Rapor No: 208, Mayıs 2017

LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: HALKININ GÖÇÜ

ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ CENTER FOR MIDDLE EASTERN STRATEGIC STUDIES

ORSAM

Süleyman Nazif Sokak No: 12-B Çankaya / Ankara Tel: 0 (312) 430 26 09 Fax: 0 (312) 430 39 48 www.orsam.org.tr, [email protected] LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ

ORSAM Rapor No: 208

Mart 2017

ISBN: 978-605-9157-17-9

Ankara - TÜRKİYE ORSAM © 2017 Bu raporun içeriğinin telif hakları ORSAM’a ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak makul alıntılar dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, yeniden yayımlanamaz. Bu raporda yer alan değerlendirmeler yazarına aittir; ORSAM’ın kurumsal görüşünü yansıtmamaktadır. Hazırlayan: Ayşe Selcan ÖZDEMİRCİ, Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü Araştırma Görevlisi

ORSAM 2 Rapor No: 208, Mart 2017 İçindekiler

Özet ...... 5 Takdim ...... 7 GİRİŞ ...... 10 1. MADUN BİR GRUP OLARAK MARDİNLİLER ...... 11 2. FARKLILIKLAR VE KİMLİK TANIMININ AŞAMALARI ...... 12 3. BÖLGE TARİHİ HAKKINDA KISA BİR DEĞERLENDİRME: MARDİN’DEN LÜBNAN’A ..... 13 4. MARDİN’DEN LÜBNAN’A GÖÇ EDEN TOPLUMSAL GRUPLAR ...... 16 4.1.Kürtler (Kurmanci) ...... 16 4.2. Süryaniler ...... 18 4.3. Araplar (Merdalliler) ...... 20 5. LÜBNAN’A MARDİNLİ GÖÇLERİNİN NEDENLERİ ...... 23 5.1. Savaş ve Zorunlu Hizmet ...... 23 5.2. İsyanlar ve istikrarsızlık ...... 23 5.3. Türkiye Cumhuriyeti’nin İlanı ve Bölgesel Politikalar ...... 23 5.4. Ekonomik Problemler ...... 23 6. LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLERİN TEMEL PROBLEMLERİ ...... 24 6.1. Vatandaşlık ...... 24 6.2. Eğitim ...... 26 6.3. Toplumsal Dışlanma-Milliyetçilik ...... 27 6.4. Siyasal Temsil ...... 28 SONUÇ VE ÖNERİLER ...... 29 NOTLAR ...... 32

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 3

TAKDİM

ORSAM 2009 yılında “Unutulan Türkler: Lübnan’da Türk Varlığı” başlığı altında bir ra- por yayımladı. Bu raporda Lübnan’daki Türk varlığını tespit etmeye yönelik detaylı bir çalışma ortaya konmuştu. Bunu takiben aradan geçen 6 yıllık süre içinde Türkiye ve Lübnan’daki Türkmen varlığı arasındaki ilişkilerin geliştiğine şahit olduk. Buna paralel Lübnan’da yeni Türkmen yerleşimlerinin olduğu anlaşıldı ve raporun güncellenmesi ihti- yacı doğdu. T.C. Başbakanlık Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın ver- diği destek ile yine saha çalışmasına dayalı olarak rapor güncellendi ve “Türkiye-Lübnan Dostluk Köprüsü: Lübnan’da Türk Varlığı ve Osmanlı Mirası” başlığı ile Haziran 2015 tarihinde yeniden yayımlandı. Bu raporda Lübnan Türkmenlerinin ötesinde Türkiye ile tarihsel bağları olan Mardinliler, Girit Türkleri, Anadolu kökenli aileler, Çerkesler, gibi topluluklar da çalışma kapsamına dahil edildi.

Bu çalışmaların yapılmasının bir diğer önemi ve sonucu her bir ayrı topluluk için daha detaylı çalışmaların gerekli olduğunun görülmesiydi. Bu düşüncenin sonucunda Lüb- nan’daki Mardinli toplumuna ilişkin ayrı bir rapor hazırlanması düşüncesi gelişti. Büyük çoğunluğu Beyrut ve Beka’da yaşayan Lübnanlı Mardinliler 1940’larda ekonomik neden- lerle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden göç etmiş kişilerden oluşmakta. Lübnanlı Mar- dinlilerin Türkiye ile yakın bağları devam ediyor ve bir kısmı Türk vatandaşlığını da ko- ruyor. Lübnan’da halen 25-30 bin civarında Mardinlinin yaşadığı düşünülüyor, ve bunlar arasında da yaklaşık 15 bin civarında Türk vatandaşlığı bulunanlar olduğunu elinizdeki rapor ile tespit etmiş olduk. Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü’nde Araştırma Gö- revlisi Selcan Özdemirci tarafından kaleme alınan elinizdeki rapor ile Lübnan’daki Mar- dinlilerin tarihsel geçmişi, Mardin’den Lübnan’a göç eden toplumsal grupların kimlik tanımlamaları, Lübnan’a Mardinli göçlerinin nedenleri, Lübnan’daki Mardinlilerin temel problemleri ve buna yönelik çözüm önerileri gibi konular çok detaylı şekilde ele alınıyor. Bu yetkin çalışma ile önemli bir açığın kapatıldığını da umuyoruz.

Bu raporun hazırlanması konusunda öncelikle T.C. Beyrut Büyükelçisi Sayın Çağatay Erciyes’e teşekkür etmek istiyoruz. Sayın Erciyes, seleflerinin inisiyatiflerini devam etti- rerek Lübnan’daki Türk varlığı konusundaki akademik çalışmalara büyük önem atfediyor. Kendisi hem Mardinliler konusunda bir rapor hazırlanması konusundaki teşviki, hem de saha çalışması sırasında verdiği destek ile raporun yayımlanmış olmasında en fazla emeği olan kişilerin başında geliyor. İkinci olarak raporun yazarı Selcan Özdemirci’ye Lübnan’da gerçekleştirdiği saha çalışması ve bu detaylı raporu kaleme aldığı için teşek- kür ediyoruz. Bunun yanı sıra Özdemirci’nin saha çalışması sırasında gerekli görüşme- leri ayarlama konusunda büyük yardımı dokunan ve kendisi de bir Mardinli olan Yeni Nesil Derneği Temsilcisi Gülşen Sağlam’a teşekkürlerimizi iletiyoruz. Son olarak saha çalışması sırasında değerli zamanlarını ve bilgilerini bizimle paylaşan tüm Mardinli top- lumu temsilcilerine katkılarından dolayı şükranlarımızı sunarız. Herkese iyi okumalar diliyoruz. Doç. Dr. Şaban Kardaş ORSAM Başkanı

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 5

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 ORSAM ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

Hazırlayan: Ayşe Selcan ÖZDEMİRCİ, Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü Araştırma Görevlisi

LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ

ÖZET 18 farklı mezhebin varlık gösterdiği üç ana gruba, dinî bakımdan ise Süryani Lübnan’da sosyal ve siyasal yapı, söylemini (Hristiyan Ortodoks) ve Müslüman (Sün- mezhepsel farklılıklar üzerinden inşa et- ni) olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. miştir. Tüm sistemin mezhep kotalarına Ancak Mardinlilerin literatürde genellikle dayalı olduğu ülkede azınlıklar başta si- yanlış anlamaya sebebiyet verecek şekilde yasal temsil ve sosyal haklar olmak üzere Lübnan Kürtleri olarak adlandırıldığı gö- birçok temel meselede ciddi problemler rülmektedir. Kürtler, Mardin’den Lübnan’a yaşamaktadır. Bu çalışma yirminci yüzyıl göç eden üç grup içerisinde bugün yak- başından itibaren Mardin’den Lübnan’a laşık toplam nüfusun %10-15’ini oluştur- farklı zamanlar ve farklı sebeplerle göç maktadır. Buna karşın Lübnanlı Mardinli- etmiş bir azınlık grubu olarak Mardinlilerin ler uzun yıllar boyunca sadece Kürt olarak sosyal ve siyasal durumlarını tarihsel bir adlandırılmıştır. Çoğunluğu oluşturan perspektif ile ele alarak, bu madun grubun Arap asıllı Mardinlilerin bu isimlendir- karşılaştığı temel problemleri yapılan meye yönelik itirazları günümüzde yavaş mülakatlar ve saha gözlemleri yardımıyla yavaş toplumsal karşılık bulmaya başla- ortaya koymayı amaçlamaktadır. Rapor mıştır. Nitekim bu raporun çıkış nokta- Mardinli Lübnanlıların homojen bir grup sı da Mardinlilerin kendilerine atfedilen olmadığını, kimlik ve aidiyetlerini farklı kimliğe itirazları ve Lübnan’da karşılaş- referanslar üzerinden kurduklarını, dola- tıkları problemleri 2016 yılında Türkiye yısıyla var olan siyasal sistemde yaşadık- Cumhuriyeti Beyrut Büyükelçiliği aracılığı ları temel problemlerde bu farklılıkların ile ORSAM’a iletmeleri olmuştur. göz ardı edilmesinin de etkili olduğunu göstermeye çalışmaktadır. Mardinli Süryaniler Lübnan’a geldik- lerinde Hristiyan nüfus tarafından 22 Şubat 2017 tarihi itibariyle Beyrut sahiplenilmiş, ihtiyaçları cemaat ve Büyükelçiliğimize kayıtlı vatandaş sayısı vakıflar tarafından karşılanmış dolayısıyla 18.642’dir ve bu sayının yaklaşık %85’ini Arap asıllı Mardinlilere kıyasla daha kolay Mardinliler oluşturmaktadır. Bunun- bir uyum süreci yaşamışlardır. Toplumsal la birlikte Beyrut Büyükelçiliği bugün yaşamda ciddi bir problemle karşılaşma- Lübnan’da yaşayan Mardinli nüfusunun yan Süryaniler, Lübnan siyasetine aktif bir 25-30.000 civarında olduğunu tahmin şekilde dâhil olmamayı tercih etmişlerdir. etmektedir. Lübnan’da yaşayan Mardin- Kendilerini din üzerinden tanımlayarak liler etnik köken bakımından Aramiler/ hızlı bir entegrasyon süreci yaşamışlardır. Asuriler, Kürtler ve Araplar olmak üzere Arap asıllı Mardinlilerin ise kimlik ve

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 7 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

aidiyet tanımlamalarını Türkiye ve Lübnan Üniversite eğitimi alan genç Mardinliler, üzerinden yaptıkları görülmektedir. Mer- aldıkları yüksek puanlar ve gösterdikleri dalliler kendilerini Arap asıllı Türk, Mar- başarılara rağmen etnik kökenleri ne- dinli Arap, Lübnanlı Türk veya sadece deniyle ülke üniversitelerinden çok zor Mardinli gibi ifadeler kullanarak tanım- kabul aldıklarını ifade etmişlerdir. Kendi- lamaktadır. Mülakat yapılan Merdalliler lerine gerçek Lübnanlı olmadıklarının sık 1 “Bizim Türkiye’den geldiğimiz lehçemiz- sık hatırlatıldığını ve bir vasıta bulmadan den anlaşılıyor, Kürtler ise ya Kurmanci saygın eğitim kurumlarına girebilmenin ya da Lübnan ammicesi konuşuyor ama ya da iyi bir iş bulabilmenin neredeyse Lübnanlılar bize ‘siz Kürtsünüz’ diyorlar, imkânsız olduğunu dile getirmişlerdir. Özellikle genç kuşak Mardinliler arasın- bizler bunu değiştirmek için uğraşıyoruz” da Türkiye’de eğitim almak isteyenler de serzenişinde bulunmaktadır. çeşitli zorluklar yaşadıklarını ifade et- Lübnan’a Mardinli göçünün nedenlerini mişlerdir. Bu noktada Türkiye’de eğitim alabilmelerini sağlayabilecek desteği ta- dört ana başlık halinde ele almak müm- lep etmektedirler. Ayrıca Türkiye-Lüb- kündür: Savaş ve zorunlu hizmet, isyanlar nan arasında öğrencilere sağlanan burs ve istikrarsızlık, Türkiye Cumhuriyeti’nin imkânlarından yararlanamadıklarını da İlanı ve dönemin kimlik politikaları ve belirtmektedirler. Ayrıca bir diğer önem- son olarak da ekonomik problemlerdir. li problem olan işsizlik konusunda da Bu problemler nedeniyle ve ‘geri dön- Türkiye’den destek bekleyen Mardinliler, mek üzere’ genellikle Beyrut’a yerleşen Lübnan içerisinde faaliyet gösteren Türk Mardinlilerin bugün karşı karşıya kaldığı firmaları ile daha yakın ilişkiler kurmak problemleri; vatandaşlık, eğitim, toplum- ve buralarda istihdam edilebilmelerine sal dışlanma/milliyetçilik ve siyasal temsil yönelik fırsatların yaratılmasını talep olmak üzere yine dört temel başlık altında etmektedirler. incelemek mümkündür. Mardinliler, kendilerinin dinî mezhep- Mardinliler vatansız kabul edildikleri lerine göre değil Ermenilere uygulandığı Lübnan’da vatandaşlıklarını elde edene üzere2 etnik kökenlerine bakılarak siyase- kadar uzun ve zorlu bir mücadele vermiş- ten temsil edilmesi gerektiğini düşünmek- lerdir. Mardinlilerin vatandaşlığına ilişkin te, en azından mecliste Sünnilere ayrılan 1994’e dek süren –birkaç istisnai dönem 27 koltuktan birinin Mardinlilere veril- hariç– son derece kısıtlayıcı uygulamalar mesini talep etmektedirler. Hâlihazırda hem toplumsal uyumu zorlaştırmış hem yürürlükte olan sistem Mardinlilerin de Mardinlilerin eğitim, sağlık, çalışma temsilinden ziyade Lübnan asıllı Sünnileri başta olmak üzere birçok alanda karşı- desteklemeleri üzerine işlemekte, bu ne- laştığı sayısız probleme kaynaklık etmiş, denle mecliste yer alamayan Mardinliler bu toplumsal grubun hem kamusal hem yaşadıkları toplumsal ve ekonomik prob- lemlerin çözümü için gerekli siyasal irade- de toplumsal yaşamdan dışlanmasına ne- ye dâhil olamamaktadırlar. Bununla bir- den olmuştur. Ayrıca Mardinliler Türkiye likte 2016 yılında gerçekleştirilen Belediye vatandaşlığını alma konusunda da çeşitli seçimlerinde ilk defa Mardinliler, belediye sıkıntılar yaşadıklarını belirtmişlerdir. İş- başkanlığı ve belediye meclis üyeliği elde lemlerin çok uzun sürmesi, vatandaşlık edebilmişlerdir. için istenen belgelerin teminine dair yaşa- nan maddi ve manevi yük gibi zorluklara Lübnan’da her toplumsal grubun bir ha- dair yeni yasal düzenlemeler ve işlemleri misi olduğunu ifade eden Mardinliler, et- kolaylaştırabilecek tedbirlerle vatandaşlık nik kökenleri, Türkiye ile olan bağları ve başvuru sürecinin daha hızlı neticelenme- Lübnan asıllı olmadıkları gerekçeleriyle sini talep etmektedirler. kamusal ve sosyal alanda birçok kısıtla-

ORSAM 8 Rapor No: 208, Mart 2017 LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ ORSAM maya maruz kaldıklarını dile getirmekte bilir. Mardinliler tarafından kurulan Yeni ve Türkiye’nin kendilerine maddi ve ma- Nesil Derneği, Ravda Kültür Merkezi ve nevi daha fazla destek vermesini talep Lübnan Türk Gençlik Derneği gibi sivil etmektedirler. Mardinliler özellikle 1994 toplum kuruluşları, dernekler ile Türkiye yılı itibariyle Lübnan vatandaşlığına geçiş tarafından açılan TİKA, Yunus Emre Kül- sayılarının artmasına paralel olarak ciddi tür Merkezi gibi kurumların kendileri bir kimlik ve öz bilinç geliştirmeye başla- için son derece faydalı olduğunu belirten mışlar, tüm göç edenlere Kürt denilmesine Mardinliler, tüm bu kuruluşlar arasında ilişkin itirazlarını daha örgütlü bir halde koordinasyonu sağlayacak ve kendi prob- dile getirmeye başlamışlardır. Bu kimlik lemlerini kendilerinin çözmesi için ge- inşası ve farkındalığın artışında vatan- rekli alt yapıyı sunacak bir çatı kuruma; daşlık ve eğitim seviyesinin yükselmesine hâlihazırda faaliyet gösteren tüm dernek- paralel olarak Türkiye’nin Ortadoğu po- leri çatısı altında toplayabilecek bir sivil litikalarında daha yakın ilişkiler kurmaya toplum kuruluşuna ihtiyaç duyduklarını başlamasının da etkili olduğu ifade edile- dile getirmektedirler.

