18. Yüzyılda Camilerine Batı Etkisiyle Gelen Yenilikler

Nurcan INC t

\Çi -yüzytlda Sinan'm meydana getirmiş men bir başkalaşım olduğundan söz edilemez. An­ I olduğu klasik üslup, onun yetiştirdiği öğ­ cak Baroğun daha sonraki yıllarda benimsenmesi renciler tarafından 17. yüzyıl sonlarına kadar etki­ için gerekli olan özellikler daha Lale Devrinde baş­ sini göstermiştir. 1663 yılında tamamlanan İstan­ lamış ve bu doğrultuda gelişmiştir.19) bul'daki Yeni Cami, Sinan üslubu ile yetişen kuşa­ I. Mahmut (1730 - 1754) döneminde, mimari­ ğın son büyük eseridir.ı D de bezemedeki farklılaşmanın yanısıra, 16. yüzyıl­ 17. yüzyıl Osmanlı mimarisinin, 18. yüzyıldaki dan gelen klasik, simetrik düzenlemelerin yavaş görüntüsü oldukça değişik özellikleri beraberinde yavaş değiştiği gözlenebilmektedir.uo) Artık ya getirmiştir. Bu durum, Osmanlı toplum yapısıyla bancı etki (Barok) kendini belli etmeye yoğun yakından ilgilidir. 18. yüzyıMa batı, özellikle Fran­ bir şekilde başlamıştır. Bu durum III. Osman sa ile ilişkilerin gittikçe artması, yeni kurumların (1754 - 1757) döneminde de devam eder.dD As­ oluşturulması mimari alana da yepyeni görüşler lında 111. Osman döneminde, siyasal olarak dışa getirmiştir.(2)

Böylece, 17. yüzyıl sonlarından itibaren Si­ nan'ın ciddi üslubuna karşı uyanan tepki, Sultan (1) ASLANAPA, o., Türk ve İslâm Sanatı, ist. 1973. s. 108. II!. Ahmet (1703 - 1730) zamanından başlayarak (2) SÖZEN, M., Türk Mimarisinin Crlişimi ve Mimar yeni bir üslubun doğmasına yol açmıştır. 18. yüz- Sinan, ist. 1975, s. 284. yıUaki bu farklı üslup, 1703 - 1730 yılları arasında (3) Geniş Bilgi Icin Bak; ALTINAY A. R., Lale Devri, Lale Devrit3» ve 1730 -1805 yılları arasında Barok 1st. 1973 ve Rokoko etkili devir diye iki dönemde ele alına- (4) ASLANAPA O., a.g.e., ist. 1973, s. 108 bilir.C») (5) KUBAN D., Türk Barok .Mimarisi llakkmda Bir De­ neme, ist. 1954, s. 5 18. yüzyıl başlarından itibaren Klasik Osmanlı (6) ASLANAPA O., a.g.e., ist. 1973. s. 108 mimari anlayışına yabancı olan ve daha ziyade de­ (7) Geniş Bilgi i cin Bak: CEZAR M., Sanatta Batıya korasyon alanında kalan, bu yeni üslubun başlıca Açılış ve Osman Ilamdi, ist. 1972, s. 4 özellikleri İstanbul yapılarında en etkin biçimde '"111. Ahmet'in bir fermanı ile Kağıthane'de geniş bir arazi köşkler, bahçeler yaparak burasının görülmeye başlar.O) imarı şartıyla saray mensuplarına verilmiştir. Bu sayede Kağıthane Vadisi, Kağıthane Deresi'nin İki III. Ahmet döneminden itibaren ortaya çıkan tarafı, kısa zamsnüa zarif ahşap köşkler guzci bah- çelerle donanmış ve bir zevk, eğlence yeri olmuş­ bu üslubun mekan mimarisiyle ilgisinden çok, mi­ tur. Yapılan köşklerin sayısı 170'i bulmuştur. 1728 mari dekorasyonda etkin okluğu görülür.ts) |||. yılında istanbul'a gelmiş olan Fransız Elcisi Marquis De Viiloeuve'ün ibrahim Paşa ile ilk görüşmesine Ahmet döneminde batı ile ilişkilerin güçlendiği yıl­ dair bilgi verilirken Paşa'nın kendisine Versay'ı sor­ larda özelFıkle İstanbul'da daha çok sivil mimaride duğu ve Kağıthane'de "i/ersay'dakl gibi bahçeler yap­ tırdığını söylediği kaydolunur. Lale Devri, Patrona olmak üzere, yoğun bir mimari çalışmanın varlığı­ isyanı (1730) ile kapanırken, isyan sonucunda Ka­ na tanık oluyoruz. Kağıthane olayıt^) gibi büyük ğıthane'deki binalar da yok olmuştur. bir kısmı günümüze ulaşmayan bu çalışmalar, tam (8) SÖZEN M., a.g.e., ist. 1975, s. 284 olarak değerlendirme olanağı bulunmasa da kay­ (9) AREL A, 18. yüzyd Osmanlı Mimarisinde Batılılaş­ ma Süreci, ist. 1978, s. 40 - 104 naklara göre Fransız Rokokosunun etkisinde yapı­ (10) DENEL S., Batılılaşma Sürerinde Utanbul da Tasa­ lar olduğu bilinmektedir ki, bu da Fransa ile ilişki­ rım ve .Makjanlarda Derişme ve .Nedenleri, Ank.1982, lerin kuvvetlenmesiyle ilgili olaydır.'^) Aslında 18. s.21 yüzyıl Lale Devrinde, Osmanlı mimarisinde, tama­ (11) AREL A., a.g.e., 1st. 1978, s. 40 - 104 224 NURCAN İNd

