MANİSA İLİ, GÖLMARMARA İLÇESİ OZANCA MAHALLESİ 280,283,288,642 PARSEL GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ UYGULAMA İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

HAZİRAN-2019

Halil TÜRKMEN Şehir Plancısı

İÇİNDEKİLER

1-PLANLAMANIN KONUSU...... 1 2-PLANLAMANIN ÜLKE VE BÖLGESİNDEKİ YERİ ...... 1

2.1. İl Haritası ...... 1 2.2. Gölmarmara İlçe Haritası...... 2 2.3. Planlama Alanının Ulaşım Ağındaki Yeri ...... 3

3-MÜLKİYET BİLGİSİ ,KADASTRAL YAPI VE MEVCUT DURUM ...... 4

4-ÜST ÖLÇEKLİ PLAN KARARLARI: ...... 5

5-PLANLAMA ALANININ 1/25000 ÖLÇEKLİ HALİHAZIR HARİTADA GÖSTERİMİ .. 6

6-YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ GEREKLİLİĞİ ...... 7

6.2. Güneş Enerjisi ...... 9

7. PLANLAMA ALANI UYDU GÖRÜNTÜSÜ ...... 10

8. JEOLOJİK/JEOTEKNİK ETÜD...... 11

9. PLAN KARARLARI ...... 11

10. EKLER...... 14

i

1-PLANLAMANIN KONUSU Planlama çalışması; Manisa İli Gölmarmara İlçesi Ozanca Mahallesi 280,283,288,642 parsellerde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Dayalı Üretim Tesis Alanı (Güneş Enerji Santrali) kurulması konusuna dayanmaktadır. Söz konusu santralin Gücü 7.8MW'dir.

2-PLANLAMANIN ÜLKE VE BÖLGESİNDEKİ YERİ Planlama alanı Türkiye'nin batısında yer alan Ege Bölgesi’nde, Manisa ili sınırları içerisinde bulunan Gölmarmara İlçesi’nde bulunmaktadır.

2.1. Manisa İl Haritası Gölmarmara İlçesi, Manisa sınırları içerisinde bulunmaktadır ve ilin en küçük ilçelerinden biridir. İlçe ismini içerisinde bulunan Marmara Gölü'nden almaktadır.

1

2.2. Gölmarmara İlçe Haritası İlçe 1923 yılında bucak, 1987 yılında ise 3392 sayılı Kanunla İlçe olmuştur. İlçe merkezi 6 mahalleden oluşmaktadır ve ilçeye bağlı 15 köy bulunmaktadır. Bunlar; Ayanlar, Beyler, Çamköy, Çömlekçi, Değnekler, Hacıbaştanlar, Hacıveliler, Hıroğlu, Kayaaltı, Ozanca, Taşkuyucak, Tiyenli, Kılcanlar, Yeniköy ve Yunuslar köyleridir. İlçenin batısında Saruhanlı ve Manisa, kuzeyinde ve Gördes, güneydoğusunda , güneybatısında ve ile sınırlanmıştır. Gölmarmara İlçesi Marmara Dağı’nın eteklerine kurulmuş olup buradan yayılım göstermektedir. İlçe merkezine 12 km uzaklıkta, Salihli ve Gölmarmara ilçeleri arasında Marmara Gölü bulunmaktadır. Bu göl tektonik kökenli bir oluk üzerinde oluşmuş, alüvyal bir set gölüdür. Gölün bulunduğu oluk Gediz Depresyonuna bağlanan bir çukurluktur. Marmara Gölü doğal bir set gölü olmasına rağmen, yapay kanalları vasıtasıyla baraj gölü fonksiyonu kazanmış bir göldür. Göle bağlanan kanallar kış aylarında önemli miktarda suyun depolanmasını sağlarken, gölden tarım alanlarına yönelmiş olan kanallarda yaz aylarında sulamaya katılmaktadır. Marmara Gölü’ne Gediz Irmağı’ndan su aktarılmaya başlanmıştır. Marmara Gölü’nün bulunduğu sahada Paleozoik yaşlı araziler yaygındır. Bunlar şist ve mermerlerden oluşan formasyonlardır. Gölün Kuzey batısındaki tepelerde vaktiyle işletilen mermer ocakları şimdi

