ĠSTANBUL ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

TATLI SU ĠSTAKOZU Astacus leptodactylus leptodactylus

(Eschscholtz, 1823)’UN DĠġĠ ÜREME SĠSTEMĠNĠN

GELĠġĠMĠ

ÇAĞDAġ ÜNĠġ

Biyoloji Anabilim Dalı

Zooloji Programı

DanıĢman

Prof.Dr. Melike ERKAN

Ocak, 2011

ĠSTANBUL

ĠSTANBUL ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

TATLI SU ĠSTAKOZU Astacus leptodactylus leptodactylus

(Eschscholtz, 1823)’UN DĠġĠ ÜREME SĠSTEMĠNĠN GELĠġĠMĠ

ÇAĞDAġ ÜNĠġ

Biyoloji Anabilim Dalı Zooloji Programı

DanıĢman Prof.Dr. Melike ERKAN

Ocak, 2011 ĠSTANBUL

ĠSTANBUL

ii

Bu çalıĢma Ġstanbul Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Yürütücü Sekreterliğinin T-4289 numaralı projesi ile desteklenmiĢtir.

iii

ÖNSÖZ

Bu çalıĢma, hem yüksek besin değeri hem de ekonomik önemi nedeni ile ülkemizin baĢta gelen su ürünlerinden biri olan ve tatlı su istakozu Astacus leptodactylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823)‟un diĢi üreme sisteminin geliĢimini açığa çıkarılması amacıyla yapılmıĢtır.

Tüm lisansüstü eğitimim boyunca hem engin bilgi ve tecrübeleriyle hem de sonsuz manevi desteğiyle her zaman yanımda olan ve yetiĢmemde büyük emeği geçen çok değerli danıĢman hocam Sayın Prof. Dr. Melike ERKAN‟a en içten teĢekkürlerimi sunarım.

ÇalıĢmalarım sırasında her zaman yanımda olup desteğini esirgemeyen çok sevgili arkadaĢım AraĢ. Gör. Yasemin TUNALI-AYUN‟a ve tezimin tamamlanması sürecindeki yardımları için arkadaĢlarım Uzm. Biyolog Simge KARA, Biyolog Emine ġEN‟e teĢekkür ederim.

Hayatımın en güzel günlerini paylaĢtığım ve hayatımın sonuna kadar da birlikte olmayı dilediğim Fen ve Teknoloji Öğretmeni Nihan YĠĞEN‟e tez çalıĢmam sırasında ve her zor zamanımdaki manevi desteğinden ötürü çok teĢekkür ederim.

Tüm yaĢamım boyunca olduğu gibi lisansüstü eğitimim boyunca da sonsuz teĢvik ve emekleriyle bugüne gelmemi sağlayan, maddi ve manevi destekleri ile her zaman yanımda olan çok sevgili ANNEM ve BABAM‟a ve ayrıca yokluğuna hiçbir zaman alıĢamayacak olsam da yeri kalbimde ve hayatımda asla doldurulamayacak olan canım TEYZEM‟e sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

Ocak, 2011 ÇağdaĢ ÜNĠġ

iv

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖNSÖZ ...... IV

ĠÇĠNDEKĠLER ...... V

ġEKĠL LĠSTESĠ ...... VI

TABLO LĠSTESĠ ...... VII

ÖZET ...... VIII

SUMMARY ...... IX

1. GĠRĠġ ...... 1

2. GENEL KISIMLAR ...... 4

3.MALZEME VE YÖNTEM ...... 13

3.1.HĠSTOLOJĠK YÖNTEMLER ...... 13

4. BULGULAR ...... 15

4.1.HĠSTOLOJĠK BULGULAR ...... 15 4.2. Ovaryumun GeliĢim Evreleri ...... 22 4.2.1. GeliĢimin I. Evresi ...... 22 4.2.2. GeliĢimin II. Evresi ...... 24 4.2.3. GeliĢimin III. Evresi ...... 28 4.2.4. GeliĢimin IV. Evresi ...... 31

5. TARTIġMA VE SONUÇ ...... 37

6. KAYNAKLAR ...... 49

ÖZGEÇMĠġ ...... 60

v

ġEKĠL LĠSTESĠ

ġekil 2.1.1 : Astacoidea ovaryumunun Ģematik olarak gösterimi ...... 5 ġekil 4.1.1 : Olgun bir bireyin ovaryumunun total olarak görünümü...... 16 ġekil 4.1.2 : Olgun bir ovaryumunun total olarak görünümü...... 17 ġekil 4.1.3 A-B : Ovaryum Epiteli...... 18 ġekil 4.1.4 A-B : Oviduktun yapısı ...... 19 ġekil 4.1.4 C-D : Oviduktun yapısı ...... 20 ġekil 4.1.5 : GeliĢimin ikinci evresindeki ovaryumun histolojik görünümü ...... 21 ġekil 4.2.1.6 A-B : Birinci geliĢim evresinde ovaryumun yapısı ...... 23 ġekil 4.2.2.7 : Ġkinci geliĢim evresindeki bireyin total ovaryumu...... 24 ġekil 4.2.2.8 A-C : Ġkinci geliĢim evresindeki ovaryumun yapısı...... 26 ġekil 4.2.2.8 A-C : Ġkinci geliĢim evresindeki ovaryumun yapısı...... 27 ġekil 4.2.3.8 A-D : Üçüncü geliĢim evresindeki ovaryumun yapsı...... 29 ġekil 4.2.3.8 A-D : Üçüncü geliĢim evresindeki ovaryumun yapsı ...... 30 ġekil 4.2.4.9 A-D : Dördüncü geliĢim evresindeki ovaryumun yapsı...... 32 ġekil 4.2.4.9 A-D : Dördüncü geliĢim evresindeki ovaryumun yapsı...... 33 ġekil 4.2.10 : Ovaryum geliĢimindeki birinci evrede bulunan oositler ...... 35 ġekil 4.2.11 : Ovaryum geliĢimindeki ikinci evrede bulunan oositler ...... 35 ġekil 4.2.12 : Ovaryum geliĢimindeki üçüncü evrede bulunan oositler ...... 36 ġekil 4.2.13 : Ovaryum geliĢimindeki dördüncü evrede bulunan oositler ...... 36

vi

TABLO LĠSTESĠ

Tablo 4.2.1 : Ovaryumun geliĢim evrelerine göre TB, TA, GA ve GSI ...... 34

vii

ÖZET

TATLI SU ĠSTAKOZU Astacus leptodactylus leptodactylus(Eschscholtz, 1823)‘UN DĠġĠ ÜREME SĠSTEMĠNĠN GELĠġĠMĠ

Bu çalıĢmada Astacus leptodactylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823)‟un ovaryumun ilk farklılaĢmaya baĢladığı genç dönemden, olgunlaĢıp geliĢimini tamamladığı ergin döneme kadar ovaryumda meydana gelen boyut, renk, Ģekil gibi morfolojik değiĢimlerin ve ovaryumda yer alan farklı boyut, Ģekil ve içeriğe sahip olan ve değiĢik oranlarda bulunan hücre tiplerinin ıĢık mikroskobu düzeyinde incelenmesi ile açığa çıkarılan histolojik değiĢimlerin belirlenmesi sonucu elde edilen veriler ile diĢi üreme sisteminin geliĢiminin araĢtırılması amaçlanmaktadır. Bu çalıĢmada Haziran 2009-Nisan 2010 tarihleri arası Terkos gölünde belirli alanlardan, belirli boylarda örnekler toplanmıĢtır. Toplanan örneklerden alınan ovaryumlardan histolojik yöntemler kullanılarak parafin bloklar yapılmıĢtır. Yapılan bloklardan alınan 5-6 µm kalınlığındaki kesitler histolojik boyalar ile boyanmıĢtır. Farklı boylardaki örneklerden hazırlanan bu kesitler, ovaryum yapısı, boyu ve içerdiği hücre tiplerine göre incelenerek, diĢi üreme sisteminin ana geliĢim evreleri belirlenmiĢtir.

Ovaryum, hayvanın sefalotoraksında dorsale yakın, kalbin hemen altında hepatopankreasın üsütnde yer alır ve anteriyöründe iki, posteriyöründe tek lobdan oluĢmak üzere üç loblu ve Y Ģeklindedir. Ovaryum dıĢtan içe doğru ince bir epitel ve bağ doku tabakası ile sarılı olup bu bağ dokunun içinde halkasal ve boyuna yerleĢmiĢ kollagen fibriller mevcuttur ve bağ doku tabakasının hemen altında ise oositleri sarmaya baĢlayan tek sıra folikül hücreleri bulunur. Oviduktlar ise anteriyördeki iki lobun kaynaĢtığı bölgenin hemen altından çıkarak üçüncü çift yürüme ayağının tabanındaki genital açıklığa bağlanır ve yumurtalar buradan dıĢarıya atılır. Ovaryum geliĢiminde dört ana evre gözlenir. Her bir geliĢim evresinde ovaryum farklı boy, Ģekil ve renge sahip olup, içeriği, büyüklüğü ve yerleĢimi değiĢiklik gösteren farklı geliĢim evrelerindeki oositleri içinde bulundurur. Uygulanan farklı histolojik boyalar ile hücrelerin içerikleri ayırt edilmiĢ ve yapılan ölçümlerle boyları hesaplanmıĢtır. Böylece ovaryumun geliĢim evreleri belirlenebilmiĢtir.

ÇalıĢmamızda, Astacus leptodactylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823)‟un ovaryumunun histolojik yapısı, ıĢık mikroskobu düzeyinde açığa çıkarılarak geliĢim evreleri belirlenmiĢ böylece bu canlının diĢi üreme sisteminin geliĢimi açığa çıkarılmıĢtır. Bu çalıĢma özgün bir çalıĢma olup, iç sularımızda yaĢayan en önemli su ürünlerimizden biri olan ve birçok yönden çalıĢılmıĢ olan Astacus leptodactylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823)‟un diĢi üreme sistemi ile ilgili bir çalıĢma bulunmamaktadır.

viii

SUMMARY

DEVELOPMENT OF THE FEMALE REPRODUCTĠVE SYSTEM IN THE FRESHWATER Astacus leptodactylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823)

The aim of this study is to investigate the development of the female reproductive system of Astacus leptodatylus leptodatylus (Eschscholtz, 1823) by defining the morphological changes in size, colour, shape of the ovary and the histological changes revealed by inspecting the different cellular types of oocytes that have various size, shape, content and portions under light microscopy from the initial differentiation, up to its final maturation of the ovary. Specimen were collected from designated areas in Terkos Lake between June 2009-April 2010. The ovaries which were obtained from dissection of the speciemen prepared for light microscopic examinations and embeded in parafin. Serial sections 5-6 µm thick were stained with histological dyes. These sections were examined considering the ovarian stucture, size and the cell types contained and the developmental stages of the female reproductice system were identified.

The trilobed and Y-shaped ovary consisting two anterior and one posterior lobes is located in the cephalotorax and lies dorsal to the hepatopancreas and ventral side of the heart. The outermost layer of the ovary is consisted of a single layer of thin epitelium and a connective tissue beneath it. Longitudinally and annulary located kollagen fibers are present in the connective tissue and just under it lies a single layer of follicle cells that begins to surround the oocytes. The oviducts extend laterally from the middle part of the ovary and connect with the gonopores located on the bases of the third pair of walking legs and the eggs released with this way. Four main stages of development of the ovary is observed. The ovary has different size, shape and colour and also contains various types of oocytes at each stage. Different histological stains were used in order to identify the contents of oocytes and their sizes are measured. And so the developmental stages are determined.

In our study the developmental stages are identified by revealing the histological stucture of the ovary at light microscopy level and so the development of the female reproductive system is established. This study is an original study and there is no other study about the development of the female reproductive system of Astacus leptodactylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823) which lives in the inland waters of our country and which is one of the most important fishery products.

ix

1

1. GĠRĠġ

Günümüzde su kaynaklarından elde edilen su ürünleri, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de protein açığının kapanmasında önemli bir role sahip olup, tarımsal ürün ihracatındaki yeri sebebi ile ekonomik anlamda değerlidir. Vitamin ve mineral madde açısından da çok zengin olan su ürünleri, hayvansal protein ihtiyacının karĢılanmasında büyük rol oynamaktadır. Bu nedenlerle su ürünleri kaynaklarımızdan en iyi Ģekilde ve en uzun süreli yararlanmak büyük önem taĢımaktadır.

Türkiye‟nin bir çok tatlı su kaynağında geniĢ dağılım gösteren ve göl sahalarının büyük bir çoğunluğunda ticari olarak avcılığı yapılan ve ihraç edilen, Astacidae familyasına ait, Türk kereviti olarak da bilinen tatlı su istakozu Astacus leptodactylus‟un Türkiye‟de bulunan iki alt türünden biri olan Astacus leptodactylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823), iç sularda ekonomik değeri yüksek olan kabuklu su ürünlerindendir ve aynı zamanda tatlı su ekosistemlerinde özellikle biyolojik çeĢitliliğin sağlanması ve iç sulardaki besin zincirinde oynadığı önemli ekolojik rol nedeni ile de değerlidir (Köksal, 1985; Ackefors, 1988; Harlıoğlu ve Holdich, 2001; Sağlamtimur, 2007). Tatlı su istakozu kerevit Marmara bölgesinde Uluabat (Apolyont), Manyas ve Terkos göllerinde avlanmaktadır (Erdem ve Erdem, 1994).

Tatlı su ıstakozu kerevitlerin eti, düĢük kalorili iyi bir protein kaynağı olmasının yanı sıra, sodyum, potasyum, kalsiyum ve magnezyum gibi mineraller ile E ve K vitaminleri yönünden de zengindir (Erdemli, 1984; Huner ve Barr, 1991). Besin değeri oldukça yüksek, enerji değerinin ise düĢük olması nedeniyle de beslenmede ayrıcalıklı bir yere sahiptir (Jay, 1996; Gürel ve Patır, 2001).

Tatlı su istakozu Türkiye dıĢında Avrupa‟nın da en popüler türlerinden biridir (Köksal, 1988; Skurdal ve Taugbol, 2001). Değerli olduğu bilindiği halde kerevit Türkiye‟de

2

geleneksel beslenmede, Fransa, Belçika, Ġsviçre, Hollanda, Avusturya, Ġsveç, Almanya ve Ġtalya gibi birçok Avrupa ülkesindeki kadar yer almaz (Bolat ve Aksoylar 1997). Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında 1984 yılının sonuna kadar kerevit ihracatında en önde gelen ülkeler arasındaydı (Bolat ve Aksoylar 1997). Fakat 1985 yılından sonra görülen kerevit vebası 1985–1987 yılları arasındaki dönemde kerevit üretiminin geçmiĢ yıllara göre %90 oranında azalmasına neden olmuĢtur (Baran ve Soylu 1989). Kerevit stoklarının yeniden eski değerlere ulaĢıp ulaĢmayacağı Ģu an için bilinmemektedir (Sağlamtimur, 2007).

Ülkemizde tatlı su istakozunun önemine uygun olarak, yaĢam alanları ve davranıĢları, morfolojik özellikleri, büyüme, beslenme, yumurta verimi, et verimi, ve bazı üreme özellikleri gibi bir çok biyolojik yönü ile ilgili çalıĢmalar bulunmaktadır (Erdemli, 1983, 1985, 1987; Erdem, 1994; Yıldırım ve ark., 1997; Harlıoğlu, 1999; Güner 2000 ; Güner ve Balık, 2002, Berber ve Balık, 2006; Büyükçapar ve ark., 2006; Lucıć ve ark., 2006; Ġnanlı ve Çoban, 2007). Ayrıca Astacus leptodactylus‟un diĢi bireyleri ile hem Türkiye‟de hem de baĢka ülkelerde vücut büyüklüğü ve doğurganlık iliĢkisi (Kossakowski, 1971; Papadopol, 1975; Stypinska, 1979; Köksal, 1988; Harlıoğlu, 1996), vücut ve yumurta büyüklüklerinin iliĢkisi (Abrahamsson, 1971; Mason, 1978; Lahti and Lindqvist, 1983; Kuris, 1991; Harlıoğlu, 1996) gibi konularda yapılmıĢ çalıĢmalar bulunmaktadır. Fakat tatlı su istakozu Astacus leptodactylus‟un diĢi üreme sisteminin geliĢimini ilgili çalıĢma yok denecek kadar azdır.

