sinematek.tv sinematek.tv sinematek.tv

Fİ LİMLERİ DEĞERLENDİRMEK

cBenim romanlarımı rahatsız bir iskemlede oturarak okumalısınız» diyor bir yazısında l/Virginia Woolf. Ünlü müzik eleştirmeni Boris de Schloezer de, «Bach'ın Müziğine Giriş» adını taşıyan büyük eserinde dinleyicinin konser salonunda rahat bir koltuğa gömülerek müzik seslerinin kendisini bir ninni gibi okşamasından hoşlanmasının «müzik eserini an- lamak»la hiç bir ilgisi bulunmadığını söylüyor. Dinleyici, seyirci veya okur, bir sanat eserini anlamak istiyorsa, o eserin yapısına «aktif» bir biçimde katılmalıdır. Karşılıklı bir ilişkidir sanat eseriyle onu izleyenin ilişkisi, iki tarafın da katkısını gerektirir. Nasıl bir sa­ nat eserini değerli kılan onun dünya ile köklü bir hesaplaşmaya girmesi ise, izleyicinin eylemini değerli kılan da onun sanat eseriyle hesaplaşabilmesidir.

Sinematekte altı yıldan beri yüzlerce filim gösterdik. Ülkemizin sinemasever seyir­ cisi Sinematek dışında da bir çok değerli filim izledi. Sinema sanatının en önemli klâ­ siklerinin gösterilmediği bir ülkede görülen filimlerin gereğince değerlendirilmesini bek­ lemek elbette insafsızlık olur. Ama kanımızca Sinematek seyircisi artık bu temel eserle­ rin çoğunu görmüş durumdadır. Bu filimleri seyretmiş olmanın getirdiği bir birikime sa­ hiptir. Bundan böyle gösterilen filimlerden tad alabilmesi, Sinematek gösterilerini daha eterin bir ilgiyle izleyebilmesi ancak bu birikimden hareket ederek «filimleri aktif bir biçimde değerlendirmesine» bağlıdır. Artık sinematek seyircisi için önemli olan «adını 'luyduğu ama göremediği bir filmi görmek» değil, «gösterilen filim hangisi olursa olsun onu gereğince değerlendirebilmek, başka eserlerle karşılaştırabilmek, dünya sinema sanatı içindeki yerine oturtabilmek, yönetmeninin öbür eserleri yanındaki anlamını kav­ rayabilmek ve hepsinden önemlisi ülkemiz için yorumunu yapabilmek»tir. Filimler bu yüzden Sinemateklerde bir çok kereler gösterilir, gösterilmelidir.

Özellikle Türk Sinematek'i gibi işin başında bulunan bir ülkenin kurumu, görülme­ yen filimlere programlarında yer vermeye daha çok dikkat edecektir. Ama gene de b* sinematek.tv

özel durumun Sinematek seyircisini yanlış bir kanıya itmesini önlemek görevimizdir. Si­ nematek lerin »Birinci Vizyon» lilimler gösteren birer sinema salonu olmadıklarını sık sık hatırlatmak zorundayız. Sinematek ler, izlemenin yanısıra değerlendirme, eleştirme, yar gılama, karşılaştırma ve sonuçlara ulaşma olanağı yaratan ortamlardır Bu yüzden si­ nemanın gerçek okullarıdır Sinematek ler.

İşte Ağustos ayı programının ana çizgileri yukardaki düşüncelerden doğmuştur Son yir­ mi yıldan bu yana ticari sinemalarda ya da Sinematek te gösterilen ünlü filimleri belirli bir seçim temelinden hareketle bir araya getirdik. Bu temel şudur: «İkinci dünya sava­ şından sonra evrensel sinema sanatını büyük ölçüde etkileyen yönetmenlerden birer örneği toplu bir biçimde sunmak». Çok genç üyelerimizin ve sinema sanatına yeni ilgi duymaya başlayanların dışında bir çok üyemiz programdaki filimleri daha önce görmüş olsalar gerektir. Ancak bu türden panoramik bir gösterinin onlar içir» de son derece ilginç değerlendirme olanakları getireceğine inanıyoruz. Programda filimleri yer alan yönet­ menlerin seçimi elbette kolay olmamıştır. Daha değişik seçimler belki yapılabilirdi. An­ cak hep bildiğiniz gibi nesnel kalmaya, hem de eldeki olanakları en iyi biçimde değerlen­ dirmeye çalıştık.

Gösterilerden bir bölümünü sinema yazarlarımız sunacak, gösterilen filmin yönetmeni vtı o eser hakkında açıklayıcı bilgiler vererek değerlendirmeye yardımcı olacaklardır. Ama gene de bu konuda en büyük çaba payı size düşmektedir. Filimle doğrudan doğruya karşılaşanlara.

4 sinematek.tv

GECE bir çapkının arabasına atarak bir çeşit misil­ lemeye girişmek ister. Ama bunun anlam­ LA NOTTE. Yönetmen / Michelangelo Anto- sızlığını kolay farkedip partiye döner . nioni. Konu, senaryo ve konuşmalar / M. Karı-koca sabaha karşı yaşamlarının anla­ Antonioni, Enno Flaiano. Tonino Guerra. Gö­ mını, muhasebesini yapmaya çalışırlar. Lidia, rüntü Yönetmeni / Gianni di Venanzo. Dekor Giovanni'yi etkilemeye çalışır Onun ken­ / Piero Zuffi. Müzik / Giorgio Gaslini. Yö­ disine yıllar önce yazdığı bir aşk mektu­ netmen Yardımcısı / Franco Indovina, . Al- bunu okur Giovanni bu mektubu hatırlaya­ berto Pecoso. Oynayanlar / Jeannc Moreau mayacak kaadr değişmiştir. Ama çöküşünün (Lidia), Marcello Mastronianni (Giovanni). farkında olduğu aşklarını yeniden diriltmek Monica Vitti İValentina), Bernhard Wicki için son bir denemeye girişmekten de ken­ (T om m aso), Rosy Mazzacurati, Maria Pia dini alakoyamaz.. Antonioni filmini burada Luzi. Yapım yönetmeni / Paolo Frasca. Yapım bitirmekte, sonuca «Serüven - L'Avventura» /IMepi Film - Sofitedip - Silver Film. Yapım ile başlayan üçlemesinin (trilogie) son filmi yeri ve yılı/İtalya 1960. Türkçe altyazılı. olan «Batan Güneş — L'Eclisse» te gitmek- «Gece«, Milano'da bir öğleden sonra baş­ tec^r... «Gece» ile Antonioni teknolojinin, layıp ertesi sabahın dördünde biten bir ya­ uygarlık gelişmesinin günümüz insanının şam kesitidir. Giovanni Pontano adlı ünlü sorunlarını çözme yerine daha da arttırdığını bir roman yazarı ile karısı Lidianın ölüm dö­ söylemekte, modernliğin, rahatlığın insan­ şeğindeki dostları Tommaso’yu son derece cıl duyguları yıktığını, parça parça ettiğini modern bir hastanede ziyarete gidişlerini iz­ ve insanı bütünüyle boşluğa, anlamsızlığa leriz önce. Lidia evliliğinden mutlu değildir. sürüklediğini, insanın bu boşluğunun dol­ Kocasıyla bağları her geçen gün biraz daha durulmasının günümüz burjuvazisinin ko­ gevşemektedir. Bu yüzden modern hastane­ şulları içinde ne denli güç olduğunu ortaya de bir dostun ölüme gidişi, ona yüksek bur­ koymaktadır... «Serüven» de mutluluk kay­ juva çevrelerindeki yaşamlarında duyduğu bolmuştur, ama umut vardır. «Gece» de kay­ yalnızlığı, kopmuşluğu, iki yüzlü, sahte ilişki­ bolan mutluluk bulunmuş değildir, umut az­ lerin getirdiği anlamsızlığı daha belirgin bir dır. «Batan Güneş» te klâsik anlamdaki mut­ şekilde duyurur. Dışarıya zorlukla çıkar. luluğun bulunamayacağı kesinleşecektir. İn­ Kocasına, yeni romanının piyasaya çıkışı sanlar çok değişmiştir. Umut artık yok­ dolayısiyle düzenlenen toplantıya kadar eş­ tur ... «Gece» Antonioni'nin bu üçlemesinin lik eder. Sonra sıkılarak tek başına şehrin olgun, başarılı bir filmidir. Görüntüler, mi­ sokaklarını rastgele dolaşır Umut dolu ço­ zansen ve yönetim tek kelimeyle nefistir. Ol­ cukluğunun geçtiği kenar mahallelerden bi­ dukça somut simgelere yer verilmiştir. Fi­ rine qelir. Saat akşamı bulurken eve döner. lim, kameranın bir gökdelenin tepesinden Sorununa çözüm yolu aramak gereklidir. Gio- aşağı inişiyle başlar (İleri uygarlık ve insan­ vanni'yi seks yönünden etkilemek ister, so­ lığın çöküşü). Modern hastanede bir dos­ nuç alamaz... Geceyi kocasiyle, dâvet edildik­ tun, yakın bir arkadaşın ölümü de apaçık leri zengin bir iş adamının partisinde ge­ bir simgedir. Lidia nın parti verilen bahçede çirmek zorundadır. Burada iyice birbirlerinden dolaşırken rastladığı donuk yüzlü hayvan kopacaklar, kendilerini tam bir anlamsızlığın heykelleri de az anlamlı değildir. Antonioni. içinde bulacaklardır. Lidia yalnız başına bah­ batı burjuvazisinin eleştirisini yaparken «bi­ çede dolaşır durur Giovanni ise sahte dost­ rey» in kurtuluşsuzluğunu koymakta, bu ların sohbetlerinden sıyrılıp, ev sahibinin yönden, bir yere kadar, sınıfsal çöküşünün gürültüden hoşalnmayıp tek başına oyala­ farkında olarak yerini terkeden Visconti’nin nan güzel kızı Valentina ile ilgilenir. Bu iliş­ Leopar ını anımsatmaktadır. N. C. kiyi sezen Lidia iyice çöker. Kendisini genç sinematek.tv

