T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İLETİŞİM ANABİLİM DALI MEDYA VE İLETİŞİM SİSTEMLERİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

SURİYE’Lİ TÜRKMEN TOPLUMUNUN YAŞADIKLARI VE ARAP MEDYASININ TÜRKMENLERE BAKIŞ AÇISI

Yüksek Lisans Tezi

Kadriye AYRIK 100025874

Danışman: Doç. Dr. Oya ŞAKI AYDIN İstanbul, 2017

II

SURİYE’Lİ TÜRKMEN TOPLUMUNUN YAŞADIKLARI VE ARAP MEDYASININ TÜRKMENLERE BAKIŞ AÇISI

ÖZET

Medyanın süregelen çatıĢmaları ve kültürel yapıyı sunmakta önemli iĢlevleri olduğu aĢikârdır. Tarihi ve coğrafi Ģartlar gereği Türkmenler kendilerini Suriye‟de devam eden krizin ortasında bulmuĢlardır. Özellikle de Türkiye‟nin Rus uçağını Türkmen Dağı‟nda düĢürmesi sonucu gözler Türkmenlerin üzerine çevrilip gündeme gelmiĢlerdir. Suriye ve bölgedeki son geliĢmeler neticesinde Türkmenler medyada da büyük ölçekte yer almaktadırlar. Bu çerçevede farklı yayınların Türkmenlere karĢı nasıl bir bakıĢ açıĢı oluĢturduğunu çalıĢmamızda ele almaya çalıĢtık. Bu tezin bir diğer amacı da Türkmen toplumunu çeĢitli yönleriyle tanıtabilmektir. Toplumların tanıtılmasında ve kültürün aktarılmasında medyanın büyük bir payı olduğunu düĢünerek, tez kapsamında Arap Medyasının Türkmen meselesini nasıl yansıttığı örnek haberler üzerinden ele alınacaktır.

ÇalıĢmada Suriye‟li Türkmenlerin kim oldukları, nereden geldikleri, Suriye‟de coğrafi olarak nasıl dağıldıkları, bu toplumun Suriye‟de neler yaĢadıkları, Suriye devrimindeki rolleri ve Ģu anki durumları da ele alınmaktadır. Türkmenlerin Suriye‟de yaĢadıkları ile ilgili Arap Medyasında (Suriye sahil Ģeridindeki Türkmenler etnik temizlik tehdidiyle karĢı karĢıya”, “Türkmen azınlığını göçe zorlamak, projeler ve hayaller”, “Türkmen Dağı, Stratejik önem ve bölgesel bahisler”, “Lazkiye kırsalındaki çatıĢmaların Ģiddetlenmesi sonucu Türkmenler Türkiye sınırına akın ettiler”, “Ġki defa bedel ödeyen mağdurlar, Suriye Türkmenleri”, “Esad rejimi taraftarları Türkmenlere toplu katliam uygulama çağrısında bulundular ) gibi yer alan baĢlıklar çalıĢmada inceleme konusu olmuĢtur.

ANAHTAR KELİMELER: Suriye Türkmenleri, Arap Medyası, Türkmen Dağı, etnik temizlik.

III

THE EXPERIENCE OF SOCIETY AND THE ARAB MEDIA’S VIEWS ON THE TURKMENS

ABSTRACT

It is clear that the media has an important function in presenting continuing strifes and the cultural structure. Turkmen‟s in found themselves in the middle of the ongoing conflict due to the historical and geographical conditions. Especially, Turkmens came under the light when shoot down the Russian war plane on Turkmen Mountain. Also, with ongoing war in Syria and the region, Turkmens became more visible in news. This study is trying to analyze different views on Turkmens through the related news in media. Another objective of this study is to introduce Turkmen society in Syria from different dimensions. Having in mind that media has a great role in presenting societies and cultures, this paper will be analyzing how Arab media portraited the Turkmen society from the related sample news.

This thesis tries to answer who are the Syrian Turkmens, where are they coming from, how they are located geographically, what did they went through in Syria, what is their role in Syrian revolution and what is their current situation. Some of the headlines from the Arab media that were researched are including; “Turkmens on the Syrian shores are facing ethnic cleansing threat”, “Forcing Turkmen minority to exile, projects and dreams”, “Turkmen Mountain, Strategic Importance and Regional Issues”, “Turkmens Rushed to the Turkish Border Due to Escalating Clashes in Lazkiye Country Side”, “Syrian Turkmens; Victims Who Paid Double Price”, “Esad Regime Supporters Called for Massacre to Turkmens”.

KEY WORDS: Syrian Turkmens, Arab Media, Turkmen Mountain, ethnic cleansing.

IV

İÇİNDEKİLER

SURĠYE‟LĠ TÜRKMEN TOPLUMUNUN YAġADIKLARI VE ARAP MEDYASININ TÜRKMENLERE BAKIġ AÇISI ...... III ÖZET ...... III ABSTRACT ...... IV ġEKĠL LĠSTESĠ ...... VIII KISALTMALAR ...... IX GĠRĠġ ...... 1 1. SURİYE ...... 4 1.1. Suriye‟nin tarihteki konumu ...... 4 1.2. Suriye Ġsminin Kökeni ...... 5 1.3. Tarih ...... 6 1.3.1. Eski Tarih ...... 6 1.3.2. Emeviler ve Abbasiler ...... 7 1.3.3. Osmanlı Suriye‟si ...... 9 1.3.4. Krallık, Manda, Birinci Cumhuriyet ...... 10 1.3.5. Ġkinci Cumhuriyet ...... 11 1.3.6. Suriye Krizi ...... 12 1.4. Coğrafya ...... 13 1.4.1. Konum ve Arazi ...... 13 1.4.2. Ġklim ...... 14 1.4.3. Sular ...... 15 1.4. 4. Bitki Örtüsü ve Hayvan ÇeĢitliliği ...... 15 1.5. Nüfus ve YerleĢme ...... 16 1.5.1. Etnik ve Dine Dayalı Gruplar ...... 17 1.5.2. Dil ...... 17 1.6. Siyaset ...... 18 1.6.1. Devlet Sistemi ...... 18 1.6.2. DıĢ ĠliĢkiler ...... 19

V

1.6.3. Silahlı Kuvvetlerin Durumu ...... 19 1.7. Ekonomi ...... 20 1.8. Kamu Hizmetleri ...... 22 1.8.1. Eğitim ...... 22 1.8.2. Sağlık ...... 23 1.9. Kültürel Yapı ...... 24 1.9.1 Medya ...... 26 1.9.2. Edebiyat ...... 27 2. TÜRKMENLER - SURİYE TÜRKMENLERİ ...... 28 2.1. Türkmen Deyiminin Kökeni: ...... 28 2.2. Tarih ...... 29 2.2.1 Türkmenlerin bölgeye hicret tarihleri (ġam‟a hicret): ...... 29 2.2.2. Türkmenlerin Selçuklu, Abbasi ve Emevilerle gelmeleri: ...... 31 2.2.3. Osmanlı dönemi ...... 32 2.3. Kavrama Hamleleri ...... 33 2.3.1. AraplaĢtırma ...... 33 2.4. Nüfus ...... 34 2.4.1. Suriye Türkmenlerinin nüfus sayımı ...... 34 2.4.2. Suriye Türkmenlerinin coğrafi nüfus dağlımı ...... 35 2.5. Türkmenlerin Toplumsal ve Kültürel Yönleri ...... 37 2.5.1. Aile Hayatı ...... 38 2.5.2. Türkmen Halkının Nesebi ve Kökleri ...... 39 2.5.3. Suriye‟deki Köklü Türkmen Olan Ünlü Arap Aileleri ...... 40 2.6. Suriyeli Türkmen Toplumunun YaĢadıkları ...... 43 2.7. Eski ve Yeni Dönemde Arap Ġslam Medeniyetinin ĠnĢasında Türkmenlerin Rolü ...... 47 2.8. Suriye Türkmenlerin, Suriye Devrimindeki Rolleri ...... 49 3. ARAP MEDYASININ TÜRKMENLERE BAKIŞ AÇISI ...... 52 3.1. Türkmenler ile İlgili Haberlerin Çıkan Başlıklar ...... 52 3.1.1. El-cezire’de Çıkan Haberler ...... 53 3.1.2. El-arabiya’da Çıkan Haberler ...... 69 3.1.3. Oryent’te Çıkan Haberler ...... 73 3.1.4. Es-suriyye’de Çıkan Haberler ...... 76

VI

3.1.5. El-mağrib’te Çıkan Haberler ...... 79 3.1.6. France 24’te Çıkan Haberler ...... 81 3.1.7. Syria news’de Çıkan Haberler ...... 83 3.1.8. El-vatan’da Çıkan Haberler ...... 85 3.1.9. El-ittihad’ta Çıkan Haberler ...... 86 3.1.10. En-nahar’da Çıkan Haberler ...... 88 3.1.11. Enab Beledi’de Çıkan Haberler ...... 89 3.1.12. Mısır El-arabiyye’de Çıkan Haberler ...... 92 3.1.13. El-haliç’te Çıkan Haberler ...... 94 3.1.14. El-yaoum24’te Çıkan Haberler ...... 96 3.1.15. You Tube’ta Türkmenlerle İlgili Yayınlanan Bazı Haberler ...... 97 SONUÇ ...... 100 EKLER ...... 103 KAYNAKÇA ...... 118

VII

ŞEKİL LİSTESİ

Şekil 1. Suriye Türkmenlerin Coğrafi Nüfus Dağılımı ...... 35 Şekil 2. El-cezire Sloganı ...... 53 Şekil 3. Suriyeli Türkmenler Genel Olarak Kendi Bölgeleri Dışına Çıkmaktan Uzak Duruyorlar Esad Rejiminin Şabbiha Diye Adlandırılan Militanların Eline Düşmemek amacıyla...... 54 Şekil 4. Ali Cemmal Mahallesi ...... 55 Şekil 5. Türkmen Mültecileri ...... 57 Şekil 6. Türkmen Mültecilerin Kamplarından Biri ...... 58 Şekil 7. Rejimin Türkmen Dağı'nı Ele Geçirmesiyle Birlikte Aşırı Yoğunluk Yaşayan Yamadı Kampı ...... 60 Şekil 8. Rejim, Halkı Başından Beri Devrimi Destekleyen Türkmen Dağı Ormanlarını Yakıcı Maddelerle Bombalayarak %70'ini yok Etmiş ...... 63 Şekil 9. El-cezire Kanalında Yayınlanan El-vaki El-arabi Programı ...... 65 Şekil 10. Rusya'nın İstanbul Başkonsolosluğu Önünde Türkmen Dağı'nı Hedef Alan Bombardıman Protesto Edildi ...... 67 Şekil 11. Suriye Kuvvetleri Türkmen Dağı'nda Burc El-kasab ve Tel Zahiye Bölgelerini Bombalıyor ...... 68 Şekil 12. Türkmen Dağı'na Bombardıman ...... 68 Şekil 13. El-arabiyye Sloganı ...... 69 Şekil 14. Suriye Türkmenleri Kimlerdir ...... 70 Şekil 15. Esad Rejimi Suriye Türkmenlerine Karşı Kışkırtma Yapıyor ...... 72 Şekil 16. Oryent News Sloganı ...... 73 Şekil 17. Suriye Türkmenleri ...... 73 Şekil 18. Esad Taraftarlarından Türkmenleri İmha Etme Çağrıları ...... 75 Şekil 19. Es-suriyye.net Sloganı ...... 76 Şekil 20. Erdoğan: Suriye’ye Giden Tırlar Türkmenlere Yardım Taşıyor ...... 76 Şekil 21. Rus Savaşı Karargahı Türkmen Dağı'ndaki Rebia'yı Kontrol altına Alıyor ...... 78 Şekil 22. El-mağrib Sloganı ...... 79 Şekil 23. Türkmen Dağı'na Yoğun Rus Bombardımanı ...... 80 Şekil 24. France Sloganı ...... 81 Şekil 25. Türkiye Rusya'yı Suriye'de Etnik Temizlik Yapmakla Suçluyor ...... 82 Şekil 26. Lazkiye Kırsalında Şiddetlenen Çatışmaların Ardından Türkmenler Sınıra Akın Etti ..... 83 Şekil 27. 3000'den Fazla Türkmen Suriye'den Türkiye'ye Sığındı ...... 85 Şekil 28. El-ittihad Sloganı ...... 86 Şekil 29. Putin: Daha Önce Türkmenler Bölgesi Diye Bir Şey Duymadım...... 87 ġekil 30. En-nahar Sloganı ...... 88 Şekil 31. Davutoğlu: Daiş Bahanesiyle Türkmenler Hedef Alınmaz...... 88 Şekil 32. Enab Beledi Sloganı ...... 89

VIII

Şekil 33. Suriye Türkmenleri ...... 90 Şekil 34. Esad Kuvvetleri Lazkiye Kırsalındaki Türkmen Köylerine Yönelik Operasyonları Genişletmektedir ...... 92 Şekil 35. El-haliç Onlayn Sloganı ...... 94 Şekil 36. Esad Kuvvetleri Türkmen Dağı'nı Kontrol Altına Alıyor ...... 94 Şekil 37. El-yaoum Sloganı...... 96 Şekil 38. Türkmen Dağı Şiddetli Kara, Hava ve Deniz Bombardımanı Altında ...... 96 Şekil 39. Ebu Halit Türkmen Dağı'nda Yaşayan Bir ...... 97 Şekil 40. Türkmenlerin Hikayeleri ...... 98

IX

KISALTMALAR

BM: BirleĢik Milletler

Bt: bilinmeyen tarih

C: cilt

Çev: çeviren

DAİŞ: (IġĠD) Irak ve ġam Ġslam Devleti

GSYH: Gayri Safi Yurtiçi Hasıl

H: hicri

KM2: kilometre kare

M: miladi

MM: milimetre

M.Ö: milattan önce

M.S: milattan sonra

NATO: (North Atlantic Treaty Organizatiyo) Kuzey Atlantik AntlaĢması Örgütü

ÖSO: Özgür Suriye Ordusu

X

S: sayfa

T.C: Türkiye Cumhuriyeti

TSK: Türk Silahlı Kuvvetleri

YPG: Kürtçe “Yekineyen parastina gel”, Türkçe‟de “halkçı koruma birlikleri”.

XI

GİRİŞ

Medeniyetlerin beĢiği ve çeĢitli halkların buluĢma noktası olan Suriye‟de farklı ırk ve etnik kökenlerin buluĢmasını net bir Ģekilde görebiliriz. Zira Âramiler bu toprakların Alfabesinin ilklerini teĢkil etseler de daha sonra bu medeniyet, sonraki medeniyetlerle birleĢmiĢ veya onları etkilemiĢtir. Ayrıca Suriye‟deki farklılık ve çeĢitlilik kanıtlarını ġam, Halep, Humus, Lazkiye, Kunaytıra ve Ġdlip gibi Ģehirlerin mahallelerinde ve sokaklarında tüm belirginliğiyle görebiliriz. Bu sokak ve mahallelerden geçerken kendinizi sanki zaman tünelindeymiĢ ve tüm halkların tarihleri önünden geçiyormuĢ gibi hissedersiniz. Bu halk ve medeniyetler arasında Türkmenleri de görebilirsiniz. Türkmen toplumunun tüm siyasi, askeri, sanatsal, bilimsel ve kültürel alanda büyük rolleri olmakla beraber hakkında çok az Ģey bilinmektedir.

Suriye demografisinden bahseden mutlaka ama mutlaka Türkmenlere değinmek zorundayız çünkü Suriye‟nin tarihi ve kültürünün Ģekillenmesinde büyük önem ve role sahip olan Türkmenler Tolonlar, Selçuklular, Zengiler, Memluklar ve Osmanlı devletlerinde payları olmuĢtur.

Türkmenler, Araplardan sonra Suriye‟de ikinci milliyettirler. Ancak birleĢik coğrafyada olmayıp Suriye‟nin geneline dağılmaları, aĢiretlerine ve milliyetlerine karĢı fanatik olmamalarından dolayı azınlıkmıĢ gibi görünmekteler. Ancak gerçekte hiç öyle değiller ki, sayıları 3,5 milyonu aĢmıĢ durumdadır.

Türkmenler kavmiyeti, Suriye kavmiyetinde ve medeniyetinde önemli bir yere sahip olup Suriye bileĢenlerinin önemli bir kısmını teĢkil etmektedir. Her iki tarafın dili ve medeniyetine hâkim olmalarından dolayı Türkler ile Araplar arasında medeniyet köprüleri olma potansiyeline sahiptirler.

Toplumlar, tarih sahasındaki varlıklarını din, dil ve tarihi duygular aracılığıyla devam ettirmektedirler. Çünkü dil, hak ve hakikati dillendirme vesilesidir, tarih ise,

1

toplumların geleceğini aydınlatan meĢaledir. Ancak bizler Türkmence olan dilimizi kurtaramadığımızdan dolayı Türkmenleri kurtarmamız imkansız olacaktır, çünkü insanlar kelimelerle düĢünür ve kelimelerin de, anlamların da düzensiz ve eksik olan bir dil ile hiçbir topluma veya kesime açılım sağlanamaz.

Türkmenlerin gerçek kültürel belleklerine kavuĢması ve kendi öz varlıklarını keĢfetmesi gerekmektedir. Ayrıca gelecek nesiller kendi geçmiĢini ve tarihlerini bugünün insanlarından daha iyi bir Ģekilde tanırlarsa, o zaman geleceğimizden endiĢe etmemize hiç gerek kalmayacaktır. Çünkü geçmiĢi olmayan bir gelecek asla ve asla güvenli olmaz. Bu yüzden köklerimiz geçmiĢe, dallarımız da geleceğe uzanmak zorundadır.

Bu anlamda hâlihazırdaki Türkmenlerin yoksulluk ve bilgisizlik içinde oldukları, kimliklerini korumak adına bu alanlarda bilimsel çalıĢmalara çokça ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, tarihimiz ve ecdadımızın geçmiĢleri ile ilgili çokça okuma ve araĢtırmalar yapmamız icap etmektedir. Böylece insanları gönüllerimizde ve hafızalarımızda canlı tutup Türkmenlerin askeri, bilim, sanat, ahlak ve irfan alanlarında nasıl bir yere sahip olduklarını anlatmaya çalıĢacağız.

Bu düĢüncelerle yola çıkan çalıĢmamızın konusu genel olarak “Suriye‟li Türkmen Toplumunun YaĢadıkları ve Arap Medyasının Türkmenlere BakıĢ Açısı” baĢlığını taĢımaktadır. Bu araĢtırmada öncelikle Suriye Türkmenleri‟nin, ulusal ve uluslararası toplumlarda çok bilinmeyen önemi üzerinde durulacaktır. Bu noktadan hareketle, Suriye Türkmenlerini tanıtarak çalıĢmamıza baĢlanılmaktadır. Bunun nedeni gelecek nesillerin de kültürel birikimimize ulaĢabilmesini sağlayabilmektir. Gençlerin aktarılmıĢ kültürü öğrenmesi, gelecekte bunlar hakkında araĢtırma yapması, çeĢitli bilim ve sanat dallarında kullanabilmesi açısından büyük önem taĢımaktadır. Bu alanda yapılmıĢ çalıĢmaların yeterli olmaması, bu çalıĢmayı hazırlamamızda önemli bir etken olmuĢtur. Bu çalıĢmanın temel amacı ise, bu kültürel birikimi ve tarihi aktarmada medyaya düĢen iĢlevleri incelemek ve özellikle Arap medyasının buradaki rolünü araĢtırmaktır. Ayrıca Türkmenler konusu ile ilgili bütün çalıĢmalar veya haberler hemen hemen Arap Baharından sonra baĢladığını görmekteyiz. AraĢtırmada yöntem olarak

2

araĢtırmacının kendi gözlemeleri, ağırlıklı bir Literatür ve internet taraması kullanılmıĢtır. Ayrıca, özellikle son bölümde Türkmenlerle ilgili Arap Medyasında çıkan haberler ve söylem açısından ele alınıp analiz edilmiĢtir.

ÇalıĢmaya aĢağıdaki hipotezle baĢlanılmıĢtır:  Arap medyası Türkmen toplumunu ve bu kimliğin neler yaĢadığını aktarmakta yeterince etkili olmuĢmudur.

Tezimizin birinci bölümünde genel olarak Suriye tarihi ve sosyal açıdan ele alınmıĢtır. Ġkinci bölümde özellikle tezin konusunu oluĢturan Suriye Türkmenleri ve bu toplumun tarih içinde geçirdiği dönüĢüm ve diğer topluluklarla iliĢkisi ele alınmıĢtır. Üçüncü bölümde ise Arap Medyasının Türkmenlere bakıĢ açısı televizyon kanalları; (El-cezira, El-arabiyye, El-mağrip, Mısır El-arabiyye ve France24), Gazeteler; (El- ittihad, En-nahar, Ġnab beledi ve El-yaoum24), birçok internet siteleri (Oryent, Es- suriyye, Syria news, El-vatan ve El-haliç onlayn) gibi ve you tube üzerinden örnek haberler alınarak analiz edilmiĢtir “konuda yer alan medya haberleri ve tarihleri üçüncü bölümde zikredilmiĢtir.”

3

1. SURİYE

1.1. Suriye’nin tarihteki konumu

Resmi adı, 1961‟den beri Suriye Arap Cumhuriyeti‟dir. Suriye, yönetim Ģekli cumhuriyet olup, 14 Ģehirden müteĢekkil, merkezi yönetim Ģekline sahiptir. BaĢkenti ise ġam‟dır. Suriye Orta Doğu bölgesinde, Asya kıtasının batısında yer alır. Suriye‟nin çevresi, kuzeyinde Türkiye, doğusunda Irak, güneyinde Ürdün, batısında ise, Filistin, Lübnan ve Akdeniz yer almaktadır (Ebadi, 2009, s. 773). Yüzölçüsü, 185180 km2 olup, engebeli arazilere, ÇeĢitli bitki örtüsüne ve farklı canlılara sahiptir. Kuruya yakın ve mûtedil bir iklime de sahiptir. Suriye bugünkü Irak toprakları ile birlikte insanlığın en eski medeniyetine ev sahipliği yapmıĢtır. Suriye adı akademik teorilerin pek çoğuna göre AĢûr kelimesinden türemiĢtir. Her halükarda Suriye bölgesi, yüzölçümü ve sınırları açısından bugünkü Suriye Devleti‟nden çok farklıdır. Suriye bölgesi denildiği zaman bugün Mezopotamya ya da El-Hilalul-hasib „Bereketli Hilal‟ adı verilen bölge kastedilmektedir. Suriye‟de yaklaĢık bir milyon yıl öncesine ait insanlığa dair kalıntılar bulunmuĢtur. ġam dünyadaki en eski Ģehir sayılmaktadır ve taĢ devrinden beri buraya yerleĢen pek çok ülkeye ev sahipliği yapmıĢtır. Eski çağlarda da toprağının verimli olmasından, ordu ve ticaret kafilelerinin yolu olmasından dolayı bu bölgede parlak medeniyetler ve arka arkaya güçlü imparatorluklar kurulmuĢtur. Bunların pek çoğu ise Mezopotamya bölgesinin tümünü kontrol altına almıĢtır. Milattan önce 11. Yüzyılda bu bölgede Ârami medeniyeti kurulmuĢ ve M.S. 11. Yüzyılın girmesiyle birlikte bu bölgenin büyük bir kısmının AraplaĢmasına kadar bu toprakların sembolü olarak kalmıĢtır.

Bu bölge antik çağlarda ise Seleukos Ġmparatorluğu‟nun, daha sonra ise Roma ve Bizans‟ın bir parçası olmuĢtur. Orta Çağ‟da ġam‟ın fethedilmesinden sonra Emevi Devletinin baĢkenti olmuĢtur. Emevi Devleti Ġslam tarihindeki en geniĢ sınırlara sahip

4

devlettir. Abbasiler zamanında etkili pek çok devlet ve emirlikler ve Bunların arkasından birinci dünya savaĢına kadar devam eden Osmanlı Suriye‟si ortaya çıkmıĢtır. SavaĢtan sonra da 8 Mart 1920 tarihinde Genel Suriye Kongresi‟nden önce bağımsızlığını ilan etmiĢtir. Ancak Fransa bu kongreyi tanımayı reddetmiĢtir. 1920‟nin Eylül ayında ise aĢamalı olarak Suriye‟yi bölme kararları yayınlamıĢtır. 1936 yılında ise Suriye Cumhuriyeti adı altında birleĢmiĢtir. Suriye tam bağımsızlığına 1946 yılında ulaĢmıĢtır. Pek çok krizin sekteye uğrattığı, kısa sürmüĢ olan demokratik parlamento dönemine son vermek için 1963 yılında Sosyalist tek partili sistem yürürlüğe girmiĢtir. 2011‟de ülkede büyük yıkımlara yol açan Suriye krizi patlak vermiĢtir. Modern dönemde Suriye‟nin karĢılaĢtığı en büyük felaket olarak anılmıĢtır. ġuan ki kanun 2012‟de yayınlanmıĢ ve 1973‟de yayınlanan önceki kanun gibi cumhuriyetçi baĢkanlık sistemini yasalaĢtırmıĢtır (Ebadi, 2009, s. 773).

1.2. Suriye İsminin Kökeni

Suriye .)سورٌة( Suriye‟nin resmi olarak yazılması yuvarlak „te‟ harfiyleydi kelimesinin yazım Ģeklindeki ihtilafın sebebi Arap harfleri kullanan Osmanlı Türkçesidir. Bu bölge M.Ö. 3. Asırda Seleukos zamanında Suriye olarak isimlendirilmiĢ Buna rağmen eski Arap edebiyatında bu isim .)سورٌا( ve sonu elif harfi ile yazılmıĢtır hiç kullanılmamıĢtır. Bu ismi ilk içeren kitap Yâkût el-Hamavî‟nin Mucmelul--Buldan isimli eseridir. Yunan edebiyatında ise Heredot ve Homeros bu bölgeyi „Suriye‟ olarak isimlendirmiĢlerdir (El-hamavi, 1996, c.5, s.88) . Suriye isminin köküne dair çok farklı iddialar bulunmakta olup en meĢhurları Ģunlardır:  Bu bölgeye Suriye isminin verilmesi Mezopotamya bölgesinden geniĢ bir kültür ve medeniyet kuran ÂĢur imparatorluğuna nispet edilmesinden dolayıdır. Ancak „Ģin‟ harfi „sin‟ harfine dönüĢmüĢtür. Samî dillerinde bu Ģekildeki dönüĢümlere rastlanmaktadır.  Akdeniz kıyısında yer alan eğikliğe nispetle bu isim verilmiĢtir. Ġki taraf arasındaki yaygın ticari faaliyetler neticesinde yunanlar bu bölgeyi bu isimle tanırlar.

5

 Araplar bu bölgeye ġam diye isimlendirir. Bu isim bu Mezopotamya bölgesindeki Ģehirler için kullanılır. Ancak Suriye‟deki konuĢulan dillerde ġam denildiği zaman DimaĢk kastedilir.

ġam isminin kökü konusunda da pek çok görüĢ ileri sürülmüĢ olup, en meĢhurları Ģunlardır: ġam ismi Hz. Nuh‟un oğlu Sam‟a nispet edilmiĢtir. Nitekim bu tarihi bölgenin dili Âramice olup, onun oğlu Âram‟a nispet edilmiĢtir. ġam Sam‟a nispet edilirken sin harfi Ģin harfine dönüĢtürülmüĢtür. Ancak bu durum Sami dillerinde olağandır. BaĢka bir görüĢe göre ise ġam ismi ile Arapçada sol kastedilir. Hicaz bölgesine göre coğrafik açıdan sol tarafta yer aldığı için bu isim verilmiĢtir. Aynı Ģekilde Yemen ismi de sağ anlamındaki kelimeye, ġam da sol anlamındaki kelimeye nispet edilmiĢtir. Kuzey kelimesine nispet edildiğini söyleyenler de vardır. (https://sites.google.com/site/sorya1789/home/asl-altsmyte-wmwq-wtdarys-swrya).

1.3. Tarih

1.3.1. Eski Tarih

Bugün Suriye topraklarının yer aldığı bu coğrafyada M.Ö. 750.000 yıl öncesine ait insanlığın yaĢadığına dair izler bulunmuĢtur. Bu izler ilk insan türü olduğu düĢünülen Australopitekus ve Neandertal türlerine aittir (BeĢĢur, 1996, s.66). YerleĢik hayat ve ziraatla uğraĢma yaklaĢık M.Ö. 12.000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Buraya yerleĢmiĢ pek çok sayıda topluluk bulunmaktadır. TaĢ devrinden beri 700 topluluk burayı vatan edinmiĢlerdir. Irak toprakları ile birlikte bu bölge medeniyetin beĢiği haline gelmiĢtir. Medeniyetin oluĢması M.Ö. üç bin yıl öncesine kadar gitmektedir. Fırat nehri kıyısında kurulan ve Halep‟e kadar uzanan Mari Ģehri gibi pek çok parlak ülkeler kurulmuĢtur (AyyaĢ, 1996, s.49). Bunlardan bir diğeri ise bugünkü Ġdlip Ģehrinde kurulan Ebla Ģehridir. Aynı Ģekilde diğer bir örnek te sahil kenarında kurulan Ugarit kentidir. M.Ö. üçüncü yüzyılın ortalarında Akkad kralı Sargon‟dan itibaren Mezopotamya bölgesinde ademi merkeziyetçi yönetim anlayıĢa sahip büyük imparatorluklar çıktı (BeĢĢur, 1996, s.78-79).

