Sayı: Sonbahar ’12/18

Bir usta: Mengü Ertel Minyatürlerle Beşiktaş Yurdun Resimleri, Yurdun Ressamları Sporda Kadın Devrimi Kazanım: Beşiktaş’ın Vahaları Nasuh Mahruki: Kentim İçin, Kendim İçin 02 B+ SONBAHAR Cumhuriyet Türkiye’dir

En yüce varlığımız olan Cumhuriyet Bayramı’nın 89. yılı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği burada, kutlamaları kolay unutulmayacak Atatürkçü Düşünce Derneği burada, Siyasi parti temsilcileri burada, Resmi kutlamaların kuruluğuna itibar etmeyen halk, Üniversite öğrencileri burada, Cumhuriyet Bayramı’nı alanlarda inanılmaz bir coşku ve Yollarda yürüyüp meydanlara sığmayanlar burada, katılımla kutladı. Çağdaş insanlar burada, Mustafa Kemal’in laik temsilcileri burada, Cumhuriyet kutlamalarını engellemeye çalışanların tutarsız Mustafa Kemal’in devrimcileri burada, siyasal demeçleri de bu “anti demokratik” uygulamaların Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet’e tuzu-biberi olarak belleklerimize kazındı. sahip çıkanlar burada, Mustafa Kemal sevdalıları burada, Beşiktaş yaşayanları ise, 29 Ekim 2012 akşamı, yaklaşık Beşiktaş kentlisi burada 250-300 bin kişinin katılımıyla muhteşem bir kutlama gerçekleştirdi. İşte Beşiktaş, İşte , Değil kaldırımlara, Barbaros Bulvarı’na ve Beşiktaş İşte yollara sığmayanlar Meydanı’na sığmayan kalabalıklar yeri göğü Cumhuriyet İşte meydanlara sığmayanlar sevdasıyla inletti. Bizim sloganımızı hep birlikte tekrarlayalım mı? “Cumhuriyet’in ve Atatürk Devrimleri’nin kalesi Beşiktaş”ın Belediye Başkanı İsmail Ünal ise şunları söyledi; Devrimler için sonuna kadar Çağdaş çizgimiz için sonuna kadar “AKUT burada, Mustafa Kemal için sonuna kadar Kabataş Lisesi burada, Cumhuriyet için sonuna kadar Beşiktaş Çarşı burada, Ben de sizinle sonuna kadar varım”

B+ SONBAHAR 03 Nasuh Mahruki AKUT ile “Kentim İçin Kendim İçin”

BEŞİKTAŞ KENTLİSİNİN DERGİSİ Sonbahar 28 İMTİYA SAİBİ Beşiktaş Belediyesi adına Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal Yaz Kampları Öğrenciler yaz kamplarında YNETİM YEİ Beşiktaş Belediyesi buluştular. Kapak: Mengü Ertel Nisbetiye Mahallesi Aytar Caddesi Başlık Sokak No: 1 34340 Beşiktaş, İstanbul Başkanın Beşiktaşlılara Kazanım Park Kafeleri www.besiktas.bel.tr - 444 44 55 Kente kazandırılan “vahalar” Mesaı YAYN T Dergi/Yaygın

YAYN KUULU Cumhuriyet Bayramı Hasan Özgen, Yüksel Türkili, Cumhuriyetimizi Görkem Kızılkayak yüz binlerle kutladık.

POE YNETMENİ Hasan Özgen 40

EDİT Görkem Kızılkayak Albüm Sabine Buchmann GENEL YAYN YNETMENİ Minyatürlerle Beşiktaş Cengiz Erdil

GSEL YNETMEN Nadir Mutluer SOUMLU YA İLEİ MD 06 Ayla Çiringel

YA İLEİ Cengiz Erdil, Ayla Çiringel, Melis Baydur, Cumhuriyet Kazanımları Nazan Ortaç, Aybüke Sakaoğlu Yurdu gezen ressamlar ve 46 KOODİNAT “Yurt Sergileri”. Melis Baydur

SAYA YAPM İçimizden biri Merve Selvi, Engin Ak “Kor ve Ateş Yılları” ile Tülay German KATKDA BULUNANLA Etem Çalışkan, Cengiz Kahraman, Kıymet Giray, Nesli Yalçın, Funda Demir, Ferda Çağlayan, Şenol Durmuş, Sabine Buchmann, Levent Özer, Mustafa Taha, Didem Pekün, Yalçın Çiringel, Elif Şengün, Rahim Gökmen Tezer, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Ali Murat Hamarat

OTOALA Alaattin Timur, Erdem Aydın, Burak Kara, Şenol 14 Kaşıkçı, Burak Görgün, Hayri Doğan, Mesut Tufan, Levent Özer, Berkay Tezcan Sporda Kadın Devrimi YAPM 52 NDR Tasarım ve Reklamcılık Tic. A.Ş. Kadın atletlerimizin Olimpiyat Nisbetiye Mahallesi, Birlik Sokak başarıları Türkiye’yi Akyıldız Sitesi. C Blok No: 22/6 coşkulandırdı. Portre Metin Erksan Beşiktaş / İstanbul Türk sinemasının düşünürü. Tel: 0212 284 99 22 BASK Promat Matbaacılık 0212 622 63 63

