski Sovyetler Birliği’nde düzenlenen kurucusu olan Rav Avital, Elie Wiesel hakkında şöyle bir “Limmud” etkinliğinde onu bilgilendirmeye gelmiştim. söyledi: O günlerde ben, “bilgilendirme”nin öylesine büyüleyici “O gerçek bir inanandı.” bir değiş-tokuşa, hayal edilmesi bile zor bir deneyime “Her ne kadar tüm yaşadıklarının ardından sormakta haklı dönüşeceğini bilemezdim. idiyse de - gerçekte sordukları ise hayli zor ve acı verici soru- lardı - o her zaman bir inanan oldu.” Sizce Elie Wiesel nasıl hatırlanmak isteerdi? Wiesel Yahudiliğiyle gurur duyardı ve, “Sadece İsrail-kar- Ona “Mezar taşının üzerine nelerin yazılmasını ister- şıtı olmayan antisemitler de var…” şeklinde düşünürdü. din?” şeklinde bir soru sorulsaydı, bana kalırsa sadece Bir keresinde şöyle açıklamıştı: şu beş sözcüğü isterdi: “Halkı İçin Savaşan Bir Öğretmen.” “Bir zamanlar antisemitizmin son bulduğunu zannetmiştim; Şayet bir soru hakkım daha olsaydı, ona şunu sorardım: bugün ise anlaşılan o ki, muhtemelen hiçbir zaman son bul- “Bu dünyadaki günlerinin kayda nasıl geçirilmesini mayacak. Hatta zaman-zaman hafiflese de, var olmayı sürdü- isterdin?” recek çünkü dünyanın bazı ülkelerinde bir antisemit olmak O da şöyle yanıtlardı - sadece İbranice harfler ile: ayıp bile değil! [2] Antisemitizmin Auschwitz’e yol açtığını daima hatırlamalıyız. Antisemitizm olmasaydı, Auschwitz de olmazdı.” Elie Wiesel için Yahudi kimliği ile kendi Yahudi inan- Wiesel şu deyimin mucididir: cı ne kadar önem taşımaktaydı? “Bütün kurbanlar Yahudiler değildi, fakat bütün Yahudiler “Yaralı bir inanca” sahipti. Ancak, inanmayı hiçbir za- kurbandı.” 1166 Wiesel’in, Rus Yahudiliği için onca soğukkanlılıkla mücadele etmesi- nin sebebi ne idi? Makalelerinin birinde, “Her şeyden daha fazla Rusya’daki Yahudiler için uğraş veren biri olarak anımsanmak arzusunda olduğunu” ifade etti. Hayretler içinde açıklamasını istedi- ğimde, neden Şoa’nın - Holokost’un anısının yerine Rus Yahudiliği için savaşım verdiğini sorduğumda, ya- nıtı direkt ve açık-seçik olarak şöyle geldi: “Avrupa Yahudiliği Naziler tarafından fiziksel olarak imha edildi. Hâlbuki Rus- Dr. Yoel Rappel, Elie Wiesel ile lar onları manen imha etmek istiyor. Bu imhadır - İMHA! Yahudiler ilkini önle- mekte başarısız oldu. Bu yüzden ikicisi Batia Keinan, durdurulmalı ve engellenmeli!” Dr. Yoel Rappel ile Wiesel bana, 1965 - 1990 yılları Yoel Rappel: arasında Rus Yahudiliği için çaba luşmalardı - tüm hayatlarını harcamadığı tek bir gün bile geçirmediğini Wiesel şu deyimin etkileyecek bir deneyimdi… söyledi. mucididir: “Ben öğretmeyi seviyorum…” Wiesel aynı şekilde Uganda, Darfur, Güney “Bütün kurbanlar diye tekrarlardı. Afrika, Kamboçya ve Brezilya’daki Kızıl- Öğrencilerinden gelen mektup- derili kabilelerine yönelik kitlesel katliam- Yahudiler ları ve notları okuyup topladı- ları engellemek ve halklarının insan hakları değildi, fakat ğım Elie Wiesel Arşivi, onun ne için de mücadele etti. Sovyet Yahudilerinin bütün Yahudiler denli büyük bir öğretmen oldu- özgürlüğü için benzersiz savaşımını “Jews ğunun tanıklığıdır. of Silence” (Sessizliğin Yahudileri) adlı ki- kurbandı.” Çok sevdiği öğrencileri ile tabında anlattı. olduğu gibi, Nobel Ödülü’nü Rus Yahudilerine yönelik ‘Kişisel Bir kabul ettiği sarayda ya da ziyaret ettiği parlamentolarda Rapor’u, konuya adanmış bizler için adeta Kutsal yüzünde taşıdığı komik gülümseyiş ve sıcaklığı ile me- Kitap’tan vecizelerdi. safeleri her zaman ortadan kaldırırdı. En büyük sevdası neydi? Yoel Rappel, kişisel olarak eklemek istediğiniz… Hiç şüphe duymaksızın, “öğretmenlik” aşkıydı. Birlikte yaptığımız çalışmalar boyunca Elie Wiesel, Kısa bir öykü anlatacağım: mizahı ile, derin düşüncelerle, dudaklarındaki gü- Elie Wiesel Boston Üniversitesi’nde bir dizi konferans lümseyişle büyük bir sıcaklık ve ciddiyeti yansıtan bir vermişti. Her konferansına en azından 2.000 kadar kişi adamdı. gelirdi - çoğunluğu Yahudi olmayanlardı... O, değişik boyutlarda çok özlenecek. Ama herhalde hiç Bir keresinde, konu ‘Mesih’ idi. Konferanslarının içerik- kimse onun hakkında, kendi hakkında yazacaklarından lerini genelde okuyor idiysem de, söze nasıl başlayaca- daha iyisini yazamayacak. ğını merak etmiştim. Açılış sözcükleri şöyle oldu: DİPNOT: “Mesih’e inanıyorum. [1] Batia Keinan, son dönem İsrail’in Türkiye’deki Kültür Ama İsa, Mesih değildi.” Ataşesi idi, şimdilerde İsrail’de yaşıyor. Bunu duyunca konferans salonunda tavanın başıma [2] Dini açıdan tarih boyu kullanımda olan (İbrani Takvi- düşeceğini ve tüm izleyicilerin kaçacağını düşündüm. mi uyarınca) doğum ve ölüm tarihleri. Taşıdığı sembo- Ancak, herkes oturmayı sürdürdü ve Elie Wiesel şu lizm: Yahudi tarihine ve sonsuzluğa olan bağı ile şiirsel cümle ile söze devam etti: bir yaklaşımın ifadesi... “Maimonides’in[3] tarif ettiği Mesih’e inanıyorum.” [3] Endülüslü, ünlü filozof, haham, Talmud bilgini Mai- Ve konferansı böyle başlatmış oldu. monides (Musa İbn Meymun) (1135-1204) Mesih konu- Tek bir ders bile kaçırmazdı, Wiesel. Senede en az bir-iki sunu 14 ciltlik “Mişne Tora”sında (Yahudi Hukukunun kez üniversitedeki öğrencileriyle buluşmak konusunda Özeti’nde) ele almıştı. Maimonides’e göre Nazaretli İsa, çok ısrarcıydı. Hıristiyanların ve Müslümanların iddia ettikleri şekilde Kimi öğrencileri için bunlar yaşamlarını değiştiren bu- ‘Mesih’ değildi. 1177 HABER Şalom DERGİ Papa Francis, Auschwitz'deydi

Auschwitz, tutukluların kurşunlandığı infaz duvarı

Papa Francis’den önce bu kampı ziya- ret eden Papa 2. John Paul ve 16. Benedict’in atoliklerin ruhani lideri Papa Francis, Polonya’da düzenlenen 2. Dünya Savaşı ve ‘Dünya Gençlik Günü’ kapsamında Nazi Ölüm Kampı Nazi Almanyası ile kişi- Auschwitz-Birkenau’yu Temmuz ayında ziyaret etti.* sel bağlantıları bulunu- İkinci Dünya Savaşı döneminde kamptan kurtulmayı başaran yordu. K15 kişi ve infaz duvarının önünde kendisini bekleyen Polonyalı Katoliklerle 1979 yılında kampı tek tek selamlaşan Papa Francis, gezisi sırasında uzun bir süre dua etti. ziyaret eden ve kendisi İnfaz duvarının önüne yanan bir mum bırakan Papa, kamp özel defterini de Polonyalı olan 2. de imzalamayı ihmal etmedi. John Paul, Nazi zulüm- 29 Temmuz günü, ülkenin Krakow kentindeki toplama kamplarını ziyaret leri sırasında ülkesinin eden 79 yaşındaki Papa Francis’i Polonya Başbakanı Beata Szydlo karşıladı. Kampa özel aracı Papamobil ile gelen Papa, cübbesinin üzerine Auschwitz yaşadığı vahşete biz- toplama kampının girişinde de yazılı olan "Arbeit Macht Frei" (Çalışmak Öz- zat tanık olmuştu. gürleştirir) yazısını asarak hayatını kaybedenleri andı. 2006 yılında kampı Auschwitz’ten Birkenau toplama kampına hareket eden Papa Francis bu ziyaret eden 16. kampta da gaz odaları ve krematoryumları ziyaret etti. Benedict ise bir Alman Ardından o dönem Yahudi vatandaşları kurtarmak için hayatını tehlikeye olarak gençliğinde 2. atan Polonyalı Katoliklerle görüşürken Hahamlar da ilahiler eşliğinde Dünya Savaşı sırasında dualar okudu. kısa bir süreliğine Hitler Böylece, Papa Francis Auschwitz'i ziyaret eden üçüncü Papa oldu. Gençliği grubunda yer almıştı. * Kaynakça: http://tr.euronews.com 1188

TE A-Tube Nano A-Tube www.tepta.com

/JTQFUJZF.BI"ZUBS$BE/P,BU-FWFOUćTUBOCVM 1199

TEPTA_eylul_Salom.indd 1 4.08.2016 15:29:35 SERGİ Dr. Alfred STALZER* Yirminci Yüzyılın Sesi Davud’un Yıldızları

20 Barbra Streisand, Bob Dylan, Billy Joel, Neil Diamond, Amy Winehouse, Paul Simon, Leonard Cohen, Lou Reed ve Matisyahu müzik tarihine geçen Yahudi sanatçılardan sadece birkaçı. “God Bless America” (Tanrı Amerikaʼyı Kutsasın) - ABDʼnin gayrı resmi ulusal marşı, Belarusʼlu Yahudi bir göçmenin oğlu, Irving Berlin tarafından yazıldı...

ve 21. yüzyılların müzik ışıklarını üzerlerine çekenler arasında kaydı. Fifth Avenue ve Broadway piyasasında hayli etkili Mot Shuman, Serge Gainsbourg, Les arasındaki 28th Street (28. Sokak)’teki 20olan Yahudi Müzisyenler, Sabres, Geduldig und Thimann ve Tin Pan Alley, şarkı yazarlığındaki eğlence kültürüne de önemli kat- Arik ile Timna Brauer sayılabilir… Yahudi geleneği ile özdeşleşmiş oldu. kıda bulundular. Viyana Yahudi Başarılı olmuş Yahudi müzisyenlerin Başlıca müzik yayıncılarının ofisleri Müzesi’nde gerçekleşen “Stars of çoğu, genellikle dindar olmasalar da, oralardaydı… David” (Davud’un Yıldızları) Sergisi, aidiyetlerini gizlemediler ve dünya Ve oralarda yazılan şarkıların birçoğu bu müzik hikâyesinin köklerinin çapındaki Yahudi topluluklarına rol Broadway sahnelerine ulaştı. de yer aldığı, geçmişi Avusturya- model oldular… Sesli sinemanın gündeme gelmesiyle Macaristan İmparatorluğu dönemine pahalı yapımların sahnelenmesi zora dayanan ünlü sanatçılarla birlikte, KKompozitörompozitör girdi, ancak bu sayede besteciler, üze- değişik tarzları inceliyor… IIrvingrving BBerlinerlin rinde çalışacakları yeni bir nişe - yeni 20. yüzyıl başlarında, ABD ile bir sektöre kavuşmuş oldu. “Yılın Avrupa’daki popüler müzik birbir- müzik ödülleri” temalarında belirgin lerini karşılıklı olarak destekliyordu: olduğu gibi, bazı şarkılar, içlerinde yer Avrupalı göçmenler ABD’ye kendi aldıkları filmlerden daha ünlü oldu. müzikal geleneklerini getirirken, Amerika’daki Yahudi besteci ve Amerikan müziği de Avrupa eğlence müzisyenler beyaz perdede ve sahne- kültürüne yönelerek yolunu çiziyordu. lerde kimliklerine kavuştukları sırada, Hiç biri Avrupa’ya geri dönmeyen caz dünyasındaki beyaz ve siyahi sayısız Avrupalı Yahudi sanatçının müzisyenler de, çevresel dezavantaj- Nazi dönemindeki göçlerini takiben, lardan kaçınmak için sıklıkla bu üslu- yenilikçi buluşlar, İngilizce konuşan bu kullandılar. 1960’lar boyunca, ırk dünyaya kaydı. Bu sanatçıların müzi- ayırımcılığı karşıtları olarak beyazlar- ği günümüzde Avrupa’ya, müzikal- la siyahiler beraber çaldılar. Klarnet ler, film müzikleri, caz, rock ve pop ile keman özgün Yahudi enstrüman- formlarında geri döndü. Bu konuyu, larıydı ve saksafon da geliş- “Davud’un Yıldızları Sergisi”nde yer 1969’daki meye başladı. Artie Shaw, alan başlıca besteci ve yorumcuların Woodstock, Benny Goodman ve Stan 20. yüzyıl müziğinde profillerinden izlemek mümkün. böylesi Getz gibi birçok Yahudi Klasik film müziği yazarları George kısa bir tur caz sanatçısı söz konusu bu Gershwin, Jerome Kern, Leonard özgürlükçü çalgıların ustalarıydı. 1980 Davud’un Yıldızları Sergisi, Bernstein ve Stephen Sondheim ve 1990’larda ise, caz, kla- popüler müzikteki gelişimi hareketlerin Hollywood ve Broadway’de gişe sik ve deneyimsel müziği göstermek için farklı tarz- hem zirvesi, rekorları kıran başarılara imza attı- birleştiren yeni bir Yahudi ları inceliyor ve 1900’lerde lar. Birçoğu Oscar’lar, Grammy’ler hem de sonu avangart (öncü, yenilikçi) Avrupa ve Amerika’daki kazandı. Özellikle cazda Benny tarz ortaya çıktı. Bunların iki ayrı akım ile başlıyor. oldu. Goodman, Artie Shaw, Stan Getz ve arasında en önemli yorum- O dönemde Viyana ve John Zorn gibi Yahudi müzisyenler culardan biri de “Radikal Paris’te operetler en parlak dönem- sahnelerin ikonlarına dönüştüler. Yahudi Kültürü Manifestosu” ile John lerini yaşarken ve revüler giderek Rock ve pop, funk ve rap’te ise Kiss, Zorn oldu. popüler olurken, Broadway vodville- The Ramones ve The Beastie Boys Tüm bu gelişmelere paralel olarak, re ve müzikallere önem verdi. gibileri önde gelen gruplar oldu. 1950’lerin “Rock ‘n’ Roll”u nesiller Nazizm iktidara geldiğinde ise, müzi- Uluslararası yıldızların dışında İsrail, arasında bir ayırım oluşturdu. Afro- kal yenilikçiliğin merkezi ABD’ye Fransa ve Viyana sahnelerinde spot Amerikalıların çaldıkları “Blues” ile 2211 Başarılı olmuş pek çok Yahudi müzisyen aidiyetini

“Boogie Woogie”, siyahi alt kültürü 1970’lerin agre- gizlemedi ve müziği sahnesinde kayda değe- ana akıma tanıştırarak geleneksel bas- sif ve kışkırtıcı dünya çapındaki cek hiçbir şey olmadı. Buna kıların yumuşamasına önayak olan “Punk” hare- Yahudi karşılık Avusturya’da, engel beyaz müzisyenlere ilham kaynağı keti, bambaşka topluluklarına dolu sosyal iklime rağmen hızla oldu. Carole King, Mort Shuman, bir yöne doğru bir Yahudi alt kültür oluşuver- Leiber & Stoller gibi Yahudi besteciler çekildi. Velvet rol model oldu… di. Arik Brauer, Les Sabres ve öncülük etti ve Elvis gibi Yahudi- Underground, Geduldig & Thimann Yiddiş olmayan sanatçıların da ailenin birey- Ramones veya Sex Pistols gibi orkest- müzik geleneğini yeniden dirilttiler. leri arasına katılmasını sağladı. ralar “Punk”ı, çığır açan yeni bir Savaşın ardından en geniş Yahudi 1970’lerde “Glam Rock” formunda protestonun haykırışına dönüştürdü. toplumuna sahip olan ülke Fransa yeni bir tarz ortaya çıktı. Müzisyenler The Beastie Boys, “Punk” öğelerini oldu. Barbara, Serge Gainsbourg, Jean ağır makyajlar ve fantastik kostümle- kullandı; hatta siyahi gettolardan Ferrat ve Joe Dassin gibi Yahudi şar- riyle sahne aldı. Van Halen şarkıcısı “Rap”i çıkartarak, kendilerini zirveye kıcılar sadece popüler olmakla kalma- David Lee Roth örneğinde olduğu taşımasını sağladı. Yahudi müzis- yıp Holokost konusunda da ezgiler gibi, Yahudi köklere duyulan gurur yenlerin “Rap”te kullandıkları kişisel seslendirdiler. verici bir kabullenme ve yeni bir far- şarkı sözleri, aynı zamanda onların, İsrail’in kuruluşu sırasında da müzik kındalık oluştu. kökenlerini duyurmalarına da fırsat çok önemli bir rol oynadı. 1960’ların folk müziği savaş ve ırk- vermiş oldu. Sahne çok çeşitlilik arz etti: çılık karşıtı politik mesajlar iletirken, 1945’ten sonra Almanya’da Yahudi Caz ve Etno ile… cinsel özgürlük ile eşitliği savundu. Özellikle yenilikçi olarak Rap, 1969’daki Woodstock, böylesi özgür- Trans ve House elektronik lükçü hareketlerin hem zirvesi, hem müzikleriyle… ƒ de sonu oldu. Barış ve aşk gibi sayı- Marcus G. Patka ile Alfred sız folk söylemi kendi yolunu pop Stalzer küratörlüğündeki müzikte buldu. “Stars of David” (Davud’un Yıldızları) Sergisi, 16 Ekim 2016’ya kadar, Pazar - Cuma günlerinde, 10:00 - 18:00 saat- leri arasında aşağıdaki adres- te izlenebilir: Viyana Yahudi Müzesi Museum Dorotheergasse, Palais Eskeles, Dorotheergasse 11, 1010 Viyana

*Dr. Alfred Stalzer: Viyana Yahudi Müzesi’ndeki “Stars of David” sergisinin küratörü. 2222 GELENEK Rav Mendy CHİTRİK*

Yılın başı” anlamına Bu duruma bulunan çözüm ise, periyodik gelen Roş Aşana bayramı, olarak bir yıla fazladan 30 günlük bir ay Yahudi yılının ilk günü eklenerek 13 aylık yılın oluşturulmasıdır. olan 1 Tişri tarihinde Ay takviminin kayıp günlerini telafi eden Roş başlayarak iki gün boyunca kutlanır. böyle yıllara İbranice “şana meuberet” Bu tarih aynı zamanda, ilk erkek ve ilk (hamile yıl) denmektedir ki bu ortalama kadın, Adam ve Hava’nın yyaradılışının ve her üçç yılda bir olmaktadır. oonlarnların ililkk hahhareketlerirer ketlt erri nneneticesindetiicesinde insanoğ- BBu eekk ay AAdardar ayınna eklenmektedir. 13 lulunun,nun,, TT-nr-nrı’nın ddünyasünyay sındndada ooynayacaynan yacağı ayayllık bu yılllardalarda AdAdar 1 ve Adar 2 olarak Aşana rrolünolüün oorortayatayay çıkışının yılldönümüdür.döönnümüüddür. Roş ikikii AdAdarar aayyı bbulunur.ulu unu Aşanana,naa, YYahudiahhudu i tattakvimininkvvimi ininn iilklk ggünüünü ololarakarrak Yahudi takvimi ggüneşe mi aya mı ““YeniYenni Yıllllar”ara ”ı ddaa işaararetett eeder.der. dayanır? YaYYahudihudi yılı RoR ş Aşanana’da,a’da, “Yılın BBaaşında”,nda”, GörüldüGörüldüğü üzere,üzzerre, YahudiY takvimi hem AdamAdam veve Hava’nHHava’nın yaratyaratıldldığı güngün bbaaşlalar.r. ayayaa hemhem ddee günegüüneşe dayanır. Yahudi tak- Yılı ggösterenösttereen sasayyı ((gireceggireecec ğiimizmim z yıl 5757777777 5777 viminin bbuu özeözellilliği de; bir yılın bir tam oolacak)laccakk) yayaradraadılışttanaan bberiere i gegeçeneçeç n yıl süssüresi-rer si- ggüneüneş ddöngüsüöngüsü ololdudud ğu ve ayların yılı 12 ddir.ir.r. RResmieessmi GGregoryenregog ryyenn ttakvimindekiakakvimindekki yılaa paparçayarçaya bbölerekölerek eeldeld edildiği Gregoryen ttekabülekabbüül edeedenden YYahudiahahuddi yılını bbulmakuulmak içiçin,in, tatakvimindenkkvimindden ve ttümüyleümü ay temeline içiçindeindde ooldulduğumuumuzuzu GGregoryenregoryen yılınnaa Roş ddayalayalı oolanlan ve 1122 ayaydan oluşan Hicri tak- Aşananana önöncesindencesiinnde 373760,660, sossonrasnrasınndada iisese 33761761 vivimindenminden eenn temetemell farktır. ssayayısını eekleyin.kleyin. YahudiYahudi tatakvimikvimi nne zaman oluştu- YahudiYahudi tatakvimikvimi nasıl işler?ler? ruruldu?ldu? StandartStaandartt bbiririr YYahudiahuuddi yılındndaa 121 aayy vavardardır; YüksekYüksek RRabinikabinikk MMahkemenina yani bu aaylaryly ararın aaltlttısı 2929 ggün,ünün, alaalttısı iisese 3300 ggügünn SSanhedrin’inanhedrin’in YerYeruuşalayim’dea toplandığı çeçeker,ekker, bbirirr yılldada ttoplamooplam 353544 güggünn bbulunur.uluunnur. ddönemdeönemde bbellielli bbirir tatakvim yoktu. Her yıl, ÇüÇünküünkü YaYahudiahuudi aaylaryylara ı ddüdünyanünyyanın uuydusuydduusu bağımsız oolaraklal rak ddeeğerlendirilir ve o yılın ololanan aayyın yöyörüngesiniörrüngeesinni ttatakipkiip eederlerderler kkii ararttık yıl ooluplupp oolmayacalmlmay ğına karar verilirdi. hherer yöyörüngeselrüngngessele tturur ttakribiakkrir bii 229,59,5 ggündür.ünddüür. SSaSanhedrin’innhhededriin’n inn llaağvvevedileced ğini öngören YYaYahudihudi ttakvimindekiakkviimim ndeki vavaryasyonlararyryasyonlara gögörere HiHillelillele III,I, ssonrakionnrakik aartrtık yılların da önceden bbirir yıl kkikimimmii zzamanaman 3353535 kkimiimmi zamazamann dda 335454 bebelliellli oloolduldduğu bbirirr ttakvimakkv sistemi kurdu. gügünn ololabilir.labiliirr. HiHHillel’inilll el’i’ n tatakvimi,kvimi,i 33’üncü,’’üü 9’uncu, 11’inci, Yahudi takvimi güneş yılını mı 1414’üncü,4’’üncü, 117’inci7’ini cic vvee 119’uncu yılların 13 temel alır ve bu yüzden Yahudi yeni ayaydandan olooluuştuuğu yyanian toplam 7 artık yılın yılı kimikimi zaman kış mevsimine mi bubbulundulundduğu 199 yıllllık döngülere dayanmak- ddenkenk ggelir?elir? tatadadır.. ToraToraa dderer kki:i: “Ba“Baharhar ayını kkoruyunoruyun ve AArtrtık yıl 3833844 güggündenünde oluşmakta olup, gün PPesahesah kokorbanrbanı’’nnı o zaman yapyapın.” BuBu ssasayayısı kkimiimmi zazzamanman 3383 kimi zaman da 385 ddemektiremekttiri kki,i, PesPesah’ah’ın iilkbahardalkbaharda kkutlan-utlan- ololabilmektedir.labbiilmmektk eddirr. mammassını ssaağlalamalmalıyızz.. *** AsAAsllındnnda,aa, TTora’daora’da bbahsedilenahsedilen tüm bbayram-ayrramm- YaYahudihudii zzamanaammaan kkavramava r ı, temelde ay temel- lalarr -P-Pesah,Pesah, Şaavuotvuuoto vvee SuSukot-kot- tarımmsalsaal llii oolup,lup, aayyın yüyükselmesiüksele m ve alçalmasına memevsimlerlevsimi llerle ililintiliinttili ooluplup ddooğrruu memmev-v- bbaağlıdır. AAyy ggibiibi bibiziz de bazen düşüşler ssimindeiminde kkutlanmasutlanması geregerekir.kir. hhattaatta yyokok eedicidici kkaranlaraa ıklar yaşasak da, bir Kısasacascası, YaYYahudihuudi aayy tatakvimikvimi süsürere sonra yyineine tatamm aydınlıklara ve ışıltılı gügüneneşin ddöngüsüönggüsü ve bbuu ddön-ön- bübütünlükleretüünln ükü lere uulalaşırız. Ayın kendine has gügüyeüye bbaağlı mmevsimlerleevsimlerle ddee cecesaret,esas reet, yyarataratıcılıkk,, yyenilenme ve yeniden uuyumyum iiçindeçiinnde oloolmalmalıdır. ddooğuş içiiçereneren eenerjisininerjjiis kullanarak bir BBuradakiuraadad kik ssorunorunn bbirir aayy hhayatayat yyaaşarız. yılının,n yyaniani 12 ay ((lunar)lunar) ÖÖtete yyandan,andan, bünbünyemizdeyem güneşin güvence ttotoplamplamının ortaortalamalama 35354,44,4 ve ddevamlevamlılığını ddaa barındırmak konu- ggünün oolmaslmasıdır. OOrtalamartalama ssundaunda eşit dderecedeerecede kararlı bir tutum izle- 3365,2565,25 gün oolanlan bbirir mmeliyiz.eliyiz. HHayatayat yyaratara ıcı olmalıdır ama su ggüneüneş yılı iisese aayy yılınndandan ggötürmezötürmez ggerçeklerdenerçekler de kopmamalıdır; nenneredeyseredeyse 11 ggünün ddahaaha ssürekliürekli kendkendimiziimizi yyeniden keşfetmemiz- uuzundur.zundud r. Eğeerr hherhangierhangi ddenen ololduduğu kkadar,adar, ssadakat ve tutarlılıktan bibirir ayayarlamaarlal ma yapıllmaz-maz- ddaa iibaretbaret ololmalmalıdır. ssasa,, PPePesahsah hehherr yıl 111 ggünün HHepinizeepinize Şananaa ToTovava dileklerimi sunuyor, ggerieri gigidecekdecek ve önöncecee kışa mmutluutlu ve ttatlatlı bbirir 557777 yılı yaşamanızı ardarrdındanndan sonsonbahara,bahara, yaza tettemennimem nni eediyorum.diyorumm. ƒ ve tetekrarkrar iilkbaharalkbahara tettekabülkabül ededecektir.dece ektir. *Aşkenaz Cemaati Hahamı Çeviren: Viktor Bensusan 233 Güzel olmak her kadının hakkıdır… BEAUTY ART GÜZELLİK MERKEZİ’nde lazer epilasyon, çatlak tedavisi ve bölgesel zayıflama, mezoterapi, botoks, dolgu PRP, ipek kirpik, protez tırnak, pilates gibi pek çok hizmet sunmaktayız...

Öncelikle kendinizden bahseder misiniz? rak ulaşılabilir ve kaliteli hizmet sunmayı hedefledik. Beauty Art, 2014 yılında Ulus’ta faaliyet göstermeye başladı, Önümüzde ki günlerde görebileceğimiz yenilikler nelerdir? aldığımız geri dönüşler doğrultusunda hizmetlerimizi geliştire- Merkezimizde, müşteri talepleri doğrultusunda doktorumuzla rek merkezimizi 2016 Mart ayında Abdi İpekçi’ye taşımaya karar vajinal sağlık açısından mükemmel ve çözüm odaklı femilift verdik Merkezimizde doktorumuz, personal trainer ve güzellik sitemini kullanmaya başlamak için gerekli çalışmaları yapmakta- uzmanlarımız eşliğinde hizmet vermekteyiz. İşlemlerimizin tüm yız. Ayrıca, merkezimizde kullanılan beslenme desteği, sıkılaşma aşamalarında sağlık, hijyen ve kaliteden taviz vermeden kaliteli cihazları ve spor hocamızla yapacağımız 3 haftalık yeni bir prog- ürünlerle hizmet sunmayı ilke edindik. ramla, 4-7 kg arası kilo kaybı ve vücut şekillendirme paketleri Beauty Art bir güzellik markası olmakla beraber bu sektö- oluşturmak için gerekli hazırlıkları yapmaktayız. re girmeye nasıl karar verdiniz? Hizmetlerimizde insan sağlığını ön planda tutmanın yanı sıra, İki arkadaş, sektörde müşteri olarak yaşadığımız sorunlardan doğallık ve en üstün kalite hedefleri doğrultusunda, müşteri bahsederken bu sorunları yaşamayacağımız bir ortam yaratma portföyümüzün memnun dostlardan oluşmasını hedefliyoruz. kararı aldık. Güzel ve bakımlı olmak adına yaptırdığımız işlemle- İş ahlakımız, dürüst çalışma ilkelerimiz ve içinde bulunduğumuz rin her birinin farklı bir merkez ve lokasyonda olması büyük bir çağın değişen dinamiklerine hızla uyum gösterme çabamız ile zaman kaybı yaratıyordu. Biz tüm bu işlemleri bir araya toplaya- fark yaratmayı sürdüreceğiz.

Personal Trainer MÜŞTERİLERİNİZE SUNDUĞUNUZ Batuhan Artar HİZMETLER NELERDİR? İşletmemizde, Freie Berlin Üniversitesi mezunu Dr. Nilay Yılmaz eşliğinde lazer epi- lasyon, çatlak tedavisi ve bölgesel zayıflama, mezoterapi, botoks, dolgu PRP tedavi- leri bulunmaktadır. Ayrıca Personal Trainer eşliğinde beslenme programlarıyla Power Plate, TRX, Pilates ve açık havada cardio çalışmalarıyla kişiye özel vücut şekillendirme ve zayıflama programı yapılmaktadır. Güzellik uzmanları eşliğinde Alessandro ürünle- riyle manikür-pedikür, nasır, batık tırnak tedavisi, protez tırnak ve ipek kirpik uygulama- sı; Babor ürünleriyle cilt bakımı ve masaj hizmetlerimiz bulunmaktadır.

2244 VENUS LEGACY AL

Beauty Art Güzellik Merkezi İşletmecisi İ Esra Canbek FDA onaylı ilk cihaz olup devrimsel bir tekno- lojiyi medikal estetik alanına sunmuştur. Vücut biçiminiz, cilt tonunuz, diyet ve egzersiz planınız ne olursa olsun, zaman içerisinde cildiniz elas- tikiyetini yitirir, kolajen yapısı zayıflar ve belirli ADVERTOR yağ kümelerinden kurtulmak daha da zorlaşır. Kırışıklıklar, ince çizgilerle birlikte genetik selülit oluşumu kendisini gösterir ve bu da genel bir sorun haline gelir. Bu durumdaysanız iyileşme süreci gerektirmeden üstün sonuçlar sunan kon- forlu bir tedavi uyguluyoruz. 10 seanslık paketler halinde kullanılan bu sistem ile 7-10 cm arası sıkı- laşma ve incelme sağlamaktayız.

BIODERMOGENESI® Sonuçları çeşitli ekografi ve biyopsi- lerle belgelenen tek çözümdür. Pisa Üniversitesi Dermatoloji Okulunda gerçekleştirilen çalışma, çatlakların %83,55 oranında rejenere olduğunu kanıtlamıştır. Bu istisnai bir sonuç olup Biodermogenesi® tedavisinden önce önerilen diğer her türlü teda- vi yöntemlerine nazaran kesinlikle üstündür.

YENİ NESİL ÜTÜLEME DİODE LAZER Diode Lazer teknolojisinin yeni nesil üyesi olan UltraSense Phenomenia, ince ve açık renkli tüylerin yok edilmesinde tüm cilt tipleri üzerinde çok daha iyi sonuçlar alınmaktadır. Başlıklarındaki contact soğutma ile acısız, dokunmatik ekranı ve hazır çalışma parametre- leri ile güvenli çalışma imkânı sağlar.

BEAUTY ART GÜZELLİK MERKEZİ Harbiye Mah. Abdi İpekçi Cad. No:31, Nişantaşı - İstanbul 0 212 231 31 97 / 0 532 158 39 01 2255 beautyart_nisantasi PORTRE Suzan Nana TARABLUS

2266 TELEVTELEVİZYONZYON GURUSUGURUSU İzzet Pinto Türkiye, dünyada ABD’den sonra TV dizisi ihracatında ikinci sırada… Sayısız dizi başta Balkanlar, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Doğu Avrupa derken Latin Amerika pazarına da girdi. Bu önemli başarıyı yakalayan Global Agency’nin yaratıcısı ve CEO’su İzzet Pinto’nun öyküsüne tanık olalım.