2 terk edilmiştir. Evliya Çelebinin Mermere (Mermercik) diye bahsettiği Gölmarmara adı bu ocaklardan almıştır. Gölmarmara’nın yanı başındaki bu tepeye ‘Marmara dağı’ adı verilmiştir. Marmara Gölünün drenaj alanının 1780 kilometrekare olmasına karşılık kurak iklim koşullarının etkisi altındadır. Gölmarmara yarı nemli ve park görünümlü kuru orman vejetasyonu (Bitki örtüsü) olarak çıkmaktadır. Marmara Gölüne su toplama alanındaki yazın kuruyan küçük derelerden ve Akpınar kaynaklarından su gelmektedir. Kurak geçen yıllarda göl seviyesi düşerken,nemli geçen yıllarda yükselmektedir. İlçe düzlük bir alanda verimli topraklara sahiptir. Sanayi ürünleri ve bütün tarla bitkilerinin yetiştirilmesine elverişlidir. İlçe ekonomisi bu nedenle tarıma dayalıdır. Yetiştirilen ürün miktarı ve çeşit açısından yöre önemli tarım merkezi durumundadır. Toprakları son derece verimli olan alanda sulu tarım yapılmaktadır. Pamuk, Üzüm, Kavun, Karpuz, Lahana, Mısır, Zeytin ve her türlü sebze halkın geçim kaynağını oluşturmaktadır. Bu ürünlerden yurt dışına ihraç yapılmaktadır. Son yıllarda zeytin ve bağ alanlarında artış görülmektedir. Pamuk üretiminin fazla olması nedeniyle çırçır, iplik ve tekstil dokuma fabrikaları kurulmuştur. Tarım alanı 9896 hektar, çayır-mera alanı 1000 hektar, Orman alanı 8193 hektar tarıma elverişsiz alan 3511 hektardır. Kuru tarım alanı 3700 hektar sulu tarım alanı 6196 hektardır. Göl çevresinde 200’e yakın kuş çeşidi bulunmaktadır. Gölde sazan balığı üretimi yapılmaktadır. Marmara gölü ve çevresi sulak alan olarak korumaya alınmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu, 1990 ve 2000 yılı karşılaştırmalı verilerine göre, ilçemizin 10 yıllık dönemde toplam nüfus artış hızı % -3.81 olmuştur. Aynı oran, şehir merkezi bazında % 2.06, köyler bazında ise % -13.02 olmuştur. Bu verilerin ışığında, geçen on yıllık dönemde, genel olarak ilçenin toplam nüfusunda artış olmadığı, ancak şehir merkezinde nüfusun çok az arttığı, köylerde ise hızlı bir göçün görüldüğü söylenebilir. İlçe nüfusunun çoğunluğunu 1930-1950 yılları arasında yurdumuza gelen Balkan göçmenleri oluşturmaktadır. Yine 1950’li yıllarda Doğu Anadolu’dan gelen bir grup vatandaşımız Ozanca köyü ile merkez Kayapınar Mahallesi’ne yerleşmişlerdir. Ayrıca, zaman zaman çalışma amacıyla gelen geçici tarım işçilerinden de merkez İsmetpaşa ve Kayapınar mahallelerimize yerleşenler olmuştur.

2.3. Planlama Alanının Ulaşım Ağındaki Yeri Planlama alanı Gölmarmara ilçe merkezinin güneydoğusunda Salihli-Akhisar karayolunun batısında yer almaktadır.

3

Gölmarmara-Manisa 58 km Gölmarmara-İzmir 84 km Gölmarmara-Akhisar 27 km Gölmarmara-Salihli 39 km

Gölmarmara ilçesine demiryolu ulaşımı Akhisar ve Ahmetli ilçesinden sağlanmaktadır. Denizyolu ulaşımı en yakın liman Aliağa limanı ve İzmir Limanından sağlanmaktadır. Havayolu ulaşımı İzmir Adnan Menderes havalimanıdır.

3-MÜLKİYET BİLGİSİ ,KADASTRAL YAPI VE MEVCUT DURUM Ozanca mahallesi 280,283,288,642 parsel özel mülkiyet arazisidir.