mandan çok özgür bir biçimde yararlandı. TUTKU ______Ve ortaya çıkan filim yenigerçekçiliğin ilk OSSESSİONE Yönetmen / Luchino Visconti. büyük filmi oldu. Fuhuş ve yoksulluk sahne­ Senaryo / James Cain’in «Postacı Kapıyı İki leri dolayısıyla faşist sansürün büyük saldı­ Kere Çalar» romanından uyarlayanlar / M. rılarına hedef oldu. Filim bir ara yasaklan- Alicata, Antonio Pietrangeli, G. Puccini, dıysa da söylentiye göre Duce'nin bizzat Giuseppe de Santis, Luchino Visconti. Gö­ kendisinin emriyle serbest bırakıldı. rüntü Yönetmeni / Aldo Tonti, D. Scala. Dekor / G. Franzi. Müzik / G. Rosati. Oy­ SOKAK KIZI SUSANNA nayanlar / Massimo Girotti, Clara Calamai, SUSANA. DEMONIO Y CARNE. Yönetmen Juan De Landa, Elio Marcuzzo. Yapım / I.C.I. / Luis Bunuel. Senaryo / Manuel Reachi'den Yapım yeri ve yılı/İtalya 1942. Süresi/112 uyarlayan Jaime Salvador. Görüntü Yönet­ dakika. İtalyanca. meni / José Ortiz Ramos. Müzik / Paul Ossessione, cinsel tutkunun yıkıcı gücünü Lavista. Oynayanlar / Rosita Quintana, Fer­ anlatan bir filimdir. Yol üstü hanlarından bi­ nando Soler, Victor Manuel Mendoza. Ya­ rine bir gün bir adam gelir, işçi olarak kay­ pım yeri ve yılı / Meksika 1950. dolur, birkaç gün handa kalır ve hancının Susana, densiz güzel bir yosmanın, bir bur- karısına tutulur. Bu tutkusu karşılık görür şuva ailesine girişinin sebep olduğu karga­ ve ikisi birlikte kaçmaya karar verirler. Fa­ şalığı yansıtır. Bunuel, bu olayı inceden in­ kat yarım saat yolculuktan sonra kadın geri ceye tadını çıkara çıkara işler. Film, kilisede döner ve adam tek başına yoluna devam e- kötü niyetli bir kişiyle başlar ve biter. Is­ der. Birkaç hatta sonra hancıyla karısı ya­ lahhanenin sıçanlar ve yarasalarla dolu hüc­ kın kasabalardan birinde gene adama rast­ resine atılmış olan Susana, parmaklıklı pen­ larlar. Hancı hiçbir şeyden habersiz, adama cereden süzülen ay ışığının yere düşürdüğü onlarla birlikte tekrar geri dönmesi için ıs­ haçı farkedene kadar çaresizlik içinde kıv­ rar eder. Dönüş sırasında iki sevgili özellik­ ranır. Kendini pencereye atıp da «Hey âdil le kadının kışkırtması sonucu yaşlı hancıyı Tanrım, bir mucize göster, beni kurtar» diye öldürüp kaza süsü verirler. Biraz huzursuz, dua eder etmez parmaklıklar elinde kalır, ken­ birlikte işletmeye karar verdikleri hana yer­ dini dışarda fırtınalı gecenin ortasında bu­ leşirler. Karşılıklı olarak duydukları güven­ luverir. Çiftliğe vardığında gözü yaşlı, ıslak, sizlik ve rahatsızlık duygusu gittikçe büyü­ ezik, çamur içinde bir merhamet objesidir; mektedir. Kadın, kocasına ait hayat sigorta­ ve aile bu oltayı yutar* (L'Age d'Or, Olivida- sının parasını alır. Genç adam ise, kadının dos, Viridiana ve diğer filmlerinde Bunuel'- para hırsını tatmin için bu kez kendini kul­ in geleneksel merhamet objelerine, körlere landığı duygusuna kapılır. Öc almak için de karşı duyduğu nefret, hatırlanmalı). Bir kâse bir başka kızla ilişki kurar. Ama polis tara­ çorbayla beslenip, yaşlı hizmetçi Feliza'dan fından arandığını öğrenince kaçar. Yakalan­ anaca bakım gören Susana, Feliza odadan çı­ ma korkusu sevgilileri yeniden bir araya ge­ kana kadar rahat durur. O çıkar çıkmaz tirir. Tutuklanmamak için yeniden kaçarlar. omuzuna konan şalı savurduğu gibi bembe­ Kadın kazada ölür. yaz yatak çarşaflarının arasında kendinden Visconti, sinema serüvenine ünlü İtalyan ro­ geçerek kerkinmeye başlar. Ertesi gün evin a- mancısı Verga'nın bir uyarlaması ile başla­ nası onun «ne de masum, ne de uysal» oldu­ mak istemişti. Ancak faşist Italyan sansürü ğunu söylerken, Susana üzerinde terü taze buna izin vermedi. Sonunda yönetmen bir bir emprime elbise, elinde yumurta sepeti, Amerikan romancısının, James Cain’in po­ uslu uslu gelir, ambara doğru salınır. Ora­ lisiye eserini perdeye uygulamak zorunda da yanaşma Jesus'u bir arzu deliliğine sü- kaldı. Romanın asıl adı «Postacı Kapıyı İki rükliyecektir. Kez Çalanıdır. Ancak Visconti bu basit ro­ Susana çiftlikteki sakin düzene eni konu kas­

6 sinematek.tv

tetmiştir. Evin erkeklerine her sürtünüşün­ sana'dan onu terk etmesini ister. Olanlardan de elbisesini sıyırarak omuzunu oynatışı hem haz duymuş hem de ürkmüş olduğun­ Bunuel'in ince buluşlarından biridir. Filim dan köşesinin güvenini aramışcasına, başı boyunca bu hareketin defalarca tekrar edi­ elleri arasında, yorgun koltuğuna çöker. lişi ona alışılmış cilve niteliğini aşan bir kalır. anlam verir. Susana dişiliğini ortaya koymak­ Filimdeki güçlü parodi unsuru, özel Meksika ta ve çıplak omuzlan gururlu bir isyan bay­ durumlarını gülünç uzantılara götürür. Özel­ rağı gibi dalgalanmaktadır. Jesus ve genç likle Susana’nın küçük penceresinden sızan Alberto (evin oğlu) kendi yollarında bu çağ­ ışığın bir işaret feneri gibi avluya döküldü­ rıya uyarlar. Jesus en kestirme yoldan onu ğü, baba ve oğlun kendi pencerelerinden yi­ samanlığı atar. Alberto ise kitaplığını dü­ yecekmiş gibi gözlerini diktikleri, Jesus'un zeltirken, merdiven devrilince, kendisine yar­ dışarının karanlığında bir ağacın ardına giz­ dım eden kızla acemice ve hırsla kucaklaş­ lendiği sahnelerde. Budanmış kopyalarda bi­ maya kalkışır. Ama, her ikisi de kurallarla le, (Susananın şehvetle yumurta akını bacak­ kısıtlanmışlardır. Alberto babasından, Jesus larından aşağı sızdırdığı sahne) derine iş­ da efendisinden korkar. Talihsiz Jesus çiftlik­ leyen erotik bir çarpıcılık var. önüne geçil­ ten kovulurken, Alberto da penceresini ku­ mez cinsel itılim, Susana'da Bunuel'in öbür şatan parmaklıklardan özlemle dışarıya ba­ filimlerindekinden daha soyunuk, daha utan­ kakalır. mazcasına tekrar beliriyor. Susana, alaşağı edilecek kuralın ta kendisi Yeni Sinema 1 olan ve yüzden de savunma yetenekleri en BİR TADIM BAL geniş olan baba Guadelupe ile zafere ulaş­ mak üzeredir. Guadelupe iyice gevşeyince, A TASTE OF HONEY. Yönetmen / Tony kadınlar orman kurallarına baş vururlar: evin Richardson. Senaryo i Shelagh Delaney'in hanımı kırbacı kaptığı gibi sadistçe bir haz­ romanından Tony Richardson ve Shelagh la aşifteyi dövmeye koyulur. Susana da eline Delaney. Görüntü Yönetmeni / Walter Las- geçirdiği orakla yuvasını korumak üzere sally. Müzik / John Addison. Oynıyanlar / son hamlesini yaoan dişinin üzerine saldı­ Rita Tushingham, Murray Melvin, Dora rır. Guadeluoe'un gittikçe artan iç çalkan­ Bryan, Paul Danquah. Yapım / Woodfall. Ya­ tısı her iki kadınla ilişkisi çerçevesinde us­ pım yeri ve yılı / İngiltere 1962. Süresi / talıkla işlenmiştir. Uslu uslu dolanıp duran 100 dakika. Susana'yı babaca bir tasviple süzen Gua­ 1930 yıllarında Ingiltere'de, John Grierson’- delupe, birden karısını hırsla öpmeye yelte­ un Flaherty ve Sovyet belge fılimcilerinden nir. Bu ani çıkış her ikisini de çok şaşırtır. etkilenerek Paul Rotha ile birlikte başlattığı Guadelupe «Hava çok sıcak» diye özür di­ «Ingiliz Belge Filimleri Hareketi», denebilir ler yollu mırıldanır ve bir taraftan da şap­ kı sinema tarihinin en sağlam gerçekçi o- kasıyla yelpazelenir. Silâh dolabının önüne kullarından biri olmuştur. Rotha ile Road çömelip, camları okşar gibi ovan Susana'- ve Griffithin birlikte geliştirdikleri Belge ya tasalı bir hazla gözlerini diker, sonra ka­ filmleri kuramı da bu sağlamlığın bir başka rısına kızın daha kapalı elbiseler giymesi ge­ kanıtıdır. İngiliz belge filimciliğinin en önem­ rektiğini söyler. Kızın yere düşürdüğü men- li özelliği hiç bir zaman işi kalıplara dök­ dliin kokusunu derin derin içine çekerken, memek, görüntü cambazlıkları ile vakit har­ karısının mendil hakkında kendisini masum camamak ve önyargılarla hareket etmemek tar­ masum sorguya çekişinde hırçın bir anla­ zında özetlenebilir, öbür yandan Ingiliz sa­ mazlık gösterir. Ve sonuçta, bir yandan aşk­ natının geleneksel nesnelliği, bu yönetmen­ larının ayan beyan olmasını göze alarak lerde, tutucu bir sömürge imparatorluğunun Susana'yı kucaklarken, öbür yandan da Su­ yapısını korumak için gizli bir araç gibi kul- sinematek.tv

lanılmamış, tersine bugünkü Ingiliz sinema ■ ¡elge filmi özelliğini rahatlıkla getiriyor, öbür alarmın devrimci olmasa bile eleştirici çı S yandan senaryoya kaynak olan piyesin sıkı kışlarına zengin bir kaynak hazırlamıştır. I ve hızlı örgüsü dramatik yapıyı güçlendiri- Sonraki yıllarda Rank Production'un Holly H yor Filmin tek eleştirilebilir yanı ra oyunun wood özentisi eli-yüzü düzgün filimlerinin ve H bu özelliği ile ilgili: Her ne kadar Richardson tadı kaçmaya başlıyan Ealing komedileriyle ■ bir çeşit populisme'e düşmekten dikkatle Shakespeare uyarlamalarının takılıp kaldık- 9 kaçınmışsa da bu kaygı sonunda filmi üç lerı çıkmaz Ingiliz sinemasını bir yıkıntının ■ kişinin psikolojik ilişkilerinin dar çerçevesi eşitiğine getirip bıraktı. 1956 yılında «Natio­ V?3 içinde bırakmış. Bu yüzden bütün Özgür Si­ nal Film Theater» da ilk programlarını seyir­ nemacılar gibi Richardson da saptamakla ciye sunan «özgür Sinema / Free Cinema» yetiniyor. Eleştiriyor ama devrimci değil. cılar işte bu durgunluğa, yozlaşmaya karşı Konu bir çeşit alın yazısı gibi gelişiyor. 0- cesur bir çıkışın temsilcileri oldular. Ander- yunun sonu önceden belli: Kızın yaşantısı, son, Reisz. Fletcher, Richardson, Lassally gi­ anasınınkini tekrarlamaktan öteye gitmeye­ bi genç sanatçıların eserlerinden kurulu bu cek. Ve Ingiltere'deki yeni adları ile bir «ho- programdaki filimler bir bakıma Ingiliz Bel­ mophile» olan homoseksüel genç, genç kızın ge Filmleri Okulu'nun unutulmuş geleneğine bu alınyazısına katlanmasını sağlıyacak, onun Osbornela başlayan «öfkeli» tavrın toplum­ isyanını yatıştıracak bir «müsekkin» den sal eleştirisini de katarak yepyeni bir canlı­ başka bir şey değil. lık getirdi, özgür Sinema Okulu'nun bütün Bu özelliği bir yana bırakılırsa Bir Tadım Bal, filimleri İngiliz toplumunun değişmez kat - hem Richardson'un, hem de çağdaş Ingiliz ayrıcalıklarına, geleneksel töre değerlerine. sinemasının önemli filmlerinden biridir. Malikâne edebiyatına, halktan uzak çevre­ Onat Kutlar lerin yaşantı gevezeliklerine karşı, çağdaş Yeni Sinema 2 sert bir gerçekçi tavrı ortaya koyuyordu. BAHARDA HÜCUM Bu akımın önemli filmlerinden biri olan Bir Tadım Bal, işte bu bağlam içinde kavranma- CHEYENNE AUTUMN. Yönetmen / John lıdır. Filmin üç başarılı oyuncusu var Rita Ford. Senaryo / Mari Sandoz'un romanın­ Tushingham, Murray Melvin ve kirli suları, dan James R. Webb. Görüntü Yönetmeni / çılgın denizleri, bakımsız voksul evleri, so­ William Clothier. Müzik / Alex North, ikinci kakları dolduran çocukları, sisli, yağmurlu ekip yönetmeni / Ray Kellogg. Dekor / Ri­ görüntüleri, boğucu havası ile Manchester chard Day, Darrell Silvera. Kurgu / Otho kenti. Manchesterli bir genç kızın Shelagh Lovering. Oynayanlar / Richard Widmark Delaney in hırçın hayalgücünden doğan bu (Yzb. Thomas Archer), Carroll Baker (De kişiler bir buçuk saat boyunca isyancı borah Wright), James Stewart (Wyatt saçlarıyla Richardson'un gri görüntülerini çi­ Earp),, Edward G. Robinson (İçişleri Bakanı zip duruyorlar, öyle ki Emek sinemasının Carl Schurz), Karl Malden (Yzb. Wessels), rahata alışkın seyircileri sesin bozukluğun­ Sal Mineo (Red Shirt), Dolores Del Rio (İs­ dan, görüntülerin bulanıklığından ne yapa­ panyol kadını. Dull Knife'ın karısı), Arthur caklarını şaşırdılar. Bir çoku da çıkıp git­ Kennedy (Doc Holliday), Patrick Wayne (Üs­ ti. Ingiliz toplumunun, kara gemicilerin, He­ teğmen Scott), Elisabeth Allen (Guinevere len'in jigolo kocasının yalnızlığa terkettiği Plantagenet), John Carradine (Bnb. Jeff her kuşakta tekrarlanan ezik alın yazılarıyla Blair), Victor Jory (Tall Tree), Mike Mazur- başbaşa bıraktığı bu üç «outsider» ı seyirci­ ki (Çavuş Stanislas Wichowsky), George ler de yalnız bırakıyor. O'Brien (Bnb. Braden), Sean McClory (Dr. Hiç te ünlü olmayan üç oyuncunun baş rol­ O'Carberry), Judson Pratt (Bid. Bşk. «Dog» leri oynaması, filme, yukarda sözünü ettiğ im Kelly) v.s. Yapım / John Ford Bernard