“Hiç yenilmemiş insanlar vardır, Onlar hiç savaşmamış olanlardır.” Paulo Cuelho

nceleri ayakkabı sektöründe olan İzzet Pinto, 10 yıldan bu yana televizyon sektöründe. Hayal- lerinin peşinden gittiği o ilk yıllardan şöyle söz ediyor, İzzet Pinto: “Sürekli hayal kuruyordum ve hep adım atıyordum, çünkü bana göre hayalperest kişi ayağı yere basmayan, saçma fikirleri olan insandır - hatta en önemlisi adım atmayan insandır. Ben sürekli hayal kuruyordum ve hep adım atıyordum. Sonunda başarısız olduğum için de, her- kes benim hayalperest olduğumu düşünüp başarılı olacağıma hiç inanmazdı.” O 2277 İzzet Pinto’ya TED-Türkiye konferans- aynı düşünen ve büyük başarılara Ama vazgeçmedim; çünkü öyle bir larında rastladım ve sahip olduğu hayal imza atmış bir adam vardı. Üstelik lüksüm yoktu. Çünkü hayal ettiğim gücü, yılgınlık tanımayan bir sebatı ve dünyanın en zenginlerinden… bir hayat vardı ve ben o hayata ulaş- o özelde denemekten vazgeçmeme halini Bana göre de yeni bir işe girmeden mak istiyordum.” takdir ettim. Onunla konuştuktan sonra önce hiçbir şey bilmenize gerek yok. Böylece İzzet Pinto yılmadan sürekli sözlerini, anılarını, düşüncelerini der- Eğer gerçekten isterseniz ticaretle çeşitli işler denedi. Bazen 1 ay, bazen 2 gimizin sayfalarında görmek için aynı ilgili her işi 15 günde öğrenip, 1 ayda ay, bazen 1 sene. sabırsızlığı taşıdığımı fark ettim. kitabını yazabilirsiniz. Yeter ki ger- İstediğini, istediği gibi tutturamayınca çekten isteyin. Hiçbir şey dışarıdan yeni bir işe geçti. Ama 20 denemeden *** göründüğü kadar zor olmayabilir.” sonra hayatını değiştirecek ‘şey’ oldu. Günlerin birinde televizyon izlerken *** Gerisini Pinto’dan dinleyelim: Sheldon Adelson ile yapılmış röportaja rastlıyor ve bütün dikkatiyle onu izleme- Karşımda pırıl-pırıl, güven dolu genç bir “BBirir kitapkitap okudumokudum veve ye koyuluyor, İzzet Pinto. insan. Kimdi Adelson? İzzet Pinto, İzzet Pinto’yu anlatıyor: hhayatımayatım ddeğişti”eğişti” “10 yıldır televizyon sektöründeyim, 1944 doğumlu Sheldon’un babası “Bir kitap okudum ve hayatım de- Ukrayna-Litvanya’dan ABD’ye göç öncelerinde ise ayakkabıcıydım… Bunu duyan doğal olarak şaşırıyor. ğişti, derler ya… Benim de başıma etmiş bir Yahudi. ABD’nin en büyük aynen böylesi bir şey geldi. kumarhane şirketi Las Vegas Sands’ın Yani ayakkabı ile TV dizisinin arasın- da ne alâka olabilir ki? Günlerin birinde kuzinim Stella kurucusu ve sahibi olan milyarder ya- Treves, kendi hayatından bölümler tırımcı ve iş adamı. Adelson, ABD’deki En çok şaşıranlar da yabancılar!” İzzet Pinto’ya bakarsanız, ayakkabı sat- içeren bir kitap yazdı. Reenkarnasyon Cumhuriyetçi Parti’ye verdiği büyük ile ilgili bir kitap: “Ben 44 yaşındayım destekler ve partiye olan etkisi ile de makla TV dizisi satmak arasında hiçbir fark yok. Geçmişinden dem vurarak ha- oğlum 53”. Ben de kuzinime ayıp ol- tanınmakta. 2016’da Amerika’nın en masın diye kitabı aldım ve okudum. saygın ekonomi dergisi olan Forbes’un yıflanıyor: “Ne yazık ki, küçüklüğümden beri Kitabı bitirdiğimde o kadar beğen- yayınladığı “Dünyanın En Zenginleri” dim ki, hemen telefona sarıldım listesinde, 25,2 milyar dolarlık servetiyle herkes bana hayalperest olduğumu tekrarlardı. Başarılı olacağıma hiç ve ona şöyle söyledim: ‘Seni bütün Sheldon Adelson 22. sırada. dünyaya açacağım… Seni bir dünya Konu hakkında şöyle anlatmayı sürdürü- inanmazlardı. Fikirlerime çok saçma gözüyle bakarlar, en yakınlarım bile yıldızı yapacağım.’ yor, Pinto: Onun yanıtı ise: ‘Deli misin, sen “Bu adam dünyanın en zengin iş başarılı olamayacağımı söylerdi.” Çevresindeki tepkilere anlam vermezdi, ayakkabıcı değil misin?’ oldu. adamlarından biri! Elektronikten, Ben ise, merak etmemesini ve kitabı- kumarhanelere kadar uzanan sayısız Pinto... Çünkü ona göre hayalperestler, ayağı yere basmayan, saçma fikirleri olan nı pazarlayacağımı söyledim. Ondan sektörde muazzam yatırımları var. kitabın kısa bir özetini istedim - o Röportajda Adelson’a şu soruyu so- insanlardı. Ve en önemlisi adım atmayan insanlardı. tanıtım özetine ‘sinopsis’ dendiğini ruyorlar: ‘Yeni bir işe girmeden önce bile bilmiyordum… neleri bilmeniz gerekiyor?’ Adam hiç Şöyle devam ediyor: “Ben ise sürekli hayal kuruyordum Görüşmemiz biterken onun yurtdı- düşünmeden ‘Hiçbir şey’ diyor. şında ünlü olacağını, hatta ona imza Bunu duyduğumda gülümsedim. ama hep adım atıyordum. Çok genç bir yaşta, 17 yaşında ticarete atıldım günleri düzenleneceğini vaat ettim. Aynı zamanda da çok heyecanlan- Deli olduğumu zannetmişti!” dım, çünkü ben de öyle düşünüyor- ve 12 yıl boyunca 20 farklı iş dene- dim. Hepsinde de başarısız oldum. Stella Treves kuzenini kırmamak için dum. Televizyonda benimle birebir kitabının kısa bir tanıtımını yazdı. 2288 Görüşmelerini takiben Pinto, konu olan kitabı pazarlayacak bir mecra ararken, bir ay sonrasında New York’taki kitap fuarına ulaştı. Dünyanın en büyük kitap fuarına! Anlatıyor İzzet Pinto: “Biriktirdiğim 1.000$ vardı. Hemen 500$ ile en ucuzlarından iki aktarmalı New York bileti aldım. Tek yıldızlı bir otelde de yerimi ayırttım ve fuara gittim. Tüm yayınevlerini gezdikten sonra Tayvan’daki en büyük yayıne- vini ikna etmeyi becerdim.” Pinto’nun New York’a götürdüğü kuzi- ninin kitabının Çince çevirisi yapıldı ve basıldı. “İşin güzeli basıldıktan sadece bir hafta sonra kitap, en çok satanlar listesinde 4 numaraya ulaştı,” diyor ''BenBen 4444 yayaşındayndayım,m, Oğlumlum 53'53' kitabkitabının Pinto ve şöyle devam ediyor: BBangkokangkok basbasın toplanttoplantısı “O günlerde henüz Orhan Pamuk bile piyasada yokken, kuzinim ‘Merak etmeyin çok iyi bir kitabınız Tayvan’da şöhret olmuştu.” var,’ diye yanıtlıyorum. ‘Satarım,’ Bu heyecan verici gelişmeyi takiben, İzzet diyorum. Pinto Tayland’daki yayınevlerini dolaştı. Kitabı aldım ve bir yılda sekiz ülkede Onlar da kitabı aldılar! Taylandlı yayı- yayına girdi. Yani, başarılı oldu!” nevine bir İmza Günü yapmayı önerdi. Bu kitaptan sonra sırada Ayşe Kulin Peşinden de Kuzin Stella ile Tayland’daki vardı. Pinto randevu aldı ve tabii kitabını İmza Günü’ne gidildi. O günün anısına okumadan onunla buluştu. Hemen an- şöyle geri dönüyor, İzzet Pinto: laşıyorlar ve karşılıklı imzaları atıyorlar. “Basından 100 kişi herkes çığlık atı- Kulin’in kitaplarını da satmaya başlıyor. yor, imza istiyor. Stella, yolun en ba- Bu esnada çeviri masrafları kârın büyük şında ona bu İmza Günü’nden söz kısmını götürdüğünden işini çok sevse de ettiğimi hatırlayıp hani neredeyse ba- bırakmak zorunda kalıyor, Pinto. Pinto: yılacaktı. İşimi çok sevmiştim. Yazar O günlerde de ne yapacağını düşünürken Bana göre ajansıydım ve çok saygın bir iş yapı- Tarkan’ın İngilizce bir albüm çıkarttığını yordum. Ondan sonra yeni kitaplar duyuyor ve müzik işine girmeye karar de yeni aramaya başladım.” veriyor. Tarkan’ın menajeriyle randevu- bir işe laşıyor. Daha önce Uzakdoğu’da yaşadı- SSolmazolmaz KKamuran’amuran’ıınn ğından o bölge insanlarının tarzına çok girmeden rromanıomanı ““KirazeKiraze” uyacağını düşünüyor. önce hiçbir şey Hemen anlaşmak üzere idilerse de Pinto bilmenize gerek ssekizekiz üülkedelkede yüklü bir oranda komisyon istediğinden Tarkan kabul etmiyor ve vazgeçiliyor. yok. Eğer gerçekten Başka yazarlarla da çalışmayı düşündü- İzzet, müzik işine sadece iki günlüğüne isterseniz ticaretle ğü sıralarda Solmaz Kamuran’ın “Ki- girip çıkmış oluyor. raze” adlı romanı söz konusu. Pinto, bir ilgili her işi 15 kitapçıda “Kiraze”yi eline alıyor. Kitap SSonraonra ddaa tekrartekrar günde öğrenip, 350 sayfa, ‘Hayatta okumam, nasıl olsa ajanslığı bana vermez,’ diyor. Her şeye aayakkabıyakkabı iişişi 1 ayda kitabını rağmen randevu alıp görüşmeye gidiyor. O günleri anlatıyor: yazabilirsiniz. Kitabın özetini bile okumamış… “Ve ne yazık ki, dönüp dolaşıp Solmaz Kamuran ile görüşmesini anlatı- Yeter ki gerçekten ayakkabı işine geri döndüm. La- yor, İzzet Pinto: kin son derece mutsuzdum. Sultan isteyin. Hiçbir “Solmaz Hanım, ‘Hangi bölümü en Ahmet’in orada Gedik Paşa’da çok beğendin?’ diye soruyor. şey dışarıdan dükkânımız vardı. Ruslara, İranlılara ‘Hepsi çok güzel’, diye yanıtlıyorum, ayakkabı satıyorduk. Aynı zamanda göründüğü kadar çaktırmamaya çalışarak. Rahmetli Mecidiyeköy’de dükkânları geziyor, Çetin Altan yanımdaydı ve ‘Kesin zor olmayabilir. sipariş almaya çalışıyordum. sana kitabı satar,’ diyor. Çok büyük bir hayal kırıklığı Solmaz Hanım soruyor: ‘Benim yayı- yaşadım - 20 değişik iş denemiştim nevim beş yıl boyunca satamadı sen ve hiçbir getirisi olmamıştı. Fakat nasıl satacaksın?’ yapacak bir şey yoktu. 2299 Meryem Uzerli ve İzzet Pinto

yoktu. Ayakkabı dükkânım vardı. Yani adamı ayakkabı dükkânına ça- ğırsam, kamera şakası zannedecekti. Reklâmcı arkadaşımı aradım. ‘Yine yardımına ihtiyacım var, senin ofisini kullanmam gerek,’ dedim. O da ka- bul edince kendime bir tabela yaptır- dım: GLOBAL AGENCY… Lübnanlı geldiğinde reklâmcı tabe- İşte o sıralarda müthiş bir şey oldu! gittim. Projeyi anlattım, çok saçma lasını söküp kendiminkini taktım. Yazar kuzinimin kızı Jessica, günlerin buldu! Bütün reklâm ekibi de sahnelediğim birinde beni aradı ve yurtdışına niye ‘Ne olur bana 10.000 ver,’ dedim. İş oyuna katıldı. Müşteri geldi. Her şey format satmadığımı sordu. tutarsa ona 3 ay sonra 20.000 şek- çok güzel geçti. Böylece bir süre mec- Tabii, formatın ne olduğunu bilmi- linde ödeyeceğimi söyleyerek… O da buren arkadaşım Levent’in ofisini yordum. Meğerse yarışma program- sağ olsun, destek olmak için parayı kullandım, tabelaları söküp takarak! larına format denirmiş. verdi. Çok heyecanlandım. Yani ansı- Bu arada yapımcılar adımı duymaya Genç kız, ‘Annemin kitabını sattıysan zın yıllarca kazanamadığım bir mik- başlamıştı. Kanallar beni arıyordu! kesin format da satarsın,’ dedi. tarın sahibi olmuştum! Artık, işlerim iyi gidiyordu. Haya- Böylece ‘Tamam’ deyip 21. işime so- Tam fuara katılmak üzereyken ba- limdeki arabayı aldım. Üstü açılabilir yundum - pek inançlı değil idiysem bam yanıma geldi ve ‘Bak oğlum bir araba… Ağustos’ta 40o sıcakta bile de… O günlerde çok ünlü bir “gelin- sen çok çalışkansın, çok yaratıcısın üstünü açardım. Aslında, otobüse kaynana” programı vardı. Beni o for- ama inanılmaz şanssız bir çocuksun. binmekten sıkılmıştım. matın yazarı ile tanıştırdılar, Murat Bence en iyisi ablana %5 ortaklık ver, Bu format işi çok iyi gitmeye başladı. Üçkardeşler ile. Sağ olsun, o da bana şans getirsin,’ dedi. Lübnanlı müşterim bir gün arayıp hemen güvendi ve formatını verdi. Ben de, bunu da deneyeyim belki Türk diziler bulmamı istedi. Ben bile sorun bendedir, diye düşündüm. izlemezken kim Türk dizisi satın alır, FFormatormat pazarlamapazarlama yolundayolunda Sonuçta ablamla beraber fuara gittik. diye düşündüm. Çok yöresel oldu- CCannesannes MMIPCOMIPCOM Fuara gelince, baktık ki en küçük en ğunu düşünüyordum. Ama sonuçta çirkin stand bizimkisi. Tuvaletin yanı adam müşterimdi ve araştırmak zo- TTelevizyonculukelevizyonculuk başında! rundaydım. FFuarıuarı… Stand’ımıza, Lübnanlı bir müşteri Söylenerek de olsa bu işe birkaç geldi, projeyi almak istediğini söyle- haftamı verdim. Müşterilere giderek Hiç unutmuyorum… En küçük stand di. Ama adam bize pek güvenemedi: DVD topluyordum. 10 m2 ve 10.500 . Cebimde sadece İlk defa bir fuara atılmıştım, söylediği Lübnanlıya mesaj attım, DVD’lerin 500 … hiçbir şeyi anlamıyor, sektöre ilişkin elimde diye. Bütün ısrarlı aramalarım Kimseden de borçlanmak istemi- terimleri henüz tanımıyordum. hep yanıtsız kaldı! yorum çünkü her işi batırmıştım… Lübnanlı: ‘Seni Türkiye’de ziyaret Ben de DVD’leri masanın üstüne O yüzden farklı işlerden tanıdığım edeceğim o zaman imzalarız,’ dedi. koydum. Üç ay masamın üstünde reklâm ajansı sahibi bir arkadaşa İşin kötüsü Türkiye’de benim ofisim durdular. 3300 İzzet Pinto: Paylaşmayı bilmezseniz kazanamazsınız. HHalitalit ErgençErgenç - BergüzarBergüzar KorelKorel veve İzzetzzet PintoPinto Başarısızlıkla SSıradaırada ddiziler…iziler… bana vereceğine inanmıştım. Fakat sonuçlanan tüm ilk görüşmemizde asla vermeyi dü- 11001001 GeceGece ileile girişimlerine şünmüyor. O sıralar en büyük haya- MMuhteşemuhteşem Yüzyıl…Yüzyıl… lim ‘Muhteşem Yüzyıl’ı almak, takın- rağmen denemekten tım halinde. İkinci kere gittim yine vazgeçmemek Bir gün Bulgar müşterim aradı. vermedi. Ama en sonunda beşinci Türkiye’den birkaç yapımcının tele- buluşmamızda kabul etti! gerektiğine dikkat fonunu istedi. Ellerinde bir şey var Heyecanım doruk yaptı! Gerçekten çeken İzzet Pinto, mı, diye soracaktı. Bende var, sana o kadar kendimden geçtim ki, bir yollayayım, dedim. Masamın üstün- sürü vaatte bulundum. Sonra mil- başarının hayal deki bütün DVD’leri yolladım. Ara- yon dolarlık reklâm sözü verdiğimi etmek, harekete larında ‘1001 Gece’nin DVD’si oldu- fark ettim. Bir anlaşma yapmıştık ve geçmek, %100 ğunun farkında bile değilken… sonuçta bu diziyi bana vermişti. Yap- Hiç izlememiş olsam da ‘1001 mak zorundaydım! inanmak ve risk Gece’yi almaya karar verdiler. Yayın- Vaat ettiklerimin hepsini yerine getir- almakla elde landığında da, kanallarının reyting- dim: İlk kez bir Türk dizisi için dün- lerini dört katına çıkarmış oldular. ya tanıtımı yapıldı. edildiğini vurguluyor Kanal da dördüncü sırada iken, ilk Bütün oyuncular geldi Halit ve ekliyor, “Eğer sıraya sıçramış oldu! Bu başarının Ergenç’ten tutun, Meryem Uzerli’ye özgüveniyle 60 ülkeyi ikna ederek kadar. Kırmızı halıda yürüdüler. Ay- paylaşmayı dizi sattım. ‘1001 Gece’ sayesinde lar boyu bu parti konuşuldu. bilmezseniz Türk dizi ihracatı patlamış oldu! Bu fuar bittiğinde yurt dışında çalış- Kolombiya’dan Vietnam’a, Güney tırdığım elemanım bana bir e-mail kazanamazsınız.” Amerika, herkes bu işe âşık oldu! yolladı: ‘Ayın 12’si oldu, sanırım ma- Büyük piyango da bana nasip! aşımı yollamayı unuttunuz,’ diyerek. Tam da o sıralarda ‘Muhteşem Yüz- İşin kötüsü unutmamıştım, param yıl’ yayınlanmağa başladı. Yapımcısı bitmişti. Yani resmen banka hesabım Timur Savcı’yı tanıyordum. sıfırlanmıştı. Fakat söz vermiştim ve Daha önce de filmlerini temsil etti- yapmak zorundaydım. ğimden arkadaş olmuştuk. Düğü- İyi ki yapmışım, çünkü bu diziyi 75 nüme bile gelmişti. Kesinlikle bu işi ülkeye sattık. Tam 300 milyon kişi 3311 satacağım!’ Bu şekilde kısa bir sürede bütün saat- İZZET PİNTO leri bitirdik. Sonra da büyük bir heye- canla parayı aldık eve geldik, Babamı 11978978 yyılındaılında İİstanbul’dastanbul’da bekliyoruz. ddoğdu.oğdu. İİstanbulstanbul BBilgi’deilgi’de Babam geldiğinde, diyelim bugünün parası ile 100 lira kazandık. Bu 100 bbaşlayanaşlayan lliseise eeğitimini,ğitimini, liranın 50 lirası maliyet, 50 lirası kâr. HHoustonouston Babam, ‘Alın size 25’er lira,’ dedi. Ben çok kızdım: ‘Baba niye ona 25 lira SStratfordtratford HHighigh SSchool’dachool’da veriyorsun? Ona 10 lira ver, bana 40 ttamamladıktanamamladıktan ssonraonra iişş lira ver; ben senin oğlunum,’ dedim. hhayatınaayatına iilklk aadımlarınıdımlarını ‘Yok, oğlum, eğer hayatta paylaşmayı bilmezsen kazanamazsın,’ diye ya- aatmaktmak üüzerezere 1199 yyaşındaaşında iikenken nıtladı. Bu dersi tam sekiz yaşımda TTayland’aayland’a yyerleşti.erleşti. aldım. Hala geçerli olduğuna da ina- nıyorum. Eğer hayatta paylaşmayı TTürkiye’yeürkiye’ye ddönüşünüönüşünü bilmezseniz kazanamazsınız.” ttakipakip eedenden 22004004 --20062006 yyıllarıılları aarasında,rasında, üünlünlü TTürkürk TTicareticaret sevdasısevdası enen gençgenç yyazarlarınınazarlarının eenn ççokok ssatanlaratanlar yyaşlarındaaşlarında bbaşladıaşladı llistelerindeistelerinde yyerer aalanlan bbirçokirçok O zamandan başlamış küçük İzzet’in tica- eeserininserinin yyurturt ddışıışı ddağıtımınıağıtımını ret sevdası. Liseyi bitirdiğinde Amerika’da girmeye hak kazandığı üniversiteye ggerçekleştirdi.erçekleştirdi. gitmek istemedi. Babasına, okumak iste- 22006006 yyılındaılında kkurduğuurduğu şşirketiirketi izliyor. Hayatım boyunca risk aldım mediğini ve ticarete atılmayı arzuladığını ““GlobalGlobal AAgency”gency” iilele iilklk ve iyi ki almışım. Çünkü bu sayede söylediğinde 17 yaşında idi. bir yerlere geldim. Genç İzzet 19 yaşında Uzakdoğu’ya yer- TTürkürk ttelevizyonelevizyon fformatınınormatının Tabii, bu Türk dizileri sayesinde leşmeye karar verdi. Babasının en büyük uuluslararasıluslararası aarenadarenada ssatışınıatışını Türkiye’nin de ihracatı çok büyüdü. hayali ise oğlunun başarısına tanıklık üüstlendi.stlendi. etmek iken… BBaşarmaaşarma hhayaliayali Baba-oğul farklı yollarda ilerledi! 22008008 yyılındaılında TTürkürk ddizileriniizilerini Bu esnada Baba amansız hastalığa yaka- İzzet Pinto’nun heyecan dolu yıllarına landı ve oğlu İzzet’e, başarılı olduğunu ddee ddünyaünya ppazarınaazarına ssunmayaunmaya bakacak olduğumuzda, her şey bir proje görmeden dünyadan ayrılmayacağını bbaşladı.aşladı. ““MuhteşemMuhteşem YYüzyıl”üzyıl” ve 10.000 borç ile başladı. Fakat daha söyledi. önemlisi büyük bir hayalle başladı: Ba- vvee ““10011001 GGece”,ece”, GGloballobal İzzet Pinto, Uluslararası Genç Liderler ve şarma hayali! Aslen babası için başarmak Girişimciler Derneği (Junior Chamber In- AAgencygency ttarafındanarafından yyurturt ddışıışı istemişti. Çünkü oğlunun yetişmesi için ternational) tarafından, 2008 yılında ‘Yılın onca uğraş, onca emeği vardı. Pinto ço- ddağıtımıağıtımı yyapılanapılan vvee ‘‘globalglobal Girişimcisi’ Ödülü’ne lâyık bulunduğunda cukluğunu anlatıyor: dizi işlerine yeni başlamıştı. Kendisine hhit’it’ hhalinealine ggelenelen eenn öönemlinemli “Sekiz yaşındaydım. Yazları verilen yılın girişimcisi ödülü konusunda pprojelerden.rojelerden. Büyükada’ya giderdik. Bir gün babam duygularını şöyle anlatıyor, Pinto: eve geldi ve ‘Artık para kazanma İİzzetzzet PPinto,into, UUluslararasıluslararası “İnanılmaz mutlu oldum. Ödül töre- vaktin geldi…’ dedi. Ben, ‘Sekiz yaşın- nine gittim. Babam hastanede oldu- GGençenç LLiderleriderler vvee GGirişimcileririşimciler dayım, ben hani niye para kazanaca- ğu için gelemedi. Törenin sonunda, ğım?’ diye sordum. DDerneğierneği ((JuniorJunior CChamberhamber ödülüm elimde koşa-koşa hastaneye ‘Artık para kazanmayı öğrenmen IInternational)nternational) ttarafından,arafından, gittim ve onu babama verdim - Çünkü lazım,’ dedi. Babam o günlerde saat bu ödüle onun sayesinde hak kazan- 22008008 yyılındaılında ““YılınYılın sektöründeydi, yurtdışından saat ithal mıştım. O ödül töreninden birkaç gün ederdi. Dedi ki: ‘Sana bu saatleri ve- GGirişimcisi”irişimcisi” ÖÖdülünedülüne llayıkayık sonra babamı kaybettik. receğim, Perşembe günleri pazarda Âdeta bu ödülü bekliyormuş… Bir ba- bbulundu.ulundu. AAynıynı zzamandaamanda satacaksın.’ banın hayat boyu süren umutlarının, Bu benim için imkânsız görünen bir 22008-2012008-2012 yyıllarıılları aarasındarasında inancının ödülüydü bu ödül! şeydi. Çünkü pazarda satmak için ““DünyanınDünyanın EEnn HHızlıızlı BBüyüyenüyüyen O hayatta iken bu ödülü ona verebil- avaz-avaz bağırmak gerekti. diğim için inanılmaz mutluyum. İİçerikçerik DDistribütörü”istribütörü” Üstelik utangaç bir çocuktum… Ve eminim yaşıyor olsaydı, bugün de Bunun üzerine bir arkadaşıma gittim. uunvanınınvanını ddaa kkazandı.azandı. benimle gurur duyardı. Ona dedim ki, ‘Sen bağıracaksın ben ƒ 3322 www.nuevecollection.com

Harbiye Mah. Teşvikiye Cad. Atiye Sok. Dilek Apt. No:9 D:4, Teşvikiye-İstanbul Tel: +90 (212) 260 60 23  E-mail: [email protected] nuevecollection nuevecollection 3333 GEZİ Soli LEVİ

Üç çocuklu İstanbullubullu bir aile olarak yaşaarkenrke gün geldi… “Saldık çocukları dünyaya, kaldık biz burada baş başa” deyiverdik. Haritada zig zaglar yaparak onları ziyaret etmek istedik. New Yorkʼa ailesi ile beraber yeni taşınan ikinci oğlumuzun evinde, hem Pesah Bayramıʼnı geçirmeyi hem de onların yeni mekânlarını tanımayı amaçladık. Gerek çocuklarımızın gerek torunlarımızın çevreye nasıl alıştıklarını, okullara ve faaliyetlere ne kadar çabuk uyum sağladıklarını izlerken çok mutlu olduk. Ardından sıra büyük oğlumuz ve eşinin bir sene önce taşındıkları Karayipʼteki Barbados Adasıʼna geldi. İşte o günlerimizden ilginç enstantaneler...

FOTOĞRAFLAR: SOLİ LEVİ

3434 BBarbadosarbados sahilisahili

ğri bir fasulye tanesine benzeyenen Barbados hariç, Batı Hint adaları- nın hepsi volkanik. Karayiplerin en doğusunda bulunan Barbados Adası mercan kayalıkların- danE oluşmuş, tümüyle mercanlarla çevrili. Kuzeyden güneye 34 km ve doğudan batıya sadece 22 km eninde. Kumları beyaz ve denizinin rengi, özellikle Karayip Denizi’ne bakan batı ve güney kıyıları camgöbeğinin değişik tonlarında. Denizi serinletici, üstelik fazla tuzlu da değil... Nüfusu 280 bin kadar. Eski Portekiz kâşifleri burada rastla- dıkları incir ailesinden gelen ağaçla- rın dallarını sakala benzettiklerinden, sakallı anlamına gelen “Barbados” adını verdikleri söylenir. Başka bir Amerikalı ile teoriye göre ise, adaya gelen Sefarad Avrupalılar için Yahudilerinin sakallı olmalarından bu isim verildi. lüks turizm 1625 yılında adaya İngilizler yerleşti- Gündüzleri hava sıcaklığı bütün yıl ler ve zamanla ada İngiliz sömürgesi ortalama 28oC. Kasım-Nisan arası, haline geldi. soğuklardan kaçmak için Kanada 17. yüzyılın ortalarında şeker ve ABD’den birçok insan buraya kamışı üretimine geçildi ve bu geliyor. Ancak, yazın nemin yüksek sayede Barbados, Büyük Britanya oluşu havayı daha sıcak hissettiriyor. İmparatorluğu’nun en zengin ve en Olanak sahibi olanlar yaz mevsimini, önemli sömürgelerinden biri oldu. daha serin olan Kanada, Amerika Şeker kamışı üretiminde çalıştırılmak veya İngiltere’de geçirmeye çalışıyor. üzere Batı Afrika’dan köleler getirildi. Adanın doğusunda olan Atlantik Halkının %90’ı kadarı geçmiş yüzyıl- okyanusundan denize girmek çok larda getirtilen bu kölelerin torunları. tehlikeli ve yasak. Adanın kuzeyinde DDallaralları ssakalaakala benzeyenbenzeyen Kölelik, 1834 yılında kaldırıldı. ise kıyılar yüksek kayalarla çevrili. BBarbadosarbados ağacacı Zaman içinde ırklar karışarak melez- Çarpan kuvvetli dalgalar doğanın ne ler ortaya çıkmış oldu. Beyaz azınlık denli güçlü olduğunu hissettiriyor. etti. Meğer bunlar bitki değil hayvan- bu gün %5 oranında. Kayalar arasında birçok mağara… mış; bu mağaraların adı da “Animal 1966 yılında bağımsızlığını kazanan Bunları dolaşmak için turlar düzen- Flower Cave” (Çiçek Hayvanı Barbados önümüzdeki Kasım’da 50. leniyor. Mağarası). kuruluş yıldönümünü kutlayacak. Katıldığımız turun rehberi mağa- Katıldığım bir fotoğraf turunda, Başkenti Bridgetown. Halen İngiliz ralardan birinin içinde kayaların sabah erkenden, güneş henüz yük- Uluslar Topluluğu (Common Wealth) şekillerini gösterirken, bir su biri- selmeden adanın güney doğusuna üyesi olan Barbados, Karayip’teki kintisinin önünde durdu ve suya bir ulaşarak değişik koylarda görülmeye diğer adalardan daha ileri bir eko- sopa uzattı. Suyun içinde bitkiler… değer sahnelere tanık olmak bana nomi düzeyine, eğitim sistemine ve Rehber, çiçeğe benzer bu bitkilere büyük bir heyecan verdi. altyapıya sahip olduğundan, diğer sopayı değdirdiğinde, bitkiler yem Kauçuk, devetabanı, filkulağı, sadra- adalardan göç alıyor. kapmaya çalışan bir ağız gibi hareket zam kılıcı gibi bitkileri evlerimizde

3355 AAnimalnimal FlowerFlower CaveCave

görmeğe alışığız. Çok büyük boy- büyüğünü görmeye gittik. Aile işlet- lardaki bu bitkilere sokaklarda rast- mesi olan tesis, 350 senelik mirası lamak bizi şaşırttı. Değişik palmiye aynı kalitede koruyarak bu günlere çeşitleri de bu adaların tipik bitkileri. gelmiş. Tadımlık verdikleri örnekler Palmiyelerin en çok rastlanan cinsi yeni rom şişelerindendi. 12, 18 veya olan Hindistan cevizi ağaçları ise çok 20 yıllık eskitilmiş romlar, şişelen- ince gövdeli ve yüksekler. Hindistan mek üzere özel mahzenlerde mühür- cevizi satıcıları bu ağaçlara özel lü fıçılarda bekletiliyor. ayakkabı ve kemerlerlek tırmanarak Romun hammaddesi şeker kamışı- HindistanHindistan cevizlerinicev topluyor ve nın, aşırı kullanılması sebebiyle dün- aşağı sarkıtıyyorlar. Kamyon dolu- yada şeker hastalığı oranı en yüksek su meyvelerimeyveler toplayınca günlük olan ülke… kazançlarınana razı olup, yol kenarla- Zencefilin kökü, çay olarak veya rında bunlarbunları palalarla kesip suyu- yemeklerde farklı şekillerde kullanıl- nunu satmak üzere şişelere dığı gibi, çiçekleri de nadide buketler dolduruyorlar. halinde satılıyor. Çeşitli bitkiler bulunan “Andromeda Rom adanın Bahçeleri”, kendi evinin bahçesine değişik çiçek ve ağaçlar eken doğa ZZencefilencefil en büyük meraklısı İngiliz bir kadın tarafından bbuketiuketi kurulmuş. Seneler sonra 600 çeşit gelir kaynağı bitki koleksiyonunu barındıran bu Adadaki dört rom bahçe, halka açık bir yer haline geti- imalâthanesinin en rilmiş.

