Sinema 65 100 KURUŞ IIIIIIIIWWII" Sinema 65 Iırmıııı..^
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Sayı x r r 3 MART 1065 sinema 65 100 KURUŞ IIIIIIIIWWII" sinema 65 ıırmıııı..^ Sahibi ve sorumlu yönetmeni: Selim Sabit PÜLTEN Yazı işleri yönetmeni : Giovanni Scognamillo Teknik Sekreter : Agâh ÖZGÜÇ . Ankara Temsilcisi : Nijat ÖZÖN Bu sayıda yazarlar : Orhan ELMAS Agâh ÖZGÜÇ Halit BEFİĞ Giovanni SCOGNAMİLLO tdare Y«ri : Set Kitabevi Balipaşa Yokuşu, 118/A Beyazıt — İSTANBUL İlân: Tam sayfa 100 TL. Yarım sayfa: 50 TL. dörtte bir sayfa: 25 TL. Abone: Yıllık (1965) 10 Lira İlân ve abone bedelleri posta pulu olarak açıklamalı gönderilmelidir. .¿'.-'i* Dizgi ve Tipo Baskı Son Telgraf Matbaa Tesisleri Cağaloğlu,Şeref Ef. sok. No. 31 Telefon: 27 54 10 — 11 . 12 Kapak resmi : Basıldığı tarih: 9 Mart 1965 Fikret Hakan — Fatma Glrik (Keşanlı Ali Destanı) mutlu günlere doğru AGAH ÖZGÜÇ Daha önce çıkan bütün sinema sanatı dergilerinde olduğu gibi, başlangıçta bizde türlü endişeler içindeydik. Tekmil, kuşkumuz, bu derginin uzun ömürlü olup, olamıyacağı meselesiydi. Yaşamak için direnmek, direnmek için de toplu bir dayanışma gerekiyordu. An cak böyle bir dayanışma sonucunda « Sinema 65 » belirli bir okuyucu dışına çıkabilirdi. Derginin üçüncü sayısını da yayına hazırlarken söz konusu korku sancılan giderek daha bir sıklaşıyordu Ne var ki, bu ara Ankara’ da mütevazi bir toplantı yapıldı. Bu toplantıya katılan Nijat Ozon - Halit Refiğ . Giovannj Scognamillo üçlüsünün ortak amacı «Sinema 86» i yaşatmaktı. Bu satırların yazarının da katıldığı bir toplantı daha yapıldı. İstanbul’daki bu ikinci toplantıda alman kararlar, özeL likle şu çoktalar üzerinde toplanıyordu : a) « Sinema 65 » sadece Türk sinemasından söz açacaktı. b), «Türk sineması» derken hiçbir şekilde şakşakçılara çanak tutmayacağı gibi, burun kıvıranlardan da yana olmayacaktı. c) Sayfalar çoğaltılıp, yazıların ortaya koyduğu meseleler bakı mından da doyurucu nitelik sağlanacaktı. d) En kısa bir süre içinde derginin belirli tutumu olacaktı. İşte böylece iş başına geçilip, yeni. görevler başladı. Halit Refiğ Türk sineması içinde .büyük bir abone, kampanyası açarken, Giovanni Scognamillo yazıişleri yönetmeni, Nijat özön’de «Ankara temsilcisi» görevlerini yüklenmiş oldular. Böyle mutlu günlerin eşiğinde, sîzlerden i beklediğimiz görev de «ilgi» olacak. türk sineması tarihi kronolojisi SİNEMANIN TÜRKİYE’YE la ilgili birçok haber filmi mey GtRtŞt dana getirdiler. 1896 Lumiere’in bazı kameracılan Tür İLK ADIMLAR kiye’ye geldiler birkaç gezi filini çektiler. Bunlardan Alexander 1916 Sigmund Weinberg ilk konulu Promio sinemada ilk traveling dew Türk filmlerini çekmeye teşebbüs nemelerine örnek olacak şekilde etti. Bunlardan birincisi «Leblebici bir sandala yerleştirdiği kamera Horhor» oyuncularından birinin sıyla Haliç’in filmini çekti. ölümüyle yanda kaldı. İkincisi 1897 Bertrand adlı bir Fransız hokka « Himmet Ağanın izdivacı » da bazı sinemayı Osmanlı saray hal oyunculardan çoğunun askere çağ kına tanıttı. Fakat son derecede rılmasından dolayı ancak savaşın vehimli olan Abdülhamit ü . Sine bitmesinden sonra tamamlanabildi. manın Türkiye’ye girmesini iyi bir 1917 Sonradan tanınmış bir gazeteci o- gözle görmüyordu. lan