8 sinematek.tv

Smith Prod. Yapımcı/Bernard Smith (WB). vahşiliği beyaz insanın üzerine yığmakta, Yapım yeri ve yılı / ABD 1964. Türkçe alt- sonra da kalkıp işi olumlu tipleriyle bir gü­ yazılı zel tatlıya bağlamaktadır. Ford'un dünyası­ WESTERN'E AGlT nı sevip benimsememiş, giderek dürüstlüğün­ Western filmlerinin romantik üstadı John den şüpheye düşmüş olsak, yapıtları üstü­ Ford ile bu yıl ikinci kere karşılaşıyoruz .. Si­ ne değer yargılarımız çok daha başka bi­ nema sanatı yeni anlatım biçimleri bulma çim alırdı. Ford'un bir destan havası içinde çabasıyla sürekli değişimlere uğrarken Ford, derleyip toparladığı olaylar ağır bir tem­ «babadan kalma» sinema diliyle ayrılmaz bir poda gelişiyor. İşlediği hikâye gerilim parçası haline geldiği Amerika'nın ünlü unsurundan dolayısıyla sürükleyicilikten «Wild West - Vahşi Batı» sını hâlâ tatlı yoksun olmasına rağmen Ford'un elinde tatlı anlatmaktal John Ford, yirmi yıl önce­ Western filmlerinin o kendine özgü sevimlili­ ki bir «My Darling Clementine / Kanun Ha­ ğine, içtenliğine hemen kavuşmakta.. rici» filminde ne ise iki ay önce gördüğümüz Buna bir diyeceğimiz yok! Bizi düşündüren «Kahramanın Sonu» filminde de oydu... şu: Western türü Ford'un egemenliğinde «Baharda Hücum» da depdeğişik bir Ford kırk yıldır beilrli bir çizgide gelişti, belirli ile karşılaşmamızın imkânsızlığını söyle­ kalıplar içinde dondu kaldı. Bu türe hevesle­ mek gereksiz herhalde... Ford, kamera cam­ nen yeni sinemacı kuşaklarının yok psiko­ bazlıklarına yer vermeyen. Western filmlerinin lojik, yok sosyolojik Western dive giriştik­ klâsik görüntülerini geniş perde düzeni için­ leri denemeler, henüz «geleneksel» i yıkacak de ustalıkla kullanan sade sinema diliyle bu güçte değil. Bir Raoul Walsh, bir William kez Cheyenne adlı kızılderili boyunun ana­ Wellman artık yok yurda dönüş göçünü anlatıyor. da Ford gibi yaşlanmış yo­ Kızılderili boyu verimli topraklarından alın­ rulmuş, üste malzeme sıkıntısı çekiyor. . mış, bir çölde yaşamağa zorunlu bırakılmış­ Oyuncular ise canlandırdıkları kahraman­ tır. larla birlikte aşındılar, eskidiler Bir yerde Açlıktan ve hastalıktan kırılan kızıIderililer. Western'in soysuzlaşma olayı var Avrupa kendilerine verilen sözün tutulmadığını gö­ malı Western'ler gerçeklerinden daha çok rünce silâhlarını barışda sakladıkları yer­ ilgi görüyor. lerden çıkarıp toplama kampını terkederler. Günümüz insanı gerçek Western’e uzaklaş­ Kızılderililerin anayurda dönüş göçleri sıra­ mış, yabancılaşmış... Ford'un birey üstüne sında geçirdikleri uzun yolculuk, kızılderili - yücelik türküleri, yeni bir aşama içinde bi­ beyaz savaşının gerçek yüzünü ortaya ko­ çimlenmedikçe Western’in Geleceğinden u- yar. Ford, kızılderilileri bugünedek hep «Vah­ mudu kesmek gerek... İnsanlık serüveninin şi Batı» destanının bütünü içinde en az kov­ kendi yurdunda soylu oluşumlara yöneldiği boyları kadar severek ele almış onları uy­ bir dönemde Western, birşeyin yeni destanı­ durma kahramanlık filmlerinde tanıtıldığı gibi nı kavrayabilirse sürekliliğe kavuşur gibi ge­ elikanlı vahşiler olarak işlememiştir. Pembe liyor. .. gerçekçi Ford, kızılderili - beyaz savaşını Tanju Akerson «Vahşi Batı» insanının dış etkilerle doğan, Yeni Sinema 2 kendi aralarında bir çekişme olarak görmüş; her iki tarafa yerleştirdiği değişmez kahra­ EL DORADO man tipleriyle aralarını bulmağa çalışmıştır. ELDORADO. Yönetmen I Howard Hawks. «Baharda Hücum» da bir avuç kızılderilinin Yönetmen yardımcısı / Andrew J. Durkus. insanca yaşamak için giriştikleri yolculuğun Senaryo/Leigh Brackett. Harry Brown'un The çıkarcı çevrelerce nasıl halk oyuna bir kat­ Stars in their Courses adlı romanından. Gö­ liâm hareketi, bir iç savaş şeklinde tanıtıl­ rüntü yönetmeni / Harold Rosson (Techni­ dığını Ford mizahçı bir tutumla belirtmekte, color). Özel görüntü etkileri / Paul K. Lerpae. sinematek.tv

Kurgu / John Woodcock. Sanat Yönetmeni HIRSIZ ____ / Hal Pereira, Carl Anderson. Dekor / Robert LF VOLEUR. Yönetmen / Louis Maile. Se­ Benton, Ray Moyer. Müzik / Nelson Riddle. naryo / George Darien'in romanından uyar­ Şarkı / Nelson Riddle, John Gabriel. Söyle­ layan Jean-Claude Carriere ve Louis Malle. yen / George Alexander ve Mellowmen top­ Konuşmalar / Daniel Boulanger. Görüntü luluğu. Giysiler / Edith Head. Ses / John Yönetmeni / Henri Decae. Dekor / Jacques Carter, Charles Grenzbach. Oynayanlar / Saulnier. Oynayanlar / Jean-Paul Belmondo (Cole Thornton), Robert (Georgas Randal), Genevieve Buiold (Char­ Mitchum (J. P. Harrah), (Alan lotte), Marie Dubois (Genevieve), Julien Bourdillon Traherne), Charlene Holt (Mau- Guiomar (La Margelle), Françoise Fabian die), Michele Carey (Joey Mac Donald), (Ida), Bernadette Lafont (Marguerite). Mar- Arthur Hunnicutt (Bull Harris), R. G. Arm­ lene Jobert (Brousaille), Martine Sarcey strong (Kevin Mac Donald). Edward Asner (Renée), Paul Le Person (Roger La Honte), (Bart Jason), Paul Fix (Doc Miller) v.s. Ya­ Christian Lude (Randal Amca). Roger Crou- pım / Paramount / Laurell. Yapımcı / Ho­ zet (Mouratet), Charles Denner (Canonnier). ward Hawks. Yapım Yönetmeni / John Yapım / Nouvelles Editions de Films — Coonan. Yapım yeri ve yılı ABD 1966. I Les Productions Artistes Associés (Parts). Türkçe altyazıh. Yapım yeri ve yılı / Fransa 1966. Türkçe Tipik bir kovboy kasabası karşımızdaki. altyazı lı. Teksas'ın Eldorado'su. Olaylar gerçek, Bir kentsoylu ailesinin 25 yaşındaki oğlu abartılmamış olaylar. Yasa dışı toprak mülkiye Georges Randal öcalma isteğiyle hırsız olur. ti ve bunun silâh gücüyle, politik güçle meş- Gelirleriyle ilgilenen amcası tarafından soyu­ rulaştırılmaya çalışılması. Kişiler gerçek, ya­ lur. Evlenmek istediği kuzini Charlotte onu şayan, ayakları yerde kişiler. Hırslı, gözü­ terkeder. Bunun üstüne ilk hırsızlığını yapan nü para ve mülk bürümüş, aslında korkak ama Randal geçmişiyle bağlarını koparıp çeker madrabaz ve üç kâğıtçı yasa - dışılar. Bun­ gider. larla boğuşması gereken ama ayyaşlığından vakit bulamayan topal, göbeği yağ bağlamış, Kısa zamanda olağanüstü soyguncularla oysa gözüpek, yılmaz bir şerif. Ne pahasına tanışır. Papaz La Margelle ve Roger la Honte olursa olsun arkadaşını yalnız bırakmayan adlı biri, hemen alıştığı hırsızlık düzeninin ve kötülere karşı onunla birlik olan eski dümenlerini ona öğretirler. güvenilir bir dost. Şerifin genç, delişmen, Başarıları birbirini izler. Gençtir, ustadır. Sür­ atak yardımcısı ve bu gerçek adamlara mo­ dürdüğü rastlantısal, dolu yaşantı kişiliğine ral veren sıradan, gerçek, duygulu kadınlar. uygundur. Genevieve adlı bir kadınla ilişkisi Nihayet karşı yanın parayla kiraladığı katil­ bir an işlerine boş vermesine neden olur ler... İyilik - kötülük, dostluk - çıkar, aşk - ama çabuk toparlar kendini. Tutkusudur hır­ kadın, görev - silâh karşıtlıklarının buruk bir sızlık. tad kazandırdığı, Hawks mizahıyla süslen­ Hapisten kaçan ünlü bir hırsızla; nefret etti­ miş, ince ruhlu, klâsik bir western «Eldora­ ği bir toplumu yıkmayı düşleyen Cannonnier do»... Howard Hawks 1959'da çevirdiği «Rio ile tanışır. Cannonnier Randal'e suikastlarn Bravo» yu yeniden, tazeleyerek karşımıza katılmayı önerir ama bir polis tarafından vu­ çıkarırken günümüzün ayakları havada, rulur. sahte, yapay kovboy filimlerini ve kahraman­ 1894 yılı gelir. Anarşist suikastlar çoğalır, larını da doğruya, gerçekliğe, sadeliğe ça­ Fransız polisi ilk ağızda hırsızlara dokunan ğırmış oluyor. Bu soylu tavrıyla «Eldorado» sıkı tedbirler alır. Randal Ingiltere'ye geçer. durgun ritmini unutturmasını biliyor; zevkli Orada babasının evinden kaçan kuzini Char- saygı duyulacak bir yapıt oluyor. lotte’u bulur. N. C. Baba ölünce, Georges ve Charlotte eve dö­