açılmaya karşı koyma olmuşsa da, mimari alanda tır. Ancak mimaride batılı motifler yer almış ol­ biçimsel olarak artık sadece ayrıntılarda değil, bi­ masına karşın bunlar Avrupa'daki örneklerden ay- nanın iç ve dış mekanında, tüm mimari eleman­ nlık taşımaktadır. Yabancıa motifler klasik şema larda barok özelliklerin benimsendiği görülür. üzerinde yer almıştır. Bu yüzden de bu dönem üs­ lubu Türk-8arok üslubu olarak adlandırıimış- Batıdan daha çok teknik yardımların alın- tır.(23) Bilinen klasik plan şeması üzerinde yer dığı{i2) III. Musufa (1757 • 1774) dönemi de ba­ alan bu yabana motifler, 18. yüzyıl Osmanlı rok etkilidir. Ancak barok biçimler yerli mimarla­ mimarisine değişik birgöriinüm kazandırmıştır. rın elinde durulmuştur. Osmanlı mimari geleneğine aykırı düşmeyen formlara dönüşmiiştür.(i3) 18. YOZYIL İSTANBUL CAMİLERİN İN Barok motiflerin, yeni düzenlemeler içinde bir LİSTESİ 18. yüzyıl özelliği olarak belirdiği I. Abdülhamit (1774 - 1789) döneminde ise yapılar üzerindeki 18. yüzyılda başlayıp, 19. yüzyıl boyunca de­ motiflerin sayıları artmış, kalabalık bir görünüm vam eden batı ektisi, Osmanlı toplum yapısında si­ ortaya çıkmıştır.^*) I. Abdülhamit'in saltanatı yasal, sosyal ve ekonomik alanda bir çok değişme­ döneminde, anıtsal bir mimarinin gelişmesinden lere neden olmuştur. Bu yüzyıllar Osmanlı Devleti­ çok İli. MusUfii devrinde hızını yitiren bu yenileş­ nin gerilemesini ve çöküşünü kapsamaktadır. Batı me hareketlerinin yeniden hızlanması sağlanmıştr. etkisiyle gelen bu değişim, doğal olarak mimariyi Daha bir sistemin dikkati çektiği III. Selim de etkilemiştir. Bu etkinin en belirgin örnekleri İs­ (1789 - 1807) döneminde mimarlıkla dekorasyon tanbul Camilerinde göriilmektedir. arasındaki kararsızlık kalkmış gibidir. Genel tutum Toparlanmaya çalışılan 18. yüzyıl İstanbul ca­ süslemeyi mimariye bağımlı kılmaya yönelmiş- milerinin hepsi, tabi ki batı etkisini yoğun şekilde tir.dS) Böylece III. Selim döneminin özelliği, ön­ yansıtan örnekler değiHir. Bu yabancı etkiler mes­ celeri süslemeyle giren batılı motif ve biçimlerin cit türü kimi ufak yapılarda, hiç görülmezken, kimi artık yapıya ekleme olmaktan çıkıp, mimariyle camilerde etkiler tek tük göriilmektedir. Ancak bütünlük sağlayacak şekikie kullanılmaya başla­ Sultanların yaptirdıkları camilerde batı etkisini mış olmasıdr.dfi' yansıtan yabancı fonnlar yoğunluktadır. işte, 18. yüzyılda başlayıp, 19. yüzyıl boyun­ ca devam eden bu batıya yöneliş "Batılılaşma Ha­ III. AHMET DÖNEMİ (1703 -1730) reketi" şeklinde adlandırılmıştır. Bu hareketlerde herşeyden önce, devleti yıkılmaktan kurtarmak 1 - KAPTAN İBRAHİM PAŞA CAMİİ: (1707) amaç edilmiştir. Onun için bu hareketler daha çok Bayezid,Üniversite Kütüphanesi yanında olup, kültürel değişmeyi hedef tutan bir çalışma değil, Kaptan-ı Derya Sadrazam İbrahim Paşa birinci derecede askeri ıslahat ve buna benzer prob­ tarafından yaptırılmıştır. lemleri kapsayan hareketler olmuştur. Ancak bu hareketler .arasındaki etkileşim kültür ve sanat de­ 2- CEDİT (YENİ) VALİDE CAMİİ: (1708-1710) ğişimini de beraberinde getirmiştir.^'') Sosyal Üsküdar, İskele Caddeande olup, III. Ah­ yapıdaki bu değişimlerde, yeni bir zihniyetin doğ­ met'in annesi Gülnuş için masına neden olmuştur.dB) 1720 yılında Paris'e yaptırılmıştır. elçi olarak giden 28. Mehmet Çelebi olayı,(i9) ve 1727 yılında matbaanın kurulması olayı, bu yeni zihniyetin belirtisidir.<20) İstanbul'a gelen yabancı (12) DENEL S., a.g.e., Ank. 1982, s. 22 - 23 elçiler(2i) ve beraberinde getirdikleri ilim adamla­ (13) AREL A., a.g.e., 1st. 1978, s. 40 - 104 rı, ressamlar da bu yabana hareketlerin Osmanlı (14) DENEL S., a.g.e., Ank. 1982, s. 25 ülkesine girmesine neden olan, 18. yüzyıl başları­ (15) AREL A., a.g.e. 1st. 1978, s. 40-104 nın önemli olaylarındandr. (16) DENEL S., a.g.e., Ank. 1982, s. 25

Kısaca, her ne kadar 17. yüzyıl sonlarından (17) CE2AR M.. a.g.e., 1st. 1972, s. 1 itibaren yavaş yavaş Avrupa etkisi İstanbul'da (18) KUBAN D., a.g.e., 1st. 1954, s. 5 başlamışsa da, asıl 18. yüzyıldan itibaren Osmanlı (19) CEZAR M, a.g.e.. 1st. 1972, s. 3 mimarisinin batı edcisine girdiği kabul edilir. As­ (20) Geniş Bilgi İçin Bak: GONDOZ M.. "Matbaanın Ta­ rihçesi ve İlk Kur'an-ı Kerim Basmaları", VAKIF­ lında, 18. yüzyılda Osmanlı mimarisi yine de LAR DERGİSİ, 12/1978, S. 343. gerçek bir batılılaşma içerisinde değil fakat batılı­ (21) Geni? Bilgi İçin Bak: LADY MANTAGU,Türk Mek­ laşmayı kaçınılmaz kılan bir hazırlık dönemi içe- tuptan, 1st. 1977, Tercüman Yayınları. risindedir.(22) Bu dönem içinde yüklü bezeme (22) AREL A., a.g.e., 1st. 1978, s. 40 - 104 motifleri kullanılmış, Klasik Osmanlı motifleri (23) EYİCE S., "18. yüzyılda TOrk Sanatı ve Türk Mima ri- slnde Avrupa Neo-Kiasik üslup" SANAT TARİHİ yerlerini, Avrupalı Barok rtiotiflere bırakmış YILUĞI, 1st. 1981/9 . 10. s. 163 18. YOZYILDA İSTANBUL CAMİLERİNE BATİ ETKİSİYLE GELEN YENİLİKLER 225