BASK TAİİ Ekim 2012 22 56

04 B+ SONBAHAR Levent Duvar esimleri 4. Levent’in duvarlarındaki hazineler korunacak. rt

Sporun ve sanatın coşkusu 60 Bu yaz çok sıcak geçti. Güneş ve Bu sergilerin serüvenini de nem adeta kavurdu. Bu yaz içimiz sayfalarımızda bulacaksınız. Semt Muradiye ve Türkali ayrıca Olimpiyat meşalesiyle ısındı. Nüzhetiye Caddesi’nin iki kanadındaki komşu mahalleler. Kadın atletlerimizin Olimpiyatlar’daki Bu sayımızda ayrıca, “Burçak Tarlası” başarılarıyla gururlandık. Önlerine türküsüyle yüreğimizde yer edinen, çıkarılan engellere rağmen Türkiye’nin ilk siyasi mültecilerinden kadınlarımız aldıkları madalyalarla Tülay German’ın hayatına yer veriyoruz; hepimizi duygulandırdı. Bu sayımızda, Didem Pekün ve Barış Doğrusöz’ün kadınlarımızın 1936’ya uzanan “Kor ve Ateş Yılları” belgeseli Olimpiyat serüvenini bulacaksınız. üzerinden 66 İki milli sporcumuz Esra Gümüş ve Yasemin Horasan da bizler için İstanbul’un bazı semtleri kentin büyük Bir Usta Ethem alışkanın kadın sporcularımızın başarılarını uğultusu, 24 saate sığmayan hay huyu kaleminden Menü Ertel değerlendirdi. içinde kaybolmuş görünse de, sadece “Grafiker desek de yapıtları resimdir” mahalle sakinlerine değil, günübirlik Nasuh Mahruki’yle AKUT üzerine ziyaretçilerine de geçmişten kalan o gerçekleştirdiğimiz bir söyleşiyi de kent ruhunu hissettirebilir. Beşiktaş bu sayımızda bulacaksınız. Beşiktaş kentinin Muradiye ve Türkali semtleri Belediyesi’nin afet bilinci ve eğitimini böyle yerleşimlerdendir. Semtlerin genç nesillere aktarabilmek için AKUT kıyıda köşede kalan bazı tarihi yapılarının ile birlikte düzenlediği yaz kampı da öykülerini okuyunca biraz şaşıracaksınız. sayfalarımızda olacak. 72 Hoşça kalın... “Cumhuriyet Kazanımları” Park Buluşmaları bölümümüzde ise, yurdu ve Beşiktaş Parkları yine yurt insanını resmetmek üzere İstanbulluların nefes alma noktaları oldu. tüm Türkiye’de görevlendirilen ressamlarımızın hikâyesini aktarıyoruz. Cumhuriyet’in kurucusu devrimci kadro, kalkınma hamlesini tüm hızla sürdürürken sanatı da ihmal etmiyordu. [email protected] Kapımızda duyulan savaş seslerine rağmen 1938-1944 yılları arasında 78 sanatçılar Anadolu’yu resmetmek için yüreklendiriliyor ve harcamaları devlet aberler tarafından karşılanarak farklı kentlerde Düzeltme Geçen sayımızın 26. sayfasında sol üst köşede bulunan fotoğraf altı bilgisinde, Beşiktaş’ta gerçekleşen etkin görevlendiriyorlardı. Yapılan eserler liklerden özetler. Vecihi Hürkuş’un “tayyare mühendisliği” ise “Yurt Sergileri” başlığı altında eğitimi için Almanya’ya gönderilme tarihini sergilenmekteydi. 1937 olarak düzeltir, özür dileriz. ehber saat

B+ SONBAHAR 05 mhriet Baram

Sonuna kadar Cumhuriyet

Fotoğraf ERDEM AYDIN, ŞENOL KAŞIKÇI, LEVENT ÖZER

Cumhuriyet Bayramı’nda Balmumcu’da buluşan yüz binler, ellerinde meşalelerle Beşiktaş’a aktı. Beşiktaş kenti için çok özel olan bu günü yazıyla anlatmak yerine bir fotoğraf albümüyle sizlerle paylaşmak istedik.

6 B+ SONBAHAR aaş iimi ii sonuna kadar! Mustafa Kemal için sonuna kadar!

Devrimler için sonuna kadar! mhriet ii sonuna kadar!

12 B+ SONBAHAR “Ben de sizinle sonuna kadar varım!” mhriet kaamar

Gaziantep Tabakhane Köprüsü - Feyhaman Duran, 1938 Yr ressamar r resimeri

Yazı KIYMET GİRAY Fotoğraf KIYMET GİRAY VE CENGİZ KAHRAMAN ARŞİVLERİ

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadro, 1938 yılından başlayarak ressamlarını yurdun çeşitli kentlerinde görevlendirdi. Ressamlar Anadolu’yla, tablolarsa büyük kentlerde yaşayan yurttaşlarla buluştu.

14 B+ SONBAHAR ürkiye Cumhuriyeti’nin 1930’lu yılları, tarih, sosyoloji, poli- tika, ekonomi ve sanat dallarında kapsamlı araştırmalarla incelenip bilimsel yayınlar, kitaplar ve makalelerle ele alın- ması gereken bir dönemdir. Bu dönemde Avrupa, siyasi ve ideolojik kamplaşmaların ortaya çıktığı yılları yaşamak- ta; Almanya nasyonal sosyalizm, İtalya faşizm, Rusya TStalin döneminin komünizmiyle, İkinci Dünya Savaşı’nı hazırlayan yönetim biçimleriyle idare edilmektedir.

Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlubiyetlerle çıkan Türk ulusu ise, savaş son- rasının yenidünya düzeni içinde kazandığı Kurtuluş Savaşı ile bu düzende var olmayı başarmış ve ulusun yönetim biçimi “cumhuriyet” olarak belirlen- mişti. 1930’ların söylemiyle bu dönemin “ülkü”sü bilimsel düşünce biçimi- nin benimsenmesi, toplumsal yaşama yerleşmesi ve bilim dallarında çağ- daş medeniyetler düzeyine ulaşılmasıdır. Ülkünün ana fikri hümanizmadır. Üzerinde sistemli olarak çalışılan ve programlar geliştirilen bu düşüncenin temeline eğitim, öğretim ve sanat yerleştirilir.

Cumhuriyet henüz ilan edilmeden, 1923 yılının Ocak ayında 1. Ankara Re- sim Sergisi ile başlayan sanat etkinlikleri, 1926 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Ankara’da açılmasına karar verilen Galatasaray Sergileri ile ivme kazanır. Cumhuriyet’in 1. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde Türk ressam- larının yurt dışına gönderilmelerine yönelik projelere başlatılması da, özel- likle Türk resim ve heykel sanatının gelişmesine olanak sağlayan program- ların planlandığını ve uygulandığını kanıtlar.

