Siyaset – Tarih Ilişkisi Bağlaminda Atatürk Dönemi Tarih Kongreleri (1932-1937)

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Siyaset – Tarih Ilişkisi Bağlaminda Atatürk Dönemi Tarih Kongreleri (1932-1937) SİYASET – TARİH İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA ATATÜRK DÖNEMİ TARİH KONGRELERİ (1932-1937) YÜKSEK LİSANS TEZİ Y. EMRE ÖZKUL MERSİN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI MERSİN KASIM-2017 SİYASET – TARİH İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA ATATÜRK DÖNEMİ TARİH KONGRELERİ (1932-1937) YÜKSEK LİSANS TEZİ Y. EMRE ÖZKUL MERSİN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI Danışman Yrd. Doç. Dr. Ahmet ASKER MERSİN KASIM-2017 ÖZET Çoğu zaman siyasal iktidarların gölgesinde gelişme gösteren Tarih bilimi, iktidarlar tarafından sıklıkla bir meşrulaştırma aracına dönüştürülmüştür. İktidarlar el değiştirdiğinde bile, gücü eline geçiren yeni gruplar derhal tarih yazıcılığına yeni bir istikamet vermeyi tercih etmişlerdir. Otoriterleşen iktidarların yönetiminde basın da aynı işlevi görmüştür. Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Türkiye’de ki Tek Parti iktidarı da 1930’larda Tarih Bilimi ve Basın’ı benzer amaçlarla araçsallaştırmıştır. Dönemin iktidarı bir takım siyasal kaygılara sahip olmuş ve bu kaygılar Tarih biliminin yardımlarıyla giderilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla ilki 1932’de ikincisi ise 1937’de iki Tarih Kongresi düzenlenmiştir. Bu Kongrelerde sunulan bildiriler yeni bilimsel açılımları ve ilerlemeyi sağlamakla birlikte yüklendiği siyasi mesajlar açısından da ayrı bir öneme sahip olmuştur. Bu çalışmada, Birinci ve İkinci Türk Tarih Kongresi’nin yüklendiği işlev, burada sunulan bildiriler ve sonuçlar Tarih-Siyaset ilişkisi bağlamında basın da dahil edilerek anlamaya çalışılmış ve söz konusu kongrelerde sunulan bildirilere bakıldığında Türk Tarih Tezi’nin sadece Batı’daki Türk imajının düzeltilmesine yönelik oluşturulmadığı, buna ek olarak iç siyasi kaygıların da önemli ölçüde etken olduğu görülmüştür. Aynı zamanda dönemin basınının da yeni tarih çalışmaları kapsamında iktidara ciddi bir destek sunduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kavramlar:Türk Tarih Kurumu, Türk Tarih Kongresi, Türk Tarih Tezi, Ulusal Basın, Atatürk Danışman : Yrd. Doç. Dr. Ahmet ASKER, Mersin Üniversitesi, Tarih Anabilim Dalı, Mersin. iv ABSTRACT History of science, which often develops in the shadow of political powers, has often been turned into a tool of legitimacy by the authorities. Even when the rulings changed hands, the new groups that had taken the power away immediately preferred to give a new direction to the history writer. In the administration of authoritarian powers, the press has done the same. In the early Republican period, the One Party power in Turkey also instrumentalized History Science and the Press in the 1930s for similar purposes. The ruling power has had some political concerns and these concerns have been tried to be solved with the help of History science. For this purpose, in 1932 the second and in 1937 two History Congresses were held. The declarations presented at these conventions also have a separate prescription in terms of new scientific expansions and the political messages they have to make along with making progress. In this study, the function put in by the First and Second Turkish History Congress, the reports and conclusions presented here were tried to be understood by including the press in the context of History-Political Relation, and when the reports presented at the congresses concerned were examined, it is aimed that the Turkish History Thesis domestic political concerns have also been seen as important factors. Rather, it was determined that the press of the period provided an important support to the ruling within the scope of the new history studies. Key Words: Turkish Historical Society, Turkish