T.C. EGE ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ Tarih (Eskiçağ Tarihi) Anabilim Dalı

ROMA’NIN ANADOLU’DAKĐ EGEMENLĐK POLĐTĐKASI: KENTLER VE BAĞIMLI KRALLIKLAR (Đ.Ö. 133Đ.Ö. 89)

DOKTORA TEZĐ

Murat TOZAN

DANIMANI: Prof. Dr. Süleyman ÖZKAN

ĐZMĐR2012

ĐÇĐNDEKĐLER ÖNSÖZ ...... ĐĐĐ GĐRĐ ...... 5 1. BÖLÜM: ĐLK ĐLĐKĐLERDEN ATTALOS’UN VASĐYETĐNE ROMA’NIN ANADOLU POLĐTĐKASI (211133) 1.1 I. Makedonya Savaı’na Kadar Roma ve Hellenistik Dünya ...... 13 1.2 I. Makedonya Savaı’ndan Phoinike Anlaması’na (211205) ...... 16 1.3 Phoinike’den II. Makedonya Savaı Sonuna (205196) ...... 19 1.4 Antiokhos Savaı ve Apameia Anlaması Süreci (196188) ...... 23 1.5 Apameia’dan Pydna’ya (188167) ...... 28 1.6 Pydna’dan Attalos’un Vasiyetine (167133) ...... 39 2. BÖLÜM: ARĐSTONĐKOS AYAKLANMASI VE ASĐA EYALETĐ’NĐN KURULMASI (133 126) 2.1 Aristonikos Ayaklanması Sırasında Roma’nın Anadolu’daki Egemenlik Politikası (133 130) ...... 50 2.1.1 Attalos’un Vasiyetnamesinin Kabul Edilmesi ...... 50 2.1.2 Aristonikos Ayaklanmasının Balaması ve Batı Anadolu Kentleri ...... 52 2.1.3 Roma’nın Diplomatik Giriimleri ve Scipio Nasica’nın Elçiliği ...... 57 2.1.4 Askeri Müdahale ve Aristonikos’un Ele Geçirilmesi ...... 62 2.2 Manius Aquilius ve Asia Eyaleti’nin Kurulması (129126) ...... 68 2.2.1 Askeri Harekatın Tamamlanması ...... 68 2.2.2 Provincia Asia : Doğrudan Roma Egemenliğinin Sınırları ...... 71 2.2.3 Asia Eyaleti’nin Kurulu Sürecinde Roma’nın Đdari Düzenlemeleri ...... 76 2.2.3.1 Lex Portorii Asiae ...... 77 2.2.3.2 Asia Koinon u ...... 79 2.2.3.3 Conventus Sistemi ...... 81 2.2.3.4 Senatus Consultum de Agro Pergameno ...... 82 2.3 Asia Eyaleti’nin Kurulu Sürecinde Kentlerin Siyasal ve Ekonomik Statüleri ...... 86 2.3.1 Asia Eyaleti Sınırları Đçerisindeki Kentlerin Ekonomik Statüleri...... 86 2.3.2 Asia Eyaleti Sınırları Đçerisindeki Kentlerin Siyasal Statüleri ...... 88 2.3.2.1 Klaros/Kolophon Yazıtları: Imperium a Karı Autonomia ...... 88 2.3.2.2 Dostluk ve Đttifak: ElaiaRoma Anlaması ...... 94 2.3.2.3 Batı Anadolu’da Tanrıça Roma Kültü ...... 95 2.3.2.4 Cezalandırılan Kentler ...... 96 2.4 Eyalet Đçindeki ve Dıındaki Kentlerin Özgürlükleri: Bir Değerlendirme ...... 97 3. BÖLÜM: GAIUS GRACCHUS VE II. YÜZYILIN SON ÇEYREĞĐNDE ROMA EGEMENLĐK POLĐTĐKASI (126100) 3.1 Gaius Gracchus ve Kentler: Lex Sempronia de Provincia Asia ...... 100 3.2 Gaius Gracchus ve Bağımlı Krallıklar: Phrygia ve Lykaonia’nın Geri Alınması...... 104 3.3 Gaius Gracchus’dan Sonra Kentler ...... 116 3.3.1 Eyalet Kentlerindeki Romalılar ...... 116 3.3.2 Publicanus lar ve Kentler ...... 119 3.3.3 Romalı Magistratlar ve Kentler ...... 124 3.4 Gaius Gracchus’dan Sonra Bağımlı Krallıklar (123100) ...... 130 3.4.1 Paphlagonia’nın Paylaılması ve Roma Elçilik Heyeti ...... 132 3.4.2 Kappadokia Üzerinde Mücadele ve Roma’nın Tepkisizliği ...... 134

i

3.4.3 Publicanus ların Asia Eyaleti Sınırları Dıında Yarattıkları Sorunlar ...... 136 4. BÖLÜM: I. YÜZYILIN BAINDAN I. MĐTHRIDATES SAVAI’NA ROMA’NIN ANADOLU’DAKĐ EGEMENLĐK POLĐTĐKASI (10089) 4.1 Korsanlık ve “ Provincia Cilicia ” ...... 141 4.1.1 Marcus Antonius’un Korsanlara Karı Seferi (102100) ...... 141 4.1.2 Lex de Provinciis Praetoriis (100) ...... 149 4.2 Marius’un Anadolu Seyahati ...... 157 4.3 Q. Mucius Scaevola ve Kentler ...... 161 4.4 Sulla, Cilicia ve Kappadokia ...... 170 4.5 Aquilius’un Elçiliği, Mithridates ve Anadolu’da Roma Egemenliğinin Ortadan Kalkması ...... 178 SONUÇ ...... 186 KAYNAKÇA VE KISALTMALAR LĐSTESĐ ...... 196 EKLER ...... 245 ÖZGEÇMĐ ...... 247 ÖZET ...... 248 ABSTRACT ...... 249

ii

ÖNSÖZ

Roma Cumhuriyeti’nin Đtalya’daki bir kent devletinden Akdeniz imparatorluğuna dönüme süreci, Antik Çağ’dan itibaren birçok aratırmacı için ilgi çekici bir konu olagelmitir. Bu süreçte Roma’nın Hellenistik dünya ile olan ilikileri bilhassa önemlidir. Roma’nın, aralarında siyasal, sosyal, ekonomik çıkar ilikileri ya da dümanlıklar bulunan krallıklar, yerel hanedanlar, kent birlikleri ve kent devletlerinin bulunduğu Hellenistik dünya ile – dolayısıyla Anadolu ile – temas kurarak buradaki dengeleri kendi lehine değitirmesi, nihayetinde Roma’nın Hellenistik dünyaya egemen olmasıyla sonuçlanacaktır. Gerek Roma’nın cumhuriyet dönemi gerekse Hellenistik dönemde Anadolu, önceden beri ilgimi çeken konular olduğundan doktora tezimi Roma’nın Anadolu’da egemenlik kurma süreci ile ilgili bir konuda hazırlamı olmaktan memnuniyet duymaktayım.

Doktora çalımalarım sırasında Đzmir’deki kütüphanelerin yanı sıra Boğaziçi, Ankara ve Bilkent üniversitelerinin kütüphaneleri ile Ankara’daki Đngiliz Aratırma Enstitüsü ( The British Institute at Ankara ), Amerikan Đlmi Aratırmalar Enstitüsü (American Research Institute in ), Türk Tarih Kurumu ve Đstanbul’daki Alman Arkeoloji Enstitüsü ( Deutsches Archäologisches Institut Abteilung Istanbul ), Fransız Anadolu Aratırmaları Enstitüsü (Institut Français d’Études Anatoliennes ) ve Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Aratırma Merkezi’nin kütüphanelerinden yararlandım. Ayrıca doktora aratırmalarımın bir kısmını DAAD (Deutscher Akademischer Austauschdienst ) tarafından Doktora Öğrencilerine ve Genç Bilim Adamlarına verilen Bilimsel Aratırma Bursu’nu kazanarak Münih’teki Ludwig Maximilian Üniversitesinde gerçekletirme olanağı buldum. Bu süreçte Ludwig Maximilian Üniversitesi’nin kütüphanesinin yanı sıra yine Münih’te bulunan Alman Arkeoloji Enstitüsü Eskiçağ Tarihi ve Epigrafi Komisyonu ( Deutsches Archäologisches Institut Kommission für Alte Geschichte und Epigraphik ) kütüphanesi ile Bavyera Devlet Kütüphanesi’nde ( Bayerische Staatsbibliothek ) tez konum ile ilgili çalımalarda bulundum.

Üniversite hayatındaki ilk öğrencilik yıllarımdan itibaren tüm akademik yaamımda benden yardım ve desteğini esirgemeyen, bilgi ve görüleriyle doktora

iii

çalımalarımın tamamlanmasında büyük katkıları bulunan Danıman Hocam Sayın Prof. Dr. Süleyman ÖZKAN’a; yine doktora çalımalarımı yakından takip ederek tezim ile ilgili bilgi ve birikimlerini daima paylaan Sayın Hocam Prof. Dr. Turhan KAÇAR’a; doktora sürecim boyunca bilimsel ve manevi desteklerini esirgemeyerek her türlü tevikte bulunan Sayın Hocalarım Prof. Dr. Ersin DOĞER’e ve Prof. Dr. Mehmet ERSAN’a; doktora aratırmaları yapmak için beni Münih’teki LudwigMaximilian Üniversitesi’ne davet eden ve orada bulunduğum süre zarfında danımanlığımı yapan Sayın Hocam Prof. Dr. Martin ZIMMERMANN’a; yine Münih’te bulunan Alman Arkeoloji Enstitüsü Eskiçağ Tarihi ve Epigrafi Komisyon’unda aratırmalarda bulunmam için her türlü kolaylığı sağlayan Komisyon Müdürü Sayın Prof. Dr. Christof SCHULER’e; Komisyon’daki çalımalarım sırasında özellikle tez konum ile ilgili yeni epigrafik gelimeler konusundaki engin bilgilerini benimle paylaan Sayın Prof. Dr. Michael WÖRRLE’ye; akademik hayatımda her zaman destek ve yardımlarını gördüğüm Alman Arkeoloji Enstitüsü Đstanbul ubesi Müdürü Sayın Prof. Dr. Felix PIRSON’a ve değerli dostum Dr. Ludwig MEIER’e; birçok epigrafik yayına ulamam konusunda daima yardımlarını gördüğüm Sayın Doç. Dr. Cumhur TANRIVER’e, Dr. Pınar ÖZLEM AYTAÇLAR’a ve Dr. Sevgiser AKAT ÖZENĐR’e; tezimdeki haritaları hazırlayan sevgili dostum Dr. Beycan HOCAOĞLU’na; tez çalımaların sırasında her zaman bana destek olan değerli dostlarım Yrd. Doç. Dr. Göknur EGE’ye, Yrd. Doç Dr. Emine TOK’a, Gökhan KAĞNICI’ya, Karin SCHMIDT’e ve bilgisayar ile ilgili konularda hiçbir zaman yardımlarını esirgemeyen arkadaım Halit ENTÜRK’e sonsuz teekkürlerimi ve minnetlerimi sunarım. Son olarak, hayatımın her alanında bana her türlü desteği vererek büyük özverilerde bulunan annem Gülfide TOZAN, babam Adnan TOZAN ve kardeim Hürrem TOZAN BATMAZ’a ükranlarımı sunmayı bir borç bilirim.

Bornova, Aralık 2012 Murat TOZAN

iv

GĐRĐ

Roma Cumhuriyeti son yüzyılına girerken artık Akdeniz’e egemen olan emperyal bir güç haline gelmiti. Roma, Anadolu’dan Đspanya’ya, Đtalya dıındaki çeitli bölgeleri gerek eyaletler kurarak doğrudan yönetimi altına almı, gerekse yerel güç odakları üzerinde egemenlik kurarak kendisine bağlı hale getirmiti. Roma’nın Akdeniz’e hakim olma sürecinde Anadolu’nun bu sürece dahil olması esas olarak bölgede hak iddia eden Seleukoslar kralı III. Antiokhos’un mağlup edilip 188 yılında Apameia’da imzalanan anlama ile kesin olarak Anadolu’dan çıkarılması ile balamıtır. Apameia Anlaması, Roma’nın Anadolu hakimiyeti için hukuksal bir dayanak noktası olarak uzun süre geçerliliğini korumu olup, Roma, bu anlamaya dayanarak Anadolu’daki çeitli bölgeler üzerinde tek taraflı olarak düzenlemelerde bulunmutur.

Anadolu’daki Yunan kent devletlerinin ve yerel krallıkların, Apameia Anlaması’nın ardından aralarındaki sorunların çözümünde ve çeitli taleplerinde bir karar mercii olarak Senato’ya bavurmaları artık Roma’yı bir üst merci olarak görmeye baladıklarının kanıtıdır. Böylece Roma’nın Apameia Anlaması’nı takip eden süreçte Anadolu’da herhangi eyalet kurmasa da Anadolu’da egemen bir güç konumuna geldiği görülmektedir. Modern aratırmacılar Roma egemenliğinin bulunduğu bir bölgede Roma’yı bir üst merci olarak kabul eden bu yerel krallıkları, Roma toplumsal yapısında var olan clientela sisteminden esinlenerek, örneğin Đngilizce “ Client Kingdoms ”1 ya da Almanca “ Klientelkönigreiche ”2 olarak tanımlamaktadırlar. Tezimizde, bu tanımlamayı “Bağımlı Krallık” olarak adlandırmayı uygun gördük.

Tezimizin zaman aralığı, 133 yılından3 89 yılına, kralı III. Attalos’un krallığını bir vasiyetname ile Roma’ya bırakmasından, I. Mithridates Savaı’nın balamasına kadar olan süreyi kapsamaktadır. 133 yılı, Roma’nın vasiyetnameyi kabul ederek Pergamon Krallığı topraklarında doğrudan Roma yönetiminin kurulması sürecinin balangıcı olması nedeniyle Anadolu’daki Roma egemenliğinde önemli bir

1 Örn. bkz. P.C. SANDS, The Client Princes of the Roman Empire under the Republic . Cambridge 1908. [SANDS 1908] ya da D. BRAUND, Rome and the Friendly King: The Character of Client Kingship . London 1984. [BRAUND 1984] 2 Örn. bkz. STEINKRAMER, M., Die Klientelkönigreiche Kleinasiens in der Außenpolitik der späten Republik und des Augustus . Berlin 1988. [STEINKRAMER 1988] 3 Aksi belirtilmedikçe bundan sonra metindeki tüm tarihler Đsa’dan Öncedir.

5

dönüm noktasıdır. 89 yılı da, I. Mithridates Savaı’nın balaması ile tüm Anadolu’da Roma egemenliğinin geçici olarak ortadan kalkması bakımından bir diğer önemli dönüm noktasıdır. Tezimizin coğrafi olarak sınırı ise kabaca Ege kıyılarından Torosların kuzeyi ve Fırat’a kadar olan bölgedir. Apameia Anlaması’na göre Suriye Krallığı’nın Anadolu’daki sınırı olan Toros Dağları’nın, tez konumuzun süresi boyunca Roma’nın Anadolu egemenliği için de bir sınır olduğu görülmektedir. Sulla’nın 90’lı yılların ortalarında Parthlarla yaptığı anlamada Fırat Irmağı’nın sınır kabul edilmesi Romalıların, bu ırmağı Anadolu’daki egemenliklerinin doğu sınırı olarak gördüklerini gösterir.

Tez konumuz olarak 133’den 89’a kadar olan süreci belirlememizin nedeni, Roma’nın Anadolu egemenliğinde, oldukça yetersiz bilgiye sahip olduğumuz bu dönem ile ilgili son zamanlarda elde edilen yeni bilgilerin ve bunlara bağlı olarak öne sürülen yeni düüncelerin toplu olarak değerlendirmesi gerekliliğidir. Bu bakımdan tezimizde antik kaynaklardaki bilgiler ıığında çeitli olayların tarihlenmesi ve yorumlanması ile ilgili modern aratırmacıların öne sürdüğü görüler mümkün olduğunca kapsamlı bir ekilde gözler önüne serilmeye çalıılmıtır. Yeri geldiğince antik kaynaklardaki çeitli bilgiler ve aratırmacıların çoğu kez birbiriyle çatıan yorumları sentezlenmi, bazen de bu görülerden en akla yatkın olanı kabul edilerek bunun gerekçeleri açıklanmıtır.

Buna göre, tezimizde Roma’nın egemenlik politikası ile kast edilen, Anadolu’daki Roma egemenliğinin geliim aamalarının tespit edilerek her aamada olayların arkasında yatan politik gelimelerin, hedeflerin ve ahsiyetlerin belirlenmesidir. Roma’nın eyalet kurarak doğrudan egemenliği altına aldığı bölgede bulunan ve her biri ayrı bir devlet olan Yunan kentleri ile Fırat’a kadar olan bölgedeki Roma’nın egemenlik alanı içerisinde bulunan bağımlı krallıklar, üphesiz Roma’nın Anadolu’daki egemenlik politikasındaki balıca yerel unsurlar olmulardır. Tezimizde Anadolu’da Roma egemenliğinin geliim aamalarının kronolojik olarak ele alınmasının nedeni, bu aamalarda Roma’nın izlediği politikadaki sürekliliklerin ve değiimlerin tespit edilebilmesidir.

Tezimizde kullanılan antik edebi kaynakların hiç biri tez konumuz süresince Anadolu’daki gelimeler hakkında bilgi veren devamlı ve detaylı bir anlatıma sahip

6

değildir. Bu özellikleriyle anlatımı 146 yılında biten Polybios’un tarih eseri ile 167 yılından sonraki kısmı günümüze ulaamayan Titus Livius’un kitapları maalesef tezimizin süre olarak kapsamını oluturan dönem için doğrudan kullanılamamaktadırlar. Tezimizin kapsadığı süre boyunca gerek Roma’daki gelimeler, gerekse bu gelimelerin Anadolu’ya yansımaları hakkında en fazla bilgi veren antik edebi yazar Appianos’tur. Iustinus’un, Pompeius Trogus’a ait olan Historicae Philippicae adlı eserini özetlediği Epitoma sı da özellikle Anadolu’daki krallıkların durumu hakkında bilgiler içermektedir. Anadolu’da valilik yapmı olan Marcus Tullius ’nun kendinden bir kuak öncesinde yaamı ahsiyetler ve olaylar hakkında satır aralarında yazdıkları da tezimizde özellikle yetersiz bilgiye sahip olduğumuz olayların açıklanması konusunda değerli olabilmektedirler. Coğrafyacı Strabon, anlatımında değerli tarihsel bilgiler sunmaktadır. Sicilyalı Diodoros’un döneme ait, parçalar halindeki kitapları da tezimizle ilgili değerli bilgiler içermektedir. Ayrıca Plutarkhos’un Paralel Yaamlar’ından dönemin önemli politik ahsiyetlerinin yaamlarına dair çeitli detaylara sahip olmaktayız. Valerius Maximus’un nutuksal çalıması ve Plinius’un Doğa Tarihi’nin yanı sıra Livius’un tarih eserinin özetleri olan Periochae ile eserlerini Livius’un annalistik tarih geleneği doğrultusunda kaleme almı olan Eutropius, Orosius ve Velleius Paterculus gibi yazarlar da tezimizin balıca antik edebi kaynakları arasındadırlar.

Tezimizde kullanılan standart epigrafik yayınlar IG , IGR , IK , OGIS , SEG , SIG , TAM gibi 19. yüzyıldan günümüze yayınlanan bölgesel ya da tematik geni çaplı yazıt corpusl arı ve derlemeleridir. Bunların yanı sıra son yıllarda yayınlanan bazı epigrafik belgeler ve önceden beri bilinen bazı epigrafik belgeler üzerine yapılan yeniden değerlendirmeler tez konumuzla ilgili önemli yeni bilgiler içermektedirler. Kolophon/Klaros’taki Polemaios ve Menippos adına dikilmi olan onurlandırma yazıtları L. ve J. Robert tarafından yayınlanmalarının 4 ardından G. A. Lehmann tarafından özellikle II. yüzyıl sonlarında Batı Anadolu’daki Yunan kentdevletlerinin Roma egemenliği altındaki statüleri açısından yeniden değerlendirilmitir 5. M. Wörrle tarafından Asia eyaletinin kurulu dönemine tarihlenen Menodoros yazıtının

4 ROBERT–ROBERT 1989. 5 LEHMANN, 1998.

7

yayınlanması ve Senatus Consultum Popillianum ’un 132 yılına tarihlenmesi Batı Anadolu’da Roma egemenliğinin geliim aamalarını anlamamız açısından son derece değerlidir 6. P. Briant, P. Brun and E. Varinlioğlu tarafından yayınlanan Karia’daki Bargasa kentinden bir yazıt 7 ile B. Dreyer ve H. Engelmann tarafından yayınlanan Metropolis’deki Apollonios’a ait onurlandırma yazıtı 8 yukarıda sözü edilen yeni epigrafik kanıtlar ile birlikte tezimizin balangıç döneminde Batı Anadolu’da Roma egemenliğinin gelime sürecinde kent devletlerinin rolleri ve konumları hakkında nispeten daha net bir bakı açısına sahip olmamızı sağlamaktadırlar.

Bunların yanı sıra Lex Portorii Asiae (Asia Eyaleti Gümrük Yasası) olarak adlandırılan yasayı içeren Ephesos’ta ele geçmi olan yazıtın 9 balangıç bölümlerinin S. Mitchell tarafından Asia eyaletinin kurulu yıllarına tarihlenmesi 10 , bu dönemde Roma’nın bölgedeki ekonomik yapılanmasının ve Roma egemenliğinin sınırlarının anlaılması bakımından yazıtın konumuz açısından önemini daha da arttırmaktadır. Lex de provinciis praetoriis olarak adlandırılan yasanın, üzerinde yazılı olduğu Delphoi ve Knidos’ta ele geçmi olan bir diğer yazıt grubu 11 da I. yüzyıl balarında Roma’nın Anadolu politikasını daha iyi anlamamızı sağlayan önemli epigrafik belgelerdendir.

R. K. Sherk tarafından Hellenistik doğuda ele geçen Roma Cumhuriyet dönemine ait resmi belgelerin bir araya getirilip değerlendirildiği Roman Documents from the Greek East: Senatus Consulta and Epistulae to the Age of Augustus 12 adlı çalıma ile yine aynı yazara ait bu belgelerin çevirilerinin yapıldığı Rome and the Greek East to the Death of Augustus 13 adlı eser tez çalımalarımızda kullanılan önemli epigrafik yayınlardandır. Yine Hellenistik döneme ait tarihsel bilgiler içeren birçok epigrafik belgenin çevirilerinin yapıldığı R. S. Bagnall ve P. Derow tarafından yayınlanan The Hellenistic Period: Historical Sources in Translation 14 adlı çalıma ve M. M. Austin’e ait The Hellenistic World from Alexander to the Roman Conquest: A

6 WÖRRLE 2000. 7 BRIANT v.d. 2001. 8 DREYER–ENGELMANN 2003. 9 ENGELMANN–KNIBBE 1989. COTTIER v.d. 2008. 10 MITCHELL 2008. 11 CRAWFORD 1996, no. 12. 12 SHERK 1969. 13 SHERK 1984. 14 BAGNALL–DEROW 2004.

8

Selection of Ancient Sources in Translation 15 adlı yayın tezimizde kullanılan önemli epigrafik belgelerin değerlendirmesinde büyük kolaylıklar sağlamılardır.

D. Magie’nin Roman Rule in Asia Minor to the end of Third Century after Christ 16 adlı eseri Anadolu’da Roma egemenliği ile ilgili yapılan çalımalarda kullanılan adeta standart bir eser haline gelmitir. Eserin yayınlandığı tarihten günümüze geçen süre içerisinde birçok yeni akademik tartımalar gündeme gelip, yeni epigrafik belgeler ortaya çıksa da eser özellikle antik edebi kaynakların değerlendirilmesi ve Anadolu’nun çeitli bölgelerindeki kent ve krallıkların siyasal, sosyal ve ekonomik durumunun ortaya konması açısından önemini halen korumaktadır. Tez konumuz ile ilgili değerli bilgiler içeren bir diğer eser F. Daubner tarafından hazırlanan doktora tezinin gözden geçirilmi ikinci baskısı olan Bellum Asiaticum: Der Krieg der Römer gegen Aristonikos von Pergamon und die Einrichtung der Provinz Asia 17 balıklı kitaptır. Eser, özellikle Roma’nın Anadolu’da doğrudan egemenlik kurma sürecinin baları ve Asia eyaletinin erken dönemi ile ilgili güncel görü ve yorumları içermesi bakımından tezimiz için birçok konuda değerli bir kaynak olmutur. E. Badian’ın kaynakçada gösterilen ve metinde kullanılan çok sayıda kitap ve makalesi özellikle eldeki bilgilerin oldukça kısıtlı olduğu 90’lı yıllardaki Roma iç politikasındaki gelimelerin ve bunların Anadolu’ya yansımalarının anlaılması konusunda yol gösterici olmutur. Yine J.L. Ferrary tarafından yayınlanan birçok makale Roma’nın Cumhuriyet dönemi tarihi ve bu dönemdeki Anadolu egemenliği için önemli birer kaynaktırlar.

Roma’nın, Hellenistik dünya ile olan siyasal ilikilerini ve bu dünyaya egemen olma süreçlerini konu edinen A. N. SherwinWhite’ın Roman Foreign Policy in the East 168 B.C. to A.D. 1 .18 ve R.M. KalletMarx’ın Hegemony to Empire: The Development of the Roman Imperium in the East from 148 to 62 B.C. adlı çalımaları değerli tespit ve yorumlarıyla tez konumuzu ilgilendiren birçok konuya ıık tutmaktadırlar. R. Bernhardt’ın hem Imperium und Eleutheria: Die römische Politik

15 AUSTIN 2006. 16 MAGIE 1950. 17 DAUBNER 2006. 18 SHERWINWHITE 1984.

9

gegenüber den freien Städten des griechisches Ostens 19 balıklı doktora çalıması, hem de Polis und römische Herrschaft in der Späten Republik (14931 v. Chr.) 20 ve Rom und die Städte des hellenistischen Ostens (3.1. Jahrhundert v. Chr.) 21 adlı eserleri tez konumuzun süresi içerisinde Roma egemenliği altında Yunan kent devletlerinin siyasal konumları ve Yunan kentdevletleri ile Roma’nın birbirlerini karılıklı algılayıları üzerinde fikir vericidirler. W. Dahlheim tarafından kaleme alınan Gewalt und Herrschaft: Das provinziale Herrschaftssystem der römischen Republik 22 balıklı eser, Roma’nın eyalet sistemi içerisinde Yunan kent devletlerinin siyasal ve ekonomik konumlarının anlaılması bakımından değerli tespit ve yorumlar içermektedir. Yine A. Lintott’un cumhuriyetten imparatorluğa Roma’nın merkezi ve denizaırı idari sistemini ele aldığı Imperium Romanum: Politics and Administration 23 adlı eseri ile J. Richardson tarafından yayınlanan III. yüzyıldan itibaren Roma’nın bir Akdeniz imparatorluğuna dönüüm sürecinde Romalıların devletlerine ve imparatorluklarına olan bakı açılarındaki değiimlerin tartııldığı The Language of Empire: Rome and the Idea of Empire from the Third Century BC to the Second Century AD 24 adlı eserler tez konumuzu ilgilendiren konularda içerdikleri değerli bilgilere bavurulan yayınlardandır.

Tezimizde ele aldığımız çeitli spesifik konularda o konuda yayınlamı balıca eserleri kullandık. Örneğin Tanrıça Roma kültü konusunda R. Mellor tarafından yayınlanan ΘΕΑ ΡΜΗ: The Worship of the Goddess Roma in the Greek World 25 adlı eseri temel kaynak olarak kullanılırken tez konumuzun süresi dahilinde Anadolu’daki Hellenistik krallıklara ait nümismatik verilerin tarihlenmesinde ve yorumlanmasında F. de Callataÿ’ın L’histoire des guerres mithridatiques vue par les monnaies 26 adlı eserini esas aldık. Yine tezimizde adı geçen Romalı devlet adamlarının kariyerleri ile ilgili

19 BERNHARDT 1971. 20 BERNHARDT 1985. 21 BERNHARDT 1998. 22 DAHLHEIM 1977. 23 LINTOTT 1993. 24 RICHARDSON 2008. 25 MELLOR 1975. 26 CALLATAŸ 1997.

10

olarak, bu alanda kullanılan standart yayın olan T. R. S. Broughton’a ait The Magistrates of the 27 adlı çalımayı kullandık.

Ele alınan bu antik ve modern kaynaklar ıığında hazırladığımız tezimizin birinci bölümünde Roma’nın Anadolu’daki kentler ve krallıklar ile kurduğu ilk ilikilerinden Attalos’un vasiyetnamesine kadar olan dönemi ele aldık. Bu dönem, zaman aralığı olarak tez konumuza ait olmasa da Anadolu’daki Roma egemenliğinin balangıç aamasını oluturması bakımından oldukça önemlidir. Çünkü Roma’nın Anadolu’daki egemenliği Attalos’un vasiyetinin ardından balamı olmayıp, bu süreç 188 yılındaki Apameia Anlaması’ndan itibaren devam etmekteydi. Dolayısıyla böyle bir bölümün tez konumuza ait olan dönemde Roma’nın Anadolu’da uyguladığı politikadaki süreklilikleri ve değiiklikleri tespit edebilmek için gerekli olduğu kanaatindeyiz. Ayrıca bu bölümde yeri geldikçe Anadolu’daki siyasal durumun anlaılması bakımından bölgedeki krallıkların sosyopolitik ve sosyoekonomik durumlarına da değinilmitir.

Tezimizin ikinci bölümünde III. Attalos’un ölümünün ardından Batı Anadolu’da balayan Aristonikos Ayaklanması sırasında Roma’nın Anadolu kentlerine yönelik politikası yeni kanıtlar ıığında değerlendirilerek, ayaklanmanın ardından Pergamon Krallığı toprakları üzerinde Asia Eyaleti’nin kurulma sürecinde doğrudan Roma egemenliğinin sınırları ve niteliği ele alınmıtır. Asia Eyaleti’nin kuruluunun ardından doğrudan Roma egemenliği sınırları içinde kalan kentlerin siyasal ve ekonomik statülerini tespit etmek için öncelikle Roma’nın bölgedeki egemenliğinin hukuksal altyapısını oluturacak idari düzenlemeler değerlendirilmi olup, bu bilgiler ıığında Asia Eyaleti’nin kurulmasının ardından kentlerin siyasal ve ekonomik statüleri hakkında tespitlerde bulunulmutur.

Üçüncü bölümde II. yüzyıl sonlarında Roma siyasal hayatına damgasını vuran halk tribunus ları olan Gracchus kardelerden Gaius Gracchus’un hukuksal düzenlemeleri sonucunda doğrudan Roma egemenliği sınırları içerisindeki kent devletlerinin ekonomik statülerindeki değiim ele alınmıtır. Bu bölümde ayrıca yeni kanıtlar ve aratırmalar sonucunda Phrygia ve Lykaonia bölgelerinin Asia Eyaleti’ne

27 MRR IIII.

11

bağlanmasının da Gracchus’un tribunus luk dönemine tarihlenmesi sonucunda Gaius Gracchus’un Roma iç siyasetindeki hedefleri doğrultusunda izlediği politikanın Anadolu’daki krallıklara etkileri değerlendirilmektedir. Gracchus’un izlediği politikaların Anadolu’daki gerek kentler gerekse krallıklar üzerindeki etkileri ve sonuçları da bu bölümde incelenecek konulardandır.

II. yüzyıl sonlarından itibaren I. Mithridates Savaı’nın balamasına kadar olan süreçte Roma’nın Anadolu’ya olan ilgisinin artmaya baladığı görülmektedir. Bu süreçte (pro)magistrat ya da legatus olarak Anadolu’ya gönderilen Romalı devlet adamlarının izlediği tutumlar gerek kentler gerekse bağımlı krallıklar üzerindeki egemenlik politikasında belirleyiciler olmutur. Dördüncü bölümde Roma aristokrasisi arasındaki siyasal kamplamanın giderek keskinletiği 90’lı yıllarda, Roma’daki iç politik gelimelerin Anadolu politikasına yansımalarını tespit etmek öncelikli konular arasındadır.

Tezimizde Yunanca adların Türkçe transkripsiyonları kullanılmıtır. Anadolu ve çevresindeki yer ve bölge adlarında esas olarak Yunanca orijinallerinin transkripsiyonu kullanılsa da (örn. Phrygia, Kappadokia v.s) günümüz Türkçesine kullanılan Trakya, Makedonya, Suriye, Mısır (Thrakia, Makedonia, Syria, Aigyptos değil) gibi bölge ve ülke adlarında Türkçe’deki adlandırmaları kullandık. Ancak Romalıların kullandığı bölge adları Yunanca adlandırılan bölge ile uyumadığında, Romalıların kast ettiği bölge için, bölgenin Latince adı italik olarak yazılmı, bölgenin kendisi kast edildiğinde Yunanca orijinali tercih edilmitir. Buna göre Kilikia bölgesinin yazımında Yunanca orijinali esas alınırken, Romalıların kast ettiği eyalet söz konusu olduğunda Cilicia kullanılmıtır. Yine doğrudan Latince olarak kullanılan ad ve terimlerin yazılılarında orijinal okunularına bağlı kalınmıtır. Örneğin konsül ya da konsüllük yerine consul ve consul luk eklinde bir kullanım tercih edilmitir.

12

1. BÖLÜM: ĐLK ĐLĐKĐLERDEN ATTALOS’UN VASĐYETĐNE ROMA’NIN ANADOLU POLĐTĐKASI (211133)

1.1 I. Makedonya Savaı’na Kadar Roma ve Hellenistik Dünya

Roma’nın Hellenistik dünya ile ilikilerine bakıldığında bu ilikilerin Büyük Đskender dönemine kadar gerilere gittiği görülmektedir. Đskender, Pers Đmparatorluğu’na karı seferini yürütürken dayısı Epeiros kralı I. Aleksandros’un ise Güney Đtalya’ya bir sefer düzenlediğini görmekteyiz. Iustinus’ta geçen ifadelere göre Tarentum kentinin komusu olan kabilelere karı yardım isteğine olumlu cevap veren kral, 333/2 yılında bu kabilelere karı bir sefer düzenlemi ve askeri seferinin sonunda Roma ile de bir dostluk anlaması imzalamıtı 28 . Bu dönemde Orta Đtalya’daki sorunlar ile ilgilenen Roma için I. Aleksandros’un bu seferi muhtemelen bir tehdit olarak algılanmamıtı 29 . Antik edebi kaynaklarda Roma ile Büyük Đskender arasında doğrudan diplomatik ilikilerin bulunduğuna dair bazı bilgiler de bulunmaktadır 30 . Polybios’daki ifadeler doğru ise 306/305 gibi erken bir tarihte Rodos ile Roma arasındaki diplomatik ilikiler bulunuyordu 31 .

Epeiros kralı Pyrrhos’un 280 yılında Đtalya topraklarına geçmesi Orta Đtalya’da egemenliğini sağlamı ve Güney Đtalya ile ilgilenen Roma’nın Đtalya egemenliği için artık gerçek bir tehlikeydi. 275 yılındaki Roma lejyonlarının Pyrrhos’un phalanks düzenindeki ordusuna ve fillerine karı nihai galibiyeti Roma’nın Đtalya yarımadasındaki hakimiyetini perçinlerken, Hellenistik dünyanın gelecekteki kaderinin bir ön habercisi olmutur 32 . Roma’nın bu baarısı Hellenistik dünyada yankı bulmutu. 273 yılında Mısır kralı II. Ptolemaios Philadelphos, Senato’ya elçiler gönderip hediyeler

28 Iustinus, Epitoma XII 2, 1 v.d.; 12: … cum Metapontinis et Poediculis et Romanis foedus amicitiamque fecit . Kr. Livius, ab Urbe Condita VIII 17, 10. ERRINGTON 1972, 7 v.d. 29 ERRINGTON 1972, 8. ERRINGTON 1989a, 83. 30 Strabon, Geographika V 3, 5. Plinius, Naturalis Historia III 57. Kr. ERRINGTON 1972, 8. FORSYTHE 2005, 304. 31 Polybios, Historiai XXX 5, 6 v.d. Kr. Livius, ab Urbe Condita XLV 25, 9. Bu konudaki çeitli görüler için bkz. BERTHOLD 1984, 233 v.d. Kr. BURTON 2003, 357. 32 Pyrrhos Savaı için bkz. FRANKE 1989, 456 v.d. FORSYTHE 2005, 349 v.d.

13

yollayarak Roma ile bir ittifak oluturmu, bunun karılığında bir Roma heyeti de Mısır’a gidip kralı ziyaret etmiti 33 .

Roma’nın Pyrrhos Savaı’na kadar Hellenistik dünya ile olan ilikilerinde inisiyatifin ikinci tarafta olduğu görülmektedir. Gönderilen elçilik heyetleri ve yapılan anlamalar daha çok karılıklı iyi niyeti göstermekteydi 34 . 241 yılında sona eren I. Kartaca Savaı sonucunda Romalıların Sicilya, Korsika ve Sardinya adalarında kurdukları hakimiyet ve Roma donanmasının gelimesi sonucunda Otranto Boğazı’nın karı kıyıları artık Roma için o kadar da uzak değildi 35 . Pyrrhos’un ölümünün ardından Epeiros Krallığı’nın zayıflayıp ortadan kalkmasıyla birlikte kuzeydeki Illyria bölgesindeki yerel hükümdarlar güçlenmeye balamıtı. Bu güçlenen hükümdarların Adriyatik kıyılarındaki korsanlığı da desteklemeleri güneydeki Yunan kent devletleri kadar bölgede ticari çıkarları bulunan Đtalyalı tüccarları da olumsuz etkilemekteydi 36 . Artık denizaırı toprakları bulunan ve bölgede çıkarları olumsuz etkilenen Roma, gönderdiği elçilik heyetlerinden de bir sonuç alamayınca 229 yılında ilk kez Adriyatik’in karı kıyılarına bir askeri müdahalede bulundu 37 .

229 yılı consul ları Cn. Fulvius Centumalus ve L. Postumius Albinus güçlü bir ordu ve donanmayla Illyria seferine gönderildiler 38 . Bölgedeki yerel güçleri mağlup edip anlama yaparak, kıyıdaki Yunan kentlerini koruması altına alan Romalılar, bu baarılarını Illyrialıların faaliyetlerinden dolayı sıkıntılar yaayan Yunanistan’daki Akhaia ve Aitolia kent birliklerine elçilik heyetleri göndererek duyurdular 39 . Ardından Romalılar, Atina ve Korinthos kentlerine elçilik heyetleri gönderdiler. Atina ile dostluk anlaması imzalayan heyet, Korinthos’ta da memnuniyetle karılanmı hatta bu heyet sadece Yunanlıların katıldığı Isthmos Oyunları’na “Onursal Yunanlılar” olarak

33 Cassius Dio, Rhomaika X fr. 41. Zonaras, Epitome VIII 6. Livius, Periochae XIV. Dionysios Halikarnasseus, Rhomaike Arkhaiologia XX 14, 1 v.d. Valerius Maximus, Factorum IV 3, 9. Iustinus, Epitoma XVIII 2, 9. MRR I 197. ERRINGTON 1972, 8. ERRINGTON 1989a, 83. FORSYTHE 2005, 358. 34 ERRINGTON 1989a, 84. 35 ERRINGTON 1989a, 84. 36 HARRIS 1979, 65. 37 I. Illyria Savaı olarak anılan bu sava için bkz. ERRINGTON 1972, 34 v.d. FERRARY 1978, 732 v.d. WALBANK 1981, 230. GRUEN 1986, 359 v.d. ERRINGTON 1989a, 85 v.d. DEROW 2005, 51 v.d. ECKSTEIN 2008, 30 v.d. 38 MRR I 228. 39 Polybios, Historiai II 12, 4 v.d. ERRINGTON 1972, 40. HARRIS 1979, 137 v.d. GRUEN 1986, 368.

14

katılmılardı 40 . Roma, bu galibiyeti ve ardından gerçekletirilen elçilik faaliyetleri ile Yunanistan’daki kent devletleri arasında adını duyurmaya balamıtı.

Roma’nın Adriyatik’in karı kıyılarına yaptığı ikinci askeri sefer on yıl sonra gerçekleti. I. Illyria Savaı’nın sonunda Romalılara destek veren Illyrialı komutan Pharoslu Demetrios, yapılan anlamanın ardından etkinliğini arttırarak Illyria’nın en güçlü yöneticisi konumuna gelmiti 41 . Makedonya kralı III. Antigonos Doson ile iyi ilikiler kuran Demetrios, kralın Akhaia Birliği’nin yanında Sparta’ya karı düzenlediği sefere katılmıtı 42 . Gittikçe güçlenen ve korsanlık faaliyetlerinde bulunan Demetrios’un Roma’nın birinci sava sonunda koruma altına aldığı Adriyatik kıyısındaki Yunan kentlerini ele geçirmesi ve yağmalaması sonucu 219 yılının iki consul u, Aemilius Paullus ve Livius Salinator, emirlerine ordular verilerek Illyria’ya gönderildiler 43 . Mağlup olan Demetrios’un, müttefiki Makedonya’nın yeni tahta çıkan genç kralı V. Philippos’a sığınması yakın gelecekte Makedonya Krallığı ile Roma’yı karı karıya getirecek olaylardan ilki olacaktır 44 .

Hellenistik dönem kıta Yunanistan’ındaki balıca siyasi gelimelerinden biri kent birliklerinin önem kazanmasıydı. Bu kent birliklerinin en önemlileri Orta Yunanistan’ın batısındaki Aitolia Birliği ve Peloponnesos yarımadasının kuzey ve orta bölümündeki Akhaia Birliği’ydi 45 . Antigonos Doson’un Akhaia Birliği ve diğer bazı kentler ile kurduğu ittifakı devam ettiren V. Philippos, bu ittifaktan rahatsız olan Aitolia Birliği’ne karı sava açmıtı 46 . Bu sırada Romalılar esas olarak 218 yılında balayan II. Kartaca Savaı ile megul olsalar dahi Adriyatik’in karı kıyısındaki gelimelere kayıtsız kalmadılar. 217 yılında Makedonya kralı V. Philippos’a gönderilen Romalı

40 Polybios, Historiai II 12, 7 v.d. Zonaras, Epitome VIII 19. “ Onursal Yunanlılar ”: ERRINGTON 1989a, 90. ECKSTEIN 2008, 41. 41 Pharoslu Demetrios için bkz. ECKSTEIN 2008, 58 v.d. ERRINGTON 1972, 102 v.d. 42 Polybios, Historiai III 16, 3. 43 MRR I 236. 44 Polybios, Historiai III 19, 9 v.d. Zonaras, Epitome VIII 20. Appianos, Illyrike II 8. FERRARY 1978, 734. GRUEN 1986, 373. DEROW 2005, 53 v.d. ECKSTEIN 2008, 70 v.d. 45 Bkz. WALBANK 1981, 152 v.d. WALBANK 1984a, 232 v.d. 46 Müttefikler Savaı (220217) olarak bilinen bu sava için bkz. WALBANK 1984b, 473 v.d.

15

elçiler, kraldan Pharoslu Demetrios’un kendilerine teslim edilmesini istediler 47 . Bu, aynı zamanda Roma ile Makedonya Krallığı arasında gerçekleen ilk diplomatik temastı 48 .

Pharoslu Demetrios teslim edilmek bir yana, V. Philippos’un en önemli danımanı konumuna geldi 49 . Romalıların 217 yılı Haziran’ında Hannibal karısında Trasimene Gölü yakınlarında uğradıkları ağır mağlubiyetin haberini alan Philippos, danımanı Demetrios’un etkisiyle Aitolia ile alelacele bir barı anlaması yapıp ilgisini Adriyatik kıyılarına, Illyria’ya yöneltti 50 . Polybios’daki ifadeye göre Philippos’un amacı Illyria’yı ele geçirdikten sonra Roma’nın bu zayıf durumundan yararlanarak Đtalya’ya bir sefer düzenlemekti 51 .

Philippos’un Illyria’daki faaliyetleri sırasında Hannibal’in Romalılar karısında Cannae zaferinin (216) ardından Hannibal ile Philippos arasında 215 yılında Roma’ya karı imzalanan ittifak anlaması Roma’nın Hellenistik doğu ile ilikilerinde uzun vadeli sonuçları olacak önemli bir gelime olmutur52 . Romalılar bu anlamadan haberdar olunca Philippos’un Illyria’da Đtalya’ya karı düzenleyeceği olası bir seferde üs edinmesini engellemek üzere 214 yılında Illyria kıyılarına bir sefer düzenlediler 53 . Donanmanın komutanı propraetor M. Valerius Laevinus 54 , kralın donanmasının bulunduğu Orykos kentine ani bir baskın düzenleyince V. Philippos, donanmasını yakarak Makedonya’ya çekilmek zorunda kaldı 55 . Böylece I. Makedonya Savaı balamı oldu.

1.2 I. Makedonya Savaı’ndan Phoinike Anlaması’na (211205)

Philippos donanmasını kaybetse de halen güçlü kara ordusuyla Roma için bir tehdit oluturmaya devam ediyordu. Ancak Illyria kıyılarında üstünlüğe sahip olan

47 Livius, ab Urbe Condita XXII 33, 3. 48 DEROW 2005, 54. 49 WALBANK 1984b, 478. 50 Polybios, Historiai V 101, 6 v.d. ERRINGTON 1972, 110. WALBANK 1984b, 481. ERRINGTON 1989a, 94. 51 Polybios, Historiai V 101, 8 v.d. 52 Polybios, Historiai VII 9, 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXIII 33, 9 v.d. Appianos, Makedonike I. Eutropius, Breviarium III 12, 3. Zonaras, Epitome IX 4. WALBANK 1981, 232. GRUEN 1986, 375 v.d. ERRINGTON 1989a, 96 v.d. ECKSTEIN 2008, 83 v.d. 53 Livius, ab Urbe Condita XXIV 40, 1 v.d. ECKSTEIN 2008, 86. 54 MRR I 260. 55 Polybios, Historiai V 110, 8 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXIV 40, 17.

16

Roma’nın Hannibal ile sava devam ederken bölgeye bir kara ordusu gönderme olanağı bulunmuyordu. Bu durumda Laevinus, Philippos’a karı ittifak oluturmak için 212 yılında Makedonya’nın ezeli dümanı olan Aitolia Birliği ile görümelere baladı 56 . Buradaki amaç Philippos’u Yunanistan’da megul ederek onu Adriyatik’ten uzak tutmaktı 57 . Antik edebi kaynaklarımızdan Livius’ta, artlarına değinilen RomaAitolia anlamasının 58 orijinal metninin bir kısmı epigrafik olarak da günümüze ulamıtır 59 . Anlama artlarından konumuz açısından en önemli olanı, bu ittifaka (Makedonya ve müttefiklerinin dümanları olarak) katılabilecek üçüncü taraflar sayılırken Pergamon kralı I. Attalos’un da belirtilmesidir 60 .

241 yılında Pergamon tahtına çıkan I. Attalos, hakimiyetinin ilk yıllarında Galatlara karı elde ettiği zaferinin ardından Batı Anadolu’daki Yunan kent devletleri tarafından “kurtarıcı” (= Σωτήρ) olarak selamlanırken kendisi de kral (= Βασιλεύς) unvanını alarak Seleukoslara karı bağımsızlığını ilan etmiti 61 . Seleukoslara karı verdiği uzun fakat baarılı mücadelenin ardından Ege havzasında etkinliğini arttıran ve Aitolia Birliği ile 219 yılından öncelere giden ilikileri bulunan Attalos, RomaAitolia ittifakına girerek etkin rol oynamıtır 62 . Attalos, 210 yılından 208’e kadar Yunanistan’ın doğu kıyılarındaki mücadelelere ordusu ve donanmasıyla aktif bir biçimde katıldı 63 . Ancak Attalos, 208 yılında kuzey komusu Bithynia kralı I. Prousias’ın topraklarına saldırdığı haberini alması üzerine aceleyle ülkesine geri döndü 64 .

56 Livius, ab Urbe Condita XXVI 24, 1 v.d. ERRINGTON 1972, 113. 57 HARRIS 1979, 207. ERRINGTON 1989a, 99. ECKSTEIN 2008, 89. 58 Livius, ab Urbe Condita XXVI 24, 7 v.d. 59 IG IX² 2, 241 = SEG XIII 382. SHERK 1984, 1 v.d., no. 2. Bu epigrafik belge, Roma’nın Hellenistik doğu ile diplomatik ilikilerine dair elimizdeki en eski orijinal kayıttır, SHERK 1984, 2. Kr. ERRINGTON 1972, 114. WALBANK 1981, 232 v.d. 60 Livius, ab Urbe Condita XXVI 24, 9. Kr.: Livius, ab Urbe Condita XXXI 46, 3. GRUEN 1986, 530. ECKSTEIN 2008, 90. 61 I. v. Pergamon 43; 44. SEG XL 1134 A. OGIS 289. Polybios, Historiai XVIII 41, 7. Livius, ab Urbe Condita XXXIII 21, 3. XXXVIII 16, 14. Strabon, Geographika XIII 4, 2. ROSTOVTZEFF 1941, 555. MAGIE 1950, 734 v.d., dn. 20. MCSHANE 1964, 60. HANSEN 1971. ALLEN 1984, 30 v.d.; 195 v.d. MITCHELL 1993, 21 v.d. Kr. STROBEL 2002, 3. 62 MAGIE 1950, 12. MCSHANE 1964, 105 v.d. HANSEN 1971, 47. ALLEN 1983, 66 v.d. 63 Bkz. Livius, ab Urbe Condita XXVII 29, 10 v.d.; XXVIII 5, 1 v.d. Polybios, Historiai X 42, 1 v.d. MAGIE 1950, 743 v.d., dn. 34. MCSHANE 1964, 107 v.d. HANSEN 1971, 48 v.d. 64 Livius, ab Urbe Condita XXVIII 7, 10. Cassius Dio, Rhomaika XVII 57 v.d. MAGIE 1950, 313, 1196, dn. 37. MCSHANE 1964, 111. HANSEN 1971, 49. ERRINGTON 1972, 115.

17

Đskender’in ölümünün ardından Lysimakhos’un payına düen Bithynia’da bölgenin yerlisi bir hükümdar olan Zipoites, Lysimakhos’a karı direni göstermi ve 297/296 yılında kral unvanını alarak bağımsızlığını kazanmıtı 65 . Oğlu I. Nikomedes bakent olacak olan Nikomedeia’yı kurarak Propontis (= Marmara Denizi) kıyısında önemli bir üsse sahip olmu ayrıca Karadeniz kıyısında da etkinliğini arttırmıtı 66 . Nikomedes’in önemli bir siyasal hamlesi Batı Anadolu’daki kentler ve Pergamon Krallığı için büyük problemler yaratacak olan Galatların 278/277 yılında Anadolu’ya geçirilmesi olmutur 67 . Bithynia Krallığı’nın bu dönemden itibaren geleneksel politikası Seleukoslara karı bölgedeki egemenliğini sağlamlatırmak olmutur 68 .

Babası Ziaelas’tan artık yerleik bir krallık devralan I. Prousias’ın Makedonya kralı II. Demetrios’un kızı ve daha sonra kral olacak olan V. Philippos’un kız kardei Apame ile evlenmesi Bithynia Krallığı’nın Hellenistik dünyadaki önemini daha da arttırmıtı 69 . I. Makedonya Savaı’nda Philippos’a destek için ona gemiler gönderen Prousias’ın Pergamon topraklarına 208 yılında yaptığı yukarıda sözü edilen saldırısı da üphesiz Philippos’un isteği sonucu gerçeklemiti 70 .

Bu olayın ardından Yunanistan’da Roma ile Makedonya arasında önemli bir askeri çarpıma olmaksızın iki taraf 205 yılında Epeiros’un Phoinike kentinde anlama imzaladı 71 . Konumuz açısından anlama artlarından daha da önemli olanı anlamada taraf olan kent ve krallardır: Buna göre Bithynia kralı I. Prousias, Makedonya kralı V. Philippos’un tarafından; Ilion kenti ile Pergamon kralı I. Attalos da Roma tarafından isimleri anlamaya eklenen taraflar (= foederi adscripti ) arasındaydı 72 . I. Attalos ve Ilion bu ekilde Roma tarafından muhtemelen dost (= amicus ) olarak kabul

65 Memnon, Peri Herakleias 6, 3; 12, 4. Kr. Diodoros, Bibliotheke XIX 60, 2. MAGIE 1950, 311; 1194, dn. 32. VITUCCI 1953, 11 v.d. HEINEN 1984, 425. SARTRE 1995, 35 v.d. 66 Strabon, Geographika XII 4, 2. Memnon, Peri Herakleias 12, 1. Kr. Pausanias, Periegesis V 12, 7. MAGIE 1950, 312. COHEN 1995, 400. Ayr. bkz. Ek 2. 67 Bkz. MAGIE 1950, 311, 730, dn. 10. VITUCCI 1953, 25 v.d. MITCHELL 1993, 15 v.d. SARTRE 1995, 39 v.d. KAYA 2000, 18 v.d. ARSLAN 2000, 54 v.d. STROBEL 2002, 5. 68 MAGIE 1950, 311 v.d. 69 Bkz. Polybios, Historiai XV 22, 1 v.d. Kr. Strabon, Geographika XII 4, 3. VITUCCI 1953, 44. 70 Livius, ab Urbe Condita XXVII 30, 16. MCSHANE 1964, 111. HANSEN 1971, 49. ERRINGTON 1972, 115. 71 Livius, ab Urbe Condita XXIX 12, 8 v.d. ERRINGTON 1972, 117. 72 Livius, ab Urbe Condita XXIX 12, 14. In has condiciones cum pax conveniret, ab rege foederi adscripti Prusia Bithyniae rex, … ab Romanis Ilienses, Attalus rex …

18

edilmilerdi 73 . Böylece Anadolu’daki Hellenistik krallıklardan Pergamon’un Roma ile ilk ilikileri dostluk üzerine kurulurken Bithynia Krallığı’nın Roma’ya karı tarafta yer aldığı görülmektedir.

Ilion kentinin sürpriz bir ekilde anlamada yer alması modern aratırmacılar arasında bir uzlamazlık konusudur. Bir görüe göre Ilion, muhtemelen gerçek anlamada metninde bulunmayıp Livius tarafından sonradan metne eklenmitir 74 . Diğer görüe göre ise I. Attalos ile yakın ilikileri bulunan Ilion, kralın Yunanistan seferine gemiler göndererek destek vermi olabileceğinden ve Ilion kentinin Roma ile olan mitolojik bağlantılarından yola çıkılarak bu ifadenin doğru olabileceği öne sürülmektedir 75 .

1.3 Phoinike’den II. Makedonya Savaı Sonuna (205196)

Anadolu’ya yapılan ilk Roma elçilik heyeti Phoinike Anlaması’nın imzalandığı yılda gerçeklemitir. 205 yılında Roma’nın Hannibal ile yürüttüğü II. Kartaca Savaı devam etmekteydi. Bazı tanrısal iaretler sonucunda Sibylla kitaplarına danıan Romalılar, oradaki kehanetten Đtalya’yı igal eden yabancı dümanın ancak Ana Tanrıça’nın Roma’ya getirilmesi ile alt edilebileceğini öğrendiler 76 . Bunun üzerine be kiilik elçilik heyeti Anadolu’ya gelerek burada diplomatik ilikileri bulunan tek kral olan I. Attalos’un aracılığıyla tanrıçayı sembolize eden taı Roma’ya götürdüler 77 . Bu taın Anadolu’daki en önemli Ana Tanrıça tapınım merkezlerinden olan, tapınak devleti Pessinous’tan mı yoksa Ida Dağı’ndan mı getirildiği konusunda antik edebi

73 ERRINGTON 1989a, 105 v.d. HARRIS 1979, 207. Roma ile I. Attalos arasındaki dostluk (= amicitia ) belki de daha 211 yılında Attalos’un AitoliaRoma ittifakına girmesiyle balamıtı, kr. Livius, ab Urbe Condita XXVI 24, 9. FERENBACH 1895, 22 v.d. ERRINGTON 1972, 117. ECKSTEIN 2008, 90. I. Attalos daha sonra Livius tarafından (II. Eumenes’in ağzından) Yunanistan ve Asia’da Roma ile dostluk kuran ilk kral olarak tanımlanacaktır. Bkz. Livius, ab Urbe Condita XXXVII 53, 7: qui primus omnium Asiam Graeciamque incolentium in amicitiam venit . Kr. Strabon, Geographika XIII 4, 2. SANDS 1908, 29; 184 v.d. BADIAN 1958, 59. FERRARY 1978, 736 v.d. GRUEN 1986, 20; 77 v.d.; 530 v.d. KAYA 1996, 211. 74 ECKSTEIN 2008, 114, dn. 147. Ayr. bkz. MAGIE 1939, 162. BADIAN 1958, 59. MAGIE 1950, 745, dn. 35. 75 MCSHANE 1964, 112. ERRINGTON 1972, 281 v.d., dn. 28. ERRINGTON 1989a, 105. GRUEN 1990, 30 v.d. ERSKINE 2001, 175; 209; 221 v.d. 76 Livius, ab Urbe Condita XXIX 10, 4 v.d. 77 Bu elçilik heyeti ve bu konudaki antik kaynaklar için bkz. MRR I 304.

19

kaynaklardaki çelikili ifadeler modern aratırmacıları farklı görüler öne sürmeye itmitir 78 .

Birçoklarına göre bu elçilik faaliyetinin politik bir amacı da olup Ida Dağı’ndaki Mater kültünün Roma’ya getirilmesi ile bir yandan Roma’nın Troialı kökenlerine yönelik bir giriimde bulunulmu, diğer yandan da Anadolu’da güçlü bir krallık olan Pergamon ile olan diplomatik ilikiler güçlendirilmiti 79 . Bu bağlamda Phoinike Anlaması’nda Roma tarafında Attalos ile birlikte Ilion kentinin de adının geçmesi daha açık hale gelmektedir.

204 yılında Mısır kralı IV. Ptolemaios Philopator’un ölümü ve yerine çocuk yataki kral V. Ptolemaios Epiphanes’in geçmesi üzerine Mısır’da karııklıklar ortaya çıkmıtı 80 . Hellenistik dünyanın diğer iki büyük devleti olan Makedonya ve Suriye kralları V. Philippos ile III. Antiokhos’un gizli bir anlama yaparak Mısır’ın topraklarını paylama planları Hellenistik dünyadaki güçler dengesinin esaslı olarak değimesi anlamına geliyordu 81 . Phoinike Barıı’nın ardından Philippos ile Hannibal’in ittifakını nihai olarak engellemeyi baaran Roma, ilgisini esas olarak Hannibal ile olan savaa döndürürken Philippos’un yeni faaliyet alanı bu sefer Ege Denizi olacaktır. Philippos’un Ege adalarında ve Karia kıyılarındaki faaliyetlerinden en çok rahatsız olan devlet üphesiz Rodos Cumhuriyeti idi 82 .

Ege Denizindeki faaliyetlerine devam eden V. Philippos, 202 yılında kuzeye yönelerek Hellespontos, Propontis ve Bosporos bölgelerindeki Yunan kentlerini ele geçirmeye baladı 83 . Philippos, bu seferi sırasında ele geçirdiği kentlerden Kios ve Myrleia’yı kayınbiraderi I. Prousias’a verince, Bithynia kralı da ele geçirdiği bu kentlere sırasıyla Prousias (= Lat. Prusias ad Mare ) ve karısının adı olan Apameia

78 Bu konudaki antik kaynakça ve modern yazarlardaki çeitli görüler için bkz. MRR I 304. HANSEN 1971, 50 v.d. VIRGILIO 1981, 43 v.d. GRUEN 1990, 5 v.d. ROLLER 1999, 263 v.d. ERSKINE 2001, 225 v.d. 79 Bkz. GRUEN 1990, 30 v.d. ERSKINE 2001, 222, dn. 94. MCSHANE 1964, 111 v.d. Contra : ECKSTEIN 2008, 122 v.d. 80 ERRINGTON 1989b, 250 v.d. ECKSTEIN 2008, 124 v.d. 81 Polybios, Historiai III 2, 8; XV 20, 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXI 14, 5. Iustinus, Epitoma XXX 2, 8. MCSHANE 1964, 117. GRUEN 1986, 387 v.d.; 533. MA 1999, 74 v.d. ECKSTEIN 2008, 128 v.d. Kr. MAGIE 1950, 15, 750, dn. 42. BURASELIS 1996, 154 v.d. 82 MAGIE 1950, 13. AGER 1991, 20. 83 MCSHANE 1964, 118. ERRINGTON 1989b, 252.

20

adlarını verdi 84 . Philippos’un Hellespontos, Propontis ve Bosporos bölgelerindeki kentleri ele geçirmesi ve Karadeniz’den gelen ticaret yollarına hakim olması sonucu Ege Denizi kıyılarındaki Yunan kentleri arasında ona karı duyulan dümanlık daha da arttı, bundan da önemlisi V. Philippos ile III. Antiokhos’un gizlice anlaması ve Philippos’un bu son faaliyetleri Ege Denizi’nde çatıan politik ve ticari çıkarları nedeniyle araları pek de sıcak olmayan iki devleti, Rodos ve Pergamon’u, ister istemez yakınlatırdı 85 .

201 yılında I. Attalos ve Rodos’un V. Philippos’a karı gerçekletirdiği sava sırasında Attalos’un bakenti Pergamon dahi Philippos tarafından kuatılsa da 86 nihayetinde kral, Makedonya’ya geri çekildi 87 . Bu olayın ardından 201 yılında Atina’nın yanı sıra Pergamon ve Rodos elçilerinin bizzat Roma’ya giderek Senato’dan Makedonya ve Seleukoslara karı yardım istemeleri 88 ve Roma’nın bu taleplere olumlu yanıt vermesi 89 A. M. Eckstein tarafından “Diplomatik Devrim” olarak tanımlanır 90 . Buna göre Ptolemaiosların zayıflaması sonucu Hellenistik dünyada Makedonya ve Suriye krallıkları lehine değien güçler dengesi Roma’nın müdahalesi ile yeniden değierek Roma’nın egemen güç olması süreci balayacaktır 91 . Bu süreçte ileriki satırlarda görülecek olan en önemli olgulardan biri Hellenistik dünya ile Roma arasından gidip gelen elçilik heyetleri olacaktır 92 .

201 yılında Hannibal’e karı giritiği savaı baarı ile tamamlayıp Hellenistik dünyadan gelen elçilik heyetlerine olumlu cevap veren Roma, Philippos’a gönderdiği

84 Strabon, Geographika XII 4, 3. Polybios, Historiai XV 23, 9 v.d. MAGIE 1950, 306. COHEN 1995, 392; 405. 85 MCSHANE 1964, 96 v.d.; 117; 119 v.d. HANSEN 1971, 53. ECKSTEIN 2008, 195 v.d. 86 V. Philippos’un, Pergamon kuatmasının ardından ordusuna yiyecek sağlamak için III. Antiokhos ile yaptığı anlama gereği Seleukosların Sardeis’te bulunan valisi Zeuksis’ten yardım talep etmesi için; bkz. Polybios, Historiai XVI 1, 8. MCSHANE 1964, 121 v.d. MA 1999, 74; 77. ECKSTEIN 2008, 168 v.d. 87 Polybios, Historiai XVI 24, 1 v.d. MAGIE 1950, 15. HANSEN 1971, 56 v.d. MA 1999, 78. 88 II. Makedonya Savaı öncesi Hellenistik doğudan Roma’ya yapılan elçilik heyetlerinin kronolojisi ile bu konudaki antik ve modern kaynakça için bkz. ERRINGTON 1972, 134 v.d. FERRARY 1978, 738 v.d. HARRIS 1979, 216 v.d. GRUEN 1986, 21 v.d.; 383 v.d. MEADOWS 1993, 40 v.d. ECKSTEIN 2008, 181 v.d.; 230 v.d. 89 Roma’nın II. Makedonya Savaı’nı balatmasının olası gerekçeleri için bkz. BURASELIS 1996, 149 v.d. 90 ECKSTEIN 2008, 181 v.d.; 230 v.d. 91 ECKSTEIN 2008, 181 v.d.; 226 v.d.; 230 v.d.; 265 v.d. 92 Kr. ERRINGTON 2008, 222.

21

ultimatum da kraldan “Yunanlılara karı savamamasını” ve Attalos’a verdiği zararları telafi etmesini talep ediyordu 93 . V. Philippos’un, Abydos kuatması sırasında bizzat Romalı elçi L. Aemilius Lepidus tarafından kendisine iletilen ikinci ultimatum a da olumlu yanıt vermemesinin ardından II. Makedonya Savaı balamı oldu 94 .

I. Makedonya Savaı’nın aksine bu sefer güçlü bir orduyla Adriyatik’i geçen Romalıların Makedonya kralına karı gerçekletirdiği askeri harekata Pergamon kralı I. Attalos önderliğinde, Hellenistik dünyanın diğer birçok devleti de aktif olarak katıldı 95 . 197 yılındaki Kynoskephalai Savaı’nda Roma, V. Philippos’a karı kazandığı zaferin ardından yapılan barı görümeleri 96 sonucunda bir Senatus Consultum ile “Avrupa ve Asia’daki tüm Yunanlıların özgür ve kendi yasalarına tabi” olduklarını 196 yılındaki Isthmos Oyunları sırasında göz alıcı bir ekilde duyurdu 97 . Yapılan barı anlamasında, kralın sava sırasında Anadolu’da ele geçirdiği Euromos, Pedasa, Bargylia, Iasos, Abydos ve Myrina kentlerinden garnizonlarını çekmesi kararlatırılıp bu kentlerin özgür oldukları bilhassa belirtiliyordu 98 . Ayrıca savata V. Philippos tarafından ele geçirilip I. Prousias’a verilen Kios’un da özgür olduğu Prousias’a gönderilen bir mektup ile bildirildi 99 .

Roma’nın bu kararında konumuz açısından iki önemli husus bulunmaktadır. Birincisi, Roma’nın Hellenistik doğu ile ilgili artık aktif bir rol takınıp Büyük Đskender ve diadokh lar zamanından beri etkin olarak kullanılan “ Yunanlıların bağımsızlığı ”

93 Livius, ab Urbe Condita XXXI 2, 2 v.d. Polybios, Historiai XVI 27, 2; 34, 3 v.d. MAGIE 1950, 15; 751 v.d., dn. 44. MCSHANE 1964, 123. HANSEN 1971, 59 v.d. ERRINGTON 1972, 137. ERRINGTON 1989b, 255. MEADOWS 1993, 58. AGER 1996, 164. DEROW 2005, 59. 94 Polybios, Historiai XVI 34, 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXI 18, 1 v.d. Diodoros, Bibliotheke XXVIII 6. MRR I 325. MAGIE 1950, 15; 751 v.d. ERRINGTON 1972, 140. AGER 1996, 165. DEROW 2005, 60. ECKSTEIN 2008, 277 v.d. 95 Bkz. MAGIE 1950, 16. MCSHANE 1964, 127 v.d. HANSEN 1971, 60 v.d. KAYA 1996, 214. ECKSTEIN 2008, 276 v.d. 96 Yapılan barı görümeleri için bkz. WALSH 1996, 345 v.d. 97 Polybios, Historiai XVIII 44, 2: τοὺς ὲν ἄλλους Ἕλληνας πάντας, τούς τε κατὰ τὴν Ἀσίαν καὶ κατὰ τὴν Εὐρώπην, ἐλευθέρους ὑπάρχειν καὶ νόοις χρῆσθαι τοῖς ἰδίοις. 46, 1 v.d. Kr. Plutarkhos, Flamininus X 3 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXIII 32, 5. Valerius Maximus, Factorum IV 8, 5. ERRINGTON 1972, 153. FERRARY 1978, 740 v.d. FERRARY 1988, 135. WALSH 1996, 344 v.d. ECKSTEIN 2008, 283 v.d. HARRIS 1979, 142. DMITRIEV 2011, 153 v.d. 98 Polybios, Historiai XVIII 44, 4: ἐλευθέρας. Livius, ab Urbe Condita XXXIII 30, 3: eas quoque enim placere liberas esse . 99 Polybios, Historiai XVIII 44, 5. Livius, ab Urbe Condita XXXIII 30, 4.

22

sloganını benimseyerek bunu bir politik araç olarak kullanmaya balamasıdır 100 . Konumuz açısından ikinci önemli husus ise Roma’nın, aldığı bu kararın Yunanistan ile sınırlı olmayıp Anadolu’yu da kapsamasıdır. Bu kararın alınmasında üphesiz 197 yılından itibaren gözünü Anadolu’ya dikerek burayı yeniden egemenliği altına almak adına sefere çıkan Seleukoslar kralı III. Antiokhos’un faaliyetleri de rol oynamıtır 101 .

1.4 Antiokhos Savaı ve Apameia Anlaması Süreci (196188)

Romalıların yukarıda sözü edilen 200 yılında gönderdiği elçilik heyeti sadece V. Philippos’a değil III. Antiokhos’a da gönderilmiti. Antiokhos’tan istenen Ptolemaioslar ile uzlaması ve Mısır’a saldırmamasıydı 102 . Roma ile Seleukoslar arasındaki bu ilk temasın ardından 197 yılında balayan III. Antiokhos’un Anadolu seferi, bu iki güç arasındaki savaı balatacak gelimelerin ilki olacaktır. Atası I. Seleukos’tan kalan topraklarda hak iddia ederek Anadolu’ya askeri harekat düzenleyen Suriye kralı III. Antiokhos 197 yılında Anadolu’nun güney kıyıları boyunca ilerlemi, ardından kuzeye yönelerek 196 yılında faaliyet alanını Hellespontos’un karı kıyısına kadar geniletmiti 103 .

196 yılında Isthmos Oyunları’nda Yunanlıların bağımsızlığını duyuran elçilik heyeti, bunun hemen ardından gelen Antiokhos’un elçileriyle yaptıkları görümede iki eyi vurgulamılardı: Birincisi kralın Asia’daki bağımsız Yunan kentlerine dokunmaması, ikincisi bir orduyla Avrupa’ya geçmemesi 104 . Antiokhos’un bu seferi sırasında Anadolu’daki bazı Yunan kent devletlerinin Roma Senatosu’na bavurmaları

100 Yunan kentlerinin bağımsızlığı sloganı için bkz. SEAGERTUPLIN 1980, 141 v.d. (Hellenistik dönem öncesi). ERRINGTON 1972, 151 v.d. SEAGER 1981, 106 v.d. WALBANK 1981, 233. GRUEN 1986, 134 v.d.; 164 v.d. WALSH 1996, 344 v.d. ECKSTEIN 2008, 283 v.d. DMITRIEV 2011, 67 v.d.; 112 v.d. 101 BADIAN 1958, 72 v.d. ERRINGTON 1972, 153. FERRARY 1988, 141. ERRINGTON 1989b, 270. DEROW 2005, 61 v.d. MA 1999, 82; 95. Kr. DMITRIEV 2011, 158. 102 Polybios, Historiai XVI 27, 5. Iustinus, Epitoma XXX 3, 3; XXXI 1, 2. ECKSTEIN 2008, 308. MA 1999, 73. 103 III. Antiokhos’un bu seferi için bkz. MA 1999, 82 v.d. ERRINGTON 1989b, 271. 104 Polybios, Historiai XVIII 47, 1 v.d.; 50, 7. Livius, ab Urbe Condita XXXIII 34, 3. Appianos, Syriake II 6. Kr. Plutarkhos, Flamininus XII, 1. Bu talepler kral ile Lysimakheia’da yapılan görümede de tekrarlanmıtı; bkz. Polybios, Historiai XVIII 51, 1 v.d. Kr. Livius, ab Urbe Condita XXXIII 39, 7 v.d. MRR I 337 v.d. MCSHANE 1964, 139 v.d. ERRINGTON 1972, 158 v.d. FERRARY 1978, 744 v.d. HARRIS 1979, 220 v.d. GRUEN 1986, 148. ERRINGTON 1989b, 274 v.d. FERRARY 2001, 94 v.d. DEROW 2005, 62. DMITRIEV 2011, 211 v.d.

23

Roma ile Anadolu’daki Yunan kent devletleri arasında tespit edilen ilk doğrudan diplomatik temasların da balangıcı olacaktır.

Hellespontos kıyısındaki Lampsakos kenti daha 197 yılında Roma’ya bir elçilik heyeti göndererek iki kent arasındaki (Lampsakos’un da Ilion’daki Athena Ilias Tapınağı etrafındaki birliğe üyeliğinden dolayı) akrabalığı (= συγγένεια) vurgulayıp kentin bağımsızlığı konusunda Romalılardan destek talep etmi, Romalılar da bu talebi kabul etmilerdi 105 . Lampsakosluların destek talebinin bo yere olmadığı bir yıl sonra kentlerinin III. Antiokhos’un saldırısına uğramasıyla anlaılacaktır. Lysimakheia’da Roma elçileriyle kral III. Antiokhos arasında yapılan görümelere kralın hakimiyetini kabul etmeyen Lampsakos ve Smyrna kentlerinin elçileri de Roma tarafından davet edilmilerdir 106 . Smyrna’nın Roma desteğine karılık 195 yılında ilk kez Tanrıça Roma (= Θεὰ Ῥώη) adına bir kült oluturması, daha sonra birçok kent tarafından takip edilecek bir uygulamanın öncüsü olmutur 107 . Görüldüğü üzere bu kült siyasal bir amaçla kurulmutu ve Smyrnalılar Tanrıça Roma aracılığıyla kendilerini Roma’nın koruması altına almı oluyorlardı 108 . 197 yılında Pergamon kralı I. Attalos’un ölümü III. Antiokhos’a Batı Anadolu’da karı koyabilecek tek yerel gücü de etkisiz hale getirmiti. Bu dönemde Pergamon’un genç ve tecrübesiz yeni kralı II. Eumenes’in egemenlik alanı Pergamon’un yakın çevresinden ibaret kalmıtı 109 .

Teos kentinden bir yazıt, Roma’nın bu dönemde Anadolu’daki bir Yunan kentiyle olan ilikisini gösteren önemli bir belgedir. Teoslular 194/3 yılında Antiokhos’un elçisi olarak Roma’da bulunan Menippos aracılığıyla yeni kurulan Dionysos festivali için tapınağın kutsallığının (= ἱερά) ve dokunulmazlığının (= ἀσυλία) Roma tarafından da onaylanmasını istemiler; Romalılar bu hakkı tanımı fakat bunun Teos ile Roma arasındaki karılıklı iyi niyet devam ettiği sürece geçerli olacağını

105 SIG 3 591 = I. Lampsakos 4. SHERK 1984, 4 v.d., no. 5. WALBANK 1981, 233 v.d. GRUEN 1986, 542 v.d. BAGNALL–DEROW 2004, 70 v.d., no. 35. MAGIE 1939, 164 v.d. FERRARY 1988, 133 v.d. ERRINGTON 1989b, 271. DEROW 2005, 62. MA 1999, 95 v.d. ERSKINE 2001, 169 v.d. 106 Polybios, Historiai XVIII 52, 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXIII 38, 3 v.d. Appianos, Syriake I 2. Diodoros, Bibliotheke XXIX 7. GRUEN 1986, 543; 623. AGER 1996, 215 v.d. MA 1999, 96. CADOUX 2003, 182 v.d. 107 Tacitus, Annales IV 56. MELLOR 1975, 14 v.d. CADOUX 2003, 183 v.d. 108 MAGIE 1939, 167. GRUEN 1986, 178. DIGNAS 2002, 113. 109 Strabon, Geographika XIII 4, 2. Polybios, Historiai XXXII 8, 3. MCSHANE 1964, 136. HANSEN 1971, 70. GRUEN 1986, 544. DMITRIEV 2005b, 72 v.d. Kr. ECKSTEIN 2008, 310.

24

vurgulamılardı 110 . Metinde Roma halkı tarafından kentin vergi bağııklığının onaylandığının belirtilmesi her durumda Roma’nın III. Antiokhos’un etki alanındaki bir kent üzerindeki tasarruf hakkını göstermesi bakımından önemlidir 111 .

197’den 193 yılına kadar Roma ile III. Antiokhos arasında gidip gelen elçilik heyetleri ile kurulan diplomatik ilikilerde Romalıların kraldan asıl talebi Asia’daki Yunan kent devletlerinin bağımsızlığından ziyade ve kralın bir orduyla Avrupa’ya geçmemesi iken kralın üzerinde durduğu konu kendisinin atalarından kalan bu topraklar üzerindeki hakkıydı 112 . Roma ile III. Antiokhos arasındaki sonuçsuz diplomatik temasların ardından Antiokhos’un, Aitolia Birliği’nin desteğiyle 192 yılında ordusuyla birlikte Yunanistan’a girmesi Roma’nın askeri müdahalesini kaçınılmaz kıldı 113 . 191 yılında Thermopylai’da III. Antiokhos’un mağlup edilmesinin ardından Ege Denizi’nde Roma’ya, müttefikleri Rodos ve Pergamon donanmalarının yanı sıra Smyrna, Erythrai, Miletos, Halikarnassos, Myndos, Knidos kentleri de gemiler göndererek destek vermilerdi 114 .

Nihayetinde Roma ordusu, kral Antiokhos’u takip ederek 190 yılında Anadolu’ya ayak bastığında Yunan kentlerinin bağımsızlığı politikasının geri plana itildiğini görmekteyiz 115 . III. Antiokhos, Anadolu’ya geçen Scipio kardelere Lampsakos, Smyrna, Aleksandreia Troas ile tüm diğer Ionia ve Aiolis kentlerinden çekilmeyi taahhüt etse de bu talep açıkça reddedildi 116 . Benimsenen yeni politika kralın Anadolu’dan tamamen geri çekilmesiydi 117 .

110 SIG 3 601 = IGR IV 1557 = SHERK 1969, 214 v.d., no. 34 = RIGSBY 1996, 314 v.d., no. 153, ll. 23 v.d.: διατηρούντων ὑῶν καὶ εἰς τὸ ετὰ ταῦτα τὴν πρὸς ἡᾶς εὔνοιαν. SHERK 1984, 9 v.d., no. 8. BAGNALL–DEROW 2004, 75 v.d., no. 39. MAGIE 1939, 169. ERRINGTON 1989b, 279. MA 1999, 100 v.d. DEROW 2005, 63. 111 SIG 3 601 = IGR IV 1557 = SHERK 1969, 214 v.d., no. 34 = RIGSBY 1996, 314 v.d., no. 153, ll. 19 v.d.: ἀφορολόγητον ἀπὸ τοῦ δήου τοῦ Ῥωαίων. SHERK 1984, 9 v.d., no. 8. BAGNALL–DEROW 2004, 75 v.d., no. 39. MAGIE 1939, 169. GRUEN 1986, 148 v.d. MA 1999, 101. 112 Roma ile III. Antiokhos arasındaki diplomatik ilikiler için bkz. MAGIE 1939, 167 v.d.; 169. MCSHANE 1964, 139 v.d. ERRINGTON 1972, 162 v.d.; 180 v.d. FERRARY 1978, 744 v.d. ERRINGTON 1989b, 274 v.d. KAYA 1996, 220 v.d. MA 1999, 97 v.d. ECKSTEIN 2008, 308 v.d. 113 Bkz. ERRINGTON 1972, 168 v.d. 114 Livius, ab Urbe Condita XXXVII 10, 11; 11, 14; 16, 1 v.d.; 22, 2. MAGIE 1939, 170. MCSHANE 1964, 143 v.d. HANSEN 1971, 78 v.d. GRUEN 1986, 545 v.d. 115 MAGIE 1939, 170. KAYA 1996, 224. Kr. ERRINGTON 1972, 180 v.d. 116 Polybios, Historiai XXI 13, 1 v.d.; 14, 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXVII 35, 2 v.d. Appianos, Syriake VI 29. Diodoros, Bibliotheke XXIX 7. ERINGTON 1972, 177 v.d. 117 Polybios, Historiai XXI 14, 8. MAGIE 1939, 170 v.d. BARONOWSKI 1991, 456.

25

Kral bu talebi kabul etmeyince Sipylos Magnesia’sı yakınlarında gerçekleen savata mağlup edilmitir 118 . Roma’nın bu savaında da ona en büyük yardımı denizde Rodos, karada Pergamon Krallığı vermi olup, Magnesia Savaı’nın kazanılmasında Pergamon süvarileri kilit rol oynamılardı 119 . Magnesia’da kral III. Antiokhos’un Anadolu’daki en önemli destekçileri ise Galatlar ile Kappadokia kralı IV. Ariarathes idi 120 . Bithynia Kralı I. Prousias ise Anadolu’ya geçen Roma ordusunun baındaki Scipio kardelerin diplomatik giriimleri sonucunda tarafsız kalmıtı 121 . Prousias, muhtemelen bu sırada Roma dostu olarak kabul edilmiti 122 .

Anadolu’daki Yunan kent devletleri de bu dönemde Roma ile doğrudan temasa geçerek bağımsızlıklarını ve ayrıcalıklarını devam ettirmek eğilimindeydiler. Scipio kardeler daha savatan önce kendilerine elçiler gönderen Latmos eteğindeki Herakleia kentine gönderdikleri cevapta sadece bu kentin değil, savata kendilerini desteklemi olan diğer kentlerin de özgür olduğunu duyurmulardı 123 . Sava sırasında Antiokhos’un kuatmasına karı koyan Kolophonlular da Scipio kardelere elçiler göndermiler ve karılığında kentin kutsal alanı olan Klaros’taki Apollon tapınağının dokunulmazlığını (= ἀσυλία) onaylatmılardı 124 . Bunların yanı sıra Phokaia kentinin sava sırasındaki tutumu ise bir Yunan kent devletinin iki büyük güç arasında birini desteklemekteki

118 MCSHANE 1964, 143 v.d. HANSEN 1971, 79 v.d. ERRINGTON 1989b, 282 v.d. ECKSTEIN 2008, 329 v.d. 119 Livius, ab Urbe Condita XXXVII 42, 7 v.d. Appianos, Syriake VI 36. Kr. Eutropius, Breviarium IV 4, 2. Iustinus, Epitoma XXXI 8, 5 v.d. MCSHANE 1964, 146. HANSEN 1971, 87. GRAINGER 1995, 25. BURTON 2003, 359 v.d. ECKSTEIN 2008, 329 v.d. 120 Livius, ab Urbe Condita XXXVII 31, 4; 40, 5; 10; 13. MCSHANE 1964, 145.GRAINGER 1995, 30. KAYA 2000, 54. ARSLAN 2000, 92 v.d. 121 Polybios, Historiai XXI 11, 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXVII 25, 4 v.d. Appianos, Syriake V 23. MAGIE 1950, 314. VITUCCI 1953, 54. MCSHANE 1964, 145. ERRINGTON 1972, 176 v.d. GRUEN 1986, 530. FERRARY 1988, 169. HABICHT 2006, 1. 122 Livius, ab Urbe Condita XXXVII 25, 8: Prusiam ad promerendam amicitiam suam compulit . FERRARY 1978, 748. HABICHT 1989, 325. HABICHT 2006, 2. Kr. SHERWINWHITE 1984, 44. Kr. SANDS 1908, 196 v.d. 123 SIG 3 618 = SHERK 1969, 217 v.d., no. 35 = MA 1999, 366 v.d., no. 45; 246 v.d. SHERK 1984, 13 v.d., no. 14. BAGNALL–DEROW 2004, 76 v.d., no. 40. AUSTIN 2006, 362, no. 202. JONES 1937, 53. MAGIE 1939, 171. FERRARY 1978, 747. BARONOWSKI 1991, 460 v.d., dn. 13. 124 SHERK 1969, 219 v.d., no. 36 = MA 1999, 368, no. 46; 246 = RIGSBY 1996, 352 v.d., no. 173. III. Antiokhos’un Kolophon’un liman kenti olan Notion’u kuatması için bkz. Livius, ab Urbe Condita XXXVII 26, 5 v.d.; 31, 3. Kr. LEHMANN 1998, 21 v.d.

26

kararsızlığını gösterir. Önce Roma’yı destekleyen kent, sonra karar değitirip Antiokhos’un tarafına geçince Roma ordusu tarafından ele geçirilip yağmalandı 125 .

Herakleia Pontikeli tarihçi Memnon’un aktardığına göre Herakleia kenti daha Magnesia Savaı’ndan önce Roma ile III. Antiokhos arasında arabuluculuk giriiminde bulunmu, savatan sonra da Herakleia kentinin Roma dostluğu onaylanmakla kalmayıp iki taraf arasında ittifak anlaması imzalanarak bronz tabletler Roma’daki Iupiter Capitolinus ve Herakleia’daki Zeus tapınaklarına yerletirilmiti 126 . Ancak Memnon’daki bu ifadelerin gerçekliği üpheli görülmektedir 127 .

189 yılı consul larından Cn. Manlius Vulso Anadolu’ya gönderilerek Scipio kardelerden orduyu devraldı 128 . Vulso Anadolu’ya ayak bastığında kral çoktan Torosların ötesine çekildiğinden o, muhtemelen Senato’nun kendisine verdiği yetkiyi de kullanarak, Antiokhos’a destek verenleri cezalandırıp, ordusu için gerekli olan para ve gıda maddesini sağlayacağı bir sefere çıktı 129 . Ancak Manlius’un balıca amacı Seleukoslar yanlısı birçok yerlemenin ve III. Antiokhos’un oğlu, prens Seleukos’un emrindeki ordunun kalan kısmının bulunduğu iç bölgede Seleukosların yeniden güçlenme ihtimalini ortadan kaldırmak ve Roma’nın gücünü göstermekti 130 . Pisidia içlerinden geçen Vulso, bu amacına ulamı, daha sonra Galatia içerine ilerleyerek Galatları iki çatımada ağır bir mağlubiyete uğratmıtı 131 . Böylece ilk kez bir Roma ordusu Anadolu içlerine kadar girip bölgedeki kent ve topluluklara karı doğrudan bir askeri harekat düzenlemi oluyordu. Seferinin ardından Ephesos’a dönen Vulso, Anadolu’nun birçok kent ve topluluğu tarafından zaferini kutlamak için gönderilen

125 Appianos, Syriake V 22. Livius, ab Urbe Condita XXXVI 43, 8; XXXVII 9, 1 v.d.; 32, 1 v.d. MA 1999, 247. 126 Memnon, Peri Herakleias 18, 6 v.d.; 10: Καὶ τέλος συνθῆκαι προῆλθον Ῥωαίοις τε καὶ Ἡρακλεώταις, ὴ φίλους εἶναι όνον ἀλλὰ καὶ συάχους ἀλλήλοις, καθ´ ὧν τε καὶ ὑπὲρ ὧν δεηθεῖεν ἑκάτεροι. AGER 1996, 256 v.d., no. 93. GRUEN 1986, 48; 735 v.d. 127 Bkz. MAGIE 1939, 178. GRUEN 1986, 48; 735 v.d. AGER 1996, 257. Kr. BADIAN 1958, 295. ÑACO DEL HOYO v.d. 2011, 295 v.d. 128 MRR I 360. 129 Bkz. RICH 1993, 56 v.d.; 58. HARRIS 1979, 223 v.d. GRAINGER 1995, 33 v.d. 130 Bkz. GRAINGER 1995, 24 v.d.; 37. 131 Manlius Vulso’nun seferi için bkz. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 12, 1 v.d. Polybios, Historiai XXI 33, v.d. HANSEN 1971, 88 v.d. HARRIS 1979, 223 v.d. SHERWINWHITE 1984, 21 v.d. RICH 1993, 56 v.d. MITCHELL 1993, 23 v.d. SARTRE 1995, 40 v.d. KAYA 2000, 55 v.d. ARSLAN 2000, 96 v.d.

27

elçileri kabul etti 132 . Manlius Vulso’nun Priene ile kenti arasındaki bir arazi anlamazlığı hakkında karar vermesi muhtemelen bu sırada gerçeklemiti 133 .

1.5 Apameia’dan Pydna’ya (188167)

189 yılında Roma’da gerçekletirilen barı görümelerinin ardından Senato’nun gönderdiği on kiilik elçilik heyeti (= decemviri ) ve artık proconsul olan Manlius Vulso ile kralın temsilcileri arasındaki nihai anlama 188 yılında Apameia kentinde yapıldı 134 . Anadolu’nun geleceğini derinden etkileyecek olan anlamanın artlarına göre kral III. Antiokhos, Roma ve Pergamon’a yüklü miktarda sava tazminatı ödeyecek, donanması küçültülecek ve en önemlisi kral hiçbir nedenle Toros Dağları’nın ve Halys Nehri’nin ötesine geçemeyecekti 135 . Kralın boalttığı araziler de büyük oranda Roma’nın savataki en önemli müttefikleri olan Pergamon ve Rodos arasında paylatırıldı. Buna göre Rodos’a Telmessos hariç Maiandros Nehri’nden itibaren Karia ve Lykia bölgeleri; Pergamon kralı II. Eumenes’e ise Hellespontos Phrygia’sı ve Büyük Phrygia, Mysia, Lykaonia, Milyas ve Lydia bölgeleri ile Tralleis, Ephesos ve Telmessos kentleri armağan olarak veriliyordu 136 .

Polybios, elçilerin kentlerin statüleri hakkında aldığı kararları da u ekilde açıklamaktadır 137 :

Önceleri [III.] Antiokhos’a vergi ödeyip, Roma’ya bağlı kalan bütün otonom kentler vergiden bağıık olacak; önceleri Kral [I.] Attalos’a vergi verenler yine aynı miktarı vergi olarak [II.] Eumenes’e ödeyecekler; savata Roma ile ittifaktan ayrılıp [III.] Antiokhos ile birleenler daha önce

132 Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 38, 1 v.d. Polybios, Historiai XXI 40, 1 v.d. ERRINGTON 1989b, 288. 133 I. v. Priene 40; 41 = SHERK 1969, 54 v.d., no. 10 AB. MAGIE 1950, 114; 965, dn. 86. AGER 1996, 270 v.d., no. 99; 456. 134 Polybios, Historiai XXI 18, 1 v.d.; XXI 40 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXVII 52, 1 v.d. XXXVIII 38, 1 v.d. MRR I 366. 135 Apameia Anlaması’nın artları için bkz. Polybios, Historiai XXI 42, 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 38, 1 v.d. MCSHANE 1964, 149 v.d. SHERWINWHITE 1984, 20 v.d. ERRINGTON 1989b, 287 v.d. AGER 1996, 266 v.d., no. 97. MA 1999, 247 v.d.; 282 v.d. AUSTIN 2006, 365 v.d., no. 205. ERRINGTON 2008, 223. ECKSTEIN 2008, 334 v.d. 136 Polybios, Historiai XXI 45, 7 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 39, 13; 14 v.d. JONES 1937, 51 v.d. SAVALLILESTRADE 2001, 80. 137 Historiai XXI 45, 23. Kr. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 39, 7 v.d.

28

Antiokhos’a ödedikleri her tür vergiyi Eumenes’e ödeyecekler.

Bu genel hükme rağmen bazı kentlerin durumları bizzat belirtilmitir. Bunlardan Notion’da yaayan Kolophonlular ile Kyme ve Mylasa kentleri vergiden bağıık tutulmu; kentine vergi bağııklığının yanı sıra hediye olarak Drymoussa Adası (= Uzunada) verilmi; Miletos kentine kutsal arazileri geri verilmi; Smyrna ve Erythrai kentlerine savata gösterdikleri büyük yararlılıklar dolayısıyla istedikleri tüm araziler verilmi; Phokaia kenti da affedilip kente eski arazileri ile yasaları geri verilmiti 138 .