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. yılı kutlamalarıyla ise yeni bir dönem baş- lar. 1930’larda Türk sanatına modernizm ve çağdaş sanat kavramlarının yerleşmesi bu program kapsamında ortaya çıkar. Reformlar, üniversite- Mahmut Cûda den sanata kadar uzanan tüm alanlarda 20. yüzyılın bilime dayalı düşünce sistemiyle desteklenmektedir. Bu bağlamda, sanat dallarında da yeni ve Duyurulmakta olan, “mühim mevzu” ve “müspet karar”; Yurt Resimleri ve büyük organizasyonlar hedeflenir ve uygulamaya konulur. 1933 yılının 29 Sergileri’nin amaçlarının, hedeflerinin belirlenmiş, programlanmış olarak Ekim’inde Ankara’da açılan İnkılâp Sergileri ile başlayan bu program Dev- yapılmasıdır. 27 Temmuz 1938 tarihli CHP toplantısında “Yurt içinde sanat let Resim ve Heykel Sergisi ve Yurdu Gezen Türk Ressamları Sergileri’ni tetkik seyahati tertiplenmesi” kararı alınmıştır. Amaç ise; “yurdun güzellikle- de kapsar. 1930’lu yılların programlarının bu iki büyük etkinliğinin kararları rini yerinde tespit ettirmek ve sanatkârlarımızın memleket mevzuları üzerin- Atatürk tarafından alınır ancak Devlet Resim ve Heykel Sergisi gibi Yurt de çalışmalarını kolaylaştırmak” olarak açıklanmıştır. Katılacak olan sanat- Sergileri de Mustafa Kemal’in ölümünden sonra gerçekleşir ve 1940’lı yıl- çıların seçimi, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne bırakılır. Süre sonunda, ları kapsayan en önemli sanat faaliyetleri olur 1. illerde yapılacak olan resimlerin, seçici bir jüri incelemesine toplu olarak ka- tılmasına karar verilir. Sanatçıların yol masraflarının ve zorunlu giderlerinin 1938 yılının Temmuz ayı gazeteleri Türk resim sanatı ve ressamlarını yakın- parti tarafından ödeneceği, üretecekleri yapıtlar için ise Cumhuriyet Halk dan ilgilendirecek olan bir sanat programını halka duyurmaktadır Partisi Pirisi verileceği açıklanır.

“CHP Yönetim Kurulu, dün öğleden önce toplanarak bazı kararlar ver- Birinci yurt gezisi kapsamında gezilecek ve resimlenecek olan iller; Antal- miştir. Bu arada memleket sanat hayatını alakadar eden mühim mevzular, ya, Antep, Bursa, , Erzurum, İzmir, Konya, Malatya, Rize ve Trabzon müspet kararlara varılmıştır 2.” olarak belirlenir. 19 Ağustos 1938 tarihli gazeteler; “CHP’nin güzel kararı

Bursa’dan - Cevat Hamit Dereli Trabzon’dan - Mahmut Cûda, 1938

B+ SONBAHAR 15 Anadolu obanları - Cemal Tollu

On ressamımız tablolar yapmak üzere yurt içinde dağılıyor” başlıklı yazılarla men, Muradiye’de Eski Sokak, Saat Kulesi, Gazi Mihal’de Minaresiz Cami; çıkar. Seçimleri akademi tarafından yapılan sanatçıların adları ve gönderil- Cemal Tollu Şehirden Bir Manzara, Akköprü Ziraat İstasyonu’nda Fidanlı dikleri iller de belirtilerek Ulus Gazetesi’nden duyurulur Bir Yol, Limanda Fırtına, Antalya Limanı, Alanya Kale İçi, Manavgat Şelale- si; Feyhaman Duran Nalbant Hasan Çavuş, Tabakhane Köprüsü, Antep’te “Trabzon Lisesi Resim Muallimi Saim Özeren Konya’ya, Cibali Orta Mekte- Bir Sokak; Hikmet Onat Yeşil Türbe, Çelik Palas, Yeni Kaplıca; Mahmut bi Resim Muallimi Hamit Görele Erzurum’a, Güzel Sanatlar Akademisi “D” Cda Park, Eski Tabakhanede Bir Sokak; Saim Özeren Beyşehir, Eski Grubu muallimlerinden Bedri Rahmi Eyüboğlu Edirne’ye, Güzel Sanatlar Konya’da Bir Sokak; Sami Yetik Kapalı Havada Karataş’ta Güzel Yalılar, Akademisi “D” Grubu muallimlerinden Cemil Tolo Antalya’ya, Güzel Sanat- Eşrefpaşa; Zeki Kocamemi İslampaşa Camii, Müftü Cami, Müftü Mahalle- lar Akademisi birliğinden ressam Sami Yetik İzmir’e, Güzel Sanatlar Aka- sinden, Çarşı İçi, Rize’den Kompozisyon ve Kavaklardan Taşlıdere resim- demisi muallimlerindenHikmet Onat Bursa’ya, Feyhaman Duran Antep’e, leri satın alınır 7. Maarif Vekâleti tarafından ise, Ali Çelebi Hezenek Yolu, RessamMahmut Cda Trabzon’a, Güzel Sanatlar Akademisi Müstakil Şehir Harici; B. Rahmi Kirişhaneden Manzara, Tunca Köprüsü; Cemal Tol- Ressamlar Birliği’nden Muallim Ali Avni Çelebi Malatya’ya, Güzel Sanatlar lu Tophane Bahçesinden Akşam, Antalya’da Ağaçlı Bir Köşe; Feyhaman Müstakil Ressamlar Birliği’nden Zeki Kocamemi Rize’ye gidecektir (3).” Duran Gaziantep Ömeriye Camii; Hamit Görele Kümbetler, Mescit Camii; Hikmet Onat Irganda Köprüsü; Mahmut Cda Kanita, Çarşı Camii; Saim Sanatçıların, “memleket güzelliklerini ve enteresan tipleri” konu alan yapıt- Özeren Alâeddin Camii, Beyşehir Bademli Köyü; Sami Yetik Bir Sokak larının, jüri seçimi sonrasında önce Ankara sonra da İstanbul’da sergilene- Bergama; Zeki Kocamemi Çay Ziraati, Küçük Ziraat adlı resimleri satın alır cekleri de duyurulmaktadır. Ressamlara yol masrafları dışında “300” er lira 8. Böylece birinci sergiden hükümet adına 60 resim satın alınmış olur. Sa- ödenek verileceği ve jürinin seçtiği resimlerin parti tarafından satın alınacağı tın alınan bu resimler, bakanlık binalarına ve Halkevi’ne asılır. Yurdu Gezen net olarak açıklanır 4. Türk Ressamları etkinliğinin ikincisi, Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsa- mına alınır ve hemen aynı yıl içinde gerçekleştirilir. Yapılacak olan resimlerin Ressamlar, mesleklerinin ilk kez hükümet tarafından kabul görmesi ve ken- dilerine sanat üretimi için olanaklar sağlanması olarak değerlendirdikleri bu etkinliği benimserler ve övgüyle karşılarlar 5. Eylül sonunda bitmesi he- deflenen 1. Yurt Resimleri çalışmaları, Atatürk’ün hastalığının ilerlemesi ve ölümü, ardından yeni cumhurbaşkanının belirlenme süreci nedenleriyle er- telenir.

