MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 1 2 Nilüfer ERDEM

GĐRĐ MEHMET H ĐLM Đ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLER ĐNĐN 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barı Antla ması ile Yunanistan’a bırakılmı 1930 TÜRK-YUNAN DOSTLU ĞUNDAN BEKLENT ĐLER Đ olan günümüz Batı Trakya’sı; do ğudan Meriç () Nehri ile Türkiye’den, batıdan Mesta – Karasu (Nestos) Nehri ile Makedonya’dan, kuzeyden Rodop Da ğları ile Bulgaristan’dan ayrılmaktadır. Bölge güneyden Ege Denizi ile çevrilidir ve üç ilden olu maktadır. Bu iller en do ğuda Meriç ‘Evros’ (merkezi Dedea ğaç ‘Aleksandrupolis’), Nilüfer ERDEM * ortada Rodop (merkezi Gümülcine ‘’) ve batıda Đskeçe ‘Ksanthi’ (merkezi Özet Đskeçe ‘Ksanthi’)dirler. Bölgenin denize kadar inen düzlük bölümüne bölge Türkleri Batı Trakya Türkleri, Yunanistan’ın di ğer bölgelerindeki Müslüman Türk nüfusun aksine arasında Ova, burayla Rodop Da ğları arasında kalan kısma Yaka, oranın da kuzeyindeki 1 mübadele uygulamasının dı ında tutulmu lardır. Yine de Lozan Antla ması sonrasında bir takım da ğlık bölgeye Cebel, ya da bugün daha yaygın olarak Balkan Kolu adı verilmektedir . problemlerle yüzle mi lerdir. Bu dönemde bölge Türklerinin en önemli sıkıntıları, mübadeleden sonra bölgeye yerle tirilen Rum göçmenlerden kaynaklanmı tır. Söz konusu geli me sebebiyle Lozan’da, 30 Ocak 1923 günü Türkiye Büyük Meclisi Hükümeti ile bölgedeki ekonomik, sosyal ve demografik dengeler bozulmu tur. Di ğer taraftan Kurtulu Yunan Hükümeti arasında imzalanan “Türk ve Rum Nüfus Mübadelesine Đli kin Sava ı’nın akabinde Türkiye’den gelen bir grup sı ğınmacı da bölgeyi mesken tutmu tur. Bunlardan bir kısmı gazeteler çıkarmı , ö ğretmenlik yapmı , daha da önemlisi Batı Trakya Sözle me ve Protokol”ü uyarınca Türkiye ile Yunanistan arasında Türk ve Rum nüfus Türklerine ait kimi kurumlarda roller üstlenmi lerdir. Genç bir gazeteci olan Mehmet Hilmi, kar ılıklı olarak de ğitirilmi , ancak 1912 yasası uyarınca belirlenen Đstanbul Belediyesi Türkiye ile Yunanistan’ın yeni bir dostluk antla ması için kollarını sıvadıkları bir dönemde, bölge Türklerinin problemlerini ve dostluktan beklentilerini yayınlamakta oldu ğu “Yeni Adım” sınırları içinde, 30 Ekim 1918 tarihinden önce yerle mi bulunan Rumlarla, 1913 Gazetesi’nde i lemi tir. Öyle ki Yeni Adım, Batı Trakya Türklerinin sesi olmu tur. Mehmet Bükre Antla ması’yla sınırları çizilen Batı Trakya’nın batı sınırının do ğusunda ya ayan Hilmi’nin konulara aydın, yenilikçi ve milliyetçi bir pencereden baktı ğı, bölge Türklerinin Müslümanlar mübadele dı ı bırakılmı lardır 2. haklarını ate li bir ekilde savundu ğu dikkat çekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Mehmet Hilmi, Yeni Adım Gazetesi, Batı Trakya, Lozan Antla ması, 1930 Mübadele Sözle mesi’ne göre, bu sözle meyi uygulamak üzere Türk ve Yunanlı Türk-Yunan Dostluk Antla ması. temsilcilerin de dahil oldu ğu uluslararası bir karma komisyon kurulmu ve 1923 Ekim’inden itibaren çalı maya ba lamı tır. Ancak sözle menin komisyon tarafından ABSTRACT uygulanmaya ba lanması ve mübadele i lerinin ele alınmasıyla birlikte kimlerin “etabli Expectations of Western Thracian Turks from The Turco-Greek Friendship in 1930 according (yerle mi )” sayılacakları konusunda Türk ve Yunan temsilciler arasında yorumlama to Mehmet Hilmi farklılıkları ortaya çıkmı tır. 21 Haziran 1925’te imzalanan Ankara Antla ması, Turks of Western , unlike the Muslim at other regions of were mübadeleden kaynaklanan mali ve hukuksal sorunların giderilmesini hedeflemi tir. Bu excluded from population exchange. Nevertheless, they faced various problems after the antla mayla Türkiye 30 Ekim 1918’den önce ve sırada Đstanbul’da mevcut bulunan tüm Lausanne Treaty. At that time the main problems raised due to Greek immigrants which were settled to this region. Due to this development the economic, social and demographic balance had Rumlara (Ortodoks ve Türk vatanda ı olmasa bile), yerle mek niyetine bakmaksızın deteriorated. On the other hand immediately after the War of Independence a group of yerle ik sıfatını tanımı tır. Ayrıca, yasal pasaportları olmaksızın ülkelerini terk edenler from resided in the region. Some of them published newspapers, others served as teacher hariç olmak üzere yerle ik sıfatı tanınan Batı Trakya Müslümanları ve Đstanbul Rumları and the most important they undertook important roles at some foundations of Turks. Mehmet Hilmi as a young journalist, investigated at his newspaper “Yeni Adım” the problems and expectations of the region Turks from friendship treaty which was under preparation between Greece and Turkey. So much so that “Yeni Adım” became the voice of Western Thrace Turks. It is significant that Mehmet Hilmi’s approach to subjects is intellectual, innovative and nationalist. Also, he defended the rights of the Western Thrace Turks with passion.

Key Words: Mehmet Hilmi, “Yeni Adım” Newspaper, Western Thrace, The Lausanne Treaty, 1 Turkish-Greek Friendship Treaty of 1930. Nilüfer Erdem, “Lozan Antla ması’ndan Günümüze Batı Trakya Türklerinin E ğitim ve Öğretim Birli ği Sorunu”, (Basılmamı Yüksek Lisans Tezi, Đstanbul Üniversitesi, Atatürk Đlkeleri ve Đnkılap Tarihi Enstitüsü, 2003), s. 1-2. * Okutmanı. Dr., Đstanbul Üniversitesi, Atatürk Đlkeleri ve Đnkılap Tarihi, 2 Đsmail Soysal, Türkiye’nin Siyasal Antla maları (1920-1945), Cilt: 1, Ankara, Türk Tarih [email protected] Kurumu Basımevi, 2000, s. 185-191. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 3 4 Nilüfer ERDEM

ülkelerine serbestçe dönebilecek, mallarına sahip olabileceklerdir. Söz konusu ki ilere çözülmesinden sonra bir Türk-Yunan dostluk ve saldırmazlık antla masının mallarını iade etmek olasılı ğı yoksa, adil bir tazminat ödenecektir 3. imzalanabilece ğine i aret etmi tir 7.

1 Aralık 1926’da imzalanan ve 23 Haziran 1927’de yürürlü ğe giren Atina Yunanistan’da göçmenlerin iskanı meselesiyle “ Komisyonu Te kilatı” Antla ması, yerle ik sorunundan çok mali sorunları çözme amacını ta ımı tır. Bu ilgilenmi tir. Bu arada Yunanistan, belki de Türkiye sınırına yakın bir bölgede büyükçe antla maya göre Yunanistan’ın mübadeleye tabi bölgelerinde, yani Batı Trakya dı ında sayılabilecek bir Türk toplumunun ya amasından rahatsızlık duydu ğundan, Batı yerle ik olup, Balkan Sava ı’nın ba lama tarihi olan 18 Ekim 1912’de bu bölgeden Trakya’ya önemli sayıda göçmen yerle tirmek suretiyle bölgeyi “Helenle tirme” yoluna ayrılmı veya öteden beri Yunanistan dı ında oturmu olan Müslümanlarla tüm Türk gitmi tir. 1928 nüfus sayımı Batı Trakya’nın 303.171 olan nüfusunun 107.607’sinin uyruklarına ait ta ınmazlar Yunan Hükümeti’nin mülkiyetine geçecektir. Benzer ekilde göçmen oldu ğunu ortaya koymu tur 8. Ayrıca bölgede 280 yeni göçmen yerle im birimi Türkiye’nin mübadeleye tabi bölgelerinde oturmakta olup 18 Ekim 1912’den önce ortaya çıkmı tır 9. Batı Trakya bölgesine Kurtulu Sava ı’nın akabinde kimi Türkiye’den ayrılmı veya öteden beri Türkiye dı ında oturmu olan Rumlarla tüm Yüzellilikler 10 ve firarilerin de yerle ti ğinin gözden kaçırılmaması gerekir. Venizelos’un Yunan uyruklarına ait ta ınmaz mallar Türk hükümetinin mülkiyetine geçecektir. Her iktidara gelmesinin akabinde Türk ve Yunan Hükümetleri’nin Batı Trakya Türklerinin iki tarafın eline geçecek ta ınmazların de ğerlerinin saptanmasından sonra, alacak ve de kaderini etkileyecek yeni bir antla ma için müzakereler ba lattıkları bir dönemde borçlar konusunda hesaplar çıkartılarak öde ilecektir. Bunun dı ında Đstanbul ve Batı Mehmet Hilmi, bölgede ya anan sorunları ve çözüm bekleyen problemleri kendi Trakya gibi mübadele dı ı bırakılmı bölgelerdeki Rum ve Müslüman halkın görü leriyle birlikte i leyerek Yeni Adım sütunlarına ta ımı tır. ta ınmazları, anla manın yürürlü ğe girmesinden itibaren en geç bir ay içinde ve vergiden muaf tutularak sahiplerine geri verilecektir. Atina Antla ması’nın uygulanması sırasında yeni teknik sorunlar ortaya çıkmı , iki tarafta ta ınmaz malların kıymetleri 1. Mehmet Hilmi ve Yeni Adım Gazetesi 4 konusunda farklı de ğerlendirmeler yapılmı tır . Sorunların çözümü için Venizelos’un Mehmet Hilmi 1902 yılında Sofulu’nun 11 Babalar köyünde do ğmu ve ilk seçim zaferini beklemek gerekmi tir. Nitekim Venizelos 19 A ğustos 1928 seçimlerinde eğitimini Sofulu’da tamamlamı tır. Balkan Sava ı nedeniyle Uzunköprü’ye göç etmi 5 oyların % 61’ini alarak güçlü bir ekilde iktidara gelmi tir . olan Mehmet Hilmi e ğitimine Edirne Lisesi ve Ö ğretmen Okulu ile devam etmi , Sorunlar olmasına ra ğmen Kemalist Türkiye ile yakın i birli ğine gitmek, Dimetoka ve Gümülcine’de ö ğretmenlik yapmı tır. Ancak onu asıl ölümsüz kılan, Venizelos’un dı siyasetinin ku kusuz en önemli hedefini te kil etmi tir. Seçim Lozan Antla ması’ndan sonra Batı Trakya’da yayınladı ğı “Yeni Ziya”, “Yeni Yol” ve zaferinden sadece on bir gün sonra, yani 30 A ğustos 1928’de Venizelos, Türk Dı ileri “Yeni Adım” gazeteleridir. Öyle ki Yeni Ziya, Lozan Antla ması’ndan sonra bölgede 12 Bakanı Tevfik Rü tü (Aras) Bey’e ve Ba bakan Đsmet ( Đnönü) Pa a’ya mektup yayınlanan ilk Türkçe gazetedir . 6 göndermi tir . Venizelos mektubunda Türkiye’nin Yunanistan’dan herhangi bir toprak iste ğinin bulunmadı ğına inandıklarını, kendilerinin de Türkiye’den herhangi bir toprak 7 Aleksis Aleksandris, “To Đstoriko Plesio Ton Ellinoturkikon Sheseon [Türk – Yunan iste ği olmadı ğını belirtmi , mübadeleden kaynaklanan ekonomik ve teknik sorunların Đli kilerinin Tarihi Çerçevesi]”, Đ Ellinoturkikes Shesis [Türk – Yunan Đli kileri] 1923- 1987, Athina, Ekdosis Gnosi [Gnosi Yayınları], 1988, s. 70. 8 Halit Eren, “Batı Trakya Türkleri”, (Basılmamı Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1995), s. 56 3 Haralampos Psomiadis, Đ Telefteya Fasi Tu Anatoliku Zitimatos [Do ğu Meselesinin Son 9 Antonios Pavlidis, “Yunan Kaynaklarına Göre Mübadele Meselesi”, (Basılmamı Yüksek Safhası], Athina, Ekdosis Efesos [Efesos Yayınları], 2004, s. 114-117; Türk Dı Politikası, Lisans Tezi, Đstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1997), s. 22; 27. (Ed. Baskın Oran), Cilt:1, 8. b., Đstanbul, Đleti im Yayınları, 2003, s. 343. 10 Lozan Barı Antla ması esnasında, antla manın imza tarihine kadarki dönem için bir genel af 4 Nilüfer Erdem, “Yunan Tarihçilerinin Gözüyle 1930 Türk-Yunan Dostluk Antla ması ve ilanı zorunlulu ğu ile kar ıla an Türkiye, antla maya yüz elli ki ilik bir istisna maddesi Venizelos’un Bu Sürece Katkıları”, Mu ğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, koydurabilmi , sınırdı ı edilecek olan bu listede yer alacakların isimleri TBBM’nin 16, 22 ve Güz 2009, s. 97-99; Psomiadis, a.g.e., s. 117-118; Türk Dı Politikası, s. 343-344. 23 Nisan 1924 tarihli gizli oturumlarında belirlenmi tir. Kaldı ki listede yer alanların büyük 5 Kostas Haciantoniyu, Đstoria Tis Neoteris Elladas 1821-1941 [Yeni Yunanistan Tarihi bir kısmı zaten Türkiye dı ında bulunmaktadırlar. Đlhami Soysal, 150’likler, Đstanbul, Gür 1821-1941], Athina, Ekdosis Diyorasis [Diyorasis Yayınları], 2002, s. 351-352. Yayınları, 1985, s. 5-6. 6 Thanos Veremis, Megali Ellines – Eleftherios Venizelos [Büyük Yunanlılar – Eleftherios 11 Sofulu, Dimetoka gibi Batı Trakya’da Türk-Yunan sınırı yakınında bulunan küçük bir kenttir. Venizelos], Tomos [Cilt]: 8, Athina, Ekdosis Ethniki Trapeza [Ethniki Trapeza Yayınları], “Sofulu”, Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi , Cilt: 20, s. 10640. 2009, s. 128. 12 Eren, , “Batı Trakya Türkleri”, s. 161-162. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 5 6 Nilüfer ERDEM

