T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI DİNLER TARİHİ BİLİM DALI

HİNDUİZM VE BUDİZM’DE CENAZE RİTÜELİ

Yüksek Lisans Tezi

Raziye Betül Dikmen

Ankara – 2021

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI DİNLER TARİHİ BİLİM DALI

HİNDUİZM VE BUDİZM’DE CENAZE RİTÜELİ

Yüksek Lisans Tezi

Raziye Betül Dikmen

TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Mehmet KATAR Dinler Tarihi Öğretim Üyesi

Ankara – 2021

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI DİNLER TARİHİ BİLİM DALI

HİNDUİZM VE BUDİZM’DE CENAZE RİTÜELİ

Yüksek Lisans Tezi

Tez Danışmanı : Prof. Dr. Mehmet KATAR

Tez Jürisi Üyeleri Adı ve Soyadı : İmzası : Prof. Dr. Mehmet KATAR …………………………. Doç. Dr. Şevket ÖZCAN ………………………….. Doç. Dr. Cemil KUTLUTÜRK …………………………..

Tez Sınavı Tarihi…………………………. 24.06.2021

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne,

Dinler Tarihi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet KATAR danışmanlığında hazırladığım “Hinduizm ve Budizm’de Cenaze Ritüeli (Ankara 2021)” adlı yüksek lisans tezimdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu, başka kaynaklardan aldığım bilgileri metinde ve kaynakçada eksiksiz olarak gösterdiğimi, çalışma sürecinde bilimsel araştırma ve etik kurallarına uygun olarak davrandığımı ve aksinin ortaya çıkması durumunda her türlü yasal sonucu kabul edeceğimi beyan ederim.

Tarih:12.07.2021

AdıRaziye-Soyadı Betül ve DİKMEN İmza

İçindekiler

KISALTMALAR ...... iii

ÖN SÖZ ...... iv

HİNDUİZM VE BUDİZM’DE CENAZE RİTÜELİ ...... 1

GİRİŞ ...... 1

A. Antik Dinlerde Cenaze Ritüelleri ...... 3

1. Antik Roma’da Cenaze Ritüeli ...... 3

2. Antik Yunan’da Cenaze Ritüeli ...... 6

3. Antik Mısır’da Cenaze Ritüeli ...... 9

B. Yaşayan Dinlerde Cenaze Ritüelleri ...... 14

1. Yahudilikte Cenaze Ritüeli ...... 14

2. Hıristiyanlıkta Cenaze Ritüeli ...... 18

3. İslam’da Cenaze Ritüeli ...... 21

4. Zerdüştlükte Cenaze Ritüeli ...... 24

I. BÖLÜM ...... 27

HİNDUİZM’DE ÖLÜM ANLAYIŞI VE CENAZE RİTÜELİ ...... 27

A. Hinduizm’de Ölüm Anlayışı ...... 27

B. Hinduizm’de Cenaze Töreni (Antyeşti Samskara) ...... 30

1. Ölüm Anı Yaklaştığında Yapılan Uygulamalar ...... 33

2. Ölüm Sonrası Yapılan Uygulamalar ...... 35

3. Cesedin Ortadan Kaldırılması İçin Yapılan Uygulamalar ...... 39

4. Çocukların ve Sannyasinlerin Cenaze Törenleri ...... 46 i

C. Ritüel Kirlilik ve Yas Dönemi ...... 49

II. BÖLÜM ...... 53

BUDİZM’DE ÖLÜM ANLAYIŞI VE CENAZE RİTÜELİ ...... 53

A. Budizm’de Ölüm Anlayışı ...... 54

B. Budizm’de Cenaze Ritüeli ...... 55

1. Ölüm Anı Yaklaştığında Yapılan Uygulamalar ...... 57

2. Ölüm Sonrası Yapılan Uygulamalar ...... 61

3. Cesedin Ortadan Kaldırılması İçin Yapılan Uygulamalar ...... 66

C. Ritüel Kirlilik ve Yas Dönemi ...... 73

SONUÇ ...... 77

BİBLİYOGRAFYA ...... 81

ÖZET ...... 98

ABSTRACT ...... 99

ii

KISALTMALAR

AÜ : Ankara Üniversitesi

Bkz. : Bakınız byy : Basım yeri yok c. : Cilt

Çev. : Çeviren

DİA : Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

DİB : Diyanet İşleri Başkanlığı

Ed. : Editör

ER : Encyclopedia of Religions

İÜ : İstanbul Üniversitesi

MSGSÜ : Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi s. : Sayı

SBE : Sosyal Bilimler Enstitüsü

TDV : Türkiye Diyanet Vakfı

TİB : Türkiye İş Bankası ts : Tarihsiz

TTK : Türk Tarih Kurumu

Vol. : Volume

iii

ÖN SÖZ

Ölüm, muhakkak ki bütün canlılar için kaçınılmaz bir sondur. Çiçeklerin solması, yaprakların dökülmesi gibi insanlar da dünya hayatında geçirecekleri sınırlı vakti tamamladıklarında bu dünyadan ayrılmaktadır. Fakat burada insanları diğer canlılardan farklı kılan şey ölümü bilmesi, düşünmesi ve ona bir anlam verme çabası içerisinde olmasıdır. Ölümü anlamlandırma çabası içerisinde olan insan, dinlerin sunduğu ölüm sonrasına dair inançlar sayesinde ölümü bir son olarak görmemektedir.

Ölümü bir son olarak kabul etmeyen dinlerin ortaya koymuş olduğu cenaze ritüeli uygulamaları esasında bizlere ölümün bir geçiş niteliğinde algılandığını göstermektedir. Dinlerin ortaya koymuş olduğu cenaze ritüellerinde görülen farklılıklar ise dinlerin hayata ve ölüme dair farklılıklarını ortaya koymaktadır. Bu bağlamda insan hayatını bir ömürden ibaret gören ve ölüm sonrasını ahiret hayatıyla ilişkilendiren dinlerin cenaze törenleri ile hayatı tekrarlayan bir süreç olarak yorumlayan dinlerin

ölüme yüklediği anlam ve bu çerçevede sergiledikleri cenaze uygulamaları değişmektedir. Bu çerçevede Hinduizm ve Budizm gibi dinlerde ölümden sonra ruhun yahut bilincin mevcut bedenin dışında yeni bir bedende dünyaya dönmesi yahut dünya hayatından tamamen kurtularak mutlak huzura kavuşması inancı bulunmaktadır. İki dinde de öldükten sonra başlayacak olan bu yeni hayat için ölenlerin ardından geride kalanların yerine getirmeleri gereken cenaze ritüellerinin etkili olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla cenaze törenleri, hem ölen kişiye karşı yerine getirilmesi gereken son görevin tamamlanmasını hem de geride kalanların vicdani olarak rahatlamasını sağlamaktadır.

Hinduizm ve Budizm dinlerinin ölüm anlayışı ve buna bağlı olarak gerçekleştirdikleri cenaze ritüelleri incelendiğinde, cenaze ritüeli ve cesedi ortadan

iv kaldırmanın geride kalan yakınların ölen kişi için yerine getirmeleri gerekli kabul edilen son bir sorumluluk olduğu ortaya çıkmaktadır.

Cenaze törenleri, yukarıda bahsettiğimiz özellikleri sebebiyle dinlerin hayata ve

ölüme bakışını ortaya koyması yanında, dinlerin insan hayatına verdiği değeri ortaya koyması açısından da önemli bir gösterge teşkil etmektedir. Bu durum özellikle hayatı döngüsel bir süreç olarak algılayan ve ölümü ya dünya hayatına yeni bir bedende dönüş ya da bu geliş gidişlerin tamamlanması halinde dünya hayatından tamamen kurtuluş olarak algılayan Hint kökenli dinler açısından da özel bir önem arz etmektedir. Ancak konunun bu önemine rağmen, Hinduizm ve Budizm’de cenaze, defin veya ortadan kaldırma uygulamalarının bilimsel bir biçimde ele alınıp karşılaştırmalı olarak incelenmediğini tespit ettik. Bu eksiklik nedeniyle Hinduizm ve Budizm’in cenaze kaldırma yöntemlerini ve bu çerçevede yapılan ayin ve törenleri tez konusu olarak

çalışmaya karar verdik.

“Hinduizm ve Budizm’de Cenaze Ritüeli” başlıklı tezimiz giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde genel olarak dinlerde ölüm anlayışı ve cenaze ritüellerinin yanı sıra antik dinler ve yaşayan dinlerdeki cenaze ritüelleri ele alınmıştır.

Birinci bölümde, Hinduizm’de ölüm anlayışının nasıl olduğu ve ölümün gerçekleşeceği beklenen an itibariyle başlayan cenaze ritüelleri detaylarıyla ortaya konmuştur. İkinci bölümde, Budizm’de ölüm anlayışı ve bu çerçevede ortaya çıkmış olan farklı cenaze törenleri ele alınmıştır. Budizm’e ait tek tip bir cenaze ritüeli ve ceset ortadan kaldırma uygulaması tespit edilememesi ve kaynakların sınırlı olması sebebiyle çalışmamızda

Budistlerin farklı kültür ve coğrafyalarda gerçekleştirdikleri cenaze ritüelleri incelenmiştir. Tibet ve Japon Budizm’indeki cenaze ritüellerine ve cesedin ortadan kaldırılma şekilleri esas alınmıştır.

v

Araştırmamızda, Türkçe ve İngilizce kitap, makale ve ansiklopedi maddelerinden yararlanılmış ve elde edilen bilgiler Dinler Tarihi’nin deskriptif yaklaşımına uygun bir biçimde objektif olarak kaleme alınmıştır.

Tez çalışmamda akademik birikimleri ile bana yol gösteren, gelecekteki

çalışmalarımda bana vermiş olduğu bilgilerden sıkça faydalanacağımı bildiğim ve

çalışmamın bilimsel temeller ışığında şekillenmesi için defalarca okuyup değerlendirmede bulunarak değerli bilgilerini ve zamanını benimle paylaşan kıymetli danışman hocam Prof. Dr. Mehmet KATAR’a teşekkürü bir borç biliyor ve

şükranlarımı sunuyorum. Çalışmamı hazırlarken tezimi okuma zahmetinde bulunan ve her zaman yanımda olan arkadaşım Arş. Gör. Ebru PINAR’a, çalışmam süresince kütüphane yolunda beni yalnız bırakmayan yol arkadaşım Rumeysa BABACAN’a ve desteklerini her zaman yanımda hissettiğim aileme teşekkürlerimi sunuyorum.

Raziye Betül DİKMEN

Ankara 2021

vi

HİNDUİZM VE BUDİZM’DE CENAZE RİTÜELİ

GİRİŞ

Ölüm, dünyaya gelen her canlının başına gelecek olan bir gerçektir. Bütün canlıların başına gelecek olan bu gerçeğin farkında olan tek canlı olarak insanoğlu ölümü kabullenmekte zorlanmış ve buna yönelik açıklamalar getirmiştir. Genelde farklı dini anlayışlar içerisinde dile getirilen bu açıklamalar, ölümün sadece mevcut hayattan ayrılarak bir başka bedende tekrar dünyaya gelmenin yahut bir başka âlemde var olmanın başlangıcı olduğunu dillendirmiştir. İnsanlar da genelde dinlerin yaptığı açıklamalar çerçevesinde birtakım uygulamalar geliştirmiştir. Bu uygulamalar hem

ölenin dünyadan ayrılışı ve cenazenin kaldırılışı hem de ölenin bir başka bedende veya bir başka âlemde varlığını kolaylaştırıcı olduğuna inanılan tören ve ayinlerden oluşmuştur.

Ölüm ve cenaze ritüelleri insanlığın var olması kadar eski bir konudur. Ölen kişinin bu dünyadan ayrılarak başka bir dünyada yaşamaya devam edeceği ve ona saygı gösterilmesi gerektiği inancı Neandertellerin zamanına kadar uzanmaktadır.1 O zaman başlayan ölü gömme uygulamaları zaman içerisinde gelişip değişerek günümüze kadar gelmektedir.2 Bu gün hala ölen kişiler için toplum tarafından kabul gören bir cenaze töreni yapılmaması durumunda ruhun geride kalanları rahatsız edeceği inancı cenaze törenlerinin titizlikle yapılmasının nedenlerinden birini teşkil etmektedir. Çünkü cenaze

1 Yakın zamanda Kenya’da bulunan ve yaklaşık yetmiş sekiz bin yıllık olduğu düşünülen çocuk mezarı, Neandertellerin’de ritüel olarak cenaze töreni yaptıklarının işareti olarak görülmektedir (Detaylı bilgi için bkz. Jamie Shreeve, “Child’s Grave is The Oldest Human Found in Africa”, National Geographic, https://t.co/nh6YLG29AM?amp=1, 2021, (29.06.2021) 2 Abuzer Kızıl, “Antik Dönem Yunan Dünyası’nda Ölüm Kavramı Ve Bununla İlgili Bazı Betimler”, Uluslararası Amisos Dergisi, c. 2, s. 3, 2017, 33.

törenleri bir geçiş ritüeli olarak kabul edilmekte ve yapılan törenlerin bu geçişi kolaylaştırdığına inanılmaktadır.3

Ölüm bazı dinlerde ahiret hayatının başlangıcı bazı dinlerde ise başka bir bedene geçişin ilk adımı olarak kabul edilmektedir. Her iki anlayışta da ölümün bir son olmadığı aksine yeni bir yolculuğun başlangıcı olduğu anlaşılmaktadır. Ölümün bir son olmaması ölümden sonrasına bir hazırlığın gerektiğinin işareti olarak kabul edilmekte ve bu hazırlığın son basamağını da cenaze ritüelleri oluşturmaktadır.

Ölenin ardından gerçekleştirilen cenaze ritüeli yalnızca bedene uygulanan bir dizi kuralı kapsamakla kalmayıp aynı zamanda ortaya çıkan inançlar ve ritüeller neticesinde

şekillenen sosyokültürel bir olay olarak karşımıza çıkmaktadır.4 Bu nedenle farklı kültür ve dinlerde cenaze törenleri birbirinden farklı şekilde uygulanmaktadır. Uygulamadaki farklılıklara rağmen genel hatlarıyla cenaze törenleri; ölünün bir sonraki hayata ya da bedene huzur içinde gitmesini sağlayacak hazırlıkları, cenazeye katılacaklarla birlikte son görev kabul edilen cenaze ritüelinin yapılmasını ve geride kalan yakınlarının ölen kişinin ardından geçirdikleri yas süresini kapsamaktadır.

Canlıların somut bir gerçeği olan ölümü insanların algılayış şekli hem hayatı nasıl anladıklarını hem de cenaze törenlerinde yaptıkları uygulamaların nedenlerini ortaya

çıkarmaktadır.5 İnsanların ölümü ve hayatı farklı şekilde anlamaları sonucunda ölülerin ortadan kaldırılma şekilleri de değişiklik göstermektedir. Tezimizin ilerleyen sayfalarında dinlerde uygulanışlarına göre ele alarak detaylıca anlattığımız cesedi

3 John C. Holt, “Assisting The Dead By Venerating The Living”, Critical Conceps in Religious Studies, Ed. Paul Williams, c. 1, Routledge Press, New York 2005, 147. 4 Roland Robertson, “ Rites: An Overview”, ER, Second Edition, Ed. Lindsay Jones, Thomson Gale Corporation, vol. 5, Amerika 2005, 3233. 5 M. Yüksel Erdoğdu-Mustafa Özkan, “Farklı Dini İnanışlardaki Bireylerin Ölüm Kaygıları ile Ruhsal Belirtiler ve Sosyo-Demografik Değişkenler Arasındaki İlişkiler”, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 14(3), Malatya 2007, 172. 2 ortadan kaldırma yöntemleri; toprağa gömme, yakma ve vahşi hayvanlara yem etme

şeklindedir. Bu uygulamalardaki temel amaç, ölen kişiye karşı geride kalanlar olarak son görevi yerine getirmek, onu gittiği aleme veya yeni başlayacağı hayata hazır göndermek ve geride kalanların ölüm kirliliğinden kurtulmasını sağlamaktır. Bu uygulamalar toplumun inandığı din ve içinde bulunduğu kültürün etkisiyle kendisini farklı şekillerde göstermektedir.

A. Antik Dinlerde Cenaze Ritüelleri

Eski çağ olarak da bilinen Antik çağın insanlık tarihi ile başladığı ve genel kabule göre Batı Roma İmparatorluğunun yıkıldığı tarih olan 476 yılında sona erdiği kabul edilmektedir.6 Bu döneme ait bilgiler arkeolojik kazılardan elde edilen eserlerden, dönemin filozof ve yazarlarının metinlerinden bizlere ulaşmaktadır. Yapılan kazılarda

çıkarılan mezar kalıntıları, lahitler, değerli eşyalar bizlere o dönemde ölülere uygulanan cenaze ritüelleri ile ilgili bilgiler vermektedir. Kazıların yardımıyla ölülerin ortadan kaldırılmasında hangi yöntemi tercih ettikleri tespit edilmekte ve yazılı kaynaklarla da bu bulgular ilişkilendirilerek ölüm anlayışı ve cenaze töreni uygulamaları ile ilgili bilgiler ortaya konulmaktadır. Bu bilgiler ışığında Antik Dönem denilince akla gelen ilk

üç medeniyet olan Roma, Yunan ve Mısır’da uygulanan cenaze ritüellerini bu bölümde ele aldık.

1. Antik Roma’da Cenaze Ritüeli

Ölüm ve cenaze törenleri bir dinin ortaya çıkmasında ve gelişmesinde en çok etkiye sahip olan iki temel hakikattir. Canlılığın ortaya çıkmasıyla var olacağı kesinleşen ölüm, her canlının kaçınılmaz sonunu gözler önüne sermektedir. Ölümün bilinmezliği nedeniyle insanlar tanrılara ve tanrıçalara sığınmakta ve ölümden sonra var olacak bir

6 Bülent İplikçioğlu, Eskiçağ Tarihinin Ana Hatları, Marmara Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1990, 15-18. 3 hayatın tasvirini yapmaktadır. Antik Roma dünyasında da ölümden sonra var olmaya devam etme isteği, ölenlerin ardından yapılan törenlerin ve ölülerin korunması için yapılan mezarların ortaya çıkmasına neden olmuştur.7 Ayrıca cenaze törenleri ölen kişiye duyulan saygı ve sevginin ifadesi olarak da kabul edilmiştir.8

Roma’da ölüm felsefesi ile ilgili kabul edilmiş dini ve felsefi bir temel olmamakla birlikte cenaze törenleri yasalarla belirlenmiş şekilde gerçekleştirilmiştir.9 Antik

Roma’da cesetlerin ortadan kaldırılması için yakma veya gömme türü uygulamalar yapılmıştır. Romalılar yaşamın mezarda da devam ettiğine inanıyorlardı.10 Bu nedenle onlar mezarda huzurlu olmaları, evlerindeymiş gibi hissetmeleri amacıyla ölülerini uzanır pozisyonda ve eşyalarıyla birlikte gömmüşlerdir.11 Fakat imparatorluk döneminin başladığı MÖ 1. yüzyıldan sonra gömülme uygulaması eski bir yöntem olarak kabul edilmeye başlanmış ve cesedin yakıldıktan sonra küllerin bir kap içerisinde saklanması uygulaması tercih edilmiştir. Ayrıca nadir de olsa Mısır’dan kalma mumyalama benzeri işlemlerin zengin kişiler için uygulanmıştır.12

Antik Roma’da ölümü yaklaşan kişinin ailesi onun etrafında toplanır ve ölümü beklenen kişi çıplak olarak toprak zemine yatırılırdı.13 Ölümün gerçekleştiğine kanaat getirildikten sonra öldüğünden emin olmak için kişinin adı söylenir ve cevap gelmediği takdirde kişinin öldüğü kabul edilirdi. Bu andan sonra yapılacak olan uygulamalar

7 A. Tolga Tek, “Antik Literatür ve Yazıtlardan Örneklerle Roma Dünyasında Ölüm”, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Anadolu Sanat Dergisi, s. 12, 2002, 121. 8 Aynur Civelek, “Roma Cenaze Törenleri ve Ölü Gömme Gelenekleri”, Arkeoloji ve Sanat Dergisi, s. 124, Arkeoloji Sanat Yayınları, 2007, 71. 9 Civelek, 71. 10 Haluk Çetinkaya, “Roma ve Bizans İmparatorluklarında Ölüm Algısı ve Mezar Türleri”, MSGSÜ SBE Dergisi, s.3, İstanbul 2011, 19. 11 Tek, 123. 12 Çetinkaya, 19-20. 13 Civelek, 72. 4 cenaze ritüelinin ilk bölümünü oluşturuyordu. Ceset, yakınları tarafından yıkanıp, güzel kıyafetler giydirildikten ve koku sürüldükten sonra defin için evden çıkarılıncaya kadar baş tarafına kandiller ve çiçeklerle bezenmiş olan yüksek bir yere yerleştirilirdi.14

Kaynaklarda cesedin ortadan kaldırılmasına kadar geçecek olan sürenin ne kadar olduğu ile ilgili net bilgiler bulunmamaktadır. Fakat ölünün “pis” kabul edildiği Roma’da yalnızca zenginlerin cenazelerinin bekleme süresinin uzun olabileceği kabul edilirdi.15

Ceset evden çıkana kadar geçen bu sürede kadınlar ağıtlar söyler hatta bazen bu iş için kiralanan ağıtçılar kendilerine zarar verecek şekilde yüz ve göğüslerini parçalarlardı.

Zira Antik Roma’da ölenin ardından ağıt yakılması cenaze töreninin olmazsa olmazı olarak kabul edilirdi.16

Evde yapılması gereken hazırlıklar tamamlandıktan sonra cenaze törenine katılacak olan kadın ve erkeklerin bir arada yürüdüğü cenaze alayı oluşturularak ölenin huzura ereceğine inanılan mezar yerine gidilirdi.17 Ayrıca cenaze alayında yakın arkadaş ve akrabalardan başka müzisyenler de bulunurdu.18 Cenazenin ortadan kaldırılma yöntemi olarak yakılmanın tercih edildiği durumlarda, ceset eşyaları ve hediyelerle birlikte odun

üzerine yerleştirilir ve odunlar tutuşturularak ceset yakılırdı. Ceset yandıktan sonra küller üzerlerine şarap dökerek söndürülür ve geride kalan cesedin parçaları bir kavanozda yahut sandıkta toplanırdı. Bu sandıklar mezara benzer yapılara ölünün diğer yaşamında kullanacağı düşünülen eşyalarıyla birlikte gömülürdü.19 Cenaze törenlerinde gömülme gerçekleştirilmeden önce toprağın ölünün bedenine hafif gelmesi için dua

14 Civelek, 72; Çetinkaya, 19. 15 Civelek, 73. 16 Çetinkaya, 19; Louise Cilliers, “Burial Customs And The Pollution Of İn Ancient Rome: Procedures And Paradoxes”, Acta Theologica 26 (2), byy 2017, 138. 17 Çetinkaya, 19. 18 Civelek, 73. 19 Civelek, 78. 5 edilirdi. Duadan sonra ya ceset ya da yakılmanın ardından geride kalanlar gömülür ve cenaze töreni tamamlanmış kabul edilirdi.20

Cenazenin ortadan kaldırılmasından sonra cenaze yemeği verilirdi. Ölünün ardından

üçüncü gün ve yasın son bulduğuna inanılan dokuzuncu günde de ölüyü anmak için yemek verilirdi.21 Yasın son günü gömülerek ortadan kaldırılan ölüler için mezarlığa yiyecek, içecek bırakılırdı. Bu tören ölen kişinin doğum günlerinde ve öldüğü günlerde döngüsel olarak uygulanırdı.22

2. Antik Yunan’da Cenaze Ritüeli

Her toplumda olduğu gibi Antik Yunan’da da cenaze törenleri hem ölen kişi hem de geride kalanlar için büyük önem taşımaktaydı. Onlar ölenler ile yaşayanlara arasında sadece ince bir perde bulunduğuna ve gerekli törenlerle huzura erdirilmeyen ruhların intikam için geri dönerek yaşayanlardan intikam alacağına inandığı için bu törenlere daha özel bir önem vermekteydi. Bu nedenle ölen kişinin huzura ermesi için geride kalanlar cenaze törenlerini dikkatli bir şekilde yerine getirmekteydi.23

Ölüm gerçekleştikten sonra yapılması gereken uygulamaları aile üyelerinin gerçekleştirmesi gerektiğine inanılırdı. Bir kişi öldüğünde bedenin ortadan kaldırılmasına kadar yapılanlar kadınların görevi olarak belirlenmişti. Kadınlar ilk olarak cesedin gözlerini kapatır ve çenesini bağlayarak bedeni yıkamak için hazırlardı.

20 Halid Lepan, Eskiçağda Kremasyon, İÜSBE, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2019, 47. 21 Çetinkaya, 20. 22 Civelek, 76. 23 Kızıl, 33. 6

Ceset yıkandıktan sonra çeşitli yağlar sürülerek giydirilirdi. Son olarak çiçekler ve mücevherlerle süslenen ceset prothesis24 sürecine hazır hale getirilmiş kabul edilirdi.25

Prothesis sonlanana kadar ceset kalaslardan yapılmış olan bir yatağa ayakları kapıya bakacak şekilde yerleştirilirdi.26 Bu süre genelde bir gün boyunca sürmekteydi, ancak aristokratlar için süre uzayabiliyordu. Prothesisin yapılmasındaki amaç, ölünün yakınları ve sevdiklerinin ölen kişiye karşı son kez saygı sunmalarına izin vermekti.27

Prothesis süresiyle birlikte ağıtlar da sona ermekte ve gecenin ardından doğan güneşle birlikte ceset, cenaze alayıyla mezarlığa götürülmekteydi.28 Yakın aile bireylerinden altmış yaş üstünde olan kadınların da katılabildiği bu alayda erkekler önden ilerlerken kadınlar erkeklerin hemen arkasından ilerlerdi.29 Mezarlık alanına gelindiğinde sessiz bir şekilde ceset toprağa indirilir ve gömülme işlemi gerçekleştirilirdi.30 Ceset gömüldükten sonra ölünün öteki dünyada huzurlu olması için mezar sunuları yapılırdı.

Çeşitli sıvılar veya meyveler koyularak da gerçekleştirilebilen sunuların en değerlisinin insan ve hayvan kanı ile yapılan sunular olduğu kabul edilirdi. Bu sunular sayesinde

ölünün geride kalanlara musallat olmayacağına inanılırdı.31

24 Prothesis, ölünün bedeninin sergilenmesi anlamına gelmektedir. Ölen kişinin evinde gerçekleştirilen bu süreç Antik Yunan cenaze ritüelinin olmazsa olmazı olarak kabul edilmektedir (Detaylı bilgi için bkz. Kızıl, 37). 25 Donna C. Kurtz - John Boardman, Greek Burial Customs, Thames and Hudson, Londra 1971, 144. 26 Louise Cilliers, “Burial Customs, The and The Pollution of Death in Ancient Greece”, Acta Theologica 26 (2), byy 2015, 73. 27 Seda Karaöz Arıhan, Karia Bölgesi Ölü Gömme Adetleri, AÜSBE, Antropoloji Anabilim Dalı, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2007, 41. 28 Charles Freeman, Mısır, Yunan ve Roma, Çev. Suat Kemal Angı, Dost Yayınları, Ankara 2003, 218. 29 Lepan, 31. 30 Arıhan, 42. 31 Kızıl, 41. 7

Ceset gömüldükten ve sunular yapıldıktan sonra yas tutanlar cenaze evine giderdi.

Cenaze evine dönen yakınların kendilerini arındırmaları için evin girişinde ölünün

çıktığı evin dışında bir kaynaktan doldurulmuş su kabı bulundurulur ve ölenin yakınları eve girmeden önce bu suyla arınarak cenaze yemeği vermeye hazır hale gelirlerdi.

Cenaze yemeği büyük bir sessizlik içerisinde yenilir ve ölen kişinin ruhu için de bir tabak bırakılırdı.32 Cesedin ortadan kaldırılmasından sonraki üçüncü ve dokuzuncu günlerde de mezar ziyaret edilerek ölü için sunular yapılırdı. Bu sunuların ardından cesedin gömüldüğü gün yapıldığı gibi cenaze yemeği verilirdi.33

Cenaze ve yas sürecinde yapılması gereken bütün uygulamalar tamamlandıktan sonra geriye yalnızca yaslıların yas süresinin dolması kalıyordu. Yas süresinin tam olarak ne kadar olduğu bilinmemekle beraber genellikle otuzuncu günün sonunda yas bitmiş kabul edilirdi. Cenazenin ortadan kaldırılmasından otuz gün sonra aile normal yaşantısına dönebilirdi. Fakat cenaze töreni ve yas döneminin sona ermesiyle ailenin sorumluluklarının bittiği kabul edilmezdi. Yıllık olarak gerçekleştirilen anma törenlerinde ailelerin mezarları ziyaret etmesi, çiçekler bırakması da ölenlerin ardından yapılması gerektiğine inanılan uygulamaları oluştururdu.34

Antik Yunan’da cenazelerin yaygın bir biçimde gömülerek ortadan kaldırılması yanında yakma uygulamasının da olduğu belirtilmektedir. Yakma uygulamasının yapıldığı dönemler incelendiğinde uygulamanın detayları ile ilgili net bir bilgi bulunmamakta, fakat genellikle evden uzakta gerçekleşen ve savaş gibi toplu ölümler sonucunda uygulandığı ifade edilmektedir. Bunların dışında zaman zaman ailelerin de bireysel olarak ölülerini yaktıkları ya da seçkin kişilerin cenazelerinin yakıldığı

32 Kızıl, 41-42. 33 Pelin Taş, Antik Dönemde Ionıa Bölgesindeki Ölü Gömme Gelenekleri, Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Denizli 2016, 10. 34 Kurtz - Boardman, 147. 8 belirtilmektedir. Ölülerin yakılmasından sonra geriye kalan küllerin ise kaplar içerisine konularak mezarlıklarda muhafaza edildiği bilinmektedir.35

3. Antik Mısır’da Cenaze Ritüeli

Antik Mısır dendiği zaman aklımıza ilk gelen şey bütün ihtişamıyla hala varlığını korumakta olan piramitlerdir. Piramitler Mısırlıların ölümden sonraya verdikleri değerin bir işaretidir. Zira onlar bu dünyadan daha çok ölümden sonra var olacağına inandıkları hayatları için çalışmış ve bunu da mezarlarının her bir detayını özenle yaparak gözler

önüne sermişlerdir. Bu nedenle Mısır ile ilgili bize ulaşan pek çok bilgi, ölen kişilerin hayat hikayelerinin mezar ve tapınak duvarlarına resmedilmiş olması yoluyladır.36

Mısır’da ölümden sonrasına büyük değer verilmesi hem mezar ve tapınakların

özenli işçiliğinden hem de ölen kişinin sonraki hayatı için gerekli olduğuna inanılan mumyalama uygulamasının detaylarından anlaşılmaktadır. Antik dönem cenaze ritüelleri içerisinde kendisinden en çok bahsettiren ve merak uyandıran mumyalama uygulaması Mısır’ın sahip olduğu ölüm inancının bir neticesi olarak ortaya çıkmıştır.