4

4-ÜST ÖLÇEKLİ PLAN KARARLARI: Planlamaya konu olan GES alanı İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni planında Tarım Alanında kalmaktadır.

1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa ÇDP gösterimi

5

5-PLANLAMA ALANININ 1/25000 ÖLÇEKLİ HALİHAZIR HARİTADA GÖSTERİMİ

1/25.000 ölçekli haritada gösterimi

6

6-YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ GEREKLİLİĞİ Enerji, çağımızda en önemli tüketim maddelerinden biri ve vazgeçilmez bir uygarlık aracıdır. Gelişmişlik düzeyi yüksek ülkelerin en önemli ihtiyaçlarının başında gelen enerji tüketimi, sürekli artmakta ve bu artış gelecekte de devam etmektedir. Bugün sahip olduğumuz teknolojik gelişmelerin devam etmesi ve sunduğu imkânların yaşamımızda sürmesi için doğrudan ve dolaylı olarak enerji tüketmek zorundayız. Tüketmek zorunda olduğumuz enerjinin bugün büyük bir çoğunluğu fosil yakıtlarından, geri kalanı ise nükleer ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmaktadır. Fosil yakıt kullanımının çevre ve insan sağlığına verdiği tüm dünya üzerindeki zararları, önlem alınmazsa bu zararların telafisi için gelecekte yaşayacak insanların ödeyeceği bedelin çok büyük boyutlara erişeceğini kaçınılmaz olacaktır. Enerji üretiminde fosil kaynak kullanımının devam edebilme olanağının kalmadığı, kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Bu durumda, sanayinin gelişmeye başlaması ile kullanımı giderek artan, kalkınma ve sanayileşme yolunda verdiği zararlar, önceleri göz ardı edilen bu enerji kaynaklarının yerine çevremizin kendi doğal ürünü olan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasının arttırılması gerçeği her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Hava, su, toprak kirliliğinden bitki örtüsünün ve hayvanların yok olmasına kadar uzanan çevre sorunları, bu sorunlardan etkilenen insanlarda gelecek kaygısı uyandırmış, bu kaygı ile beraber, çevrenin korunmasına karşı hassasiyet de giderek artmaya başlamıştır. Fosil yakıtlar kullanılarak elde edilen enerjinin kullanılmasının neden olduğu dışa bağımlılık, yüksek ithalat giderleri, küresel ısınma gibi önemli çevre sorunlarıdır. Bilinen bir diğer olumsuzluk da fosil kaynakların yakın gelecekte tükenecek olmasıyla ortaya çıkacak enerji sorunudur. Hammadde ve enerji kaynakları kapasitelerinin sınırlı olmasına karşın, hammadde ve enerji ihtiyacının hayatımızda her geçen gün giren yeni teknolojik ürünlerin kullanımı ile sürekli ve hızlı bir biçimde artış göstermesi, insanlığı yeni kaynaklar bulmaya zorlamaktadır. Var olan petrol, doğalgaz, kömür vb. fosil kaynakların gelecekteki nüfus artışı ve günlük yaşamda kullanılan cihazların artması nedeniyle hızlı bir şekilde azalması beklenmektedir. Bu nedenle, yerel ve yenilenebilir doğal zenginlikler konumunda olan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı hem ülkemizde hem de diğer dünya ülkelerinde enerji ihtiyacının karşılanması bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu yüzden tüm dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarına hem teknolojik araştırmalar açısından hem de bu kaynaklardan üretilen enerjileri kullanmaya yönelme baş göstermistir. Bu bağlamda, “enerji çeşitlendirilmesi”, enerji güvenliği ve sürekliliğini sağlamak açısından vazgeçilmez hale gelmiştir. Geleneksel anlamıyla enerji güvenliği, enerji kaynaklarının çeşitliliği ve bu kaynaklara ulaşılabilme kolaylığıdır. Ancak enerji üretimi ile yaşadığımız çevre arasındaki etkileşimin neden olduğu olumsuz sonuçların önlenmesi zorunluluğu günümüzde, enerjinin temiz ve güvenli olması kavramını içerecek biçimde yeniden tanımlanmasını ve benimsenmesini gerektirmiştir. Enerjide dış kaynaklara bağımlılığın önüne geçilmesi ve herhangi bir kaynaktan ileri gelebilecek bir azalma, tükenme, kesilme gibi aksaklıkların ortaya çıkmasına karşı önlemlerin alınması, enerji çeşitlerinin arttırılması ile mümkün olabilmektedir. Tek tür kaynaktan sağlanacak enerjinin bağımlılığı doğuracağı dikkate alınmalıdır.