Böylece anlamada en büyük payın Rodos’un ve bilhassa Pergamon Krallığı’nın aldığı görülmektedir. Bu düzenlemeyle Rodos ve Pergamon’a bırakılan bölgelerdeki Yunan kentlerinin otonomilerinde herhangi bir değiiklik olmayıp sadece bu kentlerin Roma’ya sadakatleri doğrultusunda bırakıldıkları bölgede Rodos ya da Pergamon idaresinden tamamen bağımsız ya da onların vergilerine tabi olmalarıyla ilgili bir düzenleme yapıldığı görülmektedir 139 . Roma’nın, Rodos ve Pergamon’a bıraktığı bölgelerdeki kentlerin statülerine bakıına ilikin bir bilgi ileriki bir tarihte gerçekleen olayda netleecektir. Rodos’un kendisine hediye olarak verilen Lykia’da doğrudan ve sert bir yönetime bavurması sonucu Lykia kentleri bu durumu Senato’ya ikayet edince cevap olarak Lykialıların Rodos’un müttefikleri oldukları belirtilmiti 140 . Kısacası Romalı elçilerin düzenlemelerinde Rodos ve Pergamon’a hediye olarak bırakılan bölgelerdeki kentler, doğrudan yönetilecek topluluklar olmaktan ziyade otonomiye sahip müttefikler (= socii ) olarak görülmekteydi ki bu, Roma’nın uzun süredir Đtalya’da uyguladığı egemenlik politikasına uyan bir durumdu 141 . Böylece Roma, Anadolu’daki Yunan kentlerinin özgürlüklerinin koruyucusu konumuna gelmiti. Yunan kentlerinin özgürlükleri Roma tarafından korunuyor olsa da bu durum Roma’nın tutumuna bağlıydı

138 Polybios, Historiai XXI 45, 4 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 39, 8 v.d. Kr. yuk. dn. 94. Bir kente arazilerinin ve yasalarının verilmesi demek çoğu kez o kentin bağımsız olması anlamına gelmekteydi, bkz. BARONOWSKI 1991, 460, dn. 13. 139 Bkz. BARONOWSKI 1991, 453 v.d.; 459 v.d. ALLEN 1983, 98 v.d. SHERWINWHITE 1984, 22 v.d. MA 1999, 247 v.d.; 282 v.d. Kr. ERRINGTON 1972, 181 v.d. BERNHARDT 1998, 22. SAVALLILESTRADE 2001, 80 v.d. ERRINGTON 2008, 224. 140 Polybios, Historiai XXI 5, 1 v.d.; XXV 5, 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XLI 6, 8 v.d. Kr. Appianos, Mithridateios IX 62. SHERWINWHITE 1984, 24. FERRARY 2001, 95. ECKSTEIN 2008, 355. 141 SHERWINWHITE 1984, 25; 26. Kr. BARONOWSKI 1991, 461 v.d.

29

ve ilan edilen bu özgürlüğün kayıtsızartsız olmayıp gerçekte kentlerin Roma’yı desteklemesine bağlı olduğu anlaılmıtı 142 .

Roma’nın Rodos ve Pergamon’a bıraktığı bölgeler dıında da düzenlemeler yaptığı görülmektedir. Bithynia Krallığı’nın durumu zaten Apameia Anlaması’ndan önce belli olmutu. Scipio kardelerin diplomatik faaliyetleri sayesinde III. Antiokhos’un ittifak teklifini reddeden I. Prousias’ın, tarafsız kalması karılığında topraklarındaki egemenliği tanınmıtı 143 . Fakat Apameia Anlaması’nda Phrygia Epiktetos’un II. Eumenes’e verilmesi ileride Bithynia ile Pergamon arasında büyük sorunlara neden olacaktır 144 . Ayrıca anlamadan hemen sonra Pamphylia bölgesinin Torosların ne tarafında dütüğü konusunda Eumenes ile Antiokhos’un elçileri arasında anlamazlık ba gösterdiğinde öyle görünüyor ki Roma Senatosu bu zor durum karısında Pamphylia’yı tarafsız bölge olarak kabul edip özgür ilan etti 145 .

Romalıların Anadolu’da Apameia Anlaması öncesinde doğrudan iliki kurduğu yerel güçlerden biri Galatlar idi. Daha önce belirtildiği üzere 278/277 yılında Anadolu’ya ayak basan Kelt kökenli Galatlar, Batı Anadolu’daki yağma ve talan hareketlerinin ardından Orta Anadolu’da Galatia olarak anılacak olan bölgeye yerlemilerdi 146 . Anadolu’ya geçmelerinin ardından üç ana kola ayrılan Galatlar, bölgeye de bu yapılanmaya göre yerletiler. Buna göre Tolistobogioi (= Τολιστοβώγιοι), bölgenin Sangarios nehrinin yukarı kesiminin bulunduğu batısına; Tektosages (= Τεκτοσάγες) Paphlagonia ile Lykaonia arasında bulunan merkezi bölgeye; Trokmoi (= Τροκοι) ise bölgenin Kızılırmak yayının içerisindeki doğu kısmına yerletiler 147 . Galatia bölgesi büyük oranda kabile yaamının hakim olduğu bir

142 BADIAN 1958, 81. ERRINGTON 2008, 224. 143 Polybios, Historiai XXI 11, 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXVII 25, 4 v.d. Appianos, Syriake V 23. MAGIE 1950, 314. VITUCCI 1953, 54. MCSHANE 1964, 145. ERRINGTON 1972, 176 v.d. GRUEN 1986, 530. FERRARY 1988, 169. HABICHT 2006, 1. 144 Bkz. MAGIE 1950, 314. VITUCCI 1953, 55 v.d. MCSHANE 1964, 159 v.d. HANSEN 1971, 97 v.d. SHERWINWHITE 1984, 44. HABICHT 2006, 1 v.d. 145 Polybios, Historiai XXI 45, 11 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXVVIII 39, 17. Kr. Livius, ab Urbe Condita XLIV 14, 3 v.d. MAGIE 1950, 279 v.d.; 1158 v.d., dn. 5. MCSHANE 1964, 188. Kr. GRUEN 1986, 90. 146 Bkz. HEINEN 1984, 424 v.d. MITCHELL 1993, 19 v.d. KAYA 2000, 25 v.d.; 32 v.d. ARSLAN 2000, 56 v.d. STROBEL 2002, 5 v.d. 147 Strabon, Geographika XII 5, 2. Plinius, Naturalis Historia V 146 v.d. Kr. Memnon, Peri Herakleias 11, 6 v.d. JONES 1937, 113 v.d. MAGIE 1950, 731 v.d., dn. 13. HEINEN 1984, 425. MITCHELL 1993, 19 v.d. KAYA 2000, 32 v.d. COKUN 2004, 689. Kr. STROBEL 2002, 4. Ayr. bkz. Ek 2.

30

bölge idi. Merkezi bir yönetimden yoksun olan kabilelerin baındaki tetrarkhes (= τετράρχης) denilen bölgesel beyler kalelerde yaamakta olup, bu beylerin hakimiyet bölgelerinde köyler ve çiftlikler bulunuyordu 148 .

Yukarıda değinildiği üzere Galatlar, Magnesia Savaı’nda III. Antiokhos’u desteklemi, bunun üzerine Romalı consul Manlius Vulso Galatia içlerine kadar girerek yaptığı iki savata Galatları ağır mağlubiyete uğratmıtı 149 . Manlius Vulso Anadolu’yu terk etmeden önce Galat beylerini çağırtıp onlara u artları kabul ettirmiti: II. Eumenes ile barı içinde kalmaya riayet etmeleri; yağma yapmayı terk etmeleri ve kendi sınırları içinde kalmaları 150 .

Manlius Vulso’nun Galat seferi sırasında Paphlagonialı Morzeous, Galatlara destek vermiti 151 . Bithynia’nın doğusunda Karadeniz boyunca Halys Nehri’nin aağı havzasına kadar uzanan Paphlagonia, güneyde Galatia ile sınır oluturmaktaydı 152 . Karadeniz kıyısı boyunca devam eden dağların iç kesimler ile kıyıyı ayıran bir duvar gibi ayırdığı Paphlagonia’nın kıyı kesininde Sinope ve Abonouteikhos gibi polis eklinde örgütlenmi Yunan kent devletleri bulunurken iç bölge Hellenizm’den oldukça uzak olup yerel beylerin idaresi altındaydı 153 . Muhtemelen bu beylerden en güçlüsü olan Morzeous, hüküm sürdüğü Gangra’nın hemen güneyindeki Galatlar ile ittifak kurup Romalılara karı savaa girimiti 154 . Apameia’dan sonra Morzeous ve Paphlagonia’ya ilikin bir karar verilip verilmediği bilinmemektedir. Ancak Morzeous’un iktidarda kaldığını sonraki olaylardan bilmekteyiz 155 .

Magnesia Savaı’nın ardından Romalıların Anadolu’da iliki kurduğu bir diğer yerel güç Kappadokia Krallığı olmutur. Magnesia’da Galatlar ile birlikte Kappadokia

148 Strabon, Geographika XII 5, 2. Kr. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 18 5; 15. MAGIE 1950, 732; dn. 13. JONES 1937, 116. KAYA 2000, 211 v.d. ARSLAN 2000, 187 v.d. STROBEL 2002, 7 v.d. COKUN 2004, 687 v.d. 149 Bkz. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 12, 1 v.d. Polybios, Historiai XXI 33, v.d. HANSEN 1971, 88 v.d. HARRIS 1979, 223 v.d. SHERWINWHITE 1984, 21 v.d. RICH 1993, 56 v.d. MITCHELL 1993, 23 v.d. SARTRE 1995, 40 v.d. KAYA 2000, 55 v.d. ARSLAN 2000, 96 v.d. 150 Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 40, 1 v.d. SHERWINWHITE 1984, 22. MITCHELL 1993, 24. KAYA 2000, 65. ASLAN 2000, 112 v.d. 151 Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 26, 4. Kr. Strabon, Geographika XII 3, 41. 152 MAGIE 1950, 186. 153 MAGIE 1950, 188 v.d. SARTRE 1995, 38. 154 Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 26, 4. Kr. Strabon, Geographika XII 3, 41. 155 Bkz. Polybios, Historiai XXV 2, 1 v.d.

31

kralı IV. Ariarathes de III. Antiokhos tarafında savamıtı 156 . Kappadokia Krallığı’nın, Pontos ile olan kuzey sınırı aağı yukarı Halys Nehri boyunca devam ederken, bölgeyi Kilikia’dan ayıran güney sınır ise Toros dağları olup, doğu sınırı Fırat nehrine, batı sınırı ise Tatta (= Tuz) gölüne dayanmaktaydı 157 . Bölge Anadolu’yu doğudan batıya kuzeyden güneye geçen karayollarının kesitiği noktada oldukça stratejik bir konumda bulunuyordu. Batı Anadolu’dan gelen yollar, kraliyetin bakenti Mazaka üzerinden Fırat’a kadar ilerliyordu. Bir diğer yol da kuzeyden Ankyra üzerinden gelerek Tyana’ya ulaıyor, buradan sonra “Kilikya Kapıları”nı aarak Çukurova’ya ulaıyordu 158 .

Kappadokia krallığı Strabon’un strategia (= στρατηγία) olarak adlandırdığı, her birinin baında yerel bir yöneticinin bulunduğu idari birimlere ayrılmıtı 159 . Görünüe göre kralın gücü çok da mutlak olmayıp kraliyet içindeki egemenlik, bir dereceye kadar bölgelerindeki tahkimatlı kalelerde yerlemi olan yerel aristokrasinin elindeydi 160 . Pers kökenli olan kraliyet ailesinin Seleukoslar ile evlilik bağlantıları bulunuyordu 161 . IV. Ariarathes’in babası ve selefi III. Ariarathes, Seleukoslar kralı II. Antiokhos’un kızı Stratonike ile evlenmi ve ilk kez kral unvanını almıtı 162 . IV. Ariarathes’in de Seleukoslar kralı III. Antiokhos’un kızıyla evlenmesiyle 163 iki hanedan arasındaki evlilik ittifakı devam etmi, bunun neticesi olarak IV. Ariarathes de Magnesia Savaı’nda III. Antiokhos’a destek vermiti.

Magnesia Savaı’nın ardından Manlius Vulso’nun Galatlar üzerine yaptığı sefer sırasında Galatlara yardımcı birlikler gönderen Ariarathes, Vulso’nun Galat seferini baarıyla tamamlamasının ardından elçiler göndererek özür dilemi ve hatalarını telafi etmek için istenilen parayı ödeyebileceğini iletmiti 164 . Bunun üzerine Vulso tarafından IV. Ariarathes’ten ceza olarak 600 talanton gümü talep edildi, ancak Ariarathes’in,

156 Livius, ab Urbe Condita XXXVII 31, 4; 40, 5; 10; 13. MCSHANE 1964, 145.GRAINGER 1995, 30. ARSLAN 2000, 92 v.d. 157 MAGIE 1950, 200. HOBEN 1969, 139. STEINKRAMER 1988, 121 v.d. Ayr. bkz. Ek 2. 158 MAGIE 1950, 491 v.d.; 1349 v.d., dn. 3. 159 Bkz. Strabon, Geographika ΧΙΙ 1, 4 v.d. JONES 1937, 178; 430 dn. 4. HOBEN 1969, 140 v.d. MAGIE 1950, 493; 1352, dn. 7. ERRINGTON 2008, 281. 160 MAGIE 1950, 201; 1096, dn. 6. VAN DAM 2002, 16 v.d. BALLESTEROS PASTOR 2008, 46. 161 Diodoros, Bibliotheke XXXI 19, 1 v.d. HEINEN 1984, 426. SHERWINWHITE 1984, 40. 162 Diodoros, Bibliotheke XXXI 19, 6. MAGIE 1950, 201 v.d. HEINEN 1984, 426. SARTRE 1995, 38. ERRINGTON 2008, 280. 163 Diodoros, Bibliotheke XXXI 19, 7. 164 Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 26, 4; 37, 5.

32

kızını Pergamon kralı II. Eumenes ile nianlayarak onunla iyi ilikiler kurması sonucunda ödeyeceği miktar yarıya indirildi 165 . IV. Ariarathes ayrıca Roma dostu (= amicus ) olarak kabul edildi 166 . Bu konuda Strabon’da geçen bilgi oldukça önemlidir. Strabon’a göre Romalılar Magnesia Savaı’ndan sonra Anadolu’daki topluluklar ve krallarla kurdukları dostluk ve ittifak (= φιλία καὶ συαχία) ilikilerinde bu statüleri sadece krallara verirlerken Kappadokia’da bu unvan kral ve halka birlikte verilmiti 167 . Bu durum açıkça Kappadokia’daki yerel aristokrasinin gücünü gösterir 168 . Ancak iki taraf arasında resmi olarak imzalanmı bir ittifak anlamasının olup olmadığı konusu kesin değildir 169 .

Manlius Vulso’nun 189 yılındaki askeri seferi sırasında Pisidia ve hatta Pamphylia bölgesindeki yerel güçler ve kentlere de Roma dostu unvanı verdiği görülmektedir. Bunlardan ilki Pisidia’nın batısındaki ve Lykia’nın kuzeyindeki Kibyratis bölgesine adını veren Kibyra kentinin tyranı Moagetes’tir. Ödediği para ve sağladığı buğday karılığı Moagetes’in Roma dostluğu kabul edilmiti 170 . Polybios’un ifadelerine göre Manlius Vulso, ilerleyii sırasında Termessos, Aspendos ve Sagalassos kentlerini, aldığı paralar karılığında dost olarak kabul etmiti 171 .

Görüldüğü üzere Apameia Anlaması Roma’nın Anadolu egemenliğinde bir milat olmutur. Hannibal ile yaptığı ölümkalım savaında, onunla ittifak kuran V. Philippos’a karı güç dengesini korumak için Hellenistik dünyadan müttefikler bulan Roma, bir anda kendini hassas güç dengelerine dayalı karmaık ittifak ve çıkar

165 Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 37, 6; 39, 6. Kr. Polybios, Historiai XXI 44. Appianos, Syriake VII 42. Zonaras, Epitome IX 20. FERRARY 1978, 748 v.d. GRUEN 1986, 530. GRAINGER 1995, 39. ERRINGTON 2008, 225. 166 Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 39, 6: Et Ariarathes rex … in amicitiam est acceptus . Polybios, Historiai XXI 44: Ἀριαράθου φίλον αὐτὸν εποιήσατο Ῥωαίων. Kr. Zonaras, Epitome IX 20. Strabon, Geographika XII 2, 11. APR III 68. SANDS 1908, 200 v.d. 167 Strabon, Geographika XII 2, 11: … τῷ δὲ Καππάδοκι καὶ αὐτῷ δὲ τῷ ἔθνει κοινῇ. 168 MAGIE 1950, 201; 1096, dn. 6. BALLESTEROS PASTOR 2008, 46. 169 Bkz. SHERWINWHITE 1984, 40 v.d. 170 Polybios, Historiai XXI 34, 1 v.d. Kr. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 14, 1 v.d. (Livius’ta Roma dostluğu ile ilgili bir ifade bulunmamaktadır). FERRENBACH 1895, 29. BERVE 1967, 427 v.d.; 722. SARTRE 1995, 34 v.d. 171 Historiai XXI 35, 4: (Aspendos ve Termessos) Ὁ δὲ Γνάιος συνεγγίσας τῇ Τερησσῷ, πρὸς ὲν τούτους συνέθετο φιλίαν , λαβὼν πεντήκοντα τάλαντα, παραπλησίως δὲ καὶ πρὸς Ἀσπενδίους. 36, 4: (Sagalassos) προσεδέξατο τούτους εἰς τὴν φιλίαν . Kr. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 15, 6; 11 (Livius’ta Roma dostluğu ile ilgili bir ifade bulunmamaktadır). FERRENBACH 1895, 30 v.d. MAGIE 1950, 262; 264.

33

ilikilerinin içinde buldu. 207 yılında Ptolemaiosların güçten dümesi sonucu değien güç dengeleri en çok Roma’nın Anadolu ve yakınındaki müttefikleri Rodos ve Pergamon’u etkileyince bu iki devletin yoğun diplomatik giriimleri sonucunda Hellenistik dünyaya askeri müdahalede bulunan Roma, 197’den 190’a yedi yıl içinde Hellenistik dünyanın iki büyük gücü olan Makedonya ve Suriye krallıklarını alt etti. 190’daki Magnesia Savaı’nda III. Antiokhos’un da mağlup edilmesinin ardından Roma Đspanya’dan Suriye’ye kadar Akdeniz’in baat gücü haline gelmiti 172 .

Roma’nın Anadolu’da Apameia Anlamasının ardından yaptığı düzenlemelerindeki en önemli husus, Roma’nın bu düzenlemeleri tek taraflı olarak kendi arzusuyla yapmasıdır 173 . Roma istediği gibi kentlerin statülerini belirlemi, müttefikleri Rodos ve Pergamon’a III. Antiokhos’un çekildiği bölgelerin büyük kısmını hediye olarak vermitir. Ayrıca Bithynia kralı I. Prousias’ın III. Antiokhos ile olan savata tarafsız kalması sonucu hakimiyeti onaylanmı, savata kralı destekleyen Kappadokia kralı IV. Ariarathes nihayetinde Roma dostu olarak kabul edilmi, Manlius Vulso’nun askeri harekatıyla Galatlar ve müttefikleri Paphlagonialı Morzeous gibi Orta Anadolu’daki yerel güçlerin ile etkileri kırılmı, Kibyra tyranı Moagetes ile Pisidia ve Pamphylia’ya kadar uzanan bölgedeki bazı önemli kentlere Roma dostu unvanı verilmiti. Görüldüğü üzere Roma, Apameia Anlaması’nda sınırlarını çizdiği Torosların kuzeyi ve Halys’e kadar bölgenin neredeyse her karıında varlığını net bir ekilde hissetmitir.

Artık Roma’nın tüm Akdeniz dünyasındaki tartımasız gücünün üphesiz farkında olan Anadolu’daki yerel güçler egemenliklerinin devamının Roma’nın desteğine bağlı olduğunu anlamılardı 174 . Roma, 188 yılında arkasında hiçbir görevli ya da askeri birlik bırakmadan Anadolu’yu terk etse de Roma’nın gücü her yerde hissediliyordu. Bu durum Pergamon kralı II. Eumenes’in Phrygia Paroreios’taki küçük bir yerleme olan Tyriaion’a polis statüsü verdiği mektubu içeren yazıtta çok net olarak görülmektedir. II. Eumenes, mektubunda bu düzenlemeleri “ savata ve anlamada üstün gelen Romalılardan aldığı (m) yetkiye istinaden ” yaptığını açıkça

172 ECKSTEIN 2008, 336 v.d. Kr. ERRINGTON 2008, 221 v.d. 173 ECKSTEIN 2008, 345. 174 ECKSTEIN 2008, 336. MA 2000, 105.

34

belirtmektedir 175 . Yine Ionia Birliği kentlerinin, adlarına kurban sunduğu tanrılar ve krallar listesinde artık Roma da bulunuyordu 176 .

Apameia Anlaması’yla Seleukoslar hakimiyetinin tamamen ortadan kalkıp Roma ordusunun çekilmesinin ardından ortaya çıkan güç boluğunda Anadolu’daki krallıklar arasında büyük bir mücadele baladı. Roma’nın bu mücadelelere aktif olarak müdahale etmediği görülmektedir. Đlk mücadele Apameia Anlaması ile Pergamon Krallığı’na verilen Phrygia Epiktetos’u bırakmak istemeyen I. Prousias ve yine Apameia Anlaması sonrası düzenlemelerden rahatsız olan Galatlar arasında kurulan ittifak ile II. Eumenes arasında 186/185 yılında baladı 177 . Yapılan savalarda Eumenes galip gelmesine rağmen hem Prousias’ın hem de Eumenes’in Roma Senato’suna bavurarak haklarını savunmaları 178 bundan sonraki birçok problemde gerçekleecek olan bir uygulamanın öncüsü olmutur. Senato bu talepler üzerine, yine sonraları da yapacağı üzere, durumu yerinde inceleyip son kararı vermek üzere Anadolu’ya elçilik heyeti gönderdi. Fakat öyle görünüyor ki 184 yılında Titus Quinctius Flamininus önderliğinde gönderilen elçilerin amacı iki kral arasındaki barıı sağlamaktan ziyade Prousias’ın maiyetinde bulunan Roma’nın can dümanı Kartacalı Hannibal’i ele geçirmekti 179 . Anlaıldığı kadarıyla elçilerin düzenlemeleri sonucunda Galatlar Pergamon Krallığı’nın denetimi altına girdiler 180 .

Roma elçilerinin dönüünden bir yıl sonra çok daha geni çaplı bir sava baladı. Bu sefer Pergamon’un müttefikleri Kappadokia kralı IV. Ariarathes ve Bithynia’nın yeni kralı II. Prousias ile Paphlagonialı yerel bey Morzeous iken karılarında bazı Galat beyleri ile ittifak halindeki Pontos kralı I. Pharnakes

175 JONNES–RICL 1997, 3 = SEG XLVII 1745 = I. Sultan Dağı 393 = CANALI DE ROSSI 2008, 222 v.d., no. 196, ll. 20 v.d.: ἐκτηένου καὶ κυρ[ί]ως διὰ τὸ παρὰ τῶν κρατησάντω̣ν̣ καὶ πολέωι καὶ σ[υν]θήκαις εἰληφέναι Ῥωαίων. BAGNALL–DEROW 2004, 80 v.d., no. 43. AUSTIN 2006, 412 v.d., no. 236. MA 2000, 105. DEROW 2005, 65. ERRINGTON 2008, 229 v.d. 176 I. Erythrai 207 = SOKOLOWSKI 1955, 74 v.d., no. 26 = VARINLIOĞLU 1980, 151. MELLOR 1975, 51. 177 Bu anlamazlık ve sava için bkz. VITUCCI 1953, 55 v.d. MCSHANE 1964, 159 v.d. HANSEN 1971, 97 v.d. SHERWINWHITE 1984, 27; 44. HABICHT 2006, 3 v.d. 178 Polybios, Historiai XXIII 1, 5; 3, 2. Cornelius Nepos, Hannibal 12, 1. 179 Livius, ab Urbe Condita XXXIX 51, 1 v.d.; kr. 56, 7. Polybios, Historiai XXIII 5, 1. Cornelius Nepos, Hannibal 12, 1 v.d. Plutarkhos, Flamininus XX 2 v.d. Appianos, Syriake II 11. Iustinus, Epitoma XXXII 4, 2 v.d. MRR I 380. Kr. GRUEN 1986, 552. KAYA 1996, 229 v.d. ERRINGTON 2008, 226. 180 HANSEN 1971, 101. SHERWINWHITE 1984, 27. MITCHELL 1993, 25. KAYA 2000, 67.

35

bulunuyordu 181 . Halys Nehri’nin doğusunda kaldığı için Apameia Anlaması’nda ve Roma’nın sonraki düzenlemelerinde adı geçmeyen Pontos Krallığı, Halys Nehri’nden Trapezous’a kadar olan kıyı kesimi ve buranın iç bölgelerine hakimdi. Bu bölge, Pers döneminden beri aslında Kappadokia’nın bir parçası olarak görülüyor ve Merkezi Kappadokia’dan ayırt edilmek için Pontos Kappadokiası olarak adlandırılıyordu 182 . Hellenistik dönem ile birlikte bu bölge ayrı iki krallığın siyasi nüfuz alanı olunca, Pontos ve Kappadokia arasındaki coğrafi ayrımın daha da belirginletiği söylenebilir. Batıda Halys Nehri’nin denize kadar ulatığı aağı kesiminin sınır oluturduğu bölgenin, doğu sınırı aağı yukarı kıyıda Trapezous’a kadar uzanmakta, bölgenin güney sınırları ise güneydoğuda Halys Nehri’nin yukarı kesimi ile güneybatıda ise Skylaks (= Çekerek) nehri ile Aağı Halys arasındaki kesimden oluuyordu 183 .

Pontos’un kıyı bölgesi Arkaik Dönem’den itibaren Yunan kent kültürüne aina olup Amisos, Themiskyra, Kotyora, Kerasous ve Trapezous gibi kentler bu kesimin önde gelen yerleimleriydi184 . Pontos’un bu iç bölgesi ise Kappadokia gibi Hellenizm’den oldukça uzak olup, kentleme açısından gelimemi durumdaydı 185 . Khiliokomon yani “Bin köyler” ovası gibi bir bölge adı bile bölgedeki nüfus yoğunluğuna rağmen yerlemelerin kırsallığını gösterir 186 . Bu kırsal yerlemelerin bulunduğu Pontos’un iç kesinimde kraliyet, egemenliğini kaleler aracılığıyla sağlamaktaydı. Gerek doğrudan, gerekse bölgedeki soylular vasıtasıyla krala bağlı bu kaleler, muhtemelen çevrelerindeki bölgelerin de idari yönetim merkezleriydi 187 .

Bu yerlemelerin dıında Pontos’un iç bölgelerinde tanrılara ait tapınaklar ve onlara ait araziler de bulunmaktaydı. Bunlardan en önemlisi Komana’daki (= Gümenek)

181 Polybios, Historiai XXV 2, 1 v.d. MCSHANE 1964, 162 v.d. HANSEN 1971, 103 v.d. SHERWIN WHITE 1984, 28. GRUEN 1986, 113; 554. HABICHT 1989, 329 v.d. ECKSTEIN 2008, 354. Kr. KOSMETATOU 2005, 164. ERRINGTON 2008, 226. 182 Bkz. Strabon, Geographika XII 1, 4. Polybios, Historiai V 43, 1. MAGIE 1950, 177, 1066, dn. 1. SARTRE 1995, 37. ERRINGTON 2008, 281. 183 MAGIE 1950, 178. Ayr. bkz. Ek 2. 184 JONES 1937, 155 v.d. MAGIE 1950, 183 v.d. 185 JONES 1937, 156. 186 MAREK 2003, 78. 187 Bkz. MAGIE 1950, 1070, dn. 10. HØJTE 2009, 100. v.d.; 103. Pontos kralı VI. Mithridates döneminde Pontos’ta adlarına sikke basılan bu yerlemeler unlardı: Amaseia (= Amasya), Amisos (= Samsun), Khabakta (= Kaleköy/Ünye), Gazioura (= Turhal), Kabeira (= Niksar), Komana (= Gümenek), Laodikeia (= Ladik), Pharnakeia (= Giresun), Pimolisa (= Osmancık) ve Taulara (= Bayramtepe/Tokat) bkz. HØJTE 2009, 98 v.d. Kr. SARTRE 1995, 37.

36

tanrıça Ma tapınağıydı. Hitit döneminden itibaren önemli önemli bir kutsal yer olan Komana, Pontos kralları döneminde adeta özerk bir tapınakdevleti idi 188 . Komana’daki tanrıça Ma’nın barahibi taç takma hakkına sahip olup, hiyeraride kralın ardından ikinci sırada gelmekteydi 189 .

Pontos kraliyet hanedanı da muhtemelen Kappadokia kralları gibi Pers kökenli idi 190 . 280 yılında kral unvanını alarak Seleukoslara karı bağımsızlığını ilan eden I. Mithridates, hanedanın kurucusu olmasından dolayı Ktistes olarak adlandırılmıtır 191 . Sonraki krallardan II. Mithridates’in, 245 yılı civarında Suriye kralı II. Seleukos’un kızı Laodike ile evlenmesi sonucu Pontos Krallığı Anadolu’daki en güçlü krallıklardan biri haline geldi 192 . I. Pharnakes’in tahta çıkmasıyla birlikte Pontos Krallığı’nın fetih politikası büyük bir ivme kazandı. 183 yılında Halys Nehri’nin batısındaki Sinope kentini ele geçiren I. Pharnakes’in Paphlagonia içerine ilerlemesi ve bazı Galat beyleriyle ibirliği içine girmesi sonucu, Pharnakes’in bu faaliyetlerini tehdit olarak gören Pergamon kralı II. Eumenes’in Kappadokia kralı IV. Ariarathes ve Bithynia’nın yeni kralı II. Prousias ile Paphlagonialı yerel bey Morzeous’un kurduğu ittifak ile Pharnakes arasında bir sava patlak verdi 193 .

Savaın balamasıyla birlikte Pergamon Krallığı elçilerinin yanı sıra Pontos kralı Pharnakes’in de Roma’ya elçilik heyeti göndermesiyle Roma ile Halys Nehri’nin doğusundaki en önemli Anadolu krallığı arasındaki ilk temas sağlanmı oldu 194 . Sava boyunca Roma, kendisine gönderilen elçilik heyetlerine karılık olarak Anadolu’ya ardı ardına elçilik heyetleri yollasa da krallıklar arasındaki sorunların çözümünde bu diplomatik giriimler herhangi bir sonuç vermedi 195 . II. Eumenes ve müttefiklerinin savata aldığı galibiyet sonucu Pharnakes ile 179 yılında yaptıkları barıa Roma’nın

188 Bkz. SÖKMEN 2009, 278 v.d. 189 Strabon, Geographika XII 3, 32. 190 MAGIE 1950, 189. ARSLAN 2007, 49. 191 HEINEN 1984, 426. MAGIE 1950, 189; 1087, dn. 35. ARSLAN 2007, 54. 192 MAGIE 1950, 190. ARSLAN 2007, 59. ERRINGTON 2008, 281. 193 Bu sava için bkz. VITUCCI 1953, 68 v.d. MCSHANE 1964, 161 v.d. HANSEN 1971, 101 v.d. SHERWINWHITE 1984, 28. GRUEN 1986, 553. MITCHELL 1993, 25. KAYA 2000, 67. 194 Polybios, Historiai XXIII 9, 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XL 2, 6. 195 Polybios, Historiai XXIII 9, 1 v.d.; XXIV 1, 1 v.d.; 14, 10 v.d. Livius, ab Urbe Condita XL 2, 6 v.d.; 20, 1 v.d. MCSHANE 1964, 161 v.d. HANSEN 1971, 101 v.d. SHERWINWHITE 1984, 28. GRUEN 1986, 126; 553 v.d. HABICHT 1989, 329. AGER 1996, 305 v.d., no. 114.

37

herhangi bir katkısı ya da müdahalesi olmadı 196 . Apameia sonrasında Anadolu’daki sorunlar açıkça Roma’nın çok da ilgilenmek ve müdahale etmek istediği bir ey değildi 197 .

Roma’nın Apameia Anlaması sonrası Anadolu ilerine ilgisizliği 177 yılında Lykia kentlerinin Senato’ya bavurarak Rodos’un baskıcı rejimini ikayet etmelerinde de görülebilir. Bu bavuruyu değerlendiren Senato, Lykialıların Rodos’un tabileri değil, dost ve müttefikleri olduğunu duyurdu 198 . Fakat Roma’nın bu bildirgesi Rodoslular tarafından pek de dikkate alınmadı ve Lykialıların ayaklanması bu tarihten sonra da devam etti 199 . Yine, II. Eumenes 175 yılında Suriye Krallığı’nda IV. Seleukos’un suikasta kurban gitmesini izleyen karııklıkların ardından IV. Antiokhos’un tahta geçmesini sağlarken Roma’nın herhangi bir müdahalesi görülememektedir 200 . Hatta Eckstein’a göre Roma’nın bu durumdan haberi bile olmamı olabilir 201 .

Roma’nın Apameia Anlaması’nı izleyen süreçte Anadolu’ya karı ilgisizliği, bu süreçte esas olarak Batı Akdeniz’deki sorunlarla ilgilenmesi ile açıklanmaktadır. Apameia’yı takip eden yirmi yılda Romalılar yoğun olarak Kuzey Đtalya ve Đspanya’daki askeri harekatlar ile megul olduklarından Anadolu’da sadece kendilerine bavurulduğu durumlarda diplomatik giriimlerde bulunmulardı 202 . Ancak Roma’nın III. Makedonya Savaı’nı noktalayan 168 yılındaki Pydna zaferinin ardından Doğu politikasında keskin bir değiim baladı.

196 Bkz. Polybios, Historiai XXV 2, 1 v.d. MCSHANE 1964, 162 v.d. HANSEN 1971, 103 v.d. SHERWINWHITE 1984, 28. GRUEN 1986, 113; 554. HABICHT 1989, 329 v.d. ECKSTEIN 2008, 354. Kr. KOSMETATOU 2005, 164. ERRINGTON 2008, 226. 197 MAGIE 1939, 173. BADIAN 1984, 404. AGER 1996, 309. 198 Polybios, Historiai XXII 5, 1 v.d.; XXV 4, 1 v.d.; 5, 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XLI 6, 8 v.d. BADIAN 1958, 99. ERRINGTON 1972, 192 v.d. SHERWINWHITE 1984, 29. HABICHT 1989, 335 v.d. AGER 1996, 275 v.d., no. 102; 277. BARONOWSKI 1991, 461 v.d. SARTRE 1995, 111 v.d. FERRARY 2001, 95. 199 Bkz. SHERWINWHITE 1984, 29, dn. 42. GRUEN 1986, 123. HABICHT 1989, 336. ECKSTEIN 2008, 355. 200 Appianos, Syriake VIII 45. I. v. Pergamon 160 = OGIS 248. BURSTEIN 1985, 38 v.d., no. 38. AUSTIN 2006, 370, v.d., no. 208. MCSHANE 1964, 163 v.d. HANSEN 1971, 107 v.d. ERRINGTON 1972, 253. SHERWINWHITE 1984, 28 v.d. GRUEN 1986, 555 v.d. KOSMETATOU 2005, 164. 201 Bkz. ECKSTEIN 2008, 354. 202 SHERWINWHITE 1984, 29 v.d. ECKSTEIN 2008, 347.

38

1.6 Pydna’dan Attalos’un Vasiyetine (167133)

179 yılında Makedonya kralı V. Philippos’un ölümü üzerine tahta geçen oğlu Perseus’un Yunanistan’da ve genel olarak Hellenistik dünyada Makedonya’nın gücünü arttırmaya yönelik politikasından en fazla rahatsız olan yine Pergamon kralı II. Eumenes idi 203 . II. Eumenes’in 172 yılında bizzat Roma’ya giderek Senato’yu uyarması ve dönü yolunda Delphoi’da uğradığı suikast giriimi III. Makedonya Savaı’nın balamasındaki ana faktörlerdendir 204 . III. Makedonya Savaı sırasında II. Eumenes tüm gücüyle Roma’yı desteklerken, Roma’nın bir diğer müttefiki Rodos ise daha tereddütlü olup, içte Roma yanlıları ile Makedonya yanlıları arasında bir bölünme söz konusu olsa da Roma ile olan ilikileri gereği Roma’ya istenen yardımı göndermiti 205 . Sava sırasında Kappadokia kralı IV. Ariarathes, Roma ve Pergamon ile olan dostluğu gereği Roma tarafında yer almı; Bithynia kralı II. Prousias ise Makedonya krallığı ile olan evlilik ittifakına rağmen sava boyunca tarafsız kalmayı yeğlemitir 206 .

Anadolu kentlerinden ise Khalkedon ve Herakleia Pontike Roma’ya yardımcı destek olarak gemi göndermiti 207 . Sava sırasında Anadolu’dan birçok kentin Roma’ya elçiler gönderdiği görülmektedir. Miletos kentinin elçileri, Roma’nın istediği her eyi temin etmeye hazır olduklarını bildirmilerdi 208 . Alabandalılar ise Tanrıça Roma adına tapınak ina edip oyunlar düzenlediklerini ve Iupiter Capitolinus’a altın bir taç getirdiklerini söyleyerek, Senato’nun istediği her eyi gönderebileceklerini belirttiler 209 .

203 Perseus, Suriye kralı IV. Seleukos’un kızı Laodike ile evlenip, kız kardei Apame’yi de Bithynia kralı II. Prousias ile evlendirerek Hellenistik krallıklar ile yakın bağlar kurmutu. Livius, ab Urbe Condita XLII 12, 3 v.d. Appianos, Mithridateios I 2. VITUCCI 1953, 71. HANSEN 1971, 107 v.d. ERRINGTON 1972, 202 v.d. FERRARY 1978, 754. GRUEN 1986, 555. DEROW 2005, 67. 204 Livius, ab Urbe Condita XLII 6, 3; 11, 1 v.d.; 15, 3 v.d. Appianos, Makedonike XI 1 v.d.; 4. Diodoros, Bibliotheke XXIX 34, 1 v.d. MCSHANE 1964, 177 v.d. HANSEN 1971, 109 v.d. ERRINGTON 1972, 206 v.d. SHERWINWHITE 1984, 36. GRUEN 1986, 409 v.d.; 556 v.d. HABICHT 1989, 332. ECKSTEIN 2008, 365. Kr. HARRIS 1979, 229. FERRARY 1988, 166 v.d. 205 Pergamon: MCSHANE 1964, 179 v.d. HANSEN 1971, 112 v.d. GRUEN 1986, 557 v.d. Rodos: ERRINGTON 1972, 249. WALBANK 1981, 241. GRUEN 1986, 563 v.d.; 565. HABICHT 1989, 336. AGER 1991, 31 v.d. 206 Livius, ab Urbe Condita XLII 29, 3 v.d. VITUCCI 1953, 71 v.d. MCSHANE 1964, 179, dn. 67. SHERWINWHITE 1984, 44. 207 Livius, ab Urbe Condita XLII 56, 6. MAGIE 1939, 173. ÑACO DEL HOYO v.d. 2011, 296. 208 Livius, ab Urbe Condita XLIII 6, 4. 209 Livius, ab Urbe Condita XLIII 6, 5 v.d. MELLOR 1975, 42 v.d. GRUEN 1986, 734. ERRINGTON 1987, 101.

39

Lampsakos kenti elçileri de Iupiter Capitolinus’a altın bir taç getirmilerdi 210 . Livius, kentlerin tüm bu hizmetlerinin karılığında istedikleri tek eyin Roma halkının dostluğunu kazanmak olduğunu belirtir 211 . Bu elçilik heyetleri sonucu Roma ile doğrudan temas kuran ilk Anadolu kentlerinden Lampsakos, Roma müttefiki olarak kaydedilmiti 212 . Muhtemelen Miletos ve Herakleia Pontike kentleri de bu tarihte Roma müttefikleri arasında girmilerdi213 .

168 yılında Perseus’a karı Pydna’da kazanılan zaferin ardından Roma tarafından Rodos’un savaın uzaması sonucunda arabuluculuk yapma giriimleri bahane edilip II. Eumenes’in Perseus ile gizlice anlama yaptığı iddia edilerek doğuda güçlenen bu iki müttefik cezalandırıldı 214 . adası açık liman ilan edilerek Rodos’a ekonomik olarak ağır bir darbe vuruldu; konumuz açısından daha da önemlisi Apameia Anlaması sonrasında Rodos’un hakimiyetine bırakılan ile Karia ve Lykia, bir Senato kararnamesi (= Senatus Consultum ) ile özgür ilan edildi 215 . Pergamon kralı II. Eumenes, hakkındaki iddiaları yalanlamak üzere bizzat Roma’ya gittiğinde ise Senato hiçbir kralın huzurlarına çıkamayacağı yönünde bir karar alarak kralı küçümseyici bir ekilde geri çevirdi 216 . Hatta kraldan önce Galatların saldırılarını ikayet etmek üzere Roma’da bulunan kardei (II.) Attalos’a Senato tarafından krallığı kardei ile bölümesi teklif

210 Livius, ab Urbe Condita XLIII 6, 7 v.d. 211 Livius, ab Urbe Condita XLIII 6, 9: Pro eo et quod imperatoribus Romanis omnia praestitissent, id se tantum orare, ut in amicitiam populi Romani reciperentur . 212 Livius, ab Urbe Condita XLIII 6, 10. BERNHARDT 1998, 26. 213 MAGIE 1939, 174. 214 Rodos’un arabuluculuk giriimi: Polybios, Historiai XXIX 10, 1 v.d.; XXX 4, 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXIV 14, 10 v.d.; XLV 3, 3 v.d.; 20, 4 v.d. Kr. Diodoros, Bibliotheke XXXI 5, 3. Eumenes ile Perseus arasındaki gizli anlama iddiası: Polybios, Historiai XXIX 6, 1 v.d.; 9, 1 v.d.; XXX 1, 6. Livius, ab Urbe Condita XLIV 24, 7 v.d.; 25, 1 v.d. BADIAN 1958, 102 v.d. MCSHANE 1964, 181 v.d. BRISCOE 1969, 54. ERRINGTON 1972, 242 v.d. SHERWINWHITE 1984, 30 v.d.; 36 v.d. GRUEN 1986, 558 v.d. AGER 1991, 32 v.d. 215 Polybios, Historiai XXX 5, 12 v.d. Kr. 21, 3 v.d.; 24, 1. Livius, ab Urbe Condita XLIV 15, 1; XLV 25, 6. Appianos, Mithridateios IX 62. JONES 1937, 56; 101; 403, dn. 8. BRISCOE 1969, 57. ERRINGTON 1972, 253. FERRARY 1978, 764. SHERWINWHITE 1984, 31. GRUEN 1986, 571 v.d. FERRARY 1988, 185. HABICHT 1989, 337. FERRARY 2001, 96 v.d. KOLB 2002, 208. MCGING 2005, 73. 216 Polybios, Historiai XXIX 6, 4; XXX 19, 6 v.d. Livius, Periochae XLVI. Iustinus, Epitoma XXXVIII 6, 4. MCSHANE 1964, 182 v.d. HANSEN 1971, 123. ERRINGTON 1972, 244. BRAUND 1984, 55 v.d. SHERWINWHITE 1984, 37. HABICHT 1989, 333. Kr. GRUEN 1986, 574 v.d.

40

edilmi, bu Attalos tarafından kabul edilmeyince honutsuzluk daha da artmıtı 217 . Attalos’un ikayeti üzerine Anadolu’ya gönderilen Roma elçilik heyeti Galatları uyarmak bir yana, onları Pergamon’a karı saldırılarında daha da kıkırtıp cesaretlendirmiti 218 .

Görüldüğü üzere Roma’nın Pydna sonrasındaki politikası açıkça Doğu Akdeniz’de gittikçe güçlenen Rodos’un ve Anadolu’nun en güçlü krallığı haline gelen Pergamon’un güçlerini kırıp Anadolu’da yeni güçler dengesi oluturmaktı 219 . Senato’nun bu politikayı uygulamak için Rodosluların ve Eumenes’in yaptıklarını bahane ettiği, Bithynia kralı II. Prousias’a karı tutumundan anlaılabilir. II. Prousias da sava sırasında Roma ile Makedonya arasında arabuluculuk giriiminde bulunmu olmasına rağmen olumsuz bir tepkiyle karılamamı, Pydna’dan sonra bizzat Roma’ya giderek Senato huzurunda tebriklerini sunabilmitir220 .

Bu durumdan cesaret alan Galatlar, II. Prousias’ın da kıkırtmasıyla Senato’ya elçi gönderip II. Eumenes’i ikayet edince Senato tarafından Galatların kendi sınırları dahilinde otonom oldukları ilan edildi ki, böylece Galatlar üzerindeki Pergamon egemenliği kaldırılıp açıkça 188 yılında Manlius Vulso’nun yaptığı düzenlemeye geri dönüldü 221 . Prousias ayrıca Roma’ya bir elçilik heyeti gönderip Senato’yu Pergamon kralı II. Eumenes, Kappadokia kralı IV. Ariarathes ve Suriye kralı IV. Antiokhos arasında Roma karıtı bir ittifak olutuğu konusunda uyarınca Senato buna kayıtsız kalmayıp 165 yılında bu durumu aratırmak üzere bu krallıklara sonraki ünlü halk tribunus larının babaları Tiberius Sempronius Gracchus bakanlığında bir elçilik heyeti

217 Polybios, Historiai XXX 1, 1 v.d.; 3, 1 v.d. Livius, ab Urbe Condita XLV 19, 1 v.d.; 20, 1 v.d. BADIAN 1958, 103 v.d. ERRINGTON 1972, 243 v.d. SHERWINWHITE 1984, 37. GRUEN 1986, 573 v.d. 218 Polybios, Historiai XXX 3, 7 v.d. Livius, ab Urbe Condita XLV 20, 1 v.d.; 34, 10 v.d. MRR I 435. MCSAHNE 1964, 183. HANSEN 1971, 122. MITCHELL 1993, 25. AGER 1996, 341 v.d., no. 123. KAYA 2000, 71. ARSLAN 2000, 123. MCGING 2005, 73. Kr. GRUEN 1986, 573; 577 v.d. 219 Bkz. MCSAHNE 1964, 182 v.d. ERRINGTON 1972, 244 v.d. WALBANK 1981, 239 v.d. HABICHT 1989, 334. AGER 1996, 343; 374. 220 Arabuluculuk: Livius, ab Urbe Condita XLIV 14, 5 v.d. VITUCCI 1953, 72. SHERWINWHITE 1984, 44 v.d. AGER 1991, 33. AGER 1996, 334 v.d. Senato’yu ziyaret: Livius, ab Urbe Condita XLV 44, 4 v.d. Polybios, Historiai XXX 18, 1 v.d. Diodoros, Bibliotheke XXXI 15, 1 v.d. BADIAN 1958, 104, MCSHANE 1964, 182. VITUCCI 1953, 73 v.d. ERRINGTON 1972, 244. WALBANK 1981, 243 v.d. GRUEN 1986, 573 v.d. 221 Polybios, Historiai XXX 28; kr. 30, 2; 6; XXXI 1, 3. SHERWINWHITE 1977b, 62. SHERWIN WHITE 1984, 37. GRUEN 1986, 574; 580. MITCHELL 1993, 26. FERRARY 2001, 97. COKUN 2004, 689. DMITRIEV 2005b, 74.

41

gönderdi 222 . Prousias’ın Pergamon’a karı devam eden ikayetlerine Galatlar ve Selge kenti Senato’ya elçiler göndererek katılınca, 164 yılında Anadolu’ya gönderilen Roma elçilerinden Gaius Sulpicius Gallus, Sardeis kentine gelerek on gün boyunca Eumenes’e karı ikayetleri dinlediyse de bunlarda krala karı suçlama yapacağı hiçbir ey bulamadı 223 .

Görüldüğü üzere Pydna’dan sonra Roma, Rodos’u Anadolu’dan büyük oranda çıkarmı, güçlü Pergamon Krallığı ve müttefiki Kappadokia Krallığı’na karı Bithynia Krallığı ve Galatları denge unsuru olarak kullanmıtır 224 . Senato’nun bundan sonra, Anadolu’da kurduğu status quo ’yu bozmamaya özen gösterip geleneksel politikası doğrultusunda gerektiğinde diplomatik müdahalelerde bulunduğu görülecektir 225 .

Anadolu’da Roma’nın Pydna sonrasındaki politikasından en çok memnun olanlar üphesiz Karia ve Lykia kentleri olmutu 226 . Lykia Birliği kentleri muhtemelen 167 yılında Roma tarafından özgür ilan edilmelerinin ardından Roma’da bir heykel diktirip “Iupiter Capitolinus ve Roma Halkı’na” ithaf etmilerdi 227 . Yine bu döneme tarihlenmesi uygun olan ve Lykia Birliği’ne bağlı Araksa kentinde ele geçen bir yazıtta Lykia Birliği tarafından Rhome Thea Epiphanes adına be yılda bir düzenlenen enliklerden söz edilmesi, Roma’nın birlik kentlerinin bağımsızlıkları için ne kadar önemli olduğunu gösterir 228 . Yine Hellenistik döneme tarihlenen Tlos ve Arykanda yazıtlarında 167 yılı sonrasında kurulan bu Tanrıça Roma kültünden ve kült kapsamındaki enliklerden söz edilmektedir 229 .

222 Polybios, Historiai XXX 30, 1 v.d. Kr. 27, 1 v.d.; XXXI 1, 2 v.d. Livius, Periochae XLVI. Diodoros, Bibliotheke XXXI 28. MRR I 438. HANSEN 1971, 124. GRUEN 1986, 580. AGER 1996, 372 v.d. 223 Polybios, Historiai XXXI 1, 6 v.d.; 6, 1 v.d. Diodoros, Bibliotheke XXXI 7, 2 (17). MRR I 439 v.d. MAGIE 1950, 24. BRISCOE 1969, 55; 65 v.d. HANSEN 1971, 125. ERRINGTON 1972, 245. HABICHT 1989, 334. MCGING 2005, 73. HABICHT 1989, 334. AGER 1996, 372 v.d., no. 134; 374. FERRARY 2001, 97. 224 Bkz. HABICHT 1989, 334. 225 SHERWINWHITE 1977b, 64. 226 Kr. BADIAN 1958, 111. 227 ROL IV 140 v.d. = MELLOR 1975, 37: Iovei Capitolino et poplo Romano /ιὶ Καπετωλίωι καὶ τῶι δήωι τῶ[ι] Ῥωαίων. LINTOTT 1978, 141 v.d.; 144. FERRARY 1988, 185 v.d. BERNHARDT 1998, 44. 228 BEAN 1948, 46 v.d., no. 11 = SEG XVIII 570. MELLOR 1975, 37 v.d. SHERWINWHITE 1984, 50. ERRINGTON 1987, 102. SARTRE 1995, 109 v.d. KOLB 2002, 208 v.d. Yazıtın tarihlenmesi ve bu konudaki tartımalar için bkz. MELLOR 1975, 37 v.d., dn. 56. SHERWINWHITE 1984, 50. ERRINGTON 1987, 114 v.d. AGER 1996, 367. 229 I. Arykanda 43; OGIS 556 = IGR III 563 = TAM II 2, 583 (Tlos).

42

Lykia ve Karia bölgesi kentlerinin Roma’ya minnettarlığı ve bu bölgedeki Roma gücü, Tanrıça Roma (= Θεὰ Ῥώη) kültünün Pydna’dan sonra bir anda yaygınlamasında ve yazıtlarda kentleri ilgilendiren yerel konularda bile bir üst merci olarak Roma adının geçmeye balamasında çok net olarak görülebilmektedir 230 . Aphrodisias’ta ele geçmi olan ve bu döneme tarihlenmesi uygun olan bir yazıtta Plarasa/Aphrodisias, Kibyra ve Tabai kentleri, aralarındaki bir anlama üzerine yemin ederlerken, yeminlerine Tanrı Zeus Philios ve Tanrıça Homonoia’nın yanı sıra artık Tanrıça Roma’yı da ahit olarak göstermektedirler 231 . Yine aynı yazıtta yemin eden taraflar Roma’nın aleyhinde bir faaliyette bulunmayacaklarını da belirtme gereğini hissetmektedirler 232 .

Bu yerlemelerden Kibyra, zaten Manlius Vulso’nun 189’daki seferinden itibaren Roma dostluğu kazanmıtı 233 . Kibyra’da bulunan bir Roma heykel kaidesindeki yazıtta, bu kentin Roma ile yaptığı anlama metni bulunmaktadır 234 . Bir diğer kopyasının da Roma’daki Iupiter Capitolinus tapınağında bulunduğu belirtilen bu anlama da 167 yılı sonrasına tarihlenmektedir 235 . Ayrıca kentte Roma heykelinin bulunması Kibyra kentinde de Tanrıça Roma kültünün olduğunu gösteren bir kanıttır 236 . Yukarıda sözü edilen Aphrodisias yazıtının üçüncü tarafı olan Tabai kentinde de muhtemelen Tanrıça Roma kültü bulunuyordu 237 . Tabai kentinin Roma’da Iupiter

230 Bkz. MELLOR 1975, 36 v.d. . GRUEN 1986, 187. ERRINGTON 1987, 97 v.d. GRUEN 1986. BERNHARDT 1998, 42. DIGNAS 2002, 114. 231 I. Kibyra 2 = REYNOLDS 1982, 6 v.d., no. 1, ll. 15: ιῒ Φιλίωι καὶ Ὁονοίαι κα[ὶ] | Θεᾶι Ῥώηι οἱ δῆοι οἵ τε [v] | Πλαρασέων καὶ Ἀφροδισ̣[ι]|έων καὶ ὁ Κιβυρατῶν καὶ ὁ Τα̣|βηνῶν… Tarihleme için bkz. ERRINGTON 1987, 103 v.d.; 112 v.d. Kr. MELLOR 1975, 49 v.d. 232 I. Kibyra 2 = REYNOLDS 1982, 6 v.d., no. 1, ll. 1012: [ὑ]π̣ὲρ τοῦ ηθὲν ὑ̣<π>εναντίον | [π]ράξειν ήτε Ῥωαίοις ήτ[ε] | α̣ὑ̣τοῖς. REYNOLDS 1982, 10 v.d. GRUEN 1986, 180. ERRINGTON 1987, 98. 233 Polybios, Historiai XXI 34, 1 v.d. Kr. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 14, 1 v.d. (Livius’ta Roma dostluğu ile ilgili bir ifade bulunmamaktadır). FERRENBACH 1895, 29. BERVE 1967, 427 v.d.; 722. SARTRE 1995, 34 v.d. 234 OGIS 762 = I. Kibyra 1. SHERK 1984, 24 v.d., no. 25. 235 I. Kibyra 1. BADIAN 1958, 295. MELLOR 1974, 39 v.d. SHERK 1984, 24 v.d. GRUEN 1986, 48; 572 v.d.; 731 v.d. ERRINGTON 1987, 107 v.d. Contra MAGIE 1939, 178. 236 MAGIE 1950, 241. MELLOR 1974, 41. REYNOLDS 1982, 8. ERRINGTON 1987, 98; 107 v.d. 237 Bkz. REYNOLDS 1982, 8. ERRINGTON 1987, 98.

43

Capitolinus’a ithaf ettiği ve Roma’nın dost ve müttefiki olarak tanımlandığı yazıt 167 sonrasına tarihlenmektedir 238 .

Anılan bu yazıtlarla aynı döneme tarihlenen ve yukarıda sayılan kentlerin oldukça yakınındaki Maiandros üzerindeki Antiokheia ile Samos arasındaki imzalanan bir ittifak anlamasında Roma, “herkesin ortak velinimeti” olarak tanımlanmaktadır 239 . Yazıtta, anlamanın artlarını bozanların Antiokheia’daki Tanrıça Roma’ya para cezası ödemelerinden söz edilmesi bu kentteki Tanrıça Roma kültünü göstermektedir 240 . Yine bu dönemde Bargylia, Hyllarima, Kaunos, Stratonikeia, Mylasa gibi Karia kentlerinde Tanrıça Roma kültünün bulunduğu görülmektedir 241 . Ayrıca Kaunos kenti Roma Halkı (= Populus Romanus ) adına bir heykel diktirmiti 242 . Mylasa ile Stratonikeia arasındaki bir anlamazlık hakkında Roma Senatosu’nun verdiği kararının da bu döneme tarihlenmesi uygun görülmektedir 243 .

Pydna sonrası dönemde Yunan kent devletleri arasında Roma’nın artan prestijini gösteren kanıtlar sadece Roma’nın özgür kıldığı Maiandros’un güneyindeki Karia ve Lykia’dan gelmemektedir. Pydna sonrasında tarihlenen Maiandros Magnesiası’na ait bir yazıtta, Roma bu sefer Maiandros Magnesiası ile Priene arasında arabulucu olarak karımıza çıkmaktadır. Magnesia ve Priene kentleri, bir arazi anlamazlığını aralarında çözemeyip, çözüm için Roma Senatosu’na bavurunca Senato bu konu için bir u244 görevlendirmi, bu görevli de iki tarafın uzlatığı bir arabulucu olarak Mylasa kentini atamıtı 245 . Yazıtta ayrıca Magnesia ve Priene kentleri Roma’nın dost ve müttefikleri olarak anılmaktadır 246 .

238 ROL IV 141: ὁ δ[ῆο]ς̣ ὁ Ταβηνῶν | φίλ[ος ] καὶ σύαχος τοῦ … | Ῥω[αίω]ν. MAGIE 1939, 176 v.d. Kr. LINTOTT 1978, 138 v.d. 239 IG XII 6, 1, 6, ll. 2122: πρὸς Ῥωαίους, τ[οὺς κοινοὺς] | εὐεργέτας πάντων. MELLOR 1975, 45 v.d. ERRINGTON 1987, 103 v.d. 240 IG XII 6, 1, 6. MELLOR 1975, 45 v.d. ERRINGTON 1987, 104. 241 MELLOR 1975, 44; 45; 47 v.d. 242 SEG XLIV 896. 243 I. Mylasa 134 = AGER 1996, 273 v.d., no. 101; 274. MAGIE 1939, 182. 244 Bu kii muhtemelen 161 yılı praetor u M. Aemilius Lepidus idi; bkz. MRR I 443 v.d. SHERK 1969, 46. 245 I. v. Magnesia 93 = SIG 3 679 = SHERK 1969, 44 v.d., no. 7 = AGER 1996, 321 v.d., no. 120. SHERK 1984, 33 v.d., no. 34. MAGIE 1939, 181 v.d. MAGIE 1950, 113 v.d. 246 I. v. Magnesia 93 = SIG 3 679 = SHERK 1969, 44 v.d., no. 7 = AGER 1996, 321 v.d., no. 120, ll. 43 v.d. MAGIE 1939, 174.

44

163 yılında Kappadokia kralı IV. Ariarathes’in ölümü üzerine oğulları Ariarathes ile Orophernes arasında taht mücadelesi baladı 247 . Đki kardeten küçüğü olan Ariarathes, babası IV. Ariarathes tarafından 172 yılında Roma’ya getirilip Roma kültürünü tanıması ve etkili Romalılar ile tanıması için burada Senato’nun himayesine bırakılmıtı 248 . IV. Ariarathes’in 163 yılındaki ölümü üzerine V. Ariarathes, Roma Senato’su tarafından kral olarak tanınmı, babası ile olan dostluk ve ittifak da yenilenmiti 249 . Hatta Galatların Trokmoi kabilesi Kappadokia Krallığı’na saldırdığında Marcus Iunius Brutus önderliğindeki elçiler heyeti Ariarathes’i desteklemiti 250 . Kardelerden büyüğü olan Orophernes ise Ionia’da eğitim almı olup Yunan kültürüne aina idi ve tahtta hak iddia ederek V. Ariarathes’i Kappadokia’dan uzaklatırdı 251 . Sonuçta her iki karde de Senato’ya bavurunca, muhtemelen Roma’da her iki tarafı da destekleyenlerden bir taraf galip gelemeyince, iki kralın ortak yönetimi eklinde ilginç bir çözüm bulundu 252 .

Bu sırada 159 (ya da 158) yılında Pergamon tahtına geçen II. Attalos, kraliçe Stratonike ile evlenince artık kayınbiraderi olan ve önceden de aralarında dostluk bulunan Ariarathes’i Senato’nun bu kararına rağmen destekleyerek onun tek baına tahta geçmesini sağladı 253 . Hatta Orophernes’in Priene kentine bıraktığı 400 talanton luk hazineyi ele geçirmek için II. Attalos ve V. Ariarathes kente karı ortak askeri harekat

247 MCSHANE 1964, 187. SHERWINWHITE 1984, 41. GRUEN 1986, 582 v.d. BALLESTEROS PASTOR 2008, 46 v.d. 248 Livius, ab Urbe Condita XLII 19, 3 v.d. Diodoros, Bibliotheke XXXI 19, 7. BRAUND 1984, 9. 249 Bu kararda doğudaki krallıklar nezdinde elçilik yapan yukarıda sözü geçen T. Sempronius Gracchus’un desteği önemliydi, Polybios, Historiai XXXI 3, 1 v.d. Kr. 7, 1 v.d. Livius, Periochae XLVI. APR III 70. FERRENBACH 1895, 38 v.d. SANDS 1908, 15; 201 v.d. BADIAN 1958, 106. SHERWINWHITE 1984, 41. GRUEN 1986, 88; 583 v.d.. BALLESTEROS PASTOR 2008, 47. 250 Polybios, Historiai XXXI 8, 1 v.d. Kr. 32, 3. XXXII 1, 1 v.d. MRR I 441. APR III 70. MAGIE 1950, 202; 1097, dn. 9. BRISCOE 1969, 56. SHERWINWHITE 1977b, 63. SHERWINWHITE 1984, 41. 251 Polybios, Historiai XXXII 11, 10. Diodoros, Bibliotheke XXXI 19, 7. APR III 195. GRUEN 1986, 582 v.d. BALLESTEROS PASTOR 2008, 46 v.d. 252 Polybios, Historiai XXXII 10, 1 v.d.; 11, 1 v.d. Iustinus, Epitoma XXXVI 1, 2 v.d. Livius, Periochae XLVII. Diodoros, Bibliotheke XXXI 32; 34. Appianos, Syriake VIII 47. Zonaras, Epitome IX 24. MAGIE 1950, 202; 1097, dn. 9. Muhtemelen Scipiolar ve Aemiliuslar Orophernes’i desteklerken T. Sempronius Gracchus, Ariarathes’i destekliyordu; bkz. APR III 71; 195. BALLESTEROS PASTOR 2008, 48. 253 Polybios, Historiai III 5, 2; XXXII 12; XXXIII 6, 1 v.d. Kr. 6, 6. II. MAGIE 1950, 202. MCSHANE 1964, 186. BRISCOE 1969, 57. HANSEN 1971, 130. SHERWINWHITE 1977b, 63. GRUEN 1986, 584 v.d. BADIAN 1984, 404. HABICHT 1989, 334, dn. 34. MCGING 2005, 77.

45

düzenlemilerdi ki Priene Roma dostu unvanına sahipti 254 . Attalos yine Roma Senato’su tarafından özgür ilan edilen Pamphylia’ya bir askeri sefer düzenlemi ve bu bölgedeki egemenliğinin bir göstergesi olarak Attaleia kentini kurmutu 255 . II. Attalos’un Roma otoritesini çok da dikkate almayan bu tavırları Roma tarafından pek ho karılanmamı olsa gerekir 256 .

Bithynia kralı II. Prousias’ın 156 yılında Pergamon Krallığı topraklarına saldırarak balattığı askeri harekatı sırasında 257 Pergamon kenti surlarının önlerine kadar gelerek çevre bölgeleri yağmaladığında kent surları içine çekilen II. Attalos, Roma’dan yardım isteyince Romalılar balangıçta yardım etmek bir yana Attalos’u Prousias’a sava açmak için bahane bulmakla suçladılar 258 . Durumun ciddiyeti anlaılınca ardı ardına gönderilen be elçilik heyeti, sonunda Romalılar II. Prousias’ı geri çekilmeye ikna etmekle birlikte II. Attalos’u da karı saldırıya geçmekten alıkoydular 259 . Attalos’un karı saldırı hazırlıklarının önlenmesi ve Prousias’a konan tazminatın çok da ağır olmaması göz önüne alındığında Roma’nın açıkça Bithynia Krallığı’nın Pergamon karısında zayıflamasını istemediği görülmektedir 260 .

149 yılında babası II. Prousias’a karı bakaldıran genç Nikomedes’in en büyük destekçisi II. Attalos oldu. Attalos’un, ordusuyla bizzat Bithynia topraklarına girerek Nikomedes’e destek vermesi üzerine Senato, Prousias’ın yardım çağrısına isteksiz ve ağır cevap verince II. Prousias öldürülüp yerine II. Nikomedes kral ilan edildi 261 . Attalos Kappadokia’dan sonra imdi de Bithynia tahtına kendi yandaı bir kral

254 Polybios, Historiai XXXIII 6, 1 v.d. I. v. Priene 39 = SEG XLI 999 = OGIS 351 = SHERK 1969, 40 v.d., no. 6. SHERK 1984, 31 v.d., no. 32. AGER 1996, 391 v.d., no. 143. MCSHANE 1964, 185; 188. SHERWINWHITE 1977b, 63. BADIAN 1984, 404. MCGING 2005, 77. 255 Strabon, Geographika XIV 4, 1. Stephanos Byzantios, Ethnika s.v. Ἀττάλεια. COHEN 1995, 337 v.d. HOPP 1977, 103 v.d. MCSHANE 1964, 188. DMITRIEV 2005b, 73. 256 MCSHANE 1964, 187. Kr. BADIAN 1984, 404 v.d. GRUEN 1986, 584. 257 II. Prousias’ın bu askeri harekatı için bkz. VITUCCI 1953, 76 v.d. HABICHT 2006, 12 v.d. 258 Polybios, Historiai XXXII 16, 1 v.d. 259 Polybios, Historiai XXXIII 1, 1 v.d.; 12, 1 v.d.; 13, 1 v.d. MRR I 448 v.d. MCSHANE 1964, 189. GRUEN 1986, 587. HABICHT 1989, 360. AGER 1996, 388 v.d., no. 142. 260 HABICHT 1989, 360. Prousias 20 yıl içinde 500 talanton ödeyip Attalos’a 20 gemisini verecekti bkz. Polybios, Historiai XXXIII 13, 5 v.d. Kr. BADIAN 1958, 105. 261 Appianos, Mithridateios I 4 v.d. Polybios, Historiai XXXVI 14, 1 v.d. Diodoros, Bibliotheke XXXII 20. VITUCCI 1953, 86 v.d. MCSHANE 1964, 190. BRISCOE 1969, 56; 62. HANSEN 1971, 136 v.d. SHERWINWHITE 1977b, 63. SHERWINWHITE 1984, 46. GRUEN 1986, 589 v.d. KALLET MARX 1995, 98. AGER 1996, 409 v.d., no. 148.

46

geçirmiti 262 . Fakat Roma’nın bu durumdan rahatsız olduğuna dair elimizde bir kanıt bulunmamaktadır 263 .

Yine aynı yıl Makedonya tahtında hak iddia eden Adramytteion kökenli Andriskos (= Pseudophilippos) Đtalya’dan kaçıp Miletos’a gelince bu durum, Roma ile Apameia Anlaması’ndan beri dostane ilikileri bulunan kent yöneticilerini oldukça rahatsız etmiti 264 . Andriskos’u tutuklayan kent yöneticileri ne yapmaları gerektiğini, belki de Bithynia’daki yukarıda sözü edilen sorunlar için gönderilmi olan, elçilere sorduklarında elçiler umursamaz bir biçimde Andriskos’un salıverilmesini söylemilerdi 265 . Bu olay da Roma’nın bu dönemdeki Anadolu’daki ilere olan genel ilgisizliğinin kanıtlarından biri olarak gösterilebilir 266 .

Roma’nın Andriskos’a karı yürüttüğü IV. Makedonya Savaı’nda (149148) ve 146 yılında Roma ordusunun Korinthos kentinin yerle bir edildiği Akhaia Savaı’nda Pergamon askerleri de yardımcı birlik olarak görev aldılar 267 . Pergamon’un yanı sıra Pontos Krallığı’nın da bu dönemde dost ve müttefik olarak Roma’ya askeri destek verdiğini görmekteyiz. Pontos kralı IV. Mithridates, Roma ile dostluk ve ittifakı onuruna “Roma Halkı” adına bu kentte bir heykel diktirmiti 268 . V. Mithridates muhtemelen bu dostluk ve ittifakı devam ettirmi ve III. Kartaca Savaı sırasında gönderdiği gemilerle Roma donanmasını desteklemiti269 .

146 yılı Roma’nın Akdeniz egemenliği sürecinde yeni bir dönüm noktasını iaret eder. Roma, aynı yıl içinde Batı Akdeniz’deki ezeli dümanı Kartaca’yı ve Yunanistan’daki Korinthos kentini ordularıyla yerle bir ederek siyasi gücünü ve askeri

262 Bkz. FERRARY 1978, 765. GRUEN 1986, 591. 263 Bkz. GRUEN 1986, 609. KALLETMARX 1995, 98. MCGING 2005, 77. MCGING 2009, 207. 264 Bkz. Diodoros, Bibliotheke XXXII 15, 1 v.d.. Zonaras, Epitome IX 28. Livius, Periochae XLIX. Polybios, Historiae XXXVI 10, 1 v.d. ERRINGTON 1972, 231. 265 Diodoros, Bibliotheke XXXII 15, 3. 266 GRUEN 1986, 431 v.d., dn. 185. 267 Strabon, Geographika XIII 4, 2. Zonaras, Epitome IX 28. Pausanias, Periegesis VII 16, 1; 8. Plinius, Naturalis Historia VII 126. HANSEN 1971, 138 v.d. ERRINGTON 1972, 232; 247. HOPP 1977, 95 v.d. HABICHT 1989, 375. KALLETMARX 1995, 98. KOSMETATOU 2005, 165. 268 IGR I 62 = OGIS 375 = ROL IV 138 v.d. APR III 183. MAGIE 1950, 194; 1090, dn. 48. MELLOR 1975, 204 v.d. GRUEN 1986, 47, dn. 177. LINTOTT 1978, 141 v.d.; 144. 269 Appianos, Mithridateios II 10. APR III 184. SANDS 1908, 207. MAGIE 1950, 194. SHERWIN WHITE 1977b, 64. SHERWINWHITE 1984, 43. Contra ARSLAN 2007, 68.

47

üstünlüğünü çok net bir ekilde gösteriyordu 270 . Bunu izleyen süreçte Roma’nın Anadolu politikasında pek bir değiiklik olmadığı görülmektedir. Özellikle IV. Makedonya Savaı ve Akhaia Savaı’nda verdiği desteğin ardından Roma’nın II. Attalos ile olan iyi ilikileri devam etmitir271 .

P. Cornelius Scipio Aemilianus önderliğinde 140’lı yılların sonuna doğru gerçekleen 272 , doğudaki kentlerin ve krallıkların ziyaret edilip durumlarının öğrenildiği ve mevcut dostlukların yenilendiği elçilik turunda, elçiler Anadolu’ya da gelip II. Attalos ile görümütü 273 . Bu dönemde Anadolu’daki krallıklar arasındaki mücadele artık sona ermiti. Kappadokia ve Bithynia krallıklarında II. Attalos tarafından bizzat tahta geçirilen krallar bulunuyor olup, Pontos Kralı IV. Mithridates ile II. Attalos arasında da dostane ilikiler kurulmutu 274 .

146 yılı sonrasında Roma’nın Anadolu’daki kentler ile olan ilikileri hakkında eldeki verilere bakıldığında ilginç bir ekilde bazı kentlerin Roma tarafından Anadolu dıındaki Yunan kentlerine ait problemler ile ilgili arabulucu olmalarının talep edildiğini görmekteyiz. Đki Girit kenti olan Hierapytna ve Itanos belli bir arazinin sahipliği konusunda çıkan sorunun çözümü için 140 yılı civarında Roma Senatosu’na bavurunca Senato bu sorunun çözümü için Maiandros Magnesiası’nı görevlendirmiti 275 . Bu olaydan birkaç yıl sonra Peloponnesos’daki Sparta ile Messene arasındaki bir arazi anlamazlığının çözümü için kendisine bavurulan Senato, bu sefer de bir diğer Anadolu kenti olan Miletos’u karar vermesi için görevlendirmiti 276 . Bu tarihten bir süre sonra, 135 yılı civarında Manlius Vulso’nun Samos lehine verdiği kararın ardından Samos ile arasındaki arazi anlamazlığı devam eden Priene kenti belki

270 Kr. BADIAN 1958, 113 v.d. BADIAN 1968, 20 v.d. ERRINGTON 1972, 269. HARRIS 1979, 146 v.d. KALLETMARX 1995, 11 v.d. MACGING 2005, 80. 271 HANSEN 1971, 141. KALLETMARX 1995, 98. 272 140/139 yıllarına tarihlenen bu elçilik heyetinin 144/143 yılına tarihlenmesi için; bkz. MATTINGLY 1986, 491 v.d. 273 Lukianos, Makrobioi 12. Diodoros, Bibliotheke XXXIII 28b, 1 v.d. Strabon, Geographika XIV 5, 2. Iustinus, Epitoma XXXVIII 8, 8 v.d. Athenaios, Deipnosophistai VI 273A. MRR I 480 v.d. SANDS 1908, 102. HANSEN 1971, 141. BRAUND 1984, 80. GRUEN 1986, 592. MATTINGLY 1986, 491 v.d. HABICHT 1989, 376. KALLETMARX 1995, 97. AGER 1996, 423 v.d., no. 155. 274 APR III 183. VITUCCI 1953, 92. MCSHANE 1964, 191. HABICHT 1989, 376. ARSLAN 2007, 67. 275 AGER 1996, 431 v.d., no. 158 I = SHERK 1969, 78 v.d., no. 14. AGER 1996, 436 v.d., no. 158 II = I. v. Magnesia 105 = SIG 3 685 = IGR I 1021. Ayr. bkz. MAGIE 1939, 183. 276 SIG 3 683 = AGER 1996, 446 v.d., no. 159; Kr. Tacitus, Annales IV 43.

48

de 146 yılı sonrasında Senato’nun Yunan kent devletleri arasındaki sorunlarda daha aktif rol almasından cesaret alarak sorunu yeniden Roma Senatosu’na taımıtı 277 . Senato durumu bu sefer bizzat incelemi ve sonuçta Vulso’nun yaklaık elli yıl önce verdiği kararı bozarak hak iddia ettiği arazileri Priene’ye iade etmiti 278 .

Scipio Aemilianus’un elçilik faaliyetinin ardından III. Attalos’un ölümüne kadar Roma’nın Anadolu’daki krallıklar ile ilikileri hakkında elimizde pek bir bilgi yoktur. Anlaıldığı kadarıyla krallıklar arasında mevcut status quo ’yu bozacak bir durum bulunmuyordu. II. Attalos’un ölümünün ardından 138 yılında tahta geçen Pergamon’un son kralı III. Attalos ile Roma arasındaki ilikiler selefi zamanında olduğu gibi yine oldukça iyiydi 279 . Kaynaklardan öğrenebildiğimiz kadarıyla III. Attalos’un, krallığı sırasında Romalılar ile kurduğu tek ilikisi, Numantia’daki P. Cornelius Scipio Aemilianus’a Đspanya’daki savalarda elde ettiği baarılarından dolayı gönderdiği hediyelerdir 280 . Kralın bu Romalı devlet adamı ile tanııklığı muhtemelen yukarıda sözü edilen elçilik faaliyeti sırasında balamıtı 281 . Fakat III. Attalos’un ölümünün ardından Roma’daki Anadolu egemenliğinde yepyeni bir dönem balayacaktır.

277 AGER 1996, 456. 278 I. v. Priene 40; 41 = SHERK 1969, 54 v.d., no. 10 AB = AGER 1996, 270 v.d., no. 99; 450 v.d., no. 160. 279 GRUEN 1986, 593. KALLETMARX 1995, 98. KOSMETATOU 2005, 165. 280 Cicero, pro Rege Deiotaro 19. BRAUND 1984, 80. GRUEN 1986, 593. 281 HANSEN 1971, 143. HABICHT 1989, 378. APR III 97.

49

2. BÖLÜM: ARĐSTONĐKOS AYAKLANMASI VE ASĐA EYALETĐ’NĐN KURULMASI (133126)

2.1 Aristonikos Ayaklanması Sırasında Roma’nın Anadolu’daki Egemenlik Politikası (133130)

2.1.1 Attalos’un Vasiyetnamesinin Kabul Edilmesi

Pergamon tahtında geçirdiği be yılın sonrasında, ardında bir veliaht bırakmaksızın 133 yılında ani bir ekilde ölen 282 kral III. Attalos’un, krallığını vasiyetname yoluyla Roma’ya bıraktığının ortaya çıkması 283 Roma’nın Anadolu’daki egemenlik politikasında yeni bir aamanın balangıcı olacaktır. Sallustius’da, bu vasiyetnamenin Romalılar tarafından düzmece bir ekilde Asia’yı ele geçirmek için hazırlandığına ilikin ifadeler 284 bulunsa da diğer antik edebi kaynakların yanı sıra epigrafik belgelerde de vasiyetnameden söz edilmesi bu vasiyetnamenin gerçekten var olduğunun kanıtlarındandır 285 .

Vasiyetnamenin içeriği elimizde olmamakla birlikte kaynaklarda buna ilikin bazı ifadeler bulunmaktadır. Kaynaklarımızdan öğrendiğimize göre kral, doğrudan Roma Halkı’nı mirasçısı olarak belirlemiti 286 . Konumuz açısından daha önemli olanı

282 MAGIE 1950, 781, dn. 94. HANSEN 1971, 149. SHERWINWHITE 1984, 80. GRUEN 1986, 595. KALLETMARX 1995, 99, dn. 8. MILETA 1998, 48. WÖRRLE 2000, 561, dn. 98. DAUBNER 2006, 17. 283 Vasiyetname için bkz.: Livius, Periochae LVIII; LIX. Velleius Paterculus, Historia Romana II 4, 1. Orosius, Historiarum V 8, 4. Plutarkhos, Tiberius Gracchus 14, 1. Strabon, Geographika XIII 4, 2. Valerius Maximus, Factorum V 2, ext. 3. Appianos, Mithridateios IX 62. Florus, Epitomae I 35, 2 v.d. Plinius, Historia Naturalis XXXIII 53, 148. Iustinus, Epitoma XXXVI 4, 5. Eutropius, Breviarium IV 18. GREENIDGE–CLAY 1960, 11. BROUGHTON 1959, 505. DAUBNER 2006, 19 v.d. 284 Historiae IV 69, 8: simulatoque inpio testamento filium eius Aristonicum, quia patrium regnum petiverat, hostium more per triumphum duxere; Asia ab ipsis obsessa est . Bkz. SHERWINWHITE 1984, 81. MALAY 1987, 35. BRUN 2004, 28, dn. 25. 285 Bkz. I. v. Pergamon 249 = OGIS 338 = IGR IV 289 = GREENIDGE–CLAY 1960, 11 v.d.. AUSTIN 2006, 430 v.d., no. 248. BURSTEIN 1985, 91 v.d., no. 91. BRUN 2004, 44 v.d., no. 1. DELPLACE 1978, 21 v.d. MILETA 1998, 50 v.d. Kr. COLLINS 1978, 43. SHERWINWHITE 1984, 81. GRUEN 1986, 592, dn. 90. I. Metropolis 1 = SEG LIII 2, 1312 = JONES 2004, 470 v.d.: A ll. 13 v.d.; 85 v.d. DREYER 2005, 59. 286 Livius, Periochae LVIII: Asiam … cum testamento Attali regis legata populo Romano libera esse deberet . Kr. Florus, Epitomae I 35, 2: Populus Romanus bonorum meorum heres esto. In bonis regiis hanc fuerunt . Kr. BRAUND 1983, 22. KALLETMARX 1995, 99. DAUBNER 2006, 21.

50

vasiyetnamede bulunan Pergamon Krallığı’na bağlı kentlerin statüleri hakkındaki ipuçlarıdır. Pergamon kentinin, kral III. Attalos’un ölümünün hemen ardından çıkardığı kararnamede Pergamon’un, kralın vasiyetnamesi gereğince özgür olduğu açıkça belirtilmektedir 287 . Diğer antik edebi ve epigrafik kanıtlar da göz önüne alındığında Pergamon Krallığı’na bağlı kentlerin bu vasiyetnamede özgür ilan edildiği anlaılmaktadır 288 . Đleriki satırlarda görüleceği üzere Batı Anadolu’daki Yunan kent devletlerinin neredeyse tamamının Aristonikos’a karı yer alması bu duruma kanıt olarak gösterilmitir 289 .

Attalos’un vasiyetinin haberi Roma’ya ulatığında kentte büyük bir iç karııklık bulunuyordu. III. yüzyıl ortalarından itibaren gerek Kartaca ile gerekse Hellenistik doğudaki monarilerle giriilen uzun süreli savalar sırasında Roma ordusunun temel unsuru Đtalya’nın kırsal kesiminde yaayan küçük toprak sahibi Roma vatandalarıydı 290 . Savaların gittikçe uzun sürmesi, özellikle Hannibal ile yapılan II. Kartaca Savaı’nın Đtalya topraklarında yapılması ve savalardaki galibiyetlerin getirilerinin aristokrat sınıfa yaraması gibi nedenlerden dolayı küçük toprak sahibi çoğu köylü, savaların ardından yeniden düzen kuramamı ve toprağını satarak bata Roma olmak üzere büyük kentlere yerlemeye balamıtı 291 . Kırsal kesimden kentlere yaanan bu göçün sonucunda oluan Roma kentindeki kalabalık bir isizler ordusu Roma’nın sosyal ve politik hayatında büyük bir sorundu 292 .

133 yılının halk tribunus u Tiberius Gracchus, aristokrat sınıfının sahip olabileceği toprak miktarını sınırlayan; topraksız köylülere toprak ve gerekli malzeme sağlanmasını öngören bir toprak yasası (= lex agraria ) çıkararak bu soruna çözüm

287 I. v. Pergamon 249 = OGIS 338 = IGR IV 289 = GREENIDGE–CLAY 1960 11 v.d., ll. 5 v.d. BURSTEIN 1985, 91 v.d., no. 91. AUSTIN 2006, 430 v.d., no. 248. BRUN 2004, 44 v.d., no. 1. DELPLACE 1978, 21 v.d.; 25. MILETA 1998, 50 v.d. GRUEN 1986, 594. DREYER 2005, 59. DMITRIEV 2005b, 78 v.d. 288 Antik ve modern kaynaklarda bu konuya ilikin bilgi ve görüler için bkz. BERNHARDT 1985, 285 v.d. GRUEN 1986, 600, dn. 113. KALLETMARX 1995, 101 v.d. DMITRIEV 2005b, 78 v.d. DAUBNER 2006, 21 v.d. 289 Bkz. a. bl. 2.1.2 Ayr. bkz. KALLETMARX 1995, 101. 290 BOREN 1977, 81 v.d. LINKE 2005, 8 v.d. 291 BRUNT 1971, 269 v.d. BOREN 1977, 60 v.d. NICOLET 1994, 619. SCULLARD 2011, 16 v.d. 292 BOREN 1977, 58 v.d. NICOLET 1994, 617. LINKE 2005, 10 v.d. SCULLARD 2011, 16 v.d.

51

aramaya girimiti 293 . Tam da bu sırada Pergamon kralı III. Attalos’un vasiyetnamesinin Roma’ya gelmesi bu gelimeleri Roma’nın Anadolu politikasıyla ilikili hale getirdi 294 . Çünkü Ti. Gracchus, çıkardığı toprak yasasının finansmanında kullanmak üzere Attalos’un vasiyetnamesini kabul eden bir yasayı halk meclisinden geçirmeyi baardı 295 . Bu yasanın kabul edilmesi gerginliği daha da arttırdı, çünkü Roma’nın teamül anayasasına göre dı ilikiler ve finansal konular, Senato’nun yetki ve sorumluğundaki konulardı ve o zamana kadar kimse buna karı gelmemiti 296 .

Pergamonlu Eudemos’un Gracchus’un evinde ona kraliyet alametleri olan taç ve erguvan renkli giysiler verdiği, dolayısıyla Gracchus’un Roma’ya kral olmayı amaçladığı yönündeki söylentilerin de artması üzerine 297 Tiberius Gracchus, Scipio Nasica önderliğindeki kızgın senatörler tarafından öldürüldü 298 . Bu olayın ardından dı ilikilerdeki hakim konumunu geri kazanan Senato, Scipio Nasica bakanlığındaki be kiilik elçiler heyetini (= legati ) Anadolu’ya gönderdi 299 .

2.1.2 Aristonikos Ayaklanmasının Balaması ve Batı Anadolu Kentleri

Roma’da bu gelimeler yaanırken III. Attalos’un ölümünü takiben Batı Anadolu’da büyük bir a çıkmıtı. Kral II. Eumenes’in gayrimeru oğlu, dolayısıyla ölen kral III. Attalos’un kardei olan Aristonikos, Pergamon tahtında hak

293 GREENIDGE–CLAY 1960, 1 v.d. BOREN 1977, 82 v.d. CRAWFORD 1978, 109 v.d. LINKE 2005, 24 v.d. SCULLARD 2011, 22 v.d. 294 Plutarkhos, Tiberius Gracchus 14, 1 v.d. 295 Plutarkhos, Tiberius Gracchus 14, 1 v.d. Livius, Periochae LVIII. Florus, Epitomae II 3, 1 v.d. Pseudo Aurelius Victor, de Viris Illustribus 64, 5. Kr. Orosius, Historiarum V 8, 4. Cicero, de re Publica III 29, 41. GREENIDGE–CLAY 1960, 7 v.d. 296 MAGIE 1950, 147. BADIAN 1968, 21. BADIAN 1984, 399. SCULLARD 2011, 23 v.d. DAUBNER 2006, 40 v.d. LINKE 2005, 33. 297 Eudemos’un Tiberius Gracchus ile görümesinin, hatta elçilik görevi boyunca Roma’da onun evinde kalmasının Attaloslar hanedanı ile Gracchus ailesinin arasında Gracchus kardelerin babaları Tiberius Sempronius Gracchus’un 165 yılındaki elçilik gezisinden (bkz. yuk. s. 41 v.d.) itibaren devam eden iyi ilikiler (hatta patron cliens ilikisi) nedeniyle olduğu görüü için bkz. BADIAN 1958, 173 v.d. Kr. BADIAN 1968, 21. DELPLACE 1978, 32. LEHMANN 1998, 26, dn. 27. Contra : GRUEN 1986, 599, dn. 112. 298 Plutarkhos, Tiberius Gracchus 14, 2 v.d.; 19, 3 v.d. Appianos, Bellum Civile I 2, 16. Velleius Paterculus, Historia Romana II 3, 1 v.d. Valerius Maximus, Factorum et Dictorum II 8, 7; III 2, 17; V 3, 2e. Florus, Epitomae II 3, 7. 299 Strabon, Geographika XIV 1, 38: πρέσβεις Ῥωαίων πέντε. Plutarkhos, Tiberius Gracchus 21, 2. Valerius Maximus, Factorum V 3, 2e. MAGIE 1950, 147 v.d. GREENIDGE–CLAY 1960, 15. HANSEN 1971, 154. SCHLEUSSNER 1976, 97 v.d.

52

iddia ederek vasiyetnameye karı çıkmıtı 300 . Bunun için harekete geçen Aristonikos, Smyrna civarında Leukai kentinde askeri faaliyetlere balayıp kısa zamanda büyük bir baarıyla Ionia’daki Kolophon ile karı kıyıdaki Samos ve Karia’daki Myndos’u ele geçirmiti 301 . Batı Anadolu’daki Yunan kent devletlerinden sadece Phokaia Aristonikos’a destek vermi olup, herhangi bir diğer kentin Aristonikos’a kendiliğinden destek verdiğine dair elimizde kanıt bulunmamaktadır 302 . Phokaia kentinin Aristonikos’a destek vermesinin nedeni, muhtemelen kentin 190 yılında III. Antiokhos tarafında olmasından dolayı Roma ordusu tarafından yağmalanmasından kaynaklamaktaydı 303 .

Kaynaklarımızdaki veriler değerlendirildiğinde Phokaia’nın dıında Batı Anadolu’daki Yunan kent devletlerinin büyük bir gayretle Aristonikos’a karı durduklarını görmekteyiz. Pergamon’un liman kenti Elaia’da bulunan bir yazıtta, kentin karada ve denizdeki büyük tehlikeler içinde Aristonikos’a karı durduğundan söz edilmektedir 304 . Aradan geçen yüzyılların ardından Đ.S. II yüzyılda Smyrna’da yaayan ünlü hatip Aelius Aristeides, kentin kısa tarihçesine değinirken Smyrna’nın Aristonikos’a karı Roma’nın yanında oluunun hatıralarından söz eder 305 . Aristonikos’un faaliyet alanını Karia’ya kadar genilettiği belirtilmiti. Bu Karia seferi

300 Antik edebi kaynakların büyük kısmı Aristonikos’un II. Eumenes’in oğlu olduğu konusunda hemfikirdirler; bkz. Livius, Periochae 59. Iustinus, Epitoma XXXVI 4, 6 . Eutropius, Breviarium IV 20, 1. Florus, Epitomae I 35, 4. Sallustius, Historiae IV 69, 8. Orosius, Historiarum V 10, 1. Strabon, Geographika XIV 1, 38. Plutarkhos, Flamininus 21, 6. Diodoros, Bibliotheke XXXIV/XXXV 2, 26. Aristonikos’un düzmece bir ekilde kraliyet ailesinden biri olduğunu iddia ettiğini belirten Velleius Paterculus’un ( Historia Romana II 4, 1: Aristonicus … mentitus regiae stirpis originem ) bunu hangi kaynağa dayandırarak yazdığı bilinememektedir. Bkz. HANSEN 1971, 150 v.d. HOPP 1977, 122. MALAY 1987, 36. 301 Strabon, Geographika XIV 1, 38. Florus, Epitomae I 35, 4. Kr. Aulus Gellius, Noctes Atticae I 13, 11. MAGIE 1950, 148. HOPP 1977, 143. GRUEN 1986, 598. ROBERT–ROBERT 1989, 29 v.d. 302 Phokaia: Iustinus, Epitoma XXXVII 1, 1. MCSHANE 1964, 195. BERNHARDT 1971, 104. SARTRE 1995, 113. MCGING 2005, 84. 303 Bkz. HANSEN 1971, 153. BERNHARDT 1971, 104. BRUN 2004, 42. DAUBNER 2006, 62, dn. 276. 304 SIG 3 694 = IGR IV 1692 = CANALI DE ROSSI 2008, 184 v.d., no. 186, ll. 11 v.d.: Aristonikos’a karı sava (ll. 15 v.d.); karadaki ve denizdeki büyük tehlikeler (ll. 17 v.d.) AUSTIN 2006, 433 v.d., no. 250. ROBERT 1984, 489 v.d. ROBERT–ROBERT 1989, 30 v.d. RIGSBY 1988, 127. FERRARY 2001, 99. GORDON–REYNOLDS 2003, 224. 305 Aelius Aristeides, XIX ( Epistole peri Smyrnes ) 11. Ayrıca kentin doğusundaki Belkahve mevkiindeki bir kale komutanı ve askerlerinin onurlandırıldığı yazıtlar da Aristonikos ayaklanması ile ilikilendirilmektedir; bkz. I. Smyrna 609; 610. JONES 2004, 480. BRUN 2004, 36 v.d., dn 65. DAUBNER 2006, 148.

53

sırasında muhtemelen Bargylia ve Halikarnassos kentleri de Aristonikos’un saldırısına uğramı ancak ele geçirilememilerdi 306 .

Aristonikos’un faaliyetlerinin Anadolu’nun güneybatısından kuzeybatına kadar geni bir alana uzandığını Sestos ve Kyzikos kentlerinden gelen epigrafik belgelerden anlamaktayız. Sestos’ta Menas adına dikilen onurlandırma yazıtında belirtilen, kralların ölümünün ardından kentin içinde dütüğü zor durum ve sava koulları, Trakyalılar kadar Aristonikos’un faaliyetlerinden kaynaklanıyor olmalıdır 307 . Kyzikos kenti vatandaı Makhaon yine bu sırada kenti muhtemelen Aristonikos’un birlikleri tarafından kuatma altında iken, yardım için en yakın Roma magistratı olan Makedonya valisi Marcus Cosconius’a müracaat etmiti 308 . Tacitus, bu kentlerin daha da kuzeyinde, Bosporos’u kontrol eden Byzantion kentinin bile Aristonikos’a karı Romalılara destek olmak için yardım gönderdiğini belirtmektedir 309 . Yine aynı tarihçiye göre, Đ.S. 26 yılında Đmparator Tiberius onuruna yapılacak tapınağı ina etmeye talip olduklarında, gururla Aristonikos’a karı koymu olduklarını belirten on bir Asia kenti unlardı: Hypaipa, Tralleis, Laodikeia, Magnesia, Ilion, Halikarnassos, Pergamon, Ephesos, Miletos, Sardeis, Smyrna 310 .