10 sinematek.tv nerler, kendilerini mirastan yoksun bırakan la yaşamını zehirlemeğe hakkı olmadığını an­ vasiyetnameyi değiştirirler ve yalnızlıkları latmaya çalışır. Margaret ise bu görüşlere bir içinde yaşarlar. Randal'in arkadaşları gittikçe yerden sonra katılamaz. Çevre etkileriyle tehlikeli olmaya başlayan bir mesleği bırak­ beslenmiş ruhu bu birleşmeye izin vermez mışlardır. Kendisi için de hırsızlık yapma ne­ Öte yandan Frank'ın kulübü çevresinde de deni ortadnn kalkmıştır. Yine de sürdürür huzursuzluğu artar. Genç adam, önemli ola­ hırsızlığını ama güveni kalmamıştır artık. nın kişisel başarısı değil, kulüp yöneticileri­ Bir gün yakalanacağını bilir ama eylemle­ nin fikirleri olduğunu, tek başına hiç birşey ri gereklidir kendisine. Hırsızlığı bırakmak ifade etmediğini, patronların elinde bir oyun­ yaşamayı bırakmak olacaktır onun için. cak olduğunu farkeder. Margaret'in tavırları

O . K. da buna eklenince Frank'ın bunalımı büyür; herşeyini kaybeder; toplumda tek başına, SPORCUNUN HAYATI dayanaksız kalmaya, yaşama yeniden doğru THIS SPORTING LIFE : Yönetm en/Lindsay bir gözle bakmaya zorunludur. Anderson. Senaryo/David Storey (K*ndi ro­ David Storey’ın oto-biyografik romanını per­ manından). Görüntü Yönetmeni/Denys Coop. deye aktaran Lindsay Anderson. «Sporcu­ Kurgu/Peter Taylor. Müzik/Roberto Gerhard. nun Hayatı» nda Ingiliz belgeciliği ile gerçek­ Sanat Yönetmeni/Alan Withy. Oynayanlar/ çiliğini tüm gücüyle karşımıza çıkarıyor. Fi­ Richard Harris (Frank Machin), Rachel Ro­ lim Ingiliz «Özgür Sinema - Free Cinema» berts (Mrs. Hammond), Alan Badel (Wea­ akımının başarılı örneklerinden biri. Rachel ver), William Hartnell (Johnson), Colin Roberts ve özellikle bu filimdeki oyunu ile Blakely (Maurice Braithwaite), Vanda God- şöhret kazanan Richard Harris, Anderson'ın sell (Mrs. Weaver), Anne Cuninngham (Ju­ yönetiminde unutulmayacak birer kompozis­ dith), Jack Watson (ten Miller), Arthur yon çiziyorlar. «Sporcunun Hayatı» seyirciyi Lowe (Slomer), Harry Markham (Wade) vs. sarsıyor, çarpıyor, duygulandırıyor ve düşün­ Yapim/lndependent Artists adına Karel dürüyor.. Özellikle Türkiye gibi gelenekçi, Reisz. Süresi/134 dakika. Yapım yeri ve yılı/ sosyolojik baskı ya da kalıntıların kişi üze­ İngiltere 1963. Türkçe altyazılı. rinde çokça etkisini gösterdiği bir toplum­ Frank Machin, maden işçiliğinden rugby o- da daha da içtenlikle kabul edilebilecek, an­ yunculuğuna geçerek kısa sürede isim yap­ laşabilecek bir filim «Sporcunun Hayatı». mış, yapılı, yetenekli, azimli, kendine güveni N. C. olan bir gençtir. Son aşaması bin sterlin gibi önemli bir transfer ücreti almış olmasıdır. SESSİZLİK Ancak Machin'in özel hayatı aynı derecede TYSTNADEN . Yönetmen/lngmar Bergman . başarılı değildir.. Filim, Frank'ın gerçekleri Senaryo/lngmar Bergman . Görüntü Yönet- bulmasını geriye dönüşlerle vermektedir... meni/Sven Nykvist . Kurgu/Ulla Ryghe . Genç oyuncu dul ev sahibesi Margaret Müzik/Bo Nilsson, Johann Sebastian Bach . Hammond'a büyük bir aşkla bağlıdır. Mes­ Sanat yönetmeni/P.A. Lundgren . Oynayan- lek yaşamında kolay başarısı ona his ilişki­ lar/lngrid Thulin (Ester), Gunnel Lindblom lerinde de aynı güveni peşinen verir. Oysa (Anna), Jörgen Lindström (Johan), Hakan Margaret'in davranışları kendi isteklerinden Jahnberg (Garson), Birger Malmsten (Kah­ çok, içinde yaşadığı tutucu, muhafazakâr top­ ve garsonu), Eduardini’ler (iki cüce), Ed­ lumun moral değerlerine ve geleneklerine uardo Gutierrez (cücelerin meneceri), Lissi bağlıdır. Bu yüzden Frank’ın girişimi sonuç­ Alandh (Tiyatrodaki kadın), Leif Forstenberg suz kalır. Mesleki alanda başarılarını sürdü­ (Tiyatrodaki adam). Yapım/Svensk Filmin- rür ama Margaret'le anlaşamazlar. Frank, dustri. Yapım yeri ve yılı/tsveç 1962 . Türk­ Margaret'in, çevresinin düşüncelerine bu çe altyazılı. denli önem vermemesini, kocasının anılarıy- «Üzerinde tanrının sessizliği bulunan bir

11 sinematek.tv

evren...» ingmar Bergman'ın tartışmalar ya­ «Sessizlik»de de, Esther, kendisini çevrele­ ratan filmi «Sessizlik — Tystnaden» için yap­ yen, anlamsızlaştıran doğallığını yitirten sı­ tığı açıklama bu Bergman'ın «tanrının ses­ nırlamalarla savaşıyor. Ablası'nın koyduğu sizliğinden böylesine ürpermesi doğru bir sınırlarla, eski dünyanın koyduğu değer yar­ tutum mu acaba? gılarıyla, ama en önemlisi, kendisini öldürü­ Batılı'nın «Tanrmya verdiği önemi anla­ cü bir yabancılaşmaya sürükleyen «kendi» mak bizler için kolay değil. Örneğin, bir ikin­ sınırlarıyla... ci Dünya Savaşı'nı, çokluk, faşizmle demok­ Burada, Bergman'ın devrimci film ya­ rasilerin çatışması gibi görürüz. Oysa, Chur- rattığı sanılmamalıdır: Sinemanın bu Shakes- chill Savaş’ı açıklayan ünlü konuşmasına peare'i, değişmesi gereken bir evrenin bilin­ «Hristiyan uygarlığımız tehlikededir.» diye cinde, ama bu değişimde eski değerlerle başlıyordu. «Uygarlığımız» ya da «Batı uy­ yüklü insandan yanadır. «Sessizlik» salt bir garlığı» diye değil. Batı düşüncesi de, sana­ gerçeğin gözlemlenmesi ya da ortaya kon­ tı da «Tanrı» kavramıyla, ondan yana ya da ması olsaydı, Bergman'ın büyük bir film ya­ ona karşı, ama ne olursa olsun biraz da o- rattığını söylemek gerekirdi. Oysa, Bergman nunla iç içedir. Çağdaş Batılı yazarların ço­ «çözüm yolları» da sunmaktadır. «Sessizlik» ğu özellikle romanlarında «Tanrı»yla, «İncil» in çöküşü de burada başlıyor, zaten. Ama le ölümcül bir çatışmaya girmiş gibidirler. cnce, «Sessizlik» in başlangıç noktası üze­ Dinden gelen semboller, mithler... Azizlerle, rinde durmalıyız. ' din ulularıyla kurulan eş-çizgiler. Üstelik, üs­ Olayların geçtiği soyutlaşmış ortam, a- lûp yönünden «kelâm»la boğuşmalar. Kaf- rada bir belirlileşen yanlarıyla daha çok, «so­ ka’da, Joyce’da, Camus'de ya da Faulkner’- ğuk» bir Slav sosyalizminin yankılarını veri­ de insan, biraz da kaçınılmaz olarak, «Tan- yor. Üstelik, Esther de, ablası da, belki eko­ rı»yla karşı karşıyadır. nomik yöntemiyle değil, ama toplumsal ya­ İyi Batılı için «Tanrı» düşünülerek ka­ şantıyla rengini vuran ilkeleriyle «sosyalist» zanılmış, değerlendirilmiş bir kavramdır. Ona İsveç'in iki insanıdırlar. «Sessizlik»te asıl karşı bile olsa, bu böyle. Doğulu dindar gibi, söz konusu edilen elbet sosyalizmin yadsın­ «a priori» tanınmış bir varlık değil. ması değil; ama Bergman, ortam olarak ya­ «Üzerinde tanrının sessizliği bulunan bir rının dünyasının büyük kentlerini, örneğin evren»i, Bergman, tanrının etkisinin artık bit­ 'u, Oslo'yu ya da Roma'yı, Paris'i, tiği bir yer olarak alıyor, olmalı... Bu «ses­ yankılayan bir kesiti de alabilirdi. Militariz­ siz» yerde, iki kadınla bir çocuk arasında, di­ min, despotizmin gölgesi salt «Sessizlik»in lini bilmedikleri bir ülkede yeni çatışmalar söz konusu ettiği ortamda var da, ötekiler­ oluşuyor. de yok mu? Burada söz konusu olanın, gele­ «Sessizlik»in ilk kadını. Batı uygarlığının ceğe ait bir despotizm, militarizm olabilece­ her yönüyle iyi bir temsilcisi. Bütün eski de­ ğini düşünmek gereksiz. Filmde, eski . bir ğerlerin erdemini taşıyan, ama o değerlerin dünyanın mimarisini taşıyan bu otel, bu kori­ yarattığı boğuntuda sapıtan bir kadın, bu... dorlar, bu sokaklar «Sessizlikni bugünün be­ Hayat karşısında olsun, cinsel konularda ol­ lirli bazı sorunlarıyla daha çok bağlıyor. Ya­ sun doğallığını yitirmiş, yozlaşmış ilişkiler rının dev kentlerinin modern insan için ya­ içinde. Kadının hastalığı bile, dayandığı de­ ratabileceği daha büyük, daha genel bir ğerlerin ölümü ile gizli bir anlamdaşlık taşı­ «sessizlik» — ki tartışılması gereken budur, yor. aslında — filmin dışında kalıyor. Kadın’ın karşısında, genç, gürbüz Esther «Sessizlik» bütünüyle sınırlanmış bir var. «Esther», cinsel tutkularını nasırlaşmış film olarak sürüyor. Bergman çapında bir moral değerlerin üstüne taşıran şu eski din sanatçının, örneğin iyi Freud'cu analizleriy­ öyküsünün kahramanlarının da adıydı.. le yetinemeyiz. Eisenstein, Stroheim, Mur-