3- ÇORLU'LU ALİ PAŞA (KIŞLA) CAMİİ Çengelköy, Kalantor Sokakta olup, Kerime (1716) Hatun tarafından yaptırılmıştır. Kasımpaşa, Çarşıkapı'da olup, III. Ahmet Devri sadrazamlarından Çorlulu Ali Paşa ta­ IH.OSMAN DÖNEMİ (1754-1757) rafından yaptırılmıştır. 14 - NUR-U OSMANİYE CAMİİ: (1748 • 1755)

4- AHMEDİYE CAMİİ: (1721) Çarşıkapı, Nur-u Osmaniye'de bulunan bu ca­ Üsküdar Gündoğdu Caddesinde olup, Tersane minin yerinde Şeyhülislam Saadettin Efendi­ Emini Ahmet Ağa tarafından yaptırılmıştır nin karısı Fatma Hatun adına bir mescit bu­ lunmakta iken, bu mescit yıkılarak I. Mah­ 5- İSMAİL EFENDİ CAMİİ: (1724- 1725) mut'un buyruğu üzerine 1748 yılında Nur-u Osmaniye Camii'nin yapımına başlanmıştır. Sultan Selim, Çarşamba Caddeande olup, I. Mahmut'un ölümü üzerine, caminin yaptı­ Şeyhülislam İsmail Efendi tarafından yaptırıl­ rılmasına III. Osman devam etmiş ve 1755 mıştır. yılında cami tamamlanmıştır.! 24) Camiye Osman'ın Nuru anlamında Nur-u Osmaniye 6 - MİRZAZADE CAMİİ: (1728) adı verilmiştir. Mimarı, Simeon Kalfa ve bina Osküdar, Sultan Tepesinde olup. Şeyhülislâm emini Ahmet Efendi'dir.(25) Mirzazade Mehmet Sait Efendi tarafından yaptırılmıştır. 15-İHSANİYE CAMİİ: (1755) Üsküdar, İhsaniye'de olup, Sultan III. Osman I. MAHMUT DÖNEMİ (1730-1754) tarafından yaptırılmıştır.

7 - HEKİMOĞLU ALİ PAŞA CAMİİ: (1734) III. MUSTAFA DÖNEMİ (1757- 1774) Hekimoğiu Ali Paşa semtinde, olup, Hekimba­ şı Nuh Efendinin oğlu, sadrazam Hekimoğiu 16 - AYAZMA CAMİİ: (1757 - 1760) Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimarı, Üsküdar, Ayazma'da olup, Sultan III. Mustafa Ömer Ağa'dır. tarafından validesi, Mihrişah Emine Sultan ile kardeşi Süleyman'ın ruhuna yaptırılan bu ca­ 8- BEŞİR AĞACAMİİ: (1745) minin mimarı, Mehmet Tahir Ağa'dır. Babıali, hükümet konağı civarında olup, kızlar ağası Hacı Beşir Ağa taraf ından yaptırılmıştır. 17 - SULTAN MUSTAFA CAMİİ (İSKELE CAMİİ); (1760) 9- MURTAZA EFENDİ TEKKESİ CAMİİ: Kadıköy İskelesinde olup, III. Mustafa tarafın­ (KAŞGER TEKKESİ CAMİİ): (1745) dan yaptırılmıştır. Eyüp, İdris Köşkü civarında olup, Tophane nazırı ve tersane emini Yekçeşim Murtaza 18 • LALELİ CAMİİ: (1759 - 1763) Efendi tarafından yaptırılmıştır. Aksaray, Laleli'de olup, III. Mustafa tarafın­ dan yaptırılmıştır. Mimarı, Mehmet Tahir 10- BEYKOZ CAMİİ:(1746) A(;a, bina emini Ali Aija'dir.

Beykoz İskelesinde olup, Bostancıbaşı Musta- 19 - PAŞABAHÇESİ CAMİİ: (1763) ^ Ağa tarafından yaptırılmıştır. Paşabahçcsi'nde olup, III. Mustafa tarafından 11- İSKELE CAMİİ (HACI KEM ALETTİN yaptırılmıştır. CAMİİ): (1746) 20 - HAMAM CAMİİ (ALİ PERTEV CAMİİ): Rumeli-Hisarı İskelesinde olup, ilk banisi Hacı (1763) KemaJettin'dir.Ancak, kitabesine göre 1746 yılında I. Mahmut yaptırmıştır. rîumclihasır'nda olup, Türk denizcilerinden. Pertev Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. 12- KANDİLLİ CAMİİ:(1751) Kandilli İskelesinde olup, I. Mahmut tarafın­ dan yaptırılmıştır. (24) OZ T., ittanbul (amilcri, I ve 11. Cilt, Ank. J962 13 - KERİME HATUN CAMİİ: (1754) (2 5) SOZCN M., a.s.c. İsı. 19 75, 4. 284 226 NURCAN İNd

21 - PAŞALİMANI CAMİİ (ABDURRAHMAN I. Abdülhamit'in karısı Fatma Şepsafa Hatun AĞA CAMİİ): (1766) tarafından yaptırılmıştır. Üsküdar, Paşalimanrndaolup, HI. Mustafa'nın III. SELİM DÖNEMİ (1789 -1807) silahtarı Abdurrahman Ağa tarafından yaptı­

rılmıştır. 30- MİHRİŞAH SULTAN CAMİİ (HUMBARACIYAN KIŞLASI CAMİİ 22- ZEYNEP SULTAN CAMİİ (RUHİ SULTAN HALICIOĞLU CAMİİ) (1793) CAMİİ): (1769) Halıcıoğlu semtinde olup. III. Mustafa'nın zev­ Gülhane Parkı karşısında olup, III. Ahmet'in cesi ve III. Selim'in validesi, Mihrişah Sultan kızı, İmrahor Mustafa Paşa'nın karısı Zeynep tarafından yaptırılmıştır. Sultan tarafından yaptırılmıştır. Mimarı, Meh­ met Tahir Ağa'dır. 31 -TEŞVİKİYE CAMİİ: (1794)