6

M.Ö. 23. Asırda Akkad imparatorluğunun yıkılmasının ardından Ken‛an medeniyeti kurulmuĢtur (Ed-dünya, 2008, s. 7). M.Ö. 18. Yüzyılda Mezopotamya bölgesini, Babil Ġmparatorluğu adı altında ikinci defa birleĢtiren Hammurabi ortaya çıkmıĢtır. Babil ise M.Ö. 16. Yüzyılda çökmüĢtür. 11. Yüzyıla kadar geçen asırlar “karanlık çağlar” olarak bilinmektedir. Bu çağlarda Suriye‟ye Hind ve Avrupa imparatorlukları hakim olmuĢtur. Bunlardan bazıları KaĢiye ve Hititlerdir. Hatta Eski Mısır medeniyeti de bunlardan biridir. Bu imparatorlukların yıkılmasından sonra M.Ö. 11. Yüzyılda Ârami Medeniyeti kurulmuĢtur. M.Ö. 9. Yüzyılda Bereketli Hilal bölgesini ÂĢur Ġmparatorluğu adı altında üçüncü kez birleĢtiren III. ġalmanezer ortaya çıkmıĢtır. Daha sonra onun halefi Buhtunnasr Keldani Ġmparatorluğu adı altında bu bölgeyi tek yönetim altında M.Ö. 531‟e kadar koruyabilmiĢtir. Bu tarihten sonra Suriye Selçuklu tarafından fethedilinceye kadar Pers‟lerin kontrolünde idi (BeĢĢur,1996, s. 101). Bütün bu aĢamalarda baĢta geometri ve astronomi olmak üzer ilimler, bayındırlık Akdeniz aracılığı ile deniz ticareti, Persler, Mısır, Ermenistan ve Ön Asya ile ticaret, sanat, sosyal değerler ve edebiyat gibi muhtelif alanlarda geliĢme görülmüĢtür (AyyaĢ, 1989, s. 52).

1.3.2. Emeviler ve Abbasiler

Suriye Ģehirlerinin büyük bir kısmı 636 yılında Ömer bin Hattab‟ın hilafetinde, Ebu Ubeyde bin Cerrah komutanlığında barıĢ yolu ile fethedilmiĢtir. Fetihten kısa bir süre sonra Suriye, Ġslam tarihindeki iç kargaĢa zamanlarında önemli merkezlerden biri haline gelmiĢtir. Daha sonra ise 661 yılında Emevi devleti kurulmuĢ ve baĢkenti ġam Ģehrine taĢımıĢlardır. Emeviler Suriye‟de 132 yıl hüküm sürmüĢlerdir. Onların zamanında Ģehir parlak günler yaĢamıĢtır. Günümüze kadar ulaĢan yapılardan ve tarihçilerin yazdıklarından anlaĢılacağı üzere Ģehirde iktisadi ve fikri hareket ve canlanma görülmüĢtür.

749 yılında Abbasi devrimi meydana gelmiĢ ve bu devrim bu bölge ve eski devletin baĢkenti olmasından dolayı özellikle ġam Ģehri aleyhine sonuçlanmıĢtır. Buna mukabil Abbasi halifeleri devletin en güçlü olduğu zamanlarda Fırat vadisinde ve

7

özellikle doğu bölgelerine önem vermiĢtir. Nitekim pek çok halife, komutan ve emirler eğlence için ve güzel manzarasından dolayı bu bölgeye yerleĢmiĢlerdir. Abbasi devletinin zayıflamasından sonra devletin yanında pek çok sayıda yarı bağımsız devletler kuran hanedanlar ortaya çıkmıĢtır. Hemedanlılar gibi bazı devletlerin zamanlarında bu bölge parlak zamanlar da yaĢamıĢtır. Mutlak anlamda bu bölgedeki en önemli devlet Selçuklardır. Bu bölge uzun süre Fatimiler idaresinde kaldıktan sonra Selçuklular tarafından Abbasi idaresine iade edilmiĢtir. Selçukluların zayıflamasının neticesinde devlet, farklı Ģehir ve bölgelerde pek çok bağımsız emirliklere bölünmüĢtür. Bu emirlikler çok hızlı, kısa zaman içinde birbiri ile savaĢır hale geldi. Aynı zamanda iktisadi iĢler ihmal edildi, pek çok tabi afet patlak verdi. Bütün bunlara rağmen bu bölge Ģairlerin, filozofların, fakihlerin hicret ve yolculuk yaptığı önemli bir merkez olma özelliğini korudu. 11. Asrın sonlarında Suriye sahilinin kenarında krallık kurmak için 1. Haçlı seferi meydana geldi. 2. Haçlı seferinde ise ġam Ģehri muhasara altına alındı ancak Ģehre girmeyi baĢaramadılar. Daha sonra Zengiler bu bölgenin kuzeyini tek idare altında birleĢtirmeyi baĢardı. Onlarda idareyi devralan Selahattin Eyyubi ġam ve Mısır‟ı tek otorite altında toplamayı baĢardı ve Kudüs‟ü geri aldı. Ancak onun savaĢları Antaky a ve Trablus emirliklerini almak içindi. Bu savaĢlar vurkaç taktiği ile sınırlı kaldı. 1268 yılında Antakya ve 1285 yılında ise Trablus‟tan Haçlıları çıkarmak suretiyle Eyyubilerin halefi olan Memlüklere bu bölgeyi tek bir otorite altında toplanmıĢ olarak bırakmayı amaçlıyordu (BeĢĢur, 1996, s. 142-155-165-175-252). Ne var ki aynı dönemde ġam Ģehri ve Halep Hülagu komutanlığındaki Moğol istilaları sonucunda yakıldı ve yıkıldı. Moğollar Memlükler tarafında Ayn-ı Calut savaĢından sonra çıkarılabilmiĢtir. Bu yıkımdan bir asır sonra bu iki Ģehir ve diğer Ģehirler 1400 ve 1401 yıllarındaki istilası sonucunda tekrar umumi olarak yıkılmıĢtır. Memlükler zamanında ihmaller, yaygın açlık ve salgın hastalıklar, iktisadi çöküĢler, askeri darbeler, Suriye Ģehirlerindeki Memlüklerin valilerinin ihtilalleri ve cehalet ortaya çıkmıĢtır. Bütün bunların neticesinde yaklaĢık üç asır süren idarelerin sırasında burada oturanların sayısı üçte bire düĢmüĢtür. Ancak bütün bunlardan ġam Ģehri müstesnadır (Ferit, 1981, s. 95). Zira Memlükler ġam‟ı Kahire‟den sonra ikinci baĢkent olarak görmüĢ ve özel olarak önem vermiĢlerdir ( Ziyadeh, 1966, s. 73).

8

1.3.3. Osmanlı Suriye’si

Suriye‟deki Osmanlı hâkimiyeti Sultan 1. Selim‟in 24 ağustos 1516‟da Halep‟in kuzeyindeki Merc-i Dabık savaĢında Memlük ordusunu yenmesiyle birlikte baĢlayarak yaklaĢık 4 asır sürmüĢtür. Bundan sonra da baĢta ġam Ģehri olmak üzere pek çok Ģehri 26 eylül 1516 tarihinde barıĢ yolu ile almıĢtır (Hitti, 1950, s. 306-307). Osmanlı‟nın Suriye‟den çekilmesi ise Ekim 1918‟d Birinci Dünya SavaĢı ve Büyük Arap Ġhtilali‟inden sonra olmuĢtur. ġam bölgesi Osmanlı devletinin idaresine geçtiği ilk yıllarda, Osmanlı bütün ġam bölgesini tek bir idari bölüm olarak ele almıĢtır. Daha sonra Osmanlı burayı idari açıdan taksime tâbi tutmuĢ ve bu vilayetler bazı coğrafi bölgeleri kapsamaktadır. Bugün de bu bölgedeki devletler bu taksime göre ayrılmıĢtır, yani bu ülkeler Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün‟dür. Bunun yanında bazı bölgeler iki defa Türkiye‟ye eklenmiĢtir(Avad, 1914, s.70). Söz konusu 3 vilayet 19. Asırda “Osmanlı Suriye‟si ġehirleri” diye isimlendirilirdi (Bazili, 1989, s. 44). ġam Ģehri ve Halep 16. ve 19. Yüzyıllarda iktisadi ve refah alanında çok parlak olarak bilinirdi. Bunun böyle olmasında ġam‟dan Hicaz‟a hareket eden kafilelerin burada toplanmasının payı vardır. Aynı Ģekilde Körfez ülkeleri, Ġran ve Irak‟a giden kara ticaret kervanları da Halep‟ten geçerdi. 1831 yılında bu bölgeler Mehmet Ali PaĢa‟nın idaresine girmiĢtir. Mehmet Ali PaĢa burada idari, iktisadi ve eğitim alanında reformcu bir yönetim anlayıĢına sahipti. Ancak zorunla askere alma siyaseti de uygulamıĢtır. Bu siyaset Suriye halkını bıktırmıĢ ve onun aleyhine 1833 ve 1837 yıllarında peĢ peĢe ihtilale kalkıĢmıĢlardır. Daha sonra Sultan 1. Abdülmecid Rusya Çarlığı, Britanya ve Avusturya‟dan askeri destek alarak 1840 yılında Suriye‟yi geri almayı baĢarmıĢtır (Bazili, 1989, s. 28). Osmanlı devletinin son olarak idaresi altına girdiği 1840 ve Birinci Dünya SavaĢının patlak verdiği 1914 yılları arasında bu bölge parlamıĢ ve hızla iktisadi gücü artmıĢtır. Bu bölge, Humus gibi orta büyüklükteki ve bazı büyük Ģehirlerde siyasi ve iktisadi parlaklıkla tanınmıĢtır. Arap uyanıĢının bir kanadı ise problemlidir. Matbaaların, yayınevlerinin, dergilerin, gazetelerin, yerli ve yabancı okulların,

9

üniversitelerin, yerli siyasi ve ilmi kuruluĢların tesisi her halükarda bu bölgenin en bariz yönlerinden biridir. Ancak uyanıĢ aĢaması sadece büyük ve orta Ģehirlerle sınırlı kalmıĢtır. Köylere ulaĢamamıĢ ve köylerin büyük bir çoğunluğu ihmal edilmiĢ ve Suriye bölünmeden önce de baĢkaları tarafından kontrol edilmiĢtir. Suriye Osmanlı idaresinden çıkmasına rağmen çarĢılar, dükkanlar, camiler, hamamlar ve saraylar gibi eserleri ile büyük Ģehirlerde Osmanlı izleri ayaktadır. Nitekim pek çok âdet, kelime ve Türk yemekleri Suriye halkının kültürünün bir parçası olmuĢtur (Yarut, 1994, s. 22).

1.3.4. Krallık, Manda, Birinci Cumhuriyet

Arap uyanıĢı Osmanlı devletinde idari reformların gerekli olduğunu gösterdi. Nitekim bu istekler devletten önce reddetme ve erteleme ile karĢılaĢıyordu. Bunlar taraflar arasında uzaklık oluĢturdu. 1915 yılındaki açlık ve Cemal PaĢa‟nın yeni bölgelere göçe zorlama ve Birinci Dünya SavaĢı esnasında zorunlu askere alma siyasetinden sonra bu reform isteği sonra arttı. Nitekim bu olaylar 1916 yılındaki büyük Arap ihtilaline sebebiyet vermiĢtir (Yarut, 1994, s. 9). Daha sonra bağımsızlığını ilan etmiĢ ve Suriye Arap Krallığı‟nı kurmuĢtur. Ancak Ġhtilaf devletleri bu yeni devleti tanımayı reddetmiĢtir. Temmuz 1920‟deki Meyselun SavaĢı‟ndan sonra Fransız Mandası dönemini baĢlatmak için Fransa karar yayınladı. Buna göre bu bölgeyi kapsayan Krallığın topraklarını 10 müstakil devlete ayırdı. Daha sonra Fransa kendi siyasi görüĢüne göre 1922‟de ilan ettiği bir kararla burayı daha kolay yönetmek için bu 10 devletten beĢini birleĢtirdi. Böylece bugünkü Suriye devleti oluĢtu. Daha sonra 1925 yılında Suriye devleti olarak değiĢtirdi. Bu yıl aynı zamanda 1927 yılına kadar devam edecek olan Suriye büyük ayaklanmasının olduğu yıldır. Gelecek yıl ise ayaklanmanın dolaylı sonucu olarak 1930 yılında Cumhuriyet Anayasasını yapacak olan Anayasa Meclisi seçimleri yapıldı. 1932 yılında Muhammet Ali Abid Cumhuriyetin ilk baĢkanı seçildi. Gelecek yıllarda mandaya karĢı 1936 anlaĢmasını, vatan topraklarının HaĢim el- Atasi‟nin yönetimi altına girmesini, Ġskenderun bayrağının ayrılmasından sonra 1939 protestolarını, Ġkinci Dünya SavaĢı sırasında Behiç el-Hatip yönetimindeki iktisadi krize karĢı yapılan 1941 protestolarını kapsayan mücadele baĢladı. Ġhtilaf devletleri Suriye‟nin bağımsızlığını ilan etti ve ġükrü Kuvvetli‟nin BaĢkan seçildiği 1943

10

seçimlerini yaptılar. Ġkinci dünya savaĢından sonra 1946 yılında bu bölgeye tam bağımsızlığını kazandıracak bağımsızlık uyanıĢı meydana geldi (Akıl http://archive.org/ 2F107.pdf). 1948 yılındaki hezimet ve protestolar bağımsız siyasi sistem için yeni krizlere, askeri darbeler silsilesine yol açmıĢtır. 1950 yılında “bağımsızlık anayasası” adı verilen anayasa yazıldı. 1952 yılındaki Çiçekli darbesi, kendisine 1953 protestoları ve 1954 darbesine kadar yönetimi tek baĢına ele geçirmesine imkân tanımıĢtır. 1958 yılına kadar geçen zaman “demokrasi baharı” ismi ile bilinmektedir ve bu dönem Türkiye‟yle kötü iliĢkiler ile temeyyüz etmiĢtir. Aynı zamanda bu dönemde Nasıri‟nin etkisi artmıĢtır. Daha sonra 1958 yılında askerin yaptığı baskısı ile Mısır‟la birlikte birleĢik Arap cumhuriyeti ilan edilmiĢtir. Aynı kiĢi birliğin hataları neticesinde 1961 darbesi ile Suriye ile aradaki bağların çözüldüğünü ilan etmiĢtir. Bu ayrılıktan sonra 1961 seçimleri yapılmıĢ ve Nazım el kudsi BaĢkan seçilmiĢtir (Dib, 2012, s. 126-159-208).

1.3.5. İkinci Cumhuriyet

1963 darbesiyle ordudaki Baas grupları 8 Mart‟ta hükümete darbe yaptılar. Bu da olağanüstü hal ilanından öte anayasanın ilgasına, yürütme, yargı ve yasama erklerinin yok edilmesine ve yetkili siyasi güçlerin ülke dıĢına sürülmesine sebep oldu. Sonraki yıllarda Baas‟ın farklı kanatlarının içerisinde iki tane daha darbeye sebep olan çatıĢmalar baĢ gösterdi. Birincisi 1966 darbesi, ikincisi ise savunma bakanı Hafız Esad‟ın yönetime geldiği 1970 düzenleyici harekettir. Bu iki darbe arasında 1967 savaĢı sırasında Golan Tepeleri kaybedildi. 1973 senesinde ülke için tek parti sistemi vaad eden ve Baas‟ı “devletin ve toplumun lideri” sayan yeni anayasa yapıldı. 1975 senesinde Lübnan iç savaĢı sırasında Suriye Lübnan‟a 2005 yılına kadar devam edecek olan askeri müdahalede bulundu. 1979 senesinde Ġhvânü‟l-müslimîn önderliğinde askeri çatıĢma haline dönüĢen ve 1982 yılında sona eren büyük Hama katliamı olarak bilinen Ġntifada patlak verdi. Ülke ayrıca 1985 - 1990 yılları arasında ekonomik kriz ve piyasalarda durgunluk yaĢadı. 1991 yılında Suriye Golan Tepelerinin iadesi karĢılığında Ġsrail ile barıĢ antlaĢmasının yapıldığı Madrid konferansına katıldı. Bunun yanında özellikle 2000 yılında anayasa değiĢikliği ile cumhurbaĢkanlığına babasının yerine

11

BeĢar Esad‟ın geçmesinden sonra kademeli olarak açık pazara yönelerek sosyalist ilkelerden vazgeçmeye baĢladı. Sonuç olarak “DimaĢk baharı” ismiyle bilinen kısa dönem istisna tutulursa, siyaset ve basın özgürlükleri düzeyi, siyasi parti ve sivil toplum faaliyetleri, insan hakları, güvenlik sisteminin kontrolü alanlarında tek parti sisteminde önemli bir değiĢiklik ortaya çıkmamıĢtır (Dib, 2012, s. 545).

1.3.6. Suriye Krizi

2011 yılının Mart‟ında Arap Baharının bir parçası olarak mevcut rejim karĢıtı protestolar patlak verdi ve hızla ülkenin tamamını kapsayacak Ģekilde yatay ve dikey olarak geniĢledi. Bunun üzerine yönetim iĢkence, göstericilere karĢı gerçek mermi kullanılması ve olayları bastırmak için Suriye ordusunun kullanılması da dâhil olmak üzere insan haklarını çiğneyerek karĢılık verdi. Bu da 2012 yılından bu yana “Özgür Suriye Ordusu” denilen, düzenli ordudan ayrılanlardan ve sivil gönüllülerden oluĢan düzensiz silahlı direniĢin doğmasına sebep oldu. Bunun neticesinde protestolar Ģiddetlenerek Ģehir savaĢına ve ağır silahların kullanıldığı savaĢlara dönüĢtü. Hizbullah gibi yabancı savaĢçıların ve kuruluĢların katılmasıyla hükümet bir dizi reformu onayladı. Örneğin 2012 anayasasında “Baas‟ın devlet ve toplum liderliği” maddesini teori olarak kaldırdı. Olayların çözümü için yapılan diplomasi giriĢimlerinin baĢarısız olması ve askeri bir zaferin de gerçekleĢememesi neticesinde kriz baĢladığından bu yana ölü, yaralı, sakat, tutuklu, kaçırılan ve kaybolanların sayılarının devamlı artması dıĢında Suriye‟nin birçok Ģehrinin alt yapısında tahribata, içerde ve dıĢarıda Suriye mülteci krizinin ortaya çıkmasına, tarihi yerlerin yok olmasına ve ekonominin çökmesine sebep olmuĢtur ( http://www.france24.com). Suriye insan hakları gözlemevi Suriye krizinin baĢlangıcı 18 Mart 2011 tarihinde Dera‟da ilk kiĢinin ölümünden 05.02.2015 tarihine kadar yaĢanan olaylarda ölü sayısının 210060 kiĢiye ulaĢtığı bilgisini vermiĢtir ve Ģu Ģekilde dağılımını yapmıĢlardır, aralarında 10664‟ü çocuk, 6783‟ü 18 yaĢının üstünde kadın olmak üzere toplam 100973 sivil kiĢi; Ġslam savaĢçılarının savaĢ tugayından 35827; savaĢçı muhaliflerden ise 2498 kiĢi ( https://arabic.cnn.com/middleeast/2015/02/07/syria-number- deaths-revolution-starts).

12

1.4. Coğrafya

1.4.1. Konum ve Arazi

Suriye Asya kıtasının güney batı bölgesinde yer almaktadır. Suriye Akdeniz kıyısı boyunca uzanır ve sahil uzunluğu 193 km‟dir. Kuzeyde Türkiye, doğuda ve güneyde Irak, güneyden Ürdün komĢuları olmak üzere toplam sınırların 2253 km‟dir. Batı tarafında Akdeniz‟e, Lübnan ve Filistin‟e dayanır. 32-37.5 kuzey enlemi ile 35.5- 42 Greenwich doğu boylamı arasında yer alır. Yüzölçümü 185000 km2dir. Ülkenin arazisi de çeĢitlidir. Güneyde volkanik Golan tepeleri, verimli Horan ovası bulunmaktadır. Devamında bazalt kayalardan oluĢan Arap dağı ve Kuzeye doğru batı Lübnan sınırında Lübnan dağları bulunmaktadır. Ülkenin en yüksek tepesi de burada bulunur ki buna ġeyh ya da Haramon dağı adı verilir. Rifi-ġam kuzeyindeki, Nebek‟teki ve Kalmun sıra dağlarındaki alan kurak, çorak, dağlık alana dönüĢmeden önce verimli ovalar bulunur ve bunlar ġam Guta (vaha‟yı) oluĢturmaktadır. Ğab ve Suriye sahilleri ovasındaki tekrar yayılmıĢtır. Bu ovayı, Türkiye sınırından Lübnan sınırına kadar sahil sıra dağları bölmektedir. Zaviye dağları da bu dağların devamı sayılır. Ülkenin en kuzeyinde, Seman gibi bazı dağlarla birlikte, verimli ovalarla çevrili ve verimli yaylalar üzerine kurulu Halep Ģehri yer almaktadır. Halep, verimli topraklara sahip Irak sınırına kadar uzanan Fırat vadisi ile bitiĢiktir. Ülkenin en kuzey doğusunda Cezire bölgesi bulunmaktadır. Bu bölge bu ismi çevresinde çokça bulunun nehirlerden almıĢtır. Nitekim burası ülkenin en verimli bölgesi sayılır. Fırat vadisi ve Ğab ovası arasında, Tedmüriye sıra dağları gibi bir kısım dağların içinde bulunduğu kurak ve kumdan oluĢan ġam çölü bulunmaktadır. Suriye‟de bir tane ada vardır, o da Tartus‟un karĢısında yer alan Arvad adasıdır. Nasara Vadisi, Berede Vadisi gibi çok sayıda vadi bulunmaktadır ( http://www.rp-syria.com/syria/geography).

13

1.4.2. İklim

Suriye‟de iklim, iki büyük sınıfa ayrılır. Bunlar; Kıyı ve kıyıya yakın bölgelerde orta iklim, diğer bölgelerde sıcak iklim. Birbirine girift olan ilkbahar ve sonbahar bulunmakla birlikte, Orta iklim yazları sıcak ve kurak, kıĢları soğuk ve yağıĢlı olarak ortaya çıkar. Kuru iklime gelince; kıĢın yağmuru az, soğuğu keskindir. Öyle ki, kıĢın geçici sıcaklık sıfırın altına düĢmektedir. Yazın ise sıcaklığı çok Ģiddetlidir. Dağlık ve yüksek bölgelerde ise, yüksek yerlerin iklimine göre, yazın normal bir iklim hüküm sürer. ġiddetli yağıĢlar genellikle Eylül ile Mayıs ayları arasında her gün olur. Batı kesimdeki yüksek yerlere kar yağar. ġiddetli yağıĢlar genellikle Ocak ayında en yüksek seviyeye çıkar. YağıĢ dağılımı konusunda iç kesim ile kıyı bölgeler arasında uyum olmadığı göze çarpmaktadır. Yıllık yağıĢ ortalamalarının bölgelere eĢit dağılımı noktasında da aynı Ģey söz konusudur. Bunu üç bölgeye ayırmak mümkündür:  Yüksek oranda Ģiddetli yağmur alan kıyı bölgesi.  Kıyı bölgesine komĢu olan iç bölge ne burada yağıĢlar azalır.  Çöl arazisi olan bölge. Bu bölge ülkenin %60‟ını oluĢturmaktadır, yağıĢ ortalaması yıllık 150 mm‟yi geçmez.

Kıyı bölgeleri dıĢında nemlilik yönüyle Suriye‟nin tüm bölgelerinde havanın genel özelliği nem oranının kıĢ mevsiminde yüksek, yaz mevsiminde düĢük olmasıdır. Kıyı bölgesinde ise yaz mevsiminde denizin etkisiyle nem oranının yüksek olmasıdır. Çöl olan bölgelerle çöl ortası alanlar nem oranı az olan yerlerdir. Yaz mevsiminde Fırat Vadisi bölgesi ve ġam‟da esen çöl fırtınası dıĢında ülkede rüzgarlar normaldır (El- mausuâ El-marifiyye EĢ-Ģamileh, www.marefa.org) .

14

1.4.3. Sular

Suriye; gerek nehir, gerek göl ve gerekse yer altı suları olmak üzere su kaynakları yönünden zengindir. Suriye‟den geçen nehirlerin en büyüğü, ülkeye Türkiye‟den girip, Irak tarafına geçen „Fırat‟ Nehri‟dir. Suriye topraklarındaki uzunluğu 675 km‟dir. Yine kuzeydoğu tarafında Irak sınırlarına paralel uzanan ve uzunluğu 50 km. olan „Dicle‟ Nehri, Suriye‟den geçmektedir. Suriye‟nin uzunluk bakımından üçüncü nehri, ülkeye Lübnan‟dan giren 325 km. uzunluğundaki „Asi‟ Nehri‟dir. Asi, düz arazilerdeki ekili bölgelerin ana damarını oluĢturmaktadır. Kıyı bölgesinde kısa olan dağ nehirleri öne çıkmaktadır. En belirgin olanları Sinn ve Büyük Kuzey Nehirleridir. Lübnan‟ın doğudaki sıradağlarından çıkan „Berede‟ Nehri ġam‟a uğrayarak çöldeki Uteybe Gölü‟ne dökülmeden önce araziyi ikiye bölmektedir. Güneyin en önemli nehri, Ölü Deniz‟e dökülmeden önce batıda Ürdün Nehri ile birleĢen Yermuk Nehri‟dir. Suriye Devleti, ülkeden geçen nehirlerin muhtelif yerlerine çok sayıda baraj inĢa etmiĢtir, bunların en önemlileri Fırat Barajı, Asi Nehri üzerindeki Resten Barajı ve Büyük Kuzey Nehr‟in üzerindeki TeĢrin Barajı‟dır. Suriye birçok doğal ve sed göllere sahiptir. Bu göllerin en büyüğü Esad Gölü‟dür. Lazkiye yakınlarında Yedi Göller, Afrin Nehr‟in üzerinde Nisan Gölü, Asi Nehr‟in üzerinde Resten Gölü sed göllerdendir. Suriye‟deki doğal göllerin en gözdeleri, Humus yakınlarındaki Kattina Gölü, Zabadani yakınlarındaki Zarzar Gölü, Golan yakınlarındaki kükürtlü suyuyla meĢhur olan Mes‟ade Gölü‟dür (http://www.startimes.com/f.aspx?t=35693918).

1.4. 4. Bitki Örtüsü ve Hayvan Çeşitliliği

Suriye‟nin bitki örtüsü orta ve batı bölgelerde çeĢitlidir. Bu durum ġam çölleri ve doğu bölgelerin genelinde azalmaktadır. Suriye otuz tane doğal koruma alanına sahiptir. Lazkiye vilayeti, ülkenin tamamının %31‟ine sahip olduğu orman ve doğal bitki örtüsü bakımından diğer illerin en zenginidir. Lazkiye‟yi %12 ile Sehl-i Ğâb bölgesi takip etmektedir.

15

Hayvan topluluklarına gelince, hayvanlar Suriye‟de çeĢit çeĢittir. Ne var ki; bazı hayvanların çok azı Suriye‟de yaĢıyordu, fil ve aslan gibi. Aslanın nesli tamamen tükenmiĢtir. ÇölleĢme, Suriye‟de hayvan neslinin ve doğal bitki örtüsünün yok olmasında önemli rol oynamaktadır. Toplam yüzölçümünün %18‟ini tehdit etmektedir (https://www.babonej.com/forum/viewtopic.php?t=77203).