Tüm bu kentlerin yanı sıra bakent Pergamon da kapılarını Aristonikos’a kapatmıtı. III. Attalos’un vasiyetnamesi ile özgür olan Pergamon, kent içinde ve kente ait arazilerde (= khora ) Aristonikos’a destek verebilecek paralı askerlerin ve halk kitlelerinin muhtemel desteğini engellemek için, yerlerini terk etmeyenlere ödüller verip yerlerinden ayrılanları cezalandıran bir karar almıtı 311 . Yine Pergamon’da ele geçen bir

306 Bargylia: I. Iasos 612; 613 = SEG XLIV 867. BRUN 2004, 49 v.d., no. 1011. SHERK 1984, 43 v.d., no. 43. KALLETMARX 1995, 100. Halikarnassos: WILHELM 1908, 69 v.d., no. 6, l. 5. DELRIEUX 2001, 144. BRUN 2004, 50, no. 13. HOPP 1977, 143. 307 I. Sestos 1 = OGIS 339 = SIG 3 246: ll. 16 v.d. AUSTIN 2006, 435 v.d., no. 252. COLLINS 1978, 192. POTTER 1988, 293 v.d. 308 IGR IV 134, ll. 4 v.d. BRUN 2004, 47 v.d., no. 6. CANALI DE ROSSI 2008, 180183, no. 184. COLLINS 1978, 192 v.d. POTTER 1988, 293. ROBERT–ROBERT 1989, 33 v.d. DAUBNER 2006, 70 v.d. M. Cosconius için bkz.: MRR I 489; III 77. 309 Annales XII, 62. 310 Tacitus, Annales IV, 55 v.d. 311 I. v. Pergamon 249 = OGIS 338 = IGR IV 289 = GREENIDGE–CLAY 1960. BURSTEIN 1985, 91 v.d., no. 91. AUSTIN 2006, 430 v.d., no. 248. BRUN 2004, 44 v.d., no. 1. HANSEN 1971, 152. HOPP 1977, 132 v.d. DELPLACE 1978, 21 v.d. COLLINS 1978, 191. GRUEN 1986, 596 v.d. MALAY 1987, 37. MILETA 1998, 50 v.d. CHANIOTIS 2005, 89. DAUBNER 2006, 82.

54

yazıtta Aristonikos’un kalabalık bir orduyla kente saldırmasından söz edilmesi, kentin niçin derhal böyle bir karar aldığını da açıklar 312 .

Görüldüğü gibi bakent Pergamon bata olmak üzere, Batı Anadolu’daki kentlerin büyük çoğunluğu Aristonikos’a karı yer almılardı. Fakat Appianos’ta geçen bir ifade bu manzara ile büyük bir tezat oluturmaktadır. Appianos’un aktardığına göre, Aristonikos Ayaklanması’ndan yaklaık 50 yıl sonra Romalı komutan Sulla, büyük çoğunluğu Mithridates’i desteklemi olan Asia kentlerine Ephesos’ta yaptığı konumasında, kentlerin dört yıl boyunca Roma’ya karı Aristonikos’u desteklemi olduğunu söylemiti 313 . Ancak bu manzara karısında görünen o ki bu iddia zamanın artları gereği Sulla tarafından kentleri suçlamak için kullanılmı asılsız bir iddiaydı 314 .

Aristonikos’un bu geni faaliyet alanındaki kentlere karı yaptığı saldırılar çok uzun sürmedi ve 132 yılında Ephesos donanması Aristonikos’un donanmasını Kyme açıklarında mağlup edince, Aristonikos kıyıdan iç kesime çekilmek zorunda kalmıtı 315 . Strabon’un ifade ettiğine göre burada o, yoksul insanları ve özgürlük vaad ettiği köleleri etrafına toplayarak Thyateira ve Apollonis kentlerini ele geçirip etraftaki kalelere yönelmiti 316 . Muhtemelen Kaikos Nehri üzerindeki Stratonikeia’yı da bu sırada ele geçirmiti 317 .

Aristonikos’un daha önceki askeri baarıları da göz önüne alındığında onun destekçilerinin kimler olduğu akla gelir. Anlaıldığı kadarıyla Aristonikos’un en önemli destekçileri deniz savaından sonra çekildiği Kaikos ve Hermos nehirlerinin yukarı kesimlerindeki Makedon askeri kolonistler idi 318 . Ancak bu Makedonların kökenleri ve dolayısıyla Roma karıtı olmalarıyla ilgili iki farklı görü bulunmaktadır. Bir görüe göre Seleukoslar tarafından IV. yüzyıl sonları ve III. yüzyıl balarında bu bölgeye yerletirilmi olan Makedonlar, daha sonra Pergamon krallarının idaresine geçmilerdi

312 I. v. Pergamon 14 = BRUN 2004, 45 v.d. no. 3 = COLLINS 1978, 194. HANSEN 1971, 157. 313 Appianos Mithridateios IX 62. 314 BROUGHTON 1959, 507, dn. 21. MAGIE 1950, 1036, dn. 7. DREYER 2005, 56 dn. 3. 315 Strabon, Geographika XIV 1, 38. KNIBBE–ALZINGER 1980, 750. 316 Geographika XIV 1, 38. ROBERT–ROBERT 1989, 31 v.d. 317 Orosius, Historiarum V 10, 4. Eutropius, Breviarium IV 20, 2. BROUGHTON 1934, 252 v.d. HANSEN 1971, 154. HOPP 1977, 145. DELPLACE 1978, 41. COLLINS 1978, 108 v.d., dn. 34. LEHMANN 1998, 19 dn. 17. Kr. GRUEN 1986, 598. 318 Bölgedeki askeri koloniler için bkz., JONES 1937, 44 v.d. MAGIE 1950, 123 v.d. ROBERT 1962, 43 v.d.; 246 v.d. COHEN 1995, 196 v.d.; 201 v.d.; 222 v.d.; 232 v.d.

55

ve kendilerine sağlanan hak ve ayrıcalıkları devam ettirmek için ne getireceği belli olmayan Roma yönetimi yerine kraliyet soyundan olan Aristonikos’u desteklemekteydiler 319 . Diğer görüe göre ise 168 yılındaki Pydna Savaı’nın ardından Makedonya’dan doğuya kitlesel bir göç hareketinin olduğu var sayılarak, Thyateira hariç, bu Makedonların, bu göç dalgasında Anadolu’ya geldikleri ve Pergamon kralları II. Eumenes ve II. Attalos tarafından bölgeye yerletirildikleri iddia edilmektedir 320 . Buna göre 35 yıl önce Romalılara karı savamı olan bu Makedonların çocukları ve torunları Roma’ya olan dümanlıklarından dolayı Aristonikos’u destekliyorlardı 321 . Her iki durumda da Aristonikos’a en büyük destek, çekildiği bölgedeki bu Makedon kolonistlerden gelmekteydi.

Antik edebi kaynaklarımızdan öğrendiğimize göre Aristonikos’un ordusunda çok sayıda Trakyalı da bulunuyordu 322 . Aristonikos’un çekildiği iç bölgedeki diğer destekçileri ise bölgenin yoksul halkı ile kölelerdi 323 . Aristonikos’un destekçileri arasında Đtalya’daki Yunanlılardan stoacı filozof Blossios da bulunuyordu. Blossios, daha önce fikirleriyle Tiberius Gracchus’u etkilemi, Gracchus’un öldürülmesinin ardından Roma’dan kaçıp Aristonikos’un destekçileri arasında katılmıtı 324 . Strabon’da geçen, Aristonikos’un destekçilerine Heliopolitai (= Ἡλιοπολίται) yani “Güne ülkesinin vatandaları” adını verdiği bilgisi de hesaba katıldığında, bazı aratırmacılar bu adın Aristonikos tarafından destekçilerine Blossios’un etkisiyle Stoacı bir ütopyadan

319 ROBERT 1962, 264 v.d. RIGSBY 1988, 125. KALLETMARX 1995, 99. SAVALLILESTRADE 2001, 91. DREYER 2005, 57. Kr. CHANIOTIS 2005, 89. DAUBNER 2006, 162 v.d. 320 EDSON 1958, 169, dn. 59 (Makedonların Doğu’ya göç hareketi). COLLINS 1978, 124 v.d. SÁNCHEZ LEÓN 2004, 162. DAUBNER 2006, 162 v.d. Kr. FERRARY 2001, 99. 321 COLLINS 1978, 153 v.d. DAUBNER 2006, 169. 322 Valerius Maximus, Factorum III 2, 12: Thracibus, quorum is magnum numerum in praesidio habebat . Ayr. bkz. Orosius, Historiarum V 10, 3. Frontinus, Strategemata IV 5, 16. Kr. I. Sestos 1 = OGIS 339 = SIG 3 246. ROSTOVTZEFF 1941, 758 v.d. MAGIE 1950, 148. HANSEN 1971, 151. COLLINS 1978, 153 v.d. DAUBNER 2006, 170 v.d. GRUEN 1986, 602. Hatta bir görüe göre Aristonikos önce Trakya’ya giderek askeri faaliyetlerine bu Trakyalıların desteğiyle buradan balamıtı, bkz. POTTER 1988, 293 v.d. 323 Strabon, Geographika XIV 1, 38. 324 Plutarkhos, Tiberius Gracchus 8, 4 v.d.; 17, 4; 20, 4. Cicero, de Amicitia XI, 37. Valerius Maximus, Factorum IV 7, 1 v.d. SHERWINWHITE 1984, 87. KALLETMARX 1995, 106. SARTRE 1995, 113. MILETA 1998, 58.

56

esinlenerek verildiğini ve ideal bir devlet düzeninin hedeflendiğini öne sürmüledir 325 . Ancak bu adın, tanrı Helios ile alakalı Doğu kökenli ya da yerel inanılar ile ilgili olabileceği de birçok aratırmacı tarafından kabul edilmektedir 326 . Bu adın kökeninde yukarılardan hangisi olursa olsun, bölgenin kırsal kesim halkının ve kölelerin Aristonikos’a verdikleri desteğin temelinde mevcut sosyoekonomik artlardan kurtulup daha iyi yaam artlarına kavuma umudu olmalıdır 327 .

Aristonikos’un iç bölgeye çekildiği yerlemelerde bastırdığı Pergamon Krallığı’na has kistophoros sikkelere baktığımızda, onun kendini artık yasal Pergamon kralı olarak gördüğünü ve kraliyet adı olarak babasının adı (III.) Eumenes’i aldığını görmekteyiz 328 . Aristonikos’un artık bir kral olarak hareket ettiği antik edebi kaynaklardaki ifadeler ile teyit edilebilmektedir 329 .

2.1.3 Roma’nın Diplomatik Giriimleri ve Scipio Nasica’nın Elçiliği

Tiberius Gracchus’un öldürülmesinin ardından dı ilikilerdeki hakim konumuna geri dönen Senato’nun Attalos’un vasiyetnamesi konusundaki tutumu Roma’nın Anadolu’daki egemenlik politikasının geleceğini belirleyecektir. Bu konuda önceleri bilim dünyasına hakim olan görü, Senato’nun Attalos’un vasiyetnamesini kabul etmede kararsız, hatta isteksiz, olduğu ve bu konuda inisiyatif almada yava

325 Bkz. Geographika XIV 1, 38. DUDLEY 1941, 94 v.d. MAGIE 1950, 152; 1040 v.d., dn. 1718. SANFORD 1950, 31. DELPLACE 1978, 42 v.d. Kr. MCSHANE 1964, 196, dn. 73. HANSEN 1971, 153. RIGSBY 1988, 125. MILETA 1998, 52. FERRARY 2001, 98 v.d. DREYER–ENGELMANN 2003, 87 v.d. 326 DUDLEY 1941, 98 v.d. ROSTOVTZEFF 1941, 808; 1523 v.d., dn. 81. MCSHANE 1964, 196, dn. 73. COLLINS 1978, 176. SHERWINWHITE 1984, 87 v.d. GRUEN 1986, 597. SÁNCHEZ LEÓN 2004, 164. DAUBNER 2006, 181 v.d. 327 MAGIE 1950, 152. Kr. ROSTOVTZEFF 1941, 807. 328 Üzerinde Βα[σιλέως] Εὐ[ένου] lejandı bulunan, Thyateira’da 1.(?) ve 2. yıllarda, Apollonis’te 3. ve 4. yıllarda, Stratonikeia’da 4. yılda darp edilmi olan kistophoros sikkeler için bkz., ROBINSON 1954, 7 v.d. GREENIDGE–CLAY 1960, 284. KAMPMANN 1978, 38 v.d. HOPP 1977, 123. DELPLACE 1978, 41. ADAMS 1980, 302. GRUEN 1986, 595. ROBERT–ROBERT 1989, 32. MILETA 1998, 53 v.d. FERRARY 2001, 99. DREYER–ENGELMANN 2003, 80. SÁNCHEZ LEÓN 2004, 162. DREYER 2005, 58; 72. 329 Bkz. Strabon, Geographika XIV 1, 38. Orosius, Historiarum V 10, 5. Eutropius, Breviarium IV 20, 2. Eutropius, Breviarium IV 18 ve 20, 1’de ifade edilen Eumenes ’in Aristonikos olduğu görüüz için bkz. COLLINS 1978, 109 v.d. DAUBNER 2006, 56 v.d. Ayr. bkz. Iustinus, Epitoma XXXVI 4, 7: (Aristonicus) iustus iam rex videretur . Valerius Maximus, Factorum VIII 7, 6: Iam P. Crassus, cum in Asiam ad Aristonicum regem debellandum . COLLINS 1978, 113 v.d. HOPP 1977, 142.

57

davrandığıydı 330 . Ancak yapılan bazı epigrafik keifler bu görüün doğru olmadığını göstermektedir.

2000 yılında yayınlanan, Pergamon kentinin Menodoros adlı bir vatandaını onurlandırdığı yazıtta, III. Attalos’un ölümünün ardından politik durumun demokrasiye döndüğü belirtilmekte, ardından kentin konseyinin (= boule ) Romalıların yasal düzenlemelerine göre oluturulduğundan söz edilmektedir 331 . Bu durumda açıkça Senato’nun dı ilikilerdeki hakim konumuna geri döner dönmez, III. Attalos’un vasiyetnamesinin kabul edildiği, bu doğrultuda düzenlemelerde bulunulduğu ve muhtemelen bir lex provincia hazırlandığı anlaılmaktadır 332 .

Menodoros yazıtında geçen yasal düzenlemelerin ne olduğundan söz edilmese de 2004 yılında yayınlanan bir Metropolis yazıtı bu düzenlemeler ile ilgili konumuz açısından çok değerli bir bilgi içerir. 132 yılına tarihlenen 333 ve Aristonikos’a karı savaırken hayatını kaybetmi olan Apollonios onuruna dikilen onurlandırma yazıtında, kral III. Attalos’un ölümünün ardından, Pergamon Krallığı topraklarındaki tüm kentlerin Roma Senatosu tarafından özgür ilan edildiği ifade edilmektedir 334 . Böylece Senato’nun daha ilk düzenlemelerde Batı Anadolu’daki Yunan kent devletlerinin bağımsızlığını, muhtemelen III. Attalos’un vasiyetnamesinde olduğu ekliyle, onayladığı anlaılmaktadır 335 . Önceleri genellikle 129 ya da 126 yılına ait olduğu düünülen 336 , Senatus Consultum Popillianum de Pergamenis olarak adlandırılan Senato kararnamesinin 132 yılına tarihlenmesi de bu kararnamenin içeriğini yukarıda geçen Pergamon’daki Menodoros ve Metropolis’deki Apollonios yazıtları ile aynı

330 Bkz. MAGIE 1950, 147. BADIAN 1968, 21 v.d. SHERWINWHITE 1977b, 68. SHERWINWHITE 1984, 83 v.d. GRUEN 1986, 599 v.d. MITCHELL 1993, 29. KALLETMARX 1995, 105 v.d. Kr. JONES 2004, 485. Contra : HARRIS 1979, 147 v.d. 331 WÖRRLE 2000, 544 v.d. = SEG L 1211 = DAUBNER 2006, 98; 269 v.d.: Politik durumun demokrasiye dönmesi (l. 11: εταπεσόντων τε τῶν πραγάτων εἰς δηοκρατίαν); Roma yasal düzenlemeleri (l. 13: Ῥωαικὴν νοοθεσίαν). Ayr. bkz. GORDON–REYNOLDS 2003, 223. SANTANGELO 2007, 109, dn. 10. TOZAN 2011, 170. 332 Bkz. WÖRRLE 2000, 565 v.d. DREYER–ENGELMANN 2003, 84, dn. 333. DREYER 2005, 62 v.d.; 67 v.d. DMITRIEV 2005a, 302 v.d. Kr. SANTANGELO 2007, 109, dn. 10. 333 Yazıtın 132 yılına tarihlenmesi için bkz., JONES 2004, 482. COOLEY v.d. 2007, 197. 334 I. Metropolis 1 = SEG LIII 2, 1312 = JONES 2004, 470 v.d.: A, ll. 13 v.d.: νῦν τε τοῦ ὲν Φιλοέτορος βασιλέως εταλλάξαντος, Ῥω|αίων … καθάπερ ὲδογάτισαν, τὴν ὲ|λευθερίαν πᾶσιν τοῖς πρότερον τασσοένοις ὑπὸ τὴν Ἀττάλου βασιλείαν … ἐλευθερίαν ὑπὸ τῆς συγκλήτου. 335 DREYER–ENGELMANN 2003, 81. DREYER 2005, 59 v.d. EILERS 2005, 253. 336 Bu tarihleme konusundaki tartımalar için bkz., KALLETMARX 1995, 353 v.d.

58

bağlamda değerlendirmek gerekliliğini ortaya çıkarır 337 . 132 yılı consul u P. Popillius Laenas’ın 338 bakanlık ettiği Senato toplantısında alınan karara göre kral III. Attalos’un öldüğü güne kadar alınmı olan kararların ve yapılmı tüm düzenlemelerin geçerliliği kabul edilip, Asia’ya gönderilen komutanların/görevlilerin bu karara uymaları isteniyordu 339 . Tüm bu epigrafik kanıtlar açıkça göstermektedir ki, Tiberius Gracchus’un ölümünün ardından dı ilikilerdeki hakim konumuna döndükten sonra Senato’nun politikası en baından itibaren Pergamon Krallığı toprakları üzerinde yeni bir eyalet kurmak olmutur 340 . Bu belgelerden çıkan bir diğer önemli husus da udur ki; Roma, “Yunan kentlerinin bağımsızlığı” politikasını bu sefer de Aristonikos’a karı destek oluturmak için kullanıyordu 341 .

P. Cornelius Scipio Nasica Serapio bakanlığındaki be kiilik elçiler heyetinin görevi Pergamon’daki Menodoros yazıtında sözü edilen yasal düzenlemeleri uygulamak, dolayısıyla yeni eyaleti olutururken kentlerin statülerini belirlemek olmalıdır 342 . Anlaıldığı kadarıyla bu elçilerin askeri yetkileri de olup, Aristonikos’a karı giriilen askeri harekatı organize etmek onların bir diğer göreviydi 343 . Metropolis’ten çıkan ve yukarıda sözü edilen Apollonios yazıtında geçen ifadeler bu görüü destekleyen kanıtlar olarak gösterilebilir. Yazıtta ifade edildiğine göre Apollonios, kentin gençlerinden oluturulan askeri birliğin baına geçip Thyateira yakınlarında Aristonikos’a karı Romalıların komuta ettiği orduya katılarak, onların komutası altına girmiti 344 . Yazıtta geçen bu ifadeden kentlerin Aristonikos’a karı ortak bir ordu oluturdukları ve bu ordunun baında Romalı komutanların bulunduğu

337 Bkz. WÖRRLE 2000, 566 v.d. DREYER–ENGELMANN 2003, 66 v.d.; 83 v.d. JONES 2004, 479. DREYER 2005, 67 v.d. DAUBNER 2006, 112 v.d. 338 MRR I 497 v.d. MÜNZER 1920, 259. 339 OGIS 435 = IGR IV 301 = SEG L 1212. SHERK 1969, 59 v.d., no. 11. SHERK 1984, 40 v.d., no. 40. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 139. DELPLACE 1978, 28 v.d. WÖRRLE 2000, 566 v.d. AUSTIN 2006, 434 v.d., no. 251. Ayr. bkz. KALLETMARX 1995, 353 v.d. 340 DAUBNER 2006, 100 v.d.; 263. Kr. HOPP 1977, 140, dn. 87. SANTANGELO 2007, 108 v.d. 341 JONES 2004, 483. 342 Bkz. WÖRRLE 2000, 566. DAUBNER 2006, 100 v.d. SANTANGELO 2007, 108 v.d. 343 Bkz. SCHLEUSSNER 1976, 106. Kr. HOPP 1977, 141 v.d. COLLINS 1978, 53 v.d. Senato tarafından gönderilmi olan legatusların askeri yetkilerinin olup emirlerindeki ordularla askeri harekatlara girimeleri daha önce bilinmeyen bir uygulama da değildi; bu konudaki örnekler için bkz. JONES 2004, 482. Contra : GRUEN 1986, 601. KALLETMARX 1995, 107. 344 I. Metropolis 1 = SEG LIII 2, 1312 = JONES 2004, 470 v.d., A, ll. 19 v.d.

59

anlaılmaktadır 345 . Öyle görünüyor ki orduya komuta eden komutanlardan Publius ve Gaius bu be kiilik elçilik heyetinin üyeleriydi 346 . Hatta bir görüe göre yazıtta geçen Publius, bizzat Publius Cornelius Scipio Nasica’nın kendisi olabilir 347 . Fakat biliyoruz ki Scipio Nasica Pergamon’da ölmü ve burada gömülmütü 348 . Ayrıca bir Miletos yazıtında kent halkı tarafından onurlandırılan Publius Cornelius Scipio’nun Scipio Nasica olduğu düünülse de Nasica’nın Miletos ile ne tür bir ilikisi olduğu hakkında elimizde bir bilgi bulunmamaktadır 349 .

Yine bir olasılığa göre yukarıda sözü edilen Kyzikos’taki Makhaon’un yardım için müracaat ettiği Makedonya’daki Romalı komutan M. Cosconius 350 , ayaklanma haberini Roma’ya ileten kii olup, belki de emrindeki askeri birlikleri bu elçilerin emrine vermiti ve hatta Cosconius, Romalıların dahil olduğu bu ilk çatımalara bizzat katılmıtı 351 . Eldeki epigrafik kanıtlar bu görüü desteklemek için kullanılabilir. Erythrai ve Mylasa kentlerinde onurlandırılan, ama baba adları farklı olan iki M. Cosconius’tan biri sözü edilen Cosconius olabilir 352 .

Makhaon daha sonra “Asia’ya ayak basmı olan Romalılar” nezdinde kentin sahip olduğu hakları korumak adına görümelerde bulunmu, ardından, yukarıda sözü edilen Metropolisli Apollonios gibi, Romalıların askeri harekatına bizzat katılmıtı 353 .

345 JONES 2004, 479 v.d.; 484. 346 Yazıtta geçen üçüncü komutan Papos ise bir Yunanlı olup belki de Romalı elçiler gelmeden önce kentlerin oluturduğu ortak ordunun komutanı idi; bkz. JONES 2004, 479 v.d.; 481 v.d.; 484. 347 JONES 2004, 481. EILERS 2005, 253. 348 Cicero, pro Flacco 75. Plutarkhos, Tiberius Gracchus 21, 2. Valerius Maximus, Factorum V 3, 2e. MRR I, 499. Nasica’nın Pergamon’da bulunan mezar anıtı ve üzerindeki yazıt için; bkz. IGR IV 1681: [P. Cornelius P. f. Scipio ] Nasica l [egatus pontifex maximus ] | [Π. Κορνήλιος Σκιπίων] Ποπλίου Νασίκας πρεσβευτὴς ἀρ[χιερεὺς έγιστος]. GREENIDGE–CLAY 1960, 16. TUCHELT 1979, 14; 196. 349 I. v. Milet 333: [ὁ δῆος ὁ] Μιλησίω[ν] | [Πόπλιον Κ]ορνήλιον̣ [Ποπλί]|[ου υἱὸν Σ]κ̣ιπίωνα. Ayr. bkz. TUCHELT 1979, 191. SÁNCHEZ LEÓN 2004, 163. JONES 2004, 481, dn. 27. Kr. Tacitus, Annales IV 55; COLLINS 1978, 85. 350 Bkz. yuk. dn. 308. IGR IV 134. MRR I 489; III 77. BRUN 2004, 47 v.d., no. 6. CANALI DE ROSSI 2008, 180 v.d., no. 184. COLLINS 1978, 192 v.d. ROBERT–ROBERT 1989, 33 v.d. DAUBNER 2006, 70 v.d. 351 JONES 2004, 483 v.d. 352 Erythrai: I. Erythrai 48 = IGR IV 1537. TUCHELT 1979, 145. MAGIE 1950, 1038, dn. 13. JONES 2004, 484. DAUBNER 2006, 71, dn. 319. Mylasa: BLÜMEL 2007, 46, no. 3. RASSELNBERG 2007, 50 v.d. TOZAN 2011, 173. 353 IGR IV 134, ll. 18 v.d.: διαβά̣[ντ]ων δὲ τῶν Ῥωαίων εἰς τὴν Ἀσίαν. BRUN 2004, 47 v.d., no. 6. CANALI DE ROSSI 2008, 180 v.d., no. 184. HANSEN 1971, 155. COLLINS 1978, 192 v.d. DAUBNER 2006, 70 v.d.

60

Aristonikos’un ayaklanmanın baında Batı Anadolu’daki faaliyetleri sırasında eline geçmi olan Kolophon kenti muhtemelen onun iç kesimlere çekilmesinin ardından özgür kalmı ve ona karı yapılan bu askeri sefere katılmıtı 354 . Kolophon kentine ait Klaros’taki Apollon kutsal alanında bulunan ve Aristonikos Ayaklanması dönemine tarihlenen yazıtlardan Menippos adlı Kolophon vatandaının onurlandırıldığı yazıtta kentin sava zamanında Roma’ya olan askeri yardımından söz edilir 355 .

Aristonikos’a karı kentlerin oluturduğu orduya Roma ile aralarında dostluk ve ittifak ilikileri olan Bithynia kralı II. Nikomedes, Pontos kralı V. Mithridates ve Kappadokia kralı V. Ariarathes ile Paphlagonia hükümdarı Pylaimenes’in askeri kuvvetleriyle destek verdiklerini görmekteyiz 356 . Aralarında çeitli anlamazlıklar bulunan bu kralların, daha önce görülmemi bir biçimde uyum içinde hareket etmelerinin nedeni kukusuz onların Romalılar tarafından aralarındaki dostluk ve ittifak gereği olarak göreve çağırılmı olmalarıdır 357 . Muhtemelen onları yardıma davet eden, Scipio Nasica bakanlığında gönderilmi olan Romalı elçilerdi 358 . Kentlerin topladığı birlikler ile Aristonikos’a karı mücadele edilemeyeceğini anlayan Roma elçilik heyetinin, bir talebiyle Anadolu’daki bütün kralları harekete geçirecek etkiye sahip olması Roma’nın bu krallıklar üzerindeki gücünü çok net bir ekilde gösterir.

Roma’nın Aristonikos’a karı askeri bir harekat düzenlemek ve Attalos’un vasiyetnamesine göre Roma’ya kalan arazilerin statülerini belirlemek için, alıılageldiği üzere emrinde ordu bulunan bir magistrat (ya da promagistrat) göndermek yerine bu konuyu elçiler aracılığıyla ve müttefiklerin askeri desteğiyle çözmek yoluna gitmesinin nedeni o sırada lejyonların diğer bölgelerde olmasıydı 359 . 133 yılında toplam 6 lejyon o yılın consul larından birinin ve diğer promagistratların emrinde Đspanya’da, Sicilya’da

354 Bkz. ROBERT–ROBERT 1989, 35. 355 ROBERT–ROBERT 1989, 63 v.d. = LEHMANN 1998, 46 v.d. = CANALI DE ROSSI 2008, 138 v.d., no. 178, Menippos I, ll. 7 v.d. ROBERT–ROBERT 1989, 91. KALLETMARX 1995, 130, dn. 16. LEHMANN 1998, 18. MILETA 1998, 55. EILERS 2002, 127, dn. 96. 356 Bkz. Strabon, Geographika XIV 1, 38. Orosius, Historiarum V 10, 2. Eutropius, Breviarium IV 20, 1. Manlius Vulso 189 yılındaki seferinin ardından elimizde Roma’nın Paphlagonia hükümdarları ile ilikilerine dair bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak aradan geçen yaklaık 60 yıllık sürede iki taraf arasında dostça ilikiler gelitiği düünülebilir. 357 MAGIE 1950, 150. DREYER–ENGELMANN 2003, 66 v.d., dn. 271. DAUBNER 2006, 103. 358 Bkz. MALAY 1987, 41. DAUBNER 2006, 103 v.d. 359 DAUBNER 2006, 107.

61

ve Trakya’da savamaktaydı 360 . Bunların yanı sıra bakent Roma’da Tiberius Gracchus’un öldürülmesiyle balayan iç karııklıklar da devam etmekteydi 361 . Böylesine hassas bir durumda Roma’nın Anadolu’ya sadece be kiilik bir elçilik heyeti göndermesinin ilgisizlikten ya da kararsızlıktan ziyade politik bir durumun dayattığı zorunluluktan kaynaklandığı görülmektedir. Ayrıca Scipio Nasica önderliğindeki bu elçilik heyetinin amacı sadece Tiberius Gracchus’un öldürülmesinin sorumlusu olduğu için artan tepkilerden dolayı Nasica’yı Roma’dan uzaklatırmak olmayıp esasen, kurulması kararlatırılan yeni eyaletin düzenlenmesi ve Aristonikos’a karı askeri önlemlerin alınmasıydı 362 .

2.1.4 Askeri Müdahale ve Aristonikos’un Ele Geçirilmesi

Be kiilik elçilik heyetinin bakanı Scipio Nasica’nın ölmesi ve müttefik kent ve kralların askeri desteğine karın Aristonikos’a karı pek de bir baarı elde edilememesi üzerine, kalan elçiler öyle görünüyor ki 132 yılının sonlarında Roma’ya geri döndüler 363 . Senato, bu durum karısında artık askeri müdahaleyi kaçınılmaz görüp Asia’ya bir ordu göndermeyi kararlatırınca, 131 yılının seçilen consul ları P. Licinius Dives Crassus Mucianus ile L. Valerius Flaccus arasında gönderilecek ordunun komutanlığı için bir mücadele baladığını görmekteyiz 364 . Aristonikos’a karı yürütülecek olan bu sava için verilen mücadelenin arka planında Tiberius Gracchus’un öldürülmesinin ardından Roma iç politikasında devam etmekte olan kamplama bulunuyordu. Görünen o ki Gracchus taraftarı olan Crassus’un 365 mücadelesi, diğer consul dan ziyade Gracchus karıtlarının baında gelen Scipio Aemilianus’a karı idi 366 .

360 Bkz. MRR I 489; 492 v.d.; III 77. BRUNT 1971, 433. COLLINS 1978, 50. DAUBNER 2006, 107, dn. 485. Kr. DREYER–ENGELMANN 2003, 85. KALLETMARX 1995, 105. 361 Bkz. yuk. s. 51 v.d. 362 DAUBNER 2006, 107. 363 JONES 2004, 484. 364 Bkz. Cicero, Philippicae XI 8, 18. MRR I 500. 365 Crassus, P. Scaevola ile birlikte Tiberius Gracchus’un toprak reformunun hazırlayıcıları arasında olup (Cicero, Academica II 5, 13: Duos vero sapientissimos et clarissimos fratres P. Crassum et P. Scaevolam aiunt Ti. Graccho auctores legum fuisse ); Gracchus’un öldürülmesinin ardından onun yerine yasa gereği kurulan üç kiilik komisyona seçilmiti ve gelecekteki Halk Tribunus u Gaius Gracchus’un da kayınpederiydi, bkz. Plutarkhos, Tiberius Gracchus 21, 1. MÜNZER 1920, 257 v.d. BOREN 1977, 85. LINKE 2005, 26; 44. SCULLARD 2011, 26. 366 MÜNZER 1920, 259 v.d. COLLINS 1978, 59.

62

Çünkü Cicero’nun belirttiğine göre savaın komutanlığı için Đspanya’dan zaferle dönmü olan Scipio’nun da adı geçiyordu 367 .

Nihayetinde savaın komutanlığına Crassus atandı 368 . Crassus’un, Scipio Nasica’nın ölümünün ardından, onun yerine pontifex maximus olarak atanması, sonrasında consul seçilmesi ve imdi de Asia’daki savaın komutanlığına getirilmesi, Gracchus yanlılarının Roma politikasına yeniden hakim olmalarının göstergesidir 369 . Gracchus yanlılarının Asia’daki savala bu kadar yakından ilgilenmelerinin nedeni açıktır ki Attalos’un hazinesinin Tiberius Gracchus’un çıkarmı olduğu toprak yasasının finansmanı için kullanılacak olmasıdır 370 . Çünkü Tiberius Gracchus öldürülse de çıkardığı toprak reformu yasası halen yürürlükteydi ve yasa gereğince oluturulmu olan komisyon da görevini sürdürüyordu 371 . Scipio Aemilianus ve diğer consul Flaccus’un komutanlık için mücadele etmeleri ise politik kamplamanın yanı sıra Aristonikos’un Batı Anadolu kentlerinin oluturduğu mütevazi orduyla bile iç kesimlere çekilmeye zorlanabilmesi göz önüne alındığında Asia’da elde edilebilecek kolay bir zaferin öngörülmesinden kaynaklanıyor olmalıdır 372 .

Komutanlığı alan Crassus, kendisine tahsis edilen güçlü bir orduyla Anadolu’ya geldi 373 . Böylece Apameia Anlaması’ndan yaklaık 55 yıl sonra yeniden bir Roma ordusu Anadolu’ya ayak basmı oluyordu. Crassus’un ordusuna kent devletlerinin oluturmu olduğu ordu ile elçiler tarafından yardıma çağırılmı olan müttefik kralların askeri birlikleri de katılınca, emrindeki sava gücü oldukça üst düzeye çıkmı olmalıdır 374 . Öyle görünüyor ki Crassus askeri harekatına Karia’dan balamıtı 375 .

367 Cicero, Philippicae XI 8, 18. 368 Cicero’nun aktardığına göre Crassus diğer consul un seçilmesini engellemek için dini hiyerarideki üstün üstünlüğünü de kullanmıtı, çünkü her ikisi de aynı zamanda din adamı olan consul lardan Crassus, pontifex maximus ; Flaccus ise flamen Martialis idi, bkz., Philippicae XI 8, 18. MRR I 500. HANSEN 1971, 155. 369 MÜNZER 1920, 257 v.d.; 263. COLLINS 1978, 59. 370 COLLINS 1978, 60. 371 Bkz. SCULLARD 2011, 25 v.d. LINKE 2005, 44 v.d. DREYER 2005, 63 v.d., dn. 25. 372 Bkz. HANSEN 1971, 155. KALLETMARX 1995, 107. 373 Orosius, Historiarum V 10, 1: P. Licinius Crassus consul et pontifex maximus aduersus Aristonicum Attali fratrem, qui traditam per testamentum Romanis Asiam peruaserat, cum instructissimo missus exercitu . GREENIDGE–CLAY 1960, 18. 374 Bkz. Eutropius, Breviarium IV 20, 1. Orosius, Historiarum V 10, 2. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 141. GRUEN 1986, 602. SÁNCHEZ LEÓN 2004, 165. 375 COLLINS 1978, 63 v.d. DAUBNER 2006, 120.

63

Aristonikos’un, denizdeki faaliyetleri sırasında Karia’daki Myndos’u ele geçirdiğini biliyoruz 376 . Yukarıdaki satırlarımızda Bargylia ve Halikarnassos kentlerinin de Aristonikos’un saldırısına uğradığı ancak ele geçirilemediğinden söz edilmiti. Halikarnassos kentinin sözü edilen yazıtında, kentin Crassus’un ordusuna gemiler göndererek destek olduğu görülmektedir 377 .

Crassus’un, Aristonikos’un ayaklanmayı balattığı Leukai kentine yöneldiği sırada daha önce bulunduğu Mylasa kentinden yardım talep ettiğinin belirtilmesi onun Karia’daki faaliyetlerinin bir diğer kanıtı olarak gösterilebilir 378 . Gellius tarafından anlatılan ve Crassus’un Roma dostu ve müttefiki olarak tanımlanan Mylasa 379 ile olan ilikisini anlatan olay aynı zamanda Roma’nın dost ve müttefik olarak tanımladığı kentlerden (ve krallardan) beklentilerini göstermesi bakımından önemlidir. Aulus Gellius’un aktardığına göre Crassus, Leukai kentini kuatmak için hazırlıklar yaparken Romalıların dost ve müttefiki olan Mylasa kentinin mühendisine mektup yazıp, daha önce kentte gördüğü iki koçbaından büyük olanını göndermesini istemiti. Taınması ve kullanımı açısından daha uygun olduğunu düünen mühendisin küçük olanı gönderdiğini gören Crassus, emrine itaat edilmediğini düünerek mühendisi çağırtıp, soydurarak çıplak bir ekilde sopa cezasına çarptırmıtı 380 . Görüldüğü üzere Romalı komutanın dost ve müttefik kentten beklediği, emrine kayıtsız artsız uyulmasıydı. Bu durum dost ve müttefik tanımlamasına rağmen iki taraf arasındaki eitsizliği net bir

376 Florus, Epitomae I 35, 4. 377 WILHELM 1908, 69 v.d., no. 6. BRUN 2004, 50, no. 13. Halikarnassoslu bazı gemi komutanlarına ait olan adak yazıtları da büyük olasılıkla bu sefer ile bu askeri sefer ile ilikilidir; bkz. WILHELM 1908, 70. ROBERT–ROBERT 1989, 30. BRUN 2004, 51, no. 14. 378 Aulus Gellius, Noctes Atticae I 13, 11. Gerek elyazmaları gerekse birçok modern aratırmacı eserde Mylatta olan kentin Mylasa (Mylassa) olması gerektiği konusunda uzlamaktadırlar; bkz. Bkz. MAGIE 1950, 150. COLLINS 1978, 64 v.d. DAUBNER 2006, 138. Kr. HANSEN 1971, 157, dn. 142. 379 Noctes Atticae I 13, 11: (Mylasa) sociorum amicorumque populi Romani . Kr. Mylasa kentine 188’deki Apameia anlamasında vergi bağııklığı verilmi (Polybios, Historiai XXI 45, 4 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 39, 8 v.d.) olup kentte Tanrıça Roma kültü bulunuyordu (MELLOR 1975, 44). Ayrıca Roma Senatosu, Stratonikeia ile olan bir arazi anlamasında Mylasa lehine karar verirken (I. Mylasa 134 = AGER 1996, 273 v.d., no. 101; 274. MAGIE 1939, 182.), kent yine Senato tarafından baka kentler arasındaki sorunların çözümünde hakem olarak tayin edilmiti ( I. v. Magnesia 93 = SIG 3 679 = SHERK 1969, 44 v.d., no. 7 = AGER 1996, 321 v.d., no. 120. SHERK 1984, 33 v.d., no. 34. MAGIE 1939, 181 v.d. MAGIE 1950, 113 v.d.). Gellius’da ( Noctes Atticae I 13, 11) geçen yukarıdaki ifade 188’i takip eden süreçte Mylasa ile Roma arasında imzalan bir dostluk ve ittifak anlamasını gösteriyor olabilir. 380 Aulus Gellius, Noctes Atticae I 13, 11 v.d.

64

ekilde gözler önüne serer; dost ve müttefik olarak adlandırılan kent ve krallıklar gerçekte Roma’nın tabisi olarak görülüyorlardı 381 . Romanın emirlerine ve çıkarlarına uymamanın (hatta onları sorgulamanın) karılığı ise en ağır ekilde cezalandırmayı gerektiriyordu.

Yunancanın o zaman konuulan be lehçesine de hakim olan Crassus, bu özelliğiyle tüm sertliğine rağmen, muhtemelen bilhassa ordusundaki yardımcı kuvvet olarak bulunan müttefik krallar, nezdinde bir saygınlık uyandırmıtı; çünkü kendisine hangi lehçeyle bir talepte bulunulursa o da karılığını o lehçeyle veriyordu 382 . Ancak Crassus tüm bu disiplinine ve sahip olduğu güçlü orduya rağmen Leukai yakınlarında Aristonikos’un ordusunun beklenmedik bir baskınıyla yenilgiye uğradı 383 . Crassus muhtemelen Pergamon’a doğru kaçarken Myrina ile Elaia arasında bir yerde Aristonikos’un ordusunun eline düünce esir olmayı kabullenemediğinden, elindeki asasıyla kendisine nezaret eden bir Trakyalının gözünü çıkarınca acı içindeki Trakyalı tarafından baı kesilerek öldürüldü 384 . Baı Aristonikos’a götürülen Crassus’un gövdesi ise Smyrna’ya defnedildi 385 . Roma müttefiklerinden Kappadokia kralı V. Ariarathes de muhtemelen bu çatıma sırasında hayatını kaybetmiti 386 .

Antik kaynaklarımızdan Iustinus, Crassus’un Aristonikos’a karı savamaktan ziyade Attalos’un hazinelerinin yağmalanması ile ilgilendiğini ve bu açgözlülüğünün cezasını hayatıyla ödediğini belirtir 387 . Iustinus’daki bu ifade Crassus’un diğer kaynaklarda görülen sert fakat saygın bir komutan ve devlet adamı imajıyla tezat bir görünüm sergilemekte olup muhtemelen gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca yine aynı

381 DAUBNER 2006, 121 v.d. 382 Valerius Maximus, Factorum VII 7, 8: Quae res maximum ei sociorum amorem conciliavit . Kr. Quintilianus, Institutio Oratoria XI 2, 50. Aulus Gellius ( Noctes Atticae I 13, 10) onun birçok Roma tarihçisi tarafından aktarıldığını belirttiği be seçkin özelliğini öyle sıralar: Zenginliği, soyluluğu, belagati, hukuk bilgisi ve pontifex maximus olması. 383 Strabon, Geographika XIV 1, 38. 384 Frontinus, Strategemata IV 5, 16. Valerius Maximus, Factorum III 2, 12. Orosius, Historiarum V 10, 3. Florus, Epitomae I 35, 5. Livius, Periochae LIX. SÁNCHEZ LEÓN 2004, 166. DREYER– ENGELMANN 2003, 76. GREENIDGE–CLAY 1960, 19. MAGIE 1950, 150 v.d. HANSEN 1971, 157. 385 Eutropius, Breviarium IV 20, 1. 386 Iustinus, Epitoma XXXVII 1, 2; XXXVIII 2, 5. MAGIE 1950, 151. MCSHANE 1964, 197. COLLINS 1978, 64; 67. 387 Epitoma XXXVI 4, 8: Asia Licinio Crasso consuli decernitur, qui intentior Attalicae praedae quam bello, … victus poenas inconsultae auaritiae sanguine dedit .

65

kaynaktaki ifadelere göre Attalos’un hazinesi muhtemelen Aristonikos’un elindeydi ve ancak o yakalandıktan sonra Roma’ya gönderilebilmiti 388 . Iustinus’daki bu olumsuz ifadeler onun Tiberius Gracchus’un yandalarından biri olmasından ve komutanlığı ele geçirmek için yaptığı mücadelede edindiği dümanlarından kaynaklanıyor olmalıdır 389 . Tüm bunların yanı sıra unutulmamalıdır ki Crassus halen toprak yasası ile ilgilenen komisyonun üyesiydi, dolayısıyla yasa gereği toprak reformunda kullanılacak olan Attalos’un hazinesi ile yakından ilgilenmesi gayet doğaldı 390 .

Crassus’un ölüm haberi Roma’ya ulaınca 130 yılının consul larından Marcus Perperna derhal Asia’ya gönderildi 391 . Anlaıldığı kadarıyla Crassus gibi Gracchus taraftarı olan Perperna 392 , askeri seferini kıyı bölgede balatan Crassus’tan çok farklı bir stratejiyle doğrudan Aristonikos’un hakim olduğu iç bölgeye yöneldi. Böyle bir harekatı Aristonikos da beklemiyor olmalıydı ki bu sırada o halen Crassus’a karı elde ettiği zaferin kutlamasını yapmaktaydı 393 . Bu ani askeri harekatıyla Aristonikos’u Yukarı Kaikos vadisindeki Stratonikeia kentinde kuatan Perperna, sonunda onu sağ olarak ele geçirmeyi baardı 394 .

Perperna bu baarısının ardından Aristonikos’u ve Attalos’un hazinesini Roma’ya gönderdi 395 . Roma’ya bu savaında Anadolu dıındaki müttefiklerinin de yardımcı birlik olarak destek verdiklerini epigrafik verilerden öğrenmekteyiz. Epeiros’daki Kassope kentinde ele geçen bir yazıtta bu kentten bazı vatandaların

388 Iustinus, Epitoma XXXVI 4, 9. ADAMS 1980, 310. 389 MAGIE 1950, 150. Kr. MÜNZER 1920, 264. GRUEN 1986, 602. 390 COLLINS 1978, 67 v.d. 391 Orosius, Historiarum V 10, 4. Eutropius, Breviarium IV 20, 2. MRR I 501 v.d. 392 Perperna Roma aristokrasisinden olmayıp köken olarak bir novus homo idi, bkz. Valerius Maximus, Factorum III 4, 5. Kr. MÜNZER 1920, 47 v.d.; 95 v.d. COLLINS 1978, 68. DREYER– ENGELMANN 2003, 82. DREYER 2005, 63. DAUBNER 2006, 124. 393 Orosius, Historiarum V 10, 4. 394 Orosius, Historiarum V 10, 4 v.d. Eutropius, Breviarium IV 20, 2. Iustinus, Epitoma XXXVI 4, 9. Strabon, Geographika XIV 1, 38. Florus, Epitomae I 35, 6. Titus Livius, Periochae LIX. Velleius Paterculus, Historia Romana II 4, 1. Valerius Maximus, Factorum III 4, 5. I. v. Priene 108, ll. 223 v.d. BROUGHTON 1934, 252 v.d. GREENIDGE–CLAY 1960, 19 v.d. ROBERT 1962, 261 v.d. HANSEN 1971, 157. DELPLACE 1978, 40. 395 Iustinus, Epitoma XXXVI 4, 9. Kr. MERKELBACH 1991, 132 = DAUBNER 2006, 145, ll. 6 v.d. DREYER–ENGELMANN 2003, 82.

66

Perperna’nın Asia’daki bu savaına atlı sava arabalarıyla katılmalarından ve daha sonra Aristonikos’u Roma’ya götürmelerinden söz edilmektedir 396 .

Perperna, bu zaferinin ardından Pergamon’a geçerek burada tanrılara ükranlarını sunmak için kurbanlar sunup, kutlamalar için oyunlar tertip ettiğinde birçok kent bu oyunlara temsilciler göndermi olmalıdır 397 . Perperna ayrıca Lydia’daki Hiera Kome’de bulunan Artemis Persike (= Anaitis ) tapınağının kutsallığını (= hiera ) ve dokunulmazlığını (= asylia ) onaylamıtı 398 . Perperna’nın bu onayı, tapınaklara karı koruyucu davranıp onların desteğini sağlamaya yönelik Roma politikasına uymaktaydı 399 . Perperna, bilinen bu faaliyetlerinden pek de fazlasını yapamamı olmalıdır, çünkü zaferden sonra çok yaayamadan Pergamon’da ölmütü 400 . Valerius Maximus’da geçen Perperna’nın Roma’ya dönüp zafer töreni kutladığı, ancak daha sonra Roma vatandaı olmadığı anlaılınca Roma’dan sürüldüğü yolundaki ifadeler 401 büyük olasılıkla yanlıtır 402 .

Romalıların Attalos’un mirasını kabul edip Batı Anadolu’ya egemen olma süreci hiç de kolay balamamı, muhtemelen tahmin ettiklerinden çok daha fazla çabaya ve hayata mal olmutu. Bu süreçte Perperna, üç yıl içinde yaamını yitiren üçüncü Romalı komutandı. Tüm bu kargaa sürecinde Pergamon kraliyet topraklarının ve Batı Anadolu’daki kentlerin statülerinin belirlenmesi gibi idari konulardan ziyade askeri sorunlara yönelme zorunluluğu ortaya çıkmı, Batı Anadolu’daki birçok Yunan kent devletinin yanı sıra Anadolu’daki diğer krallar da bu sürece dahil olmulardı.

396 MERKELBACH 1991, 132 = DAUBNER 2006, 145, ll. 6 v.d. BRUN 2004, 51 v.d., no. 17. CHANIOTIS 2005, 214. 397 Bu kutlamalara Priene kentinin gönderdiği temsilciler (= θεωροί) için, bkz. I. v. Priene 108; 109. MAGIE 1950, 153, 1042, dn. 22. HANSEN 1971, 158. BRUN 2004, 48, no. 8. DAUBNER 2006, 127 v.d. 398 Tacitus, Annales III 62 (Yerlemenin adı Tacitus’un zamanında Hieokaisareia idi). RIGSBY 1996, 439. 399 DAUBNER 2006, 129 v.d.; 218. DEBORD 1982, 275 v.d. DIGNAS 2002, 116 v.d. DIGNAS 2005, 208. 400 Iustinus, Epitoma XXXVI 4, 9; 11. Orosius, Historiarum V 10, 5. Eutropius, Breviarium IV 20, 2. Strabon, Geographika XIV 1, 38. 401 Valerius Maximus, Factorum III 4, 5. 402 Bkz. HANSEN 1971, 158, dn. 148. DAUBNER 2006, 128. Yukarıda sözü edilen Kassope’deki yazıtta Perperna’nın Asia savaına katılanların daha sonra Aristonikos’u Roma’ya götürdükleri belirtilse de onların Roma’ya Perperna ile birlikte dönüp dönmedikleri belli olmadığından buradan bu görüü destekleyecek ya da çürütecek bir sonuç çıkarılamamaktadır, bkz. MERKELBACH 1991, 132 = DAUBNER 2006, 145, ll. 6 v.d. BRUN 2004, 51 v.d., no. 17. CHANIOTIS 2005, 214. TOZAN 2011, 168, dn. 88.

67

Aristonikos ve Attalos’un hazineleri ele geçirilince askeri konulara nazaran yeniden idari konular ön plana çıkmı ve ard arda üçüncü Romalı consul Manius Aquilius ( cos . 129), bu sefer eliğindeki on kiilik elçiler heyeti (= decem legati ) ile birlikte Asia’ya gönderilmiti 403 . Roma Senatosunun Aquilius ve elçiler aracılığıyla kentler ve bağımlı krallıklar ile ilgili yapacağı düzenlemeler, Roma’nın Anadolu’daki yeni egemenlik politikasının da zeminini oluturacaktır.

2.2 Manius Aquilius ve Asia Eyaleti’nin Kurulması (129126)

2.2.1 Askeri Harekatın Tamamlanması

Aristonikos Ayaklanması sonrasında kent ve krallıklar ile ilgili düzenleme yapmak üzere on kiilik elçiler heyeti ile birlikte Anadolu’ya gönderilen Manius Aquilius, ard arda Anadolu’ya gönderilen üçüncü Roma consul u idi 404 . Iustinus’un aktardığına göre Manius Aquilius, Asia’ya doğru yolda iken kendi zafer töreninde sergilemek üzere Perperna’nın elindeki Aristonikos’u ele geçirmek için acele etmekteydi ve Perperna’nın ölümü iki consul arasındaki çatıma olasılığını ortadan kaldırmıtı 405 . Eldeki bu veri göz önüne alındığında Aquilius’un büyük olasılıkla Gracchus yanlısı reformcuların değil, muhafazakar politikacıların tarafında olduğu söylenebilir 406 .

Her ne kadar Aristonikos ele geçirilmi olsa da ayaklanma sırasında ortaya çıkan karııklıklar ortadan kalkmı değildi. Aquilius’un ilgilenmesi gereken öncelikli konu devam eden karııklıkları sona erdirmek olmutu. M’. Aquilius’un askeri seferine, Crassus gibi Karia’dan baladığı görülmektedir. Bargylia kentine ait yukarıda sözü edilen Apollonios’un onurlandırıldığı yazıtta bu konuda bilgiler bulunmaktadır. Yazıtta anlatılanlara göre Aquilius, iç bölgeye, Mysia’nın Abbaitis olarak anılan bölgesine ilerlemi, ardında kıyı bölgesinde legatus pro praetore rütbesindeki Gnaeus Domitius’u

403 Strabon, Geographika XIV 1, 38. MRR I 504. 404 Strabon, Geographika XIV 1, 38. MRR I 504. Delos adasındaki bir yazıtta ( IG XI 4, 713) sözü edilen Roma ordusu ve Asia’daki iler ile ilgilenmek üzere gönderilmi olan (on kiilik) elçilerin Aquilius’un emrindeki ordu ve onunla birlikte Anadolu’ya gönderilen elçiler olduğu düünülmektedir, bkz. BRUN 2004, 51, no. 16. 405 Epitoma XXXVI 4, 10 v.d. 406 COLLINS 1978, 71. DAUBNER 2006, 131.

68

bırakmı; Domitius’u da Quintus Caepio takip etmiti 407 . Muhtemelen kentlerin oluturduğu müttefik orduya komuta eden Domitius ve Cepio’nun birçok kaleyi ele geçirdiği askeri sefere Bargylia kenti de asker göndermi, ancak bu yardımlar savaın uzun sürmesi nedeniyle kent için ağır bir yük olunca Apollonios, Quintus Caepio nezdinde kent adına giriimlerde bulunmu ve askerleri geri getirmeyi baarmıtı 408 .

Yine Karia’da, ama bu sefer iç kesimde, ele geçirilen bir yazıtta da yukarıda sözü edilen Bargylia yazıtı gibi Roma’ya verilen desteğin kentte yarattığı zorluklardan söz edilir. Bozdoğan’ın Çamlıdere köyü yakınlarında bulunan ve editörleri tarafından o bölgedeki Bargasa kentine ait olduğu düünülen yazıtta kentin vatandaı Poseidonios, Manius Aquilius’u kente asker yerletirmeme konusunda ikna ettiğinden dolayı onurlandırılmaktadır 409 . Bargylia’daki Apollonios yazıtı ile birlikte bu yazıt yaklaık dört yıl boyunca devam eden Aristonikos Ayaklanması sırasında Roma’yı desteklemenin kentler için ne kadar ağır bir yük olduğunu göstermektedir 410 . Bargasa yazıtının bir diğer önemi ise Aristonikos Ayaklanmasından kaynaklanan karııklıkların Karia’nın sadece kıyı kesimini değil, iç kesimlerini de etkilemi olduğunu ve Aquilius’un Karia içlerine de askeri bir sefer düzenlediğini göstermesidir 411 .

Aquilius’un Mysia Abbaitis bölgesinde askeri faaliyet içinde olduğunu Bargylia’daki Apollonios yazıtından biliyoruz. Bu bölgede ele geçirilen bir yazıt bölge halkı içinde Roma yanlısı güçler de bulunduğunu göstermektedir. Yazıtta, Gordos’daki Abbaitisli Mysialılar tarafından onurlandırılan ve adı günümüze ulamayan ama babasının adı Anaksimbrotos olan kiinin, halkı Romalılar tarafında yer almaya ikna ettiği belirtilmektedir 412 . Yazıt, Mysia’nın iç kesimlerinde bile Roma yanlısı güçler bulunduğunu belirtmesinin yanı sıra Hellenizm’den uzak olduğu düünülen bu iç

407 I. Iasos 612 = SEG XLIV 867; ll. 13 v.d. BRUN 2004, 49 v.d., no. 11. SHERK 1984, 43 v.d., no. 43. GRAY 1973, 969. DAUBNER 2006, 132 v.d. Domitius ve Caepio için bkz. MRR I 505. MÜNZER 1920, 286 v.d. 408 I. Iasos 612 = SEG XLIV 867; ll. 23 v.d. BRUN 2004, 49 v.d., no. 11. SHERK 1984, 43 v.d., no. 43. DAUBNER 2006, 132 v.d. 409 BRIANT v.d. 2001, 241 v.d. = SEG LI 1495. DAUBNER 2006, 134. BRUN 2004, 50, no. 12. TOZAN 2011, 171. 410 DAUBNER 2006, 134. 411 DAUBNER 2006, 134. FERRARY 2001, 99. 412 MALAY–PETZL 1984, 157 v.d. = SEG XXXIV 1198 = CANALI DE ROSSI 2008, 189 v.d., no. 187. Ayr. bkz. SEG LI 1621

69

bölgede Yunan tarzında örgütlü topluluklar olduğunu göstermesi bakımından oldukça önemlidir 413 .

Gordos’un güneyindeki Maionia ve çevresinde bulunan bir grup yazıt da Aquilius’un bölgedeki seferiyle ilikilendirilmektedir. Bunlardan Maionia’da bulunan bir onurlandırma yazıtında Sardeis kentinin önde gelen ailelerinden birine mensup olan Hephaistion’un Bargylia’daki Apollonios yazıtında adı geçen Aquilius’un komutanlarından Quintus Caepio tarafından bölgedeki bir kalenin savunmasında görevlendirildiğini görmekteyiz 414 . Yine Maionia yakınlarında ele geçen bir mezar yazıtında savata ölen Mogetes adlı komutanın Tanrıça Athena tarafından Romalı komutanlar arasına yerletirildiğinden söz edilmektedir 415 . Mogetes’in de yakınlardaki Hephaistion gibi Romalıların komutası altında savaırken öldüğü düünülmektedir 416 . Maionia yakınlarında ele geçen ve yine savata ölmü olan bir Mysialıya ait mezar yazıtındaki bu kiinin de bu sava sırasında öldüğü düünülmektedir 417 . Bu Mysialı, komu bölgedeki Abbaitisli Mysialılardan biri olabileceği gibi Pergamon ordusundaki Mysialı paralı askerlerden biri de olabilir 418 .

Aquilius’un bu askeri seferi ile ilgili antik edebi kaynaklardaki tek bilgi Florus’tan gelmektedir. Florus’un aktardığına göre Aquilius bu seferi sırasında bazı yerlemeleri ele geçirmek için su kaynaklarını zehirlemek gibi yöntemler kullanarak elde ettiği zaferi bu utançla lekelemiti 419 . Görüldüğü üzere Asia’ya gelen Manius Aquilius öncelikle Karia kıyılarından balayıp Mysia içlerine kadar ilerleyen bir sefer ile Batı Anadolu’da Aristonikos’un yakalanmasının ardından devam eden Roma karıtı güç odaklarını ortadan kaldırmayı hedeflemitir. 126 yılında Roma’ya dönüp zafer

413 MALAY–PETZL 1984, 159. TOZAN 2011, 167 v.d. 414 TAM V 1, 528. ROBERT–ROBERT 1989, 34. JONES 2004, 480. BRIANT 2001, 253, no. 8. 415 TAM V 1, 468b = PETZL 1978, 269 v.d., no. 17; ll. 13 v.d. 416 PETZL 1978, 272. TAM V 1, 468b. CHANIOTIS 2005, 36. DAUBNER 2006, 156. 417 TAM V 1, 444. ROBERT–ROBERT 1989, 34. JONES 2004, 480. 418 Bkz. MAGIE 1950, 974, dn. 3. HANSEN 1971, 226 v.d. ALLEN 1983, 63. DAUBNER 2006, 155, dn. 748. Elaia (ya da Teuthrania) yakınlarında ele geçen bir mezar yazıtında Quintus ile birlikte Asia’ya gelmi olan Sotas’ın Galatlar ile savaırken öldüğünden söz edilmektedir, bkz. IGR IV 272. Buradaki Quintus’un, diğer yazıtlarda adı geçen Quintus Caepio olduğu düünülmektedir, bkz. HANSEN 1972, 153, dn. 118. COLLINS 1978, 95, dn. 14. DAUBNER 2006, 132 v.d., dn. 620. Ancak Galatların Aristonikos ayaklanmasındaki rolü ile ilgili elimizde baka hiçbir kanıt bulunmadığından bu konuda herhangi bir yorumda bulunmak oldukça güçtür. 419 Epitomae I 35, 7.

70

töreni kutladığını bildiğimiz Aquilius’un ve legatus ların bu zamana kadar esas olarak ilgilenmesi gereken konu ise Pergamon Krallığı’ndan Roma’ya miras kalan arazilerin düzenlenmesi olacaktır 420 .

2.2.2 Provincia Asia : Doğrudan Roma Egemenliğinin Sınırları

M’. Aquilius ve eliğindeki on kiilik elçiler heyeti, askeri harekatın tamamlanmasının ardından Senato tarafından görevlendirmi oldukları Attalos’un Roma’ya miras olarak bıraktığı bölgeler üzerinde Roma egemenliğinin kurulması iine giritiler 421 . Antik edebi kaynaklardan elde edilen bilgilere göre Aquilius, Pergamon Krallığı’na ait topraklardan Phrygia’yı Pontos kralı V. Mithridates’e; Lykaonia’yı ise Aristonikos ayaklanması sırasında hayatını kaybeden Kappadokia kralı V. Ariarathes’in oğullarına bırakmıtı 422 . Bithynia kralı II. Nikomedes ile Paphlagonia hükümdarı Pylaimenes’e herhangi bir toprak bırakıldığına dair elimizde bir kanıt bulunmamaktadır 423 .

M’. Aquilius’un bu toprak dağıtımı Roma’ya döndükten sonra ağır bir ekilde eletirilmi, bu toprakları rüvet karılığı vermekle suçlanmı ve verdiği topraklar kısa bir süre sonra krallardan geri alınmıtı 424 . Nitekim Appianos’un belirttiğine göre Aquilius’un toprak dağıtımını Senato onaylamamı ve iptal etmiti 425 . Dolayısıyla Senato’nun Pergamon Krallığı’nın topraklarının büyük bölümünde doğrudan yönetimden kaçınıp, krallık topraklarının büyük kısmını Aristonikos Ayaklanmasında kendisine destek veren bağımlı krallara ödül olarak dağıttığı görüünün 426 eldeki

420 Manius Aquilius’un Roma’daki zafer töreni için bkz., MRR I 509. GREENIDGE–CLAY 1960, 25. 421 Kr. Strabon, Geographika XIV 1, 38. 422 Iustinus, Epitoma XXXVII 1, 2; XXXVIII 5, 3. Appianos, Mithridateios VIII 57. LIEBMANN FRANKFORT 1969a, 148 v.d. MITCHELL 1993, 29. MEROLA 1996, 274. DAUBNER 2006, 191. 423 Bu iki hükümdara Mysia ve Phrygia Epiktetos’un bazı kısımlarının bırakıldığı görüü için, bkz. BROUGHTON 1959, 508 v.d. SHERWINWHITE 1984, 88 v.d. SARTRE 1995, 114. Kr. KALLETMARX 1995, 109 v.d. DMITRIEV 2005b, 74 v.d. DAUBNER 2006, 191 v.d. 424 Aquilius’un suçlanıp yargılanması: Appianos, Mithridateios VIII 57; Bellum Civile I 3, 22. Cicero, in Caecilium XXI 69; pro Fonteio XVII 38. Kr. Aulus Gellius, Noctes Atticae XI 10, 1 v.d. Cicero, de Oratore II 45, 188; 47, 194195. MRR I 509; 515. MAGIE 1950, 158; 1049, dn. 41. GREENIDGE– CLAY 1960, 25. ALEXANDER 1990, 13, no. 23. KALLETMARX 1995, 110. Phrygia ve Lykaonia’nın geri alınması için bkz. a. bl. 3.2 425 Mithridateios VIII 57. 426 Bkz. MAGIE 1950, 154 v.d. BROUGHTON 1959, 508 v.d. SHERWINWHITE 1977b, 68 v.d. SHERWINWHITE 1984, 88 v.d. GRUEN 1986, 605 v.d. KALLETMARX 1995, 109 v.d.

71

kanıtlarla pek de uyumlu olmadığı görülmektedir. Görünen o ki Senato’nun takip ettiği politika tüm Pergamon Krallığı toprakları üzerinde doğrudan egemenlik kurma yönündeydi 427 .

Bu görüü destekleyecek en önemli kanıt Side yakınlarına bulunan M’. Aquilius’un diktirmi olduğu bir miltaıdır 428 . Bu miltaı göstermektedir ki Pamphylia bölgesi balangıçtan itibaren Asia Eyaleti’nin bir parçası olarak doğrudan Roma yönetimi altındaydı 429 . Antik kaynaklardaki diğer bazı bilgiler de bu görüü kanıtlamaktadır. Asia Eyaleti’nde proquaestor pro praetore olarak görev yapan P. Cornelius Lentulus Spinther, 43 yılı Mayısında Cicero’ya yazdığı bir mektupta Side kentini provincia sının en son noktası olarak tanımlar 430 . Latince Lex Portorii Asiae olarak adlandırılan Ephesos kentinde ele geçmi olan Asia Eyaleti gümrük yasasının kayıtlı olduğu yazıt bu görüü destekleyen kanıtlar sunar. Balangıç kısmı Asia Eyaleti’nin kurulu yıllarına tarihlenen bu yazıtta, belirtilen eyaletteki publicanus ların ilettiği gümrük istasyonları listesinde Pamphylia kentleri de bulunup bu listenin sonunda Side kenti bulunmaktadır 431 .

Manius Aquilius’un ina ettirdiği yollar üzerinde diktirdiği miltaları ve Asia gümrük yasasındaki geçen yer isimleri Roma’nın doğrudan egemenlik altına almı olduğu alanların nereleri olduğunu göstermeleri bakımından yardımcı olmaktadırlar. Đlk olarak miltalarına baktığımızda u ana kadar ele geçmi olan Aquilius’a ait on bir miltaı Anadolu’da oluturulan doğrudan Roma yönetiminin ana hatlarıyla sınırlarını çizer. Buna göre Ephesos ve Pergamon kentleri caput viarum olarak yolların ana balangıç noktalarını oluturmaktadırlar 432 . Ana güzergahlar ise u ekildeydi: Ephesos çıkılı üç yol; kuzey, doğu ve güneye doğru sırasıyla Pergamon, Sardeis ve Laodikeia’ya gidiyor, kuzeye doğru ilerleyen sahil yolu Pergamon’dan daha öteye

427 DAUBNER 2006, 192 v.d. 428 FRENCH 1991, 53 v.d., no. 3 = I. Side 175. 429 FRENCH 1991, 54. NOLLÉ 1993, 68 v.d. GORDON v.d. 1997, 208. FERRARY 2000a, 169. MITCHELL 1999, 19 v.d. DAUBNER 2006, 198 v.d. MITCHELL 2008, 188 v.d. Kr. SHERWIN WHITE 1976, 3. 430 Cicero, ad Familiares 406 (XII 15) 5: usque Sidam, quae extrema regio est provinciae meae. SYME 1979, 141. MAGIE 1950, 1272, dn. 44. BRANDT–KOLB 2005, 21. DMITRIEV 2005b, 121. MITCHELL 2008, 192. 431 COTTIER v.d. 2008, 36 v.d. = ENGELMANN–KNIBBE 1989, 55; 71, v.d., l. 26. Tarihleme için bkz. a. bl. 2.2.3.1 432 MITCHELL 1999, 19. DMITRIEV 2005b, 80.

72

ilerleyip Adramytteion’a ulaıyordu 433 . Pergamon çıkılı yol ise Ephesos çıkılı yolları kuzeygüney doğrultusunda keserek Thyateira üzerinden Sardeis’e, oradan Philadelphia’yı geçip Laodikeia’ya varıyor, buradan da ardındaki tüm yolları toplayarak Pisidia’daki Takina üzerinden eyaletin güneydoğudaki son noktası olan Side’ye ulaıyordu 434 .

Bu miltaları göstermektedir ki Aquilius tarafından krallara verilen Büyük Phrygia ve Lykaonia hariç olmak üzere III. Attalos tarafından Roma’ya bırakılmı olan Pergamon Krallığı idaresi altındaki bütün bölgeler doğrudan Roma yönetimi dahilindeydiler 435 . Yol yapım faaliyetleri Roma egemenlik politikasının önemli bir unsuruydu. Çünkü ina edilen yollar, Roma’nın Đtalya’da sağladığı egemenliğin en önemli dayanağıydı 436 . Roma’nın Đtalya dıında doğrudan egemenlik kurduğu bölgelerde de yol yapım faaliyetine giritiğini biliyoruz. Yine Anadolu’dan örnek vermek gerekirse Đ.S. 43 yılında Roma eyaletine dönütürülen Lykia’nın ilk valisi Q. Veranius’un üç yıllık görev süresi boyunca balıca ii, eyalet içerisindeki yolları tamir ve ina etmek olmutur 437 . Roma, Đtalya’da uyguladığı politikaya paralel olarak doğrudan egemenlik kurduğu bir bölgede ina ettiği yollar sayesinde o bölgeyi idari ve ekonomik olarak tek birim haline getirmi oluyordu. Dolayısıyla Roma yönetimine giren bölgede kendi içinde bir bütünlük oluturularak, bölgedeki Romalı idarecilerin daha etkin görev yapabilmelerine gerekli altyapı hazırlanmı oluyordu 438 . Asia örneğine bakacak olursak eyaletin en önemli kentlerinin bu yollar sayesinde birbirleriyle ve kıyıyla bağlantılı hale getirildiğini görmekteyiz ki yol yapım faaliyetlerinin merkezinde

433 Bu yol güzergahlarındaki miltaları: MITCHELL 1999, 19, no. 5 (Metropolis yak. yayınlanmamı); IGR IV 270 = FRENCH 1988, 175, no. 485 (Elaia yak.); IGR IV 264 = FRENCH 1988, 170, no. 474 (Pergamon’un kuzeyi); IGR IV 1659 = FRENCH 1988, 180, no. 499 (Metropolis’in doğusu); FRENCH 1988, 169 v.d., no. 472 (Ephesos’un batısı); FRENCH 1988, 76, no. 198 (Tralleis). MITCHELL 1999, 19 v.d. Ayr. bkz. Ek. 1. 434 Bu yol güzergahındaki miltaları: FRENCH 1988, 101 v.d., no. 266; 106, no. 279 (Laodikeia’nın güneydoğusu); FRENCH 1988, 111, no. 294295 (Takina); FRENCH 1991, 53 v.d., no. 3 = I. Side 175 (Side). MITCHELL 1999, 19 v.d. Ayr. bkz. Ek. 1. 435 MITCHELL 1999, 20. 436 MITCHELL 1999, 17 v.d. 437 AHĐN 2011, 16 v.d., ll. 1 v.d.; 31 v.d. 438 GRUEN 1986, 605 v.d. AHĐN 2011, 11 v.d.

73

bulunan Adramytteion, Pergamon, Smyrna, Sardeis, Ephesos, Tralleis ve Laodikeia kentleri, vali ve personelinin ziyaret etmesi gereken conventus merkezleriydi 439 .

Lex Portorii Asiae ’da belirtilen gümrük istasyonları Asia Eyaleti’nin kurulu dönemindeki sınırları hakkında bilgi vermekle birlikte yeni tartımaları da gündeme getirir. Yazıtın balarında Byzantion ve Khalkedon kentlerinin adının geçmesi doğrudan Roma egemenliğine giren bölgenin kuzey sınırlarının Propontis’in güney kıyılarına kadar geldiğini gösterir 440 . Byzantion’un eyalet sınırları içinde kaldığı anlaılan arazileri Propontis’in güney kıyısında olduğu bilinen Kyzikos’un doğusunda deniz kıyısındaki Daskyleion ve çevreleriydi 441 . Yazıtın 23. satırından itibaren sıralanmaya balayan gümrük istasyonlarının baında Karadeniz’in girii ve Khalkedon bulunmaktadır 442 . Bu kanıttan yola çıkarak Bosporos bölgesinin 74 yılında Bithynia eyaletinin kurulmasına kadar Asia eyaletinin bir parçası olduğu 443 öne sürülse de bu bölgenin III. Attalos tarafından Roma’ya bırakılan Pergamon Krallığı topraklarının kesinlikle dıında, hatta oldukça uzağında, olması bu görüün sorgulanması gerekliliğini doğurur.

Karadeniz ticaretinin özellikle Batı Anadolu kıyısındaki limanlar için hayati önemi dikkate alındığında 444 Propontis’in güney kıyılarından itibaren tüm Batı Anadolu limanlarını kapsayan bir gümrük yapılanmasının bu bölgeyle ilgilenmesi oldukça doğaldır. Yazıtta Asia’nın gümrük istasyonu bulunan limanlarının sıralanmasına geçmeden önce Karadeniz’e yapılan ihracat ve ithalattan söz edilip Byzantion ve Khalkedon’un anılması Bosporos’un sonraki limanlara göre özel statüde olduğunun gösteriyor olabilir 445 . Buna göre Karadeniz’in girii ve Khalkedon’da bulunan, Asia Eyaleti gümrüklerine bağlı istasyonların bu bölgedeki ithalatı ve ihracatı kontrol eden bir ön denetim noktası olduğu düünülebilir. Her durumda Romalı publicanus ların Bosporos’ta gümrük istasyonu kurabilmeleri Asia Eyaleti’nin kurulu döneminde Roma

439 MITCHELL 1999, 24. HERRMANN 2002, 43 v.d., dn. 33. DAUBNER 2006, 196. Ayr. bkz. a. bl. 2.2.3.3 ve Ek 1. 440 Bkz. COTTIER v.d. 2008, 29 v.d. = ENGELMANN–KNIBBE 1989, 42 v.d., ll.8 v.d. 441 Bu araziler için bkz. Strabon, Geographika XII 8, 11. MITCHELL 2008, 179. Kr. MEROLA 1996, 272 v.d. DAUBNER 2006, 201. 442 COTTIER v.d. 2008, 35 v.d. = ENGELMANN–KNIBBE 1989, 55 v.d., ll. 23 v.d. 443 MITCHELL 2008, 178 v.d. 444 Bkz. MAGIE 1950, 304; 308; 182 v.d. 445 Bkz. COTTIER v.d. 2008, 34 v.d. = ENGELMANN–KNIBBE 1989, 55 v.d., ll. 8 v.d.; 13 v.d.; 16 v.d. Ayr. bkz. MEROLA 1996, 264 v.d.; 272v.d.

74

egemenliğinin etki alanının bu bölgeye müdahale edebilecek kadar geni olduğunu göstermektedir 446 .

Asia Eyaleti’ndeki publicanus ların gümrük istasyonlarının sayıldığı listede Bosporos’tan sonra ilk olarak deniz kıyısındaki Daskyleion gelir 447 . Bithynia Krallığı’na bağlı Apameia’nın yaklaık 18 km. batısındaki bu yerleme doğrudan Roma egemenlik alanının kuzeydoğudaki en uç noktası olmalıdır448 . Daskyleion’dan itibaren Propontis’in güney kıyıları boyunca Hellespontos, Troas, Mysia, Aiolis, Ionia ve Karia kıyısındaki önemli liman kentlerini sayarak ilerleyen liste, Lykia kentlerini içermeyip son olarak Side’ye kadar olan Pamphylia kentlerini içerir 449 . Yukarıda sözü edilen miltalarının yanı sıra bu liman listesinden edinilen bilgilere dayanarak Asia Eyaleti’nin kurulu sürecinde Aquilius tarafından krallara verilen Büyük Phrygia ve Lykaonia hariç olmak üzere Roma’nın III. Attalos’tan miras olarak aldığı tüm bölgeler doğrudan Roma egemenliğine dahil edildikleri söylenebilir 450 . Buna göre Roma’nın doğrudan egemenlik altına aldığı bölgeler unlardı: Mysia, Troas, Aiolis, Ionia, Lydia, Karia’nın Maiandros Nehri’nin kuzeyindeki kısımları, Pamphylia ile bağlantı kuran yolun bulunduğu Phrygia’nın batısı ve Pisidia 451 ile Pamphylia 452 .

Bu çerçeve içerisinde Maiandros Nehri’nin güneyindeki merkezi Karia bölgesinin Asia Eyaleti’nin kurulu sürecinde doğrudan Roma egemenliğine dahil edilip edilmediği sorunu ortaya çıkmaktadır. Bir önceki bölümde değinildiği üzere Maiandros Nehri’nin güneyindeki Karia bölgesi 188 yılındaki Apameia anlamasında Lykia ile birlikte Rodos egemenliğine verilmi, 167 yılında ise bu bölgeler Senato tarafından

446 Bkz. MITCHELL 2008, 178 v.d. 447 COTTIER v.d. 2008, 34 v.d. = ENGELMANN–KNIBBE 1989, 55 v.d., ll. 23. 448 Kr. MITCHELL 2008, 179 v.d. 449 COTTIER v.d. 2008, 34 v.d. = ENGELMANN–KNIBBE 1989, 55 v.d., ll. 23 v.d. KOLB 2002, 209. 450 MITCHELL 1999, 20. DMITRIEV 2005b, 72 v.d. DAUBNER 2006, 197. 451 113/112 yılı Asia proquaestor u M. Antonius’un (bkz. Valerius Maximus, Factorum III 7, 9; VI 8, 1. MRR I 536) Pisidia’da bulunan Prostaenna adlı yerlemenin demos u tarafından onurlandırılması için bkz. I. Délos IV 1603 = DAUBNER 2006, 198, dn. 975. Ayr. bkz. MRR I 539. SHERWINWHITE 1976, 3, dn. 7. MITCHELL 1993, 72. SARTRE 1995, 114. BRENNAN 2000, 548. FERRARY 2000a, 187; 192. ARENA 2005, 36; 230 v.d. 452 DAUBNER 2006, 197 v.d. Ayr. bkz. Ek 1.

75

özgür ilan edilmilerdi 453 . Karia bölgesi hiçbir zaman Pergamon Krallığı’nın egemenliğine girmemi olduğundan vasiyetnameye de dahil edilmi olamazdı. Dolayısıyla, dayanak noktası III. Attalos’un vasiyetnamesi olan doğrudan Roma egemenliğinin Karia’yı da kapsaması için bir gerekçesi yoktu 454 . Ayrıca elimizde I. Mithridates Savaı’ndan önce Karia’da Roma egemenliğinin bulunduğunu gösterecek doğrudan kanıtlar bulunmamaktadır 455 . Dolayısıyla Maiandros’un güneyindeki merkezi Karia bölgesinin çok büyük olasılıkla Asia Eyaleti’nin kurulu sürecinde doğrudan Roma egemenliğine dahil edilmediği düünülebilir 456 .

2.2.3 Asia Eyaleti’nin Kurulu Sürecinde Roma’nın Đdari Düzenlemeleri

Asia Eyaleti’nin kurulu yıllarına tarihlenen iki önemli epigrafik belge, Roma’nın eyaletin kurulu sürecinde kentlerin hukuksal ve ekonomik statüleri hakkındaki tutumunu gösteren iki önemli yasal düzenlemeyi içermektedir. 129 yılına tarihlenmeleri uygun görülen bu iki yasal düzenlemeden ilki yukarıda sözü edilen Lex Portorii Asiae , ikincisi ise Senatus Consultum de Agro Pergameno ’dur. Eldeki verilerin, bu belgelerin yanı sıra sonraki dönmelerde varlıkları bilinen Asia Koinon u ve Conventus Sistemi’nin de Asia Eyaleti’nin kurulu döneminde oluturulduğunu göstermesi, Roma’nın tüm bu yasal ve idari düzenlemelerinin bir arada ele alınması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır.

453 Polybios, Historiai XXX 5, 12 v.d. Kr. 21, 3 v.d.; 24, 1. Livius, ab Urbe Condita XLIV 15, 1; XLV 25, 6. Appianos, Mithridateios IX 62. JONES 1937, 56; 101; 403, dn. 8. BRISCOE 1969, 57. ERRINGTON 1972, 253. FERRARY 1978, 764. SHERWINWHITE 1984, 31. GRUEN 1986, 571 v.d. FERRARY 1988, 185. HABICHT 1989, 337. FERRARY 2001, 96 v.d. KOLB 2002, 208. MCGING 2005, 73. 454 SHERWINWHITE 1976, 3. SHERWINWHITE 1984, 89. MITCHELL 1993, 72. KALLETMARX 1995, 113. DMITRIEV 2005b, 80 v.d. DAUBNER 2006, 200. 455 Bkz. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 144, dn. 4. REYNOLDS 1982, 2 v.d. SHERWINWHITE 1984, 89 v.d. MAREK 1988, 303 v.d. KALLETMARX 1995, 113. FERRARY 2001, 100. DMITRIEV 2005a, 8. DMITRIEV 2005b, 103 v.d. DAUBNER 2006, 202. SANTANGELO 2007, 57. Lex Portorii Asiae ’da Karia kıyısında bulunan Iasos, Bargylia, Keramos limanlarının isimleri geçse de bu, Karia’da Roma egemenliğinin kanıtı olarak gösterilemez. Çünkü Khalkedon örneğinde olduğu gibi bu istasyonlar Asia dıında fakat bölgeyle yakın ilikileri bulunan limanlarda da bulunabiliyordu, bkz. yuk. s. 74. 456 Contra : JONES 1937, 59. MAGIE 1950, 155. BERNHARDT 1971, 105 v.d.

76

2.2.3.1 Lex Portorii Asiae

1976 yılında Ephesos’taki Aziz Ioannes kilisesinde ele geçen, Monumentum Ephesenum olarak da bilinen Asia Eyaleti’nin gümrük yasasının kayıtlı olduğu anlaılan yazıtta maddeleri bulunan yasa, Latince kökenine dayanılarak Lex Portorii Asiae olarak adlandırılmaktadır 457 . Yasanın, yazıta kazınmı olan son hali Đ.S. 62 yılına ait olsa da yazıtın balangıç kısmında Pergamon kralı III. Attalos’tan söz ediliyor olması ve ilk olarak 75 yılı consul larının bu yasaya yaptığı eklerden söz edilmesi yasanın ilk kısmının Asia Eyaleti’nin kurulu yıllarına ait olduğunu göstermektedir 458 . Buna göre 75 yılından Đ.S. 62 yılına kadar çeitli eklemeler yapıldığından yasanın 75 yılındaki ilk eklemelerinin belirtildiği 71. satırına kadar olan kısmı 129 yılında hazırlanan orijinal halini içermektedir 459 .

Yasada eyalete kara yoluyla gireceklerin eskiden Pergamon Krallığı’na bağlı olan topraklarda ya da özgür kentlerin, toplulukların ya da demos ların arazilerinde bulunan gümrük istasyonlarına beyanda bulunmaları gerektiği belirtilmektedir 460 . Bu ifade, Asia Eyaleti içerisindeki toprakların kategorileri ve statülerinin anlaılması bakımından oldukça değerlidir. Buna göre doğrudan Roma idaresi altında dört farklı kategoride bölge bulunmaktadır: Eskiden Pergamon Krallığı’nın idaresindeki bölgeler; özgür kentlere, topluluklara ve demos lara ait bölgeler 461 .

Sözü edilen özgür kentler (= ἐλεύθεραι πόλεις; Lat. civitates liberae ) III. Attalos’un vasiyetnamesi gereğince özgür ilan edilen kentlerdir 462 . Ethne (= ἔθνη; Lat. gentes ) olarak tanımlanan topluluklar ise açıkça doğrudan Roma idaresi altında bulunan bölgedeki Mysialılar, Lydialılar, Phrygialılar gibi topluluklar idi 463 . Demoi (= δῆοι; Lat. populi ) olarak tanımlanan topluluklar ethne olarak tanımlanan geni topluluklardan

457 Bkz. ENGELMANN–KNIBBE 1989, 1 v.d. ( Editio Princeps ). COTTIER v.d. 2008, v.d. 458 ENGELMANN–KNIBBE 1989, 162; 198. MITCHELL 2008, 199 v.d. ROWE 2008, 237 v.d. 459 MITCHELL 2008, 198 v.d. 460 COTTIER v.d. 2008, 36 v.d., ll. 27: [… ἐν τοῖς ὅροις τῆς χώρα]ς̣ πρὸ τῶν βασιλείας ἢ ἐλευθέρων πόλεων ἢ ἐθνῶν ἢ δήων. Kr. ENGELMANN–KNIBBE 1989, 72 v.d. 461 ENGELMANN–KNIBBE 1989, 73. MITCHELL 2008, 184. 462 ENGELMANN–KNIBBE 1989, 73. MITCHELL 2008, 186. 463 ENGELMANN–KNIBBE 1989, 73. MITCHELL 2008, 185 v.d. Kr. Strabon, Geographika XIII 4, 12. Appianos, Bellum Civile V 1, 4. Cicero, pro Flacco 65.

77

daha küçük olup, kendi aralarında organizasyonları bulunan fakat kent statüsünde olmayan küçük kırsal topluluklardı 464 .

Yukarıda sayılan üç kategorinin yanı sıra dördüncü kategori olarak eskiden kraliyete bağlı araziler (= τῆς χώρας πρὸ τῶν βασιλείας; Lat. ager qui antehac regius ) sayılmaktadır 465 . Yazıtın ileriki satırlarında kral III. Attalos’a ait olan gümrük istasyonlarına değinildikten sonra, onun egemenliği altında olmayan kentler ve topluluklardan söz edilmesi yukarıda anlatılan emaya uymaktadır 466 . Ancak bu durumdan öyle bir sonuç çıkmaktadır ki kraliyete bağlı arazileri üzerinde özgürlük ve bağımsızlıkları bulunmayan ve önceleri doğrudan Pergamon Krallığı’na bağlı kentler ve diğer örgütlü topluluklar da bulunuyordu467 .

Yazıtta geçen demoi ve ethne kalıbı daha sonra Asia Eyaleti kent ve topluluklarının ortak konseyi olan Asia Koinon u’nun çekirdeğinin daha eyaletin kurulu aamasında var olduğunun göstergesi olabilir 468 . Daha sonra bu ifade ilk olarak Q. Mucius Scaevola’nın Asia valiliği zamanında ( c. 98) karımıza çıkar 469 . Scaevola, Ephesos ve Sardeis arasındaki bir anlamazlık üzerine yazdığı mektubunda, adına oyunlar düzenleyen Asia Eyaleti’ndeki toplulukları demoi ve ethne olarak tanımlamaktadır 470 . Yine Scaevola’nın bu yazıtıyla aynı zamana tarihlenen Poimanenon ve Olympia’da onun adının geçtiği onurlandırma yazıtlarında bu oyunları düzenleyen organizasyon yine Asia’daki demoi ve ethne idi 471 . Ephesos’ta ele geçen bir grup onurlandırma yazıtında yine bu ifadeler geçmekte, hatta bu yazıtlardan birinde

464 ENGELMANN–KNIBBE 1989, 73. MITCHELL 2008, 185 v.d. ῆος olarak adlandırılan bu tür topluluklar, bu tür toplulukların yapıları ve statüleri ile bunlara ilikin epigrafik kanıtların değerlendirilmesi için bkz., SCHULER 1998, 41 v.d.; 303 v.d. Kr. DREWBEAR 1972a, 448. 465 COTTIER v.d. 2008, 37, l. 27. ENGELMANN–KNIBBE 1989, 73. MITCHELL 2008, 187. 466 COTTIER v.d. 2008, 52 v.d., ll. 67 v.d.: αἵτινες πόλεις ἔθνη ὑπὸ Βασιλεῖ Ἀττάλ[ωι Εὐ]ένους υἱῶι οὐκ ἐγένοντο. Kr. ENGELMANN–KNIBBE 1989, 90 v.d. MITCHELL 2008, 186 v.d. 467 MITCHELL 2008, 186. 468 ENGELMANN–KNIBBE 1989, 73 v.d. MITCHELL 2008, 184. 469 Pontifex Maximus Q. Mucius Scaevola’nın Asia valiliğinin tarihlenmesi için bkz. a. bl. 4.3 470 I. Ephesos 7 = OGIS 437 = IGR IV 297 = SHERK 1969, 256 v.d., no. 47: ll. 28 v.d.: [τῶν ἐν τῆı] φιλίαι κριθ[έντων] δήων τε καὶ ἔ[θνῶν…]. Bkz. SHERK 1984, 68 v.d., no. 57. AGER 1996, 496 v.d., no. 170. MAGIE 1950, 174; 1064 v.d., dn. 48. DREWBEAR 1972a, 460. CAMPANILE 2007, 129. MITCHELL 2008, 185. 471 OGIS 438 = IGR IV 188, l. 1: οἱ ἐν τῆι Ἀσίαι δῆοι κα[ὶ τ]ὰ ἔθν[η]. SHERK 1984, 69, no. 58. OGIS 439 (Olympia). MAGIE 1950, 174; 1064 v.d., dn. 48. DREWBEAR 1972a, 447, dn. 72; 460 v.d. DAHLHEIM 1977, 223. Kr. Aynı ifade Pergamon’daki bir onurlandırma yazıtında da geçmektedir, bkz. IGR IV 291. CAMPANILE 2007, 130. MITCHELL 2008, 185.

78

onurlandırmayı yapan topluluklar Lex Portorii ’de olduğu gibi açık bir ekilde Asia’daki poleis , demoi ve ethne olarak sınıflandırılmıtır 472 . Caesar’ın onurlandırıldığı bir Ephesos yazıtında da yine aynı sınıflandırma bulunmaktadır 473 .

8071 yılları arasına tarihlenmesi uygun görülen bir Aphrodisias yazıtında Asia’daki demoi ve ethne nin oluturduğu “Asia’daki Yunanlıların Koinon ’u” olarak adlandırılan bu birliğin kurumsal bir yapıya sahip olduğunu görülmektedir 474 . Yazıtta koinon un yöneticiler (= πρόεδροι) ve sekreter (= γραατεύς) gibi üst düzey idarecilerinin olduğu 475 , Romalı publicanus lar tarafından zarar gören Asia’daki demoi ve ethne nin Ephesos’ta toplanarak bu konunun görüülmesi için Senato’ya elçiler gönderilmesine karar verdiği görülmektedir 476 . Bu yazıttan da anlaıldığı üzere koinon , eyaletteki tüm toplulukları temsil eden ortak bir organizasyon olup, bu organizasyonun ilevi bir bütünsellik içerisinde eyaletteki toplulukların Roma ile ilikilerini sağlamak idi 477 .

2.2.3.2 Asia Koinon u

Lex Portorii ’de de Asia koinon unun temel öğelerini oluturan poleis , ethne ve demoi un yeni kurulan Asia Eyaleti’nin temel unsurları olarak belirtilmesi koinon un kökeninin eyaletin kuruluuna kadar geri gittiğini göstermektedir 478 . Hatta S. Mitchell, birçok yazıtta demoi ve ethne olarak belirtilen koinon un unsurlarının Romalıların eyaletlerdeki toplulukları sınıflandırarak tanımlamakta kullandıkları “ populi et gentes ” ifadesine tam olarak uyduğundan koinon un doğrudan Romalılar tarafından kurulmu

472 Bkz. I. Ephesos 204; 205; 206, ll. 1 v.d.: [αἱ ἐν τῆι] Ἀσίαι [πόλεις κ]α̣ὶ οἱ δῆ[οι καὶ τὰ] ἔθνη… SCHULER 1998, 41. MITCHELL 2008, 185. 473 I. Ephesos 251 = SIG 3 760 = TUCHELT 1979, 141, ll. 1 v.d.: αἱ πόλεις αἱ ἐν τῆι Ἀσίαι καὶ οἱ [δῆοι] καὶ τὰ ἔθνη… DREWBEAR 1972a, 448, dn. 79. MITCHELL 2008, 185. 474 DREWBEAR 1972a, 444 v.d. = REYNOLDS 1982, 26 v.d., no. 5, ll. 24 v.d.: τῷ κοινῷ τῶν ἐπὶ τῆς Ἀσί[ας Ἑλλήνω]ν̣. CAMPANILE 2007, 131. 475 Bkz. DREWBEAR 1972a, 444 v.d. = REYNOLDS 1982, 26 v.d., no. 5, ll. 1; 11. CAMPANILE 2007, 130 v.d. 476 DREWBEAR 1972a, 444 v.d. = REYNOLDS 1982, 26 v.d., no. 5. Ayr. bkz. SHERWINWHITE 1984, 249. 477 Bkz. DAHLHEIM 1977, 223. CAMPANILE 2007, 136. 478 ENGELMANN–KNIBBE 1989, 73 v.d. SANTANGELO 2007, 131. MITCHELL 2008, 185.