23- YENİ FATİH CAMİİ:(1767- 1771) Nişantaşı, Meşhur semtinde olup, llj. Selim tarafından yaptırılmıştır. Fatih'de olan cami, 1462 -1470 yıllarında kla­ sik dönemde yapılmıştır. Ancak 1766 yılında 32 - EYÜP SULTAN CAMİİ: (1798 -1800) bir zelzele sırasında yıkılmıştır. Bunun üzerine III. Mustafa tarafından, Mimar Mehmet Tahir Eyüp'teki cami, 1458 yılında Fatih zamanında Ağa'ya yeniden yap tırtı İm ıştır. yapılmıştır. III. Selim döneminde harap olma­ sı nedeniyle Hüseyin Efendi nezaretinde tekrar 24- KARAKETHÜDA CAMİİ (BÜYÜKDERE yapılmış ve yapımı 1800 yılında tamamlan- CAMİİ): (18. yüzyılda III. Mustafa döneminde mıştır.(2 8) yapılmıştırdır.) 33 - SELİMİYE CAMİİ: (1804 -1805) Büyükdere'de olan cami, III. Mustafa zamanı sadaret kethüdası Mehmet Ağa tarafından yap­ Haydarpaşa'da Selimiye Kışlası'nın yanında tırılmıştır. yer alan cami. III. Selim tarafından yaptırıl­ mıştır. Mimarı, Uzun Yusuf Emin Paşa'dır.(29) 25 - SAKA ÇEŞMESİ CAMİİ (SULTAN MUSTAFA CAMİİ - ÇAKMAKÇILAR 34-KURUÇEŞME CAMİİ: (TEZKERECİ CAMİİ) (18. Yüzyılda III. Mustafa döneminde CAMİİ): (18. yüzyıl) yapılmıştır) Kuruçeşme, Alayemini sokakta yer alan cami, Çakmakçılar'da, Sandalcılar sokağında olup. Tezkereci Osman Efendi tarafından yaptırıl­ Sultan III. Mustafa tarafından Saka Çeşmesi mıştır. üzerine yapılmış fevkani bir camidir. 35 - İNCİRKÖKÜ CAMİİ: (18. yüzyıl) I. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ (1774 -1789) Beykoz, Paşabahçe'de yer alan camiyi önce

26- BEYLERBEYİ CAMİİ:(1776-1778) Bostancıbaşı Sinan Ağa yaptırmıştır. Ancak 18. yüzyılda Bostancıbaşı Dürrizade Hüseyin Beylerbeyi İskelesi'nde bulunan camiyi Sultan Ağa yeniden yaptırmıştır.OO' I. Abdülhamit, annesi Rabia Sultan için yap- tırmıştır.(26) Mimarı Mehmet Tahir Ağa ve bina emini Mustafa Efendidir.l27) 18. YÜZYIL İSTANBUL CAMİLERİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ 27- EMİRGAN CAMİİ: (1781)

Emirgan İskelesi'nde bulunan cami. Sultan I. Osmanlı camileri yüzyıllar boyunca, bir plan Abdülhamit tarafından yaptırılmıştır. gelişimi içinde yer almıştır. Ancak 18. yüzyıl istanbul camilerine plan açısından bir değişiklik 28 - KALYONCULAR KIŞLASI CAMİİ (CEZA­ getirmemiştir. Genellikle kare planlı, üzeri kubbe YİRLİ HASAN PAŞA CAMİİ): (1783)