Kültürünün baĢarıyla yapılabilmesi, yetiĢtiriciliğinin sürdürülebilmesi ve özellikle genetik ve hormonal manipülasyonları yapmadan önce üreme sistemini çok iyi bilmek bize pratik olarak kullanılabilecek çok önemli bilgiler sağlayacaktır (Hliwa ve ark., 2009). Bu nedenlerden dolayı üretilen miktarı ve ihracatının artması halinde ülkemize ekonomik açıdan fayda sağlayabilecek bu türün üreme sisteminin geliĢimsel olarak çalıĢılması büyük önem taĢımaktadır.

Bu çalıĢmada, farklı geliĢim evrelerindeki Astacus leptocatylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823) türüne ait diĢi bireylerin üreme sistemleri histolojik düzeyde incelenerek geliĢim evreleri belirlenmiĢtir.

3

Tezin “Genel Kısımlar” bölümünde, Decapod Krustaselerin diĢi üreme sistemleri, benzerlik ve farklılılar göz önüne alınarak anlatılmıĢtır.

“Malzeme ve Yöntem” bölümünde, örnekler ile ilgili veriler, laboratuvarda uygulanan iĢlemeler ayrıntılı Ģekilde açıklanmıĢtır. Laboratuvar çalıĢmalarında hazırlanan histolojik preparatlardan elde edilen veriler “Bulgular” bölümünde anlatılmıĢtır. Ovaryumun boyutu, Ģekli gibi morfolojik özellikleri, içerdiği hücre tipleri, bunların hangi oranlarda bulunduğu ile ne Ģekilde yerleĢim gösterdiği, hücrelerin içeriği, özellikleri hakkında bilgiler verilmiĢtir.

“TartıĢma ve Sonuç” bölümünde elde edilen veriler değerlendirilmiĢ, bulgular var olan literatür bilgisi ile karĢılaĢtırılarak sonuca varılmıĢtır.

Bu çalıĢma ile ekonomik bir tür olan Astacus leptodactylus leptodactylus’un, elde edilen veriler ile yetiĢtiriciliğine de katkı sağlaması amacı ile, diĢi bireylerinin üreme sistemleri genç dönemden ergin döneme kadar incelenerek ile bütün farklılaĢma evrelerinin morfolojik ve histolojik olarak açığa çıkarılması amaçlanmıĢtır.

4

2. GENEL KISIMLAR

Dekapod Krustaselerde diĢi üreme sistemi bir çift ovaryumdan ibaret olup buna bağlı bir çift ovidukttan oluĢur. Oviduktlar genellikle üçüncü yürüme ayağının kaidesinde bulunan gonoporlardan dıĢarı açılır ve yumurtalar buradan atılır (Krol et al., 1992).

Dekapodlarda ovaryum bağırsağın dorsalinde veya dorsolateralinde bulunur. Dekapoda infra-ordolarından (alt takımlarından) Brachyura‟da ovaryum sefalotoraksta yer alırken, Anomura ve Macrura‟da ovaryum esas olarak abdomende yer alır. Karideslerde ovaryum sefalotorasik bölgeye kısmen yapıĢıktır ve midenin kardiyak bölgesinden, abdomen boyunca telsona doğru uzanır (Kaestner; 1970). Çift haldeki ovaryumlar genellikle ovaryum dokusundan oluĢan köprüler ile birbirine bağlı olup H veya Y Ģeklindedir (Ryan, 1967). Daha alt düzeydeki Krustaseler‟de ovaryum çiftleri birbirleri ile anteriyörden kaynaĢmıĢ olabileceği gibi daha geliĢmiĢ olan Brachyura ve birçok Anomura türünde orta kısımdan birleĢip H Ģeklini almıĢ veya bazı istakozlarda olduğu gibi posteriyörden birleĢip Y Ģeklini almıĢ halde bulunabilir (King, 1948; Johnson, 1980; Talbot, 1981; Beninger ve ark., 1988; Krol ve ark., 1992; Elorza ve Dupré, 1999; Kronenberger, 2004).

5

ġekil 2.1.1 Astacoidea super familyasına ait bir türün ovaryumunun Ģematik olarak gösterimi (Ando ve Makioka, 1998)

Decapod ovaryumu, bazı karides (Dendrobranchiata), yengeç (Brachyura) ve istakozlarda () olduğu gibi, dıĢtan bir veya daha çok tabakalı bağ doku ile örtülüdür (King, 1948; Ryan, 1967; Adiyodi ve Subramoniam, 1983; Bell ve Ligthtner, 1988; Ando ve Makioka, 1998). Bir istakoz türü olan Homarus americanus‟ta, fibröz bağ doku içeren kalın bir bazal lamina epitele bitiĢiktir ve ovaryumu saran kas örtüsü ile folikül hücreleri çevreler (Talbot, 1981a). Birçok omurgasız ve dekapod Krustaselerden

6

Astacidea infra-ordosuna dahil olan Homarus americanus, quadricarinatus gibi bazı türlerin ovaryumu, bağ dokunun altında uzanan bir kas örtüsü ile sarılı olduğu halde, Krustase ovaryumu genelde bir kas kılıfından yoksundur (Adiyodi ve Subramoniam, 1983; Ando ve Makioka, 1998; Vazquez ve ark., 2008).

Oogonya ve folikül hücrelerinin kökenlendiği germinal epitel genellikle dıĢtaki bağ doku örtüsünün içinde yer alır (King, 1948; Adiyodi ve Subramoniam, 1983; Bell ve Lightner, 1988). Dekapod Krustaselerin ovaryumunda çok sayıda ve yoğun içeriğe sahip yumurtanın depo edilmesi sonucu, geliĢen ovaryumda bir baskı oluĢur ve bundan dolayı germinal bölgelerin konumu türler arasında büyük bir çeĢitlilik gösterir (Adiyodi ve Subramoniam, 1983). Bunlar; (1) ovaryumun periferi boyunca; (2) ince bir bant Ģeklinde lateral periferde veya ventral periferde; (3) germinal bir Ģerit halinde merkezde; (4) tüm ovaryuma dağılmıĢ germ kümeleri halinde; (5) sadece ovaryumun periferinde kümeler halinde olmak üzere beĢ grup altında toplanabilir. En çok rastlanan Ģekli periferde veya merkezde kümeler Ģeklinde bulunmasıdır. Brachyurada çift ovaryumun merkezleri boyunca, Anomurada silindirik bir tüp Ģeklinde ve Makrurada genellikle merkezi ve ventral kısımda sınırlanmıĢ ince bir bant Ģekildedir (Jackson, 1913; Kamalaveni; 1947; Adiyodi ve Subramoniam, 1983).

Artropoda filumunun iki ana subfilumu olan Chelicerata ve Mandibulata‟da, geliĢmekte olan oositlerin konumuna göre iki farklı tip ovaryum görülür (Makioka, 1988). Chelicerata„da bulunan keliserat tipi ovaryumda, geliĢen oositler ovaryum lümenine değil hemosöle doğu çıkıntı yaptığı halde, Dekapod Krustaselerin de dahil olduğu Mandibulata‟ya ait birçok türün sahip olduğu Mandibulata tipi ovaryumda, oositler ovaryum lümeninden hiçbir zaman dıĢarıya çıkmazlar ve kendi folikül epitelleri ile çevrelenmiĢ Ģekilde geliĢirler (Carayon, 1941; Suko, 1954; Ryan, 1967; O‟Donovan ve ark., 1984; Papathanassiou ve King, 1984; Yano ve Chinzei, 1987; Meusy ve Payen, 1988; Makioka, 1988; Cuzin-Roudy ve Amsler, 1991; Kulkarni ve ark.., 1992; Chang ve Shih, 1995; Courtney ve ark., 1995; Ando ve Makioka, 1998).

Dekapod Krustaselerin ovaryumunda, oogenezin farklı evrelerindeki oositler tek sıra yassı folikül hücrelerinden oluĢan folikül epiteli ile çevrelenmiĢ alt birimler içinde yer

7

alır ve bu birimler nodül, kist veya ovaryum cebi olarak da isimlendirilir (Ryan, 1967; Kon ve Honma, 1970; Chiba ve Honma, 1972; Eurenius, 1973; Haefner, 1977; Dhas ve ark., 1980; Johnson, 1980; Adiyodi ve Subramoniam, 1983; Bell ve Lightner, 1988; Minagawa ve ark., 1993). Oogonyumlar ve çok erken previtellogenik oositlerin yer aldığı germaryum, ovaryum ceplerinin bazal kısmına yakın konumlanmıĢtır. Büyümeye baĢlayan bir erken previtellogenik oosit germaryumdan ayrılır, folikül epitelini Ģekillendirir ve olgunlaĢıp atılan kadar folikül epiteli ile sarılı olarak kalır. OlgunlaĢmıĢ yumurtalar folikül epitelinin dıĢına çıkarak ovaryum lümenine geçer (Ando ve Makioka, 1998).

Erken evredeki bir oositin büyümesi, bir germ hücresinin vitellogeneze kadar olan geliĢimini içerir (Charnioux-Cotton, 1980; Browdy, 1989; Rankin Davis, 1990). Buna göre; bir oositin geliĢim evreleri iki ana faz altında toplanabilir. Bunlar; oogonyumdan erken evredeki bir oositin geliĢtiği çoğalma fazı ve olgun bir yumurta oluĢumu ile sonuçlanan farklılaĢma fazıdır. Previtellogenez, vitellogenez, büyüme ve olgunlaĢma evrelerini içeren farklılaĢma fazındaki oosit, bu evreleri folikül epiteli içinde geçirir (Adiyodi ve Subramoniam, 1983).

Çoğalma fazı germinal bölgede de gerçekleĢir. Oogonyumlar mitoz bölünme geçirerek sekonder oogonyumları verir (Charnioux-Cotton, 1980; Browdy, 1989). Sekonder oogonyum gametogenez baĢlayana kadar germinal bölgede kalır. Granüler kromatin içeren büyük ve yuvarlak nukleuslu olgunlaĢmamıĢ bir hücre durumundaki sekonder oogonyum, germinal bölgeyi terk ettiği zaman, büyük ve merkezi konumlu bir nukleusa sahip previtellogenik oosit haline gelecek Ģekilde değiĢikliğe uğrar (Browdy, 1989). Sekonder oogonyumlardan kökenlenen previtellogenik oositler büyüme bölgesine gider ve mayozun profazına girer. Hücre bölünmesi profazın pakiten evresinde tutuklu kalır. Genç previtellogenik oositler nuklear ve sitoplazmik değiĢiklikler ile boyca büyüme gösterip, geliĢiminin geri kalanını içinde geçireceği folikül epiteli ile sarılmaya baĢlar (Adiyodi ve Subramoniam, 1983). Oosit olgunlaĢıp ovulasyon baĢlayınca, hücre mayoz bölünmenin metafazına girer (Yano, 1988). Oosit bu kez de metafaz I‟de bekler ve döllenme gerçekleĢene kadar bu evrede tutuklu kalır (Meusy,1980).

8

Dekapodlarda previtellogenez, çeĢitli sitoplazmik organellerdeki aktivite artıĢı ile karakterize edilir. Ribozomların çoğalması ve düz yüzlü olmayan endoplazmik retikulumun geliĢimi, vesiküler elementlerin oluĢumuna öncülük eder (Charnioux- Cotton, 1980). Golgi kompleksleri, düz yüzlü olmayan endoplazmik retikulum ve halkasal lameller ilk olarak nukleusun yakınında meydana gelip, daha sonra sitoplazmaya yayılırlar (Papathanassiou ve King, 1984). Previtellogenik oositler, amorf ve bazofilik bir sitoplazmaya sahiptir (Bell ve Lightner, 1988; Tan-Fermin ve Pudadera, 1989). Ġleri evredeki previtellogenik oositte, perinuklear-yolk kompleksi olarak isimlendirilen ve sitoplazmanın periferinde yer alan büyük bir yapı göze çarpar. Bu yapı vitellogenez baĢladığında kaybolmaya baĢlar (Cronin, 1942; Johnson, 1980). Previtellogenezin sonunda nukleolar materyal (mRNA) nukleustan sitoplazmaya doğru hareket eder ve bu da vitellogenezin baĢlangıcını temsil eder (Beams ve Kessel, 1963; Duronslet et al., 1975; Adiyodi ve Subramoniam, 1983; Papathanassiou ve King, 1984; Komm ve Hinsch, 1987; Rankin ve Davis, 1990). Previtellogenez sırasında oositin, diğer yolk proteinleri ile hiçbir immünohistokimyasal iliĢkisi bulunmayan spesifik glikoproteinleri sentezlediği gösterilmiĢtir (Charniaux-Cotton ve Payen, 1988). Bu proteinlerin kortikal granül oluĢumunda rol oynadığı ileri sürülmüĢtür (Tom et al., 1987). Daha sonra vitellogenez esnasında yolk proteini oositte birikir (Fyffe ve O‟Connor, 1974; Meusy, 1980; Zagasky, 1985; Komatsu ve Ando, 1992; Chang et al., 1993a, 1993b, 1996).

Vitellogenez baĢladığında oositin sitoplazmasında çeĢitli değiĢiklikler meydana gelir. Bazı yengeç (Hinsch ve Cone, 1969; Goudeau, 1984), karides (Duronslet et al., 1975), deniz istakozu (Beams ve Kessel, 1969) ve tatlı su istakozu (Beams ve Kessel, 1962) türlerinde yapılan çalıĢmalar sonucunda, vitellogenik oositin çok geliĢmiĢ düz yüzlü endoplazmik retikulum içerdiği saptanmıĢtır. Düz yüzlü olmayan endoplazmik retikulumun vesiküllerinde yoğun granüller Ģeklinde materyal birikimi olur (Charnioux- Cotton, 1980). Vitellogenik oositin sitoplamsında üç tip vesikül bulunur. Bunlar lipit, glikoprotein ve yolk polipeptitlerini içerirler (Krol et al., 1992). Vitellogenik oositler vakoullu, eosinofilik sitoplazmaya sahiptirler (Bell ve Lightner, 1988; Tan-Fermin ve Pudadera, 1989). Oosit sitolazmasında yolk granüllerinden kısa bir süre önce yağ damlacıkları görülmeye baĢlar (Weitzman, 1966; Yano, 1988). Karideslerde yolk

9

granülleri önce nukleusun yakınlarında toplanıp sonra oositin periferine yayılırlar (Papathanassiou ve King, 1984; Yano, 1988). Ġstakoz ve kerevitlerde ise ilk olarak sitoplazmanın periferinde yoğunlaĢır (Beams ve Kessel, 1963; Kessel, 1968; Yano, 1988).

Vitellogenez olgunlaĢmakta olan oositte yolk sentezlenmesi ve biriktirilmesidir. Vitellogenez ilerledikçe yolk birikimi artar ve oositler senkronize bir Ģekilde olgunlaĢırlar (Charniaux-Cotton, 1980). Yolk biyosentezi ve birikimi diĢinin önemli miktarda enerji depolamasını temsil eder ve bu hem genetik hem de hormonal kontrol altında yürütülen kompleks ve yüksek düzeyde organizasyon gerektiren bir iĢlemdir (Eckelberger, 1994). Yolk, yaĢamın sürdürülebilmesi ve normal bir geliĢim gösterilebilmesi için gerekli olan neredeyse tüm organik ve inorganik bileĢenlerin bir araya getirilmesi ile oluĢturulur (Adiyodi ve Subramoniam, 1983; Browdy et al., 1990). Su yolkun önemli bir bölümünü oluĢtururken, organik kısım(rezerv) asıl olarak protein ve lipitten meydana gelir. (Adiyodi ve Subramoniam, 1983). Lipit rezervi yağ içeren yolk globülleri, fosfolipit ve trigliseritten; protein rezervi fosfoprotein (vitellogenin), lipoprotein, protein-polisakkarit kompleksleri ve çeĢitli proteinlerden; karbonhidrat rezervi ise glikojen, galaktojen ve çeĢitli glikoproteinlerden oluĢur (Wourms, 1987). Yolk proteinleri doku oluĢumu için gerekli yapısal materyali sağlarken, lipitler yakıt olarak iĢ görür ve enerji sağlar (Anilkumar, 1980; Adiyodi ve Subramoniam, 1983).

