Indiren Sizin Müdürünüz Meki Beyden Memnun Oluşunuzdur

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Indiren Sizin Müdürünüz Meki Beyden Memnun Oluşunuzdur Nazım Hikmet • Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar ADAM YAYINLARI © Anadolu Yayıncılık A.Ş. Birinci Basım: Ağustos 1968 İkinci Basım: Haziran 1975 Adam Yayınları'nda �irinci Basım: Ekim 1990 Adam Yayınları'ndl!; ikinci Basım: Ocak 1991 Adam Yayınları'nda Uçüncü Basım: Ağustos 1991 Adam Yayınları'nda Dördüncü Basım: Ocak 1992 Adam Yayınları'nda Beşinci Basım: Şubat 1993 Kapak Düzeni: Aydın Ülken 93.34. y .0016.386 ISBN 975-418-009-1 , Nazım Hikmet'in Kemal Tahir'e yazdığı mektupların her türlü yayın hakları saklıdır. Bu mektuplar yazılı izin alınmadan aktarılamaz, başka dillere çevrilip yayımlanamaz. YAZIŞMA ADRESi: ADAM YAYINLARI, BÜYÜKDERE CADDESi ÜÇYOL MEVK!l NO: 57 MASLAK-ISTANBUL TEL:276 23 30(8 hat)TELG: ADAMYAY TELEKS: 26534 rada tr FAX: 276 27 67 Nazım Hikmet • Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar BİRKAÇ SÖZ Nazım Hikmet 1902 yılında doğmuş, 1920'de, Bolu'da bir zaman öğretmenlik yaptıktan sonra Moskova'da dört yıl okuyup 1924'te lstanbul'a dönerek yeni şiirlerini ve politik yazılarını yayımlamaya başlamıştır. Şeyh Sait ayaklanması bahanesiyle çıkarılan Takriri Sükun Kanunu sırasında - 1926 yılında - Ankara İstiklal Mahkemesi'n­ ce "gıyaben" 15 yıl ağır hapse (kürek cezasına), 1930 yılında Burs� Ağırceza Mahkemesi'nce 6 yıl 6 ay ağır hapse, 1938 yılında, Ankara'da, Harp Okulu Askeri Mahkemesi'nce 15 yıl ağır hapse, gene 1938 yılında Donanma Kom. Askeri Mahkemesi'nce 20 yıl ağır hapse mahkum. edildi (Ceza toplamı: 61 yıl 6 ay, bunun mahpusta geçen miktarı 18 yıldır.). 1950 genel af kanunuyla cezaevinden çıkan Nazım Hikmet, 1951 yılında memleketten kaçmak zorunda kaldı. Ölüm tarihi olan 1963 yılına kadar, 12 yıl da, bir şiirinde "zor zenaat" dediği sürgün cezası çekmiş oldu. Böylece yurdumuzun ve dünyanın en büyük şairlerinden Nazım Hikmet, 61 yıllık ömrünün 30 yılını mahpuslarda ve sürgünde geçirdi, eserlerini, bu çetin şartlar altında yazdı. Mahpusluğu dışında da, Nazım Hikmet, aralıksız, izlenip gözetlenmiş, evi üst üste basılıp kitapları ve müsveddeleri alındığı için, çalışmalarına yardımcı bir kitaplığa sahip olamadığı gibi, "Kırpıntı Bohçası" dediği müsveddelerini bile, sürekli olarak eli altında bulunduramamıştır. Tarih, edebiyat, sanat, felsefe, ekono­ mi, sosyoloji üzerindeki düşüncelerini düzenli olarak açıklayama­ ması hundandır. Büyük bir sanatçının bu konulardaki düşüncelerinden yoksun kalmak, memleketinin edebiyatı ve fikir hayatı için olduğu kadar, dünya için de büyük bahtsızlıktır. Okumanıza sunduğumuz bu mektuplar, her şeyden önce,. bu boşluktaki yerlerini dolduracaklardır. Bugün yayımlanmalarının nedeni de, Moskova'da kurulan "Nazım Hikmet Arşivi"nin gerek 7 çevirip yayımlamak, gerekse, şairin sanatı üstünde inceleme yap­ mak isteyenlerin çalışmalarını sağlamak için mektupların foto­ kopyalarını istemesidir. Böyle bir isteği uzunboylu' karşılıksız bırakmak Nazım Hikmet'in kendisi ve edebiyat tarihimiz için haksızlık olurdu. Öte yandan, bir Türk şairinin bir Türk romancısına yazdığı mektupla­ rın Türkçeden önce, başka bir dilde - bu dil, şairimize büyük dostluk göstermekle edebiyatımıza da