HROMA HUKUKU'nda KRALIN SEÇILME USULÜ Yrd. Doç. Dr. Duygu ÖZER*** ÖZ Bu Çalışmanın Amacı Ilk Ve Kurucu Kral Olan
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
HROMA HUKUKU’NDA KRALIN SEÇILME USULÜ (THE DETERMINATION OF THE KINGS IN THE ROMAN KINGDOM) Yrd. Doç. Dr. Duygu ÖZER ÖZ Bu çalışmanın amacı ilk ve kurucu kral olan Romulus’tan başlayarak top- lam yedi kralın hüküm sürdüğü Roma Krallık Dönemi’nde kralların seçilme- sine ilişkin temel sorulara yanıt aramaktır. Bu amaç doğrultusunda çalışma- nın ilk kısmında Antik Çağ yazarlarınca anlatılan kralların seçiliş öykülerinin izleri takip edilecek ve bu dönemde kralların iktidara gelmesini ilişkin temel ilke ve kuralların ne olduğu sorusunun yanıtı aranacaktır. Bu çerçevede genel olarak kralların belirlenmesini düzenleyen veraset ve seçim ilkeleri ele alına- cak ve kralların tanrısal hakkı ilkesine de değinilmek suretiyle Roma Krallık Dönemi’nde siyasi iktidarın meşruluğunun kaynağına dair farklı yazar ve ta- rihçilerin görüşlerine yer verilecektir. Çalışmanın ikinci kısmı ise kralın be- lirlenmesinin aşamalarına ayrılmıştır. Bu başlık altında, interregnum ve in- terrex kavramlarına değinilecek ve sonrasında kral ardılının aday gösteril- mesinden başlayarak tahta geçişindeki aşamalar ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Roma Krallık Dönemi, Kralların Tanrısal Hakkı, Rex, Interrex, Imperium ABSTRACT The aim of this study is to seek some answers to the basic questions con- cerning the determination of the kings in the Roman Kingdom. With the reign of the first and founding king Romulus, a total of seven kings ruled during the regal period in Roman history. In the first section of this study, the traces of the election stories of the kings will be sought by following the antique writ- ers; and we will try to describe the basic principles and rules about the power of the kings in this period. In this framework, the hereditary and election prin- ciples that regulate the determination of the kingdoms in general will be han- dled and the views of different writers and historians on the origin of the le- gitimacy of political power during the Roman regal period will be sketched by also considering the accounts on the doctrine of the divine rights of the H Eserin Dergimize geliş tarihi: 10.01.2018. İlk hakem raporu tarihi: 18.01.2018. İkinci hakem raporu tarihi: 22.01.2018. Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Roma Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yazarın ORCID belirleyicisi: 0000-0002-8983-1075 306 Yrd. Doç. Dr. Duygu ÖZER kings. The second part of the study is devoted to the stages of the determina- tion of the king under this heading, the concepts of interregnum and interrex will be examined and the phases of the accession to the throne will be dis- cussed, starting with the nomination of the king's successor. Keywords: Roman Regal Period, Divine Right of the Kings, Rex, Interrex, Imperium Giriş Roma Şehri’nin kuruluşu ve Krallık Dönemi’ne ait bilgiler yetersizdir. Eldeki bilgiler ise doğruluğundan şüphe edilen, efsanelerle iç içe geçmiş anlatıma sahip antik kaynaklardan elde edilmiştir. Örneğin, tarihçi Titus Livius’a göre Roma Şehri, MÖ 753’den MÖ 509’a kadar olan 244 yıl bo- yunca ilk Kral Romulus tarafından, Romulus’un ölümünden sonra da Sabi- nius ve Latin soyundan gelen ardıllarınca idare edilmiştir. Yedi kralın yöne- timindeki Roma’nın, yedi tepe üzerinde siyasal ve toplumsal örgütlenişi tutarlı ve akla sığar bir biçimde yeniden kurgulanmıştır. Roma’nın kuruluşundan son Roma Kralı Tarquinius Superbus (MÖ. 534-509) ölümüne kadar olan söylence ile kurgusal gerçeğin hemen hemen neredeyse birbirinden ayrılmasının imkânsız olduğu bir mitos dönemi vardır. 