Mısır’da ölümden sonra bir hayat olduğuna ve bu hayat için de gerekli olan şeyin iyi korunmuş bir beden olduğuna inanılması, ölen kişinin vücudunun korunması zorunluluğunu doğurmuştur.

Mumyalama uygulamasının yapılış nedeni ve detaylarının ardında Osiris’in ruhunun, karısı İsis tarafından diriltilerek ölüler diyarının tanrısı yapıldığı efsanesine dayanmaktadır.37 Efsane sayesinde Mısırlılar ölülerinin öte dünyada varlığını devam

35 Lepan, 27-29; O.T.P.K Dickinson, “Ancient Greece”, Encyclopedia of , Ed. Douglas J. Davies-Lewis H. Mates, Ashgate e-Book, İngiltere 2005, 6-7. 36 A.H. Sayce, Antik Mısır ve Babil Tanrıları, Çev. Şebnem Duran, İlya İzmir Yayınevi, İzmir 2013, 27. 37 Efsaneye göre Osiris kardeşi Seth tarafından bir tabuta hapsedilerek nehre bırakılır. Osiris’in karısı ve kız kardeşi olan İsis, Osiris’i bulur ve onu saklar. Fakat bu durumdan haberdar olan Seth, Osiris’i bulur ve onu parçalara ayırarak farklı yerlere atar. İsis, Osiris’in parçalarını 9 ettirebilmesi için fiziksel bedenin korunması gerektiğine inanmış ve mumyalama işlemini gerçekleştirmişlerdir. Zaman içerisinde farklılıklar gösteren ve gelişen mumyalama, Mısırlıların cenaze ritüellerinin ve mezarlarının çokça dikkat çekmesine neden olmuştur.

Antik Mısır’da biri öldüğünde evdeki kadınlar yüzlerine çamur sürer, dövünerek sokaklarda gezer ve yaslı olduklarını bu şekilde belli ederlerdi.38 Bu yas tutmanın ardından ceset, ölünün hayata dönmesi için son kez girişimde bulunması için rahibe götürülürdü. Rahibin girişiminin sonuç vermemesi durumunda kişi ölmüş kabul edilir ve cenaze için hazırlıklar başlardı. İlk olarak ceset yıkanır ve mumyalama işlemi için bu işle görevli kişiye teslim edilirdi.39

bularak onları balmumuyla birleştirir ve çeşitli baharatlarla cesedin çürümesini önler. Ardından bedene keten bezler sararak gömer. Gömüldükten sonra öte dünyada Osiris’in bedenini bularak büyülü sözlerle onu canlandırır. Tam olarak canlılığını kazandıktan sonra Güneş Tanrısı Ra, Osiris’i öteki dünyanın kralı yapar. Böylece Osiris ölüler ülkesinin tek hakimi olur ve ölüleri yargılar (Detaylı bilgi için bkz. E.A. Wallis Budge, Mısır’da Ölüm Sonrası Fikri, Çev. Rengin Ekiz, Ege Meta Yayınları, İzmir 2001, 48; Annamarie Schimmel, Dinler Tarihine Giriş, Kırkambar Yayınları, İstanbul 1999, 43; Donna Rosenberg, Dünya Mitolojisi, Çev. Komisyon, İmge Kitabevi, Ankara 2003, 260-270; George Hart, Mısır Mitleri, Çev. Mehmet Sait Türk, Phoenix Yayınları, Ankara 2008, 47). 38 Herodotos, Herodot Tarihi, Çev. Müntekim Ökmen, TİB Yayınları, İstanbul 2012, 156. 39 Erkan Konyar, Eski Mısır Tarihi, İÜ Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, İstanbul ts, 350. Mısırlılar, mumyalama işlemine başlamadan önce ölü bedenleri sıcak kuma yatırarak bedenin kurumasını ve bu sayede çürümesini önlemişlerdir. Başlangıçta basitçe gerçekleştirilen cesedi ortadan kaldırma işlemi M.Ö. 1500lü yıllarda oldukça detaylı bir şekilde uygulanmaya başlanmıştır (Detaylı bilgi için bkz. Douglas J. Brewer- Emily Teeter, Mısır ve Mısırlılar, Çev. Nihal Uzun, Arkadaş Yayınevi, Ankara 2017, 179-180). Bedeni korumak için daha iyi kabul edilen mumyalama işlemi geliştirilmiştir (Detaylı bilgi için bkz. Aaron Asadi, All About History Book Of Ancient Egypt, Imagine Publishing, Avustralya 2015, 122). 10

Mumyalama işleminde ceset cenaze odasına yerleştirmeden önce yetmiş gün boyunca natron (sodyum karbonat) ve zift karışımında bekletilirdi.40 Bu beklemenin ardından iç organlar (karaciğer, akciğer, bağırsaklar ve mide) rahip tarafından bir cam ile vücudun sol tarafına açılan küçük bir kesikten çıkarılır ve yıkanarak içerisinde natron

(sodyum karbonat) bulunan ve kanopik adı verilen kavanozlara yerleştirilirdi.41 Kalp idrakin merkezi, duyguların yeri olarak kabul edildiği ve ölümden sonra da ona ihtiyaç duyulacağı düşünüldüğü için vücutta bırakılır ya da mumyalanarak tekrar vücutta ait olduğu yere konulurdu.42 Mısırlılar, burundan soktukları bir çubuk ile beyni parçalayarak dışarı çıkarır, fakat bunu tamamen başaramadıkları için geride kalan kısmını ilaçla eriterek yok ederlerdi.43 Gözlerin yerine de camdan yapılmış olan gözbebekleri yerleştirilirdi.44

Organların çıkarılmasından sonra vücut tekrar natron ile kaplanır ve tamamen kuruması için kırk gün bekletilirdi. Ardından bir kez daha vücudun elastik kalması amacıyla ceset Nil’de yıkanır sonra da reçine sürülerek keten bezlerle sarılırdı. İlk önce

40 Peter le Page Renouf, Mısır’ın Ölüler Kitabı, Çev. Erhan Altunay, On Bir Yayınları, İstanbul 2018, 103. 41 Bu kavanozların kapakları, Osiris ve İsis'in oğlu olan Horus'un dört oğlunun başını temsil eden figürler şeklindeydi. Bu kavanozlardan insan başlı olan İmset karaciğer, Babun başlı Hapi akciğer, şahin başlı Kebehsenuef bağırsaklar ve çakal başlı Duamutef mideyi korumak için kullanılırdı (Detaylı bilgi için bkz. Hakan Sivas, Eski Mısır Uygarlığı, Eski Mezopotamya ve Mısır Uygarlığı, ed. Kemalettin Köroğlu, Açık Öğretim Fakültesi Yayını, Eskişehir, 2013, 136). Organların çıktığı yerler hurma şarabı ve bitkilerle yıkanır, karnın içi balmumu, tarçın, kavrulmuş lotus tohumları, sedir yağına batırılmış kumaş tamponlar, antiseptik yağlı cisimlerle doldurularak kesik kapatılırdı (Detaylı bilgi için bkz. Renouf, 103).; Asadi, 122. 42 Asadi, 122; Brewer - Teeter, 181. On İkinci Hanedandan sonraki dönemlerde, mumyalanmış olan cesetlerin kalbinin bulunduğu yerde scarab (bokböceği) şeklinde tılsım yerleştirilmiş olduğu bilgisi bulunmaktadır. Mısırlılar, bu tılsımın değişimi simgelediğine ve onun yeniden doğuşa kadar cesedi kötülüklerden koruduğuna inanmış oldukları için mumyalama işleminde tılsımı kullanmışlardır (Detaylı bilgi için bkz. Sayce, 69-70). 43 Herodotos, 156. 44 Renouf, 103. 11 baş ve boyun daha sonra el parmakları ve ayak parmakları ketenlerle sarılırdı. Kollar ve bacaklar da ayrı olarak keten şeritlerle sarılır ve birbirlerine bağlanırdı. Burada yapıştırmak için sıvı reçine kullanılırdı. Keten sargılar yapılırken aralara muska ve takılar koyularak bedenin öte dünyaya olan seyahatinde korunduğuna inanılırdı.45

Vücuda uygulanan mumyalama işleminin bu şekilde tamamlandığına inanılırdı.

Mumyalamanın ardından vücuda uygun, saman ve çamurdan yapılmış karışımla hazırlanan karton kafes içerisine mumya yerleştirilirdi. Reçine ve tebeşir tozundan

üretilen başka bir karton kafes üzerine özellikle yer altı tanrısı Osiris’in olduğu bazı renkli desenler çizilirdi.46 Rahibin ölü üzerinde gerçekleştirdiği son uygulama olarak kabul edilen ölünün ağzını açma uygulamasıyla ölünün tekrar konuşabilmesi, yiyebilmesi ve vücudunu kullanabilmesinin mümkün hale geldiğine inanılırdı.47 Bu ritüelin ardından ceset ahşaptan yapılan bir tabut içerisine yerleştirilir ve tabutun üzerine ruhun vücudu tanıması için ahşap ya da değerli madenlerden bir baş figürü yapılırdı.48

Tabuta yerleştirilen ceset değerli eşyalarıyla birlikte mezara konulur ve mezar mühürlenirdi.49

Bütün bu gösterişli ve zahmetli olan işlemlerin yanı sıra fakir olan ölülerin mumyalama işlemi oldukça basite indirgenerek yapılmaktaydı. Cesetler çengellere asılarak içleri boşaltılır ve yaklaşık beş ceset alabilecek büyük teknelerin içine atılırdı.50

Yaklaşık yetmiş gün tuzlu bir karışımda bekletildikten sonra ailesine teslim edilirdi.51

Böylece mumyalama işleminin sona erdiği kabul edilirdi. Cenaze sahipleri cesetleri bir

45 Asadi, 123. 46 Asadi, 125. 47 Konyar, 351. 48 Asadi, 125. 49 Konyar, 351. 50 Renouf, 103. 51 Herodotos, 157. 12 tabuta yahut öküz derisine sarar ve üzerine de birkaç büyülü formül yerleştirirdi. Ölen kişinin dünyada ne kadar fakir olursa olsun, büyülü formüller sayesinde ölüler mahkemesinde tanrılar nezdinde eşit olacağına inanılırdı.52 Mumyalama işleminin basit ve karmaşık olması ölünün diğer dünyadaki durumunu olumsuz etkileyen bir etmen olarak görülmüyordu. Çünkü mumyalama işleminde önemli olan cesedin çürümesini

önleyebilmekti. Cesedin çürümesinin önlendiği cenaze törenlerinin başarılı şekilde gerçekleştirildiğine inanılmaktaydı.

Antik dinlerde uygulanmış olan cenaze ritüelleri, ölümün insan hayatında her zaman

önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca yapılan cenaze ritüellerinde yalnızca cesedin ortadan kaldırılması değil, aynı zamanda belirli ritüeller yaparak ölen kişinin ruhunun huzurlu olması ve geride kalanları rahatsız etmemesi de amaçlanmıştır.

Bu açıdan bakıldığında cenaze ritüellerinin hem ölenler hem de geride kalanlar için yerine getirilmesinin zorunlu olduğuna inanılmıştır.

52 Renouf, 103. 13

B. Yaşayan Dinlerde Cenaze Ritüelleri

Antik din ve toplumlarda olduğu gibi günümüz din ve toplumlarında da ölüm,

ölü bedeninin kaldırılması ve bu çerçevede yapılan cenaze törenleri önemli bir yer teşkil etmektedir. Bu dinlerden Hinduizm ve Budizm’deki cenaze törenleri tezimizin asıl konusunu oluşturduğu ve her iki dindeki cenaze törenleri ayrı birer bölüm olarak inceleneceği için bu kısmında Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam gibi dinlerin cenaze törenler ele alınacaktır.

1. Yahudilikte Cenaze Ritüeli

Yahudiliğin kutsal metni Tevrat’ta ölüm ve ölüm ile ilgili net ve kesin yargılar bulunmamaktadır. Bu nedenle ölüm ve ölü gömme törenlerinin Yahudiliğe eski

Mezopotamya halklarından geldiği daha sonra toplumda oluşan anlayış ve uygulamaların Yahudi sözlü yasası olan Talmut’ta yer aldığı düşünülmektedir.53

Yahudiler, Talmud’da geçen bilgiler ışığında asıl olanın dünya hayatı değil, ölüm sonrası gidilecek olan hayat olduğuna inanmaktadır. Bu çerçevede ölüm vakti geldiğine inanılan kişinin çevresinde ailesi, sevdikleri ve bir haham bulunmaktadır.54 Yanında bulunanlar ölümü yaklaşan kişinin günah itirafında bulunması için ona yardımcı olmakta ve Yahudiler için kutsal kabul edilen “Şema İsrael” duası okunmaktadır.55

Duaya eşlik edebiliyorsa ölümü yaklaşan kişinin de duaya eşlik etmesi beklenmektedir.

Dua okunduktan sonra üç kez “Tanrı’nın saltanatının görkemliliğine sonsuz hamdolsun” anlamında İbranice duayı okumaktadır.56 Öldüğü düşünülen kişinin başında sekiz

53 Dinler Tarihi Ansiklopedisi, Ed. Ercan Arıklı, Gelişim Basım ve Yayım A.Ş., c. 2, İstanbul ts, 464. 54 Arıklı, 464; Rabi Nisim Behar, Dini Uygulama Rehberi, Çev. Mordehay Yanar, Gözlem Gazetecilik Basım ve Yayın A.Ş., İstanbul 2009, 383. 55 Şinasi Gündüz - Hakan Olgun - Mahmut Salihoğlu - Elif Tokay, Dinler Tarihi, İÜ Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, İstanbul ts, 117. 56 Arıklı, 464. 14 dakika beklenmekte ve burnunun altına bir tüy koyularak kişinin ölüp ölmediğinden emin olunduktan sonra cenaze ritüeli başlamaktadır.57 Ölen kişinin bir erkek evladı varsa gözlerini ve ağzını kapatmanın onun sorumluluğunda olduğuna inanılmaktadır.58

Ölümü gerçekleşmiş olan kişinin ne zaman defnedileceğiyle ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte mümkün olan en kısa sürede defnedilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Fakat günümüzde uzaktan gelecek olan yakınların olması gibi durumlarda cesedin bekletilmesine müsaade edilmektedir. Ayrıca Yahudilerin özel günleri olan

Şabat, Roş Haşana, Yom Kipur, Yom Tov zamanlarında da cenaze töreni yapılmamakta ve ceset bu günlerde bekletilmektedir.59 Ölümün gerçekleşmesinin ardından geride kalanlar ölen kişinin hazırlıklarını yapmaya başlamaktadır. İlk olarak cesedin bedensel temizlikleri yapılmakta ve ceset bet ha-metager denilen gasilhanede yıkanmaktadır.

Cenazenin defin için hazırlıklarını chevra kaddisha denen ve bu işle görevli kişiler yapmaktadır.60 Bedensel temizliklerinin tamamlanmasının ardından ceset beyaz bir kefene sarılmaktadır. Günümüzde Diaspora Yahudileri ölülerine kefen yerine kıyafet giydirmeyi tercih etmektedir.61 Bu durumda cesede giydirilen kıyafetlerin sade, gösterişsiz ve özellikle cepsiz olması makbuldür. Çünkü ölüm ile birlikte bütün insanların eşitlendiği kabul edilmekte ve cebinin olmaması da bu dünyadan hiçbir şey götürülemeyeceğini göstermektedir.62 Kefenleme ya da giydirilmenin ardından

57 Harry Rabinowicz, “Death”, Encyclopedia Judaica, Ed. Fred SKOLNIK, Macmillan Reference, vol. 5, Amerika 2007, 513. 58 Behar, 384. 59 Mustafa Güre, Dinlerde Geçiş Dönemleriyle İlgili İnanç ve Uygulamalar, AÜSBE, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2015, 82. 60 “Chevra Kaddisha”, Death and Afterlife A Cultural Encylopedia, Ed. Richard P. Taylor, ABC CLIO Publisher, California 2000, 239. 61 Güre, 78-79. 62 “Funerary Customs, Jewish”, Death and Afterlife A Cultural Encylopedia, Ed. Richard P. Taylor, ABC CLIO Publisher, California 2000, 137. 15 gömülmeye hazır olan ceset sade, çivisiz ve işlemesiz bir tabuta yerleştirilmektedir.

Tabutun içerisine İsrail’den getirilmiş toprak koymak bir Yahudi geleneği olarak uygulanmaktadır. İsrail’de yaşayan Yahudiler ise genellikle tabutsuz olarak gömülmektedir. Ölüm ile bütün insanların eşit duruma geldiği kabul edildiği için cenaze törenlerinin de gösterişsiz yapılması gerektiği düşünülmektedir.63

Gömülmek için bütün hazırlıkları tamamlanmış olan cesedin gömülme sorumluluğu yakınlarına aittir. Yakınlarının olmaması durumunda Yahudi cemaati bu sorumluluğu üstlenmektedir.64 Defin hazırlıkları tamamlandıktan sonra ceset, tabutla veya tabutsuz aile ya da cemaat tarafından mezarlığa götürülmektedir. Günümüzde yalnızca hahamların ve chevra kadişaların tabutları omuzlarda taşınsa da ilk zamanlarda bütün cenazelerin omuzda taşınarak mezarlığa götürüldüğü bilinmektedir.

Mezarlığa getirilen cenaze Tevrat’tan bölümler okunarak mezara indirilmekte ve ölen kişinin yüzü tekrar dirilişin olacağına inanılan Süleyman Tapınağına dönük şekilde mezara yerleştirilmektedir.65 Cenaze yerleştirildikten sonra cenazeye katılanlar,

“Yerinde huzur içinde yatsın” diyerek ölüye olan sorumluluklarını yerine getirmektedirler.66 Gömülme işlemi tamamlandıktan sonra cenazeye katılanlar için cenaze yemeği verilmektedir.67

Geleneksel Yahudilikte insanın Tanrı suretinde yaratıldığına inanıldığı için cesedin yakılmasına izin verilmemektedir. Fakat günümüzde Liberal Yahudiler arasında

63 Ramazan İnci, İlahi Dinlerde Cenaze ve Defin, Süleyman Demirel Üniversitesi SBE, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta 2019, 21; Salime Leyla Gürkan, Yahudilik, İsam Yayınları, İstanbul 2015, 182. 64 Güre, 82. 65 Hayrullah Örs, Musa ve Yahudilik, Remzi Kitabevi, İstanbul 1966, 395; Mahmut Aydın, Anahatlarıyla Dinler Tarihi, Ensar Neşriyat, İstanbul 2013, 336. 66 Güre, 84. 67 Arıklı, 466. 16 cesedin yakılarak ortadan kaldırılması olan kremasyon uygulanmaktadır.68

Krematoryumlarda yakılarak ortadan kaldırılan ceset, yakılma alanına gelene kadar gömülme ile aynı uygulamalara tabii olmaktadır. Yakılmanın ardından geride kalan yakınların külleri gömecekleri ya da dağıtacakları kararını verdikleri zamana kadar krematoryumda depolanmaktadır.69

Ölünün defninin ardından geride kalan yakınlar için avelut denilen yas süreci başlamaktadır. Bir kişinin yedi yakını olarak kabul edilen babası, annesi, oğlu, kızı, erkek kardeşi, kız kardeşi ve eşi öldüyse bu kişinin yas tutmasının zorunlu olduğu kabul edilmektedir.70 Bu kişilerin keria olarak adlandırılan uygulamayı yapması ve kıyafetlerinin kalp ile boyun arasında bir yerinin çakı ile kesmeleri gerekmektedir. Bunu yapmayan kişilerin cezasının ölüm olduğuna inanılmaktadır. Onlar bunu yaparken de

“Baruch ata Adonai, eloheinu melech ha’olam, dayan ha’emet – Gerçek ve Doğru

Yargıç; Sen Tanrımız; Mübareksin” duasını okumaktadır.71

Yahudilikte yas sürecinin üç aşaması bulunmaktadır. Sırasıyla aninut, şiva ve

şeloşimdir. Kişinin ölümünden toprağa verilene kadar geçen süre olan aninut sürecinde kişi yalnızca cenaze işleriyle ilgilenmektedir. Bu dönemde hiç kimse geride kalanları teselli etmemektedir. Yasın ikinci dönemi olan şiva yedi gün sürmekte ve yasın en yoğun olduğu dönem olarak kabul edilmektedir. Şiva döneminde ölenin ruhuna saygıdan dolayı evde bir mum ya da lamba yakılı bulundurulmaktadır.72 Bu süreçte yaslı kişilerin tıraş olması, çalışması, yıkanması, kösele ayakkabı giymesi ve Tevrat okumasının yasak olduğuna inanılmaktadır. Şiva süresi boyunca ölenin yakınları için

68 Gürkan, 182. 69 Rabbi Alexandra Wright, On Death And A Guide, Liberal Judaism, byy ts, 6. 70 Behar, 390. 71 Behar, 395. 72 Gürkan, 183. 17 eve yemek getirilmesi ve onların teselli edilmesi makbul sayılmaktadır.73 Son yas dönemi olan şeloşim cenazenin defnedilmesinden sonraki otuz günü kapsamaktadır. Bu süreçte yaslıların tıraş olması ve eğlenmesi hala yasak hükmündedir. Bu otuz günlük süre sona erdiğinde yas döneminin de sonlandığı kabul edilmektedir.74

2. Hıristiyanlıkta Cenaze Ritüeli

Hıristiyanlık günümüzde en fazla mensubu olan din olarak çok farklı coğrafyalarda farklı şekillerde yaşanmaktadır. Üç büyük mezhebi olan Hıristiyanlık içerisinde çok sayıda küçük cemaatler de bulunmaktadır. Bütün bu bölünmeler sonucunda dini uygulamalar konusunda da bazı farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Fakat bütün farklılıklara rağmen her Hıristiyan ölen yakınlarını en makbul şekilde uğurlamak istemektedir. Hıristiyanlar öldükten sonra bedenin yok olduğuna fakat ruhun ölümsüz olduğuna inanmaktadır. Bu nedenle her toplumda olduğu gibi Hristiyan toplumlarında gerekli ritüelleri yapmaktadırlar.75

Hıristiyanlıkta ölümü yaklaşan kişi için yapılması gereken ilk şeyin son yağlama olduğu kabul edilmektedir. Katolik ve Ortodoks Hristiyanların sakrament olarak kabul ettiği son yağlama ritüeli, ölümü yaklaşan kişi için son derece büyük önem taşımaktadır.

Ölümü yaklaşan kişiye şifa vermek, onun günahlarının affını istemek, vadesi dolmadıysa tekrar sağlığına kavuşmasını dilemek için Havarilerin İsa’dan aldıkları yetkiyle son yağlama ritüeli uygulanmaktadır.76 Protestanlar son yağlamayı sakrament olarak kabul etmedikleri için ölümü yaklaşan kişiye bu ritüeli uygulamamaktadır.77

73 Ömer Faruk Harman, “Matem”, DİA, TDV Yayınları, c. 28, Ankara 2003, 128. 74 Gündüz ve diğerleri, 118. 75 İnci, 49. 76 İnci, 51. 77 Güre, 132. 18

Son yağlama ritüeli yapıldıktan sonra iyileşemeyen ve son nefesini vermiş olan kişi için artık cenaze hazırlıkları yapılmaya başlanmaktadır. Hıristiyanlıkta ölünün gömülmesi ölümün gerçekleştiği gün yapılmamakta ve cenaze en az bir gün bekletildikten sonra gömülmektedir.78 Bu bekleme süresinde ölünün göğsünün üzerine bir haç koyulmaktadır.79 Beklemenin olduğu gece aile ve yakınları cesedin etrafında toplanarak dua etmektedir.80 Bekleme süresinin ardından ceset cenaze hazırlıklarının yapılacağı cenaze evine götürülmektedir. Cenaze evinde temizlenen, tercihe göre kefenlenen ya da kıyafet giydirilen ceset, elleri bedeni ile bir haç oluşturacak şekilde göbeğinin üzerinde birleştirilerek tabuta yerleştirilmektedir.81 Batı Hıristiyanlığında cesedin güzel görünmesi ve geride kalan yakınlarının ölümü daha kolay kabullenmesi için makyaj yapılmaktadır.82 Ölünün bedeni tabuta yerleştirildikten sonra ölüyü görmek ve dua etmek isteyen kişiler onu son kez ziyaret edebilmektedir. Ziyaretin ardından tabut görevli olan din adamının öncülüğünde mezarlığa götürülmektedir.83 Ölünün başı doğuya gelecek şekilde mezara yerleştirilmekte ve toprak atılmaya başlanmaktadır.84

Ortodokslar ise mezarın kapanmasının ardından gömülen bedenin ayak kısmına denk gelecek şekilde haç yerleştirmektedir.85 Ölünün gömülmesinden önce ya da sonra görevli kimse ölen kişi ve ailesi hakkında bir konuşma yapmaktadır.

78 Arıklı, 333. 79 Güre, 138. 80 Constance Jones, Huzur İçinde Yatsın, Çev. Mehmet Gürsel, Dharma Yayınları, İstanbul 2004, 34. 81 İnci, 57; Güre, 138. 82 Güre, 140. 83 Arıklı, 333. 84 Mehmet Katar, “Hıristiyanlıkta İsa’nın Doğumu ile İlgili Kutlamaların Ortaya Çıkışı”, İslamiyat Dergisi, c. 3, s. 4, Ankara 2000, 125; Tanju Gökçöl, Dinler Tarihi Ansiklopedisi: Hıristiyanlık, c. 2, Medya Ofset, byy ts, 98. 85 İnci, 59. 19

Hıristiyanlıkta ölülerin yakılarak ortadan kaldırılması erken dönemde uygulanmamaktadır.86 Katolikler, cesedin yakılarak ortadan kaldırılmasının eski pagan inancına ait olması ve bedenin ruhun kutsal mekanı olarak kabul edilmesi nedeniyle başlangıçta bu uygulamayı yasaklamıştır. Fakat bu yasak bir süre sonra yasak kaldırılmıştır. Ortodokslukta ise bedenin dirilişine olan inanç sebebiyle cesetlerin yakılmasına izin verilmemektedir.87 Fakat günümüzde hem Katolik hem de Ortodoks

Hıristiyanlar ölülerini ortadan kaldırmak için yakma uygulamasını tercih edebilmektedir. Özellikle Protestan Hıristiyanlar arasında yakılma oldukça yaygın bir

şekilde uygulanmaktadır.88 Yakılan kişinin külleri toplanarak bir yerde saklanabildiği gibi bu küller havaya serpilerek de ölen kişiye karşı son görevin yapılmış olduğu kabul edilmektedir.89 Ölüleri ortadan kaldırmak için gömmeyi ve yakılmayı uygulayan

Hıristiyanlar bunların dışında mumyalama yöntemini de tercih etmektedir. Nadiren uygulansa da İngilizlerin belirli kurallara uygun şekilde mumyalama işlemini yaptırdıkları bilinmektedir.90

Her toplumda olduğu gibi Hıristiyanlar da ölenlerin defnedilmesinin ardından bir yas süreci geçirmektedir. Perhiz şeklinde ilerleyen yas süreci ruhun bedeni terk ettiğine inanılan kırkıncı günde sonlanmaktadır. Bu süreçte ailenin yakınları yaslılar için yemek getirmekte ve aileyi teselli etmek için onları yalnız bırakmamaktadır. Kırkıncı gün yapılan anma töreni en önemli tören olarak kabul edilmektedir. Ortodokslar ölünün ardından üçüncü, dokuzuncu, kırkıncı günlerde anma töreni gerçekleştirmekte kırkıncı

86 Arıklı, 333. 87 Timothy Ware, Ortodoks Kilisesi: Doğu Hıristiyanlığına Giriş, Çev. Mehmet Katar – Arif Gören, Eskiyeni Yayınları, Ankara 2019, 263. 88 Güre, 139. 89 İnci, 60. 90 Mustafa Ünal, “İngiltere’de Ölüm İnançları ve Ölü Kaldırma Adet ve Kuralları”, Geçmişten Günümüze Mezarlık Kültürü Ve İnsan Hayatına Etkileri Sempozyumu, Mezarlıklar Vakfı Yayınları, İstanbul 1999, 484. 20 gün yapılan anma törenine ise özel bir önem vermektedir.91 Kırkıncı günde yapılan anma töreninin ardından Hıristiyanlıkta yas süreci sona ermiş kabul edilmektedir.