değer vermiş hatırnaz bir komşu memleketin dili de olsa - yayımlanmasını doğru bul­ madım. ::- Mektuplar, 1940 - 1950 yılları arasında, Bursa Cezaevi'nde mahpus bulunan Nazım Hikmet tarafından, benim mahpus bulun­ duğum Çankırı-Malatya-Çorum-Nevşehir cezaevlerine yazıldılar. Politika hükümlülerinin mektupları savcılar tarafından okunur, gönderilmesinde sakınca görülmezse postalanır, verilmesinde sa­ kınca görülmezse verilir. Bu kitabı meydana getiren 242 mektubun hepsi bu işlemlerden geçmiştir. Mektuplarda yazılan olayların ve düşüncelerin arasında rastlanacak birkaç boşluk, bazı mektupların ya hiç postalanmadığından, ya da yerine verilmediğindendir (Sözgelimi: "Gabriel Pery" ve "Fakir Bir Şimal Kilisesinde Şeytan" adlı büyük şiirleri getiren mektupları almadım. Bunlar, ya Nazım Hikmet'in ya da benim "infaz" dosyalarımızda bulunsalar -ge­ rektir.) Mektuplar, bu kadar yakın bir gelecekte, yayımlanacakları düşünülemediği için, ,özentisiz yazılmışlardır. Nazım Hikmet'in sınırsız insan sevgisini, gösterişsiz kültürünü bu özellik daha kolay belirlemektedir. Okurken en a�, şiirlerinde, olduğu kadar duygula­ nacağınıza, büyük şairi daha yakından tanıyıp daha çok seveceğini­ ze eminim. Daha birkaç noktayı kısaca açıklamalıyım : Nazım Hikmet, büyük aşamaların yetiştirdiği, büyük aşamala­ rı belirleyen büyük şairlerdendir. Aşamalar sonrasının kolay ve 8 moda akımlarının ölçüleriyle anlaşılıp değerlendirilemez. 1938'den 1963'e kadar, 25 yıl, kendi memleketinde, eserlerini yayımlayama­ mıştır. Bu bakımdan çok bahtsız bir sanatç_ıdır. Son beş yıldır, hemen bütün eserleri yayımlandığı halde, Nazım Hikmet beklenen büyük ilgiyi görmedi. Genç kuşaklarda umulan heyecanı uyandıra­ madı. Türkçesi, halklar üzerinde etkisini yitirmiş şiir dünyamızı, gücü ölçüsünde canlandıramadı. Şiirimizin son elli yıllık çok önemli dönemi üzerinde, gerekli incelemelere, yeniden değerlen­ dirmelere de yol açamadı. Ben bunu yayınların sistemsizliğine, ortamın hemen hiç hazırlanmayışına, okurların uyarıcı destek çalışmalardan yoksun bırakılmasına veriyorum. Nazım Hikmet'in 1928'den 1938'e kadar, on yıllık süre içinde, şartlar hiç de uygun olmadığı halde, başta gerçek aydınlar olmak üzere bütün yarı aydınları niçin derinden etkilediği ve adını nasıl olup da geniş halk kitlelerine duyurabildiği genç kuşaklarca anlaşılmış değildir. (Bu zararlı durumu ortadan kaldırmak için yapılacak çeşitli çalışmalara başlamak için yararlı olur umuduyla Nazım Hikmet'in şiirlerinden, bizim kuşakları dün olduğu gibi bugün de etkileyenleri seçip bir antoloji yapmaya uğraşıyorum. Bundan yararlanarak Nazım Hikmet'in dil ve sanat anlayışını, dünya görüşünü, konularını nasıl seçip üstleriıade nasıl çalıştığını açıklayabileceğimi umuyorum.). Mektupları okurken - hele genç kuşaklar - şu noktaları gözönünde tutmalıdır: Bunlar, bir mahpusaneden bir başka mah­ pusaneye gönderildi. Yazıldıkları sıra, içerde tek parti idaresi, dışarda tarihin örneğini görmediği kanlı bir dünya savaşı, var kıyıcılığıyla sürüyordu. Nazım Hikmet bu iç ve dış şartların maddi-manevi baskıları altında, şair olarak, herhangi bir insandan kat kat fazla bunalmıştı. Bu bunalımı, ancak devrimci dahi sanatçılarda rastlanan insanüstü bir güçle umut ve iyimserlik çizgisinde yiğitçe tutmayı başarmakla kalmamış, korkunç mahpusane şartlarından yararlanarak Anadolu Türkçesinin sağlam temellerini, yani Anadolu insanının tarihsel­ sosyal gerçeğini de bulmuştur. 