3366 Yıllanmış rom üzerinden akıp gitmesini sağlamak ve Brezilya’dan kaçan Hollanda asıl- barakayı yerde sabit tutabilmekmiş. lı Yahudilerle başladı. Kaçan bu Zamanla bu barakalar şekil değiştir- Yahudilerin bir kısmı Amsterdam’a miş ve bazıları turistik obje, aksesuar geri döndü, bir kısmı ise New ve şık kıyafet satan dükkânlar haline Amsterdam yani bugünkü New dönüşmüş. York’a, bir kısmı da Karayiplere örne- Turizmin zirve yaptığı Kasım-Mart ğin Jamaica’ya ve Barbados’a yerleşti. ayları arasında günde 3-4 cruise Yahudiler, şeker kamışı ve kahve gemisi Barbados’a yanaşıyor ve bin- yetiştirme konularındaki yeni tekno- lerce insan adaya çıkarak alış veriş lojileri ve tecrübelerini Brezilya’dan yapıyor. Dünyaca tanınmış moda getirerek adanın gelişmesine büyük ve mücevherat markaları turistle- katkıda bulundular. rin ilgi alanlarından. Adanın 10-15 Vaat Edilmiş Topraklar’a “bal ve süt dükkânının kapılarında Mezuza’lara yurdu” dendiğince, Barbados’u da rastlanabilir. “Hindistancevizi sütü ve şekerkamışı ülkesi” addederek adada kalmaya İngilizler gibi… karar verdiler. Bridgetown’a yerleşip adanın kuze- Kriket, Barbados’un ulusal sporu. yinde Speightstown adındaki şehir- Bir kriket müzesi ve büyük bir kriket de küçük bir yerleşim kurdular. statları var. Şimdilerde arkeologlar orada, eski bir Barbados'ta yaz saati uygulanmıyor sinagogu arıyorlar. çünkü güneşin doğuşu ve batışı her 17. ve 18. yüzyıllar, Barbados’taki gün aynı saatler civarında. Yahudilerin altın çağı oldu. Ancak, Trafik akışı, İngiltere gibi soldan. Bir 1929 yılında adada kalan son Yahudi dönem, araç kullanımına yönelik içki erkek, sinagogu özel kişilere sattı. yasağı konulduğunda insanların isya- Barbados Sinagogu, Londra’daki nı ve hükümetin devrilme ihtimali bu Bevis Marks Sinagoguna bağlı oldu- yasağın kalkmasına sebep olmuş. ğundan Tevrat ruloları ile diğer sina- Ada halkı çok rahat ve doğal, neşeli, gog eşyaları ve cemaatin bütün evra- cana yakın ve eğlenmeyi seviyor. kı Londra’ya gönderildi. Adadaki Tanışmış olduğumuz bazı insanla- Sefarad Yahudilerinin de sonu bu rın oldukça varlıklı oldukları halde şekilde oldu. bir o kadar da mütevazı olduklarını tespit ettik. İngiliz terbiyesi görmüş Barbadosluların eğitim seviyesi yük- II. Dünya Savaşı sek; insanları da kibar ve saygılı. sonrasında Barbados Sokakta veya plajda birbirlerini hiç İki değişik rotada tamamladığımız tanımayan kişiler, ister beyaz ister Yahudileri turun sonunda, zencefilli limonata siyah olsun, ön yargısız ellerini kal- II. Dünya Savaşı’nda Avrupa’dan içerek dinlenirken, kuş sesleri arasın- dırarak birbirlerine gülümseyerek kaçan Aşkenazlar, adada Yahudi da göz kamaştıran rengârenk çiçekle- selâm veriyorlar. ri seyretmek müthiş bir duyguydu. Zengin fakir farkı Maymunlar çok belirgin sokaklarda dolaşıyor Adanın varlıklı kesimi çok geniş Sokakta ve evlerin arasında serbest alanlara inşa edilmiş malikânelerde dolaşan maymunlar, bizim sokak yaşıyorlar. Oğlumuz ve gelinimiz, kedileri kadar doğal karşılanıyor. Yahudi olan eski turizm bakanını ve Yine de vahşi hayvanlar kategorisine eşini evlerine davet etti ve biz dön- girdiklerinden çok dikkatli olmak meden önce onlar da karşılığında bizi gerekiyormuş. Beğenmedikleri mey- konuk ettiler. Malikâneye girdiği- veleri, yarı yenmiş halde yere atıp, mizde ev sahibinin ilk sözü, “Burası istedikleri tadı bulana kadar ağaçlar- ev değil yuvadır, kendinizi yuvanızda dan meyveleri koparıyorlar. O kadar hissedin,” oldu. Dünyanın dört bir ki, “maymun iştahlı” deyişinin nere- yanında yaptıkları gezilerden getir- den geldiğini Barbados’ta anladık. dikleri tablo ve objelerle çok zevkli Barbados’un tipik bir ev yapı şekli, döşenmiş bu evde samimi bir havada şatel olarak adlandırılıyor. Bunlar, ağırlandık. damları dik yapılmış tahta barakalar. Pencereleri enine kanatlı ve hava akı- Barbados Yahudileri HHindistanindistan mını sağlıyor. Damların dik yapılış ccevizievizi satsatıcısı sebebi hortum olursa rüzgârın evin Adanın Yahudi tarihi 1654’te 37 NNidheidhe SinagoguSinagogu veve mmezarlezarlık

SSinagoguninagogun içiiçi

varlığını tekrar oluşturdular. 1932’de, seyyar satıcı olan ilk Polonyalı Yahudi adaya vardı ve zaman içinde ailesini, akrabalarını ve arkadaşlarını getirdi. Geride kalan akrabalar ise Holokost’ta öldürüldüler. Dört beş nesilden beri adada bulunan bu küçük topluluk, geleneklerini sürdürmek amacı ile ilk başlarda özel bir evde dua ediyordu. Ancak 1960’larda bir evi satın alıp sinagoga dönüştürdüler. Adını da Sha’are Tzedek koydular. Nisan ile Ekim sonu arasındaki en sıcak aylar- da, bu binada klima olduğu için, ada- nın yerli Yahudileri bu küçük, samimi ve mütevazı sinagogu cuma akşam- ları ve bayramlarda ziyaret ederler. Dua sonrası, herkesin evlerinde özen- le hazırladığı yemekleri paylaşırlar. Duaya gittiğimiz ilk cuma akşamı, 3388 Mikve Kiduş’u eşim Aron’un okumasını istediler. Eşim, doğal olarak cuma akşamları evimizde okumaya alışık olduğu gibi Sefarad usulünde okudu. Aşkenaz tarzına alışmış olan cemaat üyeleri okunan Kiduş’u değişik bul- dular. Turizm sezonunda ise adaya gelen dindaşlar, cuma akşamları Nidhe İsrael Sinagogunu doldururlarmış. Sinagog ve müzenin kompleksi içinde bulunan 1650’lerden kalma mezarlık halen kullanılmakta. 1985 yılında, adanın tüm halkının önde gelenleri, Barbados Sinagogu Restorasyon Projesi (BSRP) adında bir vakıf kurdular. O zamandan beri, bu kurum aralıksız olarak çeşitli projele- re imza attı. Kutlamalarına yetiştirilmek üzere Barbados Yahudi Restorasyon Projesi çevre düzenleme- leriyle devam etmekte. Müzesi 2008ʼde Yeni plana göre, Cemaatin çeşitli sos- kuruldu yal ve sanatsal etkinliklerine ev sahip- liği yapacak olan inşaatların yanı Restorasyon Projesi adlı kurum tara- sıra, 1865 yılında, Barbados halkının fından 2008'de yapılan modern müze- su ihtiyacını gidermek için Barbados de yer alan duvar panoları, yerdeki Yahudi’si olan John Montefiore cam levhaların altında eski objelerin tarafından hibe edilen Montefiore görüntüleri, fondaki Sefarad ezgileri Çeşmesi de yeşil alan içine alınacak. bizleri zaman tünelinde çok eskilere götürdü. Aynı yıl bu kurum, avluda, Rabi’nin George Washington eskiden var olan evine ait oldukları Evi Görülmeye değer ilginç yerlerden biri de George Washington Evi! ABD’nin Kurucu Başkanı George Washington 19 yaşındayken, 34 yaşın- Müze daki üvey ağabeyi tüberküloza yaka- lanmıştı. Barbados havasının sağlığa GGarrisonarrison ttünelleriünelleri iyi geleceğini düşünerek adaya taşın- dılar. Ağabeyinin tedavisi sürerken meyen dünyanın en uzun yeraltı ağı, kendisi denize girmeyi, kart oynama- 1820 yıllarına ait bir yapım. yı ve eğlenmeyi tercih ediyormuş. Neden yapıldığı hakkında değişik George Washington’un Barbados yorumlar var. Yağmur sularının sel seyahati, yurt dışına yapmış olduğu baskınına engel olması ve dolayısıyla ilk ve tek seyahat oldu. sivrisinek üremesini ve askerlerin Washington Kardeşlerin oturdukla- sıtmaya yakalanmalarını önlemek rı yer, daha sonraları resmi bürolar amaçlı yapıldığı yorumu ağır basıyor. olarak kullanılmaya başlandı. Bugün Diğer bir yorum, bir düşman baskı- dışı aynen korunarak, içi Washington nında askerlerin kaçması için yapıl- Kardeşlerin yaşadığı şekle sadık bir sanılan kalıntıların arkeologlar tara- mış olması. şekilde müze haline dönüştürüldü. fından kazılmasına da öncülük etti. Temizlenmiş ve ışıklandırılmış olan Arkeologlar Rabi’nin evini ararken, ve turlara açık olan 50 metrelik bölü- 17. yüzyıldan kalmış olan ve doğal Garrison Tünelleri münde, duvarların alt kısımlarının kaynak suyu ile beslenen antik 2011 yılında bu müze kompleksine ek beyaz mercan kayalarından, üst Mikve’sini (arınma havuzu) bulup olarak planlanan bir inşaat sırasında bölümlerin de tuğlalardan oluşu, restore ettiler. tesadüfen ortaya çıkan, toplam uzun- yukarıda bulunan ağaç köklerinin Kasım ayında gerçekleşecek luğu 10 km olan Garrison Tünelleri aşağıya kadar uzanması, bu tünelleri Barbados’un bağımsızlığının 50. Yıl keşfedildi. Eni 50-60 santimetreyi geç- ilginç ve esrarengiz kılıyor. ƒ 3399 ı 10. yıl kampanyasın kaçırmayın! şkinlere yönelik Eylül döneminde yeti t olan tüm öğrencilerimize 2 kurluk kayı ır. 3. kur hediyemiz olacakt ıyla ilgili bilgi almak için Kampanya koşullar www.britishside.com adresini tıklayın! İNGİLİZCE’Yİ BRITISH SIDE FARKIYLA ÖĞRENİN! YYabancabancı dildil birbir ihtiyaç...ihtiyaç... DahaDaha dada British Side, 2006 yılında British sürede uyum sağlamanız açısından da öötesitesi 21.yüzy21.yüzyılın bilgiyebilgiye veve iletiiletişimeime Council’in kurs bölümünü kapatması büyük önem taşıyor. sonrasında British Council’in yönetici- Ticaret yaptığı alanı ddayananayanan rekabetçirekabetçi dünyasdünyasındanda leri ve eğitmenleri tarafından “Kaliteli hherkeserkes içiniçin birbir zorunluluk!zorunluluk! VeVe genişletmek ve işini dünyaya Eğitimin Adı” sloganıyla kuruldu. açmak isteyenlere... yyabancabancı ddileile duyulanduyulan ihtiyacihtiyacın Üniversiteyi yurt dışında ggiderilmesiiderilmesi ancakancak onuonu öğrrenmekleenmekle okumak isteyenlere... Ticaretle uğraşanlar çok iyi bilirler ki, mmümkün...ümkün... GGünümüzdeünümüzde hherkeseerkese ticarette yükselmek için fırsatları önce- Eğer üniversiteyi yurt dışında okumak den yakalayıp hızlı bir şekilde değerlen- sstandarttandart uygulananuygulanan tektek tiptip birbir gibi bir hedefiniz varsa İngilizce ile olan dirmek gerekir. Ancak bir çok fırsat da İnngilizcegilizce eğiitimtim modelimodeli yok.yok. KiKişiiyeye ilişkinizi küçük yaşlardan itibaren düzenli İngilizce duvarına takılıp kalır. Bu duvarı ggöre,öre, iihtiyacahtiyaca ggöre,öre, hhayattakiayattaki ve aralıksız bir şekilde kurmanız çok aşmanın en etkili yolu İngilizcenizi geliş- hhedeflerinizeedeflerinize göre,göre, ’nokta’nokta atatışı’ önemli! Hayalinizdeki üniversiteye git- tirmektir. Özellikle faaliyet alanınızı mer- mek için karşınıza çıkacak tüm sınavlarda keze alan konularda İngilizcenizi gelişti- yyapabileceapabileceğiinizniz birbir İngilizcengilizce eğiitimitimi rerek kendi yazışmalarınızı ve görüşme- aalmanlmanız mmümkün!ümkün! DDetaylaretayları başarılı olmanın yolu, düzenli olarak ala- cağınız bu İngilizce eğitimlerden geçiyor. lerinizi kendiniz yapabilir, her türlü sınırı Neslihan Özbek iilele konukonuşttuk…uk… Bu eğitimler ayrıca, gittiğiniz ülkeye kısa aşıp yeni fırsatlara yelken açabilirsiniz. 4400 Hiç kimseye bağlı kalmadan doya doya dünyayı gezmek isteyenlere... Dünyayı dolaşmak, yeni ülkeler ve yeni kültürler keşfetmek isteyen ancak İngilizcesi yeterli olmadığı için ha rekete geçecek cesareti kendinde bulamayanlar için de çözüm çok basit aslında... ’Genel İngilizce’ dersleri sayesinde günlük konuşma dilinde ihti- yacınızı karşılayacak İngilizce bilgisine sahip olabilir ve konuşma sınıflarına katılarak akıcı bir konuşma pratiği kazanabilirsiniz. Bu derslerin ardından sahip olacağınız özgüven ile emin olun, dünya size dar gelecek! büyük yardımcınız olacak. Bu noktada, İngilizce özel dersler, iş AL Sosyal medyada trendleri herkesten önce İngilizcesi ve genel İngilizce kursları sayesinde kısa zamanda istedi- İ farketmek isteyenlere... ğiniz seviyeye yükselebilirsiniz. Sosyal medya artık hem günlük hayatın hem de iş dünyasının Konferanslarda kulaklıktan, sinemada altyazıdan tam merkezinde yer alıyor. Sosyal medya üzerinden paylaştığı- kurtulmak isteyenlere... ADVERTOR nız fikirleriniz sizi bir anda çok geniş kitlelere tanıtabiliyor. Sosyal medyada güçlenmek, daha fazla takipçiye ulaşmak ve yeni fırsatlara İngilizce’nin size sağlayacağı katkı saymakla bitmez. Sizi her türlü kapı açmak için dünyada öne çıkan trendleri önceden keşfetmek aracıdan kurtararak, işinizde ve günlük hayatınızda sizi özgürleştirir, ve bunu yerele ilk taşıyanlardan biri olmak çok önemli. Bunun için özgüven kazandırır, hayata ve olaylara daha geniş bir açıdan bak- de İngilizce yazı diline hakim olmanız gerekiyor. Eğer gerçek bir manızı sağlar. İngilizce bilgisi hayatın her ala- sosyal medya fenomeni olmak istiyorsanız, İngilizce yazımınızı nında kendini gösterir. Örneğin, katıl- geliştirecek kurslara katılarak eksiklerinizi bir an önce kapat- BRITISH dığınız uluslararası toplantı, kon- malısınız! ferans ve seminerlerde direkt SIDE’da kaliteli eğitim konuşulana odaklanabilirsiniz. vermenin ön şartlarını; Evde veya sinemada film özenle hazırlanmış ihtiyaca izlerken ’alt yazı kaçırma’ yönelik eğitimler, bu eğitimleri telaşından kurtulur, filmin öğrencileriyle buluşturacak uzman tadını çıkarırsınız. Bunun gibi sayısız örnek göste- ve deneyimli eğitmenler, müşteri rilebilir. Ve en önemlisi, odaklı çalışanlar, modern ve rahat kaliteli, iyi planlanmış ve bir donanıma sahip sıcak bir kişi odaklı bir İngilizce eğitim mekanı olma özelliği ile eğitimi sayesinde İngilizce sağlıyor ve bunu 10 yıldır öğrenmek için yıllarınızı sürdürmenin haklı vermek ve küçük bir servet gururunu yaşıyor. ödemek zorunda kalmazsınız!

Dünyadaki tüm gelişmeleri ’global bir gözle’ takip etmek isteyenlere... Eğitimde, işte, ekonomide, kısacası günlük hayata dokunan her yerde, hem birey olarak hem de toplum olarak yaşadığımız gelişmeleri dünyadan bağımsız olarak düşünüp fikir yürüteme- yiz. Dünyada olan biten ne varsa her şeyi global bir bakış açısıyla okumalı, bize sunulan sınırlı bilgi ile yetinmemeliyiz. Bunun için de medyayı ve internet aracılığıyla önümüze sunulan sınırsız bil- giyi kendi kaynağından takip etmeliyiz. Genel İngilizce dersleri ve okuma pratikleri sayesinde dünyaya bakışınız kısa sürede değişecek! Mesleğindeki yenilikleri önceden keşfedip bir adım öne geçmek isteyenlere... Mesleğinizde iyi bir kariyere sahip olmak ve mesleki çalışmaları- nızla daha fazla kişi tarafından fark edilmek istiyorsanız, atmanız gereken ilk adım İngilizcenizi geliştirmek olmalı. Çünkü İngilizce sayesinde mesleğinizle ilgili tüm yenilikleri günlük olarak takip ede- bilir, öğrendiğiniz yeni bilgileri kendi işinizde ilk uygulayan kişi siz BEŞİKTAŞ SUADİYE olabilirsiniz. İngilizce, mesleğinizde fark yaratmanızda ve kariyer Barbaros Bulvarı No: 91, Suadiye Mah. Kazım Özalp Sok. merdivenlerini daha hızlı adımlamanızda size öncülük edecek en Beşiktaş / İstanbul No: 26 K: 3-4, Kadıköy / İstanbul 0212 327 27 00 0216 688 30 02 4411 www.britishside.com e-mail: [email protected] HABER Şalom DERGI Ani Harabeleri, Kars

UUNESCONESCO DDünyaünya MMirasiras KKomitesiomitesi TToplantoplantısı 40.Tüm insanlığı temel evrensel değerler etrafında birleştirmeyi amaçlayan UNESCO’nun bünyesindeki Dünya Miras Komitesi’nin 40. toplantısı, 10-20 Temmuz tarihleri arasında, İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Doğal veya kültürel değerler, sadece sınırları içinde bulundukları ülkenin değil, tüm dünyanın ortak mirasına aittir. Bu bilinçle, UNESCO’nun bünyesindeki Dünya Miras Komitesi, Temmuz ayında 191 ülkeden 2.000'ni aşkın katılımcıyla İstanbul’da toplandı.

ütün insanlığın ortak mirası olarak kabul MOS) ve Uluslararası Doğayı ve Doğal Kaynakları Ko- edilen evrensel değerlere sahip kültürel ruma Birliği (IUCN) uzmanlarının, başvuruları değer- ve doğal varlıkları dünyaya tanıtmak, lendirmesi sonunda tamamlanan bir işlem dizisinden toplumda söz konusu evrensel mirasa sonra aday varlıklar Dünya Miras Komitesi’nin kararı Bsahip çıkacak bilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle doğrultusunda bu statüyü kazanmakta. bozulan, yok olan kültürel ve doğal değerlerin Dünya Miras Komitesi, 1972’de imzalanan “Dünya Doğal yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak amacıyla ve Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi” çerçevesinde UNESCO’nun 17 Ekim - 21 Kasım 1972 tarihleri imzacı ülkelerin üstlendikleri sorumlulukların takibinde arasında Paris’te toplanan 17. Genel Konferansı olan bir kuruluş. kapsamında, 16 Kasım 1972 tarihinde “Dünya Toplantının şehrimizde yer alması İstanbul açısından Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair hayli onurlandırıcı. Çünkü 1985’ten bu yana “Eski Şehir” Sözleşme” kabul edilmişti. olarak adlandırılan Sultanahmet, Süleymaniye, Zeyrek ve Uluslararası önem taşıyan ve bu nedenle takdire ve Karasurları’nı içeren çok geniş bir alan, 1985 yılında miras korunmaya değer doğal oluşumlara, anıtlara ve sitlere listesindeki yerini almıştı. “Dünya Mirası” statüsü tanınmaktadır. Sözleşmeyi Dünya Miras Komitesi bir yandan listesine dahil olmuş kabul eden üye devletlerin UNESCO’ya başvurusuyla eserlerin durum değerlendirmelerini yaparken, diğer başlayan ve Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICO- yandan da listeye eklenecek yeni eserleri belirlemekte. 4422 UNESCO Dünya Miras Komitesi 40. Toplantısı, İstanbul

2016 yılı itibariyle dünya genelinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kayıtlı 1052 kültürel ve doğal varlık bu- lunmakta olup, bunların 814 tanesi kültürel, 203 tanesi doğal, 35 tanesi ise karma (kültürel/doğal) varlıktır. Her yıl gerçekleşen Dünya Miras Komitesi toplantıları ile bu sayı artmakta.1 Temmuz ayında gerçekleşen toplantıda, UNESCO Dünya Mirası Komitesi, dünya genelinde sunulan 29 • Safranbolu Şehri (Karabük) [1994] yeni adaylık dosyası arasından ülkemizin Kars şeh- • Troya Antik Kenti (Çanakkale) [1998] rinde bulunan ve Ermenistan ile sınırdaş olan “Ani • Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) [2011] Harabeleri”ni veya “Bin Bir Kilise Şehri Ani”yi Dünya • Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya) [2012] Mirası Listesi’ne dahil etti. • Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir) Böylelikle, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel [2014] Müdürlüğü’nün sorumluluğu altında yürüttüğü çalış- • Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun malar neticesinde bugüne kadar UNESCO Dünya Miras Doğuşu (Bursa) [2014] Listesi’nde yer alan 16 adet varlığımız (listeye dahil • Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri [2015] edildikleri tarihler ile) aşağıdakilerdir: • Efes [2015] • Ani Arkeolojik Alanı [2016] KKÜLTÜRELÜLTÜREL OOLARAKLARAK • İstanbul’un Tarihi Alanları [1985] HHEMEM KKÜLTÜREL,ÜLTÜREL, HHEMEM DDOOĞAALL • Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas) [1985] MİRRASAS OOLARAKLARAK • Hattuşa (Boğazköy) - Hitit Başkenti (Çorum) [1986] • Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) [1985] • Nemrut Dağı (Adıyaman - Kâhta) [1987] • Pamukkale - Hierapolis (Denizli) [1988] • Xanthos - Letoon (Antalya - Muğla) [1988] 2 AANNİ ARKEOLOJARKEOLOJİK ALANIALANI Önemli bir ziyaret noktası olan Ani, Kars şehir merkezi- ya sahip sekizgen kubbeli Prens Pahlavuni tarafından nin 42 km uzağında. Ocaklı köyünde ve tam Ermenistan yaptırılan (MS 980) Abukhamrents (Polatoğlu) Kilise- sınırında bulunan ve Hıristiyanlık öncelerinde de var sini… Yarısı bir yıldırımın isabet etmesi ile tamamen olduğu bilinen Ani, Türkiye’nin önemli açık hava mü- yıkılan diğer yarısının da dimdik bir inatla var oluşunu zelerinden biri. Beş hektarlık bir arazi sürdüren Aziz Patrik Kilisesini… Yapım tarihi belli ol- üzerinde. Mimarî kalıntılarının mamakla birlikte günümüze sağlam bir şekilde bazısı hâlâ dimdik ayakta - Sas- ulaşan, Ani Açık Hava Müzesi’nin ulaşılması sani, Ermeni, Selçuklu etkisi en zor olan sarp kayalıklar üzerine Türkiye izlenmekte. - Ermenistan sınırının en uç noktasında bu- Şayet 5 hektarlık bir araziyi lunan, Arpaçay Nehri’nin aktığı derin vadi kapsayan Ani’yi ziyaret he- üzerindeki sarp kayalıklar üzerine kurulu deflerinizden biri yaparsa- Rahibeler Manastırı’nı hayranlıkla izleye- nız… Gezip görecekleriniz ceksiniz. Selçuklu Sarayı. Hamamlar. İpek arasında Selçukluların Yolu Köprüsü… Bir şölen, Ani! inşa ettiği Arslanlı Kapı’yı… XI. yüzyıl süs- lemelerine sahip Büyük DİPNOT Katedral’i (Fethiye 1 wwww.kulturvarliklari.gov.tr; Camii), 1215’te Ani’li UNESCO; Dünya Miras Listesi bir tüccar olan Tigran 2 Şalom DERGİ; Pakraduniler veya Honents’in kendi Bağratlılar Üzerine…; Aralık 2013 adıyla inşa ettiği Resimli Kiliseyi… Silindirik bir yapı-

4343 SÖYLEŞİ Miryam ŞULAM ‘UNESCO Barış Sanatçısı’ Bu yıl, 10-20 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşen, UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı) Dünya Miras Komitesi’nin İstanbul Haliç Kongre Merkezi’ndeki 40. Toplantısı’nın açılışında müzikolog ve ney sanatçısı Kudsi Erguner’e, UNESCO ‘Barış Sanatçısı’ unvanı, UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova tarafından takdim edildi. Erguner bu onurlu unvana, müzik değerleri, kültürlerarası diyalog ve müzik mirasının korunması konusundaki çalışmalarından ötürü layık görüldü. KKUDSUDSİ

EERGUNERRGUNERIIrinarina BBokovaokova vvee KKudsiudsi EErgunerrguner 952, Diyarbakır doğumlu neyzen ro Ödülü’ne de lâyık görüldü. "Kendisiyle ve Kudsi Erguner’i yakından ‘World Music’ adıyla bütün dünyada tanıyalım: büyük ilgi gören müzik akımının en etrafıyla barışık Klasik Osmanlı ve Tasavvuf önemli öncülerindendir. Besteleri üze- insanlar, hayali 1Müziği konusunda yıllardır verdiği rine, modern dansın ünlü isimlerinin bir barış için konserler ve çıkarttığı albümlerle yaptığı koreografiler, Avrupa’nın birçok savaşmazlar. " uluslararası bir üne sahip oldu; kentinde gösterime girdi. İstanbul Festi- geleneksel müziğimize de evrensel bir vallerinde birbirinden değişik alanlarda boyut kazandırdı. projeler üreterek Klasik Türk Müziği’nin Müzikal kariyerine 1969’da İstanbul kendi içinde de farklı konuları olabilece- Radyoevi’nde başladı. Osmanlı müziği- ğini gösterdi. nin kökleri hakkında yaptığı kapsamlı Geleneksel Mevlevi Sufi Müziği’nin usta- araştırmalarını albümlerinde kullandı. sı ve dünyanın en iyi neyzeni kabul edi- 1973’te Paris’e yerleşti; orada müzik ça- len Kudsi Erguner, Şalom Dergi için, de- lışmalarının yanı sıra, mimarlık ve müzi- ğerli vaktini ayırıp sorularımızı yanıtladı. koloji öğrenimi görüp her iki konuda da UNESCO tarafından ‘Barış Sanatçısı’ yüksek lisansını yaptı. ödülüne lâyık olmak, sizde ne gibi his- 1980’lerin başında Mevlânâ Enstitüsü’nü ler uyandırdı? kurdu ve kendisini klasik Sufi düşünce- UNESCO’nun verdiği unvanı, sanat sini öğretmeye adadı. Sayısı 70’i bulan çevresinde temsilcisi olarak kabul edil- albümlerinin yanı sıra, dünyanın birçok diğim müzik türüne atfedilen bir ödül ülkesinde ve dünyaca ünlü pek çok mü- ve destek olarak görüyorum. Bugüne zisyenle beraber ortak çalışmalar yaptı. kadar gerçekleştirdiğim çalışmalarımın Paris’te kurduğu ney okulunda yetiştir- takdir edildiğini bilmek kadar, bundan diği, Avrupa’nın değişik ülkelerinden ve sonra yapacaklarımın UNESCO gibi Amerika’dan gelen öğrencilerle, ney tüm uluslararası bir kuruluşun çatısı altında dünyaya yayıldı. olacağını bilmek de teşvik edici. Aynı Mehmet Ulusoy’un yönettiği Simyacı zamanda UNESCO’nun eğitim, kültür, ve Benerji tiyatro oyunlarına hazırladığı bilim için verdiği mücadeleye katkıda müziklerle 1998 ve 2002 ‘Afife Jale Tiyat- 4444 Kudsi Erguner’in çalışmalarında bulunmak hem büyük bir onur, hem de Bugünkü müziğimizi bir göç kültürünün büyük bir mesuliyet. aynası olarak görüyorum. Şehirleştirilmeye “Kültürlerin çalışılan köylü kültürünün, eldeki kıymetli Yakınlaşması” Türk Tasavvuf müziğinin ana enstrümanı şehir mirasına baskın çıkması aynı zamanda ney’de Mevlevi geleneğinin devamı olan anlayışı* köylü, kasaba kültürünün özgünlüğünü ‘Erguner Ekolü’nün son temsilcisi Ulvi kaybetmesi, adı ‘geleneği çağrıştıran’ ama Erguner’in yetiştirdiği tek sanatçısınız… -Kâbil Fransız Kültür içi bambaşka bir estetiğin doğmasına neden Özellikle Mevlevi geleneğinin ana enstrü- Merkezi’ndeki konser: olmuştur. manı olan ney bugün Türkiye’de çok rağbet Weimar Franz Lizst Müzik gören enstrüman haline dönüştü. Modern İstanbul ve İzmir festivallerinde, Nâzım Okulu’nun yaptığı orga- icra tarzı ney'de, daha çok ‘New Age’ ve Hikmet’in ölümsüz şiirlerinin hayat bul- nizasyonla Erguner Kâbil pop dünyasına uygun bir ekol gelişmesine duğu albümünüz içinden, ‘Şair Cenazesi’ Müzik Okulu öğrencilerine neden oldu. Eski tarzın devamı olabilmeyi adlı eseriniz büyük beğeni kazanmış… 15. yüzyıl Herat Sultanı rahmetli babamın öğretisine borçluyum. Bu projeyi gerçekleştirdiğim 2002 yılında Hayreddin Baykara’nın Ağabeyimin askeri okulda öğrenci olması, Nâzım Hikmet’e henüz iade-i itibar ve eserlerini öğretip çaldır- kardeşimin de yaşının müsait olmamasın- Türk vatandaşlığı verilmemişti. Aslında dı. Bu projede dört ülke; dan dolayı üç kardeş arasında babamdan iade-i itibar derken Türkiye sınırlarını kas- Türkiye, Afganistan, Fransa, direkt ders alabilme şansına bir tek ben tetmek gerekir zira dışarıda hep itibarlıydı. Almanya bir araya gelmiş nail oldum. Tüm kuzenler arasında da ney Türkiye’de ise genelde siyasal mücadelenin oldu. üfleyen bir tek büyük oğlum var; bu zincir şairi ve sembolü olarak algılandı, içli bir şair böyle kırılmadan devam eder umarım. olduğu göz ardı edildi. Onun ölüm ve ya- -Kolombiya’daki şam üzerine şiirlerini müziğe uygulayarak Cartagena Festivali’nde Ney çok özel bir çalgı aleti. Ney sesinin, bu yönünü de hatırlatmak istedim. Napoli Caz Orkestrası ile üflendiği andan itibaren, ilahi güçle bire birlikte Akdeniz melodileri- bir irtibat sağlayan bir katalizör görevi İsrail’de de bir konser vereceğiniz du- ni seslendirdi. üstlendiğini söyleyebilir miyiz? yumunu aldık. Bizi bilgilendirir misiniz ve daha önce İsrail’de bulundunuz mu? -Napoli’de Mare Nostrum ‘İlahî bir güçle irtibat!’ Biraz iddialı bir söz, (Akdeniz) faaliyeti ile Mısır, İ ancak ney sesinin, insanın iç dünyasında, Mistik kent Kudüs hakkında ne düşünü- KUDS Türkiye, Yunanistan, İtalya, bilinçaltında yatan yüce hisleri uyandırıcı yorsunuz? Kıbrıs, İsrail ve Suriye’den bir etkisi olduğu kesin. Dünyanın çeşitli ül- Venedik’teki Cini Vakfı bünyesinde, her müzikler dinletildi. kelerinde verdiğim konserlerde ney'in çoğu sene bir konu üzerine Birun adını verdiğim kişiye ruhani bir etki verdiğine bizzat şahit bir ‘workshop’ (atölye çalışması) yapıyor, -Ankara’da, Uluslararası oldum. Bu etki bazı insanlar için kültürel bitiminde de konserini veriyoruz. Konse- Bela Bartok Festivali’nde ERGUNER rin kaydı da Vakıf tarafından CD olarak Bartok anısına konser bir şartlanma olarak kabul edilebilir. Lâkin bu şartlanmayı almamış insanlarda da aynı yayınlanıyor. Geçtiğimiz yıl, konu İstanbul verdi. Yahudilerinin “Maftirim” adlı İbranice hissiyatı gördüm. -Lübnan’da Baalbek ilahileri üzerineydi. Türkiye’de bu konuda Festivali’nde eski Suriye Brüksel’de Türkiye’nin Europalia bana kaynak olan çalışmalar yapılmıştı. Bir müziği muvassahat, Festivali’ne ev sahipliği kapsamında, İstanbul insanı ve müzik araştırmacısı ola- Suriye’deki iç savaştan Yunus Emre Türk Kültür Merkezi ve rak beni ‘Makam Müziği’yle bestelenmiş Brüksel Güzel Sanatlar Sarayı Bozar’ın tüm eserler heyecanlandırıyor. Osmanlı kaçan müzisyenlerle birlik- işbirliği ile düzenlenen ve 400 kişiye ver- Sarayı, İstanbul Mevlevîhaneleri ve Müzik te seslendirildi. diğiniz ‘Osmanlı Davulları’ adlı 2 saatlik çevresiyle etkileşim sonucu XVI. yüzyıl- -Umman’da Muscat konserinizi TC Brüksel Başkonsolosu Ali dan itibaren ortaya çıkmış olan Maftirim Operası’nda Arap, Türk Barış Ulusoy ve eşi de izlemiş. Aldığınız repertuarı çok güzel eserler içermekte, ben ve Fransız müzisyenlerle tepkiler nasıldı? ve topluluğum da bu eserleri dinletiye Mevlevi ayini icra etti. Brüksel ve Lahey’de verdiğimiz konserlerde sunmaktan büyük bir gurur duymakta- çok kaliteli bir izleyiciyle karşılaştığımızı ve -Güney Kore’de Kudüslü yız. Kudüs her üç inancın da kutsal yeri. Kadın mutasavvıf Rabiatül beğenilerini kazandığımızı hatırlıyorum. Bu Dinler tarihinin anılarıyla dolu bu şehirde Adevviye’nin bestelenen konserlerden çok güzel tepkilerle döndük. konser vermek mutluluk verici. Daha önce şiirlerini seslendirdi. Projeye katılan sanatçı sayısının 30 kişi ol- de birçok kez İsrail’de, özellikle Kudüs’te ması nedeniyle organizasyonun oldukça zor konserler vermiştim. -Venedik’teki Cini olmasına rağmen birçok öneri aldık. Vakfı’nda her yıl çeşitli Son olarak, dünya barışı için okurlarımıza ülkelerden müzisyenlerle Günümüzde, “Tasavvuf Müziği” adı altın- iletmek istediğiniz bir mesaj var mı? bir master class düzen- da yapılan albümlerin, ilahiden çok Ana- Farklı kültür, inanç ve medeniyetlerin var- leniyor. Geçtiğimiz yıl dolu türkülerinin arabesk versiyonu olan lığı bir zenginliktir. Bu farklılıklara taham- Osmanlı müziğinde Musevi bir müziğe dönüştüğünü söylemişsiniz. mülsüzlük aslında insaniyetin bir felaketi- bestekârlar, önceki yıl Hâlâ öyle mi düşünüyorsunuz? dir. Bir arada yaşayabilmemiz için, geçmişte Farsça sözlü Osmanlı müzi- Elimizde, Mevlânâ, Yunus Emre, Niyazî yaşanmış acıların intikamından vazgeçerek, Mısrî, Hacı Bayram, Hüdâî, Şemseddin dostluklarımızı içinde yaşadığımız medeni- ği teması işlendi. Sivasî gibi yüzlerce mutasavvıfın manalı yetin ortak paydaları üzerine inşa etmemiz *Kudsi Erguner’e şiirlerinden oluşmuş bir hazine varken gerektiğine, birbirimizle üstünlük iddiasıyla UNESCO’dan unvan; “Tasavvuf Müziği” diye okunan eserlerin değil, insanî değerleri yaşamak ve yaşatmak Hürriyet Gazetesi; çoğunun konudan çok uzak oluşu üzücü. için yarışmamız gerektiğine inanıyorum. 12.07.2016; Doğan Hızlan; köşe yazısı. 4455 ADVERTORİAL İddialı çizgilere sahip tasarımların yeni adı

YYenieni nneslineslin yyükselenükselen mmarkasıarkası NNUEVEUEVE bbyy RRUSENUSEN DDENİZLİLİ,ENİZLİLİ, yyenieni mmağazasınınağazasının kkapılarınıapılarını aaçtı.çtı.

