Jeoloji Mühendisliği s. 39, 72-82, 1991 Geological Engineering,,, n. 39,72-82, 1991

TARİHSEL VE MİTOLOJİKd) VERİLERİN IŞIĞINDA, DOĞU VE ORTA KARADENİZ BÖLGESİ UYGARLIKLARININ MADENCİLİK FAALİYETLERİ

Ahmet Hikmet KOSE Jeolqji Yüksek Mühendisi, TRABZON

.A- GİRİŞ İL Neolitik Dönem.

Yazıda ele alınan, bölge, yaklaşık olarak, 36°-42° Tarım ve hayvancılığın başladığı, keramiğin ve de- doğu boylamları ile 40°-42c" kuzey enlemleri arasında yer vamlı yerleşmelerin ortaya, çıktığı Neolitik, döneme. (MÖ almakta ve Doğu (ve Orta) Karadeniz coğrafi bölgesi ile 8.000-5,000) ait kalıntılardan bölgeye en yakın olan- Gürcistan Cumhuiiyetfnin bir bölümünü kapsamak- larına, Gürcistan. Cumhuriyeti'nde rastlanmıştır. Güney tadır. Osetia ve Merkezi Gürcistan'ın yanısıra Kolkhis'de^ de Bu bölge, ilk insanlardan günümüze, onlarca halka, Neolitik dönem, yerleşimi belirlenmiştir. bir o kadar da inanca, bazan anayurttuk, bazan da geçici bir konak yeri görevini üstlenen Küçük Asya'mın tümü III) Kalkolitik ve diğer maden dönemleri kadar olmasa bile, yine de çok sayıda halk ve uygarlığı bünyesinde barındırmıştır. Bu halklar ve madencilik faa- Samsung <4>, Tokat®, Ordu^, Sivas<7\ liyetleri üzerine yapılacak bir çalışmanın, ciltlerle ifade Erzincan^, Bayburt^, Erzurum<10\ Artvin ve Kars1'11) edilebilecek hacmi bir yana, genel bir özetinin bile bu illerinde. Kalkolitik dönemden (MÖ 5.000-3.000) derginin sınırlarını aşacak olması nedeniyle, bu yazıda, başlayan çeşitli izlere rastlanmıştır., yalnızca bazı konular ele alınarak, oldukça kısa bir Bu izler, küçük bir bölge söz konusu olmasına özetleme yapılmıştır, rağmen, tek bir kültüre ait değildir., Bölgenin batısında ele geçen buluntular "Orta Anadolu Kültürü"""' ile büyük B- İLK İNSANLARDAN BÖLGE benzerlik taşırken,, doğudakilerin, Transkafkasya-İran HALKLARINA AzerbaycanVDoğu Anadolu-Malatya ve Amik ovaları - Suriye ve İsrail'i" kapsayan bölge kültürü île ilişkili I- Paleolitik Dönem olduğu öne sürülmüştür.

Bugünkü, verilere göre, bölge ve yakın çevresinde Pa- IV- Bölge Halkları leolitik döneme ait buluntuların ele geçtiği yöreler

şunlardır. 12 Efsanevi Amozonlar* ) bir yana bırakılırsa, bölgede 1) Samsun yakınlarındaki Tekeköy Mağaralarında, varlık gösteren halkları şöyle sıralayabiliriz: Acheul (Alt Paleolitik, M.Ö. 550.O00~250.O00) kültür GaşkaW13\ Hitit'ler* 14\ Trokmi!ler(î5>, Tiba- katma ait buluntular' (Şekil 1). ren'Ier, MossynoekW16), KhalybW17*, Genel'ler<18), 2) Ünye (Ordu) ilçesi yakınlarındaki Yüceler'de, Alt- Makron'lar ve Tzan'lar*19*, Khaldi'ler*20), Drilled21), Orta (MÖ 250.000-40.000) ve Üst ..(MÖ 40.000-8.000) Be.kheir"Ier<22) Hesperit'ler*23*, Saspif M24), Taokh'lar, Paleolitik dönemlere ail buluntular. 3 25 26 3) Kars'ın Çamuşlu köyü yöresinde Üst Paleolitik, •• Kolkh'lar, Phasian'lar, Gürcüler^ ), Laz'lar< \ Erme- 28 9 30 Azat ve Mağaracık köyleri yöresinde ise Mustarien (Orta ), Azzi-Hayaşa'IarC ), Humler, Grek'ler« ), 32 33 Paleolitik) kültür katına ait buluntular. ), iskitlerC ) ve Türkleı< ). Bölge- yakınlarında yer alan Ermenistan Cumhuriyeti Aynca bölgede, Urartu, Med, Pers, Makedonya,, Pon- topraklarında yapılan kazılarda da, Paleolitik döneme ait tos, Gürcü,, Ermeni, Rooıa('34\ Parth,, Sasani, Arap- çeşitli izlere rastlanmıştır. Islam, Selçuklu., Moğol, Osmanlı, Rus egemenlikleri,

72 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ- KASIM 1991 Slav,, Saımat,-Latin, Kazak saldırı ve akınları, Fenike, Tartışılabilir nitelikteki bu sava göre, Kolkhis'e Asur, Latin ticari faaliyetleri ve teknik yapılanmayı et- kadar1 ulaşan Fenikeliler bu bölgeden/batık vb.: bölgesel kileyen göç ve iskanlar görülmüştür*35). ürünlerin yanısıra, kurşun, kehribar;,, kırmızı boya .satın alıyorlardı. Ö dönemlerde,, Kıran ve Kafkasya'dan getiri- C- MADENCİLİK. FAALİYETLERİ len madenlerin,, Akdeniz ticaretinde önemli bir yer tuttuğunu biliyoruz. Biz burada» niteliği açıklanmamış I. Fenikeliler: olan "kırmızı boya1'1 üzerinde duracağız, Fenikeliler, Grekçe, "Porphyra", Arapça "Firfiri" MÖ,. III. B.Y başlarında, bugünkü Lübnan ve İsrail'i adı verilen Erguvan^3^ renkli boyar madde ile kapsayao bölgeye yerleşen Sami kökenli Fenikeliler, boyadıkları yünlerin tekeline sahiptiler. Bu boyannadde, erken dönemlerin ünlü denizci ve tüccarları olarak '"Mürex" türü Gastropodlardan elde ediliyordu. "Dikenli tanınırlar.. Asıl gelişmelerini, MÖ IL B.Y. başlarında Salyangoz"'1 olara bilinen Murex, Ege ve daha çok Akde- girdikleri Mısır egemenliğinden, '"'Deniz Kavimlerinin" niz'de bulunur. Karadeniz'de bulunan, ve etine istilası (MÖ. XIII. YY.) sonucu kurtulmalarının yurtdışından gelen talep nedeniyle avlanan "Rapana to- ardından, sağlayan Fenikelilerin, Akdeniz'in yanısıra Ka- masianna11 türü Gastropodlardan ise bu tür bir boyar- radeniz'e de. ulaştıkları ileri sürülür. madde elde edilmemektedir. Bu dunumda, başka kaynak-

Şekil 1: İnceleme Alanının yer buldum haritası Matzouka: Daha önceleri r; Ad Vicesimum", • Pontos Eukseinos (Konuksever Deniz): Grek'lerin Kara- "Dikaisimon", "Magnana". Son dönemlerde, "Karydia" dem/1 e ulaştıkları ilk dönemlerde "Pontos Akseinos" (Ko- ve Türkçe karşılığı olan '"Cevizlik" nuksevme/ Deniz). Karadeniz'in diğer adları arasında, : Veya "Stylos'"' Ortaçağda Gürcüler tarafından kullanılan "Speris Zghra" Rhizaion; Daha önceleri "Bekheirias11 (İspir Deni7İ)nin >anısıra "T/anik Denizi11' (Çanik Denizi) .Marthoula: Osmanlı döneminde ırViçe" de \ er alır. .Arhadio: Gircu dilinde "Livana11 Amısos: MÖ V-IV yy.lar arasında "Peiraia". Mithrida- .Akampsis: Daha önceleri "Boas", "Harpasos"' (?) tes VI dönemde (MÖ1 111-631, "Eupatoria" adlı yeni bir Sber: Daha önceleri "Hyspiraüs" veya "Syspiritis", bölüm eklendi. Tao: Ermeni dilinde wTaik1î Thermodon: Daha önceleri "Thcmiskyra" Antik "Kolkhis" bölgesi, Gureili'nin hemen kuzeyinde Neokaisareia: Daha önceleri "Kaberia", "Diospolis" yer alıyordu. Philabonites: Pontos Greklerince """Kaniş"