79

olabileceğini öne sürmektedir 479 . Buna göre demos terimi hem Yunan kent devleti eklinde örgütlenmi kent topluluklarını hem de Hellenik tarzda örgütlenmi küçük kırsal toplulukları tanımladığından bazı durumlarda kentleri ayrıca tanımlamak için, Lex Portorii ’de ve diğer bazı yazıtlarda olduğu gibi, poleis , ethne ve demoi ayrı ayrı belirtilmekteydiler 480 .

Koinon un eyaletin kurulu sürecinde Romalıların inisiyatifiyle kurulmu olabileceği düüncesi, Roma egemenlik politikasıyla da uyumaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere Aquilius’un yol yapım çalımalarının ana hedefi coğrafi olarak birbirinden farklı bölgeleri bir birim haline getirerek Roma yönetimine gerekli fiziksel altyapıyı hazırlamaktı 481 . Bu doğrultuda, doğrudan Roma egemenliği altındaki birbirinden farklı toplulukları bu sefer siyasal anlamda bir birim haline getirerek, Roma yönetiminin tüm bu topluluklarla doğrudan ve kolayca diyalog kurabilmesi kolaylatırılmak istenmi olabilir 482 .

I. yüzyıl ortalarına tarihlenen bir yazıtta Asia Koinon u’na mektup yazan bir Roma magistratı, gönderdiği bu mektubun Ephesos, Tralleis, Alabanda, Mylasa, Smyrna, Pergamon, Sardeis, Adramytteion kentlerine ve bu kentlerin dioikesis lerine (= Lat. conventus ) gönderilmesini talep ediyordu 483 . Bu belgeden de açıkça anlaıldığı üzere koinon ile Asia’daki conventus sistemi arasında açık bir iliki bulunuyordu 484 . Đmparatorluk döneminden bir belge de bu görüü desteklemek için kullanılabilir. Asia Koino n’u Đ.S. 40 yılında Caligula lakaplı Đmparator Gaius için Didyma’da yeni bir tapınak ina edip, oyunlar düzenlediğinde törenler için Asia Koinon ’u adına o zamanın conventus merkezlerinden birer temsilci gönderilmiti 485 . Eldeki bu epigrafik belgelere önemli bir katkı da Strabon’dan gelmektedir. Strabon, Koinon ’da ethne olarak ifade edilen, Phrygialılar, Karialılar, Lydialılar ve Mysialılardan söz ederken bu topluluklar

479 MITCHELL 2008, 186. Hatta Lex Portorii ’nin ilk editörlerine göre yasanın kökeninde Attalosların kurduğu sistem olduğundan bu tarz bir yapılanma Pergamon Krallığı zamanına dek gerilere gidiyor olabilir, bkz. ENGELMANN–KNIBBE 1989, 73 v.d. Ayr. bkz. BERNHARDT 1998, 68. 480 MITCHELL 2008, 186. Kr. DREWBEAR 1972a, 448. 481 Bkz. yuk. s. 72 v.d. 482 DAHLHEIM 1977, 223. CAMPANILE 2007, 136. 483 SHERK 1969, 272 v.d., no. 52 = CANALI DE ROSSI 2000, 164 v.d., no. 1. BAGNALL–DEROW 2004, 108 v.d., no. 61. Ayr. bkz. SEG L 1178. 484 Bkz. DAHLHEIM 1977, 223. FERRARY 2009, 138. 485 WITULSKI 2007, 43 v.d.; dn. 224. MITCHELL 1999, 27.

80

birbirine karıtıkları için onları birbirinden ayırt etmenin zor olduğundan; Romalıların da onları topluluklara göre değil de diokesis lere (= conventus lara) göre bölerek bu karııklığı gidermede pek de yardımcı olmadıklarından söz eder 486 . Bu kanıtlara bakıldığında Asia Koinon u’nun yapılanmasının temelinde Romalıların oluturduğu conventus sisteminin olduğu söylenebilir ki bu da Koinon ’un Roma inisiyatifiyle kurulduğunun bir diğer kanıtı olabilir 487 .

2.2.3.3 Conventus Sistemi

Conventus sisteminin de Batı Anadolu’da doğrudan Roma egemenliğinin kurulu yıllarına kadar gerilere gittiği görülmektedir. Strabon, Asia Eyaleti’nin kendi zamanında devam etmekte olan idari yapısının Manius Aquilius ve beraberindeki on kiilik elçiler heyeti tarafından oluturulduğunu belirtir 488 . Strabon burada conventus (= dioikesis ) sistemini kastediyor olmalıdır 489 . Aquilius tarafından oluturulan bu sistemin çeitli değiiklik ve eklemeler yapılarak imparatorluk dönemi boyunca devam ettiği görülmektedir 490 . Eyaletin, yukarıda değinilen sınırları göz önüne alınarak Augustus döneminin balarına kadar olan erken dönemlere ait veriler değerlendirildiğinde eyaletin kuruluunda u kentlerin conventus merkezleri oldukları söylenebilir: Kyzikos, Adramytteion, Pergamon, Smyrna, Sardeis, Ephesos, Tralleis ve Laodikeia 491 .

Yukarıda sayılan conventus merkezlerine bakıldığında bu kentler ile Aquilius tarafından oluturulan yol sistemi arasında çok yakın bir iliki olduğu göze çarpmaktadır. Aquilius tarafından ina edilen yollar, Kyzikos hariç olmak üzere, ya bu

486 Strabon, Geographika XIII 4, 12: … ὥστε καὶ τὰ Φρύγια καὶ τὰ Καρικὰ καὶ τὰ Λύδια καὶ ἔτι τὰ τῶν Μυσῶν δυσδιάκριτα εἶναι παραπίπτοντα εἰς ἄλληλα· εἰς δὲ τὴν σύγχυσιν ταύτην οὐ ικρὰ συλλαβάνει τὸ τοὺς Ῥωαίους ὴ κατὰ φῦλα διελεῖν αὐτούς, ἀλλὰ ἕτερον τρόπον διατάξαι τὰς διοικήσεις , ἐν αἷς τὰς ἀγοραίους ποιοῦνται καὶ τὰς δικαιοδοσίας. Bkz. MITCHELL 2008, 195. 487 Bkz. MITCHELL 1999, 26 v.d. CAMPANILE 2007, 133 v.d. SANTANGELO 2007, 111; 131. Kr. DAHLHEIM 1977, 223. MITCHELL 2008, 186; 195. 488 Geographika XIV 1, 38. 489 GRAY 1973, 970. MITCHELL 1999, 22. SANTANGELO 2007, 110. 490 Bkz. GRAY 1973, 970 v.d. MITCHELL 1999, 22 v.d. SANTANGELO 2007, 109. 491 Bkz. Cicero, pro Flacco 28 v.d. Plinius, Naturalis Historia V 110 v.d. SHERK 1969, 272 v.d., no. 52 = CANALI DE ROSSI 2000, 164 v.d., no. 1. BAGNALL–DEROW 2004, 108 v.d., no. 61. SEG L 1178. COTTIER v.d. 2008, 60 v.d., ll. 88 v.d. ENGELMANN–KNIBBE 1989, 103 v.d. WITULSKI 2007, 43 v.d. MITCHELL 1999, 23. HERRMANN 2002, 43 v.d., dn. 33. DAUBNER 2006, 196; 203. Ayr. bkz. Ek 1.

81

kentlerde balayıp bitiyor ya da bu kentlerden geçiyordu 492 . Bu kanıt da conventus sisteminin Aquilius tarafından kurulduğunu göstermek için kullanılabilir 493 . Conventus sistemi ile yollar arasındaki bağlantıya Roma egemenlik politikası açısından bakıldığında ise yol yapım çalımalarıyla coğrafi anlamda tek bir birim haline getirilen eyaletin, conventus sisteminin oluturulmasıyla siyasal anlamda tek bir birim haline getirilmek istendiği söylenebilir.

Conventus sisteminin kurulmasının temelinde valinin adli görevini yerine getirebilmesi bulunmaktadır. Özellikle antik edebi kaynaklardaki sonraki kanıtlar değerlendirildiğinde bir eyalet valisinin bir yıllık görev süresi boyunca ilgilenmesi gereken balıca konunun adli meseleler olduğu görülmektedir 494 . Dolayısıyla belirlenen bu conventus merkezlerinin balıca ilevi valinin personeliyle birlikte eyalet içerisindeki gezisi sırasında davalara baktığı mahkeme merkezleri olmalarıydı 495 . Ancak conventus sistemi sadece adli anlamda değil idari anlamda da eyaletin iç tekilatlanmasını oluturuyordu. Yukarıda değinildiği üzere conventus sistemi koinon un idari yapısının da zeminini oluturmaktaydı 496 . Conventus merkezi olan kentlerin, eyaletteki özgür kentler arasında hiyerarik olarak bir adım önde oldukları düünülebilir. Bu kentler için eyaletteki en üst düzey Romalılar olan vali ve personelini ağırlamak, Roma yönetimi ile doğrudan iliki kurabilmek açısından önemli bir fırsat olmalıdır 497 .

2.2.3.4 Senatus Consultum de Agro Pergameno

Elimizde kanıtlar Attalos’un vasiyetinin kabulünün ardından Roma’nın doğrudan egemenliği altına aldığı bölgedeki idari yapılanmasının yanı sıra ekonomik yapılanması hakkında da fikir vericidir. Lex Portorii ’de görüldüğü üzere Roma yönetimi, Attalos’un vasiyetnamesi ile kendisine kalan gümrük istasyonlarını derhal publicanuslar aracılığıyla iletmeye balamıtı 498 . Ancak Roma’nın doğrudan

492 Kr. yuk. s. 72 v.d. 493 Bkz. MITCHELL 1999, 24 v.d. DAUBNER 2006, 196; 203. 494 Bkz. GRAY 1973, 970. MITCHELL 1999, 22 v.d. 495 JONES 1937, 61. DAHLHEIM 1977, 221 v.d. ÇAPAR 1995, 743 v.d. Kr. MITCHELL 1999, 22 v.d. 496 Bkz. yuk. bl. 2.2.3.2 497 Bkz. DAHLHEIM 1977, 221 v.d. ÇAPAR 1995, 744. 498 COTTIER v.d. 2008, 37; 52 v.d., l. 27; 67 v.d. ENGELMANN–KNIBBE 1989, 73; 90 v.d. MITCHELL 2008, 186 v.d.; 199 v.d.

82

egemenliği altındaki bölgede bir bütün olarak gümrüğe tabi malların giriçıkıını denetleyebilmesi bu sevkiyatın yapılabileceği bütün noktaları kontrol altına almasına bağlıydı. Dolayısıyla bir bütün olarak bu denetimin sağlanabilmesi için de publicanus lar özgür kentlerde de denetleme noktası kurabilmekteydiler 499 .

Pergamon Krallığı’ndan kendilerine miras kalan vergi sistemini publicanus lar aracılığıyla iletmeye balayan Roma yönetimi, miras olarak alınan bölgede özgür kentlerin arazilerinin dıında krallığın gelir sağladığı her gelir kaynağını iletmeye balamıtı 500 . Bu durumda kentlerin sınırlarının nerede bitip kraliyet topraklarının nerede baladığı önemli bir konuydu. Bu konuda sorun çıkması kaçınılmazdı ve daha en baında bu konuda sorun çıktığı görülmektedir.

Senatus Consultum de Agro Pergameno olarak bilinen Senato kararının yazılı olduğu bir grup yazıt, publicanus lar ile Pergamonluların belli bir arazi üzerindeki vergi toplama hakkı ile ilgili çıkan bir anlamazlık üzerine dikilmiti 501 . Gerek Senatus Consultum Popillianum ’un 132 yılına tarihlenmesi, gerek Pergamon’daki Menodoros yazıtı, gerekse Lex Portorii ’nin Romalıların Attalos’un mirasını derhal kabul edip bu konuda yasal düzenlemeler yaptıklarını göstermeleri Senatus Consultum de Agro Pergameno ’nun 101 yılından ziyade 129 yılına tarihlenmesi gerektiğini göstermektedir 502 .

Appianos’un aktardığına göre Marcus Antonius, Philippi Savaı’nın ardından 41 yılında Ephesos’ta Asia’daki Yunanlıların (= Yunan kentlerinin) ve toplulukların (=

499 Bkz. MITCHELL 2008, 183 v.d. 500 Bkz. BADIAN 1972, 60. DMITRIEV 2005b, 77 v.d. DAUBNER 2006, 216 v.d. THOMASSON 2001, 1. 501 Bu yazıtlar için bkz. I. Smyrna 589. I. Adramytteion 18. I. Ephesos 975. SHERK 1969, 63, v.d. no. 12. SHERK 1984, 47 v.d., no. 45. 502 Consul Aquilius adından dolayı bu yazıtların 129 ya da 101 yılına tarihlenmesi konusunda akademik camiada önemli bir görü ayrılığı bulunmaktadır. Bir grup aratırmacı Senatus Consultum ’un 101 yılına tarihlenmesi gerektiğini savunurken, örn. bkz. MAGIE 1950, 166; 1055 v.d., dn. 25. MATTINGLY 1972, 412 v.d. GRUEN 1986, 606 v.d. BRENNAN 2000, 348, dn. 80; 671 v.d.; diğerleri 129 yılını savunmaktaydılar, örn. bkz. ROSTOVTZEFF 1941, 813. TIBILETTI 1957, 136 v.d. GREENIDGE–CLAY 1960, 23; 278. BADIAN 1972, 60 v.d. SHATZMAN 1975, 208. DAHLHEIM 1977, 225, dn. 35. DEBORD 1982, 275. SARTRE 1995, 117; 148. PURPURA 1999, 4 v.d. Fakat belirtilen yeni epigrafik buluntular dolayısıyla artık 129 tarihi ağır basmaktadır, bkz. WÖRRLE 2000, 572 v.d., dn. 158. DIGNAS 2002, 115 v.d. JONES 2004, 485. DMITRIEV 2005b, 76. DAUBNER 2006, 213 v.d. ROWE 2008, 238. Yazıtın tarihlenmesi ile ilgili tartımalar için bkz., DAUBNER 2006, 210 v.d.

83

ethne nin) göndermi olduğu temsilcilere yaptığı konumada kral III. Attalos’un vasiyetnameyle ülkesini Romalılara bırakınca, Romalıların onlara kraldan daha iyi davrandığını ve halk avcılarının (= yani Gaius Gracchus’un) gerekli hale getirene kadar onları (yani özgür kentleri ve toplulukları) krala karı ödemekte oldukları vergilerden muaf tuttuklarını belirtmektedir 503 . Antonius burada açıkça Gaius Gracchus tarafından 123 yılında çıkarılan Asia’nın gelirleriyle ilgili yasaya (= Lex Sempronia de Provincia Asia 504 ) kadar Yunan kentlerinin vergiden muaf tutulduğunu belirtmektedir 505 . Đte Senatus Consultum de Agro Pergameno , Appianos’taki bu verinin en önemli kanıtlarındandır. Attalos’un vasiyetnamesi ile özgür ilan edilen Yunan kentleri, vergiden de muaf olduklarından Pergamon kenti, publicanus ların kendine ait topraklardan vergi almaya kalkıması sonucu Senato’ya elçiler göndererek durumu ikayet etmiti506 .

Bu ikayet karısında Roma Senatosu’nun durumu aratırmak için praetor urbanus bakanlığında 55 senatörden oluan büyük bir consilium oluturması, Roma’nın bu konuya ne kadar çok önem verdiğini göstermektedir 507 . Karar tam olarak bilinmese de kentler tarafından taa kazınıp dikildiği için publicanus ların aleyhine olduğu açıktır 508 . Böylece Aristonikos ayaklanması sırasında kentlerin desteğini sağlamı olan Roma yönetimi, Aristonikos’un yakalanmasının ardından Roma egemenliğinin oluturulması sürecinde publicanus lar ile kentler arasındaki muhtemelen bu ilk problemde Pergamon’un yanında yer alarak eyaletteki özgür kentlerin yanında olduğunu göstermekteydi. Ayrıca, unutmamak gerekir ki 129 yılında Aristonikos’un destekçilerine karı yürütülen sava devam etmekteydi ve Roma’nın kentlerin desteğine ihtiyacı devam ediyordu 509 .

Bu Senatus Consultum ’un kopya edilerek dikildiği yazıtların parçaları Smyrna, Adramytteion ve Ephesos kentlerinde ele geçmi olup üphesiz yazıt Pergamon kentine

503 Appianos, Bellum Civile V 1, 4. 504 Bkz. a. bl. 3.1 505 GRUEN 1986, 606. KALLETMARX 1995, 101; 112. SARTRE 1995, 117. DAUBNER 2006, 209 v.d. 506 SHERK 1969, 63, v.d. no. 12 = I. Smyrna 589, ll. 2 v.d. SHERK 1984, 47 v.d., no. 45. DMITRIEV 2005b, 79 v.d. DAUBNER 2006, 211 v.d. 507 BADIAN 1972, 60. DAUBNER 2006, 211 v.d. 508 BADIAN 1972, 60. SHATZMAN 1975, 208. 509 DAUBNER 2006, 219.

84

de bulunuyordu 510 . Yazıtın bulunduğu bu dört kentin aynı zamanda Aquilius’un yol yapım faaliyetlerinin merkezinde olması, daha da önemlisi bu kentlerin conventus merkezleri olmaları dikkat çekicidir 511 . Buradan da anlaıldığı üzere bu Senato kararı, Romalıların kentlere karı iyi niyetini göstermek ve kararın diğer kentler için de örnek olmasını sağlamak için bu conventus merkezlerine dikilmilerdi 512 . Yazıtların bulunduğu kentlerin yol yapım faaliyetleriyle ilikileri ve conventus merkezi olmaları yazıtların Roma yönetimi tarafından bu kentlere dikildiklerini akla getirmektedir 513 .

Gerek Lex Portorii , gerekse Senatus Consultum de Agro Pergameno Romalıların Attalos’un mirasını kabul ettikten sonra siyasal egemenliklerini kurma sürecinde doğrudan egemenlik kurulan bölgelerden ekonomik gelir elde etme yolunda bir yapılanmaya gittiklerini gösterirler 514 . Ancak görüldüğü üzere, siyasal yapılanmayı Senato tarafından görevlendirilen vali ve eliğindeki legatus lar gerçekletirirken, ekonomik yapılanmada Roma’da Senato sınıfı dıındaki özel teebbüsü oluturan publicanus lar rol almaktaydılar 515 . Bu iki belge ayrıca Gaius Gracchus’un 123 yılında Asia’daki vergiler ile ilgili yaptığı yasal düzenlemelerden önce de publicanus ların doğrudan Roma egemenliği bölgesinde vergi toplama ii ile ilgilendiklerini göstermektedirler 516 . Bu epigrafik belgelerden çıkarılan bu görüü Romalı satirist Lucilius’un Asia’daki bir publicanus tan söz eden bir iiri de desteklemektedir 517 . Çünkü Lucilius’un bu mısralarının bulunduğu 26. kitabı 131 yılına tarihlenmektedir 518 .

510 I. Smyrna 589. I. Adramytteion 18. I. Ephesos 975. 511 Bkz. yuk. s. 72 v.d. ve bl. 2.2.3.3 512 MITCHELL 1999, 26 v.d. Bu kanıtlar aynı zamanda yazıtın 129 yılına tarihlendirilmesi olasılığını güçlendirmektedir, bkz. DAUBNER 2006, 213. Kr. DMITRIEV 2005b, 78 v.d. 513 Kr. Đçeriği tam olarak anlaılamamakla birlikte II. yüzyıl sonlarına tarihlenen bir Senatus Consultum ’u içeren yazıt parçası, yine bir conventus merkezi olan Sardeis kentinde ele geçmitir, bkz. HERRMANN 2002, 41 v.d. Ayr. bkz. DAUBNER 2006, 213. 514 Kr. BADIAN 1972, 60. DAUBNER 2006, 216 v.d. MITCHELL 2008, 183 v.d. 515 Publicanus lar için bkz., BADIAN 1972, 11 v.d. ARNOLD 1974, 87 v.d. VAN NIJF 2008, 279 v.d. 516 Bkz. DAUBNER 2006, 220 v.d. DMITRIEV 2005b, 77. BERNHARDT 1998, 68. 517 Saturae XXVI 650 v.d.: Publicanus vero ut Asiae fiam, ut scripturarius / pro Lucilio, id ego nolo et uno hoc non mutuo omnia . 518 Bkz. DAUBNER 2006, 220. KALLETMARX 1995, 118, dn. 89. KIRBIHLER 2007, 22. Kr. Velleius Paterculus, Historia Romana II 38, 5: Asiam … M. Perpenna capto Aristonico fecit tributariam .

85

2.3 Asia Eyaleti’nin Kurulu Sürecinde Kentlerin Siyasal ve Ekonomik Statüleri

Görüldüğü üzere Romalılar Attalos’un vasiyetnamesi kabul edildikten sonra Pergamon Krallığı toprakları üzerinde doğrudan egemenlik kurmak üzere aldıkları askeri önlemlerin yanı sıra bazı yasal düzenlemelerde de bulunmulardı. Özellikle askeri harekatın baarıya ulamasının ardından Roma egemenliğine giren bölgelerde yol yapım faaliyetleriyle Roma egemenliğinin fiziksel altyapısı oluturulurken, koinon un kurulmasıyla Roma egemenlik bölgesindeki özgür kent ve toplulukların bir dereceye kadar bütünlemesi sağlanmı, conventus sistemiyle de Roma yönetiminin idari altyapısı hazırlanmıtı. Roma yönetiminin idari anlamda kurumsallaması sürecinde doğrudan Roma yönetimi altına giren bölgelerdeki ekonomik kaynaklardan gelir elde etme de ihmal edilmemi, Roma ekonomik yapılaması içerisindeki özel giriimciler olan publicanus lar derhal gelir elde edilebilecek her noktaya yerlemilerdi. Roma’nın sözü edilen bu idari ve ekonomik yapılanması altında doğrudan Roma egemenlik bölgesindeki Yunan kent devletlerinin siyasal ve ekonomik statülerini ele almak gerekir.

2.3.1 Asia Eyaleti Sınırları Đçerisindeki Kentlerin Ekonomik Statüleri

Attalos’un vasiyeti büyük olasılıkla Yunan kentlerinin özgürlüğünü öngörmekteydi 519 . Roma Senatosu da muhtemelen vasiyetnameyi artlarıyla birlikte kabul edince Pergamon Krallığı topraklarındaki Yunan kent devletlerinin özgürlüğünü ilan etmiti 520 . Fakat Lex Portorii ’de görülmektedir ki Attalos’un vasiyetnamesinin kabulünü takiben Romalı publicanus lar derhal Pergamon Krallığı’na ait gümrük istasyonlarını devralmılar ve özgür kentler de dahil olmak üzere kendi gümrük istasyonlarını kurmulardı 521 . Bu noktada özgür ilan edilen kentlerin hangi anlamda özgür oldukları sorgulanabilir. Yasada bir yandan özgür kentlerden söz edilirken diğer yandan o kentlerdeki Roma gümrük istasyonunun belirtilmesi kendi içerisinde bir

519 BERNHARDT 1985, 285 v.d. GRUEN 1986, 600, dn. 113. KALLETMARX 1995, 101 v.d. DAUBNER 2006, 21 v.d. 520 I. Metropolis 1 = SEG LIII 2, 1312 = JONES 2004, 470 v.d.: A, ll. 13 v.d. DREYER–ENGELMANN 2003, 81. DREYER 2005, 59 v.d. EILERS 2005, 253. 521 Bkz. COTTIER v.d. 2008, 36 v.d., l. 27: [… ἐν τοῖς ὅροις τῆς χώρα]ς̣ πρὸ τῶν βασιλείας ἢ ἐλευθέρων πόλεων ἢ ἐθνῶν ἢ δήων. ENGELMANN–KNIBBE 1989, 72 v.d. MITCHELL 2008, 183 v.d.

86

çeliki barındırıyor gibi görünürken aslında bu durum, Romalıların kentlerin özgürlüğüne olan bakı açıları konusunda ipucu vermektedir.

72 ya da 68 yılına tarihlenen Lex Antonia de Termessibus ’a 522 göz atmak bu konuda fikir yürütmek için yerinde olacaktır. Lex Antonia de Termessibus ’ta görüldüğü gibi Roma’nın özgür olarak tanımladığı bir kentte de Romalı publicanus lar bulunabiliyordu 523 . Ama yasada belirtildiği üzere kent, kendi yasalarını uygulama ve kendi vergilerini toplama hakkına sahipken publicanus lar sadece kentin sınırları dıında çevre bölgede Roma adına toplama hakkına sahip oldukları gelirleri toplayabiliyorlardı 524 . Bu durum da göstermektedir ki Romalılar, Attalos’un mirasıyla kendilerine kalan bu sistemi devam ettirmek için özgür ilan etmi oldukları kentlerin limanlarında gümrük istasyonu kurmayı kentlerin özgürlüğüne aykırı bir durum olarak görmüyorlardı 525 .

Romalılara Asia’da kent arazileri haricinde oldukça geni bir arazi miras kalmıtı ve Romalılar açıkçası Attalosların uyguladığı kapalı ekonomi sistemini devam ettirmekteydiler 526 . Dolayısıyla Romalılar doğrudan egemenlikleri altına aldıkları, idari ve ekonomik anlamda bir birim haline getirdikleri bu geni bölgede gümrük vergilerini toplayabilmek için bölgeye giripçıkan mal trafiğini denetlemek zorundaydılar. Bölgedeki bu mal sevkiyatı büyük oranda liman kentlerinden yapıldığı için bu limanları denetimsiz bırakmak sistemin ilerliğini yitirmesi anlamına geliyordu. Ancak biliyoruz ki kentlerin kendileri de vergi mültezimleri (= telonai ) aracılığıyla limanlarından vergi toplamaktaydılar 527 . Lex Antonia de Termessibus ’daki ifadeler de göz önüne alındığında kent için getirilen mallar üzerinden kentler kendi vergilerini alırlarken, Romalıların genel anlamda eyalete giripçıkan mallar için vergi aldıkları görülmektedir 528 . Her ne

522 Yasanın tarihlenmesi ve değerlendirilmesi ile ilgili görü ve tartımalar için bkz., MAGIE 1950, 295; 1176 v.d., dn. 34. SHERWINWHITE 1976, 11 v.d. FERRARY 1985, 419 v.d. CRAWFORD 1996, 331 v.d., no. 19. MATTINGLY 1997, 68 v.d. 523 Bkz. CRAWFORD 1996, 331 v.d., no. 19, col. II, ll. 31 v.d. SHERK 1984, 91, no. 72 524 Bkz. CRAWFORD 1996, 331 v.d., no. 19, col. II, ll. 31 v.d.; 340. MAGIE 1950, 295; 1177, dn. 34. SHERWINWHITE 1976, 14. DAHLHEIM 1977, 220 v.d. LINTOTT 1981, 64. LINTOTT 1993, 38. FERRARY 1985, 447 v.d. Kr. COTTIER v.d. 2008, 132 v.d. 525 Kr. LINTOTT 1981, 64. 526 Bkz. CRAWFORD 1985, 160. KALLETMARX 1995, 116. CORBIER 2008, 217. 527 Bkz. JONES 1940, 121. ROSTOVTZEFF 1941, 966. MAGIE 1950, 63 v.d.; 860 v.d., dn. 39. 528 Kr. Bkz. CRAWFORD 1996, 331 v.d., no. 19, col. II, ll. 31 v.d.; 340. MAGIE 1950, 295; 1177, dn. 34. SHERWINWHITE 1976, 14. LINTOTT 1981, 64. FERRARY 1985, 447 v.d.

87

olursa olsun özgür bir kent içerisinde Romalı publicanus ların gümrük istasyonu kurabilmeleri de iure olarak kentlerin özgürlükleri ile ilgili bir durum olarak görülmese bile özgür bir Yunan kent devletinin sınırları içerisinde baka bir devlete ait bir kurumun buluyor olması de facto olarak bu kentlerin tam olarak bağımsız olmadıklarını gösterir 529 .

Senatus Consultum de Agro Pergameno göstermektedir ki publicanus lar sadece eyaletin giriçıkı noktalarındaki gümrük istasyonlarında bulunmayıp iç kesimlerde de görev baındaydılar. Publicanus lar iç kesimlerde kent arazileri dıında Pergamon krallığından kendilerine miras kalan arazilerdeki vergileri ve diğer gelirleri toplamaktaydılar 530 . Fakat özgür kentlerin arazileri vergiden muaf olduğundan Senato, bu konuda özgür bir kent ile publicanus lar arasındaki ilk önemli anlamazlıkta özgür kentlerin arazilerinin vergiden muaf olduğu konusundaki kesin tavrını korumutu 531 . Senato’nun bu kararı ayrıca conventus merkezlerine de dikilerek bu kararın diğer kentler için de örnek tekil ettiği gösterilmekteydi 532 . Yukarıdaki satırlarda belirtildiği gibi eyalete giriçıkı noktalarındaki kentlerde publicanus lar bulunsa da bu durum Roma yönetimi açısından kentlerin özgürlüğüne aykırı bir durum olarak görülmüyordu. Appianos’ta geçen yukarıdaki ifadeler 533 ile Senatus Consultum de Agro Pergameno ’daki kanıtlar değerlendirildiğinde eyaletin kurulu sürecinde Senato’nun kentlerin vergi muafiyeti konusundaki net tavrı görülmektedir.

2.3.2 Asia Eyaleti Sınırları Đçerisindeki Kentlerin Siyasal Statüleri

2.3.2.1 Klaros/Kolophon Yazıtları: Imperium a Karı Autonomia

Doğrudan Roma yönetimi altındaki bölgeye bir yıllığına gönderilen Romalı valinin ( proconsul ya da propraetor ) görev süresi boyunca ilgilenmesi gereken balıca konular hukuksal meselelerdi ve conventus sistemi esas olarak valinin adli görevini icra

529 Bkz. DAHLHEIM 1977, 219 v.d. 530 Bkz. BADIAN 1972, 60. DMITRIEV 2005b, 77 v.d. DAUBNER 2006, 216 v.d. THOMASSON 2001, 1. 531 SHERK 1969, 63, v.d. no. 12 = I. Smyrna 589, ll. 2 v.d. SHERK 1984, 47 v.d., no. 45. DAUBNER 2006, 211 v.d. 532 MITCHELL 1999, 26 v.d. DAUBNER 2006, 213. 533 Bkz. Appianos, Bellum Civile V 1, 4.

88

edebilmesi için kurulmutu 534 . Bir Yunan kent devleti için autonomia (= αὐτονοία) yani kendi yasalarını uygulayabilme hakkının, özgürlüğünün en önemli unsurlarından biri olduğu göz önüne alındığında Romalı valinin adli gücünün Yunan kent devletleri üzerinde ne dereceye kadar etkili olduğu konusu kentlerin siyasal özgürlüğünün anlaılabilmesi açısından oldukça önemlidir 535 . Kolophon kentinin, vatandaları Menippos ve Polemaios adına diktirdiği yazıtlar eyaletin kurulu sürecinde kentlerin siyasal özgürlüklerinin anlaılması bakımından değerli bilgiler içermektedir.

Daha Apameia Anlaması’nda Roma tarafından özgür ilan edilen kentler arasında olan Kolophon kentinin 536 Attaloslar Krallığı’nın son yıllarından itibaren siyasal hayatında aktif rol oynamaya baladıkları görülen vatandaları Menippos ve Polemaios, Attalos’un vasiyetini izleyen süreçte Aristonikos Ayaklanması balayıp kentin özgürlüğü tehlikeye girince derhal kent adına giriimlere baladılar. Menippos, kenti Aristonikos’un yarattığı tehlike altındayken bizzat Roma’ya giderek kentin haklarını koruma konusunda giriimlerde bulunmutu 537 . Polemaios da karada ve denizdeki tehlikeler hala devam etmekteyken Roma’ya gitmi, etkili Romalıların kentin patronları olmalarının sağlayarak kent adına çıkarlar sağlamıtı 538 .

Menippos ve Polemaios’un kentleri adına Roma yönetimi nezdinde bulundukları giriimler Aristonikos Ayaklanması’nın ardından devam etmiti. Ama bu sefer bu her iki Kolophonlunun elçilik faaliyetlerinin temelinde kentin siyasal bağımsızlığını koruma çabası bulunmaktadır. Menippos’un 120’li yıllara tarihlenen Roma’ya yaptığı dördüncü elçiliğin nedeni, anlaıldığı kadarıyla Romalı valinin kent vatandalarını ilgilendiren konularda adli gücünü kullanmak istemesidir 539 . Bunun üzerine Menippos, Roma’ya

534 Bkz. MITCHELL 1999, 22 v.d. THOMASSON 2001, 2. 535 Bkz. JONES 1940, 113 v.d. MAGIE 1950, 56 v.d.; 828 v.d., dn. 13. DAHLHEIM 1977, 187 v.d. LINTOTT 1981, 64. 536 Polybios, Historiai XXI 45, 4 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 39, 8 v.d. Kr. BARONOWSKI 1991, 460, dn. 13. 537 ROBERT–ROBERT 1989, 61 v.d. = LEHMANN 1998, 170 v.d., Menippos I, ll. 17 v.d. Kr. CANALI DE ROSSI 2008, 150 v.d., no. 179. SEG XLVIII 1405. Ayr. bkz. ROBERT–ROBERT 1989, 70 v.d. KALLETMARX 1995, 103. LEHMANN 1998, 146 v.d. 538 ROBERT–ROBERT 1989, 11 v.d. = LEHMANN 1998, 175 v.d., Polemaios II, ll. 19 v.d. Kr. CANALI DE ROSSI 2001, 15. CANALI DE ROSSI 2008, 150 v.d., no. 179. SEG XLVIII 1405. Ayr. bkz. ROBERT–ROBERT 1989, 35 v.d. KALLETMARX 1995, 103, 146 v.d. LEHMANN 1998, 146 v.d. EILERS 2002, 132 v.d. 539 ROBERT–ROBERT 1989, 86 v.d. KALLETMARX 1995, 115; 128. Kr. LEHMANN 1998, 162 v.d.

89

giderek Senato’dan, Romalı valinin provincia sı dıındaki konular ile ilgilenmemesi ve özgür bir kent olarak Kolophon’un kendi vatandalarının ilgilendiren davalarda kendi yasalarını ve mahkemelerini kullanmasını garanti altına alan bir karar çıkartmıtı 540 . Aynı ekilde Polemaios da Romalı valinin bir Kolophonlu ile ilgili davaya bakmaya kalkıması üzerine valinin huzuruna çıkarak Kolophonluların kendi yasalarına tabi olduklarını hatırlatıp bu davanın kentin kendi yasalarına göre görülmesini sağlamıtı 541 .

Menippos’un Roma’ya yaptığı beinci elçilik ziyareti öyle görünüyor ki bir Romalının Kolophon arazisi içerisinde bir Kolophonlu tarafından öldürülmesi ile ilgiliydi 542 . Menippos Kolophonlu failin yargılanmak üzere Roma’ya çağrılması üzerine yine bir elçilik seyahati yaparak önceki Senato kararını hatırlatmı ve bir Romalı ile ilgili dahi olsa davanın Kolophon’da görülmesini sağlamıtı 543 . Yazıtın ilerleyen satırlarında bir kez daha Menippos’un elçiliği sayesinde çıkarılan Senato kararıyla Romalı valinin provincia sı dıında hiçbir yasal hakka sahip olmadığı net bir ekilde vurgulanıyordu 544 .

Bu yazıtlardan da anlaıldığı gibi Batı Anadolu’nun doğrudan Roma egemenliğine girme sürecinde Yunan kent devletlerinin üzerinde durduğu en önemli konu siyasal anlamda özgürlüklerinin korunmasıydı. Romalı vali imperium u gereği mümkün olduğunca kendi yargılama gücünü kullanmak istemekle birlikte Yunan kentleri Romalıları ilgilendiren durumlarda bile kendi yasalarını geçerli kılarak özgürlüklerinden taviz vermek istememekteydiler 545 . Bu durumda Romalı valinin

540 ROBERT–ROBERT 1989, 61 v.d. = LEHMANN 1998, 170 v.d., Menippos I, ll. 23 v.d.; 37 v.d. Kr. CANALI DE ROSSI 2008, 150 v.d., no. 179. SEG XLVIII 1405. Ayr. bkz. ROBERT–ROBERT 1989, 86 v.d. KALLETMARX 1995, 115; 128. BOFFO 2003, 231 v.d. DMITRIEV 2005b, 89. DAUBNER 2007, 14. 541 ROBERT–ROBERT 1989, 11 v.d. = LEHMANN 1998, 175 v.d., Polemaios II, ll. 51 v.d. Kr. CANALI DE ROSSI 2008, 150 v.d., no. 179. SEG XLVIII 1405. Ayr. bkz. ROBERT–ROBERT 1989, 38 v.d. KALLETMARX 1995, 103, 146 v.d. LEHMANN 1998, 159. 542 ROBERT–ROBERT 1989, 86 v.d. KALLETMARX 1995, 128. Contra : LEHMANN 1998, 162 v.d. 543 ROBERT–ROBERT 1989, 61 v.d., Menippos I, ll. 40 v.d. Kr. LEHMANN 1998, 170 v.d. CANALI DE ROSSI 2008, 150 v.d., no. 179. SEG XLVIII 1405. Ayr. bkz. ROBERT–ROBERT 1989, 86 v.d. KALLETMARX 1995, 128. 544 ROBERT–ROBERT 1989, 61 v.d. = LEHMANN 1998, 170 v.d., Menippos II, ll. 3 v.d. Kr. CANALI DE ROSSI 2008, 150 v.d., no. 179. SEG XLVIII 1405. Ayr. bkz. ROBERT–ROBERT 1989, 88 v.d. KALLETMARX 1995, 129. DAUBNER 2007, 11. 545 Kr. KALLETMARX 1995, 115. FERRARY 2001, 103 v.d.

90

imperium u gereğince yargılama gücünü kullanmasının altyapısını oluturulan conventus sisteminin Yunan kent devletlerinin bağımsızlığına etkisine bakmak yerinde olacaktır.

Yukarıdaki satırlarda belirtildiği üzere conventus sistemi doğrudan Roma yönetimi altına giren bölgenin idari anlamdaki yapılanmasını olutururken, conventus sisteminin merkezleri aynı zamanda Romalı valinin görev yaptığı süre içerisinde yargılama gücünü kullandığı noktalardı 546 . Conventus sistemine merkezlik eden kentler gerek Apameia’dan beri özgürlükleri tanınmı, gerekse Attalos’un vasiyetnamesi ile özgürlüğüne kavumu olan kentlerdi 547 . Dolayısıyla Roma’nın özgürlüğünü tanımı olduğu kendi yasalarını kullanan kent içerisinde Romalı bir magistratın imperium u gereğince kendi yargılama gücünü kullanması bir çeliki gibi görülebilir. Fakat Roma’nın Lex Portorii ’deki uygulaması bu konuda fikir yürütmek açısından yardımcı olabilir.

Lex Portorii ’deki uygulamada görüldüğü üzere kendi vergi istasyonları ve gümrük istasyonları bulunan özgür bir Yunan kent devletinde Romalı publicanus ların gümrük istasyonu kurmaları Roma için o kentlerin özgürlüğünü etkileyen bir durum değildi 548 . Çünkü o kentlere ait toprakların art bölgesinde bir bütün olarak Attalos’un mirası gereği Roma’ya bırakılan eyalet toprakları bulunuyordu ve Roma doğrudan kendisine ait olan bu bölgeye olan mal sevkiyatını denetleyebilmek için eyaletin giri çıkı noktaları olan bu kentlere gümrük istasyonu kurabiliyordu 549 . Romalı valinin conventus merkezi olan bir özgür kent devletlerinde yargı gücünü kullanması da aynı mantık üzerine kuruluydu. Romalı valinin imperium u eyaletteki Roma vatandaları ile özgür kent arazileri dıında Roma’ya ait olan topraklar üzerinde geçerliydi 550 . Merkezinde özgür kentlerin bulunduğu conventus bölgelerinde bu kentlere ait araziler bulunduğu gibi büyük oranda Romalı valinin provincia sına ait olan ve imperium unun

546 Bkz. yuk. bl. 2.2.3.3 547 Bkz. yuk. bl. 1.5; 2.1.1 548 Kr. COTTIER v.d. 2008, 36 v.d., ll. 27. ENGELMANN–KNIBBE 1989, 72 v.d. Ayr. bkz. yuk. bl. 2.2.3.1 549 Bkz. yuk. bl. 2.2.3.1 550 Bkz. JONES 1940, 121 v.d. DAHLHEIM 1977, 221 v.d. RICHARDSON 1984, 35 v.d. LINTOTT 1993, 54 v.d.; 62 v.d. SARTRE 1995, 114. BERNHARDT 1998, 66 v.d. RICHARDSON 2008, 42 v.d.

91

geçerli olduğu Roma’ya bağlı eyalet toprakları bulunmaktaydı 551 . Dolayısıyla Romalı valinin bir yıllık görevi sırasında imperium u altındaki bölgelerdeki kiilere ait davalara bakabilmesi bulundukları çevrenin aynı zamanda sosyal ve ekonomik merkezleri olan ve ina edilen yollarla birbirlerine bağlandıkları için ulaım kolaylığı olan bu kentlerde mümkündü 552 . Bu doğrultuda kendine ait yasaları ve mahkemeleri bulunan özgür Yunan kent devletleri olan bu conventus merkezlerinde Romalı valinin adli gücünü kullanması Roma egemenlik mantığı açısından bu kentlerin özgürlüğüyle çelimemekteydi 553 . Çünkü Romalı valinin baktığı davalar imperium unun geçerli olduğu, Attaloslardan kendilerine miras kalan topraklar üzerindeki kiilere ait davalardı. Kentler sadece çevrelerindeki bölgelerin merkezleri olarak Romalı vali ve maiyetinin mahkemelerini kurduğu yerlerdi 554 .

Roma egemenlik anlayıına göre, nasıl Lex Portorii gereğince Romalı publicanus ların gümrük istasyonunun varlığı özgür Yunan kent devletinin kendi gümrüklerini iletmesine, dolayısıyla ekonomik özgürlüğüne bir engel değilse, conventus merkezi bir kentte Romalı valinin yargı gücünü kullanması o kentin kendi yasalarını uygulamasına, dolayısıyla siyasal özgürlüğüne bir engel tekil etmemektedir denilebilir 555 . Ancak lex Portorii konusunda değinildiği gibi bu durum yasal olarak bir engel tekil etmemekle birlikte kendi yasalarını uygulayabilmenin özgürlüğünün temel unsuru olan özgür bir Yunan kent devletinde baka bir devletin üst düzey görevlisinin kent sınırları içinde bu görevini icra edebilmesi gerçekte bu özgürlüğün sınırlılıklarını göstermektedir 556 .

Yukarıda değinilen Kolophon yazıtları özgür Yunan kent devletlerinin kendi yasalarını kullanabilme konusundaki hassasiyetlerini göstermektedir. Kolophon kenti, valinin imperium una bağlı olan bir Romalıyı ilgilendiren bir davada bile, olay kent sınırları içinde gerçekletiği için kendi yasaları gereğince yargılamanın yapılmasını

551 DAHLHEIM 1977, 218; 223 v.d. 552 DAHLHEIM 1977, 221 v.d. 553 Bkz. DAHLHEIM 1977, 222 v.d. FERRARY 2002, 142. SANTANGELO 2007, 111. SCULLARD 2011, 34. 554 Hatta bir görüe göre conventus sistemindeki bölgesel idare merkezlerinin kökeninin Attalosların idare sistemine dayanmaktaydı, bkz. MITCHELL 1999, 24 v.d. CRAWFORD 1985, 160. DAHLHEIM 1977, 221 v.d. BERNHARDT 1998, 67 v.d. 555 DAHLHEIM 1977, 224. LINTOTT 1981, 64. 556 Kr. DAHLHEIM 1977, 187 v.d.; 218 v.d.

92

sağlamı olup, valinin, provincia sı içerisinde olmayan kent sınırları içerisinde imperium unu kullanamayacağı net bir ekilde belirtilmiti 557 . Yazıtlarda onurlandırılan Kolophon vatandaları Menippos ve Polemaios’un gerek vali nezdinde gerekse Roma’daki Senato nezdinde yaptıkları elçilik faaliyetlerinin ana konusu kentin kendi arazisi üzerinde kendi yasalarının geçerli olmasını sağlamaktı 558 . Kentin önde gelen bu kiileri bu amaçta gerek vali ile gerekse Roma’daki üst düzey politik ahsiyetlerle iyi ilikiler kurup kentin çıkarlarını olabildiğince fazla korumaya çalımaktaydılar.

Batı Anadolu’da doğrudan Roma egemenliğinin kurulma sürecinde diğer birçok kent tarafından da gerek bölgeye gönderilen Romalı üst düzey magistratlara gerekse bizzat Roma’daki Senato’ya elçiler gönderildiği görülmektedir. Pergamon’da onurlandırılan Menodoros’un, Manius Aquilius ve beraberindeki on kiilik elçiler huzurunda kentinin çıkarları için faaliyet gösterdiğini biliyoruz 559 . Yine Kyzikoslu Makhaon, daha Aristonikos ayaklanmasının yol açtığı tehlikeler devam ederken bizzat Roma’daki Senato’da elçi olarak kentin çıkarlarını savunmu, ardından elçilik faaliyetlerine Anadolu’ya gönderilen Romalı komutanlar nezdinde de devam etmiti 560 . Gordos’taki Anaksimbrotos’un oğlu, Aristonikos’a karı giriilen savata Romalıların yanında yer almasının ardından elçi olarak Abbaitisli Mysialıların yararına çalımıtı 561 . Bu elçilik faaliyetleri açıkça Attalos’un vasiyetnamesi ile özgür kalan bu kentlerin, politik ve ekonomik özgürlüklerini garanti altına almak için düzenlenmiti. Hatta Menodoros yazıtı doğrudan Senatus Consultum de Agro Pergameno ’da değinilen, kentin publicanus lar ile yaadığı problem ile ilgili olabilir 562

557 ROBERT–ROBERT 1989, 61 v.d. = LEHMANN 1998, 170 v.d., Menippos II, ll. 3 v.d. Kr. CANALI DE ROSSI 2008, 150 v.d., no. 179. SEG XLVIII 1405. Ayr. bkz. ROBERT–ROBERT 1989, 88 v.d. KALLETMARX 1995, 129. DAUBNER 2007, 14. 558 Bkz. KALLETMARX 1995, 128 v.d. LEHMANN 1998, 156 v.d. FERRARY 2002, 139 v.d. Kr. DAUBNER 2006, 204. MITCHELL 2008, 186. 559 WÖRRLE 2000, 544 v.d. = SEG L 1211 = DAUBNER 2006, 98; 269 v.d., ll. 17 v.d.: χειροτονηθεὶς [δ]ὲ̣ κ̣α̣ὶ̣ στρατηγός τῆς πὸλεως ὄντος ἐν τῆι Ἀσίαι Μανίυο τε Ἀκ̣υλλίου σ̣τ̣ρ̣α̣τ̣[ηγοῦ] ὑ̣πάτου Ῥωαίων καὶ τῶν δέκα πρεσβευτῶν. 560 IGR IV 134, ll. 4 v.d., ll. 11 v.d. BRUN 2004, 47 v.d., no. 6. CANALI DE ROSSI 2008, 180 v.d., no. 184. COLLINS 1978, 192 v.d. 561 MALAY–PETZL 1984, 157 v.d., 166 = CANALI DE ROSSI 2008, 189 v.d., no. 187, ll. 10 v.d. Ayr. bkz. SEG XXXIV 1198; LI 1621. 562 Bkz. WÖRRLE 2000, 572 v.d.

93

2.3.2.2 Dostluk ve Đttifak: ElaiaRoma Anlaması

Yukarıdaki satırlarda ele alınan bu kentler bir yandan Romalılar nezdinde kentlerinin sahip olduğu haklarını savunurken, diğer yandan Attalosların ardından bölgenin yeni efendileri olan Romalılar ile yakın ilikiler kurmaktaydılar. Elaia kentinin ise birçok kentin kurduğu bu yakın ilikileri daha da ilerleterek Aristonikos ayaklanmasının ardından Roma ile bir dostluk ve ittifak anlaması imzaladığı görülmektedir. Bu anlamadan söz eden yazıtın önceleri Pergamon’a ait olduğu düünülse de ünlü Fransız epigraf L. Robert’in yaptığı tespitler sonucu yazıtın Elaia kentine ait olduğu, dolayısıyla anlamanın Roma ile Elaia arasında olduğu görüü kabul edilmektedir 563 .

Yazıtta anlamanın maddeleri belirtilmese de anlama ile ilgili ifadeler Batı Anadolu’da Roma egemenliğinin kurulu sürecinde bir Yunan kent devletinin Roma ile olan ilikisini göstermesi bakımından oldukça değerlidir. Yazıtın balarında belirtilen Elaia ile Roma arasında eskiden beri devam edegelen dostluk, muhtemelen II. Makedonya Savaı sırasında V. Philippos’un bölgedeki faaliyetleri zamanına kadar gerilere gitmekteydi 564 . Elaia, Aristonikos Ayaklanması sırasında da yine Roma tarafında almıtı 565 . Geçmie yönelik bu ifadelerin ardından Elaia ile Roma arasında imzalanan dostluk ve ittifak anlamasından söz edilmektedir 566 . Bronz tabletlere kazınan

563 Yazıt için bkz. SIG 3 694 = IGR IV 1692 = CANALI DE ROSSI 2008, 184 v.d., no. 186. AUSTIN 2006, 433 v.d., no. 250. Yazıtın Pergamon’a ait olduğu görüü için bkz., MELLOR 1975, 77 v.d. MAGIE 1950, 1045, dn. 34. SOKOLOWSKI 1955, 44 v.d. Yazıtın Elaia’ya ait olduğu görüü için bkz., ROBERT 1984, 489 v.d. ROBERT–ROBERT 1989, 30 v.d. RIGSBY 1988, 127. FERRARY 2001, 99. GORDON–REYNOLDS 2003, 224. BRUN 2004, 23 v.d.; 46, no. 4. CANALI DE ROSSI 2008, 184 v.d. 564 SIG 3 694 = IGR IV 1692 = CANALI DE ROSSI 2008, 184 v.d., no. 186, ll. 11 v.d. AUSTIN 2006, 433 v.d., no. 250. Ayr. bkz. II. Makedonya savaı sırasında Elaia’nın 10 km. kadar güneyindeki Myrina, V. Philippos tarafından ele geçirilmi, daha sonra Roma ile yapılan anlama ile Philippos kentteki garnizonunu geri çekmiti, bkz. Polybios, Historiai XVIII 44, 4. Livius, ab Urbe Condita XXXIII 30, 3. 565 SIG 3 694 = IGR IV 1692 = CANALI DE ROSSI 2008, 184 v.d., no. 186, ll. 15 v.d. AUSTIN 2006, 433 v.d., no. 250. ROBERT 1984, 489 v.d. ROBERT–ROBERT 1989, 30 v.d. RIGSBY 1988, 127. FERRARY 2001, 99. BRUN 2004, 23 v.d.; 46, no. 4. GORDON–REYNOLDS 2003, 224. 566 SIG 3 694 = IGR IV 1692 = CANALI DE ROSSI 2008, 184 v.d., no. 186, ll. 21 v.d.: προσ[δέδεκ]ται τὸν δῆ[ον] ἡῶν πρός τε τὴν φ[ιλίαν κ]αὶ συα[χίαν] . AUSTIN 2006, 433 v.d., no. 250.

94

anlama maddeleri Roma’da Iupiter Capitolinus tapınağında 567 , Elaia’da ise kentin en önemli tapınağı olan Demeter tapınağında muhafaza edilecekti 568 . Yapılacak olan dualarda bundan böyle Roma ile olan dostluğun daimi olması dilenecek olup, kentin ana tanrıçaları olan Demeter ve Kore’ye yapılan kurban kadar artık Tanrıça Roma adına da kurbanlar sunulacaktı 569 . Tanrıça Roma adına bu kurbanların sunulduğu gün bayram ilan edilip, bu bayram kapsamında çeitli enlikler de düzenlenecekti 570 .

Görüldüğü üzere Pergamon kentinin uydusu konumundaki Elaia kenti dahi Roma yönetiminin kurulma sürecinde derhal elde ettiği özgürlüğü sağlama almak için Roma ile bir anlama imzalamak yoluna gitmiti. Yazıtta kentin çok eskilere dayanan dostluğu vurgulanmı bu desteğin Aristonikos ayaklanması sırasında da devam ettiği belirtilmiti. Yazıttaki ifadelere bakıldığında anlama biçimsel olarak iki eit taraf arasında imzalanıyor gibi görülse de Roma’nın üstünlüğü bariz derecede açıktır. Özellikle Tanrıça Roma kültünün oluturulması ve bu kült kapsamındaki bayramlar Roma’nın üstünlüğünü net bir ekilde göstermektedir.

2.3.2.3 Batı Anadolu’da Tanrıça Roma Kültü

Elaia yazıtıyla aağı yukarı aynı zamana tarihlenen bir Miletos yazıtında da kentin Tanrıça Roma kültü oluturması ile ilgili ifadeler yer almaktadır. Miletos’ta Tanrıça Roma adına oluturulan kült için bir rahip atanmı olup rahibin balıca görevi

567 SIG 3 694 = IGR IV 1692 = CANALI DE ROSSI 2008, 184 v.d., no. 186, ll. 23 v.d.: ἀνακειένο[υ] δὲ ἐ[ν Ῥώη]ι ἐν τῶι ἱερῶ[ι τοῦ] ιὸς τοῦ Καπετωλ[ίου πίν[ακος [χ]αλκο[ῦ. AUSTIN 2006, 433 v.d., no. 250. Kr. Roma’nın Herakleia ve Kibyra ile imzaladığı anlama metinleri de Iupiter Capitolinus tapınağında muhafaza edilecekti bkz., Kibyra: OGIS 762 = I. Kibyra 1. SHERK 1984, 24 v.d., no. 25. Herakleia Pontike: Memnon, Peri Herakleias 18, 6 v.d. Yine Anadolu kentleri tarafından Roma halkı için Iupiter Capitolinus’a yapılan çeitli ithaflar için bkz. Alabanda: Livius, ab Urbe Condita XLIII 6, 5 v.d. Lampsakos: Livius, ab Urbe Condita XLIII 6, 7 v.d. Lykia Birliği kentleri: ROL IV 140 v.d. = MELLOR 1975, 37. Tabai: ROL IV 141. 568 SIG 3 694 = IGR IV 1692 = CANALI DE ROSSI 2008, 184 v.d., no. 186, ll. 28 v.d.: [πα]ρ’ ἡ[ῖν] ἀναγραφῆν[αι αὐτὰ ε]ἰς πίνακας [χ]αλκοῦς δύο καὶ τε[θῆναι ἔ]ν τε τῶι ἱερῶι [τ]ῆς ήητρος. AUSTIN 2006, 433 v.d., no. 250. ROBERT 1984, 490 v.d. 569 SIG 3 694 = IGR IV 1692 = SOKOLOWSKI 1955, 44 v.d., no. 15 = CANALI DE ROSSI 2008, 184 v.d., no. 186, ll. 44 v.d. AUSTIN 2006, 433 v.d., no. 250. ROBERT 1984, 490 v.d. 570 SIG 3 694 = IGR IV 1692 = SOKOLOWSKI 1955, 44 v.d., no. 15 = CANALI DE ROSSI 2008, 184 v.d., no. 186, ll. 48 v.d. AUSTIN 2006, 433 v.d., no. 250.

95

yine kurban sunularıydı 571 . Yine Miletos’ta da bu kült kapsamında enlikler düzenlenmi olmakla birlikte ayrıca Tanrıça Roma adına bir tapınak da ina edilecekti 572 . Elaia ve Miletos’un yanı sıra I. yüzyılda Ephesos, Sardeis ve Tripolis gibi Batı Anadolu kentlerinde var olduğunu bildiğimiz Tanrıça Roma kültlerinin de Elaia ve Miletos gibi 129 yılını takip eden süreçte kuruldukları düünülmektedir 573 . Batı Anadolu’da Roma egemenliğinin kurulma sürecinde bölgedeki kentlerde Tanrıça Roma kültünün görülmeye balanması, III. Makedonya savaını izleyen süreç içerisinde özgür ilan edilen Lykia ve Karia bölgelerindeki kentlerin izlediği politikanın artık Batı Anadolu’daki kentler tarafından da izlendiğini göstermesi bakımından önemlidir. Yine bu kanıtlar Tanrıça Roma kültünün siyasi boyutunu bir kez daha açıkça göstermektedirler.

2.3.2.4 Cezalandırılan Kentler

Roma yönetimi Attalos’un vasiyetnamesi gereği kentleri özgür ilan etse de Aristonikos savaında Roma’ya karı Aristonikos’u destekleyen kentlere karı cezalandırma politikası uygulandığı görülmektedir. Örneğin Senato tarafından Aristonikos’u destekleyerek Romalılara karı silaha sarılan Phokaia kentinin yerle bir edilmesi kararlatırılmıtı 574 . Fakat Roma ile iyi ilikileri bulunan Phokaia kentinin bir kolonisi olan Massalia’nın araya girmesi ile Senato bu karardan vazgeçmiti 575 .

Bazı aratırmacılar Aristonikos’un yakalanmı olduğu Yukarı Kaikos havzasındaki Stratonikeia’nın Aristonikos’a verdiği destekten dolayı cezalandırıldığı görüündedir. Bu görüe kanıt olarak kentin Đ.S. I. yüzyıl sonlarına kadar sikke basmayı durdurması 576 ve Đmparator Hadrianus döneminde kente tekrardan polis statüsünün

571 I. v. Milet 203 = SOKOLOWSKI 1955, 126 v.d., no. 49, A, ll. 1; 16 v.d.; B, ll. 22 v.d. SHERK 1984, 41 v.d., no. 41. SARTRE 1995, 120 v.d. MAGIE 1950, 167; 1056, dn. 28. MELLOR 1975, 53 v.d.; 218 v.d., no. 135. TUCHELT 1979, 186. 572 I. v. Milet 203 = SOKOLOWSKI 1955, 126 v.d., no. 49, B, ll. 20 v.d. SHERK 1984, 41 v.d., no. 41. SARTRE 1995, 120 v.d. MELLOR 1975, 53 v.d.; 218 v.d., no. 135. MAGIE 1950, 167; 1056, dn. 28. BERNHARDT 1971, 107. TUCHELT 1979, 186. 573 Bkz. MELLOR 1975, 56 v.d. (Ephesos); 71 v.d. (Sardeis); 73 v.d. (Tripolis). Kr. FORTE 1972, 104. 574 Iustinus, Epitoma XXXVII 1. 575 Iustinus, Epitoma XXXVII 1. KALLETMARX 1995, 112 v.d. 576 Bkz. JONES 1937, 84. MAGIE 1950, 616. ROBERT 1962, 66.

96

verilmesi gösterilmektedir 577 . Buna göre kentin Attalos’un vasiyetnamesindeki art gereğince özgür ilan edilmesi gerekirken Aristonikos’a verdiği destek dolayısıyla arazileri ager publicus olarak eyalet topraklarına dahil edilerek kentin özgürlüğü elinden alınmıtı 578 . Ancak elimizde Stratonikeia kentine ait I. yüzyıla tarihlenen ephebos listelerinin bulunması kentin halen gymnasion gibi Yunan kentine ait bir kuruma sahip olduğunu göstermektedir 579 . Böylece Stratonikeia, Yunan kentine has polis eklinde bir örgütlenmeye sahip olmakla beraber özgürlük verilmeyip doğrudan Roma yönetimine tabi olan bir kent olarak elimizdeki tek örnek olmaktadır 580 . Muhtemelen kent siyasal anlamda kendi yasalarına tabi olmayıp Romalı valinin imperium u altındaydı ve kentin gelirleri de doğrudan Romalı publicanus lar tarafından toplanılmaktaydı 581 . Bu statüde baka kentlerin bulunup bulunmadığına ilikin elimizde baka kanıt bulunmamaktadır.

2.4 Eyalet Đçindeki ve Dıındaki Kentlerin Özgürlükleri: Bir Değerlendirme

Birkaç kent cezalandırılmı olsa da belirtildiği üzere Roma, Attalos’un vasiyetini kabul eder etmez, muhtemelen vasiyetnamedeki art gereği, Batı Anadolu’daki Yunan kent devletlerinin özgürlüklerini kabul etmiti. Aristonikos ayaklanmasının ardından Pergamon Krallığı toprakları üzerinde doğrudan Roma egemenliği kurulma sürecinde de Roma’nın kentlerin özgürlüklerine karı tutumu değimemiti. Asia Eyaleti’nin dıında tutulan Karia ile Lykia kentlerinin Roma tarafından 167 yılında tanınan özgürlüklerinde de bir değiiklik olmamıtı. Kısacası, doğrudan Roma yönetiminin sınırları içinde de dıında da özgür kentler bulunabiliyordu. Ancak görünen o ki kentlerin Roma eyaletinin içinde ya da dıında, hatta uzağında ya da yakınında olmaları özgürlüklerinin derecesini etkilemekteydi 582 . Roma eyaletinin sınırları dahilindeki

577 Kentin Hadrianopolis adıyla yeniden kurulması için bkz., IGR IV 1156. MAGIE 1950, 1476, dn. 19. BROUGHTON 1959, 653 v.d. COHEN 1995, 235. 578 Bkz. JONES 1937, 399, dn. 94. JONES 1940, 55. BROUGHTON 1959, 556. KALLETMARX 1995, 116. Kr. MAGIE 1950, 1476, dn. 19. ROBERT 1962, 269 v.d. COHEN 1995, 237 v.d. 579 Bu listeler için bkz., ROBERT 1962, 268 v.d. JONES 1971, 399, dn. 94. COHEN 1995, 232. MALAY 1999, 25 v.d., no. 5. 580 Kr. LINTOTT 1993, 40. 581 Kr. JONES 1937, 399, dn. 94. BROUGHTON 1959, 556. Đmparator Hadrianus’un yerlemeye yeniden kent statüsü verdiği mektupları için bkz., IGR IV 1156. Ayr bkz. MAGIE 1950, 616; 1476, dn. 19. ROBERT 1962, 46 v.d. COHEN 1995, 235. 582 Bkz. MITCHELL 2008, 188.

97

kentler özgür olsalar da kendi sınırlarının bittiği noktada artık imperium sahibi bir Romalı magistratın provinciası balamaktaydı. Kendi yasalarını kullanma haklarına sahip olsalar da conventus sistemi gereği kent sınırları içerisinde Romalı vali de yargılama gücünü kullanabiliyordu 583 . Ekonomik bağımsızlıkları bulunsa da kendi vergi sistemleri yanı sıra artık Romalı vergi tahsildarları da bu kentlerin gümrüklerinde istasyon kurabiliyorlardı. Yukardaki satırlarda belirtildiği üzere bu kentler de iure olarak özgür olmakla birlikte de facto olarak bu özgürlükleri birçok açıdan sınırlanmaktaydı 584 . Yukarıda sözü edilen Elaia kentinin durumu, buna güzel bir örnektir. Roma yönetimi bir yandan bağımsız bir dost ve müttefiki olarak Elaia ile anlama imzalarken diğer yandan kentte bir gümrük istasyonu kurmaktaydı 585 .

Romalıların kurduğu Asia Eyaleti’ne sosyoekonomik olarak yakın olan ve bu bölgeyle ilikili olan bölgelerdeki kentler bile Roma yönetiminin kurulmasından etkilenmilerdi. Belirtildiği üzere hiç bir zaman Pergamon Krallığı’nın bir parçası olmayan ve bu nedenle Roma eyaleti sınırları içerisine dahil edilmemi olan Bosporos ve Karia bölgelerindeki kentlerde bile Asia ile yakın ekonomik bağları gereği Romalı vergi tahsildarlarının gümrük istasyonları kurulmutu 586 . Dolayısıyla Roma yönetimi yeri geldiğinde eyalet dıındaki özgür kentlerin bile özgürlüklerini sınırlandırabilmekteydi.

Gerek Pergamon Krallığı topraklarına dahil olamayan, gerekse kurulan Asia Eyaleti ile doğrudan, yakın politik ve ekonomik ilikileri bulunmayan Lykia bölgesi kentleri ise hem Romalı magistratın imperium undan uzaktılar hem de açıkça Asia Eyaleti gümrük sistemine dahil değildiler. Dolayısıyla Lykia bölgesi kentleri gerek siyasal ve gerekse ekonomik anlamda özgürlüklerini tam olarak korumaktaydılar 587 .

Görüldüğü üzere Roma’nın özgürlük tanıdığı kentlerin hukuksal olarak farkları bulunmasa da gerçekte Asia Eyaleti içindeki kentlerin, Karia ve Bosporos gibi eyalet ile

583 SCULLARD 2011, 34. 584 Bkz. DAHLHEIM 1977, 218 v.d. 585 Bkz. COTTIER v.d. 2008, 34 v.d. = ENGELMANN–KNIBBE 1989, 55 v.d., l. 24: Ἐλαίᾳ. 586 Bkz. COTTIER v.d. 2008, 34 v.d. = ENGELMANN–KNIBBE 1989, 55 v.d., ll. 8 v.d.; 13 v.d.; 16 v.d.; 23; 25. 587 KOLB 2002, 209. MITCHELL 2008, 188.

98

ilikileri olan bölgelerdeki kentlerin ve eyalete uzak bölgelerdeki kentlerin özgürlükleri arasında önemli farklar bulunuyordu 588 .

588 MITCHELL 2008, 188.

99

3. BÖLÜM: GAIUS GRACCHUS VE II. YÜZYILIN SON ÇEYREĞĐNDE ROMA EGEMENLĐK POLĐTĐKASI (126100)

3.1 Gaius Gracchus ve Kentler: Lex Sempronia de Provincia Asia

Appianos’un aktardığına göre Marcus Antonius, Philippi’deki zaferin ardından 41 yılında Ephesos’ta toplanmı olan Asia’daki kent ve toplulukların temsilcilerine yaptığı konumaya öyle balamıtı:

“Ey Yunanlılar, kralınız Attalos vasiyetnamesinde sizi bize teslim etti ve biz derhal size Attalos’tan daha iyi muamele ettik. Zira sizi, ta ki bizdeki halk avcıları onları gerekli hale getirene kadar, ona [= III. Attalos’a] ödemekte olduğunuz vergilerden muaf tuttuk. Fakat onları gerekli hale getirince biz kesin olarak belirlenmi bir meblağı toplayabilmek için bunu [= bu vergileri] belli bir değer üzerinden belirlemedik, mevsimsel artlardaki değiiklikleri sizinle paylamak için sizden yıllık hasatın bir bölümünü vermenizi talep ettik. Senato’nun yetkisiyle bu vergileri toplayan publicanuslar resmi ödemenin daha fazlasını talep ederek size haksızlık yapınca Gaius Caesar onlara ödediğiniz miktarı üçte bir oranında azalttı ve onların zorbalıklarına son verdi…”589 .

Burada halk avcısı olarak adlandırılan kii açıkça 123 yılında ağabeyi Tiberius Gracchus gibi halk tribunus u seçilen Gaius Gracchus idi 590 . Yine Diodoros’daki ifadelere bakacak olursak Gaius Gracchus, eyaletleri publicanus ların aç gözlülüklerine kurban ederek eyaletlilerin Romalılardan nefret etmesine neden olmutu 591 . Publicanus ların eyalettin kuruluundan itibaren vergi toplama iiyle megul oldukları göz önüne alındığında C. Gracchus’un nasıl bir değiiklik yapmıtı ki bu kadar tepkiye neden olmutu?

Bu sorunun cevabını verebilmek için öncelikle Gaius Gracchus’un tribunus luğu sırasındaki genel politikasına kısaca göz atmak yerinde olacaktır. Gaius Gracchus’un

589 Appianos, Bellum Civile V 1, 4. 590 ROSTOVTZEFF 1941, 812. GRUEN 1986, 606; 608. KALLETMARX 1995, 112. SARTRE 1995, 117. Ayr. bkz. MRR I 513 v.d. 591 Diodoros, Bibliotheke XXXIV/XXXV 25, 1.

100

politikası genel olarak ağabeyinin politikasının devam ettirerek topraksız köylülere toprak sağlamak idi 592 . Ancak ağabeyinin güçlü Senato sınıfı karısında yalnız kaldığını gören C. Gracchus, Senato sınıfına karı Roma’da gittikçe güçlenen atlıları (= equites ) kendi tarafında çekerek bir denge oluturma yoluna gitti 593 . C. Gracchus bu amaçla 149 yılında halk tribunus u L. Calpurnius tarafından çıkarılan bir yasayla (= lex Calpurnia de repetundis ) kurulmu olan ve Romalı magistratların, eyaletlerde yaptıkları usulsüzlük ve yolsuzluklarla ile ilgili davalara bakan mahkemelerin (= quaestio de repetundis ) yapısını değitiren bir yasa çıkardı 594 . Gracchus tarafından çıkarılan yeni yasayla (= lex Sempronia iudiciaria ) eyaletlerdeki Senato sınıfına mensup magistratları ya da promagistratları yargılayan bu mahkemelerin jüri üyeliklerine Senato sınıfından kiilerin değil, atlı sınıfından Roma vatandalarının getirilmesi sağlandı 595 . Gracchus bu hamleyle hem Roma’da hem de eyaletlerde atlı sınıfını güçlendirerek Senato’ya karı bir dereceye kadar bir denge oluturuyordu 596 .

C. Gracchus’un temel amacı ağabeyi gibi toprak yasasının finansmanını sağlamak ve bu doğrultuda Roma halkının gelirlerini arttırmaktı. Gracchus’un Roma halkının gelirlerini arttırmak konusundaki hassasiyeti ileriki satırlarda daha ayrıntılı olarak üzerinde duracağımız Lex Aufeia hakkındaki görülerini bildiren konumasının elimizdeki kısmında görülebilmektedir. Gracchus burada önemli olanın Roma halkını gelirlerini arttırmak olduğunu vurgulamaktaydı 597 . C. Gracchus, bir yandan Roma halkının gelirlerini arttırırken diğer yandan atlı sınıfına ekonomik güç kazandırmak için

592 Bkz. BOREN 1977, 85 v.d. LINTOTT 1994b, 78. LINKE 2005, 51. DAUBNER 2006, 224 v.d. SCULLARD 2011, 27 v.d. 593 Roma’da Senato sınıfının ticaret ve devlet ihaleleriyle ilgilenmeleri yasak olduğundan ticaret, bankerlik, müteahhitlik ve vergi tahsildarlığı gibi ilerle uğraan, Roma’da Senato sınıfı dıındaki varlıklı kesimi oluturan atlı sınıfının oluumu ve geliimi için, bkz. HENDERSON 1963, 61 v.d. WISEMAN 1970, 67 v.d. BOREN 1977, 65 v.d. 594 149 yılı Pleb Tribunus u L. Calpurnius Piso Frugi’nin yaptığı yasal düzenlemeler sonucu kurulan bu mahkemeler için bkz., BOREN 1977, 79. SHERWINWHITE 1982, 18. RICHARDSON 1994, 578. WILLIAMSON 2005, 301 v.d. Ayr bkz. MRR I 459. 595 Bkz. GREENIDGE–CLAY 1960, 34 v.d. CRAWFORD 1978, 121 v.d. SHERWINWHITE 1982, 18 v.d. BADIAN 1972, 64 v.d. BOREN 1977, 85. HENDERSON 1963, 70 v.d. LINKE 2005, 55 v.d. SCULLARD 2011, 29; 325 v.d., dn. 31. WILLIAMSON 2005, 305. 596 BADIAN 1972, 64 v.d. SCULLARD 2011, 29. 597 Aulus Gellius, Noctes Atticae XI 10, 3. GREENIDGE–CLAY 1960, 29. HILL 1948, 112. KALLET MARX 1995, 118.

101

Roma’nın o zamana dek egemen olduğu eyaletlerin en zengini olan Asia Eyaleti’nin vergileriyle ilgili yeni bir yasa çıkardı 598 .

C. Gracchus’un çıkardığı lex Sempronia de provincia Asia olarak adlandırılan 599 bu yasayla doğrudan Roma egemenliği altındaki bölgede Roma tarafından uygulanan vergi sisteminde yöntem ve kapsam olarak köklü bir değiikliğe gidildiği görülmektedir. Đlk olarak yöntemdeki değiikliğe bakacak olursak, yeni yasayla eyaletin kuruluundan itibaren Asia’da görev baında olan publicanus ların eyaletteki vergi toplama hakkını artık Roma’daki censor huzurunda yapacakları açık arttırmayla (= censoria locatio ) belli miktarda parayı önceden hazineye ödeyerek be yıllığına alacakları öngörülmekteydi 600 .

Yukarıdaki Antonius’un konumasından da anlaılacağı üzere bu yeni yasa nakdi bir vergi olan portoria ile değil, ayni olarak toplanan onda birlik ürün vergisi decuma nın toplanmasıyla ilgilidir 601 . Toplanan büyük miktarda ürünün sevkiyatı ve paraya çevrilmesi gibi ilemlerin Roma’dan kontrolü zor olduğundan bu konu, valilerin yolsuzluk yapmalarına ve zimmetlerine para geçirmelerine açıktı 602 . Đte C. Gracchus’un bu yasal düzenlemesiyle, vergi toplanma ii Roma’daki censor un yetki ve sorumluluğuna verilerek eyaletteki vali ve personeli eyaletlerindeki vergi iinin tamamıyla dıında tutuldu 603 . Asia gibi zengin bir eyaletin be yıllık vergisinin toplanması gibi çok yüksek miktarda yatırım gerektiren bir iin publicanus lara verilmesi büyük sermayeleri olan publicanus irketlerinin olumasının yolu açılmı oluyordu 604 . Böylece C. Gracchus, Senato sınıfı karısında güçlendirmeye çalıtığı atlı sınıfına mahkemelerde siyasal gücün yanı sıra bu yasayla ekonomik güç de kazandırmı

598 Asia eyaletinin zenginliği: Cicero, pro Lege Manilia VI 14. BADIAN 1968, 47 v.d. BADIAN 1972, 63 v.d. 599 Bkz. WILLIAMSON 2005, 459. 600 Bkz. Cicero, II in Verrem III 4, 12: aut censoria locatio constituta est, ut Asiae lege Sempronia . Kr. Scholia Bobiensia, pro Plancio Feliciter 31: ut cum iis ratio putaretur lege Sempronia . Ayr. bkz. BROUGHTON 1959, 511 v.d. GREENIDGE–CLAY 1960, 36. BADIAN 1968, 49. BADIAN 1972, 63. DAUBNER 2006, 226. 601 ROSTOVTZEFF 1941, 812. DAUBNER 2006, 226. 602 Bkz. BADIAN 1958, 183 v.d. BADIAN 1968, 48. BADIAN 1972, 64. DAUBNER 2006, 226. 603 BADIAN 1972, 64. KALLETMARX 1995, 120. 604 BADIAN 1972, 63 v.d. LINTOT 1994b, 79.

102

oluyordu 605 . Ayrıca bu yasayla C. Gracchus kısa vadede toprak reformu için gerekli nakit paraya da kavuabilecekti 606 .

Bu yeni vergi sistemiyle eyaletindeki vergi toplama iinden tamamen çıkarılan valinin görevi, publicanus ların faaliyetlerinin gözetilip denetlenmesiydi 607 . Ancak sistemin zayıf noktası tam da bu noktada ortaya çıkıyordu. Çünkü yukarıda sözü edildiği üzere C. Gracchus, eyaletlerdeki Romalı üst düzey magistratların yolsuzluklarıyla ilgilenen mahkemelerin jüriliklerine publicanus ların da içinde bulunduğu atlı sınıfından kiileri getirilmiti 608 . Bu yüzden eyaletteki valiler görev sürelerinin sonunda atlıların elindeki mahkemelerde yargılanma korkusuyla publicanus ların vergi toplama sürecinde yaptıkları yasa dıı uygulamalara çoğu kez göz yummak zorunda kalacaklardı 609 .

Konumuz açısından daha da önemlisi Gracchus’un bu yasayla toplanan vergilerin kapsamını değitirmesidir. Çünkü bu yasal düzenlemeyle doğrudan Roma yönetimi sınırları içerisindeki Yunan kent devletleri de vergiye tabi hale getirilmiti 610 . Appianos’ta geçen yukarıdaki ifadeler de bu görüü desteklemektedir 611 . Bir önceki bölümde ele alındığı üzere Batı Anadolu’daki Yunan kent devletleri Roma egemenliğinin kurulu sürecinde vergilerden muaftılar. C. Gracchus’un bu yasal düzenlemesi açıkça M’. Aquilius ve eliğindeki elçiler heyetini tarafından yapılan düzenlemelere aykırıydı 612 . Ancak bu yeni uygulama Gracchus’un Roma halkının gelirlerini arttırma, yani toprak yasasını finanse etme, politikasına uymaktaydı 613 . Gerçekten Asia gibi zengin bir eyaletin bütün kentleriyle be yıllık vergisinin censor

605 BADIAN 1972, 64 v.d. KALLETMARX 1995, 120. 606 DAUBNER 2006, 226. 607 BADIAN 1972, 64. 608 Bkz. GREENIDGE–CLAY 1960, 34 v.d. CRAWFORD 1978, 121 v.d. SHERWINWHITE 1982, 18 v.d. BADIAN 1972, 64 v.d. BOREN 1977, 85. HENDERSON 1963, 70 v.d. LINKE 2005, 55 v.d. SCULLARD 2011, 29; 325 v.d., dn. 31. WILLIAMSON 2005, 305. 609 BADIAN 1958, 184. BROUGHTON 1959, 512. ARNOLD 1974, 79 v.d. LINTOTT 1993, 46. DAUBNER 2006, 227. SCULLARD 2011, 29 v.d. 610 JONES 1937, 59 v.d. JONES 1940, 116. ROSTOVTZEFF 1941, 814. BROUGHTON 1959, 511 v.d. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 157. BERNHARDT 1971, 111 v.d., dn. 121. KALLETMARX 1995, 112 v.d. DAUBNER 2006, 227 v.d. SCULLARD 2011, 34. Kr. BADIAN 1968, 48 v.d. GRUEN 1986, 606 v.d. 611 Bkz. Appianos, Bellum Civile V 1, 4. 612 BROUGHTON 1959, 511. 613 Aulus Gellius, Noctes Atticae XI 10, 3. GREENIDGE–CLAY 1960, 29. HILL 1948, 112. KALLET MARX 1995, 118.

103

huzurunda hazırlanan kontratlarla Roma hazinesine verilmesi, Roma’nın vergi gelirlerinde bir anda büyük bir artıa neden olmu olmalıdır 614 . Publicanus ların içinde bulunduğu atlı sınıfı için de zenginlemenin yolu açılmıtı 615 .

Böylece Asia Eyaleti sınırları içerisindeki Yunan kent devletlerinin bağımsızlıklarının belki de en önemli unsuru olan ekonomik bağımsızlıkları ellerinden alınarak Attalos’un vasiyetinden itibaren sürdürülen Yunan kent devletlerinin bağımsızlığı politikasından büyük bir sapma yaanmı oldu. Yunan kent devletleri artık Roma’nın bölgedeki bağımsız müttefikleri olmaktan ziyade Roma’ya vergi veren, dolayısıyla ona tabi unsurlar haline gelmilerdi 616 . Ayrıca C. Gracchus’un yukarıda belirtilen mahkemeler ile ilgili yasal düzenlemeleri de atlı sınıfından olan publicanus ların valiler tarafından denetlenmelerini neredeyse olanaksız hale getirerek eyalet kentlerini onların yağmalamalarına açık hale getirdi 617 . Aristonikos Ayaklanmasından itibaren Roma’yı destekleyen kentler bu uygulamayla muhtemelen büyük bir hayal kırıklığına uğramılardı 618 . C. Gracchus’un bu yasal düzenlemesi ileriki satırlarda görüleceği üzere Batı Anadolu’daki Yunan kent devletleri arasında Roma yönetimine karı oluacak büyük bir honutsuzluğun temellerini atmıtır.

3.2 Gaius Gracchus ve Bağımlı Krallıklar: Phrygia ve Lykaonia’nın Geri Alınması

Gaius Gracchus yukarda sözü edilen lex Aufeia ’ya ilikin konumasında bir grup politikacının yasaya karı olan Bithynia kralı Nikomedes’ten, diğer bir grup senatörün ise yasayı destekleyen Mithridates’ten rüvet aldığını ancak önemli olanın Roma halkının kazancı olduğunu belirterek her iki tarafa da karı olduğunu belirtmektedir 619 . Söz konusu lex Aufeia ’nın içeriği hakkında elimizde bir bilgi bulunmamaktadır ama

614 BROUGHTON 1959, 511 v.d. 615 BADIAN 1972, 64 v.d. KALLETMARX 1995, 120. 616 ARNOLD 1974, 10. DAUBNER 2006, 230 v.d. 617 BADIAN 1958, 184. BROUGHTON 1959, 512. DAUBNER 2006, 227. SCULLARD 2011, 29 v.d. 618 DAUBNER 2006, 231. 619 Aulus Gellius, Noctes Atticae XI 10, 2 v.d. GREENIDGE–CLAY 1960, 29. HILL 1948, 112 v.d. KALLETMARX 1995, 110 v.d.

104

Gracchus’un konumasının elimizdeki kısmından anlaıldığı kadarıyla yasanın içeriği Nikomedes ile Mithridates arasında sorun olan bir toprak meselesiyle ilgiliydi 620 .

Belirtildiği üzere Pergamon Krallığı’na ait olan Phrygia ve Lykaonia bölgeleri, M’. Aquilius ve on kiilik elçiler heyetinin düzenlemeleriyle Aristonikos’a karı yürütülen askeri harekatta Romalılara yardım eden Pontos kralı V. Mithridates’e ve bu sırada yaamını yitiren Kappadokia kralı V. Ariarathes’in oğullarına bırakılmıtı 621 . Ancak 126 yılında Roma’ya dönen Aquilius, Phrygia’yı V. Mithridates’ten aldığı rüvet karılığında ona verdiği suçlamasıyla mahkemeye verilmiti 622 . Aquilius aklansa da krallara toprak dağıtımı konusundaki düzenlemesi Senato tarafından iptal edilmiti 623 . Dolayısıyla Aquilius’un Roma’ya dönmesinin ardından Phrygia ve Lykaonia’nın durumu konusunda bir belirsizlik ortaya çıkmıtı. Buna göre Lex Aufeia ’daki problemli toprak parçası büyük olasılıkla Phrygia idi 624 .

C. Gracchus’un yukarıdaki konumasını bu bilgiler doğrultusunda yeniden değerlendirecek olursak karımıza öyle bir manzara çıkar: M’. Aquilius’un krallara dağıttığı topraklar ile ilgili düzenlemeler iptal edilince eskiden Pergamon Krallığı’na ait olan Phrygia ve Lykaonia bölgelerinin durumu konusunda bir belirsizlik ortaya çıkmı, Senato’da Bithynia kralı Nikomedes ve Pontos kralı Mithridates’ten rüvet alan senatörler bu bölgeler ile ilgili iki kraldan birinin yararına yeni bir yasal düzenleme için görüürlerken C. Gracchus her iki tarafa da karı çıkarak önemli olanının Roma halkının gelirleri olduğunu vurgulamaktaydı. C. Gracchus’un burada kast ettiği açıkça Phrygia ve Lykaonia bölgelerinin krallara verilmesinden ziyade doğrudan Roma egemenliği sınırları içine dahil edilmeleri gerektiğidir 625 .

620 KALLETMARX 1995, 110. DAUBNER 2006, 239. 621 Iustinus, Epitoma XXXVII 1, 2; XXXVIII 5, 3. Appianos, Mithridateios VIII 57. LIEBMANN FRANKFORT 1969a, 148 v.d. MEROLA 1996, 274. DAUBNER 2006, 191. 622 Appianos, Mithridateios VIII 57; Bellum Civile I 3, 22. Cicero, in Caecilium XXI 69; pro Fonteio XVII 38. Kr. Aulus Gellius, Noctes Atticae XI 10, 1 v.d. Cicero, de Oratore II 45, 188; 47, 194;195. MRR I 509; 515. JONES 1937, 59. MAGIE 1950, 158; 1049, dn. 41. GREENIDGE–CLAY 1960, 25. ALEXANDER 1990, 13, no. 23. KALLETMARX 1995, 110 623 Appianos, Bellum Civile I 3, 22; Mithridateios VIII 57. MAGIE 1950, 169. LIEBMANN FRANKFORT 1969a, 154 v.d. 624 Bkz. HILL 1948, 112 v.d. MAGIE 1950, 1043 v.d., dn. 27. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 154 v.d., dn. 4. CRAWFORD 1978, 120. SHERWINWHITE 1984, 94 v.d., dn. 2. GRUEN 1986, 608, dn. 147. KALLETMARX 1995, 110. DAUBNER 2006, 239 v.d. 625 Bkz. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 155. GLEW 1977, 383, dn. 8.

105

Gracchus’un bu yöndeki politikası senatörler arasında da taraftar bulmu olmalı ki bir süre sonra Phrygia’nın doğrudan Roma yönetimine dahil edildiğini görmekteyiz. Antik kaynaklardan Iustinus’ta geçen ifadeye göre Romalılar, Pontos kralı V. Mithridates’in ölmesi üzerine, yeni kral VI. Mithridates’in çocuk yata olmasını fırsat bilip Phrygia’yı onun elinden almılardı 626 . Iustinus’daki bu bilgiyi destekleyen daha somut bir kanıt Phrygia kentlerinden Synnada’nın bulunduğu günümüz uhut ilçesinin yaklaık 30 km. güneydoğusundaki Arızlı köyünde bulunan bir yazıttır. Elde kalan kısımlardan bir Senatus Consultum olduğu anlaılan yazıtta, adı tam olarak okunamasa da büyük ihtimalle V. Mithridates’in son gününe kadarki bütün yasal düzenlemelerin geçerli olduğu ve ilgili diğer konuların Asia’ya gönderilen elçiler tarafından kararlatırılacağı belirtilmektedir 627 .

Bu noktada Phrygia’nın doğrudan Roma egemenliği sınırları içine alındığı tarih konusunu ele almak yerinde olacaktır. Đlk olarak Pontos kralı V. Mithridates’in ölüm tarihine bakacak olursak antik edebi kaynaklarda bir saray entrikasına kurban giden kralın 123119 yılları arasında bir tarihte öldüğüne dair farklı ve hatta çelikili ifadeler bulunmakla birlikte, günümüz aratırmacıları arasında V. Mithridates’in 120 yılı dolaylarında öldüğü genel olarak kabul edilmektedir628 . Arızlı’daki Senatus Consultum ’un tarihi ile olarak da yazıtta adı geçen Romalı magistrat Gaius Licinius Geta’nın görev yaptığı tarihler göz önüne alınarak iki olasılık üzerinde durulmaktadır 629 . Buna göre bu Senatus Consultum Licinianum olarak adlandırılan bu belgenin ya Gaius Licinius Geta’nın 119 yılına tarihlenen praetor luğuna, ya da 116 yılındaki consul luğuna

626 Epitoma XXXVIII 5, 3: 3 Nam bellum quidem iam tunc secum ab illis [VI. Mithridates] geri coeptum, cum sibi pupillo maiorem Phrygiam ademerant, quam patri suo [V. Mithridates] praemium dati adversus Aristonicum auxilii concesserant . Kr. Appianos, Mithridateios II 1113; III 15; VIII 5657. 627 IGR IV 752 = OGIS 436 = SHERK 1969, 74 v.d., no. 13 = GREENIDGE–CLAY 1960, 55. SHERK 1984, 53 v.d., no. 49. 628 Bkz. Appianos, Mithridateios XVI 112. Plinius, Naturalis Historia XXV 6. Strabon, Geographika X 4, 10. Iustinus, Epitoma XXXVII 1, 6. Eutropius, Breviarium VI 12, 3. Orosius, Historiarum VI 5, 7. Cassius Dio, Rhomaika XXXVI 9, 4; XXXVII 10, 4. Memnon, Peri Herakleias 22, 2. Sallustius, Historiae V 5. MAGIE 1950, 194 v.d.; 1091 v.d., dn. 50. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 155. DREWBEAR 1972b, 81. GLEW 1977, 382 v.d. HARRIS 1979, 152. COARELLI 1982, 441. KALLETMARX 1995, 240. Kr. FOTHERINGHAM 1919, 166. RAMSEY 1999, 203 v.d. 629 IGR IV 752 = OGIS 436 = SHERK 1969, 74 v.d., no. 13 = GREENIDGE–CLAY 1960, 55; ll. 6 v.d. Γ]άιος Λικίννιος Ποπλίου [υἱὸς Γέτας …] SHERK 1984, 53 v.d., no. 49. Bkz. C. Licinius P. f. – n. Geta: MRR I 526 ( pr . 119); 530 ( cos . 116).

106

tarihlenmesi gerektiğinden, Phrygia’daki doğrudan Roma yönetiminin balaması da bu iki tarihten birinde gerçeklemi olduğu öne sürülmekteydi 630 .

Ancak daha sonraları astronomik verilere dayalı olarak ortaya atılan bir diğer görüe göre ise Phrygia’nın geri alınması doğrudan C. Gracchus’un tribunus luk döneminde yani 123/122 yıllarında gerçeklemiti 631 . Antik edebi kaynaklardan Iustinus’un anlattığına göre VI. Mithridates’in gelecekteki baarılarını müjdeleyen tanrısal alametler olmu, onun hem doğduğu hem de tahta geçtiği yılda gökyüzünde bir kuyruklu yıldız belirmiti 632 . J. K. Fotheringham, Iustinus’daki bu ifadeleri Çin yıllıklarındaki astronomik kayıtlar ile karılatırarak Mithridates’in doğum tarihi olarak 133, tahra çıkı tarihleri olarak da 120 yılını önermiti 633 . Fakat J. T. Ramsey’in Çin yıllıklarındaki astronomik veriler üzerine daha fazla kaynağı inceleyerek yaptığı derinlemesine aratırmalar, Iustinus’ta geçen kuyruklu yıldızların ilkinin 135 ikincisinin 119 yılına tarihlenmesi gerektiğini ortaya koymutur 634 . Bu astronomik veriler antik kaynaklarda kralın doğum tarihi ve kraliyet süresi ile ilgili verilen bilgilere de uymaktadır. Genel olarak Titus Livius’un annalistik tarih geleneğine göre eserlerini yazan antik edebi kaynakların 63 yılında öldüğünü bildiğimiz 635 VI. Mithridates’in, öldüğünde yetmi iki yaında olduğunu belirtmeleri Iustinus’daki kralın doğum yılını müjdeleyen kuyruklu yıldızın 135 yılına tarihlenmesi ile tam olarak uyumaktadır 636 . Muhtemelen Livius’tan baka kaynaklara dayanan Appianos ve Plinius’un verdikleri Mithridates’in 56/57 yıllık kraliyet süresi ise Iustinus’un tahta çıkı tarihinde ikinci kez görüldüğünü bildirdiği kuyruklu yıldızın 119 yılına tarihlenmesine uymaktadır 637 .