1.5. Nüfus ve Yerleşme

2013 nüfus sayımı sonuçlarına göre Suriye‟nin nüfusu 22 milyon 500 bin kiĢiye ulaĢmıĢtır. Nüfus artıĢ oranı %0,15‟tir. Vilayetlerin tamamlanan oranlarına göre ölen 3.67 kiĢiye karĢılık 23.01 doğum gerçekleĢmiĢtir. Genel nüfusun %56.1‟i Ģehirlerde yaĢıyor. En çok nüfusu ġam toplamıĢ iken, Halep de Suriye Ģehirlerinin en büyüğü sayılmaktadır. Toplam nüfusun %44‟ü bu iki bölgede yaĢamaktadır. ġehirler, köyden Ģehire göçü desteklemek suretiyle ġam ve Halep gibi büyümek için çaba gösteriyorlar. Bu durum kalkınmayı olumsuz etkilemektedir. Genel olarak nüfus yoğunluğu kıyı bölgede, düz orman arazilerinde, ekilebilen dağlarda, ġam ve köylerinde ve Halep‟te yüksek; Cezire bölgesi ve Fırat vadisinde az; ġam çöllerinde ise tükenmiĢ haldedir. Suriye eski zamanlardan beri çeĢitli göçlere sahne olmuĢ, 19. Asırda Çerkesler gibi bazı ırklara alternatif vatan olmuĢ veya Türkmenler ve Arnavutlar örneğinde olduğu gibi bazı askeri ve ticari gruplar ise orada nihai olarak kalmaya karar vermiĢlerdir. Bunlardan bazı aĢiretler 17. Yüzyılın sonunda Necd‟ten Fırat vadilerine göçler gerçekleĢtirmiĢtir. 1. Dünya savaĢı esnasında Ermeni göçü ve 1948 ve 1967 savaĢların akabinde Suriye‟ye Filistin göçü, yine 1967 savaĢından sonra Golan‟dakilerin göçü, 2003 gazvesinden (istila) sonra Iraklıların göçü bunlardan sayılabilir ( Hitti, 1950, s. 95).

16

1.5.1. Etnik ve Dine Dayalı Gruplar

Suriye halkı, 7 farklı ırktan ve Hristiyan kiliseleri bir taife (mezhep) kabul edersek toplamda 9 taifeden teĢekkül etmiĢtir. Fakat Hristiyanları kendi içindi farklı taife kabul edersek Suriye halkı 19 taifede oluĢur. Suriye anayasası inanç ayrımı olmaksızın bütün Suriyeliler arasında hak ve ödevler konusunda eĢitlik olduğunu açıkça ifade eder. Ġslam, ehl-i sünnet ve‟l-cemaate göre, özellikle de Hanefi mezhebine göre yaĢanır. Hanefi mezhebi % 74 oranında Suriyeliler arsında en yaygın mezheptir. Anayasa Ġslam‟ın devlet baĢkanının dini ve yasama organının ana kaynağı olduğunu açıkça belirtir ve ahval-i Ģahsiyye hususunda diğer taifelerin kendilerine özgü kanunlarını da güvence altına alır. Keza, din hürriyetini de “Dünyadaki Din Özgürlüğü” raporuna göre bazı açılardan sınırlı da olsa güvence altına almıĢtır. Devlet vakıflar bakanlığı eliyle Ġslam dinine bağlı bölgeleri denetim ve gözetim altında tutar. Hristiyan müesseseleri ise bağımsızdır. Irka dayalı topluluklar nazara alındığında ülkenin AraplaĢmasından sonra Araplar, %86 ile ülkenin demografik yapısının esasını teĢkil ederler. Suriye belli bölgelerdeki azınlık oranlarının yükseliĢi ve bu azınlıkların o bölgedeki sayısal çoğunluğu teĢkil etmesiyle temayüz eder. Örneğin Suriye sahili ve Asinin batı vadisi alevi; Cezire Kürt ve Süryani; Cebel-i Arap ise Dürzi yoğunlukludur (http://www.marefa.org).

1.5.2. Dil

Ülkenin AraplaĢmasından önce hatta 11. ve 12. Asırdan önce Suriye köylerinin çoğunluğuna nispetle denilebilir ki, Suriyelilerin lügatı, ülkede ki günlük dil, araĢtırmacıların ifadesine göre kavmi yerel dildir. KonuĢma dili olarak Arapça yaygın olmakla beraber, Suriye lehçesi ve gerek kelime gerekse telaffuz bakımından özelliklede Ceziredeki Süryani dilinden oldukça etkilenen ve müteakiben sınırlı Ģekilde Türkçe ve Fransızcadan da etkilenen lehçeler ortaya çıkmıĢtır. Necd lehçesinin bedeviler arasında genel kabul görmesine karĢın Suriye lehçeleri, meharic-i huruf ve

17

teleffuz açısından farklılık arz eden birkaç kısma ayrılır. Etnik gruplar, günlük muamelelerinde Suriye lehçesinin yanı sıra Kürtçe, Süryanice, Ermenice, Çerkezce, Türkçe ve (malule‟de) Aramice gibi kendi ana dillerini de kullanır. Resmi devlet dili ise Arapçadır. Okul müfredatı ve programı ise iki dili Ġngilizce hem de Fransızca öğrenmeyi gerekli kılmaktadır (http://www.marefa.org).

1.6. Siyaset

1.6.1. Devlet Sistemi

ġu an yürürlükte olan Suriye anayasası 27 Ģubat 2012 de ilan edilmiĢtir. Anayasa devletin yönetim Ģeklini cumhuriyetçi baĢkanlık sistemi olarak belirlemiĢtir. CumhurbaĢkanı'nın yönetimde ve yürütmede geniĢ yetkileri bulunmaktadır. BaĢkan tarafından, 250 seçilmiĢ üyeden oluĢan halk meclisi seçimlerinde belirlenen bakanlar kurulu baĢkana vazifesinde yardım eder. Seçimler seçim bölgesi yani il merkezli ve 4 yıllığına yapılır. Yasamanın görevleri hükümetin iĢlemlerini kontrol etmek, devletin genel bütçesini ve anlaĢmalarını onaylamaktır. Ancak CumhurbaĢkanının kanun hükmünde kararname çıkarma hakkı vardır. Bu durum meclisin toplanmadığı zamanlar için geçerlidir. Meclisin il oturumunda bu kararları görüĢme hakkı vardır. Anayasa mahkemesinin tüm yasama iĢlemlerini kontrol eder. Mahkeme, devlet baĢkanını yargılama ve belirleme ye yetkisi vardır. Daha sonra baĢkan halk tarafından 7 yıllığına seçilir. Suriye'de iktidar partisi sosyalist Arap diriliĢi partisidir. Tamamı solcu diğer sekiz parti ile birlikte birliktelik oluĢturmakta ve vatani ilerleme cephesi olarak isimlendirilmektedir, ve bu cephe parlamentonun üçte bir oranında koltuğa sahiptir. Siyasi sistem 1973 Anayasası‟nın kendisini toplumun ve devletin yöneticisi olarak tanımladığı Baas partisine bağlıdır. Ancak 2012 anayasası ülkedeki siyasi çoğulculuğun önünü açmıĢtır (http://www.marefa.org/).

18

1.6.2. Dış İlişkiler

Suriye, 1963 yılında Baas partisi yönetimi aldıktan sonra Arap âlemindeki bölgesel siyasette özellikle komĢu ülkeler arasında önemli bir rol oynamaktadır. Rusya ve 1979 yılında Ġslam Cumhuriyetini ilan eden Ġran ile stratejik ortaklığa girmiĢtir. Uluslararası Örgütler düzleminde Suriye BirleĢmiĢ Milletlerde kurucu üyedir. BM Güvenlik Konseyine iki defa üye seçilmiĢtir. Arap Devletleri Birliğinin ve Ġslam konferansı örgütünün kurucu üyesidir. Batı Asya BirleĢmiĢ Milletler Ekonomik ve Sosyal Komisyonunun, imar ve inĢa için kurulan Dünya Bankasının, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü, Gıda ve ziraat örgütü, ve Bağlantısızlar Hareketinin üyesidir. Aynı zamanda iktisadi ve sosyal geliĢim için kurulan Arap Sandığı, Özgür Büyük Arap Ticareti Bölgesi gibi ve baĢka Arap Devletleri Birliğinin kurduğu örgütlerde de üyedir (El-mahmut, 2011, s. 371).

1.6.3. Silahlı Kuvvetlerin Durumu

Suriye silahlı kuvvetleri Suriye ordusundan, Suriye hava silahı ve deniz silahından oluĢmaktadır. Anayasaya göre devlet baĢkanı Suriye silahlı kuvvetlerin genel komutanı sayılır, ve silahlı kuvvetler Suriye Savunma Bakanlığının olağan durumlarda yaptığı yüksek savunma meclisi ile baĢkanın emirlerini yerine getirir. Suriye ordusu bağımsızlıktan sonra 1946 yılında kurulmuĢtur. Suriye, kara kuvvetleri açısından dünyadaki 16. ülke ve Araplar arasında ise Mısır ordusundan sonra ikinci ülkedir. Suriye'de zorunlu askerlik süresi bir buçuk yıldır. Suriye ordusu sistem ve silahlanma açısından Rus stiline dayanmaktadır (El-mahmut, 2011, s. 33).

19

1.7. Ekonomi

Hâlıhazırda geliĢme sürecinde olan Suriye ekonomisi, 2013‟te %20 gerileme, altyapıdaki büyük hasarların oluĢması, halk arasında yoksulluk seviyesinin %50‟yi aĢması, iĢsizlik seviyesinin özellikle de gençler ve üniversite mezunları arasında %39‟u aĢması gibi sebeplerin yanında iç savaĢ nedeniyle daha da kötü duruma düĢmüĢ, ve bu sonuçları dünya çapındaki en düĢük rakamlar olarak kayda geçmektedir. Ayrıca tüm bunlara bir de Suriye‟nin yerel parasının 2012-2013 yılları arasında %200 değer kaybetmesi ve enflasyonun yükselmesiyle alım gücünün azalması da eklenince iĢ daha da vahim boyuta girmiĢtir. Suriye devleti, 1963 yıllarından beri sosyalist ekonomi politikasını uygulamıĢtır. 2000‟li yıllardan sonra ise reformlara giderek açık Pazar ekonomisine yönelmeye baĢlamıĢ ve bunun sonucunda yüksek ekonomik büyüme kaydetmiĢ, ve komĢu ülkelere nispeten düĢük olmasına rağmen gelir seviyesinde iyileĢmeler yaĢanmıĢtır. Genel olarak Suriye‟de yolsuzluk yüksek boyutlarda yapılmaktadır ki, ülke dünya çapında en çok yolsuzluk yapan ilk 10 ülke sıralamasında yer almaktadır, ayrıca ülke ekonomisindeki yeni fırsatlar yaratamamazlığı özellikle üniversiteli gençlerini diğer ülkelere özellikle de körfez ülkelerine göç etmeye sevk etmiĢtir. ġam, Halep, Humus, Lazkiye illeri ve El- Atareb veya Teftenaz ilçelerinde olduğu gibi ülke illeri ve ilçeleri arasında büyük oranda eĢitsizlik yaĢanmaktadır. Ancak 2011 yılında yapılan bir istatistiğe göre, Suriye halkının %4.7‟si yaĢadıkları hayattan “memnun” olduklarını bildirmiĢlerdir.

Geleneksel olarak Suriye tarımsal bir ülke olup milli gelirin %26 tarımdan gelmektedir. Tarımsal faaliyet yanında da hayvancılık devam ettirilmektedir. Dünya çapında zeytinyağı üretiminde Suriye 6. Sırada, pamukta ise 10. Sırada yer almaktadır, Suriye‟de sanayi henüz geliĢmekte olup sanayi tesislerin %85‟i küçük ölçekte olmakla birlikte çalıĢma gücünün sadece %12.5 oluĢturmaktadır. Sanayi sektörü, gıda ve tekstil gibi orta ölçek, çimento, gübre, petrol arıtma, inĢaat malzemeleri ve elektrik üretimi ile bir araba üretim fabrikası gibi ağır sanayilerle sınırlıdır. Bunun yanında ülke büyük çoğunluktaki sanayi ve elektronik ihtiyaçlarını dıĢarıdan ithal etmektedir (Halil, 2002, s. 34-35).

20

Ticaret ve hizmet sektörüne gelince, bu iki alan GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıl)‟nin %42‟sini oluĢturmakta ve çalıĢma gücünün %39‟zu büyük Ģehirlerdedir. Döviz hizmetleri, tranzit, ġam borsası, uluslararası ġam fuar alanı ve yabancı dövizin %31. oluĢturan turizm hizmetleri gibi hizmetler, hizmet sektörünün omurgasını teĢkil etmektedir. 2010 yılında Suriye‟yi ziyaret eden dıĢ turist sayısı 6 milyonu bulmuĢtur, ülke içi turizm ve memleket ziyareti için gelen gurbetçiler bu sayı dıĢındadır. Doğa ve tarihi açıdan zenginliğiyle bilinen Suriye, dünya genelinde en iyi turistlik yerler arasında seçilmiĢtir ancak yaĢanan son olaylar ülkedeki turizm sektörünü yok etme derecesine kadar etkilemiĢtir (http://www.marefa.org/). Tabii kaynaklar açısından dünya petrol üretiminde Suriye 27. sırada yer almaktadır. Üretilen petrolün bir kısmı yerel tüketime ayrılmıĢken geriye kalan kısmı ülke dıĢına ihraç edilerek onun yerine türevleri ithal edilmektedir. Ve tabii kaynaklar alanında ikinci kaynak yerel tüketimde kullanılan doğal gazdır. Üçüncüsü ise Humus ilinde üretilen ve önemli kısmı ülke dıĢına ihraç edilen fosfattır, Suriye dünya fosfat üretiminde 9. sırada yer almaktadır. Enerji üretimi alanında ise Suriye elektrik sektöründe 2002 yılında kendine yetinme seviyesine ulaĢtı, ancak son olayların etkisiyle enerji alanındaki üretim büyük ölçekte gerilemiĢ ve Suriye illerinde ortalama elektrik kesintisi günde 6-9 saat arasındadır. Aynı zamanda Suriye, Irak, Türkiye ve Ġran ile serbest ticaret anlaĢmaları vardır. Avrupa ortaklık müzakereleri son yıllarda yaĢanan olaylar sebebiyle durdurulmuĢtur (http://www.marefa.org/).

21

1.8. Kamu Hizmetleri

1.8.1. Eğitim

Suriye anayasasında, eğitim, ilkokula kadar zorunlu ve diğer tüm seviyelerinde bedava olmakla birlikte, her Suriye vatandaĢının tabii bir hakkıdır diye geçmektedir. Devletin eğitim bakanlığı aracılığıyla yönettiği okulların yanında, resmi müfredatın geçerli ve zorunlu olması Ģartıyla, özel sektörde de eğitim kurumları bulunmaktadır. Suriye üniversite öncesi eğitim iki bölüme ayrılır, ilk ve ortaokul seviyelerini kapsayan ve 6 – 15 yaĢ arası olan temel eğitim ve 15-18 yaĢları arasını kapsayan lise eğitimi. Lise eğitimi de kendi içinde üç bölümde ayrılır, bunlar: sosyal, fen ve ilahiyat lise, ayrıca mesleki liselerde de Sanayi, tarım, ticaret, turizm, biliĢim ve sanat bölümleri bulunmaktadır. Bir lise öğrencisi, lise aĢamasındaki okulundan mezuniyet diplomasını almakla birlikte mezun olur, daha sonra Yükseköğretim Bakanlığı‟nın belirlediği puanlara göre öğrencinin ortalaması ile üniversitedeki bölümü belirlenir. Suriyelilerin büyük çoğunluğu devlet üniversitelerini tercih etmekte olup ülkenin en eski üniversitelerinden biri ġam Üniversitesidir (El-aĢkar, 2005, s. 32-33-34) .

Ülkede her yıl birden çok kültürel etkinlik ve programlar düzenlenmekte, bunların en önemlisi “ġam Kitap Fuarı” faaliyetleridir. Ayrıca devlet birkaç kütüphane ve araĢtırma salonlarını da yönetmektedir, bunlardan en önemlisi Esad Milli Kütüphanesidir. Aynı zamanda Suriye‟nin diğer illerinde de Kültür Bakanlığının yönettiği ve içerisinde küçük ölçekte kütüphaneler barındıran kültür ve tiyatro merkezleri bulunmakta ve Ġller genelinde de kültür günleri yapılmaktadır (https://omar9908hotmailcom.wordpress.com).

22

1.8.2. Sağlık

Sağlık sektöründe özel ve devlet giriĢimleri mevcuttur. Cumhuriyet genelinde çoğu yüksek uzmanlıklar içeren 85 hastaneyi devlet yönetmekte, bunun yanında kırsal kesimde 800 sağlık ocağı bulunmaktadır. Ayrıca Yükseköğretim Bakanlığına ait 12 eğitim ve araĢtırma hastanesi ile Savunma Bakanlığına ait 18 askeri hastane mevcuttur. Özel hastanelerin sayısı ise 2008 yılında 400 hastane civarında olduğu bilinmekte olup bu özel hastaneler sağlık hizmetlerinin %25‟ini karĢılamaktadır. Bunun yanında Suriyeli doktorların iĢlettiği ve Sağlık Bakanlığının denetimine tabii olan birçok özel muayenehaneler vardır.

Devlete bağlı sağlık kurumlarında çalıĢan memurların maaĢlarında devlet belli bir miktar sağlık sigortası olarak kesmekte, yasalar uyarınca gerek özel gerek kamu kurumlarında olsun, Ģirket sahipleri çalıĢanlarına sağlık sigortası uygulamak zorundadır. Suriye vatandaĢlarının yaĢ ortalaması 74, bu yaĢ ortalaması diğer bölge ülkelerindeki oranlara benzemektedir

Ġlaç endüstrisine gelince, çoğu RifiĢ-ġam ile Halep‟te yer almak üzere ülke genelinde 65 ilaç fabrikası vardır. Böylece Suriye, Arap ülkeleri arasında ilaç üretimi alanında ikinci sırada gelmekte olup dıĢ ülkelere de bu alanda ihracat yapmaktadır. Fakat yerel fabrikaların üretmediği ve %20 teĢkil eden bir kısım ilaçları dıĢarıdan ithal edilmektedir (http://www.rp-syria.com/syria/health).

23

1.9. Kültürel Yapı

Suriye‟deki birçok geleneksel kültür unsurları, Âramiler zamanından beri Suriye‟de yaĢayan medeniyetlerin birikiminden oluĢmaktadır. Ancak 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren modern çağın etkisiyle Suriye geleneksel kültürü gerileme yaĢamıĢtır. Gerilemeye farklı oranlarda maruz kalan kültürel etkinlikler arasında Hacivat ile Karagöz, ġam gösterileri (Arada), kılıç ile kalkan oyunları, yerel halk atıĢmaları, (zecel), (Seyardin), geleneksel kahvehaneleri ziyaret ederek nargile içmek, gece sohbet ve muhabbetleri, doğum ve sünnet günlerinde yapılan programlar ve aile değerleridir.

Suriye geleneksel mimarisinin ana çizgisini mekan geniĢliği ile güneĢ ıĢığını, yeĢilliği ve suyu bir arada bulunduran ve mobilyalarında yoğun bir Ģekilde iĢleme olan Arap evleri oluĢturmaktadır; ayrıca Suriye mimarisinin önemli ve üstün sanatlarını yansıtan eserlerden biri de Halep‟in kuzeyinde yer alan Aziz Simon Katedrali 19.Yüzyılın sonundan itibaren apartmanlar ve gökdelenler gibi artık yeni mimari modelleri yaygınlaĢmaya, dolayısıyla bu modern değiĢim ülkenin bazı kuzey ve doğu bölgeleri kırsalı hariç diğer tüm bölgelerde mimariden giyime kadar bu alanlarda geleneksel anlayıĢın yerini tutmaya baĢlamıĢtır.

Ancak doğu ve kuzey kırsalı bölgelerdeki giyim geleneği ise erkekler için genelde Ģarval, gömlek, yelek veya abaye, fes veya Ģapkadan oluĢurken, evli kadınlar koyu renkli, bekar kızlar da pembe veya açık renkli ve çoğu zaman süslü olan uzun abaye ile baĢa takılan sargıdan oluĢmuĢtur. Kırsal giyim tarzı 20. Yüzyılın ikinci yarısından sonra yerini modern giyim tarzı olan kot pantolon gibi modalara yerini bıraktı.

Çizim, resim ve heykeltıraĢın geleneksel yöntemleri yanında bu alanlarda modern sanat okulları da ortaya çıkmıĢtır.Geleneksel müzik ve türküler “el Kudud el Halebeiyye” olarak bilinmekte, halen de yaygındır. Suriye‟de önde gelen geleneksel sanatçılardan biri Sabah Fahri‟dir. Ayrıca yerel ve Arap dünyasından sanatçıların

24

modern Ģarkı ve türküleri de yaygındır. Bu anlamda bazı Suriyeli sanatçılar Arap dünyası genelinde öne salmıĢlardır. Ülke de diğer sanatsal faaliyetlerden biri Suriye Orkestrasıdır

Modern oyun tarzlarının yanında halay, Es-Semah dansı ve ġark dansı gibi geleneksel oyun tarzları da halen yaygındır. Suriye mutfağı, aslında ülkenin tarım çeĢitliğini ve zenginliğini yansıtmaktadır. Et içeren yemek türleri arasında dolma, mensef ve kebap, bakliyatlı yemekler arasında ise fette ve felafil gibi yiyecekler vardır. Bunların yanında muluhiye ile fasulye yemekleri gibi pirinç içeren yemekler bulunur. Salata çeĢitlerinin arasında en yaygını ve meĢhuru da fettüĢ ile tabbule dir. Ve Arap tatlıları olarak bilinen Suriye tatlıları Türk mutfağında etkilindekini görüyoruz.

Suriye Futbol Federasyonu‟nun 1936 yılında kurulmasından itibaren, ülkedeki en popüler spor futboldur, her yıl Suriye futbol ligi düzenlenmektedir. Ayrıca Yüzme, Binicilik, Tenis ve Basketbol gibi diğer spor türleri ülkede sınırlı bir Ģekilde rağbet görmektedir. Suriye sporcuları, ortalama her olimpiyatta bir ödül ile olimpiyatlarda baĢarılara imza atmıĢlardır; bölgesel spor faaliyetleri konusunda ise Suriye, 1987 yılında Akdeniz oyunlar, 1992 yılında da Arap Dünyası oyunlarını düzenlemiĢtir.

Ülkede kutlanan bayram ve özel güneler genelde farklı dini grupların inançları esas alınarak yapılmaktadır. Ramazan bayramı gibi diğer özel gün ve bayramlardan önce piyasalarda hareketlilik artar, mezarlar ve akraba ile dostlar ziyaret edilir, piknik amaçlı Ģehir dıĢına da gidenler vardır. Suriye devletinin tanıdığı ve benimsediği 27 dini ve milli bayram ve özel gün vardır. Bu günlerde resmi tatil edilir. Haftalık resmi tatil ise Cuma ve Cumartesi‟dir. Ülkedeki milli günleri, Ģehitler bayramı, Suriye‟nin milli günü olan kurtuluĢ bayramı. Tüm bunların yanında, her yıl ülke genelinde farklı Ģehirlerde sosyal ve kültürel faaliyet ve etkinlikler de yapılır. Suriye kültürel mirasını korumak ve tanıtmak adına ülke genelinde birden fazla müze vardır, bunların en önemlisi ġam‟daki Milli Müze, ayrıca daha küçük alan müzeleri de vardır. Louvre müzesi gibi dünya müzelerinde sergilenen birçok Suriye eserleri de bulunmaktadır. 2008 yılında Suriye‟nin baĢkenti ġam, Arap Kültür baĢkenti, 2006 yılında Halep ise Ġslam Kültür baĢkenti olarak seçilmiĢtir (Kasatili, 2004, s. 51-53-80).

25

1.9.1 Medya

Ġlk Arap modern tiyatrosu olan Suriye tiyatrosu, 1871 yılında Ebu Halil El- Kabbani tarafından kurulmuĢtur (http://friendshome.yoo7.com/t99-topic). Sinema ise 1927 yılında kurulup, bununla birlikte ülke Arap sinemasının merkezlerinden biri haline gelmiĢtir. Uluslararası ġam Sinema Festivali buna bir örnektir. Suriye televizyon dizileri de medya alanında en çok meĢhurlarıdır, hatta bazı eleĢtirmenlere göre Arap dünyasında ilk sırada yer almaktadır. Ve bazı kısımları küresel Ģöhreti dahi yakalamıĢlardır (http://www.discover-syria.com/bank/6096). Suriye radyosu 1946‟da televizyonu ise 1959‟da kurulmuĢtur. 2004 yılına kadar radyo ve televizyon sadece devlet tarafından iĢletilmekteydi, bu tarihten itibaren bu alanda yatırım kapıları açılmıĢtır ve bu fırsatın değerlendirilmesi sonucu gerek merkezi ülke içinde veya yurtdıĢında bulunan birden çok yayın kuruluĢları ve televizyon kanalları medya dünyasına girmiĢtir. Ancak çoğu Suriyeliler kendi ülkelerinin kanallarından ziyade diğer Arap kanallarını izlemeyi tercih etmektedirler (http://www.rtv.gov.sy/index.php?m=79).

Suriye basını 1854 yılında Halep‟te kurulmuĢ, 19. Yüzyılın ikinci yarısında ve 20. Yüzyılın ilk yarısında kültürel ve sosyal hayatta büyük etki yaratmıĢtır. 1963-2004 yılları arasında devlet tekelinde iĢletilmiĢtir. Ülkede basın özgürlüğüne yönelik büyük eleĢtiriler yöneltilmekteyle birlikte, Ģu an birden çok hükümete bağlı ve özel gazete çıkartılmaktadır. Bu arada Suriyelilerin %20‟si interneti sürekli olarak kullanmaktadırlar (http://www.rp-syria.com/syria/culture).

26

1.9.2. Edebiyat

Suriye‟de edebiyat, Ģiir, metin, seyahatname veya diğer tüm çeĢitleriyle, genelde Arap Edebiyatının bir parçası olarak sayılır. El-Buhturi, Ebu Temmam ve El-Mütenabbi gibi Suriye‟de doğumlu veya hayatının önemli bir kısmını burada geçiren bu üçlü, kendi alanlarında eski çağların en önde gelenleridir, bunların yanında Dikü‟l-Cin ve El-Ahtal gibi diğer edebiyatçı ve Ģairler de vardır. Yeniçağda ise, Arap dünyası genelinde önde gelen ve çalıĢmaları diğer dünya dillerine çevirilen önemli Suriye edebiyatçıları arasında: Nizar Kabbani, Edonis, Muhammed El-Magut, Zekeriya Tamer, Kulit Huri, Saadullah Vannus ve Hanna Mine gibi edebiyatçılar da vardır. Felsefe alanına gelince, Suriye‟de her türlü eğilimlerde, etraflarını ve dünyayı farklı ölçülerde etkileyen filozoflar çıkmıĢtır. Antik Suriye döneminde El-kıddis Yuhanna Ed-DimaĢki, ortaçağlarda Farabi ile Ebu El-alaa El- maarri ve Arap kalkınma çağında ise Fransis MaraĢ ile Rızkullah Mahsun kendi alanlarında önde gelen kiĢilerdir. Dünyada bir ilk olan Arapça dili Akademisi ilk olarak Suriye‟de kurulmuĢ ve ilk baĢkanı da Muhammed Kürt Ali olmuĢtur (http://www.discover-syria.com/bank/6095).

27

2. TÜRKMENLER - SURİYE TÜRKMENLERİ

ÇalıĢmamızın bu bölümünde Türkmen toplumunu daha ayrıntılarıyla ele almaya çalıĢacağız. ÇıkıĢ noktalarını ve tarihsel olarak geçirdikleri dönüĢümü inceleyeceğiz.

Türkmenler yirmi dört torunları ile beraber efsane ataları Oğuzhan soyundan gelen Türk soyundandır (Türkmeni, 2007, s. 147). Türkmenistan, Türkiye, Azerbaycan, Afganistan, Ġran, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün ve Libya gibi bölgelerde bulunmaktadırlar ve Altay dillerine bağlı Türk dilleri gurubundan olan Türkmence konuĢmaktadırlar.

2.1. Türkmen Deyiminin Kökeni:

Türkmen deyimi oğuz deyimine eĢ anlam olarak kullanıldı, bu deyimde Selçuklunun ĢahlanıĢ döneminde daha da yaygınlaĢtı.

“Oğuz Türkmenlerinden Müslüman olup Müslümanlar arasına katılanlar iki taraf arasında tercüman olurlardı. O kadar ki bir Oğuz Müslüman olunca „Türkmen oldu‟ derlerdi. Acaba Türkmenler İslamiyet‟e giren Türk zümrelerinin öncüleri olduğu için mi böyle bir isimlendirme yoluna gidilmişti?. Yoksa bu yakıştırma Oğuzların (yani Türkmenlerin) İslam dünyasında etkilerinin artmasından sonra, onların siyasi kudretine manevi bir boyut kazandırmak amacıyla oluşturulmuş bir halk iştikakı mıdır?” (Gündüz, 2015, s. 45-46).

Türkmen sözcüğü beĢinci yüzyılda ve yazarı belli olmayan “Tarihu Es-sistan“ eserinde geçmiĢtir, göründüğü gibi de bu eser üç yazar tarafından ve üç dönemde yazılmıĢtır. Türkmen sözcüğünün de Selçukluların 428 h, 1026 m yıllarında Sistan bölgesine girmeleri ile ilgilidir, yazarında burada ki Türkmenlerden kastı Selçuklulardır.

