CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK NESRİ Ünite 1

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK NESRİ Ünite 1 CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK NESRİ Ünite 1 CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK NESRİ Dil Üzerine Her dil, konuşulduğu coğrafyanın yüzyıllar içerisinde ürettiği sosyal ve milli bir kurumdur. “Dilin milli ve zengin olması milli hissin inkişafında başlıca müessirdir.” Atatürk “Türkçe bizim manevi ve mukaddes vatanımızdır. …bir millet lisanını bozar, kaybederse, hatta siyasi hakimiyeti baki kalsa bile tarihten silinir.” Ömer Seyfettin NESİR/DÜZYAZI ÜZERİNE Nesir (Ar.): Yayma, saçma, dağıtma. Nesir kavramı eski dönemlerde inşâ, mensûr, mensûre sözcükleriyle karşılanırdı. Günümüzde ağırlıkla düzyazı tabiri kullanılır. Nesir yazarı anlamındaki nâsir yerine Tanzimat devrinden itibaren münşi tabiri kullanılmaya başlanmıştır. Nesrin edebi tür olarak kabulü geç dönemde mümkün olmuştur. Nesrin en küçük birimi cümledir. Cümlelerin mantıksal bir düzlemde belli bir anlam veya fikir etrafında düzenlenmesiyle paragraf, bir veya birden fazla paragrafın kompozisyona dönüşmüş şekliyle de metin meydana gelir. Dil ürünlerini üç guruba ayırabiliriz; günlük dil, bilim dili ve edebi dil. Türk nesrini üç ana başlık altında ele alıyoruz: 1 – Tanzimat Öncesi Türk Nesri a) İslamiyet Öncesi Türk Nesri Sözlü edebiyat ürünü olan savları bu dönemin ürünü olarak kabul ediyoruz. Yenisey veOrhun Yazıtları Türk nesrinin ilk ve en önemli örnekleridir. Uygur dönemi nesri ise dini akımların etkisi altındadır: Irk Bitig, Altun Yaruk, Prens Kalyanamkara ve Papam Kara Hikâyesi, Sekiz Yükmek vs. b) İslamiyet Sonrası Türk Nesri Karahanlılar bölgesinde Kutadgu Bilig, Atabetü’l-Hakâyık ve Divanu Lügati’t-Türk; Harezm sahasında Rabguzi’nin Kısas-ı Enbiya; Antınordu sahasında Kerderli Mahmud bin Ali’nin Nehcü’l Feradis’i ve Kodeks Komanikus Çağatay sahasında Ali Şir Nevayî’nin Mecalisü’n-Nefais ve Muhakematü’l- Lugateyn,Ebulgazi Bahadır Han’ın Şecere-i Türk ve Şecere-, Terâkime ve ilk Kur’an tercümeleri İslami dönemin ilk nesir örnekleridir. Halk Edebiyatında Nesir: Masallar, efsaneler, menkıbeler, fıkralar vs. halk nesrinin belli başlı türleridir. Divan Edebiyatında Nesir: Tarih, destan, hikâye, seyahatname, biyografi ve mektuplar bu başlıklar altında incelenebilir. Sade Nesir: Yalınlık ve açıklık sade nesrin belirleyici özelliğidir. Kur’an tefsirleri, hadis kitapları, İslam tarihleri, hikâyeler ve ahlak içerikli eserler sade nesrin hâkim olduğu eserlerdir. Orta Nesir: Medrese tahsili görmüş yazarların pek çoğu orta nesri tercih etmiştir. Orta nesirde asıl amaç sanat yapmaktan ziyade düşüncenin ortaya koyulması, aktarılmasıdır.Nâimâ’nın Tarih’i, Kâtip Çelebi’nin Mizân’ül-Hak’ı, Koçi Bey’in Risale’si fetva ve sefaretnameler orta nesrin örnekleridir. Süslü Nesir: Fatih devrinden itibaren görülmeye başlayan, divan şiiri tesiri altındaki nesir türüdür. Halk dilinden tamamen uzak, anlaşılması zor metinlerdir. Bu tür nesir yazarınamünşî denir. Veysî ve Nergisî ile en üst noktasına ulaşmıştır. 2 – Tanzimat Sonrası Türk Nesri Tanzimatla birlikte gazete ve dergilerin üretilmeye başlanması sade nesrin gelişimi açısından çığır niteliğindedir. Şiir karşısında nesir türleri gelişme göstermeye başlar. Dönemin edebiyatçıları eserleriyle nesir türünün gelişmesine ve dilin sadeleşmesine katkı yaparlar. Servet-i Fünûn ve Fecr-i Ati dönemi edebiyatçılarının süslü dili nedeniyle nesir dilinde ağırlaşma görülse de ilerleyen dönemlerde sadeleşme devam etmiştir. Ali Canip, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp’in içinde olduğu Yeni Lisan ve Milli Edebiyat hareketleri planlı olarak yapılan dilde sadeleşme çalışmalarıdır. Cumhuriyet Döneminde Türkçe Harf İnkılabı (3 Kasım 1928): … Türk Dil Kurumu: 12 Temmuz 1932’de kuruldu. Dil Çalışmaları: 1924’te Türkiyat Enstitüsü kuruldu. 1936’da DTC Fakültesi açıldı. 