1 Bu döneme ilişkin anlatıların büyük bir bölümü her ne kadar halkın hayal gücünün ürünü olan masallardan oluşmuş olsa da bu masalların kısmen ger- çeklerle beslenmiş olduğunu göz ardı etmeden fakat şüpheciliği de elden bı- rakmadan okumak gerekmektedir. 2 Yine de Roma’nın uzun süre krallar tarafından idare edilmiş ve Roma Devleti’nin temel teşkilatının Krallık Dönemi’nde kurulmuş olduğunda gerçeklik payı vardır. Bu makalede ilk ve kurucu kral olan Romulus’tan başlayarak ardıllarınca yönetilen Krallık Dönemi’nde Antik Çağ yazarlarınca anlatılan kralların seçiliş öykülerinin izleri takip edilerek kralların iktidara gelmesine ilişkin temel ilke ve kuralların ne olduğu sorusunun yanıtı aranacaktır. 1 Roma Krallık Dönemi’nde iktidardaki krallar sırasıyla şu şekildedir: 1) Romulus ( MÖ.753- 716) 2) Numa Pompilius (MÖ.716-672) 3) Tullus Hostilius (MÖ. 671- 640) 4) Ancus Marcius (MÖ. 640-616) 5) Lucius Tarquinius Priscus (MÖ. 617-578) 6) Servius Tullius (MÖ. 578-534) 7) Tarquinius Superbus (MÖ534-509) 2 Leon Homo, Roman Political Institutions: From City to State (Londra: Routledge, ([1929] 1962), s.11 YÜHFD Cilt: XIV Sayı:2 (2017) ROMA HUKUKU’NDA KRALIN SEÇILME USULÜ 307 1. Kralların Belirlenmesinde Hâkim Olan Temel İlkeler Genel olarak kralların tahta çıkmasıyla ilgili olarak üç tür ilkeden bahse- dilebilir: 3 1) veraset 2) seçim usulü ve 3) “kralların tanrısal hakkı”4 Bu başlık altında Krallık Dönemi Roma’sında, Roma kralının iktidarının meşruluk te- meli ve kazanılmasına ilişkin temel ilkeleri, kralların seçiliş öyküleri doğrul- tusunda şu şekilde sıralayabiliriz: 1.2. Veraset İlkesi Tarihi kaynaklarda kralın veraset yoluyla belirlendiğine ilişkin herhangi bir emare yoktur. Gerçi dördüncü kral Ancus Marcius5, ikinci Kral Numa Pompilius’un torunuydu; ancak bu durum genel bir veraset ilkesine doğru evirilmemiştir. Yine Roma’nın ilk üç kralında da kendilerinden sonra çocuk- larının kral olmadıklarını görürüz. Başka bir ifadeyle ilk dört kralın belirlen- mesinde veraset ilkesinden bahsedilmemektedir. Ayrıca beşinci kral Tarqui- nius Priscus, egemenliği elde edinceye kadar, ölen kralın çocukları hakkında herhangi bir şeyden bahsedilmemektedir. Sadece Kral Ancus Marcius’un ölü- münden sonra kral olan Tarquinus Priscus, Marcius’un çocuklarının çok genç olduğundan bahisle kendisinin kral olması gerektiğini ileri sürmüş olduğu bil- gisine ulaşırız.6 Son olarak Krallık Dönemi’nin sonunda veraset ilkesinin ka- bul edilmiş olduğuna ilişkin son kralın kral oluş şekli örnek gösterilebilse de 3 Abel Hendy Jones Greenidge, Roman Public Life (New York : Mac Millian Company, 1901), s.45. 4 Kralların Tanrısal Hakkı, konusunda bkz. Mehmet Ali Ağaoğulları; Cemal Bâli Akal ve Levent Köker, Kral Devlet Ya da Ölümlü Tanrı (Ankara: İmge, 1994), ss. 215-223. 