28

(470h-1077m) yılında vefat eden Ġbnu El-fazıl El-beyhaki‟nin Selçuklulara iĢaret ederek onları bazen Türkmen bazen de Selçuklular diye hitap ediyor ( El-beyhaki, 1982, s. 21- 22).

Gardizi‟nin “Zeynu El-ahbar” adlı eserinde ise yazar Selçukluları Türkmenler diye hitap ediyor, bazen “Çağrı bey Davud‟u” “Türkmen Davud” diye hitap ederken bazen de hiçbir Ģey eklemeden “Davud” diye, ve “Tuğrul bey” de “Türkmen Tuğrul” veya sadece “Tuğrul” diye hitap ediyor ( Gardizi, 2006).

Türkmen tabiri El-mirvezi‟nin yaklaĢık (514h- 1120m) yıllarında yazdığı ve Türk kabilelerini ele aldığı meĢhur “Tabai El-hayvan” eserinde geçmiĢtir. Ve Türkmen tabiri Müslüman, Oğuz boylarından olan insanlara denilmiĢtir ( El-mirvezi, elyazı no 1980).

En eski Türkmen tabiri ise El-makdisi‟nin “Ehsenü Et-tekasim” eserinde ve Seyhun nehri özerinde bulunan “Bılaç” ve “Brukt” Ģehirlerinden bahsederken dile getirmiĢti (El-makdisi El-biĢari, s. 274-275). Türkçede de “Türkmen” kelimesinin “men türk” yani “ben türküm” kavramından baĢka bir kavram ifade etmemektedir (Saha çalıĢması, Mete Aslan- Ġskenderun eski Belediye BaĢkanı).

2.2. Tarih

2.2.1 Türkmenlerin bölgeye hicret tarihleri (Şam’a hicret):

El-blaziri‟nın “Mûcem El-buldan” eseri c.5/s.228‟de Söz gelimi ġam ve DimaĢk‟a göç eden ilk Türkmen kabilesi Benu El-Merrak kabilesidir. Bu göç hicri 105 ve miladi 723 yılında gerçekleĢmiĢtir ( El-blaziri, 1987, s. 228).

Ġmâdü Ed-din El-isfahâni “El-barkü EĢ-Ģami” s.362‟de Ve yine tarih kavminde atılgan, adı, Ģanı büyük olan ve Halep‟te büyük Yörüklü mahallesini inĢa eden Arslan

29

oğlu Yürük bey gibi Türkmenlerin ġam, Lazkiye, Azez, Hama ve Halep sınırlarını ve düĢman ağızlarını koruyan kahramanlıklarını anlatır ( El-isfahani, 1987, s. 362).

Ġbn Battuta, kitabının 1. cildinde “…daha sonra Akr‟a “kel dağ” dağına gittiler ki bu dağ Şam‟ın en yüksek dağı olduğu gibi Akdeniz‟e de açılan ilk dağdır. Bu dağda yaşayanlar Türkmenlerdir. Akarsu ve kaynakları vardır” der ( İbn Battuta, 1987, s. 99 ).

Er-revzateyin Fi Ahbâri Ed-devleteyin En-nüriyyeh kitabın yazarı c.1/s.243‟te komutan Esedü Ed-din‟in Türkmenlerin kahramanlarını ve cesurlarını toplayıp düĢmana savaĢ açtığını ve Balebek‟e kadar vardıklarını, oradan da düĢman topraklarını açmak için Banyas‟a yerleĢtiklerini, Nureddin‟inin ġam‟a varıp savaĢ aletlerini hazırladığını yazmıĢtır (El-makdisi Ed-dimaĢki, 1997, s. 243).

“ġezeratu Ez-zehep “ yazarı c.4/s.164 de 824h- 1421m yılında ki olaylarla ilgili Ģunu anlatmaktadır: Türkmenlerin kahramanlarından adı da “Çakmak” olan bir gence yer verir, o ki kral Müeyyidin döneminden önce yardımcı vezir ve onun döneminde vezir sonra da ġam valisi olarak atanmıĢ olup Arapça da konuĢabilmektedir. Çakmak çarĢısı olarak bilinen çarĢıyı inĢa etmiĢ ve onu da Emevi camisinin yakınında bina ettiği medreseye vakıf etmiĢtir ( El-hanbeli, 1986, s. 164).

“Vefiyyatu El-âyan” c.6/s.11‟de kavminde atılgan ve adı, Ģanı büyük olan Arslan oğlu Yürük beyin kahramanlıklarını anlatır ve Halep vilayetinin güneyinde yerleĢen ve yüksek tepe özerinde Kuveyk nehir kıyısını inĢa ettiği gibi Halep‟te de “Yarükiye” diye bilinen büyük Yörük mahallesini ve çarĢısını inĢa etmiĢtir ( Ġbni Halkan, 1972, s. 117).

30

2.2.2. Türkmenlerin Selçuklu, Abbasi ve Emevilerle gelmeleri:

“Türkmen adının yükselişi Oğuzların İslamiyet‟e girmelerinin bir neticesi gibi görünüyorsa da aslında burada Selçuklu Devleti‟nin İslam dünyasında oynadığı rol gözden kaçırılmaktadır. Bu cümleden olarak Türkmen adının yükselişi doğrudan Selçuklu tarihi ile ilgilidir ve Türkmenlerin İslam tarihçilerinin eserlerinde yer işgal etmeye buradan kaynaklanmaktadır” (Gündüz, 2015, s. 46).

Türkmenler miladi 10‟üncü yüz yıldan beri zor ve sert yaĢam koĢulları nedeni ile batıya doğru göç etmeye baĢladılar ve bazıları 420 h civarında Horasan‟a yerleĢtiler, Yazgır kabileleri de 7 h- 13 m yüz yıllarda ilk yerleĢen kabilelerdendir. 5 h- 11 m yüz yılından beri Türkmenler Horasan, Azerbaycan, Ġran, ġam ve orta Asya‟ya yayılmaya baĢladılar. Onların baĢında da Selçuklular gelmektedir, Suriye‟ye ve doğu Arabistan‟a varmaları ise miladi 7.inci yüzyıla dayanmaktadır, öyle ki Emevi döneminde komutan Ubeyd bin Ziyad binden fazla Türkmen‟i ordusuna katması ile baĢlar ve ondan sonra da bu göçler Irak ve Suriye yönüne doğru devam eder.

Annesi Türk olan Abbasi halifesi Mûtasim‟in 833- 842 m döneminde çok sayıda Türkmenlerin Abbasi ordusuna katıldığı ve orta doğudaki haçlı seferlerini püskürtmek için efsanevi rol oynamıĢlardır, bunda da kendilerine Rükneddin Zahir Baybars komutanlığındaki Mısır Memluk ordusunda bulunan ve Kapçak kabilesi mensubu Türk askerler yardımcı olmuĢlardır.

Cesaret ve kahramanlığı ile ünlenen ve Selahaddin Eyyubi‟nin komutanlarında da olan ünlü Türkmen komutan Muzaffereddin Küçük “Gökboru” aynı zamanda da eniĢtesi idi ve onunla beraber Hıttin savaĢına katılmıĢtır. Daha sonra Selahaddin Eyyubi‟nin ordusuna Türkmen komutan “Yusuf Zeyneddin” ve “Zahir Baybars” da katılıp, o da Kudüs‟ü Avrupalılardan en son kurtaran komutandır. Türkmenler Ġslam dinini kabul ettikten sonra Arap Ġslam devletinde kaynaĢır ve birçoğu orduya katılır, bu durum kendilerinin özellikle de Abbasiler döneminde ileri siyasi devirlerde büyük rol

31

oynamalarına sevk eder, bazıları da devlette ve toplumda yüksek seviyelere varabildiler, öyle ki Türkmenler Haçlılara karĢı ġam savunmasında ölümüne kadar savaĢtılar. O savaĢlar, “Türkmenler ve Avrupalılar “ savaĢı diye nitelendirilir. Türkmenlerin Avrupalılar tarafından iĢgal edilen Azez Ģehrinin kurtarılmasında büyük efsanelikleri bulunmaktadır. Buna iĢaret eden “Er-ravzateyin” eserinde, Halep yönünden 5 Muharrem‟de gelen bu haberde: Konya sahibi Selçuklu Kılıç Aslan oğlu Mesut döneminde Türkmen askerinin Azez sahibi Juslini ve yandaĢlarını yenilgiye uğratıp Halep kalesinde kendisini esir almalarını ve insanlarında bu fetihten memnun olduklarını yazar (El-makdisi Ed-dimaĢki, 1997, s. 243).

2.2.3. Osmanlı dönemi

Selçuklu imparatorluğu çözüldükten sonra Anadolu ve ġam bölgelerinde Beylikler kurulmaya baĢlanmıĢtır. 13‟üncü yüzyılın ortalarında ise Anadolu‟nun kuzey batısında Osmanlı beyliği kurulur. Orta Anadolu ve balkanlara kadar geniĢleyen bu beylik daha sonra Osmanlı imparatorluğu halini alacaktır. Osmanlıların koruması ile birlikte Suriye‟deki Türkmen toplumu geniĢleyerek Arap komĢuları ile uyum sağlarken asırlarca kimlik ve dil yapılarını da korumuĢlardır.

Türkmenlerin ġam bölgesine ikinci gelmeleri ise 11, 12, ve 13‟üncü yüzyıllarındaki Osmanlı fethinden sonra gerçekleĢmiĢtir, bu göç dalgaları Aralıklarla 13.üncü yüzyılın baĢlarına kadar devam etmiĢtir. Bazı rivayetlere göre de Türkmenleri bu bölgelere Yavuz Sultan Selim 922 hicri yılında ġam‟ı fethettiğinde getirtmiĢ ve onunla birlikte 1516 m yılında Dabık savaĢına katılmıĢlar ve buna ödül olarak da güvenliği sağlamak için o bölgelere iskân edilmiĢlerdir. Yavuz sultan Selim‟in bu iskân politikasını kendisinden sonra gelen padiĢahlar da izlemiĢlerdir. Bu bölgelere yerleĢen Türkmenler, ġam ve Haleb‟in güneyinde yol kesen, yağmacılık yapan ve Hac kabilelerine saldıran Bedevileri alı koymak ve engellemek, Humus ve Hama‟nın batısındaki Nusayrilerin fitne ve bozukluklarını engellemek için kullanılmıĢlardır. Sonrasında Aydın, Konya ve Adana ovalarından gelen Türkmen aĢiretlerini oraya yerleĢtirilmiĢlerdir.

32

Göründüğü gibi ġam‟daki Türkmen aĢiretlerinin kökeni değiĢiklik gösterir. Bazıları unutulmuĢsa da tarihçiler Ģive ve sima bakımından Golan, Hama, Humus, Akkar, Safita ve Tel-keleh Türkmenlerini iç Anadolu bölgesi Ankara ve Sivas çevrelerinde bulunan büyük AvĢar aĢiretine, Lazkiye‟nin kuzeyindeki Bayır-bucak bölgesindeki Türkmenlerini de doğu Anadolu bölgesindeki Erzurum ve Erzincan Türkmenlerine mensup olduklarını belirtmektedirler (Zekeriya, 1983, s. 678-679).

2.3. Kavrama Hamleleri

2.3.1. Araplaştırma

Suriye Türkmenleri üzerinde AraplaĢtırma politikası 19‟uncu yüzyılda erken bir Ģekilde baĢlamıĢtır. Kendi anadillerini öğrenecek okullar olmamasıyla birlikte tüm Milli ve kültürel haklarından mahrum kılınmıĢlardır. Aynı zamanda Türkçe yazılmıĢ, kitap, Dergi ve Gazete gibi Ģeylerin de ithal edilmesi yasaklanmıĢtır. Suriye Türkmenleri, kendi anadilde okuma ve yazmadan mahrum kılınmıĢlar daha ziyadesi, bu tür basılı Ģeyleri bulundurmak suç ve hıyanet olarak görünmüĢtür. Aynı Ģekilde, sinemalarda Türkçe film sunmak bile yasaklanmıĢtır. Ġstiklal‟den sonra Suriye parlamentosunda Türkmen toplumunun temsilcileri kasten azaltılmıĢ, hatta 1953 ve 1954 seçimlerinde hiç olmamıĢ, ve daha sonra mezhep sistemi tamamen iptal olunarak Suriye halk meclisinde milli varlıklarını kaybetmiĢledir. Aynı Ģekilde Askeri ve emniyet alanlarında katılmaları, pasaport verilmesi, devlet dairelerinde iĢ yapmaları ve sportif kültürel ve toplumsal dernekler kurmaları engellenmiĢ ve 2005‟te talep dilekçesine ret cevabı gelmiĢtir. Eğitim seviyesi ise Arap vatandaĢlarına göre daha düĢüktür, zira hiç Arapça bilmeyen çocuklar ilkokulda o dili öğrenmekte zorluk çekmektedirler.

1958 yılında, meydana gelen tarım düzenleme ile birlikte Türkmenlerin özellikle Halep ilindeki tarlaları Araplara nakledilmiĢtir. Bunun yanında, Türkmen bölgelerinin ve özellikle Sahil bölgeleri geliĢmesine engel olmayı hedefleyen ekonomi politika yasası hazırlanmıĢtır (http://www.turkmen.nl/1A_soitm/Art.1-A1512.pdf s.6)

33

2.4. Nüfus

2.4.1. Suriye Türkmenlerinin nüfus sayımı

Suriye Türkmenlerinin nüfus sayımı ile alakalı her hangi bir resmi etnik araĢtırma bulunmamaktadır, ancak genel Suriye nüfusu üzerinde yapılmıĢ olan etnik ve sosyal araĢtırmalara göre yaklaĢık olarak 3.5 milyonu bulmaktadır, bunun içinde AraplaĢmıĢ Türkmenler, ve henüz 1,5 milyona yakın Türkçeyi iyi bir Ģekilde konuĢanlar da vardır. Kalanları ise ne yazık ki dillerini, milli ve Türkmen kültürünü unutmuĢ durumdadırlar. Suriye Türkmenleri Arap nüfusundan sonra tarih boyunca ikinci ırk olmuĢtur.

34

2.4.2. Suriye Türkmenlerinin coğrafi nüfus dağlımı

Şekil 1. Suriye Türkmenlerin Coğrafi Nüfus Dağılımı

(kaynak: https://www.uludagsozluk.com/k/suriye-t%C3%BCrkmenleri/)

Bu bölümde Türkmenlerin Suriye‟deki dağılımı nüfus yoğunluğu ile ele alınacaktır. ġehirlerdeki bazı köy ve mahalle isimlerini zikretmeye çalıĢacağız. Bunu yaparken genellikle Türkmen araĢtırmacıların yaptığı araĢtırmalarına, siyasilerin ve Türkmen aydınların görüĢlerine dayanmaktayız. Resmi araĢtırma ve kaynakların yokluğundan dolayı Suriye‟de bu konuyu araĢtırmakta oldukça zorlandık.

35

2.4.2.1 Halep Türkmenleri:

Halep Türkmenleri, Suriye Türkmenlerinin çoğunu oluĢturur ve Menbic, El-bab, Cerablus, ve Azez gibi ilçe ve kasabalarda mesken etmektedirler. Bunun yanında yoğunluk, Çobanbey kasabasında olmakla birlikte Halep‟in kuzeyinde 145 Türkmen köyü bulunmaktadır. Halep içinde ise, Hüllük, BostanpaĢa, Hayderiye, EĢrefiye ve kadı Asker mahallelerinde oturmaktalar( Zekeriya, 1983, s. 677).

2.4.2.2 Lazkiye Türkmenleri:

Lazkiye Türkmenleri, Suriye Türkmenlerinin coğrafi nüfus dağılımına göre ikinci sırada yer almaktadırlar. YaklaĢık 70 Türkmen köyünden oluĢarak Rasul‟basit ,ve bayır-bucak (Türkmen Dağı) baĢta olmak üzere Türkiye sınırına yakın kuzey kısmında yerleĢmektedirler. Ġl içinde ise Ali El-cemmal ve Er‟remil EĢ‟Ģimali mahallelerini teĢkil etmekteler. Eski Osmanlı adı ile bilinen Turnuç ve Baas hükmünden sonra Ummut-tuyur ile isimlendirilen, Sulayıp Türkmen, Burc Ġslam, El-bedrusiyye, El-isaviyye gibi köyler de Sahil bölgesinde bulunan Bayır-bucak (Türkmen Dağı) köylerindendir ( Zekeriya, 1983, s. 677).

2.4.2.3 Humus Türkmenleri:

Humus Türkmenleri Ģehir nüfusunun %65‟ini teĢkil eder. YaklaĢık 57 Türkmen köyü bulunmaktadır. Onlar Osmanlı zamanında bu bölgelere yerleĢmiĢlerdir. Daha sonra bunlardan bazıları Arapların içine karıĢmıĢlardır. Pek çoğu dillerini, bazıları da Türkmen asıllı olduklarını unutmuĢlardır. ġehir içinde bazı mahallelere dağılmıĢlar Vaar, Cuber, Babı Amr, Kasir‟deki Türkmen mahallesinin yanındadırlar ( Zekeriya, 1983, s. 677).

36

2.4.2.4 Şam Türkmenleri:

ġam Türkmenleri, Selçuklu ve Osmanlı zamanında ġam‟a yerleĢmiĢler ve bir kısmı ise 1967 savaĢında Golan‟dan gelmiĢ ve Kadem ,Berze, Hacarül-Esvad ve Seyyide Zeynep gibi mahallerde oturmaktalar.

Diğer Suriye Türkmen Azınlık Ģeklinde diğer illere göre Ģöyledir: Hama, yaklaĢık 30 Türkmen köyünden oluĢmaktadır Golan kenti, yaklaĢık 20 Türkmen köyünden oluĢmaktadır Daraa kenti, yaklaĢık 13 Türkmen köyünden oluĢmaktadır Tartus kenti yaklaĢık 5 Türkmen köyünden oluĢmaktadır ( Zekeriya, 1983, s. 677).

2.5. Türkmenlerin Toplumsal ve Kültürel Yönleri

Arap Ammiye lehçesinde Türkçe kelimelerin bulunması, Türk ve Türkmenlerin Suriye toplumsal hayatını ve yörenin Kültürünü etkilemesi açık ve nettir. Bununla birlikte bazı Türk Örf ve Âdetleri Arapların günlük hayatlarının bir parçası olmuĢtur, hatta bazı ġam tatlısı gibi tatlılar ve yemekler Türk yemeğidir.

Dindarlıkla ayırt edilen Türkmenler inanç olarak Ġslam Dini, mezhep olarak Hanefi mezhebi Üzerine dinlerini yaĢamaktalar, bunun yanında Türkmenler atılganlık ve Ģeffaflıkları ile tanınmaları hasebiyle sosyal hayat ile iç içedirler (Zekeriya, 1983, s. 677).

Türkmenler vatalarınına bağlıdırlar. Onlar ikamet ettikleri yeri ilk andan itibaren toprakları olarak görürler ve onu savunurlar. Bir diğer özellikleri ise milliyetçi olmalarıdır. Ancak körü körüne milliyetçilik yapmazlar. Fakat ne yazık ki son dönemlerde ve özellikle Baas rejiminin zulmü ve baskısı neticesinde bazı Türkmenler

37

dilleri ve kültürleriyle birlikte Arap toplumunda erimiĢ gitmiĢtir. Türkmenleri ayırt eden diğer sıfatlar ise, misafirperverlik, saygı, cesaret, vatan sevgisi, vefâkarlık ve hürmettir.

Arapça yazarlar ve yoğun bir Ģekilde Arapça müfredatı içeren eski Türkçe ile konuĢurlar. Halep ve Lazkiye Türkmenleri hariç diğer Türkmenler kılık kıyafet ve dilleriyle AraplaĢmıĢlardır. Söylenmesi gerekirse, Türkmen lehçesi Eski fasih Küçük Asya Türkçesidir (Zekeriya, 1983, s. 681).

2.5.1. Aile Hayatı

Türkmenler ve özellikle kral ve beyleri bir hanımla evlenir ve onlarda cariye ve kuma olmaz. Bu konuya çok önem verilmiĢtir. Kocalar eĢlerine büyük değer verir. Fikirlerine önem verirler, gerektiğinde onların fikirleri doğrultusunda hareket ederler. Kocalar eĢlerine “güzelim” diye hitap ederler. Evlilik konusunda kadının ailesi erkeğin ailesinden mehir isteme âdeti vardır. Birbirini seven aileler arasında kız alıp verme olur. Türkmen emirler ve büyük savaĢçılar ata binebilen ve kılıç kuĢanabilen Persli kızları tercih etmiĢlerdir. Bu istek efsane değildir. Bu Persli kadınlar gibi, Türkmen kavimlerde ve aĢiretlerde her zaman bulunmuĢtur. Özet olarak, kadınların Türkmen toplumunda yüce ve değerli yerleri vardır.

Yeni doğmuĢ Türkmen kral ve bey bebekleri, hizmetçiler tarafından altın beĢiklerde sallanılırlar, onlar Araplar gibi kız çocuklardan utanç duymazlar, tam aksine „Biçen‟ bey gidi beyeler, büyük Türkmen beylerinden kız çocuğuyla rızıklandırmak için dua istemiĢlerdir.

“Suriye Türkmenleri çocukların göbek bağı ve sünnet parçasını itina ile bir yere gömerler. Doğan çocuğun adı ezan okunarak babası tarafından konur. Düğünlerde gelin, at üzerinde “Bayrak” ile çıkarılır. Bayrağı her zaman „yiğitbaşı‟ taşır” (Bademci, 2014, s. 236).

Babaların evlatlarına karĢı sevgi ve Ģefkatle davranırlar. Anneye hürmet ise her Ģeyin üstündedir ve “anne hakkı Allah‟ın hakkıdır” denir. BaĢı eğerek ve sağ eli göğsün

38

sol tarafına kaldırarak selam verme Ģekli Anadolu Türklerinde baĢlıca selam verme Ģeklidir. Son zamanlarda da bu uygulama devam etmektedir.

“Oğuzların milli yiyeceklerinden biri, diğer Türk kavimleri tarafından da bilinen Tutmaç yemeğidir. Bu tutmaç yemeği pek çok kaynaklarda geçtiği üzere tarih boyunca bütün Türklerin milli yemeğidir. Nitekim Tuğrul Bey Horasan‟da bir düğün yemeğinde kendisine badem tatlısı ikram edildiğinde “bu çok lezzetli bir tutmaç olmuş, ancak biraz sarımsağı eksik” demiştir. Bununla birlikte bu yiyecekler Selçuklu ve Osmanlı Türklerinin saray mutfaklarını süslemektedir” (Sömer, 1972, s. 47).

Mutfak kültürüne bakacak olursak, Suriyeli Türkmenlerin mutfağına Bayır- bucak mutfağı da denir ve Ģu yemekler göze çarpar:  KıĢ yemekleri: Lepeç, Çökelek, Yalancı Köfte, Domates Kurusu, Hardal, Tarhana Çorbası, ġiĢberek, Kübbe fırın.  Yaz Yemekleri: Siresil, Türlü, Yatkın Kavurması.  Pilav ÇeĢitleri: Kabaklı Bulgur AĢı, Nohutlu Bulgur AĢı, Pirinç AĢı, Sade Bulgur AĢı, Domatesli Bulgur AĢı…  Tatlılar: Haytalı, Züngül, Sarğıburma, Künefe, Kabak Tatlısı, Pekmez, Kuru Ġncir, Kerebiç.  Düğün Yemekleri: kara yahni, AĢ, ġiĢberek, Fasülye Yahnısı, Sarma, Kabak- patlıcan Dolması, Döğme, Hedik.

2.5.2. Türkmen Halkının Nesebi ve Kökleri

Zahir Baybars: Türkmen asıllı, Ġslam‟a inanmıĢ, Ġslam yolunda ve Ġslam‟ın yücelmesi için hakkıyla cihat etmiĢtir. Türkmen asıllı, ġam diyarının topraklarını birleĢtiren Imadu-ddin Zengi Türkmen Muzafferi-ddin Gökböri, ülkesinde Ġslam‟la hükmetmesi, halkı konusunda Allah hakkını gözetmesi yanında Haçlılar ile olan savaĢlara da katılmıĢtır. Ülkeyi iyi yönetmiĢ, kararlarında adaletli davranmıĢ, ülkenin maslahatına özen göstermiĢ, mazlumlara yardım etmiĢ, zalime engel olmuĢtur. ġam diyarında atının

39

üzerinde haçlılarla Ģiddetli savaĢlara girmiĢ, Selahaddin Eyyubi ile birlikte ġam diyarının kurtarılmasında büyük rolü olmuĢtur. Ġslam âlemi, bölgesinde dağılmıĢ bir vaziyette idi. hicri 432, miladi 1040 yılında Selçuklu hanedanı çıkıncaya kadar bu durum böyle devam etmiĢ. Selçuklular Abbasi halifelerine niyabetten Müslüman doğunun yönetimini üzerlerine almıĢlardır. Doğu bölgesini yönetimi altında toplamayı baĢarmıĢlardır, (doğudan maksat, Akdeniz‟in doğusudur). Bununla, Selçuklu hanedanının en büyük sultanı olan Melik-Ģah döneminde belli bir derece de olsa Ġslam âleminin bu bölümü tekrar birlik olmuĢtur ( Türkmeni, 2007, s. 93).

Genel olarak baktığımızda, görürüz ki Türkmenler, her hamlelerinde Haçlılar ile savaĢmıĢlardır. Türkmenler her zaman valilere, emirlere, sultanlara ve halifelere itaat etmiĢlerdir. Onlar yağmacı saldırganlara karĢı ilk savaĢanlardır. Bu ümmetin bölünmez bir parçası olmuĢlardır. Bugün bu olayların üzerinden asırlar geçtikten sonra Türkmenler Arap ve Ġslam âleminde din kardeĢleri ile birlikte yaĢamaktadırlar. Cinsiyetleri, ırkları, neseplerin ne olursa olsun, tek bir halk, tek bir cinsiyet, tek bir ırk ve tek bir nesep gibi yaĢamaktadırlar.

2.5.3. Suriye’deki Köklü Türkmen Olan Ünlü Arap Aileleri

2.5.3.1 Halep:

Müderris ailesi, (Kahya) ve MaraĢlı, Koca. Hamdi ailesi, Büyük bir kitap olan “Oğuz”u Türkçe‟den tercüme eden Üstaz Ahmet Hamdi bu ailedendir. Türkmen ailesi, Ġmad Hasan Türkmani bu ailedendir. El-Ğuzi, (Nehruz-Zeheb Fi Tarihi Halep kitabının) yazarı Kamil El-Bali El-Ğuzi ve Abdurrahman El-Kevakibi de bu ailedendir ( Rafik, 1997, s. 41- 42).

40

2.5.3.2 Hama:

Azm ailesi, Osmanlı döneminin ikinci bölümünde yıldızlarının parlamasıyla birlikte Konya‟dan gelmiĢ meĢhur bir Türkmen ailesidir. Yüksek Osmanlı makamlarında oldukları için Hama, ġam ve Lübnan‟da yayılmıĢlardır. ġurabi ailesi, Kökleri Osmanlı döneminde önemli idari ve askeri vazifeleri olan, önemli eserler yaptıran DerviĢ PaĢa‟nın oğlu Osman PaĢa‟ya dayanan büyük bir Türken ailesidir. Çiçekli ailesi, Bu aile de içerisinden pek çok askeri komutanlar ve ağalar çıkmıĢ Türkmen ailesidir. Ve en meĢhur isimlerden birisi de önceki baĢkan Edip Çiçekli‟dir. Serrac ailesi, Kökleri Osmanlı askeriyesine uzanan Türkmen asıllı bir ailedir (Türkmeni, 2007, s. 314).

2.5.3.3 Humus:

Türkmenlerin, büyük bir çoğunluğu Humus‟taki „Türkmen Kapısı‟ ismi verilen mahallede oturmaktadırlar. Bu mahalle Sultan I. Selim ġam diyarının fethettiği zaman kurulmuĢtur. Humus Ģehrine girmesinin ardından onunla birlikte gelen pek çok Türkmen aileyi bu mahallede ikamet ettirmiĢtir. Daha sonra bu mahalle için taĢtan bir sur inĢa edilmesini ve kapısının kapatılmasını emretmiĢtir. Bu emir ile Osmanlıların, Humus Ģehrini son fetheden olduklarını, onlardan sonra kimsenin ġam diyarına girmeye cesaret edemeyeceğini bildirmek istemiĢtir. Bundan dolayı bu kapı “kapalı kapı” olarak bilinmiĢtir (Zekeriya, 1983, s. 675). Bu ailelerden önemlileri Ģunlardır: Etasi ailesi; Türkmen asıllıdır. Bu aileden fetva veren âlimler ve kadılar çıkmıĢtır. Onları Ġstanbul, sadece Humus‟a değil, Osmanlı Devletinin değiĢik yerlerinde görevlendirmiĢlerdir. Bu aileden 3 kiĢi Suriye CumhurbaĢkanlığı makamına yükselmiĢtir. Bunlar; HaĢim El-Atasi, Luay El-Etasi ve Doktor Nureddin‟dir.