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 9 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

GİRİŞ

Lübnan heterojen nüfus yapısı ve bu yapı- da mezhepsel kota sisteminin yürürlükte nın yönetiminde benimsediği ortaklaşma- olduğu Lübnan’da, 1932 yılından günü- cı demokrasi (consociational democracy) müze dek nüfus sayımının yapılmadığını, sistemi ile Ortadoğu’nun diğer ülkele- dolayısıyla uygulamadaki mezhep kotala- rinden ayrılan ve tüm bölge üzerinde et- rının fiilî nüfusa oranla belirlenmediğini kisi olan önemli bir ülke konumundadır. hatırda tutmak faydalı olacaktır. Özellikle Lübnan’ın yönetim biçimi parlamenter iç savaş dönemi (1975-1990) ve sonrasın- demokrasidir ve söz konusu yönetim şekli da Hristiyan nüfusun yoğun oranda ülke konfesyonalizm (taifiyye) ile biçimlendi- dışına buna mukabil İsrail’in Filistin sal- rilmiştir. Mezheplere dayalı kota sistemi dırısı ve son dönemde Suriye iç savaşının ülkenin sadece siyasal ve idari yapısını da etkisiyle (2011’den günümüze) Müslü- belirlemekle kalmaz, aynı zamanda kamu manların –Sünniler ağırlıklı olmak üzere– kurumlarından orduya, medeni hukuk- Lübnan’a göç etmesiyle, demografik yapı tan sosyal yaşamın düzenlenmesine kadar hızla değişmiştir. Yapı değişirken sistem derine işlemiş tüm noktalarda varlığını herhangi bir esneklik göstermemekte ve sürdürür. Bu nedenle ülkede sosyal yapı bu nedenle toplumsal gruplar siyasal alan- ve siyasal düzen üzerinde etnik köken, da tam anlamıyla gerçek bir temsil imkânı dâhil olunan dinî cemaat gibi alt toplum- bulamamaktadır. Bu bağlamda Mardinli- sal grupların etkisi son derece büyüktür. ler, Lübnan toplumsal grupları içerisinde Bu çerçevede ülkede tek bir Lübnanlılık ötekilerden bazılarına denk düşmekte ve kimliğinden ziyade, gruplar arasında ai- sistemin madunları olarak karşımıza çık- diyet algısının ve kimlik tanımlamalarının maktadır. Bu rapor yirminci yüzyıl başın- çok çeşitlilik gösterdiği ifade edilebilir. dan itibaren Mardin’den Lübnan’a farklı Lübnan’da teoride farklılıkların ya da bir zamanlar ve farklı sebeplerle göç etmiş başka ifade ile ötekinin varlığını garanti al- Mardinlilerin sosyal ve siyasal durumla- tına alarak toplumsal bütünlüğü oluştur- rını tarihsel bir perspektifle ele alarak, bu mayı hedefleyen siyasal sistem, pratikte madun grubun karşılaştığı temel problem- farklılıkların altının daha kalın çizgilerle leri yapılan mülakatlar ve saha gözlemleri çizilmesine, mezhepler arasındaki ihtilaf- yardımıyla ortaya koymayı amaçlamakta- ların daha da derinleşmesine dönüşmek- dır. Ayrıca bu rapor, literatürde genellikle tedir. yanlış anlamaya sebebiyet verecek şekil- de Lübnan Kürtleri olarak adlandırılan Ülkede yönetimden seçimlere, kamu çalı- Mardinli Lübnanlıların homojen bir grup şanlarından özel şirketlere tüm alanlarda olmadığını, kimlik ve aidiyetlerini farklı uygulanan kota sistemi, bazı toplumsal referanslar üzerinden kurduklarını dolayı- gruplar lehine işlerlik kazanmakta, bu sıyla var olan siyasal sistemde yaşadıkları durum toplumsal ve siyasal alanda, öteki temel problemlerde bu farklılıkların göz toplumsal grupların dışarıda bırakılma- ardı edilmesinin de etkili olduğunu gös- sına neden olmaktadır. Hemen her alan- termeye çalışmaktadır.

ORSAM 10 Rapor No: 208, Mart 2017 LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ ORSAM

1. MADUN BİR GRUP OLARAK MARDİNLİLER

Lübnan’da yaşamını sürdüren ve ülkedeki devlet gruplarının tarihiyle iç içe geçtiğini varlıkları eskilere dayanan Mardinlileri, ifade eder.4 Antonio Gramsci’nin kullandığı bağlam- da bir madun grup olarak değerlendirmek Bir başka ifade ile madunu tanımlamak mümkündür. Gramsci, madun kavramını ve konuşma imkânlarını yahut konuşa- bilirliklerini, yani özne haline gelebilme proleter sözcüğünün neyi içermediğini imkânlarını sorgulamak için bir anlamda analiz ederken kullanmış, sömürge son- yok veya sessiz sayıldıkları devletin tari- rası Hindistan çalışmaları yürüten Ranajit hini farklı bir okumaya tabii tutmak ve bu Guha ve Gayatri C. Spivak ise kavramın tarih yazımının madun gruplar üzerindeki içeriğini geliştirerek madunu “yukarıya etkisini detaylı analiz etmek gerekir. Zira doğru –ve bir anlamda dışa dönük– top- “(...) tarihçi, en ilkel dönemlerden başlaya- lumsal devingenlik (mobility) ile ilişkisi rak birlik meydana getiren özerkliğe yöne- kesilen insanlar ve gruplar”ı ifade etmek lik gelişme hattını kaydetmeli ve keşfetme- için kullanmıştır.3 Temel özelliği konuşa- lidir”.5 Bu çerçevede madun, bir toplumda bilmek olan özne, kendi varoluşunu bir ötekilerden bazılarına6 denk düşmektedir anlamda sesi kısılmış kitleler üzerinden ve siyasal alanda sessiz kılınan bu bazıla- kurgularken madunu toplumsal ve siyasal rına denk düşen Mardinlilerin konuşma olanın dışında bırakmaktadır. Sosyal, eko- imkânlarının araştırılması için öncelikle nomik ve kültürel manada dışarıda bıra- Mardinlilerin kimliği ve bu kimliğin inşa edildiği toplumun tarihi incelenmelidir. kılmış madun, özne olma eşiğinde bir an- Bu nedenle rapor, Mardinlilerin Lübnan lamda “arada kalmış”lığı ifade etmektedir. ile şekillenen tarihini yeniden okumaya Gramsci, Hapishane Defterleri’nde toplu- tabii tutarak söz konusu grubun siyasal mun işleyiş mekanizmaları içerisinde yer temsil imkânlarını ve kendilerine atfedilen bulamayan madun sınıfların tanımları kimlikle ilintili olarak Lübnan’da yaşadık- itibariyle devlet olana kadar birleşemeye- ları temel problemleri araştırmaktadır. ceklerini, bu nedenle de madun grupların tarihinin sivil toplumun, devletlerin ve

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 11 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

2. FARKLILIKLAR VE KİMLİK TANIMININ AŞAMALARI

Birçok çalışmada Lübnan’daki Mardinli nenmiştir. Bu bağlamda farklı zamanlarda varlığı genellikle Lübnan Kürtleri olarak Mardin’den göç etmiş Lübnanlıların etnik ele alınmış ve Türkiye’den Lübnan’a fark- köken bakımından Aramiler/Asuriler10, lı tarihlerde göç etmiş olan bu heterojen Kürtler ve Araplar olmak üzere üç ana grup Kürt kimliği altında incelenmiştir. gruba ayrıldığı ifade edilebilir. Dinî bakım- Örneğin Guita G. Hourani The of dan ise Süryani (Hristiyan Ortodoks) ve : Socioeconomic Mobility and Müslüman (Sünni) olmak üzere iki gruba Political Participation via Naturalizati- ayırmak mümkündür. on başlıklı kapsamlı raporunda, Mardin- lilerin grup içi farklılıklarını belirtmekle Toplumsal grupların aidiyetlerini mezhep birlikte söz konusu topluluğu Lübnan üzerinden kurduğu Lübnan’da Mardinliler Kürtleri olarak adlandırmıştır.7 Yine ko- için durum farklılık arz etmektedir. Arap- nuyla ilgili David McDowall’in The Kurds lar (Merdalliler) kendilerinin Sünni taifeye başlıklı raporunda, iç savaş döneminde sa- eklemlenmesine sosyal ve siyasi sebepler- yıları 70.000 civarında8 olan Lübnan’daki le itiraz ederken, kimliklerini Arap asıllı Kürt nüfusun büyük kısmını Mardin’den Türklük11 üzerinden inşa etmekte ve öteki gelenlerin oluşturduğunu ifade etmiş ve Mardinliyi –Kurmanci konuşan Kürtler raporda Mardinliler, Kürt olarak kimlik- ile Hristiyan Süryaniler olmak üzere– biri lendirilmiştir.9 etnik, diğeri dinî farklılık üzerinden ta- nımlayıp kurgulamaktadırlar. Kürt gruplar Genel kabulün aksine, gerek bu alanda kendilerini etnik köken bakımından diğer yazılmış eserlerin ayrıntılı incelemeleri Mardinliler’den ayrıştırırken din bu gru- gerekse saha gözlemleri ve Mardin asıllı bun kimlik inşasında etkili bir rol oyna- Lübnanlılarla yaptığımız mülakatlar so- mamaktadır. Süryaniler için ise Lübnan’a nucunda söz konusu topluluğun farklı entegre olma safhasında esas belirleyici etnik ve dinî aidiyetlere sahip gruplardan unsur din olmuş ve Lübnan Ortodoks müteşekkil olduğu ve kendilerini bu fark- Hıristiyanlarına eklemlenmişlerdir. Son lılıklar çerçevesinde tanımladıkları tespit tahlilde Lübnan’da yaşayan Mardinlilerin edilmiştir. Söz konusu tespit; mülakatlar- Süryaniler, Araplar (Merdalliler) ve Kürt- da kişilerden istenen aidiyet tanımı, dil, ler olmak üzere üç farklı toplumsal grup- din ve göç hikâyeleri sorgulanarak de- tan oluştuğunu ifade etmek mümkündür.

ORSAM 12 Rapor No: 208, Mart 2017 LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ ORSAM

3. BÖLGE TARİHİ HAKKINDA KISA BİR DEĞERLENDİRME

“Gerekiyorsa imparatorluğa, gökyüzü Babillilerden Karamanoğullarına birçok yasalarına isyan et, ama kendine, bilgelik farklı yönetime sahip olmuştur. Paleolitik ve Tanrısalıktan bir parça olan içindeki dönemden beri (MÖ 50.000) yerleşim ol- ışığa sadık ol!” duğu bilinen Mardin, uzun yıllar Anadolu uygarlıklarına ve dolayısıyla birbirinden (Mani, MS 216) farklı kültürel ve siyasal tecrübelere ev sahipliği yapmış, çok kültürlü, çok dilli Mezopotamya’nın en eski, Türklerin ve çok dinli yapısıyla ön plana çıkmıştır. ise Anadolu’daki ilk duraklarından olan Yavuz Sultan Selim döneminde Mardin Mardin’de yerleşim, yapılan arkeolojik Kalesi’nin alınmasıyla (1518) Mardin, araştırmalarda paleolitik çağa tarihlen- Osmanlı Devleti topraklarına dâhil edil- miştir. Sayısız inanca ve yine sayısız mil- miş ve sancak (liva) olarak Diyarbakır’a lete ev sahipliği yapmış olan Mardin, bağlanmıştır. Dönemin ruhunu ve bölge Mezopotamya uygarlığının gelişiminde topraklarında insanların bugünde süre- son derece önemli bir konuma sahip ol- gelen hareketliliğini daha iyi anlayabilmek muştur. Mezopotamya uygarlığı bir geniş adına Lübnan ve Suriye topraklarının da küme olarak düşünülecek olursa, bu küme Yavuz Sultan Selim döneminde alındığını içerisindeki tüm gruplar tarih içerisinde hatırlatmak faydalı olacaktır. Güneydoğu karşı karşıya geldiklerinde yer yer kayna- Anadolu’da yaşamını sürdüren halklar ile şıp uyum sağlayarak, yer yer de çatışarak Suriye, Lübnan, Irak gibi Ortadoğu böl- birbirlerini var etmişler ve sosyal manada gesinde yaşayan halklar arasındaki ticari, birini ötekilerden ayırmayı imkânsız kılan ekonomik, sosyal ve organik sıkı bağ göz bir etkileşim deneyimlemişlerdir. Mardin önünde bulundurulduğunda, tarih bo- söz konusu etkileşimin tüm yönleri ile gö- yunca sık sık yaşanan bireysel veya kitle- rülebildiği değerli bir örnektir. Üst çatının sel göçlerin sadece siyasal sebepler ve can Mardinlilik olduğu bu kültürel havuzda, güvenliği nedeniyle gerçekleştirilmediği, ne Süryani olan tamamen Kürt olandan tüm bunların yanı sıra göç olgusunun dışarıda bırakılabilir ne de Kürt olan Arap günlük yaşamın bir parçasına dönüştüğü olandan ayrıştırılabilir. Lübnan’a göç eden de görülmektedir. Mardinliler, köken ve inanç bakımından Kürtler, Süryaniler ve Arap asıllılar olmak Memlüklüler ile Osmanlı Devleti arasında üzere üç grupta incelenmekle birlikte, bu Halep kuzeyinde vuku bulan Mercidabık raporda her bir grubun diğerleri ile güçlü Savaşı (1516), Osmanlı Devleti’ne halifeli- bir etkileşim içinde olduğu, bir yerden bir ğin ve Ortadoğu hâkimiyetinin kapılarını yere göç ederek paylaşılan tarihin yanı sıra açmıştır. Yavuz Sultan Selim bu savaş ile ortak bir kültürel mirasa da sahip oldukla- Suriye, Lübnan ve Filistin’i Osmanlı Dev- rının altı çizilmektedir ve bu üç toplumsal leti topraklarına dâhil etmiştir. Fethedilen grup için Mardinliler ifadesi kullanılmak- bölgelerin Sünni halkları Osmanlı yöneti- tadır. mine biat ederken bölgede yaşayan diğer unsurlar için modern Ortadoğu inşasına Mardin’den Lübnan’a dek sürecek çatışmalar dönemi başla- mıştır. Lübnan’da Dürzi ve Marunilerin Çeşitli toplumlara ev sahipliği yapan Ana- Osmanlı idaresine karşı Lübnan dağında dolu uygarlığı Sümerlerden Akadlara, kendi hakimiyetlerini tesis etme uğraşları