Kasımpaşa İskelesi'nde bulunan camiyi Ceza­ (26) ÖZT., a.g.e.. 1 ve II. Cilt, Ank. 1962 yirli Hasan Paşa yaptırmıştır. (27) ÜÇÜNCOOĞLU K.. "Beylerbeyi Camii" RÖLÖ\ K VE RESTORASYON, 2/1975 (28) ÖZT., a.g.e., I. ve II. Cilt, Ank. 1962 29 - ŞEPSAFA KADIN CAMİİ: (1787) (29) KONYALI I.H., Üsküdar Tarihi, 1st. 1976, s. 259 Unkapanı, Atatürk Bulvarı'nda bulunan cami (30) Ö2 T., a.g.e., I. ve II. Cilt, Ank. 1962 18. YÜZYILDA İSTANBUL CAMİLERİNE BATI ETKİSİYLE GELEN YENİLİK 227 ile örtülü bir ibadet mekânı görülmektedir. Merkezi köşkü Sulun I. Ahmet'in 1616 yılında yapımını kıiJbe, Fatih camiindeki gibi dörtgen, Eyüp Sul­ başlattığı Sultan Ahmet Külliyesinde görülmekte­ tan camiindeki gibi sekizgen ve Hekimoğiu Ali dir. 17. yüzyıldan itibaren görülmeye başlayan Paşa camiindeki gibi altıgen şemalar üzerine otur­ Hünkâr Köşkleri, 18. ve 19. yüzyıl boyunca maktadır. Nur-u Osmaniye, Ayazma, Beylerbeyi, büyük bir gelişim içerisinde yer alarak kütle ve LâlcB gibi camilerde ise tek kubbe ibadet mekâ­ etkinlik açısından camilerin önemli bir bölümünü nını örtmektedir. Yani, Erken Osmanlı camilerin- oluşturmuştur. Osmanlı camilerine eklenen bu deki plân tipi ile benzerlik gösteren, tek mekânlı, hünkâr köşkleri, dini mimârimizde câzip bir küt­ tek kıAben bir plân sözkonusudur. Kubbeye ge­ le kompozisyonunun ortaya çıkmasına sebep ol­ çiş elemanları, tromp ya da pandantif olmaktadır. muştur. Hünkâr daireleri yeni yapılan 18. yüzyıl Bu dönem camilerinin iki yanında gelişim gös­ İstanbul camilerinde görüldüğü gibi, daha önceki teren galeriler, mekâna genişlik sağlamaktadır. yüzyıllarda yapılan camilere de ilâve edilmiştir. Nur-u Osmaniye ve Lâleli camilerinin yan galerileri 18. yüzyıl İsUnbul camilerinde, genellikle son bu geBşinan güzel örneklerini yansıtmaktadırlar. cemaat yerlerinin üst kısmında hünkâr mahfilinin 18. yüzyılda mihrabın dışa Uşkın olarak bir hücre bulunduğu ikinci kat, padişahın maiyetiyle bera­ şeklini aklığı görülmektedir. Hekimoğiu Ali Paşa, ber gelip ibadet ettiği, dinlendiği yer olmuştur. LâleD, Nur-u Osmaniye, Beylerbeyi, Eyüp Sultan Hünkâr mahfilleri, giderek rampalı girişleri olan ffb'ı camilerde de görülen, mihrabın başlı başına kapalı ve ayrı birer bölüm hâlini almıştır (Resim: bir bölüm olarak düşünülmesi, Osmanlı mimarisin­ 16). Bu bölümlerin rampalı girişlerinin başlangı­ de geç dönem özelliğidir. cında, büyük ve süslü kapı ger>ellikle geniş bir saçakla gölgelendirilmiştir (Resim: 15). Mahfile Ancak, klâsik plân tifMnin uygulandığı, 18. rampa ile ayrı bir giriş, bu yüzyılda ilk defa Hekim­ yüzyıl İstanbul canilerinin kuzey cepheleri Erken oğiu Ali Paşa camiinde görülmektedir. Ayrıca Osnunlı camilerinden farklı bir görünüm arzetmek- yenilik olarak bu gelişim Nur-u Osmaniye, Lâleli tedir ki; bu son cemaat yeri, hünkâr mahfili ve camilerinde de görülmektedir (Resim: 15-16). minarelerin kaynaşmasından oluşan bir farklılıktır. Hünkâr mahfilleri, Beylerbeyi, Selimiye camilerin­ Bu cephe bu yüzyıldan itibaren, 19. yüzyıl sonuna deki gibi, 18. yüzyıl sonlarında apartman şeklinde kadar bir gelişim göstermiştir. bir çok odadan meydana gelmiştir (Resim: 17). Se­ limiye camiinde, son cemaat yerlerinin köşk şek­ Beylerbeyi canaindeki gibi 18. yüzyıl sonla- linde bir hünkâr mahfili ile bütünleşmesi ve yapıya nnda iki katlı son cemaat yerleri görülmeğe baş­ dıştan bitişen bir kanat şeklini alması, 18. yüzyıl lamıştır (Resim: 17). Yüzyıl sonunda karşımıza sonunda gelişerek, 19. yüzyıl İstanbul camilerinin çıkan bu iki katlı son cemaat yeri cephelerinin özelliklerini de oluşturmuştur. Hünkâr köşkleri­ köşk görünümünü aklığı dikkati çeker. Avrupa nin plânlanmasında dikkat edilen noktalardan köşklerinde olduğu gibi bu dönem camilerinde biri de, sivil mimârimize benzeyen cepheleridir. son cemaat yerlerinin merdivenlerle çıkılan yüksek Genellikle 18. yüzyıl camilerinin bu cepheleri bir alt kaide üzerinde yer alması, yine bir batı İstanbul'un güzel manzaralarına açıktır (Resim: etkileşiminin sonucu olabilir. Bu dönem camileri­ 17). I. Abdülhamit tarafından yaptırılan Beyler­ nin kuzey cephesinde izlenen görünüm, köşkler gi­ beyi camiinde de görüldüğü gibi, bazı odalar alttan bi sivil mimari örneklerini anımsatmaktadır. He­ sütun ve kemerlerle desteklenmiş cumbalar şek­ kimoğiu Ali Paşa camiindeki gibi minareleri de linde, cepheden dışarı taşırılmıştır.(31) (Resim: kapsayarak iki yana doğru genişleyen son cemaat 17-19). Cami cephelerinin bu yönde gelişmesinin, yerierinin saçakları, sivil mimari örneklerine ben­ hünkâr mahfillerinin giriş cephelerinde bir ç«şit zemektedir. Beylerbeyi, Şepsafa Kadın, cami ör­ köşkle tamamlanmasının nedeni, toplumsal yaşa­ neklerinde de bu izlenebilmektedir (Resim: 17-20). yışla İlgilidir. Bu yenilik, çağın yaşama ve davra­ nış koşulları İçinde çözümlenebilir. Padişah bu Hünkâr mahfillerinin gelişmesiyle ortaya çı­ yıllarda ömrünü saray duvarları arasında değil de, kan, hünkâr köşkü, hünkâr kasrı, hünkâr dairesi başkentin çeşitli yerlerinde, özellikle de Boğaz denilen yapılar, 18. yüzyıl istanbul camilerinde gö­ kıyılarında yaptırdığı saray, köşk ve kasıriarda ko­ rülen önemG bir yenifiktir. Osmanlı geç dönem ca­ naklayarak geçirmiştir. Başka bir deyişle, cami­ milerinde kuzey cepheler izlendiği zaman, önce lere eklenen hünkâr köşkleri, saray duvarları dışın­ son cemaat yerleri ile bütünleşen Hünkâr Daireleri da sürdürülen bir yaşamın durak yeri sayılabilir. dikkati çeker. 