41

Türkmen Hüseyni ailesi, Osmanlı makamlarında yükselen “Mustafa” bu ailedendir. PaĢalık makamına yükselen ilk Humus‟ludur. Bu mertebe en yüksek Osmanlı rütbesidir. Delati ailesi de yine Humus‟taki Türkmen ailelerinden biridir. Derubi ailesi, Osmanlı Devleti Türkmenlere güvenip vazifeler verince onlara anayolların koruma ve gözetme vazifesi verirdi. Reis ailesi, Karii ailesi olarak ta bilinirler. Humus ahalisi hakkında bilgi veren Humus müftüsü Tahir Er-Reis bu ailedendir. Buna göre Humus‟lu ailelerin çoğunluğu Türkmen ailelerdir ( Türkmeni, 2007, s. 285). Vefai ve atai ailesi, Soyları ve dedeleri âlim Ömer bin Yusuf El-Bakrasi Et- türkmen'iye dayanmakta, aynı köke dayanan iki ailedirler. Bu kiĢi de Bakrasi yada nahle camisini yaptıran kiĢidir. Bunlardan pek çok din ve bilim adamı üstün baĢarı yakalamıĢlardır. ( Ez-zehravi, 2003, c.6, s. 214).

2.5.3.4 Şam:

Ġmadi ailesi, Türkmenistan'daki ( bugün Özbekistan da bulunan) Buhara Ģehrinden gelen büyük Ģan Ģeref sahibi, dindar bir Türkmen ailesidir. El-Azm ailesi, Türktürler, aslen Türkiye'deki Konya Ģehrine mensupturlar. Bu aileden ġam diyarına giren ilk kiĢi dedeleri Ġsmail paĢa El-Azm'dır (Neise, 1986, c.2, s. 475). Azameh ailesi, ünlüler Ansiklopedisinde Hayrettin Zirikli diyor ki: Azameh ailesi Suriye'deki meĢhur ailelerdendir. Hicri 11. Asırda ġam'a yerleĢmiĢlerdir. Onlardan pek çok subay, idareci ve üstün nitelikli kiĢiler, üstün baĢarı göstermiĢlerdir. Ve bu aileden pek çok lider, tüccar ve büyük yöneticiler çıkmıĢtır. Azameh ailesi Bey lakabı ile de anılır (Rafık, 1997, s. 102). Merdem Bey ailesi: Suriyeli Türkmen ve asil soylu bir ailedir. Merdem Bey ailesinin kökleri büyük dedeleri, Kıbrıs adası fatihi, ilk vezir ve Sultan‟ın çocuklarının hocası olan Türk komutan Lala Mustafa PaĢa'ya kadar gider. “Humate Ed-diyari Aleyküm Selam” isimli Suriye ulusal milli marĢ kasidesinin yazarı, ġair Halil Merdem Bey bu ailedendir (Rafik, 1997, s.75).

42

Kabbani ailesi (Akbıyık), Büyük ġair Nizar Kabbani bu ailedendir. Bu ailenin aslı Kanuni Sultan Süleyman‟ın yaveri olan Ekrem Akbıyık‟a dayanır. Ancak burada Ģöyle bir açıklama yapmak istiyoruz: ġam‟da Kabbani soyadını taĢıyan baĢka aile de vardır. Bu aile Arap olup bizim burada ele aldığımız Kabbani (Akbıyık) ailesiyle akrabalıkları olmamaktadır. “Tabibuke” isimli dergiyi çıkaran meĢhur doktor Sabri Kabbani bu ailedendir ve meĢhur kalp cerrahi doktor Sami de onun oğludur (Savvaf, 2005, s. 32- 414). Kuvvetli ailesi, Türk asıllı varlıklı ailelerdendir. Bezm ailesi, MeĢhur ġam‟lı ailelerdendir. Hakkı ailesi, Türkmen asıllı ġam‟lı bir ailedir. Türk asıllı Mısır‟lı avukat Mehmet Ferid Bey‟in yazdığı Büyük Osmanlı Devleti Tarihi isimli kitabı tahkik eden, büyük tarihçi Ġhsan Hakkı bu ailedendir. Bu kitabı büyük bir ilmi titizlikle tahkik etmiĢ, kitaba büyük değer katmıĢ ve değerli dipnotlar, ekler ve Türkçeden tercüme ettiği Osmanlı haritalarını da ilave etmiĢtir. Bunun neticesinde bu kitap bugün bile Osmanlı Devleti hakkında en önemli Arapça kaynak haline gelmiĢtir (Türkmeni, 2007, s. 308).

2.6. Suriyeli Türkmen Toplumunun Yaşadıkları

Suriye‟li Türkmenler iki bölüme ayrılmıĢtır: • ġehir Türkmenleri: Onlar Selçuklu geliĢinden bu yana ve daha sonra Memlüklüler ve Osman‟lının olan Türk ırklarının kendi kökleri ile Türk aileleri edilir, bu Türkmen ailelerin bazıları Osmanlı imparatorluğu veya Osmanlı ordusunun döneminde memur olarak gelmiĢlerdir. Bu ailelerden büyük ve önemli Ģair Nizar Kabbani‟nin ( Kabbani) ailesi, Merdem bey ve diğerleri. • Köy Türkmenleri: Türkmen aĢirelerinden karıĢık, kökleri ( Oğuz ) kabilelerine aittir (http://www.aljazeera.net/news/arabic/2011/4/19/).

Türkmenler, Suriye‟de bağımsızlıktan sonra siyasi hayata girmiĢlerdir. ġükrü Kuvvetli ve Edip Çiçekli, ellili yıllarda Türkmen siyasetçilerden en meĢhurlarıdır. Ancak ırkçı gelgitlerin yükselmesi, Baas‟ın Suriye yönetimini ele almasından sonra Türkmenler siyasi hayattan geri çekilmiĢlerdir. Baas partisinin yaptığı baskıcı ve zorba uygulamalar sebebiyle uzlet ve içe kapanma dönemine girmiĢlerdir. Baas, Türkmenleri

43

Türkiye ve Osmanlı Devletinin uzantısı, kontrol edilmesi gereken sürekli var olan bir tehdit olarak görmüĢtür. Bu durumlar Türkmenleri, Ġhvanil-Müslimin hareketini desteklemeye itmiĢtir. Ġhvan hareketine katılan Türkmenler, çevresi içine karıĢmıĢ, bölgesiyle demografik bir bölüm oluĢturan Türkmen köylerindendirler. Bunlar içine kapalı, uzlet hayatı yaĢayan kiĢiler değillerdi. Ġhvan hareketi de Osmanlı Devletinin Ġslami Hilafesinin en son temsilcisi olmasından dolayı Türkiye‟ye olumlu bakmıĢtır. Ġhvan Hareketinin Osmanlı‟ya karĢı Ģiddetli hüsnü zannı, onlarla olan tarihi ve kültürel bağlar Türkmenlerin Ġhvan hareketine desteklemesinde etkili olmuĢtur. Öte yandan Ġhvanil-Müslimin, Tükmenlerin bir parçasını teĢkil ettikleri Osmanlı tarihine karĢı saygı duyuyor ve hürmet ediyorlardır. Bundan sonra doksanlı yıllarda yüzlerce Türkmen Türkiye ile irtibatlı olduklarından dolayı tutuklanıyorlardı. Fransız iĢgali esnasında ve sonrasında Türkmenlere yapılan sürekli baskılar ve idari takibatlar, Türkmenleri asimile etmeyi, siyasi, kültürel ve hatta sosyal hiçbir haklarının olmadığına zorlamayı amaçlıyorlardı. Bunların neticesinde Türkmenler, siyasi örgütler kuramadıkları gibi, hastalara ilaç sunan, fakir ve muhtaçlara yardım eden sosyal yardımlaĢma dernekleri bile kuramamıĢlardır. Hatta kendi aralarında görüĢmelerine bile izin verilmemiĢ, görüĢenler de değiĢik değiĢik iddialarla itham ediliyorlardı .(http://bof-sy.com/magazine/BOF-SY- 02.pdf s.51). Pek çok aktif Türkmen tutuklanmıĢtır. Bunlardan, Memduh Colha; aktif davetçi, siyasetçi Colha Suriye‟li Baas partisini rahatsız etmesinden ve Lazkiye halkına eğitim vermesini önlemek için köye atanmıĢtır. Bununla dini bilgiler bakımından ihtiyaç sahibi olan Lazkiye halkı ile arasını ayırmayı amaçlamıĢlardır. Daha sonra da 1980 yılında öldürülmüĢtür. Türkmenlerin, pek çoğu bu baskılara dayanamadıklarından dolayı memleketlerini terk etmek zorunda kalmıĢlardır. Pek çok Türkmen köyünde, Türkmenlerden arındırma operasyonları gerçekleĢtirilmiĢtir.

Türkmenler, yıllarca Esad yönetimi tarafından gerçekleĢtirilen baskılar altında yaĢamaktadırlar. Esad rejimi tarafından Türkiye‟nin uzantısı olarak görülmeleri sebebiyle dillerini öğretmeleri ve genel vazifelerde bulunmaları yasaklanmıĢtır. Ve devlet tarafından onlara karĢı ayrımcı politikalar uygulanmıĢtır. Örneğin: • Kendi köylerinin adlarını değiĢtirmek,( Gebelli: Rabiia, Murtlu: Utayra, Kulcuk: El-Durra) gibi birçok Türkmen köyü. • Ana dilde eğitimin engellenmesi.

44

• Ülkedeki uygarlığa katkılarını küçümsemek. Aynı Ģekilde, sosyal ve kültürel geliĢmelerini engellemiĢtir. Ancak savaĢçı ruhları ve gelenek-göreneklerine olan yüksek bağlılıklarıyla dillerini, dinlerini ve kültürlerini bugüne dek koruyabilmiĢlerdir.

“Suriye‟de Arap kültürünün dışında hiçbir kültüre hayat hakkı tanınmaz. Kişi, anasından ne doğarsa doğsun “Arap” olmak zorundadır. Okullarda sınıf atlamak için iyi derecede Arapça‟ya hâkim olman gerekir. Hiç bir şekilde serbest ve devlet planlaması dışında ekonomik hayat da kuramazsın. Ancak evinde kapıyı kilitledin mi Türkçe konuşmak, Türkü söylemek serbesttir. Ve Türkmenler ancak bu şekilde kendilerini koruyabiliyorlar. Düğünlerinde Türkçe söyler, Türk oyunları oynarlar. Zaman zaman yasaklanmasına rağmen Türkiye radyoları dinlenir ve Türkiye televizyonları izlenir” ( Bademci, 2014, s. 235-236 ).

Türkmen aileleri kökenlerini unutulmuĢ gibi yapmaktalar. Ve bunun içinde birçok nedenleri vardır. Özellikle, öğrencilerin okullarda okudukları tarih. Bu tarihin yapımında ve Ġslam‟ın hizmetinde Türkler tarafından yürütülen tüm büyük rolleri gizler. Ġslam bir tek Arapların hâkimiyetinde gösterilir. Büyük Ġslam tarihi ancak Arap elleri ile yapılmıĢ gibi anlatılır. Özellikle okullarda öğretilen tarih (Ġslami Tarih‟in) yapımında Arap olmayan tüm diğer unsurlar gizlenir. Örneğin, okul kitaplarında (Buhari, Müslim, Ebu Hanife, Sibaveyh, Ġbnun-nefis, El-razi ve El-farabi) gibi büyük Âlimleri Arap Âlimleri olarak gösterir ve Türk kahramanları (Nurettin Ez-zengi, Zahir Baybars, Yusuf El-azameh) Arapları Haçlılardan kurtaran Arap kahramanları diye gösterilmiĢtir. Türkmen sadece Araplara ait zaferleri tanır, hatta Türkmenler dinini bile Arapların ifade ettiği biçimde öğrenmek mecburiyetindedir.

Türkmen toplumunda okul kitaplarından baĢka kitaba rastlanmaz. Suriye‟de çeĢitli milletler vardır ( Türkmenler, Kürtler, Çerkezler, Dağıstan, Ermeniler, Süryaniler, Yahudiler, BoĢnak ve Araplar). Suriyelilerin gözünde Türkler Türkmenlerden ayrı bir sınıftır, Ģehirlerde bulunanlar „Türktür‟, köylerde bulunanlar ise „Türkmendir‟. ġehir Türkmenleri, köylü kökeni düĢünülmesini istemediği için Türkmen sözcüğünden kaçınmaktadır.

45

Türkmen çocuklarının öğrenmeye dönük büyük bir merakı ve çabası olmasına rağmen, bu topraklardaki eĢitsiz uygulamalar onların eğitim hakkından yeterince faydalanamamasına neden olmuĢtur. Türkçe konuĢmak iktidar tarafından hoĢ karĢılanmadığı için Suriye Türkmenleri çocuklarına Türkçe öğretmekten imtina eder hale gelmiĢlerdir. Eğitim hayatında baĢlayan bu eĢitsizlik, Türkmen gençlerinin hayatlarını belirleyen önemli bir meseledir.

Son bir kaç on yıl içinde birçok Türkmen aileleri, ana dilini unutmuĢtur, onun yerine Arapça dili günlük kullandıkları dil olmuĢtur, bazıları da kasten unutmaya çalıĢmıĢlardır. Türkçeyi unutturarak Suriye‟de ĢehirleĢme, okullaĢma teĢvik edilmektedir. Arapçadan sınıf geçme notu yüksek tutulduğu için Türkmen anaları çocuklarına önce Arapça öğretmek durumunda kalmaktadırlar. Böylece Türkçe yeni nesillere aktarılamıyor. Hatta evin aile üyeleri kendi aralarında Arapçayı kullanmaya baĢlamıĢlardır, nedeni ise Arapça bozukluğunu yok etmek içindir ki onun günlük hayatında bir engel ve sosyal statüsünü etkileyen bazı durumlarda özellikle Suriye‟de iktidara (Baas) partisi geldikten sonra zulme ve ayrımcılığa maruz kalmaktandır.

Bugüne dek onların milliyet kimliğini muhafaza etmelerini sağlayan yegâne faktör müstakil köylerde bulunmaları ve müstakil bir dil konuĢmalarıdır. Ama bugün devlet okullarının varlığı tüm Türkmen ailelerin Arapça öğrenmeye ve kendi dillerini ihmal etmeye mecbur bırakmıĢtır, zira çocuklarına akademik bir tahsil sağlayabilmek içindir. Bugün ana dillerini unutmak üzere ġam, Hama, Lazkiye ve Halep‟te kenar mahallelere yerleĢen Türkmenler hem ekonomik hem de kültürel bakımından zayıflardır. Bilek gücüyle çalıĢıp önemli mevkilere gelemiyorlardır, çünkü Türkmen; Alevi gibi güçlü, Araplar gibi zengin değildir. Köy Türkmenleri, çoğunlukla yoksulluğa, cehalete özellikle kökenlik cehaletine mecbur ve maruz kalmıĢlardır. Ve çoğunluğu sadece bulundukları bir toplumsal çevrenin yabancı bir köken olduklarını bilir. Bu köylülerin yoksulluğu Ģehirli Türkmenler köylü Türkmenlerle akraba bağı oluĢtuğundan utanç duyarlar, sanki yoksulluğun kendisi bir kusur veya bir mârrattır.

46

2.7. Eski ve Yeni Dönemde Arap İslam Medeniyetinin İnşasında Türkmenlerin Rolü

Ġslami Arap medeniyetinin inĢasında rolü bulunan filozofların, ilim adamlarının, doktorların, hukukçuların, hadisçilerin, yazarların, sanatçıların, büyük komutan ve Ģairlerin büyük çoğunluğunun Türkmenlerden olması tarihin ĢaĢırtıcı gerçeklerindendir. Ancak bu Ģahsiyetlerin eserlerini alırken din ve devlet dili olan Arapça yazmıĢlardır. Ġslami Arap medeniyet tarihinin en önemli bazı Ģahsiyetleri aynı zamanda modern dönemde yaĢayanları da aktarmaya çalıĢılmaktadır. Türkmenlerin gerek kalemle gerek baĢka yollarla Ġslami Arap medeniyetinin inĢasında büyük pay sahibi olduklarına Ģahit olmaktayız. Türkmenler bunu yaparken yaklaĢık bin yıldır inandıkları Ġslamiyet‟in değerlerini muhafaza etmeyi amaçlamaktadırlar.

2.7.1 Eski Asırlarda Öne Çıkan Bazı Büyük Türkmen Şahsiyetler ise şunlardır:

Felsefe: Farabi, Ġbni Sina, Ebur-reyhan El-Beyruni, Ġmam Gazali. Matematik: Ebu Bekir El-Havarizmi, Beyruni, Ġbnul-Heysem, Ġmam Gazali. Fizik ve Kimya: Cabir bin Hayyan. Astronomi: Ebu Ma'Ģer el-Feleki, Ömer El-Hayyam. Tıp ve eczane: Ġbn Sina , Razi, Ġbni-Nefis. Kur‟an ilimleri: ZemahĢeri, ZerkeĢi, Serhasi. Hadis ilimleri: Ġmam Buhari, Ġmam Müslim, Ġmam Nesai, Ġmam Tirmizi, Ġmam Ġbn Maceh ve Sabuni. Kelam ilmi: Ġbnü‟l-AhĢit, Ġskafi, Ebul-Hasan el-Mutezili. Nahiv ve Dil: Harizmi, Abdülkahir Cürcani, Sekkaki, Zehebi. Edebiyatçı ve ġairler: Ġbn Kuteybe Dinaveri, BeĢĢar bin Burd, Abdullah bin Mübarek (Türkmeni, 2007, s. 285).

47

2.7.2. Modern asırdaki Türkmen kökenli Arap kültür ve uyanışının şahsiyetleri ise

Cemalettin al-Afgani (Büyük Afgan yenilikçisi) ġeyh Muhammed Abduh (Büyük Arap yenilikçisi) Kasım Emin (Kadın özgürlüğü hareketinin öncüsü) Abdurrahman el Kevakibi (Arap uyanıĢının öncüsü) Necip Mahfuz (Arap romanının direği) Ġhsan Abdülkuddus (Büyük Mısır romancısı) Tevfik El-hakim (Arap tiyatrosunun öncüsü) Ebu Halil El-kabbani (Suriye tiyatrosunun öncüsü)

2.7.3. Şairler ve edebiyatçılar ise şunlardır:

Ahmet ġevki (Ģairlerin emiri), Abdülvahhab El-beyyati , Maruf Er-rusafi ,Halil Merdem Bey , Nizar Kabbani ve Ġbrahim Taokan

2.7.4. Devlet adamları ve komutanlara gelince

Nurettin El-atasi/ eski Suriye CumhurbaĢkanı ġükrü Kuvvetli/ eski Suriye CumhurbaĢkanı Edip Çiçekli/ Suriyeli eski siyasetçi Yusuf El-azameh/ Arap Maylasun savaĢının komutanı Halid El-azm/ Suriyeli siyasetçi Imad Hasan Türkmeni/ Ģu anki Suriyeli savunma bakanı

48

2.7.5. Geometri, İnşaat ve Bayındırlık

Büyük Ġslami binaların yapılmasında Türkmenlerin büyük payları vardır. 1- Büyük Mimar Sinan PaĢa – Süleymaniye Camii 2- Mimar Yusuf BoĢnak – Hindistan (Ġslam Kuvveti) ve Mısır (Muhammed Ali) Camii 3- Mimar Ulsun Bey- Ġran (Cevher ġah) Mescidi ve Semerkant (Hanım) Mescidi (Türkmeni, 2007, s. 285…315).

2.8. Suriye Türkmenlerin Suriye Devrimindeki Rolleri

Etasi, Çiçekli, Kuvvetli gibi Cumhur BaĢkanlığına gelen Türkmen liderleri ya katledilerek ya da askeri darbeyle indirilmiĢlerdir. Hafez Esad, askeri darbeyle Cumhur BaĢkanlığını ele geçirmiĢtir ve kırk yıl boyunca zora dayalı bir egemenliği sürdürmüĢtür. Dolayısıyla bu durum Hafez Esad‟ın oğlu Ģimdiki devletin baĢında olan BeĢar Esad‟la devam etmektedir. Suriye devlet baĢkanı BeĢar Esad rejimine karĢı, Halk hareketinin baĢlamasından bu yana kadar Türkmenler Suriye muhalefetinin tarafında yer almıĢlardır, baĢta barıĢçıl gösterilere katılmıĢlardır, zira Baas partisi tarafından yaĢadıkları zulüm ve ayrımcılık görmeleri sebebiyle muhalefette yer almıĢlardır.

Türkmenler muhaliflerin yanında yer almalarından dolayı rejimi destekleyenler arasında büyük kızgınlık oluĢturmuĢtur özellikle Aleviler web sitelerinde Türkmenlerin Suriye‟den sınır dıĢı edilmesi çağrısında bulunmuĢlardır.

Suriye devriminde Türkmenlerin etki rolü olduğu için, rejim onları vatana ihanet ve Türk devletine ajanlık yapmakla suçlayarak onları tehdit etmektedir. Onun için rejim en büyük ve yüksek öfkesini Türkmenlere karĢı kullanmaktadır. Bu rejim iktidarını korumak için özellikle Türk tarafında yer aldığını düĢündüğü Türkmenlere

49

sayısız eziyette Cinayetler, Deplasman, Yıkım, Soykırım, Temizlik ve Sürgünlük bulunmaktadır.

“Suriye‟de bu gün, ne yazık ki bir iç savaş yaşanmaktadır. Hukuki meşruiyetini kaybetmiş; kendi halkını düşman gören ve hiçbir insani kurala uymadan acımasızca katleden Esad Rejimi, Suriye Devleti‟ni, Suriye toplumunu ve Suriye coğrafyasını tahrip etmektedir. Suriye halkı canhıraş bir çığlıkla vatan ve devletini bu zalim yönetimden kurtarabilmek için ayağa kalkmış, canını, malını ortaya koymuş bir varlık mücadelesi vermeye çalışmaktadır. Suriye‟de aslında insanlık katledilmektedir. Ne acı ki İnsanlık Âlemi de bu vahşeti seyretmektedir”. (http://suriyeturkmenmeclisi.org/tr/6-suriye-ve tuerkmen-gercegi).

Türkmen toplulukları barıĢçıl protestolarla Mart 2011‟de patlak veren Suriye ihtilalinin yanında olmayı tercih etmiĢlerdir. Rejim kuvvetleri, Ģiddeti arttırınca ve muhalifler, silahlı mücadeleye geçince Suriyeli Türkmenlerden bir grup azınlık kendilerini korumak, Türkmen bölgelerini ve bütün Suriye‟yi rejim kuvvetlerinden, Ġslami Devlet‟ten (DAĠġ) ve bağımsız Kürt gruplarından kurtarmak için Kuzey Suriye, Lazkiye, Halep, Humus, Rakka ve diğer yerlerde bulundukları bölgede devrim tugayları oluĢturmuĢlardır. Mesela Lazkiye’de Zahir Baybars, Yavuz Sultan Selim, Fatih Sultan Mehmet, Memduh Colha, Ġbni Teymiye ve Sukur Ettürkmen tugayları bulunmaktadır. Halep Ģehrinde ise Buhari, Imadüddin Zengi kuvvetleri, Alp arslan kuvvetleri, Sultan Abdülhamit Han Tugayı ve Yıldırım Kuvvetleri bulunmaktadır. Humus’ta Suriye Türkmenlerine ait 43 köy bulunmasına rağmen bağımsız merkezi bir tugay yoktur, ancak Humus‟ta Araplarla yan yana savaĢmaktadırlar. Genel olarak aĢağıdaki kuvvetlerde payları bulunmaktadır. Humus Savunma Tugayı, ġüheda er-Rahman Tugayı, ġüheda el-Hak Tugayı, Fatih Sultan Mehmet Tugayı, Zara, Alp arslan, ve Humus Türkmenleri Askerleri (Korkmaz ve Ġlter, 2016, s. 94-95).

50

Bu bölümde Türkmen toplumunun tarihini ve geçirdiği dönüĢümlerle günümüz Suriye‟sindeki yerlerini ele almıĢ olup ve bir sonraki bölümde medya üzerinden Türkmenlerin ne Ģekilde ele alındığı incelenmektedir.

51

3. ARAP MEDYASININ TÜRKMENLERE BAKIŞ AÇISI

3.1. Türkmenler ile İlgili Haberlerin Çıkan Başlıklar

Öteden beri gelen Tarih ve Coğrafya Ģartları gereği Türkmenler kendilerini Türkiye sınırına yakın Alevi kesimin yoğun olduğu ve çatıĢmaların beĢ yıldan beri sürdüğü bölgelerde bulmuĢlardır. Son yıllardaki gerek rejimle muhaliflerin arasında veya muhaliflerle DaiĢ örgütü arasında çıkan çatıĢmaların sonucu Türkmen bölgesinin stratejik önemi ortaya çıkmıĢtır. Bilindiği üzere Baas rejimi döneminde ötekileĢtirilmiĢ milli ve kültürel haklarından yoksun kalan Türkmenler tarım alanında reform kanunları nedeniyle birçok arazilerini kaybetmiĢlerdir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi Suriye‟de devrim baĢladığında ise devrimin barıĢçıl ve silahlı tüm aĢamalarında katkıda bulunmuĢ ve destek vermiĢlerdir. Ayrıca bölgelerini savunmak amacıyla da silahlı gruplar kurmuĢlardır.

ġu an ise büyük göç dalgaları yaĢayan Türkmenler Türkiye sınırına kadar gelmiĢ bulunmaktadırlar. Zor Ģartlarda geçiniyorlar, bu Ģartların zorluğu kıĢ aylarında daha da artıyor. Türkmenler ise rejim tarafından uygulanan bu zorlu göçlerin amacının demografik değiĢim arzusu olduğunu söylüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti; Türkmenleri gündeme getirmesi ve Rus uçaklarının Türkmen bölgelerini bombalaması üzerine Türkmenler televizyon kanallarında ağırlık olarak 2014, 2015 ve 2016 yıllar arasında öne çıkmıĢlardır. Tüm bu geliĢmeler Türkmenlerin aslı, ortaya çıkıĢları ve diğer yönlerini uzun uzadıya ele alma fırsatını doğurmuĢtur.

52

3.1.1. El-cezire’de Çıkan Haberler

Şekil 2. El-cezire Sloganı

(kaynak: http://www.almrsal.com/post/119949).

Katar merkezli olup El-Cezire televizyon grubu kanallarından biri olan El- Cezire, 1996 yılında kuruldu ve Katar Medya Kurumuna aittir. Söz konusu kanal güvenirliği, tarafsızlığı, olayların içinde olarak haberleri en hızlı ve kaliteli bir Ģekilde yayınlamasından dolay Arap, Ġngiliz ve dünya kanalları arasında yerini alarak yükselmeye baĢladı. Haber bültenleri yanında kanal tartıĢma ve analiz programları da sunmakta olup kanal bünyesinde farklı uyruk ve ülkelerden birçok deneyimli spiker ve sunucular çalıĢmaktadır. Kanal tüm uydularda eriĢime açık olmasının yanında internet sitesinden canlı olarak da takip edilebilmektedir ( http://www.almrsal.com/post/119949).

53

3.1.1.1. Suriye Türkmenleri Etnik Temizlik Tehdidi Altında

Şekil 3. Suriyeli Türkmenler Genel Olarak Kendi Bölgeleri Dışına Çıkmaktan Uzak Duruyorlar Esad Rejiminin Şabbiha Diye Adlandırılan Militanların Eline Düşmemek amacıyla.

(kaynak: http://www.aljazeera.net/news/reportsandinterviews/2014/4/9)

Yayın Tarihi 09.04.2014 Suriye‟deki olayların baĢından beri Suriye rejimi ve “ġebbiha” diye adlandırılan onun paralı militanları, ülkenin batı tarafında sahil boyu bölgelerde yaĢayan Türkmenlere baskıları uygulayarak onları rahatsız etmeye baĢladı, aktivistlere göre bu tür çabaların amacının baĢından beri devrimi destekleyen ve rejimle girdikleri çatıĢmalarda defalarca galip gelen Türkmenlerden intikam almaktır. Suriye‟de bulunan aktivistlerin verdiği bilgilere göre, Suriye‟nin batı kısmındaki sahil boyunda yaĢayan Türkmenlere karĢı son zamanlarda baskı ve tehditler artmıĢ ve aĢırı boyutlara ulaĢmıĢtır. Yine Suriye içinden gelen bilgiler doğrultusunda oradaki rejim taraftarları ve “ġebbihalar” Türkmenlere karĢı saldırı ve taciz eylemlerinde bulundukları ve bunun sonucu Türkmen mahallesi olan Ali Cemmal mahallesinde bir genci iĢkence altında

54

öldürüldüğü söyleniyor.Esad rejimi taraftarları ve destekçilerinin civarında bulunan Ali Cemmal Mahallesi, asılları eski Türk ailelerine dayanan sünni Türkmenlerden oluĢmaktadır. Aktivistlere göre Türkmenler aleyhinde tırmanan bu eylemler, Lazkiye kırsalında bulunan Türkmen Dağı‟nda Türkmen silahlı grupların rejimi hezimete uğratması ve orada stratejik bölgeleri ele geçirmelerinin sonucudur ki, bu tablo Esad taraftarları ve destekçilerinin zoruna gitmiĢ ve onları haylı rahatsız etmiĢtir. Rejimin Ali Cemmal Mahallesini Ġhmal Etmesi Orada Çevre Kirliliğine Neden Olmaktadır.