Sedat Simavî « Pençe a ve 1908 İkinci Meşrutiyetin ilânı üzerine «Casus» adlı ilk konulu Türk film ilk sinema salonları açılmaya baş. lerini tamamlamayı başardı. ladı. Türkiye’de sinemayı halka 1919 Ahmet Fehim sevilen bir Türk ro ulaştırmaya çalışan ilk şahıs Kg* manı olan « Mürebbiye » ile gene mund Weinberg adlı bir yahudiyda. sevilen bir Türk oyunu olan «Bin 1914 İlk Türk filmi Osmanlı İmparator im » ı beyaz perdeye aktardı. luğunun Birinci Dünya Savaşı’na MUHSİN ERTUĞRUL VE katılmasıyla birlikte çevrildi. Sa TİYATROCULAR vaşın başlamasından üç gün sonra Rusların Ayastefanos’ta dikmiş ol 1922 Türkiye’nin en eski film şirketi dukları anıt havaya uçurulurken, olan Kemal Film kuruldu. Uzun o sıralarda yedek subaylığım yap yıllar Türk sinemasını elinde tu makta olan Fuat Uzkınay bu olayı tacak olan Muhsin Ertuğrul gerçek kamerasıyla 300 metrelik bir belge bir cinayet olayım anlatan «İstan filmi olarak tespit etti.. bul’da bir facia-i aşk» ile hem ken_ 1915 Enver Paşa'nın direktifi ile kuru dişinin hem de bu şirketin ilk fil lan « Merkez Ordu Sinema Daire mini meydana getirdi. si» başkanlığına Sigmund Wein 1924 Türkiye’nin tek yerli film şirketi berg ve yardımcılığına Fuat Urkı- olan Kemal Film Muhsin Ertuğrul nay getirildiler. Weinberg ve Us- rejisörlüğünde altı konulu film kınay savaş ve savaş dışı yaşayış çevirdikten sonra teknik ve ekono mik ortamın yetersizliği dolayısıy- ro» dan öteye geçemedi. Çalışma le çalışmalarına ara verdi. Sessiz arkadaşlarının hepsi tiyatro oyun sinema yeryüzünde altın çağını cuları olduğundan bu tiyatro ko. yaşarken Türkiye’de dört yıl bo kusu mizansen, oyun, dekor, mak yunca hiçbir konulu film çevril yaj gibi filmlerinin bütün unsur medi. larında kendini duyuruyordu. Er 1928 İki yıl Rusya’da kalıp orada «Ta- tuğrul, tarihi filmler, komediler, milla», «Beş Dakika» ve «Sparta- delodramlar, polisiye filmler, ope. cus» adlı Uç film çeviren Muhsin retler gibi sinemanın hemen he Ertuğrul yurda döndükten sonra men bütün türlerinin Türk »ne yeniden film yapma imkânları masında ilk örneklerini verdi. Fa araştırdı. Bu sefer İpek Film he kat bunların hepsi en ilkel sevi sabına bir Fransız piyesinden yede kaldı. adapte edilen «Ankara Postası» nı GEÇİŞ DEVRESİ çevirdi. 1939 Faruk Kenç «Taş Parçası» m çe 1931 Muhsin Ertuğrul ilk sesli Tiirk fil. virerek sinemayı tiyatrocuların mi olan «İstanbul Sokaklarında» yı elinden kurtarma çabasında ilk çevirdi.. hamleyi yaptı. Fakat tiyatro dı 1932 Muhsin Ertuğrul Sovyet sessiz şından gelme genç bir rejisör ol filmlerinin etkisini taşıyan « Bir masına rağmen Faruk Kenç ne bu Millet Uyanıyor » ile en başarılı ilk filminde ne de daha sonra filmini meydana getirdi. meydana getirdiği « Yılmaz Ali » 1935 Muhsin Ertuğrul’un dikkati çeken (1940), Kıvırcık Paşa (1940), ikinci filmi « Bataklı Damın Kızı «Dertli Pınar» (1943), «Çakırcalı Aysel » adlı bir köy filmiydi.. Mehmet Efe» (1950) gibi filmlerde 1922’den 1938’e kadar Türkiye’nin tiyatro tesirlerinden tamamiyle tek film rejisörü olan ve bu süre kurtulamadı. içinde 29 film çevrilen Muhsin Er 1943 Savaş yıllan içinde Türkiye’ye tuğrul ayni zamanda İstanbul Şe dışardan film ithalinin azalma» hir Tiyatrolarının başında bulu yerli filmlerde bir çoğalmaya yol