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ - KASIM 1991 73 lar aramak gerekmektedir. İlk akla gelen olası kaynak, vermiştir,. Bazı ünlü AkhaTlarla sefere çıkan Herakles, Kutsal Kitap'fa da, SÖZÜ edilen ve Zarkanaüılar'ın "Cyni- Hippolyte'yi yenerek kemeri ele geçirir., pidae" familyasından "Cynips tinctoria" (mazı Amazon'ların, zenginliklerinin yaraşıra savaşçılıkları böceği)nm, "Quercus coccifera" türü meşenin yaprak- da, madencilikle olan ilişkilerinin göstergesi olarak ele larında oluşturduğu yumrulardan (mazı) elde edilen alınabilir.. Tarih boyunca, savaşçı .halklarla madencilik "SkarîetP7) adlı boyarmaddedir. Bu böcek,, "Q, ilex" ve arasında, sıkı bir ilişkinin olduğu gözlenmiştir. Gelişmiş "'Q1. robur" türü meşeler üzerinde de mazı oluşturur.. savaş araçlarına -ve bunların üretim teknolojisine- sahip Kolkhis ise, meşe. florası açısından zengin bir bölgedir.. olan ve bunu savaş sanatıyla birleştirebilen halklar, Daha. zayıf bir olasılık olmakla.1 birlikte, bir başka diğer halklarla olan mücadelelerinde başarılı olmuşlardır kaynakta, Zarkanatlılar'ın "Coccidae" familyasından t42). Erken dönemlerde, gelişmiş savaş araçlarına sahip "Coccus" türü (Coccus ilicis, Coccus cacti v..b.) olmanın yolu., büyük ölçekte, maden çıkarma ve işleme böceklerden elde edilen "Kaimen "^ adlı boyarmadde- sanatlarındaki ustalıktan geçiyordu. dir. Fakat, daha geç: dönemlere ait olan bu boyarmadde- nin Fenikeliierce bilindiği şüphelidir. III,. fliada: Kolkhis'in zengin florası göz önüne alınırsa, bitkisel, kökenli boyarma.dd.eler üzerinde, de durmak gerekir. Truva savaşlarının bir bölümünü kapsayan ve efsane- Kapalı Tohumluların "Rubiaceae" familyasından "Ga- vi ozan Homeros'a (MÖ. IX. ? yy.) atfedilen bu ünlü liuöi sylvaticum L." (yoğurt, otu) ve "Rubia tinctonım" destanda, Truva saflarında çarpışmak için Küçük (Kızıl Kök)un köklerinden elde edilen boyarmad.de,, erken Asya'dan, gelen birliklerden söz edilir: dönemlerden beri bilinmektedir.. "(...) şurada Odius ve Epistrephus'un .kumanda ettiği Bununla birlikte, bir madencilik bölgesi olan Kolk- Halizonyalı birlikler, bu şartlar içinde gidiyorlar,. Bun- his'in bu niteliği göz önüne alınırsa, "kırmızı. boya"nın lar, güneşin, Alibean^43* maden ocaklarından olgunlaşan kaynağı olarak., maden -özellikle demir- bileşenlerinin gümüşü özleştirdiği o ozak bölgelerden geliyorlar ( )" üzerinde durmak, büyük bir olasılıkla, çok daha doğru Daha önce değindiğimiz, Khalyblerin ülkesi Khaly- olacaktır. Bugünkü verilere göre, Kuzey Kafkasya'da bia, erken, dönemlerden başlayan gümüş -ve altın- demir, önce Gürcistan'da kullanılmıştır. 6ronzrdan demi- üretimiyle ünlenen A.rgyriaTyı. da kapsıyordu. Türkçe'ye re geçiş döneminde "Kolkhis Kültürü" çok gelişmiştir "Gümüşyeri" veya "Gümüş Ülkesi" olarak ve Kuzey Kafkasya, halklarının bronzdan demire geçişini çevirebildiğimiz , Charles Texier'e göre, temsil eden "Koban Kültürü" (Kuzey Osetia, MÖ. bugünkü. Görele () dolaylarında yer alıyordu. 2..000-1,500) ile, zaman ve kaynak bakımından,,, büyük benzerlik taşır, IV. Kabeır'ler ye Kabeira: Fenikelilerin Kolkhis'e ulaşıp ulaşmadıklarını, ulaşülarsa, hangi yöntemle boyarmadde elde ettiklerini, Kabeira veya Diospolis, MS I. yy. dolaylannda Neo- kesin olarak bilemiyoruz.. Ama, Rion nehrinin, sağ kaisareia adını, alacak olan, bugünkü Niksar'ın (Tokat) kıyısında yer alan. ve Bizans-Sasani savaşları (MS VI. daha erken dönemlerdeki adlanan*44). Kabeirler ise, top- yy.) sırasında tahrip olan. Laz kenti Rodopolis, yüzyıllar rak güçlerini ve doğal olayları temsil eden- arkaik sonra da olsa bile, Fenikelilerin bu faaliyetlerine, sanki tanrılardır. Mitolojiye göre bu kült, Zeus ile Elektra'nın adıyla bir çağrışımda, bulunmaktadır. oğlu olan Dardanos tarafından Asya'ya getirilmiştir^.. Mitolojide, zanaatkar tanrılar olarak belirtilen Ka- İL Amazon'lar: beirler; demircilik ve dökümcülük mesleklerinde, büyük bir saygıyla anılırlardı. Daha sonraki dönemlerde,, Uro- Grek mitolojisinde Amozonlar; büyüleyici 47 nos(46) ve Gaia'nın^ ^ oğullan olarak kabul edilen. Ka- güzellikleri, ilginç yaşam, tarzları, savaşçılıkları ve beirler, yeraltındaki faaliyetleri nedeniyle, ateş tanrısı gözüpekliklerinin yanısıra zenginlikleriyle de - özellikle Hephaistos^'un emri altında gösterilmişlerdir.. altın ve gümüş gibi değerli metaller açısından- yer Asur ticaret kolonlarının da ulaştığı bugünkü Tokat. 39 alırlar. Mitolojinin, Herakles, Theseus* ), Bellerophon- yöresi^49), erken dönemlerden başlayarak:,,, bir madencilik 40 1 41 tes^ \ Priâmes ' ) vb., önde gelen kişileri., Ama- merkezi olarak, ünlenmişti: ' zon'ların bu zenginliklerini -güzel Amazon kraliçelerini- 50 "(...) ben, Khalyblerin ve Kaidelilerini ) bu eski ete geçirmek için, sık. sık onlarla, savaşırlar,. 51 işliklerinde, bakır kalhanelerinin^ ) nasıl işlediğini Baştann Zeus'un, ölümlü kadın Aflcmene'den doğan görmeyi merak ediyordum ( )'" oğlu., ünlü savaşçı Herakles'in "ooiki işlinden biri de, Bu sözler, 1838 Mart'ında Tokat'a, gelen Prusyalı Amazon kraliçesi Hippolyte'nin altın kemerinin ele r asker ve devlet adamı Helnıuth von Moltke ye (.1800- geçirilmesidir. Savaş tanrısı Ares, kızı Hippolyte'ye, 1891) aittir. kraliçeliğinin simgesi olarak, olağanüstü altın bir kemer

74 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ - KASİM 1991 V, Kolkhis, "Altın Post" ve 'Argonaut'lar: Malienler, Saspir'ler ve Alarodi'ler, 200 talonton (yaklaşık 5250 kg) gümüş... Yüzyıllar boyunca, Küçük Asya ve Orta Doğu'ya O' dönemlerde, vergilerin değerli melallerle ödenmesi ilerleyen halklar için bir geçit yeri, ama daha çok bir alışılmış bir yöntemdir ama tek ödeme yöntemi de madencilik bölgesi olan Kafkasya^52*, Grek'ler için daha değildir. İmparatorluk bünyesindeki bazı halklar vergile- kolay ulaşılabilir olan. Kolkhis bölgesiyle, mitolojideki rini, çeşitli mallarla (köle* büyükbaş hayvanlar v.b..) yerini almıştır.. ödemektedirler,. Apollonius 1!Rodoslu1!un destanlaştırdığı ve daha Küçük Asya'nın diğer bölgelerine göre daha az önce değindiğimiz gibi, Akha ve Karların Kolkhis'deki gelişmiş olan bu bölgede yaşayan halkların, önemli madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan Argonautlar sayılabilecek miktardaki ödemelerini, yaşadıkları (53) efsanesi;, madencilik motifleriyle örülüdür.. Efsanede bölgelerde yapılan gümüş ve altın üretimine bağlamak yer alan bazı mitolojik motiflerin irdelenmesi., onun yanlış olmaz. maddi temelinin ortaya çıkmasını kolaylaştırır. 1) Altın Post: Kolkhis'lüer, su kanalları içine koy- VII. Grek kolonyalistler, Pontos ve Roma dukları, tahta bir çerçeveye gerili, tüylü koyun postları dönemleri: ii.zerin.de. altınlı kumları yıkıyorlardı... Koyun tüyleri alün taneciklerini tütüyor,, (bir ağaca asılarak) kurutulan post- Yazıya, konu olan bölge -özellikle batı yöreleri- ter- lar dövülerek altın elde ediliyordu. mal solar açısından oldukça zengindir. Büyük halk ha- 2) Meşe Ağacı: Grek mitolojisinde tanrı Zeus'un mamları kuran Grekler, oluşumunu tanrısal güçlere kutsal ağacı olarak yer alan Meşe (Quercus), izabe bağladıkları bu sulardan, -ve içmece olarak maden aşamasında kullanılan, yüksek, kalorili ödün kömürünün sularından- geniş ölçüde yararlanmışlardır. Birer sağlık elde. edildiği, başlıca ağaç türüdür -yoğunluğu. 1 in üzerin- ve eğlence merkezi olan halk. hamamları., varlıklarını - de olan Quercus ilex (Yeşil Meşe), bu konuda ideal bir daha da gelişerek- Roma döneminde de- korumuşlardır,. kaynaktır. Meşe aynı zamanda, sepicilikte (tabakçılık) Dinsel nedenlerle bazı biçimsel değişikliklere uğrayan kullanılan "Tanen"İn de başlıca kaynağıdır. Kolkhis'de Selçuklu-Osmanlı dönemi "Türk Hamamları" da, bu 'ha- bol bulunan ve madenciliğin tüm aşamalarında- altın mamlardan, kaynaklanmışlardır. elde edilmesinde kullanılan postların sepilenmesi, kuru- MÖ, III. yy, başlarında kurulan ve MÖ. L yy. in tulması ve izabe- .katkısı olan Meşe'nin, efsanede yer ikinci yarısında sona eren, Amaseia^57) merkezli., Hele- alış nedeni, tamamen maddi temellere dayanmaktadır. nistik Bon tus devletinin ilk bayrak motifi, hilâl şekilli 3) Medeia ve Kirke: Argonautlar efs.anes.inin dışında. bir-ay ve yıldızdan oluşuyorduk^ da Grek mitolojisinde adından sıkça söz edilen Medeia ve Mezopotamya-Sami kökenli Ay (Sin),,, Güneş "Odysseiaırnm bilinen karakteri Kirke,, Kolkhis kökenli (Şamaş), Yıldız (îştar) üçlüsüne tapınma., Hitit'ler^59' ünlü büyücülerdir. Erken dönemlerde, özellikle değerli aracılığıyla Küçük Asya'ya oradan da bazı değişikliklere metallerin elde ©dilmesinde kullanılan izabe işlemlerinin uğramakla birlikte, Grek'lere ulaşır. Sin-Ârtemls ve Se- gizli tutulması, uygulayıcılarının olağanüstü varlıklar lene, Şamaş-Apollon ve Heios, İştar-Afrodit olarak algılanmasına yol açmıştır. Şüphesiz ki buna, Diğer yandan, Anıaseia yöresi (Gümüş bucağı- Kolkhisrin, tedavide kullanılan "şifalı bitkiler1!ide kap- Gömüşhacıköy) gümüş madenleri., erken dönemlerden sayan., zengin florasınıda eklemek gerekir. Korkuldukları beri bilinmektedir. O1 dönemlerde gümüş, "Artemis Ma- kadar1 saygıda duyulan, büyücüler, erken dönemlerin dok- deni.'" olarak, adlandırılmaktadır. Arternis'in simgelerinden tor,, eczacı ve kimyacılarıdır. biride, hilâl şekilli aydır. Amaseia gümüş madenlerinin, 4) Madencilik, efsanede geçen insan isimlerine kadar Pontos devletinin bayrak motifini ne şekilde etkilediği yansımıştır., Bunun en belirgin örneği, kral Aietes'in araştırılması gereken bir1 konudur. kızının adında görülür; Khalkiope. Grek'çe "Theriakos", Farsça Tiryak" adıyla anılan ve unlu Pontos'kralı Mithridates VI "Eupator" (MÖ. 111- VI. Pers Satraplıkları: 63) tarafından, bulunduğuna inanılan» erken dönemlerin "'her derde deva"' ilacı,, madensel, ve bitkisel kökenli Akhamamş İmparatoru Darayavahuş I "Büyük" (MÖ. yaklaşık 50, hayvansal kökenli 2 maddenin karışımından. 522-486)un, satraplıkiarı1-54) esas olarak yaptığı mali oluşuyordu*60). Madenlerden kimyasal madde olarak ya- düzenlemeye göre» İmparatorluk bünyesindeki halklar- rarlanılmasını, Pontos devletinde gelişmiş bir madenci- dan,, yazıya konu. olan bölge ve yakın çevresinde liğin 'varlığına bağlamak yanlış olmaz,. yaşayanlar, şu yıllık vergilerle yükümlü kılınmışlardı: Diğer yandan,» o dönemlerde, Pontos egemenliğini Moskh'lar Tibarenler, Makron'lar, Mossynoek'ler ve doğrudan veya dolaylı olarak tanımış olan, bugünkü Mardlilar*55), 300 "talanton"*56) (yaklaşık. 7850 kg) Ordu, Giresun ve Trabzon ile, Mithridates VFin gümüş. müttefiki ve damadı olan, Ermenistan Kralı Dikran I