Mustafa Kemal’e hürmetinin büyük oldu ğunu vurgulayan Mehmet Hilmi’nin Batı Trakya Türkleri nasıl istiyorsa, Yeni Adım öyle söylüyor demektir 16 . Verdi ğimiz “Türk Đnkılabı ve Garbi Trakya Türkleri” ba lıklı yazısı, savundu ğu ilkeler ve dü ünce bilgilerin ı ığında Mehmet Hilmi’nin 1928-1930 döneminde Batı Trakya Türklerinin yapısı hakkında oldukça iyi bir fikir vermektedir: ko ulları ve beklentileriyle ilgili Yeni Adım’da dü tü ğü notlar daha iyi anla ılacaktır. “De ğil yalnız Türkiye’de, dünyanın her tarafında her Türk ferdi, milletinin attı ğı adımlardan aynı derecede emin oldu ğu gibi, onları kalbinin en ate li bir imanı ile, 2. Lozan Antla ması’ndan Sonra Beliren Ekonomik Ko ulların iradesinin bütün kuvvetiyle benimsiyor, takip ediyor… Bugün Kazan Türklerinden, Đyile tirilmesi Kafkas ellerindeki milletda larımızdan, Türkistan içindeki karde lerimizden ba ka bütün Acem ve Afgan milletleri Türk’ü bir numune olarak kabul ediyorlar… Bilhassa bu Mehmet Hilmi’den ö ğrendi ğimize göre göçmenlerin iskanı konusu ile ilgilenmi cihet, Türk milletinin, Türk inkılâbının di ğer milletlere numune olması, her milletin olan Muhacir Komisyonu Te kilatı 1923-1930 yılları arasında görev yapmı , bu tarihten Türkün yürüdü ğü yolu bir zevkle, bir takdirle takip etmesi biz Garbi Trakyalı Türklere itibaren komisyonun görevini Yunan Hükümeti kendi üzerine almı tır. Görev teslimi kıymetli dersler veriyor. Biz de Türküz. Bizim de aynı hislerimiz, aynı emellerimiz, vesilesiyle komisyon yaptı ğı i leri rakamlarla ortaya koymak istemi ve bir takım hayata kar ı aynı a klarımız oldu ğu gibi, bizim de bu yeniliklere, yürüyü lere, bu istatistikler yayınlamı tır. Komisyonun yayınından etkilenmi olan Mehmet Hilmi Yeni inkılap esaslarına ihtiyacımız vardır. Garbi Trakyalı Türk de her taraftaki Türk gibi Adım sütunlarında geli meleri de ğerlendirmi ve Makedonyalı Türkler Türkiye’ye göç bunlara bigane kalmamı tır ve kalamaz. Đlk hareketlerin Asya ortalarına kadar sızan ettiklerinden dolayı bu bölgeye yerle tirilen göçmen sayısının dengeleri altüst edecek cereyanları ve o kadar uzak ufuklara kadar yayılan akisleri, Garbi Trakya gibi yakın bir derecede büyük olmadı ğı tezini ileri sürmü tür. Oysa göçmenlerin iskanı konusunu ele yere geçemez mi? O kadar uzaklardan görülen hakikat güne i, bizim muhitimizden almı olanlar, Batı Trakya’nın Makedonya’dan asgari dört defa küçük bir bölge görülemiyor mu? Biz de medeniyet ve hayat ihtiyaçlarının verdi ği tesirler altında de ğil oldu ğunu gözden kaçırmı lardır. Kaldı ki Batı Trakyalı Türkler Mübadele kapsamı miyiz? Đ te bütün bunlar Garbi Trakyalı Türkü, Türkün ilminin ortaya attı ğı yeni yollara dı ında tutulduklarından, bireysel göçler haricinde bölgeden Türkiye’ye kitlesel bir göç aık etti…” 13 . söz konusu olmamı tır. Mehmet Hilmi’ye göre i te bu olgu Batı Trakya Türklerinin omuzlarına büyük bir yük eklemi ve zengin olan Türk köylüsünü birkaç yıl gibi kısa Bir ba ka yazısında kendini, “Biz yalnız Türk halkının refahına, saadetine, bir zamanda ekonomik yönden peri an etmi tir 17 . terakki ve tekamülüne çalı mayı emel edindik 14 ” sözleriyle anlatmaya çalı mı tır. Ne var ki Batı Trakya Türklerini her açıdan kalkındırmaya yönelik bu etkinlikleri sebebiyle Meydana getirilen oldu-bittiler ve Mübadele Sözle mesi’nin özellikle mülkiyetle önce Limni’ye, ardından da Kithira ve Larissa’ya sürgün edilmi tir. Yakla ık on yıl ilgili hükümlerinin etkisiz bırakılması kar ısında Mehmet Hilmi bir makalesinde, “Bu süren sürgün ve mücadele neticesinde yorulan Mehmet Hilmi yata ğa dü ünce arazi bu kadar insanı beslemez” diye haykırmaktadır. “Garbi Trakya çiftçi “Apandisit” te hisi konulmu , ancak ku kulu bir ekilde 29 ya ında ameliyat masasında memleketidir. Buraya sanayi yerle memi tir. Binaenaleyh araziyle çiftçilerin adedi hayata gözlerini yummu tur 15 . arasında muntazam bir nispet (oran) bulunmalıdır. Ve bilhassa arazi cihetini azaltmamalıyız. Halbuki görüyoruz ki memleketimizde bu nispet pek gayrı Makalemizde kaynak olarak kullandı ğımız Yeni Adım Gazetesi Mehmet muntazamdır. 1923 senesinden evvel bu cihet iyiydi. Lakin sonra dahile muhacir iskan Hilmi’ye göre, Batı Trakya Türkü’nün dilidir. Zira kendisi Batı Trakya Türklerinin edildi. Bu ameliyye de hiçbir iktisadi dü ünü le yapılmadı ğından, vaziyetin fecaatine “elemlerini terennüm etmekten ba ka bir ey yapmamaktadır”. Acı yazıyorsa, elemlerde daha o zamandan bir yol açılmı oldu” diyen Mehmet Hilmi’ye göre bunun sonucu, her acı na ğmeler bulmasındandır. Tatlı yazıyorsa, Türklerin kalplerinde sevinç rüzgarları tarafı kırıp kemiren bir iktisadi kasırga olacaktır. Mehmet Hilmi Meriç’le Karasu esti ği anla ılmalıdır. Yeni Adım nasıl söylüyorsa, Batı Trakya Türkleri öyle istiyorlar; arasındaki bu dar arazide sadece bir tek fabrika bulundu ğuna da dikkat çekerek, “ imdi bu tehlikeden memleketi kurtarmak murat edilirse, buradan o kadar insanı çıkarmak