3. İslam’da Cenaze Ritüeli

İslam dininde Habil ve Kabil kıssası ile insanoğlunun ölüleri nasıl defnedileceğinin öğretildiği kabul edilmektedir.92 Kur’an aracılığıyla insanlara öğretilen cesedi ortadan kaldırma yöntemi, ölüye karşı geride kalanların son görevi olduğu ve

ölen kişinin yeni hayatının başlangıcı olarak kabul edildiği için İslam’da bu konu detaylı şekilde ele alınmıştır. Definlerde ortak amaç aynı olsa da her dinde olduğu gibi

İslam dininde de kültür ve geleneklerde olan farklılıklar sebebiyle uygulamada değişiklikler gözlemlenebilmektedir.93

Ölüm anı yaklaşmış olan kişinin vücudu kıbleye dönük olacak şekilde sağ tarafına ya da başı yükseltilerek ayakları kıbleye gelecek şekilde sırt üstü olarak yatırılmaktadır. Bu kişinin yanında bulunanlar kelime-i şehadet getirerek ölümü yaklaşan kişiye telkinde bulunmaktadırlar. Fakat kelime-i şehadet getirmesi için kişinin zorlanması doğru kabul edilmemektedir.94 Ölüm anındaki kişinin hararetini almak için su verilmesi uygun görülmektedir.95

Ölümü beklenen kişi son nefesini verdikten sonra göz kapakları ve ağzı kapatılarak çenesi bağlanmaktadır. Elbiseleri çıkarılmakta ve beden tamamen kapanacak şekilde örtülmektedir. Ceset ayakları kıbleye doğru uzatılarak sırt üstü

91 Güre, 140-141. 92 Hz. Adem’in oğlu Kabil, kardeşini öldürdükten sonra cesedi ne yapamayacağını bilemez ve tam bu sırada Allah ona bir karga gönderir. Karganın, ölü bir kargayı nasıl toprağın altına gömdüğünü gören Kabil de kardeşinin bedenini aynı yolla toprağa gömerek ilk defin işlemini gerçekleştirir. (Maide 5/27-31) 93 Mustafa Uzunpostalcı, “Defin”, DİA, TDV Yayınları, c. 9, İstanbul 1994, 86. 94 Mehmet Şener, “İslam’da Cenaze”, DİA, TDV Yayınları, c. 7, İstanbul 1993, 354. 95 Lütfi Şentürk - Seyfettin Yazıcı, DİB İslam İlmihali, DİB Yayınları, Ankara 2015, 229. 21 yatırılmakta ve cesedin elleri iki yanına uzatılmaktadır. Ölünün karnının şişmemesi için karnına bıçak ya da makas gibi demir bir malzeme koyulmaktadır.96 Cesedin bulunduğu odada güzel kokular bulundurulması ve tütsülenmesi uygun görülmektedir.97

Ölümden sonra ilk hazırlıkların tamamlanmasının ardından defin işlemine geçilmesi gerekmektedir. İslam’da cesedin defin için uzun süre bekletilmesi uygun görülmemektedir. Ölümün duyurulması ve cenazeye katılacakların toplanabileceği bir bekleme süresi yeterli kabul edilmektedir.98

İlk hazırlıkları tamamlanan ceset yıkanması ve kefenlenmesi için akrabaları ya da ehil kişiler tarafından kapalı bir yere götürülmektedir. Ölen kişinin hemcinsleri bu işlemleri gerçekleştirmektedir. Ceset avret yerleri kapalı olacak şekilde yüksek bir yere koyulmaktadır.99 İlk olarak ağız ve burnuna su verilmeden abdest aldırılmakta ve bunun ardından beden sabunlu ılık su ile yıkanmaktadır.100 Ölü yıkandıktan sonra kurulanarak secde yerlerine ve kefene güzel kokular sürülmektedir. Erkekler için üç, kadınlar için beş parçadan oluşan yakasız, dikişsiz düz beyaz renkli bezler kullanılarak kefenlenen ve tabuta yerleştirilen ceset, cenaze namazının kılınması için hazır kabul edilmektedir.101

Cenaze namazı, geride kalanların ölen kişinin günah ve kusurlarını affı için yapılan son bir dua olarak kabul edilmektedir.102 Tabut, cemaatin önüne yani kıble yönünde

96 Şentürk - Yazıcı, 229. 97 Şener, 354. 98 Fikret Karaman, “Cenaze Defni ve Kabir Ziyareti Üzerine Bir İnceleme”, Diyanet İlmi Dergisi, c. 35, s. 2, 1999, 22-23. 99 Şener, 355. 100 Şentürk - Yazıcı, 229; Şener, 355. 101 Mehmet Keskin, “Kefen”, DİA, TDV Yayınları, c. 25, Ankara 2002, 184-185. 102 Şentürk - Yazıcı, 231. 22 musallaya konulmaktadır.103 Cenaze namazı bir imamın önderliğinde, ölen kişi için niyet edilerek kılınmaktadır.104

Cenaze namazı kılındıktan sonra tabutun dört yanından tutularak ceset mezarlığa götürülmektedir. Cenazenin arkasından gelen cemaatin yüksek sesle zikir getirmesi,

Kur’an okuması kabul edilmemekte; sessiz bir şekilde yürümeleri ve ölümü düşünmeleri, kalben zikretmeleri tavsiye edilmektedir.105 Mezarlığa geldikten sonra ceset kabre yerleştirilinceye kadar cemaatin ayakta durmasının sünnet olduğuna inanılmaktadır. Kabrin, cesedin yırtıcı hayvanlar tarafından kazılıp çıkarılamayacak kadar derin olması gerekmektedir. Açılan kabrin alt kısmında kıble yönünde ölünün konulabileceği bir lahit oluşturulmaktadır.106 Ölü bu lahit içerisine tabutsuz olarak ve yüzü kıbleye gelecek şekilde yerleştirilmektedir. Ölünün üzerine toprak gelmemesi amacıyla lahit kısmı tahtalarla kapatıldıktan sonra mezar toprakla doldurulmaktadır.107

Cesedin eşyasıyla gömülmesi ve cesedin çürüyüp toprağa karışmasına engel olduğu için zaruri olmadıkça tabutla defnedilmesi uygun görülmemektedir. Cesedin defnedilmesinden sonra mezarın yerinin belirlenmesi için baş ve ayakucuna taş koyulması uygun görülmektedir.108

Cenazenin defnedilmesinden sonra mümkünse aileye hemen taziyede bulunmak uygun görülmektedir. Akraba ve yakınların cenaze evine yemek götürmesi dinen onaylanmaktadır.109 Taziyenin üç gün içerisinde yapılması ve tekrar edilmemesi gerekmektedir. Çünkü bu durum geride kalanlarının üzüntüsünün yenilenmesine neden

103 DİB İlmihali, DİB Yayınları, c. 1, Ankara 2006, 360; Şentürk-Yazıcı, 232. 104 Şentürk - Yazıcı, 233. 105 Şentürk - Yazıcı, 236; Uzunpostalcı, 86. 106 Karaman, 27. 107 DİB İlmihali, 367. 108 Uzunpostalcı, 86. 109 Şener, 357. 23 olmaktadır.110 İslam dininde diğer dinlerde olduğu gibi bir yas süresi bulunmamaktadır.

Ölümün hayatın bir gerçeği olduğu ve geride kalanların bu durumu kabullenerek yaşamaya devam etmeleri gerekmektedir.

İslam’da insanın doğası gereği ölen kişinin arkasından ağlamak ve üzülmek olağan kabul edilmektedir. Fakat kişinin kendisine zarar verecek derecede ileriye gitmesi, sesini yükseltmesi ve çirkin şeyler söylemesi uygun görülmemektedir. Bu davranışlar cahiliye adetleri olarak görülmekte ve yapılmalarının ölen kişiye azap vereceği hadislerle bildirilmektedir.111 Ölen kişilerin arkasından Kur’an okumak, onlar için dua etmek, kabir ziyareti yapmak dinen uygun görülmektedir.

4. Zerdüştlükte Cenaze Ritüeli

Zerdüştlükte bir kişinin öleceği büyük ölçüde hissedilince son görevlerin yerine getirilmesi için bir rahip çağrılmaktadır. Bu sırada öldükten sonra giydirilecek olan kıyafet ya da kefen yıkanarak hazır hale getirilmektedir. Rahip geldiği zaman ölümü beklenen kişinin bilinci açıksa rahip kişinin yakınları ile birlikte ona bir tövbe yaptırmaktadır.112 Kişi bu tövbeye katılamayacak durumda ise ya da rahibin gecikmesi halinde aile bireyleri Aşem Vohu113 duasını okuyarak kişiyi rahatlatmaktadır.114

110 Şentürk - Yazıcı, 238. 111 Karaman, 27. 112 Jivanji Jamshedji Modi, The Religious Ceremonies and Customs Of The Parsees, Book- Sellers Publishers, Bombay 2011, 43. 113 “Kutsallık (Aşa) bütün iyiliklerin en iyisidir: o ayrıca mutluluktur. Ne mutlu mükemmel kutsallık ile birlikte mübarek kişiye!” (Detaylı bilgi için bkz. Nevfel Akyar, “Zerdüştilikte Ahiret İnancı ve Cenaze Törenleri”, Uludağ Üniversitesi SBE, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Bursa 2018, 109). 114 Akyar, 109. 24

Zerdüştler ölüm döşeğinde olan kişinin ağzına haoma damlatmaktadır. Haomanın tedarik edilemediği durumlarda ise nar suyu ile de bu ritüel uygulanabilmektedir.115

Ölümün gerçekleşmesinin ardından ceset ölü yıkamakla görevli pakşu denilen kişiler tarafından yıkanmakta, kefenlenmekte ve kuştisi bağlanmaktadır.116 Hazırlanan ceset dakhmaya gidene kadar ölülerin bekletilmesi için yapılan odalarda tutulmaktadır.

Ceset bu odaya yerleştirildikten sonra bir köpek cesede yaklaştırılmakta, hatta cesede bağlanmaktadır. Sag-did olarak isimlendirilen bu ritüelin, cesede musallat olmaya

çalışan şeytana engel olacağına inanılmaktadır. Ritüel boyunca bir rahip odada

Vendidad okumaktadır.117

Eskiden Sag-did ritüelinin sonunda ölen kişi Nasasa adı verilen ölü taşıyıcılar tarafından dakhmaya118 götürülmekte ve etleri akbabalar tarafından yendikten sonra kemikleri dakhmanın ortasındaki taştan yahut demirden çukura atılmakta ve böylece kirliliğe engel olunmaktaydı.119 Ancak günümüzde Zerdüştler cenazenin ortadan kaldırılmasında dakhmaları kullanmamakta ve cenazelerini gömerek ortadan kaldırmaktadırlar. Ölü yıkanıp, kefenlendikten sonra mezarlık alanına getirilmekte ve yakınlarının ölüyü son kez görmesinin ardından cesedin yüzü kapatılarak demir tabuta yerleştirilmektedir. Defnedilecek yere götürülen tabut hazırlanan kabre konulmaktadır.

115 Modi, 44. 116 Kuşti, Zerdüştlüğün sembolü olan ve günlük hayatta da kişilerin kıyafetlerinin altına bağladıkları iptir (Detaylı bilgi için bkz. M. Emin Sular, “Geçmişten Günümüze İran Zerdüştilerinde Defin Şekilleri”, Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Haziran, 2017, 196). 117 Akyar, 110-112. 118 Sessizlik kulesi olarak da adlandırılan dakhmalar, şehir merkezine uzak olan tepelere yapılan ve cesetlerin imhası için kullanılan silindirik yapılardan oluşmaktadır. Dışarıdan bakanların içeriyi görmesini engelleyecek şekilde inşa edilmiş olan dakhmalar ölülerin imhası için kullanılmaları nedeniyle kirli kabul edilmektedir (Detaylı bilgi için bkz. Mazhar Murat Yemenlioğlu, Dinler Tarihi, Gelenek Yayıncılık, İstanbul, 2016, s. 645). 119 Akyar, 114-115. 25

Kabrin alt kısmında cesedin toprakla temasına engel olmak amacıyla demir teneke yerleştirilmekte ve kabrin dış kısmı da betonla örülmektedir. Ceset demir tabutun ters

çevrilmesiyle yerdeki demir teneke üzerine düştükten sonra tabut mezardan

çıkarılmaktadır. Mezarın içine dezenfekte etmesi amacıyla sarımsak, sirke ve sedef otuyla hazırlanan “sır u sıdab” karışımı ve güzel kokması için gül suyu dökülmektedir.

Ardından hazırlanan beton bloklarla kabrin üzeri örtülmekte ve kalan boşluklardan toprak dökülmemesi için sıva yapılmaktadır. Cesede toprağın değmeyeceğinden emin olduktan sonra kabrin üstü toprakla doldurulmaktadır. Kadınlar toprağın üzerine tütsüler yakmakta ve ölen kişinin bir fotoğrafını yerleştirmektedir.120 Cesedin maddeyle teması sıfırlanarak gerçekleştirilen cenaze töreni bu şekilde sonlanmaktadır.

Ölünün ortadan kaldırılmasından sonraki üç gün et ve etli yemek yenmesi durumunda evden bir kişinin daha öleceğine inanılmaktadır. Bu nedenle bu süre boyunca aile bireyleri tarafından etli ürünler tüketilmemektedir. Ölünün arkasından ağlamanın ve ağıt yakmanın ruhun Çinvat Köprüsünden geçişini zorlaştıracağına inanılması nedeniyle bu eylemler yerine geride kalanlar ölenin ruhu için Avesta okumakta ve dua etmektedir.121

120 Sular, 199-200. 121 Sular, 196-197. 26

I. BÖLÜM

HİNDUİZM’DE ÖLÜM ANLAYIŞI VE CENAZE RİTÜELİ

Hinduizm’de ritüellere büyük bir önem verilmektedir. Hindular için önemli kabul edilen her olayın (doğum, düğün, ölüm vb.) geçiş töreni (samskara) olarak isimlendirilen çeşitli ritüelleri bulunmaktadır. Bu törenlerin amacı kişiye toplumdaki yerini ve sorumluluklarını hatırlatmak ve onları faydalı birer fert haline getirmektir. Bu nedenle yapılan törenler dini bir öneme sahip olmakla birlikte toplumsal bir anlamı da içerisinde bulundurmaktadır. Doğumla başlayıp ölümle sonlanan bu ritüeller

Hinduizm’de ve Hinduların hayatında önemli bir yer tutmakta, adeta bu dinin özünü oluşturmaktadır.122 Bu ritüellerin en önemlilerinden birini de kişinin bu dünyadaki son ritüeli olarak kabul edilen cenaze ritüeli teşkil etmektedir.

A. Hinduizm’de Ölüm Anlayışı

Hindular ölümü bir son değil; aksine yeni bir hayatın başlangıcı olarak kabul etmektedir. Zira Hinduizm’e göre hayata bir kez başlamış olan Hindu ruhu, nihai kurtuluş olan mokşaya ulaşana kadar, fiziki dünyada farklı bedenlere geçerek var olmaktadır.123 Samsara ya da ruh göçü olarak isimlendirilen bu durum Hindu inancının temelini oluşturmaktadır.124 Ölümün bir son olmadığına inanan Hindular için ölüm

122 Cemil Kutlutürk, “Hint Dinleri”, Dünya Dinleri, Ed. Şinasi Gündüz, Milel ve Nihal Yayınları, İstanbul, 2019, 178. 123 Ali İhsan Yitik, Hint Kökenli Dinlerde Karma İnancının Tenasüh İnancıyla İlişkisi, Ruh ve Madde Yayınları, İstanbul 1996, 37. 124 Biruni’nin Tahkiku Malil-Hind eserinde geçen “Kelime-i tayyibe ile tevhit İslam’ın, teslis Hıristiyanlığın ve Cumartesi gününü (sebt) kutsal kabul edip onu dua ve yakarış günü olarak benimsemek Yahudiliğin alameti olduğu gibi, tenasüh de Hint dininin alametidir. Dolayısıyla bir kimse tenasühe inanmaz ise Hindu sayılmaz.”, ifadesinden de anlaşılacağı gibi Hinduizm’de tenasühe inanmak Hinduizm’in temel şartlarındandır (Ebu Reyhan Muhammed b. Ahmed el- Biruni, Tahkiku Mali’l-Hind, Çev. Kıvameddin Burslan, TTK Yayınları, Ankara 2018, 25).

ağlanacak bir durum olmaktan daha çok kişinin aydınlanmaya giden yolda ilerlemesinin bir aşaması olarak kabul edilmektedir.125

Hinduizm’in merkezinde bulunan ve ruhu aydınlanmaya götürdüğü düşünülen tenasüh inancının temelinde, samsara ve karma inancı bulunmaktadır. Samsara,

“Doğum-ölüm-yeniden doğum” döngüsünü ifade etmektedir. Dünyaya gelen bir ruhun bu döngü içinde farklı varlık formlarında yeniden bedenleştiğine inanılmaktadır. Ruhun bu döngü içerisinde yeni bir bedene geçeceği zaman hangi kastta ve hangi formda bedenleşeceğini belirlediğine inanılan karma, kişinin ölmeden önceki yaşamında yapmış olduğu iradi fiillerin sonucu olarak tanımlanmaktadır.126 Evrenin yasası olarak kabul edilen karma, iradi fiilleri ve onların sonuçlarını düzenleyen, ruhun yeniden doğumunda etkili olan bir sebep-sonuç zinciri olarak kabul edilmektedir.127 Samsaradan kurtulan ruhların ise ebedi mutluluğa ulaştığına ve dünya hayatına bir daha dönmediğine inanılmaktadır. Hinduizm’de samsaradan kurtulmak ruhun mutlak sükûneti, aydınlanması anlamına gelmektedir. Mokşa olarak isimlendirilen bu sükûnet hali, kişinin her türlü acı ve kederden kurtularak mutlak aydınlığa ulaşması, tıpkı bir ateşin sönmesi gibi insanın da ruhunun sönmesi, dinginleşmesi anlamına gelmektedir.128

Hinduizm’e göre kişinin mokşaya ulaşabilmesi için hakikati anlaması ve ona ulaşması gerekmektedir. Kişinin hakikate ulaşmasını engelleyen şey ise Hinduizm’de maya kavramıyla açıklanmaktadır. Maya, bireyin gerçekliği olmayan bir şeyi hakikat olarak algılamasına sebep olan yanılgıyı ifade etmektedir. Bu yanılgı mutlak bir yanılgı

125 W.M. Spellman, Ölümün Kısa Bir Tarihi, Çev. Ahmet Bora Tekiner, Can Yayınları, İstanbul 2017, 147. 126 Yitik, Karma – Tenasüh, 44; Kutlutürk, “Hint Dinleri”, 190. 127 D.S. Sarma, Hint Dini Tarihine Giriş, Çev. Fuat Aydın, Ataç Yayınları, İstanbul 2005, 30; Kutlutürk, “Hint Dinleri”, 190. 128 Ali İhsan Yitik “Hinduizm”, Doğu’dan Batı’ya Düşüncenin Serüveni, Ed. Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya, İnsan Yayınları, c.1, İstanbul 2015, 639; Yitik, Karma - Tenasüh, 37. 28 olarak değil, bireyin fenomenler alemindeki varlık ve mahiyetle ilişkili olan yanılgısı

şeklinde tanımlanmaktadır.129 Buna göre birey bu alemdeki varlıkların hakikatini tam olarak idrak edemeyince tek hakikat olan Tanrı’yı unutarak başka şeylere yönelmektedir. Kişinin fani olan şeylere yönelmesiyle bu alemdeki arzu ve istekleri, bunlara bağlı olarak da tekrar bedenleşmeleri ve acıları artmaktadır.130 Yaşadığı bu hayatlar, gerçek aydınlanmaya giden yoldaki aşamaları teşkil etmekte ve ruhun ancak tüm bu bedenleşmeler sonucunda hakikati kavrayabilecek duruma geldiği düşünülmektedir.131 Hakikati kavrayan ruhun da arzu ve isteklerinden sıyrılmış olduğu ve karmanın etkisinden kurtulduğuna inanılmaktadır.132

Hindu ruhlarının, mokşaya ulaşana kadar bu alemde geçirdikleri her var oluşlarında iyi karmalar biriktirmeleri gerektiğine inanılmaktadır. Bu dünyaya gelmiş olan her

Hindu’nun iyi bir karmaya sahip olmak için yapmak zorunda olduğu sorumlulukları bulunmaktadır. Öldükten sonra yeni bir bedene geçeceğine inanan Hinduların yaşarken biriktirdikleri iyi karmalar kadar öldükten sonra geride kalanların yapması gereken cenaze törenlerinin de ruhun yeniden bedenleşmesinde etkili olduğuna inanılmaktadır.

Ruhun yeni yaşamına başlamasını kolaylaştırmak için gerçekleştirilmesi gerektiği kabul edilen önemli uygulamalardan birinin de ölenin ardından yapılması gereken “antyeşti samskara”, yani cenaze töreni olduğu kabul edilmektedir.133

129 Yitik, Karma - Tenasüh, 34. 130 Yitik, “Hinduizm”, Düşüncenin Serüveni, 637. 131 Spellman, 147. 132 Ali İsra Güngör, “Ölüm Ötesi”, Dinler Tarihi, Ed. Ahmet Hikmet Eroğlu, AÜ Uzaktan Eğitim Yayınları, Ankara 2013, 243. 133 James G. Lochtefeld, “Antyeshthi (“last rites”) Samskara” The Illustrated Encyclopedia of Hinduism, The Rosen Publishing, New York, 2002, 45. 29

B. Hinduizm’de Cenaze Töreni (Antyeşti Samskara)

Antyeşti, Sanskrikçe “antya” ve “işti” kelimelerinden oluşmaktadır. “Antya”, “son, nihai”; “işti” ise “kurban, fedakarlık” anlamına gelmektedir.134 “Son kurban, son kutsal tören, son geçiş ayini” anlamlarına gelen Antyeşti, Hinduizm’de ölülerin cenaze törenlerini ifade etmektedir. Antyeşti uygulaması kişinin ana rahmine düşüşünden itibaren başlayan ve yaşamın önemli kabul edilen her aşamasında gerçekleştirilen ritüellerin en önemlisini ve sonuncusunu oluşturmaktadır.135

Hinduizm’de cenaze törenlerinin, insanların, ölen yakınlarına yönelik sevgileri sebebiyle onları güzel bir biçimde yolcu etme arzusu yanında ölen kişilerin ruhlarının

ölümden sonraki hayatı kabullenmeleri ve böylece geride kalanlara birer hayalet olarak zarar vermemeleri amacıyla ortaya çıktığı düşünülmektedir.136 Dolayısıyla bu dinde cenaze töreni yapılmasının öncelikli sebebi ölen kişinin ruhunun, öldüğünü idrak etmesini sağlamaktadır. Zira ölen kişinin ruhunun öldüğünü anlamaması halinde ruhun, fiziksel dünyaya yakın durarak geride kalanları rahatsız edeceğine inanılmaktadır.137 Bu nedenle birey adına yapılan son tören olarak kabul edilen antyeşti töreninin, ruhun yaşadığı bedenin öldüğünü anlaması ve onu terk etmesi için yapılmasının zorunlu olduğu kabul edilmektedir. Cenaze töreni, ölen kişinin ruhunun başka bir bedene geçmesinde veya atalar diyarına ulaşmasında etkili olduğu için geride kalanların bu

134 Cemil Kutlutürk, “Hinduizm’de Cenaze Törenleri(Antyeşti Samskara)”, e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, c. 8, s.1, byy 2016, 179; Lubomir Ondracka, “Antyesti”, Hinduism and Tribal Religions, Ed. Pankaj Jain - Rita D. Sharma - Madhu Khanna, Springer Nature Press, New York 2020, 1. 135 Yitik, “Hinduizm”, Düşüncenin Serüveni, 666. 136 Kutlutürk, “Cenaze Törenleri”, 180. 137 From the Editors of Hinduism Today Magazine, What is Hinduism?, Himalayan Academy, Amerika 2007, 169. 30 töreni hassasiyetle yerine getirmesi gerektiğine inanılmaktadır.138 Ölen kişinin ailesi ve arkadaşlarının gerçekleştirdikleri cenaze töreniyle kişinin ölüm ötesi hayatının kutsandığı ve ölümsüz olan ruhunun yeni bir bedene geçmesinin kolaylaştığı kabul edilmektedir.139 Dolayısıyla Hindular ölenlerin arkasından yapılan antyeşti ritüelinin cenazenin kaldırılmasının çok ötesinde bir anlamı olduğuna inanmaktadır.140

Hinduizm’de cesetler ortadan kaldırılırken tercih edilen yöntem yakılma uygulamasıdır. Fakat ölü yakma geleneğinin nasıl ve niçin uygulanmaya başlandığı kesin olarak bilinmemektedir.141 Ancak ateşin temiz ve arındırıcı kabul edilmesi142 ayrıca ruhları ve hayaletleri korkutma gücüne sahip olduğuna inanılması yakılma uygulamasının ölülerin ortadan kaldırılmasında tercih edilme sebebi olduğu bilinmektedir.143 Ayrıca ölünün yakılması ile ruhun kirli kabul edilen bedenden kurtularak yeni bedene geçişinin hızlandırıldığı kabul edilmektedir.144

138 Ali İhsan Yitik, “Hinduizm”, Dinler Tarihi El Kitabı, Ed. Baki Adam, Grafiker Yayınları, Ankara 2015, 341. 139 Kutlutürk, “Cenaze Törenleri”, 177-179. 140 Thomas J. Hopkins, “Hindu Views of Death and Afterlife”, Death and Afterlife, Ed. Hiroshi Obayashi, Princeton University Press, Londra 1992, 148. 141 Kutlutürk,“Cenaze Törenleri”, 181. 142 Veda dini geleneğinin temelini ateş ayini ve bu ayin yoluyla evrenin yeniden yaratılması oluşturmaktadır. Ateş ayininde makro ve mikro kosmos arasındaki bağlantılar sayesinde ateş ayinine katılan kişi hem kendine hem de aşkın düzenin varlığına katkıda bulunmaktadır. Hinduların cenaze ritüelleri incelendiğinde fiziksel bedenin nasıl algılandığı ve ölümden sonra fiziksel bedende nasıl bir dönüşümün ümit edildiği ortaya çıkmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Angela Sumegi, Understanding Death, Wiley Blackwell Press, Hindistan 2014, 20). Hint inancında mikrokosmos olan insan, makrokosmosun bir parçası olarak kabul edilmektedir. Ölümün gerçekleşmesiyle de kişi makrokosmosa geri dönerek yeni bir başlangıç yapmaktadır. Bu döngünün insanlık var oldukça devam edeceğine inanılmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. AnaBritannica, “Ölüm”, Ana Yayıncılık ve Encyclopedia Britannica Yayınları, c. 11, İstanbul 1986, 89). 143 Hinduizm’de önemli kabul edilen cenaze törenleriyle ilgili Hinduizm’in kutsal kitabı olan Vedalar’da ölülerin gömüldüğü yahut zemin üzerine bırakıldığına dair ifadeler bulunmaktadır. 31

Antyeşti töreninde ölü bedeni son temizleyici olarak kabul edilen ve Hinduların gözünde tüm sunuların Tanrı’ya ulaşmasını sağlayan ateşe teslim edilmekte ve onun,

ölü bedenini yakmak suretiyle insanı sonsuzluğa taşıyacağına inanılmaktadır.145 Bu törenle ruhun bedenden ve bedenin dünyevi varlığından tamamen kurtulduğu düşünülmektedir. Çünkü beden yok olmadan ruhun da fiziksel beden etrafında oyalanacağı inancı ölü bedenlerin hızlı bir şekilde yok edilmesi gerektiği anlayışını ortaya çıkarmaktadır.146

Antyeşti ritüelinde uygulanması gerekenler Dharmashatsra kanun kitabı147 ve

Garuda Purana148 metinlerinde anlatılmaktadır.149 Bu genel talimatlar yanında

Bununla birlikte Hindistan’ın bazı bölgelerinde ölülerin gömüldüğü mezarlara ulaşılmıştır (Detaylı bilgi için bkz. Kutlutürk, “Cenaze Törenleri”, 180). Ayrıca İndus Vadisi’nde oval küpler içerisinde embriyonik pozisyonda bulunan çocuk mezarları, ölü gömmenin Hindular tarafından uygulandığı sonuçlarını ortaya çıkarmıştır. Vedalar öncesinde de bu bölgede kadın rahmi şeklinde mezarlıkların var olduğu tespit edilmiştir (Detaylı bilgi için bkz. Kürşat Demirci, Hinduizmin Kutsal Metinleri Vedalar, İşaret Yayınları, İstanbul 1991, 34). Eskiden uygulanan ölüyü gömme uygulamaları, günümüzde özel durumlar hariç, yerini cenaze yakma törenlerine bırakmıştır. 144 Spellman, 147. 145 Antyeshti Samskar Committee, Hindu Antyeshti Samskar, Vishwa Hindu Parishad Inc., Amerika 2009, 1; Dünya Dinleri, “Hindu İnanç ve Uygulamaları”, http://www.dunyadinleri.com/tr-TR/dunya-dinleri/hinduizm-inanc-ve- uygulamalari/oku_hinduizm-de-olu-yakma-toreni-antyesthi-antyesti (20.11.2019) 146 Alternative & End-of-Life Celebrations, “Hindu Death Ritual”, https://www.friendsaf.com/hindu-death-ritual/, (12.12.2019) 147 Dharmashatsra, Sanskrikçe teolojik metinlerin bir türüdür. Hindu diniyle ilgili ahlaki ve hukuki kuralların içerisinde bulunduğu kutsal metne verilen addır (Detaylı bilgi için bkz. Yitik, Karma - Tenasüh, 104). 148 Garuda Purana’nın ikinci bölümünde ölümle ilgili konular, cenaze ritüelleri ve reenkarnasyonla ilgili bilgiler bulunmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. The Garuda Purana, İngilizce Çev. Ernest Wood - S.V. Subrahmanyam, Global Grey ebooks, 1911, https://www.sacred-texts.com/hin/gpu/index.htm, (23.04.2021) 149 Constance A. Jones - James D. Ryan, “Funeral Rites”, Encyclopedia of Hinduism, Facts on File, New York 2007, 154. 32 mezheplere, kastlara ve bölgelere göre birtakım farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklara rağmen ölüm anı öncesinden, ölüm anında ve cenazelerin yakılmaya hazırlanıp, yakılmasına kadar devam eden birçok ritüelde genel birtakım uygulamalar bulunmaktadır.