12 sinematek.tv

nau, Fellini, Renoir... Bunlar, sinemanın yeni rıcı yağmurlara vermiştir. Bu bir arınıştır, öz­ sınırlara ulaşmasını beklediği büyüklerin bü- gürlüğe doğru bir boşalıştır, aslında. Oysa yükleri'dir. Bergman da her yanıyla bu güçte Bergman, kurtardığı Esther'i bir «çıkaryobun bir rejisör. Sanatçı, estet ve düşünür.. Yoz­ aranışı içinde göstermeye olsun yanaşmı­ laşan insanı çizen cüceler, ana ile oğul ara­ yor. sındaki cinsel ilişki, ablanın cinsel durumu. Çıkaryol. Esther'in oğlunun elindeki bir Bergman'dan, bunlardan da büyük şeyler tek sözcükten ibarettir. «Ruh...» Ölümün bekler, sinema. eşiğindeki abla vermiştir bu anahtarı. Bu noktada Bergman, dayandığı büyük Nedir Bergman'ın istediği? Hristiyan düşüncesinin «kurbanı» oluyor. Tanrıyı yitiren insanın, yerine, belki de, Esther'i, yeni değerlere ulaşmak için eskisini «kendisinden başkası olmayan» bir başka umutsuzcasına — isterseniz buna «hayvan­ Tanrı yaratması mı? casına» bile diyebilirsiniz— yıkan kadını, Berg­ Yoksa, salt «dostluk» kavramı mı? man anlamlandırmaktan çok aşağılandırma- Karanlık, alabildiğine karanlık bir nokta yı yeğliyor. Oysa, düpedüz bir başka De burası. Üstelik bu, Esther'in vardığı bir çö­ Sade'dır Esther. Belki rolleri değişmiştir ama züm bile değil. Bergman onu apaçık orta çizgileri eştir. Erotizm, sadizm çevresinde yerde bırakıyor. Çağdaş insan Esther'dir, oy­ De Sade'ı salt bir ahlaksız, deli saymak, sa Esther, kendini özgür, mutlu, anlamlı kı­ Fransız Devrimi'yle yıkılan moral değerleri lacak yolları bulamazsa, çocukları nasıl bu­ de görmezden gelmek olurdu. Bergman'ın labilir? Çocuklar, büyüklerden «ayrı» bir var­ çağdaş bir De Sade olan Esther'e insaflı dav­ lık mıdırlar ki? randığı söyjenemez. O'nu bir kahraman bile «Sessizlik» neden, kahramanlarının dili­ saymıyor. «Sessizliksin gerçek kahramanı ni bilmedikleri bir ülkede geçiyor hem? Bel­ Esther'in oğludur. Bergman burada, işin en ki de, «ortak kavramları» kalmamış insanla­ çok önemsenecek yerinde, yaşayan gerçeği rın gömüleceği sessizliği anlatmak için. derinlemesine çözümlemeyi değil, yarının in­ Bergman filmde bunun bir kanıtını da veri­ sanı olan çocuğun, bugünün olaylarını, du­ yor. Abla, dilini bilmediği otel odacısı ile rumlarını nasıl gözlemlediğini vermeyi seçi­ Bach müziği başlayınca anlaşabiliyor. Sessiz­ yor. Insan’ın kendisini yabancılaştıran bağ­ liğin parçalandığı ender anlardan birisidir, lardan kurtulması kadar «aktüel» bir sorun, bu. «J. S. Bach» bir çeşit diyalog oluyor bu­ «özgürlük» sorunu, bir küçüğün anlıyamadı- rada. «Sessizlik»de bir anlaşma ortamı ya ğı bir evrende kendi çıkış yollarını araştır­ da... Bergman örneğin Beethoven gibi dev­ ması önünde eriyor. Bence, Bergman'ın ken­ rimci bir müzikciyi değil de, mistik Bach'ı disini küçültmesidir, bu. boşuna seçmemiş olmalı. Oysa, «üzerinde «Cehennem, başkalarıdır». «İnsan, insa­ tanrının sesi bulunmayan» Beethoven de ya­ nın kurdudur». Bergman, «tanrının sessiz­ ratabilirdi bu diyalogu. leştiği bir evren»de, kardeşten çok, kin do­ Bergman, aslında tanrı nın değil, «insa­ lu düşmanlar durumuna getirdiği iki kadınla, nın sessizliği»nden ürkmeliydi. Şimdi tanrı bir bakıma hiç de yeni olmayan şeyler söy­ sessizleşiyorsa, bu, insanoğlunun kendisini lüyor. Film, yorumlara açık bir sonla kapa­ susturan tanrı karşısında yüzyıllardır verdi­ nıyor. Yaşayan gerçeğe uyma gücünü yitir­ ği savaşın sonucudur Aslında, «Sessizlik»in miş abla, taşıdığı bütün değer ve erdemler­ başladığı — ya da bittiği — yerde, yeni bir le birlikte, artık ölüm döşeğindedir. Bir gar­ diyalog da başlıyor. Başlamadıysa bile, baş- sonla «hayvancasına» yaşadığı bir sevişme lıyacaktır. insan, onu da yaratacak güçtedir. gecesinden sonra geçmişinden sıyrılmış olan Devrimci olmayan Bergman bunu duy­ Esther, oğluyla, konuk kaldıkları ülkeden ay­ muyor. Duymayışı da, olağan bir şey. Oluş­ rılırken, vagon penceresinden yüzünü kurta­ makta olanı anlıyabilmek, herşeyden önce,

13 sinematek.tv Rock Jim ^ r Clint Êœtwôôd David Telly Savaias Hammings Hudson Brown S oroh Miles

CİNAYETİ GÖRDÜM KUJUPHAREKATI Ç ICE STATION ZEBRA Reji: M. ANTONIONI Reji: John STURGES

ANTONIO SABÁT0 JOHN IRELAND BÜYÜK KİN I ÖLÜMLE YARIŞANLAR

Re|i Domenklo PAOLELLA | R „ i : J o h n F R ANKENHEIMER Frank w m v iWALKER SINATRA METRO-GOLF G eorge KENNEDY 1971 Sinem a mevsimi DIRTY DINGUS MAGEE S Ü P E R Fil . MAYA Reji Burt KENNEDY Reii John BERRY Türk Sinem a Severle' HENRY FONDA JANICE MKE Filmlerimiz.Türkiye Distri ALDO RAY ve İşletmeleri ta rafından tev ÖLÜM SIRA BEKLİYOR AŞK OTELİ KILLER ON A HORSE L istem iz d e k i filmlerimi! HONEYMOON h o te l I RejilBurt KENNEDY teryalleri A K Ü N FİLMİ:li Reji Henry LEVIN ■

ROM CALHOUN WILLIAM BENDIX AKÜN FIN W O U N A W A Y sokak!« L MARCELLO MASTROIANNL » T e l ;4 é 4 4 i TEHLİKELİ ARZULAR I GENÇ VE CESUR 1 a H ce rSK b b I theyoungandthebrave Reji - Vittorio de SICA | Rejı-Fıancıs D. LYON

Elvis Presley Ann- » Margret « « i CHARLES BELMONT ?w O) LASVEGAS’TAAŞK SAVAŞ GÜNLERİ LOVE in LAS VEGAS THE FOUR DAYS OF NAPLES Reji G eorge SIDNEY Re)i Nannı LOY sinematek.tv JULIE JIM BROWN CHRISTIE JULIE HARRIS

ALAN I BATES BEŞ ÇILGIN ADAM BİR AŞK YETMEZ FAR FROM THE MADDING CROWD Reji G ordon FLEMYNG Reıi: John SCHLESINGER

LOREN O liA F SHARIF

ŞEREF KURŞUNU BİR MASAL GİBİ DAY OF THE EVIL GUN MOfeE T HAN ffMIRACLF Reii Jerry THORPE Reji Francesco ROSI

IffYN-MAYER JANE FONDA ANGELA 1972 lAHSBURY J için hazırladığı GÜZEL VE GÜNAHKÂR ,MLERİNİ İN THE COOL OF THE DAY Reji Rotoert STEVENS ine Kıvan«,*!« Sunar

Sally ROBERT Kelterman VAUGHN Lu d Cort DAVID ütörümüz A K Ü N F İ L M McCALLUM ti edilecektir. SİRK’TE CİNAYET I YEŞİL ŞAPKALI CASUS tı fragman ve reklâm ma­ BREWSTER Mc.CLOUjDMe CLOUO I ..7_ „ J ______THE SPY IN THE GREEN HAT rdi edilmiştir. Reji: Robert ARTM AN Reji Joseph SARGENT

PETER FALK BRITT EKLAND #1 JOANNA I Beyoğlu, Alyon Gl» BARNES-“! S W H < JONES, Han k a t:1 - 4 9 1 4 2 6 ANNEM KİM OLACAK? THE COURTSHIP OF EDOlE S FATHF.R R eji: V in c e n te MINELLI TOO MANY THIEVES R*|| Abner BIBERM AN "GONE WITH THE WIND JEAN WALLACE NIGEL DEVENPORT ■ C1ARKGABLE ANTHONY MAY YI\1EN LEIGH LESLIE HOWARD YEDİ KARDEŞE YEDİ GELİN )LM\dcIL\\1LIAND KURTULUŞ REKLÂM ■SEVEN BRıÖES FÖR SEVEN BROTHERS Reiı Stanley DONEN sinematek.tv