630 C. Licinius P. f. Geta: MRR I 526 ( pr . 119); 530 ( cos . 116). 116 tarihi için bkz. MAGIE 1950, 169. GREENIDGE–CLAY 1960, 55. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 155. SHERWINWHITE 1984, 96. 119 tarihi için bkz. SHERK 1969, 77. DREWBEAR 1972b, 84 v.d. BERNHARDT 1985, 291 v.d. Kr. KALLETMARX 1995, 242. BRENNAN 2000, 442; 470; 817, dn. 4. 631 Bkz. RAMSEY 1999, 197 v.d. DAUBNER 2006, 236 v.d. Kr. FOTHERINGHAM 1919, 162 v.d. Gaius Sempronius Gracchus’un tribunus luğu için bkz., MRR I 513 v.d.; 517 v.d. 632 Epitoma XXXVII 2, 1 v.d. 633 FOTHERINGHAM 1919, 166. 634 RAMSEY 1999, 200 v.d.; 231 v.d. 635 Bkz. Cicero, de Provinciis Consularibus XI 27. Cassius Dio, Rhomaika XXXVII 10, 4. Orosius, Historiarum VI 6, 1. RAMSEY 1999, 203. HØJTE 2009, 121 v.d. 636 Eutropius, Breviarium VI 12, 3. Orosius, Historiarum VI 5, 7. Kr. Sallustius, Historiae V 5. Cassius Dio, Rhomaika XXXVI 9, 4. RAMSEY 1999, 203. DAUBNER 2006, 237. 637 Appianos, Mithridateios XVI 112. Plinius, Naturalis Historia XXV 6. RAMSEY 1999, 203 v.d.. DAUBNER 2006, 237.

107

Antik edebi kaynaklardaki ifadelerde Mithridates’in yaından kraliyet süresi çıkarıldığında, Mithridates’in kral olduğunda 1113 yaları arasında olduğu anlaılmaktadır 638 . Bu bilgilere Strabon’da geçen IV. Mithridates’in babası öldüğünde 11 yaında Memnon’da ise 13 yaında olduğuna dair bilgiler eklendiğinde durum karmaıklamı gibi görünse de aslında daha kolay açıklanabilir hale gelmektedir 639 . Biliyoruz ki V. Mithridates öldürülünce çocukları küçük yata olduğu için ei kraliçe Laodike, Mithridates onu ve kardeini saf dıı bırakana kadar ortak hükümdar olarak baa geçmiti 640 . Buna göre Pontos kralı V. Mithridates Euergetes 123 ya da 122 yılında ölmü, bu tarihten 119 yılına kadar VI. Mithridates Eupator, annesi ve erkek kardei ile ortak kral olarak hüküm sürmü, 119 yılında ise VI. Mithridates tek baına hüküm sürmeye balamıtır 641 . Dolayısıyla antik edebi kaynaklardaki VI. Mithridates’in kraliyet süresi ile ilgili farklı bilgiler muhtemelen bir kısım kaynakların Mithridates’in krallığının balangıcı olarak annesi ve kardeiyle ortak hükümdarlığının baladığı 123 (ya da 122) yılını, diğerlerinin ise onun tek baına kral olduğu 119 yılını balangıç olarak almalarından kaynaklanıyor olmalıdır 642 .

Ramsey ayrıca 119 yılının VI. Mithridates’in tek baına kral olduğu yıl olduğunu birtakım nümismatik veriyle de desteklemektedir. Ona göre üzerine kuyruklu yıldız ve Pegasus figürü bulunan Pontos kökenli bir grup sikke Mithridates’e aitti ve onun tek baına iktidara geliini ifade etmekteydi 643 . Çünkü Iustinus’un Mithridates’in doğumunda ortaya çıktığını ve onun gelecekteki krallığını müjdelediğini belirttiği kuyrukluyıldız hakkındaki bilgiler ile Çin kaynaklarındaki bilgileri değerlendiren Ramsey, 119 yılında görülen bu kuyrukluyıldızın Pegasus takımyıldızı üzerinde belirdiğini saptamıtır 644 . Ayrıca Pegasus, diğer bazı sikkelerde de Mithridates’in kraliyet sembolü olarak görülen bir figürdür 645 .

638 Bkz. Eutropius, Breviarium VI 12, 3. Orosius, Historiarum VI 5, 7 (7260= 12). Appianos, Mithridateios XVI 112. Plinius, Naturalis Historia XXV 6 (69/6857/6= 11 ya da 13). 639 Strabon, Geographika X 4, 10. Memnon, Peri Herakleias 22, 2. 640 Strabon, Geographika X 4, 10. Memnon, Peri Herakleias 22, 2. APR III 185. 641 RAMSEY 1999, 233 v.d. DAUBNER 2006, 237. Kr. DMITRIEV 2005b, 84. 642 RAMSEY 1999, 234. DAUBNER 2006, 237 v.d. 643 RAMSEY 1999, 213 v.d.; 235; sikkeler için bkz. 245 v.d., fig. 12. Ayr. bkz. DAUBNER 2006, 238. 644 RAMSEY 1999, 219 v.d.; gökyüzü haritası için bkz. 250, fig. 6. 645 RAMSEY 1999, 223 v.d.; sikkeler için bkz. 251 v.d., fig. 79. Kr. MCGING 1986, 84 v.d.; 93 v.d.

108

Pontos kralı V. Mithridates Euergetes’in ölüm tarihinin 123 veya 122 yılına tarihlenmesi Phrygia’nın doğrudan Roma egemenliği sınırları içerisine dahil edilmesi konusu ile doğrudan ilgilidir. Bu durum göstermektedir ki V. Mithridates, C. Gracchus’un tribunus luğu zamanında ölmütü ve Phrygia’nın geri alınması doğrudan C. Gracchus’un politik olarak en güçlü olduğu dönemde, onun izlediği politika sonucu gerçeklemiti 646 . Böylece Senatus Consultum Licinianum ’un 116 ya da 119’a değil, 123 ya da 122 yılına tarihlenmesi gereklidir. Önceleri kral V. Mithridates’in 120 yılında öldüğü kabul edildiği için C. Licinius Geta’nın praetor luğunun en geç 119 yılına tarihlenebileceği belirtiliyordu 647 . Fakat bu yeni tarihlemeye göre C. Licinius Geta’nın praetor luğunu 123 ya da 122 yılına tarihlemek gerekmektedir. Hatta bu tarihlerden 122 yılı daha makul görünmektedir. Çünkü bir praetor un Senato’ya bakanlık edebilmesi için consul ların Roma dıında bulunmaları gerekiyordu ve 122 yılı consul larından birinin Roma dıında savalar ile megul olduğun göz önüne aldığımızda C. Licinius Geta’nın diğer consul un da Roma dıında olduğu dönemde Senato’ya bakanlık ettiği düünülebilir 648 . Phrygia’nın geri alınmasının 122 yılına tarihlenmesi Iustinus’daki ifadeyi daha açık hale getirir. Iustinus, Phrygia’nın VI. Mithridates’in elinden, o daha bir pupillus iken alındığını belirtir. Pupillus sözcüğü reit olmamı, birinin vesayeti altında yaayan bir erkeği belirttiği için bu ifade büyük olasılıkla onun babasının ölümünün ardından 119’da tek baına tahtı ele geçirene kadar annesinin vesayeti altında olduğu dönemi belirtiyordu 649 .

V. Mithridates’in ölümü 120 ve Senatus Consultum Licinianum 116 yılına tarihlendiğinde aradaki dört senelik boluğun nedenini açıklamak zorlamaktadır 650 . Dolayısıyla Phrygia’nın geri alınmasının C. Gracchus’un gücünün doruğunda olduğu

646 RAMSEY 1999, 236 v.d. DAUBNER 2006, 239. 647 Broughton, MRR I s. 526’da bir praetor un consul olabilmesi için aradan en az iki yıl geçmesi gerektiğini ön gören Lex Villia Annalis ’e (bu yasa için bkz. BRENNAN 2000, 169 v.d.; REINER 2006, 57) atıfta bulunarak C. Licinius Geta’nın praetor luğunun 119’a tarihlenmesi gerektiğini belirtmektedir. Kr. DREWBEAR 1972b, 84 v.d. SHERK 1969, 77. KALLETMARX 1995, 242. 648 RAMSEY 1999, 238 v.d., dn. 151. 122 yılı consul ları için bkz. MRR I 516. Kr. Brennan, Mithridates’in ölümü ile ilgili bu yeni tarihlemeden habersiz olmakla birlikte C. Licinius Geta’nın praetor luğunu 119 yılına değil 120 yılı dolaylarına tarihlemektedir, bkz. BRENNAN 2000, 442; 470; 817, dn. 4. 649 OLD 1521, s.v. pupillus . RAMSEY 1999, 236. 650 Bkz. GLEW 1977, 385 v.d. MCGING 1980, 41 v.d. SHERWINWHITE 1984, 96. RAMSEY 1999, 237 v.d.

109

tribunus luk dönemine tarihlenmesi onun izlediği politikayla da uyumaktadır. Bir önceki bölümde değinildiği gibi politik olarak, Senato’ya karı atlı sınıfını güçlendirmeye çalıan C. Gracchus, bu doğrultuda gerek atlı sınıfının gerekse fakir halk yığınlarının gelirlerini arttırmak üzere bir politika izlemekteydi 651 . Bu politika gereği Asia Eyaleti kentlerini vergiye tabi tutup bu vergileri toplama hakkını publicanus lara veren C. Gracchus imdi de Phrygia’nın geri alınmasını sağlayarak gerek atlı sınıfının zenginleme imkanlarını gerekse hazine gelirlerini arttırarak hazırladığı toprak yasasına daha fazla gelir kaynağı yaratmı oluyordu 652 .

Böylece lex Aufeia hakkındaki tartımalar da daha iyi anlaılmaktadır. Manius Aquilius’un Pontos ve Kappadokia krallıklarına verilen topraklar ile ilgili düzenlemeleri iptal edilince, Pontos kralı V. Mithridates ve Bithynia kralı III. Nikomedes gönderdikleri elçiler aracılığıyla politikacılara rüvet vererek Senato’dan kendileri lehine bir karar çıkartmak peindeydiler. Ancak V. Mithridates’in ölüm haberi gelince kralın ardındaki çocuklarının çocuk yata olmasını da fırsat bilen C. Gracchus, önemli olanın bu kralların çıkarlarından ziyade Roma halkının maddi çıkarları olduğu politikasını benimseyerek fakir halkın ve atlı sınıfının desteğini elde etmeye çalımaktaydı 653 . Senato da muhtemelen halkın desteğini kendi tarafında çekmek için C. Gracchus’a karı atak olarak Senatus Consultum Licinianum ’u kabul edip Phrygia’yı Asia Eyaleti sınırları içerisine dahil etmiti 654 .

Appianos daha sonra 85 yılında Sulla’nın Mithridates’e yaptığı bir konumayı aktarırken Manius Aquilius’un Phrygia ile ilgili yaptığı düzenlemeler Senato tarafından iptal edildikten sonra, Phrygia’nın vergiye tabi değil, otonom ilan edildiğini belirtir 655 . Ancak bu bilgi Phrygia’nın Asia Eyaleti’ne dahil edilip edilmediği konusuyla çelimemektedir. Appianos, yukarıdaki satırlarda sözü edilen Marcus Antonius’un Asia kentlerine yaptığı konumasında da Asia’nın vergiden bağımsız olduğunu belirtir 656

651 BADIAN 1972, 64 v.d. SCULLARD 2011, 29. 652 Bkz. RAMSEY 1999, 242 v.d. Kr. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 157 v.d. DREWBEAR 1972b, 81. GLEW 1977, 385 v.d. SHERWINWHITE 1977b, 70. SHERWINWHITE 1984, 96. 653 Aulus Gellius, Noctes Atticae XI 10, 2 v.d. GREENIDGE–CLAY 1960, 29. HILL 1948, 112 v.d. KALLETMARX 1995, 110 v.d. 654 RAMSEY 1999, 243. DAUBNER 2006, 240. Ayr. bkz. Ek 1. 655 Appianos, Mithridateios VIII 57. 656 Appianos, Bellum Civile V 1, 4. MAGIE 1950, 169. DAUBNER 2006, 240.

110

ancak yine belirtildiği üzere Gaius Gracchus’un vergi düzenlemelerinden önce dahi publicanus lar Asia Eyaleti’nden vergi toplama ii ile ilgilenmekteydiler 657 . Burada kast edilen bölgenin otonom olması durumu da bölgedeki kraliyet yönetiminin ortadan kaldırılıp bölge kentlerinin diğer Asia Eyaleti kentleri gibi kendi yasalarına tabi kılınmalarını ifade ediyor olmalıdır 658 .

Geç döneme ait kanıtlar da Phrygia’nın Asia Eyaleti sınırları içinde olduğunu göstermektedir. Roma cumhuriyetinin son dönemlerine ve erken imparatorluk dönemine ait belgelerde Phrygia’daki Apameia ve Synnada kentleri Asia Eyaleti conventus ları içerisinde sayılmaktadırlar 659 . Muhtemelen Phrygia, doğrudan Roma yönetimi sınırları içerisine katılır katılmaz burada da conventus sistemi gibi Roma yönetim sistemine ait unsurlar oluturulmutur. Senatus Consultum Licinianum ’da bölgeye gönderildiği belirtilen elçiler heyeti 660 , bölgenin Asia Eyaleti’nin bir parçası olarak düzenlenmesi için daha önce Manius Aquilius bakanlığından gönderilen elçiler gibi conventus sisteminin oluturulması türünden idari altyapının hazırlanması ile ilgilenmi olmalıdırlar. Phrygia’nın Asia Eyaleti sınırları içinde olduğunu gösteren baka kanıtlar da vardır. Örneğin Livius’un kitabının özetlerinde, 88 yılına ait olayların anlatıldığı kısımda Phrygia, provincia populi Romani olarak tanımlanmaktadır 661 . Phrygia’nın Asia Eyaleti’ne eklendiğinin dolaylı bir kanıtı da lex de provinciis Praetoriis olarak adlandırılan ve 100 yılına tarihlenen yasada Lykaonia’nın da doğrudan Roma egemenliği sınırları içerisinde olduğunun belirtilmesidir 662 . Arada Phrygia olmaksızın Lykaonia’nın Asia Eyaleti sınırlarına dahil edilmi olması pek mümkün

657 Bkz. yuk. bl. 2.2.3.4 658 MAGIE 1950, 169. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 157 v.d., dn. 7. DREWBEAR 1972b, 82 v.d. SHERWINWHITE 1984, 96. FERRARY 2001, 102. DAUBNER 2006, 240. 659 Bkz. Cicero, pro Flacco 68; ad Atticum 113 (V 20) 1; ad Familiares 70 (III 8) 2; 5. Plinius, Naturalis Historia V 105 v.d. COTTIER v.d. 2008, 60 v.d., l. 91. ENGELMANN–KNIBBE 1989, 103 v.d. WITULSKI 2007, 43 v.d. MITCHELL 1999, 23. 660 IGR IV 752 = OGIS 436 = SHERK 1969, 74 v.d., no. 13 = GREENIDGE–CLAY 1960, 55, l. 10: πρεσβευταὶ εἰς Ἀσίαν διαβάντες. SHERK 1984, 53 v.d., no. 49. 661 Livius, Periochae LXXVII: Phrygiam, provinciam populi Romani … 662 I. Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos III, ll. 23 v.d.; Delphoi B, l. 4. SHERK 1984, 59 v.d., no. 55. FERRARY 2000a, 169 v.d. FERRARY 2001, 101 v.d. DMITRIEV 2005b, 86 v.d.

111

görünmediğinden bu kanıt da Phrygia’nın Asia Eyaleti sınırları içerisinde olduğunu gösterir 663 .

Lykaonia’nın 100 yılında Asia Eyaleti’nin bir parçası olduğunun bilinmesi, bu bölgenin ne zaman ve hangi koullar altında doğrudan Roma yönetiminin sınırları içine alındığı sorusunu akla getirir. Bu sorunun cevabını bulabilmek için öncelikle Asia Eyaleti’nin kuruluunun ardından Kappadokia Krallığı’ndaki duruma göz atmak gerekir. Önceki bölümlerde değinildiği üzere Kappadokia kralı V. Ariarathes Aristonikos’a karı giriilen mücadelede Romalılara yardım ederken muhtemelen Crassus ile birlikte 130 yılında hayatını kaybetmi, Aquilius ve elçiler heyetinin düzenlemeleri sırasında Ariarathes’in bu yardımına karılık Lykaonia bölgesi onun çocuklarına verilmiti 664 . Fakat yine bilindiği üzere Senato, Aquilius’un krallara dağıtılan topraklara yönelik düzenlemelerini iptal edince Phrygia gibi Lykaonia konusunda da bir belirsizlik ortaya çıkmıtı 665 . C. Gracchus’un Lex Aufeia hakkındaki konumasından bildiğimiz üzere Pontos Krallığı ile Bithynia Krallığı Senato’dan bu topraklar ile ilgili kendi çıkarlarına bir düzenleme yapılması için Roma’da çeitli giriimlerde bulunurlarken Kappadokia’nın böyle bir giriim içinde olduğu görülmemektedir 666 .

Kappadokia’nın belki de böyle bir giriim içerisinde olduğu fakat C. Gracchus’un, babasının V. Ariarathes ile kurduğu iyi ilikiler sonucu iki aile arasındaki yakınlık dolayısıyla sessiz kalmı olduğu öne sürülmekle birlikte 667 , görünen o ki Kappadokia Krallığı bu sırada Lykaonia meselesinden ziyade kraliyet ailesi içerisindeki

663 MCGING 1980, 41. FERRARY 2001, 102. DAUBNER 2006, 235. 664 Bkz. Strabon, Geographika XIV 1, 38. Orosius, Historiarum V 10, 2. Eutropius, Breviarium IV 20, 1. Iustinus, Epitoma XXXVII 1, 2; XXXVIII 2, 5; 5, 3. Appianos, Mithridateios VIII 57. MAGIE 1950, 151. MCSHANE 1964, 197. COLLINS 1978, 64; 67. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 148 v.d. MEROLA 1996, 274. DAUBNER 2006, 191. 665 Bkz. Appianos, Bellum Civile I 3, 22; Mithridateios VIII 57. MAGIE 1950, 169. LIEBMANN FRANKFORT 1969a, 154 v.d. 666 Aulus Gellius, Noctes Atticae XI 10, 3. 667 Bkz. BALLESTEROSPASTOR 2008, 49. APR III 72. Tiberius ve Gaius Gracchus’un babaları Tiberius Sempronius Gracchus’un 165 yılındaki Kappadokia Krallığı’nı da kapsayan elçiliği için bkz., Polybios, Historiai XXX 30, 1 v.d. Kr. 27, 1 v.d.; XXXI 1, 2 v.d. Livius, Periochae XLVI. Diodoros, Bibliotheke XXXI 28. MRR I 438. HANSEN 1971, 124. GRUEN 1986, 580. AGER 1996, 372 v.d. Tiberius Sempronius Gracchus, bu elçilik faaliyeti sonrasında V. Ariarathes’in tahta çıkmasının ardından Roma ile dostluk ve ittifak kurmasında aracılık etmi, Orophernes ile taht mücadelesinde Ariarathes’i desteklemiti, bkz. yuk. dn. 252.

112

problemler ile ilgilenmekteydi. Çünkü Iustinus’un aktardığına göre V. Ariarathes’in ei, kraliçe Nysa, Ariarathes’in ölümünün ardından iktidarı ele geçirmek ve uzun süre iktidarını koruyabilmek için yaları küçük olan altı oğlundan beini öldürmü ve sadece en küçüğünü sağ bırakmıtı 668 . Fakat annelerinin çocuklarını vahice öldürmesi üzerine kraliyet ailesinin akrabaları küçük yataki VI. Ariarathes’i korumaları altına almılardı ve kraliçe Nysa da bir süre sonra öldürülmütü 669 . Iustinus’un aktardığı bu olayın tarihsel gerçekliği aratırmacılar tarafından üpheyle karılansa da V. Ariarathes’in ölümü üzerine Kappadokia kraliyet hanedanı arasında çalkantılı bir dönemin yaandığı açıktır 670 . Nümismatik kanıtlar da hanedan içindeki bu problemleri gösterir. VI. Ariarathes’in hükümdarlığının ilk yıllarındaki sikkelerinin üzerinde annesi kraliçe Nysa ile birlikte portreleri bulunup adları yazmaktayken, daha sonraki sikkelerde sadece kendi portresi ve adı geçmektedir 671 . Kappadokia’da çocuk yata bir kralın tahtta olmasını fırsat bilen Pontos kralı V. Mithridates Kappadokia’ya bir sefer düzenleyerek burayı igal etmiti, ardından kızı Laodike’yi VI. Ariarathes ile evlendirerek bu krallık üzerinde hakimiyet kurmayı hedeflemekteydi 672 .

Yeniden Lykaonia’nın doğrudan Roma yönetimi sınırları içerisine alınma tarihi konusuna dönecek olursak, bu konudaki elimizdeki en sağlam verinin yukarıda sözü edilen 100 yılına tarihlenen lex de provinciis Praetoriis olduğunu görmekteyiz. Yasada Lykaonia’nın önceden olduğu gibi yine Asia valisinin provincia sı dahilinde bulunduğunun vurgulanması açıkça bölgenin bu tarihten önce Asia Eyaleti’ne bağlanmı olduğunu gösterir 673 . Yukarıda anlatılan C. Gracchus’un Roma hazinesinin gelirlerini artırmak ve publicanus ların faaliyet alanlarını geniletmek yönünde uyguladığı politika ile bu doğrultuda Phrygia’nın Asia Eyaleti’ne bağlanması; V.

668 Iustinus, Epitoma XXXVII 1, 4. Iustinus’ta kraliçenin adı Laodike olarak geçse de epigrafik ve nümismatik veriler kraliçenin adının Nysa olduğunu göstermektedir, bkz. OGIS 352. CALLATAŸ 1997, 190, pl. XLIV, no. M. MCGING 1986, 73, dn. 29. 669 Iustinus, Epitoma XXXVII 1, 5. 670 MAGIE 1950, 202 v.d.; 1097 v.d., dn. 10. MCGING 1986, 73. 671 APR III 72. MAGIE 1950, 1097 dn. 10. SIMONETTA 1977, 31 v.d. MCGING 1986, 73. CALLATAŸ 1997, 190 v.d., pl. XLIV. 672 Appianos, Mithridateios II 10. Iustinus, Epitoma XXXVIII 1, 1. Memnon, Peri Herakleias 22, 1. MAGIE 1950, 194. GLEW 1977, 383 v.d. SHERWINWHITE 1984, 105. MCGING 1986, 37 v.d. KALLETMARX 1995, 240. 673 I. Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos III, ll. 23 v.d.; Delphoi B, l. 4. HASSAL v.d. 1974, 211. CRAWFORD 1996, 260 v.d.

113

Ariarathes’in ölümünün ardından Kappadokia’daki sorunlar ve yeni kralın Pontos’ta olduğu gibi çocuk yata olması göz önüne alındığında Lykaonia’nın da C. Gracchus’un politikası doğrultusunda Phrygia’nın geri alınması sürecinde doğrudan Roma egemenliği sınırları içerisine dahil edildiği söylenebilir 674 .

Lykaonia’nın doğrudan Roma yönetim sistemi içerisinde yer alması için gerekli düzenlemeler muhtemelen Senatus Consultum Licinianum ’da Asia’ya gönderildiği belirtilen elçiler tarafından yapılmıtır. Yasadaki eparkheia Lykaonia (= ἐπαρχεία Λυκαονία; Lat. provincia Lycaonia ) tanımlamasından 675 Lykaonia’nın ayrı bir eyalet olduğu anlamı da çıkabilmekle birlikte, bilindiği üzere provincia sözcüğü esas olarak bir Romalı memurun yetki alanını tanımlamaktadır 676 . Dolayısıyla buradaki eparkheia /provincia sözcüğünün, Lykaonia’nın Asia valisinin yetki alanında olduğunu tanımlamak için kullanıldığı düünülmektedir 677 . Sonraki kanıtlar da Lykaonia’nın bir conventus olarak Asia Eyaleti sınırları içerisinde olduğunu göstermektedir. Plinius’ta ve lex Portorii ’ye 17 yılında eklenen kısımda burası Asia Eyaleti’ne bağlı conventus Lycaonia olarak tanımlanmaktadır 678 . Đmparator Caligula zamanına ait olan Didyma yazıtında bu conventus u temsilen gelen elçilerin Philomelion kentinden gelmesi ve Cicero’da geçen buradaki mahkemelere ilikin ifadeler Lykaonia conventus unun merkezinin Philomelion olduğunu göstermektedir 679 .

Roma için gerek Phrygia’nın gerekse Lykaonia’nın doğrudan Roma egemenliği sınırları içerisine dahil edilebilmesinin hukuksal dayanağı da bulunuyordu. Çünkü Pergamon kralı III. Attalos’un vasiyeti gereği kralın mirasçısı olan Roma, tüm eski

674 Bkz. HARRIS 1979, 153 v.d. MCGING 1980, 41. SHERWINWHITE 1984, 96 v.d. STROBEL 1996, 65 v.d. DAUBNER 2006, 240. 675 I. Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos III, ll. 23 v.d.; Delphoi B, l. 4. 676 Bkz. OLD 1506, s.v. prouincia . MASON 1974, 45, s.v. ἐπαρχεία, 135 v.d. 677 HASSAL v.d. 1974, 211. CRAWFORD 1990, 107. CRAWFORD 1996, 261. Kr. Livius’un özetlerinde ( Periochae LXXVII) 88 yılında Asia eyaletinin bir parçası olan Phrygia, provincia populi Romani olarak tanımlanmaktadır. 678 Plinius, Naturalis Historia V 95: Hos includit Lycaonia in Asiaticam iurisdictionem versa, cum qua conveniunt Philomelienses, Tymbriani, Leucolithi, Pelteni, Tyrienses . Lex Portorii Asiae: COTTIER v.d. 2008, 60 v.d., l. 91: καὶ ἔξω διοικήσεως Λυκαονικῆς. Bkz. ENGELMANN–KNIBBE 1989, 103 v.d. MITCHELL 1999, 23, dn. 19. 679 WITULSKI 2007, 44, l. 18: Πυλάδης Πανταλέοντος Φιλοηλεύς. Cicero, ad Atticum 113 (V 20) 1; Cicero, ad Atticum 114 (V 21) 9. ad Familiares 70 (III 8) 2; 5. Kr. Plinius, Naturalis Historia V 95: Hos includit Lycaonia in Asiaticam iurisdictionem versa, cum qua conveniunt Philomelienses … Ayr. bkz. Ek 1.

114

Pergamon Krallığı toprakları üzerinde tasarruf hakkına sahipti 680 . Manius Aquilius’un krallara toprak dağıtımı ile ilgili düzenlemeleri iptal edilince 681 Senato, C. Gracchus ve taraftarlarının yukarıda sözü edilen politik hedefleri gereğince üzerinde oluan baskı üzerine vasiyetnameden kaynaklanan hukuksal hakkını kullanarak M’. Aquilius ve elçiler heyetinin düzenlemelerinde eyalet sınırlarına dahil edilmeyen Phrygia ve Lykaonia’yı Asia Eyaleti’nin sınırları içerisine dahil etmiti. Böylece M’. Aquilius’un Roma’ya dönüünden birkaç yıl sonra yapılan bu yeni düzenlemeyle Pergamon Krallığı topraklarının tamamı doğrudan Roma yönetimi altına alınmı oldu.

C. Gracchus’un politik hedefleri doğrultusunda Anadolu’nun zenginliklerini kullanma isteği Roma’nın hem kentler hem de krallıklar üzerindeki egemenlik politikasında etkili bir değiime yol açtı. Doğrudan Roma egemenliği sınırları içerisindeki kentlerin vergiye tabi olmasının ekonomik olduğu kadar siyasal bir etkisi de olmutur. Kentlerin Roma’ya vergi vermesi Aristonikos Ayaklanması sırasında Roma’nın garanti altına aldığı özgürlüklerinin en temel unsuru olan ekonomik özgürlüklerinin ellerinden alınması anlamına geliyordu. Ekonomik özgürlüklerinden yoksun olan kentler Roma’ya vergi vererek, özgür devletler olarak Roma’nın dost ve müttefiki konumundan Roma egemenliği altında ve ona tabi topluluklar haline dümülerdir 682 . Yine C. Gracchus’un bu politikası doğrultusunda Aquilius ve elçiler tarafından Aristonikos Ayaklanması sırasındaki yardımları karılığında krallara bırakılan toprakların geri alıp bu krallıkların taleplerinin yok sayılması ile bu krallıkların Roma’ya bağımlı oldukları ve Roma’nın keyfiyetine tabi oldukları net bir ekilde vurgulanıyordu.

Ancak C. Gracchus’un hedefleri doğrultusunda izlenen bu politika gerek publicanus ların her türlü zorbalığına maruz kalacak olan Batı Anadolu’daki kent devletlerinde gerekse çocuk yata Phrygia’nın elinden alındığını gören Pontos kralı VI. Mithridates’te Roma’ya karı geliecek olan nefretin tohumlarını atmıtır. C. Gracchus’un Roma vatandalarının çıkarlarını gözeterek izlediği bu politikaların

680 MAGIE 1950, 169. SHERWINWHITE 1984, 97. 681 Appianos, Bellum Civile I 3, 22; Mithridateios VIII 57. MAGIE 1950, 169. LIEBMANN FRANKFORT 1969a, 154 v.d. 682 Bkz. ARNOLD 1974, 10. DAUBNER 2006, 230 v.d.

115

bedelini yaklaık 35 yıl sonra Batı Anadolu’daki 80.000 ila 150.000 Romalı canıyla ödeyecektir.

3.3 Gaius Gracchus’dan Sonra Kentler

3.3.1 Eyalet Kentlerindeki Romalılar

Gaius Gracchus’un Asia Eyaleti’nin gelirleri üzerinden siyasal ve ekonomik çıkar elde etmeye dayalı politikalarının kentler açısından en önemli sonucu çok sayıda Romalının eyalete akın ederek kentlere yerlemesi olmutur. Romalı tüccar ve i adamlarının III. yüzyıl ortalarından itibaren Adriyatik’in doğusuyla ilikileri olduğunu biliyoruz. Unutulmamalıdır ki, yukarıdaki sayfalarda belirtildiği üzere, 229 yılında balayan I. Illyria Savaı’nın gerekçesi, gerçek nedeni bu olsun ya da olmasın, Romalı tüccarların Adriyatik’teki ve karı kıyılarındaki güvenliklerini sağlamak idi 683 .

Bu dönemden itibaren Roma’nın Hellenistik doğu ile gittikçe artan siyasal ilikilerine paralel olarak ekonomik ilikileri de gelimeye baladığı görülmektedir. III. yüzyıl sonları ile II. yüzyıl balarından itibaren Ege Denizi’ndeki Delos Adası’nda ve diğer Kyklad adalarında Romalıların varlığı balar 684 . Ancak Ege havzasına yoğun bir Romalı tüccar ve i adamı göçü dalgası III. Makedonya Savaı’nın ardından 167 yılında Delos Adası’nın Romalılar tarafından açık liman ilan edilmesiyle balamıtır 685 . Đtalyalı tüccarların bölgeye akın etmelerinin temel nedeni, o dönemde Đtalya’daki sosyo ekonomik artlar gereği gittikçe artan köle ihtiyacını karılamaktı 686 . Yapılan prosopografik aratırmalar buradaki yazıtlarda genel olarak “Romalı” (= Ρωαῖοι) olarak adlandırılan tüccarların arasında çok sayıda Roma vatandaı olmayan Đtalyalıların ve Güney Đtalyalı Yunanlıların da bulunduğunu göstermektedir 687 .

133 yılı dolaylarına tarihlenen Pergamon kentinin ephebos listelerinde Romalıların isimlerinin olması daha Asia Eyaleti kurulmadan önce dahi kentte yerleik

683 Bkz. Polybios, Historiai II 8, 2. HARRIS 1979, 65. ERRINGTON 1988, 142 v.d. 684 HATZFELD 1919, 28 v.d. 685 Bkz. yuk. bl. 1.6 686 WILSON 1966, 99 v.d. ERRINGTON 1988, 144 v.d. 687 WILSON 1966, 105 v.d.

116

Romalıların bulunduğunu göstermektedir 688 . Daha Aristonikos Ayaklanması devam ederken eyalete Romalı publicanus ların geldiğini biliyoruz 689 . Hatta eyaletin kurulma sürecinde daha 129 yılında publicanus lar ile Pergamon kenti arasında bir problem çıkmıtı 690 . Fakat gerçek anlamda eyalete Romalı akını C. Gracchus tarafından 123 yılında yapılan vergi düzenlemelerinden sonra gerçeklemitir 691 . Çünkü C. Gracchus’un vergi yasasıyla birlikte eyalet kentleri de Roma vergilerine tabi hale gelince böylesine bir iin gerçekletirilebilmesi için publicanus ların çok büyük sayıda personele ihtiyaç duymu olmaları gerekir 692 . Publicanus ların yanı sıra onlar gibi atlı sınıfından olan gerek Đtalya’dan gerekse bata Delos olmak üzere Ege adalarından birçok Romalı tüccar ve i adamı da ekonomik önemi artan Asia Eyaleti kentlerine yerlemiti 693 .

Elimizde tezimizin süresi kapsamında Asia Eyaleti’nde yaayan Romalılar ile ilgili epigrafik kanıtlar oldukça azdır. Bunun nedeninin 88 yılında Mithridates’in eyaleti ele geçirmesiyle birlikte kentlerde Romalılara ait her türlü hatıranın tahrip edilmesi olduğu düünülmektedir 694 . Ancak antik edebi kaynaklara bakıldığında 88 yılında eyaletteki Romalıların sayısının 80.000 ile 150.000 kii arasında olduğu anlaılmaktadır 695 . Eyaletteki vali ve maiyetindekiler; publicanus lar ve onlara bağlı

688 Bkz. PROTTKOLBE 1902, 116, no. 116: Γάιο[ς]; 118, no. 121: –αντήιο[ς]; 120, no. 131: Σπορίου; 122, no. 135: Γάιος Ἄννιος Γαίου υἱὸς. KOLBE 1907, 429, no. 275: [τῶν ἐκ Ῥ]ώης; 436, no. 300: Σπορίου; 438, no. 303: Ῥωαῖοι; 443, no. 321: Σπορίου; 462, no. 338: Γάιος. Hatta yukarıda sözü edilen ve kentte ikamet eden yabancılara (= πάροικοι) vatandalık hakkı veren Pergamon yazıtındaki (I. v. Pergamon 249 = OGIS 338 = IGR IV 289 = GREENIDGE–CLAY 1960, 11 v.d.) bu πάροικοι arasında Romalılar da bulunuyor olmalıdır. HATZFELD 1919, 48. WILSON 1966, 125, dn. 2. KIRBIHLER 2007, 20. 689 Lucilius, Saturae XXVI 650 v.d. DAUBNER 2006, 220. KALLETMARX 1995, 118, dn. 89. KIRBIHLER 2007, 22. 690 Senatus Consultum de Agro Pergameno için bkz. I. Smyrna 589. I. Adramytteion 18. I. Ephesos 975. SHERK 1969, 63, v.d. no. 12. SHERK 1984, 47 v.d., no. 45. WÖRRLE 2000, 572 v.d., dn. 158. JONES 2004, 485. DAUBNER 2006, 213 v.d. ROWE 2008, 238. Ayr. bkz. yuk. bl. 2.2.3.4. 691 MAGIE 1950, 164. WILSON 1966, 125. DELPLACE 1977, 235 v.d. ERRINGTON 1988, 143. EILERS 2002, 140. KIRBIHLER 2007, 22. 692 Bkz. BADIAN 1972, 63 v.d. ERRINGTON 1988, 143. 693 WILSON 1966, 125. DELPLACE 1977, 235 v.d. ERRINGTON 1988, 142. 694 Bkz. KIRBIHLER 2007, 22. Kr. Appianos, Mithridateios III 21. 695 80.000: Valerius Maximus, Factorum IX 2, ext. 3. Memnon, Peri Herakleias 22, 9. 150.000: Plutarkhos, Sulla 24, 4.

117

personel; tüccarlar ve i adamları ile bu kiilerin eleri, çocukları ve köleleri göz önüne alındığında bu aralıktaki bir sayının kabul edilebilir olduğu düünülebilir 696 .

Antik edebi kaynaklarımızdan Appianos, 88 yılında Mithridates’in emriyle Asia’da birçok Romalının öldürülmesini anlatırken bazı kentlere bizzat değinmitir 697 . Muhtemelen bu kentlere ayrıca değinmesinin nedeni buralarda kalabalık sayıda Romalının bulunmasıydı. Appianos’ta sayılan bu kentlerin yanı sıra diğer antik edebi kaynaklardaki bilgiler ile az sayıdaki epigrafik kanıt göz önüne alındığında tezimizde ele alınan dönemde u kentlerde Romalıların bulunduğu söylenebilir: Pergamon 698 , Ephesos 699 , Tralleis 700 , Adramytteion 701 , Sardeis 702 ve muhtemelen Priene 703 ile Maiandros Magnesiası 704 . Dikkat edilecek olursa belirtilen kentlerden, Mithridates savaları öncesinde Romalıların bulunduğunu daha kesin olarak söyleyebildiğimiz ilk be kent M’. Aquilius tarafından ina edilen yolların ana güzergahlarında bulunan ve Roma idari yapılanmasının temelini oluturan conventus merkezleriydiler 705 . Dolayısıyla C. Gracchus’un vergi yasasının ardından eyalete akın eden Romalı publicanus ların ve diğer i adamlarının, siyasi önemlerinin yanı sıra çevresindeki bölgelerin sosyoekonomik anlamda da merkezleri olan bu conventus merkezi kentlerde yoğun olarak bulundukları görülmektedir 706 .

Yukarıdaki satırlarımızda belirtildiği üzere bu conventus merkezi kentler Roma valisinin bir yıllık görev süresi boyunca bölgedeki davalara bakarak yargılama gücünü

696 ROSTOVTZEFF 1941, 818. WILSON 1966, 125 v.d. Contra : BRUNT 1971, 224 v.d. 697 Bkz. Appianos, Mithridateios IV 23. 698 Appianos, Mithridateios IV 23. PROTTKOLBE 1902, 116 v.d. KOLBE 1907, 429 v.d. HATZFELD 1919, 48. WILSON 1966, 125. KIRBIHLER 2007, 20. 699 Appianos, Mithridateios IV 23. I. Ephesos 2074; 2058. Bkz. HATZFELD 1919, 47 v.d. BROUGHTON 1959, 543. KNIBBE–ALZINGER 1980, 751 v.d. HERRMANN 2002, 39 v.d. KIRBIHLER 2007, 22 v.d. 700 Appianos, Mithridateios IV 23. Cassius Dio, Rhomaika XXXI frg. 101, 1. 701 Appianos, Mithridateios IV 23. 702 Plinius, Naturalis Historia II 209. HERRMANN 2002, 37 v.d. 703 I. v. Priene 55, l. 29; 108, l. 22, 49; 123, l. 9. HATZFELD 1919, 48, dn. 7. BROUGHTON 1959, 543. KIRBIHLER 2007, 23, dn. 31. 704 I. v. Magnesia 110b, l. 2. KIRBIHLER 2007, 23, dn. 31. 705 Bkz. yuk. bl. 2.2.3.3 706 Elimizde net kanıtlar olmasa da bu varsayımdan yola çıkarak diğer conventus merkezleri olan Smyrna, Kyzikos ve Laodikeia kentlerinde de Asia Eyaleti’nin kuruluunun ardından Romalıların bulunduğu söylenebilir.

118

kullandığı yerlerdi 707 . Roma teamüllerine göre, Romalı bir magistrat adli gücünü kullanırken daima bir danıma kurulu (= consilium ) toplayıp kararlarını bu kurul ile yaptığı istiare sonrasında alırdı 708 . Biliyoruz ki eyaletlerdeki promagistratların yargılamalar sırasında oluturdukları bu danıma kurullarının üyeleri genellikle eyalette ikamet eden Roma vatandaları arasından seçiliyordu709 . Dolayısıyla eyalet kentlerinde ikamet eden bu Romalılar esas olarak atlı sınıfına mensup i adamları olsalar da valilerin bu sözü edilen consilium larında bulunarak Roma yönetim sistemi içerisine rol almı oluyorlardı. Böylece eyaletteki bu Romalıların esas olarak bölgedeki Roma ekonomik yapılanmasında yer almakla birlikte bu rolleriyle de Roma egemenliğinin önemli bir unsuru oldukları görülmektedir 710 .

3.3.2 Publicanus lar ve Kentler

Eyaletteki Romalılar arasında en kalabalık grup olan publicanus lar aynı zamanda kentler için en çok sorun çıkaran unsurdular. Antik edebi kaynaklarımızdan Sicilyalı Diodoros’un da belirttiği üzere C. Gracchus’un sözü edilen yasal düzenlemelerinin ardından eyalet kentleri publicanus ların aç gözlülüklerine kurban edilmi, bu durum eyaletlilerin Romalılardan nefret etmesine yol açmıtı 711 . Publicanus ların aç gözlülükleri ve yolsuzlukları uzun süredir bilinmekte olup, onların bu kötü öhretleri daha uzun süre devam edecektir. Titus Livius, 167 yılında Pydna savaının ardından Romalılar tarafından Makedonya’da yapılan düzenlemelerden söz ederken “bir publicanus un olduğu yerde kamu düzeninden de, müttefiklerin özgürlüğünden de eser kalmaz” demektedir 712 . Yeni Ahit’de dahi publicanus lar daima günahkarlar ile birlikte anılmaktadır 713 .

707 Bkz. yuk. bl. 2.2.3.3 708 RICHARDSON 1994, 582. 709 BADIAN 1968, 63. Ayr. bkz. MAGIE 1950, 163, 1052 v.d., dn. 10. 710 DAHLHEIM 1977, 220. 711 Diodoros, Bibliotheke XXXIV/XXXV 25, 1. 712 Livius, ab Urbe Condita XLV 18, 4: ubi publicanus esset, ibi aut ius publicum vanum aut libertatem sociis nullam esse . 713 Matthaeus IX 10: multi publicani et peccatores ; 11: cum publicanis et peccatoribus . Marcus II 15: multi publicani et peccatores ; 16: cum publicanis et peccatoribus . Lucas V 30: cum publicanis et peccatoribus . Bkz. BADIAN 1972, 11.

119

Gerçekten de C. Gracchus’un 123 yılındaki vergi düzenlemelerinden Caesar’ın 48 yılında publicanus ları Asia’daki vergi sisteminden çıkarmasına kadar 75 yıl boyunca eyalet kentlerinin publicanus ların zorbalıklarına ve yasa dıı faaliyetlerine maruz kaldıkları görülmektedir 714 . Senatus Consultum de Agro Pergameno ’da görüldüğü gibi 715 daha C. Gracchus’un 123 yılındaki yasal düzenlemesinden önce dahi kentlerle publicanus lar arasında anlamazlık çıkmıtı ki bu yasadan sonra yeni sorunların çıkması neredeyse kaçınılmazdı.

Antik edebi ve epigrafik kaynaklardaki verilere bakıldığında publicanus lar ile kentler arasındaki ilk problemlerden birinin Ephesos’ta yaandığı görülmektedir. Strabon’un aktardığına göre Kaystros Nehri’nin denize döküldüğü yere yakın, muhtemelen balıkçılıktan büyük gelirlerin sağladığı iki göl vardı. Gelirleri Artemis tapınağına ait bu gölleri Pergamon kralları tanrıçanın elinden alsa da Romalılar onları tapınağa geri iade etmilerdi. Fakat publicanus lar bu göllerin gelirleri üzerinde hak talep edince Ephesoslu ünlü coğrafyacı Artemidoros Roma’ya giderek göllerin yeniden tanrıçaya ait olmasını sağlamıtı 716 .

Bilindiği üzere Ephesos kenti, Apameia Anlaması ile Pergamon Krallığı’nın egemenliğine geçmi olup Aristonikos Ayaklanması sırasında ona karı Roma’nın yanında yer almıtı 717 . Attalos’un vasiyetnamesi gereği Roma’ya ait olması gereken göller muhtemelen M’. Aquilius ve on kiilik elçiler heyetinin düzenlemeleri sırasında Ephesos’un Roma’ya olan bu desteğine karılık Artemis tapınağına geri verilmiti 718 . Olayları Strabon’un aktardığı sırayla takip ettiğimizde publicanus ların bu göller üzerindeki talepleri C. Gracchus’un 123 yılındaki vergi düzenlemesinin ardından gerçeklemi olmalıdır. Artemidoros’un II. yüzyılın sonlarına yaadığı göz önüne alınırsa tarihlendirmenin uygunluğu görülmektedir 719 . Bu ihtilafta Senato açıkça publicanus lara karı Ephesos kentinin lehine bir tavır sergilemiti ki kent,

714 Bkz. BADIAN 1972, 48 v.d.; 116 v.d. DEBORD 1982, 275 v.d. KALLETMARX 1995, 138 v.d. AGER 1996, 508. EHRHARDT 2002, 135 v.d. 715 Bkz. yuk. bl. 2.2.3.4 716 Strabon, Geographika XIV 1, 26. MAGIE 1950, 166; 1017, dn. 63. 717 Polybios, Historiai XXI 45, 7 v.d. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 39, 13; 14 v.d. Strabon, Geographika XIV 1, 38. KNIBBE–ALZINGER 1980, 748 v.d. 718 KNIBBE–ALZINGER 1980, 750 v.d. EHRHARDT 2002, 139. 719 Bkz. KNIBBE–ALZINGER 1980, 751. DEBORD 1982, 275. KALLETMARX 1995, 141, dn. 54. EHRHARDT 2002, 140.

120

minnettarlığının bir karılığı olarak Artemis tapınağına Artemidoros’un altından bir heykelini dikmiti 720 .

Ephesos’taki bu sorun ile oldukça benzer bir sorunun yine aynı tarihlerde Priene’de de gerçekletiği görülmektedir. Priene kenti tarafından vatandalarından Krates adına dikilen ve 90’lı yıllara tarihlenen oldukça uzun bir onurlandırma yazıtının bir bölümünde Krates’in, kenti Priene ile Romalı publicanus lar arasında sorunlar çıkması üzerine kenti adına bulunduğu giriimlerden söz edilir 721 . Yazıttaki ifadelerden, kent ile publicanus lar arasındaki problemlerin uzun yıllar boyunca devam ettiğinin anlaılması ve yazıtın bir yerinde Asia valiliği 102 yılına tarihlenen C. Iulius Caesar’ın adının geçmesi yaanan problemlerin Ephesos’taki problem ile aynı zamanda, yani C. Gracchus’un vergi düzenlemesinin ardından II. yüzyılın son on yıllarında yaandığını göstermektedir 722 .

Günümüze oldukça parçalı ve eksik biçimde gelen metinden anlaıldığı kadarıyla sorun, önceleri Pergamon krallarına ait olup, eyaletin kurulmasıyla birlikte gelirleri Priene kentine ait olmakla birlikte mülkiyeti Athena Polias tapınağına ait olan araziler ve bilhassa tuzlaların publicanus lar tarafından vergilendirilmesi ile ilgilidir 723 . Yazıtta onurlandırılan Krates, gerek Asia valileri gerekse Roma Senato’su nezdinde giriimlerde bulunup kent lehine karar çıkmasını sağlasa da publicanus lar kararın kendilerine bildirilmediğini belirtip taleplerinden vaz geçmemiler, hatta bu konuda iddet kullanacak kadar ileri gitmilerdi 724 . Bunun üzerine Krates tekrardan Asia’ya gönderilen valiler nezdinde kent adına giriimlerde bulunmaya devam etmi ve muhtemelen sonunda sorunun Priene kenti lehine çözülmesini sağlamıtı 725 .

720 Strabon, Geographika XIV 1, 26. QUASS 1993, 136. 721 Bkz. I. v. Priene 111 = CANALI DE ROSSI 2008, 169 v.d., no. 182. DEBORD 1982, 275. KALLET MARX 1995, 147 v.d. 722 I. v. Priene 111, ll. 14; 21. FERRARY 2000a, 175 v.d.; 192. EHRHARDT 2002, 141. EILERS 2002, 142. Kr. COARELLI 1982, 435 v.d.; 445. AGER 1996, 508. QUASS 1993, 136. KALLETMARX 1995, 147. BRENNAN 2000, 555. 723 I. v. Priene 111 = CANALI DE ROSSI 2008, 169 v.d., no. 182, ll. 112 v.d.; 134 v.d. MAGIE 1950, 166. QUASS 1993, 135 v.d. EHRHARDT 2002, 140 v.d. 724 I. v. Priene 111 = CANALI DE ROSSI 2008, 169 v.d., no. 182, ll. 115 v.d. 725 I. v. Priene 111 = CANALI DE ROSSI 2008, 169 v.d., no. 182, ll. 134 v.d. HATZFELD 1919, 49. QUASS 1993, 136. KALLETMARX 1995, 147 v.d.

121

Yine Priene’de kentin Herakleitos adlı bir vatandaının adına dikilen onurlandırma yazıtında publicanus lardan söz edilse de yazıtın oldukça parçalı olmasından dolayı içeriği anlaılamamaktadır 726 . Ancak bu yazıtta da Asia valisi C. Iulius Caesar’ın adının geçmesi yazıtta geçen bu konunun Krates yazıtında anlatılan problemler ile ilgili olduğunu akla getirmektedir 727 .

Ephesos ve Priene’deki sorunlara yakın dönemde publicanus lar ile yaanan bir diğer sorun Ilion’da yaanmıtır. Ilion’daki bir onurlandırma yazıtında kent halkı, Athena Ilias’a ait arazileri kente geri veren ve publicanus ların topladığı vergilerden muaf hale getirilmesini onaylayan 89 yılında censor olan L. Iulius Caesar’ı onurlandırmaktadır 728 . Muhtemelen bu durumda da Ilion kenti ile publicanus lar arasında Athena Ilias tapınağına ait arazilerin vergilendirilmesi konusunda bir anlamazlık çıkmı olup ve bunun sonucunda kent Roma’ya bir elçilik heyeti göndermiti 729 . Publicanus lara devlet adına vergi toplama yetkisi veren kontratı hazırlayan memur olan censor L. Iulius Caesar, konuyla bizzat ilgilenmi olmalıdır. Priene’deki davada sürecin uzun yıllar aldığı göz önüne alındığında Ilion’daki bu sorunun da II. yüzyıl sonlarından itibaren devam edegeldiği düünülebilir 730 . Bu yazıttan da açık bir ekilde anlaılmaktadır ki arazilerin Athena Ilias tapınağına ait olduğunun onaylanması aynı zamanda vergiden muaf olduğu anlamına da geliyordu 731 .

Dikkat edileceği üzere yukarıda ele alınan, kentler ile publicanus lar arasındaki problemlerin üçü de kentlerdeki kutsal alanlara ait mülklerin vergilendirmesi ile ilgilidir. Bu durum tapınaklara ait mülklerin vergilendirme harici tutulup tutulmadığı sorusunu akla getirmektedir. Belirtildiği üzere Attalos’un vasiyetnamesinin Roma tarafından kabul edilmesi ile kentlerin, siyasal oldukları kadar ekonomik olarak da özgür kabul edilmesi çok uzun sürmemi, C. Gracchus’un 123 yılındaki vergi

726 I. v. Priene 117, ll. 14 v.d. 727 I. v. Priene 117, l. 49. MAGIE 1950, 1056, dn. 27. QUASS 1993, 135. FERRARY 2000a, 192. EHRHARDT 2002, 141. 728 OGIS 440 = IGR IV 194 = I. Ilion 71 = TUCHELT 1979, 150. SHERK 1984, 70, no. 59. MAGIE 1950, 166; 1056, dn. 26. DEBORD 1982, 275. EILERS 2002, 142. L. Iulius Caesar ( cos . 90) için bkz. MRR II 25; 32 v.d. DEBORD 1982, 275. 729 EHRHARDT 2002, 141 v.d. 730 Contra : DAUBNER 2006, 251. 731 EHRHARDT 2002, 142.

122

düzenlemesi ile kent arazileri de publicanus ların topladıkları vergilere tabi kılınmıtı 732 . Ancak Gracchus’un düzenlemesinin hemen sonrasına tarihlenen bu üç durumun tapınaklar ile ilgili olması tapınak arazilerinin ve mülklerinin Roma tarafından vergiden muaf tutulduklarını akla getirmektedir 733 .

Bu durum Roma yönetiminin daha Asia Eyaleti’nin kurulmasından çok önce, II. yüzyıl balarından itibaren Anadolu kentlerindeki tapınakların hak ve ayrıcalıklarının tanınması ve korunması yönündeki politikasıyla da uyumaktadır 734 . Hatırlanacağı üzere bu politika eyaletin kurulması ile de devam etmiti. Aristonikos’u yakalayan Romalı consul Perperna, Pergamon’daki ölümüne kadar geçen kısa süre içerisinde Hiera Kome’deki kutsal alanın dokunulmazlığını (= asylia ) onaylamıtı 735 . Hatta bazı aratırmacılara göre 129 yılına ait olup Senato’nun publicanus lara karı Pergamon kentinin yanında yer aldığı, Senatus Consultum de Agro Pergameno ’ya konu olan mesele yine Pergamon kentine ait kutsal araziler ile ilgili olabilir 736 . Yine yukarıda ele alınan Ephesos, Priene ve Ilion kentleri ile publicanus lar arasında kutsal alanların vergilendirilmeleri ile ilgili anlamazlıklarda Senato’nun daima kentlerin yanında yer alma eklinde bir politika takip ettiğini görmekteyiz 737 . Senato, bulundukları kentlerin halkı ve yöneticileri için üphesiz büyük önem taıyan bu tapınakların hak ve ayrıcalıklarını koruma yönündeki politikasıyla muhtemelen publicanus ların açgözlülüklerinden dolayı kentlerde oluan Roma karıtı düünceleri olumlu yöne çevirmeye çalımaktaydı 738 .

732 Bkz. yuk. bl. 3.1. 733 Bkz. DEBORD 1982, 275 v.d. DIGNAS 2002, 116 v.d. DIGNAS 2005, 208. 734 Bkz. DIGNAS 2002, 113 v.d. DAUBNER 2006, 129 v.d. Teos: SIG 3 601 = IGR IV 1557 = SHERK 1969, 214 v.d., no. 34 = RIGSBY 1996, 314 v.d., no. 153, ll. 2334: SHERK 1984, 9 v.d., no. 8. BAGNALL–DEROW 2004, 75 v.d., no. 39. MAGIE 1939, 169. ERRINGTON 1989b, 279. MA 1999, 100 v.d. DEROW 2005, 63. Kolophon: SHERK 1969, 219 v.d., no. 36 = MA 1999, 368, no. 46; 246 = RIGSBY 1996, 352 v.d., no. 173. 735 Bkz. Tacitus, Annales III 62. RIGSBY 1996, 439. 736 Bkz. DEBORD 1982, 275; 448, dn. 107. DIGNAS 2002, 115 v.d. DIGNAS 2005, 208. 737 DEBORD 1982, 275 v.d. 738 Ancak unutulmamalıdır ki elimizdeki epigrafik kanıtlar doğal olarak sadece kentlerin lehine verilen kararları içerdiğinden, Senato’dan publicanus ların lehine herhangi bir karar çıkıp çıkmadığını öğrenememekteyiz, bkz. DEBORD 1982, 276. SARTRE 1995, 148, dn. 53. FERRARY 2001, 104 v.d. DAUBNER 2006, 129 v.d.; 218, dn. 1086.

123

3.3.3 Romalı Magistratlar ve Kentler

Priene ile publicanus lar arasında yıllarca devam eden sorunda görüldüğü üzere kentin temsilcileri sorunun çözümü için öncelikle Asia’daki Roma valileriyle görümüler, muhtemelen bundan bir sonuç alamayınca durumu Senato’ya bildirmilerdi 739 . Publicanus lar ile sorun yaayan bir kentin doğrudan Roma’daki Senato’ya bavurmak gibi oldukça masraflı ve uzun süren bir giriimde bulunmak yerine öncelikle bölgedeki Roma yönetimini temsil eden en üst düzey Romalı görevliye müracaatta bulunmaları gayet akla yatkındır. Dolayısıyla Asia kentlerinin C. Gracchus’un vergi düzenlemesini izleyen süreçte Romalı valiler ile kurdukları ilikilerin önemli bir bölümünün publicanus ların ve diğer Romalı memurların kentlerin mal varlıkları üzerindeki keyfi davranılarına karı koruma sağlama amacı taıdığı söylenebilir 740 . Bu durumda Fransız aratırmacı J.L. Ferrary tarafından antik edebi, epigrafik ve nümismatik kaynaklarda isimleri geçen bazı Asia valilerinin II. yüzyılın son çeyreğine tarihlenmesi konumuz açısından oldukça önemli hale gelmektedir 741 .

Priene’de ele geçen ve oldukça eksik olan bir onurlandırma yazıtının okunabilen kısmında onurlandırılan kiinin çeitli Romalı görevlilere ve kentlere yaptığı elçilik seyahatlerinden söz eder 742 . Yazıtta Seleukoslar kralı (IV.) Seleukos’un oğlu Kral (VIII.) Antiokhos ve (II.) Demetrios’tan söz edilmesi yazıtın 95 yılından önceye tarihlenmesi gerektiğini gösterir 743 . Onurlandırılan kiinin elçilik faaliyetlerinin anlatıldığı bölümün baında onun Asia’ya gönderilen Romalı valiler Gaius Labeo, Lucius Piso, Marcus Hypsaeus ve Marcus Silanus’a kent adına elçi olarak gittiği belirtilmektedir 744 . Sözü edilen valilerden Gaius Labeo, Pergamon kralı III. Attalos’un ölümüyle balayan yeni Ephesos erası ile 14. yıla yani 122/121 yılına tarihlenen kistophoros sikkenin üzerinde adı bulunan C. Atin( ius ) C. f. ile aynı kii olarak görülmekte, dolayısıyla bu valinin baka kaynaklardan tam adı bilinen C. Atinius C. f.

739 Bkz. yuk. bl. 3.3.2 740 Kr. FERRARY 1997, 107. 741 Tarihlemeler konusunda yazar tarafından yapılan antik kaynaklara ilikin ayrıntılı değerlendirmeler ve valilerin listesi için bkz. FERRARY 2000a, 161 v.d.; 191 v.d. 742 I. v. Priene 121. FERRARY 2000a, 170 v.d. 743 I. v. Priene 121, l. 32: καὶ πρὸς Σέλευκον τὸν βασιλέως Ἀντιόχου τοῦ ἐγ βασιλ̣έως ηητρί[ου]. STUMPF 1985, 188. FERRARY 2000a, 171. 744 I. v. Priene 121, ll. 21 v.d.: εἰς τὴν | Ἀσίαν ὑπὸ Ῥωαίων στρατηγοὺς Γάϊον τε Λαβέωνα καὶ Λεύκιον Πείσωνα | καὶ Μᾶρκον Ὑψαῖον κ<αὶ Μ>ᾶρκον Σιλανὸν.

124

Labeo Macerio olduğu anlaılmaktadır 745 . Bu oldukça kesin tarihlemelerin ıığında yazıtta adları geçen diğer valiler olan Lucius (Calpurnius) Piso (Caesoninus), Marcus (Plautius) Hypsaeus ve Marcus (Iunius) Silanus’un valilik dönemleri de 115100 yılları arasına tarihlenmektedir 746 .

Yukarıda ele alınan Krates yazıtında da görüldüğü gibi Priene’nin Athena Polias tapınağına ait tuzlalar ve arazilerin vergilendirilmesi konusunda publicanus lar ile olan anlamazlığı uzun yıllar devam ettiği göz önüne alınırsa kentin bu valiler ile kurduğu ilikilerin nedeninin de publicanus ların yasadıı uygulamalarına karı valilerin korumasını sağlamak olduğu düünülebilir. Onurlandırılan kiinin bu dört valinin yanı sıra bir de eyaletin (pro) quaestor u Murena ile görümesi bu görümelerin nedeninin mali bir konu olduğu görüünü güçlendirmektedir 747 . Ancak Krates yazıtında anlaıldığı kadarıyla valilere yapılan bavurular bir sonuç vermeyince, Krates bizzat Senato’ya müracaat etmek zorunda kalmıtı 748 . Priene örneği göstermektedir ki C. Gracchus’un eyaletlerdeki Senato sınıfından olan üst düzey görevlileri yargılayan mahkeme üyeliklerine publicanus ların da içinde bulunduğu atlı sınıfının getirilmesi, eyalet valilerinin publicanus lar karısında elini kolunu bağlamı, bu durum publicanus ların keyfi uygulamalarına olanak vermitir 749 .

Antik edebi kaynaklarımızdan 120 yılı civarında Asia valiliği yaptığını bildiğimiz dönemin ünlü hatip ve devlet adamlarından, augur Q. Mucius Scaevola da görevinden dönüte yolsuzluk yapmakla suçlanarak mahkemeye verilmi, fakat suçsuz

745 Bkz. MRR III 27 v.d. Yaklaık 160’lı yılların ortalarından itibaren Pergamon Krallığı’na has sikkeler olarak tedavüle giren kistophoros sikkelerin basımı bazı kentler tarafından eyaletin kurulmasından sonra da devam ettirilmekle birlikte bu sikkelerin üzerinde Romalı valilerin isimlerinin yer alması 59 yılından itibaren görülmeye balandığından, Ephesos’taki bu sikke oldukça erken bir örnek olarak istisnai bir durum tekil etmektedir, bkz. HEAD 1911, 575 v.d. STUMPF 1985, 187 v.d. BRENNAN 2000, 547. CALLATAŸ 2011, 61. 746 Tarihlemeler ile ilgili tartımalar için bkz., FERRARY 2000a, 170 v.d.; 192. BRENNAN 2000, 547. STUMPF 1985, 187 v.d. MRR II 462 v.d.; 465; III 27 v.d. Kr. MAGIE 1950, 1579. 747 Bkz. I. v. Priene 121, l. 23: Μυρέναν ταίαν. FERRARY 2000a, 171 v.d. 748 Bkz. I. v. Priene 111 = CANALI DE ROSSI 2008, 169 v.d., no. 182. 749 BADIAN 1958, 184. BROUGHTON 1959, 512. ARNOLD 1974, 79 v.d. DAUBNER 2006, 227. SCULLARD 2011, 29 v.d.

125

bulunup aklanmıtı 750 . Eğer bu mahkeme onun publicanus ların yasadıı faaliyetlerine karı aldığı kararlar sonucu açılmı ise sonucu ne olursa olsun daha sonraki eyalet valilerine gözdağı vermi olmalıdır. Yine Scaevola’nın valiliğinden bir süre sonra Pisidia’nın Prostaenna kentinin elçilerinin 113/112 yılında Asia Eyaleti quaestor u Marcus Antonius’u ziyaret ettiklerini biliyoruz 751 . Antonius’un kentin elçilerine iyi davranıp muhtemelen kent için gösterdiği yararlılıktan memnun olan Prostaenna kenti, Delos adasına onun için bir yazıt diktirmiti 752 . Proquaestor olan Antonius’un görevi göz önüne alındığında Prostaenna kentinin elçilik faaliyetinin temelinde, muhtemelen publicanus lar ile ilgili, mali bir mesele olduğu öne sürülebilir 753 .

Yukarıda verilen örneklerden de anlaılacağı üzere C. Gracchus’un vergi düzenlemesini takip eden dönemde kentler, mümkün olan en fazla geliri elde etmek üzere ellerinden geleni yapan publicanus lara karı ekonomik ve siyasal haklarını korumak üzere eyalete gönderilen valiler ve diğer önemli üst düzey Romalılar ile iliki kurup onların koruyuculuğu altına girmek eğilimdeydiler 754 . Kentlerin bu tutumunun, zamanla bazı kentler ile üst düzey Romalılar arasında, aslında Roma toplumsal yapısına has bir kurum olan patronus /cliens ilikilerinin kurulmasına yol açtığı görülmektedir755 . Asia kentleri muhtemelen C. Gracchus’un vergi düzenlemesini izleyen süreçte eyalet kentlerine yerleen Romalılardan bu kurumu öğrenip adapte etmi olmalıdırlar 756 . Latince patronus sözcüğünün bir terim olarak Yunancaya (= πάτρων) doğrudan geçmesi

750 Bkz. Lucilius, Saturae II 53 v.d. Cicero, de Oratore LXX 281; de Finibus I 3, 9. MRR I 523 v.d. MÜNZER 1920, 277. GREENIDGE–CLAY 1960, 51. ALEXANDER 1990, 17, no. 32. BRENNAN 2000, 547. Kolophon’daki ünlü Menippos yazıtında quaestor u eliğinde kente gelip ikamet ettiği belirtilen vali Quintus Mucius (bkz., ROBERT–ROBERT 1989, 65 = LEHMANN 1998, 172, Menippos II, ll. 42 v.d.), muhtemelen Augur Q. Mucius Scaevola idi, bkz. ROBERT–ROBERT 1989, 98 v.d. Kr. EILERS 2002, 127 v.d. Contra : CANALI DE ROSSI 2008, 145. 751 I. Délos IV 1603 = DAUBNER 2006, 198, dn. 975. Ayr. bkz. Valerius Maximus, Factorum III 7, 9; VI 8, 1. MRR I 539. SHERWINWHITE 1976, 3, dn. 7. MITCHELL 1993, 72. SARTRE 1995, 114. BRENNAN 2000, 548. FERRARY 2000a, 187; 192. ARENA 2005, 36; 230 v.d. 752 I. Délos IV 1603 = DAUBNER 2006, 198, dn. 975. 753 Bkz. Yazıtta tam unvanı quaestor pro praetore (I. Délos IV 1603 = DAUBNER 2006, 198, dn. 975, l. 4: ταίαν ἀντιστράτηγον) olarak verilen M. Antonius belki de eyalete vergilendirme konusundaki aksaklıklara karı düzenlemelerde bulunması için özel yetkilerle donatılarak gönderilmiti, bkz. BRENNAN 2000, 548. FERRARY 2000a, 187. 754 EILERS 2002, 139 v.d. 755 Yunan kent devletleri ile Romalı ahıslar arasındaki politik patronaj ilikileri için genel olarak bkz. BADIAN 1958. TOULOUMAKOS 1988. FERRARY 1997. CANALI DE ROSSI 2001. EILERS 2002. 756 EILERS 2002, 140 v.d.

126

bile Yunan dünyasına yabancı olan bu kavramın doğrudan kabul edildiğini gösterir 757 . Kentler ile önemli Romalı ahsiyetler arasındaki politik patronaj ilikileri Asia Eyaleti’nde özellikle Sulla’dan Augustus’a kadar olan dönemde en yoğun zamanını yaasa da Asia Eyaleti’nin kuruluunu takip eden süreçte, özellikle C. Gracchus’un vergi reformunun ardından, kentlerle Romalılar arasındaki ilk patronaj ilikilerinin kurulmaya baladığını görmekteyiz 758 .

Kolophon kentin vatandaları Menippos ve Polemaios adına dikilen Klaros’taki ünlü onurlandırma yazıtları Kolophon kentinin daha Asia Eyaleti’nin kurulu sürecinde önemli Romalılarla patronaj ilikileri kurduğunu göstermektedir. Menippos yazıtında onun, önemli Romalılar ile iliki kurduğu ve onları kentin patronları yaptığı belirtilerek, bu durumun kent adına çok faydalı olduğu ifade edilmektedir 759 . Yine Polemaios yazıtında Romalı yetkililer ile dostluk kuran Polemaios’un kent adına önemli Romalılar ile patronaj ilikileri kurduğu söylenmektedir 760 . Menippos yazıtında belirtildiği üzere patronaj ilikilerinin kente sağladığı en önemli fayda açıkça bu kiilerin kentler adına kararlar alan Romalı yetkililerin üzerine etki sahibi olmalarıydı 761 . Romalı patron da üphesiz bu ilikiden çıkar sağlıyordu. Bir kentin patronu olan Romalı politikacı bir yandan devlet içerisindeki gücünü kanıtlamı oluyor, diğer yandan politik kariyerinde gerekli olan desteğin bir kısmını sağlamı oluyordu762 . Böylece kentlerin Romalı patronları, cumhuriyet dönemi sonuna kadar eyaletteki Roma egemenliğinde önemli bir unsur olmaya devam etmilerdir.

Menippos ve Polemaios’un etkili Romalılarla kurdukları bu ilikiler sonucu kentleri adına sağladıkları kazanımlar diğer kentler tarafından derhal fark edilmi olmalıdır. II. yüzyıl sonlarına tarihlenen Kolophon’a yakın kentlerden Teos kentinde

757 FERRARY 1997, 105 v.d. EILERS 2002, 113. 758 Bkz. EILERS 2002, 139 v.d.; 145 v.d.; 161 v.d. SANTANGELO 2007, 128 v.d. 759 ROBERT–ROBERT 1989, 61 v.d. = LEHMANN 1998, 170 v.d., Menippos III, ll. 5 v.d. Kr. CANALI DE ROSSI 2008, 150 v.d., no. 179. SEG XLVIII 1405. CANALI DE ROSSI 2001, 15, no. 30. EILERS 2002, 124 v.d. 760 ROBERT–ROBERT 1989, 11 v.d. = LEHMANN 1998, 175 v.d., Polemaios II, ll. 24 v.d. Kr. CANALI DE ROSSI 2008, 150 v.d., no. 179. SEG XLVIII 1405. CANALI DE ROSSI 2001, 15, no. 30. EILERS 2002, 132 v.d. 761 ROBERT–ROBERT 1989, 61 v.d. = LEHMANN 1998, 170 v.d., Menippos III, ll. 5 v.d. Kr. CANALI DE ROSSI 2008, 150 v.d., no. 179. SEG XLVIII 1405. FERRARY 1997, 107 v.d. EILERS 2002, 125. 762 EILERS 2002, 95 v.d. Kr. TOULOUMAKOS 1988, 311 v.d.

127

bulunan bir yazıtta bu kentin etkili Romalı patronlara sahip olduğu görülmektedir. Teos’un kolonisi olan Abdera kentinin iki Teosluyu onurlandırdığı yazıtta, Trakya Kralı Kotys ile arazi anlamazlığı yaayan Abderalılar, ana kentleri olan Teos’un Roma’da etkin olan patronlara sahip olması dolayısıyla Teoslu elçilerin kendileri adına Roma’ya gidip orada haklarını savunmalarından dolayı bu elçileri onurlandırmaktadırlar 763 . Romalı patronlara sahip olmanın, bir kentin haklarını Roma yönetimi nezdinde savunmasında ne kadar büyük bir öneme sahip olduğu bu örnekte de açıkça görülmektedir 764 .

Elimizde II. yüzyılın son çeyreğindeki Asia valileri ile eyalet kentleri arasındaki muhtemel patronaj ilikilerine dair bazı dolaylı kanıtlar da bulunmaktadır. öyle ki Roma cumhuriyet dönemi boyunca Yunan kent devletlerinin Romalı patronlarına dair kanıtlar incelendiğinde birçok durumda patronluğun kalıtsal olarak devam ettiğini, yani Romalı patronun çocuklarının ya da ailesinden diğer kiilerin o kentin patronları olmaya devam ettikleri görülmektedir 765 . Bu durum göz önüne alındığında II. yüzyılın son çeyreğindeki Asia valileriyle aynı adı taıyan sonraki dönemlere ait kalıtsal patronlara, bu ilikilerin atalarından miras kaldığı düünülmektedir 766 .

Buna göre sonraki döneme ait yazıtlarda kalıtsal patron oldukları belirtilen iki kiinin Asia valisi olan atalarının II. yüzyılın son çeyreğinde kentlerle patronaj ilikisi içerisinde oldukları söylenebilir. Bunlardan ilki bir Thyateira yazıtında kentin kalıtsal olarak patronu olduğu belirtilen 49 yılının consul u olup aynı yıl Pompeius taraftarı olarak Asia’ya geçip onun adına ordu topladığı bilinen L. Cornelius Lentulus Crus’tur 767 . Buna göre 120’li yıllarda Asia valiliği yaptığı bilinen Servius Cornelius Lentulus’un daha o yıllarda Thyateira kenti ile patronaj ilikisi kuran ilk Lentulus

763 SIG 3 656 = IGR IV 1558 = AGER 1996, 493 v.d., no. 169. CANALI DE ROSSI 2001, 14 v.d., no. 29. EILERS 2002, 114 v.d.; 238 v.d., c. 101. FERRARY 1997, 106 v.d. 764 KALLETMARX 1995, 166 v.d. AGER 1996, 496. EILERS 2002, 91. 765 TOULOUMAKOS 1988, 319. FERRARY 2000a, 189 v.d. EILERS 2002, 61 v.d. DMITRIEV 2005a, 326. 766 Bkz. FERRARY 2000a, 189 v.d. 767 IGR IV 1192 = TAM V 2, 921 = EILERS 2002, 240, c. 105, ll. 1 v.d.: ὁ δ[ῆος ἐτείησεν] | Λεύκιον Κο[ρνήλιον Ποπλίου υἱὸν] | Λέντλον, ε[ὐεργέτην καὶ [πάτρω]|να τοῦ δή[ου γεγονότα διὰ προ]|γόνων. CANALI DE ROSSI 2001, 21 v.d., no. 61. L. Cornelius Lentulus Crus için bkz. MRR II 256.

128

olduğu düünülebilir 768 . Bu konuda elimizdeki bir diğer örnek Sipylos Magnesia’sından gelmektedir. Bu kentteki bir yazıtta da 29 yılının suffectus consul u olan ve 20’li yıllarda Asia valiliği yapmı olan Potius Valerius Messalla, kentin kalıtsal patronu olarak tanımlanmaktadır 769 . Bu durumda da Magnesia kentinin ilk patronun 120 yılı civarında Asia Eyaleti valisi olduğu bilinen Manius Valerius Messalla olduğu öne sürülebilir 770 .

II. yüzyıl sonlarına Asia Eyaleti kentlerinin eyalette görevli Romalı (pro)magistratlarla olan ilikilerini gösteren bu kanıtların ardından son olarak Roma’daki consul un Asia Eyaleti sınırları içerisindeki bir kentle olan ilikisine değinmek yerinde olacaktır. 1. Bölüm’de değinildiği üzere Roma, Anadolu’da bir eyalet kurmadan önce dahi Yunan dünyasında kentler arasında bir arabulucu olarak yer almaya balamı olup, bu doğrultuda Batı Anadolu’daki bazı Yunan kent devletlerini gerek aralarındaki sorunlarda gerekse Anadolu dıındaki kentler arasındaki sorunlarda arabulucu olarak görevlendirmekteydi 771 . Bu konuda verdiğimiz örneklerden birisi de 140 yılı dolaylarında Girit’teki Hierapytna ve Itanos kentleri arasındaki arazi anlamazlığında Roma tarafından arabulucu olarak Maiandros Magnesia’sının atanması idi 772 . Đte II. yüzyıl sonlarında bu iki kent arasında yeniden arazi sorunları ba gösterip, bu kentler yine konunun çözümü için Roma’ya bavurunca 112 yılının consul larından L. Calpurnius Piso 773 yaklaık 30 yıl aradan sonra yeniden Maiandros Magnesia’sını arabulucu olarak tayin etmiti 774 . L. Calpurnius Piso Caesoninus’un 115 yılı dolaylarında Asia valiliği yaptığını yukarıda ele alınan Priene yazıtından biliyoruz 775 . Bu durumda L. Calpurnius Piso’nun Asia valiliği sırasında Maiandros Magnesia’sı ile ilikileri olduğu düünülebilir.

768 FERRARY 2000a, 190 v.d. 769 OGIS 460 = IGR IV 1338 = TAM V 2, 1366 = I. Magnesia am Sipylos 2 = EILERS 2002, 239 v.d., c. 103, ll. 1 v.d.: ὁ δῆος | Μεσσάλαν Ποτῖτον ἀνθύπα|τον πάτρωνα καὶ εὐεργέτην | διὰ προγόνων τῆς πόλεως. CANALI DE ROSSI 2001, 22, no. 61. 770 FERRARY 2000a, 190 v.d. Kr. BRENNAN 2000, 547. 771 Bkz. yuk. bl. 1.4; 1.6 772 AGER 1996, 431 v.d., no. 158 I = SHERK 1969, 78 v.d., no. 14. AGER 1996, 436 v.d., no. 158 II = I. v. Magnesia 105 = SIG 3 685 = IGR I 1021. Ayr. bkz. MAGIE 1939, 183. 773 Bkz. MRR I 538. 774 AGER 1996, 431 v.d., no. 158 I = SHERK 1969, 78 v.d., no. 14, ll. 59 v.d. AGER 1996, 436 v.d., no. 158 II = I. v. Magnesia 105 = SIG 3 685 = IGR I 1021, ll. 10 v.d. SHERK 1969, 84 v.d. AGER 1996, 444 v.d., bkz. 775 Bkz. I. v. Priene 121, ll. 21 v.d.: εἰς τὴν | Ἀσίαν ὑπὸ Ῥωαίων στρατηγοὺς Γάϊον τε Λαβέωνα καὶ Λεύκιον Πείσωνα | καὶ Μᾶρκον Ὑψαῖον κ<αὶ Μ>ᾶρκον Σιλανὸν. FERRARY 2000a, 170 v.d.; 192. Kr. MRR II 463. MAGIE 1950, 1579.

129

Maiandros Magnesia’sının 112 yılında tekrardan arabuluculukla görevlendirmesinin konumuz açısından daha önemli olduğu husus ise Roma’daki consul un, doğrudan Asia Eyaleti içerisindeki bir kent olan Magnesia ile halen bağımsız devlet olarak Roma adına doğrudan temas kurup, bağımsız bir kent olarak Magnesia’yı eyalet toprakları dıında bir mesele ile ilgili olarak görevlendiriyor oluudur 776 . Bu durum Magnesia kentinin, Roma yönetimi açısından halen Asia Eyaleti topraklarına dahil olmayan, valinin provincia sı dıında bağımsız bir devlet olarak görüldüğünü göstermektedir 777 . Dolayısıyla bir kez daha anlaılmaktadır ki Asia eyaleti kentleri C. Gracchus’un yasal düzenlemesiyle vergiye tabi olsalar da Roma’nın gözünde halen siyasal olarak otonom devletler olarak görülmekteydiler 778 .

3.4 Gaius Gracchus’dan Sonra Bağımlı Krallıklar (123100)

Apameia Anlaması’ndan itibaren Roma etki alanına giren ve bağımlı krallıklar olarak adlandırılan Pontos, Kappadokia ve Bithynia kralları, Aristonikos Ayaklanması sırasında Roma’nın yanında yer alarak bağlılıklarını göstermilerdi 779 . Fakat Aristonikos Ayaklanmasını takiben Batı Anadolu’da Roma egemenliğinin kurulu sürecinde bu kralların bir bir hayatlarını kaybetmeleri üzerine Anadolu’daki güç dengelerinin yeniden ekillenme sürecine girdiği görülmektedir.

Belirtildiği üzere Kappadokia kralı V. Ariarathes daha Aristonikos Ayaklanması sırasında Roma ordusuyla birlikte savaırken hayatını kaybetmiti 780 . Bundan birkaç yıl sonra, 128/127 yılı civarında, Bithynia kralı II. Nikomedes de ölmü, yerine oğlu III. Nikomedes tahta geçmiti 781 . Muhtemelen Paphlagonia hükümdarı Pylaimenes de bu sıralarda hayatını kaybetmi olmalıdır ki Pontos kralı V. Mithridates, Paphlagonia’nın varisi olduğunu öne sürerek burada hak iddia etmiti 782 . V. Mithridates ayrıca çocuk yataki kral VI. Ariarathes’in bata olduğu, iç karııklar yaayan Kappadokia’ya bir

776 Bkz. SHERK 1969, 84 v.d. AGER 1996, 444 v.d. FERRARY 2009, 135. 777 FERRARY 2009, 135. 778 Kr. yuk. bl. 2.3.2.1 779 Bkz. yuk. bl. 2.1.3 780 Iustinus, Epitoma XXXVII 1, 2; XXXVIII 2, 5. MAGIE 1950, 151. MCSHANE 1964, 197. COLLINS 1978, 64; 67. 781 MAGIE 1950, 318; 1199, dn. 46. VITUCCI 1953, 97 v.d. CALLATAŸ 1997, 76. 782 Iustinus, Epitoma XXXVII 4, 5. VITUCCI 1953, 99. SHERWINWHITE 1984, 104. MCGING 1986, 37. STROBEL 1996, 63 v.d.

130

askeri sefer düzenlemi ve kızı Laodike’yi Ariarathes ile evlendirerek Kappadokia Krallığı üzerinde de bir otorite sağlamıtı 783 .

Pontos kralı V. Mithridates, faaliyetlerinden de anlaıldığı üzere Bithynia, Paphlagonia ve Kappadokia’da hükümdarların ölümü üzerine ortaya çıkan güç boluğunda Anadolu’nun büyük kısmında etkinliğini arttırmıtı. Roma’nın bu durum karısında herhangi bir tepkide bulunmadığı görülmektedir 784 . Hatta Senato bu durumdan rahatsız olmak bir yana bilakis Anadolu’daki krallıklar arasında bozulan dengelerin Roma’nın dost ve müttefiki olan bir kral tarafından düzeltilmesinden memnuniyet duymu olmalıdır 785 . Fakat yukarıdaki satırlarda ele alındığı üzere, 123/122 yılında Pontos kralı V. Mithridates’in ölümüyle birlikte Gaius Gracchus, politik hedefleri gereği Phrygia ve Lykaonia’nın Pontos ve Kappadokia krallıklarından geri alınmalarını sağlayarak, oluan bu güç dengelerinin yeniden bozulmasına neden olmutu 786 . Phrygia’nın Pontos’tan nihai olarak geri alınması I. Mithridates Savaı’nın en önemli nedenlerinden biri olacaktır.

119 yılında ortak hükümdarlar olan annesi ve erkek kardeini ortadan kaldırıp tek baına Pontos kralı olan VI. Mithridates Eupator, hükümdarlığının ilk yıllarında krallığının Karadeniz bölgesi etrafındaki hakimiyetini güçlendirme faaliyetlerine girimi, özellikle Kırım bölgesini Pontos egemenliğine dahil etmede baarılı olmutu 787 . Antik edebi kaynaklarımızdan Iustinus’un belirttiğine göre Mithridates Karadeniz çevresindeki bu fetihlerinin ardından, ileride yapacağı sefer hakkında bilgi toplamak üzere Asia ve Bithynia içlerinde gizlice dolaarak buradaki durumu öğrenmek istemiti 788 . Mithridates’in bu gizli gezisi 109/108 yıllarına tarihlenmektedir 789 .

783 Appianos, Mithridateios II 10. Iustinus, Epitoma XXXVIII 1, 1. Memnon, Peri Herakleias 22, 1. MAGIE 1950, 194. GLEW 1977, 383 v.d. SHERWINWHITE 1984, 105. MCGING 1986, 37 v.d. KALLETMARX 1995, 240. 784 VI. Mithridates Eupator daha sonra babasının Paphlagonia’da hak iddia ettiğinde Romalıların bunu sorun etmediğini belirtecektir, bkz. Iustinus, Epitoma XXXVII 4, 5. STROBEL 1996, 64. 785 GLEW 1977, 385. 786 Bkz. yuk. bl. 3.2 787 Bkz. SHERWINWHITE 1977b, 70. SHERWINWHITE 1984, 102 v.d. MCGING 1986, 43 v.d. HIND 1994, 139 v.d. CALLATAŸ 1997, 245 v.d. MCGING 2005, 85. ARSLAN 2007, 79 v.d. MADSEN 2009, 194. 788 Iustinus, Epitoma XXXVII 3, 4 v.d. 789 MAGIE 1950, 1093, dn. 55. VITUCCI 1953, 99, dn. 2. MCGING 1986, 66. HIND 1994, 140 v.d. CALLATAŸ 1997, 265.

131

Yukarıda ele alınan publicanus lar ile Asia eyaleti kentleri arasındaki birçok sorunun tam da bu tarihlerde yaanıyor olması Mithridates’in ileride yapacağı seferdeki muhtemel yerel desteği hesaplayabilmek için bölgedeki Roma yönetimine karı oluan honutsuzluğu bizzat görmek istemi olabileceğini akla getirmektedir 790 .

3.4.1 Paphlagonia’nın Paylaılması ve Roma Elçilik Heyeti

Yine Iustinus’tan öğrendiğimize göre Mithridates’in, Asia ve Bithynia’daki gizli gezisinden dönüünün ardından, (108/107) Anadolu’daki ilk faaliyeti Bithynia kralı III. Nikomedes ile ittifak kurarak Paphlagonia’yı igal etmek olmutur 791 . Bilindiği üzere Paphlagonia hükümdarı Pylaimenes, Aristonikos Ayaklanması sırasında Roma’nın yanında yer almı olup muhtemelen bundan kısa bir süre sonra hayatını kaybedince V. Mithridates, Paphlagonia üzerinde hak iddia etmiti792 . Muhtemelen V. Mithridates’in ölümüyle bölgede bir yönetim boluğu çıkınca, Paphlagonia’nın doğu komusu olan Pontos kralı VI. Mithridates ile bölgenin batısındaki Bithynia kralı III. Nikomedes anlaarak bölgeyi igal etmiler ve aralarında paylamılardı 793 . Bu iki kralın 188 yılından itibaren Anadolu’daki krallıklar üzerindeki egemenliğini hissettiren ve 129 yılında Pergamon Krallığı toprakları üzerinde Asia Eyaleti’nin kurulmasıyla Anadolu’nun büyük kısmında doğrudan egemenlik kuran Roma’nın bölgedeki gücünü umursamadan nasıl böylesine rahat hareket edebildiklerini anlayabilmek için Roma’nın o sırada içinde bulunduğu koullara kısaca göz atmak yerinde olacaktır.

Gracchus kardelerin toprak reformlarından itibaren iç siyasette büyük huzursuzluklar yaayan Roma, II. yüzyılın sonlarına doğru Đtalya çevresinde önemli dı sorunlarla da karı karıya kalmıtı. 114 yılında consul C. Porcius Cato komutasındaki ordu Trakya’da Scordisciler tarafından bozguna uğratılmı olup ertesi yıl, 113 yılında, Đtalya’nın kuzeyinde 101 yılındaki nihai mağlubiyetlerine kadar Roma için çok büyük

790 MAGIE 1950, 196. MCGING 1986, 66. 791 Iustinus, Epitoma XXXVII 4, 3 v.d.; XXXVIII 5, 4; 7, 10. MAGIE 1950, 197. VITUCCI 1953, 99 v.d. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 160 v.d. GLEW 1977, 387. ALBERT 1980, 78 v.d. MCGING 1986, 66 v.d. HIND 1994, 141. KALLETMARX 1995, 242. STROBEL 1996, 67. CALLATAŸ 1997, 266 v.d. 792 Iustinus, Epitoma XXXVII 4, 5. VITUCCI 1953, 99. SHERWINWHITE 1984, 104. MCGING 1986, 37. STROBEL 1996, 63 v.d. 793 Iustinus, Epitoma XXXVII 4, 3 v.d.

132

bir tehdit oluturacak olan Germen kabileleri, Cimberler ve Teutonlar ortaya çıkmı ve consul Cn. Papirius Carbo komutasındaki bir orduyu mağlup etmilerdi 794 . Bu hassas durum içinde 112 yılında Kuzey Afrika’daki Numidia kralı Iugurtha’ya karı sava ilan edilmi ve 110 yılında A. Postumius Albinus komutasındaki bir Roma ordusu Iugurtha tarafından bozguna uğratılmıtı 795 . Roma için bu askeri felaketler sonraki yıllarda da devam etmi 109 yılında consul M. Iunius Silanus komutasındaki Roma ordusu Cimberlere yenilmi, 107 yılında consul L. Cassius Longinus komutasındaki ordu Gallia’da Tiguriniler tarafından ağır bir ekilde mağlup edilirken consul da hayatını kaybetmiti 796 . Tüm bunların üzerine 105 yılında consul Cn. Mallius Maximus’un Gallia’daki Arausio’da Germen kabilelerine karı mağlup olması Đtalya’yı Germen istilasına açık hale getirmi ve bu tehlikeli durum Gaius Marius’un Germen kabilelerine karı 102 yılında Aquae Sextiae’da elde ettiği büyük zaferin ardından, Kuzey Đtalya’daki Vercellae yakınlarında 101 yılındaki nihai galibiyetiyle ancak son bulmutu 797 .

Roma’nın içte ve dıta yaadığı önemli sorunları gören krallar, muhtemelen bunu fırsat bilerek yönetim boluğu oluan Paphlagonia’yı aralarında paylatılar 798 . Hatta Mithridates, Asia Eyaleti’ndeki gizli gezisi sırasında Roma yönetiminin, kendi vatandaları olan publicanus ları dahi denetlemedeki yetersizliğini görerek bu durumdan cesaret almı olabilir. Ancak Paphlagonia’nın Mithridates ile Nikomedes arasında bölüülmesi haberi Senato’ya ulaınca, Roma’nın içinde bulunduğu zor koullara rağmen Senato bu durumu sessiz kalmayarak Apameia Anlaması’ndan itibaren alıılageldiği üzere Anadolu’ya bir elçiler heyeti gönderdi. Anadolu’ya gelen Romalı

794 MRR I 533; 535. GREENIDGE–CLAY 1960, 59; 61 v.d. GLEW 1977, 386. LINKE 2005, 65; 70 v.d. SCULLARD 2011, 37 v.d. 795 MRR I 540 v.d.; 544. GREENIDGE–CLAY 1960, 65 v.d.; 69 v.d. GLEW 1977, 386. MCGING 1986, 68 v.d. LINKE 2005, 65 v.d. SCULLARD 2011, 39 v.d. 796 MRR I 545; 550. GREENIDGE–CLAY 1960, 72 v.d.; 77. GLEW 1977, 386. MCGING 1986, 69. LINKE 2005, 71. SCULLARD 2011, 44. 797 MRR I 555; 570 v.d. GREENIDGE–CLAY 1960, 83 v.d.; 103 v.d. GLEW 1977, 386. MCGING 1986, 69. LINKE 2005, 71 v.d. SCULLARD 2011, 44 v.d. 798 MAGIE 1950, 197. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 162. ALBERT 1980, 79. SHERWINWHITE 1984, 105. MCGING 1986, 68 v.d. GLEW 1977, 386 v.d. STROBEL 1996, 67 v.d. MCGING 2009, 208.

133

elçiler her iki kraldan da Paphlagonia’nın eski statüsüne döndürülmesini talep ettiler 799 . Ancak bu talebin ardında gerekli siyasal ve askeri gücün bulunmadığının farkında olan krallar çeitli politik ve diplomatik ayak oyunları ile Roma’nın bu talebini yerine getirmediler. Mithridates, bölgenin babasına, muhtemelen düzmece bir ekilde, miras olarak kaldığını öne sürüp Roma’nın o zaman buna ses çıkarmazken imdi niye böyle bir talepte bulunulduğuna anlam veremediğini belirtmekteydi 800 . Hatta Mithridates bu esnada Paphlagonia gibi merkezi bir yönetimi bulunmayan Galatia’nın bir kısmını da igal etti 801 . Nikomedes ise madem Paphlagonia üzerine egemenlik hakkı yoksa bölgeyi yasal hükümdarına teslim edeceğini söyleyip, oğullarından birine Paphlagonia hükümdarlarının kraliyet adı olan Pylaimenes adını vererek onu bölgenin kralı olarak atadı 802 . Krallar tarafından alaya alınırcasına davranılan elçiler hiçbir ey yapamadan, elleri bo bir ekilde Roma’ya geri döndüler 803 .

3.4.2 Kappadokia Üzerinde Mücadele ve Roma’nın Tepkisizliği

Roma’nın içinde bulunduğu tehlikeli durumun devam etmesi ve bu son elçilik heyetinin acizliğinin ortaya çıkması hem Pontos kralı VI. Mithridates Eupator’u hem de Bithynia kralı III. Nikomedes Euergetes’i daha da cesaretlendirmiti. Kraliyet topraklarını geniletme arzusunda olan her iki kralın da yeni hedefi iç karııklıkları devam ettiğinden dolayı güçsüz durumda olan Kappadokia Krallığı olacaktır. Pontos kralı V. Mithridates, kızı Laodike’yi çocuk yataki kral VI. Ariarathes ile evlendirerek Kappadokia Krallığı üzerinde de bir otorite sağlamıtı 804 . Öyle görünüyor ki V. Mithridates’in ölümünün ardından Kappadokia’daki iç karııklıklar devam etmiti. Gordios adlı yerel beylerden biri, muhtemelen Mithridates’in desteğiyle, VI.

