Başlangıcından Bugüne Fotoğraflarla Türk Sineması

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Başlangıcından Bugüne Fotoğraflarla Türk Sineması Başlangıcından Bugüne Fotoğraflarla Türk Sineması The TrırkishCinema with stills/from its to IDGSA Sinema Televizyon Enstitüsü Yavmı Başlangıcından Bugüne Fotoğraflarla Türk Sineması The Turkish Cinema with stills/from its beginnings up to date Geçmişi tanımak, değerlendirmek; gilizce özgeçmişleriyle filimle­ geleceği hazırlayacak olan bugü­ rine ait 252 fotoğraf sergide nün sanatını yaratacak kişilerin yer alıyor. kendi kararlarını vermeleri açı­ Serginin küçük bir modeli olan sından kaçınılmaz bir zorunluluk katalog, da gene bu çalışmanın ta olarak karşımızda. mamlayıcısı niteliğindedir.Gerek Hergün yeni bir gerçekle karşıla sergide,gerekse katalogda türkçe şan çağdaş insan,değerlendirmele ve İngilizce olarak Türk sinema rinde de hergün yeni bir açı bu­ tarihi özetlenmiştir.Bundan yeni luyor .Tarihe bakışı,geleceği dü kuşaklara ve ilgi duyanlara bu şünüşü de hergün değişiyor. Top­ sanatın gelişiminin dününü ve bu lum kendi dinamiğini yitirmediği gününü,kısa ve kolay bir biçimde sürece de ürün verme durumunda o tanıtmak amaçlanmaktadır. lan sanatçı toplumla etkileşimi­ Yeni kuşaklara,2.İstanbul Sanat ni sağlıklı ve sürekli bir biçim Bayramı'yla başlayacak olan bu de sağlamak,geçmiş ile köprüleri tanıtma programlarında ilginç ve -ister etki,ister tepki biçimin­ önemli bir olanak sunulmuş ola­ de olsun-sağlam atmak gereksimi- caktır .Bir yıl içinde yüzden faz ni duyuyor. la Türk filmi gösterilecektir.Si Hiç kuşkusuz geçmiş ile gelecek nema-TV Enstitüsü Yayın Bölümü arasındaki bağlantıyı bugünün sa tarafından hazırlanan Giovanni natçısı kurabilir,kurmalıdır.An­ Scognamillo'nun "Türk Sinema Ta­ cak böyle olduğu zaman gelecek rihi" ,Duygu Şekeroğlu'nun " Türk bizim olacaktır. Sineması,Yönetmenler ve Filimle- Türk sinemasını yeni kuşaklara ri" adlı kitanlanula uayın ala­ tanıtma çalışmaları bu nedenle nında büyük bir boşluk doldurula 2.İstanbul Sanat Bayramı program çaktır.Bu nedenle uzun süre kal­ ları arasında yer alıyor.Bu ça­ dırılmayacak olan sergi, Sanat lışmalardan biri de "Başlangıcın Bayramı'ndan sonra da sürdürüle­ dan Bugüne Fotoğraflarla Türk Si cek olan filim gösterileri ve ya neması Sergisi"dir. ymlarla bugünün sanatçısının ve Sinemamıza ürün vermiş yönetmen­ yeni kuşakların bu alandaki tüm ler arasından tarih sırasına gö­ gereksinmelerini karşılayacağı u re kırk yönetmenin türkçe ve in mulmaktadır. Hazırlayan .-Duygu Şekeroğlu, Baskı .-Kalyon Matbaacılık AŞ Fotoğraf .-Serdar Tanyeli, İstanbul,1979 Sergi Düzeni:Ass.Yaşar Cebe Giovanni Scognamillo, Erman c i, Ofset Filim Basımı: Ass. Şener,Hamit Kmaytürk ve Si Cem Odman,Grafik Düzenleme: nema-TV Enstitüsü öğrencile Öğr.Gör.Bülent Erkmen, Ass. rine yardımları için teşek­ Nilgün Sim kür ederiz. Türk An outline Sinemasına ofthe Genel Turkish Bir Bakış Cinema Giovanni Sccgnamillo ‘inema , daha doğru­ tarafından tamamlanabildi. su sinematograf Lu Uzkınay o sıralarda, tiyat­ mie r e, Türk iy e' y e ronun önde gelen kişilerin­ önce Saray yoluyla den Ahmet Fehim'in yöneti­ ve daha sonra, Be- minde, Malul Gaziler Cemi­ yoğlu'nda Sponek Lokanta­ yeti adına filim çekmekle sındaki gala gösterileriyle görevlendirilmişti. Ahmet 1896-1897 yılında geldi. Fehim, Hüseyin Rahmi Gür­ 1908 yılında Pathe'nin tem­ pınar'ın romanından MÜREB- silcisi RomanyalI Sigmund BİYE (1919) ve Yusuf Ziya Weinberg Cinema Pathe adıy­ Ortaç'm oyunundan BİNNAZ la bir sinema salonu açtı. (1919) adlı filimleri yaptı Bu arada ünlü komedyen Şa- Weinberg Türk Sinema Tarihi di Karagözoğlu da BİCAN açısından önemli bir isim­ EFENDİ (1921) tipini can­ dir. Sadece sinemayı Türki­ landırdığı kısa konulu fi­ ye'ye tanıtmakla