Haber Pano 2501

HABER PANO 11 HELGA 10.09.2015/

No Kimden Konu Yer Tarih 2501 Mehmet Bildirici Haber Pano Helga 10.09.2015 2502 “ Cura Aquarum İsrail katılım “ 2503 “ Tsvika Tsuk teşekkür Jerusalem “ 2504 “ Muğla Kültür evinde Muğla “ 2505 “ Muğla Valisi Recai Gürel “ “ 2506 “ Felsefe Grubu Akyaka “ 2507 Mehmet Gençer Akyaka’da antik yollar Muğla “ 2508 MB- Devrim 21.09 Gökova’da antik yollar Muğla 21.09.2015 2509 Durmuş Ali Özbek Ermenek Sbede Kenti Ermenek “ 2510 İnternet Hecatomnid Dynasty Muğla “ 2511 MB ’da ziyaretler Ula “ 2512 MB Prof Coşkun Özdemir ile Akyaka “ 2513 MB –Devrim 01.10 Ula’da antik yaşam Ula 01.10.2015 2514 MB Devrim Gazetesi ziyaret Muğla “ 2515 MB Yüksel Sevilir Kadıköy “ 2516 MB Kurban Bayramı 24/27. 08 Akyaka “ 2517 MB-Devrim 03.10 1942 Yılında Akyaka Yusuf “ 03.02.2015 2518 MB Şakir Paşa Köşkü “ 2519 MB Muğla Müzesi dilekçe 01.10.2015 2520 DEMİR Teşekkür - - 2521 MB Yaşat Manav toplantı 2522 MB Sergiden Tablo alımı 2523 MB İstanbul’a dönüş İstanbul 02.10.2015 İSTANBUL 2524 Necati Yıldırım Akyaka’da ziyaret İzmir “ 2525 Ünal Öziş Bildiri İzmir “ 2526 Tülay Aydın Konya Lisesi Ankara “ 2527 Özden Uz Felsefe Grubu Akyaka “ 2528 MB Kurban Bayramı 24.27/09 “ “ 2529 MB- Devrim 13.10 Jak İhmalyan & Çakırhan Akyaka 13.10.2015 2530 MB Sırrı Sandıkçı Kadıköy “ 2531 MB Feyzi Halıcı Sarıyer “ 2532 MB Celalettin Çiftçi, İTÜ 1962 Trabzon 13.10.2015 2533 Aydın Turunç İŞİD Akyaka “ 2534 MB Melda Türkeş Muğla “ 2535 Hilal Öktem Beyşehir Doğanbey Konya “ 2536 MB-Devrim İdima Tarihi Muğla 23.10.2015 2537 MB Mozart İstanbul “ 2538 MB Tarık Şara-İTÜ İnşaat “ “ 2539 MB Hitit izleri Garsang sergisi “ “ 2540 Ahmet Kurtlutepe Su terazi “ “ 2541 MB Reklam (Rusça) “ “ 2542 MB Leyla Gençer “ “ 2543 Konya Büyükşehir Ansiklopedi Konya “ 2544 MB Özen Ap. Yıkımı İstanbul “ 2545 MB Özen Ap. Yöneticilik “ 24.10.2015 2546 Mehmet Asil Yılmaz Karaman Kazım Karabekir Karaman “ 2547 MB Ayten Yerebasmaz-tarihi su Bahçeköy “ 2548 Ahmet Kurtlutepe Su Terazi İstanbul “ 2549 Akyaka’nın Sesi Barışa Aşure Akyaka “ 2550 Gilbert Wiplinger Frontinus Toplantısı Viyana “ 2551 Mehmet Bildirici Akyaka Tarihi II Muğla Devrim “ 2552 MB Akyaka Tarihi III Muğla Devrim “ 2553 Güngör Aydın Saim Sezen’e destek Karaman “ 2554 Öztuğ Bildirici Konya Ansiklopedisi Konya “ 2555 Demir Bildirici Dedesi ile gurur duyuyor Konya Pusula “ 2556 Mehmet Bildirici Yunan Konsolosluğu Beyoğlu 26.10.2015 2557 Mehmet Bildirici Öğretmenim Nermin Ertürk Ankara 26.10.2015 2558 Jale Mildanoğlu Kadıköyde Zakar Mildanoğlu Kadıköy 26.10.2015 2559 Evangelia Balta Neoconio Atina “ 2560 Mehmet Bildirici Sibel Doğum Günü Aksaray 27.10.2015 2561 Mehmet Bildirici Demir’e dedemin ölümü Konya 02.11.2015 2562 MB Gökova narı, Konya Ayvası “ 2563 MB Wilo Tarihi Su Yolları İstanbul-Tuzla “ 2564 MB The Memory of Windsor “ 2565 Christina Voscou Kıbrıs Fotoğrafları Dubai “ 2566 İMO Muğla 2016 Bilirkişi Başvura Muğla “ 2567 Av. Efgan Yüksel Rusya Gezisi Kayseri “ 2568 Asil Yılmaz Çeşitli Adana “ 2569 Arafat Dudaağaç Soyağacı Güneygüneysınır 05.11.2015 2570 Mehmet Bildirici Akvaryum gezisi İstanbul 05.11.2015 2571 Dursun Yıldırım Akyaka Felsefe Grubu Akyaka “ 2572 Nihat Mustul Yaşat Manav Mut “ 2573 MB Web sitesi100.000 Şişli “ 2574 MB Surp Pirgiç muayene Zeytinburnu 11.11.2015 2575 MB Beyoğlu Zağrofyan Lisesi Beyoğlu 18.11.2015 2576 MB Adnan Ağırbaşlı kaybı Konya “ 2577 Muzaffer Tanrıkul Fahrünnisa Mescidi Konya “ 2578 MB Boğaziçi Ün. Konferans Rumeli Hisarı 20.11.2015 2579 Caroline Mesrobian Afyon Ermenileri “ “ 2580 MB Öğretmenler Günü - 24.11.2015 2581 Özcan Yalıner Fehime Birekul Ankara “ 2582 Martin Schwarz Çeşitli İsviçre “ 2583 Nijat Gürsoy Paris’ten İstanbul “ 2584 Asil Yılmaz Şiir Karaman “ 2585 Saim Sakaoğlu Öğretmenler Günü Konya “ 2586 MB İTÜ Arkadaş yemeği Maçka 28.11.2015 2587 MB Konya Lisesi Mukbil Ertunç “ 2588 MB Devrim Ula Bekir Sağlık Muğla 05.12.2015 2589 MB Demir’e mektup Konya “ 2590 MB Akyaka Gezi Akyaka 09.12.2015 2591 MB Demir’e mektup Konya “ 2592 MB DEMİR Dedeye mektup Konya “ 2593 MB Devrim yazı Leyla - 19.12.2015 2594 Asil Yılmaz Yağmurun kızı Adana “ 2595 Abdullah Bildirici Bildirici Soyadı Adana-Kozan “ 2596 MB Beşiktaş Kitap & Kafe Beşiktaş “ 2597 MB Kzikos- Artaki (Erdek) Toplantı-Beyoğlu “ 2598 MB Rum Mimarlar-Şişmanoğlu Beyoğlu 22.12.2015 2599 MB Grip Aşısı & Şeker ölçer “ 2600 Regula Wahl Yeni yıl İsviçre “ 2601 H. Fahlbusch “ Almanya “ 2602 Gilbert Wiplinger “ Viyana “ 2603 Avangelia Balta “ Atina “ 2604 Arpi Boduryan “ Paris “ 2605 N. Chanian Şahinyan Brezilya “ 2606 Stavro Anestidis Yeni yıl Atina “ 2607 Najda Dırasuyan “ İstanbul “ 2608 Mathias Doering Yeni yıl kitap Almanya 22.12.2015 2609 Paul Kessener Yeni yıl Hollanda “ 2610 Mehmet Bildirici Guy Meyer (ölü) Paris “ 2611 Dennis Murphy Yeni yıl USA “ 2612 Jim Parker “ Canada “ 2613 Nijat Gürsoy “ İstanbul “ 2614 Tsvika Tsuk “ İsrail “ 2615 Kiyonori Kanasaka “ Japonya “ 2616 Christina Voscou “ Dubai “ 2617 Asil Yılmaz “ Adana “ 2618 Aydın Turunç “ Akyaka “ 2619 Gasder Yeni yıl Nurhan Kavuzlu Akyaka “ 2620 Tülay Aydın Yeni yıl Ankara “ 2621 Özden Uz “ Akyaka “ 2622 MB Yayınlarım Asyada “ 2623 Aydın Turunç Memleketin hali Akyaka “ 2624 İMO Ankara & Muğla Ankara & Muğla “ 2625 MB Devrim yazı- Kitaplar arasında Muğla 30.12.2015 2626 Shenorik Altun Yeni yıl Yeşilköy-İstanbul “ 2627 Mehmet Bildirici Maia Lannen mail Brezilya “ 2628 Ümit Biçer Yeni yıl Akyaka “ 2629 HELGA OKKELS Yeni yıl Denmark “ 2630 Mehmet Bildirici Martin Schwarz mail İsviçre “ 2631 Mehmet Bildirici Kayhan Selek İstanbul 31.12.2015 2632 MB Belkis Kurdoğlu Konya “ 2633 MB Mustafa Öz Konya “ 2634 Hatçe Baltacıoğlu Yeni yıl Ankara “ 2635 MB İTÜ 62 yeni yıl “ 2636 Orhan Baykan “ Denizli “ 2637 Asuman Dülek “ İstanbul “ 2638 MB Hülya Tuncay kaybı İstanbul “ 2639 Konyalılar Derneği Yeni yıl Yeşilköy-İstanbul “ 2640 T. İş Bankası “ “ 2641 Celalettin Çiftçi “ Trabzon “ 2642 MB Beni yeni yıl için arayanlar “ 2643 MB Ünal Öziş İzmir “ 2644 MB Cüneyt Gerek Ankara “ 2645 MB Teoman Ünüsan “ “ 2646 DEMİR Yeni yıl Konya 31.12.2015 2647 Emident “ İstanbul “ 2648 MB Telefonda görüştük “ 2649 Orhan Arda Yeni yıl paket Konya “ 2650 MB 2016 giriş İstanbul Şişli 31.12.2015 2016 YILI

2651 MB- Akyaka’da Doğal ve Tarihi Çevre Akyaka Postası 05.01.2016 2652 MB Demir’e Yeni yıl Konya 02.01.2016 2653 Samson Özararat Tarih Vakfında Görüşme Eminönü 16.01.2016 2654 MB Yeni yıla Girerken Devrim 15.01.2016 2655 İbrahim Ergin Gökova Şiiri Muğla “ 2656 MB IV Henry of England- Shakes. İstanbul “ 2657 MB Romeo &Juliet- Shakespeare “ “ 2658 Roland Haurillon Yeni yıl France “ 2659 MB Nezaret Kasarcan Almanya “ 2660 D. Ali Özbek İzvit-Dedem Demişti Ermenek “ 2661 MB Konya Lisesi Toplantı Beyoğlu 09.01.2016 2662 MB İsmail Uğurlu’ya İstanbul 11.01.2016 2663 MB Konya Lisesi Toplantı Yeni Meram 13.01.2016 2664 MB Madam Curie Devrim 21.01.2016 2665 Tunay Akoğlu Merhaba Portekiz “ 2666 Demir Bildirici Sevgi Konya “ 2667 AKSD Halet Çambel anılması Akyaka 12.01.2016 2668 MB Bilirkişi Hasan Ataş İstanbul Ocak 2016 2669 MB Yorgo Andreadis Selanik “ 2670 İlker Özel Web Merhaba Ankara “ 2671 Mehmet Gündoğdu Yatağan Mürsel Konya “ 2672 Ünal Türkeş Konya hakkında Muğla “ 2673 Diana Kamparos. Gazete Haberi Agos “ 2674 Samson Özararat Tarih Vakfı Eminönü 16.01.2016 2675 Durmuş Ali Özbek Kitap Ermenek Ocak 2016 2676 MB Keşke Böyle bir Kitap Medyaermenek 20.01.2016 2677 MB Beni İzvit’e bağlayan Anılar “ 21.01.2016 2678 MB Sbide’den Beklediklerim “ 22.01.2016 2679 Durmuş Ali Özbek Yukarı Çağlar şiiri Ermenek Ocak 2016 2680 Durmuş Ali Özbek Mesaj Ermenek “ 2681 Ünal Alkan Mesaj Ermenek “ 2682 Tünay Akoğlu Yazışma Portekiz “ 2683 Martin Schwarz Colliviaria İsviçre Ocak 2016 2684 MB Arkadaşlara –yazılarım 39 kişi İstanbul “ 2685 Aydın Turunç Malokanlar Akyaka “ 2686 MB Lütfiye Mıhoğlu kaybı Konya “ 2687 Ramazan Bahar Sbide Yorum Ermenek “ 2688 Hüseyin Bağcı Sbide Yorum Ermenek “ 2689 MB Tünay Akoğlu’na Portekiz “ 2690 MB Portekiz Hakkında I –Devrim Yeni Meram “ 2691 MB Portekiz Hakkında II–Devrim Yeni Meram “ 2692 İlker Özel Mustafa Koç Ankara “ 2693 MB Nergiz Sokak- Akyaka Postası Akyaka “ 2694 Arke Okur Mehmet Kuşman (Urartu) - “ 2695 Hasan Bildirici Tanışmak İsviçre “ 2696 Kochi İsrail “ 2697 MB Quin’e mail Atina “ 2698 M. Asil Yılmaz Çeşitli Adana “ 2699 MB Cemil Evirgen Konya “ 2700 MB Mustafa Gülbay İstanbul “ 2701 MB Demir’e “ Şubat 2016 2702 Samson Özararat Tarih Vakfı Paris “ 2703 Tuncay Akoğlu Çeşitli Portekiz “ 2704 Sevim Aktan Konya’da mimarlık Konya “ 2705 MB Bir Dahi Müzikçi Beethoven Devrim 10.02.2016 2706 MB Sırrı Sandıkçı Yeni Meram 26.02.2016 2707 MB Suat Abanazır Yeni Meram 27.02.2016 2708 MB Demir Sünnet oldu Yeni Meram 28.02.2016 2709 MB Hiti Kralı Tuthalia Devrim 22.02.2016 2710 MB Urartu Kralı Menua Devrim “ 2711 MB Anjiyo oldum İstanbul 18.02.2016 2712 MB Anjiyo oldum dostlara İstanbul Şubat 2016 2713 MB Ali Sandıkçı tekefon Konya “ 2714 MB Doğum günü İstanbul 20.02.2016 2715 MB Paavo Roos’a cevapsız İsveç Ocak 2016 2716 MB Wilke Schram’a cevapsız Holland “ 2717 Samson Özararat Türkiye-Ermenistan Paris Şubat 2016 2718 MB Helga’ya Cevapsız Copenhagen Ocak 2016 2719 Sevim Özaktan Mimarlık Konya Şubat 2016 2720 Tülay Aydın Selam Ankara “

2721 MB Bergama Kralı I. Attalos Muğla Devrim 04.03.2016 2722 MB Jüstinien Muğla Devrim 09.03.2016 2723 İlker Özel Bukaleon Sarayı Ankara Mart 2016 2724 MB İTÜ 62’li Arkadaşlara- Anjiyo - “ 2725 Hulki Özdoğan Anjiyo İstanbul “ 2726 Sayhan Bayoğlu Anjiyo Ankara “ 2730 MB Adil Karaağaç KL “ 2731 M.DEMİR Düğün Konya 05.03.2016 2732 MB Nancy Regan Mart 2016 2733 MB İlker Özel’e Ankara “ 2734 MB-Cengiz Bektaş Selçuklu Hanları- Kitap - “ 2735 MB İTÜ62 İstanbul “ 2736 MB Hitit Kraliçesi Pudu-Hepa Muğla Devrim 2737 MB Artemis of Caria Muğla Devrim 2738 MB Anjiyo Kontrol İstanbul 12.03.2016 2739 MB Sapho of Lesbos Muğla Devrim 2740 MB Bilitis Muğla Devrim 2741 MB Pers Kralları ve Karia Satrapları Muğla Devrim 2742 KOCHI Israil Mart 2016 2743 MB Vedat Milör’e İstanbul “ 2744 MB Gemi Turu - “ 2745 MB Tarihçi Netanyahu - “ 2746 MB Harita Bölümü Konya “ 2747 MB Harita Bölümü Bugün Konya “ NİSAN 2016 2748 MB Mustafa İnan İstanbul 06.04.2016 2749 MB Turgan Sabis “ “ 2750 MB 31. Mart Sınıf yemeği “ “ son

METİNLER

MEHMET BİLDİRİCİ 2501 11. Haber Pano Helga Helga Danimarkalı Copenhagen’de yaşıyor, öğretmen. Pek çok dil biliyor. Akyaka’da kendisi ile uzun konuşmalarımız ve yazışmalarımız oldu….