9 Genel olarak sanat ve yerli yabancı sanatçılar ve özellikle şiir ve roman üzerinde Nazım Hikmet'le yüzde yüz uyuşma halinde olmadığımızı mektuplar gösteriyor. Belli meselelerde uzun uzadıya çekiştik. Nazım Hikmet kendi büyüklüğünü, aşırı alçakgönüllülük göstermeden, hele ölçülerinde hiç yanılmadan, bilirdi. Bunu bildiği için, gerçek büyük sanatçıların hemen hepsinde görülen bencilliğe - kırıcılığa, dağıtıcılığa - kapılmamak için kendini zorlar, kimse­ yi darıltmamaya çabalardı. Beğenilerinde, hele övgülerinde, bilhas­ sa güçsüz ve acemi olanlarla kendi safında görünenlere karşı her zaman, hesapsız ve açık davranması bundandır. Ama gerçek sanatçılar ve eleştirilmeye değer güçlü sanat eserleriyle ilintisi büsbütün başkaydı. Burada temelsiz övgüleri, baştan savın� beğenileri sanatçı ve sanat eseri için hakaret saydığına şüphe olmasın. Bu açıdan, mektuplardaki beğenilere ve övgülere. bence gerek­ siz yere değer verilmemeli, eleştirmelerin üstündeyse - bilhassa genç kuşak- sanatçıları - dikkatle durmalıdır. Mektuplarda hiçbir söz değiştirilmemiş, Nazım Hikmet'in kişiliğiyle sanatını ilgilendiren hiçbir kelime çıkarılmamıştır. Ben sadece benim hayatımdaki bazı hanımların adlarını ve şairin onlara dair yazdıklarım çıkardım. Mektupların bazılarında o zamanlar adı, daha Raşit Kemali olan, Orhan Kemal'in küçük notları, selamları vardı. Bunları almadım. İlerde öteki mahpusların mektupları arasında Orhan Kemal'in mektuplarını da· yayımlarsam, ekleyeceğim. Nazım Hikmet'le beraber çıkarılmış, ya da onun tarafından Bursa'da çektirilip yollanmış resimler daha çoktu. Kopyasını çıkarıp geri getirmek şartıyla alıp götüren dostlar sözlerinde durmadılar. Büsbütün kaybolmadılarsa "er-geç bulunup basılır" umudundayım. Bu kitaba fotoğrafım koyduğumuz yağlıboya portre 1940'ta, Çankırı'da yapılmıştı. 50x40 boyundaydı. Kayıptır. Bundan başka Nazım Hikmet benim de, öteki mahpus arkadaşlarımız gibi kara kalemle, pastelle başka resimlerimi de yapmıştı. Şimdi nerde 10 kimlerdedir, bilemiyorum. Mektupların asıllarından makineyle yazılmasında büyük eme­ ği geçen, üstün dikkatiyle kelimelerde değil, harflerde bile tek bir yanlış yapmamak için var gücüyle çalışan, Nazım Hikmet'in küçük lq.zkardeşi Fatma Melda Kalyoncu'ya, çoğu tarihsiz olan mektup­ ların yerli yerini bulmasında büyük 'yardımı olan Üzerinde çalışa­ caklara kolaylık sağlamasını düşünerek numaralanmasını teklif eden değerli araştırmacı-sanatçı dostum Cevdet Kudret'e, bu kitabın en yeni teknikle basılması için, maddi ve manevi hiçbir fedakarlığı esirgemeyen aydın yayımcı, Bilgi Yayınevi sahibi Ahmet Tevfik Küflü kardeşime, müessese müdürü şair dostum M. Sunullah Arısoy'a, en yeni" tekniği kolayca hükümleri altına alarak kitabın mükemmelliğini sağlayan işçi arkadaşlara burada teşekkür etmeyi borç bilirim. Bu önsözü, şimdi dünyada son namuslu insan yaşadıkça var olanlarla beraber bulunacak büyük Türk şairine yazdığım yüzlerce mektuptan biri sayıyorum, öyle de bitiriyorum. Seni, aziz Nazım Hikmet, sevgiyle selamlarım. Şiirimizi, yani, Anadolu halklarının yüce duygularını, bir'" şair başı boyu yükselten" mübarek ellerini saygıyla öperim.
