Türkiye'de Biyografik Sinema Filminde Bellek, Çarpıtma Ve Boş Alan
T. C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ RADYO SİNEMA TELEVİZYON BÖLÜMÜ TÜRKİYE’DE BİYOGRAFİK SİNEMA FİLMİNDE BELLEK, ÇARPITMA VE BOŞ ALAN: “VEDA” FİLMİ ÜZERİNDEN ÇALIŞMA YÜKSEK LİSANS TEZİ AYTUNA (TOSUNOĞLU) ÇALIK 091105107 Danışman Öğretim Üyesi: Yrd.Doç.Dr. Nazan HAYDARI PAKKAN İstanbul, Haziran 2011 “But when from a long-distant past nothing subsists, after the people are dead, after the things are broken and scattered, still, alone, more fragile, but with more vitality, more insubstantial, more persistent, more faithful, the smell and taste of things remain poised a long time, like souls, ready to remind us, waiting and hoping for their moment, amid the ruins of all the rest; and bear unfaltering, in the tiny and almost impalpable drop of their essence, the endless edifice of recollection.”* Swann’s Way – Marcel Proust * “Yaşananlar geçmişte kaldığında, insanlar öldükten, herşey kırıldıktan ve parçalara ayrıldıktan sonra yine de yalnız, daha kırılgan ancak daha canlı, daha gerçek dışı, daha inatçı, daha inançlı; nesnelerin kokusu ve tadı uzun bir süre boyunca dengede kalır; tıpkı geride kalan her şeyin yıkıntıları arasında hatırlanacakları o anın gelmesini bekleyen ve uman ve yeniden bir araya gelmenin sonsuz mabedinde varlıklarının en küçük ve neredeyse tutulamayacak damlasında bile kendinden emin olan ruhlar gibi…” (Çeviri: A.Tosunoğlu) 2 ÖNSÖZ Sevgili Atıf Yılmaz 2004 yılında, Bir Sinemacının Anıları kitabını benim için imzalarken şunları yazmıştı; “Bugün iyi bir romancı, senaryocu yarın belki iyi bir yönetmen daha sonra iyi bir oyuncu ve daha neler neler... Bilmem az şey mi bekliyorum?..” Belki bunların hiçbiri olmadım, belki bir kısmı... İyi olup olmamak da oldukça göreceli. Bu hayattan geçerken kendisini hep bir öğrenen olarak niteleyen ben için iyi olmak diye bir şey yok.
[Show full text]