13 “Türk Đnkılabı ve Garbi Trakya Türkleri”, Yeni Adım Gazetesi , 10 Kanunusani (Ocak) 1929, lazımdır ki, geri kalanlarla arazi arasında güzel bir nispet te kil etmi olsun… Bunun Sayı: 179, s. 1. 14 “Kastımız Yok, A kımız Vardır”, Yeni Adım Gazetesi, 3 Te rinisani (Kasım) 1928, Sayı: 16 “Kastımız Yok, A kımız Vardır”, Yeni Adım Gazetesi, 3 Te rinisani (Kasım) 1928, Sayı: 165, s. 1. 165, s. 1. 15 Eri im: http://www.kultur.gov.tr [16.06.2010] 17 “Rakamların Belagati”, Yeni Adım Gazetesi, 11 Kanunusani (Ocak) 1930, Sayı: 235, s. 1. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 7 8 Nilüfer ERDEM ba ka türlü bir çaresini biz dü ünemiyoruz ve bulunmayaca ğında da ısrar ediyoruz” Muhacir Komisyonu Te kilatı’nın yayınladı ğı istatistiklere göre, göçmenler demektedir 18 . geldikten sonra sürülen toprak miktarı be te iki oranında artmı tır. Mehmet Hilmi bu bilgiden hareketle, sürülen fazladan arazinin Türklere ait otlaklar oldu ğu sonucunu Mehmet Hilmi’nin “Vaziyetimizin Đçmali (Özeti)” ba lıklı yazısında, Batı çıkarmakta 23 ve “Her Türk köyünün yanına muhacir köyü yapılmı , Türk köyünün Trakya Türklerinin Lozan’dan önceki ekonomik ya antısı özetlenmektedir. Buna göre merası bu muhacirlere taksim olunmu tur. Zaten Türk köylülerinin kendi arazileri 1923 yılından önce Batı Trakya’da ya ayan Türkler, Rumlar ve di ğer unsurlar oldukça kendilerine kifayet etmedi ği için, civardaki çiftliklerden tarla isticar ederek (kiralayarak) iyi bir hayat sürmü lerdir ki, bölge Türklerinin dörtte üç buçu ğu çiftçidirler 19 . Her ne geçiniyorlardı… Türk köylüsünün elinde mai etini (geçimini) temin edemeyecek kadar derebeylik zamanının uzantısı olarak bazı köy arazileri üzerinde bir takım derecede küçük ve mütemadiyen muhacir hayvanlarının, muhacirin taarruzuna hedef çiftliklere rastlansa da, bu araziler beyler tarafından küçük bir bedel kar ılı ğında olan tarlasından ba ka bir ey kalmadı. Merasızlıktan hayvansız kaldı” diye köylülere kiraya verilmi lerdir. Di ğer bir ifadeyle vakti zamanında köylere ait araziler yakınmaktadır 24 . Bir ba ka yazısında “Her Türk köyünün civarına bir, iki, hatta üç adet beyler tarafından zapt olunmu , ya da satın alınmı ve bilahare köylülere kiralanmı tır. muhacir köyü kurulmu , Türk köyünün üç misli, dört misli bir muhacir nüfus Ancak Batı Trakyalı çiftçiler her zaman geni ve geçimlerini sa ğlamaya yetecek araziyi yerle tirilmi tir. Zaten Türklere kifayet etmeyen (yetmeyen) arazi, bu sefer bu kalabalık bulabilmi lerdir. Hayat bu ekilde akıp giderken, Mehmet Hilmi’nin ifadesiyle “(Yunan muhacir kitlesine de taksim edilince ve muhacirler de hakim bir vaziyette bulununca, Hükümeti’nin) Garbi Trakyalı Türkler üzerinde bir emel besledi ği kanaatini verecek bir Türk’ün ne tarlası kalmı , ne merası kalmı , netice itibariyle ne hayvanı kalmı tır 25 ” surette” bölgeye göçmen yerle tirilmi tir. Her Türk evi ve köyü, nüfusunun iki misli diyen Mehmet Hilmi, ya anmakta olan durumu Davutlu Köyü’nü örnek vererek derecesinde göçmenle dolmu tur 20 . anlatmaktadır. Mehmet Hilmi bir yazısında, Helenlerin dahi bölgeye yerle tirilen göçmenlere 60 haneli Davutlu Köyü’nün kuzeyinde 50 haneli bir göçmen köyü yardımda aciz kaldı ğı bir durumda, fakir Türk halkının iki odalı evinin bir odasını olu turulmu tur ki, Davutlu ile bu köyü aradan geçen bir yol ayırmaktadır. Göçmen Rumlara vermek zorunda kaldı ğına i aret etmektedir. Helenlerin ya adı ğı yerle tirilmezden önce, Davutlu ahalisi arazi yetmedi ğinden civardan tarla mahallelerdeki evler bombo dururken, bazı hallerde Türkler bir evde toplanmaya ve kiralamaktadır. Oysa göçmenlerin yerle tirilmesiyle tapulu arazilerinin be yüz dönümü kendi evlerini göçmenlere bırakmaya mecbur edilmi lerdir 21 . Bu arada çiftlikler de göçmenlerin eline geçmi , ayrıca tarla kira bedelleri çok yükselmi ve hayat istimlak edilmi tir. Davutlulular için daha da zor bir hal almı tır. Bu köy evvelce Okçular, Celepli ve Fıçıllı “Kayalar Çiftli ği” örne ği, çiftliklerin istimlaki esnasında ya anan bazı sıkıntıları (Fecirli) köyleriyle beraber 4 bin dönümlük bir otla ğı da kullanmaktadır ki, bu otla ğın gözler önüne sermektedir. Bu çiftli ğin istimlakinde ya anan sıkıntının kayna ğı, çiftlik bir kısmını göçmenler tarla haline getirmi lerdir. Dolayısıyla köylüler hayvanlarını sahibinin daha önceki yıllarda senetler üzerinde oynayarak arazisini büyütmesidir. otlatabilecekleri araziden de mahrum kalmı lardır. 1923 öncesi bu köydeki bir çiftçi Me rutiyet döneminde çiftlik sahibiyle köylüler mahkemelik olmu lar ve köylüler ailesi ortalama 35 ba hayvana sahipken, göçmen yerle tirilmesinin akabinde otlaksızlık kendilerine ait arazileri ispat etmi lerdir. Nitekim davaların lehlerine sonuçlanmasının sebebiyle bunlar erimi tir 26 . Otlaksızlıktan yok olma durumuna gelmi köylerden bir akabinde kendilerine ait olan araziyi kullanmı lardır. Çiftli ğin istimlaki gündeme di ğeri de 32 haneli Alıççılar Köyü’dür. Çevresine toplamları 230-240 haneyi bulan üç geldi ğinde Yunan Hükümeti mahkemenin köylüler lehine verdi ği kararı görmezden göçmen köyü in a edilince, köyün otlaklarının ve arazilerinin büyük kısmı göçmenlere gelmi , dolayısıyla Küçük Mürseller ve Makaklar köylerinin arazileri de istimlak payla tırılmı tır 27 . Zira Gümülcine’ye çok yakın, koyun ve keçi sürüleriyle ormanlardan edilmi tir 22 . 23 “Rakamların Belagati”, Yeni Adım Gazetesi, 11 Kanunusani (Ocak) 1930, Sayı: 235, s. 1. 24 “Davamız Sarihtir. Dikkat Buyurulsun”, Yeni Adım Gazetesi, 20 Kanunuevvel (Aralık) 18 “Bu Arazi Bu Kadar Đnsanı Beslemez”, Yeni Adım Gazetesi, 19 Mart 1929, Sayı: 187, s. 1. 1928, Sayı: 175, s. 1. 19 Biraz Daha Đnsaflı Olalım”, Yeni Adım Gazetesi, 23 Te rinisani (Kasım) 1929, Sayı: 228, 25 “Muhtelit (Karma) Mübadele Komisyonları Geliyorlarmı . Ne Görecekler?”, Yeni Adım s.1. Gazetesi, 20 Te rinievvel (Ekim) 1928, Sayı: 161, s. 1. 20 “Vaziyetimizin Đçmali”, Yeni Adım Gazetesi, 10 Te rinisani (Kasım) 1928, Sayı: 167, s. 1-2. 26 “Davutlu Kariyesini De Görelim”, Yeni Adım Gazetesi, 3 Te rinisani (Kasım) 1928, 21 “Tarihi Đsti arımızın Üçüncü Yıldönümü Münasebetiyle”, Yeni Adım Gazetesi, 30 Eylül Sayı:165, s. 2. 1928; Sayı: 155, s. 1. 27 “Alıççılar Kariyesi Ne Haldedir?”, Yeni Adım Gazetesi, 27 Te rinievvel (Ekim) 1928, 22 “Kayalar Çiftli ği, Yeni Adım Gazetesi, 15 Haziran 1929, Sayı: 206, s. 4. Sayı:163, s.2. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 9 10 Nilüfer ERDEM geçinen 60 haneli bir Türk köyü olan Semetli’de de mübadele öncesi 4000 ba hayvan odunculuktan men etti. Hatta birçok zamanlar bu köylerin ahalisi, hayvanlarına kı lık köyün otla ğında rahatlıkla beslenebiliyorken, mübadeleden sonra aynı otlaktan eskisi bir zahire gibi kullanılan me e yapra ğını toplamaktan bile men ediliyorlar. Bu sebeple gibi faydalanılamadı ğından sürüler eksilmi tir. Köylüler parasızlık sebebiyle oralarda hayvanat azaldı. Türkler iktisaden tahmin edilemeyecek kadar vuruldular” mahkemelere giderek haklarını da arayamamı lardır 28 . Mehmet Hilmi bu konuları Yeni sözleriyle itiraz etmektedir. Yunan Hükümeti tarafından Mustafçova’da 50-60 bin Adım’a ta ıyarak, haksızlı ğa u ğrayan Türk köylüsünün haklarını savunmak üzere dönüm, Köresten ve Isıca’da ise 10ar bin dönüm kıymetli me elerle dolu ormanlık arazi valileri ve milletvekillerini harekete geçirmeye ve Türk-Yunan dostlu ğunu görü en istimlak edilmi tir 32 . heyetlerin dikkatini çekmeye çalı maktadır 29 . Çünkü Mehmet Hilmi’ye göre her Türk Mehmet Hilmi bir yazısında Isıca köyünü ayrıca mercek altına yatırmı ve köyünün kenarına, bu köyün nüfusunun birkaç misli nüfusa sahip bir göçmen köyü in a ormanlara el konulmazdan evvel Isıca’da 6000 ba hayvanın bulundu ğunu kaydetmi tir. edilmesi ve Türk köylüsünün tarlasız ve otlaksız bırakılması demek, “Sana burada 1930 yılına gelindi ğinde köylünün bunların büyük bir kısmını satmak zorunda ya amak hakkı vermeyece ğim” demektir 30 . kalmasından dolayı rakam 600 ba a inmi tir ki, bunların da 550si farklı otlaklarda Aslında Batı Trakya’nın Ova köyleri bu durumdayken, göçmen yerle tirilmemi parayla otlatılır hale gelmi tir. Đskeçe’nin bütün odunu Isıca ormanlarından sa ğlanırken, olan da ğlık araziye dü en köylerde –bölgedeki ifade ekliyle Balkan köylerinde- durum köylü kendi ormanından bir dal dahi kesememektedir. Geli meler neticesinde tütün bundan daha iyi de ğildir. Mehmet Hilmi 1923 öncesinde bir Balkan köylüsünün tütün köylünün tek gelir kayna ğı haline gelmi tir. Ancak tütünden elde edilecek gelir de, ekerek kasabalardan tuz, zeytinya ğı ve eker gibi zaruri ihtiyaçlarını temin edebildi ğini köylüye bütün bir yıl yetecek düzeyde de ğildir 33 . ve be on keçiyle koyuna sahip oldu ğunu kaydetmektedir. Bölge da ğlık oldu ğundan Yeni Adım’da bölge Türklerinin tütüne yönelmeleri, “Köylü kendi elinde kalan dolayı geni araziler söz konusu de ğildir ve ta lık arazilerde ancak tütün üç be dönüm miktarındaki tarlasından ancak tütün ekip de ya ayabilir. Yani arazi yeti tirilebilmektedir. Balkan köyleri ellerindeki tapulu ormanlardaki a ğaçların bir üzerinde, çok istifade elde edebilirse hayatını temin etmi olur” cümleleriyle kısmından kömür ve odun, bir kısmından da kereste elde etmekte ve çiftçili ğe özgü bir anlatılmaktadır. Yeni Adım’ın 1930 yılına ait nüshaları tarandı ğında, Yunan takım a ğaçtan aletler üreterek satmaktadırlar. Ormanın bazı bölgelerindeyse Hükümeti’nin tütün ıslahını sa ğlamak ve miktarının eksiltilmesi amacıyla Ova köylerini hayvanlarını otlatmaktadırlar. Dolayısıyla Batı Trakya’nın bu bölgesindeki köylülerin tütün ekmekten men etti ği anla ılmaktadır 34 . Osmanlı Đdaresi’ndeyken bu ğday, arpa, hayatı daha ziyade ormanlara dayanmaktadır ki, Mehmet Hilmi’nin ifadesiyle “Bu çavdar ve di ğer hububatları da üreten Ova köylüsüne 1930’lara gelindi ğinde “Siz tütün köylüyü ormandan ayırmak demek, aç bırakmak demektir”. Buna ra ğmen köylülerin ekmeyeceksiniz” demek, Mehmet Hilmi’ye göre “Siz sefil kalacaksınız” demekle ellerindeki ormanlar alınmı ve son derece çalı kan olan Balkan köylüsü, elindeki ede ğer bir hal almı tır 35 . Ele aldı ğımız yıllarda belki ekonomik krizin de etkisiyle kazanç kayna ğını yitirerek fakirle mi tir. tütüne iyi birim fiyatı da verilememi ve bazen ürün, uzun sürelerle üreticinin elinde Atmacalı, Köresten, Isıca, Makaklar, Keçiler, Emirli, Mustafçova, Ketenlik, bekleyerek de ğerinden kaybetmi tir 36 . Mehmet Hilmi ço ğu kez “Bugün yaptı ğımız Yassıören ve ahin köylerinde ya ananlar, da ğlık arazideki durumu açıkça ortaya koyar tahkikatın neticesinde anlıyoruz ki ma ğazalarda i leyen amelelerin yüzde sekseni niteliktedir. Buradaki köylülerin ellerindeki tapular dikkate alınmayarak Yunan Rumlardır. Sokaklarda i siz gezenlerinse yüzde doksanını Türkler te kil ediyorlar” ve Hükümeti tarafından ormanlara el konulmu ve Orman Dairesi’ne devredilmi tir. Daha “Ben Türk amelesi i letmem diyen tüccarlar ço ğalmaya ba lıyor” gibi cümlelerle i çi sonra bu ormanlar kereste, kömür ve odun temin edebilmek üzere Yunanlı i letmecilere sınıfının sıkıntılarına da de ğinmi tir. Mehmet Hilmi’nin “…Son günlerde üç dört Türk satılmı tır 31 . Mehmet Hilmi ya anan duruma, “(Bu ormanlar) oradaki Türk halkının dükkanı daha kapandı ve kapanmak üzeredir. Bu felaket esnafın fazla alacaklı senetli malıydı. Hükümet bunları zapt edince Türkleri kömürcülükten, kerestecilikten ve bulunması ve umumi icranın tesiri neticesi olarak pe in parayla ciro

28 “Bir Mektup Münasebetiyle”, Yeni Adım Gazetesi, 3 A ğustos 1929, Sayı: 213, s. 4. 32 “Balkan Köyleri”, Yeni Adım Gazetesi, 24 Te rinisani (Kasım) 1928, Sayı: 170, s. 1-2. 29 “Semetli Kariyesinin Hali”, Yeni Adım Gazetesi, 8 Haziran 1929, Sayı: 205, s. 1. 33 “Bu Adamların Hali Ne Olacak”, Yeni Adım Gazetesi, 15 ubat 1930, Sayı: 240, s. 3. 30 “Vaziyetimiz Hakkında Pek Güzel Bir Misal”, Yeni Adım Gazetesi, 24 Te rinievvel (Ekim) 34 “Do ğrusu Bu”, Yeni Adım Gazetesi, 1 ubat 1930, Sayı: 238, s. 1. 1928, Sayı: 162, s. 1. 35 “Valtalık Arazi Meselesi”, Yeni Adım Gazetesi, 15 Mart 1930, Sayı: 244, s. 2-3. 31 “Balkan Köyleri De Fena Bir Haldedirler”, Yeni Adım Gazetesi, 26 Mart 1929, Sayı: 189, s. 36 “Yanlı Hareketin Acı Neticesi”, Yeni Adım Gazetesi, 15 Mart 1930, Sayı: 244, s. 1; “Bu Da 1. Ne Demek?”, Yeni Adım Gazetesi, 29 Haziran 1929, Sayı: 208, s. 1. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 11 12 Nilüfer ERDEM edememesindendir… E ğer köylümüz kendini kaybedecek derecede borçlu olmasaydı, almasını engelleyen bu uygulamanın neden devam ettiğini anlamak olası de ğildir 45 . belki vaziyetin ıslah edilece ğine halkın ümidi gelirdi. Lakin çok borçludur…37 ” Bütün toplumsal düzenler ahıslara her zaman kendi malı konusunda karar verme sözlerinin de ortaya koydu ğu gibi, çiftçiyle i çi sınıfının ko ullarının, geçimini yetkisi tanımı lardır. Batı Trakya Türklerinin mallarının alım satımının engellenmesi, bunlardan sa ğlayan esnafın durumunu da etkiledi ği açıktır 38 . bunun da ne zamana ve nereye kadar sürece ğinin bilinmemesi, i in Türk-Yunan görü melerine ba ğlanması do ğru olmayan bir haldir. Türk-Yunan dostluk anla masının Mehmet Hilmi Batı Trakya Türk ahalisinin gelirlerinin 1920 ile 1922 yılları görü üldü ğü bir süreçte azınlıklar geli meleri günü gününe ve adım adım takip arasında pek farklı olmadı ğını, ancak 1922’den 1925’e gelindi ğinde köylünün gelirinin etmi lerdir. Kendi iradeleriyle kaderlerini belirleme hakkından yoksun olan bu kitleler, yüzde elli oranında ve ani bir ekilde azaldı ğını kaydetmektedir. Bu ko ullarda ahali ya heyecanla görü melerin bir an önce sonuçlanmasını istemi lerdir 46 . borç almı 39 , ya da sermayesinden yemi tir 40 . Ekonomik sıkıntıları öngörememi olan Türk köylüsü borcuna kar ı senetler imzalamı , ne var ki borcunu zamanında “Đktisadi rüzgar belki de birçoklarının dedi ği gibi, bütün dünyada esen sert ödeyemeyince, bir de borcunun faizini yüklenmi tir. Ödeme gücünün üzerine çıkmı rüzgarın Yunanistan’a dü mü döküntüsüdür. Bu döküntü, bu serpinti Yunanistan içinde olan borcunu, malının bir bölümünü satarak ödemesi mümkündür. Ancak bu yıllarda hızını alıncaya kadar hükmünü icra eyleyecek, pek çok ailelerin kapılarını kapayacaktır. Batı Trakya Türklerinin mal alım satımı da engellenmi tir 41 . Bu ciheti kabul ediyoruz. Lakin nazarımızdan kaçmayan nokta, bu fecaat ta ıyan iddetli rüzgarın önüne Rumlardan ziyade Türkleri atmasıdır. Rumları bayıltan iktisadi Mehmet Hilmi’ye göre “Türkler için alım, satım yasaktır” cümlesinin anlamı, cereyan, Türkleri neden öldürüyor? 47 ” diyen Mehmet Hilmi, bundan böyle Batı Trakya Türklere “Sizin malınız yoktur. Sahibiyiz zannetti ğiniz mallar sizin de ğildir. Siz onları konusunu dü ünmek için zaman istemenin dahi hata oldu ğunu kaydetmektedir. Türk ve istedi ğiniz gibi kullanamazsınız” demektir. Bu dönemde alım, satım yapılamamasının Yunan hükümetlerine de seslenerek 48 , “Muhaceret (göç) bu halkı deh etli fırtınalardan sebebi olarak, Batı Trakyalı Türklere etabli vesikası verilmedi ği gösterilmi tir. Mehmet çıkmı bir hastalıklı koyun sürüsü ekline sokmadan evvel, hükümetler onu Hilmi bu konuya da de ğinmi ve 1923’ten sonra sava ya da kitlesel göçler gibi kurtarmalıdırlar” demektedir 49 . Nitekim Mehmet Hilmi Batı Trakya Türklerinin bölgenin statükosunu etkileyecek büyük olayların yaanmadı ğından hareketle, her Batı 1923’ten sonra maruz kaldı ğı zarar ve ziyanlar için tazminat almaları gerekti ğini de dile Trakyalı Türkün yerle ik sayılması gerekti ğine i aret etmi tir. Di ğer taraftan Batı getirmi tir. Bu talebi vatanda ın göçmenlere sundu ğu hayvanı, tarlası, otu, samanı, Trakyalı Türkler askerlik yapmakta, seçimlere katılmakta, kısacası bir Yunanlının zahiresi, yata ğı, yorganı, çiftli ği, otla ğı ve evi ile ilgili oldu ğu kadar 50 , aynı zamanda yerine getirdi ği tüm görevleri yerine getirmektedirler 42 . Ayrıca alacaklılar Batı Trakyalı Türk cemaatinin istimlak edilen vakıf mallarıyla da ilgilidir. Türklerin mallarını haczedebilmektedirler 43 . Yeni Adım’dan alım, satım, kiraya verme ve kiralamanın engellenmesi gibi uygulamaların, Batı Trakya Türkleri arasında Mehmet Hilmi bir yazısında, Đskeçe’nin son derece kıymetli Pazaryeri mevkiinde mübadele edilecekleriyle ilgili kimi söylentilere yol açtı ğı anla ılmaktadır. Rodop Valisi yer alan ve hükümetin el koyarak üzerine göçmenler için evler ve i yerleri in a etti ği ve Yunan Hükümeti çe itli defalar bu söylentilerin do ğru olmadı ğını açıklamı lardır. mezarlıklar konusunu ele almı tır. “ Đskeçe’de üzerine muhacir ticarethaneleri yapılan Yine de Mehmet Hilmi’ye göre ekonomik krizin halkı kasıp kavurdu ğu bir dönemde 44 , mezarlıklarımız senede en a ağı bir buçuk milyon drahmi varidat (gelir) temin eder. bankaların emlak ve arazi kar ılı ğında kredi açmasını, dolayısıyla halkın biraz nefes Gümülcine mezarlıklarının üzerine mektep yapılmı tır. Yenice kasabasının bütün