kalmamış limler yönetti. alıcı aygıtı ilk kez kulla­ nan ve ilk filimleri yöne­ Bundan bir süre önce, Mü- ten kişi olmuştur. Tüm bu dafaa-i Milliye Cemiyeti de özelliklerine rağmen, Wein- genç gazeteci Sedat Sima- vi'nin yönettiği iki filim berg'in, ilk Türk filmi o- larak kabul edilen filimle yapmıştı: PENÇE (1917) ve bir ilişkisi yoktur. Yaban­ CASUS (1917) . cı olması nedeniyle AYASTE- Bu ilk filimlerde deney ve FANOS'TÂKİ RUS ABİDESİNİN teknik olanak eksikliği YIKILIŞI'nı çekmesine izin açıkça kendini belli etmek­ verilmemişti. Filmi ilk tedir. Türk alıcı yönetmeni Fuat Birinci Dünya Savaşı'nın Uzkınay çekmişti. bitiminden sonra Kemal ve 1914 yılında çekilen 105 Şakir Seden Kardeşler(Kemal metrelik bu belgesel filim, Film) 1922 yılında ciddi 1896 yılında Ruslar tara­ bir filim yapımı işine gi­ fından yapılmış olan anıtın riştiler. Oldukça iyi başla­ yıkılması sırasında çekil­ masına rağmen bu girişim mişti. ancak bir yıl sürdü. Ancak 1915 yılında Enver Paşa bu arada birçok filim yapıl­ Merkez Ordu Sinema Dairesi' dı: İSTANBUL'DA BİR FACİA-1 ni kurdurdu ve başkanlığa AŞK (1922), BOĞAZİÇİ ESRARI Weinberg getirildi. Yetki­ (1922), ATEŞTEN GÖMLEK(1923) lileri konulu filim çekil­ KIZKULESİNDE BİR FACİA(1923). mesine razı eden Weinberg , Tüm bu filimleri genç tiyat­ Moliere'den serbest bir ro oyuncusu ve Almanya'da uyarlama olan HİMMET AĞA' sinema deneyleri olan Muhsin NIN İZDİVACI .(1916-1918) Ertuğrül yönetmişti. filmini Arşak Benliyan'm Kemal Film'in kapanmasıyla oyuncularıyla çekmeye baş­ Türk sineması aşağı yukarı ladı. Fakat Birinci Dünya beş yıllık bir durgunluk dö­ Savaşı'nın başlamasıyla nemine girdi. 1928 yılında oyuncuların bazıları askere birçok sinema salonunun sa­ alındı ve VJeinberg sınır hibi olan İpekçi Kardeşler, dışı edildi. Filim ancak i- Rusya'da TAMILLA (1925), BEŞ ki yıl sonra Fuat Uzkınay DAKİKA ve SPARTAKUS (1926) gibi filimler yönettikten sansür tüzüğü, Türkiye'de sonra Türkiye'ye dönen Muhsin günümüze kadar filimler ü- . Ertuğrul'un İsrarlarıyla İpek zerinde denetimin temeli Film'i kurdular ve 1940* olmuştur. Gene o yıllarda ların başına kadar İpek İpek Film'i örnek alan yeni Film en çok filim yapan şir bir yapım şirketi kuruldu: ket olarak kaldı. Ha-Ka (Halil Kamil) Film. Var olan stüdyolarına bir 1928-1941 yılları arasında de yenisini ekleyerek ya­ Muhsin Ertuğrul İpek Film pımcılığa başladılar. Muh­ için yirmi kadar filim yö­ sin Ertuğrul'un başka işle netti: ilk sesli Türk filmi meşgul olması, onları yeni İSTANBUL SOKAKLARI (1931), yönetmenler bulmaya zorla­ konusu milli mücadele sıra­ dı. İki genç teknik adama, sında geçen ve Ertuğrul'un en iyi filmi olarak kabul Faruk Kenç ve Şadan Kamil'e olanak tanıdılar. Kenç, ti­ edilen BİR MÎLLET UYANIYOR (1932), MİLYON AVCILARI yatro etkisinde TAŞ PARÇASI (1940) ve bir korku filmi (1934), Victor Fleming'in THE WAY OF ALL FLESH adlı olan YILMAZ ALİ'yi (1940) filminden uyarlanan ve Muh­ ve Şadari Kamil ONÜÇ KAHRA­ MAN 'ı (1943) yönetti. Bu sin Ertuğrul'un başrolü oy­ nadığı ŞEHVET-KURBAN 1(1940) filimlerin hiçbir özellik­ ve KAHVECİ GÜZELİ (1941) leri yoktu ve zaten amaç da bunlar arasındadır. bu değildi. 1940 yılında Devlet Tiyatro­ 1940'larda yeni yapımcı şir­ larının başına getirilen ketler kuruldu fakat üretim Muhsin Ertuğrul son olarak düzenli-değildi : 1940 yılın­ 1953 yılında ilk renkli Türk da 5, 1941'de 1, 1942'de 4 filmi HALICI KIZ ' ı (1953). ve 1943'te 2 filim yapıldı. yönetti. Sonunda 1948 yılında önemli Muhsin Ertuğrul'un sinema birşey oldu: yerli yapımla­ konusundaki çabaları iyi ni­ rın rüsumu % 25'e düşürüldü yetli olabilir ama özellik­ ve böylece filim yapımı kar­ leri sinemaya uygun değildi. lı ve "ilginç" bir iş olarak Onun için tiyatro yönetimiy­ ortaya çıktı. Yeni şirket­ le sinema yönetimi hemen