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ - KASIM 1991 75 l(Büyilkrî (MÖ. 95-54) in egemenlik alanında yer alan, VI1L Gümüşhane yöresi madenleri: bugünkü Gümüşhane, Bayburt ve ispir'i kapsayan bölge, "Madenler Ülkesi1' olarak, adlandırılıyordu,. Bu Erken dönemlerden başlıyarak, çeşitli, yerleşimlere bölgeden demir» bakır,, kurşun, şap, gümüş -ve altın- sahne olan Gümüşhane -ve yakın çevresi-^6) değişik ad- gibi,,, büyük önem taşıyan madenler çıkarılıyordu. larla anılmıştır: Theia(67\ Kanis<68>, Tzanikha<69>, Roma döneminde*61 \ değişik adlar taşıyan idari Zankhra, Canca, Catha, (Gümüşkent), bölünmelere sahne olan,,, Orta-Doğu Karadeniz bölgesi, Süleymaniye ve Gümüşhane. Koloneia/Kata-Horio'dan (Şebinkarahisar/Gedehor) elde Tartışılabilir nitelikteki, geleneksel kabullere göre, edilen "Şap"^2) ile ünlenir.. Ayrıca, Aîsaseia, Tzanikha Makedonyalı Aleksandros "Büyük" (MÖ.. 336-323) (Gümüşhane) ve Philabonites (Harşit) vadisi,,, Paipert döneminden beri bilinen yöre madenleri, daha önce (Bayburt), Nikopolis (Suşehri-Sivas) yöreleri, bakır, değindiğimiz gibi. Roma döneminde işletilmiştir. Bu. korşon,, gümüş -ve alton- üretimiyle öne çıkan, önemli dönemde Tzanikha-Päipert-Kheriana (Şiran)-Kalkhaios'u madencilik bölgeleridir,. Genellikle, Roma vasatı Gürcü, (Kelkit) kapsayan yöre, çok sayıda yerleşim bölgesine ve Ermeni krallarının, egemenlik alanlarında yer alan sahipti ve önemli liman kenti Trapezous'u bir lejyon Sber (İspir), Klardyeti (Ardanuç yöresi),,, Aıtabin (Artvin) üssü. olan SatalaC70) üzerinden, iç bölgelere bağlayan as- ve Anfde (Arpaçay-Kars) de, bakır,, gümüş ve altın keri-ticari yol ağı.bu bölgeden geçiyordu*71\ üretimi yapılmaktadır. Orta-Doğu Karadeniz bölgesi, Savaş ve saldırıların., sürekli bir sekide- işletilmesini aynı zamanda, madeni eşya üretimiyle de ünlüdür;. Se~ engellediği,, Marco Polo (1290 dolaylan.) ve fbn-i Battu- basteia (Sivas), allın' ve gümüş işletmeciliğiyle öne ta'nın (1333-1334) da söz ettiği yöre madenleri, bölgede çıkmıştır. istikrarın nisbi olarak, kurulduğu Osmanlı döneminde, Bizans tarihinin en ilginç kişilerinden biri olan, XVI-XIX y..y,.lar .arasında sürekli olarak, işletilmiş, Os- "Köylülerin imparatora "Andronikos I Komnenos'un manlı İmparatorluğu'nda XV. yy. sonlarından itibaren (1182-1185), tahttan indirilerek katledilmesinin başlayan, "değerli maden" sıkıntısını çözmeye yönelik anlından, Gürcistan'a götürülen torunları David ve. Alek- başlıca kaynaklardan biri olmuştur^2). sios'un, Konstantinopolis'te Latinlerce yapılan yıkım ve Katip Çelebi'nin "önemli ve canlı." olarak kırımın (Nisan 1204) ardından,,, ünlü Gürcü kraliçesi tanımladığı Gümüşhane yöresi madenleri hakkında, Thamar '"'Büyük'"' (1184-1213) in da yardımıyla kurduk- 1646 yılı dolaylarında. Gümüşhane-Tortum dolaylarını ları, Trapezous merkezli Büyük Komnenos'lar devletinde gezen Evliya Çelebi, şunları yazar: "(...) Uzun Hasan madencilik, daima önemli bir yer tutmuştur. Devletin,, Şah ise, Fatihle Tercan odasındaki savaşta yenildiğinden •transit ticaretin yanısıra, diğer önemli gelir kaynağı olan kale, Fatih Mehmed Han'ın eline geçmiştir. O asırda bu- ihracatın bileşenlerinin incelenmesi, bu konuda önemli rada olan gümüş madenî, hiçbir diyarda yoktu.., Şehire o ipuçları verir; gümüş, demir, şap, kereste, şarap, kumaş zaman Gümüşhane denilmiş ise de Osmanlı Hanedanı ve fındık. Defterhanesinde Catha yazılmış... Bütün halkı her türlü Bununla birlikte, .madencilik faaliyetinin, tüm İmpa- vergiden bağışlanmış olup gümüş işletmeye memurdur- ratorluk tarihi boyunca, aynı ölçekte sürdüğünü lar. Şehir ismi Osmanlılar' elinde olup 70 kadar gümüş söylemek yanlış olur. Başlangıçta, Phasis'den Sinope'ye madeni vardır,. Bunların bazısı işler, bazısı işlemez hal- kadar uzanan, kıyı bölgelerinde' egemen olan ve Pera- dedir.. Gümüşhane şehrinin damarları. 7 koldan, kol teia'ya (Kırım'ın bir bölümü) da sahip olan Büyük Kom- kalınlığında damarlar olup hepsi, kurşunsuz halis gümüş nenos'lar devleti, çevredeki Türk beylikleri lehine, cevheridir.. Bu şehirde, Emin mahallesinde Darphane sürekli toprak kaybetmiştir.. 1404 yılında Trapezous'a vardır. Fakat şimdiki halde işlemiyor (...,)'" gelen. Ruy Gonzales Clavijo'nun, biraz tartışmalı olaıi Bu satırların yazıldığı dönemde, Gümüşhane yöresi savına göre,,, o dönemde Büyük. Komnenos'ların batı 74 madenleri, yıllığı 7 milyon akçeye kiralanıyordu* ^. sının 'ten (Tirebolu) geçmektedir*63'. Bu, Maden çıkarma,,, İzabe ve odun kömürü üretiminde başlıca demir kaynağı olan, bugünkü Espiye yöresinin çalışan yöre halkının vergi bağışıklığı ise, madenlerin kaybı demektir., Aynı olay Khaldia bölgesi için de kapandığı XIX yy. in ikinci yarısına kadar devam geçerlidir... Cla.vi.jo, Trapezous egemeninin kendisine 75 1 etmiştir^ ' ., verdiği muhafızların, "artık düşman topraklarında olduk- O sın an h - Ç arlık Rusya ' s ı savaşları sırasında, larını" öne sürerek, Kampana'dan (Hamsiköy yöresi) Gümüşhane'ye kadar1 ilerleyen ve yöre Hristiyanlan ileri gitmek istemediklerini belirtir,. Gerçi Ardosarda tarafından coşkuyla karşılanan (1829) Çarlık kuvvetleri, (Torul), Büyük Komnemos'lara bağlı, Akritik^64) bir Edirne Andlaşmasının ardından geri çekilirken,,, verimi "Lord" vardır ama o da, kendisini çevreleyen. Türklerle artık iyice düşmüş olan maden ocaklarını da tahrip eder. sürekli savaş halindedir. Devletin, merkezi olan. Trape- 65 Geri çekilen. Çarlık kuvvetleri ile birlikte,,, büyük zous bile bu saldırıların tehdidi altı.ndad.ırf ). çoğunluğu madenci olan, önemli sayıda yöre Hıristiyan'ı