1.. THOMAS Kurucu Webmaster 1-250 2. HEIKE (1962-2012) Web Sitemin Kurucusu 251-500 3. NESİBE Anam (1920-2003) 501-750 4. NAZIM Babam (1908-1970) 751-930 Hack edildi 5. ÖZLEM Kızım (1973-2011) 931-1200 6. DEMİR Torunum 1201-1500 7.DENİZ Torunum 1501-1750 8. EMİNE Nenem (1893-1984) 1751-2000 9. SELİN Torunum 2001-2250 10 FATMA, Babaannem, Halam 2251-2500 11 HELGA 2501-

MEHMET BİLDİRİCİ 2502 2012 CURA AQUARUM İSRAİL TOPLANTISI KATILIMCILAR

Schriften der Deutschen Wasserhistorischen Gesellschaft Band 21 Cura Aquarum in Israel II – Water in Antiquity – In Memory of Mr. Yehuda Peleg / Prof. Ehud Netzer / Dr. David Amit Proceedings of the 15th International Conference on the History of Water Management and Hydraulic Engineering in the Mediterranean Region Israel 14 – 20 October 2012, edited on behalf of DWhG and Israel Nature and Parks Authority by Christoph Ohlig & Tsvika Tsuk, Siegburg 2014;

Schriften der DWhG, Band 21, ISBN 978-3-86948-333-7, englischsprachig. 304 Seiten (149 in Farbe), Format 19 x 24 cm, Paperback mit Leimbindung, ISBN 978-3- 8448-0362-4, Preis 68,00 € (Mitglieder 27,00 €), (zzgl. Versandkosten) TABLE of CONTENTS Tsvika Tsuk Introduction and Conclusions III In Memory of Mr. Yehuda Peleg VII In Memory of Prof. Ehud Netzer XI In Memory of Dr. David Amit XIII Daniel A. Warner Is there Light at the End of the Tunnel? Excavations of the Tel Gezer Water System. Preliminary Results of the 2010-12 Seasons 1 David Amit and Shimon Gibson Water to Jerusalem: the Route and Date of the Upper and Lower Level Aqueducts 9 Frumkin Bedrock Water Tunnels in the Southern Levant: Deviations, Surveying Techniques and Shaft Construction 43 Yardenna Alexandre The Inverted Siphon Pipelines to Tel Bet Yeraḥ- al-Ṣinnabra 53 Yosef Porath When the Qanat Systems were introduced to the Holy Land? 65 Amir Gorzalczany and David Amit The Early Islamic Aqueducts to Ramla and Hebron 71 Yehoshua (Yeshu) Dray Taninim Dam – A Byzantine Flushing Mechanism 81 Boaz Gross, Yuval Gadot, Oded Lipschits The Ancient Garden of Ramat Rahel and its Water Installations 93 Tsvika Tsuk Touring Israel's Ancient Water Systems 115 Shimon Tal Water in Israel and in the Middle East – Past, Present, Future 137 Hartmut Wittenberg Groundwater Use in the Hittite Capital Hattuša 1600 B.C. 139 Mathias Döring The Roman Hydraulic Engineering Buildings of ()

149 Henning Fahlbusch The Roman Water-supply System of Pergamum 165 E.J. Owens and Rafet Dinç The Aqueducts and Water Supply of Tralleis 185 Dennis Murphy Ancient Water Systems of the Lamas Çayi and the Surrounding Hinterland 197 Werner Eck The Armed Forces and the Infrastructure of Cities during the Roman Imperial Period – The Example of Judaea/Syria Palaestina 207 Ariel M. Bagg Water as Weapon and Military Target in Ancient Mesopotamian Warfare 215 Michael J. Knight Groundwater Use and Understanding in Ancient Times: Lessons for Today and Tomorrow 227 Wilke D. Schram Dynamic Control Elements in Roman Aqueducts – A Reconnaissance Study 229 Anna Androvitsanea The Role of Water in Ancient Sanctuaries. The Sanctuary of Amphiaraos 247 Stefanie Preißler When Ceres Commands her Nymphs – An Investigation of the Relation between Mills and Aqueducts in the Ancient Mediterranean 257 Maria Luisa Barahona The Glass Kiln (“Horno De Vidrio”), A Pressure Drop Tower in the Water Supply to the City of Toledo (Spain) During the Roman Era

265 Mehmet Bildirici Karaman Ermenek Yukari Çağlar – Water Tunnels and Water Supply System of Ancient SBEDE

MEHMET BİLDİRİCİ 2503 Dear Tsvika Tsuk Israel Thank you very much very interesting archaeological documents. I examined very carefully and put on my archive. With my best wishes Your friend Mehmet Bildirici

10.09. MEHMET BİLDİRİCİ 2504 Sadettin Özbek Bey Muğla gelişimde gösterdiğiniz ilgi ve sohbetlerimizden çok büyük keyif aldığımı söyleyebilirim. Prof Adnan Diler’i tanıyor muşunuz, Kendisi Menteşe Belediyesi adına Karyalılar konusunda bir konuşma yapsa ne iyi olur…. Konyalı Ermeni bir ailenin oğlu Jak İhmalyan (İstanbul doğumlu) resim serginden 3 adet gravürü ekliyorum. Ağabeyi Konya doğumlu Vartan İhmalyan masalcı dede olarak bilinir. İstanbul’a gidince daha detaylı yazıyı Devrim için yazacağım. Selamlar

Menteşe Belediyesi Kültür Evinde 10.09.2015 Selahattin Sapmaz / İhsan Özgen /MB / Sadettin Özbek

Sadettin Özbek ile

MEHMET BİLDİRİCİ 2505 ATATÜRK’ÜN MUĞLA VALİSİ RECAİ GÜRELİ (1884-1960) MUĞLA VALİSİ (1936-1939) Recai Güreli hakkında yazılmış bir çok güzel bir anı ve araştırma kitabı Muğla’da 2006 yılında yayınlandı, 248 sayfa.. Önce alıp okumuştum. Gerçekten Recai Güreli Mali olarak görev yaptığı kısa sürede çok büyük hizmetleri olmuştur. Recai Bey Manastır’da doğmuştur. Kitapta her şey detaylı anlatılmaktadır. Bu defa kitabın yazarı Selahattin Sapmaz ile 10.09.2015 tarihinde Menteşe Belediyesi Kültür Evinde tanıştık. Selahattin Sapmaz 1953 Muğla doğumlu, 1981 yılında İTÜ Makine Fakültesi’nden mezun oldu, kitabını yayınlandığı 2006 yılında Muğla Belediyesi başkan Yardımcılığı görevini yürütüyordu.

10.09.2015 MEHMET BİLDİRİCİ 2506 Yalçın Bey FELSEFE GRUBU Perşembe toplantısı iptal olmuş, zaten bende katılmama kararı almıştım. Bu toplantılardan özellikle Tuncay hanımın anlattıklarından çok şeyler öğrendim. Ama bu modern post modern muhabbeti beni çok sıktı. Bir düşüncenin akım olabilmesi için toplumun bir kısmını ve çağları etkilemesi gerekir. Ben şahsen Türkiye’de (ya da Avrupa ve Amerika’da) Moderni ya da post moderni savunan siyasi parti, dernek ve sivil toplum kuruluşu olduğunu duymadım. Önce bunların bilinmesi gerekir, taraftarları kimlerdir, toplamdaki sayıları nedir. Bunları incelemeden post modern terimleri tartışmak havanda su dövmek veya havaya çivi çakmak olur diye düşünüyorum. Saygılarımla

Mehmet Gencer

MEHMET GENCER 2507

İyi günler hocam..

Gökovadan geçen antik yollarla ile ilgili yazınızı web üzerinden okudum.. Bu bölgede 3 km’lik taşlarla dizili Çaydere mevkiinde yol olduğundan bahsetmişsiniz.. Kanunu Sultan Süleyman’ın Rodos yolu projesi kapsamın da çalışma yürütüyoruz bizlere bu antik yolu gösterebilme şansınız var mıdır?. Ya da google üzerinden işaretleseniz bizim için yeterli olur. Sizle nasıl iletişime geçebilirim? iyi çalışmalar..

[email protected] Sayın Mehmet Gençer Mailinizi aldım, ilginize teşekkürler. Çayder’den Ula’ya çıkan 3 km lik bir taş döşeme yolu vardı. Benim Web sitemde (www.mehmetbildirici.com/ 2 İdima) bölümünde yolun 1994 yılındaki durumu detaylı görülmektedir.) Ancak son yıllarda Çaydere’den Ula’ya kara yolu açılmıştır. Bu yol büyük çapta bu yol üzerine yapılmıştır. Tahribatın boyutunu tam tespit edemedim, ama Kanuni’nin Ula’ya bu yoldan çıktığına ve yolun Roma döneminde yapıldığına inanıyorum. Ayrıca yolun çıkışının başında çok güzel ve eski bir sarnıcın selin götürdüğünü duydum. Yüzyıllardır duran sarnıç sele nasıl teslim oldu anlayamadım !!!!! Ben bu yolun yarısına aşağıdan çıktım ve geri döndüm, Rahmetli Bahar Suseven Ula Alparslan mahallesinden Çaydere’ye indiler yolun üzerinde bulunan sarnıçların fotoğraflarını bana vermişti. Ben Akyaka’da oturuyorum Sizin Muğla’da olduğunuzu sanıyorum. Gerekirse ben Muğla’ya gelebilirim. Başarı Dileklerimle Telefon numaram 0 542 241 0302

21.09.2015 Sayın Mehmet Gençer O4.10.2015 günü kışı geçirmek için İstanbul’a dönüyorum. Tüm bildiklerimi MUĞLA DEVRİM Gazetesi 21.09.2015 günü yayınladım. Biraz yardımım olursa kendimi mutlu hissedeceğim. Gene icap ederse telefon edersiniz Selamlar Başarılar

MEHMET BİLDİRİCİ 2508

GÖKOVA'DAN GEÇEN ANTİK YOLLAR (1994) VE BU GÜNKÜ DURUMU Mehmet BİLDİRİCİ Yazının bu bölümü 1994 de kaleme alınmıştır. Tarih boyunca Gökova olarak bildiğimiz ve geniş bir alanı kaplayan bu bölgede önemli tarihi olaylar geçmiştir. Bu tarihi bilgilerden ve çevremizdeki kalıntılardan çevremizden önemli eski yolların geçtiği anlaşılmaktadır. Önemli tarihi olaylar şunlardır: M.Ö. 546 yılında Harpagos komutasındaki Pers (İran) orduları bütün Karia Bölgesi içinde bizim yöremizi de Pers İmparatorluğu'na katmıştır. İkinci önemli olay M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'in Makedonya Ordusu ile bölgemizin içinden geçmesidir. O zamanlar düzenli yol olmadığından bu güzergâhı tespit etmek zordur. Ama şimdilik bu ordunun (Yerkesik) ve Kallipolis (Kızılyaka) dan geçtiği anlaşılmaktadır. Daha sonra Romalı ünlü devlet adamı J. Sezar buradan geçerek Rodos Adası'na gitmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Büyük Sultan Kanuni Süleyman 1522 yılında Rodos'un fethi için karadan ’e bir sefer düzenlemiş, bu bölgeden orduları ile geçmiştir. Bölgemizdeki antik yolların Roma döneminde, diğer yollarla birlikte 1. veya 2. yüzyılda yapıldığı kabul edilirse, Kanuni Süleyman'ın bu yolları kullandığı kesindir. Şüphesiz yer yer bakım ve onarım yapılmıştır. Ula'dan gelen bir yol dağdan, Akyaka'nın yaklaşık 10 km kuzey doğusunda Mersin Pınarı (Çaydere) mevkiinde ovaya inmektedir. Bol yol üzerinde 1990 yılında iki defa Levent Gölcüklü ile yaptığımız incelemede yolun Çaydere'den Ula'ya doğru yükselmeye başladığı kısımda yaklaşık 3 km lik kısmı sapasağlam durmaktadır. Yolun ortalama genişliği 1.60 m dir. Yolun kaplamasında 30 - 40 cm kalınlığında taşlar kullanılmıştır. Bazı yerlerde kaplamalar bozulmuş bazı yerlerde orijinal halinde bugüne gelmiştir. Yolun enine eğiminin dik olduğu yerlerde 2 m ye varan kuru taştan istinat duvarları vardır. Yolun yakın zamanlara kadar kullanıldığını, amcasının bu yoldan defalarca atla geçtiğini Levent Gölcüklü hatırlamaktadır. Yolun ovaya indiği kısımda yörede görülen sarnıçların en eskisi kabul edilebilecek tipik bir sarnıç bulunmaktadır. Sarnıcın önünde eski bir çeşme ve çeşmeye ve sarnıca su getirdiği anlaşılan üstü kapalı bir suyolu da dikkat çekicidir. Çeşme yalağındaki taşların düzgün oluşu eski olduğunu belirtmektedir. Yol ovaya indikten sonra Çıtlık istikametine devam etmekte ve burada etrafı kapalı ve çevre sularının suni göl oluşturduğu mevkiden geçmektedir. Bu mevkide yol 2 m kadar yükseltilmiştir. Burada yerine yenisi yapılan eski bir köprüde bulunmaktadır. Yolun ileride iki ayrıldığı birinin Çıtlık'a diğerinin de Gökova'ya (Kozlukuyu) gittiği belirlenmiştir. Harita çalışmalarda bunu doğrulamaktadır. Eski yolların Marmaris tarafına gittiğini kanıtlayan, kalıntıda Akçapınar Deresi üzerinde bulunan köprü ayağıdır. Varlığını ilk defa Selim Edhem'den duyduğum köprü ayağı, bugünkü Muğla - Marmaris yolunun Akçapınar Deresi üzerindeki büyük köprünün 399 m deniz tarafındadır. Sadece bir gözü bulunan ve kuzeyde yaklaşım yolunun olduğu köprüde, balıkçılar resimli taşların olduğunu söylemektedir. Piri Reis'in "Kitabı Bahriye" adlı kitabında körfez sonunda iki su olduğu ve birinin kemerli su (Akçapınar) olduğu belirtilmektedir. Bu bilgilerden ve yapılış tekniğinden yollarla birlikte, bu köprünün de Roma döneminde yapıldığı kabul edilebilir. Gerçekten köprü ayağı ve yan duvarlarındaki taş işçiliği gayet düzgündür. Ancak onarım gördüğü de kullanılan taşlardan anlaşılmaktadır. Köprü ne zaman yıkıldı Bu konuda bilgi bulunmamakta ve Akçapınar'da şunlar anlatılmaktadır. 1994 Temmuz'unda beni buraya götüren esmer, yaşlı balıkçı, talihsiz bir gelinin düğün alayı buradan geçerken köprünün yıkıldığını büyüklerinden duyduğunu söylemiştir. (Akyaka'yı Sevenler Derneği'nin çıkardığı Bülten için hazırlanmıştır)

Bu bilgiler 1994-1995 yıllarında derlenmiş ve Gökova Akyayı Sevenler Derneği Web sitesinde yayınlanmıştır. Aynı zamanda “berakyaka.blogspot.com” sitesine 2013 yılında konulmuştur. Daha sonraki yıllardaki çalışmalar doğrultuna bazı eklemeler yapacağım. 1..Gökova-Akyaka yolu üzerinde Elektrik Trafosu ve İnişdibi Mezarlığı yanından ovaya giden, Araplar Mezarlığı yanından geçerek yukarıda bahsedilen Akçapınar azmağı üzerindeki köprüye kadar devam eden taş döşeme bir yol bulunmaktadır. Döşeme yolun kalınlığı yaklaşık 30-40 cm dir. İşin ilginç tarafı ovada taş yoktur bunlar dışarıdan getirilmiştir. Maalesef İlk Akyaka Belediye Başkanı’nın uzaklardan su getirmesi sırasında büyük oranda bozulmuştur. 2.. Birkaç yıl önce Ayşe Ana (Ayşe Karadağ) Yenice’nin batısında bulunan zeytinlikleri yanına yaptırdıkları eve konuk olduk, bir gece kaldık, nefis akşam ziyafetinin ertesinde evin kızı Merve (5 yaşında) dolaptan maden suyu çıkarırken bacağını yaraladı doğru Yerkesik’teki Sağlık Ocağına gittik dikiş attılar, Yerkesik’in yaklaşık 3 km güneyindeki Thera kalesinde Türk bayrağı dalgalanıyordu. Buradan Ayşe Ana’nın evine döndüğümüzde bu defa evin yaklaşık 3 km kuzeyinde dalgalanan Türk bayrağı gene görünüyordu. Sonra Heraklia Latmos’daki mağaralardaki resimleri inceleyen ve ortaya çıkaran Alman Annelise Penchow’un kitabını edindim, içine konan haritayı incelediğimde antik yolun buradan geçtiği net olarak görülüyordu. Çevresinde de kaya mezarlar ve karia döneminden kalan yapı kalıntıları vardı, Antik yol buradan denize iniyordu. Civar köylüleri de bunu doğruladılar. 3.. Akyaka’nın yaklaşık 10 km batısında yukarıda bulunan Çaydere’den Ula’ya modern karayolu açılmıştı. 2015 yılında Kanuni’ni dönüşte geçtiği antik yolun büyük oranda yolun altında kaldığını üzülerek gördüm. Yörede yaptığım 20 yıllık araştırmalar sonucu Kanuni Sultan Süleyman’ın kara yolu ile Stratonice (Yatağan), Pisiköy, Yerkesik, Yenice’nin batısı (bizim misafir olduğumuz ev) üzerinden ovaya indiği, ovadaki döşeme yoldan ve Akçapınar azmağı üzerindeki köprüyü kullandığı sanıyorum. Rodos’tan önüşte ise Çıtlık ve Çaydere’den Ula’ya çıkan ve yeni yapılan yol altından altında kalan şahane antik yoldan Ula’ya çıktığını düşünüyorum. Bu konu Muğla’ da ve Muğla Üniversitesinde kapsamlı bir çalışma başlatıldığı öğrenmiş bulunuyorum, Kendilerine çalışmalarında başarılar dilerim. Buna ufak bir katkım olursa kendimi mutlu hissedeceğim…. “berakyaka.blogspot.com” yayınlandı. 2013 de yayınlandı” (Muğla Devrim 21.09.2015 yayınlandı)

DURMUŞ ALİ ÖZBEK 2509 SBİDE ANTİK KENTİNDE KAZI

Ermenek İlçesine Bağlı Yukarı Çağlar Köyü, Sultan Tahtı mevkiinde bulunan Sibide Antik Kenti kazı çalışmalarına 15 Mart – 15 Haziran 2015 tarihleri arasında başladı ve kazı çalışmaları bitirildi. Bir sohbetimiz sırasında Güneyyurt Belediye Başkanı Sayın Celil Yağız Bey, kentin önemi dolayısıyla kazı çalışmalarına dört ay daha ekleneceğini ve devam edeceğini söyleyince kentin açığa çıkarılacağına dair bir hayli ümitlenmiştim. Ancak 19 Haziranda köyüme varıp durumu öğrenince bir hayli ümidim kırıldı.

Evet, yapılan açıklamalarda Karaman Müze Müdürü Abdulbari Yıldız, "Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ercan Aşkın’ın bilimsel danışmanlığında, Arkeolog Bünyamin Akbulut’un sorumluluğunda, 2015 Mart ayında kazı çalışmaları başlatılan ören yerinde çalışmalar 15.06.2015 tarihinde tamamlanmıştır. Çalışmalar sırasında M.S.3. yüzyıla tarihlendirilen mermer lahit gün yüzüne çıkarılmıştır. Antik dönemde tahrip edilen lahdin ön yüzünde ortada Tabula Ansata (Kitabelik), her iki yanında da bitkisel bezemeli çelenk yer almaktadır. Toplamda 26 adet mezar temizlenerek ziyaret edilebilecek duruma getirilmiştir. Bu mezarlar içerisinde 18 adet insan iskeleti gün yüzüne çıkarılmış ve iskeletlerin antropolojik incelemelerin yapılması için Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'ne gönderilmiştir." denilmektedir.

Kazı yapılan alan dar bir alan ve bu alanda bahsedilen kaya mezarları açığa çıkarılmış doğru. Fakat bu mezarların ağızları zaten geçmiş yıllarda hazine avcıları tarafından zaten açılmış ve bir nevi talan edilmişti. Kazı bu mezarların çevresinde yapılmış ve onca mezardan kemikler toplanarak incelenmek üzere gönderildiğini yapılan açıklamalardan öğrenmiş olduk.

Yukarı Çağlar halkı kazının devam etmesi yönünde oldukça istekliydi. Çünkü asıl şu anki kazı bölgesinin batı kesiminde talan edilmeyen ve kaya mezarlarının varlığı bilinen bölgede de kazı yapılması şeklindeydi. Eğer ki bahsi geçen alanda kazı devam ederse daha onlarca mezar çıkacağı gibi birçok tarihi eserin de gün yüzüne çıkarılması sağlanmış olacaktır. Diğer yandan kaya mezarlarının hemen yanında bulunan sur kalıntılarının da açığa çıkması, daha önce varlığı tespit edilen su dağıtım şebekesi ve kurşun boruların da net olarak görülecekti. Kısacası kazı yarım bırakılmıştır. Evet, onlarca kaya mezarı açıkta ancak henüz bir turizm değeri oluşmamıştır. Bu mezarların bulunduğu yere en azından basit de olsa bir yol çalışması yapılmalıydı. Yamaçtaki bu kaya mezarları temizlenmiş lakin sonbahar yağmurları ve kış mevsiminin hava şartları temizlenen bölgeyi yeniden kirletmeye yetecektir. Sonrası ise kaya mezarlarının bulunduğu saha yeniden çakıl ve toprakla dolacaktır.