7

Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasıyla:  İthal edilen yakıtlara olan bağımlılık azalacak  Yerli öz kaynaklara öncelik verilmesi sağlanacak  Yerli üretim sonucu istihdam artacak,  Sürdürülebilir ekonomik büyüme ve gelişmeye imkan sağlayacak,  Enerji arz güvenliğini artacak,  Enerji talebini karşılamada sağlanan güvenlik ile enerjiyi kullanan sektörleri  Olumlu yönde etkileyecek ve yatırım yapmalarını teşvik edecek, Üretimde ve tüketimde sağlanan güven ortamı ile istikrar artacak,  Sosyal ekonomik hayatta refah, istikrar da artacaktır. Enerji üretmek amacıyla kurulacak her santral tipi için, maliyetler hesaplanırken bütün detaylar dikkate alınmaktadır. Örneğin işletme, üretim, atıkların yok edilmesi vb. maliyetler. Tüm bu maliyetler dikkate alındığında yenilenebilir kaynakların ekonomik açıdan da avantajlı olduğu görülmektedir. Şebekeye bağlanmadan üretildigi yerde tüketilme imkânına sahip yenilenebilir kaynaklar, özellikle iletim ya da dağıtım hatlarının erişiminin zor olduğu ya da küçük ölçekli enerji ihtiyacı nedeniyle hat yapımının ekonomik olmadığı bölgelerdeki enerji üretimi için rahatlıkla kullanılabilir. Örneğin, güneş ve rüzgâr gücü, evlerin dağınık olduğu kırsal bölgeler için çok uygun olmaktadır. Devletin enerji kablolarının taşıyacağı maliyetler düşünüldüğünde ilk yatırımda bu tip enerji yatırımları teşvik edici olmaktadır. Güneş ve rüzgâr gücüne dayalı yatırımlar, büyük ölçekli tesislere ayıracak yüksek mali kaynaklar yerine daha uygundur. Böylelikle güç ithalatı yapmak yerine; rüzgar, güneş ve diğer yenilenebilir enerji türlerinin yaygınlaştırılması, yerel iş alanları da yaratılacağından işsizlik ve göçe de çare olabilecektir. Yenilenebilir kaynaklar ülke ekonomisine yeni bir dinamizm kazandıracak, petrol ve doğal gaz ithalatı için harcanan giderlerin azaltılması için katkıda bulunacaktır. Enerjide yenilenebilir kaynakların kullanımının artması, gerek doğrudan gerekse dolaylı istihdam da yaratacaktır. Yenilenebilir enerji kaynakları ile üretim yapan santrallerin inşasında, kurulmasında, üretiminde, ayrıca bu santrallerin bakım ve onarımlarının yapılmasında işgücü gereksinimi doğacaktır. Böylece yerel işgücü istihdamının artmasıyla o bölgedeki işsizlik oranı da azalmış olacaktır. Örneğin, rüzgar enerjisi projelerinin tesis edilmesi için kullanılması gereken arazinin sahibi olan çiftçilere ödenen kira ya da satın alma bedelleri kırsal alanlarda önemli bir ek gelir sağlamaktadır. İnşaat çalışmaları çoğu kez yöredeki işgücünü seferber eden yerel şirketlerce gerçekleştirilmesi ve bakım işleri için uzun dönemli iş olanakları yaratılmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları ülkenin çeşitli bölgelerinde dağınık bir biçimde bulunduğundan, ekonomik ve sosyal açıdan gelişmemiş, sanayinin geri kaldığı coğrafi bölgelerde uygulanma potansiyeline sahiptir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması sonucu üretimi teşvik edilmiş olan ekonomik uygulamalardaki artış, örneğin uzak tarım sektörünün geliştiği bölgelerde biyoenerji ürünlerinin ekimi (enerji tarımı), güneş ya da rüzgar potansiyeli yüksek olan bölgelerde bu enerji kaynaklarının kullanılması sonucu artan kalkınma düzeyi ile beraber önceden az gelişmiş olan bölgelerin rağbet görmesine ve gelişmesine neden olabilir. Böylece bölgeler arası gelişmişlik farkının giderilmesinde, ekonomik ve sosyal dengesizliğin azalmasında yenilenebilir enerji kaynakları etkili olabilir. Üzerinde durulması gereken çok önemli bir konu da yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlasması için toplumsal destek 8 sağlanmasıdır. Her şeyden önce, bu kaynaklardan üretilen enerjinin özelliklerinin insanlar tarafından bilinmesi, yararlarına inanılması kısaca yenilenebilir kaynaklar lehine bir kamuoyu bilincinin ve duyarlılığının oluşturulması gerekmektedir.