1943-1976 yılları arasında 8 ciltlik Tarama Sözlüğü, 1963-1983 yılları arasında 10 ciltlikDerleme Sözlüğü, 1992’de Karşılaştırmalı Lehçeler Sözlüğü ve daha birçok sözlük hazırlanmıştır. Dilde Özleştirme Çalışmaları: 1938’den itibaren yoğun olarak, 1960 ve 1980 yılları arasında düşük yoğunlukta devam etmiş olan öz-Türkçe hareketi Türk dilini baltalamak üzere yaptığımız en verimli çalışmalardandır. Öz-Türkçe hareketi sayesinde Cumhuriyetin ilk kuşağının konuştuğu Türkçeyi dahi anlayamaz hale gelebildik. 1923-1940 Dönemi Türk Nesri 1923 öncesindeki dil ve nesir Cumhuriyet dönemi nesrinin de temelini teşkil eder. Bu dönemin öne çıkan tematiği dil birliği ve bilincinin oluşturulması yönündeki çalışmalardır. 1940-2010 Dönemi Türk Nesri Türkçe içerisindeki Arapça ve Farsça kökenli kelimelerin atılması ve öz-Türkçecilerin dile müdahaleleri ve hızla ilerleyen teknolojiye paralel olarak gelişen iletişim olanaklarının dile müdahaleyi imkânsız hale getirmesi bu dönemde gözlenen olgulardır. Cumhuriyet dönemi Türk nesrini edebi nesir, bilimsel nesir, didaktik nesir ve gündelik nesir şeklinde tasnif ediyoruz. Edebi Nesir Söz ve anlam sanatlarıyla süslü olan edebi dil, gündelik dilin çok üstünde zenginliğe ve derinliğe sahiptir. Bilimsel ve Öğretici Nesir Çeşitli akademik branşlarda yayımlanan makale ve kitaplar bilimsel nesrin içeriğini teşkil ederler. Bilimsel bir iddiası olmayan ancak okuyucuyu bilgilendirme amacı güden yazılar ise didaktik nesrin içeriğini oluştururlar. Günlük Nesir Sözlü nesir ve süreli yayınların içeriğini oluşturduğu türdür. Kurumlar arası yazışmalar da günlük nesir örnekleri arasında kabul edilir. Ünite 2 Hikâye – Öykü Cumhuriyete Kadarki Türk Hikâyesine Genel Bakış Hikâye sözcüğü Türk kültür tarihi içinde mitten modern hikâye ve romana uzanan geniş bir anlam yelpazesine sahiptir. Modern hikâye için tanım: Olay ve durumların insan, zaman ve mekân unsurlarıyla birlikte kurgulanarak, ayrıntılara girilmeden okurlara estetik haz verecek şekilde anlatılmasıdır. Tanzimat Dönemi Modern Türk hikâyesinin erken dönem kare ası; Giritli Aziz Efendi’nin Muhayyelât-ı Aziz Efendi (1852), Emin Nihat’ın Müsameretnâme (1870), Ahmet Mithat Efendi’ninKıssadan Hisse (1870) ve Letâif-i Rivâyât adlı eserleridir. Bunlardan sonraki nesilde Sami Paşazade Sezai Küçük Şeyler (1892), Recaizade Mahmut Ekrem üç kısa hikâyesi ile Nabizade Nazım da Karabibik başta olmak üzere kısa hikâyeleriyle modern Türk hikâyesine katkı yapmışlardır. Hikâyenin gerek yapı gerekse dil bakımından yetkin bir forma ulaşması Halit Ziya’nın eserleriyle mümkün olmuştur. Sanat hayatı boyunca eserleriyle halka ulaşmayı amaç edinen Hüseyin Rahmi’nin eserleri de hikâye türünün popüler olmasında etkili olmuştur. Milli Edebiyat Hikâyesi: Yeni Lisan’la başlayan dilde sadeleşme hareketi Milli Edebiyatın da başlangıcını teşkil eder. Bu dönemde eser vermeye başlayan kalemlerin büyük bölümü Cumhuriyetin ilanından sonra da eser vermeye devam etmişlerdir. Bu dönemin en önemli hikâyecisi Maupassant tarzı hikâye anlayışına bağlı olarak 150 kadar hikâye yazmış olan Ömer Seyfettin’dir. Dili sade, üslubu şairane yazar Ahmet Hikmet Müftüoğlu, diyaloglara geniş yer verenAka Gündüz, Anadolu edebiyatı çığırının başlatıcısı kabul edilen Refik Halit Karay, Balkan Savaşlarının yaşandığı dönemle birlikte toplumcu ve Milli Edebiyat anlayışına dâhil olan Halide Edip, Halide Edip gibi ferdiyetçi anlayışla eser vermeye başlayıp daha sonra toplumsal meselelere eğilen Yakup Kadri de Milli Edebiyat döneminin hikâyecileri arasında yer almaktadır. 