Kazının bitirilmesi hiç de uygun görülmemektedir. Devam etmeliydi. Kazı sahasına çıkan ve köyden gelen yolun da parke taşıyla döşenip bir turizm değeri oluşturulmalıydı. Amaç sadece kaya mezarlarının açığa çıkarılıp, fotoğraflarda kalması şeklinde olmamalıydı. Diğer yandan çıplak gözle görülen önleri açık olan kaya mezarlarının da temizliği yapılması uygun olmaz mıydı? Yıllarca Sbide Antik Kenti ve Antik Su Kanalını dünyaya duyurma çabasını yaptığım haber ve makalelerimle şahsım ve değerli dostlarım Ramazan Bahar, Ali Aktürk ve Mühendis Mehmet Bildirici çaba harcadık. Şimdilik yapılan küçük çaplı kazı kadar yol almış olduk. Tabi bu konuda yayınlarımız devam edecek ve asıl kentin açığa çıkarılması için yetkililere hep çağrıda bulunacağız. Lütfen Sbide Antik Kenti Kazı Çalışmalarını yeniden başlatınız. Bu şehir Kral Zenon’un altınları ile imar edilmiştir ve kazı yapıldıkça onlarca tarihi esere kavuşulacağı unutulmamalıdır. Bu da yöremizin, devletimizin kültürel zenginlik kaynaklarına değer katacaktır. Daha önce kazı çalışması için bir teşekkür haberim olmuştu. Yine yapılan kazı çalışmalarında emeği geçen Ermenek Kaymakamlığımıza, Güneyyurt Belediye Başkanlığına ve Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne teşekkür ediyorum.

Lahit

Sbide Mezar odası

Mezar odaları

Lahit

INTERNET 2510

Hecatomnid dynasty Hecatomnids: dynasty of satraps of Caria, fourth century BCE.

Caria For about a century and half, Caria (the southwest of what is now called Turkey) had been part of the Achaemenid Empire, and was ruled by satraps. The country appears to have been able to retain some of its independence, especially in the first half of the fourth century, when it was ruled by satraps of Carian descent, the Hecatomnids. The main reason for the comparative independence of this dynasty was that Caria bordered on the country of the military strong Greeks, who were politically divided and always willing to serve as mercenaries. Because in these years, the Achaemenid king Artaxerxes II Mnemon was involved in wars against the Cadusians and the Egyptians, the Hecatomnids were able to improve their position. Carians were appointed in office and in their foreign policy, the rulers of Caria acted as if they were independent kings. When king Artaxerxes III Ochus had reorganized Egypt, the days of the Hecatomnids were counted. The dynasty is called after Hecatomnus of Mylasa (391-377), who was not only satrap of Caria, but also controlled . He seems to have been fascinated by Greek culture, but was loyal to the Persian king Artaxerxes II, and -from a religious point of view- always remained a Carian. He was succeeded by his son Maussolus. When he became sole ruler, the Achaemenid empire suffered from the Cadusian war and the conflict with Egypt, but Maussolus remained loyal. For instance, he fought for the great king against Ariobarzanes, a rebel satrap in the northwest of modern Turkey (365). But almost immediately after this war, he took part in the Revolt of the Satraps: Maussolus, Orontes of Armenia, Autophradates of Lydia and Datames of northern Turkey joined forces against their king, with support of the pharaohs of Egypt,Nectanebo I, , and Nectanebo II. Although they were defeated, king Artaxerxes III Ochus had to reinstall Maussolus as satrap of Caria. However, he was controlled by a Persian garrison in his newly founded capital . One of the most remarkable aspects of Maussolus' reign is his strict adherence to the ancient cults of Caria. Although it was not unusual for the dynasts of what is now Turkey to sacrifice to the Persian supreme god Ahuramazda, or to venerate the Greek gods, none of these religious beliefs can be attested for Maussolus. In 357, he helped the allies of Athens, who had revolted against their overlord. Some of them -Chios, Kos, Rhodes and - now became federates of Maussolus. This was his usual policy: he ruled Caria, had allies abroad, and left the towns in his territory more or less autonomous. This model was copied by later rulers.

Maussolus died in 353 and was succeeded by his sister (and wife) Artemisia, who was able to retain the comparative independence of Caria. She is best known for building a sepulchral monument for her dead husband, the Mausoleum, which was considered to be one of the seven wonders of the ancient world. After the brief reign of Artemisia, Maussolus' brother Idrieus was satrap, and he was succeeded in 344 by his quarreling brother Pixodarus and sister Ada. This happened at more or less the same time as the conquest of Egypt by Artaxerxes III Ochus, which meant that the Achaemenid king had his hands free to put an end to the autonomy of Caria. Pixodarus tried to ally himself to king Philip II of Macedonia, but in vain, and a Persian commander named Orontobates is known to have been in charge of the satrapy in the mid-330's. When Philip's son Alexander invaded the Achaemenid empire and approached Caria in 334, he allied himself to Ada, who was recognized as satrap. She appears to have died in 326.

Hecatomnus 391-377

Maussolus 377-353

Artemisia 353-351

Idrieus 351-344 Ada (first reign) 344-340

Pixodarus 340-334 Ada (second reign) 334-326?

Aşağıdaki resimler 2496 Karia Prensesi Ada (Devrim 09.09) ekidir

MEHMET BİLDİRİCİ 2511 ULA’DA ZİYARETLER Arkadaşım Camcı Bayram Öztürk ile Ula’nın tarihini bilen yaşlıları ziyaret ettik. Bunlardan biri Bekir sağlık 89 yaşında (1926) Ula’nın 1954 de ilçe olduğunu, kendisinin 1944-1995 yılları arasında kesintisiz olarak Ula’da çalıştığını ifade etti. Kaymakam vekilliği yaptığını, Teoman Ünüsan’ı tanıdığını ifade etti. Yakın dönemler hakkında bilgi sundu. Hamza Bey’in ilk kitap toplayan kişi olduğunu, bunların kızı Melek Hanım tarafından Halkevine bağışlandığını ifade etti.

Bekir Sağlık evinde bir yakını ile

Ula’da görev yapmış Turgut Bey, tabanca meraklı evinde

Nazan ve Bayram Öztürk evlilik fotoğrafı

Bayram Öztürk kızı ve oğlu Mert

MEHMET BİLDİRİCİ 2512 PROF.COŞKUN ÖZDEMİR (1929) İLE SOHBET Akyaka’da Oktay Akbal’ın cenaze töreninde yarım saat birlikte olduk, Sonradan internetten çok değerli bir hekim ve yazar olduğunu öğrendim.

Prof. Coşkun Özdemir Oktay Akbal evinde

MEHMET BİLDİRİCİ 2513 ULA’DA ANTİK ÇAĞDA YAŞAM MEHMET BİLDİRİCİ Dostum ve arkadaşım Camcı Bayram Öztürk beni Ula’ya davet etti. Zira kendisi orada oturuyor. Akyaka’daki evimde olan onarım daima bana yardımcı olur. Bu ziyaret 09.09.2015 de gerçekleşti. Ula hakkında Türkçe ve İngilizce yayınlanmış bir Turizm Rehberi var, Kaymakamlık tarafından yayınlanmış, Ula’yı tanımak isteyenlerin bir başvuru kitabı…, Osmanlı döneminde yapılan eserler ve camiler detaylı işlenmiştir. Ama ben her zaman zor olanı deniyorum. Antik çağda Ula nasıl bir yerleşim yeri idi? Ula ilçesi sınırları içinde üç adet antik yerleşim bulunmaktadır. Taşyenice’de (Okkataş, Killandos) Muğla Üniversitesi’nce burayı Thera kenti olarak isimlendirilmiştir. Yabancı yayınlarda yer almayan ve uyum sağlamayan bu ismi kabul etmiyorum. Halkın Çukur olarak tarif ettiği Cova veya Giova çukurunda iki antik kent, birisi Gökova köyü ve Akyaka’nın içinde ki alanda İDİMA ve Köyceğiz yolunda Kızılyaka ve çevresinde yer alan Kallipolis (Gelibolu) kenti. İdima hakkında bilinenler oldukça fazla, Kallipolis hakkında bilinenler yok denecek kadar az. Ula merkez ilçede de antik çağa ait bilinenler çok az, isminin Ola’dan geldiği sanılıyor. Burada eski yaşam var mı? Çok zor bir soru… Biraz araştırılınca olumlu cevaba yaklaşılabilir. Zira Ula’nın içinde ve köylerinde sayılamayacak kadar kaya mezar var, Ula’da ise Ula girişinde İNARDI denilen yerde 5 kişilik bir kaya mezar var. Arkadaşım Bayram bunu bana gösterdi. Çok güzel bir yapı temizlenip bir demir kapı konabilir. Çok küçük bir masrafla turizme kazandırılabilir. !!!!!!! İkinci bir kaya mezar Ula’dan Fethiye çıkışında YEDİ DELİKLER… Kaymakamlığın çıkardığı kitabın 88 sayfasında şu bilgiler yer almaktadır. “İlçenin doğusunda Alicin dağının yükseldiği yerde halk arasında YEDİ DELİK olarak bilinen 14 adet kaya mezar yer almaktadır. Gene aynı tepenin kuzey ucunda iki kaya mezar ile antik bir yerleşim yeri bulunmaktadır. Bu fevkalade ilgimi çekti, bu yerleşim yeri mutlaka daha ciddi incelenmelidir diye düşünüyorum. Gene ilçe merkezinde Ziraat Bankasının bulunduğu binada (Ula’ya girişte Büyük Camiye gelmeden bir arka sokak) zeminde bir antik sur duvarı gibi eski bir yapının çıktığını yaşlı Ulalılar tarafından söylenmektedir. Ayrıca Ulaya girişte Atatürk Orta Okulu bahçesinde bir lahit kapağı ve kolon parçası burada durmaktadır. Bu okulun bulunduğu yerin bir antik mezarlık ve sonradan da Müslüman Mezarlığı olduğu söylenmektedir. Soruşturmalarım da Ula’dan hiçbir yazılı taşın Müzeye gitmediği kanısına vardım. Hep merak etmişimdir. Mübadeleden önce acaba Rumlar Ula’da yaşamışlar mıdır? Soruşturmam da olumlu bir sonuca varamadım. Arkadaşım Ali Aydoğan Kilise olduğunu sandığı bir binayı tarif etti, Bu hemen Ula Otogarı’nın çıkışında restore edilmiş bir sarı bina, bu yapı Mimari olarak, kullanılan malzeme yönünden fevkalade değişik bir yapı, Ula Ağa evlerine hiç benzemiyor. Bence Ula’da en değerli yapı bu olduğu, kilise veya zengin bir Rum konağı olduğunu sanıyorum. Ayrıca Marmaris’ten gelip Çaydere’den Ula’ya çıkan üzerinde sarnıçların bulunduğu tarihi Roma yolu da Ula’nın eski bir yerleşim yeri olduğunu kuvvetlendirmektir.. Tüm bunları yan yana koyduğumuzda Ula’nın çok büyük olmasa da önemli bir antik yerleşim olduğu anlaşılmaktadır.

Sanıyorum bu yazı antik Ula hakkında yazılmış öncü bir yazıdır. Umarım daha detaylı araştırmalarda çok daha bilgiler ortaya çıkacağına inanıyorum.

Resimler: 1..Ula Atatürk Ortaokul bahçesinde Lahit Kapağı 2..Ula Otogar çıkışında şahane sarı bina

Ula Atatürk Orta Okulu bahçesine ortaya çıkan lahit

Ula’da değişik bir taş ev veya kilise ???? (Devrim 03.10.2015)

MEHMET BİLDİRİCİ 2514 HABER Gazetemiz köşe yazarlarından İnşaat Yüksek Mühendisi, Araştırmacı Yazar, Konyalı ve Akyakalı Mehmet Bildirici 09.09.2015 günü Gazetemizi ziyaret etti, Gazete sahibi ve başyazarı Ünal Türkeş ile bir süre sohbet etti ve birlikte bir hatıra resmi çektirdiler…

MEHMET BİLDİRİCİ 2515 YÜKSEL (Tortoş) SEVİLİR (1931-2015) İTÜ Mimarlık Fakültesi 1955 mezunu Konya Lisesi Matematik öğretmenlerinden Şevki Tortoş’un kızı. Konya’dan Yüksek Mimar Mühendis olan ilk Konya kızlarından, Konya Belediyesi’nde çalışırken İnşaat Yüksek Mühendisi merhum Faik Sevilir ile tanıştı ve onunla evlendi. Bir süre serbest çalıştıktan sonra Mühendislik Mimarlık Akademisi’nde öğretim görevlisi olarak görev yaptı ve buradan emekli oldu. Daha sonra eşi ile İstanbul Kadıköy’e yerleşti, ölümünü kızı Neşe Sevilir haber verdi, Akyaka’da olduğumdan cenazesine katılamadım. Yüksel Ablaya tanrıdan rahmet, ailesine baş sağlığı dilerim.

MEHMET BİLDİRİCİ 2516 Kurban Bayramı Akyaka’da geçirdim. Sibel vardı. Pek çok arkadaşla telefonla bayramlaştık. 24-25-26-27 Eylül 2015 tarihleri arasındaydı. Sevim Köroğlu- Konya / Yaşar Gedikoğlu-Akyaka / Tülay Aydın-Ankara / Recai Kıcıkoğlu-Konya / Neşe Sevilir-İstanbul / Azmi Dinçer-İstanbul / Burhan Semen-İzmir / Şemsi Sinangil-İstanbul / Orhan Arda / Yusuf Özgün-Akyaka / Mehmet Küçükalpelli / Mustafa Bahçıvan –Konya / İsmail Uğurlu- İstanbul/ Mehmet Türkyılmaz –İstanbul / Ünal Türkeş-Muğla / İbrahim Ergin-Muğla / Cemil

Pek çok dostların kaybını öğrendim. Kendilerine Tanrıdan rahmet diliyorum. Asil Alpan Konya Lisesi Ertan Poyra Konya Lisesi Yüksel Sevilir Konya Mimarlık Aziz Cankara Konya

MEHMET BİLDİRİCİ 2517

1942 YILINDA GÖKOVA -AKYAKA MEHMET BİLDİRİCİ Yusuf Özgün (1929) benim Akyaka’da komşum. 1946 yılında Antalya Aksu Köy Enstitüsü’nden sonra 31 yıl Muğla köylerinde ve başka yerlerde ülke eğitimine hizmet ettikten sonra emekliye ayrılmış. Henüz 13 yaşında küçük bir çocuk iken 1942 yılı Şubat ayında ailesinin hayvanlarını otlatmak için Fadılca köyünden Akyaka’ya iniyor ve Akyaka’nın o günlerdeki durumunu bana anlattı. Benim çok ilgimi çekti, bu yazımda bu eğitim emeklisinin ilginç hayat hikâyesini ve 1942 kışında Akyaka’ya niye geldiğini anlatacağım. Yusuf Özgün 1929 yılında o zamanki ismi Fadılca (Derince –Yeni Bağyaka) köyünde doğmuş, dedesi köyün ileri gelenlerinden, babası ile İbrahim Molla’dır. İlkokulu köyünde bitirmiş, 1942-1946 yıllarında Antalya-Aksu Köy Enstitüsü’nde okumuş, mezuniyetinden itibaren 31 yıl devlet hizmetinde çalıştıktan sonra emekliye ayrılmıştır. Muğla Yerkesik’ten Hilmi Hoca’nın kızı Dudu hanımla evlenmiş, emeklilik günlerini Muğla ve Akyaka’da geçirmektedir. Çiftin iki oğlu vardır. 1942 yılında Muğla ve dağ köylerinde çetin bir kış yaşanmaktadır. Her taraf kalın kar ile kaplıdır. Ailenin hayvanlara vereceği yem ve saman bitmiştir. 13 yaşında ki Yusuf ailenin koyun (30-40 kadar) ve birkaç ineklerini otlatmak için Akyaka köyüne gönderilir. Gündüzleri Akyaka ovasında yayarlar, akşamları aynı Fadılca köyünden gelip Jandarma Karakolu yerinde basit bir barakası ve kapalı ağılı bulunan Muhammet isimli köylüsünün yanında kalır. Küçük Yusuf o günkü Akyaka’yı şöyle hatırlar. Hüseyin Çavuş’un kahvesi, 4-5 ev, kahvenin arkasında çadırda kalan çingeneler, Bu birkaç aileden üçü eski Belediye Başkanı İsmail’in dedesi, babası ve evli iki halalarıdır. Bu arada Sıtkı Koçman’a ait maden kamyonları yeni İskeleye ihraç edilmek üzere krom madeni taşımaktadır. Yeni Maden iskelesinde ise gümrük işlemleri için 3 bina (bir tanesi bugün mevcut) ve görevliler vardır. Yusuf Özgün bu görevini sürdürürken bir gün küçük kardeşi gelir, beni babam gönderdi, okula kaydolacakmışsın, babam seni istiyor der ve buradan Antalya Aksu Köy enstitüsüne gider. Fotoğraf: Yusuf Özgün Akyaka’daki evinin balkonunda eşi ile

(Muğla Devrim 03.10.2015)

MEHMET BİLDİRİCİ 2518 ŞAKİR PAŞA KÖŞKÜ Nermidil Erner BİNARK Remzi Kitabevi 2000, 207 sayfa + resimler Tophane kitap satışından aldığım kitabı bir çırpıda okudum, Nermidil Şakir Paşanın kızı Ayşe’nin kızı ve İTÜ Teknik Üniversitesi Rektörü (1962-1963) Hikmet BİNARK’ın eşi, Kitapta Şakir Paşa ailesi anlatılmakta, ailenin yaşadığı en büyük trajedi oğlu Cevat’ın (Halikarnas Balıkçısı) babası Şakir Paşa’yı Afyon’da çiftlikte öldürmesidir. Dayısı iyi bir yazar olabilir ama Nermidil buna asla kabul etmiyor. Aile hakkında bir başka yazar Şirin Devrim’in yazdığı İngilizce kitap, Şakir Paşanın çocukları Cevat dışında genellikle birlikte Büyükada’da yaşıyorlar. Benim için ilginç olan ise 1962 yılında aldığım diplomamda Rektör’ün (ismi yazılı değil) Prof Dr. Hikmet oluşudur. İlgi ile okudum

Nermidil & Hikmet Binark

Nermidil Binark 23.10.2015 günü aramızdan ayrılmış, 24 Ekim günü Büyükada’da aile mezarlığında toprağa verilmiştir

MEHMET BİLDİRİCİ 2519 MUĞLA MÜZESİ MÜDÜRLÜĞÜNE DİLEKÇE

Müze’den inceleme için Akyaka’ya geldiklerinde telefonla aradılar

MEHMET BİLDİRİCİ 2520 MEHMET DEMİR BİLDİRİCİ

MEHMMET BİLDİRİCİ 2521 Sevgili Özkan 11.09 Rahmetli Baban bizleri devamlı bir araya getirdi. Bunun unutulmamasını istiyorum. Ben halen Gökova Akyaka’dayım, En geç kasımda dönmüş olacağım. Ailen ve sen uygun görürsen, Korukent tesislerinde onu anma toplantısı yapmak uygun olur diye düşünüyorum. Her şey o aramızda gibi olacak 11.00 toplanacağız, yemek yiyeceğiz, amfide fotoğraf çektireceğiz. Konuşmalarla onu anacağız. Bütün bunların giderini hep o karşılardı… AMA BU DEFA GELENLER bedelini ödeyecek Olabilir mi görüşünü bildirirsen sevinirim.