Öncelikle kendinizden bahseder misiniz? Dubai’de 13 yıl yaşadığım süreçte, üniversi- teden mezun olduktan sonra yaklaşık 6 sene finans & ekonomi sektöründe çalışırken, aynı zamanında tekstil sektörüyle ilgileni- yordum… Tekstile olan ilgimi profesyonel- liğe dökmek istedim ve Türkiye’de bayan- ların giyim sektörü ile ilgili şikâyetlerini gözlemledim. Beş sene önce İstanbul’a geldiğimde bu işi mutfağından öğrenmek için moda tasarım eğitimi aldım ve hemen uygulamaya geçmeyi arzu ettim. Herkesin dolabında bulundurmak istedi- ği, kaliteli isçiliği ile dinamik, elegan ve özveriliyle çalışılmış tasarımlar sergilemeyi tercih ettim. Nueve Collection, 8 Şubat 2014 tarihinde Nişantaşı’nda Atiye Sokak’ta tüm moda severlere kapılarını açtı... Bildiğiniz üzere cemaatimizde birçok organizasyon yapılmaktadır. Nueve Collection olarak, kişiye özel tasarım yapıyor musunuz? Kişiye özel tasarımlar Nueve’nin en büyük özelliği arasında yer alıyor… Son zamanlarda en çok talep, gelinlik üzerine oluyor. Tabi özel davetlerde, düğün, nişan, mezuniyet, parti ya da gün içinde güzel görünmek isteyenler için birbirinden farklı, sade, bir o kadar da şık, zarif kıyafetler tasarlıyorum… Kişinin ten, saç rengi, işi, duruşu gibi özel- likleri kısa bir analizden geçirdikten sonra, kişiye en uygun renk ve çizim alternatifleri ve kumaşlarla ve numune işlemelerle/boncukla- rıyla sunum hazırlıyorum kendilerine. Ayrıca, stil danışmanlığı hizmeti de veriyo- rum. Özel davetlerde giyilebilecek kıyafetleri tasarlarken bütüne bakıyorum… O günün ya da gecenin özelliği konusunda bilgi alıp, takısı, ayakkabısı dâhil olmak üzere, saç, aksesuar ve makyaj seçimini de yine o günün özelliğine göre ayarlıyorum…

4466 Tasarımlarınızı hayata geçirirken leri bulmanız mümkündür. Dilerseniz nelere dikkat edersiniz? renk alternatifleri de sunmaktayız. “NUEVE, seksi ve Benim en fazla önem verdiğim ilk iki Her tasarımın kendine özgü bir çizgisi cesur kadınları şey Kalıp ve Kumaştır. Bunları doğru bulunmakta… Hepsinin bir hikâyesi simgeler.” yaparsanız başarı kapısını aralamışsınız var. Tasarımların en özel tarafı, her demektir. Koleksiyonlarıma konsept vücuda özel olarak dikilmişçesine ilk adım olarak, sezonda nasıl bir tarz yapılan özel kalıplar… Beli ince gös- oluşturmak istediğim üzerinde duru- teren, bacak boyunu uzatan, kişinin yorum. vücut yapısına uygun feminen, güzelli- Sadelik kavramı üzerine kurulmuş ğini ve dişiliğini ön plana çıkaran tasa- bir yapım var; sade ve şık giyinmeyi rımlarımız bulunmakta. seviyorum. Galiba markamda da kendi Son olarak eklemek istediğiniz bir stilimi uyguluyorum. Elegan görünmek şey var mı? ve kadınları bu tarzda görmek hoşuma NUEVE, benim için SEKSİ ve CESUR gidiyor. kadınları simgeler. Kişinin kendisini tanıması gerektiğine Marka algısı için bu konuda çok has- inanıyorum. Giydiği kıyafeti öz güven- sasım ve aynı hissi karşı tarafa da ver- le taşımasını ve rahatlığını düşünerek meye çalışıyorum. Müşterilerinizin sizi karşımdaki kişiyi mutlu edebileceğim tanıması ve güven duyması gerekiyor. tasarımların üzerinde yoğunlaşıyorum. Daha çok yeniyim ama bunu başara- Çizimlerimi yaparken müşterilerimin bildiğimi düşünüyorum. Şu ana kadar isteklerine de kulak vererek kendi çiz- hep pozitif geri dönüşler aldım. İşimi gimle bağlaştırıyorum. çok severek yapıyorum ve müşterile- Farklı şeylerden ilham alabiliyorum. rime de bunu yansıtmaya çalışıyorum. Gözlerim birçok şeyi görür, dikkatimi Stresli ve yoğun günler geçirsem de bu Harbiye Mah. pek çok şey çekebilir. Arkadaşlarımla enerjiyi doğru tuttuğum sürece doğru Teşvikiye Cad. dışarıda yemek yerken yerde minik, yolda olabileceğime inanıyorum. Tek Atiye Sok. Dilek Apt. No:9 değişik bir şekli olan taşı görüp, o şekli istediğim beni tanırlarken bu işi ger- D:4 Teşvikiye - İstanbul etek formuna uyguladığımı bilirim. çekten kaliteli ve özveri ile yaptığımı Tel: +90 (212) 260 60 23 Yani sınırsızım bu konuda… görebilmeleri. www.nuevecollection.com Kişiye özel tasarımlar dışında da, Kıyafetlerini özveri ile seçen ve bunun- mağazanızda hazır giyim satıyor la kendini bütünleştirerek sade ve şık, musunuz? kendine yakışına uygulayabilen, ken- nuevecollection Evet satıyoruz. Mağazamıza geldiğiniz- disine vakit harcamayı seven kadınlara nuevecollection de günlük şık kıyafetler, gece kıyafet- hitap ediyoruz. nuevecollection 4477 GÜNDEM Şalom DERGİ Leeonardonard Coohenhen KKanadalıanadalı mmüzisyen,üzisyen, şşairair LLeonardeonard CCohenohen’’inin ““SoSo LLongong MMarianne”arianne” ((HoşçaHoşça KalKal Marianne)Marianne) vvee “Hoşça Kal ““BirdBird onon WWirire”e” (T(Teldekieldeki Kuş)Kuş) ggibiibi şşarkılarınınarkılarının iilhamlham pperisierisi MMariannearianne IhlenIhlen ggeçtiğimizeçtiğimiz ggünlerde,ünlerde, NNorveç’teorveç’te 2299 Marianne” TTemmuz’da,emmuz’da, 8181 yyaşında,aşında, uuzunzun ssüreüre savaşımsavaşım vverdiğierdiği llösemiyeösemiye yyenikenik ddüşereküşerek yyaşamaaşama vvedaeda eetti.tti.

hlen’in yakın arkadaşı, Nor- veçli belgesel sanatçısı Jan Christian Mollestad, Kana- da radyosu CBC’ye verdiği demeçte, Leonard Cohen’in ölüm döşeğindeki eski sevgili- sine yolladığı veda mektubunu kendi- Isine okuduğunu açıkladı. Mollestad, Leonard Coh en’i arayıp Marianne’nın sonunun yakınlaştığını haber verdi: “İki saat içinde Leonard’dan Marianne’a söylediği demecinde, o anları şöyle o muhteşem mektup ulaştığında bilinci anlattı: tamamen açıktı. Ve onun kendisine yazdı- “‘Elini uzatsan…’ sözcüklerini okudu- ğı için de son derece mutlu! Durumunun ğumda elini uzattı. Sadece iki gün sonra, bilinmesi kadar ulaştırılan aşk ve tutku bilincini yitirdi ve öldü. Ölümünün dolu satırlar ona büyük bir iç huzuru sağ- ardından Leonard’a yazdığım mektup- ladı ve yolculuğuna çıkmak üzereyken bir şinden geleceğim. Biliyorum, ardından… ta, son anlarında Marianne’a “Bird on güç kaynağı oldu.” Şunu bil ki, seni o kadar sıkı takip edi- Wire”ı mırıldandığımı söyledim. Çünkü *** yorum ve öylesine yakınım ki, eğer elini Marianne’ın kendine en yakın hissettiği Türkiye’de büyük bir hayran kitlesi- uzatırsan, benimkine ulaşabilirsin. Ve… şarkıydı, o. Sonra da onu alnından öp- ne sahip olan Cohen’in, 1960 yılında, Biliyorsun ki, seni her zaman güzelliğin tüm, ‘Hoşça Kal Marianne’ diyerek oda- bir Yunan adasında - Hydra’da tanış- ve bilgeliğin için sevdim. Bu konuda daha dan çıktım.” tığı ve 10 yıl kadar hayat arkadaşlığı fazlasını söylememe gerek yok. Çünkü Bu yazının kaynağı olan The Guardi- yaptığı eski aşkına yazdığı veda mek- sen bunları hep biliyorsun… Şimdi sana an Gazetesi yazarlarından Suzannne 1 tubu… sadece çok güzel bir yolculuk diliyorum. Moore Twitter hesabından duygula- “Evet, Marianne, ikimiz de çok yaşlan- Hoşça kal eski dost, sonsuz aşk... Yolun rını ifade ederken, Leonard Cohen’in dık ve vücutlarımız dağılıyor. Sanıyo- sonunda yakında görüşmek üzere…” çok ender olan bir şeyi başardığını rum ki, yakın bir zaman sonra senin pe- Mollestad, sevgilisinden gelen mek- - ölümden açıkça söz ettiğini vurgu- tubun Marianne’ı çok mutlu ettiğini larken şöyle not düştü: 4488 HOŞÇA KAL MARIANNE

Pencereye gelmeyecek misin, küçük sevgilim? Avucunu okumak isterdim Biliyorsun, bir çingene çocuğu olduğumu düşündüğümü Beni eve götürmene izin vermeden öncelerinde

Hoşça kal Marianne, başlama eonard vaktimiz geldi L Gülmeye ve ağlamaya ve ağlamaya Sonra da hepsine yeni baştan gülmeye

Biliyorsun, seninle yaşamayı sevdiğimi Lakin çokça unutturuyorsun Unutuyorum meleklere dua etmeyi Unutuyor melekler de bizim için dua etmeyi

Hoşça kal Marianne, başlama vaktimiz geldi Gülmeye ve ağlamaya ve ağlamaya Sonra da hepsine yeni baştan gülmeye

Ne zamandı tanıştık? Ne denli gençtik… Leonard Cohen, bir keresinde, Yeşil leylak bahçesinin içinde “Şiir yaşamın kanıtıdır. Yaşamınız Bir haç imişim gibisine sarıldın bana iyi yanıyor ise, şiir sadece ardında Biz karanlıkta diz çökmüş ilerlerken… kalan külüdür” demişti. Hoşça kal Marianne, başlama Ama nasıl bir kül? vaktimiz geldi Sımsıcak, kutsal, aşkın sonuna dek Gülmeye ve ağlamaya ve ağlamaya dans eden; genç tutkular - yaşlı Sonra da hepsine yeni baştan bedenler; az rastlanan, zarif bir veda. gülmeye Hoşça Kal, Marianne. Teşekkürler Cohen! Şimdilik gizli aşkın gerek bana Yepyeni bir tıraş bıçağıymışçasına soğuğum Terk ettin beni meraklı olduğumdan Cesur olduğumu söylemedim ki hiç

Hoşça kal Marianne, başlama “Heyhat, genelde bizler, ölüme sessizlikle kadın - Marianne Ihlen’in geçen haftaki vaktimiz geldi veya abuk sabuk konuşmalarla yaklaşır- ölümü, onu yakından tanımış olanlar Gülmeye ve ağlamaya ve ağlamaya ken… Şairin, son saatlerini sürdürmekte kadar, onu sadece Leonard Cohen’in Sonra da hepsine yeni baştan olan Marianne Ihlen’e mektubu öylesine ilham perisi olarak bilenlerin, hatta zama- gülmeye güzel, şiirsel ve amacına yönelikti ki…” nında “gerçek bir Marianne” olduğunu Oh, öylesine güzel bir kadınsın ki “Cohen’in sınırlı sözcükleri, aşkının bilmeyenlerin bile yoğun tepkisiyle karşı Görüyorum gittiğini ve adlarını söz dizimi, salt kendini ilgilendirenin karşıya kaldı. Leonard Cohen ile Marian- değiştirdiğini hedefine ulaşma yeteneği - sevmiş ne Ihlen arasındaki samimi bağ nedeniyle, Ve tam da dağ yamacını olduğu kadının ölümü, kendi ölümlü- Leonard’ın Facebook sayfası takipçilerinin tırmanmışken lüğü, her ikisinin aşkı… Tüm bunlar Marianne hakkındaki duygu ve düşünce- Göz kapaklarımı yağmurda yıkamak güzelin ve aklın içselleşmiş hali…” leri, anıları, şiirleri vs. onun sonsuz anısı üzere “So Long, Marianne” 1967’de, Leo- adına paylaşıma açıktır.” ƒ nard Cohen Şarkıları Albümü’nde Hoşça kal Marianne, başlama yerini almıştı. 1 @suzanne_moore - 8 Ağustos 2016 vaktimiz geldi Oslo’da toprağa verilen Marianne’ın Gülmeye ve ağlamaya ve ağlamaya ardından Leonard Cohen’in Facebook KAYNAKÇA: Sonra da hepsine yeni baştan sayfasında şöyle bir post yer aldı: www.theguardian.com gülmeye. “‘So Long Marianne’ ile ölümsüzleşen Leonard Cohen Facebook Sayfası 4499 VEDA Şalom DERGI OOSMANLISMANLI TTARARİHİ’NDE’NDE BİR SAYFASAYFA KAPANDIKAPANDI

DDünyaünya ççapapındanda duayenduayen birbir tarihçiye,tarihçiye, PProf.rof. DDr.r. HHalilalil İnalcnalcık’k’a VEDA ETTİK Hocaların nalcık, Osmanlı tarihini Halil İnalcık. hocası, dünya çapında bir bilim dalı Türk Yahudilerinin 500. Yıl tarihçilerin haline getiren, eserleriyle, Etkinlikleri kapsamında, 1992’de yaklaşımlarıyla ve yetiştir- düzenlenen “500 yıldır paylaşılan kutbu, özgeçmişi diği tarihçilerle hayattayken tarih: Osmanlı İmparatorluğu ve İde bir miras oluşturan büyük bir Modern Türkiye’de Yahudiler” sayfalara tarihçiydi. konulu Sempozyumu’nda Şalom sığmayan, İnalcık, 1940’larda başladığı Gazetesi yazarı, Suzan Nana yaptığı akademik çalışmalarını neredeyse Tarablus’un gerçekleştirdiği ölümüne kadar devam ettirdi. söyleşiden alıntılarla, tarihe bakış çalışmalarla Osmanlı tarihi anlaşılmadan, dünya açısını değiştiren dünyanın en tarihinin anlaşılamayacağını dünya büyük Osmanlı tarihçisi Prof. Dr. yüzyıllara ilim camiasına kabul ettiren kişidir, Halil İnacık’ı saygıyla anıyoruz. damgasını vuran Halil İnalcık geçtiğimiz Temmuz ayının son günlerinde 100 yaşında yaşama veda etti. 5500 Sayın İnalcık, İspanya’dan kovulan Yahudiler neden Osmanlı İmparatorluğu’na gelmek istediler? Neden İmparatorluk da onları buyur etti? Bu sorunuzu birkaç noktada yanıtlayacağım: - 15. asrın Avrupa’sında bir Haçlı ruhu vardı. - Birlik duygusu ve refah dolu bir ahenk içinde yaşam sürdüren Yahudiler vardı. - 1470’lerde Fatih Sultan Mehmet zamanında Osmanlılar Haçlı tehditleri altındaydı. - Fatih İstanbul’u aldığında Osmanlılar, Yahudileri, Prof. Dr. Bernard Lewis: teşebbüs kabiliyetleri, sermaye olanaklarıyla daha “Tüm zamanların en büyük âlimi…” yakından tanımış oldular. - Avrupa’da 14. asra kadar geleneksel olan Yahudi ‘Şefkat’ diyorsunuz, ‘hoşgörü’ diyorsunuz. nefreti de söz konusuydu. Öyle ki, Yahudilerin Hıristiyan Bu kavramlar 500 yıl önceleri için mi geçerli? ülkelerine gidecek halleri yoktu. En yakın Müslüman ülke Osmanlılar tarihin belirli bir devresinde hoşgörü ve Osmanlı İmparatorluğu idi. yakınlık göstermişlerdi. Yahudiler yerleştikten sonra, (…) neticede Osmanlılar onları kendi insanları olarak Yahudilerin Müslüman bir ülkeye gelmeyi tercih algılamışlardı. edişlerinde Yahudilik ile İslâm’ın müştereklikleri mi Şarkılarınızı dinledik. Bizim şarkıları söylüyorsunuz. söz konusuydu? Yoksa İmparatorluğun yapısallığının Bizler Yahudilerle yoğrulmuşuz, yan-yana değil, iç-içe! bir gereği miydi? Sonra biz, sizden etkilendik. Kısacası bir kaynaşma var. Orta Asya Moğol İmparatorluğu dönemlerinde, Cengiz 1492’de II. Beyazıt’ın Yahudileri kabulünde ‘hoşgörü’ Han zamanında bile Yahudiler, daima iyi karşılandılar. vardı. Ticari yetenekleriyle tanınıyorlardı. (…) Ayrıca İslam’ın zimmi hukuku vardı. (Zimmi hukuku, Peki, günümüz için de bir hoşgörü söz konusu mu? İslâm’ın dışındaki kitaplı dinlere inananlar için Gayet tabii! kullanılmıştır.) Zimmi hukuka karşı gelmek dine karşı Bu özel hoşgörünün arkasında tarihi bir zaruret yatar. gelmek sayılırdı ve anayasal bir suçtu. Fakat artık anayasal düzende, laik Türkiye’de Yahudi bir Zimmi hukukunda hoşgörü ve himaye unsurları vardır. vatandaş bir Türk’ten ayırt edilemez. 500 yıl birlikte sürdürülen yaşamların ardından, rasyonel sebeplerle bir kaynaşma, bir aile haline dönüştük. Ben İstanbul’da doğup Ankara’da büyüdüm. Ankara’da, Yahudi Mahallesi en iyi mahalleydi ve orada otururduk. Evimiz sinagoga (‘havra’ derdik) yakındı. Yahudi çocuklarla oynardık. Onlardan kendimizi, onlar da kendilerini bizden farklı hissetmezdi… Judeo-Espanyol diyoruz… Bu lisanı Yahudiler hâlâ konuşuyorlar. Neden? Çünkü asırlardır yaşadıkları İspanya’nın kültürünü benimsemişler. Dilimizde yer alan birçok İspanyolca kelimeyi Yahudilerden aldık: ‘Palavra’, ‘masa’ gibi… Kültürel yaklaşımda bulunup analiz yapılınca Yahudiler, Türkler, hatta Ermenilerin birbirleriyle kaynaşmış bir Cumhurbaşkanı Erdoğan: millet haline geldiğini görürüz. “Üç kişinin elini öpmek benim için önemli. Laik Türk Devleti idaresinde, herkes hür ve eşit birer Annemin, babamın ve hocalarımızın…” vatandaş haline geldi. (…) Yahudilerin, Osmanlı tarihindeki yerlerinin bilinir kılınmasıyla, dünyaya iyi bir örnek oluşturma şansına “500 yıldır paylaşılan tarih: Osmanlı İmparatorluğu sahip miyiz? ve Modern Türkiye’de Yahudiler” konulu uluslararası Şüphesiz! Sempozyumun sizce nasıl katkıları olacaktır? Osmanlı Devleti Cemiyeti, Türklüğü ayırıp azınlıkları Yapılan tüm çalışmaların sonucunda Türk imajına bir ezme yoluna gitmedi; tüm milletlere eşit muamele katkı söz konusudur. Bu uluslararası konferansta yalnız yaptılar. duygusal olarak değil, açıkça ifade edildiği gibi Osmanlı idaresi zamanında Yahudiler yalnız maddi değil, kültürel Millet ve din ayırımı yapmadan, büyüklüğünü olarak da en parlak devirlerini yaşadılar. Demek ki, abartmadan, sosyal ve ekonomik bir sistem içinde Yahudi Tarihinde Osmanlı Devri çok parlak ve çok önemli kaynaşmak Osmanlı İmparatorluğu’nda mümkün oldu. bir dönem! Muhtelif din ve inançlardan insanların bir arada Dünya bu konuda bilgi sahibi değil. Türk imajının yaşamasında Osmanlılar bir örnek teşkil etmiştir. ve Türk gerçeklerinin ortaya çıkması açısından bu Tüm bunların bilinir kılınması da dünya barışına bir Sempozyum bir dönüm noktasıdır. katkıdır.

5511 1100.00. YYAAŞ YYAAŞAAMINDANMINDAN GGÜNÜNDEÜNÜNDE KKISA-KISAISA-KISA HHALALİL Halil İnalcık, eserleriyle Osmanlı- Türk tarihine hem siyasî ve ekonomik konularda hem de kültür ve medeniyet İNNALCIKALCIK tarihi alanında özgün katkılarda “100 yaşına kadar yaşa- bulunmuş bir bilim adamı. mak… Bütün dostlarım 26 Mayıs 1916 tarihinde İstanbul’da sayısız yayının kurul üyesi oldu. bunu merak ederler… doğdu. Bir kız evlat sahibi olan İnalcık’ın doğal Annesi Ayşe Bahriye olarak sayısız öğrencileri Ben uzun ömrümü gen- Hanım, babası da Kırım- MMilletleriilletleri oldu; Prof. Dr. İlber lerime atfediyorum. Tatar Türk göçmeni Seyit mmilletillet yyapanapan Ortaylı en sevdiklerinden Osman Nuri Bey’dir. biriydi. Fakat uzun bir ömür Doktorasını 1942 yılında ttarihleridir.arihleridir. Tüm Balkan dillerine için insan, normal ola- Ankara Üniversitesi’nde TTarihsizarihsiz bbirir ve Arapçaya çevrilmiş rak hayat tarzı, insanın aldı. 1952 yılında Dil Tarih olan “The Ottoman kendisine hedef olarak Coğrafya Fakültesi’ne mmillet,illet, kkiişiililiğiinini Empire The Classical seçtiği konu… Meslek... Tarih Profesörü, 1956’da Age 1300-1600” ve “An Bunlar insanın ömrünü ise Ankara Üniversitesi kkaybetmiaybetmiş birbir Economic and Social uzatabilir veya kısaltabi- Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne bbireyeireye bbenzer.enzer. History of the Otoman lir. Normalde uzun ömür Profesör oldu. 1972 yılında Empire” gibi kitapları için bir hayat gayesi - da Chicago Üniversitesi’nde dünya üniversitelerinde Tarih Profesörlüğü yapmağa HHedefim,edefim, başlıca ders kitabı olarak sevgisi bulmak ve onun başladı. TTürklerinürklerin kullanılmakta. için hayatını harcamak 1953-1972 yıllarında Konuk İnalcık, Ankara gereklidir. 72 kitabım Profesör olarak görev ttarihiniarihini bbirir Üniversitesi Dil Tarih ve var, çoğunu 80 yaşından yaptığı yerler arasında, yyabancabancı dedeğiil,l, Coğrafya Fakültesi’nde sonra yazdım. Bir şeye Princeton Üniversitesi, 32 yıl hizmet verdikten âşık oldunuz mu, her şeyi Pennsylvania Üniversitesi… bbirir TürkTürk ggözüyleözüyle sonra 1972 yılında unutursunuz… ” 1956 yılında Harvard yyazmak,azmak, Chicago Üniversitesi’nde Üniversitesi’nden Rockfeller Osmanlı Tarihi Araştırma bursu almış, öömrümümrümü Kürsüsü’nü, 1993 Uluslararası Güneydoğu yılında Bilkent Avrupa Araştırmaları bbuu amacaamaca Üniversitesi’nde Kurumu’na Başkanlık, hhasrettim.asrettim. Tarih Bölümü’nü Royal Historical Society kurmuştu. için Muhabir Üyeliği ve 25 Temmuz Royal Asiatic Society’nin şeref üyeliğine 2016 günü Ankara’da yaşama seçilmişti. veda etti. Cenazesi Dil ve Tarih- Archivium Ottonamicum’un yayıncısı Coğrafya Fakültesi’ndeki bir ve Encyclopedia Of Islam, Turcica ve töreni takiben 28 Temmuz Harvard Ukranian Studies’in ve benzeri 2016’da toprağa verildi.

OOSMANLISMANLI TTARARİHİNDENDE İSSLÂMLÂMİYETYET VVEE DDEVLETEVLET Prof. Dr. Halil İnalcık’ın 100 yaşın- nan süreç ele alınmış. Türklerin da, Haziran 2016’da İş Bankası Osmanlı’dan önce de bir devlet yayınlarından yayımladığı son geleneği olduğunu, kendi dev- kitabı, Osmanlı Devleti’nde dinin let anlayışlarını İslâm dünyasına tarihi üzerine toplu bir Biyografi taşıdığı vurgulanan kitapta, böy- değişiklik gösteren ilişkinin olmadığı gerçeğinden yola çıka- lelikle şeriat ile yan yana bir sivil dökümünün sunulduğu eserde, rak bu eksikliği gidermek adına hukuk alanı geliştiği vurgulanıyor. 18. yüzyılda başlayan batılılaşma hazırlanmış. Kitapta Türklerin Osmanlı’nın 600 yıllık hâkimiyeti eksenli modernleşme hareketinin İslâmiyet’le tanıştığı 9. yüzyıldan boyunca devlet ve İslâmiyet ara- Cumhuriyet’in kuruluşuna dek Cumhuriyet’in kuruluşuna uza- sındaki zamanın koşullarına göre uzanan seyri de takip ediliyor. 5522 FOTOĞRAF: ONE SHOOT IT

0212 322 72 73 - 74 Kartal Sokak No: 4/B, Göktürk - Eyüp, İstanbul www.homecouture.com.tr y [email protected] ÇİÇEKLER: FLOWERS& EVENTS y MEKAN: KEMER GOLF RESORT HOTEL homecoutureofficial ZİYARET İzel ROZENTAL

OOrdarda birbir kköyöy vvarar Şiirince’de,rince’de, O kköyöy MMatematikatematik KKöyü’düröyü’dür

ezmesek de, tozmasak da, da bulunan Nesin Matematik Köyü’dür. Şirince, Selçuk o köy bizim köyümüzdür” Zaten Nişanyan’ın 60 metrekarelik kaçak ilçesine bağlı diye devam eder Ahmet ‘felsefe evi’ de buradadır. Kutsi Tecer’in özellikle Temmuz ayının ortalarında, İzmir bir turistik köy, ben yaştakilerin dilleri- Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlemiş neG pelesenk olmuş “Orda Bir Köy Var olduğu “Engelsiz İzmir” konulu bir ulus- 2012 yılının Uzakta” başlıklı duygusal şiiri… lararası karikatür yarışmasının jüri üye- “kıyamet” Şirince, Selçuk ilçesine bağlı bir turistik leri arasında yer aldım. Jüri çalışmalarını söylemlerini köyümüz. Hatırlayacaksınız 2012 yılında, tamamladıktan sonra, yurt dışından gel- 21 Aralık günü beklenen kıyamet nede- miş olan bazı jüri üyeleriyle birlikte İzmir anımsatan. niyle dünyanın gündemine düşmüştü. ve çevresini gezdik. Güya, Maya takvimine göre kopması bek- Efes harabeleri, Meryem Ana Evi, Selçuk Şirince’nin lenen kıyamette, dünyanın tek etkilenme- Kalesi gibi arkeolojik ve tarihî yerlerin bir kilometre yecek bölgesi Şirince idi. Ne ki, o gün çok yanı sıra Şirince Köyü’nü de ziyaret ettik. sayıda basın mensubunun köye gelmiş Şirince, uzaktan bakılınca gerçekten karşısında, olmasına karşın, turist sayısında ciddi bir şirin bir görüntü veriyor, ama içinde Kayser Dağı’nın düşüş yaşanmış, zaten beklenen kıyamet gezindikçe tamamen turistik bir kimliğe de kopmamıştı! bürünmüş olduğunu fark ediyorsu- yamaçlarında Şirince Köyü’nün adı Sevan Nişanyan’ın nuz. Bağrışarak dükkânlarına, lokanta bulunan Nesin adıyla da sık sık basınımızın gündemine ve kafelerine müşteri çekmeye çalışan gelmiştir. Bunun nedeni, harabe halinde çığırtkanlarla dolu çarşısı, tamamı butik Matematik olan bu eski Rum köyünün Nişanyan çifti otele dönüşmüş olan dar sokaklarındaki tarafından keşfedilmesi sonrasında geçir- evleriyle otantik bir köy olma özelliğini Köyü. diği büyük değişimdir. Şirince’yi eskiye çoktan yitirmiş ne yazık ki… Hapislere sadık kalarak yeniden inşa etmeye girişen Hazır oralara kadar gelmişken, karikatür- Sevan Nişanyan’ın bu süreçte başı sürekli cü dostlarıma Nesin Matematik Köyü’nü girmesine devletle derde girdi. Sonunda, SİT alanı de ziyaret etmemizi önerdim. İran’dan, sebep olan içinde bir taş ev inşa edip mühürlerini de Japonya’dan gelmiş olan yabancı konuklar, sökünce yargılandı ve önce iki yıl, ardın- “Matematiğin de köyü mü olurmuş?” diye Nişanyan’ın 60 dan da üç ayrı davadan toplamda 11,5 yıl şaşırdılar. Bunun üzerine köyün yaratıcısı metrekarelik hapis cezasına çarptırıldı. Profesör Ali Nesin’i aradım, “Bekliyorum, Meraklısı bu süreci internetten araştırıp hemen gelin!” yanıtını alınca da Nesin kaçak ‘felsefe daha geniş bilgi sahibi olabilir. Bizim Matematik Köyü’nün yolunu tuttuk. konumuz ise Şirince’nin bir kilometre Ali Nesin küçük grubumuzu yemekha- evi’ de burada. karşısında, Kayser Dağı’nın yamaçların- nede karşıladı. Futbol oynarken sakatlan- 5544 MMatematikatematik KKöyü'ndeöyü'nde hhaberleaberleşme:me: İzzelel Rozental,Rozental, ÖÖLÜMÜNDE,LÜMÜNDE, AAlili NesinNesin olmak üzere dört ders alıyor- YYOMTOVOMTOV lar. Ders programları pazartesi günü başlayıp iki hafta sonraki pazar günü son buluyor. Yaz GGARTARTİ’’NNİN boyunca altı dönem var, her mış, ayağı şişmiş, ayakkabı giyemiyor, dönem farklı bir program uygulanıyor. güçlükle yürüyordu. Buna rağmen KKALEMALEMİNNDENDEN Programlara katılan lise öğrencileri için bütün köyü en uzak noktasına kadar aranan ilk şart, kampa kendi istekleriyle gezdirerek gönüllü rehberliğimizi yaptı, katılmış olmaları. Zaten başvuruları da HHENRENRİ hem de yalınayak! kendileri yapmak zorundalar, ebeveynleri Ziyaretimiz esnasında yaz kampında değil! Öğretmenler ise gönüllü çalışıyor. üç yüz kadar öğrenci bulunuyordu. MMATALONATALON Perşembe günleri tatil; isteyenler o gün Ancak köyün yatak kapasitesi beş yüz Efes harabelerini geziyor, tekneyle çıkıyor “Hanri Matalon demek öğrenciye kadar izin veriyor. Biz öğle ya da Dilek Yarımadası’nda düzenlenen Saint-Joseph camiası için saatlerinde geldiğimizden herkes yemek doğa gezilerine katılabiliyor. “tarih” demektir, çünkü O paydosundaydı. Kampa katılan öğrenciler, dönüşümlü bu lisede yaklaşık 50 yıl olarak mutfakta ve bahçede çalışarak YYemekemek paydosupaydosu esnasesnasındanda matematik hocalığı yap- köyün yemek, bulaşık, temizlik gibi bbirir açaçık havahava derslidersliği mış, sayısız nesiller ondan gündelik işlerine yardımcı oluyorlar. feyiz almıştır. O’nun için Ali Nesin, 31 dönüm içinde yer alan Hocalık kutsal bir meslek- Matematik Köyü’nün inşası esnasında ti. Hanri Matalon’un eşsiz kayda değer hiçbir ağaç kesmedikleri ifadesi, tahtadaki pek gibi, kuruluşundan bu yana çevreye dört binden fazla fidan diktiklerini güzel yazısı, dürüstlüğü gururla anlattı. meslekteki üstün kabiliyeti Köyde sadece matematik yok; kampın bir öğrencilere etki yapar bölümü görsel sanatlara, bir diğer bölü- ve herkesin ona karşılıklı müyse felsefe çalışmalarına ayrılmıştı. saygı ve sevgi hisleriyle Öğrencilerin kaldıkları koğuş evlerin her bağlı kalmasını sağlardı. KKütüphaneütüphane veve konferanskonferans salonusalonu birine bağışçıların isimlerinin verildiğini Özel hayatında yüksek gördük. Bu evlerin arasında, benim için bir karakter sahibi, iyi bir en hoş sürpriz, Saint Joseph Lisesi’ndeki arkadaş, kız kardeşi için yıllarımdan tanıdığım ve hayranı oldu- bir melek, tek kelime ğum rahmetli matematik öğretmenimiz ile tam bir centilmendi. Hanri Matalon’un adını taşıyan evle kar- şılaşmam oldu. Ebediyete intikal ettikten Kendisine minnettar öğrencilerinin bağış- sonra bir insanın bu fani larıyla yapılan bu evin önünde bolca dünyada yalnızca bırak- resim çektirdik. tığı eserler kalır. Hanri Nesin Matematik Köyü’nden ayrılırken, Matalon’un dev eseri de karikatürcü dostlarımın yüzlerindeki Ortam o denli sakin ve sessizdi ki, yetiştirdiği öğrencilerinden hayranlık ifadesi görülmeye değerdi. İlk insan kendisini üç yüz lise öğrencisinin oluşmuştur. Bu nedenle fırsatta buraya dönüp bir karikatür prog- bulunduğu bir yaz kampında değil de, Hanri Matalon’un ismi her ramı gerçekleştirmeye karar verdik. bir rehabilitasyon merkezinde vesile ile anılacak, sanıyordu. Yanımızdan geçen kalplerimizde daima öğrenciler saygılı bir şekilde kalacaktır. Bu da, selam veriyor, dalgın dalgın derin acısını paylaştı- yollarına devam ediyorlardı. ğımız kız kardeşi Sayın Belli ki, her birinin kafasında Rozet Matalon için farklı bir matematik problemi bir teselli olacaktır. yatıyordu. Bazıları ise derslikle- Sevgili Hanri Matalon, ri terk etmemiş, ellerinde kitap hâlâ çalışıyor ya da roman oku- burada bulunan yorlardı. öğrenci ve arkadaş- Köyün kütüphanesi ile aynı larını, seni son defa zamanda konferans salonu ise, saygı ile selâmlıyoruz hayal gücümüzü zorlayacak ve gözyaşları ile top- boyut ve güzellikteydi; insanın rağa emanet ediyo- burada kitap okuyası geliyor! ruz. Ruhun şad olsun!” Öğrenciler günde sekiz saat Ali Nesin 5555 ETKİNLİK Şalom DERGİ

İzmirli çizerleri buluşturan etkinlik Engelsiz İzmir 2016 Uluslararas ı Kongresi Dünya nüfusunun % 10’u engelli… Onlar duyamıyor, göremiyor, yürüyemiyor ve sosyal hayatta birçok engelle karşılaşıyor. Gelişmiş ülkelerdeki engellilere nazaran dünyadaki birçok engelli bakıma muhtaç. Çoğu okuyamıyor, medikal destekten yoksun hayatlarını sürdürüyor. Engellilerin uğradıkları negatif ayrımcılık ve toplum tarafından görmezden gelinmeleri ‘görünmez’ olarak yaşamalarına neden oluyor.