he­ ler, yeni yönetmenler, oyun­ men aynı şeylerdi. Oyuncula­ cular, teknisyenler çıkmaya rını ve genellikle konula­ başladı. Yıllar geçtikçe ya­ rını da sahneden seçen Er­ pılan filim sayısı artıyor tuğrul'un deneyleri daha çok fakat kalitede bir değişik­ modası çoktan geçmiş "Film lik olmuyordu ve birçokları D'Art", daha doğrusu "the- için Muhsin Ertuğrul arka­ atre en conserve" ye yöne­ sından gidilmesi gereken liyordu. bir "usta" olarak kabul edil­ di. 1930'ların sonlarına doğru ikinci Dünya Savaşı'nın ari­ Tüm bunlara rağmen, sinemanın fesinde, devlet rejimleri ciddi ve üzerinde durulması otoriter bir tavra bürünür­ gerekli bir iş olarak kabule- ken, 1939 yılında Türkiye'de dilmesi bu geçiş döneminde de filimler üzerinde sansür oldu. 1947 yılında 11,1948'de uygulaması başladı.Mussolini 16, 1949'da 19 (ki bunların İtalyasmdan kaynaklanan bu arasında Lütfi Ö. Akad'ın ilk filmi olan VURUN KAHPEYE de den'in NAMUS UĞRUNA (1960), vardır) filim yapıldı. Atıf Yılmaz'ın SUÇLU (1960) ve Ertem Göreç'in OTOBÜS YOL­ Sayıdaki artış normal olarak, CULARI (1961) gibi aile melo­ kalitede de bir artışa yol dramlarında da görülür. Bu açar. Bunun sonucu olarak filimlerde öykülerde pek faz­ 1950'ler ilerde Türk sine­ masının en iyi ürünlerini la değişiklik olmamakla bir­ likte toplumsal sınıfların verecek olan kişilerin orta­ -Türk sineması için oldukça ya çıktığı ilginç ve yapıcı yeni bir konu- sorunlarına bir dönem olmaktadır. daha açık, daha cesur ve Lütfi Ö.Akad'ın, gerçekçi ö- samimi bir bakışla eğilin- geler taşıyan ve Marcel mektedir. Amaç, sinema se­ Carne'nin LE JOUR S E LEVE yircisinin alışık olduğu adlı filminden esinlenen po­ dramatik tekdüzeliği aşarak lisiye filmi KANUN NAMINA toplumsal bir, gerçekçiliğe (1952), büyük şehrin karga­ ulaşmaktır. şasında küçük insanın yaşa­ Metin Erksan'ın Anadolu köy mını konu alan BEYAZ MENDİL lerinde. Fakir Baykurt'un (1955), yüksek dereceli bir romanından uyarlanan ve tek memurun sürgündeki yaşamı­ adamın savaşımını anlatan nı anlatan Orhon Arıburnu' YILANLARIN ÖCÜ (1962) ve su nun SÜRGÜN (1951) adlı fil­ ve kadın üstünde mülküyet mi, Metin Erksan'ın ilk ve kurma sorununu ele alan SU­ tartışmalara yol açan AŞIK SUZ YAZ (1963) -1964 yılın­ VEYSEL’İN HAYATI (1952) ve da Berlin'de
Recommended publications
  • The Space Between: a Panorama of Cinema in Turkey
    THE SPACE BETWEEN: A PANORAMA OF CINEMA IN TURKEY FILM LIST “The Space Between: A Panorama of Cinema in Turkey” will take place at the Walter Reade Theater at Lincoln Center from April 27 – May 10, 2012. Please note this list is subject to change. AĞIT a week. Subsequently, Zebercet begins an impatient vigil Muhtar (Ali Şen), a member of the town council, sells a piece and, when she does not return, descends into a psychopathic of land in front of his home to Haceli (Erol Taş), a land ELEGY breakdown. dispute arises between the two families and questions of Yılmaz Güney, 1971. Color. 80 min. social and moral justice come into play. In Ağıt, Yılmaz Güney stars as Çobanoğlu, one of four KOSMOS smugglers living in a desolate region of eastern Turkey. Reha Erdem, 2009. Color. 122 min. SELVİ BOYLUM, AL YAZMALIM Greed, murder and betrayal are part of the everyday life of THE GIRL WITH THE RED SCARF these men, whose violence sharply contrasts with the quiet Kosmos, Reha Erdem’s utopian vision of a man, is a thief who Atıf Yılmaz, 1977. Color. 90 min. determination of a woman doctor (Sermin Hürmeriç) who works miracles. He appears one morning in the snowy border attends to the impoverished villagers living under constant village of Kars, where he is welcomed with open arms after Inspired by the novel by Kyrgyz writer Cengiz Aytmatov, Selvi threat of avalanche from the rocky, eroded landscape. saving a young boy’s life. Despite Kosmos’s curing the ill and Boylum, Al Yazmalım tells the love story of İlyas (Kadir İnanır), performing other miracles, the town begins to turn against a truck driver from Istanbul, his new wife Asya (Türkan Şoray) him when it is learned he has fallen in love with a local girl.