onun bilinenden başka sesler getireceğini pt Wilkinson (Elisabeth), Jane Harris sezmekle başlar. Değiştirdiği şeyin ölçüleri­ (Muffie), Jennifer Harris (Mouse), Ciciiia ne gelebilen şeyler, hiç kuşkusuz, hiçbir şe­ Wood (Victoria), Ram Sinnh (Sahjn Singh), yi değiştirmemiş demektirler. Bergman'ın Nimai Barik (Kanu), Trilak Jetli (Anil), Çe­ duyduğu «sessizlik», ölçülerinin «eskiye ait» kim Yeri / Gani kıyıları, Kalküta yakınların­ oluşundandır . da. Yapım / Theater Guild. Yapımcı / Ken­ «Sessizlik» bunları düşündürttü, bana. neth Me Eldowney. Yamm yeri ve yılı / Hin­ Bir yazar «sinema bir sanat mıdır?» diye u- distan 1950. Uzunluğu / 2730 metre. 1951 zun süre düşündüğünü söyledıydi. Olmasay­ Venedik Senlini Büyük ödülü. dı, salt Bergman'ın sinemadaki erişilmez üs­ HAVANA CASUSU lûbundan, «Sessilzlik»in nefis fotoğrafların­ OUR MAN İN HAVANA? Yönetmen / Carol dan ya da Ingrid Thulin — Gunnel Lindblom Recd. Senaryo / Kendi romanından Graham İkilisinin büyük oyunculuğundan söz etmek­ Groene. Görüntü Yönetmeni / Oswald Mor­ le yetinirdik. Tiyatroyu bir sanat saymak için, ris. Oynayanlar / Alec Guiness, Burl Ives, bundan daha azı bile yetiyor. Noel Coward, Ernie Kovacs, Paul Rogers, En az onlardan söz ettik, işte... Filmin Maureen O'Hara. Yapım yeri ve yılı / Ingil­ iyisi, Shakespeare, Kafka ya da Sartre ka­ tere 1959. dar incelenümeye değer. Yazık ki. öyle film­ Bir fars olarak başlar filim, ayrıntıların ve ler kolay yapılmıyar. Öyle romanların, dene­ atmosferin kesinliğiyle yere sımsıkı demir­ melerin, oyunların kolay çıkmaması gibi. .. lenmiş bir fars; ve düşün bir karabasana dö­ Ali Gevgüül nüştüğü yere değin düşsel gerçek dışı bir Yeni Dergi, Ağustos 966 dünyada devinir. GÖLGELER Kızı ve temzileyici dükkânının işlerini gör­ SHADOWS. Yönetmen / . dürdüğü Kübalı yardımcısile Wormwald (Alec Görüntü Yönetmeni / Erich Kollmar. Kurgu­ Guiness) tam bir Greene kahramanıdır. Ça­ yu denetleyen / Len Appelson. Kurgu / Ma­ buk para kazanmak için gizli servise girme­ urice McEndree. Müzik / Charles Mingus. yi kabul ederek talihini denerken Havana Ca­ Oynayanlar / Ben Carruthers (Ben), Lelia susu gibi davranabilir ancak. İkinci derece­ Goldoni (Lelia), Hugh Hurd (Hunh), Tony den ajanlar bulur buluşturur, varolmayan gö­ Ray (Tony), Rupert Crosse (Rupe), Toni revlere gönderir onları, geceleri oturup W hi­ Allen (Tom). Yapım / Maurice Me Endree. tehall's dağların altına saklanmış gizli silah Yapım yeri ve yılı / ABD 1960. tasarıları diye gösterdiği kuru tenızileme ma­ kinelerinin plânlarını çizer. Ama işin ilginç NEHİR yanı Wormwold'un bu uydurmalarının baş­ THE RIVER, Yönetmen / Jean Renoir. Se­ kalarının karabasanlarına girmesidir. White­ naryo / Rumer Godden'in romanından Ru­ hall bunları ciddiye alır üstüne gider. Karşı men Godden ve Jean Renoir, Yorum / Jun? taraf da bunları ciddiye alır ve ajan sanılan Hillman. Görüntü Yönetmeni/Claude Renoir birini öldürür, Wormwold'un bir dostunu teh­ (Technicolor). Dekor ./ E. Lourié, Bansi likeli işlerin içine iter. Polis şefi de onu iz­ Chandra Cupta. Müzik/Hint müziği. Yöne­ lemeye yetecek denli önemser bunları. ten / M.A. Harata Sarati, Kurgu / G. Gale. James Bond'un ünlü M'inin yerini haritada Oynayanlar / Patricia Walters (Harriet), Batı Hint adalarını Hindistandan ayırmakta Rhada (Mélanie), Adrienne Corri (Valérie), biraz güçlük çeken «C» alır burada. Karaib- Nora Swinburne (anne), Esmond Knight lere gönderilen ajan rolünde Noel Coward (baba), Thomas E. Breen (Yüzbaşı John), filmin en çarpıcı yanını koyar ortaya. Şifre ve Arthur Shields CM. John), Richard Foster görünmez mürekkep bilgisiyle, meslek kural­ (Bogey), Suprova Mukeriee (Nan), Pénélo- larının uygulanmasındaki titizliğiyle Hawt-

16 sinematek.tv

Iıorne ilginç bir karikatürdür. Coward «Eylül 1944 ayaklanması» nı söz konusu e- ciddiliğiyle kusursuz davranışlarıyla, her za­ clen yazısından öğrendiğimize göre filmin ko­ man hazır şemsiyesiyle yansılar Hawthorne'u. nusu gerçek bir olaydan alınmıştır. Varşo­ Kensington'da sakin, rahat bir köşe, kızı için va ayaklanması sırasında bir çok PolonyalI bir okul düşlerken hâlâ bir cinayet girişimi­ bu kanallarda ölmüşlerdi. ni çözebilen ve polis şefinden bir tabanca İşte Jeny Stefan Stawinski, kendisinin de çalmayı becerebilen bir adam olarak görülür isimsiz kahramanlarından biri olduğu bu ka­ Wormwold, Mizah dikkatli kullanılır, parodi­ ranlık günlerin hikâyesini yazarken, bütün bu nin rayından çıkmasına izin verilmez filimde. fajik durumu vermekten kendini alamadı. Havana'yı Cuban Rhytm Band'ın müziğinden Bir yaz günü, sıcak öğle sonu güneşi altın- daha iyi veren Oswald Morris'in alıcı çalış­ tiv çarpışırken, PolonyalIlar umutluydular. ması, yüksek oyunculuk düzeyinin yanında Korkunç nazi vahşeti istediği kadar onları «Havana Casusu»nda yer yer eksik kalan yıldırmaya çalışsın, gene de korkmuyorlar­ şey, sezgisel bir bütünlüktür. dı. Am3 kanalizasyon yollarına girip de ze­ hirli dumanlarla, seslerin korkunç bir şekilde KANAL yankılandığı duvarlarla karşılaşınca korkma­ KANAL . Yönetmen/Andrzej Wajda . Senar- ya başladılar. İçlerinde çıldıranlar oldu yo/Jerzy Stefan Stawinski . Görüntü Yönet- Kanal bütünüyle kötümser bir filim değildir. meni/Jerzy Lipman. Müzik/Jan Krenz . De­ Bu çağdaş «Cehennem Yolcuları» psikoloji­ kor/Roman Mann , Oynayanlar/Teresa İ- sinin oldukça karmaşık olduğunu gözden zewska, Tadeusz Janczar, Teresa Berezows- uzak tutmamak gerekir. ks. Emile Karewicz, Wienczyslaw Glinski . Topluluğun komutanı Zadra, bütün savunma Yapım/Ensemble Kadr . Yapım yeri ve yılı/ ümitlerini yitirmiştir. Artık tek düşündüğü Polonya 1957 , Süresi/96 dakika. şey yönetimindekilerin hayatlarını kurtar­ 1944'de Almanlara karşı ayaklanan Polonya maktır. Canını tek başına kurtarmaya bakan ulusal ordusunun son kalıntıları, teğmen Kuia'yı bu yüzden öldürür. Bu yüzden yeni­ Zadra’nın komutasında Varşova'nın mahal­ den kanala iner. Ama filmde VVajda'nın en lelerinden birini savunmaktadır. İsyancılar derin duyarlığını etkileyen iki olay, iki aşk sığındıkları bu mahallede son özgürlük saat­ serüvenidir. Her ikisi de olaylar sırasında lerini yaşarlar. Madry, Halınka ile sevişir, kendiliğinden doğmuş olan bu iki aşk, aynı bir müzisyen piyano çalar, Zadra durumdan biçimde sona erdikleri halde bribirlerinden kaygılanıp durur. Birlikler arasında bağlantı esaslı bir biçimde ayrılırlar. Mary ile Ha- ile görevli Pâquerette, sevgilisi Korab'ı traş ünka arasındaki aşk kanalda sona erer. Çün­ olurken bulur. kü sevmek gücünden ve anlayışından yok­ Tsnklar ve Stuka'lar ayaklanan PolonyalIları sundurlar. Evli bir aile babası olan Madry durmaksızın biçerlerken, isyancılar kendile­ için bu gelip geçici bir aşktır. Kadın için ise rini toparlıyarak kanalizasyon yollarından şiddetli bir tutkudur aşk. Durumun sahteli­ Varşova'nın daha güvenilir bir yerine doğ­ ğini anlayınca intihar eder. Madry ise zayıf ru kaçmak isterler. Bir tankı tahrip ederken bir kişiliğe sahip olduğundan nazilere teslim ağır yaralanan Korab'a Pâquerette bakar ve oulr. İkinci aşk ise Pâquerette ile Korab a- daha güvenilir bir yere götürmeye çalışır. rasında doğmuştur. O da kanalda ölümle son Üçer beşer topluluklar halinde kanallardan bulur. Ama bu sevgi kanalda ilerledikçe de­ geçerek kurtuluşu arayan isyancılar bu la­ rinleşir. Ölüme yaklaştıkça güçlenir. Pâque­ birentte birer birer kırılırlar. Kanallar onları rette hiçbir zaman kendi başına kurtulmayı koruyacağına bir kapan gibi kapanır üstle­ düşünmez. Bu aşk da kanalda ölümle sonuç­ rine. lanır. Zayıf olduklarından değil, çıkış yolu Z Gawrak'in «Images et Son» da yayınlanan bulunmadığından.

17 sinematek.tv

GİZLİ TEŞKİLAT lü konulu filmin çekimini yasaklamıştı. Bu­ NORTH BY NORTHWEST Yönetmen/Alf­ nunla birlikte gene de bir sahne için Binanın önüne gittik. Bekçilerin etrafı kontrol etme­ red Hitchcock , Senaryo/Ernest Lehman . lerine rağmen bir kamyonun ardına gizledi­ Görüntü Yonetmeni/Robert Burks (Techni­ color) . Damşman/Charles K. Hagedon . ğimiz alıcı ile, Cary Grant'ın binaya girişini çektik Ayrıca gerekli arka planları tamam­ Özel Görüntü etkileri/A. Arnold Gillespie ve ladık. Sonradan yanıma bir fotoğrafçı alarak, Lee Le Blanc . Dekor/Robert Boyle, William bina içinde olayın geçtiği yerlerin fotoğraf­ A. Horning, Merrill Pyle, Henry Grace ve larını çektirdim. Bu fotoğraflara göre bütün Frank McKelvey . Müzik/Bernard Herrmann . dekorlar stüdyoda aslına en uygun biçimde Kurgu/George Tomasini , Başlık yazıları / yapıldı. Birleşmiş Milletler binası memurla­ Saul Bass , Ses mühendisi/Frank Milton . rından birinin G rant'ın burnunun dibinde bı­ Yönetmen Yardımcısı/Robert Saunders . Oy- çaklandığı yer Birleşmiş Milletler Delegele­ nayanlar/Cary Grant (Roger Thornhill), Eva rinin bekleme salonudur. Ama B .M .'in pres­ Marie-Saint (Eve Kandall), James Mason tijini sarsmamak için diyalog’da buranın se­ (Phillip Vandamm). Jessie Royce Landis yircilere özgü salon olduğunu söylettim. (Clara Thornhill), Leo G. Carroll (profesör), Aslında yer, bütünüyle Delegelerin bekleme Philip Ober (Lester Townsend). Josephine salonunun aynı biçimde inşa edilmiştir. De­ Hutchinson (Bayan Townsend, hizmetçi). korların ve mobilyaların gerçeğe uygunluğu Mantin Laundau (Léonard). Adam Williams beni çok ilgilendirir. Daha önceden, fotoğ­ (Valerian), Carleton Young, Edward C. Platt, raflarla olayın geçtiği yerin tam bir dokü­ vs. . Stüdyo/M.G.M. Dış sahneler/New - mantasyonunu yaptırırım.» York (Long Island), Chicago, Rapid City (Mont Rushmore), Güney Dakota (Ulusal GİZLMVIERASİM Anıt) . Yapım/M.G.M. Yapım yeri ve yılı/ SECRET CEREMONY . Yönetmen/Joseph ABD 1959 . Türkçe altyazılı. Losey * Yönetmen yardımcısı/Richard Dal­ Amerikan karşı-casusluk örgütü. gizli bir ton . Senaryo/Marco Denevj'nin kısa bir amaçla, gerçekte varolmayan bir ajan uydu­ öyküsünden George Tabori . Görüntü Yönet- rur. Bu ajan sözde Kaplan adını taşımakta­ meni/Gerry Fisher . (Eastmancolor) , Kur- dır, otelde bir odası, elbiseleri vs. vardır a- gu/Reginald Beck . Sanat yönetmeni/John ma cism iyoktur. Bu arada Cary Grant, bir Clark . Dekorlar/Jill Oxley , Müzik/Richard rastlantı sonucu ve yanlışlıkla öbür tarafın Rodney Bennett . Müzik yönetmeni/Marcus casusları tarafından Kaplan zannedilir. A s lin ­ D ods . Giysiler/Dior (Elisabet Taylor için). ce casuslukla falan ilgisi bulunmayan G rant'- Susan Yelland . Ses mühendisi/Leslie Ham­ ın ne polis’e, ne de casuslara kendisinin mond, Hugh Strain . Oynayanlar/Elisabeth Kaplan olmadığını ispatlaması mümkün de­ Taylor (Leonora), Mia Farrow (Cenci), Ro­ ğildir. Bu yüzden başından acı-tatlı bir çok bert Mitchum (Albert), Pamela Brown (Hil­ olay geçer. Sonunda iki taraflı casus Eva da teyze), Peggy Ashcroft (Hanna teyze). Marie-Saint'in yanında mutluluğu bulan Yapım / Universal/World Films / Paul M. G rant bu belâdan da kurtulur. Heller . Yapımcı / John Heyman, Norman H itchcock filmin Birleşmiş Milletler Binasın­ Priggen . Yapım yönetmeni/Geoffrey Haine . da çekilen bölümleri için şunları söylemek­ Yapım yeri ve yılı/Ingiltere 1968. Süresi/ ted ir : 109 dakika . Türkçe altyazılı. »... B irleşm iş M illetle r binasında geçen bü­ «Gizli Merasim», Brecht in «epik tiyatro» tün sahneler için stüdyoda gerçeğe uygun anlayışını perdeye getiren Losey'in en başa­ dekorlar yapıldı. Çünkü Dag Hammarskjöld, rılı «epik sinema» denemesi, filimleri ara­ The Glass Wall adını taşıyan bir filim den rında da ulaştığı bir zirve olarak gösterile­ sonra Birleşmiş Milletler binasında her tü r­ bilir. Filim, baştan aşağı simgesel bir anla-