BBirincilikirincilik ngellilerin kent Keyifli geçen çalışmaların ÖÖdülüdülü iranliranlı yaşamına daha sergisi, engelliler haftasında kkarikatüristarikatürist aktif katılmalarını açılacağı belirtildi. Engelliler HHamedamed sağlayacak uygu- Haftası, 10 Mayıs ile 16 Mayıs MMortozaviortozavi AAlavi'ninlavi'nin lamaları başlatan arasında, Birleşmiş Milletlere ve Türkiye’nin ilk üye 156 ülkede aynı tarih- E“Engelliler Eğitim ve Kültür lerde kutlanan özel haftadır. Merkezi”ni hizmete açan İzmir Bu yıl ikinci kez düzenlediği Büyükşehir Belediyesi de “Engelleri Kaldıralım” konulu Uluslararası düzeyde düzen- uluslararası karikatür yarışma- lediği karikatür yarışması ile sında, birinciliği İranlı Hamed engellilerin sorunlarını kamuo- Mortozavi Alavi kazandı. yuna taşımayı amaçladı. Polonyalı Karolina Gniterek’in SSeçicieçici KurulKurul üyeleriüyeleri İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ikinci, Türkiye‘den Muammer EErayray ÖzbekÖzbek veve düzenlemiş olduğu “Engelleri Kotbaş’ın üçüncü olduğu yarış- İzzelel RozentalRozental Kaldıralım” konulu uluslararası mada, Kazakistan‘dan Galym karikatür yarışmasının seçici Boranbayev, Türkiye’den kurul üyeleri ve İzmirli çizerler Kaan Saatçi ve İran’dan Saeed bir araya geldi. Sadeghi ise mansiyon ödülü İzmir Sanat Merkezi’nde almaya hak kazandı. yapılan etkinliğe İranlı Çizer İzmir Büyükşehir Belediyesinin Massoud Shojai Tabatabai, engellilerin sorunlarına dikkat Japon Çizer Yoshiaki Yokata, çekmek amacıyla düzenlediği Türkiye’den Eray Özbek, Musa “Engelleri Kaldıralım” konulu Gümüş, İzel Rozental ve Ömer uluslararası karikatür yarışma- Çam katıldı. sına, 31 ülkeden 205 karikatür Workshop çalışmasına katılan sanatçısı, 530 eserle katıldı. çizerler: Mustafa Yıldız, Sadık “Engelsizmir 2016 Kongresi” Pala, Mehmet Aslan, Mümin kapsamında düzenlenen yarış- İzel manın jüri üyeleri, 530 kari- Durmaz, Tufan Selçuk, Tolga Rozental'e katür arasından 6 eseri ödül Sakarya, Menekşe Çam, teşekkür almaya, 40 eseri de sergilemeye plaketi İbrahim Ethem Aslan, Lütfü değer buldu. Dereceye giren verilirken Çakın, Ozan Çavdar, Murat eserleri seçmekte zorlanan Asın, Özge Ulu, Deniz Dokgöz, Seçici Kurul üyeleri, farkında- Bayram Bağcı, Hüseyin Haldun lık yaratan bu etkinliğin örnek Civlez, Hasan Gümüş, Yusuf olmasını diledi. Akıncı, Cem Çevikayak, Uğur Akşam konuk çizerlerin sergisi Günel, Hüseyin Gani Merttürk, kalabalık davetliler önünde Volkan Narta, Hüseyin Esen, açıldı. Plaketler verildi. İzmirli Ercan Baysal ve Mehmet Ali çizerler verilen kokteylde soh- Güneş. bet imkânı buldu. ƒ 5566 İyi görün, iyi hisset, iyi yaşa!

Bedeninizi ve ruhunuzu zinde tutmak için kışa BeFine Sports&Spa’da hazırlanın.

TITANIC BUSINESS BAYRAMPAŞA TITANIC BUSINESS KARTAL TITANIC PORT BAKIRKÖY titanic.com.tr

5577 KÜLTÜR Jozef NASEH* Vakıflı Ermeni köyünde 12 bin yıllık bir şölen

Yüzünü doğu Akdenizʼe çevirmiş Musa Dağıʼna yaslanmış yedi köydüler… Gidebilenler gitti… Gidemeyenler, Vakıflı Köyüʼnde toplandı…

akıflı… Ülkemizin, kırsal alanda, sayı bakı- mından çoğunluğunu Ermeni yurttaşlarımızın oluşturduğu tek yerle- Vşim alanıdır. 1910 yılında, küçük bir depodan dönüştürülmüş köy meydanında yer alan kiliselerinin rahibi yoktur. Pazar ve özel günlerin ayinlerini İskenderun Kilisesi’nden gelen rahip- le karşılamaktalar. *** Her yıl Ağustos ayının ikinci haf- Petros… Azat… Agop… Armen… dil, kültür, sanat, tarih, inanç, bilim tasında, cumartesiyi pazara bağ- Aram… Hepsi de gençti... ve gelenek gibi süreçler yalnızca bir layan gece, köyün bayramı olarak Aslında gelişleri umuda yolculuktu. ırka, bir millete, bir topluluğa mal kabul edilen “Meryem Ana Günü - Bunun için, her yıl Ağustos ayının edilebilir mi? Bağbozumu” şenlikleri düzenlenir. ikinci haftasını özlemle beklerlerdi. Aklın egemen olduğu bilim dünyası, Bu şenliklere, Bu bekleyişte umut vardı. Aşk vardı. bunun mal edilemez olduğunu söy- Kimi İstanbul’dan… Sevgi vardı. ler. Ardından bunları insanlığın ortak Kimi Sivas’tan… İnanç geleneklerini yaşatmak vardı. genetik ve kültürel mirası olarak Kimi Ankara’dan… Kimliklerinde, Anadoluluk vardı. kabul eder. Kimi de Avrupa’nın birçok ülkesin- Bir zamanlar Anadolu’nun çeşitli Bunun en güzel örneği… den… kırsal alanlarından kentlerine, met- Hatay’ın Samandağı ilçesine bağlı, Hepsi de, Türkiye’nin tek Ermeni köyü ropollerine göç eden ebeveynleri, çoğunluğu Ermeni yurttaşlarımızın olan Hatay’ın Samandağı ilçesine bağlı, kaybolmakta olan inanç kültürleri- yaşadığı Vakıflı Köyü’nde Ağustos Musa Dağı’nın eteklerinde yer alan ni çocuklarına ve gelecek nesillere ayının tam ortalarında yapılan kutsa- Vakıflı Köyü’nde, inanç kültürlerinde aktarmak için gençleri özellikle bu ma törenlerinde gözlemledik. bağ bozumu olarak isimlendirdikleri şenliklere gönderirlerdi. İlk gün kurban kesme töreninin bayramı kutlamak için geldiler… İnsanlığın gelişimsel sürecinde yazı, ardından “Herisi” (ezme… aşur... 5588 deniyor), ertesi gün de üzüm kutsa- LU ma - bağ bozumu töreni. Ğ Kurban kesme ve Herisi yapma töre- ni, günümüzden çok öncelerinin, yak- laşık 12 bin yıllık bir geleneği... Yani avcı toplayıcı toplumdan yerleşik düzene geçişin simgesel bir aşaması. Bu aşamanın nerede ve kimler

tarafından başlatıldığı konusunda RAFLAR: CAN SAUTO yeterli bir bilgimiz olmasa da, Asya Ğ –Mezopotamya - Anadolu kökenli olduğu düşünülüyor. FOTO Geleneksel olarak avcı toplayıcı toplumlar avladıkları hayvanları yemeden önce ateşte pişirirler; çıkan kokuları bilmedikleri, erişemedikleri önsüz ve sonsuz olan tanrıya, yedik- lerini kutsaması için ulaştırırlar. Bu geleneksel insanlık yöntemi, kül- türel ve genetik olarak birçok top- luma geçişmiş, inançlarını ve sosyal yapılarını etkilemiş ve günümüze kadar taşınmıştır. Aslen Asya ve Anadolu kökenli olan Ermeni yurttaşlarımız, bu geleneği inanç kültürlerine katarak günümü- ze kadar ulaşmasını sağlamıştır. Bu geleneği yalnız Ermeni yurttaşla- rımız değil, Mezopotamya kökenli Hıristiyanlar (Mitra kökenli etkileşi- mi olan) Doğu Akdeniz’de (Hatay, Adana ve Mersin’de) yaşayan Arap Alevi’si yurttaşlarımız, Anadolu’da Şamanizm etkileşmesinin altında kalan Bektaşi, Pir Sultan Abdal ve buna yatkın inanç kimlikleri olan topluluklar ile Müslüman ve Yahudi kardeşlerimiz de Bu sofra sıradan kullanmaktalar. bir sofra değildi… Asma da, Asya - Mezopotamya ve Anadolu Dostluğu, sevgiyi kökenlidir… pekiştirmek için Asmayı, Asyalı Türklerin sadece bir vesileydi. Köyü’nde gerçek- Dostluğu, sevgiyi pekiştirmek için tarım toplumuna kazan- leşen törenler, bu sadece bir vesileydi. dırdıkları söylenir. Planlı sürecin sadece Çünkü bu tür sofralar, yalnızca olarak, asmayı yetiştirdikleri, olgun- minik bir özeti gibidir. arkadaşlıkları ve dostlukları, sevinç, laşan üzümleri şaraba dönüştürdük- İşte o gün kurbanlar kesildi. Dualar coşku ve mutlulukları paylaşmayı leri, şarabı da Şaman törenlerinin yapıldı. Kazanlar kaynadı. Davullar değil, aynı zamanda, zorlukları ve paylaşım sofralarında tanrı sevgisini çaldı. Halaylar çekildi. Tanrı’ya bah- sıkıntıları da paylaşmayı öğretirler. anlatmak ve ona ulaşmak için kullan- şettiği nimetler için şükür edildi. İnsanlığın 12 bin yıllık bu kültürel dıkları bilinmektedir. İnsanın çocukluk, gençlik ve olgunluk gelişim sofrası hepimizi bekliyor. ƒ Tabi bu geleneği Hititler, Urartular, sürecini simgeleyen koruk üzümden, Yunanlılar, Romalılar, Yahudiler, olgunlaşan üzümün kabuğunun çat- *1953 yılında Antakyaʼda doğan Jozef Hıristiyanlar gibi Anadolu’da bulu- laması ve yetkin insanı simgeleyen Naseh, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih nan, gizem kültürüne sahip birçok şaraba dönüşmesinin kutsama töreni Coğrafya Fakültesi, Klasik ve Çağdaş inanç kültürü, üzüm suyu veya şarap yapıldı. Ermeni kardeşlerimizin, Hz Anadolu Medeniyetleri Arkeoloji Bölümüʼnden mezun oldu. Türkiyeʼnin olarak kullanmıştır. İsa’nın kanı olarak algılayıp yaptıkları Konu ettiklerim, insanlığın kültürel pek çok bölgesinde arkeolojik çalışmala- bu törenler belki de hepimizin yaşam ra katılan Naseh, Antakya Medeniyetler gelişim mirasının 12 bin yıllık öykü- kaynağı olan kanımızı da simgeliyor. Korosu Derneği de dahil olmak üzere sünün çok az bir kısmını kapsıyor. Ve herkes bu üzüm sofrasındaydı. pek çok derneğin kurucusu ve üyesidir. Geçtiğimiz haftalarda Vakıflı Bu sofra sıradan bir sofra değildi… Evli ve iki çocuk babasıdır. 5599 TEKNOLOJİ Estella KÜÇÜKBAROKAS

ENGIE aracınızdaki arızayı teşhis ediyor

iç beklenmedik bir zamanda, aracımız ediyor ve yaklaşan servis ihtiyaçları hakkında uyarıyor. arızalandığında, arıza türünün tespit edilmesi Sürücüye akünün bitmesi durumunda ve yakıt tüketimi vs. ve her tamirhanenin farklı arıza ve tamir bedeli hakkında bilgi veriyor. Bluetooth bileşeni, 2002 yılı veya belirlemesi, hepimizin bütçesinde beklenmedik sonrasında üretilmiş neredeyse her araçla bağlantı kurabili- Haçıklar ve dolayısıyla gerginlikler yaratmakta. yor ve bu bağlantı bağımsız olarak yapılabiliyor. İsrailli genç ve yenilikçi firma Engie, bu zorlu süreci orta- Firmanın en bilindik melek yatırımcısı ve firmaya ilk dan kaldırmaya yönelik bir uygulama geliştirdi. yatırımı yapan kişi, Waze’in kurucu ortağı ve eski baş- Sistem, aracın bilgisayarıyla temasa geçen bir Bluetooth kanı Uri Levine. Şirket duyurusunda, “Engie’nin ürettiği bileşeni sayesinde araçla bağlantı kuruyor. Bağlantı kurul- çözüm, yetkiyi tamirhanelerden alıp sürücülere veriyor. duduğu andaanda Engie, aracın durumunudurumunu görüntülüyor,görüntülüyor, arızalarzaları AArrızazalarların testespitini,pitin teşhis koyulmasını, aracın durumuyla tespit ediyor, onlara tanı koyuyor ve sürücülere iilgililgili ddüzenliüzenli bbilgiilgi alınmasını ve yakındaki tamirhanelerin yakyakındakindaki tamirhanelerintamirhanelerin fiyatlarfiyatlarını gösteriyor.gösteriyor. ffiyatlariyatl ının karşılaştırılmasını sağlayan bu AyrAyrıca aracın durumunudurumunu izlemeyeizlemeye devamdevam uyuygulama, araçları hakkında sürücülere bebelli bir bilgi birikimi sağlamakla birlikte, araçlarar ını yetki ve özgüvenle tamirhane- ye götürmelerini mümkün kılmaktadır” deniliyor.de EEngie’nin kurucu ortağı ve CEO’su YYarden Gross, “İsrail pazarının ürüne oolan talebi inanılmazdı. Çünkü biz bura- dda araç servisi ve bakımının yanı sıra ssürücülerin önemli bir sorununa çözüm ggetiriyoruz” diyor. Piyasaya sürüldüğünden beri yaklaşık 200 tamirhane uygulamaya katıldı. Uygulama ülkede yaklaşık 100.000 kullanıcıya ulaştı. Firma, Seri A finans- man turunda 3,5 milyon dolar yatırım topladı. Toplanan yatırımlar Engie’nin denizaşırı büyümesini sağlayacak.

60 Stres değİl Streç Fİlm İSTEYENLER

61 HABER Şalom DERGİ

TARİHİNDE BİR İLK BM'NİN YENİ GENEL SEKRETERİ BİR KADINirleşmiş Milletler Genel Sekreterliği, BM’nin Güney Koreli başlıca organlarından biridir. Ban Ki-Moon’un yerine seçilen Genel Sekreter, BM Genel Kurulu tarafından BM Güvenlik Konseyi’nin önerisi üzerine altı Filipinli Hukukçu, Senatör Leila yıllık bir dönem için atanır, görev süresi uzatı- Blabilir. de Lima, tarihte bir ilk olacak. Filipinli Leila de Lima, kısa zaman içinde görev dönemi- 1945’ten bu yana Birleşmiş ni tamamlayacak olan Ban Ki-Moon’un yerine Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri olarak seçildi. Milletler Genel Sekreterliği Söz konusu bu seçim öncesinde Ki-Moon, kendisinden görevine getirilen ilk kadın! sonra bir kadının tayin edilmesi gerektiğini savunmuştu. 6622 LEİLA DE LİMA KİM? Birleşmiş Milletlerin kuruluşundan, 1945’ten bu Iriga City’de - Filipinlerde, 27 Ağustos 1959’da doğdu. yana ilk kez bir kadın böylesi öncü bir rol için seçil- Tam adı: Leila Norma Eulalia miş oldu. Josefa Magistrato de Lima'dır. Ban Ki-Moon, bu konuma getirilen sekiz erkekten La Salle Üniversitesi’nde sonra, BM’nin artık bir kadın genel sekreterin göre- Tarih, daha sonra da San ve getirilmesinin vaktinin geldiğini söyledi ve şöyle Beda College’da Hukuk devam etti: “Kadınlara eşit haklar verilmesine inanı- okudu. Hukukçu. Liberal yorum.” görüşe sahip. Kocası, Plaridel Birleşmiş Milletler, Leila de Lima’yı altısı erkek, Bohol’dan boşandı. Bu beşi kadın, on bir kişi arasından seçti. Ban Ki-Moon evlilikten iki oğlu var: Israel ve seçenekler arasındaki favorisinden hiç söz etmez- Vincent Joshua. Israel otistik ken sadece konu hakkındaki düşüncelerini belirtti: ve babasıyla birlikte yaşıyor. “Dünyanın gidişatını değiştirebilecek sayısız seçkin Leile de Lima’nın teyzesi Julie ve istekli kadın lider, dünyanın diğer yöneticileriyle de Lima, Filipinler Komünist Partisi’nin kurucusu Jose etkin olarak işbirliği içinde olabilir…” Maria Sison ile evli. BM Genel Sekreteri, Genel Kurul’a BM çalışmala- rı üzerine yıllık rapor sunar; uluslararası barış ve güvenliğe yönelik bir tehdit olarak değerlendir- diği durumlarda Güvenlik Konseyi’ni uyarabilir; uluslararası anlaşmazlıklarda arabuluculuk yapabilir. Çalışmalarını New York’taki BM binasında yürüten Genel Sekreter, aynı zamanda BM’nin Cenevre’deki bürosunun çalışmalarını da denetler. Genel Sekreter olarak Birleşmiş Milletlerin gayrı resmi sözcülüğü ve liderliği görevini de yapacak olan Leila de Lima, Filipinli bir hukukçu, bir senatör. Mayıs 2008’de, Devlet Başkanı Gloria Macapagal Arroyo tarafından Filipin İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı’na getirildi. 30 Haziran 2010’a kadar söz konusu bu komis- yondayonda görevgörev yaptyaptı. Başkan Benigno S. Aquino III’ün onu AdaletAdalet Bakanlığı’na getirmesigetirm üzerine, İnsan Hakları Başkanlkanlığı’ndan’ndan istifaistifa etti. San BedaBeda College’daCollege’da HukukHuku Profesörü oldu. EkimEkim 2015’ten itibaren,itibaren, LeilaLeil de Lima tüm yoğunluğunu 2016’da2016’da gerçeklegerçekleşen FilipinFilipin Senatosu seçimlerine yöneltti. SeçimlerinSeçimlerin sonucunda,sonucunda, üzerlerindeüzer geniş çapta hayli tartış- mmalalı oolanlan Senato’dakiSenato’daki 12 bboş koltuktan biri Lima’nın oldu. BöBöyleceylece Leila de Lima, FFilipinlerin 17. Kongresi’nde FiliFilipinlipinli bir senatösenatörr olarak görev yapacak. KAYNAKÇA: theguard1an.com

GLADWYN JEBB, BİRLEŞİK KRALLIK, 1945’TEN 24 Ekim 1945 –1 Şubat 1946 TRYGVE LIE, NORVEÇ, BU YANA 1 Şubat 1946 – 10 Kasım 1952 DAG HAMMARSKJÖLD, İSVEÇ, BM GENEL 10 Nisan 1953 – 18 Eylül 1961 U THANT, BURMA, SEKRETERLERİ 30 Kasım 1961 – 31 Aralık 1971 KURT WALDHEIM, AVUSTURYA, 1 Ocak 1972 – 31 Aralık 1981 JAVIER PÉREZ DE CUÉLLAR, PERU, 1 Ocak 1982 – 31 Aralık 1991 BOUTROS BOUTROS-GHALI, MISIR, 1 Ocak 1992 – 31 Aralık 1996 KOFI ANNAN, GANA, 1 Ocak 1997 – 31 Aralık 2006 BAN KI-MOON, GÜNEY KORE, 1 Ocak 2007 – 31 Aralık 2016 6633 BİRİKİMLER Suzi SABANER AAhh şşuu ggevezeeveze mmartılarartılar

“Beni merak etme anne, ailemi bir arada tutmak ve dünyayı görmek istiyorum” diyerek uzaklara yaşamaya gittim. On iki sene sonra geri döndüğümde, Büyükada’daki ev eskisi gibi değildi artık...

6644 artıların süzüle- Sevdiklerimin anısına ve onlarla be- rek uçmalarını raber yaşayacaktım evimizde... hayranlık ve coş- Davetsiz bir şekilde devamlı ziya- kuyla seyrederim. retime gelen hüznün yüzüne kapıyı Aralarında sohbet kapatmak yerine, “hoş geldin bu- ederlerken çıkar- yur” diyerek içeri aldım, bir gün. dıkları seslerle huzur bulurum. Sanki Ardından yalnızlık, acı, suçluluk, öz- yükseklerdenM büyük resmi görerek lem duyguları da geldiler. Bir cesaret “ya bu insanlar neleri dert ediyor” kendimle yüzleştim. Olanları ve ken- diyerek kahkaha atarlar şen, neşeli ve dimi kabullenmeye çalıştım. geveze martılar. Adadaki güzelliklere gönül gözüyle Yaşamımın zor bir döneminde mar- bakmaya sonra da görmeye başla- tıların varlıklarının şifa olduklarını dım. Begonvillerin pembe ile mor söylesem inanır mısınız? arası renklerini, denizin mavisini, Uzun bir aradan sonra yaz aylarında iskelede güneşin batışını, kumsalda tekrar Büyükada’da yaşamaya baş- uçan, denize ya da yere konan mar- lamak, beni ülkeye kesin dönüş yap- tıları seyrettim. Tek başıma gezerken mamdan daha fazla zorladı. Her şey düşüncelere kapılmayıp çevreme bıraktığım gibi değildi artık. “Beni iyice dikkatimi verebilmek için fotoğ- merak etme anne, ailemi bir arada raf makinemi hep yanımda taşıdım. tutmak ve dünyayı görmek istiyo- En çok da martı fotoğrafları çektim. rum” dedim ve uzaklarda yaşamaya İçimden ne geliyorsa yazdım, evde gittim. On iki sene sonra ülkeme geri ya da kafelerde. Yazdım, fotoğraf döndüğümde Büyükada’daki ev es- çektim, sonra yine yazdım. Kardeşim kisi gibi değildi artık. ile ailesinin nadir de olsa üst kata Ayrı katlarda yaşamış olsak da, gelmesi ve bir dostumun benimle ay- Büyükada’daki evimizde, büyük bir nı sokakta oturması bana dayanma aileydik. Büyükbabam ve büyükan- gücü verdiyse de çok yalnız hissetti- nem daha önce aramızdan ayrılmıştı. ğim zamanlar martılarla arkadaşlık Ben yurt dışında yaşarken annemi, ettim. döndükten sonra da babamı kaybet- Adada ikimiz el ele yokuş yukarı tik. Kurduğum yuva dağıldı, çocuk- çıkarken, “Sen doğduğun zaman larım uzaktalar. Suzika, annenle hastaneden çıktığı- Türkiye’ye geri döndüğümde yazları nız gün seni bir sepete koyup hep Adadaki evde kalabilmeyi çok dene- beraber Ada’ya geldik” demişti bü- dim önceleri, ama en çok bir gece da- yük babam. Sevdiklerimin sesleriyle yanabildim. Yakınlarımı yanı başım- beraber martı seslerini duymuştum da hissediyor, çocuklarımın seslerini Büyükada’da. En masum, en ilgi duyuyordum. Bahçede kutladığımız gördüğüm ve belki de en mutlu za- doğum günlerini, mangal partilerini manlarımda, henüz yara almamış- o anda oluyormuşçasına hissedebili- ken. Meğer bu yüzden tutkunmuşum yordum. Balkonda, her zamanki yer- martılara, bu yüzdenmiş onların ses- lerinde pamuk saçlı büyükannem ile lerinin bana huzur vermesi. Eskiden büyükbabam vardı sanki. Evin içinde çok eskiden kalan hatırladığım o ses- olduğum zamanlar derin bir hüzün, ler. Sevinçte ve hüzünde arka fonda özlem ve yalnızlık duyuyordum. hep vardılar. Olayları mizahla değerlendirme yete- Düşe kalka, yuvarlanarak, değişerek, neğimi bir türlü kullanamıyor, kendi- dönüşerek öğrenerek, evime, adaya mi acıklı eski bir Türk filminin içinde döndüm. Bu süreçte -sevdiklerim gibi hissediyordum . O yüzden de alınmasın-beni sadece martılar anla- orada uzun zaman kalmaya dayana- dılar. Dünyanın neresinde olursam mayıp koşar adımlarla deniz otobüs- olayım, ne zaman bir martı görsem lerine doğru atıyordum kendimi. neşelenir, hatta aramızda kalsın onla- Her şeye rağmen ayakta kalmaya ve ra göz kırparım. yaşam sevincimi geri almaya karar Sabahın ilk saatleri henüz ve ben sı- verdim bir anda. Oğullarımın ve be- cak bir yaz günü yine martı sesleriyle nim çok sevdiğim Büyükada’da ya- uyandım Büyükada’da. Ah şu geveze şayacaktım yaz aylarında, yeniden. Martılar... 6655 ‘Gündüz, Işık, Gece’ Sergisi İstanbul

Modern’de TTEPTAEPTA Aydınlatma’nınAydınlatma’nın 225.5. YılıYılı onurunaonuruna hhazırlananazırlanan veve 1991 yılında, aydın- kküratörlüğünüüratörlüğünü İstanbulʼun latmanın sanatsal ve aaydınlatmaydınlatma aalanındakilanındaki atmosferin- estetik boyutuna olan den esinlen- ilgi sonucu kurulan ööncüncü iisimlerdensimlerden UUlrikelrike diği sergi TEPTA Aydınlatma, BBrandi’ninrandi’nin üüstlendiğistlendiği için davetli 2016ʼda 25. Yılını kut- ssergi,ergi, üüçç aayy ssüresinceüresince katılımcıların luyor. TEPTA bu çerçe- iizleyicizleyici iilele bbuluşacak.uluşacak. “doğal ışık” vede Türkiyeʼde ilk kez kavramına düzenlenecek bir ışık yoğunlaşması sergisine imza atıyor: “Gündüz, istendi. Küratör Christine Brandi Işık, Gece”. İstanbul Modern Sanat ʻninçağrı metninde yer alan kon- Müzesi geçici sergi alanında yer sept, katılımcıların “doğal ışığı” alacak “Gündüz, Işık, Gece” ser- yeniden düşünerek yorumlamaları- gisi 18 Ekim 2016-22 Ocak 2017 na olanak sağladı. tarihleri arasında izlenebilecek. “Doğanın ışığı bizim günlerimize, Temsilcisi olduğu tasarım odaklı gecemize yani tüm hayatımıza markalar ile alanında öncü mimar, öncülük eder. Bizi sağlıklı ve mutlu tasarımcı ve sanatçıları bir araya kılar, çevremizi deneyimlememizi getiren, TEPTAʼnın 25. Yılını kutla- sağlar. Farklı atmosferler algılama- dığı bu özel serginin küratörlüğü- mıza sebep olur. O halde tasar- nü Almanyaʼdan UBL ve Brandi ladığımız yapay ışık alanlarında Instituteʼun kurucu direktörü, ışık neden gün ışığından daha çok şey tasarımcısı Ulrike Brandi üstlendi. öğrenmeyelim? Brandiʼnin farklı saatler ve hava Doğal ışığı taklit etmekten değil, şartları altındaki ışıkları ile değişe- ondan ilham almanın peşinde ola- rek bambaşka duygulara bürünen lım.” 6666 7$5$%<$·'$<(1İ%İ5<$Ş$0

VSDFHLVWDQEXOFRPSURMHOHUMXPDSOXV

P]HULQH\HUOHüWLULOPLü\DüDPDODQ×QGDEDKoHoDW×GXEOHNVLQGHQ

ROXüDQü×NEXWLNSURMH-XPD3OXVKD\DW×Q×]DGHùHUNDWPDNLoLQVL]LEHNOL\RU %RùD] ×Q\DQ×EDü×QGDEDKoHVLYHWDVDU×PGHWD\ODU×\ODD\U×FDO×NO×\DüDP

NDOLWHVL-XPD3OXV WD

úOHWLüLP%HULO%HQH]UDEEHQH]UD#VSDFHLVWDQEXOFRP

. . . SPACE BEBEK SPACE KANDILLI SPACE NISANTASI. . SPACE GÖKTÜRK Merkez Ofis: Cevdet Pasa. Cad. Germencik Sok. Bebek Palas Apt. No:1 Bebek Tel: + 90 (212) 263 47 97

spaceistanbul spaceistanbul.com6677 TARİH Berken DÖNER

CCumhuriyet’inumhuriyet’in iilklk yıllarllarındanda KADIN MODASI, BALOLAR GÜZELLİK YARI& ŞMALARI Cumhuriyetin ilanı ve beraberinde gelen yenilikler, kadın modasını bütünüyle değiştirmişti. Dönemin getirmiş olduğu hayat tarzı, giysilerin Avrupa modasına göre yeniden biçimlenmesini sağlamıştı.