799 Iustinus, Epitoma XXXVII 4, 4: Quam cum teneri a regibus senatui nuntiatum esset, legatos ad utrumque misit, qui gentem restitui in pristinum statum iuberent . 800 Iustinus, Epitoma XXXVII 4, 5. 801 Iustinus, Epitoma XXXVII 4, 6. Kr. Strabon, Geographika XII 5, 2. MAGIE 1950, 197 v.d. VITUCCI 1953, 100. MCGING 1986, 71. SULLIVAN 1990, 50. HIND 1994, 141. KALLETMARX 1995, 243. STROBEL 1996, 73. CALLATAŸ 1997, 267. ARSLAN 2007, 93. MCGING 2009, 208. MADSEN 2009, 194. 802 Iustinus, Epitoma XXXVII 4, 7 v.d. 803 Iustinus, Epitoma XXXVII 4, 9. 804 Appianos, Mithridateios II 10. Iustinus, Epitoma XXXVIII 1, 1. Memnon, Peri Herakleias 22, 1. MAGIE 1950, 194. GLEW 1977, 383 v.d. SHERWINWHITE 1984, 105. MCGING 1986, 37 v.d. KALLETMARX 1995, 240.

134

Ariarathes’i öldürüp Mithridates’e sığınmıtı. Kral VI. Ariarathes ölünce Mithridates’in kız kardei Laodike iki küçük oğlunun naibesi olmu, oğulların büyüğü VII. Ariarathes olarak tahta geçmiti 805 . III. Nikomedes, Paphlagonia’nın paylaımın ardından, Kappadokia’nın güçsüzlüğünü görerek bu krallığı igal etti 806 . Bunun üzerine Mithridates, kız kardeini ve yeğenlerini koruma iddiasıyla Nikomedes’e karı Kappadokia topraklarına girdi. Fakat Laodike ağabeyine karı durup, Nikomedes ile evlendi. Nikomedes ve Laodike’yi Kappadokia’dan süren Mithridates, Kappadokia tahtında yeğeni VII. Ariarathes’i bıraktı. Fakat Mithridates genç krala naip olarak Gordios’u atamak isteyince, babasının katilini yanında istemeyen VII. Ariarathes ile dayısı Mithridates’in arası açıldı. Mithridates bir görüme sırasında yeğeni VII. Ariarathes’i öldürünce, nihayet sekiz yaındaki kendi oğluna (IX.) Ariarathes adını vererek onu Kappadokia kralı ilan etti ve Gordios’u da onun naibi olarak atadı 807 .

Anadolu’daki krallıklar arasında bu kadar önemli gelimeler yaanırken Roma’nın bu gelimelere herhangi bir müdahalede bulunduğuna dair elimizde hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Yukarıda verilen tarihsel özette Nikomedes’in Kappadokia’yı igali 105 yılı dolaylarına tarihlenirken, Mithridates’in oğlu IX. Ariarathes’i Kappadokia tahtına yerletirmesi 100 yılı civarına tarihlenmektedir 808 . Dolayısıyla Roma’nın Germen kabilelerine karı 105 yılında Arausio’da aldığı ağır mağlubiyetin ardından Marius’un 101 yılındaki Vercellae zaferine kadar olan dönemde II. Kartaca Savaı’nın ardından bir dı tehdide karı en zor dönemlerini yaıyorken Anadolu’daki siyasal duruma müdahale etmemesi anlaılır bir durumdur 809 . Đlginç bir ekilde

805 Iustinus, Epitoma XXXVIII 1, 1. APR III 73 v.d. MAGIE 1950, 203. VITUCCI 1953, 103. SIMONETTA 1977, 34 v.d. GLEW 1977, 387 v.d. SHERWINWHITE 1984, 105. MCGING 1986, 73 v.d. SULLIVAN 1990, 38 v.d. HIND 1994, 141. CALLATAŸ 1997, 267. MASTROCINQUE 1999, 11. MCGING 2009, 207 v.d. 806 Iustinus, Epitoma XXXVIII 1, 1. VITUCCI 1953, 103 v.d. ALBERT 1980, 79. MCGING 1986, 74 v.d. GLEW 1987a, 23 v.d. SHERWINWHITE 1984, 105. SULLIVAN 1990, 31 v.d. STROBEL 1996, 69. CALLATAŸ 1997, 267 v.d. ARSLAN 2007, 97. 807 Iustinus, Epitoma XXXVIII 1, 1. Memnon, Peri Herakleias 22, 1. APR III 76. MAGIE 1950, 203 v.d. BADIAN 1959, 291. SHERWINWHITE 1984, 105 v.d. SIMONETTA 1977, 36 v.d. GLEW 1977, 389. ALBERT 1980, 79. MCGING 1986, 75. SULLIVAN 1990, 39; 53. HIND 1994, 141. KALLET MARX 1995, 244. STROBEL 1996, 70. CALLATAŸ 1997, 269 v.d. MASTROCINQUE 1999, 11. ARSLAN 2007, 97 v.d. MCGING 2009, 208. 808 BADIAN 1959, 291. MCGING 1986, 75. GLEW 1987a, 42 v.d. SULLIVAN 1990, 39. BRENNAN 1992, 127 v.d. HIND 1994, 141. CALLATAŸ 1997, 268 v.d. DMITRIEV 2006, 286 v.d. 809 GLEW 1977, 386. MCGING 1986, 69. SHERWINWHITE 1977b, 71. Kr. SHERWINWHITE 1984, 106. HIND 1994, 140. STROBEL 1996, 67 v.d. MADSEN 2009, 194 v.d.

135

Marius’un Germenlere karı 102 yılında Aquae Sextiae yakınlarında kazandığı savaın ardından, Vercellae’de nihai zaferinin kazandığı 101 yılında Kral Mithridates’in elçilerini Roma’da görmekteyiz 810 . Antik kaynaklarımızdan Sicilyalı Diodoros’un aktardığına göre yanlarında çok büyük miktarda bir parayla gelen Mithridates’in elçilerinin amacı senatörlere rüvet vermekti 811 . Bu dağıtılan rüvetin amacı muhtemelen oğlunu Kappadokia tahtına geçirecek olan Mithridates’in Germen tehlikesi geçtikten sonra ilgilerini yeniden Anadolu’daki duruma yöneltebilecek olan Senato’nun bu duruma ses çıkarmamasını sağlamaktı 812 . Iugurtha Savaı sırasında senatörlerin kraldan rüvet aldıklarının ortaya çıkması Senato’nun rüvetle yönlendirilmeye ne kadar açık olduğunu net olarak göstermiti 813 . Mithridates’in de bu politikası ie yaramıtı, çünkü 100 yılında oğlunu Kappadokia kralı olarak ilan edince Senato’dan bu duruma herhangi bir tepki gelmemitir 814 .

3.4.3 Publicanus ların Asia Eyaleti Sınırları Dıında Yarattıkları Sorunlar

C. Gracchus’un politik hedefleri gereği 120’li yılların sonlarında Phrygia ve Lykaonia’nın doğrudan Roma egemenliği sınırlarına dahil edilmesinin ardından 110’lu yılların ortalarından itibaren bu yüzyılın sonuna kadar Đtalya çevresinde beliren dı tehditler dolayısıyla Roma yönetiminin gerek eyalet içerisinde gerekse bağımlı krallıklar üzerinde etkili bir kontrol kuramadığı görülmektedir. Denetimsiz kalan publicanus ların eyaletteki birçok kent ile büyük sorunlar yaadığını gösteren kanıtlar ile bağımlı krallıkların Roma egemenliğini aldırmaz tavırlarının aynı döneme denk gelmesi bir tesadüf değildir. Hatta yine bu döneme, yani II. yüzyılın son yıllarına, ait iki önemli kanıt denetimden uzak publicanus ların yaptığı kanun tanımazlıkların eyalet sınırları dıına tatığını göstermektedir.

810 Diodoros, Bibliotheke XXXVI 15, 1. MCGING 1986, 71 v.d. CALLATAŸ 1997, 271. MASTROCINQUE 1999, 18 v.d. DMITRIEV 2006, 289. 811 Diodoros, Bibliotheke XXXVI 15, 1. 812 LUCE 1970, 170. MCGING 1986, 72. HIND 1994, 141 v.d. KALLETMARX 1995, 244. DMITRIEV 2006, 289. Kr. STROBEL 1996, 70 v.d. CALLATAŸ 1997, 271. MASTROCINQUE 1999, 18 v.d. BALLESTEROSPASTOR 2008, 52 v.d., dn. 33. 813 Bkz. LINKE 2005, 66 v.d. SCULLARD 2011, 40. 814 LUCE 1970, 170. MCGING 1986, 72, dn. 24.

136

Bu kanıtlardan ilkine göre 104 yılında Germen kabilelere karı savaın komutanlığına getirilen Marius’a Senato, Đtalya dıından da askeri destek talep etme yetkisi vermiti. Marius bu yetkiyle Bithynia kralı III. Nikomedes’ten askeri yardım talep edince kral, Bithynialıların büyük çoğunluğu publicanus lar tarafından yakalanıp köle olarak satıldığı için yardım göndermeyeceğini bildirmiti 815 . Bu haberi duyan Senato derhal bir kararname yayınlayarak hiçbir özgür müttefik devlet vatandaının Roma eyaletlerinde köle olarak satılamayacağını ilan etmiti 816 . Publicanus ların topladıkları vergilerden dolayı ellerinde büyük miktarda sermaye bulunduğundan bu sermayeyi ileterek daha büyük karlar elde etmek istedikleri için bankerlik ve ticaret yaptıkları bilinmektedir 817 . O dönemde köle ticaretinin çok karlı bir i olduğu ve Delos adasında günde on binlerce köle satıldığı göz önüne alındığında etkin bir denetimden yoksun olan publicanus ların görev alanlarına komu olan, Roma müttefiki bir krallığın topraklarında böyle bir faaliyete giriecek kadar cüretkar olabildiklerini görmekteyiz 818 . Lex Portorii Asiae ’da görüldüğü üzere Bithynia’nın batı sınırları boyunca, Bosporos’un Karadeniz giriinde, Khalkedon’da, Propontis kıyısındaki Daskyleion’da, Rhyndakos nehrinin ağzındaki Apollonia’da gümrük istasyonları bulunan, portoria yı toplama hakkına sahip olan publicanus irketinin köle ticareti ile ilgilendiği düünülebilir 819 . Bu dönemde Asia Eyaleti’ndeki özgür kentler ile publicanuslar arasındaki sorunlarda olduğu gibi konuyla ilgilenen Senato, sonuçta publicanus ların aleyhine, Roma müttefiki olan Bithynia Krallığı lehine bir kararname yayınlanmıtı.

Diodoros ve Plutarkhos’un eserlerinde değindikleri Pessinous’daki Ana Tanrıça tapınağı barahibi Battakes’in 102 Roma’ya yaptığı seyahat, publicanus ların Asia

815 Diodoros, Bibliotheke XXXVI 3, 1. MAGIE 1950, 197; 1093 v.d., dn. 57. VITUCCI 1953, 101 v.d. BADIAN 1972, 87 v.d. GLEW 1987a, 36 v.d. KALLETMARX 1995, 139. DAUBNER 2006, 248. 816 Diodoros, Bibliotheke XXXVI 3, 2: Τῆς δὲ συγκλήτου ψηφισαένης ὅπως ηδεὶς σύαχος ἐλεύθερος ἐν ἐπαρχίᾳ δουλεύῃ. 817 BADIAN 1972, 81. 818 Hatta BADIAN’a (1972a, 88; 146 v.d., dn. 30) ve onun görüünü kabul eden GLEW’a (1987a, 39 v.d.) göre kendisi de aktif bir köle tüccarı olan III. Nikomedes, Romalı publicanus lar bu ticarette kendisine rakip oldukları için bu kadar kızgındı. Kr. ROSTOVTZEFF 1941, 783; 1514 v.d., dn. 49. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 189. HARRIS 1979, 82, dn. 2. BRAUND 1984, 60. Delos adasındaki köle ticareti için bkz., Strabon, Geographika XIV 5, 2. 819 Bkz. COTTIER v.d. 2008, 35 v.d. = ENGELMANN–KNIBBE 1989, 55 v.d., ll. 23 v.d.

137

Eyaleti sınırları dıarısında yarattıkları sorunlara bir diğer kanıt olarak gösterilebilir 820 . Bu antik edebi kaynakların belirttiklerine göre Roma’ya gelen Battakes, tanrıçanın tapınağının kirletildiğini ve bunun için bir dinsel arınma töreni yapılması gerektiğini belirterek bu konuda magistratlar ve Senato ile görümütü 821 . Battakes, Roma’da büyük bir saygıyla karılanmı, hatta kendisi devlet konuğu olarak ağırlanmıtı 822 . Hatta bu sırada Marius’un Germen kabilelerine karı seferi devam ederken Battakes tanrıçanın kehanetiyle Roma’nın zaferini müjdelemiti 823 . Fakat Rostra’da halka yaptığı konuma büyük bir dinsel saygı uyandırsa da konumadan sonra, halk tribunus u Aulus Pompeius 824 tarafından hakaretler ile oradan uzaklatırılınca Battakes, tanrıçaya bir kez daha saygısızlıkta bulunulduğunu belirterek halkın arasına karımayı reddetmiti 825 . Fakat Aulus Pompeius’un bu olayın üzerinden 3 gün sonra ölmesi bir takdiri ilahi olarak algılanmı, halkın Battakes’e saygısı ve teveccühü daha da artmı ve büyük bir halk kalabalığı onu Roma’dan uğurlamıtı 826 .

Kybele ile özdeletirilen Tanrıların Anası’na (= Μήτηρ τῶν Θεῶν) ait bir tapınağın bulunduğu Pessinous, Attis ya da Battakes adını alan rahipler tarafından yönetilmekteydi 827 . Modern aratırmacılar tarafından bağımsız bir “tapınak devleti” olarak tanımlanan Galatia’nın batısındaki Pessinous’un, bölgenin önemli bir ticari ve ekonomik merkezi olarak geni arazileri ve önemli gelirleri bulunuyordu 828 . 123/122 yılında Phrygia’nın Asia Eyaleti’ne bağlanmasının ardından Pessinous toprakları eyalete komu olmutu 829 . Yukarıda anılan kaynaklarda Battakes’in böylesine uzun, zahmetli ve masraflı yolculuğa çıkmasının nedeni açık olarak belirtilmese de II. yüzyılın sonuna doğru publicanus ların Asia Eyaleti’ndeki birçok tapınak ile yaadığı

820 Diodoros, Bibliotheke XXXVI 13, 1 v.d. Plutarkhos, Marius 17, 5 v.d. MAGIE 1950, 170 v.d. VIRGILIO 1981, 122 v.d. GLEW 1987b, 122 v.d. KALLETMARX 1995, 244 v.d. DAUBNER 2006, 251 v.d. 821 Diodoros, Bibliotheke XXXVI 13, 1: τοῖς ἄρχουσιν ἐνέτυχε καὶ τῇ συγκλήτῳ. Metinde çoğul dativus olarak geçen ἄρχων sözcüğü Loeb edisyonunda consul olarak çevrilmise de bu terimin Latince karılığının magistratus olması daha uygundur, bkz. MASON 1974, 110 v.d. GLEW 1987b, 122; 129. 822 Diodoros, Bibliotheke XXXVI 13, 2. Yani kendisine Senato tarafından hospitium publicum bağılanmıtı, bkz. GLEW 1987b, 129, dn. 28. 823 Plutarkhos, Marius 17, 5. 824 102 yılının halk tribunus larından Aulus Pompeius için bkz., MRR I 568. 825 Diodoros, Bibliotheke XXXVI 13, 2. Plutarkhos, Marius 17, 5. 826 Diodoros, Bibliotheke XXXVI 13, 3. Plutarkhos, Marius 17, 6. 827 Strabon, Geographika XII 5, 3. MAGIE 1950, 455; 769 v.d., dn. 71. VIRGILIO 1981, 13 v.d. 828 Strabon, Geographika XII 5, 3. MAGIE 1950, 455; 769 v.d., dn. 71. VIRGILIO 1981, 49 v.d. 829 MAGIE 1950, 170. VIRGILIO 1981, 123. Ayr. bkz. Ek 2.

138

problemler 830 ve yine bu dönemde komu bir krallık olan Bithynia’da yarattıkları sorunlar göz önüne alındığında Battakes’in Roma’ya yaptığı bu yolculuğun nedeninin publicanus lar olduğu düünülmektedir 831 . Muhtemelen Phrygia’nın Asia Eyaleti’ne dahil edilmesinin ardından burada da faaliyet göstermeye balayan publicanus lar tapınağın zenginliklerine göz dikmiler ve sınırdaki arazilerin vergilendirilmesi ile ilgili bazı sorunlar ba göstermiti 832 . Battakes’in, tapınağın kirletilmesinden kast ettiği de publicanus ların tapınağın arazileri üzerinde hak iddia etmeleri ve belki de bunun için iddete bavurmaları olabilir 833 .

Bu sorunun publicanuslar dan kaynaklandığını destekleyen baka kanıtlar da mevcuttur. Örneğin 102 yılında iki kuzen olan Q. Caecilius Metellus Numidicus ile C. Caecilius Metellus Caprarius’un censor seçilmeleri Battakes’i bu seyahat için cesaretlendirmi olabilir 834 . Çünkü Metellus ailesinin Ana Tanrıça kültü ile yakın ilikisi olduğu görülmektedir. 205 yılında Ana Tanrıça kültünün Anadolu’dan Roma’ya getirilmesini sağlayan elçilerin arasında bir Metellus da bulunuyordu; ayrıca 111 yılındaki büyük yangından sonra Palatinus’daki Ana Tanrıça tapınağının yeniden ina edilmesinde yine Metelluslar rol oynamılardı 835 . Publicanus ların görev alanlarının da belirlendiği kontratları düzenleyen ve onları denetleyen magistrat censor olduğu için, Battakes Metellusların censor seçilmesinden cesaret alarak publicanus lara karı davasını Ana Tanrıça kültü ile yakın ilikileri olan bu censor lar karısında savunmak istemi olmalıdır 836 .

Battakes’i halka yaptığı konumadan sonra ona hakaretlerde bulunarak kürsüden indiren ve Gaius Gracchus gibi halk tribunus u olan Aulus Pompeius muhtemelen publicanus ları desteklediği için böyle davranmıtı 837 . Aulus Pompeius’un oğlu Q. Pompeius Bithynicus’un sonraki yıllarda her zaman atlı sınıfının ve publicanus ların desteğini gören ünlü Romalı devlet adamı Pompeius ile olan yakın ilikisi, bu görüü

830 Bkz. yuk. bl. 3.3.2 831 MAGIE 1950, 170 v.d. VIRGILIO 1981, 122 v.d. GLEW 1987b, 122 v.d. DAUBNER 2006, 251 v.d. 832 MAGIE 1950, 170. VIRGILIO 1981, 123 v.d. 833 GLEW 1987b, 127 v.d.; 133 v.d. DAUBNER 2006, 251 v.d. 834 Bkz. MRR I 567. GLEW 1987b, 134 v.d. 835 Livius, ab Urbe Condita XXIX 11, 3. MRR I 304. GLEW 1987b, 127; 134 v.d., dn. 48. 836 GLEW 1987b, 135. Censoria locatio için bkz. yuk. bl. 3.1 837 GLEW 1987b, 135 v.d.

139

destekleyen önemli bir kanıttır 838 . Ancak Aulus Pompeius’un bu tavrına rağmen hem Senato ve üst düzey magistratların hem de halkın Battakes’in tarafında yer aldığı görülmektedir. Senato ve üst düzey magistratların Battakes’e karı hürmetkar tutumu ve Battakes’in Roma’dan memnun ayrılması göstermektedir ki Senato daha önce gerek Asia’daki gerekse Bithynia’daki sorunlarda olduğu gibi bir kez daha publicanus ların aleyhinde bir karar vermiti 839 .

838 GLEW 1987b, 133, dn. 42. 839 MAGIE 1950, 170. VIRGILIO 1981, 124. DAUBNER 2006, 252.

140

4. BÖLÜM: I. YÜZYILIN BAINDAN I. MĐTHRIDATES SAVAI’NA ROMA’NIN ANADOLU’DAKĐ EGEMENLĐK POLĐTĐKASI (10089)

4.1 Korsanlık ve “ Provincia Cilicia ”

C. Gracchus’un 120’li yılların sonlarındaki düzenlemeleriyle Asia Eyaleti ve dolayısıyla Anadolu, Roma için özellikle ekonomik olarak oldukça önemli hale gelse de 110’lu yıllarından ortalarından itibaren Roma’nın maruz kaldığı dı tehditler gerek eyaletin gerekse bağımlı krallıkların etkin bir denetimden uzak kalmasına neden olmutu. Bunun sonucunda eyalet içerisinde denetimden uzak kalan publicanus lar daha fazla gelir elde etmek adına eyalet içerisindeki kentlere karı her türlü yasadıı yola bavurup eyalet sınırları dıarısında dahi önemli sorunlara neden olurlarken840 ; Pontos ve Bithynia’nın yeni kralları Roma otoritesini dikkate almaksızın istedikleri gibi politik ve askeri hamlelerde bulunabiliyorlardı 841 . Fakat Balkanlardaki durum yeniden Roma lehine dönüp, Iugurtha tehlikesinin ortadan kalkmasının ardından Marius’un 102 yılında Germen kabilelerine karı büyük bir zafer elde etmesiyle 842 birlikte Roma’nın derhal Anadolu’daki sorunlara eğildiği görülmektedir. Ancak yukarıda belirtilen sorunlar dururken Anadolu’daki duruma ilk müdahale 103 ya da 102 yılının praetor larından, sonraki triumviri n büyükbabası olan ünlü hatip, Marcus Antonius’un Kilikia’daki korsanlara karı sefere gönderilmesi olacaktır 843 .

4.1.1 Marcus Antonius’un Korsanlara Karı Seferi (102100)

Gerek Asia Eyaleti’nde publicanus lar ile ilgili gerekse bağımlı krallıklar ile ilgili birçok sorun bulunurken bu durumlardan daha acil olarak korsanlığa müdahale edilmesinin gerekçesi neydi? Bu soruya cevap verebilmek için öncelikle Anadolu’nun güney kıyılarındaki ve genel olarak Doğu Akdeniz’deki politik duruma göz atmak

840 Bkz. yuk. bl. 3.3.2; 3.4.3 841 Bkz. yuk. bl. 3.4.1; 3.4.2 842 MRR I 555; 570 v.d. GREENIDGE–CLAY 1960, 83 v.d.; 103 v.d. GLEW 1977, 386. MCGING 1986, 69. LINKE 2005, 71 v.d. SCULLARD 2011, 44 v.d. 843 Bkz. Livius, Periochae LXVIII. Iulius Obsequens, Prodigiorum 44. Kr. Cicero, de Oratore I 18, 82; II 1, 2; Brutus 168. ILLRP I 342 = TAYLOR–WEST 1928, 10 v.d. = GREENIDGE–CLAY 1960, 99. IGR IV 1116. MRR I 568 v.d.; III 19. ORMEROD 1924, 208 v.d. MAGIE 1950, 283; 1161 v.d., dn. 12. POHL 1993, 208 v.d. DE SOUZA 1999, 102 v.d. SCHULZ 2000, 434.

141

gerekir. Doğu Akdeniz’de korsanlık faaliyetlerinin artmasının açıkça Roma’nın bölgede izlediği politikaların sonucu olduğu görülmektedir. öyle ki, 188 yılındaki Apameia Anlaması ile Seleukosların Pamphylia’daki egemenliği sona ermesini takiben, özellikle Dağlık Kilikia’daki egemenlikleri de gittikçe azalmaya balamıtı 844 . 167 yılında Karia ve Lykia özgür ilan edilip, Delos adası açık liman haline getirilirek Rodos’a ekonomik anlamda ağır bir darbe vurulması bölgedeki korsanlığı tetikleyen bir diğer önemli gelime olmutur 845 . Çünkü ekonomisi Doğu Akdeniz’deki deniz ticaretine bağlı olan Rodos, bölgenin deniz ticaret yollarının güvenliği için yoğun çaba harcamaktaydı 846 .

II. yüzyıl ortalarından itibaren gerek doğu satraplıklarındaki sorunlarla gerekse içteki bitmek bilmeyen taht mücadeleleri ile uğraan Seleukosların Dağlık Kilikia’daki egemenlikleri artık neredeyse kalmamıtı. Bölgedeki korsanlık ile ilgili en fazla bilgi veren antik edebi kaynaklarımızdan Strabon’a anlattığına göre 140’lı yılların sonunda Seleukos Krallığı’ndaki iç mücadeleler sırasında tahtta hak iddia eden Diodotos Tryphon, Dağlık Kilikia’daki Korakesion’u kendine üs edinip bölgedeki diğer korsanları örgütleyerek kralların bölgedeki otoritesini ortadan kaldırmı, sonradan bertaraf edilse de onun giriiminden cesaret alan korsanlar bölgedeki faaliyetlerini arttırarak devam ettirmilerdi 847 . Mısır’daki Ptolemaioslar ve Rodos bu korsanlık faaliyetlerinden rahatsız olmak bir yana, Seleukoslara zarar verdiği için bu duruma seyirci kalıyorlardı 848 . Yine Strabon’a göre 140’lı yılların sonlarında P. Cornelius Scipio bakanlığında Doğu Akdeniz’deki krallıklara ve Roma müttefiklerine yapılan elçilik gezisinin ardından Aemilianus, bölgedeki korsanlığın nedenini Seleukos krallarının yetersizliği ve beceriksizliğine bağlamıtı 849 .

Strabon’un Pamphylia ve Dağlık Kilikia’daki korsanlığın nedenleri üzerine tespitleri öyleydi: Korsanlığın en önemli nedeni köle ticaretiydi, çünkü özellikle

844 ORMEROD 1924, 203 v.d. ROSTOVTZEFF 1941, 783 v.d. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 188. DAHLHEIM 1977, 145. HABICHT 1989, 338 v.d.; 366. POHL 1993, 122 v.d. DE SOUZA 1999, 98 v.d. 845 Bkz. yuk. bl. 1.6 846 MAGIE 1950, 282. LIEBMANNFRANKFORT 1969b, 455. DAHLHEIM 1977, 145. BULIN 1983, 22. POHL 1993, 127 v.d. DE SOUZA 1999, 80 v.d. 847 Strabon, Geographika XIV 5, 2. ORMEROD 1924, 204 v.d. JONES 1937, 201 v.d. POHL 1993, 125 v.d. DE SOUZA 1999, 98 v.d. GEELHAAR 2002, 114. 848 Strabon, Geographika XIV 5, 2. 849 Strabon, Geographika XIV 5, 2. Bu elçilik gezisi için bkz. yuk. s. 48.

142

Kartaca’nın ve Korinthos’un (146 yılında) mağlup edilmesinin ardından Roma’da köle kullanımı artınca, büyük bir köle ihtiyacı ba göstermiti; bu nedenle Delos adasında günde on binlerce insanın satıldığı büyük bir köle pazarı olutuğu için korsanlar da yakaladıkları insanları kolayca burada satıp büyük gelirler elde edebiliyorlardı 850 . Strabon’un bu tespitleri modern aratırmacılar tarafından da kabul edilmektedir. Buna göre özellikle II. Kartaca Savaı’nın ardından devam eden savalarda orduları galip gelirken Roma aristokrasisi zenginlemekteydi. Fakat Roma ordusunun bel kemiğini oluturan küçük toprak sahibi çiftçiler uzun süren savalar nedeniyle tarımsal faaliyetlerden uzak kalmı, geri döndüklerinde yeniden düzen kuramamılardı. Bu küçük toprak sahiplerinin topraklarını satıp, Roma’ya ve diğer büyük kentlere yerlemesi Roma için büyük siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlara neden olmutur 851 . Roma’ya yerleen topraksız köylüler Roma aristokrasisi içerinde bölünmeye yol açmı, hazırladıkları toprak yasalarıyla bu soruna çözüm aramaya çalıan Gracchus kardelerden itibaren Romalı politikacılar halkçılar (ya da demokratlar; Lat. populares ) ve aristokratlar (ya da cumhuriyetçiler; Lat. optimates ) olarak iki ana çıkar grubuna ayrılmılardı 852 . Bu göç hareketinin taradaki yansıması toprağını terk eden çiftçilerin arazilerini ele geçiren büyük toprak sahiplerinin ortaya çıkması eklinde olmutur. Latifundium denen geni arazilere sahip çiftliklerde artık büyük oranda köle gücüne ihtiyaç duyulmaktaydı 853 . Ayrıca Roma aristokrasisi zenginletikçe ve Hellenistik Dünya ile olan ilikiler arttıkça evlerde daha fazla köle kullanılmaya balanmıtı. Dolayısıyla II. yüzyılın ikinci yarısında Đtalya’da muazzam miktarda köleye ihtiyaç vardı. Daha uygar ve i bilen köleler Batı’dan ziyade Doğu’dan karılandığı için bu dönemde Đtalya ile Hellenistik dünya, özellikle de Anadolu arasında çok yoğun bir köle ticareti yaanmaktaydı 854 . Bu genel çerçeve içerisinde birçok aratırmacı Roma’nın, köle ihtiyacı nedeniyle bölgedeki korsanlığı engellemek öyle dursun Delos adasındaki

850 Strabon, Geographika XIV 5, 2. 851 BOREN 1977, 58 v.d. NICOLET 1994, 617. LINKE 2005, 10 v.d. SCULLARD 2011, 16 v.d. 852 Bkz. BOREN 1977, 57 v.d.; 81 v.d. CRAWFORD 1978, 115. NICOLET 1994, 600; 618 v.d. LINKE 2005, 7 v.d. SCULLARD 2011, 6; 11 v.d.; 16 v.d. 853 Bkz. MAGIE 1950, 282 v.d. WESTERMANN 1955, 69. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 188 v.d. LIEBMANNFRANKFORT 1969b, 455. BOREN 1977, 58 v.d.; 81 v.d. POHL 1993, 186 v.d. NICOLET 1994, 616 v.d. LINKE 2005, 10 v.d. SCULLARD 2011, 16 v.d. 854 ROSTOVTZEFF 1941, 784 v.d. WESTERMANN 1955, 64 v.d. SCULLARD 2011, 11.

143

pazarda esas olarak korsanların sağladığı köleleri satın alarak bu hareketleri dolaylı olarak desteklediğini savunmaktadır 855 .

Fakat II. yüzyıl sonlarına gelindiğinde Anadolu’nun güney kıyılarındaki korsanlık faaliyetlerinin Roma’nın Asia Eyaleti’nin Ege Denizi kıyısındaki kentlerine kadar ulatığı görülmektedir. adasında ele geçen ve Asia eyaletinin bir kenti olan Ephesos’un, Astypalaia halkını onurlandırdığı bir yazıtta korsanların Ephesos’a ait olan Phygela çevresindeki arazileri yağmalayarak, buradan birçok özgür insanı ve köleyi esir alıp götürdüklerinden; Ephesoslular bu durumu haber verince Astypalaialıların korsanlara karı bir sefer düzenleyerek onları ele geçirip cezalandırdıklarından ve kaçırılan Ephesosluları kentlerine iade ettiklerinden söz edilmektedir 856 . Yukarıda Strabon’un ifade ettiği gibi, burada da korsanların amacının insan ticareti olduğu görülmektedir. 105 yılı dolaylarına tarihlenen yazıt gerek tarihi gerekse içeriği bakımından oldukça dikkat çekicidir. Belirtildiği üzere yazıtla aynı yıllarda Asia’daki publicanus lar da aktif bir ekilde komu bir krallığın tebaasından insanları kaçırıp köle olarak satmaktaydı 857 . Bu delillerden de anlaılacağı üzere II. yüzyılın sonlarında köle ticareti büyük karlar elde edilen bir faaliyetti ki Asia’daki Romalı publicanus lar bile bu iin içindeydi.

Yazıt aynı zamanda II. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Dağlık Kilikia ve Pamphylia merkezli korsanlığın artık Batı Anadolu kıyılarındaki kentleri etkileyecek derecede genilemi olduğunu göstermektedir. Ancak ilginç bir ekilde yazıtta korsanlara karı yapılan askeri harekattan söz edilirken hiçbir ekilde Asia valisinin ve Romalıların adı geçmemektedir. Korsanlara karı askeri harekat açıkça Ephesosluların doğrudan talebi üzerine Astypalaialılar tarafından kendi inisiyatifleri ile yapılmıtı 858 . Muhtemelen emrinde bir donanma bulunmayan Asia valisinin korsanlara karı yapabileceği hiçbir ey yoktu. Hatta II. Kartaca Savaı’nın bitiminin ardından Roma’da

855 ORMEROD 1924, 207. ROSTOVTZEFF 1941, 784 v.d. MAGIE 1950, 282 v.d. LIEBMANN FRANKFORT 1969a, 188 v.d. LIEBMANNFRANKFORT 1969b, 455. DAHLHEIM 1977, 146. FERRARY 1978, 780 v.d. POHL 1993, 186 v.d. KALLETMARX 1995, 228 v.d. GEELHAAR 2002, 114 v.d. 856 IGR IV 1029 = I. Ephesos 5. DE SOUZA 1999, 100 v.d. GEELHAAR 2002, 115 v.d. 857 Bkz. yuk. bl. 3.4.3 858 KALLETMARX 1995, 228. DE SOUZA 1999, 101.

144

bile daimi bir donanma bulunmuyordu 859 . Fakat 105 tarihinde Roma’nın, Astypalaia ile bir ittifak anlaması yapması bölgedeki korsanlığa karı önlem aldığını göstermektedir 860 . Anlamada Astypalaialıların Roma ile olan dostluk ve ittifakları gereğince karada ve denizde Roma halkının ve Roma idaresi altındakilerin dümanlarına müsaade etmeyeceği çok net bir ekilde vurgulanmaktadır 861 . Buradan anlaılacağı üzere donanması olmadığından denizler üzerinde gücü bulunmayan Roma, II. yüzyılın sonlarında Asia Eyaleti kıyılarına kadar yayılan korsanlığa karı eyalet kentlerini korumak için dolaylı bir politika takip edip denizcilikte usta olan adalılar ile ittifak kurarak korsanlığa karı önlem almaya çalııyordu 862 .

Bu genel duruma bakıldığında 102 yılında M. Antonius’un korsanlara karı sefere gönderilmesinin en önemli nedeninin Roma’nın 110’lu yılların ortalarından itibaren Anadolu’da kaybetmeye baladığı gücünü yeniden gösterme isteği olduğu görülmektedir 863 . Belirtildiği üzere II. yüzyılın sonlarında doğrudan kontrolü altındaki publicanus ları bile denetlemekten aciz olduğu görülen Roma’nın bağımlı krallıklar üzerinde de pek bir otoritesi kalmamıtı. 188 yılındaki Apameia Anlaması’ndan itibaren II. yüzyılın ilk yarısında ve ortalarında gönderdiği elçilik heyetleri ile krallara sözünü geçiren, aldığı kararlar ile çeitli bölgelerin statüleri hakkında düzenlemelerde bulunan Roma’nın bu otoritesi yüzyılın sonlarında neredeyse ortadan kalkmıtı. Artık Pontos ve Bithynia kralları gönderilen Romalı elçileri adeta alaya alıyor, Roma’yı dikkate almaksızın çevre bölgeler ve krallıklar üzerinde nüfuz alanları oluturabiliyorlardı 864 . Huzuruna gelen Romalı elçileri köle kıyafetleri ile karılayan ve Roma’ya gittiğinde Senato’da kendini yere atıp senatörlerin ayaklarına kapanarak onlara “kurtarıcı tanrılar” diye hitap eden II. Prousias’ın 865 torunu III. Nikomedes, en zor anında kendisinden askeri istek talep eden Roma’nın bu talebini bir bahane bulup reddetme cüretini gösterebiliyordu 866 . Kilikia’da ve Asia Eyaleti’nin bir parçası olan

859 SHERWINWHITE 1976, 5. SHERWINWHITE 1984, 99 v.d. POHL 1993, 214. ROTH 1999, 300. POTTER 2004, 76 v.d. 860 IGR IV 1028 = SHERK 1969, 94 v.d., no. 16. SHERK 1984, 56 v.d., no. 53. 861 Bkz. IGR IV 1028 = SHERK 1969, 94 v.d., no. 16., ll. 29 v.d. SHERK 1984, 57, no. 53. 862 Kr. DE SOUZA 1999, 101. 863 Bkz. POHL 1993, 210. KALLETMARX 1995, 231 v.d. 864 Bkz. yuk. bl. 3.4.1 865 Polybios, Historiai XXX 18, 1 v.d. Appianos, Mithridateios I 2. 866 KALLETMARX 1995, 230 v.d.

145

Pamphylia’da korsan efleri yerel beylikler kurmular, korsanlık Batı Anadolu kıyılarına kadar yaygınlamıtı 867 .

II. yüzyıl sonlarına doğru Trakya ve Makedonya’daki duruma yeniden hakim olan, Kuzey Afrika’daki Iugurtha tehlikesini ortadan kaldıran Roma, 102 yılında Marius’un Germen kabilelerine karı Aquae Sextiae’daki zaferinin ardından gözünü Anadolu’ya çevirdiğinde bölgede müdahale edilmesi gereken en acil konunun korsanlık olduğunu görmü olmalıdır. Belki de Roma’yı bu sefer için korsanlıktan zarar gören gerek eyaletteki gerekse Ege Denizi çevresindeki müttefikleri tevik etmi olabilir 868 . Đleriki satırlarda ele alacağımız 100 yılına tarihlenen Lex de Provinciis Praetoriis ’de Roma’da bulundukları belirtilen Rodos elçilik heyeti korsanlık nedeniyle bu elçilik seyahatini gerçekletirmiti ve gerek bu ifadeler gerekse diğer kanıtlar Rodos’un korsanlığa karı mücadelede Roma’ya önemli oranda destek verdiğini göstermektedir 869 . Roma belki de gelen bu talepler üzerine Germen tehlikesinin en kritik noktasında bile 105 yılında Astypalaia (ve belki baka yerel güçlerle) ile ittifak kurup dolaylı da olsa korsanlığa karı önlem almaya çalııyordu 870 . Germenlere karı zaferin kazanıldığı 102 yılında derhal korsanlara karı sefere gönderilen Antonius’un, gemi ve asker desteğini çok büyük oranda Roma’nın müttefiklerinden karılandığı görülmektedir 871 . Zaten 102 yılında Germen tehlikesi tam olarak ortadan kaldırılmadığı için Roma’nın bölgeye lejyon gönderebilmesi söz konusu değildi 872 .

M. Antonius’un korsanlara karı askeri harekatı hakkında elimizdeki az sayıdaki veriyi bir araya getirdiğimizde karımıza öyle bir manzara çıkmaktadır. M. Antonius praetor luğunun ardından korsanlara karı savama göreviyle 102 yılında proconsul yetkisiyle donatılmı ve bu yetkisinin geçerli olduğu provincia , Cilicia olarak

867 Strabon, Geographika XIV 5, 2. Appianos, Mithridateios XIV 92. DE SOUZA 1999, 98 v.d. 868 ORMEROD 1924, 208 v.d. KALLETMARX 1995, 230 v.d. 869 I. Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Delphoi B , ll. 13 v.d. SHERK 1984, 59 v.d., no. 55. IGR IV 1116. KALLETMARX 1995, 231 v.d. DE SOUZA 1999, 106. SANTANGELO 2007, 30 v.d. 870 Bkz. yuk. s. 144. 871 BRUNT 1971, 431. Ayr. bkz. a. s. 147 v.d. 872 Bkz. BRUNT 1971, 433. SHERWINWHITE 1984, 99 v.d. DE SOUZA 1999, 107.

146

tanımlanmıtı 873 . Korinthos’ta ele geçen ve Antonius’un emrindeki Hirrus adlı propraetor rütbeli bir komutan onuruna dikilen Latince yazıtta, Antonius’un donanmasını Korinthos kıstağı üzerinden geçirdiği belirtilmektedir 874 . Antonius, daha Korinthos kıstağına ulamadan önce gemilere sahip olduğuna göre onun bu amaçla muhtemelen Güney Đtalya’daki ve Yunanistan’ın batısındaki müttefiklerinden yani Korkyra ile Adriyatik kıyısındaki diğer Yunan kent devletlerinden gemi topladığı anlaılmaktadır 875 . Yazıttaki ifadelerden ve Cicero’nun yazdıklarından öğreniyoruz ki Antonius, donanmasını Ege Denizi’ne geçirdikten sonra bir süre Atina’da bulunmutu 876 . Muhtemelen bu sırada bölgedeki Yunan kent devletlerinin gönderdiği gemileri de donanmasına katan Antonius’un, bu donanmayla Asia Eyaleti’nin güney kıyılarındaki en doğu noktası olan Side kentine hareket ettiğini görmekteyiz 877 . üphesiz Asia Eyaleti sınırları içerisindeki Yunan kent devletleri de bu donanmaya gemi sağlamılardı 878 . Bosporos’taki Byzantionlular bile aradan yüz elli yıla yakın bir süre geçtikten sonra dahi Antiokhos, Perseus ve Aristonikos’a karı verdikleri desteğin yanı sıra Antonius’un korsanlara karı seferine de Roma’ya yardım ettiklerini belirtmekteydiler 879 . Bunların yanı sıra Antonius’un bu seferine en önemli destek, Rodos tarafından sağlanıyordu. Lex de Provinciis Praetoriis ’de geçen korsanlığa karı Rodoslu elçilerin Roma’daki giriimlerinin yanı sıra Rodos’ta ele geçen ve Rodoslu bir deniz subayının proconsul Marcus Antonius’un komutası altında Kilikia’da savatığını

873 Bkz. Livius, Periochae LXVIII. Iulius Obsequens, Prodigiorum 44. Kr. Cicero, de Oratore I 18, 82; II 1, 2; Brutus 168. ILLRP I 342 = TAYLOR–WEST 1928, 10 v.d. = GREENIDGE–CLAY 1960, 99. IGR IV 1116. MRR I 568 v.d.; III 19. JASHEMSKI 1950, 67; 147. GREENIDGE–CLAY 1960, 99. DE SOUZA 1999, 103 v.d. FERRARY 1977, 624. FERRARY 2000a, 167. BRENNAN 2000, 357. FELD 2005, 63. Contra : SHERWINWHITE (1976, 5), M. Antonius’un provincia sının Asia olabileceğini öne sürmektedir. 874 ILLRP 342 = TAYLOR–WEST 1928, 10 v.d. = GREENIDGE–CLAY 1960, 99, l. 3 v.d.: Auspicio [Antoni Marc ]i pro consule classis | Isthmum traductast missaque per pelagus . Antonius’un adı büyük olasılıkla Actium savaının ardından 30 yılında torunu olan triumvir Marcus Antonius için damnatio memorae ilan edilip, adının tüm resmi kayıtlardan çıkarılması sırasında yazıttan silinmiti, bkz. Cassius Dio, Rhomaika LI 19, 3 v.d. Plutarkhos, Cicero 49, 6. TAYLOR–WEST 1928, 17 v.d. SHERWINWHITE 1976, 4. DE SOUZA 1999, 105. 875 KALLETMARX 1995, 230. DE SOUZA 1999, 106. 876 Bkz. ILLRP 342 = TAYLOR–WEST 1928, 10 v.d. = GREENIDGE–CLAY 1960, 99, l. 5. Cicero, de Oratore I 18, 82. DE SOUZA 1999, 105. 877 ILLRP 342 = TAYLOR–WEST 1928, 10 v.d. = GREENIDGE–CLAY 1960, 99, l. 5: Ipse iter eire profectus Sidam classem Hirrus Atheneis . SHERWINWHITE 1976, 1 v.d. DE SOUZA 1999, 106 v.d. FERRARY 1977, 641. FERRARY 2000a, 168. 878 SHERWINWHITE 1976, 5. SHERWINWHITE 1984, 99 v.d. POHL 1993, 214 v.d. DE SOUZA 1999, 106 v.d. 879 Tacitus, Annales XII 62. Bkz. POHL 1993, 215, dn. 22.

147

belirten bir yazıt Rodos’un bu savaında Roma’ya verdiği desteğin en önemli kanıtlarıdır 880 .

Antonius’un proconsul rütbesinde olması, emrindeki subay Hirrus’un dahi propraetor gibi yüksek bir mertebede olması ve Adriyatik kıyılarından Bosporos’a, oradan Rodos’a kadar geni bir bölgedeki Roma müttefiklerinden gemi temin edilmesi, Antonius’un emrinde önemli bir askeri gücün olduğunu gösterir 881 . Korinthos’taki yazıttan anlaıldığına göre Antonius’un korsanlara karı askeri seferindeki üssü Side idi 882 . Livius’un özetlerinde, Antonius’un denizdeki korsanları Kilikia içlerine doğru sürdüğü belirtildiğine göre, Antonius muhtemelen Side’den Dağlık Kilikia bölgesine denizden seferler düzenleyip bölgedeki korsan yuvalarını dağıtmaya çalımaktaydı 883 . Bu seferler sırasında muhtemelen bazı deniz savaları da gerçeklemiti. Cicero’nun, Antonius’un yakın dostu olan amcası Marcus Gratidius’un, Antonius’un Kilikia seferinde onun emrinde komutan olarak savaırken öldüğünü yazması bu sefer sırasında önemli çatımaların yaandığını göstermektedir 884 . Antonius bu seferinde önemli baarılar elde etmi olmalıdır ki 100 yılında Roma’ya döndüğünde zafer töreni kutlamıtı 885 . Muhtemelen bu seferiyle öhreti artan Marcus Antonius, 99 yılında consul , 97 yılında da censor seçilmiti 886 . Yine de Antonius’un bu seferinin bölgedeki korsanlığın kökünü kazımaktan ziyade korsanları geçici bir süreliğine etkisiz hale getiren bir önlem olduğu görülmektedir. Çünkü yaklaık 10 yıl sonra balayacak olan I. Mithridates Savaı’nda Kilikialı korsanlar, kralın denizlerdeki en önemli destekçilerinden olup, savaın ardından çeitli komutanlar Kilikia’daki korsanlığa karı askeri seferler düzenleseler de Pompeius’un 67 yılındaki büyük seferine kadar korsanlık

880 I. Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Delphoi B , ll. 13 v.d. SHERK 1984, 59 v.d., no. 55. Rodos’taki yazıt: IGR IV 1116. Ayr. bkz. MAGIE 1950, 284. KALLETMARX 1995, 231 v.d. SHERWINWHITE 1976, 5. BULIN 1983, 22 v.d. POHL 1993, 242 v.d. DE SOUZA 1999, 106. SANTANGELO 2007, 30 v.d. FERRARY 2009, 139 v.d. 881 DE SOUZA 1999, 107. 882 Bkz. ILLRP 342 = TAYLOR–WEST 1928, 10 v.d. = GREENIDGE–CLAY 1960, 99, l. 5. SHERWIN WHITE 1976, 1 v.d. DE SOUZA 1999, 106 v.d. 883 DE SOUZA 1999, 107. 884 Cicero, Brutus 168. DE SOUZA 1999, 107. 885 Bkz. MRR I 576; III 19. GREENIDGE–CLAY 1960, 110. POHL 1993, 212. CALLATAŸ 1997, 270. BRENNAN 2000, 357. M. Antonius’un zafer törenini 101 yılında kutladığı görüü için bkz., FERRARY 1977, 627. DE SOUZA 1999, 107. 886 MRR II, 1; 6 v.d.; III 19. DAHLHEIM 1977, 147. POHL 1993, 213 v.d.

148

Anadolu’nun güney kıyılarında Roma için önemli bir sorun kaynağı olmaya devam edecektir 887 .

4.1.2 Lex de Provinciis Praetoriis (100)

M. Antonius’un seferden dönüünde Trakya’daki sorunlar ve Iugurtha’nın ardından Roma için son büyük dı tehdit olan Germen kavimleri de mağlup edilmi olup Germen tehdidini bertaraf eden ve gücünün doruğunda olan Marius, 100 yılında, bütün teamülleri alt üst ederek ard arda beinci kez consul seçilmiti 888 . M. Antonius’un seferden dönüünün ardından Roma’da uzun süredir ihmal edilen Anadolu ve genel anlamda Adriyatik’in doğusundaki eyaletler ve müttefikler ile ilgili geni çaplı yasal bir düzenleme gerçekletirildiği görülmektedir.

Bu yasal düzenlemeyi içeren yazıtlardan ilki 19. yüzyıl sonlarında Delphoi’da ele geçirildiğinde, yazıtın mevcut bölümlerinde geni olarak korsanlığa karı alınacak önlemlerden söz edildiği için Yunancaya çevrilerek yazıta kazınmı bu yasanın Latince orijinalinin Lex de Piratis ya da Lex de Piratis Persequendis olabileceği öne sürülüp yasa “Korsanlık Yasası” olarak adlandırılmıtı 889 . Ancak 70’li yıllarda Knidos’taki kazılarda bu yasanın daha geni ve farklı bölümlerini içeren bir diğer yazıtın bulunması bu yasanın sadece korsanlıkla ilgili olmayıp, I. yüzyıl balarında Roma’nın Doğu politikası ile ilgili geni çaplı düzenlemeleri içerdiği anlaılmıtır 890 . Bu doğrultuda J.L. Ferrary’nin bu yasa için önerdiği Lex de Provinciis Praetoriis adı günümüzde yaygın

887 Bkz. ORMEROD 1924, 209 v.d. POHL 1993, 256 v.d. DE SOUZA 1999, 116 v.d. SANTANGELO 2007, 28. 888 MRR I 574. LINKE 2005, 83 v.d. SCULLARD 2011, 49 v.d. 889 Bkz. GREENIDGE–CLAY 1960, 107. HINRICHS 1970, 471 v.d. FERRARY 1977, 620 v.d. POHL 1993, 216. CRAWFORD 1996, 234. GEELHAAR 2002, 109 v.d. FELD 2005, 64. 890 Bkz. HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. FERRARY 1977, 619 v.d. CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12.

149

olarak kabul görmektedir 891 . Yazıtta 100 yılının consul ları C. Marius ve L. Valerius Flaccus’tan söz edilmesi yasanın bu yıla tarihlenmesi gerektiğini gösterir 892 .

Delphoi ve Knidos’taki yazıtlar birletirildiğinde yasanın içeriğinin ana hatlarıyla öyle olduğu anlaılmaktadır: Yasanın baında Romalıların, Latinlerin ve Doğu Akdeniz’deki Roma dost ve müttefiklerinin güvenli bir ekilde denizlerde seyahat edebilmelerinin gerekliliğinin 893 belirtilmesinin ardından; Makedonya’daki Roma askeri birliklerinin sevkiyatıyla ilgili konulara 894 değinildikten sonra; bir valinin, emrindeki askeri kuvvetleriyle birlikte provinciası nın dıına çıkmasına kısıtlamalar getiren M. Porcius Cato’nun çıkardığı yasa (= Lex Porcia ) hatırlatılmaktadır 895 . Bu yasanın bölgedeki Roma dost ve müttefiki olan kent ve krallıkların egemenliklerine zarar vermeyeceğinin ifade edilip; Lykaonia’nın Asia Eyaleti sınırları içinde kalacağın belirtilerek 896 ; Roma’daki consul un Doğu Akdeniz’deki kentlere ve krallara, Roma’nın, Latinlerin ve bölgedeki Roma dost ve müttefiklerinin çıkarları ve güvenlikleri gereği Kilikia’nın Roma eyaleti haline getirildiğini yazan mektuplar göndermesi ile ilgili maddeler gelmektedir 897 . Rodoslu elçilerin dinlenmesi için Senato’da yapılan özel bir toplantıdan söz edildikten sonra Asia valisine, bu yasayı (gerek eyaletinde gerekse

891 FERRARY 1977, 620 v.d. Bkz. örn. CRAWFORD 1996, 231. GEELHAAR 2002, 109 v.d. GIOVANNINI 2008, 92. Bu yasa yine de baka adlarla anılabilmektedir, örneğin KALLETMARX (1995, 226) yasayı Lex de Cilicia Macedoniaque provinciis adlandırmaktadır. Kr. DMITRIEV 2005b, 85. 892 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Delphoi B, l. 20: Γαίωι Μαρίωι καὶ Λευκίωι Οὐαλερίωι ὑ[πάτοις]. SHERK 1984, 60, no. 55. Yasanın 100 yılına tarihlenmesi için bkz., POHL 1993, 219 v.d. CRAWFORD 1996, 236. CALLATAŸ 1997, 270. DE SOUZA 1999, 108. FERRARY 1977, 645 v.d. FERRARY 2000a, 167. FERRARY 2009, 138. GEELHAAR 2002, 109. WILLIAMSON 2005, 462. DMITRIEV 2005b, 85. DAUBNER 2006, 248. RICHARDSON 2008, 40. Yasanın 101 ya da 99 yılına ait olabileceği yönündeki görüler için bkz., LINTOTT 1976, 66 v.d. BULIN 1983, 15 v.d. SHERWINWHITE 1984, 96 v.d. BRENNAN 2000, 358. GIOVANNINI 2008, 93 v.d. 893 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos II, ll. 1 v.d. SHERK 1984, 62, no. 55. FERRARY 1977, 631. 894 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos II, ll. 12 v.d. SHERK 1984, 62, no. 55. FERRARY 1977, 631 v.d. 895 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos III, ll. 1 v.d. SHERK 1984, 62 v.d., no. 55. FERRARY 1977, 632 v.d. 896 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos III, ll. 16 v.d. SHERK 1984, 63, no. 55. FERRARY 1977, 633. 897 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos III, ll. 28 v.d. SHERK 1984, 63, no. 55. FERRARY 1977, 633 v.d.

150

eyalet dıındaki) kentlere ve krallara ulatırması için gerekli talimatlar verilmektedir 898 . Daha sonra Makedonya’da eyalet topraklarına yeni eklenen Trakya’daki bölgelerin statüleri hakkındaki düzenlemelerden 899 söz edilmesinin ardından Asia ve Makedonya valilerinin yemin ederek yasaya uymaları istenmektedir 900 . Son olarak Roma’daki magistratların yasaya uyacaklarına dair yemin etmeleri gerektiği belirtilip, yasaya karı gelinmesi durumunda verilecek cezalar tanımlanmaktadır 901 .

Konumuz açısından yasada belirtilen en önemli husus Roma’nın Anadolu’da ikinci bir eyalet daha oluturduğudur 902 . Ancak yeni kurulan bu eyaletin adı Kilikia olsa da eldeki veriler provincia Cilicia ’nın balangıçta Kilikia’da bir toprağa sahip olmayıp bu eyalet topraklarının esasen Pamphylia ile muhtemelen Pisidia ve Milyas bölgelerini kapsadığını göstermektedir 903 . 102 yılından 75 yılına kadar provincia sı Cilicia olarak tanımlanan Romalı valilerin esas olarak Pamphylia’da aktif oldukları görülmektedir 904 . Bilindiği üzere provincia sı Cilicia olan M. Antonius’un korsanlara karı giritiği seferinin ana üssü Side kentiydi 905 . Đleriki satırlarımızda değinileceği üzere 96 yılı civarında Cilicia valisi olarak atanan Sulla, esas olarak Kappadokia’daki meseleler ile

898 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Delphoi B, ll. 8 v.d. SHERK 1984, 59 v.d., no. 55. DAHLHEIM 1977, 150. 899 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos IV, ll. 5 v.d. SHERK 1984, 60, no. 55. 634. 900 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Delphoi C, ll. 8 v.d. SHERK 1984, 61, no. 55. FERRARY 1977, 634 v.d. 901 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Delphoi C, ll. 10 v.d.; Knidos V ll. 1 v.d. SHERK 1984, 61 v.d., no. 55. FERRARY 1977, 636. Ayr. bkz. LINTOTT 1976, 73 v.d. 902 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos II, ll. 35 v.d.: τήν τε Κιλι|κίαν διὰ τοῦτο τὸ πρᾶγα κατὰ τοῦτον τὸν νό|ον ἐπαρχείαν στρατηγικὴν πεποιηκέναι. SHERK 1984, 63, no. 55. CRAWFORD 1996, 261 v.d. DE SOUZA 1999, 109; 111 v.d. SCHULZ 2000, 434 v.d. FERRARY 2000a, 167 v.d. BRENNAN 2000, 358. GEELHAAR 2002, 111. DMITRIEV 2005b, 85; 94. Kr. JONES 1937, 202. ORMEROD 1924, 209. JASHEMSKI 1950, 67. LIEBMANNFRANKFORT 1969b, 448. Contra : SHERWINWHITE 1976, 6 v.d. FREEMAN 1986, 255 v.d. 903 ORMEROD 1924, 209. JONES 1937, 202. SYME 1979, 120. LIEBMANNFRANKFORT 1969b, 445; 456. KALLETMARX 1995, 233. MITCHELL 2008, 190 v.d. MAGIE 1950, 285; 1165 v.d., dn. 15. SHERWINWHITE 1976, 5. MACRO 1980, 664 v.d. FERRARY 2000a, 168 v.d. ARENA 2005, 36. BRANDT–KOLB 2005, 20. Ayr. bkz. Ek 2. 904 Bkz. MITCHELL 2008, 190 v.d. Kr. DMITRIEV 2005b, 93 v.d. 905 Bkz. ILLRP 342 = TAYLOR–WEST 1928, 10 v.d. = GREENIDGE–CLAY 1960, 99, l. 5. SHERWIN WHITE 1976, 1 v.d. DE SOUZA 1999, 106 v.d.

151

ilgilemi olsa da muhtemelen bölgedeki korsanlara karı da faaliyet göstermiti 906 . 88 yılında, I. Mithridates Savaı patlak verdiğinde Anadolu’da iki Romalı yüksek magistrat bulunuyordu. Bunlardan biri Asia eyaleti valisi C. Cassius iken diğeri Cilicia eyaleti valisi Q. Oppius idi 907 . Antik yazarlardan Poseidonios’un Q. Oppius’u Pamphylia valisi (= praetor u) olarak tanımlaması yukarıda belirtilen durumun en açık kanıtlarındandır 908 . Daha sonra 80 yılında Verres’in quaestor olarak elik ettiği vali Cn. Cornelius Dolabella’nın provincia sı da Cilicia olarak tanımlansa da o ve Verres, Pamphylia ve çevresinde aktiftiler 909 . Cicero, Verres’in yolsuzluklarını ve yasa dıı faaliyetlerini sayarken onun bu ileri yaptığı bölgeleri açıkça Laodikeia’dan Side’ye kadar M’. Aquilius’un ina etmi olduğu yol boyunca sıralamaktadır 910 . 78’den 75 yılına kadar Cilicia valiliği yapan P. Servilius Vatia Isauricus da Pamphylia bölgesinde aktif olup Side’yi Toroslar üzerinden iç kesimlere bağlayan bir yol ina etmiti 911 . Caesar’ın dictator luğu döneminde Cilicia eyaleti parçalandığında Pamphylia yine, eskiden olduğu gibi Asia eyaletine bağlanmıtı ki Asia eyaletinde proquaestor pro praetore olarak görev yapan P. Cornelius Lentulus Spinther, 43 yılı Mayısında Cicero’ya yazdığı bir mektupta Side kentini provincia sının en son noktası olarak tanımlamaktaydı 912 .

906 Pseudo Aurelius Victor, de Viris Illustribus 75, 4. Appianos, Mithridateios VIII 57. Plutarkhos, Sulla 5, 3 v.d. POHL 1993, 257 v.d. FERRARY 2000a, 167 v.d. MITCHELL 2008, 190 v.d. Ayr. bkz. a. bl. 4.4 907 Bkz. C. Cassius: Appianos, Mithridateios II 11; III 17; 19; IV 24; XVI 112. Livius, Periochae LXXVII v.d. Q. Oppius: Poseidonios, Historia F253 = Athenaios, Deipnosophistai V 213A. Appianos, Mithridateios III 17; 20; XVI 112. Granius Licinianus, Annales XXXV s. 27, 2. REYNOLDS 1982, 11 v.d., no. 2; 16 v.d., no. 3. MRR II 42. SYME 1979, 120, dn. 5. JASHEMSKI 1950, 68; 147. REYNOLDS 1982, 14. FERRARY 2000a, 167; 193. MITCHELL 2008, 190 v.d. 908 Poseidonios, Historia F253 = Athenaios, Deipnosophistai V 213A: Ῥωαίων δὲ στρατηγὸς ὲν Παφυλίας Κόιντος Ὄππιος. SYME 1979, 120, dn. 5. JASHEMSKI 1950, 68; 147. LIEBMANN FRANKFORT 1969b, 450 v.d. REYNOLDS 1982, 14. CRAWFORD 1996, 258. FERRARY 2000a, 167 v.d. DMITRIEV 2005b, 96. MITCHELL 2008, 190 v.d. 909 Cicero, in Verrem 1, 2; 4, 11. II in Verrem I 17, 44; 22, 60; 37, 93; 38, 96. JONES 1937, 202. SYME 1979, 120, dn. 5. MAGIE 1950, 1165, dn. 15. LIEBMANNFRANKFORT 1969b, 451 v.d. ARENA 2005, 37 BRANDT–KOLB 2005, 20. DMITRIEV 2005b,96 v.d. MITCHELL 2008, 190 v.d. 910 Cicero, II in Verrem I 38, 95. MAGIE 1950, 1165, dn. 15. ARENA 2005, 37. DMITRIEV 2005b, 96. MITCHELL 2008, 190 v.d. 911 Eutropius, Breviarium VI 3: Ad Ciliciam et Pamphyliam missus est P. Servilius ex consule . Orosius, Historiarum V 23, 21 v.d.: Publius vero Servilius exconsule Ciliciam et Pamphyliam … delevit . MRR II 87 v.d. LIEBMANNFRANKFORT 1969b, 453 v.d. FELD 2005, 66 v.d. BRANDT–KOLB 2005, 20. MITCHELL 2008, 190; 192. 912 Cicero, ad Familiares 406 (XII 15) 5: usque Sidam, quae extrema regio est provinciae meae. SYME 1979, 141 v.d. MAGIE 1950, 418, 1271 v.d. dn. 44. BRANDT–KOLB 2005, 21. DMITRIEV 2005b, 121 v.d. MITCHELL 2008, 192.

152

Tüm bu veriler göstermektedir ki 102 yılında M. Antonius’un provincia sının Cilicia olarak belirlenmesinden itibaren Roma, Anadolu’da ikinci bir eyalet oluturma kararı almıtı 913 . Eyaletin kurulma amacı Kilikia’daki korsanlığı önleyerek Doğu Akdeniz’in güvenliğinin sağlanması olduğu için bu yeni eyaletin adı Cilicia olarak belirlense de eyaletin Kilikia bölgesinde bir toprağı bulunmuyordu. Yukarıdaki kanıtlardan yola çıkarak yeni eyaletin topraklarının, daha önce Asia eyaletine ait olan Pamphylia, Pisidia ve Milyas bölgelerini kapsadığı görülmektedir 914 . Görüldüğü üzere Roma, Anadolu’da yeni bir eyalet kursa da yeni bir toprak parçası ilhak etmeyip bu eyaleti Asia Eyaleti’nin topraklarından bir kısmını bölerek yapmıtı 915 . Bu nedenle yasada, bir eyalet valisinin provincia sı dıına askeri harekat düzenlemesini sınırlayan Lex Porcia ’ya atıfta bulunulup, kurulan bu yeni eyaletin bölgedeki hiçbir kent ya da krallığın egemenliğine zarar vermeyeceğinin altı çiziliyordu 916 . Dolayısıyla eyaletin kurulma amacı Kilikia’daki korsanlığı engellemek olsa da Roma, Kilikia’dan hiçbir ekilde toprak talep etmeyerek Seleukosların kağıt üzerinde de olsa bölge üzerindeki egemenliğine saygı gösteriyordu 917 . Bu durumda açıkça görülmektedir ki 188 yılındaki Apameia Anlaması ve 133 yılındaki Pergamon kralı III. Attalos’un vasiyeti halen Roma’nın Anadolu’daki egemenlik politikasının temelini oluturmaktaydı 918 .

Bu doğrultuda, yasada Makedonya Eyaleti’ne yeni katılan toprakların ekonomik statüleri üzerine maddeler 919 bulunurken Cilicia ’daki kentlerin statülerine ilikin bir düzenleme yapılmaması anlaılır hale gelmektedir. Cilicia eyaletine dahil edilen bölgeler Attalos’un vasiyetnamesi ile Roma’ya kalmı olup, Asia Eyaleti’nin

913 CRAWFORD 1990, 106 v.d. DE SOUZA 1999, 109 v.d. FERRARY 2000a, 168 v.d. FERRARY 2002, 134 v.d. ARENA 2005, 36. SANTANGELO 2007, 26 v.d. MITCHELL 2008, 192. 914 ORMEROD 1924, 209. SYME 1979, 120. MAGIE 1950, 285; 1165 v.d., dn. 15. . LIEBMANN FRANKFORT 1969b, 445; 456. SHERWINWHITE 1976, 5. MACRO 1980, 664 v.d. KALLET MARX 1995, 233. FERRARY 2000a, 168 v.d. ARENA 2005, 36. BRANDT–KOLB 2005, 20. MITCHELL 2008, 190 v.d. 915 Kr. SHERWINWHITE 1984, 100. 916 Bkz. Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos III, ll. 1 v.d. SHERK 1984, 62 v.d., no. 55. KALLETMARX 1995, 234. Yasada atıf yapılan Lex Porcia ’nın tarihlenmesi ve değerlendirilmesi için bkz., LINTOTT 1976, 81. LINTOTT 1993, 26 v.d., 44. CRAWFORD 1996, 260. DAUBNER 2006, 241 v.d. DAUBNER 2007, 14 v.d. GIOVANNINI 2008, 102. RICHARDSON 2008, 40 v.d. 917 KALLETMARX 1995, 234. 918 Kr. SHERWINWHITE 1977b, 70. SHERWINWHITE 1984, 100 v.d. 919 Bkz. Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos IV, ll. 5 v.d. SHERK 1984, 60, no. 55.

153

kurulmasından itibaren zaten doğrudan Roma egemenliği altında oldukları için eyalet içerisindeki kentlerin idari ve ekonomik statüleri muhtemelen Asia Eyaleti’nde oldukları gibi devam etmekteydi. Bu nedenle yasada bölgedeki kent ve toplulukların statülerine değinme gereği duyulmamı olmalıdır.

Yasada Cilicia eyaletine dahil edilen Pisidia ve Milyas bölgelerinin doğusunda kalan Lykaonia bölgesinin Asia Eyaleti sınırları içerisinde kalacağı özellikle vurgulanmaktadır 920 . Hatırlanacağı üzere yasanın çıktığı 100 tarihinde Kappadokia tahtında kukla kral olarak Pontos kralı VI. Mithridates’in çocuk yataki oğlu IX. Ariarathes bulunuyordu ve 101 yılında, belki de yasanın hazırlanma sürecinde, Mithridates’in elçileri yanlarına yüklü miktarda bir para ile senatörlere rüvet dağıtmak üzere Roma’da bulunuyordu 921 . Lykaonia’nın Aristonikos ayaklanmasının ardından Kappadokia Krallığı’na verilip daha sonra C. Gracchus’un politikası sonucu geri alındığını 922 hesaba katarsak, belki de Mithridates’in elçileri senatörlere rüvet dağıtırken kralın oğlunun tahtta bulunduğu Kappadokia Krallığı’nın Lykaonia üzerindeki hakkını yeniden gündeme getirdikleri için ya da en azından böyle bir olasılık belirdiği için yasada Lykaonia’nın Asia eyalet valisinin provincia sı içinde olduğunun vurgulandığı düünülebilir 923 .

Bu noktada yasanın hazırlanma sürecinde Roma’daki politik duruma ve yasanın çıkarılmasının arka planında Roma’daki hangi çevrelerin olabileceğine göz atmak yerinde olacaktır. Đlk olarak yasanın çıktığı tarihe bakacak olursak bu tarihte Iugurtha savaı ile ardından Germen kabileleri tehdidini muzaffer bir biçimde sonlandıran ve ard arda beinci kez consul seçilen Marius gücünün doruğundaydı 924 . Bir novus homo olarak consul luğa kadar yükselen Marius, kazandığı zaferlerle Roma halkının yeni kahramanıydı ve Gracchus kardelerin ardından Senato aristokrasisine karı halkın

920 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos III, ll. 22 v.d. SHERK 1984, 63, no. 55. KALLETMARX 1995, 234. 921 Bkz. Diodoros, Bibliotheke XXXVI 15, 1. LUCE 1970, 170. MCGING 1986, 72. HIND 1994, 141 v.d. KALLETMARX 1995, 244. DMITRIEV 2006, 289. Kr. STROBEL 1996, 70 v.d. CALLATAŸ 1997, 271. MASTROCINQUE 1999, 18 v.d. BALLESTEROSPASTOR 2008, 52 v.d., dn. 33. 922 Bkz. yuk. bl. 3.2 923 SHERWINWHITE 1976, 7. Kr. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 163 v.d. 924 LINKE 2005, 83 v.d. FERRARY 2009, 140. SCULLARD 2011, 49 v.d.

154

çıkarlarını gözeten populares in desteklediği bir politikacıydı 925 . Dolayısıyla bu yasanın, gücünün doruğundaki Marius ve onu destekleyen populares taraftarı politikacılar tarafından hazırlandığı öne sürülmektedir 926 .

Yasanın yapısında ve içeriğinde populares yanlısı politikacılar tarafından hazırlandığını gösteren birçok kanıt bulunmaktadır. Yukarıdaki satırlarda çoğu kez değinildiği gibi Roma’da dı politikayı ilgilendiren konular Senato’nun yetki alanındaydı ve Senato, çıkardığı Senatus Consulta aracılığıyla Đtalya dıındaki konular hakkında çeitli düzenlemelerde bulunuyordu 927 . Yasada değinilen birçok konunun Senato tarafından, bir Senatus Consultum ile düzenlenmesi beklenirken bu yasa halk meclisinden geçirilmi bir lex , hatta belki de bir plebiscitum idi 928 . C. Gracchus’un düzenlemelerinin ardından Anadolu’ya ve Ege adalarına akın eden on binlerce Romalı publicanus , tüccar ve i adamının bölgedeki ekonomik faaliyetleri ve çıkarları göz önüne alındığında yasanın baında bölgedeki Romalıların ve Latinlerin güven içerisinde denizlerde seyahat edebilmelerinin vurgulanması daha anlaılır hale gelmektedir 929 .

Bu yasayla populares in en güçlü grubunu oluturan ve Marius’a en büyük desteği veren atlı sınıfının bölgedeki ekonomik çıkarları korunmu oluyordu 930 . Ayrıca bir eyaletin kurulması ya da eyalete toprak eklenmesi gibi konular, gerek Asia Eyaleti’nin kurulmasında gerekse Phrygia ve Lykaonia’nın Asia Eyaleti’ne dahil

925 LUCE 1970, 167 v.d. BOREN 1977, 86 v.d. CRAWFORD 1978, 126 v.d. LINKE 2005, 75 v.d. KEAVENEY 2005, 36. SCULLARD 2011, 41 v.d. 926 Hatta yasayı hazırlayan kiinin dönemin önde gelen populares yanlısı politikacılarından ve Marius’un destekçilerinden olan 100 yılının halk tribunus larından Lucius Appuleius Saturninus olduğu düünülmektedir, bkz. MRR I 575 v.d. HINRICHS 1970, 490 v.d. LINTOTT 1976, 72. FERRARY 1977, 655 v.d. DAHLHEIM 1977, 149. HASSAL v.d. 1974, 218 v.d. CRAWFORD 1978,16. SHERWINWHITE 1984, 101. DE SOUZA 1999, 108 v.d. CRAWFORD 1996, 237. MASTROCINQUE 1999, 21. RICHARDSON 2008, 40. FERRARY 2009, 140 v.d. SCULLARD 2011, 47. Contra : POHL 1993, 224 v.d. GIOVANNINI 2008, 101 v.d. Kr. BULIN 1983, 15 v.d. KALLETMARX 1995, 237 v.d. 927 Bkz. RAINER 2006, 135. Örn. bkz. yuk. SC Popillianum , s. 58 v.d.; SC de Agro Pergameno , bl. 2.2.3.4; SC Licinianum , s. 106 v.d. 928 HASSAL v.d. 1974, 210. LINTOTT 1976, 71 v.d. DAHLHEIM 1977, 150 v.d. KALLETMARX 1995, 237 v.d., dn. 54. DE SOUZA 1999, 108. RICHARDSON 2008, 40. Kr. LIEBMANN FRANKFORT 1969a, 164. 929 Bkz. Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos II, ll. 1 v.d.; III ll. 28 v.d. SHERK 1984, 62 v.d., no. 55. MAGIE 1950, 283. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 190. DAHLHEIM 1977, 146. POHL 1993, 210 v.d. GEELHAAR 2002, 112 v.d. FERRARY 2002, 135 v.d. SANTANGELO 2007, 24 v.d. 930 Bkz. SHERWINWHITE 1976, 8. SHERWINWHITE 1984, 101. MASTROCINQUE 1999, 23. SCHULZ 2000, 435. SANTANGELO 2007, 24. SCULLARD 2011, 47; 50.

155

edilmesinde olduğu gibi, senatörlerden oluan bir elçilik heyeti (= legati ) aracılığıyla düzenlense de gerek Cilicia Eyaleti’nin kurulmasında, gerekse Makedonya Eyaleti’ne yeni topraklar eklenmesinde hiçbir suretle elçilerden söz edilmeyip bu düzenlemeler doğrudan yasa aracılığıyla yapılmaktadır 931 . Yine, yasanın sonunda Senato sınıfından olan Asia ve Makedonya valileri ile Roma’daki tüm üst düzey magistratların yasaya uyacaklarına dair yemin etmelerinin istenmesi yasanın populares kaynaklı olduğunun kanıtlarındandır 932 .

Lex de Provinciis Praetoriis , Roma’nın gerek Anadolu ve genel olarak doğu politikası açısından gerekse imparatorluk ideolojisinin geliimini göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Roma, uzun yıllar ihmal ettiği bu bölgelerde yeniden varlığını gösterirken artık daha güçlü bir ekilde bölgedeki dost ve müttefik kent ve krallıkların çıkarlarını koruma sorumluluğunu da üstleniyordu 933 . Yasada açıkça Roma’nın, üstlendiği bu sorumluluk gereğince artık Cilicia ’da artık bir praetor görevlendirdiği belirtilmektedir 934 . Bu doğrultuda yasa metni doğudaki kent ve krallıklara gönderilirken Asia valisinden yasayı sorumluluk alanındaki kentlere göndermesi ve kentlerin yasayı, en çok insanın göreceği ekilde kentlerdeki en kalabalık yerler olan kutsal alanlarda ya da agoralarda ilan etmeleri istenmektedir 935 . Bu talebin amacı yasayı uygulamak kadar, Roma’nın müttefiklerinin güvenliğini ve çıkarlarını koruduğunu Yunan kent devletlerindeki kamuoyuna duyurma isteğidir 936 . Bu açıdan yasa metnini bir kopyasının Delphoi’da bulunması oldukça anlamlıdır. Yunan dünyasının en önemli dini merkezi olan Delphoi’da 168 yılında Makedonya kralı

931 HASSAL v.d. 1974, 219. KALLETMARX 1995, 238. SANTANGELO 2007, 24. 932 Bkz. Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Delphoi C, ll. 8 v.d. SHERK 1984, 61, no. 55. HINRICHS 1970, 490 v.d. FERRARY 1977, 656 v.d. SHERWIN WHITE 1984, 101. Kr. COARELLI 1982, 451. KALLETMARX 1995, 237. SCULLARD 2011, 50. Muhtemelen ataması henüz gerçeklemediğinden Cilicia valisinden söz edilmemektedir, bkz. CRAWFORD 1996, 237; 262. DE SOUZA 1999, 110. 933 POHL 1993, 245. KALLETMARX 1995, 236 v.d. DE SOUZA 1999, 110. GIOVANNINI 2008, 104 v.d. SANTANGELO 2007, 24 v.d. 934 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos III, ll. 28 v.d. SHERK 1984, 63, no. 55. BRENNAN 2000, 358. 935 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Delphoi B, ll. 20 v.d. SHERK 1984, 60, no. 55. 936 KALLETMARX 1995, 236. GIOVANNINI 2008, 105 v.d. Muhtemelen Cilicia Eyaleti sınırları içinde olmayan Dağlık Kilikia’daki Syedra kenti bu yasanın kendilerine ulamasının ardından Klaros’taki Apollon tapınağına korsanlara karı savaıp savamamayı sormu, “Evet” yanıtını alınca da korsanlara karı savaılmasını içeren bir yazıt dikmiti, bkz. SEG XLI 1411; XLVII 1841 = DE SOUZA 1997, 477 v.d.

156

Perseus’a karı Pydna Savaı’nı kazanan muzaffer komutan L. Aemilius Paulus’un zafer anıtının bir parçası olan bu yazıt ile Roma’nın Yunan dünyası üzerindeki imperium unun bu dünyanın yararına olacağı vurgulanıyordu 937 . Böylece I. yüzyılın baında doğudaki egemenliğini zayıflatan tüm dı tehditleri büyük zaferlerle bertaraf eden Roma, Yunan dünyası üzerindeki gücünü yeniden göstermi oluyordu.

4.2 Marius’un Anadolu Seyahati

100 yılına gelindiğinde dı politikadaki tüm önemli sorunların üstesinden gelen Roma’da yeniden iç meseleler ön plana çıkmaya balamıtı. Ard arda beinci kez consul luk görevinde bulunan Marius’un gücünün doruğunda olduğu bu yılda onun en önemli destekçileri populares yanlısı politikacılar olan halk tribunus u L. Appuleius Saturninus 938 ile praetor C. Servilius Glaucia 939 idiler 940 . Populares yanlısı politikacıların böylesine güçlü olduğu bir ortamda gündeme gelen konu, Gracchus kardelerden beri onları izleyen politikacıların sürekli gündeme getirdikleri topak meselesiydi. Halk tribunus u Saturninus, Marius ve Glaucia’nın da desteğiyle Marius’un Germen savaları sırasında ordusunda hizmet etmi olan veteranlara devlet tarafından toprak dağıtılmasını öngören bir yasa hazırladı 941 . Bu yasada da yine Marius, Glaucia ve Saturninus’un tarafından hazırlandığı düünülen Lex de Provinciis Praetoriis ’de olduğu gibi 942 Romalı senatörlerin yasayı kabul ettiklerine dair yemin etmeleri gerekiyordu 943 . Tüm senatörler yasa gereği yemin ederlerken Marius ile Iugurtha savaından beri aralarında dümanlık bulunan censor Q. Caecilius Metellus Numidicus yemin etmeyi reddettiği için sürgüne gönderildi 944 .

Ancak Saturninus ve Glaucia teamüllere aykırı olarak, bir sonraki yılda da görevlerini sürdürmek isteyince Senato’daki honutsuzluk giderek arttı. Saturninus yeniden halk tribunus u seçilip, consul luğa göz diken Glaucia’nın bir sonraki yıl için

937 KALLETMARX 1995, 236 v.d. DE SOUZA 1999, 113. Kr. SANTANGELO 2007, 25 v.d. 938 Bkz. MRR I 575 v.d. 939 Bkz. MRR I 574 v.d. 940 LINKE 2004, 79 v.d. KEAVENEY 2005, 36. SCULLARD 2011, 49 v.d. 941 GREENIDGE–CLAY 1960, 105 v.d. LINKE 2004, 80 v.d. SCULLARD 2011, 47 v.d. 942 Bkz. yuk. bl. 4.1.2 943 FERRARY 1977, 651 v.d. HINRICHS 1970, 471 v.d. SCULLARD 2011, 50. 944 Bkz. MRR I 567; 574. GREENIDGE–CLAY 1960, 105 v.d. HINRICHS 1970, 477 v.d. KELLY 2006, 29 v.d.; 84 v.d. SCULLARD 2011, 50.

157

seçilmi olan consul lardan Gaius Memmius’u öldürdüğü ortaya çıkınca Senato bu duruma sessiz kalmadı. Bir senatus consultum ultimum çıkarılarak, Marius’dan consul olarak devletin güvenliği için Saturninus ve Glaucia’ya karı önlem alması talep edildi 945 . Muhtemelen Saturninus ve Glaucia’nın aırı güçlenmesinden ve suç ileyecek kadar aırıya kaçmalarından rahatsız olan Marius, saf değitirerek kendini destekleyen bu politikacılara karı Senato adına hareket etmeyi kabul etti. Capitolinum tepesini ele geçiren Saturninus ve Glaucia ile onların taraftarlarına karı askeri bir harekat düzenleyen Marius, sonunda onları susuz bırakarak teslim olmaya zorladı. Marius onların canlarının bağılanacağı konusunda güvence verse de Saturninus ve Glaucia öfkeli kalabalık ve Senato taraftarları tarafından linç edilerek öldürüldüler 946 .

Saturninus ve Glaucia gibi radikal halkçı politikacıların öldürülmesi ile Senato yeniden güçlenmi, Senato adına hareket eden Marius da Senato sınıfıyla kısmen uzlamıtı 947 . Ancak 99 yılında artık sadece bir senatör olan Marius, en büyük dümanı Metellus Numidicus’un sürgünden dönmesine iddetle karı çıksa da buna engel olamadı 948 . Marius’un Saturninus ve Glaucia’ya karı tutumundan dolayı halkçıların ona desteği artık eskisi kadar güçlü değildi ve Metellus’un geri dönmesi kararı ile Senato’da Marius karıtları güç kazanmıtı 949 . Antik edebi kaynaklarımızdan biyografi yazarı Plutarkhos, Marius’un biyografisinde bu noktada onun Anadolu’ya yaptığı seyahate değinir.

Plutarkhos’a göre gerek halk, gerekse Senato katında saygınlığını yitiren Marius, bu nedenle seçilemeyeceğinden korkarak censor luk seçimlerine katılmaktan vaz geçmi, Metellus Numidicus’un sürgünden dönmesine engel olamayınca da onun dönüünü görmeye katlanamayarak görünüte Ana Tanrıça’ya sunu yapmak bahanesiyle Kappadokia ve Galatia’ya seyahate çıkmıtı 950 . Plutarkhos, gücünü askeri seferlere borçlu olan Marius’un aslında yeni bir sava çıkarıp yeniden orduların baına geçmek

945 MRR I 574. GREENIDGE–CLAY 1960, 108 v.d. LINKE 2004, 89. SCULLARD 2011, 50 v.d. 946 MRR II 1. GREENIDGE–CLAY 1960, 108 v.d. LINKE 2004, 89. SCULLARD 2011, 50 v.d. 947 BADIAN 1956, 122. BADIAN 1968, 32. SHATZMAN 1975, 131 v.d. BULIN 1983, 32. DAUBNER 2006, 256. 948 MRR II 5. GREENIDGE–CLAY 1960, 111 v.d. LUCE 1970, 162 v.d. KELLY 2006, 179. SCULLARD 2011, 51. 949 GRUEN 1966, 37. LUCE 1970, 164 v.d. KEAVENEY 2005, 36. SCULLARD 2011, 51. 950 Plutarkhos, Marius 30, 4 v.d.

158

isteğiyle, Anadolu’daki kralları birbirine düürüp özellikle Mithridates’i kıkırtarak onun Roma’ya sava açmasını sağlamak için Anadolu’ya geldiğini belirtir 951 . Bu nedenle Marius ile Mithridates karılatıklarında kral, Marius’a büyük bir saygı ve hürmet gösterse de Marius buna aldırmayarak Mithridates’e u sözleri sarf etmiti: “Ey kral, ya Roma’dan daha güçlü olmaya çalı, ya da sessizce onun emrine itaat et!” 952 . Yine Plutarkhos’un belirttiğine göre Mithridates, Romalıların konuma üslubu hakkında o zamana dek çok ey duysa da ilk kez böylesine küstahça sözlerle karılaınca akına dönmütü 953 .

Ancak bu olaylardan yaklaık 200 yıl sonra eserini kaleme alan Plutarkhos’un, I. yüzyıl balarındaki olaylar için kaynak olarak Q. Lutatius Catulus, P. Rutilius Rufus, M. Aemilius Scaurus ve L. Cornelius Sulla gibi açıkça Marius dümanı olan kiilerin anılarını kullanmı olduğunun bilinmesi, Marius’un Anadolu seyahati ile ilgili yukarıda geçen ifadelerin gerçekliğine kukuyla yaklaılması gerektiğini gösterir 954 . Özellikle Marius’un sadece bir rakibinin Roma’ya dönüünü görmemek için Kappadokia’ya kadar gitmesi açıkça Marius karıtı kaynakların abartmasıdır 955 . Ayrıca Metellus Numidicus’un sürgünden dönmesini sağlayan yasayı teklif eden kii, 98 yılının halk tribunus u Quintus Calidius 10 Aralık 99’da göreve baladığından ve 98 yılında Anadolu’da bulunan Marius’un bu yolculuğa kıın baında (muhtemelen 99 yılı sonunda) çıkmı olması gerektiğinden, Marius muhtemelen bu yasa teklifinin sonucunu öğrenmeden önce bu yolculuğa çıkmıtı 956 .

Yine Marius’un popülerliğini yitirdiği için censor luğa bavurmadığı iddiası da ona karı olan kiilerin yazılarından kaynaklanıyor olmalıdır. Çünkü Cicero’nun belirttiğine göre Marius, Anadolu’da iken gıyabında augur seçilmiti 957 . Augur luk gibi oldukça saygın bir dini konuma, hem de alıılagelmemi bir ekilde gıyaben seçilmesi,

951 Plutarkhos, Marius 31, 2. 952 Plutarkhos, Marius 31, 3. 953 Plutarkhos, Marius 31, 3. 954 LUCE 1970, 162 v.d. BULIN 1983, 27. DAUBNER 2006, 255 v.d. 955 BADIAN 1968, 32. LUCE 1970, 164. BULIN 1983, 30. DAUBNER 2006, 255 v.d. 956 MRR II 5. BADIAN 1959, 300. LUCE 1970, 164. GLEW 1977, 389. BULIN 1983, 28. Kr. KEAVENEY 2005, 37. MASTROCINQUE 1999, 16; 25. Marius muhtemelen Anadolu’ya yaptığı yolculuk sırasında Delos adasına uğramı ve buradaki Romalı i adamları tarafından heykeli dikilerek onurlandırılmıtı, bkz. ILLRP 343 = I. Délos 1699. SHERK 1984, 49 v.d., no 47c. LUCE 1970, 168. BALLESTEROSPASTOR 2008, 54 v.d. 957 Cicero, ad Brutum 9 (I 5) 3. MRR II 8.

159

Marius’un Roma’daki prestijinin ve politik gücünün halen devam ettiğinin en önemli kanıtıdır 958 . Ayrıca Marius’un çekilmi olduğu iddia edilen seçimlerden galip çıkan her iki censor L. Valerius Flaccus ve M. Antonius’un, Marius’un yakın dostları olmaları, bu iddianın zayıflığını gösterir 959 .

Böylece Marius’un Anadolu seyahatinin sadece Roma’dan uzaklamak amacıyla, kiisel çıkarları için gerçekletirdiği özel bir gezi olmayıp resmi bir elçilik seyahati olduğu anlaılmaktadır 960 . Yukarıdaki bölümlerde değinildiği üzere II. yüzyıl sonlarında Roma, hayati dı meseleleri ile ilgilenirken, Anadolu’daki krallar daha fazla güç ve toprak kazanma arzusundaydı. Romalı elçilere kulak asmayan Bithynia ve Pontos kralları III. Nikomedes ve VI. Mithridates’in Paphlagonia’yı aralarında paylamalarının ardından Mithridates Galatia’nın bir bölümünü igal etmi, 100 yılında da oğlu IX. Ariarathes’i kukla kral olarak Kappadokia tahtına geçirmiti 961 . 101 yılında Marius’un Vercellae zaferinin ardından 100 yılında M. Antonius’un da korsanlara karı seferinden dönüüyle Roma’da askeri harekatlar tamamlanmı, gücünün zirvesinde olan halkçı politikacılar gerek iç gerekse dı politikada yeni yasal düzenlemelere girimilerdi. Belirtildiği üzere bu yasal düzenlemelerden Lex de Provinciis Praetoriis ile yeniden uzun süre ihmal edilen Anadolu ile ilgili önemli düzenlemelerde bulunulmutu 962 . Fakat Saturninus ve Glaucia’nın öldürülmesinin ardından Senato, Roma politikasına yeniden hakim olmu ve bu süreçte Marius ile Senato arasında bir uzlama da gerçeklemiti 963 . Muhtemelen 100 yılında Kappadokia tahtına Mithridates’in oğlunun geçtiğini öğrenen Senato, Roma’da politik gücü eline geçirir

958 BADIAN 1958, 212. LUCE 1970, 164 v.d. KEAVENEY 2005, 36. DAUBNER 2006, 256. 959 MRR II 6 v.d. BADIAN 1958, 212. BADIAN 1957, 331 v.d. LUCE 1970, 165 v.d. Kr. GRUEN 1966, 40. MASTROCINQUE 1999, 21. 960 Bkz. MRR II 8. LUCE 1970, 166 v.d. BULIN 1983, 32 v.d. DAUBNER 2006, 256. Kr. FERRARY 1977, 659, dn. 140. GLEW 1977, 389. COARELLI 1982, 450 v.d. KALLETMARX 1995, 245 v.d. Ayr. bkz. Marius, Delos adasındaki onurlandırma yazıtında açıkça legatus olarak adlandırılmaktadır, ILLRP 343 = I. Délos 1699, l. 1: C. Marium C. f. legatum … MCGING 1986, 76, dn. 40. 961 Iustinus, Epitoma XXXVIII 1, 1. Memnon, Peri Herakleias 22, 1. APR III 76. MAGIE 1950, 203 v.d. BADIAN 1959, 291. SHERWINWHITE 1984, 105 v.d. SIMONETTA 1977, 36 v.d. GLEW 1977, 389. ALBERT 1980, 79. MCGING 1986, 75. SULLIVAN 1990, 39; 53. HIND 1994, 141. KALLET MARX 1995, 244. STROBEL 1996, 70. CALLATAŸ 1997, 269 v.d. MASTROCINQUE 1999, 11. ARSLAN 2007, 97 v.d. MCGING 2009, 208. 962 Bkz. yuk. bl. 4.1.2 963 BADIAN 1956, 122. BADIAN 1968, 32. BULIN 1983, 32. DAUBNER 2006, 256.

160

geçirmez Anadolu’ya bir elçilik heyeti göndermeye karar vermiti 964 . Đte Marius, Senato tarafından askeri konulardaki baarısını kanıtlamı bir politikacı olarak, Anadolu’daki krallıkların durumu hakkında bilgi edinmek ve bölgede ileride yapılacak gerekli hamleleri tespit etmek üzere gönderilen elçilik heyetinin bakanı olarak görevlendirilmi olmalıdır 965 . Plutarkhos’un, Marius’un gezisinin o sırada Mithridates’in igali altında bulunan Galatia ve Kappadokia’ya yaptığının belirtilmesi ve Cicero’daki Marius’un Kappadokia’da bulunduğuna dair ifadeler böylece daha anlamlı hale gelmektedir.

Ancak bu durum Plutarkhos’da geçen bilgilerin tamamen yanlı olduğunu göstermez. Marius bu elçilik seyahati sırasında belki de Battakes’in Roma’dayken Tanrıça’nın Marius’un zaferlerini önceden müjdelemesi nedeniyle Pessinous’daki Ana Tanrıça tapınağına sunuda bulunmu da olabilir 966 . Yine Marius’un bu elçilik gezisiyle Mithridates’i kıkırtıp bir sava çıkararak kendisine yeni bir komutanlık fırsatı yaratmak istemesi, bu gezinin resmi bir gezi olmadığı anlamına gelmez 967 .