17.09 Sevgili Konya Lisesi mezunu Arkadaşlarım Konya Lisesi 1956 ve 1957 Mezunu arkadaşlar arasında yıllar sonra sevgi bağları oluşmuş, birbiri ile görüşme ve kucaklaşmayı başarmışlardır. Bu organizeyi 1956 mezunları adına sağlayan, maddi ve sorumluluğu yüklenen kişi yaklaşık üç ay önce kaybettiğimiz rahmetli YAŞAT MANAV olmuştur. 1957 mezunları arasında bunu sevgili arkadaşım İsmail Uğurlu ve ben Mehmet Bildirici sağlamışızdır. İlk defa büyük organizasyon 1955-1956-1957 mezunları arasında 2007 yılında Konya’da gerçekleşmiştir. Konya toplantısında yüz kişinin üzerinde yakın dönemlerle katılım sağlanmış, 6 öğretmenimiz de şeref konuğumuz olmuştur. Bu Konya toplantısını gerçekleştiren Yaşat Manav, yardımcısı da ben Mehmet bildirici olmuşumdur. Maalesef büyük iş ve gönül adamı ve sosyal aktiviteleri gerçekleştiren arkadaşımızı Ağustos 2015 de elim bir deniz kazasında Bodrum’da kaybetmiş bulunuyoruz. Onu anmak ve anısını YAŞATmak için Korukent tesislerinde onun yaptığı toplantının bir benzerini gerçekleştirmek için bir teşebbüsü başlatmaya karar vermiş bulunuyorum.. Ben oğulları Özkan ve Gürkan Manav ile görüştüm, onlar da uygun buldular. Tabii sizlerde destek olursanız 14 KASIM CUMARTESİ gününü havalar soğumadan uygun olduğunu düşünüyorum. Programın şöyle olmasını düşünüyorum. Onun yaptığı gibi saat 11.00 civarında Korukent Tesislerinde toplanma bir saygı duruşunun ardından toplu yemek, hava uygun olursa sanki o varmış gibi onun amfisinde toplanma saat 1600-17.00 e kadar konuşmalar…. Ve dağılış Bir şartla bu defa masrafları bizler üstlenmek istiyoruz. Önerim uygun görülürse ve kesinleşirse internet kullanmayan tüm onun arkadaşlarına telefonla duyuracağız. Saygılarımla

MEHMET BİLDİRİCİ 2522 Nail Çakırhan & Halet Çambel Kültür Evinde açılan sergiyi katıldım ve aşağıdaki tabloyu aldım. Fotoğrafta Ressamla çekilmiş fotoğraf yer almaktadır. Tablo Salonumda sergilenmektedir.

MEHMET BİLDİRİCİ 2523 Mayıs ayından bu tarafa Akyaka’daki evimden ULUSOY Otobüsü ile İstanbul döndüm. İstanbul'daki evimi de özlemişim, yavaş yavaş düzenimi sağlamaya ve yeni gelen kitapları bilgisayara geçmeye çalışıyorum.

NECATİ YILDIRIM 2524 Mehmet Bey, (Bildirici) Merhaba!.. 24 Eylül ile 30 Eylül günleri arasında Ula'daydık. Bayramın birinci günü akşam sizi aradım. Telefonunuz çaldı, çaldı ama ulaşamadım. On, on beş gün önce de aramıştım; o zaman da ulaşamamıştım. Neyse önemli değil. Bayramın ikinci günü öğleden sonra Akyaka'ya geldik. Sonra bayramın altıncı günü, yani 29 Eylül Salı günü de Akyaka'daydık. Uzun süre Merve Han Otel'de oturduk. Akşam da Tütüncü Sitesi'nde bir öğrencimde yemekteydik. Hatta orada otururken saat 22.30'da deprem oldu. Sizinle de yüz yüze görüşmek istemiştim. Tabii Akyaka'da olup olmadığınızı da bilmiyorum. Kısmet değilmiş. Neler yapıyorsunuz, çalışmalarınız nasıl gidiyor? Selamlar. Necati YILDIRIM-İzmir

Telefonla görüştük. Telefonda problem olduğunu söyledim. Özür diledim.

Ayrıca Çakırhan gravürlerinin bulunduğu yazımı mail ile gönderdim.

(ÜNAL ÖZİŞ) 2525 Sayın Mehmet BİLDİRİCİ Fulya mah., Belen sok.10/6 -Şişli, İSTANBUL [email protected] İzmir, 06.10.2015 Sayın Mehmet Bey, Avrupa Su Kaynakları Kurumunun Haziran’da İstanbul’da yapılmış olan, 9.EWRA Dünya Kongresinin açılışında sunmuş olduğum bildirimin (pek az değişimle “Environmental Processes” dergisinde de makale olarak yayınlanmıştır) bir nüshasını ekte gönderiyorum (posta ile). İlk fırsatta görüşebilmek ümidiyle saygı ve sevgilerimi sunarım. Ünal Öziş Eki:- Ü.Öziş : “Water works of four millenia in Turkey”. İstanbul, European Water Resources Association, “9th World Congess, Proceedings”, Keynote paper 4, p.1- 13. & “Environmental Processes”, 2 (3), 559-573. İzmir 06.10.2015

Sayın Ünal Öziş (Ahmet Alkan eliyle) Mailiniz için teşekkürler, Ben de katılmak isterdim, Ama henüz postadan çıkmadı. Dikkatli inceleyip arşivime yerleştireceğim. Bu vesile ile saygılarımı, iletiyorum 6 Ekim 2015 11:44 tarihinde Ahmet Alkan yazdı:

TÜLAY AYDIN 2526 Mehmet Bey merhabalar.

Bu iyi niyetli girişiminizin sonuçsuz kalmasına ben ve eşim çok üzüldük. Oysa biz 14 Kasım tarihi için günübirlik gidiş-dönüş bileti almak üzereydik. Umarım ilerde bu birliktelik geniş katılımla gerçekleşir. Değerli dost H. Yaşat MANAV'a bir kez daha Tanrı'dan rahmet dileriz. Nur içinde yatsın.

Selamlar ve saygılar.

E. Tülay AYDIN-Ankara

ÖZDEN UZ 2527

Mehmet Bey (Bildirici)

İstanbul'da sağlıklı güzel bir kış geçirmenizi dilerim. Sizi özleyeceğiz. İlkbaharda görüşmek dileği ile.

Sevgiler, saygılar.

Özden Uz –Akyaka

MEHMET ASİL YILMAZ 2528

Antikapitalist, yazar ve düşünür İhsan Eliaçık, Gaia Dergi’den Yeşim Özbirinci’nin sorularını yanıtladı. Kuran’da Tanrı için kurban kesmenin olmadığını ifade eden Eliaçık; eşcinsellik, kadın ve Türkçülük konularında da kapsamlı açıklamalar yaptı.

“Allah size sınırı sayıda şunları yemeniz için izin vermiştir” diyor, ama Allah için ibadet amacıyla kurban kesme diye bir şey yok……..

Sevgili Arkadaşım Asil Yılmaz Bu adam soytarı, İslam denince akla Kuran ve o günden beri gelen uygulamalar gelir. Bütün bunlara karşı Kurban yok demek boş laf, evet kurban paganizmden beri var. Ayrıca doğu kavimlerinde çocuk kurbanına da rastlanılıyor. Ayrıca Kuran İbrahim'in (Avram) oğlu İsmail'i kurban kesecekken koçun geldiğini yazar, Kurban bayramı buradan gelir. Aldığı kaynak daha eski olan Yahudi geleneklerine göre İbrahim oğlu İshak'ı (Israil) kurban kesmekte iken koçun onu kurtardığını yazar. Neden İshak, İsmail anlamak mümkün değil. Burada peygamber yeni bir ata çıkarmak istiyor. Kardeşi İshak Yehova'nın vekili ve arkadaşı kardeşi İsmail ise Yahudi geleneklerine asla karşı gelen biri değil, toplum içinde eriyip gidiyor. Kuran bir konuyu sürekli işleyen bir kitap değil, değişik yerlerde farklı değerlendirmeler geçer, o zaman bu soytarılara yorum olanağı çıkarıyor. Nasılsın tamamen iyi olabildin mi? Bende grip olmuşum evden çıkmadan ilaçlarımı kullanıyor, Muğla Devrim gazetesine haftada bir yazı gönderiyorum, Genellikle Muğla ve Konya tarihinden yazıyorum, Dine ve politikaya girmiyorum. Saygılar selamlar

8 Ekim 2015 07:28 tarihinde mehmet asil yılmaz yazdı:

Sevgili Mehmet Hocam

Sen gerçekten bu konuyu benden daha iyi biliyorsun. Ben sadece bana gönderilen bir iletiyi, sana ve bazı dostlara gönderdim. Bizim ailede kurban kesilir Ben canlıyı kesemem onun için kurban parasını Mehmetçik vakfına gönderiyorum veya kurumlara gönderiyorum. Kendine iyi bak. Gözlerinden öperim Geçmiş olsun. Bol su iç ve istirahat et..

Mehmet Asil Yılmaz -Adana

Sevgili Arkadaşım Asil Yılmaz Ben İstanbul'a döndüm (3 Ekimde) Ev adresim Fulya Mahallesi Belen sok 10/6 Şişli İstanbul

Bizim yakınımızda yurtiçi kargo var onunla gönder. PTT de kaybolabilir Romanın arka sayfasında bana yer verdiğin için ne kadar sevindim ve mutlu oldum anlatamam.. Nihayet İslami terörist İŞİD kapımıza kadar geldi, Burada Hükümet'in çok büyük ihmal ve göz yummaları olduğunu düşünüyorum. Bu bela PKK’dan çok farkı bir bela, Niyeti gücü yetse tüm uygarlığını ortadan kaldırmak (batı ve kendi gibi düşünmeyen doğu) Geliyorum diye diye bela geldi, Türkiye'de hücre evleri var cirit atıyorlar.... PKK kazansa, doğudan toprak alır ama ben Konya'da İstanbul'da laik ve demokratik olarak yaşayabilirim. Allah Korusun İŞİD hâkim alsa tüm dünyanın ve bizim edindiklerimizin tümü ortadan kalkacak. Örnek Musul Adamlar bizim imamların ardında namaz kılmıyor.. Bu İslam değil deniyor. Bunlar eğitimini İNCİL den mi alıyor? İslam büyük bir sınavla karşı karşıya -Ya içinden bu teröristleri uzaklaştıracak ben çok zor görüyorum -Ya da terörist din damgasını yiyecek, dünyada istenmeyen bir konuma gelecek. Geldi de diyebiliriz Çok çok üzgünüm, PKK nihayet en fazla bir bölünme getirir, barışçı tutumlu partilerle birlik ve kardeşlik sağlanır, diye ümit ediyorum, PKK sadece Türkiye'nin sorunu Ama İŞİD uygarlık sorunu insanoğlunun kültür birikimlerini yok etmeye yönelik. Kısaca To be or not to be Solcu, Kürt, Alevi insanlar bir barış mitingi yapacak, 100 üzerinde silahsız kişi yok oluyor. İnsan diyemeyeceğim Bahçeli kimseyle görüşmüyor, hiç bir cenazeye katılmıyor. Bu nasıl haince bir tutum.... Umarım halk baraj altında bırakarak ona anladığı dil cevabını verir

13 Ekim 2015 12:59 tarihinde Mehmet Asil Yılmaz

yazdı:

MEHMET BİLDİRİCİ 2529 RESSAM JAK İHMALYAN KİTABINDA NAİL ÇAKIRHAN GRAVÜRLERİ Nail Çakırhan’ın 7. Ölüm yılı anısına

Bilindiği gibi Nail Çakırhan ve eşi Halet Çambel uluslararası kimselerdir. Sol kesimde pek çok ünlü kişi onların arkadaşıdır. Bunlardan biri de tanımış Ressam Jak İhmalyan’dır, Konyalı Ermeni bir ailenin oğlu olan Jak 1922 İstanbul olup 1978 yılında Moskova’da ölmüştür. Ağabeyi Konya doğumlu Vartan İhmalyan çocuklara masal yazmış “Masalcı Dede” olarak bilinir. Ermeni Ressam Mayda Saris tarafından “JAK İHMALYAN, SÜRGÜNDE BİR RESSAM” isimli bol resimli bir kitap yayınlamıştır. Kitap 2013 yılında İstanbul’da yayınlanmış olup 263 sayfadır. Ressamın tabloları arasında HALET ÇAMBEL koleksiyonundan 10 adet gravür bulunmaktadır. Bunlardan 3 adedi NAİL ÇAKIRHAN gravürleridir. Aşağıda resmi bulunan ilk gravürde “Kardeşim Halet’e denilmektedir, Jak İhmalyan imzalı olup tarihi 01.05.1947’dir. İkinci Gravür de Jak İhmalyan imzası ve 1943 Haziran tarihi yer almaktadır. Üçüncü gravürde Z.İ imzası ile 08.06.1947 tarihleri okunabilmektedir.

(Muğla Devrim 13.10.2015) (Bu yazı Necati Yıldırım’a da gönderildi)

Ressam Jak Ihmalyan

MEHMET BİLDİRİCİ 2530 SIRRI SANDIKÇI (1924) Sırrı Sandıkçı, Konya doğumlu, Konya’dan yetişen ilk Elektrik Mühendisi, İTÜ Elektrik Fakültesinden mezun, Süleyman Demirel ile aynı dönemden, Konya Belediyesi Elektrik Su Otobüs (ESO) Müdürlüğü yaptı. Ben 1967-1969 yılları arasında bu kurumda çalıştığımda Müdürüm idi. Çok kaprisli ama çok çok bilgili bir adamdı, kendisinden inşaat mühendisliği konusunda dahi çok şey öğrendim. Meram Deresi üzerinde Eski Meram yolu üzerinde yapacağımız köprü için BOX yapalım dedi, bende Box köprülerinin Karayollarınca tip projelerinin olduğunu öğrendim. Hatırını sormak için aradım, Kadıköy tarafında oturuyor, omurgada kırıklık varmış ama eşi ile uzun uzun konuştum, kendisine sağlıklı günler diledim.

MEHMET BİLDİRİCİ 2531 FEYZİ HALICI (1924) Feyzi Halıcı, büyük şair ve ÇAĞRI Dergisini 50 yılın üzerinde yayınlıyor. Mevlana’ya hayran, Çağrı’nın her başyazısı Mevlana hakkındadır. Daha önceleri telefon eder, uzun uzun konuşurduk… Şimdilerde olmuyor, olayları karıştırıyor.. Çağrı dergisinde benim yazılarına da yer vermişti Halıcı eşi Bahar Hanım ile Boğaz da oturuyor. Hatırını ve sağlığını öğrenmek için aradım, öğleye doğru idi, hasta yatıyor, daha kahvaltıya kalkmadı dedi, uyanınca aradığımı söylemesini söyledim, kendisine sağlıklı günler diledim.

MEHMET BİLDİRİCİ 2532 Sevgili Celalettin Çiftçi - Trabzon Sevgili sınıf Arkadaşım İŞİD ile ilgili İletini ilgi ile okudum, olayların içinde değilim. İŞİD'in çok büyük bir bela olduğunu görüyorum. PKK ile arasında milyon misli fark var. PKK yapsa yapsa bir doğu ilini ele geçirir, ben İstanbul' da çağdaş, laik, demokratik yaşamımı sürdürebilirim. Kaldı ki HDP barışçı çıkışı bununda önüne geçebilir diye düşünüyorum. İŞİD Batı uygarlığının ve kendisi gibi düşünmeyen doğu uygarlığının düşmanı, Türkiye’yi zor ele geçirir ama geçirirse Musul da olduğu gibi Anadolu'nun zengin uygarlıklarından geriye bir şey kalmaz, laiklik kalmaz, demokrasi kalmaz Umarım ayağına sıkılan bu kurşun sayın Cumhurbaşkanına ders olur.... İşin vahametini anlar, böyle umalım ama çok uyanık olalım.... Saygılarımla 13 Ekim 2015 21:34 tarihinde Celalettin Çiftçi yazdı:

AYDIN TURUNÇ 2533

VEFAT

Akyaka Sağlık Ocağını Beldemize kazandıran Yardımsever İş Adamı ve Müteahhit Sayın MUZAFFER CEYLAN’ın Vefatını öğrendik. Yakınlarına ve tanıyanlarına sabırlar dileriz. Mekânı cennet olsun. AKSD

Aydın Bey (Turunç) Ankara da 10 Ekim 2015 Cumartesi meydana gelen,100 üzerinde barış ve demokrasi şehidi içimiz yanıyor. Bu işin İŞİD tarafından yapıldığını sanıyorum. Adamın !!! onlarla göbek bağı veya sempatisi var. Bunu bunlar İslam değil diye söylemek mümkün değil. Peki Allahüekber deyip kafa kesenlerin kitabı Kuran değil de İncil mi? Baş sağlığı diliyorum, faillerinin istenirse bulunabileceğine inanmak istiyorum Saygılarımla 11 Ekim 2015 08:11 tarihinde Aydın Turunç yazdı:

MEHMET BİLDİRİCİ 2534 15.10.2015 Ünal Bey (Türkeş) Eşiniz, Devrim Gazetesinin sahibi Melda Türkeş Hanımefendi’yi kaybettiğinizi öğrenmiş bulunuyorum. İstanbul’da bulunduğumdan Muğla’da yapılacak cenaze törenine katılamıyorum. Merhumeye Tanrıdan rahmet, Türkeş ailesine, Devrim Gazetesi tüm çalışanlarına baş sağlığı diliyor, acılarını paylaşıyorum. MEHMET BİLDİRİCİ Devrim Gazetesi Misafir Köşe Yazarı

HİLAL ÖKTEM 2535 [email protected] Merhaba Mehmet Bey; Konya'nın Beyşehir İlçesi'ne bağlı Doğanbey Mahallesi'ne yönelik koruma amaçlı imar planı yapılacaktır. Bu kapsamda yöreye ait araştırmalar yapmaktayız. Doğanbey tarihi gelişme süreci, yapılanması, su varlıkları, sosyo- kültürel ve demografik yapısı ile ilgili çalışmalarınız mevcut mudur? Mevcut ise bu bilgilere nasıl ulaşabiliriz?