76 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ- KASIM 1991 da (Grek-Ortodoks ve Ermeni) Rusya'ya göç eder.. Her mamlanabilen, yeni Trabzon-Erzurum yolu üzerinde yer iki olay, yöre madenciliğinin -dolayısıyla Gümüşhane alan yeni Gümüşhane ise,, .artık bir meyvacılık merkezi ekonomisinin- ciddi bir biçimde zayıflamasına yol olarak, tanınacaktır*8 * \ açmıştır. Trabzon ve yöresinin,, altın "hasır bilezik1' ve gümüş Gümüşhane yöresi madenciliğinden söz eden batı "telkari" işletmeciliği, çok büyük bir olasılıkla, kaynakları genellikle XIX.. yy .a aittir. 1836 dolaylarında. Gümüşhane madenciliği ile ilişkilidir veya. en' azından, Gümüşhane'ye gelen W.J. Hamilton, yöre ve madenler ondan beslenmiştir^82^ hakkında, ayrıntılı bilgi verir. ır( ) Hiçbir metod izle- meden ve güvenlik kurallarına uyulmadan (...)" işletilen, KAYNAKLAR Gümüşhane madenlerinden 1836 yılında, 8100 lb.X76> (3677,4 kg) kurşun, 68 Ib. (30,872 kg) gümüş ve 2 1b Bu makale, Ahmet Hikmet Köse'nin "Başlangıcından (0,808 kg) altın elde edilmiştir, izabede kollanılan odun T.C., nm ilk dönemlerine kadar, Trabzon ve yöresinin •ta- kömürünün^77) bulunamaması nedeniyle 3 ay kapalı rihi"' adlı yayınlanmamış çalışmasından, derlenmiştir. kalan madenlerden o yıl devlet 378OÖ kuruş gelir elde ederken, işletici Grek 12646 kuruş zarar etmiştir. Hamil- ton, işleticinin verdiği bu rakamları güvenilmez bol ur,. 1) Mitolojide yer alan olayların -tümünün olmasa bile Üretilen altın ve gümüşün, devletin belirlediği fiyatlar büyük bir çoğunluğunun- ne kadar idealize edilmiş ve hayali üzerinden, zorunlu olarak devlete satılması, yaygın bir motiflerle süslenmiş olursa olsun; dayandığı maddî bir kaçakçılığa yol açmaktadır. Hamilton'a verilen bilgiye temel daima var olmuştur. göre devlet, altını piyasa fiatının % 8 ile % 30 una, 2) Rion nehri havzası gümüşü ise,, piyasa fiyatının % 30 una karşılık gelen 3) Tekkeköy Mağarası» Dündartepe, îkiztepe, Sivritepe, Çirlektepe .höyükleri,, Akalan, kalesi, Havza,, Kavak, Ladik fiyatlarla satın alıyordu., Bu düşük fiat politikasına ilçeleri. karşılık devlet, uyguladığı dolaylı ve doğrudan 4) Mahmatlar höyüğü. yöntemlerle, maden işletmelerini desteklemektedir. 5) Maşathöyük» Horoztepe, Kayapınar, Kilisetepe Örneğin, maden işletmecileri odun kömürünü, höyükleri, Al.rm.us ilçesi, Kozlu kasabası* Sulusaray bucağı köylülerden piyasa fiyatının % 25 ine, devletten ise, vb. piyasa fiyatının % 50 sine karşılık gelen fiyatlarla satın 6) Mesudiye ilçesi alıyorlardı. 1846 yılında ise devlet,, 4 maden işleticisine 7) Sıçan höyük» Hüyükdeğirmeni, Maltepe* Hafik gölü 8000 kuruşluk bir yardım sağlamıştır. höyükleri Yine Hamilton'un notlarından, Gümüşhane madenle- 8) Altmtepe höyüğü rinde çalışan işçilerin ücretleri hakkında da bilgi sahibi 9) Siptoms höyüğü 10) Karaz, Güzelova ve Pulur höyükleri oluyoruz.. Hamilton'a göre işçiler, 70 para. ile 4 kuruş 11) Kalecik höyüğü, Çaycı köyü (78) da gündelik ücret almaktaydılar*"791 Aynı arası:n 12) Mitolojiye göre adları.,, rahat yay çekebilmek için, dönemde Karadeniz bölgesinde 1 Kg buğday 1 kuruş, 1 80 henüz çocukken sağ göğüslerini dağlatmaları nedeniyle,, koyun ise 60 kuruştur^ ). Grekçe, "memesiz11 anlamına gelen "amadsos"dan kaynakla- 1869 yılında yöreye gelen Teophile Deyrolle'un nan kadın savaşçılar- topluluğu. (İzmir), Amaseia verdiği rakamlardan, Gümüşhane madenciliğindeki geri- (Amasya), Sinope (Sinop),, Ephesos (Efes) kentleri ile ünlü lemeyi görmek mümkündür; Devletin yöre madenlerin- Ephesos Artemision'un (Artemis tapınağı) onlar tarafından den sağladığı gelir, 1810 yılında 360.000 kuruş, 1845 kurulduğuna inanılırdı» Karadeniz kıyısındaki Themiskyra yılında 100.000 kuruş ve 1869 yılında sıfırdır. Madenci- (Terme dolayları) ve S idene ( dolaylan) Amazonlara ait kentlerdi. Areionesos'da ("Ares Adası" - bugünkü Giresun, liğin gerilemesi, Gümüşhane madencilerinin,,, Küçük adası) ise, mitolojiye göre Amazon'ların babası olan savaş Asya'nın diğer madencilik bölgelerine göç etmesine yol tanrısı Ares'e adanan bir tapınak, inşa. etmişlerdi. Tek tanrılı açar., Hamilton,,, bu. olayı ve Gümüşhane madenciliğinin dinlerde- Küçük. Asya'da yaşayan, benzer halklardan söz, eder- önemini şöyle belirtir: "( ) Gümüşhane, Türkiye'nin ler, ibrani Peygamberi Yusuf, bugünkü Diyarbakır her yöresindeki madenciler için, bir okul sanki. Sürekli yörelerinde, Arnazonik özellikler taşıyan "Amlak Kızları" belirttiğim gibi, Küçük Asya'nın çok uzak. bölgelerinde, ile karşılaşır. Bu mitolojik motif, Küçük Asya'nın, anaerkil madencilik konusunda bir .araştırma yapıldığında şunu döneminden veya Ana Tanrıça inanışından kaynaklanmış görüyoruz, ya madenciler Gümüşhane'den gelmişlerdir, olabilir. ya Gümüşhane sayesinde madenci olmuşlardır, ya. da 13) Hitit dönem inde,, Samsun'un batısında kalan Gümüşhane ile aralarında bir ilişki vardır ( .)". bölgelerde yaşayan, savaşçı ve yarı-göçebe bir halk. 14) MÖ İL Binyıl başlarında Küçük Asya'ya gelen Hint- 1850 dolaylarında kapanan Gümüşhane madenlerini Avrupa'lı* Hititler,, Kızılırmak kıvrımı içinde kalan yeniden canlandırmak için, Alman teknik, elemanlarca, bölgede,, MÖ XIX'., yy., dolaylarında bir devlet kurmuşlardır,. 1883-1884 yıllarında, sürdürülen çalışmalardan bir sonuç En gelişmiş olduğu dönemde Hitit devletinin bölgedeki alınamamıştır. 1850 de başlayan, ama ancak. 1877 de ta-

