Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü adına sahibi / Owned on behalf of Institute of Black Sea Studies by Prof. Dr. Mehmet OKUR Karadeniz Teknik Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Trabzon/TÜRKİYE

EDİTÖRLER / EDITORS Dr. Öğr. Üyesi Yüksel KÜÇÜKER Karadeniz Teknik Üniversitesi, Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü, Trabzon/TÜRKİYE Dr. Öğr. Üyesi Volkan AKSOY Karadeniz Teknik Üniversitesi, Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü, Trabzon/TÜRKİYE Doç. Dr. Bahadır GÜNEŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Trabzon/TÜRKİYE

ALAN EDİTÖRLERİ / FIELD EDITORS Arkeoloji - Sanat Tarihi / Archaeology - Art History Dr. Öğr. Üyesi Hülya Çalışkan AKGÜL Karadeniz Teknik Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Trabzon/TÜRKİYE Deniz Bilimleri / Marine Sciences Prof. Dr. Ertuğ DÜZGÜNEŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Trabzon/TÜRKİYE Dil ve Edebiyat / Languages and Literature Dr. Öğr. Üyesi Muzaffer UZUN Karadeniz Teknik Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Trabzon/TÜRKİYE İktisadî ve İdarî Bilimler / Economic and Administrative Sciences Prof. Dr. Rahmi YAMAK Karadeniz Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Trabzon/TÜRKİYE Mimarlık ve Çevre Bilimleri / Architecture and Environmental Sciences Prof. Dr. Cenap SANCAR Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Trabzon/TÜRKİYE Sosyoloji / Sociology Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin YADİGAROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Trabzon/TÜRKİYE Tarih / History Doç. Dr. Ahmet KÖKSAL Karadeniz Teknik Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Trabzon/TÜRKİYE Uluslararası İlişkiler / International Relations Doç. Dr. Bülent ŞENER Karadeniz Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Trabzon/TÜRKİYE

DİL SORUMLULARI / LANGUAGE MANAGERS Doç. Dr. Bahadır GÜNEŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Trabzon/TÜRKİYE Dr. Öğr. Üyesi Tuncer YILMAZ Karadeniz Teknik Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Trabzon/TÜRKİYE

YAYIN KURULU / EDITORIAL BOARD Prof. Dr. David McDONALD Prof. Dr. Necmettin AYGÜN University of Wisconsin / USA Aksaray Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Dilek BEYAZLI Prof. Dr. Rahmi ÇİÇEK Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Trabzon Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Dmitry D. VASILIEV Prof. Dr. Ramazan ÖZEY Russian Academy of Sciences / RUSSIA Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Gocha TSETSKHLADZE Prof. Dr. R. SHUKUROV University of Melbourne / AUSTRALIA Lomonosov Moscow State University / RUSSIA Prof. Dr. Haşim KARPUZ Prof. Dr. Süleyman ERKAN Karatay Üniversitesi / TÜRKİYE Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Hikmet ÖKSÜZ Doç. Dr. Ali ASKER Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Karabük Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Kemal ÜÇÜNCÜ Doç. Dr. Bayram SEVİNÇ Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Mehmet HACISALİHOĞLU Doç. Dr. Coşkun ERÜZ Yıldız Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Mehmet OKUR Doç. Dr. Emanuel PLOPEANU Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Ovidius University of Constanța / ROMANIA Prof. Dr. Mehmet Serhat YILMAZ Doç. Dr. Mustafa Zeki ÇIRAKLI Kastamonu Üniversitesi / TÜRKİYE Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Mesut ÇAPA Doç. Dr. Özgür YILMAZ Ankara Üniversitesi / TÜRKİYE Samsun Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Murat ARSLAN Dr. Öğr. Üyesi Ülkü KÖKSAL Akdeniz Üniversitesi / TÜRKİYE Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE

DANIŞMA KURULU / ADVISORY BOARD Prof. Dr. A. Mevhibe COŞAR Prof. Dr. Oktay BELLİ Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Barış ÖZDAL Prof. Dr. Osman KARATAY Uludağ Üniversitesi / TÜRKİYE Ege Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Bernt BRENDEMOEN Prof. Dr. Peter Benjamin GOLDEN University of Oslo / NORWAY Rutgers University / USA Prof. Dr. Cengiz ALYILMAZ Prof. Dr. Selçuk URAL Uludağ Üniversitesi / TÜRKİYE Kafkas Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Enis ŞAHİN Sakarya Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Sergey P. KARPOV Prof. Dr. Faruk BİLİCİ Lomonosov Moscow State University / RUSSIA Paris- INALCO / FRANCE Prof. Dr. Sezai BALCI Prof. Dr. Feridun EMECEN Üniversitesi / TÜRKİYE 29 Mayıs Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Ülkü ELİUZ Prof. Dr. Hakan KIRIMLI Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Bilkent Üniversitesi / TÜRKİYE Doç. Dr. Sanem ÖZEN TURAN Prof. Dr. İbrahim TELLİOĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Ondokuz Mayıs Üniversitesi / TÜRKİYE Doç. Dr. Serkan DEMİREL Prof. Dr. İlhan EKİNCİ Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Ordu Üniversitesi / TÜRKİYE Doç. Dr. Şahin DOĞAN Prof. Dr. Mehmet ÇOĞ Akdeniz Üniversitesi / TÜRKİYE Samsun Üniversitesi / TÜRKİYE Doç. Dr. Yalçın SARIKAYA Prof. Dr. Mehmet TEZCAN Giresun Üniversitesi / TÜRKİYE Uludağ Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Mehmet ZAMAN Dr. Öğr. Üyesi Ferdi KESİKOĞLU Atatürk Üniversitesi / TÜRKİYE Bülent Ecevit Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Mirian MAKHARADZE Dr. Öğr. Üyesi Osman EMİR Tbilisi State University / GEORGIA Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE Prof. Dr. Nedim İPEK Öğr. Gör. Veysel USTA Ondokuz Mayıs Üniversitesi / TÜRKİYE Karadeniz Teknik Üniversitesi / TÜRKİYE

HAKEMLER / REFEREES Prof. Dr. M. Alaaddin YALÇINKAYA Doç. Dr. Fatih SİVRİKAYA Karadeniz Teknik Üniversitesi Kastamonu Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet TEKOCAK Doç. Dr. Mahmut AYDIN Selçuk Üniversitesi Batman Üniversitesi Prof. Dr. Rahmi ÇİÇEK Dr. Öğr. Üyesi Ercan ÇALIŞ Trabzon Üniversitesi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Prof. Dr. Rahmi DOĞANAY Fırat Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Hülya ÇALIŞKAN AKGÜL Karadeniz Teknik Üniversitesi Doç. Dr. Ahmet KÖKSAL Karadeniz Teknik Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Suhal SAĞLAN Doç. Dr. Ali Akin AKYOL Selçuk Üniversitesi Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Ünal DEMİRER Doç. Dr. Alkan GÜNLÜ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Çankırı Karatekin Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Zekeriya TÜRKMEN Doç. Dr. Ayşe Aslıhan ERGÜDER EROĞLU İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Atatürk Üniversitesi Doç. Dr. Eyyub ŞİMŞEK Öğr. Gör. Nazmiye AYDIN Aksaray Üniversitesi Karadeniz Teknik Üniversitesi

ETİK KURALLARA UYGUNLUK / COMPLIANCE WITH ETHICAL RULES Yayımlanmak üzere KAREN’e gönderilen The papers submitted to KAREN should not çalışmalar daha önce yayımlanmamış veya already been published or been submitted to yayımlanmak üzere başka bir yere another journal. gönderilmemiş olmalıdır. Authors should adhere to ICMJE (International Çalışmalarda ICMJE (International Committee Committee of Medical Journal Editors) of Medical Journal Editors) tavsiyeleri ile recommendations and COPE (Committee on COPE (Committee on Publication Ethics)’un Publication Ethics)’s international standards editör ve yazarlar için uluslararası standartları for editors and authors. dikkate alınmalıdır. Compliance with the principles of scientific Bilimsel araştırma ve yayın etiği ilkelerine research and publication ethics is evaluated uygunluk durumu, Üniversitelerarası Kurul within the framework of the provisions of Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Article 4 of the Inter-University Council Yönergesi’nin 4. maddesi, TÜBİTAK Araştırma Scientific Research and Publication Ethics ve Yayın Etiği Kurulu Yönetmeliği’nin 9. Directive, Article 9 of Regulations of the maddesi ve Yükseköğretim Kurulu Bilimsel TUBITAK Committee on Research and Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi’nin 6. Publication Ethics and Article 6 of the Higher maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde Education Council Scientific Research and değerlendirilmektedir. Publication Ethics Directive. “Etik Kurul Kararı” gerektiren klinik ve Ethical committee approval should be obtained deneysel insan ve hayvanlar üzerindeki for studies on clinical and experimental human çalışmalar için etik kurul onayı alınmış olmalı and animals requiring “Ethics Committee ve bu onay çalışmada belirtilerek Decision” and this approval should be stated belgelendirilmelidir. and documented in the paper.

DERGİNİN TARANDIĞI İNDEKSLER / INDEXES

KAREN TÜBİTAK Ulakbim TRDizin, Index Copernicus, Directory of Open Access Journals (DOAJ), Central and Eastern European Online Library (EƎ), International Institute of Organized Research (I2OR), Academic Resource Index ResearchBib, MLA International Bibliography, Türk Eğitim İndeksi, Eurasian Scientific Journal Index (ESJI), Directory of Research Journals Indexing (DRJI), Scientific Indexing Services (SIS) ve SOBIAD indeksleri tarafından taranan uluslararası hakemli akademik bir dergidir ve senede iki kez yayımlanır. Dergide yayımlanan makalelerin sorumluluğu yazarlarına aittir.

KAREN is an international peerreviewed journal indexed by TUBITAK Ulakbim TRDizin, Index Copernicus, Directory of Open Access Journals (DOAJ), Central and Eastern European Online Library (EƎ), International Institute of Organized Research (I2OR), Academic Resource Index ResearchBib, MLA International Bibliography, Türk Eğitim İndeksi, Eurasian Scientific Journal Index (ESJI), Directory of Research Journals Indexing (DRJI), Scientific Indexing Services (SIS) and SOBIAD and published twice in each year. Authors are responsible for the content of their work.

Kapak Tasarım ve Dizgi / Cover Design and Typesetting Dr. Öğr. Üyesi Yüksel KÜÇÜKER Karadeniz Teknik Üniversitesi, Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü, Trabzon/TÜRKİYE

Düzelti / Redaction Doç. Dr. Bahadır GÜNEŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Trabzon/TÜRKİYE

Yazışma Adresi / Correspondence Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü, Karadeniz Teknik Üniversitesi, 61080, Trabzon / TÜRKİYE

Institute of Black Sea Studies, Karadeniz Technical University, 61080, Trabzon /

Tel: +90 462 377 42 37 Fax: +90 462 325 86 88 http://www.ktu.edu.tr/karen http://dergipark.gov.tr/karen [email protected] [email protected] [email protected]

ISSN: 2458-7680 E-ISSN: 2458-9705

Haziran / June 2020, Trabzon / TÜRKİYE

Baskı / Printing Karadeniz Teknik Üniversitesi Matbaası / Karadeniz Technical University Printing Office

Tel: +90 462 377 21 44

İÇİNDEKİLER / CONTENTS 

Nazlı YILDIRIM Sinope’den bir Duodecim Scriptorum Tablası 1-8 A Duodecim Scriptorum Board from Sinope

Pınar PINARCIK - Güzin BİLİR - Bengin BİLİCİ - Evin Caner ÖZGEL Konuralp Müzesindeki Bir Grup Taş Baltanın P-XRF Yöntemi İle Eskiçağ’da Kullanım Ala- nının Araştırılması 9-22 Investigation of a Group of Stone Axes from by P-XRF Method and De- termination of their Utilizations in Ancient Ages

Ahmet BİLİR Kocaeli Müzesi’nde Bulunan Bir Grup Fibula 23-34 A Group of Fibula from Kocaeli Museum

Keziban SELÇUK - Hüseyin YURTTAŞ Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Dokunan Geleneksel Kumaşlar Üzerine Bir Deneme 35-47 A Trial on Traditional Fabrics Woven in the Eastern

Özgür YILMAZ Yüzbaşı Mircher’ye Göre XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu 49-80 The Trabzon-Erzurum Road in the Middle of the XIXth Century According to Captain Mircher

Evrim ŞENCAN GÜRTUNCA Fransızca Basında 1908 Yılı İstanbul Yangınları: Le Moniteur Oriental Örneği 81-102 1908 Istanbul Fires in French Press: Le Moniteur Oriental

Necdet AYSAL II. Meşrutiyet Dönemi’nin Toplumsal bir Yardım Kuruluşu: Osmanlı Donanma Cemiyeti 103-120 Social Assistance Organization of the II. Constitutionalism Period: Ottoman Navy Society

Derya MUMCU KÜÇÜKER Impacts of Socio-Economic Factors on Carbon Dynamics in Black Sea Forests: A Case Study from Akçaabat Forest Planning Unit 121-140 Karadeniz Ormanlarındaki Sosyo-Ekonomik Faktörlerin Karbon Dinamikleri Üzerine Et- kisi: Akçaabat Orman İşletme Şefliği Örneği KAREN Yayın İlkeleri / Guideline of the KAREN

------ Bu sayıda yayımlanan makalelerin tamamı araştırma makalesidir. / All articles published in this issue are research articles. Bu sayıda etik kurul izni ve/veya yasal/özel izin alınmasını gerektirecek makale bulunmamaktadır. There are no articles in this issue requiring ethical committee permission and/or legal/special permission.

KARADENİZ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ DERGİSİ THE JOURNAL OF INSTITUTE OF BLACK SEA STUDIES

2020 6 / 9 (1-8)

Yıldırım, Nazlı, “Sinope’den bir Duodecim Scriptorum Tablası”, Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 6/9, ss. 1-8. DOI: 10.31765/karen.683954

SİNOPE’DEN BİR DUODECIM SCRIPTORUM TABLASI*

* Araştırma Makalesi / Research Article Nazlı YILDIRIM Bu makale etik kurul izni ve/veya ya- sal/özel izin alınmasını gerektirme- mektedir. / This article does not require ethical committee permission and/or le- gal/special permission. Öz: Bu çalışmada Sinope kenti içerisinde tespit edilmiş olan bir oyun tablası incelenmiştir. Kentin sur duvarı üze- rinde devşirme olarak kullanılmış olan bu tabla, Roma ** Dr. Öğr. Üyesi, Dönemi’nde oldukça sevilen ve pek çok kentte örneği tes- Sinop Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, pit edilen Duodecim Scriptorum oyununa aittir. Tablada Sinop/TÜRKİYE oyun taşlarının yerleştirildiği ana bölüm üç sıradan oluş- maktadır. Her bir sıranın içerisinde kareler şeklinde bi- [email protected] çimlendirilmiş olan on iki oyun hanesi bulunmaktadır. ORCID : 0000-0002-2924-5111 Oyun sıraları iki yanda altışar hane olmak üzere bir ayırma işareti ile tam ortadan ikiye ayrılmıştır. Ayırma işareti olarak birinci ve üçüncü sıralarda çarpı (x), ikinci Anahtar Kelimeler: Karadeniz, Paph- sırada artı (+) motifi kullanılmıştır. Sinope sur duvarı lagonia, Sinope, Antik Dönem Oyun- üzerinde kullanılmış olan bu oyun tablası olasılıkla büyük ları, Duodecim Scriptorum boyutları ve masif yapısı nedeniyle Selçuklu Dönemi’nde Keywords: Black Sea, Paphlagonia, Si- sur duvarlarının yenilenmesi ve onarımları sırasında dev- nope, Ancient Games, Duodecim Scrip- şirme malzeme olarak tercih edilmiştir. Hanelerin ve torum ayırma işaretlerinin düzenlenişine göre tipolojik olarak hiçbir oyun tablası ile bire bir benzeşmeyen Sinope duo-

decim scriptorum tablasında, dönemin yaygın motifleri-

nin farklı şekilde tasarlanarak kullanıldığını ve bu an- lamda özgün bir örnek olduğunu düşünmek mümkündür.

A DUODECIM SCRIPTORUM BOARD FROM SINOPE

Abstract: In this study, a game board determined in Si- nope has been examined. This board, which was used as a spolia on the city wall of the city, belongs to the Duo-

decim Scriptorum game, which was very popular in the Roman Period and whose examples were found in many cities. The main section where game pieces are placed on the board consists of three rows. There are twelve game places, which are shaped as squares within each row. Each row is divided into two in the middle, with a sepa- ration sign. In the first and third rows, the cross (x) sign

is used as the separation sign, and the plus (+) motif in Geliş Tarihi / Received Date: 03.02.2020 the second row. The game board was probably used as a

Kabul Tarihi / Accepted Date: 18.05.2020 spolia during the renewal and repairs of the city wall seen Nazlı YILDIRIM KAREN 2020 / 6 / 9 2 in the Seljuk Period due to its large size and massive structure. Sinope duodecim scriptorum table is not exactly like any game table accord- ing to the arrangement of the game places and separation signs. It is possible to think that the common motifs of the period were designed and used differently and, in this sense, it was an original example. Giriş Sinope Karadeniz’in en kuzey noktasında, anakarayla ileri doğru genişleyen Boztepe Yarımadası arasındaki dar bir kıstakta yer alan önemli bir Paphlagonia kentidir. Coğ- rafi olarak doğal bir limana sahip olan kent, bu sayede antik dönemde Karade- niz’in en önemli ticaret limanı olarak faali- yet göstermiştir. Deniz ticaretindeki önemi nedeniyle bu kent Klasik, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Beylikler ve Os- manlı Dönemleri’ni içine alan, geniş bir ta- rihi süreç içerisinde kesintisiz olarak yer- leşim görmüştür.1 Bu çalışmada Sinope’de tespit edilmiş olan antik bir oyun tablası incelenmiştir. Kentin sur duvarı üzerinde devşirme olarak kulla- nılmış olan bu tabla, Roma Dönemi’nde ol- dukça sevilen ve pek çok kentte tabla ör- neği tespit edilen duodecim scriptorum Resim 1. Sinope Duodecim Scriptorum Tablası, oyuna aittir. Çalışma içerisinde tablanın Buluntu Yeri tanımlaması yapılmış ve benzer örnekler ışığında sahip olduğu tipolojik özellikler ayrıntılı olarak değerlendirmeye alınmış- tır. Tanımlama Konumuzu oluşturan antik oyun tablası, Si- nope sur duvarı üzerinde devşirme mal- zeme olarak kullanılmıştır.

Resim 2. Sinope Duodecim Scriptorum Tablası Buluntu Yeri (Bryer ve Winfield, 1985: 88)

------1 Kent konusunda ayrıntılı bilgi için bkz.: Akurgal ve Budde, 1956; Erzen, 1956: 69-72; Boysal, 1959: 23-29; Barat, 2012: 25-64. 3 Sinope’den bir Duodecim Scriptorum Tablası

Mermerden yapılmış olan bu tabla, 94 cm sıradan oluşmaktadır. Paralel olarak yer- uzunluğunda, 85.5 cm genişliğinde ve 33 leştirilmiş her bir sıranın içerisinde geniş- cm yüksekliğindedir. likleri 5 - 5.5 cm arasında değişen ve kare- ler şeklinde biçimlendirilmiş olan on iki oyun hanesi bulunmaktadır. Kare oyun ha- nelerinin tümü, daireler ve bu dairelerin tam merkezinde nokta şeklinde bir oygu ile bezenmiştir. Üç oyun sırası, her iki yandan 3 cm genişliğindeki bir çerçeve ile sınırlan- dırılmıştır. Aralarında 15 cm ölçüsünde boşluklar bıra- kılmış olan her oyun sırası, iki yanda altı- şar hane olmak üzere bir ayırma işareti ile tam ortadan ikiye ayrılmıştır. Ayırma işa- reti olarak birinci ve üçüncü sıralarda çarpı (x), ikinci sırada artı (+) motifi kullanıl- mıştır. Sinope sur duvarı üzerinde devşirme mal- zeme olarak kullanılmış olan, üç sıralı ve on iki haneli bu tablanın benzer örnekler ışığında antik dönem duodecim scriptorum Resim 3. Sinope Duodecim Scriptorum Tablası oyununa ait olduğu anlaşılmaktadır. Yan ve alt yüzeyleri kabaca murçlanmış Antik Dönemde Duodecim Scriptorum olan tablanın üst yüzeyi özenlice işlenerek, Oyunu perdahlanmıştır. Tablanın özellikle sol bö- Roma Dönemi’nin en sevilen tabla oyunla- lümü günümüzde oldukça aşınmış durum- rından biri olan duodecim scriptorum, La- dadır. tince “on iki nokta oyunu” ya da “on iki işa- ret oyunu” anlamına gelmektedir. Oyun, tabla ya da oyun masasına karşılıklı olarak oturan iki kişinin on beşer taş ve üç zar ile oynadığı, şansa dayalı bir yarış oyunudur.2

Resim 4. Sinope Duodecim Scriptorum Tablası

Oyun tablası tipolojik olarak üç sıralı, on iki haneli tabla tipolojisi arasında yer al- Resim 5. Duodecim Scriptorum Oynayan Oyun- maktadır (3 x 12). Oyun taşlarının yerleşti- cular (Bell, 1969: Fig. 28) rildiği ana bölüm 5 cm yüksekliğindeki üç

------2 Duodecim scriptorum oyunu konusunda ayrıntılı Schädler, 1995: 73-81; Arslan, 2007: 36-40; Selvi-Be- bilgi için bkz.: Austin, 1934: 30-34; Bell, 1969: 30-34; ner, 2013: 53-67. Nazlı YILDIRIM KAREN 2020 / 6 / 9 4

Oyunu oynayan iki oyuncunun taşları/pul- oyuna başlamalı ve atılan üç zarın değerine ları renk (örneğin siyah ve beyaz) ya da be- göre taşlarını hareket ettirerek ilerlemeli- zeme (örneğin çizgili ve çizgisiz) yoluyla dir. birbirinden ayrılmaktadır. Yunanca πεσσοί=pessoi, Latince latrunculi olarak adlandırılan oyun taşlarının yapımında pişmiş toprak, ahşap, kemik, cam ya da de- ğerli taş malzeme kullanılmıştır.3 Yunanca κύβος=kybos, Latince tessera olarak adlan- dırılan oyun zarları ise genel olarak altı yüzü bulunan ve her yüzünde birden altıya kadar sayıları barındıran küp şeklindeki Resim 7. Duodecim Scriptorum Oyunu Hareket objelerdir.4 Yönleri Oyunun amacı olasılıkla bütün taşları tab- Oyun taşlarının tümünü toplayan ilk 6 lanın dışına, rakibinden önce taşımaktır. oyuncu, oyunu kazanmış sayılmaktadır. Oyuncuların hamleleri ve oyunun nasıl oy- Başkent Roma, İtalya, Anadolu ve Kuzey Af- nandığı konusunda kesin bir bilgi olmasa rika gibi Roma İmparatorluğu’nun hüküm da bu konuda en çok kabul edilen düşünce, sürdüğü geniş bir coğrafya içerisinde, uzun Ostia’da bulunmuş olan ve oyunu yeni öğ- yüzyıllar boyunca çok sevilerek oynandığı renenler için kuralları açıklamak üzere ha- anlaşılan bu oyuna ait pek çok tabla örneği zırlanmış olduğu düşünülen antik bir oyun günümüze ulaşmış durumdadır.7 Konu- 5 tablasına dayanmaktadır. muzla ilgili olarak örneğin Anadolu’da Ep- hesos,8 ,9 ,10 ,11 Perge12 ve Side13 gibi kentlerde, Roma İmparatorluk Dönemi’ne tarihlendi- rilen çok sayıda duodecim scriptorum tab- lası bulunmuştur.14 Bu popüler oyun genellikle taş bloklar ya da ahşap üzerine çizilerek özel olarak ya- pılmış oyun masaları üzerinde oynanmak- tadır;15 ancak hamam, , sütunlu cadde ya da stoa gibi insan trafiğinin yoğun ol- duğu antik dönem kamu yapılarının stylo- batları üzerine kazılarak, pratik bir bi- Resim 6. Duodecim Scriptorum Tablası Ostia çimde oluşturulan yer tablaları da bulun- (Selvi-Bener, 2013: Res. 64) maktadır. İnsan trafiğinin yoğun olduğu Tabla üzerinde, oyuncuların takip etmesi antik yapıların stylobatlarına çizilerek oy- gereken hareket yönleri “A” harfinden baş- nanan şans oyunları, insanların bir araya layarak “E” harfine doğru işaret edilmiştir. gelerek sosyalleşmesinin en eğlenceli yol- 16 Bu tablaya göre her iki oyuncu orta sıradan larından biridir.

------3 Oyunlarda, pişmiş toprak seramik parçalarının ka- 9 Roueché, 2007: 100-105. baca şekillendirilmesiyle oluşturulan oyun taşlarının 10 Talloen, 2018: 102-104 Fig. 2. yanı sıra çok farklı şekillerde özel olarak hazırlanmış 11 Demirer, 2015: 744-745 Res. 1-2. taşların kullanıldığı da bilinmektedir. Kurke, 1999: 12 Selvi-Bener, 2008: 175 Kat. no. 20 Res. 68; 179 Kat. 262-263 Fig. 1; Selvi-Bener, 2013: 71-82. no. 22 Res. 79; 180 Kat. no. 23 Res. 84; 181 Kat. no. 4 St. Clair, 1996: 370-371 Dipnot 6 Res. 9; Selvi-Bener, 24 Res. 85A-B; 182 Kat. no. 25 Res. 86-87; 183 Kat. 2013: 82-91. no. 26 Res. 88. 5 Austin, 1934: 33; Selvi-Bener, 2013: 54. 13 Selvi-Bener, 2008: 178 Kat. no. 21 Res. 77. 6 Austin, 1934: 33; Selvi-Bener, 2013: 54-55. 14 Schädler, 1995: 74-81. 7 Schädler, 1995: 81. 15 Selvi-Bener, 2013: 91-93. 8 Schädler, 1995: 74. 16 Selvi-Bener, 2013: 192-195. 5 Sinope’den bir Duodecim Scriptorum Tablası

Tablaların tümü her biri üzerinde on iki ha- nenin bulunduğu üç sıradan oluşmaktadır ve bu sıralar iki yanda altışar hane olmak üzere tam ortada yer alan bir işaret ile bir- birinden ayrılmaktadır. Ele geçen çok sayı- daki tabla örneğinde ortak bir şablonun kullanılmadığı; sıralar üzerindeki hanele- rin ve bunları ortadan ayıran işaretlerin çok çeşitli olduğu anlaşılmaktadır.17 Örne- ğin oyun haneleri için daireler, kareler, çapraz ya da artı işaretleri, yapraklar, harfler, monogramlar, hilaller ve hatta Resim 9. Duodecim Scriptorum Tablası, Aphro- erotik semboller gibi birbirinden farklı işa- disias /M.S. Geç 2.-3. Yüzyıl ret ve motifler kullanılmıştır;18 ancak ha- https://www.flickr.com/photos/wneuhei- neleri daireler, kareler ya da harfler kulla- sel/7471668214/ nılarak oluşturulan tablaların oldukça sık karşılaşılan tipler arasında olduğunu söy- lemek mümkündür.19

Resim 10. Duodecim Scriptorum Tablası Perge/Geç Roma (?) (Selvi-Bener, 2013: Res. 88) Oyun hanelerinin harflerden oluştuğu oyun tablaları da en sık karşılaşılan örneklerden biridir. Bu tip tablalarda otuz altı oyun ha-

nesi, birer harfe dönüştürülerek eğlence, Resim 8. Daire, Kare ve Harflerden Oluşturulan şans ya da askerlikle ilgili söz, tekerleme Tabla Şemaları ve deyişler oluşturulmuştur.21 Örneğin Örneğin Aphrodisias’tan bir oyun tabla- LVDITE SECVRI QVIBVS AESEST SEMPER sında oyun haneleri daire şeklinde; INARCA, “Kesen doluysa, korkusuz oyna” Perge’den bir örnekte20 ise bitişik kareler anlamına gelmektedir (Fig. 8).22 şeklinde oluşturulmuştur. Tablalarda ortak bir şablonun kullanılma- ması, oyun tablalarını kesin olarak tarih- lendirmeyi de oldukça zorlaştırmaktadır. M.S. 2. ve 3. yüzyıllarda yaygın olarak oy- nandığı anlaşılan bu popüler oyunun, ele geçen örnekler ışığında özellikle Anadolu ------17 Selvi-Bener, 2013: 55-66. tablaların farklı bir oyuna ait olabileceği düşünül- 18 Bell, 1969: 31. mektedir. Austin, 1932: 32; Aslan, 2007: 39; Selvi-Be- 19 Selvi-Bener, 2013: 53-67. ner, 2013: 58-59. 20 Selvi-Bener, 2013: 183 Kat. no. 26 Res. 88. 22 Schamber, 2009: 44 Appendix B, No. 6. 21 Roma İmparatorluğu’nda şans oyunlarının kumar olarak görülmesi nedeniyle, oyuncuların oyunu gizle- mek için bu tür uygulamalara başvurduğu ya da bu tür Nazlı YILDIRIM KAREN 2020 / 6 / 9 6 kentlerinde M. S. 5. ve 6. yüzyıllarda hala oyun yerlerinin bitişik olmayan karelerden oynanmaya devam ettiğini söylemek müm- oluştuğu 6, 7, 8, 16, 18 ve 19 nolu tiplerle28 kündür.23 genel bir benzerlik söz konusu olsa da hem üst hem de alttan düz çizgilerle sınırlandı- Değerlendirme ve Sonuç rılmış, daireler ve bu dairelerin tam mer- Sinope sur duvarı üzerinde devşirme ola- kezinde nokta şeklinde bir oygu ile bezen- rak kullanılmış olan bu oyun tablası olası- miş olan Sinope örneği tüm bu örneklerden lıkla büyük boyutları ve masif yapısı nede- farklılaşmaktadır. Ayırma işareti olarak niyle devşirme malzeme olarak tercih edil- kare içerisinde çarpı (x) motifinin kullanıl- miştir.24 Var olan arkeolojik veriler, kentin dığı Ephesos ya da Abu Shaar29 gibi tabla kale ve surlarının en erken evresinin Hel- örneklerinde de oyun hanelerinin genel dü- lenistik Dönem’e ait olduğuna işaret et- zenleniş biçimleri Sinope örneğinden fark- mektedir.25 Bu tarihten itibaren Bizans ve lıdır. Selçuklu Dönemleri’nde kentin sur duvar- ları pek çok ekleme ve onarım görmüştür. Kentin 1214 yılında Selçuklu İmparator- luğu’nun egemenliğine girmesiyle birlikte kale içerisinde bir iç kale eklenmiş; bu iç kalenin inşasında çoğunlukla Hellenistik, Roma ve Bizans Dönemleri’ne ait mimari elemanlar devşirme malzeme olarak kulla- nılmıştır.26 Bu oyun tablası da olasılıkla oyunun tamamen unutulmuş olduğu ve halk için hiçbir anlam ifade etmediği Sel- çuklu Dönemi’nde devşirme malzeme ola- rak kullanılmıştır. Daire ve nokta şeklinde bir oygu ile bezen- miş, bitişik olmayan karelerden oluşturu- lan ve ayırma işareti olarak çarpı ve artı motifleri kullanılan Sinope duodecim Resim 11. Duodecim Scriptorum Tablası, Ephe- scriptorum tablası, bugüne kadar tespit sos /Geç Roma, https://locusludi.ch/inside-ep- edilmiş olan hiçbir tabla örneği ile bire bir hesus/ benzeşmemektedir. Oyun hanelerinin dü- zenleniş biçimi konusunda yapılmış olan ana sınıflandırmalar27 içerisinde yer alan,

------23 Selvi-Bener, 2013: 67. 27 Roma Dönemi tablalarında oyun hanelerinin düzen- 24 Oyun tablalarının duvarlarda ya da taban döşeme- leniş biçimi konusunda yapılmış olan en kapsamlı ça- lerinde devşirme malzeme olarak kullanılması sık lışma British Museum Tamamlanmamış Tabla Tipolo- karşılaşılan bir uygulamadır. Örneğin Perge’de geç jisi’dir (Bell ve Roueché, 2007: 109). Selvi-Bener, bu dönemde inşa edilmiş bir kilise duvarında duodecim tipoloji içerisinde yer alan on bir tabla tipine, dokuz scriptorum tablası devşirme malzeme olarak kullanıl- yeni tip daha ekleyerek sınıflandırmayı genişletmiş- mıştır. Bkz.: Abbasoğlu ve Özdizbay, 2008: 490; tir. Selvi-Bener, 2013: 55-67. Selvi-Bener, 2013: 65 Res. 86-87. Kibyra’da tespit 28 Selvi-Bener, 2013: 207-218. edilmiş olan iki duodecim scriptorum tablası taban 29 Mısır/Abu Shaar’da M. S. 309-310 yıllarında kuru- döşemelerinde devşirme olarak kullanılmıştır. Bkz.: lan bir Roma kalesinde ele geçen bu tabla, birinci ve Demirer, 2015: 744-745 üçüncü sıralarda iki; ikinci sırada üç ayırma işareti 25 Kentin batı yönünde yer alan surlar olasılıkla Hel- kullanılmış olmasıyla olasılıkla farklı kuralları olan lenistik Dönem’e aittir. Bu yönde yer alan sur duvar- bir duodecim scriptorum oyununa aittir. Bkz.: Mulvin larında emplekton örgü tekniği kullanılmıştır. Red- ve Sidebotham, 2004: 609-611; Selvi-Bener, 2013: 59- ford, 2014: 24-39 60 Res. 72. 26 Kentin kale ve sur duvarları konusunda geniş bilgi için bkz.: Bryer ve Winfield, 1985: 76-79 Fig. 4-14; Redford, 2014: 27-61. 7 Sinope’den bir Duodecim Scriptorum Tablası

mayışı tarihlendirilmesini oldukça zorlaş- tırsa da Anadolu örneklerinin çoğunlukla M. S. 5. ve 6. yüzyılla tarihlendirildiği30 göz önüne alındığında Sinope duodecim scrip- torum tablasını da Geç Roma Dönemi’ne ta- rihlendirmek mümkün görünmektedir.

KAYNAKÇA Akurgal, Ekrem ve Budde, Ludwig, (1956),

Resim 12. Duodecim Scriptorum Tablası, Abu Vorlaufiger Bericht Über die Ausgrabungen Shaar /M. S. 4. Yüzyıl (Selvi-Bener, 2013: Res. in Sinope, Ankara: Türk Tarih Kurumu Ba- 72) sımevi. Hanelerin ve ayırma işaretlerinin düzenle- Arslan, Aytuğ, (2007), “Roma Halkının nişine göre tipolojik olarak hiçbir oyun tab- Sevdigi Bir Oyun: Duodecim Scripta”, Sel- lası ile benzeşmeyen Sinope duodecim çuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi scriptorum tablasında, dönemin yaygın Edebiyat Dergisi, 17, 33-43. motiflerinin farklı şekilde tasarlanarak Austin, Roland G., (1934), “Roman Board kullanıldığını ve bu anlamda özgün bir ör- Games. I”, Greece & Rome, 4/10, 24-34. nek olduğunu düşünmek mümkündür. Abbasoğlu, Haluk ve Özdibay, Aşkım, Sinope’nin günümüze kadar kesintisiz ola- (2008), “Perge Kazı ve Onarım Çalışmaları rak yerleşim görmesi ve var olan antik mal- 2007 Yılı Raporu”, KST, 30/ II, 483-502. zemelerin özellikle Bizans ve Selçuklu Dö- nemleri’nde devşirme olarak kullanılması Barat, Claire, (2012), “La ville de Sinope, nedeniyle kentin antik dokusu ya da halkın reflexions historiques et archeologiques”, günlük yaşantısı konusunda bilgilerimiz sı- Sinope. The Results of Fifteen Years of Re- nırlıdır. Tespit edilmiş olan bu tabla, Roma search Proceedings of the International Dönemi’nde Sinope halkının gündelik ya- Symposium, 7-9 May 2009, (Ed. Dominique şantısı hakkında küçük de olsa bir ipucu Kassab Tezgör), Leiden: Brill, 25-64. vermesi bakımından oldukça önemlidir. Bell, Robert C., (1969), Board and Table Roma Dönemi boyunca hem başkent Games from Many Civilizations I. London: Roma’da hem de Anadolu ya da Kuzey Af- Oxford University Press. rika gibi eyaletlerin büyük ve önemli kent- lerinde, halkın bir araya gelerek vakit ge- Boysal, Yusuf, (1959), “Sinop'un En Eski çirmek ve eğlenmek amacı ile oynamış ol- Buluntuları ve Kolonizasyonu Hakkında”, duğu çok sevilen duodecim scriptorum TAD, VIII/2, 23-29. oyununun, nispeten uzak bir coğrafyada Bell, Robert C. ve Roueché, Charlotte, yer alan Karadeniz Bölgesi’nde de bilinerek (2007), “Graeco-Roman Pavement Signs oynandığını ve dönemin popüler oyunları- and Game Boards, A British Museum Work- nın bölge halkının günlük yaşantısında di- ing Typology”, Ancient Board Games in Per- ğer bölgelerle paralel olarak yer aldığını spective: Papers from the 1990 British Mu- kanıtlamaktadır. Söz konusu oyun tablası seum colloquium, (Ed. I. L. Finkel), Londra: şimdilik bölgede tespit edilmiş tek örnek The British Museum Press, 106-109. olması bakımından da oldukça önemlidir. Selvi-Bener, Salkım, (2013), Antikçağda Tablanın devşirme olarak kullanılması ve Oyun ve Oyuncaklar, İstanbul: Kitap Yayı- benzer bir karşılaştırma örneğinin bulun- nevi.

------30 Selvi-Bener, 2008: 177-183 Kat. no. 20-26; Selvi- Bener, 2013: 67. Nazlı YILDIRIM KAREN 2020 / 6 / 9 8

Selvi-Bener, Salkım, (2008), Eski Yunan ve Northeast Slope of the Palatine: The Pala- Roma’da Oyun ve Oyuncaklar, Yayımlan- tine East Excavation”, Dumbarton Oaks Pa- mamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üni- pers, 50, 369-374. versitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Talloen, Peter, (2018), “Rolling the dice: Bryer, Antony ve Winfield, David, (1985), Public game boards from Sagalassos”, The Byzantine Monuments and Topography HEROM, 7/1-2, 97-132. of the Pontos, Washington: Dumbarton

Oaks.

Erzen, Afif, (1956), “Sinop Kazısı 1953 Yılı Çalışmaları”, TAD, VI/1, 69-72. Demirer, Ünal, (2015), “Kibyra Kazılarında Bulunan İki Adet Duodecim Scripta Tab- lası”, I. Teke Yöresi Sempozyumu Bildiriler Kitabı, (Ed. Şevkiye Kazan Nas), Antalya: Asude Ofset Matbaa Hizmetleri 741-748.

Kurke, Leslie, (1999), “Ancient Greek

Board Games and How to Play Them”, Clas- sical Philology, 94/ 3, 247-267. Mulvin Lynda ve Sidebotham, Steven E., (2004), “Roman Game Boards from Abu Sha’ar (Red Sea Coast, Egypt)”, Antiquity, 78/301, 602-617. Redford, Scott, (2014), İktidar İmgeleri. Si- nop İçkalesindeki 1215 Tarihli Selçuklu Ya- zıtları, İstanbul: Koç Üniversitesi Yayın- ları. Roueché, Charlotte, (2007), “Late Roman and Byzantine Game Boards at Aphrodis- ias”, Ancient Board Games in Perspective: Papers from the 1990 British Museum collo- quium with additional contributions, (Ed. I. L. Finkel), London: The British Museum Press, 100-105. Schädler, Ulrich, (1995), “XII Scripta, Alea, Tabula: new evidence for the Roman his- tory of Backgammon”, New Approaches to Board Games Research: Asian origins and future perspective. International Institute for Asian Studies, (Ed. Alexander J. de Voogt), Leiden: IIAS, 73-98. Schamber, Peter, (2009), XII Scripta: Com- pilation, Analysis and Interpretation, Sen- ior Thesis, DePauw: DePauw University. St. Clair, Archer, (1996), “Evidence for Late Antique Bone and Ivory Carving on the

KARADENİZ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ DERGİSİ THE JOURNAL OF INSTITUTE OF BLACK SEA STUDIES

2020 6 / 9 (9-22)

Pınarcık, Pınar - Bilir, Güzin - Bilici, Bengin - Özgel, Evin Caner, “Konuralp Müzesindeki Bir Grup Taş Baltanın P-XRF Yöntemi İle Eskiçağ’da Kullanım Alanının Araştırılması”, Ka- radeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 6/9, ss.9-22. DOI: 10.31765/karen.688888

KONURALP MÜZESİNDEKİ BİR GRUP TAŞ BALTANIN P-XRF YÖNTEMİ İLE ESKİÇAĞ’DA KULLANIM

ALANININ ARAŞTIRILMASI*

   * Araştırma Makalesi / Research Article Pınar PINARCIK - Güzin BİLİR - Bengin BİLİCİ - Evin  Bu makale etik kurul izni ve/veya ya- Caner ÖZGEL sal/özel izin alınmasını gerektirme- mektedir. / This article does not require ethical committee permission and/or le- gal/special permission. Öz: Çalışma konumuz, Düzce İli Merkez İlçe Yörükler ** Dr. Öğr. Üyesi, Köyü Köprübaşı Mevkii’nde 1464 parselde Konuralp Mü- Düzce Üniversitesi, Fen Edebiyat zesi’nin yaptığı tespit-sondaj kazıları sırasında Roma ta- Fakültesi, Tarih Bölümü, bakasında ele geçen ve müzenin kuruluş aşamasında Af- Düzce/TÜRKİYE yonkarahisar Müzesi’nden gelen taş baltalardan oluşmak- [email protected] tadır. Çalışmada tahribatsız bir yöntem olan Taşınabilir ORCID : 0000-0002-6757-1719 X-Işını Florasans Spekrometresi (P-XRF) ile taş baltaların *** Dr., elementel içeriği incelenmiş ve kullanım alanları tespit Bursa Uludağ Üniversitesi, Fen Edebiyat edilmiştir. Elde edilen bulgular doğrultusunda Roma kat- Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Bursa/TÜRKİYE manında bulunan taş baltaların, erken dönem taş baltalar [email protected] ile benzer özellik gösterdiği saptanmıştır. Antik kentlerde ORCID : 0000-0002-8061-2386 yapılan kazılarda, prehistorik çağlarda kullanılan taş bal- taların ele geçmesi daha evvelden de görülmüştür. Bu tür- **** Doktora Öğrencisi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, deki aletler çoğu kazıda ve yüzey araştırmasında bolca ele Kültür Varlıkların Koruma ve Onarım geçmekte, müzelere satın alma yoluyla da girmektedir. Bölümü, Ankara/TÜRKİYE INVESTIGATION OF A GROUP OF STONE AXES FROM [email protected] ORCID : 0000-0002-7195-4077 KONURALP MUSEUM BY P-XRF METHOD AND DETERMINATION OF THEIR UTILIZATIONS IN ***** Dr. Öğr. Üyesi, ANCIENT AGES Pamukkale Üniversitesi, Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü, Abstract: Our study topic consists of stone axes recovered Denizli/TÜRKİYE from the Roman layer during the detection-sounding ex- [email protected] cavations made by Konuralp Museum in parcel 1464, Kö- ORCID : 0000-0003-0499-7517 prübaşı Mevkii of Yörükler Village in Düzce Province Cen- tral District. In this study, elemental content of stone axes Anahtar Kelimeler: Konuralp Müzesi, , Taş Balta, P-XRF, was investigated with P-XRF which is a non-destructive Eskiçağ method. According to the findings, it was found that the stone axes found in the Roman layer show similar charac- Keywords: Konuralp Museum, Prusias ad Hypium, Stone Axe, P-XRF, Ancient teristics to the early stone axes. During the excavations in History the ancient cities, the discovery of stone axes used dated to prehistoric ages was seen before. Most of these tools Geliş Tarihi / Received Date: 14.02.2020 were found during excavations and surveys, and they also

Kabul Tarihi / Accepted Date: 09.06.2020 entered museums by means of purchase.

P. PINARCIK-G. BİLİR-B. BİLİCİ-E.C. ÖZGEL KAREN 2020 / 6 / 9 10

Giriş Eskiçağ’daki kullanım alanlarını tespit et- mektir. Günümüzde Düzce iline bağlı Konuralp il- çesi altında bulunan Prusias Ad Hypium İnsanoğlu iki ayak üzerinde durmaya baş- antik kenti, M.Ö. 3. yüzyıldan itibaren yer- ladığında ellerini kullanma özelliği, etra- leşime sahne olmuş; Yunan, Roma, Bizans fını daha iyi görebilme yetisi sayesinde do- ve Osmanlı dönemlerinde ev sahipliği yap- ğanın sunduğu olanakları kusursuzca kul- mıştır.1 Eskiçağ’da bölgesinde yer lanmaya başlar. Çevresinde ilk kullanabile- alan antik kent tüm Karadeniz bölgesi Es- ceği şeylerden biri de taştır. Avladığı hay- kiçağ yerleşimleriyle aynı kaderi paylaş- vanları tüketirken etin koparılması, parça- makta gerek bölge coğrafyasının elverişsiz lara ayrılması için keskin kenarlı aletlere yapısı gerekse çağdaşı dönemler için Ege ihtiyaç duyar. İşte bu ihtiyaç onu alet yap- ve Akdeniz uygarlıklarına duyulan ilginin maya sevk eder. Böylece biyolojik evrimi fazla olması ile kazı çalışmaları konusunda toplumsal evrimiyle paralel ilerler.7 geri planda kalmıştır. Kentin Eskiçağ tari- En eski taş aletlerin kullanım alanlarının hine dair bilgilerimiz, bölgede yapılan bi- işlevsel olduğu düşünülür. Otların, dalların limsel çalışmaların dışında, bölgeyi ziyaret kesilmesi, hayvanların kesilerek parçalan- eden seyyahların gözlemlerinden oluşmak- ması, vurmak, kazmak, ezmek, gibi işlerde tadır. Bölgede yapılan ilk yüzey araştır- kullanıldığı ileri sürülür.8 Bu işlevleri ke- ması Prof. Dr. İsmail Kılıç Kökten tarafın- narlarının kaba olduğunu gösterir.9 İnsan- dan gerçekleştirilmiştir.2. Kente dair ilk ar- lar alet yapmada ustalaşmaya başladıkça keolojik kazı ise İstanbul Arkeoloji Müze- yeni teknikleri kullanmaya başlar. Artık leri Müdürü Rüstem Duyuran tarafından çakmaktaşı ya da başka bir taş tarafından 1948-1960 yılları arasında gerçekleştiril- yontularak daha sivri, simetrik, yassı taş miştir.3 Günümüzde Konuralp Müze Mü- baltaların geniş bir alanda kullanıldığını dürlüğü’nün öncülüğünde Düzce Üniversi- görürüz.10 Bu aletlerin daha çok ele geçtiği tesi Arkeoloji bölümü öğretim üyelerinin Yakındoğu ve Avrupa’da Yontma taş en- bilimsel danışmanlığında 2014 yılında baş- düstrileri üzerine yapılmış birçok çalışma latılan kazı çalışmaları devam etmektedir. mevcuttur. Taş balta yapma geleneği süreç Yine Arkeoloji bölümü öğretim üyelerinden içerisinde yeni deneyimlerin ve ihtiyaçla- Dr. Nurperi Ayengin tarafından yapılan yü- rın da katılması ile değişime uğrayarak ku- zey araştırması sonucu bölgenin prehisto- şaktan kuşağa aktarılır. Her taş balta bize rik dönemine dair arkeolojik veriler ele aleti yapanın düşünce ve yeteneğini göste- geçmiştir.4 Konuralp antik kenti Kocaeli rir. Taş baltaların kullanım alanları döne- Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Ku- min sosyo-kültürel yapısını anlatır. Paleo- rulu’nun 13.03.2013 tarihinde, 894 sayılı litik Çağ’da insanların avcılık ve toplayıcı- kararı ile I. II. ve III. derece arkeolojik sit lık yaptığı ve taş alet teknolojisindeki geli- alanlarına ayrılmış ve koruma altına alın- şim ile kültürel evrimi hızlandırdığını gör- mıştır.5 mekteyiz.11 Neolitik dönemde sürtme taş Bu çalışmadaki amaç; Konuralp Müzesi’si- endüstrisine ait aletlerin yaygın olarak nin yaptığı tespit sondaj çalışmaları6 sıra- kullanıldığı bilinmektedir. Özellikle sında Roma tabakasında bulunan taş balta- sürtme taş endüstrisine ait öğütme ve ezgi ların, mineralojik içeriklerinin inceleyerek taşları üretimde, tarla tarımının önemini

------1 Bilir, 2013: 278; Bilir-Okan, 2018: 905-906. 6 Konuralp Müzesi Müdürlüğü başkanlığında yapılan 2 Ord. Prof. Dr. İ. Kılıç Kökten 1948-1950 yılları ara- tespit sondaj kazıları sırasında bulunan Roma Dönemi sında yaptığı yüzey araştırmalarını “Kuzeybatı Ana- buluntuları için Konuralp Müzesi çalışanlarıyla ile gö- dolu'nun Tarihöcesi Hakkıda Yeni Gözlemler” adlı rüşülmüştür. makalesinde anlatmış olup Prusias Ad Hypium’dan da 7 Baykara-Dinçer, 2007: 82. bahsetmiştir. Karakuş, 2018: 9. 8 Baykara-Dinçer, 2007: 84. 3 Detaylı bilgi için bkz. Karakuş, 2018, 10. 9 Braidwood, 1995: 63. 4 Ayengin, 2015: 426. 10 Baykara-Dinçer, 2007: 84. 5 Dikmen-Toruk, 2017: 176. 11 Güvenç, 1991: 151. 11 Konuralp Müzesindeki Bir Grup Taş Baltanın … göstermektedir.12 Özbek, “Anadolu’da ele yöntemi ile kayaçların ana ve iz elementle- geçen taş baltaların ham madde olarak me- rine göre tanımlanması Faye ve Ødegård tamorfik kayaçlardan, volkanik kayaçlar- tarafından 1975 yılında gerçekleşmiştir.17 dan az olarak da sedimanter kayaçlardan Sedimanter, magmatik olmak üzere çeşitli yapıldığını, buna karşılık Doğu’da Suriye, kayaç türleri üzerinde araştırılmaya başla- Levant koridoru-İsrail, Mezopotamya gibi nan bu yöntem, 1989 yılında La Tour tara- bölgelerde ve Batı’da, Orta Avrupa ve Kuzey fından ele alınmıştır.18 PXRF yöntemine ait Avrupa’da bu âletler çakmaktaşından yapıl- en eski çalışma 1995 yılında Bernick vd. ta- dığını, bazen hiç sürtme işlemi uygulanma- rafından sedimanter bir kayaç üzerinde dığını” belirtmektedir.13 saha çalışması olarak yapılmıştır. Yine Literatürde yer alan bu bilgiler doğrultu- aynı yıl içerisinde Stallard vd., 1996 yılında sunda taş baltaların kayaç türü ve kullanım ise Rathbun vd., 1998 yılında ise Kirtay vd. alanına dair edindiğimiz bilgiler, günü- PXRF'nin kapsamını deniz sedimentlerine müzde çeşitli analiz yöntemleri ile deney- genişletmiştir. 1999 yılında ise McDonald sel arkeoloji kapsamında araştırılmakta ve vd. bir koni penetrometresine (SCAPS) bir taş türüne göre kullanım alanına açıklama- PXRF sensörünü adapte etmiş, bu da kir- lar getirilmektedir.14 lenmiş toprağın derinlikli hızlı multipara- metrik yüzey araştırmasına olanak sağla- Kayaçların mineral özelliklerini belirle- mıştır.19 mede genellikle petrografik incelemeler (OM, PLM) ve XRD, XRF ve RM, FTIR, ICP- Bugüne kadar yapılan çalışmalar doğrultu- MS-LA, PIXE, PIGE, INAA, μXRD vb. yön- sunda X-Işını Floresans yöntemi ile çeşitli temler kullanılmaktadır.15 Ancak bu analiz kayaçların, taşların ve minerallerin ana ve yöntemlerinin birçoğu arkeolojik malzeme iz elementleri saptanarak ilgili araştırma- söz konusu olunca minimum tahribat ge- cılara bir veri kaynağı oluşturmuştur. Gü- rektirdiğinden, çalışma kapsamında tahri- nümüzde tahribatsız özelliği ile arkeolojik batsız bir yöntem olan P-XRF (Taşınabilir eserlerin tanımlanmasında yaygın kullanı- X Işını Floresans Spektrometresi) kullanıl- lan PXRF yöntemi, taş eserler de tür, kayaç mıştır. cinsi ve elde edilen bilgiler doğrultusunda taşın sertliğine dayalı bilgilerin edinilme- X-Işını ile kayaçların ana ve nadir (iz) ele- sine olanak sağlamaktadır.20 mentlerine göre araştırılması 1920’lerde Goldschmidt ve Thomassen’ın X-Işını Materyal Spektrografi yöntemi kullanması ile başla- Çalışma kapsamında incelenen 10 adet taş mıştır. 1940’larda ise Friedman ve Birks’ın baltadan ikisi (Resim 1-2), Konuralp’te ya- kayaçlarda Geiger sayacının kullanımını pımına izin verilen bir inşaat alanında baş- tanıtması üzerine XRF yöntemi şekillen- latılan kazı sonucunda ele geçmiştir. Diğer miştir. Bu gelişmelerden sonra Norveç Jeo- taş baltalar (Resim 3-10) ise Konuralp Mü- lojik Araştırmaları'nda doğrudan okuyucu- zesi’nin açılışı sırasında Afyonkarahisar lar bir bant makinesiyle birleştirilmiş ve Müzesi’nden gönderilmiştir. Eserlerin en- ARL Üretim Kontrol Quantometresi ile bir vanter numaralarına ait bilgiler ve görsel- Philips X-ışını floresan spektrometresi kul- leri aşağıdaki gibidir. lanılmaya başlanmıştır.16 Literatürde XRF

------12 Gökçeada-Yenibademli höyükte yapılan kazılarda 15 Domínguez-Bella, 2012: 8. ele geçen taş aletler göstermektedir. Hüryılmaz, 16 Faye ve Ødegård, 1975: 35-36. 2007: 1. 17 Faye ve Ødegård, 1975: 35-53. 13 Sürtme taş endüstrisi içinde yer alan ve sıklıkla 18 La Tour, 1989: 3-9. adına “yassı balta” ya da genel olarak “celt” denen bu 19 Lemière, 2018: 5. âlet grubuna biz “perdahlı” ya da “cilalı taş endüst- 20 Richards, 2019: 31-45; Craig vd., 2007: 2017-2024; risi” demek mümkün. Özbek, 2007: 266. Grave vd., 2012: 1-13; Rukhlov vd., 2018: 167-182. 14 Masclans vd., 2017: 177-210. P. PINARCIK-G. BİLİR-B. BİLİCİ-E.C. ÖZGEL KAREN 2020 / 6 / 9 12

Resim 1. Yassı Taş Balta, Düzce-Konuralp Mü- zesi env.no. 1869

Resim 4. Taş Baltacık, Afyon civarından, Düzce- Konuralp Müzesi, env.no.1704

Resim 2. Yassı Taş Balta, Düzce-Konuralp Mü- zesi env.no. 1868

Resim 5. Taş baltacık, Afyon civarından, Düzce- Konuralp Müzesi, env.no. 1708

Resim 6. Taş baltacık, Afyon civarından, Düzce- Resim 3. Taş baltacık, Afyon civarından, Düzce- Konuralp Müzesi, env.no.1095 Konuralp Müzesi, env.no.1184

13 Konuralp Müzesindeki Bir Grup Taş Baltanın …

Resim 10. Taş baltacık, Afyon civarından, Düzce-Konuralp Müzesi, env.no.1765

Resim 7. Taş baltacık, Afyon civarından, Düzce- Metod Konuralp Müzesi, env.no.1185 Taşınılabilir X-Ray Floresans Spektrosko- pisi (P-XRF) ise tüp voltajına ve anota bağlı olarak (Rh, Ag, W), küçültülmüş silicon drift detektöründe (SDD) ışınların toplan- ması ve filtrelenmesi esasına dayanmakta- dır.21 Çalışma kapsamında, P-XRF VANTA M serisi 50Kv kullanılmıştır. Taş baltaların elementel içeriğine Geochem Turkish Museum Mode ile 2 stood atılarak bakılmıştır. Örneklerden doğru bir veri Resim 8. Taş baltacık, Afyon civarından, Düzce- elde etmek için, taş baltaların farklı yüzey- Konuralp Müzesi, env.no. 1187 lerine birden fazla analiz yapılmıştır. Taş Baltaların P-XRF Analiz Sonuçları Taş baltaların analiz sonuçlarını değerlen- dirmede Tablo 1 referans alınmıştır. Taş baltaların P-XRF sonuçları Tablo 2’de veril- miştir.

Resim 9. Taş baltacık, Afyon civarından, Düzce- Konuralp Müzesi, env.no.937

------21 Grave vd., 2012: 1; Lemière, 2018: 5. P. PINARCIK-G. BİLİR-B. BİLİCİ-E.C. ÖZGEL KAREN 2020 / 6 / 9 14

Major SiO Al O TiO FeO MnO CaO MgO K O 2 2 3 2 2 Referans Element % % % % % % % % Kiltaşı 61.00 23.57 1.71 1.77 0.01 0.05 0.20 0.86 Chiemezie, 2018: 7. Kiltaşı 50.13 29.54 1.23 3.05 0.01 0.03 0.49 1.23 Chiemezie, 2018: 7. Kiltaşı 67.60 17.67 2.43 1.98 0.02 0.07 0.13 1.61 Okunlola, 2012: 139-150. Kiltaşı 40.70 35.50 1.68 7.18 0.02 0.09 0.79 0.38 Izett, 1990: 23 Kiltaşı 54.64 22.41 0.15 3.96 0.10 3.30 1.77 0.15 Hinnawi, 2012: 480-485. Kiltaşı 55.90 16.50 0.89 5.18 0.04 4.00 4.19 6.37 Kiplii, 2008: 46. Kiltaşı 48.02 14.40 0.62 5.56 0.04 11.37 4.21 4.52 Kiplii, 2008: 46. Kiltaşı 59.60 14.40 0.80 8.50 0.10 2.20 4.30 3.40 Jutras, 2016: 456. Kiltaşı 83.95 9.34 1.42 0.57 0.01 0.01 0.05 0.31 Chiemezie, 2018: 7. Çakıltaşı 68.90 13.70 0.60 4.90 0.10 2.50 2.00 2.00 Jutras, 2016: 456. Çakıltaşı 63.30 12.50 0.60 4.70 0.10 5.80 2.50 1.80 Jutras, 2016: 456. Çakıltaşı 66.67 17.34 0.49 2.95 0.05 1.86 0.65 5.27 Noda, 2004: 209. Çakıltaşı 73.17 13.98 0.47 2.73 0.07 0.45 0.42 3.12 Noda, 2004: 209. Çakıltaşı 47.86 21.07 0.30 5.00 0.08 15.79 8.47 0.01 Noda, 2004: 209. Amfibol 57.41 15.37 0.97 7.50 0.12 6.06 4.93 1.65 Räisänen, 2018: 38. Amfibol 52.90 10.93 0.85 5.57 0.10 5.34 4.82 1.93 Räisänen, 2018: 38. Amfibol 37.83 5.70 0.58 3.41 0.05 3.53 0.58 1.27 Räisänen, 2018: 38. Amfibol 42.12 11.57 3.64 14.46 0.26 10.87 11.86 0.37 Rizzo, 2018: 13 Amfibol 41.94 17.61 0.20 12.18 0.21 11.39 10.07 0.33 Centrella, 2019: 246 Boksit 13.43 48.80 1.90 7.14 0.11 0.13 0.08 0.06 Blagojević, 2018: 381. Boksit 6.81 45.80 2.52 20.00 0.41 0.71 0.18 0.06 Blagojević, 2018: 381. Boksit 21.81 20.19 5.81 27.19 0.04 2.48 0.08 0.04 Han, 2017: 88. Boksit 3.36 58.68 2.37 22.53 - 0.43 - - Samouhos, 2016: 2. Boksit 3.79 54.50 2.64 8.70 - 0.01 0.01 - Keselj, 2012: 2.

Tablo 1. Taş Baltaların Değerlendirilmesinde %20,42 gösterdiği için çakıltaşı olarak de- Kullanılan Referans Veriler22 ğerlendirilmiştir.26 Düzce ilinde bulunan 1868 ve 1869 envan- Afyon ilinde bulunan 1708, 1185, 1187, ter numarasına sahip taş baltaların, P-XRF 1765, 1095, 1184, 937 ve 1704 envanter nu- sonuçlarının yorumlanmasında bölge jeo- marasına sahip taş baltaların P-XRF analiz- lojisinde yer alan mineraller dikkate alın- lerin yorumlanmasında bölgenin jeoloji- 23 mıştır. Kiltaşları K02, CaO, MgO, Ti02 ve sinde bulunan mineraller dikkate alınmış- Na2O ile karşılaştırıldığında Si02, A1203 tır.27 Silis bakımından (SiO2 içeriği) fakir ve Fe203 bakımından zengindir. Düşük olan magmatik kayaçlar Fe ve Mg içerikle- K2O konsantrasyonu (%0,86) düşük illit rinin yüksek olması nedeniyle “mafik” ola- veya K-feldispat miktarını göstermektedir. rak adlandırılmaktadır.28 Mafik bir mine- 1869 nolu örnekte, XRF verileri doğrultu- ral olan amfibol ile ilgili çeşitli P-XRF tür- sunda SiO2, Al2O3 ve FeO’un diğer bileşik- leri ile yapılan çalışmaya bakıldığında SiO2 lere göre zenginlik göstermesinden dolayı %57-37, Al2O3 %15-5, FeO %7-3, MgO 24 kiltaşı olduğu düşünülmektedir. %4-0, CaO %6-3 oranında değişiklik gös- 29 Çakıltaşı, neredeyse tamamen kuvarsit, si- termektedir. P-XRF sonuçlarında SiO2, lisli şist veya çok dayanıklı kuvars dama- CaO ve FeO bakımından zengin olmasından rından oluşmaktadır.25 SiO2 ve Al2O3 bakı- dolayı 1708, 1185 ve 1187 nolu örneklerin 30 mından zengin olan bu taş türü, P-XRF ve- amfibol olduğu düşünülmektedir. 1765, rileri doğrultusunda SiO2 %61,60 ve Al2O3 1095, 937, 1704 ve 1184 nolu taş baltalar, alüminyum bakımından zengin, silisyum bakımından fakir olan boksit minerali ile

------22 Analiz sonuçlarını değerlendirme de minör ele- 26 Jutras, 2016: 456; Noda vd., 2003: 209. mentler bölgelere göre değiştiği için tabloda yer ve- 27 Kibici vd., 2012: 54-69; Kibici vd., 2001: 78. rilmemiştir. 28 Ersoy ve Helvacı, 2009: 23. 23 Özmen, 2000: 1-14; Öztürk ve Toprak, 2016: 904. 29 Räisänen, 2018: 38. 24 Chiemezie ve Aminat, 2017: 7. 30 Gohn, 2009: 270. 25 Boggs, 2009: 16-193. 15 Konuralp Müzesindeki Bir Grup Taş Baltanın … benzerlik göstermektedir.31 Çeşitli boksit FeO %27-7 oranında değişiklik gösterdiği minerali üzerine yapılan XRF sonuçlarına görülmektedir.32 bakıldığında Al2O3 %53-48, SiO2 %21-0,

EN. NO. 1869 1708 1868 1184 1704 1095 1185 1187 937 1765 Tür Kiltaşı Amfibol Çakıltaşı Boksit Boksit Boksit Amfibol Amfibol Boksit Boksit %

SiO2 40,55 48,06 61,60 18,75 24,03 14,36 31,88 47,70 21,09 24,84 Al2O3 7,14 7,49 20,42 50,73 57,88 67,27 11,32 11,14 53,19 51,81 TiO2 0,54 0,87 0,28 2,57 2,07 3,43 0,97 1,39 1,74 2,47 FeO 2,70 7,88 2,05 19,40 11,89 20,58 8,17 12,99 16,24 22,42 MnO 0,33 0,17 0,16 0,09 0,27 0,11 0,42 0,33 0,03 0,12 CaO 2,69 10,18 2,26 2,26 1,43 0,35 17,52 14,39 1,54 1,20 MgO 0 3,18 0,16 0 0 0,08 0 1,45 0 0

K2O 0,29 1,23 0 0,49 0,33 0 1,31 1,02 0,04 0,40 P2O5 0 0,58 0 0,62 0,26 0,35 0,68 0,99 0,34 0,71 Ppm S 0 7121 331 23747 4938 7617 27340 26552 8571 15148 V 38 92 29 157 199 239 148 183 209 228 Cr 54 96 58 161 219 374 389 204 298 301 Ni 25 88 84 336 83 249 128 154 174 224 Cu 17 66 15 66 39 47 79 52 148 157 Zn 52 152 32 80 68 98 269 82 90 798 As 4 10 0 15 10 13 22 16 32 36 Rb 30 151 1 6 4 6 36 10 2 16 Sr 1942 273 7 364 120 50 90 77 41 139 Y 19 23 7 828 162 69 46 321 182 490 Zr 78 56 100 603 678 682 570 400 0 494 Nb 7 12 12 50 63 60 65 45 191 54 Mo 4 24 19 7 14 0 7 18 5 8 Pd 7 27 23 13 27 5 5 24 0 10 Cd 24 0 0 0 0 0 0 0 33 0 Sn 28 0 0 28 19 35 23 0 20 0 Te 78 215 179 150 263 88 74 180 62 139 W 14 0 0 22 21 0 0 0 4 0 Re 0 123 139 486 190 343 316 155 21 344 Au 5 0 0 0 4 0 0 6 404 0 Hg 6 8 0 0 0 6 20 15 462 0 Pb 8 22 6 90 6 19 91 43 53 154 Bi 0 0 0 22 0 18 0 15 13 20 Th 42 36 17 31 84 69 17 28 20 40 U 0 0 5 0 3 0 5 5 0 0 Tablo 2. Taş Baltaların P-XRF Sonuçları Taş Baltaların Mineral Özelliğine Göre nun türdeşliği, kırılma özellikleri ve bulu- Kullanım Alanlarının Saptanması nabilirliğidir. Taş; çekiç, balta gibi ağır ve darbeli işler için kullanıldığından daya- Arkeolojide “taş” adı altında genel bir ad- nıklı olması gerekmektedir.33 landırma ile tanımlanan kayaçlar, jeoloji sistematiğinden farklı bir şekilde sınıflan- Bu dayanım özelliğine göre çalışma kapsa- dırılmaktadır. Bu sınıflandırma insanların mında incelenen taş baltalar literatürde alet seçiminde dikkat ettiği özelliklerden deneysel arkeoloji kapsamında yapılan ça- oluşmaktadır. Taş seçiminde insanların lışma ile karşılaştırılmıştır.34 Literatür ça- dikkat ettiği başlıca özellikler; hammadde- lışmasında sertlik skalası 5 olan hornfels nin sertlik derecesi, kristal yapısı, dokusu- ve sertlik skalası 6.5-7 olan jadeit taş balta

------31 Caner, 1971: 16; Watson, 1904: 18, 120. 33 Özdoğan, 2019: 61-62. 32 Blagojević vd., 2018: 381; Mordberg vd., 2001: 84; 34 Masclans, vd. 2017: 177-210. Han vd., 2017: 88. P. PINARCIK-G. BİLİR-B. BİLİCİ-E.C. ÖZGEL KAREN 2020 / 6 / 9 16 ile ahşabın kesilmesi ve soyulması, kemik- için müze uzmanları tarafından Roma dö- lerin kırılması, otların kesilmesinde nemine tarihlendirilen 1869 (kiltaşı) ve olumlu sonuçlar elde edilmiştir (Resim 1868 (çakıl taşı) envanter numaralı taş 11).35 Edinilen bu bulgular doğrultusunda baltaların erken döneme ait taş baltalar ile jadeit ve hornfelsin sertliği ele alınarak, benzer özellik gösterdiği düşünülmektedir. çalışma kapsamında incelenen taş baltala- Kiltaşına yönelik arkeolojik bulgularda söz rın sertlik derecesine göre kullanım alanı konusu taşın çekiç (hammerstone) olarak tespit edilmeye çalışılmıştır. da kullanıldığı, çakıl taşının ise genellikle taş balta işlevinde kullanıldığı bilinmekte- dir.39 Tartışma ve Sonuç Anadolu sahip olduğu coğrafi şartlardan dolayı çok erken dönemden beri yerleşim- lere sahne olmuştur. Gerek kazılarla gerek yüzey araştırmaları sonucu bu yerleşim-

lerde bol miktarda taş balta ele geçmiştir. Resim 11. Taş Balta Üzerine Deneysel Arkeoloji Konuralp’te bir inşaat çalışması sırasında (Kaynak: Masclans vd., 2017, 177-210) ele geçen taş baltalar, müzenin envanterlik Çalışılan baltalardan en yüksek sertlik ska- eseri olduğu için tahribatsız bir yöntem lasına sahip (5.5- 7) çakıltaşı ve amfibolün olan P-XRF yöntemi ile taşların element (5-6), kil taşı (3+) ahşap kesme ve soyma, özelliklerine göre türü hakkında bilgi edi- kemik parçalama ve et kesme, otların ke- nilmeye çalışılmıştır. Çalışma kapsamında silmesinde olumlu sonuç vereceği düşünül- incelenen Roma katmanında çıkan taş bal- mektedir.36 taların dönemsel sorunlarına ait problem- ler Anadolu’da birçok kazıda ve yüzey araş- Sertlik skalası düşük olan boksitin (1-3, 2- tırmasında yaşanmaktadır. Örneğin Klasik 2.5) daha az sertliğe sahip materyallerin Dönem yerleşimi olan antik ken- (dal vb.) kesme ve ayırma işlerinde kulla- tinde yapılan kazılarda ele geçen bir taş nılabileceği düşünülmektedir.37 balta Demir Çağ öncesinde de yerleşim ol- Bu işlevler haricinde taş baltaların; silah duğunu gösteren bir bulgu olarak değer- işlevi, savaş ya da tören baltası, keser, na- lendirilmiştir.40 Antropolog Yüksel Emekli lıncı keseri, çekiç ve keski amacı ile kulla- tarafından tesadüfen İzmir’e bağlı Karabu- nıldığı bilinmektedir.38 run Yarımadası’nda Gülbahçe Körfezinin Söz konusu işlevlere yönelik literatürde doğu kıyısında çakmaktaşından yapılmış Alt Paleolitik Çağ’a tarihlendirilen bir el deneysel arkeoloji kapsamında herhangi 41 bir çalışmanın olmaması baltaları günlük baltası bulunmuştur. Kurtarma kazısı dı- şında herhangi bir kazı çalışması yapılma- hayatın kullanımı dışına çıkaramamıştır. yan Karaburun Yarımadası’nda ele geçen Çalışma kapsamında törensel durumlar- bu balta yarımadanın tarihini Alt Paleolitik daki taş baltalar üzerine literatürde detaylı bir araştırmanın yapılmaması (analitik in- döneme tarihlendirmiştir. Günümüzde Ka- celeme) bu baltalarda seçilen taş türünün raburun Yarımadası’nda sürdürülen yüzey araştırmasına kadar bulunan bu taş balta hakkında bilgi edinilememesini sağlamış- bölgenin en erken tarihlerinden birini ver- tır. Düzce’de Roma tabakasında bulunduğu mektedir.42 Kütahya ili Merkez, Aslanlı ------35 Masclans, vd. 2017: 177-210; Stracher vd. 2010, 40 Işık, 1995: 255, res.6. 302; Yu, 2011: 6. 41 Pınarcık, 2015:348; Türkiye Arkeolojik Yerleşme- 36 Kennedy vd., 1990: 210; Kobel, 2006: 149; Haldar, leri I. 2013: 15; Holdbrook, 2002: 28. 42 2015 yılından beri Doç. Dr. Çiler Çilingiroğlu ve 37 Snah vd., 2017: 36; Haldar, 2013: 16. ekibi tarafından yürütülen Karaburun Arkeolojik Yü- 38 Özdoğan, 2019: 61-62. 39 Evans ,2013: 15; Swannack, 1969: 129. 17 Konuralp Müzesindeki Bir Grup Taş Baltanın … köyü Çiledir mevkii, Çiledir Höyükte yapı- taşı olarak kullanılabilineceğine dair de lan kurtarma kazısı sırasında Geç Antik kanıt bulmanın mümkün olmadığı söylenil- Çağ’a ait mimari ve küçük buluntular ele mektedir.49 geçmiştir. Geç Antik Çağ’a ait mimari ka- Ancak bazı baltaların tapınakta bulunmuş lıntıların ana kayaya inşa edildiği tespit olması onların dinsel bir önemi olduğunu edilirken Erken Tunç Çağına ait buluntu- göstermektedir. Baltaların büyük olasılıkla larda ele geçmiştir. D-9 plan karesinde se- dini sunudan ziyade şans objesi veya büyü viye inme çalışmaları sırasında kandil par- amacı ile kullanıldığı düşünülmektedir. Bu çası, cam parçası, taş boncuk, demir çiviler objelerin ritüel, kült ya da ayinlerde tıbbi ile birlikte 1 adet taş balta bulunmuştur.43 amaçlı büyü olarak kullanıldığı, hatta Neo- Köşk Höyük’te bir tanesi yüzeyden olmak litik dönemden beri böyle bir kullanım üzere 24 adet balta ele geçmiştir.44 Bu tür alanları olduğu da ve halkların hafızası ile baltalar perdahlı ve ince taneciklidir. Ah- daha sonraki çağlara aktarılmış olabileceği şap işçiliği ve kemikleri parçalamada kul- ileri sürülen görüşlerden biridir ve aynı za- lanıldığı düşünülen bu baltalara G. Umur- manda Britanya dışında Avrupa, Asya, Af- tak keski olabileceğini düşünmektedir.45 rika’da da kullanıldığı bilinmektedir.50 Taş Mellaart ise marangoz aleti olarak kullanıl- baltaların Kuzey Avrupa’da Taş Çağların- dığını,46 Duru ise keski olarak adlandırır- dan, günümüze kadar gelen sürede kült ak- ken, idol ve heykelciklerle birlikte kutsal sesuar olarak törenlerde, sahibi için güç ve alanda bulunmasından dolayı kullanım statü simgesi olduğu kabul edilmiştir.51 alanlarının yeniden düşünülmesini gerek- Aynı zamanda içeriğinde killi şist ve kireç- tiğini önermiştir.47 taşı olan baltaların pürüzlü yüzeyleri pü- Benzer olayların Avrupa’da birçok kazı ve rüzsüz bir hale getirmek için kullanılmış yüzey araştırmasında yaşandığı gözlen- olabileceği, kireçtaşı ve kumtaşının zımpa- mektedir. İngiltere’de Roma tabakasında ralayıcı yapısal özelliğinden dolayı zımpa- bulunan taş baltaların daha erken dönem- ralayıcı olarak kullanılmaya müsait olduğu lerin varlığına işaret ettiği görüşü ileri sü- ileri sürülmektedir.52 Bulunduğu yer olarak rülmektedir. Aynı zamanda dini ya da batıl işlik olabileceğini düşünülen bir yerde ol- inançlarla ilişkili olabileceği de düşünül- ması da bu yönünü güçlendirmektedir. İn- mektedir. Bu tarz örneklerin İngiltere’nin giltere’de Bredon Hill Camp olarak adlan- farklı kazı alanlarında ele geçtiği gibi, Al- dırılan bir Demir Çağ yerleşiminde ele ge- manya’da ve Fransa’da da bulunduğunu, çen cilalı taş baltanın muhtemelen bir bunların ritüel nesneleri olarak kullanılma muska veya büyü işlevi olduğu ileri sürül- olasılığından bahsedilmektedir.48 mektedir.53 Yine İngiltere’de yıllar bo- yunca tesadüfen National Park’ın içinde ve Böyle ele geçen taş baltaların ikinci defa etrafında özellikle Millfield ve Rothbury’de kullanılmış olma ihtimali hep düşünülse de düzinelerce Neolitik cilalı taş balta başı bu- bu düşünceyi kanıtlamak pek mümkün de- lunmuştur. Ele geçen baltaların birkaçı ğildir. Baltaların Roma Döneminde üretil- çakmaktaşı, çoğu volkanik kayaçtandır. diği ya da o dönemde tekrar kullanıldığını Neolitik dönemde endüstriyel olarak balta gösteren de bir kanıt olmadığı, aynı za- üretiminin yapıldığı Langdale baltaları İn- manda çanak çömlek yapımında parlatma giltere’nin birçok yerinde ele geçmiştir. ------zey Araştırmaları sırasında yoğun yontma taş bulun- bazıları balta sayılabilecek büyüklükte olduğunu da tular ele geçmiştir detaylı bilgi için bkz.: Çilingiroğlu eklemektedir; Duru, 1995: 466, lev.53/6. vd., 2016: 318-319. 48 Adkins-Adkins, 1985: 69. 43 Türktüzün, 2016: 59. 49 Adkins-Adkins, 1985: 70. 44 Özkan 2020. 50 Adkins-Adkins, 1985: 70. 45 Umurtak, 1994: 70. 51 Özellikle savaş aleti olarak kullanılmasından kay- 46 Mellaart, 1970, 157 naklı bu görüş mümkün görülmektedir. Branby, 2005: 47 Duru, 1992: lev.24, 5-10, lev.26; Duru 1994: 733. 14, 15. KAD ve TD dönemlerinde boyları 2-15 cm bulan 52 Huigens, 2010: 33. 50’den fazla örnek (lev.43) bulunmuştur. Bunların 53 Hencken, 1938: 30, 88. P. PINARCIK-G. BİLİR-B. BİLİCİ-E.C. ÖZGEL KAREN 2020 / 6 / 9 18