16.10.2015 Sayın Hilal Ökmen Mailinize teşekkür ederim. 1993-1994 yıllarında Konya ve ilçelerinin tarihi kentleri ve su yapılarını inceledim. Bunları WEB Sitemde bulabilirsiniz. www.mehmetbildirici.com Türkçe 1.1 (DSİ yayını) Doğanbey küçük bir yer olduğundan aşağıdaki şu çok kısa bilgilere ulaşabildim. Bunun dışında daha güncel bilgilere ulaşırsanız edinmek isterim. Çalışmalarınızda başarılar dilerim En iyi dileklerimle DOĞANBEY BELDESİ

Beyşehir çevresinde son gelişme içinde olan bir kasabada Doğanbey'dir. Eski adı Davgana olarak bilinmektedir. Doğanbey'in 5 km güneydoğusundan 1550 kotundaki Gürlevik mevkiinden 1954-1958 yılları arasında içme suyu getirilmiştir. Manastır Deresi üzerinde de eski bir bent bulunmaktadır. Doğanbey Belediyesince Sarısu üzerine Hidroelektrik Santralı 1959-1961 yıllarında yaptırılmıştır. Bu gün devre dışıdır.

MEHMET BİLDİRİCİ 2536

İDİMA’DAN GÖKOVA AKYAKA’YA I MEHMET BİLDİRİCİ Araştırmacı-Yazar [email protected] Bu yazı 2015 Ekim tarihi itibariyle güncelleştirilmiştir

Muğla ili Ula ilçesi sınırları içinde, antik kenti alanı içinde kalan AKYAKA’nın tarihi konusunda 1994 yılından bu yana çalışmalarımı sürdürüyorum. Bu çalışmalarım 2012 yılına kadar üyesi bulunduğum “GÖKOVA’YI SEVENLER DERNEĞİ” bültenlerinde ve aynı derneğin WEB Sitesi’nde Türkçe, İngilizce ve Almanca olarak yayınlanmıştır. Bunlar yakın çalışma ortamı içinde bulunduğum HEIKE (Bahar Suseven) (1962-2012) sayesinde olmuştur. Kendisini rahmetle anıyorum. Bunları Heike sayesinde sahip olduğum Web sayfama da yerleştirilmiştir. İdyma, Gökova Akyaka konusunda pek çok bilgi ve fotoğrafın yer aldığı Web sitemin adresi şöyledir www.mehmetbildirici.com Web sitem 2015 Ekim itibariyle çeşitli dillerde sayfa hacmi 13.000 sayfanın üzerinde olup sitemi ziyaret sayısı 96.000 kişinin üzerindedir.

Ayrıca bu çalışmalarım sırasında Akyaka’da yaşayan Arkeolog değerli büyüğüm ağabeyim Aziz Albek, halen Akyaka Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Aydın Turunç, Paris’te yaşayan tarihçi, Guy Meyer hep yardımcı olmuşlardır. Kendilerine teşekkürü bir borç bilirim. Bu uzun araştırma döneminde önemli buluşlar ve eserler ortaya çıkmıştır. Bu bakımdan İdyma’dan Akyaka’ya isimli çalışmamın 2015 Ekim tarihi itibariyle güncellenmesine gerek duyulmuştur. Şimdi İdyma’nın tarihi ile başlayalım.

Yöremizde 2600-2800 yıldan bu yana yaşam olduğunu biliyoruz. Önceleri hakkında şimdilik bilgi sahibi değiliz.

KARİA KENTİ İDİMA (IDYMA) Akyaka beldesinin bulunduğu yörede IDYMA (İdima) isimli bir kent kurulmuştur. Bu kentin yerleşim alanları arasında Akyaka, 3 km doğusundaki Gökova (Kozlukuyu) köyü, aynı köyün Yazılıtaş mahallesi, arada bulunan İnişdibi mahallesi, Orman Kampı içinde Eski İskele mevkii bulunmaktadır. Kentin Nekropol alanı (Kaya Mezarlar) ve Akropolis'i ve yeni fark edilen yerleşim alanı, Gökova köyünün kuzey sırtlarındadır. Kentin Akropolis (kale) 1937 yılında Fransız araştırmacı Louis Robert tarafından ortaya çıkarılmıştır. Idyma, bir Karia kenti olarak kurulmuştur. İsminin ne anlama geldiği ve hangi dilden olduğu konusunda sadece öngörüşler yer almaktadır.

İlk çağlarda Muğla ilinin içinde bulunduğu alan KARIA olarak bilinir. Karia'nın en önemli kenti 'tır. Idyma Karia'nın güney ucunda yer almaktadır. Karıalılar yörenin bilinen en eski halkıdır. Gelenek ve kültürleri bilindiği halde, Karia dilinde yeni bulunan yazıtlar henüz okunamadığından Karia dili çözülememiştir. Bu dile ait bir yazıt yakın zamanda kentinde bir diğeri Milas Müzesi’ndedir. Bu konuda bilim adamlarımızın çalışmalarını ve çözeceği inancındayım

Yöremiz M.Ö.546 yılında Harpagos komutasındaki Pers (İran) orduları tarafından işgal edilir. Pers yönetimi yörenin dini ve geleneksel yaşamında değişiklik getirmez. Onlara müdahale etmemişlerdir.

DELOS BİRLİĞİ M.Ö. 484-405 yılları arasında Pers yönetimi bölgeden uzaklaştırılır ve Atina'nın öncülüğünde kurulan "DELOS Deniz Birliği" tarafından yönetilir. Idyma bu kentler arasındadır. M.Ö. 453-452 yıllarına ait birliğe katılım payları listelerinde Idyma ismi geçmektedir. Bu kent hakkında en eski belgedir. Ayrıca PAKTYES isimli bir yöneticinin de ismi görülmektedir. Kentin Paktyes hanedanı tarafından bir süre yönetildiği kabul edilebilir. Kentte para basılmıştır. Bir yüzünde  (İdimion) yazılı paranın diğer yüzünde, genç bir erkek başı tanrı (Pan) vardır. Çobanların tanrısı olan Pan kültüne çevrede çok önem verildiği bilinmektedir. Parada İdimion isminin Grek harfleri ile yazılışı dikkat çekicidir. Delos Deniz Birliği M.Ö. 405 yılında son bulur. Idyma bu birlikten M.Ö. 440 yıllarında ayrılmıştır. Sparta kentinin önderliği başlar. M.Ö. 405 yılında Cedrea kenti (Sedir Adası), Sparta'lı Amiral Lysandros tarafından yerle bir edilir. (devam edecektir)

Aşağı resimde İdima iki kolonlu kaya mezar)

(Muğla Devrim 23.10.2015 de yayınlandı) MEHMET BİLDİRİCİ 2537 MOZART 200. ÖLÜM YILI BİCENTENARY OF HİS DEATH Viyana 1991, çok büyük boy, 100 s, İngilizce Tophane’de yapılan artırarak yapılan kitap satışında güzel kitaplar alıyorum. İçinde hayatı ve eserleri tanıtılıyor, muhteşem unbleveable,

MEHMET BİLDİRİCİ 2538 ŞARIK TARA ANLATIYOR Çiğdem Tüzün, 2015, 314 s Şarık Tara, Üsküp 1930 doğumlu, Varlıklı bir ailenin çocuğu, 1942 yılında kendisi, 1944 yılında ailesi İstanbul’a geliyor. İTÜ İnşaat Fakültesi 1954 yılı mezunu, 1957 yılında eşi Lale’nin kardeşi İTÜ Mimarlık Fakültesinden Şadi Gülçelik ile Müteahhitliğe başladı ve kurdukları ENKA’yı bir dünya şirketi yapmak için çok çalışıyor ve muvaffak oluyor. Kitapta ENKA’nın geçtiği safhalar anlatılmakta, annesi ile eşi Lale’nin kendisine çok destek olduğu ifade edilmektedir. Kendisini görmek ve tanımak kısmet olmadı, ama İTÜ İnşaat Fakültesi mezunu olarak gurur duyduğumu belirtmek istiyorum.

MEHMET BİLDİRİCİ 2539 ANADOLU’DA JOHN GARSTANG’IN AYAK İZLERİ Beyoğlu Tünel Koç Üniversitesi “Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezinde” açılan sergiyi bir arkadaşımla gezdim. Giriş parasızdı. John Garstang (1876-1956) Hitit uygarlığının ortaya çıkışında çalışan bir İngiliz Arkeolog, özellikle Gaziantep Sakçagözü kazısını gerçekleştirmiş, Asur yazıtlarını okuyan Archibald Henry SAYCE (1846-1933) bu konuda yönlendirmiş. Sayce Konya Ereğli’de ki İvriz kitabesini okuyan kişidir. Kitap Türkçe-İngilizce olup, büyük boy bol resimli 240 sayfadır. Koç Üniversitesi 2015 yılı basımıdır.

AHMET KUTLUTEPE 2540 [email protected]

Mehmet Bey (Bildirici) Merhaba, İsminizi ve mail adresinizi sitenizde buldum. Makina mühendisiyim ve amatörce de olsa, son zamanlarda eski Roma ve Osmanlı suyollarına kafayı taktım. Nerelerden su getirmişler, hangi tekniği kullanmışlar vs.. Hatta geçtiğimiz günlerde, Kazım Çeçen’in yazmış olduğu “Roma su yolları” ve “Osmanlı dönemi su yolları” kitaplarını temin ettim ve atladım aracıma, taa Trakya Vize’den gelen su yollarını gezmeye çalıştım. 15 gün önce Gümüşpınar’daki Kurşunlugerme Kemerine kadar gittim. Teknik olarak, yanıtını Kazım Çeçen hocanın kitabında da bulamadığım “Su terazileri” hakkında bir sorum var. Siz yanıtlayabilirseniz sevinirim: Su terazileri basınç düşürme ve dağıtım işlerinde kullanılıyordu. Dağıtım gerekmiyorsa, sadece basınç düşürme işlemi yapılıyordu. Bunu da, kulenin altından giren bir giriş borusu ve kulenin üstünde bulunan sandık içinden aşağı dönen bir çıkış borusuyla sağlıyorlardı. Bu yükseklik, suyun çıkış basıncını sınırlayan su sütununu oluşturuyordu. Okuduğum tüm dökümanlar böyle yazıyor. Kafama takılan bunu nasıl yapıyor? Eğer sadece bir giriş borusu ve sadece bir çıkış borusu varsa bunu gerçekleştirmek olanaksız gibi geliyor. Bunun için ayrıca bir de taşma borusuna ihtiyaç duyulması gerekmiyor mu? Eğer böyle bir taşma borsu var ise, bu taşma borusu nereye bağlı? Yanıtınız için şimdiden teşekkür ediyorum. (Veya tavsiye edeceğiniz bir döküman?) Saygılarımla, Ahmet KURTLUTEPE

Sayın Ahmet Kurtlutepe Mailinizi aldım. Bana ulaştığınız için teşekkür ediyorum. Gerçekten su terazisi konusunda bilgi yok denecek kadar az. İngilizcede de Suterazis Kısaca amacı boruda oluşacak basıncı kırmak (Roma uygulaması, , Pompei) İkincisi çeşme bazındaki sularda U borusu kuralı ile su terazisi üzerinde suyu bölmek ve ayrı çeşmelere vermek.. (Osmanlı metodu) Bu konuda benim web sitemde (www.mehmetbildirici.com) English 20.1.102 de daha detaylı açıklamalar var. Gene anlaşılmamış noktalar olursa, lütfen yazın Başarılar, selamlar, bazı gezilerinize katılabilirim… Mehmet Bildirici

MEHMET BİLDİRİCİ 2541 WEB SİTEME GELMİŞ RUSÇA BİR REKLAM İNANILMAZ dizainobuvtok 23.10-2015 Мировые тенденции в дизайне обуви Независимо от остальных обувных тенденций, высокие каблуки всегда в моде. Этой осенью каблуки представлены разных форм и размеров: от конусообразных и утолщённых до тонких классических. Модными будут и туфли на платформе, и элегантные лодочки. Кроме того, появилась ещё одна тенденция – лоаферы (лоферы, лоуферы) на каблуках, которые, безусловно, найдут огромную армию поклонников. Модные тенденции обуви: туфли и босоножки без задника. В коллекциях некоторых дизайнеров прохладно-голубой цвет пастельного тона является главным элементов всей композиции. Такая обувь отлично подойдет для самой жаркой погоды. Голубой цвет невольно наводит на мысль о прохладе.

MEHMET BİLDİRİCİ 2542 LEYLA GENÇER Bu aralarda TOPHANE de yapılan artırmalı kitap satışlarını zevkle izliyor, Eski Tabir MÜNADİ Ziyaver Şencan Beyin esprili kitap açıklamalarını zevkle izliyorum, aldığım kitapların resimlerini inceliyor, bazısını da okuyorum. Bunlardan biri LEYLA GENÇER’in hayatı, yazarı Zeynep Oral, “Tutkunun Romanı”, Milliyet 1993, 270 s. Doğum 1928 Polonezköy- Ölüm 2008 Milano Leyla Anadolu’dan hoşgörülü Bektaşi bir baba ile Polonezköy’den Hristiyan annenin kızı, babasını erken kaybediyor. Opera sanatçısı, 1950 yılında Ankara Devlet Tiyatrosunda sahneye çıkıyor, sesi ve hırsı ile 1954 yılında Napoli San Carlo Tiyatrosuna geçmeyi başarıyor. 1954-1989 yılları arasında çok önde gelen, dünyanın pek kentinde sahne alan Uluslararası bir opera sanatçısı oluyor. La Diva Turca Bu hırslı, çalışkan ve başarılı Türk kızının hayatını Zeynep Oral başarılı bir şekilde anlatıyor. Herkese okumalarını öneririm.

MEHMET BİLDİRİCİ 2543 KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ KONYA ANSİKLOPEDİSİNİN 4 CİLDİNİ HEDİYE EDİYOR Kültür Müdürü Şükrü Taşdelen (0 332 352 8114) telefonla beni 19.Ekim Pazartesi günü Dedeman Oteline yemeğe davet ediyor ve Konya Ansiklopedisinin yeni sayılarının dağıtılacağını söylüyor. Ben İstanbul’dayım gelemiyorum, yerime oğlum Prof Dr. Öztuğ Bildirici’nin gelebileceğini söylüyorum. Aynı saatte torunum bana verilen 4 cilt Ansiklopediyi teslim alıyor…

Demir kitaplarla birlikte

MEHMET BİLDİRİCİ 2544 ÖZEN APARTMANI YAN BİNANIN YIKIMI Sayın Turan Aslan Verdiğiniz tekliflerde bir anlaşma sağlanamadı. BİZE KOMŞU APARTMANIN YAPIMINA VE APARTMANIN YIKIMINA BAŞLAMIŞINIZ. Hayırlı olsun Yalnız başka bir binaya bitişik bir yapının yıkımında vinç ve makine kullanamazsınız. Elle yıkılması gerekir. Ayrıca yürürlükteki yasalara göre, her türlü tedbiri almak zorundasınız. GELECEK HER TÜRLÜ MADDİ VE MANEVİ ZARAR KARŞISINDA SORUNLU MÜHENDİSİNİZİN CEZAİ SİZİN İSE MALİ VE CEZAİ SORUMLULUĞUNUZ OLDUĞUNU HATIRLATIR. Yasalara göre yapım işlemini gerçekleştirmenizi bekliyoruz.

MEHMET BİLDİRİCİ İnşaat Yüksek Mühendisi (İTÜ 1962) ÖZEN APARTMANI SORUMLU YÖNETİCİSİ TEL : 0 542 241 0302 İSTANBUL ŞİŞLİ

05.10.2015 Özen Apartmanda Yıkım sonrası hasar

MEHMET BİLDİRİCİ 2545 ÖZEN APARTMANI YÖNETİCİLİĞİNDEN AYRILDIM Sayın Özen Apartmanı Kat Malikleri Bildiğiniz gibi bu Apartman da1997-2003 tarihleri arasında oturmuş, Yönetici olarak da görev yapmış bulunuyorum. Mevcut yöneticiye karşı büyük bir mücadele vererek kangren haline gelmiş kapıcı sorununu çözerek, yönetimi o zamanki yöneticiden kurtarmış bulundum. Ancak oturduğum bu apartman dairesini 2003 yılında kızım Sibel Bildirici’ye bırakarak buradan ayrılma durumunda kaldım. Sonradan asla iyi niyetli olmayan bir Müteahhit tarafından bazı arkadaşların haberdar olduğu kanısında olduğum bir işlem sonu cebinden para harcayarak apartmana yıkım kararı çıkarılmıştır. Sırf kendi gönlüne inşaatı yapmak için Bu olaylar karşısında komşular burada eşinin dairesi bulunduğundan, burada oturdun, mühendissin başımıza geç çağrısı yapılmış, tarafımdan da kabul edilmiştir. Önce ciddi etütler yapılmış yandaki apartmanla birleşildiği takdirde her iki taraf için daha avantajlı bir durum oluşacağı anlaşılmıştır. Bunun için Müteahhit Turan Aslan’ın teklifi tatmin edici bulunmamış, arkada inşaatı olan Selim Bey ve ortaklarından Proje ve teklif istenmiştir. Toplantı üzerine toplantı yapılmış, tam anlaşma aşamasında, çeşitli bahaneler bulunarak bu gerçekleşmemiştir. Gerçekleşse inşaat bitmiş duruma gelecekti. Daha sonra Sayın Turan Aslan’dan değişmeyen ve net olmayan teklifler gelmiştir. Şöyle binanızın aynısını vereceğim diye teklif vermiş yapılan incelemede bunun mekân olarak imkânsız olduğu görülmüştür. Sonunda Ekim ayında yandaki binayı yıkmak için binanın tepesine hiç görülmemiş şekilde vinçle bir yıkım makinesi yerleştirmiş, (şantaş) bir depremde görülmemiş bir şekilde sarsılmıştır. Bunun için yazılı başvuru bekçisine verilmiş, ciddiye alıp bir telefon dahi etmemiştir. Halen bazı dairelerde hasarlar bulunmaktadır. Kat malikleri arasında maalesef bir orta noktayı yakalayamamış bulunduğundan, bedelsiz hak rızası için yaptığım ve yaşımın da ilerlemiş olmasından dolayı BU GÖREVİ BIRAKIYORUM. Şu an bende karar defteri ve hiç belge bulunmamaktadır. Elliüç yıllık meslek hayatımda ben kanun tanımam, ben yaparım diyen insanlarla hiçbir şekilde anlaşma yapmak mümkün olmadığıdır. Son olarak sizlere karşılıksız hizmet ettim, bunu belgeleyen karar defterinde alınmış bir teşekkür bekliyorum. Hoşça Kalın 05.10.2015 MEHMET BİLDİRİCİ Tel: 0 542 241 0302

MEHMET ASİL YILMAZ 2546 KARAMAN DOĞANIN GÜCÜ İNTERNET KÖŞESİ Doğanın Gücü köşesinde yayımlanmasını istediğim makalenin konusu Kazımkarabekir İlçesi bağlı (, Posala, ve Laranda ile 372 yılında kurulan merkezi, Başpiskoposluk Iconium, Konya, eyaletinin piskoposluk merkezlerine ait) antik yerleşim yerleri hakkında yapılmış olan bir çalışma ilgilidir. Bu çalışmayı yapan kişi de araştırmacı Yazar, Yüksek İnşaat Mühendisi Mehmet Bildirici’dir. Sayın Mehmet Bildirici Konya Lisesinden sınıf arkadaşımdır, Kendisi Yeşildereli (İbralalı) olup şimdi İstanbul’da yaşamını sürdürmektedir. Kazımkarabekir ilçesinin tarihi yerleşim yerleri ilgili Sayın Bildiricini yapıtından ben çok feyiz aldım. Sizin de aynı şekilde zevk alacağınıza inanıyorum. Ayrıca bu çalışmaya bir kat daha önem ve güzellik kazandıran Dineksaray’da bulunmuş bir mezar taşı şiiri yazıtını da bulacaksınız Bu yapıt (Grekçe orijinali ve İngilizce çevirisi “Buckler-Calder-Cox. Asia Minor 1924, 57 nolu yazıt adlı eserinde ) yer almıştır Bu mezar taşı şiiri Dördüncü yüzyıla aittir Bu mezar taşına kazınan şiir, çevrede o dönemde yüksek bir kültürün olduğunu kanıtlamaktadır. Geçmişini bilmeye geleceğini bilemez. Eline sağlık arkadaşım. Size bu çalışmanın tam metnini görüşlerinize sunuyorum

( Mehmet Bildiricinin; Kazımkarabekir İlçesinde Tarihi Yerleşim Yerleri Hakkında Yapmış Olduğu Çalışmanın Tam Metni

Konya Dağcılık Federasyonu’ndan üç arkadaşım, Recai Kıcıkoğlu, Osman Tekin ve Arif Solmaz, Kurtuluş Savaşı’nın eşsiz Komutanı Kazım Karabekir Paşa (1882-1948) adına aynı ilçe dahilinde Hacıbaba (Pusula) dağına 25 Şubat 1996 günü bir kar tırmanışı yaptılar. Bu çıkıştaki çektikleri belgeseli 01 Mart 1996 günü akşamı benim de katıldığım bir programda SUN TV’de yayınladılar. Ben de bu vesile ile bu çevredeki yerleşim yerleri hakkında daha önceki çalışmalarımdan ve sonra elime geçen Almanca metinleri oğlum Araştırma Görevlisi Öztuğ Bildirici Türkçeye çevirdi. Bütün bu bilgiler ışığında bu yerleşim yerleri hakkında bir özet sunacağım. Bugün Karaman’ı Konya’ya bağlayan ve kuzeye doğru devam eden yeni yol eski yerleşim yerlerinin doğusundan geçmektedir. Bu çevrede bulunan eski antik yol ise bugünkü modern yolun batısından geçiyordu. Karaman’dan (Laranda) başlayan yol Yollarbaşı (Ilistra), Kazım Karabekir, Özyurt (Bosala- Posala), Akarköy (Zosta), ve Güdelisin’den geçmekte idi. Bu beş yerleşim yerinden Ilistra, Posala, ve Laranda 372 yılında kurulan ve merkezi (Başpiskoposluk) Iconium (Konya) Lycaonia eyaletinin piskoposluk merkezleridir. Şimdi güneyden kuzeye doğru bu beş antik yerleşim yerlerine kısa bilgiler sunulacaktır.