1. Ölüm Anı Yaklaştığında Yapılan Uygulamalar

Hindular kişinin kendi evinde ölmesinin kurtuluşunda etkili olduğuna inanmaktadır. Bu nedenle ölüm anı yaklaşan ya da ölüm döşeğinde olan bir Hindu hastanede veya başka bir mekanda ise yakınları tarafından evine götürülmekte ve

ölümün burada gerçekleştirilmesine çaba gösterilmektedir. Ölüm anı yaklaşan kişinin yakın akrabaları ve sevdikleri, aile üyelerine destek olmak ve ölümü yaklaşan kişiyi onurlandırmak için evde toplanmaktadır.150

Hinduizm’de ölecek kişinin bir odada bulunan yatakta değil, mümkünse açık havada ve yerde yatarken ölmesi gerektiğine inanılmaktadır. Çünkü kişinin yatakta

ölmesi durumunda öbür dünyada yatağı yanında taşımak zorunda kalacağı kabul edilmektedir.151 Bu nedenle ölüm anı yaklaşmakta olan kişi, evinde ya da evinin bahçesinde ayakları ölüler diyarının hükümdarı Yama’nın152 yönü olduğu kabul edilen güneye bakacak şekilde yere yatırılmaktadır.153 Yatırılacağı yer kutsal su ve kutsal

150 Yaşam döngüsünün bir parçası olduğuna inanılan onurlandırma, yeni bir yaşama doğmanın ilk adımı olarak kabul edilmektedir (Detaylı bilgi için bkz.“Hinduism”, http://www.econdolence.com/learn/articles/hindu-funeral-burial/, (22.11.2019). 151 Kheera Daly-Novoa, Antyeshti Samskaara: Hindu Funerary Rites in Trinidad (Shortened Presentation Copy), Paper Presented At The Indian Diaspora World Convention, West Indies University, Jamaika 2017, 4. 152 Yama; Hinduizm’de ölülerin ve yer altının tanrısı olarak bilinmektedir. Öldükten sonra bütün ruhların Yama ile karşılaşacağına inanılmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Jones – Ryan, “Yama”, Encyclopedia of Hinduism, 508). 153 Ölen kişinin bedeninin yere yatırılması, dünya ananın kucağına geri dönüşü temsil etmektedir (Detaylı bilgi için bkz. What is Hinduism?, 170).; Sri Dhira Chaitanya, Bereavement 33 kabul edilen otlarla ya da inek gübresi ve susam kullanılarak ölümü yaklaşan kişinin yatırılması için hazır hale getirilmektedir.154

Ölmek üzere olan kişinin yanında yanan bir lamba bulundurulmakta ve mantralar155 okunmaktadır.156 Ceset evi terk edene kadar yanacak olan bu lambanın cesedin içine girebileceği düşünülen kötü ruhlara ve şeytanlara engel olduğuna inanılmaktadır. Aynı şekilde mantraların da kişinin yolculuğunda ruhunu koruduğu düşünülmektedir.157 Bu nedenle ölüm döşeğindeki kişinin de okunan mantralara eşlik etmesi arzulanmakta ve şayet kişi mantralara eşlik edemeyecek durumdaysa, yakınlarından birisi sağ kulağına mantrayı fısıldayarak söylemektedir.158 Ölecek kişinin mantralara odaklanması istenmektedir. Mantralar üzerinde odaklanmış olmanın kişinin yaşam enerjisini temsil eden ruhunu, başının üstüne getireceği kabul edilmektedir.

And Final Samskara (Antyesti) in Hindu Tradition, Purna Vidya Trust, New York 2005, 16, 34; Antyeshti Samskar Committee, 4; Aditi G. Samarth, The Survival Hindu Cremation Myths and Rituals in 21st Century Practice: Three Contemporary Case Studies, The University of Texas At Dallas, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Amerika 2018, 22. 154 Ondracka, “Antyestii”, Hinduism and Tribal Religions, 1-2. 155 Mantra, Sanskrit dilinde, güçlendirilmiş konuşma veya zikir anlamındadır. Bir kısa hece ya da uzun cümleler olabilir. Olumlu düşünceler sağlayan sözlerdir (Detaylı bilgi için bkz. Jones- Ryan, 277). Mantraların çoğu anlamsızdır ama ruhsal bilgeliğin damıtılmaları olarak kabul edilirler. Bu nedenle bir mantranın tekrarı kişiyi yüksek manevi farkındalık durumuna getirebilir. Kötü ruhlardan korunmak içinde mantralar kullanılır (Detaylı bilgi için bkz. Jones - Ryan, “Mantra”, Encyclopedia of Hinduism, 277). Ölecek kişinin yanında bulunanlar mantralara odaklanmak için mala isimli tespihleri kullanırlar. Mala ya da japamala olarak isimlendirilen, bu tespihler 108 taneden oluşmaktadır. İbadet amaçlı bu tespihlere Hint kökenli dinlerin hepsinde rastlanmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. https://en.wikipedia.org/wiki/Japamala, (23.04.2021); Robert E. Buswell – Donald S. Lopez, “Mala”, The Princeton Dictionary of Buddhism, Princeton University Press, Amerika 2014, 520). 156 Shirley Firth, Death, Dying and Bereavement in a British Hindu Community, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), University of London, School of Oriental and African Studies, Amerika 1994, 189. 157 Samarth, 23; Ondracka, “Antyesti”, Hinduism and Tribal Religions, 2. 158 What is Hinduism?, 170. 34

Çünkü kişinin ruhunun başın üstünden çıktığına inanılmaktadır.159 Bu nedenle ölecek kişinin inandığı Tanrı’nın adını duyarak, onu düşünerek sükunet bulması ve olumsuz düşüncelerden uzak kalması amacıyla yanında mantralar okunmaktadır.160 Ölüm anında kişinin düşündüklerinin sonraki yaşam için karmik birikim olacağına inanılmaktadır.161

Bu nedenle ölecek kişinin son sözleri ve düşünceleri mokşaya doğrudan geçişin garantisi olarak kabul edilmektedir.162

Ölüm döşeğinde olan kişinin yanında mantraları okuma ve kişinin bilinci açıksa bunlara iştirak etmeye çalışması ve tanrısını tefekkür etmesi yanında Ganj’dan getirilmiş olan su içirilmektedir. Kişiye suyun içirilememesi durumunda, öldükten sonra bile olsa ağzına bu su damlatılmaktadır. Bu, ölen kişi için ailesinin yaptığı önemli ritüellerden biri olarak kabul edilmektedir.163 Son olarak ölümün gerçekleştiğinden emin olmak için alına birkaç kez ateş ritüelinde de kullanılan yağ (ghee) koyulmakta ve bedenin soğumasıyla ghee yağının erimesi son bulmaktadır. Böylece kişinin öldüğü kesin olarak kabul edilmektedir. Ölümün gerçekleştiği kabul edilen bu andan itibaren ceset kutsal kabul edilmekte ve ritüel kirlilik başlamaktadır.164

2. Ölüm Sonrası Yapılan Uygulamalar

Ölüm gerçekleştikten sonra ölünün arkasından ağlamak Hinduizm’de doğru kabul edilmemektedir; çünkü ölen kişinin yeni bir bedende yeni bir hayata başlayacağına inanılmaktadır.165 Bu nedenle geride kalanların gözyaşı dökmekten daha

159 Chaitanya, 11. 160 Cremation Institute, “Hindu Funeral Cremation Guide: The Ceremony, Beliefs, Customs & More”, https://cremationinstitute.com/hindu-cremation-funeral/, (22.11.2019) 161 Lochtefeld, “Deathbed Rites”, The Illustrated Encyclopedia of Hinduism, 180. 162 https://www.britannica.com/science/death/Hinduism, (09.12.2019) 163 Sumegi, 188. 164 Samarth, 22. 165 Hinduizm’de ölünün arkasından ağlanmaz fakat kadınların daha duygusal olmaları sebebiyle ölünün ardından kısa bir süre ağlamalarına izin verilmektedir. Erkeklerin ise duygularını 35

önemli kabul ettikleri cenaze ritüelini gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Ölen kişi için gerçekleştirilmesi gereken bu cenaze ritüelinde gereken hazırlıklar ölümden hemen sonra yakınlar tarafından yerine getirilmektedir. Cenaze töreni hazırlıklarının ölen kişinin en büyük oğlunun166 sorumluluğunda olduğu kabul edilmektedir. Erkek evladın olmaması durumunda en yakın erkek akrabalardan birinin cenaze hazırlıklarını yapması gerekmektedir.167

Yapılan hazırlıkların uzun sürmemesi ve herhangi bir engelin olmadığı durumlarda bedenin yirmi dört saat içerisinde ortadan kaldırılması gerektiğine inanılmaktadır. Uzaktan gelmesi beklenecek yakınların olması durumunda vücuda bir işlem yapılmasına izin verilmemekte; ancak cesedin düşük sıcaklıkta bekletilmesi kabul edilmektedir.168 Bu süreçte ölen kişi için yas tutan aile üyeleri ve yakın arkadaşları cenaze evinde toplanmaktadır. Buraya katılım ölen kişinin yaşına ve toplumdaki yerine göre değişmektedir. Yaşlı ve saygın birisi öldüğünde uzak yerde yaşayan akrabaların bile cenaze ritüeline katılması gerekmektedir.169

saklamaları ve üzüntülerini belli etmemeleri gerekmektedir. Fakat bu durum Hindu toplumlar arasında değişiklik gösterebilmektedir (Detaylı bilgi için bkz. Ondracka, “Antyestii”, Hinduism and Tribal Religions, 3). 166 Hinduizm’de törenler göz önüne alındığında erkek evlat sahibi olmanın önemi ortaya çıkmaktadır. Biyolojik oğlu olmayanlar bu törenleri gerçekleştirmesi için erkek evlat edinmektedirler (Detaylı bilgi için bkz. Lochtefeld, “Adoption”, The Illustrated Encyclopedia of Hinduism, 11). Hint kültüründe erkek evlada sahip olmak hem dünyada hem de ölümden sonrası için önemli kabul edilmektedir. Ritüellerin doğru şekilde uygulanmasında erkek evladın rolünün büyük olduğuna inanılmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Ali İhsan Yitik, Hint Dinleri, İzmir İlahiyat Vakfı Yayınları, İzmir 2005, 32). 167 Yitik, “Hinduizm”, Dinler Tarihi El Kitabı, 341. 168 Chaitanya, 33. 169 Funeral Rites Across Different Cultures, Hindu Creamation Customs and Rites, Section Nine Critical Incident Guide, 37, https://www.egfl.org.uk/sites/default/files/Facilities/09%20Funeral%20Rites%20across%20Diff erent%20Cultures.pdf, (22.11.2019) 36

Ölen kişinin ölüm sonrası hayatında mutlu olması için Brahminlere, fakirlere veya önemli kabul edilen kurumlara bazı hediyeler sunulmaktadır. Ölümünden sonra cenaze törenini yapacak olanların bu görevi yerine getirmeyeceğinden korktuğu için

ölümünün yaklaştığını anlayan kişi bunu kendisi de yapabilmektedir.170 Bu hediyeleri kişi ölmeden önce vermişse ölümden sonra tekrar verilmelerine gerek duyulmamaktadır.171

Ölüm gerçekleştikten sonra eve bir Hindu rahip çağrılmaktadır. Rahip, dualara

öncülük etmesi açısından cenaze törenlerinde bulunması önemli kabul edilmektedir.172

Ölüm anından sonra ölünün gözleri kapatılmakta ve uyuyormuş gibi görünmesi sağlanmaktadır.173 Ardından cesedin tırnakları ve saçları kesilerek, çenesi ve ayak başparmakları birbirine bağlanmaktadır.174 Kaslar katılaşmadan bedenin düz bir pozisyona getirilebilmesi için bu işlemler en kısa sürede yapılmaktadır.175 Bedenin sabit hale getirilmesinden sonra temizleme amacıyla akrabalar veya aynı kasta ve cinsiyete sahip arkadaşları tarafından ceset yıkanmaktadır.176 Vücudun yıkanmasından sonra ölen kişiye sade ve temiz bir elbise giydirilmekte ya da beden uygun renkli bir kumaşa

170 Ölümü yaklaşan kişinin ya da ölen kişinin ardından geride kalanların bir hediye vermesi gerekmektedir. Bu hediye; arazi, kıyafet, tahıl, bir inek ya da buzağı veya para olarak verilmektedir (Detaylı bilgi için bkz. Firth, 163). Bu hediyelerden en değerli kabul edileni Brahminlere verilen bir inektir (Detaylı bilgi için bkz. Kutlutürk, “Hinduizm’de Cenaze Törenleri(Antyeşti Samskara)”, 181). Bu hediyeleri veremeyecek olanlar az miktarda bir para vererek de bu görevi yerine getirebilmektedirler (Detaylı bilgi için bkz. Samarth, 17). 171 Samarth, 22. 172 “Hinduism”, http://www.econdolence.com/learn/articles/hindu-funeral-burial/, (22.11.2019) 173 Samarth, 23. 174 Kürşat Demirci, “Cenaze”, DİA, TDV Yayınları, c. 7, İstanbul 1993, 354. 175 Chaitanya, 33. 176 Firth, 190; “Antyeshti: Funeral Rites”, https://iskconeducationalservices.org/HoH/practice/rites-of-passage/antyeshti-funeral-rites/ (11.12.2019) 37 sarılmaktadır.177 Ölen kişi evli bir erkekse, karısı kolyesini ölünün boynuna yerleştirmektedir. Bunun kadının ölen kocasına olan kalıcı bağlılığını göstermesinin sembolü olduğuna inanılmaktadır.178 Bedenin son hazırlıkları bittikten sonra alnına kutsallık işareti olarak kutsal kül ya da kokulu sandal ağacı macunu sürülmektedir.179

Ölünün vücudu düz hale getirildikten ve yakılması için gerekli olan son hazırlıklar yapıldıktan sonra ceset bambudan yapılan tabut sehpasına yatırılmaktadır.180

Yakın aile üyeleri sehpanın üzerinde bulunan bedeni çiçeklerle bezeyerek son vedalarını yerine getirmekte ve tabutun içine pirinç topları (pinda) koymaktadırlar.181 Bu pirinç toplarının ölünün ruhunu beslediğine ve onu koruyacağına inanılmaktadır.182 Bütün bu yapılanların ardından cenazenin yakılmak için nehir kenarında bulunan ölü yakma alanına götürülmeye hazır olduğu kabul edilmektedir.

Hinduizm’de kişinin ölümünün ardından cesedin yakılma zamanına kadar yukarıda zikrettiğimiz hazırlıkların yapılması gerekmektedir. Ölen kişinin akrabaları, arkadaşları ve özellikle baş yasçıların yapmaları gereken bu uygulamalar olmaksızın cesedin yakılması mümkün görülmemekte ve bu uygulamaların geride kalanların ölen

177 Firth, 191. (Mezhep ve bölgeye göre farklılıklar bulunmakla beraber ölen kişi yaşlı ise sarı ipekli kumaşa sarılmaktadır. Ölen kişi evli bir kadın ise kırmızı renkte giydirilmekte, evli olmayan bir kadın ise Hindu gelininin giyindiği şekilde giydirilmektedir. Bunların dışında kalan dullar ve sıradan kimseler için beyaz renkli örtüler tercih edilmektedir. Detaylı bilgi için bkz. Ondracka, “Antyestii”, 2). 178 What is Hinduism?, 170. 179 “Hinduism”, http://www.econdolence.com/learn/articles/hindu-funeral-burial/, (22.11.2019); Samarth, 23. 180 Ondracka, “Antyestii”, Hinduism and Tribal Religions, 3. 181 Hinduism Part: 2, Additional Notes on Hindu Funeral Ceremonies, Agreed Syllabus for Religious Education, https://www.minutes.haringey.gov.uk/documents/s5107/Additional%20notes%20on%20Hindu %20funeral%20ceremonies.pdf, (20.11.2019) 182 Sumegi, 189. 38 kişi adına yapmaları gereken en önemli görevler olduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle bir Hindu’nun ölümü ardından yapılması gerekenler tamamlanmadan ölen kişiye karşı sorumluluğun yerine getirilmiş olduğu kabul edilmemektedir.

3. Cesedin Ortadan Kaldırılması İçin Yapılan Uygulamalar

Hinduizm’de ölümün ardından yapılması gereken ritüeller göz önüne alındığı zaman, kurtuluşun kişinin tek başına kendi çabalarıyla elde edebileceği bir şey olmadığı anlaşılmaktadır. Çünkü kurtuluşun, kişisel çabanın yanında kişi öldükten sonra geride kalanların onun için yaptığı ritüel uygulamalarla da yakından ilişkili olduğuna inanılmaktadır.183

Cenaze töreni için evde hazırlıkları tamamlanmış olan ceset, ana girişten ya da arka kapıdan çıkarılarak akrabaları ve yakın arkadaşları tarafından yakma alanına götürülmektedir. Ölü yakma alanları Hinduların düşünce sistemine uygun olarak genellikle köy ve kasabaların güneyinde, nehre yakın bir yerde bulunmaktadır.184 Ölü yakma alanına baş yasçı (başı tıraş olmuş ve beyaz cübbe giymiş en büyük erkek evlat) ve yakın erkek akrabalar birlikte gitmektedir.185 Baş yasçının yanında bir Hindu rahip bulunmaktadır.186 Aile üyeleri yasın sembolü olduğuna inanılan beyaz renkli kıyafetler

183 Hopkins, 148. 184 Ondracka, “Antyestii”, Hinduism and Tribal Religions, 3-4. 185 Hinduizm’de kadınların cenaze yakma alanına gitmesi uygun görülmemektedir. Fakat günümüzde nadir de olsa kadınların Hindu cenaze törenlerine katıldığı bilinmektedir. Örneğin; Hinduların yaşamakta olduğu Bali’de ve Dallas’ta kadınların da katıldığı Hindu cenaze törenlerinin yapıldığı bilgisi bulunmaktadır. Kadınların cenaze törenlerine katılıyor olmasının değişen zamanla ilişkili olabileceği yönünde açıklamalar yapılmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Samarth, 204). 186 Hinduism Part: 2 Additional Notes on Hindu Funeral Ceremonies, Agreed Syllabus for Religious Education, https://www.minutes.haringey.gov.uk/documents/s5107/Additional%20notes%20on%20Hindu %20funeral%20ceremonies.pdf, (20.11.2019) 39 giymektedirler.187 Ölen kişi Hindular için “iyi ölüm”188 olarak adlandırdıkları bir

ölümle bu dünyadan ayrıldıysa, ceset yakma alanına bir festival havasında götürülmektedir. Yakınları yol boyunca neşeyle ve yüksek sesle “Ram Nam Satya

Hai”(Tanrı’nın adı gerçektir!) ilahisini söylemektedirler.189 Ölü yakma alanına gelindiğinde ise Vedik dualar ve Bhagavat Gita’dan pasajlar okunmaktadır.190 Bu pasajların ölünün yakınları için güç kaynağı olduğuna inanılmaktadır.191

Cesedin yakılması için hazırlanan odunlar ölü yakıldığında koku olmaması için genelde sandal ağacından tercih edilmektedir. Sandal ağacının pahalı olması sebebiyle genellikle odunların çoğunluğu bu ağaç yerine başka ağaçlardan oluşturulmakta ve kokunun önlenebilmesi amacıyla bunlar arasına birkaç sandal ağacı parçası koyulmaktadır. Zenginlerin bazıları odunların tamamını sandal ağacı tercih ederken, fakir olanlar inek gübresiyle ölülerinin cesetlerini yakarak ortadan kaldırmaktadır.192

187 Manjula Poyil, Death, Funeral And The Ancestors: Cult Of The Dead And The Malabar Tribes, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Department of History, University of Calicut, Hindistan 2006, 266. 188 Hinduizm’de “iyi ölüm”, beklenen ölüm anlamına gelmektedir. Ölümün beklendiği durumlarda kişinin ölüm anını kendisinin seçtiğine ve bu dünyadan ayrılışının istekli ve bilinçli olduğuna inanılmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Ondracka, Hinduism and Tribal Religions, 1). 189 Antyeshti Samskar Committee, 5. 190 Hinduism Part: 2, Additional Notes on Hindu Funeral Ceremonies, Agreed Syllabus for Religions Education, https://www.minutes.haringey.gov.uk/documents/s5107/Additional%20notes%20on%20Hindu %20funeral%20ceremonies.pdf, (20.11.2019) 191 Chaitanya, 17. 192 Facts and Details, “Hindu Funerals, Cremation And Varanasi”, http://factsanddetails.com/india/Religion_Caste_Folk_Beliefs_Death/sub7_2h/entry-4156.html, (22.11.2019). (Modernleşmeyle birlikte Hindistan’a elektrikli krematoryumlar getirilmiştir. Geleneksel antyeşti ritüelinin her aşamasının gerçekleştirilemediği bu krematoryumlar devlet tarafından desteklense de Hindular için makbul olan cenaze ritüeli açık alanda gerçekleştirilmekte olan yakılma törenleridir. Krematoryumlar, odun için gerekli parayı bulamayanlar ve yakılan cenazeler nedeniyle oluşan çevre kirliliği hususunda hassasiyeti olan 40

Hazırlanmış olan odun yığınları üzerine ceset yerleştirilmeden önce en büyük oğul cesedin etrafını su yardımıyla ve mantralar okuyarak kutsamakta; böylece ruhu arındırmış olduğu kabul edilmektedir.193 Ardından odunların bulunduğu platformun etrafında üç defa dönülerek ceset odun yığınlarının üzerine yerleştirilmektedir.194 Odun yığınlarına yerleştirilmiş olan ceset tabut içindeyse tabutun kapağı açılmaktadır.195

Cesedin yüzünün zarar görmemesi için yüzü bir bezle kapatılmaktadır.196 Ateş tanrısı

Agni’ye kurban olarak197 sunulan beden, Agni’yi beslediğine inanılan ghee yağı ile kutsanmaktadır. Gıda maddesi olarak kabul edilen gheenin Tanrı’nın yatışması için iyi bir sunu olduğu kabul edilmektedir.198 Ölümün bulaşıcı olduğuna inanıldığı için ölünün eşyalarına dokunmanın da ölüme sebep olacağına inanılması nedeniyle odun yığınlarının üzerine yok edilmesi için kişinin kişisel eşyaları da yerleştirilmektedir.199

Ceset odun yığınlarının üzerine yerleştirildikten sonra baş yasçı sol omuzu

üzerine bir çömlek ve yanan bir meşale alarak cesedin etrafında dönmektedir. Her dönüşünde içi su dolu olan toprak kaba bir delik açılarak ya da suya vurularak suyun etrafa saçılması sağlanmaktadır. Suyun etrafa sıçramasının ya da delikten akmasının

ölenin yaşamdan ayrıldığına işaret ettiğine inanılmaktadır. Üçüncü turun sonunda baş

kişiler tarafından tercih edilmektedir (Detaylı bilgi için bkz. Ondracka, “Antyestii”, Hinduism and Tribal Religions, 6). 193 Sumegi, 189. 194 What is Hinduism?, 170. 195 What is Hinduism?, 171. 196 Kutlutürk, “Hinduizm’de Cenaze Törenleri(Antyeşti Samskara)” 185. 197 Ateşe sunulan bu adak sayesinde kişinin cennete ulaşacağına inanılmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Kutlutürk, “Hinduizm’de Cenaze Törenleri(Antyeşti Samskara)” 185; Antyeshti Samskar Committee, 1). 198 Chaitanya, 17. 199 Facts and Details, “Hindu Funerals, Cremation And Varanasi”, http://factsanddetails.com/india/Religion_Caste_Folk_Beliefs_Death/sub7_2h/entry-4156.html, (22.11.2019) 41 yasçı, cesede bakmadan elindeki meşaleyle odun yığınını ateşlemektedir.200 Ölen kişi erkekse odun yığını cesedin baş tarafından; kadınsa ayak kısmından tutuşturulmaktadır.201 Odun yığınının ateşlendiği bu ateşin, ölen kişinin evinden, ceset cenaze yakma töreninin yapılacağı alana taşınırken ölünün tam önünden getirilmiş olması gerekmektedir.202

Ceset ateşe verildikten sonra yanmanın hızlı bir şekilde gerçekleşmesi istenmektedir. Hindu inançlarına göre yavaş yanan ceset, Agni’nin bu bedeni kabul etmek istemediği ve cesedin bir günahkar olduğu anlamına gelmektedir. Bu nedenle cesedin yanmasını hızlandırmak için ateşe yanıcı maddeler ilave edilmektedir.203 Ceset tamamen yanana kadar da ritüel devam etmektedir. Yanma işlemi sona erdiğinde cesedin kafatasının yüksek ısı sebebiyle patlayıp patlamadığı kontrol edilmektedir. Eğer kafatasında parçalanma gerçekleşmemişse baş yasçı ruhun serbest kalması için kafatasını kırmaktadır.204 Ruhun baş içerisinde saklandığı ve atalar diyarına gitmeye engel olduğuna inanıldığı için bu uygulama yapılmaktadır.205 Cesedin tamamen yanması yaklaşık üç saat kadar sürmektedir.206 Cesedin tamamen yandığı bu zamana

200What is Hinduism?, 171. 201 Ondracka, “Antyestii”, Hinduism and Tribal Religions, 5. 202 https://www.britannica.com/science/death/Hinduism, (09.12.2019) 203 Ondracka, “Antyestii”, Hinduism and Tribal Religions, 5. 204 Jones - Ryan, “Funeral Rites”, Encyclopedia of Hinduism, 154. 205 Ölen kişinin yoğun meditasyon yapmış olması durumunda meydana gelen açılımın, cesedin yakılırken de meydana geleceğini ve ruhun buradan rahatça çıkacağını belirten yorumlar bulunmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. https://www.britannica.com/science/death/Hinduism, (09.12.2019). 206 Aliya Şarafullina, Budizm’de ve Tibet Budizmin’de İnanç Esasları, Uludağ Üniversitesi SBE, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Bursa 2013, 35. 42 kadar cenaze evinde ateş yakılmasının yasak olduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle ritüel ateş sönene kadar evde herhangi bir ateş yakılmaması gerekmektedir.207

Ceset yandıktan sonra, Hinduizm’de bulunan kastların dışında kalarak en alt sınıfı oluşturan ve Dom olarak tanımlanan sınıfa mensup208 çocuklar küllerin arasından para, altın diş ve değerli eşya aramaktadır. Domlar kirli ve dokunulmaz olarak kabul edildikleri için cesedin ritüel manada kirletici kabul ediliyor olması onları korkutmamaktadır. Ölü bedenle olan temasın kirli olduğuna inanılması nedeniyle ölen kişinin en büyük oğlu ve cenaze ritüelinde bulunması gereken akrabalar dışında ölü yakma işleminde en etkili olan kişiler Domlardır.209 Bu nedenle Varanasi’de cenaze hizmetleri ile ilgili işler Domların elinde bulunmaktadır.210

Yukarıda bahsettiğimiz cenaze törenleri genel olarak hem erkek hem de kadınlar için uygulanmakla birlikte kadınlarla ilgili bazı farklı uygulamalar bulunmaktadır.211

207 Chaitanya, 19. 208 Domlar, Hinduizm’deki klasik kastların dışında kalan ve dokunulamaz kabul edilen bir sınıfı oluşturmaktadır. Domlar genellikle cenazelerle ilgili kirli kabul edilen işleri yapmaktadırlar (Detaylı bilgi için bkz. Sarita Kumari-Nemethianngai Guite, “Occupational Health Issues in Funeral Work: A Study of Dom Caste in Varanasi City”, Uttar Pradesh, Health, Safety and Well-Being of Workers in the Informal Sector in India, Ed. Sigamani Panneer -Sanghmitra S. Acharya-Nagarajan Sivakami, Springer Nature, Singapur 2019, 247). 209 Kandiah Sivaloganathan, A Brief İntroduction to Hinduism, Zorba Books, Hindistan 2017, 28. 210 Ondracka, “Antyestii”, Hinduism and Tribal Religions, 4. 211 Hinduizm’de kadınların ölümünden bahsedildiği zaman akla gelen ilk uygulama “sati uygulaması” olmaktadır. Sati, kadının ölen kocası ile birlikte yanarak hayatına son vermesidir. Kelime anlamı; iyi, dürüst, erdemli kadındır. Hindular evli bir erkeğin ölümüne sebep olan şeyin, kötü bir eş olduğuna inanmaktadırlar. Bu nedenle ölen evli bir erkeğin ölmesinden sorumlu tutulan kadının da, eşiyle birlikte ölmesi gerektiğine inanılmaktadır. Sati uygulamasını, babasının cenaze törenini gerçekleştiren en büyük oğul yapmaktadır. Cenazenin yakılmasından önce kadın gelinlik elbisesini giymesi ve süslenmesi gerekmektedir. Cenazeyi yakacak olan oğul annesinin odun yığınlarının üzerine çıkmasını beklemektedir (Detaylı bilgi için bkz. Yves Bonnefey, Antik Dünya ve Geleneksel Toplumlarda Dinler ve Mitolojiler Sözlüğü, Dost 43

Ölen bir erkeğin cenaze törenini en büyük erkek evladın yapması gerekirken bir kadın için en küçük erkek evladın bu töreni yapması gerekmektedir. Eğer ölen kadın hamileyse, fetüs anne karnından çıkarılarak gömülmekte, kadının cesedi ise yakılarak ortadan kaldırılmaktadır.212 Lohusa veya ay hali döneminde ölen kadınların cesetleri ise panchagavya213 adı verilen özel bir karışımla arındırıldıktan sonra yakılmaktadır.214

Cesedin tamamen yanmasından sonra en büyük oğul geride kalan kemikleri ve külleri toplamaktadır. Toplanan küller bir kap içerisine konduktan sonra gömülmekte ya

Kitabevi Yayınları, c.1, Ankara 2000, 453). Cenaze kadının odun yığınları üzerine çıkmasından sonra yakılmaktadır. Bazı uygulamalarda da kadın otlardan yapılmış olan bir kulübenin ortasında, kocasının başı dizlerinde olacak şekilde yatar pozisyonda dururken yakılmaktadır. Yanma işleminin kadın tarafından başlatılması ritüelin mükemmelliğinin işareti olarak kabul edilmektedir (Detaylı bilgi için bkz. H. Hilal Şahin, “Hindistan’da Dul Olmak “Sati Uğruna Diri Diri Yakılan Kadınlar””, Giresun Üniversitesi SBE Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, c. 9, Kadın Özel Sayısı, 2017, 68). Bu uygulama 19. yüzyıla kadar devam etmiştir. Günümüzde sati uygulaması yasaklanmıştır, fakat bazen kırsal bölgelerde bu uygulamanın halen yapıldığına dair iddialar dile getirilmektedir. Sati uygulaması yasaklanmış olsa da Hindistan’da bir kadının kocası öldükten sonra, kadının ölümüne kadar devam eden ve adeta onu yok sayan bir tutum devam etmektedir. Bu çerçevede dul kadının saçlarının her zaman kesik olması gerekmekte, gülmesi ve eğlenmesi hoş karşılanmamaktadır. Matem rengi sayılan beyaz elbiseler içerisinde olan dul kadınlara yalnızca yaşayabilecekleri kadar yemek verilmektedir. Bir daha evlenmeleri de mümkün olmamaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Şahin, 64). Kocası ölmüş olan bir kadın, kocasıyla birlikte ölerek kutsal olmayı reddettiği taktirde ilerleyen yaşamını bu şekilde sürdürmesi beklenmektedir. 212 https://www.britannica.com/science/death/Hinduism, (09.12.2019) 213 Panchagavya, Hindu ritüellerinde kullanılan, inekten elde edilen beş ürünle yapılan bir karışımdır. Kelime anlamı “inekten elde edilen beş ürün” anlamına gelmektedir. Bu beş ürünün üç tanesi doğrudan inekten elde edilirken; süt, idrar ve dışkı; diğer ikisi sütün işlenmesi sonucu elde edilebilen tereyağı ve kaymaktır (Detaylı bilgi için bkz. Pramod Kumar, Naushad Khan- Prashant Deo Singh-Anand Singh-Yogesh-Vikas Yadav, Panchagavya: A Low Cost Organic Input In Organic Farming-A Review, International Journal of Chemical Studies, 6(6), Hindistan 2018, 575-577). 214 Kutlutürk,“Cenaze Törenleri”, 191. 44 da kutsal bir nehre (tercihen Ganj Nehri’ne) veya okyanusa bırakılmaktadır.215 Bu sayede ölünün ya atalar diyarına ya da özgürlüğüne ulaştığına inanılmaktadır.216