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 13 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

bir yandan sürekli sorunlu bir idari yapıya dinî gruplar da bu ayrıcalıklı konuma iti- neden olurken, bir yandan da büyük bir raz etmeye devam etmişlerdir. İkinci Dün- iç savaşın (1860) yaşanmasına yol açmış- ya Savaşı’nda Almanya’nın Fransa’yı işgal tır.12 Bölgeyi uzun süre merkezden atanan etmesi (1941), Lübnan için bir fırsat yarat- valilerle idare etmeye çalışan Osmanlı mış, bu fırsatı değerlendiren ülke bağım- Devleti son olarak, Batılı devletlerin de sızlığını ilan etmiştir. Fakat Fransa, Lübnan müdahalesiyle, çifte mutasarrıflık sistemi- üzerinde manda yetkilerini kullanmaya ni uygulamaya koymuş ancak Maruni ve devam etmiş ve Lübnan fiili anlamda an- Dürziler arasındaki mücadele nihayetlen- cak 1943’te bağımsızlığına kavuşabilmiş- dirilememiş ve bölgede istikrarlı bir yapı tir. Hıristiyan ve Müslüman liderler kendi tesis edilememiştir. Nitekim Birinci Dün- aralarındaki iç çekişmelere manda aleyhi- ya Savaşı’nı müteakip Fransızlar bölgede ne bir süreliğine ara vermiş ve bir araya hâkimiyet kurmuş ve Lübnan, 1943 yılına gelerek oluşturdukları Ulusal Pakt (1943) kadar Fransız mandası ile yönetilmiştir. ile bağımsız Lübnan’ın yönetim esasları üzerinde anlaşmaya varmışlardır.16 Buna 1920 yılında Lübnan’da Fransız manda göre konfesyonalizmle (taifiyye) şekillen- dönemi başlamış,13 bugün ülkede birçok dirilen parlamenter demokrasiyle idare sorunun kaynağı olan ortaklaşmacı de- edilen Lübnan’da Cumhurbaşkanının Ma- mokrasinin (consociational democracy) runi, Başbakanın Sünni ve Meclis Başka- temelleri bu sömürge döneminde atılmış- nının Şii olması kararlaştırılmış, mecliste tır. Milletler Cemiyeti’nin Fransız man- koltukların dağılımında ise Hristiyanlar dasına bıraktığı Lübnan’da çizilen yeni sı- lehine 6/5 oranı kabul edilmiştir. Ulusal nırlar, ülkede Müslüman nüfusun sayısını Pakt ile her ne kadar bağımsızlık için bir artırmış, böylelikle Marunilerin siyasal üs- uzlaşı sağlanmış olsa da, mezhepçi siyasal tünlüklerini sürdürebilmeleri için Fransız yapı aynen korunmuş, bu durum da prob- desteğine bağımlı olmaları sağlanmıştır. lemlerin sürekliliğine yol açmıştır. Söz ko- III. Fransız Cumhuriyeti anayasası model nusu dağılım Taif Anlaşması’nda (1989)17 alınarak oluşturulan Lübnan anayasasın- güncellenmiş ve milletvekili kotalarına da, mezheplere dayalı temsil oranı 1932’de ilişkin sayılar değiştirilerek bugünkü hali- yapılan nüfus sayımına göre belirlenmiş- ni almıştır. Lübnan’ın hem kendi iç siyase- tir.14 1932 nüfus sayımına göre ülkede tinde hem de bölge ve bölge dışı ülkelerin 785.543 kişi yaşamaktadır ve %51,7’lik etkisi ile yaşadığı problemlerin bu yapıdan oran ile Marunilerin Lübnan’da çoğunluğu kaynaklandığı iddia edilebilir. Lübnan ba- oluşturduğu kabul edilmiştir.15 Bu nüfus ğımsızlığını elde etmiş, ancak temel siyasi sayımı, ülkede siyasal temsilden sosyal dü- yapısını Fransızlardan aldığı şekli ile koru- zenin tesisine, hukuki işlemlerden kamu muş, dolayısıyla bu yapıdan kaynaklanan personellerine birçok alanda hâkim olan problemleri de günümüze dek taşımaya kota ve düzenlemeleri belirlemesinin yanı devam etmiştir. sıra, günümüze kadar yapılmış tek nüfus sayımı olması nedeniyle de önemlidir. Fransızlara karşı siyasal bağımsızlığını 1943’te kazanan Lübnan, sömürge mira- Maruniler, Fransız manda döneminde elde sının yarattığı tahribatı ve var ettiği müz- ettikleri ayrıcalıklı konum nedeniyle eko- min sorunlu siyasal yapıdan kaynaklanan nomik alanda güçlenmiş, buna mukabil problemlerini bugün halen tam anlamıyla demografik açıdan çoğunluk olma özel- çözüme kavuşturamamıştır. Tarihi boyun- liklerini ilerleyen yıllarla birlikte dış göç ve ca dış güçlerin üzerinde büyük etki sahi- Müslüman nüfusun daha hızlı artması ne- bi olduğu Lübnan’da, gruplar arası etnik denleriyle kaybetmeye başlamışlardır. An- ve dinî farklılıklar, dış aktörler için temel cak siyasal temsili belirleyen nüfus sayımı odak noktası haline gelmiş ve müdahaleler tekrarlanmadığı için Maruniler ayrıcalıklı bu farklılıklar üzerinden yürütülmüştür. siyasi konumlarını korumaya, diğer etnik- Ülke içerisinde anlaşmazlık ve çatışmalar

ORSAM 14 Rapor No: 208, Mart 2017 LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ ORSAM giderek tırmanmış, Lübnan İsrail’in res- meselesine bakış üzerinde temellendi- men kuruluşunu (1948) takiben, hemen rilmiştir. Şii Hizbullah liderliğinde ki 8 yanı başında yaşanan işgalin kendi toprak- Mart Bloğu’na göre “İsrail bir numaralı larına taşındığı dönemi yaşamış, Filistin düşmandır ve Lübnan’ın istikrarına kanını Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) merkezini feda ederek katkı sağlayan kuzenlerimi- Lübnan’a taşıması ile birlikte ülke içindeki zin yaşadığı Suriye, Lübnan’ın en önemli mezhepsel çatışmalar daha da şiddetlen- müttefikidir...”.20 Kendisini Suriye karşıtı miştir. Nitekim 1975’te bir iç savaş halini olarak konumlandıran aktörlerin bir ara- alan süreç, 1989’a kadar devam etmiştir.18 ya gelmesiyle oluşmuş ve Sünni Gelecek Lübnan iç savaşının Filistinlilerin gelişini Hareketi’nin liderliğini yaptığı 14 Mart takiben başladığı doğru olmakla birlikte Bloğu nezdinde ise “Suriye tarih boyunca savaşın tek bir sebeple gerçekleşmediğini, sürekli Lübnan’a egemen olmak istemiştir; Lübnan’ın kendi yapısal sorunları nede- hiçbir zaman Lübnan’ı ayrı bir ülke olarak niyle bu kadar şiddetli ve uzun süreli bir tanımamıştır ve Lübnan’da gerçekleşen iç savaşı tecrübe ettiğini göz ardı etmemek suikastların ve politik krizlerin sorum- faydalı olacaktır. Lübnan iç savaşı, ülkeyi lusudur”. İsrail düşman olmakla birlikte Suriye ve İsrail müdahalesine daha açık Lübnan tek başına Arap-İsrail Savaşı’nın hale getirmiş ve Güney Lübnan uzun süre bir cephesi olmamalıdır ve son olarak İsrail işgali altında kalırken Suriye, İsrail Hizbullah, Suriye ve İran’ın savaş isteyen ülkeyi terk ettikten sonra da askerlerini politikalarının bir parçası olmaktan vaz- Lübnan topraklarından geri çekmeyi ka- geçmeli ve Lübnan egemenliği için çalış- bul etmemiştir. malıdır.21

1989 ‘da yapılan Taif Anlaşması ile ülke- Son tahlilde Lübnan, devletin fiilen var de sular bir süreliğine durulmuş, ancak olmadığı ve uluslararası siyasette etkili bu süreç Suriye nezdinde Büyük Suriye aktörlerin desteğini alan gruplar arasında (Grande Syria) idealini gerçekleştirmeye çatışmanın/çatışma beklentisinin sürekli dair umudu da güçlendirmiştir. Nitekim kılındığı, bilindik ulus-devletten farklı bir Lübnan’ı kendi toprağı olarak gören Su- sisteme dönüşmüştür. Söz konusu ikili riye, İsrail işgalini gerekçe göstererek as- yapı, ülke içerisinde yer alan toplumsal kerlerini Lübnan topraklarına yerleştirmiş gruplar arasında sınırlı ve küçük bir kitle- ve ülke üzerindeki etkisini güçlendirmeye nin temsil edilmesine neden olmuş, bu iki başlamıştır. Refik Hariri suikastına (2005) kutuptan herhangi birine tam anlamıyla kadar Lübnan üzerinde tam anlamıyla bir dâhil olmayanlar toplumsal mekanizmala- hâkimiyet kuran Suriye, hem suikasttan rın dışında, edilgen birer madun grup ola- sorumlu tutularak Lübnan içinde gördüğü rak yer almışlardır. Söz konusu sistemde tepki hem de artan uluslararası baskılar var olma biçimi, ait olunan etnik veya dinî neticesinde, 2005’te askerlerini ülkeden köken ve bu kökenin merkezde ne kadar çekmek zorunda kalmış,19 ancak Lübnan kabul gördüğüyle hayat bulduğundan top- üzerindeki hamiliğinden vazgeçmemiştir. lumsal gruplar arasında madunlar safında konumlandırdığımız Mardinlilerin varlık Ülke içerisinde siyasal aktörler, iki temel mücadelesinin ne denli güç olduğu açıkça gruba ayrılmış ve bu ayrılış Suriye-İsrail görülmektedir.

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 15 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

4. MARDİN’DEN LÜBNAN’A GÖÇ EDEN TOPLUMSAL GRUPLAR

Mardin tarih boyunca birçok uygarlığa ev günümüzde yavaş yavaş toplumsal karşılık sahipliği yapmış ve çeşitliliğin sembolü bulmaya başlamıştır. Lübnan’a göç eden haline gelmiştir. Lübnan’a göç etmiş olan tüm Mardinlilerin Kürt olarak adlandırıl- Mardinliler de bu gerçeğe uygun olarak masının tarihsel ve sosyo-politik kaynaklı çeşitlilik arz etmektedir. Bu rapor söz ko- iki nedeni olduğu ifade edilebilir. Önce- nusu grubu ortak kültür ve ortak bir göç likle, Kürtlerin Lübnan’daki varlığı birçok hikâyesinin aktörleri olarak Mardinliler tarihçi tarafından da kabul edildiği üzere şeklinde ifade etmektedir. Bununla birlik- on üçüncü yüzyıla kadar uzanmaktadır. te raporda Lübnan’a göç eden Mardinliler, Memlüklüler Haçlı Seferleri sırasında Lübnan’da farklılık arz eden konumları Trablus’u yeniden fethettiklerinde bölgeyi nedeniyle Kürtler, Süryaniler ve Arap asıl- korumaları için Kürt ve Türkmen aşiret- 24 lılar olmak üzere üç ana grup içerisinde lerini yerleştirmişlerdir. Ayrıca bölgede, ayrıntılı bir şekilde ele alınmaktadır. Eyyûbi hâkimiyetindeyken de askerlik ve yöneticilik yapan yerleşik Kürt ve Türk- men aşiretlerin olduğu bilinmektedir. 4.1 Kürtler (Kurmanci) Anadolu topraklarından bugünkü Orta- Kürtler, Mardin’den Lübnan’a göç eden doğu bölgesine göçlerin tarih boyunca üç grup içerisinde bugün yaklaşık toplam 22 yaşandığı bilinmektedir ve Lübnan’da nüfusun %10-15’ini oluşturmaktadır. önemli göç merkezlerinden biri olma Lübnan’da yaşayan Kürt nüfusun ne kadar konumunu tarih boyunca korumuştur. olduğu tam olarak bilinmemekle birlik- Hakkari’den göç etmiş Kürt kökenli bir te kaynaklarda 1970’lerin sonuna kadar aile olan Canbolat aşireti Lübnan’ın ileri 75.000-100.000 Kürt olduğu belirtilmiş- gelen Zaimlerindendir ve bugün Lübnan 23 tir. Bu rakama elbette Suriye ve Irak’tan Dürzilerinin önemli kısmının siyasal tem- gelen Kürtlerle tüm Mardinli toplumsal silciliğini yapan Velid Canbolat’ın ailesi gruplar dâhil edilmiştir. Ancak Lübnan Lübnan’a Kürt göçünün tarihsel kökeni iç savaşı boyunca ciddi oranda Kürt nü- ve sürekliliğine dair önemli bir örnektir. fus başta Almanya ve İsviçre olmak üzere 1605 tarihinde Halep valiliğini elinde tu- Avrupa ülkelerine göç etmiştir. Görüşme- tan Canbolat ailesinin bağımsızlık ilanına lerimizde Mardinliler, Arap ve Kürt asıllı Osmanlı Devleti tarafından son verilmesi Mardinlilerin bu yıllarda güvenlik, temel üzerine Lübnan dağının özerkliğini o dö- hak ve hürriyetlere ulaşmak ve yaşam nem elinde bulunduran Fahreddin Ma’n, standartlarını yükseltmek gibi sebeplerle aileyi Lübnan’a davet etmiştir.25 Yine Lüb- Avrupa’ya göç ettiklerini belirtmişler, Av- nan dağının ileri gelen ailelerinden İmad, rupa’daki akrabaları ile halen görüştükleri- Merabi ve Abbud aşiretleri, Lübnan, Su- ni, hatta bazılarının savaş sonrasında Lüb- riye ve Türkiye’de kolları bulunan Omay- nan vatandaşlığı aldığını, ama yurt dışında ri aşireti Anadolu’dan farklı zamanlarda yaşamaya devam ettiğini belirtmişlerdir. Lübnan’a göç eden Kürt ailelere örnek olarak verilebilir.26 Son tahlilde Mardinli Mardinliler uzun yıllar boyunca Kürt ola- Kürtlerin on üçüncü yüzyıla kadar uzanan rak adlandırılmış, Arap asıllı Mardinlile- Lübnan’daki varlıkları yeni göç arayışların- rin bu isimlendirmeye yönelik itirazları da sonraki kuşaklar için bir tercih sebebi