    [Show full text]
  • Turkish Cinema
    Turkish cinema Nezih Erdoğan Deniz Göktürk The first years Cinema, as a Western form of visual expression and entertainment, did not encounter resistance in Turkey, a country culturally and geographically bridging East and West. It perfectly represented the ambivalent attitudes of the national / cultural identity under construction. On one hand, cinema came as a sign of modernization / Westernization, not only for the images of the Westbeing projected onto the screen, but also for the condi- tions of its reception. Cinematography was a technological innovation imported from the West and the ritual of going to the movies became an important part of the modern urban experience. On the other hand, cinema offered possibilities for the production of a ‘national discourse’. Many of the early feature films reflect the ‘birth of a nation’ or resis- tance to the Allied Forces during World War I. The audience was already familiar with the apparatus (theatre, screen, figures, music and sound, light and shadow), which bore some resemblance to the traditional Turkish shadowplay Karagöz, one of the most popular entertainment forms of the past. Ayse Osmanoğlu, the daughter of Sultan Abdülhamid II, remembers that the French illusionist of the palace used to go to France once a year and return with some novelties to entertain the palace population; a film projector throwing lights and shadows on a wall was the most exciting of these spectacles. The first public exhibition took place in 1896 or 1897 in the Sponeck pub, which was frequented by non-Muslim minorities (namely Levantines), as well as Turkish intellectuals infatuated with the Western civilization in Pera (today Beyoğlu), a district in the European part of Istanbul known for its cosmopolitan character.
    [Show full text]
  • Türk Sinema Tarihi
    TÜRK SİNEMA TARİHİ RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA BÖLÜMÜ DOÇ. DR. ŞÜKRÜ SİM İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ Yazar Notu Elinizdeki bu eser, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nde okutulmak için hazırlanmış bir ders notu niteliğindedir. İÇİNDEKİLER 1. SİNEMANIN TÜRKİYE'YE GELİŞİ VE TÜRKİYE'DE YAPILAN İLK FİLMLER ..................................................................................................................... 3 2. SİNEMACILAR DÖNEMİ-2(1950-1970) ......................................................... 27 3. SİNEMACILAR DÖNEMİ(1950-1970) ............................................................ 53 4. KARŞITLIKLAR DÖNEMİ(1970-1980) .......................................................... 78 5. HAFTA DERS NOTU ........................................................................................... 98 6. VİZE ÖNCESİ GENEL DEĞERLENDİRME ................................................. 117 7. VİZE ÖNCESİ TEKRAR ................................................................................. 143 8. 1980 DÖNEMİ TÜRK SİNEMASI(1980-1990) .............................................. 158 9. 1980 DÖNEMİ TÜRK SİNEMASI(1980-1990) .............................................. 175 10. YENİ DÖNEM TÜRKİYE SİNEMASI ............................................................ 191 11. TÜRK SİNEMASINDA SANSÜR ................................................................... 201 12. MİLLİ SİNEMA ...............................................................................................