1920’lerden sonra Çehov tarzı hikâyeleriyle edebiyatımızda müstesna bir yer edinen Memduh Şevket Esendal ve klasik tarzda 200 kadar hikâye yazmış olan Reşat Nuri Gültekin dönemin diğer hikâye yazarlarıdır. CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK HİKÂYESİ Dört başlık altında değerlendirmek mümkündür: a) Milli edebiyat anlayışını sürdürenler b) Sosyal / Toplumcu gerçekçiler c) Bireyin iç dünyasını esas alanlar d) Yeni arayışlar içinde olanlar İlk Hikâyeciler 1920’ye kadarki dönemde Maupassant tarzı hikâyenin rağbet gördüğünü biliyoruz.Memduh Şevket Esendal sanat hayatının ileri yıllarında Çehov tarzı hikâyeler yazmaya başlar. Esendal bu evrede yazdığı 200 kadar hikâyesinde realist sanata bağlı olmakla birlikte olay örgüsü üzerinde pek durmaz, olaylar genellikle bir anda başlar, okuyucunun merak duygusunu harekete geçirecek unsurlara dikkat etmez, daha çok kişilerin ruh hallerini işaret eden bu hikâyelerde dramatik unsurlar öne çıkar. Esendal’ın hikâyeleri, İmparatorluktan cumhuriyete geçiş döneminin problemlerine odaklanmıştır. Dil bilinci güçlü bir edebiyat insanı olan Esendal’ın 1920’den sonra yazdığı hikâyelerindeki anlatım günlük konuşma diline yaklaşır. Doğallık, onun üslubunun belirgin yanıdır (Bkz. Çehov). Hikâyelerinin büyük çoğunluğu vefatından çok sonra yayımlanabildi. Fahri Celalettin Göktulga (1895-1975) İlk kitabı Talak-ı Selase (1923) çok ilgi gördü. Kına Gecesi (1927), Eldebir Mustafa Efendi (1943), Avurzavur Kahvesi (1948), Salgın (1953), Rüzgâr (1955) yazarın diğer hikâye kitaplarıdır. Eserlerinde geleneksel hikâye tarzına sadık kalmıştır. İnsan mizacı üstünde durur. Kişiler arası ilişkiler etrafında hikâyeler kurgular. Sosyal hayat ve geleneklerdeki değişimlere dikkat çeker. Osman Cemal Kaygılı (1890-1945) Eşkıya Güzeli (1925), Sandalım Geliyor Varda (1938) adlı eserleriyle halk yazarı olarak dikkat çeker. Alt tabakadan insanları hayatlarını realist bakış açısıyla ele alır. Samimi ve mizahidir. Kenan Hulusi Koray (1906-1943) Yedi Meşaleciler’in tek hikâye yazarıdır. Sanat hayatının ilk yıllarında mensur şiirdiyebileceğimiz tarzda eserler veren Kenan Hulusi, ilerleyen yıllarda Vakit gazetesi etrafındaki sosyal gerçekçi guruba dâhil olur. Bir Yudum Su (1929), Bahar Hikâyeleri (1939), Son Öpüş (1939), Bir Otelde Yedi Kişi(1940) isimli kitaplarının dışında gazetelerde kalmış hikâyeleri de vardır. Sosyal Gerçekçiler Birinci Kuşak (1930-1945) Realist yazarlar
Recommended publications
  • 1. Açlık (Knut Hamsun) 2. Aganta Burina Burinata (Halikarnas Balıkçısı) 3
    Roman 1. Açlık (Knut Hamsun) 2. Aganta Burina Burinata (Halikarnas Balıkçısı) 3. Akdeniz (Panait Istrati) 4. Ayaşlı ile Kiracıları (Memduh Şevket Esendal) 5. Babalar ve Oğullar (Turgenyev) 6. Beyaz Diş (Jack London) 7. Beyaz Gemi (Cengiz Aytmatov) 8. Bir Bilim Adamının Romanı (Oğuz Atay) 9. Cemo (Kemal Bilbaşar) 10. Çalıkuşu (Reşat Nuri Güntekin) 11. Çanlar Kimin İçin Çalıyor (Ernest Hemingway) 12. Derviş ve Ölüm (Mehmet Selimoviç) 13. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (Peyami Safa) 14. Don Kişot (Cervantes) 15. Drina Köprüsü (İvo Andriç) 16. Drina’da Son Gün (Faik Baysal) 17. Esir Şehrin İnsanları (Kemal Tahir) 18. Eskicinin Oğulları (Orhan Kemal) 19. Fareler ve İnsanlar (John Steinbeck) 20. Fatih-Harbiye (Peyami Safa) 21. Gora (Rabindranath Tagore) 22. Gün Olur Asra Bedel (Cengiz Aytmatov) 23. İbrahim Efendi Konağı (Samiha Ayverdi) 24. İki Şehrin Hikayesi (Charles Dickens) 25. Kalpaklılar (Samim Kocagöz) 26. Kaplumbağalar (roman) (Fakir Baykurt) 27. Karartma Geceleri (Rıfat Ilgaz) 28. Kayıp Aranıyor (roman) (Sait Faik Abasıyanık) 29. Kiralık Konak (Yakup Kadri Karaosmanoğlu) 30. Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç (Hüseyin Rahmi Gürpınar) 31. Kuyucaklı Yusuf (Sabahattin Ali) 32. Küçük Ağa (Tarık Buğra) 33. Madame Bovary (Flaubert) 34. Mai ve Siyah (Halit Ziya Uşaklıgil) 35. Mor Salkımlı Ev (Halide Edib Adıvar) 36. Onlar da İnsandı (Cengiz Dağcı) 37. Ölü Canlar (Gogol) 38. Robinson Crusoe (Daniel Defoe) 39. Sahnenin Dışındakiler (Ahmet Hamdi Tanpınar) 40. Savaş ve Barış (Tolstoy) 41. Sefiller (Victor Hugo) 42. Sergüzeşt (Samipaşazade Sezai) 43. Ses ve Öfke (William Faulkner) 44. Sinekli Bakkal (Halide Edib Adıvar) 45. Sokakta (Bahattin Özkişi) 46. Suç ve Ceza (Dostoyevski) 47. Tütün Zamanı (roman) (Necati Cumalı) 48. Vadideki Zambak (Balzac) 49.