History Congress, Turkish History Thesis, National Press, Ataturk. Advisor :Asst. Prof. Ahmet ASKER, University of Mersin, Department of History, Mersin. v TEŞEKKÜR Bu tez çalışmasının hazırlanması sürecinde desteğini esirgemeyen sevgili eşim Deniz ÖZKUL’a, tezimin son redaksiyonunda ciddi katkı sağlayan değerli dostum Ahmet BALLIKAYA’ya, eleştiri, öneri ve yol gösteren yardımlarıyla bu çalışmanın şekillenmesinde büyük desteğini gördüğüm saygıdeğer hocam Yrd. Doç. Dr. Ahmet ASKER’e şükranlarımı sunarım. vi İÇİNDEKİLER Sayfa İÇ KAPAK i ONAY ii ETİK BEYAN iii ÖZET iv ABSTRACT v TEŞEKKÜR vi TABLOLAR LİSTESİ vii KISALTMALAR ve SİMGELER ix 1.GİRİŞ 1 2.KAYNAK ARAŞTIRMASI 9 3.MATERYAL VE YÖNTEM 12 4.BULGULAR 13 4.1.Birinci Türk Tarih Kongresi 13 4.1.1. Kongre’nin Açılışı 17 4.1.2. Uhrevi’den Dünyevi’ye Geçiş 19 4.1.3. Yeni Bir Üst-Kimlik: Brakisefal 21 4.1.4. İlk Çağ’da Ön Asya, Mısır ve Ege Havzası’nda Türk İzleri 27 4.1.5. Kuraklık, Göç ve Göçebelik Sorunsalı 32 4.1.6. Türkler ve İslamiyet 39 4.1.7. Metodolojik Sorunlar 39 4.1.8. Öne Çıkan Diğer Bildiriler 42 4.1.9. Darülfünun – Cemiyet İhtilafı 44 4.1.10. Kongre’nin Basındaki Yankıları 47 4.1.11. Kongre’nin Genel Değerlendirmesi 52 4.2.İkinci Türk Tarih Kongresi 54 4.2.1. Bükreş XVII. Uluslararası Antropoloji ve Prehistorik Arkeoloji Kongresi 56 4.2.2. İkinci Kongre’ye Doğru 57 4.2.3. Kongre’nin Açılışı ve İlk Günü 61 4.2.4. Tarih Sergisi 64 4.2.5. Ulus, Dil ve Irk İlişkisi 65 4.2.6. Arkeoloji’den Prehistorya’ya 70 4.2.7. Türkler, İslamiyet ve Osmanlılar 75 4.2.8. Muhtelif Konulardaki Bildiriler 81 4.2.9. Kongre’nin Basındaki Yankıları 81 4.2.10. Kongre’nin Genel Değerlendirmesi 87 5. SONUÇ 89 KAYNAKÇA 93 ÖZGEÇMİŞ 99 vii TABLOLAR LİSTESİ Sayfa Tablo 4.1. : Kongre’nin Çalışma Programı ........................................................................................................ 17 Tablo 4.2. : Girit’te Üç Minos Medeniyet Devrine Ait İskelet Serileri .................................................... 30 Tablo 4.3. : Kongre’de Sunumu Yapılamayan Tebliğlerin Listesi ............................................................ 82 viii KISALTMALAR ve SİMGELER KISALTMA/SİMGE TANIM ABD Amerika Birleşik Devletleri a.g.e. Adı Geçen Eser a.g.e.k. Adı Geçen Elektronik Kaynak a.g.m. Adı Geçen Makale bkz. Bakınız CHF Cumhuriyet Halk Fırkası Der. Derleyen DTCF Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi Ed. Editör s. Sayfa SCF Serbest Cumhuriyet Fırkası SSCB Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi TTK Türk Tarih Kurumu TTTC Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti v.s. Ve Saire Y.N. Yazarın Notu ix Y. Emre Özkul, Yüksek Lisans Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mersin Üniversitesi, 2017 1.GİRİŞ Avrupa’da 19. yüzyıl’da ortaya çıkan modern tarih yaklaşımlarını belirleyen en önemli iki unsur Sanayi Devrimi ve Fransız Devrimi’dir. Fransız Devrimi ile birlikte önemli bir yayılma gösteren ulusçuluk ve ulus-devlet anlayışı özellikle Alman Tarihselciliği’ni1 etkilemiş ve onun şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Ulusçuluk fikri, 19. yüzyıl Avrupası’nda öylesine bir etki bırakmıştır ki; “Avrupa’da yaşananlar dönemin bilimcilerine milli bilincin tüm bilimlerin kaynağı olduğu fikrini dayatmıştı. 1890’ların önemli ideologlarından Albert Sorel, konuşmalarının tümünde “milletlerin tarihin ana muharriki” olduğunu savunmuştur.”2 Diğer taraftan Sanayi Devrimi ile üretim ilişkilerinde yaşanan dönüşüm, işçi sınıfıyla birlikte sosyalist düşüncenin de Avrupa’da yükselmesine neden olmuş ve bu durum, Hegel’in tarih felsefesinden etkilenmek suretiyle Marxist Tarih Felsefesi’nin ortaya çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Geç Ortaçağ’da Osmanlı Devleti’ne dönüp bakıldığında ise Vakanüvis tarihçiliği olarak adlandırılan Osmanlı tarih yazıcılığı Padişahlar tarafından görevlendirilen saray tarihçiliği biçiminde şekillenmiştir. Osmanlı tarih yazıcılığındaki