ORSAM 16 Rapor No: 208, Mart 2017 LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ ORSAM olmuştur. Tarihselliğin yanı sıra Lübnan’a de göç yaygınlaşmaya başlamıştır. 1900’lü göçte önemli ikinci etken de sosyo-politik yıllar özellikle Güneydoğu Anadolu bölge- yapıdır. Fransa’nın bölgede yaşayan Kürt sinde isyanlar ve karışıklıkların yaşandığı halkları ile kurduğu ilişki, Kürtlerin Os- yıllar olmuş ve ekonomik sıkıntılara ekle- manlı son dönemiyle başlayan ve Türkiye nen huzursuzluk ortamı, yeni bir yaşam Cumhuriyeti kuruluş sürecinde de devam yeri bulma konusunda kişileri harekete eden Anadolu ile siyasal uyuşmazlıkları ve geçirmiştir. Gerek mülakatlar gerek konu Beyrut’un sosyal yapısı ve hâlihazırda aşi- ile ilgili yürütülen çalışmalar ışığında ret/aile üyelerinin buraya yerleşmiş olma- göç eden ailelerin başlangıçta bunu ge- sı, Kürtlerin göç rotasını belirlemelerinde çici bir durum olarak gördükleri ve biraz etkili olmuştur. para biriktirip geri dönmek düşüncesiyle Mardin’den ayrılarak İzmir, İstanbul, Şam, Birinci Dünya Savaşı’na kadar Osmanlı Halep ve Beyrut’a gittikleri ifade edilebilir. idaresinde olan Lübnan ve Suriye top- Göç yönünün bölge metropollerine doğru raklarında 1920’de başlayan Fransız man- bir rota izlemesinde, tüm bu problemlere da dönemi, Kürtlerin kimlik inşasında ek olarak Ortadoğu’da yaşanan hızlı kent- önemli rol oynamıştır.27 Bedirhan ailesinin leşme süreci de büyük rol oynamıştır. Kır- Fransız yönetimi ile kurduğu sıkı ilişki salın ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda Mardinli Kürtlerin Lübnan’a yolculuğun- ‘yokluk’ ve ‘sıkıntı’ ile özdeşleştiği bu sü- da birçok açıdan etkili olmuştur. Osmanlı reçte, metropoller ‘fırsat’,’refah’ ve imkân döneminde sürgün edilmiş siyasi lider Ce- çağrıştıran simgeler olarak çekim merkezi laleddin Bedirhan, Fransız Kürdologlar ve haline gelmiştir. entelektüellerle bir dizi çalışma yürütmüş, Kürtçenin Latin harfleriyle yazılmasını Lübnan’a göç eden Kürtlerin büyük ço- sağlamış ve Kürt kimliğinin yeniden inşa- ğunluğu Mardin’in Nusaybin, Ömerli ve sında gerek yaptığı filoloji çalışmaları ve ilçeleri ile çevrelerinde bulunan yayınlar gerekse siyasi faaliyetlerle etkili Ovabaşı (Metina), Çimenlik (Merce), Sö- olmuştur. ğütlü (Kinderip), Kuruköy (Cibilgrav) ve Güzelağaç (Merska) köylerinden göç et- Yirminci yüzyıl başında ve mişlerdir. Mardin Kürtleri, Kurmanci30 Mardin çevresinde yaşayan Kürtler çe- lehçesini konuşmaktadır. Lübnan’a göç şitli nedenlerle Anadolu topraklarından eden ikinci ve üçüncü kuşak Kürtlerin Lübnan ve Suriye başta olmak üzere bölge günlük yaşamlarında daha çok Arapça ko- metropollerine göç etmişlerdir. Mardinli nuştukları görülmektedir. Ancak Kürtler Kürtlerin Birinci Dünya Savaşı’ndan itiba- Arapça konuşurken Mardinli Arapların ren ya direk Lübnan’a ya da önce Suriye’ye kullandığı Merdalli lehçesini değil, Lüb- oradan Lübnan’a göç edişlerinde artış ya- nan lehçesini tercih etmektedir. Lübnan’da şanmaya başlamış,28 Kamuran Bedirhan’ın yaşayan Mardinli Kürtler kendilerini ta- Lübnan’daki varlığı ve gücü Mardin Kürt- nımlarken Kürt ve Lübnanlı ifadelerini leri için Lübnan’ı önemli bir göç merkezi kullanmaktadır. Kürtlerin göç rotasında haline getirmiştir. Mardin Kürtlerinin akrabalık ve aşiret bağlarının son derece göçleri genellikle aileler ya da ufak grup- etkili olduğu ifade edilebilir. lar halinde gerçekleşmiş, bununla birlikte Şeyh Sait İsyanının gerçekleştiği 1925 yılı Osmanlı döneminde ve hatta öncesinde en yoğun göç dalgasının kaydedildiği yıl evlilik yoluyla kurulan akrabalık bağları, olmuştur.29 ticari ilişkiler ve askerlik gibi nedenler- le halihazırda aynı Kürt aşiretleri Irak, Mardinli Kürtler, Osmanlı Devleti’nin son Lübnan, Suriye ve Türkiye’de daha küçük dönemi itibariyle ekonomik, siyasi ve sos- aileler halinde yaşamlarını sürdürmüşler, yal alanlarda problemler yaşamaya başla- dolayısıyla sıkıntılı dönemlerde izlenecek mışlar ve Birinci Dünya Savaşı ile birlikte göç rotasında aileden birilerinin varlığı

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 17 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

bu ülkeleri tercihler arasında ön plana çı- de dönemin ekonomik anlamda cazibe karmıştır. Mardinli Kürtlerin bir kısmı di- merkezlerinden biri olan ve yoğun işçi rek Lübnan’a göç ederken, bir kısmı önce ihtiyacı yaşanan Beyrut’a yönelmesine yol Suriye’ye gitmiş bir süre sonra Lübnan’a açmıştır. yerleşmiştir. Kürtlerin göç etme nedenleri, (i) savaş ve zorunlu askerlik hizmeti, (ii) Mardin Söğütlü, Kuruköy, Güzelağaç, Çi- isyanlar ve bölgesel kaos, (iii) yeni Türkiye menlik ve Ovabaşı köyleri yoğun göç ve- inşasında toplumsal kutuplaşma-dışarıda ren köyler olmuş ve göçmenler Lübnan’da bırakılma ve (iv) ekonomik problemler ağırlıklı olarak Beyrut’a ve az sayıda da olmak üzere dört ana başlık altında top- Beka vadisine yerleşmişlerdir. Kürtler, lanabilir. Söz konusu başlıklar, diğer grup- Lübnan’ın bağımsızlığı ile eş tarihli olmak ların göç nedenleriyle benzer özelliklere üzere çeşitli siyasi faaliyetler yürütmüşler sahip olduğundan “Mardinli Göçlerinin ve tüm bölgede Kürt kimliğinin inşası ile Nedenleri” başlığı altında ayrıntılarıyla ele Kürt siyasal hareketlerinde etkili olan fa- alınmıştır. aliyetler yürütmüşlerdir. Lübnan iç savaşı (1979-1990) tüm Lübnanlıları olduğu gibi Fransızlarla ile iyi ilişkiler içerisinde ol- Kürtleri de son derece olumsuz şekilde duğu bilinen Kamuran Bedirhan’ın Lüb- etkilemiş ve ciddi oranda Kürt nüfusu iç nan’daki varlığı Kürtler için Beyrut’u çe- savaş sürecinde çeşitli Avrupa ülkelerine kim merkezi haline getirmiştir. Kürtlerin göç etmişlerdir. Lübnan’a geldiklerinde Lübnan’a göçleri farklı zamanlarda ger- ‘vatansız’ kabul edilen Kürtlerin Lübnan’a çekleşmekle birlikte sayısal bakımdan iki uyum ve siyasal temsil imkânına dair de- dönem ön plana çıkmıştır. Birinci Dünya neyimlerinde yer yer ayrışmakla birlikte Savaşı ve akabinde Şeyh Sait İsyanının genel itibariyle Mardin Arap asıllı Lüb- gerçekleştiği dönem (1910-1925) ilk yo- nanlılara benzer bir süreç yaşadıkları ifa- ğun göç dalgası olarak belirtilebilir. 1940- de edilebilir. Mardin’de geçimlerini tarım 1960 arası da ikinci yoğun göç dalgasının ve hayvancılıkla sağlayan aileler Lübnan’a yaşandığı dönem olarak görülmektedir.31 göç ettiklerinde vasıfsız işçi olarak ağır Kürtlerin Türkiye’den göçlerinde bu iki şartlarda çalışmışlar hem ekonomik hem dönemin yoğunluk arz etmesinin güvenlik de sosyal anlamda sıkıntılar yaşamışlar, arayışı, ekonomik ve siyasi olmak üzere üç söz konusu sıkıntılar siyasal temsil me- temel nedeni olduğu ifade edilebilir. selesinde de ön plana çıkmıştır. Özellikle ilk kuşakların siyasete katılım noktasında Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) yılla- diğer Mardinli toplumsal gruplardan daha rında mecburi askerlik hizmetinin uzun aktif oldukları görülen Mardinli Kürtler, süreli olması, göçü tetikleyen nedenler- kendi kurdukları çeşitli sivil toplum kuru- den ilki olarak karşımıza çıkmaktadır. luşları, KDP (Kurdish Democratic Party of Mardin’den göç eden Lübnanlılarla yap- Lebanon), Rızgari gibi siyasi partilere veya tığımız mülakatlarda ilk kuşak göçmen- 8 Mart Bloğu içerisinde yer alan çeşitli lerin askerlik hizmetinden bir kaçış yolu gruplara katılmışlardır. olarak Lübnan’a geldikleri öğrenilmiştir. Yine 1925 yılında patlak veren Şeyh Sait 4.2 Süryaniler İsyanı bu grubun ikinci kaçış nedeni ol- muş, güvenlik arayışı içerisindeki Kürtler Mardin isminin kaynağıyla ilgili iddialar daha önce göç etmiş akrabalarının yanı- çeşitlilik göstermektedir. Bir iddiaya göre na, Beyrut’a gelmişlerdir. Son olarak savaş şehrin adı Süryanice kaleler kenti demek yıllarının ve devletlerarası iktidar müca- olan mardeden gelmiştir. Romalılar Ma- delesinin en yoğun yaşandığı bölgelerden ride olarak isimlendirmeye devam etmiş, birinde yer alan Mardin’de giderek artan Araplar ise bu yerleşim yerine Meridin/ işsizlik ve zorlaşan yaşam koşulları, bölge- Merdin demişlerdir. Bir diğer iddiaya göre nin diğer halklarını olduğu gibi Kürtlerin şehir adını Nusaybin civarında yaşayan

ORSAM 18 Rapor No: 208, Mart 2017 LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ ORSAM

Mardanî adlı Arap kabilesinden almıştır. din üzerinden geliştirmiştir ve “Mardin Bu raporda üç grup altında incelediğimiz asıllı Lübnanlı Süryani” ifadesiyle kendile- Mardinliler içerisinde bölgenin en eski rini tanımlamaktdırlar. sakinleri Süryanilerdir. Coğrafi, filolo- jik ve siyasi açıdan kökenleri tartışmalı Süryaniler Lübnan’a geldiklerinde Hris- olan Süryanilerin, Hristiyanlık öncesi de tiyan nüfus tarafından sahiplenilmiş, ih- varlıkları bilinen bir kavim oldukları ve tiyaçları cemaat ve vakıflar tarafından Mezopotamya’da ortaya çıktıkları ifade karşılanmış dolayısıyla Arap asıllı Mardin- edilebilir. Tarih boyunca birçok bölgeye lilere kıyasla daha kolay bir uyum süreci dağılmış olmakla birlikte Süryanilerin gü- yaşamışlardır. Toplumsal yaşamda ciddi nümüzde yoğun olarak Güneydoğu Türki- bir problemle karşılaşmayan Süryaniler, ye, Suriye ve Irak topraklarında yaşadıkları Lübnan siyasetine aktif bir şekilde dâhil bilinmektedir.32 On altıncı yüzyılda Yavuz olmamayı tercih etmişlerdir.35 Emniyet Sultan Selim’in bölge topraklarını fethet- içinde oldukları sürece ılımlı bir yaklaşım mesiyle Osmanlı idaresine giren Sürya- sergileyeceklerini bugüne kadar gösteren niler, Birinci Dünya Savaşı ve akabinde Süryanilerin, siyasi temsillerinin Lübnan bölgede yaşanan gelişmelerden derinden Hristiyanları üzerinden gerçekleşmesine etkilenmişlerdir. Mardin ve çevresinde dair ciddi bir problem yaşamadıkları ifade kırk beş köy ve sekiz kiliseye sahip olan edilebilir. Mardinliler içerisinde Lübnan’a Süryanilerin, göçler sonucunda Hristiyan en hızlı uyum sağlayan toplumsal grubun nüfusun hızla azalması sebebiyle bugün Süryaniler olduğu ifade edilebilir. Buna ek halen ibadethane olarak kullanılan yalnız- olarak Süryanilerin, Kürtler ve Araplarla ca bir kilisesi kalmıştır.33 ilişkilerinde bir sorun olmadığı ve bilhassa son dönemlerde Arap asıllı Türklerle daha Lübnan’da görüştüğümüz Mardinli Sürya- yakın ilişki içerisinde oldukları ifade edi- ni Papaz İlyas Georgeous, Süryani göçü- lebilir. Bu yakınlaşmada her iki tarafın da nün seferberlik yıllarını takiben başladığı- olumlu çabaları etkili olmuştur. Örneğin nı ifade etmiştir. Osmanlı son döneminde Arap asıllı Türkler tarafından düzenlenen bölgede yaşanan karışıklıkların Sürya- ”Mardin Gökyüzünün Krallığı” isimli kon- nilere zor zamanlar yaşattığını söyleyen ferans ve fotoğraf sergisine Süryaniler de ve bu dönemi “zulüm yılları” olarak nite- yoğun ilgi göstermiş ve üst düzey dinî li- leyen Georgeous, 1895’de Diyarbakır’da derlerinin katılımıyla Mardin çatısı altında Süryanilerden bazılarının öldürülmesini bir araya gelinebilirliğin güzel bir örneğini takiben tüm bölgede Süryanilere karşı sergilemişlerdir.36 tehdidin arttığını ve sonraki süreçte de giderek tırmandığını belirtmiştir.34 Sürya- Son tahlilde Mardinli Süryaniler seferber- niler 1900’lü yılların başlangıcından itiba- lik döneminin bölgede yarattığı olumsuz ren Suriye ve Lübnan başta olmak üzere koşullardan dinî kimlikleri nedeniyle faz- farklı ülkelere göç etmeye başlamışlardır. lasıyla etkilenmişler ve savaş, göç etmele- Mardin’de refah seviyelerinin dönem iti- rinde temel etken olmuştur. Ermenilerin bariyle gayet iyi olduğunu belirten Geor- kitlesel göçünden farklı olarak Süryaniler geous, Süryanilerin göç etme nedeninin aileler bazında ya da ferdi olarak Suriye ‘emniyet arayışı’ olduğunu belirtmiştir. ve Lübnan ağırlıklı bir göç rotası takip Güvenlik arayışındaki Süryaniler için etmişlerdir. Süryanilerin izlediği göç ro- Lübnan’ın tercih edilmesinde dönem iti- tasında temel belirleyici akrabalık bağları bariyle Hristiyan nüfusun güçlü olması ve ve gidilen yerde Hristiyan nüfusun varlığı Arapça konuşuluyor olması etkili olmuş- olmuştur. Mardin’de çeşitli zanaat ve ticari tur. Mardin Süryanileri Arap asıllı Mar- işlerle uğraşan Süryaniler, Lübnan’da da dinliler ile aynı lehçeyi (Merdalli) konuş- genellikle bu alanlarda faaliyet göstermeye maktadır. Süryaniler kimlik tanımlarını devam etmişlerdir.