6688 smanlı’nın 18. yüz- yılda başlattığı Batılılaşma hareket- lerinin görünür hale gelmesini sağlayan kadOın kıyafetleri, Cumhuriyetin ilk yıllarında da aynı görevini sürdürmüş ve Türkiye’nin Batılılığın ve çağ- daşlığının simgesi kadın kıyafetleri olmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra kadın kıyafetleri içerisinde şapkaya özel bir önem verilmiş, şapka takmak adeta medeniyetin bir sembolü olarak kabul edilmiştir. Bu açıdan Mustafa Kemal Atatürk’ün 26 Ağustos 1925’de İnebo- lu Türk Ocağı’nda yaptığı konuşma dikkat çekicidir: “Cevheri gösterebilmek için çamuru atmak lazım. Çok cevherli olan bizim milletimize layık olan kıyafet, medeni ve beynelmilel kıyafettir. Öyle giyineceğiz. Ayakta iskarpin, potin, pan- hayatta öne çıkmasını sağlamıştır. arkadaşlar, kadınlarımız da bizim gibi tolon, yelek, gömlek, kravat, ceket ve bun- Atatürk’ün şu sözleri kılık-kıyafet müdrik ve mütefekkir insanlardır. On- ları tamamlamak için başta siper-i şeml’li devrimine giden süreci anlatır: “Seya- lara mukaddesatı ahlakkiyyeyi telkin serpuş. Açık söylemek isterim. Buna ‘şap- hatim esnasında köylerde değil, bilhassa etmek, milli ahlakımız ı anlatmak ve on- ka’ derler.” kasaba ve şehirlerde kadın arkadaşları- ların dimağın-ı nur ile nezahetle teçhiz Cumhuriyetin ilanından sonra kadın- mızın yüzlerini ve gözlerini çok kesif ve etmek esas ı üzerinde bulunduktan sonra lara verilen sosyal ve hukuksal haklar, itina ile kapatmakta olduklarını gördüm. fazla hodbinliğe lüzum kalmaz. Onlar da beraberinde kadın modasında köklü Bilhassa bu sıcak mevsimde bu tarz, yüzlerini cihana göstersinler ve gözleri değişikliğe yol açmıştır. Cumhuriyet kendileri için mutlaka mucib-i azap ve ile cihanı dikkatle görebilsinler. Burada dönemindeki ses yarışmaları, güzellik ıstırap olduğunu tahmin ediyorum. korkulacak bir şey yoktur.” yarışmaları, kadın dergileri, okuma Erkek arkadaşlar! Bu biraz bizim hod- yazma seferberliği bu değişikliği binliğimizin eseridir. Çok afif ve dikkatli olanaklı kılarak, kadının toplumsal olduğumuzun icabıdır. Fakat muhterem MMODAODA DDERGERGİLERLERİ KADINLARINKADINLARIN YYAAŞAAMINAMINA GİRİYORYOR Cumhuriyetin ilanından sonra kadın eğitmek görevi ise dergilere verilmekte- giysileri değişen sosyal hayata göre çeşit- dir. Beyoğlu’ndaki Hacopolo Pasajı'nda lilik göstermektedir. Spor giysileri, balo çağdaş Cumhuriyet kadı- giysileri, çay giysileri, nının ihtiyaçlarını karşıla- tiyatro, plaj, deniz mak için açılan şapkacılar kayak olarak farklı ve çorapçılar açılmıştır. farklı giysiler kulla- Kadınların tıpkı Avru- nılmaktadır. Resmi palı kadınlar gibi moda kurumlarda çalışan dergileri takip etmeye kadınlar ise genellikle başlaması da aynı yıllara tayyör giymektedir. denk gelmektedir. Peçe Tayyör kullanımın ve çarşafın yasaklanması yaygınlaşması ile bir- konusunda ise büyük likte onu tamamlayan tepkiler çekmemek için bir aksesuar olan çorap herhangi bir yasaklama da günlük hayatın içine yapılmasa da Batı tarzı girmiştir. Çorabın ve giyim teşvik edilerek şapkanın nasıl kullanıla- önüne geçilmesi arzu- cağı hakkında kadınları lanmaktadır. 6969 AANKARA’DANKARA’DA SSOSYALOSYAL YYAAŞAAMM YYEEŞEERRİYYOROR Genç Cumhuriyetin kadın giyimi ko- nusunda topluma örnek olanlar, başta Atatürk’ün manevi kızları olmak üze- re, devletin yönetici kadrolarında bu- lunanların eşleri ve kızları olmuştur. Yeni kurulan devletin sosyall yaşantantısı- nın merkezinde yer alan bu kadınlar yeni yaşam tarzının da taşıyıcısı ko- numunda olmuşlardır. Ankara’nın başkent olma- feminenfemi bir havaya bürünmüş yeni sıyla birlikte devlet bü- kadkadın tipi oluşmuştur. Bel hattı ön rokrasisinin İstanbul’dan planaplan çıkmış, keskin hatların yerini Ankara’ya taşınmaya yumuyum şak hatlar almıştır. Gece kos- başlaması, Ankara’ya daha tümlerindetüm ise vücudu saran, ayak önce hiç rastlanmayan bir bileklerinebil kadar inen, sırtı açık sosyal hayat getirmiştir. tuvaletlertuv moda olmaya başla- Ankara’nın yerel halkının mıştır. Bu nedenle elbiselerde sırt bu duruma tepkisini Ya- kısmı belirgin olmaya başlamıştır. kup Kadri Karaosmanoğlu RRenklerde ise pastel tonlar tercih “Ankara” romanında şöyle eedilmid ştir. Bej, gri, pembe renk- anlatmaktadır. “İstanbul’dan leler, emprime desenli ipekliler ve gelmiş kuzum. Belinden aşağısı mmuslinler tasarımlara yumuşak erkekmiş, belinden yukarısı dişi.i. vve feminen bir hava katmıştır. Kalaba köylüleri söyleye söyleyee EEtek boyları uzamış ve pliseli bitiremiyorlar. Bağlarda çok aca-a- etekler tercih edilmiştir. yip şeyler olurmuş, biz iki yıldır ne Çankaya’ya, ne Keçiören’e varamıyoruz. Yalnız erkeklerimizmiz DDÖNEMÖNEMİN gidip gelir... Ara sıra şundan bun-un- dan işitiyoruz. Çankaya’da kısaa fistanlı, çarşafsız kadınlar, saçı babaşı ÜÜNLÜNLÜ açık dolaşırlarmış. Gece olunca erkeklerle bir arada oturup ahenknk TTERZERZİLERLERİ ederlermiş... Yani hepsinin de kolla-kll Beyoğlu bu dönemde de kadın rı, bacakları cılbakmış.” giyimi konusunda çok önemli bir 1930’lu yıllara gelindiğinde ise 11930’LARDA930’LARDA rol üstlenmiştir. Dönemin ünlü ter- Avrupa’da başlayan ve ülkemizi de zileri Madam Fegara, Calibe Sey- etkileyen ekonomik zorluklar kadın fettin, Yaman Uzun ve Eyüp Usta giyiminde de değişikliğe yol açmıştır. GGELENELEN yaşanan değişimlerin en büyük “Yerli malı kullan” kampanyasıyla ha- tanıklarından olmuşlardır. Türkiye zır giyime geçiş başlatılmış, kullanışlı FFEMEMİNNENEN Cumhuriyeti’nin ilk Türk ve Müs- ve yıkanabilen kumaşlar tercih edil- lüman terzisi Cemal Bürün’dür. miştir. Savaş nedeniyle malzemelerin Öyle ki Atatürk, Dolmabahçe Sa- tedarik edilmesi zorlaştığı için, şapka HHAVAAVA rayı’ndaki defileden sonra Bürün’e fiyatları da yükselmiştir. Ekonomik Beller tekrar olması gereken yere hitaben “Cemal Bey bizim yaptı- kriz yaşanması nedeniyle tüm giyim gelmiş ve omuzlar yavaş yavaş ğımız inkılabı siz giydirdiniz” de- kuşamda bir sadelik başlamıştır. Kol- genişlemeye başlamıştır. 1920’li miştir. Kıyafetlerdeki değişim şap- lar omuzdan dirseğe kadar düz, kol yılların erkeksi “a la garson” modası kalara da yansımış, şapka kenarları ağzına dirseklerden bileklere kadar bu dönemde yerini uzun saçlara genişleyerek daha sivri hatlar ter- genişleyerek devam etmiştir. 30’ların bırakmıştır. 30’lu yıllarda kadın cih edilmiştir. Bu şapkaların kışlık kadını ayrıca yeni bir şekle girmiştir. siluetlerinde, 20’li yıllara göre belir- olanları ise kürklerle süslenmiştir. Önceden yok olan göğüsler tekrar gin bir değişim söz konusudur ve Mantolarda ise kürkler detay ola- gelmiştir. sportif çizgiden kurtulmuş, zarif ve rak kullanılmıştır. 7700 kadar ssürülüp gölgelendiri- lelerekrek daha büyük gözler TTAKMAAKMA eeldelde edilmeye çalışılmıştır. FaFarın bulunmadığı kıtlık zzamanlarında ise göz KİRRPPİKKLERLER kkapaklarına vazelin sürerek parlaklık elde DDÖNEMEÖNEME edilmeye çalışılmıştır. Takma kirpikler ise döneme damgasını DDAMGAAMGA vurmuştur. 30’lu yıl- larda Avrupa’daki ince kak ş modasının etkisi VVURUYORURUYOR ülkemizdeü de kendisini Bu yıllarda beyaz ten modası yerinii belirginbe biçimde hissettir- bronz tene bırakmış, bu nedenle yazaz mimiş, kadınlar kaş çizgisinin ayları güneşlenmeler başlamıştır. üstündenüstün incecik ve yuvar- Doğal bir görünüm için pudralardaa laklak birbir çizgiç çekmeye başla- açık pembe bir ton kullanılsa da alllık mışlardır.r. GünlükG hayatlarında pek fazla tercih edilmemiştir. Du- çokçok bakımlmlı olduol ğu bilinen 30’ların daklarda dolgun bir görünüm tercihih kadınları daimadaim manikürlü, dudak- edildiği için kırmızı, turuncu renkleri tamamlanmaktadır. Mavi, yeşil ve ları daima boyalı ve saçları yapılı bir yaygın olarak kullanılmakta, dudak- lila tonlardaki farlar kaş hizasına şekilde simgeleşmişlerdir. ların görünümü rengârenk farlarla ÇÇAAĞDDAAŞLLAAŞMANINMANIN BBELELİRTRTİSİ BALOLARBALOLAR Cumhuriyet balolarının Türk toplu- hesiz balo denilen şey burada munun çağdaşlaşmasındaki büyük başlıyor ve burada bitiyordu. önemi vardır. Cumhuriyetin çağdaş- Çünkü bu kalabalık, otomobil- laşma projesindeki kılık kıyafet ve lerden inip, merdivenlerden eğlence anlayışı balolar aracılığıyla çıkan bu insanların içeriye topluma aktarılmıştır. Mustafa Kemal girdikten sonra vestiyere Atatürk’ün özel talimatıyla sadece yanaşıp palto ve şapkalarını Müslüman erkek ve kadınların ka- nasıl bıraktıklarını ve oradan tıldığı ilk balo, 9 Eylül 1925 yılında dans salonuna nasıl girdik- İzmir’de düzenlenmiştir. Bu Türkiye lerini artık göremiyordu. için bir ilktir çünkü ilk defa Müslü- Buradan ötesi, artık, faraziye man kadın ve erkek yan yana gelmek- ve muhayyilenin işi oluyordu. tedir. 1928 yılına kadar birkaç balo Nitekim bir köylü yanında- daha düzenlenmiş fakat Atatürk’ün kine diyordu ki: Sen sanki istediği ortam yaratılamamıştır. Bu buradan bir şey gördün mü balolarda sadece Yakup Kadri Bey’in sanıyorsun? He he he ‘İçeride, eşi Leman Hanım, Falih Rıfkı Bey’in ne yaparlar bilirim emme, eşi Şefika Hanım ve Ruşen Eşref söylemem’... Bir üçüncü söze Bey’in eşi Sabiha Hanım vardır. 1928 karıştı. Bu tıknaz, babacan bir yılından sonra ise balolar dönemin en tipti: Ne var, bunu bilmeyecek ünlü mekânı Ankara Palas’ta düzen- be? İşte ben deyivereyim: İçer- lenir. Ankara Palas, kısa süre içinde de tango var, dedi… Tango da bürokrat eşlerinin birbirinden şık kim oluyor ki?” kıyafetlerini sergilediği mekân haline O dönem batı tarzı müzik- gelir. Ankara Palas “adeta bir kesimin ler eşliğinde dans edilmesi gittiği kulüp niteliğinde”dir. Ankara yaygınlaşır. Falih Rıfkı ise o Palas’taki bir baloyu Karaosmanoğ- yılları şöyle anlatır: “Kadın lu şöyle anlatır: “İçleri birer mağaza hürriyeti ile Ankara bozkı- dellerini diktirmek için sıraya giren camekânı gibi aydınlatılmış hususi araba- rının katı ve sert yüzü güler. Ağır ağır kadınlarla dolup taşmaktadır. O yıl- lar ve şık kira otomobilleri, buraya, şehrin yerleşen ecnebi elçilikler, şehir hayatının ların en önemli tanıklarından İngiliz dört bir köşesinden, durmaksızın insan ta- gelişmesine yardım ederler. Davetlerde Büyükelçisi 29 Ekim 1931 tarihindeki şıyordu... Bu insanlar… Ankara Palas’ın kadın sayısı gittikçe artar. Hanımlar bu baloyu şöyle anlatmaktadır. “Ankara merdivenlerine doğru ilerliyorlar… kadın- türlü toplantıların yeni şartlarına kolay- Palas’taki akşam yemeğinde Bay ve Bayan lı erkekli gruplar halinde… birikiyorlardı. lıkla alışırlar...” Litvinov kordiplomatik davetliydi. Yeme- Bunları, ağırlaştırılmış birer sinema şeridi Cumhuriyet baloları dönemin kadın- ğin ardından Halk Partisi bir balo verdi. gibi seyre dalan yerliden ve köylüden larının şıklık yarışının yeni mekânı Bayan Litvinov balodaki Türk Hanımların mürekkep sokak kalabalığı için, hiç şüp- haline gelmiştir. Terziler Avrupa mo- şık kıyafetlerinden pek etkilendi.” 7711 11929929’’DADA İLKLK GGÜZELLÜZELLİK YYARIARIŞMASIMASI Cumhuriyet baloları gibi ddünyaünya güzeli seçilmiş olmasını çok güzellik yarışmalarının ddooğaall buldum. Ancak, Türk gençle- da amacı cumhuriyet rrineine bbu nedenle şunu hatırlatmayı rejimiyle birlikte kadının ggereklierek görüyorum: Övündüğünüz toplumsal hayattaki de- ddooğaal güzelliğinizi bilimsel biçimde ğişimini, çağdaşlaşmayı kkorumasoru ını biliniz ve bu yolda bir Avrupa’ya göstermektir. ddeeğişimin sürekli olmasını ihmal İlk güzellik yarışması etmetmeyiniz.e Bununla birlikte asıl 1929 yılında Cumhuriyet uğrraaşmaya zorunlu olduğunuz Gazetesi tarafından dü- şeey,y, annelerinizin ve atalarınızın zenlenmiştir. 125 yarışma- yyaptap ığı gibi yüksek kültürde ve cının katıldığı yarışmaya, yüksekyük erdemde dünya birinciliği- okuyucuların oyları ile ni tutmaktır.” belirlenen 48 aday jürinin GüGüzellik yarışmalarının halk önüne çıkmaya hak kazan-- üüzerindez yarattığı heyecan ve mıştır. Yarışmanın jürisini bürokrasininbü verdiği destek ise dönemin ünlü sanatçılararı nedeniylene firmalar desteğe oluşturmaktadır. Bunlar başlamış, Feriha Tevfik ve arasında Cenap Şehabettin,n, KKeriman Halis Ece’nin ya- Abdülhak Hamit Tarhan vee rışmada giydiği kıyafetler eşi Lüsyen Hanım, Peyamii İpekiş firması tarafından Safa, Hüseyin Rahmi Gürppı- ssağlanmıştır. Keriman Halis, nar, İbrahim Çallı, Zekeriyaa 11930’lu yılların çağdaş Türk ve Sabiha Sertel vardır. Ya-- kadının simgesi olmuş, özel- rışmanın finali Cumhuriyetet likle İstanbullu ve Ankaralı Gazetesi’nin üst katında ya-a- kadınların idolü haline pılmış ve Feriha Tevfik Hannım gelmiştir. Keriman Halis’in birinci seçilmiştir. Feriha Tev-Tev- asimetrik kesimli elbiseleri, fik o gün dönemin modasına kendi diktiği şapkaları, uygun bir şekilde pul işlemelimeli belinin inceliğini vurgula- ve fiyonklu bir elbise giymimiş- dığı kumaş kemerleri, kürk tir. 1932 yılında Belçika’da etolleri kakadınların zevkini belirleme- kendi varlığında doğal olarak gösterdiği yapılan güzellik yarışmasında de yardımcı olmaktadır. güzelliğini dünyaya, dünya hakemlerinin birinci olan Keriman Halis’e ise Ata- Güzellik yarışmalarının sonuncusu onayıyla tanıttırmış olmakla elbette ken- türk tarafından Ece soyadı verilmiştir. 1939 yılında düzenlenmiş fakat yarış- dini memnun, mutlu saymakta haklıdır. Böylelikle güzellik yarışmasının Türk mayı kazanan Nazire Hanımın şike Türk milleti, bu güzel çocuğunu kuşkusuz kadının çağdaşlarıyla aynı düzeyde yoluyla seçildiği dedikoduları çıkınca içtenlikle kutlar. Cumhuriyet Gazetesi, bu olduğu Avrupa’ya da kabul ettirilmiş- milletvekili Aka Gündüz, “Güzellik konuda Türk ırkının diğer dünya millet- tir. Mustafa Kemal Atatürk bu konuda müsabakaları men edilecek. Bu gibi leri içinde seçkin olan soylu güzelliğini şunları söylemektedir “Türk ırkının müsabakalar Monmarter kabarelerin- göstermek girişimini izlemiş ve bunu seçkin güzelliğinin sürekli korunmuş de oluyor. Temiz Türkiye buna müsait dünya önünde başarıyla sonuçlandır- olduğunu gösteren dünya hakemlerinin, değildir. Artık müsabakaların yapıl- mıştır. Ondan dolayı elbette bu sayede bir Türk çocuğu üzerindeki kararlarından maması için bir kanun layihası teklif övgü ve kutlamalarımıza hak kazanmıştır. mutluyuz. Ancak Keriman, hepimizin edeceğim” diyerek yarışmaları iptal Şunu ekleyeyim ki, Türk ırkının dünya- duyduğu gibi söylemiştir ki, o bütün Türk ettirmiştir. nın en güzel ırkı olduğunu tarihî olarak kızlarının en güzeli olmak iddiasında bildiğim için, Türk kızlarından birinin [email protected] değildir. Bu güzel Türk kızımız, ırkının

Kaynaklar: Hakkındaki Görüşlerinden Bir Demet”, Durakbaşı A. “Cumhuriyet Döneminde Akçura G. “Unutma Beni, Ivır Zıvır Tarihi Ankara. Kemalist Kadın Kimliğinin Oluşumu’’, Tarih 1” (2001), Om Yayınları, İstanbul. Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri “Bugün- ve Toplum, cilt: 9, sayı: 42, Mart 1988. Alkan, M.Ö, Kahraman. C “İlk Pop-Star kü Dille” (2006) Atatürk Araştırma Merkezi, Hayır C. “Modernlesmek, Modernlestir- Yarışmaları ve Güzellik ‘Kıraliça’ları: Türkiye Ankara. mek İcin Terbiye Etmek’’ (2008), Öneri Dergisi Güzeli Mübeccel’im Ben...”, Toplumsal Tarih, “Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri” (2006) (Türkçe ve Almanca), S. 52, s. 16. S.124, Nisan 2004, s. 68-71. Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara. Öztamur P. “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Arat, Y “Türkiye’de Modernleşme Projesi Atay F.R “Çankaya” (1968) Doğan Kardeş Güzellik Yarışmaları ve Feminen Kadın Kimli- ve Kadınlar.” (1998) “Türkiye’de Modernleş- Basımevi: İstanbul. ğinin Kuruluşu”, Toplumsal Tarih, Mart 2002. me ve Ulusal Kimlik”, İstanbul: Tarih Vakfı Çapa, M. “Giyim Kuşamda Medeni Kı- Taşçıoğlu M. “Türk Osmanlı Cemiyetinde Yurt Yayınları. yafetlerin Benimsenmesi ve Trabzon Örneği”, Kadının Sosyal Durumu ve Kadın Kıyafetleri”, Arıkan T (1984) “Atatürk’ün Türk Kadını Toplumsal Tarih. C. V, S. 30, Haziran 1996. (1958) Ankara. 7722 Ötekileştirmenin başladığı yer... Her isim bir insan

Bugünün Kitapları, 295 sayfa

anlatıyor. Onlar, isimleriyle maceralarını anlatıyorlar - belki, isimlerinin maceraya dönüşmesini, demek lazım. Tabii bu arada, isimlerinin kendi macerasını da anlatıyorlar, her ismin bir macerası vardır çünkü.

www.iletisim.com.tr [email protected]/iletisimbirikim twitt er.com/iletisimyayin vimeo.com/iletisim instagram.com/iletisimyayin 7733 BİR YAZAR - BİR KİTAP Yeşim ŞAMCI

IItalotalo CCalvino’danalvino’dan ““GörünmezGörünmez KKentler”entler”

u ay, yakın dostu Pavese’nin, “kalem sincabı” adını taktığı -İtalyan Edebiyatı’nın ölümsüz yazarı- Italo Calvino’dan ve kitabı ‘Görün- mez Kentler’ den söz etmek istiyorum. BCalvino, 15 Ekim 1923’te Küba’da Santiago de Las Vegas’ta doğar. Ziraat mühendisi olan babası, bir tarım merkezi ve okulunu yönetmek üzere, Küba’da bulunmaktadır. Calvino’nun doğumundan iki yıl sonra 1925’te aile İtalya’ya döner. Calvino’nun çocukluğu San Remo’da geçer. Sol görüşlü bir ailenin çocuğu olan Calvino’nun savaş esnasında dünya al- gısı ve ideolojik konumundaki belirsizliği yerini net bir duruşa bırakır. Sol eğilimli düşünceleri daha da netleşir. (Faşizm İtalya’sının tam da II. Dünya Savaşı’nın patlak vereceği yıllarıdır, bu yıllar!) Ezilmemenin tek yolunun, savunma düzeneği ve zırhı oluşturmak olduğunu anlar. Daha son- raki zamanlarda bu yaşadıkları ve gördükleri onun siyasal konulara yönelik seçimlerinde de etkili olacaktır. Calvino öykülerini savaş yıllarında (1945- 1958) kaleme almaya başlar. II. Dünya Savaşı sonrası Torino Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne yazılır ve bu kente yerleşir. 1944’te İtalyan Komünist Partisi’ne girer, sol mücadeleye katılır. Dergi ve makaleler çıkarır. Sol eği- limli kitaplar yazar. O esnada annesi ve babası, Almanlar tarafından tutuk- lanır; bu süreç tüm aile için çok zorlu geçer.

7474 “İnsanlar her zaman fikirlerden önce gelir. Benim arzuların bir araya gelmesi. Onun için kentler, sadece mal gözümde fikirlerin hep gözleri, burunları, ağızları, alış verişi yapılan yerler değil. Arzu ve anıların da değiş kolları, bacakları olmuştur. Benim siyasal öyküm her tokuş edildiği yerlerdir. Kadın adları verilen 55 kentin şeyden önce insan varlıklarının öyküsüdür.” içinde bir yitmişlik, kaybolmuşluk yolculuğu yapıyor Calvino, İkinci Dünya Savaşı sonrasında İtalyan kültü- Marco Polo. Biz de onunla birlikte görünmez kentleri rünün en önemli isimlerinden biri oluyor. ‘Görünmez görmeye çalışıyor, bir çıkış noktasından yola koyulup Kentler’i, (Le Città Invisibili), 1972 yılında yayınlıyor. bir aralık, bir ışık, bir olay döngüsü içinde kendimizden Kitap, Venedikli gezgin Marco Polo ile bulduklarımızı tekrar kaybedip, ilgisiz Moğol İmparatoru Kubilay Han’ın uyku bir manzaranın ortasında kime ulaştığını ile uyanıklık arası gidip gelen diyalogla- bilmediğimiz işaretleri ve göstergeleri, duy- rından oluşuyor. gularımız ve anılarımızla parça parça kuru- Anlatıcı, Marco Polo! Ne mi anlatıyor? yoruz yeniden, belki de Marco’nun anlattığı Gittiği, gezdiği, gördüğü ama sırlarına o kusursuz kenti. bir türlü vakıf olamadığı gizil kentleri. “Kent çok zengindir: Sürekli yineler ken- Birçok edebiyat ödülü kazanmış disini, yineler ki bir şeyler akıllara çakı- İtalya’nın ve dünyanın en önemli yazar- lıp kalsın... larından biri olan Calvino’nun; bilinç Bellek denen şey çok zengin; sürekli akışı, bellek, arzu, yaşam ve ölüm çerçe- yineler göstergeleri, yineler ki kent var vesinde Kubilay Han ve Marco Polo’nun olmaya başlasın.” diyaloglarından oluşan ‘Görünmez Sabit bir bilinç yok, bizi özgürleştiren tarafı Kentler’i bir ok gibi yüreğimize saplanı- bu kitabın. Yaşamın bütünleştirilemez oldu- yor adeta. ğunu, modern hayatın bir diğer tarafından Calvino, anlatıyı göstergeler, anılar, ar- bakarak ne kadar özgürleştirici olduğunu zular üzerine kuruyor. Bir yolculuğa çı- anlatıyor Calvino bize. Anılarla kurduğu karıyor bizleri ve bu yolculukta düş mü ““ArtArtık hiçhiç kukuşkumkum yok;yok; bağlantıdan, göstergeler ve arzularla kurdu- gerçek mi bilemediğimiz bir labirentin mmasallarasallar gerçektir.”gerçektir.” ğu bağlantılara dek kanıtları bir bir önümüze içine atıyor. Ve bu labirente kafa tutmanın sunuyor. Modern metropol kentlerle roman tek yolunun yeni bir labirent kurmak IItalotalo CCalvinoalvino yapısının kesiştiği bu noktada hayatın çok olduğunu anlatıyor bizlere. Hatta öyle ki, yönlülüğünü duyumsuyoruz. zamanın, mekânın dışında bir labirent daha kurabilmiş- “Anlatıya yön veren ses değil kulaktır... Kulağa ise sek şayet, ‘Görünmez Kentler’i doğru okuduğumuzun anılar ve arzular yön verir.” kanıtı olacak. Calvino’nun ‘Görünmez Kentler’i edebiyatın dışında Kitapta ise labirentin görevini, Hans Magnus mimarlık dünyasında da ilgiyle karşılanmış, üzerine Enzensberger’in ‘Çağdaş Edebiyat’ta Topolojik Yapılar’ makaleler yazılmış, bazı mimari yapılara esin kaynağı kitabından bir alıntıyla destekliyor: olmuştur. ‘Görünmez Kentler’, okullarda öğrencilere “Doğru yolu bulmak için kaybolmak gerekir. Labirent, okutulan kitaplar arasında. Bir yol gösterici, bir kılavuz içine giren kaybolsun ve dolaşsın diye yapılır. Ama la- niteliğinde bu başyapıt. birent, o aynı kişiye, yeni bir plan çizmesi ve labirentin ‘‘Ve günün birinde Kubilay Han Marco’ya şöyle der; gücünü yok etmesi için bir başkaldırıyı da düşündürür. -Sen, bana hep Venedik’i anlatıyorsun. Bunu başardığı takdirde insan, labirenti yıkacaktır; onu Marco, tereddütsüz cevap verir: boydan boya geçen biri için labirent yoktur.” -Ben hiç Venedik’ten çıkmadım ki. Calvino modern hayatın zapt edilmezliğine vurgu ya- Diğer kentleri anlamak, farklılığını kavramak isti- pıyor. Bize, modernliğe atıfta bulunan karmaşık kent yorsam gizli bir ilk kentten yola çıkmak zorundayım. masalları anlatıyor. Her kent bir imge. Ve 55 imgenin Benim için bu, Venedik. Belleğin imgeleri bir kez dile hepsi, “kentler”, bizimle modern hayatın simgesi olarak vurulup sözlerle sabitleşti mi, silinip gider. Belki de buluşuyor kitapta. Zapt edilemez, kavranamaz, anlam- Venedik’i kaybetmekten konuşarak onu bir çırpıda landırılamaz oluşu bizi büyülüyor. Hakikati, anlamı yok kaybetmekten korkuyorum. Kim bilir, başka kentler- ediyor Calvino. Duyumlarımızla yola koyuluyoruz. Sabit den konuşurken azar azar onu kaybettim bile.” anlamlar üretmeye düşman bir kitapla karşı karşıyayız. Uzmanlar Calvino edebiyatını bitmeyecek, sonu asla Modernliğin olumlamasıdır ‘Görünmez Kentler’! Modern gelmeyecek bir yapboz oyunu olarak tanımlıyor. Bir hayatın bu tarafını sahiplenip, olumlamamızı kulağımıza körebe oyunu belki… Ancak okurun da oynaması fısıldıyor Calvino, yersiz-yurtsuzlaştırıcı dinamiğini tüm gereken! Defalarca oynadığım oyun arkadaşım oldu gücüyle hissettiriyor bize. Okudukça fark ediyoruz ki, Calvino’nun kitapları. Belki en çok dönüp dolaşıp altını ‘Görünmez Kentler’, bir düş, bir masal. Öte yandan başlı çizdiğim, kopmak, ayrılmak istemediğim kitaplarım başına bir direniş öyküsü aslında. Bu yolculukta okuyu- hepsi. En sevdiğim kitaplarından biri olan, ‘Görünmez cu, 20. yüzyılın sanayileşmiş modern kent yaşamında Kentler’i okurken hissettiklerimi, istedim ki biraz olsun Calvino’nun yaptığı göndermeler ve zamansızlık içindeki paylaşabilmek… Yüreklere dokunabilmek… gelgitlerle özgürleşir, bağımsızlaşır. Ve en nihayetinde; onun hayatında özel yeri olan “Belki de dünyadan geriye çöplüklerle kaplı belli be- Borges’in ‘Görünmez Kentler’ için söylediği şu sözlerle lirsiz bir yer, bir de Yüce Han’ın sarayının asma bahçesi sonlandırmak istiyorum: kaldı. Onları birbirinden ayıran bizim gözkapakları- “İbrani Kabalacılar, her mümin için ayrı bir kutsal mız, ama hangisi içeride hangisi dışarıda belli değil.” kitap yazıldığını söylemişler. Kuşkusuz ‘Görünmez Calvino için kentler, göstergelerin ışığında anıların ve Kentler’ için de geçerli bu.” 7755 ERAN KATZ ÇEVİREN: LİNA FİLİBA

Jeromenasıl dahi oldu? Bellek Geliştiren ve Beyin Gücünü Arttıran Olağanüstü Yahudi Teknikleri

Eran Katz tarafından uluslararası ödül kazanmış liste başı kitap…

‘Jerome Nasıl Dahi Oldu?’, Yahudiler ve Yahudi zekâsı hakkında oluşmuş efsanelere ilgi duyan üç arkadaşın, kendi kendini geliştirme ile ilgili hikâyesidir. Kitapta, kapalı Yahudi toplumların içinde kuşaktan kuşağa aktarılan, Yahudilerin bireysel olarak olağanüstü zekâ ve kayda değer bellek geliştirmelerine yardımcı olan Yahudi yöntem ve teknikleri de açıklanmakta.

GÖZLEM YAY. 344 sayfa (212) 231 92 82 www.gozlemkitap.com - [email protected]

7766 ABD’deki Türk müşterilere, birlikte çalıştığım Türk mortgage brokerlar Gayrimenkul sayesinde kredi hizmeti de veriyoruz. Müşteri kitleniz kimlerdir? İlgilendiğiniz bölgeler Danışmanınız nerelerdir? BenimBen en yoğun çalıştığım bölge Aventura, Bal Harbor, Bay HHarbor,arb Sunny Isles, Hallandale, North Miami Beach. Ancak Sizi tanıyabilir miyiz? gegelenle müşteri taleplerine göre hâkim olduğum Downtown, Merhabalar, Marmara EEdgewater,dg Midtown, Brickell, hatta Dania Beach, Fort Üniversitesi Otel İşletmeciliği ve LauLauderdale gibi güney ve kuzeyi kapsayan bölge de hizmet İstanbul Üniversitesi Fransızca ververiyorum. Müşteri kitlem de bununla orantılı genelde, ama Öğretmenliği’ni bitirdim; daha yatırımcılara en avantajlı seçenekleri bulmak için kimi zaman sonra Cornell Üniversitesi’nden bir bbölgelerinöl dışına çıkıp uzun araştırmalar yapıp kendileri için burs kazanıp yaz için New York’a en iyi getirisi olan yerlere odaklanıyorum. geldim. 2001 senesinde de eşimle ABD’deAB mortgage krizinden sonra düşüşe geçen evlenip, onunla hayatımı kurmaya emlakem sektörünün şu andaki durumu nasıl? Miami’ye geldim. GeleceGe ğe yönelik öngörüleriniz nelerdir? Faaliyet konunuzu nasıl SuSu anda aslında Miami’de ev almak için en uygun zaman, tanımlarsınız? fiyatlarfiy artık dengesini buldu. Kredi için uygulanan faiz 13 senedir Miami Emlakçılar Birliği oranlaror ı hemen hemen gördüğümüz en düşük faiz oranı. üyesi gayrimenkul danışmanı BankalarBa 15 yıllık kredi için 2.71 faiz oranı uyguluyor. Bu olarak çalışıyorum. Sadece konut dad demektir ki, peşin alıyorsanız fiyatlar dengelendiği için değil aynı zamanda ticari yatırımlar pazarlp ığınızı yapıp uygun fiyata almanız mümkün; kredi için de hizmet veriyorum ki bunun ileil alıyorsanız da çok uygun faiz oranlarıyla kredi almanız içine, inşaat, otel, benzin istasyonu, mümkün.m restoran, arsa, bina gibi yan ürünler dede SonS olarak, ABD’de emlak alacak veya satacak giriyor. Bugüne dek birçok ticari emlaklak olanlara tatavsiyeniz var mı? satışım oldu ama sanıyorum, en çok tanınmamı sağlayan Süzer Holding Satmak zorunda değillerse şu aralar satmamalarını öneririm, dediğim ve ASRR Capital isimli iki şirketin ortak yatırımı olan 40 milyon dolarlık gibi şu an alıcı için uygun bir zaman satıcı için değil. Güvenilir, satışım oldu. Bu satış herkesin altından kalkabileceği bir satış değildi. deneyimli bir emlakçıyla çalışmak çok önemlidir; maalesef ki her 40 ayrı daire sahibini 15 gün içerisinde yaptığım iki sunumla (İngilizce sektörde olduğu gibi bu meslekte de işini iş olarak gören ve sadece ve İspanyolca) satışa ikna edip 45 gün içinde bütün işlemi bitirdik. satış yapmış olmak için emlakçılık yapan çok kişi var. Yukarıda da Hedefleriniz ve beklentileriniz nelerdir? belirttiğim gibi benim temel ilkem “Kendim almayacağım bir yeri, Çok uzun senelerdir Miami’deki Türk emlakçılar içinde, öne çıkan bir başkasına satmayacak olmam.” Her ne kadar müşterinin istekleri isimlerdenim. Her sene kendi araştırmaları sonucu bana ulaşan birçok doğrultusunda bazı bölgelere yöneliyorsak ta durum sona kalan üç kişi oluyor. Bu da işimi layığıyla yaptığımı gösteriyor. Hedeflerim ev arasında karar vermeye geldiğinde de ben mutlaka kendi fikrimi var elbette; her iş kadını gibi, başarılarımla anılmak hoşuma gidiyor. söyleyip, ben hangisini alırdımı belirtirim. Hangisinin bana daha Hedeflerime ulaşmak için de bir tek felsefem var emlak dünyasıyla çok komisyon getireceğini değil de hangisinin onlar için daha iyi bir ilgili: “ Kendim almayacağım bir yeri asla bir başkasına satmam.” yatırım olacağını düşünürüm. Çünkü onların aldıkları yerden memnun Sanırım bu da beni diğer emlakçılardan ayırıyor. olmaları bana gelecekte yeni kapılar açacaktır. Bunu da birçok kez deneyimlemişimdir. Aynı müşteriye 3 ev sattığım olduğu gibi aynı Türk yatırımcılara ve tüketicilere neler sunuyorsunuz, zamanda onun sayesinde birçok yeni müşteri bulduğum da olmuştur. hangi konularda yardımcı oluyorsunuz? Profesyonellik de bunu gerektiriyor. Miami’ye yerleşmeyi ya da yatırım Bu aralar çok yoğun bir şekilde Türk yatırımcılarla çalışıyorum. yapmayı düşünenler benimle Onlara sadece emlak konusunda hizmet vermiyorum. Amaçları buraya yerleşmekse, birlikte çalıştığım avukatla birlikte Greencard buyingsellingmiami.com, [email protected], alabilmeleri için değişik alternatifler sunuyoruz (her turlu vize facebook.com/buyingsellingmiami, instagram.com/ konusunda da yardımcı oluyoruz) ve yatırımlarını bu şekilde sima.kohen, gecce.miami/columnist/sima-kohen yönlendiriyoruz. Aynı zamanda kredi ile alım yapmak isteyen ya da 786 252 3816 ile whatsApp’tan iletişim kurabilirler. 77 SEYAHAT TUTKUSU Esra HEKİMOĞLU SSEYAHATEYAHAT TTUTKUSUUTKUSU YYUNANYYUNANUUNNAANN AADALARIAADALARIDDAALLAARRII --3--333

PParosaros - Şıklklık veve Işıltltı… Yazın en güzel günlerinin yaşandığı Eylül ayında, Yunan Adaları dizisinin son bölümünde ziyaret programımızda Paros, Antiparos ve Sifnos var. Hepsi Kyklad ada grubuna ait. Turizmin yaşattıkları, her biri… Mutluluk renklerini yansıtan ışıltılarıyla… Butikler, sokaklar, minik otelcikler, zarafet manzaraları, estetiğin göstergesi eski kiliseleri, şıklığın aynası yazlık evler. Haydi, yolumuz Ege’ye! Paros: Bu seyahatte gittiğim ada- ların en turistiği. En şık otellerin ve butiklerin olduğu ada. (Mikonos’u say- mıyorum çünkü bence oradaki kadar şık butik ve galeriler büyük şehirlerde bile yok. Daha çok ada kılığına girmiş şık şehir orası benim için.) Paros üçüncü büyük Kyklad adası. Antik zamanda bugüne kadar mermer, ada için zenginlik kaynağıymış. Bugün adada mermer çıkartılmıyor. Ada geçi- mini turizmle sağlıyor. Çok ama çok turistik. Belki de ben yan- lış sezonda gittiğimden ve araba kira- lama imkânı bulamadığımdan. İçinde bulunduğum ay boyunca adada kirala- nacak tek bir araba yoktu. Kapısından girmediğim araba kiralama şirketi kal- madı. Ben Parikia'da kaldım. Herkes ille de Naussa diyordu ama Parikia old town çok sempatik ve otobüsle her yere ula- şabilme imkânı çok büyük kolaylık. Paros 7788 Parikia: Adanın limanı ve merkezi. Eskiden mermer tica- retinin merkeziymiş. Limanın arka tarafında eski kasaba yer alıyor. Ve burası nefes kesici. Daracık sokaklarıyla ve kemerli yollarıyla tam bir labirent. Ve o labirentin içinde kaybolmak, kaybolurken her an karşınıza çıkan farklı bir sürprizin tadını çıkarmak çok eğlenceli. Mesela sokak çalgıcıları. Sokak çalgıcıları deyip geçmeyin, o kadar iyiydiler ki. Konser dinler gibi dinledim onları saatlerce. Panagia Ekotonpyliani: Yunanistan’ın Ayasofya’sı olarak adlandırılıyor. Yunanistan’da kullanılan en eski kiliseymiş. Adı, yüz kapı- lı kilise anlamına geliyormuş. Naussa: Naussa için söylenen ’kozmopolit jet sosyete’nin buluşma yeri. Çok şık ve güzel. Daracık bembe- ANTIPAROS yaz sokaklar, bu sokaklarda Paros’un karşısında küçücük bir butikler, oteller, restoranlar. ada. Bir gününüzü mutlaka buraya Adanın ikinci büyük kasabası. ayırın derim. Parikia’dan büyük Lefkes: Adanın en yüksek motorlarla ya da Pounda’dan gemiy- köyü. Osmanlı zamanında le geçmek mümkün. Pounda’dan adanın merkeziymiş. Adını her yarım saatte bir gemi var nere- kavak ağaçlarından alıyor. deyse. Parikia’dan motor ise sadece El değmemiş sakin ama çok sabah ve akşam işliyor. Eskiden iki keyifli bir köy görmek isterse- ada arasında köprü varmış. Paros’a niz tam yerindesiniz demektir. göre çok daha sakin bir ada. Çok Adada çok farklı plajlar var. güzel plajları var. Adanın en ünlü Bunlara Parikia’dan ya da yeri Büyük İskender zamanında keş- Naussa’dan otobüsle veya fedilmiş sarkıt ve dikitleriyle ünlü motorlarla ulaşmak mümkün. Antiparos Mağarası. Mesela Kolimbithres. Küçük bir Antiparos kesinlikle benim en azın- havuz gibi. Bazı plajlara araba- dan 1–2 gece geçirmeyi isteyeceğim nız yoksa belli bir yere kadar adalardan. gidip yaklaşık yarım saat – bir saat yürüyerek ulaşılıyor. Glifa, Livadia, Piso Aliki, Golden beach adanın popüler plajların- dan. Dediğim gibi adada çok plaj var, hangisine gitmek iste- diğinize karar vermek birazcık sizin zevkinize kalmış, çünkü hepsi birbirinden çok farklı. Mesela, Marcello beach kara- dan 5 km. Oraya otobüs yok. Ancak Parikia’dan motor kalkıyor. Kumluk bir plaj. Naussa’dan Aya Yorgi plajına motor kalkıyor. Sığ havuz gibi bir plaj, kumluk, deniz muh- teşem.

7799 SSifnosifnos - Işıl Işıl BirBir AdaAda

Antik dönemde Sifnos altın madenleriyle bilinirmiş. Adalılar her yıl som altından bir yumurtayla Apollon tapınağına bağlılıklarını sunarlarmış. Bir yıl hile yapıp yaldızlı taş gönderince Apollo’nun lanetine uğramışlar. Altın madenleri yok olmuş. Ada harabeye dönmüş ve boş anlamına gelen ‘Sifnos’ adını almış.