29 Ekim 1938 tarihinde açılması hedeflenen sergi ancak 1939 yılının Şubat ayında karara bağlanır ve ilki, on ressamın on ilden yaptığı 116 resimle, 23 Mart 1939 tarihinde, Ankara Halkevi Sergi Salonu’nda açılır 6. Ertesi gün, Cevdet Kerim İncedayı başkanlığında, Nafi Atıf Kansu, Reşat Nuri Güntekin, Burhan Toprak, S.Kemal Yetkin, Refik Epikman ve Malik Aksel’den oluşan jüri 43 resmin satın alınmasına karar verir Ali Avni Çelebi Malatya Harici, Kerkes Dağı, Arapkir Civarı, Arapkir İçinden, Şehir İçinden, Arapkir Herzen- de Civarı. B. Rahmi Tunca Boyu, Arda Boyu, Arda Boyunda Eskideğir- Kemah - eref Kamil Akdik

16 B+ SONBAHAR Yurdu Gezen Türk Ressamları ve Devlet Resim Heykel Sergileri.... İlki va- tanın kentlerini, kasabalarını, köylerini ve yaşayan insanlarını konu alan bir resimli yurt tanıtma programı; ikincisi Türk ressam ve heykeltıraşlarının iler- lemesine olanak tanıyan ve topluma tanıtılmasına önayak olan iki büyük etkinlik... Basın yayın ve toplum Cumhuriyet sergilerini gezmekte; resimleri yapılan illerin halkı kendi kentlerini, kasabalarını, köylerini ve yerel giysili halk kahramanlarını, kent sokaklarında akıp giden yaşamın izlerini görmek için başkent Ankara’ya koşmakta ve sergi salonlarını doldurmaktadır. Belirle- nen hedefe ulaşılmıştır. Ressamların gittikleri kentlerin meydanları, sokak- ları, evleri ve kahveleri resimlere yansımaya başlar ve bu resimleri yapmak için kaldıkları kentlerde kurdukları dostluklar da sergilere ziyaret olarak geri döner. Sanat-toplum-sanat eseri bağı sıkı ilişkilerle perçinlenmiş olur. Sanat eserlerinin satın alınması için hazırlanan yasalar ve yapılan teşviklerle bu ser- gilerde önce devlet kurumları sonra bankalar ve ardından da özel teşebbüs ve şahıslar koleksiyon yapma kazanımları elde ederler.

II. Yurt Sergisi kapsamında Abidin Dino Balıkesir’e, Ali Karsan Bolu’ya, Ayetullah Sümer Afyon’a, Cevat Dereli Sinop’a, Malik Aksel Sivas’a, Refik Epikman Hatay’a, Sabiha Bozcalı Zonguldak’a, Seyfi Toray Diyarbakır’a, Turgut Zaim Kayseri’ye, Zeki Faik İzer Eskişehir’e gönderilir. Bu sanatçıla- rın yaptığı 101 resim, kent görünümleri, yerel yaşam, yerel giysiler ve önem- lisi hükümet programı çerçevesinde gelişen sanayileşmeyi konu olarak seçer. II. Yurt Sergisi resimleri, CHP ve Maarif Vekâleti jürisi tarafından ele- meye alınır. Sonuçta; Cevat Dereli birinci, Refik Epikman ikinci, Malik Ak- sel üçüncülüğe değimli bulunur. Yurt gezilerine katılan sanatçılara bu sergi ile birlikte derecelendirme uyarlanırken bu derecelere göre de nakit ödül verilmeye başlanır 10. 1940 yılının ağustos ayında III. Yurt Gezisi’ne gön- derilen Arif Kaptan Kastamonu, Eşref Üren Yozgat, Elif Naci , Melahat Ekinci Aydın, Nurettin Ergüven Isparta, Nurullah Berk Amasya, Erciş - Turut aim Saip Tuna Maraş, Şeref Akdik İçel’den olmak üzere toplam 87 resimle 29 Ekim 1939’da Ankara’da açılacak büyük resim sergisinde sergilenmeleri- dönerler. Yapılan resim sayısı yurt gezilerinin resim üretimine ne denli hız ne karar verilir 9. Aynı yıl Başbakan Dr. Refik Saydam’ın açılış konuşmasıyla kazandırdığını kanıtlar. III. Yurt Gezisi Sergisi 29 Ekim 1940 tarihinde, II. ve Maarif Vekili Hasan Ali Yücel’in katılımıyla, Birinci Devlet Resim Sergisi ile Devlet Resim ve Heykel Sergisi ile birarada Ankara Sergievi’nde açılır. aynı gün ve aynı mekânda fakat farklı bölümlerde açılmış olur. Bir ay sonra, Sergievi salonunda, İstanbul Mebusu Salah Cimcoz, Gire-

Peyzaj - Malik Aksel

B+ SONBAHAR 17 sun Mebusu Nafi Kansu, Çoruh Mebusu Ali Rıza Eren, Maarif Vekâleti Talim ve Terbiye Azası Enver Ziya Karal, Güzel Sanatlar Umum Müdürü S. Kemal Yetkin, Matbuat Umum Müdürlüğü Turizm Müdürü Vedat Ne- dim Tör, Ressam Turgut Zaim ve Cevat Dereli’den oluşan jüri toplanır ve gizli oyla seçim yapar. Sonuçta Halil Dikmen birinci, Arif Kaptan ikinci, Edip H. Köseoğlu üçüncü seçilir 11. Bu sergi sırasında Parti Genel Sek- reterliği 3 sene içinde geziye katılan sanatçıların kendi yaptıkları krokileri ve özgeçmişleri ve resimleri ile düzenlenecek olan bir katalogun hazırlan- dığını duyurur.