temel değişimler de Avrupa’da ki gelişmelere paralel olarak 19. yüzyılda başlamıştır. Özellikle ilk olarak 1821’de kurulan ve 1830’da büyüyen Tercüme Odası ve buradan yetişen iyi yabancı dile sahip Osmanlı Aydınları’nın Avrupa’da ki tarih eserlerini çevirisiyle birlikte Osmanlı tarih yazıcılığının içine girdiği dar kalıplar yıkılmaya başlamıştır. Ancak Osmanlı tarihçiliği 1908 Devrimiyle birlikte yeniden bir dönüşüm geçirmiştir. Aktarmacı özelliğinin yanında Tarih, yeni yaklaşımlarla daha farklı biçimlerde ele alınmaya ve geçmişi idealize eden romantik öğeler II. Meşrutiyet tarihçiliğinde daha fazla yer kaplamaya başlamıştır. Özellikle Fransız Devrimi ile birlikte yayılma gösteren ulusçuluk ve ulus-devlet düşüncesinin Jön Türkler tarafından benimsenmesi, pozitivist düşüncenin ağırlık kazanmaya başlaması, doğa bilimlerindeki gelişim ve Alman Tarihselciliği’nin etkisi ulusçu tarih anlayışının ortaya çıkmasını sağlamıştır.3 Atatürk döneminde düzenlenen Birinci ve İkinci Türk Tarih Kongresi’nde bile bu etkiler fazlasıyla görülmüştür. Atatürk döneminde gerçekleşen devrimler çerçevesinde Tarih yazıcılığında ciddi gelişmeler yaşanmakla birlikte klasik dönem Osmanlı Devleti’ndeki ’da ki yapıya benzer bir Siyaset-Tarih ilişkisinin Erken Cumhuriyet Dönemi’nde de varlığını devam ettirdiği zaman 1Alman tarihçi Ranke’nin öncülüğünde kurulan Göttingen ve Prusya Okulu, devlet ve ulus kavramlarının idealize edilmesiyle birlikte geçmişe duyulan romantik özlemleri yeni bir tarihsel anlayışa dönüştürdü. Pekçok Doğu Avrupa ülkesinde etkisini gösteren Alman Tarihselciliği, 19. yüzyılın uluslaşma süreci içerisinde vakit kaybetmiş Türkiye ve Türk aydını için de gayet cazip bir yaklaşım olacak ve Cumhuriyet döneminde 1940’lı yıllara kadar etkili olacaktı. Bu hususta ayrıntılı bilgi için bkz. Ersanlı,B.,İktidar ve Tarih Türkiye’de Resmi Tarih Tezi’nin Oluşumu (1929-1937), İletişim Yayınları, İstanbul, 2015, s.39-46. 2 Maksudyan, N., Türklüğü Ölçmek, Metis Yayınları, İstanbul, 2005, s.62 3Toprak, Z.,“Türkiye’de Çağdaş Tarihçilik ve Eric Hobsbawm Faktörü”, Toplumsal Tarih Dergisi, 2012, 227, s.37. 1 Y. Emre Özkul, Yüksek Lisans Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mersin Üniversitesi,
Recommended publications
  • Turkomans Between Two Empires
    TURKOMANS BETWEEN TWO EMPIRES: THE ORIGINS OF THE QIZILBASH IDENTITY IN ANATOLIA (1447-1514) A Ph.D. Dissertation by RIZA YILDIRIM Department of History Bilkent University Ankara February 2008 To Sufis of Lāhijan TURKOMANS BETWEEN TWO EMPIRES: THE ORIGINS OF THE QIZILBASH IDENTITY IN ANATOLIA (1447-1514) The Institute of Economics and Social Sciences of Bilkent University by RIZA YILDIRIM In Partial Fulfillment of the Requirements for the Degree of DOCTOR OF PHILOSOPHY in THE DEPARTMENT OF HISTORY BILKENT UNIVERSITY ANKARA February 2008 I certify that I have read this thesis and have found that it is fully adequate, in scope and in quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy in History. …………………….. Assist. Prof. Oktay Özel Supervisor I certify that I have read this thesis and have found that it is fully adequate, in scope and in quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy in History. …………………….. Prof. Dr. Halil Đnalcık Examining Committee Member I certify that I have read this thesis and have found that it is fully adequate, in scope and in quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy in History. …………………….. Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak Examining Committee Member I certify that I have read this thesis and have found that it is fully adequate, in scope and in quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy in History. …………………….. Assist. Prof. Evgeni Radushev Examining Committee Member I certify that I have read this thesis and have found that it is fully adequate, in scope and in quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy in History.