    [Show full text]
  • PATRIARCHAL STRUCTURES and PRACTICES in TURKEY: the CASE of SOCIAL REALIST and NATIONAL FILMS of 1960S
    PATRIARCHAL STRUCTURES AND PRACTICES IN TURKEY: THE CASE OF SOCIAL REALIST AND NATIONAL FILMS OF 1960s A THESIS SUBMITTED TO THE GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES OF THE MIDDLE EAST TECHNICAL UNIVERSITY BY HAT İCE YE Şİ LDAL ŞEN IN PARTIAL FULFILLMENT OF THE REQUIREMENTS FOR THE DEGREE OF DOCTOR OF PHILOSOPHY IN THE DEPARTMENT OF SOCIOLOGY OCTOBER 2005 Approval of the Graduate School of Social Sciences Prof. Dr. Sencer Ayata Director I certify that this thesis satisfies all the requirements as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy. Assoc. Prof. Dr. Sibel Kalaycıo ğlu Head of Department This is to certify that we have read this thesis and that in our opinion it is fully adequate, in scope and quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy. Prof. Dr. Mehmet C. Ecevit Supervisor Examining Committee Members Prof. Dr. Kurtulu ş Kayalı (DTCF, Hist) Prof. Dr. Mehmet C. Ecevit (METU, Soc.) Prof. Dr. Yıldız Ecevit (METU, Soc.) Assoc. Prof. Dr. Filiz Kardam (Çankaya U. ADM) Assoc. Prof. Dr. Mesut Ye ğen (METU, Soc.) I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work. Name, Last name : Hatice Ye şildal Şen Signature : iii ABSTRACT PATRIARCHAL STRUCTURES AND PRACTICES IN TURKEY: THE CASE OF SOCIAL REALIST AND NATIONAL FILMS OF 1960s Ye şildal Şen, Hatice Ph. D., Department of Sociology Supervisor: Prof.
    [Show full text]
  • Humorists' Narratives on Social Role of Humor In
    HUMORISTS’ NARRATIVES ON SOCIAL ROLE OF HUMOR IN TURKEY IN A HISTORICAL PERSPECTIVE A THESIS SUBMITTED TO THE GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES OF MIDDLE EAST TECHNICAL UNIVERSITY BY MELİKE EĞİLMEZLER BOYLAN IN PARTIAL FULFILLMENT OF THE REQUIREMENTS FOR THE DEGREE OF DOCTOR OF PHILOSOPHY IN THE DEPARTMENT OF SOCIOLOGY SEPTEMBER 2015 Approval of the Graduate School of Social Sciences Prof. Dr. Meliha Altunışık Director I certify that this thesis satisfies all the requirements as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy. Prof. Dr. Ayşe Saktanber Head of Department This is to certify that we have read this thesis and that in our opinion it is fully adequate, in scope and quality, as a thesis for the degree of Doctor of Philosophy. Assist. Prof. Dr. Çağatay Topal Supervisor Examining Committee Members Assoc. Prof. Dr. Nedim Karakayalı (Bilkent Uni.-POLS) Assoc. Prof. Dr. Erdoğan Yıldırım (METU-SOC) Assoc. Prof. Dr. Fatma Umut Beşpınar (METU-SOC) Assist. Prof. Dr. Ersan Ocak (Bilkent Uni.-COMD) Assist. Prof. Dr. Çağatay Topal (METU-SOC) I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work. Name, Last name : Melike EĞİLMEZLER BOYLAN Signature : iii ABSTRACT HUMORISTS’ NARRATIVES ON SOCIAL ROLE OF HUMOR IN TURKEY IN A HISTORICAL PERSPECTIVE EĞİLMEZLER BOYLAN, Melike Ph.D., Department of Sociology Supervisor: Assist. Prof. Dr. Çağatay TOPAL September 2015, 250 pages This dissertation analyzes the social role of humor in Turkish society through the narratives of a collection of prominent humorists.