1941 yılında IV.Yurt Resimleri gezisi kapsamında görevlendirilen; Ah- met Hakkı Anlı Kütahya’dan, Ali R.Beyazıt Elazığ’dan, Refia Erden Ordu’dan, Fahri Arkunlar Çoruh’tan, Kemal Zeren Van’dan, M. Se- lim Turan Muğla’dan 12, Nusret Karaca Urfa’dan (13), Sadık Göktuna Tokat’tan, Sami Lim Kars’tan, Salih Urallı Manisa’dan yaptıkları 102 resimle dönerler. Fakat bu yıl Yurt Sergileri, Cumhuriyet bayramı kut- lamaları programından çıkartılır. 31 Ekim 1941’de açılan Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nin yanında Yurdu Gezen Türk Ressamları Sergisi yoktur ve bu tarihten başlayarak da hiç olmayacaktır. Nedeni, iki sergi arasında var olduğu sayılan rekabet olarak gösterilse de, Cumhuriyet’in kutlama yıldönümlerinden Anadolu kent gezilerinin yansımaları çıkartıl- mış ve kutlama etkinlikleri zayıflatılmış olur.

IV. Yurt Gezileri Sergisi, Halkevleri’nin kuruluşunun onuncu yıldönümü kut- lamaları kapsamına taşınarak ve eklemlenerek 22 Şubat 1942 tarihinde açılır 14. Yurt Sergileri’nin en görkemli gösterimi bu kapsam içinde ger- çekleşir; yalnızca 1941 çalışmaları değil, dört yıl boyunca yapılan resimler toplu halde sergilenir. Ankara Halkevi salonları, etkinliğe katılmış olan 40 ressamı 393 resmi ile tanıtır. Düzenlenen büyük etkinlik, basının dikkati-

eref Kamil Akdik

Erzurum’dan Kümbetler - Hamit Görele

18 B+ SONBAHAR nin tekrar Yurt Sergileri üzerinde yoğunlaşmasına neden olur. Etkinliğin ve ressamların övgü dolu eleştirilerle tanıtımlarının yapılmasının yanında, yazarların eleştirilerinde -gerçekçi ve doğru yaklaşımlarla- yergiler de bu- lunmaktadır.

Bu sergilere gösterilen büyük ilginin, halkın resimlerde kendilerini ve anılarını bulmalarından kaynaklandığı söylenir. Ressamların atölyenin sıcak ve rahat ortamında, natürmort ve görünüm resimleri yerine; Kara- bük işçileriyle birlikte ateş karşısında resim yapmaları, kent ve kasaba- larda gezmelerinin anlamlı olduğu savlanır. Sanatçıların çalışma gücü ve isteği içinde oldukları ve meslekleri ile ilgili olan işlere koştukları belirtilir. Resim ve özellikle karikatürlerde izlenen yabancı etkilerin terk edilmesinin bu yolla gerçekleşeceği görüşüne, “halk resmi yaratmak”, “benliğimize dönmek” gibi savlar hedef gösterilecek ve bu yolla evren- selleşme yerine yerelleşme görüşleri filizlenmeye başlayacaktır 15. Bu övgülerin yanında, ressamların çalışma sürelerinin yetersizliği nedeniy- le yaptıkları resimlerin de yetersiz oldukları eleştirilmeye başlanır. Kısa çalışma süreleri içinde yapılan resimlerde, etüt nitelikleri taşıyanlarla, gerçek resimlerin birbirlerine karışmaya başladığı vurgulanır. Ressam- ların iyi resim yerine, çok resim yapmayı yeğlemelerinin yanlış olduğu belirtilir

“Eğer maksat yalnız mahalli kıyafetleri, abideleri bir müzeci gözüy- le tespit etmek olsaydı bu iş için ressam değil, fotoğrafçı göndermek daha doğru olurdu 16.”

Ahmet Muhip Dranas Güzel Sanatlar Dergisi’ndeki uzun yazısında sa- natçıları, katıldıkları yılları ve şehirleri belirler ve tek tek olumlu ve olum- suz yönleriyle eleştirir

Yeni Gelin - Nusret Karaca anlıurfa “Sanatına bir yenilik katıp katmadığı kendisince bilinecektir; boyayı palette karıştırıp ezmeye bile üşeniyor, tabiatı ihmal ediyor; az hislidir; güneş ışıkla- rına fazla yer verilmiş; yeni buluşlar göstermez; birbirinin kopyası denecek Ressamlar bu telaş dolu çalışmaya iş bulma sevinci içinde katlanırlar. Kendi kadar birbirlerine benzerler; daha fazla alın teri ve hislilik isterdi; baştan sav- deyişleriyle “Bu geziler ressamlarımızın senenin yalnız birkaç ayını olsun ma yapılmış mecmua resimlerini düşündürmektedirler; boyalarla tutulmuş tam bir ressam gibi yaşamalarına imkân verecektir 17.” Buna karşın, o gü- notlar gibidir; minyatür dünyasından bir türlü ayrılmazlar; son zamanlarda nün zor koşullarında buldukları işi kaybetmeme heyecanı içinde ödünler resimlerine perspektifi ve derinliği koydu; fakat o yassılık bir türlü gitmiyor; veren sanatçılar, acı eleştirilerle, gerçeklerle yüz yüze getirilirler. Bu cesur en güzel peyzajının bir tanesinin ortasına koyduğu mavi leke; tabloya kaza- eleştiriler, yol gösterici ve toplumu aydınlatan açıklamalarıyla, günümüzün ra mavi mürekkep dökülmüş hissini veriyor; kırık dökük gibi duran desen bu salt övgülere yer veren eleştirilerine yol gösterecek bir doğruluk belgesi eserlere düşünülmüş ihmalin zarifliğini verir; ne dereceye kadar kendisini olarak dikkatle incelenmelidir. Bu sert ve doğru eleştiriler V. Yurt Resim- gayeye ulaştırdığını Allah bilir; hassasiyeti tek cepheli midir diye bir tered- leri Sergisi’nin gündemini hazırlar. Beşinci sergi sanatsal bir güvenceye düdün mevsimi henüz gelmemiştir; iptidai bir atmosfer denemesidir; özenti alınacak ve bu sergiye daha önce ödül alan sanatçıların katılmaları tasarla- hissi vermesine rağmen; ince çizgiler onları biraz tezyini kılar; maksatsız bir nacaktır. Bu aşamada sanatçıların çalışmaları da yeni bir sisteme bağlanır. karanlık içindedir; bu eserler ona şahsiyet verecek kudrete erişememiştir.” Geziye katılan ressamlar, en az on etüt ve boyu iki metreden fazla ve bir buçuk metreden az olmayacak kompozisyonlar üretmek zorundadırlar. Gezilere katılan ressamların etütlerini geliştirmeleri için yapacakları atölye çalışmaları için Ankara, İstanbul ve İzmir halkevleri atölyeleri hazırlanır.