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 19 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

4.3 Araplar (Merdalliler) termektedir. Bu noktada konuya ilişkin çalışmalarda göze çarpan yaygın bir hatayı Lübnanlılar tarafından Kürt olarak ta- düzeltmekte fayda olacaktır. Merdalli ve nımlanan Mardinli Araplar, göç ettikleri Mıhallami (Mardalli-Mhallami) aşiretleri dönemlerde çeşitli sebeplerle başlangıçta aynı etnik kökene sahip aralarında sadece bu kimliğe karşı bir itiraz geliştirmemiş, dil farkı olan iki büyük Kürt aşireti olarak ancak zaman içerisinde etnik köken ola- ele alınmaktadır.38 Oysa bugün Türkiye, rak Kürtlerden ayrıldıklarını dile getirme- Suriye ve Lübnan’da yaşayan Mıhalla- ye başlamışlardır. Yirminci yüzyıl başında miler Arapça konuşsalar da39 fakat Kürt Fransa’nın Lübnan üzerindeki hâkimiyeti kökenlidirler; Merdalliler ise yine aynı ve önce Osmanlı Devleti, akabinde de bölgelere dağılmış eski bir Arap aşiretidir. Türkiye Cumhuriyeti ile olan savaş hali, Mardin’den daha çok Lübnan ve Suriye’ye göçmenlerin Lübnan’da kabul görmek göç etmiş Araplar, kullandıkları Merdal- adına Kürt olduklarını söylemeye iten ne- li lehçesi ile bölgenin diğer Araplarından denlerin başında yer almıştır. Öte yandan ayırt edilmektedirler. Mardin Arapları Kürtlere o dönemlerde sağlanan birtakım genellikle tarımla uğraşarak geçimlerini kolaylıklardan yararlanabilmek Araplar sağlamışlar; bölgede yaşanan olumsuzluk- için yine bu toplumsal gruba eklemlenme- lar, tıpkı Kürtleri olduğu gibi onları da göç yi gerekli kılmıştır. Özellikle askerlik, kan etmeye zorlamış ve bu noktada dönemin davası gibi sebeplerle kaçarak Lübnan’a ekonomik anlamda müreffeh metropolü gelen dolayısıyla resmî evrakları yanların- Beyrut, yeni fırsatlar barındıran cazip bir da olmayan Mardinliler, Bedirhan tarafın- seçenek olarak ön plana çıkmıştır. dan Kürtlere sağlanan resmî evrakların hazırlanması, maddi ve sosyal yardımlar Atris, Fahro, Fettah, Harb, Miri, Omari, gibi birtakım hizmetlerden yararlanabil- Ramazan, Rammu, Şa’bu, Şerif, Şeyhmusa mek için Lübnanlıların kendilerine ithaf ve el-Zeyn Mardin’den Lübnan’a göç etmiş ettiği Kürt kimliğine karşı bir refleks geliş- büyük Merdalli ailelerindendir. Mardin’in tirmemişlerdir. Üç Kavak (Raşidiye), Ömerli (Ma’serte), Yemişli (Kıllis) ve Söğütlü (Kinderi) başta Mardin’de yaşadıkları dönemde de Arapça olmak üzere çeşitli köylerinden göç eden (Merdalli) konuşan bu grup, Mardin’den Arap asıllı Mardinlilerin tamamına yakını göç eden en kalabalık nüfusu oluştur- Beyrut’ta yaşamaktadır. Beyrut’un az ge- maktadır. Bugün Lübnan’da yaşayan Mar- lişmiş, yoğun göçmen nüfuslu kenar ma- dinlilerin üçte ikisine yakınını, yaklaşık hallelerinden Basta, Zikak Bilat, Burc Ebu 30.000-35.000 nüfus ile bu grubun oluş- Haydar, Ayşa Bakkar ve Burc el-Barajne, 37 turduğu tahmin edilmektedir. Lübnan’da Mardinli Arapların ilk göç ettikleri dö- 1932’den beri nüfus sayımının yapılmıyor nemlerden itibaren yaşamaya devam et- oluşunun yanı sıra Mardin’den göç edenle- tikleri fakir Beyrut yerleşim yerleridir. Ay- re verilen kimliklerde etnik kökene dair bir rıca sayıları birkaç aileyle sınırlı olmakla bilginin yer almaması da nüfus tespitini birlikte bir grup Merdalli Beka vadisinde zorlaştırmaktadır. Fakat 2010’da yaklaşık yer alan el-Hiyara ve Bir Elyas’ta yaşamını 20.000 civarında Türk asıllı Lübnanlı ka- sürdürmektedir. yıtlı seçmen olduğu bilinmektedir. Türki- ye Cumhuriyeti Beyrut Büyükelçiliği’nde Bireysel ya da aile olarak küçük gruplar kayıtlı Türk vatandaşı sayısı ise 2017 yılı halinde yapılan Merdalli göçleri, Kürtler itibariyle 18.642’dir. ile aynı zamanda başlamış ve yine Kürt göçlerinde görüldüğü üzere iki dönemde Arap asıllı Mardinlilerin Lübnan’a göçle- yoğunluk kazanmıştır. 1920-1945 arası ri, göçün zamanı, şekli, nedenleri ve göç ilk dönem savaş ve isyanların yaşandığı sonucunda yerleşilen yerler bağlamında süreci kapsamaktadır. Bu dönemde göç Kürt göçüyle büyük ölçüde paralellik gös- eden Arapların temel motivasyonunun

ORSAM 20 Rapor No: 208, Mart 2017 LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ ORSAM savaş, güvenlik kaygısı ve zorunlu askerî miştir. Her ne kadar göç ettikleri toplumla görev olarak üç ana etkenden kaynak- aynı dili konuşuyor olmanın belli avantaj- landığı görülmektedir. Birinci ve İkinci ları olsa da, eğitim eksikliğinin neden ol- Dünya Savaşları ve Güneydoğu Anadolu duğu zorlukları ve ilk kuşağın yaşadığı sı- bölgesinde çıkan isyanlar, sadece Kürtler kıntıları gören ikinci kuşak fırsat bulduğu ile Ermenileri etkilemekle kalmamış tüm ölçüde kendi eğitimine ama istisnasız bir bölge halkının yaşamını olumsuz etkile- şekilde çocuklarının eğitimine ciddi önem miştir. Genellikle tarım ve ticaretle uğra- vermiştir. İkinci kuşak Merdalliler arasın- şan Merdalliler bölgeye hakim olan kaos dan doktorlar, mühendisler ve iş adamları nedeniyle yaşadıkları yerlerden ayrılmak çıkmıştır. Üçüncü kuşak Merdallilerin ise zorunda kalmışlardır. Mardinli Araplar bu hemen hemen hepsi, çeşitli zorluklara ve göç zorunluluğunu başlangıçta geçici bir engellere rağmen, yüksek eğitim almış, durum olarak değerlendirmişler ve böl- çok dilli ve Lübnan ile entegre olmuş bir gede istikrar sağlandığında “geri dönmek kuşaktır. Yaptığımız mülakatlarda üçün- üzere” yola çıkmışlardır. cü kuşak Mardinliler kendilerini hem Lübnanlı hem Türk gibi hissettiklerini, 1950’lerin başından 1970’lere kadar süren Türkiye’ye derin ilgi ve alaka besledikleri- ikinci dönem göçler de ise temel belirleyici ni sık sık tekrarlamışlardır. Ayrıca üçüncü saik ekonomik problemler olmuştur. Mar- kuşak yoğun bir şekilde Türkçe öğrenmek- dinlilerin göç yeri olarak Lübnan’ı seçme- te ve Türkiye’de eğitim almak için çabala- sinde aşiret üyelerinin varlığı ve dil etkili maktadır. olurken, yine göç geçici bir durum olarak görülmüş ve biraz çalışıp para biriktirdik- Mardinli Türklerin kimlik ve aidiyet ta- ten sonra Mardin’e geri dönüş fikriyle yola nımlamalarını Türkiye ve Lübnan üzerin- çıkılmıştır. Mardinliler göç ettikten sonra den yaptıkları görülmektedir. Merdalli- sık sık Türkiye’ye gitmişler, yatırımlarını ler kendilerini Arap asıllı Türk, Mardinli kendi köylerinde değerlendirmeye ça- Arap, Lübnanlı Türk veya sadece Mardinli lışmışlar ve evliliklerini yine Türkiye’de, gibi ifadeler kullanarak tanımlamaktadır. genellikle de kendi köylerinden kişilerle Mülakat yaptığımız Merdalliler “Bizim yapmışlardır. İki ülke arası gidiş dönüşler Türkiye’den geldiğimiz lehçemizden an- bölge güvenliğiyle ilgili endişelerle zaman laşılıyor, Kürtler ise ya Kurmanci ya da zaman sekteye uğramış, 2011 yılında baş- Lübnan ammicesi konuşuyor ama Lüb- layan Suriye iç savaşı nedeniyle karayolu- nanlılar bize siz Kürtsünüz diyorlar, bizler nun kullanılamaz hale gelmesiyle de ta- bunu değiştirmek için uğraşıyoruz” serze- mamen durma noktasına gelmiştir. Buna nişinde bulunmuştur. Merdalliler Türkiye rağmen, Mardinlilerin Mardin ve Türkiye ile olan ilişkileri ve kökenleri konusunda ile olan maddi ve manevi bağlarında kopuş bilinçlerinin son dönemlerde daha da yaşanmadığı, aksine son yıllarda kimlik, arttığını ve kökenlerine ilişkin hassasiyet- kültür ve ilişkiler bağlamında daha yakın lerinin göz önünde bulundurulması ge- bağların kurulduğu görülmektedir. rektiğini ısrarla savunmaktadır. Bilhassa Lübnan’da doğmuş, büyümüş ve eğitim Mardin’de tarımla uğraşan ilk kuşak almış olan üçüncü nesil Mardinliler ken- Lübnan’a geldiğinde vasıfsız işçi olarak dilerini “yarı Türk yarı Lübnanlı” olarak hamallık, inşaat işçiliği gibi beden gücü- gördüklerini ifade etmektedir. Özelikle bu ne dayalı sektörlerde çalışmıştır. İkinci kuşağın Türkiye’ye karşı sevgi ve ilgisinde kuşak ise iş hayatında biraz daha kendini son on yılda iki ülke arasında yaşanan ya- geliştirerek meyve-sebze ticareti yapılan kınlaşmanın ve Lübnan’da faaliyet göste- ufak dükkanlar, tamir işçileri ve boyacılık, ren kültürel kurumların etkisi oluğu ifade tamirat gibi biraz daha ustalık isteyen iş- edilebilir. Gençler bu merkezlerde Türkçe lerde çalışmaya başlamışlar, göreli olarak eğitimi almaya başlamış ve daha da önem- ekonomik durumları biraz daha iyileş- lisi Lübnan’da yaşayan ve aynı geçmişe

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 21 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

sahip diğer ailelerle de yakınlaşma fırsatı ve Fransa-Türkiye geriliminin yarattığı zo- bulmuşlardır. runluluk hali gibi nedenlerle Mardinliler, Lübnanlılar tarafından kendilerine atfe- Son tahlilde tarihsel süreç ve bu süreçte dilen Kürt kimliğine karşı hızlı bir refleks bölgedeki siyasal sınırların değişkenliği geliştirememiştir. İlk kuşak Mardinliler göz önünde bulundurularak bölge halkla- ekonomik ve sosyal problemleri had saf- rının yaşamında göçün doğal ve yaygın ol- hada yaşamış, ikinci nesil ile bu problem- duğu görülmektedir. Mardin-Lübnan ara- ler kısmen aşılmaya başlanmıştır. Özellik- sındaki göçlerin genel seyrinin de bu akışa le üçüncü nesil genç kuşağın Lübnan’da eşlik etiği ifade edilebilir. Ancak Mardin- Mardinli kimliğini birleştirici bir konum- lilerin göçünde iki dönemde normal sey- da gördüğü ve bu noktada dinî ya da etnik rin dışına çıkıldığı ve bugün Lübnan’da farklılıkların ikinci planda görüldüğü be- yaşayan Mardinlilerin büyük kısmının bu lirtilebilir. Ancak halihazırda birçok sos- iki dönemde gelen ailelere mensup oldu- yal, siyasal ve ekonomik problem Mardin- ğu görülmüştür. İlk göç edenlerin Kürt lilerin Lübnan’daki yaşamını son derece kimliğiyle elde edebildiği kısmi avantajlar olumsuz bir şekilde etkilemektedir.

ORSAM 22 Rapor No: 208, Mart 2017 LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ ORSAM

5. LÜBNAN’A MARDİNLİ GÖÇLERİNİN NEDENLERİ

Lübnan’da Mardinli toplumsal grupların Cumhuriyeti’nin yeni ulus-devleti güç- temel özelliklerini ve göç tarihlerine iliş- lendirmeye yönelik politikaların bölgeye kin genel bilgileri verirken kısaca değini- yansımalarıdır. Savaşın yaralarını yeni bir len göç nedenlerini dört ana başlık halinde devlet kurarak sarmaya çalışan Türkiye’de ele alarak incelemek mümkündür: cumhuriyetin ilanını takip eden süreçte uygulanan birtakım vatandaşlık politika- 5.1 Savaş ve Zorunlu Hizmet larının Türk asıllı olmayanlar üzerinde olumsuz bir etki yarattığı ifade edilebilir. 1914-1918 yılları arasında gerçekleşen Bi- Bölge Süryanileri dinî inançlarından dola- rinci Dünya Savaşı ve akabinde Anadolu topraklarında verilen kurtuluş mücade- yı, Kürtler ise etnik kimliklerinden dolayı lesi ciddi insan kaynağına ihtiyacı ortaya güvenlik zafiyeti hissetmişler ve Lübnan çıkarmıştır. Bu dönemde zorunlu asker- başta olmak üzere bölge ülkelerine yer- lik hizmetinin uzunluğu ve yaşanan ağır leşmeye başlamışlardır. Osmanlı tebasının savaş şartları göçü tetikleyen en önemli kurulan yeni devlet ile ‘vatandaş’a evril- etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Gö- mesi ve ulus-devlet inşasında tek dil ve tek rüşmelerimiz esnasında birçok Mardinli, din vurgusunun resmî ideolojideki önemli aile reislerinin bu dönemlerde zorunlu yeri, azınlıklar tarafından tehdit olarak al- askerlik hizmetini yerine getiremediği için gılanmış dolayısıyla bir yandan isyan hare- Lübnan’a yerleştiğini belirtmiştir. ketleri bir yandan da göç artmıştır.