Yolkun ana protein kısmını vitellin oluĢturur. Birçok türde vitellin, fosfoprotein yapıda bir öncül molekül (prekürsör) olan vitellogenine polisakkarit ve lipit kısımların eklenmesi yoluyla sentezlenir (Fyffe ve O‟Connor, 1974; Meusy, 1980; Zagasky, 1985; Komatsu ve Ando, 1992; Chang et al., 1993a, 1993b, 1996; Eckelberger, 1994; Tsukimura, 2001, Tsukimura ve ark., 2002). Yüksek molekül ağırlıklı, diĢiye özel bir protein olan vitellogenin karoten pigmenti içerir ve bu sayede embriyoyu solar radyasyondan koruyan bir kalkan görevi de görür. Ovaryumun rengi karoten pigmenti içeren vitellogenin birikimine bağlı olarak geliĢir (Adiyodi ve Subramoniam, 1983). Yolk, bütünüyle sindirim ürünlerinden sentezlendiği halde, yolk öncülleri farklı yerlerde üretilip hemolenf yolu ile farklı yapıda moleküller Ģeklinde oosite gelebilir (Eckelberger, 1994). Otosentetik yolk sentezinde dıĢ kaynaklı ve düĢük molekül

10

ağırlığına sahip öncül moleküller A Tipi endositoz ile hücreye alınır. A Tipi endositozda, endozomlar düz yüzlü olmayan endoplazmik retikulum ve golgi ürünleri ile kaynaĢır ve protein sentezleyen organeller kullanılarak vitellin sentezi yapılır. Heterosentetik yolk sentezinde ise, yüksek molekül ağırlıklı yolk proteinleri baĢka hücreler tarafından sentezlenip oosite taĢınır ve B tipi endositoz ile hücreye alınarak direkt olarak yolk cisimcikleri ile kaynaĢırlar. Çoğu omurgasız türünde genellikle her iki yol da kullanılır (Fischer ve Dhainaut, 1985).

Ġmmünolojik çalıĢmalar sonucu bazı dekapodlarda vitellin ve vitellogeninin ovaryum dıĢında sentez edildiği yerler belirlenmiĢtir (Krol, 1992). Vitellogenin, (Kerr, 1969), Uca pugilator (Quackenbush ve Keely, 1988) ve vitellin Carcinus maenas, Libinia emarginata gibi bazı yengeç türlerinin ve Penaeus vannamei’nin hepatopankreasında saptanmıĢtır (Quackenbush ve Keely, 1986; Paulus ve Laufer, 1987; Tom et al., 1987). Parapenaeus longirostris (Tom et al., 1987) ve Penaeus japonicus (Vazquez-Boucard, 1985) gibi karides türlerinde deri altı yağ dokusunda (subepidermal adipoz dokuda) vitellin yerleĢimi görülmüĢtür. Penaeus japonicus, Penaeus semisulcatus veya tatlı su istakozu Astacus sp.‟de ovaryum dıĢında vitellogenine rastlanmamıĢtır (Durliat ve Vranckx, 1982; Yano ve Chinzei, 1987; Browdy et al., 1990). Birçok Dekapodda oosit içi yolk üretimi saptanmıĢtır. In vitro çalıĢmalarla, Procambarus, Pachygrapsus crassipes, Homarus americanus, Uca pugilator , Penaeus japonicus, Penaeus semisulcatus türlerinin ovaryumlarında vitellin sentezi yapıldığı belirlenmiĢtir (Lui ve O‟Connor, 1976, 1977; Dehn et al., 1983; Eastman-Reks ve Fingerman, 1984; Yano ve Chinzei, 1987; Browdy et al. , 1990). Yano ve Chinzei (1987)‟nin Penaeus japonicus üzerinde yaptığı çalıĢmaya göre vitellogenin folikül hücreleri tarafından sentezlenir, hemolenfe salınır ve geliĢmekte olan oositlerce alınır. Astacus leptodactylus (Eschscholtz, 1823) üzerine vitellogeninin sentezlendiği yer ile ilgili bir çalıĢma bulunmamaktadır.

11

Decapod Krustaselerin üreme döngüsü ile ilgili çalıĢmalarda diĢinin ovaryum geliĢimini evrelemek için genellikle ovaryumların dıĢ görünüĢü ve ağırlığı kullanılır. Fakat hem dıĢ görünüĢ hem de gonadosomatik index (GSI), ovaryumda görülen değiĢiklikler ve oositlerin geliĢimi hakkında yalnızca kısıtlı bir bilgi sağlar. Ovaryum geliĢiminin daha kesin bir değerlendirmesi oosit geliĢiminin yani oogenezin histolojik olarak incelenmesi ile elde edilebilir (Abdu et al., 2000). Dekapod Krustaselerin oosit geliĢimi ile ilgili çalıĢmalar bulunmaktadır (Adiyodi ve Subramonian 1983; Charniaux-Cotton ve Payen, 1988; Meusy ve Payen, 1988; Kulkarni et al. 1991). Fakat çok az çalıĢma, Panilirus japonicus için yapılan gibi, ovaryum geliĢiminin açıklanması yolu ile oogenez üzerindeki gözlemleri birleĢtirmiĢtir-bütünleĢtirmiĢtir (Minagawa ve Sona, 1997). Ovaryum geliĢimini takip etmenin baĢka bir yolu da, genellikle yolk proteininden oluĢan yolkun yumurtada oluĢumu iĢleminin yani vitellogenezin gözlenmesidir (Adiyodi ve Subramoniam, 1983). Bazı türlerde yolk proteini depolanması olayı olgun olmayan ve olgun ovaryumların SDS-PAGE veya 2D-PAGE yöntemi kullanılarak kıyaslanması ile izlenir (Tom et al., 1987,1992; Yano ve Chinzei, 1987; Quackenbush, 1989; Cariolou ve Flytzanis, 1993).

Dekapod Krustaselerin ovaryumu ile ilgili birçok çalıĢma bulunmaktadır fakat bunlar ovaryumun temel yapısından ziyade, oosit büyümesi (Hard, 1942; Ryan, 1967; Talbot, 1981; Cau et al. 1988; Yano et al. 1988; Lee et al, 1994), vitellogenesis (Kessel, 1968; Hinsch ve Cone,1969; Yano and Chinzei,1987; Chang ve Shih, 1995), ovaryum kas histolojisi (Howard ve Talbot, 1992), ovaryumun olgunlaĢması (Cuzin-Roudy ve Amsler, 1991), ovaryum aktivitesindeki mevsimsel değiĢiklikler (Hanaoka ve Otsu,1957; Chiba ve Honma,1972; O‟Donovan et al.,1984) üzerinde yoğunlaĢmıĢtır. Birçok çalıĢma bir yumurtlama döneminde çok fazla sayıda yumurta bırakan, büyük ve ileri derecede kompleks yapıda ovaryuma sahip deniz dekapod Krustaseleri üzerinde yapılmıĢtır (Ryan,1967; Eurenius, 1973; Talbot, 1981; Adiyodi ve Subramoniam, 1983; Cau et al., 1988; Minagawa et al., 1993). Sayısız oosit ve yolklu yumurtası bulunan büyük ve kompleks ovaryumlar histolojik analizlerde zorluk yaratır ve ovaryumun yapısı ile oogenez tipinin tam olarak anlaĢılmasını engeller. Bu yüzden dekapod

12

ovaryumlarını yapısal ve iĢlevsel olarak diğer Krustaseler ve arthropodlar ile karĢılaĢtırmak kolay değildir (Ando ve Makioka, 1998).

Bu çalıĢmada boyut olarak büyük fakat sayıca çok fazla yumurta dökmeyen, yapısal olarak sade olması beklenen ve bu sebeple de temel yapı ve oogenez tipini anlamaya uygun olan tatlı su istakozu Astacus leptodactylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823) kullanıĢmıĢtır.

13

3.MALZEME VE YÖNTEM

Örnekleme haziran ayından baĢlayarak iki ay ara ile dört kez ortalama 20‟Ģer birey olmak üzere, boylama yapılarak gerçekleĢtirildi. Toplanan örneklerin total boyu rostrumun baĢlangıcından telsonun bitimine kadar ölçüldü. Total ağırlıkları ölçülen hayvanların ovaryumları çıkarılarak ağırlığı ölçüldü ve gonad ağırlıkları elde edildi. Böylece GSI (gonadosomatik indeks) hesaplandı.

3.1.HĠSTOLOJĠK YÖNTEMLER

IĢık mikroskobu incelemeleri için alınan ovaryum parçalara ayrıldı ve parçaları, Bouin eriyiğinde 12 saat tespit edildi. Tespit isleminden sonra parçalar, %70 alkole alındı ve tespit materyalinin dokudan çıkarılması için 1-2 gün %70 alkolde yıkandılar. Bunu takiben yükselen alkol serilerinden geçirilen parçalar, ksilolde saydamlastırıldıktan sonra parafine gömülerek bloklandılar. Hazırlanan parafin bloklardan Leitz 1212 mikrotomu aracılığıyla 5-6 μm kalınlığında kesitler alındı. Lamlara yapıstırılan kesitler, Hematoksilin + Eosin (H+E), Masson‟un üçlü boyası (Drury ve dig., 1967‟den degistirilerek), Periyodik asit-Schiff + Fast Green (PAS+FG), Periyodik asit-Schiff + Hematoksilin (PAS+H), Alcian Mavisi (AB - pH : 2.5) ve Bromfenol Mavisi (Mazia ve dig., 1953) ile boyandılar. Hazırlanan tüm preparatlar, Nikon Eclipse E200 marka mikroskopta incelenerek, Nikon Coolpix4500 marka dijital fotoğraf makinası aracılığıyla fotoğraflandılar.

Her geliĢim evresi için 15-20 kadar örnek kullanılmıĢ, bunların total uzunluğu (rostrumun baĢlangıcından telsonun bitimine kadar) ve ağırlığı ölçülerek ortalamaları alınmıĢtır. Örneklerden alınan ovaryumların büyüklükleri ve ağırlıkları ölçülmüĢ ve olup, her geliĢim evresindeki ovaryumun Ģekli incelenmiĢtir. Her evre için rastgele

14

seçilen seri kesitlerde oositlerin ortalama çapları (uzun ve kısa çapların ortalaması) ölçülerek her geliĢim evresindeki farklı oosit tipleri tanımlanmıĢtır.

15

4. BULGULAR

4.1.HĠSTOLOJĠK BULGULAR

Astacus leptodactylus leptodactylus‟un diĢi üreme organı olan ovaryum sefalotoraksta, hepatopankreasın posteriyöründe, bağırsağın üstünde, kalbin hemen altında yer almaktadır. Ovaryum geliĢiminin en erken evresinden itibaren anteriyörde çift lob, posteriyörde tek bir lobdan oluĢmak üzere “Y” Ģeklindedir (ġekil 4.1.1). GeliĢimin en erken evresindeki ovaryumdan alınan seri kesitlerde, anteriyördeki lobların birbirine paralel ve iki ayı lob olduğu, posteriyör lobun ise tek bir lob olduğu gözlenir. Oviduktlar ise anteriyördeki iki lobun kaynaĢtığı bölgenin hemen altından çıkarak üçüncü çift yürüme ayağının tabanındaki genital açıklığa bağlanır ve yumurtalar buradan dıĢarıya atılır (ġekil 4.1.2).

Ovaryumun dıĢtan içe doğru ince bir epitel ve bağ doku tabakası ile sarılıdır. Bağ dokunun içinde halkasal ve boyuna yerleĢmiĢ kollagen fibriller mevcuttur. Bağ doku tabakasının hemen altında ise oositleri sarmaya baĢlayan tek sıra folikül hücreleri bulunur (ġekil 4.1.3 A-B).

Ovaryumu saran epitel ve bağ dokusu, oviduktu da sarar. Epitel ve bağ dokusunun altındaki oviduktun en içteki tabakası tek sıralı ve salgı yapabilen silindirik bir epitelden meydana gelmektedir (ġekil 4.1.4 A-B). Bu salgının özellikle epitele yakın olan kısmında hem PAS hem de Bromfenol mavisi ile pozitif reaksiyon veren yoğun bir bant gözlenirken (ġekil 4.1.4 C-D), içe doğru lümende bu salgının değiĢerek sadece Bromfenol mavisi ile pozitif reaksiyon verdiği gözlenmiĢtir (ġekil 4.1.4 D). Ayrıca bu salgının hem yoğun bant kısmında hem de lümende Alcian mavisi ile boyanmadığı görülmüĢtür.

16

* *

ġekil 4.1.1. Olgun bir bireyin sefalotoraksında yer alan ovaryumunun total olarak görünümü. Y Ģeklindeki ovaryumun anteriyördeki iki lobu (*), posteriyörde tek bir lob Ģeklinde devam etmektedir.

17

AL

* *

PL

ġekil 4.1.2. Olgun bir ovaryumunun total olarak görünümü. Ovidukt baĢlangıç bölgesi (*). Anteriyör lob (AL), posteriyör lob (PL)

18

FH EH BDH E BD FE

O A

EH BDH FH

E BD F

E

O

B

ġekil 4.1.3 A-B. Ovaryum Epiteli. A) Ovaryum epiteli Boya: H-E. DıĢtan içe: epitel tabakası (E), bağ doku tabakası (BD), folükül epiteli (FE). B) Ovaryum epiteli Epitel hücresi (EH), bağ doku hücresi (BDH), folikül hücresi (fH), oosit (O) Boya: Masson‟un üçlü boyası. Bar: 30 µm

19

OV O

L O

OVD

A

SE

L ST

SM

SE B

ġekil 4.1.4 A-B. Oviduktun yapısı A) Ovaryum (OV), oosit (O), ovidukt (OVD), ovidukt lümeni (L). Bar: 100 µm, Boya: H-E B) Salgı epiteli (SE), salgı tabakası(ST) ve lümende (L) birikmiĢ salgı materyali (S). Bar: 30 µm, Boya: H-E

20

L

SM ST

SE

C

L

ST SE SM

D

ġekil 4.1.4 C-D. Oviduktun yapısı C) Salgının protein içeriği Bromfenol Mavisi ile boyanmıĢ. Bar: 30 µm, Boya: Bromfenol Mavisi. D) Salgının karbonhidrat içeriği PAS ile boyanmıĢ. Bar: 30 µm, Boya: PAS

21

O FE O

OV G

O

ġekil 4.1.5. GeliĢimin ikinci evresindeki ovaryumun histolojik görünümü. Ovaryum (OV), ovidukt (OVD), oosit (O), germaryum (G), folikül epiteli (FE). Bar: 250 µm, Boya: H-E.

Astacus leptodactylus leptodactylus‟un ovaryumunda germaryum, ovaryumun ön ve arka lobları boyunca merkezi bir Ģerit Ģeklinde yoğunlaĢmıĢtır. Germaryumda geliĢimlerinin en erken dönemlerinde oositlerin etrafını sadece birkaç folikül hücresi sarmaya baĢlar. Ġkinci evreye gelmiĢ oositlerde (erken previtellogenik oosit) ise folikül hücresi sayısı artar. Daha ileri evrelerdeki oositlerin etrafı folikül hücreleri ile tamamen çevrelenir ve daima perifere doğru hareket ederler (ġekil 4.1.5).

O O OVD OVD

22

4.2. OVARYUMUN GELĠġĠM EVRELERĠ

Astacus leptodactylus leptodactylus’un ovaryumunun büyüklüğü, Ģekli, ovaryumu oluĢturan hücre tipleri, bu hücrelerin ovaryumda bulunma oranları, yerleĢim Ģekilleri ve içerikleri ile ilgili yapılan incelemeler sonucu ovaryumun yapısı ve bu yapının geliĢimi ile ilgili dört ana evre tespit edilmiĢtir.