    [Show full text]
  • Örneklerin Kaynakları
    TÜRKÇE SÖZLÜK’TEKĐ ÖRNEKLERĐN KAYNAKLARI Abbas Sayar Eflâtun Cem Güney Abdülhak Hamit Tarhan Elif Şafak Abdülhak Şinasi Hisar Emine Işınsu Abidin Dino Erzurumlu Emrah Adalet Ağaoğlu Enderunlu Vasıf Ahmet Altan Enis Behiç Koryürek Ahmet Cemal Ercüment Ekrem Talu Ahmet Hamdi Tanpınar Erhan Bener Ahmet Haşim Erzurumlu Emrah Ahmet Hikmet Müftüoğlu Esat Mahmut Karakurt Ahmet Kabaklı Etem Đzzet Benice Ahmet Kutsi Tecer Evliya Çelebi Ahmet Midhat Fahir Đz Ahmet Muhip Dranas Fahri Celâlettin Ahmet Rasim Falih Rıfkı Atay Ahmet Ümit Faruk Nafiz Çamlıbel Aka Gündüz Fazıl Hüsnü Dağlarca Ali Naci Karacan Feridun Fazıl Tülbentçi Anayasa Fikret Otyam Anonim şiir Fuat Köprülü Arif Nihat Asya Fuzuli Asaf Halet Çelebi Gevheri Âşık Ali Đzzet Özkan Haldun Taner Âşık Ömer Halide Edip Adıvar Âşık Veysel Halikarnas Balıkçısı Atai Halit Fahri Ozansoy Atatürk Halit Ziya Uşaklıgil Attilâ Đlhan Halk türküsü Aydın Boysan Hamdullah Suphi Tanrıöver Ayla Kutlu Hasan Âli Yücel Ayşe Kulin Hasan Pulur Azra Erhat Hikmet Münir Ebcioğlu Aziz Nesin Hüseyin Bayaz Bahai Hüseyin Cahit Yalçın Baki Hüseyin Rahmi Gürpınar Bayburtlu Zihni Đbrahim Alâeddin Gövsa Bedri Rahmi Eyüboğlu Đhsan Oktay Anar Behçet Kemal Çağlar Đlker Sarıer Behçet Necatigil Đrfani Bekir Sıtkı Erdoğan Đsmail Hakkı Baltacıoğlu Beynul Akyavaş Đsmet Özel Burhan Felek Karacaoğlan Burhan Günel Kemal Bilbaşar Cahit Külebi Kemal Tahir Cahit Sıtkı Tarancı Kemalettin Kamu Cahit Uçuk Kenan Hulûsi Celâl Bayar Koca Ragıp Paşa Celâl Sahir Erozan Kul Mustafa Cem Sultan Lâtife Tekin Cemil Meriç Leylâ Erbil Cenap Şehabettin
    [Show full text]
  • Haldun Taner Tiyatrosunda Metinlerarasi Okuma
    Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (ERZSOSDER) ÖS-II: 291-298[2015] HALDUN TANER TİYATROSUNDA METİNLERARASI OKUMA INTERTEXTUAL READING IN HALDUN TANER DRAMA Metin AKYÜZ* ÖZET: Okuma, okuryazarlıktan başlayıp evrensel okurluğa kadar gelişim gösteren bir beceridir. Metinlerarasılık da bu beceri düzeylerinden biridir. Metinlerarasılık, her metnin kendinden önceki metinlerle bağının olduğu düşüncesinden doğmuştur. Bir metin içinde yer alan metinlerarası ilişkiler yazar için kurgusal bir özellik, bir yaratım biçimi iken; okur için de bir çözümleme, anlamlandırma biçimidir. Okur, daha önceki okumalarından elde ettiği birikimi yeni okumalarında da kullanarak yazar tarafından oluşturulan metinlerarası kurgunun farkına varmalıdır. Metinlerearası okur, okuma kültürü edinmiş bir okurdur. Bu araştırmada Haldun Taner tiyatrosunda metinlerarası ilişkiler değerlendirilerek metinlerarası okuma örneği sunulacaktır. Haldun Taner, Türk hikâye, deneme ve tiyatrosunun en önemli yazarlarından biridir. Güçlü sanatçı kimliğinin yanında kültür adamı kimliğini de taşıyan Taner, bu özelliğini eserlerine de yansıtmıştır. Onun eserlerinin anlaşılması başka eserlerle olan ilişkilerin farkına varılmasıyla gerçekleşebilir. Taner’in tiyatroları metinlerarası ilişkiler bakımından da anadili öğretiminin önemli bir parçası olarak kullanılabilir. Anahtar sözcükler: Okuma Eğitimi, Metinlerarasılık, Haldun Taner, Tiyatro Metinleri ABSTRACT: Reading is a skill that starts with literacy and develops until being a universal reader. Intertexuality is one of these skill levels. Intertextuality arose from the idea that all texts had a relation with previous texts. While the intertextual relations within a text is a fictional characteristic and a way of creativity, it is a way of analysis and explanation for the reader. The reader should be aware of the intertextual plot structure constructed by the author through his own previous reading experiences. Intertextual reader is a reader who has the reading culture.