5.2 İsyanlar ve İstikrarsızlık 5.4 Ekonomik Problemler

Göçü tetikleyen bir diğer neden, bölgede Mardinlilerin göç hareketlerinde dördün- yaşanan isyanlar ve neticesinde ortaya çı- cü ve son etken ekonomik problemlerdir. kan kaos ortamıdır. Can güvenliği ve daha Bilhassa savaş yıllarıyla başlayan ve yeni istikrarlı bir çevre arayışı Mardinlileri yeni bir ülkenin kuruluşuna uzanan süreçte bir yaşam alanı bulmaya itmiştir. Özellikle ülke kaynaklarının önemli kısmı savunma- 1925’de gerçekleşen Şeyh Sait İsyanı, başta ya ayrılmış, isyanlar, savaş ve istikrarsızlık Kürtler olmak üzere tüm Mardin ve bölge özellikle geçimini tarım ve hayvancılıkla halkı için bir dönüm noktası olmuş ve 1925 sağlamaya çalışan kırsal kesimler üzerin- göçün en yoğun yaşandığı yıl olmuştur. Gü- de son derece olumsuz etkiler yaratmıştır. neydoğu Anadolu bölgesinde yaşanan irili ufaklı isyanlar bölgede istikrarsızlığı hâkim Ülke geneline yayılmış bu olumsuz eko- kılmış ve kendilerini tehdit altında hisseden nomik tablo kırsalda daha belirgin halde Mardinlilerin büyük bir kısmı ya İzmir, İs- yaşanmış ve bu durum doğal olarak Mar- tanbul ve Ankara gibi ülke içindeki büyük dinlileri de etkilemiştir. Özellikle 1950’li kentlere ya da Irak, Suriye ve Lübnan baş- yıllarda hızla yükselişe geçen kentleşme- ta olmak üzere bölge ülkelerine göç etmek nin de gerek ülkenin büyük kentlerine ge- durumunda kalmışlardır. rekse Ortadoğu bölgesinin metropollerine göçü artıran bir diğer sosyo-ekonomik 5.3 Türkiye Cumhuriyeti’nin İlanı ve neden olarak önemli rol oynadığı görül- Bölgesel Politikalar mektedir. Mardinlilerin göç hareketlerinin üçüncü nedeni ise kurulan Türkiye

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 23 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

6. LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLERİN TEMEL PROBLEMLERİ

Mardinliler her üç toplumsal alt grubuy- daşa dönüşmesi savaşlar, çizilen yeni dev- la uzun yıllardır Lübnan’da yaşamaktadır. let sınırları, milliyetçiliğin Ortadoğu’ya Kendi kimliklerinin kabulünden günlük yansımaları gibi birçok unsurla biçimle- hayatın akışına, ekonomik problemlerden nen çeşitli aşamalardan geçmiştir. Lüb- eğitime birçok alanda çeşitli problem- nanlı Mardinliler özelinde söz konusu sü- ler yaşamaktadırlar. Çok kültürlü yapısı recin son derece sancılı yaşandığını ifade ile geçmişten günümüze Ortadoğu’nun etmek gerekir. mikro ölçekli bir modeli olan Lübnan’da toplumsal uyumun ve sosyo-ekonomik Osmanlı Devleti’nin dağılması ile böl- istikrarın sağlanabilmesi bünyesindeki ge halklarının kaderini belirleyecek olan toplumsal grupların memnuniyetine ve bir dizi anlaşma imzalanmıştır. Birinci yaşam standartlarının iyileştirilmesine Dünya Savaşı’nın ardından Milletler Ce- bağlıdır. Dolayısıyla söz konusu problem- miyeti tarafından Fransız Suriye ve Lüb- lerin giderilmesinin Mardinliler için oldu- nan Mandası’nın sınırları belirlenmiş- ğu kadar Lübnanlılar için de elzem olduğu tir. Fransa-İngiltere arasında imzalanan ifade edilebilir. Sykes-Picot Anlaşması uyarınca Lübnan, Suriye ve Hatay vilayeti Fransız man- dası olurken; Irak, Filistin ve Ürdün İn- 6.1 Vatandaşlık 40 gilizlerin hâkimiyetine bırakılmıştır. Lübnan’da yaşamını sürdüren Mardinlile- 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan rin geçmişten günümüze değin en büyük Lozan Anlaşması’nın II. Kısmı (30-36. probleminin vatandaşlık olduğu gözlen- maddeler) “Uyrukluk” başlığı altında mektedir. Mardinliler gerek Türkiye va- Osmanlı Devleti’nden alınan topraklar- tandaşlığı gerek Lübnan vatandaşlığı elde da yaşayanların vatandaşlık durumunu etmede zorluklar yaşamış, yaşamaya da tanımlayıp belirtmek üzere düzenlen- devam etmektedir. Mardinli toplumsal miştir. Osmanlı’dan alınan topraklar üze- grupların yaşadığı tüm problemlerin oda- rinde kurulan Fransız Suriye ve Lübnan ğında yer alan vatandaşlığa ilişkin sorun- Mandası’nın 1925’de çıkardığı “vatandaş- larının çözülmesi en acil ve ciddi ihtiyaçla- lık kanunu”, bu anlaşmanın 30. maddesini

rın başında gelmektedir. temel almıştır. Buna göre “İşbu andlaşma hükümleri uyarınca Türkiye’den ayrılan Mardinlilerin Lübnan vatandaşlığını elde topraklarda yerleşmiş Türk uyrukları ken- edebilmeleri uzun yıllar ve ciddi uğraşılar diliğinden ve yerel yasaların koşulları için- gerektirmiştir. Mardinliler günümüzde de bu toprakların geçtiği devletin uyruğu 41 halen yaşadıkları ülkenin vatandaşlığını olacaklardır”. Osmanlı tebaasının fiilen almakta problemler yaşamaktadırlar. Ön- sınırı çizilen ülke içerisinde kendiliğin- celikle vatandaş kavramının bölge ülkele- den o ülkenin vatandaşı sayıldığını kabul rinin ulus devletleşme süreçlerine paralel eden vatandaşlık kanunu dönem itibariyle bir seyirle halk nezdinde öneminin yavaş Lübnan’da yerleşik bulunan Mardinlilere, yavaş fark edildiğini belirtmek gerekir. Os- uygulamada kendiliğinden ve tam anla- manlı döneminde kendilerini aşiret/aileler mıyla bir vatandaşlık hakkı getirmemiştir. ve dinî farklılıklar üzerinden tanımlayan, Bunda Lübnanlı yetkililerin isteksizliği fakat son tahlilde bir büyük devletin un- kadar Mardinlilerin vatandaşlıklarını al- surları/tebaası olan kişilerin birer vatan-

ORSAM 24 Rapor No: 208, Mart 2017 LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ ORSAM maya yönelik herhangi bir baskı kuracak Sünni liderlerin ısrarlı politikaları neti- durumda olmamaları da etkili olmuştur. cesinde yapılan yeni düzenlemeyle 4.500 Mardinli Lübnan vatandaşlığı alabilmiştir. 1943’e kadar bağımsızlığına kavuşama- Buna rağmen Sünni ve Maruni siyasetçi- yan Lübnan’da hâkim olan Fransızlar, ler, Mardinli Kürtlerin ülke içerisindeki Kürt milliyetçiliğinin cesaretlendirilme- sayılarının, dolayısıyla siyasetteki etkileri- sini teşvik eden politikaların bölgedeki nin artmasına engel olmak üzere ilgili dü- hâkimiyetlerini pekiştireceğini düşünmüş- zenlemeye itiraz etmiştir. 1961’de yapılan tür.42 Bu noktada Beyrut’a yerleşmiş Kürt- düzenlemeyle Mardinlilere verilen kimlik- ler ile sömürge yönetimi arasında iletişimi lerde hüviyetlerinde belirtilmemiş uyruk sağlayarak aracı rolünü üstlenen Kamuran (cinsiyye gayri muayyene/unspecified na- Bedirhan, bazı Kürtlerin Lübnan geçici tionality) ibaresinin yer almasına karar ve- vatandaşlık belgesi (hüviyeti muakkata-re- rilmiştir. Bu düzenlemeye göre Lübnan’da sidential ID) almalarını sağlamıştır.43 Yap- doğan azınlık ve göçmen çocukları oto- tığımız mülakatlarda Mardinliler 1940’lı matikman Lübnan vatandaşı sayılacaktı. yıllara kadar bu izin belgelerine kendi Kullanılan belirtilmemiş uyrukluk ibaresi aralarında Kamuran kimliği ismini verdik- söz konusu gruba siyasal hakların verilme- lerini söylemişlerdir. Bedirhan’ın Fransız mesinin yolunu açarken, onları “Lübnanlı yönetimi ile güçlü ilişkisi ve bu yolla Kürt- olmayan” şeklinde tanımlamış, bir anlam- lerin bir kısmına tanınan ayrıcalıklar, bir- da sınırları belirsiz sosyal ve siyasal bir yok çok Mardinlinin kendisini Kürt olarak ta- sayma alanına kapatmıştır. nıtmasında önemli rol oynamıştır. Her ne kadar resmî bir belge de olsa söz konusu 1962 yılında vatandaşlık kanuna ilişkin kimlik Mardinlilere temel vatandaşlık hak yeniden bir düzenleme yapılmış, azın- ve hürriyetlerine sahip olma imkânı tanı- lık ve göçmenlere verilecek kimliklerde mıyor, aksine temel hak ve hürriyetlerden “Cinsiyye Kayd ed-Ders” (nationality un- ne ölçüde kısıtlandıklarını gösteriyordu. der construction) ibaresi yer almaya baş- Zira bu dönemde Mardinlilerin büyük bir lamıştır. Söz konusu ibarenin bulunduğu kısmının geçici vatandaşlık belgesi veya kimliklerin her yıl yenilenmesi gerekmek- kimliği yoktu, geçici vatandaşlık belgesi tedir. Kimlik sahiplerinin Lübnan’da mülk olanların ise siyasal ve toplumsal yaşama sahibi olmaları mümkün değildir ve bu katılma hakları yoktu. Lübnan’a yerleşen- kimliğe sahip kişiler kamu daireleri ile or- lerin çoğunlukla Müslüman (Sünni ve Şii) duda görev alamaz ayrıca seçimlerde oy oluşu ve Lübnan’ın hassas mezhep den- kullanamazlar.45 Bir başka ifade ile Mar- gesi uyarınca göçmenlerin ve azınlıkların dinliler Lübnan’da yaşayabilir, düşük gelir vatandaşlık statüsü elde etmesinden ciddi skalasında yer alan işleri yaparak ülkenin rahatsızlık duyan ve Lübnan yönetimin- iş gücü açığını kapatabilir; ancak nasıl ve de söz sahibi olan Maruniler buna ilişkin kimler tarafından yönetileceklerini belir- itirazlarını sürekli bir şekilde korumuştur. leyemez, siyasal temsile sahip olamaz ve Nitekim 1946’da Lübnan’dan Fransızlar ekonomik gücü ellerinde bulunduramaz- çekilirken Bedirhan’da ülkeyi Fransızlarla lardı. birlikte terk etmiş ve akabinde Maruniler azınlık ve göçmenlerin oturum izni ve va- Mardinlilerin vatandaşlığına ilişkin son tandaşlıkları ile ilgili daha sert politikalar derece kısıtlayıcı bu uygulamalar hem uygulamaya başlamıştır. toplumsal uyumu zorlaştırmış hem de Mardinlilerin eğitim, sağlık, çalışma başta Sami Sulh’ün başbakanlık görevini yürüt- olmak üzere birçok alanda karşılaştığı sa- tüğü dönemlerde44 ve Kemal Canbolat’ın yısız probleme kaynaklık etmiştir. İç savaş girişimleri ile sınırlı sayıda da olsa Mardin- sonrası kurulan ilk hükümetin Başbakanı lilerin bir kısmı kimlik sahibi olabilmiştir. Refik Hariri, Lübnan’da yaşayan devlet- Özellikle 1956’da vatandaşlık konusunda sizlerin statülerine netlik kazandırmak

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 25 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

amacıyla 1992’de bir Vatandaşlık Komis- Mardinliler için tercih edilen bir yer olmuş yonu kurmuştur. Komisyon çalışmalarının buraya göç eden insanlar hamallık, inşaat sonucu 30 Haziran 1994 tarihinde Resmî işçiliği, meyve-sebze tezgahlarında satış Gazete’de yayınlanan bir liste ile ilan edil- gibi işlerde çalışmıştır. Sadece geçimlerini miştir. Çocukların dâhil edilmediği listeye sağlayabilecek kadar maddi kazanç elde göre 39.460 aileye vatandaşlık verilmiştir. edebildikleri alanlarda çalışan Mardinliler, Bu dönemde yaklaşık 7.000 Mardinli aile eğitimin paralı olduğu Lübnan’da ekono- Lübnan vatandaşlığı almıştır.46 Vatandaş- mik nedenlerin yanı sıra vatandaşlıkla- lık alan aile üyelerinin yaklaşık 30.000’i rının olmaması nedeniyle de uzun yıllar “Kayd ed-Ders” statülü kimlik kartı taşı- eğitim olanaklarından faydalanamadılar. yanlardır.47 1994 yılında yaklaşık 157.000 Göç, başlangıçta biraz para biriktirip geri vatansız, Lübnan vatandaşlığı almıştır. Bu dönmek üzerine yapılmış olsa da süreç tarihten itibaren uzun yıllardır varlık mü- bu şekilde işlememiş, Mardinliler sık sık cadelesi veren Mardinlilerin sosyal, siyasal Türkiye’ye ziyaretler gerçekleştirmekle ve ekonomik statüleri ciddi bir iyileşme birlikte Lübnan’da kalmışlardır. sürecine girmiştir. İkinci kuşak itibariyle Mardinlileri eko- Lübnan vatandaşlığı konusunda sancılı bir nomik durumları göreli olarak düzelmiş süreç geçiren ve halen bazı sorunlar yaşa- buna paralel olarak da eğitime duyulan yan Mardinliler arasında Türkiye vatan- ilgi artmaya başlamıştır. Bugün Lübnan’da daşlığı bulunmayanların da kimi sıkıntılar yaşamlarını sürdüren 3. kuşak Mardinliler, yaşadığı ifade edilebilir. Türkiye Cumhu- Arapçanın yanı sıra İngilizce ve Fransızca riyeti vatandaşlığını alabilmeleri için ge- başta olmak üzere aldıkları yabancı dil eği- reken yasal prosedürlerin maddi-manevi timi ile Lübnan’ın çok dilli yapısına uyum ağır yükü olduğunu belirten Mardinlile- sağlamış ve eğitim oranları giderek yükse- rin bir kısmı, bu yükü karşılayamadıkları len bir gruba denk düşmektedir. Bu nesil için başvuru yapamadıklarını belirtmiştir. arasında üniversiteye gitme oranı tüm Ayrıca başvuru yapabilen Mardinliler de imkânsızlıklara rağmen giderek yüksel- sürecin çok yavaş işlediğini ve vatandaş- mektedir. Her ne kadar 3. kuşak Mardin- lıklarını almak için çok uğraşmak du- liler eğitim almaya istekli ve Lübnan top- rumunda kaldıklarını ifade etmişlerdir. lumu ile daha uyumlu hale gelmiş olsa da Tüm zorlukları aşıp Türkiye Cumhuriyeti Lübnan’ın paralı ve pahalı eğitim sistemi vatandaşlığı alabilen Mardinliler ise Tük genç kuşağın önündeki en büyük engeller- kimlikleri ile Lübnan kimliklerinde isim- den biridir. lerin farklı yazıldığını ve bu değişiklik sebebiyle iki ayrı ismin aynı kişi olduğu- Yaptığımız mülakatlar sırasında üniversite nu resmî makamlara ibraz etmekte zor- eğitimi alan gençler, aldıkları yüksek pu- landıklarını ifade etmişlerdir. Türkiye’nin anlar ve gösterdikleri başarılara rağmen Beyrut Büyükelçiliği’nin çalışmalarından etnik kökenleri nedeniyle ülke üniversi- memnun olduklarını belirtmekle birlikte telerinden çok zor kabul aldıklarını ifade Mardinliler elçilik bünyesinde yeterli ele- etmişlerdir. Kendilerine gerçek Lübnanlı man olmadığını, işlemlerini kolay ve hızlı olmadıklarının sık sık hatırlatıldığını ve bir şekilde halledemediklerini ifade etmiş- bir vasıta48 bulmadan saygın eğitim ku- lerdir. rumlarına girebilmenin ya da iyi bir iş bu- labilmenin neredeyse imkânsız olduğunu dile getirmişlerdir. Özellikle genç kuşak 6.2 Eğitim Mardinliler arasında Türkiye’de eğitim Mardin’den Lübnan’a göç eden ilk kuşak almak isteyenler de çeşitli zorluklar ya- eğitim seviyesi oldukça düşük ve temelde şadıklarını ifade etmişlerdir. Öncelikle geçim sıkıntısı çekenlerden oluşmaktaydı. üniversiteye kadar Lübnan müfredatına Vasıfsız işçi gücüne ihtiyaç duyan Beyrut, göre bir eğitim alan Türkiye vatandaşı

