Göçebeler - Ii
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
GÖÇEBELER - II Can Çekisme. ROMAN İLYAS ESENBERLİN GÖÇEBELER - II Can Çekisme. ROMAN Çeviren: Abdulvahap Kara – İsmail Doğan – Murat Aydınlı Yayına Hazırlayan ve Editör: Abdulvahap Kara Yayın Yönetmeni İbrahim Palalı GÖÇEBELER - II Mizanpaj & Kapak Tasarımı Emre Yatar Can Çekisme. Çeviren Abdulvahap Kara– İsmail Doğan Murat Aydınlı Yayına Hazırlayan & Editör Abdulvahap Kara Kapak Resmi Buvrabay’daki Abılay Han’ın İLYAS ESENBERLİN Heykeli Baskı & Cilt Hünkar Organizasyon Ltd. Şti. Kemalpaşa Mah. Şehzadebaşı Cd. Gündeş İş Merkezi No:3 Büro:116 Fatih/İstanbul Tel: 0212 520 72 69 [email protected] www.atiyayinlari.com.tr (Sertifika No: 17815) ISBN 978-605-4673-69-8 İlyas Esenberlin © 2015 Kitabın hukuki sorumluluğu yazarına aittir, kitapta yer alan fikir ve önermeler yayınevine yasal bir sorumluluk doğurmaz. Kaynak gösterilmeden kitaptan alıntı yapılamaz. Yayınevinin yazılı izni olmadan radyo ve televizyona uyarlanamaz. Oyun, CD ya da manyetik bant haline getirilemez, fotokopi ya da herhangi bir yöntemle çoğaltılamaz. 1.Baskı İstanbul, 2015 İlyas ESENBERLİN İÇİNDEKİLER Önsöz ........................................................................................... 3 Prolog .......................................................................................... 7 Birinci Bölüm ............................................................................. 11 İkinci Bölüm .............................................................................. 125 Üçüncü Bölüm ........................................................................... 261 Epilog ........................................................................................ 415 1 GÖÇEBELER II – Can Çekişme 2 İlyas ESENBERLİN ÖNSÖZ Tarihimizde halkını geçmişiyle yüzleştiren, geleceğiyle buluşturan aydınlar vardır. Bu aydınlar zamana ve toplumsal konjonktüre bağlı kalmadan, milli değerlere dayanarak kültürel ve sanatsal gelişmeye doğru adım attılar. Neticede milli ruhun heykelini dikerek ebedileştirme ve ölümsüzleştirme uğruna ne pahasına olursa olsun mücadele verdiler. İşte böyle aydınlardan biri, ünlü Kazak yazarı İlyas Esenberlin. İlyas Esenberlin, “Göçebeler” adlı üç ciltli romanını en zor yıllarda kaleme aldı; özellikle milli değerlere ait şeylerin konuşulması ve yazılması yasak olduğu dönemde. O dönemde değil böyle bir kitap yazmak, Kazak halkı için mücadele vererek topraklarını savunan batırlar ile hanların, manevi zenginliklerini sonraki nesillere intikal ettiren ozanlar ile şairlerin isimlerini telaffuz etmek bile yasaktı. Ona rağmen yazar, Kazak halkının geçmiş tarihini yazarak birkaç kitap yayınlamıştı. İşte bundan dolayı, Cengiz Aytmatov: “Her şeyden önce, “Göçebeler” romanı, hem yazıldığı geçmiş günlerde hem de günümüzün şartlarında kendine ait bağımsız değeri olan ve edebiyat alanındaki kendine has hayatı olan bir eserdir,” diyerek değerlendirme yapar. “Göçebeler” romanı Kazak halk tarihinin dünden değil, daha erken devirlerden başladığını ayan beyan göstermektedir. Roman arşiv dokümanları, halk efsaneleri ve etnografik bilgileri içermektedir. Yazar, milli tarihin unutulmaya yüz tuttuğunu hatırlatarak o dönemin devlet düzeyine adeta başkaldırırcasına