Ağaç kesmek, ağaç işleri ve muhtemelen mekte ve bulunduğu tabakaya göre tarih- çiftçilik için kullanıldığı düşünülen balta- lendirilmektedir. Literatürde yapılan çalış- lardan bazılarının, kutsal yapılarının içine malar ve araştırmamız doğrultusunda Ko- bir törenle gömüldüğü ve aynı zamanda bu nuralp’teki inşaat temel kazısı sırasında, durum Neolitik Çağ insanları için sembolik Roma katmasında bulunan taş baltalar De- öneme sahip olduğunu göstermektedir.54 mir Çağ öncesine tarihlendirilebileceği gibi, söz konusu bulunduğu tabakada da, 19. yüzyılda antik taş eserlerin önemi Av- farklı amaç doğrultusunda (taş türünün rupalı arkeologlar tarafından tartışılmaya özelliği ve dayanımına göre) kullanılabilir. başlanmıştır. İskandinavya, Fransa ve Bel- çikalı bilim insanları bu taş aletlerin Av- Yukarıda bahsettiğimiz Anadolu ve Kuzey rupa’nın her yerinde görüldüğünü ancak Avrupa ülkelerindeki örnekler gibi çalışma bölgesel farklılıklar içerdiğini belirtmişler- konumuz olan taş balta örnekleri de benzer dir. 17. ve 18. yüzyılda ise doğa bilimcileri bir kullanım amacı göstermektedir. Anali- Eskiçağ’da insanların bu aletleri ne için tik inceleme sonucunda ele geçen bulgular kullandıklarını, kökenlerini, kim ve hangi bize Prusias ad Hypium antik kentinde De- zamanlarda yapıldığını tartışmışlardır. Or- mir Çağ öncesine ait yerleşimin olduğunu taya çıkan tartışma sorusu ise neden metal gösterebileceği gibi taş baltanın bulunduğu değil de taş malzemenin tercih edildiğidir. işlik olarak adlandırılan mekânda ele geç- Bazı bilim insanları bu soruyu taşın, metal mesi Roma Dönemi’nde üretim faaliyetle- ve metalurji bilgisinden çok daha önce bi- rinde; zımparalama, parlatma işlerinde lindiğini, bazı bilim insanları ise metalin kullanılmış olma olasılığını da vermekte- zor bulunduğu bölgelerde taş baltaların dir. Ayrıca İngiltere Langdale ve Belçika kullanılabileceğini ifade etmiştir.55 Ancak Flanders şehirlerinde bulunmuş balta ör- Belçika’nın Flanders şehrinde tunç balta ve neklerinde olduğu gibi ele geçen baltaların tunç mızrak ucu ile birlikte bulunan taş kutsal/dini amaçlı kullanım olasılığı göz balta bu görüşleri değişikliğe uğratmıştır. ardı edilmemesine karşın ele geçtiği Bu bulgu üzerine bazı araştırmacılar taş mekânın işlik olması bu olasılığı azaltmak- baltanın savaşta silah olarak kullanıldı- tadır. ğını, bazıları kurban törenlerinde dini Çalışmış olduğumuz taş balta örnekleri en- amaçla kullanıldığını, bazıları da evde vanter eser olduğu için analitik inceleme mutfak aleti olarak kullanıldığını söyle- tahribatsız bir yöntem olan P-XRF ile yapıl- miştir.56 Roulez ise bu üç alanda da birden mıştır. Taş baltaların P-XRF analizi sonu- kullanılmış olabileceğini ve hatta taş balta- cunda, kiltaşı (1869), çakıltaşı (1868), am- ların Tunç Çağı’ndan sonra Demir Çağı’nda fibol (1708, 1185, 1187) ve boksit (1184, bile kullanıldığını çünkü dini geleneklerin 1704, 1095, 937, 1765) mineraline ait veri- çok yavaş değiştiğini ifade etmiştir.57 ler tespit edilmiştir. Taş baltaların kulla- Metal kullanımın olduğu bir dönemde kar- nım alanları, literatürde arkeolojik araştır- şımıza çıkan taş baltaların özelliklerinin malara ve Mohs sertliğine göre saptan- balta işlevine uygun olup olmadığının araş- maya çalışılmıştır. Elde edilen bulgular so- tırılması, söz konusu problemlere çözüm nucunda sertlik skalası 3 üzerinde olan kil sağlayacağı düşünülmektedir. Söz konusu taşının, çakıltaşının (5.5-7) ve amfibolün Roma tabakasında bulunan taş baltalar, (5-6), ahşap kesme ve soyma, kemik parça- aynı dönem madenden yapılmış bir balta lama ve et kesme, otların kesilmesinde ile mukayese edildiğinde kullanım işle- olumlu sonuç vereceği, sertlik skalası dü- vinde değişiklik olabileceği göz ardı edil- şük olan boksitin (1-3, 2-2.5) ise daha az memelidir. Çünkü yapılan araştırmalarda sertliğe sahip olan materyallerin kesme ve erken dönem için taş, balta işlevi göster- ayırma işlerinde kullanılabileceği düşünül- mektedir. Yapılacak benzer çalışmalarda ------54 Hencken, 1938: 30, 88. 56 Goodrum, 2013: 5. 55 Goodrum, 2013: 1. 57 Goodrum, 2013: 5. 19 Konuralp Müzesindeki Bir Grup Taş Baltanın … petrografik, XRD, fiziko-mekanik vb. mini- Hill, Gloucestershire, 1935–1937”, Archae- mum tahribat gerektiren yöntemler ile ological Journal, 95/1, 1-111. daha net veriler elde edileceği düşünül- Craig, Nathan-Speakman, Robert J.-Po- mektedir. Yapılan analitik çalışma ilerle- pelka-Filcof Rachel S.-Glascock Michael D., yen zamanlarda geliştirilecek olan tahri- (2007), “Comparison of XRF and PXRF for batsız yöntemler ile Mohs değerleri yerine Analysis of Archaeological Obsidian from kayaçların darbe enerjilerini belirleyen Southern Peru”, Journal of Archaeological Schmidt çekici, Scleroscope verileri alına- Science, 34, 2012-2024. rak geliştirilebilir. Chiemezie, Ohanyiri C. ve Aminat, Omo-

towo, B, (2018), “Geochemical assessment KAYNAKÇA of Claystone Deposits from the Patti For- mation, Southern Bida Basin, Nigeria”, Adkins, Lesley ve Adkins, Roy, (1985), “Ne- RMZ – M&G, 65, 01-012. olithic Axes from Roman Sites in Britain”, Oxford Journal of Archaeology, 4/1, 69-75. Centrella, Stephen, (2019), The Granulite to Eclogite and Amphibolite-Facies Transi- Bilir, Ahmet, (2013), “Prusias ad Hypium tion: A Volume and Mass Transfer Study in (Konuralp) Su Kemerleri”, 3. Uluslararası the Lindas Nappe, Bergen Ares, West Bursa Su Kongresi ve Sergisi, 278-2684. Norway, Metamorphic Geology: Microsca- Bilir, Ahmet ve Okan, Emre, (2018), “Sik- let o Mountain Belts. keler Işığında Prusias ad Hypium’dan Pon- Çilingiroğlu, Çiler-Dinçer, Berkay-Bay- tos Euxeinos’a Nehir Taşımacılığı ve Ticari kara, İsmail-Uhri, Ahmet-Gürbıyık, Canan- Faaliyetler”, Hitit Üniversitesi Sosyal Bi- Aytaçlar, Pınar Özlem-Çakırlar, Canan, limler Enstitü Dergisi, 11/2, 903-920. (2016), “Karaburun Arkeolojik Yüzey Araş- Blagojević, Dragana-Lazić, Dragica-Kešelj, tırması (KAYA)”, AST, 35/1, 317-330. Dragana-Ostojić, Gordana-Imamović, Mug- Dikmen, B. Çiğdem ve Toruk, Ferruh, din, (2018), “Determination of Titanium (2017), “Prusias Ad Hypium Antik Kenti Dioxide Content in Bauxites Using X-ray Üzerinde Bir Yerleşim: Konuralp”, Rese- Fluorescence Spectrometry by Fusion and archer: Social Science Studies, 5/IV, 176- by Pressing” Acta Chimica Slovenica, 65, 210. 380–387. Duru, Refik, (1992), “Höyücek Kazıları Braidwood, Robert J., (1995), Tarih Öncesi 1989”, Belleten, 216, 551-566. İnsan, İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayın- ları, İstanbul. ______, (1994), “Höyücek Kazıları 1990”, Belleten, 223, 725-750. Branby, L., (2005), Ancient Northern Euro- pean Axe, Sweeden: Gransfors Bruks. ______, (1995), “Höyücek Kazıları 1991- 1992”, Belleten, 224, 447-478. Baykara, İsmail ve Dinçer, Berkay, (2007), “İnsan Evriminde Taş Aletler”, Jeoloji Ersoy, Yalçın ve Helvacı, Cahit, (2009), Odası Mühendisleri Bülteni, 2007/2, 82-86. Magmatik Petrografi Laboratuar Notları 1 Ders Kitabı, İzmir. Boggs, Sam, (2009), Petrology Of Sedimen- tary Rocks, Cambridge: CambridgeUniver- El-Hinnawi, E. and Abayazeed, S.D., sity Press. (2012), “The Suitability of Some Egyptian Smectitic Clays for Mud Therapy”, Journal Caner, Güneş (1971), “Boksit Yataklarının of Applied Sciences, 12, 480-485. Orijini ve Genel Karakterleri”. Bilimsel Ma- dencilik Dergisi, 10/6, 15-28. Evans, Arthur, (2013),The Palace of Minos: a Comparative Account of the Successive Cruso Hencken, Thalassa, (1938), “The Excavation of the Iron Age Camp on Bredon P. PINARCIK-G. BİLİR-B. BİLİCİ-E.C. ÖZGEL KAREN 2020 / 6 / 9 20

Stages of the Early Cretan Civilization as İl- Tell Sabi Abyad, Syria: Leiden University, lustrated by the Discoveries at Knossos, Faculty of Archaeology. Cambridge: Cambridge University Press. Hüryılmaz, Halime, (2007), “Gökçeada-Ye- Faye, G. Chr. and Ødegård, M., (1975), “De- nibademli Höyük´te Bulunan Sürtme Taş termination of Major and Trace Elements Endüstrisine Ait Öğütme ve Ezgi Taşlarının in Rocks Employing Optical Emission Morfolojik Ve Tipolojik Analizi”, Elektronik Spectroscopy and X-ray Fluorescence”, Sosyal Bilimler Dergisi, 6/21, 1-21. Norges Geologiske Undersokelse, 322, 35- Izett, Glen A., (1990), The Cretaceous/Ter- 53. tiary Boundary İnterval, Raton Basin, Colo- Gohn, Gregory S., (2009), The ICDP-USGS rado and New Mexico, and its Content of Deep Drilling Project in the Chesapeake Bay Shock-Metamorphosed Minerals; Evidence İmpact Structure: Results from the Eyre- Relevant to the K/T Boundary İmpact- ville Core Holes, Geological Society of Ame- Extinction Theory, Geological Society of rica. America. Goodrum, Mathew, (2013), “The Study of Jutras, Pierre, (2016), “The Role of Salt Prehistoric Artefacts in National Context: Tectonics, Glacioeustatic Variations, and Belgian Archaeologists and the Problem of High pH Evaporitic Groundwater in the De- Ancient Stone Implements”, Bulletin of the velopment of Synsedimentary Paleokarst History of Archaeolog”, 23/2, 1–11. within Carboniferous Polymictic Fanglo- merate at Hopewell Cape, Atlantic Ca- Grave, Peter-Attenbrow, Val-Sutherland, nada”, The Journal of Geology, 124, 447- F.Lin.-Pogson, Ross, (2012), “Non-destruc- 462. tive pXRF of Mafic Stone Tools”, Journal of Archaeological Science, 30, 1-13. Keselj, Dragana-Lazic, Dragica-Penavin- Skundric, Jelena-Sladojevic, Slavica-Vasil- Güvenç, Bozkurt, (1991), İnsan ve Kültür, jevic, Ljubica, (2012), “Determination of İstanbul: Boyut Yayıncılık. Alumina Oxide in Bauxites by X-Ray Fluo- Han, Young-Soo.-Ji, Sangwoo-Lee, Pyeong rescence Analysis”, Global Journal of Sci- Koo-Oh, Chamteut, (2017). “Bauxite Resi- ence Frontier Research Chemistry, 12/3B. due Neutralization with Simultaneous Mi- Karakuş, Onur S., (2017), Roma İmparator- neralcarbonation Using Atmospheric CO ”, 2 luk Dönemi’nde Prusias Ad Hypium, Yayım- Journal of Hazardous Materials, 326, 87- lanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 93. Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Holdbrook, Phil, (2002), “The Primary Kennedy, B. A., (1990), Surface Mining, Controls over Sediment Compaction, Pres- SME, Colorado. sure regimes in sedimentary basins and their prediction”, AAPG Memoir, 76. Kogel, Jessica. Elzea-Trivedi, Nikhil. C.- Barker, James. M.- Krukowski, Stanley. T. Haldar, Swapan Kumar, (2013), Introduc- (Eds.), (2006), Industrial Minerals & tion to Mineralogy and Petrology, Elsevier. Rocks: Commodities, Markets, and Uses, Hawthorne, Frank, (2000), “A New Anhyd- SME. rous Amphibole from the Eifel Region, Ger- Kibici, Yaşar-Dinç, Duygu-Uçar, Ali, many: Description and crystal structure of (2012), “Afyonkarahisar Yöresi Volkanik obertiite, NaNa2(Mg3Fe3+Ti4+) Kayaçlarının Mineralojik ve Petrografik Si8O22O2”, American Mineralogist, 85, Özellikleri”, Dumlupınar Üniversitesi Fen 236–241. Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 29, 53-70. Huigens O. Harmen, (2010), Axes, Adzes Kibici, Yaşar-Yıldız, Ahmet-Bağcı, Metin, and Chisels Stone Tools from Late (2001), “Afyon Kuzeyinin Jeolojisi ve Mer- mer Potansiyelinin Araştırılması”, Türkiye 21 Konuralp Müzesindeki Bir Grup Taş Baltanın …

III. Mermer Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Araştırma Dairesi, (Ed. B. Özmen-G. 73-84. Bağcı), Ankara, 1-14. La Tour, T. E., (1989), “Analysis of Rocks Öztürk, Ernam ve Toprak, Baran, (2016), Using X-Ray Fluorescence Spectrometry”. “Düzce İli Karaçörtlen Köy Yolu Hattı He- The Rigaku Journal, 6/1. yelan Riskinin İnklinometre Çalışmalarıyla Araştırılması”, Düzce Üniversitesi Bilim ve Lemiere, Bruno, (2018), “A Review of pXRF Teknoloji Dergisi, 4, 902-910. (Field Portable X-ray Fluorescence) Appli- cations for Applied Geochemistry”, Journal Pınarcık, Pınar, (2015), “Batı Anadolu Ta- of Geochemical Exploration, 1-41. rihi Açısından Karaburun Yarımadası’nın Önemi”, Prof. Dr. Ömer Özyiğit’e Armağan, Mellaart, James, (1970), Excavation at Ha- (Ed. E.Okan-C. Atilla), İstanbul, 347-361. cılar, I-II, Edinburg: Edinburg University of Press. Räisänen, Milja, (2018), Geochemical Study of the Kumpula Campus Drill Core and Mordberg, L. E.-Stanley, Christopher, J.- Outcrops: Applying A Portable Xrf Devıce Germann, K., (2001), “Mineralogy and Ge- for Whole Rock Analysis, Helsinki: Depart- ochemistry of Trace Elements in Bauxites: ment of Geosciences and Geography Divi- the Devonian Schugorsk Deposit, Russia”, sion of Geology University of Helsinki. Mineralogical Magazine, 65/1, 81–101. Rizzo, Giovanno-Laurita, Salvatore-Alten- Noda, Atsushi-Taeuchi, Makoto-Adachi, berger, Uwe, (2018), “The Timpa Delle Mamoru, (2004), “Provenance of the Muri- Murge Ophiolitic Gabbros Southern Apen- hiku Terrane, New Zealand: Evidence from nies: İnsight from Petrology and Geoche- the Jurassic Conglomerates and Sandsto- mistry and Consequences to the Geodyna- nes in Southland”, Sedimentary Geology, mic Setting”, Preiodico di Mineralogia, 87. 164, 203–222. Richards, Michelle J., (2019), “Realising Okunlola, Olugbenga A. and Olubunmi the Potential of Portable XRF İort he Geoc- Idowu, (2012), “The Geochemistry of hemical Classification of Volcanic Rock Ty- Claystone-Shale Deposits from the Maast- pes”, Journal of Archaeological Science. ritchian Patti Formation, Southern Bida 105, 31–45. Basin, Nigeria”, Earth Sciences Research Journal, 16/2: 139-150. Ruhklov, A. S.-Mao, M.-Rippon, C., (2017), “Rapid İdentifi Cation of Sand-Size Mineral Özbek, Onur, (2007), “Aktopraklık Höyük Grains Using Portable XRF: A New Method (Bursa) Sürtme Taş Endüstrisi Üzerine Ön- for İndicator Mineral Surveys”, Geological cül Arkeometrik Çalışmalar: Tipolojik Yak- Fieldwork, British Columbia Ministry of laşım”, 23. Arkeometri Sonuçları Toplan- Energy, Mines and Petroleum Resources, tısı, 265-278. British Columbia Geological Survey Paper, Özdoğan, Mehmet, (2019), Hammaddeden London. Ustalara Tarihöncesi Arkeolojisinde Mal- Samouhos, M.-Angelopoulos, P.-Pilatos, G.- zeme (Yontmataş, Sürtmetaş, Kemik, Boy- Taxiarchou, M.-Papageorgiou, S., (2016), nuz, Diş, Kil, Çanak Çömlek), İstanbul. “Kinetic Study of Non-İsothermal Decom- Özkan, Süleyman, “Köşk Höyük Sürtme Taş position of a Composite Diasporic-Boehmi- Endüstrisi”, Jak Yakar’a Armağan, İzmir. tic Bauxite”, in IOP Conference Series: Ma- terials Science and Engineering, 123/1, p. Özmen, Bülent, (2000), “Düzce- Böl- 012048), IOP Publishing. gesi’nin Jeolojisi, Diri Fayları ve Hasar Ya- pan Depremleri 12 Kasım 1999 Düzce Dep- Snah, A. H. and Halim, A. T., (2017), Posi- remi Raporu”, Bayındırlık ve İskan Bakan- tion Paper on Sustainable Mining: Case lığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Study for Bauxite Mining in Pahang, Aca- demy of Sciences, Malaysia. P. PINARCIK-G. BİLİR-B. BİLİCİ-E.C. ÖZGEL KAREN 2020 / 6 / 9 22

Swannack, Jervis D., (1969), Big Juniper House, Mesa Verde National Park-Colorado, 7, US National Park Service, USA Colorado. Stracher, Glenn B.-Prakash, Anupma-So- kol-Ellina V. (Eds.), (2010), Coal and Peat Fires: A Global Perspective, 1, Coal-Geology and Combustion, Elsevier, Türktüzün, Metin-Ünan, Serdar-Kırım, Gi- zem-Uygun, Bayram, (2016), “Çiledir Hö- yük Kurtarma Kazısı 2015”, Kütahya Mü- zesi 2015 Yıllığı 50. Yıl Anısına, (Ed. S. Ünan), Kütahya: Bilgin Sabat Yayınları, 52- 76. Umurtak, Gülsün, (1994), “Taş Eser- ler”, Kuruçay Hüyük I, 1978-1988 Kazıları- nın Sonuçları, Neolitik ve Erken Kalkolitik Çağ Yerleşmeleri, Ankara: Türk Tarih Ku- rumu Yayınları. Young, Robert-Frodsham, Paul-Hedley, Iain-Speak, Steven, (2004), An Archaeolo- gical Research Framework for Northumber- land National Park, Resource Assessment, Research Agenda and Research Strategy. Masclans, Alba-Palomo, Antoni-Gıbaja, Juan, (2017), “Functional Studies Of Neo- lithic Stone Axes And Adzes. Experimental Programme And Archaeological Applicatı- ons”, CPAG, 27, 177-210. Watson, Thomans, (1904), A Preliminary Report on the Bauxite Deposits of Georgia, USA: University of Michigan Library.

KARADENİZ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ DERGİSİ THE JOURNAL OF INSTITUTE OF BLACK SEA STUDIES

2020 6 / 9 (23-34)

Bilir, Ahmet, “Kocaeli Müzesi’nde Bulunan Bir Grup Fibula”, Karadeniz Araştırmaları Ens- titüsü Dergisi, 6/9, ss.23-34. DOI: 10.31765/karen.710504

KOCAELİ MÜZESİ’NDE BULUNAN BİR GRUP FİBULA*

* Araştırma Makalesi / Research Article Ahmet BİLİR Bu makale etik kurul izni ve/veya ya- sal/özel izin alınmasını gerektirme- mektedir. / This article does not require ethical committee permission and/or le- gal/special permission. Öz: Bu çalışmanın konusunu Kocaeli Müzesi’nde bulunan bir grup fibula oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı, mü- zede korunan ve daha önce yayınlanmamış fibulaları ta- ** Dr. Öğr. Üyesi, nıtmak dışında, konu ile ilgili ileride yapılacak bilimsel Düzce Üniversitesi, Fen Edebiyat çalışmalara istatiksel veri de sağlamaktır. Bunun için bir Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Düzce/TÜRKİYE katalog çalışması yapılmış olup kronolojik düzene göre sı- ralama yapılmıştır. Çalışma ile birlikte müze envanterine [email protected] kayıtlı yedi adet fibula incelenmiştir. Bunların beş tanesi- ORCID : 0000-0001-7493-383X nin Frig, bir tanesinin Levant kökenli olduğu tespit edil- miştir. Figürlü olması nedeniyle ünik olarak değerlendir- diğimiz bir başka fibulanın ise Roma İmparatorluk Dö- Anahtar Kelimeler: Fibula, Frig, Koca- nemi’ne ait olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca incelenen fibula- eli Müzesi, Bronz ların en erken tarihli olanının M.Ö. 8. yüzyılın son çeyre- Keywords: Fibula, Frig, Kocaeli Mu- ğine, en geç tarihli olanının ise M.S. 4. yüzyıla ait olduğu seum, Bronze tespit edilmiştir. Eserlerin tamamı bronzdan üretilmiş ol- makla birlikte Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait örneğin bronz üzerine altın kaplamalı olduğu anlaşılmıştır.

A GROUP OF FIBULA FROM KOCAELİ MUSEUM

Abstract: This paper deals with a group ancient bronze fibulae exhibited in the Kocaeli Museum. The aim of this research is to provide statistical data for future scientific studies on the subject, as well as to introduce previously unpublished fibulae preserved in Kocaeli Museum. A cat- alog was prepared and sorted according to the chronolog- ical order. Seven fibulae, registered in the museum inven- tory were examined with this study. Five of them were of

Phrygian and one of them was of Levantine origin. An- other fibula which we considered unique due to its figura- tive nature was understood to belong to the Roman Impe- rial Period. In addition, the earliest fibulae belongs to the last quarter of the 8th century BC and the latest one be- longs to the 4th century AD. All of the works are made of Geliş Tarihi / Received Date: 28.03.2020 bronze. However, the example of the Roman Imperial Pe-

Kabul Tarihi / Accepted Date: 15.06.2020 riod is gold plated on bronze.

Ahmet BİLİR KAREN 2020 / 6 / 9 24

Giriş lerinde, biçim ve boyut bakımından birbir- lerinden ayrılmalarına rağmen, köken ba- Fibula,1 Antik Çağ’da kullanılan bir tür çen- kımından Anadolu’nun iç kesimlerine ait gelli iğnedir. Bu çalışmanın amacı, Kocaeli oldukları anlaşılır. Bu gruba ait fibulalar Müzesi’nde korunan ve daha önce yayın- ilk olarak Blinkenberg tarafından baskın lanmamış fibulaları tanıtmak dışında konu karakterleri ve müşterek özellikleri göz ile ilgili ileride yapılacak bilimsel çalışma- önünde bulundurularak, Type XII veya lara istatiksel veri sağlamaktır. “Types d’Asie Mineure” olarak sınıflandı- Bunların altı tanesi bronzdan yapılmışken rılmışlardır.2 Batıda ve Kızılırmak civa- bir tanesi ise bronz üzerine altın kaplama- rında ortaya çıkan buluntular ışığında ya- dır. Bu fibulalar dikkatli incelendiklerinde, pılan daha sonraki değerlendirmelerde ise her birinin farklı tipolojik özelliğe sahip ol- bu grup, Frig fibulaları olarak tanımlan- duğu göze çarpmaktadır. mıştır.3 Buna rağmen 20. yüzyıl başında ’da kazılar yapmış Körte Kardeş- Kocaeli Müzesi’nde yedi adet fibula bulun- ler, buldukları fibulaların yerel üretimden maktadır. Dönemsel farklılıklarından do- ziyade, Kıbrıs ve Batı Anadolu’dan ithal layı stil kritik yöntemiyle alt gruplara ayrı- edilmiş örnekler olduğunu düşünmüşler- lan eserler ayrı başlıklar altında değerlen- dir.4 dirilmişlerdir. Yaptığımız incelemeler, Ko- caeli Müzesi koleksiyonunda, beş örnek ile Frigler kıyı kesimi hariç, Anadolu’da fibu- temsil edilen Frig fibulalarının en kalaba- laları ilk kullanan topluluktur.5 En erken lık grubu oluşturduğunu göstermiştir. Bir örnekler ise muhtemelen M.Ö. 750/740 diğer örneğin ise köken bakımından Levant yıllarından sonra görülmeye başlar. Aynı ile ilişkili olduğu anlaşılmıştır. Bunun dı- tarihlerde Yunanistan ve Doğu Akdeniz’de şında Roma Geç İmparatorluk Dönemi’ne de fibulaların kullanılmaya başladıkları ait de bir fibula bulunmaktadır. anlaşılmaktadır.6 Bu nedenle Anadolu’daki fibulaların gelişimi Yakın Doğu ile paralel- Müze envanterine kayıtlı fibulalar içinde lik göstermektedir. Frig fibulalarına ait K. Tip 1b ve K. Tip 3 müzeye hediye edil- yay gövdeli tipleri İvriz ve Khorshabad Ka- mişken bu örneklerin dışındakiler Anadolu bartmaları’ndan teşhis edebilmek müm- Medeniyetleri Müzesi’nden devredilmiştir. kündür. Type XII fibulalarının sayı, kalite 1. Frig Fibulaları ve çeşitlilik açısından en zengin örnekleri Gordion’da ortaya çıkartılmıştır. Bu ne- Kocaeli Müzesi koleksiyonunda yer alan denle Type XII fibulalarının orijinal üretim Frig fibulaları, ayrıntılı olarak incelendik- merkezi, Gordion kabul edilir.7

------1 Latince’de fibula iki ucu birbirine tuturma ya da ilik- meler yapıştır. Bu araştırmalar, XII. gruba giren fibu- leme işleminde kullanılan iğne, kopça veya tokaya ve- lalar içinde; - XII. 2, 2A, 2B, 3, 4, 5, 7, 7A, 9, 11, 13, rilen isimdir (Peck 1898: Fibula). Teknik bir ifadeyle 13A, 14, 14A tiplerine giren örneklerin kesinlikle Frig fibula, modern çengelli iğnelerin yerini tutmaktadır menşeili olduklarını; 1, 6, 15, 16, 17. tiplerine giren (Muscarella, 1964: 34). Temel işlevi kıyafetleri birbi- örneklerin ise Frig menşeili fibulalardan kopya olduk- rine tutturmak olmasına kaşın farklı modelleri ile bi- larını, fakat Frig imali olmadıklarını, 8 ve 10. tipe ait rer süs unsuru ve şıklık göstergesi olarak da takılmış- fibulalar hakkında ise kesin hüküm vermenin müm- lardır (Tekocak, 2012: 27). Muhtemelen büyük fibula- kün olmadığını göstermiştir (Muscarella, 1967: 37; lar yün gibi kalın kumaşları, küçük fibulalar ise keten Muscarella, 2007: 176-177; Tekocak, 2012: 29, n. 15.) gibi ince kumaşları tutturmak için kullanılmışlardır. 3 Muscarella, 1967; Boehmer, 1972: 46; Caner, 1983. Kabartmalar, terracottalar, vazo resimleri ve mezar 4 Körte ve Körte, 1904. kazılarında bulunan iskeletlerden anlaşıldığı üzere fi- 5 Gordion’da ele geçirilen buluntular ışığında, kentin bulalar omuz, göğüs, kol ve basen bölgelerine takıl- önemli bir bronz fibula üreticisi olduğu belgelenmiş- mışlardır (Muscarella, 1967: 51). tir. (Muscarella, 1967: 35; Muscarella, 2007: 175- 2 Blinkenberg Type XII olarak sınıflandırdığı fibulaları 176). 122 örnek üzerinden değerlendirmiştir ve aynı za- 6 Anadolu’da XII. Grup’a ait fibulaların Friglerden manda 17 alt gruba ayırmıştır (Blinkenberg, 1926: önce kullanılmadıkları tespit edilmiştir (Muscarella, 204-230). Muscarella ise Blinkenberg’in Type XII ola- 1967: 36, 41; Boehmer, 1972: 46). rak adlandırdığı sınıflandırmaya yeni birtakım ekle- 7 Muscarella, 1967: 36. 25 Kocaeli Müzesi’nde Bulunan Bir Grup Fibula

Type XII olarak adlandırılan Frig fibulala- adet Frig fibulası bulunduğu tespit edilmiş- rının tamamı döküm tekniği ile üretilmiş- tir. Blinkenberg ve Muscarella’nın yapmış lerdir.8 Bu fibulaların üretimi ile ilgili oldukları tipolojiye göre bu fibulalar ilk Smyrna9 örneği dışında herhangi bir dö- olarak iki ana tipe (Kocaeli Tip I, II) ve küm kalıbı ele geçirilememiş olmasına rağ- farklı örneklerine göre alt tiplere (Kocaeli men, fibulalar üzerinde yapılan inceleme- Tip Ia – Ib, IIa – IIb – IIc) ayrılmıştır.13 ler sonucu iki tip döküm kalıbı kullanıldığı 1.1. Kocaeli Tip I anlaşılmıştır. Frig fibulalarının dökü- münde, bir veya iki parçadan oluşan kapalı Bu grup Kocaeli Müzesi fibulaları arasında kalıp veya tek parçadan oluşan açık kalıp iki örnekle temsil edilmektedir. K. Tip I yöntemi uygulanmıştır.10 aynı zamanda Blinkenberg14 ve Musca- rella15 tarafından Type XII, 9, Caner16 tara- Frig fibulaları, sahip oldukları belirgin ka- fından ise A IV tipolojisi içinde değerlendi- rakteristik özellikleri sayesinde, diğer rilmiştir.17 gruplardan kolaylıkla ayırt edilebilmekte- dir. Kavisli simetrik gövdeleri, döküldük- K. Tip I fibulaları açık ve tek parçadan olu- leri kalıba bağlı olarak yarım daire veya at şan kalıba döküm tekniği ile üretilmişler- nalı forumundadır. Gövdenin iki simetrik dir.18 K. Tip I fibulalarının düz gövdesi üze- ucu silme, dekoratif kare veya dikdörtgen rine adeta şerit halinde perçinlenmiş, ya- abaküs ve disklerle süslüdür. Bazıları ise rım küre şeklindeki kabaralar eklenmiştir. gövdeye uygun ilave silmelere sahiptir. Bir Benzer bir uygulama, fibula gövdesinin uç başka tip ise düz gövde yüzeyine perçinlen- kısımlarında görülen dekorasyon unsurla- miş, yarı küresel kabaralar ile donatılmış- rında da göze çarpmaktadır. K. Tip I’deki tır. İğneyi tutan kilit dili ise Frig fibulala- abaküsler de tıpkı gövde üzerindeki gibi rının bir başka belirgin karakteristik özel- kabaralar ile dekore edilmiştir. Ancak bu liklerinden biridir. Aynı zamanda Frig fi- kabaralar genellikle daha küçük çaplıdır. bulaları, kilit dilini üç bölmeye ayıran di- Bu tip fibulalarda kabara sayısı ise hem key yivlerin süslediği bir omurga ve gövde gövde hem de tercih edilen kabaranın bo- ile birleşme yerinde dışarı taşan yatay bir yutuna göre değişmektedir. çift mahmuza sahiptir. İğne ise genellikle Kabaralar, bir çekiç darbesi ile fibula göv- ayrı üretilmiş olup, fibula gövdesinin bir desine perçinlendikleri için tepelerinde ba- ucuna açılmış olan yuvaya geçirilmiştir. zen çekiç izlerine rastlamak mümkündür. İğne ve zemberekten gövdeye geçişte ba- Süslemesiz bırakılan arka yüzden çıkan zen süslü yatay, çoğu zaman da silindirik çivi uçlarının da çekiç vasıtasıyla mıhlan- bir parçadan oluşan zemberek flanşı görül- dığı anlaşılmaktadır. Kilit dili ise genellikle mektedir.11 Mezarlarda sıkça karşılaşıl- öne doğru kıvrılmış olup, dikey omurgası ması nedeniyle dinsel bir anlam ifade eden boyunca küçük kabaralarla donatılmıştır. fibulalar işlevselliklerinden ziyade birer Bazen de her iki mahmuza birer kabara ça- taşınabilir kült objesi olmalıdır.12 kılmıştır. Yapmış olduğumuz incelemeler netice- Bu tip fibulalara ait diğer örnekler ise sinde, Kocaeli Müzesi koleksiyonunda beş , Samos, Lindos, Paros, Olympia,

------8 Frig fibulalarının yapım tekniği ile ilgili ayrıntılı ve Muscarella’nın kullanmış oldukları tipolojik kodla- bilgi için bkz. (Blinkenberg, 1926: 204-230; malara da sadık kalınmıştır. Muscarella, 1967: 48-53). 14 Blinkenberg, 1926: 214-217, res. 240-244. 9 Muscarella 1967: Pl. XVI, 83. 15 Muscarella, 1967: 19, lev. VI, res. 31,32; lev. VII, res. 10 Muscarella, 1967: 48. 33, 34. 11 Muscarella, 1988: 425. 16 Caner, 1983: no. 386. 12 Erdan, 2019: 178. 17 Anadolu müzelerinden benzer örnekler için bkz. 13 Kocaeli Müzesi koleksiyonunda bulunan tipler için Tekocak, 2012: A.Tip II, 31-33, lev. I, res. 3-5; Laflı - “K.Tip” kısaltmasının sonuna, Roma rakamları ile tip Buora, 2012: 419, lev. 1, res. 1. sıra numarası verilmiştir. Aynı zamanda Blinkenberg 18 Muscarella, 1967: 48. Ahmet BİLİR KAREN 2020 / 6 / 9 26

Argive Heraeum, Perachora, İtalya, Boğaz- nin fibulanın arka yüzünden çıkan fazlalık- köy, Ankara, Dorylaion, Midas Kenti, Ma- ları küt kesimlidir. Fibula ayaklarındaki , Mitylene, Kırşehir,19 Chios,20 Akşe- dekoratif düzenlemeler de bir başka ayırt hir,21 Mersin, Alanya22 ve Ödemiş’te23 gö- edici husustur. rülmektedir. Laflı ve Buora tarafından ya- • Envanter No: 397 yınlanan Ödemiş Müzesi’ndeki eser, Ca- ner’in dağılım haritası üzerinden değerlen- K Tip Ia dirme yapılarak, Küçük Asya’nın en batı- sındaki örnek olarak gösterilmiştir. Ancak Caner’in haritasında sadece en önemli ör- neklere yer verildiğini de belirtmişlerdir.

Gordion’daki MM Tümülüs’ünde yapılan kazılar neticesinde, K. Tip I’e benzer 50 Resim 1. Frig fibulaları adet fibula tespit edilmiş olup, Muscarella Maddesi: Bronz tarafından Blinkenberg’in XII, 9 tipolojisi içinde değerlendirilmişlerdir. Bu fibulalar Müzeye Geliş Şekli: Ankara Anadolu Me- ise M.Ö. 738 yılına tarihlenen İvriz Kabart- deniyetleri Müzesi Devir – Satın alma ması’ndaki Kral Urpallu tasvirinde görül- Ölçüsü: 7,6 cm mektedir.24 Gordion’da bulunan seksen üç adet Type XII, 9 tip fibulanın büyük çoğun- Dönemi: M.Ö. 8. yüzyılın son çeyreği luğu M.Ö. 8. yüzyıl veya 7. yüzyıl başlarına Tanımı: Dikdörtgen kesitli at nalı şeklinde ait kontekstlerden elde edilmiştir. Anadolu bir gövde yapısına sahiptir. Gövde üze- dışındaki Lindos, Olympia ve Perac- rinde on adet kabara deliği bulunmakta hora’daki örnekler de benzer şekilde M.Ö. olup, kabaralar günümüze ulaşamamıştır. 8. ve 7. yüzyıllara tarihlendirilir. K. Tip I’in Kilit dilinin bulunduğu uçtan başlayarak de içine dahil olduğu XII, 9 fibulaları, XII, sıralandığında üçüncü, beşinci ve altıncı 7 fibulaları ile kronolojik açıdan paralellik kabaraların koptuğu anlaşılmaktadır. Bu göstermektedir. Ancak bu tipin üzerine kabaraların çivisi, deliğin içinde kalmıştır. ilave edilmiş dekoratif kabaralar nedeniyle Bunun dışında iğne, zemberek kısmında daha uzun süre popülerliklerini koruduk- bir burgu yaptıktan sonra kilit diline uza- ları düşünülür.25 Bu nedenle K. Tip I fibu- namadan kırılmış ve eksiktir. Fibulanın yü- lalarını M.Ö. 8. yüzyıl sonları ve M.Ö. 7. zeyi kahverengi patina tabakası ile kaplı yüzyıl başlarına tarihlendirebiliriz. olup, deliklerin etrafında kabaraların bı- 1.1.1. Kocaeli Tip Ia rakmış olduğu dairesel izler seçilebilmek- tedir. Açık ve tek parçadan oluşan kalıba At nalı biçiminde dikdörtgen kesitli bir döküm tekniği ile üretilmiştir. Fibula göv- gövde yapısına sahiptir. Gövde üzerindeki desinin her iki ucunda, simetrik biçimde kabaraları ve iğnesi eksiktir. Bunun ya- ikişer adet dikdörtgen abaküs bulunmakta- nında gövde üzerinde kabara izleri ve bu dır. Bu abaküslerin üzerinde yatay sıralan- kabaraların perçinlendiği çivi deliklerini mış küçük kabara üçlüsü yer almaktadır. görmek mümkündür. Gövdesi üzerinde on Abaküsler üzerinde toplam on iki adet kü- adet kabara bulunduğu anlaşılan K. Tip Ia, çük kabara görülmektedir. Abaküsler ara- altı kabaralı K. Tip Ib’den öncelikle kabara sında ise simetrik biçimde ikişer adet yatay sayısı bakımından ayrılır. Kabara çivileri- disk görülmektedir. Sol uçtaki kilit dili ise

------19 Muscarella, 1967: 19, 20. 24 İvriz Bölgesi’nde şimdiye dek her hangi bir fibulaya 20 Sapouna-Sakellarakis, 1978: 125. rastlanmamış olması nedeniyle Muscarella, Kral Ur- 21 Tekocak, 2012: 31-33, lev. 1, res. 3-5. pallu’ya ait fibulanın Frigya’dan ithal edildiğini öne 22 Laflı ve Buora, 2006: 42, lev. XII, a, b, c, d, kat. No. sürer (Muscarella, 1967: 19, 36). 1, 2; 45, lev. XV, a, b, Kat. No. 24, 25. 25 Muscarella, 1967: 20. 23 Laflı ve Buora, 2012: 419, lev. 1, res. 1. 27 Kocaeli Müzesi’nde Bulunan Bir Grup Fibula fibulanın arka yüzüne doğru genişleyerek Maddesi: Bronz kıvrılmıştır. Dikey çift yivli olup, üç böl- Müzeye Geliş Şekli: Ankara Anadolu Me- meli omurgaya sahiptir. Ortadaki bölmede deniyetleri Müzesi’nden devir. Öncesinde dikey sıralanmış küçük kabara üçlüsü gö- satın alma. rülmektedir. Frig fibulalarının karakteris- tik özelliği olan yatay mahmuz veya boy- Ölçüsü: 7,4 cm nuz, kilit dilinin abaküsle buluştuğu yerde- Dönemi: M.Ö. 8. yüzyılın son çeyreği dir. Ortadaki üçüncü kabara ise aynı za- manda kilit dilinin dikey sıralanan dör- Tanımı: Yarım daire şeklinde olup, dik- düncü kabarasıdır. Böylelikle kilit dili üze- dörtgen kesitli bir gövde yapısına sahiptir. rindeki kabaralar “T” biçiminde dekore Fibula iğnesi dışında eksiksiz bir biçimde edilmiştir. İğnenin bulunduğu sağ uçta ise günümüze ulaşmıştır. Sonradan ilave edil- abaküs ile iğne arasında trochilus ve torus diği anlaşılan iğnenin gövde ile birleştiği düzenlemesi aynı zamanda flanş görevi de kısımda, oksidasyona bağlı küçük bir kay- görür. Torus düzenlemesinin yüzeyi ise nak kırığı söz konusudur. Üzeri yeşil-kah- sade bırakılmış olup, iğnenin geçtiği kıs- verengi patina tabakası ile kaplıdır. Açık ve mın etrafı dairesel bir silme ile dekore tek parçadan oluşan kalıba döküm tekniği edilmiştir. Tek sarmallı zemberek ise güçlü ile üretilmiştir. Gövde üzerinde altı adet bir gergi etkisi bırakmaktadır. yarı küresel kabara görülmektedir. Fibula gövdesinin her iki ucunda, simetrik düzen- 1.1.2. Kocaeli Tip Ib lenmiş, ikişer adet dikdörtgen abaküs bu- Kocaeli Müzesi’nde bu gruba ait bir fibula lunmaktadır. Bu abaküslerin her birinin bulunmaktadır. Eserin sadece iğnesi eksik- üzerinde, gövdedekilere göre daha küçük tir. Gövde üzerindeki kabara sayısı bakı- çaplı, ikişer adet kabara vardır. Kilit di- mından K Tip Ia’dan ayrılmaktadır. Gövde linde ise bir kabara görülmektedir. Mah- üzerinde altı, ayak ve mahmuzlarında on muzların her iki ucunda da yine birer ka- bir adet olmak üzere toplam on yedi kabara bara görülmektedir. Fibula üzerinde on bulunmaktadır. Kabaralar fibula gövdesin- biri küçük, altısı büyük olmak üzere, top- den dışarı taşacak kadar geniş çaplıdır. K. lam on yedi adet kabara kullanılmıştır. Tip Ia’dan farklı bir alt grupta değerlendi- 1.2. Kocaeli Tip II rilmesinin başlıca sebebi kabara sayısının daha çok olmasıdır. Öte yandan boyut iti- K. Tip II olarak kodladığımız bu grup, Ko- bari ile her iki örnek de birbirine yakındır. caeli Müzesi koleksiyonunda üç örnekle K. Tip Ib’nin en dikkat çekici özelliği ise fi- temsil edilmektedir. Eserlerin iğneleri ek- bulanın arka yüzündeki çekiçlenerek fazla- siktir. Yarım daire şeklindeki gövdesi yu- lığı mıhlanmış çivi uçlarıdır. Muhtemelen varlak kesitlidir. Gövde üzerinde ise üç kabaraları eksik olan K. Tip Ia’ya göre ka- noktada dekoratif silmeler bulunmaktadır. baraların sağlam bir biçimde günümüze Benzer süslemeleri fibula ayaklarında da ulaşmış olmasının temel sebebi budur. izlemek mümkündür. Bu haliyle Blinken- berg26 ve Muscarella27 tarafından Type XII, • Envanter No: 686 14 olarak kodlanan gruba girmektedir. Ca- K Tip Ib ner28 ise benzer örnekleri J I olarak kodla- mıştır. Kilit dili tüm Frig fibulalarında olduğu gibi çift yivlidir. Kilit dili ile gövde kolunun ucu arasında karakteristik çift taraflı mahmuz yer almaktadır. Gövdenin her iki yüzü de

Resim 2. Frig fibulaları aynı şekilde dekore edilmiştir. Bu nedenle ------26 Blinkenberg, 1926: 222-226, res. 255-258. 28 Caner, 1983: 136 27 Muscarella, 1967: 24-26. Ahmet BİLİR KAREN 2020 / 6 / 9 28 kapalı kalıba döküm tekniğinin kullanıldığı • Envanter No: 398 anlaşılmaktadır.29 K Tip IIa Oldukça popüler olan bu tip Gordion’da he- men hemen her tabakada bulunmuştur. Gordion dışındaki kronolojik dağılımı da Gordion ile çağdaştır. Blinkenberg Olym- pia, Argive Heraeum, ve Lindos’taki fibula- ları M.Ö. 8. ve 7. yüzyıllara tarihler. Bu ör- nekler dışında Anadolu’da Kapadokia, Ankyra, Dorylaion, Troia ve Ephessos’tan Resim 3. Frig fibulaları örneklere de yer verir. Son dönemde kazı Maddesi: Bronz yapılan merkezlerde ise K. Tip II’ye ait ör- neklerin, birkaç yüzyıl boyunca kullanılmış Müzeye Geliş Şekli: Ankara Anadolu Me- oldukları saptanmıştır. Bu merkezler Bo- deniyetleri Müzesi’nden devir. Öncesinde ğazköy, Midas Kenti, Dağı, Ali- satın alma. şar, Çerkeş, Pazarlı, Sardes, Al Mina, Kara- Ölçüsü: 3,9 cm lar, Chios (Kato Phana), Samos, Siphnos, Perachora ve Sparta’dır. Bunun dışında son Dönemi: M.Ö. 8. yüzyıl sonu M.Ö. 7. yüzyıl yıllarda yayımlanmış müze eserleri ara- başı. sında Akşehir,30 Tire,31 Ödemiş,32 Mersin,33 Tanımı: Yarım daire şeklindeki fibulanın Aydın34 ve Bolu’da35 da K. Tip II’ye benzer iğnesi kırık ve eksiktir. Omuzdan itibaren örneklere rastlamak mümkündür. bir tarafın kullanıma bağlı olarak eğildiği anlaşılmaktadır. Gövdesi yuvarlak kesitli- Gordion’daki MM ve S1 Tümülüsleri’nden elde edilen, bu tipin erken örnekleri mun- dir. Kapalı kalıba döküm tekniği ile yapıl- tazam ve keskin silmelerle dekore edilerek mıştır. Gövde merkezinde iki adet ince disk özenle yapılmışlardır. Ele geçen bazı geç arasında bir kalın disk bulunmaktadır. örneklerin ise işlenmemiş ve yumru şeklin- Üçlü disk grubu arasında iki yiv görülmek- deki boğumlar halinde döküldükleri görül- tedir. Merkezden omuzlara geçişte simet- müştür.36 Stil özellikleri göz önüne alındı- rik yerleştirilmiş birer tane daha üçlü disk ğında, K. Tip II fibulalarını genel kronolo- grubu bulunur. Uçlarda ise yine simetrik jiye uygun olarak, M.Ö. 8. yüzyılın sonu ve yerleştirilmiş üçlü disk grubuna ilave ola- 7. yüzyılın başına tarihlemek mümkündür. rak, iki disk arasında kalın torus, trochilus düzenlemesinden sonra iğnenin geçtiği 1.2.1. Kocaeli Tip IIa flanş ve kilit dili yer alır. Sağ uçtaki kilit K. Tip IIa’yı IIb ve IIc’den ayıran en büyük dili çift yivli olup üç bölmeye ayrılmıştır. özellik gövde merkezi dışında omuzlar ve Kilit dilinin hemen üstünde, Frig fibulala- ayaklarda olmak üzere beş noktada yer rının karakteristik özelliği olan çift taraflı alan üçlü dekoratif silme grubudur. Gövde mahmuz görülmektedir. de aynı zamanda kullanıma bağlı olarak bir 1.2.2. Kocaeli Tip IIb eğiklik fark edilmektedir. Eser K. Tip II grubuna giren diğer eserler ile oldukça benzeşmektedir. Ancak küçük farklılıkları söz konusudur. K. Tip IIa gibi merkezdeki ve ayaklardaki dekoratif üçlü silme grubuna sahiptir. Ancak omuzlarda üçlü silme grubu yerine bu kez tek silme ------29 Muscarella, 1967: 48. 34 Erdan, 2018: 59, lev. XXVI, fig. 77. 30 Tekocak, 2012: 36, 37, A. Tip IV, lev. II, res. 8 35 Bilir, 2019: 88, Type B. IV, fig. 2, 9-12. 31 Gürler, 2004: 36, kat. No. 7. 36 Muscarella, 1967: 25, lev. XI, res. 58; lev. XIII, res. 32 Laflı ve Buora, 2012: 419, lev. 1. res. 2, 7, 8, 12. 74. 33 Laflı ve Buora, 2006: 43, lev. XIII, c, lev. XIV, e. 29 Kocaeli Müzesi’nde Bulunan Bir Grup Fibula kullanılmıştır. Omuzlardaki tek silme dü- • Envanter No: 400 zenlemesi ile benzerlik gösterdiği K. Tip IIc K Tip IIc den bu kez beşli yerine üçlü dekoratif silme kullanılmasıyla ayrılmaktadır. • Envanter No: 399 K Tip IIb

Resim 5. Frig fibulaları Maddesi: Bronz Müzeye Geliş Şekli: Ankara Anadolu Me- deniyetleri Müzesi’nden devir. Öncesinde satın alma. Resim 4. Frig fibulaları Ölçüsü: 3 cm Maddesi: Bronz Dönemi: M.Ö. 8. yüzyıl sonu M.Ö. 7. yüzyıl Müzeye Geliş Şekli: Ankara Anadolu Me- başı. deniyetleri Müzesi’nden devir. Öncesinde 2. Levant Kökenli Fibula satın alma. K. Tip III olarak sınıflandırdığımız fibula Ölçüsü: 3,1 cm Blinkenberg’in37 Kıbrıs XIII, 6 Tipi içinde Dönemi: M.Ö. 8. yüzyıl sonu M.Ö. 7. yüzyıl değerlendirilebilir.38 Bununla birlikte, Ya- başı. kın Doğu’ya özgü fibulaları inceleyen Stro- nach’ın39 II, 1 ve 2 tipolojisi ile de benzerlik Tanımı: Yarım daire şeklinde olup eksik- göstermektedir. Stronach40 bu fibulaları, sizdir. Yüzeyi kahverengi patina ile kaplı- Filistin’e M.Ö 12. yüzyılda ulaşan, tek par- dır. Gövdesi yuvarlak kesitlidir. Kapalı ka- çalı, yarım dairesel fibulaların devamı ola- lıba döküm tekniği ile yapılmıştır. Kulla- rak niteler. nımdan dolayı hafif aşınmış gövde merke- zinde iki disk arasında bir torus düzenle- 2.1. Kocaeli Tip III mesi ile dekoratif üçlü silme grubu oluştu- M.Ö. 500’lere kadar Yakın Doğu’nun büyük rulmuştur. Omuzlarda karşılıklı birer disk bir kesiminde özellikle de Filistin’de kulla- bulunur. Uçlar da ise simetrik iki disk ara- nılan bir formdur. K. Tip III fibulasının sında bikonik torus düzenlemesi görülür. bağlamalı örnekleri, Filistin’de M.Ö. 600 Kilit dilinin hemen üzerinde karakteristik sonrasına tarihlenir. Bu tipin, örneğimizde çift taraflı mahmuz yer alır. olduğu gibi gövde ucunda açılmış bir deliğe 1.2.3. Kocaeli Tip IIc geçirilmiş iğneli diğer örneklerine de rast- lamak mümkündür. Bu nedenle K. Tip III Bu alt tipin en belirgin ve diğerlerinden ay- fibulasını M.Ö. 6. yüzyıla tarihlendirebili- rılan özelliği merkezde ve ayaklardaki de- riz. koratif beşli silme grubudur. Bunun dı- şında omuzlarda tek silme düzenlemesi ile K. Tip IIb ile benzeşmektedir.

------37 Blinkenberg, 1926: 238, res. 277. 39 Stronach, 1959: 190, 191, res. 6, 1-2. 38 Her ne kadar Blinkenberg, bu tip fibulaları Kıbrıs 40 Stronach 1959: 186, res. 2, 1. Tipi olarak tanımlasa da sonradan yapılan araştırma- lar, bu tipe ait örneklerin Kıbrıs’a anakaradan ithal edildiğini göstermiştir (Gjerstad, 1948: 382). Ahmet BİLİR KAREN 2020 / 6 / 9 30

• Envanter No: 1283 dır.42 Askeri pelerinleri tutturmak için üre- tilmiş olan bu tip, aynı zamanda bir rütbe K Tip III veya resmi statü göstergesidir. Bu nedenle çoğunlukla Romalı askerler tarafından kul- lanılmıştır. Hatta ticaret yoluyla sınır öte- sine dahi ulaşmıştır. Bu sayede de geniş Roma topraklarına yayılmıştır. Bu objeler Resim 6. Levant kökenli fibula muhtemelen Doğu Roma İmparator- luğu’nda görev yapan askerlerin, ünifor- Maddesi: Bronz malarına iliştirdikleri bir aksesuar ve toka 43 Müzeye Geliş Şekli: Satın Alma vazifesi görmüşlerdir. Bu askerlerin im- paratorluğun doğu eyaletlerinden Kherso- Ölçüsü: 7,2 cm nessos44 ve Kafkaslar’daki45 sınır bölgele- Dönemi: M.Ö. 6. yüzyıl rine kadar ulaştıkları, nekropol sahala- rında bulunmuş “Zwiebelknopffibeln”ler Tanımı: Geniş kavisli yay formunda bir ile doğrulanmaktadır.46 Bu şekilsel gelişme gövde yapısına sahiptir. İğnesi kırık ve ek- M.S. 4. yüzyıla ait “Zwiebelknopffibeln” ya siktir. Gövdesi yuvarlak kesitlidir. Yüzeyi da haç başlı fibulalar ile doruk noktasına siyah patina tabakası ile kaplıdır. Kapalı ulaşmıştır. kalıba döküm tekniği ile yapılmıştır. İğne 47 ve gövde ayrı parçalar halinde üretilmiştir. Zwiebelknopffibeln için Keller tarafından önerilen tipoloji, Pröttel48 tarafından böl- 3. Roma Fibulası gesel anlamda yeniden ele alınmıştır. Sou- Özellikle M.S. 1. yüzyılda Roma İmparator- pault49 ise bu fibulalar ile ilgili ayrıntılı bir luğu’nun genişleyen sınırları ile birlikte fi- sentez ortaya koymuştur. K. Tip IV örneği- bulaların tasarımlarının da giderek çeşit- mizi, Keller / Pröttel 3 / 4 A tipolojisi içinde lendiği anlaşılmaktadır. Teknolojik açıdan değerlendirmek mümkündür. Anadolu’da gelişmiş atölyelerin sayıca artması, daha ise Bolu,50 Ödemiş51 ve Akşehir52 Müze- karmaşık fibula tasarımlarını ortaya çıkar- leri’nde bulunan örnekler, K. Tip IV ile çok mıştır. Kocaeli Müzesi’nde sergilenen fibu- yakın benzerlik göstermektedir. Sou- lalar içinde Roma fibulalarının sadece bir pault’un Türkiye’deki bu gruba ait örnek- örnekle temsil edilmesi oldukça şaşırtıcı- leri sıraladığı listeye, Ödemiş Müzesi ör- dır. Bilindiği üzere İmparator Diokletianus nekleri de Laflı ve Buora tarafından eklen- Dönemi’nde Nikomedia, Roma’nın doğu- miştir.53 daki başkentidir. Kocaeli Müzesi’nde bulunan K. Tip IV örne- 3.1. Kocaeli Tip IV ğinde ise yukarıda saydığımız özelliklerin yanı sıra farklı bir teknik görülmektedir. Bu tip fibulaları zamanla karakteristik Özellikle fibula gövdesinin üzerinde yer özelliklerine göre uçları soğan biçimli alan balıksırtı desenli panolar simetrik olanlar Zwiebelknopffibeln veya genel bi- yerleştirilmiş iki insan figürü ile sonlandı- 41 çime bağlı olarak Dreiknopffiblen ya da rılmıştır. bir Orta Çağ silahı olan yaylı tüfek biçimli haç başlı fibulalar olarak adlandırılmakta-

------41 Nutu ve Chiriac, 2012: 199. 49 Soupault, 2003. 42 Deppert-Lippitz, 2000: 39. 50 Bilir, 2019: 98 Type B. X, fig. 3. 19 43 Tekocak, 2012: 38. 51 Laflı ve Buora, 2012: 423, kat. no. 17, 18, res. 17a, 44 Soupault, 2003. 17b, 18a, 18b. 45 Abramova, 1995. 52 Tekocak, 2012: 37, 38, A. Tip VI, kat. no. 10, lev. II, 46 Laflı ve Buora 2012: 418. res. 9. 47 Keller, 1971: 26-55. 53 Laflı ve Buora, 2012: 427, harita 2. 48 Pröttel, 1988: 347-372. 31 Kocaeli Müzesi’nde Bulunan Bir Grup Fibula

fibulaları M.S. 325-355 yılları arasına ta- rihler. Laflı ve Buora da Ödemiş Mü- zesi’ndeki iki örnek için aynı tarihleri öne- rir. Yukarıda bahsi geçen Carnavalet Mü- zesi örneği göz önünde bulunduruldu- ğunda genel kronolojiye uygun olarak ben- zer şekilde K Tip IV için M.S. 325-375 yıl- ları arasını uygun görmekteyiz. • Envanter No: 396 K Tip IV

Resim 7. Haç başlı fibula ve üzerindeki figürlü (İmparator?) betimlemeler Savat tekniği ile işlenmiş büst şeklindeki figürler birbirinin benzeridir. Figürlerin başları, genellikle profilden tasvir edilen Resim 9. Roma İmparatorluk Dönemi Haç başlı imparator portreli sikkelerden farklı ola- fibula rak 4/3’lük dönüşle aksi istikametlere bak- Maddesi: Bronz üzerine altın kaplama maktadır. Bu büstlerin kime ait olduğu an- laşılamamasına karşın imparatora ait olma Müzeye Geliş Şekli: Ankara Anadolu Me- olasılığı yüksektir. Bu nedenle yüksek rüt- deniyetleri Müzesi’nden devir. Öncesinde beli bir imparatorluk görevlisine ait olma- satın alma. lıdır. Buna benzer bir başka figürlü fibula Ölçüleri: Yükseklik 2,7 cm Genişlik 5,2 cm örneği ise Carnavalet Müzesi’nde sergilen- mekte ve İmparator I. Valentinianus’a (MS Dönemi: M.S. 325-375 364-375) atfedilmektedir.54 Tanımı: Fibula üstten bakıldığında haç bi- çimindedir. İğnesi ve kilit dilinin bulun- ması gereken ayak kırılmış ve eksiktir. So- ğan biçimindeki topuzlardan biri kopmuş olup eksiktir. Başka biri ise kırıktır. Fibu- lanın yalnızca kavisli gövdesi ve çiposu kalmıştır. Fibulanın kavisli kısmı dört kö- şeli olup alt kısmı düzdür. Gövdenin ucun- daki yatay çipo ise dörtgen kesitlidir. Fibu- lanın yüzeyi sarı renkli olup yer yer kahve- rengi patina tabakası ile kaplıdır. Bu tip fi- bulalar şık motiflerle dekore edilmiş ya da sade bırakılmış olabilmektedir. Fibulanın Resim 8. Carnavalet Müzesi’nden sağlıklı du- yüzeyindeki patina tabakası nedeniyle de- rumdaki figürlü bir fibula korasyon unsurları net olarak anlaşıla- Fibulanın tarihi ise imparatorun Paris ken- masa da kavisli kısmın üstünde kalan bö- tini ziyaret ettiği MS 366-367 yılları ara- lümde çerçeveli dikey iki panel içinde kafes sına verilmektedir. örgü motifi görülebilmektedir. Bu panelle- rin her iki ucuna yerleştirilmiş simetrik Figürsüz haç başlı fibulaların tarihlemesi panolarda ise insan figürleri görülmekte- konusunda Tekocak, Akşehir Müzesi’ndeki dir. Daha sonra yine dikey uzanan üçlü pa- örneği M.S. 4. yüzyıla verir. Pröttel ise bu nellerle son bulmaktadır. Ortadaki panelde

------54 http://www.carnavalet.paris.fr/en/collecti- ons/fibule-cruciforme-gallo-romaine (20.03.2020) Ahmet BİLİR KAREN 2020 / 6 / 9 32 balıksırtı deseni işlenmiştir. Enlemesine kültürel anlayış bu zengin çeşitliliğin or- uzanan kollar altıgen kesitlidir. Uçlara yer- taya çıkmasını sağlamıştır.60 Demir Çağı leştirilmiş altıgen topuzlara geçişte iki yiv üretiminden sonra Orta ve Geç İmparator- arasında bir disk görülür. Ortadaki uçta ise luk boyunca yeniden ortaya çıktığı Roma başka bir topuz bulunur. Fibulanın yayı Dönemi’ne kadar Küçük Asya’daki fibula dikdörtgen kesitli olup profilden bakıldı- kullanımına bir süre ara verilmiştir. Küçük ğında yarım daire formundadır. Kilit dili Asya’da yabancı kökenli fibulalar daha çok ise yay gövdesinden dışarı uzanan ve gide- batıdan ithal edilmiş objeler olarak karşı- rek daralan, geniş üçgen formlu ayağın mıza çıkar. Bu nedenle Roma Dönemi’nde içine gömülüdür. fibulaların ilk kullanımı ordu ve askerlikle ilintili olmalıdır. M.S. 1. yüzyılda, Ana- Değerlendirme ve Sonuç dolu’daki Romalılaşma sürecinin hızlan- Fibulanın ilk olarak M.Ö. 13. yüzyıl, Tunç ması ile birlikte sayıca artan fibulaların ta- Çağı Avrupası’nda ortaya çıktığı varsayıl- sarımları da gelişim göstermiştir. Artan maktadır.55 Kuzey Avrupa’da veya İskandi- atölye sayısı ve gelişen tekniklere bağlı navya’da Tunç Çağı IIB tabakalarında urfi- olarak daha karmaşık tasarımlar meydana bel’ler, Kuzey İtalya’da Geç Terramare, ve çıkmaya başlamıştır.61 Yunanistan’da Geç Hellas IIIB tabakala- Genel olarak bakıldığında Kocaeli Mü- rında da ilk fibulalar görülmeye başlamış- zesi’nde bulunan fibulaların köken bakı- tır56 Avrupa’daki en erken tarihli örnekle- mından çoğunlukla Orta Anadolu etkisi ta- rin kökleri Yakın Doğu,57 Anadolu ve Mı- şıdıkları anlaşılmaktadır. Kocaeli Mü- sır’a uzanmaktadır. Fibulalar aynı za- zesi’nde yedi adet fibula bulunmaktadır. manda kültürel etkileşimi de açıklamakta- Bunların beşi Frig kökenlidir. Bir tanesi Le- dır. Çünkü fibula kullanımını öğrenen ya- vant, bir diğeri ise Roma Dönemi’ne aittir. bancı toplumlar, onları kendi ihtiyaçları ve Yaptığımız incelemeler, Kocaeli Müzesi ko- estetik anlayışları doğrultusunda şekillen- leksiyonunda, beş örnek ile temsil edilen dirmiştir. Örneğin İtalya’da bulunan ör- Frig fibulalarının en kalabalık grubu oluş- nekler, Yunanistan’dakilerden oldukça turduğunu göstermiştir. Buna göre, Koca- farklıdır.58 Bu durum, Ege Adaları aracılığı eli Müzesi envanterine kayıtlı Frig ve Le- ile Kıbrıs ve Yakın Doğu’ya yayılan Myken vant kökenli fibulalar M.Ö. 8. ve 6. yüzyıl- fibulalarının tamamen farklılaşmasını sağ- lar arasına tarihlenmektedir. lamıştır. Ege ve Kıbrıs’tan fibulaları öğre- nen Frigler ise M.Ö. 8. yüzyılın sonlarında Roma İmparatorluk Dönemi’ne kadar bu kültür nesnesini Anadolu ile tanıştır- başka herhangi bir örneğe rastlanmamış makla kalmamış farklı türlerini de ortaya olması, fibulaların genel kronolojisi ile koymuştur.59 uyum sağlamaktadır. Biçim bakımından fibulalar oldukça zen- M.S. 4. yüzyılın ikinci çeyreğine ait haç gindir. Dönem özelliklerinin yanında ait ol- başlı, altın kaplamalı fibula ise gövde kısmı dukları coğrafyanın gerektirdiği dini ve kırık olmasına rağmen üzerindeki figürlü ------55 Muscarella, 1964: 34; Muscarella, 2007: 173; 58 Fibulalar, Tunç Çağı’ndan itibaren, Erken Hristi- Tekocak, 2012: 28. yanlık Dönemi’ne kadar İtalya’da kullanılagelmiş ol- 56 Muscarella, 1964: 34. malarına karşın aynı durum Yunanistan için geçerli 57 İlk olarak M.Ö. 13. yüzyılda deniz aşırı ticaret ile değildir (Elderkin, 1928: 333). Yunanistan’da bulun- Doğu Akdeniz’e ulaşan Myken formları, Roma Dö- muş en erken tarihli fibulalar, Myken Dönemi’ne ait- nemi’nde yöreye özgü tiplere dönüşmüştür. M.Ö. 7. tir (Daremberg ve Saglio, 1896: 2004, res. 2977). yüzyıla ait Yakın Doğu’da bulunmuş örnekler, Asur Bunlar, yayı tek burgu telli basit birer çengelli iğne Krallığı ile son derece geniş bir yayılım göstermiştir. niteliği taşımaktadır (Elderkin, 1928: 333). Antik ya- Kafkaslarda bulunmuş birkaç örnek ise Yakın Doğu’ya zında ise Homeros, Penelope’nin peplosunda bulunan özgü çeşitli fibulaların, Urartular vasıtasıyla bu böl- Antinous’un kendisine hediye ettiği 12 adet burgulu geye taşındıklarını göstermektedir. Fibulaların Yakın altın fibuladan söz eder (Hom. Il: 18.293). Doğu’daki yayılım alanları hakkında ayrıntılı bilgi 59 Muscarella, 1964: 39, 40. için bkz. (Stronach, 1959). 60 Muscarella, 2007: 173. 61 Tekocak, 2012: 37. 33 Kocaeli Müzesi’nde Bulunan Bir Grup Fibula deseni ile üniktir. Genellikle mezar hedi- Bilir, Ahmet, (2019), “Bronze Fibulae of the yesi olarak bırakılan fibulaların ölen kişi- ”, Cedrus, VII, 77-105. nin statüsünü gösterdiği özellikle Roma Blinkenberg, Christian, (1926), Lindiaka v İmparatorluk Dönemi’ne ait K. Tip 4 kodlu Fibules Grecques et Orientales, Paris: fibula ile daha iyi anlaşılmaktadır. København Publisher. Nikomedia kentinin Diokletianus tarafın- Boehmer, Rainer Michael, (1972), Boğaz- dan MS 286 yılında İmparatorluğun doğu- köy-Hattuša Die Kleinfunde von Boğazköy daki başkenti ilan edilmesi ve Tetrarşi yö- VIII, Berlin: Gebrüder Mann. netiminde (MS 293-324) de bu unvanını koruduğu bilinmektedir. Ayrıca Diokletia- Caner, Ertuğrul, (1983), Fibeln in Anatolien nus ve Galerius Dönemleri’nde Nikomedia, I (Prähistorische Bronzefunde XIV, 8), Hristiyanlara karşı uygulanan zulmün München: Beck. merkezidir. Öyle ki Diokletianus MS 23 Şu- Deppert-Lippitz, Barbara, (2000), “A Late bat 303’te Pagan bayramı olan Termina- Antique Crossbow Fibula in the Metropoli- lia’da kentte yeni inşa edilen bir kilisenin tan Museum of Art”, Metropolitan Museum yıkılmasını, kutsal yazılarının yakılmasını Journal, 35, 39-70. ve değerli taşlarına el konulmasını emret- miştir. Sonraki gün ise İmparatorluk gene- Elderkin, Kate McK, (1928), “Buttons and lindeki kiliselerde benzer önlemlerin alın- Their Use on Greek Garments”, AJA, 32 (3), masını bildiren "Hristiyanlık Karşıtı İlk 333-45. Fermanı"nı yayınlamıştır. Erdan, Emre, (2018), Aydın Arkeoloji Mü- Bir başka zulüm dalgası ise MS 324 yılında zesi Fibulaları, Ankara. Licinius Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Aynı Erdan, Emre, (2019), “Frig Tipi Fibula- yıl Khrysopolis (Üsküdar) savaşında Lici- larda Tanrıça Sembolizmi Üzerine Bazı Dü- nius’a karşı üstünlük elde eden Konstanti- şünceler”, Art-Sanat, 11, 163–185. nus, Tetrarşi yönetimine son vermiş ve tek başına imparator olmuştur. MS 330 yılında Gjerstad, Einar, (1948), Swedish Cyprus ise başkent ’a taşınmıştır. Expedition IV Pt. 2 The Cypro-Geometric, Cypro-Archaic and Cypro-Classical Periods, MS 337 yılında ise Nikomedia piskoposu Stockholm: Swedish Cyprus Expedition. Eusebius, ölüm döşeğindeki İmparator Bü- yük Konstantinus'u vaftiz etmiştir. Gürler, Binnur, (2004), Bronze Objects at Tire Museum, İstanbul: Ege Yayınları. Dinsel bir devrimin yaşandığı bu dönemde Hristiyanların artık rahatladığı ancak acı- Hom. Il. Homeros, (1993), İlyada, (Çev. A. larının henüz taze olduğunu varsaymak Erhat-A. Kadir), İstanbul. mümkündür. Devrimin muhafızı olarak Keller, Erwin, (1971), Die Spätrömischen Anadolu’da yaşamış, yüksek rütbeli, Hris- Grabfunde in Südbayern, München: Beck. tiyan bir imparatorluk görevlisine ait oldu- ğunu düşündüğümüz bu fibula, Kocaeli Körte, Gustav ve Körte, Alfred, (1904), Müzesi’nde bulunan fibulalar arasında ay- Gordion: Ergebnisse der Ausgrabung im rıcalıklı bir yere sahiptir. Jahre 1900, Berlin: Druck und Verlag Von Georg Reimer

Laflı, Ergün ve Buora, Maurizio, (2006), KAYNAKÇA “Fibule Antiche dalla Cilicia Costiera”, Ri- Abramova, M. P., (1995), “Rimskie Provint- vista Di Archeologia, XXX: 37-46. sialnye Fibouly IV–Vvv. na Severnom Kav- ______, (2012), “Fibulae in the Museum kaze / Les Fibules Romaines Provinciales of Ödemiş (Western Turkey)”, Oriental des IVe-Ve s. au Caucase du Nord, Isto- Archive, 80 (3), 417-34. risko”, Arheologitscheskii Almanach, 1, 140-147. Ahmet BİLİR KAREN 2020 / 6 / 9 34

Muscarella, Oscar White, (1964), “Ancient Safety Pins”, Expedition Magazine 6 (2), 34-40. ______, (1967), Phrygian Fibulae from Gordion, London: Quaritch. ______, (1988), Bronze and Iron Ancient Near Eastern Artifacts in The Metropolitan Museum of Art, New York: Metropolitan Museum of Art. ______, (2007), Frig Fibulaları (Phry- gian Fibulae). H. S. ve T. T. Sivas (yay.), Friglerin Gizemli Uygarlığı (The Mysteri- ous Civilization of the Phrygians): 173-179 (text), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. Nutu, George ve Chiriac, Costel, (2012), “Late Roman Brooches from Dobroudja”, ISTROS, XVIII, 199-212. Peck, Harry Thurston, (1898), “Fibula”, Harpers Dictionary of Classical Antiquities, Livy, XXVII, 19, New York: Trustees of Tufts University. Pröttel, P. M., (1988), “Zur Chronologie der Zwiebelknopffibeln”, JRGZM 35 (1), 347- 72. Sapouna-Sakellarakis, Ephe, (1978), Die Fibeln der griechischen Inseln. Prähisto- rische Bronzefunde XIV, Munich: Beck. Soupault, Vannesa, (2003), “Les Élements Métalliques du Costume Masculin dans les Provinces Romaines de la Mer Noire (IIIe– Ve s. ap. J.-C.)”, BAR IntSer, 1167, Oxford. Stronach, David, (1959), “The Develop- ment of the Fibula in the Near East”, Iraq 21 (2), 180-206. Tekocak, Mehmet, (2012), “Akşehir Müze- si'nde Bulunan Bir Grup Bronz Fibula”, Pa- mukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti- tüsü Dergisi, 13, 27-41. http://www.carnavalet.paris.fr/en/collec- tions/fibule-cruciforme-gallo-romaine (28.03.2020).