4.2.1. GELĠġĠMĠN I. EVRESĠ

Bu evredeki bireylerin total boyu ortalama 38,2±4,39 mm, total ağırlığı ise 1,45±0,39 g olup, ovaryumun ortalama çapı 0,291±0,037 mm‟dir ve henüz küçük saydam bir kese Ģeklindedir. Ovaryum, geliĢiminin en erken dönemini temsil eden bu evrede daha sonra kaybedeceği asinar yapıyı tüm ovaryumda gösterir. Ovaryum epiteline bitiĢik olarak bulunan asinüs duvarı, dıĢta bir bağ doku tabakası ve bunun çevrelediği bir bazal membrandan meydana gelir. Her asinüste çoğalma fazındaki oogonyumlar ve folikül hücreleri bulunmaktadır (ġekil 4.2.1.6 A-B). Bu evrenin en baskın hücre tipi oogonyumlardır ve boyları 13-20 µm arasında değiĢmektedir (ġekil 4.2.10). Oogonyumlar arasında dağınık Ģekilde, yuvarlak ve bazofilik yapıda folikül hücreleri görülür. Bu hücreler, bu evrede oositlerin etrafını sarmaya baĢlar ve ileride yassılaĢıp tek sıralı bir folikül epiteli ile oositleri tamamen sararcaklardır. Oogonyumlar bu evrede hematoksilin ile koyu boyanan, bazofilik kromatin materyal içeren büyük bir nukleusa sahiptir ve özellikle nukleus zarı çok belirgindir. Oysa ki aynı evrede hücre zarı bu kadar belirgin değildir. Bu geliĢim evresi sırasında nukluesta izlenen ipliksi yapıda kromatin, granüler yapıdaki kromatine doğru değiĢir ve sitoplazmaları zayıf eozinofiliktir.

AB

23

B

OV

HP A

FH OG OG OG

FH B

ġekil 4.2.1.6 A-B. Birinci geliĢim evresinde ovaryumun yapısı A) Ovaryum bağırsak (B) ile hepatopankreas (HP) arasında yer alır. Boya: H-E, Bar: 250 µm B) Çoğalma fazındaki oognyumlar (OG) ve folikül hücreleri (FH) Boya: H-E, Bar: 30 µm

24

4.2.2. GELĠġĠMĠN II. EVRESĠ

Bu evredeki bireylerin total boyu ortalama 52,2 ± 8,6 mm, total ağırlığı ortalama 3,04 ± 1,23 g‟dır. Bu evrede ovaryumun büyüklüğü ilk evreye göre artmıĢ ve Ģekli daha belirginleĢmiĢtir (4.2.2.7). Ovaryumun boyu ortalama 8.08 ± 0,28 mm, çapı ortalama 1,8 ± 0,68 mm, ağırlığı ise ortalama 0.018 ± 0,005 g‟dır.

K O HP

OV

B HP

1 2

ġekil 4.2.2.7. Ġkinci geliĢim evresindeki bireyin total ovaryumu. Ovaryumun boyutu: 8 mm. Ovaryum (OV), oosit (O), bağırsak (B), hepatopankereas (HP), kas (K).

Ġlk geliĢim evresinde bütün ovaryum asinar bir yapı gösterirken, ikinci evrede bu asinar yapıyı kaybeder ve germayum ve burada bulunan oogonyumlar (13 - 20 µm) sadece merkezde kalır. Bütün ovaryum boyunca merkezi bir kordon halinde bulunan

25

germaryumun etrafında, içten dıĢa doğru geliĢmekte olan oositler sıralanmıĢtır. Bu evrenin en karakteristik hücreleri erken ve geç evredeki previtellogenik oositlerdir (ġekil 4.2.2.8 A-C). Erken evredeki previtellogenik oositler (20 - 100 µm) germaryuma bitiĢik konumludurlar (ġekil 4.2.11). Bu hücrelerin nukleusları büyüktür ve etrafları henüz folikül hücreleri ile tamamen çevrelenmemiĢtir. Erken previtellogenik oositlerin sitoplazmaları henüz yolk birikiminin baĢlamadığının kanıtı olarak zayıf eosinofiliktir ve PAS negatif reaksiyon gösterir.

Previtellogenik oositler, en büyükleri en dıĢta olmak üzere ovaryumun periferi boyunca dizilirler. YaklaĢık 100 µm boyuta ulaĢan bir erken previtellogenik oositin etrafı folükül hücreleri tarafından tamamen sarılmaya baĢlar. Geç previtellogenik oositler (100 µm‟den büyük) folikül hücreleri ile çevrilmiĢtir ve nukleuslarında granüler yapıda kromozomlar bulunur. Geç previtellogenik oositlerde yolk öncülü denen, eosin ile sitoplazmaya göre daha koyu boyanan ve PAS ile pozitif reaksiyon veren maddelerin birikimi ilk olarak sitoplazmanın periferinde görülür. Perinuklear-yolk kompleksi adını alan bu yapı geç previtellogenik oositlerin amorf ve zayıf eozinofilik yapıda olan sitoplazmalarının periferinde gözlenir (ġekil 4.2.2.8 A-C)..

26

G

PVO EPVO OG FE PYK G

PVO

A

EPVO OG PVO PVO G

FE EPVO OG B G

ġekil 4.2.2.8 A-C. Ġkinci geliĢim evresindeki ovaryumun yapısı. Oogonyum (OG), erken evredeki previtellogenik oosit (EPVO), previtellogenik oosit (PVO). perinuklear-yolk kompleksi (PYK), folikül epiteli (FE) A) Boya: H-E, Bar: 100 µm B) Boya: Masson‟un üçlü boyası, Bar: 100 µm

27

FE PVO PYK G PVO

PYK PYK C EPVO

ġekil 4.2.2.8 A-C. Ġkinci geliĢim evresindeki ovaryumun yapısı. Bu evrede ovaryumun içinde bulunan hücre tipleri: Germaryumda yer alan oogonyumlar (OG), erken evredeki previtellogenik oositler (EPVO), previtellogenik oositler (pvo). Oositlerin periferinde oluĢmaya baĢlayan perinuklear-yolk kompleksi (PYK), folikül epiteli (FE). C) Boya: PAS, Bar: 100 µm

28

4.2.3. GELĠġĠMĠN III. EVRESĠ

Bu evredeki bireylerin total boyu ortalama 80,8 ± 5,08 mm, total ağırlığı ortalama 13,57 ± 2,05, ovaryum ağırlığı ortalama 0,086 ± 0,056‟dir. Ovaryumun büyüklüğü bu evrede artarak belirgin bir Y Ģeklini kazanmıĢtır. Bu evrenin en karakteristik hücreleri ovaryumun cinsel olarak olgunlaĢmasını temsil eden vitellogenik oositlerdir. Bu hücrelerin özellikle sitoplazmalarının periferinde yolk granüllerinin gözlenir ve germaryum ya çok küçülmüĢtür ya da yok denecek kadar azdır. Bu geliĢim evresindeki ovaryumun daha iç tarafında merkeze yakın bölgede previtellogenik oositler (50-150 µm) görülürken, daha dıĢ tarafında periferde vitellogenik oositler görülmektedir. Erken vitellogenik oositler 200-300 µm kadar olup, perifere yakın konumlanmıĢ ve tamamen folikül hücreleri ile sarılmıĢtır (ġekil 4.2.12). Bu hücrelerin sitoplazmasında Bromfenol mavisi ve PAS ile pozitif reaksiyon veren yolk ve H-E, PAS ve Bromfenol mavisi ile negatif reaksiyon veren lipid damlacıkları ilk kez gözlenir. Erken vitellogenik oositlerin sitoplazması, geç vitellogenik oositlere daha homojendir (ġekil 4.2.3.8 A-D).

Geç vitellogenik oositler, 300-800 µm büyüklüğünde olup (ġekil 4.2.12), ovaryumun periferine yerleĢmiĢ ve bazal taraftan ovaryum epiteli üzerine oturmuĢlardır. Yan yüzlerinde ise diğer iki tarafındaki komĢu vitellogenik oositlerin folikül epitelleri ile bitiĢiktir (ġekil 4.2.3.8 A). Bu hücreler sitoplazmaları içerisinde, H-E, PAS ve Bromfenol mavisi ile pozitif reaksiyon veren yolk depo etmeye baĢlamıĢtır. Yolk, sitoplazmada lipit damlacıkları ve yolk granülleri Ģeklinde bulunur ve özellikle sitoplazmasının periferinde yoğun olarak gözlenir. Geç previtellogenik oositler previtellogenik veya erken vitellogenik oositlere göre daha az homojen sitoplazmaya sahiptir (ġekil 4.2.3.8 A-D). Ayrıca bu hücreler Alcian mavisi ile negatif reaksiyon verirler.

29

VO VO PVO

VO A

6

VO

VO PVO

VO B

ġekil 4.2.3.8 A-D. Üçüncü geliĢim evresindeki ovaryumun yapsı. Bu evrede ovaryumun içinde bulunan hücre tipleri: Previtellogenik oosit (PVO), vitellogenik oosit (VO). A) Boya: H-E, Bar: 250 µm B) Boya: Masson‟un üçlü boyası, Bar: 250 µm

30

VO

VO PVO PVO

PVO

VO OVD C

VO

PVO

VO VO

D

ġekil 4.2.3.8 A-D. Üçüncü geliĢim evresindeki ovaryumun yapsı C) Ovaryuma bağlı ovidukt (OVD) Boya: PAS, Bar: 250 µm D) Boya: Bromfenol Mavisi, Bar: 250 µm

31

4.2.4. GELĠġĠMĠN IV. EVRESĠ

Bireylerin boyu ortalama 141,3 ± 7,2 ağırlığı 60,72 ± 7,94 g ovaryum ağırlığı ise 3,83 ± 7,94 g‟dır. Bu evredeki bireyler cinsel bakımdan olgunluğa ulaĢmıĢtır. Bu evrede boyu ortalama 3,74 ± 0,42 mm olan ovaryumda, önceki evrelere göre daha az sayıda oosit bulunur ve bunların hepsi tamamen olgunlaĢmıĢ ve yumurtlanmaya hazır oositlerdir (ġekil 4.2.3.9 A). Ovaryum, yumurta dökmeden hemen önce en büyük boyutuna ulaĢır. Yumurtalar döküldükten sonra boyutunda azalma görülür ve ovaryumda yeni üreme siklusuna iĢaret eden erken evrelerdeki oositlere rastlanır. Bu evredeki olgun oositlerin boyu ortalama 1512,13 ± 297,38 µm‟dir (ġekil 4.2.13). Olgun oositlerin sitoplazmasında çok yoğun miktarda ve önceki evreye göre daha büyük boyutlarda yolk granülleri bulunmaktadır. Bu hücrelerin sitoplazması önceki evreye göre, PAS (ġekil 4.2.4.9 C) ve Bromfenol mavisi (ġekil 4.2.4.9 D) ile daha yoğun olarak pozitif reaksiyon vermekte olup previtellogenik ve vitellogenik oositlere göre çok daha heterojen bir yapıdadır. Sitoplazmada, daha erken geliĢim evrelerindeki oositlere göre çok daha büyük ve fazla sayıda lipid damlacığı görülür. Bunlar H-E, Bromfenol mavisi ve PAS ile boyanmayan bölgeler olarak ayırt edilir (ġekil 4.2.4.9 A-D).

32

O

LD YG

O

O YG PVO

A

LD YG

O O

B

ġekil 4.2.4.9 A-D. Dördüncü geliĢim evresindeki ovaryumun yapsı. Oosit (O), previtellogenik oosit (PVO), yolk granülü (YG), lidip damlacığı(LD). A) Boya: H-E, Bar: 400 µm B) Boya: Masson‟un üçlü boyası, Bar: 400 µm

33

O YG

O

C O

YG O

O

D O

ġekil 4.2.4.9 A-D. Dördüncü geliĢim evresindeki ovaryumun yapsı. Oosit (O), previtellogenik oosit (PVO), yolk damlacığı (YG). C) Boya: PAS, Bar: 400 µm D) Boya: Bromfenol Mavisi, Bar: 400 µm

34

Tablo 4.2.1. Ovaryumun geliĢim evrelerine göre total boy (TB), total ağırlık (TA), gonad ağırlığı (GA) ve GSI

I. GeliĢim II. GeliĢim III. GeliĢim IV. GeliĢim

Evresi Evresi Evresi Evresi

TB (mm) 38,2 ± 4,39 52,2 ± 8,6 80,8 ± 5,08 141,3 ± 7,2

TA (g) 1,45 ± 0.39 3,17 ± 1,04 13,57 ± 2,05 60,72 ± 9,74

GA (g) __ 0,018 ± 0,005 0,086 ± 0,056 3,84 ± 0,43

GSI (%) __ 0,57 0,63 6,3

35

ġekil 4.2.10. Ovaryum geliĢimindeki birinci evrede bulunan oositler

ġekil 4.2.11. Ovaryum geliĢimindeki ikinci evrede bulunan oositler

36

ġekil 4.2.12. Ovaryum geliĢimindeki üçüncü evrede bulunan oositler

ġekil 4.2.13. Ovaryum geliĢimindeki dördüncü evrede bulunan oositler

37

5. TARTIġMA VE SONUÇ

Ekonomik bir tür olan Astacus leptodactylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823) ile yapılan çalıĢmalar genel olarak; yaĢam alanları ve davranıĢları, morfolojik özellikleri, büyüme, beslenme, yumurta verimi, et verimi, ve bazı üreme özellikleri gibi birçok biyolojik yönü (Erdemli, 1983, 1985, 1987; Erdem, 1994; Yıldırım ve ark., 1997; Harlıoğlu, 1999; Güner 2000 ; Güner ve Balık, 2002, Berber ve Balık, 2006; Büyükçapar ve ark., 2006; Lucıć ve ark., 2006; Deval ve ark., 2007; Ġnanlı ve Çoban, 2007; Perdikaris ve ark., 2007; Mazlum ve ark., 2008; Berber ve Balık, 2009; Erkan ve ark., 2009; Hesni ve ark., 2009; Deniz ve ark, 2010), vücut büyüklüğü ve doğurganlık iliĢkisi (Kossakowski, 1971; Papadopol, 1975; Stypinska, 1979; Köksal, 1988; Harlıoğlu, 1996), vücut ve yumurta büyüklüklerinin iliĢkisi (Abrahamsson, 1971; Mason, 1978; Lahti and Lindqvist, 1983; Kuris, 1991; Harlıoğlu, 1996) gibi konular üzerinde yoğunlaĢmıĢtır. Dekapod Krustaseler üzerinde ise oosit büyümesi (Hard, 1942; Ryan, 1967; Talbot, 1981; Cau et al. 1988; Yano et al. 1988; Lee et al, 1994), vitellogenez (Kessel, 1968; Hinsch ve Cone, 1969; Yano and Chinzei, 1987; Chang ve Shih, 1995), ovaryumun kas histolojisi (Howard ve Talbot, 1992), ovaryumun olgunlaĢması (Cuzin-Roudy ve Amsler, 1991), ovaryumun aktivitesindeki mevsimsel değiĢiklikler (Hanaoka ve Otsu, 1957; Chiba ve Honma, 1972; O‟Donovan et al., 1984) gibi diĢi üreme sistemi ile ilgili bir çok çalıĢma bulunmaktadır. Fakat Vazquez ve arkadaĢlarının 2008‟de Cherax quadricarinatus (Von Martens, 1898) üzerindeki çalıĢması dıĢında tatlı su istakozlarının diĢi üreme sistemini geliĢimsel olarak inceleyen bir çalıĢma bulunmamaktadır. ÇalıĢmamızda, farklı geliĢim evrelerindeki Astacus leptocatylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823) türüne ait diĢi bireylerin üreme sistemleri histolojik düzeyde incelenerek geliĢim evreleri belirlenmiĢtir.