    [Show full text]
  • Tde Iv. Sinif Güz Yariyili Tde 415 Eski Türk Edebiyati V Tde 419
    TDE IV. SINIF GÜZ YARIYILI TDE 415 ESK İ TÜRK EDEB İYATI V 1. Hafta XVII. Yüzyılın ilk yarısında Osmanlı Devleti’nin siyasî durumu. XVII. Yüzyılın ilk yarısında Osmanlı Devleti’nin kültürel durumu. XVII. Yüzyılın ilk yarısında edebî durum (a. Kaside, gazel, mesnevi ve hiciv. b. Sebk-i Hindî nedir? İran şiirinde ve Türk şiirinde Sebk-i Hindî ile etkileri. c. XVII. Yüzyılın ilk yarısında nesir). 2. Hafta Nef’î’nin hayatı ve edebî ki şili ği. Nef’î’de Sebk-i Hindî’nin etkisi. Nef’î’nin eserleri ve kasidecili ği. 3-4. Hafta Nef’î’nin Bulak baskısı Dîvân’ından “Na’t”ının okunması ve ö ğrencilere okutulması. şiirin vezninin bulunması ve mısralarda takti edilmesi. Beyitlerin Türkçe düzyazıya çevrimi, açıklanması ve edebî sanatların bulunması. 5-6. Hafta Nef’î’nin rah şiyeleri. Seçilen örnek bir metnin okunması ve ö ğrencilere okutulması. şiirin vezninin bulunması ve mısralarda takti edilmesi. Beyitlerin Türkçe düzyazıya çevrimi, açıklanması ve edebî sanatların bulunması. 7. Hafta Nef’î’nin gazelleri. Seçilen örnek bir metnin okunması ve ö ğrencilere okutulması. şiirin vezninin bulunması ve mısralarda takti edilmesi. Beyitlerin Türkçe düzyazıya çevrimi, açıklanması ve edebî sanatların bulunması. 8. Hafta Ara sınav. 9. Hafta XVII. Yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devleti’nin siyasî durumu. XVII. Yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devleti’nin kültürel durumu. XVII. Yüzyılın ikinci yarısında edebî durum (a. Kaside, gazel, mesnevi. b. Hikmet nedir? Hikemî Tarz nedir? Türk şiirinde Hikemî Tarz. c. XVII. Yüzyılın ikinci yarısında nesir). 9. Hafta Nâbî’nin hayatı ve edebî ki şili ği. Nâbî’nin hikemî tarzı. Nâbî’nin eserleri. 10-11. Hafta Nâbî’nin İstanbul baskısı Dîvân’ından “Azliyye”sinin okunması ve öğrencilere okutulması.
    [Show full text]
  • The Time Regulation Institute As a Satirical Allegory Hilal KAYA1
    Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırmaları Dergisi Güz/Autumn 2018, Cilt/Volume 19 Journal of Social Sciences and Humanities Researches Sayı/Issue 43 The Time Regulation Institute as a Satirical Allegory Hilal KAYA1 Abstract Research Paper This paper focuses on Ahmet Hamdi Tanpınar’s The Time Regulation Institute (1961) as a modern satirical allegory in order to foreground the novel’s critical attitude to the mentality that equates modernization with Westernization. The paper aims to pinpoint that in The Time Regulation Institute Tanpınar intends to shed light on the issue of Turkey’s problematic engagement with modernity and modernization. Unlike A Mind at Peace (Huzur 1949), Tanpınar’s narration in The Time Regulation Institute is not structured around argumentative dialogues between the characters. Rather, the latter depicts Turkey in transformation as a consequence of the project of modernization; more precisely, this study aims to demonstrate that a version of Turkey before, during and after the transformation is humorously displayed. This study aims to contribute not only to the scholarship on Tanpınar’s fiction whose fictional works have rarely been examined as a satirical-allegory but also to the modernity studies. Keywords: Ahmet Hamdi Tanpınar, The Time Regulation Institute, Modernity nnd Modernization Studies, Satirical Allegory. Bir Satirik Alegori Olarak Saatleri Ayarlama Enstitüsü Öz Araştırma Makalesi Bu çalışma Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 1961 yılında yayımlanan Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romanını, modernleşmeyi Batılılaşma ile denk tutan zihniyete karşı takındığı eleştirel tavrı ön plana çıkarmaktadır ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü modern satirik bir alegori olarak ele almaktadır. Diğer bir deyişle, Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde Tanpınar’ın Türkiye’nin modernite ve modernleşme ile olan sorunlu ilişkisi meselesine değindiğini iddia edilebilir.