4.3 Q. Mucius Scaevola ve Kentler

Marius’un Germen kabilelerine karı kazandığı zaferlerin ardından Roma politikasında güçlerinin doruğuna ulaan halkçı politikacılar II. yüzyıl sonlarında Roma’nın otoritesinin azaldığı Anadolu ile ilgili kapsamlı düzenlemeleri içeren Lex de Provinciis Praetoriis ’i çıkarmılar, bunun hemen ardından Roma politikasına yeniden hakim olan Senato da Anadolu’ya olan ilgiyi devam ettirip Marius’u bölgedeki krallıkların durumunu öğrenmek üzere Anadolu’ya elçi olarak göndermiti 968 . Gerek Lex de Provinciis Praetoriis ile gerekse Marius’un Anadolu’daki elçiliğiyle Anadolu ve çevresindeki Roma dost ve müttefiklerine (tabi ki Mithridates gibi potansiyel rakiplerine) Roma’nın gücü yeniden vurgulansa da doğrudan Roma idaresi altındaki Asia Eyaleti’ndeki Yunan kent devletleri arasında publicanuslar dan kaynaklardan

964 Bkz. BADIAN 1959, 300 v.d. BADIAN 1968, 31 v.d. GLEW 1977, 389. BULIN 1983, 32 v.d. LUCE 1970, 168. Kr. MCGING 1986, 76. SULLIVAN 1990, 55 v.d. MCGING 2005, 85. BALLESTEROS PASTOR 2008, 54 v.d. 965 BULIN 1983, 32 v.d. DAUBNER 2006, 256. Kr. MCGING 1986, 76. BRENNAN 1992, 145 v.d. 966 SHERWINWHITE 1984, 108 v.d. KALLETMARX 1995, 244 v.d. Kr. DAUBNER 2006, 256. 967 Kr. LUCE 1970, 167 v.d. BULIN 1983, 31. KALLETMARX 1995, 245. 968 Bkz. yuk. bl. 4.2

161

sorunlar nedeniyle Roma yönetimine karı oluan nefret gittikçe büyüyerek devam etmekteydi 969 .

Yukarıdaki satırlarda ele alındığı üzere özellikle II. yüzyıl sonlarında Roma, önemli dı tehditlerle megul iken Asia Eyaleti’nde publicanus lar ile birçok kent arasında önemli sorunlar ba göstermi, publicanus ların kanun tanımaz davranıları Asia Eyaleti’nin dıındaki bölgelere kadar yayılmıtı 970 . Bu publicanus lar Asia Eyaleti valisinin imperium unun geçerli olduğu provincia içinde bulunsalar da C. Gracchus’un eyaletlerdeki Romalı magistratları yargılayan mahkemelerin jüri üyeliklerine atlıları (= equites ) getirmesinin ardından valilerin publicanus lar üzerindeki denetimi neredeyse ortadan kalkmıtı. Çünkü valiler, görev sürelerinin sonunda publicanus ların da içinde bulunduğu atlı sınıfının kontrolündeki mahkemelerde yargılanma korkusu ile eyaletlerindeki publicanus lara karı bir giriimde bulunamıyorlardı 971 . Bu durumdan en çok zarar gören doğal olarak eyalet kentleriydi. Hatta Anadolu’da durum eyalet dıındaki bölgelerde bile Roma’ya karı tepki oluturacak boyuta gelmiti. Özellikle 104 yılında Roma müttefiki olan III. Nikomedes’in Roma’ya yardım vermeyi reddetmesi ile muhtemelen Roma’nın müttefikleri üzerindeki otoritesinin ne kadar azaldığını gören Senato, ayrıca Asia gibi zengin bir eyaletin gelirlerinin publicanus ların yağmalamasına terk edilemeyecek kadar değerli olduğunu fark etmi olmalıdır 972 .

Böylece Senato’nun Asia Eyaleti içerisindeki özgür ve müttefik Yunan kent devletleri nezdinde kaybolan prestijini ve gücünü yeninden göstermek için eyaletteki publicanus ların yasadıı faaliyetlerini engellemek gibi bir Romalı politikacının kariyeri açısından oldukça tehlikeli ve zor olan bir görev için üyeleri arasından dönemin en parlak iki hukukçusu olan devlet adamları Q. Mucius Scaevola ve P. Rutilius Rufus’u seçtiği görülmektedir. Asia Eyaleti valisi olarak proconsul rütbesiyle görevlendirilen Q. Mucius Scaevola, ünlü bir hukukçu ve hatip olmasının yanı sıra Roma’daki en yüksek

969 Bkz. Diodoros, Bibliotheke XXXIV/XXXV 25, 1; XXXVII 5, 1 v.d.; XXXVII 6. SANFORD 1950, 33. KALLETMARX 1995, 143 v.d. 970 Bkz. yuk. bl. 3.4.3 971 BADIAN 1958, 184. BROUGHTON 1959, 512. ARNOLD 1974, 79 v.d. LINTOTT 1993, 46. DAUBNER 2006, 227. SCULLARD 2011, 29 v.d. 972 DAUBNER 2006, 258.

162

ve saygın dini görev olan pontifex maximus ’luk konumundaydı 973 . Asia valisi olan Scaevola’nın legatus u olarak görev yapan P. Rutilius Rufus, tecrübesini ve yeteneğini kanıtlamı bir asker ve devlet adamı olarak 105 yılında consul luk yapmı olup zamanın önde gelen hukukçuları arasındaydı ve aynı zamanda filozoftu 974 . Bu her iki devlet adamı da Marius ve halkçıların karısında olup Senato yanlısı politikacılar arasındaydılar 975 . Böylesine önemli iki devlet adamının Senato tarafından desteklenerek Asia Eyaleti’ne gönderilmesi, Senato’nun doğrudan Roma yönetimi sınırları dahilindeki müttefikleri arasında Roma’nın kaybolan gücünü yeniden oluturmak için ne kadar ciddi olduğunu göstermesinin yanı sıra bu politikacıların ne kadar zor bir görevle karı karıya olduklarını da gösterir 976 .

Asia valisi Q. Mucius Scaevola ve P. Rutilius Rufus’un eyaletteki görevlerini ne zaman yapmı oldukları, aratırmacılar arasında uzun yıllardır süregelen bir tartıma konusudur. Tartıma, esas olarak Scaevola’nın Asia valiliğini 99 ya da 98 yılında yaptığı praetor luğu sırasında ya da onun hemen ardından mı, yoksa 95 yılındaki consul luğunun ardından mı yapmı olduğu üzerinedir. Eğer Scaevola’nın Asia Eyaleti valiliğini praetor luğu sırasında ya da sonrasında yapmı olduğu kabul edilir ise onun bu görevi 9897 yıllarına 977 ; eğer consul luğundan sonra yapmı olduğu kabul edilir ise 95 94 yılarına tarihlenmektedir 978 . Ancak Cicero’nun çeitli eserleri üzerine yorumlarda bulunan antik edebi kaynaklardan Asconius’un eserinde geçen Scaevola’ya ilikin ifadeler onun bu görevini praetor luğundan sonra yaptığı görüünü güçlendirmektedir 979 . Çünkü Asconius’un, eserinde Scaevola’nın consul luğundan sonra bir eyalette görev almayı reddettiğini belirtmesi açıkça onun consul luğundan sonra eyalet valiliği

973 Bkz. MRR II 7. 974 MRR I 555; II 8. 975 BADIAN 1957, 324 v.d.; 328 v.d. GRUEN 1966, 53 v.d. KALLETMARX 1990, 130 v.d. 976 BADIAN 1956, 115 v.d. BADIAN 1972, 89. DAUBNER 2006, 256 v.d. Contra : Scaevola’nın Senato’nun politikası doğrultusunda gönderilmeyip, yaptıklarını kendi kiisel idealleri adına yerine getirdiği görüü için bkz. SHATZMAN 1975, 191. KALLETMARX 1989, 312. 977 Bkz. BALSDON 1937, 9 v.d. JONES 1937, 59. JASHEMSKI 1950, 51; 135. FERRARY 1977, 659, dn. 140. SUMNER 1978, 147 v.d. KALLETMARX 1989, 306 v.d. KALLETMARX 1995, 143. FERRARY 2000a, 163 v.d. EILERS 2002, 127, dn. 98. DAUBNER 2006, 256 v.d. CAMPANILE 2007, 129. SANTANGELO 2007, 34, dn. 7. MITCHELL 2008, 185. 978 Bkz. MAGIE 1950, 173; 1064, dn. 47. SANFORD 1950, 33. BADIAN 1956, 106 v.d. GREENIDGE– CLAY 1960, 122. GRUEN 1966, 53. MASTROCINQUE 1999, 22. BRENNAN 2000, 551 v.d. Kr. LEWIS 2006, 210 v.d. 979 Asconius, Orationum Ciceronis 14C v.d.: Idem provinciam … deposuerat ne sumptui esset oratio .

163

yapmadığını gösterir 980 . Ayrıca Scaevola’nın bu görevini, Senato’nun Marius ve halkçı politikacılara karı yeniden güç kazandığı 90’lı yılların balarında yapmı olması tarihsel olarak da daha uygun dümektedir 981 . Yine geç tarihi savunan aratırmacıların bir argüman olarak kullandıkları Scaevola’nın consul luk yapmadan, consul luk yapmı olan bir politikacı olan Rufus’u legatus u olarak emri altına alamayacağı görüü 982 de dönemin koulları göz önüne alındığında zayıflamaktadır. Çünkü yukarıda da belirtildiği üzere, Scaevola’nın getirildiği bu görevin zorluğu ve tehlikeleri göz önüne alınarak Senato tarafından oldukça deneyimli bir hukukçu ve politikacı olan Rufus, sıra dıı bir uygulamayla Scaevola’yı desteklemek üzere onun yanında görevlendirilmi olmalıdır 983 . Bu durum dahi Senato’nun Asia’da politikasını uygulama konusunda ne kadar ciddi ve tedbirli olduğunu gösterir. Ayrıca aağıdaki satırlarda görüleceği üzere Scaevola ve Rufus yaptıklarıyla kendilerinden önceki Asia valilerine göre ne kadar alıılmadık yöneticiler olduklarını göstereceklerdir. Tüm bunların yanı sıra Diodoros’un belirttiği üzere Scaevola ve Rufus’un ilikisi bu görevle balamı olmayıp onlar zaten çok yakın iki dost idiler 984 .

Q. Mucius Scaevola, I. Mithridates Savaı öncesindeki valiler arasında eyalette yaptıklarına ilikin en fazla bilgiye sahip olduğumuz Asia valisidir. Scaevola, bu göreve geldiği andan itibaren sıra dıı bir vali olduğunu göstererek, görevinin baında eyaletteki artları göz önüne alarak hukukçu kimliğiyle görevi süresince uyacağı kuralları belirten bir edictum yayınlamıtı 985 . Cicero’daki ifadelerden, Scaevola’nın yayınladığı bu edictum daki en önemli konunun eyaletteki Yunan kent devletlerinin kendilerini ilgilendiren konularda kendi yasalarını kullanma hakkının (= autonomia ) vurgulandığı anlaılmaktadır 986 . Bu da göstermektedir ki yukarıdaki bölümlerde ele

980 Asconius’un kullandığı “ provincia deponere ” ifadesi açıkça, bir magistratın atandığı eyalete gitmemesi anlamına gelen bir teknik terimdi, bkz. BALSDON 1937, 8 v.d. SUMNER 1978, 147. KALLETMARX 1989, 306 v.d. FERRARY 2000a, 163 v.d. DAUBNER 2006, 256 v.d., dn. 1266. LEWIS 2006, 211. 981 Kr. MRR II 5 v.d., dn. 2. BADIAN 1957, 331 v.d. BADIAN 1970, 11. KALLETMARX 1989, 310 v.d. KALLETMARX 1990, 135 v.d. FERRARY 2000a, 164 v.d. 982 Bkz. BADIAN 1956, 105 v.d. BRENNAN 2000, 551 v.d. 983 KALLETMARX 1989, 310 v.d. FERRARY 2000a, 165. DAUBNER 2006, 257. 984 Diodoros, Bibliotheke XXXVII 5, 1; XXXVII 8. KALLETMARX 1989, 311. 985 Bkz. Cicero, ad Atticum 115 (VI 1) 15. Valerius Maximus, Factorum VIII 15, 6. 986 Bkz. Cicero, ad Atticum 115 (VI 1) 15. JONES 1937, 61. MAGIE 1950, 174. BADIAN 1956, 114. BRENNAN 2000, 550.

164

alınan, Kolophon’daki eyaletin kurulu yıllarına ait Menippos ve Polemaios yazıtlarından itibaren eyalet içerisindeki özgür Yunan kent devletlerinin en hassas ve oldukları konu kendi arazilerinde kendi yasalarının geçerli olmasıydı 987 . Scaevola bu konuya vurgu yaparak, publicanus ların aırılıklarına karı Yunan kent devletlerinin sahip olukları hakları vurgulamı olduğu düünülebilir. Scaevola’nın üphesiz ünlü bir hukukçu olan Rutilius Rufus ile birlikte hazırlamı olduğu bu edictum Senato tarafından da o kadar takdir edilmiti ki bu edictum daki kuralların Asia’ya gönderilecek sonraki valiler için de standart bir örnek olması yönünde bir karar alınmıtı 988 . Cicero dahi 51/50 yıllarındaki Kilikia valiliği sırasında hazırladığı edictum da Scaevola’nın yayınlamı olduğu edictum u örnek aldığını belirtecektir 989 .

Scaevola’nın Asia Eyaleti’ndeki valiliği sırasında yaptıklarına ilikin en detaylı bilgiler, Sicilyalı Diodoros’un o zamanın canlı tanığı olarak yazan Poseidonios’un eserine dayanarak kaleme aldığı bilinen eserindeki bölümlerin Bizans döneminde yapılmı özetlerinde bulunmaktadır. Buna göre Scaevola, Asia’daki valiliği sırasında eyalet ile ilgili konularda aldığı tüm kararlarda ve verdiği tüm emirlerde daima yanında bulundurduğu legatus u Rutilius Rufus’a danııyordu 990 . Muhtemelen önceki valilerin aksine kendinin ve personelinin tüm giderlerini kendi bütçesinden karılayacağını ilan etmiti 991 . Böylece bu alçak gönüllülüğü ve dürüstlüğü sayesinde eyaleti önceki kötü durumundan kurtarabilmiti. Çünkü kendinden önce Asia’daki publicanus lar Roma’daki mahkemeleri ellerinde bulunduranlar ile ibirliği içinde oldukları için eyalette yasadıı her türlü ii yapabiliyorlardı 992 . Scaevola, eyalette adaleti uygulama iini, dürüstçe ve olması gerektiği gibi yerine getirince eyaletlileri bu yolsuzluklardan kurtarmakla kalmamı, ayrıca publicanus ların haksız yere aldıkları eylerin tazmin

987 BRENNAN 2000, 550. Yazıtlar için bkz. yuk bl. 2.3.1.2 988 Valerius Maximus, Factorum VIII 15, 6. 989 Cicero, ad Atticum 115 (VI 1) 15. 990 Diodoros, Bibliotheke XXXVII 5, 1. 991 Diodoros, Bibliotheke XXXVII 5, 1. Bilinildiği üzere Kolophon’daki Menippos ve Polemaios yazıtlarında onurlandırılan bu Kolophon vatandalarının, kentlerine gelen Romalı vali ve personelinin ağırlama giderlerini karılayarak kenti bu ağır yükten kurtardıklarını belirtmeleri bunun bir kent devleti için ne kadar masraflı bir ey olduğunu göstermektedir. Hatta Kolophon kentini ziyaret eden bu valilerden biri muhtemelen Scaevola’nın aynı isimli büyük kuzeni Augur Q. Mucius Scaevola idi, bkz. ROBERT–ROBERT 1989, 15; 65 = LEHMANN 1998, 172, 178 Menippos II, ll. 42 v.d.; Polemaios IV ll. 20 v.d. KALLETMARX 1995, 144 v.d. Kr. LINTOTT 1993, 93 v.d. 992 Diodoros, Bibliotheke XXXVII 5, 1.

165

edilmesini de sağlamıtı 993 . Eyaletin her yerinde publicanus lar tarafından haksızlığa uğrayanların bavuracağı mahkemeler kurup bunların yargıçlıklarına hakkaniyetli kiileri atayıp, zarara uğrayanların bu zararlarının karılanmasını sağlamı, büyük haksızlıkların olduğu durumlarda ölüm cezası bile uygulamıtı 994 . Hatta publicanus ların vergi toplama iinin baında bulunan köle, efendileriyle anlaarak çabucak azat edilmek istense de derhal yargılanıp suçlu bulunarak çarmıha gerilmiti 995 . Diodoros, sonuçta Scaevola’nın aldığı bu önlemler sayesinde kısa sürede eyaletteki müttefiklerin yeniden Roma’ya karı iyi niyet beslemesini sağladığını belirtir 996 . Ayrıca Scaevola, yaptıklarından dolayı kötü durumdan kurtardığı topluluklar tarafından kendisine verilen tanrısal onurları kabul etmi, yaptıkları kendi vatandaları tarafından da takdir edilmiti 997 .

Diodoros’un sözünü ettiği tanrısal onurlar Scaevola adına Asia Koinon ’u tarafından oluturulan oyunlar olmalıdır. Yukarıda Asia Koinon ’unun ele alındığı bölümde sözü edilen epigrafik kanıtlarda koinon u oluturan Asia eyaletindeki kentler (= poleis ) ve toplulukların (= ethne ) Q. Mucius Scaevola adına Soteria ve Moukieia adlı dört yılda bir düzenlenen festival oluturdukları görülmektedir 998 . Scaevola, Ephesos kentine yazdığı mektubunda koinon a bu kararı kabul ettiğini bildirmektedir 999 . Tüm Yunan dünyasının ortak merkezlerinden Yunanistan’daki Olympia’da Asia koinon u tarafından dikilen onurlandırma yazıtında soter ve euergetes olarak tanımlanan Scaevola’nın erdemi, adaleti ve dürüstlüğü vurgulanmaktaydı 1000 . Eyaletteki kent ve toplulukların Scaevola’ya saygısı o kadar büyüktü ki Roma’nın Anadolu’daki

993 Diodoros, Bibliotheke XXXVII 5, 2. 994 Diodoros, Bibliotheke XXXVII 5, 2. 995 Diodoros, Bibliotheke XXXVII 5, 3. 996 Diodoros, Bibliotheke XXXVII 5, 4; XXXVII 6. 997 Diodoros, Bibliotheke XXXVII 6. 998 I. v. Pergamon 268 = OGIS 437 = IGR IV 297 = I. Ephesos 7 = SHERK 1969, 256 v.d., no. 47 = AGER 1996, 496 v.d., no. 170. SHERK 1984, 68 v.d., no. 57. OGIS 438 = IGR IV 188. OGIS 439. MAGIE 1950, 174, 1064 v.d., dn. 48. DAHLHEIM 1977, 223. BRENNAN 2000, 550. Eldeki kanıtlardan anlaıldığı kadarıyla festival, koro yarımalarını ve spor oyunlarını içermekteydi, RIGSBY 1988, 145 v.d. 999 I. v. Pergamon 268 = OGIS 437 = IGR IV 297 = I. Ephesos 7 = SHERK 1969, 256 v.d., no. 47 = AGER 1996, 496 v.d., no. 170, II, ll. 1 v.d., SHERK 1984, 68 v.d., no. 57. RIGSBY 1988, 141 v.d. 1000 OGIS 439, l. 8: ἀρε[τῇ καὶ δικαιοσύ]νηι καὶ καθαρειότητι. Đlginç bir ekilde Cicero da Scaevola’nın erdemlerini sayarken yazıttaki gibi onun yüksek karakteri, adaleti ve dürüstlüğünden söz eder, bkz. Cicero, pro Plancio 33: Q. Scaevolam, virum omnibus ingenio, iustitia, integritate praestantem . EILERS–MILNER 1995, 82, dn. 38. Ayr. bkz. RIGSBY 1988, 144. KALLETMARX 1995, 144.

166

egemenliğinin geçici olarak ortadan kalktığı Mithridates’in Asia Eyaleti’ni igali sırasında bile bu festivalin kutlanması devam etmiti 1001 .

Scaevola’nın adil ve dürüst yönetimi, aralarında problemler bulunan özgür Yunan kent devletlerinin de arabulucu olarak kendisine bavurmalarına neden olmutu. Pergamon’da bulunup günümüze fragmanlar halinde ulaan bir grup yazıt Scaevola’nın Sardeis ve Ephesos kentlerine yazdığı iki mektubu ve bu iki kent arasındaki bir anlama metnini içermektedir 1002 . Scaevola, Ephesos’a yazdığı mektubunda bu iki kentten, artık aralarındaki dümanlığa son vermelerini istemektedir 1003 . Ancak anlama metninde Scaevola’nın adının geçmeyip, iki kent arasındaki davada kararın üçüncü bir kent tarafından verildiğinin söz edilmesi Scaevola’nın bu iki özgür kent devleti arasındaki soruna doğrudan müdahale etmeyerek, sorunun çözümü için üçüncü bir özgür kent devletini görevlendirdiğini gösterir ki bu kent, yazıtın bulunduğu Pergamon olmalıdır 1004 .

Scaevola’nın saygınlığı ve ünü sadece Asia Eyaleti ile sınırlı kalmamı, eyaletin dıındaki kentler ve diğer yerel güçler tarafından da duyulmu olmalıdır. Bunun en önemli kanıtı Oinoanda kenti tarafından Q. Mucius Scaevola onuruna dikilen yazıttır 1005 . Yazıtta altın bir heykel ile onurlandırılan Scaevola’ya festival oyunlarında yer verileceği belirtilmekte olup, Scaevola ayrıca kentin patronu ve euergetes i olarak tanımlanmaktadır 1006 . Scaevola’nın Asia valiliği sırasında Kibyra kenti önderliğindeki tetrapolis eklindeki konfederasyona dahil olduğunu bildiğimiz Oinoanda, açıkça Asia Eyaleti sınırları içerisinde bulunmuyordu 1007 . Publicanus ların yasadıı faaliyetlerinin eyalet sınırları dıındaki Bithynia ve Pessinous’a kadar ulatığı göz önüne alındığında

1001 Cicero, II in Verrem II 21, 51. 1002 I. v. Pergamon 268 = OGIS 437 = IGR IV 297 = I. Ephesos 7 = SHERK 1969, 256 v.d., no. 47 = AGER 1996, 496 v.d., no. 170. SHERK 1984, 68 v.d., no. 57. 1003 I. v. Pergamon 268 = OGIS 437 = IGR IV 297 = I. Ephesos 7 = SHERK 1969, 256 v.d., no. 47 = AGER 1996, 496 v.d., no. 170, II, ll. 11 v.d. SHERK 1984, 68 v.d., no. 57. Bu kentlerden Ephesos’ta ele geçen bir yazıtta Q. Mucius Scaevola’nın karısı Caelia kent tarafından onurlandırılmakta, Scaevola da kentin patronu olarak tanımlanmaktadır, bkz. I. Ephesos 630a = SEG XLV 1574 = EILERS 2002, 234, c. 90. EILERS–MILNER 1995, 81. 1004 RIGSBY 1988, 143. AGER 1996, 502. Kr. LINTOTT 1993, 63. 1005 Yazıtta onurlandırılan Q. Mucius Scaevola’nın Pontifex Scaevola olduğu yönündeki kanıt ve değerlendirmeleri için bkz. EILERS–MILNER 1995, 81 v.d. 1006 EILERS–MILNER 1995, 76. 1007 Bkz. Strabon, Geographika XIII 4, 17. EILERS–MILNER 1995, 76, 84 v.d. Ayr. bkz. yuk. bl. 2.2.2

167

Asia Eyaleti sınırları dıındaki Oinoanda’nın Scaevola ile kurduğu bu iliki muhtemelen publicanus lar nedeniyle olmalıdır 1008 . Oinoanda kenti, publicanus lara karı tutumuyla ünlenen Scaevola’ya muhtemelen publicanus lardan kaynaklanan bir sorunun çözümü için bavurmu, sorunu kentin yararına çözen Scaevola’nın Roma’ya döndükten sonra da Senato’da kentin çıkarlarını korumaya devam etmesi için onu kentin patronu olmaya ikna etmiti 1009 .

Böylece publicanus ların yolsuzluklarından dolayı Roma’ya karı müttefikleri arasında gittikçe artan nefreti gidermek amacıyla Senato tarafından uzun süredir ihmal edilen Anadolu’ya gönderilen Scaevola’nın gerek Asia Eyaleti içerisindeki gerekse dıındaki Roma müttefikleri arasında Roma’ya duyulan güveni yeniden sağlamada baarılı olduğu görülmektedir 1010 . Ancak Scaevola bu görevi baında dokuz ay kalıp, yetkilerini legatus u Rutilius Rufus’a bırakıp Roma’ya geri dönmütür 1011 . Scaevola’nın görev süresini tamamlamadan Roma’ya dönmesinin nedeni muhtemelen bir sonraki yıl consul seçilebilmek için politik faaliyetlerde bulunmak idi 1012 . Çünkü Scaevola ve Rufus’un Senato’nun politikası gereği Asia Eyaleti’nde yaptıkları, publicanus ların dolayısıyla atlı sınıfının ekonomik çıkarlarına ağır bir darbe vurmutu.

C. Gracchus’un eyaletlerdeki Romalı memurları yargılayan mahkemelerin yargıçlıklarını vermesiyle Roma’da politik güce kavuan atlı sınıfı, Senato içerisindeki halkçı politikacıları destekleyerek Roma politikasında etkili olabiliyordu. Marius’un özellikle Metellus Numidicus’un sürgünden dönmesinin ardından Senato ile yeniden arası açılmaya balamı olup, 90’lı yılların balarında M. Aemilius Scaurus ve Q. Caecilius Metellus gibi politikacıların önderliğinde Roma politikasındaki etkin konumunu geri kazanan Senato, Scaevola’nın Asia’ya gönderilmesinin ardından da

1008 EILERS–MILNER 1995, 89. 1009 EILERS–MILNER 1995, 89. 1010 SANFORD 1950, 33. BADIAN 1972, 89. KALLETMARX 1995, 144. BRENNAN 2000, 550. DAUBNER 2006, 257 v.d. 1011 Cicero, ad Atticum 110 (V 17) 5. SANFORD 1950, 33. KALLETMARX 1990, 137. BRENNAN 2000, 550. Scaevola’nın ardından eyaleti yönetme yetkisine sahip olduğu için Rutilius Rufus’un tam rütbesi legatus pro praetore olmalıdır, bkz. MRR II 9. 1012 KALLETMARX 1989, 311 v.d. Scaevola 96 yılında consul seçilip 95 yılında bu görevde bulunmutur, bkz. MRR II 11.

168

halkçı politikacılara ve atlı sınıfın karı tutumunu devam ettirmekteydi 1013 . Bu doğrultuda publicanus lara yeni çıkar olanakları sağlamamak için Kyrene, 96 yılında kral Ptolemaios Apion tarafından Roma’ya miras olarak bırakılmasına rağmen kralın vasiyetnamesi Senato tarafından kabul edilmeyerek, bölge Roma eyaletine dönütürülmemi, yine bu amaçla 94 yılında Senato tarafından Romalıların eyaletlilere faizle borç para vermelerini yasaklayan bir Senatus Consultum yayınlanmıtı 1014 .

Senato’nun bu tutumu karısında birbirine yakınlaan Marius ile Q. Caepio ve C. Norbanus gibi halkçı politikacılar, 90’lı yılların ortalarından itibaren yeniden Senato’ya karı etkili olmaya balamılardı 1015 . Roma’daki politik ortam uygun hale gelince 92 yılında Scaevola’nın legatus u P. Rutilius Rufus atlıların elindeki mahkeme tarafından Asia Eyaleti’ndeki görevi sırasında yolsuzluk yapmaktan suçlu bulunarak sürgün cezasına çarptırıldı 1016 . Bu kararın arkasında üphesiz Rutilius ile arasında dümanlık bulunan Marius ve atlıların desteklediği diğer halkçı politikacılar bulunuyordu 1017 . Suçsuzluğu herkes tarafından bilinmesine rağmen politik bir nedenden dolayı hüküm giyen Rufus, dönemin etkili senatörlerinin kendisini savunmasını dahi reddederek sürgüne gitmeyi kabul etmiti 1018 . Đronik bir ekilde sürgün yeri olarak yolsuzluk yapmı olmakla suçlandığı Asia eyaletine gelen Rufus, eyaletteki kentler tarafından ve

1013 Bkz. BADIAN 1957, 331 v.d. BADIAN 1956, 117. GRUEN 1966, 42 v.d. Kr. MRR II 5 v.d., dn. 2. KALLETMARX 1989, 310 v.d. KALLETMARX 1990, 135 v.d. FERRARY 2000a, 164 v.d. 1014 Kyrene: Livius, Periochae LXX. Iulius Obsequens, Prodigiorum 49. GREENIDGE–CLAY 1960, 118. Senatus Consultum : Asconius, Orationum Ciceronis 57C. GREENIDGE–CLAY 1960, 121. LEWIS 2006, 262. Senato politikası: BADIAN 1968, 29 v.d.; 73. BADIAN 1972, 90. DAUBNER 2006, 258 v.d. 1015 Bkz. BADIAN 1957, 329 v.d. GRUEN 1966, 55 v.d. BADIAN 1956, 123. LUCE 1970, 174 v.d. Kr. MÜNZER 1920, 298 v.d. Scaevola’nın ardından 90’lı yılların ortalarında Asia Eyaleti’nde valilik yaptıkları bilinen Flaccus’lar, Marius yanlısı politikacılar idiler, BADIAN 1957, 333. COARELLI 1982, 439 v.d. MASTROCINQUE 1999, 21. Kr. SUMNER 1978, 148. BRENNAN 2000, 552 v.d. C. ve L. Flaccus’un Kolophon kentlerini patronları olarak tanımlandığı yazıtlar ve değerlendirmeleri için bkz., TUCHELT 1979, 160 v.d. FERRARY 2000b, 334 v.d., no. 1; 337 v.d., no. 2. EILERS 2002, 228, c. 7980. 1016 Tarihleme ve antik kaynaklar için bkz., MRR II 8. GREENIDGE–CLAY 1960, 125 v.d. ALEXANDER 1990, 49 v.d., no. 94. Scaevola’nın mahkemeye verilmemesinin nedeni dinsel ve siyasal anlamdaki yüksek konumunun yanı sıra kuzeninin torunun Marius’un oğluyla evlenmesiyle Marius ile akrabalık ilikisi kurması olmalıdır, bkz. MÜNZER 1920, 279 v.d. BADIAN 1956, 111 v.d. BADIAN 1957, 329. LUCE 1970, 172 v.d., dn. 51. MASTROCINQUE 1999, 22. 1017 BADIAN 1956, 123. GRUEN 1966, 54. BADIAN 1972, 91. LUCE 1970, 172 v.d. SHATZMAN 1975, 202. KALLETMARX 1990, 122 v.d.; 135 v.d. Kr. BADIAN 1957, 341; 343. 1018 Cicero, Brutus 115. Antik edebi kaynaklarımızdan Quintilianus, bu nedenle Rutilius Rufus’un kendini yalnız savunmasını Sokrates’in savunmasına benzetmektedir, bkz. Institutio Oratoria XI 1, 12: P. Rutilius … cum illo paene Socratico genera defensionis est .

169

hatta Anadolu’daki krallar tarafından hediyelerle karılanmı, birçok kentten gelen elçiler Rufus’u, kendi kentlerine yerlemesi için davet etmilerdi 1019 . I. Mithridates’in Asia’yı igali sırasında eyaletteki tüm Romalıların öldürüldüğü katliamdan dahi zarar görmeyen Rutilius Rufus, nihai olarak Smyrna kentine yerleip bu kentin vatandaı olmu, savatan sonra Sulla tarafından Roma’ya geri çağrılsa da geri dönmeyi kabul etmeyip hayatının geri kalanını burada geçirmiti 1020 .

4.4 Sulla, Cilicia ve Kappadokia

Scaevola ve Rufus ile Marius aağı yukarı aynı zamanda Anadolu’da bulunmular, bu Romalı devlet adamlarından Scaevola ve Rufus, doğrudan Roma egemenliği altındaki bölgedeki Roma müttefikleri arasında Roma’ya sarsılan güveni yeniden tesis ederken, Marius uzun süredir ihmal edilmi olan krallıklar arasındaki durumu tespit edip, güçlenen Mithridates’e gözdağı vermiti. Ancak Kappadokia’da sular durulmu değildi. Pontos kralı VI. Mithridates Eupator’un Kappadokia tahtına geçirdiği çocuk yataki oğlu IX. Ariarathes ve yanına naip olarak atadığı Kappadokialı soylulardan Gordios’a karı Kappadokia’nın diğer soyluları ve halk arasında büyük bir honutsuzluk bulunuyordu 1021 . Bu nedenle Kappadokia’da IX. Ariarathes ve Gordios’un yönetimine karı olan kesimler 98 yılı civarında Ariarathesler hanedanının hayatta kalan son üyesi, VI. Ariarathes ile Laodike’nin küçük oğlu ve VII. Ariarathes’in kardei olan (VIII.) Ariarathes’i eğitim görmekte olduğu Asia Eyaleti’nden çağırıp meru kral olarak tahta geçirdiler 1022 .

Pontos kralı Mithridates, bu duruma seyirci kalmayarak VIII. Ariarathes’e karı derhal bir askeri sefer düzenleyip onu tahttan uzaklatırınca, genç kral yaadığı korku ve endieden dolayı kısa sürede hayatını kaybetmi, böylece Kappadokia Krallığı’nın

1019 Cassius Dio, Rhomaika XXXVIII fr. 97, 4. Valerius Maximus, Factorum et Dictorum II 10, 5. 1020 Seneca, Epistulae Morales XXIV 4. Cicero, pro Balbo XI 28; de re Publica I 13, 17; Brutus 85 v.d. Quintilianus, Institutio Oratoria XI 1, 12. Cassius Dio, Rhomaika XXXVIII fr. 97, 4. Tacitus, Annales IV 43. Ayr. bkz. KELLY 2006, 89 v.d.; 181, no. 25. 1021 Iustinus, Epitoma XXXVIII 2, 1. MAGIE 1950, 204. BADIAN 1959, 291. BULIN 1983, 39. MCGING 1986, 76. STROBEL 1996, 71. CALLATAŸ 1997, 271. DMITRIEV 2006, 290. 1022 Iustinus, Epitoma XXXVIII 2, 1. APR III 74 v.d. SIMONETTA 1977, 36. SHERWINWHITE 1984, 106. SULLIVAN 1990, 39; 53. HIND 1994, 142. DMITRIEV 2006, 285 v.d. Tarihleme için bkz., CALLATAŸ 1997, 271 v.d. MASTROCINQUE 1999, 12 v.d. ARSLAN 2007, 101. STROBEL’e (1996, 71) göre VIII. Ariarathes, Bithynia kralı III. Nikomedes ve annesi olan kraliçe Laodike’nin siyasal ve askeri desteğiyle Kappadokia tahtına geçmiti.

170

kurucusu olan Ariarathesler hanedanından yaayan hiç kimse kalmamıtı 1023 . Son Kappadokia kraliçelerinden Laodike ile evli olan Bithynia kralı III. Nikomedes bu durumdan yaralanarak krala benzeyen bir çocuğu VI. Ariarathes’in üçüncü oğlu olduğu iddiasıyla Laodike ile birlikte Senato’ya gönderip tahtın, bu çocuğun hakkı olduğunu öne sürmütü 1024 . Bunu haber alan Mithridates, derhal Gordios’u Roma’ya göndererek tahtın oğlu IX. Ariarathes’in hakkı olduğunu öne sürmütü 1025 . Ancak her iki kralın da iddialarını gerçekçi bulmayan Senato, radikal bir karar ile Paphlagonia ve Kappadokia’nın özgür olması gerektiği yönünde karar verdi 1026 .

Bu noktada antik yazarlarımızdan Asconius’un eserinin satır aralarında geçen bir bilgiyi ele almak yerinde olacaktır. Asconius, II. yüzyıl sonları ile I. yüzyıl balarında Roma politikasının en önemli kiiliklerinden olan Marcus Aemilius Scaurus’un Asia’ya bir elçilik seyahati düzenlediğini, onun bu seyahatten dönüünün ardından atlı jürilerinin elinde olan mahkemeye verilerek yasa dıı para almak ile suçlandığını belirtir1027 . Valerius Maximus’un da Scaurus’un kral Mithridates’ten rüvet almakla suçlandığını belirtmesi Scaurus’un bu elçilik faaliyetinin Kappadokia’daki durumla ilgili olduğunu göstermektedir 1028 . M. Aemilius Scaurus’un 90’lı yılların sonuna doğru oldukça yalanıp hastalanarak ölmesi göz önüne alındığında bu elçilik seyahatinin Marius’un elçilik seyahati (99/98) ile Sulla’nın Kappadokia’daki faaliyetleri (9692?) arasında olması gerektiğinden Scaurus’un bu seyahatinin 97 yılına tarihlenmesi uygun dümektedir 1029 .

1023 Iustinus, Epitoma XXXVIII 2, 2. Kr. Strabon, Geographika XII 2, 11. Ayr. bkz. SULLIVAN 1990, 39; 52 v.d. 1024 Iustinus, Epitoma XXXVIII 2, 3 v.d. 1025 Iustinus, Epitoma XXXVIII 2, 5. 1026 Iustinus, Epitoma XXXVIII 2, 6. Strabon, Geographika XII 2, 11. Aağı yukarı aynı tarihlerde Senato, Roma’ya miras olarak bırakılan Kyrene’yi de özgür ilan edecektir, bkz. Livius, Periochae LXX. Iulius Obsequens, Prodigiorum 49. GREENIDGE–CLAY 1960, 118. Ayr. bkz. KALLET MARX 1995, 248. 1027 Asconius, Orationum Ciceronis 21C. 1028 Valerius Maximus, Factorum et Dictorum III 8. 1029 M. Aemilius Scaurus’un Anadolu elçiliğinin tarihlenmesi ve diğer yorumlar için bkz., BADIAN 1956, 117 v.d. BADIAN 1959, 302 v.d. GRUEN 1966, 56 v.d. LUCE 1970, 169 v.d. MASTROCINQUE 1999, 35 v.d. DAUBNER 2006, 259. LEWIS 2006, 222. Kr. DAUBNER 2006, 259. Contra : ALEXANDER (1981, 1 v.d.) böyle bir elçiliğin hiçbir zaman gerçeklemediğin ve Asconius’un Scaurus’u Rutilius Rufus ile karıtırdığını öne sürmektedir.

171

Buna göre M. Aemilius Scaurus’un Anadolu’ya yaptığı elçilik seyahatinin amacıyla ilgili iki önemli olasılık bulunmaktadır. Scaurus, ya VIII. Ariarathes’in ölümünün arından Kappadokia’daki durumu yerinde incelemek üzere, ya da daha büyük olasılıkla Kappadokia ve Paphlagonia’nın Senato tarafından özgür ilan edilmesinin ardından kralların bu bölgeleri boaltmalarını sağlamak için bölgeye gönderilmiti 1030 . Her durumda Marius gibi önemli bir askeri ve politik bir ahsiyetin ardından consul luk, censor luk ve pontifex lik gibi üst düzey dini ve resmi görevlerde bulunmu olup yirmi yıla yakın bir süredir Princeps Senatus konumunda olan ve 90’lı yılların balarında Metellus ailesi ile birlikte Marius’un ardından halkçılara karı yeniden güçlenen Senato’nun aristokrat politikacılarının baında gelen Scaurus’un ilerleyen yaına rağmen Senato tarafından bizzat Kappadokia meselesi ile ilgilenmek üzere gönderilmesi Senato’nun Anadolu’daki krallıklar üzerinde yeniden gücünü göstermeyi ne kadar önemsediğini gösterir 1031 .

Scaurus’un elçilik seyahatinden dönüünün ardından Mithridates’ten rüvet aldığı iddiası ile yargılanması açıkça Roma’daki politik durum ile ilgilidir. Scaurus’u mahkemeye veren kiinin 90’lı yıllardaki halkçı politikacılardan Q. Servilius Caepio olması bu durumun en net kanıtıdır 1032 . Cicero’nun Asconius tarafından yorumlanan orijinal el yazmasında günümüze ulamamı pasajında atlıların elindeki mahkemeden ve haksız yere hüküm giyen Rutilius Rufus’tan söz etmesi yine Scaurus’un da buna benzer bir suçlama ile karı karıya kaldığını göstermektedir 1033 .

Kappadokia ve Paphlagonia’nın Senato tarafından özgür ilan edilmesinin ardından Kappadokia’daki gelien olaylar bu konu hakkında en fazla bilgi veren antik edebi kaynak olan Iustinus’un eserindeki bilgilerin diğer antik kaynaklardaki veriler ile

1030 BADIAN 1956, 120 v.d. BADIAN 1959, 302. MASTROCINQUE 1999, 35 v.d. ARSLAN 2007, 101 v.d. Kr. DAUBNER 2006, 259. 1031 Bkz. LUCE 1970, 169. M. Aemilius Scaurus’un kariyeri için bkz., MRR I 515; 561 v.d.; 529; 531 v.d.; 545; II 7; 15 (burada Scaurus’un elçiliği 93 yılına tarihlenmektedir); III 10 v.d. ALEXANDER 1981, 1. 1032 BADIAN 1956, 120. GRUEN 1966, 55 v.d. LUCE 1970, 171 v.d. MASTROCINQUE 1999, 35, dn. 85. Kr. ALEXANDER 1990, 50 v.d., no. 96. BALLESTEROSPASTOR 2008, 57 v.d. 1033 Hatta Asconius’a göre Scaurus bu dava üzerine 91 yılında Atlı sınıfının elindeki bu mahkemelerin yapısını değitiren halk tribunus u Drusus’a değiiklik yapması gerektiğini öneren kiiydi, bkz. Asconius, Orationum Ciceronis 21C. BADIAN 1957, 325. GRUEN 1966, 56 v.d. MASTROCINQUE 1999, 35 v.d., dn. 86. Kr. BADIAN 1956, 119.

172

desteklenmesiyle daha iyi anlaılabilmektedir 1034 . Buna göre Senato tarafından özgür ilan edilen Kappadokialılar, Roma’ya elçiler gönderip bu durumun kendilerine uygun olmadığını belirterek Senato’nun kendilerine yeni bir kral tayin etmesini istemilerdi 1035 . Ancak Senato, Kappadokia’ya bizzat kral tayin etmeyip Kappadokia’daki soylulardan kendi aralarından birini kral olarak seçmelerini istemiti 1036 . Senato’nun seçilecek yeni kralın Kappadokialıların kendi aralarında seçmeleri gereğini vurgulamı olması önemlidir. Çünkü bu kararla Mithridates’in oğlu IX. Ariarathes’in tekrardan kral seçilebilmesi engellenmi oluyordu 1037 . Seçim sürecinde Mithridates, VI. Ariarathes’in öldürülmesinden itibaren Kappadokia’daki en önemli destekçisi olan yerel aristokratlardan Gordios’u desteklese 1038 de aristokratlar, aralarından (I.) Ariobarzanes’i yeni Kappadokia kralı olarak seçtiler 1039 .

Görünen o ki Mithridates seçim sonucunu kabul etmemi ve kızını evlendirdiği Armenia’nın yeni kralı I. Tigranes’in Gordios’a askeri destek vermesini sağlayarak Ariobarzanes’i Kappadokia’dan sürmütü 1040 . Kappadokia’nın doğu sınırını oluturan Fırat’ın ötesinde bulunan Armenia Krallığı, Seleukoslara karı topraklarını geniletip Đran’ı egemenlikleri altına alan Parthlara bağlı bir yerel krallık idi 1041 . Pontos kralı Mithridates’in, 96 yılı civarında tahta geçtikten sonra Kappadokia sınırı boyunca Fırat’ın doğusundaki Sophene bölgesini ele geçiren Tigranes ile müttefik olması, Kappadokia’nın Mithradates tarafından daha sıkı bir ekilde baskı altına alınması

1034 Paphlagonia, Senato tarafından özgür ilan edilse de 89 yılında Paphlagonia’da Pylaimenes adlı bir hükümdarın bulunması ya Paphlagonia’nın Bithynia kralı III. Nikomedes tarafından boaltılmadığı ya da Paphlagonia’da bölge yöneticilerinin geleneksel adıyla yeni bir hükümdarın baa geçtiğini göstermektedir, bkz. Orosius, Historiarum VI 2, 2. Eutropius, Breviarium V 5. MAGIE 1950, 205; 1098 v.d., dn. 14. MCGING 1986, 69 v.d. KALLETMARX 1995, 249, dn. 49. STROBEL 1996, 77 v.d. 1035 Strabon, Geographika XII 2, 11. Iustinus, Epitoma XXXVIII 2, 8. 1036 Strabon, Geographika XII 2, 11. 1037 DMITRIEV 2006, 290. Kr. STEINKRAMER 1988, 136 v.d. 1038 Iustinus, Epitoma XXXVIII 5, 9. BADIAN 1959, 291 v.d. STEINKRAMER 1988, 138 v.d. DMITRIEV 2006, 289 v.d. 1039 Strabon, Geographika XII 2, 11. Iustinus, Epitoma XXXVIII 2, 8. APR III 77 v.d. 1040 Iustinus, Epitoma XXXVIII 3, 1 v.d. BADIAN 1959, 293 v.d. ALBERT 1980, 80. MCGING 1986, 77 v.d. HIND 1994, 142 v.d. STROBEL 1996, 74. DMITRIEV 2006, 290. KEAVENEY 2005, 31. ARSLAN 2007, 103. SANTANGELO 2007, 27. MCGING 2009, 209. 1041 SHERWINWHITE 1977a, 174. KEAVENEY 1981, 196. KEAVENEY 2005, 32. Kr. MCGING 1986, 77 v.d.

173

anlamına geliyordu 1042 . Fakat görüldüğü üzere, muhtemelen Marius ve Scaurus tarafından ardı ardına bölgeye yapılan elçilik faaliyetleri sonucunda Roma’nın bölgedeki gelimelere verdiği önemin farkında olan Mithridates, Kappadokia’ya müttefikleri aracılığıyla dolaylı yoldan egemen olmaya çalıarak Roma ile açık bir çatımaya gitmekten kaçınıyordu 1043 .

Sulla’nın Cilicia eyaletine vali olarak atanması Anadolu’da böylesine kritik bir durumun yaandığı zamana denk gelmitir. Praetor luğunun ardından Cilicia ’ya vali olarak atandığı bilinen 1044 Sulla’nın praetor luğunu 97 yılında yaptığı genel olarak kabul edilmektedir 1045 . Muhtemelen 96 yılı sonu 95 yılı baı gibi Anadolu’ya ulaan 1046 Sulla’nın atanmı olduğu provincia nın yapısı gereği öncelikli hedefi, korsanlığa karı askeri önlemler almak olsa da Kappadokia’daki bu acil durum bu önceliği değitirilmi ve Sulla, Senato tarafından Ariobarzanes’i Kappadokia tahtına geçirmek ile görevlendirilmiti 1047 . Sulla’ya böyle bir görev verilmesi aslında atandığı provincia nın yapısına da uymaktaydı. Zaten Cilicia valileri, bölgedeki korsanlığı önlemek için atandıkları provincia nın topraklarının dıında görev yapma durumundaydılar 1048 . Ayrıca Lex de Provinciis Praetoriis ’de Cilicia eyaletinin kurulma amacının bölgedeki Roma

1042 Bkz. Strabon, Geographika XI 14, 15. MAGIE 1950, 205 v.d. BADIAN 1959, 294 v.d. HOBEN 1969, 147. SHERWINWHITE 1977a, 174 v.d. BULIN 1983, 37 v.d. BRENNAN 1992, 150 v.d. KALLETMARX 1995, 358 v.d. MASTROCINQUE 1999, 33. MCGING 2009, 209. 1043 MCGING 1986, 79. SULLIVAN 1990, 41. KEAVENEY 2005, 31. DAUBNER 2006, 260. SANTANGELO 2007, 27. 1044 Plutarkhos, Sulla 5, 3. Sulla’nın provincia sı Cilicia idi, bkz. Appianos, Mithridateios VIII 57; Bellum Civile I 9, 77. Aurelius Victor, de Viris Illustribus 75, 4. Ayr. bkz. BADIAN 1959, 284 v.d. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 168 v.d., dn. 2. BRENNAN 1992, 151. HATSCHER 2001, 209 v.d.; 215. KEAVENEY 2005, 30. DAUBNER 2006, 260. SANTANGELO 2007, 26. Contra : Cilicia’nın bu dönemde halen bir eyalet olmadığını düünen SHERWINWHITE (1976, 9), Sulla’nın provinciasının Asia olduğunu öne sürmektedir. 1045 BADIAN 1959, 280 v.d. LUCE 1970, 169. SHERWINWHITE 1976, 8. BULIN 1983, 36. BRENNAN 1992, 147. MASTROCINQUE 1999, 34. BRENNAN 2000, 358. HATSCHER 2001, 214. KEAVENEY 2005, 29. DAUBNER 2006, 259 v.d. Contra : MRR II 14 v.d., 93 yılını önermektedir. 1046 BADIAN 1959, 298. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 167. KEAVENEY 1981, 195. MCGING 1986, 78. KALLETMARX 1995, 248; 359 v.d. MASTROCINQUE 1999, 17; 32 v.d., dn. 76. FERRARY 2000a, 168. HATSCHER 2001, 215 v.d. SANTANGELO 2007, 26. Kr. CALLATAŸ 1997, 273 v.d. Contra : SHERWINWHITE (1977, 182) ve STROBEL (1996, 74) 94 yılını önermektedirler. 1047 Appianos, Mithridateios VIII 57. Plutarkhos, Sulla 5, 3. Livius, Periochae LXX. Kr. Iustinus, Epitoma XXXVIII 2, 8. BADIAN 1959, 286 v.d. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 168. BULIN 1983, 39. MCGING 1986, 78. KALLETMARX 1995, 248. KEAVENEY 2005, 30. ARSLAN 2007, 104 v.d. Contra : SHERWINWHITE 1977a, 174 v.d. 1048 Bkz. yuk. bl. 4.1

174

müttefiklerinin çıkarlarının ve güvenliklerinin korunması olduğu açıkça belirtilmiti 1049 . Bu nedenle Cilicia valisi olan Sulla tarafından, Senato’nun tavsiyesi üzerine seçilen fakat bunu kabul etmeyen içteki rakiplerinin, komu bir krallığın desteğiyle tahtından uzaklatırdıkları Roma müttefiki bir kralın yeniden tahtına geçirilmesinin, Roma’nın Lex de Provinciis Praetoriis ’de müttefiklerine taahhüt ettiği destek gereği gerçekletiği söylenebilir 1050 .

Fakat bu görev Sulla’ya muhtemelen Anadolu’ya geldikten sonra bildirildiği için onun emrinde yeterli askeri kuvvet bulunmuyordu. Antik kaynaklarımızdan Plutarkhos, Sulla’nın emrindeki askeri birlikler yetersiz olduğu için müttefiklerden asker topladığını belirtmektedir 1051 . Buna göre Sulla’nın ordusuna gerek doğrudan Roma yönetimi sınırları içerisindeki müttefik kentlerden, gerekse Rodos gibi bölgedeki diğer Roma müttefiklerinden asker sağlandığı düünülmektedir 1052 . Sulla, emrindeki yetersiz askeri güce rağmen bu orduyla Kappadokia topraklarına girmi, çok sayıda Gordios yanlısı Kappadokialıyı ve onlara destek veren Armenialıyı öldürüp Ariobarzanes’i yeniden Kappadokia tahtına geçirmiti 1053 . Böylece ilk kez Anadolu’daki bir kral bizzat bir Romalı magistrat tarafından tahta geçirilmi oluyordu 1054 .

Sulla muhtemelen Armenialıları takip ile megul iken Fırat kıyılarına ulatığı sırada Parth kralı II. Mithridates’in elçisi Orobazos gelerek Parthların Romalılar ile dostluk ve ittifak kurmak istediklerini belirtmiti1055 . Bu görüme isteğini kabul eden Sulla, üç sandalye getirterek ortaya kendisi oturmu, iki yanına da Ariobarzanes’i ve

1049 Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Knidos III, ll. 28 v.d. SHERK 1984, 63, no. 55. FERRARY 1977, 633 v.d. 1050 Kr. DMITRIEV 2005b, 95 v.d. Cicero da Kilikia valiliği sırasında Kappadokia Krallığı’nı ilgilendiren sorunlara askeri müdahalede bulunmutu, bkz. Cicero, ad Familiares 104 (XV 1) 2; 110 (XV 4) 3 v.d.; Cicero, ad Atticum 113(V 20) 2. BADIAN 1959, 286. 1051 Plutarkhos, Sulla 5, 3. Kr. Frontinus, Strategemata I 5, 18. 1052 Bkz. SHERWINWHITE 1976, 8 v.d. KEAVENEY 2005, 31. SANTANGELO 2007, 29. 1053 Plutarkhos, Sulla 5, 3. Ayr bkz. Frontinus ( Strategemata I 5, 18), Sulla’nın Kappadokia’daki seferi sırasında Mithridates’in komutanı Arkhelaos ile de çatımaya girdiğini belirtir. Bkz. KEAVENEY 2005, 31. Ancak böyle bir çatıma gerçeklemi olsa bile Mithridates’e resmi olarak sava açılmamıtı, bkz. SANTANGELO 2007, 27. 1054 BADIAN 1959, 290. DMITRIEV 2006, 292 v.d. Kr. MAGIE 1950, 206. SHERWINWHITE 1977b, 72. MACGING 1986, 79. 1055 Plutarkhos, Sulla 5, 4 v.d. Livius, Periochae LXX. BULIN 1983, 44.

175

Orobazos’u oturtmutu 1056 . Romalılar ile Parthlar arasındaki bu ilk temasta, iki taraf arasında resmi bir dostluk ve ittifak anlaması imzalanıp imzalanmadığı tam olarak bilinmese de anlaıldığı kadarıyla görüme sırasında Fırat Irmağı’nın iki taraf arasında sınır olarak kabul edilmesi konumuz açısından oldukça değerlidir 1057 . Buna göre Fırat Irmağı, Romalılar ve Parthlar arasında sınır kabul edilerek nehrin batısında kalan Kappadokia Krallığı’nın Roma’nın, doğusunda kalan Armenia krallığının ise Parthların egemenliği altında bulunduğu kabul ediliyordu 1058 .

Bu durum Roma’nın egemenlik anlayıındaki önemli bir değiimi göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Önceden de belirtildiği üzere Roma’nın Anadolu egemenliği 188 yılındaki Apameia Anlaması ve 133 yılındaki Attalos’un vasiyetine dayanıyordu 1059 . Bilindiği üzere Apameia Anlaması’nda Halys Nehri, kral III. Antiokhos’un çekilmesi gereken bölgenin doğu sınırı olarak belirlenmi olup, dolayısıyla Halys Nehri aynı zamanda Roma’nın düzenlemelerde bulunabileceği etki alanının da sınırını oluturmaktaydı 1060 . Đlk kez Halys nehrinin doğusunda emrindeki orduyla askeri bir operasyon düzenleyen Romalı magistrat olan Sulla’nın Fırat kıyısında Parthlar ile görüüp, Fırat’ı sınır olarak belirlemesi Apameia Anlamasının Roma’nın Anadolu egemenliğinde bir temel olmaktan çıkmaya balayıp Roma’nın artık daha geni çaplı bir politika benimsemeye baladığını göstermektedir 1061 . Romalıların Anadolu’da, sadece Asia ve Cilicia eyaletlerinde doğrudan yönetimi altında topraklar bulunsa da Roma, Fırat’a kadar olan bölgedeki krallıklar üzerinde de egemen olduğunu resmen göstermi oluyordu 1062 .

1056 Ancak Orobazos ülkesine döndükten sonra, Sulla’nın bu davranıı Parthları bir aağılama olarak algılanmı ve bu nedenle Parth kralının emriyle Orobazos idam edilmiti, bkz. Plutarkhos, Sulla 5, 4 v.d. KEAVENEY 1981, 196 v.d. KEAVENEY 2005, 32 v.d. 1057 Bkz. Plutarkhos, Sulla 5, 4 v.d. Livius, Periochae LXX. Florus, Epitomae I 46, 3 v.d. Velleius Paterculus, Historia Romana II 24, 3; kr. 101. BADIAN 1959, 295. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 163 v.d. KEAVENEY 1981, 197 v.d. KEAVENEY 2005, 33. 1058 SANTANGELO 2007, 28. 1059 Kr. SHERWINWHITE 1977b, 70. SHERWINWHITE 1984, 100 v.d. 1060 Bkz. Livius, ab Urbe Condita XXXVIII 38, 4: Excedito urbibus agris vicis castellis cis Taurum montem usque ad Halyn amnem . Ayr. bkz. yuk. bl. 1.4 1061 LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 171 v.d. SANTANGELO 2007, 27 v.d. 1062 LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 174 v.d.

176

Sulla’nın Cilicia valiliği görevinde üç yıl kadar kaldığı düünülmektedir 1063 . Elimizde Sulla’nın bu uzun görev süresi boyunca Cilicia ’ya gönderilen valilerin ilgilenmesi gereken balıca konu olan bölgedeki korsanlığa karı herhangi bir faaliyet içerisine girdiğine dair doğrudan kanıtlar bulunmamaktadır. Ancak, Rodos’ta ele geçen bir yazıt bu konudaki dolaylı bir kanıt olarak gösterilebilir. Yazıtta, onurlandırılan Rodoslunun ilikide bulunduğu Romalı komutanlar sayılırken ilk olarak Sulla’dan söz edilmektedir 1064 . Yazıtta gerek Sulla’nın gerekse adları kronolojik olarak sıralanan diğer komutanların unvanları incelendiğinde, onurlandırılan Rodoslunun Sulla ile temasının onun Cilicia valiliği sırasında gerçeklemi olduğu anlaılmaktadır 1065 . Rodos’un Doğu Akdeniz’deki korsanlık ile mücadelede Roma’nın en yakın müttefiki olduğu göz önüne alındığında Rodosluların bu dönemde Sulla ile temasının korsanlık ile mücadele ilgili olduğu öne sürülebilir 1066 .

Sulla’nın Ariobarzanes’i Kappadokia tahtına geçirmesi, Parthlar ile görüerek Fırat’ı iki gücün egemenlik alanlarının sınırı olarak belirlemesi ve korsanlar ile mücadelesini bir bütün olarak değerlendiren F. Santangelo’nun, tüm bunların Senato tarafından Sulla’ya verilen geni çaplı bir planın parçaları olduğu yönündeki değerlendirmesi oldukça akla yatkındır 1067 . Buna göre bu plan uyarınca Sulla’nın görevinin Anadolu’da Roma egemenliğini güçlendirmek ve bunu zayıflatabilecek potansiyel tehditleri engellemek olduğu anlaılmaktadır. Senato’nun bu desteğine rağmen Sulla’nın da, Scaurus ve Rutilius Rufus gibi görevinden dönüte dost ve müttefik bir krallıktan rüvet alarak zimmetine büyük miktarda para geçirdiği suçuyla kontrolündeki mahkemeye dava edildiği görülmektedir1068 . Sulla’yı ikayet ettikten sonra mahkemeye gelmeyerek davanın dümesine neden olan davacı C. Censorinus’un Marius yanlısı bir politikacı olduğunun bilinmesi bu davanın da arkasında Scaurus ve

1063 BRENNAN 1992, 154 v.d. BRENNAN 2000, 358. HATSCHER 2001, 217; 221. FERRARY 2000a, 168. KEAVENEY 2005, 35. SANTANGELO 2007, 29. 1064 SIG 3 745, l. 1 v.d. 1065 SANTANGELO 2007, 29 v.d. Ayrıca Tacitus’da ( Annales XII 62) Byzantionluların Antonius’un ardından Sulla’ya da yardım ettiklerinin belirtilmesi Sulla’nın korsanlara karı da faaliyetinin bir diğer dolaylı kanıtı olarak gösterilebilir, bkz. DMITRIEV 2005b, 92. 1066 Bkz. I. Knidos 31 = HASSAL v.d. 1974, 195 v.d. = CRAWFORD 1996, 231 v.d., no. 12, Delphoi B , ll. 13 v.d. SHERK 1984, 59 v.d., no. 55. IGR IV 1116. KALLETMARX 1995, 231 v.d. DE SOUZA 1999, 106. SANTANGELO 2007, 30 v.d. 1067 SANTANGELO 2007, 27 v.d. Kr. LIEBMANNFRANKFORT 1969a, 171 v.d. 1068 Plutarkhos, Sulla 5, 6. Ayr. bkz. ALEXANDER 1990, 48. KEAVENEY 2005, 35.

177

Rutilius Rufus’un davalarında olduğu gibi, 90’lı yıların özellikle ikinci yarısında halkçı politikacılar ile yakın ibirliği içinde olduğunu bilinen Marius’un bulunduğunu göstermektedir 1069 .

4.5 Aquilius’un Elçiliği, Mithridates ve Anadolu’da Roma Egemenliğinin Ortadan Kalkması

Sulla, Kappadokia’da bulunduğu sırada büyük olasılıkla 94 yılında Bithynia kralı III. Nikomedes hayatını kaybetmi ve yerine oğlu IV. Nikomedes Bithynia tahtına geçmiti 1070 . Sulla’nın Roma’ya dönmesinden kısa bir süre sonra 91 yılında Roma’nın Đtalya’daki müttefikleri ile çıkan savaını fırsat bilen Pontos kralı VI. Mithridates Eupator, önce IV. Nikomedes’e karı gizli bir suikast tertiplemi, ancak bu komplo ortaya çıkınca III. Nikomedes’in Kyzikoslu bir metresinden olan ve balangıçta bir talebi bulunmayan Khrestos (= iyi) lakaplı oğlu Sokrates’i kıkırtarak tahtta hak iddia etmesini sağlamıtı 1071 . Sokrates, Roma Senatosuna bavurup tahtta hakkı olduğunu iddia etse de Senato resmi kral olarak IV. Nikomedes’i tanıdığını belirterek Sokrates’i geri çevirmiti 1072 . Fakat Sokrates dönünce Mithridates onun yanına askeri birlikler vererek Bithynia’yı igal etmesini ve IV. Nikomedes’i tahttan indirmesini sağlamıtı 1073 . Antik edebi kaynaklardaki ifadelere göre Mithridates yine bu sırada damadı ve müttefiki olan Armenia kralı Tigranes ile anlaarak onun Kappadokia’yı igal etmesini sağlamı, muhtemelen Tigranes’in komutanları olan Mithraas ve Bagoas, Kappadokia kralı I. Ariobarzanes’i tahtından sürmülerdi 1074 . Bunun üzerine Mithridates tarafından tahtlarından indirilen IV. Nikomedes ve I. Ariobarzanes bizzat Roma’ya giderek Senato’dan yardım talep edince Senato, her iki kralın da tahtlarına geri getirilmesi

1069 BADIAN 1959, 299 v.d. GRUEN 1966, 51 v.d. LUCE 1970, 169 v.d. SHATZMAN 1975, 269. MASTROCINQUE 1999, 32. KEAVENEY 2005, 36 v.d. 1070 VITUCCI 1953, 107 v.d. ALBERT 1980, 80. BRENNAN 1992, 152, dn. 145. HIND 1994, 142 v.d. STROBEL 1996, 75. DMITRIEV 2006, 293. ARSLAN 2007, 106. 1071 Appianos, Mithridateios II 13; VIII 57. MAGIE 1950, 207. MCGING 1986, 79. 1072 Memnon, Peri Herakleias 22, 5. Granius Licinianus, Annales XXXV 29Fl. Appianos, Mithridateios II 10. Kr. Iustinus, Epitoma XXXVIII 5, 10. VITUCCI 1953, 109 v.d. SHERWINWHITE 1977b, 72. BRENNAN 1992, 152. STROBEL 1996, 75. BRENNAN 1992, 152. BALLESTEROSPASTOR 2008, 57. 1073 Appianos, Mithridateios II 10; 13; VIII 57. Kr. Iustinus, Epitoma XXXVIII 3, 4. 1074 Iustinus, Epitoma XXXVIII 2, 8; 3, 2 v.d. Appianos, Mithridateios II 10. GLEW 1977, 391 v.d. BULIN 1983, 43. SHERWINWHITE 1984, 111 v.d. MCGING 1986, 79, dn. 50. BRENNAN 1992, 152. KALLETMARX 1995, 357. MASTROCINQUE 1999, 37. DMITRIEV 2006, 293.

178

yönünde bir karar almı ve Manius Aquilius bakanlığında bir elçiler heyetini kararı uygulaması için Anadolu’ya göndermiti 1075 .

Antik edebi kaynaklardaki yetersiz ve bazen çelien ifadelerin bir araya getirilmesi ile oluturulan bu olayların kronolojik akıının tarihlenmesi modern aratırmacılar arasında bir uzlamazlık konusudur. Fakat antik kaynaklardaki ifadeler ve bazı nümismatik kanıtlar bu olayların tarihlenmesi konusunda ipuçları sağlamaktadırlar. Đlk olarak Pseudo Aurelius Victor’da bu iki kralın tahtlarından kovulmalarının Müttefikler Savaı sırasında olduğunun belirtilmesi, bu olayın 9189 yılları arasında olması gerektiğini göstermektedir 1076 . Manius Aquilius’un elçilik heyeti 89 yılında Anadolu’da olduğuna göre bu kralların tahttan kovulmasının 91 ya da 90 tarihinde olması gerektiği akla yatkındır 1077 . Kappadokia kralı Ariobarzanes’in sikkeleri de bu tarihlemeyi desteklemektedir. Ariobarzanes’in ilk sikkelerinin üç yılın ardından kesintiye uğradığı görülmektedir 1078 . Ariobarzanes, kral seçildikten hemen sonra tahtından kovulduğuna göre muhtemelen bu sırada sikke basacak zamanı olmadığı ve ilk sikkelerini Sulla tarafından tahta geçirildikten sonra basmaya baladığı için sikkelerdeki kesintinin onun, tahtından ikinci kez sürüldüğü zamanı göstermesi gerektiğinden, Ariobarzanes’in Sulla tarafından tahta çıkarılıının ardından üç yıl tahtta kaldığı anlaılmaktadır 1079 . Sulla’nın 96 yılı sonu 95 yılı baı gibi Anadolu’ya ulamı olduğu göz önüne alındığında Ariobarzanes’in 94/93 yılı civarında tahta geçtiği görülmektedir ki bu durumda onun tahttan sürülmesinin yine 91 ya da 90 yılına tarihlenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır 1080 . Bu veriler göz önüne alındığında Sokrates’in Bithynia tahtında hak iddiasında bulunup Senato’ya bavurmasının 91 yılına, IV. Nikomedes ve I. Ariobarzanes’in tahttan indirilip Roma’ya gitmelerinin 90 yılına, Manius Aquilius bakanlığındaki elçiler heyetinin bu kralları yeninden tahtlarına

1075 Iustinus, Epitoma XXXVIII 3, 4. 1076 Bkz. Pseudo Aurelius Victor, de Viris Illustribus 76, 2. DMITRIEV 2006, 295 v.d. 1077 GREENIDGE–CLAY 1960, 141. HIND 1994, 143. DMITRIEV 2006, 296. 1078 Bkz. SIMONETTA 1977, 39 v.d. MCGING 1986, 172 v.d. CALLATAŸ 1997, 211. DMITRIEV 2006, 295. 1079 SHERWINWHITE 1977a, 182, dn. 51. CALLATAŸ 1997, 209 v.d. DMITRIEV 2006, 295. Kr. BRENNAN 1992, 130 v.d. 1080 DMITRIEV 2006, 295 v.d. Sulla’nın Anadolu’ya ulamı olduğu tarih ile ilgili tartımalar için bkz. yuk. bl. 4.4

179

geçirmek için Anadolu’ya varılarının 89 yılına tarihlenmesinin elimizdeki mevcut bilgiler göz önüne alındığında en uygun olasılık olduğu görülmektedir 1081 .

Romalı elçiler, krallarla birlikte Anadolu’ya gönderilirken Senato, 89 yılının Asia valisi Gaius Cassius’tan gönderilen elçilerin görevlerini yerine getirmelerinde onlara yardım etmesini istemiti 1082 . Fakat Cassius’un emrinde yeterli askeri birlik olmadığı için elçiler daha önce Sulla’nın yaptığı gibi Anadolu’daki müttefik kent ve topluluklardan asker topladılar 1083 . Böylece M’. Aquilius ve beraberliğindeki elçiler Bithynia kralı IV. Nikomedes’i ve Kappadokia kralı I. Ariobarzanes’i yeniden tahtlarına çıkardılar 1084 . Mithridates bu duruma karı çıkmamı, hatta bunun bir göstergesi olarak Sokrates Khrestos’u öldürmütü 1085 . Ancak Appianos’un belirttiğine göre Romalı elçiler, kralları tahtlarına geçirdikten sonra her iki kralı da Mithridates’e karı sava açmaya zorlamılardı 1086 . Krallardan IV. Nikomedes, tahtını yeniden elde etme karılığında elçilere büyük miktarda para vaad ettiği için, elçilere ve faizle para aldığı maiyetindeki Romalılara büyük borcu bulunduğundan elçiler krala bu borçlarını ödeme konusunda baskı yapmaya balayınca isteksizce VI. Mithridates’in topraklarına bir saldırı düzenlemek zorunda kalmıtı 1087 .

Bu noktada Romalı elçilerin Anadolu’ya ne amaçla gönderildikleri sorgulanabilir. Bazı aratırmacılar, Aquilius ve diğer elçilerin amaçlarının esas olarak kiisel hırsları nedeniyle para ve öhret kazanmak olduğunu ve Mithridates’in gücünü fazla küçümsedikleri için onu sava çıkarma konusunda kıkırttıklarını

1081 Kr. MCGING 1986, 79 v.d. DMITRIEV 2006, 294 v.d. ARSLAN 2007, 107 v.d. 1082 Appianos, Mithridateios II 11. Appianos’ta praenomen i yanlılıkla Lucius olarak verilen Cassius’un Asia eyaleti valiliğinin 89 yılına tarihlenmesi için bkz., MRR II 34 v.d. FERRARY 2000a, 193. DMITRIEV 2006, 296. 1083 Appianos, Mithridateios II 11. Bu sırada Anadolu’daki Roma müttefiki birçok kentin Roma’nın Đtalya’daki müttefikleri ile gerçekleen savaa destek vermekte oldukları anlaılmaktadır. Örneğin daha sonra adlarına bir Senatus Consultum çıkarılan Miletos ve Klazomenailı gemi kaptanlarının Müttefikler Savaı sırasında Roma’ya yardım etmi oldukları düünülmektedir, bkz. IGR I 118 = SHERK 1969, 124 v.d., no. 22. SHERK 1984, 81 v.d., no 66. MAGIE 1950, 236; 1113 v.d., dn. 10. Ayrıca Memnon ( Peri Herakleias 21, 1) da Herakleia Pontike’nin Müttefikler Savaı sırasında Roma’ya yardımcı birlik gönderdiğinden söz etmektedir. 1084 Appianos, Mithridateios II 11. Livius, Periochae LXXIV. Iustinus, Epitoma XXXVIII 3, 4. 1085 Iustinus, Epitoma XXXVIII 5, 8. 1086 Appianos, Mithridateios II 11. 1087 Appianos, Mithridateios II 11. HATZFELD 1919, 49 v.d.

180

düünmektedirler 1088 . Ancak gönderilen elçilerin Roma’nın politik hayatındaki konumlarını dikkate alan diğer bazı aratırmacılar bu konuda daha akla yatkın görüler öne sürmektedirler. M’. Aquilius ile Anadolu’ya gönderilen diğer elçiler hakkında bilgi içeren iki antik edebi kaynak olan Appianos ve Iustinus’daki ifadeleri değerlendiren T. J. Luce, Aquilius ile gönderilen elçilerden iki kiinin Manlius Mancinus ve Manlius Maltinus olduğunu tespit etmitir 1089 . Dolayısıyla Manius Aquilius ile birlikte Manlius Mancinus’un Marius’un eski ve yakın dostları olmalarını 1090 dikkate alan aratırmacılar elçilerin amacının Mithridates ile bir sava çıkartarak Marius’a yeni bir zafer kazanma olanağı sağlamak olduğunu öne sürmektedirler 1091 .

Diğer bazı kanıtlar da bu elçilik heyetinin faaliyetinin arkasında Marius’un olduğunu desteklemektedir. Örneğin henüz Müttefikler Savaı devam ederken muhtemelen daha Mithridates ile bir sava çıkmamıken dahi Marius ile Sulla arasında Mithridates’e karı gönderilecek ordunun komutanlığını elde etmek için mücadele balamıtı 1092 . Bu bilgi bize diğer bir durumu da net bir ekilde göstermektedir ki Mithridates ile elçiler arasında çatıma çıkmadan önce dahi sadece Marius ve halkçı politikacılar değil, Senato aristokrasisi de Mithridates’e karı savaa karar vermiti 1093 . Böylece elçilik heyetinin ardında Marius ve halkçı politikacılar olsun ya da olmasın Roma’da IV. Nikomedes ve I. Ariobarzanes’in tahtlarından sürülmelerinin ardından Mithridates ile savaın öngörüldüğü ortaya çıkmaktadır 1094 . Çünkü Senato’nun emriyle bizzat bir Romalı magistrat tarafından tahtına geçirilen I. Ariobarzanes ile yine babasının ölümünün ardından kral olması Senato tarafından onaylanan IV. Nikomedes’in tahtlarından uzaklatırılmaları artık açıkça Roma’nın Anadolu’daki egemenliğine bir meydan okuma olarak algılanmaktaydı 1095 .

1088 Bkz. GLEW 1977, 393 v.d.; 396. SHERWINWHITE 1984, 119 v.d. MCGING 1986, 81. KALLET MARX 1995, 259 v.d. 1089 LUCE 1970, 188 v.d. Kr. MRR II 35 v.d. 1090 Bkz. Plutarkhos, Marius 14, 7. Cicero, de Oratore II 47, 196. Kr. Livius, Periochae LXX. LUCE 1970, 188 v.d. BRENNAN 1992, 153. 1091 BADIAN 1957, 331, dn. 112. BADIAN 1968, 56 v.d. LUCE 1970, 187 v.d. COARELLI 1982, 450. MASTROCINQUE 1999, 38. KEAVENEY 2005, 64. Kr. MCGING 1986, 81. ALBERT 1980, 82. 1092 Bkz. Plutarkhos, Sulla 6, 9. GLEW 1977, 399. 1093 MCGING 1986, 86 v.d. Kr. BADIAN 1958, 230 v.d. GLEW 1977, 399. 1094 Bkz. MCGING 1986, 86 v.d. 1095 Bkz. DMITRIEV 2006, 293 v.d.

181

Roma’da bu kararın alınmı olmasına rağmen Anadolu’ya niçin emrinde orduyla bir Romalı magistratın değil, sadece legatus ların gönderilmesinin nedeni açıkça o sırada Roma ordularının Đtalya’daki müttefikler ile savaıyor olmalarıdır 1096 . Ancak Romalı elçiler, Anadolu’daki Roma müttefiklerinden asker topladıklarına göre bu elçilerin Attalos’un vasiyetnamesinin kabul edilmesinin ardından Scipio Nasica önderliğinde Anadolu’ya gönderilen elçiler gibi askeri yetkilerinin de olduğunu akla getirmektedir 1097 . Ayrıca, arkasında Marius olsun ya da olmasın, M’. Aquilius’un Anadolu’ya gönderilen böylesine önemli bir elçilik heyetinin baı olarak seçilmesinde babasının Asia Eyaleti’nin kurucusu olmasından dolayı Aquilius’un Anadolu ile olan yakın ilikilerinin önemli bir payı olmalıdır 1098 .

Roma’nın Đtalya’daki müttefikleri ile olan savaını fırsat bilerek yaptığı bu son politik hamleleri ile Anadolu’daki Roma egemenliğine açıkça meydan okuyan Mithridates, bunun ne gibi sonuçlar doğurabileceğini tahmin edebilecek, öngörülü bir kraldı. Onun, Romalı elçilerin Anadolu’ya ulatığı yılda balayacak olan savaa ne kadar hazırlıklı olduğunun görülmesi bunun en net kanıtıdır 1099 . Mithridates bu askeri hazırlıklarına rağmen IV. Nikomedes’in Romalı elçilerin zorlamasıyla topraklarına saldırması karısında haklı taraf olduğunu kanıtlamak için öncelikle diplomatik giriimlerde bulundu 1100 . Mithridates’in gönderdiği elçi Pelopidas ile Romalı legatus lar ve Nikomedes’in elçileri arasında yapılan görümelerde Pelopidas, Pontos kralı VI. Mithridates’in Phrygia ve Kappadokia üzerindeki haklarından söz edip onların elinden alınmasının yanı sıra imdi de Nikomedes tarafından kendisine verilen zararlardan dolayı uğradığı mağduriyetten söz ederken; Nikomedes’in elçileri, Mithridates’in Sokrates Khrestos aracılığıyla Bithynia tahtında oynadığı oyunlardan söz ettikten sonra kralın gerçekletirdiği fetihlerin, kurduğu ittifakların ve yaptığı sava hazırlıklarının Bithynia’ya karı değil Roma’ya karı olduğunu vurgulamaktaydılar 1101 .

1096 MCGING 1986, 87. Kr. HARRIS 1979, 273. HIND 1994, 143. 1097 Kr. yuk. bl. 2.1.3 1098 MAGIE 1950, 208. BADIAN 1968, 56. LUCE 1970, 188. GLEW 1977, 394. COARELLI 1982, 444. 1099 Bkz. MAGIE 1950, 208. MCGING 1986, 82 v.d.; 86. HIND 1994, 143 v.d. Kr. GLEW 1977, 392 v.d. SHERWINWHITE 1977b, 72 v.d. 1100 Appianos, Mithridateios II 11 v.d. MCGING 1986, 87 v.d. 1101 Appianos, Mithridateios II 12 v.d.

182

Mithridates’in elçileri konumasını bitirince Pelopidas yeniden söz alarak Romalı elçilere u talepte bulundu:

“Ey Romalılar tekrardan sizden ya bu büyük haksızlıkları engellemenizi, ya mağdur olan Mithridates’i desteklemenizi, ya da her ne olursa olsun bir kenara çekilip onun [Mithridates’in] kendisini savunmasına izin vermenizi ve hiçbir tarafa yardım etmemenizi istiyoruz ”1102 .

Ancak Romalı elçiler ne olursa olsun Nikomedes’in Mithridates karısında zayıflamasının Roma’nın yararına görmediklerini belirterek Pelopidas’ı görümeden uzaklatırdılar 1103 . Mithridates bunun üzerine oğlu (IX.) Ariarathes’in emrine ordu vererek Kappadokia’yı igal etti ve I. Ariobarzanes’i üçüncü kez tahtından sürdü 1104 . Romalılara gözdağı vermek için yaptığı bu hamlesinin ardından Pelopidas’ı tekrardan Romalı elçilere göndererek diplomatik giriimlerine devam etti. Pelopidas Romalı elçilere yaptığı konumada Mithridates’in askeri gücünden, müttefiklerinden ve Roma’nın egemen olduğu bölgelerde dahi krala olan destekten söz ederek Roma’ya gözdağı vermekle birlikte, elçilerin Senato’ya danımadan bir sava balatmamalarını ve bu sorunu Senato karısında çözmeyi önerdi 1105 . Hatta Pelopidas, elçiler Mithridates ile uzlaırlarsa kralın devam etmekte olan müttefikler savaında Roma’ya askeri yardımını taahhüt etti 1106 . Ancak Romalı elçilerin Pelopidas’a cevabı uzlamak bir yana, Mithridates’e verilen açık bir ültimatom niteliğindeydi. Romalı elçiler Mithridates’ten Nikomedes’i ve tahta yeniden yerletirmek niyetinde olduklarını Ariobarzanes’i rahat bırakmasını talep ederek, bu talepleri yerine getirilmediği sürece bir daha onunla görümeyeceklerini söyleyip Pelopidas’ı yanlarından adeta kovmulardı 1107 .

Bu talepleri üzerine savaın kaçınılmaz olduğunu gören Romalı elçiler derhal Mithridates’e karı askeri önlemler almaya giritiler. Asia’daki müttefik kentlerin yanı sıra Bithynia, Kappadokia, Paphlagonia ile Galatlardan asker toplayan elçiler,

1102 Appianos, Mithridateios II 14. 1103 Appianos, Mithridateios II 14. 1104 Appianos, Mithridateios III 15. MCGING 1986, 80 v.d. KALLETMARX 1995, 256. 1105 Appianos, Mithridateios III 16. 1106 Appianos, Mithridateios III 16. 1107 Appianos, Mithridateios III 16.

183

topladıkları orduyu üç ana kola ayırmılardı 1108 . Ordunun, Bithynia’nın doğusuna yerletirilen kuzey kolunun baında kral IV. Nikomedes ile Roma elçilik heyetinin bakanı olan Manius Aquilius; Phrygia’nın Galatia sınırına yakın bölgelerine yerletirilen merkezi kısmının baında Asia valisi Gaius Cassius ve elçilerden Manlius Mancius; Kappadokia dağları boyunca yerletirilen güney kolunun baında da Cilicia valisi Quintus Oppius ve elçilerden Manlius Maltinus bulunuyordu 1109 . Appianos tarafından Karadeniz’in giriini koruyan bir donanmaya sahip oldukları belirtilen Minucius Rufus ve Gaius Popillius da muhtemelen be kiilik olduğu anlaılan bu elçilik heyetinin üyeleri olup, donanmalarını Asia Eyaleti’nin kıyı kentlerinden toplamı olmalıdırlar 1110 .

Romalı elçiler tarafından alınan tüm bu önlemlere rağmen ordunun kuzey kolunun Mithridates’in komutanlarına bağlı birlikler tarafından ağır bir ekilde bozguna uğratılmasının ardından ordunun diğer iki kolu ve donanma savamadan dağılmı, Asia valisi Cassius Rodos’a kaçmı, Cilicia valisi Q. Oppius ise Laodikeia’da Mithridates’in eline geçmiti 1111 . Mithridates, nihayetinde ele geçirdiği elçilik heyetinin bakanı M’. Aquilius’u önce eek sırtında yanında gezdirerek aağılamı sonra da açgözlülüğünün karılığı olarak Pergamon’da boğazına eritilmi altın dökerek öldürmütü 1112 . Asia Eyaleti halkı Pontos kralı Mithridates’i bir kurtarıcı olarak cokuyla karılamı, kırk yıldan fazla süredir devam eden Roma egemenliğine karı biriktirdikleri nefreti kralın tüm Romalıların toptan katledilmesine yönelik emrini yerine getirerek göstermilerdi 1113 . Böylece 88 yılına gelindiğinde artık Anadolu’nun hiçbir bölgesinde doğrudan ya da dolaylı Roma egemenliği kalmamıtı. Ancak aynı yıl Roma’da consul seçilmi olan Lucius Cornelius Sulla’nın Mithridates’e karı savaacak ordunun

1108 Appianos, Mithridateios III 17. STROBEL 1996, 80. 1109 Appianos, Mithridateios III 17; 19. Iustinus, Epitoma XXXVIII 4, 4. LUCE 1970, 189. Ayr. bkz. MAGIE 1950, 212. SHERWINWHITE 1984, 121 v.d. STROBEL 1996, 80. CALLATAŸ 1997, 281. ARSLAN 2007, 128 v.d. 1110 Bkz. Appianos, Mithridateios III 17. MRR II 44. CALLATAŸ 1997, 282, dn. 7. 1111 Appianos, Mithridateios III 19 v.d.; IV 24. REYNOLDS 1982, 16 v.d., no. 3. MCGING 1986, 109 v.d. 1112 Appianos, Mithridateios III 21. Plinius, Naturalis Historia XXXIII 48. Contra : KALLETMARX (1995, 252 v.d.) M’. Aquilius’un ölümüyle ilgili Appianos’ta geçen bu ifadelerin ona düman olan Rutilius Rufus’un yazdıklarından kaynaklandığını, bu nedenle yanlı olduğunu öne sürmektedir. 1113 Appianos, Mithridateios IV 23. Cassius Dio, Rhomaika XXXI frg. 101, 1. Plinius, Naturalis Historia II 209. Valerius Maximus, Factorum IX 2, ext. 3. Memnon, Peri Herakleias 22, 9. Plutarkhos, Sulla 24, 4. Ayr. bkz. yuk. bl. 3.3.1

184

komutanlığına getirilmesi 1114 , gerek Roma tarihinde, gerekse Anadolu’daki Roma egemenliğinde balayacak olan yeni bir dönemin habercisi olacaktır.

1114 Appianos, Mithridateios III 22. Eutropius, Breviarium V 4, 1. Velleius Paterculus, Historia Romana II 18, 3. Kr. Plutarkhos, Marius 24, 1; Sulla 7, 1. MRR II 39 v.d. STROBEL 1996, 81 v.d. KEAVENEY 2005, 45 v.d.

185

SONUÇ

I. Makedonya Savaı ile birlikte Hellenistik dünya ile gerçek anlamda temas kuran Roma, Hellenistik dünyanın karmaık güçler dengesi içerisinde Anadolu ile de ilk temasını gerçekletirmi oluyordu. I. Makedonya Savaı’nın sonunda 205 yılında imzalanan Phoinike barıında Roma tarafında Anadolu’daki ilk müttefiki I. Attalos ile mitolojik bağlarının bulunduğu Ilion kenti bulunuyordu.

III. yüzyılın son yıllarında Hellenistik dünyadaki devletlerarası sistemin üç ana unsurundan biri olan Mısır Krallığı’nın iç karııklıklara sürüklenmesi hassas dengeler üzerine kurulu olan bu yapıyı alt üst etti. Hellenistik devletler sisteminin iki ba aktörü olan Suriye ve Makedonya krallıklarının, bozulan dengeleri kendi lehlerine yeniden oluturma giriiminden en çok rahatsız olanlar, doğal olarak varlıkları, kurulmu olan bu dengelerin bozulmamasına bağlı olan Pergamon, Rodos ve bağımsız Yunan kent devletleri gibi bu yapının içinde bulunan ikincil aktörlerdi. Bu ikincil devletlerin, yeni denge unsuru olarak gördükleri Roma’yı Hellenistik devletler sahnesine davet etmelerine Roma’nın olumlu yanıt vermesi, Hellenistik dünyanın kaderini değitirdi. 201 yılında Batı Akdeniz’deki ba dümanı Kartaca’yı dize getiren Roma, 197’de Makedonya kralı V. Philippos’u ve 190’da Suriye kralı III. Antiokhos’u mağlup ederek yaklaık on yıl gibi kısa bir süre zarfında belki de kendisinin de beklemediği bir biçimde Đspanya’dan Suriye’ye kadar tüm Akdeniz’in en güçlü devleti haline geldi.

Philippos ve Antiokhos’u Anadolu’dan çıkaran Roma, son sözü her zaman ordusu ile söylese de bu süreçte diplomatik argümanlar da kullanmıyor değildi. Hellenistik dünyada Büyük Đskender’den beri kullanılan “Yunanlıların bağımsızlığı” argümanını miras alan Roma’nın bunu politik bir araç olarak kullandığını görmekteyiz. Ancak Apameia barıı sürecinde “Yunanlıların bağımsızlığı”nın Realpolitik olarak ne anlama geldiği anlaılmıtı: Yunanlılar, Roma’yı destekledikleri ve onun tarafında oldukları sürece “bağımsız” olacaklardı. Roma yine bu süreçte Anadolu’nun yeni politik yapısını ekillendirirken yaptığı tüm düzenlemeleri tek taraflı olarak ve kendi inisiyatifi ile yapıyordu.

Apameia’nın ardından Anadolu’da yeni bir güçler dengesi oluturan Roma, gerçekleen politik gelimelere göre bu dengeleri istediği gibi de değitirebiliyordu. Bu

186

süreçte Aristonikos Ayaklanmasına kadar Roma ordusu Anadolu’ya bir daha ayak basmamı olup, Anadolu’daki kent ve krallıklar ile ilikiler iki taraf arasından gidip gelen elçilik heyetleri aracılığıyla gerçekletirilmekteydi.

133 yılında Pergamon kralı III. Attalos’un ölümünün ardından krallığını Roma’ya miras bıraktığının anlaılması, Roma’nın Anadolu’daki egemenlik politikasında yeni bir sürecin balamasına neden olmutur. Eldeki yeni epigrafik veriler göstermektedir ki önceleri birçok aratırmacının düündüğü gibi Roma, vasiyetnameyi kabul edip bölgede doğrudan egemenlik kurma konusunda hiç de kararsız ya da çekimser davranmayarak bölgede egemenlik kurmak üzere derhal harekete geçmitir. Bu süreçte Roma V. Philippos’a ve III. Antiokhos’a karı Yunanistan ve Anadolu’da politik ve diplomatik bir argüman olarak kullandığı “Yunanlıların bağımsızlığı” sloganını bu sefer Aristonikos’a karı kullanması Anadolu’daki Roma politikasındaki sürekliliğin açık bir örneğidir.

Roma’nın Attalos’un vasiyetnamesinin kabul edilmesinin ardından balayan Aristonikos Ayaklanması sürecinde sadece diplomatik argümanlar kullanmayıp askeri önlemlere de bavurduğu görülmektedir. Önceleri birçok aratırmacı vasiyetnameden iki yıl sonra Anadolu’ya bir ordu gönderilmesini Roma’nın kararsızlığı ya da çekimserliği ile açıklarken Scipio Nasica ve beraberindeki elçilerin vasiyetnamenin kabul edildiği yıl derhal Anadolu’ya gelmesini Nasica’nın siyasal ortam gereği Roma’dan kaçma isteğine bağlıyorlardı. Ancak Metropolis’te bulunan Apollonios yazıtında bu elçilerin askeri yetkilerinin de olduğunun anlaılması bu görüü de çürütmütür. Ayrıca Roma’nın vasiyetnamenin kabulünün ardından balayan Aristonikos Ayaklanmasına karı iki yıl boyunca Anadolu’ya ordu gönderememesinin nedeni Tiberius Gracchus’un öldürülmesinin ardından Roma iç politikasında yaanan kargaanın yanı sıra Roma lejyonlarının o sırada Đspanya’da, Sicilya’da ve Trakya’da savaıyor olmalarıdır. Bu kanıtlar göstermektedir ki halk tribunus u Tiberius Gracchus’un Senato’yu devre dıı bırakarak Attalos’un vasiyetini halk meclisinden geçirdiği bir yasayla kabul etmesi, Senato’nun yeniden dı ilikilerdeki hakim konumunu elde edince vasiyetnamenin kabul edilmesi yönündeki politikayı kabul etmediği anlamına gelmemektedir.

187

131 yılı consul u Crassus’un, emrine verilen askeri birlikler ile Anadolu’ya ayak basmasıyla, ordunun yaklaık 60 yıl sonra yeniden Roma’nın egemenlik politikasında önemli bir unsur olarak öne çıktığı görülmektedir. Aristonikos’a karı gerçekletirilen askeri harekat sırasında, özgürlüğü Senato tarafından ilan edilmi olan Yunan kent devletlerinin yanı sıra Anadolu’daki krallıkların da derhal Roma’nın yanında yer almaları Apameia’nın ardından bu krallıklar üzerindeki Roma egemenliğinin en net kanıtlarındandır. Askeri harekat sırasında Anadolu’ya gönderilen consul ların Tiberius Gracchus taraftarı olmaları daha bu dönemden itibaren Roma iç politikasındaki gelimelerin Anadolu politikasına etkilerini göstermesi bakımından oldukça önemlidir.

Side yakınlarında ele geçen M’. Aquilius’a ait Roma mil taı ile Lex Portorii’deki kanıtlar Aristonikos Ayaklanmasının bastırılmasını takip eden süreçte kurulan Asia Eyaleti’nin, Phrygia ve Lykaonia hariç Roma’ya vasiyet olarak kalan tüm Pergamon Krallığı topraklarını kapsadığını net bir ekilde göstermitir. Zaten eyaletin kurucusu M’. Aquilius’un Phrygia ve Lykaonia’yı Roma yanlısı krallıklara vermesi Senato tarafından kabul edilmeyip bu iki bölge de kısa bir süre sonra doğrudan Roma yönetimi sınırları içerisine alınmıtır. Gerek Lex Portorii Asiae , gerekse Senatus Consultum de Agro Pergameno , Romalıların Attalos’un mirasını kabul ettikten sonra siyasal egemenliklerini kurma sürecinde Asia Eyaleti’ne dahil edilen bölgelerden ekonomik gelir elde etme yolunda bir yapılanmaya gittiklerini gösterirler. Ayrıca siyasal yapılanmayı Senato tarafından görevlendirilen vali ve eliğindeki legatus lar gerçekletirirken, ekonomik yapılanmada Roma’da Senato sınıfı dıındaki özel teebbüsü oluturan publicanus ların rol almaları Roma egemenlik politikasının karakteristik bir unsuru olarak karımıza çıkmaktadır.