YOLLARBAŞI (ILISTRA – İLİSIRA) Antik kent Roma döneminden beri Ilistra olarak bilinmektedir. Bu isim günümüze İlisıra olarak gelmiştir. Yeni ismi ile Yollarbaşı, eski kentin Akropol’ü olan Höyük ve çevresi üzerindedir. Höyükte bulunmuş üzerinde öküz başı ve üzüm kabartmalı kolon (en. 2847) Karaman Müzesi’ndedir. Ilistra’nın 325 yılında İznik, 431 yılında Efes, 451 yılında Kadıköy (Kalkedon) dini meclislerinde temsil edildiği anlaşılmaktadır. 372 yılında kurulan Lycaonia eyaletinin 18 adet piskoposluk merkezinden biridir. 15. yüzyıl vakıf kayıtlarında köy olarak görülen İlisıra’da bir kilisenin kalıntıları 19. yüzyıla kadar gelmiştir.

KAZIM KARABEKİR (PYRGOI- GAFERİYAT –KASABA) Bugün ilçe merkezi olan Kazım Karabekir’in 10. ve 12. yüzyıl kayıtlarında ismi Pyrgoi olarak geçmektedir. İlçe eski kentin Akropol’ü etrafında kuruludur. 19. yüzyıla kadar kent surlarının kalıntıları gelebilmiştir. İlçe parkını bu kentten veya çevreden gelen iki aslan heykeli süslemektedir. Sonraki dönemlerde Gaferiyat ve Kasaba adı verilen yere Kurtuluş Savaşı Komutanlarından Kazım Karabekir Paşa’nın (1882-1948) ismi verilmiştir. Paşa İstanbul doğumlu olup aile kökeni buralıdır. Paşa adına yol kenarına bir Park düzenlenmiş ve Paşa’nın heykeli dikilmiştir.

ÖZYURT (BOSALA- POSALA) İstanbul’da 381 yılında Aya İrini’de toplanan dini konsülde kentin ismi Posala olarak geçmektedir. Konya’ya bağlı bir piskoposluk merkezidir. Kentin antik ismi bugüne Bosala olarak gelmiştir. Kent Hacıbaba dağı eşiğindedir. Dağın diğer bir adı antik isminden Pusula dağıdır. 15. yüzyıl kayıtlarında ismi geçen Bosala’da bir kilise kalıntısı bulunmaktadır.

Üç dağcı arkadaşımın tırmanışlarında Akarköylü kılavuzları çıkış yolu üzerinde iki sarnıç kalıntısı göstermişlerdir. Şimdiye kadar haberdar olmadığımız bu sarnıçlar kuyu şeklinde kenarları düzgün ve iri taşlarla örülmüştür. Arkadaşlarını verdiği bilgiye göre çıkışta gördükleri sarnıç yaklaşık 10 m çapında ve 25 m derinliğindedir. Dönüşte gördükleri sarnıç daha büyük yaklaşık 15 m çapında, 40 m derinliğindedir. Yaklaşık 2000 m yükseklikteki sarnıçlardan ilki yaklaşık 1800 m³, ikincisi yaklaşık 6700 m³ hacmindedir. Tabii ki bunlar gözle yapılan ölçülerdir. Konya çevresinde bu büyüklükte dağda ilk defa bu büyüklükte sarnıç görülmektedir. Böyle harika iki su yapısını ortaya çıkaran dağcı arkadaşlarıma teşekkür edilmelidir.

AKARKÖY (ZOSTA – LOSTA) Kalıntı ve yazıtlardan Roma döneminde olduğu bilinen kentin ismi kayıtlarda geçmemektedir. Kentin ismi Zosta veya Losta olarak bugüne gelmiştir. Tarafımızdan yapılan inceleme köyün evlerinin duvarlarında işlemeli taşlar ve kolonlar görülmüştür. MAMA cilt 8 de burada okunmuş yazıtlar yer almaktadır. Bunlar arasında ilginç bir mezar taşı bulunmaktadır (MAMA cilt 8-192). Bu mezar taşı Hıristiyanlığın yasaklandığı dönemde dini inancından dolayı öldürülmüş ve şehit (martir) kabul edilmiş Paulus’a aittir. Dördüncü yüzyıla tarihlenmektedir. Yazıt Akarköy’ün hemen yakınında Çürük Ümü Ören’de bulunmuştur. Bir diğer ilginç yazıtta gezi sırasında bir bahçe duvarında görülmüş ve fotoğrafı Prof. Dr. Thomas Drew Bear tarafından okunmuştur. I.O.M / Annius / Maximus / Leg(ionis) / XV Fe(rrate) XV. Roma Lejyonunda görev yapmış bir askerden söz edilmektedir. Akarköy’de çok az rastlanan mühendislik şaheseri su yapıları bulunmaktadır. Burada kehriz sistemi ile yer altı suyu çeşmelere verilmektedir. Böyle bir sistemin Konya’da bir örneği yoktur. Bu sistem ve Yollarbaşı bulunan su yapılarına ait geniş bilgi müellifi bulunduğum “Konya Tarihi Su Yapıları 1994)” adlı kitapta bulunmaktadır.

GÜDELİSİN (KODYLESSOS) Burada bulunup okunan yazıtlardan kentin isminin Kodylessos olduğu belirlenmiştir. Bu isim bugüne Güdelisin olarak gelmiştir. Bir höyük etrafında kurulmuş kentten çeşitli yapı kalıntıları bugüne ulaşmıştır. Kent surlarının kalıntıları 19. yüzyıla kadar gelmiştir. MAMA cilt 8 de okunmuş çeşitli yazıtlar bulunmaktadır. Bunlardan 186 numaralı olanı ilgi çekici ve tarih belirleyicidir. Bu yazıtta İmparator Diocleitanus’un (İmp 284-305) ve Maximiano (İmp. 286-305) isimleri geçmektedir.

Ben bu yazımda bu beş yerleşim yeri (önceleri antik kent, sonraları köy) hakkında özet bilgiler vermeye çalıştım. Bu kentlerle bağlantılı daha pek çok küçük yerleşim birimlerinin kalıntıları, su yapıları bulunmakta ve araştırma beklemektedir. Çevrenin zengin tarihi dokusu bugüne kadar anlaşılamamış ve korunamamıştır. Hiç olmazsa bugüne gelenler korunmalıdır.

Bende bu yazımı çevrenin en büyüğü Kazım Karabekir Paşa’nın atalarının anısına adıyor, kendisini saygı ile anıyorum.

(23 Mart 1996 – YENİ KONYA KIRKAMBAR) (30 Mart 1996 – YENİ KONYA KIRKAMBAR)

DİNEKSARAY’DA (ISAURAPOLIS) BULUNMUŞ DÖRDÜNCÜ YÜZYILA AİT ŞİİR Mehmet BİLDİRİCİ

Bu şiir, Konya’nın güneyinde Dineksaray’da bulunmuş bir yazıttan Türkçe’ye çevrilmiştir. Bugün nerede olduğu bilinmeyen bu uzun yazıtın Grekçe orijinali ve İngilizce çevirisi “Buckler-Calder-Cox. Asia Minor 1924, 57 nolu yazıt) adlı eserdedir. Dördüncü yüzyıla tarihlenen ve mezar taşına kazınan şiir, çevrede o dönemde yüksek bir kültürün olduğunu kanıtlamaktadır. İngilizce metine manaya sadık kalarak şiir şekline dönüştürülmüştür.

Hey yabancı, sana söylüyorum Geçip giden kişi, dinlemelisin Kimsin? Ben uzun yıllar içinde gelişen İSA adlı asmanın bir yaprağıyım Öbür dünyada sevinç seninle olsun Yanlış bir şey anlatmıyorum Emin olmasın ki, NESTOR Bir rahip burada yatıyor Erdemli dulların yardımcısı Oğlu PANCRATIAS ile birlikte Çok iyi hizmetkârlardı NESTOR, tüm ülkenin seçilmiş hazinesi Gençlerin ilahi doktrin öğretmeni İnsanlar arasında akıllı, inançlı ve yargı sahibi Vali ve yöneticilere yol gösterici Halkın tümü bunu böyle bilirdi Benim iyilikleri sevmem Doğru düşüncemin bilinciyle Oğlum PANCRATIAS Tanrı’ya adanmış kutsal sıvıyı, Gözyaşlarını üzerime boşalttı ) Tarifsiz özlem ve üzüntüler çekerek Evlenmeyi bir tarafa bırakarak Tüm zamanını sevgime adadı Benim güzel ve iyi eşim MAMMEIS Bütün rahipler arasında öne geldi Din kardeşlerini seven bir Telephid Dünya zevklerine gem vuran Bunu inançla savunan, İSA’nın hizmetçisi Burada eşi ve oğlu ile aynı saygıyı görüyor İlahilerle en yüksek düzeyde Sanatı ile bizi onurlandırarak Zaman aktıkça bu sözlerimi insanlar Ve daha henüz doğmamış olanlar işitsin

Mehmet Bildirici Araştırmacı-Yazar Yüksek İnşaat Mühendisi

20.10.2015 Sevgili Arkadaşım Benim gönderdiğim iki yazıyı “DOĞANIN GÜCÜ) köşesinde yayınlaman memnuniyet vericidir Benim le ilgili bir düzeltmeyi yaparsan sevinirim. Babaannem FATMA babam çok küçük yaşta iken ölmüş, Fatma’nın anne dedesi İBRALA’lı (Yeşildere) Müderris Mustafa Efendidir. Konya’da tanınmış bir müderristir. Ben şahsen İbralalı torunu (Yeşildere yerine) olmayı tercih ederim. Onunla ilgili bir yazıyı (internetten) gönderiyorum.

Ayrıca Dineksaray şiiri çok yerde yayınlandı, örnek Muğla Devrim gazetesinde çok beğeni topladı… Karaman Ereğli ile çok ilginç yazılar var…. Selamlar saygılar kolay gelsin

BABAANNEMİN ANNE DEDESİ İBRALALI MUSTAFA EFENDİ HAKKINDA WEB SİTEMDE BİLGİLER BULUNMAKTADIR. AŞAĞIDA GOOGLE’DA DAHA DETAYLI BİLGİLERE DE ULAŞTIM

MÜDERRİS İBRALALI MUSTAFA EFENDİ (Ölümü 1903)

Karaman’a bağlı İbrala’da (Yeşildere) doğdu. Doğduğu ve büyüdüğü ev bu gün sızı tekkesi olarak bilinmektedir. Tahsilini Konya’da tamamladı.

Konya’ya yerleşti. Önce Nakiboğlu, sonra İsmet Paşa İlköğretim Okulu’nun yerinde olan Feyziye Medresesi’nde uzun yıllar müderrislik yaptı ve pek çok talebe yetiştirdi. Mustafa Efendi 1874 yılında Nakıboğlu Medresesi’nde 197 talebesine, Şerh-i Akaid, Mir’ât ve Dürer, dersleri verdi. 1876 yılında, 130 talebesine Dürer Şerhi Gürer, Tastikât ve Mültekâ, 1877 yılında 130 talebesine yine aynı dersleri, 1878 yılında Feyziye Medresesi’nde, 85 talebesine Şerh-i Akaid, Tastikat, Mültekâ ve Dürer, 1882 yılında yine aynı medresede, 65 talebesine Tefsir-i Kadı Beydavî, Akaid ve Mutavvel, 1884 yılında, 60 talebesine, yine aynı dersleri okuttu. Okuttuğu talebe sayısı ve ders çeşidi onun büyük bir âlim olduğunu göstermektedir.

Mustafa Efendi 1903 yılında vefat etti Şems mezarlığına gömüldü, mezarlığın kaldırılması üzerine mezarı ve mezar taşı kayboldu. Tek kızı Rahime Hanım olup, torunu Konya’nın ilk ve tanınmış İlkokul öğretmenlerinden Kanbur Sare Hanım’dır. (1904-1941). Kendisi bugün pek çok doktor ve aydının öğretmenidir. Konya Lisesi eski Matematik öğretmeni Mustafa Özden (1923-1974) ve İnş. Y. Müh. Mehmet Bildirici, kızı tarafından torunlarıdır. Keçecizade Ahmet Rüştü Efendi Mustafa Efendi’nin talebelerindendir. KAYNAKLAR – 1874, 1876, 1877, 1878, 1882, 1884 yılı Konya Vilayet salnameleri; – Mehmet Bildirici. “İbralalı Müderris Mustafa Efendi ve Feyziye Medresesi”, Konya Postası gazetesi eki, Cönk, s. 81-83, 28 Mart 2001; – Uz, “İbralı Mustafa Efendi” Konya Ansiklopedisi, s.4/319.

MEHMET BİLDİRİCİ 2547 22.10.2015 Sayın Ayten Hanım (Yerebasmaz) 21.10.2015 günlü ziyaretimden, konuşmalardan çok büyük keyif aldım. Konuları derinlemesine araştırdığınızı gözledim. Bu durumdan ne kadar mutlu olduğumu anlatamam, özellikle o günün sevgili kızım ölüm yıldönümü olmasını hatırlamanız, beni hayrete düşürdü, her halde Web sitemden öğrendiniz. Ayrıca Andreossy’nin resimleri için çok teşekkür, Web sayfama ekleyeceğim İstanbul ile ilgili kitapları araştırıyorum, Onunla ilgili bir liste sunmak istiyorum, umarım yararlı olur. DAMOC İSTANBUL MASTER PLAN (İngilizce çok detaylı bilgiler var A Tale of Water 5. Dünya Forumu kapsamında İngilizce benim yazımda var Yerebatan Cistern- Yerebatan Sarayı- Basilica Cistern Vitrivius Mimarlık üzerine 10 kitap (genel konular üzerine, en önemli 2000 yıllık tarihi belge Ernest Momboury Tourist İstanbul İngilizce, İstanbul’) tümü üzerinde kapsamlı bilgiler var Tabii Kazım Çeçen kitapları ve Saadi Nirven kitapları hariç Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Gene ziyaretinize geleceğim. İSKİ’nin çalışmaları ile ilgili hediye ettiğiniz kitap içinde teşekkür ederim.

AHMET KURTLUTEPE 2548 Sayın Mehmet Bildirici, Vakit ayırıp yanıtlamak nezaketinde bulunduğunuz için öncelikle çok teşekkür ediyorum. Dün akşam web sitenizdeki dokümanları okumak şansım oldu. Oldukça zihin açıcı ve keyifli bilgilerdi. Tekrar teşekkür ediyorum. Benimkisi, -daha önce de yazdığım gibi- sadece bir hobi; bu iç karartan ülke gündeminden biraz da olsa uzaklaşmak gibi de diyebiliriz. Özgeçmişinizi okuduğumda görüyorum ki, ben 1 yaşımdayken siz İTÜ’den mezun olmuşsunuz. Bu nedenle izniniz olursa size “hocam” diye hitap etmek isterim. Ben de 1985 yılında Yıldız Üniversitesi Makina Fakültesi mezunuyum. Mesleğim otomotiv. Havaların güzel olduğu günlerde, bilgilerinizle bizi aydınlatacağınız gezileri şimdiden iple çekiyorum. Aşağıya, web sitenizden aldığım görüntüleri koyarak, kafama takılan bazı konuları yazmaya çalıştım.

Aklıma takılan şu: Amacımız, su terazisine giren basıncı, çıkışta düşürmek... Su terazisi üstünde bulunan sandığa ulaşan su, sandığın içerisinde belli bir seviyede kalıyor ve bu seviyedeki su, serbest olarak çıkış borusuna yönleniyorsa, sorun çözülmüştür. Yani kule yüksekliğine eşdeğer bir su sütunu basıncında çıkış basıncı sabitlenecek demektir. Fakat giren suyun basıncı, çıkan suyun basıncından daha yüksek olduğu için (zaten bu yüzden düşürmek istiyoruz), giren su debisi de çıkan su debisinden yüksek olacaktır. Bu durumda ise, sandık içerisindeki su seviyesi sabit kalmayacak ve yükselip taşma eğiliminde olacaktır.

Bu durumda: Eğer sandık kapalı bir yapı ise, sandık içerisindeki basınç artacak, bu da çıkış borusundaki suyun basıncını arttırarak işlemimizi boşa çıkaracaktır. Eğer sandık üstü açık ise, su taşacaktır. Nasıl bir çözüm uygulanmış olabilir diye bakarken, dokümanlarınızda bulunan şemadaki yazıları çözmeye çalıştım. Yazılar Fransızca, okuyabildiklerimi çözdüm fakat bazı yazılar okunmuyor. Örneğin yukardaki resimde: Coupe d’un suterazisi (Su terazisi kesiti) Coupe longitudinal d’une conduite d’eau à su terazisi (Su terazisi su akış kesiti) Gibi yazıları okuyabilmeme rağmen aşağıdaki resimlerdeki yazıları okumak mümkün olmadı. Sizde orijinalleri varsa belki okunabilir mi? Bunlar sistemin çalışması hakkında açıklayıcı olacaktır diye düşündüm.