6.2. Güneş Enerjisi Başlıca yenilenebilir enerji kaynağı, fosil ve hidrolik enerjinin de asıl kaynağı olan ve dünyamızı ısıtan "güneş enerjisi"dir. Güneşin enerjisi, hidrojenin helyuma dönüşmesi sırasında ortaya çıkan enerjinin ışınım biçiminde uzaya yayılmasıdır. Güneş daha milyonlarca yıl ışımasını sürdüreceğinden, dünyamız için sonsuz bir enerji kaynağıdır. Güneş, dünyadaki tüm enerji kaynaklarına dolaylı ya da dolaysız olarak temel oluşturmaktadır. Güneş ışınları ile dünyaya 170 milyar MW güçte enerji gelmektedir. Bu değer, dünyada insanoğlunun bugün için kullandığı toplam enerjinin 15-16 bin katıdır. Günümüzde dünyaya ulaşan güneş enerjisinin değerlendirilmesinde iki yol izlenmektedir: ısıya dönüştürme ve elektrik enerjisine çevirme. Güneş enerjisini ısı enerjisine dönüştürmede “toplaçlar”; doğrudan elektriğe dönüştürmede de “güneş hücreleri-güneş pilleri” kullanılmaktadır. Günümüzün teknolojik ve ekonomik koşullarında güneş enerjisinin özellikle ısı kullanımı önem kazanmıştır. Dünyanın küresel olarak pek kullanmadığı, ancak geleceğin en çok kullanılabilecek enerji kaynağı olan güneş enerjisinden elektrik üretimi, doğrudan dönüşüm ve dolaylı dönüşüm olmak üzere iki ayrı yöntem ile gerçekleştirilir. Bu enerji ile ısıtmadan soğutmaya çok farklı ısı etkisinin kullanıldığı uygulamaların yanı sıra değişik teknolojiler ile elektrik enerjisi üretimi de gerçekleştirilmektedir. Fotovoltaik hücreler (PV hücreler-günes hücreleri) gürültüsüz, çevreyi kirletmeden, herhangi bir hareket eden mekanizmaya gereksinim duymadan güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine çeviren sistemlerdir. İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar guneş enerjisinin önemini fark etmiş ve bir şekilde güneş enerjisinden yararlanma yoluna gitmiştir. Örneğin, tarım ürünlerinin ve etin kurutulmasında veya kışlık besin kaynağı olacak yiyeceklerin üretilip kurutulmasında güneş enerjisi kullanılmıştır. Güneşten teknik olarak yararlanma ısı enerjisine dönüştürme şeklinde olmustur. Bu yönüyle güneş-ısı dönüştürümleri güneş enerjisinin teknik kullanımının en eski yoludur ve bugün de önemini korumaktadır. Bugün için günes enerjisinin kullanılmasının arttırılmasi ile fosil yakıtların ölçülü kullanımına ve giderek azaltılmasina yardımcı olmaktır. Güneş kullanıldığı üç temel alan karşımıza çıkmaktadır. Bunlar: Yapıların ısıtılmasında güneş enerjisinin kullanılması, Güneş enerjisinin elektriğe dönüştürülerek kullanılması ve güneş kaynaklı elektrik santrallerinin geliştirilmesi, (çok genis bir alana yayılmıs içbükey yüzeylerle bir noktaya odaklanmıs güneş ışığından elde edilen çok büyük ısıyı kullanan termik düzeneklerin ısıttıgı akışkan buhar ile dönen jeneratörlerle ya da güneş pillerinin kullanılması yoluyla güneş ışığından doğrudan doğruya – fotovoltaik hücrelerelektrik elde edilir. Geleceğin yakıtı olan hidrojenin elektroliz yöntemi ile güneş enerjisinden hidrojen gazınin sudan elde edilmesi ve elektrik üretilmesinde kullanılması. Güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine dönüştürmek için fotovoltaik sistemler (güneş pili sistemi) kullanılır. Bu sistemlerde güneş izleme düzeni ve elektronik güç dönüştürücüleri kullanılarak her an mümkün olan en yüksek güneş enerjisinden yararlanılır. Güneş enerjisinin kullanıldığı güneş elektrik santralleri; güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine dönüştüren güneş hücreleri (solar cells) giderek yaygın kazanmaktadır. Başlangıçta kol saatleri, hesap makineleri gibi küçük ölçeklerde kullanılan