Dekapodlarda ovaryum bağırsağın dorsalinde veya dorsolateralinde bulunur. Decapodanın Pleocyemata subordosunun bir infraordosu olan Brachyurada (gerçek yengeçler) ovaryum sefalotoraksta, diğer infraordolar Anomura (diğer yengeçler) ve Macrurada ovaryum genellikle sefalotorakstan abdomene birkaç segment boyunca yer

38

alırken (Adiyodi ve Subramoniam, 1983; Krol et al., 1992), Astacidea infraordosundan Nephropoidea süperfamilyasında yer alan bir istakoz türü olan Homarus americanus‟un ovaryumu dorsal olarak yerleĢmiĢ olup sefalotoraksın anteriyöründen baĢlayarak beĢinci abdominal segmente kadar uzanmaktadır (Talbot, 1981). Caridea infraordusundaki karideslerde ise ovaryum sefalotoraks bölgesine kısmen yapıĢıktır ve midenin kardiyak bölgesinden, abdomen boyunca telsona doğru uzanır (King, 1948; Kaestner, 1970). Oysa, Astacidea infraordosunun Astacoidea süperfamilyasının Astacidae familyasına ait olan Astacus leptodactylus‟un ovaryumu ise, dorsal olarak yerleĢmiĢ fakat sefalotoraksta sınırlanmıĢ olup kalbin ventralinde yer almaktadır.

Dekapod Krustaselerde diĢi üreme sistemi bir çift ovaryum ve buna bağlı bir çift ovidukttan oluĢur. Oviduktlar genellikle üçüncü yürüme ayağının kaidesinde bulunan gonoporlardan dıĢarı açılır ve yumurtalar buradan atılır (Krol et al., 1992). Astacus leptodactylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823) trilobüler bir ovaryuma sahiptir ve buna bağlı oviduktlar üçüncü yürüme ayağındaki gonoporlara açılır. Dekapodalarda, çift olarak bulunan ovaryumlar, türün geliĢmiĢlik derecesine bağlı olarak, ortadan ince bir Ģerit ile birbirine bağlı iki pararlel lob Ģeklinde, H Ģeklinde veya Y Ģeklindedir (Ryan, 1967; Kaestner, 1970). Caridea infrordosuna ait gerçek karideslerin mediyal olarak kısmen kaynaĢmıĢ ve bilateral simetriye sahip çift loblu ovaryumuna karĢılık, Brachyura (yengeçler), Nephropoidea (deniz istakozları) ve birçok Anomura (diğer yengeçler)‟nın birbirine paralel olan ovaryum lobları ovaryum dokusundan oluĢan bir köprü ile orta kısımdan birleĢerek H Ģeklinde ovaryumları oluĢturur. Tatlı su istakozları (Astacidae, Cambaridae ve bazı ) baĢta olmak üzere diğer bazı istakoz türlerinin ise anteriyördeki paralel iki lobun orta kısımda kaynaĢarak, posteriyörde tek bir lob olarak devam eden Y Ģeklini almıĢ ovaryumları bulunmaktadır (King, 1948; Johnson, 1980; Talbot, 1981; Adiyodi ve Subramoniam, 1983; Beninger ve ark., 1988; Krol ve ark., 1992; Elorza ve Dupré, 1999; Kronenberger, 2004; Sokolowicz, 2007). Tatlı su istakozları Astacidae, Cambaridae (Ando ve Makioka, 1998; Vogt, 2002) ve bazı Parastacidae (Vazquez ve ark.,2008) familyalarına ait türlerin olgun bireylerinin ovaryumu Y Ģeklindedir. Bu çalıĢmada, Astacidae familyasına ait Astacus leptodactylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823)‟un ovaryumunun da geliĢimi boyunca Y Ģeklinde olduğu gözlenmiĢtir. Parastacidae familyasından olan Cherax quadricarinatus’un

39

ovaryumu geliĢim evrelerinden geçerken önce iki parallel Ģerit, sonra orta bölgeden bağlantı kurularak H Ģeklini ve en olgun evrede posteriyor lobların kısmen kaynaĢması sonucunda Y Ģeklini alırken (Vazquez ve ark., 2008), çalıĢmamızda Astacus leptodactylus‟un, geliĢiminin ilk evresinden en olgun evresine kadar iki anteriyör lob ile tek bir posteriyör lobdan meydana gelen, üç loblu ve Y Ģeklindeki bir ovaryumun Ģeklini koruduğu açığa çıkarılmıĢtır. Decapod türlerinin ovaryumlarının histolojik yapısı incelendiğinde ovaryumun genellikle dıĢtan bir epitel ve onun altında bir veya çok tabakalı bir bağ doku ile örtülü olduğu bilinmektedir (King, 1948; Ryan, 1967; Adiyodi ve Subramoniam, 1983; Bell ve Ligthtner, 1988; Ando ve Makioka, 1998). Ayrıca, genellikle Dekapod ovaryumu bir kas kılıfından yoksunken (Adiyodi ve Subramoniam, 1983), Dendrobranchiata subordosunun Astacidea infraordosunun Nephropoidea süperfamilyasının Homaridae familyasında yer alan Homarus americanus (Talbot, 1981) ve Achelata infraordosunun Palinuridae familyasında yer alan frontalis (Elorza ve Dupré, 1999)‟in ovaryumunu saran geliĢmiĢ bir kas ağı bulunur. Anomura infraordosuna ait olan Aegla platensis (Sokolwitz, et al., 2007), Astacidea infraordusunun süperfamilyalarından Parastacoidea‟nın Parastacidae familyasına ait Cherax quadricarinatus (Vazquez ve ark., 2008) ve diğer süperfamilyası olan Astacoidea‟nın Cambaridae familyasına (Ando ve Makioka, 1998)‟de ovaryumu çevreleyen kalın bir kas tabakası yerine ince bir kas tabakası görülür. Oysa ki çalıĢmamızda Astacus leptodactylus‟un ovaryumunda en dıĢtaki tek sıra epitelin altında bulunan bağ doku hücreleri arasında sadece uzunlamasına ve halkasal olarak yerleĢmiĢ kollagen fibriller bulunduğu ortaya çıkarılmıĢtır.

Dekapodlarda ovaryumu dıĢtan içe doğru saran bu tabakalar devam ederek oviduktu da genellikle tamamen çevreler (Adiyodi ve Subramoniam, 1983). Procambarus clarkii‟nin oviduktu, ovaryumuna benzer Ģekilde en dıĢtaki epitelin altında ince bir kas kılıfı ile örtülüdür (Ando ve Makioka, 1998). Cherax quadricarinatus‟un oviduktunda dıĢtaki tek katlı epitel ve bağ doku tabakalarının altında üç veya dört tabaka halinde uzanan kas hücreleri mevcuttur (Vazquez ve ark., 2008). Dekapoda‟nın Dendrobranchiata subordosunun Penaeoidea süper ailesine ait Penaeus stylirostris‟in oviduktunu çevreleyen fibröz bağ dokunun içinde kas fibrillerine rastlanmıĢ olduğu söylenmektedir fakat bunların oviduktu tamamen sarmadığı da gözlenmiĢtir (Bell ve

40

Lightner, 1988). Potamon dehaani‟nin ovaryumunu saran epitel tabakasının ovidukt boyunca da devam ettiği belirlenmiĢ olup, burada bulunan bir kas tabakasından söz edilmemiĢtir (Ando ve Makioka, 1999). ÇalıĢmamızda ise Astacus leptodactylus‟ta bağ doku hücreleri arasında yerleĢmiĢ kollagen fibriller, ovaryumunda olduğu gibi ovidukt boyunca da gözlenir. Dekapodlarda oviduktun lümene bakan en iç tabakası ise, salgı yapan hücrelerin oluĢturduğu bir epitelden meydana gelir (Adiyodi ve Subramoniam, 1983). Ayrıca birçok türün oviduktunda, spermateka veya seminal reseptekulum bulunur (Krol et al., 1992). Inanchus phalangium (Diesel, 1989), opilio (Beninger et al., 1988), Callinectes sapidus (Johnson, 1980), Portunus sanguinolentus (Ryan, 1967b), Menippe mercenaria (Binford, 1913) gibi özellikle Brachyura infraordosundaki yengeçler olmak üzere birçok türde, uzun süre sperm depolanmasına ve birçok farklı ovulasyon sırasında döllenmenin gerçekleĢtirilebilmesine olanak sağlayan spermateka bulunur (Adiyodi ve Subramoniam, 1983; Krol et al., 1992). Emertia asiatica (Adiyodi ve Subramoniam, 1983), Galathea intermedia (Kronenberger, 2004), Aegla platensis (Sokolwicz et al, 2007) gibi Anomura infraordosuna ve Procambarus clarkii (Ando ve Makioka, 1998), Cherax quadricarinatus (Vazquez ve ark., 2008) gibi Astacidea infraordosuna ait birçok türde spermateka bulunmaz fakat, oosit geçiĢi için kayganlık sağlayan ve spermatofor yıkımını kolaylaĢtıran, yüksek düzeyde salgı yeteneği olan ovidukt epiteli iĢ görür (Adiyodi ve Subramoniam, 1983). Ando ve Makioka‟nın 1998‟deki çalıĢmasında ise, bu epitelin ovidukt içinde gerçekleĢebilecek döllenme ile de iliĢkili olabileceğini belirtmiĢtir. Fakat Astacus leptodactylus‟ta döllenme, Cherax quadricarinatus gibi, diĢi üreme sisteminin dıĢında gerçekleĢtiğinden, yaptığımız çalıĢmada da Vazquez ve arkadaĢlarına (2008) benzer Ģekilde, ovidukt salgısının rolünün, iç döllenme ile iliĢkili olmadığı açıktır. Dolayısı ile Astacus leptodactylus‟ta, ovidukt epitelinden yapılan bu salgılamanın sadece oosit geçiĢi için oviduktun kayganlaĢtırılması ve ovulasyon sonucu yumurtalar ile birlikte dıĢarıya atılan sıvının spermatofor yıkımına ve yumurtaların mikroorganizmalara karĢı korunmasına yardımcı olması gibi görevleri olduğu düĢünülmektedir (Erkan ve ark., 2009). Lümenin epitele yakın zonunda yoğun olarak Bromfenol mavisi ve PAS ile pozitif reaksiyon veren bir tabaka oluĢturduğundan, salgının içeriğinde protein ve karbonhidrat bulunduğu gözlenmiĢtir. Lümenin daha iç kısmındaki salgının ise sadece Bromfenol mavisi ile pozitif reaksiyon vermiĢ olması, bu

41

salgının yalnızca protein içerikli olduğuna iĢaret etmektedir. Salgı materyali Alcian mavisi ile boyanmamıĢtır ve bu nedenle salgının asitli mukopolisakkarit ve glikozaminoglikan içermediği düĢünülmektedir.

Arthropoda‟da ovaryum, germaryum ve geliĢmekte olan oositlerin ovaryumdaki yerleĢimine göre iki farklı tipe ayrılır. Artropoda filumunun iki ana subfilumundan biri olan Chelicerata‟da Chelicerata tipi ovaryum Ģeklinde görülürken, diğer subfilum olan Mandibulata‟da Mandibulata tipi ovaryum Ģeklindedir (Makioka, 1988). Chelicerata tipi ovaryumda, oogonya lümenin yakınında bulunur ve oositler ovaryum epitelinin dıĢında geliĢip, ovaryum lümenine değil hemosöle doğu çıkıntı yapar. Oysa ki Dekapod Krustaselerin de içinde bulunduğu Mandibulata‟ya ait birçok türün sahip olduğu Mandibulata tipi ovaryumda ise, oogonya genellikle ovaryumun merkezi kısmında bulunur ve oositler ovaryum epitelinin içinde, genellikle kendi folikül hücreleri ile çevrelenmiĢ Ģekilde geliĢip ovaryum lümeninde geliĢir ve hiçbir zaman dıĢarıya çıkmazlar (Ando ve Makioka, 1998). Bir Mandibulat olan Astacus leptodactylus, beklendiği Ģekilde, Mandibulata tipi ovaryuma sahiptir.

Ovaryumda yumurtaları oluĢturacak olan oogonya ve bunların geliĢimine çeĢitli derecelerde yardımcı olan folikül hücreleri ilk olarak bağ dokusu içindeki germinal epitelde görülür (King, 1948; Adiyodi ve Subramoniam, 1983; Bell ve Lightner, 1988, Krol ve ark., 1992). Dekapod Krustaselerde germinal epitelin bulunduğu bölgelerin ovaryumdaki konumu türler arasında büyük bir çeĢitlilik gösterir (Adiyodi ve Subramoniam, 1983). Bunlar; ovaryumun periferi boyunca; ince bir bant Ģeklinde lateral periferde veya ventral periferde; germinal bir Ģerit halinde merkezde; tüm ovaryuma dağılmıĢ germ kümeleri halinde ve sadece ovaryumun periferinde kümeler halinde olmak üzere beĢ grup altında toplanabilir. Dekapod Krustaselerde en çok rastlanan Ģekli ise periferde veya merkezde kümeler Ģeklinde bulunan tipidir. Dekapodanın Pleocyemata subordosunun infraordolarından Brachyura‟da çift halindeki ovaryumun merkezleri boyunca, Anomura‟da silindirik bir tüp Ģeklinde ve Makrura‟da genellikle merkezi ve ventral kısımda sınırlanmıĢ Ģekildedir (Jackson, 1913; Bloch, 1935; Carayon, 1941; Kamalaveni; 1947). Germaryum, A. leptodactylus‟ta, Astacidea infraordosunda yer alan Homarus americanus (Kessel, 1968b),

42

(Farmer, 1974), Procambarus clarkii (Ando ve Makioka, 1988) gibi türlerde olduğu gibi, ovaryumun lobları boyunca merkezi bir Ģerit Ģeklinde yerleĢmiĢtir. Cherax quadricarinatus‟ta ise ovaryum geliĢimi sırasında, son evrede lobları birbiri ile kaynaĢıp Y halini almadan önce H Ģeklindeki ovaryumunun loblarını birbirine bağlayan köprü kısmında germaryumun bulunmadığı, sadece oositlerin yer aldığı belirtilmiĢtir (Vazquez ve ark., 2008). Fakat Procambarus clarkii‟de ve A. leptodactylus’un ovaryumunda, germaryumun hiç bulunmadığı bu tip bir bölgeye rastlanmamıĢtır.