Serginin açılışı sırasında yayınlanacak katalog için, sanatçılar kendi çizgileri olan desenlerini ve özgeçmişlerini yapıtları ile birlikte bırakacaklardır. Refik Epikman, Malik Aksel, Cevat Dereli, Eşref Üren, Turgut Zaim, Ali Çelebi ve Cemal Tollu’nun desenleri, bu haberle birlikte Ülkü dergisinde de yayınla- Yurt ezileri nır. Refik Epikman bu bilgileri belirttiği yazısına şu ilginç açıklama ile devam kapsamında eder resim üretilmiş “Konuyu seçmekte ressam serbesttir. Ancak hangi cereyana mensup olur- sa olsun, sanatçının vereceği eserler, çalıştığı çevrenin özelliklerini belirten ve halkla yerli ve öz motiflerimizle zenginleştirilecektir (18).” buluşturulmuştu Bu açıklama ressamların çok da özgür olmadıklarını belgeler. Memleket resimleri düşüncesi ile belirlenen istek; yerellik, geleneksel kaynakların yi- nelenmesi ve partinin yurt içinde gerçekleştirdiği gelişme programlarının vurgulanması ereğini taşır. Bu kez, sık sık yetersizliği vurgulanan çalışma süresi de uzatılacaktır. Ressamlar 1942 yılında gittikleri gezilerde üç ay ça- lışma şansını yakalayacaktır 19.

B+ SONBAHAR 19 essamlar Türkiye çapında varlıklarını ilk kez Yurt Serileriyle duyurdular

İbrahim allı Sami Yetik eyhaman Duran evket Dağ ikmet Onat Kuşağı esim eyhaman Duran

1942 Yurt Resimleri gezisine 12 ressam gönderilmesi ve serginin Mayıs yarışacaktır. Mimarlık Sergisi adlı bu etkinlik, 15 Eylül 1945 tarihinde, An- 1943’de açılması düşünülür 20. Sonuçta bu geziye 14 ressam katılır ve kara Sergievi salonlarında yapılan törenle sergilenmeye açılır 166 resimle dönerler. Abit Elder Muş; Ali Avni Çelebi, Avni Arbaş, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Cemal Tollu, Cevat Dereli, Hamit Görel, İbrahim Çallı “Mimarlarımızın yurdun tarihini ve milli özelliklerini, sanat değerlerini açıkça İstanbul’dan, İlhami Demirci, Malik Aksel Denizli; Refik Epikman, Şefik belirten bu sergisi takdirle karşılanmış” açıklamasını birinci seçilen çalış- Bursalı Kocaeli; Turgut Zaim Kırşehir’den yaptığı resimlerle 1943 sergisi- mayı tanıtan şu satırlar izler “ Sergide Anadolu Türk Mimarlığının en eski ne katılırlar 21. Sanatçı sayısı ile birlikte resim sayısı da artar. 6 yıl içinde 63 eserlerinin önemli bir kısmını bağrında saklayan Erzurum şehrinin anıtları ile 63 ressam gönderilmesi tasarlanan etkinlik bu ereğe, 1943 Eylül ayın- gösterilmektedir. 37 parça eserde Erzurum şehri, büyük tarihi anıtları ve da açılan sergide ulaşır 22. Aynı yıl, VI. Yurt Resimleri gezisine gönderi- eserleri gösterilir 24.” len Arif Kaptan Çanakkale, Cemal Bingöl, Halil Dikmen Erzurum, Hulusi Mercan, Mahmut Cda Bitlis, Melehat Ekinci Bilecik, Nurullah Berk Te- Yurt Sergileri’nin amacı olan kent tanıtımları yeni bir boyut kazanırken re- kirdağ, Saim Özeren Hakkari, Saip Tuna Kırklareli, Şeref Akdik Erzincan sim çalışmaları ne olmuştur? Yeni sorular ve bakış açıları burada günde- resimleri ile dönerler. me gelir. Sabancı Koleksiyonu resimleri arasında tarafımızdan belgelenen 1945 tarihli Konya resmi, bu yıl içinde yurt gezilerinin yapıldığını kanıtla- 1944 yılında bir katalog ile sanatçılar ve resimleri, Cumhuriyet Halk Partisi makta ve Ferruh Başağa’nın bu gezilere katıldığını göstermektedir. Ancak Resim Sergisi adı altında toplu bir sergide bir araya getirilir. Bu 6 yıllık ça- ne yazık ki o yılların basınında bu konuya ayrılan yazılara rastlanmaz. Bü- lışmaların genel değerlendirmesi olarak önem kazanır. Eylül ayında 675 yük umutlarla başlanan ve yedi yıl gibi uzun bir zaman dilimi içinde birçok resim Ankara Sergievi salonlarında sergilenir. Sergiden seçilen resimle- resmin üretimine önayak olan bu etkinlik sessizce biraz da ihmal edilerek rin, Ekim ayında, Manisa ve Konya halkevlerinde sergilenmeleri, Ankara son bulur. Bu arada etkinlik, parti adına eleştiriler alır ve bu eleştirilerde ve İstanbul dışında açılan büyük sergilere örnek olması nedeniyle, çok ressamlara baskıcı tutumda bulunulduğu söylenir. önemlidir 23. 1945 yılında çok partili sisteme geçiş hazırlıkları politik yarışı gündeme getirmesi nedeniyle bu etkinlik ilgi alanından çıkar, illerin resim- “Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan totaliter ve tek partili devletlerde lenerek belgelenmeleri yeni bir alanda ele alınır. olduğu gibi, bizde de devlet, sanat ve fikir hayatına müdahale ederek, her çeşit kültür çalışmasını kendi sabit ve dar görüşlü prensipleriyle hemahenk 1 Ekim 1945 tarihli Ülkü Dergisi bu yeni uygulamanın sonucunu duyurur. olarak yürütmek istemiştir. Halk Partisi, Anadolu’ya gönderdiği ressamlara Bu uygulamayla, mimarlar kentlerin tarihi dokusunu inceleyen projeleriyle verdiği direktiflerle memleketi gerçekler ile değil, iyi taraflar ile görmelerini