Recommended publications
  • Ruhi Su Öldü
    View metadata, citation and similar papers at core.ac.uk brought to you by CORE Halk providedsanatçısı by Istanbul Sehir University Repository Ruhi Su öldü Kültür Servisi — Halk sanatçısı, Türk halk mü­ ziği yorumcusu, besteci, ozan, Devlet Operası es­ ki sanatçısı, basbariton Ruhi Su, dün sabaha karşı 04.00’te tedavi edilmekte olduğu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Onkoloji Servisi’nde öldü. 73 yaşındaki Ruhi Su, uzun süredir prostat kanseri­ ne yakalanmış, bir süre önce de aynı hastanede bir ameliyat geçirmişti. Ruhi Su’nun cenazesi ya­ rın Şişli Camii’nde kılınacak öğle namazından son­ ra Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Uzun yıllar siyasal nedenlerle pasaport verilme­ yen Ruhi Su, bu yüzden tedavisi için de yurt dışı­ na çıkamadı. Dünyaca ünlü sanatçının, ağır has­ talığı dolayısıyla Almanya ve İngiltere başta ol- (Arkası Sa. İS, Sü. S'te) Koca Ruhi Su gitti gider ¿/-M* T A L İP APAYDIN_______________________ Bu yaz Ören’den bir başka türlü uğurladık Ru­ hi Su Hocayı. Tüm komşular sabahın altısında ayaktaydı. Oysa o sessizce ayrılmak istemişti. Biz- ler birbirimizle gözlerimizle konuşuyorduk. Her­ kesin yüzünde dile gelmez bir hüzün vardı. Bili­ yorduk bu son gidiş. Ören’e geleli daha bir ay bite olmamıştı ve gün günden eriyordu. Dayanılmaz ağrılar çekiyordu. Çok kez geceleri uyuyamadığı- nı öğreniyorduk. Açıkça konuşulmuyordu ama herkes biliyordu. Yazlık sitemizin sevgili büyüğü öyle acılar içindeydi ki hepimiz bölüşmeye çalışı­ yorduk ama bir yarar sağlamıyordu. Doktorları­ nın her gün İstanbul’dan, Bursa’dan telefon ilgi­ leri, ilaçlar... yetersiz kalıyordu. Artık ne isterse o *ü İ b îr yapılsına kalıyordu iş. ON İKİ UZUNÇALAR — Ünlü sanatçı “ Dadaloğlu” uzunçaları üstüne çalışıyordu, (Arkası Sa.
    [Show full text]
  • Literary Translation from Turkish Into English in the United Kingdom and Ireland, 1990-2010
    LITERARY TRANSLATION FROM TURKISH INTO ENGLISH IN THE UNITED KINGDOM AND IRELAND, 1990-2010 a report prepared by Duygu Tekgül October 2011 Making Literature Travel series of reports on literary exchange, translation and publishing Series editor: Alexandra Büchler The report was prepared as part of the Euro-Mediterranean Translation Programme, a co-operation between the Anna Lindh Euro-Mediterranean Foundation for the Dialogue between Cultures, Literature Across Frontiers and Transeuropéenes, and with support from the Culture Programme of the European Union. Literature Across Frontiers, Mercator Institute for Media, Languages and Culture, Aberystwyth University, Wales, UK This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 2.0 UK: England & Wales License. 1 Contents 1 EXECUTIVE SUMMARY ............................................................................................ 4 1.1 Framework .......................................................................................................... 4 1.2 Method and scope ................................................................................................. 4 1.3 Conclusions ......................................................................................................... 5 1.3.1 Literary translation in the British Isles ................................................................... 5 1.3.2 Literature translated from Turkish – volume and trends .............................................. 6 1.3.3 Need for reliable data on published translations
    [Show full text]
  • 103 TURKISH LITERATURE in JAPANESE Oğuz BAYKARA*
    İ.Ü. Çeviribilim Dergisi, Sayı: 6 (2-2012) s. 103-133 I.U. Journal of Translation Studies, Issue: 6 (2-2012) p. 103-133 103 TURKISH LITERATURE IN JAPANESE Oğuz BAYKARA* Abstract This article gives an account of Turkish works translated into Japanese between 1925 and 2012. It is also an attempt to provide some answers, especially to the question concerning the reasons of the lack of interest for Turkish literature in Japan. The first part of this article sets out the theo- retical framework. The second part outlines the literary exchange between Japan and Turkey. The third part presents the data collected regarding the published Turkish literature in Japanese by surveying the authors, publishers, translators and translated works as well as scrutinizing the translation activity and the forces that triggered it. The final part evaluates the position of the translated Turkish literature in the Japanese polysystem, based on the data obtained from this research. Key Words: Polysystem Theory, Turkish Literature in Japanese, literary exchanges and relations, central/marginal positions. Özet Bu makalede 1925-2012 yılları arasında Türk edebiyatından Japonca- ya çevrilen eselerler ele alınmaktadır. Makale aynı zamanda Japonya’da Türk edebiyatına olan ilginin neden marijinal düzeyde olduğu sorusuna da yanıt aramaktadır. İlk bölümde çalışmanın kuramsal çerçevesi belirlenmiş- tir. İkinci bölüm Japonya ve Türkiye arasındaki edebi alış-verişi özetler. Üçüncü bölümde Japoncaya çevrilen Türk edebiyatı üzerinde yaptığımız araştırmalardan elde edilen veriler sunulmuştur. Veriler toplanırken sadece çevrilen eserler, yazarlar, çevirmenler ve yayınevleri değil, aynı zamanda çeviri etkinliği ve onu tetikleyen güçler de göz önünde bulundurulmuştur. Dördüncü bölümde ise elde edilen veriler temel alınarak, Japon diline ak- tarılan Türk edebiyatının Japon çoğuldizgesi içindeki konumu üzerinde bir değerlendirme yapılmaktadır.