    [Show full text]
  • Türk Sinemasında Sorunlar Ve Çözüm Bulma Çabalan
    Prof. Dr. ÂLÎM ŞERİF ONARAN TÜRK SİNEMASI I TAYINLARI KİTLE YAYINLARI © Prof. Dr. ÂLİM ŞERİF ONARAN & KİTLE YAYINLARI Birinci Basım: Şubat 1994 içindekiler ö n sö z ., ........7 g ir iş................................................-................................ ........9 SİNEMANIN TÜRKİYE'YE İLK GELİŞİ VE TÜRKİYE’DE ÇEVRİLEN İLK FİLMLER................... ....11 TİYATROCULAR DÖNEMİ............................................ .... 21 MUHSİN ERTUĞRUL'UN SESLİ SİNEMA DÖNEMİ ....28 TÜRKİYE'DE FİLM SANSÜRÜ......................................... ....32 G E 0 Ş DÖNEMİ................................................................ ....35 GEÇİŞ DÖNEMİ NDE MUHSİN ERTUĞRUL............... ...36 GEÇtŞ DÖNEMİ (1938-1952)............................................. ...40 Geçiş Dönemi Yönetmenleri..................... ....40 Geçiş Donemi* nde Öteki Tiyatrocular...... ...46 SİNEMACILAR DÖNEMİ (1952-1963) ... 53 Sinemacılar Döneminde Geçiş Dönemi Yönetmenleri. ...81 Muharrem Gürses ve Şehir Tiyatrosu Dışındaki Diğer Tiyatrocular............................................................ .... 87 Türkiye'de Belge Film Çalışmaları.................................... ...93 Türk Sinemasında Sorunlar ve Çözüm Bulma Çabalan.................................................................... ....95 1963-1980 YILLARI ARASINDA YENİ TÜRK SİNEMASI........................................ ,.103 ESKİ KUŞAK........................ ................................... „ 106 ORTA KUŞAK......................................................... ..133 GENÇ KUŞAK........................................................
    [Show full text]
  • Den Farlige Seksualitet
    Pitircik Akerman (th) i A Passing Summers Rain ( Yaz Yagmuru, 1993, instruktion Tomris Giritlioglu) Den farlige seksualitet Kvindebilleder i tyrkisk film AfSerazer Pekerman Siden 1940 erne har melodramaet været fleste filmselskaber havde til huse.11 mange den helt dominerende genre i tyrkisk film. år blev langt størstedelen af landets film I daglig tale bruger man udtrykket ‘som i produceret i dette Tyrkiets svar på Hol­ en tyrkisk film’, når utrolige og uventede lywood, og Yesilçam kom til at stå som tragedier pludselig vælter ind over én, generel genrebetegnelse for de populære og kun et mirakel synes at kunne bringe tyrkiske melodramaer, der typisk handler verden tilbage på ret køl. Udtrykket har om umulig kærlighed mellem en rig mand først og fremmest baggrund i de såkaldte og en fattig kvinde - eller omvendt. Yesil<;am-melodramaer. Yesilgam, der be­ Deniz Kandiyoti, der har forsket i den tyder ‘fyrretræ’, var tidligere navnet på den tyrkiske litteraturs kvindebilleder, har 104 gade i bydelen Beyoglu i Istanbul, hvor de beskrevet, hvordan det tyrkiske samfund afSerazer Pekerman historisk bygger på en klassisk patriarkalsk perspektiv for en analyse af kvinderepræ­ orden, hvor kvinden har en underordnet sentationen i tyrkisk film. Mere specifikt status (Kandiyoti 1996: 170). I denne so­ vil jeg fokusere på ‘faldne kvinder, der er ciale struktur sikres det gennem ægteska­ et hyppigt optrædende dramatisk tema i bet, at kvindens arbejdskraft og reproduk­ tyrkiske film. De faldne kvinder er typisk tionsevne tilhører en mand. Hun forventes velmenende og godhjertede, men er af at sidde dydigt og vente på, at denne mand den ene eller den anden grund kommet på kommer og tager hende, og for sin egen afveje.
    [Show full text]
  • CINEMA EVENT” in 1960S TURKEY from the PERSPECTIVE of an AUDIENCE DISCOURSE
    YE§IILC:AM i n l e t t e r s : a “CINEMA EVENT” IN 1960s TURKEY FROM THE PERSPECTIVE OF AN AUDIENCE DISCOURSE A THESIS SUBMITTED TO THE DEPARTMENT OF GRAPHIC DESIGN AND THE INSTITUTE OF ECONOMICS AND SOCIAL SCIENCES OF BiLKENT UNIVERSITY IN PARTIAL FULFILLMENT OF THE REQUIREMENTS FOR THE DEGREE OF DOCTOR OF PHILOSPOHY IN ART, DESIGN AND ARCHITECTURE By Dilek Kaya Mutlu June, 2002 I certify that I have read this thesis and that in my opinion it is fully adequate, in scope and quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy. Prof. Dr. Bülent Özgüç (Principal Advisor) I certify that I have read this thesis and that in my opinion it is fully adequate, in scope and quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy. Assist. Prof. Dr. Halil ISlklfaoMu (Co-Advisor) I certify that I have read this thesis and that in my opinion it is fully adequate, in scope and quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy. Prof. Dr. Nilgiin Abisel I certify that I have read this thesis and that in my opinion it is fully adequate, in scope and quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy. Assist. Prof. Dr. Mahmut Mutman I certify that I have read this thesis and that in my opinion it is fully adequate, in scope and quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy. Assist. Prof. Dr. Asuman Suner I certify that I have read this thesis and that in my opinion it is fully adequate, in scope and quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy.