KARADENİZ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ DERGİSİ THE JOURNAL OF INSTITUTE OF BLACK SEA STUDIES

2020 6 / 9 (35-47)

Selçuk, Keziban - Yurttaş, Hüseyin, “Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Dokunan Geleneksel Ku- maşlar Üzerine Bir Deneme”, Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 6/9, ss.35-47. DOI: 10.31765/karen.722322

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ’NDE DOKUNAN * GELENEKSEL KUMAŞLAR ÜZERİNE BİR DENEME

* Araştırma Makalesi / Research Article Keziban SELÇUK - Hüseyin YURTTAŞ Bu makale etik kurul izni ve/veya ya- sal/özel izin alınmasını gerektirme- mektedir. / This article does not require ethical committee permission and/or le- gal/special permission. Öz: Dokumacılık, insanlık tarihiyle başlayıp ihtiyaçlar ge- reği ortaya çıkan ve zamanla gelişip geçmişin izlerini de bünyesinde barındırarak günümüze kadar gelen bir sa- ** Arş. Gör., nattır. Anadolu’da her bölgenin dokuması geleneksel ve Atatürk Üniversitesi, Oltu Meslek bölgesel özellikler taşımakta, yaşam kültürü, inançları, Yüksek Okulu, Erzurum/TÜRKİYE iklimi, kullanılan malzemenin bölgede bulunurluğu, iplik- [email protected] lerde kullanılan ve doğal boyalardan elde edilen renkler, ORCID : 0000-0002-3460-4457 üzerlerinde yer alan motifler, kullanım amacı vb. birta- kım unsurlar belirleyici olmaktadır. Çalışma sahası olan *** Prof. Dr., Doğu Karadeniz Bölgesi, bu özelliklere sahip dokumaların Atatürk Üniversitesi, Edebiyat bulunduğu ve geleneksel yöntemlerle, el tezgâhlarında Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, yapılan bu dokumaların örneklerini bize sunmaktadır. Erzurum/TÜRKİYE [email protected] Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yapılan saha çalışmalarında; Artvin ve Bayburt’ta ehram, Giresun’da Tamzara doku- ORCID : 0000-0002-3968-5321 ması ile Tirebolu bezi, Rize’de Rize bezi (feretiko), Trab- zon’da ise keşan dokuma ve futa peştamal, Trabzon ketanı (bezi) ya da tevek adı verilen bez dokumaların yapıldığı Anahtar Kelimeler: Rize Bezi, Fere- tiko, Trabzon Keteni ya da Tevek, Ke- tespit edilmiştir. Bölgede bulunan bu dokumalar benzer- şan, Peştamal, Tamzara Dokuması, Ti- lik ve farklılıklarıyla ele alınarak değerlendirilmiştir. rebolu Bezi, Ehram A TRIAL ON TRADITIONAL FABRICS WOVEN IN THE Keywords: Rize Cloth, Feretico, Trab- EASTERN BLACK SEA REGION zon Flaxor, Tevek, Keşan, Loincloth, Tamzara Weaving, Tirebolu Cloth, Eh- Abstract: Weaving is an art that started with the history ram of humanity and emerged as a matter of necessity, and has evolved over time and incorporated the traces of the past. The weaving of each region in has tradi- tional and regional characteristics, its life culture, beliefs, climate, availability of the material used in the region, colors used in yarns and natural dyes, motifs on them,

purpose of use, etc. a number of factors are decisive. The Eastern Black Sea Region, which is the study area, pro- Geliş Tarihi / Received Date: 20.04.2020 vides us with examples of these weavings with these char-

Kabul Tarihi / Accepted Date: 27.05.2020 acteristics and made with traditional methods on hand

Keziban SELÇUK-Hüseyin YURTTAŞ KAREN 2020 / 6 / 9 36 looms. 1. Rize Bezi, Trabzon Ketanı ya da Tevek In the field studies carried out in the Eastern Dokuma Black Sea Dokumalarda kullanılan en temel mal- Region; It has been determined that ehram in zeme, Karadeniz Bölgesinde kendir olarak Artvin and Bayburt, Tamzara weaving and Tire- bilinen kenevir, pamuk, yün ve keçi kılın- bolu cloth in Giresun, Rize cloth (feretiko) in dan oluşan ipliktir. Eski çağlardan beri Ka- Rize, and discovery weaving and futa loincloths, radeniz Bölgesi’nde yetiştirilen kendir ve Trabzon ketan (cloth) or tevek. These weawings bu bitkinin gövde liflerinden elde edilen ip- in the region have been evaluated with their liklerle yapılan kumaş üretimi de gelenek- similarities and differences. sel dokumacılık bakımından önemli bir Giriş yere sahiptir. Kendir (Kenevir) bitkisinin, anayurdu Orta Asya ve Horasan olup, Orta Dünyanın her yerinde olduğu gibi, Ana- Asya’da Türkler tarafından dokuma ve gi- dolu’da da her bölgenin kendine özgü gele- yecek için kullanılmıştır. İlk defa M.Ö. neksel dokumaları bulunmaktadır. Bu do- 3000’lerde Çinliler tarafından kullanılan kumalarda kullanılan renk ve desenler, kenevir bitkisi, İskitler tarafından batıya toplumların kültürel izlerini barındıran ve göçlerle birlikte Avrupa’ya kadar taşınmış- geçmişi hakkında tarihi vesika niteliğin- tır.2 Türklerin, 1071’de Anadolu’ya gelme- deki bilgileri içeren önemli unsurlardır. leriyle birlikte dokumacılık kültürü de var- Dokumalar, yörenin özelliğine göre farklı lığını bu topraklarda gelişerek sürdürmüş- malzemeler kullanılarak yapılmaktadır. tür. Doğu Karadeniz bölgesinde ise doku- Bölgesel özellikleri meydana getiren etken- macılıkla ilgili yazılı belgelere 1462-63 ta- lerin başında dokumanın yapıldığı bölge- rihinde, Sultan II. Mehmet’in Trabzon’u nin iklimi, etnik yapısı, geleneksel yaşam fethiyle birlikte rastlanmış olup, Osmanlı- biçimi, hammadde bulunurluğu, çeşitleri lar dönemini kapsamaktadır. 1777 tarihli ve üretim teknikleri gelmektedir. İklimden bir belgede, Kanuni Sultan Süleyman’ın iç dolayı dokumalarda bir bölgede yün, diğe- çamaşırları, gömleği ve ipekli kumaşların rinde pamuk kullanılırken, bazı yerlerde Trabzon dokuması kullanılarak yapıldığı ise yün, pamuk ve keten kullanılmaktadır.1 kaydedilmiştir. Abdülaziz’in 1876’da ölü- Doğu Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Trab- münde üzerinden çıkarılan gömleğin Trab- zon, Rize, Giresun ve Artvin illerinin sahil zon bezinden olduğu bilinmektedir.3 Trab- kesimlerinde dokumalarda pamuk ve ken- zon’da yalnız keten kumaş değil, pamuklu dir kullanılırken, bu illerin iç kesimleriyle kumaşın da dokunduğu, padişah için Trab- Bayburt ve Gümüşhane’de ise yün ve keçi zon’dan her yıl iç çamaşırlık için ince pa- kılından dokumalar yapılmaktadır. Böl- muklu kumaş gönderildiği bilinmektedir.4 gede yapılan saha çalışmalarında; Artvin Trabzon’da dokunan ketan bezi, XVII. yüz- ve Bayburt’ta ehram; Giresun’da Tamzara yılda Trabzon’un önemli üretim, istihdam dokuması ile Tirebolu bezi; Rize’de Rize ve ticari kaynaklarından biri olmuştur. bezi (feretiko); Trabzon’da ise keşan do- Köylerde yetiştirilen keten, hem yetiştiril- kuma ve futa peştamal, Trabzon ketanı diği yerlerde hem de şehirde ketan bezi adı (bezi) ya da tevek adı verilen bez dokuma- verilen ve bezayağı tekniğiyle dokunarak ların yapıldığı tespit edilmiş ve bu dokuma- tüccarlar tarafından çeşitli yerlere sevk larda geleneksel yöntemlerin uygulandığı edilmiştir. XIX. yüzyılın ilk yarısında da bu görülmüştür. dokumanın önemli bir geçim kaynağı ola- 5 rak değerini sürdürdüğü görülmektedir. Osmanlı sarayında önemli bir yeri olan bu dokuma kendini dünyaya da kanıtlamış ve

------1 Öztürk, 2016: 57; Atlıhan, 2016: 92. 4 Aydın, 2019: 580. 2 Hut, 2011: 24. 5 Aydın, 2019: 619. 3 Yağan, 1978: 74. 37 Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Dokunan Geleneksel Kumaşlar …

1856 yılında Paris’te yapılan bir yarışmada ödül almıştır.6 Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, Akko- yunlu ülkesine gönderilen Trabzon bezleri için kanun çıkarmıştır. Osmanlı sarayında, saray erkânı ve köleler için Trabzon’dan bez getirildiği ve yeniçeriler lağvedilinceye kadar bu bezden iç çamaşırı giydikleri bi- linmektedir.7 Doğu Karadeniz bölgesi, Osmanlı döne- minde Anadolu’nun pek çok yerinde olduğu gibi kapalı bir ekonomi olarak varlığını sürdürmüş, bölgede yaşayan insanlar ku- maş ve giysilerini kendileri üretmişlerdir. Bu dokumalardan biri de Rize ve Trab- zon’da üretilen ve Rize’de “Rize bezi (fere- Resim 1. Rize Bezi (Feretiko), Trabzon Bezi ya tiko)”, Trabzon’da “Trabzon ketanı”, Trab- da Tevek Dokuması (Trabzon/Şalpazarı İlçesi- zon’un Şalpazarı ilçesinde “tevek” olarak Yücel Kaya Koleksiyonu) ve Dokumalarda Kul- adlandırılan ve kendir ipliğiyle dokunan lanılan Bezayağı Tekniği bezdir. Trabzon’un Şalpazarı ilçesinde tespit edi- Trabzon ve çevresinde kendir yetiştirme, len XX. yüzyıla ait bez dokuma kendir ipliği hasat etme, lifleri soyma, tokmaklama, ile yapılmıştır. Bu dokumaya Şalpazarı’nda eğirme, iplik haline getirme ve el tezgâhla- “tevek dokuma” kullanılan tezgâha da “te- rında dokuma gibi işlerin, Meryem Ana vek tezgâhı” adı verilmektedir. Üretilen bu Manastırı’ndaki rahibeler dâhil olmak kumaşlar ter tutmaması sebebiyle daha üzere, yöredeki hemen her evde sürdürü- çok iç çamaşırı ve atlet gibi iç giyim malze- len bir uğraş olduğu belirtilmektedir. El melerinin yapımında kullanılmıştır. Teri tezgâhlarında üretilen ketan, günlük yaşa- çekme özelliğinden dolayı sağlık açısından mın genellikle her alanında yaygın olarak faydalı bir kumaştır. Şalpazarı ve köyle- kullanılmakta olup gömlekten çarşafa, rinde başka bez türleri bulunmadığından ayakkabıdan sofra peşkirine, şaldan ipek dolayı geleneksel pantolonlar da tevekten kenarlı zıbınlara zengin bir ürün çeşitliliği yapılmaktaydı. Kenevir liflerini tarama sı- göstermektedir.8 rasında ayrılan daha düşük kalitedeki lifler atılmayarak kabaca eğrilip kilim benzeri yer örtülerinin yapımında kullanılmıştır. Bu dokuma 1/1 bezayağı tekniğiyle yapıl- maktadır. Bez dokumanın eni genellikle tezgâhta kullanılan tarak eninde, boyu iç çamaşırı, gömlek, pantolon, yatak yüzü ve benzeri kullanılacağı ürüne göre kesilerek değerlendirilmektedir. Kendirin (kenevir) kalın ve daha kaba lif- leri ise çul, yelken bezi, yoğurt ve peynir torbası olarak kullanılmakta, sicim ve ip olarak değerlendirilmektedir.9

------6 Yılmaz; Kaya Durmaz, 2013: 185. 8 Aydın, 2019: 581. 7 Öztürk, 2005: 380. 9 Aydın, 2019: 589. Keziban SELÇUK-Hüseyin YURTTAŞ KAREN 2020 / 6 / 9 38

Yurt dışında “Trabzon keteni”, yurt içinde daha ince ve uzun olup, dokumaya uygun ise “Rize bezi” olarak adlandırılan dokuma en ince ve parlak ipliğin elde edilmesini kendirden (kenevir) üretilmektedir. Lifleri sağlamaktadır. Ancak kendir ekim yasağı- dokumacılık ve gemi sanayinde, tohumları nın gelmesiyle birlikte ipliğin elde edile- ise ilaç, boya ve yağ sanayinde kullanılan memesi nedeniyle giyim ve günlük kulla- bu bitkilerin her ikisi de dokumacılık ve nım eşyalarında (peşkir vb.) değerlendiri- türleri bakımından yaklaşık olarak aynı len Rize bezi (feretiko) dokumacılığı da gi- özelliklere sahip olan lifli bitkilerdir. Ken- derek azalmıştır. Günümüzde yurt dışın- dir bitkisinin Karadeniz bölgesinde özel- dan temin edilen kenevir ipliğiyle dokuma- likle Trabzon ve Rize çevresinde yetiştiril- cılık devam ettirilmekte, salon takımları, mesinin eskiye dayanması nedeniyle bu şal, fular, gömlek, elbise vb. ürünlerde kul- lifle yapılan dokumacılığın tarihi bir süreci lanılmaktadır. vardır.10 Evliya Çelebi ve Kâtip Çelebi’nin eserlerinde de yer alan Rize bezi (feretiko), 1950-1960 yıllarına kadar geçmişte kazan- dığı değerini korumuş, ancak sanayileşme- nin başlamasıyla birlikte bu dokumalar da önemini kaybetmeye başlamıştır.11 Rize’de dokumacılık her zaman önemli bir yere sahip olmuş, I. Dünya Savaşı’ndan önce Hindistan’da dahi bilinen Rize bezi dokumasını, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yalnız birkaç aile, geçimini sağlamak için devam ettirmiş, 1941 yılından sonra doku- macılık tekrar canlanmaya başlamıştır.12 Rize’de geçmişte 200.000 top Rize bezi do- kuması yapılırken, 1952’de bu üretim 20.000 topa kadar düşmüş, 1970’lerden sonra çay yetiştiriciliğiyle birlikte kendir ekimi yapılan yerlere çay ekimi başlamış, iplik üretiminin azalmasıyla birlikte doku- macılıkta sekteye uğramıştır.13 XX. yüzyılın başlarında Rize’de, “Rize bezi” olarak bilinen keten bezi ve peştamal do- kumacılığı gelişmiştir. Bölgede dokumacı- lık alanında önemli bir yere sahip olan Rize bezi, daha çok Arabistan ve Bağdat’a gön- derilmiştir. Ancak Avrupalılar, Arapların Resim 2. Rize Bezi (Feretiko) Yağlık-peşkir- bu ihtiyaçlarını taklit mallarla sağlayarak havlu, (Rize/İkizdere İlçesi Gündoğdu Mah.-Yü- Rize bezinin piyasa değerini düşürmüş, bu- cel Bayraktar Koleksiyonu) nun yanında peştamalcılık yükseliş göster- Saha çalışmasında tespit edilen ve peşkir miştir. 1932 yılında, Rize’de 1000 adet peş- (yağlık-havlu) olarak kullanılan XX. yüz- tamal tezgâhının bulunduğu bilinmekte- yıla ait feretiko dokuma, 60x120 cm ebat- dir.14 larında dokunmuştur. Kendir ipliği ile do- Rize’nin yağışlı iklimi nedeniyle burada ye- kunan peşkirin kısa kenarlarında bordür tişen kendir (kenevir) bitkisinin lifleri şeklinde dar şeritler bulunmaktadır. Bu

------10 Hut, 2011: 24. 13 Atalayer, 1990: 89. 11 RES, 2014: 13. 14 Yormaz, 2018: 128. 12 Yormaz, 2018: 128. 39 Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Dokunan Geleneksel Kumaşlar … bordür içerisinde sonradan işlendiği anla- bir el sanatı hem de kazanç kapısı olma- şılan sarı ve beyaz renkli çiçek motifi gö- sında büyük katkıları olmuştur. Bir el sa- rülmektedir. Dokumanın zemininde ise natı olan keşana, 2008 yılında Coğrafi İşa- “lokum deseni” ve “pul” adı verilen motif- ret Tescil Belgesi verilmiştir. Bu dokumada ler, dokuma tezgâh üzerindeyken belli ara- önceleri ipek iplik ve ipliklerin boyanma- lıklarla diyagonal biçimde yerleştirilmiş- sında da kök boyalarla elde edilen kırmızı, tir. Motifler ajur tekniğiyle dokunmuş ve beyaz, sarı, siyah ve çeşitli tonları kullanı- ipek iplik kullanılmış, peşkirin kısa kenar- lırken, günümüzde %100 pamuk ve kimya- larında ise çözgü ipliği saçak şeklinde bi- sal boyalarla boyanmış ipliklerle dokuma çimlendirilmiştir (Resim 2). yapılmaktadır.17 Keşan, 1/1 bezayağı tekni- ğinin kullanıldığı bir bez dokumadır. 2. Keşan (Ceşan) Dokuma ve Futa Peşta- mal Rize ve Trabzon’da dokunan kumaşlardan biri de “futa” adı verilen ipek ve pamukla Karadeniz bölgesi pamuklu dokumaları dokunmuş peştamal kumaşıdır. Peştamal arasında yer alan “keşan” (Ceşan) bezi kelimesi Farsça olup, püşt-mal’dan gel- yüzyıllardır Karadeniz kadınlarının başör- mektedir. Hamamda belden aşağısını ört- tüsü ve iş önlüğü gibi günlük giyimlerinin mek için kullanılan veya çalışırken elbise- ayrılmaz bir parçası olarak en çok kullanı- lerin kirlenmesini önlemek üzere belden lan üründür. Pamuk ipliğiyle üretilen ke- aşağıya sarılan bez olarak bilinen bu doku- şan ve peştamal dokumalarının ne zaman maların ipekli olanlarına “futa” denilmek- başladığına dair bilgi bulunmamaktadır. tedir.18 Futa dokumaların zemini çizgili ve 1900’lü yıllarda Giresun’da yapıldığı bili- kareli olarak dokunmakta ve en çok kırmızı nen bu dokumanın, günümüzde Trab- rengin bulunduğu görülmektedir. Bezayağı zon’un Çarşıbaşı (İskefiye) ilçesinde bulu- dokuma tekniği kullanılan futa dokumalar, nan Kavaklı Mahallesi’nde devam ettiği hamamda peştamal veya kadınlar tarafın- saha araştırmalarında tespit edilmiştir. dan önlük olarak kullanılmaktadır. Önlük Kavaklı Mahallesi’nde geleneksel yöntem- için yapılan kumaşlarda ipek ve pamuk ka- lerle yapılan Keşan bezi, Trabzon ve rışımı görülmektedir. Elbise üzerine bağla- Rize’de pamuk ipliği kullanılarak dokun- nan futalar, genellikle koyu renkli ve enine maktadır. Keşan bezi, çözgü ipliklerinin çizgili dokunmaktadır. Hamam futaları ise boyanmasında kullanılan “ikat” yöntemi ve genellikle beyaz renkli olup, bordürleri dokuma alanına gelen çözgülerin iki aşa- simlidir.19 malı olmasını sağlayan çözgü düzenlemesi nedeniyle “mihrap” deseninin dokunması Resim 3’de yer alan XX. yüzyıla ait 100x190 sağlanmakta ve bu yönüyle Anadolu’nun cm ebatlarındaki keşan peştamalın atkı ve birçok yerinde geleneksel olarak üretilen çözgü iplikleri ipek olup, bordo, siyah ve bez dokumalardan ayrılmaktadır.15 İkat, beyaz renkler kullanılmış, bezayağı do- keşan dokumacılığında çözgü ipliğinin kuma tekniğiyle dokunmuştur. Peştamalda belli yerlerinden sıkıştırılarak açıkta kalan ikat tekniğiyle boyanmış ipliklerin mihrap bölümlerinin boyanması tekniğine denil- motifine uygun bir biçimde düzenlenme- mektedir. Bu teknikle boyanan iplikler ke- siyle dokuma meydana gelmiştir. Peştama- şan dokumaya dalgalı bir görünüm kazan- lın iki uzun kenarında ikisi dar biri geniş dırmaktadır.16 1886 yılında Kavaklı olan bordür bulunmaktadır. Geniş bor- Köyü’nde doğan Hafız Şükrü Bayraktar’ın, dürde mihrap motifi yan yana iki adet uy- İskefiye Küçük Sanatlar-Dokuma Koopera- gulanırken, dar bordürlerde ise tek mihrap tifi’ni kurmuş olması ve dokumacı aileleri motifi sıralanmıştır. Bordürler arasında bir araya getirmesi, keşan dokumaya hem ------15 Akpınarlı; Üner, 2018: 139; Akıntürk, 2012: 204. 18 Atalayer, 1990: 90. 16 Sümerkan, 2008: 111. 19 Salman, 2004: 29. 17 Güzel Öztürk; Sofuoğlu, 2018: 89; Atalayer, 1990: 92. Keziban SELÇUK-Hüseyin YURTTAŞ KAREN 2020 / 6 / 9 40

şeritlerden oluşan bir düzenleme yer al- bezayağı tekniğiyle devam ettirilmekte- maktadır. Dokumanın zemininde de siyah, dir.20 bordo ve beyaz renklerle oluşturulan mih- Giresun ili Şebinkarahisar ilçesinde bulu- rap motifinin tekrarı bulunmaktadır. nan ve adını dokunduğu Tamzara Mahal- lesi’nin adından alan “Tamzara dokuma- ları”, dokuma tekniği, desenleri ve kulla- nım alanları bakımından ele alındığında, yöresel özellikler barındıran birçok tekstil ürününde kullanılabilecek yapı ve kaliteye sahip olan nadir el dokumaları arasında yerini almış ve Tamzara’da 1950’den 60’lı yıllara kadar hemen her evde yapılan bir bez dokumadır. Başlangıç tarihini belirle- menin mümkün olmadığı bu dokumanın ilk defa, yörede yaşayan Ermeniler tarafından üretime geçildiği ve geliştiği bilinmekte- dir. Daha sonraki yıllarda Ermenilerle iç içe yaşayan Türklerin bu sanatı öğrendik- leri ve Ermenilerin bölgeyi terk etmesin- den sonra devam ettirdikleri bir gerçektir. Tamzara dokumaları son yıllarda ticari an- lamda istenilen gelişimi gösteremediği için yok olma düzeyine gelmiş, günümüzde çok Resim 3. Keşan Peştamal (Futa Peştamal) ve az sayıdaki tezgâhta üretimi yapılmakta ve 21 Detayı (Erzurum/Palandöken ilçesi-Fahriye yeniden canlandırılmaya çalışılmaktadır. Selçuk’un Evi) Tamzara dokuması, pamuk ve kendir (ke- 3. Tamzara Dokuması ve Tirebolu Bezi nevir) ipliği kullanılarak yapılan, Rize bezi (feretiko), Trabzon ketanı, Tirebolu bezine Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Oğuz boy- benzeyen ve kamçılı tezgâhlarda dokunan larının, bu topraklarda da dokuma kültü- bir kumaştır. Ketenden daha ince ve daya- rünü, Anadolu’da var olan kültürle sentez- nıklı olan bu dokuma, ipeksi görünümüne leyerek devam ettirdikleri bilinen bir ger- rağmen sert bir kumaş olup, tamamen do- çektir. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde doku- ğal olarak ve hiçbir kimyasal işleme tabi macılık kültürünün devam ettirildiği mer- tutulmadan üretilmektedir. Bu nedenle do- kezlerden Giresun’da bu dokumaların ya- kumanın yüzeyinde iplik renginden kay- pıldığı, iplik olarak kendir (kenevir), pa- naklanan farklı tonlarla karşılaşılmakta, muk, yün ve keçi kılının kullanıldığı, bu kendir (kenevir) ve pamuk ipliğinin nem ürünlerin günlük ihtiyaçlar için kullanıl- çekme özelliğinden dolayı teri çekmekte ve dığı bilinmektedir. Giresun ve ilçelerinde serin tutmaktadır. Bu nedenle kendir ve var olan el sanatları göçler, ekonomik geli- pamuk ipliği, sıcak, nemli iklime sahip şim ve sanayileşmenin getirdiği yenilik- Doğu Karadeniz Bölgesi’nde en çok tercih lerle birlikte yok olmaya yüz tutmuştur. edilen elyaf olmuştur. Tamzara dokuması- Yörede dokumacılık kültürünün devam et- nın çözgüsünde %100 pamuk ipliği, atkı- tirilmesi için dokumacılık alanında çalış- sında ise kendir bitkisinin gövde liflerin- malar yapılmakta ve bu kültürün günü- den işlenerek yapılan iplik kullanılmakta müzde yaşatılmasına çalışılmaktadır. Şe- ve genellikle bölgede tespit edilen diğer binkarahisar ilçesinde “Tamzara Dokuma” kumaşlarda olduğu gibi bu kumaş da 100 adı verilen yöreye özgü bir kumaş, Tire- bolu’da “Tirebolu bezi” dokumacılığı1/1 ------20 Akgün, 2016: 44. 21 Koç; Kaya Durmaz, 2016: 755. 41 Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Dokunan Geleneksel Kumaşlar … cm eninde dokunmaktadır.22 Tamzara bezi, kırmızı renklerle düzenlenmiş yatay bant- mendil, bez, peçete, yatak çarşafı, döşeme- lar bulunmaktadır. Desen düzenlemesinde lik, kadınların sokağa çıkarken başlarına simetri göze çarpmaktadır. Kenar deseni- aldıkları örtü ve bellerine bağladıkları ön- nin haricinde kalan bölümde ise siyah lüklerde kullanılmış, günümüzde ise masa renkli ikili çizgilerin oluşturduğu yatay ka- örtüsü, sehpa örtüsü, perde, şal, kravat, fu- lın bantlardan oluşan bir düzenleme yer al- lar, gömlek gibi birçok tekstil ürününde maktadır. Dokumada pamuk iplik kullanıl- kullanıldığı görülmektedir. mıştır. Şalın iki ucunda bulunan saçaklar düğümlenerek dokumanın sökülmesi ön- lenmiştir (Resim 4).

Resim 4. Tamzara Dokuması ve Detayı (Gire- sun/Şebinkarahisar-Tamzara Mah.-Şükran Kü- tükçü)

XX. yüzyıla ait 100x 220 cm ebatlarındaki Tamzara bezi bezayağı dokuma tekniğin- Resim 5. Tirebolu Bezi ve Detayı (Giresun/Ti- den türetilen rips örgü tekniğiyle dokun- rebolu İlçesi Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ömer Hamzaoğlu Koleksiyonu) muştur. Bezayağı dokumada atkı ve çözgü iplikleri bir üstten bir alttan geçirilerek do- XXI. yüzyılda dokunan ve Tirebolu bezi ola- kumanın yüzeyinde eşit miktarda görül- rak isimlendirilen bez dokuma 100 cm mekte, rips dokuma tekniğinde ise atkı ip- eninde olup, kendir (kenevir) ipliğiyle do- likleri açılan ağızlıktan iki sıra geçirilerek kunmuştur. Gömlek kumaşı olarak düşü- yapılmakta, bir sonraki dönüşte de diğer nülen bu dokuma, 1/1 bezayağı tekniğiyle ağızlık arasından atkı iplikleri aynı bi- yapılmış ve dokumada belli aralıklarla ye- çimde dokunmaktadır. Dokuma şal olarak şil ve turuncu renklerden meydana gelen kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Şalın iki dikey kalın bantlar yer almıştır (Resim 5). kenarında beş adet gruptan oluşan siyah ve

------22 Koç; Kaya Durmaz, 2016: 756. Keziban SELÇUK-Hüseyin YURTTAŞ KAREN 2020 / 6 / 9 42

4. Ehram Ehram, özellikle Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu kadınının dış giysi olarak kullandığı yünlü bir kumaştır. Doğu Karadeniz Böl- gesi’nde gerçekleştirilen saha çalışma- sında bu dokumanın Artvin ve Bayburt’ta yapıldığı tespit edilmiştir. Artvin’de koyun yetiştiriciliği nedeniyle var olan yün, doku- macılıkta değerlendirilmekte, eğrilip iplik haline getirildikten sonra şal, peştamal, atkı, eldiven, patik ve çorap örücülüğünde kullanılmaktadır. Artvin’in Yusufeli ilçe- sine bağlı Yaylalar Köyü’nde çok eskiden koyun yününden eğrilerek elde edilen ip- liklerin el tezgâhlarında dokunarak ku- maşlar elde edildiği ve bu dokumalardan pantolon ve ceket yapıldığı, ancak günü- müzde artık bu dokumaların kullanılma- dığı yöre insanı tarafından ifade edilmek- tedir. Çoruh Nehri kıyılarında pamuk ye- Resim 6. Ehram Dokuması (Artvin/Yusufeli İl- tiştirildiği ve ipek böcekçiliğinin yapıldığı çesi-Halk Eğitim Müdürü Selim Sılacı Koleksi- ve elde edilen ipek ve ince eğrilmiş pamuk yonu) ipliğiyle Peterek Köyü’nde “kuy” adı veri- len tezgâhlarda “keçili leçek” denilen bir Yusufeli ilçesinde tespit edilen XX. yüzyıla bez dokumanın yapıldığı söylenmektedir.23 ait 160x200 cm ebatlarındaki ehram, beza- yağı dokuma tekniğinde yapılmış olup iki Artvin’in Yusufeli ilçesinde yapılan, ancak kanattan oluşturulmuştur. Çözgü ve atkı günümüzde kaybolmuş dokumalardan olan iplikleri yündür. Ehramın kısa ve uzun ke- “ehram” dokumada kuzu yününün kulla- narı boyunca beyaz felemenk (ehramın ke- nıldığı ve çok ince eğrilen yün ipliğinin narında bulunan ve genellikle renkli iplikle “kuy” denilen tezgâhta dokunarak düğün- dokunan bölüm) ile lacivert renkli bir çizgi lerde şal ya da baş örtüsü olarak örtüldüğü, dokumayı çevrelemektedir. Dokumada de- ancak günümüzde bu dokumaların bazı ev- sen kullanılmamıştır. lerde kadınların sandıklarında hatıra ola- rak saklandığı bilinmektedir. Ehram doku- Desenin kullanıldığı örneklerde, genellikle malara yörede “hanımeliçar” ya da doku- sentetik malzemeden olan desen iplikleri manın kenarına yapılan motiflerde kırmızı atlamalar yapmadan, dokuma esnasında rengin kullanılması nedeniyle “kenarı kır- desene uygun olarak yerleştirilmektedir. mızı” olarak isimlendirilmiştir. Özel gün- (Resim 6). lerde kullanılan bu örtü, kullanan kişiye Dokumalarda yün lifinin kullanıldığı illeri- bir statü ve saygınlık katmakta ve bu ne- mizden biri de Bayburt’tur. Doğu Karade- denle çözgü ve atkısında ince eğrilmiş yün niz Bölgesi’nin iç kesiminde bulunan Bay- ipliğiyle çok muntazam dokunmasına özen burt’ta yapılan yöresel dokumaların en 24 gösterilmektedir. Artvin’de baş veya önemlisi “ehram” (ihram) dokumasıdır. omuza almak biçiminde kullanılan bu eh- Arapça bir kelime olan ihram, mahremiyeti ramların eni, Bayburt ehramlarından daha gizleyen örtü anlamına gelmektedir.25 Eh- dar yapılmaktadır. ram, ince eğrilmiş doğal renkli koyun yü- nünden yapılan, genellikle 1/1 bezayağı

------23 Kurdoğlu vd., 2006: 43. 25 Öztürk, 2016: 60. 24 URL 1. 43 Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Dokunan Geleneksel Kumaşlar … tekniğiyle dokunmuş, düz yüzeyli mekikli denilmektedir) kayıtlardan da XIX. yüzyı- dokuma ve bu dokumanın iki kanadının lın ortalarında kadınların ehramı kullanıl- birleştirilmesiyle elde edilen kadın dış giy- dıkları anlaşılmaktadır. Ehram, kamçılı sisine verilen isimdir. Ancak bu dokuma- yüksek dokuma tezgâhlarında mekik atıla- nın ne zaman Anadolu’ya geldiği bilinme- rak dokunduğundan dolayı mekikli doku- mektedir. Batılı giyim tarihçilerine göre, malar grubuna girmekte ve günümüzde de M.Ö. 600’lerde insanlar, vücutlarını sara- varlığını sürdürmektedir.31 Bugün ehram cak şekilde dikdörtgen şeklinde yünden do- diye bilinen ve kadınların dış giysi olarak kunmuş ve adına peplos (Antik Yunan ka- kullandıkları bu yünlü dokumanın ilk önce dın giysisi, uzun dikdörtgen bir kumaş par- sadece erkek giyimi için dokunduğu bilin- çası vücuda sarılarak sağ omuz üzerinden mekte olup, bu dokumalara “çuha” denil- kopça ile tutturulmaktaydı) denilen bir mekte, dokumanın yapıldığı tezgâhlar örtü kullanmaktaydı. Anadolu’da Erzurum, “Çulhalık” veya “çulfalık”, dokumayı ya- Bayburt, Artvin başta olmak üzere bazı pan kişiler de “çulhacı” olarak adlandırıl- yerlerde kullanılan ehramın, M.Ö. 600 yıl- maktadır. Çuha, çözgü ve atkısı tek kat yün larında Yunanlıların kullandığı Peplos ve ipliğinden, genellikle dimi ya da bezayağı Himation (kalın ve uzun pelerin biçiminde tekniğiyle, oldukça ince ve sık dokunmuş Antik Yunan giysisine verilen ad) ve M.S. I. kalın kumaşa denilmektedir. yüzyılda Romalı kadınlar tarafından giyi- Ancak, Avrupa’da yaşanan sanayileşme ve len Stola ile aynı olduğu ifade edilmekte- sanayi kumaşlarının yayılmasının sonucu dir.26 Tarihi çok eskilere dayanan bu yünlü olarak tezgâhlarda üretilen dokumalara ta- dokumanın Anadolu’daki geçmişi de çok lep azalmış, 1850’li yıllardan sonra Bay- eskiye dayanmakta ve 1850’li yıllardan burt’ta şal tezgâhlarında yapılan bu doku- sonra bugünkü biçimiyle dokunmaktadır.27 malar da durumdan etkilenmiştir.32 Evliya Çelebi XVII. yüzyıl ilk yarısında Bay- burt’u ziyaret etmiş, şehirdeki boyahane- Ehramlar düz ve desenli olmak üzere iki lerde boyanan yünlerden kilim ve seccade- şekilde üretilmektedir. Düz ehramlar el lerin dokunup, Avrupa’ya kadar gönderil- eğirmesi yün ipliğinden, 1/1 bezayağı tek- diğinden bahsetmiştir. Kadınların da ör- niğiyle dokunmaktadır. Çözgü ve atkı iplik- tünmek amacıyla kullandıkları yünden do- leri tek katlı olmasına rağmen fazla bü- kunmuş, üzeri çeşitli renk ve motiflerle kümlü olduğundan kumaş bürümcük görü- süslü ve ehram diye adlandırılan el doku- nümlü bir yüzeye sahiptir. Bu ehramların ması bir kumaştan bahsetmektedir.28 Mal- kenar kısımlarıyla alt ve üst boylarında pa- zemesi, dokuma tekniği ve motifleriyle muk ipliğinden 1-1,5 cm’lik bantlar bulun- Bayburt’un yöresel özelliklerini yansıtan maktadır. Desenli ehramlarda ise zemin ehram, peştamaldan sonra en çok görülen, yine bezayağı dokumadır. Bu ehram doku- en eski ve dikişsiz giysilerden biri olarak malarında kullanılan motifler zemin atkı- Osmanlılar döneminde kadınlar tarafın- ları arasına renkli yün ve pamuk iplikle- dan, car, çarşaf ve feracenin yanı sıra dış riyle brokar adı verilen dokuma tekniği ile giyimde kullanılmıştır.29 yüzeye dokuma sırasında işlenmektedir. Tek kanat halinde dokunan ehramların bir Temettuat defterlerindeki30 (Temettu’, kar kenarında “haşiye” adı verilen su şeklinde etme, kazanma; kâr, fayda anlamına gel- motifler bulunmaktadır. Desenli ehramlar mektedir. Temettuat ise kârlar, faydalar, serpme, yollu (sulu) ve kaplama motifli ol- kazançları ifade eder. Temettuat defteri, mak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Kap- Osmanlı döneminde hane halkının kazanç- lama ve düz ehramlar dışında haşiye bütün larının ve gelirlerinin yazıldığı defterlere

------26 Sözen; Tanyeli, 2012: 135; Özger, 2007: 287. 30 Develioğlu, 2012: 1251. 27 Yaşaroğlu, 2016: 167; ESTEDH, 2012: 3. 31 Özger, 2007: 287. 28 Yaşaroğlu, 2016: 167. 32 Emir, 2005: 36. 29 Başaran, 2014: 152; Akpınarlı, Tozun, 2007: 18. Keziban SELÇUK-Hüseyin YURTTAŞ KAREN 2020 / 6 / 9 44 ehramlarda bulunmaktadır. Haşiye ve kap- 200x225 cm olduğu dokumayı yapan kişi- lama motiflerine aynalı kutu, saat kor- ler tarafından ifade edilmiştir. Ehram do- donu, kepenek, uçan kuşlar, analı-kızlı, kumalarında kumaşın ince olması dokuma- reyhan dalı, hanımeli gibi adlar verilmek- nın kalitesini arttıran önemli bir özelliktir. tedir. Kaplama motifli ehramlarda desen Eskiden giysi olarak çeyizlerde yer alan eh- bütün yüzeyi kaplamaktadır. Yollularda ram, günümüzde yatak örtüsü, masa ör- desenler çubuklar halinde işlenmiştir. tüsü, yastık, minder yüzü gibi ev tekstili Serpme desenlerde ise motifler belli bir olarak veya etek, yelek, ceket, pantolon düzen içerisinde bütün yüzeye yerleştiril- gibi giysi yapımında kullanılmaktadır.36 miştir.33 Bunlar genellikle geometrik, bit- Koyun yününün doğal renginin kullanıldığı kisel, figürlü ve sembolik motiflerden mey- ehram, eskiden gelin sandıklarında gelin dana gelmektedir. ehramı olarak yer almaktadır. Özellikle Bayburt ehramlarında dikey kenar motifi köylerde kullanılan ehramların ipliklerinin olarak “paşa merdiveni”, “tetikli zincir”, doğal boyalarla boyandığı ve bezemele- “tetiksiz zincir”, “tek zincir”, “çiftzincir”, rinde pembe, yeşil, açık mavi renklerin bu- “çift tetikli zincir”, “aynalı kutu” olarak bi- lunduğu bilinmektedir. Geçmişte yapılan linen desenler kullanılmıştır. “Reyhan dokumalarda kenar nakış ipliklerinde do- dalı”, “elma şeleği”, “beli bağlı boyun ğal boyalarla elde edilen mor renk kullanı- bağı”, “beli bağsız boyun bağı”, “antika- lırken, sonrakilerde kalın taraklarda eh- lar”, “çift kartlar”, “üç merdivenler”, “çark ram yününden daha kalın orlon ipliği, ince yıldızı”, “ceviz kanadı”, “uçan kuşlar”, taraklarda ise nakış ipliği kullanılmıştır.37 “kelleli uçan kuşlar”, “hanımgöbeği”, “elif”, “perçem tarağı”, “arı dala ters kondu”, “pirinç deni”, “hanımeli”, “elmas küpeler” motifleri ehramlarda kullanılan orta desenlerdir. Saçak üstü motifleri ise genellikle “gorda” olarak bilinmekte olup, bunlar “Bayburt gordası” ve “çiftlik gor- dası” diye adlandırılmıştır.34 Ehramlarda kullanılan renkler genellikle beyaz, mor, siyah ve açık-koyu kahverengi yün elyafının doğal renkleri olup, bunlar en çok görülen renklerdir. Doğal rengin harmanlanmasıyla bazı ara renklerde elde edilmektedir.35 Ehramın rengi, genellikle kullanacak kişiye göre belli olup, beyaz renk gelin ve genç kızlar, mor-boz orta yaş- taki kadınlar, mor-siyah renk ise yaşlı ka- dınlar tarafından tercih edilmektedir. Eni 80-90 cm, boyu ise yaklaşık 240 cm. olarak dokunan iki parça yan yana getirile- rek ortadan “muşabak dikişi” adı verilen bir dikiş tekniğiyle dikilmekte ve 160-180 cm eninde ve 240 cm. ebadındaki bu kumaş Resim 7. Bayburt Ehramı ve Detayı (Bayburt dış giyimde kullanılmaktadır. Bayburt’ta Halk Eğitim Merkezi Usta Öğretici Hamiyet Korkmaz Koleksiyonu) günümüzde dokunan ehramların genellikle ------33 Salman, 2004: 28. 35 Salman, 2004: 28. 34 T.C. Türk Patent ve Marka Kurumu, Resmi ve Coğ- 36 Öztürk, 2016: 60. rafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı Bülteni (56), An- 37 Akpınarlı, Tozun, 2007: 18. kara 2019, 14-20. 45 Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Dokunan Geleneksel Kumaşlar …

Bayburt’ta tespit edilen ve pirinç deni mo- aşamalı olmasını sağlayan çözgü sistemi- tifinin bulunduğu XX. yüzyıla ait boz renkli nin farklı düzenlenmesiyle oluşan mihrap (sütlü kahve) ehram, 200x225 cm ebatla- motifi, bu kumaşı diğer dokumalardan rında ve yünden dokunmuştur. En yaygın ayırmaktadır. Geçmişte bölgede kendir olarak kullanılan 13,5 çile tarakla yapılan (kenevir) yetiştiriciliği yapıldığından do- ehramın zeminindeki motif diyagonal bi- layı kendir ipliğinin kullanıldığı, fakat bu çimde yerleştirilmiş, her sırada 12 adet ve bitkinin ekiminin yasaklanmasıyla birlikte üst üste gelecek biçimde, her iki kanatta da dokumacılıkta pamuk ipliğinin görüldüğü aynı şekilde sıralanmıştır. Saçak üstünde bilinen bir gerçektir. Yapılan saha çalış- Bayburt gordası motifi, felemenklerin bu- ması sonucunda elde edilen bilgiler ve kay- lunduğu kenarda ise biraz farklılık göster- nak kişilerin ifadesine dayanılarak, günü- mekle birlikte çift tetikli zincir kullanıl- müzden yaklaşık 100-150 yıl öncesine ka- mıştır. Saçak üstü ile Bayburt gordası mo- dar Rize bezi, Trabzon ketanı, Tamzara do- tifi arasında kalan bölüme motif yerleşti- kuması, Tirebolu bezi, keşan bezi ve ehram rilmeyerek boş bırakılmıştır. Motiflerde ve dokumalarının her evde yapıldığı anlaşıl- felemenklerde siyah renk pamuk iplik kul- maktadır. Bugün ise belli kişi ve kuruluşlar lanılmıştır (Resim 7). tarafından bu dokumaların unutulmaması için çaba sarf edilmektedir. Bölgede bu do- Sonuç kumalara sahip çıkılıp gelecek kuşaklara Dokumacılık, dünyada insanın varoluşuyla aktarılması önem arz etmektedir. birlikte giyinme, örtünme, soğuktan ko- runma gibi birtakım ihtiyaçlar sonucunda ortaya çıkmış ve zamanla hem dokuma tek- KAYNAKÇA niğiyle hem de üzerine işlenen motiflerin Akgün, Alper, (2016), Giresun İlinin Turizm içerdiği anlamlarıyla tarihin kayıtlı vesika- Potansiyelinin Belirlenmesi, Yerel Halk ve ları olmuş, geçmişten bugüne toplumun Sektör Temsilcilerinin Algısı Üzerine Bir inanç, yaşam kültürü, dil, örf, adet, gele- Araştırma, Yayımlanmamış Yüksek Lisans neklerine bağlı olarak sürekli gelişim gös- Tezi, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversi- tererek tarihi süreç içinde önem kazanmış tesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Turizm İş- ve sanatsal niteliğe kavuşmuştur. letmeciliği Anabilim Dalı. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yapılan saha Akıntürk, Nurettin, (2012), Her Yönüyle çalışmalarında kendir (kenevir), pamuk, Trabzon/Çarşıbaşı, Ümit Ofset Matbaacı- ipek ve yün ipliğiyle ve geleneksel yöntem- lık. ler uygulanarak üretilen dokumaların ol- duğu görülmektedir. Artvin ve Bayburt’ta Akpınarlı, Feriha ve Tozun, Hatice, (2007), ehram, Giresun’da Tamzara dokuması ile “Bayburt Ehram (İhram) Dokumalarının Tirebolu bezi, Rize ve Trabzon’da ise Rize Teknik ve Motif Özellikleri”, I. Uluslararası bezi (feretiko), keşan dokuma, Trabzon ke- Türk El Dokumaları Kongresi, 01-02 Kasım tanı (bezi) ya da tevek adı verilen ve gele- 2007 Konya, Konya: Selçuk Üniversitesi neksel yöntemlerle üretilen bez dokumala- Selçuklu Araştırmaları Merkezi Başkanlığı rın yapıldığı tespit edilmiştir. Ehram doku- Yayınları, 18-21. mada yün, diğer bez dokumalarda pamuk, Akpınarlı, H. Feriha ve Üner, İbrahim, kendir (kenevir) ve yer yer ipeğin kullanıl- (2018), “Geleneksel Tekstillerin Özellikleri dığı incelenen dokumalardan anlaşılmak- ve Çeşitleri”, Pamukkale Üniversitesi Sos- tadır. Bu dokumaların hepsi kamçılı yük- yal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 34, 133-145. sek tezgâhlarda 1/1 bezayağı dokuma tek- niğiyle dokunmuş, üzerindeki motifler ku- Atalayer, Günay, (1990), “Trabzon Peşta- maş tezgâh üzerindeyken yapılmıştır. Ke- malları ve Dokumacılık”, Trabzon Dergisi, şan bezi dokumada kullanılan ipliklerin 4, 88-93. ikat tekniğiyle boyanması, çözgülerin iki Keziban SELÇUK-Hüseyin YURTTAŞ KAREN 2020 / 6 / 9 46

Atlıhan, Şerife, (2016), “Kuzeybatı Ana- mesi, Kaybolması”, 7th İnternational Istan- dolu’da Bezlerin Kullanım Alanları ve De- bul Textile Conference on Fabrics Touching senleri”, 7th İnternational Istanbul Textile Anatolia, (Bezce 2016), 57-61. Conference on Fabrics Touching Anatolia Öztürk, Özhan, (2005), Karadeniz Ansiklo- (Bezce 2016), 92-100. pedik Sözlük 1, (1. Baskı), İstanbul: Heya- Aydın, Nazmiye, (2019), “Trabzon’da Yok mola Yayınları. Olan Dokuma Sanatı: “Ketan”, Karadeniz Salman, Fikri, (2004), “Türk Kumaş Sana- İncelemeleri Dergisi, 13/26, 577-622. tında Görülen Geleneksel Kumaş Çeşitleri- Başaran, Fatma Nur, (2014), “Bayburt Yö- miz”, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar resinde Geleneksel “Ehram Dokumacılığı” Fakültesi Sanat Dergisi, 6, 13-42. Üretim Teknikleri, Motif ve Kompozisyon Sözen, Metin ve Tanyeli, Uğur, (2012), Sa- Özellikleri”, Milli Folklor, 26/104, 151-166. nat Kavram ve Terimleri Sözlüğü, (12. Develioğlu, Ferit, (2012), Osmanlıca- Baskı) İstanbul: Remzi Kitabevi. Türkçe Ansiklopedik Lügat (Eski ve Yeni Sümerkan, Mustafa Reşat, (2008), Trabzon Harflerle), (29. Baskı), Ankara: Aydın Kita- Yöresi Geleneksel El Sanatları, (I. Baskı), bevi Yayınları. Trabzon: Serander Yayınevi. Emir, Dursun Ali, (2005), Bayburt’ta Eh- Yağan Şahin Yüksel, (1978), Türk El Doku- ram, İstanbul: Aksiseda Matbaacılık Rek- macılığı, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kül- lamcılık Turizm San. Ltd. Şti. tür Yayınları. Hut, Davut, (2011), “Doğu Karadeniz’de Yaşaroğlu, Hatice, (2016), “Ehramın Dili”, Geleneksel Dokumacılık: Rize Keten Bezi 7th İnternational Istanbul Textile Confe- (Feretiko) ve Sosyo-Ekonomik Etkileri”, rence on Fabrics Touching Anatolia, (Bezce Türk Kültür İncelemeleri Dergisi, 24, 23-62. 2016), 167-181. Koç, Fatma ve Kaya Durmaz, Leyla, (2016), Yılmaz, Sezin ve Kaya Durmaz, Leyla, “Tamzara Dokumacılığı ve Dokumanın Ta- (2013), “Feretiko’nun Giysi Tasarımlarıyla nıtılmasına Yönelik Uygulamalar”, 7th In- Canlanması”, Akdeniz Sanat Dergisi, 6/12, ternational Istanbul Textile Conference, 185-197. Anadolu’ya Doku”N”an Bezler, Bezce 2016, 21-23 Mart 2016, 754-764. Yormaz, Elif, (2018), “Rize Gazetesi’ne Göre Rize’de Ekonomik Durum (1931- Kurdoğlu, Oğuz ve Cırık, Önder, Lise, Yıldı- 1942)”, Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü ray, Çağlayan, Eray, Akkurt, Müjdat, Kan- Dergisi, 4/5, 121-139. demir Sabit ve Welch, Geoff, Ayder Ekotu- rizm Planı, Doğa Derneği 2006; www.do- URL 1: https://www.kulturpor- gadernegi.org (01.09.2019). tali.gov.tr/turkiye/artvin/kulturatlasi/eh- ram-dokumaciligi(02.03.2020) Özger, Yunus, (2007), XIX. Yüzyılda Bay- burt (1830-1900), Yayınlanmamış Doktora El Sanatları Teknolojisi Ehram Dokumaya Tezi, Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Hazırlık, T.C. Millî Eğitim Bakanlığı, An- Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı. kara 2012. Öztürk Güzel, Seda ve Sofuoğlu, Hicret Rize El Sanatları, Rize Halk Eğitim Merkez Zeynep, (2018), “Trabzon Keşan Dokuma- Müdürlüğü Yayınları (2. Baskı), Rize 2004. ları ve Hazır Giyim Örnekleri”, 5. Uluslara- T.C. Türk Patent ve Marka Kurumu, Resmi rası Güzel Sanatlar Sempozyumu, 25-26-27 ve Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı Ekim 2018, 1. Baskı, Elâzığ: Asos Yayınları. Bülteni, 56, Ankara 2019. Öztürk, İsmail, (2016), “Yöresel Bez Doku- maların Değişime Uğraması, İşlev Değiştir-

47 Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Dokunan Geleneksel Kumaşlar …

KAYNAK KİŞİLER Yücel Kaya (46), Trabzon İli Şalpazarı İl- çesi-Şalpazarı Araştırma Derneği Başkanı- Şalpazarı Dokumaları Örnekleri (01.08. 2018) Yücel Bayraktar (50), Rize İli Talip Kahra- man El Sanatları Merkezi-Feretiko (Rize Bezi) Dokuma (19.07.2018) Ömer Hamzaoğlu (48), Giresun İli Tirebolu İlçesi Halk Eğitim Merkezi Müdürü-Tire- bolu Bezi (20.08.2019) Şükran Kütükçü (57), Giresun İli Şebinka- rahisar İlçesi Tamzara Mahallesi- Tamzara Dokuma Ustası-Tamzara Bezi (12.07.2019) Fahriye Selçuk (74), Erzurum İli Palandö- ken İlçesi-Futa Peştamal (20.09.2019) Selim Sılacı (?), Artvin İli Yusufeli İlçesi- Halk Eğitim Müdürü-Ehram Dokuma (18.09.2019) Hamiyet Korkmaz (55), Bayburt Halk Eği- tim Merkezi Usta Öğretici (24.04.2019).

KARADENİZ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ DERGİSİ THE JOURNAL OF INSTITUTE OF BLACK SEA STUDIES

2020 6 / 9 (49-80)

Yılmaz, Özgür, “Yüzbaşı Mircher’ye Göre XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu”, Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 6/9, ss.49-80. DOI: 10.31765/karen.647149

YÜZBAŞI MIRCHER’YE GÖRE XIX. YÜZYILIN * ORTALARINDA TRABZON-ERZURUM YOLU

* Araştırma Makalesi / Research Article Özgür YILMAZ Bu makale etik kurul izni ve/veya ya- sal/özel izin alınmasını gerektirme- mektedir. / This article does not require ethical committee permission and/or le- gal/special permission. Öz: Tarih boyunca Doğu Anadolu ve İran’ın bir çıkış kapısı Bu çalışma 7-9 Kasım 2019’da Gümüş- olan Trabzon-Erzurum yolu hem ticari hem de askerî açı- hane’de düzenlenen “II. Uluslararası dan oldukça önemliydi. 18. yüzyılda askeri önemi nede- Sosyal Bilgiler Kongresi”nde sunulan niyle küçük çaplı tamiratlar gören bu yol 19. Yüzyılın ilk bildirinin genişletilmiş şeklidir. yarısında İran transit ticaretinin ana güzergâhı haline ge- lince yolun koşullarını iyileştirmeye yönelik çalışmalar da başlamış oldu. Bu amaçla 1850’de geniş bir proje ile baş- ** Doç. Dr., layan çalışmalar 1858’e kadar akim kaldı. Kırım Savaşı Samsun Üniversitesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Tarih döneminde askeri ehemmiyeti ortaya çıkan yolun koşul- Bölümü, Samsun/TÜRKİYE ları oldukça kötüleşti. Yolun bu durumu askeri uzmanla- rın da dikkatini çekmekteydi. Kırım Savaşı’nda Fransa’nın [email protected] Doğu Ordusu’nda görev yapan Hippolyte Mircher, savaşın ORCID : 0000-0002-1970-2315 sona ermesinden sonra General Pélissier tarafından Doğu Anadolu’da topografik araştırmalar yapmak üzere görev- lendirilmiş ve Yüzbaşı Saget ile Mayıs 1856’da Trabzon’a Anahtar Kelimeler: Fransa, Kırım Sa- gelerek Trabzon-Erzurum yolunu incelemiş ve yolun ha- vaşı, Doğu Ordusu, Yüzbaşı Mircher, ritasını yaparak ayrıntılı bir rapor hazırlamıştır. Bu rapor Trabzon-Erzurum Yolu yolda tamiratların yeniden gündemde olduğu bir dö- Keywords: France, , nemde yolun durumuna dair ilginç bilgiler içermektedir. Eastern Army, Captain Mircher, Trab- Bu çalışma, Mircher’nin Kuzey Anadolu Misyonu ve ra- zon-Erzurum Road poru çerçevesinde Trabzon-Erzurum yolunun durumu hakkında değerlendirmeler yapmayı amaçlamaktadır.

THE TRABZON-ERZURUM ROAD IN THE MIDDLE OF THE XIXth CENTURY ACCORDING TO CAPTAIN MIRCHER

Abstract: Throughout history, the Trabzon-Erzurum road, which is an exit gate of Eastern Anatolia and Iran, was very important both commercially and militarily. The

road, which underwent minor repairs due to its military

importance in the 18th century, became the main route of Iranian transit trade and efforts to improve its conditions began in the first half of the 19th century. For this pur- Geliş Tarihi / Received Date: 18.11.2019 pose, a large project started in 1850; however, these

Kabul Tarihi / Accepted Date: 08.06.2020 works did not continue until 1858. During the Crimean

Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 50

War, the conditions of the road, which had Trabzon-Cevizlik-Zigana-Ardasa-Gümüş- emerged as military importance, worsened con- hane-Bayburt-Koşapınar-Erzurum hattını siderably. This situation of the road attracted takip ederek ilerlemesinde konaklama, the attention of military experts. Hippolyte kervanların ihtiyaçlarının karşılanması, Mircher, who served in the Eastern Army of hayvanların su ve otlak ihtiyaçlarının kar- France during the Crimean War, was appointed by General Pélissier to conduct topographic sur- şılanması da önemliydi. Ayrıca, yolun veys in Eastern Anatolia in 1856. He came to mümkün mertebe stratejik önemi olan Trabzon in May 1856 with Captain Saget and önemli merkezlere uğraması da tercih edil- prepared a detailed map and report on the road. mekteydi.3 Mircher's report contains interesting infor- mation on the road at a time when repairs were 1830’lu yıllarda İran transit ticaretindeki on the agenda again. This study aims to assess canlanma Trabzon-Erzurum yoluna da yeni the situation of the Trabzon-Erzurum road bir ehemmiyet kazandırdı. Önceleri malla- within the framework of Mircher's North Ana- rını Bağdat yoluyla İran Körfezi’ne, Akde- tolian Mission and report. niz’e veya Erzurum’dan İstanbul, İzmir ve Halep’e geçerek götüren İranlı tüccarlar Giriş 1830’lu yıllardan itibaren ürünlerini yeni- İpek Yolu’nun Hazar Denizi’nin güneyin- den canlılık kazanan Trabzon yoluyla gön- den gelerek Tebriz’e uzanan ve Erzurum dermeye başladılar. 4 Böylece Anadolu’yu üzerinden Trabzon’da sahile çıkan ara yo- kat eden kervanlar ile batıya ulaşan İran larından biri olan Trabzon-Erzurum yolu malları Trabzon limanından buharlı gemi- Antik devirlerden beri İran’ı Karadeniz’e lere yüklenerek İstanbul’a, Karadeniz’in di- bağlayan ve burası ile ticareti mümkün kı- ğer limanlarına ya da Boğazlardan geçerek lan bir yol olmuştur. İran’ın kuzey bölgele- İzmir’e nakledilmeye başlandı.5 Bunun ya- rinin dağlar ve çöller yüzünden dünya pa- nında, Avrupa’nın sanayi ürünleri, özel- zarlarına kapalı olması nedeniyle bu ülkeyi likle de İngiliz tekstil ürünleri Trabzon Li- Erzurum üzerinden Trabzon’a bağlayan bu manı aracılığıyla ve Trabzon-Erzurum- yol İran için önemli bir çıkış kapısı olmuş- Tebriz yolundan, Osmanlı İmparator- tur.1 Bu haliyle Trabzon-Erzurum yolu es- luğu’nun doğu eyaletleriyle İran’daki pa- kiden beri artan ve azalan önemine göre zarlara ulaşabiliyordu. Ancak yol bu şe- bazen ana yol bazen de ikinci yol olarak kilde önemli bir ticari ehemmiyet kazan- tüccarlara, seyyahlara ve çeşitli askeri kuv- mış olmasına rağmen halen daha pek çok vetle doğal bir geçiş yolu olarak hizmet et- açıdan eksiklikler sunmaktaydı. Bunların miştir.2 Ancak bu yol takip ettiği güzergâh en önemlisi ise yolun altyapısıydı. Özellikle itibarıyla pek çok zorluğu barındırmak- XIX. yüzyılın ikinci yarısında, yani ticaret taydı. Sahilden başlayarak güneye doğru hacminin en üst düzeye çıktığı dönemde gidildikçe rakımı artan ve Zigana dağ silsi- altyapı eksikliği daha da hissedilecek olan lesinde 2.000 metreyi bulan bu güzergâh, yolun tesviyesi konusunda, 1839 yılında özellikle kış aylarında kar, tipi ve yağmur Erzurum Valisi Serasker Hafız Paşa bazı nedeniyle oluşan sel ve su taşkınları, heye- planlar yapmıştı. Ancak valinin kısa süren lanlar, yaz aylarında da yolların dikliği ve görevi nedeniyle bu projelerin gerçekleşti- darlığı nedeniyle aşılması zor engeller sun- rilemediği anlaşılmaktadır.6 maktaydı. Bölgenin coğrafi yapısı nede- Trabzon tarafında ise çalışmalar 1843 yı- niyle Zigana, Soğanlı, Kostan, Salmankas, lında Vali Abdullah Paşa tarafından başla- Kemer, Vavuk, Kop gibi büyük dağların tıldı. Bu çalışmalar çerçevesinde Abdullah oluşturduğu doğal geçitler ve uygun vadi- ler yolu uzatsa da yol güzergâhının geçmek Paşa Trabzon’dan Zigana’ya kadar araba zorunda olduğu yerlerdi. Yol güzergâhının geçebilecek bir yol yaptırmak için 75,000

------1 Kuruca, 2003:139. 4 Issawi, 1971: 12. 2 Aygün, 2005: 116-117. 5 Turgay, 1994: 48. 3 Tozlu, 1997: 239-241. 6 Yılmaz, 2014: 431. 51 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu kuruş vermiş ve bu yol bitirilmişti. Bu ça- kalması aşağıdaki örneklerde de görüleceği lışmalar sonucunda zahire yüklü dokuz üzere büyük bir ihtimalle yolun tamirinin araba 1844 Kasım’ının sonlarında Trab- çok yüksek bir maliyet ortaya çıkarmasın- zon’a ulaşmıştı.7 Ancak bu çalışmaların de- dan ileri gelmişti.10 Kırım Savaşı’nın başla- vamı gelmediğinden dolayı özellikle kış ması ile devlet savaş ekonomisine geçmiş mevsiminde bu yoldaki uygunsuzluk hem ve tüm kaynaklar askeri harcamalara kay- mal hem de posta taşımacılığı için devam dırılmıştı. Bu bağlamda bayındırlık hamle- etmekteydi. Bununla birlikte, özellikle kış leri de kesintiye uğradı. 1858’de Trab- mevsiminde bu yoldaki uygunsuzluk hem zon’da Vali Ragıp Paşa ve Erzurum’da da mal hem de posta taşımacılığı için devam Arif Paşa’nın çabaları ile Trabzon-Erzurum etmekteydi.8 Tam bu dönemde Trabzon-Er- arasında yolun tamirine yönelik ilk çalış- zurum yolunun İran ticareti için İngiltere maların yapılmasına kadar geçen yedi yıl- sefaretinden verilen müzekkere üzerine in- lık zaman zarfında bu yolda herhangi bir celemeler yapmak üzere Erzurum’a gönde- çalışma yapılmadı.11 1858’de başlayan ça- rilen Enveri Efendi, bu yol hakkında uzun lışmalar ise yolun tamamen bitirildiği bir layiha kaleme aldı. Enveri Efendi’nin 1872’ye kadar sürdü. layihası doğrultusunda bu yolda inceleme- Savaş zamanlarında orduların ihtiyaç duy- ler yapmak üzere Hasan Efendi’nin bu ta- duğu her türlü mühimmat ve malzemenin rafa gönderilmesi kararlaştırıldı. Fakat ge- nakli, yani lojistik hizmetlerinin etkin bir rekli keşifler ve planlar hazırlanmakla bir- şekilde yapılması öncelikle nakliyatın yapı- likte yolda herhangi bir çalışma başlatıla- lacak olduğu yolların koşullarına bağlıdır. madı.9 XVIII. yüzyılın ilk yarısında 1723-1746 yıl- Yolun inşa edilmesi konusunda en kararlı ları arasında kesintiler ile devam eden Os- adım Nafia Nazırı İsmail Paşa’nın Eylül manlı-İran savaşları döneminde sefer gü- 1850’de Trabzon’a gelmesi ile atıldı. İsmail zergâhının Doğu Karadeniz sahillerini ta- Paşa resmi olarak 26 Eylül’de yolun inşa- kip etmesi, mühimmat ve asker naklinin li- sını başlatarak 30 Eylül’de Erzurum’a ha- manlar kullanılarak gerçekleştirilmesi böl- reket etti. Bu ilk çalışmalar kapsamında gede askeri bir hareketliliğin yaşanmasına yolun Trabzon’a yakın olan kısımlarında neden olmuştu.12 Bu dönemde sefer gü- tamiratlar yapıldı. Zigana’da yolun bozuk zergâhının merkezinde yer alan Trabzon’u olan yerleri ve onarılmaya muhtaç olan Erzurum’a bağlayan tarihi yolun tamiri de köprülerin çoğu tamir edildi. Ancak bu ça- gündeme gelmiş, bu minvalde merkezden lışmaların dışında bu dönemde yolun ta- gönderilen emirler doğrultusunda özellikle miri konusunda başka bir girişim olmadı. Trabzon-Gümüşhane’ye kadar olan kı- Zira İsmail Paşa’nın şehre varmasından sımda tamiratlar yapılmıştı. Bu tamiratlar önce çalışmalar başlamakla birlikte yol- kapsamında yolun genişletilmesi, çamur ve daki en önemli düzenlemeler Eylül ayı gibi bataklık alanların, kaya ve uçurum yerlerin geç bir dönemde başlamıştı. Bundan dolayı kazılarak kaldırım yapılması ve bazı yer- kırk elli günlük bir çalışmadan sonra şid- lerde duvar inşası gibi çalışmalar ile asker detli soğukların başlaması nedeniyle çalış- ve mühimmat nakli kolaylaştırılmaya çalı- malara ara verildi ve yol uzun zaman bu şe- şılmıştır.13 Bu çalışmaların bir devamı ola- kilde kaldı. Çalışmalara 1850’de iklim şart- rak Hekimoğlu Ali Paşa (1751-1754) valiliği ları nedeniyle ara verilmiş olsa da havala- döneminde yapılan bayındırlık faaliyetleri rın düzelmesi ile çalışmaların tekrar başla- kapsamında Erzurum yolu da tamir edil- mamış olması ve yolun bu durumunun en mişti; ancak bu çalışmanın Trabzon şehir azından Kırım Savaşı’na kadar bu şekilde

------7 Çetin, 2017: 250. 11 Özkan, 2012: 80; Tozlu, 1997: 63-64. 8 Yılmaz, 2014: 432. 12 Emecen, 2001: 197. 9 Kaleli, 1998: 38-41. 13 Öztürk, 2011: 233-238. 10 Çetin, 2017: 251; Özkan, 2012: 278. Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 52 içindeki kısımları ile ilgili olduğu anlaşıl- Karayolu ile Erzurum tarafına yapılan nak- maktadır.14 Görüldüğü gibi, bu çalışmalar liyatta şiddetli kış, yolun tehlikeli yapısı ve yolun en kötü kısmı, yani taşlık, uçurum, hayvanların aşırı kullanımından dolayı pek sarp ve bataklık olan Trabzon-Gümüşhane çok yük hayvanı telef oluyordu.19 Bundan arasında ve sadece savaş zamanları gün- dolayı, askeri mühimmatın sevkinde sorun deme gelen tamiratlardı. Bunun dışında olduğu dönemlerde askerin hayati ihtiyaç- barış dönemlerinde yolun yapım ve ona- ları, sevk edilmeden Trabzon’daki ambar- rımı konusunda herhangi bir çalışma gün- larda beklemek zorunda kalıyordu.20 Trab- deme gelmemişti. Bu da yol vasıtası ile ya- zon’daki Prusya konsolosu Otto Blau’ya pılan ticaretin oldukça sınırlı olmasından göre ’ın iaşesi ve sınırın güvenliğinin ileri gelmekteydi.15 önünde en önemli engel yolların kötü duru- muydu. Savaş döneminde yöre halkına bü- 1850 yılında ve daha önceki tamir teşeb- yük zorluklar çektiren kötü ulaşım altya- büslerinin gündeme gelmesi tamamen İran pısı Kars’ın Ruslara teslim oluşunun nede- transit ticaretinin ihtiyaç duyduğu ulaşım niydi. 21 Gerçekten de Blau’nun ifade ettiği altyapısından kaynaklanmaktaydı. Zira gibi, kuşatma sırasında Ruslar, Kars’a ka- Ruslar, Tebriz-Erzurum-Trabzon yoluna dar çok iyi bir ulaşım altyapısı tesis etmiş alternatif olarak Tiflis üzerinden kurduk- iken şehir içinde sıkışan Osmanlı kuvvet- ları yeni hat ile İran transit ticaretini kendi leri Erzurum’dan gerekli iaşe yardımı ala- taraflarına çekmeye çalışıyorlardı. Bu ba- madığı için açlıkla mücadele ediyordu.22 kımdan bazı kaynaklar Trabzon-Erzurum yolunda 1857’de başlayan çalışmaları da Böylesine stratejik bir öneme sahip olan aynı bakış açısı ile sadece ticari gerekçeler Trabzon-Erzurum yolu, Mircher’nin rapo- ile açıklama eğilimindedir.16 Ancak burada runda da ifade ettiği gibi, pek çok noktada yolun askeri önemi göz ardı edilmektedir. araba ulaşımına uygun bir yol değildi ve Öyle ki yolun sahip olduğu stratejik önem sadece yük hayvanlarının kullanımına Kırım Savaşı ile oldukça belirgin bir şekilde mahsus bir yapıdaydı. Yolun bu durumu sa- gün yüzüne çıkmıştı. Trabzon Limanı IV. vaş sırasında en çok askeri mühimmatın Ordu’nun, yani Anadolu Ordusu’nun mü- naklinde zorlukların yaşanmasına neden himmat ve asker sevki açısından en önemli oluyordu. Yukarıda da görüldüğü gibi, yerdi. Bu nedenle savaş döneminde Kafkas 1850’de yapılan kısmi tamiratın devamı Cephesi için en önemli ikmal limanı olan aradan geçen üç yıla karşın gelmemişti. Sa- Trabzon Limanı baş döndürücü bir askeri vaşın başlaması nedeniyle de yolun bir ba- hareketliliğe şahit olmuştu.17 Dolayısıyla kım görmemesi yoldaki koşulların daha da bu hareketlilik tamiri yarım kalan Trab- ağırlaşmasına neden oldu. 1850 yılında zon-Erzurum yolu için de geçerliydi. Ana- yoldaki çalışmaların tanıklarından olan İn- dolu Ordusu için İstanbul’dan gönderilen giliz Subay Walpole da yolda “demiryolu her türlü levazım ve asker Trabzon iskele- yapılacak kadar” harcamanın yapıldığını sine indirildikten sonra karayolu ile Erzu- belirtirken23, Humphry Sandwith, yolun ta- rum ve Kars taraflarına sevk ediliyordu. mir edilen iki millik kısmının “altınla dö- Bundan dolayı 1856 yılında Kalafat Altı’nda şendiğini”; ancak bu kısımların 1854’ün bir iskelenin yapımı gündeme gelmişti.18 güzündeki durumunu “Türkiye’nin kendi Savaş sırasında Trabzon’dan deniz ve kara menfaatlerine karşı gösterdiği kayıtsızlık” yolu ile yapılan asker, mühimmat ve erzak olarak görüyordu. Zira Sandwith savaşın naklinde pek çok zorluk ortaya çıkıyordu.

------14 Şakir Şevket, 2001: 146; Goloğlu, 2013: 100. 19 Blau’ya göre savaş döneminde, yoldaki kötü şartlar 15 Aygün, 2005: 124-125. nedeniyle bölgedeki katırcılar hayvanlarının büyük 16 Tozlu, 2002: 481-492; Kaleli, 1998: 33-45; Saydam, bir kısmını kaybetmişti. Blau, 1858: 199. 1998: 274-288. 20 Şimşek, 2013: 277-285. 17 Şimşek, 2013: 280. 21 Blau, 1858: 223-224. 18 Yılmaz, 2015: 221-222. 22 Kayam ve Tokdemir, 2011: 124. 23 Walpole, 1851: 222. 53 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu başlamasından sonra malzeme ve mühim- Paşa ve Ömer Paşa bu yardım harekâtı için mat naklinin bu geçit vermez yollardan ya- Trabzon-Erzurum yolunun uzun mesafesi, pılmaya çalışıldığını belirtmektedir.24 zorluğu, dağlık yapısı, ulaşımın sadece ka- Ekim 1853’te yolun koşullarını müşahede tırlar ile yapılabilmesi, top naklinin çok zor eden Erzurum Fransız konsolosu Challaye ve uzun bir çaba gerektirmesi nedeniyle çı- ise, Cevizlik’ten geçerken Erzurum ve Kars karmanın Redutkale üzerinden yapılması- taraflarına sevk edilmek üzere Tersâne-i nın daha uygun olacağını ifade etmiş- Âmire’den gönderilen ve oldukça iyi koşul- lerdi.27 larda olan toplar ile karşılaşmıştı. Challaye Kırım Savaşı sırasında da oldukça önemli bu topları Karakapan ve Koşapınar’dan in- bir yükü taşıyan Trabzon-Erzurum yolu- san kuvveti ile nakletmek gerektiğini, nun durumu savaşın sonrasında daha da Trabzon-Erzurum arasındaki dağ yolunun kötü bir hale gelmişti. 1857’de bu yolu biz- kötü koşulları nedeniyle bu topların sevk zat kat eden Prusya’nın Trabzon konsolosu edilecekleri yere sağlam bir halde ulaşma- Blau da yolun kötü koşullarına tank olmuş larından endişe ettiğini, özellikle de kar ya- ve 1850’deki kısmi çalışmalardan sonra ğışından dolayı bu sevkiyatın daha da zor- yolda düzenli bir bakımın olmadığını tespit laşacağını belirtiyordu. Top sevkiyatına etmişti28 Bundan dolayı savaşın bitimi ile Trabzon’a geldiğinde de tanık olan Chal- uzun süreden beri bakımsız kalan yolun ta- laye, Trabzon valisi İsmet Paşa’nın her gün miri de gündeme gelmeye başlamıştı. Bu durmaksızın 60-80 kalibrelik demir ve çalışma Kırım Savaşı’nın henüz bittiği ve bronz top parçalarını karaya çıkarmakla yolun tamirinin tekrar planlandığı bir dö- meşgul olduğunu, karaya çıkarılan topların nemde, Kuzey Anadolu’da askeri bir teftiş Meydan’a, buradan da Erzurum’a doğru ile görevlendirilen ve Mayıs 1856’da Trab- sevk edildiklerini belirtmektedir. Challaye zon’a gelerek görevine başlayan; bu mis- “Erzurum’a ulaşan yolun koşullarını tec- yon sırasında Trabzon-Erzurum yolunu da rübe ile anlamış olduğumdan, Türklerin inceleyerek yolun haritasını çıkaran Fran- hangi koşullarda böylesine büyük çaplı top- sız Yüzbaşı Hippolyte Mircher’nin misyo- ları nakletmeyi ve bu şekilde çetin zorluklar nuna ve Trabzon-Erzurum yolunun gü- ortaya koyan dağ geçitlerinden geçirmeyi zergâhına dair hazırladığı raporu üzerin- göze aldıklarını açıklamakta zorlanıyorum” den yolun koşullarına odaklanacaktır. diyerek yoların kötülüğünü ortaya koy- maktadır.25 Trabzon’dan Erzurum’a nakle- 1. Yüzbaşı Hippolyte Mircher ve Kuzey dilecek bir ordunun yoldaki imkânları hak- Anadolu Misyonu kında bilgiler veren Trabzon İngiliz konso- Tam adı Hippolyte-Étienne Alphonse olan losu Frank Stevens da 5 Eylül 1854 tarihli Mircher, 58 yıllık yaşamının 40 yılını or- raporunda yolun özellikle ağır toplar için duda geçirmiş bir Fransız subaydı. Mirc- uygun olmadığını ve yoldaki geçişlerin bü- her, Napolyon ordularında ikinci derecede yük oranda iklim koşullarına bağlı oldu- bir görevli olan bir subayın, Guillaume ğunu belirtmekteydi.26 Tanıkların ortaya Mircher oğlu olarak 13 Ağustos 1820’de koyduğu koşullar savaşın sonlarına doğru Strasbourg’ta doğmuş ve 18 yaşında gö- daha da ağırlaşmıştı. Zira Kars’ın Rus ablu- nüllü olarak orduya katılarak çavuş ol- kasından kurtarılmasına yönelik olarak muştu. Oldukça başarılı bir askeri eğitim Ömer Paşa’nın Kırım’dan nakledilecek Os- kariyeri gösteren Mircher, 1842’de asteğ- manlı askerleri ile yapacak olduğu bir çı- men 1845’te de teğmen oldu. Paris ve karma girişimi için uygun mahal arayışının Lunéville’de görev yaptı. 1847’de yüzbaşı- söz konusu olduğu Eylül 1855’te Trabzon- lığa terfi etti. Mircher 1849’dan 1852’ye ka- Erzurum yolunun elverişsiz koşulları bir kez daha dile getirilmişti. Serasker Rüştü ------24 Sandwith, 1856, s.23-25; Benzer tespitler için bkz. 26 Lake, 1857: 337. Slade, 2012: 175; Blau, 1858: 220-221. 27 Budak, 1993: 170; Badem, 2017: 244-245. 25 De Challaye, 2018: 111. 28 Blau, 1858: 222. Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 54 dar Lunéville’deki süvari tugayında yar- Muharebesi’nden sonra “Chevalier de la dımcı olarak görev yaptı ve bu sırada Légion d’Honneur” nişanını aldı.31 Metz’in tahkimatı ile ilgilendi.29 Mircher, Kırım Savaşı’nın sona ermesinden sonra Metz’in tahkimatıyla ilgili çalışmasını bi- Yüzbaşı Mircher bir keşif müfrezesi ile tirdikten sonra Eylül 1852’de Cezayir Vali- Doğu’da kaldı. Yeni misyonu çerçevesinde liği’nin hizmetinde olmak üzere Cezayir’e aşağıda da görüleceği üzere, önce Kuzey gönderildi. Burada özellikle Cezayir’in iç Anadolu’ya, daha sonra da Transkaf- kısımları ile ilgili eksik bilgilerin olduğu kasya’ya giderek incelemeler yaptı. Bu mis- yeni haritaların yapımı ile ilgilendi. 1852 yonda Mircher’nin başlıca görevi Türk-Rus ve 1853 yıllarında beraberindeki diğer iki sınırının savaştan sonra belirlenmesi idi. subay, Saget ve Minot ile Mascara’daki Zira Mart 1856’da Paris’te devam eden ba- müfreze komutanı Albay Durrieu’un idare- rış görüşmeleri sırasında çözülecek sorun- sinde Sayda ve Bayadh’ın güneyinde Fran- lardan biri de Rusya ile Osmanlı Devleti sız idaresini sağlamlaştırmak amacıyla ke- arasında Anadolu hududunun teftiş ve ıs- şif gezilerinde bulundu.30 lahı meselesiydi. Her ne kadar Rus tarafı Mircher Nisan 1854’e kadar Cezayir’e kala- sınırın teftişi için bir komisyon kurulma- rak Fransız birliklerinin buradaki askeri sına ve bu komisyona İngiliz ve Fransız de- faaliyetlerinde görev aldı. Kırım Savaşı ne- legelerin katılmasına karşı çıksa da Os- deniyle, Doğu Ordusu Topografya Tu- manlı tarafının ısrarı ile bunu kabul etmek gayı’nda görevlendirildi. Bu yeni misyonda zorunda kaldı.32 Bu konu Paris Antlaş- Mircher’in görevi Gelibolu’da bulunan ması’nın (30 Mart 1856) 30. Maddesi ile müttefik askerleri ile ilgiliydi. Fransa’nın karara bağlandı. Bu maddeye göre Doğu Ordusu’nun “Siyasi ve Topografya Asya’daki Osmanlı-Rus sınırı savaş önce- Servisi”nde görev yapan Mircher’nin gö- sindeki gibi kalacaktı. Ancak bu konuda revi orduların sevki için arazinin duru- herhangi bir anlaşmazlığın yaşanmaması munu tespit etmek ve bölge hakkında ve sınırı nihai olarak belirlemek için karma önemli bilgileri toplamaktı. Aynı şekilde bir komisyon kurulmasına karar verilmişti. Mircher, Gelibolu Yarımadası’nın harita- İki Rus, iki Türk, bir İngiliz ve bir Fransız landırılması, daha sonra da müttefik ordu- temsilciden oluşması kararlaştırılan ko- larının Karadeniz kıyısında Edirne, Varna misyonun çalışmalarını, anlaşmanın onay- ve Dobruca’ya olan nakil güzergâhlarına lanmasını takip eden sekiz ay içinde ta- ilişkin incelemeler yapmakla görevliydi. mamlaması kararlaştırılmıştı.33 Bu komis- Mircher’nin bu misyonu Kırım’da da devam yonun Fransız delegesinin General Pelis- etti. Zira Eylül 1854’te müttefikler Kırım’a sier olduğu anlaşılmaktadır.34 Öyle ki Ge- çıkarmaya karar vermişti. Mircher’in neneral Pelissier de bu sınırda incelemeler içinde olduğu topografya ekibi burada bir- yapmak üzere Mircher’yi görevlendirmiş- liklerin Gözleve’ye nakledilmesi için ge- tir. Mircher, ileride de görüleceği üzere, bu rekli ön hazırlıkları yaptı. Mircher daha misyonu sırasında pek çok rapor yazdı ve sonra Alma’daki çarpışmada da kendini beraberindeki diğer subay, Saget ile önemli gösterdi. Sivastopol kuşatması sırasında haritaların hazırlanmasına vesile oldu. Gö- Rus ordularının harekâtlarını gözlemledi. revinin ilk aşamasında Trabzon-Erzurum Gösterdiği başarılardan dolayı, İnkerman arasındaki yola dair gözlemler yaptı. Os- manlı hükümeti, Mircher’nin İstanbul’daki

------29 Furia, 2008: 23-24. Pelissier pour la délimitation de la frontière turco- 30 Furia, 2008: 24. russe en Asie » ; Pelissier bu hizmetinden dolayı daha 31 Furia, 2008: 29-30. sonra Osmanlı Hükümeti tarafından ikinci dereceden 32 Keleş, 2009: 365. “Mecidiye Nişanı” ile ödüllendirilmiştir. BOA, HR. 33 Simpson, 1917: 68. MKT. 231/1, 29 B 1274/15 Mart 1858; BOA, A. AMD. 34 Peliiser’nin Türk-Rus sınırının belirlenmesi sırasın- 54/18, 29 C 1274/15 Ocak 1858. daki yazışmaları için bkz. AMAE, CADN, Constanti- nople, Ambassade, Série E, 73. « Mission du colonel 55 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu

Fransız elçiliğinde görevine devam etme- Verdun’deki müfrezenin komutanlığına sini ve çalışmalarını tamamlamasını talep atanmıştır. 1878’de Verdun’de ölmüştür.39 etse de Mircher’nin bu görevi kabul etme- Mircher’nin Kuzey Anadolu’da araştırma- yerek Paris’e döndüğü anlaşılmaktadır. lar yapmak üzere görevlendirilmesine dair Mircher icra ettiği bu görev itibarıyla Os- Fransız ve Osmanlı arşiv belgelerinden manlı hükümetinden “Mecidiye Nişanı” al- bazı bilgilere ulaşılmaktadır. 14 Nisan’da mıştır.35 General Pélissier’nin Sivastopol’deki Fran- Mircher’nin biyografisini kaleme alan Fu- sız karargâhından elçiliğe gönderdiği mek- ria, Ağustos 1856’da Paris’e dönen Mirc- tupta, Fransız ordusunun topografya servi- her’nin burada Anadolu’nun askeri ve idari sinin Karadeniz hakkında askeri çalışmalar durumu, kaynakları ve ticari imkânları icra ettiği; ancak bu çalışmaları Ana- hakkında bir rapor hazırlamakla meşgul ol- dolu’nun kuzeyi ile ilgili bir çalışma ile ta- duğunu belirtmektedir. Ancak Mircher Pa- mamlamak gerektiğini ifade edilmiştir. ris’e gidişini takip eden Eylül ayında tekrar Pélissier, bu misyonun Yüzbaşı Mircher ve Cezayir’e dönmüştür. Bundan dolayı Ana- Saget’ye yüklendiği, bu iki görevlinin önce dolu ile ilgili raporunun meslektaşı Saget Trabzon’a, daha sonra Erzurum’a gidecek- tarafından hazırlandığı görülmektedir.36 leri belirterek bu iki görevli için gerekli Mircher, Cezayir’de askeri operasyonlara olan girişimleri yapması hususunda elçilik- katılmış ve Tuareg şefleri ile Gadame’de ti- ten ricada bulunmuştur.40 Bu yazıya karşı- cari müzakereler yapmıştır. 1863’te yar- lık olarak elçiliğin gönderdiği cevabi ya- bay, 1866’da albaylığa terfi eden Mircher zıda Yüzbaşı Mircher ve Saget’nin Ana- 1862-1867 yılları arasında Süveyş’teki dolu’nun kuzeyinde icra edecekleri görev Fransız Askeri kuvvetlerinin başkanlığı gö- için Osmanlı hükümeti nezdinde gerekli gi- revini icra etmiştir. Bunun yanında kariye- rişimlerin yapıldığı belirtilmiştir.41 Bu bağ- rinin önemli bir kısmını geçirmiş olduğu lamda, Osmanlı arşiv belgelerinin de gös- Mısır’da İskenderiye’nin tahkimatı için ku- terdiği gibi, “Anadolu hududunda bazı me- rulan komisyonun başkanlığından yeni bir vakiin tanzim-i haritası zımnında Fransa teknik okul, sanat ve zanaat okulu, bir ve- devlet-i fehimesi tarafından beş nefer mü- teriner okulu ve kız okulları kurulmasına hendis zabiti tayin kılınmış” bu zabitlerin kadar pek alanda çalışmalara öncülük et- yanı sıra “hem zabitan-ı mumaileyhanın miştir. Ancak Süveyş Kanalı’nın açılışı son- keşfiyat ve ameliyatından istifade etmek rasında bölgedeki Fransız etkisini azalt- hem de kendülerine muavenet etmek üzere mak isteyen İngilizlerin baskısı nedeniyle erkân-ı harbiyye zabitanından bir münasi- tekrar Fransa’ya dönmüştür. Fransa- bin yanlarına terfik olunması” Fransız elçi- Prusya savaşının yaklaşması nedeniyle liği tarafından talep edilmişti.42 Osmanlı Mircher Fransa’dan ayrılamamıştır. 37 hükümetinin bu talebe olumlu yaklaşması Mircher, 1870 Sedan Savaşı’nda Prusya ta- ve gerekli izinleri vermesi üzerine Fransız rafından esir edilmiş ve Dresden’de esir tu- elçiliğinin, Pelissier’ye yazdığı bir mek- tulmuştur. Daha sonra serbest bırakılan tupta Babıali’nin bu iki Fransız yüzbaşının Mircher tekrar Cezayir’de görev yapmış,38 misyonuna ilgi ile yaklaştığını, bu görevli- 1875’te tuğgeneral rütbesini kazanarak lerin Anadolu’daki valilere yönelik olarak ------35 Furia, 2008: 32. 38 Buradaki görevi sırasındaki faaliyetleri için bkz. 36 Söz konusu bu rapor “Notes sur l’Anatolie par le ca- Mission de Ghadamès (septembre, octobre, novembre pitaine Saget, 1857” başlığı ile Memoirs et Documents & décembre 1862), Rapports officiels et documents à kataloğunda yer alan 56 numaralı dosyada yer alan l'appui, Cezayir 1863. rapor olmalıdır. AMAE, CADC, Memoirs et Documents, 39 Furia, 2008: 5. Turquie, 57. 40 Pelissier’den Elçiliğe, Sivastopol, 14 Nisan 1856, 37 Revista Electrónica de la Academia Costarricense de AMAE, CADN, APD, Constantinople, Ambassade, Série Ciencias Genealógicas, no 2, Nisan 2007, s. 76- E, 731. 79;http://www.geocities.ws/picasso2k/acade- 41 Elçilikten Pelissier’ye, Pera, 2 Mayıs 1856, AMAE, mia/presidentes/yvesdelagoublaye/generacio- CADN, APD, Constantinople, Ambassade, Série E, 731. nIV.html. 42 BOA, İ. HR. 130/6616, 14 Ş 1272/20 Nisan 1856. Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 56 gerekli izinleri aldığını ve seraskerlikten ve incelemeleri sırasında Fransız görevli- tayin edilen bir subay nezaretinde bir Os- lere gerekli kolaylığı gösterilmesi ile so- manlı savaş gemisi ile Trabzon’a gittikle- rumlu olduğu anlaşılmaktadır.44 rini belirtilmiştir.43 30 Haziran’da ise bu kez Pélissier, elçiliğin Fransız elçiliğinin de ifade ettiği gibi, Os- ve Babıali’nin bu konuda gösterdikleri ilgi- manlı hükümeti Mircher ve Saget’nin mis- den duyduğu memnuniyeti dile getirerek yonundan memnuniyet duymuş ve gerekli Mircher ve Saget’nin misyonu sonrasında izinlerin verilmesi konusunda ilgili yerlere hazırlayacak oldukları raporların birer su- yazılar yazılmıştı. Bu konuda Osmanlı Ar- retini elçiliğe de göndereceklerini ifade et- şivi’nde yer alan Trabzon ve Erzurum vali- mektedir.45 Bu doğrultuda, Pélissier, Fran- likleri ile Sinop kaymakamlığına yazılan 22 sız Elçisi Thouvenel’ye 4 Temmuz 1856 ta- Nisan tarihli tahriratta, “Anadolu tarafla- rihinde gönderdiği bir mektupta Mirc- rında bazı mevkiin haritasını yapmak ve her’nin yapmış olduğu Trabzon-Erzurum yolları muayene etmek üzere bu kere Fransa yolu haritasını mektup ekine ilave ettiğini devlet-i fehimesi tarafından Mösyö Mircher ve bunu Osmanlı makamları ile paylaşması ve Mösyö Saget nam zabitler mahsusen me- ricasını da ifade etmişti. Bu haritanın Os- mur tayin kılınmış olduklarından ve bunla- manlı makamları ile paylaşıldığı anlaşıl- rın esas-ı memuriyetleri fenn-i coğrafyanın maktadır. Zira Osmanlı Arşivi’ndeki harita ikmali ve izam-ı maksadına mebni olunma- kataloglarında BOA, HRT.h.._1602-_11 sına nazaren memurin-i mumaileyhanın vu- kodu ile yer alan tarihi ve kim tarafından kubulacak tahkikat ve ameliyyatı Devlet-i yapıldığı belli olmayan;46 ancak Mirc- Aliyyece dahi faideli ve lazım şeyler olaca- her’nin Fransa Savunma Bakanlığı Ar- ğından kendülerinin istedikleri mevkii mua- şivi’nin Vincennes’deki merkezinde yer yene ve mesahe itmek hususuna müsaade-i alan GR 1 M162247 numaralı kartonda yer seniyye-i hazret-i şehinşahi dahi şerefsudur alan haritası ile mukayese ettiğimizde bu buyrulduğu” belirtilerek Mircher ve Sa- haritanın bazı değişiklikler yapılmak sure- get’nin misyonunun neticelerinin Osmanlı tiyle bizzat Mircher’nin haritasının kopyası hükümetinin de işine yarayacağı nedeniyle olduğu tespit edilmektedir.48 Bu haritanın gerekli izinlerin verildiği belirtilmiştir. dışında, çalışmada kullanılan belgelerin bir Aynı tahriratta “zabitan-ı mumaileyhaya kısmı da elçilik arşivinde tespit ettiğimiz, icra-yı muavenet etmek ve anların ameliya- Palissier’nin İstanbul’daki Fransız elçili- tından kendüsü dahi istifade etmek üzre Er- ğine gönderdiği kopya belgelerdir. kan-ı Harbiye zabitanından biri dahi kendü- Şüphesiz bu misyon sonunda ortaya çıka- lerine refik kılınarak izam olunduğundan cak neticelerin en önemli muhatabı belge- zabitan-ı mumaileyh ezher-i cihet muamele- lerin de gösterdiği gibi Osmanlı hükümeti i riayetkâr pek hüsn-i icrasıyla beraber idi. Bu bağlamda, Fransa Dışişleri Bakan- esna-yı keşt ü güzârlarında muhtaç olacak- lığı’nın Nantes Diplomatik Arşivi’ndeki ları levazımatın sürat-i tedariki vesair mas- AMAE, CADN, APD, Constantinople, (Am- lahatlarının hüsn-i rü’yeti” ifade edilerek bassade), Série E, 731 numaralı kartondaki Mircher ve Saget’nin maiyetindeki Osmanlı belgelerde, Trabzon-Erzurum Yolu’nun ya- zabitinin bu misyondan tecrübe kazanması pılmasının gündemde olduğu bir ortamda Mircher’nin tespitlerinin Osmanlı hüküme-

------43 Elçilikten Pelissier’ye, Pera, 2 Mayıs 1856, AMAE, 47 Service historique de la Défense (SHD), (à Vincen- CADN, APD, Constantinople, Ambassade, Série E, 731. nes), Guerre et Armée de Terre (GR), (GR M), Dépôt 44 BOA, HR. MKT. 143/52, 16 Ş. 1272/22 Nisan 1856. de la guerre, Service historique de l'Armée (1688- 45 Pelissier’den Elçiliğe, Sivastopol, 30 Haziran 1856, 1945), Mémoires et Reconnaissances, GR 1 M1622. AMAE, CADN, APD, Constantinople, Ambassade, Série 48 Bu kopya nüsha Özkan tarafından da kullanıldı. E, 731. Bkz. Özkan, 2012: 82-84. 46 Haritayı bu şekilde kullanan bir kaynak için bkz. Özkan, 2012: 82-84. 57 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu tinin de ilgisini çekeceği ifade edilmek- nin yolun geçtiği hatta ön hazırlıkları ya- teydi.49 Osmanlı Arşiv belgeleri de, Fransız pılması işini kendi imkânları ile gerçekleş- subayların bölgede yapmış oldukları göz- tiremeyeceğinden dolayı iki Fransız mü- lemler sonucunda hazırlamış oldukları bu hendisi görevlendirdiğini; bu mühendisle- raporların Osmanlı makamları ile paylaşıl- rin 1856’da Trabzon-Erzurum arasındaki dığını göstermektedir.50 Aynı şekilde, tüm araziyi incelediklerini ve sonunda bu Pélissier’nin Fransız Elçiliği’ne gönderdiği yola dair bir rapor hazırladıklarını belirt- bir mektupta, Osmanlı hükümetine veril- mektedir. Blau’nun aktardığı bu bilgiler ve mek üzere Mircher’nin “Exposé général de ilerde de görüleceği gibi Mircher ve Saget la situation militaire de l’Anatolie septent- tarafından yapılan yola dair incelemeler ve rionale” (Kuzey Anadolu’nun Askeri Du- haritalar Blau’nun adını zikretmediği bu rumu Hakkında Genel Rapor) adlı raporu- iki mühendisin Mircher ve Saget olduğunu nun bir kopyasını gönderdiğini ifade et- ortaya koymaktadır.53 mekteydi. Pélissier, bölgenin savunması Arşiv belgeleri Mircher’nin maiyeti hak- açısından önemli bilgilerin olduğu bu rapo- kında da bilgiler vermektedir. Öncelikle run aynı zamanda Osmanlı hükümeti ve Se- adını zikretmemiz gereken görevli Yüzbaşı raskerlik makamının da dikkatini çekece- Henri Saget’dir. 1824’te Flêche’te doğan ğine işaret ederek, bu raporun Seraskerlik Saget, 1841’de Ecole de Saint Cyr’a daha ile paylaşılması ricasında bulunuyordu.51 sonra da Ecole d’application de l’état ma- Bu mektuba karşılık olarak elçilikten Pélis- jor’e girmişti. 1843’te asteğmen olmuştu. sier’ye gönderilen bir diğer mektupta, bu 1847’de yüzbaşı olan Saget yukarıda da raporun Seraskerlik makamı ve Osmanlı ifade edildiği gibi Mircher’nin Cezayir’deki Hariciye Nezareti’ne gönderildiği, buna görevi sırasında yanında bulunmuştu. Sa- karşılık olarak, Mehmet Rüştü Paşa (Seras- get’nin özellikle bazı haritaların ve rapor- ker) ve Fuad Paşa’nın bu belgeleri çok dik- ların hazırlanmasında önemli bir görev katli bir şekilde ele aldıkları ve teşekkür et- icra ettiği anlaşılmaktadır.54 Mircher’nin tikleri ifade edilmektedir. Aynı şekilde, maiyeti Saget ile sınırlı değildi. Trab- Trabzon-Erzurum yolunda dair haritanın zon’daki Fransız konsolosu Poncharra’nın da Osmanlı hükümeti açısından faydalı ola- 5 Mayıs 1856 tarihli raporuna göre “Gene- cağı ifade edilmiştir.52 ral Pélissier tarafından Trabzon, Erzurum Fransız ve Osmanlı arşiv belgelerinin ver- ve Kars’ta bir keşif görevi ile görevlendiri- diği bu bilgilerin yanında, Trabzon-Erzu- len Kırım Ordusu’na mensup olan yüzbaşı- rum yolunun koşullarını 1857 yazında biz- lar Mircher ve Saget” 30 Nisan’da Trab- zat müşahede eden Prusya’nın Trabzon zon’a gelmişlerdi. Beraberlerinde onlar konsolosu Blau’nun verdiği bilgilerden de için görevlendirilen bir Türk zabit55, iki Mircher ve Saget’nin bu geniş misyonda tercüman ve yedi asker bulunuyordu.56 Fransa ve Osmanlı hükümetlerinin işbirliği Türk subayın adını tespit edemesek de iki neticesinde Trabzon-Erzurum yolunu ince- tercümanı bizzat Mircher’nin mektupların- lemek üzere görevlendirildikleri anlaşıl- dan tespit edebilmekteyiz. Mircher’nin maktadır. Zira Blau, yolun yeniden yapıl- Anadolu misyonu dönüşü sonrası elçiliğe masını gündeme alan Osmanlı hükümeti- yazdığı yazılardan tercümanlardan birinin

------49 Tarihsiz Elçilik Yazısı, AMAE, CADN, APD, Constan- 53 Blau, 1858: 223. tinople, Ambassade, Série E, 731. 54 http://www.military-photos.com/sa- 50 BOA, A. MKT. NZD. 193/84, 10 M 1273/10 Eylül get.htm.(17.11.2019) 1856. 55 BOA, HR. MKT. 143/52, 16 Ş. 1272/22 Nisan 1856. 51 Pelissier’den Elçiliğe, Sivastopol, 13 Haziran 1856, 56 Poncharra’dan Thouvenel’ye, Trabzon, 5 Mayıs AMAE, CADN, Constantinople, Ambassade, Série E, 1856, AMAE, CADN, Constantinople, Ambassade, 731. Série D, Trébizonde, 7. 52 Elçilikten Pelissier’ye, Tarabya, 25 Haziran 1856, AMAE, CADN, Constantinople, Ambassade, Série E, 731. Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 58

1834 yılından Kırım Savaşı’na kadar Os- rapora ayrıntılı bir Trabzon planı ilave et- manlı hizmetinde; savaş döneminde ise İn- tiğini belirtmektedir.59 Mircher ve maiyeti giliz ve Fransız ordularında görev yapan, 4 Mayıs’ta Trabzon’dan Erzurum’a doğru Mircher’ye Gözleve’de yardımcı olan 2. Sı- hareket etti.60 Belgelere göre Mircher ve nıf tercüman Seyd Ali olduğu anlaşılmakta- maiyeti 15 Mayıs’ta Erzurum’a ulaştı. Bu dır. Mircher, elçiliğe yazdığı bir mektupta şekilde yaklaşık olarak dört günde gidilebi- Seyd Ali hakkında övgü ile bahsetmekte; lecek Trabzon-Erzurum arasındaki yolu pek çok dil bilen ve bölgeye aşina olan Seyd Mircher ayrıntılı olarak incelemek ve hari- Ali’nin Anadolu misyonu sırasına kendileri talarını yapmak üzere 11 gün gibi bir sü- için oldukça önemli bir görev icra ettiğini rede kat etmiştir. Mircher, yol boyunca ifade ederek tekrar Osmanlı ordusunda is- elde ettiği izlenimleri Erzurum’da 2 Hazi- tihdam edilmesi için Fransız elçiliğinin ran’da ayrıntılı bir rapor haline getirmiş- aracı olmasını istemektedir.57 Bir diğer tir. Mircher’nin misyonu sırasında Trab- yardımcı olarak Yüzbaşı Mircher 20 ya- zon’dan başlayan incelemeleri Gümrü ve şında İstanbul Yeniköylü bir Ermeni’nin, Tiflis taraflarına kadar devam etmiş ve üç Constant’ın adını vermektedir. Aynı şe- buçuk ay kadar sürmüştür. 61 Ancak bu ça- kilde Fransız ordusunda 2. Sınıf tercüman lışmanın kapsamı Mircher’nin misyonunun olarak görev yapan Constant, Osmanlı or- geri kalan kısmını incelemek olmadığı için dusunda subay olarak görev yapmaktaydı. bu konulara burada değinilmeyecektir. Savaş sırasında görevine devam eden Mircher, Temmuz ayının ortalarında Constant, Asya misyonu sırasında Mirc- Kars’tan hareket ederek Rus sınırına kadar her’nin ekibinde yer almıştı. Bu nedenle gitmiş ve burada Rus askeri yetkililer ile Mircher, elçilik kanalı ile Constant’ın yeni- görüşmüştür. Burada da uzun incelemeler den Osmanlı ordusunda istihdamı konu- yapan Mircher ve maiyeti 5 Ağustos’ta sunda aracı olunması ricasında bulunmak- Trabzon’a dönmüştür.62 taydı.58 Mircher ve maiyeti sadece Trabzon-Erzu- Bu şekilde kalabalık bir maiyet ile Trab- rum yolunun “Kış Yolu” olarak bilinen yolu zon’a gelen Mircher burada dört gün ge- kat etmemiş, aynı zamanda “Yaz Yolu” ola- çirdi. Trabzon’da geçirdikleri dört gün zar- rak da bilinen yolu da incelemişlerdir. fında Mircher ve maiyetinin Trabzon’un Trabzon-Bayburt arasındaki Yaz Yolu’na haritalarının hazırlanması ve şehir ile ilgili dair hazırladıkları haritada Mircher ve Sa- raporlar hazırlamakla meşgul oldukları an- get’nin bu yolu 4-10 Ağustos tarihinde kat laşılmaktadır. Zira Mircher, tespit edeme- ettikleri belirtilmektedir. Dolayısıyla Mirc- diğimiz; ancak raporunda bizzat ifade et- her ve maiyetinin Yaz Yolu’nu dönüş yo- tiği “Mémoire spécial sur Trébizonde (Trab- kat ederek haritasını yaptığı anlaşıl- zon Hakkında Özel Rapor)” adlı, Trabzon maktadır. Ancak Poncharra’nın, Mircher ve hakkında bir rapor hazırladığını; hatta bu ekibinin 5 Ağustos’ta Trabzon’a geldiğini belirtmesine bakılırsa bu tarih karışıklığı

------57 Mircher’den Fransız Elçiliğine, İstanbul, 16 Ağustos nüshadaki yazım hatasından ileri geldiği anlaşılmak- 1856, AMAE, CADN, Constantinople, Ambassade, tadır. Zira Mircher’in haritaları bu tarihi 4-15 Mayıs Série E, 731. 1856 olarak göstermektedir. Mircher’nin raporunda 58 Mircher’den Fransız Elçiliğine, İstanbul, 16 Ağustos dile getirdiği bazı tarihler de bu yanlışlığı ortaya koy- 1856, AMAE, CADN, Constantinople, Ambassade, maktadır. Bkz. “Itinéraires de Trébizonde à Erze- Série E, 731. roum, route d’hiver”, SHD, (à Vincennes), GR, M, 59 Ancak bu rapor ve ilgili plan belgeler içinde buluna- GR1M622. mamıştır. “Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum, 61 Mircher’den Fransız Elçiliğine, İstanbul, 21 Ağustos 1-b.”, Erzeroum, 2 Juin 1856, AMAE, CADN, Constan- 1856, AMAE, CADN, Constantinople, Ambassade, tinople, Ambassade, Série E, 731. Série E, 731. 60 Buna karşın Mircher tarafından yazılan Trabzon- 62 Poncharra’dan Thouvenel’ye, Trabzon, 11 Ağustos Erzurum Yolu’na dair raporda yolun 11-15 Mayıs 1856 1856, AMAE, CADN, Constantinople, Ambassade, tarihinde kat edildiği yazmaktadır ki bu uyumsuzlu- Série D, Trébizonde, 7. ğun elimizde olan ve Fransız Elçiliği’ne giden kopya 59 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu ya yukarıda tespit ettiğimiz gibi haritalar- dosyalarında yer almaktadır.68 Bu dosya- daki tarihlendirmeden veya Mircher’nin lara biraz daha yakından bakmak gere- Trabzon’a geldikten sonra Yaz Yolu’nu in- kirse: celemek için bir seyahate çıkmış olmasın- A- SHD, (à Vincennes), Guerre et Armée de dan kaynaklamış olmalıdır.63 Yolun gü- Terre (GR), (GR M), Dépôt de la guerre, zergâhlarına dair incelemelerden sonra Service historique de l'Armée (1688-1945), Mircher ve maiyeti Trabzon’dan ayrılarak Mémoires et Reconnaissances: GR 1 M: 14 Ağustos’ta İstanbul’a ulaştı.64 Bu şekilde Mircher, dört ay kadar Doğu’da kalarak 1. “GR1M838: Notice historique sur la Anadolu ve Transkafkasya’da seyahatler défense de Kars en 1855 par le capitaine gerçekleştirdi. Bu seyahatleri sonucunda d’état-major Mircher; Erzeroum, le 30 örneklerini verdiğimiz gibi, daha önce üze- mai 1856; avec un plan en couleur” rinde çalışılmamış olan güzergâhlara iliş- (Yüzbaşı Mircher’nin 1855 Kars Savun- kin raporlar hazırladı. Bu raporlar ve hari- ması Hakkında Raporu) talar Fransız Savaş Bakanlığı’na teslim 2. “GR 1M1497: Etude sur le Caucase et edildi.65 Yukarıda da ifade edildiği gibi, bu sur Schamyl, par le capitaine Mircher, raporların ve haritaların bazıları Fransız mémoire daté du grand quartier général Elçiliği vasıtası ile Osmanlı makamlarına de l’Armée d’Orient, le 23 janvier 1856” da teslim edilmişti. Sonuçları itibarı Os- (Kafkasya ve Şamil Hakkında Yüzbaşı manlı hükümeti için de önemli neticeler or- Mircher’nin İncelemesi) taya çıkaran Mircher’nin misyonunun öne- mini hazırladıkları raporlar, harita ve B-AMAE, CADC, Mémoires et documents, planlara bakarak görmek mümkündür. Turquie, Tome: 56-57. 69 1.1. Mircher ve Saget Tarafından Hazırla- 1. “Rapport du capitaine Mircher sur la nan Raporlar ve Başlıkları situation militaire de l’Anatolie septent- rionale” (Yüzbaşı Mircher’nin Kuzey Burada değerlendirmeye alınan Trabzon- Anadolu’nun Askeri Durumu Hakkında Erzurum yoluna dair Yüzbaşı Mircher ve Raporu) maiyetinde yer alan Henri Saget tarafından kaleme alınan rapor ve haritalardan oluşan 2. “Rapport sur la défense de Kars en ekleri Fransa’daki üç farklı arşiv ve fonda 1855” (1855 Kars Savunması Hakkında yer almaktadır. Bu misyona ilişkin harita- Rapor), lar Fransa Savunma Bakanlığı Arşivi’nde66; 3. “Rapport sur la ville d’Erzeroum, Mircher ve Saget’nin teftişlerine ilişkin ra- 1856” (Erzurum Hakkında Rapor) porlarının bir kısmı Fransa Dışişleri Ba- kanlığı’nın La Courneuve’deki merkez arşi- 4. “Notes sur l’Anatolie par le capitaine vindeki Mémoires et Documents, Turquie Saget, 1857” (Yüzbaşı Saget’nin Anadolu kataloğundaki 57 numaralı dosyada67 ve Hakkında Notları) Trabzon-Erzurum Kış Yolu, Kuzey Ana- 5. “Rapport sur la frontière du Gouriel” dolu’nun Askeri Durumu ve bölge halkını (Güriel Sınırı Hakkında Rapor). ayrıntılı bir şekilde inceledikleri raporu ise Fransa Dışişleri Bakanlığı’nın Nantes’daki Konsolosluk arşivindeki İstanbul Elçiliği

------63 SHD, (à Vincennes), GR, M, GR1M622. 69 “Mémoire sur la frontière turco-russe en Asie, con- 64 La Presse, 26 Ağustos 1856: 2. sidérée sous le point de vue militaire, par Pellissier, 65 http://www.geocities.ws/picasso2k/acade- rapport daté de Constantinople, le 28 novembre mia/presidentes/yvesdelagoublaye/generacio- 1857”. adlı rapor muhtemelen Mircher’nin misyonu nIV.html. sonrasında hazırlanmıştır. Bkz. AMAE, CADC, MD, 66 SHD, (à Vincennes), GR, M, GR1M622. Turquie, 88 ; SHD, L’État-major de l’armée de 67 AMAE, CADC, MD, Turquie, 57. Terre.1M1479”; Bu katalogdaki belgeler için bkz. Tue- 68 AMAE, CADN, APD, Constantinople, Ambassade, tey, 1915. Série E, 731. Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 60

C- AMAE, CADN, APD, Constantinople, (Am- 5. “Itinéraires de Kars à Erzeroum par bassade) Série E, Guerre de Crimee, 731 Olti” (Oltu Üzerinden Kars-Erzurum (1855-1856): Güzergâhı) 1. “Exposé général de la situation mili- 2. Hippolyte Mircher’ye Göre Trabzon- taire de l’Anatolie septentrionale” Erze- Erzurum Kış Yolu roum, 25 Mai 1856 (Kuzey Anadolu’nun Doğu Ordusu Genelkurmayı Siyasi ve To- Askeri Durumu Hakkında Genel Rapor). pografya Servisi “Armée d’Orient, Etat-ma- 2. “Itinéraire descriptif de la route d’hi- jor général, Service Politique et Topograp- ver de Trébizonde à Erzeroum” Erze- hique, Mission d’Anatolie” anteti ve roum, 2 Juin 1856 (Trabzon-Erzurum “Itinéraires de Trébizonde à Erzeroum, ro- Kış Yolu’nun Tasviri Güzergâhı). ute d’hiver, suivi du 11 au 15 Mai 1856 par les Capitaines d’Etat Major Mircher et Sa- 3. “Mission d’Anatolie” Constantinople, get” başlığını taşıyan bu rapor her biri ayrı 21 Aout 1856 (Anadolu Misyonu) bilgileri ihtiva eden dört sütundan oluşan 1.2. Mircher ve Saget Tarafından Hazır- sayfalardan oluşmaktadır. Sütunların ilki lanan Harita ve Planlar70 zaman cinsinden mesafeyi, ikincisi metre cinsinden yatay iz düşüme indirgenmiş Mircher’nin bölgede yaptığı incelemeleri mesafeyi, üçüncüsü barometre ile deniz se- değerli kılan en önemli hususların başında viyesinden yüksekliği ve dördüncüsü ise yapmış olduğu incelemeleri harita ve plan- yolun geçtiği yerlerdeki yolun yapısı, yol lar ile desteklemesidir. Mircher, Trabzon- üzerinde bulunan şehir, kasaba ve yerleşim Erzurum Kış yolu, Bayburt-Trabzon Yaz yerleri, köprüleri ve yolun özelliklerini or- Yolu, Erzurum-Kars Yolu, Kars-Erzurum taya koymaktadır. Bu dört sütunun karşı- yolu gibi önemli güzergâhların oldukça ay- sında yer alan diğer sayfada ise yolun geç- rıntılı haritaları yapmakla kalmamış, ay- tiği yerlerin kısaca tarif edildiği başka bir rıntılı raporlar yazdığı Trabzon ve Erzu- kısım yer almaktadır. Sayfa numarası ol- rum’un şehir planlarını da bu raporlara mayan 53 sayfalık bu uzun rapor referans ilave etmiştir. Ayrıca Erzurum civarını gös- vermede kolaylık oluşturma için birbirini teren ayrıntılı bir haritanın yanında tamamlayan sayfalar tek bir sayfa kabul Kars’ın Savunması hakkında yazdığı ra- edilmiş ve atıflarda iki farklı sayfa a ve b pora da Kars’ta Osmanlı ve Rus ordularının varağı olarak gösterilmiştir. Bunun ya- konumunu gösteren renkli bir kroki de nında Mircher’nin yolu tarif ederken za- ilave etmiştir. Mircher ve Saget tarafından man zaman sağ ve sol taraflara ilişkin ver- yapılan harita ve planlar şu şekildedir: diği hatalı bilgiler harita göz önüne alın- 1. “Itinéraires de la route d’Hiver de mak sureti ile düzeltilmiştir. Trébizonde à Erzeroum” (Trabzon-Er- Trabzon-Erzurum kış yolu Trabzon’dan Er- zurum Kış Yolu Güzergâhı) zurum’a veya buradan İran’a giden; aynı 2. “Route d’Eté de Baibout à Trebi- şekilde bu yerlerden gelerek Trabzon’a - zonde” (Bayburt-Trabzon Yaz Yolu) 71 şan seyyahların veya yolcuların anlatıla- 72 3. “Plan des Environ d’Erzeroum” (Er- rında önemli bir yer tutmaktadır. Bu an- zurum Civarı Planı) latılarda yolun güzergâhı, yolculuk sıra- sında çekilen zorluklar ve yolda karşılaşı- 4. “Itinéraires d’Erzeroum à Kars, par lan tehlikeler, yol boyunca görülen yerle- Bardez” (Bardez Yoluyla Ezrurum- Kars şim yerleri ve bunlara dair genellikle tek- Güzergâhı) rar niteliğindeki bilgiler ile karşılaşmak

------70 SHD, (à Vincennes), GR, M, GR1M622. 72 Trabzon-Erzurum yoluna ilişkin seyahat anlatıla- 71 Bu haritanın adı yer aldığı dosyada “d’Itinéraires de rına dair bkz. Saylan, 2016: 66-71; Özkan, 2014: 221; Trébizonde à Erzeroum, par le col de Tchairlar” ola- Alkan, 2010: 82-97; Yılmaz, 2015: 181-206; Yalçın- rak geçmektedir. kaya, 2016: 149-173. 61 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu mümkündür. Anı tarzında görülen bu anla- birbirinden ayırır. Tüm tepeler birbirinden tılar ile mukayese ettiğimizde, Mircher’nin ayrı bir yerleşim kümesini barındırır ve raporu benzer özellikler gösterse de yolu buralarda arazinin işlendiği görülür. Yollar özellikle askeri açıdan ele alması, yolun bayırları izler ve köyleri bir arada ve birbi- geçtiği noktalara, yol boyunca elde edilebi- rine bağlıymış gibi gösterir”. lecek kaynaklara odaklanması, yolun gü- Trabzon ve çevresinin sunduğu güzel man- zergâhında bulunan köprü ve geçitler gibi zarayı da aktaran Mircher “Sol tarafta ise altyapıya ilişkin hususlara değinmesi, yo- vadiler ve tepeler yola dikey bir yapıdadır lun tamirat gerektiren yerlerini işaret et- ve böylece Değirmendere vadisine inmekte- mesi ve hepsinden daha önemlisi tüm bu dir. Değirmendere’nin denize döküldüğü yer anlatılarını hazırlamış olduğu harita ile il- oldukça açıktır. Bu tarafta da yerleşim ve gili yerlerde göstermesi açısından önemli tarım alanları vardır. Özetle Trabzon çev- farklılıklar göstermektedir. Mircher kat et- resi oldukça pitoresk bir manzara sunmakta tiği yolu sadece tarif etmekle kalmamış yo- ve pek çok zenginliği barındırmaktadır” de- lun geçtiği arazinin yüksekliğini, yapısını mekte ve bu yolu sadece askeri açıdan in- ve işaret ettiği noktalar arasındaki mesa- celeyecekleri için bu tür detaylara girme- feyi de işaret ederek yolun sunmuş olduğu yeceğini belirtmektedir.75 Yol üzerinde ulaşım altyapısını bir asker gözü ile ortaya karşılaştıkları iki handan ilkinin yolun 27. koymuştur. Yukarıda Blau’nun vermiş ol- dakikasında; ikincisinin de bunun üç da- duğu bilgiler de dikkate alındığında Mirc- kika ilerisinde dağın zirvesinde olduğunu her ve maiyetinin 1856’da yola ilişkin göz- yazan Mircher, yolun daha sonra dar bir lemleri ve haritaları Kırım Savaşı’nı takip güzergâh izleyerek ve Harmancık Bo- eden dönemde yolda başlayan çalışmaların ğazı’na kadar düz şekilde devam ettiğini, ilk merhalesini ortaya koyması açısından burada büyük taşlar ile yaklaşık bir metre oldukça önemlidir. genişliğinde döşenmiş olduğunu; ancak bu 2.1. Trabzon-Gümüşhane Arası kısımların kötü durumda olduklarını yaz- mıştır. Bu kısımda, taşların birbirine eşit 4 Mayıs’ta Trabzon’dan hareket eden Mirc- olmamasından dolayı üzerlerinden özel- her’nin ilk gözlemleri yolun şehir içinden likle kışın geçmek oldukça zordu. Yolun taş başlangıç noktası olan Meydan’dan itiba- döşenmeyen kısmında ise şosenin sağında ren başlamaktadır. Mircher bu kısmı şu şe- ve solunda, yolun bittiği yerden itibaren kilde tarif etmektedir:73 araba tekerlekleri tarafından taraftan “Sekiz yıl önce74 İsmail Paşa tarafından ya- oyulmuştu. Harmancık Boğazı’ndan sonra pılan inşa edilen yol Meydan’dan başla- oldukça eğimli bir yoldan aşağıya inilir ve maktadır. Buradan oldukça eğimli bir yol eğim daha sonra azalır. Gölçayır’a doğru ile Boztepe dağına ulaşmak için kazılarak olan ve Değirmendere’ye dökülen küçük bir yapılmıştır. Bu yolun 1. Hana kadar olan akarsu bir köprü ile geçiliyordu.76 yaklaşık 800 metrelik kısmı şose olarak ya- Yol daha sonra Değirmendere Vadisine ine- pılmıştır. Yol daha sonra oldukça genişler. rek Değirmendere’yi takip ediyordu. Sağ Kışları oldukça çamurlu olan bu ikinci kı- tarafta yer alan köyleri takip eden yol Ho- sım ne şose yapılmıştır ne de taş döşenmiş- şoğlan Köyü’ne doğru alçalmaya başlaya- tir. Yine de şose yolun bir taraftan 300 di- rak buradan itibaren oldukça sarp eğimler ğer taraftan da 400 metrelik mesafede iki ve pek çok kötü geçitlerden geçiyordu. taş köprü yapılmıştır. ...Yol daha sonra De- Özellikle de en alçak noktalarda Değirmen- ğirmendere Vadisi’ne iner. Yolun sağ tara- dere yolu tahrip ediyordu. Kirişli bir köprü fında kalan arazi, yolun güzergâhını izle- üzerinden bir çay geçildikten sonra, yol yen paralel tepeleri takip eder ve şehrin nehrin vadisine inerek, buradan nehrin sağ doğusundan denize ulaşan derin vadileri tarafında kalan Zigana Vadisi’ne kadar ------73 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 1-a:2-b. 75 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 1-b. 74 Bu tarihin doğrusu altı yıl önce, yani Eylül 1850’dir. 76 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 1-a. Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 62 uzanıyordu. Mircher, yol üzerindeki köy- ormanlık bir yapıda olduğunu belirterek, lerden de bahsetmiştir. Yol üzerinde bah- Değirmendere’nin sağ yakasında kalan te- settiği köyler sırasıyla Mühürcü ve Ambela pelerin sol yakaya göre daha yüksek oldu- köyleriydi. Mühürcü Köyü’nde yolcular ve ğunu, sağ yakada yer alan Hanifa ve sol ya- sürücüler yolcu başına 40 hayvan başına kada yer alan Ziganoy köylerinin yoğun ise 60 santimlik bir geçiş ücreti ödüyor- yerleşimli yerler olduğunu; buna karşın lardı. Burada derenin üzerinde inşa edilen Hoşoğlan’ın ise sadece birkaç evden oluşan taş bir köprünün durumu oldukça iyiydi. bir yer olduğunu not etmektedir. Yolu, sun- Burası aynı zamanda yaz yollarından biri- muş olduğu askeri imkânlar açısından da nin hareket noktasıydı. Mircher, buraya değerlendiren Mircher’ye göre su ve orman yakın bir diğer köy olan Ambela Köyü’nün bakımından zengin olan bu kısım kamp ya- önemli bir yer olmadığını, Yaz Yolu’nun ise pılabilecek uygun bir yere sahip değildir. Galyan Köprüsü üzerinden devam ettiğini Vadinin yüksekleri oldukça sarp ve orman- belirtmektedir.77 larla kaplıydı. Nehrin bir yakasından diğe- rine geçmek için sadece taş köprüler kulla- Esiroğlu Deresi üzerinde taş bir köprü, ileri nılmaktaydı. Bazen ormanların olmadığı de de Esiroğlu Hanı vardı. Esiroğlu Hanı yerlerde yerleşim yerleri ve ekili araziler yirmi kadar yapıdan oluşan kervanlar için görülüyordu. Değirmendere vadisinde de bir durak yeriydi. Katırcılar burada her- aynı olan bu manzarada tepeler oldukça hangi bir vergi ödemez; ancak hayvanları- dikti ve tarlalar el ile işlenmekteydi.80 nın ihtiyaçlarını hancılardan satın alır- lardı. Hancıların hem kendilerinin hem de Bir sonraki önemli durak olarak Mirc- hayvanlarının ihtiyacını karşılamak için her’nin bahsettiği yer Cevizlik’tir. Burası dağlarda evleri ve bahçeleri sahipti. Bu şe- hakkında Mircher: “Cevizlik minaresi olma- kilde hancılar ürünlerini kârlı bir şekilde yan bir camisi ile otuz kadar evi barındır- satabilmekteydi. Mircher, Erzurum’a kadar maktadır. Pek çok ev Cevizlik’e bağlı dağ- pek çok köyde bu şekilde hanlar bulundu- larda yayılmış durumdadır. Cevizlik’te, Ce- ğunu yazmaktadır.78 vizlik Deresi üzerinde ahşap bir köprü var- dır. İkinci bir Yaz Yolu bizim de güzergâhını Nehrin sol yakasında kalan Zanoy (Ziga- verdiğimiz gibi Cevizlik’ten başlamaktadır” noy) Köyü’nde yirmi kadar ev vardı. Vadi- demektedir. Mircher ve maiyeti Cevizlik’in nin bu kısmında sağ yakanın tepeleri ge- solunda kalan yaz yolu ile değil de Değir- nellikle kayalıktı, sol yakadaki tepeler ise mendere’yi takip eden kış yolu gü- biraz daha düzdü. Burada, haritada da işa- zergâhına girmiştir. Cevizlik’ten sonraki ret edildiği gibi birbirinden ayrı köyler yer bir diğer önemli durak ise Meksila’dır (Ça- almaktaydı. Nehir, hanın 850 metre kadar tak). Meksila’da 19 hane ve hanlar için pek yukarısında olan kireçtaşından güzel bir çok ahır vardı. Bu köyün girişinde ve civa- taş köprü geçiliyordu. Esiroğlu Hanı’ndan rında dere üzerinde iki köprü bulunuyordu. sonra yol Değirmendere’nin sol yakasından Aynı şekilde bir başka köprü de bu akar- Mataracı’ya kadar yükselmeye başlıyor, suya bağlı bir derenin, Maulaya Deresi üze- Mataracı’ya ise sağ tarafta kalan taş bir rindeydi. Bu köprülerin tümünde taş ayak- köprü ile geçiliyordu. Daha sonra yolun sol ları destekleyen ahşap göğüslükler bulun- tarafında kalan Eskila Deresi geçildikten maktaydı. Meksila’dan itibaren yol sürekli sonra, yol boyunca hanlar ve çeşmeler ile olarak yükselmeye başlıyor ve bazen çıkışlı karşılaşılıyordu. Yolun kayalık yapısı çok bazen de inişli tepecikleri takip ediyordu. tehlikeli ve zor geçitler ortaya çıkarmak- taydı.79 Yolun bu kısmına dair değerlendirmele- rinde Mircher, vadinin oldukça dik; ancak

------77 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 2-a;2-b. 79 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 2-a; 2-b. 78 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 2-b. 80 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 2-b. 63 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu

Yol üzerinde çok sık kötü basamaklar vardı büyük orman zenginliği ihtiva etmektedir. ve sırtlar oldukça eğimliydi.81 Bu ormanlar devlet tarafından yol olma- ması nedeniyle işletilmemektedir. Sadece Mircher’nin bahsettiği bir sonraki önemli burada yaşayanlar evlerini inşa etmek ve durak ise Kiremitlik Hanı’dır. Burada dör- ısınmak için bu ormanlardan istifade et- dünün çatısı harap halde altı ahır vardı. mektedirler”. Buradan ilerleyen yol sürekli olarak kaya- lık yükseltiler ve ormanlarla kaplı tepeler Yerköprü’den sonra yol biraz daha yo- üzerinden devam ederek zaman zaman kuştu; fakat çok dik değildi. Bir tepeden di- düzlükler, zaman zaman da çok sarp ya- ğerine doğru ilerleyen bu kısımda yol üze- maçlar ve aşılması güç geçişler yaparak rinde pek çok bataklık vardı. Bununla bir- ilerlemekteydi. Yol üzerinde terkedilmiş likte taş döşemek suretiyle yol mümkün eski bir kaleye benzeyen Kuz Han vardı ki mertebe iyi tutulmaya çalışılmıştı. 85 Yol bu han bir zamanlar geçidin güvenliği için Tekibel mevkiinden tekrar derenin sağ ta- kullanılıyordu. Yol üzerinde parça parça rafına geçiyordu. Yol bir kez daha orman- bahçelik yerler görülmekteydi. Gittikçe da- larla kaplı yamaç boyunca yükselmeye baş- ralan vadiler geçişleri zorlaştırmakta ve lıyordu. Bu yamaç akarsu yatağını ikiye yolda zaman zaman toprak kaymaları ol- ayırıyordu. Bu yamaçlar üzerinde yol ba- maktaydı.82 zen yükselip bazen alçalarak devam ediyor ama daha çok yokuş yukarı gidiyordu Biraz Sarp yamaçlar takip eden yol Boklu Han’a ilerde dere, Barnabas Deresi ile birleşi- doğru alçalmaya başlıyor, küçük bir köy yordu. Barnabas Deresi’nden geçişler za- olan Boklu Han’da dere taş bir köprü vası- man zaman çok zor oluyordu. Derenin sağ tasıyla geçiliyordu. Bu hanın ilerisinde yol, tarafında Bekçi Köyü vardı. Yol iki derenin derenin sağ yakasına geçiyor ve Maçka birleştiği noktadan Ros (Kos) Deresi tara- Köyü de bu tarafta yer alıyordu. Kayalıkla- fından vadinin aşağı kısımlarından devam rın zirvesinde ve yolun sol tarafında Aziz ederek yükselmeye başlıyor, yeniden sol Constantin’e adanmış eski bir şapel; dere- tarafa dönerek ve Zigana Dağına doğru bir- nin diğer yakasında ise bir kayalık üze- birine denk olmayan; ancak oldukça dik te- rinde yine vadinin eteklerine bakan benzer pelere yöneliyordu. Yolun bu kısmında, va- bir şapel daha vardı.83 Boklu Han’ın ileri- dilerin derinliklerinde Mircher’nin seyahat sinde solda Krensa, sağ tarafta ise Kamba- tarihi olan 7 Mayıs’ta halen daha kar vardı. noz köyleri yer almaktaydı. Bir sonraki du- Zigana Dağı’na yönelen bu alanda anayolu rak ise Yerköprü’ydü. Yol burada tekrar de- takip eden ancak daha kısa olan bir başka renin sol yakasına geçiyor ve ormanlar ile yol daha bulunmaktaydı. Zigana Dağı Ge- kaplı yamaçlardan ilerliyordu. Mircher, çidi kışın kervanlar için çok tehlikeliydi. Yerköprü’nün zenginliklerini şu şekilde an- Buradan geçmek bazen imkânsız hale gel- latmaktadır:84 diği için kervanların günlerce hanlarda “Yerköprü önemli bir köy değildir. Burada beklediği zamanlar oluyordu. Burada her çok sayıda ahır vardır. Sağ tarafta kalan yıl çok sayıda kaza da olmaktaydı. Zigana dağlar çok sayıda kereste sunmaktadır. An- Dağı’ndan iniş oldukça zordu. Gâh tepele- cak bunlar sadece yöredeki köylüler tara- rin dikliğinden, gâh yolun kötü durumun- fından işletilmektedir. Bunun yanında, bu dan yolda derin yarıklar oluşmakta ve yola ormanların muhafazası için hiçbir tedbir taş düşmekteydi. Geçitten aşağıya doğru alınmış değildir. Sol tarafta Yerköprü’nün inerken yolun sağında ve solundan gelen karşısında yer alan tepeler daha alçaktır ve akarsular vardı.86 ekili yerlerdir. Köyün uzağında bir demir Yol, Zigana Dağı’nın eteklerinden inerken madeni vardır. Vadinin tüm bu tarafı çok Maden Han’a uğruyordu. Burası adını bir ------81 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 3-a. 84 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 4-b. 82 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 3-a;3-b. 85 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 4-b. 83 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 4-b. 86 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 5-a; 5-b. Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 64 zamanlar burada demir madeni çıkarılma- Eski bir taş köprü vasıtasıyla bir kez daha sından almaktaydı. Mircher, burada daha derenin sol yakasına geçen yol ileride bir önce Değirmendere Vadisi’nde görüp tarif kez daha taş köprü kalıntıları üzerine inşa ettiği ev yapım tekniklerine şu şekilde de- edilen ahşap bir köprü vasıtasıyla derenin ğinir:87 sağ yakasına geçiyordu. Daha sonra Har- mancık Hanı adlı küçük hanın yakınlarında “Maden Hanı’na kadar evler ve ahırlar bir kez daha sol yakaya geçen yol bu gü- daha önce tarif ettiğimiz yapım tekniğini zergâhını Gümüşhane Deresi ile birleştiği sergilerler. Ancak bu noktadan sonra bu ta- yere kadar devam ettiriyordu. Bu son gü- raflarda kışın çok miktarda kar yağması zergâhta oldukça iyi durumda olan yol Gü- nedeniyle Erzurum’a kadar tamamen farklı müşhane Suyu ile birleştiği noktada bir- bir sistem gördük. Kara dayanmak ve so- denbire Gümüşhane Suyu’na dönmek üzere ğuktan muhafaza sağlamak için oldukça Abdurrahman Hanı’ndan sola dönüyordu. güçlü ve kalın bir çatı yapılmaktadır. Bu Burada yol dere üzerinde güzel ve iyi bir çatı kütükleri birbirini üstüne düzmek su- durumda olan bir köprüyü, Maruf Köp- retiyle yapılır ve bunların üzerine de 50-60 rüsü’nü geçerek hafif bir yamacın sırtından santim kalınlığında toprak örtülür. Bu şe- devam ediyordu. Yol bu bölümde iyi du- kilde bir yapım tekniğine dayanmak için ol- rumdaydı.89 dukça sağlam duvarlar gerekmektedir. Taştan duvarların arasındaki kütükler ile Güzergâhta olan bir diğer önemli nokta da dikey oldukça sağlam bir sistem yapılmış- Ardasa Hanı’ydı. Mircher’nin Ardasa (To- tır. Taş duvarlar için yapı harcı olarak top- rul) hakkındaki izlenimleri şu şekildedir:90 rak kullanılmaktadır. Büyük bir ev veya bir “Ardasa civarındaki tepeler çok iyi ekilmiş- ahır yapılmak istediği zaman çatıyı tutacak tir. Bu arazi üzerinde kamp yapılabilir. Sağ çok sayıda sütün ve duvarlar için büyük yakanın yüksekleri pek çok noktada kaya- taşlar gerekmektedir”. lıktır. Ancak buralarda birkaç ev ve bahçe Maden Han’dan itibaren yol bir kez daha görmek mümkündür. Hanın 900-1.000 sağ tarafta kalan kayalık yamaçların sırtla- metre aşağılarında nehrin her iki tarafında rından ilerliyor ve oldukça tehlikeli geçit- da eski taş bir köprünün kalıntılarına rast- ler ortaya çıkarıyordu. Zira yola düşen ka- ladık. Lakin yolun derenin sağ tarafına de- yalar zaman zaman yolun kapanmasına ne- vam ettiğine dair bir ize rastlamadık. Ar- den oluyordu. Yol daha sonra Zigana dasa’da bazı kaynaklar bulmak mümkün- Hanı’nı geçerek, büyük derenin sağ yaka- dür. Ne yazık ki buranın dereye oldukça ya- sından ahşap bir köprü ile devam ediyordu. kın tarafı yağmurlardan doğan taşkın veya Zigana Hanı’na kadar vadi tamamen işlen- kar erimeleri dönemlerinde nehrin suları memiş haldeydi; ancak sol tarafa doğru al- tarafından işgal edilmektedir. Buradaki çalan vadide çok sayıda tarla vardı. Bu vadi köprüyü acilen tamir etmek lazımdır. Eğer üzerinde bulunan Zigana Köyü bazı kay- acilen tamir edilmez ise köprü daha da naklar sunmaktaydı. Zigana Hanı ise yol kötü duruma düşecektir. Söylendiğine boyunca karşılaşılan en iyi handı. Bunun göre, nehrin sağ tarafında şimdiki kasa- yanında, civardaki han ve köylerin ara- baya göre bir zamanlar önemli bir kasaba sında da kamp yapılabilirdi. Yolun sağ ta- vardı. Harabelerini görünmemektedir, sa- rafında kalan kayalıklar şiddetli bir sarsın- dece civardaki yükseklerde bugün erişil- tıya uğramış gibi her taraftan çatlamış ve mez görünen kale kalıntıları görünmekte- kırılmıştı. Vadinin bu kısmında orman ör- dir. Nehrin sağ yakası sol yakasına göre tüsü yoktu ve sağ tarafa doğru olan Kos De- daha yüksektir. Bu taraflar sıhhi açıdan resi’nde (Köstere) de durum aynıydı.88 Sağ sağlıklı değildir ve havaların sıcak olduğu taraftan akan bu dere yolu kestiği için kü- dönemlerde sıtma görülür” tükten yapılmış bir köprü ile geçiliyordu. ------87 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 6-b. 89 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 7-a. 88 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 7-a. 90 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 7-b. 65 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu

Ardasa Hanı’nı geçen yol daha sonra büyük ler ortaya çıkıyordu. Sonra vadi genişle- bir kayalık yamacı dolanarak yükseliyor, meye, sırtlar da alçalmaya başlıyordu. Bu sonra ise oldukça dik bir yamaçtan alçal- tepelerin aşağı kısımları, tarla olarak kul- maya başlıyordu. Gümüşhane Suyu’nun lanılıyordu. Burada Gümüşhane Suyu’nun sağ yakasında kalan Ardasa’da yol harabe sol yakasında Beşkilise Köyü (Mescitli) yer halinde taş bir köprü vasıtasıyla sol tarafa almaktaydı. Bunun biraz yükseklerinde ise geçiyordu. Mircher ve ekibi bu kısımda, o Manderia (Mandırı) Köyü vardı. Bu kı- zamanki deyimiyle Gümüşhane Suyu’nun sımda vadide su gölcükler oluşturuyordu. pek çok yerde yolu tahrip ettiğine tanık ol- Vadinin sağ ve sol yakasında kayalıkların muştur. Mircher’ye göre bu kesintiler her belirdiği bu kısımda vadi bir kez daha da- taşkın döneminde ulaşımı sekteye uğrat- ralmaya başladığı kısımda92 yol üzerinde makta ve yol üç gün kadar kullanılamaz hanlar belirmeye başlıyordu. Mircher bu- hale gelmekteydi. Bunun dışında bu tarafta rada Fırtına Hanı’nın gerisinde ismini ver- yol taş döşeli ve duvarlar ile desteklenmiş mediği vadiye göre oldukça yüksek bir te- bir durumdaydı. Önceleri oldukça geniş penin üzerinde bir han olduğunu kaydet- olan yolun geçtiği kısım daha sonra daral- mektedir. Buranın ilerisinde Fırtına Hanı, maya, sonra da tekrar genişlemeye başlı- nehrin sağ yakasında yer alıyordu. Bu han- yordu. Yol üzerinde bulunan Demirci Köyü dan sonra yol bir kez daha vadinin diple- nehrin sol yakasından akan bir derenin her rine doğru dolambaçlar yaparak alçalıyor, iki yakasında kurulmuştu. Demirci kayalıklardan dolayı geçişler zorlaşıyordu. Köyü’nün yakınlarında bir kamp yeri bulu- Batalan Han geçildikten sonra, yol sağa dö- nuyordu; ancak burası yakacak açısından nüyordu. Bu kısımda taştan yapılmış bir zengin değildi. Yol Demirci Köyü’nden köprü ile Koşhera Köyü’ne gidiliyordu.93 Bu sonra sırtlar üzerinden devam ederek iler- kısımda vadi genişlemeye ve sağ tarafta liyor, ilerde ise Gümüşhane Suyu, sağ ta- kalan yükseltiler de ortadan kalkmaya baş- raftan akan Gavurdere’nin sularıyla birle- lıyor, yol ve dere arasında her iki yakada şiyordu. Gavurdere, Tombulak adlı bir içinde değişik meyve çeşitlerinin olduğu köye giden yolu kesiyor, iki derenin birleş- meyve bahçeleri görülüyordu. Şehre kadar tiği yerde yol ahşap bir köprü vasıtasıyla devam eden bu meyve bahçelerine Gümüş- geçiliyordu. Biraz daha ilerde yol taş bir hane Bahçeleri deniyor ve şehrin sakinleri köprü ile Gümüşhane Suyu’nun sağ, biraz yazları burada geçiriyordu.94 ilerde de tekrar sol yakasına geçmek- Koşhera Köprüsü’nden sonra yol derenin teydi.91 sol tarafında kalan bir taş köprüyü geçi- Yol ileride iyi bir durumda olan Karava yordu. Kürd Alioğlu Han’ın yakınlarında Köprüsü’nde geçtikten sonra sağ tarafın- bir başka dereyi, üçüncü olarak da Gümüş- dan Rum Dere denilen bir dere Gümüşhane hane Altı denilen mevkide bir başka dereyi Suyu ile birleşiyordu. Mirecher yolun bu geçiyordu. Bu kısım Gümüşhane’nin varo- son kısmının durumunun oldukça iyi oldu- şuydu. Gümüşhane’yi iki kısma ayıran va- ğunu, sadece yolun nehir yatağına indiği diden akan bu dere ahşap bir köprü vasıta- alçak kısımlarda sulak ve çamurlu zemin- sıyla geçiliyordu.95 Mircher’nin raporunda ler oluşturduğunu; fakat bunların yolun ziyaret edip etmediği anlaşılmayan Gü- kullanılmasının önünde büyük engeller ol- müşhane’ye dair izlenimleri şu şekilde- madığını belirtmektedir. Yolun ilerleyen dir:96 kısımlarında da pek çok noktada bazen su- “Vadinin bu kısmı iki tarafta kalan kayalık- ların yükselmesinden bazen de yolun kötü lar nedeniyle oldukça dardır. Şehir daha az durumundan dolayı geçişin zor olduğu yer- eğimli olan iki sırt üzerinde yerleşiktir.

------91 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 8-a; 8-b. 94 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 9-b. 92 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 9-b. 95 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 10-a. 93 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 9-a. 96 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 10-b. Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 66

2.000 haneye sahiptir ve bana söylendi- yaklaştıkça yol daha iyi bir hal alıyordu. ğine göre az kaynağı vardır. Buralarda ya- Kayalık bir dağın sırtlarında yer alan Tekke kacak olmadığı için 2-3 saat mesafedeki yol üzerinde önemli bir yerdi. Mircher bu uzaklıklardan odunu pahalıya almaktadır- tarafların oldukça açık, ekili arazilerin ol- lar. Bana göre Gümüşhane ihtiyacı olan hu- duğu ve kamp kurulabilecek imkânlara sa- bubat açısından da kendine yeterli değildir, hip olduğunu belirtmektedir. Mircher’nin bundan dolayı hububatı civar köylerden sa- Tekke’ye dair izlenimleri şu şekildedir: 98 tın almak zorundadır. Ancak burada ol- “Bu köy uzaktan eski bir kaleyi andırır. Da- dukça önemli bir miktarda meyve yetiş- hası bu köy ulaşılması zor bir konumdadır. mektedir. Bu meyvenin bir kısmı Erzu- Bu köy yolun önemli bir kısmına hâkim bir rum’a kadar sevk edilmektedir. Buralar bir konumda olduğu için burada yol için bir zamanlar oldukça sakindi. 1829’da bu şehir önemli askeri nokta haline getirilebilir. Ruslar tarafından mermi atmadan ele geçi- Tümü şenlik olan 50 hanesi vardır. Bunla- rildi ki Ruslar buraya Rumların yardımı ile rın tümü Müslüman ailelerdir. Vadinin bu gelmişti.” kısmı volkanik kaya kalıntıları ortaya koy- 2.2. Gümüşhane-Bayburt Arası maktadır. Tekke’deki hanların yanında su ile çalışan ve bu taraflara özgü bir sitemi Derenin sol yakasından vadi boyunca biraz olan üç değirmen bulunur. Bu sistem bura- ilerledikten sonra karşılarda bahçeler ve dan iç kısımlara kadar görülmektedir. Su- tek tük evler yer alıyordu. Bunlar Gümüş- yun akıntısını doğrudan çarka dikey olarak hane’nin varoşlarıydı. Daltaban Köprü’sü akıtmak yerine suyun birikmesi için bir ha- ile Gümüşhane Suyu’nun sol tarafına geçi- vuz yapılmakta ve suyun az olduğu zaman liyordu. Burada derenin sağ yakasından buradan kullanılmaktadır. Buradan değir- ilerleyen bir başka yol ile Gümüşhane ya- menin içinde yer alan bir türbine aktarılır. kınlarındaki köylere çıkılıyordu. Burada Arklardan devam eden havuz değirmene bir zamanlar işletilen ve 15 seneden beri doğru yönelir ve burada yatay olarak 45 terk edilmiş, aynı zamanda şehre de adını derecelik ahşap bir silindirde sona erer. Bu veren gümüş madenleri vardı. Dalta- silindir de türbinde sona erer. Türbin hare- ban’dan sonra yol üstündeki bir diğer han ket ettirilmek istendiğinde suyun önündeki Emirler Hanı’ydı. Burada dere üzerinde bir engel kaldırılır ve su arktan havuza doğru köprü vardı. Emirler Hanı’ndan sonra yol akar ve burada ahşap silindirden de tür- ahşap bir köprüyü geçiyordu. Derenin sol bine ulaşır”. yakasında başka bir dere, Halgent Deresi vardı. Biraz daha ilerde yol bu kez sağ ta- Tekke’den ilerleyerek bir süre yine sırtlar- raftan akan başka bir dere ile karşılaşı- dan devam eden yol vadinin aşağı kısımla- yordu. Mircher’ye göre yolun bu kısmı bir rına doğru iniyor, ancak buralarda yolda birliğin kamp yapmasına uygun imkânlara büyük gedikler ve toprak kaymaları görü- sahipti.97 lüyordu. Burada Sobran Köprüsü ile yol de- renin sağ yakasına geçtikten sonra suyun Bu kısımda yolun devam ettiği vadi, etrafta kenarından devam eden yolda büyük gedik- yer alan kayalıklar nedeniyle daralarak de- ler ortaya çıkıyordu. Yolun karşısında Hacı vam ediyordu. Bu kısımda yolda toprak Süleyman Hanı’na, ileride ise Han Murad’a kaymaları nedeniyle zor geçitler ortaya çı- ulaşılıyordu. Bu hanın ilerisinde yol taş bir kıyordu. Yol, harabe halinde bir taş köprü, köprü vasıtası ile sol yakaya geçiyordu. He- Muşta Köprüsü’nün yukarılarından devam men ilerde Erzincan yolu, sağ tarafta kalan ederek alçak kısımlarda bazen suyun işga- vadi üzerindeki bir köprünün karşısında line uğruyordu. Bundan dolayı sudan geç- yer almaktaydı. Daha ilerde yol, sol taraf- menin zor olduğu yerlerde kayalıklardan tan gelen bir dere tarafından kesiliyordu. ilerlemek zorunda kalınıyordu. Tekke’ye

------97 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 10-a; 10- 98 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 11-a; 11-b. b. 67 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu

Yol oldukça sarp bir kayalık tepenin etra- zemini daha kuruydu. Yolun sağ tarafı so- fından dolanıyordu. Bu kayalığın tepesinde luna göre oldukça kayalıktı. Buranın ol- eski bir kalenin kalıntıları vardı. Bu kaleye dukça ilerisinde Balahor Ovası yer almak- Kuş Kalesi (Keçi Kalesi) deniyordu. Bu şe- tadır. Balahor Ovası’na yükseklerden gelen kilde çok farklılık göstermeden çok fazla başka bir yol ile de ulaşmak mümkündü. bir kaynak sunmayan Geçit Han’a kadar Bir vadinin dibinde yer alan Balahor, Müs- devam eden yol bu şekilde Güvercinlik Va- lüman ve Ermenilere ev sahipliği yapmak- disi’ne doğru dik yamaçlardan ilerleyerek taydı. Balahor pek çok kaynağın bulunabi- devam ediyordu. Geçit Han’da bir nalbant, leceği bir yerdi. Burada araba da bulun- bir değirmen ve birkaç ağaç görünmek- maktaydı.102 Mircher’nin Balahor’a dair iz- teydi. Karşı tarafta ise Hacı Hasan Köyü lenimleri şu şekildedir:103 vardı.99 “Balahor’da evler oldukça geniş bir yerle- Yol üzerindeki diğer bir önemli nokta Gü- şim sunmaktadır. Burada evler sağlam ve vercinlik’ti. Sola doğru giden yol buradan zarif bir çatı ile örtülen bir yapıdadır. Bu- güzergâhını değiştirerek sağa doğru dönü- rada çatılar Maden Han’da tarif edilenler- yordu. Yol bu iki vadi arasında iyi durum- den farklı bir tarzda yapılmıştır. Burada daydı; ancak daha sonra mevsimin bu dö- büyük kerestelerin yan yana getirilmesiyle neminde oldukça çamurlu bir hale gelmek- oluşan çatı yerini daha küçük birbirini des- teydi. Bundan dolayı pek çok noktada geçil- tekleyen ve piramit biçiminde yükselen, te- mesi zor yerler vardı. Bu tarafta yoldan ge- pesinde de penceresi olan bir çatı örtüsü çişleri zor yapan çamurlu araziydi.100 Deve vardır. Bu örtü sisteminde de toprak kulla- Han’da tek bir yapıydı. İleride iki dere yolu nılır, bu evlerin ortasında bir kubbe bulu- kesiyordu, bu derelerin ilkinin sağında yol, nur. Bir ailenin evi bu şekilde birkaç yapı- Yaz yolu ile birleşiyordu. Bu kısımda yol nın bir araya gelmesiyle oluşur. Bunların bataklık bir arazi üzerinden devam ettiği birine yerleşilir, diğeri ahır ve üçüncü de için geçilmesi zor yerler ortaya çıkarı- kışlık malzemelerin saklandığı yer olarak yordu. Daha sonra yükseklerinde Kaderuk kullanılır. Çeprenot Suyu taş bir köprü, Se- Köyü’nün kurulduğu kayalık bir yükselti- yid Köprü vasıtasıyla geçilir. Bu köprü 200 nin etrafından dolanan yol vadinin alt kı- metresi şose olarak yapılmış bir bataklık sımlarından uzaklaştıkça daha iyi bir hale araziye doğru uzanır. Çeprenot Suyu’ndan gelmeye başlıyordu. Sola doğru kıvrılan yol yazın arabalar geçebilir; Burada yapılan nehirden uzaklaşarak devam ediyor ve Ba- şose çok geniş değildir. Bu şose yol yakın lahor’a (Akşar) doğru ilerliyordu.101 Yarım zamanda yapılmış bir yol olsa da burada su saat uzaklıkta yer alır Çaltı Köyü bazı kay- taşmasından kaynaklanan gedikler görül- naklar sunabiliyordu. Köy civarında ekili mektedir. Bundan dolayı bu gedikleri bir araziler vardı; ancak ovada ve kenarda ka- an önce tamir etmek gerekmektedir”. lan yerlerde ekili değildi. Bu taraflarda Balahordan çıkarak Çeprenot Suyu’nu ge- arazi otlak olarak kullanılıyordu. Ormanlık çen yol daha sonra oldukça dik bir sırta alanın olmadığı bu civarda Deve Hanı’nın doğru yükseliyor ve buradan bir zirveye çı- ötesinde vadi daralmaya ve yol zemini ku- kıyordu. Sonra zemini çamurlu geniş bir rumaya başlıyordu. Deve Hanı’nın ileri- ovaya inen yol pek çok defa alçalıp yükse- sinde yol Yaz Yolu ile birleşiyordu. Kaderak lerek ilerleyerek bir Ermeni köyü olan Köyü bazı kaynaklar sunuyordu. Vadinin Ergi’ye ulaşıyordu. Yolun bu son kısmı ol- aşağılarında bir kaç tarla ve değirmenler dukça vadilikti. Yol Ergi’nin kurulmuş ol- vardı; ancak vadinin önemli bir kısmı otlak duğu tepeliğin etrafından dolanarak bir olarak ayrılmış durumdaydı. Burada ırmak

------99 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 12-a; 12- 102 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 13-b. b. 103 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 13-a; 13- 100 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 13-a. b. 101 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 13-a. Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 68 kez daha alçalır ve burada düz bir yolla bir- varan Paskeviç ordunun ihtiyaçlarını gi- leşiyordu. Bu kısmında yol çamurluydu ve dermişti.106 yolu düzeltmek için etrafta gerekli mal- Yolun en önemli duraklarından biri ise zeme de yoktu. İleride Kardova Suyu yolu Bayburt’tu. Eyaletin başlıca şehirlerinden kesiyordu; bunun yanında etrafta yazın ku- biri olan Bayburt’ta yol şehrin girişinde Ço- ruyan küçük su akıntıları vardı. Yolu bu şe- ruh Nehri’ni ayaklı bir taş köprü ile geçi- kilde tarif eden Mircher, yolun bu kısmının yordu. Köprünün platformu taş döşeli ol- ağaçsız yerler olduğunu, etrafta sadece köy masına rağmen köprü ahşap ile desteklen- civarında birkaç ekili bahçenin olduğunu; miş durumdaydı. Altı yıl kadar önce yapıl- etrafın otlak alanlar ve civarda köylüler ta- mış olsa da köprüde yapılması gereken ta- rafından işletilen taş ocağı olduğunu belirt- miratlar vardı. Şehrin çıkışında yol Ço- mektedir. Arazi az eğimli olmasına rağmen ruh’un sağ tarafına geçmekteydi. Mircher, çıplaktı. Ayrıca vadinin tüm aşağı kısımları Bayburt ve kalesi hakkında detaylı bilgiler kışı takip eden kar erimeleri dönemde ba- vermiştir:107 taklık hali gelen yerlerdi.104 “Bayburt şehri Çoruh Nehri’nin orta çıkar- Yol Zakzık (Yolaltı Köyü) Köyü’nde üze- dığı vadilerde yer alan geçitlerde ve dağın rinde taş bir köprüden geçerek kayalık Ka- sırtında kuruludur. 800 hanedir. Bunların yışkıran tepelerinin etrafından dolanı- 600’ü Müslüman, 200’ü Hristiyanlara ait- yordu. Kayışkıran’ın sağ tarafında aynı tir. Bayburt’ta her biri 100-500 at barındı- adla anılan bir dere vardı. Yol Kayışkıran rabilecek otuza yakın han vardır. Bunların Deresi’ni aşmak üzere hafif yükseltiye çıkı- pek çoğu şu sıralar Bayburt’ta olan birlik- yordu. Bu tarafta yolun sol tarafında çok iyi ler tarafından kullanılmaktadır. Hiçbir ti- akan bir çeşme vardı. Daha sonra hafif te- careti ve üretimi olmayan Bayburt’un çar- pelik üzerinden vadilik bir geçişten sonra şısından geçen kervanlar ile kurmuş ol- aşağıya doğru iniyordu. Bu tepenin etekle- duğu az bir münasebeti vardır. Evlerinin rinde yol Pentzele Çayı tarafından kesili- büyük bir kısmı taştandır ve içlerinde ol- yordu. Burası su kaynakları açısından zen- dukça güzel olanları da vardır. Terasları- gindi ve su yazın bile akmaya devam edi- nın üzerine yükselen bacalarının dışında yordu. Yol daha sonra Bayburt yoluna ulaş- yapıları, yükseklikleri itibarı ile bizim nö- mak için yönünü değiştirerek sol tarafa yö- betçi kulübelerine çok benzerler ve oldukça neliyordu. Pentzele Çayı’nı geçtikten sonra tuhaf bir görünüm sunarlar. Burada sadece dik kayalık bir dağın yamaçlarından ilerle- çok az manda eti, çok az sebze bulunur. yerek biraz daha düzleşiyor ve bu kısmında Odun burada pahalı ve nadirdir. Odun için zor parkurlar ortaya çıkarıyordu.105 Bu iz- 2-3 fersah uzaklıktaki dağlara gitmek gere- lenimleri aktararak Bayburt’a doğru ilerle- kir. Bir eşek yükü odun 1 frank 20 santime yen Mircher, yoldaki çamurluk kesimlerin mal olmaktadır. Burada 5 cami 4 kilise var- sadece birkaç gün önce kuruduğunu, vadi- dır.” lerde boyları bir metreye kadar ulaşan ça- yırlıkların olduğunu belirtmektedir. Bu- Bayburt’a gelen her yabancı gibi Mircher raya ilişkin olarak aktardığı bir diğer detay de Bayburt Kalesi’nden özellikle bahsetme da Rusların 1829’da Bayburt’un işgal ettik- gereği duymuştur. Mircher’nin kaleye dair ten sonra Lazistan’dan gelen birlikler ile izlenimleri şu şekildedir: yolun sol tarafında kalan ovada çatışmış ol- “Bayburt bir zamanlar kuzey taraftan ka- duklarıydı. Buna göre Ruslar bu çatışma- yalık ve sarp bir tepe üzerine kurulmuş ge- dan sonra şehre çekilmek zorunda kalmış- niş bir kale ile korunuyordu. Bu kale aynı lar; ancak Erzurum’dan sonra birkaç gün zamanda şehre hâkim bir konumdaydı ve içinde Bayburt’a önemli bir askeri güç ile 150 haneye ev sahipliği yapıyordu. 1829’da ------104 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 14-a; 14- 106 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 15-b. b. 107 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 15-b;16- 105 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 15-a. b. 69 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu

Bayburt’u işgal eden Ruslar şehirden ayrı- bahçe vardı. Bu tarafta çok az bir kısım iş- lırken sadece kaleyi değil içindeki evleri de lenmekteydi; arazinin önemli bir kısmı ot- tamamen tahrip ettiler. O zamandan beri laktı.109 Yolun devamında, sol tarafta Aksu bugün de kale hiçbir ehemmiyet arz etme- Deresi’ni geçiyordu. Bu dere Bayburt değir- mektedir. Kalenin surları oldukça kısa per- menlerinin de su kaynağıydı. Bu kısımda deduvarlardan oluşmaktadır. Bu perde- yolun durumu iyiydi. Yolun sağ tarafında duvar kenarlarda yer alan yuvarlak kuleler Kara Abdal Vadisi bulunuyordu. İlerde ile birbirinden ayrılır. Duvarların üst kı- Maçuk Dere mevkiinde nehir büyük bir ba- sımları şüphesiz eski zamanlarda atış yap- taklık oluşturmaktaydı. Bu kısımda dere mak için kesilmiştir. Surlar değişik zaman- yolun önemli bir kısmını götürdüğü için larda tamir edilmiştir. Duvarların pek çok geçmek için kayalık bir kısmı aşmak gere- kısmında ne çimento ne de sönmüş kireç kiyordu. Bu şekilde bir saatlik zor bir yol- görülmektedir. Kalenin girişinde üzerinde dan sonra Kes Suyu ile karşılaşılıyor, sol aslan ve kaplan olan bir kabartma görülür. tarafta ise Kes Köyü’ne giden bir yol bulu- Bu Persler tarafından pek çok yerde çokça nuyordu. Yüksekte yer alan Kesköprü ilde kullanılan bir amblemdir. Burada aynı za- devam eden yolun ilerisinde Kes Han adlı manda bir kitabe de vardır; ancak bu ki- bir han vardı. İlerde Kumdere, vadinin sağ tabe şimdilerde okunamaz durumdadır. Bu tarafında ise on haneli Maden Köyü bulun- kalenin bir zamanlar yuvarlak bir dış yolu maktaydı. Bir zamanlar buralarda maden vardı. Bu yolun ilk atış yapma yeriydi. Yo- çıkarılmaktaydı. İlerde Maden Han’ın ya- lun iç kısmında aşağıya doğru inerken 180 nından geçen yol sağ tarafta Dilenci De- adım uzunluğunda kayalıklara oyulmuş iki resi’nin ağız kısmını geçtikten sonra vadi- merdiven bulunmaktadır. Bu merdivenlere nin karşısına ahşaptan yapılmış Hacı Bali suluk denir. Kalenin iç kısmında da otuz Köprüsü ile geçmekteydi.110 kadar sarnıç vardır; ancak bunların kötü Nosum ve Laderan derelerini aşan yol bu- yapıldığı ve su ihtiva etmedikleri söylendi. rada heyelanlardan dolayı zor geçitler ile Kalede 50 metre uzunluğunda 35 m geniş- karşı karşıya kalıyordu. Burada bazı yerler liğinde bir kilise vardır. Bu alanda böyle- tamir edilmişti. İleride yolun yüz metrelik sine büyük bir kalenin yapımı için büyük bir kısmı ise tamamen sular altındaydı. Yo- miktarda malzeme ve büyük bir çaba ge- lun bu kısmında, Çoruh’un sağ yakasında rekmiş olmalı.”108 bir saat mesafede otuz kadar hanesi olan 2.3. Bayburt-Erzurum Arası Mosum Köyü vardı. Buranın sakinleri Ço- ruh vadisinde ziraatla uğraşmaktaydılar. Mircher Bayburt şehri ve kalesi hakkında Daha ileride vadi bir kez daha daralmaya bu incelemelerden sonra Erzurum istika- başlıyor, sonra genişliyordu. Nehrin pek metinde yoluna ve incelemelerine devam çok dolambaç yaptığı bu kısımda yolun ze- etti. Buna göre; yol şehrin çıkışında Ço- mini de genişlemeye başlıyordu. Sol tarafta ruh’un sol tarafına geçiyordu. Fakat nehrin kalan dağlar Masat Dağı’nın merhalelerini sağ tarafında yazları ihtiva ettiği bol otlak- ortaya çıkarmaktaydı. Bu yakada kalan ları nedeniyle kervanlar tarafından kulla- dağlarda Helvaköy adlı bir köy vardı. 30 nılan bir başka yol daha vardı. Ancak bu yol Türk hanesinden oluşan bu köy nehre bir kışları bataklık haline geldiği için ulaşıma saat uzaklıktaydı. Biraz daha ilerde otuz elverişli değildi. Şehrin aşağılarında kalan kadar evi olan ve bir Türk köyü olan Masat Çoruh Nehri oldukça genişti. Bu dönemde Köyü bulunuyordu. Çoruh üzerinde inşa vadinin tüm alt kısımlarını sular altın- edilen ayakları taştan olan ahşap bir köprü, daydı. Çok yüksek olmayan vadinin yük- köy ile Masat Han arasındaki bağlantıyı sekleri ise çıplaktı. Şehrin çıkışında, nehrin kenarında kavak ağaçlarının olduğu birkaç ------108 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 16-b. 110 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 17-a;17- 109 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 16-b;17- b. b. Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 70 sağlıyordu. Masat Han, Çoruh’un sol tara- küçük bir geçitten ilerliyordu. Yol üzerinde fında kalan küçük bir vadi olan Yayla bulunan Akmezar’dan itibaren arazi değiş- Dere’nin sağ tarafındaydı. Yol buradan Ya- meye başlıyordu. Yol Boyadere Köp- nakköprü’ye kadar devam ediyordu. Mirc- rüsü’nden itibaren yükseldiği vadinin kar- her burada bu köprünün kötü durumundan şısında küçük bir vadiye doğru alçalmaya dolayı yolun sol tarafına geçmiş ve bu şe- başlıyor, daha sonra üzerinde taş bir köprü kilde ilerlemişti. Masat dağlarının etekle- olan bir dere ile kesiliyordu. Yönünü değiş- rinden dolanan yol, suyun ulaşmadığı kı- tirerek dar bir boğaza, Eşuk Dere’ye girdik- sımlarda iyi durumdaydı ve arabaların ge- ten sonra ahşaptan yapılmış kötü bir köprü çişine de uygundu. Daha sonra yol Ça- olan Eşuk Köprü üzerinden sol tarafa geçi- yırsu’yu, ilerde de Keçi Deresi’ni geçi- yordu. Daha ilerde bir kez daha yönünü de- yordu; sonra tamamen sular altında kalan ğiştirerek yakın zamanda yapılan Nakışlı bir güzergâh izleyerek ilerliyordu. Biraz Köprüsü’nden sağ yakaya geçiyordu. Daha daha ilerde yükselen yolun inişi çok sert sonra sağ yakadan devam ederek ilerleyen değildi. Daha sonra, sırtın yakınlarında yolun geçtiği boğaz özellikle Nakışlı Köprü Masat Köyüne giden yol başlıyordu.111 yakınlarında daralmaktaydı. Bazen yağan kardan bazen de gelen çığlardan dolayı kış Yanak Köprü, vadinin daraldığı ve nehrin zamanlarında bu köprü neredeyse görün- çamurlu olmadığı bir yerde kurulmuştu. mez oluyordu. Bundan dolayı yol ulaşıma Yol daha sonra Çoruh’a akan Ekşi Elma tamamen kapanıyordu.113 Suyu’nun (Tohman Çayı) sol tarafına çık- mak üzere sağa doğru yöneliyordu. Yol Yol pek çok küçük dereciği kestikten sonra daha sonra vadinin aşağılarından ilerliyor; Günepe adında küçük bir vadinin yüksekle- ancak bu kısımda yolun bir parçası suyun rine ulaşıyordu. Buradan sağ yakaya doğru altında kalıyordu. Bundan dolayı yılın bu yöneldikten sonra Zazan Dere denilen bir döneminde oldukça dik bir tepelik olan dere ile karşılaşıyordu. Bu dere üzerinde Taşlı Dağ’ı tırmanmak gerekmekteydi. Tır- yer alan köprü tahrip olmuştu. Zazan Han manışın zirvesinde Taşlı Hane’ye varılıyor geçen yol ırmak geçidini aştıktan sonra ve yol buradan sonra biraz daha alçak bir Yapraklısu Vadisine giriyordu. Bu küçük hat boyunca devam ediyordu. Bir sene önce vadi boyunca yol her yerde bataklık ve ça- yolun bu kısmı eşkıyalar tarafından işgal murluktu. Yol daha sonra sol yakada yer edilmişti. Bundan dolayı burası yalnız se- alan yükseltilerin eteklerinden yukarı yahat eden yolcular için oldukça tehlike- doğru çıkıyordu. Bu tepeler Koşapınar liydi. Taşlı Hane’nin yanında buradan ge- Dağı’nın tepelerinden biriydi. Yol bir dizi çerken öldürülen 25 kişinin mezarları tepenin üzerinde alçalıp yükselerek kıv- vardı. Taşlı Hane’den ileride yolun bu rımlı bir güzergâh izliyor, daha sonra baş- kısmı iyi durumdaydı. İlerde Ekşi Elma lıca dağ silsilesine doğru tırmanmaya baş- Hanları’nı geçen yol suyun kenarından, ça- lıyordu. Önce sert bir sırttan ilerleyerek murlu bir araziden ve yüksek bir kayalığın daha sonra düzleşmeye başlıyordu. Buraya etrafından ilerliyordu. Bu kısımda yolun ulaştığında sola doğru yönünü değiştiriyor durumu oldukça kötüydü.112 ve dağın eteğinde yer alan bir tepeyi aşarak zirveye ulaşıyor ve ileride bu tepenin üze- Ekşi Elma Hanları’ndan sonra yol Bayat- rinden alçalmaya başlıyordu.114 Mirc- dere Köprüsü’nü geçiyor, derenin sağ yaka- her’nin yolun en tehlikeli geçitlerinden biri sında, daha sonra küçük enlemesine vadiye olan Koşapınar’a dair izlenimleri şu şekil- girmek üzere sola doğru yönünü değiştiri- dedir:115 yordu. Burada yol köylerin içinden geçse de yolun zemini çamurluydu. Yol daha sonra ------111 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 18-a;18- 113 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 19-a;19- b. b. 112 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 19-a;19- 114 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 20-a. b. 115 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 20-b. 71 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu

“Koşapınar Geçidi yılın büyük bir kısmında ğılarda kar olduğu zaman buralardan geç- tehlikeli bir yerdir. Kışın 15-20 gün bo- mek daha kolaydı. İkinci yol ise Kardariş yunca şiddetli tipilerden dolayı geçilmesi Yolu’ydu. Bu yol Akdağ’ın eteklerini dola- imkânsız hale gelir. Tepelerden vadilerin narak ilerliyor ve bir önceki yola göre daha aşağılarına doğru kar yığınları sürükle- kolay bir parkur ortaya çıkarıyordu; ancak mektedir. Yolcuların buradan geçişi ol- 1,5 saat daha uzundu.117 dukça tehlikeli bir hale gelir ve yolcular bu- Yol daha sonra zemini çamurluk olan Me- rada zayıf bir şekilde yok olurlar. Kervan- zere Suyu’nun olduğu vadiye iniyordu. Bu lar da bu hazin sonu yaşarlar. Bu mevsimde zeminde yol Mezere Dağı’nın yakınların- büyük kar kütleleri yolun gidişatını kesin- daki tepelere çıkıyor, pek çok vadiyi geçtik- tiye uğratır. Kar yağdığı zaman dağa doğru ten sonra Güleren Köyü’nü sağda bırakarak tırmanılamaz, karın erimesi ve havaların Zivantaş’tan gelen bir dereyi geçiyordu. ısınması beklenir. Bu zamanlarda yolun Zivantaş’ın başında olduğu bir tepeliğe her iki tarafında bekleyen kervanlar tersi doğru yükselen yol alçalmaya başlıyor, yo- yöne doğru tırmanırlar. Kervanlar müm- lun karşısına ileride solda küçük bir dere, kün olduğunca sırtlardan ilerlemeye ve gö- daha sonra sarp bir kaya ve hafif bir sırt rünmez uçurumlara düşmemeye çalışsalar çıkıyordu.118 Yol üzerinde Köse adlı yerde da katırcıların dikkatine karşın burada pek üç güzel su kaynağı vardı. Daha sonra çok kaza ortaya çıkar. Karşımıza çıkan is- yolda, vadinin sağ tarafına doğru zorluklar keletler bu hazin sona dair örnekler sergi- ortaya çıkmaya başlıyordu. Yolun gü- lemektedir.116 Koşapınar’ı 13 Mayıs’ta eri- zergâhı buradan sağa doğru dönüyor, Ak- yen kalın bir kar örtüsü varken geçtik. Bu dağ dağ sıralarını oluşturan tepelerin etra- karın bir ay daha burada kalacağı görül- fından dolanıyordu. Yol burada iyi durum- mektedir. Kar Eylül ayının başlarında tek- daydı, sadece bazı yerlerde toprak kayma- rar yağmaya başlayacaktır. Etrafta olan ları vardı. Yol daha sonra sırttan aşağıya bazı yerlerde de karlı bölgeler vardır”. Civan Köprü’ye doğru iniyor ve bu köprü Sırtlar üzerinden geçerken Koşapınar’dan Serçeşme Suyu’nunun üzerinden geçi- gelen bir dere, Koşapınar Çayı geçiliyordu. yordu.119 Civan Köyü, Serçeşme Deresi’nin Yazın burada su bulunmuyor, kışın ise yo- sol tarafındaydı. Akdağ Yolu, güzergâhı lun zemini çamurlu oluyordu. Yol buradan Bey Mansur Köyü’ne götürmekteydi. Bu tatlı bir sırt boyunca yükseliyor, karşın ta- köy 30 haneli bir Türk köyüydü. Köprüye rafta yer alan tepelikte Koşapınar Köyü yer ve burada yer alan geçide 3 kilometre uzak- alıyordu. Koşapınar büyük bir hanı olan lıkta olan köy Serçeşme Deresi’nin sağında önemli bir köydü. Burada ve civarda kamp kalıyordu. Bu geçit de güvenli değildi; zira yapılabilirdi; ancak buraya yakacak getir- burada her yıl kazalar oluyordu. Serçeşme mek gerekliydi. Mircher Koşapınar’dan ta- Vadisi ise oldukça açıktı.120 kip edilecek üç farklı yol olduğunu belirt- Civan Köprü’den devam eden yol sol tarafa mektedir. Mircher ve maiyeti Güleren geçerek ilerliyor, daha sonra oldukça dik Yolu’nu takip etmiştir. Derenin yükseldiği bir tepeden geniş Erzurum platosuna ulaşı- zaman gidilecek yol buydu. Bu yol Civan yordu. Yol üzerinde solda bir çeşme ve 20 Köprü’den geçen yoldu. Diğer iki yola ise atlık bir su yalağı vardı. Yüksek bir platoya Serçeşme Suyu üzerinden ulaşılmaktaydı. ulaşan ve zemini topraktan olan yol, sola Bunların ilki Akdağ Yolu’ydu. Bu yol Güle- doğru yönünü değiştiriyor, ekili arazilerin ren yoluna göre yarım saat daha az kısaydı içinden Tophan Ova’yı kat ediyordu. Belli ve sırtlardan geçerek ilerliyordu. Kışın aşa- belirsiz alçalıp yükselen tepelerin arasında yazları kuruyan ve kar erimeleri ile oluşan ------116 Erzurum Valisi Arif Paşa da yolun bu kısmında “iki 117 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 21-b. yüz araba ile kaldırılacak kadar hayvan ve insan ke- 118 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 21-a. miği görüldüğünü” belirtmekteydi. Bkz. Tozlu, 2002: 119 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 22-a. 186. 120 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 22-b. Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 72 dereler akıyordu. Havaların iyi olduğu za- üzerinde durduğu husus yolun ticari öne- manlarda bu ova kolaylıkla geçilebiliyor; midir. Senede 80 bin yük hayvanının kul- ancak kötü havalarda zorluklar ile karşıla- landığı bu yolun Avrupa-İran ticareti açı- şılıyordu. Bu kısımda toprak zeminli pek sından sahip olduğu öneme değinen Mirc- çok yol vardı. Bunların önemlilerinden biri her bunun dışında, yolun ülkenin iç kısım- de hemen sağda yer alan Poçik Yolu’ydu. Bu larını sahile bağlayan ana yol olması itiba- yol daha kısaydı; ancak kötü bir köprüden rıyla da stratejik olduğunu belirtmektedir. geçiyordu. Mircher yoldan geçtikleri za- Ancak Fransız Yüzbaşıyı şaşırtan nokta ise manda bu yolun kullanılamaz bir durumda bu ehemmiyete ve güzergâhından kaynak- olduğunu kaydetmektedir.121 lanan zorluklara karşın yolda hiçbir şeyin yapılmamış olması ve yolun düzenli bir ba- Yolun sağ tarafta üç kilometre mesafede kım görmemesiydi. Bu şartlar altında yol Potnik Köyü; solda ise 3, 4, 5 kilometre me- sadece katırların kullanımına uygundu. safelerde ise Emircik, Arinker, Salatsou, Yolu araba ulaşımına uygun hale getirmek Esevank ve Ebulhindi köylerini geçiyordu. için güzergâhındaki pek çok yeri düzenle- Bu köyler Müslümanlar ve Hristiyanlar ta- mek ve mevcut uzunluğunun üçte ikisinden rafından meskûndu. Ebulhindi Köyü 25 ha- fazla bir kısmı onarmak, genişletmek ve ni- neydi ve bunların 14’ü Müslüman 11’i Hris- hayetinde pek çok yeni yapı ve tamirat yap- tiyan hanesiydi. Bu köylerde çeşmeler, mak gerekmekteydi. Ancak Mircher yolun ahırlar ve birkaç ağaç bulunuyordu. Karaz araba ulaşımına uygun hale getirilmesini o Köyü 30 haneliydi. Burada çeşmeler, su ya- dönem için “çok acil” olarak görmez. Zira lakları ve kuyu vardır. Yol daha sonra Fı- bu büyük beklentiler “Osmanlı hükümeti- rat’ın kaynaklarından biri olan Karasu’ya nin gerçekleştiremeyeceği türden” şeylerdi. ulaşıyordu. Bu su üzerinde taştan bir köprü Bunun yanında, yoldaki mevcut ulaşım sis- vardı. Buraya uzun bir toprak yoldan ulaşı- teminin değiştirilmesi gündeme gelme- lıyordu. Bu tarafta nehre yakın bataklıklar mişti. Bundan dolayı, “yola yeni bir gü- vardı. Kaldırım döşeli bir başka yol ise köp- zergâh veya demiryolu gibi bir radikal çö- rüye doğru ilerliyordu. Nehrin yatağına ya- züm için henüz erken olduğunu, zira böy- kın yerlerde bu yolun kenarları da çamur- lesi radikal bir beklentinin Türk hükümeti- luydu. Buradan itibaren Erzurum’a kadar nin karakterini tanımamak anlamına gele- yolun durumu oldukça iyiydi. Yol üzerinde ceği” eleştirisini yapan Mircher bu amaca 200 haneli Kan Köyü geçildikten sonra eya- “kaide-i tedric” usulüne göre yavaş yavaş letin ve Anadolu Ordusu seraskerinin ika- ulaşmak gerektiğini vurgulamıştır.124 Mirc- met merkezi olan Erzurum’a giriliyordu.122 her yolda yapılacak tamiratlardan elde edi- Yola ilişkin bu detaylardan sonra Mircher, lecek faydanın daha radikal yeniliklerin burada Erzurum ile ilgili daha fazla detaya önünü açmanın aracı olacağını ifade ede- girmeyerek Erzurum civarı hakkında, yaz- rek şimdilik mevcut yolun, çok fazla mali- mış olduğu özel rapora bakılması yönünde yet ve emek harcanmadan kervan yolu not düşmüştür.123 özelliğini muhafaza ederek düzeltilmesinin 3. Mircher’nin Yol Üzerine Genel Düşün- makul olduğunu belirtmektedir. Buna yö- celeri nelik kaynak olarak da Mircher yoldan ge- çiş ücreti olarak alınacak bir verginin yol Mircher, 63 saat 49 dakika ve 340,490 ki- masraflarının bir kısmını karşılayabilece- lometre olarak hesapladığı Trabzon-Erzu- ğini, aynı şekilde konaklama ücret ve süre- rum yolunun güzergâhına dair bu uzun ve lerinden, diğer masraflardan ve özellikle detaylı bilgilerden sonra kısa da olsa yola dair bazı tespitler yapmıştır. İlk olarak

------121 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 22-a;22- 123 Mircher Erzurum civarı hakkında ayrı bir rapor b. yazmıştır. Bkz. AMAE, CADC, MD, Turquie, 57. “Rap- 122 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 23-a;23- port sur la ville d’Erzeroum” b. 124 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 24. 73 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu de hayvanlar üzerinden yapılan tefecilik- Ulaşım altyapısına dair bu tespitleri yapan ten elde edilecek tasarruf ile masrafların Mircher, yol boyunca bulunabilecek kay- karşılanabileceğini belirtmektedir.125 nakların oldukça sınırlı ve çok pahalı oldu- ğunu da belirtmektedir. Özellikle Avrupalı- Oldukça detaylı olarak incelediği ve harita- ların ihtiyaçları açısından değerlendirme sını yaptığı yolun güzergâhı konusunda ise yapan Mircher, yol boyunca hiçbir yerde Mircher, yolun güzergâhının direkt bir gü- şarap bulunmadığını, Erzurum’da ise sa- zergâh olmadığını, özellikle de köprü vb. dece konsolosluklarda ve Kapuçin misyo- mimarı yapılardan kaçınmak için yolun va- nerlerde bulunabileceğini ifade etmekte- dilerden geçirilmesinin tercih edildiği tes- dir. Mircher’ye göre orman kaynakları açı- pitini yapmaktadır. Bu şekilde yol, bazen sından da yolun bir kısmında bolluk, diğer vadilerden, inişli çıkışlı tepelerden bazen kısmında kıtlık vardı. Yakacağın kıt olduğu de nehrin bir tarafından diğer tarafına ge- kısımda yakacak pahalıydı ve bundan do- çerek devam etmekteydi. Yolun tek bir hat layı yöre insanı hayvan atıklarından yapı- boyunca devam ettiği yerler çamurlu ova- lan tezekleri yakmaktaydı.127 Yolun geçtiği lar, Balahor’u Bayburt’tan ayıran kısımda başlıca kısımları Değirmendere Vadisi, Gü- bulunan ve Erzurum ovasındaki yerlerdi. müşhane ve Bayburt civarı ve Erzurum Bu bakımdan Mircher, kötü havalarda yol- Ovası olarak tarif eden Mircher yol bo- dan geçişlerin çok tehlikeli ve zor olduğu yunca müşahede ettiği bölge nüfusunun sa- yerleri Zigana ve Koşapınar olarak tespit dece ziraatla meşgul olduğunu, ziraatın ya- etmekte ve bu yerlerin özel bir çalışmayı pılmadığı yerlerin ulaşılması zor, çorak ve hak ettiklerini belirtmektedir. Buralarda terk edilmiş yerler olduğunu gözlemlemiş- çok fazla bir harcama yapmadan ve yolun tir. Toprağın işlendiği yerlerde arazi çok az rotasını değiştirmeden daha kolay bir geçiş bir çalışma ile bol ürün vermektedir; ancak elde edilebildiğini belirten Mircher yolun ürünlerin bir çıkış yolunun ve piyasasının geçtiği vadilerde yolların bazen vadilerin olmaması halkın ve kervanların ihtiyacı aşağılarında bazen de sırtlardan ilerledi- olan ürünlerin üretimini sınırlandırmakta- ğini; vadilerin aşağı kısımlarında yolda dır. 128 Mircher, bölge halkına yönelik tes- sıklıkla gedikler olduğunu, bazı yerlerde pitleri de vardı. Köy ve kasabalarda Müslü- yer kaymalarına ve bazı yerlerde de suyun, man ve Hıristiyanların karışık yaşadığını yolu aldığı kısımlar olduğunu görmüştür. belirten Mircher halkın yaşam düzeyine Bu tür yerlerde sık sık tırmanmak ve inmek ilişkin şu tespitlerde bulunmaktadır:129 gerekmekteydi. Bazen yol kenarlardan ke- silmekte, bundan dolayı buralarda geçişler “Müslümanların, Rumlar ve Ermenilere tehlikeli bir hal almaktaydı. Mircher, Bay- göre daha kötü koşullar altında yaşadığına burt civarındaki bataklıklarda yoldaki zor- işaret etmek gerekir. Bu, Rumlar ve Erme- luklar farklılaşmaya başladığını; havaların nilerin Müslümanlardan daha çalışkan ol- kötü olduğu zamanlarda buralardan ilerle- malarından ileri gelmektedir. Bunun bir menin çok zorlaştığını belirtmektedir. başka nedeni de Kırım Savaşı nedeniyle Mircher genel olarak köprülerin, hatta ya- Müslüman erkek nüfusta görülen azalma- kın zamanda yapılanların bile kötü du- dır. Türk köylerinde genç erkeklere rastla- rumda olduklarını müşahede etmiştir. Aynı mak neredeyse imkânsızdır. Bunlar askere şekilde ırmak geçitleri de çok az yerde kul- alınmış oldukları için yaşlılar tarlalarda lanılabilir bir durumdaydı.126 kadınlar ile çalışmak zorunda kalmaktadır- lar. Hıristiyan ailelerde ise tersine, çok sa- yıda çocuk ve genç bulunmaktadır. Onlar ------125 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 25. social du population de l’Anatolie Septentrionale” adlı 126 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 25. bölümde daha ayrıntılı bilgiler vermektedir. AMAE, 127 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 26. CADN, Constantinople, Ambassade, Série E, 731, Mirc- 128 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 26. her’den Fransız Elçiliğine, İstanbul, 21 Ağustos 1856. 129 Route d’hiver de Trébizonde à Erzeroum: 26; Bu konuda Mircher 21 Ağustos tarihli raporunda “Etat Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 74 arasında iş gücü eksikliği çekilmemekte- Sonuç dir”. Giriş kısmında da belirtildiği üzere, Mirc- Mircher 2 Haziran’da Erzurum’da kaleme her’nin bu çalışmaya konu olan raporu almış olduğu bu uzun raporunu bu kısa de- kapsamlı bir misyonun başlangıç devre- ğerlendirmeler ile bitirmektedir. Ancak sinde yapılan bir inceleme sonucu ortaya Fransız yüzbaşının bu tespitlerini diğer ra- çıkmıştı. Fransız arşiv belgelerine göre Os- porlarında biraz daha genişlettiği görül- manlı-Rus sınırında incelemeler yapmak mektedir. 21 Ağustos’ta İstanbul’a döndük- ve Kuzey Anadolu’nun askeri durumunu in- ten sonra Kuzey Anadolu’nun askeri du- celemek; Osmanlı belgelerinde ise bazı yer- rumu, sosyal yapısı, coğrafyası, ulaşımı ve lerin haritasını yapmak ve yolların duru- idaresi hakkında yazdığı bir başka uzun ra- munu müşahede etmek şeklinde ifade edi- porda hem bölgede yaşayan Müslim-gayri- len Mircher’nin misyonu aslında Osmanlı müslim nüfus hakkında tespitler yapmış Devleti ve Fransa’nın müşterek görevlen- hem de konumuz açısından ulaşım mesele- dirmesi ile ortaya çıkmıştı. Bu çalışmanın sine bir kez daha değinmiştir. Görevi sıra- konusu açısından bakıldığında; Mirc- sında inceleyerek haritasını yaptıkları Yaz her’nin Trabzon-Erzurum yoluna dair gö- Yolu’nun yılın sadece üç dört ayında kulla- revi, Trabzon-Erzurum yolunda yapılan ça- nılabilir olmasından dolayı kış yolu olarak lışmalara odaklanan mevcut literatür açı- tarif edilen yolun incelenerek tamir edil- sından şimdiye kadar üzerinde durulma- mesi, yakın zamanda yapılması planlanan; yan neticeler ortaya koymaktadır. Zira bu ancak uygunsuzluğu görülen çalışmaların konuyu inceleyen çalışmaların da göster- terk edilmesi gerektiğini belirtmektedir. diği gibi, Kırım Savaşı sonrasında bu yolda Mircher’ye göre Osmanlı hükümeti, transit çalışmaların başlangıcı olarak 1857 yılına ticaretin Rusya tarafına kaymasını istemi- işaret edilmektedir. Oysaki bu çalışmalar- yorsa bu yolu bir an evvel bitirmeliydi. De- dan evvel yolda ayrıntılı bir inceleme süre- miryolu konusunda ise daha önce erken ol- cinin söz konusu olduğu görülmektedir. Bu duğu tespitini yapan Mircher’ye göre bura- süreçte Mircher, Fransız hükümeti tarafın- larda yapılacak demiryolu “mühendislerin dan 1856’nın Mayıs ayında Trabzon-Erzu- Avrupa’da karşılaşmadığı zorluklar” ortaya rum yolunun haritasını yapmak ve bu yolu çıkaracak ve İran transit ticaretinin getir- incelemekle görevlendirilmişti. Bu bağ- diği kârdan çok daha fazla bir harcamaya lamda Mircher’nin yola ilişkin raporunun neden olacaktı.130 ve ayrıntılı haritasının Trabzon-Erzurum yolunun 1850’den başlayarak 1872’ye ka- Mircher yolun güvenliği konusunda da Os- dar devam eden tamir sürecinde önemli bir manlı hükümetinin tedbir alması gerekti- merhale teşkil ettiği söylenebilir. ğini, kervanlar ile seyahat etmenin güvenli olduğu bu yolda tali yolların hiç de güvenli Bir asker gözüyle Mircher’nin öncelikle olmadığını belirtmektedir. Mircher, son yapması gereken bu bölgeyi savunmakla olarak Anadolu Ordusu’nun takviye kuv- görevli bir ordunun iaşe ve asker ihtiyacını vetlerini ve ihtiyaç duyduğu malzemeleri karşılayacak olan yolların durumunu tespit bu yol vasıtası ile aldığını belirterek yolun etmek ve aynı zamanda yolun ulaşım altya- stratejik önemine de değinmekte ve Trab- pısı konusunda incelemeler yapmaktı. zon-Erzurum arasındaki bu askeri/ticari Mircher bu teftiş seyahatinde Trabzon’dan yolun bir an evvel, en azından düzeltilmesi Cevizlik-Zigana-Torul ve Gümüşhane üze- gerekliliğini dile getirmektedir.131 rinden giden kış yolundan; Bayburt’tan sonra ise Maden-Masat Deresi-Koşapınar

istikametinden devam eden yaz yolu/posta

------130 AMAE, CADN, Constantinople, Ambassade, Série E, 131 AMAE, CADN, Constantinople, Ambassade, Série E, 731, Mircher’den Fransız Elçiliğine, İstanbul, 21 Ağus- 731, Mircher’den Fransız Elçiliğine, İstanbul, 21 Ağus- tos 1856. tos 1856. 75 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu yolunu kullanmıştır. Mircher sadece Trab- akla gelebilir. Bu soruya yanıt vermek için zon-Erzurum yolunun Kış Yolu olarak bili- Kafkas Cephesi’nde Osmanlı Ordusu’nun nen güzergâhını incelemek ve haritasını çı- savaşın başından itibaren Ruslar karşısın- karmakla yetinmemiş, yolun başlangıç daki durumunu göz önüne almak ve Kars’ın noktası olan Trabzon ve bitiş noktası olan Rus ablukası altında olduğu bir dönemde Erzurum hakkında ayrıntılı çalışmalar da tüm cephenin içinde bulunduğu tehlikeyi hazırlamış; ayrıca Cevizlik-Karakaban- hatırlamak gerekir. Öyle ki savaşın başın- Taşköprü-Bayburt Yolunu, yani Bayburt- dan beri bölgedeki Fransız konsoloslar Os- Trabzon Yaz Yolu’nu da kat ederek harita- manlı ordusunun Ruslar karşısında fazla sını çıkarmıştır. Aynı şekilde misyonunun tutunamayacağı ve Kafkas Cephesi’nin Erzurum sonrasındaki güzergâhına dair müttefikler tarafından takviye edilmesi ge- haritalar da yapmıştı. rektiği çağrısında bulunmuşlardı. Her ne kadar savaş döneminde Kafkas Cep- Mircher’nin Trabzon-Erzurum Yolu’na dair hesi’nde Anadolu Ordusu, Avrupalı askeri bu ayrıntılı çalışması elbette denk geldiği uzmanların dışında bu şekilde bir takviye dönem açısından oldukça önemlidir. Kırım almış olmasa da bölgeye yönelik Rus tehli- Savaşı’nın hemen sonrasında yolun tamiri- kesinin boyutları görülmüş oldu. Bu bakım- nin tekrar gündeme geldiği bir ortamda dan, henüz Kırım’da olan General Pélis- Mircher’nin yola ilişkin tespitleri yolun ko- sier’nin, Osmanlı-Rus sınırını inceleme gö- şullarını bir kez daha ve oldukça ayrıntılı reviyle Anadolu’ya gönderdiği Mircher ve bir şekilde ortaya koymuştu. Mircher’nin maiyeti vasıtasıyla bölgeye dair kapsamlı bu yolda icra ettiği “tahkikat ve ameliyyatı incelemeler yaptırması ve detaylı haritalar Devleti Âlîyyece dahi faideli ve lazım şeyler” hazırlatması yeni çatışmaların çıkmasının olduğu için bu gözlemlerin yolda başlatıl- muhtemel olduğu bölgenin koşullarını tes- ması planlanan tamir süreci öncesinde pit etme amacını taşıdığı söylenebilir. önemli bir kaynak teşkil ettiği söylenebilir. Çünkü Mircher’nin raporu, yol boyunca karşılaşılan geçitler, köprüler, hanlar, köy- KAYNAKÇA leri kaydetmiş olması; yolun geçtiği ara- zide görülen değişimleri tarif etmesi, özel- A. Arşiv Belgeleri likle de geçişlerin zor ve tehlikeli olduğu I. Archives du ministère des Affaires noktaları, kısaca yolun tamirat gerektiren étrangères (AMAE) | Dışişleri Bakanlığı Ar- yerleri işaret etmesi bakımından önemli şivi, Fransa tespitler ortaya koymaktadır. Ancak Mirc- her, yolun tamirine ilişkin tespitlerinde a) Centre des Archives diplomatiques de Osmanlı Devleti’nin mali durumunu da dik- La Courneuve (CADC) kate alarak “yolun şimdilik kervan yolu ka- Mémoires et documents, Turquie, rakterini koruyacak şekilde” tamir edilme- Tome: 56, 57, 88. sinin oldukça elzem olduğunu belirtmekte- dir. Mircher’nin bu tespiti bile en azından b) Centre des Archives diplomatiques de uzun süredir bakım görmeyen yolun koşul- Nantes (CADN) larının ne derece kötüleştiğini ortaya koy- Archives des Postes Diplomatiques, maktadır. Elbette Mircher’nin bu teftişi yo- (APD), Constantinople (Ambassade), lun askerî açıdan incelenmesi demekti. Bu Série E: Guerre de Crimee, 731 (1855- şekilde Mircher yolda kamp yapılabilecek 1856) alanları ve buralardan elde edilebilecek imkânları tespit etmeye çalışmıştır. II. Service historique de la Défense (SHD) |Savunma Bakanlığı Arşivi (Fransa) Burada neden savaşın sona erdiği bir or- tamda Fransız Genelkurmayının Kuzey (à Vincennes), Guerre et Armée de Terre Anadolu’nun topografyasını veya askeri (GR), (GR M), Dépôt de la guerre, Ser- yapısını inceleme gereği duyduğu sorusu vice historique de l'Armée (1688-1945), Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 76

Mémoires et Reconnaissances - GR 1 M: Furia, Daniel, (2008), Le Général Mircher GR1M1479; GR1M622; GR1M838. (1820-1878), Paris: L’Harmattan. III. Devlet Arşivleri Başkanlığı, Osmanlı Ar- Goloğlu, Mahmut, (2013), Trabzon Tarihi şivi (BOA): (Fetihten Kurtuluşa Kadar), Trabzon: Se- rander Yayınları. Hariciye Nezâreti Mektubî Kalemi (HR. MKT.): 231/1, 29 B 1274/15 Mart 1858; http://www.geocities.ws/picasso2k/aca- demia/presidentes/yvesdelagoublaye/ge- Haritalar. HRT.h.: 1602-_11 neracionIV.html.(14.11.2019) İrade-Hariciye (İ. HR): 130/6616, 14 Ş Issawi, Charles (1971), The Economic His- 1272/20 Nisan 1856. tory of Iran 1800-1914, Chicago: The Uni- Sadâret Amedî Kalemi (A. AMD): 54/18, versity of Chicago Press. 29 C 1274/15 Ocak Kayam, S. Suna ve Ertuğrul Tokdemir, Sadâret Evrakı Mektubi Kalemi Nezâret (2011), “Savaşın Zayıf Halkası: Osmanlı ve Devâir (A. MKT. NZD): 193/84, 10 M Kara Ulaşımı 1853-1918”, Prof. Dr. Haydar 1273/10 Eylül 1856. Kazgan’a Armağan: Yakın Tarihimizin İkti- sadî Panoraması, Ed. E. Tokdemir, Ö. Gün- B. Diğer Kaynaklar çavdı, S.S. Kayam, Ankara: Türk Tarih Ku- Alkan, Necmettin, (2010), “Avrupalı Sey- rumu Yayınları, 2011, s. 113-138. yahların Tasvirlerinde Gümüşhane ve Çev- Kaleli, Hüseyin, (1998), XIX. Yüzyılda resi”, History Studies, II/1, 82-97. Trabzon’da Ulaştırma Ekonomisi, Yayınlan- Aygün, Necmettin, (2005), Onsekizinci mamış Doktora Tezi, İstanbul: Marmara Yüzyılda Trabzon’da Ticaret, İstanbul: Se- Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. rander Yayınları. Keleş, Erdoğan, (2009), Osmanlı, İngiltere Badem, Candan, (2017), Kırım Savaşı ve ve Fransa ilişkileri Bağlamında Kırım Sa- Osmanlılar, çev. Eşref Bengi Özbilen, İstan- vaşı, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara: bul: İş Bankası Kültür Yayınları. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti- tüsü. Blau, Otto, (1858), Commercielle Zustände Persiens: aus den Erfahrungen einer Reise Kuruca, Nazım, (2003), 19. Yüzyılda Trab- im Sommer 1857, Berlin. zon Gümrüğü ve Çevre Ticareti, Yayınlan- Budak, Mustafa, (1993), 1853-1856 Kırım mamış Doktora Tezi, İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Savaşı’nda Kafkas Cephesi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul: İstanbul Üniversi- La Presse, 26 Ağustos 1856. tesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Lake, Colonel Atwell, (1857), Narrative of Çetin, Emrah, (2017), Tanzimat’tan II. Meş- the Defence of Kars, London. rutiyete Anadolu’da Karayolu Ulaşımı, An- Mission de Ghadamès (septembre, octobre, kara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. novembre & décembre 1862), Rapports offi- De Challaye, Charles-Alexandre, (2018), ciels et documents à l'appui, Cezayir 1863. Kırım Savaşı Öncesinde Osmanlı Ordusu, Özkan, Fulya, (2012), A Road in Rebellion, (Tercüme ve Notlar: Özgür Yılmaz), İstan- A History on the Move: The Social History bul: Kronik Kitap. of the Trabzon-Bayezid Road and the For- Emecen, Feridun, (2001), “Doğu Karade- mation of the Modern State in the Late Ot- niz’de Âyânlık: Tirebolulu Kethudazâde toman World, Yayınlanmamış Doktora Mehmet Emin Ağa”, Belleten, LXV/242, Tezi, New York: State University of New 193-215. York at Binghamton. 77 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu

______, (2014), “Gravediggers Of The içinde (481-492), Ankara: Yeni Türkiye Ya- Modern State: Highway Robbers On The yınları. Trabzon-Bayezid Road, 1850s-1910s”, Jour- ______, “Trabzon Erzurum Anayolunun nal of Persianate Studies, 7, 217-248. Mevsimlik Güzergâhları (Yaz ve Kış Yol- Öztürk, Temel, (2011), Osmanlıların Kuzey ları)”, İ.Ü.E.F. Tarih Araştırma Merkezi, ve Doğu Seferlerinde Savaş ve Trabzon, Anadolu'da Tarihî Yollar ve Şehirler Semi- Trabzon: Serander Yayınevi. neri (21 Mayıs 2001), içinde (179-199), İs- tanbul 2002, s. 179-199. Revista Electrónica de la Academia Costar- ricense de Ciencias Genealógicas, no 2, Ni- Tuetey, Louis, (1915), Catalogue général san 2007. des manuscrits des bibliothéques publiques de France: Archives de la guerre, Tome II, Sandwith, Humphry, (1856), A Narrative of Paris: Librairie Plon. the Siege of Kars and of the Six Months' Re- sistance by theTurkish Garrison Under Ge- Turgay, A. Üner, (1994), “Trabzon”, Doğu neral Williams to the Russian Army, Lon- Akdeniz’de Liman Kentleri, çev. Gül Çağalı don. Güven, ed. Ç. Keyder ve diğ. içinde (45-73), İstanbul: Tarih Vakfı. Saydam, Abdullah, (1998), “XIX. Yüzyılda Trabzon’un Ticari Önemi ve Ulaşım Sek- Walpole, Frederick, (1851), The Ansayrii törü”, Kıbrıs’tan Kafkasya’ya Osmanlı Dün- and the Assassins: with Travels in the Furt- yasında Siyaset, Adalet ve Raiyet, içinde her East in 1850 to 1851, Including a Visit (274-288), Trabzon: Derya Kitabevi. to Nineveh, Vol. II, London: R. Bentley. Saylan, Kemal, (2016), Seyyahların Gö- Yalçınkaya, Mehmet Alaaddin, (2016), züyle Gümüşhane, (Osmanlı Dönemi), Gü- “John Murray’ın Seyahat Rehberlerine müşhane: Gümüşhane Üniversitesi Yayın- Göre Trabzon’u İç Kısımlara Bağlayan Se- ları. yahat Güzergâhları”, Yabancı Seyahatna- melerde Türkiye, Ed. M. Çağatay Özdemir Simpson, Sebastian S., (1917), The Cong- ve Y. Emre Tekinsoy, Türk Yurdu, Ankara ress and Treaty of Paris, 1856, İllinois: Uni- 2016, s. 149-173. versity of Illinois. Yılmaz, Özgür, (2014), Tanzimat Döne- Slade, Sir Adolphus, (2012), Müşavir minde Trabzon, İstanbul: Libra Kitapçılık Paşa’nın Kırım Harbi Anıları, (Çev. ve Haz. ve Yayıncılık. Candan Badem), İstanbul: İş Bankası Kül- tür Yayınları. ______, (2015), “Dussaud Biraderler’in Trabzon Limanı İnşa Projesi (1870)”, Kara- Şakir Şevket, (2001), Trabzon Tarihi İlk deniz İncelemeleri Dergisi, 18, 213-244. Türkçe Şehir Tarihi, (Haz. İsmail Hacıfetta- hoğlu), Trabzon: Trabzon Belediyesi Kültür ______, (2015), “19. Yüzyılın İlk Yarı- Yayınları. sında Batılı Seyyahların Bayburt İzlenim- leri”, Tarihi ve Kültürü ile XIX. Yüzyıl’dan Şimşek, Eyyub, (2013), “Kırım Savaşı’nın Günümüze Bayburt Uluslararası Sempoz- Trabzon Eyaletine Toplumsal Etkileri”, yumu, Bildiriler, Haz. S. Koçarslan-M.Y. History Studies, 5/5, 273-291. Taşkesenlioğlu-K. Kara, içinde (181-206), Tozlu, Selahattin, (1997), Trabzon-Erzu- Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayın- rum-Bayezid Yolu, Yayınlanmamış Doktora ları. Tezi, Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. ______, (2002), “Trabzon-Erzurum-Teb- riz Yolu (XIX. Yüzyılda Sosyal ve Ekonomik Bakımdan Bir İnceleme)”, Türkler, Cilt:14, Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 78

EKLER: Ek 1: Mecidiye Nişanı İle General Hippolyte Mircher

Kaynak: https://gallica.bnf.fr/ark:/12148/btv1b53066423t/f1.item

Ek 2: Mircher’nin Trabzon-Erzurum Kış Yolu Haritasının Trabzon Kısmı

Kaynak: SHD, (à Vincennes), GR, M, GR1M622. 79 … XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon-Erzurum Yolu

Ek 3: Mircher’nin Trabzon-Erzurum Kış Yolu Haritasının Erzurum Kısmı

Kaynak: SHD, (à Vincennes), GR, M, GR1M622.

Ek 4: Mircher’nin Haritasının Osmanlı Arşivi’ndeki Sureti (Trabzon Kısmı)

Kaynak: OA, HRT.h.._1602-_11

Özgür YILMAZ KAREN 2020 / 6 / 9 80

Ek 5: Mircher’nin Haritasının Osmanlı Arşivi’ndeki Sureti (Erzurum Kısmı)

Kaynak: OA, HRT.h.._1602-_1

KARADENİZ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ DERGİSİ THE JOURNAL OF INSTITUTE OF BLACK SEA STUDIES

2020 6 / 9 (81-102)

Şencan Gürtunca, Evrim, “Fransızca Basında 1908 Yılı İstanbul Yangınları: Le Moniteur Oriental Örneği”, Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 6/9, ss.81-102. DOI: 10.31765/karen.705024

FRANSIZCA BASINDA 1908 YILI İSTANBUL * YANGINLARI: LE MONITEUR ORIENTAL ÖRNEĞİ

* Araştırma Makalesi / Research Article Evrim ŞENCAN GÜRTUNCA Bu makale etik kurul izni ve/veya ya- sal/özel izin alınmasını gerektirme- mektedir. / This article does not require ethical committee permission and/or le- gal/special permission. Öz: Bu çalışmada, 1908 yılında İstanbul’da çıkan yangın- ların sayısı ve bilançoları, 1884-1915 yılları arasında Fransızca yayınlanan Le Moniteur Oriental Gazetesine ** Dr. Öğr. Üyesi, göre incelenmiştir. Amaç, 1908 yılının tarihi önemi ile İs- Başkent Üniversitesi Atatürk İlkeleri tanbul’un coğrafi önemini bir araya getirmek ve dönemin Uygulama ve Araştırma Merkezi, Ankara/TÜRKİYE atmosferine ışık tutan kitle iletişim aracıyla olaylara ta- nıklık etmektir. 1908 yılı Meşrutiyet’in ilan edildiği yıl ol- [email protected] ması; İstanbul ise kozmopolit bir başkent olması bakımın- ORCID : 0000-0002-9807-1338 dan önem arz etmektedir. Çalışma için gazetenin 1908 yı- lında çıkan bütün sayıları (299 sayı) taranmış; yangınla- rın çıktığı mahalleler, biliniyorsa çıkma sebepleri ve bi- Anahtar Kelimeler: Le Moniteur Ori- lançoları tespit edilmiştir. Sonuçta, 1908 yılında, otuz do- ental, Fransızca Basın, İstanbul, Yan- kuzu küçük ve orta ölçekli, üçü büyük ölçekli olmak üzere, gın kırk iki yangının çıktığı ve bu yangınların sadece semtleri Keywords: Le Moniteur Oriental, tahrip etmekle kalmayıp Meşrutiyet İstanbul’unun çoğu French Press, İstanbul, Fire mahallesinde iktisadî ve demografik değişimlere sebep ol- duğu tespit edilmiştir. Büyük ölçekli yangınların özellikle nüfusu kalabalık ve kozmopolit semtlerde çıktığı görül- müştür. Meşrutiyetin ilan edildiği temmuz ayı ve sonra-

sında kundaklama girişimlerinin arttığı gözden kaçma-

mış, değişen rejime karşı duranların bu tip eylemlere gi- rişmiş olma ihtimali basına yansımıştır. 1908 İSTANBUL FIRES IN FRENCH PRESS: LE

MONITEUR ORIENTAL Abstract: In this paper, the number and cost of fires which erupted in İstanbul at 1908 has been analysed ac-

cording to the information given in the newspaper Le

Moniteur Oriental which was published in French be- tween 1884 and 1915. Aim of this paper is witnessing the events in the light of that periods; most important mass medium, while combining the geographical significance of İstanbul and historical significance of year 1908. 1908 Geliş Tarihi / Received Date: 17.03.2020 is a significant year because constitutional monarchy was

Kabul Tarihi / Accepted Date: 01.06.2020 declared and İstanbul is a significant city for that period

Evrim ŞENCAN GÜRTUNCA KAREN 2020 / 6 / 9 82 because of being a cosmopolite capital. To yeni müesseslerin açılması gibi kavramla- gather information, all year 1908 issues of the rını da beraberinde getirdi.3 Çalışmamız newspaper (299 issues in total) has been kapsamında bu durum şu şekillerde önem scanned to locate point of origins, detect causes arz etmektedir. Hürriyet ve kardeşlik çağı and identify the costs of fires. To conclude, in olarak adlandırılan 19084 sonrası halk, İt- 1908, 42 fire eruptions (39 micro and medium scale, 3 large scale) not only ruined the districts tihatçılar ve padişah taraftarları olarak bö- but also caused economic and demographic lündü. Bu durumda padişah taraftarı olup changes in many neighbourhoods of the Consti- İttihatçıları istemeyen bir kesim olabile- tutional İstanbul. It’s been noticed that, large ceği gibi bunun tersi de söz konusu oldu. scale fires erupted especially in crowded and Bu iki kutup birbirlerine ters düştüler. Bu more cosmopolite districts. It’s also been no- durum, şehri ve aynı zamanda imparator- ticed that, after the proclamation of constitu- luğu sarsacak olaylara sebebiyet verdi. Ev tion in July, there was an increase in arson at- ve konaklarda çıkan yangınlar veya kun- tempts and press mentioned the possibility of daklama bu olaylardan sadece biriydi. Di- involvement by people who oppose the current regime. ğer yandan, Tanzimat’la başlayan batılı- laşma, imparatorluk coğrafyasına sigorta- Giriş cılık kavramını da getirdi. Hal böyleyken, Osmanlı İmparatorluğu, 18. yüzyılda Fran- varlıklı aileler mal ve mülklerini sigorta- sız İhtilali’nin (1789) etkisiyle çözülme sü- latmaya başladılar. Haliyle bunu kötüye recine girmişti. Bu süreci derinden hisset- kullanmak isteyenler oldu. tiği dönem ise 19. yüzyıl oldu. Başkent 19. yüzyılın sonu 20. yüzyılın başında dep- oluşu, jeopolitik konumu, ekonomik, ticari reme dayanıklılığı, maliyetinin az olması 1 ve kültürel bakımdan buluşma noktası ol- ve ustasının yaygın olması sebebiyle tercih ması sebebiyle İstanbul, haliyle bu sürecin edilen ahşap binalar yangına dayanıklı de- dışında kalamadı. İhtilalin doğurduğu eşit- ğildi. Bunun yanı sıra, İstanbul’daki yolla- lik, özgürlük ve kardeşlik fikirleri; Tanzi- rın dar; evlerin ise bitişik olması yangın mat, Genç Osmanlılar ve Jön Türklerle Os- riskini artırmaktaydı.5 Yangınlar, şehrin manlı’ya nüfuz etti ve Osmanlı, birçok demografik yapısının değişmesine yol aç- alanda reform sürecine girdi. Tanzimat tığı gibi, zirai alanlara zarar verdiği için Fermanı (1839) sonrasında gerçekleştiri- kıtlıkları da beraberinde getiriyordu. Çar- len reformlar ve aynı zamanda yaşanan çö- şılar ve bedestenlerde çıkan yangınlar ti- küş, imparatorluğun çözülme dönemi oldu. cari alanın zarar görmesine sebebiyet ve- Anayasal düzene geçişle beraber (1876) rirken, Darüşşifalarda çıkan yangınlar sağ- dönemin aydınları iyice öne çıkmaya baş- lık hizmetlerinin gecikmesine yol açıyordu. ladı; fakat dönemin padişahı II. Abdülha- Yangınların oluşturduğu olumsuz atmosfer mit, 93 Harbini (1877-1878) bahane ede- sonrasında zaman kaybetmeden ıslah yo- rek, meclis ilga edildi. Böylece istibdat dö- luna gidilse de yine öncekine benzeyen ev- nemi başlamış oldu. 30 yıl sonra İttihat ve lerin inşası ve sokakların aynı şekilde dar Terakki’nin Abdülhamit’e anayasayı yeni- kalması bir sonraki yangına davetiye çıka- den yürürlüğe koymayı kabul ettirdiği yıl rıyordu. Diğer bir ifadeyle, evlerin dar so- 2 olan 1908, tarihte II. Meşrutiyet veya Hür- kaklarda, bitişik ve ahşap oluşu en ufak riyetin İlanı olarak anıldı. Böylece istibdat yangının bile hızla büyümesine sebep ola- dönemi sona erdi ve halk baskıdan kur- biliyordu. Fırtına, rüzgâr ve sokaklardaki tuldu. Hal böyleyken 1908 yılı, imparator- cumbalar sebebiyle doğan ulaşım zorluğu luk coğrafyasında siyasî parti hayatını baş- da sebepler arasında sayılabilirdi.6 İstan- latırken; vatan, özgürlük, ilerleme, birlik, bul’da binlerce kişiyi evsiz, aç ve açıkta bı- kadınların dolaşım alanının genişlemesi ve

------1 Ürekli, 2010: 101. 4 Lewis, 2007: 210. 2 Kili, 2014: 165. 5 Lewis, 2007: 210. 3 Berkes, 2007: 405. 6 Ürekli, 2010: 113. 83 Fransızca Basında 1908 Yılı İstanbul Yangınları: … rakan, maddî ve manevî olarak büyük tah- torluk coğrafyasında çıkan yangınlara hü- ribata yol açan yangınların yayılmasının kümet, yardım elini uzatırdı. Yangın son- başka sebepleri de su kıtlığı veya tulumba- rasında zaman zaman yeni evler inşa edi- cılarla askerî itfaiye (Amirallik) arasındaki lirken, zaman zaman vatandaşların başka çekişmeydi. Tulumbacılar, bahşiş alabil- yerlere nakli sağlanırdı. Hatta, afetzedeler mek için yangına önce kendileri müdahale devletin bazı yasal uygulamalarından muaf ederler ve 1828 yılında kurulan askerî itfa- tutulmuşlardı.14 Doğal afet ve beraberinde iyeye haber verilmesini engellemeye çalı- gelen ekonomik sıkıntıdan etkilenenlere şırlardı. Geç ihbar nedeniyle tulumbacılığa yardım, lonca veya toplumsal kuruluşlar- göre daha modern olan askerî itfaiyenin dan da gelirdi.15 Osmanlı Devleti’nin, yan- yangın yerine zamanında ulaşamaması, gınlara dayanıklı yapılaşma ve itfaiye gibi yangınların büyümesine ve hasarın artma- teşkilatların oluşturulmasında yetersiz sına neden oluyordu.7 Bu durumun önlen- kaldığı zamanlar olduğu; aynı zamanda mesi için hükümet bazı önlemler alsa da 1870 sonrasında bilinçli yapılaşma örnek- yine de yangınların önüne geçilemiyordu. lerinin görüldüğü bilinmektedir.16 1908 yı- lında İstanbul’da çıkan yangınların ince- Padişahlar yangın söndürme çalışmalarını lendiği bu makalede vurgulanan bu husus- bizzat yönetirlerdi.8 Diğer yandan, mabe- lar tespit edilmiştir. Diğer bir ifadeyle, si- yinde yer alan ve seryaverin maiyetinde gortacılık kavramı, rüzgârın azizliği, ahşap bulunan yaverler, şehirde ve taşrada mey- evlerin yoğunluğu, tulumbacılar ve itfaiye dana gelen yangınları soruşturma ve bu arasındaki çekişmeler ve yardımlaşmalar, hadiseleri padişaha rapor etmekle görev- hükümetin yardımı ve yaverlerin görevlen- liydiler.9 Bu raporlara istinaden önlemler dirilmesi, doğal yollarla veya ihmal sebe- alınmakta ve yangın söndürme işlemleri biyle çıkan yangınların tamamı aşağıda ay- yapılmaktaydı. Bekçiler ise yangın çıktı- rıntılarıyla anlatılmıştır. Buna rağmen, ğında hangi semtte yangın olduğunu bağı- yangınların sayısının epey fazla olduğu ve rarak haber verirlerdi.10 Tulumbacı veya bazılarının tahribatının, çıkan mahalleyi daha sonraki yıllarda itfaiye teşkilatının neredeyse haritadan çıkaracak kadar bü- çalışmalarının yanı sıra gönüllüler de yan- yük olduğu görülmüştür. gınları kontrol altına alma işlemine dahil olurlardı. 1876 yılında çıkarılan “şefkat ni- Bilindiği gibi tarihi çalışmalarda ilk başvu- şanı” ise tabii afetlerde (yangın, deprem, rulması gereken belge birinci el kaynaklar- sel) özveri ile çalışmış, gayret ve üstün ba- dır. Tosh, matbu birincil kaynaklar içinde şarı göstermiş kadınlara verilmek üzere en önemlisi basındır ve gazeteler, resmî ya- hazırlanmıştı.11 Bütün bunlara rağmen yınlar ve parlamento konuşmaları, çoğun- yangın, şehir sakinlerinin hayatlarından lukla dönemin düşüncesini etkileme ama- hiç eksilmeyen bir ölüm nedeni olarak gö- cına yöneliktir, demektedir.17 Bu tanım ışı- rülüyordu.12 Yangın, ihmal sebebiyle çıka- ğında, bu çalışmada, 1908 yılında İstan- cağı gibi, doğal yollarla da çıkabilirdi. Çık- bul’da çıkan yangınlar gazetede çıkan ha- tığı yerin özelliklerine göre tahribat dere- berlere göre listelenmiştir. Tosh’un tanı- cesi de değişmekteydi. Araştırmalar, ahşap mında “dönemin düşüncesini etkileme” yapılaşmanın yaygın olduğu yerleşim mer- amacından bahsedilmektedir. Yangınları, kezlerinde meydana gelen yangınların tah- yabancı basından takip etmeyi tercih etme- ribat derecesinin diğerlerine oranla daha mizin bir sebebi budur. İstanbul’da çıkan- fazla olduğunu göstermektedir.13 İmpara- ların yangınların yabancıların gözünden ne

------7 Temel, 2002: 297. 13 Erler, 2002: 1389. 8 Boyar ve Fleet, 2017: 89. 14 Erler 2002, 1390. 9 Karaca, 2002: 1107. 15 Shahr, 2002: 15. 10 Özer, 2002: 284. 16 Erler, 2002: 1390. 11 Eralp, 2002: 1234. 17 Tosh, 1997: 38, 39. 12 Boyar ve Fleet, 2017: 84. Evrim ŞENCAN GÜRTUNCA KAREN 2020 / 6 / 9 84

şekilde tanımlandığı analiz edilmeye çalı- 03.30’da padişahın ikinci kâtibi ve mabe- şılmıştır. Zira yangınlarla ilgili yapılan yinci İzzet Paşa’nın konağının üst katında araştırmalar çoğunlukla Türk basını mer- Beşiktaş Yenimahalle’de çıkan yangın bü- kezli yapılmıştır. Bu çalışmanın farkı, ya- yüdü ve alevler tüm konağı sardı. Neyse ki bancı basından İstanbul yangınlarının göz- yangında can kaybı olmadı. Yangın alar- lemlenmesidir. 19. yüzyılda Türkiye’de ya- mıyla Pera ve Amirallik itfaiyecileri (askerî yın yapan basın organlarının büyük kısmı itfaiye) ve aynı zamanda gayrı resmî itfai- Fransızların hazırladığı gazetelerden oluş- yeciler olay yerine geldiler. Konağın karşı- maktadır.18 Çalışmanın ana kaynağı olan sında bulunan Ömer Bey’in yaşadığı ev de Le Moniteur Oriental Gazetesi de bu sınıfa aynı konak gibi yandı. İtfaiyeciler yangının dahildir. Gazetenin nüshalarına, SALT başka yere sıçramaması için çok çaba gös- Araştırmanın “Osmanlı İmparatorluğu’nda terse de alevler, Harbiye Nazırı Mareşal Fransızca Basın Projesi” sayesinde ulaşıl- Rıza Paşa’nın konağının çatısına da sıçradı. mıştır. Gazetelerin üzerinde basılı olan mi- Yangın musluklarından çevreye sıçrayan ladi tarihler dikkate alınarak taramalar ya- sular sayesinde Serasker Konağı kurtarıla- pıldıktan sonra yangınlar, bilançolarına bildi; konağın sadece çatısı zarar gördü. göre tarafımızdan tasniflenmiş ve 1908 yı- Padişah, yaverlerini yardım için gönderdi lında İstanbul’da üç büyük, otuz dokuz kü- fakat yangın ancak sabah saat 06.00 civa- çük ve orta ölçekli olmak üzere toplam kırk rında söndürüldü. İzzet Paşa Konağı, Ömer iki yangının çıktığı tespit edilmiştir. Aşa- Bey’in evi, sarraflar Agop Eyidjan ve Estian ğıda önce küçük ve orta ölçekli yangınlar Efendi’nin evleri kül oldu. Mabeyinci Bekir tarih sırasına göre listelenecektir ve yan- Bey, Musahhıb Cevher ve Nuri Ağalar, Sec- gınların çıktığı mahalleler ve çıkma sebep- cadeci İzzet Bey, yangından zarar gören leri ile ilgili çözümlemeler yapılacaktır. Ar- Harbiye Nazırı Rıza ve İzzet Paşa’ları Sa- dından, çıktıkları mahalleleri neredeyse raya götürerek korumaya aldılar. İlerleyen haritadan silecek boyuttaki büyük ölçekli zamanlarda İzzet Paşa, Nişantaşı’nda bir yangınlardan söz edilecektir. Böylece 1908 konak kiraladı ve ailesiyle oraya yerleşti. yılında İstanbul’da çıkan bütün yangınların Mareşal Rıza Paşa ise yangından kurtarılan ayrıntıları tek bir çalışmada toplanmış ola- eşyaları ve koyunlarıyla padişahın koru- caktır. Ölçütler, yangınların bilançosuna masına alındı. İtfaiye Şefi (Birinci Ferik) göre belirlenmiştir. Seşenyi Paşa ve ikinci Amiral Mehmet Paşa, toplanan yardımları ihtiyaç sahiple- 1. Küçük ve Orta Ölçekli Yangınlar rine dağıttı. Felaket yerinde bulunan Vali 1908 yılında İstanbul’un çeşitli semtle- Reşit Paşa, Pera Mutasarrıfı Hamdi Bey, rinde otuz dokuz küçük ve orta ölçekli yan- polis müdürlüğünden Ragıp Bey, dolaylı gın çıktığı ve yılın ikinci yarısından itiba- katkı temin eden Konsey Başkanı Süreyya ren gözle görülür sayıda artan kundaklama Bey, 4. Belediye Dairesi Başkanı Mustafa girişimleri olduğu tespit edilmiştir. Bey ve Müsteşar Semih Bey, yardımlarını esirgemedi. Genel giderler ise padişahın Le Moniteur Oriental Gazetesine göre ocak yaveri Çerkez Mahmut Paşa, Vasıf Paşa ve ayında, biri Büyükada’da, biri Beşiktaş’ta, Fuat Paşalar, 4. Belediye Dairesinden Tev- biri ise Kartal’da olmak üzere üç yangın fik Amir Bey, Sait Paşa, Kaptan Saadettin çıkmıştır. 16 Ocak tarihli Büyükada yangını Bey, Kolağası Hikmet, yaverler Hikmet ve M. Ohannes Agopian’ın evinin bahçesin- Rıfat Beyler tarafından karşılandı.20 23 deki ahırda çıkan ve Agopian’ın bahçıvanı- Ocak’ta Kartal’da çıkan yangın ise saat nın kendisini ve ailesini kurtaracak vakti 23.00’te, Ortodoks Kilisesi yakınındaki ah- zor bulduğu bir yangın olarak gazeteye şap bir evde çıkmıştı. Yangının, duvardaki yansıdı.19 18 Ocak tarihli Beşiktaş yangını gaz lambasından çıktığı tahmin edilmek- ise yılın ilk ses getiren yangını oldu. Sabah

------18 Oruç, 2017: 103. 20 Le Moniteur Oriental, 20 Ocak 1908. 19 Le Moniteur Oriental, 18 Ocak 1908. 85 Fransızca Basında 1908 Yılı İstanbul Yangınları: … teydi. Rüzgârın yangını tetiklemesi, çevre- derdi. Yangında can kaybı olmadı; evsiz ka- deki ahşap evlerin etkilenmesine sebep lan Mehmet Ali Paşa ve ailesi ise Topçu- oldu. Bölgede sadece dört pompanın olması lar’da bir eve yerleştirildi.22 14 gün sonra, tehlikeyi artırsa da bu yangının belki de tek 18 Şubat’ta saat 18.00’de Sultan Hamam olumlu tarafı mahalledeki dayanışma ru- Marpuççular’da, Yahudi Avram Aouaf’a ait hunun gözle görülür şekilde arttığıydı. çinko deposunda yangın çıktı. Mağazayı Rüzgârın şiddetine rağmen, mahalle sakin- kapatırken açık unutulan bir lambanın lerinin çabasıyla sadece üç evin yanmış; di- yangına sebep olduğu tahmin edilmekte- ğer evler kurtarılmıştır. Hayatta kalanlara, dir. Depodaki malların Central adlı sigorta askerî ve güvenlik birimlerinden kayma- şirketi tarafından 1000 TL’ye sigortalı ol- kam, binbaşı ve polis tarafından yardım duğu söylenmektedir.23 Diğer yandan aynı edilerek düzen sağlanmış olması dikkat gün, öğlen saat 12.30 civarında Zalfaris so- çekmektedir.21 Henüz çalışmanın başın- kakta Galata Sinagogu (Neve Şalom) ya- dayken, yılın ilk ayındaki yangınlara bakıl- nındaki dükkânda çıkan yangında birkaç dığında, yukarıda işaret edilen dört unsur mobilya ve dükkânın tavanı yandı. Can göze çarpmaktadır. Rüzgâr faktörü, ahşap kaybı olmadı.24 Sadece bir gün sonra, 19 evler, mahalledeki dayanışma ruhu ve hü- Şubat’ta sabah saat 01.30 civarında, 8. Be- kümetin yardımı. Büyükada ve Kartal yan- lediye Dairesi Başkanı İbrahim Ethem gınlarının ortak özelliği gayrimüslimlerin Bey’in, Binbirdirek Fazlı Paşa Şecaaddin yaşam alanlarında çıkmış olması ve Beşik- Mahallesindeki taş konakta yangın çıktı. taş yangını kadar geniş bölgeye yayılma- Padişah, yangını durdurmaları için olay ye- mış olmasıdır. Üç saat süren Beşiktaş yan- rine yaverlerini gönderdi; itfaiyeciler sa- gınında ise önemli hususlar göze çarpmak- yesinde yangın geniş alana yayılmadı, fa- tadır. Devlet adamlarının evi yanmış; se- kat konaktaki hiçbir şey kurtarılamadı. Ko- rasker konağı ise son anda kurtarılmıştır. nak ve mobilyaların Osmanlı Sigorta Şir- Yangın karşı eve sıçramış ve sıradan vatan- keti tarafından 2000 Liraya sigortalı ol- daşları da etkilemiştir. Hükümetin yar- duğu bilinmektedir.25 Şubat ayındaki iki dıma koştuğu ve bütün itfaiyecilerin sefer- yangının gayrimüslimlerin ikametinde, di- ber olduğu bu yangının çıkış sebebinin bu- ğer iki yangının ise sadrazamın müsteşarı lunamaması ise akıllarda soru işareti bı- ve 8. Belediye Daire Başkanı gibi önemli rakmaktadır. şahsiyetlerin evinde çıkmış olması; ahşap değil taş evlerde soba ve lamba ısısı yüzün- Şubat ayında, dört yangın çıktığı tespit den çıkmış olması (çıkış sebebi bellidir) ve edilmiştir. 4 Şubat’ta sabah 06.00’ya yardımlaşma ve dayanışmanın öne çıkmış doğru, Sadaret Müsteşarı Mehmet Ali olması dikkati çekmektedir. Paşa’nın İstanbul Sultanahmet’te bulunan Halil Rıfat Paşa metrukatındaki taş evinin Mart ayında dört yangın çıkmıştır. İlki 7 üst katında, soba borusunun aşırı ısınma- Mart’ta sabah saat 05.00’te Sultan Se- sından dolayı bir yangın çıktı. İstanbul ve lim’de Şerefiye Sokak’ta çıkmış olup dört Pera itfaiyecileri birleşerek yangını kont- ahşap yapının yanmasıyla sonuçlandı. rol altına aldılar. Konak ve Mehmet Ali Bahsi geçen dört ev içinde Hulusi Efendi’ye Paşa’nın kitaplığının çoğu yandı. 120 kita- ait inşaat halindeki evde yangının başla- bın yangından kurtarıldığı tespit edildi. dığı ortaya çıktı ve maalesef zarar gören Mobilyaların çoğu kurtarıldı, kurtarılan sadece evin içindekiler değildi. Evin ara mobilyalar komşu ve sivil toplum örgütü duvarı yıkıldı ve beş kişinin üstüne düştü. üyesi Hüseyin Hamit Bey’in evine gönde- İki kişi hayatını kaybetti, diğer üçü ise ağır rildi. Padişah, yardım için yaverlerini gön- yaralandı.26 3 gün sonra, 10 Mart’ta saat 18.00’de Vezneciler’de mezat mağazasında

------21 Le Moniteur Oriental, 23 Ocak 1908. 24 Le Moniteur Oriental, 19 Şubat 1908. 22 Le Moniteur Oriental, 5 Şubat 1908. 25 Le Moniteur Oriental, 19 Şubat 1908. 23 Le Moniteur Oriental, 18 ve 19 Şubat 1908. 26 Le Moniteur Oriental, 7 Mart 1908. Evrim ŞENCAN GÜRTUNCA KAREN 2020 / 6 / 9 86 yangın çıktı. Serasker itfaiyecileri olay bü- yangın, dört dükkânın yanmasıyla sonuç- yümeden yangına müdahale etti. Yangın lanmıştır.31 Dükkân yangını tam mesai bi- yayılmadı; sadece bahsi geçen mağaza timine denk gelmektedir. Diğer yandan, yandı. İçindeki malzemeler teminata girdi- Erenköy’de 29 Mayıs’ta çıkan yangının saat ğinden zararın sigorta tarafından karşıla- 18.00’e doğru, padişahın yaveri Teğmen nacağı bilinmektedir. İçeride kimse olma- Faik Bey’e ait bir evde çıkmış olması32 ve dığından yangının çıkma sebebi bulunama- evde bir gayrimüslimin yaşıyor olması mıştır.27 Bir gün sonra 11 Mart’ta Yeni yol (Avukat Viçen Efendi) önem arz etmekte- Caddesinde saat 04.00’e doğru hızla yayıl- dir. Evde kimsenin olmaması yangının çı- dığı görülen bir yangın çıktı. Eski Kurban kış sebebinin bilinmemesine sebep olmak- Hanının üçüncü katında, çeyiz yorganı di- tadır. Yangının mesai saatinin sonuna denk kerken sigara içen bir yorgancının dikkat- gelmesi, eğer kundaklama ise, bir uyarı ni- sizliği sonucu çıkan yangının sonunda sa- teliğinde olabilir. dece yorgan yanmış, can kaybı olmamış- Haziran ayında çıkmış dört yangın tespit tır.28 13 Mart’ta tam o günün gazetesi ya- edilmiştir. 20 Haziran tarihli gazetede ya- yına çıkmak üzereyken Okmeydanı Hacı yınlanan yangının günü belli değildir. Fa- Ahmet Sokakta bir yangın çıktı. Çok sayıda kat bu yangını küçük ölçekli bir yangın sta- ahşap ev yandı. Bu evlerde yangın çıkma- tüsüne koymak mümkün değildir. Edirne- sına mahal verecek gıdalar bulunduğu bi- kapı Salma Tomruk’ta kızıyla yaşayan Des- linmektedir.29 Mart ayı yangınlarında ilk pina’nın evinde çıkan yangınını saat göze çarpan, üç yangının bir konutta değil 01.30’a doğru devriye gezen mahalle bek- mağazada çıkmış olmasıdır. Yangınlardan çisi Hasan, evden çıkan dumanlar saye- sadece biri evde çıkmıştır ve maalesef ya- sinde fark etmişti. Ev sahibi Despina, du- pının ahşap olması ve sabaha karşı olayın mana maruz kaldığından ve yaralandığın- gerçekleşmesi evde yaşayanların can kay- dan hastaneye kaldırılmıştı. Gerekli for- bına sebebiyet vermiştir. Okmeydanı yan- maliteler yapılırken ortadan kaybolmuştu. gını muhtemelen 13 Mart Büyük Hasköy Sorgulanan kızı, annesinin nerede oldu- Yangının yayıldığı kollardan biridir. İleriki ğunu bilmediğini, fakat yangının, komşu- bölümde, büyük ölçekli yangınlarda ayrın- ları ipek tüccarı Artin’in evinde çıktığını tısı anlatılacak Hasköy yangınının ilk ya- söylemişti. Oysa soruşturmadan elde edi- yıldığı yerlerden biri Okmeydanı’dır. Üste- len veriler, yangının Despina’nın evinde lik yangına ilk yapılan müdahalelerden biri çıktığını gösteriyordu. Yangında 78 ev yan- de Okmeydanı itfaiyesi tarafından yapıl- mış; 180’den fazla kişi evsiz kalmıştı. Ya- mıştır. nan evlerden 38’i Rumlara, 38’i Ermeni- Mevsim ilkbahara dönerken, nisan ve ma- lere, 2’si ise bakkala aitti. Zedelerle bele- yıs aylarında, yangınların sayısının azal- diye ilgilenmişti. Kurtarılan hiçbir mal, dığı göze çarpmaktadır. Nisan ayında tes- mülk olmadı fakat hayatta kalanlara yerle- pit edilen 2 küçük ölçekli yangın bulun- şim yeri temin edilmesine öncelik veril- maktadır. 10 Nisan tarihinde 16.30’da Fın- mişti. Salma Tomruk yangınının sehven dıklı’da Selimiye Hatun mahallesinde, de- çıktığı ise polis soruşturmasınca kanıtlan- niz subayı Hulusi Efendi’ye ait boş, Hafız mıştı.33 Bu yangının çıkış sebebinin bulu- Şakir Efendi’nin metrukatında bir evde namaması ve Despina’nın sorgu esnasında yangın çıkmış olup, çıkış sebebi bulunama- kaybolması, olaya şüpheyle yaklaşılmasına mıştır.30 27 Nisan’da saat 19.00’da Par- sebep olmaktadır. Diğer yandan Fatih’e makkapı mahallesi Çarşıkapı sokaktaki bağlı Salma Tomruk 1908 öncesi ve sonra- sında da yangınlarıyla ünlü bir mahalle

------27 Le Moniteur Oriental, 11 Mart 1908. 31 Le Moniteur Oriental, 28 Nisan 1908. 28 Le Moniteur Oriental, 12 Mart 1908. 32 Le Moniteur Oriental, 30 Mayıs 1908. 29 Le Moniteur Oriental, 13 Mart 1908. 33 Le Moniteur Oriental, 20 Haziran 1908. 30 Le Moniteur Oriental, 11 Nisan 1908. 87 Fransızca Basında 1908 Yılı İstanbul Yangınları: … olup (Salma Tomruk’ta daha önce 1866 yı- (askerî itfaiye) yangının büyümesini en- lında da bir yangın çıkmıştır34). Fatih gelledi. Yangının sonunda altı saman ma- semti, imparatorluğun yenileşme döne- ğazası ve iki evin yandığı tespit edildi. Pa- minde, 19. yüzyılda, fabrikaların açıldığı, dişahın iki yaveri de aldıkları emir üzerine Mekteb-i Mülkiye-i Şahane’nin bulunduğu olay yerine geldi ve yangının çıkma sebe- bir semt iken, 20. yüzyıl itibariyle Ana- biyle ilgili soruşturma açıldı.41 Haziran ayı dolu’dan göçlerle gelenlere bırakılan ve ge- yangınları ile ilgili göze çarpan ilk ayrıntı, cekondulaşmaya doğru yol alan bir semte daha önceki aylara göre yangının çapının dönüşür. Diğer bir ifadeyle, gayrimüslim- daha büyük olduğudur. Mevsim yaza dön- lerin de yaşadığı plansız kentleşmeye böl- müştür. Bu da boş ev veya saman depo- gesi olmaya doğru yol alır.35 21 Haziran’da sunda çıkan yangınların bir nebze de olsa Fatih Çukurbostan’da saat 22.00 sularında sebebini açıklamaktadır. Buralarda bulu- Çukurbostan Kız Okulu karşısındaki ahşap nan en ufak bir cam parçasına yansıyan gü- evde çıkan yangında ise eski ve ahşap olan neşin saman deposunda veya ahşap bir bütün binalar tehlikeye girdi. Halkın bütün evde yangına sebebiyet verme ihtimali çok gücüyle yangını söndürmeye uğraştığı ga- yüksektir. Salma Tomruk ve Pera yangın- zeteye yansıdı.36 26 Haziran’da sabah saat ları değil o ayın, yılın da en önemli yangın- 01.00’de Pera Kılburun İşkembeci’de, Hacı larındandır. Semtlerin yukarıda işaret edi- Sufi Kadın’ın metrukatında olan içi boş bir len önemlerinin, yani sosyal ve iktisadi ha- evde yangın çıktı. İtfaiye müdürü Birinci yatta değişimin sembol semtlerinin olma- Ferik Seşenyi Paşa yangın yerine bizzat sının yanı sıra, Meşrutiyetin ilanına sadece geldi. İşkembeci yokuşunda üç ev; Şiş- bir ay kaldığı göz ardı edilmemelidir. hane’de ise iki ev yandı.37 1908 yılında Hürriyetin ilan edildiği temmuz ayında Pera’daki ilk yangın haziranda çıkmıştır. dört yangın çıktığı tespit edilmiştir. 2 Tem- Bilinmektedir ki 1870 Pera yangını, altı muz tarihinde saat 18.30’a doğru Arnavut- saat içinde binlerce kişinin hayatını kay- köy’de Dere Mahallesinde çıkan yangının, betmesine neden olmuştur.38 Yani aynı itfaiyenin çalışmasıyla yayılmasının engel- Salma Tomruk gibi yangınlarıyla ünlü ve lendiği bilinmektedir.42 5 Temmuz’da Yeni- aynı zamanda imparatorluğun dönüşü- köy’de erkek okulunda, tam sınavların baş- münde pilot semtlerden biridir. Pera, sana- lama tarihinde bir başka yangın çıktı. Bu yileşmenin ilk görüldüğü yerlerden biri yangın için Mösyö Eugénides ve Reşit olup, XIX. yüzyıl İstanbul’unun cihanşümul Paşa’nın önderliğinde, yangınzedeleri için hayatının sembolüdür. Yeni belediye siste- yardım toplanmaya başlandı ve sonuçta minin kurulduğu ve Avrupa sefaretlerine 1000 Lira bir araya getirildi. Daha fazla ait ikametgâhların bulunduğu yerleşim ye- yardım toplanması için muhtara başvuru ridir.39 Diğer bir ifadeyle elit ve üst tabaka yapıldı.43 Meşrutiyetin ilan edildiği gün, 24 yaşantısının göze çarptığı, çoğunlukla gay- Temmuz’da, Pangaltı’da sabah 02.00’ye rimüslimlerin yaşadığı; daha da önemlisi, doğru Bekçi Sokak’ta marangoz yabancı etiketli tüketim mallarının satıl- Franco’nun dükkânında yangın çıktı. Çev- dığı bonmarşelerin (büyük mağazalar) ik- resindeki yirmi beşten fazla ev ve on iki tisadi hayatı eline almaya başladığı yer- butik yandı. Yangın, padişahın emriyle bü- dir.40 30 Haziran’da Edirnekapı dışında tün mahalleye Fuat ve Halil Beylerin yaver- Otakçılar Emir Buhari’de saat 13.30’da leri tarafından duyuruldu. Yanan evler ve Mustafa Efendi’ye ait bir saman deposunda öteberi, sigorta tarafından karşılanmış yangın çıktı. Pera ve Amirallik itfaiyecileri

------34 Oruç, 2017: 77. 39 Marion-Crawford, 2015: 10, 70. 35 Kuban, 1996: 391. 40 Işın, 2006: 91-93, 95. 36 Le Moniteur Oriental, 22 Haziran 1908. 41 Le Moniteur Oriental, 1 Temmuz 1908. 37 Le Moniteur Oriental, 26 Haziran 1908. 42 Le Moniteur Oriental, 3 Temmuz 1908. 38 Boyar ve Fleet, 2017: 85. 43 Le Moniteur Oriental, 6 Temmuz 1908. Evrim ŞENCAN GÜRTUNCA KAREN 2020 / 6 / 9 88 olup bu yangın sebebiyle dört müştemilatı- niyetli kişilere karşı tüm Osmanlı tebaası- nın yanmış olduğu bildirildi.44 27 Tem- nın birlikte hareket ettiği, dayanışma muz’da Kadıköy Moda Caddesinde sabah içinde yardım topladığı ve bunlar için özel saatlerinde M. Evanghelides’in boş evinde komiteler toplandığı görülecektir. Kundak- çıkan yangının, itfaiyenin hızlı müdahale- lama girişimi olması fikrinin nereden doğ- siyle büyümediği kayıtlara geçti.45 Tem- duğu ise ağustos ayı yangınları incelendi- muz yangınlarının sırasıyla çıktığı Arna- ğinde ortaya çıkmaktadır. vutköy, Yeniköy, Pangaltı ve Moda/Kadı- Meşrutiyetin hemen ardından ağustos köy Mahalleleri dönemin en önemli yerle- ayında üç yangın çıktığı fakat birçok kun- şim merkezleridir. Meşrutiyetin ilan edil- daklama girişimi olduğu emniyet birimleri diği ay içinde burada çıkan yangınlar ise tarafından tespit edilmiştir. 8 Ağustos’ta önem arz etmektedir. Öncelikle bu dört Üsküdar Mektep sokakta çıkan Büyük İdadi mahallenin dönemin elit ve varlıklı ailele- yangınında yirmi beş taş ev zarar görmüş- rinin yaşadığı yer olduğunu vurgulamak tür.47 23 Ağustos’ta saat 14.30’da Atpa- gerekir. Dört mahallede de dönemin ileri zarı’nda Bir Müslüman okulunda çıkan gelen okulları bulunmaktadır. Örneğin, Ar- yangın büyük hasara yol açmıştır. Ancak navutköy Amerikan Kız Kolejinin; Yeniköy gece yarısı söndürülen yangında iki binden Rum İlkokulunun, Pangaltı Ermeni Lisesi- fazla evin alevlerin içinde kaldığı tahmin nin ve aynı zamanda Harbiye Mektebinin; edilmektedir.48 25 Ağustos’ta İstanbul Çar- Moda ise Fransız okulunun bulunduğu şamba Pazar’da ahşap bir evin yandığı bir semtlerdir. 1908 öncesi çoğunlukla gayri- yangın tespit edildi.49 Yukarıda yaptığımız müslim tebaanın devam ettiği bu okulların yoruma binaen, daha Meşrutiyet ilan edi- bulunduğu mahalleler aynı zamanda gayri- leli bir ay olmadan ağustos ayında çıkan iki müslim mahalleleridir. Arnavutköy, okul- yangının okul temelli olduğu göze çarp- daki yabancı öğretmenlerin de yaşadığı bir maktadır. Meşrutiyet karşıtlarının ileriki semtken; Yeniköy yükselen Rum burjuva- zamanda çıkaracakları 31 Mart Vakasında zisinin yeni mekânıdır.46 Tanzimat sonrası (13 Nisan 1909), mektepli subay isteme- bahsi geçen okullara yavaş yavaş Müslü- diklerini dile getirmeleri ve askerî okul man Türkler de dahil olmaya başlamıştır. önünde isyan çıkartmaları; diğer bir ifa- Bu ay çıkan yangınların sebeplerinin bulu- deyle okumuş insanların rejim değişikli- namamış olması, rejim değişikliğine karşı ğine sebebiyet verdikleri için onları İstan- olan ve bu değişikliğin sebebinin batıya bul’da istemediklerini beyan ettikleri bilin- açılan kapılar veya batı tipi eğitimle yeti- mektedir. Dolayısıyla bu okulların ve çev- şenler olduğunu düşünen Meşrutiyet kar- relerindeki iki binden fazla evin yanmış ol- şıtlarının kundaklaması olduğu düşünce- ması, ülkenin içinde bulunduğu konjonktür sini doğurabilir. Yeniköy yangınında ilk gereği kundaklama olduğunu akıllara geti- kez yangınzedeleri için yardım toplandığı rebilir. Diğer yandan, Üsküdar’daki Ameri- ve Müslüman ve gayrimüslimlerin yardım kan Kolejinin varlığının yanı sıra Pera’daki için iş birliği içinde çalıştıkları görülmek- yaşam biçiminin buraya yayıldığı ve bura- tedir. Zira aynı yangında Reşit Paşa’nın ön- daki Türk kahvehanelerinin giderek gele- derliğinde yardım komisyonunun toplan- neksel yapısından çıkarak, birer eğlence ması, gayrimüslim mahallelerinde doğan mekânına dönüştüğü bilinmektedir.50 Do- zararı karşılamak için Müslüman halkın layısıyla yaşam tarzı değişmekte ve bu de- canla başla uğraştığını göstermektedir. İle- ğişikliğe karşı olan kişiler tepki vermekte- riki bölümlerde, büyük ölçekli yangınlarda, dir. Zira 25 Ağustos’ta yangın çıkarmaya bu husus daha çok ortaya çıkacak ve kötü

------44 Le Moniteur Oriental, 24 Temmuz 1908. 48 Le Moniteur Oriental, 24 Temmuz 1908. 45 Le Moniteur Oriental, 28 Temmuz 1908. 49 Le Moniteur Oriental, 25 Ağustos 1908. 46 Marion-Crawford, 2015: 12. 50 Marion-Crawford, 2015: 12, 72. 47 Le Moniteur Oriental, 10 Ağustos 1908. 89 Fransızca Basında 1908 Yılı İstanbul Yangınları: …