    [Show full text]
  • The Poetry of Nazim Hikmet
    THE BELOVED UNVEILED: CONTINUITY AND CHANGE IN MODERN TURKISH LOVE POETRY (1923-1980) LAURENT JEAN NICOLAS MIGNON SCHOOL OF ORIENTAL AND AFRICAN STUDIES UNIVERSITY OF LONDON THESIS SUBMITTED FOR THE DEGREE OF PHD ProQuest Number: 10731706 All rights reserved INFORMATION TO ALL USERS The quality of this reproduction is dependent upon the quality of the copy submitted. In the unlikely event that the author did not send a com plete manuscript and there are missing pages, these will be noted. Also, if material had to be removed, a note will indicate the deletion. uest ProQuest 10731706 Published by ProQuest LLC(2017). Copyright of the Dissertation is held by the Author. All rights reserved. This work is protected against unauthorized copying under Title 17, United States C ode Microform Edition © ProQuest LLC. ProQuest LLC. 789 East Eisenhower Parkway P.O. Box 1346 Ann Arbor, Ml 48106- 1346 2 Abstract The thesis explores the ideological aspect of modern Turkish love poetry by focusing on the works of major poets and movements between 1923 and 1980. The approach to the theme of love was metaphorical and mystical in classical Ottoman poetry. During the period of modernisation (1839-1923), poets either rejected the theme of love altogether or abandoned Islamic aesthetics and adopted a Parnassian approach arguing that love was the expression of desire for physical beauty. A great variety of discourses on love developed during the republican period. Yahya Kemal sets the theme of love in Ottoman Istanbul and mourns the end of the relationship with the beloved who incarnates his conservative vision of national identity.
    [Show full text]
  • NÂZIM HİKMET'in HAYATI VE ŞİİRLERİ Mariya LEONTİÇ Özet
    NÂZIM HİKMET’İN HAYATI VE ŞİİRLERİ Mariya LEONTİÇ1 Özet Nâzım Hikmet 1902‟de Selanik‟te doğdu. Nâzım Hikmet, Osmanlı İmparatorluğu‟nda birçok örneği görülen kozmopolit bir aileye mensuptur. 1921‟de Nâzım Hikmet Moskova‟ya gider ve “Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi”nde sosyoloji, politoloji ve sanat tarihini okumaya başlar. Çağdaş Türk şiirinde Nâzım Hikmet‟in önemli yeri vardır. İlk şiirlerini hece vezniyle yazar. Moskova‟da fütürist ve konstrüktivizm akımlarıyla tanışır ve özellikle Vladimir Mayakovski‟den etkilenir. Böylece Nâzım Hikmet Türk dilinin zengin ses sisteminden ve ses uyumlarından yararlanarak Türk şiirine serbest nazmı getirir. Şiirleri elliyi aşkın dile çevrilmiştir. Kitaplarını yazarken ilhamı hayatından ve dünyada yaşayan insanlardan, özellikle Türkiye‟de ve Sovyetler Birliği‟nde yaşayan insanlardan alır. O, şiirlerinde, hayat, ölüm, adalet, barış, hapis, kadın, eş, adam, anne, baba, çocuk, sevgi, köyler, şehirler, vatan ve insan sevgisi için yazar. Nâzım Hikmet 1963‟te Moskova‟da vefat etti. Anahtar kelimeler: lirik şair, serbest nazım, insan sevgisi, kadın sevgisi, vatan sevgisi. NAZIM HIKMET’S LİFE AND POETRY Abstract Nazım Hıkmet was born in Salonica, Ottoman Empire, today Thessaloniki, Greece, in 1902. He came from a cosmopolitan and distinguished family. He is one of the best lyric poets in Turkey. In 1921 Hikmet went to Moscow where he studied Sociology at the Communist University of the Toilers of the East. Nazim Hikmet has an important place in contemporary Turkish poetry. He was writing his first poems in syllabic verse. In Moscow, he was influenced by the young Rusian poets, especially by Vladimir Mayakovsky. There, Nazim Hikmet changed his form and preferred writing in free verse which harmonised with the rich vocal properties of the Turkish language.