9 güneş hücreleri, giderek daha geniş kullanım alanlarına yayılmışlardır. İlk büyük ölçekli kullanım alanı olan uzay çalışmalarında, uzay araçlarına enerji sağlamada güneş gözeleri en önemli gereç olmuştur. Kullanımın yaygınlaşması ile fiyatlar da düşmüstür. Günümüzde bu gözelerle çalısan otomobiller, güneş uçağı, elektrik santralleri vs. mevcuttur. Fotovoltaik güç sistemleri diğer elektrik enerjisi üretim sistemleri ile karşılastırıldığında günümüzde çok pahalı olarak görünseler de, yakın gelecekte güç üretimine önemli katkısı olabilecek sistemler olarak değerlendirilmekte ve konu üzerinde tüm dünyada yoğun arastırma ve çalışmalar sürdürülmektedir. Günes enerjisinin günlük yasamın ayrılmaz bir parçası olması nedeniyle verimli olarak kullanılabilmesi amacına yönelik Ar-Ge (arastırma-gelistirme) çalısmaları her gecen gun artmakta ve bu enerji kaynagının yaygın olarak kullanılabilmesi çalısmalara devam edilmektedir. Avantaj ve Dezavantajları: Günes enerjisi temiz, yenilenebilir ve sürekli bir enerji kaynağıdır. Güneş enerjisi ile çalışan sistemler kolaylıkla taşınıp kurulabilir. Çevreyi kirletici atıkları olmayan, çevre dostu, gerektiğinde enerji ihtiyacına bağlı olarak kolayca değiştirilebilen sistemlerdir. Güneş enerjisinin, yakıt sorununun olmaması, işletme kolaylığı, mekanik yıpranma olmaması, modüler (degişebilir) olması, uzun yıllar sorunsuz olarak çalısması gibi üstünlükleri vardır Günes pili, dayanıklı, güvenilir ve uzun ömürlüdür. Elektrik şebeke hattı bulunmayan ya da şebeke hattının götürülmesinin pahalı olduğu kırsal yörelerde güneş pillerinin kullanımı daha ekonomik olabilmektedir. Her ev, kendi enerjisini çatısına kurdugu güneş pilleri ile karşılayabilir. Böylece iletim ve enerjiyi taşıma maliyetleri ve kayıpları ortadan kalkar. Güneş enerjisinin bütün bu avantajlarının yanı sıra bazı dezavantajları mevcuttur. Bunlar; Güneş pillerinin verimleri düşüktür (%15 civari), Fotovoltaik pillerin üretim kaynaklı başlangıç ve tüketim maliyeti yüksektir. 7. PLANLAMA ALANI UYDU GÖRÜNTÜSÜ

10

8. JEOLOJİK/JEOTEKNİK ETÜD Manisa Çevre ve Şehircilik İl müdürlüğünce 21.04.2019 tarihinde onaylanan jeolojik /jeoteknik etüd raporunda planlama alanı UA-2 ve ÖA-2.1 olarak belirlenmiştir.