    [Show full text]
  • Farkli Çiğirlar, Kurumlar Ve Bir Tarih Alimi Zeki Velidi Togan*
    Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 10/3 Winter 2015, p. 343-352 DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.8053 ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY RESMÎ TARİH TEZİNE “TÜRK TARİH TEZİNE” FARKLI ÇIĞIRLAR, KURUMLAR VE BİR TARİH ALİMİ ZEKİ VELİDİ TOGAN* Fatih Mehmet DERVİŞOĞLU** ÖZET Türk Tarih Tezi’nin Mustafa Kemal Paşa önderliğinde tartışıldığı dönemde, tarih yazıcılığına hakim tek paradigma değildi. Akademik tarihçilik, resmî tarih teziyle eş zamanlı olarak gelişimini sürdürmeye devam etmiştir. Resmî tarih tezinin, milliyetçilik düşüncesi esas olmak üzere pozitivizm ve laiklik temelinde geliştirdiği tezler, Osmanlı geçmişini bir yana bırakıp Türklerin Orta Asya kökenine dikkatleri çekmişti. Bu tavır, Türk tarihinin en eski geçmişini konu edinen yeni araştırma alanlarına sevk ederek tarihin araştırma alanlarını genişletmesiyle Türk tarih yazıcılığına katkı sağlamıştı. Türklerin İslâm öncesi geçmişini yücelterek, İslâm Osmanlı geçmişini hatırlatan bütün sembolleri ortadan kaldırmaya yönelik tarih ve dil tezlerine çekimser ama ihtiyatlı itirazın sahibi Köprülü, I. Tarih Kongresi haricinde bir daha tezle ilgili konuşmamasına rağmen itirazını resmî tezin hilafına ortaya koyduğu Türk tarihinin kültürel bütünlüğünü sağlayan eserleriyle ifade eder. Resmî tarih tezi, Millî Eğitim Vekâleti vasıtasıyla ortaöğretimde, tarih ders kitapları ve öğretmenler üzerinde ideolojik bir hâkimiyet kurarken, Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti yükseköğrenim kurumlarında ve araştırma Enstitülerinde yeterli kontrol mekanizmasına sahip değildir. Cemiyet, Köprülü’nün denetimindeki Türkiyât Enstitüsü‘nün çalışmalarına müdahil olmamıştır. Dış Türklerden oluşan Tatar, Azeri ilim adamları, Köprülü’nün gayretleriyle ilmî kariyer sahibi oldular. Enstitü’nün dergisi “Türkiyât Mecmuası“ında yerlerini aldılar. Zeki Velidi Toğan bu ilim adamları arasında temayüz edenlerdendi. Türkiyât Enstitüsü müdürü Fuad Köprülü, 26 Şubat 6 Mart 1926 tarihlerinde Bakü’de toplanan Türkiyât Kongresine katılır.
    [Show full text]
  • Foreword Introduction: Ł'orient N'existe
    Notes Foreword 1. John Jay Chapman, Practical Agitation, New York: Charles Scribner & Sons 1900, pp. 63–64. 2. See Walter Lippman, Public Opinion, Charleston: BiblioLife 2008. 3. When, in the Summer of 2013, Western European states grounded Evo Morales’ presidential plane on which he was returning from Moscow to Bolivia, suspecting that Edward Snowden was hidden in it on his way to the Bolivian exile, the most humiliating aspect was the Europeans’ attempt to retain their dignity: instead of openly admitting that they were acting under US pressure, or pretending that they were simply following the law, they jus- tified the grounding on pure technicalities, claiming that the flight was not properly registered in their air traffic control. The effect was miserable—the Europeans not only appeared as US servants, they even wanted to cover up their servitude with ridiculous technicalities. Introduction: Ł’Orient n’existe pas 1. The direct result of the 2002 Patriot Act was the 779 detainees in Guantanamo, most of them Muslim and many of them non-combatants, without any access to counsel or habeas corpus, against all international conventions (Chossudovsky 2004). Some of these people allegedly committed sui- cide. Despite President Obama’s promises during both his campaigns, the Guantanamo Camp is still open and functioning. 2. It is not a mere coincidence that Herbert’s Dune (1965) became, almost 50 years later, a perfect, prophetic and almost allegorical metaphor for the Orient subverting the existence of the ‘Empire’, another Lacanian letter eventually arriving at its destination. 3. The same process in the Americas, Australia and New Zealand, although similar in certain respects, is outside the scope of this study.