Hindular için yakılacakları yerin neresi olduğu kadar yakılmadan sonra küllerinin nereye atılacağı da ölen kişinin kurtuluşu için önemli kabul edilmektedir. Her Hindu

Ganj Nehri’nin yanında yakılarak küllerinin nehre atılmasını istemektedir. Küllerin

Ganj’a dökülmesinin kişiyi doğum ve ölüm döngüsünden kurtardığına ve ruhunun

özgürlüğe kavuştuğuna inanılmaktadır.217 Bu nedenle imkanı olanlar ölülerini Ganj

Nehri yanında yakmakta ve külleri de nehre bırakmaktadır. Ganj Nehri yanında yakılamayan cesetlerin külleri muhafaza edilerek ilk fırsatta Ganj Nehri’ne ulaştırılmaktadır. Külleri Ganj Nehri’ne ulaştırabilme imkanı olmaması durumunda ise küller herhangi bir nehre bırakılarak işlemin tamamlanmış olduğu kabul edilmektedir.218

Cesedin yakılma işlemi sona erince cesede temas eden ya da dumanına maruz kalan yaslılar nehirde arındırıcı bir banyo yapmaktadır.219 Nehre giren yaslılar yüzlerini güneye dönerek suya dalmakta ve ölünün adını anarak ona bir avuç su sunmaktadırlar.220 Bu ritüelin ardından eve dönünce kıyafetleri ile yıkanarak cenaze ritüelinin sebep olduğuna inandıkları kirlilikten kurtulduklarını düşünmektedirler. Eve girerken sağ ayakları ile bir taşa basarak; “Bu kaya gibi sağlam kalalım.” diyerek ve iyi dileklerle evden içeriye girmektedirler.221

215 Antyeshti Samskar Committee, 7; Jones - Ryan, “Funeral Rites”, 154; Jennifer Green - Michael Green, Dealing With Death, Chapman & Hall, Hong Kong 1992, 219. 216 Jones - Ryan, “Funeral Rites”, Encyclopedia of Hinduism, 154. 217 Jones - Ryan, “Ganges”, Encyclopedia of Hinduism, 164; Sivaloganathan, 256. 218 Swami Bhaskarananda, The Essentials of Hinduism, Viveka Press, Kanada 2002, 47. 219 Antyeshti Samskar Committee, 6. 220 Bali Pandey, Hindu Samskaras: A Socio Religious Study Of The Hindu Sacraments, Vicrama Publications, Varanasi 1949, 447. 221 Chaitanya, 39. 45

Buraya kadar yapılan uygulamalarla ölünün fiziksel bedeni ortadan kaldırılmış olmakta fakat cenaze ritüeli sona ermiş kabul edilmemektedir. Ölen kişiyi onurlandırmak ve geride kalanların ölene karşı saygılarını sunmaları amacıyla yaptıkları adakları ifade eden shraddha ritüelleri bulunmaktadır.222 Ayrıca bu süre içerisinde ailenin yas dönemi başlamakta, aile ve akrabalar başsağlığı için ziyaretlerini gerçekleştirmektedirler.223

4. Çocukların ve Sannyasinlerin Cenaze Törenleri

Hinduizm’de cenazelerin ortadan kaldırılmasında farklı yöntemler bulunuyor olsa da en çok tercih edilen ritüel cenazenin yakılarak yok edilmesidir. Fakat cesedin yakılmasına gerek duyulmayan bazı özel durumlar da bulunmaktadır. Kutsal kabul edilen sannyasinler224, cüzzamlı veya suçiçeği olan hastalar ve çocukların cenazeleri ortadan kaldırılırken yakılma uygulaması yerine genellikle geleneksel yöntem olan gömme uygulaması tercih edilmektedir.225

Hinduların ölülerini yakarken amaçladıkları şey, ölen kişinin ruhunu arındırmak ve saflaştırmaktır. Bu sayede ölen kişinin bir sonraki bedenine geçişinin kolay ve hızlı olacağına inanılmaktadır. Dünyada yetişkinliğe ulaşmış ve yaptıkları nedeniyle bir karmaya sahip olan bireyler için ölümün ardından ruhun saflaştırılması amacıyla yapılan yakma töreni, Hinduizm’de saf ve günahsız kabul edilen çocukların ve dünya hayatını terk ederek kendilerini Tanrı’ya adamış olan sannyasinlerin ölümü ardından uygulanmasına ihtiyaç duyulmayan bir tören olarak kabul edilmektedir. Çünkü

222 Paṇḍit U.Ve Sri Rama Ramanuja Acharya, Shraddha Prayoga Pustaka, Simha Publications, byy 2014, 3. 223 Chaitanya, 40. 224 Sannyasin, Tanrı’ya ulaşabilmek maksadıyla dünya hayatını terk ederek münzevi bir hayat yaşayan kimseler için kullanılmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Yitik, “Hinduizm”, Dinler Tarihi El Kitabı, 329). 225 Sivaloganathan, 27. 46

Hindulara göre, insani hırslarının peşine düşmemiş olan çocuklar ve kendilerini

Tanrı’ya adamış olan sannyasinlerin ateşin temizleyiciliğine ihtiyaçları yoktur. Bu nedenle ölen çocukların ve sannyasinlerin cenazeleri gömülerek veya suya bırakılarak ortadan kaldırılmaktadır.226

Hindular hangi yaştaki çocukların gömüleceği ile ilgili farklı değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Genellikle iki yaşın altındaki227 çocukların gömüleceği ifadesi yaygın olmakla birlikte öğrencilik dönemine228 geçiş yapmamış olan bütün çocukların gömülmesi uygun görülmektedir.229 Çocukların ölümleri ardından ritüel kirlilik süresi

üç gün olarak kabul edilmektedir.230

Günümüzde çocuk cenazelerinin gömülmesinin yanı sıra cenazenin ayağına taş bağlayarak bir nehre bırakılması da yaygın olarak uygulanmaktadır.231 Cenaze törenlerinin zahmetli ve pahalı olması da bu durumun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Hinduizm’de cenaze törenlerinin hem maddi hem de manevi olarak geride kalanları zorlayan bir süreç olduğu görülmektedir. Geride kalanların cenaze işlemleri için yeterli imkanlara sahip olmaması durumunda ya da sahipsiz cenazelerin ortadan kaldırılmasında tıpkı çocukların cesedinin yok edilmesinde yapıldığı gibi ölen kişinin

226 Kutlutürk, “Cenaze Törenleri”, 189; James B. Robinson, Religions of The Worl Hinduism, Chelse House Publishers, Amerika 2004, 88. 227 Chaitanya, 34. 228 Hinduizm’de ideal hayatın dört evresinin olduğu kabul edilir. Bu dönemler sırasıyla; öğrencilik dönemi (genellikle 10-25 yaş arası), evlilik ve yetişkinlik dönemi, inziva ve riyazet hayatı dönemi, dini dilencilik dönemidir. Bu üç evre hayatın doğal akış içerisinde kendiliğinden gerçekleşmektedir. Son aşama olarak kabul edilen dini dilencilik dönemi, kişinin kendi isteğine bırakılmakta ve genellikle uygulanmamaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Yitik, “Hinduizm”, Dinler Tarihi El Kitabı, 329). 229 Kutlutürk,“Cenaze Törenleri”, 190. 230 https://www.britannica.com/science/death/Hinduism, (09.12.2019) 231 Kutlutürk,“Cenaze Törenleri”, 190. 47 nehre atılması yaygın olarak tercih edilen bir imha yöntemi olarak kabul edilmektedir.232

Tıpkı çocuklarda olduğu gibi sannyasinlerin cenazelerinin ortadan kaldırılmasında da gömülme uygulaması tercih edilmektedir. Sannyasinler, aile ve sosyal hayattan bütün bağlarını kopararak kendilerini din yoluna adayan; ruhsal kurtuluşun peşinde olan kişiler olarak tanımlanmaktadır.233 Bu kişilerin manevi bilgi sayesinde temizlenmiş oldukları için yeniden bedenlenmeyeceklerine inanılmaktadır.234

Ruh yeni bir bedene geçmeyeceğinden dolayı cenazelerin yakılarak ortadan kaldırılmasına gerek duyulmamaktadır.

Cenazenin ortadan kaldırılmasında yakılmanın gerekli olmadığı, bunun yerine gömülme işleminin uygulandığı sannyasinlerin cesedi, derin bir çukura meditasyon pozisyonunda oturur şekilde yerleştirilerek, etrafı çenesine kadar tuzla doldurulmakta ve

üzeri toprakla örtülmektedir.235 Toprak, zeminden daha yüksek olacak şekilde bombeli olarak kapatılmaktadır. Bu mezarlar bazen türbe olarak hac yeri haline gelebilmektedir.236 Sannyasinlerin cenazeleri anlatılan şekilde gömülebilmenin dışında, cenaze dualar eşliğinde ayağına bir taş bağlanarak kutsal bir nehre bırakılarak da ortadan kaldırılabilmektedir.237

232 Ondracka, “Antyestii”, Hinduism and Tribal Religions, 4. 233 Chaitanya, 57; Yitik, “Hinduizm”, Dinler Tarihi El Kitabı, 329. 234 Manevi bilgi sayesinde temizlenmiş olduğu kabul edilen kişilerin seçiminde Hinduların oldukça seçici olduğu bilinmektedir. Kurtuluş yollarından birini takip ettiğini iddia eden münzevilerin bazen Hindular tarafından kabul edilmediği durumlarla karşılaşılmıştır (Detaylı bilgi için bkz. Kutlutürk,“Cenaze Törenleri”, 190). 235 Jeff Hay, World Religions, Gale Cengage Press, Amerika 2007, 279; Jones - Ryan, “Funeral Rites”, Encyclopedia of Hinduism, 154. 236 Jones - Ryan, “Funeral Rites”, Encyclopedia of Hinduism, 154. 237 Bhaskarananda, 47-48. 48

C. Ritüel Kirlilik ve Yas Dönemi

Hinduizm’de cenazenin yakılmasının ve kemiklerin toplanmasının ardından eve gelen aile üyeleri yıkandıktan sonra ailenin evde sükûnet içinde ve sosyal olaylardan uzaklaşarak geçirmeleri gereken ritüel kirlilik ve yas dönemi başlamaktadır.238 Hindular yas dönemi boyunca yaptıkları ritüellerin ölümün kirliliğini ortadan kaldırdığına inanmaktadırlar.239 Bu nedenle yas süresinde yapılması gerekenleri özenle gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Ritüel kirlilik dönemi Brahmin kastında dokuz gün,

Kşatriya kastında on iki gün, Vaisya kastında on beş gün, Sudra kastında bir ay sürmektedir. Yas süresi kastlara göre değişiklik gösteriyor olsa da kutsal metinlerde belirtilenlere uygun olarak Hindular tarafından kabul edilen yas süresi on iki gündür.240

Yas süresi boyunca ölünün yakınları bir arada bulunmakta ve bu süre boyunca akrabalar ve yakınları aileye yemek getirerek onlara destek olmaktadır.241 Yas sürecinde erkekler rahat kıyafetler giymekte; kadınlar ise kollar ve bacaklar kapalı olacak şekilde giyinmektedir. On iki gün süren yas döneminde aile üyeleri sıkı bir perhiz uygulamakta ve ruhlardan korunmak için yatakta uyumamaktadır.242 Ölen kişinin günahlarının yasçılar üzerine yüklendiğine inanıldığı için geride kalan aile üyelerinin kirli oldukları kabul edilmektedir. Bu nedenle ritüel kirlilik süresi sona erene kadar yasçılar kimseyle temas edemez, saç, sakal kesemezler ayrıca yasçıların dua etmeleri ve Vedalardan bölümler okumaları da yasak kabul edilmektedir.243

238 Samarth, 124. 239 Samarth, 129. 240 The Garuda Purana, İngilizce Çev. Ernest Wood - S.V. Subrahmanyam, Global Grey ebooks, 1911, 88, https://www.sacred-texts.com/hin/gpu/index.htm, (23.04.2021); Samarth, 19. 241 Samarth, 124. 242 Chaitanya, 19; Samarth, 130. 243 Firth, 214. 49

Yas döneminde; aile üyeleri festivallere, bayramlara, evlilik törenlerine katılmamakta ve tapınaklara gitmemektedirler.244 İş değiştirmek, taşınmak gibi hayatın akışını etkileyecek büyük kararlar vermekten de uzak durmaları gerektiğine inanılmaktadır.245 Ölünün atalar ülkesine olan yolculuğuna başlamadan önce aileyi izlediğine inanılması, yas süresi boyunca yapılmaması gereken uygulamaların nedenlerini anlaşılır kılmaktadır. Hindular, yas süresinde ailenin yaptıklarını gören

ölünün, geride bıraktığı yakınlarının zevk içinde olmadıklarını anladığında atalar

ülkesine olan yolculuğunun hız kazanacağına inanmaktadır.246

Yas dönemini en zor şekilde geçiren kişi baş yasçı olan en büyük oğuldur.

Hindular, baş yasçının yoğun ritüeller yapması gerektiğine inanmaktadır. Baş yasçı olarak kabul edilen en büyük oğul, ghee yağı ve şekerden oluşan bir karışımla günde yalnızca bir öğün yiyerek beslenebilmektedir. Yas süresi boyunca kötü ruhlardan korunmak için baş yasçının üzerinde bıçak ya da demir bir nesne taşıması gerektiğine inanılmaktadır. Ayrıca baş yasçı olan kişinin, yatakta yatmaması, bedenin kaygılarını bir kenara bırakmış olduğunun işareti olarak saçlarını tıraş etmemesi ve tırnaklarını kesmemesi gerektiği kabul edilmektedir.247

Yas süresinin sona ermesi için ölümden sonraki on ikinci günde en büyük oğul tarafından Sapindikarana (atalarla birleşme) töreni yapılmaktadır. Erkek evladın olmaması durumunda, ölen kişinin karısı, karısı yoksa erkek kardeşi, aile rahibi ya da yakın bir akraba bu ritüeli gerçekleştirebilmektedir.248 Bu tören ruhun diğer dünyaya

244 What is Hinduism?, 171. 245 “Hinduism”, http://www.econdolence.com/learn/articles/hindu-periods-of-mourning/, (22.11.2019) 246 Samarth, 129. 247 Samarth, 130. 248 The Garuda Purana, İngilizce Çev. Ernest Wood - S.V. Subrahmanyam, Global Grey ebooks, 1911, 74, https://www.sacred-texts.com/hin/gpu/index.htm, (23.04.2021) 50 geçişi ve ölen kişinin ruhunun atalar topluluğuna kabulü amacıyla düzenlenmektedir.

Sapindikarana ritüeli yapılana kadar ölen kişi preta249 olarak isimlendirilmekte ve bu ritüelinden sonra ruhun pitr250 olarak atalar alemine katıldığı kabul edilmektedir.251

Sapindikarana ritüelinden önce ev tamamen temizlenmekte ve eve Hindu rahip

çağrılmaktadır. Bu törende ölen kişi adına ölümden sonraki her gün için bir pinda

(pirinç topu) yapılmakta ve bu pindalara ek olarak on ikinci günde, baba, büyükbaba ve büyük büyükbabanın adına üç pinda daha yapılmaktadır. Sapindikarana ritüelliyle birlikte ruhun bedeni kabul edilen pinda, atalar adına yapılmış olan üç pinda topuyla birleştirilmekte ve böylece ölen kişinin diğer alemde atalarıyla birleştiği kabul edilmektedir.252 Elde edilen bu büyük pinda topuyla kargalar, inekler ve balıklar beslenmektedir.253

Sapindikarana töreninin sonlanmasıyla birlikte ruhun aileyi rahatsız etmek için ortalıkta dolaşmadığına ve atalar diyarına ulaştığına inanılmaktadır. Ruh tarafından aileye gelebilecek tehlikelerin ortadan kalktığına inanılan bu andan itibaren yas tutma ve ritüel kirlilik dönemi sona ermektedir.254

249 Preta; ölen kişinin fiziki dünya ile bağlantılarının devam ettiği süre boyunca içerisinde bulunduğu forma verilen addır. Yakma ve yas dönemi boyunca aile ile ölen kişinin iletişimde olduğu kabul edilmektedir. Yapılan törenlerle ölen kimsenin fiziki dünya ile bağlantılarının sona erdirildiği düşünülmektedir (Detaylı bilgi için bkz. Chaitanya, 16-17). 250 Pitr; atalar, yeniden doğmayı bekleyen ölenlerin ruhları anlamına gelmekte ve bu ruhların Yama’nın tebaasını oluşturduğuna inanılmaktadır. Pitrlerin yalnızca ruhları ve karmaları bulunmaktadır. Yama’nın huzurunda bulunan bu ruhların kaderi Yama tarafından belirlenmektedir (Detaylı bilgi için bkz. Devdutt Pattanaik, Mit ve Mitya, Çev. Çiğdem Erkal, Doğubatı Yayınları, Ankara 2016, 68). 251 Chaitanya, 21; Antyeshti Samskar Committee, 65. 252 Samarth, 131-132, 144. 253 Samarth, 144; What is Hinduism?, 171. 254 Samarth, 116-123. (Aynı kaynakta, ritüel kirliliğin yakın aile üyeleri için bir aydan bir yıla kadar devam edebildiği ifade edilmektedir. Çünkü ruhun yolculuk halindeyken de geride 51

Yas döneminden sonra ruha yardımcı olacak en önemli ritüelin Shraddha töreni olduğuna inanılmaktadır.255 Saygı ritüeli olarak kabul edilen Shraddha törenini, aile

üyeleri ataları için her sene ortak bir yemek düzenleyerek yapmakla yükümlü olduklarını düşünmektedirler.256 Vedik zamanlara kadar uzanan Shraddha ritüelinin atalar diyarındaki yolculukta sembolik olarak ölünün ruhunu beslediğine ve ölüyü koruduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle Shraddha ritüellerinde yapılması gereken yiyecek sunularının her sene düzenli olarak yapılmasının Hinduların atalarına olan görevlerini yerine getirmeleri için gerekli kabul edilmektedir.

kalanların yaptıklarından etkilenebileceği ve tereddüt edebileceğine inanılması bu sürecin uzamasına neden olmaktadır. Farklı bir kaynakta da bu sürecin bir yıla kadar olabileceği bilgisi bulunmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Madhu Bazaz Wangu, World Religions Hinduism, Chelsea House Publisher, Çin 2006, 126-127).; What is Hinduism?, 171. 255 Hinduizm’in sözlü geleneğinde kutsal kabul edilen Mahabharata Destanın’da Shraddha töreninden bahsedilmektedir. Destanda anlatılana göre, savaşçı olan Karna ölüp cennete ulaştığında kendisine yapılan sunuların hep altın ve mücevherlerden oluşması dikkatini çeker. Fakat Karna’nın beslenebilmesi için gerçek yemek sunularına ihtiyacı vardır. Kendisine yapılan sunularla ilgili Tanrı Indra’ya sorar ve Indra, Karna’nın dünyadayken Shraddha ritüelinde ataları için altın bağışladığını, fakat yemek sunusu yapmadığını söyler. Atalarından haberi olmadığı için bunu yapmadığını söyleyen Karna’ya on beş gün dünyaya giderek ataları için Shraddha ritüelinde yiyecek ve su bağışlamasına izin verilir. Bu on beş günlük zaman dilimi de Hinduizm’de Shraddha ritüelinin gerçekleştirildiği zaman olarak kabul edilmektedir (Detaylı bilgi için bkz. Samarth, 149-150; https://www.britannica.com/topic/shraddha, (05.11.2020). 256 Jones - Ryan, “Funeral Rites”, Encyclopedia of Hinduism, 154; Samarth, 116. 52

II. BÖLÜM

BUDİZM’DE ÖLÜM ANLAYIŞI VE CENAZE RİTÜELİ

Budizm, M.Ö. VI. yüzyılda Hindistan’ın kuzeybatısında ortaya çıkmıştır.

Siddhartha Gautama’nın öğretilerini merkeze alan bu din, bir yüce varlık ya da Tanrı inancıyla ilgilenmemiş, esas itibarıyla insanlara, acı ve ıstırabın kaynağı olan dünya hayatından kurtuluşun yolunu öğretmeyi amaç edinmiştir.257 Hareketin kurucusu olan ve “aydınlanmış, hakikatin bilgisine erişerek yeniden doğuştan kurtulmuş”258 anlamındaki Buda lakabıyla tanınan Siddhartha Gautama, insanlara bireysel olarak kurtuluşun yollarını öğretmiş ve bunun Tanrı tarafından değil, kişinin eylemleri neticesinde Nirvana’ya ulaşmakla gerçekleşeceğini belirtmiştir.

Buda, öğretilerinde bir cenaze kaldırma yöntemi telkin etmediği için, o dönem

Hindistan’da egemen olan cenaze kaldırma şekilleri Budizm’de de uygulanmıştır.

Ancak süreç içerisinde Budizm’in Hindistan dışına çıkarak farklı ülkelerde yayılması esnasında o ülkelerin yerel din ve kültürleri de büyük oranda bu dine geçmiş ve böylece birbirinden oldukça farklı Budizm anlayışları yanında farklı cenaze uygulamaları oluşmuştur. Bu çeşitlilik sebebiyle bütün Budist gruplardaki farklı cenaze uygulamalarını tek tek ele almak hem kaynakların sınırlılığı hem de tezin sınırları açısından zorluk teşkil edeceği için Budizm’deki ölüm anlayışı ve cenaze ritüellerini, bu husustaki uygulamalarıyla dikkat çeken Tibet ve Japon Budizm’i ile sınırlamanın uygun olacağı kanaatindeyiz.

257 Mircea Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, Çev. Ali Berktay, Kabalcı Yayınevi, c. 2, İstanbul 2003, 86; Kutlutürk, “Hint Dinleri”, Dünya Dinleri, 203; Ali İhsan Yitik, “Budizm”, Yaşayan Dünya Dinleri, Ed. Şinasi Gündüz, DİB Yayınları, Ankara 2007, 307. 258 Encylopedia of Buddhism, “Buddha, Life of The”, Ed. Robert E. Buswell, Macmillan Reference, Amerika 2004, 82.

A. Budizm’de Ölüm Anlayışı

Hint dinlerinin tamamında yer alan reenkarnasyon inancı Budizm’de de bulunmaktadır. Budistler için ölüm nihai bir son olarak kabul edilmemekte, aksine eskiyen ve yıpranan kıyafetlerin değiştirilmesine benzetilmektedir.259 Ölümden sonra giyilecek olan bu kıyafeti belirleyen şeyin ise kişinin dünya hayatında yapmış olduğu eylemler olduğuna inanılmaktadır. Bu sebeple Budizm’de insanın mevcut yaşamının geçmişte yapmış olduğu iradi eylemler sonucunda belirlendiğine, şu anki yaşamında yapıp ettiklerinin ise gelecekteki hayatını şekillendirdiğine inanılmaktadır. Budizm’de bu sebep-sonuç zincirine karma, karma sebebiyle aydınlığa ulaşana kadar yeniden bedenleşmeye ise samsara denilmektedir.260

Budizm’de kurtuluşun bireysel çabayla elde edileceği kabul edilmektedir. Söz konusu olan bireysel çaba kişinin, Buda’nın ortaya koymuş olduğu hakikatleri261 keşfederek sekiz dilimli yola uygun şekilde yaşamasıdır. Bu yollarla ulaşılacağına

259 Ahmet Güç - Aliya Sharafullina, “Tibet Budizmi’nde İnanç Esasları ve Ölüm Ötesi”, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, c. 9, Bursa 2016, 73. 260 Cemil Kutlutürk, “Budizm”, Dünya Dinleri, Ed. Şinasi Gündüz, Milel ve Nihal Yayınları, İstanbul 2019, 207. Budizm’de sabit bir cevher olarak ruh anlayışı olmaması sebebiyle yeniden bedenleşme konusunda bazı tartışmalar bulunmaktadır. Hinduizm’de ruh bir bedenden başka bir bedene geçiş yapıyorken; Budizm’de sabit bir ruhun olmaması reenkarne olan ruhun aynı ruh olmadığı anlamına gelmektedir. Bu nedenle Budizm’in tenasüh öğretisinde bir tutarsızlık ortaya çıkmaktadır. Budizm’de tenasüh yanan bir mumdan başka bir mumun yakılmasına benzetilmiş ve bunun genel nedensellik yasası ile olduğu söylenmiş olsa da bu konuda tartışmalar son bulmuş değildir (Detaylı bilgi için bkz. Ali İhsan Yitik, “Budizm”, Dinler Tarihi El Kitabı, Ed. Baki Adam, Grafiker Yayınları, Ankara 2015, 366; Kutlutürk, “Budizm”, 208). 261 Buda’nın dört temel hakikatini idrak etmek kurtuluş yolunda atılan adımlardan biridir. Dört temel hakikati şöyle sıralayabiliriz; 1. Hayat acı ve ıstırap doludur. Bunlar dünyevi varoluşun temel özelliğidir. 2. Acı ve sıkıntıların nedeni arzulardır. 3. Acı ve sıkıntıları sona erdirmek, arzu ve isteklerden vazgeçmeye bağlıdır. Bunun yolu ise Nirvana’dır. 4. Arzu ve isteklerin üstesinden gelmek ve Nirvana’ya ulaşmak sekiz dilimli yolu izlemekle mümkündür (Detaylı bilgi için bkz. Abdurrahman Küçük – Günay Tümer – Alparslan Küçük, Dinler Tarihi, Berikan Yayınları, Ankara 2018, 224). 54 inanılan nihai kurtuluş Nirvana olarak isimlendirilmektedir. Nirvana, eşyanın hakiki mahiyetinin anlaşılmasını, arzu, hırs, nefret duygularının yok olmasıyla mutlak huzura ulaşmayı ifade etmektedir.262 Buradan da anlaşılacağı üzere Budizm’de insanların bu dünyada kurtuluşa ulaşmaları istenmektedir. İçinde bulunduğumuz varlık aleminde

Nirvana’ya ulaşmış olanların tekrar bedenleşmeyeceğine inanılmaktadır. Nirvana’ya ulaşamamış olanların yeniden bedenleşeceği ve bu döngünün kişi Nirvana’ya ulaşana kadar devam edeceği kabul edilmektedir.263

B. Budizm’de Cenaze Ritüeli

Budizm’in kurucusu olan Buda, acı ve ıstırap olarak algıladığı dünya hayatından tamamen kurtulmaya yönelik bir öğreti ortaya koymuş ancak tecrübe edilemeyen ve mantıkla izah edilemeyen konularda sessiz kalmıştır.264 Bu konulardan biri ölüm ve

ölüm sonrasında yapılması gereken uygulamalardır. Budizm’in metinleri ve tarihi verilerden yola çıkıldığında, Buda’nın ölümle ilgili sessiz kalmasının cenaze törenleriyle ilgili çeşitli bakış açılarının oluşmasına sebep olduğu görülmektedir.265

Buda’nın ölüm esnası ve sonrasına dair somut bir önerisi bulunmadığı için Budizm dinine mensup olanlar bu konularda içinde bulundukları kültürün gerektirdiği şekilde davranmaya devam etmişlerdir. Bu durum sonucunda Budizm’e inanan insanlar arasında farklı cenaze ritüelleri ortaya çıkmıştır.266

262 Yitik, “Budizm”, 366; Kutlutürk, “Budizm”, 208. 263 Kutlutürk, “Budizm”, 209. 264 Encylopedia of Buddhism, “Ancestors”, Ed. Robert E. Buswell, Macmillan Reference, Amerika 2004, 20. 265 Paul Williams - Patrice Ladwig, Buddhist Funeral Cultures, Cambridge University Press, New York 2012, 1. 266 Gregory Schopen, . Funerals and the Division of Property In a Monastic Code: Buddhism In Practice, Ed. Donald S. Lopez, Princeton University Press, Amerika 2007, 214. 55

Tibet’te Budizm’in yayılması ve güçlenmesiyle yapılan törenlerde ve kutlamalarda hem kendi kültürlerine hem de Budizm’e uygun olacak uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Budizm, içinde bulunduğu toplumun kültürüyle kolayca harmanlanan bir din olması nedeniyle, Tibet’te de kendi kültürlerinin başrolde olduğu bir Budizm ortaya çıkarmıştır. Bu uygulamaların en önemlisini cenaze törenlerinde görülen farklılıklar oluşturmaktadır.