Şekil 4. Ali Cemmal Mahallesi

(kaynak: http://www.aljazeera.net/news/reportsandinterviews/2014/4/9)

Mahalle sakinlerinden Hasan adlı bir kiĢi oradaki olup bitenleri Ģöyle özetlemektedir: “Mahalledeki Esad‟a ait emniyet mensupları ve Ģebbihalar ¬bizleri tutuklamak için en ufak bir sebep arıyorlar. Bu arada onlara yan bakmak veya onların bizleri aĢağlamalarına ve bize küfretmelerine yanıt vermemiz tek baĢına tutuklama nedeni olarak yeterlidir. Özellikle de mahallede bir Türkmen gencin arabasıyla birlikte kaybolmasından sonra bu eylemlere sıkça baĢvurmaktadırlar.” Mahallede bu tür olayların hızla ilerlediğini ve mahalle sakinlerinin yakınlarında bulunup onları gözetleyerek olup biteni ġebbihalara aktaran Esad taraftarlarının saldırılarından çekindiklerini söyleyen Hasan Ģöyle devam ediyor: “rejimin mahallemizi açık bir Ģekilde ihmal etmesiyle ilgili olarak, belediyenin çöp arabaları haftada sadece 3 kez gelmekte, bu durum çevre kirliliği ve çöp dağlarının oluĢmasına neden olmaktadır. Rejim mensup mahallelerde ise günde iki kez çöp arabaları geçmektedir. Biz gençler olarak biriken çöpleri kaldırıp temizlemeye de izin vermiyorlar. Çünkü çöp konteynerlerini mahalleyi gözetleyen Ģebbiha arabalarına karĢı barikat olarak kullanmamızdan korkuyorlar. Hatta bazen mahalle gençlerini suçlamak adına Ģebbihalar çöpleri patlatıp bunu gençlerin yaptığını ileri sürüyorlar.”

55

Sahil Bölgesi Suriye Türkmenleri Birliği sözcüsü Salim Osman, El-Cezire Net‟e verdiği mülakatta daha önce gerçekleĢen bir saldırıyı Ģöyle anlatmaktadır: “ailelerin biri sabah ekmek getirmek üzere çocuklarını bakkala gönderdi. Ancak çocuk geri dönmeyip iki saatten fazla gecikince onu aramaya baĢladık ve sonunda onu boğazlanmıĢ bir Ģekilde Ģebbihaların bulunduğu sağlık ocağı yanındaki çöplüğe atılmıĢ olarak bulduk.” Osman, saldırıların sadece esrarengiz kaybolma ve öldürmekle sınırlı kalmayıp Lazkiye kırsalındaki Türkmen köyü olan Büdrusiyye köyünde olduğu gibi toplu tutuklamalara kadar vardığını da söylüyor. Türkmen vatandaĢların öldürülmesi ile ilgili olarak Suriye Türkmen Harekâtı ve Suriye Ulusal Koalisyonu üyesi Ziyad Hasan Ģöyle diyor: “bu tür olaylar aslında rejimin ırkçı, mezhep odaklı ve faĢist yüzünün yansımalarıdır. Ayrıca sahil Türkmen bölgelerinde hezimete uğrayan ġebbihaların psikolojik dramı ve çöküntülerini de göstermektedir.” Hasan, sözlerine son verirken “Özellikle ġebbihaların sosyal medya sayfalarında Türkmenleri toplu katliamla cezalandırma çağrıları sonucunda Ģu an Türkmenler rejimin intikam duyguları ve eylemleriyle karĢı karĢıya kalmaktadırlar.”diyor. (http://www.aljazeera.net/news/reportsandinterviews/2014/4/9)

56

3.1.1.2. Türkiye Azınlıklarını Göçe Zorlamak… Projeler ve Hayaller

Şekil 5. Türkmen Mültecileri

(kaynak: http://www.aljazeera.net/news/reportsandinterviews/2016/4/4)

Yayın Tarihi 04.04.2016 Suriye Türkmenleri, Esad rejimi ile hava saldırılarında bulunan Rusya‟yı Bayır- bucak olarak adlandırılan ve Lazkiye‟nin kuzey kırsalında yer alan Türkmen Dağı‟ndaki Türkmenleri kendi bölgelerini terk ettirmeye ve göçe zorlamakla suçlamaktadırlar. El-Cezire‟nin ulaĢtığı kaynaklara göre Türkmen Dağı‟ndaki 800 kiĢilik son Türkmen grup Türkiye‟ye Yamadı insani sınır kapısından geçmiĢlerdir. Muhalif Suriye Türkmen Harekâtı baĢkan yardımcısı Tarık Silo, Suriye devriminin 2011 yılında baĢladığı günden beri Türkmen Dağı‟ndaki Türkmenler rejim ve daha sonra hava saldırılarında bulunan Rusya tarafından göçe zorlandıklarını söylemektedir. El-Cezire Net‟e konuĢan Silo, ilk zorunlu göç dalgası 2012 yılının Ramazan ayında baĢladığını söylüyor. Söz konusu göç muhaliflerin Türkmen Dağı‟nı ve oradaki

57

stratejik bölgeleri ele geçirdikten sonra rejimin bölgeyi sert bombardımana maruz tutması sonucu gerçekleĢmiĢtir. Ġkinci zorunlu göç dalgası ise Rusya‟nın uluslararasında yasaklanan silahlar dahil her türlü silahı Türkmen bölgesinde kullanması neticesinde olmuĢtur. Silo‟ya göre Lazkiye kırsalındaki Türkmenlerin %80‟nini göçe zorlayan bu ikinci dalga öncekine göre daha büyük ve geniĢti ki, bir seferde 30-35 bin kiĢi birden yerlerini yurtlarını terk ederek göçmüĢlerdir. Daha sonra zorunlu göçler aĢama-aĢama devam etti ta ki Türkmen Dağı Türkmenlerden tamamen boĢaltılana kadar. Tarık Silo‟nun mensup olduğu Suriye Türkmen Harekâtı‟nın istatistiklerine göre Türkmen Dağı‟nda yaĢayan Türkmenlerin sayısı 175 bin civarındadır. Bu sayı köy ve çiftlik olarak 70 noktaya dağılmaktadır. Silo‟ya göre söz konusu Türkmen kitlesi, rejimin kendi taraftarlarının bulunduğu bölgeden Ġskenderun‟a kadar uzanan Alevi devletini kurma projesine karĢı engel teĢkil ediyorlardı.

Şekil 6. Türkmen Mültecilerin Kamplarından Biri

(kaynak: http://www.aljazeera.net/news/reportsandinterviews/2016/4/4) Silo sözlerine Ģöyle devam etti: “Bayır-bucak bölgesi iki bölümden oluĢmaktadır, muhaliflerin kontrolüne giren ve daha sonra halkı göçe zorlanan dağ bölümü, diğeri de devrimin baĢından beri ve Ģu ana kadar rejimin kontrolü altında kalan ve rejimin baskıları ve tehditlerinden dolayı halkının %15‟i göçe zorlanan sahil bölümü”.

58

Türkmen azınlığı kendi bölgelerini terk etmeye zorlayan rejimin medyası bu zorunlu göçü “bölgeye istikrarı getirme ve terörden arındırma faaliyetleri” olarak niteliyordu. Her seferinde de bölge halkını evlerine ve yerlerine geri dönmeye davet ediyordu. Kendisi doktor olan Arap – Türkmen Koalisyonu baĢkanı Ömer Ed-dade‟ye göre rejimin yaptıkları ve yapacaklarından korktuklarından dolayı halk geri dönmeye cesaret edemedi. Dolayısıyla Türkmen Dağı iki bölümden oluĢan bir projeye hazır hale geldi. El-Cezire Net‟e konuĢan Ed -Dade‟ye göre azınlık Türkmenleri göçe zorlamanın amacı Türkiye‟nin güney sınırlarında bir Kürt devleti kurarak Suriye devrimi bölgelerini Türkiye‟den izole etmek, aynı zamanda da devrime verdiği desteklerden dolayı Ankara‟yı cezalandırmak ve sınırında ona sürekli rahatsızlık ve endiĢe kaynağı olacak bir devlet kurmaktır. Kürt devleti projesi ile Esad‟ın etnik veya mezhep merkezli devlet kurma projesi burada kesiĢmektedir. Daha önce de YPG örgütü Esad ile iĢbirliği yapıp etnik temelli bir devlet kurarak Suriye‟yi bölmekle suçlanmıĢtı diye haberde geçmiĢtir. (http://www.aljazeera.net/news/reportsandinterviews/2016/4/4)

59

3.1.1.3. Türkmen Dağı’ndan Göç Eden Türkmenler Rejimin Zulmü ile Sınırların Kapanması Arasında Kalmış Durumdalar

Şekil 7. Rejimin Türkmen Dağı'nı Ele Geçirmesiyle Birlikte Aşırı Yoğunluk Yaşayan Yamadı Kampı

(kaynak: http://www.aljazeera.net/news/reportsandinterviews/2016/1/26)

Yayın Tarihi 26.01.2016 Tıbbi imkanların kıtlığı, sınırlı maddi imkanlar ve rejimin ne yapabileceğini kestirememe endiĢesi eĢliğinde zor Ģartlar yaĢayan Türkmenler, rejimin Türkmen Dağı‟nı ele geçirmesi ve bunun üzere Türkiye‟nin sınırları kapatması üzere içinde oldukları zor Ģartların daha da çetinleĢtiğini söylenmektedir. Rusya destekli Esad rejiminin Türkmen Dağı‟nın merkezi olan Gebelli (Rebia) kasabasını ele geçirmesiyle sınıra itilen Türkmenlerin durumlarının gittikçe kötüye gitmesi üzere bazı Türkmen aktivistlerden, sosyal medya aracılığıyla yardım çağrıları yükselmektedir.

60

Ġnsani yardım örgütlerini krize son verecek acil bir müdahaleye davet eden aktivistler, durumu daha da zorlaĢtıracak sınırdaki mülteci Türkmenlere Esad tarafından bir saldırı yapılmasından endiĢe ettiklerini ifade ediyorlar. Türkmen aktivist Ala Cabir, Türk yetkililerinin sınırı kapatması üzere sınıra akın eden Türkmen ailelerinin durumunun gittikçe ciddiye doğru ilerlediğini ifade ederek Sahil bölgesi halkını onlara yardım elini uzatmaya davet etti. Cabir, son günlerde Lazkiye kırsalındaki 47 köyün boĢaltıldığını, köy ahalisinin sınır bölgesine veya zor Ģartlarda olmasına rağmen Ġdlip Ģehrinin bazı köylerine sığındıklarını söyledi. Ayrıca maddi yetersizliklerinden dolayı kıĢ soğuğundan koruyacak bir ev kiralamaya güçleri yetmediğinin söyleyen Cabir, sınırda çadırlarda barınana Türkmenlerin kendilerine yaklaĢık iki kilo metre uzaklığındaki Esad güçlerinin saldırılarından korktukları için çadırları boĢalttıklarını kaydetti. Cabir‟e göre, Türkmen ailelerin sığınacakları güvenli bölge olarak sadece Yamadı ile El-Bayda köyleri kaldı, ancak Rusya destekli rejimin ilerleyiĢiyle birlikte bu durumun her an değiĢebileceğini söyledi. Bu doğrultuda, Sahil bölgesinde çalıĢmalarını sürdüren “Sima” sağlık örgütü üyesi Osman Mulla, bombardıman sonucu, sınırlı imkanlarla devam eden iki tıbbi merkez dıĢında bölgedeki tüm hastanelerin kapanması üzere yaralıların durumunun ciddiye gitmesinden endiĢe ettiğini ifade etmiĢtir.

Yeninden olan halkın endiĢesi: Yamadı kampında çalıĢan Ebu Muhammed adlı bir kiĢi, rejimin bölgeyi iĢgal etmesinden önce dahi sıkıntıların var olduğunu, rejimin ilerleyiĢi sonrası ve soğuk dönemlerinin baĢlamasıyla birlikte bölgede insani yardıma ihtiyaç daha da arttığını söyledi. Ebu Muhammed‟e göre, son iki ayda bölgeye göç eden insanların sayısında artıĢ oldu ve bu artıĢın nedeni cephedeki rejim ile muhalefet güçleri arasındaki çatıĢmalar ile günde yüz uçuĢa ulaĢan Rus uçakları bombardımanın artmasıdır. Bu durum bombardımana maruz kalan insanları yanlarında hiçbir eĢya almadan sadece canlarını kurtararak göç etmeye sevk etmiĢtir. Bunun yanında iki ateĢ hattı arasında veya cepheye yakın insanlar, rejimin eline düĢmek gibi diğerlerine göre daha tehlikeli sonuçla karĢı karĢıyalar. Özellikle de rejimin El-Bayda köyünü ele geçirerek Türkiye ile sınır Ģeridini tümüyle kontrol etmesi sonrası.

61

Diğer yandan bir yardım örğütü baĢkanı olan Mustafa Colha El-Cezire Net‟e verdiği mülakatta, Türk yetkililerinin sadece Türkmen ailelerini kabul ettiklerine yönelik söylentilerin doğru olmadığı, ayrıca Türk yetkililerinin ayrım yapmadan herkese yardım ellerini uzattıklarını belirtti. Çok az sayıda Türkmen ve Arap ailelerinin Türk topraklarına alındıklarını kaydeden Colha, kalan ailelerin alımını engelleyen en büyük unsur hazır çadırların bulunmaması olduğunu El-cezire‟ye söylemiĢtir. (http://www.aljazeera.net/news/reportsandinterviews/2016/1/26)

3.1.1.4. Suriye Muhalefeti Türkmen Dağı’nda Rejim Güçlerine Saldırdı

Yayın Tarihi 19.12.2015 Türkmen muhalifler, Türkmen Dağı‟ndaki Kızıldağ ile Burcu‟l Kasap bölgelerinde rejime saldırı düzenlediler. Yerel kaynaklardan bilgi elde eden ve El-Cezire‟ye konuĢan Anadolu Ajans muhabiri, Kızıldağ (Türkmen Dağı‟nın kuzeyi) ile Burcu‟l Kasab (Güneyi) mevkilerinde rejim ile türkmen muhalif gruplar arasında Ģiddetli çatıĢmaların yaĢandığını ve Rus uçaklarının rejime havadan destek verdiğini söyledi. Türkiye‟nin Yayladağ ilçesindeki halk çatıĢmadaki patlamaları net bir Ģekilde duymaktalar. Kızıldağ mevkii bir ay içinde rejim ile Türkmen güçleri arasında beĢ kez el değiĢtirmiĢtir. Daha önceleri rejim Türkmen Dağı‟nda bulunan Gamam, Beyt Züveyik, Deyr Hanna ve Burcu‟l Kasab köylerini de ele geçirmiĢtir diye haberde çıkmıĢtır. (http://www.aljazeera.net/news/arabic/2015/12/19)

62

3.1.1.5. Türkiye ile Rusya’nın Suriye’deki Gelirim Noktası… Türkmen Dağı Bölgeleri ve Köyleri

Şekil 8. Rejim, Halkı Başından Beri Devrimi Destekleyen Türkmen Dağı Ormanlarını Yakıcı Maddelerle Bombalayarak %70'ini yok Etmiş

(kaynak: http://www.aljazeera.net/encyclopedia/citiesandregions/2015/11/29)

Yayın Tarihi 29.11.2015 Bu haberde, türkmen Dağı ele alınmıĢtır diye geçiyor. Habere göre, Suriye‟nin Lazkiye kırsalında yer alan ve Türkiye sınırına yakın olan Türkmen Dağı, ormanlık bir alan olup meyve ile çam ağaçlarıyla meĢhürdür. Kasım 2015‟te Türkiye kendi sınırlarını ihlal eden rejime ait bir uçağı bu bölgede düĢürmüĢtür. Türkmen Dağı Suriye‟nin batısındaki Lazkiye‟nin kuzeyinde yer almakta ve Burç Ġslam köyünden Türkiye sınırına kadar uzanmaktadır. Mesahası ise 530 km2. Ġdari bakımdan Türkmen Dağı üç belediyeden oluĢmaktadır, bunlar: Rebia (Gebelli), Kastal Maaf ve Kesep‟tir. Ġklimi ise kıĢın deniz sahiline doğru ılımlı, içeriye doğru soğuk ve yüksekleri kar ile kaplanır, yaz mevsiminde sıcaklık ılımlıdır. Türkmen Dağı halkının çoğu Türk asıllı olup Arapça yanında Türkçe de konuĢmaktadırlar.

63

Türkmen nüfusun yanında Kesep‟te ikamet eden yaklaĢık 5 bin Ermeni ve bazı köylerde de Aleviler ve çok azınlıkta Kürt aileler de bulunmaktadır. Tarım ürünleri bölgenin ana gelir kaynağını teĢkil etmektedir. Bu ürünlerin baĢında elma, nar, çilek gibi meyveler ve yüksek yerlerde de limon gelmektedir. Bunun yanında bölgede çeĢitli sebzeler yetiĢmektedir. Ayrıca Kesep bölgesinde doğa bitki ve ağaçlarından yapılan defne sabunu ve benzeri yağlar da üretilmektedir. Ancak bölgedeki çatıĢmalardan dolayı tarım ve hizmet sektörü gerilemiĢ, muhalefetin kontrol ettiği bölgeler çoğunlukla insani yardım vakıf ve örğütlerin yardımlarıyla geçinir hale gelmiĢtir. Sünni olduklarından dolayı rejim tarafından ötekileĢtirilmeleri, fiyatların yüksekliği ve türizmin durmasından kaynaklı olarak muhalefetin kontrol ettiği bölgelerdeki halk arasında aĢırı yoksulluk ve fakirlik yaygınlaĢmıĢtır. GeçmiĢ tarihleriyle ilgili olarak El-Cezire‟ye göre Türkmenler bu bölgeye Osmanlı‟nın Suriye‟ye girdiğinde birlikte gelmiĢler ve bölge halkının çoğunluğunu oluĢturarak o bölgeye Türkmen Dağı denilmiĢtir. Suriye‟nin diğer bölge ve topraklarında olduğu gibi türkmen dağı da Fransız sömürgesi altına girmiĢ, daha sonra Fransa Türkmen Dağı‟nı Suriye‟nin sahil bölgesinde kurmaya çalıĢtığı Alevi devleti sınırlarına dâhil etmeye çalıĢmıĢtır. 2011 yılında Esad rejimine karĢı baĢlatılan devrimde Türkmenler ilk günden devrim yanlısı olmuĢ ve rejimi kendi bölgelerinden aynı yılın sonbaharına doğru çıkartmıĢlardır, bu durum onları rejimin bombardımanına maruz bırakmıĢ, dolayısıyla da ormanlarının %70‟i yanarak yok olmuĢtur. Türkmen Dağı‟nın Türkiye sınırına yakın ve güvenli bölgelerde mülteci kampları kurulmuĢtur. Bu kamplara, çatıĢma yaĢayan bölge ve diğer Ģehirlerden insanlar sığınmıĢtır. Zira rejimin Ģiddetli bombardımanı çoğu aileleri yerinden ve bölgelerinden etmiĢtir. Havadan Rus destekli rejim güçleri, bölgenin Türkiye sınırı kısmını ele geçirmek ve muhalefetin Kırdaha‟ya ilerleyiĢini engellemek adına Türkmen Dağı bölgesini kontrolüne geçirmek için elinden geleni yapıyor. Uzmanlara göre Türkmen Dağı Türkiye ile bölgede askeri operasyonlar yürüten rejim ve müttefiki Rusya arasında bir güç gösteri sahasına dönüĢmüĢtür. Diğer yandan Türkiye sınır bölgesindeki güçlerinin arttırdı, özellikle de BaĢbakan Davutoğlu‟nun Rusya‟yı Türkmen Dağı‟ndaki yaptıklarından dolayı sert dille uyarmasının ardından

64

TSK bu tedbirleri daha da arttırmıĢ vaziyette. Ayrıca Ankara bölgedeki Türkmen unsurunun bekasını koruyacağını bu haberde açıklamıĢtır . http://www.aljazeera.net/encyclopedia/citiesandregions/2015/11/29)

3.1.1.6. Türkmen Dağı… Stratejik Önem ve Bölgesel Bahisler

Şekil 9. El-cezire Kanalında Yayınlanan El-vaki El-arabi Programı

(kaynak: http://www.aljazeera.net/programs/arab-present-situation/2015/11/25)

Programın Adı: El-Vaki El-Arabi Programın Konusu: Türkmen Dağı… Stratejik Önem ve Bölgesel Bahisler Sunucu: Ġman El- Ayyad Programın Konukları: ġemsettin El-Keylani – Arap Politik AraĢtırmaları Merkezi AraĢtırmacısı Programın yayınlanma Tarihi: 25.11.2015 Programın Bölümleri: Türkmen Dağı‟nın stratejik önemi, Türkmenler ile Türkiye‟nin tarih boyunca iliĢkileri, Türkmenleri Suriye devrimindeki rolleri, bölgesel bahis ve hesaplar. Programın raporu :

65

Bu konuyla ilgili olarak Arap Politik AraĢtırmaları Merkezinde araĢtırmacı olan ġemsettin El- Keylani, Suriye‟nin sahil bölgesinin nüfus bakımından çeĢitlik arz ettiğini, bu bölgenin 2 milyon 100 bin nüfus barındıran Lazkiye ile Tartus‟tan oluĢtuğunu söylüyor. Suriye devrimi öncesi “Türkmen Dağı” adı kullanılmadığına dikkat çeken El - Keylani, devrim baĢladığında rejimin sünni toplumlara karĢı uyguladığı kanlı katliamlarına ve mezhep merkezli politikalarına tepki olarak bu adlandırma gündeme geldiğini tahmin ediyor. El- Keylani, rejim bölgeyi askeri donanmasını kullanarak bombaladığından dolayı bölge insanı hareket edemez hale geldiğini, bundan dolayı barıĢçıl devrimin neredeyse imkansız hale gelerek gençlerin silahlı eylemlere geçtiğini söylüyor. Bu bilgiler doğrultusunda, Türkmen güçleri ile rejim arasında yaĢanan çatıĢmalarla eĢ zamanlı olarak Rus uçakları bölgeyi bombardıman yağmuruna tutmaya devam ediyor. Bölgedeki değiĢiklikler ile Rus bombardımanıyla ilgili olarak El -Keyalni, Rus müdahelesinin sivilleri öldürme, okul ve hastane gibi binaları yıkmak dıĢında gerçekte hiçbir Ģeyi değiĢtirmediğini vurguluyor. Bu doğrultuda Rusya‟nın amacı sahil Ģeridinde mezhep esaslı bir devlet kurmak olduğunu, dolayısıyla imkânsız olmasına rağmen ta Alevi olmayan diğer etnik grupları temizleme gayreti içinde olduğunu zikreden El -Keylani, bazılarının anlattığı gibi Türkmenlerin özerk devlet veya ayrılma gibi bir niyetleri veya talepleri olmadığının altını çizmektedir. (http://www.aljazeera.net/programs/arab-present- situation/2015/11/25)

66

3.1.1.7. Lazkiye Türkmenlerini Hedef Alan Bombardıman Türkiye’de Protesto Edildi

Şekil 10. Rusya'nın İstanbul Başkonsolosluğu Önünde Türkmen Dağı'nı Hedef Alan Bombardıman Protesto Edildi

(kaynak: http://www.aljazeera.net/news/international/2015/11/22)

Yayın Tarihi 22.11.2015 Ġstanbul, Gaziantep, Çorum, Sakarya, Trabzon ve Erzurum gibi Türkiye‟nin birçok ilinde Bayır-bucak Türkmenlerine yönelik rejim ve Rus saldırıları protesto edildi. AA ve El-Cezire haberine göre Türkmen halkının yanında olduklarını bildiren Protestocular, Suriye genelindeki bombardıman ve saldırıları kınadıklarını duyurdular. Öte yandan bir grup ülkücü Rusya‟nın Trabzon baĢkonsolosluğu önünde yüksek güvenlik tedbirleri eĢliğinde toplanarak saldırıları kınadı. Bu çerçevede Türk DıĢiĢleri Bakanlığı sözcüsü “ Rusya‟nın bu saldırıları terörle mücadele çatısı altında değil, aksine sivillerle dolu Türkmen köylerini bombalama sayılmaktadır” dedi. (http://www.aljazeera.net/news/international/2015/11/22)

67

Şekil 11. Suriye Kuvvetleri Türkmen Dağı'nda Burc El-kasab ve Tel Zahiye Bölgelerini Bombalıyor (kaynak: El-cezire net)

Şekil 12. Türkmen Dağı'na Bombardıman

(kaynak: El-cezire net)

68

3.1.2. El-arabiya’da Çıkan Haberler

Şekil 13. El-arabiyye Sloganı

(kaynak: http://www.almrsal.com/post/119949).

Merkezi BirleĢik Arap Emirlikleri‟nin Dubai Ģehrinde olan bir medya kurumuna ait olan Arabistanlı kanal, yayın hayatına 2003 yılında girerek siyasi, spor ve ekonomik haberlerin yanında tartıĢma ve kültürel programlar da sunmaktadır. Ayrıca tüm ülkelerdeki olayları canlı olarak yayınlamaktadır. Söz konusu kanal kendi bünyesine “El-Arabiyye El-Hadas” gibi yeni haber kanalları, internet üzerinden Arapça ve Ġngilizce dilinde yayın yapan yeni siteler ekledi. Bünyesinde farklı Arap uyruklardan sunucu ve spikerler bulunduran kanal, Amman‟da “Arapça siteleri en iyi stratejik planlama” ödülü gibi birden çok ödül aldı. Söz konusu ödülü El-Arabiyye sitesi elde etti ( http://www.almrsal.com/post/119949).

69

3.1.2.1. Suriye Türkmenleri kimlerdir... Rejim mağdurları mı yoksa Türkiye’nin İhmal Ettiği Gruplar mı?

Şekil 14. Suriye Türkmenleri Kimlerdir

(kaynak: El-arabiya net)

Yayın tarihi: PerĢembe 14 Safar 1437H – 26 Kasım 2015 Türkiye‟nin Rus uçağını düĢürmesi sonucu, Suriye denkleminde önceleri pek ilgi görmese de ortaya yeni bir unsur çıkarmıĢtır. Bunlar Türkmen savaĢçılar, Lazkiye‟nin kuzeyinde (Suriye‟nin kuzey batısı) faaliyet göstermektedirler. Söz konusu bölge Rus uçağının düĢürüldüğü, uluslararası çevrelerin son günlerde odak noktası ve askeri güçler bakımından yoğunluk yaĢanan bir yerdir. Bu haberde Suriye Türkmenleri, dağılım yerleri ve devrime katılmaları ve sağladıkları katkılar genel olarak ele alınmıĢtır. Bu doğrultuda, Türkmenler Esad‟a karĢı baĢlatılan devrimin baĢında katılmayıp, daha sonraki geliĢmeler onları olayın içinde olmaya sevk etmiĢtir. Bir yandan kendilerini Türkiye‟nin uzantısı olarak gören Esad‟ın baskıları, diğer yandan da

70

Türkiye‟nin kendilerini Esad‟a karĢı duruĢ sağlamalarına yönelik teĢvikleri sonunda Türkmenler olayın ortasında bulundukları haberde geçmiĢtir.

„Rusya ile Krizi Nasıl BaĢladı‟ baĢlığın altında Rusya‟nın Ekim 2015 tarihinden itibaren Suriye‟deki müdahaleleri masaya yatırıldığında, yaptığı saldırılarda DaiĢ terör örgütünün hedef alınmadığı kadar ÖSO ve Türkmen savaĢçılar gibi Suriye kuzeyindeki Esad muhalifi grupları hedef aldığı görülmektedir. Rusya‟nın Nato (Türkiye) sınırlarına yakın operasyonları, Türk hava sahasını defalarca ihlal etmesi ve birden çok sivillerle dolu Türkmen köylerini bombalaması gibi nedenler defalarca uyarılarda bulunan Ankara‟nın tepkisini çekmeye baĢladı. Buna binaen Ankara Rus Büyükelçisini dıĢiĢleri Bakanlığına çağırarak, Rusya operasyonlarını DaiĢ terör örğütüne mi yoksa sivil Türkmen halka olup olmadığına dair büyükelçiye kınama ve tepki mesajı iletmiĢtir.