19. yüzyıl sonlarında da hünkâr dai­ Camilerdeki hünkâr köşkleri, Cumhurlyet'ln llâ- resi gelişimi devam etmiş ve son cemaat yerlerini etkbi akına alarak Erken ve Klâsik Osmanlı dö­ ne»™ camilerindeki tipik son cemaat yeri anlayı­ (31) ONGE Y., "istanbul Camilerinde Hünkar Mahfilleri" şını tamamen ortadan kaçırmıştır, ilk Hünkâr ÖNASYA, 4/196B, 4. B - 9 NURCAN İNd_ 228 lıkları dahi alışılmışın dışındadır (Resim: 2). Bu nından ve halifeliğin kaldırılmasından sonra işle­ dönem sütun başlıklarında iyon, korint, deniz vini kaybetmiştir. kabuğu (istridye) biçimi gibi bazı Osmanlı mi- Beylerbeyi, Şepsafa Kadın camilerinde görül­ mâi^isine yabancı motiflerin kaynaşmasıyla olu­ düğü gibi kubbe ve minâreleri göz önüne almma- şan bir çeşitlemeye gidilmiştir (Resim: 8-14-18- dığı takdirde, bu yüzyıl camilerinin kuzey cer^ıeie- 19-21-22). Ayazma ve Zeynep Sultan camileri gibi ri konut mimârisi örneklerine benzemektedir (Re­ örneklerde ise, sütun başlıkları üzerinde yastık sim: 17-20). (impost) kullanılmıştır. Kısaca, sütun ve sütun Son cemaat yeri, hünkâr mahfili ve minarele­ başlıklarında Hekimoğlu Ali Paşa'dan itibaren rin kaynaştığı 18. yüzyıl İstanbur camilerinin bir değişim izlenmektedir. 18. yüzyılda, bu ince kuzey cephesinde bir bütünlük dikkati çeker. Ge­ ve zarif sütunları, yabancı motifli sütun başlık, nellikle son cemaat yerlerinin iki yanında yer larını birleştiren kemerlerin biçimleri de klâsik alan minareler hünkâr mahfili ile bir bütünlük dönemden farklılık taşır. Klâsik dönem sivri içerisindedir. Bu dönemde Nur-u Osmaniye, kemerierinin yerini Barok profilli kemerler al­ Ayazma, Selimiye camilerinde görüldüğü gibi mi- mıştır .(^2) Qört merkezli kaş kemerler gibi geniş nâre kaideleri alışılmışın dışında bölüntülere ve yayvan kenrwrler görülen diğer şekillerdir. uğramıştır (Resim: 9-22). Beylerbeyi camiindeki Yani oranlardaki değişim kemer açıklıklarında da gibi bu dönemde ilk kez minâre kaideleri üzerinde, izlenmektedir. Bu geniş kemerler, Hekimoğlu soğan biçimli pabuçluk kısmı ile karşılaşılmakta­ Ali Paşa, Lâleli, Ayazma gibi camilerde de görül­ dır. Selimiye ve Ayazma camii minârelerinin pa­ mektedir. Ayrıca, Nur-u Osmaniye ve Selimiye buçluk kısımları ise, klâsik Osmanlı mimarisine camilerinde görüldüğü gbi, kemerlerin kilit taşları­ yabancı formlar içerisindedirler (Resim: 9-22). nın (Resim 8-21-22) ve Lâleli camiinde görüldüğü İnce zarif minâre gövdeleri, değişik külâh şekille­ gibi, son cemaat yerinin orta kemeri yüksek tutu­ ri yine bir değişimin göstergesidir (Resim: 13-20). larak giriş aksının belir^nleştirilmeğe çalışıldığı izlenmektedir. 18. yüzyılın ilk yarısında İstanbul cami avlu- lannda, ibadet mekânındaki gibi klasik şema uy­ Bu dönemde yuvarlak, oval ve ince uzun ol­ gulanmıştır. Dörtgen, revaklı, şadırvanlı bir avlu mak üzere, değişik şekillerde ve bol miktarda pen­ sözkonusudur. Bu şemaya uymayan tek örnek cere kullanıldığı dikkati çekmektedir. Nur-u Osma­ Nur-u Osmaniye camiinin çok kenarii "U" biçimli niye camiinde kullanılan barok stildeki 174 pence­ şadırvansu, revaklı avlusudur. Ancak yüzyıl sonla­ re camie bol ışığın girmesini sağlamaktadır. Zey­ rına doğru, Beylerbeyi camii avlusu gibi , revaklı, nep Sultan, Hekimoğlu Ali Paşa, Lâleli camilerin­ dörtgen avlu anlayışının kısmen değiştiği, daha de 4e görülen yuvarlak pencereler ise Klâsik çok bahçemsi bir avlu anlayışının benimsendiği Osmanlı mimârisine yabancıdır (Resim: 3A-] 3). görülür. Yani yüzyıl sonunda, revaklı avludan zi­ Çoriu'lu Ali Paşa, Ahmediye, İsmail Efendi, yâde bahçe tipi serbest avlular benimsenmiştir. Hekimoğlu Ali Paşa, Beşir Ağa, Nur-u Osmaniye, Ana caddeye veya denize açılan bahçe görünümün­ deki bu avlu anlayışı 19. yüzyıMa da devam etmiş­ Lâleli camileri gibi 18. yüzyıl İstanbul camilerinin tir. 18. yüzyıl camilerinin ibadet mekânı klâsik çoğu fevkanidir. Avrupa köşklerinde olduğu gibi, şemaya bir farklılık getirmemişse de, yüzyıl son­ camilerin yüksek bir alt kaide (subasman) üzerinde larında cami avlularında bir değişim izlenmek­ yeralması, yapıyı yüksek gösteren unsurlardan­ tedir. Yani plân açısından yenilik, ibadet mekânı dır. dışında olup, son cemaat yeri, hünkâr mahfili bü­ Merdivenler de bu 18. yüzyıl Osmanlı camile­ tünleşmesi ve yüzyıl sonlarına doğru avlu şeklinde rinin yükseklik etkisini destekleyen unsurlar ara­ görülmektedir. Ayrıca yüzeyler üzerindeki yabancı sındadır. 17. yüzyılda Sultan Ahmet, Yeni cami motifler, oranlardaki değişim ve yüzeylerdeki gibi ömeklerde görülen merdiven düzeni bu yüz­ hareketlilik 18. yüzyıl Isunbul camilerinin yeni­ yılda daha büyük bir gelişim içerisindedir. Yelpaze liği olmuştur. gibi, üç taraflı; dörtgen veya yarı daire merdivenli Bu dönem camilerinde, ince uzun sütunların girişler dikkat çekicidir. Anıtsal girişleri oluşturan, zerafeti dikkat çekicidir. Artık paye yerine sütun yayvan basamaklı mendiven düzeni de döneme tercih edilmektedir. Beylerbeyi camii içindeki özgii bir özelliktir. Ayazma, Nur-u Osmaniye, yivli yüksek kaWeye oturan sütunlar da değişik Lâleli, Beylerbeyi gibi camilerde bu gösterişli bir uygulamayı yansıtmaktadır. merdiven düzeni izlenebilmektedir (Resim: 10- -18-21). Hekimoğlu Ali Paşa camiinden itibaren, artık baklavalı, mukamaslı sütun başlıklarının