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ - KASIM 1991 77 sınırı,» Samsun-Şebinkarahisar-Erzincan hattına kadar 19) Herodotos, Plinius "Büyük" (MS I. yy), Skylaks ve uzanıyordu. Hititler» maden işleme sanatlarındaki Ksenophon'un söz ettiği,, Trapezous yöresinde yaşayan ustalıklarıyla da ünlüydüler. M akranlar,, Strabon ve Stephanos "'Bizanslı'1" (MS. V. yy)a {* Günümüzde,, bazı bilim adamlarının oldukça kabul göre Tzan'lardır. Arap coğrafyacı Mesudi'nin (MS X yy) gören savlarına göre Hint-Avrupa'h halklar» MÖ V. BY.da "Ghumik" adıyla, andığı Tzan'lar hakkında en ayrıntılı bilgi Rusya steplerinden değil, MÖ IX BY. ortalarında Küçük tarihçi Procopius (MS,. VI. yy) tarafından verilir,. Proco- Asya'dan dünyaya yayılmışlardır.) pius, Tzan'ların yaşadığı yer olarak, Boas (Akampsis, 15) MÖ. III yy .m ilk çeyreğinde, boğazlan aşarak Çoruh.) nehrinin doğduğu bölgeyi gösterir. Sovyet bilini Küçük Asya'ya gelen Hint-Avrupalı Kelt'lerin (Galyalîlar,, adamı Nikolay Y. Marr'a (1864-1934) göre Tzan'ların Galatlar), Kızüırmağın doğusunda kalafn ve Amaseia'yı da yerleşim bölgesi, bütün Çoruh havzasıdır. Daha sonra, ispir kapsayan bölgede yaşayan kolu,. Etki alanlarını Eriza (Er- Ermenileri ve Tao* Gürcüleri tarafından yerlerinden zincan) yöresine kadar yayan Trokmiler, MÖ I. yy. m son. çıkarılmışlar ve Bayburt'un kuzeyindeki** bölgeye çeyreğinde Galatla'nın doğrudan Roma yönetimine girme- yerleşmişlerdir. Greklerin, Laz'larıda Tzan adıyla anmaları» siyle başlayan ve Hristiyanlığın etkisiyle yoğunlaşan, bir bu iki ayrı halkın birbirine karıştırılmasına neden süreçte asimile olmuşlardır. MÖ. L- MS I. yy. larda, Orta. olmuştur,. Bununla birlikte,, her ikisi de Kafkas kökenli olan Karadeniz bölgesinin bir bölümü. "Pontos Galatikos" adıyla Laz ve Tzan'lar» akraba halklardır. (* Tortum-Oltu yöresi) anılıyordu., Dilleri, yaşayan dillerden İrlanda» İskoç, G al ve (** XL yy. da bu bölgeyi Gürcüler, "Chanet", Ermeniler ise Breton dilleri ile yakın akraba olan Keitler, maden işleme "Chanivkır adıyla anıyorlardı. İranlı, tarihçi ve yazar tbn-i sanatlarındaki -özellikle demircilik ve minecilik- Bibi (XIII yy.) "Chaneti" adını, Büyük. Komnenos'ların Tra- usiahklarıyta ünlüydüler,. pezoüs merkezli devletini tanımlamak için kullanmıştır,. 16) Greklerin Tibaren ve Mossynoek, Asur'lulann Tak- Aynı isim. Şükrullah'da da (1380-1484) görülür,.) bi ve Muşki adını, verdiği,, "Kutsal KitapŞI*ta ise Tubal ve 20) Trapezous un güneyindeki yörelerde yaşayan ve Meşeç adlarıyla anılan bu halklar, erken dönemlerde, Trape- Ksenophon gibi erken dönem yazarlarının söz ettiği bu zous'un batısındaki bölgelerde yaşıyorlardı. Tobal, '"Yeni halk ile Urartu'ların büyük tanrısı aynı adı taşıyordu; Khal- Hitit"" döneminde (MÖ. XV - XII, yy) Kızılırmak kıvrımı di*. Madencilikleri ile ünlü Urartular, MÖ IX. yy. içinde kalan bölgeye verilen addır,. Muşki ise,, "'"Ege başlarında, Tuşpa (Van) başkentli bir devlet kurmuşlardır. Göçleri"" (MÖ XII yy) ile Küçük Asya'ya gelen. Hitit devleti- Bu devletin kuzey sınırları, en güçlü olduğu dönemde, Sevan nin yıkıcıları arasınde yer alan Frig'lere -veya onlarla akra- gölü {Ermenistan CumhuıiyetiJ-Kars-Erzurunı-Gümüşhane ba diğer halklara- Asurlulann verdiği addır» Tabal hattına kadar uzanıyordu.. Bu hattın batı ucu ile Khaldi'lerin bölgesinde, MÖ XI yy .da başlayan,, ama MÖ VIÏL yy.dan ülkesi Khaldia çakışmaktadır. Bizans döneminde, Trapezous itibaren etkili olan Asur varlığı sonucu, Tabal siyasi merkezli bir Them anın** adı olan Khaldia, Büyük Komne- yapılanması çözülür ve bu. yapı içinde yer alan halklar,, nos'îar döneminde, bir madencilik, bölgesi olan bugünkü güney ve kuzeydeki daha korunaklı bölgelere çekilirler. He- Gümüşhane yöresini tanımlamak için kullanılıyordu. rodotos** (MÖ. V. yy), Ksenophon (MÖ. V. yy.),, Apollo- Bugün, Gümüşhane—Bayburt yöresinin,, genellikle kumral nius "RodoshT (MÖ. IH. yy) ve Strabon (MÖ I. yy) gibi ve açık renk gözlü halkına verilen, '"Halt"'" adı, çok büyük bir erken dönem yazarları, Karadeniz, bölgesinin Tibaren ve olasılıkla Khaldi'den kaynaklanmaktadır. (* Büyük tanrı ile Mossynoek"lerinden söz ederler., (* Eski Ahid, Nebiim halkın aynı adı taşıdığı. Asur örneğinden hareketle, Khal- bölümü, Hezekiel'in kitabı) (** Herodotos'ta, Moskh- di'îerin Urartular olduğu ileri sürülnıüşse des Urartular ile za- Mossynoek ayırımı vardır)" mandaş hiçbir kaynakta,, bu savı doğrulayabilecek bir 17) Grek'lere çeliği tanıtan halk olarak bilinen Kha- kayıta rastlanmamıştır. Urartu'ların çıkış bölgesi olan Van lyb'ler Kerasous (Giresun) ve Kotyora (Bozukkale-Ordu) do- Gölü havzasına Asur kaynaklan MÖ. XII., yy., dolaylarında 1 laylarında yaşıyorlardı., Çok büyük bir olasılıkla Tabal "Nairi Ülkeleri' ", MÖ IX başlarında ise "Uraatri" adını ver- kökenli, olan. bu halkın adı, Bizans ve Büyük. Komnenoslar mektedir.) (** Önceleri askerî nitelik taşıyan bir tür eya- döneminde, Kerasous yöresini kapsayan bölgeye veril- let), miştir: Khalybia. Diğer yarıdan, Kutsal Kitap'ta yer alan 21) Ksenophon döneminde, Trapezous dolaylarında Tubal-Kabil* adı,, büyük bir olasılıkla Khalybierle yaşayan savaşçı bir halk. Dril'lerin ayrı bir halk olmaktan ilişkilidir. Adem'in oğlu Kabil'in soyundan gelen. Tubal- çok,, belli bir bölgede yaşayan bir topluluk olma olasılığı Kabilin adındaki Tubal 16 no.lu dipnotta belirtildiği gibi. ağır basar. Tabal ile ilişkilidir.. Bu bölge erken dönemlerde. "Madenler 22) Erken dönem yazarlarınca, Trapezous'un ÜlkesiMolarak ünlenmiştir., Kabil ise,, bazı. Sami kökenli doğusundaki kıyı bölgelerinde yaşadığı belirtilen, büyük dillerde "demirci'" anlamına gelmektedir., Daha ilginci ise» olasılıkla Kafkas kökenli, olan bir halk. Rhizaion'un (Rize) Tubal-Kabil adının, onun soyundan gelenlerin mesleklerini daha önceki adı olan Bekheirias, onlardan kaynak- de tanımlamasıdır., (* Eski ahid,, Tekvin, IV bölüm, 22. bab) lanıyordu,. 18) Bölgenin kökenleri ve varlıkları, en tartışmalı halkı 23) Ksenophon. döneminde, bugünkü îspir yöresinde olan Çenetler, Skylaks (MÖ. IV yy) ve diğer erken dönem yaşayan, bir halk, Strabon'un İspir için kullandığı "Hyspira- yazarlarına göre, Tzan ve Laz'lardan, ayrı bir- halktır',. Stra- tis" adı ile Hesperit'ler arasında bir bağ olduğu açıktır. bon'da bugünkü Yosun Burnunun (Perşembe-Ordu) adı ola- 24) Heredotos, bugünkü Göle-Ardahan-Çıldır yörelerini rak geçen "Genetes", büyük bir olasılıkla, onlardan, kay- kapsayan. Yukarı Kor Vadisi için !l"S,aspeires!M adını kullanır. naklanmıştı,. S aspirier Akhamanış* devletinin son dönemlerinde, Ma-