Bir çok farklı Dekapod Krustase türü ile yapılan çalıĢmalarda ovaryumun morfolojik, histolojik ve histokimyasal olarak incelenmesi sonucu, oositlerin geliĢim evreleri farklı Ģekillerde tanımlanmıĢtır. Decapodanın iki subordosundan biri olan Dendrobranchiata‟nın Penaeidae familyasında yer alan karides türleri üzerinde yapılan çalıĢmalarda ovaryumun geliĢim evreleri farklı Ģekillerde tanımlanmıĢtır. Farfantepenaeus paulensis’te (Peixoto, 2003, Dumont ve ark, 2007) olgunlaĢmamıĢ, geliĢmekte olan, olgun ve yumurtalarını dökmüĢ evre olmak üzere dört evreden söz edilmektedir. Penaeus japonicus’ta (Yano, 1988) sinapsis evresi, kromatin nukleolus evresi, erken perinuleolus evresi, geç perinuleolus evresi, I. lipit globülü evresi , II. lipit globülü evresi, yolksuz evre, yolk granülü evresi, olgunlaĢma öncesi evre, olgun evre olmak üzere on evre, ’da (Tan-Fermin ve Pudarera, 1989) previtellogenik, vitellogenik, kortikal çubuk, yumurtaları dökülmüĢ ovaryum olmak üzere dört evre; Penaeus plebejus’ta (Courtney ve Montogomery, 1995) oogonya evresi, perinukleolar ve vitellogenik oosit evresi, kortikal özelleĢme evresi, ovulasyon evresi olmak üzere dört evre; Penaeus kerathurus’ta (Medina ve ark, 1996) previtellogenik, erken vitellogenik, geç vitellogenik,olgun ve yumurtaları dökmüĢ evre olmak üzere beĢ evre, Aristaeomorpha foliacea‟ta (Kao ve ark., 1999) I. tip, II. Tip, III. Tip ve IV. Tip olmak üzere dört evre tanımlanmıĢtır. Decapodanın Pleocyemata subordosunun Brachyura infraordosunda yer alan yengeçler ile ovaryumun geliĢimi üzerine yapılan çalıĢmalarda Uca rapax’ta (Castiglioni, 2007) olgunlaĢmamıĢ, geliĢmekte olan, geliĢmiĢ, olgun ve yumurtalarını dökmüĢ evre olmak üzere beĢ evre tanımlanmıĢtır. Ayrıca Libinia emarginata (Hinsch ve Cone, 1969) ve Potamon dehaani (Ando ve Makioka, 1999) ile yapılan çalıĢmalarda da oogonyum, previtellogenik, vitellogenik ve olgun oositler tanımlanmıĢtır. Pleocyemata subordosunun baĢka bir

43

infraordosu olan Achelata‟nın Palinuridae familyasında bulunan bir istakoz türü olan Panulirus japonicus’ta (Minagawa ve Sano., 1997) ovaryumun geliĢiminde çoğalma, previtellogenez, vitellogenez ve olgunlaĢma evresi olmak üzere dört ana evre ve bunlar da oogonyum, buket, kromatin nukleolus, yağ globlü, pre-yolk plateleti, yolk plateleti, olgunlaĢma öncesi, olgun olarak sekiz alt evre saptanmıĢtır. Ayrıca A. leptodactylus gibi tatlı su istakozları üzerindeki çalıĢmalarda belirlenen evreler Orconectes limosus (Kozak ve ark., 2007)‟da oogonyum evresi, previtellogenik oosit evresi, kortikal alveolar evre, erken vitellogenik evre, orta vitellogenik evre ve olgun oosit evresi; Cherax quadricarinatus (Vazquez ve ark., 2008)‟da I. Evre, II. Evre, III. Evre ve IV. Evre olmak üzere dört evre ve yine Cherax quadricarinatus (Abdu ve ark., 2000)‟da kromatin, kromatin-nukleolus, erken peri-nuklear, geç peri-nuklear, lipit, yolk, olgunlaĢma öncesi ve olgun evre olmak üzere sekiz evre Ģeklinde tanımlamıĢtır. Görüldüğü gibi Dekapod Krustaselerin ovaryum ve oosit geliĢimi ile ilgili çalıĢmalar yapan bilim insanlarının kullandıkları evreleme modelleri birbirinden oldukça farklıdır. A. leptodactylus üzerinde yapılan bu çalıĢmada ise bütün detaylandırılmıĢ evrelere karĢılık gelebilecek dört ana geliĢim evresi seçilerek tartıĢılmıĢtır.

A. leptodactylus‟un ovaryumunun farklı geliĢim evreleri, genel olarak diğer çalıĢmalarda da yapıldığı gibi, oositlerin tipleri, büyüklükleri ve ovaryumda bulunma oranları göz önüne alınarak yapılmıĢtır. Buna göre A. leptodactylus ilk önce sistematik bakımdan daha yakın olduğu türler olan Cherax quadricarinatus (Abdu ve ark., 2000; Vazquez ve ark., 2008) ve Procambarus clarkii (Ando ve Makioka, 1998) ile karĢılaĢtırılmıĢtır. Fakat Ando ve Makioka‟nın 1998‟de Procambarus clarkii ile yaptığı çalıĢmada olgun bireyler üzerinde çalıĢılmıĢtır ve bu sebeple de A. leptodactylus ile geliĢim evreleri bakımından değil, olgun bireylerde bulunan ve benzer evrelerde olduğu düĢünülen oositler bakımından karĢılaĢtırma yapılmıĢtır. Vazquez ve arkadaĢlarının 2008‟de Cherax quadricarinatus ile yaptığı çalıĢmada tanımlanmıĢ olan dört ana evre, A. leptodactylus ile yaptığımız çalıĢmada belirlediğimiz evrelerden ancak üçüne karĢılık gelmektedir, fakat A. leptodactylus‟un birinci geliĢim evresine karĢılık gelebilecek bir evre belirtilmemiĢtir. Cherax quadricarinatus (Vazquez ve ark., 2008)‟un ovaryum geliĢim evrelerinde tanımladığı ve birincil, orta düzeyde ve ikincil olarak isimlendirilien

44

oositler, çalıĢmamızda A. leptodactylus‟un ovaryumunun geliĢim evreleri içerisinde gözlenen previtellogenik, vitellogenik ve olgun evredeki oositlere karĢılık gelmektedir.

A. leptodactylus’un ovaryumun genel yapısı ve germaryumdan ayrılan oositlerin olgunlaĢana kadar ovaryumun içinde yer aldığı bölgeler bakımından, beklenildiği gibi, Cherax quadricarinatus‟a göre, sistematik açıdan daha yakın akraba olduğu Procambarus clarkii ile daha yüksek oranda benzerlik gösterir. Abdu ve arkadaĢlarının 2000‟de Cherax quadricarinatus üzerinde yaptıkları çalıĢmada belirledikleri ovaryum geliĢim evrelerine ait oositlerin büyüklükleri ile Astacus leptodactylus‟un ovaryum geliĢim evrelerine ait oositlerin büyüklükleri çok benzerlik göstermektedir. Fakat yine Cherax quadricarinatus ile Vazquez ve ark. (2008) tarafından yapılan çalıĢmada benzer evrelerdeki oosit tiplerinin bulunma sıklığı ve boyutları açısından farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıkların, bu türün çevresel faktörlerin etkisi altında olması ile ilgili olup olmadığı bir araĢtırma konusudur.

A. leptodactylus‟un geliĢiminin birinci evresinde ovaryum, Cherax quadricarinatus (Vazquez ve ark., 2008)‟ta olduğu gibi, küçük saydam bir kese Ģeklindedir. Bu evrede ovaryumuda bulunan oogonyumlar Cherax quadricarinatus (Abdu ve ark., 2000; Vazquez ve ark., 2008)‟ta A. leptodactylus‟takine benzer Ģekilde gruplar halinde bulunur. Bu hücrelerin Hematoksilin ile koyu boyanan, bazofilik kromatin materyal içeren büyük nukleusları bulunur ve kromozomları granüler yapıda olup nukleusun içinde paketler Ģeklinde gözlenir. Ayrıca ogonyumlar arasında düzensiz Ģekilde dağılmıĢ yuvarlak ve bazofilik yapıdaki folikül hücreleri bulunur. A. leptodactylus bu yönleri ile de Cherax quadricarinatus (Abdu ve ark., 2000) ile benzerlik gösterir. Abdu ve arkadaĢalarının 2000‟de kromatin evre olarak tanımlanmıĢ olduğu ilk ovaryum geliĢim evresinde, oositin hücre zarı belirgin olmamakla beraber merkezi konumlu nukleusun zarı kolaylıkla ayırt edilebilmektedir. Söz konusu olayın ovaryum geliĢiminin ilk evresinde A. leptodactylus için de geçerli olduğu saptanmıĢtır. A. leptodactylus’un ovaryumunun geliĢiminin bu ilk evresi sırasında, oositlerde görülen kromatin değiĢiklikleri, Cherax quadricarinatus (Abdu ve ark., 2000)‟a benzer Ģekilde, ipliksi yapıda kromatinden, daha yoğun görülen granüler yapıdaki kromatine doğru ilerler ve sitoplazmaları zayıf eozinofiliktir. Abdu ve arkadaĢları 2000‟de Cherax quadricarinatus

45

üzerinde yaptıkları çalıĢmada erken geliĢim evresinde oogonyumları kromatin ve kromatin-nukleolus olarak iki evre Ģeklinde tanımlamıĢken, yaptığımız çalıĢmada geliĢimin ilk evresinde baskın hücre tipi olan oogonyumları tek bir evre içerisinde tanımlamıĢ bulunmaktayız. Cherax quadricarinatus (Abdu ve ark., 2000)‟ta gözlenmiĢ olan perinuklear evredeki hücrelere ise A. leptodactylus‟ta rastlanmamıĢtır. Ovaryumun geliĢiminin birinci evresinde Cherax quadricarinatus (Vazquez ve ark., 2008)‟ta previtellogenik oositlerin varlığından söz edilirken, A. leptodactylus‟ta ilk evrede henüz previtellogenik oosit bulunmaz, sadece çoğalma fazındaki oogonyumlar ve folikül hücreleri bulunur. ÇalıĢmamızda bu evrede ovaryumda yer alan hücrelerin PAS ve Bromfenol mavisi ile negatif reaksiyon vermesi sonucu, bu hücrelerde henüz karbonhidrat ve protein içeriği bulunmadığı belirlenmiĢtir.

GeliĢiminin ikinci evresinde Cherax quadricarinatus (Vazquez ve ark., 2008)‟un ovaryumunda vitellogenik oositler görülmeye baĢlarken, aynı evrede A. leptodactylus’un ovaryumunda görülen en büyük hücreler previtellogenik oositlerdir. Previtellogenik oositlerde henüz, vitellogenik oositlerde olduğu Ģekilde, yolk birikimi baĢlamadığı için sitoplazmada yolk granüllerine rastlanmasa da, sitoplazmalarının periferinde, vitellogenezin baĢlangıcına iĢaret eden perinuklear-yolk kompleksi adı verilen, Hematoksilin-Eozin ile daha koyu boyanmıĢ bölgeler göze çarpmaktadır. Abdu ve ark. 2000‟deki çalıĢmasında Cherax quadricarinatus‟un aynı geliĢim evresindeki oositlerinde perinuklear bölge gösterilmiĢtir. ÇalıĢmamızda erken ve ileri evre previtellogenik oositler olarak belirlenen oositleri, Abdu ve arkadaĢları erken ve ileri evre perinuklear oositler olarak isimlendirmiĢtir. Yaptığımız çalıĢmada, Astacus leptodactylus’un erken evre previtellogenik oositlerinde, Cherax quadricarinatus (Abdu ve ark., 2000)‟un erken evre perinuklear oostilerinden farklı olarak, perinuklear bölge gözlenmemiĢtir. Bu evdedeki oositlerin büyüklükleri hem Cherax quadricarinatus (Abdu ve ark., 2000; Vazquez ve ark., 2008), hem de Procambarus clarkii (Ando ve Makioka, 1998)‟nin aynı geliĢim evresindeki oositlerle benzerlik göstermektedir. Bu evredeki previtellogenik oositlerin, PAS ile pozitif fakat Bromfenol mavisi ile negatif reaksiyon vermesi ve H-E ile boyanma Ģeklinden dolayı, bu hücrelerin protein ve lipitten önce karbonhidrat depo etmeye baĢladığı düĢünülmektedir ve bu yönden Cherax quadricarinatus (Abdu ve ark., 2000) ile benzerdir.

46

Üçüncü geliĢim evresinde Cherax quadricarinatus (Vazquez ve ark., 2008)‟ta previtellogenik ve vitellogenik oositler eĢit miktarda bulunup az miktarda olgun oosit bulunduğu gösterilmiĢtir. A. leptodactylus’ta ise bu evrede ovaryumda az miktarda previtellogenik oosit ile beraber yüksek oranda erken ve geç vitellogenik oositlerin yer aldığı ortaya çıkarılmıĢtır ve henüz tam olgun oosite rastlanmaz. ÇalıĢmamızda A. leptodactylus‟un ovaryumunun üçüncü geliĢim evresi olarak belirlenmiĢ olan bu evre, Abdu ve arkadaĢlarının 2000‟deki çalıĢmasındaki lipit evresi, yolk evresi ve olgunlaĢma öncesi evre olmak üzere üç ayrı evreyi kapsamaktadır. GeliĢimin bu evresi, Cherax quadricarinatus (Abdu ve ark., 2000; Vazquez ve ark., 2008)‟ta olduğu gibi A. leptdactylus‟ta da cinsel olgunluğun baĢlangıcını temsil etmektedir. Vitellogenezin baĢlangıcını temsil eden erken evredeki vitellogenik oositler, büyüklükleri bakımından Procambarus clarkii (Ando ve Makioka, 1998)‟nin vitellogenik oositleri ile Cherax quadricarinatus (Abdu ve ark., 2000; Vazquez ve ark., 2008)‟a göre daha büyük oranda benzerlik göstermektedir. A. leptodactylus‟un vitellogenik oositlerinin sitoplazmasında bulunan yolk, Bromfenol mavisi ile pozitif reaksiyon vermesi sebebi ile protein ve PAS ile pozitif reaksiyon vermesi sebebi ile de karbonhidrat tabiatlı olarak belirlenmiĢtir. Ayrıca H-E, PAS ve Bromfenol mavisi ile negatif reaksiyon veren lipid damlacıkları ilk kez bu evrede vitellogenik oositlerin sitoplazmasında gözlenir. Lipit damlacıklarının sitoplazmada ilk olarak görülmesi, dekapodlarda oosit geliĢimi ile ilgili çeĢitli çalıĢmalarda farklı Ģekillerde açıklanmıĢtır. Paneus japonicus (Yano, 1988) ve R. ranina‟da (Minagava ve ark., 1993) primer vitellogenezin baĢlangıcını temsil ederken, Panilirus japonicus’ta (Minagawa ve Sano, 1997) vitellogenezin baĢlangıcını temsil eder. Bunlara karĢılık, oosit sitolplazmasında lipit granüllerine ilk olarak rastlanması P. indicus‟ta (Sunilkumar ve Diwan, 1994) ileri vitellogenezin baĢlangıcını, Cherax qudricarinatus‟ta (Abdu ve ark., 2000) ise primer vitellogenezin son evresini iĢaret etmektedir. Kulkarni ve arkadaĢlarının 1991‟deki çalıĢmasında P. clarkii‟nin vitellogenezinin tanımında ise lipit granüllerinden söz edilmemiĢtir fakat Ando ve Makioka 1998‟deki çalıĢmasında P. clarkii‟nin en büyük boyuttaki previtellogenik oositlerinin sitoplazmasında lipit damlacıklarının ortaya çıktığını belirtmiĢtir. ÇalıĢmamızda ise A. leptodactylus‟un oositlerinin sitoplazmasında lipit granülleri ilk olarak üçüncü geliĢim evresinde erken vitellogenik oositlerde gözlenmiĢtir. Vitellogenik

47

oositlerin sitoplazmasında Bromfenol mavisi ile pozitif reaksiyon veren yolk ve H-E, PAS ve Bromfenol mavisi ile negatif reaksiyon veren lipid damlacıkları gözlenir. Erken vitellogenik oositlerin sitoplazması, geç vitellogenik oositlere daha homojendir (ġekil 4.2.3.8 A-D). Vitellogenik oositler, daha erken evrelerdeki oositlere göre PAS ile daha yoğun bir reaksiyon vermesi sebebi ile glikoz birikiminin önceki evrelere göre arttığı tespit edilmiĢtir. Ayrıca daha önceki evredeki previtellogenik oostiler Bromfenol mavisi ile negatif reaksiyon verirken, üçüncü evredeki vitellogenik oositler pozitif reaksiyon verir. Bunun sonucu olarak üçüncü evrede yer alan bu hücrelerde, vitellogenezin baĢlamasına iĢaret eden protein birikiminin baĢladığı söylenebilir. Alcian mavisi ile negatif reaksiyon vermesi ise bu hücrelerin asitli mukopolisakkaritleri içermediğini göstermiĢtir. Vitellogenezin baĢladığı bu evrede Cherax quadricarinatus‟un oositlerinin Bromfenol mavisi ile boyanma Ģeklini inceleyen Abdu ve arkadaĢları (2000), oositlerin ovaryumu çevreleyen epitele yakın kısımlarının daha koyu boyandığını gözlenmiĢtir ve bunun sonucu olarak yolk öncüllerinin oositin dıĢından ve epitele yakın kısımdan endositoz ile aldığının düĢünülebileceğini belirtmiĢtir. Astacus leptodactylus‟un aynı evredeki aynı tip vitellogenik oositlerinde de benzer bir boyanma Ģekli görülmüĢtür. Bu nedenle Astacus leptodactylus‟un oositlerinin yolk birikimi için ihtiyaç duyduğu maddelerin, Abdu ve arkadaĢlarının 2000‟de Procambarus clarkii ile yaptıkları çalıĢmadakine benzer bir Ģekilde oosite alındığı düĢünülmektedir.