    [Show full text]
  • Turanism, an Aspect of Turkish Nationalism 23 Did, Turkic Ethnicism in Contrast to the Theocratic Interracialism of the Community of the Faithful Jümmetj
    T U R A N I S M AN ASPECT OF TURKISH NATIONALISM In the last two decades of the nineteenth century, as is generally known, the Ottoman Empire drifted away from the British orbit and came increasingly under the influence of Germany. It was the time when the British Foreign Office, after half a century of adhering to the principle of the integrity of the Ottoman Empire as a barrier to Russian expansionism, began to tolerate, or even support, the nationalist movement of the Balkan peoples and their claims against Turkey. At the beginning of Gladstone’s administration, in 1880, Montenegro, thanks to British as well as to Rus­ sian favor, acquired an outlet at Dulcigno (Ulcinj);1 a year later Abd-ul- Hamid II was compelled to cede Thessaly to Greece;2 on several occasions thereafter London registered an interest in behalf of the Cretans and the Armenians and reminded the sultan of his obligation to introduce reforms according to Articles 23 and 61 of the Berlin Treaty.3 No less important in Turkish eyes were Great Britain’s attempts to carve off Ottoman territories or to establish a foothold in the periphery of the declining empire. The retention of Cyprus by the British and the occupation of Egypt, the former in tune with Greek aspirations,4 5the latter in overt opposition to Egyptian nationalism,6 were equally severe blows to 1. See William L. Langer, European Alliances and Alignments, 1871 -1890 (New York, 1939), pp. 203-206. 2. Ibid., p. 209. William Miller, The Ottoman Empire and Its Successors (Cambridge University Press, 1936), pp.
    [Show full text]
  • Türkistanli Aydinlarimizin Siyasi Ve Yayin Mücadelesi: Mustafa Çokayoğlu Ve Etrafindakiler
    Atatük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 39 ● Erzurum 2013 TÜRKİSTANLI AYDINLARIMIZIN SİYASİ VE YAYIN MÜCADELESİ: MUSTAFA ÇOKAYOĞLU VE ETRAFINDAKİLER (*) Rasim BAYRAKTAR ÖZ 1917 Bolşevik İhtilalından sonra Türkistanlı siyasi aydınların bir kısmı Türkiye’ye gelmeye başladı. Türkiye’ye doğrudan gelenler arasında eski Buhara Cumhurbaşkanı Osman Kocaoğlu, Avrupa üzerinden gelenler arasında ise döne- min Orta Asya Müslümanlar Avami Cemiyetleri İttihadı Başkanı Zeki Velidi To- gan ve eski Hokand Muhtariyet Reisi Mustafa Çokayoğlu’dur. 1925’de İstanbul’da bir araya gelen Türkistanlı aydınlar, oluşturdukları mücadele ve yazar kadrosuyla Sovyetlerin pençesinde kalan Türkistan halkının bağımsızlık mücadelesinin öncü- sü oldular. Bunun için yurt içinde ve dışında (Türkistan’da, Türkiye ve Avrupa’da) çeşitli siyasi gazete ve dergiler yayınladılar. Bu gazete (Birlik Tuvi, Uluğ Türkistan vs.) ve dergiler (Yeni Türkistan ve Yaş Türkistan) o dönemi (1917-1924) anlamak ve yazarları tanımak için son derece önemli kaynaklardır. Çalışmamız; bu gazete ve dergilerin yayın editörlüğünü üstlenen başta Mustafa Çokayoğlu olmak üzere Osman Kocaoğlu ve Zeki Velidi Togan’ın yazılarından hareketle Türkistan’ın ba- ğımsızlık hareketini içerecektir. Anahtar Kelimeler: 1917 Bolşevik İhtilalı, Türkistanlı Aydınlar, Mustafa Çokayoğlu, Yeni Türkistan, Yaş Türkistan ABSTRACT The Political and Publishing Struggle of Turkistani Intellectuals: Mustafa Çokayoğlu and those around him After the Bolshevik revolution in 1917, some of the Turkistani political intellectuals started to come to Turkey. Among the ones who directly came to Turkey was former Buhara President Osman Kocaoğlu, and among those coming over Europe were Zeki Velidi Togan, the President of Awami Muslims League in the Middle East of the period and Mustafa Çokayoğlu, former * Yrd. Doç. Dr., Giresun Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Bölümü, (Din Sosyolojisi) email: [email protected] 308 Rasim BAYRAKTAR head of Hokand Autonomy.