37 “Đktisadi Vaziyet”, Yeni Adım Gazetesi, 5 Nisan 1930, Sayı: 247, s. 2-3. 45 “Muhtıra Münasebetiyle Yine Eski Dert”, Yeni Adım Gazetesi, 16 Te rinisani (Kasım) 1929, 38 “Đktisadi Buhran Daha Ziyade Türkleri Eziyor”, Yeni Adım Gazetesi, 1 Nisan 1929, Sayı: Sayı: 227, s. 1. 191, s. 1. 46 “Yeni Açılacak Müzakere Münasebetiyle”, Yeni Adım Gazetesi, 7 Kanunuevvel (Aralık) 39 “Biraz Daha Đnsaflı Olalım”, Yeni Adım Gazetesi, 23 Te rinisani (Kasım) 1929, Sayı: 228, s. 1929, Sayı: 230, s. 1. 1. 47 “Vehamet Gittikçe Artıyor”, Yeni Adım Gazetesi, 20 Nisan 1929, Sayı: 196, s. 1. 40 “Đktisadi Vaziyet”, Yeni Adım Gazetesi, 5 Nisan 1930, Sayı: 247, s. 2-3. 48 “Komisyon Niçin Gelmi ti”, Yeni Adım Gazetesi, 24 Te rinisani (Kasım) 1928, Sayı: 170, s. 41 “Deh etin Önüne Geçmek Lazımdır”, Yeni Adım Gazetesi, 22 Mart 1930, Sayı: 245, s. 1. 1. 42 “Đstikbal Çok Karanlıktır”, Yeni Adım Gazetesi, 25 Kanunusani (Ocak) 1930, Sayı: 237, s. 1. 49 “Vaziyetimizin Đçmali”, Yeni Adım Gazetesi, 17 Te rinisani (Kasım) 1928, Sayı: 169, s. 1. 43 “Garbi Trakya Türkleri ve Mösyö Venizelos”, Yeni Adım Gazetesi, 9 Te rinisani (Kasım) 50 “Muhtıra Münasebetiyle Yine Eski Dert”, Yeni Adım Gazetesi, 16 Te rinisani (Kasım) 1929, 1929, Sayı: 226, s. 1. Sayı: 227, s. 1; “Muhtelit Mübadele Komisyonları Geliyorlarmı ”, Yeni Adım Gazetesi, 20 44 “Gümülcine’de Đktisadi Vaziyet”, Yeni Adım Gazetesi, 21 Eylül 1929, Sayı: 219, s. 2; “Bu Te rinievvel (Ekim) 1928, Sayı: 161, s. 1; “Ba vekil Mösyö Venizelos Cenaplarına”, Yeni Hal Çok Fecidir”, Yeni Adım Gazetesi, 12 Te rinisani (Kasım) 1929, Sayı: 222, s. 3. Adım Gazetesi, 25 Mayıs 1929, Sayı: 202, s. 1. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 13 14 Nilüfer ERDEM mezarlıkları üzerine muhacirler ev yapmı lardır” diyerek, konuyla ilgili cemaatten gelen köylüsü gece tütün tarlalarına giremez 56 , gözünün önünde çayırındaki otlar kaldırılsa da itirazlara kulak verilmedi ğinin, zorla gerçekle tirilen bu istimlaklerin dini haysiyete sesini yükseltemez hale gelmi tir 57 . tecavüzden öte bir ey olmadı ğının altını çizmi tir 51 . Yeni Adım sayfaları tarandı ğında, 1928 yılında artık göçmen köyleri ortaya Yeni Adım’da Batı Trakya Türklerinin mübadele yıllarındaki tüm çıktı ğı halde, göçmenlerin misafir oldukları evi terk etmek istememesinden kaynaklı bir fedakarlıklarına kar ılık, onlara vergilerde kolaylık gösterilmesi gerekti ğine ili kin takım sıkıntıların ya anabildi ği dikkat çekmektedir 58 . Mehmet Hilmi ayrıca Yunanca yazılar da yer almı tır. Bu tür yazılarda Mehmet Hilmi, tüm esnaf ve çiftçi dernekleriyle gazetelerde yayınlanmakta olan “ Đskeçe’den Edirne’nin Karaa ğaç’ına kadarki bütün bölge ileri gelenlerine seslenmi , konunun Atina’ya bildirilmesini, Ba bakan Venizelos Trakya’da ancak hayalde te kil edebilecek kadar geni bir emniyet ve asayi in ve Maliye Bakanı’ndan yardım istenmesini önermi tir 52 . varoldu ğu”na dair sözlere inanılmaması gerekti ğinin 59 , bölgede ortaya çıkmı olan durumun anla ılabilmesi için Karma Mübadele Komisyonu’nun bir müddet Batı

Trakya’da ikamet ederek gözlemler yapmasının ve kararını ona göre vermesinin uygun 3. Mübadeleden Sonra Batı Trakya’da Ortaya Çıkmı Olan olaca ğının altını çizmektedir 60 . Güvensiz Ortamın Sona Ermesi

Yeni Adım tarandı ğında 1923 yılında bölgeye ilk göçmenlerin gelmesiyle 4. Makedonya’da Arazi ve Emlaki Bulunan Batı Trakya birlikte, bir takım huzursuzlukların ya andı ğı anla ılmaktadır. Hamitli Köyü örne ği, Türklerinin Durumunun Netle mesi durumun iyi bir özetidir. Hamitli civarına üç göçmen köyü in a edilmi tir. Bu yeni Bölge Türklerinin bir kısmının Makedonya’da, yani Batı Trakya sınırının kurulan köylerden biri 61 hanelidir ve Hamitli’nin 2 bin dönüm tapulu arazisini zapt ötesinde oldukça önemli bir yekun tutan emlak ve arazileri kalmı tır. Bu etmi tir. Güneyindeki 120 haneli Kocamahmutlu’ya arazisinin 300 dönümünü terk kimselerin gelirleri bir zamanlar milyonlarca drahmiye ula ırken, 1930 yılına etmek zorunda kalmı tır. Kuzeyindeki 40 haneli ba ka bir göçmen köyü de Hamitli’nin gelindi ğinde zaruret içine dü mü ler ve borçlanmak zorunda kalmı lardır. Bu bir miktar arazisine el koymu tur. Ayrıca Hamitli’ye de 40 hanelik bir göçmen grubu kitle içinde on yedi seneden beri (Balkan Sava ı akabinde) arazilerinden ve yedi yerle tirilmi tir. Dolayısıyla Hamitlili Türk köylülerin elinde cüzi miktarda bir arazi seneden beri (Lozan Antla ması akabinde) emlaklerinden tek kuru gelir kalmı tır. Kaldı ki tarlasındaki ürünü korumakta da zorlanmaktadır. Bu köy baskına da sa ğlayamamı olanlar vardır 61 . Te kilatlı olmayan, hakkını arayacak ekonomik uğramı 53 , bazı Türkler öldürülmü ve katilleri de yakalanamamı lardır. Ayrıca köyün kaynaklardan da yoksun bu kitle, gözlerini Türk-Yunan görü melerine dikerek, mezarlıkları da tahrip edilmi lerdir. Benzer olaylar Kireççiler 54 , Misvaklı, Köseler, hakkında verilecek kararı bekler olmu tur. Gökçeler, Karapazarlı (Karapazarlar), Alıççılar, Seymen, Karagözlü ve Fener 55 Yeni Adım’da Batı Trakya Türklerinin Makedonya’da kalan emlak ve köylerinde de vuku bulmu tur. Mehmet Hilmi’nin ifadesiyle bunun neticesi olarak Türk arazileri, bunların kıymetleriyle biriken kira bedellerine ili kin listeler