    [Show full text]
  • Peyami Safa'nın Türk Romancılığındaki Yeri
    Peyami Safa’nın Türk Romancılığındaki Yeri Kâzım YETİŞ* ÖZ Türk edebiyatında roman türü çok yeni bir türdür. Dolayısıyla ilk örnekler geleneği olan şiire nispetle dil bakımından çok daha acemicedir. Bu biraz da nesir dilinin hayatı anlatma bakımından yetersiz olmasındandır. Ayrıca Türk dilinin sosyal meseleleri anlatma imkânlarının dar olduğunu da belirtmeliyiz. Bir bakıma nesir dili ile roman dili beraber gelişti. Belki birinin gelişmesi diğerini etkiledi. Bunda Peyami Safa’nın payı büyük olmuştur. Öte yandan sadece dil noktasından değil, ele alınan konular bakımından da roman türünde önemli gelişmeler olmuştur. Başlangıçta son derece dar veya sınırlı konular işlenirken giderek hem ülkenin çeşitli meseleleri kucaklanmış, hem de insan derinlemesine ele alınmış, psikolojik tahliller yapılmış, beşerî alanda ülkeler arası problemler irdelenmiştir. Belki de bu konuda en büyük gelişme Peyami Safa’nın romanlarında görüldüğü gibi çeşitli bilim dallarının romanlarda ele alınmasıdır. Elbette bu konuda Türk romanında en büyük gelişme roman tekniği noktasından olmuştur. ฀emsettin Sami’nin romanı ile Peyami Safa’nın romanları arasındaki teknik fark bu konuyu bize anlatır. Şu hâlde Peyami Safa, Türk romanının dil, muhteva, teknik bakımdan gelişmesinde önemli bir paya sahiptir. Hatta bu konuda birkaç isimden biridir. Anahtar Kelimeler: Roman, Türk edebiyatı, nesir, gelişme, teknik, muhteva. ABSTRACT The Place of Peyami Safa in Turkish Novel Novel is a new type in Turkish literature. Therefore, the first examples are simple in terms of language according to the poem which has a tradition. This is because language of prose is inadequate to tell life. Also, Turkish language has a weak possibility to tell social issues. The * Prof. Dr., İstanbul Aydın Üniversitesi, e-posta: [email protected] Kâzım YETİŞ 290 62 language of prose and novel developed together in a way.
    [Show full text]
  • Doktora Tezi
    SÜREYYA EL SÜREYYA Doktora Tezi Đ F AKSOY PEYAM AKSOY F PEYAM Đ SAFA’NIN ROMANLARINDA MODERNLE ŞME VE MEKÂN Đ SAFA’NIN ROMANLARINDA MODERNLE ROMANLARINDA SAFA’NIN SÜREYYA EL ĐF AKSOY Ş ME VE MEKÂN B MEKÂN VE ME Đ LKENT 2009 LKENT TÜRK EDEB ĐYATI BÖLÜMÜ Bilkent Üniversitesi, Ankara Eylül 2009 Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü PEYAM Đ SAFA’NIN ROMANLARINDA MODERNLE ŞME VE MEKÂN SÜREYYA EL ĐF AKSOY Türk Edebiyatı Disiplininde Doktora Derecesi Kazanma Yükümlülüklerinin Parçasıdır TÜRK EDEB ĐYATI BÖLÜMÜ Bilkent Üniversitesi, Ankara Eylül 2009 Bütün hakları saklıdır. Kaynak göstermek ko şuluyla alıntı ve gönderme yapılabilir. © Süreyya Elif Aksoy, 2009 Anneme, karde şime, babamın kıymetli hatırasına ve kedilerime Bu tezi okudu ğumu, kapsam ve nitelik bakımından Türk Edebiyatında Doktora derecesi için yeterli buldu ğumu beyan ederim. ................................................... Yrd. Doç. Dr. Laurent Mignon Tez Danı şmanı Bu tezi okudu ğumu, kapsam ve nitelik bakımından Türk Edebiyatında Doktora derecesi için yeterli buldu ğumu beyan ederim. ................................................... Prof. Talât Halman Tez Jürisi Üyesi Bu tezi okudu ğumu, kapsam ve nitelik bakımından Türk Edebiyatında Doktora derecesi için yeterli buldu ğumu beyan ederim. ................................................... Prof. Dr. Kurtulu ş Kayalı Tez Jürisi Üyesi Bu tezi okudu ğumu, kapsam ve nitelik bakımından Türk Edebiyatında Doktora derecesi için yeterli buldu ğumu beyan ederim. ..................................................
    [Show full text]
  • Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar MUSTAFA BAYDAR 1920 Yılında Gümülcine’De Doğdu
    MUSTAFA BAYDAR Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar MUSTAFA BAYDAR 1920 yılında Gümülcine’de doğdu. 1944’te İstan bul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi. Sivas, Diyarbakır, Erzincan ve Erzurum gibi Anado- lu’nun çeşitli yerlerinde bir süre edebiyat öğ retmenliği yaptı. 1950’de İstanbul’da gazeteciliğe başladı, çeşit li gazete ve dergilerde yazıları yayımlandı. Uzun yıllar Cumhuriyet gazetesinde muhabir, yazar ve tashih şefi olarak çalışan Baydar, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden 1971 ve 1973’te Gazetecilik Başarı Ödülü aldı, Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan da Başarı Ödülü alan, 1976 yılında hayatını kaybeden Baydar’ın diğer kitapları şunlardır: Atatürk ve Devrimlerimiz, Atatürk Diyor ki, Ata- türk’le Ko nuşmalar, Kabakçı Mustafa İsyanı, 31 Mart Vak’ası, Attila, Kubilay, Ahmet Mithat Efendi, Hamdullah Suphi Tanrıöver ve Anıları, Yeni Türk Hikâyecileri Antolojisi. İletişim Yayınları 2201 • Edebiyat Eleştirisi 48 ISBN-13: 978-975-05-1813-3 © 2015 İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2015, İstanbul YAYINA HAZIRLAYAN Kıvanç Koçak KAPAK Suat Aysu UYGULAMA Hüsnü Abbas DÜZELTİ Emre Bayın BASKI ve CİLT Sena Ofset · SERTİFİKA NO. 12064 Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi B Blok 6. Kat No. 4NB 7-9-11 Topkapı 34010 İstanbul Tel: 212.613 38 46 İletişim Yayınları · SERTİFİKA NO. 10721 Binbirdirek Meydanı Sokak, İletişim Han 3, Fatih 34122 İstanbul Tel: 212.516 22 60-61-62 • Faks: 212.516 12 58 e-mail: [email protected] • web: www.iletisim.com.tr MUSTAFA BAYDAR Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar Bu kitabımı aziz eşim Şadıman’a adıyorum. M. B. İÇİNDEKİLER Yayına Hazırlayanın Notu ......................................................................................... 11 SUNUŞ Diyorlar ki Müellifi Ne Diyor? ............................................................................ 13 ÖNSÖZ Bu Kitap Niçin Hazırlandı? .................................................................................... 17 HALİDE EDİB ADIVAR .....................................................................................................