    [Show full text]
  • Turkey in the Caspian Sea Region
    University of Central Florida STARS Electronic Theses and Dissertations, 2004-2019 2008 Turkey In The Caspian Sea Region Seyma Akkoyunlu University of Central Florida Part of the Political Science Commons Find similar works at: https://stars.library.ucf.edu/etd University of Central Florida Libraries http://library.ucf.edu This Masters Thesis (Open Access) is brought to you for free and open access by STARS. It has been accepted for inclusion in Electronic Theses and Dissertations, 2004-2019 by an authorized administrator of STARS. For more information, please contact [email protected]. STARS Citation Akkoyunlu, Seyma, "Turkey In The Caspian Sea Region" (2008). Electronic Theses and Dissertations, 2004-2019. 3734. https://stars.library.ucf.edu/etd/3734 TURKEY IN THE CASPIAN SEA REGION by SEYMA AKKOYUNLU B.S. Istanbul University, 2005 A thesis submitted in partial fulfillment of the requirements for the degree of the Masters of Arts in the Department of Political Science in the College of Sciences at the University of Central Florida Orlando, FL Spring Term 2008 Major Professor: Houman Sadri ©2008 Seyma Akkoyunlu ii ABSTRACT This thesis will determine the influence of Turkey’s domestic resources on Turkey’s foreign relations with the five Turkic states in the Caspian Sea Region. The spheres analyzed in this study are the common ties, which are history, culture, religion and language, with the regional countries, pan-Turkism, Turkey’s initial interactions as well as ongoing constructive policies in the region. Findings showed that both Turkey and the five Turkic republics were enthusiastic to carry their relations in every field to future cooperation following the break up of the Soviet Union.
    [Show full text]
  • Implementation of Alphabet and Language Revolution and It’S Potential Impacts in Historical Process
    IMPLEMENTATION OF ALPHABET AND LANGUAGE REVOLUTION AND IT’S POTENTIAL IMPACTS IN HISTORICAL PROCESS Asistant. Prof. Dr.Alev Duran İstanbul Aydın University Associate Prof. Dr. Zafer TANGÜLÜ Mugla Sıtkı Kocman University Introduction Turks used different alphabets throughout history, they started to use the Arabic alphabet with the adoption of Islam and this alphabet has been used in a very wide geography for a long time. During this period, some important intellectuals in the Turkish world argued that the Arabic alphabet was not in accordance with the Turkish phonetics, and suggested various ideas to change or improve. Towards the end of growth of the Ottoman Empire, as in many areas of the West, the developments in science-technology and education could not be followed and the education continued in the hands of non-qualified people caused the Ottoman education system to be deprived of the requirements of time. Although some western-style reforms have been attempted in education since the end of the eighteenth century, these initiatives have led to the emergence of a dual educational system and have continued to do so until the state collapses. After winning the War of Independence and proclamation of the Republic, reforms were initiated in various fields in order to bring the Turkish society to the level of contemporary civilization, to remove the obstacles against the progress of the country and to create a secular and national structure. Innovations in the field of education, one of them, have become inevitable. For this purpose, fundamental changes in all areas of education and training have been made from primary school term to university term in Ataturk period.
    [Show full text]
  • (Mhp), 1965-2015: from Alparslan Türkeş to Devlet Bahçeli
    ARZU OPÇİN KIDAL CONTINUITY AND CHANGE IN THE IDEOLOGY OF THE NATIONALIST ACTION PARTY CONTINUITY AND CHANGE IN THE CHANGE IDEOLOGY OF AND CONTINUITY THE NATIONALIST ACTION PARTY (MHP), 1965 (MHP), 1965-2015: FROM ALPARSLAN TÜRKEŞ TO DEVLET BAHÇELİ A Ph.D. Dissertation by ARZU OPÇİN KIDAL - 2015: FROM ALPARSLAN TÜRKEŞ TO DEVLET BAHÇELİ Department of Political Science and Public Administration İhsan Doğramacı Bilkent University Ankara October 2020 Bilkent University 2020 CONTINUITY AND CHANGE IN THE IDEOLOGY OF THE NATIONALIST ACTION PARTY (MHP), 1965-2015: FROM ALPARSLAN TÜRKEŞ TO DEVLET BAHÇELİ The Graduate School of Economics and Social Sciences of İhsan Doğramacı Bilkent University by ARZU OPÇİN KIDAL In Partial Fulfillment of the Requirements for the Degree of DOCTOR OF PHILOSOPHY IN Political Science THE DEPARTMENT OF POLITICAL SCIENCE AND PUBLIC ADMINISTRATION İHSAN DOĞRAMACI BİLKENT UNIVERSITY ANKARA October 2020 ABSTRACT CONTINUITY AND CHANGE IN THE IDEOLOGY OF THE NATIONALIST ACTION PARTY (MHP), 1965- 2015: FROM ALPARSLAN TÜRKEŞ TO DEVLET BAHÇELİ Opçin Kıdal, Arzu Ph. D., Department of Political Science and Public Adm. Supervisor: Prof. Dr. Metin Heper October 2020 This Ph.D. dissertation offers an in-depth, systematic study of the continuities and discontinuities from 1965 to 2015 between the nationalist ideas and practices of Alparslan Türkeş (the founder and first leader of Turkey’s Nationalist Action Party [Milliyetçi Hareket Partisi, MHP]) and Devlet Bahçeli (the second and current leader). To this end, this study focuses on (i) general theories of nationalism; (ii) the historical development of Turkish nationalism from the late Ottoman Empire until 2015; and (iii) whether there are discernable differences between the nationalist ideas and practices of Türkeş and Bahçeli, and, if so, how and why such differences emerged.