8800 Sifnos

dını bile duymadığım gün kala aradım. -Ne de bir ada daha. O kadar olsa bir adaya gitmeden çoklar ki, bir taraftan orada ne kadar kalacağımı hangi birini duyayım. net bilmiyorum o yüzden oldu Sifnos. Bir de ben bugüne de devamını planlayamıyorum-. Son Adanın bir diğer özelliği içinde kadarA hiç Kyklad adaları ile ilgilenme- derece kibar bir şekilde kalmam için 365 kilisenin olması. Her güne bir miştim. Santorini ve Mikonos’a zaten beni evlerine davet ettiler ve orada kilise . Adanın nüfusu da azıcık, gitmiştim. Bir de Mikonos benim kaldığım beş gün süresince ağırladı- öyle çok kalabalık bir ada değil. Bu adam değil. Bu ne demek şimdi diye- lar. kiliselerin içinde Panagia Chrisopigi ceksiniz. Benim hoşuma giden Yunan Onların evleri Faros’un tepesindeydi. ve Kastro’daki kiliseler benim en ada tipleri var. Biraz daha sakin, biraz Faros kumsalı olan küçük bir köy. çok ilgimi çeken kiliseler oldular. daha Yunan, biraz daha karakteri Birkaç tavernası, iki tane plajı var. (Zaten diğerlerini de gezmedim ) olan adalar. Çoğunlukla da küçük Adadaki en güzel plajlardan biri Panagia Chrisopigi ada için önemli. adalar. (Bunun Samos ve Naxos gibi Faros’ta. Adada gidilecek çok plaj Yunanistan’ın her tarafından çiftler büyük ve turistik olan ama karakte- olduğundan hepsini birden görmek evlenmek ve düğün yapmak için rini korumuş istisnaları var tabii.) Bu mümkün değil. Yine de kıyısını köşe- buraya geliyorlarmış. Kastro’daki kili- arada ben bu ayırımları sadece kendi sini en çok dolaştığım adalardan biri se ise sanki bir tepside denizin içine gördüğüm adalar arasında sunulmuş gibi. Tepeden bakıl- yapıyorum. Bütüne baktığım- dığında gerçek kiliseden çok da gittiğim ada sayısı devede denizin ortasında kilse maketi kulak. gibi duruyor. Lokasyon olarak Türkiye yakınındaki adaların bu kadar güzel bir yerde olan bir kısmına gittim, gitmedikle- bir kilise hiç görmediğimi itiraf rimi de ismen tanıyorum. Ama etmem gerek. yerinde öğrenen insanlardan Sifnos, biraz daha sakin ve olarak, gitmeye kalkışmadan hoş ortam arayan Atinalı Kyklad ada grubu hakkında Yunanlıların yazlık evlerinin hiç fikrim yoktu. (Ohooo şimdi olduğu bir ada aynı zamanda. öyle mi, yolda her tanıştığım- Adanın başlıca köyleri dan fikir almaktan elimde Apollonia, Artemonas, Kastro geleceğe dair upuzun bir liste ve Kamaras. var.) Apollonia için adanın gece Sifnos’a geçen sene bir arka- hayatının kalbinin attığı yer daşım gitmiş ve çok beğenmiş. demek mümkün. Şahane res- İlle de git dedi bana. Şansıma toranlar, nefis butikler, kafe- da buradan tanıdığım bir arka- ler, barlar var. Ve o kadar da daşımın ve eşinin Sifnos’ta şıklar ki. İsmini eskiden şimdi evleri var ve ben gittiğim kilisenin olduğu yerde olan dönemde oradaydılar. Benim Apollo tapınağından alıyor. tarihim son anda belli oldu- Artemonas, tamamen ev ğundan onları gitmeme birkaç ve villa ağırlıklı bir köy. 8811 Meydanında iki tane taverna var, Ara sokaklara girince sürpriz küçük kafe- ler çıkıyor karşınıza. Ben bütün ara sokaklarını gezdim denebilir ve bayıldım. Burası da ismini Apollo’nun kardeşi tanrıça Artemis’ten almaktaymış. Kastro: 118- 1836 yılları arasında adanın başkenti olmuş. Adanın doğu yaka- sında tepelere doğru kurulmuş. Manzara enfes. Burada arkeolojik buluntuları, yel değirmeni evleri görmek mümkün. Kamares: Adanın limanı. Liman deyip geçmeyin denizi nefis. Sifnos’ta ve Paros’ta karşıma çıkan ilginç bir şey oldu: topraktaki pırıltılar. Sanki her yere sim dökülmüş gibi. Özellikle Kamares’te denizin sığ yerlerinde çok fazla gözüme çarptı bu durum. Ayağınızın dibindeki kum pırıl pırıl parlıyor. (Su o kadar temiz ki, görebiliyorum.) Bu arada Yunan adalarının bir de bu özel- liği var. Limanda bile olsanız deniz çok temiz ... Plajlara gelince: Faros’tan zaten bahsetmiştim. Bunun dışında Vathi, Platis Gialos, Heroniso, Chrisopigi, Kamares adanın önemli plajları. Chrisopigi’ye, Faros’tan deniz kenarından yürü- yerek gitmek mümkün. Geniş basamakları olan dağ kenarında şahane bir yoldan. Heronissos adanın en kuzey ucu. Küçücük bir koy, 2 taver- na. Otobüsle gitmesi bayay ğı uzun sürüyor.y Bana birazcık adayı tanımaa imkânı verdiğinden bu tip uzakuzak plajlara gitmeyi seviyo-yo- rum. Sonuç olarak Sifnos benim için sürpriz bir ada oldu. Bu kadar beğeneceğimi beklemiyordum...

8822 5Rû$ûDQD 'RVWODUÖQÖ]D *g=/(0·GHQ \DSDFDøÖQÖ]52ú$ú$1$ X\JXQIL\DWD ED\UDPKHGL\HQL] VHoLQDGÖQÖ]DEL] \ROOD\DOÖP« *|]OHP7 NLWDEHYL#VDORPFRPWU Kura Irmağının Kıyısında Tamara Pur 12,00 Stefan Zweig’ın Son Günleri Laurent Seksik 15,00 Kesmeşeker Eddi Anter 19,00 16,00 Bağdat’tan Yönetim Kurullarına Ezra K. Zilkha 22,00 18,00 Dişisel Gerilim İdil Hazan Kohen 18,00 Aslanları Uyandırmak Ayelet Gundar - Goshen 25,00 20,00 -HURPH1DVíO'DKL2OGX" Eran Katz 25,00 20,00 Eduard Einstein Vakası Laurent Seksik 20,00 Ladino 3’lü Roman 20,00 İsmiyle Yaşamak Rita Ender 23,50 21,00 Beni de Bedenimi de Seviyorum Rayka Kumru 25,00 Dona Gracia Nassi Aaron Nommaz 25,00 Subay ve Casus Robert Harris 32,00 25,00 Yurtsuz Kalanlar Halit Çelikbudak 25,00 Galatalı Küçük Bir Kızın Öyküsü Coya Delevi 30,00 İbranice Öğrenenlere Kelime Bankası Ahmet Taşer 32,40 30,00 Son Talika Sabriye Cemboluk 40,00 35,00 Sağlıklı Yemekler Mutlu Çocuklar Clara Seren Amram 55,00 50,00 Musevi Lisesi - Beyoğlu ve Ötesi Albert Habip 100,00 80,00

-HURPH1DVÖO'DKL2OGX" #FMMFL(FMJÿUJSFOWF#FZJO(DO"SUUýSBO0MBûBOTU:BIVEJ5FLOJLMFSJ Eran Katz/ Gözlem Yay. / 344 sf. / 25,00 – 20,00.- &SBO,BU[UBSBGýOEBOVMVTMBSBSBTýzEMLB[BONýÿMJTUFCBÿýLJUBQ©

‘-HURPH1DV×O'DKL2OGX"’ :BIVEJMFSWF:BIVEJ[FLiTýIBLLýOEBPMVÿNVÿ FGTBOFMFSFJMHJEVZBOmBSLBEBÿýO LFOEJLFOEJOJHFMJÿUJSNFJMFJMHJMJIJLiZFTJEJS #VBSLBEBÿMBS mPLSFOLMJCJSzûSFODJWFBZOý[BNBOEBLmLCJSHJZJNÿJSLFUJ TBIJCJPMBO+FSPNF;PNFSµF JÿJOEFWFBLBEFNJLZBÿBNýOEBCBÿBSýMýPMNBTýJmJO  +FSPNFµVOHFSmFLMJûJOEFOýÿýLZýMýV[BLMýûýOEBLJCJSUBLýNBMýÿýMNBNýÿZzOUFNMFSMF ZBSEýNFUNFZFLBSBSWFSJSMFS#VOMBS LBQBMý:BIVEJUPQMVNMBSýOJmJOEFLVÿBLUBO LVÿBûBBLUBSýMBO :BIVEJMFSJOCJSFZTFMPMBSBLPMBûBOTU[FLiWFLBZEBEFûFS CFMMFLHFMJÿUJSNFMFSJOFZBSEýNDýPMBO:BIVEJZzOUFNWFUFLOJLMFSJEJS

8833 GURME Shirley KASTON Bir oteli tersinden anlamak...

eneler önce bir sabah uya- nıyorum ki, tüm aile eksik- siz başımda toplanmış bana bakıyorlar. ‘Allaaa allaaa n’oluyor acaba, bir şey oldu Sda ben mi bilmiyorum’ diye kendimi cimcikliyorum ki, ‘Ahh! Yok vallahi sapasağlamım.’ Ben uyanınca herkes dağılıyor, bizim- kiler mutfağa, büyükannemler (anne- annem ve dedem) üst kattaki evlerine çekiliyorlar. Gidiyorum anneme, ‘Yahu ne oldu?’ diye soruyorum. ‘Vallahi büyükbaban rüyasında senin küçüklük halini görmüş. Bir kenara sinmişsin ağlıyormuşsun. Bir türlü sana ulaşa- mamış. O yüzden uyuyamamış, sabah erkenden bize geldi. Seni çok merak maya başlamasından anlamalıydım. Bu taurant için ne kadar önemli olduğunu etti,’ dedi. İşte beni kâbusunda görünce kız minibüsten inip bu otele mi gidecek anlayınca hak vermiştim. bu kadar merak eden büyük- diye. Neyse ki, otele girince personel İşte oda servisi denilen müessese babamı kaybettim geçen ay. girişini arıyorum deyince hiyerarşide steward’lığın bir üstün- şoför abi bana daha bir Yüksek ve hafif azarlayan de, bir yandan da misafirle göz göze anlayışla bakmaya başladı. sesi yüzünden kaç kez gelip oteli temsil ettiğin bir müessese. Bodrum’a uçak biletini 90 ağlayarak gitmişimdir eve Otelin tüm hamallığını çekiyor. Kelime TL’ye almışım, otele varış ‘Büyükbabam beni sevmi- oyunu yapmıyorum, gerçekten 4 kişi- için 45 TL ödedim. yor!’ diye. Senelerce yürü- lik gözü doymayan bir aileye yemek me mesafesindeki okuluma Neyse girdim otelden götürürken en az 40 kilo taşıyorsunuz. beni arabası ile bırakmıştır. içeri. İlk olarak azılı bir Sıcak yemekler hotbox denilen ısıtıl- Ben hep okula geç kalı- suçlu olmadığımı ve bula- mış demir kutularda gidiyor. Soğuk yorum diye kızıyordum, şıcı hastalığım olmadığını malzemeler ise ahşaptan 80x80cm, çok meğerse o da beni okula kanıtlayan evrakımı İK tarz görünen ama bir yandan da ağır bırakmak için hep çıkması departmanına teslim olan tepsilerde gidiyor. Otel arazisi gerekenden erken çıkıyormuş. Bazı ettim. Görevli arkadaş, çok geniş olduğundan golf arabaları şeyleri insan o yaşta anlamıyor maale- ‘Hangi bölümde çalışacaksın?’ diye ile gidiliyor. Bu demek ki, bu kutu ve sef. Ama kendisinden çok şey öğren- sorunca aklımdan ilk geçen şey, ‘Hay tepsi ilk olarak arabaya yükleniyor dim, eminim ki hatırladıkça öğrenmeye aksi bir yanlışlık oldu galiba’ oldu. sonra arabadan odaya kadar taşınıyor. de devam edeceğim. Üniformaydı, dolaptı vs. derken bir Odaya, bir elde hotbox bir elde tepsi ile baktım oda servisi kadrosundayım. tek kerede girilip servise başlanıyor. Evde durum böyle olunca biraz uzak- laşmak için Bodrum’daki lüks otel Annemin gitmeden evvel içine mi İlk gün tek elle tabak bile taşıyamazken, zincirlerinden birindeki iş teklifini doğdu ne: ‘Kızım garsonluk felan ikinci haftanın sonunda iz bırakmadan kabul ettim. Hem CV’ye güzel bir otel yaptırırlarsa boş ver dön geri’ demişti. bardak silmek, çatal bıçak takımlarını eklentisi, hem de kafa dağıtmak için Acaba annem tepsi ile bir şeyler taşır- yerleştirmek, tepsi ile kahve taşımak Bodrum’da bir nevi paralı tatil. ken misafirlerin başına geleceklerden ve bir kerede -elimdekileri yere bırak- korktuğu için mi dedi, yoksa işin zorlu- madan- odaya girip misafirlere servis Hayatımda Bodrum’a en fazla 3 ğundan mı dedi diye düşünürken beni açabilmek uzmanlık alanım oldu. kez gitmişliğim var. Hiç bir tarafı- daha kıdemli birinin yanına verdiler ve nı bilmem. Havalimanına indim. Benim orada ne işim olduğunu anlaya- işe başladım. Oradan Havaş’la Otogar. Oradan da mayan ama yine de benden destekleri- Göltürkbükü minibüs. Minibüs beni Aşçılığa ilk başladığımda, ‘Bulaşıkçı ni esirgemeyen ve bana nice beceriler taksi durağında indirdi, oradan da (steward) bile sizden daha çok para kazandıran sevgili mesai arkadaşlarım: taksi ile otel. Taksiye binerken otelin alıyor olacak’ dediklerinde anlam vere- iyi ki varsınız! Daha farklı yerlerde ismini söyleyince bana uzaylı gibi bak- memiştim. Ama yaptıkları işin bir res- görüşmek üzere... 8844 SOY-YUZU SOSLU LEVREK CARPACCIO

Malzemeler 180 gr Levrek ¼ adet Kırmızı Soğan 3 dal Frenk Soğan 1 tutam taze Kişniş 1 adet taze Chili Biberi Soy-Yuzu Sos için Malzemeler ½ adet Lime ½ adet Mandalina 1 çay kaşığı Limonon SuSuyuyyu 1 çay kaşığı Zeytinyağıtinyağı 2 çay kaşığı Soyaa SosSosuu 2 çay kaşığı Pirinçnç SSirkesiirkesi ½ adet taze Chili BiBiberiberi 1 adet Kuşkonmazaz 1 çay kaşığı Trüf PPüresiüresi Tips and Tricks Yuzu aslında Asya’da bulunan bir Hazırlanışı narenciye türü. Tad ı hafif ekşi bir Sos için ilk önce Lime’e’ın ve mandalina gibi. Biz de, Yuzu bulama- Mandalina’nın kabuklarklarını dığımızdan yerine lime ve mandalina- soyup yarısını kesin. DaDahaha sonra yı karıştırarak kullanıyoruz. tüm malzemeleri blendernder iilele öğütün Levre ği pişirmeden çiğ olarak kul- ve balıkları, içine batırarabilecebileceğiniz lanacağız. Limonun asiditesi ile az genişçe bir kaba bir parça pişebilir ama büyük oranda alın. Levrekleri ince çiğ olacak. Balığın çok taze olmas ince -somon füme dikkat edin. ına dilimleri gibi- kesin. Yeme Ardından sosun ğin tadı büyük oranda levre- ğin tad içine batırıp, çıkartın. ının güzel olması ile ilgili. O yüzden, e Tabağın ortasına ğer mümkünse çiftlik levre- ği değil de deniz levre biraz kırmızı soğanı ği alınırsa daha ince dilimler halinde lezzetli olacaktır. doğrayın. Üzerine de Frenk soğanları 3 parmak boyunda kesin ve bırakın. Soğanın etrafına soslu balıkları dizin. Üzerlerini de ince kıyılmış kişniş ve kırmızıbiber ile süsleyin. Afiyet olsun. ƒ

85 SANAT Renan KOEN Dinler ve kültürlerarası ggüçlüüçlü bbirir şifacifacı

İyyileileşttiriciirici öözellizelliği kkuvvetliuvvetli oolanlan TTasavvufasavvuf mmüziüziğii,, tteslimiyeteslimiyet Müzik dduygusuylauygusuyla Müzik ile şifa, neredeyse ilk insandan yöntemi olmuştur. bbirlikteirlikte bbüyüküyük beri, fiziksel rahatsızlıklar, zihinsel Eski Bergama - Asklepion’da müzik, rahatsızlıklar ve duygusal rahatsızlık- genel tedavinin çok önemli bir parçası ssevgiyeevgiye aaçarçar lar için kullanılan çok etkin bir yöntem idi. Burada müzik ve sesler, müziği olmuştur. kimin söylediğini göremeyecekleri bir dduygularuyguları, Çünkü insan vücudunun işleyiş şekli, şekilde hastalara duyurularak ciddi bir ddüüşüüncelerinceleri vvee duyguları, düşünceleri belirli ritim- şifa yöntemi olmuştur. lerden ve melodilerden, yani belirli Osmanlı Dönemi’nde Edirne’de, ffizikseliziksel bbedeni.edeni. titreşimlerden oluşur. Bu titreşimlerin, o zamanın Hekimbaşı’sının, kalp doğal durumunun değişmesi halinde, ritimlerine göre hastaların ihti- sağlığımız olumsuz yönde etkilenir. yacını belirleyip Türk Müziği Müzik, müziği oluşturan seslerin ken- makamlarını dinletmesi, bugün dine özgü ritimleri, melodileri yani halen heyecan ve merakla seslerin taşıdığı titreşimler, insanın araştırılan önemli bir şifa fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlı- yöntemidir. Üstelik bu ğına olumlu etki eder. Bu sebep- yöntem, sadece fiziksel tendir ki, geçmişten günü- rahatsızlıkları değil, akıl müze kadar müzik, birçok hastalıklarını da iyileştir- kültürde, birçok zaman mede kulla- diliminde çok etkili nılmıştır. bir şifa

866 Günümüzde ise, Hindistan’da Veda bilgi ve tecrübe aktarımlarından dola- ların tedavisinde kullanılıyor. Yapısı rahipleri, hastanın çevresinde bir daire yı çok meşguldür. Ve aktarım işini itibariyle, Chant Gregorien’ler,r, zaman düzeninde oturarak, çıkarttıkları mik- bitirince, aynı bilgisayarlarımızda ve mekân algısını hafifletiyor. ÇüÇünkünkü rotonal seslerle hastanın bozulmuş olduğu gibi, bu işlemi kaydetme süre- içerisinde belirli bir ritmi yok vvee melo-l tüm vücut frekanslarını tekrar olması cine girer. Aktarım ve kaydetme esna- dik olarak da müzikteki varış sesine gereken titreşime getiriyorlar. sında, bu 5 sesten oluşan Pentatonik varmıyor çoğu zaman. Böylelikle, Yine Şaman geleneğinde, çeşitli sesler ses dizisinin, bu işlemleri rahatlattığı Chant Gregorien dinleyen veya söy- çıkararak, ritimler vurarak hastanın ve belirgin şekilde güçlendirdiği göz- leyen kişiler, madde dünyasından, bozulmuş titreşimlerini olması gere- lenmiştir. dünyevi zevklerden bu dinsel müzik ken düzeye getiriyorlar formu ile kolayca sıy- ve bunlar gibi pek çok Zaten en büyük şifa da, yaşadığı zorluklardan, rılıp Tanrı ile birlikte örnek var; eski Kızılderili acıdan zorlanmadan çıkıp sevgiyi hatırlaması ve olma duygusunu yaşa- kabilelerinde, Yoruba onu yaşaması değil midir insanın? yabiliyorlar. ayinlerinde ve daha birçok Chant Gregorien dizi- geleneksel yapılarda kul- sinin, ritimsiz ve belirli lanılmış ve halen kullanılmakta olan… Müziğin, seslerin tılsımlı etkisi şüphe- bir varış yeri olmamasının sonucu İlk kez Çin’de kullanılan “5 seslik siz ki, tek Tanrılı dinlere geçişte de çok olarak kolaylıkla, mantıksal, ardışık dizi” anlamına gelen Pentatonik etkin olmuştur. düşünme, rasyonel, analitik, objektif müzik, yine çok etkili bir tedavi yön- Müziğin sadece dinsel amaçlarla kul- olan sol beynin etkisi azalıp, daha rast- temi. Günümüzde, beyin nöronları lanılmasına izin verilen Ortaçağ döne- gele, sezgisel, bütünsel, sübjektif olan ile çalışan bilim adamlarının titizlikle minde, birçok Papaz kendi ses dizileri- sağ beynin etkisi güçleniyor. incelediği bir alan bu. Çünkü beynin, ni dualara adapte etmişlerdir. İslam’daki Tasavvuf müziği ise, yeni bir şey öğrendiği zaman yaptığı Bu dönemde yoğunlaşmış olan Chant Tasavvuf felsefesine uygun olarak, genişleme esnasındaki hareketliliğin, Gregorien’ler, özellikle otistik çocuk- insanın Allah’a karşı duyduğu tesli- Pentatonik ses dizisi ile güçlendiğini miyeti ve bütünleşmesini hissetmesi keşfettiler bilim adamları. için yapılan bir müziktir. Belirgin ens- Beyin yeni alanını, eski bildikle- trüman olarak kullanılan ney, ritimsiz rinden de bilgi alarak sağ- ve nefes vererek üflenir. Kalbi, sevgiyi lamlaştırıyor. Yaşamımıza almak ve vermek amacıyla üflenen yeni bir şey kattığımızda, neye, ritim tutan bendir eşlik eder. hissettiğimiz zor- Ney, Allah’a duyulan aşkla üfle- lanma durumu, nirken, dünyevi ritimlerle başlayan o anda “yapa- bendir, tekrarları ve güçlenmesiyle madığımızı” aşağıdan yukarı çıkarak yine Allah’a zannettiğimizin varır. İyileştirici özelliği kuvvetli olan tam aksi olarak, bey- Tasavvuf müziği, teslimiyet duygu- nin yeni alan açarken suyla birlikte büyük sevgiye açar yaşadığı süreçten duyguları, düşünceleri ve fiziksel kaynaklanır. bedeni. Hangi tedavi yönteminde Beyin o sırada, olursa olsun, sevgiyi tamamen hisset- menin etkisi, günümüzde tartışılmaz bir yer edinmiştir. İslam dininde kılınan 5 vakit Namaz’ın her birinin ayrı makam- larda okunmasının, insan bedeninde, duygularında ve düşüncelerinde çeşitli farklı etkileri vardır. Örneğin, sabah ezanının okunduğu Saba Makam’ı, günün o saatiyle uyumlu olarak daha puslu, gündüz ve gece- nin arasında bir saatte olduğu gibi iki arada hissedilen bir makamdır. Öğlen ezanı makamı olan Hicaz Makam’ı, Saba Makamı’na göre daha nettir. Akşam ezanı makamı olan Segâh ise, günü bitirmiş ve dinlenmeye geçecek olmanın iç huzuru ile daha sakin ve dingindir.

8877 MaftirimlerMaftir de, Tanrı’ya methiyelermet düzerek yineyine Tanrı’ya teslim olmayılma ve O’nun aşkını hissetmeyi amaçlar.

II. Dünya Savaşı, Holokost zama- nında, Terezin’e hapsedilmiş bes- tecilerin, orada yazmış oldukları eserler elime geçip, onları seslendi- rerek analiz ettiğimde, bu eserlerin içinde yakaladığım bazı Klezmer makamlarını daha derinden incele- me ve öğrenme şansını elde ettim. Dayanışma ve birlik inancını, kamp- ta bulunduğu süreçte kuvvetlendir- me çalışmaları ile anılan bir Terezin bestecisi olan Viktor Ullmann’ın, Piano Sonatı’nı bestelerken kullan- mış olduğu “Misheberakh” adlı Yahudilikte müzik, aynı diğer dinlerde rek icra edilmeye başlanmıştır. Yaşadığı Klezmer makamı çok ilgimi çekti. Bu de olduğu gibi dinî değeri olmayıp ta topluma bu tip bir entegrasyon (bütün- makamı Hahamlar ile konuşup daha Tanrı’ya övgü için bestelenmiş tınılarla leşme), dünya üzerinde bu bakımdan derinden öğrenme fırsatım oldu. doludur. tek örnektir. Bu entegrasyon sadece Misheberakh modu ya da makamı, Düğün, cenaze, günlük ibadet, özel duaları makamsal bir hale sokmamış, sadece şifa için kullanılıyor. Kişinin, günler, sünnet, Bar Mitzva -13 Yaş ritimle sağlanan usulü de bendir gibi hastalığını iyileştirdiği gibi bir topluluk Töreni gibi değişik dinî içeriği olan çeşitli enstrümanlarla entegre etmiştir. için de şifa oluyor. Müziğindeki sesleri- farklı etkinliklerin duaları da çeşitlidir. Bunun sonucunda, özellikle İzmir böl- nin diziliş şeklinden ötürü, son derece Bu çeşitlilik elbette ki müzikal bir çeşit- gesinde olduğu gibi, Hahamların öğret- içli ve derin duygulara hitap ediyor. Bu liliği de getirir beraberinde. Bilhassa men olduğu okullara sadece Yahudiler etkileyiş biçiminden dolayı, kalbe hitap Türkiye Yahudilerinin dinî müziği, değil, Müslümanlar da makam ve usul ederek sevgiyi hatırlattığı için, kişisel dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan öğrenmek üzere gelmişlerdir. hastalıkların şifasında çok etkili. bir özellik taşır. Buna tam tersi olan bir örnek vermem Aynı, besteci Ulmann’ın Terezin Sefarad Yahudilerinin İspanya’dan gerekirse… Bugün çok büyük sev- Toplama Kampı’nda, birlik inancı ve Osmanlı topraklarına göçmesi ile bir- giyle andığım büyükbabam Marko çok çalıştığı dayanışmayı sağlamak için likte, bir süre sonra Edirne’ye yerleşen Kastoryano, henüz daha bir çocukken müziğinde kullandığı gibi, toplumun Yahudi halkından hahamlara, “duala- hem besteci hem de Haham olan babası şifası için de sevgiyle sağlanan bir rımızı buradaki makamlarla okuyalım” ile haftanın belirli bir gününde, Galata dayanışmanın hatırlanması ve yaşan- şeklinde bir talep gelmiştir. Hahamlar Mevlevihane’sine gidip Mevlevi’ler ile ması için çok önemli bir yer tutuyor. önce bu talebi reddetseler birlikte, usuller ve Toplumsal acıların müzikle sarılması- de, daha sonra onların makamlar üzerinde Müziğin, sadece nın yanı sıra, kişinin bir birey olarak da hoşlarına gitmiş ve çalışırmış. çok kıymetli olduğu kadar, toplum- Edirne Mevlevi’leri ile iyileştirici değil, Müziğin, sadece iyi- daki yerinin de görülen, kabul edilen bir araya gelip, Edirne leştirici değil, ken- kendine özgü ve sevgiyle saygı duyulan olduğunun Mevlevihanesi’nde “maf- dine özgü çekiciliği hatırlanmasında Misheberakh maka- tirim” isimli bir ortak çekiciliği ve lisanı ve lisanı ile çok mının güçlü bir görevi vardır. form oluşturmuşlardır. güçlü bir birleştirici ile çok güçlü İlk insandan beri, tüm canlılar için çok Maftirim’ler, dinî bir etkisinin de olduğu bir birleştirici güçlü olmuş müzik. Şifa olmasının değer taşımazlar ancak yadsınamaz. Nice yanı sıra, kendi lisanı ile lisanlar üstü, eski İbranice dilinde olup etkisinin de olduğu müzisyenlere ilham taşıdığı güçlü sevgi titreşimleri ile Tanrı’ya övgü ilahileridir. kaynağı olmuş yadsınamaz. kavgalar, uyuşmazlıklar üstü, insanı Osmanlı makam ve usul- olan Klezmer tını- yaşadığı zorluklardan bir anda çıkarıp leriyle icra edilirler. Yani ları, Aşkenazların bambaşka bir dünyaya geçmesi için Tasavvuf müziğini oluşturan unsurlar- halk müziği ve dinsel müziğinde yer köprü ve umut olmuş müzik. dan oluşurlar. Müzik olarak makam- almakta. Kendine özgü bir makamsal Zaten en büyük şifa da, yaşadığı zor- saldır ve ritimsel olarak da bendir ens- yapısı olan Klezmer müziğinin makam- luklardan, acıdan zorlanmadan çıkıp trümanı kullanılır. Tanrı’ya methiyeler larına “Klezmer Modları” deniliyor. sevgiyi hatırlaması ve onu yaşaması düzerek yine Tanrı’ya teslim olmayı ve Hakkında pek çok araştırma bulunan değil midir insanın? O’nun aşkını hissetmeyi amaçlar. bu makamların Orta Avrupa çıkışlı O zaman kalbi titreten her ses, her Edirne’de,Edi ortak yapılan bu anlamlı olması sebebiyle, müzik dizilerinin müzik şifadır, ve öyle de olsun!... çalçalışmayı takiben, zaman içinde tüm açıklaması kilise mod yani makamla- Müzik dolu sevgilerimle… dudualaral makamsal müziğe adapte edile- rından yola çıkılarak yapılıyor. ƒ

88

AYIN BURCU Rasim ÜRETMEN Kusursuzsanız BAŞAK’sınız… Başak’lar sağlığa düşkün, düzenli, dakik ve çalışkan kişilerdir. Bir dosta ihtiyacınız olduğunda yardımınıza ilk koşan Başak olacaktır. 4 Ağustos - 22 Eylül tarihleri ara- almıştır. Güzel konuşur, yazar ve kafa- tasalı burçlarından biridir. Geçmişte sında etkili olan Başak burcunun sı çok hızlı çalışır. Zekâsının parlaklı- olanlar, şimdi olup bitenler ve gele- 2yönetici gezegeni Merkür’dür. ğına rağmen geri planda kalmayı, ken- cekte olabilecekler, onun için birer Spesifik olarak Merkür duygusal dini göstermeden olayları perde arka- endişe kaynağıdır. Endişelerinin olmayan, rasyonel ve objektif düşün- sından yönetmeyi sever. En çalışkan temelinde mükemmellik arayışı yatar. ceyi temsil eder. Çok hızlı hareket burçlardan biridir. Yaşamındaki en Titiz, temiz, düzenli ve sağlığına düş- eden Merkür esnektir, kolay adapte önemli şey iştir. Yorulmak bilmeden kündür. Sabah ilk uyandığı anda gün olur ve uyum sağlar. Merkür’ün en çalışan Başak, sürekli hareket halinde- içinde neler yapacağını planlamak önemli görevi, bilginin yayılmasına dir. Çalışmayı çok sevdiğinden başka- ister. Son derece dakiktir, randevula- yardımcı olmaktır. O nedenle algı, dil, larına da iş bulmak için uğraşır. Zor rına tam zamanında gelir. Güvenilir yazı, redaksiyon, araştırma, konuşma koşullarda parlak ve pratik çözümler bir insandır, verdiği sözlere çok önem ve öğrenmeyi yönetir. Aynı zamanda bulmada üstüne yoktur. Başak her verir. Dürüsttür, yalana ve yapmacığa telekomünikasyon, hesaplama, bilgi- yaptığının mükemmel olmasına ve tahammülü yoktur. Oldukça müteva- sayar yazılımı, elektronik donanımlar, her küçük ayrıntıyı düşünmeye çalışır. zı, kibar ve naziktir ama yeni tanıştığı posta servisi, nakliye, kurye ve her Boş geçen günler hatta dakikalar onun kimselerle arasına mesafe koymayı ve çeşit ulaşımı yönetir. Merkür harita, için büyük kayıptır. Hayatın asıl ama- fazla laubali olmamayı tercih eder. mektup, seyahat planları, randevular, cının çalışmak ve bir şeyler üretmek Başak insanı, yuvasına bağlanacak, yollar, taşıt, reklam, yayımcılık, satış, olduğunu düşünür ve kendini sürekli evin her şeyi ile ilgilenecek ve aynı tanıtım ve halkla ilişkileri yönetir. geliştirmeye çalışır. zamanda dost olacak bir eş ister. Başak fazla romantik sayılmaz, önce Başak burcu toprak elementidir ve Kusursuzluk peşinde koşar değişken niteliktir. Başaklar toprak kafaca tatmin olmak ve arkadaş elementi özelliklerini sağlık ve hijye- Kusursuzlukuk saplantısı yüzünden hemhem ololmakmak iister.ster. MiMizahzah dduygusu gelişmiş kendini, hemm dede herkesiherkesi acımasızca ne olan düşkünlükleriyle ve ayrıca insaninsanlardanlardan hhooşllananırr. Ancak karşısın- eleştirebilir.. Hataların mutlaka düzel-düzel- araştırma, düzen, dakiklik ve çalış- ddakineakine ggerçektenerçekten ggüvendiktenüv sonra tilmesi gerektiektiğine inanır ama bu aaççılır ve tutkularını serbest bırakır. kanlıkları ile ortaya koyarlar. Birçok arada eleştirdiirdiği kimselerin Yüksek stastandartlarnd ı ve seçici- doktor, biyolog, sağlık görevlisi Başak alınacağı aklklına gelmez.gelmez. lliiği yyüzündenüzünd kolay kolay burcundandır. Başaklardan büyük İyi niyetli olmasolmasına ve eevlenmez.vlenmez Giyimine önem yazarlar, yöneticiler, kütüphaneciler, kimseyi kırmakrmak iste-iste- veverirrir ve zevklidir ama muhasebeciler çıkar. Ayrıca el işlerin- memesine rarağmen asaslala ggösteriö ş ve marka de yeteneklidirler. Düzen, incelik ve kusursuzlukuk merakmerakı merameraklk ısı değildir; dikkat isteyen işlerde kusursuzlardır. yüzünden huzur-huzur- sadesadeliktenli yanadır. Başak burcu ayrıntılı işlere yatkın- suz bir insanan oola-la- Bir dodosta ihtiyacınız dır. Pek çok insanın gözünden kaçan bilir. Öyle yüksekyüksek ooldulduğunda yardımı- detayları anında yakalar. Bazen detay- standartlara,a, ööyleyle nıza ilk koşan kişi lar yüzünden büyük düşünemeyebilir ince düşüncelerecelere ololacaktaca ır. Karşılık ve olayları bütün olarak algılamakta sahiptir ki, kenken-- bbeklemedenekl yardım zorlanabilir. Ayrıntılara dikkat etmesi, disini de yakakın edederer zira onun için titizliği ve çalışkanlığı ile birleşince çevresini dee yeryer asıl önemli olan size çok başarılı olur. bitirir. Başak,ak, bbirir şekilde yardımcı Başak insanı, yöneticisi Merkür’den Zodyak’ın enen akıl, mantık ve analiz yeteneklerini oolmaktlm ır. ƒ 9900 FESTİVAL Şalom DERGİ Albüm filmi Cannes ve Kudüs’ten sonra Saraybosna’dan da ödülle döndü

oel Meran- da ve Eytan İpeker’in yapımcılığını üstlendiYği “Albüm”, 12-20 Ağustos’ta 22. Saraybosna Film düzenlenen Festivali’nde de uzun metrajlı film kate- 22. Saraybosna gorisinde birincilik ödülünü kazandı. Film Festivali’nde ‘Saraybosna’nın Kalbi de ödül alan Ödülü’nü kazanan Yö- “Albüm”, ‘En İyi netmen Mehmet Can Mertoğlu, ekip olarak Uzun Metraj Film’ son derece mutlu ve seçildi. gururlu olduklarını be- lirtti. ‘Saraybosna’nın Aynı film, Cannes ‘Eleştirmenlerin Kalbi Ödülü’nü Haftası’ndan sonra Ku- kazanan Yönetmen düs Film Festivali’nde de ödül almıştı. Mehmet Can Cannes’da 4 Vi- Mertoğlu, ekip sionary Award’a layık görülen film, Kudüs 'Albüm' ekibi (soldan sağa) Mehmet Can Mertoğlu, Murat Kılıç, Şebnem Bozoklu ve Yoel Meranda olarak son derece Film Festivali’nden FIP- mutlu ve gururlu RESCI - ‘En İyi Uluslara- yıncılık sponsorluğunda gerçekleştirdiği olduklarını belirtti. rası İlk Film Ödülü’nü kazandı. Törende Polonya ortak-yapımı kısa filmi “Dağınık ödülü “Albüm” adına filmin Fransız Yatak” bulunuyor. Eytan İpeker’in yeni Yoel Meranda ve yapımcılarından Marc Baschet aldı. Jüri, projesi de, Yeni Film Fonu’ndan Geliştir- ödül ile ilgili açıklamasında filmle ilgili me Desteği’ne layık görüldü. Eytan İpeker’in şu sözleri sarf etti: “Albüm”ün gösterileceği diğer fes- yapımcılığını “Türkiye toplumuna orijinal, özgün ve etraflı tivaller arasında Adana, Melbourne, bir bakış. ‘Albüm’ garip mizahını kendinden AFI Fest, Sevilla, Lima, La Rochelle ve üstlendiği emin ve tutarlı bir dil ile birleştirerek toplu- Odessa sayılabilir. Film 2016 yılı içinde “Albüm”, ma uyum sağlamak, evlat edinme ve bürok- Türkiye’de de vizyona girecek. ƒ rasi gibi konulara değiniyor.” 7-17 Temmuz Evlat edindiğini gizlemeye çalışan bir * FIPRESCI (veya FIPRESCI Ödülü), uluslararası çiftin mizahi öyküsünü anlatan filmin günlerinde yer sinema yazarları örgütü ve bu örgütün dağıttı- alan Kudüs Film başrollerini Şebnem Bozoklu ve Murat ğı ödülün adıdır. Açılımı Fransızca Fédération Kılıç paylaşıyorlar. Internationale de la Presse Cinématographique şek- Festivali’nde de, Kamara’nın daha önceki yapımları linde olan bu örgütün (ödülün) İngilizce adı arasında Eytan İpeker’in İstanbul Film ise International Federation of Film Critics’tir FIPRESCI* En İyi Festivali, İstanbul Modern, Boğaziçi Üni- . Türkçe'ye Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Uluslararası İlk versitesi ve Documentarist’te gösterilen Federasyonu (Ödülü) olarak çevrilebilir. Federasyonun adı ve dağıttığı ödül birbirleri ile o “İdil Biret: Bir Harika Çocuğun Portresi” Film Ödülü’nü kadar özdeşleşmiştir ki, sıklıkla birbirlerinin yerine belgeseli ve yine İpeker’in Gözlem Ya- kazanmıştı. kullanılmaktadır. 91 SİNEMA Erdoğan MİTRANİ