    [Show full text]
  • Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Hikâye Ve Romanlarında Duyuların Yansıması
    T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI 2015-YL-073 AHMET HAMDİ TANPINAR’IN HİKÂYE VE ROMANLARINDA DUYULARIN YANSIMASI Hazırlayan Engin KORKMAZ Tez Danışmanı Doç. Dr. H. Yasemin MUMCU AYDIN – 2015 T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE AYDIN Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı öğrencisi Engin KORKMAZ tarafından hazırlanan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Hikâye ve Romanlarında Duyuların Yansıması başlıklı tez, ….... /….../2015 tarihinde yapılan savunma sonucunda aşağıda isimleri bulunan jüri üyelerince kabul edilmiştir. Unvanı, Adı Soyadı Kurumu İmzası Başkan : Doç. Dr. H.Yasemin MUMCU ADÜ Üye :Yard. Doç. Dr.Berna AKYÜZ SİZGEN ADÜ Üye : Yard. Doç. Dr.Özlem NEMUTLU CBÜ Jüri üyeleri tarafından kabul edilen bu Yüksek Lisans tezi, Enstitü Yönetim Kurulunun ……… Sayılı kararıyla ………………..............tarihinde onaylanmıştır. Prof. Dr. Recep TEKELİ Enstitü Müdürü iii iv T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE AYDIN Bu tezde sunulan tüm bilgi ve sonuçların, bilimsel yöntemlerle yürütülen gerçek deney ve gözlemler çerçevesinde tarafımdan elde edildiğini, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce, sonuç ve bilgilere bilimsel etik kuralların gereği olarak eksiksiz şekilde uygun atıf yaptığımı ve kaynak göstererek belirttiğimi beyan ederim. Engin KORKMAZ v vi ÖZET AHMET HAMDİ TANPINAR’IN HİKÂYE VE ROMANLARINDA DUYULARIN YANSIMASI Engin KORKMAZ Yüksek Lisans Tezi, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Doç. Dr. H.Yasemin MUMCU 2015, .243 sayfa Bu çalışmamızın konusu, Cumhuriyet dönemi yazarlarından bireyin iç dünyasını ele alan, modernizmin öncüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın hikâye ve romanlarında beş duyunun eserlerdeki yeridir. Beş duyumuz vasıtasıyla dış dünyamızın bilgilerini duyumsadığımız uzun zamandan beri bilinmektedir.
    [Show full text]
  • Durham E-Theses
    Durham E-Theses The development of the Turkish drama as a vehicle for social and political comment in the post-revolutionary period, (1924 to the present Robson, Bruce How to cite: Robson, Bruce (1970) The development of the Turkish drama as a vehicle for social and political comment in the post-revolutionary period, (1924 to the present, Durham theses, Durham University. Available at Durham E-Theses Online: http://etheses.dur.ac.uk/10239/ Use policy The full-text may be used and/or reproduced, and given to third parties in any format or medium, without prior permission or charge, for personal research or study, educational, or not-for-prot purposes provided that: • a full bibliographic reference is made to the original source • a link is made to the metadata record in Durham E-Theses • the full-text is not changed in any way The full-text must not be sold in any format or medium without the formal permission of the copyright holders. Please consult the full Durham E-Theses policy for further details. Academic Support Oce, Durham University, University Oce, Old Elvet, Durham DH1 3HP e-mail: [email protected] Tel: +44 0191 334 6107 http://etheses.dur.ac.uk 2 The copyright of this thesis rests with the author. No quotation from it should be published without his prior written consent and information derived from it should be acknowledged. THE DE^^LOPtiEKT OF THE TURKISH DRAIIA AS A VEHICLE FOR SOCIAL AND POLITICAL COMJENT IN THE POST-REVOLUTIONARY PERIOD. (1924 TO THE PRESENT.) BRUCE ROBSON A THESIS SUBMITTED FOR THE DECTREE OF M.A, OF THE UNIVERSITY OF DURHAM.
    [Show full text]