51 “Milli ve Dini Hakaretler”, Yeni Adım Gazetesi, 14 Te rinisani (Kasım) 1928, Sayı: 168, s. 1-2. 52 “Garbi Trakya Türkleri ve Mösyö Venizelos”, Yeni Adım Gazetesi, 9 Te rinisani (Kasım) 56 “Vaziyetimizin Đçmali”, Yeni Adım Gazetesi, 10 Te rinisani (Kasım) 1928, Sayı: 167, s. 1-2. 1929, Sayı: 226, s. 1; “Vergi Zammı Meselesine Dair”, Yeni Adım Gazetesi, 28 57 Yeni Adım’ın 207 sayılı nüshasında Karagözlü Köyü’nden Ahmet A ğa’nın hikayesi Kanunuevvel (Aralık) 1929, Sayı: 233, s. 1; “Bir Teebbüs Daha Lazımdır”, Yeni Adım anlatılmaktadır. Ahmet A ğa tarlasına giren göçmenlerin hayvanlarının imha etti ği mısırına Gazetesi, 11 Kanunusani (Ocak) 1930, Sayı: 235, s. 3. kar ı tazminat isteyince, göçmenlerin hı mına u ğramı tır. “Al Sana Bir Dayak Daha”, Yeni 53 “Yeni Adım”da 1928 yılının Kasım ayı içinde Hamitli Köyü muhtarının evinin basıldı ğı, Adım Gazetesi”, 22 Haziran 1929, Sayı: 207, s. 4. ancak köyün ayaklanmasıyla hırsızların kaçtıkları anlatılmaktadır. “Hamitli’de Bir Vaka”, 58 “Daha u Muhacirler Çıkmayacaklar Mı?”, Yeni Adım Gazetesi, 24 Te rinievvel (Ekim) Yeni Adım Gazetesi, 17 Te rinisani (Kasım) 1928, Sayı: 169, s. 2. 1928, Sayı: 162, s. 2. 54 Yeni Adım Gazetesi 169 sayılı nüshasında Kireççiler Köyü’nden Bekir, Ali ve Fehmi 59 “Müfetti Ne Diyor?”, Yeni Adım Gazetesi, 6 Temmuz 1929, Sayı: 209, s. 4. Ağaların köy kenarındaki tapulu tarlalarını sürerken göçmenlerin hücumuna u ğradıkları ve 60 “Muhtelit Mübadele Komisyonunun Vaziyeti”, Yeni Adım Gazetesi, 23 Mart 1929, Sayı: arazilerini i lemekten men edildiklerine dair ayrıntılı bir haber yayınlamı tır. “Daha Mı?”, 188, s. 1; “Muhtelit Komisyon”, Yeni Adım Gazetesi, 23 Mart 1929, Sayı: 188, s. 2. Yeni Adım Gazetesi, 17 Te rinisani (Kasım) 1928, Sayı: 169, s. 2. 61 “Vaziyetimiz Tetkike Gelen Gözlere”, Yeni Adım Gazetesi, 21 Kanunuevvel (Aralık) 1929, 55 “Fener Köylülerine Dayak”, Yeni Adım Gazetesi, 15 Mart 1930, Sayı: 244, s. 3. Sayı: 232, s. 1; 4. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 15 16 Nilüfer ERDEM yayınlanmı tır 62 . Burada ifade edildi ğine göre bunlar, tahminen 300 bin Đngiliz yapılarak söz konusu makamlara azınlı ğın arzu etti ği ki ilerin getirilmeleri Lirası de ğerindedirler. Mehmet Hilmi bu konuyu da Türk ve Yunanlı devlet gerekti ğinin altını çizmi tir 66 . “Cemaat ve Müftülük burada Türk halkını bir adamlarının dikkatine sunmu , bu gayrimenkullerin Yunan Hükümeti’ne intikali noktaya toplar ve onu iyi bir yola sevk edebilir. Lakin Türk’e ilmi, irfanı, söz konusu olacaksa, Batı Trakyalı Türkler için faydalı bir karara varmalarını medeniyeti çok görenler, bu makamı daima ellerinde tutarak milleti maarif ve talep etmi tir 63 . Mehmet Hilmi’nin “faydalı karar” ifadesiyle kastetti ği, 1923’ten medeniyet nimetlerinden mahrum etmek ve biraz daha dü ünmek istiyorlar” itibaren göçmenler ve Yunan Hükümeti tarafından el konulmu bu arazi ve diyen Mehmet Hilmi’ye göre cemaat heyetleri ve müftülükler için seçim emlak için kira bedellerinin ödenerek sahiplerine iadeleri, bu mallardan iadesi yapılmasını men etmek gerekti ğini ifade eden hiçbir Yunanlı memura mümkün olmayanlar içinse kira bedelleriyle birlikte hukuki kıymetlerinin rastlanmasa da, bu hak bir türlü elde edilememi tir. Oysa konu sadece Türkleri verilerek satın alınmalarıdır 64 . ilgilendiren ve geli meleriyle sıkı bir ekilde ba ğlantılı bir konudur 67 . Yeni Adım’da cemaat heyetleri ve müftülükler konusu bölgeye yerle en 5. Türk Cemaat Heyetleri ve Müftü Seçme Hakkının Verilmesi Yüzellilikler ve firariler konusuyla ili kilendirilmektedir. Bilinece ği gibi bu Mehmet Hilmi pek çok yazısında, Batı Trakyalı Türklerin anla malardan grubun içinde Osmanlı Devleti’nin son eyhülislamı Mustafa Sabri Efendi de do ğan haklarının teslim edilmesi 65 , cemaat heyetleri ve müftüler için seçim bulunmaktadır ve ta ıdı ğı “ eyhülislamlık” unvanıyla kısa sürede Batı Trakya Türklerinin muhafazakar kesimi tarafından kabul görmü tür. Sı ğınmacılardan 68 62 “Garbi Trakya’da Etabli Yunan Tebaası Türklerin Garbi Trakya Haricindeki Yunan bazıları bölgede bir takım gazeteler çıkardıkları gibi, bölge e ğitiminde de Arazisinde (Makedonya) Bulunan Arazi ve Emlakinin Kıymet ve Đcar Bedelleri Ne Tutuyor”, roller üstlenmiler, hatta Mehmet Hilmi’nin ifadesiyle Yunan Hükümeti Yeni Adım Gazetesi, 12 Nisan 1930, Sayı: 248, s. 3. 63 “Yunan-Türk Müzakeratı”, Yeni Adım Gazetesi, 8 Haziran 1929, Sayı: 205, s. 1. tarafından azınlı ğın “mukadderatının belirlendi ği bir takım mevkilere 69 64 “Garbi Trakya Türkleri ve Mösyö Venizelos”, Yeni Adım Gazetesi, 9 Te rinisani (Kasım) yerle tirilmi lerdir” . Nitekim Yunan Hükümeti’nin bu tutumu, Mehmet 1929, Sayı: 226, s. 1. Hilmi’nin “Memleketimizde Türk halkının bütün muhalefetine ra ğmen ba ımıza 65 1913 yılına dek, Osmanlı uyrukları vilayetlerdeki “Cemaat-ı Đslamiye”lerle yönetilmi lerdir. Rumeli’de cemaat idarelerinin kurulu u, Mithat Pa a’nın Tuna valili ği (1864-1868) yıllarına oturtmak için firariler arıyor. Firariler buluyor. Bunların yanına da iki er üçer rastlamaktadır. Rumeli’nin bütün köy, kasaba ve ehirlerinde Türk cemaat idareleri kurulmu ki i, iyiyle kötüyü ayırt edemeyecekleri doldurup, onlara ‘Evetçilik’ ettiriyor. ve vakıflar bu kurulu lara devredilmi tir. Böylelikle buradaki Türk halkının hukuku mütemadiyen çi ğneniyor, izzeti nefsi 1913 yılında Osmanlı Devleti’yle Yunanistan arasında imzalanmı olan Atina Antla ması’nın 3 Numaralı protokolü, 13. madde ile bu cemaatlerin tüzel ki iliklerini tanımı tır. Zaten mütemadiyen kırılıyor, haysiyetine mütemadiyen tecavüz olunuyor” sözleriyle antla manın kendisi de çe itli maddelerle sözünü etti ği Cemaat-ı Đslamiye’lerin Müslüman mallarını yönetmekte de söz sahibi olaca ğını 12. madde ile kabul etmi tir. 1920 tarihli Yunan Sevr’inin 8. maddesi ile, 1923 tarihli Lozan Antla ması’nın 40. maddesi 2345/1920 sayılı kanunun sözünü etti ği ba müftü hiçbir zaman atanmamı ve müftülerin de Yunanistan’daki Müslüman azınlı ğın, masrafları kendisine ait olmak üzere, her türlü hayır seçimle gelmeleri hükmü yürürlü ğe konmamı tır. kurumlarıyla dini ve sosyal kurumları, okulları kurmak, yönetmek ve denetlemek yetkisini Halit Eren, “Batı Trakya Türk Cemaat ve Vakıf Đdareleri”, (Basılmamı Yüksek Lisans kabul etmektedir. Tezi, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989), s. 41-64; Soysal, Türkiye’nin Yunanistan 1920 yılında 2345 sayılı bir yasa ile 1913 Atina Antla ması’nın hükümlerini iç Siyasal Antla maları (1920-1945), s. 103-106. mevzuat haline de getirmi tir. Yasaya göre azınlı ğın te kilatlanması ve yönetimi “ Cemaat 66 “Muhtelit Mübadele Komisyonları Geliyorlarmı . Ne Görecekler?”, Yeni Adım Gazetesi, 20 Đdare Heyetleri” ve “Ba müftü” ile “Müftüler” aracılı ğıyla olacaktır. Te rinievvel (Ekim) 1928, Sayı: 161, s. 1. Gerek 1920 Yunan Sevr’inde, gerekse 1923 Lozan Antla ması’nda, müftülerle ilgili ayrıntılı 67 “Çok Haklı Bir Sual”, Yeni Adım Gazetesi, 24 A ğustos 1929, Sayı: 215, s. 4. bir hüküm yoktur. Bu makamı ayrıntılı bir biçimde düzenleyen uluslar arası belge, 1913 Atina 68 Çapur Đsmail Hakkı’nın 1925-1930 döneminde Đskeçe’de çıkardı ğı “ Đtila”, eski Bursa Valisi Antla ması’dır. Bu belge, 2345/1920 sayılı kanun ile iç hukuka yansımı ve müftülük makamı Ye ilzade Aziz Nuri’nin 1927 yılında Gümülcine’de çıkarmaya ba ladı ğı ancak sadece 6 sayı ayrıntılı bir biçimde düzenlenmi tir. Kanuna göre müftüler, kendi görev çevrelerindeki çıkmı olan “Adalet”, Çerkez Hasan Mustafa’nın 1924’te Gümülcine’de yayınladı ğı “Balkan” Müslümanlar tarafından seçileceklerdir. Yalnız Mezhepler Bakanı aday olmasını uygun bu tip gazetelerin örnekleri arasındadır. 1927’de Đskeçe’de haftalık olarak “Yarın” Gazetesi görmedi ği ki inin adını çizme yetkisine sahiptir. Müftüler geni idari ve hukuki yetkilerle yayına ba lamı tır. Yarın Gazetesi’nin son 70. sayısı 5 Eylül 1930 tarihlidir. Daha sonra adı donatılmı lardır. Görev bölgelerinde din hükümlerini uygularlar, ö ğretim ve din görevlilerini “Peyam-ı Đslam” olarak de ğitirilmi olan bu gazetenin sütunlarında, Mustafa Sabri denetlerler, cemaat idare heyetlerinin evkaf gelirlerini kontrol ederler. Müslümanlar arasında Efendi’nin de yazıları yer almı tır. Peyam-ı Đslam Gazetesi’nin 1. sayısı 22 Eylül 1930 ve son ahsın hukuku ve aile hukuku konusunda çıkacak sorunları çözerler. Müftülerin kararları ilgili 5. sayısı ise 5 Aralık 1930 tarihlidir. Eren, “ Batı Trakya Türkleri”, s. 162-163. Yunan makamları tarafından tanınır ve yürürlü ğe konur. Camilere ait vakıfları yöneten 69 “Tarihi Đsti arımızın Üçüncü Yıldönümü Münasebetiyle”, Yeni Adım Gazetesi, 30 Eylül komisyona da ba kanlık yaparlar. 1928, Sayı: 155, s. 1. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 17 18 Nilüfer ERDEM sayısız kere ele tirdi ği bir konudur 70 . Bu dönem bölge Türklerinin maruz kaldı ğı milletvekillerine de seslenmi , onlara Atina’ya giderek meclise verilecek cemaat uygulamaları bir imha politikasının parçaları olarak addeden Mehmet Hilmi’ye ve müftülüklerle ilgili nizamnameleri incelemelerini, bunların azınlık için en göre, dini meseleleri halletmek ve cemaatle ilgili eksiklikleri görebilmek için uygun ekle getirilmelerini salık vermi tir. Hatta bu hususta önayak olmak müftülerin ve cemaat heyetlerinin Batı Trakya Türklerinin arasından seçilmeleri üzere bölgede bir kongre toplamasını ve esasların belirlenmesini önermi tir 75 . arttır 71 . Yeni Adım’ın 8 Mart 1930 tarihli nüshasında, “Bilhassa u cemaat ve müftü Mehmet Hilmi 22 ubat 1930 tarihli Yeni Adım’da, Venizelos’un “Batı intihabı kanunlarını kendimiz toplanarak tespit etmeli, mebusların eline Trakya Türklerinin hukukunun teslim edilmesi ve nasıl bir yasa gerekiyorsa vermeliyiz. imdilik millete yapılacak bundan daha büyük iyilik zor bulunur” hazırlanması gerekti ği” ile ilgili sözlerinden umutlanarak cemaat, müftü ve ça ğrısı dikkat çekmektedir. 76 vakıf komisyonlarının seçilmesiyle ilgili bir yazı kaleme almı tır. Bu yazısında cemiyetlerin eski te kilatlarla geli emeyeceklerini, Batı Trakyalı Türkler 6. Batı Trakya Türklerine Đstedi ği Derne ği Kurma ve Hayata hakkında yasa hazırlayacak olanların söz konusu kitle içindeki fikir akımlarını Geçirme Özgürlü ğünün Verilmesi bilmeleri gerekti ğini kaydetmi tir. Yeni yasalar hazırlanırken müftülere geni Mehmet Hilmi’nin 1928-1930 döneminde dernekler konusunda yürüttü ğü idari ve hukuki yetkiler veren 2345/1920 sayılı yasanın hükümleri esas mücadele, daha çok Türk gençlik te kilatlarının kurulmasıyla ilgilidir. Mehmet alınaca ğıyla ilgili rivayetlerden hareketle, “Biz cemaat, müftü ve evkaf Hilmi’ye göre, ça ğda toplum olma yolunda çıkacak engellerle mücadelede meselelerinde cemaat heyetlerinin hakim olmasını arzu ederiz” demi tir. Türk gençlerine büyük görevler dü mektedir. Herkes onlarda sa ğlam bir azim, Cemaat heyetlerine müftülükleri ve maarif komisyonlarını temin ve azil etmek zorluklar kar ısında yıkılmayan bir karakter, ülküsüne kar ı tükenmeyen bir a k hakkı verilmeliydi. Bir ba ka ifadeyle cemaat heyetlerinin tüm komisyonlar ve inanç görmelidir 77 . Mehmet Hilmi’ye göre millet a kı esastır ve aslında üzerinde kontrol mekanizması rolü olmalıydı. Mehmet Hilmi’ye göre ilerleme ile geli me onun neticesidir. Avrupa’nın di lilerinden kurtulmak ve müftülerin cemaat heyetleri üzerinde hakim bir vaziyet ta ıması, “ imdiki dünyada Türklerin de hayat hakkına sahip olduklarını kanıtlamak, Türkün dönemde kabul edilemeyecek” bir olguydu 72 . üphesiz Mehmet Hilmi’yi bu yürüdü ğü yollarda çıkabilecek engelleri hissetmek için sahip olunması gereken, görü ü ifade etmeye iten sebep devrimci ki ili ği oldu ğu kadar, o güne kadar “millet a kıdır” 78 . Yeni neslin varlı ğını koruması, uurlu bir kitle te kil etmesi bölge müftülerinin örne ğin apka giyilmesi ve Yeni Türk Alfabesi’ne geçilmesi ve yeni fikirlerle tanı ıp benimsemesi için Mehmet Hilmi, onların her vakit ve gibi Türk Devrimi’nin kimi uygulamalarına kar ı yürüttükleri kesin her yerde toplu bulunmalarını, oturdukları kahvehaneyi dahi dersli ğe muhalefettir 73 . Dünyanın her yerindeki Türkler gibi, Batı Trakyalıların da dönü türmelerini gerekli görmektedir 79 . yeniliklere gereksinim duydukları ve Türkiye’de gerçekle tirilen devrim Yeni Adım’ın 9 Mart 1929 tarihli nüshasında, Mehmet Hilmi’nin hamlelerine kayıtsız kalamayacakları 74 inancında olan Mehmet Hilmi, gençlere seslendi ği bir duyuru dikkat çekmektedir. Yeni Adım’ın henüz eski [Türkiye’de] din ve devlet i lerinin birbirinden ayrıldı ğını (laik sisteme yazıyla çıktı ğı bir dönemde bu duyuru yeni harflerle yayınlanmı tır: geçildi ğini) ve din adamlarının bundan böyle sadece dini merasimleri “Gençler! yürütmekten sorumlu olduklarını kaydetmi tir. Batı Trakyalı Türk Her saniye, insanları son hızla medeniyet ufuklarına do ğru atıyor. Bu uzak, bu yabancı muhit içinde, bu her taraftan gelen zorlukların dikenlerinden kurtulmak ve 70 Müessesatımız Firari Müstemlekesi Haline Girdi”, Yeni Adım Gazetesi, 13 Te rinievvel (Ekim) 1928, Sayı: 159, s. 1. 71 “Milli ve Dini Hakaretler”, Yeni Adım Gazetesi, 14 Te rinisani (Kasım) 1928, Sayı: 168, s. 1, 2. 72 “Đntihap Kanunları Ne ekilde Olmalıdır”, Yeni Adım Gazetesi, 22 ubat 1930, Sayı: 241, s. 75 “Cemaat Meselesi”, Yeni Adım Gazetesi, 1 Mart 1930, Sayı: 242, s. 1. 1. 76 “Toplanalım!”, Yeni Adım Gazetesi, 8 Mart 1930, Sayı: 243, s. 1. 73 “Bu eriat Dahilinde Hayat Bizim Đçin Đmkansızdır”, Yeni Adım Gazetesi, 17 Te rinievvel 77 “Gençlere Ehemmiyetli Vazifeler Dü üyor”, Yeni Adım Gazetesi, 26 Eylül 1928, Sayı: 154, (Ekim) 1928, Sayı: 160, s. 1. s. 1. 74 “Türk Đnkılabı ve Garbi Trakya Türkleri”, Yeni Adım Gazetesi, 10 Kanunusani (Ocak) 1929, 78 “En Ehemmiyetli Mi’yar”, Yeni Adım Gazetesi, 16 ubat 1929, Sayı: 183, s. 1. Sayı: 179, s. 1. 79 “Gümülcine Gençleri”, Yeni Adım Gazetesi, 21 ubat 1929, Sayı: 184, s. 2. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 19 20 Nilüfer ERDEM didiklenmemek istersek bir fikir, bir emel, bir duygu sahibi olmaya mecburuz. Bir yolda, kurdu ğunu, ancak asıl sorunun isminde “Türk” ifadesi yer alan derneklerin kurulmaları bir hedef önünde, bir olmamız lazımdır. ve etkinlikleriyle ilgili olarak ya andı ğı notunu dü meliyiz 87 .