Eldeki kanıtlar göstermektedir ki Asia Eyaleti’nin kurulu sürecinde doğrudan Roma egemenliği sınırları içerisindeki kentler vergiden muaf idiler. Romalı publicanus lar kentlere ait araziler dıında Roma’ya miras olarak bırakılan bölgedeki vergi ve diğer gelirlerin toplanmasından sorumluydular. Yine aynı ekilde Asia Eyaleti’ne gönderilen valilerin imperium ları açıkça kent sınırlarının dıındaki bölgede geçerli olup kentlerin kendi topraklarında kendi yasaları geçerliydi. Bu anlamda Roma yönetiminin Attalos’un vasiyetinin kabul edilmesini izleyen süreçte bölgedeki Yunan

188

kent devletlerine verdiği bağımsızlık sözünü siyasal ve ekonomik anlamda yerine getirdiği anlaılmaktadır. Fakat bu kentler de iure olarak özgür olsalar Lex Portorii ’de görüldüğü üzere publicanus ların kent devletlerinin sınırları içerisinde gümrük istasyonu kurabilmeleri ve Romalı valinin conventus sistemi gereği kendi yasalarına sahip bir kentte yargılama gücünü kullanabilmesi, kentlerin siyasal ve ekonomik özgürlüklerinin de facto olarak kısıtlandığını gösteren önemli delillerdir. Ayrıca ayaklanmanın ardından Aristonikos’u destekleyen bazı kentlerin özgürlüklerinin ellerinden alınarak cezalandırılmaları Yunan kent devletlerinin Roma’yı destekledikleri ve onun tarafında oldukları sürece bağımsız olabileceklerini bir kez daha göstermiti.

123 yılında halk tribunus u seçilen Gaius Gracchus’un Roma iç politikasına yönelik hedefleri Roma’nın Anadolu’daki egemenlik politikasında önemli değimelere neden olmutur. Gaius Gracchus, politik amaçları gereği Senato sınıfının karısında Roma’daki atlı sınıfını güçlendirerek devlet içerisinde Senato aristokrasisine karı bir güç dengesi oluturmak amacındaydı. C. Gracchus, bu amaçla atlı sınıfına politik güç kazandırmak için onları eyaletlerdeki Senato sınıfına mensup (pro)magistratları yargılayan mahkemelerin jüri üyeliklerine getirmiti. Gracchus, atlı sınıfına ekonomik güç kazandırmak için Asia Eyaleti kentlerini vergiye tabi kılarak bu vergileri toplama hakkını atlı sınıfı içinde etkili unsur olan publicanus lara verdi. Bu noktada Phrygia ve Lykaonia’nın tekrardan Asia Eyaleti’ne bağlanmasının C. Gracchus’un tribunus luk dönemine tarihlenmesi oldukça akla yatkındır. Asia Eyaleti kentlerinin vergiye tabi kılınıp, Phrygia ve Lykaonia’nın tekrardan Asia Eyaleti’ne bağlanmasıyla hem atlı sınıfına zenginleme olanağı sağlanıyor, hem de Gracchus’un hazırladığı toprak yasası için gerekli maddi kaynak sağlanmı oluyordu. Asia Eyaleti’nin kurucusu M’. Aquilius tarafından bağımlı krallıklara verilen Phrygia ve Lykaonia’nın Roma’nın inisiyatifiyle Asia Eyaleti’ne bağlanması Roma’nın Attalos’un vasiyeti gereği kendisine kalan eski Pergamon Krallığı toprakları üzerinde tek taraflı olarak tasarruf hakkında sahip olduğunu göstermesi bakımından da oldukça önemlidir.

Gaius Gracchus’un izlemi olduğu bu politikanın sonuçları Asia Eyaleti kentleri bakımından oldukça olumsuz olmutur. Böylesine büyük bir eyaletten vergi toplama ii kalabalık sayıda personel gerektirdiğinden Asia Eyaleti’ne çok sayıda Romalı gelmiti.

189

Publicanus ları izleyen tüccar ve i adamları da göz önüne alındığında Gaius Gracchus’un bu düzenlemesinin ardından eyaletin bütün büyük kentlerinde Romalıların yaadığı görülmektedir. Atlıların valileri denetleyen mahkeme jüriliklerine getirilmeleri, valilerin atlı sınıfına mensup publicanus lar üzerindeki denetleme gücünü kısıtlayarak eyalet kentlerinin publicanus lar tarafından adeta yağmalanmasına neden olmutur. Eldeki kanıtlardan anlaıldığı kadarıyla publicanus ların yasadıı faaliyetleri eyalet kentlerinde olduğu kadar, eyalet sınırlarını da aarak komu krallık ve bölgeleri etkileyecek hale gelmiti.

Roma’nın publicanus ların bu faaliyetlerine karı etkin bir önlem alamamasının nedeni Gaius Gracchus’un yasal düzenlemeleri kadar, II. yüzyılın son çeyreğinde dı tehditlerden dolayı yaadığı sorunlardan da kaynaklanıyordu. Esas olarak bu hayati dı tehditlere yönelen Roma için Anadolu’daki durum o kadar da öncelikli bir konu değildi. Bu durum Anadolu’daki bağımlı krallıklar arasındaki gelimelere karı tepkisiz kalmasının da yanıtıdır. Kappadokia Krallığı’nın Aristonikos ayaklanmasında Romalılara yardım ederken hayatını kaybeden kralı V. Ariarathes’in ölümünün ardından yaadığı iç sorunlar nedeniyle güçten dümesi üzerine Anadolu’da bağımlı krallıklar arasındaki dengeler değimiti. Bithynia kralı III. Nikomedes’in ve özellikle de Pontos kralı VI. Mithridates’in bu durumdan yararlanıp egemenlik alanlarını geniletme çabaları sürecinde Roma bölgeye bir elçilik heyeti gönderse de elçilerin talepleri krallar tarafından dikkate alınmamaktaydı.

Roma, II. yüzyılın sonunda dıta yaadığı sorunları hallettikten sonra gözünü yeniden uzun süredir ihmal ettiği Anadolu’ya çevirmitir. Bu dönemde Anadolu’da Roma egemenliği için sorun tekil eden üç önemli konu; Kilikia kıyılarında gittikçe artan korsanlık, kral Mithridates’in Kappadokia’ya hakim olarak Anadolu’daki krallıklar arasındaki güçler dengesini bozması ve Asia Eyaleti’ndeki publicanus ların yasadıı faaliyetleriydi. Roma’nın bu üç konuya da derhal müdahale ettiği görülmektedir. Bu konulardan en acil çözülmesi gereken olanı korsanlık olduğu için 102 yılında Marcus Antonius Kilikia’daki korsanlara karı sefere çıkmı; 98 yılında Marius, bağımlı krallıkların durumunu denetlemek üzere Anadolu’ya Senato adına bir elçilik seyahati düzenlemi; yine Marius ile aağı yukarı aynı tarihlerde Q. Scaevola,

190

publicanus ların yasadıı faaliyetlerine karı önlemler almak üzere Asia Eyaleti’ne gönderilmiti. Uzun bir ilgisizlik döneminin sonunda ardı ardına gerçekletirilen bu politik hamleler Roma’nın Anadolu’da sarsılmı olan egemenliğini yeniden güçlendirme isteğini göstermektedir.

Antonius’un korsanlara karı seferinin ardından 100 yılında çıkarılan Lex de Provinciis Praetoriis ile Roma’nın uzun süredir ihmal ettiği Hellenistik dünya üzerindeki gücü yeniden gösteriliyor, Roma egemenliğinin bu dünyanın yararına olduğu açıkça vurgulanıyordu. Bu yasanın tez konumuz açısından bir diğer önemi, Roma’nın bölgedeki müttefik kent ve krallıkların çıkarlarını korumak için Anadolu’da yeni bir eyalet daha oluturmasıdır. Bu eyalet esas olarak Kilikia’daki korsanlara karı önlem almak için kurulmu olsa da eyaletin Kilikia’da bir toprağı bulunmayıp Attalos tarafından Roma’ya miras olarak kalan güney bölgeleri üzerinde kurulmutu.

90’lı yıllar, Roma politik hayatında halkçı politikacılar ile Senato aristokrasisine bağlı politikacılar arasındaki kutuplamanın giderek keskinlemeye baladığı bir dönemdir. Roma’daki bu durum Anadolu politikasına da üphesiz yansımaktaydı. Roma’nın dı politikasına ait konular ile ilgili olduğundan, normalde bir Senatus Consultum olması gereken Lex de Praetoriis Provinciis halk meclisinden çıkarılmıtı. Tıpkı Tiberius Gracchus’un Attalos’un vasiyetnamesinin kabulünde yaptığı gibi 100 yılında Marius ile birlikte Roma iç politikasında güçlerinin doruğuna çıkan halkçı politikacılar yine Senato’yu saf dıı bırakarak Anadolu’yu ilgilendiren önemli bir konuda geni çaplı düzenlemelerde bulunmulardır. Dikkat edilecek olursa bu yasa ile korsanlığa karı Roma müttefiklerinin bölgedeki çıkarları korunurken Anadolu ile yoğun ticari ilikileri bulunan atlı sınıfına mensup Romalı tüccarların da çıkarları korunuyordu.

90’lı yılların ortalarına kadar Senato’nun Roma politik hayatındaki gücünü yeniden ele geçirmesi Anadolu’da da etkisini hissettirmitir. Ünlü hukukçular Scaevola ve Rutilius Rufus’un, publicanus ların doğrudan Roma egemenliğine bağlı bölgedeki kentlerde gerçekletirdikleri yolsuzluklarından dolayı Roma’ya karı oluan nefreti önlemek üzere Asia Eyaleti’ne gönderilmeleri açıkçası Senato’nun bu yöndeki talebi ile gerçeklemiti. Roma’ya bağlı krallıklar arasında güç dengelerini bozarak Roma

191

egemenliğini tehdit eden Pontos kralı Mithridates’e karı önce bizzat princeps Senatus olan Scaurus’un, sonra da Sulla’nın gönderilmesi Senato’nun krallıklar üzerindeki gücünü gösterme isteğinden kaynaklanıyordu. Özellikle Cilicia valisi olarak Sulla’nın Kappadokia kralı I. Ariobarzanes’i bizzat tahta geçirmesi, Parthlar ile anlama yaparak Fırat’ı sınır kabul etmesi ve korsanlara karı mücadelesi Anadolu’da Roma egemenliğini güçlendirmek adına gerçekletirilen geni çaplı bir politikanın uygulanmasıydı.

Senato’nun Anadolu politikasına hakim olduğu süreçte halkçı politikacıların Senato yanlısı politikacılara karı mücadelesi devam etmekteydi. Anadolu’ya Senato tarafından görevli olarak gönderilen Scaurus, Sulla ve Rutilius Rufus’un, görevlerinden dönüte atlıların elindeki mahkemede yargılanmaları bu durumun en net kanıtıdır. Özellikle Rutilius Rufus’un eyaletliler arasında Roma’nın bozulan imajını düzeltme adına publicanus lara karı hukuksal önlemler almasıyla çıkarları bozulan atlılar tarafından masum olmasına rağmen suçlu bulunarak sürgüne gönderilmesi iç politik çekimelerin ve kiisel çıkarların Roma’nın çıkarlarının önüne geçtiğini göstermektedir.

90’lı yılların sonlarında Roma’nın Müttefikler Savaı ile megul olduğu sırada Pontos kralı VI. Mithridates’in bu fırsattan yararlanıp Roma’ya bağımlı diğer krallar olan Bithynia ve Kappadokia krallarını tahtlarından kovmasıyla Mithridates ile sava kaçınılmaz olarak görülmeye balanmıtı. Müttefikler Savaı sırasında yeniden yıldızı parlayan Marius’un ve halkçı politikacıların Senato aristokrasisine karı güç kazandığı bir ortamda kovulan kralları tahtlarına geri geçirmek üzere Anadolu’ya gönderilen elçilerin Marius yanlısı politikacılar olması hiç de aırtıcı değildir. Bu elçilerin bakanı M’. Aquilius ve diğer elçilerin Bithynia kralı IV. Nikomedes’i yeniden tahta geçirmesi karılığında kraldan para talep etmesi ve kralın da bu parayı ödeyebilmek için Romalı bankerlerden borç alması Roma politikasındaki kiisel çıkarların en net kanıtlarındandır. Amaçları Marius’a yeni bir komutanlık sağlamak ya da kiisel çıkarlar olsun ya da olmasın Romalı elçilerin kendilerine vaad edilen paraları ve borçları ödemesi için Nikomedes’e baskı yapıp kralı Mithridates’in krallığına bağlı bölgeleri yağmalamaya zorlamaları I. Mithridates Savaının çıkmasına yol açmıtır.

192

Tez konumuzun süresi kapsamında Roma’nın Anadolu’daki egemenlik politikasının unsurlarını ele aldığımızda bu unsurlardan en önemlisinin ordu olduğunu görmekteyiz. Roma 189 yılında Magnesia Savaı’nda Seleukoslar kralı III. Antiokhos’u ordusuyla Anadolu’dan çıkardıktan sonra bölgede siyasal düzenlemeler yapabilecek politik gücü elde etmiti. Attalos’un vasiyetnamesinin Roma tarafından kabul edilmesinin ardından bunu tanımayan Aristonikos’a karı yine son sözü Roma ordusu söylemi, Attalos’un vasiyetine dayanan yeni siyasal düzenlemeler yine Aristonikos’a karı düzenlenen askeri harekatın baarıyla sonuçlanmasının ardından gerçekletirilebilmitir.

Ordunun baarılarını takip eden süreçlerde Roma’nın Anadolu egemenliğini devam ettirmede diplomatik unsurlar ön plana çıkmaktadır. Bunlar kurulan dostluk ve ittifak ilikileri, yapılan anlamalar ve elçilik faaliyetleriydi. Daha 205 yılındaki Phoinike Barıı’nda Roma, Pergamon Krallığı’nı ve Ilion kentini dost ve müttefik kabul ederek ilerleyen süreçte Anadolu’daki birçok kent ve krallıklar ile dostluk ve ittifak ilikisi kurmutu. Bu dostluk ve ittifak bazı durumlarda resmi anlama ile de güçlendirilebiliyordu. Ancak kurulan bu dostluk ve ittifak ilikilerindeki en önemli husus görünürde her iki tarafın eit olmasıdır. Görünürdeki bu eitliğe rağmen gerçekte Roma’nın üstünlüğü tartımasız olup, Roma, bu dost ve müttefiklerinin çıkarlarını korumak adına askeri, politik ve diplomatik hamlelerde bulunabiliyordu. Örneğin Lex de Provinciis Praetoriis ’de Roma, aldığı önlemleri bölgedeki dost ve müttefiklerinin çıkarlarını korumak adına gerçekletirdiğini net bir ekilde vurgulamaktaydı.

Roma’nın Anadolu’daki dost ve müttefiklerinin, aralarındaki sorunların çözümü için bir üst merci olarak Senato’ya bavurmaları ve Roma’nın Senato’da aldığı kararları gerek doğrudan gerekse Anadolu’ya gönderdiği elçiler aracılığıyla uygulayabilme gücü, kurulan ilikilerdeki Roma üstünlüğünün en açık göstergelerindendir. Roma, Senato’da alınan bir kararla Karia ve Lykia bölgelerinin özgür ilan edebilmi, yine bir Senato kararı ile Phrygia ve Lykaonia bölgelerinin Asia Eyaleti’ne bağlanmasını sağlayabilmiti. Bithynia Krallığı için mücadele eden IV. Nikomedes ve Sokrates Khrestos Senato’ya bavurunca Senato’nun onayladığı Nikomedes kral olabilmiti. Yine Kappadokia Krallığı Senato tarafından cumhuriyet olarak ilan edilmi, halkın

193

Senato’ya olan talebi üzerine aralarından bir kral seçmelerine izin verilmi, seçilen kral I. Ariobarzanes tahtından uzaklatırılınca bizzat Romalı bir magistrat tarafından tahtına çıkarılmıtı. Tüm bu örnekler göstermektedir ki Roma Anadolu’da askeri güç kullanmaksızın egemen bir güç olarak politik ve diplomatik düzenlemeler gerçekletirebiliyordu.

Roma, Aristonikos Ayaklanması’nın sona ermesinin ardından I. Mithridates Savaı’na kadar Anadolu’ya askeri bir müdahalede bulunmamasına rağmen Roma’nın Anadolu’daki egemen bir güç olarak konumu ordusunun baarılarına bağlıydı. II. yüzyıl sonlarında Roma ordusunun Đtalya’nın yakın çevresindeki sorunlarda baarısızlıklar yaadığı bir süreçte Paphlagonia’nın statüsünü belirlemek üzere Anadolu’ya gönderilen Roma elçileri krallar tarafından adeta alaya alınabiliyorlardı.

Attalos’un vasiyetnamesinin kabul edilmesinin ardından Roma’nın Anadolu egemenliğindeki en önemli olgu, artık Anadolu’da doğrudan Roma egemenliğine tabi bir toprak parçasının bulunmasıdır. Roma, Anadolu’da Fırat’a kadar olan bölgede kendini bir egemen güç olarak görse de eski Pergamon Krallığı toprakları üzerinde doğrudan egemenliği bulunurken, bu topraklar dıındaki bölgede dolaylı egemenliği bulunuyordu. Doğrudan Roma egemenliğine giren bölgelerdeki yol yapım faaliyetleriyle bu egemenliğin fiziksel altyapısı oluturulurken, Asia koinon unun kurulmasıyla özgür kent ve toplulukların bir dereceye kadar bütünlemesi sağlanmı, conventus sistemiyle de Roma yönetiminin idari altyapısı hazırlanmıtı. Doğrudan Roma yönetimi sınırları dahilindeki kent devletleri Roma yönetim anlayıı açısından özgür olmaya devam ettiklerinden hukuksal olarak bir kent devletinin Roma eyalet sınırları içinde ya da dıında olmasının bir farkı yoktu. Ancak gerçekte Roma’nın bir eyalet kurması, eyalet sınırları içindeki kentlerin özgürlüklerini kısıtlayan önemli bir faktördü. Özellikle Gaius Gracchus’un vergi yasasının ardından Yunan kent devletlerinin bağımsızlığı politikasından net bir sapma yaanmı, eyalet sınırları içindeki kentler Roma egemenliğine tabi unsurlar haline gelmilerdir. Kentlere yerleen Romalılar ve üst düzey Romalılar ile eyalet kentleri arasındaki patronaj ilikileri bölgedeki Roma egemenliğinin önemli unsurları olmuladır.

194

Roma, Gaius Gracchus’un düzenlemelerinin ardından eyalet kentlerine ait kutsal alanların mülklerini vergiden muaf tutmak gibi doğrudan egemenliği altındaki bölgedeki prestijini güçlendirmeye yönelik hamlelerde bulunmaktaydı. Eyalet dıındaki bölgelerdeki Roma politikası ise Bithynia, Kappadokia ve Pontos krallıkları arasında oluturduğu güçler dengesinin bozulmaması yönündeydi. Bu süreçte Apameia Anlaması’nın ve Attalos’un mirasının Roma’nın Anadolu’daki egemenlik politikasının hukuksal zeminini oluturmaya devam etmesi önemli bir husustur. Roma yeni bir eyalet oluturma kararı alsa bile Cilicia Eyaleti Roma’ya Attalos’un vasiyeti ile kalan topraklar üzerinde kurulmutu.

I. Mithridates Savaı’nın balamasıyla birlikte Roma’nın doğrudan ve dolaylı Anadolu egemenliğinin aniden ortadan kalkması uygulanan politikaların baarısızlığını göstermektedir. Doğrudan Roma egemenliği altındaki bölge kentlerinden ekonomik kazanç elde etmeye yönelik politikada publicanus ların denetimsiz kalması, eyalet halkı arasında Roma yönetimine karı büyük bir nefretin olumasına yol açmıtı. Pontos Krallığı’nın krallıklar arasında oluturulan dengeyi bozmasına engel olunamamı, yapılan diplomatik giriimler kral VI. Mithridates’i engellemek bir yana daha çok kıkırtmıtır. Yaklaık 45 yıldır uygulanan politikalardan dolayı Roma’ya karı nefret besleyen Asia Eyaleti kentleri, yine bu politikalara karı harekete geçen Pontos kralı Mithridates’i adeta bir kurtarıcı gibi karılamılardı. Asia Eyaleti kentlerinin Mithridates ile ibirliği içinde Anadolu’daki Romalıları toplu bir biçimde katletmeleri, takip edilen Roma politikasının iflası anlamına geliyordu.

195

KAYNAKÇA VE KISALTMALAR LĐSTESĐ

ADAMS 1980 ADAMS, J.P., “Aristonikos and the Cistophoroi” Historia 29 (1980) 302314.

Aelius Aristeides, Epistole peri Smyrnes Aelius Aristeides, XIX ( Epistole peri Smyrnes ): Yun.: Aelii Aristidis Smyrnaei quae supersunt omnia II. Ed.: B. Keil. Berlin 1898. Đng. Çev.: P. Aelius Aristides, The Complete Works II, Orationes XVIILIII . Đng. Çev.: C.A. Behr. Leiden 1981.

AGER 1991 AGER, S.L., “: The Rise and Fall of a Neutral Diplomat”. Historia 40 (1991) 1041.

AGER 1996 AGER, S.L., Interstate Arbitrations in the Greek World, 33790 B.C. Berkeley 1996.

AJA American Journal of Archaeology . The Journal of the Archaeological Institute of America. Boston.

AJP The American Journal of Philology . The Johns Hopkins University Press. Baltimore.

ALBERT 1980 ALBERT, S., Bellum Iustum: Die Theorie des ‘gerechten Krieges’ und ihre praktische Bedeutung für die auswärtigen Auseinandersetzungen Roms in republikanischer Zeit . Kallmünz 1980.

ALEXANDER 1981 ALEXANDER, M.C., “The Legatio Asiatica of Scaurus: Did It Take Place?”. TAPA 111 (1981) 19.

196

ALEXANDER 1990 ALEXANDER, M.C., Trials in the Late Roman Republic, 149 BC to 50 BC . Toronto 1990.

ALLEN 1983 ALLEN, R.E., The Attalid Kingdom: A Constitutional History . Oxford 1983.

AM Athener Mitteilungen. Mitteilungen des Deutschen Archäologischen Instituts. Abteilung Athen.

ANRW Aufstieg und Niedergang der Römischen Welt. Geschichte und Kultur Roms im Spiegel der neueren Forschung. (Ed. Temporini). I vd. Berlin 1972 vd.

ANSMN American Numismatic Society Museum Notes. American Numismatic Society. New York.

Appianos, Rhomaika Appian, Roman History IIV. Ed. ve Đng. Çev.: H. White. London 1912 vd. [Loeb].

APR III Amici Populi Romani: Prosopographie der auswärtigen Freunde Roms/Prosopography of the Foreign Friends of Rome . (APR 03 – 22.04.2010) Ed.: A. Cokun. Waterloo 2010. [http://apr.uwaterloo.ca]

ARENA 2005 ARENA, G., Città di Panfilia e Pisidia sotto il dominio romano . Catania 2005.

ARNOLD 1974 ARNOLD, W.T., The Roman System of Provincial Administration to the Accession of Constantine the Great . (Third Edition) Chicago 1974.

197

ARSLAN 2000 ARSLAN, M., Antikçağ Anadolusu’nun Savaçı Kavmi: Galatlar . Đstanbul 2000.

ARSLAN 2007 ARSLAN, M., Mithradates VI Eupator: Roma’nın Büyük Dümanı . Đstanbul 2007.

AS Anatolian Studies. British Institute at Ankara.

Asconius, Orationum Ciceronis Q. Asconius Pedianus, Orationvm Ciceronis qvinqve enarratio Asconius, Commentaries on Speeches of Cicero . Ed.: A. C. Clark. Đng. Çev.: R. G. Lewis. Oxford 2006.

Athenaeum Athenaeum . Studi periodici di letteratura e storia dell’antichità. Università Pavia. Pavia.

Athenaios, Deipnosophistai Athenaeus, The Deipnosophists IVII. Ed ve Đng. Çev.: C.B. Gulick. London 192741. [Loeb].

Aulus Gellius, Noctes Atticae Gellius, Attic Nights IIII. Ed. ve Đng. Çev.: J.C. Rolfe. London 1927. [Loeb]

AUSTIN 2006 AUSTIN, M.M., The Hellenistic World From Alexander to the Roman Conquest: A Selection of Ancient Sources in Translation . Cambridge 2006.

BADIAN 1956 BADIAN, E., “Q. Mucius Scaevola and the Province of Asia”. Athenaeum 34 (1956) 104123.

198

BADIAN 1957 BADIAN, E., “Caepio and Norbanus: Notes on the Decade 10090 B.C.”. Historia 6 (1957) 318346.

BADIAN 1958 BADIAN, E., Foreign Clientelae (26470 B.C.) . Oxford 1958.

BADIAN 1959 BADIAN, E., “Sulla’s Cilician Command”. Athenaeum 37 (1959) 279303.

BADIAN 1968 BADIAN, E., Roman Imperialism in the Late Republic. Oxford 1968.

BADIAN 1970 BADIAN, E., Lucius Sulla: The Deadly Reformer . Sidney 1970.

BADIAN 1972 BADIAN, E., Publicans and Sinners: Private Enterprise in the Service of the Roman Republic . Oxford 1972.

BADIAN 1984 BADIAN, E., “Hegemony and Independence: Prolegomena to a Study of the Relations of Rome and the Hellenistic States in the Second Century B.C.”. urada: Proceedings of the VII th Congress of the International Federation of the Societies of Classical Studies I. Ed.: J. Harmatta. Budapest 1984, 397414.

BAGNALL–DEROW 2004 BAGNALL, R.S.–DEROW, P. (Ed.), The Hellenistic Period: Historical Sources in Translation . Oxford 2004.

199

BALLESTEROSPASTOR 2008 BALLESTEROSPASTOR, L., “Cappadocia and Pontus, Client Kingdoms of the Roman Republic from the Peace of Apamea to the Beginning of the Mithridatic Wars (18889 B.C.)”. urada: Freundschaft und Gefolgschaft in den auswärtigen Beziehungen der Römer (2. Jh. v.Chr.1. Jh. n.Chr.) Ed.: A. Cokun. Frankfurt/M. 2008, 4563.

BALSDON 1937 BALSDON, J.P.V.D., “Q. Mucius Scaevola the Pontifex and Ornatio Provinciae ”. CR 51 (1937) 810.

BARONOWSKI 1991 BARONOWSKI, D.W., “The Status of the Greek Cities of Asia Minor after 190 B.C.” Hermes 119/4 (1991) 450 463.

BCH Bulletin de correspondance hellénique. École française d’Athènes.

BEAN 1948 BEAN, G.E., “Notes and Inscriptions from Lycia”. JHS 68 (1948) 4058.

BERNHARDT 1971 BERNHARDT, R., “Imperium und Eleutheria: Die römische Politik gegenüber den freien Städten des griechisches Ostens”. Diss. Hamburg 1971.

BERNHARDT 1985 BERNHARDT, R., Polis und römische Herrschaft in der Späten Republik (14931 v. Chr.) . Berlin 1985.

BERNHARDT 1998 BERNHARDT, R., Rom und die Städte des hellenistischen Ostens (3.1. Jahrhundert v. Chr.) . München 1998.

200

BERTHOLD 1984 BERTHOLD, R.M., Rhodes in the Hellenistic Age . New York 1984.

BERVE 1967 BERVE, H., Die Tyrannis bei den Griechen III. München 1967.

BLÜMEL 2007 BLÜMEL, W., “Neue Inschriften aus Karien III” EA 40 (2007) 4148.

BOFFO 2003 BOFFO, L., “La ‘Liberta’ delle Citta Greche sotto i Romani (in Epoca Repubblicana)”. Dike 6 (2003) 227 249.

BOREN 1977 BOREN, H., Roman Society: A Social, Economic and Cultural History. Lexington 1977.

BRANDT–KOLB 2005 BRANDT, H.KOLB, F., Lycia et Pamphylia: Eine römische Provinz im Südwesten Kleinasiens . Mainz 2005.

BRAUND 1983 BRAUND, D., “Royal Wills and Rome”. PBSR 51 (1983) 1657.

BRAUND 1984 BRAUND, D., Rome and the Friendly King: The Character of Client Kingship . London 1984.

BRENNAN 1992 BRENNAN, T.C., “Sulla’s Career in the Nineties: Some Reconsiderations”. Chiron 22 (1992), 103158.

201

BRENNAN 2000 BRENNAN, T.C., The Praetorship in the Roman Republic III. Oxford 2000.

BRIANT v.d. 2001 BRIANT, P.BRUN, P.VARĐNLĐOĞLU, E., “Une inscription inédite de Carie et la guerre d’Aristonicos”. urada: Les cités d'Asie mineure occidentale au II e siècle a.C . Ed. A. BressonR. Descat. Bordeaux 2001, 241259.

BRISCOE 1969 BRISCOE, J., “Eastern Policy and Senatorial Politics 168146 B.C.”. Historia 18 (1969) 4970.

BROUGHTON 1934 BROUGHTON, T.R.S., “Stratoniceia and Aristonicus”. CP 29 (1934) 252254.

BROUGHTON 1959 BROUGHTON, T.R.S., “Roman Asia Minor”. urada: An Economic Survey of Ancient Rome IV. Ed. T. Frank. Baltimore 1938. [New ed. New York 1959] 505949.

BRUN 2004 BRUN, P., “Les cités grecques et la guerre: l’exemple de la guerre d’Aristonikos”. urada : Les cités grecques et la guerre en Asie Mineure à l’époque hellénistique. Actes de la journée d’études de Lyon, 10 octobre 2003 . Ed. J C. Couvenhes. Tours 2004, 2154.

BRUNT 1971 BRUNT, P.A., Italian Manpower 225 B.C.–A.D. 14 . Oxford 1971.

BULIN 1983 BULIN, R.K., “Untersuchungen zur Politik und Kriegführung Roms im Osten von 100 68 v.Chr.” Diss. Frankfurt 1983.

202

BURASELIS 1996 BURASELIS, K., “ Vix aerarium sufficeret . Roman Finances and the Outbreak of the Second Macedonian War”. Greek, Roman and Byzantine Studies 37 (1996) 149172.

BURSTEIN 1985 BURSTEIN, S.M., The Hellenistic Age from the Battle of Ipsos to the Death of Kleopatra VII . Cambridge 1985.

BURTON 2003 BURTON, P.J., “Clientela or Amicitia? Modeling Roman International Behaviour in Middle Republic (246146 B.C.)”. Klio 85/2 (2003) 333369.

CADOUX 2003 CADOUX, C.J., Đlkçağ’da Đzmir. Kentin En Eski Çağlardan Đ.S. 324’e Kadar Tarihi . Çev.: B. Umar. Đstanbul 2003.

CAH 2 The Cambridge Ancient History. [Second Edition] I v.d. Cambridge 1970 v.d.

CALLATAŸ 1997 CALLATAŸ, F. de, L’histoire des guerres mithridatiques vue par les monnaies . LouvainlaNeuve 1997.

CALLATAŸ 2011 CALLATAŸ, F. de, “More Than It Would Seem: The Use of Coinage by the Romans in Late Hellenistic Asia Minor (13363 B.C.)”. American Journal of Numismatics 23 (2011) 5586 [pl. 810].

203

CAMPANILE 2007 CAMPANILE, D., “L’assemblea provinciale d’Asia in età repubblicana”. urada: Tra Oriente e Occidente: Indigeni, Greci e Romani in Asia Minore . Ed.: G. Urso. Pisa 2007, 129140.

CANALI DE ROSSI 2000 CANALI DE ROSSI, F., “Tre epistole di magistrati romani a città d’Asia”. EA 32 (2000) 163181.

CANALI DE ROSSI 2001 CANALI DE ROSSI, F., Il Ruolo dei Patroni nelle Relazioni Politiche fra il Mondo Greco e Roma in Età Repubblicana ed Augustea . MünchenLeipzig 2001.

CANALI DE ROSSI 2008 CANALI DE ROSSI, F., Iscrizioni Storiche Ellenistiche. Decreti per Ambasciatori Greci al Senato . Roma 2008 2.

Cassius Dio, Rhomaika Dio Cassius, Roman History IIX. Ed. ve Đng. Çev.: E. Cary H.B. Foster. London 19141927. [Loeb]

CHANIOTIS 2005 CHANIOTIS, A., War in the Hellenistic World: A Social and Cultural History . Oxford 2005.

Chiron Chiron. Mitteilungen der Kommission für Alte Geschichte und Epigraphik des Deutschen Archäologischen Instituts. München.

Cicero, Epistulae Cicero, Letters to Atticus IIV. Ed. ve Đng. Çev. D. R. Shackleton Bailey. London 1999 [Loeb]. Cicero, Letters to Friends IIII. Ed. ve Đng. Çev. D. R. Shackleton Bailey. London 2001 [Loeb].

204

Cicero, Oratoria Cicero, Orations IX [VIXV]. Ed. ve Đng. Çev. J. H. Freese vd. London 19271976 [Loeb].

Cicero, Philosophia Cicero, Philosophical Treatises IVI [XVIXXI]. Ed. ve Đng. Çev. C. W. Keyes vd. London 19131933 [Loeb].

COARELLI 1982 COARELLI, F., “Su alcuni proconsoli d’Asia tra la fine del II e gli inizi del I secolo a.C. e sulla politica di Mario in Oriente”. urada: Epigrafia e ordine senatorio I, Tituli 4. Roma 1982, 435451.

COHEN 1995 COHEN, G.M., The Hellenistic Settlements in Europe, the Islands and Asia Minor . BerkeleyLondon 1995.

COLLINS 1978 COLLINS III, F., “The Revolt of Aristonicus”. Diss. Ph. D., University of Virginia 1978.

COOLEY v.d. 2007 COOLEY, A.E.,MITCHELL, S.,SALWAY, B., “Roman Inscriptions 20012005”. JRS 97 (2007) 176 263.

CORBIER 2008 CORBIER, M., “The Lex Portorii Asiae and Financial Administration”. urada: The Customs Law of Asia . Ed. M. Cottier v.d. Oxford 2008, 202235.

Cornelius Nepos, de Viris Illustribus Florus, Epitome of Roman History . Cornelius Nepos [ On the Great Generals of Foreign Nations ]. Ed. ve Đng. çev.: J.C. Rolfe. London 1929. [Loeb]

205

COKUN 2004 COKUN, A., “Die tetrarchische Verfassung der Galater und die Neuordnung des Ostens durch Pompeius (Strab. geogr. 12,5,1 / App. Mithr. 560)”. urada: Ad fontes ! Ed.: H. Heftner/ K. Tomaschitz [ FS für Gerhard Dobesch zum fünfundsechzigsten Geburtstag am 15. September 2004 ] Wien 2004, 687711.

COTTIER v.d. 2008 COTTIER M., v.d. (Ed.) The Customs Law of Asia . Oxford 2008.

CP Classical Philology. University of Chicago Press. Chicago.

CQ The Classical Quarterly . Cambridge University Press.

CR The Classical Review. Cambridge University Press.

CRAWFORD 1978 CRAWFORD, M.H., The Roman Republic. Fontana 1978.

CRAWFORD 1985 CRAWFORD, M.., Coinage and Money under the Roman Republic: Italy and the Mediterranean Economy. Berkeley 1985.

CRAWFORD 1990 CRAWFORD, M.H., “Origini e sviluppi del sistema provinciale romano.” urada: Storia di Roma II.1. Ed.: G. Clemente, F. Coarelli and E. Gabba. Turin 1990, 91 121.

CRAWFORD 1996 CRAWFORD, M.H. (Ed.), Roman Statutes III. London 1996.

206

ÇAPAR 1995 ÇAPAR, Ö., “Roma’nın Asia Eyaletindeki Conventus (Dioicesis) Sistemi”. DTCFD 37 (1995) 731755.

DAHLHEIM 1977 DAHLHEIM, W., Gewalt und Herrschaft: Das provinziale Herrschaftssystem der römischen Republik . Berlin 1977.

DAUBNER 2006 DAUBNER, F., Bellum Asiaticum: Der Krieg der Römer gegen Aristonikos von Pergamon und die Einrichtung der Provinz Asia . München 2006 2.

DAUBNER 2007 DAUBNER, F., “Die lex Porcia , das Ehrendekret für Menippos von Kolophon und die römische Provinzverwaltung der 120er Jahre”. Göttinger Forum für Altertumswissenschaft 10 (2007) 920.

DEBORD 1982 DEBORD, P., Aspects Sociaux et Économiques de la Vie Religieuse dans l’Anatolie Grécoromaine . Leiden 1982.

DELPLACE 1977 DELPLACE, C., “Publicains, trafiquants et financiers dans le provinces d’Asie Mineure sous la république”. Ktema 2 (1977) 233252.

DELPLACE 1978 DELPLACE, C., “Le Contenu Social et Économique du Soulèvement d’Aristonicos: Opposition entre Riches et Pauvres?”. Athenaeum 56 (1978) 2053.

207

DELRIEUX 2001 DELRIEUX, F., “Les étrangers dans l’épigraphie iassienne du II e siècle a.C ”. urada: Les cités d'Asie mineure occidentale au II e siècle a.C . Ed. A. BressonR. Descat. Bordeaux 2001, 137155.

DEROW 2005 DEROW, P.S. “The Arrival of Rome: from the Illyrian Wars to the Fall of Macedon”. urada: A Companion to the Hellenistic World . Ed. A. Erskine. Oxford 2005, 51 70.

DE SOUZA 1997 DE SOUZA, P., “Romans and Pirates in a Late Hellenistic Oracle from Pamphylia”. CQ 47/2 (1997) 477481.

DE SOUZA 1999 DE SOUZA, P., Piracy in the GraecoRoman World . Cambridge 1999.

DIGNAS 2002 DIGNAS, B., Economy of the Sacred in Hellenistic and Roman Asia Minor . Oxford 2002.

DIGNAS 2005 DIGNAS, B., “Sacred Revenues in Roman Hands: The Economic Dimension of Sanctuaries in Westerns Asia Minor”. urada: Patterns in the Economy of Roman Asia Minor . Ed. S. MitchellC. Katsari. Swansea 2005, 207 224.

Dike Dike. Rivista di storia del diritto greco ed ellenistico. Università degli Studi di Milano.

DMITRIEV 2005a DMITRIEV, S., City Government in Hellenistic and Roman Asia Minor . Oxford 2005.

208

DMITRIEV 2005b DMITRIEV, S., “The History and Geography of the Province of Asia during its First Hundred Years and the Provincialization of Asia Minor”. Athenaeum 93 (2005), 71133.

DMITRIEV 2006 DMITRIEV, S., “Cappadocian Dynastic Rearrangements on the Eve of the First Mithridatic War”. Historia 55 (2006) 285297.

DMITRIEV 2011 DMITRIEV, S., The Greek Slogan of Freedom and Early Roman Politics in . Oxford 2011.

Diodoros, Bibliotheke Diodoros, Bibliotheke Historike : Diodorus Siculus, Library of History XII. Ed. ve Đng. Çev.: F.R. Walton. London 1967. [Loeb]

Dionysios Halikarnasseus, Rhomaike Arkhaiologia Dionysius of Halicarnassus, The Roman Antiquities IVII. Ed. ve Đng. çev.: E. Cary. London 19371950. [Loeb]

DREWBEAR 1972a DREWBEAR, T., “Deux décrets hellénistiques d’Asie Mineure”. BCH 96 (1972) 435471.

DREWBEAR 1972b DREWBEAR, T., “Three Senatus Consul ta Concerning the Province of Asia”. Historia 21 (1972) 7587.

DREYER–ENGELMANN 2003 DREYER, B.ENGELMANN, H., Die Inschriften von Metropolis I: Die Dekrete für Apollonios: Städtische Politik unter den Attaliden und im Konflikt zwischen Aristonikos und Rom (= IK 63, 1). Bonn 2003.

209

DREYER 2005 DREYER, B., “Rom und die griechischen Polisstaaten an der westkleinasiatischen Küste in der zweiten Hälfte des zweiten Jahrhunderts v. Chr. Hegemoniale Herrschaft und lokale Eliten im Zeitalter der Gracchen”. urada: Roms auswärtige Freunde in der späten Republik und im frühen Prinzipat . Ed. A. Cokun v.d. Göttingen 2005, 5574.

DTCFD Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi Dergisi. Ankara.

DUDLEY 1941 DUDLEY, D.R., “Blossius of Cumae” JRS 31 (1941) 94 99.

EA Epigraphica Anatolica . Zeitschrift für Epigrphik und historische Geographie Anatoliens. Bonn.

ECKSTEIN 2008 ECKSTEIN, A.M., Rome Enters the Greek East: From Anarchy to Hierarchy in the Hellenistic Mediterranean, 230170 B.C. Oxford 2008.

EDSON 1958 EDSON, C., “ Imperium Macedonicum : The Seleucid Empire and the Literary Evidence” CP 53 (1958) 153 170.

210

EHRHARDT 2002 EHRHARDT, N., “Strategien römischer Publicani gegenüber griechischen Städten in der Zeit der Republik”. urada: Widerstand – Anpassung – Integration. Die griechischrömische Staatenwelt . [FS Jürgen Deininger zum 65. Geb.] Ed.: E. EhrhardtL.M. Günther Stuttgart 2002, 135153.

EILERS 2002 EILERS, C., Roman Patrons of Greek Cities . Oxford 2002.

EILERS 2005 EILERS, C., “Review: Die Inschriften von Metropolis, T. 1, die Dekrete für Apollonios: Städtische Politik unter den Attaliden und im Konflikt zwischen Aristonikos und Rom by B. DreyerH. Engelmann” JRS 95 (2005) 253 254.

EILERS–MILNER 1995 EILERS, C.F.–MILNER, N.P., “Q. Mucius Scaevola and Oenoanda: A New Inscription”. AS 45 (1995) 7389.

ENGELMANN–KNIBBE 1989 ENGELMANN H.KNIBBE, D., “Das Zollgesetz der Provinz Asia: Eine neue Inschrift aus Ephesos” EA 14 (1989) 1206.

ERRINGTON 1972 ERRINGTON, R.M., The Dawn of Empire: Rome’s Rise to World Power . New York 1972.

ERRINGTON 1987 ERRINGTON, R.M., “θε ὰ Ῥώ η und römischer Einfluß südlich des Mäanders im 2. Jh. v. Chr”. Chiron 17 (1987) 97118.

211

ERRINGTON 1988 ERRINGTON, R.M., “Aspects of Roman Acculturation in the East under the Republic”. urada: Alte Geschichte und Wissenschaftsgeschichte . [Festschrift Karl Christ]. Ed.: P. KneisselV. Losemann. Darmstadt 1988, 140– 157.

ERRINGTON 1989a ERRINGTON, R.M., “Rome and Greece to 205 B.C.” urada: CAH 2 VIII (1989) 81106.

ERRINGTON 1989b ERRINGTON, R.M., “Rome against Philip and Antiochus” urada: CAH 2 VIII (1989) 244275.

ERRINGTON 2008 ERRINGTON, R.M., A History of the Hellenistic World 32330 B.C. Oxford 2008.

ERSKINE 2001 ERSKINE, A., Troy between Greece and Rome Local Tradition and Imperial Power . Oxford 2001.

Eutropius, Breviarium Eutropius, Breviarium Historiae Romanae ab Urbe Condita : Eutropius, Roma Tarihinin Özeti . (Çev. Ç. Menzilcioğlu). Đstanbul 2007.

FELD 2005 FELD, K., Barbarische Bürger: Die Isaurier und das Römische Reich . Berlin 2005.

FERRARY 1977 FERRARY, J.L., “Recherches sur la législation de Saturninus et de Glaucia”. MEFRA 89 (1977) 619660.

212

FERRARY 1978 FERRARY, J.L., “Rome, les Balkans, La Grèce et l’Orient au deuxième siècle av. J.C.” urada : Rome et la conquête du monde méditerranéen, 26427 avant J. C., II: Genèse d’un empire. Ed. C. Nicolet. Paris 1978, 729788.

FERRARY 1985 FERRARY, J.L., “La lex Antonia de Termessibus ”. Athenaeum 63 (1985) 419457.

FERRARY 1988 FERRARY, J.L., Philhellénisme et impérialisme: Aspects idéologiques de la conquête romaine du monde hellénistique . Rome 1988.

FERRARY 1997 FERRARY, J.L., “The Hellenistic World and Roman Political Patronage”. urada: Hellenistic Constructs: Essays in Culture, History, and Historiography . Ed. P. Cartledge v.d. Berkeley 1997, 105119.

FERRARY 2000a FERRARY, J.L., “Les gouverneurs des provinces romaines d’Asie Mineure (Asie et Cilicie), depuis l’organisation de la province d’Asie jusqu’à la première guerre de Mithridate (126–88 av. J.C.)”. Chiron 30 (2000) 161–193.

FERRARY 2000b FERRARY, J.L., “Les inscriptions du sanctuaire de Claros en l'honneur de Romains”. BCH 124 (2000) 331 376.

213

FERRARY 2001 FERRARY, J.L., “Rome et les cités grecques d’Asie Mineure au II e siècle”. urada: Les cités d'Asie mineure occidentale au II e siècle a.C . Ed. A. BressonR. Descat. Bordeaux 2001, 93106.

FERRARY 2002 FERRARY, JL., “La Création de la province d’Asie et la présence italienne en Asie Mineure”. urada: Les Italiens dans le monde grec – IIe siècle av. J.C. – Ier siècle ap. J.C : Circulation, activités, intégration (= BCH Supplément 41) Ed. C. MüllerC. Hasenohr. Paris 2002, 133146.

FERRARY 2009 FERRARY, JL., “After the Embassy to Rome: Publication and Implementation”. urada: Diplomats and Diplomacy in the Roman World . Ed. C. Eilers. Boston 2009, 127142.

FERRENBACH 1895 FERRENBACH, V., Die Amici Populi Romani: Republikanischer Zeit . Strassburg 1895.

Florus, Epitomae Florus, Epitomae de Tito Livio : Florus, Epitome of Roman History . Ed. ve Đng. Çev.: E.S. Forster. London 1929. [Loeb]

FORSYTHE 2005 FORSYTHE, G., A Critical History of Early Rome: From Prehistory to the First Punic War . Berkeley 2005.

FORTE 1972 FORTE, B., Rome and the Greeks as the Greeks Saw Them. Rome 1972.

214

FOTHERINGHAM 1919 FOTHERINGHAM, J.K., “The New Star of Hipparchus and the Dates of Birth and Accession of Mithridates”. MNRAS LXXIX 3 (1919) 162167.

FRANKE 1989 FRANKE, P.R., “Pyrrhus”. urada: CAH 2 VII/2 (1989) 456485.

FREEMAN 1986 FREEMAN, P., “The Province of Cilicia and Its Origins” urada: The Defence of the Roman and Byzantine East . Ed.: P. Freeman D. Kennedy. Oxford 1986, 253272.

FRENCH 1988 FRENCH, D., Roman Roads and Milestones of Asia Minor. Roma Çağında Küçük Asya’daki Yollar ve Miltaları. Fasc. 2, Part I. Oxford 1988.

FRENCH 1991 FRENCH, D., “Sites and Inscriptions from Phrygia, Pisidia and Pamphylia”. EA 17 (1991) 5168.

Frontinus, Strategemata Frontinus, Stratagems. Aqueducts of Rome. Ed. ve Đng. Çev.: C.E. BennetM.B. McElwain. London 1925. [Loeb]

GRBS Greek, Roman and Byzantine Studies . Duke University Press. Durham.

GEELHAAR 2002 GEELHAAR, C., “Some Remarks on the lex de provinciis praetoriis ”. RIDA 49 (2002) 109117.

GIOVANNINI 2008 GIOVANNINI, A., “Date et Objectifs de la Lex de Provinciis Praetoriis (Roman Statutes, no 12)”. Historia 57 (2008) 92107.

215

GLEW 1977 GLEW, D.G., “Mithridates Eupator and Rome. A Study of the Background of the First Mithridatic War”. Athenaeum 55 (1977) 380405.

GLEW 1987a GLEW, D.G., “The Cappadocian Expedition of Nicomedes III Euergetes, King of Bithynia”. ANSMN 32 (1987) 2355.

GLEW 1987b GLEW, D.G., “Publicans or Sinners? Why the Battaces Came to Rome in 102 B.C.”. Klio 69/1 (1987) 122137.

GORDON v.d. 1997 GORDON, J.REYNOLDS, J.BEARD, M.ROUECHE, C., “Roman Inscriptions 199195”. JRS 87 (1997) 203 240.

GORDON–REYNOLDS 2003 GORDON, R.REYNOLDS, J., “Roman Inscriptions 19952000”. JRS 93 (2003) 212294.

GRAINGER 1995 GRAINGER, J.D., “The Campaign of Cn. Manlius Vulso in Asia Minor”. AS 45 (1995) 2342.

Granius Licinianus, Annales Lat.: Grani Liciniani Quae Supersunt . Ed.: M. Flemisch. Leipzig 1904. [Teubner] Đng. Çev.: http://www.attalus.org/translate/granius.html

GRAY 1973 GRAY, E.W., “M. Aquilius and the Organisation of the Roman Province of Asia”. urada: The Proceeding of the Xth International Congress of Classical Archaeology. AnkaraĐzmir 1973, 965977.

216

GREENIDGE–CLAY 1960 GREENIDGE, A.J.H., – CLAY, A.M., Sources for Roman History, 13370 B.C . Oxford 1960 2.

GRUEN 1966 GRUEN, E.S., “Political Prosecutions in the 90's B. C.”. Historia 15 (1966) 3264.

GRUEN 1986 GRUEN, E.S., The Hellenistic World and Coming of Rome . Berkeley 1986 2.

GRUEN 1990 GRUEN, E.S., Studies in Greek Culture and Roman Policy . Berkeley 1990.

HABICHT 1989 HABICHT, C., “The Seleucids and Their Rivals”. urada: CAH 2 VIII (1989) 324387.

HABICHT 2006 HABICHT, C., “On the Wars between Pergamon and Bithynia”. urada: C. Habicht, The Hellenistic Monarchies: Selected Papers . Ann Arbor 2006, 121.

HANSEN 1971 HANSEN, E.V., The Attalids of Pergamon . London 1971 2.

HARRIS 1979 HARRIS, W.V., War and Imperialism in Republican Rome 327 70 B.C. Oxford 1979.

HARRIS 2007 HARRIS, W.V., “The Late Republic”. urada: The Cambridge Economic History of the GrecoRoman World . Ed. W. Scheidel v.d. Cambridge 2007, 511539.

217

HASSAL v.d. 1974 HASSAL, M.CRAWFORD, M.H.REYNOLDS, J., “Rome and the Eastern Provinces at the End of Second Century B.C.”. JRS 64 (1974) 195220.

HATSCHER 2001 HATSCHER, C.R., “Sullas Karriere in den Neunziger Jahren Ansätze der Forschung (18301992) ”. Hermes 129 (2001) 208224.

HATZFELD 1919 HATZFELD, J., Les trafiquants Italiens dans l’orient hellénique . Paris 1919.

HEAD 1911 HEAD, B.V., Historia Numorum: A Manual of Greek Numismatics . Oxford 1911.

HEINEN 1984 HEINEN, H., “The SyrianEgyptian Wars and the New Kingdoms of Asia Minor”. urada: CAH 2 VII/1 (1984) 412445.

HENDERSON 1963 HENDERSON, M.I., “The Establishment of the Equester Ordo ”. JRS 53 (1963) 6172.

HERRMANN 2002 HERRMANN, P., “Italiker und Römer in Sardeis. Überlegungen zu zwei inschriftlichen Zeugnissen”. urada: Res Publica Reperta : Zur Verfassung und Gesellschaft der römischen Republik und des frühen Prinzipats (Festschrift für Jochen Bleicken zum 75. Geburtstag ). Ed.: J. Spielvogel. Stuttgart 2002, 3644.

Hermes Hermes. Zeitschrift für klassische Philologie. Franz Steiner Verlag. Stuttgart.

218

HILL 1948 HILL, H., “The SoCalled Lex Aufeia (Gellius xi. 10)”. CR 62, 3/4 (1948) 112113.

HIND 1994 HIND, J.G.F., “Mithridates”. urada: CAH 2 IX (1994) 129164.

HINRICHS 1970 HINRICHS, F.T. “Die lateinische Tafel von Bantia und die ‘Lex de Piratis’” Hermes 98 (1970) 471502.

Historia Historia: Zeitschrift für Alte Geschichte . Franz Steiner Verlag. Stuttgart.

HOBEN 1969 HOBEN, W., “Untersuchungen zur Stellung kleinasiatischer Dynasten in den Machtkämpfen der ausgehenden römischen Republik”. Diss. Mainz 1969.

HØJTE 2009 HØJTE, J.M., “The Death and Burial of Mithridates VI”. urada: Mithridates VI and the Pontic Kingdom . Ed. J.M. Højte. Aarhus 2009, 121130.

HOPP 1977 HOPP, J., Untersuchungen zur Geschichte der letzten Attaliden . München 1977.

I. Adramytteion Die Bucht von Adramytteion III (= IK 5051). Ed.: J. Stauber. Bonn 1996.

I. Arykanda Die Inschriften von Arykanda (= IK 48). Ed.: S. ahin. Bonn 1994.

I. Délos Inscriptions de Délos IVII. Ed.: F. Durrbach v.d. Paris 19261972. [http://epigraphy.packhum.org/inscriptions/]

219

I. Ephesos Die Inschriften von Ephesos IVIII (= IK 1117). Ed.: H. Wankel v.d. Bonn 19791984.

I. Erythrai Die Inschriften von Erythrai und Klazomenai III (= IK 12). Ed.: H. EngelmannR. Merkelbach. Bonn 1972 1973.

I. Iasos Die Inschriften von Iasos III (= IK 28). Ed.: W. Blümel. Bonn 1985.

I. Ilion Die Inschriften von Ilion (= IK 3). Ed.: P. Frisch. Bonn 1975.

I. Kibyra Die Inschriften von Kibyra I (= IK 60). Ed.: T. Corsten. Bonn 2002.

I. Knidos Die Inschriften von Knidos I (= IK 41). Ed.: W. Blümel. Bonn 1992.

I. Lampsakos Die Inschriften von Lampsakos (= IK 6). Ed.: P. Frisch Bonn 1978.

I. v. Magnesia Die Inschriften von Magnesia am Maeander . Ed.: O. Kern. Berlin 1900.

I. Magnesia am Sipylos Die Inschriften von Magnesia am Sipylos (= IK 8). Ed.: T. Ihnken. Bonn 1978.

I. v. Milet Inschriften von Milet [VI] 12. Ed.: P. Herrmann. Berlin New York 19971998.

220

I. Mylasa Die Inschriften von Mylasa III (= IK 3435). Ed.: W. Blümel. Bonn 19871988.

I. v. Pergamon Die Inschriften von Pergamon III. Ed.: M. Fränkel. Berlin 18901895.

I. v. Priene Inschriften von Priene . Ed.: F. Hiller von Gaertringen. Berlin 1906.

I. Sestos Die Inschriften von Sestos und der thrakischen Chersones (= IK 19). Ed.: J. Krauss. Bonn 1980.

I. Side Side im Altertum: Geschichte und Zeugnisse III (= IK 4344). Ed.: J. Nollé. Bonn 19932001.

I. Smyrna Die Inschriften von Smyrna III ( IK 2324) Ed.: G. Petzl. Bonn 19821990.

I. Sultan Dağı The Inscriptions of the Sultan Dağı I (= IK 62). Ed.: L. Jonnes. Bonn 2002.

IG Inscriptiones Graecae . Ed.: A. Kirchhoff v.d. Berlin 1873 v.d. Electronic Inscriptiones Graecae [http://pom.bbaw.de/ig/]

IGR Inscriptiones Graecae ad Res Romanas Pertinentes IIV. Ed.: R. Cagnat v.d. Paris 19111927.

IK Inschriften griechischer Städte aus Kleinasien. Bonn .

221

ILLRP Inscriptiones Latinae Liberae Rei Publicae III. Ed.: A. Degrassi. Firenze 19571963.

Iulius Obsequens, Prodigiorum Iulius Obsequens, Prodigiorum Liber : , History of Rome: Summaries, Fragments, Iulius Obsequens . Ed. ve Đng. Çev.: A.C. Schlesinger. London 1959. [Loeb]

Iustinus, Epitoma Iustinus, Epitoma Historiarum Philippicarum : Lat.: Iustinus, Trogi Pompei Historiarum Philippicarum Epitoma . Ed.: I. Iepp. Leipzig 1859. [Teubner] Đng. Çev.: Justin, Cornelius Nepos and Eutropius , Literally Translated, with Notes and a General Index . Çev.: J. S. Watson. London 1853.

JASHEMSKI 1950 JASHEMSKI, W.F., The Origins and History of the Proconsular and Propraetorian Imperium to 27 BC . Chicago 1950.

JHS The Journal of Hellenic Studies. The Society for the Promotion of Hellenic Studies. London.

JNES Journal of Near Eastern Studies. The University of Chicago Press.

JONES 1937 JONES, A.H.M., The Cities of the Eastern Roman Provinces. Oxford 1937.

JONES 1940 JONES, A.H.M., The Greek City from Alexander to Justinian . Oxford 1940.

222

JONES 2004 JONES, C.P., “Events Surrounding the Bequest of Pergamon to Rome and the Revolt of Aristonicos: New Inscriptions from Metropolis” JRA 17 (2004) 469485.

JONNES–RICL 1997 JONNES, L.–RICL, M., “A New Royal Inscription from Phrygia Paroreios: Eumenes II Grants Tyriaion the Status of a polis ” EA 29 (1997) 130.

JRA Journal of Roman Archaeology. University of Michigan. Ann Arbor.

JRS The Journal of Roman Studies. Society for the Promotion of Roman Studies. London.

KALLETMARX 1989 KALLETMARX, R.M., “Asconius 1415 Clark and the Date of Q. Mucius Scaevola’s Command in Asia”. CP 84 (1989) 305312.

KALLETMARX 1990 KALLETMARX, R.M., “The Trial of Rutilius Rufus”. Phoenix 44 (1990) 122139.

KALLETMARX 1995 KALLETMARX, R.M., Hegemony to Empire: The Development of the Roman Imperium in the East from 148 to 62 B.C. Berkeley 1995.

KAMPMANN 1978 KAMPMANN, M., “Aristonicos à Thyatire” Revue Numismatique 6/20 (1978) 3842.

KAYA 1996 KAYA, M.A., “III. Makedonya Savaı’na Kadar Roma’nın Anadolu Politikası”. TĐD XI (1996) 211232.

223

KAYA 2000 KAYA, M.A., Anadolu’daki Galatlar ve Galatya Tarihi. Đzmir 2000.

KEAVENEY 1981 KEAVENEY, A., “Roman Treaties with Parthia circa 95circa 64 B.C.”. AJP 102 (1981) 195212.

KEAVENEY 2005 KEAVENEY, A., Sulla: The Last Republican. London New York 2005.

KELLY 2006 KELLY, G.P., A History of Exile in the Roman Republic . Cambridge 2006.

KIRBIHLER 2007 KIRBIHLER, F., “Die Italiker in Kleinasien, mit besonderer Berücksichtigung von Ephesos (133 v. Chr. – 1. Jh. n. Chr)”. urada: Neue Zeiten – Neue Sitten: Zu Rezeption und Integration römischen und italischen Kulturguts in Kleinasien . Ed.: M. Meyer. Wien 2007, 19 35.

Klio Klio. Beitrage zur Alten Geschichte. Berlin.

KNIBBE–ALZINGER 1980 KNIBBE, D.ALZINGER, W., “Ephesos vom Beginn der römischen Herrschaft in Kleinasien bis zum Ende der Prinzipätszeit”. urada: ANRW II.7.2 (1980) 748830.

KOLB 2002 KOLB, F., “Lykiens Weg in die römische Provinzordnung”. urada: Widerstand – Anpassung – Integration. Die griechischrömische Staatenwelt . [FS Jürgen Deininger zum 65. Geb.] Ed.: E. EhrhardtL.M. Günther Stuttgart 2002, 207221.

224

KOLBE 1907 W. KOLBE, “Die Arbeiten zu Pergamon 19041905, IV. Ephebenlisten”. AM 32 (1907) 415469.

KOSMETATOU 2005 KOSMETATOU, E., “The Attalids of Pergamon”. urada: A Companion to the Hellenistic World . Ed. A. Erskine. Oxford 2005, 159174.

Ktema Ktèma: Civilisations de l'Orient, de la Grèce et de Rome antiques . Université des sciences humaines de Strasbourg.

LEHMANN 1998 LEHMANN, G.A., ‘Römischer Tod’ in Kolophon/Klaros . Neue Quellen zum Status der ‘freien’ Polisstaaten an der Westküste Kleinasiens im späten zweiten Jahrhundert v.Chr. Göttingen 1998.

LEWIS 2006 LEWIS, R.G., Asconius: Commentaries on Speeches of Cicero . Oxford 2006.

LIEBMANNFRANKFORT 1969a LIEBMANNFRANKFORT, T., La frontière orientale dans la politique extérieure de la République romaine : depuis le traité d’Apamée jusqu’à la fin des conquêtes asiatiques de Pompée (189/18863) . Bruxelles 1969.

LIEBMANNFRANKFORT 1969b LIEBMANNFRANKFORT, T., “La provincia Cilicia et son intégration dans l’empire romain”. urada: Hommages à M. Renard . Ed. J. Bibauw. Brussels 1969, 447457.

225

LINKE 2005 LINKE, B., Die römische Republik von den Gracchen bis Sulla . Darmstadt 2005.

LINTOTT 1976 LINTOTT, A.W., “Notes on the Roman Law Inscribed at Delphi and Cnidos”. ZPE 20 (1976) 6582.

LINTOTT 1978 LINTOTT, A.W., “The Capitoline Dedications to Jupiter and the Roman People”. ZPE 30 (1978) 137144.

LINTOTT 1981 LINTOTT, A.W., “What was the Imperium Romanum ?”. Greece and Rome 28 (1981) 5367.

LINTOTT 1993 LINTOTT, A.W., Imperium Romanum: Politics and Administration . London 1993.

Livius, ab Urbe Condita Livy, From the Founding of the City IXIII. Ed. ve Đng. Çev.: B. O. Foster v.d. London 19191959 [Loeb].

Livius, Periochae Livy, History of Rome: Summaries, Fragments, Iulius Obsequens . Ed. ve Đng. Çev.: A.C. Schlesinger. London 1959. [Loeb]

LUCE 1970 LUCE, T.J., “Marius and the Mithridatic Command”. Historia 19 (1970) 161194.

Lucilius, Saturae Remains of Old Latin III: Lucilius, The Twelve Tables . Ed. ve Đng. Çev.: E. H. Warmington. London 1938. [Loeb]

Lukianos, Makrobioi Lucian, the Works of Lucian IVIII. Ed. ve Đng. Çev.: A.M. Harmon v.d. 19131967. [Loeb]

226

MA 1999 MA, J., Antiochos III and the Cities of Western Asia Minor . Oxford 1999.

MA 2000 MA, J., “The Epigraphy of Hellenistic Asia Minor: A Survey of Recent Research (1992–1999)”. AJA 104 (2000) 95121.

MACRO 1980 MACRO, A. D., “The Cities of Asia Minor under the Roman Imperium”. ANRW II 7.2. (1980) 658697.

MADSEN 2009 MADSEN, J.M., “The Ambitions of Mithridates VI: Hellenistic Kingship and Modern Interpretations”. urada: Mithridates VI and the Pontic Kingdom . Ed. J.M. Højte. Aarhus 2009, 191201.

MAGIE 1939 MAGIE, D., “Rome and the CityStates of western Asia Minor from 200 to 133 B.C.”. urada: Anatolian Studies Presented to William Hepburn Buckler . Ed. W.M. CalderJ. Keil. Manchester 1939, 161185.

MAGIE 1950 MAGIE, D., Roman Rule in Asia Minor to the end of Third Century after Christ. III. Princeton 1950.

MALAY 1987 MALAY, H., “Batı Anadolu’da Aristonikos Ayaklanması (Đ. Ö. 133129)” TĐD 3 (1987) 1348.

MALAY–PETZL 1984 MALAY, H.,–PETZL, G., “Ehrenbeschlüsse für den Sohn des Anaximbrotos aus Gordos” EA 3 (1984) 157 166.

227

MAREK 1988 MAREK, C., “Karien im ersten mithradatischen Krieg”. urada: Alte Geschichte und Wissenschaftsgeschichte . [Festschrift Karl Christ]. Ed.: P. KneisselV. Losemann. Darmstadt 1988, 285308.

MAREK 2003 MAREK, C., Pontus et Bithynia: Die römischen Provinzen im Norden Kleinasiens . Mainz 2003.

MASON 1974 MASON, H. J. Greek Terms for Roman Institutions: A Lexicon and Analysis . Toronto 1974.

MASTROCINQUE 1999 MASTROCINQUE, A., Studi Sulle Guerre Mitridatiche . Stuttgart 1999.

MATTINGLY 1972 MATTINGLY, H.B., “The Date of the Senatus Consul tum de Agro Pergameno”. AJP 93 (1972) 412 423.

MATTINGLY 1986 MATTINGLY, H.B., “Scipio Aemilianus’ Eastern Embassy”. CQ 36 (1986) 49195.

MATTINGLY 1997 MATTINGLY, H.B., “The Date and Significance of the Lex Antonia de Termessibus ”. Scholia 6 (1997) 6878.

MCGING 1980 MCGING, B.C., “Appian, Manius Aquilius and Phrygia”. GRBS 21 (1980) 3542.

MCGING 1986 MCGING, B.C., The Foreign Policy of Mithridates VI Eupator, King of Pontus . Leiden 1986.

228

MCGING 2005 MCGING, B.C., “Subjection and Resistance: to the Death of Mithradates”. urada: A Companion to the Hellenistic World . Ed. A. Erskine. Oxford 2005, 7189.

MCGING 2009 MCGING, B.C., “Mithridates VI Eupator: Victim or Aggressor?”. urada: Mithridates VI and the Pontic Kingdom . Ed. J.M. Højte. Aarhus 2009, 203216.

MCSHANE 1964 MCSHANE, R.B., The Foreign Policy of the Attalids of Pergamum . Urbana 1964.

MEADOWS 1993 MEADOWS, A.R., “Greek and Roman Diplomacy on the Eve of the Second Macedonian War”. Historia 42 (1993) 4060.

MEFRA Mélanges de l'Ecole française de Rome : Antiquité .

MELLOR 1975 MELLOR, R., ΘΕΑ ΡΜΗ: The Worship of the Goddess Roma in the Greek World . Göttingen 1975.

Memnon, Peri Herakleias Yun. ve Fr. Çev.: Memnon, Histoire d'Héraclée . Oeuvre numérisée par Marc Szwajcer. [http://remacle.org/bloodwolf/erudits/photius/memnon.ht m] Đng. Çev.: Memnon: History of Heracleia . [http://www.attalus.org/translate/memnon1.html]

MERKELBACH 1991 MERKELBACH, R., “Epirotische Hilfstruppen im Krieg der Römer gegen Aristonikos” ZPE 87 (1991) 132.

229

MEROLA 1996 MEROLA, G., “Il Monumentum Ephesenum e l'organizzazione territoriale delle regioni asiane”. MEFRA 108 (1996) 263297.

MILETA 1998 MILETA, C., “Eumenes III. und die Sklaven: Neue Überlegungen zum Charakter des Aristonikos Aufstandes” Klio 80 (1998) 4765.

MITCHELL 1993 MITCHELL, S., : Land, Men, and Gods in Asia Minor I: The Celts in Anatolia and the Impact of Roman Rule . Oxford 1993.

MITCHELL 1999 MITCHELL, S., “The Administration of Roman Asia from 133 BC to AD 250”. urada: Lokale Autonomie und römische Ordnungsmacht in den kaiserzeitlichen Provinzen vom 1. bis 3. Jahrhundert . Ed. W. Eck. Oldenbourg 1999, 1746.

MITCHELL 2008 MITCHELL, S., “Geography, Politics, and Imperialism in the Asian Customs Law”. urada: The Customs Law of Asia . Ed. M. Cottier v.d. Oxford 2008, 165201.

MNRAS Monthly Notices of the Royal Astronomical Society . Royal Astronomical Society. Oxford.

MRR BROUGHTON, T.R.S., The Magistrates of the Roman Republic . IIII. New York 19511986.

MÜNZER 1920 MÜNZER, F., Römische Adelsparteien und Adelsfamilien . Stuttgart 1920.

230

ÑACO DEL HOYO v.d. 2011 ÑACO DEL HOYO, T. v.d., “The ‘Ultimate Frontier’: War, Terror and the Greek Poleis between Mithridates and Rome”. urada: Frontiers in the Roman World: Proceedings of the Ninth Workshop of the International Network Impact of Empire (Durham, 16– 19 April 2009) . Ed.: O. HeksterT. Kaizer. Leiden 2011, 291304.

NICOLET 1994 NICOLET, C., “Economy and Society, 13343 B.C.”. urada: CAH 2 IX (1994) 599643.

NOLLÉ 1993 NOLLÉ, J., Side im Altertum: Geschichte und Zeugnisse I (= IK 43). Bonn 1993.

OGIS Orientis Graeci Inscriptiones Selectae III. Ed.: W. Dittenberger. Leipzig 19031905.

OLD Oxford Latin Dictionary . Ed. A. Souter v.d. Oxford 1968.

ORMEROD 1924 ORMEROD, H.A., Piracy in the Ancient World: An Essay in Mediterranean History . London 1924.

Orosius, Historiarum Orosius, Historiarum adversus paganos libri VII : Lat.: Pavli Orosii Historiarum Adversum Paganos Libri VII . Ed.: C. Zangemeister. Leipzig 1889. [Teubner] Đng. Çev.: Paulus Orosius, The Seven Books of History against the Pagans . Çev.: R.J. Deferrari. Washington 1964.

231

Pausanias, Periegesis Pausanias, Periegesis tes Hellados : Pausanias, Description of Greece IV. Ed. ve Đng. Çev.: W. H. S. Jones v.d. London 19181935. [Loeb]

PBSR Papers of the British School at Rome .

Phoenix Phoenix. Classical Association of Canada. Toronto.

Plinius, Naturalis Historia Pliny, Natural History IX. Ed. ve Đng. Çev. H. Rackham v.d. London 19441962. [Loeb]

Plutarkhos, Bioi Paralelloi Plutarch, Lives IXI. Ed. ve Đng. Çev.: M. Perin. London 19141926. [Loeb]

POHL 1993 POHL, H., Die römische Politik und die Piraterie im östlichen Mittelmeer vom 3. bis zum 1. Jh. v. Chr. Berlin New York 1993.

Polybios, Historiai , The Histories IVI . Ed. ve Đng. Çev.: W.R. Paton). London 19221927. [Loeb]

Poseidonios, Historia Posidonius, The Translation of the Fragments III. Đng. Çev. I.G. Kidd. Cambridge 1999.

POTTER 1988 POTTER, D., “Where did Aristonicus’ Revolt Begin?” ZPE 74 (1988) 293295.

POTTER 2004 POTTER, D., “Roman Army and Navy”. urada: The Cambridge Companion to the Roman Republic . Ed.: H.I. Flower. Cambridge 2004, 6688.

232

PROTT–KOLBE 1902 PROTT, H. v.–KOLBE, W., “Die 1900 – 1901 in Pergamon gefundenen Inschriften”. AM 27 (1902) 44 151.

Pseudo Aurelius Victor, de Viris Illustribus Ps. Aurelius Victor, De viris illustribus urbis Romae : Lat.: PseudoAurelius Victor, De viris illustribus urbis Romae . Ed.: F. Pichlmayr. Leipzig 1911. [Teubner] [http://www.forumromanum.org/literature/aurelius_victo r/illustr.html] Fr. Çev.: PseudoAurelius Victor, Les Hommes Illustres de la Ville de Rome . Çev.: M.P. ArnaudLindet. 2004. [http://www.forumromanum.org/literature/aurelius_victo r/illustrf.html]

PURPURA 1999 PURPURA, G., “La provincia romana d’Asia, i publicani e l’epigrafe di Efeso (Monumentum Ephesinum)”. Iura 50 (1999) 115.

QUASS 1993 QUASS, F., Die Honoratiorenschicht in den Städten des griechischen Ostens: Untersuchungen zur politischen und sozialen Entwicklung in hellenistischer und römischer Zeit . Stuttgart 1993.

Quintilianus, Institutio Oratoria Quintilian, Institutio Oratoria IIV. Ed. ve Đng. Çev.: H.E. Butler. London 19201922. [Loeb]

RAINER 2006 RAINER, J.M., Römisches Staatsrecht: Republik und Prinzipat . Darmstadt 2006.

233

RAMSEY 1999 RAMSEY, J.T., “Mithridates, the Banner of Ch’ihyu, and the Comet Coin”. Harvard Studies in Classical Philology 99 (1999) 197253.

RASSELNBERG 2007 RASSELNBERG, A.L., “Ehren für einen [ ] Cosconius M. f.” EA 40 (2007) 4952.

REYNOLDS 1982 REYNOLDS, J.M., Aphrodisias and Rome . London 1982.

RICH 1993 RICH, J.W., “Fear, Greed and Glory: The Causes of Roman Warmaking in the Middle Republic”. urada: War and Society in the Roman World . Ed. J. RichG. Shipley. London 1993, 3868.

RICHARDSON 1984 RICHARDSON, J., Roman Provincial Administration 227 BC to AD 117 . London 1984.

RICHARDSON 1994 RICHARDSON, J., “The Administration of the Empire”. urada: CAH 2 IX (1994) 564598.

RICHARDSON 2008 RICHARDSON, J., The Language of Empire: Rome and the Idea of Empire from the Third Century BC to the Second Century AD . Cambridge 2008.

RIDA Revue Internationale des droits de l'antiquité . Université de Liège.

RIGSBY 1988 RIGSBY, K. J., “Provincia Asia”. TAPA 118 (1988) 123 153.

234

RIGSBY 1996 RIGSBY, K. J., Asylia: Territorial Inviolability in the Hellenistic World . Berkeley 1996.

ROBERT 1962 ROBERT, L., Villes d’Asie Mineure: Études de géographie ancienne. (2. éd.) Paris 1962.

ROBERT 1984 ROBERT, L., “Documents d’Asie Mineure” BCH 108 (1984) 457532.

ROBERT–ROBERT 1989 ROBERT, L.ROBERT, J., Claros . Vol. 1, Décrets hellénistiques I. Paris 1989.

ROBINSON 1954 ROBINSON, E.S.G., “Cistophori in the Name of King Eumenes”. Numismatic Chronicle 6 (1954) 17.

ROL IV Remains of Old Latin IV: Archaic Inscriptions . Ed.: E.H. Harmington. London 1940.

ROLLER 1999 ROLLER, L.E., In Search of God the Mother: The Cult of Anatolian Cybele . Berkeley 1999.

ROSTOVTZEFF 1941 ROSTOVTZEFF, M.I., The Social and Economic History of the Hellenistic World IIII. Oxford 1941.

ROTH 1999 ROTH, J., The Logistics of the Roman Army at War (264 B.C.A.D. 235) . New York 1999.

ROWE 2008 ROWE, G.D., “The Elaboration and Diffusion of the Text of the Monumentum Ephesenum ”. urada: The Customs Law of Asia . Ed. M. Cottier v.d. Oxford 2008, 236250.

235

Sallustius, Historiae Lat. C. Sallusti Crispi Historiarum Reliquiae . Ed.: B. Maurenbrecher. Leipzig 1891. [Teubner] Đng. Çev.: Sallust, The Histories II. Çev.: P. McGushin. Oxford 1994. [http://www.attalus.org/translate/sallust.html]

SÁNCHEZ LEÓN 2004 SÁNCHEZ LEÓN, M.L., “Pérgamo y Roma (133130 a.C.)” Huelva Arqueológica 19 (2004) 159168.

SANDS 1908 SANDS, P.C., The Client Princes of the Roman Empire under the Republic . Cambridge 1908.

SANFORD 1950 SANFORD, E.M., “Roman Avarice in Asia”. JNES 9 (1950) 2836.

SANTANGELO 2007 SANTANGELO, F., Sulla, the Elites and the Empire: A Study of Roman Policies in Italy and the Greek East. Leiden 2007.

SARTRE 1995 SARTRE, M., L’Asie Mineure et l’Anatolie d’Alexandre à Dioclétien (IVe s. av. J.C. IIIe s. ap. J.C.) Paris 1995.

SAVALLILESTRADE 2001 SAVALLILESTRADE, I., “Les Attalides et les cités grecques d’Asie Mineure au II e siècle a.C.”. urada : Les cités d'Asie mineure occidentale au II e siècle a.C . Ed. A. BressonR. Descat. Bordeaux 2001, 7791.

SCHLEUSSNER 1976 SCHLEUSSNER, B., “Die Gesandtschaftsreise P. Scipio Nasicas im Jahr 133/2 v. Chr. und die Provinzialisierung des Königreichs Pergamon”. Chiron 6 (1976) 97112.

236

Scholia Bobiensia, in Ciceronis Orationes Lat.: Scholia in Ciceronis Orationes Bobiensia . Ed.: P. Hildebrandt. Leipzig 1907. [Teubner]

SCHULER 1998 SCHULER, C., Ländliche Siedlungen und Gemeinden im hellenistischen und römischen Kleinasien . München 1998.

SCHULZ 2000 SCHULZ, R., “Zwischen Kooperation und Konfrontation. Die römische Weltreichsbildung und die Piraterie”. Klio 82/2 (2000) 426440.

SCULLARD 2011 SCULLARD, H.H., From the Gracchi to Nero: A History of Rome from 133 B.C. to A.D. 68 . Oxford 2011 6.

SEAGER–TUPLIN 1980 SEAGER, R.–TUPLIN, C., “The Freedom of the Greeks of Asia: on the Origins of a Concept and the Creation of a Slogan”. JHS 100 (1980) 141154.

SEAGER 1981 SEAGER, R., “The Freedom of the Greeks of Asia: From Alexander to Antiochus”. CQ 31 (1981) 106112.

SEG Supplementum Epigraphicum Graecum I v.d. Ed.: J.J.E. Hondius v.d. Leiden 1923 v.d.

Seneca, Epistulae Morales Seneca, Ad Lucilium Epistulae Morales IIII. Ed. ve Đng. Çev.: R.M. Gummere. London 19171925. [Loeb]

SHATZMAN 1975 SHATZMAN, I., Senatorial Wealth and Roman Politics . Bruxelles 1975.

237

SHERK 1969 SHERK, R.K., Roman Documents from the Greek East: Senatus Consulta and Epistulae to the Age of Augustus . Baltimore 1969.

SHERK 1984 SHERK, R.K., Rome and the Greek East to the Death of Augustus . Cambridge 1984.

SHERWINWHITE 1976 SHERWINWHITE, A.N., “Rome, Pamphylia and Cilicia, 13370 B.C.” JRS 66 (1976) 114.

SHERWINWHITE 1977a SHERWINWHITE, A.N., “Ariobarzanes, Mithridates and Sulla”. CQ 27 (1977) 173183.

SHERWINWHITE 1977b SHERWINWHITE, A.N., “The Roman Involvement in Anatolia 16788 B.C.”. JRS 67 (1977) 6275.

SHERWINWHITE 1982 SHERWINWHITE, A.N., “The Lex Repetundarum and the Political Ideas of C. Gracchus”. JRS 72 (1982) 1831.

SHERWINWHITE 1984 SHERWINWHITE, A.N., Roman Foreign Policy in the East 168 B.C. to A.D. 1. London 1984.

SIG 3 Sylloge Inscriptionum Graecarum IIV. Ed.: W. Dittenberger v.d. (Tertium Editium). Leipzig 19151924.

SIMONETTA 1977 SIMONETTA, B., The Coins of the Cappadocian Kings . Fribourg 1977.

SOKOLOWSKI 1955 SOKOLOWSKI, F., Lois sacrées de l'Asie Mineure . Paris 1955.

238

SÖKMEN 2009 SÖKMEN, E., “Characteristics of the Temple States in Pontos”. urada: Mithridates VI and the Pontic Kingdom . Ed. J.M. Højte. Aarhus 2009, 277287.

STEINKRAMER 1988 STEINKRAMER, M., Die Klientelkönigreiche Kleinasiens in der Außenpolitik der späten Republik und des Augustus. Berlin 1988.

Stephanos Byzantios, Ethnika Stephani Byzantii ethnicorum quae supersunt . (Ed. A. Meineke) Berlin 1849.

Strabon, Geographika Strabo, Geography IVIII. Ed. ve Đng. Çev.: H. L. Jones. London, 19171932. [Loeb]

STROBEL 1996 STROBEL, K., “Mithridates VI. Eupator von Pontos. Der letzte große Monarch der hellenistischen Welt und sein Scheitern an der römischen Macht” Ktema 21 (1996) 5594.

STROBEL 2002 STROBEL, K., “State Formation by the Galatians of Asia Minor: PoliticoHistorical and Cultural Processes in Hellenistic Central Anatolia”. Anatolica 28 (2002) 146.

STUMPF 1985 STUMPF, G., “C. Atinius C. f., praetor in Asia 122121 v. Chr., auf einem Kistophor” ZPE 61 (1985) 186190.

SULLIVAN 1990 SULLIVAN, R.D., Near Eastern Royalty and Rome 100 30 B.C. Toronto 1990.

239

SUMNER 1978 SUMNER, G.V., “Governors of Asia in the Nineties B.C.”. GRBS 19 (1978) 147153.

SYME 1979 SYME, R., “Observations on the Province of Cilicia”. urada: [ Anatolian Studies Presented to William Hepburn Buckler . Ed. W. M. CalderJ. Keil. Manchester 1939, 299332] Roman Papers . Ed.: E. Badian. Oxford 1979, 120148.

AHĐN 2011 AHĐN, S., Stadiasmus Patarensis: Lykia Eyaleti Roma Yolları . Đstanbul 2011.

Tacitus, Annales Tacitus, HistoriesAnnals IIV. Đng. Çev.: C.H. MooreJ. Jackson. London 19251937. [Loeb]

TAM Tituli Asiae Minoris I v.d. Ed.: E. Kalinga. Vindobonae 1901 v.d.

TAPA Transactions of the American Philological Association. The Johns Hopkins University Press. Baltimore.

TAYLOR–WEST 1928 TAYLOR, L.R.–WEST, A.B., “Latin Elegiacs from Corinth”. AJA 32 (1928) 922.

THOMASSON 2001 THOMASSON, B.E., “The Eastern Roman Provinces till Diocletian. A Rapid Survey”. urada: The Greek East in the Roman Context. Proceedings of a Colloquium Organised by the Finnish Institute at Athens . Ed. O. Salomies. Helsinki 2001, 19.

240

TIBILETTI 1957 TIBILETTI, G., “Rome and the ager Pergamenus : The Acta of 129 B.C.” JRS 47 (1957) 13638.

TĐD Tarih Đncelemeleri Dergisi. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi. Đzmir.

TOULOUMAKOS 1988 TOULOUMAKOS, J., “Zum römischen Gemeindepatronat im griechischen Osten”. Hermes 116 (1988) 30424.

TOZAN 2011 TOZAN, M., “Aristonikos Ayaklanması Hakkında Son Zamanlarda Yayınlanan Belgeler ve Çeitli Görüler”. Uluslararası Bergama Sempozyumu (79 Nisan 2011) Bildiriler I. Đzmir 2011, 158178.

TUCHELT 1979 TUCHELT, K., Frühe Denkmäler Roms in Kleinasien . (= Istanbuler Mitteilungen; Beiheft 23) Tübingen 1979.

Valerius Maximus, Factorum Valerius Maximus, Factorum et Dictorum Memorabilium : Valerius Maximus, Memorable Doings and Sayings III. Ed. ve Đng. Çev.: D. R. Shackleton Bailey. London 2000. [Loeb]

VAN DAM 2002 VAN DAM, R., Kingdom of Snow. Roman Rule and Greek Culture in Cappadocia . Philadelphia 2002.

VAN NIJF 2008 VAN NIJF, O., “The Social World of Tax Farmers and their Personnel”. urada: The Customs Law of Asia . Ed. M. Cottier v.d. Oxford 2008, 279311.

241

VARINLIOĞLU 1980 VARINLIOĞLU, E., “Inscriptions from Erythrae”. ZPE 38 (1980) 149156.

Velleius Paterculus, Historia Romana Velleius Paterculus, Compendium of Roman History . Ed. ve Đng. Çev.: F. W. Shipley. London 1924. [Loeb]

VIRGILIO 1981 VIRGILIO, B., Il ‘Tempio Stato’ di Pessinunte fra Pergamo e Roma nel III secolo A.C. Pisa 1981.

VITUCCI 1953 VITUCCI, G., Il Regno di Bitinia . Roma 1953.

WALBANK 1963 WALBANK, F.W., “Polybius and Rome’s Eastern Policy”. JRS 53 (1963) 113.

WALBANK 1981 WALBANK, F.W., The Hellenistic World . London 1981.

WALBANK 1984a WALBANK, F.W., “Macedonia and Greece”. urada: CAH 2 VII/1 (1984) 221256.

WALBANK 1984b WALBANK, F.W., “Macedonia and the Greek Leagues”. urada: CAH 2 VII/1 (1984) 446481.

WALSH 1996 WALSH, J.J., “Flamininus and the Propaganda of Liberation”. Historia 45 (1996) 344363.

WESTERMANN 1955 WESTERMANN, W.L. The Slave Systems of Greek and Roman Antiquity . Philadelphia 1955.

242

WILHELM 1908 WILHELM, A., “Inschriften aus Halikarnassos und Theangela” Jahreshefte des Österreichischen Archäologischen Institutes in Wien 11 (1908) 5375.

WILLIAMSON 2005 WILLIAMSON, C., The Laws of the Roman People: Public Law in the Expansion and Decline of the Roman Republic . Ann Arbor 2005.

WILSON 1966 WILSON, A.J.N., Emigration from Italy in the Republican Age of Rome . New York 1966.

WISEMAN 1970 WISEMAN, T.P., “The Definition of ‘Eques Romanus’ in the Late Republic and Early Empire”. Historia 19 (1970) 6783.

WITULSKI 2007 WITULSKI, T., Kaiserkult in Kleinasien: Die Entwicklung der kultischreligiösen Kaiserverehrung in der römischen Provinz Asia von Augustus bis Antoninus Pius . Göttingen 2007.

WÖRRLE 2000 WÖRRLE, M., “Pergamon um 133 v. Chr.”. Chiron 30 (2000) 543576.

Yeni Ahit Biblia Sacra: Vulgatae Editionis Sixti V Pont. Max. iussu recognita et Clementis VIII auctoritate edita. Ed. P.M. Hetzenauer. RegensburgRoma 1914.

Zonaras, Epitome Ioannes Zonaras, Epitome Historion : Dio Cassius, Roman History III. Ed. ve Đng. Çev.: E. Cary H.B. Foster. London 19141927. [Loeb]

243

ZPE Zeitschrift für Papyrologie und Epigraphik . Bonn.

244

EKLER Ek 1: HaritaAsia Eyaletinin Kurulu Sürecinde Sınırlar, Yollar ve Miltaları 1115

1115 Miltalarının numaralandırılmasında MITCHELL 1999, 19’daki tabloda bulunan numaralandırma esas alınmıtır.

245

Ek 2: Anadolu: Eyaletler, Bağımlı Krallıklar ve Bölgeler Haritası

246

ÖZGEÇMĐ

12041980 tarihinde Manisa’nın Akhisar ilçesinde doğdu. Đlk ve orta öğrenimini Soma Linyit Ortaokulu/Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1997 yılında lisans eğitimine baladığı Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünden 2002 yılında mezun oldu. Aynı yıl Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih (Eskiçağ Tarihi) Anabilim Dalı’nda baladığı yüksek lisans eğitimini, 2005 yılında “Roma’nın Asia Eyaletindeki Ekonomi Politikası (Đ.Ö. 129Đ.Ö. 27)” balıklı tez ile bitirdi. 2004 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda Aratırma Görevlisi olarak göreve baladı. Halen aynı bölümde çalımaya devam etmektedir. Đngilizce, Almanca ve Latince bilmektedir

247

ÖZET

Roma Cumhuriyeti’nin Đtalya’daki bir kentdevletinden Akdeniz imparatorluğuna dönüme süreci, antik çağdan itibaren birçok aratırmacı için için ilgi çekici bir konu olagelmitir. Bu süreçte Roma’nın Hellenistik dünya ile olan ilikileri bilhassa önemlidir. Roma’nın aralarında siyasal, sosyal, ekonomik çıkar ilikileri ya da dümanlıklar bulunan krallıklar, yerel hanedanlar, kent birlikleri ve kent devletlerinin bulunduğu Hellenistik dünya ile – dolayısıyla Anadolu ile – gerçek anlamda teması Đ.Ö. III. yüzyıl sonlarında balamıtır. Bu dönemden itibaren Hellenistik dünyanın Roma egemenliğine girme süreci de balamıtır.

188 yılında Roma’nın Anadolu’dan Seleukoslar hakimiyetini tamamen ortadan kaldırarak, buradaki kent ve krallıklar ile ilgili düzenlemelerde bulunması, bölgede Roma egemenliğinin balamasına neden olmutur. Anadolu’da doğrudan Roma yönetimi, 133 yılında Pergamon kralı III. Attalos’un, krallığını bir vasiyetname ile Roma’ya bırakması ile balamıtır. Yeni epigrafik belgelerin yayınlanması ve bunların üzerinde yapılan tartımalar Anadolu’da doğrudan Roma egemenliğinin balama süreci ile ilgili bilinenleri yeniden değerlendirme gerekliliğini ortaya çıkarmıtır. Önceleri Roma’nın Attalos’un vasiyetini kabul etmekte kararsız ve tereddütlü olduğu düünülürken, yeni kanıtlar bunu tam aksini göstermektedirler.

Tezimizde ele alınan dönem, Roma iç politikasında da politik kamplamanın giderek derinletiği bir süreç ile paraleldir. Bu doğrultuda Anadolu’da gerek kentler gerekse bağımlı krallıklar üzerindeki Roma politikalarının, Roma iç politikasındaki gelimeler ile doğrudan ilintili olduğu olduğu görülmektedir. Fakat iç politik çekimelerin ve kiisel çıkarların Anadolu’da Roma’nın çıkarlarının önüne geçmesi Roma için bir felaketle sonuçlanmıtır. 89 yılında balayan I. Mithridates Savaı ile birlikte kentlerde bulunan Romalılar toplu bir ekilde katledilmi ve Anadolu’daki Roma egemenliği geçici olarak ortadan kalkmıtır.

248

ABSTRACT

Transformation of Rome, from a citystate to a Mediterranean empire has been an interesting subject since the ancient period to many scholars. In this transformation process, the relations between Rome and the Hellenistic world are particularly important. Real contact of Rome with the Hellenistic world, – accordingly with Anatolia – consisting of several kingdoms, local dynasties, leagues of cities and city states which have relationships based on political, social and economic interests or enmities had began towards end of the 3rd century B.C. From that time, the period of Roman rule over the Hellenistic world has also started.

Elimination of the Seleucid hegemony over Anatolia and regulations about the cities and local kingdoms in Anatolia by Rome in 188 B.C. gave rise to the beginning of Roman hegemony in the region. Direct Roman rule in Anatolia has been started after 133 B.C when Attalus III, king of Pergamum, had bequeathed his kingdom to Rome. Publication of and the debates on new epigraphical documents revealed need of a reassessment of existing information about the early period of direct Roman rule in Anatolia. Previously it was thought that Rome was hesitant and reluctant about accepting of the testament of Attalus, however the new evidences have shown that actually it was quite opposite.

The period which is the subject of this thesis, is parallel with deepening of political polarization in the domestic politics in Rome. Apparently, Roman policies in Anatolia over cities and client kingdoms are directly connected by the developments in the domestic politics of Rome. However domestic political controversies and personal interests surpassed Rome’s benefits in Anatolia and this has resulted in a disaster for Rome. By the beginning of the First Mithridatic War, in 89 B.C., all of the Roman residents in the cities were massacred and Roman rule in Anatolia has temporarily ceased.

249