20 B+ SONBAHAR emrettiğinden bu ısmarlama resimlerle resim sanatı fonksiyonunu ifa et- Kaynakça mekten uzak bırakılmıştır. Parti himayesine girmeyen müstakil ressamların 1 Kıymet Giray, “Yurdu Gezen Türk Ressamları-2” 1939-1944 Yurt Sergileri, çalışma imkanları her bakımdan tahdit edilip sergi açmaları güçleştirildiği, Türkiye’de Sanat, Mayıs-Ağustos, Sayı19, s.38-46; Kıymet Giray, “Yurdu Gezen Türk anlayışsız tenkitçilere bu ileri eserleri kötüleyici yazılar yazdırdığı için halk Ressamları-1” 1939-1944 Yurt Sergileri, Türkiye’de Sanat MartNisan 1995, Sayı18, hizmetinde realist bir resim çığırının açılması gecikmiştir 25.” s.34-38. 2 Kıymet Giray, “Yurdu Gezen Türk Ressamları-2” 1939-1944 Yurt Ser- gileri, Türkiye’de Sanat, Mayıs-Ağustos, Sayı19, s.38-46; Kıymet Giray, “Yurdu Ge- zen Türk Ressamları-1” 1939-1944 Yurt Sergileri, Türkiye’de Sanat MartNisan 1995, Bir partinin belli komutlarla ressamlara görev vermesi elbette ki de- Sayı18, s.34-38. 3 Anonim, “CHP’nin Güzel Kararı Ulus” 19 Ağustos l938; harf mokratik değildir; ancak bu etkinliklerin ressamların varlıklarını kabul hataları yazının özgünlüğüne dokunulmamak için aynen bırakılmıştır., 4 Anonim, ettirme şanslarının çok zayıf olduğu yıllarda yakaladıkları büyük bir şans “CHP’nin Güzel Kararı”, Ulus, 19 Ağustos 1938. 5 Anonim, “Ressamların CHP’sine olduğu yadsınamaz. Sanatçı olarak ressamlar Türkiye çapında varlıkla- Teşekkürleri”, Ulus 1410, İkinci teşrin Kasım, 1938. 6 Anonim, Ankara Halkevin- deki Resim Sergisi, Ülkü, Cilt13, Sayı75, 1939, s.277. 7 Anonim, “CHP 43 Parça rını ilk kez bu etkinlikler çerçevesinde yaygınlaştırır. İl il gezen sanatçılar Tablo Satın Alacak”, Ulus, 25 Mart 1939. 8 Refik Epikman, Yurdu Gezen Türk Res- devlet adına gönderilmiş olmanın ayrıcalığı ile gittikleri illerde dikkati samları, Güzel Sanatlar I. İlkteşrin Ekim. 1939, s.137. 9 Refik Epikman, Cumhuriyet çekerler ve kabul görürler. Bu arada kendi ülkelerinin gerçekleri ile yüz Halk Partisi’nin Türk Ressamları Arasında Tertip Ettiği Yurt Gezisi, Ülkü, Eylül, l939, yüze gelirler. Bu etkinlik ressamlara, ressamca yaşama şansı verdiği Cilt. XIV. Sayı79, s.73-79, 2. Yurt Sergisi, Ankara Sergievi Salonları’nda. 10 Refik Epikman, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Tertip Ettiği II. Yurt Gezisi. Güzel Sanatlar. 11 için önemlidir. Folklor araştırmaları, yurt türküleri, yurt hikâyeleri ve gezi Anonim, “CHP Genel Sekreterliğinin Güzel Sanatlara Yaptığı Büyük Hizmet”, Ulus, notları gibi yurt resimleri de ülkenin kentleri içinde sanat etkinliklerinin 28 Kasım l940. 12 Kıymet Giray, “Türk Resim ve Heykel Sanatının Elçisi Selim yoğun bir şekilde yaşanmasını sağlar. 1944 yılı etkinlikleri kapsamı için- Turan” T.İş Bankası Kültür ve Sanat, Sayı20 Aralık 1993, s.28-35. 13 Kıymet Gi- de; Sinekli Bakkal romanının birinci ve Yaban romanının ikinci seçilme- ray, Kaybolan Resimler Unutulan Görünümler ve İsimlerle Şanlıurfa, Kültür ve Sanat, Sayı14, Haziran 1992, s.63-65. 14 Anonim, CHP Resim Sergisi, Ülkü, Cilt2. Sayı12. si de bu çalışmaların sonucudur. Hakkâri’den Edirne’ye uzanan toprak- l Nisan 1942, s.9; Eşref Üren, Bir Sanat Hesaplaşması, Ülkü, Sayı35, 1942, s.24. 15 lar üzerinde ressamlar, araştırmacılar ve yazarlar, halkla iç içe, köy köy M.A, Memleket Resimleri, Ülkü. 1 Nisan 1942, sayı 13, s.12-13. 16 Nusret Suman, Re- kendi ülkelerini rahatça gezip dolaşarak çalışmışlardır. Bu güzel işbirliği sim Sergisi Dolayısıyla, Ülkü, Cilt 2, 1 Nisan 1942, Sayı13, s.14. 17 Nusret Suman, Re- ve uyum, sanatı etkin kılar. sim Sergisi Dolayısıyla, Ülkü, 1942, Sayı35, s. 14. 18 Refik Epikman, C.H.Partisi’nin Yurt İçi Ressamlar Gezisi, Ülkü, Cilt3, Sayı35, 1943, s.10. 19 Malik Aksel. 20 Yıllık Sanat Hareketleri, Ülkü, Sayı51, 1943, s.25. 20 Eşref Üren,1942, s.24. 21 Cumhu- Günümüzde ise bu konuda bir başka gerçekle yüz yüze gelmekteyiz. riyet Halk Partisi Resim Sergisi Kataloğu, 1944. 22 Arif Kaptan, “Yirmi Yılda Resim”, Bu resimler nerededir? Yapıldıkları kentlerin doğal ve tarihi dokuları Ulus, 30 Ekim l943. 23 Anonim, C.H.Partisi’nin Manisa ve Konya Halkevlerinde aç- gibi bu resimler de kaybolmuş ya da dağılmıştır. Halkevlerinin kapa- tığı Seyyar Yurt Sergisi. Ülkü, Sayı97, Cilt9, s.20. 24 Anonim, Ülkü, Sayı97, Cilt9, s.20. 25 S.Hakkı Esatoğlu, C.H.P ve Kültür Hayatı, Fikir ve Sanat, Sayı4, Hazi- tılması ile kayıtları kaybolan koleksiyon ne olmuştur? Bu makale, konu ran1950, s.1, Burada sözü edilen müstakiller, yurt gezilerine katılmak istemeyen res- hakkında yeni tartışmalar açılmasına ve somut sonuçlara ulaşılmasına samlardır. Grup olarak bilinen Müstakiller değildir. Onlar sergi kapsamında yer almışlar hizmet etmelidir. B+ ve bu etkinlik için övgü dolu yazılar bile yazmışlardır.