    [Show full text]
  • TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN OLUŞUM SÜRECİNDE OSMANLI DIŞI UNSURLARIN ETKİSİ; RUSYA ÖRNEĞİ Mehmet Alpaslan EŞKİ*†
    TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN OLUŞUM SÜRECİNDE OSMANLI DIŞI UNSURLARIN ETKİSİ; RUSYA ÖRNEĞİ Mehmet Alpaslan EŞKİ*† Öz Toplumların milletleşme süreçleri, o toplumun aynı ülkü çevresinde toplanabilme yetenekleriyle doğru orantılıdır. Kadim milletler içerisinde yer alan Türk Milleti de tarihsel süreç içerisinde birlik ve beraberliğin gereği olan ortak payda çevresinde toplanabilme yeteneğine sahip bir millet olduğu herkes tarafından bilenen bir olgudur. Fakat millet ve milliyetçilik düşüncesinin sistematik bir hale gelebilmesi için toplumun ideologlara ihtiyacı vardır. Bu ideologlar da o toplumların ihtiyaçlarını bilme ve toplumsal sorunlara çözüm üretebilme yetenekleri nispetinde toplumları yönlendirebilmektedirler. Türk Milliyetçiliğinin de sistematik bir şekil almasında çalışmamızın konusu olan Rusya’dan Türkçü aydınların Türk Milliyetçiliği düşüncesinin oluşumunda ne gibi katkı ve etki yaptığı anlatılmaya çalışılmıştır. Millet ve milliyetçilik kavramlarının gelişimi üzerinde Fransız İhtilali’nin yanı sıra dünya çapında yaşanan savaşlar ve bunalımların etkisinin büyük ölçüde bulunduğu yadsınamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim on dokuzuncu yüzyılın başından itibaren ulus kavramıyla birlikte ulus devlet düşüncesinin zirve yaptığı buna paralel olarak da çok uluslu imparatorlukların yeşeren bu düşünce sayesinde varlıklarını koruyamayıp parçalanma sürecine girdikleri görülmektedir. İşte bu manada hem etnik hem de dini bakımdan farklı unsurları içinde barındıran Osmanlı İmparatorluğu da değişen ve küresel çapta yankı uyandıran konjonktürle
    [Show full text]
  • Nationality Or Religion? Views of Central Asian Islam (1901-1991)
    HAOL, Núm. 4 (Primavera, 2004), 43-57 ISSN 1696-2060 NATIONALITY OR RELIGION? VIEWS OF CENTRAL ASIAN ISLAM (1901-1991) H. B. Paksoy Texas Tech University, USA. E-mail: [email protected] Recibido: 15 Marzo 2004/ Revisado: 17 Abril 2004/ Aceptado: 11 Mayo 2004/ Publicación Online: 15 Junio 2004 Resumen: As the historical vista has already Central Asia despite their fascination with the indicated, nationality does not necessarily equal area. What they did not know, the authors religion, or vice-versa. Both attributes form created3. Only later would the Westerners begin parts of an identity defining function, as seen fit to learn the Central Asian languages and by the polity or the individual concerned. This is dialects, in order to read what the Central Asians naturally true for Central Asians as well, as they had written about themselves. have been buffeted by numerous waves of assaults, political or religious, on their identities The designation Altai, as Ozbek and Kazakh, are over time stretching across millenia. Added to primarily geographical, tribal or confederation that mix are other elements, such as names, not ethnonyms. Those appellations were consciousness of origins as defined by leavening mistakenly or deliberately turned into 'ethnic' or documents and linguistic affinity. This paper 'political' classifications by early explorers or explores the basics of the mix that forms the intelligence agents arriving in those lands ahead underlying factors. Nationality, religion, Central of the Russian armies and bureaucrats. Early in Asia, literature, politics, anthropology, Soviet the 8th century, the Turks themselves provided Union, ethnography, orientalism, democracy, an account of their identity, political order and nation-building, military, fundamentalism, history.