    [Show full text]
  • 1960-1980 Yillari Arasi Yeşilçam Dönemi Türk Sinemasinda Argo Söylemi: Türkân Şoray Filmleri Örneklemi
    Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Türk Dili Bilim Dalı 1960-1980 YILLARI ARASI YEŞİLÇAM DÖNEMİ TÜRK SİNEMASINDA ARGO SÖYLEMİ: TÜRKÂN ŞORAY FİLMLERİ ÖRNEKLEMİ Alican ÖZKAN Yüksek Lisans Tezi Ankara, 2017 1960-1980 YILLARI ARASI YEŞİLÇAM DÖNEMİ TÜRK SİNEMASINDA ARGO SÖYLEMİ: TÜRKÂN ŞORAY FİLMLERİ ÖRNEKLEMİ Alican ÖZKAN Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Türk Dili Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi Ankara, 2017 v KABUL VE ONAY vi BİLDİRİM vii YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI viii ETİK BEYAN ix ÖZET ÖZKAN, Alican. 1960-1980 Yılları Arası Yeşilçam Dönemi Türk Sinemasında Argo Söylemi: Türkân Şoray Filmleri Örneklemi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2017. Osmanlı Devletinin büyük bir coğrafyada hüküm sürmesi ve bünyesinde bulunan, değişik kültüre sahip toplulukların bir arada yaşaması Türk argosunun zengin bir yapıya sahip olmasını sağlamıştır. Ancak kullanırlarının genellikle halkın alt tabakalarından oluşması, içinde bulundukları kültür gereği argonun standart dile göre kaba bir yapıda olması nedeniyle halk tarafından bayağı olarak görülmüş, kayış dili, lisan-ı erazil, lisan-ı hezele, külhanbeyi ağzı şeklinde adlandırılmıştır. Bununla birlikte üçüncü şahıslardan gizlenme amacı ile üretilmiş olan argonun gün yüzüne çıkartılması ve Türk diline kazandırılması amacıyla, genellikle derlem ve sözlük çalışmaları yapılmıştır. Türk sinemasında özellikle toplumsal gerçekçilik akımı ile karakteri olduğu gibi verme çabası ön plana çıkmış ve bu gaye ile karakterlerin mensubu olduğu toplum tabakasına uygun konuşma biçimleri oluşturulmuştur. Örneğin hırsızlık yapan bir kişinin saf, argodan yoksun, standart Türkçe ile konuşması yerine argo kelime ve deyimlerin var olduğu bir Türkçe ile konuşması sağlanmıştır. Ayrıca argonun içinde mizah ve mecaz barındırması sebebiyle komedi filmlerinde sıkça argoya başvurulmuştur.
    [Show full text]
  • 41 Türk Filminde Folklorik Unsurlar
    T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANA BİLİM DALI TÜRK HALK EDEBİYATI BİLİM DALI 41 TÜRK FİLMİNDE FOLKLORİK UNSURLAR YÜKSEK LİSANS TEZİ Danışman Doç. Dr. Metin ERGUN Hazırlayan Birgül (Yangın) ASLANOĞLU KONYA - 2004 İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ .....................................................................................................................VI GİRİŞ...........................................................................................................................9 SİNEMA ÜZERİNE....................................................................................................9 I. SİNEMANIN TANIMI...............................................................................10 II. SİNEMA SANATI.....................................................................................11 III. TÜRK SİNEMASININ DÖNEMLERİNE GENEL BİR BAKIŞ..........11 A. İlk Dönem (1914-1923)....................................................................13 B. Tiyatrocular Dönemi (1923-1939)....................................................13 C. Geçiş Dönemi (1939-1950) ..............................................................14 D. Sinemacılar Dönemi (1950-1970) ....................................................14 E. Genç / Yeni Sinema Dönemi (1970-1987) ........................................15 BİRİNCİ BÖLÜM TÜRK FİLMLERİNİN ADLARINA GENEL BİR BAKIŞ A. ADINDA HALK EDEBİYATI UNSURU TAŞIYAN TÜRK FİLMLERİ.........20 B. HALK EDEBİYATI KONULARINA GÖRE TÜRK FİLMLERİNİN SINIFLANDIRILMASI ......................................................................................27