sanatsal dili tercih eder ve roman 3 GÖÇEBELER II – Can Çekişme kahramanlarını geçmiş dönemde yaşayan şahsiyetlerden seçer. Cengiz Han’dan Kenesarı Han’a kadar süren tarihi bir dönemi ele alır ve o dönemin içinde yaşayan, aynı zamanda halk tarafından bilinen Töle Bi, Kazıbek Bi, Ayteke Bi, Bukar, Asan Kaygı, Nısanbay gibi mümtaz şahsiyetlerinin isimlerini kaydeder. “Göçebeler” romanının birinci kitabı “Gazap” adıyla 1969 yılında çıktı. Kazak topraklarında en çok okunan eserdi. Sovyet baskı ve sansürünün zirveye ulaştığı yıllardı. Milli dirilişin geleceğinden herkes ümidini kesmiş bulunmaktaydı. İşte böyle bir anda bu eser, milli ruhu uyandırmaya, milli vatanseverlik duygusunu yeniden ihya etmeye etkiledi. O dönemin gençlerini zihinsel rehabilitasyona tabi tutarak günümüzün bağımsızlık devletinin oluşması adına adeta motive etti. Devletin tarihini yazarak devletçiliğin, milletin geçmişini kaydederek milletçiliğin şeceresini ebedileştirdi. Bu sene kuruluşunun 550. yıldönümünü kutladığımız Kazak Hanlığı’nın tarihini kaleme alan değerli yazarımız İlyas Esenberlin, tarihte isimleri geçen ve devletin kuruluşunda önemli yere sahip olan Kerey ile Janibek, Ebu’l Hayr ile Burındık, Kasım ile Abılay gibi han ile sultanların izlediği iç ve dış politikalarını, kalkınma sürecinde iradi ve gayr-ı iradi bir şekilde başvurdukları savaşları, yaşayışlarıyla yaşadıklarını usta bir üslupla, sanatsal bir dille anlatır. Özellikle, Abılay Han’ın hüküm sürdürdüğü zor yılları resim yapar gibi tasvir eder. Dış düşmanlarıyla çepe çevre sarılan Kazak halkının bir olmasına, diri kalmasına ve iri yaşamasına güç sarf eden Abılay Han’ın aldığı hayati kararlarını, kendinden büyük ve gayet güçlü olan komşularıyla ustaca yürüttüğü siyasetini doğal ve fıtri unsurlarıyla okuruna hazmettirir. Han’ın aynı zamanda 4 İlyas ESENBERLİN danışmanı hem sözcüsü olan Bukar Jırav’a da geniş yer verir. Hak ve adaleti hanına zaman zaman hatırlatan, yer yer doğruluğu ve hakkın hatırını yeğlemeye yönlendiren Bukar Jırav, her dönemde olduğu gibi geçmiş dönemin saygın bir aydınıydı. Hatta aydın kişilerin prototipiydi. Evet, Rus yazarı Maksim Gorki: “İnsanlığın gerçek tarihini tarihçiler değil, söz sanatıyla resmeden usta kalem sahipleri yazarlar,” der. İlyas Esenberlin “Göçebeler” adlı enfes eseriyle asırları saran tarihi olaylarla birlikte halkın yaşam geleneğini, kültür ve adetini de hatırlatır. Dolayısıyla bu roman, kronolojik olayları ihtiva eden ve Kazak milletinin varlık ve mevcudiyetini derleyen bir tarihi eserdir. Sadece Kazak tarihiyle sınırlı olmayan, mutlak manada insanlık tarihinin bir parçası olarak insanlığın ortak değerlerini içeren çok değerli bir çalışmadır aynı zamanda. Günümüzün insanı ve hususiyle Türk dünyasının her bir vatan evladı, bu büyük eserle dünyaya kendisini “Kazak” olarak tanımlayan, hür yaşamayı ve hür kalmayı arzulayan, fakat geçmişte nice zorluk ve sıkıntılara maruz kalan milletin hayatıyla tanışacaktır. Tarihte kimseye saldırmayan, zulmetmeyen bir halkın kaderini okuyacaktır. Bu kitabın Türk diline çevrilmesi gerçekten tarihi olay olarak değerlendirmek mümkündür. Bağımsızlığın sayesinde Kazak halkı öz kardeşlerine kavuşarak sevincini paylaşmaktadır ki, çoğalsın; dertlerini dile getirmektedir ki, azalsın. Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Nursultan Nazarba- yev’in “Ulu Bozkır Eli” olarak nitelendirdiği Kazak Eli ve Kazakistan Devleti’nin dünya medeniyetinin gelişmesine katkıda bulunacağından ve kendisini dünya muvazenesindeki bir devlet olduğunu layıkıyla kabul göreceğinden eminiz. 5 GÖÇEBELER II – Can Çekişme Zevkle ve ibret alarak okuyacağınızı düşündüğümüz İlyas Esenberlin’in Kazak Hanlığı’nı anlatan bu üç romanını Kazak Türkçesinden Türkiye Türkçesine kazandıran Prof. Dr. İsmail Doğan, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yasin Kaya, Aida Ünal ve Murat Aydınlı’yı tebrik ediyorum. Tüm çevirileri gözden geçiren ve senkronizasyonunu sağlayan romanların editörü Prof. Dr. Abdulvahap Kara’ya ve Nemat Kelimbetov Vakfı’nın bu eserlerin çevrilmesi için yapmış olduğu teşvik ve desteklere, eserin yayına hazırlanmasının özenle gerçekleştiren Titiz Akademi Yayınevi’ne en içten duygularımla teşekkür ederim. Eserin, uluslararası sorunların çözümünde sağduyudan ve diplomasiden uzaklaşıldığı, dünya barışının tehlikeye atıldığı bu asırda birlik ve beraberliğimize katkı sağlamasını dilerim. Prof. Dr. Canseyit TÜYMEBAYEV Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi 6 İlyas ESENBERLİN CAN ÇEKİŞME PROLOG Kazakların büyük bozkırları güney ve doğu tarafından başlayan ve binlerce kilometre uzanan dünyanın en yüksek dağları kaplar. Bu bembeyaz olan zirveler ve büyük uçurumlar sadece Kazak ülkesinin üzerinde esen sert rüzgâr ve fırtanalara engel olmakla kalmaz, aynı zamanda bu dağlar göç etmeye de, düşmanın kalabalık ordularına da geçit vermeyen tabii birer kaledir. Bu dağları geçmek de zordur. Ancak bu dağların bazı bölümlerinde çöküntüler olmuş, buralar da adeta dağların düzlüklerin koynuna girip uyuduğu yerler gibidir. Bu topraklardan Asya ve Avrupa’nın birleşmiş olan vadisine doğru olan yerlerde tabiatın fırtınaları arasında yüzyıllar boyunca Atilla ve Cengiz gibi görkemli ulu hanların karınca gibi çok sayıda askerleri de yaşamıştı. Bu kanlı savaşlar, önce bu yerlerde eski zamanlardan beri çiftçilik yapan, hayvan besleyen ve şehirler kurmuş ülkeleri yok etti. Daha sonra Kazak göçebelerinin büyük geniş topraklarını al kanlara boyayarak kalabalıklar halinde batıya doğru yöneldiler. Onların işgal ettikleri yerlerden geriye ancak ağlayan insanlar, tahrip olmuş bozkırlar ve yıkılmış şehirler kalmıştı. Bu savaş da onlardan biriydi. Cungar kapısı eteklerinde Soykan vadisinde Çin ve Kazak askerlerinin savaşından ancak bir hafta geçmişti. Vahşi atlar gibi kontrolsüz bir biçimde iki taraf aynı anda birbirlerine saldırdıklarında birçok ağzı kanlı kurtlar dişlerini birbirlerine geçirmişlerdi. Yürekli cesur delikanlılar eğri kılıçların altında 7 GÖÇEBELER II – Can Çekişme hayatlarını kaybettiler. Birçok genç yiğitler solmuş gül gibiydi. Buna rağmen insanlar topuğuna kadar gelen kanlar içinden geçerek yaşasa da, acımasız komutanlar savaşı ısrarla devam ettiriyorlardı. Sekizinci günü savaş alanına kırk kölesinin taşıdığı yeşil ipek çadırıyla Çin İmparatoru Kangşi gelmişti. Ordu komutanlarını çağırarak: -Savaşın gidişatı nasıl? - diye sordu. Kadın tipli, derisi kemiklerine yapışmış gibi sıska, köse, esmer komutanı iki büklüm eğilerek cevap verdi. -Efendim, gün doğumundan