nuyordu. Türk tiyatrosundaki ünü açtı. Böylelikle yeni yeni kurulan dolayısıyla Ertuğrul’un sinema birçok film şirketinin yanında alanında da büyük bir etkisi oldu. yeni rejisörler ortaya çıkmaya Fakat bu alandaki yetersizliği do. başladılar. Bunların ilki «On iiç layısıyla bu etki tamamiyle olum Kahraman» adlı filmiyle Şadan suzdu. Herşeyderı önce Ertuğrul’ Kâmil idi. da sinema duygusu yoktu. Sinema Daha sonra « Gençlik Günahı » dilini hiçbir zaman öğrenemedi. (1945), «Dudaktan Kalbe» (1951), Filmlerinin « filme alınmış tiyat «İki Süngü Arasında» (1952», ZEYNEP DEĞİRMENCIOĞLU REJİ : BOŞ BEŞİK MUZAFFER AKGÜN HULK1 BOŞ BEŞİK SAN ER «Kaçak» (1955), «Bir Aşk Hikâ. sinema kültürleri ve sinema duy yesi» (1956) gibi filmler çeviren guları zayıftı. Şadan Kamil ile «Bir Dağ Masalı» DÖNÜM NOKTASI (1946), «Fato» (1950) gibi filmler 1948 Yerli filmlerden alman belediye çeviren Turgut Demirag, «Unutu rüsumunun yabancı filmlere göre lan Sır» (1945), «Efelerin Efesi» indirilmesi Türk sinemasında yeni (1952), «Kamelyalı Kadın (1957) bir devre açtı, Yerli filmciliğin bu gibi filmler çeviren Şakir Sırmalı* ilk korunma tedbiri ile film yapı, «İstanbul Canavarı» (1954), «Fa mı birdenbire çoğaldı. 1917-44 ara kir Kızın kısmeti» (1956) gibi film sında yıllık ortalaması 1.5 olan ler çeviren Çetin Karamanbey, film yapımı, 1945-59 arasında «İstaııbulun Fethi» (1951), «Va 41.5’a, 1950 59 arasında 57’ye, tan İçin» (1952), «Fosforlu Çevri 1960 - 63 arasmdfi 115’e yükseldi. ye» (1959) gibi filmler çeviren Türk sineması, 1 9 4 8 den Aydın Arakon, «Yüzbaşı Tahsin» sonra sürekli bir, ilerleme göster? (1950), «Sürgün» (1951), «Kanlı di. Yeni yetişen rejisörler sinema Para» (1953) gibi filmler çeviren yı tiyatronun etkisinden kurtar* Orihon A nbum u adlı rejisörler mak, sinema dilini kurmak göre kendilerinden önce gelen «tiyat vini bu film bollaşması içinde ger rocu» rejisörlerle kendilerinden çekleştirmek imkânını buldular. sonra gelecek olan «sinemacı» re LÜTFİ AKAD VE SİNEMA jisörler arasında bir köprü vazifesi DİLİNİN GELİŞMESİ.. gördüler. 1949 Lûtfi Akad ilk fiİmi. «Vurun Kah Bu rejisörler yetişmeleri ve dü pe» yi çevirdi. şünüşleri bakımından kendilerin 1952 Lûtfi Akad’ın beşinci filmi «Ka den sonra gelecek rejisörlere daha nun Namına» Tiirk sinapxasmda yakın olmakla birlikte tiyatrocu bir dönüm noktası oldu. «Kanım rejisörlerin etkisinden tamanriyle Namına» bir film, hikâyesi olarak kurtulamamışlardı. Çoğu sinema bu hikâyenin sinema diline uygun ya teknik follardan geldiklerinden işlenişi, çevrenin ve tiplerin seçi- y HAFTALIK RESİMLİ KAHRAMANLIK DERCglSl a ÇIRA Sanat - Düşünü dergisi, 1. sayı ÇIKTI KARAOĞLANI çocuğünuza, öğrencinize ve d o stu n u za tavsiye ediniz. KARAOĞ LAN 'İN MACERALARI DÜNYANIN EN HEYECANLI RESİMLt ROMANIDIR — 6 — lişi bakımından, canlı bir sinema anlatımına, kamera hareketlerine, montaja verdiği Önem dolayısıyla kendinden önceki filmlerden ayrı lıyor, hiçbir tiyatro etkisi taşımı yordu. 1953 Lûtfi Akad yine gerçek bir cina. yet olayım ele alarak en iyi film lerinden biri olan «Altı Ölü Var» ı çevirdi. Sağlam karakter tahlille ri, anlatılan olayın beklenmedik gelişmeleri, herşeyin üstünde an latılan çevrenin tabiiliği, yerli ha. vasi ile bu film Türk sinemasının