Milli yol, milliyet sevdası artık kalbimizin kıblesi olmalıdır. Hayatın bundan sonra bizim için merhameti yoktur. Ondan merhamet dilenmeyece ğiz. Onu idealimize, 7. Batı Trakya Türklerine Kendi E ğitim Kurumlarını Đdare Etme irademize mahkum edece ğiz…” 80 . Hakkının Teslim Edilmesi Batı Trakya’daki azınlı ğın ilk derne ği olma özelli ğini ta ıyan, 1927 yılında Öğretmen kimli ğiyle Mehmet Hilmi, Lozan Antla ması’ndan sonra Batı kurulmu “ Đskeçe Türk Gençler Yurdu”nun 81 kurucuları arasında yer alan Mehmet Trakya Türklerinin e ğitiminde ya anan sıkıntılara gazetesinde geni yer verme Hilmi, Yeni Adım’da pek çok defa Gençler Yurdu’na “Kemalist Türk Oca ğı” 82 ihtiyacı hissetmi tir. Bu makalelerinin birinde, geli melerin büyük bir hızla denilerek gerek Emniyet Müdürlü ğü83 , gerekse Yunanca gazetelerden 84 , hatta azınlı ğın ya andı ğı bir devirde bölge Türklerinin sa ğlarını ve sollarını ayırt edemeyecek, kendi içinden gelen sata malara 85 yanıt verme ihtiyacı hissetmi tir. Batı Trakya’da çocuklarının ismini yazamayacak, “hangi tarafta oturdu ğunu” fark edemeyecek “Türkiye hükümetinin lehine” hiçbir hareketin olmadı ğının altını çizdi ği bu yazılardan ve üçle be i dü ünmeden söyleyemeyecek hale geldiklerini kaydetmi tir. Çünkü birinde, mücadele veren gençlerin aleyhinde yer almı Yunanlı memurlara seslenerek, Đskeçe’de okulun ne demek oldu ğunu bilmeyen köyler bulunurken, Gümülcine “…Gençlik bir yol tutmu , onun üzerinde ko uyor. Ne o yolun, ne de o hedefin köylerindeyse durum büsbütün zavallıdır. Kasabaların durumu da neredeyse hükümetimiz, vatanımız, kanunumuz ile alakası yoktur. Bu yürüyü yalnız Türklerle köylerle aynıdır. Mehmet Hilmi Batı Trakya köylerindeki durumu “Köyün münasebetdar, o kitleyle alakadardır. Memurların endi e etmesine sebep olmadı ğı gibi, sı ğırtmacına, çocukların irfan aldı ğı muallimden daha büyük bir kıymet Türk gençli ğinden üphe etmeye de hakları yoktur” demektedir. Mehmet Hilmi’ye göre veriyorlar… Köylerimizde çocuklar senelerle mektep yüzü görmez. Bu hal her ulusun uygarlıktan yararlanmak ve ça ğda toplum düzeyini yakalamak istemesi, bu babaların nazarı dikkatini bile celp etmez… Daha buralarda yedi ya ından konuda ulusun ya lılarının de ğil, gençlerinin önde yürümeleri do ğaldır. Tam te kilatlı yetmi ya ına kadar hiç kimse mektep kelimesinin hayırlı, faydalı bir manaya bir okuldan, birkaç dil bilen aydından, kendisini bir noktaya toplayıp yönlendirecek delalet etti ğini anlayamamı tır” sözleriyle anlatmaktadır. Dimetoka bölgesinin herhangi te kilattan yoksun olan azınlıkta, gençler i te bu eksiklikleri gidereceklerdir. durumu da Gümülcine ve Đskeçe’den farklı de ğildir. “Yüz hanelik bir Türk “Gençler burada Rum vatanda larımızdan bir asır geri kalmı olan Türk kitlesini, onlar köyünde bir mektep bulunmazsa, okumayı bilen bir adama tesadüf edilmezse, kadar ilerletmek emellerinin hizmetkarıdırlar… Bunu istemekle kabahat i lemi iin ne kadar vahim oldu ğunu artık dü ünmek bile zordur” diyen Mehmet oluyoruz” diyen Mehmet Hilmi, yine de ça ğda la ma yolundaki çabalardan Hilmi’nin e ğitimle ilgili altını çizdi ği birinci sorun, Batı Trakya Türklerinin vazgeçilmeyece ğinin altını çizmektedir. Mustafa Kemal’in öncülü ğünde Türkiye’de eğitiminde rol üstlenen ö ğretmenlerle ilgilidir. Zira bu dönemde e ğitim ça ğda la ma adına pek çok yenilik yapıldı ğını i aret eden Mehmet Hilmi, Batı kurumlarında sadece ö ğretmen okulu mezunları de ğil, medrese mezunları ve Trakya’da da aynı yolun benimsenece ğini, bu u ğurda etkinlik ortaya koyanların “vatan 87 hainli ğiyle” suçlanamayacaklarını ve azınlı ğın kendine faydalı dernekler kurma 1995 yılında basılan azınlı ğın milli bilincine ili kin olarak yazdı ğı kitapta Nathanail M. 86 Panayotidis, 1920’lerden sonra Yunan idaresinin konuya yakla ımını güzel bir ekilde ortaya hakkının oldu ğunu kaydetmektedir . Mehmet Hilmi’nin çabasını anlayabilmek için koymaktadır. Lozan Antla ması’ndan sonra azınlı ğın “dini” ve “yenilikçi” dernekler Batı Trakya Türk Azınlı ğı’nın Lozan Antla ması sonrasında çe itli dernekler kurdu ğuna i aret eden Panayotidis’e göre, ilklerinin amacı Đslami de ğerlerin savunulması ve güçlendirilmesi olmu tur. Bu tip derneklerin üyeleri Đttihatçıların ve Kemalistlerin ça ğda de ğerlerini ve toplumsal düzenini kabul etmemi , azınlı ğın sosyal problemlerinin her zaman 80 “Gençler”, Yeni Adım Gazetesi , 9 Mart 1929, Sayı: 186, s. 2. Đslami de ğerler çerçevesinde ele alınmasını hedeflemi lerdir. Oysa “yenilikçi” derneklerin 81 Đskeçe Türk Birli ği, Ksanthi ( Đskeçe), Batı Trakya Türklerinin Dernekler Tarihi 1, 2003, s. hedefi azınlı ğın siyasi, kültürel, sportif v.s. etkinliklerinin arttırılması olmu tur. Buna ra ğmen 17; 23. bu tip derneklerin etkinli ği sadece nizamnamelerinde belirttikleri amaçlarla sınırlı kalmamı 82 “Yine Fenalık Yollarında”, Yeni Adım Gazetesi, 27 Nisan 1929, Sayı: 198, s. 1. ve bunlar “Türk” ifadesine vurgu yapmı lardır. Bunların üyeleri diyasporadaki Türklerin 83 “Bu Makalemiz Senet Olmalıdır”, Yeni Adım Gazetesi, 31 A ğustos 1929, Sayı: 216, s. 1; 4. milliyetçilik bilincini güçlendirmeye yönelik etkinlik ortaya koymu lar, Trakya’daki 84 “Eleftheros Tipos Neler Yumurtluyor?”, Yeni Adım Gazetesi, 31 A ğustos 1929, Sayı: 216, s. Müslümanların Türklük bilincinin ekillenmesine katkıda bulunmu lar ve dini kimlikleriyle 2. yetinmeyerek, ulusal kimliklerini de talep etmi lerdir. Nathanail M. Panayotidis, 85 “Yine Fenalık Yollarında”, Yeni Adım Gazetesi, 29 Mayıs 1929, Sayı: 203, s. 1-2. Musulmaniki Miyonotita Ke Ethniki Sinidisi [Müslüman Azınlık ve Milliyetçilik 86 “Bin Kere Mi Anlataca ğız?”, Yeni Adım Gazetesi, 7 Eylül 1929, Sayı: 217, s. 1. Bilinci], Aleksandrupolis [Dedea ğaç], Ekdosis TEDK [TEDK Yayınları], 1995, s. 151. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 21 22 Nilüfer ERDEM kimi sı ğınmacılar da ö ğretmenlik yapmaktadırlar. Bu sebeple Gümülcine ve Hilmi’nin tepkisine sebep olmu tur 92 . Mehmet Hilmi yeni harflerin kabulünde Đskeçe’nin azınlık ileri gelenlerine seslenerek, onları ö ğretmen okulu mezunu hiçbir dini sakınca olmadı ğı konusunda halkı ikna etmek isteyerek, Kur’an-ı gençlere sahip çıkmaya ça ğırmaktadır 88 . Kerim içinde Müslümanların sadece Arap harfleriyle okuyup yazmaları Mehmet Hilmi’nin 1928-1930 döneminde Batı Trakya Türklerinin gerekti ğine ili kin bir ayet gösterilemeyece ğini ifade etmi tir 93 . Kaldı ki sadece eğitimiyle ilgili asıl kafa yordu ğu konu, Yeni Türk Alfabesi’ne geçilmesi yeni harflerle okuyup yazmayı ö ğrenmek de ğil, aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’i olmu tur. Öyle ki Yeni Adım tarandı ğında, bu konu ile ilgili bölgede ya anmı de Türkçe’ye çevirmek ve anlamak gerekmektedir 94 . olan tüm sorunlara dair ipuçları yakalanabilmektedir. Mehmet Hilmi Yeni Türk Yeni Adım tarandı ğında, bu dönemde Batı Trakya’nın “Pomaklar Türk Alfabesi’nin niçin alınması gerekti ğini i ledi ği yazısında, bir ulusun müdür, yoksa Bulgar mı? Pomakların kullanmaları gereken alfabe Türk ilerleyebilmesinde okuyup yazmasının rolünün büyük oldu ğunun altını Alfabesi mi, yoksa Bulgar Alfabesi mi?” tartı malarına sahne oldu ğu ve bu çizmi tir. Burada kaydedildi ğine göre Batı Trakya Türk halkı birkaç yıl okula tartı malara yanıt olarak Mehmet Hilmi’nin “Sapa sa ğlam bir Türk olan Balkan gitse de, bir gazeteyi okuyamayacak kadar cahil kalmı , bunun neticesinde iki kollarındaki karde lerimize dil uzatmakla hiç de iyi bir i yapmazsınız 95 ” diye satır yazıyı dokuz yanlı la okuyanlara ba ğlanarak, onları alim sanmı tır. Yeni seslendi ği göze çarpmaktadır. Türk Alfabesi’yle okuyup yazmak, on be yirmi günde halledilebilmektedir. Batı Trakya Türkleri arasında kullanılacak alfabe konusunda beliren Yeni harfler kabul edildi ği takdirde, okuyup yazmaktan mahrum köylü görü ayrılıkları Yunan basını tarafından da körüklenmi tir. Örne ğin 17 Aralık kalmayacaktır. Đ te bu sebeple Türk dünyasının kabul etti ği yazı, Batı Trakya’da 1928 tarihli Fos [I ık] Gazetesi, Batı Trakya’da Kemalistlerin Yeni Türk da ö ğretilmelidir 89 . Bir ba ka yazısında Türk devriminin koymu oldu ğu Alfabesi’ne geçilmesi için her türlü fedakarlı ğı yapmak üzere Ankara’dan esasların ulusun ilerlemesine ve geli mesine yönelik oldu ğunu, Yeni Türk talimat aldıklarını; di ğer taraftan müftülerin, hocaların, imamların ve cemaat Alfabesi’nin konulan hedefe eri mede yardımcı olaca ğını i lemi olan Mehmet reislerinin Yeni Türk Alfabesi’nin aleyhtarı oldukları için yeni harflere ili kin Hilmi, “Bir milletin her eyden evvel okuyup yazması lazımdır. Bu mesele her kitapların ithalinin önlenmesi hususunda karar alarak, hükümete ba vurduklarını türlü tekamülün anahtarıdır. Binaenaleyh bu anahtarın kolay elde edilmesi ve yazmı tır. Geli meler kar ısında Mehmet Hilmi cahil halkı uyanık olmaya davet herkesin eline geçmesi zaruretti” demi tir. etmi tir 96 . Ne var ki bölgedeki müftüleri, kimi dini yetkilileri, Yüzellilikler'i ve 13 Ekim 1928 tarihli Yeni Adım’da “Garbi Trakya Türkleri! Yeni Türk firarileri içine alan muhafazakar bir kesim, dini sakıncalar ileri sürerek 1928 Yazısını Çabuk Ö ğreniniz, Ö ğretiniz!” ve “Türk Harflerini Bu Sene Okutunuz. yılının Eylül ve Ekim aylarından itibaren söz konusu yenili ğin kar ısında yer Gelecek Seneye Bırakırsanız Çocuklarınızın Hayatından On Sene Çalarsınız. almı , bu kesimin sözcülü ğünü de Mustafa Sabri’nin Yarın Gazetesi yapmı tır 90 . Köylüler, Siz de Muallimlere Böyle Emirler Veriniz” man etleriyle, “Yeni Türk Yarın Gazetesi’nde Türklerin Müslüman olduklarından itibaren Arap harflerini yazısını ö ğrenmek için hususi muallim arayanlar, gazete bayii Abdullah kullandıklarından ve bunları kullanmanın her Müslüman cemaatin görevi Efendi’ye müracaat etsinler” ilanı dikkat çekmektedir 97 . Ancak Azınlık Okulları oldu ğundan hareketle Đskeçe, Gümülcine, Dimetoka ile Dedea ğaç müftü ve Müfetti i’nin tavrından, Yunan E ğitim Bakanlı ğı’nın 1928-1929 e ğitim yılında cemaat reislerinin imzasıyla Batı Trakya’da Yeni Türk Alfabesi’ne geçilmesinin Batı Trakya Türklerinin yeni harflere geçmesine hemen olur vermedi ği aleyhinde bir beyanname yayınlanması ve halkın görülerini temsil eden yayın anla ılmaktadır. Öyle ki Azınlık Okulları Müfetti i Argiryadis okutulacak 91 organının Yeni Adım de ğil, Yarın Gazetesi oldu ğunun ifade edilmesi Mehmet 92 “Zaten Vazifeleridir”, Yeni Adım Gazetesi , 17 Te rinisani (Kasım) 1928, Sayı: 169, s.1 93 “Yeni Harfler ve Hocalar”, Yeni Adım Gazetesi , 6 Nisan 1929, Sayı: 192, s.1 88 “Mustafa Sabri’ye Yine Yol Göründü”, Yeni Adım Gazetesi , 21 Eylül 1929, Sayı: 219, s. 4. 94 “Yeni Türk Yazısını Niçin Alıyoruz”, Yeni Adım Gazetesi , 3 Te rinievvel (Ekim) 1928, 89 “Yeni Türk Yazısını Niçin Alıyoruz”, Yeni Adım Gazetesi , 3 Te rinievvel (Ekim) 1928, Sayı: 156, s.1 Sayı: 156, s.1 95 “Mustafa Sabri Hala Israr Ediyor”, Yeni Adım Gazetesi , 17 Nisan 1929, Sayı: 195, s.1; 90 “Latin Harflerini Kabul Etmenin Manası”, Yarın Gazetesi , 22 Mart 1929, Sayı: 41, s. 1; “Hafız Galip de Karı ıyor”, Yeni Adım Gazetesi , 11 Mayıs 1929, Sayı: 200, s. 4 “Açık Mektup”, Yarın Gazetesi , 9 Nisan 1929, Sayı: 42, s. 1. 96 “Neler Yapıyorlar”, Yeni Adım Gazetesi , 20 Kanunuevvel (Aralık) 1928, Sayı: 175, s. 2 91 “Latin Harfleri Müslüman Efkarı Umumiyesi”, Yarın Gazetesi , 9 Te rinisani (Kasım) 1928, 97 “Yeni Türk Yazısını Ö ğrenmek Đsteyenlere”, Yeni Adım Gazetesi , 13 Te rinievvel (Ekim) Sayı: 32, s. 1. 128, Sayı: 159, s. 2. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 23 24 Nilüfer ERDEM kitaplar listesinde yeni harflerle hazırlanmı alfabe ile kitaplara yer vermemi ve Mehmet Hilmi 5 Ocak 1929 tarihli makalesinde Kireççiler halkının, bu tip kitapları onaylamamı tır. Konunun Yunan hükümetinin müfetti lerini eğitimsiz ki ilerin cemiyetteki yerinin yalnız hizmetkarlık olabilece ğini göz ilgilendirmedi ğini ve sadece Batı Trakya Türklerini ilgilendirdi ğini 98 dü ünen önünde bulundurarak muntazam bir okul kurmayı ba ardıklarına i aret etmi tir. Mehmet Hilmi tepkisini, “Bir millet lisanını nasıl isterse öyle okutabilir. Ona Köylünün tüm sıkıntılarına ra ğmen okulun ihtiyaçlarını temine çalı masını, kim karı ıyor ve ne salahiyetle karı ıyor. Ben lisanımı ister Fransız, ister Đngiliz, “…Đktisadi, siyasi tokatların tesirleriyle fevkalade fakir dü en bu köylü… ister Çin, ister Yunan harfleriyle yazar ve okurum. Bundan hükümete ne fayda, evinde misafire ikram edecek bir fincan kahvesi bulunmadı ğı halde, didinerek ne zarar gelebilir? Hiç de ğil. Yoksa Türklerin terakki ve tekamülü arzu mu bu mektebin ihtiyacına lazım olan mebla ğı ödemeye çalı ıyor” sözleriyle edilmiyor?... Farıza ben lisanımı Yunan harfleriyle tedris etmi olsaydım, maarif anlatmı tır. Mehmet Hilmi Yeni Adım sütunlarında, “Orada, yüz çocuk arasında müfetti li ği yine müdahale mi edecekti? Hem maarif müfetti inin kitapçılarda birkaç açıkgöz, zeki kimse yeti ebilir” dedi ği Kireççiler Đlkokulu’nun ya adı ğı kitap mühürlemek, liste vermek salahiyeti olup olmadı ğı bile dikkate ayan bir sıkıntılara da yer vermi tir. Örne ğin 27 Ekim 1928 tarihli makalesinden meseledir… Yoksa bundan sonra bir de falan kitabı okutacaksınız, falan lisanı, Kireççiler Đlkokulu’nun bütün sınıflarında, bütün derslerin yeni harflerle falan harflerle tedris edeceksiniz demek vazifesinin haricindedir…” sözleriyle verilmeye ba landı ğını, ancak okul müdürünün Azınlık Okulları Müfetti i ortaya koymaktadır 99 . Mehmet Hilmi’nin, “…Türk mektepleri müfetti i yeni tarafından davet edilerek kendisine Yeni Türk Alfabesi ile e ğitim yapılabilmesi harfleri okutmamaları hususunda muallimlere ifahi emirler veriyor. Bazı için vilayetten emir alınması gerekti ğinin ve emir gelmeyinceye kadar bunların köylere gitmi , muallimlere e ğer yeni harfleri okuturlarsa onların ellerinden okutulamayaca ğının söylendi ğini ö ğrenmekteyiz. Ancak yine de okul müdürüne vesikalarını alaca ğını söylemi , tehdit etmi tir…” cümlesinden, Azınlık resmi bir yazı verilememi tir 103 . Kireççiler Maarif Komisyonu’nun tüm Okulları Müfetti li ği’nin 1928-1929 e ğitim yılında Yeni Türk Alfabesi’nin giri imlerine ra ğmen, Fransızca ö ğretmeni gibi okulun bazı ö ğretmenleri bu okutulmasını engelleme çabalarının sadece okutulacak kitapları belirlemekle dönemde meslekten uzakla tırılmı lardır. Kireççiler Đlkokulu’na yapılan sınırlı kalmadı ğı anla ılmaktadır. Ancak bu uyarıların sözlü olarak yapılmaları, baskılar bunlarla sınırlı kalmamı , Gümülcine Valisi’nden alınan emirle köyün resmi bir yazıyla ö ğretmenlerin yeni harfleri okutmaktan men edilmemeleri maarif komisyonu la ğvedilmi , okulun Đskeçe Cemaat Đdaresi’ne ait oldu ğu olayların bir ba ka boyutudur 100 . söylenmi tir. Mehmet Hilmi’ye göre Yunan Hükümeti’nin bu okulla ilgili zaten Cemaat idarecilerinin 1928-1929 e ğitim yılında azınlık okullarına yeni “saklanamayacak derecede açık ve kötü niyeti vardır”. Ayrıca sözlü bir takım harfleri sokmayacaklarını ilan etmeleri üzerine Mehmet Hilmi, azınlı ğın aydın tehditlerle “bu kıymetli yolun üzerine saman arabası devirmektedir”. Geli meler ahıslarıyla ö ğretmenlerini özel okullar açmaları ve ahaliyi de çocuklarını yeni üzerine köyün maarif komisyonu Ba bakan Venizelos’a, Mehmet Hilmi’nin harflerle e ğitim vermek üzere açılacak okullara göndermeleri konusunda te vik deyimiyle “memleketin irfana kar ı di bileyen memurlarının bu entrikalı idaresi etmeye çalı mı tır 101 . Batı Trakya’da yeni harflerle e ğitime ilk geçen okul, aleyhinde” sekiz yüz kelimelik bir telgraf göndermitir 104 . Mehmet Hilmi’nin, Kireççiler Türk Đlkokulu’dur 102 . “Mösyö Venizelos bile bu i lerin Arap saçı haline getirilmi olan karı ıklı ğına hayret etti de müracaatlara müspet, menfi bir cevap veremedi” yakınmalarından, 105 izin bekleyi inin tüm heyecanı hissedilmektedir . Yeni Adım’ın 21 ubat 1929 98 “Milli ve Dini Harfler”, Yeni Adım Gazetesi, 14 Te rinisani (Kasım) 1928, Sayı: 168, s. 1. tarihli nüshasında, Venizelos’un Gümülcine Valisi’ne azınlık okullarında Yeni 99 “Türkçeyi Okutmaktan Ne Hakla Mani Ediyorlar?”, Yeni Adım Gazetesi , 17 Te rinievvel Türk Alfabesi’ne izin verilmesini emretti ği duyurulmu tur 106 . Yine de valilik ve (Ekim) 1928, Sayı: 160, s. 1. 100 “Bir Taraftan Müfetti lik, Di ğer Taraftan Ali Vasfi”, Yeni Adım Gazetesi , 27 Te rinievvel müfetti lik bu emri köylere ve kasabalara ula tırmakta acele etmemi lerdir. (Ekim) 1928, Sayı: 163, s. 1. 101 “Ali Vasfi, Cemaat ve Muallimler”, Yeni Adım Gazetesi, 13 Te rinievvel (Ekim) 1928, Sayı: 159, s. 1-2. 102 erafettin erif, “Batı Trakya Türk Azınlı ğı’nın E ğitim Sorunları”, Balkan Ülkelerinde 103 “Bir Taraftan Müfetti , Di ğer Taraftan Ali Vasfi”, Yeni Adım Gazetesi, 27 Te rinievvel Türkçe E ğitim ve Yayın Hayatı Bilgi öleni Bildirileri, Ankara, Türk Dil Kurumu (Ekim) 1928, Sayı: 163, s. 1. Yayınları 1999, s. 394; “Kireççiler Okulu Da Yandı”, Đleri Gazetesi, 2 Nisan 1999, Sayı: 939, 104 “Bir Suikast”, Yeni Adım Gazetesi, 5 Kanunusani (Ocak) 1929, Sayı: 178, s. 1. s. 4-6; Erdem, Lozan Antla ması’ndan Günümüze Batı Trakya Türklerinin E ğitim ve 105 “Çabuk Hırsız”, Yeni Adım Gazetesi, 11 Kanunuevvel (Aralık) 1928, Sayı: 173, s. 2. Öğretim Birli ği Sorunu , s. 52-53. 106 “Yeni Harflere Müsaade Edilmi tir”, Yeni Adım Gazetesi, 21 ubat 1929, Sayı: 184, s. 2. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 25 26 Nilüfer ERDEM