ortadan kalktığı göriilmektedir. Çoriu'lu Ali (32) EYİCE S., "a.g.nı" SANAT TARİHİ YILLIĞI, ist. Paşa camiinin son cemaat yerindeki sütun baş­ 1981/9-10, 5.163 18. YÜZYILDA İSTANBUL CAMİLERİNE BATİ ETKİSİYLE GELEN YENİLİKLER 229

Yine aynı camilerde, kubbe kasnağınm yük­ SONUÇ sek tutulnusı, çift kasnak varmış gibi bir görünüm verilmesi, böylece ana kubbenin tek başına bırakı­ 18. yüzyıl Osmanlı camileri, kronolojik bir larak belirginleştirilmesi de yükseklik izlenimi gelişim içinde Geç Dönem Osmanlı mimârisine veren önemli noktalardır (Resim: 20). Ayrıca, ince farklı bir anlayış getirmiştir. Ancak bu farklılık, uzun n^nâreler (Resim: 17), ince uzun köşe kule­ 18. yüzyıl başlarında kendini pek göstermezken, leri ve ince uzun pencereler, hep camilere yüksek­ yüzyıl ortalarından itibaren giderek artış göster­ lik kazandıran, bu dönemde gelişim kaydetmiş miştir. 18. yüzyıl camilerindeki yenilikler, aslında özelliklerdir. Bunların en güzel örnekleri devrin sosyal yapıdaki değişiklikle iç içedir. Tabii ki, bu sembolü sayılan Lâleli, Nur-u Osmaniye ve Ayaz­ sosyal yapıdaki değişiklikler de yine batıdan ge­ ma camilerinde görülmektedir. Aslında, 18. yüzyıl len yabancı etkiler sonucurKİa gerçekleşmiştir. istanbul camilerinin yükseklik izlenimi veren görü­ Sultanların Topkapı Sarayının dışına çıkması, nüşleri önemli bir özellik olarak ele alınabilir. Di­ halkın Üsküdar gibi kıyı semtlerinde yalılar, kine gelişen bir kütle ifadesi, Nur-u Osmaniye ve köşkler yaptırmaları, sosyal yaşantıda dışa açılma­ Ayazma camilerinde oldukça rahat izlenebilmek- yı yansıtırken, bu durum camilerde de izlenebil­ tedir.l33) BU dönem yapılarının fevkini olması, mektedir. Bol pencere kullanımı, cami cephelerin­ merdiven düzeni, kubbe kasnağının yüksek tutul­ de dışa açıklığın bir örneği olarak gösterilebilir. ması, ince uzun minareler, köşe kuleleri, pencere­ 18. yüzyılda, artık resmi ilişkilerde olduğu kadar, ler, hep yükseklik duygusunu veren belli başlı un- günlük yaşantıda da dışa dönüklük ağır basmaya suriar arasındadır. Bütün bu özelliklerin birleşme­ başlamıştır. Başka bir deyişle, camilere eklenen siyle ortaya çıkan yiHcseklik anlayışı, Hekimoğlu hünkâr daireleri, kıyılarda yapılan köşkler, kasır­ Ali Paşa camiinden beri yüzyıl boyunca sürekli bir lar, hep saray duvarları dışında sürdürülen bir ya­ gelişim göstermiştir. şamı vurgulamaktadır. Bu yüzyılda, padişahlar başkentin çeşitli yerlerinde konaklamışlardır. Cephelerde kuş evleri geleneği, bu yüzyılda Ayazma camiinde, daha sonra Selimiye camiinde 18. yüzyıl camilerinin yerlerini incelediğimiz görüKir. Bunlar adeta sivil mimarimizin maketi gi­ zaman, büyük bir kısmının başta Üsküdar olmak bidir (Resim: 12). üzere kıyılarda ve kıyılara yakın semtlerde ya­ pılması, sahil şeridine kayışın başka bir işaretidir. Nur-u Osmaniye camiinde olduğu gibi bu dö­ 111. Mustafa'nın yaptırdığı Lâleli camii, şehir nemde katlar arası, askı kemerler ve saçaklar; içindeki Selatin camilerin son örneğidir. Daha silme korniş ve dışa taşkın profillerle belirginleş- sonrakiler Boğaz ve civarında görülmektedir.*^^' tiriterek cephelere canlılık getirilmiştir (Re­ sim: 6-7). Ayazma camiinde göriildüğü gibi, cephe­ 1710 yılında tamamlanan Üsküdar Yeni Va­ lerde barok etkiyi yansıtan alem bitişil plastırlar lide camiinde yabancı tesirlere henüz ne plânda, dikkat çekicidir (Resim: 9-13). C ve S kıvrımları­ ne dekorasyonda rastlanmamaktadır (Resim: 1). nın çok çeşitli örneklerini izlediğimiz bu dönem Bu cami, 17. yüzyıl mimari anlayışında yapılmış­ camilerinin cephelerinde hep estetik unsurlar ön tır. Ancak 18. yüzyılın erken ömeklerinden biri plânda yer almıştır. Akant yapraklan, kartuşlar, olan Hekimoğlu Ali Paşa camiinde artık yabancı girlantlar, deniz kabuğu ve perde motifleri gibi etkiler belirginleşmeye başlamıştır (Resim: 34). çok çeşitli kıvrımlar cephelerde izlenebilen yoğun Bu da, 17. yüzyıldaki klâsik anlayışın bittiğini batı etkili bezeme öğeleridir. Nur-u Osmaniye göstermektedir.f^s) Bu etkiler, diğer yapılarda gi­ camii bu dönemin en çok barok izler taşıyan ya­ derek daha belirginleşerek devam ederken, Nur-u pısıdır, özellikle n^hrapta olnuk üzere camiler Osmaniye camiinde zirveye ulaşmıştır (Resim: 5). içerisinde, mermer, n>ermer taklidi ve yaklızın Zaten Nur-u Osmaniye camii, geleneksel mimâri- bir arada kullanılması da bir Avrupa etkisidir. mizin dışına çıkan ilk ve tek örnektir. Aslında Lâleli ve Ayazma camilerinde bunların güzel ör­ Nur-u Osmaniye camii, diğer cami örneklerine kı­ nekleri görülmektedir. yasla, özellikle kendinden sonra yapılan ve daha sade olan camilere göre adeta erken yapılmıştır 18. yüzyıl cami plânlarında, mihrabın dışa denilebilir. Sanki Nur-u Osmaniye camii, 18. ve taşkın ayrı bir bölüm gibi düşünülmesi, doğu ve 19. yüzyılın tüm birikimi sonucunda, yani 19. batıda yer alan galeriler, kuzeyde hünkâr mahfili, yüzyıl sonunda ortaya çıkmalı idi, ya da Nur-u son cemaat yeri, minare bütünleşmesi, bahçe Osmaniye canwinden sonra onu aşan örnekler görünümlü avlular gibi bazı gelişmeler dışında olmalıydı diye düşünülebilir. Oysa Nur-u Osmaniye temekle bir değişiklik yoktur. Plân dışında görülen yenilikler, yüzeydeki hareketlilik, bezemedeki yoğunluk ve buralarda kullanılan batı etkili (3 3) CEZARM., ».9.e.. lit. 1972. ». 5 yabancı motiflerdir ki, bunlar dönemin car™ cep­ (34) ÖZ ^ .. ».9.e.. Ank. 1962. I. Cin. helerinde rahatlıkla izlenebilmektedir. (35) KUBAN D., ».9.e.. I«. 1954 230 NURCAN İNCİ