Bir çok karides türünün dahil olduğu Penaeidae familyasında, oositlerin tam anlamı ile olgunlaĢmasının baĢlangıcını simgeleyen yapı olan kortikal çubuklar bulunur. Bu yapı yumurtanın aktive olma sürecinde, polisperminin önlenmesi ve yumurtanın geliĢimi için uygun bir mikro çevre oluĢturulmasında önemlidir (Clark ve ark., 1980). Kortikal çubuklar Penaeus japonicus (Yano, 1988); Penaeus monodon (Tan-Fermin ve Pudarera, 1989); Penaeus plebejus (Courtney ve Montogomery, 1995); Farfantepenaeus paulensis (Peixoto, 2003, Dumont ve ark, 2007) gibi Penaeid türlerinde tanımlanmıĢtır. Ayrıca Astacidae infra-ordosunun Nephropoidea süper familyasının Homaridae familyasına ait Homarus americanus‟ta da kortikal çubukların analoğu olduğu düĢünülen ve “ĢiĢe fırçası” denilen, istakozlara özgü bir yapı bulunmaktadır (Talbot, 1981). Fakat Brachyura ve A. leptodactylus‟un da dahil olduğu Astacidae infra-

48

ordolarında vitellogenez ve olgunlaĢma evreleri esnasında oositlerde bu tip bir yapıya rastlanmamıĢtır.

GeliĢimin dördüncü evresi diğer evrelere göre yakın türler ile daha çok benzerlik gösterir. Cherax qudricarinatus (Abdu ve ark., 2000; Vazquez ve ark., 2008) ve Procambarus clarkii (Ando ve Makioka, 1998)‟de olduğu gibi, A. leptodactylus‟ta da, olgun oositler bu evrede ovaryumdaki baskın hücre tipi olup, germaryum genellikle gözlenmemektedir. Tamamı ile olgunlaĢmıĢ ovaryumu temsil eden dördüncü geliĢim evresindeki oositler, Cherax qudricarinatus (Abdu ve ark., 2000; Vazquez ve ark., 2008) ve Procambarus clarkii (Ando ve Makioka, 1998)‟ye benzer biçimde, yoğun biçimde yolk depo eden ve yumurtlanmaya hazır oostilerdir. Fakat A. leptodactylus‟un bu evrede olgun haldeki ovaryumu, hem morfolojik hem histolojik açıdan Procambarus clarkii (Ando ve Makioka, 1998) ile daha çok benzerlik göstermektedir. Olgunluğa ulaĢmıĢ A. leptodactylus oositleri, Procambarus clarkii (Ando ve Makioka, 1998), Virilastacus araucanius (Rudolf ve Rojas, 2003), Orconectes Limosus (Kozak ve ark., 2007) ve Cherax quadricarinatus (Abdu ve ark., 2000; Beatty ve ark., 2005; Vazquez ve ark., 2008), gibi tatlı su istakozları ile yapılmıĢ olan çalıĢmalarda belirlenenlere benzer büyüklüklere ulaĢır.

Sonuç olarak, Astacus leptodactylus leptodactylus (Eschscholtz, 1823)‟un ovaryumunun geliĢiminin en erken evreden, olgun evreye kadar Y Ģeklini koruduğu, germaryumun ve oositlerin geliĢim evreleri boyunca ovaryum içerisindeki yerleĢimleri, oositlerin büyüklükleri ve içeriklerindeki maddelerin değiĢimleri ve ayrıca oogenez evreleri de karĢılaĢtırmalı olarak tanımlanmıĢtır.

49

6. KAYNAKLAR

Abdu, U., Yehezkel, G., Sagi, A., 2000, Oocyte development and polypeptide dynamics during ovarian maturation in the red-claw crayfish Cherax quadricarinatus, Invertebrate reproduction and development, 37, 75-83.

Abrahamsson, S.A.A., 1971, Density, growth and reproduction in populations of and Pacifastacus leniusculus in an isolated pond Oikos, 22, 373–380.

Ackefors, H., 1989, Intensification of European Freshwater Crayfish Culture in Europe. Freshwater Crayfish Aquaculture in North America, Europe, and Australia: Families Astacidae, Cambaridae, and Parastacidae (ed. Huner J.V.), Food Products Press, New York, USA, 200.

Adiyodi, R.G. ve Subramoniam, T., 1983, Arthropoda-Crustacea. In: Oogenesis Reproductive biology of invertebrates Vol 1: Oogenesis, oviposition and oosorption Ed by K.G. Adiyodi, R. G. Adiyodi, John Wiley and Sons Ltd, New York, 443-495

Ando, H. ve Makioka, T., 1998, Structure of the ovary and mode of oogenesis in a freshwater crayfish, Procambarus clarkii (Girard), Zoological. Science, 15, 893–901.

Ando, H. ve Makioka, T., 1999, Structure of the ovary and mode of oogenesis in a freshwater Potamon dehaani, Journal of Morpology, 239 (1), 107–114.

Anilkumar, G., 1980b, Some observantions on the nature accelerated vitellogenesis induced by eyestalk ablation in the crab, Paratelphusa hydrodromuous (Herbst), First All India Invertebrate Reproduction, p. 3.

Baran, Ġ. ve Soylu, E. 1989, Crayfish Plague in Turkey (Short Communication), Journal of Fish Diseases, 12,193-197.

Beams, H.W. ve Kessel, R.G., 1962, Intracisternal granules of the endoplasmic reticulum in the crayfish oocyte, Journal of Cell Biology, 13, 158-162

Beams, H.W. ve Kessel, R.G. 1963, Electron microscope studies on developing crayfish oocytes with special reference to the origin of yolk, Journal of Cell Biology, 18, 621- 649.

Beams H.W., Kessel, R., 1969, Synthesis and deposition of oocyte envelopes (vitelline membrane, chorion) and the uptake of yolk in the dragonfly (Odonata:Aeschnidae), Journal of Cell Science, 4(1),241-64.

50

Bell, T.A. ve Ligthtner, D.V., 1988, A Handbook of Normal Penaeid Histology, World Aquaculture Society, Baton Rogue, LA.

Beninger, P.G., Elner, R.W., Foyle, T.P., Odense P.H., 1988, Functional anatomy of the male reproductive system and the female spermatheca in the snow crab Chionoecetes opilio (O. Fabricius) (, Majidae) and a hypothesis for fertilization, Journal of Biology, 8,322-332

Berber, S. ve Balık, S., 2009, Apolyont gölü (Bursa-Türkiye) tatlı su istakozunun (Astacus leptodactylus, Eschscholtz, 1823) boy-ağırlık iliĢkisi ve et verimi, Journal of Fisheries Sciences, 3(2), 86-99

Bolat, Y. ve Aksoylar, Y.M., 1997, General view of Eğirdir Lake Crayfish (Astacus leptodactylus salinus Nordman 1842), IX. National Fisheries Symposium, (in Turkish), Eğirdir/Isparta, pp. 257-269.

Beatty, S.J., Morgan, D.L. ve Gill H.S., 2005, Life history and reproductive biology of the Gilgie, Cherax quadricarinatus, a freshwater crayfish endemic to southwestern Australia, Journal of Crustacean Biology, 25, 251–262

Browdy, C.L., 1989, Aspects of the reproductive biology of Penaeus semisulcotus de Haan (Crustacea, Decappode, Penaeidae), Journal of Experimental Zoology, 255,205- 215.

Browdy, C.L., Fainzilber, M., Tom, M., Loya, Y. ve Lubzens, E., 1990, Vitellin synthesis in relation to oogenesis in in vitro–incubated ovaries of Penaeus semisulcatus (Crustacea,Decapoda, Penaeidae), Journal of Experimental Zoology, 255,205–215.

Büyükçapar, H.M., Alp, A., Kaya, M. ve Çiçek, Y., 2006, The length-weight relationships and meat yield of crayfish (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) in the Mamasın Reservoir (Aksaray, Turkey), Ege University Journal of Fisheries & Aquatic Sciences., 23, 21–25.

Cariolou, M.A. ve Flytzanis, C.N., 1993, Biochemical characterization of gonodal development in the shrimp Penaeus vannamei, Journal of Comperative and Biochemical.Physiology, 105B, 579- 584.

Castiglioni, D.S., Negreiros-Fransozo, M.L., López-Greco, L.S., Silveira, A. F., Silveira, S.O., 2007, Gonad development in females of fiddler crab Uca rapax (Crustacea, Brachyura, Ocypodidae) using macro and microscopic techniques, Iheringia Série Zoologia, 974, 505-510

Cau, A., Davini, M.A., Deiana, A.M., Sarvadori, S., 1988, Gonadal structure and gametogenesis in L. (Crustacea, Decapoda), Italian Journal of Zoology, 55, 299-306.

51

Chang, F.C., Lee, F.Y. ve Huang, Y.S., 1993a, Purification and characterization of vitellin from the mature ovaries of , Penaeus monodon, Journal of Comperative and Biochemical Physiology, 105B, 409-414.

Chang, F.C., Shin, T.W. ve Hong, H.H., 1993b, Purification and characterization of vitellin from the mature ovaries of prawn, Macrobrachium rosenbergeii, Comperative Biochemical Physiology, 105B, 609-615.

Chang, C.F. ve Shih T.W., 1995, Reproductive cycle of ovarian development and vitellogenin profiles in the freshwater , Macrobrachium rosenbergii, Invertebrate Reproduction Development, 27, 11-20.

Chang, F.C., Jeng, S.R., Lin, M.N. ve Tin, Y.Y., 1996, Purification and characterization of vitellin from the mature ovaries of prawn, Penaeus chinesis, Journal of Invertebrate Reproduction and Development, 29(2), 87-93.

Charnioux–Cotton, H., 1980, Experimental studies of reproduction in . Description of vitellogenesis and of its endocrine control. In W. H. Clark, Jr. and T.S. Adams (eds): Advences in Invertebrate Reproduction, New York: Elsevier, Pp. 177-186.

Charnioux–Cotton, H. ve Payen, G., 1988, Crustacean Reproduction In: Endocrinology of Selected Invertebrate Types, H. Laufer and R.G.H. Downer (eds.), Alan R. Liss, New-York, pp. 279-303.

Chiba, A., Honma, Y., 1972, Studies on gonad maturity in some marine invertebrates. VII. Seasonal changes in the lined shore crab, The Japanese Society of Fisheries Science, 378, 323-329.

Courtney, A.J., Montgomery S.S., Die, D.J., Andrew N.L., Cosgrove M.G., Blount, C., 1995, Maturation in the female eastern king prawn Penaeus plebejus from coastal waters of eastern Australia, and considerations for quantifying egg production in penaeid prawns, Marine Biology, 122, 547-556.

Cronin, L.E., 1942, A histological study of the development of the ovary and accessory organs of the blue crab, Callinectes sapidus (Rathbun), Thesis (Msc), University of Maryland.

Cuzin-Roudy, J. and Amsler, M.O., 1991, Ovarian development and sexual maturity staging in antarctic Euphausia superba Dana (Euphausiacea), Journal of Crustacean Biology, 11, 236–249.

Dehn, P.F., Aiken, D.E. ve Waddy, S.L., 1983, Aspects of vitellogenesis in the Homarus americanus, Canadian Journal of Fisheries and Aquatic Sciences, 1161, 1–24

Dhas, M. A., Subramoniam, T. ve Varadarajan, S., 1980, Germinal zone activity and oocyte differentiation in the marine crab, Portunus pelagicus, Proc Indian National Science Academy 46B, 287–292.

52

Dumont, L.F.C., D‟Incao, F., Santos, R.A., Maluche, S., Rodrigues, L.F., 2007, Ovarian development of wild pink prawn (Farfantepenaeus paulensis) females in northern coast of Santa Catarina State, Brazil, Nauplius, 15(2), 65-71.

Durliat, M. ve Vranckx, R., 1982, Proteins of aqueous extracts from the hepatopancreas of Astacus leptodactylus, 2. Immunological identities of proteins from hepatopancreas and blood, Journal of Comperative Biochemistry and Physiology, 71B, 165-171.

Duronslet, M.J., Yudin, A.I., Wheeler, R.S. ve Clark Jr., W.H., 1975, Light and fine structural studies of natural and artificially induced egg growth of penaeid shrimp. Journal of World Mariculture Society, 6, 105-122.

Eastman–Reks, S. ve Fingerman, M., 1984, Effects of neuroendocrine tissue and eyelic AMP on ovarian growth in vivo and in vitro in the fiddler crab Uca pugilator, Journal of Comperative Biochemistry and Physiology, 79A, 679-684.

Eckelbarger, K.J., 1994, Diversity on Metazoan ovaries and vitellogenic mechanisms: Implications for life history theory, Proceedings of the Biological Society of Washington,107 (1), 193-218.

Elorza A & Dupre´ E 1999. Arquitectura del ovario de la langosta de Juan Fernandez (Jasus frontalis). Invest. Mar. 28: 175–194.

Erdem, U. ve Ü., Erdem, 1994, Investigation of some ecology and morfometrics properties of Ayrancı Dam Lake (Karaman) Crayfish (Astacus leptodacytlus Esch. 1823), (in Turkish), XII. National Biology Congree, Hydrobiology Division, Edirne, pp 358-360.

Erdemli, A., 1984, Tatlı su istakozu (Astacus leptodactylus ESCH, 1823), Akdeniz Üniversitesi, Isparta Mühendislik Fakültesi Eğirdir Su Ürünleri Yüksekokulu Yay:2, Isparta.

Erdemli, A.Ü., 1983, A comparative research on the Freshwater Crayfish populations of BeyĢehir, Eğridir, AkĢehir and Eber Lake, (in Turkish). Doğa Bilim Dergisi: Veteriner ve Hayvancılık, 7,313-318.

Erdemli, A,. Ü., 1985, Investigation of some Morfometrics Characteristics of Crayfish Population (Astacus leptodactylus salinus NORDMANN, 1842) at HotamıĢ Lake and Mamasın Dam Lake, TUBİTAK, Mathematics, Physics and Biology Research Group, Project No: TBAG 594, 73

Erdemli, A.Ü., 1987, A comparative research on the Freshwater Crayfish populations of HotamıĢ Lake and Mamasın Dam Lake, (in Turkish), Doğa TU Zooloji Dergisi, 11 (1), 17-23.

Erkan, M., Tunalı, Y. ve Sancar-Bas, S., 2009, Male reproductive system morphology and spermatophore formation in Astacus leptodactylus (Eschscholtz, 1823) (Decapoda:Astacidae), Journal of Crustacean Biology, 29 (1), 42-50.

53

Eurenius, L. 1973, An electron microscope study on the developing oocytes of the crab L. with special reference to yolk formation (Crustacea). Zoomorphology, 75, 243–254.

Fischer, A. ve Dhainaut, A., 1985, The origin of yolk in the oocytes of Nereis virens (Annelida, Polycheta), Cell and Tissue Research, 240, 67-76

Fyffe, W.E. ve O'Connor, J.D., 1974, Characterization and quantification of a crustacean lipovitellin, Journal of Comperative Biochemistry and Physiology 47B, 851- 867.

Goudeau, M., 1984, Fertilization in a crab, III. Cytodifferentiation of vesicles enclosing ring-shaped elements involved in the cortical reaction, Gamete Research, 9, 409-424.

Güner, U., 2000, Some Morfometrics Characteristics of Crayfish (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) in Işıklı Lake (Denizli), (in Turkish), Thesis (MSc.), Ege University Science Institute, Ġzmir

Güner, U., ve S., Balık, 2002, Relationship between length-weight and egg productivity of (Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823) in Lake IĢıklı (Çivril-Denizli), Ege Unicersity,. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences, 19 (1, 2), 109, 113.

Gürel, A. ve Patır, B., 2001, Keban Baraj Gölü Istakozlarının (Astacus leptodactylus ESCH., 1823) Et Verimi ve Kimyasal BileĢimi, Veteriner Bilimleri Dergisi, 17 (2), 23- 30.

Haefner Jr, P. A., 1977, Reproductive biology of the female deep sea red crab, Geryon quinquedeus, from the Chesapeake Bight, Fishery Bulletin U S, 75, 91–102.

Hanaoka, K. I. ve T. Otsu, 1957, The development of ovaries and the neurosecretory activities in Potamon dehaan, Journal of Experimental Morphology, 11, 51–54.