ORSAM 26 Rapor No: 208, Mart 2017 LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ ORSAM

Mardinliler eğitimlerine Türkiye’de de- versitelerine girebilmek için gerekli vasıta- vam etmek istediklerinde üniversite giriş dan yoksun bu gençler eşitsizlik nedeniyle sınavı ile karşılaşmakta ve bu sınava yöne- hak ettikleri eğitimi alamamaktadır. Bir lik bir eğitim almadıkları için başarısız ol- şekilde sistem içerisinde her şeye rağmen maktadırlar. Bu noktada Türkiye’de eğitim iyi üniversitelere girmiş olanlar için ise bu alabilmelerini sağlayabilecek desteği talep defa mesleklerini icra etme noktasında etmektedirler. Ayrıca Türkiye Cumhuriye- sıkıntılar yaşanmaktadır. Görüştüğümüz ti vatandaşlığı bulunan Mardinliler, Türki- çeşitli meslek gruplarından Mardinliler ye-Lübnan arasında öğrencilere sağlanan doktorluk, avukatlık gibi işlerde kendile- burs imkânlarından yararlanamadıklarını rine lisans verilmesi noktasında yaşatılan da belirtmektedirler. sıkıntıları ayrıntılı bir şekilde aktarmış- lar ve yasal engeller olmamasına rağmen Gençler arasında 2000’li yıllar itibariyle Lübnan’ın milliyetçi yapısı ve vasıtanın Türkiye’ye duyulan sempati ve ilginin ar- önemi nedeniyle birçok olanaktan mah- tış gösterdiği ifade edilebilir. Mardinliler rum bırakıldıklarını ifade etmişlerdir. özellikle 1994 itibariyle Lübnan vatandaş- lığına geçiş sayılarının artmasına paralel Son tahlilde Mardinlilerin eğitim konu- olarak ciddi bir kimlik ve öz bilinç geliş- sunda Lübnan ve Türkiye’de olmak üzere tirmeye başlamışlar, tüm göç edenlere iki temel ihtiyaçları olduğu ifade edilebilir. Kürt denilmesine ilişkin itirazlarını daha Öncelikle Lübnan içerisinde Türkçe eğiti- örgütlü bir halde dile getirmeye başlamış- min yanı sıra Türk kültürüne dair daha de- lardır. Bu kimlik inşası ve farkındalığın rin bilgi sahibi olabilecekleri, kültür sanat artışında vatandaşlık ve eğitim seviyesinin etkinlikleri düzenleyebilecekleri bir eğitim yükselmesine paralel olarak Türkiye’nin kurumuna ihtiyaç duymaktadırlar. Ayrıca Ortadoğu politikalarında daha yakın Türkiye’de eğitim almak içinde kendileri- ilişkiler kurmaya başlamasının da etkili ne bazı fırsatlar verilmesi, özellikle maddi olduğu ifade edilebilir. Lübnan’da faali- olanakları olmayan başarılı gençlere sahip yet gösteren TİKA, Yunus Emre Kültür çıkılması yönünde talepleri vardır. Merkezi gibi kurumların varlığı Mardin- liler üzerinde olumlu bir etki yaratmış ve 6.3 Toplumsal Dışlanma-Milliyetçilik Türkiye’ye duydukları ilgi artmıştır. Bu kurumlar aracılığıyla düzenlenen kültürel Mülakat yaptığımız Mardinliler kendile- faaliyetler Mardinlilerin kendi aralarında- rini genellikle Lübnanlı-Mardinli olarak ki bağları da kuvvetlendirmiş; ayrıca Milli tanımlamaktadırlar. Fakat Lübnanlıların Eğitim Bakanlığı tarafından gönderilen bir kendilerine sürekli “siz Lübnanlı değilsi- öğretmenden Türkçe eğitimi alan gençler niz” tavrı ile yaklaştığını ifade etmektedir- Türkiye ile olan bağlarını daha kuvvetli ler. Eğitimden sosyal yaşama, iş hayatın- hale getirmeye başlamışlardır. Mülakat dan gündelik yaşama hemen her alanda yaptığımız Mardinliler bu tür kurumların bu nedenle çeşitli sorunlar yaşadıklarını ve düzenlenen faaliyetlerin artırılması ge- dile getiren Mardinlilere karşı sosyal, hat- rektiğini dile getirmişlerdir. Kendilerine ta kimi zaman siyasi bir dışarıda bırakılma ait bir kültür sanat merkezinin varlığının durumu söz konusudur. Görüştüğümüz hem kendi aralarındaki ilişkileri hem de Mardinliler iş ve okul hayatında karşılaş- Türkiye ile olan bağlarını kuvvetlendirece- tıkları zorluklara dair birçok örnek ver- ğini ifade etmişlerdir. mişler, ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüklerini dile getirmişlerdir. Ayrıca söz Eğitime meraklı ve dünyaya ilgili bu gru- konusu dışlanma Mardinlilerin ekonomik bun Lübnan’da hâlâ vatandaşlık ve öte- anlamda da ciddi sıkıntılar yaşamasına kileştirmeye dayalı sorunlar nedeniyle neden olmaktadır. Mardinlilerin büyük eğitim alanında ciddi sıkıntılar yaşadığı kısmı gelir dağılımı bağlamında bugün görülmektedir. Öncelikle iyi devlet üni- Lübnan’da en alt gruplar arasındadır.

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 27 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

6.4 Siyasal Temsil Gerek eğitim seviyesinin yükselmesi, ge- rek Büyükelçilik, TİKA ve Yunus Emre Lübnan siyasal sisteminin mezhepçi ya- Enstitüsü aracılığıyla yürütülen faaliyet- pısı uygulamada Mardinlilerin siyasette leri gerekse Lübnan Mardinlilerinin ken- etkisiz bırakılması yönünde işlemiştir. di oluşturduğu STK’ların faaliyetleri ile Mardinli Süryaniler ülke Hıristiyanlarına Mardinliler son yıllarda daha örgütlü hale eklemlenirken Kürt ve Araplar Sünni ta- gelmişlerdir. 2016’da yapılan belediye se- ifeye dâhil edilmişlerdir. Bu durum Mar- çimlerinde ilk kez Mardinli bir belediye başkanı ve beş muhtarın seçilmesini sağ- dinlilerin siyasette direk temsil edilmesine lamışlardır. Lübnan’ın bugünkü durumu engel olmuş, sorunlarını çözecek mer- yansıtmayan mezhep kotaları ve sürekli tı- cilere ulaşma imkânlarını kısıtlamıştır. kanan seçim sistemi özellikle son üç yılda Görüştüğümüz Mardinliler, kendilerinin hem halk hem de siyasetçiler tarafından dinî mezheplerine göre değil, Ermenile- ciddi bir şekilde eleştirilmektedir. Aralık re uygulandığı üzere49 etnik kökenlerine 2016 itibariyle kurulan yeni hükümetin bakılarak siyaseten temsil edilmesi gerek- Başbakanı Saad Hariri, hükümetin “seçim tiğini düşünmekte, en azından mecliste hükümeti” olduğunu, öncelikli misyonla- Sünnilere ayrılan 27 koltuktan birinin rının seçim yasasında gerekli düzenleme- 50 Mardinlilere verilmesini talep etmekte- leri yapmak olduğunu belirtmiştir. Ülke- nin 1932’den bugüne geçirdiği demografik dirler. Hâlihazırda yürürlükte olan sistem dönüşüm göz önünde bulundurulduğun- Mardinlilerin temsilinden ziyade Lübnan da seçim sisteminin ve kotaların güncel- asıllı Sünnileri desteklemeleri üzerine iş- lenmesinin gerekliliği açıktır. Söz konusu lemekte, bu nedenle meclsite olamayan değişiklikler yapıldığı takdirde Mardinlile- Mardinliler yaşadıkları toplumsal ve eko- rin yanı sıra Lübnan’da yaşayan tüm grup- nomik problemlerin çözümü için gerekli ların daha adil bir şekilde siyasal temsil siyasal iradeye dâhil olamamaktadır. imkânına ulaşması mümkün olabilir.

ORSAM 28 Rapor No: 208, Mart 2017 LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ ORSAM

SONUÇ VE ÖNERİLER

18 farklı mezhebin yaşadığı Lübnan’da lerde Lübnan makamlarıyla ciddi sorunlar mezhebe dayalı kimlikler; toplumsal ka- yaşadıklarını dile getirmişler bu problem- tegorilerden yaşam standartlarına, siya- lerin çözümü için yetkililerden yardım ta- sal işleyişten temsil imkânına, gündelik lep etmektedirler. hayatın en ince damarlarına kadar etkili ve son derece önemlidir. Uzun yıllar ya- Genel anlamda Mardinli toplumsal alt bancı iş gücüne ihtiyaç duyan ülke, başta grupların kendi aralarında ciddi bir prob- Türkiye ve Suriye olmak üzere Ortadoğu- lem yaşamadığı dile getirilebilir. Özellikle lu birçok göçmene ev sahipliği yapmıştır. son dönemlerde Süryaniler ile Arapların Mardinliler bugün hatırı sayılır nüfusları yakınlaşmaya başladığı görülmektedir. ile Lübnan’da varlık mücadelesi veren göç- Kürtler ise siyaseten bu iki gruptan ayrıl- men gruplarının arasında yer almaktadır. maktadır. Arap asıllı Mardinliler, Kürtler ile bir problem yaşamadıklarını ancak ya- Araplar, Kürtler ve Süryaniler olmak üzere kın bir ilişkilerinin de olmadığını dile ge- üç alt toplumsal gruptan müteşekkil Mar- tirmişlerdir. Türkiye’de 1980’li yıllarla bir- dinliler Lübnan vatandaşlığını elde etme likte yaşanmaya başlayan terör eylemleri, konusunda uzun yıllar çeşitli sıkıntılar ya- Mardinli Kürtlerin diğer Mardinli gruplar şamıştır. 1944 ve 1955 yılında oldukça az nezdinde marjinalleştirilmesine neden ol- sayıda Mardinli Lübnan vatandaşlığı ala- muş dolayısı ile Kürt grup ile fazla temas bilmiş, bu konuda temel değişim 1994’te kurmadıklarını ifade etmişlerdir. yaşanmıştır. Bu tarihten itibaren Lübnan vatandaşlığı alan Mardinlilerin sayısında Lübnan’ın çok kültürlü yapısı içinde Mar- sürekli artış kaydedilmiştir. Vatandaşlık dinli Arapların yine Anadolu’dan göç eden ile ilgili engellerin kısmen aşılmasını mü- Ermenilerle çeşitli uyum problemleri ya- teakip sosyal ve ekonomik anlamda biraz şadıkları görülmektedir. Lübnan içerisin- daha iyi şartlara sahip olmaya başlayan de siyaseten ve ekonomik olarak güçlü bir Mardinlilerde bu iyileşmeye paralel olarak konuma sahip olan Ermenilerin Mardinli- kimlik bilinci ve farkındalığında artma- ler üzerinde baskı kurmaya yönelik, dışla- ya başladığı ifade edilebilir. Kendilerinin yıcı bir tutum sergilediği ve zaman zaman Sünni Kürtler olarak tanımlanmasına hem bu tutumun iki grup arasında gerginliklere toplumsal hem siyasal alanda itirazlar ge- neden olduğu mülakatlar sırasında ifade liştirmeye başlayan Mardinliler, kimlikle- edilmiştir. Örneğin Ermeni öğretmenlerin rini “Lübnan’da yaşayan Türkiyeli, Arap görev yaptığı eğitim kurumlarında Mar- asıllı Müslüman” şeklinde inşa etmeye dinli öğrencilere kötü muamelede bulu- başlamışlardır. Son tahlilde Lübnan vatan- nulduğunu ifade eden Mardinliler, ayrıca daşlığını elde etmeye başlamaları ile göre- Lübnan’da gerçekleştirdikleri etkinliklerin ce daha iyi şartlara erişebilme imkânına Ermeniler tarafından protesto edildiğini sahip olan Mardinliler için tüm problem- dile getirmişlerdir. Bu bağlamda Mardin- ler henüz çözülmemiştir. Resmî işlemler- lilerin Lübnan’da yaşadıkları en büyük de birçok keyfi uygulamaya maruz bırakıl- problemin, ekonomik sıkıntılar bir kenara dıklarını ifade eden Mardinliler pasaport bırakılırsa, siyasal temsil ve ötekileştirme onayları, okul veya diğer resmî kurumlarla olduğu iddia edilebilir. ilgili kayıt işlemleri ve alım-satım gibi iş-

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 29 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