78 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ - KASIM 1991 tienler** ve Alarodiler*** ile birlikte 18,. ci satraplık yer alıyordu,. Bünyesinden Ermeni ve Gürcü krallarını bünyesinde yer alıyorlardı. (* Pers devletini kuran 'hanedan) çıkaran ve kökeni MÖ II. yy. a dayanan Ermeni Bagratuni (** Arakses (Aras) nehri kaynağı çevresinde yaşıyorlardı) hanedanının egemenlik alanı ve yakın çevresi içinde yer (*** Akhamanış devletinde MÖ V. yy, larda yaşanan alan. Ardeşen, Artvin, Ardanuç ve Ardahan'ın Ermenice kargaşalıklar döneminde, kuzeye doğru hareket ederek Kaf- kökenli adları, yazıya konu. olan. bölgedeki Ermeni etkin- kasya'ya göç etmişlerdi). liğinin.** günümüze uzanan izleridir. (* Ermeni ' kaynak- 25) Taoldılar,, Kolkhlar, Phasian'lar ve Gürcüler: Tümü larınca savunulan., Ermenilerin Küçük Asya'nın otokton Kafkas kökenli olan bu 'halklardan ilk üçü, o dönemlerde halkı olduğu, görüşü, Hint-Avrupalı bir halkın küçük Asya çok görüldüğü, yaşadıkları, bölgelerin adlarıyla kökenli olamayacağı iddiasıyla, 'Türk kaynaklarının büyük anılmışlardır; Taokh'lar Tao, Kolkhlar-Kolkhis ve Pha- bir bölümü tarafından red ediliyordu. Türk kaynaklan Erme- sianlar-Phasis*. Gürcülerin** ataları arasında yer aldıkları niler in Küçük Asya'ya MÖ. VII-VI. yy. larda geldiklerini belirtilen Toakh ve Kolkhlardan Asur ve Urartu kaynakları, öne sürer,. 14 numaralı dipnotta değindiğimiz, Hint- sırasıyla, Diauhi ve Kulha adlarıyla söz eder1. (* Rion nehri- Avrupalı halkların Küçük Asya'dan dünyaya yayıldıkları nin erken dönemlerindeki adı) •(** Gürcülerin atalarından savı, Ermeni tezlerini güçlendirir niteliktedir.) (** İspir ve olan ve Urartu devleti içinde yer alan. Kartveller, Urartu dev- Hemsin, yöresi de erken dönemlerden itibaren bir Ermeni letinin MÖ. VI yy. başlarında yıkılmasından sonra. Kafka- yerleşim bölgesi olarak bilinir,.) sya'ya göç etmişlerdir;. 28) Hitit döneminde, Karasu, nehri vadisi Azzi, Küçük 26) Greklerin. 'Tzan", Rus ve Gürcülerin "Chani*' admı Asya'nın doğu bölgesi ise Hayaşa adıyla anılıyordu. Bu verdiği Kafkas kökenli. Laz'ların orijinal yerleşim bölgesi adlar aynı zamanda, bölge halklarını tanımlamak içim de olarak, bugünkü. Abhazia'nın (Gürcistan Cumhuriyeti) ku- kullanılmıştır. Azzi-Hayaşalar. MÖ XV-XVI. yy.larda Azzi- zeybatı bölgesi gösterilir., Arrhianos (MS II yy) gibi erken, Hayasaların etkinlik alanı, kuzeyde, bugünkü Bayburt dönem yazarlar, "Palaia Lazike'1 olarak adlandırılan bu yöresine kadar uzanıyordu. bölgede yaşayan Lazlardan ve Malassas adlı krallarından 29) MÖ1 III, Binyıl dolaylarında Küçük Asya'nın doğu söz ederler. MS. II. yy. dolaylarında, diğer Kafkas halk- bölgelerinde yaşayan Hurri'ler, Hitit'lerin Küçük Asya'ya larının baskısı sonucu güneye doğru hareket eden. Laz'lar, gelişleriyle eş zamanlı, olarak, MÖ II. Binyıl dolaylarında Kolkhis bölgesine yerleşmişlerdir. .Laz'lardan en fazla söz Yukarı Mezopotamya'ya göç ederek Hanigalbat (Mitanni) edildiği dönem,* topraklarının Bizans-Sasani mücadelesine devletini kurarlar-. Krallık hanedanı Hint-Avrupalı olan bu sahne olduğu MS. VI yy. dır. Bu dönem., aynı zam ada devlet en güçlü olduğu dönemde,, etkinlik alanını bugünkü Laz'ların Hristiyanlastırıldığı* yıllardır. Tzatfıos, Goubazes Erzine.an-Erzu.rum 'hatuna kadar yaymıştır,. gibi adlar taşıyan. Laz kralları, vaftiz edilerek Bizanslı 30) Greklerin bölgedeki varlığı oldukça erken tarihlere kadınlarla evlendirildi 1er» Laz'lar,, VIL yy; dan itibaren, son kadar gider. MÖ XIIÏ-XII yy., lara tarihlenen Thıva savaşları yerleşim alanları olan Batum ve Sürmene arasında kalan, ile, önemli bir engeli ortadan kaldıran Peloponnesli bölgeye** yerleşmeye başlarlar., Laz dili, Kafkas dil Aile- Akhalar, MÖ X. yy., dolaylarında, Karadeniz'in Küçük Asya. sinin, güney bölümünde, S van ve Mingreli*** dilleri ile kıyılarında görülmeye başlarlar,. .Akhalar ve daha sonra birlikte Zan Dil. öbeği içinde yer alır. Diğer Kafkas dilleri onları izleyen.,» erken dönemlerin, ünlü savaşçı ve denizcileri gibi Lazca da, Avrupa'da. Batı Pireneler'de konuşulan Bask Kanalılar (Karlar), Karadeniz'in Küçük Asya. kıyılarında ve dili ile akrabadır.. (* Laz'ların ntüslümanlaşmaları XVI. yy., Kolkhis 'de altın ve demir madenleri işletirler. Geniş çaplı in son çeyreğinden, itibaren başlar.) (** Bizans ve Büyük olmayan bu faaliyetler» "Altın post" ve "Argonaut"! ar" efsa- Konineno.sl.har döneminde ve T.C. nin ilk yıllarında MLa- nelerinin, ortaya çıkmasına yol açmıştır. Karadeniz'deki zistan" olarak anılmıştır. Bu yörede yer alan bazı. yerleşim Grek kolonizasyonu, MÖ. VII. yy, başlarında bölgeye bölgelerinin adları Lazca'dır. Örneğin, "Mapavri"nin ulaşan Mileto.slu.lar ile yoğunluk, kazanmıştır. Yüzyılları (Çayeli) "'Yapraklı'", Athenai"nin (Pazar) ""Gölgeli Yer", kapsayan bu faaliyetler, Grek kültür ve medeniyetinin "Rhizaion"un (Rize) ise "Halkın, veya askerlerin toplandığı bölgede, güçlü bir şekilde kök salmasını sağlamıştır. Yer" anlamına .geldiği ileri sürülmektedir. Bununla birlikte, Bölgedeki pek çok halk,, Grek. kültürü- ve daha sonra Hris- Athenai ve Rhizaion'un Grekçe'de de karşılıkları vardır.) tiyan inancı- içinde asimile olmuştur. Grek kültür ve mede- (*** S van ve Mingreli dilleri yaşayan, dillerdendir ve niyeti, bölgedeki etkinliğini XX, yy. in ilk çeyreğine kadar Gürcistan Cumhuriyeti'nde konuşulmaktadır. Svanetçe, sürdürmüştür',. Büyük Batı Kafkas'ın, güney yamacını oluşturan. Svanetia'da 31) Hint-Avrupalı Kimmerler, İşkillerin, baskısı sonu- konuşulur. Mingreli dili ise, Abhazia-Poti-Kutaisi arasında, cu, MÖ' VII. yy. başlarında Kafkas'tan aşarak Küçük Asya'ya yer alan ve eskiden Mingrelia olarak adlandırılan bölgede girmişlerdir., Orta Karadeniz, bölgesinde de etkinlik kuran bu konuşulur.) .savaşçı halk,, Lydia kralı Alyattes tarafından yenilmelerin- 27) Küçük. Asya'daki varlıklarının başlangıcı siyasi ne- den (MÖ 6260 sonra, kendilerini izleyen iskit'ler tarafından denlerle tartışmalı* olan Hint-Avrupa'lı Ermeniler- kendi Küçük Asya'dan"' çıkarılmıştır. verdikleri adla "Haik'ler- Küçük Asya'nın doğusu. İle Güney 32) Kimmerleri izleyerek Küçük Asya'ya giren Hint- Kafkasya'yı kapsayan ve sınırları tarih-içinde değişen bir Avrupalı iskitler, Urartu bölgesi ile Kızılırmak havzasını bölgede egemen, oldular,. Ermenilerin MPokr-HaikM adını kapsayan bölgede bir krallık, kurmuşlardır;. MÖ VII. yy. son verdikleri Küçük Ermenistan, Kızılırmak nehrinin kaynak- çeyreği içinde, Med kralı Uvakhşatra (MÖ. 633-584) ları île Fırat nehri arasında, "Mez-Haik"' adını, verdiği tarafından yenilen iskit'ler, Kafkas'lara doğru çekilirler,. Büyük Ermenistan ise Fırat nehri ile Hazar Denizi arasında Ksenophon, muhtemeler bugünkü Çoruh nehri havzasında