çalışan birkaç kişinin, sokaktan geçen biri- isimli bir kişi tarafından verildiğini iddia leri tarafından görüldüğü ve aynı zamanda etmiş; kendisi tutuklanarak ceza evine polisin iki gün önce birkaç kişiyi kundak- gönderilmiştir. Üsküdar’da Tavukçu Bak- lama girişimi esnasında yakaladığı bilin- kal mahallesinde ise yakıcı ve yanıcı mal mektedir. Bu tip kişilerin şehrin belirli yer- satmaktan bir kişi tutuklanmış; cumartesi lerini kundaklamaya çalıştıkları ve hatta akşamı ise Pera Palas’ın arkasındaki ma- bu kişilerin sabıkalı olduğu öğrenilmiştir. hallede “Yangın var!” çığlığıyla birkaç za- Kötü niyetli bu kişiler için soruşturma açıl- bit olay yerine doğru koşmuş ve petrole bu- mış ve 28 Ağustos tarihli İkdam gazete- lanmış bez parçaları ve paçavra bulmuşlar- sinde konuya, köşe yazısıyla yer verilmiş- dır. Kundakçılar kaçmış olsa da polis so- tir. Bu yangınların cinayet işlemek adına ruşturmanın peşini bırakmamıştır. Kasım- çıkmadığını vurgulayan yazı, Fransız bası- paşa’da aynı anda iki erkek iki kadın top- nına da yansımıştır. Yangınların, Meşruti- lam dört kişi yangın çıkarırken yakalan- yete karşı bir hareket, daha ziyade hırsızlık mış; polis ateş açmış, fakat kundakçılar ve yağmalama için çıkarıldığı iddia edil- kaçmayı başarmışlardır. Bu olaylar sonrası mektedir. Le Moniteur Oriental ise, sebep mahalle sakinleri devriye talebinde bulun- ne olursa olsun, her durumda bunun bir ci- muş; böylece Beşiktaş’ta devriyeler gez- nayet olduğu ve cezalandırılması gerekti- meye başlamıştır. Beklenen üzere devriye ğini savunmaktadır. Polisin bütün mahal- esnasında birçok kundaklama girişimine lelerde atlarla devriye gezme ve yağmaya rastlanmıştır. Şerif, Ali, Aleko, Beşir, ha- karşı yangın zedelerini korumaya çalıştığı mal Mehmet Ali, Ahmet Çavuş ve kömürcü da özellikle belirtilmektedir. İkdam, o sıra- Ahmet isimli kişiler tutuklanarak, aşağıda lar Şehzadebaşı, Kasımpaşa, Aksaray, At- ayrıntılarıyla bahsedilecek olan son İstan- meydanı, Lütuf Paşa ve Balat’ta bu tip du- bul yangınındaki (Çırçır yangını) yağma ve rumların görüldüğünü yazmaktadır. Bir hırsızlıktan 4 ay hapis cezasına çarptırıldı- önceki gün, 10 yaşında bir çocuğun At Mey- lar. Tanin gazetesi bu dönemde on yedi danında polis tarafından durdurulduğu, yangın girişimi olduğunu yazmış ve polis çocuğun ıslak kumaş parçalarını yere yer- tarafından soruşturmanın başladığını be- leştirdiği, yanına ise yanıcı madde ve tah- lirtmiştir. Birçok vakada, maalesef suçlu- talar koyduğu kayda geçmiştir. Malzeme- lar yakalanamamıştır.52 Meşrutiyet’ten leri nereden bulduğu sorulduğunda, tanı- tam bir ay sonra ağustos ayı yangınlarında madığı bir kişinin bir kibritle beraber ken- ilk göze çarpan okul yangınları ve kundak- disine bunu yapması için 10 para verdiğini lama girişimleri olmaktadır. Bu girişimle- itiraf etmektedir. İkdam, yangın çıkaran rin değişen düzene karşı yapılmış olabilme kişilerin hamal, dilenci veya evsiz çocuklar ihtimali yukarıda da ifade edildiği gibi yük- olduğunu yazmakta; Tanin ise, bu son gün- sektir. lerdeki irili ufaklı yangınların köşe yer- Eylül ayında dört yangın birkaç kundak- lerde çıkarıldığını yazmaktadır. Polis tara- lama girişimi tespit edilmiştir. 3 Eylül ta- fından soruşturma başlatılmış fakat belirli rihli Le Moniteur Oriental gazetesi kısa bir bir neden bulunamamıştır.51 Ayın son günü durgunluk döneminden sonra kundakçılar 31 Ağustos’ta polis, beş başıboşu kundak- işe yeniden koyuldular şeklinde haberine lama girişimi suçuyla yargıcın önüne çıka- başlayarak kundakçıların arttığını kanıtla- rarak tutuklamıştır. Bu kişilerin isimleri maktadır. Aynı haberde, Yeni Yol’da, Tü- Ali, Ziver, Ahmet, Bekir ve Osman olarak nel’e uzak olmayan bir yerde bir evde ya- ilan edilmiştir. Diğer yandan, Topkapı’da nıcı maddelere rastlandığı belirtilmekte- Niyazi isimli bir çocuk, Oskiyan adlı birinin dir. Bu konuyla ilgili devriyelerin sayısı ar- evine yanıcı bez parçası atarken görüldüğü tırılmış olsa da alınan ciddi önlemlerin için tutuklanmıştır. Bezlerin ona Abdullah ------51 Le Moniteur Oriental, 28 Ağustos 1908. 52 Le Moniteur Oriental, 31 Ağustos 1908. Bu kısımda geçen Tanin ve İkdam gazetelerinden yapılan alıntılar yine Le Moniteur Orental’den alınmıştır. Evrim ŞENCAN GÜRTUNCA KAREN 2020 / 6 / 9 90 kundakçıları korkutmadığı görülmekteydi. M. Eugénides tarafından yapılmıştır.59 Ha- Zira Rumeli Hisarı polisi bir genci, yanıcı tırlarsak, temmuzda çıkan Yeniköy yar- madde taşırken tutukladı.53 10 Eylül tarihli dımı için yine yardım toplanmıştı ve yine gazete haberine göre Küçükparmakkapı’da yardım komitesinin başında yine Mösyö 3 kişi yanıcı madde taşırken tutuklandı ve Eugénides vardı. Bu durumda bu semtte çı- Pera karakoluna gönderildi.54 14 Eylül tari- kan yangınların zedeleri için bir yardım hinde Karagümrük’te saat 20.00’de, Attik komitesi kurulduğu ve Müslüman, gayri- Ali Paşa’nın evinde çıkan yangında on beş müslim herkesin katkıda bulunduğu söyle- ahşap ev yandı. Polis tarafından soruş- nebilir. İki gün sonra 13 Ekim’de saat turma açıldı.55 15 Eylül’de Yedikule’de Sa- 15.30’da Topkapı’da Odabaşı Sokakta üç matya ve Mirahor (İmrahor) arasındaki ahşap ev yandı ve sigorta teminatına gir- mahallede saat 15.30’da çıkan yangının medi. Diğer yandan, saat 14.00 sularında saat 22.00’ye kadar sürdüğü bilinmekte- Yüksek kaldırım Kulekapı’da bir bakkal dir. Bu yangının verdiği zararın 25.000 dükkânında yangın çıktı ve kısa zamanda Lira civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu yayıldı.60 14 Ekim’de Fatih Kemerlimescit miktarın bir kısmı Osmanlı Genel Sigorta Mahallesinde çıkan yangında yirmi beş ah- Şirketi tarafından karşılandı. Kalan kısmı şap ev yandı. Zedeler farklı mahallelere için yabancı sigorta şirketleri ödenek yerleştirildiler.61 Ekim ayında kundaklama ayırdı.56 18 Eylül’de Kadıköy Moda’da sa- girişimlerine rastlanmadığı görülmekte- bah 09.30’da çıkan yangında iki ev ve iki dir. Fakat gazeteye çok kısa haber olsa da dükkân yandı.57 19 Eylül’de sabah 01.00’de Fatih yangınında yanan ev sayısı dikkati Kasımpaşa’da yangın çıktı ve Arsenal Ca- çekmektedir. Zira önemli yangınların çık- miine bağlı iki ev yandı.58 Eylül ayı kun- tığı semtlerin bir kısmı Fatih’e (Salma daklama girişimlerinin yine Pera yakınla- Tomruk gibi) bağlıdır. Diğer yandan, as- rında (Küçükparmakkapı ve Tünel) olduğu lında ağustos ayında çıkmış ve değil göze çarpmaktadır. Mirahor yangınında si- 1908’in, İstanbul’un gelmiş geçmiş en bü- gorta şirketleri aracılığıyla Müslüman ve yük yangınlarından biri olan ve büyük öl- gayrimüslimlerin dayanışması göze çarp- çekli yangınlar bölümünde incelenecek makta; o yıl Moda’da çıkan ikinci yangın olan Çırçır mahallesi de Fatih’e bağlıdır. dikkati çekmektedir. Semtin o dönemler- Yılın sonuna doğru Kasım ayında çıkan üç deki önemi yukarıda vurgulanmış ve bu yangın tespit edilmiştir. İlki, 6 Kasım’da ikinci yangının da temmuz yangını gibi sa- saat 19.30’da Pangaltı Kaya sokakta dört bah saatlerine çıkmış olması dikkati çek- ahşap ev yanmasıyla sonuçlandı. Evin, İtal- miştir. yan bir şaire ait olduğu ve içinde kimsenin Ekim ayında çıkan dört yangının ilki, 11 yaşamadığı tespit edildi. Komşuların bir si- Ekim tarihinde Yeniköy’de çıktı. 4. Bele- lah sesi duymuş olması önemli bir ayrıntı diye başkanı Rıfat Bey’in yardımlarıyla bir olarak gazeteye yansıdı. İçeride kimse ya- kurtarma ekibi kuruldu. Amerikan Elçiliği, şamıyor olmasına rağmen yangın söndü- Avusturya Elçiliği, Şirket-i Hayriye, Sular rüldüğünde lavabonun önünde iki kişi, biri İdaresi, Tramvay Şirketi, Deniz Feneri Yö- tek kurşunla, diğeri yanağından vurulmuş netimi, Bankalar, Karayolları, Dış İşleri Ba- şekilde ölü bulundu.62 15 Kasım İstanbul kanlığı ve Evkaf İdaresinden yardım top- Koztaş yangınıyla ilgili çıkan tek haber ise landı. Bireysel yardımlar da eklenince top- North British and Mercautile ve Law Union lamda 849.39 Liralık yardım toplanmış ol- duğu tespit edildi. Toplanan yardımların dağıtımı ise kendisi de yardımda bulunan ------53 Le Moniteur Oriental, 3 Eylül 1908. 58 Le Moniteur Oriental, 19 Eylül 1908. 54 Le Moniteur Oriental, 10 Eylül 1908. 59 Le Moniteur Oriental, 15 Ekim 1908. 55 Le Moniteur Oriental, 15 Eylül 1908. 60 Le Moniteur Oriental, 13 Ekim 1908. 56 Le Moniteur Oriental, 16 Eylül 1908. 61 Le Moniteur Oriental, 14 Ekim 1908. 57 Le Moniteur Oriental, 18 Eylül 1908. 62 Le Moniteur Oriental, 7 Kasım 1908. 91 Fransızca Basında 1908 Yılı İstanbul Yangınları: … and Crown adlı sigorta şirketlerinin ko- ve demografik yapısının değiştiği, diğer bir nuyla ilgilendiği oldu.63 Aynı, 20 Kasım’da ifadeyle 20. yüzyıla dönüşüm ve rejim de- saat 01.30’da Attacı Hamam’da çıkan yan- ğişikliğinin en çok hissedildiği ilk bölge- gın haberinde olduğu gibi.64 Kasım ayı yan- lerde yangınların görüldüğüdür. Yılın ta- gınları içinde bir tek Pangaltı yangını şüp- mamına bakıldığında ilk beş ay daha küçük heli görülmektedir. ölçekli yangınların çıktığı, Meşrutiyetin ilan edildiği ve devamındaki aylarda ölçe- Yılın sonunda, 10, 12 ve 30 Aralık’ta üç ğin büyüdüğü ve hatta kundaklama giri- yangın çıktığı tespit edildi. 10 Aralık’ta şimlerinin sayılarının ağustos ve eylül ay- Eminönü’nde Muhlî ve Şevket Efendi’ye ait larında arttığı, yılın sonuna doğru ortalığın dükkân saat 07.00 sularında yandı.65 12 sakinlediği ve yangınların ölçülerinin azal- Aralık’ta sabah 02.00’de, Tophane’de, kar- dığı görülmektedir. Fark edilen ve durdu- bon deposu olarak kullanılan bir taş rulan kundaklama girişimleri, daha fazla dükkân yandı. Sigorta şirketi tazminatı yangının çıkmasını engellemiştir. Yangın- ödemeyi kabul etmedi.66 30 Aralık’ta Yeni- ların tamamının sebebi bulunamamıştır. şehir’de sabah saat 03.00’te Akarca soka- Bazı binalar sigorta teminatında olup si- ğında Yusufaki isimli birine ait zemin ka- gorta şirketlerinin ödemeleri sayesinde ya- tında üç dükkânı olan handa yangın çıktı. nan binalar ıslah edilmeye çalışılmıştır. Bahsi geçen ve kafe olarak kullanılan bu Bazı bölgelerde ise yardım komisyonları dükkanların birinde çıkan yangına Et kurulmuş, Müslüman ve gayrimüslimler isimli sigorta şirketi 300 Lira ödeyeceğini beraber zedelere yardım ellerini uzatmış- bildirdi.67 Aralık yangınlarının ortak özel- lardır. Bu yangınların haricinde, 1908 yı- liği sabah saatlerinde çıkmış ve konut değil lında çıkan dört yangın daha olduğu bilin- iş yerlerinde çıkmış olmasıdır. Diğer yan- mektedir. Bu yangınların bilançosu çok dan, haberlere bakıldığında sigorta şirket- ağır olup, İstanbul Felaketi olarak adlandı- lerinin isminin geçtiği görülmektedir. Emi- rılmaktadırlar. nönü ve Tophane, o dönemlerde esnafın en çok tercih ettikleri yerlerdi. Üstelik Top- 2. Büyük Ölçekli Yangınlar: hane, endüstri okulu ve sanat (meslek) 1908 yılında çıkan üç büyük ölçekli yangın, okulunun da bulunduğu yerlerdi. Bu okul- nüfusu kalabalık ve kozmopolit semtlerde larda okuyup meslek sahibi olanlar çevre- çıkmış olup bilançoları çok ağırdır. Tarih deki dükkânlarda iş yaşamlarına devam sıralamasına göre Hasköy, Arnavutköy ve edebilirlerdi. Aralık yangınlarının dükkan- Çırçır Mahallelerinde çıkan yangınların larda ve sabaha karşı, mesai saatini dı- bahsi geçen semtlerin büyük kısmının za- şında çıkmış olması, binaların taş olması rar görmesine sebep olmuşlardır. yani yangına elverişli olmaması ve haber gazeteye yansıdığında sigorta şirketlerinin 2.1. Hasköy Yangını (13 Mart 1908) adının geçiyor oluşu henüz yeni yeni yer- Yukarıda, küçük ve orta ölçekleri yangınlar leşmeye başlayan sigortacılık kavramının başlığında, mart ayında dört yangın çıktı- tam oturmaması ve sigortadan para almak ğından söz edilmişti. Bu yangınların dördü isteyen kötü niyetli kişilerin yangına sebe- iş yerlerinde çıkmıştı. İçlerinden birinin, biyet verdiği düşüncesini doğurabilir. Okmeydanı yangınının, Hasköy yangının Görüldüğü gibi İstanbul’da 1908 yılında uzantılarından biri olabileceğinin altı çizil- otuz dokuz küçük ve orta ölçekli yangın mişti. Aşağıda görüleceği üzere bu ihtima- çıkmıştır. Yangınlar hem Müslüman hem lin gerçek olma olasılığı çok yüksektir. 14 gayrimüslim mahallerinde çıkmıştır. Dik- Mart tarihli gazeteye haber olan Hasköy kat çeken kısım ise 20. yüzyılla beraber yangını, öğle saatlerine doğru Hasköy’ün çehresi değişen İstanbul’un sosyal, iktisadi varoşlarında çıktı ve bütün öğleden sonra ------63 Le Moniteur Oriental, 17 Kasım 1908. 66 Le Moniteur Oriental, 12 Aralık 1908. 64 Le Moniteur Oriental, 21 Kasım 1908. 67 Le Moniteur Oriental, 30 Aralık 1908. 65 Le Moniteur Oriental, 12 Aralık 1908. Evrim ŞENCAN GÜRTUNCA KAREN 2020 / 6 / 9 92 sürdü. Arabacılar mahallesi Neftali soka- goga yerleştirilmişti. Özellikle evleri ya- ğındaki Avram Léon’a ait bir bakkalda çık- şanmayacak hale gelenlere öncelik tanındı. tığı tespit edildi. Önce tepelere, oradan Ok- Diğerleri, Okmeydanı’nda çadırlara yerleş- meydanı’na kadar sıçradı. İlk gelen haber tirildi. Yangının başından beri olay yerinde çoğunlukla yoksulların yaşadığı 400 evin bulunan Vali Reşit Paşa’nın emirleriyle, ek- yandığı ve 3000 kişinin de evsiz kaldığı mek dağıtıldı. 6. Belediye müfettişi Osman şeklindeydi. Yangının çıkış sebebi Léon’un, Bey, en çok ihtiyacı olan zede ailelerine ve dükkânda, bidonlardaki yağları birbirine Hasköy hahamına gerekli dağıtımları aktarırken yağın donduğunu fark etmesi ve yaptı. Padişah, kurtulanlara moral ver- yağı ısıtmak istemesi olduğu kaydedildi. mesi, gerekli önlemleri alması ve zedelerin Ateşi yakarken bidona çarpmış ve içindeki- korunmasını sağlaması için yaverlerini ler dökülmüştü. Yağ alev alınca önce gönderdi. Diğer yandan, bir İrade yayınla- dükkân, sonra bütün bina yandı. Rüzgârla yarak zedelerin listesini yaptırdı ve valilik birlikte yangın, üç ayrı yöne hızla yayıldı; tarafından korunmalarını sağladı. Vali Re- mahalledeki eski ahşap evlere sıçradı. Yan- şit Paşa’yla birlikte felaket meydanında, gını fark eden bütün komşular kendi hayat- Birinci Ferik ve İtfaiyeci Şefi Seşenyi Paşa, ları pahasına yangınla mücadele ettiler. Ahmet Paşa, askerî itfaiye ikinci Amirali Fakat alevler o kadar güçlüydü ki çabalar Mehmet Paşa ve Pera Jandarma Kuman- yeteriz kaldı. Hasköy itfaiyecileri felaketin danı Hüseyin Paşa da vardı. Bilanço tam meydana geldiği yere ulaştıklarında alevle- belirlenemese de tahmini olarak 35.000 Li- rin büyüklüğünden yangına yaklaşamadı- radan daha fazla zarar olduğu açıklandı. lar; üstelik su kıtlığı vardı. Pera ve Amiral- Alevlerin arasında hayatını kaybeden ço- lik itfaiyecileri (askerî itfaiye) önce yangı- cuklar olduğu da bilinmekte, fakat henüz nın yayıldığı Okmeydanı ve Keçeciler’den kesin bilgi alınamamaktadır. Haim Ber- geldiler. Bütün bu özveri ve fedakarlığa hen’in iki oğlu kayıptır ve bulunamamış- rağmen, yangın yayıldıkça yayıldı. Yarım tır.68 Yangının çıktığı ilk gün gazetede yan- saat içinde aynı anda yirmiye yakın sokak gının çıkış şekli ve söndürülmesiyle ilgili yangına maruz kalmıştı. İnsanlar bu ce- ayrıntılı haber verilmiştir. Takip eden 16 hennem meydanından canlarını kurtar- Mart ve 21 Mart tarihli haberler ise yangın maya çalıştılar. Dört saat içinde itfaiyecile- için yapılan yardımların büyüklüğünü ve rin insan üstü çabalarına rağmen alevler, insanların içten mücadelesini yansıtı- Keçeciler’e kadar ulaştı. Sinagog yakının- yordu. 16 Mart günü Vali Reşit Paşa’ya da daki on ev zarar gördü. Rüzgâr kuzeye dö- ulaştırılan İradeye uygun olarak, Baş Mü- nünce, yangın, Şık Selim ve Kalay- fettiş Osman Bey ve 4. Belediye Başkanı cıbahçe’ye doğru yayıldı ve oralar da yandı. Osman Bey’in aracılığıyla zedelere 2000 Saat 18.30’da yangın durdu. Yangın söndü- somun ekmek, zeytin ve peynir dağıtıldığı rüldüğünde görülen, 400 evin küllerinin ve 4. Belediyenin doktorları Dr. Samuel arasından sağlam kalan bir sinagog ve bir Efendi ve Dr. Mayer Schuttman hastaların de karakolun kaldığıydı. Yaklaşık 3000 kişi tedavisi, ilaç, et ve süt temini için görev- bütün mal ve mülkünü kaybetti. Arkaların- lendirildiği; diğer yandan Mühendis Halil daki enkaza bakakaldılar. Her yerden in- Efendi’nin, yıkılan duvarların, yolların ve leme ve çığlık sesleri geliyordu. Dağılmış ayrıca yanan evlerin ıslahı için çalışmaya aileler birbirlerini arıyordu. Polisler ve be- başladığı; Pera mutasarrıfının kurtarılan lediye memurları var güçleriyle yardım eşyaları listelemeleri ve durumu soruştur- ediyorlardı. Bütün çocuklara şefkat ve öz- maları için memurlar gönderdiği; polisin veriyle göz kulak oluyorlar ve sağlam kalan ise çocukları Yahudi ailelerine emanet edil- sinagogda gecelemelerini sağlıyorlardı. mek üzere evlere yerleştirildiği haber Akşam saat 10’a doğru, birçok aile sina- oldu.69 21 Mart haberi ise hükümetten zi- yade vatandaşların yardımına ayrıldı.

------68 Le Moniteur Oriental, 14 Mart 1908. 69 Le Moniteur Oriental, 16 Mart 1908. 93 Fransızca Basında 1908 Yılı İstanbul Yangınları: …

Adeta bir hayırseverlik patlaması yaşan- yoktu; bütün bu olumsuzluklara rağmen ya- dığı; 5000 kişiden fazla insanın zarar gör- şama devam etmeye çalışıyorlardı.70 düğü Hasköy yangını sayesinde herkesin, Bütün bu çağrılar sonrasında Hasköy zede- din mezhep ayırmadan tek yürek olduğu; leri için toplamda 2563.31 Lira yardım top- bu felaketin herkesin ruhuna işlediği ve in- landı. Yardım yapanlar arasında bankalar, sanlık duygularının ortaya çıkmasına ve- kurum ve kuruluşlar, cemiyetler ve şirket- sile olduğu görüldü. Aynı gün maddi yar- ler varken yapılan bireysel yardımlar da dımlar gelmeye başladı. İlk günden beri sü- gözden kaçmadı.71 Yukarıda işaret edilen regelen kamu yardımı teşebbüsüne ku- komisyon, yardım için büyük bir fon oluş- mandan Isaac Fernandez gelenek ve göre- turulduğunu ve bağışların ve ihtiyaç dağı- nekleri gereği ön ayak olmuştu. Hayırse- tımlarının başlandığını belirtti. Dağıtım, verler gruplara ayrıldı ve çok geçmeden bir Hasköy Erkek Okulundan, Pera Yahudi Ka- komite bir oluşturuldu. Bu komitenin ilk dınlar Cemiyeti tarafından yapıldı. Selanik toplantısı Yahudi dünyasının önemini an- Bankası Müdürü Molho ve Medina et Sam layan, bu birliğin yöneticilerini bilen, Ulus- Asseo Şirketinin Müdürü Raphael Tedeschi lararası Yahudi Birliği’nin yerel komite tarafından da asiste edildi. Kadınlar, fela- üyelerini tanıyan, hümanizm altında bir- ketin üstesinden gelinebilmesi için asli gö- leşmiş ve sorumluklarını bilen kişilerdi. rev üstlenerek çetin ve zorlu bir görevi ka- Galata’dan sorumlu ilk komisyon Kuman- bul ettiler; böylece zedelere umut oldular, dan Isaac Fernandez, Selanik Bankası Mü- adeta mucize yarattılar. Sonuçta, bu fela- dürü Is. Molho ve Wiener Bank Müdürü Is. kette her şeyini kaybettiği 330 aile önce- Gherson’dan oluşmaktaydı. İkinci Komis- likli olmak üzere kıyafet, nevresim ve bat- yon, İstanbul Misyonu, H. Cuenca, Selanik taniye dağıtıldı. Yanan mahalleler küllerin- Bankası İstanbul Şubesi Müdürü Frauses, den yeniden doğdu.72 Bir gün sonra, Has- Molho, Avukat Rosenthal, Tüccar Gruns- köy zedeleri için yardım edenlerin listesi tein, Dr. Marcus, Marco Levy ve Tüccar bir kez daha yayınlandı. Listede Gulbenki- Messullam’dan oluşuyordu. Bu kişiler Ga- yan kardeşler ve Edirne Yahudi Komitesi- lata Erkek Okulunda bir araya gelerek ihti- nin olduğu dikkat çekti. Ayrıca bireysel yaç listesini belirlediler. Yardım komitesi yardımlar yapıldı. 8 Nisan’da Hasköy zede- iş birliği yapılması için yurt dışına bir ta- leri için Yahudi Erkek Okulunda yeni dağı- mim göndermeye karar verdi. Felaketin tımlar yapılmaya başlandı. Yangından za- büyüklüğünü herkesin kalbinde hissetmesi rar görenlere elbise dağıtımına geçildi. 20 sağlanacaktı. Tamim şu şekildeydi: Nisan’da Hasköy kurbanları için toplamda Tüyler ürpertici bir yangın geçen perşembe 3506.22 Lira toplanmış olduğu gazeteye günü neredeyse tüm Hasköy mahallesini yansıdı.73 yıktı geçti. Özellikle Yahudi fakir ailelerin oturduğu yerlerde zarar çok büyük oldu. Bilindiği üzere Hasköy, İstanbul’un en eski Yangın 6 saat içinde 388 ev, 20 dükkân, 1 si- Yahudi yerleşkesidir. İmparatorluğun ye- nagog ve 3 okula zarar verdi. Zedelerin sa- nileşme döneminde bu mahallede küçük yısı 5028’e çıktı. Bu talihsizlik, bütün İstan- çapta atölyelerin ve tersanelerin açıldığı bul halkının acıma duygularını kabarttı. Ve bilinmektedir. 1854’te ilk Musevi okulunun herkes, hiç ayırım yapmadan insani duygu- açıldığı ayrıca bir askerî rüştiyenin de bu- larla yardıma koştu. Kayıpların sayısı çok lunduğu semttir. Yangının yayıldığı Ok- fazla ve felaket tarif edilemez boyuttaydı. meydanı ve Keçeciler ise (muhtemelen gü- İnsanların yangına karşı duyguları ve İstan- nümüzdeki Keçecipiri mahallesi), Hasköy’e bul halkının yardım severliği bu yangın sa- yesinde ortaya çıktı. İhtiyaçlar çok fazla idi bağlı, yerleşimi en kalabalık mahallelerdir. ve halkın işi çok zordu. Zedelere barınakları Yangın; mühendis, doktor, mimar, vali, va- tandaş, Müslüman, gayrimüslim demeden herkesi birleştirmiştir. Ufacık bir ------70 Le Moniteur Oriental, 21 Mart 1908. 72 Le Moniteur Oriental, 6 Nisan 1908. 71 Le Moniteur Oriental, 3 Nisan 1908. 73 Le Moniteur Oriental, 7 Nisan 1908. Evrim ŞENCAN GÜRTUNCA KAREN 2020 / 6 / 9 94 dükkânda çıkan yangın, bir yandan yakla- sandığı açıldı ve duvara zedelerin isim lis- şık 3000 kişinin evsiz kalmasına ve Has- tesi asıldı. Bahriye Nazırının eşi bir yandan köy’ün neredeyse yarısından fazlasının ha- ekmek dağıtırken, diğer yandan vali ve pa- ritadan silinmesine varan bir bilançoyla; dişah arasındaki koordineyi sağladı. Lis- diğer yandan hayırseverlik, yardımlaşma teye göre, zede sayısı Ortodoks cemaatin- yoluyla aynı semtin nasıl ıslah edileceğinin den Ermeni aileler de dahil 1800 idi. Evsiz örneği olarak da tarihe geçti. Din, dil, ırk kalan Ermeniler kendi kulüp ve okullarına ve mezhep ayırımı olmadan vatandaşlık bi- yerleştirildiler. Patrik, zedelere bilgi verdi. linciyle hareket etmenin önemi ortaya 4. Belediye başkanı ekmek dağıttı. Kandil- kondu. lideki İngilizler İngiliz elçisinin eşi Lady White aracılığıyla; Amerikalılar ise Robert 2.2. Arnavutköy Yangını (7 Haziran Kolej’den toplanan 10 Lira para ile zedelere 1908) yardım ettiler. Patrik’in talebiyle yardım Yılın en büyük yangınlarından biri olan Ar- komisyonu oluşturuldu. Valinin emriyle ise navutköy yangını 7 Haziran günü akşam zarar gören duvarlar tamir edilmeye baş- saat 10.00’da Yağhane Sokak rıhtım yakını landı.75 Bahsi geçen yardım komitesi, Os- Taxiarques Kilisesi arkasında, biletçi Lio- manlı Bankasında Pangiri Bey başkanlı- nidas’ın metrukelerinden Aristodoule’nin, ğında toplandı ve ilk listeyi hazırladı. Mitz ailesinin ve 3 kişinin yaşadığı evde İkinci listenin ise iki gün sonra yapılacağı çıktı ve bağlantılı evlere sıçradı. Üç ayrı bildirildi.76 Bir gün sonra, 19 Haziran ta- yöne doğru yayılarak Ayazma ve Terkos rihli gazete haberine göre mühendisler, ya- mahallelerine ulaştı. Alevler anca ertesi sa- nan evlerin toprak ve arsalarını ölçtü ve bah sakinledi. Çoğunluğu ahşap 300 ev padişahın emriyle yeni bir plan çizme ve yandı. Sokakların darlığı sebebiyle itfaiye- yeniden inşa işine giriştiler. Felaketten et- cilerin olay yerine ulaşamamasının yanı kilenen yoksul insanların durumları, kay- sıra su kıtlığı sebebiyle yangın söndürüle- gıları göz önünde bulundurularak ayrıca medi. Padişah yangının söndürülmesi için görüşüldü.77 1 Temmuz’da, yardım komis- emir verdi. Pera yöneticileri de yangın ye- yonu, gelen her türlü yardımı kabul etmeye rine geldiler. Bazı itfaiyeciler duvarların başlamıştı. Bu sayede birçok aileye yardım yıkılmasından dolayı yaralandı. Dört çocuk eli uzatıldı. Bu felaketin, Rum cemaatinin kayboldu.74 Bir sonraki gün yangın hakkın- yoksul kısmını derinden yaraladığı orta- daki detaylar gazeteye haber oldu. Vali Re- daydı. Bu sebeple diğer cemaatlerle birlik şit Paşa, İtfaiyeci Şefi Seşenyi Paşa, İkinci olunması istendi. Yardımlardan toplamda Amiral Mehmet Paşa ve Bebek, Arnavutköy 575.23 Lira toplandı.78 ve Kuruçeşme sakinleri felaket yerine Temmuz ayında çıkan küçük ve orta ölçekli geldi. Vali gerekli tüm önlemleri aldı ve ze- yangınlar başlığında Arnavutköy’de bir delere yerleşim yeri sağlama işini üstlendi. yangın çıktığından yukarıda söz edilmiş ve Belediye tarafından ekmek, peynir ve zey- mahallenin özellikle bir gayrimüslim yer- tin dağıtıldı. Padişah ise ihtiyaç listesi ya- leşim yeri olduğu vurgulanmıştı. Büyük öl- pılmasını emretti. Küçükayazma’da, kırka çekli yangınlar başlığında analiz edildi- yakın baraka yangın zedelerine lojman ola- ğinde, yukarıdaki Hasköy yangıyla büyük rak düzenlendi. İhtiyaç olan odun sipariş Arnavutköy yangının ortak özellikleri ol- edildi. Arnavutköy’de yaşayan Sultan Se- duğu görülmektedir. İkisi de Meşrutiyet’in niye Hanım ve Feride Hanım zedelere 200 ilanına kısa bir zaman kala çıkmıştır. Has- somun ekmek; Hıdiv annesi ise 3 gün bo- köy Yahudilerin, Arnavutköy (yangının çık- yunca dağıtılacak 1000 somun ekmek te- tığı kısmı) yabancı ve Rumların yaşadığı min etti. Taxiarques Kilisesinde yardım

------74 Le Moniteur Oriental, 8 Haziran 1908. 77 Le Moniteur Oriental, 19 Haziran 1908. 75 Le Moniteur Oriental, 9 Haziran 1908. 78 Le Moniteur Oriental, 1 Temmuz 1908. 76 Le Moniteur Oriental, 18 Haziran 1908. 95 Fransızca Basında 1908 Yılı İstanbul Yangınları: … yerdir. Her iki mahalle de dönemin en meş- Öğleden sonra 14.30’da Fatih Çırçır mahal- hur azınlık ve yabancı okullarının bulun- lesi çıkmaz sokakta çıkan yangın İstan- duğu semttir. Her iki mahallede de ahşap bul’un küçük bir bölümünün yok olması se- evler yanmıştır ve bilanço 300-400 evin bep oldu. Yangın, bir Müslüman okuluna yangından zarar gördüğüdür. Her iki yan- bağlı ve deniz teğmeni Ömer Efendi’ye ait gına da hükümet komisyonlar kurarak yar- ahşap bir evde çıktı. Evde, arabacı Mehmet dım elini uzatmıştır. Diğer bir ifadeyle, Ağa kiracı olarak yaşıyordu. Yangını gören azınlık veya yabancılara karşı hükümet ta- komşular yangını söndürmeye çalıştı. Fa- rafından yapılan bir kundaklama olmadığı kat çabaları boşunaydı. Çünkü kuzey anlatılmaya çalışılmış; Müslüman gayri- rüzgârı şiddetli esiyordu ve rüzgâr alevle- müslim halk birlikte yardım elini uzatarak rin farklı yönlere yayılmasına sebebiyet birlik ve beraberlik sağlanmıştır. Has- verdi. Yangın bir taraftan At Pazarı, Des- köy’deki zedeler geleneklerine uygun ola- tahçılar, Yemenciler, Derehane yokuşu, rak sinagog veya Yahudi konutlarına; Ar- Fetvahane ve Saraçhane’ye doğru gider- navutköy’dekiler ise kiliselere yerleştiril- ken; diğer yandan, İskender Paşa Camiine mişlerdir. Her iki mahallenin ıslahı için doğru yayıldı. Sonrasında Kolat Meydanı mimar ve mühendisler görevlendirilmiş ve ve Ortaçeşme’ye doğru yayılırken, diğer bunu için özel irade çıkmıştır. Bütün bun- yandan Kırk Çeşmeye doğru yayıldığı gö- ların yabancı basına yansıması ise önem rüldü. Yanan ev ve dükkân sayısının 5000- arz etmektedir. Meşrutiyetin ilanı (24 6000 civarında olduğu söylenmektedir. İs- Temmuz 1908) sonrasında temmuz ve tanbul, Pera ve Amirallik itfaiyecileri (as- ağustos aylarında sebepleri bulunmayan kerî itfaiye) ve çevre ve banliyödeki gayri birçok yangın çıktığı ve hatta çok sayıda resmi itfaiyeciler yayılan yangını söndür- kundaklama girişimine rastlandığı yuka- meye gelmiş olmalarına rağmen, birçok rıda vurgulanmıştı. Bunların biri ise yuka- yerde su sorunu olduğundan yangına ça- rıda vurgulanan, 2000 evin zarar gördüğü buk müdahale edilemedi. Yangın Saraç- ve bir Müslüman okulu yakınında çıkan At- hane’ye kadar geldi ve yayıldıkça insan ka- pazarı yangını ile aynı gün ve aynı saate yıplarının sayılarının katlandığı tespit denk gelen Çırçır mahallesi yangınıydı. Di- edildi. Askerler ve itfaiyeciler de bu kayıp- ğer bir ifadeyle aynı gün aynı saatte çıkan lara dahildi. Beş kadın ve çok sayıda çocuk iki yangına itfaiyenin ihtiyacı karşılayacak çoktan ortadan kaybolmuştu. Birçok yaralı, şekilde yetişmesi mümkün müydü? Belki sokaklarda yatıyordu. Dakikalarla savaşılı- de Atpazarı yangını (bu mahalle ve Çırçır yordu. Sadrazam dâhil olmak üzere, Tüm- her ikisi de Fatih’e bağlıdır), Çırçır yangı- general Osman Niyazi Paşa, Harbiye Nazırı nın bir uzantısıydı. Eğer öyleyse gazete ne- ve Rıza Paşa, Topçu Bakanı, Birinci Ferik den Atpazarı yangınını ayrı bir haber ola- Mahmut Muhtar Paşa, Savunma Kuman- rak vermişti? danı, İkinci Amiral Arif Paşa, Bahriye Ba- kanı, Hakkı Bey, İçişleri Bakanı, Vali Ziver 2.3. Çırçır Yangını (23 Ağustos 1908) Bey, Polis Bakanı Sami Paşa ve İstanbul ku- 23 Ağustos Çırçır yangını, La Catastrophe mandanı Ferit Paşa yangın yerine geldiler; de Stamboul (İstanbul felaketi) olarak ad- gece yarısına kadar olay yerinde kaldılar. landırılmış ve gazetede “Milyonlarca Ev İtfaiye taburu, Birinci Ferik Seşenyi Yandı” alt başlığıyla yer almıştır. Diğer bir Paşa’nın emirleriyle yangını söndürmek ifadeyle 20. yüzyılın en büyük yangınların- için kahramanca yarıştılar. Askerler de dan biri olarak;79 hatta 1870 Pera yangı- aynı cesurca davranışları sergilediler. Yan- nından sonra çıkan en büyük yangın olarak dığı tespit edilen mahalleler şunlardı: Çır- tarihe geçmiştir.80 çır, Hacı Hayrettin, Atpazarı, Destihancı- lar, Çinli Cadde, Kovacılar, Kırk Çeşme,

------79 Cezar, 1963: 376. 80 Aykut, 2016: 6. Evrim ŞENCAN GÜRTUNCA KAREN 2020 / 6 / 9 96

Arabacılar, Saraçhane, Devehane, Sıra Ka- İkinci Belediyede 632 ev, 947 dükkân, 13 sap, Çincila, Hafanhane, Amunca Hasan han, 4 camii, 5 tekke; Üçüncü Belediyede Paşa, Kıztaş, Sarıgüzel, Sofular, Akarca 175 ev, 9 dükkân, 3 han, 3 camii, 1 hamam, Cadde, Atmeydan, Ortaçeşme, Halıcılar, 5 bekar evi ve 1 tekke zarar gördü. Fatih, Nalburlar ve İskender Paşa çevresi. Ayrıca Şehzade ve Aksaray bekçilerinden alınan üç ya da dört karakol ve dört mescidin yan- rapora göre 2139 binanın yandığı ve bele- dığı kayıtlara geçti. Bu felaketin kayıpları diyenin 1924’ünü tamir ettiği haberi geldi. korkunçtu. Fakat birlik, kardeşlik ve insan- Aynı raporda 660 odalık 33 hanın da yan- lık duygularının her sınıfı birleştirdiği gö- dığı yazmaktadır. Bir başka rapora göre rüldü. Görevlerin veya rütbelerin büyük- 2779 bina yandı, 7 kişi alevlerin arasında lüğü veya küçüklüğüne bakmadan herkes can verdi, birçok itfaiyeci yandı veya ağır yardıma koştu. İnsanların yaşamlarını sür- veya hafif yaralandı. Birçok evcil hayvanın dürmeleri için neredeyse bir çatı bile kal- yanarak öldüğü, bir ağılınsa tamamen yan- mamıştı. Hatta yemek için bir parça ekmek dığı bildirildi. Tümgeneral ve Harbiye Na- bile… Görülen, bir yangının bir gecede İs- zırı Osman Niyazi Paşa, zedelere ekmek tanbul’u nasıl felakete sürükleyebildiğiydi. dağıttı. Evvelsi gün bütün geceyi olay ye- Diğer yandan, birlik duygusu, Petit rinde geçirdi ve yardım dağıtımını orga- Champs’ın81 bahçesinde bile anlık ve içten nize etti. Harbiye Nazırlığı tarafından ça- yardımlara sahne oluyordu. O gün bahçede dırlar kuruldu ve zedeler için yeni yaşam havai fişeklerle bir gece kutlaması vardı. alanları oluşturuldu. Akşam ise 6000 so- Giriş paralıydı; iki kuruştu. Ancak felake- mun ekmek yapıldı ve dağıtıldı. Zeytin ve tin haberi gelince, havai fişekler durdu- diğer gerekli gıdalar da eşit olarak dağı- ruldu ve giriş parası kaldırıldı. Gişede top- tıldı. Her üç belediye dairesi de olay ye- lanan 50 Lira yangın için ayrıldı ve bahçe, rinde bulundu. İnsanların yeni yaşam alan- yangın zedelerine açıldı. Hayırseverler ze- larına yerleştirilmesi için acil önlemler deler için para vermeye başladı. İlk hayır alındı. Evsiz kalanların listesi yapıldı. Di- sever M. Stavro Pappadopoulo idi. Kendisi ğer yandan polis, kurtarılabilen eşyaların 10 Lira verirken, M. Spaddy 50 Franklık yağmalanmaması için önlemler aldı. Eşya- yardım yaptı. O günün tüm geliri yangın lar camilere ve devlet kurumlarına götü- zedelerine ayrıldı.82 25 Ağustos tarihinde rüldü. İçişleri bakanlığı ve valilik, yanan bu yangınla ilgili çıkan haberde İçişleri Ba- mülklerin toparlanması, vakıf mallarının kanlığı tarafından bir komisyon oluşturul- özellikle belirlenmesi ve evsiz kalan kişile- duğu kayda geçti. Komisyon başkanlığına rin tespiti için görevlendirmeler yaptı. Ek- Hakkı Bey getirildi. Zedelere dağıtılacak mek dağıtılması için İrade çıktı. Hayatta yardımların bundan böyle bu komisyonda kalanlara yer temini ve hastalıklarla müca- toplanacağı söylendi ve detaylar anlatıldı. dele için ilaç dağıtılması ve ayrıca gerekli Toplanan yardımın önce fakir veya yasta hijyenik ortamın sağlanması için çalışıl- olan ve sefalet çeken ailelerle dağıtılacağı ması emredildi. Sigorta şirketlerinin taz- emri verildi. Komisyon üyeleri Vali Ziver minatı ödemeyi kabul etmelerine rağmen Bey, Osmanlı Bankası Müdürü Pangri Bey, Padişah, yangın zedeleri için 5000 Lira bankacılar M. Fernandez ve Karageussian, gönderdi. Sadrazam ve Şeyhülislam, her İstanbul Odası başkanı Mehmet Abud biri 100’er Lira, Adalet ve Dışişleri Bakan- Efendi ve Osmanlı basınının iki üyesinden ları 50, diğer bakanlar 30, Harbiye Nazırı oluşuyordu. Ayrıca olay yerine, felaket ala- ise 20 Lira ayırdı. Osmanlı Bankası 200, Le nının ıslahı için valilik mühendisleri gön- Credit Lyonnais 50, Deutsche Orient Bank derildiler. Mahallelerin yeni planlara göre ve Societe du Tombae 25’er Lira ayırdı. Du- yeniden yapılandırılmasına karar verildi. rumla ilgili Mutfak Sendikası dün acil ola- Yangının bilançosu şöyleydi: Birinci bele- rak toplandı ve öğleden sonra Cesar diyede 84 ev, 7 dükkân, bir okul, bir camii;

------81 Petit Champs, günümüzdeki Taksim’dir. 82 Le Moniteur Oriental, 24 Ağustos 1908. 97 Fransızca Basında 1908 Yılı İstanbul Yangınları: …

Testa’nın başkanlığında zedeler için hayır- isimli bir kumandan ve meşhur Rum ban- severlerin bir araya gelmesi için açılış kacı Eustache Eugenidis bu komisyona yaptı. Akşam olduğunda 700 kuruş çoktan atandılar. Sağlık konseyi 54 Lira topladı. toplanmıştı. La Societa Opera, zedeler için Sigorta şirketlerinden 1450, Law konser tertipledi. Ayrıca bir sonraki akşam Union Crown ise 800 Lira yardım yaptı. amfi tiyatroda zedeler yararında Kemal Tanin gazetesi havai fişekler için harcaya- Bey’in Vatan oyunun sergilenmesi kararı cağı parayı zedelere vermeyi tercih etti. alındı.83 Bir akşam ise Tophane’de topçular Uluslararası Alliance Israelite ise 200 konseri tertipledi. Biletler satışa sunuldu. frank yardım yaptı.86 Toplanan para Os- Felaketle birlikte 8-9 bin kişinin sokak- manlı Bankasına gönderildi çünkü ödeme- larda kaldığı tespit edildi. Bu kişiler için ler komisyon kararlarına göre yapılacaktı. özel önlemler alınması gerekiyordu. Büyü- M. Baker durumu Londra’ya bildirdi. Ay- kada’da bu kişiler için bir balo düzenlen- rıca, evindeki yatak takımını zedelere ver- mesinin iyi olacağı düşünüldü. Bu balonun mek istiyordu. Toplanan miktar 1027.836 bir sonraki gün Niyazi ve Enver kruvazör- Kuruş idi. Anadolu karayolları birliği 1000 leri ise yapılması planlandı. Fakat öncelikli Lira; Mahmut Sırrı, Hıdiv İsmail Paşa ve olan aç insanlar için ekmek temin et- karısı 200 Lira bağışladı. La Gazette de Co- mekti.84 Şehzadeler Mehmet Selim, Tevfik, logne Almanya’da da İstanbul’a yardım için Abdulkadir, Ahmet, Burhaneddin, Abdur- liste hazırladı. Başında ise imparator Guil- rahim Efendiler, Nurettin ve Mehmet Abid laume’un adı vardı. İmparator 10000 Mark Efendiler, Sultanlar Ayşe, Sadiye, Refiye ve yardım etmiş ve padişaha telgrafla bildir- Samiye Sultanların her biri 150 Lira bağış- mişti. Telgrafta ayrıca iyi niyetlerini ve bu ladı. Harem’den gelen 200 Lirayla, Padişah felaket için üzüntülerini dile getirmişti. Bu ve ailesi toplamda 7000 Lira yardım yap- yardımlar haricinde Deutsche Bank 1000 mış oldu.85 Diğer yandan Kemal Bey’in po- Lira; diğer kuruluşlar ise hatırı sayılır üc- püler oyunu Vatan o zamana kadar topla- retler yatırdılar.87 Viyana’da Politische nan en yüksek gelirini elde etti ve zedele- Korrezpondenz Gazetesi, İstanbul felake- rin en acil ihtiyaçları buradan karşılandı. tini ve Kral François Joseph’in padişaha Gösteri, 1 saat 45 dakika sürdü ve biletler başsağlığı dilediğini yazdı. Osmanlı hükü- 200 Liradan satıldı. Diğer yandan, gösteri- metine hem Avusturya Macaristan dış iş- nin birinci yarısından sonra hayırseverler leri bakanı hem de büyükelçi başsağlığı di- tarafından müzayede satışları yapıldı. leklerinde bulundu. Bunun yanında Baron Amaç, yardım ve birliği sağlamaktı. Fuat Marshall 150 Lira bağış yaptı; büyükelçilik Paşa’ya 20 Liraya bir kol saati satıldı. 2 Li- ve sefaret çalışanları da yardımda bulun- ralık masa için taşınabilir cam satışa çıktı dular. Anadolu demiryolu genel müdürü ve iki müzayedeci tarafından fiyat 80 Li- 50, Mme. Huguenin ve iki kızı her biri raya kadar yükseltildi. Cemal Bey 100 Lira 25’er, Anadolu demiryolu müdürü M. T. verdi ve cam, satıldı. Değeri 10 Lira olan Kautz 50 Lira yardımda bulunurken, bir bir ürün 150 Liraya Prens Aziz tarafından mandıra sahibi de günde 100 okka süt ba- satın alındı. 48 Liraya bir tablo, 20 Liraya ğışladı.88 İtalya kralı, padişaha İstanbul bir gravür satıldı. Bir önceki gün amfi ti- yangını için başsağlığı dileyen İstan- yatrodaki bilanço milyar Türk Lirası ka- bul’daki birçok aileyi vuran yangını üzün- dardı. Reşat Bey’in usta yönetmenliğiyle tüyle öğrendik. İtalya kralı yangın zedeleri oyunu oynayan sanatçılar için, elde edilen için 25000 frank göndermek istiyor. Sadra- gelir, tam bir zaferdi. Gönüllüler defile ve zamdan yanıtı bekliyoruz telgrafını yolladı. alkışlarla karşılandı. Yardım için İçişleri Bir gün sonra 1 Eylül’de, Fransız koloni- Bakanlığında kurulan komisyonun başkanı sinde yangın zedeleri için yardım sandığı Hakkı Bey olarak belirlendi. Leon Berger ------83 Gazete, Namık Kemal’den söz ediyor. 86 Le Moniteur Oriental, 27 Ağustos 1908. 84 Le Moniteur Oriental, 25 Ağustos 1908. 87 Le Moniteur Oriental, 28 Ağustos 1908. 85 Le Moniteur Oriental, 27 Ağustos 1908. 88 Le Moniteur Oriental, 29 Ağustos 1908. Evrim ŞENCAN GÜRTUNCA KAREN 2020 / 6 / 9 98 açıldı ve büyük miktar para toplandı. Yar- Hakkı Bey’in bilgisi dahilinde koordine dım listesi L’Union Français’e verildi. Di- edildi. Ayrıca Büyükdere polo kulübünde ğerleri Pera’ya gönderildi: Bon Marche, bir parti, Büyükada’da bir organizasyon ve Lannessans, Auziere, Meyrand, Haham Pera’da bir tiyatro oyunu sergilenmesi ka- Marcus, İstanbul’daki bir azınlık okulu mü- rarlaştırıldı. Krupp temsilcisi Bay Huber, dürü ve Aşkenazim cemaati müdürü Reis- fona, 1325 sterlin verilmesini emretti. Ko- ner, İçişleri Bakanlığına giderek bir azınlık mitenin ikinci toplantısında, toplanan pa- okulu olan Hilfsverein adına 2500 Frank’ı, ranın en çok zarar görenlere öncelikli ve- zedeler için bağışladı. Petit Champs’daki rilmesi kararı alındı. Evlerin yeniden in- kutlamada zedeler için net 12642.20 kuruş şası için de bütçe ayırılacaktı. Komisyon toplandığı hesaplandı. İstanbul-Selanik de- üyesi Pangiri Bey paranın, Galata, Pera ve miryolu bağlantısı ve İzmir-Kasaba uzantı İstanbul’daki Osmanlı Bankası gişelerine hattı komisyonu ise 1000 Lira bağışladı. verilmesini önerdi ve öneri kabul edildi. Bütün bağışlar Osmanlı Bankasına zedeler Banka, para yattıkça komisyona makbuz için açılan özel hesaba yatırıldı. Diğer yan- verecekti. Hayırseverlerin listesi ise gaze- dan, Viyana’da İmparator François Joseph, telerde yayınlanacaktı.90 7 Eylül tarihli ha- 15000 kron; Avusturya-Macaristan elçisi berde Kral Edward, imparator William, ise 4000 kron bağışladı. Hıdiv ise Mah- İtalya Kralı Guillaume ve İmparator King russa isimli yatında İstanbul zedeleri yara- Francis Joseph tarafından İstanbul yangını rına bir parti vermeyi düşündüğünü be- için verilen armağanların dış işleri bakan- lirtti. Ayrıca, İtalya’da Societa Operaja’ya lığına bildirildiği yazıldı. Fransız büyükel- üye birçok kişi, İtalyan büyükelçisi aracıyla çisi M. Constans, M. Falliers adına fona İstanbul zedelerine yardım için bir araya 10000 frank bağışladı. Ayrıca Byzantia ga- geldiler. Diğer yandan, Osmanlı, İttihat ve zetesine göre yakın bir zamanda zedeler Terakki’nin bilgisi dahilinde zedelerin yar- için saray bahçesinde, padişahın emriyle dımı için bir Pazar; Petit Champs’ın bahçe- konser verileceği bildirildi.91 İstanbul ze- sinde ise bir çadır kuruldu.89 Francis Me- deleri için bir yardım fonu da İtalyan kolo- morial’da, İngiliz Büyükelçisi Gerald nisinde de açıldığı duyuruldu. İtalyan bü- Lowther başkanlığında, İngiliz kolonisin- yükelçisi Francavilla 150 Lira; Markiz den nüfuzlu kişilerle son felaket için yapı- adına 300 frank; Eski Hıdiv İsmail Paşa ise labilecek bir şey olup olmadığıyla ilgili top- 300 mark bağışladı Birçok yabancı gazeteci lantı yapıldı. Komite üyeleri Osmanlı borç- ve milletvekili İstanbul’a günübirlik gezi ları Yönetimi Konseyi Yöneticisi ve Hol- düzenlemeye başladı. Ay sonuna doğru İs- landa ve İngiltere Ulaştırma Delegesi Sir tanbul’da olacak ve Taksim bahçelerinde Adam Block, İngiltere Genel Konsülü Eyres, şarkı söyleyerek zedeler için yardım topla- 2. Amiral Henry Woods, William Whitall, yacaklardı.92 Yardım fonu komitesi İçişleri Aziz Hudgson ve Osmanlı Bankası şube mü- bakanı Hakkı Bey’in başkanlığında yaptığı dürü M. Nias olarak belirlendi. Müdür açış 3. oturumda zedeler için verilen konser konuşmasında toplantının amacının İstan- projelerine son verilmesi ve paraların yan- bul’a yardım olduğunun altını çizdi. Ko- mış evlerin tamiratı için bir plan dahilinde mite tarafından 300 Lira yardım toplandı. kullanılması kararı alındı.93 Basın sendi- İngiliz gazetelerine 3000 evin ve 10000 ki- kası, gelirin zedelere bağışlanacağı bir ti- şinin zarar gördüğü İstanbul yangını için yatro oyunu veya kamusal alanda bir parti yardım fonu oluşturulacağı ve bunu Os- manlı Bankası ya da London Agency’ye gönderileceği, fonun isminin İstanbul Yan- gını İçin İngiliz Yardım Fonu olacağı haberi verildi. Bahsi geçen fon, içişleri bakanı ------89 Le Moniteur Oriental, 31 Ağustos 1908. 92 Le Moniteur Oriental, 8 Eylül 1908. 90 Le Moniteur Oriental, 4 Eylül 1908. 93 Le Moniteur Oriental, 9 Eylül 1908. 91 Le Moniteur Oriental, 7 Eylül 1908. 99 Fransızca Basında 1908 Yılı İstanbul Yangınları: … düzenlemeye karar verdi. Paris’teki Os- yirmi yedi yangın musluğu ve bu musluk- manlı elçisi Naum Paşa sendikaya Fransız ları besleyen iki ayrı su kaynağı olduğunu basınına teşekkür eden bir yazı yazdı.94 söylemektedir. Özellikle Çarşamba mahal- lesinde çıkan yangında su noksanlığının Büyük ölçekli yangınların içinden Çırçır söz konusu olmadığı, bir evin söndürül- yangını en çok ses getiren yangınlardan mesi için üç ayrı yangın musluğunun kulla- biri olarak tarihe geçti. Osman Ergin bu nıldığı gazetede yazmaktadır. Yedikule ka- yangında 1324 binanın yandığını söyle- nalizasyonlarında çıkan yangınlarda da iki mektedir.95 Mustafa Cezar ise, yangının itfaiye musluğu kullanıldığına vurgu yapıl- Topkapı tarafına uzanan bir kolu oldu- makta ve su borularında suyun bitmeye- ğunu, Çapa’daki Kazasker Abdurrahman ceği yazmaktadır. Yangın musluklarının Çelebi camiinin yandığını eklemiştir.96 anahtarla çalıştığı ve her itfaiyecinin ken- Yangının anayasanın ilanından bir ay dine ait anahtarı olup yangın esnasında sonra çıkması ve civar mahallelere sıçra- muslukları açma hakları olduğu gazetede ması, kundaklama olabilme ihtimalini akıl- ayrıca vurgulanmıştır.99 İki yıl sonra, lara getirmektedir. Kundakçıların, saray- 1910’da İstanbul’da yangınla mücadele için daki eski istibdadı istedikleri, hürriyet ve yeni bir yöntem geliştirilir ve yangın çıkan anayasayı kabul etmedikleri ve hatta baskı yerin bitişiğindeki evlerin yıkılmasına ka- döneminin hafiyeleri olabileceğine ve bu rar verilir.100 yangını tertip ettiklerine dair bir söylenti dolaşmaktadır. Özellikle 28 Temmuz af- 1908 yılında İstanbul’da çıkan yangınların fıyla dışarıya çıkan sabıkalı kişilerin ve tamamı aşağıdaki haritada gösterilmiştir. Anadolu’dan İstanbul’a göç edenlerin bu Haritaya bakıldığında, yangınların, çoğun- yangında rolü olabileceğine dair teoriler lukla Avrupa yakasında çıktığı ve belli böl- üretilmektedir.97 Fakat hükümet, böyle bir geler etrafında seyrettiği görülmektedir. teoriye zemin hazırlamamak için var gü- cüyle çalışmıştır. Hatta Çırçır yangınında, diğer yangınlardan farklı olarak, uluslara- rası bir yardım fonu oluşturulmuştur. 1908 yılında çıkan Yeniköy, Arnavutköy, Mira- hor ve Çırçır yangınları, 1854-1954 yılları arasında yüz yıllık dönemde İstanbul’da çı- kan en büyük yangınlar listesine girmiştir. Yeniköy’de 107, Arnavutköy’de 109, Mira- hor’da (Yedikule) 207, Çırçır’da 1500 bina yandığı tespit edilmiştir.98 Le Moniteur Oriental Gazetesinin 24 Eylül 1908 yılında çıkan sayısında, Su İdaresi’nin İstanbul’da çıkan yangınlarla ilgili açıklaması bulun- maktadır. Açıklama, yangınların söndürül- mesi sürecinde Terkos’taki su eksikliği se- bebiyle gecikmeler yaşandığına dairdir. Gazete ise bu açıklamayı eleştirmektedir. Gazete, susuzluğun söz konusu olmadığını,

------94 Çırçır yangınıyla ilgili L’Aurore, New York Times ve 96 Cezar, 1963: 376. Tercüman-ı Hakikat Gazetelerinde de haber çıkmıştır. 97 Aykut, 2016: 5, 8, 20. Akt. Aykut, 2016: 16. Le Moniteur Oriental, 12 Eylül 98 Sakaoğlu, 1993: 430. 1908. 99 Le Moniteur Oriental, 24 Eylül 1908. 95 Ergin, 1922. 100 Boyar ve Fleet, 2017: 87. Evrim ŞENCAN GÜRTUNCA KAREN 2020 / 6 / 9 100

Harita: 1908 Yılı İstanbul Yangınları101 daklamaların sigorta dolandırıcılığı sebe- biyle yapılıyor olma ihtimali de yüksektir. Sonuç İhtimalleri bir kenara bıraktığımızda, yan- 1908 yılı, II. Abdülhamit, yani istibdat dö- gınların çıktığı semtlerin kalabalık, çok nü- neminin bitişi; anayasa ve hürriyetin geliş fuslu veya varlıklı ailelerin oturdukları yılıdır. İstanbul ise imparatorluk coğrafya- semtler olduğu, birçok binanın ise sigortalı sındaki değişimlerin görüldüğü ilk yerdir. olduğu göze çarpmaktadır. Yangınlar hem Bu çalışmada İstanbul’da 1908 yılında top- Müslüman hem gayrimüslim mahallerinde lam kırk iki yangın çıktığı tespit edilmiştir. çıkmıştır. Müslüman mahallerde çıkan Sakaoğlu, Abdülhamit (1876-1909) döne- yangınlardan, örneğin ocak ayında çıkan minde toplam 114 yangın çıktığını ve top- büyük Beşiktaş yangınının, padişahın lamda 8321 bina yandığını tespit etmiş- ikinci kâtibi ve mabeyinci İzzet Paşa’nın tir.102 1908’de toplam kırk iki yangın çıktı- konağında veya şubat ayında çıkan yangı- ğına göre, Abdülhamit döneminde çıkan nın 8. Belediye Dairesi Başkanı İbrahim Et- yangınların %36,84’ü 1908 yılında çıkmış- hem Bey’in taş konağında çıktığı göze çarp- tır ve bu oldukça büyük bir orandır. maktadır. Diğer bir ifadeyle, eğer bir ihmal yoksa, önemli mevkilerde bulunan bu in- Genele bakıldığında, Haziran, Temmuz, sanlardan memnun olmayan kişilerin kun- Ağustos ve Eylül aylarında çıkan yangıların daklama yapmış olma ihtimali yüksektir. bilançolarının diğerlerine oranla daha ağır Bilançosu diğerlerine oranla daha büyük olduğu görülmektedir. Bu, öncelikli olarak yangınların çıktığı Hasköy, Arnavutköy ve hava sıcaklığına bağlanabilir. Fakat tek se- Çırçır gibi mahalleler ağırlıklı olarak gay- bebin bu olduğu söylenemez. Zira 1908 yı- rimüslimlerin yaşadığı mahallelerdir ve lının tamamına bakıldığında her ay en az farklı yıllarda farklı ölçeklerde yangınlara iki yangın çıktığı gözlemlenmektedir. Kun- sahne olmuştur. Bu, mahallelerin yangına

------101 Harita, tarafımızdan hazırlanmış olup, yıldız iko- 102 Sakaoğlu, 1993: 436. nuyla işaretlenenler, makale içerisindeki “büyük öl- çekli yangınları” göstermektedir. 101 Fransızca Basında 1908 Yılı İstanbul Yangınları: … açık veya ev yapısının yangına elverişli ol- lik ve beraberlik duygularını güçlendirmiş- duğunu göstermektedir. Özellikle Has- tir. Yaşanan can veya mal kayıpları sebe- köy’de 1883 ve akabinde 1894’te çıkan yan- biyle başka semtlere taşınma, semtlerdeki gınlar sebebiyle semt çok zarar görmüştür. demografik yapının değişimine sebep ol- O zaman da aynı 1908 yangınında olduğu muştur. Evsizlik ve salgın hastalıkları be- gibi, padişahın yakın ilgisi, para yardımı raberinde getiren yangınlar sonunda kül için toplanan heyet ve ödenen tazminat- olan konak veya han gibi yapılar tarihi do- larla yeniden yapılanmıştır.103 20. yüzyılın kuyu değiştirirken; bedesten ve çarşıların başlarında Pera, Galata, Tophane, Hasköy yanması ticari hayatı da etkilemiştir. (ki bu semtlerin her birinde en az bir yan- gın çıkmıştır) nüfusunun çok büyük çoğun- luğunun yabancı veya gayrimüslimlerden KAYNAKÇA oluştuğu bilinmektedir. Özellikle Hasköy, Gazeteler geniş Yahudi ve Rum nüfus barındırmakta- dır.104 Diğer bir ifadeyle varlıklı, elit, tüc- Le Moniteur Oriental / The Oriental Adver- car, kuyumcu vb. mesleklere sahip kişile- tiser, 1908 yılı sayıları. rin yaşadığı yerlerdir. Bu da talan ve SALT Araştırma, Osmanlı İmparator- yağma olaylarının sayısını artırmaktadır. luğu’nda Fransızca Basın Projesi. Üstelik bu yangınlar İstanbul’a “kül fuka- ralığı” kavramını getirmiştir. Kül fukara- Kitaplar lığı, zenginlerin birden yoksul, yoksulların Berkes, Niyazi, (2007), Türkiye’de Çağdaş- ise yağma ve talan sebebiyle birden zengin laşma, 11. Baskı, İstanbul: Yapı Kredi Ya- olabildiği veya kurtarılan malları satan bir yınları. esnaf zümresinin oluşmasıdır.105 Bu da yangınlar sonrasında semtlerdeki sosyal Boyar, Ebru ve Fleet, Kate, (2017), Osmanlı yapının değişmesinin bir sebebidir. Diğer İstanbul’unun Toplumsal Tarihi, 2. Basım, yandan yangında doğacak maddi kaybın (çev. Serpil Çağlayan), İstanbul: Türkiye tazmini için gayrimüslimler sigorta örgüt- İş Bankası Kültür Yayınları. leri kurmuşlar veya yabancı şirketler İs- Çelik, Zeynep, (2016), 19. Yüzyılda Osmanlı tanbul’da şube açmışlardır. Bu da yeni bir Başkenti Değişen İstanbul, 2. Basım, İstan- meslek grubunun doğmasına ve gelişme- bul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayın- 106 sine sebebiyet vermiştir. Yangınlar tek ları. bir mevsime toplanmamış, her ay en az iki yangın çıktığı görülmüştür. Diğer yandan, Ergin, Osman Nuri, (1338/1922), Mecelle-i hava sıcaklığının yüksek olduğu aylarda Umur-i Belediyye, 1, İstanbul: Matbaa-i Os- daha büyük ve sayıca daha çok yangın çık- maniye. tığı tespit edilmiştir. Soğuk mevsimlerde Işın, Ekrem, (2006), İstanbul’da Gündelik de rüzgârın etkisi ve evlerin ahşap oluşu, Hayat, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. yangınların geniş alana yayılmasına sebep olmuştur. Büyük ölçekli yangınların çıktığı Kili, Suna, (2014), Türk Devrim Tarihi, 14. semtlerde, 1908 öncesi ve sonrası yıllarda Basım, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür da yangınların çıktığı bilinmektedir. Ahşap Yayınları. yapılanma bunun en önemli sebebiyken, Kuban, Doğan, (1996), İstanbul Bir Kent sokakların dar oluşu ve itfaiyenin ulaşım Tarihi, İstanbul: Emlak Bankası Yayınları. zorluğu diğer sebepler arasında sayılabilir. Büyük ölçekli yangınların ardından yapılan Lewis, Bernard, (2007), Modern Tür- yardımlar, semtlerdeki hayırseverlik, bir- kiye’nin Doğuşu, 10. Baskı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.

------103 1883 Hasköy yangını için bkz. Bali, Hasköy Yangını. 105 Ürekli, 2010: 103. 104 1804 Hasköy yangınında 500 ev, 150 dükkân yan- 106 Ürekli, 2010: 118. mıştır. Hasköy, 1993: 10, 11. Çelik, 2016: 47, 49. Evrim ŞENCAN GÜRTUNCA KAREN 2020 / 6 / 9 102

Marion-Crawford, Francis, (2015), DERNLEŞME_SÜRECİNDE_İSTANBUL_NÜFUS_Dİ- 1890’larda İstanbul, (çev. Ş. Türkömer), İs- NAMİKLERİ_NASIL_DEĞERLENDİRİLMELİ Erişim: tanbul: İş Bankası Yayınları. 13 Mart 2020. Tosh, John, (1997), Tarihin Peşinde, (çev. Temel, Mehmet, (2002), “Mütareke Dö- Özden Arıkan), 2. Basım, İstanbul: Tarih nemi İstanbul’unda Sosyal Yaşam ve So- Vakfı Yayınları. runlar”, Türkler, 14, 292-304. Makaleler Ürekli, Fatma, (2010), “Osmanlı Döne- minde İstanbul’da Meydana Gelen Afetlere Aykut, Ebru, (2016), “Devr-i Hürriyette İs- İlişkin Literatür”, Türkiye Araştırmaları tibdat Hayaleti: 1908 Çırçır Yangınının Ar- Literatür Dergisi, 8, (16), 101-130. dından İstanbul’da Kundakçılık, Söylenti- ler ve Asayiş”, Toplum ve Bilim, 136, 5-39. Tezler Cezar, Mustafa, (1963), “Osmanlı Devrinde Oruç, Dilara, (2017), La Turquie Gazete- İstanbul Yapılarında Tahribat Yapan Yan- sinde İstanbul, Yayımlanmamış Yüksek Li- gınlar ve Tabii Afetler”, Türk Sanatı Tarihi sans Tezi, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bi- Araştırma ve İncelemeleri, 1, 327-414. limler Enstitüsü, İstanbul. Eralp, Nejat, (2002), “Osmanlılarda Nişan İnternet Kaynakları ve Madalya”, Türkler, 13, 1232-1237. Bali, Rıfat “Hasköy Yangını” Erler, Mehmet Yavuz, (2002), “XIX. Yüzyıl- http://www.rifatbali.com/images/sto- daki Bazı Doğal Afetler ve Osmanlı Yöne- ries/dokumanlar/haskoy_yangini.pdf; Eri- timi”, Türkler, 13, 1384-1400. şim: Şubat 2019. “Hasköy” (1993), İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, 4, 10-11. Karaca, Ali, (2002) “Saray'da / Mabeyn-i Hümâyûn'da Yâverlik Kurumu (1839- 1920)”, Türkler, 13, 1099-1136. Ökten, Sadettin ve Aynur Can, (2002), “Fe- tih'ten Günümüze İstanbul Kent Mekânının Oluşumu”, Türkler, 10, 1004-1055. Özer, İlbeyi, (2002), “Osmanlı’dan Cumhu- riyet’e Sosyal Yaşam”, Türkler, 14, 275-291. Sakaoğlu, Necdet, (1993), “Yangınlar”, İs- tanbul Ansiklopedisi, İstanbul: Kültür Ba- kanlığı ve Tarih Vakfı Yayınları, 7, 427- 438. Shahr, Fariba Zarinebaf, (2002), “Kentsel Alana Kadının Katılımı: XVII. Yüzyıl İstan- bul’unda KadınVakıfları”, Türkler, 14, 9- 27. Tekeli, İlhan, (2009), “Modernleşme Süre- cinde İstanbul Nüfus Dinamikleri Nasıl De- ğerlendirilmeli, IV. Aydınlanma Sempoz- yumu,https://www.academia.edu/30906212/MO-

KARADENİZ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ DERGİSİ THE JOURNAL OF INSTITUTE OF BLACK SEA STUDIES

2020 6 / 9 (103-120)

Aysal, Necdet, “II. Meşrutiyet Dönemi’nin Toplumsal bir Yardım Kuruluşu: Osmanlı Do- nanma Cemiyeti”, Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 6/9, ss.103-120. DOI: 10.31765/karen.714813

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ’NİN TOPLUMSAL BİR * YARDIM KURULUŞU: OSMANLI DONANMA CEMİYETİ

* Araştırma Makalesi / Research Article Necdet AYSAL Bu makale etik kurul izni ve/veya ya- sal/özel izin alınmasını gerektirme- mektedir. / This article does not require ethical committee permission and/or le- gal/special permission. Öz: Toplumsal yardım ve güvenlik, sosyal yaşamın önemli unsurlarından birisidir. Dünyada uzun yıllar devam eden savaşlar, büyük nüfus kayıplarının yaşanmasına neden ol- ** Doç. Dr., muştur. Bu bağlamda toplumu oluşturan bireylerin ya- Ankara Üniversitesi, Türk İnkılap şamsal ihtiyaçları iaşe, sağlık, eğitim ve güvenlik gibi Tarihi Enstitüsü, Ankara/TÜRKİYE önemli toplumsal beklentiler yeterince karşılanamamış- [email protected] tır. Sosyal yardım konusunda bir kurumsallaşmanın ol- ORCID : 0000-0001-9574-6208 madığı dönemlerde halkın ihtiyaçları daha çok geleneksel yollarla karşılanmaya çalışılmıştır. Ancak 19. Yüzyılın or- talarından itibaren sanayi devriminin beraberinde getir- Anahtar Kelimeler: Donanma Cemi- diği sosyal şartlar, geleneksel yardım anlayışının sosyal yeti, Bahriye Nezareti, II. Meşrutiyet, devlet sistemi içerisinde dernek ve cemiyetler vasıtasıyla Yardım Kuruluşları, Ziraat Faaliyetleri ele alınmasına yol açmıştır. Modernleşmenin hız kazan- Keywords: Naval Society, Naval Su- dığı Tanzimat döneminde kurulmaya başlanan cemiyet ve pervision, II. Constitutional Monarchy, dernekler, Meşrutiyet döneminde daha da artış göster- Charities, Agricultural Activities miş, toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçasını oluştur- muştur. Hiçbir yasal sınırlama tanımaksızın, kendiliğin- den kurulan bu cemiyetler ancak 1909’da Cemiyetler Ka- nunu ile meşruiyet kazanmıştır. Aynı yıl içerisinde cemi-

yet kurma hakkı, Kanun-ı Esasi’de yapılan bir değişiklikle

anayasal güvence altına alınmıştır. Bu dönemde hayır ve yardım amaçlı kurulan cemiyetlerden birisi de Osmanlı Donanma Cemiyeti’dir. 19 Temmuz 1909’da İstanbul’da gönüllü Müslüman ve Gayrimüslim halkın girişimleriyle kurulan Cemiyet, yapmış olduğu faaliyetlerle kısa süre içerisinde adını duyurmuş ve yasal bir statüye kavuşmuş- tur. Bu çalışmada Donanma Cemiyeti’nin gelir kaynakları

ve yardım toplama usulleri, başta A.Ü. TİTE Arşiv belge-

leri olmak üzere araştırma eserleri ve basın çerçevesinde incelenerek değerlendirilmiştir. SOCIAL ASSISTANCE ORGANIZATION OF THE II. CON- STITUTIONALISM PERIOD: OTTOMAN NAVY SOCIETY

Geliş Tarihi / Received Date: 05.04.2020 Abstract: Social security and assistance is one of the most

Kabul Tarihi / Accepted Date: 14.05.2020 important elements of social life. The wars that had been

Necdet AYSAL KAREN 2020 / 6 / 9 104 going on for many years in the world have şamda büyük bir canlılık söz konusu ol- caused large population losses. In this context, muştur. Bu dönemde çok sayıda sivil top- the vital needs of individuals who make up the lum örgütü kurulmuş ve Anayasada yeni society have not been met adequately, such as düzenlemelere gidilmiştir. Toplanma ve si- food, health, education and safety. In times yasi faaliyetlerde bulunma hakkı çerçeve- when there was no institutionalization in terms of social assistance, people's needs were tried sinde 16 Ağustos 1909’da çıkarılan “Cemi- 3 to be met mostly in traditional ways. However, yetler Kanunu” öncesinde siyasi örgüt- the social conditions brought by the industrial lenme için herhangi bir yasa, örf ve düzen- revolution since the mid-19th century led to the leme bulunmamakta, özellikle 1857 tarihli traditional aid understanding being handled Ceza Kanunnamesi’ne göre de yasaktır. Bu through associations and societies within the bağlamda yürürlüğe giren bu kanun, dö- social state system. Communities and associa- nem içerisinde kurulan ve kurulacak olan tions that started to be established in the Tan- pek çok cemiyete hukuki bir temel teşkil zimat period, where modernization gained edecektir.4 pace, increased even more in the Constitutional Period and formed an integral part of social life. Dönem içerisinde İstanbul’da Osmanlı do- With no legal restrictions, these spontaneously nanmasına maddi destek sağlamak ama- established societies became legitimate only in cıyla kurulan cemiyetlerden birisi de “Os- 1909 with the Law of Associations. The right to manlı Donanma Cemiyeti”dir. Son dönemde form a community within the same year was se- cured by a constitutional amendment made in yaşanan birtakım olaylar, donanmanın ye- Kanun-ı Esasi. In this period, one of the socie- tersizliğini ortaya koymuş ve donanmanın ties established for charity purposes was the bir an önce güçlendirilmesi için görüşme- "Ottoman Society of Navy". Established on 19 ler başlamıştır. Devletin içinde bulunduğu July 1909 in Istanbul with the initiatives of the ekonomik sıkıntılar ve Balkan devletlerinin volunteer Muslim and non-Muslim people, the saldırgan emelleri göz önüne alındığında, Society soon became well-known and gained a bu modernize çalışmalarının ancak milli legal status with its activities. In this study, the bir seferberlikle mümkün olabileceği ka- sources of income of the Naval Society and the muoyunda tartışılmaya başlamıştır. Böyle methods of collecting aid are evaluated and ex- amined through A.Ü. TITE Archive documents, bir ortamda 19 Temmuz 1909’da İstan- research works and press framework. bul’da bazı gönüllü kişilerin bir araya gel- mesiyle kurulan “Donanma-yı Osmanî Mu- Giriş avenet-i Milliye Cemiyeti”,5 birkaç gün 20. Yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti, si- sonra yürürlüğe girecek olan Cemiyetler yasi, sosyal ve ekonomik sıkıntılarla tam Kanunu ile yasal bir statüye kavuşmuştur. anlamıyla bir tükenişin içine girmiştir. Ka- 1. Osmanlı Donanması ve Reform Çalış- pitülasyonlar, ticaret sözleşmeleri ve borç- maları larla yaşanan mali bunalımlar, üst üste kaybedilen savaşlar, savaşlardaki büyük Kuruluştan itibaren Osmanlı donanması- askeri harcamalar ve toprak kayıpları eko- nın inşaası belirli bir plan dâhilinde, birçok nomiyi derinden etkilemiştir.1 Devleti içine kurum ve şahısların yardımıyla genel ola- düştüğü bu bunalımdan kurtarmak ama- rak devlet eliyle gerçekleşmiştir. Bu çalış- cıyla Osmanlı aydınları tarafından gerçek- malarda sorumluluk, “Kapudan-ı Derya” leştirilen ıslahatlar ve rejim sistemi deği- adı verilen donanma komutanına verilmiş- şiklikleri de başarılı olamamıştır.2 tir. Muhteşem Osmanlı donanmasının do- ğuşu, İstanbul Haliç’te “Tersane-i II. Meşrutiyetin 23 Temmuz 1908’de ilanı, Âmire”nin kuruluşuyla başlamış ve kısa iç ve dış politikada çok büyük beklentileri süre içerisinde Gelibolu, Karadeniz ve Ak- beraberinde getirmiş ve toplumsal ya- deniz olmak üzere birçok stratejik noktada