    [Show full text]
  • Külrür Sanat 2015 Kısakısa.Qxd
    KÜLTÜR SANAT Bruce Willis Notre Dame de Sion Fransız Enwezor hazırladığı sergi hak- “The Simpsons”, yaratıcıların- Broadway’de Lisesi tarafından düzenlenen kında bilgi verdi. Enwezor ta- dan birini kaybetti. Sam Simon “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e rafından seçilen ve önemli bir 59 yaşında hayatını kaybetti. Ka dınlar” sergisi, “Kartposta- kısmı ilk defa sergilenecek pek Sakar bir baba ve ailesinin öy- lın altın çağı” olarak kabul edi- çok ülkeden çok sayıda sanat- küsünün anlatıldığı Simpsons’ len 1880-1930 tarihleri arasına çıya ait 159 eser arasında, da, Simon senaryo ekibine li- ait kartpostallardan oluşan ko- Kutluğ Ataman imzalı “Sakıp derlik etmiş yeni karakterler leksiyonu izleyicilere sunuyor. Sabancı” video enstalasyon ça- geliştirmişti. Simon, Simpsons’ Ünlü Hollywood yıldızı Sergi, 2014’te basılan ve aynı lışması da yer alıyor. Bienal 9 da ki yazar, yönetmen ve ya- Stephen King’in 1987 tarihli ro- adı taşıyan kitabın konusunu Mayıs-22 Kasım 2015 tarihle- pımcılık görevleri için yedi manı “Misery” (Sadist) ile ti- temel alıyor. Bu kitapta kendi rinde gerçekleşecek. Emmy ödülü kazanmıştı. Dört yorumları, gezginlerin anlat- sezonun ardından Simpsons’ yatro sahnesinde olacak. Ti yat - 10. Nuri İyem Ödülleri ro metni, romanı aynı zaman- tıkları ve aynı dönemden baş- dan ayrılan Sam Simon, yaptı- da senaryolaştıran isim olan ka tasvirleri de kullanarak, 200 ğı anlaşmayla şovun kazancın- William Goldman’ın elinden kadın portresini bir bağlama dan her yıl 20-30 milyon do- çıkacak. King’in en bilinen eser- oturtan tarihçi ve Oryantalizm lar kazanmaya devam ediyor- lerinden olan “Misery”nin Rob uzmanı Christine Peltre, Os- du. Hastalığının ortaya çıkma- Reiner imzalı 1990 tarihli film man lı Devleti'nin etnik zengin- sının ardından kendisini hayır uyarlamasının başrollerinde liğini de gösteriyor.
    [Show full text]
  • 1960 Dönemi Türk Sinemasinda Işçi Sinifinin Temsili Ve Ilk Işçi Sinifi Filmi Örneği Olarak “Karanlikta Uyananlar”
    T.C MALTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RADYO, SİNEMA VE TELEVİZYON ANABİLİM DALI 1960 DÖNEMİ TÜRK SİNEMASINDA İŞÇİ SINIFININ TEMSİLİ VE İLK İŞÇİ SINIFI FİLMİ ÖRNEĞİ OLARAK “KARANLIKTA UYANANLAR” YÜKSEK LİSANS TEZİ SERKAN ÜNAL 131105102 DANIŞMAN ÖĞRETİM ÜYESİ: YRD. DOÇ. DR Hakan AYTEKİN İSTANBUL, OCAK 2016 ÖNSÖZ Çalışmamda bana danışmanım olma fırsatı veren, çalışmanın başından sonuna kadar bilgi ve tecrübeleriyle beni yönlendiren değerli danışmanım Yrd. Doç. Dr. Hakan Aytekin’e; tez çalışmamda bana her türlü desteği sunan değerli kuzenim Yeliz Ünal’a, her zaman yanımda olan aileme, çalışmamda bana güvenen ve başından sonuna kadar merakla bitmesini bekleyen hayatımda hiçbir zaman kaybetmek istemediğim yol arkadaşım Dilek Baklayıcı’ya ve son olarak da ezenlerin karşısında durabilen ve ezilenlerin yanında yer alan tüm yönetmenlere teşekkür ederim. Serkan ÜNAL ii ÖZET Türkiye çok partili yaşama geçişle beraber dünya hâkim olan kapitalist düzeni yakalamaya çalışmıştır. Oldukça çalkantılı bir dönem olan çok partili hayatın getirdiği yeni ekonomik düzen, iç göçleri arttırarak insanları büyük kentlerde toplamıştır. Artık üretim büyük fabrikalarda gerçekleşmektedir ve buralarda çalışan insanlar yeni bir sınıf olan işçi sınıfını oluşturmuşlardır. Neoliberal ekonomiye ayak uyduran patronlar ise daha fala kar edebilmek için fabrikalarda emeğini satan işçilere hakkını vermemekte ve bu durumda işçilerin en büyük sorunu haline gelmektedir. Bu süreçte özellikle 1960’lı yıllardan sonra üretilen filmler, şehirleşmeyle beraber toplumun önemli
    [Show full text]