Japonya’daki Budizm ise Japon geleneksel inancı olan Şintoizm ve Budizm’in harmanlanması ile ortaya çıkan Japon Budizmi’dir.267 Japon Budizmi, Şintoizm’in bu dünyaya ait olan inanç ve uygulamalarını Budizm’in ölüm sonrasına ait inanç ve uygulamalarıyla bir araya getirmiştir. Japonların yüzde sekseni Şinto veya Hıristiyan törenlerle evlenirken; yüzde doksanı cenaze törenlerini Budist ayinlerle gerçekleştirmektedirler.268 Tarihi açıdan incelendiğinde de Budizm’in Japonya’da cenaze işlerinde büyük rol oynadığı görülmektedir. Zira Japonların yerel dini olan

Şintoizm, ölüm sonrası ile ilgili bir inanç ortaya koymamakta, daha çok bu dünya ile ilgili uygulamalar hakkında bilgi vermektedir. Ölümden sonrası ile ilgili olarak

Şintoizm’de yalnızca ruhun bir kamiye269 dönüştüğü inancı bulunmaktadır.270 Oysa

Japonya’ya cenaze töreni anlayışını getiren Budizm’in, halk tarafından ilgi görmesinin temel nedeni cenaze törenlerinin uygulanmasında insanlara yol göstermiş olması ve

267 Hüsamettin Karataş, Erken Dönem Japon Budizmi, Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, s. 2, Elazığ 2013, 53. 268 A Guide to Japanese Buddhism, Ed. Kodo Matsunami, Buddhist Federation, 2004, 24. 269 Kami, Şinto dininde, doğal dünyanın ilahi enerjisini veya yaşam gücünü ifade etmek için kullanılmakta ve bu çerçevede tanrıları, ruhları, ataları, doğa olayları ve doğaüstü güçleri ifade etmektedir. Evrende her şeyin bir kamisi olduğuna inanılmaktadır. Yağmurun kamisi, rüzgar kamisi, deniz kamisi, dağların kamisi vs. (Detaylı bilgi için bkz. Soul Of Japan, An Introduction To and Ise Jingu, Printed in Japan, Tokyo 2013, 14-15). 270 Kürşat Demirci, “Şintoizm”, DİA, TDV Yayınları, c. 39, İstanbul 2010, 178-179. 56

Japonlara ölümden sonra göklere ve saf topraklara doğma umudu vermesidir.271 Bu nedenle Şinto olanlar bile cenaze törenlerini Budizm’e uygun olarak gerçekleştirmektedir.272 Cenaze törenlerinin yapılması, dua okumaları ve ölen kişinin külleri ile ilgili yapılan her uygulama Japonya’da, Budizm’e uygun olarak gerçekleştirilmektedir.273 Hatta zaman zaman Budizm’e “Cenaze Budizmi” olarak bakılmaktadır. Öyle ki, Japonya’da Budist tapınaklar gözlemlendiğinde gelirlerinin

ölüm ritüellerine bağlı olduğu görülmektedir.274 Çünkü Şintoizm’de ölülerle ilgilenmek, istenmeyen ve korkulan bir iş olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle Şinto rahipleri cenaze işlerini Budist rahiplere bırakmayı tercih etmişlerdir.275 Bütün bu sebepler sonucunda Budizm, ölülerin ortadan kaldırılması için yeni yöntemler, ölenler için yeni anma ritüelleri ile birlikte Japonya’ya giriş yapmıştır.

1. Ölüm Anı Yaklaştığında Yapılan Uygulamalar

Bir Budist’in ölüm anı yaklaştığında ailesi, arkadaşları ve akrabalarının ilk görevi

ölümü yaklaşan kişinin yanında bulunarak onun zihnini sakin ve huzurlu hissettirecek iyi eylemler üzerine düşünmesine yardımcı olmaktır. Böylece bir sonraki yaşamında bu iyi eylemlerin yeniden bedenleşme üzerinde etkili olacağına inanılmaktadır.276 Bu nedenle kişinin ölüm anı yaklaştığında Budist bir keşiş, dini metinler okuması ve ölüm

271 Norman C. McClelland, “Shinto/Shintoism”, Encyclopedia Of And Karma, McFarland & Company Publishers, ABD 2010, 247. 272 Mark Cartwright, Buddhism In Ancient Japan, Ancient History Encyclopedia, https://www.ancient.eu/article/1080/buddhism-in-ancient-japan/, (01.09.2020) 273 Halil İbrahim Şenavcu, “Tarihsel Süreç İçerisinde Japon Budizmi: İnanç ve Uygulamaları”, Türkiye Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi, s. 1, İzmir 2016, 59. 274 Mariko Namba Walter, “The Structure of Japanese Buddhist Funerals”, Death And Afterlife In Japanese Buddhism, Ed. Jacqueline I. Stone-Mariko Namba Walter, University of Hawai’i Press, Honolulu 2009, 247. 275 Leslie D. Alldritt, Buddhism, Chelsea House Publishers, Amerika 2005, 102. 276 Marek Zemanek, “The Perfect Passage: Contemporary Buddhist Rites of Death”, Charles University, Prag 1975, 2. 57 anı yaklaşan kişiyi cesaretlendirmesi için eve davet edilmektedir.277 Dini metinlerin

ölecek olan kişinin zihnini rahatlattığına bu sayede onun düşüncelerinin şefkatli ve zihninin meditasyon halinde olarak öleceğine ve bu sayede erdemli bir hayatın tohumunu ekmiş olduğuna inanılmaktadır.278

Budizm’de ölmek üzere olan kişinin, ölüm anı öncesine yönelik bu hazırlıklarla rahat bir şekilde ölmesi sağlanmaya çalışılmasına rağmen ölümün hemen gerçekleşmediği ve bir müddet sürdüğüne dair bir anlayış da bulunmaktadır. Örneğin

Tibet Budizmi’nde, kişinin dış solunumunun sonlanmış olması ve fiziksel olarak hareket etmemesi ölümün onaylanması için yeterli kabul edilmemekte ve iç bilincin hala bedenle bir ilişki içinde olduğuna inanılmaktadır. Ölümün olması için bilincin tamamen bedeni terk etmesi gerektiği kabul edilmekte, kişinin kalbi atmaz, nefesi aynada iz bırakmaz ve vücudunda ısıya dair bir belirti kalmamış durumda olsa bile

ölümün tam gerçekleşmediği, ölüm sürecin hala devam ettiği kabul edilmektedir.279

Tibetliler bu sürenin üç ila yedi gün sürdüğünü düşünmekte ve rahibin p’owa olarak isimlendirilen şuur transferini yapmadan önce ölüyü rahatsız etmenin onun bir sonraki yaşamı için olumsuz sonuçlar doğuracağına inanmaktadırlar.280 P’owa ritüeli sayesinde

ölen kişinin bilincinin doğrudan saf ülkeye gönderilebileceği ve dehşet verici olduğuna inandıkları ara durumdan kurtulacağı kabul edilmektedir. Saf ülkede doğan kişinin de samsara çarkından kurtularak bir daha doğmayacağına ve aydınlanmış olacağına

277 Madhu Bazaz Wangu, World Religions Buddhism, Chelsea House Publishers, New York 2006, 113; Culture and Religion Information Sheet-Buddhism, Department of Local Government, byy 2015, 7. 278 Lati Rinbochay - Jeffrey Hopkins, Death, And Rebirth in Tibetian Buddhism, Amerika 1972, 8. 279 Schopen, 220; Sarat Chandra Das, Journey to Lhasa and Central Tibet, William Clowes and Sons, Londra 1902, 252; Güç - Sharafullina, 77. 280 Demirci, “Cenaze”, 354. 58 inanmaktadırlar.281 Bu ritüelin yapılmaması durumunda ise ölen kişinin bulunduğu kastın daha altında olan bir kastta doğmasına neden olacağı kabul edilmektedir.282 Şuur transferi gerçekleşmeden önce ölünün üzerine beyaz bir örtü örterek beklemekte ve

ölmekte olan kişinin gidişine engel olmamak için geride kalan yakınların ağlamasını uygun görmemektedirler.283 Bu nedenle Tibetliler p’owa ritüelinden önce cesede dokunmaktan ve onu rahatsız etmekten kaçınmaktadırlar.284 Ritüelin ardından ölen kişiye dokunulmasına müsaade edilmekte ve cesedin ortadan kaldırılması için gereken hazırlıklar başlamaktadır. Bu süre tamamlanmadan önce ölü gömülür ya da herhangi bir ortadan kaldırma işlemi uygulanırsa bunu yapan kişinin, bir katilin günahına sahip olacağına inanmaktadırlar.285

Tibet’te ölüm anının sonraki yaşam için önemli bir etkiye sahip olduğuna inanılmakta, bu nedenle ölüm sürecindeki kişinin yanında, ölüm ve yeniden doğuş arasında sıkışıp kalmaması için bilinci yeniden doğuşa yönlendirdiğine inanılan metinler okunmaktadır. Bu metinlerin en önemli kabul edileni “Bardo Thodol”dür.286

281 Margaret Gouin, Tibetan Rituals of Death, Routledge Press, New York 2010, 16-17. 282 İbrahim Sümer, Lotus’un İçindeki İnci, Kara Kutu Yayınları, İstanbul 2003, 214. P’owa ritüelinden önce cesede ilk dokunulan yerde bilincin bedeni terk edeceği kabul edilmekte, eğer bedenin belin altında bulunan bir noktasına dokunularak bilincin uzaklaşmasına neden olunursa ölen kişinin kast sistemindeki bedenin alt kısmını temsil eden kastlardan birinde dünyaya geleceğine inanılmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Gouin, 17). 283 Güç - Sharafullina, 77. 284 Gouin, 17. 285 Güç - Sharafullina, 77. 286 Bardo Thodol; kişinin ölüm anından itibaren nelerle karşılaşacağını, tekrar doğması için ruhun neler yapması gerektiğini anlatan bir rehberdir. Bardo Thodol’e göre kişinin düşünce, niyet ve duygularını kontrol edebiliyor olması ölüm sonrasında ona çok yardımcı olmaktadır. Çünkü öldükten sonraki alemde karşısına çıkacak olan şeyler kişinin kendi zihninin ortaya çıkaracağı ürünlerdir. Dünya hayatında bunları denetleyebilen bir kimse ölümünden sonra karşısına çıkan ve zihin ürünü olan bu yanılsamalara da inanmayacaktır. Budistlere göre 59

Çevirisi “Tibet’in Ölüler Kitabı” olarak literatüre geçmiş olan bu eserin asıl anlamı

“Bardo’da Duyma Yoluyla Kurtuluş”tur.287 Ölüm sürecinde ölümün teyidine kadar geçen sürede ölümü beklenen kişinin yanında bu kitaptan bölümler okunarak onun yeniden bedenleşme yolunda ilerlemesine yardımcı olunduğuna inanmaktadırlar. Tibet

Budizmi’nde bardo, sadece ölülerin geçirdiği bir zaman dilimi olarak kullanılmamaktadır. Bardo, bir başlangıcı ve sonu olan her şey için geçen süreyi ifade etmektedir.288 Budizm’de ruhun olmaması sebebiyle öldükten sonra yeni bedene geçme anlayışının tam olarak idrak edilememesi nedeniyle ortaya çıkmış olan bardo kavramı, yaşam ile ölüm arasında geçen süreyi de ifade etmek için Tibet Budizmi’nde kullanılmaktadır. Ölüm ve yeniden bedenleşmeye kadar geçen sürenin anlamlı hale gelmesi amacıyla Tibet’te kullanılan Bardo kavramı; çeşitli ses, ışık, korku ve etkileyicilik sebebiyle ölen kişinin yeniden doğmasını289 ya da her şeyin bir ve tek olduğunu kavrayarak aydınlanmaya ulaşmasını sağlayan bir süreç olarak kabul edilmektedir.290

Tibet Budizmi’nde ölüm ile ilişkili olan üç çeşit bardo bulunmaktadır: ölme sürecini ifade eden ara durum (chikai bardo), ölüm sonrasındaki durumu açıklayan

yeryüzünde bu meziyetlere sahip olabilen insan sayısının çok az olduğu kabul edilmektedir (Detaylı bilgi için bkz. Şarafullina, 72). 287 Schopen, 220. 288 Bokar Rinpoche, Death and The Art Of Dying in Tibetan Buddhism, ClearPoint Press, California 2001, 11-12. 289 Matthew T. Kapstein, Tibetan Buddhism, Oxford University Press, New York 2014, 94-96. 290 Bardo Thodol’e göre fiziksel ölüm, ölüm sürecinin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Ardından zihin ve enerjinin fiziksel bedenden çekilmeye ve birbiri içerisinde çözülmeye başladığına inanılmaktadır. Bilinçte yaşanan geçişlerden sonra ölen kişinin berrak ve parlak bir aleme uyandığı kabul edilmektedir. Bu aşamada ben ve öteki ayrımı ortadan kalmaktadır. Fakat bu özü tanımayanlar Bardo’da ilerlemeye devam etmekte ve aydınlanmayı tecrübe edememektedirler (Detaylı bilgi için bkz. “Bardo”, Death and Afterlife A Cultural Encylopedia, Ed. Richard P. Taylor, ABC CLIO Publisher, California 2000, 26). 60

(chanyid bardo) ve son olarak yüksek realiteye ulaşılan durumu anlatan (sidpa bardo).291 Tibetlilere göre sırasıyla isimlerini zikrettiğimiz bu bardolar kişinin öldükten sonra zihninin geçtiği aşamaları ifade etmektedir.292 Zihnin parlaklıkla dolu olduğu an, bu aşamaların sonuncusu olarak kabul edilmekte ve bu aşamaya “ölümün açık ışığı” denmektedir. Bu aşama kurtuluşun gerçekleştiği, zihnin doğasının anlaşıldığı an olarak kabul edilmektedir. Fakat bu anı anlayacak olan zihinlerin yalnızca lamalarda ve başarılı manevi uygulayıcılarda bulunduğuna, çoğu ölünün bu durumu anlamadan bu anı geçtiğine inanılmaktadır. Tibet Budizmi’nde Bardo Thodol’ün önemi bu aşamada ortaya çıkmaktadır. Hem geride kalanlar hem de ölen kişi adına tehlikeli olduğu düşünülen kırk dokuz gün boyunca ölenin yolunu bulması için Bardo Thodol ile rehberlik edilmektedir.293 Bu nedenle Tibet’in ölüler kitabı olarak bilinen bu metin içerisinde kişinin yeniden doğuşu için yönlendirmeler bulunduğu ve geride kalanların

Bardo Thodol yönlendirmesiyle ölen kişinin kurtulmasına yardımcı olabileceği kabul edilmektedir.294 Zira ölen kişinin son aşamaya gelmesi Bardo durumundan ayrılarak ruhun yeniden bedenleşmesine neden olmaktadır.295

2. Ölüm Sonrası Yapılan Uygulamalar

Tibet Budizmi’nde gerçekleştirilen p’owa ritüellinin ardından ceset yakınları tarafından kokulu su ile yıkanmakta ve güzel kıyafetler giydirilmektedir.296 Fakat bu

291 Schopen, 221; Güç - Sharafullina, 76. 292 Ölen kişinin geçtiği bu aşamalar sırasıyla; kavramsal düşüncenin sona erdiği ve zihnin beyaz ışıkla dolu olduğu an, ikinci olarak zihnin çözünmesi ve kırmızı sular içerisinde kalmasıdır. Bu aşamadan sonra zihin karanlık içinde kalır ve son olarak da bilincin en açık olduğu ve zihnin parlaklıkla dolduğu andır (Detaylı bilgi için bkz. Schopen, 221). 293 Carl Olson, The A To Z Of Buddhism, Scarecrow Press, Amerika 2009, 64. 294 Schopen, 221-222; Tibet’in Ölüler Kitabı, Çev. Suat Tahsuğ, Ruh ve Madde Yayınları, İstanbul 1991, 13-14. 295 “Bardo”, Death and Afterlife A Cultural Encylopedia, 26. 296 Kapstein, 100. 61 kıyafetler ters şekilde giydirilerek artık o kişinin bu dünyaya ait olmadığı vurgulanmaktadır.297 Ölüm gerçekleştikten ve yapılması gereken hazırlıklar yerine getirildikten sonra geriye cesedin ortadan kaldırılması için yapılacak olan uygulamalar kalmaktadır. Ölünün ölü yakma alanında yakılması ve küllerinin bir kapta saklanması uygulaması diasporadaki Tibetliler için sıkça uygulanan bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Ölüyü yakmanın dışında ceset balıklara, kuşlara veya solucanlara besin olarak sunulmaktadır. Besin olarak cesedin hayvanlara sunulmasının ölenlere değer kattığına inanılmaktadır.298

Japon Budizmi’nde, ölümün gerçekleşmesinden sonra ölen kişinin dudakları su ile nemlendirilmekte ve kötü ruhları uzak tutmak için ölünün göğsüne bir bıçak koyulmaktadır.299 Sembolik olarak ölen kişiye yapılan bu son su ikramı hem kişinin

öldüğünün garantisi hem de ölen adına yapılacak olan ikramların ilki olarak kabul edilmektedir.300 Ölümün kesinleşmesinin ardından ölüm ilan edilmekte ve eve bir rahip

çağrılmaktadır. Rahip, ölen kişinin mezhebi tarafından belirlenen sutrayı okumakta ve bu sayede hem ölen kişinin arındığına inanılmakta hem de ölüm sonrasında yapılacak olan ritüeller için bir ön hazırlık olarak kabul edilmektedir.301 Sutraların tamamlanmasının ardından ölünün vücudu akrabaları tarafından yıkanmaktadır.302

Geleneksel olarak evlerde yapılan bu işlemler günümüzde hastaneler ya da cenaze

297 Güç - Sharafullina, 83. 298 John Powers, Introduction to Tibetan Buddhism, Snow Lion Publications, New York 2007, 349. 299 Elizabeth Kenney, Shinto Mortuary Rites In Contemporary Japan, Cahiers d'Extrême-Asie, s. 9, Paris 1996, 401; Traditions, http://thefuneralsource.org/trad140205.html, (31.08.2020) 300 Kenney, 401. 301 Walter, 262-263. 302 Kenney, 402. 62 evlerinde gerçekleştirilmektedir.303 Yıkanmanın ardından yakınları ölen kişiye cenaze töreni için uygun kıyafetleri giydirmektedir. Ölen kişi erkekse, takım elbise; kadınsa, geleneksel bir kıyafet olan kimono tercih edilmektedir.304 Bölgesel farklılık sebebiyle bazı cenaze törenlerinde ölen kişiye sade beyaz bir kıyafet giydirildiği de bilinmektedir.305 Ceset tabuta yerleştirilmeden önce cesedin hazırlanmasında görevli olan kişi vücuda makyaj yapmaktadır.306 Kıyafetin giydirilmesi ve makyajdan sonra ceset tabuta yerleştirilmekte ve tabutun içine ruhun öldükten sonra geçeceğine inanılan

Cehennem Nehrini rahatlıkla geçebilmesi için para koyulmaktadır. Cesedin hazırlıkları tamamlandıktan ve tabuta yerleştirildikten sonra tabut ziyaretçilerin son görevlerini yerine getirmek için düzenlenen “uyandırma ritüelinin”307 gerçekleşeceği yere götürülmektedir.308

Ölen kişiyi hatırlamak ve ölüm üzerine düşünmek için akrabaların ve yakınların

ölüm sonrasında yaptıkları uyandırma ritüeli, genellikle ölen kişinin evinde yapılmakta fakat bunun mümkün olmadığı durumlarda yerel tapınaklarda da yapılması uygun görülmektedir.309 Uyandırma ritüeli için hazırlanan ceset, ritüelin gerçekleştirileceği yerde bulunan bir sunak üzerine yerleştirilmektedir. Sunağa yerleştirilen tabutun içerisine ölünün bu hayatta sevdiği şeyler konulmaktadır. Ardından tabutun etrafı kuru

303 Alldritt, 103. 304 Billy Hammond, Japanese Buddhist Funerals, http://www.tanutech.com/japan/jfunerals.html, (28.07.2020) 305 Walter, 263. 306 Kenney, 403. 307 Uyandırma ritüeli, ölümün gerçekleştiği gün geride kalan yakınların ölen kişiye saygılarını sunmaları için yapılan törendir (Detaylı bilgi için bkz. Mark Rowe, “Death, Burial, and The Study of Contemporary Japanese Buddhism”, Blackwell Publishing, Religion Compass 3/1, byy 2009, 22). 308 Alldritt, 103. 309 Walter, 263; Joy Hendry, Understanding Japanese Society, Routledge Curzon Press, Kanada 2003, 158. 63 buzla kaplanmakta ve cesedin ziyaretçilerin son vedasına hazır hale geldiği kabul edilmektedir.310 Uyandırmaya katılacak olan kişiler siyah takım elbise, siyah kimono ya da siyah elbise tercih etmektedirler.311

Ziyaretçiler tabutun bulunduğu odaya alınırken girişte onları karşılayan bir görevli bulunmaktadır. Konuklar yaslı aileye yardım etmek için girişte bulunan görevliye özel bir zarf içinde taziye paralarını vermekte, görevli de deftere ziyaretçilerin isimlerini ve verdikleri taziye ücretini not etmektedir.312 Karşılamanın ardından ziyaretçiler, tütsü kokuları içerisinde cenazenin bulunduğu odaya giriş yapmaktadır.

Budist ritüellerinin olmazsa olmazı olarak kabul edilen tütsü, arındırıcı etkisinden faydalanmak amacıyla cenaze ritüelinde de kullanılmakta ve tütsü buharının etkisiyle ziyaretçilerin onları takip etmek isteyen ruhlardan uzaklaşacağına inanılmaktadır.313 Bu nedenle ziyaretçiler aileye baş sağlığı diledikten sonra cenazenin bulunduğu sunak

önünde ölen kişi için bir tütsü sunusu yapmakta ve tütsü buhurunun üstlerine doğru süzülmesine izin vermektedirler.314

Ziyaretçilerin ölen kişi için gerçekleştirdikleri sunuların ardından rahip gelmekte ve sutra okunmaya başlanmaktadır. Sutra okunurken aile üyeleri hiyerarşik bir sırayla sunağın önünde eğilmekte ve onlar da ölen kişi için tütsü sunmaktadır. Ziyaretçiler

ölüye karşı son görevlerini yerine getirdikten sonra yiyecek ve içecek ikramlarının

310 Alldritt, 103. 311 Billy Hammond, Japanese Buddhist Funerals, http://www.tanutech.com/japan/jfunerals.html, (28.07.2020) 312 Şenavcu, Japon Budizmi, 164. 313 Alldritt, 103; David Aldwinckle, The Japanese Way of Death: A Funeral in Sapporo, Japan Policy Research Institue Occasional Paper, 1997, http://www.jpri.org/publications/occasionalpapers/op9.html, (24.04.2021) 314 Walter, 267; Alldritt, 103-104; David Aldwinckle, The Japanese Way of Death: A Funeral in Sapporo, Japan Policy Research Institue Occasional Paper, 1997, http://www.jpri.org/publications/occasionalpapers/op9.html, (24.04.2021) 64 olduğu başka bir odaya geçmekte ve ardından uyandırma ritüelinin yapıldığı yerden ayrılmaktadır.315 Ziyaretçiler uyandırma ritüelinden ayrılırken ya da cenaze töreninden sonra aile katılanlara küçük hediyeler vermekte ve bu hediyelerin yanında ziyaretçilerin omuzlarından dökerek ölümü evlerinden uzak tutmaları ve negatif enerjiden kurtulmaları için bir miktar tuz da eklenmektedir.316 Ziyaretçiler uyandırma ritüelinden ayrıldıktan sonra aile bir sonraki gün gerçekleştirilecek olan cenaze ritüeline kadar cenazenin yanında kalmaktadır.317

Genel olarak Budist cenaze törenleri tercihen ölümün gerçekleştiği hafta içerisinde tamamlanmaktadır. Budistler cenaze törenlerini genelde evde ya da tapınakta değil, özel olarak yapılan cenaze evlerinde gerçekleştirmektedir.318 Budizm’de ölümün gerçekleşmesiyle ruhun hemen bedeni terk etmediğine inanılmaktadır. Ceset soğuyana kadar cesede dokunulması yasak olarak kabul edilmektedir.319 Cesedin soğumasıyla birlikte cenazenin ortadan kaldırılması için gerekli olan ritüel hazırlıklar başlamakta ve ilk olarak ceset yıkanmaktadır.320 Ceset, yıkandıktan sonra sade, günlük ve temiz olarak tercih edilen kıyafetler giydirilmekte ve sonrasında ceset, ritüelin yapılması için hazırlanan tabuta yerleştirilmektedir.

Cesedin hazırlıkları tamamlandıktan ve tabuta yerleştirildikten sonra aile ve ziyaretçilerin son görevlerini yerine getirebilmeleri için cenaze töreninin yapılacağı tapınak ya da evdeki bir odada bulunan sunak üzerine tabut yerleştirilmektedir. Ölünün

315 Billy Hammond, Japanese Buddhist Funerals, http://www.tanutech.com/japan/jfunerals.html, (28.07.2020) 316 Şenavcu, Tarihsel Süreç İçerisinde Japon Budizmi: İnanç ve Uygulamaları, 164. 317 Hendry, 158. 318 “Buddhist Funeral Traditions”, https://www.dignitymemorial.com/support-friends-and- family/buddhist-funeral-traditions, (24.02.2020) 319 Zemanek, 3. 320 Martin J. Boord, Illuminating Sunshine Buddhist Funeral Rituals of Avalokiteshvara, Çev. Rig-dzin rdo-rje, Vandel Verlag Press, Berlin 2012, 180. 65 yerleştirildiği odanın sakin ve huzurlu olması gerektiğine inanılmaktadır.321 Sunak

üzerine yerleştirilen tabutun yanına mum, çiçek, tütsü ve ölen kişinin bir fotoğrafı koyulmaktadır. Ayrıca ölen kişinin Budizm’in Buda, Dharma ve Sangha olarak tanımlanan üçlü cevherine322 sığındığının işareti olarak bir Buda heykeli de sunağın

önüne yerleştirilmektedir.323 Ceset odada bulunduğu süre boyunca ziyaretçilerin veda etmesi için tabut açık tutulmaktadır. Ziyaretçiler aileye başsağlığı diledikten sonra tabutun bulunduğu sunağın önünde saygı işareti yaparak eğilmektedir. Cenazeye katılan ziyaretçiler aileye maddi bağışta bulunmakta ve böylece ölüye olan sorumluluklarını yerine getirmiş olmaktadır. Bu paralar hem cenaze masraflarının karşılanmasında hem de ölen kişinin anısına düzenlenen dini faaliyetlerde kullanılabilmektedir.324

Cenaze ritüeli Budist rahiplerin vaazlarıyla devam etmekte ve vaaz boyunca yas tutanlar rahipten daha aşağıda bir yerde sessizce oturmaktadır. Cenaze törenlerinde aileler Hinduizm’de olduğu gibi yas alameti olarak beyaz renkli kıyafetler tercih etmektedir. Vaaz ve başsağlığı dilekleri sona erince tabut mühürlenerek kapatılmakta ve ceset cenazenin ortadan kaldırılması için uygun mekana götürülmektedir.325

3. Cesedin Ortadan Kaldırılması İçin Yapılan Uygulamalar

Budizm’de cenaze törenlerinin belirli kural ve törenlerinin olmaması nedeniyle kültürel ve bölgesel olarak farklı uygulamaların yapılabildiğini belirtmiştik. Aynı

321 Culture and Religion Information Sheet: Buddhism, Department of Local Government, 2015, 7. 322 Üç cevher; bir kişinin Budizm inancına geçmesi için belirlenmiş olan iman esasıdır. Sırasıyla Buda’ya inanırım, Dharma’ya inanırım ve Sangha’ya inanırım ifadelerinin kabul edilmesi ve ikrar edilmesiyle kişi Budizm dinine girmiş kabul edilmektedir (Detaylı bilgi için bkz. Kutlutürk, “Budizm”, 207). 323 A Guide to a Proper Buddhist Funeral, Buddha Dharma Education Assosiation, Koperasi Buddhisme Malaysia Berhad, Malezya ts, 12. 324 A Guide to a Proper Buddhist Funeral, 16, 22. 325 A Guide to a Proper Buddhist Funeral, 12, 19. 66

şekilde cesetlerin ortadan kaldırılmasında da kesin olarak uygulanması gereken bir yöntem bulunmamakla beraber Hint Dinlerinde öne çıkan cesedin yakılarak imha edilmesi, Budizm’de de sıkça tercih edilen bir yöntem olarak uygulanmaktadır. Ayrıca

Budizm’in kurucusu olan Buda’nın cesedinin de yakılmış olması Budistlerin yakılarak imha edilme yöntemini tercih etmelerinde etkili olmaktadır.326 Fakat yakılma dışında cesedin gömülmesi ve cesetle hayvanların beslenmesi de cesedin ortadan kaldırılması için tercih edilen uygulamalardandır.