    [Show full text]
  • LESSONS in SOUND & POETRY AUTHOR Nia Rose Vestal, Troy HS, Montana USA [email protected] INTRODUCTION
    LESSONS IN SOUND & POETRY AUTHOR Nia Rose Vestal, Troy HS, Montana USA [email protected] INTRODUCTION & BACKGROUND This lesson introduces students to the art of listening to their surroundings. The series of readings and activities can serve as a springboard to introduce imagery in writing, to introduce poetry, to introduce the concept of geography through mapping sound instead of boundaries or this lesson can be used to emphasize placed based learning (which is my intent as a teacher). Place based learning starts with students connecting with the spaces that they are community members in but ultimately, placed based learners also become global learners. In educating students about their personal and community history, they develop an educational foundation and confidence to also explore and accept the place based space of other learners throughout the world. Over the years in teaching and traveling much of my data and experience gathering have fit into my Spanish classes. Although, I also teach writing and reading most of my travel academics easily fit into the foreign language classroom. Once in awhile on a trip, I would feel motivated to include academic reflections into writing activities or classroom discussions. In thinking about my activity and goals to excite students about Turkey, it all revolved around sound and writing­ even from the start. Here is a short excerpt from my application essay before the trip: “The air settles around me. It smells fresh and wet and heavy at the same time; a wave of strong coffee hits my senses. My ears hear languages being spoken. Is that Arabic? Turkish? Greek? How many languages are being spoken in the open street? Dusk settles and I hear the Call to Evening Prayer.
    [Show full text]
  • A Romantic Poet: After an Impossible Aesthetic
    Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (http://sbe.gantep.edu.tr) 2010 9(2):377-386 ISSN: 1303-0094 A Romantic Poet: After an Impossible Aesthetic İmkansız Estetiğin Peşindeki Romantik Şair Ahmet Ağır* Gaziantep Üniversitesi Abstract Although the first examples of Turkish novels began to be written in the second half of the 19th century as a kind of adaptation from the western literature, it followed a much more different route than that of the western novel. The first Turkish novelists were generally classical poets of the Ottoman Empire. Despite this belatedness, Turkish novel proved itself to be able to cope up with the new novel movements emerged again in the West. In the turn of the century, Turkish novelists began to write technically excellent novels. In the 1930s, when the Soviet literature was in search of establishing a literary tradition according to the Marxist point of view, Turkish writers triggered the arguments regarding this new method in Turkey, as well. In this article, Nazım Hikmet’s, a well-known Turkish poet, views about the novel as were conveyed to Kemal Tahir through his letters are explored. Key Words: Nazım Hikmet, Socialist Realism, Kemal Tahir, Turkish Novel Özet Türk romanı, kendi muadili olan Batılı örneklerinden çok daha farklı bir yol izlemiştir. 19. asrın ikinci yarsından itibaren tercümeler ve adaptasyonlar aracılığı ile Türk okurunun tanıştığı roman, özellikle Divan şiiri geleneğinden gelen şairler öncülüğünde gelişim göstermiştir. Toplumsal gelişimin doğruduğu doğal bir süreç olmanın ötesinde, bu dönem yazar ve şairlerin, Batıda gördükleri bu türden etkilenmeleri sonucu ortaya çıkmıştır roman. 20. Asrın ilk yarısında özellikle Sosyalist Gerçekçiliğin Sovyetler'de ortaya çıkması ile birlikte Nazım Hikmet bu akımın roman ile ilgili ortaya attığı düşünceleri Türk romanına taşımak istemiş ve hapishanede iken Kemal Tahir'e yazdığı mektuplarında bu görüşlere sık sık yer vermiştir.