“El-Arabi El-Cedid” gazetesinin Temmuz 2015 tarihli raporuna göre, Türk istihbaratı ve TSK yetkilileri ile Halep, Lazkiye kuzey kırsalı ve Bayır-bucak gibi Türkmen bölgelerinden temsilciler arasında Ankara‟da bir toplantı gerçekleĢmiĢtir. Bu toplantının amacı Türkmen birliği veya Türkmen ordusu tarzında bir güç tesis etmektir. Bu çerçevede, hedefi 5000 savaĢçı olan bu Türkmen ordusunun eğitimi ve donanımını TSK ile Türk istihbaratı üstlenecektir. “El-Arabi El-Cedid” haberine göre birliklerden oluĢan bu ordu, Suriye sınırları içerisinde DaiĢ‟e karĢı operasyon baĢlatıldığında TSK ile koordinasyon içinde olarak görevleri türkmen köylerini DaiĢ‟ten kurtarmak ve Türk – Suriye sınırının güvenliğini sağlamak olacaktır. Ayrıca Türkmenler tarafından “etnik temizlik” yapmakla suçlanan YPG militanlarının Tel Abyad‟da yaptığı gibi, etnik temizlik veya kendine özel alanlar teĢkil etmesi Türkmen ordusu tarafından engellenecektir. ضحاٌا-الٌظام-أم-طابور-/http://www.alarabiya.net/ar/arab-and-world/2015/11/26) (خاهس-لحزكٍا-هي-هن-جزكواى-سورٌا؟

71

3.1.2.2. Suriye Ulusal Konseyi: Esad Rejimi Suriye Türkmenlerine Karşı Kışkırtma Yapıyor

Şekil 15. Esad Rejimi Suriye Türkmenlerine Karşı Kışkırtma Yapıyor

(kaynak: El-arabiya net)

Yayın tarihi: Salı 01 Cumaze-i Sani 1435H – 01 Nisan 2014 Suriye ulusal Konseyi, Esad rejimini Türkmenlere karĢı katliam, göçe zorlama ve geri dönüĢlerini engelleme gibi eylemleri teĢvik ederek Türkmenlere karĢı etnik temizlik ve kıĢkırtma yapmakla suçlamıĢtır. Suriye Türkmenlerinin Suriye sosyal, siyasal, kültürel ve milli dokusundan bir parça olduğunu ve milli hareket ile devrimde katkıları olduğunu söyleyen Konsey, rejimin Türkmenlere karĢı kıyım faaliyetlerini kınayarak devam etmemesini uyardı. Ayrıca rejimin Türkmenlere karĢı yapılan operasyonlara birlikte karĢı koymaya davet ettiği haberde çıkmıĢtır. الوجلس-الوطًٌ-ًظام-/http://www.alarabiya.net/ar/arab-and-world/syria/2014/04/01) (األسذ-ٌحزض-ضذ-جزكواى-سورٌا

72

3.1.3. Oryent’te Çıkan Haberler

Şekil 16. Oryent News Sloganı

Orient News, Suriyeli Muhammed Gassan Abbud‟un kurduğu bu haber kanalı 2008 yılında BirleĢik Arap Emirlikleri‟den 24 saat boyunca değiĢik programlar içeren yayın yapmaktadır.

3.1.3.1. Suriye Türkmenleri… Türk Asıllı Olmalarının Bedelini İki Defa Ödüyorlar

Şekil 17. Suriye Türkmenleri

(kaynak: Oryent net)

73

Yayın Tarihi 26.11.2015

Suriyeli Türkmen gazeteci Firas Muhammed “El-Arabi El-Cedid” gazetesine yaptığı konuĢmada “Türkmenler hem devrime karĢı tutumları yüzünden hem de Ankara‟nın Suriye politikası yüzünden iki defa bedel ödediler. Zira bizler Türkmenlere karĢı Baba Amr ve Ez-Zara gibi bölgelerde katliamlar düzenleyen Esad rejiminin direkt düĢmanı haline geldik. Dolaysıyla ölümden kurtulan halk göç etmek zorunda kaldı. El- Hısın bölgesine sığınan Türkmenlerin peĢini bırakmayan Esad rejimi baskıları sonucu oradaki halk ta Lübnan‟a sığınmak zorunda kaldı (Lübnan‟ın kuzeyindeki Akkar bölgesinde halen Türkmen azınlıkları vardır). Ayrıca daha önce de El-Hula civarındaki Tesnim köyünde ve ġam güneyinde Türkmenlere karĢı toplu katliam düzenlendi” dedi. Türkmenlere karĢı yapılan katliamlar arasında rejimin Halep güneyinde bulunan Türkmen köyü Es-Sefire halkı da göçe zorlanmıĢ ve çoğu Türkiye‟ye sığınmak zorunda kalmıĢlardır. Türkiye‟ye sığınan Türkmenlerle ilgili olarak ta konuĢan Muhammed “Türkmenler Türk yetkililerinden özel muamele görmediler. Türk hükümeti onlara Suriye halkından oluĢan sıradan bir kesimmiĢ gibi baktı ve Araplarla aralarında herhangi bir ayrımcılık gözetmedi, aksine sürekli bizlere Suriye dokusunu korumamız ve Suriye‟nin diğer toplum kesimleriyle aramızda herhangi bir engel olmaması gerektiği söylendi.” Dedi. Türkmenlerin geleceğiyle ilgili ise Muhammed Ģöyle konuĢtu: “devrime yönelik duruĢları yüzünden Türkmenler en büyük bedeli ödediler ve bölgelerinden göç ettirildiler. Ancak buna rağmen Türkmenlerin ayrılma veya özerk bölge talebi gibi herhangi bir amaç ve istekleri yoktur. Tek amacımız Esad rejimini devirmektir. Çünkü bu rejimin devam etmesi halinde Suriye‟de Türkmen varlığı diye bir Ģey kalmayacaktır.” جزكواى-سورٌة-ضحاٌا-ٌذفعوى-هزجٍي-ثوي-الجذور-/http://orient-news.net/ar/news_show/95347) (الحزكً

74

3.1.3.2. Esad Taraftarları, Devrimdeki Rollerinden Dolayı Türkmenlerin Toplu Bir Şekilde Yok Edilmelerini Talep Ediyorlar

Şekil 18. Esad Taraftarlarından Türkmenleri İmha Etme Çağrıları

(kaynak: Oryent net)

29.03.2014 tarihinde yayınlanmıĢtır Haberi Hazırlayan: Enmar Es-Seyyid Haberde Türkmen savaĢçılarının Lazkiye kırsalında rejimi peĢ peĢe hezimete uğratmalarıyla birlikte Esad taraftarları sosyal medya sayfaları üzerinden yenilgi psikolojisi içinde Türkmenleri toptan yok etme ve onları katliama tabii tutma çağrıları yapmıĢlardır. (https://www.youtube.com/watch?v=yiL1b9lA-Og)

75

3.1.4. Es-suriyye’de Çıkan Haberler

Şekil 19. Es-suriyye.net Sloganı

Suriye meseleleriyle ilgilenen haberler, analizler, çalıĢmalar ve farklı bakıĢ açılarını sunmakta olan bir medya sitesidir. Aynı zamanda uluslararası haberler ve olaylarla da ilgilenmektedir.

3.1.4.1 Erdoğan: Suriye’ye Giden Tırlar Oradaki Türkmen Kardeşlerimize İnsani Yardımlar Taşımaktaydılar

Şekil 20. Erdoğan: Suriye’ye Giden Tırlar Türkmenlere Yardım Taşıyor

(kaynak: Al-saoria net)

76

Yayın Tarihi 01.06.2015 Türkiye CumhurbaĢkanı Erdoğan, geçen yıl Suriye‟ye giderken bir grup Jandarma tarafından durdurulan tırların Suriye‟deki “Bayır-bucak” Türkmenlerine insani yardım taĢıdığını vurguladı. Yerel bir televizyon kanalına konuĢan Erdoğan, muhalif gazetelerin bu konudaki iddialarını yalanlayarak tırların silah taĢımadığını ifade etti. Ayrıca muhalefetin ya bu iftiralardan geri adım atmasını veya bunları ispatlamasını istedi. Tırlarla ilgili hükümeti suçlamaların casusluk faaliyetleri kapsamına girdiğini belirten Erdoğan, konuyla ilgili yargı süreci baĢlatıldığını söyledi. Öte yandan Erdoğan, muhalefetin hükümeti Bayır-bucak Türkmenlerine yeterince destek vermediğiyle ilgili suçlamaların asılsız olduğunun altını çizerek Bayır- bucak Türkmenleriyle defalarca bir araya geldiğini belirtti. Daha önce Adana baĢsavcılığı talimatı üzerine bir grup Jandarma Adana – Gaziantep yolu üzerinde Türk Ġstihbaratına ait olan 3 tırı 19 Aralık 2014‟te durdurmuĢtu. Daha sonra bu tırların Suriye Türkmenlerine insani yardım taĢıdığını ve içinde varacakları yerlere güvenli bir Ģekilde ulaĢmalarını sağlamakla görevli istihbaratçılar da bulunduğu ortaya çıktı. Bu giriĢimin Paralel yapı tarafından yapıldığını söyleyen hükümet, bu eylem amacının hükümeti çökertmek ve uluslararası alanda zayıf düĢürerek itibarsızlaĢtırmaya yönelik olduğunu belirtmiĢtir. أردوغاى-شاحٌات-االسحخبارات-كاًث-جحول-هساعذات-إًساًٍة-إلى-/https://www.alsouria.net/content) (جزكواى-سورٌة

77

3.1.4.2. Rus Savaş Karargahı Türkmen Dağı’ndaki Rebia’yı Kontrol Altına Alıyor

Şekil 21. Rus Savaşı Karargahı Türkmen Dağı'ndaki Rebia'yı Kontrol altına Alıyor

(kaynak: El-syria net)

Yayın Tarihi 25.01.2016 Haberde Rusya Hava Kuvvetleri tarafından desteklenen rejim güçleri Rebia beldesini, Türkmen dağı‟ndaki Devrim Tugaylarının en önemli kalelerinden birini kontrol altına almıĢtır. Suriye haber ajansları canlı olarak, Rusya kuvvetlerinin Türkmen dağı‟ndaki Rebia bölgesini kontrol altına aldığını, daha önce ise isyancıların bölgeden çekilirken yaktığı bölgeleri de yönetimi altına aldığını söylemiĢlerdir. Ajans muhabiri Rusya‟nın, rejim güçleri askerlerinin ve ona destek olan milis kuvvetlerin yanında Rus subayları kapsayan savaĢ karargahı kurduğunu belirtmiĢtir. Rebia ve onun yanındaki Toros beldelerinin kolay bir Ģekilde kontrol altına alındığını söylemiĢtir. DireniĢ hareketine katılanlar, Rebia bölgesinin düĢmesinin sorumlusu olarak ayrılıkçı isyan gruplarını görmüĢlerdir. Bunun sebebi ise, tek bir yönetim altında

78

birleĢmemeleri, çok sayıda bayrakların oluĢması, bu gruplar arasında askeri ayrılığın olmasıdır. Stratejik önemi bulunan bu beldenin kontrol altına alınmasında Rusya‟nın yardım ettiğinde birlik çağrılarına gerekli olan cevabı vermemiĢlerdir. Rus haber kanalları Selma Ģehrinde Rus kara kuvvetlerinin bir fotoğrafını yayınladı. Bu fotoğrafta Rus ordusuna ait modern zırhlı araçlarla birlikte büyük bir konvoy görünmektedir. Bu fotoğraf bu sayıda ve bu dönemdeki bir konvoyun yayınlandığı ilk fotoğraf olduğu da bu haberde çıkmıĢtır. (http://www.all4syria.info)

3.1.5. El-mağrib’te Çıkan Haberler

Şekil 22. El-mağrib Sloganı

Fas‟ta ve Arap ülkelerindeki son olayları, siyasi, spor ve ekonomik haberleri gün boyunca Fas‟tan sunmakta olan bir medya sitesidir.

79

3.1.5.1. Türkmen Dağı’na Yoğun Rus Bombardıman

Şekil 23. Türkmen Dağı'na Yoğun Rus Bombardımanı

(kaynak: El-mağrib net)

Yayın Tarihi 28.11. 2015 El-mağrib, Türkmen Dağı, rejim topları ve Rus uçakları tarafından yoğun bombardımana tutulmaktadır. Türkiye‟nin Türkmen Dağı üzerinde bir Rus savaĢ uçağı düĢürmesinden beri bölge halkı endiĢe içinde yaĢadığını söylemiĢtir. (http://www.almaghribtoday.net)

80

3.1.6. France 24’te Çıkan Haberler

Şekil 24. France Sloganı

(kaynak: http://www.almrsal.com/post/119949).

Yayın hayatına Paris civarlarında 2006 yılında baĢlayan bu uluslararası haber kanalı Ortadoğu, Afrika ve Avrupa‟nın önemli kısmı bölgelerinden yayın yapmaktadır. Söz konusu kanal Arapça, Ġngilizce ve Fransızca olmak üzere üç dilde yayın yapmaktadır. Haber bültenleri, tartıĢma ve haber analiz içerikli programlar sunmaktadır (http://www.almrsal.com/post/119949).

81

3.1.6.1. Türkiye Rusya’yı Suriye’de Etnik Temizlik Yapmakla Suçluyor

Şekil 25. Türkiye Rusya'yı Suriye'de Etnik Temizlik Yapmakla Suçluyor

(kaynak: France 24 net)

Yayın Tarihi 10.12.2015 Türkiye, Rusya‟nın Lazkiye Kuzeyinde yaptıkları onun Sünni ve Türkmen nüfusa karĢı bir etnik temizlik yapma çabasında olduğunu göstermektedir. Söz konusu toplum kesimleri rejime karĢı olduklarından dolayı bu tür giriĢimler DaiĢ terör örğütünü güçlendirmektedir. Türkiye eski BaĢbakanı Ahmet Davutoğlu Lazkiye‟nin kuzeyinde olup bitenlerle ilgili Rusya‟ya tepki gösterdi ve onu “kendi askeri çıkarlarını korumak adına Türkmen ve Sünnilere karĢı etnik temizlik yapmakla” suçlamıĢtır. Ġstanbul‟da yabancı medya mensuplarına konuĢan Davutoğlu “ Rusya Lazkiye‟nin kuzeyinde rejime karĢı olan sünnilere ve Türkmenlere karĢı etnik temizlik yapmaya çalıĢıyor” dedi. Türkmenler, asılları Türklere dayanan etnik bir gruptur. Rusya‟nın bu kesimi hedef alması Ankara‟yı kızdırmıĢtı.

82

Rusya‟nın Azez etrafını bombalamasıyla ilgili olarak da Davutoğlu “bu operasyonun amacı Moskova‟nın müttefiki olan rejime karĢı savaĢan muhaliflerin destek hatlarını kesmektir. Bu tür adımlar DaiĢ terör örgütüne olumlu sonuçlar sağlar.” Diğer yandan Davutoğlu Rusya‟nın Suriye‟de ılımlı muhalefeti hedef alarak DaiĢ terör örgütünü güçlendirmekle suçladığı bu haberde yer almaktadır.( http://www.france24.com.

3.1.7. Syria news’de Çıkan Haberler

Syria news 2005 yılında genel merkezi ġam‟da, Halep ve lazkiye‟de Ģubeleri olan birçok deneyimli gazetecileri bulunan bir yerel medya kurumudur.

3.1.7.1. Lazkiye Kırsalında Şiddetlenen Çatışmaların Ardından Türkmenler Sınıra Akın Etti

Şekil 26. Lazkiye Kırsalında Şiddetlenen Çatışmaların Ardından Türkmenler Sınıra Akın Etti

(kaynak: Syria News net)

83

Yayın Tarihi 29.01.2016 Yerel Türkmen kaynaklardan naklen Rueterz Haber Ajanına Lazkiye‟de muhalefet ile rejim arasında Ģiddetlenen çatıĢmaların ve Rus bombardımanının ardından yüzlerce Türkmen aile sınır bölgelerine akın ettiler. Rueterz‟in Suriye Konseyi‟nde yerel yöneticiden aldığı bilgilere göre “Türkmenlerden yaklaĢık 400 aile Yamadı‟dan kaçarak Türkiye‟nin Yayladağı ilçesine sığınmıĢlardır.” Rueterz‟e telefonla bağlanan Suriye Türkmen Meclisi BaĢkanı “Rus bombardımanı Lazkiye kuzeyindeki bazı Türkmen köylerini haritadan tamamen yok etmiĢ durumda. Gebelli köyünün düĢmesiyle birlikte daha çok sivil risk altında kalmıĢtır. Ayrıca Ģu an Yamadı dediğimiz köy Esad tanklarının ağzında olduğundan dolayı bir tehditle karĢı karĢıyadır.” dedi. Son dönemlerde Esad rejimi bölgede ilerleyerek Stratejik Selma kasabasından sonra bölgenin ikinci büyük kasabası sayılan Gebelli‟yi ele geçirmiĢtir. Yerel aktivistlerin ajansa aktardıklarına göre ilerki günlerde aralarında Arap ailelerin de olduğu yüzlerce Suriyeli aile sınırın açılmasını bekliyor olacak ki, karĢı tarafa geçme imkanı bulsunlar, zira Yamadı‟da bulunan yaklaĢık 10 bin kiĢinin hayati tehlikesi söz konusudur. Daha önce BM Suriye malahatgüzarı Münzir Münzir, TSK‟nin Suriye sınırını aĢarak handek deĢip betondan duvar ördüğünü söylemiĢ ve Ankara‟nın Türkiye yandaĢı Suriyeli Türkmen grupları desteklediğini aktarmıĢtı. Aktivizistler, çatıĢmalarla eĢ zamanlı olarak Rus hava saldırıları Türkmen çoğunluklu birden fazla Türkmen Dağı köylerine yoğunlaĢtığını söylüyor ve Rusya‟yı kendine “güvenli bir askeri üs kurmak amaçlı” Lazkiye Türkmenlerine karĢı etnik temizlik uygulamaya çalıĢmakla suçluyorlar. (http://syria- news.com/readnews.php?sy_seq=186134)

84

3.1.8. El-vatan’da Çıkan Haberler

El-vatan, Mısır, Arap ülkeleri ve dünya çapında bulunan Araplara politik analizler, an bir an haberler ve diğer hizmet ve eğlence programları sunmaktadır.

3.1.8.1. 3000’den Fazla Türkmen Suriye’den Türkiye’ye Sığındı

Şekil 27. 3000'den Fazla Türkmen Suriye'den Türkiye'ye Sığındı

(kaynak: http://www.elwatannews.com/news/details/950503)

Yayın Tarihi 01.02.2016 Haberde, resmi Türk kaynaklarına göre son üç günde bölgede yoğunlaĢan bombardıman ve çatıĢmalardan kaçan Türkmen azınlığından oluĢan yaklaĢık 3000 kiĢi Türkiye sınırına iltica etmiĢ durumdalar. “France Press”in yukarıdaki – kimliğini açıklamak istemeyen- aynı kaynaktan aldığı bilgilere göre “Ģimdiye kadar türkiye‟ye 3100 Türkmen‟den fazla girmiĢ bulunmakta. Türk yetkililer bu ailelerin ihtiyaçlarını Hatay ilinin güneyinde Suriye sınırı bölgesinde karĢılamaya çalıĢmaktadır.”

85

Söz konusu haber kaynağının tahminlerine göre, ilerki günlerde mevcut sayıya daha çok kiĢilerin ekleneceği tahmini vardır. Olaylardan önce sayıları yüz binleri aĢan Türkmen azınlığı, rejimin Gebelli bölgesini ele geçirmesiyle birlikte, göç dalgası artmıĢtır. Öte yandan Doğan haber ajansının haberine göre, Türkiye, sınıra sıfır noktada olan Yayladağı ilçesi civarlarında 10 bin kiĢiyi kapsayacak çadırkent hazırlıklarını tamamlamıĢtır. Terörle mücadele kapsamında Suriye‟de müdahalede bulunan Rusya, Türkmen azınlıklı köyleri bombalaması üzerine Ankara‟nın tepkisini çekmiĢti. Türkiye Ģu an kendi topraklarında ülkelerini terk etmeye zorlanan 2,5 milyon Suriyeliyi barındırmaktadır. Türkmenler ise yıllardır kendi kültür ve geleneklerine sahip çıkarak yaĢatmaya çalıĢmakta olup kendilerini Türkiye Cumhuriyeti‟ne ajanlık yapmakla suçlayan rejimin bu yöndeki yasaklarına direnmeye devam ettikleri geçmektedir. (http://www.elwatannews.com/news/details/950503)

3.1.9. El-ittihad’ta Çıkan Haberler

Şekil 28. El-ittihad Sloganı

El-ittihad, 1969 yılında BirleĢik Arap Emirlilikleri‟nden yayıncılığa baĢlayan Orta doğunun en modern matbaacılarından birine ve 1981 yılında Arap ülkelerinde ilk kez uydu üzerinden baskı materyallerinin transfer edilmesi teknolojisine sahip olmaktadır.

86

3.1.9.1. Putin: daha önce Türkmenler bölgesi diye bir şey duymadım… Türkiye de cesaret ediyorsa Suriye üzerinde uçuş yapsın

Şekil 29. Putin: Daha Önce Türkmenler Bölgesi Diye Bir Şey Duymadım

(kaynak: El-ittihad net)

17.12.2015 tarihinde yayınlanmıĢtır Her yıl sonunda yıllık basın açıklamasında bulunan Rusya devlet baĢkan Filadimir Putin, Rusya‟yı bölgesel ve küresel çapta ilgilendiren önemli siyasi ve ekonomik geliĢmeleri ele aldığı haberde söylenmiĢtir. Türkiye‟nin Rus uçağını düĢürmesi üzerine ikili iliĢkilerin kötüye girmesiyle ilgili olarak Putin‟in açıklamaları sertleĢti “önceleri Türkiye Suriye hava sahasını sürekli ihlal ediyordu, Ģu an cesareti varsın Suriye üzerinde uçuĢlar yapsın” demiĢ. (https://www.youtube.com/watch?v=KzuFSM0GFzY) (http://www.alittihad.ae/multimedia/video.php?id=6301)

87

3.1.10. En-nahar’da Çıkan Haberler

Şekil 30. En-nahar Sloganı

En-nahar gazetesi Cubran Tueni tarafından 1933 yılında Lübnan‟da siyasi anlaĢma içinde halkla iliĢkiler konularını yayınlayan bir gazetedir.

3.1.10.1. Davutoğlu: Daiş Terör Örgütüyle Mücadele Bahanesiyle Türkmenler Hedef Alınamaz

Şekil 31. Davutoğlu: Daiş Bahanesiyle Türkmenler Hedef Alınmaz

(kaynak: En-nahar net)

88

Yayın Tarihi 25.11.2015 En-nahar, Rus uçağının düĢürülmesinden bir gün sonra meclis grup toplantısında konuĢan Türkiye eski BaĢbakanı Ahmet Davutoğlu, Rusya‟yı sert bir dille uyararak Suriye‟de DAĠġ terör örgütü bahane ederek Türkmenleri hedef almakla suçladı. Ayrıca Ankara‟nın Rusya ile iletiĢim kanallarını da açık tuttuğunu belirttiğini söylüyor. (http://www.annahar.com/article/287461)

3.1.11. Enab Beledi’de Çıkan Haberler

Şekil 32. Enab Beledi Sloganı

Bağımsız Medya Suriye Vakfı, 2011 yılında eylemciler ve amatör gazeteciler tarafından Dareyya ġam kırsalında kurulmuĢ olan web sitesi üzerinden günün her saatinde birden fazla dilde politik, sosyal ve diğer hizmetler kapsamında yayın yapmakta ve yanı sıra bir haftalık gazetesi olmaktadır.

89

3.1.11.1. Suriye Türkmenleri… Suriye Kökenleri, Dağılımları ve Suriye Devrimindeki Rolleri

Şekil 33. Suriye Türkmenleri

(kaynak: Enab Beledi net)

Yayın Tarihi 12.02.2017 Enab Beledi‟de, Suriye‟de tarih boyunca olaylar sırasında Türkmenlerin önemli rolleri olduğunu, Yerel toplumlar arasında önemli tarihsel ve kültürel bir parça olan Türkmenler, Suriye‟nin her bir tarafına dağılmaları ve tüm illerde yerleĢtikleri yazılmaktadır.

Türkmenlere Türkiye tarafından imtiyazlar verilmemiĢtir baĢlığı altında çoğu kiĢi Türk Hükümetinin Türkmenlere ayrıcalık tanıdığını, onlara imtiyazlar verdiğini, Araplar dıĢında onlara maddi ve eğitimsel alanda özellikle de vatandaĢlık verme

90

konusunda Türkmenlere ayrı bir konum tanıdığını zanneder. Ancak “ineb Beledi‟nin buluĢtuğu birçok Türkmen kiĢi bunları yalanladı ve asılsız olduğunu belirttiler. Türk karar odaklarına yakınlığıyla bilinen Semir El-Hafiz, Türkiye Cumhuriyeti‟nin Türkmenleri Araplardan hiçbir alanda ayırmadığını ve onlara ne barınma kampları içinde ne de dıĢında herhangi bir ayrıcalık tanımadığını söyledi. Yükseköğretim öğrencileri ile ilgili olarak Türkiye‟nin diğer yabancı uyruklara uyguladığı sınavdan %70 alma kriterini Türkmenler içinde geçerli olduğunu söyleyen El-Hafız, Türkmenlerin bu oranı %50‟ye indirmeye yönelik talepleri de karĢılıksız kaldığını ifade etti. Türkmenlere vatandaĢlık verilmede herhangi bir ayrıcalık olup olmadığını Ġneb Beledi tarafından sorulduğunda El-Hafız, bilinenin aksine Türkiye‟nin bu konuda çok dikkatli olduğunu belirtti ve bunun kaynağı 1922 yılında imzalanan Ankara AnlaĢması ve Cumhuriyet sonrası vatandaĢlık kanunlarının olduğunu zikretti. Bu çerçevede Türk devletinin demografik hesapları olduğunu belirten El-Hafiz, Türkiye, Osmanlının yerleĢtirdiği Türk kökenli unsurların Suriye‟de kalmasına özen gösterdiğini söyledi. (https://s3-eu-west-1.amazonaws.com/enabbaladi/arabic/wp- content/uploads/2017/02/Enab_Baladi-Issue_260-12_02_2017.pdf)

91

3.1.12. Mısır El-arabiyye’de Çıkan Haberler

Mısır El-arabiyye, Mısır ve Arap bölgesel çevre hakkında önem veren, ulusal kurtuluĢ konularını destekleyen kapsamlı bir haber platformudur.

3.1.12.1. Arap Mısır: Esad Kuvvetleri Lazkiye Kırsalındaki Türkmen Köylerine Yönelik Operasyonları Genişletmektedir

Şekil 34. Esad Kuvvetleri Lazkiye Kırsalındaki Türkmen Köylerine Yönelik Operasyonları Genişletmektedir

(kaynak: Mısır El-arabiyye net)

Yayın Tarihi 20.11.2015 Suriye Türkmenleri Milli Bloku üyesi Tahsin KaĢkar, kuzey Lazkiye kırsalındaki Bayır-bucak köylerinin (Türkmen Dağı) kara saldırılarına, Ģiddetli hava ve deniz bombardımanlarına maruz kaldıklarını söylemiĢtir. Rusya‟nın Suriye‟deki savaĢa girmesinden sonra bölgeyi hedef alan saldırıların hızının arttığını belirtmiĢ ve Ģimdiye kadar çatıĢmaların hiç durmadığına dikkat çekmiĢtir. (https://www.youtube.com/watch?v=Zii_K2GEeIY)

92

Aynı baĢlık altında El-Kudus 19 Kasım 2015 tarihinde Ģöyle yazmıĢtı, Suriye rejim güçleri Kuzey Lazkiye kırsalındaki Türkmen köylerine yönelik kara operasyonlarını geniĢletti. Yerel kaynakların belirttiğine göre Rus Hava Kuvvetleri tarafından desteklenen Rejim kuvvetleri 3 farklı merkezden bölgeye saldırı gerçekleĢtirmiĢtir. Furullok dağı, Beyt-i Avan ve bunun yanında Kesbi‟l-Hududi Ģehrinin yakınlarındaki Neb‛il‟l-Murr merkezlerinde bu saldırılar gerçekleĢmiĢtir. Yerel kaynaklar operasyona katılan helikopter ve uçakların silahlı, savaĢan muhalifleri hedef almanın yanında sivil halkın yaĢadığı köyleri de hedef aldığını da söylemiĢlerdir. Türkiye‟deki Yayladağı bölgesinden ve civar köylerden gürültüleri duyulan patlamaların meydana geldiği saldırıya katılan uçak ve helikopterlerin görüntüleri alındı. Diğer taraftan kara operasyonunun olduğu zamanlarda Türk Kızılayı Lazkiye kırsalındaki Türkmen Bayır- bucak bölgesine iki tır insani yardım malzemesi gönderdi. Suriye rejim kuvvetleri kara operasyonuna silahlı Suriye muhalifleri ile rejim güçleri arasındaki sıcak temas hattı üzerinde yer alan Ğamam köyü üzerinden baĢlamıĢlardır. Bu yardımlar okul malzemeleri, elbiseler ve battaniye gibi eĢyaların yanında, gıda malzemeleri, tıbbi ilaçları içermektedir. Suriye tarafındaki yardımları dağıtmadan sorumlu olan Muhammet Kömürcü, yardımların Kızılay tarafından gönderildiğini, zikredilen eĢyaların yanında ayrıca 5 bin adet somun ekmeği gönderildiğini, bütün yardımların halka ve bölgedeki okullara dağıtılacağını açıklamıĢtır. (http://www.alquds.co.uk/?p=437140)

93

3.1.13. El-haliç’te Çıkan Haberler

Şekil 35. El-haliç Onlayn Sloganı

Britanya merkezli olan El-haliç Onlayn 2014 yılında kurulup Körfez ve Arap ülkelerinin sahasındaki geliĢmeleri ve faaliyetleri kapsamaktadır.