camiinden sonra, Zeynep Sultan Cami gibi geçmiş­ devletin ekonomik yapısındaki zayıflığa da ba^ia ten gelen değerlerden kopamayan örneklerde gö- nabilir. Çünkü 18. ve 19. yüzyıl, artık imparaiof . rülebilmcktedir.t3 6* Ancak, Nur-u Osmaniye camii Iııgnn çöküş dönemidir. Bu, ekonomiye de van>ı- gibi bir sultan yapısı ile, herhangi bir yapının bir­ mıştır. birinden farklı olabileceğinin de göz önünde bulun­ Kısaca, 18. yüzyılda mimârimize giren Barok durulması gerekir. 18. yüzyılın önemli örneklerin­ etkiler, türbe, sebil ve çeşmelerde olduğu gibi cami den Lâleli camii de, sonra yapılmasına rağmen, yüzeylerinde de kendini göstermiştir. İçbükey Nur-u Osmaniye camiine göne daha gelenekseldir. ve dışbükey yüzeylerin karşıtlığı, yüzeylerde dal- Lâleli camii, tıpkı Ayazma camiinde olduğu gibi, galanmalara neden olmuştur. Klâsik motifler yerle­ kendinden önceki camilerde uygulanan Barok rini batılı motiflere bırakmıştır. 18. yüzyıl camile­ doğrultusundaki yenilikleri tekrarlamaktan öteye rinde görülen ve 19. yüzyılda gelişerek devam eden gitmemiştir. Zaten 18. yüzyıl camileri batı etkisiy­ tüm yenilikler, daha çok dış düzlemle ilgilidir. Bu le gelen yenilikler içerisindedir derken,, o dönem­ yenilikler, yapıları değiştirmekten çok, bir başka de yapılan irili ufaklı tüm camileri kastetmek görünmelereni sağlamıştır. tabii ki doğru olmaz. Fakat, Nur-u Osmaniye camiinden sonra sultanların yaptırdığı camiler de

Nur-u Osmaniye camiini aşamamıştır. Bu konu (36) AREL A., a.g.e., 1st. 1978, s. 40 - 104

MÎ;

RESİ 2 Çorlu-lu Ali Pasa Camii son cemaat yeri - :97o

sel

RESİM: 1 OskOdar Yeni Valide Camii genel görünüş - 1939

I ! Al I Î I I I

RESİM: 3 Heklmoğlu Ali Paja Camlı yan cephe -1952 18. YÜZYILDA İSTANBUL CAMİLERİNE BATI ETKİSİYLE GELEN YENİLİKLER 231

.1

4^

RESİM: 5 Nur-u Osmaniye Camii Genel Görünüşü - 1984

•0.

RE5İM:4 Heklmoğlu Ali Pasa Camii güney cectw - 1952

RESİM: 7 RESİM:6 Nur-u Osmaniye Camii yan cepheflen ayrmtı - 198a Nur-u Osmaniye Camii yan cephe - 1941

i

RESJ M: 8 Nur-u Osmaniye Camii avlu revaklan - 1941 232 NURCAN İNCİ

RESİ M: 9 Ayazma Camlı Genel GörûnO; -1966

i a

RES

Ss RESİİVI:11 Ayazma Camii HûnkSr Mahfili - 1939

RESİM: 12 Ayazma Camii Kuş Evi

RESİM: 15 RESİ M: 13 Laleli Camii Hünkâr Mahfili girişi - 1984 Laleli Camii genel görünüş -1984 RESİ M: 14 Laleli Camii avlu revakları -1984 r 18. YÜZYILDA İSTANBUL CAMİLERİNE BATI ETKİSİYLE GELEN YENİLİKLER 233

• ••n^rlll3SksaiiUE RESİM: 16 Lalen Camii HOnkSr Mahfili rampası - 1951 RESİM: 17 Beylerbeyi Camii genel qörüna%

I I

RESİM: 19 Beylerbeyi Camii kuzey caphetl (1970) ve minaresi (1952) r

RESİM:18 Beylerbeyi Camii kuzey cephesi - 1970

RESİ M:20 Şepsafa Kadın Camii genel görünüş

T I UIM I l

I .' V ı t;- ik 234 NURCAN İNd

mi.-- ' -• ^

1 -

RESİM: 22 Selimiye Camii kuzey cephesi

a

RESİ M: 21 Selimiye Camii girişi

PLAN: 1 Hekimoğlu Ali Pasa Cami Pianı

•i :

^1

PLAN: 2 PLAN:3 Nur-u Osmaniye Cami Planı Ayazma Camii Planı 18. YOZYILDA İSTANBUL CAMİLERİNE BATI FT..İ^İv. p GELEN YENİLİKLER

\

-—

PLAH:4 Laton Camii Planı NURCAN İNd 236

a o n n ff7 -f l

\\\

PLAN: 5 Beylerbeyi Cemil Planı