    [Show full text]
  • Nazım Hikmet'te Umut Kavramı
    Nazım Hikmet'te Umut Kavramı Seda Altun* ORCID:0000-0001-6153-176X Öz Şair Nazım Hikmet,keskin ve net çizgileri ile farklı bir yol tutan ve bunu yalın hali ile aktarmayı amaçlayan sanatçı olarak ön plana çıkmaktadır.İdeolojisi ve fikirleri doğrultusunda yaşamını şekillendiren,sürgün ve hapis yıllarında dahi umuda dair eserler ortaya koyan bir şahsiyet olan Nazım Hikmet, onu yetiştiren ailesinin sanatkar ve milliyetçi yaşam biçiminin de tesirleriyle sanatına yön vermiş ve birikimlerini zamanla farklı bir boyuta taşımıştır. Dolayısıyla o hayat serüveninin tüm zorluklarına rağmen umudunu hiç yitirmeyen bir insan olarak ön plana çıkan Nazım Hikmet bu yaklaşımını eserlerine de ustaca yansıtmıştır. Hayata dair argümanlarını umut ve özgürlük gibi imgelerle ortaya koymayı başaran şair,insanların her koşulda umut taşımaları gerektiğine dair yaklaşımlar sergilemiştir. Bu bağlamda çalışmamız usta sanatçının hayat hikayesinden kesitler sunarak onun sanatını ana hatlarıyla analiz etmeyi ve belli başlı şiirleri ekseninde umut imgelemini tartışmayı hedeflemiştir. Anahtar Kavramlar: Nazım Hikmet, Şiir, Umut, Edebiyat Gönderme Tarihi: 30/12/2019 Kabul Tarihi:26/01/2019 *Yüksek Lisans Öğrencisi, İstanbul Aydın ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Bölümü, E- Mail:[email protected] © ATDD Tüm Hakları Saklıdır Yaqub Mahmudov 80.Yıl Armağan Sayısı Cilt:6 / Sayı:5 Altun/ ss 231-256 Kış 2019 Concept of Hope in Nazım Hikmet Seda Altun Abstract Poet Nazım Hikmet comes into prominence as an artist who lived in a different way with his sharp and clear lines and aimed to convey (narrate) this by its plain case. Nazım Hikmet, a character who shaped his life in line with his ideology and ideas and who presented works for hope even in his exile and prison years, steered his art also with effects of his family (who had raised him)’s artisan and nationalist way of life and carried his experiences (accumulations) to a different dimension over time.
    [Show full text]
  • A Millennium of Turkish Literature (A Concise History)
    A Millennium of Turkish Literature (A Concise History) by TALAT S. HALMAN edited by Jayne L. Warner REPUBLIC OF TURKEY MINISTRY OF CULTURE AND TOURISM PUBLICATIONS © Republic of Turkey Ministry of Culture and Tourism General Directorate of Libraries and Publications 3164 Handbook Series 5 ISBN: 978-975-17-3374-0 www.kulturturizm.gov.tr e-mail: [email protected] Halman, Talat S. A Millenium of Turkish literature / Talat S. Halman: Edited by Jayne L. Warner.- Second Ed. - Ankara: Ministry of Culture and Tourism, 2009. 224 pp.: col. ill.; 20 cm.- (Ministry of Culture and Tourism Publications; 3164. Handbook Series of General Directorate of Libraries and Publications: 5) ISBN: 978-975-17-3374-0 I. title. II. Warner, Jayne L. III. Series. 810 Cover Kâşgarlı Mahmud, Map, Divanü Lügâti’t Türk Orhon Inscription Printed by Fersa Ofset Baskı Tesisleri Tel: 0 312 386 17 00 Fax: 0 312 386 17 04 www.fersaofset.com First Edition Print run: 5000. Printed in Ankara in 2008. Second Edition Print run: 5000. Printed in Ankara in 2009. TABLE OF CONTENTS Foreword: A Time-Honored Literature 5 Note on Turkish Spelling and Names 11 The Dawn in Asia 17 Selçuk Sufism 31 Ottoman Glories 49 Timeless Tales 83 Occidental Orientation 93 Republic and Renascence 115 Afterword: The Future of Turkish Literature 185 Suggested Reading 193 Biographical Notes 219 - 4 - Foreword A TIME-HONORED LITERATURE - 5 - ROM O RHON INSCRIPTIONS TO O RHAN P AMUK. That could serve as a definition of the life-story of F Turkish Literature from the eighth century A.D.