3.1.13.1. Esad Kuvvetleri Türkmen Dağını Kontrol Altına Alıyor

Şekil 36. Esad Kuvvetleri Türkmen Dağı'nı Kontrol Altına Alıyor

(kaynak: El-haliç onlayn net)

94

Yayın Tarihi 24.01.2016 Haberde, Rus hava kuvvetleri tarafından desteklenen Suriye Rejim Güçleri, ülkenin kuzey batısında yer alan Lazkiye Ģehrinin kırsalındaki Türkmen dağındaki bazı köyleri kontrol altına alındığı geçiyor . Yerel kaynaklar Ģöyle dedi: “Pek çok noktadan saldırıya geçen rejim güçleri Hadra, Beyt-i ġırdak, Beyt-i Ablak, Karabacak ve Helva köylerinin tamamını kontrol altına almıĢlardır”. Kaynaklar Ģunları da ekledi, Suriye Muhalifleri ile rejim güçleri arasında Türkmen dağının ortasında yer alan Ravda ve Rebia köylerinde Ģiddetli çatıĢmalar devam etmektedir. Ġki tarafta da çok sayıda ölü ve yaralıların bulunduğuna, Rus savaĢ uçaklarının bölgeyi yoğun bir Ģekilde bombaladıklarına dikkat çekmiĢlerdir. Haber, Rusya Suriye‟deki operasyonlara ilk katılmasından beri Suriye Muhaliflerinin bölgelerine ve kuzey Lazkiye kırsalında yer alan Türkmen dağı‟ndaki, çoğunluğu Türkmenlerden oluĢan sivillerin ikamet ettiği bölgelere yönelik bombardımanları yoğunlaĢtırdı. Bu bombalar, Akdeniz‟e konuĢlanmıĢ savaĢ gemilerinden ve hava saldırıları sırasında atılmaktadır. Bu saldırılar bölgedeki sivillerin büyük çoğunluğunun Türkiye‟deki Hatay Ģehrinin hizasındaki yerlere çekilmesine sebebiyet verdiğini söylemiĢtir. http://alkhaleejonline.net/articles/1453617577013158600)

95

3.1.14. El-yaoum24’te Çıkan Haberler

Şekil 37. El-yaoum Sloganı

El-yaoum24, Fas gazetesi. En son haberleri ve uluslararası seçkin siyasi, spor teknik ve ekonomik alanlarda etkileĢim sağlamaktadır.

3.1.14.1. Rusya Türkiye’ye Cevap Veriyor… Türkmen Dağı Şiddetli Kara, Hava ve Deniz Bombardımanı Altında

Şekil 38. Türkmen Dağı Şiddetli Kara, Hava ve Deniz Bombardımanı Altında

(kaynak: El-yaoum net)

96

Yayın Tarihi 25.11.2015 Haberde, Kaynaklar bombaların hedef bölgede ikamet eden pek çok sivillere isabet ettiğini söylemiĢler, aynı Ģekilde Türkmen dağı bölgesindeki köylerden biri olan Utayra köyünde yer alan bir mahalle tamamıyla büyük yıkımlara yol açtığını belirtmiĢlerdir. Bombardımanların Türkiye sınırına çekilenleri de kapsayacağından endiĢe edildiğine de iĢaret etmiĢlerdir.(http://www.alyaoum24.com/)

3.1.15. You Tube’ta Türkmenlerle İlgili Yayınlanan Bazı Haberler

3.1.15.1. Lazkiye Ormanlarındaki Yangınlar

Şekil 39. Ebu Halit Türkmen Dağı'nda Yaşayan Bir

(kaynak: Arşiv)

Yayın Tarihi 16.09.2012 Ebu Halid amca Lazkiye kırsalındaki Türkmen Dağındaki Rebia‟da ikamet edenlerden biridir. Bu dağdaki yaĢlıların çoğu gibi Arapça konuĢamaz. Buradaki yangınlardan kurtulan az bir arazisinde yetiĢen meyveleri toplamaktadır. Bahçelerde ve ormanlarda bu yangınları Hükümetin çıkardığını söylemektedir. Bu bölgede yaĢayan

97

insanların meyveleri bu yangınlara maruz kalmaktadır. En basit temel gıda maddelerinin yok olduğu yaĢamdan Ģikayet etmektedir. Un yok, somun ekmeği artık lüks sayılmakta ve evlerde bulunmamaktadır. Herkes çocukları hakkında korkuyla yaĢamakta, rejimin onları yakalamasından ve alıkoymasından yani, çocukları askere almalarından endiĢe etmektedirler. Ebu Halid‟ten hemen sonra Ümmü Muhammed bölgenin bütün tehlikelerine rağmen odun toplamaya gitmiĢ ve dönüyor, baĢka seçeneği de bulunmamaktadır. New Sky kanalına, tüpün piyasadan tamamen çekildiğini söylemektedir. (https://www.youtube.com/watch?v=yXvdWVL5o3g)

3.1.15.2. Türkmenlerin Hikayeleri

Şekil 40. Türkmenlerin Hikayeleri

(kaynak: Arşiv)

14.04.2016 tarihinde yayınlanmıĢtır. Hazırlayan ve sunan: Muhammed Hac Bekri

98

“Haricü‟l Mekan” programında Türkmenlerin hikayeleri ele alınmaktadır. Türkler Orta Asya‟dan Anadolu‟ya göç ettikleri; Selçuklular, Memlüklüler, Osmanlılar gibi birden çok devlet kurdukları ve Abbasiler döneminde ordu içinde çok sayıda türk komutanlar var olduğundan bahsedilmektedir. Ayrıca Türkmenler, Suriye ve Irak bölgelerine nasıl geldiler ve oralarda hayatlarını nasıl sürdürdüklerini de ele almıĢtır. (https://www.youtube.com/watch?v=NYsJl7NO6o8

Genel olarak ele alınan haberlere bakılırsa Türkmenler daha önce de bahsedildiği gibi yaklaĢık son birkaç yıl içerisinde medyada yansıtılmıĢlardır. Çıkan haberlerde ağırlık olarak Türkmenlere karĢı yapılan etnik temizlik konusu vurgulanmaktadır ve stratejik öneminden dolayı Türkmen Dağı haberlerine yer verilmektedir. Ancak görüyoruz ki medya bir toplumu tanıtmak için bir fırsattır ve günümüzde bilindiği üzere dünyanın geliĢmiĢ ülkeleri siyaset, ekonomi ve medyadan oluĢan üç temel direğe bağlanmıĢ durumdadır. Yapılan incelemelere göre Türkmenlerin medyada gündeme geldiği bu süreçte Arap dünyasında konuya yeterince önem verilmediği görülmektedir. Arap medyasında Türkmenlerle ilgili haberlerin çoğunun içeriği:

 Türkmen azınlıklarına karĢı yapılan göç zorlamaları.  Suriye Türkmenlerinin Türk asıllı olmalarından kaynaklı olarak yaĢadıkları ayrımcılık ve baskıların yoğunluğu.  Türkmen Dağı‟nın Rusya desteği ile rejim tarafından Ģiddetli bombardıman altında kalması gibi haberler ön plana çıkmaktadır.

99

SONUÇ

Medya ya da kitle iletiĢim araçları dediğimizde gazeteden, dergiden ve internetten önce aklımıza televizyon gelmektedir. Çünkü artık her evde en az bir televizyon vardır ve evlerimizin baĢköĢelerinde yer almaktadır. Televizyon tüm dünyada olan olaylar hakkında bizlere bilgi verir ve kanaatlerimizin oluĢmasına etki eder. Günümüzde Medya araçları sayesinde insanların isteklerini, duygularını ve düĢüncelerini daha rahat iletebildiklerini, kısa sürede dünyanın uzak köĢelerine bile ulaĢabildiklerini görmekteyiz. Dolayısıyla bu çalıĢmada ele aldığımız Suriyeli Türkmen toplumunun tanıtılmasında medyanın büyük bir etken oluĢturduğu âĢikardır.

Medya, ortaya çıkan geliĢmelerin ve bu toplumun yaĢam tarzının tüm açıklığı ile görülmesini sağlamaya çalıĢmıĢtır. Güncel olayların anında haber alınmasıyla sosyal medya aracılığı ile yayınlanması sonucunda kiĢilerin detaylara daha hızlı ulaĢmasına imkân sağlamaktadır.

Türkmenler, bu coğrafyada bin yıldan daha fazla bir süre güçlü devletler kurarak, bölgenin siyasi birliğini devam ettirmiĢler; bölgede yaĢayan tüm halklarla barıĢ içinde yaĢamıĢlardır. Bu bölgeyi; bölge dıĢı güçlere karĢı 1000 yıl korumalarına rağmen birlikte asırlarca yan yana yaĢadıkları komĢularının insanlık dıĢı tavır ve davranıĢlarına maruz kalmıĢlardır ve yok olmaya bırakılmıĢlardır. Ve görüyoruz ki toplumları birbirine tanıtmakta ve bundan da öte yaĢananları geleceğe taĢımakta medya önemli bir rol üstlenmektedir.

Yapılan gözlemler bu toplumun kendi dillerini yeni nesillere aktarmakta büyük problemler yaĢamakta olduğunu göstermektedir. Dilin ve kültürün aktarılmasındaki sıkıntılar kimliklerinin de yok olmasına sebep olmaktadır. Türkmenler savaĢ ve yıkım sonucu terk etmek zorunda kaldıkları topraklardan kendilerini yeniden var etmek zorunda oldukları yerlere göç etmiĢlerdir. Tüm bu kimlik karmaĢası ve var oluĢ

100

mücadelesi içerisinde medyanın Türkmen meselelerini sunuĢ biçimi önem kazanmaktadır.

Bugünse; tüm bu problemlerin ötesinde varlıklarını kaybetmek üzeredirler. Suriye‟de 2011 Mart ayında baĢlayan olayların en büyük mağdurları arasında Suriye Türkmenleri de yer almaktadır. Ve görüyoruz ki, Suriyeli Türkmen toplumunun hakkındaki gerek iĢitsel gerek görsel olarak bilgileri öğrenme, köyde, Ģehirde, ülkede, dünyayı olup bitenlerden haberdar etme, bu insanlar kendileriyle ilgili bilgileri uzaklara aktarabilmek, baĢka yerlerle ilgili bilgileri de elde edebilmek konusunda medya denilen araçlar güçlü bir etkiye sahip olmaktadır.

Bu çalıĢma ile Arap medyasındaki farklı yayınların, Türkmenlere karĢı nasıl bir bakıĢ açısı oluĢturduğu ve Türkmen meselesini nasıl yansıttığı örnek haberler üzerinden ele alınmıĢtır. Arap medyasında Suriye‟deki Türkmen toplumunun Ģu anki büyük göç dalgaları yaĢamasının sebebi olarak, bu zorunlu göçlerin öncesinde ve sonrasında zor Ģartlarda geçim sağlamaları ve bu göçlerin sebebi olarak Esad rejiminin uyguladığı etnik temizlik haberlerde aktarılmıĢtır. Yapılan çalıĢmaya göre ele alınmıĢ olan bazı Arap medyası Suriye‟nin resmi medyası hariç genel olarak Suriye‟de bulunan Türkmenleri desteklemekte görülmektedir lakin bu kimliğin neler yaĢadığını aktarmakta yeterince etkili olmamıĢtır. Arap medyası; Türkmenleri özel olarak ele almayıp Türkiye Cumhuriyeti Türkmen Dağı‟ndaki düĢürdüğü Rus uçağının nedeniyle haber konusu olarak ele alma mecburiyetinden dolayı gündeme getirmektedir.

ÇeĢitli televizyon kanallarında Türkmenler, özellikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti‟nin Türkmenleri gündeme getirmesi sonucu yer bulmuĢlardır. Arap medyasına göre Rus Bombardımanı bazı Türkmen köylerini haritadan tamamen silmiĢ durumdadır. Türkmen azınlığı kendi bölgelerini terk etmeye zorlayan rejimin medyası bu zorunlu göçü „bölgeye istikrarı getirme ve terörden arındırma‟ faaliyetleri olarak nitelendirmektedir.

Haberlerde Suriye Türkmenleri, dağılım yerleri, devrime katılmaları ve sağladıkları katkılar genel olarak ele alınmıĢ. Ayrıca Türkiye‟ye sığınan Türkmenlerin Türk yetkililerinden özel bir muamele görmedikleri sıradan bir kesimmiĢ gibi davranıldığı açıklanmıĢtır. Çoğu kiĢi Türk hükümetinin Türkmenlere ayrıcalık tanıdığını, onlara imtiyazlar verdiğini, Araplar dıĢında onlara maddi ve eğitimsel alanda

101

özellikle de vatandaĢlık verme konusunda Türkmenlere ayrı bir konum tanıdığını düĢünse de gözlemlerimiz ve görüĢmelerimiz bunların asılsız olduğunu göstermektedir. Osmaniye çadır kentini terk edip yola koyulan bir amcanın „Ben gidiyorum, ben sırtımı yaslayacağım duvarı olmayan bir çadırda yaĢayamam‟ sözü Türkmenlerin çektiği acıyı yeterince açıklamaktadır.

102

EKLER

Ek 1. Bayır-Bucak Dağları (kaynak: yazara ait)

Ek 2. Ak bir kaya ile çakışan yoğun mavi deni, Sulayıp Türkmen – Lazkiye (kaynak: yazara ait)

103

Ek 3. Sed Belloran Gölü, Bayır-Bucak (kaynak: arşiv)

Ek 4. Maçlar okul alanında yapılır (kaynak: yazara ait)

104

Ek 5. Lazkiye kentine 15dk uzaklığında olmasına rağmen Cehalete terk edilmiş Türkmen köylerinden biri

(kaynak: yazara ait)

Ek 6. Lazkiye kentine 15dk uzaklığında olmasına rağmen Cehalete terk edilmiş Türkmen köylerinden başka bir köy (Kaynak: yazara ait)

105

Ek 7. Türkiye sınırına 3km uzaklıktaki Karaköprü köyünde hâlâ Osmanlıca okunuyor (kaynak: arşiv)

Ek 8. Şapka devriminden kaçan Hataylı Türkler Kasiyun Dağı eteklerine yerleşmişler-Şam (kaynak: arşiv)

106

Ek 9. Türkmenler Türk Milli takımını yakından takip ediyor (kaynak: arşiv)

Ek 10. Kızhıl köyünün öğretmeni Muhammed Genco kazılarda çıkan Osmanlı paralarını gösteriyor (Humus) (kaynak: arşiv)

107

Ek 11. Furullok ormanları. Bayır-Bucak (kaynak: arşiv)

Ek 12. Türkmen öğrencilerin zorluklarla mücadelesi (kaynak: arşiv)

108

Ek 13. Türkmen çocukları okullarına giderken (kaynak: https://www.alaraby.co.uk/politics/2014/5/24/)

Ek 14. Kısıtlı imkanlarla Türkmen çocuğunun mutluluğu (kaynak: arşiv)

109

Ek 15. Zeytin bereketi Suriye sahilinde Türkmen bereketidir (kaynak: arşiv)

Ek 16. Buğday değirmeni (kaynak: arşiv)

110

Ek 17. Düşünceli Nine (kaynak: arşiv)

Ek 18. Düşünceli Nine (kaynak: arşiv)

111

Ek 19. Bir aileden üç şehit kardeş (kaynak: yazara ait)

Ek 20. Suriye'li Türkmen Mültecileri ‘Türkiye - Yamadı kampı (kaynak: arşiv)

112

Ek 21. Lübnan'a göç eden Türkmenler (kaynak: http://www.raialyoum.com/?p=193540)

Ek 22. Türkmen Dağ'ndan göç edenler İnsani zor şartlarda yaşamlarını sürdürmekteler

(kaynak: http://video.aljazeera.com/channels/eng/videos/

113

Ek 23. Göç eden Türkmen öğrenciler geçici bir okulda

(kaynak: http://www.skynewsarabia.com/web/article/334677/

Ek 24. Türkiye Türkmen Dağı'ndan Mültecileri karşılamakta

(kaynak: https://www.facebook.com/TurkPressMedia/posts/558958790930935)

114

Ek 25. Türkiye Türkmenleri karşılamasının başka bir çeçevesi

(Kaynak: https://www.facebook.com/TurkPressMedia/posts/558958790930935)

Ek 26. Saha çalışmalarında, Suriye Türkmenlerinin yaşadıkları ile ilgili bilgi kaynağı olan Nadir ve ailesi (kaynak: yazara ait)

115

Ek 27. Bomba yemiş bir Camii (kaynak: yazara ait)

Ek 28. Harab olmuş bir ev (kaynak: yazara ait)

116

Ek 29. Türkmen Mülteci kampı – Yayladağı (kaynak: yazara ait)

Ek 30. bir Türkmen gelini (kaynak: yazara ait)

117

KAYNAKÇA

Kitaplar

Avaz, A. (1914). El-idaretu El-Osmaniye Fi Vilayeti Suriye. Birinci baskı. Beyrut: Daru El-mâaref yayıevi.

AyyaĢ, A. (1989). Hazaratu vadi El-furat. Birinci baskı. DimaĢk: El-ehali yayınevi

Bademci, A. ( 2014). Suriye‟de Türkmenler Ve Bayır-Bucak. Birinci baskı. Ġstanbul: Ötüken yayıncılığı

Bazili, K. (1989). Tarihu Suriye ve Filstin Fi El-ahd El-Osmani. Mosko: Daru Et- takaddum yayınevi.

BeĢĢur, V. (1996). Suriye Sun-u Devle ve Viladeti Ümmeh. Birinci baskı. DimaĢk: daru El-yazeci yayaınevi.

Dib, K. (2012). Tarihu Suriye El-muasir. Ġkinci baskı. Beyrut: Daru En-nehar yayınevi.

El-aĢkar, A. (2005). Et-takrir El-vatani Li-ehdaf Et-tenmiye Fi Suriye

El-beyhaki, E. (1982) . Tarihu El-beyhaki. Beyrut: Daru En-nahda Yayınevi

El-blaziri, E. bt. Futuh El-ârifin. Beyrut: müassesetu El-mâaref yayıncılığı

118

El-ebadi, F. (2009). Kamusu El-muhit. Birinci baskı. Lübnan-Beyrut: Sayda Yayınevi

El-isfahani, Ġ. (1987). El-barku- EĢ-Ģami. Amman-Ürdün: müassesetu Abdulhamit ġuman yayıncılığı

El-gardizi, E. (2006). Zeynu El-ahbar, birinci baskı. Çeviri A. Es-seyyid Zidan. El-kahira: Elmeclisu El-âla Lis-sakafa yayını.

El-hamavi, Y. (1993), Mûcem El-buldan, Beyrut: Dar sadir

El-hanbeli, A. (1406 h. 1986 m). ġezeratu Ez-zeheb Fi Ahbar Men Zeheb. DimaĢk-Beyrut: Ġbn kesir yayınevi

El-mahmut, Ġ. (2011). Es-siyaseh ve El-harb Fi Biladi EĢ-Ģam. Birinci baskı. DimaĢk: Vizaratu Es-sakafah yayıncılığı.

El-makdisi Ed-dimaĢki, ġ (1997). Er-ravzateyn Fi Ahbar Ed-devleteyn En- nuriyyeh ve Es-salahiyyeh. Birinci baskı. Beyrut: Müassesetu Er-risaleh yayıncılığı

El-makdisi El-biĢari, ġ. Bt. Ahsanu Et-takasim fi mârifeti El-akalim. Hollanda: Leidin Ģehrinde baskısı yapılmıĢtır

El-meruzi, ġ. Bt. Tabai El-hayvan. Âlem El-kutub yayını

Es-savvaf, M. (2005). Mûcem El-usar ve El-âlamu Ed-dimaĢkiyyeh. Ġkinci baskı. Beytu El-hikmeh yayıcılığı

119

Ez-zehravi, N. (2003). El-cezru Es-sukkani el-humsi. Birinci baskı. Humus: daru Es-selemeh yayınevi

Ferit, M. (1981). Tarihu Ed-devle El-ulya El-Osmaniye. Birinci baskı. Beyrut: Daru En-nefais yayınevi.

Gündüz, T. (2015), Bozkırın Efendileri, Ġstanbul: Yeditepe yayınevi.

Halil, N. (2002). Et-tekamul Es-sinai Es-suri, birinci baskı, Beyrut: Merkez Ed- dirasat El-vihda El-arabiyyeh.

Hitti, F. (1950). Tarihu Suriye ve Lübnan ve Filistin. Birinci baskı. Beyrut: Daru Es-sakafah.

Ġbn Battuta, M.(1987). Rihlatu Ġbn Battuta. Birinci baskı. Beyrut: Daru Ġhya El- ûlum

Ġbn Halkan, E. ( 1972). Vefiyyatu El-âyan Ve Ebnau Ez-zeman. Beyrut: dar Sadır yayınevi

Kasatili, N. (2004). Er-ravzatu El-ganna Fi DimaĢki El-fayha. DimaĢk: Dar Tallas.

Korkmaz, C ve Ġlter, L (2016) Bayır-Bucak Türkmen Bölgesindeki Türk Varlığı ve Bölgede Mücadele Veren Gruplar.

Neise, Y. ( 1986). Müctemau Medinetu DimaĢk. Birinci baskı. DimaĢk: Dar Tallas yayınevi

120

Rafik, A. ( 1997). El-meĢriku El-arabi Fi EL-ahdi El-Osmani. Birinci baskı. Camiatu DimaĢk yayınlamıĢtır

Sümer, F. (1972), Oğuzlar (Türkmenler), ikinci baskı, Ankara: Ankara Üniversitesi basın evi.

Türkmeni, U. (2007). Tarihu El-etrak ve Et-türkmen, Suriye: Daru El-irĢad

Yarut, C. (1994). Harakatu Et-tenvir El-arabiyye Fi El-karni Et-tasi aĢar. DimaĢk: Vizaratu Es-sakafah yayıncılığı.

Zekeriya, A. (1403 h. 1983 m.). AĢairu EĢ-Ģam. ikinci baskı. DimaĢk: Daru El- fikir

Ziyadeh, N. (1996). DimaĢk Fi Asri El-memalik. Birinci baskı. Beyrut: Firenklin yayınevi.

MAKALELER

El-mavsuâ El-marifiyye EĢ-Ģamileh, www.marefa.org

http://www.turkmen.nl/1A_soitm/Art.1-A1512.pdf Tarih: 15 ġubat 2012 No: Art.1-A1512

Longrig, S. Çev: Bayar Akıl Tarihu Suriye ve Lübnan Tahta El-intidab El-fransi. (http://archive.org/ 2F107.pdf).

121

DERGİLER

http://bof-sy.com/magazine/BOF-SY-02.pdf (EriĢim Tarihi: 12.03.2017)

https://s3-eu-west-1.amazonaws.com/enabbaladi/arabic/wp- content/uploads/2017/02/Enab_Baladi-Issue_260-12_02_2017.pdf (EriĢim Tarihi: 25.03.2017)

İNTERNET KAYNAKLARI

http://www.rp-syria.com/syria/culture (EriĢim Tarihi: 24.01.2017)

http://www.rp-syria.com/syria/culture (EriĢim Tarihi: 24.01.2017) http://www.discover-syria.com/bank/6095 (EriĢim Tarihi: 10.02.2017) http://www.rtv.gov.sy/index.php?m=79 (EriĢim Tarihi: 05.02.2017)

http://friendshome.yoo7.com/t99-topic (EriĢim Tarihi: 26.01.2017)

http://www.rp-syria.com/syria/health (EriĢim Tarihi: 01.02.2017)

https://omar9908hotmailcom.wordpress.com (EriĢim Tarihi: 08.02.2017)

http://www.rp-syria.com/syria/health (EriĢim Tarihi: 01.02.2017)

http://www.marefa.org/ (EriĢim Tarihi: 06.01.2017)

https://www.babonej.com/forum/viewtopic.php?t=77203 (EriĢim Tarihi: 02.02.2017)

http://www.startimes.com/f.aspx?t=35693918 (EriĢim Tarihi: 02.02.2017)

http://www.rp-syria.com/syria/geography (EriĢim Tarihi: 07.01.2017)

https://arabic.cnn.com/middleeast/2015/02/07/syria-number-deaths-revolution- starts (EriĢim Tarihi: 05.01.2017)

(http://www.france24.com 22، ocak 2012 (EriĢim Tarihi: 05.01.2017

122

https://sites.google.com/site/sorya1789/home/asl-altsmyte-wmwq-wtdarys-swrya (EriĢim Tarihi: 08.01.2017)

http://suriyeturkmenmeclisi.org/tr/6-suriye-ve-tuerkmen-gercegi (EriĢim Tarihi: 05.01.2017)

http://www.aljazeera.net/news/reportsandinterviews/2014/4/9 (EriĢim Tarihi: 24.01. 2017)

http://www.aljazeera.net/news/reportsandinterviews/2016/4/4 (EriĢim Tarihi: 24.01.2017)

http://www.aljazeera.net/news/reportsandinterviews/2016/1/26 (EriĢim Tarihi: 25.01.2017)

http://www.aljazeera.net/news/arabic/2015/12/19 (EriĢim Tarihi: 25.01. 2017)

http://www.aljazeera.net/encyclopedia/citiesandregions/2015/11/29 (EriĢim Tarihi: 26.01.2017)

http://www.aljazeera.net/programs/arab-present-situation/2015/11/25 (EriĢim Tarihi: 27.01.2017)

http://www.aljazeera.net/news/international/2015/11/22 (EriĢim Tarihi: 28.01.2017)

http://www.almaghribtoday.net (EriĢim Tarihi: 29.01.2017)

http://www.france24.com (EriĢim Tarihi: 29.01.2017)

http://syria-news.com/readnews.php?sy_seq=186134 (EriĢim Tarihi: 29.01.2017)

http://www.elwatannews.com/news/details/950503 (EriĢim Tarihi: 29.01.2017)

https://www.youtube.com/watch?v=KzuFSM0GFzY (EriĢim Tarihi: 20.01.2017)

http://www.alittihad.ae/multimedia/video.php?id=6301 (EriĢim Tarihi: 24.01.2017)

ضحاٌا-الٌظام-أم-طابور-خاهس-/http://www.alarabiya.net/ar/arab-and-world/2015/11/26 (EriĢim Tarihi: 22.01.2017) لحزكٍا-هي-هن-جزكواى-سورٌا؟

جزكواى-سورٌة-ضحاٌا-ٌذفعوى-هزجٍي-ثوي-/http://orient-news.net/ar/news_show/95347 (EriĢim Tarihi: 22.01.2017) الجذور-الحزكً

http://www.aljazeera.net/news/arabic/2011/4/19/ (EriĢim Tarihi: 27.01.2017)

الوجلس-الوطًٌ-ًظام-/http://www.alarabiya.net/ar/arab-and-world/syria/2014/04/01 (EriĢim Tarihi: 22.01.2017) األسذ-ٌحزض-ضذ-جزكواى-سوري

123

أردوغاى-شاحٌات-االسحخبارات-كاًث-جحول-هساعذات-/https://www.alsouria.net/content (EriĢim Tarihi: 15.01.2017) إًساًٍة-إلى-جزكواى-سورٌة

http://www.annahar.com/article/287461- (EriĢim Tarihi: 15.01.2017)

https://www.youtube.com/watch?v=yiL1b9lA-Og (EriĢim Tarihi: 20.01.2017)

https://www.youtube.com/watch?v=NYsJl7NO6o8 (EriĢim Tarihi: 20.01.2017)

https://www.youtube.com/watch?v=yXvdWVL5o3g (EriĢim Tarihi: 10.01.2017)

https://www.youtube.com/watch?v=Zii_K2GEeIY (EriĢim Tarihi: 10.01.2017)

http://www.alquds.co.uk/?p=437140 (EriĢim Tarihi: 15.01.2017)

http://alkhaleejonline.net/articles/1453617577013158600 (EriĢim Tarihi: 15.01.2017)

http://www.alyaoum24.com/ (EriĢim Tarihi: 18.01.2017)

http://www.all4syria.info (EriĢim Tarihi: 19.01.2017)

124