Tibet Budizmi’nde ölüleri imha etmek için yakılma, gökyüzüne gömme olarak ifade edilen kuşlara yem etme ve toprağa gömme uygulamaları tercih edilmektedir.327

Cesedi gömme çok tercih edilen bir ortadan kaldırma yöntemi olmamakla beraber kişinin bir hastalık (cüzzam, çiçek hastalığı vs.) sebebiyle ölmesi durumunda uygulanmaktadır. Zira bu gibi durumlarda cesedin akbabalara verilmesi uygun kabul edilmemektedir.328

Tibet’te ölülerin ortadan kaldırılmasında en dikkat çekici yöntem “gökyüzüne gömme” veya “kuşlara saçma” olarak isimlendirilen uygulamadır. Tibet’te gökyüzüne gömme uygulamasının tercih edilmesinde ülkenin coğrafi konumunun da etkili olduğu düşünülmektedir. Bölgenin sert ve kayalık bir yapıya sahip zemini ve uzun kış ayları göz önüne alındığında ölüleri toprağa gömmek için mezar kazılmasının zorluğu ortaya

çıkmaktadır. Ayrıca bölgedeki odun kıtlığı nedeniyle yakılma için ihtiyaç duyulan oduna kolay ulaşılamaması cesedi yakmanın da pratik bir yöntem olmadığını ve bu nedenle tercih edilmediğini göstermektedir.329 Zira Hinduizm’e inanılan bölgelere daha

326 “Buddhist Funeral Traditions, Customs and Beliefs”, https://everloved.com/articles/funeral- customs/buddhist-funeral-traditions-customs-and-beliefs/, (24.02.2020) 327 Powers, 349. 328 Powers, 350; Gouin, 94. 329 Powers, 350. 67 yakın ve coğrafi olarak dağlık olmayan, ormanlık alanların çokça olduğu Butan, Nepal,

Ladakh gibi yerlerde yaşayan ve Tibet Budizmi’ne inananların cesedi ortadan kaldırırken yakma ritüelini uyguladıkları görülmektedir.330 Tibet’te cesetleri gömerek veya yakarak ortadan kaldırmak yerine, “gökyüzüne gömme” olarak ifade edilen kuşlara yem etme uygulamasının coğrafi, iklimsel ve ekonomik zorluklar gibi sebepler yanında tercih edilmesindeki en önemli sebepler, bedene ait bir parçanın geride kalması suretiyle ruhun bedeni terk edememesini ve cesetlerin şeytanlar tarafından ele geçirilmesini önlemek olduğu ifade edilmektedir.331 Ayrıca ölünün bedeniyle kuşların beslenmesinin ölen kişiye liyakat sağladığına ve bunun nihai bir hayır eylemi olduğuna inanılmaktadır.332

Tibet’te cenaze ritüeli, astrolog tarafından belirlenen günde gerçekleştirilmektedir.333 Kişinin doğum ve ölüm tarihine göre belirlenen bu gün,

ölümün gerçekleştiği günden sonraki dördüncü ve onuncu gün arasında bir gün olmaktadır.334 Cenaze ritüelinin yapılacağı belirlenmiş olan gün ceset rahipler tarafından yıkanmaktadır.335 Yıkama gerçekleştirilirken cesedin akbabalara daha çekici hale gelmesi için safran, kafur gibi kokulu su kullanılmaktadır. Kokulu suyla yıkanan ceset kurulanarak kefen benzeri bir beze sarılmaktadır. Ceset, cenaze ritüelinin yapılacağı belirlenmiş olan günün şafak vaktinde akrabalar ve yakın arkadaşları tarafından cesedin

330 Kapstein, 101. 331 Sümer, 215; John Zijiang Ding, “A Comparative Study of Han and Tibetan Views of Death”, Comparative Civilizations Review, Brigham Young University, vol. 74, Utah 2016, 32. 332 Gouin, 69. 333 Kapstein, 100. 334 Robert E. Goss – Dennis Klass, “Tibetan Buddhism And The Resolution Of : The Bardo-Thodol For The Dying And The Grieving”, Death Studies, Taylor & Francis, Amerika 1997, 384. 335 Kapstein, 100. 68 ortadan kaldırılacağı yüksek bir yere götürülmekte ve görevli kişiler tarafından ritüel gerçekleştirilmektedir.336

Gökyüzüne gömme, yüksek tepelerde ölü bedenlerin ceset parçalayıcılar tarafından kesilip parçalanarak akbabaların yemesi için bırakılması işlemini içermektedir. Bu işlemi gerçekleştirmek için görevli olan ceset parçalayıcılar bulunmaktadır. Ceset parçalayıcılar iç organları çıkardıktan sonra ortadan kaldırılacak olan cesedi balta yardımıyla parçalara ayırmaktadırlar. Bu işlemler yapılırken görevliler akbabaların cesede yaklaşmasına izin vermemektedir. Cesedi parçalamakla görevli olan kişiler işlemi tamamladıktan sonra cesedin parçalarını akbabaların yemesi için bırakmaktadırlar. Akbabaların cesedi yemesinin ardından görevli olan kişilerden biri kafatası kemiğinin açıklığından uzun bir iğne sokarak bilincin gitmesini sağlamaktadır.337 Bilinç uzaklaştırıldıktan sonra geride kalan kemikler toplanarak un haline getirilmekte ve arpa unuyla karıştırılarak kuşlara verilmektedir.338

Japonya’da ölülerin yakılarak ortadan kaldırılması başlangıçta kabul edilmemiştir.

Özellikle Konfüçyüsçüler cesedin yakılmasının gömülmesinden daha kirletici olduğu görüşünü savunmuşlardır. Fakat ilerleyen zamanda ölülerin yakılması, cesetlerin ortadan kaldırılmasında en çok uygulanan yöntem olmuştur. Ölü yakma uygulamasının kabul edilmesinde M.S. 700’de Budist bir rahibin, 703’te de İmparator Jito’nun cesedinin yakılmasının etkili olduğu düşünülmektedir. Ayrıca Japonya’da artan kentleşme ile beraber tapınak mezar yapma imkanları da ortadan kalkmış ve ölülerin

şehrin dışında, uzak yerlere götürülmesi gerekmiştir. Aile oldukça büyük öneme sahip olduğu için Japonlar ölen yakınlarından uzakta olmayı uygun görmemiş ve bu nedenle

ölenlerin yakıldıktan sonra geriye kalanların bir kavanoz içerisinde yanlarında olmasını

336 Powers, 350. 337 Powers, 351. 338 Güç - Sharafullina, 84. 69 daha uygun görmüşlerdir. Bunun neticesinde yakılma Japonya’da ölülerin ortadan kaldırılması için tercih edilen ilk yöntem olmuştur.339

Japon Budizmi’nde cenaze ritüeli genellikle uyandırma servisinden (saygı ritüeli) sonraki gün yapılmaktadır.340 Cenaze ritüeline herkesin katılması beklenmemekte geride kalan eş ve dostların, uyandırma ritüeline katılmakla ölen kişiye karşı son görevlerini yerine getirmiş oldukları kabul edilmektedir.341 Ölen kişinin ölümden sonra rahip tarafından verilmiş olan isminin (kaimyo)342 yazılı olduğu ahşap levha (ihai)343 tabutun yanına yerleştirilmekte344 ve ölen kişi tapınak defterinde bu isimle kaydedilmektedir.345

Ölümden sonra verilen bu ismin ölen kişi için kalıcı hale geldiği kabul edilmekte ve evin sunaklarında yer alan anı tabletlerinde bu isimle kaydedilmektedir.346 Cenaze hizmetinin zamanı geldiğinde rahip sutra okumaya başlamakta ve bu aynı zamanda tütsü sunularının başlaması gerektiği anlamını da taşımaktadır. Uyandırma ritüelinde

339 Anna Hiatt, The History Of Cremation In Japan, https://daily.jstor.org/history-japan- cremation/, (31.08.2020); Walter, 248. 340 Walter, 264. 341 Alldritt, 104. 342 Kaimyo; Japonların, geleneksel olarak iman ettikten sonra aldıkları Budist addır. Fakat zamanla cenaze törenlerinin önemli bir parçası haline gelmiştir (Detaylı bilgi için bkz. Yoshiharu Tomatsu, Transforming Ritual Transforming Japanese Funeral Buddhism, Gateways of Power : 21st Century Religion and Ritual in China, Tibet, and Japan Uluslarası Konferansı, University of San Francisco, California 2001, http://www.jsri.jp/English/Jodoshu/conferences/ritualtomatsu.html, (02.09.2020). 343 Ihai; Japon Budist geleneğinde, ölümden sonra ölen kişi için hazırlanan anma levhasıdır. Bu levhada da Japonca “kaimyo” olarak bilinen ve ölüleri anma törenlerinde kullanılan özel bir Budist adıdır (Detaylı bilgi için bkz. Helen J. Baroni, “Ihai”, The Illustrated Encylopedia of Zen Buddhism, The Rosen Publishing, New York 2002, 150-151). 344 Billy Hammond, Japanese Buddhist Funerals, http://www.tanutech.com/japan/jfunerals.html, (28.07.2020) 345 Alldritt, 104. 346 Stephen G. Covell, Japanese Temple Buddhism, University of Hawai’i Press, Honolulu 2005, 169. 70 olduğu gibi yapılan tütsü yakma ritüeli aile üyelerinin sunularıyla başlamakta ve cenaze törenine katılan ziyaretçilerle devam etmektedir.347 Tütsü sunusunun tamamlanmasının ardından cenaze işleriyle ilgilenen kişi olarak genellikle en büyük oğul ziyaretçilere teşekkür etmekte ve cenaze törenine katılamayan kişilerin mektuplarını okuyarak onları temsil etmektedir.348 Tabut mühürlenmeden önce ceset son kez ziyaretçiler için açık hale getirilmekte ardından tabut çivilenerek kapatılmaktadır.349

Cenazenin konduğu tabut mühürlendikten sonra cesedin yakılması için ölü yakma yerine götürülmek üzere cenaze aracına koyulmaktadır. Aile üyeleriyle birlikte ölü yakma alanına gidilmekte ve ceset yakılma işlemi için ölü yakma yerine yani krematoryuma yerleştirilmektedir. Ceset yakma işlemi başladıktan sonra aile üyeleri kemiklerin geri alınacağı zaman geri dönmek üzere oradan ayrılmaktadır. Fakat eve dönerken ölenin ruhunun kendilerini takip etmemesi için geldiklerinden farklı bir yol izleyerek eve dönmektedirler.350 Krematoryum görevlileri tarafından söylenen zamanda aile üyeleri kemikleri almak için tekrar ölü yakma yerine gitmektedirler. Günümüzde yakılma işlemi hızlı bir şekilde gerçekleştirilebildiği için cenaze yakma alanlarında beklemeye uygun yerler bulunmaktadır. Aileler cesedin yakılma işleminin tamamlanmasını burada bekleyebilmekte ve yapılan anonslarla cesedin yakılma işleminin sonlandığını öğrenebilmektedir.351

347 Billy Hammond, Japanese Buddhist Funerals, http://www.tanutech.com/japan/jfunerals.html, (28.07.2020) 348 Alldritt, 104. 349 David Aldwinckle, The Japanese Way of Death: A Funeral in Sapporo, Japan Policy Research Institue Occasional Paper, 1997, http://www.jpri.org/publications/occasionalpapers/op9.html, (24.04.2021) 350 Alldritt, 105. 351 David Aldwinckle, The Japanese Way of Death: A Funeral in Sapporo, Japan Policy Research Institue Occasional Paper, 1997, http://www.jpri.org/publications/occasionalpapers/op9.html, (24.04.2021) 71

Cesedin yakılmasının ardından aile üyeleri kemikleri çubuk yardımıyla toplamaktadır.352 Vücudun alt kısmına ait olan kemiklerden başlanarak kaba yerleştirilen kemikler görevli kişi tarafından toz haline getirilmekte ve parçalanmayacağı için son olarak kafatası kaba yerleştirilmektedir. Buda’ya benzemesi nedeniyle adem elmasıyla birlikte boyun ve çene kemikleri de ayrı bir kaba koyulmaktadır.353 Toplanan kemikler kavanozlara yerleştirilmekte ve bu kavanoz beyaz bir örtüye sarılarak evdeki aile sunağına yerleştirilmektedir.354 Bazen aileler kemiklerin bulunduğu kavanozları mezarlığa götürerek oraya gömmekte ve başlarına yeni isimlerinin yazılı olduğu ahşap levhaları yerleştirmektedirler.355

Pek çok kültürde kişinin ölümünün ardından ruhunun bu dünyada kalmaya devam ettiğine ve geride kalanlara zarar vereceğine inanılmaktadır. Bu durum, geride kalan yakınlarının çeşitli uygulamalarla ölen kişinin ruhunu dünyadan ayrılmaya ikna etmelerinin gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.356 Budizm’de de yapılan cenaze ritüelleri ile

352 Kemikler kaba yerleştirilirken, iki kişi kemiği çubuk yardımıyla birbirine vermektedir. Bu durum cenaze törenlerine özel bir uygulama olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle Japonların yemek yerken kullandıkları çubuklarla aynı yemeği tutmaları veya birbirlerine çubukla yiyecek vermeleri bir tabu haline gelmiştir. Japonların yemek yerken aynı yemeği aynı anda iki kişinin çubuklarıyla tuttuklarında yaşadıkları gerginliğin nedeni bu ritüelin cenaze törenlerinde özel olarak uygulanıyor olması ve yakın birinin ölümünü hatırlatmasıdır (Detaylı bilgi için bkz. Alldritt, 105; Billy Hammond, Japanese Buddhist Funerals, http://www.tanutech.com/japan/jfunerals.html, (28.07.2020); Japanese Funeral Traditions, http://thefuneralsource.org/trad140205.html, (31.08.2020)). 353 David Aldwinckle, The Japanese Way of Death: A Funeral in Sapporo, Japan Policy Research Institue Occasional Paper, 1997, http://www.jpri.org/publications/occasionalpapers/op9.html, (24.04.2021) 354 Alldritt, 105. 355 Billy Hammond, Japanese Buddhist Funerals, http://www.tanutech.com/japan/jfunerals.html, (28.07.2020) 356 Schopen, 224. 72

ölen kişinin bilincinin artık bu dünyaya ait olmadığına ikna olduğuna ve geride kalanları rahat bıraktığına inanılmaktadır.

C. Ritüel Kirlilik ve Yas Dönemi

Tibet Budizmi’nde ölümden sonra geride kalanların ölen kişi ve cenaze ritüeli ile ilgilenmeleri sebebiyle kirlendikleri kabul edilmektedir. Bu kirlilikten kurtulmak için geride kalanların cenaze ritüeli ardından yapması gereken bazı uygulamalar bulunmaktadır. Ayrıca geride kalanlar için sevdikleri birini kaybetmek bir anda kabul edilebilen bir durum olmadığından dolayı aile ve yakınların acılarını hafifletecek ve

ölen kişinin huzurunu sağlayacağına inanılan bazı ritüeller gerçekleştirecekleri yas dönemi bulunmaktadır.

Tibet Budizmi’nde, ceset ortadan kaldırıldıktan sonra ölen kişinin evi temizlenmekte ve tütsü ile arındırılmaktadır. Eve getirilen bir keşişin Prajnaparamita357 okumasıyla cenaze ritüeli tamamlanmakta ve cenaze ritüelinin sonlanmasının ardından geçen kırk dokuz gün boyunca aile üyeleri ölen kişinin olumsuz karmasından uzaklaşmak için dualar etmekte, ibadetler gerçekleştirmektedirler.358 Cenaze ritüeli vasıtasıyla fiziksel beden yok edilerek fiziksel ilişki ortadan kaldırmış kabul edilmekte fakat cenaze ritüelinden sonraki kırk dokuz gün yaşayanlar ve ölüler arasındaki bağın giderek güçlendiğine inanılmaktadır. Bu nedenle cenaze ritüelinin ardından geride kalan yaslılar enerjilerini ölen kişiye aktarabilmek için rahip eşliğinde ruhsal uygulamalar yapmaktadır. Aile üyelerinin ölen için yemek sunularında bulunarak onunla iletişim kurdukları kabul edilmektedir. Öbür dünyadaki yolculuğunda yardımcı olmak için ölen

357 Prajnaparamita; “Bilgeliğin Mükemmelliği” olarak tercüme edilmektedir. Belirli bir zihin durumu oluşturabilmek ve tüm kişiliği yeniden düzenlemek için tasarlanmış olan sutrayı ifade etmektedir (Detaylı bilgi için bkz. The Large Sutra On Perfect Wisdom, İng. Çev. Edward Conze, University of California Press, Londra 1984). 358 Powers, 351; Schopen, 222-223. 73 kişi adına yiyecek sunuları yakılmakta ve bu sunuların dumanı sayesinde kişinin bardo yolculuğunda güç kazandığına ve memnun edildiğine inanmaktadırlar.359 Ölen kişinin kıyafetleri ve varsa mülkleri manastırlarda görevli olan kişilere veya kutsal kabul edilen

Lamalara verilmektedir.360 Kırk dokuz gün boyunca yapılan ruhsal meditasyonlar ve yiyecek sunuları, geride kalanlar için bir teselli ve ölen kişiye veda etme fırsatı sağlamaktadır. Kırk dokuz günlük yas süresinin ardından artık ölen kişinin yeni bir rahimde doğmuş olduğu kabul edilmektedir. Kırk dokuz gün sonunda yas süresi sona ererken Tibetliler her yıl ölüleri için anma ritüeli yapmakta ve onları hatırlamaktadırlar.361

Japon Budizmi’nde, aile anıtlarına yerleştirilmiş olan içi kül ve kemiklerle dolu kapların önünde, kırk dokuz gün boyunca her yedi günde bir olacak şekilde, aile üyeleri tarafından ölen kişiye bir anma ritüeli yapılmaktadır. Başlangıçta da ifade ettiğimiz gibi

Japonlar Budizm’e inanmasalar da cenazelerini Budizm’in bir inananı gibi ortadan kaldırmaktadırlar. Fakat bu durum Budizm’de olduğu gibi ölen kişinin yeni bir bedende hayat bulacağı anlayışını tam olarak kabul ettikleri anlamına gelmemektedir. Bazı

Japonlar yeni bir beden anlayışını kabul ederken bazıları Şintoizm’de olduğu gibi ölen atalarının ruhunun her zaman yanlarında olduğuna, kendilerini izlediğine ve koruduğuna

359 Goss – Klass, 389-390; Gouin, 108. 360 Das, 255. Tibet Budizmi’nde Lamalar dini rehberler olmaları nedeniyle önemli ve kutsal kabul edilmektedir (Detaylı bilgi için bkz. Per Kvaerne, “Tibetan Religions”, ER, Second Edition, Ed. Lindsay Jones, Thomson Gale Corporation, vol. 13, Amerika 2005, 9182). Kutsal kabul edilen Lamalara bu dünyaya ait olan mal mülk bırakılıyor olması Budistlerin yaşam anlayışıyla uyumlu görünmemektedir. Zira Budistlerin keşiş olsun yahut olmasın maddi olan şeylere bağlanmaması gerektiğine inanılmaktadır (Detaylı bilgi için bkz. Günay Tümer, “Budizm”, DİA, TDV Yayınları, c. 6, İstanbul 1992,357). Ancak Lamalara bırakılan bu maddi kaynaklarla onların manastır yapması ve hayır işlerine kullanması makul görünmektedir. 361 Goss – Klass, 391-392. 74 inanmaktadırlar.362 Atalarının her zaman onlarla birlikte olduğuna inanan Japonlar da hiçbir zaman atalarını anmayı terk etmemektedirler.

Yeni bir bedene geçişin kabul edildiği durumlarda kırk dokuzuncu günde ölen kişinin yeniden doğuşunun gerçekleşeceği alemin belirlendiğine inanılmaktadır.363 Bu nedenle ilk kırk dokuz gün sıklıkla yapılan ritüellerin ardından anma törenleri ölümün gerçekleşmesini takiben birinci, üçüncü, yedinci, on üçüncü, yirmi beşinci, otuz üçüncü ve ellinci yıllarda da aile üyeleriyle birlikte yapılmaktadır.364 Bu törende Budist bir rahip çağrılarak sutra okuması ve dua etmesi istenmektedir. Aileler Budist tapınaklara giderek dua etmekte ve ölen kişi için sunularda bulunmaktadırlar.365 Yapılan bu törenler ve sunular sayesinde ölmüş olan atalarının düzenli olarak hatırlandığı kabul edilmektedir.366

Ata ruhlarının her zaman kendileriyle birlikte olduğuna inanan Japonlar da kırk dokuz gün süren ritüeli gerçekleştirmektedir. Ayrıca her yıl Temmuz ya da Ağustos aylarında düzenlenen “Ataları Anma Bayramı” olarak da bilinen ve en büyük Budist festivali olan Bon Festivali Budist olan olmayan bütün Japonlar tarafından kutlanmaktadır.367 Budist bir festival olarak görülmemesinin nedeni ise aile birleşimini temin ediyor olduğu kabul edilmesidir. Bu nedenle festivalin dini yönü gölgede bırakılarak sosyal anlamı ön plana çıkarılmaktadır.368 Japonlar bu bayramda atalarının ruhlarının yaşayan akrabalarını ziyaret etmek için geri geldiğine inanmakta ve atalarının

362 Walter, 270; Halil İbrahim Şenavcu, Japon Dini Bayramları, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi SBE, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Çanakkale 2006, 24. 363 Walter, 268. 364 Nika Efanova, Funeral Buddhism: A Religion in Crisis, University of Iceland School of Humanities Japanese Language and Culture, 2013, 19; Şenavcu, Japon Budizmi, 165. 365 Hendry, 120. 366 Şenavcu, Japon Budizmi, 166. 367 Şenavcu, Japon Dini Bayramları, 74; Efanova, 20. 368 Efanova, 20. 75 küllerinin bulunduğu yerleri ziyaret etmektedirler.369 Her zaman yanlarında olduğuna inandıkları atalarının bu bayramda hayatta olanlarla daha yakın irtibat kurmak istediklerine inanmakta ve ata ruhlarının evlerini kolay bulmaları için evlerini fenerlerle süslemekte, evlerin girişinde onlar için yiyecek-içecek sunularında bulunmaktadırlar.370

Ölülerle bağlantılı olmasına rağmen Bon festivalinde en dikkat çekici uygulama

“bon odori” dansıdır. Ataların ruhlarını memnun etmek ve onları hoş karşılamak için yapılan bu dans renkli kıyafetlerle sokaklarda gerçekleştirilmektedir.371 Her yıl kutlanan ve üç gün süren Bon festivalinin sonunda ruhların ölüler alemine geri döndüğüne inanılmaktadır. Ruhların ölüler diyarına dönmeleri için yollar, tıpkı evlerin kolayca bulunmasını sağlamak amacıyla fenerlerle aydınlatıldığı gibi aydınlatılmakta ve içerisinde atalara sunulmuş olan yiyeceklerin bulunduğu bir kayık ile bu dünyadan yolcu edilmektedir.372

369 Ian Reader, Religion in Contemporary Japan, Macmillian Press, Londra 1991, 98; Robert E. Buswell, Encyclopedia of Buddhism, vol. 1, Routledge Press, New York 2004, 22. 370 Şenavcu, Japon Dini Bayramları, 75. 371 Reader, 100; Şenavcu, Japon Dini Bayramları, 76. 372 Reader, 100; Efanova, 20. 76

SONUÇ

Ölüm ve ölüm sonrasında gerçekleştirilen cenaze ritüeli uygulamaları her dinde ve toplumda farklılıklar içermekle beraber geçmişten günümüze uygulana gelmektedir.

İnsanlığın var oluşundan itibaren yapılmakta olan ve dinlerle birlikte sistemli hale gelen cenaze ritüellerinde yaygın olarak tercih edilen ceset ortadan kaldırma yöntemleri; gömme, yakma ve mumyalamadır. Antik dinlerde gerçekleştirilen cenaze ritüellerinde bu üç uygulama cesetlerin ortadan kaldırılmasında uygulanmış olan yöntemlerdendir.

Günümüzde var olan dinlerin cenaze ritüellerinde farklı ceset ortadan kaldırma yöntemleri bulunmakla beraber bu üç uygulama içinden inanılan dinin koymuş olduğu emirlere uygun olan ceset ortadan kaldırma yöntemi sıklıkla tercih edilmekte ve ölen kişinin bu sayede huzura kavuştuğuna inanılmaktadır.

Cenazelerin ortadan kaldırılması ile ilgili yukarıda bahsettiğimiz dini perspektif

Hint kökenli dinlerde de karşımıza çıkmakta ve bu dinlere mensup olan insanlar

öldükten sonra ruhun yahut bilincin, bu dünya hayatında yapmış olduğu eylemler neticesinde yeni bir bedende dünyaya geleceğine inanmaktadırlar. Yeniden bedenleşme hususunda insanların bu dünyada yapmış oldukları fiiller kadar önemli kabul edilen ve bir geçiş olarak görülen cenaze ritüeli, geride kalanların ölen kişi için yerine getirmesi gereken bir ritüel olarak görülmektedir. Hinduizm ve Budizm dinleri arasında cenaze ritüeli uygulamalarında farklar bulunsa da geride kalanların sorumluluğunda olan bu tören her iki dinde de var olan ve önemi yadsınmayan bir uygulamadır.

Hinduizm ve Budizm’de uygulanan cenaze ritüelleri incelendiğinde,

Hinduizm’de uygulanan cenaze törenlerinde mezhepsel olarak ortaya çıkan farklılıklar bulunmakta, fakat bu farklılıklar Budizm’de olduğu gibi bütün cenaze ritüelini etkileyen süreci kapsamamaktadır.

Hinduizm’de kişinin ölümünün yaklaştığı düşünülen ilk andan itibaren cenaze ritüeli için gerekli kabul edilen uygulamalar yapılmaya başlamaktadır. Ölecek kişinin huzurlu bir şekilde son nefesini vermesi için mantralar okunmakta ve ölümün gerçekleşmesinden sonra cesedin ortadan kaldırılmasında gerekli olan hazırlıklar yapılmaktadır. Ölüm gerçekleştikten sonra cesedin temizlenmesi ve kefenlenmesi yapılarak yakma alanına götürülmektedir. Öldükten sonra ruhun yeni bir bedene geçiş sürecini etkilediğine inanılan cenaze ritüelinde cesetlerin yakılarak ortadan kaldırılmasının nedeni yakmanın bu geçişi hızlandırdığına inanılmasıdır. Yakmanın sona ermesi ile ölü adına yemek verilmekte ve aile bireylerinin yas süreci başlamaktadır. Belirli yasakları olan bu dönemin sonunda aile bireyleri eski hayatlarına dönebilmektedir.

Günümüzde özel durumlar dışında Hinduizm’de cesetler halen yakılarak ortadan kaldırılmaktadır. Ölen kişinin mensup olduğu kasta, geleneğe ve bazı özel durumlara bağlı olarak farklılıklar görülse de fiziki dünyadaki son ritüel olarak kabul edilen cenaze töreni, Hinduizm’de oldukça önemli bir yere sahiptir. Yapılması gereken her bir uygulamanın ölen kişinin rahatı ve ölenin ruhunun geride kalanları rahatsız etmemesi için yerine getirilmesinin zorunlu olduğu kabul edilmektedir. Hindular için ölen kişilerin ardından detaylı olarak yapılan cenaze ritüelinin önemi asırlardır olduğu gibi korunmaya ve gelecek nesillere aktarılmaya devam etmektedir.

Hint kökenli dinlerden olan Budizm’de ise kurtuluşun bireysel olduğuna inanılmaktadır. Kişinin bu dünyada yapmış olduğu eylemler sonucunda yine bu dünyada Nirvana’ya ulaştığı kabul edilmektedir. Bu anlayış sonucunda Budistler, cenaze ritüeli ile ilgili diğer dinlerde olduğu gibi detaylı olarak belirlenmiş olan bir dizi kural ortaya koymamışlardır. Budistlerin ölüm anında kurtuluşu kolaylaştıracağına inandıkları kesin bir uygulama bulunmamakla birlikte içinde yaşadıkları kültürel mirası

78

Budist inançlarıyla bütünleştirerek cenaze ritüellerini gerçekleştirdikleri ve ölülerini ortadan kaldırdıkları bilinmektedir. Bu durum sonucunda Budizm’e inanan insanlar arasında uygulanan cenaze ritüellerinde farklılıklar olduğu gözlemlenmektedir.

Budizm’de ele aldığımız iki gruptan Tibet Budizm’ine inanan insanların yaşadıkları bölgenin coğrafi koşulları başta olmak üzere kültürel etkiler sebebiyle de cenaze ritüelleri uygulamaları oldukça dikkat çekmektedir. Tibet Budizm’inde ölümün gerçekleşmesinden sonra yapılan bilinç aktarımının ardından ceset yıkanmakta ve uygun kıyafetler giydirilmektedir. Tibet’te cenaze ritüeli araştırmalarında ceset ortadan kaldırma yöntemi olarak diğer uygulamalara nazaran sıklıkla tercih edilen kuşlara vermek suretiyle gökyüzüne gömme uygulaması dikkat çekmektedir. Bu uygulamanın yapılmasında Budizm’in yayıldığı bölgelerde var olan sosyal ve kültürel farklılıklara engel olmaması ve Tibet’in coğrafi konumunun diğer ceset ortadan kaldırma yöntemlerinin uygulanmasına elverişli olmamasının etkili olduğu tahmin edilmektedir.

Ceset ortadan kaldırıldıktan sonra Tibetliler için kırk dokuz gün süren ölen kişiye veda ve yas süreci başlamaktadır.

Japon Budizm’inde ise Budist rahipler sadece Budist halkın değil, Şinto inancına mensup insanların da cenaze törenlerini Budist anlayış ve uygulamalarına göre icra etmektedirler. Bu törenlerde Budist rahipler, ölümün gerçekleşmesinden sonra öncelikle cesedi yıkayıp giydirmektedir. Ölümün gerçekleştiği günden sonra yapılacak olan cenazeyi ortadan kaldırma ritüeline kadar geçen sürede ölen kişi için uyandırma ritüeli

(saygı töreni) yapılmaktadır. Genellikle yakma uygulamasının yapıldığı Japon cenaze törenlerinin ardından geride kalanlar kırk dokuz gün boyunca yapılması gerektiğine inandıkları anma ritüellerini gerçekleştirmektedirler. Cenaze törenlerinde Budist uygulamaları tercih eden Japonlar, kendi kültürlerinde var olan ölüm ve sonrası

79 inançlarını da terk etmeyerek ata ruhları olarak kabul ettikleri ölülerine karşı sorumluluklarını yerine getirmektedirler.

Yaptığımız bu çalışmada dinlerin, kendi mensuplarının hayatlarını derinden etkileyen ve sosyal bir varlık olan insanın bu dünyadaki hayatını anlamlı hale getirmenin yanında ölümden sonra var olacak hayatı da anlamlandırmayı amaçlayan bir olgu olduğu görülmektedir. Ölüm anı, cenaze törenleri, geride kalanların yapıp etmeleri ve ölüm sonrasında yapılması gereken uygulamalar hem din hem de kültürel inançlarla bir araya gelerek uygulanmaktadır. Yaptığımız bu araştırmada Hinduizm ve Budizm dinlerinde cesedin ortadan kaldırılmasına ve ceset ortadan kaldırıldıktan sonra geride kalanların geçirdiği yas döneminin benzer olduğu görülmektedir. Bu benzerliklerin yanı sıra Budizm’in dünya hayatında kurtuluşa daha fazla odaklanması ve Budizm’in yayıldığı bölgeler arasında kültürlerle harmanlanması sebebiyle farklı Budist gruplarında farklı cenaze törenlerinin mevcut olduğu görülmüştür. Sonuç olarak değişik dinlerdeki cenaze törenleri ve cenazeyi ortadan kaldırma yönteminde değişen tercihlere rağmen, hemen hemen bütün inançların esas amacının ölen kişi adına yapılan bu son törende onu en iyi şekilde uğurlamak ve bir sonraki yaşamına huzurlu olarak başlaması için geride kalanların üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirmek olduğu anlaşılmaktadır.

80

BİBLİYOGRAFYA

______“Ancestors”, Encylopedia of Buddhism, Ed. Robert E. Buswell,

Macmillan Reference, Amerika 2004.

______“Bardo”, Death and Afterlife A Cultural Encylopedia, Ed. Richard P.

Taylor, ABC CLIO Publisher, California 2000.

______“Chevra Kaddisha”, Death and Afterlife A Cultural Encylopedia

Jewish, Ed. Richard P. Taylor, ABC CLIO Publisher, California 2000.

______“Funerary Customs”, Death and Afterlife A Cultural Encylopedia

Jewish, Ed. Richard P. Taylor, ABC CLIO Publisher, California 2000.

______“Hinduism”, http://www.econdolence.com/learn/articles/hindu- funeral-burial/ (22.11.2019).

______“Ölüm”, AnaBritannica, Ana Yayıncılık ve Encyclopedia Britannica

Yayınları, C. 11, İstanbul 1986.