Hard, W. L. 1942, Ovarian growth and ovulation in the mature blue crab, Callinectes sapidus (Rathbun), Chesapeake Biological Laboratory, 46, 3–17.

Harlıoğlu, M.M., 1996, Comperative biology of the , Pacifastacus leniusculus (Dana), and the narrow-clawed crayfish, Astacus leptodactylus Eschscholtz, Thesis (PhD.), University of Nottingham

Harlıoğlu, M.M., 1999, Keban Baraj Gölü, Ağın Yöresi Tatlısu Ġstakozu, Astacus leptodactylus Eschscholtz Populasyonunda Ağırlık-Uzunluk ĠliĢkisi ve Et Verimi. Turkish Journal of Zoology, 23(3), 949-957.

Harlıoğlu, M.M., Holdich, D.M., 2001, Meat yields in the introduced freshwater crayfish, Pacifastacus leniusculus (Dana) and Astacus leptodactylus Eschscholtz, 1823, from British waters, Aquaculture Research, 32, 411-417.

54

Hinsch, G. W. ve M. V. Cone. 1969, Ultrastructural observations of vitello-genesis in the spider crab, Libinia emarginata L., Journal of Cell Biology, 40, 336–342.

Hliwa, P., Zyla, A. ve Król, J., 2009, Gonadogenesis in chub Squalius (Leuciscus) cephalus (L., 1758), Folia biologica. (Kraków), 57, 115-120.

Howard, D. R. ve P. Talbot, 1992, In vivo contraction of lobster (Homarus) ovarian muscle:Methods for assaying contraction and effects of biogenic amines. Journal of Experimental Zoology, 263, 356–366.

Huner, J. ve J. Barr,1991, The Red Swamp Crawfish – Biology and Exploitation. Louisiana sea grant collage program. Centre for Wetland Resources Louisiana State University Baton Rouge, Louisiana.

Ġnanlı, G.A., Çoban, E.Ö., 2007, Keban Baraj Gölü ÇemiĢgezek Bölgesi‟ndeki Tatlı Su Istakozlarının (Astacus leptodactylus ESCH., 1823) Et Verimi ve Kimyasal Kalitesi, Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları, 5, (2), 79-82.

Jackson, H.C., 1913, Eupagurus, Proceedings and Trans-actions of the Liverpool Biological Society Memoirs on Typical British Marine Plants and , 21. Williams and Norgate: London, UK. VIII, 79, 6 plates pp.

Jay, J. M., 1996, Modern Food Microbiology, 5th Ed., Chapman and Hall, Dep. BC, 115 Fifth Avenue, New York

Johnson, P.T., 1980, Histology of the Blue Crab, Callinectes Sapidus. A Model for the Decapoda, Praeger Sci. Publ. Co., New York, 440 pp.

Kaestner, A., 1970, Invertebrate Zoology, Vol. 3, Wiley-Intescience, New York.

Kamalaveni, S., 1947, Biology of Clibanarius olivaceous, Thesis (MSc), Madras University.

Kao, H.-C., Chan, T.-Y. ve Yu, H.-P., 1999, Ovary development of the deep water shrimp Aristaeomorpha foliacea (Risso, 1826) (Crustacea, Decapoda, Aristeidae) from Taiwan, Zoological Studies, 38 (4), 373-378.

Kerr, M.S., 1969, The hemolymph proteins of the blue crab, Callinectes sapidus. II. A lipoprotein serologically identical to oocyte lipovitellin, Developmental Biology, 20, 1- 17.

Kessel, R. G., 1968, Mechanism of protein yolk synthesis and deposition in crustacean oocytes, Cell and Tissue Research, 89 (1), 17-38.

King, J.E., 1948, A study of the reproductive organs of the common marine shrimp, Penaeus setiferus (Linnaeus). Biological Bulletin, 94, 224–262.

55

Komatsu, M. ve Ando, S., 1992, Isolation of crustacean egg yolk lipoproteins by differential dentisy gradient ultracentrifugation, Journal of Comperative Biochemistry and Physiology, 103B, 363-368.

Komm, B.S., ve Hinsch, G.W., 1987, Oogenesis in the terrestrial hermit crab, Coenobita clypeatus (Decapoda, Anomura): II. Vitellogenesis, Journal of Morphology, 192, 269-277

Kon, T. ve Y. Honma, 1970, Studies on the maturity of the gonad in some marine invertebrates. III. Seasonal changes in the ovary of the tanner crab, Bulletin Japanese Society of Fishery Sciences, 36:1021–1027.

Kolakowski, E. ve Bednarczyk, B., 2003, Physical and sensory changes in headed and gutted baltic herring during immersed salting in brine with the addition of acetic, Part 2, Intensity of Proteolysis Electronic Journal of Polish Agricultural Universitres, Food Science and Technology, 6, 1.

Kozak, P., Hulak, M., Policar, T. ve Tichy, F., 2007, Studies of Annual Gonadal Development and Gonadal Ultrastructure in Spıny-Cheek Crayfısh (Orconectes Limosus), Bulletin Français de Pisciculture, 384, 15-26.

Köksal, G., 1988, Astacus leptodactylus in Europe. In: Freshwater Crayfish: Biology, Management and Exploitation (eds. D.M. Holdich and R.S. Lowery), Chapman and Hall, London, pp. 365–400.

Krol, R.M., Hawkins, W.E., Overstreet, R.M., 1992, Microscopic Anatomy of the Invertebrates,Chapter 8: Reproductive components, Harrison FW & Humes AG, eds., pp. 295–343, Wiley-Liss, New York, NY.

Kronenberger K, Brandis D, Turkay M, & Storch V 2004. Functional morphology of reproductive system of Galathea intermedia (Decapoda: Anomura). J. Morphol. 262: 500–516.

Kulkarni GK, Glade L. ve Fingerman M., 1991, Oogenesis and effects of neuroendocrine tissues on in vitro synthesis synthesis of proteins by the ovary of the red swamp crayfish Procambarus clarkii (Girard), Journal of Crustacean Biology, 11,513– 522.

Kulkarni, G. K., R. Nagabhushanam, G. Amaldoss, R. G. Jaiswal, and M. Fingerman. 1992. In vivo stimulation of ovarian development in the red swamp crayfish, Procambarus clarkii (Girard) by 5-hydroxytryptamine., Invertebrate Reproduction and Development, 21,231–240.

Kuris, A.M., 1991, A review of patterns and causes of crustacean brood mortality. In: Crustacean Egg Production, Vol. 7 (eds. A. Wenner and A. Kuris), Crustacean Issues, pp. 117–141.

56

Lahti, E. and Lindqvist, O.V., 1983, On the reproductive cycle of the crayfish Astacus astacus L. in Finland, Freshwater Crayfish, 5, 18–26.

Lee, T-H., Yamaguchi, M. and Yamazaki, F., 1994, Sex differentiation in the crab Eriocheir japonicus (Decapoda, Grapsidae), Invertebrate Reproduction Development, 25, 123–138.

Lui, C.W. ve O'Connor, J.D., 1976, Biosynthesis of lipovitellin by the crustacean ovary. II. Characterization and in vitro incorporation of amino acids into the purified subunits. Journal of Experimental Zoology, 195, 41-52.

Lui, C.W. ve O'Connor, J.D., 1977, Biosynthesis of crustacean lipovitellin. III. The incorporation of labelled amino acids into the purified lipovitellin of the crab Pachygrapsus crassipes, Journal of Experimental Zoology, 199, 105-108. Makioka, T., 1988, Ovarian structure and oogenesis in chelicerates and other . Proceedings of the Arthropoda Embryology Society of Japan, 23, 1–10.

Mason, J.C., 1978, Significance of egg size in the freshwater crayfish, Pacifastacus leniusculus (Dana), Freshwater Crayfish 4, 83–92.

Medina, A., Vila, Y., Mourente, G. ve Rodriguez, A., 1996, A comperative study of the ovarian development in wild and pond-reared shrimp, Penarus kerathurus (Forskal, 1775), Aquaculture, 148, 64-75.

Meusy, J.J., 1980, Vitellogenin, the extraovarian precursor of the yolk protein in crustacean: a review, Reproduction Nutrition Development, 20, 1-21.

Meusy, J.J. ve Payen, G., 1988, Female reproduction in malacostracan Crustacea, Zoological Science, 5, 217–265.

Minagawa, M., J-R. Chiu, M. Kudo, F. Ito, and F. Takashima. 1993. Female reproductive biology and oocyte development of the red frog crab, , off Hachijojima, Izu Islands, Japan, Marine Biology, 115, 613–623.

Minagawa, M. ve Sano, M., 1997, Oogenesis and ovarian development cycle of the Panulirus japonicas (Decapoda:Palinuridae), Marine Freshwater Research, 48, 875-887.

O'Donovan, P., Abraham, M. ve Cohen, D., 1984, The ovarian cycle during the intermolt in ovigerous Macrobrachium rosenbergii, Aquaculture 36:347–358.

Papadopol, M., 1975, Contribution to the study of reproductive potentiality of some populations of Astacus leptodactylus from the Danube delta, Travaux du Museum d’Histoire Naturelle Gr. Antipa Bucuresti, 16, 89–99.

Papathanassiou, E. ve P.E. King, 1984, Ultrastructural studies on game-togenesis of the prawn Pennant. I. Oogenesis. Acta Zoologica (Stockholm), 65, 17– 31.

57

Paulus, J.E. ve Laufer, H., 1987, Vitellogenocytes in hepatopancreas of Carcinus maenas and Libinia emarginata (Decapoda brachyura), Journal of Invertebrate Reproduction and Development, 11, 29-44

Peixoto, S., Cavalli, O. R., D‟Incao, F., Milach, A. M. ve Wasielesky, W., 2003, Ovarian maturation of wild Farfantepenaeus paulensis in relation to histological and visual changes, Aquaculture Research, 34, 1255-1260.

Quackenbush, L.S., ve Keeley, L.L., 1986, Vitellogenesis in the shrimp, Penaeus vannamei, American Zoologist, 26 (56A), 274.

Quackenbush, L.S., 1989, Vitellogenesis in the shrimp, Penaeus vannamei: in vitro studies of the isolated hepatopancreas and ovary, Journal of Comperative Biochemistry and Physiology, 94, 253–261.

Quackenbush, L.S. ve Keely, L.L.,1988, Regulation of Vitellogenesis in the Fiddler Crab, Uca pugilator, Biological Bulletin, 175, 321-331.

Rankin SM, Davis R.W., 1990, Ultrastructure of oocytes of the shrimp, Penaeus vannamei: cortical specialization formation, Tissue Cell; 22, 879–893.

Rudolf E.H. ve Rojas, C.S., 2003, Embriyonic and early postembriyonic development of the burrowing crayfish Virilastacus araucanius (Faxon, 1914) (Decapoda, Parastacidae) under laboratory conditions, Crustaceana, 76 (7), 835-850.

Ryan, E.P., 1967, Structure and function of the reproductive system of the crab, Portunus sanguiolentus Herbst, (Brachyura, Portunidae), II. The female system, Proceedings Symposium Crustacea, Part II, 522–544.

Sağlamtimur, B., 2007, Türkiye‟nin Ġç Su Alanlarında Kerevitin Önemi ve Gelecekte Kerevit Stoklarını Bekleyen Tehditler, Turkish Journal of Aquatıc Life, 5(8), 57-63.

Sokolowitz C.C., Lopez Greco L.S., Goncalves R.S. ve Bond-Buckup G., 2007, The gonads of Aegla platensis (Schmitt, 1942) through a macroscopic and histological perspective (Decapoda, Anomura, Aeglidae), Acta Zoologica, 88, 71–79.

Sunilkumar, K.M. ve Diwan, A.D., 1994, Vitellogenesis in the Indian white prawn Penaeus indicus (Crustacea:Decapoda:Penaeidae), Journal of Aqua. Trop., 9, 157-172

Skurdal, J. ve Taugbol, T., 2001, Astacus. In: Holdich, D.M. (ed.), Biology of Freshwater Crayfish, Part 2: Crayfish of Commercial Importance, Blackwell Science Ltd., Oxford, pp. 467–510. ISBN 0-632-05431-X.

Stypnska, M., 1979, Comparison of the fecundity of crayfishes inhabiting waters of the Mazurian Lakeland, Zoologica Poloniae, 27, 279–289.

58

Suko, T., 1954, Studies on the development of the crayfish II. The development of egg- cell before fertilization, The science reports of the Saitama University,1, 165–175.

Talbot, P. 1981. The ovary of the lobster, Homarus americanus: I. Architecture of the mature ovary. Journal of Ultrastructure Research, 76 (3), 235–248.

Talbot, P., 1981, The ovary of the lobster, Homarus americanus: II. Structure of the mature follicle and origin of the chorion, Journal of Ultrastructure Research, 76 (3), 249-262.

Tan–Fermin, J.D. ve Pudadera, R.A., 1989, Ovarian maturation stages of the wild giant tiger prawn, Penaeus monodon Fabricius, Aquaculture, 77, 229-242

Tom, M., Goren, M. ve Ovadia, M., 1987, Localization of the vitellin and its possible precursors in various organs of Parapenaeus longirostris (Crustacea, Decapoda, Penaeidae), Journal of Intebrate Reproduction, 12, 1-12.

Tsukimura, B., 2001, Crustacean vitellogenesis: its role in oocyte development, American Zoologist, 41, 430–441.

Tsukimura, B., Waddy, S.L., Vogel, J.M., Linder, C.J., Bauer, D.K. ve Borst, D.W., 2002, Characterization and Quantification of Yolk Proteins in the Lobster, Homarus americanus, Journal of Experımental Zoology, 292,367–375.

Vazquez-Boucard, C., 1985, Identification préliminaire du tissu adipeux chez le Crustacé Décapode Penaeus japonicus Bate, a l‟aide de anticorps antilipovitelline, C. R. Acad. Sci., 3 300, 95-97.

Vazquez, F.J., Tropea, C. ve Lopez Greco, L.S., 2008, Development of the female reproductive system in the freshwater crayfish Cherax quadricarinatus (Decapoda, Parastacidae), Invertebrate Biology, 127(4), 433–443

Vogt, G., 2002, Functional anatomy. In: Biology of Freshwater Crayfish. Holdich D, ed., pp. 53–151. Blackwell Science, Malden, MA.

Weitzman, M.C., 1966, Oogenesis in the tropical land crab, Gecarcinus lateralis (Freminville), Cell and Tissue Research, 75 (1), 109-119

Wourms, J.P., 1987, Oogenesis, pp. 50-157, In: A. C. Giese, J. S. Pearse ve V. B. Pearse, eds. Reproduction of marine invertebrates, Vol. IX. General aspects: seeking unity in diversity, Blackwell Scientific Publications and the Boxwood Press, Pacific Grove, California, 712 pp.

Yano, I. and Y. Chinzei. 1987. Ovary is the site of vitellogenin synthesis in kuruma prawn,Penaeus japonicus. Comp Biochem Physiol 86B:213–218.

Yano, I., 1988, Oocyte development in the kuruma prawn Penaeus japonicus, Marine Biology, 99, 547–553

59

Yıldırım, M.Z, Gülyavuz, H., Ünlüsayın, M., 1997, Eğirdir Gölü kerevitlerinin (Astacus leptodactylus salinus, Nordmann, 1842) et verimi üzerine bir araĢtırma, Turkish Journal of Zoology, 21, 101-105.

Zagasky, P.F., 1985, A study of the astaxtanthin lipovitellin ovoverdin isolated from the ovaries of the lobster , Journal of Comperative Biochemical and Physiology, 80B, 589-598.

60

ÖZGEÇMĠġ

25.05.1986 tarihinde Ġstanbul‟da doğdum. Ġlköğrenimimi YeĢil Bahar Ġlköğretim Okulu‟nda, orta ve lise öğrenimimi Kartal Burak Bora Anadolu Lisesi‟nde tamamladım. 2004 yılında Ġstanbul Ünicersitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü‟nde lisan eğitimime baĢladım ve 2008 yılında mezun oldum. Aynı yıl Ġstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü‟nün açmıĢ olduğu yüksek lisans sınavını kazanarak Biyoloji Anabilim Dalı, Zooloji Programı‟nda yüksek lisans eğitimime baĢladım.