18 sinematek.tv

tim biçimi taşımakta, kişiler belirli sosyal onora’nın gücü din gücüdür. Görevinin ba­ sınıfları temsil etmekte, aralarındaki ilişki, şarısı için kilisede dua eder. Bir alt tabaka çatışma ve bundan doğan dram, aslında ta­ insanı oluşu kuvvetini dinden alışıyla bağ­ rihsel bir diyalektiği işaret etmektedir. Lo- daşmaktadır. Leonora. Cenci'yi «Albert ve sey, «Gizli Merasinrmde, «Tarihsel Maddeci­ halalar» kampının elinden kurtarırsa iyi, ha­ lik» kuramına son derece bağlı olduğunu yırlı bir iş yapmış olacak, günahları Tanrı ortaya koymakla kalmamakta, önceki filmi katınd? temizlenebilecek, arınabilecektir. Bu «Aşkı Arayan Kadın - Boom» ı aşarak, me­ bir kişisel kurtuluş fırsatıdır.. Cenci de karşı- selenin dinsel yönden, Hıristiyanlık ve kut­ koyuşunu sürdürmektedir Bekâreti, onun sallık kavramı açısından bir yorumunu ve sahip olduğu soylu değerlerle özdeşleşmek­ yüzleştirmesini de yapmaktadır. tedir. Leonora'yı Albert'e karşı çıkarmak «Gizli Merasim» ın kişilik simgeleri ve öy­ amacıyla bu erdemini yitirdiği, hattâ gebe küsü şöylece özetlenebilir: Ingiltere'de soy­ kaldığı hissini uyandırmak ister. Leonora Al- lu bir ailenin son bireyi 22 yaşında genç bir bert'le Cenci'yi tatile götürdüğü otelin pla­ kız olan Cenci'nin çevresinde dört insan var- jında karşılaşır; oysa Cenci konusunda Al- dıı : İki yaşlı hala, Hilda ve Hannah; bir ü- bert'den ns denli güçsüz olduğunu, kızı yoz­ vey baba, Albert ve Cenci'nin ölmüş anne­ laşmadan kurtaramayacağını acıyla anlar. sine benzeyen bir kadın, Leonora... Leonora Süngüsü düşmüş bir savaşçıdır artık Cenci bir sokak fahişesidir. Her sabah mezarlığa ise Leonora'nın gebeliğine inanmaması kar­ 10 yaşında ölen kızını ziyarete gider, kilise­ şısında «anne» kavramını ve tüm dayanakla­ de dua eder.. Aristokrat Cenci ise iki tehli­ rını yitirecek, çöküşüne karşı koyabilecek keyle karşı karşıyadır. Evi soyan halalar ve hiçbir güç olmadığını sezinleyip, önce kendi­ kendisine sataşan üvey babası. Albert süb­ sini teslim edecek (plajda geçen bu bölüm­ yancıdır. Cenci'ye 11 yaşından beri tutkun­ de hasır iskemlelerin görünüşü bir mezarlığı dur. Üvey kızına olan sarkıntılıkları yüzün­ anımsatır), sonra bir zamanlar «bozuk dü- den karısı Margaret tarafından evden kovul­ zen»e karşı koyamayıp ölen gerçek annesi­ muş ve gittiği Amerika'da seks profesörü nin mezarını ziyaret edecek ve konaktaki olmuştur. Cenci'nin annesi Margaref kovma odasında yaşamına son verecektir. Son aris­ olayından sonra çıldırarak ölmüştür. Ailenin tokrat yenilmiştir.. Cenazede halaların sır­ katı, kapalı ahlâk anlayışı, burjuvayı simge­ tında Cenci’nin annesinin vizonu vardır. Rol­ leyen Albert tarafından yozlaştırılmıştır. Ka­ ler değişmiş, konağa burjuvalar egemen ol lan maddî servet de küçük burjuva halalar muştur. Bu tarihsel gerçek karşısında «din­ t&rafından ele geçirilmektedir.. Cenci savun­ sel» çaba Losey'in yorumuna göre etkili ola­ masına yardımcı olarak Leonora'yı bulur; onu mamakta, kutsal değerler yarı yolda kalmak­ her vakit dönmesini beklediği annesinin ye­ ta, ancak bireyin kişisel arınmasında bir rol rine kor; böylece gücü artar Leonora nın oynayabilmektedir... Losey'in finali ise unu­ konakta kalış nedeni öncelikle bir kraliçe gi- tulacak gibi değildir. Cenci'nin tabutu ve b hizmet görmesi, rahat etmesidir. Kadın do­ çarmıha gerili Isa görüntüsü önünde Leono­ laptan kıymetli bir sikkeyi aşırmadan ede­ ra, Albert'i bıçaklar ve Cenci için kazanama­ mez, Oysa yavaş yavaş ev ve Cenci ile ilgili dığı — Losey'e göre kazanması olanaksız gerçekleri apaçık görür, anlar.' Halaların hır­ oian — savaşı kendi sınıfsal durumunun ge­ sızlığı, Albert’in Cenci üzerindeki cinsel he­ rektirdiği biçimde sonuçlandırır. gemonyası, Leonora’yı «kutsal» bir savaşa Böylece Losey'in sınıfsal üçgeni kapatılmış, iter... Bu savaşın simgesini Losey, halaların mesaj verilmiş olur. «Gizli Merasim», yo­ dükkânında çalınmış bebeğin iki yan tarafın­ ğun içeriği, simgesel unsurları, hesaplı kitap­ dan çekilip alınmak istenmesiyle verir. Le- lı titiz sinema dili, çarpıcı, sürükleyici dra­

19 sinematek.tv

matik yapısı ile sinema öğreten bir filim, ay­ Tony Brandt . Senaryo/H.A.L. Craig ve Hen­ dın bir sinemacı kişiliğinin ürünü bir baş­ ri Lester, Gene Gutowski, Jerzy Skolimows­ yapıttır. Üzerinde uzun uzun durulması, bir­ ki . Sir Arthur Conan Doyle'un The Adven­ kaç kez görülmesi gerekir. tures of Brigadier Gerard ve The Exploits N. C. ot Brigadier Gerard adlı hikâye kitaplarından. Görüntü Yonetmeni/Witold Sobocinski (Pa- AŞK KADINI . navision-De Luxe) ■ Kurgu/Alistair Me In­ VANINA VANINI Yönetmen/Roberto Ros­ tyre . Sanat yönetmeni/BilI Hutchinson, Lu­ sellini ^ Konu/Stendhal'in «Chronique Ita­ ciano Soadoni . Müzik/Riz Ortolani , Giysi- lienne» adlı eserinden uyarlayan Robeı-to Itr/Dario Cecchi , Teknik danışmanlar/Adri- Rossellini, Franco Solinas, Antonello Trom- an Conan Doyl&, John Mollo . Oynayanlar/ badori, Jean Gruault * Görüntü Yönetmeni/ Peter McEnery (Albay Gerard), Claudia Car­ Luciano Trasatti • Müzik Renzo Rossellini . dinale (Teresa. Morales Kontesi), Eli Giysiler/Danilo Donati j Oynayanlar/Sandra Wallach (Napolyon Bonapart), Jack Haw­ Milo (Vanina Vanini), Laurent Terzieff (Pi- kins (Millefleurs), Mark Burns (Albay Rus­ etro Missirilli), Martine Carol (Kontes Vi- sell). Norman Rossington (Çavuş Papilette), telleschi), Paolo Stoppa (Prens Vanini), John Neville (Wellington Dükü). Paolo Isabelle Corey. Nerio Bernardi (Kardinal Se- Stoppa (Morales Kont'u), Ivan Desny (Ge­ velli). Olimpia Cavalli, Lionardo Botta. An neral Lasalle), Leoooldo Trieste (Mareşal tonio Pierfederici . Yapım/Zebra Film, Roma- Massena), Aude Loring (Massena'nm met­ Orsay Film, Paris . YaDim yeri ve yılı/Fran­ resi) . Yapim/Sir Nigel Films (Zürih) . Ya­ sa - ltalya/1961. pımcı Henry Lester, Gene Gutowski) . Ya­ Ünlü yönetmen Roberto Rossellini’nin ya­ pım yönetmeni/Valerio De Paolis, José pımcı baskısiyle yer yer ödün vermeye zor­ Villaverde . Yapım yeri ve yılı/İngiltere, İtal­ landığı ama bir yerde gücünden izlerini kay­ ya, İsviçre 1970. Süresi 91 dakika. Türkçe betmemiş bir Stendhal uyarlaması.. Olaylar altyazılı. 1823'ün Roma sında geçiyor. Prens Vanini- Sinematek te gösterilen «Rysopis», «Wolko- nin genç ve güzel kızı Vanina ile ülkesinin ver» ve «Bariera» adlı ilginç filimleriyle tanı­ birliği için çarpışan, ülkücür ihtilâlci genç dığımız genç ve öncü Polonya yönetmenle­ Pietro'nun aşk öyküsü ana1 cizaivi oluşturu­ rinden Jerzy Skolimowski, dünya dağıtımı­ yor. Bir rastlantı sonucu tanışan Pietro ile nı Amerikan United Artists firmasının yaptı­ Vanina çevrelerinin, yaşamlarının, ülküleri­ ğı bir tarihsel güldürü - serüven filmine im­ nin aykırılığına karşın «aşk» larında birleşi- zasını atmış... Sherlok Holmes'un yaratıcısı yor ve direniyorlar ama kendilerini bekleyen Sir Arthur Conan Doyle'un kimi öykülerinin trajik sondan kurtulamıyorlar... Rossellini, bir araya getirilmesiyle oluşan konu, Na­ Stendhal'in öyküsünden vola çıkarken İtal­ poleon ordusunun 1808'de Ispanya’daki sa­ ya'nın birlik öncesi karmaşasını ve toplum­ vaşları sırasında geçiyor. 28 yaşında Na­ sal bozukluğunu da gözler önüne seriyor; bu poleon tutkunu genç bir albay, Etienne Gé­ dönemi soyluları, din adamları, vatansever­ rard önemli bir görev üstleniyor; bunu başa­ leri ile çeşitli açılardan eleştirip neşterleye- rabilmek için son derece maskaraca plânlar biliyor. kuruyor; sonunda işini yüz akıyla tamamlı­ yor.,, «Gérard'in Serüvenleri» genellikle bir N, C. «burlesque» havası taşıyor. Filim bir kaba­ BÜYÜK MACERA ra oyunu izler gibi seyredilenin bir şaka, bir THE ADVENTURES OF GERARD . Yönet­ mizah olduğunu her an duyurarak gelişiyor men Jerzy Skolimowski ikinci ekip yönet- Skolimowski bu hava içinde insanların bir­ meni/Paola Cavara Yönetmen yardımcısı/ takım kişilik komplekslerini (megalomani. sinematek.tv despotizm, aristokratizm) de alaya alıyor, John Huston, ünlü psikanalist Sıgmund bir hicve gitmek istiyor Ancak ne denli se­ Freud'ün hayat hikâyesinden bir bölümü vimli bölümleri olursa olsun «Büyük Mace­ naklediyor.. Filim, Freud'ün doktorluğa baş­ ra» yı çok önemseyemiyor, Skolomowski'- laması, çevresiyle fikir tartışmaları yaparak nin öteki (ilimlerinin yanına yakıştıramıyoruz. yeni görüşler ortaya atması, inandığı konuda N. C. tek başına çalışmalara girişmesi, hipnotiz­ ma yöntemi ile hastalarının bilinçaltı sorun­ GİZLİ HAKİKATLER larını açığa çıkarması, bu arada özellikle FREUD. THE SECRET PASSION Ynetmen/ genç bir kızın tedavisiyle ilgilenip bilimsel John Huston . Senaryo/Charles Kaufman'ın yönden önemli buluşlara varması gibi bö­ kitabından C. Kaufman ve Wolfgang Rein­ lümlerden oluşmuş. Huston, bol bol konuş­ hardt i Görüntü Yönetmeni/Douglas Slo- malara yer verilen ve ihtimal bu yönden ilgi combe . Müzik Yönetmeni/Jerrv Goldsmith . çekmesi beklenen senaryoyu, ağırlığını hiç Oynayanlar/Montgomery Clift, Susannah bozmadan perdeye getiriyor. Sinema olarak York, Larry Parks, Susan Kohner, Eileen başarısından söz edilmesi olanaksız bir ya­ Herlie, Eric Portman, Fernand Ledoux, David pıt. McCallum, David Kossof . Yapım/Univer- sal - International . Yapım yeri ve yılı/ABD N. C. 1962. Türkçe altyazılı.