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ - KASIM. .1991 79

TT yer alan bir ovayı, wSkyÖlenlerin Ülkesi" olarak tanımlar. 39) Denizler tanrısı Poseidon'un oğlu,, Atina kralı. Bu olay, MÖ V. yy., sonlarında da, îskit kalıntılarının, 40) Poseidon"un oğlu,. Bellerophontes, Amazon'lara bölgedeki varlıklarını, sürdürdüklerini düşündürebilir, karşı seferinde Meduşa'nın kanından, doğan ünlü kanatlı, at iskitler, savaşçılıklarının yanınsa, maden, işletme sanat- Pegasos ile birliktedir. larındaki ustalıklanyla da ünlüydüler., 4.1) Truvanm son kralı; Hektor ve Paris'in babası. 33) Bölgedeki ilk Türk* varlığı, MS. 395-398 dolay- 4.2) Bunun en güzel, örneklerinden biri Hitit-Mısır larında .görülür., Basık ve Kusık adlı iki askeri şefin mücadelelerinde görülür. Hitit'ler ordularını demir silahlarla önderliğinde Kafkasları aşarı Hunlar**, bugünkü Erzurum donatarak, dönemin en iyi eğitilmiş ordularına sahip olan. yöresine kadar1 uzanan yağma akınları yaparlar. 515-516 Mısırlılar karşısında, üstünlük sağlayabilmişlerdir. dolaylarında, ise, Ermenistan'ı yağmalayan S ab arlar» 43) Khalybia anlamında bugünkü Bayburt yöresine kadar ilerlerler., Bizans- Sasani 44) Bazı kaynaklarda, Sebasteia'nın (Sivas) erken savaşları sırasında, Bizans ile ittifak kuran. Batı Göktürk dönemlerindeki adı olarak verilir. devletinin askeri göçleri,, Gürcistan, ve Ermenistan'da, Sasa- 45) "Kabeir" kelimesinin, Grekçe "yakan", bazı Sami nilere karşı savaşırlar (627-629). Museviliği resmi devlet dillerinde ise "güçlü"" anlamına gelen çift etimolojisi vardır. dini olarak kabul eden (740) Hazarlar ***; ise,,Sasanî devle- Bu, Kabeir kültürünün doğu kaynaklı olma olasılığını tine son veren Arap-Islâm .güçlerinin, Ermenistan ve düşündürür. Gürcistan'daki ilerlemelerine karşı mücadele ederler (642- 46) Gökyüzünü simgeleyen arkaik, tanrı 800),. Küçük Asya'da ilk kez 1016-1017 dolaylarında 47) Uranos'un eşi., Yeryüzünü simgeler. görülen Selçuklu .akınları, 1040 yılında, yazıya konu olan 48) Kendiliğinden gebe kalan tanrıça. Hera'nın oğlu bölgeye ulaşır, Bizans'ın 1071 yılında Manzikert. (Malaz- Demir ocaklarının ve maden işleme sanatlarının ustasıydı. girt) savaşında yenilmesinin ardından, "( ) çoluk,, çocuk 49) Tokat, yöresi., aynı zamanda bir kültler merkeziydi,. ve sürüleriyle yeni otlaklar arayan Turkmen şefleri (..,), Her ikisi, de Akhamanışlarm ""Kral Yolu"' üzerinde yer alan siyasi otoritenin çözüldüğü Doğu. ve Orta Karadeniz Komana Pontika (Gümenek) ve Zela (Zile), sırasıyla, savaş bölgesine de yerleşmeye başlarlar., Bölgede,, Selçuklu ve tanrıçası Enya ve aşk doğurganlık tanrıçası Anahita'nm Osmanlı devletlerinin, yamsıra, şu Türk beylikleri de ege- kült merkezleriydi. menlik kurmuşlardır; Danişmendliler, Memgücükler, 8alt.uk- 50) Asurlular lular, Çandaroğulları, Taşanoğulları, Kübadoğullan, Taced- 51) Tasfiyehane dinoğulları, Emirzadeoğullan, Eretnaoğullan, Mutahharten, 52) Grek mitolojisindeki Prometheus efsanesinde de Kadı Burhaneddin, Hacı Şadgeldi beylikleri,, Akkoyunlular, Kafkasyanın adı geçer. İnsanlara, maden işleme sanatı da Karakoyunlular. (* "Türk" adı .MS,. VI. yy. dolaylarında or- dahil olmak, üzere, uygarlığı .getirecek tüm bilgileri öğreten taya, çıkmıştır, önceleri özel. bir nitelik taşıyan.,,, halta bir Titan Prometheus, göksel ateşi çalarak insanlara sunduğu unvan olarak, kullanılan, bu ad, daha sonraları genel bir nite- için, Olimpos tanrıları tarafından, Kafkas dağlarında uzun lik kazanmıştır.) (** Hun'ları Türk saymaktan çok,, ve acılı bir cezaya, çarptırılır,. Herakles tarafından kur- Türklerle Hun'ları aynı kökten saymak daha doğru olur,. Bi- tarılmasının ardından Kafkas ormanlarına sığınan Promet- zanslıların egemenlerine "Türklerin Prensi"" adını verdiği heus,, "iskitler Ülkesi" nin. ilk demircisi olur. ve bugün, bile "Hunların Ülkesi'* olarak anılan Macaris- Kafkasya,, Doğu mitolojisinde (İran, Arap-Islâm), bir tan'da, Got, kökenli, olan Attila (Babacık) sözcüğü, oldukça bilinmezlik bölgesinin sınırıdır. "Dünyanın Dayanağı", yaygın olarak kullanılan, bir addır,.) (*** Bugün Sovyetler "Dağların .Anası" olan Kaf Dağı, yeşil zümrüttendir ve Birliğimde yaşayan Musevi inançlı Karaim Türkleri,, (Grek),, Simürg (Iran) Zümrüd-i anka (Arap-İsi ânı) Hazarların kalıntıları olarak görülürler.) adlarıyla anılan efsanevi kuşun yurdudur., Kaf Dağı'nın 34) Roma+Bizans+Gabras'lar (1075-1.140)+ Büyük ardında ise, dünyayı kana ve ateşe boğacak olan, Yecüc ve Komnenoslar (1204-1461) dönemleri anlamında. Mecüc'ler yaşamaktaydılar. "Iskender-i Zülkameyn", onları 35) Bölgenin etnik, yapısı üzerindeki en büyük durdurmak için "Şeddi-i lskender"i inşa eder,. Bu olay,, değişiklik, XX.. yy. m ilk çeyreğinde gelişen ve TC. nin Kur'an-ı Kerim'in "Kehf* suresinde şöyle yer alır: doğuşuna hazırlayan olaylar sonucunda meydana gelmiştir. "'96- 'Bana demir parçalan getirin,'"' İki dağ yanının Böylece,, önce Ermeniler (ağırlıklı olarak Gregory enler) arası dolunca, o dedi ki: 'Üfleyin', onlar' onu bir ateş haline daha sonrada Grek-Ortodoksların bu. bölgedeki varlıkları koyunca dedi ki: 'Bana erişmiş bakır getirin,, onun üstüne sona ermiştir.. Bu gelişimin sonucunu rakamsal olarak dökeyim!'",. 97- böylece onların onu aşmağa güçleri yetmedi görmek mümkündür: Trabzon kentinin nüfus ve onu delemediler. "Görüldüğü g;ibi 96. 'ayet madencilik bileşeni erindeki değişme % 35, Samsun'da % 57» motifleriyle örülmüştür;. Gümüşhane'de % 60 dır. 53) Yunanistan'daki Orkhomenos ülkesi .kralının 36) Eflatuna yakın bir kırmızı olan Erguvan rengi, uzun çocukları olan. Phriksos ve Helle» bir komplo sonucu dönemler, kral ve imparatorların egemenlik simgesi öldürülmek üzereyken '"'Altın Postlu Uçan Koç"*un olmuştur;. yardımıyla ülkelerinden kaçarlar. İki kardeş, koçun sırtında 37). Skarlet sözcüğü, büyük bir olasılıkla,, eski Iran. di- uçarak Çanakkale Boğazını geçerken Helle denize düşer ve linde "Kırmızı Elbise" anlamına gelen 1"Sagala.t"dan. kay- ölür. Koçun Kolkhis'e ulaştırdığı Phriksos ise, koçu. Zeus'a naklanır. kurban ederek postunu.; Ai-a** krali Aietes'e sunar. Altın 38) Latince, olan Kaimen sözcüğü,, Arapça "Kırmız"dan postu bir meşe ağacına aşan Aietes, onu bir ejderin, koruyu- kaynaklanır. culuğuna bırakır ve' kızı Khalkiope'yi Phriksos ile evlendi-