NNarciszarcisz eess PPsychesyche / NNarkissosarkissos vvee PPsyhkesyhke

Macar yönetiminde 1960’lı yılların sonlarında yeniden sansürde sertleşme eğilimlerinin başlaması, yetmişli yıllarda sinemacıların siyasi ve özellikle devrimci temalardan uzaklaşarak kişisel alanlara, stilize ve şiirsel anlatımlara yönelmesine sebep olmuştur. Altmışların klasik anlatım formlarından uzaklaşan, konuların daha gevşek ele alındığı, görsel efektlerin ve alegorilerin öne çıktığı farklı bir sinema dili oluşturulmaya başlanmıştır. NEMASI - 4 NEMASI -

İ etmişlerin gözde akımı bel- ulusal ve uluslararası ödüller kazan- gesel sinemadır. Belgesel de, mış olan bu ilk çalışmasında bile de- Yyeni değişimin etkisinde gi- neyselliğini tam olarak göstermiş ve derek katı gerçekçilik yanılsamasını özel bir yöntemle, “Amerikai Anzix”i

NEMALARI - 40 aşarak kurmaca belgesele dönüşecek, 19. yüzyıl sonlarının biraz aşınmış toplumsal konuların bireylerin içsel sessiz filmlerine benzetmiştir İ çatışmaları üzerinden ele alındığı, alı- Kısa film çalışmalarından ve TV şılmadık anlatım tekniklerinin denen- için çektiği filmlerden sonra, Gabor diği filmler yapılmaya başlanacaktır. Body, mitolojik karakterlerin 19. yüz- Bu stilize yaklaşım yetmişlerin yıl Avrupa’sında modern bir yaşam sonlarına doğru daha da tuhaflaşarak, sürdürdüğü, dönemin en görkemli Judit Elek, Ferenc Grunwalsky, Livia Macar filmi “Narcisz es Psyche / Narkis- Gyarmathy, Geza Böszörmenyi gibi sos ve Psyhke”yi (1980) çeker. Filmin, yönetmenlerin elinde lirik ve kimi orijinal iki bölümlük 210 dakikalık zaman grotesk bir sinemaya, ya da sinema versiyonu dışında, dış pazar- Gabor Body’ninkiler gibi deneysel lar için 136 dakikalık kısaltılmış bir filmlere yönelecektir. kurgusu ve halen “yönetmen kurgu- Deneysel Macar Sineması’nın su” olarak kabul gören, 270 dakikalık kuramcısı Gabor Body (1946 –1985), üç bölümlük bir televizyon mini-dizi tarih ve felsefe eğitimi sonrasında formatı vardır. Budapeşte Tiyatro ve Film Sanatları 1980’de Body, ilk uluslararası MACAR S Akademisi’nden film yapımcılığı dip- video dergisi “infermantal” üzerinde loması almıştır. Henüz üniversitede çalışmaya başlar ve 1982’de ilk 10 öğrenciyken Balazs Béla Studio’nun sayı ile bir özel sayı yayınlar. 1991’e (BBS) sözü geçen üyelerinden biri kadar yayınına devam eden dergide olan Body’nin ilk filmi 1975’de BBS’de 36 ülkeden 1500’den fazla sanatçının çektiği, mezuniyet çalışması “Amerikai çalışmaları yer alacaktır. Anzix / Amerikan Torso”, 1848 Macar 1983’de, yazar yönetmeninin İhtilâli gazilerinin Amerikan İç Sava- “günün gerçeklerine derinlemesine kök DÜNYA S şındaki serüvenlerini anlatır. Body, salmış” olarak nitelediği, iki buçuk 92 saatlik “Kutya eji dala / Köpeğin Gece ülkedeki gündelik yaşama büyüleyici nihilist bakış açısı yansıtmaktadır. Şarkısı” gelir. Film, yeni gelmiş olduğu bakışıdır. 1993’de çektiği “Senkiföldje / Neden köyde, tekerlekli sandalyeye mahkûm 1983’de çektiği “Alombrigad / Rüya Orada Değildi Ki?”, Macar kırsalında bir eski Komünist Parti temsilcisi, Takımı”, bir Sovyet yazarın oyunu- yaşayan 13 yaşında bir kız çocuğunun tüberkülozdan ölmekte olan bir ka- nu sahnelemeye çalışan Macar “işçi Naziler Macaristan’ı işgal ettiklerinde dınla oğlu, bir punk gurubunda şarkı takımı”nın çabalarını anlatmaktadır. yaşadıklarına odaklanır. “Senkiföld- söyleyen astronot gibi, farklı kişilere Takım elemanlarının sansür, acımasız je”, Andras Jeles’in sinemada Shoah akıl ve destek vermeye çalışan bir kanunî zorlamalar ve sosyalist yö- konusunda çok etkileyici bir çalışma- papazın öyküsünü super8 ve video netim altında başta görsel her türlü sıdır ama konuya, dolaylı da olsa, bir çekimleri ve dönemin en ünlü yeraltı sanatın yapılabilmesiyle ilgili tartış- önemli katkısı daha vardır: Yahudi punk topluluklarının müziği eşliğinde maları, bu çarpıcı ve yoğun filmin kökenli karısından olan ve kendini anlatmaktadır. yasaklanmasına sebep olur ve “Rüya Yahudi olarak tanımlayan oğlu Laszlo Bu iddialı deneysel başyapıttan kısa Takımı”, ancak 1989’da gösterime gi- Nemes, tüm zamanların en aykırı ve bir süre sonra, 1985’de, 39 yaşındaki rebilir en başarılı soykırım filmlerinden “Saul Gabor Body ölü bulunur. O dönem- 1984’de tamamını 8-12 yaş arası Fia / Saul’un Oğlu”nun yazar yönet- de Sovyetler Birliği uydusu olan çocuk oyuncularla çektiği “Angyali menidir. Macaristan’ın yetkilileri ölümün üdvözlet / Müjde”, insanlık tarihinin intihar olduğunu söylerken, dul eşi gerçeküstücü bir öyküsüdür. Cen- Lajos Koltai’den bir olayın cinayet olduğunu iddia eder. net bahçesinde Adem ve Havva’nın Buchenwald Kampı 2001’de ortaya çıkan belgeler Body’nin Lucifer tarafından baştan çıkarılarak 1973-1983 arasında Macaristan Gizli “yasak meyvenin” tadına bakmalarıy- öyküsü Polisi için çalışmış olduğunu ve ölü- la başlayan film, Cennetten kovulan Yine aynı kuşaktan 1946’da münün bununla bağlantılı olduğunu ikilinin, aldatıcı sevimliliğiyle devam- Budapeşte’de doğmuş olan ünlü ima etmiş, ancak bugüne kadar bu lı onları etkileyen kibirli Lucifer’in görüntü yönetmeni Lajos Koltai, şüpheli şartlardaki ölüm hakkında rehberliğinde karakterden karaktere Istvan Szabo’nun çok sayıda önemli hiçbir resmi araştırma açılmamıştır. girerek, Batı Avrupa tarihinde yaptı- filmini görüntüledikten sonra bir süre “Sanatsal kurmaca ğı varoluşsal yolculuğu izler. Antik ABD’de çalışmış sonra da İtalya’da Atina’dan, sakatlar kenti Bizans’a, Giuseppe Tornatore’nin filmlerinin filmler” kuşağı Kepler’in Prag’ından, Özgürlük, çekimini yapmıştır. Eşitlik, Kardeşlik çığlıklarının ilk kez Koltai, 2005’de ülkesine dönerek, 1970 ve 1980’lerin sineması tabiî ki duyulduğu Paris’e, oradan pislik ve 14 yaşındayken Buchenwald münhasıran belgesel ya da deneysel sefaletin hüküm sürdüğü Dickens kampında hapsedilen György değildir. Sandor Sara (d.1933), Istvan dönemi Londra’sına geçerler. İhanet- Köves’in öyküsünü anlattığı, Gaal (1933 - 2007), Ferenc Kosa (d.1937), lerle, katliamlarla, salgın hastalıklarla, “Sorstalansag / Kadersizlik” adlı ilk Pal Sandor (d.1939), György Szom- yakılan büyücülerle karşılaştıkları bu uzun metrajını yönetir. Sepia, siyah- jas (d.1940), Peter Gothar (d.1947), gibi sürreel yolculuğun sonunda İsa’nın beyaz ve renkli tonlarda çekilmiş yönetmenler, kavram hafiften aşağı- çarmıha gerilmiş olduğu yere varırlar. bu 140 dakikalık drama, acının, lansa da “sanatsal kurmaca filmler” Lucifer’in finalde, “Neden, bilgide cüce, hınçların, zulmün ve ölümün yanında çekmeye devam etmiştir. körlükte dev olan insanlıkta büyüklük dostluğu ve dayanışmayı da keşfeden Bu kuşağın en ilginç sanatçısı, hem yaratmak için çabaladım?” diyerek ken- bir yeniyetmenin, onurunu ve belgeselde hem salt kurmacada aynı dini sorgulaması, Komünist Sovyet saygınlığını korumayı öğrenmesinin rahatlıkla film çeken, 1945 doğumlu çizmesinin baskısındaki bir milletin sinema ve tiyatro yönetmeni Andras Jeles’dir. Andras Jeles, 1974’de Görüntü ve Film Yönetmenliği diploması aldık- tan sonra yönetmen yardımcılığı ile başladığı sinemada televizyon film- leri, Balazs Béla Studio (BBS) için kısa filmler ve deneysel çalışmalardan sonra 1979’da ilk uzun metrajı “A kis Valentino / Küçük Valentino”yu çeker. “Küçük Valentino”, 20 yaşında şoför muavini Laszlo’nun, taksi kulla- narak, kızlarla flört ederek, kısa süre önce çalmış olduğu para ile langırt oyunlarında bahse girerek geçirdiği bir gününün öyküsüdür. Filmin asıl başarısı, amaçsız ve sevilesi zor bir başkarakterin peşinde dolanan kame- ranın yetmişli yılların Macaristan’ına, SSorstalansagorstalansag / KKadersizlikadersizlik 9933 senaryolarını yakın arkadaşı roman- cı Laszlo Krasznahorkai’yle birlikte oluşturacaktır. İlk ortak çalışmaları “Karhozat / Lanetlenme” (1988) toplum içinde kaybolmuş, kendine güvenini Ősszizi AlmanachAlmanach / DDüüşüş TTakvimi”akvimi” yitirmiş insanların, özgürlüğünü ve varoluşunu tanımlamak için yaptığı de öyküsüdür. György, nefretin içinde çektiği ikinci filmi “Szabadgyalog / kırılgan çabalara odaklanır. Bu çaba- mutluluğu bulurken, Yahudi olmanın Dışlanmış”da, kurmaca kahramanla- lar, çoğu zaman karşı taraftaki insa- da ne anlama geldiğini öğrenecektir rının mutsuz yaşamlarını gerçekçi bir nın da aynı sorunları yaşamasından Lajos Koltai, 2007’de tekrar dille anlatmaya devam etmektedir. dolayı kesintiye uğrayacaktır. Béla ABD’ye geçerek çok sayıda ünlü Benzer bir tarzda çektiği ve bir çiftin Tarr’ın kendine has sinemasal üslubu kadın oyuncunun rol aldığı, yaşlı bir birinden uzaklaşmasına odaklanan bu filmde iyice olgunlaşmıştır. Uzun kadınla kızlarının duygusal şimdiki “Panelkapcsolat / Prefabrike İnsanlar” ve kesintisiz plan sekanslar, kamera- ve geçmiş zamanlarına odaklandığı (1981) ile Tarr, bazıları 10 dakikayı nın dingin dingin mekânı dolaşması, “Evening / Akşam” filmini yönetir. bulan uzun yakın çekimlerden oluşan geriye doğru giderek ilginç açılarda Halen yine ABD’de yazar Thomas dingin stilini oluşturmaya başlamıştır. farklı perspektifler yakalayışı ve tabii Wolfe’un 1920’lerde Aline Bernstein 1982’de TV için çektiği “Macbeth” ki görkemli siyah-beyazı… ile gayrimeşru ilişkisine odaklanan uyarlamasıyla, Tarr’ın biçeminde et- “Lanetlenme”den sonra Tarr’ın, “Utolso Hajo / Son Gemi” (1990) adlı “Thomas & Alice”in hazırlığını kileyici bir değişim gerçekleşir. Film, kısa film ve 12 yönetmenin Kent yapmaktadır birincisi jenerikten önce 5 dakikalık, ikincisi de finale kadar 67 dakikalık Yaşamı’na bakışlarını anlatan 12 kısa Daha genç kuşak: iki uzun çekimden oluşur. Yönetme- filmden oluşan “City Life”ın (1990) bir Béla Tarr nin görsel duyarlılığı, çiğ yakın çekim- bölümü dışında 1994’e kadar hiçbir lerden uzaklaşarak soyut orta ve uzun çalışması ortaya çıkmadı. Bu sessiz- Geldik, 1950 ve sonrasında doğan, çekimlere yönelir. Bunun paralelinde liğin sebebi bir esin tıkanması değil, sinemaya seksenlerin sonlarında ve felsefi duyarlılık da acımasız gerçek- tam tersine yönetmenin yedi yıldır doksanların başında atılan daha genç çilikten giderek uzaklaşarak metafizik üzerinde çalışmakta olduğu László bir kuşağa. bir bakışa doğru yol alır. Krasznahorkai’nin destansı romanı Bu kuşağın en önemli sinemacısı, Büyük bir “Satantango / Şeytan Tangosu”nun sadece Macaristan’ın değil, dünya apartman daire- sinemasının gelmiş geçmiş en önemli sinin klostrofobik “auteur”lerinden Béla Tarr’dır. ortamında geçen, 1955’de Pecs’de doğan ve dairede yaşayan- Budapeşte’de büyüyen Béla Tarr si- ların en karanlık nemayla ilgilenmeye, 16 yaşından sırlarının, korkula- itibaren, çoğunlukla Macaristan’daki rının, takıntılarının işçilerin veya fakir insanların hayatla- ve düşmanlıklarının rını konu edinen amatör filmler çeke- ortaya çıktığı “Őszi rek başlar. Felsefe okumak isteyen ve Almanach / Düşüş film yapmayı hobi olarak gören Tarr, Takvimi” (1984), Béla Macar yönetimi çektiği 8 mm’lik kısa Tarr’ın ikinci ve son filmlerinden sonra felsefe eğitimine renkli filmi olacaktır. izin vermeyince meslek olarak film Tarr’ın bundan sonra üretmeyi seçer. sadece siyah-beyaz Amatör çalışmaları Balazs Béla çalışmasının sebebi, Studio’nun (BBS) dikkatini çekin- siyah-beyazın film- ce BBS ilk uzun metrajı “Csaladi leri kesinlikle daha tűzfeszek / Aile Yuvası”na (1977) maddi etkileyici göstermesi destek verir. 22 yaşındayken, toplam 6 kadar, dijital öncesi gümde çektiği filme, yerel halktan se- dönemde renkli çilen profesyonel olmayan oyuncular kopyaların çabuk “dostluk” için ücret almadan katılırlar. deforme olması ve Öyküsünü dönemin “dokümentarist” zaman geçtikçe eski bakış açısıyla, mutlak toplumsal ger- canlılığını koruya- çekçi tarzda anlatan bu filmi bitirdi- maması da vardır. ğinde Tarr, Macar Tiyatro ve Sinema İlk dört filminin Sanatları Yüksek Okulunda eğitimine senaryolarını ken- başlar. disi yazmış olan 1980’de, ilk kez renkli olarak Tarr, bundan sonra 9944 1994’de gösterime girecek olan uyar- yolu laflayarak iki lamasıydı. saatte yürüdüğümü- Komünizmin sonlarına doğru, her zü fark ettik… üyesinin kaçıp kurtulmak istediği bir 35 dakikalık renk- ortaklaşa çiftçilik birliğinin çöküşü- li belgesel “Utazas az nü, keskin, kimi zaman da hınzır bir Alföldön / Düzlükte mizahî dille anlatan bu dev film, Ko- Yolculuk”dan (1995) münist dünyanın çöküşünden sonra, sonra Béla Tarr için yönünü kaybetmiş başıboş sürüklenen beş yıllık bir sessizlik bir kültürün sıkıntılarını umutsuzluk- dönemi başlar. larını ve bezginliğini yansıtmaktadır. 2000’de, Laszlo Hepsi, ancak finalde bir bütün- Krasznahorkai’nin lük oluşturan parçacıkların artarda “Az Ellenallas Me- perdeye yansımasıyla ortaya çıkan lankoliaja / Direnişin “Satantango”nun neredeyse tamamı, Melankolisi” roma- karakterlerin etrafında dolanan, sü- nından yazarıyla bir- zülen, uçan, kimi zaman sevecen kimi likte uyarladıkları, zaman saldırgan kameranın, 10’ar da- 39 olağanüstü uzun kikayı aşan uzun çekimlerden oluşur. plandan oluşan, A torinoitorinoi lolo / TorinoTorino AtAtı Köydeki inek sürüsünü izlemek, “Werckmeister Har- ya da içkisi bitince evinden çıkmak moniak / Werckmeister ağlamaya başlar, sonrasında da kendini zorunda kalan açık alanlardan korkan Armonileri” gelir. Bu film, bundan kaybederek yere yığılır. “Kargaşa çıkardı- şişko bir sarhoşun peşinden gitmek, böyle bütün filmlerin birlikte yönete- ğı” nedeniyle kısa süreliğine tutuklanma- izleyici için 10 dakikayı aşan bir dene- ceği eşi Agnes Hranitzky ile ilk ortak sıyla sonuçlanan bu olay, Nietzsche’nin yimdi ama bu çekimlerin her birinin çalışmasıdır. Etkileyici gösterilerini bir ölümüne kadar devam edecek suskunluğu- gerçekleştirilmesi aylarca sürebiliyor- balina karkası eşliğinde yapan gezgin- nun ve deliliğe kadar varacak ruh hâlinin du. Bu sebeple hazırlıkları ve çekimi ci bir sirk topluluğunun, konakladığı kıvılcımı olur. yıllar süren bu olağanüstü başyapıtın taşra köyünün sakinlerini kötüye Béla Tarr, “son filmim” dediği “To- izlenme süresi de olağan dışıydı: 435 kullanmalarını anlatan “Werckmeister rino Atı”nın proloğunda bu olayı hiç dakika, yani neredeyse yedi buçuk Harmoniáak”, bu vesileyle kapalı ve görsel kullanmadan anlattıktan sonra, saat. geri kalmış toplumlardaki inanç kav- artık Nietzsche’yle ilgilenmeyip, biz- İKSV sayesinde, 15. Uluslararası ramını irdelemektedir. leri sahibi tarafından kırbaçlanan atın Film Festivali’nde izlemiş olduğum “Werckmeister”den sonra gelen Ge- ve sakat sürücüsünün peşine takarak, “Satantango”yla ilgili kişisel bir anıyı orges Simenon uyarlaması “A Londoni insanlığın çöküşüne ve dünyanın so- sizlerle paylaşmak isterim. ferfi / Londra’dan Gelen Adam”ın çekim- nuna götürüyor. Kutsal kitaplardaki, Biz filmi 1996’da bir 18.30 seansın- leri prodüksiyon sorunları yüzünden yaratılış öyküsünü tersine çevirerek da, günün dördüncü filmi olarak, tık- fazlasıyla aksamış, film ancak ilk kez metaforlar üzerinden ilerleyen, tekrar- lım tıklım dolu Alkazar Sineması’nın 2007 Cannes Festivali’nde gösterile- larla vurgulanan, sembolik, soğuk ve balkonunun en ön sırasında izledik. bilmiştir. Yaklaşık yirmi dakika süren bunaltıcı bir sinema diliyle yok oluşun Aralar dâhil filmin bitmesi sabaha bir plan sekansla başlayan filmde, altı gününü anlatıyor karşı iki buçuğu bulmuştu. Günün Simenon’un öyküsünün sadece özünü Dokuz filminin müziğini yapmış yorgunluğu ve filmin dinginliği se- koruyan Tarr, polisiyeyi paranın tüm olan Mihaly Vig’in tüyler ürpertici mü- yircilerin büyük bir bölümünün ara insani değerleri yok ettiği Dante’vari ziği, sadece 30 uzun çekimden oluşan ara gitmesiyle sonuçlanmış, göz kırp- bir cehennemi, görsel ve işitsel olarak maktan çekinerek heyecanla izleyen yaratmak için kullanmıştır. iki buçuk saatlik filmin her biri sanat bir avuç izleyici kalmıştık. Film bitti- 2011’de bitirdiği “A torinoi lo / eseri upuzun siyah-beyaz planları, ğinde, eşimle nerdeyse üzülerek kal- Torino Atı”ndan sonra Tarr, bu filmle tamamen diyalogsuz ilk 15 dakikası karken, iki parmak omuzumu hafifçe artık sinemayla ilgili her şeyi söyle- ve müzikal bir kontrpuan yaparcasına tıklattı. Dönüp baktığımda kırklı yaş- miş olduğunu, bundan böyle film tamamen karanlıkta geçen 15 dakika- larının başında hafif kır saçlı bir adam yönetmeyeceğini belirtmiştir. İstanbul lık finaliyle, izlendikten sonra unutul- gülümseyerek “Did you like my film?” Festivali için geldiğinde de kararının ması mümkün olmayan olağanüstü (Filmi beğendiniz mi?) diye soruyor- kesin olduğunu ve bundan sonra genç bir başyapıttır. du. Evet, çok beğenmiştik. O heyecan sinemacılara yapımcı olarak destek İnsanlık yükünün dayanılmaz ikimize ve yeni tanıştığımız Béla Tarr’a vereceğini söyledi. ağırlığına, insan olmanın acılarına, öyle bir yansımıştı ki, konuşa konuşa 3 Ocak 1889 yılında, Torino’da sokak- bu karamsar ağıt, büyük bir ustanın Taksim’e kadar yürürken sanki filmi ta yürüyen Alman filozof Friedrich Ni- kariyerini müthiş etkileyici biçimde bir kez daha yaşadık. Giriştiğimiz etzsche, yerinden kımıldamayı reddettiği sonlandırmaktadır. sohbet öyle bir koyulaşmıştı ki, mey- için sahibi tarafından acımasızca kırbaçla- Bu kuşağın diğer önemli sinema- dana varıp vedalaştığımızda saatin nan bir at görür. Bu duruma tepkisiz kala- cılarına önümüzdeki ay devam etmek sabahın beşine yaklaştığını, o kısacık mayan Nietzsche, atın boynuna sarılarak üzere…

9955 SANAT AJANDASI Karen KOHEN

İnci Eviner Retrospektifi: İçinde Kim Var? Türkiye çağdaş sanatının güncel dönüşümünde etkin rol üstlenen öncü sanatçı; toplumsal, politik ve sosyo-kültürel koşullar içerisinde kadın, toplumsal cinsiyet ve kimlik politikalarına dair farklı haller üzerine kendine özgü bir ifade alanı aralıyor. Çocukluktan itibaren etkisi altında kaldığımız tarihsel, söylemsel ve bilinçdışından süreçlerin kadın kimli- ği üzerindeki yansımalarını araştıran sanatçı, kadın olma halini tek bir imgeye sığmayan, sınırsız bir hayal gücünün alanı olarak tanımlıyor. İlgi ve araştırma alanlarının çeşitliliği açısından şüphesiz kuşağının en yara- Eli Meranda'nın tıcı ve güncel sanatçılarından biri İnci Eviner. Serginin bir araya getirdiği “Karşılaşmalar” yaklaşık kırk yıllık döküm, onun hem kendisi ile hem de insanı var eden bilinçaltı, kültür, tarih, doğa ve sanat bütünlüğü ile kurduğu derin bağın Fotoğraf Sergisi zenginliğini ortaya koyuyor. Eli Meranda, hem Türkiye’de hem de 22 Haziran - 23 Ekim Pazar / İstanbul Modern yurt dışında son yıllarda çektiği fotoğ- raflardan oluşan çok farklı bir yelpaze ile İnncici EvinerEviner S karşımızda. Kendisi, çarpıcı an fotoğrafla- rıyla, yakalanan bakışlarla, ustaca kulla- E nılan ışıkla, şaşırtıcı renkleri ve hoş siyah R beyazlarıyla, ilk kez izleyici ile buluşuyor. Meranda, fotoğrafla ilgilenmeye erken G yaşta başladı. Yurt dışına process edilmek İ üzere gönderilen ve gelmesi en az bir ay beklenen dia dönemlerinden bugüne, İzzet Keribar’ın yol göstericiliği ile kendi- ni geliştirdi. Fotoğraf sanatına eğilmesinin nedeni, bir daha yaşanması mümkün olmayan ilginçilginç anlaranları fotofotoğraflarraflarıylayla ölümsüzleeştirmek istemesi.istemesi. 6 Ekim - 30 Ekim Schneidertempeleidertempel Sanat Merkezi

'Camille''Camille' - Taşın Kalbi Türkiye’deTürkiye’de ilk kez sergileneceksergilenecek olan “Camille”, 2222 Eylül’deEylül’de izleyicisiyleizleyicisiyle buluşuuyor.yor. TiTiyatroyatro KeKeyfi’ndenyfi’nden yyenieni eser: 1864-1943 yılları ara- sında yyaaşamış Fransız heheykelykel sanatçısı CCamilleamille Claudel’in erkek eegemengemen Swan LLakeake ttoplumunoplumun kurallarına uuymayanymayan Reloadedded bbaaşkaldırışını, yaşça kendinden ooldukçaldukça bübüyükyük olan ünlü Dünyanın en önemli koreokoreograf-graf- heheykeltykeltıraş Rodin’le tutku- larından FFredrikredrik RRydman’ydman’ın bir lu ilişkisini, iniş çıkışlarla Tchaikovskysky klasiği olan Kuğu ddoluolu yyaaşamını bir akıl Gölü’ndenn uuyarlayyarlayıp modernize hastanesinde bırakışını ettiği muhtehteşem ggösterisiösterisi “Swan kkonuonu edinen ‘Camille Lake Reloaded”oaded” sadece 5 ggösteriösteri - Taşın Kalbi’ ililginçginç ola- için İstanbul’da.bul’da. ccakak ggibi.ibi. Gerçek aşkk,, hikâyenin oriorijina-jina- linde olduuğu ggibiibi bübüyüyüyüyü boza- TTiyatroiyatro oyuncusuoyuncusu bilecek mi?i? Hikâyeikâye bu sefer GGoncaonca VuslateriVuslateri nasıl sonlanacak?anaccak? 8 Ekimkimm Cumartesi 22 Eylül PerP şembe ZorZorluorlu PSM Borusan Oto Dolmabahçe Sahne (Süzer Plaza) 9966 Candan Erçetin Yirmi yılı aşkın şarkıcılık kariyeri boyunca, insan hayatını konu alan şarkılar hazırlayıp seslendirmesiyle ünlenen Candan Erçetin, ailesinin Balkan kökenli olmasının bir sonucu olarak şarkılarında sık sık Balkan müziği enstrümanlarına yer verir. Türkçe’nin yanı sıra Fransızca ve Yunanca şarkılar da söylemesiyle tanınan sanatçı Açıkhava’da izleyici- sini bekliyor. 29 Eylül Perşembe / Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi

Shakespeare’in Bütün Eserleri - Hafif Kısaltılmış Londra’da 10 sezon kapa- lı gişe oynayan müthiş Metin Zakoğlu komedi “Shakespeare’in Bütün Eserleri - Hafif Kısaltılmış”, Eylül Bir Delinin Hatıra Defteri ayında İstanbullularla buluşuyor. Türkiye’de Metin Zakoğlu’ndan, Gogol’un “Bir Delinin ilk kez oynanacak olan Hatıra Defteri” adlı klasik oyununa bam- bu oyun, tümü 2013-14 başka bir yorum. Zakoğlu seyirciyi içine sezonunun “En başarılı kattığı bu yorumda, kim oyuncu kim genç oyuncuları ödüllü” seyirci soruları ile izleyicisini baş başa bıra- oyuncularıyla sahnelene- kacak ve bir şizofrenin iç dünyasına kendi cek... Ne yaptığını bilmez içinden yolculuk yapmasını sağlayacak. üç erkek oyuncu hemen Oyunda yazılı olup da, sahnede olmayan hemen hazırlıksız ve tüm karakterler, seyircilerin içinden birileri pek bilgileri de olmadan tarafından yansıtılacak. Bu anlamda da, Shakespeare’in bütün Zakoğlu sayesinde seyirci, oyunu izleyen eserlerini birden oyna- değil yönlendiren kişi olacak. Bu bambaşka yacaklarını iddia ederler; yorumda seyirci, kimi zaman gülmekten Hamlet, Ophelia, Romeo ikinci espriyi kaçıracak, kimi zaman da Juliet, Jül Sezar, Macbeth gözyaşlarına hâkim olamayacak. vs. cadılar, periler der- 1 Eylül Perşembe - 30 Eylül Cuma ken işler karışır, çılgınlık Cafe Theatre boyutuna erişir. 13 Eylül Salı - 29 Eylül Perşembe Borusan Oto Dolmabahçe (Süzer Plaza) 9977 Teknoloji Üzerine “Uluslararası Sanatçı Filmleri” S İstanbul Modern, hareketli görüntüye odaklanan ve dünyanın dört bir E yanından sanatçıların video, animasyon ve kısa filmlerini İstanbul’a taşı- R yan “Artists’ Film International” programına bir sergiyle yer veriyor. Sergi kapsamında video sanatı ve sanatçı filmleri hakkında söyleşi ve sunumlar G da düzenleniyor. Program bu yıl “teknoloji” konusuna odaklanırken, farklı İ teknolojilerin psikolojik ve sosyolojik etkilerinin yanı sıra yeni teknolojile- rin sosyo-politik kodlarını ve sanatsal üretim süreçlerini dönüştürmesini ele alıyor. 2 Temmuz - 6 Ekim Perşembe / İstanbul Modern S Sanatçı ve Zamanı E İstanbul Modern, “Sanatçı ve Zamanı” adlı koleksiyon sergisi ile sanatçıların R zaman fikri etrafında birey olarak ken- G dilerini ve çalışmalarını nasıl konumlan- İ dırdıklarına odaklanıyor. Sergi, sanat- çının zamanı ile toplumun, kültürün, doğanın ve evrenin zamanı arasında kurulan bağa ve hesaplaşmaya dair bir düşünce alanı öneriyor. Geçmişten gele- ceğe farklı zamanları, belirli ortak tema- lar çerçevesinde bir araya getiriyor. 31 Aralık tarihine kadar İstanbul Modern

Nil Karaibrahimgil Her zaman farklı sahne perfor- mansları ile hayranlarının karşısına çıkan ve yaptığı sürprizlerle adından hep söz ettirmeyi başaran Nil, bu kez sadece şarkı söylemeyecek. Harbiye’ye gelen seyirci Nil’den hikâyeler din- leyecek; Nil, çocuk enstrümanları ile hem çalacak hem söyleyecek; Nil, kızlara hep bir ağızdan seslene- cek; Nil, kabul edilmeyen jingle’lar da çalacak… 26 Eylül Pazartesi / Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi Tarkan Her yıl heyecanla beklenen ve her biri birbirinden coş- kuyla geçen geleneksel Açıkhava konserleri kapsamında yaz sonu müzikseverlerle buluşmaya hazırlanan Tarkan, sevenleriyle hasret giderecek. Megastar, konserlerinin ilk yarısı için geçtiğimiz aylarda müzikseverlerle buluşan ve yoğun ilgi gören Türk Sanat Müziği albümü “Ahde Vefa”da yer alan şarkılardan, ikinci yarısı içinse sevilen pop şarkılarından oluşan bir repertuvar hazırladı. 3-4-6-7-9-10 Eylül / Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi

9898 9999 110000