  • Türk Sineması Dönemleri
    TÜRK SİNEMASI DÖNEMLERİ Kuşkusuz, her ülkenin bir sinema tarihi vardır. Bu, elbette belgelerle saptanır. O yıllardaki adıyla sinematograf, yani sinemanın dünya üzerindeki resmi tarihi belgelere göre 22 Aralık 1895 olarak bilinir. İki Fransız genci Louis ve Auguste Lumièr kardeşlerin Paris'te Capucines Bulvarı'ndaki Grand Cafe'de düzenledikleri bir gösteriyle dünya sinemasının resmi tarihi doğar. Sinemanın Türkiye'ye girişi ise çeşitli kaynaklara göre Yıldız Sarayı'nda ve halka açık gösterilerle başlar. Örneğin, Romanya uyruklu bir Polonya'lı Sigmund Weinberg'in Galatasaray dönemindeki Sponeck adlı birahanenin salonunda düzenlediği halka açık film gösterisi, bu konuda en sağlam kaynaklardan biridir. Ve bu film gösterisinin tarihide 1897'dir. 1914 1908 yıllarından başlayarak çeşitli kentlerde halka açılan sinema salonları, gösterilerini yabancı uyruklu ve Türkiye'de ki azınlıkların egemenliğinde sürdürürken devreye Cevat Boyer'le Murat Bey'ler girer. Ve Şehzadebaşı'nda Milli Sinema adı verilen "ilk Türk sineması" açılır (19 Mart). Ardından, İstanbul Sultanisi'nde film gösterileri düzenleyen Şakir Seden'le Fuat Uzkınay, Sirkeci'de lokantacılık yapan Ali Efendi'yi (Öztuna) ikna ederek ikinci Türk sinemasının açılmasını sağlarlar (6 Temmuz). Ve sinemaya Ali Efendi adı verilir. Çünkü Ali Efendi, bu kuruluşun asıl büyük hissedarları olup, Şakir ve Kemal Seden kardeşlerin de amcalarıdır. I.Dünya Savaşı'nın başladığı günlerde yedek subaylığını yapan Fuat Uzkınay, Türk sinema tarihinin ilk filmini çeker. Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı adını taşıyan ve tarihi anısı olan bu film, 150 metre uzunluğunda bir belgeseldir. Ve işte 14 Kasım 1914'le Türk sinemasının gerçek doğum tarihi gerçekleşir. Bir yıl sonra (1915) Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın emriyle Merkez Ordu Sinema Dairesi kurulunca, Türkiye'de sinemayı tanıtma konusunda büyük katkıları olan Sigmund Weinberg de bu kurumun başına getirilir.
    [Show full text]
  • O Güzel Atlara Binip Gidenler Binip Atlara Güzel O ATİLLÂ DORSAY
    2 O GÜZEL ATLARA binip gidenler binip ATLARA GÜZEL O ATİLLÂ DORSAY 3 o güzel atlara binip gidenler / Atillâ Dorsay 4 © Remzi Kitabevi, 2017 Her hakkı saklıdır. Bu yapıtın aynen ya da özet olarak hiçbir bölümü, telif hakkı sahibinin yazılı izni alınmadan kullanılamaz. Editör: Nesrin Arslan Kapak: Ömer Erduran ısbn 978-975-14-1810-4 O GÜZEL ATLARA binip gidenler binip ATLARA GÜZEL O birinci basım: Ekim 2017 Kitabın basımı 2000 adet yapılmıştır. Remzi Kitabevi A.Ş., Akmerkez E3-14, 34337 Etiler-İstanbul Sertifika no: 10705 Tel (212) 282 2080 Faks (212) 282 2090 www.remzi.com.tr [email protected] Baskı: Seçil Ofset, 100. Yıl Mah. Matbaacılar Sitesi 4. Cad. No: 77 Bağcılar-İstanbul Sertifika no: 12068 / Tel (212) 629 0615 Cilt: Çifçi Mücellit, 100. Yıl Mah. Matbaacılar Sitesi 5. Cad. No: 24-25 Bağcılar-İstanbul Tel (212) 629 4783 Ne kervan kaldı ne at, hepsi silinip gitti. İyi insanlar iyi atlara binip gitti. NECİP FAZIL KISAKÜREK O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. YAŞAR KEMAL 6 O GÜZEL ATLARA binip gidenler binip ATLARA GÜZEL O İçindekiler Sunuş .......................................................................................................9 BİRİNCİ BÖLÜM Yönetmenler: Tam Bir Yaprak Dökümü Lütfi Akad (1916-2011) ......................................................................... 15 Metin Erksan (1929-2012) ...................................................................24 Memduh Ün (1920-2015) ....................................................................36 7 Halit Refiğ (1934-2009) .....................................................................
    [Show full text]