80 JEOLOJİ. MÜHENDİSLİĞİ - KASIM 1991 rir. Diğer yandan, Yunanistan'daki îolkos kentinin kralı da, 1461 yılına kadar Büyük Komnenos'ların elinde Aison'un oğlu Iason***, tahtı gaspeden amcasının kaldığını öne sürerler. baskısıyla, Kolkhis'deki altın postu getirmekle 64) Akritas. Bizans sınır savunma örgütü. görevlendirilir,. Argo adlı gemi,, tanrıça Athena'nın 65) Madenciliği olumsuz yönde etkileyen bu toprak yönetiminde in.şa edilir., .Aralarında Grek mitolojisinin ünlü kaybı» yakın akraba olan Mehmet II "Talih"" (1451-1481) kişilerinin yer aldığı 50 dolayında Akha, IasoıTun ile David II (1458-1461) arasında yapılan anlaşma ile önderliğinde, Teselya'nın Pagasae limanından yola çıkar,. Büyük Komnenosiar devletin sona. ermesine (Ekim. 1461) Serüven dolu zorlu bir yolculuktan sonra Kalkhis'e ulaşan kadar devanı etmiştir. Argonautlar, Iason'a aşık olan. Medeia'nın yardımıyla, altın 66) Gümüşhane'nin yakın bir çevre içinde,, birden, fazla postu ele geçirerek ülkelerine dönerler. (* Tanrı Peseidon iskanı, doğrudan madencilikle bağıntılıdır., Erken, ile 'Trakyalı genç kız Theophane'den dünyaya gelmiştir.) dönemlerde madencilik faaliyeti, büyük bir çoğunlukla, sığ (** Büyük bir olasılıkla, bugünkü Kutaisi kenti. Kral Aie- derinliklerde yürütülüyor, bunun sonucu olarak da,, bir tes,. ışık tanrısı Helios ile deniz perisi Perseis'in oğludur. bölgedeki çalışma uzun sürmüyordu. Bölge, terk edilirken, Büyücü Kirke'nin kardeşi, olan Aietes, Medeia'nın da bir madenci kampı niteliğindeki "kent" de terk ediliyor» babasıdır., (*** Perşembe (Ordu) yakınlarındaki Yasun yeni bir maden .sahasında bir yenisi kuruluyordu. (veya Yosun) Bumu, adını lason'dan almıştır. 67) Roma askeri-ticari yol ağı üzerinde yer alan, bir 54) Akhamanış devletinde bir tür eyalet konak yeri idi. 55) Minorsky gibi bazı araştırmacılar,, Mard'ları, 68) Bu ad aynı zamanda,, yöre. Örekleri tarafından, Pbi- Kürt'lerin e talan arasında gösterirler, labonites (Harşit) nehrine de verilmişti, 5b) liegen, kullMuiclığı bölge ve zamana göre değişen W) ütüütişhafte'nin Dağıeke köyü yakınlarındaki HR.ov bir ağırlık ölçüsü birimi. Burada .26.160 kg'a eşdeğer olan Kalesi'nin, Tzanikha kalesi olduğu .sanılmaktadır. "Attikc talantonu" esas almıştır. 70) Sadak. köyıi-Kelkit. MS. II.. yy,, da,. "Legio XV Apol- 57) MÖ.. 18.1 dolaylarında başkent Sinopeye taşınır. linaris" adlı Roma. Lejyonu, 'da üstlenmişti. 58) Mithridat.es VI "Eupator" döneminde,» kanatlı, at Pé- 71) IBu yol, Zigana bölgesi hariç olmak üzere*, gases, bayrak motifi olarak kabul edilir,. Ponlos kralları, yaklaşık olarak bugünkü güzergahı izliyordu. Satal'da üçe çoğunun adına kaynak olan, Hint-lrari kökenli,, Mithra'nın ayrılan yol, doğuya doğru, Büyük Ermenistan'ın başkenti y anı s ura Grek tanrılaTina da saygı göstermişlerdir. Artaksataya (Erivan yakınlan-Ermenistan Cumhuriyeti), 59) Hitit'ler,, Hurri kökenli Kuşuh (Ay) ve Şuaşka'ya güneye doğru Melitene'ye (Malatya) ve batıya doğru, bir (Yıldız) da tapıyorlardı. Ay-yıldız motifi, Küçük. Asya'da, madencilik bölgesi ve Lejyon üssü olan. .NikopohYe hemen her dönemde varlığını hissettirmiştir.- Osmanlılar ulaşıyordu. (* Zigana bölgesinde bu yol, daha güneyde tarafından fethedilene kadar, Konstantinopolis kentinin kalan ve Kurum-Imera-Stavri'yı kapsayan yöreden, simgesi olan ay-yıldız, daha sonra, Osmanlı ve Türk bay- geçiyordu.,) raklarında yer almıştır. Senkretizm, Küçük Asya'da 72) Osmanlı Imparatorluğu'nda, 1.45Ö li yıllardan itiba- süreklilik arz eden bir olgudur. ren, altın ve gümüş darlığı duyulmaya, başlanır. Bu durumun 60) Bu ilacın kökeni, Sümer ve Hititlere kadar uzanır., başlıca nedeni, o dönemlerde Osmanlı devletinin ithal Merkez Efendi (1460-1552) tarafından bulunduğuna ettiği, işlenmiş malların büyük, bir çoğunluğunun Doğu'dan inanılan "Mesir Macunu"" da, bu gelişim, zinciri içinde yer (Rusya, kan ve Hindistan) gelmesi ve buna karşılık, o tara- alır, fa hemen hiç mal satılmayıp, karşılığında altın 61) Roma ve Bizans dönemleri anlamında Bizans ödenmesidir. Ayrıca, Hindistan'da altına, alan rağbet, bu döneminin başlangıcı olarak» MS 395 yılı alınırsa da Latin maddenin akçe karşılığından toplanıp Halep, Şam, Bağdat karakterli Roma'dan Grek karakterli Bizans'a geçiş,, uzun bir ve Basra tarafına, gönderilerek,, orada yüksek fiatla süreçte gerçekleşir,. Grekçe, ancak İmparator Herokleios satılmasına da yol açmaktadır. Devlet, bu durumu Önlemek döneminde (610-641) resmi devlet dili olarak kabul edilir., amacıyla,, Mehmet, II "Fatih'1' döneminden başlayarak, Bununla birlikte, Bizans İmparatorları, "Roma İmparatora," bakır, gümüş ve altının Doğu sınırlarından, çıkarılmasını, unvanım (Basileus Autokrator Romanonım), devletin sona yasaklamış; tüccarların getirdikleri malın karşılığında erdiği 1453 yılına kadar kullanırlar., Trapezous'un Büyük ancak yine mal götürebileceklerini karara bağlamıştı., Dev- Komnenos'lan da bu unvanı, loannes II dönemine (1280- let,» Osmanlı akçesinin değerinin düşmesine ve para 1297) kadar kullanmışlardır, darlığına yol açan. bu durumu getirdiği yasaklarla önlemeye 62) Şap, tekstil ürünlerinin boyanmasında mordaniayıcı çalışırken, bir yandan da. ülkedeki madenleri canlandırmaya (sabitleştirici) olarak kullanılıyordu.. Romalılar, şap ma- yönelir. Özellikle, Murad III (1574-1595) in sadrazam- denleriyle ilk kez Küçük Asya'da karşılaşmışlar, buradan, larından Sinan Paşa "Koca", ikinci kez, sadarete geldiği. elde edilen bilgilerle, Avrupa'da yeni yataklar bulunmuştur. 1588 yılından itibaren,, Osmanlı ülkesindeki madenleri can- Örneğin, Selçuklular döneminde, 1255 yılından önceki bir landırır ve yöresel darphaneler kurar,. Osmanlr tarihte. Küçük Asya'daki şap madenlerinin tekeli 2 italyan'a imparatorluğunda değerli maden sıkıntısı yaşanırken Batı, verilmişti., Afrika ve Amerika'daki sömürgelerinden., bol miktarda 63) Büyük Komnenos'ların Batı sınırı tartışmalıdır. değerli maden, sağlar.. 1521-1560 yılları arasında, yalnızca Örneğin, bazı kaynaklar Kerasous'un XIV,. yy. son çeyreği ispanya'ya -o da resmi kanallardan- giren değerli maden içinde, Hacı Emiroğla Süleyman bey tarafından, ele miktarı, 18.000 ton gümüş ve 200 ton altındır,. geçirildiğini (1381 ? - 1394 ?) belirtirken,,, bazı kaynaklar' 73) Gümüşhane'deki Osmanlı Darphanesi 1574-1644

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ - KASIM 1991. 81 yıllan .arasında çalışmıştır. 79) Bu ücretler, o dönemdeki diğer ücretlere göçe 74) Gümüşhane madenciliği, Osmanlı Devletine oldukça düşüktür, örneğin, vasıflı bir inşaat işçisinin sağladığı gelirin yanı sıra» '"Arkhimetallourgoi" (Maden gündeliği 3-4 kuruş,, bir inşaat ustasının gündeliği ise 6 Başları) diye anılan, 8 dolayındaki maden işleticisi Grek ai- kuruştur. lenin de, olağanüstü diye tanımlanan, zenginliklerinin 80) Ücretler salın alma gücü açısından,, daha önceki kaynağı olmuştur., Khaldia Grek-Ortodoks piskoposluk dönemlere göre oldukça gerilemiştir. Örneğin,, XV. yy. son- bölgesinin, dini yöneticilerini de,, büyük bir çoğunlukla larında, Novo Brodo gümüş madenlerinde çalışan işçiler 4 kendi içlerinden çıkaran bu aileler ve Klıaldia Metropolitle- akçe gündelik alıyorlardı. Aynı dönemde 5 kg. buğday 1 ri, Doğu Karadeniz bölgesinde,, daha. sonra gelişerek Grek- akçe,, 1 koyun ise 22 akçedir.. XV,. yy., m Novo Brodo maden Ortodoks ulusal hareketinin» maddî ve moral açıdan işçileri,, 1 günlük ücretleriyle 20 kg. buğday, 5.5 günlük hazırlayıcıları ve destekleyicileri olmuşlardır., ücretleriyle 1 koyun alabilirken,, XIX yy. m Gümüşhane 75) Vergi bağışıklığının sona. ermesinin ardından bu maden işçileri,, 1 günlük, ücretleriyle 1,5 ile 4 kg. buğday, bölgede,, Küçük Asya tarihinin en ilginç olaylarından biri 15 île 35 günlük ücretleri ile 1 koyun alabilmektedirler,. Her olan "gizli-Hristiyanlık." akımı ortaya çıkar. Maden üretim İki döneme ait bazı tüketim maddelerinin fiyatları şöyledir. bölgelerinin yanısıra, odun. kömürü, üretimi yapılan bölgeleride etkileyen bu akını.,, ilk kez,, bir gizli- XV. yy sonu 1836 hristiyan'ın inancını., mayıs 1856 da Trabzon'da açıkça ilan etmesiyle su yüzüne çıkar. 1 akçe 1 kg., Et 93,5 akçe 76) 1 1b. (pound) = 0.454 Kg. 5 akçe 1 kg., Tereyağ 1309 akçe 77) İzabe işlemi sırasında, İ kg. kurşun, için 36 .kg;.,, 1 2 akçe J kg. Peynir 374 akçe kg. gümüş için '200' kg,, odun kömürü, kullanılıyordu. 1 kg;., odun kömürü ise, kullanılan ağacın cinsine göre, 3-4 'kg (Liste, 1 Kuruş = 120 Akçe ile 1 Okka = 1283 gr. üzerinden odundan elde. edilmektedir., Yüzyıllarca süren madencilik hazırlanmıştır). faaliyeti sonucu, çevredeki bitki • örtüsünün büyük bir 81) .Kent, 1869 yılında, yalnızca armut ticaretinden bolümü tahrip olmuştur. Öyle ki., 1461 de Trapezous üzerine 200.000 kuruş kazanır. yürüyen Osmanlı ordusu,, orman nedeniyle,, bölgede ilerle- 82) Gümüşhane Grek-Ortodoks kiliseleri,, gümüş eşyalar mekte güçlük çekerken», 1701 yılında bölgeye gelen, Jo- açısından çok zengindi., Khaldia Metropolitleri ise, XVIII seph Pitton de Toumefort, yakmak için birkaç dal parçası, yy, sonlarından itibaren, yekpare gümüş piskopos tacı bile bulamamaktan yalanmıştır. taşıyorlardı., Bu eşyalardan bazı örnekler, Atina'daki Benaki 78) 1 kuruş = 40 para = 120 akçe Müzesindedir,

82 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ- KASIM 1991