24.10.2015 Ahmet Bey Mailde kroki Andreossy’e ait (Bu Kilyos su terazili sistem), buna ait İngilizce bildirim var, İngilizce bölümünden girebilirsin. Bu su terazileri konmasa, basınç altındaki boru patlayabilir, onu önlemek için. Her terazi üstünde su serbest duruma geliyor. Ayrıca onarım kolaylığı var. Gene İngilizce kısımda Aspendos Su sistemi var, orada da iki Kule bu görevi yapıyor. Burada basınca karşı önlem söz konusu, Osmanlı sisteminde ise terazi üzerinde gelen su, iki veya üçe bölünüp çeşmelere veriliyor. Çeşmeye basınç sağlıyor. Yukarıdaki kısımları incelersen konu anlaşılacak, gene olmazsa bir yerde buluşur hem sohbet ederiz. Ben Şişli Mecidiyeköy’deyim. Telefonum 0 542 241 0302 Selamlar

AKYAKANIN SESİ 2549

Akyaka'nın Sesi

23 Ekim 2015 http://akyakaninsesi.blogspot.com/

facebook : Diren Akyaka, Diren Zeytin Ağacı twitter : https://twitter.com/AkyakaYYP

Akyaka Dayanışması'nın Etkinlik Duyurusu BARIŞA AŞURE

25.10.2015 Pazar günü saat 13:00'de Zeytinpark'ta Ankara'da kaybettiğimiz canlarımız için aşure pişiriyoruz.

Akyaka Dayanışması olarak geçen yıl Yırca’da katledilen zeytin ağaçlarının ahı için aşure pişirip paylaşmıştık. Aradan bir yıl geçti, ne yazık ki acılarımıza katlanarak yenileri eklendi. Son olarak barışın sesini yükseltmek için Ankara’da toplanan canlarımız alçakça katledildi. Bu yıl aşuremizi Ankara'daki katliamda kaybettiğimiz canlarımız için pişireceğiz. Tüm dostları aşuremizi ve acılarımızı paylaşmaya, yitirdiğimiz canlarımızı anmaya davet ediyoruz.

Not: Etkinlikte doğaya olabildiğince az yük olmak için plastik, kağıt veya aluminyum tek kullanımlık kase, bardak, kaşık kullanmayacağız. Bunun yerine evlerimizden getireceğimiz hergün kullandığımız malzemelerimizi tercih edeceğiz. Sizler de aynı duyarlılığı göstererek kasenizi ve kaşığınızı yanınızda getirerek katkıda bulunabilirsiniz.

GİLBERT WİPLİNGER 2550 Liebe Kolleginnen und Kollegen, In der Anlage findet Ihr das detaillierte Programm samt Vorträgen, Hinweise und das Anmeldeformular für das Symposium "Wasserwesen zur Zeit des Frontinus. Bauwerke - Technik - Kultur. Internationales Symposium zum 40-jährigen Bestehen der Frontinus-Gesellschaft mit archäologischen Exkursionen in die Region Trier - Luxemburg - Metz" vom 25.-29. Mai 2016 in Trier. Ich möchte Euch darauf Hinweisen, dass die Anmeldefrist bis zum 15. November 2015 verlängert wurde. Mit freundlichen Grüße Gilbert Wiplinger

Dear friends and colleagues,

Attached you will find the revised program with the lectures, additional information and the application forms for the international conference "Water Management during the Time of Frontinus. Buildings - Technique - Culture. International conference on the Occasion of the 40th Anniversary of the Frontinus-Society with Archaeological Excursions to the Region Trier - Luxembourg - Metz" from May 25 to May 29, 2016 at Trier.

The registration for the conference is extended till November 15, 2016.

Best regards Gilbert Wiplinger

Dipl.Ing. Gilbert Wiplinger Österreichisches Archäologisches Institut Zentrale Wien Franz Klein-Gasse 1 E [email protected] I www.oeai.at

MEHMET BİLDİRİCİ 2551

HELENİSTİK DÖNEMDE İDİMA II MEHMET BİLDİRİCİ

M.Ö 387-334 yılları arasında bölge tekrar Persler'in yönetimine girer. Persler'le çok iyi diyalog kuran ve bağımsız bir kral gibi hareket eden Satrap olarak atanan MAUSOLOS (M.Ö.377-353) Karia Satraplığı’nın başkentini Milas'tan Bodrum'a taşır. Idyma bu yönetimin doğu ucunda yer alır. Gökova (Kozlukuyu) sırtlarında ve İnişdibi mahallesinin hemen doğusunda bu dönemden kalma ve M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen kaya mezarlar bulunmaktadır. Bunlardan biri iki kolonlu olup, mimari planı ve taş oyma işçiliği ile dikkat çekicidir. Kozlukuyu'da kaya mezarlar üzerinde yaklaşık 300 m kotunda kentin Akropolis'i (kale) yer almaktadır. Yaklaşık 200 m uzunluğundaki bu kalede Helenistik dönem taş duvarlar, odalar ve sarnıç kalıntıları görülmektedir. Akropolis'in hemen kuzeybatısının üstünden Marmaris-Muğla yolu geçmektedir. Son günlerde Akropolis ve Necropolis (Mezarlık) alanı arasında yerleşim yeri, kaçak kazılar sonu temeller görülmüştür. İnişdibi ve yakınlarındaki Ortaçağ kalesinin bulunduğu alanda çok eski bir yerleşim yeridir. Burada ortaya çıkarılan mezarlar bunu kanıtlamaktadır. Çok eskiden var olduğu anlaşılan kalenin varlığı Ortaçağ'a kadar devam etmiş ve tespit edilemeyen bir tarihte terk edilmiştir. Bizans kalesi, Ceneviz kalesi olarak da bilinen kalenin kalıntıları restorasyona müsaittir. Kaleden güneydeki "Kadın Azmağı'na" inen bir kapalı bir galeri de mevcuttur. Bu kalenin restore edilmesi Akyaka’ya çok şey katacaktır. Hemen bu kalenin yaklaşım 300 m ilerisinde İn-önü denilen mevkideki tek kolonlu bir kaya mezarın fotoğrafı yazı ekindedir.

İdima kentinin yakın komşuları da şöyledir. Doğusunda Callipolis kenti (Kızılyaka yakınları) olup ismi halen Gökova körfezinde Gelibolu köyünde (Çamlık) yaşamaktadır. Gökova körfezinde önemli bir deniz üssü CEDREA (Sedir Adası), batısında körfeze ismini veren CERAMOS (Gereme-Ören), kuzeyinde ise Thera (Yerkesik), Killandos (Yenice Köyü) ve o zaman çok küçük yerleşim yeri olan (Muğla) yer almaktadır.

Pers (İran) yönetimi Büyük İskender'in M.Ö. 334 yılında ordusu ile yöremizden geçmesi ile son bulur. Bu yıllarda Thera ve Callipolis'te bir kalenin olduğu bilinmektedir. Yöremizden büyük ordusu ile ilk geçen Büyük İskender’dir (M.Ö. 356- 323). O zaman henüz yollar olmadığı için Büyük İskender’in nereden nasıl geçtiği bilinmemekte ancak Thera (Yerkesik) ve Kallipolis (Kızılyaka) geçtiği kabul edilebilir.

Büyük İskender'in gelişi ile Anadolu ve Ortadoğu'da Helenistik dönem başlamış ve Grek kültürü ve dili hızla yayılmıştır. Yöremiz M.Ö. 334 yılından M.Ö. 189 yılında yapılan Apama barış anlaşmasına kadar kısa sürelerle çeşitli Helenistik krallıklara katılmış, karışık bir dönem geçirmiştir.

Idyma M.Ö. 3. yüzyılda tam belirlenemeyen bir tarihte Rodos yönetimine girmiştir. Rhodeian Peraea (Rodos Karşıyakası) olarak isim almıştır. Bir süre yöre, Rodos'tan uzaklaşmış ve Idyma, Pisi (Pisiköy) ve Killandos'un (Yenice Köyü) M.Ö. 200 yıllarında Rodoslu komutan Nicagoras tarafından tekrar Rodos'a bağlanmıştır. Bu bilgiler Karpatos adasında bulunan bir yazıttan gelmektedir. M.Ö. 189 yılında yapılan Apama barış anlaşması ile Idyma kesin Rodos yönetimine bırakılmış ve bu durum M.S. 1. yüzyıl sonlarına kadar devam etmiştir.

Bu dönemde çok canlı bir yaşam olduğu, "IDYMALILAR BİRLİĞİ" isimli bir yönetim biriminin kurulduğu bu döneme ait olduğu belirlenen 10 civarındaki yazıtlardan anlaşılmaktadır. Bu birlik yönetim ve ticareti denetlemiştir. Bu dönemde Idyma ile Rodos, kentleri ile deniz ticareti yapılmış, amforalarla zeytinyağı, şarap gibi maddeler taşınmıştır. Yapılan araştırmalarda bu amforaların yazılı sapları bölgede yaşayan Meryem Kuzey tarafından görülmüştür. Bu amfora sapları Idyma’da deniz ticareti yapıldığını göstermesi yönünden çok ilgi çekicidir.

Bu dönemler hakkında Devrim Gazetesi’nin 29.08.2015 günlü sayısında “İDYMALILAR BİRLİĞİ” bölümünde detaylı bilgiler verildiğinden burada tekrarlan- mamıştır. Bu dönemin İdyma’nın parlak bir dönemi olduğu söylenebilir. (Fotoğraf Akyaka İn-önü mevkiindeki tek sütunlu kaya mezar) (devamı var)

Akyaka- Gökova mahalleleri arasında İN-ÖNÜ mevkiinde tek sütunlu kolon (devam edecek) Devrim Gazetesi 02.11.2015 de yayınlandı

MEHMET BİLDİRİCİ 2552 ROMA KENTİ IDYMA III MEHMET BİLDİRİCİ Araştırmacı Yazar Bu yazı 2015 yılında güncellenmiş olup üçüncü yazımızdır.

ROMA DÖNEMİNDE İDİMA Birinci yüzyıl sonlarında İdima Roma kenti olur. M.Ö. 48 yıllarında ünlü devlet adamı Julius SEZAR bölgeden geçerek Rodos adasına gitmiştir. Mısır Kraliçesi Kleopatra M.Ö. 41 yılında sahillerden geçerek ’tan Efes kentine kadar gitmiştir. Kent Roma döneminde önemini ve görkemini korumuştur. Roma dönemi ile ilgili tek ve bugün için kayıp olan bir yazıt İmparator Vespasian (69-79) onuru için yazılmıştır. İnişdibi'nde ki kalede İtalyan işgal döneminde 1922 yılında yapılan kazıda Roma dönemi mozaikleri görülmüştür. Muhtemelen Helenizm veya Roma döneminde İdima’da bir amfi tiyatro olduğunu belirleyen bir yazılı taş Akyaka’ya su getirilirken Cennet Restoran önünde bulunmuş olup bu çok değerli taş halen Muğla Müzesi’nin girişinde dış kapı dışında durmaktadır. Bu yazıt İdima’da bir tiyatro olduğunu göstermektedir. Bu yazıtın Grekçe-İngilizce ve Türkçesi için www.mehmet bildirici.com web sitesine girilmesi gerekir. Yazıtın fotoğrafı aşağıdadır.

YOKOLAN İDİMA Üçüncü yüzyıl ortalarında Roma İmparatorluğunun içten zayıflamasından, meydana gelen yıkıcı depremlerden ve çok uzun süren bir veba salgınından sonra bölge ıssızlaşmaya başlamıştır. George Bean yok oluşu üçüncü yüzyıla tarihlemektedir. Ancak Akyaka-Gökova yolu içinde bulunan Bizans dönemine tarihlenen mezarlar, 2001 yılında bulunan yer altı mezar odası, Erendede mevkiinde yapılan kilise kalıntıları ..vs yaşamın zayıflayarak devam ettiği ve yok oluşun M.S yedinci yüzyıla kadar uzadığı kanısındayım Çevre kentlerin çoğu ve Idyma 7. yüzyıldan sonra tamamen terk edilmiş ve yok olmuştur. Daha önceleri yapılan ve güzel bir örneği ovada bulunan döşeme yollar, üzerlerinde bulunan sarnıçlar, Akyaka'nın içinden geçen Papazlık deresinden gelen suyolları kaderine terk edilmiştir. Roma İmparatoru Diocletian (284-305) döneminde ise Karia il yapılmıştır.

BİZANS DÖNEMİNDE İDİMA Bizans döneminde bölgenin ismi tam bilinmemektedir. Aziz Kosmas adına Orman Kampı içinde tepede güney apsis duvarları bulunan bir kilise yapılmıştır. Bu azizin ismi bölgeye verilir. Aziz Kosma ve Damiyanus erken Bizans döneminde yaşadığına inanılan doktor azizlerdir. Bu kiliseden kalma haçlı ve işlemeli taşlar ve bir kitabe Eski Akyaka Belediyesi önüne taşınmıştır. Ayrıca Papazlık deresinin (Akyaka’nın içinden geçen ve çok yağışlarda sel getiren dere) yukarısında su kaynağı yanında kayaya oyma, arı konduğu için kovanlık kilisesi yer almaktadır. Ben şahsen bu kayaya oyma kiliseyi görme fırsatım olmadı. Köyün ilk sakinlerinden Server Datça bunu gördüğünü ve arı kovanları konulduğunu ifade etmektedir... Papazlık deresinin alt kısmında Azmak’taki lokantalara giden yolun solunda ERENDE olarak bilinen sınanmış bir yer vardır. İlk Akyakalılar burada aşure zamanı aşure pişirir topluca yerlerdi. Ayşe Ana olarak bilinen Ayşe Karadağ bunu doğrulamıştır. Zamanla burada bir kaçak kazı yapılmış iki parça yazılı taş bulunmuştur. Burada yapılan incelemelerde buranın bir Şapel olduğu kanısına varılmıştır. Maalesef o zamanki Belediye Başkanı İsmail Akkaya buraya bir anı plaketi koyması gerekirken yeni ölmüş biri gibi Eren Dede ruhuna Fatiha diye bir taş dikilmiştir. Bu defa Belediye Başkanı Ahmet Çalca zamanında, Akyaka Belediyesi ve Muğla Üniversitesi birlikteliği ile kazı yapılmıştır. Yapılan bu kazıda bu defa büyük bir kilisenin temelleri ve tabanında mozaikler bulunmuştur. Bu kilise ile Orman içinde (tramplen yanından çıkılan yolun üzeri düzlük) olduğu bilinen kilisenin büyüklükleri ve planları benzemektedir. Orman içindeki kilisenin doğuda apsisi temelleri görülebilmektedir. Idyma-Akyaka’nın tarihi güzelliklerin ortaya çıkmasında çaba gösteren Muğla Üniversitesi ile Akyaka Belediyesi ne kadar övülse yeridir. Ancak üstü geçici örtülmüş mozaiklerin yerinde veya müzede değerlendirilmesi ve uzmanlarınca incelemesinin de gerekli olduğu görüşündeyim. Ayrıca Akyaka-Gökova yolu üzerinde kazı sırasında ortaya çıkan Bizans dönemine ait üzeri kapatılan mezarların burada belirtilmesi yerinde olur. İnişdibi’nde ki kalede de temizleme ve kazı yapılıp turizme kazandırılması gereğine inanmaktayım.

TÜRK YÖNETİMİNDE GÖKOVA Bölge 13. yüzyıl sonlarında Türk yönetimine girer. Karia Menteşe bölgesi olur. Bu dönemde Cova çukuru, Gökabad ve Gökova olarak bilinir. Türkler ile bölgeye paganizm (çok tanrılı din), Hıristiyanlıktan, sonra Müslümanlık, Karia dili ve Grekçe'den sonra TÜRKÇE gelir ve KALICI olur. Bölge önce başkenti Milas olan Menteşe Beyliği'ne ve 1420 yıllarında da Osmanlı İmparatorluğu'na katılır. Muğla il merkezi, Ula ilçe merkezi olur. Osmanlı döneminde en önemli olay Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos'un fethi için kara ordusu ile bölgemizden geçişidir. Ordunun gelişi 1522 yılı Temmuz ayında, dönüşü 1523 yılı Ocak ayındadır. Rodos Osmanlı topraklarına katılmıştır. Rodos'un alınışı bölgeye bir canlılık getirmiştir. Osmanlı döneminde bölgeyi ünlü denizci PİRİ REİS (Doğumu Gelibolu 1465?-Mısır 1554) ziyaret etmiştir. Piri Reis yazdığı “Kitab-ı Bahriye isimli eserinde Gökova bölgesinin haritası yer almakta, azmaklar hakkında doğru bilgiler vermektedir. Onyedinci yüzyılda ünlü gezginci Evliya Çelebi (1611-1682) bölgeyi, Ula’yı ziyaret etmiş, çok önemli bilgiler vermiştir. İnişdibi kalesinin kullanılmadığı, iskelesinden dış ülkelere mal satıldığından söz etmektedir. Bu iskelenin yeni liman olduğu kanısındayım. Eski iskele artık kullanılmıyordu. Ondokuzuncu yüzyılda Mütesellim (Taşaron yönetici) Tavaslı Osman Ağa’nın bölgede övücü hizmetlerinden söz edilmektedir. Akyaka’da ilk bilinen kadın ÜMMÜGÜLSÜM Hanım’ın hayırsever bir kişi olduğu eski ismi IDYMOS olan azmağın onun adına KADIN AZMAĞI ismini aldığı ve Ümmügülsüm Hanım’ın Halil’in lokantası yanında bir “KADIN ÇEŞMESİ” yaptırdığını düşünüyorum. Ümmügülsüm Hanım’ın mezarının da burada olduğu ve İnişdibi Sarnıcı üzerindeki kitabenin onun mezar taşı olduğu görüşündeyim. Akyaka ve çevresinde ilk Camiin halen restore edilmesini bekleyen Kuruköy camiidir. Yörüklerin imkânları ile çok basit yapılmış bir yapıdır. İçinde mezar bulunmaktadır. Idyma’nın tarihi konusunda ilk çalışmalar 19. yüzyıl içinde başlamış, kentin ismi belirlenmiştir. Diğer iki önemli çalışma Fransız Louis Robert (1904-1985) (1930’lu yıllar) ve daha sonra İngiliz bilim adamı George Bean (1903-1977) tarafından yapılmıştır. Gökova'nın eski canlılığına kavuşabilmesi için bataklıkların kurutularak sıtmanın kontrol altına alınması için 1940- 1950’li yıllarını, Muğla-Marmaris yolunun açılarak bölgeye turizmin girmesi için 1970li yıllarını beklemek gerekecektir. ( Tüm bu konular geniş bilgiler ve bol fotoğraflar için Mehmet Bildirici’nin aşağıdaki Web sitesine girmek yeterlidir.) www.mehmetbildirici.com

GÜNGÖR AYDIN 2553 KARAMAN CHP ADAYI SAİM SEZGİN’E DESTEK Tarihi KARAMAN İlimizin, Değerli Gazete ve Haber Ajansları Yönetimlerine, Kimlik ve kişiliğini yakından tanıdığımız, Demokrasi Üzerine Düşünce Üretim Topluluğumuzun değerli üyesi, Tarihi KARAMAN İlinde milletvekilliğine adaylığını koymuş bulunan Saim SEZEN’e tam bir destek veriyor, başarılar diliyoruz.