5 Ancus Marcius (MÖ. 640-616), Kral Tullus Hostilius’un (MÖ. 671- 640) ölümünden sonraki interregnum süresinden sonra kral olarak seçilmiştir. 6 Sabin Kral Ancus Marcius (MÖ 640-616) sonrasında Roma Krallığının yönetimi Etruria kökenli krallara geçmiştir. Lucius Tarquinius Priscus Etruria kökenli kralların ilkidir. Titius Livius’un sayesinde edinilen bilgilere göre, Lucius Tarquinius Priscus krallığı karısı Tanaquil sayesinde elde etmiştir. Bu kral Lucius Tarquinius Priscus adını Roma’ya yerleştikten sonra almıştır. Asıl adı Lucumo’dur. Lucumo ,Tarquinia’da doğmuş olmasına rağmen babasının Korintli (Yunanca: Korinthos) olmasından dolayı Etrüskler tarafından yabancı olarak görülmüştür. Lucoma, babasının tüm mirasına sahip olduktan ve soylu bir aileden gelen Tanaquil ile evlendikten sonra iyece zenginleşir. Tanaquil politik konularda da hırslı bir kadındır. Kendileri için Roma’da daha iyi bir yaşam ve statü yaratabilecekleri inancıyla kocası Lucumo’yu da ikna ederek Roma’ya göç ederler. (Liv. I.34) Roma’ya göç ettikten sonra Lucius Tarquinius Priscus adını alan Lucumo, IV. Kral Ancus Marcius’un güvenini kazanarak kralın çocuklarının vasisi görevini üstlenir. Livius’un anlatısına göre, Tarquinus, seçim zamanı yaklaşırken kralın çocuklarının ava gittiği sırada halka (Comitia Curiata’ya) hitap eden bir konuşma yapar. Onlara, bir yabancı olarak kral seçilmesinin olağanüstü bir durum olmadığını anlatmak için Kral Tatius ve Kral Numa’yı örnek gösterir, kendi özgür YUHFD Vol. XIV No.2 (2017) 308 Yrd. Doç. Dr. Duygu ÖZER daha sonraki dönemlerdeki tarihçiler tarafından bu husus görmezden gelin- miştir.7 1.2. Seçim İlkesi Kralın seçimle belirlendiği hususunda Roma tarihçileri hemfikir değildir. Örneğin Botsford8, kralların iktidarı kazanış süreçlerini incelerken Comitia Curiata’nın rolünün ikinci planda olduğunu ileri sürmektedir. Livius ve Ci- cero’ya yaptığı atıflarla Romulus ve Tatius’un krallığa seçimle gelmediği saptamasını yapan yazar, Livius’tan aktardığı şekliyle Kral Numa’nın Sena- tus tarafından atama yoluyla göreve geldiğini ileri sürmüştür. Bundan başka Kral Servius da seçilmeden önce uzunca bir süre iktidarı pratik olarak elinde tutmuştur. Yazar buna ek olarak Krallık Dönemi’nden Cumhuriyet Dö- nemi’ne aktarılan diktatörlük ve rex sacrorum9 makamlarının da seçimle de- ğil atama yoluyla doldurulmuş olmasını kralların seçimle gelmemiş olması- nın bir emaresi olarak görmektedir.10 Greenedge’a göre gerek seçim sürecin- deki oylama gerekse akabindeki Senatus’un onaylaması, törensel bir gösteri- den öteye gitmiyordu. Krallığa uygun görülmüş adayın imperium11 gücünü iradesiyle karısını ve tüm servetini yanına alarak Roma’ya gelmiş, en verimli çağını kralın hizmetine adamış, Roma yasalarını ve dinini özümsemiş bir yurttaş olarak bu kente bağlılığını ve sadakatini anlatır. Tarquinus, konuşmasıyla halkın (Comitia Curiata’nın) üzerinde öyle etkili olur ki çoğunluğun oyunu alarak Roma’nın beşinci kralı olmayı başarır. (liv. I.35) Serap Gür Kalaycıoğulları, Klasik Dönem Yazarlarında Roma Kadının Tasviri, Ankara: İmge, 2017, s. 43 vd.; s. 43 dn 53. 7 Greenidge, 1901, s. 45, dn. 6.; William Smith, A Dictionary of Greek and Roman Antiquities (John Murray, London, 1875), “Rex” maddesi; Cic. de Rep. ii. 12, 24 “Nostri illi etiam turn agrestes viderunt virtutem et sapientiam