Etnik kökenleri, Türkiye ile olan bağları için ciddi önem arz etmektedir. Milliyet- ve Lübnan asıllı olmadıkları gerekçeleriy- çilik, ötekileştirme gibi nedenlerle top- le kamusal ve sosyal alanda birçok kısıt- lumsal mekanizmaların dışında bırakılan lamaya maruz kaldıklarını ve Lübnan’da Mardinliler, Lübnan’da bulunan Türk fir- her toplumsal grubun bir hamisi oldu- ma ve kurumlarında kendilerinin istihdam ğunu ifade eden Mardinliler, Türkiye’nin edilebilmesi için gerekli düzenlemelerin kendilerine maddi ve manevi daha çok yapılmasını istemektedirler. Böylelikle ya- destek olmasını talep etmektedirler. TİKA şam şartlarının iyileşeceğini ve toplumsal Lübnan’da yaşayan vatandaşların ihtiyaç- hayata katılımlarının artırılacağını ifade larına yönelik iki adet kültür merkezi aç- etmektedirler. Tüm zorluklara rağmen mıştır, ancak mülakatlarımızda Mardin- eğitimlerini tamamlayan Mardinlilerin bir liler, büyük bir kültür merkezine ihtiyaç kısmı, hiçbir resmî engel olmamasına rağ- duyduklarını dile getirmişler, böyle bir men mesleklerini icra edememektedirler. merkezin Lübnan Mardinlileri üzerinde 1994 yılında vatandaşlıklarını almış olan birleştirici etkisi olabileceğini belirtmiş- Mardinlilerin sendikalara üye olmalarına lerdir. Mardinliler tarafından kurulan Yeni resmî bir engel bulunmamasına rağmen Nesil Derneği gibi sivil toplum kuruluşla- uygulamada izin verilmemiş, bu nedenle rı, dernekler ile Türkiye tarafından açılan meslek odalarına kayıt yaptıramayan Mar- TİKA, Yunus Emre Kültür Merkezi gibi dinliler ciddi bir vasıta bulamadıkları tak- kurumların kendileri için son derece fay- dirde avukatlık, mühendislik, doktorluk dalı olduğunu belirten Mardinliler, tüm gibi sahip oldukları meslekleri icra ede- bu kuruluşlar arasında koordinasyonu mediklerini dile getirmektedirler. sağlayacak ve kendi problemlerini ken- dilerinin çözmesi için gerekli altyapıyı Mardinlilerin Lübnan’da karşılaştığı tüm sunacak bir çatı kuruma ihtiyaç duymak- problemlerin temelinde siyasal temsile tadırlar. Görüşme yaptığımız Mardinliler, ilişkin eksikliklerin yer aldığı iddia edilebi- kültürel miraslarına sahip çıkabilecekleri, lir. Bugün ikinci ve üçüncü kuşak bir araya gelip özel günleri kutlayabilecek- leri kendilerine ait bir mekânın varlığının, Mardinliler Lübnan’da doğmuş, tüm Mardinlileri bir çatı altında toplaya- Lübnan’da eğitim almışlar, büyük bir ço- cağı, böylelikle birbirleriyle daha iyi ileti- ğunluğu yaşamının tamamını bu ülkede şim sağlama ve birlikte hareket edebilme geçirmiştir. Bu doğrultuda siyasal haya- imkânına kavuşacaklarını dile getirmek- ta katılmak ve temsil edilme istekleri son tedirler. Eğitim, Mardinlilerin öncelikli derece haklı taleplerdir. Sünni taifeye ek- talepleri arasında yer alan bir diğer önemli lemlenmeleri tam anlamıyla Mardinlilere başlıktır. Lübnan’da birçok azınlık grubu- bir temsil imkânı sağlamamıştır. Şii ve Hı- nun kendine ait okulları bulunduğunu, fa- ristiyanlara nazaran Lübnan Sünnilerinin kat Türk kökenlilerin böyle bir şansının ol- biraz daha dağınık bir yapısı olduğu ve bu madığını belirten Mardinliler, en azından yapıda Lübnan asıllı Sünniler lehine bir dil eğitiminin yaygınlaştırılarak ülkeleri ile işleyiş olduğu ifade edilebilir. Bu nedenle olan bağlarının kuvvetlendirilmesini talep Mardinliler mecliste Sünnilere ayrılmış 27 etmektedirler. Ayrıca özellikle Türkiye’de kota içerisinde kendilerine koltuk ayrıl- eğitim almak isteyen öğrencilere destek masını talep etmektedirler. Böylelikle ken- verilmesi böylelikle gençlerin hem ülke- di problemleri iletebilecekleri bir merciye lerini daha iyi tanımaları hem de daha iyi sahip olacaklarını, siyasal hayata katılımla eğitim almalarının sağlanmasının orta ve diğer problemlerin çözümü için daha et- uzun vadede hem Türkiye hem Lübnan kili çalışmalar yürütebileceklerini düşün- için faydalı olacağı ifade edilebilir. mektedirler.

Lübnan’ın en büyük problemlerinden olan Son tahlilde Mardinliler kendilerini, kök- işsizlik, Mardinliler gibi madun bir grup lerini buldukları Türkiye’ye de içinde ye-

ORSAM 30 Rapor No: 208, Mart 2017 LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ ORSAM tiştikleri, yaşadıkları Lübnan’a da bağlı his- Mardinliler Lübnan’da özellikle eğitim ve setmektedirler. Hem Türkiye ile yakın ve sağlık gibi pahalı hizmetlerin verilebilece- güçlü bir bağ kurmak hem de Lübnan’da ği Türkiye’ye bağlı kurumların artırılma- daha güçlü, daha etkin ve faydalı bir varlık sını talep etmektedirler. Bu sayede birlik sergileyebilmek için Türkiye’den destek ta- halinde hareket edebileceklerini ve daha lep etmektedirler. Bu noktada Türkiye’den, güçlü hale geleceklerini ifade eden Mar- Lübnan Mardinlilerini bir çatı altında top- dinliler böylelikle Lübnan’da Türkiye’yi layıp tüm Mardinlileri bir araya getirebi- daha iyi şekilde temsil edeceklerini dile lecek bir çatı dernek talep etmektedirler. getirmektedirler.

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 31 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

NOTLAR

1 Vasıta kelimesi bir işe girebilmek, bir okulun öğrenci kontenjanına dâhil edilebilmek, ya da resmî bir işlemi halledebilmek için başvurulan ve talepte bulunan kişiye bu konuda hamilik edilmesine verilen isimdir.

2 Lübnan’da yaşayan Ermeniler 4 milletvekili, 2 bakanlık kontenjanına sahiptir.

3 Gayatri Chakravorty Spivak, “The New Subaltern: A Silent Interview”, Mapping Subaltern Studies and the Postcolonial, ed. Vinayak Chaturvedi (Londra: Verso, 2012), 324-339.

4 Antonio Gramsci, “History of Subaltern Classes: Methodological Criteria”, Selections from the Prison Notebooks of Antonio Gramsci, ed. ve çev. Quintin Hoare ve Geoffrey Nowell Smith (New York: In- ternational Publishers, 1989), 52-53.

5 Gramsci, “History of Subaltern Classes”, 52-53.

6 Ötekilerden bazıları; alia: sub-altern → alterare → alter → alius → alia → et al, ayrıntılı bilgi için bkz: Ebru Yetişkin; “Post Kolonyal Düşünce ve Madun Çalışmalarından Neler Öğrenebiliriz?”, 13. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi (Ankara: Türk Sosyal Bilimler Derneği, 4-6 Aralık 2013). (Özet Metin için: www. http://www.ebruyetiskin.com/postkolonyal-dusunce-ve-madun-calismalarindan-neler- ogrenebiliriz/, (erişim tarihi 10 Ekim 2016).

7 Guita G. Hourani, “The Kurds of Lebanon: Socioeconomic Mobility and Political Participation via Naturalization”, LERC Research Paper Series 1 (Kasım 2011).

8 Lübnan’da son nüfus sayımı 1932 yılında yapılmıştır. Tüm sistemin şekillenmesinde temel belirleyici olan nüfusun tam olarak bilinmiyor oluşu Lübnan’ın en temel problemlerinden biridir. Bu raporda grupların nüfusuna dair kullanılan rakamlar için kaynaklarda farklılıklar görüldüğünü belirtmek gerekmektedir. Raporda söz konusu veriler ilgili kaynaklar ve güncel raporlar baz alınarak düzenlenmiştir.

9 David McDowall, “The Kurds”, Minority Rights Group International Report (1996), 39.

10 Süryanilerin köken olarak hangi etnik gruba dâhil oldukları tartışmalıdır. Süryaniler kendi kökenlerine ilişkin iki argüman ileri sürmektedir. İlk grup, siyasal bir toplum olma iddiası taşır ve kökenlerini Asur ve Babillilere dayandırmaktadır. İkinci grup ise inanç temelinde Süryani birlik ve beraberliğini savun- makta ve kökenlerinin Aramilere dayandığını belirtmektedir.

11 Mülakatlarda kendilerini nasıl tanımladıkları sorusuna verilen yanıtlar Arap Asıllı Türk, Türkiye Arabı, Arabi Türk şeklinde olmuştur.

12 Lübnan iç savaşı Maruniler ile Dürziler arasında kanlı çatışmalara neden olmuş binlerce kişinin ölümüne neden olmuştur. Söz konusu savaş sonrasında Batılı devletlerin Osmanlı üzerindeki baskısı ve bölge üzerindeki müdahaleleri artmıştır. Osmanlı Devleti, Lübnan’ın kendi vatandaşı bir Hıristiyan tarafından yönetilmesini kabul eden Cebel-i Lübnan Nizamnamesini imzalayarak iç savaşı nihayetlendirebilmiştir.

13 Fransızların ülkeyi işgali 1918 yılında başlamıştır. Resmi olarak manda idaresi ise 1920 yılında Gene- ral Gouraud’un Büyük Lübnan Devleti’nin kurulduğunu ilan etmesi ile başlar.

14 Albert H. Hourani, Syria and Lebanon: A Political Essay (Oxford: Oxford University Press, 1968), 121.

ORSAM 32 Rapor No: 208, Mart 2017 LÜBNAN’DAKİ MARDİNLİLER: MARDİN HALKININ GÖÇÜ ORSAM

15 Albert H. Hourani, Syria and Lebanon, 385.

16 Ayrıntılı bilgi için bkz. Ussama Makdisi, “Reconstructing the Nation-State: The Modernity of Secta- rianism in Lebanon”, Middle East Report (Temmuz-Eylül 1996), 25.

17 Taif Anlaşması tam metin için bkz. Taif Agreement, www.un.int/lebanon, (25 Kasım 2016).

18 Ümit Çelik, “İç Çatışmalar ve Dış Müdahaleler Arasında Lübnan”, History Studies IV/1 (2012): 127- 128.

19 Ayrıntılı bilgi için bkz. Youssef Chaitani, Post-Colonial Syria and Lebanon: The Decline of Arab Nati- onalism and the Triumph of the State (New York: I.B. Tauris, 2007).

20 Veysel Ayhan ve Özlem Tür, “İçsel Dinamikler ve Ulusal Aktörler Bağlamında Lübnan Krizinin Analizi”, Akademik Ortadoğu III/1 (2008): 2.

21 Ayhan ve Tür, “İçsel Dinamikler ve Ulusal Aktörler”, 2-3.

22 Yaptığımız mülakatlar neticesinde edinilen bilgiye göre bugün Lübnan’da yaklaşık 3.000-3.500 Kürt asıllı Mardinli bulunduğu söylenebilir. Önceki dönemlere dair nüfus bilgileri hakkında bkz. Lokman I. Meho ve Farah W. Kawtharani, “The Kurdish Community in Lebanon”, The International Journal of Kurdish Studies XIX/1-2 (2005).

23 Guita G. Hourani, “The Kurds of Lebanon”, 33.

24 Guita G. Hourani, “The Kurds of Lebanon”, 31.

25 Ayhan ve Tür, “İçsel Dinamikler ve Ulusal Aktörler”, 32.

26 Guita G. Hourani, “The Kurds of Lebanon”, 25.

27 Fransa on dokuzuncu yüzyıl başından itibaren Ortadoğu’daki Kürt halkları ile yakından ilgilenmiş, bir anlamda Kürt özgürlükçü hareketlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlayan ideolojik ve akademik bilgi ve kültürel atmosferin oluşmasına zemin sağlamıştır.

28 1900’lü yılların başlangıcından itibaren Güneydoğu Anadolu’da ekonomik ve siyasi zorluklar yaşayan Kürtler için Lübnan, sığınılacak ülke rolü oynamış, Kürtler 1900’lü yılların başından itibaren Halep- Dora-Beyrut rotasını takip etmişlerdir. Bedirhan’ın sığınmacılara hamilik etmesi Mardinlilerin bugün Lübnan’da Kürt kimliği ile tanınıyor olmalarında çok etkili olmuştur.

29 Meho ve Kawtharani, “The Kurdish Community in Lebanon”, 1.

30 Kurmanci (Kuzey Kürtçe) Kürtçenin en çok konuşulan lehçesidir ve dilbilimciler tarafından İran dillerinin Kuzeybatı lehçeleri içinde tanımlanmaktadır. Ayrıntılı bilgi için bkz: Kurdish Northern, Ethnologue Language of the World, www.ethnologue.com, (erişim tarihi 1.11.2016).

31 Bkz. Meho ve Kawtharani; “The Kurdish Community in Lebanon”, 137.

32 Süryaniler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: Bülent Özdemir, Süryanilerin Dünü Bugünü, I. Dünya Savaşı’nda Süryaniler (Ankara: Türk Tarih KurumuYayınları, 2008).

33 Süryani göçleri topluca olmamış, genellikle tek tek aileler ya da ufak gruplar halinde göç gerçekleşmiştir.

34 İlyas Georgeous ile yapılan mülakat notlarından, Beyrut, 17.06.2016.

ORSAM Rapor No: 208, Mart 2017 33 ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

35 İlyas Georgeous ile yapılan mülakat notlarından, Beyrut, 17.06.2016.

36 “Lübnan’da ‘Mardin Gökyüzünün Krallığı’ Konferansı”, Anadolu Ajansı, 1 Haziran 2016.

37 Nüfus oranları ile ilgili Lübnan’ın genel problemleri nedeniyle bu grubun da nüfusu tam olarak bilinememektedir. Ancak 2016’da yapılan son belediye seçimlerinde 21.000 Mardinli Arap seçmen oy kullanmıştır.

38 Mıhallami ve Merdalli aşiretlerini aynı etnik kökenden kabul ederek Kürt aşireti olarak tanımlayan çalışmalara örnek olarak bkz. “The Kurdish Community in Lebanon”, 3.

39 Martin van Bruinessen, “Kurdish Nationalism and Competing Ethnic Loyalties”, Peuples Méditerranéens, 68-69 (1994), 9.

40 Guita G. Hourani, “The Kurds of Lebanon”, 35.

41 Lozan Anlaşmasının uyruk ile ilgili düzenlemelerine ilişkin tüm maddeler için bkz. Barış Anlaşma- sı (Trail de Paix), Lozan 24 Temmuz 1923 (Metin), SAM, http://sam.baskent.edu.tr/belge/Lozan_ TR.pdf (Erişim Tarihi 01.11.2016).

42 Jordi Tejel, Syria’s Kurds: History, Politics and Society, çev. Emily Welle ve Jane Welle (Londra & New York: Routledge, 2009), 7.

43 Tejel, Syria’s Kurds.

44 Sami Sulh Lübnan’da 1942-1943, 1945-1946, 1952, 1954-1955 ve 1956-1958 yılları arasında olmak üzere beş defa başbakanlık yapmıştır.

45 Guita G. Hourani, “The Kurds of Lebanon”, 37.

46 Mardin Arapları ile yapılan mülakat notlarından.

47 Guita G. Hourani, “The Kurds of Lebanon”, 38.

48 Vasıta kelimesi bir işe girebilmek, bir okulun öğrenci kontenjanına dâhil edilebilmek, ya da resmî bir işlemi halledebilmek için başvurulan ve talepte bulunan kişiye bu konuda hamilik edilmesine verilen isimdir.

49 Lübnan’da yaşayan Ermeniler 4 milletvekili, 2 bakanlık kontenjanına sahiptir.

50 “Hariri Forms National Accord Cabinet”, Daily Star, 19 Aralık 2016.

ORSAM 34 Rapor No: 208, Mart 2017