------1 Özsoylu, 1999: 41; Yaşa, 1981: 35. 4 İğdemir, 2009: 10-20. 2 Karal, 1988: 162. 5 Özçelik, 1987, s. 11. 3 Toprak, 1983: 207. 105 II. Meşrutiyet Dönemi’nin Toplumsal bir Yardım Kuruluşu:… tersaneler kurulmuştur. Gemi yapım ve ta- geçirmiştir.8 Bu dönemde çıkarılan “Bah- mir işleri buralara istihdam edilen mühen- riye kanunnamesi” ile Tersane Eminliği dis, mimar, usta, kalfa ve işçilerin yardı- kaldırılarak “Umur-ı Bahriye Nezareti” ku- mıyla gerçekleşmiştir.6 Gemi yapımında rulmuştur. Liyakat, disiplin ve eğitime kullanılan muhtelif kereste türleri ile de- önem verilmiş, ıslahatların kalıcılığı için mir, bakır, zift, katran ve yelken gibi mal- donanma giderlerine mahsus olmak üzere zelerin temininde başlangıçta hiçbir sorun ilk defa bir “Bahriye Hazinesi” oluşturul- yaşanmamıştır. Ancak 19. yüzyıldan itiba- muştur. Bahriye Nazırı’nın aynı zamanda ren yelkenli gemilerin yerini buhargücü ile hazineden de sorumlu olması kararlaştırıl- hareket eden gemiler almaya başlamıştır. mış ve bu makama 1804 yılında eski Paris Dünyadaki bu teknolojik gelişmeler, ciddi Sefiri Moralı Ali Efendi getirilmiştir.9 Bu maliyet gerektiren yeni bir imalat sanayi- dönemde gerçekleşen kapsamlı reformlar sini ve üst düzey mühendislik bilgisinin sayesinde, pek çok savaş gemisinin yapımı önemini ortaya koymuştur. Kürek ve yel- tamamlanmış ve bu gemiler Osmanlı do- ken çağında marangözler ve kalafatçılar nanmasına katılmışlardır.10 vazgeçilmez iken, buhar teknolojisinde 1807 Kabakçı Mustafa İsyanı, ülkede başla- makineciler ve çarkçılar önem kazanmış, tılan bütün ıslahat programlarının yanı montaja dayalı bir uzmanlık alanı ortaya sıra donanmayı da olumsuz etkilemiştir. çıkmıştır. Tersanelerde motor işinden an- Sultan II. Mahmut tahta çıktığında istikrar- layan ve demir ve çeliği işleyebilen usta- sız bir ülke, etkinliğini yitirmiş bir do- lara ihtiyaç duyulmuştur. Bu bağlamda tek- nanma devralmıştır. Balkanlarda ve Kara- noloji ve maliyetin ön plana çıkmasıyla deniz’de Rus tehdidi artış göstermiş ve İm- güçlü bir donanmaya sahip olmak, ancak paratorlukta Gayrimüslim ayaklanmaları sağlam bir ekonomik güçle mümkün olabi- başlamıştır. Bu ortamda bahriyedeki ısla- lecekti. Her geçen gün zayıflayan Osmanlı hat çalışmalarının yeniden hız kazandığı ekonomisi, dünyadaki yeni gelişmelere günlerde, 1821’de Mora’da Yunan isyanı ayak uydurmada zorlanmıştır. patlak vermiştir. Osmanlı donanması ilk Denizcilik alanında en kapsamlı reformlar ciddi sınavını bu isyan sırasında vermiştir. Nizam-ı Cedit Dönemi’nde yapılmıştır. III. Küçük Rum korsan tekneleri karşısında bü- Selim 1789’da tahta çıktığında 1770 Çeşme yük Osmanlı kalyonları etkisiz kalmıştır. mağlubiyeti sonrası Cezayirli Gazi Hasan İsyan sırasında tersanelerde görevli Rum Paşa’nın toparlamaya çalıştığı toplam 90 usta ve işçilerin ayrılması, Rum korsan sal- gemiden oluşan bir donanma devralmış- dırıları, Ege’deki gemi inşa tezgâhlarını ça- tır.7 Böyle az sayıda bir donanma ile Türk lışamaz hale getirmiştir. 20 Ekim 1827 ta- gölü olarak bilinen Karadeniz’de Ruslarla, rihinde ise Navarin Limanı’nda Osmanlı- Akdeniz’de ise İngiltere ve Fransa gibi Mısır Donanması, İngiliz, Fransız ve Rus güçlü devletlerle mücadele etmek ortak donanmalarının saldırısına uğramış imkânsızdı. Yaşanan bu olumsuz gelişme- ve “Navarin Faciası” olarak bilinen bu sal- ler, Osmanlı yöneticilerini donanmanın ıs- dırıda, 58 gemi ile denizcilikte uzman lahı ve modern bilgilerle donatılmış deniz 6.000 personel de kaybedilmiştir.11 Bütün subayı yetiştirilmesi konusunda harekete bu olumsuzluklara rağmen Padişah II. ------6 Yıldız, 2013: s. 122. mühendisler, donanmanın ıslahı için İstanbul tersa- 7 5-7 Temmuz 1770 tarihleri arasında İzmir/Çeşme nelerinde görev almaya başlamışlardır. Bkz., Bostan, Körfezi açıklarında gerçekleşen deniz savaşında, Os- 1994: s. 177- 180. manlı donanması, Ruslar tarafından tamamen yok 9 Umur-ı Bahriye Nezareti, 1807’de çıkan Kabakçı edilmiştir. 15 kalyon, 4 Fırkateyn ve 40 parçadan olu- Mustafa İsyanı ile kaldırılmış ve Tersane Eminliği ye- şan ufak gemi yanarak batmış,1 kalyon ve 6 kadırga niden kurulmuştur. Bkz., Gök, 2013: 130. Rusların eline geçmiştir. Bkz., Yıldız, 2013: 129. 10 İmparatorluk tersanelerinde 1793-1799 yılları ara- 8 18. Yüzyılın sonlarına doğru Fransa, İsveç ve İngil- sında inşa edilen savaş gemileri sayısı, 9 Kalyon, 8 tere’den teknik destek sağlanmış ve yabancı asker ve Fırkateyn, 6 Korvetten oluşmaktadır. Bkz., Yıldız, 2013: 132. 11 Yavuz, 1993: 16-20. Necdet AYSAL KAREN 2020 / 6 / 9 106

Mahmut, Karadeniz ve Akdeniz’in güven- harcamalar yapmaktan kaçınmamış ve İs- liği için yeni bir donanma inşası emrini tanbul, İzmit, Gemlik ve Mudanya tersane- vermiştir. Donanmadaki eksiklikleri orta- lerinde gemi inşa programını başlatmıştır. dan kaldırmak için “Bahriye Müsteşarlığı” Donanmanın kurmay subay ihtiyacını kar- kurulmuş ve “Asakir-i Mansure-i Bahriye şılamak amacıyla İstanbul Kasımpaşa’da Teşkilatı” oluşturulmuştur. Böylece mo- “Erkan-ı Harbiye-i Bahriye Mektebi” ni kur- dern bahriye sisteminin ilk adımları atıl- durmuştur.16 Batılı emperyalist devletlerin mıştır. Osmanlı Devleti, Navarin sonrası imparatorluk toprakları üzerindeki emel- buharlı gemi teknolojisine yönelmiş ve leri ve denizlerden oluşturdukları tehdit, 1828’de İngiltere’den, 1830’da ise Ame- güçlü bir donanmanın kuruluşuna zemin rika’dan buharlı gemiler satın almıştır. An- hazırlamıştır. Dönem içerisinde yapılan cak bu gemiler için mühendis, dümenci ve kapsamlı çalışmalarla donanmaya 20 çarkçı gibi uzman personele ihtiyaç duyul- zırhlı, 7 korvet ve 43 nakliye gemisi dâhil muştur. Bu eksiklik Avrupa ve Amerika’dan edilmiştir.17 Fakat bu yatırımların bedeli uzmanlar getirilerek çözülmüş, bir taraf- ağır olmuş, devlet aldığı borçların anapa- tan da yurt dışına öğrenciler gönderilmeye rasını ve faizlerini dahi ödeyemeyecek du- başlanmıştır.12 ruma düşmüştür. Osmanlı Devleti, 6 Ekim 1875 tarihinde yayınladığı bir kararname Tanzimat döneminin ilk padişahı olan Sul- ile mali iflasını ilan etmek zorunda kalmış- tan Abdülmecit, Osmanlı tersanelerinin ge- tır. Kısa bir süre sonra Abdülaziz, hayalle- lişmesi ve modernleşmesi yönünde önemli riyle büyüttüğü ordu ve donanmasının da adımlar atmış ve 400 öğrenci kapasiteli iştirak ettiği bir saray darbesiyle tahtan “Bahriye Mektebi” eğitim ve öğretime baş- uzaklaştırılmıştır. lamıştır.13 Tanzimat Fermanı’yla başlayan süreçte devletin bütün kurumlarının Batılı Donanmanın ıslah çalışmalarına Abdülha- tarzda düzenlenmesi öngörülmüştür. Dö- mit döneminde de kısmen devam edilmiş- nem içerisinde Osmanlı donanma envante- tir. Ancak donanmayı oluşturan gemilerin rinde 6 kalyon, 13 fırkateyn, 3 korvet ve 21 çoğunun makineli ve zırhlı olmaları, ba- vapur bulunmaktadır.14 Denizcilik alanında kımlarının çok yüksek meblağlara ulaş- yapılan kapsamlı reformlar, Kırım Savaşı ması, devlet bütçesini bir hayli zora sok- esnasında Rus Karadeniz donanmasının 30 muştur. Bu donanmanın 1877-1878 tarihli Kasım 1853’te gerçekleştirdiği “Sinop Bas- Osmanlı-Rus Savaşı’nda hiçbir varlık gös- kını” ile üçüncü kez ağır darbe almış ve do- terememesi, yaşanan bu ağır durumu açık- nanma uzun yıllar kendisini toparlayama- lar niteliktedir.18 Bu dönemde yaklaşık 143 mıştır.15 gemiden oluşan donanmanın büyük kısmı, teknolojik ömrünü tamamladığından tas- Bu Deniz Savaşı, Osmanlı Devleti’nin de- fiye edilmiş ve Haliç’te kızağa çekilmiştir.19 nizlerde hâkimiyetini koruyabilmesi için Bu arada Osmanlı donanmasının en gözde donanmasının özellikle buharlı ve zırhlı gemilerinden birisi olan “Ertuğrul” isimli gemiler ile güçlendirilmesi gerekliliğini or- fırkateynin, birçok eksiğine rağmen Ja- taya koymuştur. Osmanlının tekrar eski ponya’ya gönderilmesi ve dönüş yolunda görkemli günlerine dönmesini arzulayan iken 16 Eylül 1890’da Kuşimoto açıklarında Sultan Abdülaziz, güçlü bir ordu yanında tayfuna yakalanarak batması, donanmanın etkin bir donanmanın varlığını gerekli gör- müştür. Donanmanın gelişimi ve moder- nize edilmesine büyük önem veren Abdüla- ziz, ekonomik açıdan dengeleri sarsacak

------12 Yıldız, 2013: 136-137. 16 Deniz Harp Akademisi’nin kuruluşu hakkında bkz., 13 Şehsuvaroğlu, 1965: 355-357. Beşirli, 2004: 248. 14 Kütükoğlu, 1995: s. 206. 17 Yakıtal, 1981: 1342-1343. 15 Yavuz, 1993: 50-51. 18 Beşirli, 2004: 255. 19 İpek, 2006: 180; Gök, 2013: s. 9. 107 II. Meşrutiyet Dönemi’nin Toplumsal bir Yardım Kuruluşu:… içinde bulunduğu sıkıntılı durumu gözler çalışmaları da ekonomik sıkıntı ve büyük önüne sermektedir.20 bütçe açıkları nedeniyle başarısız olmuş- tur. II. Abdülhamit, donanmanın ıslahı ve teç- hizi için Bahriye Nezareti başta olmak Abdülhamit’in tahttan uzaklaştırılmasına üzere gemi komutanlıklarına iradeler ya- zemin hazırlayan 31 Vak’ası’nda Osmanlı yınlamıştır. Zırhlı gemilerin yeni sistem donanması, Hareket Ordusu’nu destekle- Krupp topları ile teçhizi, kazanlarının de- mişti. İttihat ve Terakki Fırkası etkisi al- ğiştirilmesi ve zırh kalınlıklarının arttırıl- tında kurulan hükümet, donanmayı Ha- ması konularında ikazlarda bulunmuştur. liç’te çürümüş bir halde bulmuş ve “do- Ancak bu istekler, uzman personelin ye- nanma hayattır” sloganıyla kuvvetli bir do- terli olmaması, mali sıkıntılar ve tamir gi- nanma oluşturmak için yeniden çalışma- derlerinin çok yüksek olması yüzünden lara başlamıştır.25 gerçekleşememiştir. II. Abdülhamit, mali Yeni dönemde de donanmada İngiliz uz- tabloyu da dikkate alarak daha ucuz mali- manların etkisi devam etmiş ve 2 Şubat yetli ve çok yönlü kullanıma müsait süratli 1909’da Amiral Sir Douglas Gamble’in baş- gemilerden oluşan bir donanma kurma ça- kanlığında bir heyet İstanbul’a gelmiştir. bası içine girmiştir. Bu dönemde tersane- Heyet, Osmanlı donanmasını devletin ihti- lerde üç adet pervaneli korvetin inşası ta- yaçlarını karşılayabilecek düzeye getirmek mamlanmış, İngiltere, Fransa ve Almanya için reform programları hazırlamıştır. tezgâhlarına 24 adet topidobot ve 18 gan- Bahriye Nezareti, yeni bir yapılanmaya bot gemi siparişi verilmiştir.21 Ayrıca Ab- tabi tutulmuştur. Bu esnada Mayıs ayı içe- dülhamit ve Abdülmecit isimleriyle iki de- risinde mevcut gemilerle Marmara ve Ka- nizaltının alımı yapılmış ve 1886’da suya radeniz’de yapılan tatbikat ve padişah Sul- indirilmiştir. tan Mehmet Reşat’ın huzurunda gerçekle- Meşrutiyet dönemi öncesi donanmanın şen resmigeçit töreni, donanmanın perişan modernize edilmesinde İngiliz ve Fransız durumunu ortaya koymuştur.26 Mali duru- uzmanlarından faydalanılmıştır. Fakat bu mun hızla kötüleşmesi ve donanmanın iç- iki ülkenin saldırgan politikaları yüzünden ler acısı durumu birçok tartışmayı da bera- artık Almanya ve Amerika tercih edilmeye berinde getirmiştir. Donanmanın bir an başlanmıştır.22 Yeni zırhlı alımı ve yenileş- önce güçlendirilebilmesi için gerekli para- menin devam ettiği günlerde çıkan 1897 sal kaynağın milli bir seferberlikle sağlan- Osmanlı-Yunan Savaşı, Osmanlı donanma- ması fikri ön plana çıkmıştır. Alman Askeri sında hayal kırıklığı yaşatmıştır. Yunanlı- Ataşesi Binbaşı Von Stremple ise Al- lara gözdağı vermek üzere 18 Mart 1897 ta- manya’daki “Flottenverein” isimli do- rihinde gemilerin Çanakkale’ye intikalinde nanma derneği benzeri bir cemiyetin, baş- yaşanan olumsuzluklar moralleri oldukça latılacak ulusal bir bağış seferberliği ile ku- bozmuştur.23 Halkın ve yabancı devlet tem- rulabileceğini önermiştir.27 silcilerinin gözleri önünde bazı gemiler Ha- Trablusgarp, Bingazi dışındaki Kuzey Af- liç’te arızalanmış, kazanları patlamış ve rika topraklarının İngiltere ve Fransa ara- bazıları rotalarından çıkarak karaya otur- sında paylaşıldığı ve Balkanlardaki silah- muştur. O günlerde donanmayı teftiş et- lanma yarışının başladığı günlerde Akde- mek üzere Çanakkale’ye davet edilen Al- niz, Ege ve Karadeniz’de bozulan dengele- man heyetinin hazırladığı rapor, donanma- rin yeniden kurulabilmesi için Osmanlı do- nın perişan durumunu gözler önüne ser- nanmasının güçlendirilmesi gerekiyordu. mektedir.24. Bu tarihten sonra yapılan ıslah XX. yüzyıl başlarındaki bu olumsuz tablo ve ------20 Avcı, 2015: 1-56. 24 Gök, 2007: 9-11. 21 Yıldız, 2013: 149. 25 Aysal, 2017: 5; Yıldız, 2013: 152. 22 Moreau, 1999: 355. 26 Osmanlı-İtalyan Harbi, Deniz Harekâtı, 1980: 3; Öz- 23 Osmanlı-Yunan Savaşı için bkz., Aysal, 2014: 327- çelik, 1987: 3-7. 352. 27 Gök, 2007: 13-14. Necdet AYSAL KAREN 2020 / 6 / 9 108 halkın duyduğu endişe, İstanbul’da Os- ve arkadaşları, tecrübelerine güvendikleri manlı Donanma Cemiyeti’nin kuruluş süre- Ayan Meclisi Başkanı Mehmet Said Paşa’ya cini başlatacaktır. müracaat ederek yardım istemişler ve ku- rulacak olan cemiyetin fahri başkanlığını 2. Osmanlı Donanma Cemiyeti teklif etmişlerdir. Bunun yanı sıra dönemin Osmanlı donanmasının yetersizliği ve mo- Tercüman-ı Hakikat gazetesi imtiyaz sa- dernize edilmesi konusu, kamuoyunda sü- hibi Nüzhet ve başyazar Hüseyin Kazım rekli gündemde tutulmuş ve konu çok çe- Beyler ile bağlantıya geçilmiştir. Cemiyetin şitli şekillerle tartışılmaya başlanmıştır. kuruluş amacının geniş halk kitlelerine Üç tarafı denizlerle çevrili imparatorluğun kısa sürede duyurulması işini adı geçen ga- güvenlik zaafiyeti ve güçlü bir donanmaya zete bizzat üstlenmiştir.30 Bu duyurunun ihtitaç kamuoyunun duyarlılığını arttır- ardından gazete idaresine Anadolu’nun her mıştır. Birçok liva ve sancakta gemi satın tarafından mektuplar, telgraflar gelmeye alınması için ayni ve nakdi yardım toplama başlamıştır. Ayrıca bizzat gazeteye kadar kampanyaları başlatılmıştır.28 Bu kampan- gelen her sınıftan halk, “bir kuruş değil, şu yalara başlangıçta Tanin gazetesi aracılık kadar veririm, bu kadar veririm” diye taah- etmiş ve yardım gönderenlerin isimlerini hütlerde bulunarak idareye paralar bırak- gazetede yayınlayarak, kampanyanın geniş mışlardır. İdarenin bağış para toplama yet- halk kitlelerine ulaştırılmasına öncülük et- kisi olmadığı halde, iki gün içerisinde ida- miştir. reye bırakılan paranın yaklaşık 32.340 ku- ruşa ulaştığı görülmektedir. Tercüman-ı Osmanlı donanmasına yardım kampanya- Hakikat gazetesi aracılığıyla duyurulan bu larının devam ettiği günlerde İstanbul’da habere halktan gelen yoğun ilgi ve istekler, Belediye Dairesi’nin Sağlık Heyeti’nde gö- Cemiyetin kuruluş sürecini hızlandıracak- revli Doktor Hafız İbrahim, Dr. Petraki Pa- tır.31 padapulo, İsmail Hakkı ve Baş Mühendis Haşim Beyler, 10 Temmuz 1909’da bira- Donanma Cemiyeti’nin kuruluşu, 19 Tem- raya gelmişler, donanmanın durumu ve muz 1909’da Etibba-yı Mülkiye Kulübü’nde başlatılan yardım kampanyaları hakkında yapılan toplantı ile gerçekleşmiştir. İstan- görüşmüşlerdir. İstanbul’da başlatılan bu bul’un gönüllü Müslüman ve Gayrimüslim yardım faaliyetlerinin bir teşkilat çatısı al- tüccarları, ordu mensupları, belediyeler, tında, tüm yurtta ulusal bir kampanyaya resmi cemiyetler, kulüpler, ruhani başkan- dönüştürülmesiyle başarıya ulaşacağı fik- lar ve basın mensuplarının katılımıyla ger- rinde mutabık kalmışlardır.29 Osmanlı çekleşen bu toplantıda,32 Cemiyetin adı Devleti’nin dönem içerisindeki nüfusu ve “Donanma-i Osmanî Muavenet-i Milliye Ce- Anadolu halkının yardımseverliği de dik- miyeti” olarak belirlenmiştir.33 Bu toplan- kate alınarak, yaklaşık 30 milyon kişiden tıya 28 gönüllü iştirakçi katılmış ve görüş- her ay bir kuruş bağışta bulunmaları iste- meler Bahriye Mir-livası (Tuğamiral) Ra- necek ve üyelerden toplanacak 40 para ay- sim Paşa’nın geçici başkanlığında yapıl- lık aidat ile Donanma Cemiyeti’nin kuru- mıştır. Bu toplantıda gizli oy kullanılarak luşu gerçekleştirilecektir. Bu görüşme, Os- 15 kişilik İdare Heyeti’nin seçimleri yapıl- manlı Donanma Cemiyeti’nin kuruluşu yo- mıştır. Cemiyetin kurucusu ve İdare Heyeti lunda atılan ilk adımdır. Cemiyetin kuruluş hazırlıklarının devam ettiği günlerde, Doktor Hafız İbrahim Bey ------28 Gök, 2007: 13-14. 33 Donanma-i Osmanî Muavenet-i Milliye Cemiyeti, 29 Adı geçen toplantı 27 Haziran 1325/10 Temmuz kruluşundan itibaren İâne-yi Millîye Komisyonu ve 1909’da tarihinde gerçekleşmiştir. Bkz., Donanma Donanma-yı Osmanî İâne-yi Millîye Cemiyeti gibi ad- Mecmuası, 1910: 4-13. larla anımıştır. Cemiyetin adı, 17 Şubat 1914’de “Os- 30 Özçelik, 1987: 8-9. manlı Donanma Cemiyeti” olarak değiştirilmiştir. 31 Gök, 2007: 15. Bkz., Gök, 2007: 15; Özçelik, 1987: 12; Tanin, 20 Tem- 32 Bulut, 2016: 959. muz 1909: 1. 109 II. Meşrutiyet Dönemi’nin Toplumsal bir Yardım Kuruluşu:…

üyesi olan Doktor Petraki Papadapulo, yap- “Kanunu mahsusuna tebaiyet şartı ile Os- tığı konuşmada şu hususlara değinmiştir:34 manlılar hakkı içtimaa maliktir. Devleti Os- maniye’nin temamiyeti mülkiyesini ihlâl ve “… Kuvvetli bir donanmaya sahip olmadıkça, şekli meşrutiyet ve hükûmeti tagyir ve Ka- devlet ve milletçe her ne kadar kalkınmış nunu Esasi ahkâmı hilafına hareket ve Ana- olursak olalım, siyasette daima mahcup ve sır-ı Osmaniyeyi siyaseten tefrik etmek mağlup olmaktan kendimizi kurtaramayaca- maksatlarından birine hadim veya ahlâk ve ğız. Bu itibarla milletin hamiyeti ve vatan- adab-ı umumiyeye mugâyir cemiyetler teş- perver hislerine başvurma düşünülmüştür. kili memnû olduğu gibi alelıtlâk hafi cemi- Filhakika evvelce Enver ve Niyazi kruvazör- yetler teşkili de memnûdur.” leri inşası için Tanin gazetesinin teşebbüsü olumlu bir sonuç vermemişse de bugün için Cemiyet, ikinci toplantısını 20 Temmuz durumun daha çok umut verici olduğu gözle 1909’da yapmış ve bu toplantıda İdare He- görülecek kadar açıktır. …” yeti Başkanlığı’na Tüccar Yağcı-zade Şefik Doktor Papadapulo’ya göre, Osmanlı teba- Bey ve Başkan yardımcılığına ise Tuğami- sının yardımseverliğine güvenilerek, yak- ral Rasim Paşa ile Avukat Kadri Bey seçil- laşık otuz milyon Osmanlı tebasından top- miştir. Yardımların nasıl ve ne şekilde ka- lanacak olan yardımlarla birçok gemi satın bul edileceği konularının ele alındığı top- alınabilecekti. Ayrıca sadece on milyon Os- lantıda, aynı zamanda yönetim kurulu üye 37 manlı vatandaşından ayda bir kuruş alınsa seçimleri de yapılmıştır. Cemiyet nizam- dahi bunun toplamda on milyon kuruş ede- namesini hazırlama görevi yönetim kuru- 38 ceği ve bu miktarın bir yılda 1.200.000 li- luna verilmiş, kurulun hazırladığı ana ni- raya ulaşabileceği düşünülmektedir. Bu zamname ve bağışların toplanma usulüne bağlamda yılda bir dretnot ya da iki adet dair yönetmelik tasarısı “Usûl-ü Cibayet birinci sınıf kruvazör satın alınabilecekti. Talimatnâmesi”, 2 Ağustos 1909’da Cemi- 39 Böylece on yıl içerisinde hükümetin de yet Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir. onayını alarak dünyanın önde gelen do- Cemiyet Nizamnamesi, 4 Kasım 1909’da nanma güçleri arasında yer alınabile- Hükümet tarafından onaylanmış ve Padişa- cekti.35 hın himayesi altına alınan Cemiyetin baş- kanlığına 15 Kasım 1909’da Ayan Reisi Osmanlı Devleti’nde cemiyet kurma hak ve Mehmet Said Paşa getirilmiştir.40 özgürlüğü, II. Meşrutiyet’le birlikte gün- deme gelen siyasal, sosyal, kültürel ve eko- Cemiyet, nizamnamesinin onaylanmasıyla nomik dönüşümlerin doğal sonucu olarak birlikte örgütlenme çalışmalarına hız ver- ortaya çıkmıştır. Hiçbir yasal sınırlama ol- miştir. 1910’da 29’u vilayet, 28’i liva, 56’sı maksızın, gönüllü halkın duyarlılığı ve yar- kaza ve 9’u nahiye olmak üzere toplam 122 dımseverliği ile kurulan bu cemiyetler, 16 şubenin açılışı gerçekleşmiş ve bu sayı 41 Ağustos 1909 tarihli Cemiyetler Kanunu ile 1911’de ise 331’e ulaşmıştır. Dönem içeri- meşruiyet kazanmıştır. Yasal cemiyet/der- sinde yurtiçi ve yurtdışında açılan şubeler- 42 nek kurma hak ve özgürlüğü, Anayasaya den bazıları şunlardır: ilave edilen 120. madde ile anayasal gü- “Edirne, Erzurum, Adana, Ankara, Aydın, İz- vence altına alınmıştır:36 mit, Bitlis, Bursa, Bolu, Çatalca, Diyarbakır, Sivas, Samsun, Trabzon, Kastamonu, Kala-yi sultaniye, Konya, Mamuretülaziz, Van,

------34 Donanma Mecmuası, Mart 1910: 7. teğmen Ziya ve dört kurucu Dr. Hafız İbrahim, Dr. İs- 35 Gök, 2007: 15-16. mail Hakkı, Dr. Petraki Papadapulo ve Mühendis Ha- 36 Düstur, 8 Ağustos 1325 (1909): 638-644. şim seçilmişlerdir. Bkz., Özçelik, 1987: 10-11. 37 Yönetim kurulu üyeliğine Tüccardan Mehmet Abut, 38 Özçelik, 1987: 9-10. Bahriye Mir-livası Rasim Paşa, Tabip Dr. Fuat Süreyya 39 Donanma Mecmuası, Ağustos 1910: 492. Paşa, Avukat Kadri, Belediye Azası Selahattin, Bele- 40 Tanin, 18 Kasım 1909: 1-3. diye Dairesi üyesi Faiz, Tercümanı Hakikat gazetesi 41 Donanma Mecmuası, Ağustos 1910: 511. sahibi Nüzhet, Başyazarı Hüseyin Kazım, Piyade Üs- 42 Cemiyetin İstanbul teşkilatı için bkz., Özçelik, 1987: 84-108; Bulut, 2016: 960. Necdet AYSAL KAREN 2020 / 6 / 9 110

Basra, Bağdat, Bingazi, Beyrut, Cebel-i Lüb- 3. Osmanlı Donanma Cemiyeti’nin Gelir nan, Cezayir- i Bahr-i Sefid, Hicaz, Halep, Kaynakları Resmo, Zor, Selanik, Suriye, Trablusgarp, Kıbrıs, Kudüs, Kandiye, Kosova, Medine-i Osmanlı Donanma Cemiyeti’nin başlıca ge- Münevvere, Mısır, Manastır, Musul, Yanya, lir kaynaklarının büyük bölümünü nakdi Yemen, Berlin ve Paris” gelirler oluşturmaktadır. Özellikle üye ai- datları ve Trablusgarp Savaşı, Girit Mese- 25 madde halinde hazırlanan ve Gayrimüs- lim unsurlar için çeşitli dillere de çevirisi lesi ve Cihad-ı Ekber’in ilanı gibi olağa- yapılan Nizamnamede, Cemiyet’in kuruluş nüstü günlerde düzenlenen yardım kam- panyalarıyla halktan milyonlarca kuruş amacı, üyeler ve idare teşkilatı, genel kurul nakdi yardımın toplandığı belgelerde ve yönetim kurulunun görevleri, yardım açıkça görülmektedir. İlk yıllarda en fazla toplama usulleri ve taşra teşkilatına yer yardımı ordu mensupları yapmıştır. Sivil verilmiştir.43 Nizamnamede Cemiyetin ku- ruluş amacı şu şekilde dile getirilmiştir:44 ve askeri görevlilerin büyük kısmı, birer veya ikişer maaşlarını Donanma Cemi- “… Donanma-yı Osmanî Muâvenet-i Milliye yeti’ne bağışlamışlardır.48 Cemiyet, ayni ve Cemiyeti Osmanlı Devleti’nin Düvel-i Muaz- nakdi yardımları “Usul-i Cibâyet Talimat- zama arasındaki mevkiini muhafaza ve me- namesi” adı verilen gelir toplama yöner- nafi-i umûmiyeyi ve münasebât-ı ticariye- gesi çerçevesinde yapmıştır.49 sini temin için ihtiyacatımızla münasip bir kuvve-i bahriye vücuda getirmek maksa- İtalya’nın 1911’de Trablusgarp’a saldırma- dıyla teşekkül etmiştir. Ve bu maksada vasl sıyla başlayan süreçte Hükümet harekete için maddi ve manevi lazım gelen tedâbir ve geçmiş ve Donanma Cemiyeti yararına ma- vesait-i meşrûaya müracaatla mükelleftir.”. arif başta olmak üzere arazi, emlak ve te- Nizamnamenin diğer maddelerinde ise mettu vergilerine zamlar yapmıştır.50 2 Şu- amacına uygun olarak çalışmak isteyen bat 1912’de Tanin gazetesinin önderlik et- herkesin Cemiyete üye olabileceği; yaş sı- tiği kampanyada “Enver ve Niyazi Kruva- nırı olmaksızın herkesin Cemiyete yar- zörleri” için toplanan paraların tamamı, dımda bulunabileceği; Cemiyet genel ku- Osmanlı Mebusan Meclisi kararıyla Do- rulu ve yürütme kuruluna seçilecek üyele- nanma Cemiyeti’ne devredilmiştir.51 Bun- rin Osmanlı vatandaşı olmaları; ayda 40 ların dışında nakdi gelirler arasında zekât- kuruş ödemeyi kabul eden her cemiyet üye- ların cemiyete verilmesi,52 park ve müze- sine istediği takdirde hesapları inceleme lere giriş ücretlerinden cemiyet adına bir yetkisi tanınacağı;45 Cemiyet gelirlerinin miktar para alınması, sahil kesimleri ve İs- arttırılması için çok çeşitli faaliyetlere yer tanbul’da faaliyet gösteren kayıkçıların bir verileceği öngörülmektedir.46 Donanma günlük kazançlarını cemiyete tahsis etme- Cemiyeti’ni dönemin birçok yardım derne- leri gösterilebilir.53 Sultan II. Abdülha- ğinden farklı kılan özellikleri arasında, mit’in tahttan indirilmesiyle birlikte çok ülke genelinde hızla örgütlenmesi, çok ge- sayıda mücevheratına el konmuştur. Ha- niş kitlelere hitap etmesi, devamlılığı ve zırlanan bir talimatname ile bu mücevher- yardım toplama işini şeffaf bir şekilde ger- lerin bir kısmı Paris ve Londra’da satılmış çekleştirmesi söylenebilir. Gönüllü kişiler ve bu satıştan cemiyet çok büyük bir nakdi tarafından kurulan Cemiyet, kısa bir süre gelir elde etmiştir.54 Osmanlı hanedan sonra devletin de desteğini almıştır.47 mensupları, cemiyete büyük miktarlarda

------43 Nizamname için bkz. EK-1; TİTE Arşivi, K 223, G 21, 49 Talimatname için bkz., Özçelik, 1987: 196;TİTE Ar- B 21-001; K 223, G 21, B 21-1001; K 223, G 21, B 21-1a şivi, K 231, G 4, B 4-1; TİTE Arşivi, K 237, G 10, B 7 001; K 223, G 21, B 21-2001. (12/12/1325). 44 TİTE Arşivi, K 223, G 21, B 21. 50 Tanin, 5 Ekim 1911: 1; Özçelik, 1987: s. 325. 45 TİTE Arşivi, K 236, G 9, B 9-9; Gök, 2007: 25. 51 TİTE Arşivi, K 286, G 7, B 4 (3.12.1325). 46 TİTE Arşivi, K 223, G 21, B 21. 52 TİTE Arşivi, K 236, G 18, B 4 (19.11.1326). 47 Gök, 2007: 34-45. 53.TİTE Arşivi, K 254, G 32, B 1 (24.05.1326). 48 TİTE Arşivi, K 282, G 13, B 3 (9.10.1325). 54 Özçelik, 1987: 327-329. 111 II. Meşrutiyet Dönemi’nin Toplumsal bir Yardım Kuruluşu:… maddi destekte bulunmuştur. Özellikle Sul- rilen üretim merkezleri oluşturmuştur. Sa- tan Mehmet Reşat ve VI. Mehmet Vahidet- hipsiz ve ekim yapılmayan arazilerde yetiş- tin’in cemiyetin fahri başkanlığını yürüt- tirilen ürünlerin bir kısmının (mısır, pata- meleri yardımın kapsamını genişletmiştir. tes, nohut, fasulye buğday ve arpa) satı- Şehzade Yusuf İzzettin ve Abdülmecit Efen- şıyla elde edilen gelir, Cemiyete büyük des- dilerin himayelerinde düzenlenen spor mü- tek sağlamıştır.59 sabakaları, yarışlar ve konserlerden elde Cemiyet, Mükellifât-ı Ziraiye Kanunu çer- edilen gelirlerin tamamı cemiyete gelir çevesinde zirai faaliyetleri daha sistematik kaydedilmiştir.55 bir şekilde yürütmek amacıyla bir talimat- Cemiyete nakdi yardımların yanı sıra çok name hazırlatmıştır. Üyelerden Hacı Hilmi sayıda ayni yardımlar da yapılmıştır. Bun- ve Hüseyin Kadri Bey tarafından hazırla- lar arasında çok çeşitli hediyelik eşyalar, nan ve 15 Şubat 1915 tarihinde kabul edilen silahlar, gayrimenkuller, kurban derileri, bu talimatname ile “Donanma Cemiyeti Zi- boynuz gibi objeler yer almaktadır.56 Cemi- raat Encümeni” adı verilen bir kurul oluş- yet bünyesinde eşyaların çoğalmasıyla bir- turulmuştur. Bu kurul, arazi kiralanması, likte tarihi değeri olmayanların açılacak alet ve edevat satın alınması, tohumluk bir sergide satılması kararlaştırılmıştır. İlk alınması, amele tedâriki ve yetiştirilmesi sergi Sultan Ahmet’te açılmış ve Ana- öngörülen patates, nohut, mısır, fasulye, dolu’da buna benzer sergiler açılarak cemi- mercimek gibi mahsullerin ekimlerinin ya- yete yüksek miktarlarda gelir sağlanmış- pılması gibi hususlarda yetkili kılınmış- tır.57 Cemiyete yapılan ayni yardımlar ara- tır.60 Cemiyet donanma tarlalarında ger- sında tütün, koza, fındık, zahire gibi büyük çekleştirdiği zirai üretimle çok yüksek mik- miktarlarda zirai mahsüller de yer almak- tarlarda gelir elde etmiştir. tadır. Kültür hizmetlerine de duyarsız kalmayan 24 Eylül 1916’da çıkarılan “Mükellifât-ı Zi- Osmanlı Donanma Cemiyeti, basımını ger- raîye Kanunu”, çiftçi olan ve zorunlu asker- çekleştirdiği mecmua, kitap, risale, beyan- lik hizmeti dışında tutulan tüm Osmanlı te- name ve tiyatro gösterileriyle kendisinden basının, Ziraat Nezareti’nin belirlediği söz ettirmiş ve yüksek miktarlarda gelir oranlarda ziraatla uğraşarak üretime kat- sağlamıştır. Mart 1910’da çıkarılan Do- kıda bulunmalarını zorunlu tutmuştur. Ay- nanma Mecmuası’nda askeri, edebi, tarihi, rıca hazırlanan “irade-i seniyye” ile vilayet sosyal ve zirai pek çok konuya yer verilmiş- ve kazalarda bu kanunun yürütülmesinden tir.61 Mecmuanın nakdi gelir dışında Türk ziraat heyetleri sorumlu tutulmuştur. Bu kültür hayatı ve meneviyatına yönelik hiz- heyetler, işlenmeyen boş tarlaları tespit metleri son derece önemlidir. Dönem içeri- edecek ve kamu yararına çalışan kurum- sinde kanunlar, anlaşmalar ve toplumu il- lara tahsis edeceklerdir. Bu bağlamda Do- gilendiren konularla ilgili hazırlanan düs- nanma Cemiyeti, tüm yurtta bir ziraat se- turların basım ve yayım işleri Cemiyete ve- ferberliği başlatarak, kendisine verilen gö- rilmiştir.62 İsteğe göre hazırlanan bu eser- revi başarı ile yerine getirmiştir.58 Cemiyet ler, abonelere para ile gönderilmiş ve bü- savaş yıllarının ekonomik sıkıntılarını or- yük gelir sağlanmıştır. Cemiyet kendi tadan kaldırmak ve ordunun zaruri ihtiyaç- adına kitap ve risaleler bastırdığı gibi, çe- larını karşılamak amacıyla Milli Savunma şitli yazarlar tarafından cemiyete bağışla- Bakanlığı ile ortak “harp tarlaları” adı ve- nan kitapları da yayınlayarak büyük hiz- metlerde bulunmuştur. Bu kitapların bir ------55 TİTE Arşivi, K 237, G 29, B 54 (24.12.1326). 59 Belge için bkz., Ek-3; TİTE Arşivi, K246, G1, B1- 56 Belge için bkz., Ek-2 ve 4; TİTE Arşivi, K235, G16, 13001 (6 Mayıs 1334). B16-3001 (3.8.1331); TİTE Arşivi, K235G16B16-4001 60 Özçelik, 1987: 302-305. (12.9.1331) 61 Donanma Mecmuası, başlangıçta aylık olarak ve 57 TİTE Arşivi, K 226, G 15, B 44 (26.11.1326). 1912 sonlarından itibaren haftalık olarak yayınlan- 58 Özçelik, 1987: 299; TİTE Arşivi, K 283, G 20, B 4 mıştır. Bkz., Özçelik, 1987: 284-287; Gök, 2007: 3-54. (25.10.1325). 62 Çakmaktepe, 2002: 4-5. Necdet AYSAL KAREN 2020 / 6 / 9 112 kısmını satarak gelir elde etmiş ve bir kıs- gibi objeler hazırlatmış ve bunların satışı mını da cephede bulunan askerlere, okul- için kampanyalar düzenlemiştir. Bu kam- lara, hastanelere ve kütüphanelere hediye panyalarda halkın milli ve manevi duygu- etmiştir. Ayrıca Cemiyet bünyesinde büyük larına hitap eden sloganlar kullanılmıştır. bir kütüphane oluşturulmuştur.63 “Barbaros Hatırası” olarak basılan yardım zarfının üzerinde “Osmanlılar, 12.000 mil Başlangıçta Donanma Cemiyeti’ne yardım sahillerimiz var. Harb gemilerimiz o derece toplamak için tiyatro ve gösteriler düzen- çok ve kuvvetli olmalıdır” ifadesi yer al- lenirken daha sonraları Cemiyet, kendi He- maktadır.67 Bağış yapanların isimlerine yet-i Temsiliyesi’ni kurmuş ve tiyatronun başta Donanma mecmuası olmak üzere dö- gelişimine büyük katkı sağlamıştır. Cemi- nemin gazetelerinde yer verilmiş ve halk yet, tiyatro dışında sinemaya da ayrı bir bağış yapmaya teşvik edilmiştir. önem vermiş ve yapılan askeri manevralar sinema filmi olarak çekilmiş ve halka izlet- 4. Osmanlı Donanma Cemiyeti’nin Faali- tirilmiştir.64 Bu etkinliklerin yanı sıra kon- yetleri serler, balolar ve konferanslar düzenlene- Cemiyet, kuruluşundan itibaren çok çeşitli rek halktan maddi ve manevi yardım talep alanlarda faaliyetler göstererek yüksek edilmiştir. meblağlarda iane gelirine sahip olmuş- Kültürel faaliyetler arasında yer alan spor tur.68 Bu gelirleri ise donanmayı güçlendir- müsabakaları da Cemiyete önemli ölçüde mek için savaş, nakliye gemileri ve askeri gelir sağlamıştır. Bu dönemde cemiyetin mühimmat alımlarında kullanmıştır. Alım- ağırlıklı olarak deniz sporuna önem ver- lar esnasında Harbiye ve Bahriye Nezaret- diği, İstanbul Moda’da yapılan deniz yarış- leri ile koordineli çalışılmış ve teşkilatın larında bir hayli iane topladığı görülmekte- acil ihtiyacı olan gemilerin satın alınma- dir. Bunların dışında at yarışı, bisiklet, sına özen gösterilmiştir. koşu ve güreş vb. sporları organize eden ve Cemiyet, Osmanlı donanması için ilk gemi gelir elde Cemiyetin pek çok spor kulübüne satın alım sözleşmesini 18 Mayıs 1910 tari- de yardım yapması son derece anlamlıdır. hinde yapmış ve bir Alman firmasıyla 4 Donanma Cemiyeti’nin en fazla gelir geti- torpido muhribinin satın alınması husu- ren faaliyetleri arasında kibrit ve sigara sunda anlaşmıştır. Yaklaşık 616 ton ağırlı- kâğıdı imtiyazı gelmektedir. Cemiyet adına ğına sahip olan ve Yadigâr-ı Millet, Muave- bu imtiyazın açık arttırma usulüyle satışın- net-i Milliye, Numune-i Hamiyet ve Gay- dan çok büyük gelir elde edilmiştir. Sigara ret-i Vataniye isimlerini taşıyan bu muh- kâğıdı ve kibritler yalnızca ülke içinde de- ripler, Ağustos 1910 yılında Osmanlı do- ğil yurtdışında da büyük rağbet görmüş- nanmasına katılmışlardır. Cemiyet satın tür.65 Cemiyetin gelir kaynaklarından bir aldığı ilk gemiye millete bir minnettarlığın diğeri ise piyangodur. Cemiyet belirli ara- ifadesi olarak “Yadigâr-ı Millet” adını ver- lıklarla donanma ve tersane piyangosu miştir.69 Savaş gemilerine milli kahraman- adıyla çekilişler düzenlemiş ve halkın bu ların isimleri “Barbaros Hayrettin, Turgut çekilişlere ilgisi yoğun olmuştur. İtibar-ı Reis, Fatih, Reşadiye, Reşit Paşa, Mithat Milli Bankası’nın güvencesiyle ve hükü- Paşa”, ile milli hisleri ön plana çıkaran metten izin alınarak gerçekleşen bu çeki- isimlerin “Gayret-i Vataniye, Numune-i Ha- lişlerin geliri tersane inşaasına ayrılmış- miyet vs.” verildiği görülmektedir. tır.66 Cemiyet bu faaliyetlerin dışında kart- postal, zarf, takvim, rozet, kol düğmesi, kravat iğnesi, kâğıt mendil, kurşun kalem ------63 Özçelik, 1987: 289. 67 TİTE Arşivi, K 292, G 15, B 3 (05.05.1330). 64 TİTE Arşivi, K270, G18, B6 (30. 1. 1328). 68 Donanma Cemiyeti’ne iane yardımında bulunan şa- 65 TİTE Arşivi, K 274, G 5, B 5 (18.02.1329); TİTE Ar- hıslar adına düzenlenen makbuzlar için bkz., TİTE Ar- şivi, K 276, G 38, B 8 (11.11.1329). şivi, K 261, G 9, B 8 (29.3.1325). 66 Özçelik, 1987: 348. 69 TİTE Arşivi, K 281, G 18, B 4 (22.04.1326). 113 II. Meşrutiyet Dönemi’nin Toplumsal bir Yardım Kuruluşu:…

Cemiyet Almanya’dan satın aldığı dört tor- dengeleri değiştiren bu olay üzerine Hükü- pido muhribinden sonra 1 Ağustos 1910 ta- met, bahriye programını bir an önce ger- rihinde iki zırhlı savaş gemisinin alımı için çekleştirmek üzere harekete geçmiştir. İn- Alman hükümetiyle görüşmelere başlamış- giliz Vikers-Armstrong firmasına Mayıs tır.70 Yirmişer milyon Osmanlı lirası bedel 1911’de “Reşadiye” ve “Sultan Osman” karşılığında satın alınacak iki gemi için 26 isimli iki adet modern dretnot ısmarlan- zabit ve 38 mürettebat görevlendirilmiştir. mıştır. 1914 yılı başında bir heyet gemileri 28 Ağustos 1910’da teslim alınan ve her teslim almak için İngiltere'ye gönderilmiş biri 10.060 tonluk olan bu zırhlılara “Bar- ancak 3 Ağustos 1914 tarihinde İngiltere baros Hayrettin” ile “Turgut Reis” isimleri- Hükümeti resmi olarak bu gemileri teslim nin verilmiş olması kamuoyunun da ho- etmeyeceğini bildirmiştir. Sonraki gün- şuna gitmiştir.71 Cemiyetin 1910 yılında ya- lerde tamamlanan iki gemi İngiliz Kraliyet pılan kongresinde Osmanlı deniz ticareti- donanmasına katılacaktır.73 İngiltere’nin nin yabancıların elinde olduğu ve açık de- bu hareketi, Anadolu’da pek çok tepkiyi be- nizlerde ulaşımı gerçekleştirecek nakliye raberinde getirmiştir. gemilerine ihtiyaç olduğu dile getirilmiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında ticari gemi- 4 Mayıs 1911 tarihinde Hükümetinde onayı ler büyük zarar görmüş ve Cemiyet bu za- alınarak İngiltere’den beş adet “Sefain-i rarı hafifletmek için Romanya’dan bir tica- Nakliye” satın alınması konusunda anlaş- ret gemisi satın almak için girişimlerde bu- maya varılmıştır. Cemiyet, İstanbul’da tes- lunmuştur. Cemiyet, üyelerinden Ali Şükrü lim aldığı iki gemiye “Reşit Paşa” ve “Mit- Bey ve İnşaat Mühendisi Hafız Bey’i Ro- hat Paşa” ismini vermiştir. Donanma Cemi- manya’ya göndermiştir. Karşılıklı görüş- yeti Giresun Şubesi, büyük bir yardım kam- meler sonrasında 600 ton büyüklüğünde panyası başlatmış ve teslim alınan üçüncü bir gemi ile 150 tonluk bir romörkör satın gemiye “Giresun” adının konmasını mer- alınmıştır. Ancak savaşın kaybedilmesi ve kezden talep etmiştir. Merkez, satın alınan mütareke koşulları, bu gemilerin teslim gemi bedelinin yarısını ödeyen ve diğer ya- edilmemesine yol açmıştır. rısını da ödemeyi de taahhüt eden Giresun şubesinin talebini uygun görmüştür.72 Bu Cemiyet, kuruluşundan itibaren gemi satın vapurlar askeri nakliyatta kullanılmak alınması, harp malzemeleri, askeri yiye- üzere Bahriye Nezareti’ne teslim edilmiş- cek, giyecek ve iaşenin temin edilmesinde tir. rol oynamış, askerlerin kışlık ihtiyaçları- nın karşılanmasına yardımcı olmuştur.74 Balkan Savaşları sırasında Osmanlı Dev- Cemiyet, bu faaliyetlerin yanı sıra Harbiye leti’nin denizlerde en büyük düşmanı ha- Nazırı Mahmut Şevket Paşa’nın uçak alımı line gelen Yunanistan, Avrupadan aldığı için başlattığı kampanyaya da destek ver- destekle donanmasını her geçen gün güç- miştir.75 Cemiyetin kuruluşundan feshedil- lendirmiştir. Mısır’da ikâmet eden Yorgo mesine kadar yaklaşık on yıllık süre içinde, Averof ismli zengin bir Rum vatandaşı, Yu- toplam 607.753.650 kuruş 17 para gelir nanistan’a çok güçlü bir kruvazör hediye elde ettiği görülmektedir.76 Kuruluş Ni- etmiş ve kendi adını verdiği Averof zırhlısı, zamnamesinde belirtilen amaçlar doğrul- İtalyan tersanelerinde inşası tamamlana- tusunda çalışan, birçok savaş gemisinin rak Yunanistan’a teslim edilmiştir. Ege’de alımında büyük pay sahibi olan Donanma

------70 Tanin, 2 Ağustos 1910: 1; Özçelik, a.g.t., s. 245. 1.008 gömlek, 5.195 çift çorap, 1.629 eldiven toplam 71 TİTE Arşivi, K 249, G 11, B 3 (20.06.1326). 22.012 parça levazım Bandırma'ya gönderilmiştir. Ay- 72 Cemiyet’in Almanya, İngiltere ve Romanya’dan sa- rıca 27 Ekim 1914 tarihinde 21.193 hırka, 1.270 don, tın aldığı gemiler hakkında bkz., Özçelik, 1987: 218- 1.428 gömlek, 5.468 çift çorap, 681 eldiven, 140 kuşak 274; Beşirli, 2004: 268-269. askeriyeye teslim edilmiştir. Bkz., TİTE Arşivi, K. 278 73 TİTE Arşivi, K 192, G 5, B 2 (17. 07.1329); Özçelik, G. 23 B. 23, 23-1. 1987: 265-269. 75 TİTE Arşivi, K 259, G 12, B 36. 74 İzmir Merkez Şubesi tarafından 16 Ekim 1914 tari- 76 Shaw, 1983: 278. hinde 13.166 pamuklu hırka, 365 mintan, 649 don, Necdet AYSAL KAREN 2020 / 6 / 9 114

Cemiyeti, 2 Şubat 1919 tarihinde önce Bah- cıyla birçok öğrenciyi yurt dışına gönder- riye Nezareti’ne bağlanmış ve arkasından 2 miştir. Düzenlediği çeşitli spor müsabaka- Mayıs 1919’da çıkarılan bir kararname ile larıyla yüksek miktarlarda gelir elde etmiş- feshedilmiştir.77 tir. Dönem içerisinde kibrit ve sigara kâğıdı imtiyazı alınmış, ikramiyeli piyango Sonuç ve sergiler düzenlenmiş, donanma gemile- 1908 yılında Meşrutiyetin ilanıyla birlikte rinin kartpostalları bastırılarak satılmış ve hızla gelişen özgürlük ortamında, pek çok ayrıca toplanan kurban derileri, fitre ve sosyal ve siyasi grup cemiyetler çatısı al- zekât paralarıyla Cemiyet gelirlerinde bü- tında toplumun sıkıntılarını biraz olsun ha- yük bir artış söz konusu olmuştur. fifletmek amacıyla çalışmalara başlamış- Donanma Cemiyeti, yaptığı tüm faaliyet- tır. Özellikle 20. yüzyılın başlarında do- lerle ilgili gelir-gider cetvellerini dönemin nanmanın içine düştüğü olumsuz durum ve gazeteleri ve Donanma Mecmusası’nda halkın bu konuda duyduğu endişeler, Do- halkla paylaşmıştır. Ayrıca nizamnamede nanma Cemiyeti’nin kuruluş sürecini hız- cemiyet üyelerine hesapları inceleme yet- landırmıştır. Cemiyet, Osmanlı Devleti’nin kisinin verilmesi, Cemiyetin son derece bahriye alanındaki eksikliklerini gidermek şeffaf çalıştığının bir göstergesi olarak de- ve güçlü bir donanma vücuda getirmek ğerlendirilebilir. Bunların dışında cemiye- amacıyla gönüllü Müslüman ve Gayrimüs- tin kendi içinde kurduğu denetleme sistemi lim Osmanlı vatandaşlarının girişimleriyle ve üyelerin yörelerin etkili ve sevilen kişi- kurulmuştur. Kuruluşundan itibaren hızlı leri arasından seçilmesiyle görevi kötüye bir şekilde örgütlenen ve ülke genelinde kullanımların önüne geçilmiştir. Halktan yaygınlık kazanan Cemiyet, ağırlıklı olarak gelen her şikâyet dikkate alınmış ve konu askeri alanlarda yapmış olduğu faaliyet- gerektiğinde adli mercilere havale edilmiş- lerle kendisinden söz ettirmiştir. Almanya tir. Cemiyet ianelerine bakıldığında Kara- başta olmak üzere, İngiltere, Fransa ve Ro- deniz bölgesinde kurulan donanma şubele- manya’dan torpido muhripler, zırhlı savaş rinin “Trabzon, Gümüşhane, Rize, Giresun, gemileri, nakliye gemileri, askeri mühim- Ordu, Tirebolu, Vakfıkebir, Of, Araklı, mat, hastane malzemeleri ve yiyecek-giye- Maçka, Bartın, Zonguldak, Ereğli, cek satın alarak hem donanmanın hem de vs.” daha aktif çalıştıkları ve iane topladık- ticaret filosunun gelişimine büyük katkı ları görülmektedir. İane meblağını etkile- sağlamıştır. Bu çalışmaları zamanla dev- yen unsurların başında ise bölgelerin eko- letçe de desteklenmiş hem padişahın hem nomik zenginlikleri gelmektedir. de Hükümetin desteği alan Cemiyet, bağış kampanyasını büyük bir rahatlıkla sürdür- Ayni ve nakdi yardımlarla önemli bir büt- müştür. çeye sahip olan Cemiyet, kısa süre içeri- sinde ülke çapında ve yurt dışında teşkila- Cemiyet, nakdi yardım ve bağışların yanı tını genişletmiştir. Faaliyetlerini Birinci sıra kendisine daha çok gelir sağlayacak Dünya Savaşı sonuna kadar devam ettiren askeri, kültür, spor, iktisadi ve zirai alan- Cemiyet, savaş sonunda imzalanan Mond- larda çok çeşitli faaliyetler gerçekleştir- ros Ateşkes Antlaşması ile etkinliğini yitir- miştir. Kültür hizmetlerine duyarsız kal- miştir. Mütareke döneminde Cemiyet ve mayan Cemiyet, donanma mucmuası, düs- üyelerine karşı Hükümet nezdinde başlatı- tur gibi pek çok kitap ve risalenin basımını lan olumsuz propagandalar ve yolsuzluk üstlenmiştir. Tiyatro ve sinema gösterileri iddiaları, Cemiyetin fesh edilme sürecini yapan, temsiller düzenleyen Cemiyet, çe- hızlandırmıştır. Bu bağlamda Osmanlı Do- şitli konser, balo ve konferanslarla halkın nanma Cemiyeti, 2 Şubat 1919’da Bahriye tümüne ulaşmayı başarmıştır. Denizcilik Nezareti’ne devredilerek tarih sahnesin- ve havacılık konusunda eğitim almak ama- den çekilmiştir.

------77 Tunaya, 1969: 449; Gök, 2007: VII. 115 II. Meşrutiyet Dönemi’nin Toplumsal bir Yardım Kuruluşu:…

KAYNAKÇA Düstur (8 Ağustos 1909), 7 Zilhicce 1293 Tarihli Kanunu Esasinin Bazı Mevaddı Mu- Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi addelesine Dair Kanun, İkinci Tertip, 1, Enstitüsü (TİTE) Arşivi 638-644. Aysal, Necdet, (2014), “Osmanlı ve Yunan Donanma Mecmuası (Mart 1910), 1, (1), 4- Demiryollarının Karşılaştırmalı Bir Ana- 7, 13. lizi”, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Der- gisi, Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlke- Donanma Mecmuası (Ağustos 1910), 1, (6), leri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, 10/20, 327- 492, 511. 352. Donanma Mecmuası (Temmuz 1912), 1, ______, (2017), “Osmanlı Donanma Ce- (29), 206. miyeti’nin Kuruluşu ve Faaliyetleri”, Aka- Dinçer, Hasan, (2016), “Donanma-yı Os- demik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 5/50, 1- mani Muavenet-i Milliye Cemiyeti’nin Kül- 23. türel Faaliyetleri”, Asos Journal Akademik Avcı, Ertürk, (2015), “Ertuğrul Fırkateyni- Sosyal Araştırmalar Dergisi, 4/30, 474- nin Japonya’ya Son Seyri”, Deniz Kuvvetleri 495. Dergisi Eki, (622), 1-56. Gök, Nurşen, (2007), Donanma Cemi- Başlangıcından Günümüze Türkiye Cumhu- yeti’nin Anadolu’da Örgütlenmesi, Yayım- riyeti Tarihi, (2016), Ed. Temuçin Ertan, lanmamış Doktora Tezi, Ankara: AÜ Sosyal Ankara: Siyasal Kitabevi. Bilimler Enstitüsü. Beşirli, Mehmet, (2004), “Sultan Abdüla- ______, (2008), “Donanma Cemiyeti’nin ziz’den Birinci Dünya Savaşı’na Osmanlı Anadolu’da Örgütlenmesine İlişkin Göz- Donanması”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat lemler”, DTCF Tarih Araştırmaları Dergisi, Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 11/25, 27/43, 77-93. 243-274. İğdemir, Uluğ, (2009), Kuleli Vak’ası Hak- Bostan, İdris, (1994), “Osmanlı Bahriyesi- kında Bir Araştırma, İstanbul: Türk Tarih nin Modernleşmesinde Yabancı Uzmanla- Kurumu Yayınları. rın Rolü (1785- 1819)”, İstanbul Üniversi- İpek, Nedim, (2006), “II. Abdülhamit Dö- tesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Prof. neminde Ordunun ve Donanmanın Moder- Dr. Hakkı Dursun Yıldız Hatıra Sayısı, 35, nizasyonu”, XIV. Türk Tarih Kongresi (9- 13 177-192. Eylül 2002), II, Ankara: Türk Tarih Ku- Bulut, Sedef, (2016), “Donanma-yı Muave- rumu Yayınları, 159-182. net-i Milliye Cemiyeti: İzmit Müstakil Li- Karal, Enver Ziya, (1988), Osmanlı Tarihi vası Şubesinin Çalışmaları”, Uluslararası Nizam-ı Cedit ve Tanzimat Devirleri, V, An- Karamürsel Alp ve Kocaeli Sempozyumu kara: TTK Basımevi. Bildirileri, Kocaeli: Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı ______, (1996), Osmanlı Tarihi, İkinci Yayınları, 959-967. Meşrutiyet ve Birinci Dünya Savaşı (1908- 1918), IX, Ankara: Türk Tarih Kurumu Ya- Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi yınları. (1986), 7, İstanbul: Milliyet Yayınları. Kaya, Ali İrfan, (2014), “Meşrutiyet Dö- Çakmaktepe, Zehra, (2002), Donanma Mec- nemi Tarih Eğitiminin Amaç ve Yöntemleri, muası, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kullanılan Araç-Gereçler Hakkında Bir İn- Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bi- celeme-Tedrîsât Mecmûası Örneği”, Akade- limler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı mik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2/8, 583- Anabilim Dalı. 592. Necdet AYSAL KAREN 2020 / 6 / 9 116

Kütükoğlu, Mübahat, (1995), “Osmanlı Bu- ______, (1989), Türkiye’de Siyasal Parti- harlı Gemi İşletmeleri ve İzmir Körfezi Ha- ler, İttihat ve Terakki Bir Çağın, Bir Kuşa- midiye Şirketi”, Çağını Yakalayan Osmanlı ğın, Bir Partinin Tarihi, III, İstanbul: Hürri- Devleti’nde Haberleşme ve Ulaştırma Tek- yet Vakfı Yayınları. nikleri, Yay. Haz. Ekmeleddin İhsanoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri Osmanlı Devri 1911- Mustafa Kaçar, İstanbul: İslâm, Tarih, Sa- 1912 Osmanlı-İtalyan Harbi, Deniz Harekâtı nat ve Kültür Araştırma Merkezi. (1980), III, Ankara: Genelkurmay Askeri Odile Moreau, (1999), “Osmanlı İmpara- Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı Yayın- torluğu’nda Alman Askeri Misyonları”, Os- ları. manlı, 2, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları. Yakıtal, Emin, (1981), “Abdülaziz Donan- Özçelik, Selahattin, (1987), Donanma Cemi- masına Dair Bir İnceleme”, VIII. Türk Tarih yeti, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Kongresi, Kongreye Sunulan Bildiriler (11- Üniversitesi, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü. 15 Ekim 1976), II, Ankara: TTK Yayınları, 1342-1343. Özsoylu, Ahmet Fazıl, (1999), Türk Maliye Tarihi, Çukurova Üniversitesi İktisadi İdari Yaşa, Memduh, (1981), Devlet Borçları, 3. Bilimler Fakültesi, Adana: Masaüstü Yayın- Baskı, İstanbul: Has Kurtulmuş Matbaası. ları. Yavuz, Celalettin, (1993), Osmanlı-Türk Shaw, Stanford J., Shaw, Ezel Kural, Deniz Kuvvetlerinde Yabancı Misyonlar (1983), Osmanlı İmparatorluğu ve Modern (Çeşme Faciası-I. Dünya Harbine Giriş), Ya- Türkiye, (Çev. Mehmet Harmancı), 2, İs- yımlanmamış Doktora Tezi, Ankara: AÜ. tanbul: E Yayınları. Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü. Şehsuvaroğlu, Haluk, (1965), Deniz Tarihi- Yıldız, Gültekin, (2013), Dünya Savaş Ta- mize Ait Makaleler, İstanbul: Deniz Kuvvet- rihi, Osmanlı Askeri Tarihi, Kara, Deniz ve leri Komutanlığı Yayınları. Hava Kuvvetleri (1792-1918), (Ed.), İstan- bul: Timaş Yayınları. Tanin Gazetesi (18 Kasım 1909) 5 Teşrin-i Sânî 1325, 1-3. Toprak, Zafer, (1985), “1909 Cemiyetler Kanunu”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Tür- kiye Ansiklopedisi, 1, İstanbul: İletişim Ya- yınları. ______, (1995), Türkiye’de Ekonomi ve Toplum (1908-1950) İttihat-Terakki ve

Devletçilik, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Ya- yınları. Tunaya, Tarık Zafer, (1959), Hürriyetin İlanı İkinci Meşrutiyetin Siyasi Hayatına

Bakışlar, İstanbul: Baha Matbaası.

______, (1969), Siyasi Müesseseler ve Anayasa Hukuku, 2. Baskı, İstanbul: Sulhi Garan Matbaası. ______, (1998), Türkiye’de Siyasal Parti- ler İkinci Meşrutiyet Dönemi (1908-1918), I, İstanbul: İletişim Yayınları.

117 II. Meşrutiyet Dönemi’nin Toplumsal bir Yardım Kuruluşu:…

EKLER: Ek 1.

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü (TİTE) Arşivi, K 223, G 21, B 21-001; K223G21B21- 1a001; K223G21B21-1001; K223G21B21-2001.

Necdet AYSAL KAREN 2020 / 6 / 9 118

Ek-2

Der-saadet Osmanlı Donanma Cemiyeti Merkez-i Umumi Riyaseti Canib-i Âlisine Numro: 462 Hususi Arz-ı ta’zimkârenemizdir. ’da yapağı mevcudu hakkındaki mahalline keşide olunan telgraf-ı cevabidir. Bu sene kurban derileri satılamadığından Manisa tabağhanesinde meşin im’al ettirildi. Mevcut me- şinlerden bir kısmı Müdafaa-i Milliye’nin ilk i’şarı veçhiyle kısmen cihet-i askeriyeye verildiği gibi kısmen de kocuk imal ettirilerek gönderilmiş idi. Ücret-i imaliyeden dolayı 600 lira debbağlara borcumuz varidiye yün ve bâkiye meşinler bunlara karşılık olmak üzere muhafaza edilmekte ol- duğu ve evvelce de bu hususta geçen muhaberede bunların mukabilinde satılması hakkındaki emir- lerinize binaen müzayedeye vaz’ olunduğu ve hitâm-ı müzayede de ihaleleri icra kılındığı maruz- dur. Ol-babda. 3 Ağustos 331 TİTE Arşivi, K235 G16 B16-3001.

119 II. Meşrutiyet Dönemi’nin Toplumsal bir Yardım Kuruluşu:…

Ek-3

Donanma Cemiyeti Merkez-i Umumiyesi Riyaset-i Alisine İstanbul Vilayeti ….. Yıllığı Adedi Umumi 2715 Hususi 1091 Hülasa 367 buçuk kilo tohumluk şairin Edirne veya Kütahya’ya mal sandıklarına aynen teslimine dair. Saadetlü Efendim hazretleri 16 Nisan [1]334 tarihli ve 14 numaralı tezkere-i alileriyle suret-i tesviye-i istifsar buyrulan tohum- luk 367 buçuk kilo şair (arpa) Edirne veya Kütayha mal sandıklarına aynen teslimi ile alınacak makbuz senedatının gönderilmesi muvaffak olacağı ziraat müdüriyetinden ifade kılınmıştır. Suret- i ifadeye nazaran icabının icrasını rica eylerim. Ol babda irade efendim hazretlerinindir. Fi 24 Re- ceb [1]336, Fi 6 Mayıs [1]334 Vali Vekili TİTE Arşivi, K246G1B1-13001.

Necdet AYSAL KAREN 2020 / 6 / 9 120

Ek-4

Harbiye Nezareti Dersaadet Hülasa: Levazımâtı Umûmiye Osmanlı Donanma Cemiyeti Merkez-i İzmir Şu’be-yi Dairesi Umûmîsi Riyaset-i Âliyesi’ne Merkeziyesi’nde Numro: ----- mevcûd kurban Umûmi: 4253 derileri hakkındadır. Husûsî: 13387 Melfufu :---- Aded :----- Saadetlû Efendim Hazretleri 22 Ağustos 331 tarih ve 11/ 14604 numrulu tezkire-i âliye-i riyâset-penâhileri cevabıdır: Geçen sene ıyd-ı adhada zebh olunan kurban derilerinin meşin ve kocuk imâliyesi nâmıyla debbağlara İzmir Şu’be-yi Merkeziyesi’nin deyni bulunan altı yüz liranın cihet-i askeriyede te’diye edilerek şu’be-yi merkeziyenin deyni imha edildiği takdirde deyn-i mezkûre karşı muhafaza edilmekde bulunan mevcûd derilerle bunların i’ta edileceği beyân buyrulmakda ise de esâsen ordu nâmına ahâli-i muhteremenin terk ve teberru‘ eylemiş olduk- ları mezk3ur derilerle bunların bedeli misl mukâbilinde cihet-i askeriyeye i‘tası muvafık değildir. Binânena- leyhe mezkûr derinin toplanmakda olan iâneden tesviyesiyle derilerin çürümelerine meydan verilmeden ve mevsim-i şitânın takarrübü hasebiyle efrâd-ı asâkîr-i şâhâneye muktezi kürklü yelek ve yağmurluk i‘mal etdi- rilmek üzere dai’re nâmına herhalde müsâra’aten Dersaadet’e irs’âli hususunun icâb edenlere tebliğ buyurul- ması mütemennadır olbabda irâde efendim hazretlerinindir. 12 Eylül 331 Levazımât-ı Umûmiye Dairesi Reisi İmza Hey’et-i idareye ta’mim / 14 Mınh Varide numrosu: 19074 (Umûmi) 23 (Hususi) Sırasıyla İşbu tezkereye zabtolunan İzmir Şu‘be-yi Merkeziyesi’nin 17 Eylül 331 tarihli telgrafnameside husus-ı mezkûrun müsarâaten intâcı ile deyn-i vak’anın tesviyesinden sonra mütebaki deriler ile bunların cihet-i askeriyeye tes- limlerinden bu sene Kemâfis-sâbık cemiyet menfaatine cem‘ ve derç kılınacağının da ilâvesine dair cevaben telgrafnâme keşidesi takarrür etmişdir. 22 mınh İmza TİTE Arşivi, K235G16B16-4001.

KARADENİZ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ DERGİSİ THE JOURNAL OF INSTITUTE OF BLACK SEA STUDIES

2020 6 / 9 (121-140)

Mumcu Küçüker, Derya, “Impacts of Socio-Economic Factors on Carbon Dynamics in Black Sea Forests: A Case Study from Akçaabat Forest Planning Unit”, Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 6/9, ss.121-140. DOI: 10.31765/karen.741889

IMPACTS OF SOCIO-ECONOMIC FACTORS ON CARBON

DYNAMICS IN BLACK SEA FORESTS: A CASE STUDY * FROM AKÇAABAT FOREST PLANNING UNIT  * Araştırma Makalesi / Research Article Derya MUMCU KÜÇÜKER Bu makale etik kurul izni ve/veya ya- sal/özel izin alınmasını gerektirme- mektedir. / This article does not require ethical committee permission and/or le- gal/special permission. Abstract: Forest ecosystems play a crucial role in mitigat- ing the negative impacts of global climate change as an essential carbon sink. Land use and land cover change, ** Dr. Öğr. Üyesi, mainly deforestation, degradation, and afforestation, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman have significantly affected carbon (C) stock. This study Fakültesi, Orman Mühendisliği analyzed the effects of land use and land cover changes Bölümü, Trabzon/TÜRKİYE on forest C dynamics and its spatial distribution based on [email protected] demographic, socio-economic, and landscape structure in ORCID : 0000-0002-7683-3565 the Akçaabat forest planning unit. Moreover, forest C dy- namics in aboveground, belowground, deadwood, litter, and soil were calculated separately based on forest inven- Keywords: Land-Use/Land Cover tory data in 1984, 2008, and 2018. While the total C stock Change, Socio-Economic Factors, For- increased by about 38.04% between 1984 and 2008, it in- est Crimes, Climate change, Non-ca- creased only by about 4.64% between 1984 to 2018 due dastral Woodland (KDA) mainly to not including of non-state-owned areas covered Anahtar Kelimeler: Arazi Kulla- with forest trees (about 4369.40 ha) in the forest man- nım/Arazi Örtüsü Değişimi, Sosyo-Eko- agement plans developed based on land cadastre in 2018. nomik Faktörler, Orman Suçları, İklim The most considerable contribution to the C pool was Değişimi, Kadastro Dışı Ağaçlı Alan from the soil by about 73.39%, 72.32% and 61.60% in (KDA) 1984, 2008 and 2018, respectively. Deciduous cover

types, young and full covered forests, had the highest av-

erage C density with 442.61 Mg ha-1 49.65 Mg ha-1 and 144.47 Mg ha-1, respectively. Over three decades, the con- version from degraded, forest opening, and non-forest ar- eas to productive forests as well as increasing the quality of forest structure characterized by increasing mixed for- est, young or mature development stages, and full covered forests has contributed positively to the C stock. This in-

crease in the quality of the forest can be explained by con-

version abandoned agriculture areas to forested areas with migration, reduction of social pressure on forested areas based on decreasing forest crime, and increasing forest crime, and increasing aware awareness and in- Geliş Tarihi / Received Date: 24.05.2020 creasing awareness and sensitivity to the environment Kabul Tarihi / Accepted Date: 01.06.2020 based on economic development. Analyzing the spatio- temp Derya MUMCU KÜÇÜKER KAREN 2020 / 6 / 9 122 temporal patterns and driving factors of carbon bilir. Karbon dinamiğinin zamansal ve konum- dynamics are critical in developing appropriate sal değişimi ve bu değişime etki eden faktörle- planning strategies to control climate change. rin analizi, iklim değişikliğini kontrol etmek için uygun planlama stratejilerinin geliştirilme- KARADENİZ ORMANLARINDAKİ SOSYO- sinde kritik önem taşımaktadır. EKONOMİK FAKTÖRLERİN KARBON DİNAMİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ: AKÇAABAT 1. Introduction ORMAN İŞLETME ŞEFLİĞİ ÖRNEĞİ Climate change is a crucial environmental Öz: Önemli bir karbon havuzu olan orman eko- threat affecting populations due to the sistemleri, küresel bir iklim değişikliğinin greenhouse effect of CO2.1 Developments olumsuz etkilerini azaltmada önemli bir rol üst- related to climate change in recent years lenmektedir. Arazi kullanım ve arazi örtüsü de- ğişikliği, özellikle ormansızlaşma, orman yapı- have shown that forest ecosystems have an sının bozulması ve ağaçlandırma, karbon (C) essential role in global climate change and stokunu önemli ölçüde etkilemektedir. Bu ça- the carbon (C) cycle. C sequestration in lışma, Akçaabat orman planlama birimindeki forest ecosystems has attracted many re- demografik, sosyo-ekonomik ve orman yapısı searchers and policymakers due to large C gibi faktörlere bağlı olarak arazi kullanım ve capacity in forest ecosystems account for arazi örtüsü değişikliklerinin orman C dinamik- 75% of the atmospheric CO2.2 Forest eco- leri ve konumsal dağılımı üzerindeki etkilerini systems are the most important terrestrial incelemiştir. Ayrıca, 1984, 2008 ve 2018 yılla- ecosystems3 that absorb large amounts of rında toprak üstü, toprak altı, ölü odun, ölü örtü ve topraktaki C dinamikleri, orman envanteri C from the atmosphere and store them in verilerine göre ayrı ayrı hesaplanmıştır. 1984 their living biomass, soil, litterfall, and ve 2008 yılları arasında toplam C stoku %38.04 deadwood. According to the Kyoto proto- oranında artarken, 2018'de sadece %4.64 ora- col, each signature country, is responsible nında artmıştır. Karbon stokundaki artışın düş- for monitoring, estimate, and submit C mesinin temel sebebi arazi kadastrosu dikkate stock change.4 On a global scale, total car- alınarak hazırlanan 2018 yılı amenajman pla- bon stock in forest ecosystems came from nında kadastro dışı ağaçlı alanlar (yaklaşık mostly forest biomass, and soil accounted 4369.40 ha) orman dışı alan olarak değerlendi- for 53% and 39%, and the rest was from rilmesidir. Karbon stokuna en önemli katkı 5 1984, 2008 ve 2018 yıllarında sırasıyla %73.39, deadwood and litterfall. Besides, of 6 %72.32 ve %61.60 oranlarında topraktan sağ- stocked about 1.9 Gt C in forest ecosys- lanmıştır. En yüksek ortalama karbon yoğun- tems in Turkey, 62.6% and 32.3% were ob- luğu 442.61 Mg ha-1 49.65 Mg ha-1 ve 144.47 Mg tained from soil organic matter and living ha-1 ile geniş yapraklı, gençlik gelişim çağın- tree biomass, respectively.7 daki ve tam kapalı ormanlardan sağlanmıştır. Otuz yılı aşkın bir süredir, boşluklu kapalılığa Forest C storage capacity depends mainly sahip alanlar, orman içi açıklıklar ve orman dışı on the quality of forest ecosystem struc- alanlardan verimli ormanlara dönüşümün yanı ture and composition. Recently, the for- sıra, karışık orman, genç veya olgun gelişim ested areas in the world are decreased, and aşamaları ile tam kapalı ormanların artmasıyla the forest structures deteriorated, result- karakterize edilen orman yapısının kalitesini ing in climate change and global warming artırması, karbon stokuna olumlu katkılar sağ- in the entire world due to natural or an- ladı. Ormanın kalitesindeki bu artış, terkedilmiş thropogenic effects and land-use land tarım alanlarının göçle ormanlık alanlara dö- nüştürülmesi, orman suçlarında azalmaya da- cover changes. The amount of C stock in yalı ormanlık alanlar üzerindeki sosyal baskının forest biomass has decreased over the last azaltılması ve ekonomik kalkınmaya dayalı ola- 25 years due mainly to the conversion of rak çevreye duyarlılığın artırılması ile açıklana- forest areas to agricultural and settlement areas and the destruction of forest areas.8

------1 Meng et al., 2016. 5 FAO, 2015. 2 Ketizmen, 2011. 6 Anonymous, 2016. 3 Watson et al., 2000. 7 Tolunay et al., 2018. 4 UNFCCC, 2008. 8 FAO, 2015. 123 … A Case Study from Akçaabat Forest Planning Unit

Forest stand characteristics (tree species, The historical dynamics of forest structure diameter, basal area, height, age, and is a significant challenge in the manage- growing stock), soil characteristics (soil ment of forest resources.17 The changes in depth, texture, and pH), climate character- forest structure in terms of tree species, istics, and topographic characteristics af- canopy cover, development stages and fect the amount of fixed C.9 stand ages under complex socio-economic conditions strongly influence C storages in The effects of Land Use and Land Cover forest ecosystems.18 Numerous studies on Change (LULCC) on C stock are regarded as the impact of spatiotemporal changes in an essential mechanism in controlling cli- forest ecosystems on biomass C have been mate change.10 The role of forest ecosys- conducted.19 In recent years, while several tems was highlighted both as sources and studies have reported on the effects of sink.11 Forest C stock can increase by affor- LULCC on Soil Organic Carbon (SOC) estation, rehabilitation, restoration, and stocks and SOC sequestration,20 only lim- sustainable planning. However, decrease ited research attention has been paid to the the quality of forest structure, a decrease effects of land-use changes on various C in forest areas, conversion of forested ar- pools.21 Additionally, a few studies sug- eas to non-forest lands such as agricultural gested negative relationships between for- land, natural events such as pest outbreaks est carbon stock and the human popula- or wildfire damage, and an increase of C tion.22 However, almost no studies have emissions can decrease C storage.12 Some been indicated the influence of socio-eco- researches indicated silviculture and for- nomic dynamics. est management interventions enhance to increase forest C sink and reduce emis- The overall objective of this research was sions.13 Nosetto et al. (2006) demonstrated to analyze the effects of driving factors on that afforestation activities increased by spatiotemporal patterns of forest C dynam- 50% of C storage. ics in the Akçaabat forest planning unit. The specific objectives were to determine Population dynamics,14 socio-economic de- (1) contribution of various C pools in suc- velopments,15 and increased environmen- cessive periods (1984, 2008 and 2018) to tal awareness are driving forces on LULCC forest C stock, (2) the influence of forest induced climate change. Whereas the in- dynamics (land cover type, development crease in rural populations who need for- stages, age class, and canopy cover), rural est products for their livelihoods increases population dynamics and socio-economic the pressure on forests directly on the ba- structure such as forest crime change on C sis of the number of forest crime, decreas- stocks and (3) the effects of forest owner- ing rural population based on the abandon- ship based on land cadastre on C stock (4) ment of agricultural lands and increasing the spatial distribution maps of forest C environmental awareness on the basis of dynamics in the study area between 1984 increase welfare level affect positively on to 2018. forested areas, then C stock change.16

------9 Tolunay, 2011. 18 Zhou et al., 2008; Ren et al., 2011. 10 Houghton and Hackler, 2000; Liu et al., 2006; IPCC, 19 Sivrikaya et al., 2007; Yang and Guan, 2008; Hu and 2007. Wang, 2008; Muñoz-Rojas et al., 2011; Sivrikaya et 11 Brown et al., 1996; Folland et al., 2001. al., 2013; Guo et al., 2013; Günlü et al., 2019; Yang et 12 FAO, 2010. al., 2017. 13 Baskent and Kucuker, 2010; Kucuker and Baskent, 20 Wellock et al., 2011; Ruiz Sinoga et al., 2011; Novara 2010; Noormets et al., 2015. et al., 2012; Ren et al., 2014; Muñoz-Rojas et al., 2015. 14 Ramankutty et al., 2002. 21 Zhou et al., 2008; Arevalo et al., 2009; Kaul et al., 15 Yang et al., 2014. 2009; Chen et al., 2019. 16 Tuyoglu, 2020. 22 Wang et al., 2001; Yang et al., 2014; Değermenci 17 Cannell et al., 1992; Dixon et al., 1994. and Zengin, 2016; Yang et al., 2017; Günlü et al., 2019. Derya MUMCU KÜÇÜKER KAREN 2020 / 6 / 9 124

2. Material and Methods and belowground biomass (AGB, BGB) make a serious contribution to forest C 2.1. Study Area stock, forest C stock was calculated as the In the present study, the Akçaabat forest total amount of C stored in these C pools. planning unit was selected as the study To calculate forest C stock change between area. The planning unit situated in Trabzon periods Stock-Difference Method was used city in north Turkey covers an area of because forest inventory in Turkey is based 32,958.8 ha, 26.8% of which is forested. on periodic measurement. While C stock in The altitude ranges from 0 m on the coast biomass was predicted based on growing of the Black sea to 1990 m asl. The forested stock inventory data, litter and soil C stock areas are characterized by steep terrain was estimated based on area inventory with an average slope of 50%. The vegeta- data. Annual C stock change between two tion type of the area is primarily composed periods and the C stock in the AGB and BGB of the association of beech (Fagus orien- were calculated based on Agriculture, For- talis), hornbeam (Carpinus betulus), alder estry and Other Land Use (AFOLU) guide- (Alnus glutunosa), oak (Quercus sp.), lines (IPCC, 2006) with the following spruce (Picea orientalis), scots pine (Pinus Equation [1] and [2]. sylvestris), chestnut (Castanea sativa) and ΔC= (Ct2-Ct1)/(t2-t1) (1) stone pine (Pinus pinea). CLB= (GS x BCEFI) x (1+R) x CF (2) 2.2. Forest Inventory Data Where ΔC is the annual change in forest C Forest inventory data in association with stock (t/ha/yr), Ct1 and Ct2 are the C topographic maps and the forest cover type stocks in t1 and t2 years, respectively. CLB maps at 1/25000 scale in 1984, 2008 and is the C stock in the living biomass (t), GS 2018 prepared by General Directorate of is the growing stock volume (m3), BCEFı is Forestry were used to evaluate temporal the factor for conversion and expansion of and spatial patterns of forest C dynamics stem volume to AGB (t/m3), R is the root in the Akçaabat forest planning unit. Grow- to shoot ratio, CF is the carbon fraction of ing stock per hectare of each stand type dry matter (tC). BCEFı is determined by was obtained from the Akçaabat forest multiplying of wood density (WD) and bio- management plans in 1984, 2008, and mass expansion factor (BEF) coefficients.24 2018.23 Unlike the forest cover type map in 1984, the maps in 2008 and 2018 were AGB was calculated with a multiplying of provided from Trabzon Regional Direc- growing stock volume and BCEF. The BGB torate of Forestry as a digitalized format. was estimated by multiplying AGB and R Thus, the forest cover type map of the coefficient. For this purpose, the species- study area in 1984 was digitized with species WD and BEF coefficients reported ArcGIS 10TM with maximum root mean for each tree species in Turkey’s forests square error under 5 meters and built a were derived from Tolunay (2013) and R spatial database. and CF ratios given for temperate zone for- ests in Agriculture, Forestry and Other 2.3. Estimation of Carbon Stocks Land use (AFOLU) derived from IPCC Because deadwood (DW), litterfall and soil (2006). The used parameters were listed in forest ecosystems in addition to above in Table 1 and Table 2.