    [Show full text]
  • Cemil Meriç'in Jurnal'inde Edebiyatçilarimizdan
    Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.esosder.org Electronic Journal of Social Sciences [email protected] Kış -2008 C.7 S.23 (42-61) ISSN:1304-0278 Winter-2008 V.7 N.23 CEM İL MER İÇ’ İN JURNAL’ İNDE EDEB İYATÇILARIMIZDAN SEÇMELER SELECTIONS FROM LITERARY MANS MENTIONED IN CEM İL MER İÇ’S JOURNAL Dr. Levent Bilgi Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. [email protected] ÖZ Cemil Meriç kendi hatıralarını 1955 yılında yazmaya ba şlamı ştır. Yirmi sekiz yıl boyunca yazmı ştır. İlk hatırası Temmuz, son hatırası A ğustos 1983 yılında yazılmı ştır. Bu hatıralar Ekim 1993 yılında Jurnal ismi ile basılmı şlardır. Cemil Meriç bu hatıralarında Türk Edebiyatçılarına da de ğinmi ştir. Bu makalede, Cemil Meriç’in hatıralarında Türk Edebiyatçılarını çalı ştım. 14 yazarı özellikle inceledim. Bunlar Namık Kemal, Ahmet Cevdet Pa şa, Süleyman Nazif, Refik Halit Karay, Yakub Kadri Karaosmano ğlu, Rıza Tevfik Böyükba şı, Orhan Hançerlio ğlu , Orhan Veli, Yahya Kemal, Ümit Ya şar O ğuzcan, Necip Fazıl, Peyami Safa, Nazım Hikmet, İsmet Özel dir. Anahtar Kelimeler: Cemil Meriç, Jurnal, Türk Edebiyatı, objektif, sübjektif, tenkit, sanat, kültür ABSTRACT Cemil Meriç started his career by writing his own memories in 1955. He wrote 28 years. His first memory was written in July, the last in 1983.These memories were published in October 1993 and were given the name “Jurnal”. In his memories wrote Cemil Meriç about Turkish writers. I studied Turkish writers in Meriç`s memories. I have especially considered 14 writers. Their names are Namık Kemal, Ahmet Cevdet Pa şa, Süleyman Nazif, Refik Halit Karay, Yakub Kadri Karaosmano ğlu, Rıza Tevfik Böyükba şı, Orhan Hançerlio ğlu, Orhan Veli, Yahya Kemal, Ümit Ya şar O ğuzcan, Necip Fazıl, Peyami Safa, Nazım Hikmet, İsmet Özel.
    [Show full text]
  • Turkish Literature
    HUMANITIES INSTITUTE TURKISH LITERATURE MODERN TURKISH LITERATURE Course Description: Designed for English-speaking students, this graduate course focuses on the history and development of modern Turkish literature. Major authors and their representative works are discussed and analyzed in their social, political, and theoretical contexts. Related non- fictional works—theoretical books and scholarly articles—are also integrated with the intent of providing students with an in-depth critical and historical background. About the Professor This course was developed by Kemal Silay, Ph.D., Chair of Ottoman and Modern Turkish Studies Department, Central Eurasian Studies, Indiana University. © 2015 by Humanities Institute 1 Required Texts: • Terry Eagleton, Literary Theory: An Introduction. Minneapolis: University of Minnesota Press, 1989. • Frank Lentricchia and Thomas McLaughlin, Critical Terms for Literary Study. Chicago and London: The University of Chicago Press, 1990. • Kemal Silay, compiler and editor, An Anthology of Turkish Literature. Bloomington: Indiana University Turkish Studies Series, 1996. • Cemal Süreya, PigeonwomaN/Üvercinka. Translated by Abbas Karakaya and Donny Smith. Bloomington: Indiana University Turkish Studies Series, 2010. • Hilal Sürsal, Voice of Hope: Turkish Woman Poet Gülten Akın. Bloomington: Indiana University Turkish Studies Series, 2008. • Ahmet Hamdi Tanpınar, A Mind at Peace. Translated by Erdağ Göknar. Brooklyn, New York: Archipelago Books, 2008. • Ahmet Hamdi Tanpınar, The Time Regulation Institute. Translated
    [Show full text]
  • Letter to Nazim Hikmet by Sean Case Dear Nazim, I Wonder If We Only Fall Hardest for Those Who Fill the Gaps in Ourselves. If W
    Letter to Nazim Hikmet By Sean Case Dear Nazim, I wonder if we only fall hardest for those who fill the gaps in ourselves. If we’re all just roving the earth with gaping holes in our beings, sockets where the pieces growing out of other peoples’ triumphs will fit, snug and tight. I read your work, Nazim, and my spine wobbles, I feel like I am connected to some larger part of the world – some share of existence that calls for far more effort than I tend to possess. Jean-Paul Sartre remarked that your poetry conceived of a human being as something to be created, something purposeful. Your talent makes me feel that purpose inherent in the art of speaking out to the world, to the spires of justice and community and presence that I am so attracted to, and yet I have no real enthusiasm or plan to see done. Certainly I make my fair share of statements, both written and public, in support of the ideals I profess to adhere to… and isn’t that all the poet seeks? Isn’t that what your poetry is invested in – bearing witness, making a tribute to the world that could be, the world that is, beneath our feet, under our tongues, friendly and waiting to be initiated? You have such a way of taking the humblest observations, the most mundane particulars of a single afternoon, and giving them poise, taste and texture. The experience we’ve all shared becomes experienced, through the page; the words easy to consume, so smoothly crafted I scarcely feel my eyeballs moving over the open page as I read.
    [Show full text]