Yeni harflere izin verilmesinin akabinde Mehmet Hilmi, sadece çocuklara “Rodop Hususi Türk Đlk Mektebi” adıyla açılmı tır 112 . Yine Đskeçe ve de ğil, ailelerine de yardımcı olmaları konusunda ö ğretmenlere yaptı ğı ça ğrıları Gümülcine’deki Türk gençlerine yeni harfleri ö ğrenme ve ö ğretmeleri yo ğunla tırmı tır. Her ö ğretmen fikir ordusunda pek kıymetli görevler konusunda yapılan ça ğrılar 113 ürün vermi olacak ki, Batı Trakya gençlik yüklendi ğinin ve büyük yükümlülükler altına girdi ğinin farkında olmalı, te kilatları kurslar açarak yeni yazıyı ö ğrenme ve ö ğretmede öncülük bölgenin her köyü yeni harflere geçmeliydi 107 . Devrimleri emin adımlarla etmi lerdir 114 . yürütebilmek için her eyden evvel toplumun hazırlanması gerekmekteydi. Okuyup yazmayı bilenlerin tümünün alim ya da herhangi bir meslekte uzman 8. Türk-Yunan Dostlu ğu’nun Batı Trakya Türklerine Getirdikleri olmayacakları açıktı. Ancak her meslek, her sanat sahibinin, toplumu olu turan 10 Haziran 1930 Ankara Sözle mesi’yle 115 Türkiye ile Yunanistan her ferdin “marifet kapılarının anahtarına sahip olması zaruriydi”. Gün arasında nüfus mübadelesinden kaynaklanan sorunlar çözüme ba ğlanmı tır. görmemi , solmu , uyu mu ve küflenmi bir kemik kutusunun içine okuyup Sözle menin 10. maddesine göre “Türkiye, Đstanbul’a geldikleri tarih ve yazmak, bir ı ık gibi etki ederdi. Cehaletle mücadele eden ordunun ba ında ise do ğdukları yer ne olursa olsun de ğiimden ayrık tutulmu olan Đstanbul öğretmenler geliyordu. Her ö ğretmen, görevinin ne kadar önemli oldu ğunu bölgesinde bugün hazır bulunan Türk uyru ğundaki tüm Ortodoks Rumlara”, 14. bilerek yürümeliydi. Ancak böyle yürüdü ğü takdirde kıymet kazanır, borcunu maddesine göreyse “Yunanistan, Batı Trakya’ya geldikleri tarih ve do ğdukları ve görevini hakkıyla yerine getirmi olurdu. Kaldı ki Batı Trakya gibi bir yer ne olursa olsun de ğiimden ayrık tutulmu olan Batı Trakya bölgesinde bölgede bu konu, içmekten de önemliydi. “Bir kenara atılmı , kendi bugün hazır bulunan Yunan uyru ğundaki tüm Müslümanlara” yerle ik sıfatını derdimizle yanan, sürüklenen bir toplumuz” diyen Mehmet Hilmi’ye göre, Batı tanımı tır. 15. madde, yapılmı olan sözle me ve anla malarla yerle iklere Trakya Türkleri halkı aydınlatmak için ne yapabilirlerse kendi kendilerine tanınmı olan hakların kullanımını engellemi olan bütün tedbirlerin kalkaca ğı yapmak, ülkülerini kendi kendilerine geli tirmek zorundaydılar. Ba tanba a hükmünü getirmi tir. Bu haklar arasında özellikle arazi alım ve satımı da cehalet içinde olan Batı Trakya’nın, kadınları da bu yürüyü ten geri sayılmı tır. kalmamalıydı. Demokratik bir devlet oldu ğu iddia edilen Yunanistan’ın 22. madde uyarınca antla malara aykırı olarak Batı Trakya Bölgesi’ne idarecileri de, bu konuda Batı Trakya Türklerinin yanında yer almalıydı 108 . Đlim yerle tirilen Rumlara verilmek üzere Türklerin ellerinden alınan arazilerin ordusuna ba ka memleketlerde ne kadar ihtiyaç varsa, Batı Trakya’da aynı sahiplerine geri verilmesi imkansız ise, Karma Komisyon’un bu imkansızlı ğı orduya birkaç misli ihtiyaç vardı 109 . tespit etmesiyle bu mallar Yunan Hükümeti’ne geçecek, Yunan Hükümeti bu Aynı dönem içinde Mehmet Hilmi, “…Acaba çocuklarımız ne olacak, malları tazmin edecektir. hangi mektebe gönderece ğiz? Bu cehaletle biz kıyamete kadar yaya kalırız. Sözle menin 29. maddesi, Batı Trakyalı Türklere belli bir güvenceyi Toplanalım da bir mektep açalım…” sözlerinin i itilmemesi sebebiyle getirmeyi amaçlıyor görünümündedir. Buna göre, genel hükümler ve 25. madde Gümülcinelilerden 110 ve burunlarının dibindeki köyü görmemeleri sebebiyle hükümleri saklı kalmak artıyla, bu antla ma ile mülkiyeti Yunan Hükümeti’ne Đskeçelilerden 111 ikayet etmekte, onlara Kireççiler Đlkokulu’nu örnek almalarını geçmeyen mallar, bundan böyle hiçbir sınırlama ve el koyma konusu telkin etmektedir. Mehmet Hilmi’nin dü ledi ği yeni harflerle e ğitim veren olmayacak, sahipleri bu mülklerden istedikleri gibi istifade edeceklerdir 116 . böyle bir okul Gümülcine’de, altı aydın çocuk velisinin giri imleri ve valili ğin 19 Kasım 1929 tarihinde izin vermesi neticesinde, aynı yılın Aralık ayında 112 Đsmail ahap Üstün, “Gümülcine Hususi Okulu Nasıl Açıldı”, Batı Trakya Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 56, s. 3-5. 113 “Bulgaristan Mektupları”, Yeni Adım Gazetesi , 24 Te rinievvel (Ekim) 1928, Sayı: 162, s. 2. 114 Erdem, Lozan Antla ması’ndan Günümüze Batı Trakya Türklerinin E ğitim ve Ö ğretim 107 “Emir Verildi”, Yeni Adım Gazetesi, 9 Mart 1929, Sayı: 187, s. 2. Birli ği Sorunu, s. 53; “Gençler Yurtların Etrafında Toplanmalıdır”, Yeni Adım Gazetesi, 3 108 “Vali Bey Hep Aynı eyi Söylüyor”, Yeni Adım Gazetesi , 15 Eylül 1928, Sayı: 151, s. 1. Te rinievvel (Ekim) 1928, Sayı: 156, s. 2; “Türk Gençler Yurdu Kitaplı ğında”, Yeni Adım 109 “Muallimlik En erefli Meslektir”, Yeni Adım Gazetesi, 24 Nisan 1929, Sayı: 197, s. 1. Gazetesi, 6 Eylül 1928, Sayı: 154, s. 2. 110 “Gümülcine’de Mektep Meselesi”, Yeni Adım Gazetesi, 18 Mayıs 1929, Sayı: 201, s. 1. 115 “Türk-Yunan Đtilafı Đmzalandı”, Cumhuriyet Gazetesi , 11 Haziran 1930, s. 1. 111 “Memleket Bir Cehalet Yuvası”, Yeni Adım Gazetesi, 15 Haziran 1929, Sayı: 206, s. 1. 116 Düstur , 3. Tertip, Cilt (11), s. 1939-1966. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 27 28 Nilüfer ERDEM