------23 Anonymous, 1984, 2008, 2018. 24 IPCC, 2006. 125 … A Case Study from Akçaabat Forest Planning Unit

Tree species WD (t/m3) BEF BCEF (t/m3) Pinus sylvestris 0.426a 1.247 0.531 Pinus pinea 0.470b 1.310 0.616 Picea orientalis 0.358a 1.132 0.405 Alnus glutunosa 0.407a 1.103 0.449 Quercus sp. 0.570a 1.322 0.754 Castane sativa 0.480c 1.320 0.634 Fagus orientalis 0.530a 1.305 0.692 Carpinus betulus 0.630c 1.482 0.934 Coniferous 0.446d 1.212c 0.541 Deciduous 0.541d 1.310c 0.709 a As et al. (2001); b Erten and Sozen (1997); c IPCC (2003); d the generalized coefficients of coniferous and deciduous25 Table 1. WD, BEF and BCEF values of tree species in the study area26

Vegetation Types Aboveground Biomass Root to Shoot Rate Carbon Fraction AGB<50 (t/ha) 0.40R CF Coniferous 50-150 0.29 0.51 >150 0.20 Quercus sp. >70 0.30 <75 0.46 0.48 Deciduous 75-150 0.23 >150 0.24

Table 2. R and CF coefficients for different vegetation types according to AFOLU guidelines27 C stock of deadwood in the forest was esti- content in Equation [4] and Equation [5], mated with the following formula (Equa- respectively. The country-specific coeffi- tion [3]). In this s and CF were used as 1% cients for tree species groups in degraded and 0.47, respectively. and productive areas were listed in Table 3.28 DWC=AGB x s x CF (3) LC=F x r (4) Where DWC is C stock in deadwood carbon pool (ton), s is the ratio of deadwood bio- SOC=F x r (5) mass to aboveground biomass. LC is litter carbon pool (ton), SOC is soil The litterfall and soil C stocks were pre- organic C pool (ton), F is the size of forest dicted by multiplying the size of forest area area (ha) and r is carbon content (t C). and country-specific litter or soil organic C

Carbon in Litterfall (t/ha) Soil Organic Carbon (t/ha) Vegetation types Productive Degraded Productive Degraded Coniferous 7.46 1.86 76.56 19.14 Deciduous 3.75 0.93 84.82 21.20

Table 3. Country specific litterfall and soil organic carbon contents (t/ha) according to vegetation types and productivity29

------25 Tolunay, 2013. 26 Tolunay, 2013. 27 IPCC, 2006. 28 Tolunay and Çömez, 2008. 29 Tolunay and Çömez, 2008. Derya MUMCU KÜÇÜKER KAREN 2020 / 6 / 9 126

3. Results and Discussion mulation rate in the current study with re- vious studies made for different forest eco- 3.1. Temporal Change in Carbon Pools systems in Turkey, it was shown that the from 1984 to 2018 calculated rate was higher than the rates in Total C storages in forest ecosystems in the almost all studies. For instance, Tolunay Akçaabat forest planning unit changed (2011) calculated C accumulation rate for from 1071.86 Gg in 1984 to 1479.67 Gg and Turkey forests as 0.21 Mg ha-1yr-1. Sivri- 1121.57 Gg in 2008 and 2018, respectively. kaya et al. (2007) estimated this rate as Thought the net C accumulation was about 0.67 Mg ha-1yr-1 in Artvin planning unit by 407.79 Gg (38.04%) between 1984 and and 0.04 Mg ha-1yr-1 in the Camili plan- 2008, it was only about by 49.69 Gg ning unit. While Sivrikaya and Bozali (4.64%) between 1984 and 2018. The re- (2012) found it as 0.11 Mg ha-1yr-1 in Tü- sult can be explained by a dramatic in- rkoğlu planning unit, Sivrikaya et al. crease in the growing stock of the forested (2013) calculated it 0.07 Mg ha-1yr-1 in area over the periods. AGB and BGB Hartlap planning unit. The main reason for changed from 578,612 tons in 1984 to predicting higher rate C accumulation in 1,201,734 tons in 2008 and to 1.399,632 our study most probably is to including of tons in 2018. Total C density increased deadwood, litterfall, and SOC stocks as from 86.87 Mg ha-1 in 1984 to 111.46 Mg well as above and below biomass stock. Be- ha-1 in 2008 and 126.87 Mg ha-1 in 2018. sides, preferring species-species coeffi- In addition, annual forest C accumulation cients of WD and BEF rather than general rates were 1.46 Gg yr-1 and 1.18 Mg ha-1 coefficients for tree groups. Also, Tuyoglu yr-1 between 1984 and 2018 (Table 4). (2020) predicted it 0.08 Mg ha-1yr-1 in the When compared the annual forest C accu- Hisar planning unit.

Total Carbon Carbon Density Carbon Accumulation Carbon (Gg C) (Mg ha-1) Rate (1984-2018) Pools 1984 2008 2018 1984 2008 2018 Gg C yr-1 Mg ha-1yr-1 AGB 206.58 299.8 332.09 16.74 22.58 37.57 3.69 0.61 BGB 76.75 106.95 95.4 6.22 8.06 10.79 0.55 0.13 DW 1.97 2.86 3.15 0.16 0.22 0.36 0.03 0.01 Litterfall 40.36 56.52 39.58 3.27 4.26 4.48 -0.02 0.04 SOM 746.22 1013.54 651.35 60.47 76.35 73.68 -2.79 0.39 Total 1071.86 1479.67 1121.57 86.87 111.46 126.87 1.46 1.18

Table 4. Temporal changes in carbon dynamics in different carbon pools Spatial distribution maps of C stock in 13.08%, and 11.45% stored C under 2.0 Gg, Akçaabat forest planning unit for 1984, between 2.1-5.0 Gg and over 5.0 Gg, re- 2008, and 2018 are shown in Figure 1. Ac- spectively, in 1984 (Figure 1a). While the cording to the maps, about 62.02%, area rates in these C level ranged for about 59.69%, and 73.18% of the total area in 24.76%, 11.48% and 4.07% in 2008 (Fig- 1984, 2008 and 2018, respectively, did not ure 1b), the rates ranged for about 16.27%, contain C budget due to lack of growing 7.91% and 2.64, respectively in 2018 (Fig- stock. Of the whole area, about 13.45%, ure 1c).

127 … A Case Study from Akçaabat Forest Planning Unit

(a) (b) (c)

Fig. 1. Spatial distribution maps of C stock in 1984 (a), 2008 (b) and 2018 (c) Spatial distributions of the total C density density with 17.52%, 25.96%, and 13.53%, of the Akçaabat Planning Unit in 1984, respectively in 1984, 2008, and 2018. Be- 2008, and 2018 are shown in Figure 2. The sides, about 13.81% of the total area in results showed that the area mainly 1984 clumped into under 0-50 Mg ha-1. clumped into 100-150 Mg ha-1 of total C

(a) (b) (c)

Fig. 2. Spatial distribution of C density in 1984 (a), 2008 (b) and 2018 (c) The carbon stocks in each C pool gradually biomass C in 1984 and 2008 was accounted increased in successive inventory years, for approximately 26.43% and 27.49%, re- except for a reduction in BGB during 2008- spectively. C accumulation rates in each C 2018, in litterfall and soil organic material pools for aboveground, below-ground, (SOM) during 1984-2018. SOM contributed deadwood, litterfall, and SOM were ac- more than the other C pools, which ac- counted for by 3.69 Gg yr-1, 0.55 Gg yr-1, counted for 69.62%, 68.50%, and 58.07% 0.03 Gg yr-1, -0.02 Gg yr-1, and -0.27 Gg yr- of total C stock in the forest ecosystem in 1 between 1984 and 2018 (Table 4, Figure 1984, 2008, and 2018, respectively. The 3a). The C densities in each C pool showed highest forest biomass C was obtained in an increasing trend from 1984 to 2018 ex- 2018 by about 38.11% of total C stock due cept for a slight decrease in SOM from to higher growing stock. In contrast, forest Derya MUMCU KÜÇÜKER KAREN 2020 / 6 / 9 128

2008 to 2018. The most considerable con- 3.2. Driving Factors on Carbon Dynamics tribution of total C density was from SOM, 3.2.1. Total Carbon Storage in Different which accounted for 60.47 Mg ha-1, 76.35 Land Use/Cover Classes Mg ha-1, and 73.68 Mg ha-1 in 1984, 2008, and 2018, respectively. C densities in Temporal change of total C stock for the aboveground biomass ranged from 16.74 different land cover types is shown in Fig- Mg ha-1 in 1984 to 22.58 Mg ha-1 in 2008 ure 4. While the total C stock of coniferous and 37.57 Mg ha-1 in 2018 (Table 4, Figure forest showed an increasing trend, the to- 3b). The results showed that estimating C tal C stock of deciduous forest showed a stock in forest ecosystems without the decreasing and then increasing trend. other carbon pools, especially SOM, can However, while total C stock was increas- cause underestimate of C dynamics. Chen ing in degraded areas, it was increasing at al. (2019) demonstrated that the more and decreasing in a mixed forest. The considerable contribution to C storage in changing forest areas for land cover types forest ecosystems was from soil and bio- from 1984 to 2018 resulted in a changing mass pools accounting for 95.4% for Hu- trend in total C stock. Among various land nan province, China. Similarly, Zhou et al. cover types, deciduous forest in 1984 with (2008) figured out that C stock in litterfall 564.58 Gg and mixed forest in 2008 and and understory vegetation contributed to 2018 with 925.99 Gg and 474.46 Gg, re- approximately 38%-44% of total C stock. spectively, were the largest contributor to total C stock. The contribution of pure co- 1800 AGB BGB DW niferous and deciduous forests to total C stock was about 74.47%, 35.12%, and (a) 54.92% in 1984, 2008 and 2018, respec- 1200 tively. Besides, mixed forests contributed to total C stock accounted for 14.4%, 62.58%, and 42.3% in 1984, 2008 and 600 2018, respectively. It can be explained by the larger forest area in these cover types C stocks (Gg C) (Gg stocks C (Figure 4a). Though the forested area in

0 the study is importantly decreased from 1984 2008 2018 12339.16 ha in 1984 to 8840.08 ha in 2018, total C stock increased from 1071.88 Gg to Years 1121.57 Gg. The main reason for a low in- 150 AGB BGB DW crease is that in the forest management

plan developed based on land cadastre in

) 1 - 120 2018, approximately 4369.40 ha of land, (b) non-state forest areas covered with forest 90 trees, are not registered as forested areas and excluded in the forest management 60 plan. The total C density of all land cover increased from 1984 to 2018. While the 30 C density density Cha (Mg highest C density obtained in the conifer- ous forest, the lowest C densities were ob- 0 tained in degraded areas in 1984, 2008, 1984 2008 2018 and 2018 (Figure 4b). The results showed Years that conifer and mixed forests have the Fig. 3. Temporal change of forest C stocks (a) highest contribution of C stock due to and C densities (b) based on different carbon growing stock in these areas. pools. (AGB: Aboveground biomass, BGB: Below ground biomass, DW: Deadwood, and SOM: Soil Organic Material) 129 … A Case Study from Akçaabat Forest Planning Unit

(a) 2018 were analyzed. Though the total area 1200 Coniferous of the planning unit increased about 470 Deciduous ha due to the extended boundary of the 900 planning unit from 32,488.16 ha in 1984 to 32,958.78 ha, the forested lands decreased 600 about 3499.08 ha from 12339.16 in 1984 to 8840.08 ha in 2018. Even though reducing 300

Total CC) (Gg Total of forested areas, the change in the quality of forest ecosystem structure contributed 0 positive effect on carbon stocks between 1984 2008 2018 1984 and 2018. Conversion from degraded

and coppice areas to high and productive (b)

250 pure and mixed forests by about 24.60%

) 1 - Coniferous and 26.01%, respectively, from forest Deciduous 200 opening areas to productive pure, mixed and degraded areas, by about 10.45% 150 4.93% and 7.70%, respectively, of non- forest lands to productive pure, mixed and 100 degraded forests by about 1.45%, 1.34%, and 1.45%, respectively contributed car- 50

bon contents (Table 5). Besides, the con- Carbon density (Mg ha (Mg density Carbon 0 version of deciduous and coniferous for- 1984 2008 2018 ests to the mixed forest by about 26.28%

and 6.25%, respectively, caused the Fig. 4. Temporal change of total C (a) and C change of main carbon sink from the decid- density (b) in land cover types uous forest in 1984 to the mixed forest in To explain the total C stock change for each 2018. Previous studies supported that con- land cover class, both the change in the version of some areas to forested areas re- quality of forest ecosystem structure and sulted in a significant increase in total C the size of forested areas from 1984 to stock.30

Forest Total 1984 2018 Deciduous Coniferous Mixed Degraded Non-forest opening (ha)

Deciduous 1353.61 2.88 1324.82 216.42 87.77 2056.2 5041.7 Coniferous 4.15 1008.75 103.49 42.43 22.98 474.51 1656.31 Mixed 110.55 2.32 435.01 34.04 6.21 531.26 1119.39 Degraded 713.01 384.31 1160.15 580.15 120.79 1502.73 4461.14 Forest 7.87 17.05 11.77 18.36 13.17 170.36 238.58 opening Non-forest 200.62 85.71 265.95 286.96 245 18720.21 19804.45

Total (ha) 2389.81 1501.02 3301.19 1178.36 495.92 23455.27 32321.57

Table 5. Transitions between lands cover types from 1984 to 2018

------30 Sivrikaya et al., 2007; Sivrikaya et al., 2013; Sivri- kaya and Bozali, 2012; Chen et al., 2019; Tuyoglu, 2020. Derya MUMCU KÜÇÜKER KAREN 2020 / 6 / 9 130

3.2.2. Total Carbon Storage in Different 2018, respectively, the total C storage of Development Stages over-mature forest decreased initially and then increased from 4.29% in 1984 to As shown in Figure 5, the total C storage of 1.43% in 2008 and 4.07% in 2018, respec- regenerated forest (“a” development tively (Table 6). stages) decreased consistently. In contrast, the total C storage of young (“b” develop- While the most considerable contribution ment stages) slightly increased initially to total C stock occurred from the young and then decreased after 2008. Total C forest in 1984 and 2008 accounted by pool of regenerated forests changed from 56.28% and 59.07%, respectively, it was 7.06% in 1984 to 4.82% in 2008 and from mature forest 2018 accounted for 2.30% in 2018, respectively. Total C pool 57.26% (Figure 5a). While over-mature of young forests changed from 56.28% in forests contributed to the lowest total C 1984 to 59.07% in 2008 and 33.59% in stock in 1984 and 2008 with 4.29% and 2018, respectively. Unlike the constant in- 1.43%, respectively, regenerated areas crease in total C storage of mature forest contributed to the lowest total C stock in (“c” development stages) from 21.24% in 2018 due to the size of the forested land. 1984 to 32.39% in 2008 and to 57.26% in

Development Stages Total Carbon Carbon Density Carbon Accumulation -1 -1 *(Criteria Average (Gg C) (Mg ha ) Rate (Gg C yr ) dbh) 1984 2008 2018 1984 2008 2018 1984-2018 a 75.69 71.29 25.77 94.61 88.28 86.41 -1.47 b 603.27 874.01 376.77 118.69 112.1 122.08 -6.66 c 227.68 479.23 642.19 132.33 151.5 159.22 12.19 d 45.96 21.16 45.66 184.01 186.85 209.22 -0.01 Degraded 119.28 33.98 31.18 26.59 24.38 25.90 -2.59

Total 1071.88 1479.67 1121.57 86.87 111.46 126.87 1.46 * a (regenerated): dbh<8cm, b (young): 8-19.9 cm, c (mature): 20-35.9 cm, d (over-mature): >36 cm Table 6. Temporal changes of C dynamics in development stages (a) (b) 1200 250

a b a b

) 1 c d - 200 c d 800 150

100 400

50

Total C) (Gg CTotal C density density Cha (Mg

0 0 1984 2008 2018 1984 2008 2018

Fig. 5. Temporal change of total C (a) and C density (b) in development stages Figure 5b showed that the C densities of showed a decreasing and then an increas- mature and over-mature forests were in- ing trend after 2008. While the most con- creasing trends, while the C density of the siderable contribution to total C densities regenerated forest was decreasing. How- was obtained by over-mature forest in suc- ever, the C density of the young forest cessive periods with 184.01 Mg ha-1, 186.85 131 … A Case Study from Akçaabat Forest Planning Unit

Mg ha-1, and 209.22 Mg ha-1, the lowest to the young, mature and over-mature for- contribution was received by regenerated est about by 60.9%, young areas converted forest with 94.61 Mg ha-1, 88.28 Mg ha-1 to mature and over-mature forests about and 86.41 Mg ha-1 due to growing stock by 24.77%, mature areas converted to the (Table 6). The average total C densities for over-mature forest by about 7.88%, de- each development stage were 89.77 Mg ha- graded areas converted to the high produc- 1, 117.62 Mg ha-1, 147.68 Mg ha-1, and tive forest about by 50.61% and forest 193.36 Mg ha-1 by regenerated, young, ma- opening and non-forest areas converted to ture and over-mature development stages the high productive forest about by 2.94% respectively. While the area was mostly (Table 7). The positive transitions from de- clumped into young forests by about graded, coppice, forest opening areas, and 56.28% in 1984 and 59.07% in 2008, the non-forest areas to productive high for- area was stamped into the mature stage ests, increasing forestland through affor- with 57.26% in 2018. Conversions of de- estation, and changing to older develop- velopment stages from 1984 to 2018 ment stages have more growing stock led showed that regenerated forest converted to increasing forest coverage and total C stock in forest ecosystems.

Forest 1984 2018 a b c d Degraded Non-forest Total(ha) opening a 34.89 416.37 70.58 0.12 43.78 10.8 223.29 799.83 b 54.81 967.82 1212.89 39.73 153.27 72.08 2558.28 5058.88 c 18.42 201.78 1008.68 135.03 77.68 30.27 242.41 1714.27 d 8.75 31.57 130.25 13.89 18.16 3.81 37.99 244.42 Degraded 154.19 1122.84 958.16 22.28 580.15 120.79 1502.73 4461.14

Forest 2.9 10.74 20.59 2.46 18.36 13.17 170.36 238.58 Opening Non-forest 20.42 299.66 228.45 3.75 286.96 245 18720.21 19804.45 Total (ha) 294.38 3050.78 3629.6 217.26 1178.36 495.92 23455.27 32321.57

Table 7. Transitions between development stages from 1984 to 2018 3.2.3. Total Carbon Storage in Different stock in full covered forests showed an in- Canopy Cover Types creasing trend from 1984 to 2018. The temporal change of total C stock in middle The lowest total C stock obtained in de- covered forests showed an increasing and graded areas whose canopy cover is under then decreasing trend. 10% with 119.28 Gg, 33.98 Gg, and 31.18 Gg in 1984, 2008, and 2018, respectively, The total C density in full covered forests due to low amount of forestland and above- increased from 1984 to 2018, unlike total C ground forest biomass in degraded areas. density in the rest of canopy cover classes Whereas the total C stock in full covered (Figure 6b). The maximum C densities ob- stands whose crown closure is higher than tained in the full covered areas with 154.82 70% was the highest in 2018 with 574.36 Mg ha-1 and 157.32 Mg ha-1 in 2008 and Gg, the total C stock in the middle covered 2018, respectively. However, the C densi- stands whose crown closure between ties in the middle and the full covered for- 40%-70% was the highest in 1984 and ests with 123.34 Mg ha-1 and 121.28 Mg ha- 2008 with 598.88 Gg and 1015.27 Gg, re- 1 in 1984 were very close to each other. As spectively (Figure 6a). While the total C expected that the minimum C densities oc- stock in degraded and low covered forests curred in degraded areas for all successive showed a decreasing trend, the total C periods accounted for 26.59 Mg ha-1, 24.38 Derya MUMCU KÜÇÜKER KAREN 2020 / 6 / 9 132

Mg ha-1, and 25.90 Mg ha-1 (Table 8). The play a critical role in C sequestration due results indicated that full covered forests to their greater growing stock. (a) (b) 1250 250 1 2 1 2

1000 3 Degraded 1) 200 3 Degraded -

750 150

500 100

250 50 Total Total C (Gg C)

0 0 C C density (Mg ha 1984 2008 2018 1984 2008 2018

Fig. 6. Temporal change of total C (a) and C density (b) in canopy cover

Total Carbon Carbon Density Carbon Accumulation Canopy Cover (Gg C) (Mg ha-1) Rate (Gg C yr-1) (Criteria % Cover) 1984 2008 2018 1984 2008 2018 1984-2018 1-Low (11%-40%) 232.53 174.92 96.81 116.34 101.64 109.09 -3.99 2-Middle (41%-70%) 598.88 1015.27 419.22 123.34 119.31 135.32 -5.28 3-Full (71%-100%) 127.19 255.5 574.36 121.28 154.82 157.32 13.15 D-Degraded (<11%) 119.28 33.98 31.18 26.59 24.38 25.90 -2.59 Total 1071.88 1479.67 1121.57 86.87 111.46 126.87 1.46

Table 8. Temporal changes of total C dynamics in canopy cover Transitions from the low covered stands to from 32,488.16 ha to 32,958.78 ha, the de- medium and the full covered stands which creasing of forested areas from 12339.16 accounted for 60.2%, from the medium ha to 8840.08 ha caused a negative effect covered stands to the full covered stands on total C stock. However, the increase in which accounted for 25.13%, from the de- quality of forest structure in terms of can- graded areas to medium and the full cov- opy closure and development stages, some ered productive forest areas which ac- management interventions such as affor- counted for 43.63%, from non-forest areas estation of degraded and bare forest lands to forested areas which accounted for and conversion of the abandoned areas to 2.42% from 1984 to 2018 increased the to- forested areas due to rural migration affect tal C stocks (Table 9). Over 34 years, while positively to growing stock of existing for- the extended boundary of the planning unit ests and total C sequestration.

Non- Forest Total 1984 2018 1-Low 2-Middle 3-Full Degraded forest Opening (ha) 1-Low (11%-40%) 179.59 714.89 476.93 119.83 48.64 440.04 1979.92 2-Middle (41%-70%) 225.81 960.02 1209.95 148.12 62.29 2207.82 4814.01 3-Full (71%-100%) 53.18 116.54 408.67 24.94 6.03 414.11 1023.47 Degraded (<11%) 311.15 953.47 992.85 580.15 120.79 1502.73 4461.14 Non-forest 5.31 14.5 16.88 18.36 13.17 170.36 238.58 Forest Opening 98.46 283.21 170.61 286.96 245 18720.21 19804.45 Total (ha) 873.5 3042.63 3275.89 1178.36 495.92 23455.27 32321.57

Table 9. Transitions between canopy cover from 1984 to 2018

133 … A Case Study from Akçaabat Forest Planning Unit

3.2.4. The Effects of Forest Ownership 1.80%, 13.44%, and 59.25% were un- Based on Land Cadastre on Carbon Stock changed areas from degraded, forestland, and non-forest lands, respectively. Be- While the boundary of the planning unit sides, of total area 6.98% converted from has extended from 1984 to 2018 with about degraded areas to forestland, 5.02% con- 472.62 ha, interestingly, the forested areas verted to non-forest areas, 0.91% con- decreased in his period based on the cur- verted from forestland to degraded, 9.84% rent forest management plan. The forested converted from forestland to non-forest area in the planning unit was 12,339.16 ha, areas, 0.94% converted from non-forest to 13,275.13 ha, and 8840.08 ha in 1984, degraded, and 1.82% converted from non- 2008, and 2018, respectively. According to forest to forestlands. Also, this map the new guide for preparing forest man- showed that of total cadastre area agement plans,31 non-state-owned areas (4369.40 ha) in forest cover type for 2018, covered with forest trees must be shown as were not considered a forested area based only KDA in forest management plans. Ac- on the forest management guide, 662.91 cording to the forest management plan de- ha, 1478.82 ha, and 2219.30 ha were cov- veloped based on land cadastre in 2018, the ered with degraded, forestland and non- forested area importantly decreased, forest lands in 1984. which accounted for 28.36% between 1984 and 2018. It was obtained that a total of The spatial distribution of temporal 4369.40 ha area, which has been covered change for total forest C between 1984 and with forest trees, were not considered for- 2018 in the Akçaabat planning unit is ested areas based on the cadastral applica- shown in Figure 7. The areas where total C tions. This cadastral area not considered stock increased, decreased and did not forestland corresponds to approximately change between 1984 and 2018 were indi- 49.43% of the state forested area in the cated with “Increased”, “Decreased” and forest management plan for 2018. Because “Unchanged” in the total C balance map. these areas were not included in the cur- According to the map, increased, de- rent forest management plan due to own- creased, and unchanged areas were ership, showing areas covered with forest 6864.41 ha (21.24%), 6249.35 ha trees as non-forest areas resulted in an un- (19.33%), and 19207.73 ha (59.43%), re- derestimation of total C stock, and the in- spectively. crease in total C stock between 1984 and While extended boundary of the study 2018 accounted for only 4.64%. According area, increasing the quality structure of to regulations, if there were actual stand the forested area in terms of development types in the forest management plans de- stage and canopy cover, increasing produc- veloped based on land cadastre in 2018 in- tive forest areas with the rehabilitation of stead of KDA, the forest presence would degraded areas, afforestation of forest have increased by about 50% and the total opening areas and forestation of aban- C stock would be estimated at a higher and doned agricultural lands had a positive ef- real value. fect on total C stock, woodlands not consid- Spatial distributions of the land cover ered as forested area through cadastre had change between 1984 and 2018 in the the most significant negative impact on to- Akçaabat planning unit are shown in Fig- tal C stock. ure 9. According to the map, of total area,

------31 Anonymous, 2014. Derya MUMCU KÜÇÜKER KAREN 2020 / 6 / 9 134

Fig. 7. Land cover conversion (a) and spatial distribution map of total C balance (b) from 1984 to 2018 3.2.6. Demographic Movement, Forest and forest opening lands accounted for Crimes and Economic Development 65.46% and 32.87%, respectively con- verted to forested areas over 34 years. The main reason for the increase in the for- Also, the increase of the forestland can be estland state over 34 years was accurate explained by demographic and socio-eco- forest management interventions. Some nomic changes in the forest village. The ru- conversion from degraded forests and for- ral population in all forest villages was est opening lands to forestland with reha- about 64,577 in 1980 and decreased to bilitation and afforestation had a great ef- 47,941 in 2018, with a net decline of fect on the improvement of the forest areas 25.76% (Anonymous, 2020a) (Figure 8). in the Akçaabat planning unit. Thanks to Conversion of agricultural areas about accurate forest management interven- 834.7 ha to forested land can be explained tions, a significant proportion of degraded by the movement of the rural population.

80000

60000

40000 Rural population Rural 20000

0

Years

Fig. 8. The number of the rural population in the study area In addition to the conversion of abandoned social pressure on forested areas due to re- agriculture area to forestland, decreasing ducing of rural population resulted in a 135 … A Case Study from Akçaabat Forest Planning Unit significant increase in the productive for- forest crimes were very high between ests by about 15.39%. In this point, forest 1980-2000, but after 2000 it can be seen crime statistics are great important indica- clearly that there was a severe decrease in tors showing the extent of pressure on for- the number of forest crimes. The main rea- ests. The historical distribution of the for- son for the number of forest crime num- est crime statistics in the Akçaabat forest bers to appear quite low between 1980- planning unit showed that total amount of 1990 is that real records could not be forest crimes such as illegal harvesting, shown on the figure 10 due to the loss of transporting, possessing, consumption, all archive records in the forest business as grazing, occupation, and utilization, dra- a result of the flood disaster in the Akçaa- matically changed. The average annual bat in 1990. Therefore, it was estimated crime numbers were 28.8, 55.4, 46.3 and that the real number of forest crimes was 16.9 in each period of 1980-1990, 1991- higher than those shown on the figure 9 at 2000, 2001-2010 and 2011-2019 with a de- this period. cline of 41.3%32 (Figure 9). The number of

100

80

60

40

Forest crimes Forest 20

0

Years Fig. 9. The number of forest crimes in the study area The ability of people to look at the forests sulted in increasing awareness and sensi- with a different perspective is related to tivity to the environment over time. Con- their educational and financial develop- sequently, conversion abandoned agricul- ment. The gross domestic product per cap- ture to forested areas explained by migra- ita (GNP) in Trabzon province increased tion from county to cities and decreasing from $4466 in 2004 to $7648 in 2018, with social pressure on forest areas explained a similar trend to GNP in Turkey (Figure by reducing the amount of forest crime in- 10) (Anonymous, 2020c). It was clear that creased both of forested size and the qual- decreases in rural population and forest ity of forest structure, thus total C stock crimes and increases in income levels re- importantly increased.

------32 Anonymous, 2020b. Derya MUMCU KÜÇÜKER KAREN 2020 / 6 / 9 136

14.000 TrabzonGNP TürkiyeGNP 12.000

10.000

8.000

6.000

4.000

GNP PerCapita ($) 2.000

0

Years

Fig. 10. Gross national products per capita ($) in Trabzon and Turkey

4. Conclusion Forest C dynamics and its spatial distribu- tion between 1984 and 2018 were influ- This study analyzed the spatial and tem- enced by land cover and the quality of for- poral change of forest C dynamics on vari- est ecosystem structure in terms of devel- ous C pools based on demographic, socio- oping stages and canopy cover, tree spe- economic, and landscape structure. To es- cies, and forest coverage. The forest man- timate forest C dynamics, forest inventory agement policies, planning interventions, data, and the latest methodology of IPCC, irregular human interventions were main 2006 guidelines were combined. The drivers on significant changes in the forest method used in the study was expanding structure. For instance, afforestation of growing stock to biomass by BEF due to a forest opening and degraded areas within lack of allometric equations for tree spe- the scope of forestry policies directly af- cies in the study area. Unlike many previ- fected total C dynamics and its spatial dis- ous studies, species-species WD and BEF tribution. coefficients reported for each tree species in Turkey’s forests were preferred in this Unlike the previous studies analyzing the study to avoid the overestimation of C change of C dynamics, this study focused stock. Moreover, C dynamic in above- on the change of C dynamics based on land ground, belowground, dead wood, litter, cover change associated with forest crime, and soil was calculated separately based on economic development, and population forest inventory data in 1984, 2008, and movement in rural. Temporal and spatial 2018. In this study, the spatial distribution change in the C dynamics can be explained of C dynamics each planning period and C indirectly through a reduction in rural pop- balance between 1984 and 2018 were ulation on forest villages and forest crime mapped by using GIS. The change in the statistics and an increase in income levels spatial distribution of C dynamics each pe- (GNP). Because land cover changes are riod was about landscape and socio-eco- mostly affected by forest management in- nomic dynamics. Also, these maps are terventions, human disturbances, natural helpful tools for forest management appli- and socio-economic factors are the im- cations. portant indicators of awareness and sensi- tivity to the environment. Based on these socio-economic changes in rural areas, conversion abandoned agriculture areas to 137 … A Case Study from Akçaabat Forest Planning Unit forestland, and the reduction in social state-owned lands should be considered as pressure on the existing forested areas has forests for sustainable use. increased total C stock. Climate change is one of the most im- The results showed that expanding the portant global environmental problems. boundary of the study area and conversion Because living biomass and SOM in forest from degraded, coppice, and non-forest ar- ecosystems store large quantities of C, eas to highly productive areas increased these ecosystems can play a significant total C stock. In contrast, conversion from role in mitigating greenhouse gas emis- forest lands to degraded or non-forest ar- sions. The temporal change in forest struc- eas resulted in a reduction of total C stock. ture based on forest management inter- The average C densities were higher in de- ventions, human disturbances, population ciduous forest with 442.61 Mg ha-1 than the dynamics, and socio-economic structure coniferous and mixed forests with 267.37 affect C dynamics. Accurate forest manage- Mg ha-1 and 132.47 Mg ha-1, respectively. ment interventions spatial distribution While the deciduous forest was the main maps can consider as helpful tools to carbon sink in 1984, the mixed forest was change C stock and to control global cli- the main carbon sink in 2008 and 2018 due mate change. to the larger area. Acknowledgments The development stages and canopy cover The authors gratefully thank Trabzon Re- are important indicators to observe C gional Directorate of Forestry for provid- stock. The average C densities in young and ing forest inventory data. mature forests with 49.65 Mg ha-1 and 36.96 Mg ha-1 and full covered forests with 144.47 Mg ha-1 were higher. Temporal BIBLIOGRAPHY change in forest dynamics showed that young and full covered areas increased. Anonymous, (1984), Akçaabat Forest Man- These results demonstrated that the qual- agement Plan (1984-2007), Department of ity of forest structure based on C stock in- Forest Administration and Planning, Gen- creased between 1984 to 2018. eral Directorate of Forestry, Ministry of Agriculture and Forestry, Ankara. The combined contribution of litterfall and SOM to C stock was about 73.39%, 72.32%, ______, (2008), Akçaabat Forest Man- and 61.60% in 1984, 2008 and 2018, re- agement Plan (2008-2027), Department of spectively. Thus, estimating C in forest Forest Administration and Planning, Gen- ecosystems stock without litterfall and eral Directorate of Forestry, Ministry of SOM C pools will cause a significant error. Agriculture and Forestry, Ankara. Though total C stock increased from 1984 ______, (2014), Principles and Proce- to 2008 by about 38.04%, the increase was dures for the Regulation of Ecosystem only about 4.64%. The main reason for a based Functional Forest Management decreasing increase in total C stock was to Plans, Rescript number 299, Department of not including of non-state-owned areas Forest Administration and Planning, Gen- covered with forest trees in the forest eral Directorate of Forestry, Ministry of management plans developed based on Forestry and Water Management, Ankara. land cadaster in 2018. Thus, a total of ______, (2016), Strategic Plan (2017- 4369.40 ha area, which had previously 2021), General Directorate of Forestry, been forested or later covered with forest Ministry of Agriculture and Forestry, An- cover, was not included in the current for- kara. est management plan. This administrative approach resulted in an underestimation ______, (2018), Akçaabat Forest Man- of total C stock in 2018. Thus, these non- agement Plan (2018-2037), Department of Derya MUMCU KÜÇÜKER KAREN 2020 / 6 / 9 138

Forest Administration and Planning, Gen- Changes in Forest Carbon Stocks: A Case eral Directorate of Forestry, Ministry of Study Daday Forest Planning Unit”, Artvin Agriculture and Forestry, Ankara. Coruh University, Journal of Forestry Fac- ulty, 17, 177-187. ______, (2020a), Turkish Statistical In- stitute, Population Statistics, Retrieved Dixon, R.K., Brown, S., Houghton, R.A., Sol- from https://biruni.tuik.gov.tr/nufusme- omon, A.M., Trexler, M.C., Wisniewski, J., nuapp/menu.zul (1.04.2020) (1994), “Carbon Pools and Fluxes of Global Forest Ecosystems”, Science, 263, 185-190. ______, (2020b), Official Report of For- est Crimes in Akçaabat Planning Unit, Rec- FAO, (2010), Global Forest Resources As- ord of Fact, Trabzon Regional Directorate sessment 2010 Main Report, Food and Ag- of Forestry, Trabzon Forest Enterprise, riculture Organization of the United Na- Trabzon. tions, Rome. ______, (2020c), Turkish Statistical In- ______, (2015), Global Forest Resources stitute, Gross Domestic Products Statistics. Assessment 2015, Food and Agriculture Or- Retrieved from ganization of the United Nations Rome http://www.tuik.gov.tr/PreTa- 2015. blo.do?alt_id=1075 (1.04.2020) Folland, C. K., Rayner, N.A., Brown, S.J., Arevalo, C.B.M., Bhatti, J.S., Chang, S.X., Smith, T.M., Shen, S.S.P., Parker, D.E., Mo- Sidders, D., (2009), “Ecosystem Carbon cadam, I., Jones,P.D., Jones, R.N., Nicholls, Stocks and Distribution under Different N., Sexton, P.M.H., (2001), “Global Tem- Land-Uses in North Central Alberta”, Can- perature Change and Its Uncertainties ada, Forest Ecology and Management, 257, since 1861”, Geophysical Research Letters, 1776-1785. 28, 2621-2624. Başkent E.Z., Mumcu Küçüker D., (2010), Günlü, A., Göl, C., Sarıçam, F., (2019), “The “Incorporating Water Production and Car- Evaluation of Temporal and Spatial Change bon Sequestration into Forest Management of Aboveground Stand Carbon: A Case Planning: A Case Study in Yalnızçam Plan- Study of Upstream of the Göksu River Ba- ning Unit”, Forest Systems, 19, 98-111. sin”, Turkish Journal of Forestry, 20/4, 352-359. Brown, S., Sathaye, J., Cannell, M., Kauppi P., (1996), “Mitigation of Carbon Emission Guo, Z.D., Hu, H.F., Li, P., Li, N.Y., Fang, to the Atmosphere by Forest Manage- J.Y., (2013), “Spatio-Temporal Changes in ment”, Commonwealth Forestry Re- Biomass Carbon Sinks in China’s Forests view, 75/1, 80-91. from 1977 to 2008”, Sci China Life Sci., 56,7, 661-671. Cannell, M., Dewar, R. C., Thornley, J.H.M., (1992), “Carbon Flux and Storage in Euro- Houghton, R.A., Hackler, J.L., (2000), pean Forests”, in A. Teller, P. Mathy, J. N. “Changes in Terrestrial Carbon Storage in R. Jeffers (Eds.), Responses of Forest Eco- the United States 1: The Roles of Agricul- systems to Environmental Changes, 256- ture and Forestry”, Global Ecology and Bi- 271, New York: Elsevier. ogeography, 9, 125-144. Chen, L.C, Guan, X., Li, H.İ., Wang, Q.K, Hu, H.F., Wang, G.G., (2008), “Changes in Zhang, W.D., Yang, Q.P., Wang, S.L., Forest Biomass Carbon Storage in the (2019), “Spatiotemporal Patterns of Car- South Carolina Piedmont between 1936 bon Storage in Forest Ecosystems in Hunan and 2005”, Forest Ecology and Manage- Province, China”, Forest Ecology and Man- ment, 255, 1400-1408. agement, 432, 656-666. IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Değermenci, A.S., Zengin, H., (2016), In- Change), (2006), IPCC Guidelines for Na- vestigating the Spatial and Temporal 139 … A Case Study from Akçaabat Forest Planning Unit tional Greenhouse Gas Inventories, Pre- Noormets, A., Epron, D., Domec, J.C., pared by the National Greenhouse Gas In- McNulty, S.G., Fox, T., Sun, G., King, J.S., ventories Programme, (Eds. Eggleston, (2015), “Effects of Forest Management on H.S., Buendia, L., Miwa, K., Ngara, T., Productivity and Carbon Sequestration: A Tanabe, K.), IGES, Japan. http://www.ip- Review and Hypothesis”, Forest Ecology ccnggip.iges.or.jp/public/2006gl/in- and Management, 355, 124-140. dex.html. Nosetto, M.D., Jobbagy, E.G., Paruelo, J.M., ______, (2007), Climate Change 2007: (2006), “Carbon Sequestration in Semi- Synthesis Report. Arid Rangelands: Comparison of Pinus Ponderosa Plantations and Grazing Exclu- Kaul, M., Dadhwal, V.K., Mohren, G.M.J., sion in NW Patagonia”, Journal of Arid En- (2009), “Land Use Change and Net C Flux vironments, 67, 142-156. in Indian Forests”, Forest Ecology and Management, 258, 100-108. Novara, A., La Mantia, T., Barbera, V., Gristina, L., (2012), “Paired-site Approach Ketizmen, B., (2011), Kahramanmaraş Baş- for Studying Soil Organic Carbon Dynamics konuş Araştırma Ormanında Karbon Ekono- in a Mediterranean Semiarid Environ- misi Üzerine Araştırmalar ve Fonksiyonel ment”, Catena, 89, 1-7. Karşılaştırmalar, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Ramankutty, N., Foley, J.A., Olejniczak, Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü. N.J., (2002), “People on the Land: Changes in Global Population and Croplands During Liu, J., Liu, S., Loveland, T.R., (2006), the 20th Century”, Ambio, 31, 251-257. “Temporal Evolution of Carbon Budgets of the Appalachian Forests in the U.S. from Ren, H., Li, L., Liu, Q., Wang, X., Li, Y., Hui, 1972 to 2000”, Forest Ecology and Manage- D., Jian, S., Wang, J., Yang, H., Lu, H., Zhou, ment, 222, 191-201. G., Tang, X., Zhang, Q., Wang, D., Yuan, L., Chen, X., (2014), “Spatial and Temporal Meng S, Pang Y., Zhang Z, Jia W, Li Z., Patterns of Carbon Storage in Forest Eco- (2016), “Mapping Aboveground Biomass systems on Hainan Island, Southern Using Texture Indices from Aerial Photos China”, PLoS One, 9/9, e108163. in a Temperate Forest of Northeastern China”, Remote Sens., 8, 230. Ren, Y., Wei, X., Zhang, L., Cui, S., Chen, F., Xiong, Y., Xie, P., (2011), “Potential for For- Mumcu Küçüker D., Başkent E.Z., (2010), est Vegetation Carbon Storage in Fujian “Incorporating Water Production into For- Province, China, Determined from Forest est Management Planning: A Case Study in Inventories”, Plant Soil, 345/1-2, 125-140. Yalnizçam Planning Unit”, International Journal of Global Warming, 2, 292-304. Ruiz Sinoga, J.D., Pariente, S., Romero Diaz, A., Martinez Murillo, J.F., (2011), Muñoz-Rojas, M., De la Rosa, D., Zavala, “Variability of Relationships between Soil L.M., Jordan, A., Anaya-Romero, M., Organic C and Some Soil Properties in Med- (2011), “Changes in Land Cover and Vege- iterranean Rangelands under Different Cli- tation Carbon Stocks in Andalusia, South- matic Conditions (South of Spain)”, Ca- ern Spain (1956–2007)”, Science of the To- tena, 97, 17-25. tal Environment, 409, 2796-2806. Sivrikaya, F., Baskent, E.Z., Bozali, N., Muñoz-Rojas, M., Jordán, A., Zavala, L.M., (2013), “Spatial Dynamics of Carbon Stor- De La Rosa, D., Abd-Elmabod, S.K. Anaya- age: A Case Study from Turkey”, Environ- Romero, M., (2015), “Impact of Land Use mental Monitoring and Assessment, 185, and Land Cover Changes on Organic Car- 9403-9412. bon Stocks in Mediterranean Soils (1956- 2007)”, Land Degradation and Develop- ment, 26, 168-179. Derya MUMCU KÜÇÜKER KAREN 2020 / 6 / 9 140

Sivrikaya, F., Bozali, N., (2012), “Karbon on Vegetative Carbon Storage in Forest Depolama Kapasitesinin Belirlenmesi: Tür- Ecosystems in China”, Forest Ecology and koğlu Planlama Birimi Örneği”, Bartın Or- Management, 148, 117-123. man Fakültesi Dergisi, 14, 69-76. Watson, RT, Noble, IR, Bolin, B, Ravin- Sivrikaya, F., Keleş, S., Çakır, G., (2007), dranath, NH, Verado, DJ, Dokken, DJ., “Spatial Distribution and Temporal Change (2000), Land Use, Land-Use Change, and of Carbon Storage in Timber Biomass of Forestry, Published for the Intergover- Two Different Forest Management Units”, mental Panel for Climate Change, Cam- Environmental Monitoring and Assessment, bridge University Press. 132, 429-438. Wellock, W.L., LaPerle, C.M., Kiely, G., Tolunay, D., (2011), “Total Carbon Stocks (2011), “What is the Impact of Afforesta- and Carbon Accumulation in Living Tree tion on the C Stocks of Irish Mineral Biomass in Forest Ecosystems of Turkey”, Soils?”, Forest Ecology and Management, Turkish Journal of Agriculture and For- 262, 1589-1596. estry, 35, 265-279. Yang, K., Guan, D., (2008), “Changes in ______, (2013), “Coefficients that can be Forest Biomass Carbon Stock in the Pearl used to Calculate Biomass and Carbon River Delta between 1989 and 2003”, Jour- Amounts from Increment and Growing nal of Environmental Sciences, 20, 1439- Stocks in Turkey”, Proceedings of the Inter- 1444. national Symposium for the 50th Anniver- Yang, J.M., Xu, R.Y., Cai, Z.J., Bi, J., Wang, sary of Forestry Sector Planning in Turkey, H.K., (2014), “Influencing Factors on For- 26-28 November 2013, Antalya, 240-251. est Biomass Carbon Storage in Eastern Tolunay, D., Çömez, A., (2008), “Türkiye China-A Case Study of Jiangsu Province”, Ormanlarında Toprak ve Ölü Örtüde Depo- BioResources, 9, 357-371. lanmış Organik Karbon Miktarları”, Hava Yang, J., Ji, X., Deane, D.C., Wu, L., Chen, Kirliliği ve Kontrolü Ulusal Sempozyumu S., (2017), “Spatiotemporal Distribution Bildiri Kitabı, Hatay and Driving Factors of Forest Biomass Car- Tolunay, D., Karabıyık, B., Özturna, A.G. bon Storage in China: 1977-2013”, Forests, (2018), Türkiye ormanlarında bitkisel küt- 8, 263. ledeki karbon stokları, 71. Türkiye Jeoloji Zhou, C.Y., Wei, X.H., Zhou, G.Y., Yan, J.H., Kurultayı, Nisan, Ankara, Bildiriler Kitabı: Wang, X., Wang, C.L., Liu, H.G., Tang, X.Y., 1027-1027. Zhang, Q.M., (2008), “Impacts of a Large- Tüyoğlu, Ö., (2020), Orman Ekosistemle- Scale Reforestation Program on Carbon rindeki Karbon Birikiminin Zamansal ve Ko- Storage Dynamics in Guangdong, China”, numsal Değişiminin Analizi: Hisar Plan- Forest Ecology and Management, 255, 847- lama Birimi Örneği, Yayımlanmamış Yük- 854. sek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik Üniver- sitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü UNFCCC (United Nations Framework Con- vention on Climate Change), (2008), Na- tional Inventory Submissions 2007, Availa- ble at: http://unfccc.int/national_re- ports/annex_i_ghg_inventories/na- tional_inventories_submis- sions/items/3929 Wang, X.K., Feng, Z.W., Quyang, Z.Y., (2001), “The Impact of Human Disturbance KARADENİZ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ DERGİSİ THE JOURNAL OF INSTITUTE OF BLACK SEA STUDIES

2020 6 /9

ve hakem raporlarını kendilerinin oluştu- racağı bir şifre ile görebilirler. Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Der- gisi’ne yayımlanmak üzere gönderilen her makale, yayın kurulu ve editörler tarafın- dan incelenir. Makaleler, yayın kurulunun önerileri doğrultusunda seçilen en az iki hakem tarafından değerlendirilir. Hakem- lere yazar adı, yazarlara da hakem adı bil- dirilmez. Ayrıca derginin yayımlanmış sa- yılarında hakem listesine yer verilmez. Hakem raporlarından biri olumlu, diğeri olumsuz ise yazı üçüncü bir hakeme gönde- KAREN YAYIN İLKELERİ rilir veya yayın kurulu, hakem raporlarını Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi inceleyerek nihai kararı verebilir. Yazar- (KAREN), Karadeniz Araştırmaları Ensti- lar, hakem ve yayın kurulunun eleştiri ve tüsü tarafından 2015 ve 2016’da yılda bir önerilerini dikkate alırlar. Yayına kabul sayı; 2017’den itibaren Haziran ve Aralık edilmeyen yazılar, yazarlarına iade edil- aylarında olmak üzere, yılda iki sayı olarak mez. yayımlanır. Hakem raporları doğrultusunda düzeltil- Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Der- mek üzere yazarlarına gönderilen yazılar, gisi’nin yayın dili Türkçedir. Ancak yayın gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra Der- ilkelerine uygun olmak şartıyla her sayıda giPark sistemi üzerinden en geç 15 gün derginin üçte bir oranını geçmeyecek şe- içinde tekrar dergiye ulaştırılır. Düzeltil- kilde, İngilizce ve Rusça yazılmış “araş- miş metin, gerekli görüldüğü durumlarda, tırma makalesi”, “derleme”, “editöre mek- değişiklikleri isteyen hakemlerce tekrar in- tup” ve “kitap yorumları” türünden metin- celenebilir. ler de değerlendirmeye alınır. Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Der- Gönderilen makalenin başka bir dergi/ki- gisi’nde yayımlanan makalelerdeki bilgi- tapta yayımlanmamış ve yayımlanmak ler, görüşler ve değerlendirmeler yazarlara üzere başvurulmamış olması gerekmekte- ait olup Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü dir. Ancak daha önce bilimsel bir toplan- Dergisi’nin resmî görüşü niteliğini taşı- tıda sunulmuş bildiriler, bu durum belirtil- maz. mek şartıyla kabul edilebilir. Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Der- Yazılar, DergiPark sistemi üzerinden ge- gisi’nde yayımlanması kabul edilen yazıla- rekli işlemler yapılarak gönderilmelidir. rın telif hakkı, Karadeniz Araştırmaları Yazarlar, DergiPark sistemi üzerinden ad Enstitüsü’ne devredilmiş sayılır. ve soyadıyla birlikte akademik unvanı, gö- Yazı ve fotoğraflardan kaynak gösterilerek rev yaptığı kurumu, yazışma ve e-posta ad- alıntı yapılabilir. resini, telefon ve varsa faks numaralarını eksiksiz olarak belirtmelidirler. Yazarlar KAREN yazarlardan herhangi bir makale bu sistem üzerinden yazılarının durumunu işlem ücreti talep etmemektedir.

KAREN Yayın İlkeleri KAREN 2020 / 6 / 9

Yazarlara Yönerge • İki ya da Daha Fazla Yazarlı Kitaplar A. Yazım Kurallarına İlişkin Esaslar Kaynakça: Yıldırım, Ali ve Şimşek, Hasan (2013), Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Der- Yöntemleri, Ankara: Seçkin Yayıncılık. gisi’ne gönderilecek yazılarda 10 punto (dipnotlarda 8 punto) Sitka Text yazı fontu Dipnot: Yıldırım ve Şimşek, 2013: 45-49. kullanılmalıdır. Kaynakça: Topaloğlu, Bekir-Yavuz, Y. Makalelerde kullanılacak kısaltmalarda Şevki-Çelebi, İlyas (1998), İslam’da İnanç Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzu esas alın- Esasları. İstanbul: Marmara Üniversitesi malıdır. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları. Makale içerisinde bulunan Helence ya da Dipnot: Topaloğlu, vd., 1998: 32. diğer özel karakterler için New Athena Unicode / Minion Pro Display fontu kulla- • Kitap Bölümü/ Edit Edilmiş Kitapta Bö- nılmalıdır. lüm Ana başlıklar hariç, makale içerisinde bu- Kaynakça: Ágoston, Gabor (2017), “Os- lunan ara başlıklarda her kelimenin ilk manlı’da Top, Tüfek ve Tabur”, Osmanlı’da harfi büyük olmak şartıyla küçük harf kul- Ateşli Silahlar ve Askeri Devrim Tartışma- lanılmalı ve koyu (bold) yazılmalıdır. ları, (Çev. ve Yay. Haz. Kahraman Şakul), İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayın- Makale özeti 150-300 kelime aralığında ol- ları, 147- 168. malı; makalede en az 3, en çok 5 tane anah- tar kelimeye yer verilmelidir. Türkçe ma- Dipnot: Ágoston, 2017: 152-153. kalenin özeti Türkçe ve İngilizce; Türkçe Kaynakça: Köse, Osman (2007), “Rusların haricindeki makalenin özeti ise hem kendi Samsun’u Bombardımanı (1915)”, yazım dili ile hem de Türkçe ve İngilizce ol- Geçmişten Geleceğe Samsun, II. Kitap, (Ed. malıdır. Cevdet Yılmaz), Samsun: Samsun Dipnotlar her sayfanın altında, makalenin Büyükşehir Belediyesi Yayınları, 96-101. başından sonuna kadar sayısal süreklilik Dipnot: Köse, 2007: 99-100. izlenecek şekilde verilmelidir. Metinde kullanılan dipnotlar; yazar soyadı, yayın • Tez tarihi ve sayfa numarası şeklinde kısaltıla- rak verilmelidir. Kaynakça bölümü maka- Kaynakça: Taylan, Hasan Hüseyin (2003), lenin sonunda yer almalı ve metinde kulla- Köy Ailesinde Aile İçi İlişkiler: Selçikli Köyü nılan kısaltmalar burada açıklanmalıdır. Örneği, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bi- B. Kaynakça ve Dipnot Gösterimi limler Enstitüsü. Dipnot: Taylan, 2003: 25. • Tek Yazarlı Kitaplar Kaynakça: Ada, Hüsnü (2011), Osmanlı Kaynakça: Umar, Bilge (1992), Tür- Devletinin Hizmetinde İlk Modern Osmanlı kiye’deki Tarihsel Adlar, İstanbul: İnkılâp Sivil Toplum Örgütü: Osmanlı Hilâl-ı Ahmer Kitabevi. Cemiyeti (1868-1911), Yayımlanmamış Dipnot: Umar, 1992: 127. Doktora Tezi, İstanbul: Marmara Üniversi- tesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü. Kaynakça: Watson, Alaric (2003), Aurelian and the Third Century, London and New Dipnot: Ada, 2011: 35. York: Routledge.

Dipnot: Watson, 2003: 135.

Guideline of the KAREN

• Makale • Çevirisi Yapılmış Yayınlar Kaynakça: Toksoy, Ahmet (2007), “Celal Kaynakça: King, Charles (2008), Karade- ed-din Harezmşah’ın Gürcistan’daki Faali- niz, (Çev. Zülal Kılıç), İstanbul: Kitap Yayı- yetleri”, Erzincan Eğitim Fakültesi Dergisi, nevi. 9/1, 137-150. Dipnot: King, 2008: 35. Dipnot: Toksoy, 2007: 142. • Gazete Kaynakça: Seyhan, Köksal (2000), “Yunus Emre’nin Bir Şiirinde Şehir Alego- İkdam, 8 Kasım 1918, No: 7809: 2. risi.” Türklük Bilgisi Araştırmaları Journal Akyol, Taha (28 Şubat 2005), “Sosyal Bilim of Turkish Studies, 24/II, 231 - 280. Ödülleri", Milliyet: 5. Dipnot: Seyhan, 2000: 242-243. Başcı, Erdem (26 Mayıs 2015), “Merkez bankası Faiz Ödemelerine Başlıyor” Haber • Kongre/Sempozyum/Bildiri Türk: 4. Kaynakça: Demir, Muzaffer (2009), “Antik Panicker, Jobin (17 Temmuz 2014), “The Dönemde Bir Doğu Karadeniz Kavmi: Gunmen Shot Deat at ‘Draw the Prophet Khalybler”, Giresun ve Doğu Karadeniz Sos- Muhammad’ Contest in Texas”, The Guar- yal Bilimler Sempozyumu, 9-11 Ekim 2008, dian: 3. Giresun, I, 67-85. Dipnot: Demir, 2009: 75-77. • Ansiklopedi Maddesi Kaynakça: Özsait, Mehmet (2000), “İlkçağ Kaynakça: Kallek, Cengiz (2007), “Okka”, Tarihinde Trabzon ve Çevresi”, Trabzon TDV İslam Ansiklopedisi, C. XXXIII, İstan- Tarihi Sempozyumu Bildirileri (6–8 Kasım bul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 338- 1998, Trabzon), Trabzon: Trabzon Beledi- 339. yesi Kültür Yayınları, 35-45. Dipnot: Kallek, 2007: 340. Dipnot: Özsait, 2000: 38. Elektronik Kaynaklar Kaynakça: Cunbur, Müjgân (1995), "Klâsik Edebiyatımızda Nevruz", Türk Kültüründe • İnternette Yayınlanan Dergide Makale Nevruz Uluslararası Bilgi Şöleni Sempoz- Kaynakça: Botalov, Sergei G. (2007), “The yumu Bildirileri, 20-22 Mart 1995, Ankara: Asian Migrations of the Alans in the 1st Atatürk Kültür Merkezi Yayını, 37-51. Century AD”, AWE,6.43-56. Dipnot: Cunbur, 1995: 46. http://poj.peetersleuven.be/con- tent.php?url=issue&jour- • Bir Yazarın Aynı Yılda Yayınlanmış Bir- nal_code=AWE&issue=0&vol=6 den Fazla Yayınına Atıf (23.09.2011). Kaynakça: Tezcan, Mehmet (2012a), “İpek Dipnot: Botalov, 2007: 44. Yolu ve XIV. Yüzyıla Kadar İpek Yolu Tica- retinde Trabzon’un Yeri”, Klasik ve Ortaçağ Kaynakça: Polat, Süleyman (2014), “Ku- Dönemlerinde Karadeniz ve Kafkasya, Trab- yucu Murat Paşa’nın Celali Seferi Finans- zon: Serander Yayınları, 17-48. manı”, Tarih İncelemeleri Dergisi, XXIX/2, 563-603. Dipnot: Tezcan, 2012a: 19. http://www.egeweb2.ege.edu.tr/tid/dos- Kaynakça: Ballesteros-Pastor, L. (2011a), yalar/XXIX-2_2014/TIDXXIX-2-2014- “Beyond the Tanais: Tacitus and Quintus 08.pdf (12.05.2016). Curtus”, Ancient West and East, 10, 43-47. Dipnot: Polat, 2014: 566. Dipnot: Ballesteros, 2011a: 45. KAREN Yayın İlkeleri KAREN 2020 / 6 / 9

• Yazarı Belli Olmayan Makale Kaynakça: TBMM Zabıt Ceridesi “Küreselleşme Sürecinde Ulus Devletin Dipnot: TBMM Zabıt Ceridesi (ZC), Devre Önemi”, (14 Nisan 2014). 1, İçtima 4, C. 28, 8 Nisan 1923, 345-356. http://www.dmy.info/ulus-devlet-nedir. ZC, Devre 1, İçtima 1, 8 Nisan 1923, 351. • Yazarı ve Tarihi Belli Olmayan Makale C. Etik Kurallara Uygunluk “Tonyukuk” (t.y.), Wikipedia. 15 Aralık 2015 tarihinde şu kaynaktan alınmıştır. • Yayımlanmak üzere KAREN’e gönderilen http://tr.wikipedia.org/wiki/Tonyu- çalışmalar daha önce yayımlanmamış kuk.“Black Sea” (n.d), in Wikipedia. Retri- veya yayımlanmak üzere başka bir yere ved 15 Octaber 2015. http://en.wikipe- gönderilmemiş olmalıdır. dia.org/wiki/Black_Sea. • Çalışmalarda ICMJE (International Com- • Sözlü Kaynak mittee of Medical Journal Editors) tavsi- yeleri ile COPE (Committee on Publica- Kaynakça: Mustafa Acar, Balıkesir/İv- tion Ethics)’un editör ve yazarlar için rindi-Mallıca Köyü 1962, İlkokul, Esnaf. uluslararası standartları dikkate alınma- Dipnot: Mustafa Acar, Balıkesir/İvrindi- lıdır. Mallıca Köyü 1962, İlkokul, Esnaf. • Bilimsel araştırma ve yayın etiği ilkele- • Film ya da Belgesel rine uygunluk durumu, Üniversitelera- rası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Martin, P. (Producer) & Benson, J. (Direc- Etiği Yönergesi’nin 4. maddesi, TÜBİTAK tor), The Forger [Film]. Colombia Pictures Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu Yönet- • Arşiv Belgesi meliği’nin 9. maddesi ve Yükseköğretim Kurulu Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Kaynakça: Başbakanlık Osmanlı Arşivi Yönergesi’nin 6. maddesinde yer alan hü- Dipnot: Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), kümler çerçevesinde değerlendirilmekte- Hariciye Nezareti (HR). Siyasi Kısım (SYS), dir. 2899/6. • “Etik Kurul Kararı” gerektiren klinik ve BOA, DH.İ.UM, 81-1/1-19. deneysel insan ve hayvanlar üzerindeki Kaynakça: Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi çalışmalar için etik kurul onayı alınmış olmalı ve bu onay çalışmada belirtilerek Dipnot: Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi belgelendirilmelidir. (BCA), 30.0.18.01/1.13/13.5.1.

BCA, 30-18-1-1 / 2-33-12. GUIDELINE OF THE KAREN Kaynakça: Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Arşivi Journal of Black Sea Studies (KAREN) was published annually in 2015 and 2016; start- Dipnot: Genelkurmay Askeri Tarih ve Stra- ing from the year 2017, it publishes scien- tejik Etüt Başkanlığı Arşivi (ATASE), İstik- tific studies twice a year, one in June and lal Harbi Katalogu (İSH), 33/75. one in December. Kaynakça: The National Archives, Foreign The publishing language of KAREN is Turk- Office ish. However, “Articles”, “A Letter to the Dipnot: The National Archives [TNA], Fo- Editor” and “Compilations” submitted in reign Office [FO], 371/9132/E.10072. English and Russian are considered for publication, not to exceed one third of an FO, 371/18373/R2627/228/7. issue. Guideline of the KAREN

In order for any article to be published in in this publication are the views of the au- KAREN, it should not have been previously thors and are not the views of KAREN. published or accepted to be published else- Quotations from articles including pictures where. Papers presented at a conference or are permitted with full reference to the ar- symposium may be accepted for publica- ticle. tion if clearly indicated so beforehand. Article Processing Charges (APC) The papers can be submitted to KAREN through DergiPark by becoming a member. KAREN do not charge authors an APC. The authors are to provide their full names, academic titles, institutions, corre- Instruction for Authors spondence and e-mail addresses, phone A. Writing Rules and Principles and fax numbers during submission. Peer- reviewing process can also be followed car- The manuscripts should be written in Sitka rying out membership login from the same text format, and the size of the text should page. be 10 points (the size of the footnotes should be 8 points). Papers submitted to KAREN are first exam- ined by the Editorial Board and then are In terms of spelling and punctuation, ex- subject to peer review and sent to at least cept for special cases where the paper or two independent referees. Peer reviewers the subject requires, Spelling Book of Turk- are asked to give their opinion on a number ish Language Association should be taken of issues pertinent to the scientific and for- as a basis. mal aspects of a paper, and to judge the pa- For Hellence and other special characters, pers on grounds of originality and urgency. New Athena Unicode/Minion Pro Display The names are kept anonymous and the fi- point form must be used. nal decision for publication is sent to the authors within three-month time. Except from the main titles, only the first letters of each word of headings within the In case one referee report is negative while manuscript should be capitalized and writ- the other is favourable, the article may be ten in bold. forwarded to a third referee for further evaluation or alternatively the board, At the beginning of the article, there should based on the contents of the reports may be an abstract consisting of minimum 150 feel confident to make a final decision. The and maximum 300 words; and 3 to 5 key authors are to consider the criticism, sug- words. If the manuscript is written in gestions and corrections offered by the ref- Turkish the abstract will be written in both erees and by the editorial board. If they Turkish and English. If the manuscript is disagree, they are entitled to counter pre- written in another language, the abstract sent their views and justifications. Final will be in Turkish, English and the lan- decision rests with the editorial board. Ar- guage in which the manuscript is written. ticles which are not accepted for publica- The footnotes should be given at the end of tion are not returned to their authors. the article. References used in the texts are When a manuscript is corrected according shown as; the author’s surname, date of to the suggestions of the referees and the publication and page (and if used figure or editorial board, it has to be re-submitted to plate) number. References to which are KAREN through DergiPark system within cited in the manuscript only should be 15 days. The corrected manuscript can be given place in the References section at the re-examined by the referees if necessary. end of the manuscript; and abbreviations which are used in the text must be ex- The royalty rights of the accepted articles plained here. are considered transferred to the Institute of Black Sea Studies. Any views expressed KAREN Yayın İlkeleri KAREN 2020 / 6 / 9

B. Sample Bibliography and Method of Thesis, Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Citing References Bibliography Bilimler Enstitüsü. Footnote: Taylan, 2003: 25. • Book by a Single Author Bibliography: Ada, Hüsnü (2011), Osmanlı Bibliography: Umar, Bilge (1992), Tür- Devletinin Hizmetinde İlk Modern Osmanlı kiye’deki Tarihsel Adlar, İstanbul: İnkılâp Sivil Toplum Örgütü: Osmanlı Hilâl-ı Ahmer Kitabevi. Cemiyeti (1868-1911), Unpublished Docto- Footnote: Umar, 1992: 127. ral Dissertation, İstanbul: Marmara Üni- versitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü. Bibliography: Watson, Alaric (2003), Au- relian and the Third Century, London and Footnote: Ada, 2011: 35. New York: Routledge. • Article Footnote: Watson, 2003: 135. Bibliography: Toksoy, Ahmet (2007), “Ce- • Book by two or More Authors. lal ed-din Harezmşah’ın Gürcistan’daki Fa- aliyetleri”, Erzincan Eğitim Fakültesi Der- Bibliography: Yıldırım, Ali ve Şimşek, Ha- gisi, 9/1, 137-150. san (2013), Sosyal Bilimlerde Nitel Araş- tırma Yöntemleri, Ankara: Seçkin Yayıncı- Footnote: Toksoy, 2007: 142. lık. Bibliography: Seyhan, Köksal (2000), Footnote: Yıldırım ve Şimşek, 2013: 45-49. “Yunus Emre’nin Bir Şiirinde Şehir Alego- risi.” Türklük Bilgisi Araştırmaları Journal Bibliography: Topaloğlu, Bekir-Yavuz, Y. of Turkish Studies, 24/II, 231 - 280. Şevki-Çelebi, İlyas (1998), İslam’da İnanç Esasları. İstanbul: Marmara Üniversitesi Footnote: Seyhan, 2000: 242-243. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları. • Conference Paper/Congress/Sympo- Footnote: Topaloğlu, vd., 1998: 32. sium (Published) • Chapter Book/Chapter in an Edited Bibliography: Demir, Muzaffer (2009), Work “Antik Dönemde Bir Doğu Karadeniz Kavmi: Khalybler”, Giresun ve Doğu Kara- Bibliography: Ágoston, Gabor (2017), “Os- deniz Sosyal Bilimler Sempozyumu, 9-11 manlı’da Top, Tüfek ve Tabur”, Osmanlı’da Ekim 2008, Giresun, I, 67-85. Ateşli Silahlar ve Askeri Devrim Tartışma- ları, (Trans. and Prepared by Kahraman Footnote: Demir, 2009: 75-77. Şakul), İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Bibliography: Özsait, Mehmet (2000), Yayınları, 147- 168. “İlkçağ Tarihinde Trabzon ve Çevresi”, Footnote: Ágoston, 2017: 152-153. Trabzon Tarihi Sempozyumu Bildirileri (6– 8 Kasım 1998, Trabzon), Trabzon: Trabzon Bibliography: Köse, Osman (2007), “Rus- Belediyesi Kültür Yayınları, 35-45. ların Samsun’u Bombardımanı (1915)”, Geçmişten Geleceğe Samsun, II. Kitap, (Ed. Footnote: Özsait, 2000: 38. Cevdet Yılmaz), Samsun: Samsun Büyükşe- Bibliography: Cunbur, Müjgân (1995), hir Belediyesi Yayınları, 96-101. "Klâsik Edebiyatımızda Nevruz", Türk Kül- Footnote: Köse, 2007: 99-100. türünde Nevruz Uluslararası Bilgi Şöleni Sempozyumu Bildirileri, 20-22 Mart 1995, • Thesis/Dissertation (MA, PhD) Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayını, 37- Bibliography: Taylan, Hasan Hüseyin 51. (2003), Köy Ailesinde Aile İçi İlişkiler: Sel- Footnote: Cunbur, 1995: 46. çikli Köyü Örneği, Unpublished Master's Guideline of the KAREN

• Citation for an Author with More than Electronic Sources one Cited Publication within the Same • Journal Article Published on the Inter- Year net Bibliography: Tezcan, Mehmet (2012a), Bibliography: Botalov, Sergei G. (2007), “İpek Yolu ve XIV. Yüzyıla Kadar İpek Yolu “The Asian Migrations of the Alans in the Ticaretinde Trabzon’un Yeri”, Klasik ve Or- 1st Century AD”, AWE, 6, 43-56. taçağ Dönemlerinde Karadeniz ve Kafkasya, Trabzon: Serander Yayınları, 17-48. http://poj.peetersleuven.be/con- tent.php?url=issue&jour- Footnote: Tezcan, 2012a: 19. nal_code=AWE&issue=0&vol=6 Bibliography: Ballesteros-Pastor, L. (23.09.2011). (2011a), “Beyond the Tanais: Tacitus and Footnote: Botalov, 2007: 44. Quintus Curtus”, Ancient West and East, 10, 43-47. Bibliography: Polat, Süleyman (2014), “Kuyucu Murat Paşa’nın Celali Seferi Fi- Footnote: Ballesteros, 2011a: 45. nansmanı”, Tarih İncelemeleri Dergisi, XXIX/2, 563-603. • Translated Works http://www.egeweb2.ege.edu.tr/tid/dos- Bibliography: King, Charles (2008), Ka- yalar/XXIX-2_2014/TIDXXIX-2-2014- radeniz, (Trans. by Zülal Kılıç), İstanbul: 08.pdf (12.05.2016). Kitap Yayınevi. Footnote: Polat, 2014: 566. Footnote: King, 2008: 35. • Author Indefinite Article • Newspapers /News “Küreselleşme Sürecinde Ulus Devletin İkdam, 8 Kasım 1918, No: 7809: 2. Önemi”, (14 Nisan 2014). http://www.dmy.info/ulus-devlet-nedir. Akyol, Taha (28 Şubat 2005), “Sosyal Bilim Ödülleri", Milliyet: 5. • Article without author and date Başcı, Erdem (26 Mayıs 2015), “Merkez “Tonyukuk” (t.y.), Wikipedia. 15 Aralık bankası Faiz Ödemelerine Başlıyor” Haber 2015 tarihinde şu kaynaktan alınmıştır. Türk: 4. http://tr.wikipedia.org/wiki/To- Panicker, Jobin (17 Temmuz 2014), “The nyukuk.“Black Sea” (n.d), in Wikipedia. Gunmen Shot Deat at ‘Draw the Prophet Retrived 15 Octaber 2015. http://en.wik- Muhammad’ Contest in Texas”, The Guard- ipedia.org/wiki/Black_Sea. ian: 3. Oral Source • Encyclopedia article Bibliography: Mustafa Acar, Balıkesir/İv- rindi-Mallıca Köyü 1962, İlkokul, Esnaf. Bibliography: Kallek, Cengiz (2007), “Okka”, TDV İslam Ansiklopedisi, C. XXXIII, Footnote: Mustafa Acar, Balıkesir/İvrindi- İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Mallıca Köyü 1962, İlkokul, Esnaf. 338-339. • Film or Documentary Footnote: Kallek, 2007: 340. Martin, P. (Producer) & Benson, J. (Direc- tor), The Forger [Film]. Colombia Pictures

KAREN Yayın İlkeleri KAREN 2020 / 6 / 9

• Archives Publication Ethics Directive, Article 9 of Regulations of the TUBITAK Committee Bibliography: Başbakanlık Osmanlı Arşivi on Research and Publication Ethics and Footnote: Başbakanlık Osmanlı Arşivi Article 6 of the Higher Education Council (BOA), Hariciye Nezareti (HR). Siyasi Kı- Scientific Research and Publication Eth- sım (SYS), 2899/6. ics Directive.

BOA, DH.İ.UM, 81-1/1-19. • Ethical committee approval should be ob- Bibliography: Başbakanlık Cumhuriyet tained for studies on clinical and experi- Arşivi mental human and animals requiring “Ethics Committee Decision” and this ap- Footnote: Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi proval should be stated and documented (BCA), 30.0.18.01/1.13/13.5.1. in the paper. BCA, 30-18-1-1 / 2-33-12. Bibliography: Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Arşivi

Footnote: Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Arşivi (ATASE), İstiklal Harbi Katalogu (İSH), 33/75. Bibliography: The National Archives, For- eign Office Footnote: The National Archives [TNA], Foreign Office [FO], 371/9132/E.10072. FO, 371/18373/R2627/228/7. Bibliography: TBMM Zabıt Ceridesi Footnote: TBMM Zabıt Ceridesi (ZC), Devre 1, İçtima 4, C. 28, 8 Nisan 1923, 345- 356. ZC, Devre 1, içtima 1, 8 Nisan 1923, 351.

C. Compliance with Ethical Rules

• The papers submitted to KAREN should not already been published or been sub- mitted to another journal.

• Authors should adhere to ICMJE (Interna- tional Committee of Medical Journal Edi- tors) recommendations and COPE (Com- mittee on Publication Ethics)'s interna- tional standards for editors and authors.

• Compliance with the principles of scien- tific research and publication ethics is evaluated within the framework of the provisions of Article 4 of the Inter-Uni- versity Council Scientific Research and 1 Sinope’den bir Duodecim Scriptorum Tablası

Konuralp Müzesindeki Bir Grup Taş Baltanın P-XRF Yöntemi İle 9 Eskiçağ’da Kullanım Alanının Araştırılması

23 Kocaeli Müzesi’nde Bulunan Bir Grup Fibula

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Dokunan Geleneksel Kumaşlar 35 Üzerine Bir Deneme

Yüzbaşı Mircher’ye Göre XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon- 49 Erzurum Yolu

Fransızca Basında 1908 Yılı İstanbul Yangınları: Le Moniteur 81 Oriental Örneği

II. Meşrutiyet Dönemi’nin Toplumsal bir Yardım Kuruluşu: 103 Osmanlı Donanma Cemiyeti

Impacts of Socio-Economic Factors on Carbon Dynamics in Black 121 Sea Forests: A Case Study from Akçaabat Forest Planning Unit

www.ktu.edu.tr/karen www.dergipark.gov.tr/karen

[email protected] [email protected]