______A Guide to a Proper Buddhist Funeral, Buddha Dharma Education

Assosiation, Koperasi Buddhisme Malaysia Berhad, Malezya ts.

______A Guide to Japanese Buddhism, Ed. Kodo Matsunami, Japan Buddhist

Federation, Tokyo 2004.

______Alternative Funerals & End-of-Life Celebrations, “Hindu Death

Ritual”, https://www.friendsaf.com/hindu-death-ritual/ (12.12.2019).

______Antyeshti Samskar Committee, Hindu Antyeshti Samskar, Vishwa

Hindu Parishad Inc., Amerika 2009.

81

______Cremation Institute, “Hindu Funeral Cremation Guide: The

Ceremony, Beliefs, Customs & More”, https://cremationinstitute.com/hindu-cremation- funeral/ (22.11.2019).

______Culture and Religion Information Sheet-Buddhism, Department of

Local Government, byy 2015.

______DİB İlmihali, DİB Yayınları, C. 1, Ankara 2006.

______Dinler Tarihi Ansiklopedisi, Ed. Ercan Arıklı, Gelişim Basım ve

Yayım A.Ş., C. 2, İstanbul ts.

______Dünya Dinleri, “Hindu İnanç ve Uygulamaları”, http://www.dunyadinleri.com/tr-TR/dunya-dinleri/hinduizm-inanc-ve- uygulamalari/oku_hinduizm-de-olu-yakma-toreni-antyesthi-antyesti (20.11.2019).

______Encylopedia of Buddhism, “Buddha, Life of The”, Ed. Robert E.

Buswell, Macmillan Reference, Amerika 2004.

______From the Editors of Hinduism Today Magazine, What is Hinduism?,

Himalayan Academy, Amerika 2007.

______Japanese Funeral Traditions, http://thefuneralsource.org/trad140205.html, (31.08.2020).

______Soul Of Japan, An Introduction to Shinto and Ise Jingu, Printed in

Japan, Tokyo 2013.

______The Garuda Purana, İng. Çev. Ernest Wood - S.V. Subrahmanyam,

Global Grey ebooks, 1911, https://www.sacred-texts.com/hin/gpu/index.htm,

(23.04.2021).

82

______Tibet’in Ölüler Kitabı, Çev. Suat Tahsuğ, Ruh ve Madde Yayınları,

İstanbul 1991.

______World Religions: Almanac, Ed. Neil Schlager- Jayne Weisblatt,

Thomson Gale Press, C.2, Amerika 2007.

“Antyeshti: Funeral Rites”, https://iskconeducationalservices.org/HoH/practice/rites-of- passage/antyeshti-funeral-rites/ (11.12.2019).

“Buddhist Funeral Traditions, Customs and Beliefs”, https://everloved.com/articles/funeral-customs/buddhist-funeral-traditions-customs-and- beliefs/, (24.02.2020).

“Buddhist Funeral Traditions”, https://www.dignitymemorial.com/support-friends-and- family/buddhist-funeral-traditions, (24.02.2020).

“Hinduism”, http://www.econdolence.com/learn/articles/hindu-funeral-burial/

(22.11.2019).

ACHARYA, Paṇḍit U.Ve Sri Rama Ramanuja, Shraddha Prayoga Pustaka, Simha

Publications, byy 2014.

AKYAR, Nevfel, Zerdüştilikte Ahiret İnancı ve Cenaze Törenleri, Uludağ Üniversitesi

SBE, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Bursa 2018.

ALDWINCKLE, David, The Japanese Way of Death: A Funeral in Sapporo, Japan

Policy Research Institue Occasional Paper, 1997, http://www.jpri.org/publications/occasionalpapers/op9.html, (24.04.2021).

ALICI, Mehmet, Mecusilik, Dünya Dinleri, Ed. Şinasi Gündüz, Milel ve Nihal

Yayınları, İstanbul 2019.

83

ALLDRITT, Leslie D., Buddhism, Chelsea House Publishers, Amerika 2005.

ASADI, Aaron, All About History Book Of Ancient Egypt, Imagine Publishing,

Avustralya 2015.

AYDIN, Mahmut, Anahatlarıyla Dinler Tarihi, Ensar Neşriyat, İstanbul 2013.

BARONI, Helen J., The Illustrated Encylopedia of Zen Buddhism, “Ihai”, The Rosen

Publishing, New York 2002.

BEHAR, Rabi Nisim, Dini Uygulama Rehberi, Çev. Mordehay Yanar, Gözlem

Gazetecilik Basım ve Yayın A.Ş., İstanbul 2009.

BHASKARANANDA, Swami, The Essentials of Hinduism, Viveka Press, Kanada

2002.

BONNEFEY, Yves, Antik Dünya ve Geleneksel Toplumlarda Dinler ve Mitolojiler

Sözlüğü, Dost Kitabevi Yayınları, C.1, Ankara 2000.

BOORD, Martin J., Illuminating Sunshine Buddhist Funeral Rituals of Avalokiteshvara,

Çev. Rig-dzin rdo-rje, Vandel Verlag Press, Berlin 2012.

BREWER, Douglas J. - TEETER, Emily, Mısır ve Mısırlılar, Çev. Nihal Uzun, Arkadaş

Yayınevi, Ankara 2017.

BUDGE, E.A. Wallis, Mısır’da Ölüm Sonrası Fikri, Çev. Rengin Ekiz, Ege Meta

Yayınları, İzmir 2001.

BUSWELL, Robert E.– LOPEZ, Donald S., “Mala”, The Princeton Dictionary of

Buddhism, Princeton University Press, Amerika 2014.

84

BUSWELL, Robert E., Encyclopedia of Buddhism, vol. 1, Routledge Press, New York

2004.

CARTWRIGHT, Mark, “Buddhism In Ancient Japan”, Ancient History Encyclopedia, https://www.ancient.eu/article/1080/buddhism-in-ancient-japan/, (01.09.2020).

CHAITANYA, Sri Dhira, Bereavement And Final Samskara (Antyesti) in Hindu

Tradition, Purna Vidya Trust, New York 2005.

CILLIERS, Louise, “Burial Customs And The Pollution Of Death in Ancient Rome:

Procedures And Paradoxes”, Acta Theologica 26 (2), byy 2017, 128-146.

CILLIERS, Louise, “Burial Customs, The Afterlife and The Pollution of Death in

Ancient Greece”, Acta Theologica 26 (2), byy 2015, 44-61.

CİVELEK, Aynur, “Roma Cenaze Törenleri ve Ölü Gömme Gelenekleri”, Arkeoloji ve

Sanat Dergisi, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, S. 124, 2007, 71-80.

COVELL, Stephen G., Japanese Temple Buddhism, University of Hawai’i Press,

Honolulu 2005.

ÇETİNKAYA, Haluk, “Roma ve Bizans İmparatorluklarında Ölüm Algısı ve Mezar

Türleri”, MSGSÜ SBE Dergisi, S. 3, İstanbul 2011, 18-38.

DALY, Kheera - Novoa, Antyeshti Samskaara: Hindu Funerary Rites in Trinidad

(Shortened Presentation Copy), Paper Presented At The Indian Diaspora World

Convention, West Indies University, Jamaika 2017.

DAS, Sarat Chandra, Journey to Lhasa and Central Tibet, William Clowes and Sons,

Londra 1902.

DEMİRCİ, Kürşat, “Cenaze”, DİA, TDV Yayınları, C. 7, İstanbul 1993.

85

DEMİRCİ, Kürşat, “Şintoizm”, DİA, TDV Yayınları, C. 39, İstanbul 2010.

DEMİRCİ, Kürşat, Hinduizmin Kutsal Metinleri Vedalar, İşaret Yayınları, İstanbul

1991.

DICKINSON, O.T.P.K, “Ancient Greece”, Encyclopedia of Cremation, Ed. Douglas J.

Davies-Lewis H. Mates, Ashgate e-Book, İngiltere 2005.

DING, John Zijiang, “A Comparative Study of Han and Tibetan Views of Death”,

Comparative Civilizations Review, Brigham Young University, vol. 74, Utah 2016, 9-

37.

EFANOVA, Nika, Funeral Buddhism: A Religion in Crisis, University of Iceland

School of Humanities Japanese Language and Culture, byy 2013.

EL-BİRUNİ, Ebu Reyhan Muhammed b. Ahmed, Tahkiku Mali’l-Hind, Çev.

Kıvameddin Burslan, TTK Yayınları, Ankara 2018.

ELIADE, Mircea, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, Çev. Ali Berktay, Kabalcı

Yayınevi, C. 2, İstanbul 2003.

ERDOĞDU, M. Yüksel-ÖZKAN, Mustafa, “Farklı Dini İnanışlardaki Bireylerin Ölüm

Kaygıları ile Ruhsal Belirtiler ve Sosyo-Demografik Değişkenler Arasındaki İlişkiler”,

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 14 (3), Malatya 2007, 171-179.

Facts and Details, “Hindu Funerals, Cremation And Varanasi”, http://factsanddetails.com/india/Religion_Caste_Folk_Beliefs_Death/sub7_2h/entry-

4156.html (22.11.2019).

86

FIRTH, Shirley, “Death, Dying and Bereavement in a British Hindu Community”,

(Yayınlanmamış Doktora Tezi), University of London, School of Oriental and African

Studies, Amerika 1994.

FREEMAN, Charles, Mısır, Yunan ve Roma, Çev. Suat Kemal Angı, Dost Yayınları,

Ankara 2003.

Funeral Rites Across Different Cultures, Hindu Creamation Customs and Rites, Section

Nine Critical Incident Guide, 37, https://www.egfl.org.uk/sites/default/files/imported/categories/safety/_docs/crit_incd/09

%20Funeral%20Rites%20across%20Different%20Cultures.pdf , (20.09.2019)

GOSS, Robert E. – KLASS, Dennis, “Tibetan Buddhism And The Resolution Of Grief:

The Bardo-Thodol For The Dying And The Grieving”, Death Studies, Taylor & Francis,

Amerika 1997, 377-395.

GOUIN, Margaret, Tibetan Rituals of Death, Routledge Press, New York 2010.

GÖKÇÖL, Tanju, Dinler Tarihi Ansiklopedisi: Hıristiyanlık, C. 2, Medya Ofset, byy ts.

GREEN, Jennifer - GREEN, Michael, Dealing With Death, Chapman & Hall, Hong

Kong 1992.

GÜÇ, Ahmet – SHARAFULLİNA, Aliya, “Tibet Budizmi’nde İnanç Esasları ve Ölüm

Ötesi”, Uludağ Üniversitesi, SBE Dergisi, C. 9, Bursa 2016.

GÜNDÜZ, Şinasi – OLGUN, Hakan – SALİHOĞLU, Mahmut – TOKAY, Elif, Dinler

Tarihi, İ.Ü. Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, İstanbul ts.

GÜNGÖR, Ali İsra, “Ölüm Ötesi”, Dinler Tarihi, Ed. Ahmet Hikmet Eroğlu, AÜ

Uzaktan Eğitim Yayınları, Ankara 2013.

87

GÜRE, Mustafa, Dinlerde Geçiş Dönemleriyle İlgili İnanç ve Uygulamalar, AÜSBE,

(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2015.

GÜRKAN, Salime Leyla, Yahudilik, İsam Yayınları, İstanbul 2015.

HAMMOND, Billy, Japanese Buddhist Funerals, http://www.tanutech.com/japan/jfunerals.html, (28.07.2020).

HARMAN, Ömer Faruk, “Matem”, DİA, TDV Yayınları, C. 28, Ankara 2003.

HART, George, Mısır Mitleri, Çev. Mehmet Sait Türk, Phoenix Yayınları, Ankara

2008.

HAY, Jeff, World Religions, Gale Cengage Press, Amerika 2007.

HENDRY, Joy, Understanding Japanese Society, Routledge Curzon Press, Kanada

2003.

HERODOTOS, Herodot Tarihi, Çev. Müntekim Ökmen, T.İ.B Kültür Yayınları,

İstanbul, 2012.

HIATT, Anna, The History Of Cremation In Japan, https://daily.jstor.org/history-japan- cremation/, (31.08.2020).

Hinduism Part: 2, Additional Notes on Hindu Funeral Ceremonies, Agreed Syllabus for

Religious Education, https://www.minutes.haringey.gov.uk/documents/s5107/Additional%20notes%20on%2

0Hindu%20funeral%20ceremonies.pdf (20.11.2019).

HOLT, John C., “Assisting The Dead By Venerating The Living”, Buddhism Critical

Conceps in Religious Studies, Ed. Paul Williams, C. 1, Routledge Press, New York

2005.

88

HOPKINS, Thomas J., “Hindu Views of Death and Afterlife”, Death and Afterlife, Ed.

Hiroshi Obayashi, Princeton University Press, Londra 1992. https://en.wikipedia.org/wiki/Japamala, (23.04.2021). https://www.britannica.com/science/death/Hinduism, (09.12.2019). https://www.britannica.com/topic/shraddha, (05.11.2020).

İNCİ, Ramazan, İlahi Dinlerde Cenaze ve Defin, Süleyman Demirel Üniversitesi SBE,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Isparta 2019.

İPLİKÇİOĞLU, Bülent, Eskiçağ Tarihinin Ana Hatları, Marmara Üniversitesi

Yayınları, İstanbul 1990.

JONES, Constance A. – RYAN, James D., “Funeral Rites”, Encyclopedia of Hinduism,

Facts on File, New York 2007.

JONES, Constance A. – RYAN, James D., “Yama”, Encyclopedia of Hinduism, Facts on File, New York 2007.

JONES, Constance, Huzur İçinde Yatsın, Çev. Mehmet Gürsel, Dharma Yayınları,

İstanbul 2004.

KAPSTEİN, Matthew T., Tibetan Buddhism, Oxford University Press, New York 2014.

KARAMAN, Fikret, “Cenaze Defni ve Kabir Ziyareti Üzerine Bir İnceleme”, Diyanet

İlmi Dergisi, C. 35, S. 2, 1999, 21-34

KARAÖZ ARIHAN, Seda, Karia Bölgesi Ölü Gömme Adetleri, Ankara SBE

Antropoloji Anabilim Dalı, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2007.

89

KARATAŞ, Hüsamettin, “Erken Dönem Japon Budizmi”, Fırat Üniversitesi İlahiyat

Fakültesi Dergisi, S. 2, Elazığ 2013, 53-67.

KATAR, Mehmet, “Hıristiyanlıkta İsa’nın Doğumu ile İlgili Kutlamaların Ortaya

Çıkışı”, İslamiyat Dergisi, (‘İsa Anısına’ Özel Sayısı), C. 3, S. 4, Ankara 2000, 115-

131.

KENNEY, Elizabeth, Shinto Mortuary Rites In Contemporary Japan, Cahiers d'Extrême-Asie, S. 9, Paris 1996, 397-439.

KESKİN, Mehmet, “Kefen”, DİA, TDV Yayınları, C. 25, Ankara 2002.

KIZIL, Abuzer, “Antik Dönem Yunan Dünyası’nda Ölüm Kavramı Ve Bununla İlgili

Bazı Betimler”, Uluslararası Amisos Dergisi, C. 2, S. 3, 2017, 32-65.

KONYAR, Erkan, Eski Mısır Tarihi, İÜ Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, İstanbul ts.

KUMAR, Pramod – KHAN, Naushad – SINGH, Prashant Deo – SINGH, Anand –

Yogesh - YADAV, Vikas, Panchagavya: A Low Cost Organic Input In Organic

Farming-A Review, International Journal of Chemical Studies, 6(6), Hindistan 2018.

KUMARI, Sarita – GUITE, Nemethianngai, “Occupational Health Issues in Funeral

Work: A Study of Dom Caste in Varanasi City”, Uttar Pradesh, Health, Safety and Well-

Being of Workers in the Informal Sector in India, Ed. Sigamani Panneer -Sanghmitra S.

Acharya-Nagarajan Sivakami, Springer Nature, Singapur 2019.

KURTZ, Donna C.- BOARDMAN, John, Greek Burial Customs, Thames and Hudson,

Londra 1971.

KUTLUTÜRK, Cemil, “Budizm”, Dünya Dinleri, Ed. Şinasi Gündüz, Milel ve Nihal

Yayınları, İstanbul 2019.

90

KUTLUTÜRK, Cemil, “Hinduizm’de Cenaze Törenleri(Antyeşti Samskara)”, e-

Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, C. 8, S.1, byy 2016, 177-196.

KUTLUTÜRK, Cemil, “Hint Dinleri”, Dünya Dinleri, Ed. Şinasi Gündüz, Milel ve

Nihal Yayınları, İstanbul 2019.

KÜÇÜK, Abdurrahman – TÜMER, Günay – KÜÇÜK Alparslan, Dinler Tarihi,

Berikan Yayınları, Ankara 2018.

KVAERNE, Per, “Tibetan Religions”, Encyclopedia of Religion, Second Edition, Ed.

Lindsay Jones, Thomson Gale Corporation, vol. 13, Amerika 2005.

LEPAN, Halid, “Eskiçağda Kremasyon”, İÜSBE, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans

Tezi), İstanbul 2019.

LOCHTEFELD, James G., “Adoption”, The Illustrated Encyclopedia of Hinduism, The

Rosen Publishing, New York 2002.

LOCHTEFELD, James G., “Antyeshthi (“last rites”) Samskara”, The Illustrated

Encyclopedia of Hinduism, The Rosen Publishing, New York 2002.

LOCHTEFELD, James G., “Deathbed Rites”, The Illustrated Encyclopedia of

Hinduism, The Rosen Publishing, New York 2002.

MCCLELLAND, Norman C., “Shinto/Shintoism”, Encyclopedia Of Reincarnation And

Karma, McFarland & Company Publishers, ABD 2010.

MODI, Jivanji Jamshedji, The Religious Ceremonies and Customs Of The Parsees,

Book-Sellers Publishers, Bombay 2011.

OLSON, Carl, The A To Z Of Buddhism, Scarecrow Press, Amerika 2009.

91

ONDRACKA, Lubomir, “Antyestii”, Hinduism and Tribal Religions, Ed. Pankaj Jain-

Rita D. Sharma-Madhu Khanna, Springer Nature Press, New York 2020.

ÖRS, Hayrullah, Musa ve Yahudilik, Remzi Kitabevi, İstanbul 1966.

PANDEY, Bali, Hindu Samskaras: A Socio Religious Study Of The Hindu Sacraments,

Vicrama Publications, Varanasi 1949.

PATTANAIK, Devdutt, Mit ve Mitya, Çev. Çiğdem Erkal, Doğubatı Yayınları, Ankara

2016.

POWERS, John, Introduction to Tibetan Buddhism, Snow Lion Publications, New York

2007.

POYIL, Manjula, Death, Funeral And The Ancestors: Cult Of The Dead And The

Malabar Tribes, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Department of History, University of

Calicut, Hindistan 2006.

RABINOWICZ, Harry, “Death”, Encyclopedia Judaica, Ed. Fred SKOLNIK,

Macmillan Reference, vol. 5, Amerika 2007.

READER, Ian, Religion in Contemporary Japan, Macmillian Press, Londra 1991.

RENOUF, Peter le Page, Mısır’ın Ölüler Kitabı, Çev. Erhan Altunay, On Bir Yayınları,

İstanbul 2018.

RINBOCHAY, Lati – HOPKINS, Jeffrey, Death, Intermediate State And Rebirth in

Tibetian Buddhism, Amerika 1972.

RINPOCHE, Bokar, Death and The Art Of Dying in Tibetan Buddhism, ClearPoint

Press, California 2001.

92

ROBERTSON, Roland, “Funeral Rites: An Overview”, ER, Second Edition, Ed.

Lindsay Jones, Thomson Gale Corporation, vol. 5, Amerika 2005.

ROBINSON, James B., Religions of The Worl Hinduism, Chelse House Publishers,

Amerika 2004.

ROSENBERG, Donna, Dünya Mitolojisi, Çev. Komisyon, İmge Kitabevi, Ankara 2003.

ROWE, Mark, “Death, Burial, and The Study of Contemporary Japanese Buddhism”,

Blackwell Publishing, Religion Compass 3/1, byy 2009, 18-30.

SAMARTH, Aditi G., The Survival Hindu Cremation Myths and Rituals in 21st

Century Practice: Three Contemporary Case Studies, The University of Texas At

Dallas, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Amerika 2018.

SARMA, D.S., Hint Dini Tarihine Giriş, Çev. Fuat Aydın, Ataç Yayınları, İstanbul

2005.

SAYCE, A.H., Antik Mısır ve Babil Tanrıları, Çev. Şebnem Duran, İlya İzmir

Yayınevi, İzmir 2013.

SCHIMMEL, Annamarie, Dinler Tarihine Giriş, Kırkambar Yayınları, İstanbul 1999.

SCHOPEN, Gregory, Deaths. Funerals and the Division of Property In a Monastic

Code: Buddhism In Practice, Ed. Donald S. Lopez, Princeton University Press,

Amerika 2007.

SHREEVE, Jamie, “Child’s Grave is The Oldest Human Burial Found in Africa”,

National Geographic, https://t.co/nh6YLG29AM?amp=1, 2021, (29.06.2021).

SIVALOGANATHAN, Kandiah, A Brief İntroduction to Hinduism, Zorba Books,

Hindistan 2017.

93

SİVAS, Hakan, Eski Mısır Uygarlığı, Eski Mezopotamya ve Mısır Uygarlığı, ed.

Kemalettin Köroğlu, Açık Öğretim Fakültesi Yayını, Eskişehir, 2013.

SPELLMAN, W.M., Ölümün Kısa Bir Tarihi, Çev. Ahmet Bora Tekiner, Can

Yayınları, İstanbul 2017.

SULAR, M. Emin, “Geçmişten Günümüze İran Zerdüştilerinde Defin Şekilleri”, Bitlis

Eren Üniversitesi SBE Dergisi, 2017, 181-204.

SUMEGI, Angela, Understanding Death, Wiley Blackwell Press, Hindistan 2014.

SÜMER, İbrahim, Lotus’un İçindeki İnci, Kara Kutu Yayınları, İstanbul 2003.

ŞAHİN, H. Hilal, “Hindistan’da Dul Olmak “Sati Uğruna Diri Diri Yakılan

Kadınlar””, Giresun Üniversitesi SBE Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, C. 9, Kadın

Özel Sayısı, 2017.

ŞARAFULLİNA, Aliya, Budizm’de ve Tibet Budizmin’de İnanç Esasları, Uludağ

Üniversitesi SBE, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Bursa 2013.

ŞENAVCU, Halil İbrahim, “Tarihsel Süreç İçerisinde Japon Budizmi: İnanç ve

Uygulamaları”, Türkiye Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi, S. 1, İzmir 2016.

ŞENAVCU, Halil İbrahim, Japon Dini Bayramları, Çanakkale Onsekiz Mart

Üniversitesi SBE, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Çanakkale 2006.

ŞENER, Mehmet, “İslam’da Cenaze”, DİA, TDV Yayınları, C. 7, İstanbul 1993.

ŞENTÜRK, Lütfi - YAZICI, Seyfettin, DİB İslam İlmihali, DİB Yayınları, Ankara

2015, 229.

94

TAŞ, Pelin, Antik Dönemde Ionıa Bölgesindeki Ölü Gömme Gelenekleri, Pamukkale

Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Denizli 2016.

TEK, A. Tolga, “Antik Literatür ve Yazıtlardan Örneklerle Roma Dünyasında Ölüm”,

Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Anadolu Sanat Dergisi, S. 12, 2002, 121-

148.

The Buddhist Society, https://www.thebuddhistsociety.org/page/lay-people,

(07.04.2020).

The Large Sutra On Perfect Wisdom, İng. Çev. Edward Conze, University of California

Press,Londra 1984.

TOMATSU, Yoshiharu, Transforming Ritual Transforming Japanese Funeral

Buddhism, Gateways of Power : 21st Century Religion and Ritual in China, Tibet, and

Japan Uluslarası Konferansı, University of San Francisco, Kaliforniya 2001, http://www.jsri.jp/English/Jodoshu/conferences/ritualtomatsu.html, (02.09.2020).

TÜMER, Günay, “Budizm”, DİA, TDV Yayınları, C. 6, İstanbul 1992.

UZUNPOSTALCI, Mustafa, “Defin”, DİA, TDV Yayınları, C. 9, İstanbul 1994.

ÜNAL, Mustafa, “İngiltere’de Ölüm İnançları ve Ölü Kaldırma Adet ve Kuralları”,

Geçmişten Günümüze Mezarlık Kültürü Ve İnsan Hayatına Etkileri Sempozyumu,

Mezarlıklar Vakfı Yayınları, İstanbul 1999.

WALTER, Mariko Namba, The Structure of Japanese Buddhist Funerals, Death And

Afterlife In Japanese Buddhism, Ed. Jacqueline I. Stone-Mariko Namba Walter,

University of Hawai’i Press, Honolulu 2009.

95

WANGU, Madhu Bazaz, World Religions Buddhism, Chelsea House Publishers, New

York 2006.

WANGU, Madhu Bazaz, World Religions Hinduism, Chelsea House Publisher, Çin

2006.

WARE, Timothy Ortodoks Kilisesi: Doğu Hıristiyanlığına Giriş, Çev. Mehmet Katar –

Arif Gören, Eskiyeni Yayınları, Ankara 2019.

WILLIAMS, Paul – LADWIG, Patrice, Buddhist Funeral Cultures, Cambridge

University Press, New York 2012.

WRIGHT, Rabbi Alexandra, On Death And Mourning A Guide, Liberal Judaism, byy, ts.

YEMENLİOĞLU, Mazhar Murat, Dinler Tarihi, Gelenek Yayıncılık, İstanbul, 2016.

YİTİK, Ali İhsan, “Budizm”, Dinler Tarihi El Kitabı, Ed. Baki Adam, Grafiker

Yayınları, Ankara 2015.

YİTİK, Ali İhsan, “Budizm”, Yaşayan Dünya Dinleri, Ed. Şinasi Gündüz, DİB

Yayınları, Ankara 2007.

YİTİK, Ali İhsan, “Hinduizm”, Dinler Tarihi El Kitabı, Ed. Baki Adam, Grafiker

Yayınları, Ankara 2015.

YİTİK, Ali İhsan, “Hinduizm”, Doğu’dan Batı’ya Düşüncenin Serüveni, Ed. Prof. Dr.

Bayram Ali Çetinkaya, İnsan Yayınları, C.1, İstanbul 2015.

YİTİK, Ali İhsan, Hint Dinleri, İzmir İlahiyat Vakfı Yayınları, İzmir 2005.

96

YİTİK, Ali İhsan, Hint Kökenli Dinlerde Karma İnancının Tenasüh İnancıyla İlişkisi,

Ruh ve Madde Yayınları, İstanbul 1996.

ZEMANEK, Marek, The Perfect Passage: Contemporary Buddhist Rites of Death,

Charles University, Prag 1975.

97

ÖZET

DİKMEN, Raziye Betül, Hinduizm ve Budizm’de Cenaze Ritüeli, Yüksek Lisans

Tezi (Danışman: Prof. Dr. Mehmet Katar), Ankara Üniversitesi 2021, vi + 99 sayfa.

Her canlı gibi ölümlü bir varlık olan insan, tarih ve tarih öncesinin bilinen bütün zamanlarından beri ölümü anlamlandırmaya çalışmıştır. Dinler insanın ölüm ve ölüm

ötesine dair bu anlam arayışına çeşitli açıklamalar getirmiş, bu husustaki anlayışlara

öncülük etmiştir. Dinler ölüm ve ölüm ötesine bir anlam yükleyerek hem ölümü hem de yaşanan hayatı anlamlı hale getirmiştir. Dinler bu yaklaşımla ölümü bir son olarak kabul etmemiş ve onu yeni bir hayatın başlangıcı kabul ederek bu yeni hayatın başlangıcı olan cenaze törenlerine çeşitli anlamlar yüklemiştir.

Bu çalışmada dinlerin yeni olana başlamak için gerekli olduğunu kabul ettikleri ve geride kalanların ölen kişi adına yapmakla yükümlü oldukları cenaze törenleri

Hinduizm ve Budizm çerçevesinde ele alınarak incelenmiştir. Çalışmamızın giriş kısmında cenaze ritüellerinin bütün insanlık için önemini ve değerini ortaya koymak adına antik ve yaşayan dinlerde uygulanmış ve uygulanmakta olan cenaze törenleri kısaca ele alınarak başlanmıştır. Tezimizin ana konusu olan cenaze ritüelleri; ceset ortadan kaldırma yöntemleri, ölüm nedeniyle var olduğuna inanılan ritüel kirlilik ve yas dönemleri, Hinduizm’de genel bir çerçevede ele alınmış, çok geniş bir coğrafya ve farklı kültürlere mensup halklar arasında yayılmış olan Budizm’de ise konu Tibet ve

Japon Budizm’indeki cenaze törenleriyle sınırlı tutulmuştur.

Anahtar kelimeler: Hinduizm, Budizm, Tibet, Japon, ölüm, cenaze ritüeli, ritüel kirlilik, yas dönemi.

98

ABSTRACT

DİKMEN, Raziye Betül, Funeral Ritual in Hinduism and Buddhism, Master Thesis

(Advisor: Prof. Dr. Mehmet KATAR), Ankara University 2021, vi + 99 pages.

Human as a mortal creature like every living being, has tried to make sense of death since all known times of history and prehistory. Religions have brought various explanations to human's seeking for meaning of death and beyond, and pioneered the understandings in this regard. Religions have made both death and life meaningful by ascribing a meaning to death and beyond death. With this approach, religions did not perceive death as an end and accepted it as the beginning of a new life and attributed various meanings to funeral ceremonies, which are the beginning of this new life.

In this study, the funeral ceremonies that religions accept as necessary to start the new one and relatives of the deceased are obliged to perform on behalf of the deceased were examined within the framework of Hinduism and Buddhism. In the introduction part of our study, in order to reveal the importance and value of funeral rituals for all humanity, the funeral ceremonies that were applied and practiced in ancient and living religions were briefly discussed. Funeral rituals, which are the main subject of our thesis; corpse removal methods, ritual pollution and mourning periods believed to exist due to death were discussed in a general framework under the scope of

Hinduism, and in Buddhism, which is very common among many people from a wide geography and different cultures, the subject has been limited to the funeral rites of

Tibetan and Japanese Buddhism and was discussed in this extent.

Keywords: Hinduism, Buddhism, Tibet, Japanese, death, funeral, ritual pollution, mourning period.

99