Türkiye ile Yunanistan arasında uzun yıllar huzursuzluk kayna ğı olan gö ğüslemek zorunda kalmı lardır. Bir kısmı dönemin a ğır artlarına “etabli” yani yerle ik sorununun kesin çözümü ile ilgili son anla ma, Karma dayanamayarak Türkiye’ye göç etmi tir. Venizelos’un iktidara gelmesiyle Türk- Komisyon’un kaldırılmasına dair 9 Aralık 1933 tarihinde Ankara’da yapılmı tır. Yunan görü melerinin ba laması, sorunlarına çözüm getirilece ği ve Bu antla manın Batı Trakya için en önemli hükmü, 2. maddesidir. Bu madde belirsizliklerin sona erdirilece ği ile ilgili umutlarını arttırmı tır. Bu süreçte hükmüne göre mübadeleye giren, ya da dönü hakkından mahrum olan ki ilere Mehmet Hilmi, Yeni Adım’da Batı Trakya Türklerinin haklarını ate li bir ait oldukları tespit edilse bile, Karma Komisyon’un da ğılmasından sonra Batı ekilde ve büyük bir kararlılıkla savunmu , Türkiye’deki devrimlerin Batı Trakya Türklerinin 10 Haziran 1930 tarihinden önce Yunan Hükümeti Trakya Türkleri tarafından da benimsenmesi konusunda mücadele vermi tir. tarafından fiilen i gal edilmi olan malları hakkında hiçbir önlem ya da Bölge Türklerinin her türlü sıkıntısını dillendirmi, dostlu ğu görü en Türk ve sınırlayıcı i lem getirilmeyecektir 117 . Karma Komisyon görevde bulundu ğu süre Yunanlı heyetlerin dikkatini çekmeyi, aynı zamanda pek de e ğitimli olmayan içinde yerle ik olanların tamamını tespit etmek suretiyle “etabli” belgeleri Batı Trakya Türk toplumunu hakları konusunda bilinçlendirmeyi hedeflemi tir. vermi tir. Ayrıca nüfus kütü ğü mahiyetinde defterlere de kaydetmi lerdir. Bize ilginç gelen, Mehmet Hilmi’nin 1920’lerde bölge Türklerinin sorunlarına Bugün Batı Trakya’da, “etabli” oldu ğunu belirlemek isteyenler, Gümülcine’deki ve beklentilerine ili kin dü tü ğü notların bir kısmının, günümüzde de ifade Türkiye Konsoloslu ğu’ndan bu belgeleri alabilmektedirler 118 . edilebilecekleridir. Örne ğin e ğitim sorunları devam etmekte, Batı Trakyalılar 1930 Ekim’inde Türk-Yunan dostlu ğu adına yapılan görü meler istedikleri müftüyü seçememekte ve arzu etti ği her derne ği kuramamaktadırlar. esnasında Đsmet Pa a Venizelos’tan, belki de Türkiye sınırına çok yakın bir Di ğer taraftan bölge tarımında tütün hala yerini korumakta ve esnafın çiftçiye bölgedeki etkinliklerinden duyulan rahatsızlık sebebiyle, Yunanistan’a sı ğınmı ba ğımlılı ğı devam etmektedir. olan Yüzelliliklerin sınır dı ı edilmelerini talep etmi tir. Venizelos’un bu talebi Batı Trakyalı bir büyü ğümüzden bize intikal etmi olan Yeni Adım kabul etmesi üzerine Yüzellilikler’in Batı Trakya’yı terk etmeleri istenmi tir 119 . koleksiyonu, 17 Mayıs 1930 tarihinde sonlanmaktadır. Mehmet Hilmi ise 1931 Rodop Valili ği’ne Miltiyadis Mandas’ın atanması ve valinin cemaat idarelerini yılında vefat etmi tir ve kabri Đskeçe’dedir. Bu sebeple Ankara Sözle mesi’ne de ğitirmesinin akabinde, 1933-1934 e ğitim yılında Cemaat Đdaresi’ne ba ğlı Batı Trakya Türklerinin nasıl bir tepki verdiklerine dair herhangi bir ey okullarda yeni harflerle e ğitime geçilmi tir 120 . Ancak bölgede Cemaat Đdaresi’ne söyleyemiyoruz. Ne de sonraki süreci Mehmet Hilmi’nin kaleminden takip etme ba ğlı okullarda yeni harflere geçilse dahi, tabelalarında “Müslüman Okulu” ansımız var. Bölgenin 1923-1930 dönemini aydınlı ğa çıkarmaya çalı anlar, yazan bazı özel okullar eski harflerle e ğitim vermeye devam etmi lerdir 121 . mutlaka Mehmet Hilmi’nin dü tü ğü notlara göz atmak zorundadırlar. Bu sebeple Batı Trakya Türkleri güçlü bir kalem ve iyi bir organizatör olan SONUÇ Mehmet Hilmi’yi, “kötü zamanların en büyük ansı” olarak anmı lardır ve Mehmet Hilmi’nin yazılarından da açıkça anla ıldı ğı gibi, Lozan anmaya devam etmektedirler. Antla ması ve mübadeleden sonra, Batı Trakya’daki tüm dengeler altüst KAYNAKÇA olmu tur. Bölgenin demografik yapısında, ekonomisinde ve idaresinde kökten Aleksandris, Aleksis:“To Đstoriko Plesio Ton Ellinoturkikon Sheseon”, Đ Ellinoturkikes de ğiiklikler ya andı ğı gibi, yeni göçmenlerin gelmesiyle asayi sizlik ba Shesis 1923-1987, Athina, Ekdosis Gnosi, 1988, s. 33-172. Düstur, 3. Tertip, göstermi tir. Ko ullar sadece bölgeye yerle tirilen Rumlardan de ğil, Cilt (11). Türkiye’den gelen kimi sı ğınmacılardan da etkilenmi tir. Duruma uyum Erdem, Nilüfer: “Lozan Antla ması’ndan Günümüze Batı Trakya Türklerinin sa ğlamaya çalı an bölge Türkleri, bir de konumlarıyla ilgili belirsizli ği Eğitim ve Ö ğretim Birli ği Sorunu”, Đstanbul Üniversitesi, Atatürk Đlkeleri ve Đnkılap Tarihi Enstitüsü, Basılmamı Yüksek Lisans Tezi, 2003.

117 Resmi Gazete , 8 Ocak 1934, Sayı: 2599, s. 3378-3379. “Yunan Tarihçilerinin Gözüyle 1930 Türk-Yunan Dostluk Antla ması ve Venizelos’un 118 Eren, , “Batı Trakya Türkleri”, s. 57-61. Bu Sürece Katkıları”, Mu ğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 119 Panayotidis, a.g.e., s. 147-150. Güz 2009, s. 93-128. 120 Üstün, “ a.g.m., s. 3-5. 121 Enver Kavaklı, “Atatürk Devrimleri ve Batı Trakya Türklü ğü”, Batı Trakya Dergisi, 15 Eren, Halit: “Batı Trakya Türk Cemaat ve Vakıf Đdareleri”, Marmara Üniversitesi, Ocak 1983, Cilt: 16, Sayı: 189, s. 18. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamı Yüksek Lisans Tezi, 1989. MEHMET HİLMİ’YE GÖRE BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN 29 30 Nilüfer ERDEM

“Batı Trakya Türkleri”, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamı Doktora Tezi, 1995. EKLER Haciantoniyu, Kostas: Đstoria Tis Neoteris Elladas 1821-1941, Athina, Ekdosis Diyorasis, 2002. Đskeçe Türk Birli ği, Ksanthi, Batı Trakya Türklerinin Dernekler Tarihi1, 2003. Kavaklı, Enver: “Atatürk Devrimleri ve Batı Trakya Türklü ğü”, Batı Trakya Dergisi, Cilt:16, Sayı: 189, 1983, s. 7-20. Panayotidis, Nathanail M.: Musulmaniki Miyonotita Ke Ethniki Sinidisi, Aleksandrupolis, Ekdosis TEDK, 1995. Pavlidis, Antonios: “Yunan Kaynaklarına Göre Mübadele Meselesi”, Đstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamı Yüksek Lisans Tezi, 1997. Psomiadis, Haralampos: Đ Telefteya Fasi Tu Anatoliku Zitimatos, Athina, Ekdosis Efesos, 2004. Soysal, Đlhami: 150’likler, Đstanbul, Gür Yayınları, 1985. Soysal, Đsmail: Türkiye’nin Siyasal Antla maları (1920-1945), Cilt 1, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2000. erif, erafettin: “Batı Trakya Türk Azınlı ğı’nın E ğitim Sorunları”, Balkan Ülkelerinde Türkçe E ğitim ve Yayın Hayatı Bilgi öleni Bildirileri, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1999, s. 375-399. Türk Dı Politikası, (Ed. Baskın Oran), Cilt 1, 8. b., Đstanbul, Đleti im Yayınları, 2003. Üstün, Đsmail ahap: “Gümülcine Hususi Okulu Nasıl Açıldı”, Batı Trakya Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 56, s. 3-5.

Veremis, Thanos: Megali Ellines – Eleftherios Venizelos, Tomos 8, Athina, Ekdosis Ethniki Trapeza, 2009. Süreli Yayınlar: Cumhuriyet Gazetesi Đleri Gazetesi (Batı Trakya’da yayınlanmı tır).

Resmi Gazete

Yarın Gazetesi (Batı Trakya’da yayınlanmı tır). Yeni Adım Gazetesi (Batı Trakya’da yayınlanmı tır).

Ansiklopedi ve Web Adresleri: Büyük Larousse Ansiklopedisi Mehmet Hilmi. Er im: http://www.kultur.gov.tr [16 Haziran 2010]