21 sinematek.tv

M)M ~ a © t i

T l t i m M İ U S

f i l m i n i s m i ARTISTLERI

WATERLO SAVAŞI Rod Steiner - Christopher Plummer (W aterloo) Orson Welles - Jack Hawkins KANUN ADAMI Burt Lancaster - Lee J. Cobb ( L aw m an ) Robert Ryan - Sheree North ÖLMEYEN KAHRAMAN Richard Harris - Alec Guinnes (C ro m w ell) Robert Morlev - Dorothy Tutin KOMİSER TİBBS S'dney Poitier - Martin Landau (They Call Me Mr. Tibbs) Anthony Zerbe - Barbara Me Nair SEVGİLİMİN OYUNU Gregory Peck - Tuesday Weld (I Walk The Line) Estelle Parsons - Ralph Meeker ZALİMLER Anthony Zerbe - Lee J. Cobb (Liberation Of L. B. Jones) Lola Falana - Barbara Hershey KORDOBA George Pepperd - Giovanna Rally (Cannon For Cordoba) Raf Vallone - Pete Duel OTOMOBİLDEKİ KADIN Samantha Egger - John Me Enery (They Lady In The Car) Oliver Reed - Stephane Audran DÜŞMAN YUVASI Rock Hudson - Sylvia Koscina (Hornets’ Nest) Sergio Fantoni - Jacques Sernas ŞERLOK HOLMES Robert Stephans - Colin Blakely (Pr. Life Of Sherlok Holmes) Christopher Lee - Genevieve Page SENİN GİBİ BİR KIZ hayley Mills - Oliver Reed (Take A Girl Like You) Noel Harrison - Sheila Hancock ZORLU FİRAR Brian Keith - Helmut Griem (Mac Kenzie Break) Ian Hendry - Jack W atson

22 sinematek.tv FİLMİN İSMİ ARTİSTLERİ

SİYAH ÖĞRETMEN Calvin Lockhart - Janet Me Lachlan (Halls Of Anger) James Watson - Jeff Bridges A DALAR HAKİMİ Charlton Heston - Geraldine Chaplin (Master Of The Island) John Phillip Law - Mako SEVDİĞİM ADAM Jean Paul Belmondo - Annie Girarcot (A Man I Love) BUNALIM Anthony Quinn - Ann Margret (R. P. M.) Gary Lockwood

TUZ BİBER VE ELMAS Peter Lawford - Sammv Davis (One More Time) MUTLULUK PEŞİNDE Michael Sarrazin - Barbara Hershey (Pursuit Of Happiness) Arthur Hill - Ruth White VER ALTI FEDAİLERİ Robert Goulet - Daniele Gaubert (Underground) SORUŞTURMA Gian Maria Volonte - Florinda Bolkan (Investigation Of A Pr. Citizen) BİR MEVSİMLİK AŞK Christopher Jones - Pia Degermark (Brief Season) HARLEM (KARA TEHLİKE) - Raymond St. Jacques (Cotton Comes To Harlem) Calvin Lockhart - Judy Pace AŞK KELEBEKLERİ Hywell Bennett - Jane Asher (Buttercup Chain) Leigh Taylor Young - Susan Baker KURT GİBİ James Garner - Laura Antonelli (A Man Called Sledge) Dennis Weaver - Claude Akins BEKLENMEYEN MACERA Rosalind Russel - Darren Me Gavin (Unexpected Mrs. Pollifax) TEHLİKELİ YAŞ Jenny Agutter - Bryan Marshall (I Start Counting) ÇÖLDE KAYBOLAN ÇOCUK) Dirkie Hayes (Lost In The Desert)

KARDEŞLER ÇETESİ Mick Jagger - Allen Bickford (Ned Kelly)

ÖLDÜREN TAKİP George Peppard - John Collins (Executioner) Judy Geeson - Nigel Patrick AKLINI ARAYAN ADAM Terence Stamp - Robert Vaughn (The Mind Of Mr. Soams) Nigel Davenport - Christian Roberts VALDEZ GELİYOR Burt Lancaster - Susan Clark (Valdes is Coming) Frank Silvera - John Cypher KIRBAÇ James Garner - Susan Pleshette (Latigo) 23 sinematek.tv ri9 7 l-7 2 YILININ"! en seçme filmleri

S U N A R F İLM listesinde

YAĞMURLA KOMPANEROS GELEN ADAM Vamos a matar Compañeros Rider On The Rain Yönetmen: Sergio CORBUCCI Yönelmen: Rene CLEMENT Charles BRONSON Marlene JOBERTİ Franco ÑERO Thomas MUIAN

Renkli-Ingilızce Renkli Ingilızce-Sınemaskop

ÇAPININ ARKASINDA^ BİRİ VAR Quelqu’un derrière la pone Yönetmen: Nicolas GESSNER ^Charles BRONSON Anthony PERKINS^ Renklı-ingılızce

ŞEREF YOLU KADERİN TOKADI Max et les ferrailleurs Showdown

Yönetmen: Claude SAUTET John MILLS Luciana PALUZZİ Michel PlCCOll Romy SCHNEIDERJ Robert HOFFMAN

Renkli-Fransizca Renkli-lngilizce-Sinemaskop

EŞEK DERİSİ Peau D'âne Yönelmen: Jacques DEMY Catherine DENEUVE Jacques PERRİN Jean MARAIS Renkli-Fransizca

DALDAKİ OTOMOBİL R Fr Sc. Louis de Furies Sur un arbre perché R Tr Sc Geraldine Chaplin YILAN RUHLU KADIN R. Ing. Sc. George Hilton The strange vice of Mrs. Ward R. Tr. Sc. Edwige Fenech KOBRA R Fr Senta Berger Cobra R Tr. Sterling Hayden ŞAŞKIN ADAM R. Fr. Pierre Richard Le distrait R Tr. Bernard Blier ÇILGIN AŞIKLAR R. Ing Sc. Catherine Spaak With so much love R. Tr. Sr. Claude Rich SABATA VADİLER HÂKİMİ R. Ing. Sc, Anthony Steffen Arriva Sabata R Tr. Sc. Peter Lee Lawrence S O N A T A K R Fr Maurice Ronet Le dernier saut R Tr. M ic h e l B o u q u e t KORSANLARIN SAVAŞI R. Ing: Sc. Robert Woods The return of the black pirate R. Tr. Sc. Tania Alvarado HAVUZDAKİ CESET R. Inq Sc Carol Baker Fourih victim R Tr Sc Michael Craig ŞEHVETLİ DAKİKALAR (KORKU) R. Ing. George Cole Fright R Tr. Dennis Waterman AŞK HİKÂYESİ 8 hvwçe Roy Anderson A Swedish love story R Tr Ann Sofie Kylin CEHENNEM BOMBOŞ R. ing. Anthony Steele Hell is empty R. Tr. James R. Justice ALTIN SESLİ OKSUZ R. Inij Heinz Reincke The gnlden voiced orphan R Tr Gerimde Locker SİRK ŞAMPİYONLARI R. Tr. Don Ameche Rings around the world Renkli dokümanter EN SEÇME FİLMLERLE TURK SİNEMASININ HİZMETİNDEYİZ sinematek.tv

.'//? ■ ,/f ¿f / ( / m ¿-

X ■< *4 r \ V-' A /\ OPON, baş, diş, adale, X sinir, lu m b a g o

\ - V ve romatizma ■’"X , ağrılarını teskin eder OPON. b a y a n la rın m u ayyen zamanlardaki sancılarında U fa y d a lıd ır OPON. 4 saat ara ile günde 6 adet OPON alınabilir sinematek.tv

Türk sinematek’i kitap köşesi

Sinematek üyelerine yeni bir kolaylık ve hizmet amacıyla bir kitap köşesi düzenlemiştir.

SİNEMATEK KİTAP KÖŞESİNDEN ÜYELERİMİZ,

— Tüık ve yabancı bütün sinema yayınlarını ve öbür yayınları % 10 İN­ DİRİMLİ olarak sağlayabilirler.

— YENİ SİNEMA dergisinin gerçek bir sinema bilgisi kaynağı olan iki nefis cildini 50 şer liraya alabilirler.

— YENİ SİNEMA’nın, FİLİM 70'in eski sayılarını ve İLK TÜRK SİNEMA- , CISI FUAT UZKINAY incelemesini % 50 İNDİRİMLİ olarak edinebilirler.

-• İSTEDİKLERİ YERLİ VEYA YABANCI HER KİTABI adını bildirerek en kısa zamanda sağlayabilirler.

Türk sinematek’i kitap köşesi

Kapaklar / Erkal Yavi

FİLİM 71 / Türk Sinematek Derneği'nin yayın organı olarak ayda bir yayınlanır / Sahibi : Türk Sinematek Derneği adına Onat Kutlar / Yazı İşleri sorumlusu . Ömer Pekmez / Bu sayıyı hazırlayan: Nezih Coş / Dergide yayımlanan yazıların sorumluluğu yazarla­ rına aittir, dergiyi bağlamaz / Yönetim Yeri : Türk Sinematek Derneği, Sıraselviler Cadı desi. No. 65, Beyoğlu, İstanbul / Tel: 49 87 43 / P.K. 307 Beyoğlu / Dizgi ve Baskı 3 Lâtin Matbaası / Baskı tarihi: 20/8/1971

SAYI 14 3 LİRA sinematek.tv sinematek.tv