Son takdirin kendilerine ait olduğu, zengin tarih bilincine sahip, ortak duyuları ve iradesi güçlü KARAMAN halkına sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz. 22 Ekim 2015

Güngör AYDIN Mehmet AYDIN Nevzat HELVACI Ali Nejat ÖLÇEN Emekli Vali-Yazar Ulusal Eğitimin ÇHD.İHD.TİHAK CHP Eski Gurup Bşk. Mülkiyeliler Birliği Önderlerinden Kurucu Gn. Bşk. Yazar- Düşünür Eski Genel Başkanı, Yazar Şair Yazar

Bozkurt GÜVENÇ Mutluhan İZMİR Salih ER Fethi AYTAÇ Profesör Doktor. Psikiyatri Uzmanı Danıştay 5. Daire Emekli Vali Kuramcı Düşünür. Felsefeci-Yazar E. Başkanı Yazar

Yılmaz DAĞDEVİREN Mehmet KIN Tahir KAYA Mehmet BİLDİRİCİ TRT TV. Dairesi, Y. Müh. Karayolları, Eğitimci Y. Müh. DSİ Em Eski Başkanı Eski Bölge Md. Şair-Yazar Araştırmacı-Yazar

(Karamandan. com Haber de yayınlandı)

Mehmet Bey merhabalar. Karaman'dan birinci sıra milletvekili adayı, emekli Vali Muavini, Avukat Saim SEZEN için sizin de imza koyduğunuz destek mesajı yerel basında geniş yer aldı. Bunlardan 2 tanesini peş peşe gönderiyorum. Eşim Güngör AYDIN imza sahibi arkadaşlarıyla bugün Mülkiyeliler Birliği'nde yemekli bir sohbet toplantısına katılmak üzere biraz önce evden ayrıldı. Size çok selam ve sevgileri var. Hemşerilerimiz Sami SELÇUK ve İsa KÜÇÜK de toplantıya katılacak. Beyşehirli olan İsa KÜÇÜK halen merkezde vali olup, ziraat Y. Müh. olan eşi Karamanlıdır. İsa Bey liseyi Karaman'da okumuş. Selamlar ve saygılar.

NOT: Destek metninin imzalar bölümünde ad ve soyadınızın altında yer alan "DSİ Em. Yön." ifadesi, "DSİ Emekli Yöneticisi" anlamında kullanıldı; sığdırılamadığı için bu yol izlendi. Bu durum, DSİ'de hangi görevlerde bulunduğunuzu kesin olarak bilememizden kaynaklandı.

24.10.2015 Tülay Hanım Merhabalar Mailinizi aldım, çok değerli yönetici ve fikir adamları arasına beni de aldığınız için ne kadar teşekkür etsem azdır. Ben DSİ de yöneticilik yapmadım, Araştırmacı yazar olarak iki kitabımı yayınladılar ve özellikle emekli olduktan sonra pek çok toplantılarında konuşmacı oldum, DSİ bünyesinden 2009 yılında 5. Dünya Su Forumuna katıldım. En son Konya Ovası Sulaması (KOS) ile bir yayın hazırlamaktayım. Alman Prof. Dr. H. Fahlbusch tarafından organize edilen Cura Aquarum (Latince Su Yönetimi) Ulusları arası Tarihi Su Toplantılarına katıldım. 2001 İsrail/ 2004 Efes/ 2007 Ürdün/ 2012 İsrail / 2015 Atina, bunları bir şans kabul ediyorum, Efes hariç bu toplantılara Türkiye’den katılan tek kişi benim. Toplantı dili İngilizce ve Almanca İkincisi Agos gazetesinden Sarkis Seropyan (1935-2015) rehberliğinde 5 defa Doğu Anadolu tarih ve kültür gezilerine katıldım. Bu geziye Ermeni asıllı Paris’ten Yunanistan’dan Amerika’dan tarih ve bilim adamları katıldılar. Akyaka, Konya, İstanbul ve Ankara’da tarihi suyolları konusunda 8 sergi açtım. Web sitemi 2009 yılında kurdum, sayfa sayısı 14.000 üzerinde ve ziyaretçi sayım 100.000’e yaklaştı. Konya Lisesi konusunda kendi dönemime kadar çok iyi araştırdığımı sanıyorum. Konya, Gökova Akyaka/ İstanbul/ Sille/ Glisıra/ Ermenek Yukarı Çağlar (Sbede antik kenti) / Paris en fazla sevdiğim yerlerde başı çekiyor… Saygılarımla, Sayın Valime ve siz eşine sonsuz saygılar Görüşmek dileğiyle

03.11.2015 Tülay Hanım Genel Seçim sonuçlarına ve destek verdiğimiz Karaman CHP adayı Saim Sezen’in seçilememesine çok üzüldüm. Bazı tesellide HDP’in barajı aşması ve Bahçeli’nin çok büyük oy kaybı, halkımızın kararı böyle… Şunu da belirtiyorum, Sami Selçuk’un gösterdiği inceliği gösteremedi, bir telefon edebilirdi !!!! Size ve Vali Beye selam ve saygılarımı sunarım

ÖZTUĞ BİLDİRİCİ 2554 BABA KONYA ANSİKLOPEDİSİNDE ÇIKAN MEHMET BİLDİRİCİ MADDESİ

Konya Ansiklopedisi B sayfa 134

KONYA PUSULA GAZETESİ 2555 Konya Pusula Gazetesi (24 Ekim 2015) Demir Bildirici dedesi ile gurur duyuyor Konya ansiklopedisi madde yazarlarından, Araştırmacı Yazar İnşaat Mühendisi Mehmet Bildirici’nin tatlı torunu M. Demir Bildirici dedesine hediye edilen ciltleri dedesi adına teslim aldıktan sonra böylesine gururlu bir şekilde poz vermiş.

24.10.2015 10:13

MEHMET BİLDİRİCİ 2556 26.10. 2015 BEYOĞLU YUNAN KONSOLOSLUĞUNDA KONFERANS Osmanlı döneminde Rum kökenli 4 ailenin hizmetleri anlatıldı. Bunlar Aristaki/ Karatodori/ Mavroyeni / Musurus aileleri Konuşmacılar Prof Evangelia Balta, Sinan Kuneralp ve Maria Christina Chatzii- oannou idi. Eva ile daha önce görüşmüş idik. Bu defa kendisinden Yunanistan’daki Neokonio konusunda bilgi istedim. Araştırıp yazacağını söyledi.

MEHMET BİLDİRİCİ 2557 28. Ekim günü Konya Lisesi’nden Tabiiye öğretmenim Nermin Ertürk Ankara’dan telefon etti, Konya lisesi günlerine ait bir resmi yeğeni ile göndereceğini söyledi. Hocam 92 yaşında, ne kadar memnun olduğumu anlatamam, ama yeğeni fırsat bulamada Amerika’ya gittiğinden resim gelmedi.

JALE MİLDANOĞLU 2558 ZAKARYA MİLDANAOĞLU ERMENİCE SÜRELİ YAYINLAR Mehmet Bey biraz geç kaldı ama kusura bakmayın. Görüşmek dileği ile 28.10.2015

Konuşmacı arkadaşım Zakarya Mildanoğlu idi, çok detaylı hazırlanmış. Keyif aldım. Konuşma Kadıköy ARAMYAN Okulundan Yetişenler Derneğindeydi.

Evangelia Balta

EVANGELİA BALTA 2559

Dear Mehmet, If I remember well you asked me to give some informations concerning the village Neo Ikonion created by the refugees of Konya. Neon Ikonion is near to Sofades in the region of Karditsa (Central Greece). There were in 1954 91 families intallated in the ciftlik in one Jew (there is no name). Every villager had 112 dönüm, but the quality of the toprak was not good. There was a school and one teacher for the children but until 10 Oct of 1954 the school rested closed. In the another pages there is the information that in the village of Neo Ikonio, there were some families from Celtek Köy. The inhabıtants of Neo Ikonıon before the date 1927 was ın Volos Selam Evangelıa Balta

Konya’dan göçen Konyalıların yerleştiği Neo İkonio Merkezi Yunanistan’da Karditza bölgesinde Sofades yakınlarındadır. 1954 yılında burada bir Yahudiye ait çiftlik (isim yok) Her aileye 112 dönüm toprak verilmiş ama toprağın kalitesi iyi değil. Bir okul ve çocuklar için bir okul vardı. 1954 yılında okul kapanmış. Diğer sayfalarda Neo Ikonio hakkında bazı aileler hakkında bilgiler var. Bu aileler Çeltek köyden. Neo Ikonion’a yerleşen yerleşimciler 1927 yılından önce Volos’da idi.

Dear Prof. Balta Thank you very much for your mail. They are very valuable for the history of Konya. Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Karamanlılar konusundaki kitabınızı nasıl edinebilirim. İnternet ortamında mümkün mü? Hope to see you again at 18.11.2015 at Greek Embasy Ben her nekadar antik çağı ve Konya’yı inceliyor isem de son toplantıdaki konuşmalardan çok faydalandım. Büyük keyif aldım. Selamlar saygılar With my best wishes

MEHMET BİLDİRİCİ 2560 Sibel’in Yaş günü 26.Ekim günü, daha sonra, Unkapanı’nda SGK Müdürlüğünde önce bir çayını içtim. Daha sonra bir gün baba-kız Lüks Hatay Lokantasına gittik. Kebap yedik, sohbet ettik, Metro ile evlerimize döndük.

MEHMET BİLDİRİCİ 2561 Sevgili Demir Bugün 02 Kasım 2015, Mehmet dedemin 67. Ölüm yıldönümü, onu rahmetle anıyorum. 02 Kasım 1948 bir sonbahar günü kaybetmiştik. Halen Altıyol da olan Uluırmak Nuraniye Kursunun bulunduğu bağ evinde aramızdan ayrıldı. Bunu bu vesile ile belirttikten sonra trende Konya’ya giderken attığın maille teşekkür ederim. Güzel bir tatil geçirdiğini söylüyorsun, bende çok mutlu oldum, senin sayende Logoland’ı gördüm, logoyu ben senden öğrendim. Senin Mimariye, batı değerlerine, teknolojiye yönelmem beni çok mutlu ediyor. Sen çok iyi bir babaya sahipsin, senin iyi yetişmen için hayatını sana ve ailesine adamış, seni bir oya gibi işliyor… Bütün dünyası çoçukları…. Bunu büyüyünce daha iyi anlayacaksın, Mesela ben kendi kendime büyüdüm, babam mesleği icabı geç gelirdi, beni uyurken severmiş… Dedem beni çok severdi ama onunla çok uzun yaşamadım, Arap ve İslam değerlerine bağlı idi, belki benide öyle yönlendirecekti…. Babam bu konuda bana hiç karışmamakla çok iyilik yaptı diyebilirim. Ben herşeyi düşüne düşüne çıkardım, bilimsel ve tarihsel doğruları yakalayabildiğimi sanıyorum. Seni çok seviyorum, gözlerinden öper başarılar dilerim.

Öztuğ ve Demir Cumhuriyet Bayramı tatilinden yararlanıp, 28 Ekim 2015 gelip 31.10.2015 günü Konya’ya döndüler. Birlikte olduk, Logoland’a gittik, Arnavutköy Belediye Tesislerinde balık yedik, vs vs

Logeland’da Eiffel Kulesi önünde

MEHMET BİLDİRİCİ 2562 ÇEŞİTLİ AYVA NAR ELMA Cumhuriyet Bayramında Gökova’dan narlar gelmişti, Demir’de Konya’dan bağdan ayva ve elma getirdi. Onları yedim… tatları bir başkaydı

MEHMET BİLDİRİCİ 2563 ANTİK DÖNEMDE ANADOLU’DA GÜNÜMÜZE “SU MÜHENDİSLİĞİ HARİKALARI” Wilo Pompa Sistemleri Sanayi ve Ticaret A.Ş tarafından 2013 yılında yayınlanmış bol ve harika resimli bir çalışma Hazırlayan İrfan Unutmaz büyük boy 290 sayfa Tel Tuzla 0 216 250 9400 www.wilo.com.tr

MEHMET BİLDİRİCİ 2564 THE MEMORIES OF THE DUCHESS OF WINDSOR Tophane Artırmalı kitap satışı seviyorum. Konuşmacı (Münadi) Ziyaver Şencan, çok canlı anlatıyor, araya espriler koyuyor, kitaplar hakkında bilgiler alıyoruz. Son olarak yukarıdaki kitabı aldım, gerçek bir aşk hikâyesi, Üzerinde güneş batmayan İngiltere’nin kralı VIII. Edward sevdiği kadın için krallıktan çekiliyor ve sevdiği kadın yanında gözlerinin içi gülüyor. Yer yer okuduğum İngilizce kitap 372 s

Windsor Düşesi ve Kral

CHRISTINA VOSCOU 2564 [email protected]

Dear Mehmet and Shenorik, My name is Christina Voskou. I had come accross the photographs that Mr. Mehmet found in Famagusta and I was inspired to write a story about it. Only after writing about it, i discovered that thanks to the both of you they were returned to their rightful owners. I am sharing the article with. I have taken the liberty of adding Mr. Mehmet’s website below it, so that people can read all the details of this wonderful story. I hope you like it. Thank You –Christina http://in-cyprus.com/photos-from-a-not-so-distant-past/

Dear Christina Voscou Thank you for your mail and for your story about the photos published “IN CYPRUS at 07.11.2015. I am very happy taking this news. You have written all, only I want to add “Both nations shared many cultural values, meals, even blood. I hope many people will read the story. Thank you very very much. Who are you? I want to learn With my best wishes

IN CYPRUS 07.11.2015 Photos from a not-so-distant past

incyprus — 07/11/2015

IN CYPRUS 07.11.2015 weekly Photos from a not-so-distant past

CHRISTINA VOSCOU

I recently stumbled upon a few quaint, black-and-white photos found in Famagusta making the rounds on social media. Belonging to a not-so-distant past, most are family portraits; some are from social gatherings and others from holidays. Unfortunately, these are faces I don’t recognize but, in the hope that they find their rightful owner, I, like many others, clicked and shared them. Still, as soon as I did that, a hint of pessimism caught up with me. Cyprus being as small as it is, you would think there is a good chance of finding someone who knows something about at least one person in the photos. But, these photographs are different. Since I was a child, I have had a very intimate relationship with photographs. I was fascinated taking them, being in them and capturing seemingly trivial moments whenever I could. I enjoyed flipping through our family’s or friends’ albums and talking about each memory brought on by what we were looking at. I was particularly captivated by older photographs, particularly the ones with faces I didn’t recognize. If one happened to catch my eye, I could build an entire story out of it – of what those people were doing before and after that shot. Elaborate scenarios would spring from just the look in someone’s eyes, the background in the picture, or the possible date it was taken. So many stories One can only imagine that these particular photos have so many stories within them, primarily because they were taken years ago and they were lost because of a war. And the unfortunate reality is that, because so many years have passed, many of those individuals may have passed away. It would be wonderful if at least their relatives could find and treasure them. But looking at these forgotten photos of complete strangers, I have found myself unable to form an intricate story of what they could have been doing on that particular day. They have paused my imagination. Perhaps, this is because a part of me acknowledges that they could be lost forever, never seen again by their subjects or their families. Perhaps it is in knowing that what followed for most of these families was the cruelty of war. But even though I can only see them on a computer screen, they’ve transported me back in time, back to those peaceful days. Those days before any of the major troubles and before I was even born. At a time when the two main communities of the island lived together in a mostly convivial atmosphere and it was okay. Even though I have not lived through this war or any other, I have seen what it does to people. In the worst cases, it leaves them with a never-ending hatred and in the best of cases with a poisonous rancour that almost erases any happy memories. I have seen people unable to look through their pre-war photo albums. It almost feels like there is a weight dragging them down, unable to smile while holding a small rectangular glossy paper from the past. Will it ever go away? Their souls seem unable to ever find the peace they are looking for, and just like them, these photos have lost their ability to tell a story or the real story. Those previously blissful memories have become embossed with this bitterness. It saddens me to realize this, but a big part of me feels that we will never move forward unless we start telling the stories behind these pictures. Behind the many pictures that prove life before the troubles wasn’t all full of hatred. Instead, in most cases, when we try to talk about the issue, we focus on the brutality, the cruelty, the disappearances and the death, conveniently forgetting about the, all- too-ordinary, human stories that surrounded these events. Photographs like these should become one of the many excuses the two communities can use to finally come closer, despite the division. Otherwise, even if they are found by their owners, somehow they are still forever lost. Post Script After writing this story, I went looking for these photographs online and discovered that they were indeed returned to their rightful owner. I am hoping for more similar happy endings. The photographs in question were found in January 1975 by Mehmet Bildiric in an abandoned house. He kept them for 40 years, unable to contact someone about them. In 2014, he met Shenorik Altun and mentioned the photographs to her. With the help of the Armenian representative in Parliament, Vartkes Mahdessian, the family was found. They belong to Photis Charalambous, whose family settled in Paphos after 1974. They were returned to him in January this year, by Maggy Mahdessian (wife of Vartkes) with Lena Bahadourian (sister in-law of Shenorik Altun). You can read the whole story at this link: http://www.mehmetbildirici.com/post/view/474/cyprus By Christina Voskou

CHRISTINA VOSCOU I am sorry but for some reason I thought you were from there. I have visited Istanbul a few years ago and it is such a wonderful city. You are very lucky to be living there. I am a freelance writer, currently living in Dubai. Your job sounds fascinating. Best wishes,

14.11.2015 Hello Christina You are living in Dubai. Are you working or settled there, the family is living there too. Where are you writing in the newspaper where? I am freelance writer too, I write in Muğla Devrim newspaper in Turkish language. Muğla and her around very rich in antiquity, so many things come from Greek myths even living. My birthplace is Konya in Central I know its history very well. In Ottoman times Greek origin people were living… They called RUM (Rome) Perhaps we were help each other Hope to hear you With my best wishes

Hello Mehmet,

I am living here with my husband and son, for almost five years, so i guess you can say I am settled. I write for a local newspaper here, but I also contribute to online publications from time to time. You have family living in Dubai? I just finished reading a book set in Konya, about Sufism. I find it very interesting.

15.11.2015 Hello Christina Thanks for your last mail. You wrote that you have read a book about Sufism. The center of Sufism is Konya, my birth place, Mevlana lived there (1207-1273). I prefer to think modern and scientific way. At that times in Konya and nearby Sille Greek origin people (Rums) were living. In my web site there is a file “Konya and Sille” in Greek language. I have got from Athens. they were very respectful for Mevlana. Can you please read file. Your opinion is very important for me. I could not read it. I cannot read Greek. Enter my Web site, www.mehmetbildirici.com /Greek/ 14.2 “Silli&Ikonia Hope to hear you, Selam for you and your family.