    [Show full text]
  • TURKISH INTELLECTUALS “ Ülkücü Türk Gençliği’Nin Bu Aziz Vatanla, Bu Büyük Milletle Ömür Boyu Sürecek Bir “Sadakat, Sevda Ve Hizmet Sözleşmesi” Vardır
    Ülkü Yearl:27 | Issue: 199 | April-AugustOcakları 2020 | www.ulkuocaklari.org.tr Aylık Eğitim ve Kültür Dergisi TURKISH INTELLECTUALS “ Ülkücü Türk Gençliği’nin bu aziz vatanla, bu büyük milletle ömür boyu sürecek bir “Sadakat, Sevda ve Hizmet Sözleşmesi” vardır. Bu sözleşme “Devlet-i ebed müddet”, “Millet-i ebed müddet” sözleşmesidir. LİDER DEVLET BAHÇELİ ” Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Ülkü Ocakları Monthly Education and Culture Journal Concessionaire Ahmet Yiğit YILDIRIM [email protected] Editor in Chief İsmail Burak TATLI [email protected] Responsible Editor İlhan DURAK [email protected] Broadcast Management Consultants Hüseyin Erol ŞİMŞEK Alparslan DOĞAN Muhammet ÜRGEN Place of Administration Nasuh Akar Mah. 1401. Sok. No:17 Balgat / ANKARA 0312 285 44 44 ISSN: 2687-2862 Cover, Typesetting and Layout Ömer YILDIZ [email protected] Printing Place Vega Printing Services Korkutreis Mahallesi Lale Cad. 21/A Çankaya / Ankara 0312230 07 23 Articles revealed in our journal is cited given that the supply is indicated. Submitted articles are not returned, whether published or not. The responsibility of all published articles belongs to their authors. www.ulkuocaklari.org.tr Introduction Dear readers, April-May-June-July-August special issue of Ülkü Ocakları Journal. We have prepared for you.We are excited and happy to meet you with the new publication policy of our journal. First of all, Ülkü Ocakları Journal is our Leader Mr. Devlet Bah- çeli"It is a school where both the writer and the reader are students." It is the journal of a blessed youth movement that it stated with its words.Our aim; Inspired by the glorious history of the Turkish Nation and our blessed struggle for more than half a century, it can guide the Idealistic Turkish Youth in social and political life is to be able to put forward an idea journal.
    [Show full text]
  • The Basmachi: Factors Behind the Rise and Fall of an Islamic Insurgency in Central Asia
    SMALL WARS JOURNAL smallwarsjournal.com The Basmachi: Factors Behind the Rise and Fall of an Islamic Insurgency in Central Asia by Boris Kogan Abstract. This paper delivers a short overview of the Basmachi insurgency in Soviet Central Asia, a conflict which spanned a quarter of a century (1918-approximately 1943) and the territory of a half-dozen of today’s countries, foreshadowing many future Islamic insurgencies including those in Afghanistan, Pakistan, Western China, Iraq and Chechnya. The “Basmachestvo” involved prolonged full-spectrum warfare fought by a fragmented insurgency with multiple centers of gravity against a multiethnic empire, whose ideology the insurgents perceived as a threat to their identity and way of life. The subject has been largely opaque to Western historians due to several reasons, including the remote and inaccessible theater of warfare (Soviet Central Asia having been denied to Western journalists and diplomats in the timeframe discussed,) the suppression of accounts failing to adhere to the official narrative by the Soviet Union and purges of those who participated on both sides of the insurgency and remained in the Soviet Union after the conflict’s conclusion. Thus, a conflict with a high degree of relevance to the present-day international situation has been forgotten or ignored. This paper attempts to begin to remedy this situation. Figure One. Soviet Central Asia. Imagery retrieved from GoogleMaps. From 1918 until the mid-1940’s the consolidation of Soviet power in Central Asia was opposed by a widespread insurgency. Known in Soviet media as the “Basmachestvo” or © 2011, Small Wars Foundation March 5, 2011 “Basmachi” (“oppressors” in Uzbek) and to itself by many terms including “Qorboshilar” (“leaders”-Uz.), this insurgency was many-faceted in nature.
    [Show full text]