9. PLAN KARARLARI Manisa ili, Gölmarmara İlçesi Ozanca mahallesi 280,283,288,642 Parsellerde yapılan Güneş Enerji Santrali Amaçlı İmar Planı 17.41 ha lık bir alandan oluşmaktadır.280 parselin güney kısmında 3.derece Arkeolojik Sit Alanı bulunmaktadır. 280 parselde bulunan 3. Arkeolojik Sit Alanı; 280,283,288,642 Parsel Güneş Enerji Santrali Uygulama İmar Planı planlama alanı dışında bırakılmıştır.

Uygulama İmar Planı

11

GES ALANI: Planlama alanı 13.66 ha'lık kısmını oluşturmaktadır. Bu alan içerisinde Güneş Panelleri, İdare ve Kontrol Binası, Depo, Otopark, Şalt Binası, Yangın Binası vb. gibi kullanımlar yer alacaktır. GES alanında yapı yaklaşma mesafeleri her yönden 5 metredir. YOL -OTOPARK ALANI: Planlama alanında GES alanları 3 ayrı yerde oluşturulmuştur. Bu alanlar arasında bağlantıyı sağlayan 10 metre genişliğinde Trafik yolları bulunmaktadır. Ayrıca Dere kenarında DSİ'nin vermiş olduğu görüşte belirtildiği gibi 5 metre genişliğinde servis yolu bırakılmıştır.Yol Alanlarının toplamı 2.56 ha'dır. TEKNİK ALTYAPI ALANI: Planlama alanında 2 adet Teknik Altyapı Alanı bulunmaktadır. Teknik Altyapı Alanlarının büyüklüğü 0.15 ha'dır. Güneş Enerji Santrali tesisi yapılanma koşulları; yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisi alanlarında (güneş enerji santrali üretim alanı) güneş enerji panelleri için yapılaşma koşulları e=0.03, yençok=teknolojinin gerektirdiği yükseklik, teknik altyapı alanı için emsal e=0.10, yençok=6.50 m olacaktır. Teknik altyapı alanında şalt sahası, kumanda binası ve trafo yer alabilir. TARIM ALANI: Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce Zeytinlik alan olarak görülen 280 parselin bir kısmı planda Tarım Alanı olarak belirlenmiştir. Bu alanın büyüklüğü 0.69 ha'dır.

ALAN KULLANIMLARI TABLOSU:

ALAN KULLANIMI MİKTAR(ha)

Güneş Enerji Santral Al. 13.66

Yol alanı 2.56

Teknik Altyapı alanı 0.15

Tarım Alanı 0.69

Yeşil Alan 0.35

TOPLAM 17.41

12

SANTRAL GÜCÜ: GES alanında 7.8 mw gücünde santral kurulacaktır. Santralin gücü 1-10 Mw güç aralığında olduğundan Yönetmelik gereği CED kapsam dışı olarak değerlendirilmiştir. Manisa ili, Gölmarmara ilçesi Ozanca mahallesi 280,283,288,642 parselin bulunduğu alanda yapılan Güneş Enerji Santrali amaçlı İmar Planında Kamu kurum ve kuruluşlarından alınan görüşlerde belirtilen hususlar, imar planına yansıtılmıştır.

13

10. EKLER

14

EK 1: MÜLKİYET BİLGİLERİ VE APLKİASYON

15

16

17

18

19

EK 2: ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME BELGELERİ

20

21

22

23

EK 3: JEOLOJİK/JEOTEKNİK ETÜD

24

25

26

27

EK 4: ÇAĞRI MEKTUBU

28

29

EK 5: YEGM RAPORU

30

31

32

33

34

35

36

37

38

39

EK 6: MASKİ GÖRÜŞ

40

EK 7: TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI IV. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ

41

EK 8: ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI – DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR MÜDÜRLÜĞÜ OZANCA GES TAAHHÜTNAMESİ

42

43

44

EK 9: İL TOPRAK KORUMA KURULU’NUN 03.09.2015 VE 132/9 SAYILI KARARI GEREĞİNCE VERİLEN TAAHHÜTNAME

45