İlk eçen treni seyreden köylüler - Bedri ahmi Eyüboğlu

B+ SONBAHAR 21 Spor

ra ka devrimi

Yazı MUSTAFA TAHA Söyleşiler B Fotoğraf CENGİZ KAHRAMAN, GENÇLİK VE SPOR BAKANLII ARŞİVİ

Bir yanda kocaları tarafından dövülen, öldürülen kadınlarımız, diğer yan- dan olimpiyatlara damga vuran kadınlarımız. Spordaki kadın devriminden çıkarmamız gereken dersler var.

ürkiye gibi kadınların devamlı şiddet gördüğü, hakkını Kadın sporcularımızın Olimpiyat yolculuğu Berlin 1936’ya kadar da- talep ettiği için dayak yediği, haklarını büyük ölçüde yanıyor. Tarihin en siyasi Yaz Oyunları’nda, eskrimde mücadele eden elde edemediği bir ülkede, önce Olimpiyat’ta erkek Suat Aşani ve Halet Çambel ilk kadın sporcularımızdı. İlk madalya ka- sporcudan daha fazla sayıda kadın sporcuyla temsil zanan kadın sporcumuzu görmek için Barcelona 1992’yi beklemek edildik. Sadece temsil edilmedik, judodan atletizme, gerekiyordu. Judoda 48 kiloda mücadele eden Hülya Şenyurt bronz basketboldan voleybola kadın sporcularımız ve ta- madalyayı boynuna takarak spor tarihimize geçiyordu. Podyumun en kımlarımızT göğsümüzü kabartan başarılar elde ettiler. Biz onlara gere- üst basamağına çıkan ilk kadın sporcumuz ise Atina 2004’te halterde ken desteği, gereken ilgiyi zamanında göstermesek de 48 kiloda şampiyon olan Nurcan Taylan’dı.

22 B+ SONBAHAR Her geçen Olimpiyat oyunlarında kadın sporcularımız, performanslarının üstüne eklemeye devam ediyor, Pekin’de elde ettiğimiz sekiz madalya- dan dördü onlardan geliyordu. Kadın sporcularımızın başarıları Londra 2012’de de devam etti. Önce katılımcı sayısı olarak, ardından da sportif başarı açısından...

Olimpiyat’ın belkemiği atletizm, Türkiye’nin çok sayıda podyum gördüğü bir spor dalı değildi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ulusları tekrar birara- ya getiren 1948 Londra Yaz Oyunları’nda Ruhi Sarıalp’ın üç adım atlama- Olimpiyatlarda da kazandığı bronz, masal gibi anlatılmıştı. kazandığımız

Münih’te düzenlenen 2003 Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda Süreyya madalyanın Ayhan’ın elde ettiği şampiyonluğun ardından bir rüzgâr yakalanacağına ü kadın inansak da atlamak istediğimiz eşiğin kıyısından dönüyor gibiydik. sporcularımıza ait Pistteki fırtına 2008 Pekin Yaz Oyunları’nda Elvan Abeylegesse’nin “on bin”de kazan- dığı gümüşü, bir hafta sonra “beş bin”de yine ikincilikle süslemesi; 2010 Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda elde edilen başarılar umut vericiydi. Elvan “on bin” metrede altın madalya alırken, “beş bin” metrede iki Türk atlet duble yapıyordu. 100 metre engellide Nevin Yanıt’ın elde ettiği Av- rupa şampiyonluğu ise bu başarıyı taçlandırıyordu.

Peki bu sefer başarıların devamı gelecek miydi? Bu sorunun cevabı için 2012’yi beklememiz gerekiyordu. Önce mart ayında İstanbul’daki Dün- Olimpiyat’ta ise hiçbirimizin beklemediğini gerçekleştirdi bu üç kadın. ya Salon Atletizm Şampiyonası’nda Aslı Çakır Alptekin 1500 metrede Nevin finalde koşarken, yarışı dördüncü sırada bitiren Birleşik Amerika- mükemmel bir performans gösterip bronz madalyayı boynuna takıyordu, lı Lolo Jones ile aynı dereceyi yaparak beşinci oldu. Aslı Çakır Alptekin ki şampiyona için yapılan salona kadar ülkemiz sınırları içerisinde dünya ile Gamze Bulut ise altın ve gümüş dublesi yaparken sadece biz değil, standartlarında bir atletizm salonu bulunmuyordu, yani atletlerimiz rakip- dünyanın geri kalanı da şaşırıyordu. Şaşırmamak imkânsızdı gerçekten leriyle ya aynı koşullarda hazırlanamıyordu ya da hazırlanmak için yurt dı- de. Bireysel sporlar ve sporcular yerine takım sporlarına sponsor olmaya şına gitmek zorunda kalıyordu. daha önem veren şirketlerin olduğu, atletlerimizin uluslararası organizas- yonlara katılma şansını çok fazla bulamadığı ülkemizden aynı yarışta hem Haziran ayıyla birlikte atletizme dair beklentilerimiz artıyordu. Helsinki’de Olimpiyat şampiyonu hem de Olimpiyat ikincisi çıkarmanın mucizesine düzenlenen Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda Nevin Yanıt üst üste ikinci imza atmıştık. kez Avrupa şampiyonu oluyor; kadınlar 1500 metrede ise iki Türk atlet birden ilk iki sırada yer alıyordu. Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut’a se- Peki, aynı yıl içerisinde hem Dünya, hem Avrupa şampiyonalarında hem vinirken, onların bunu 40 gün sonra Londra’da bir kere daha tekrarlaya- de Olimpiyat’ta podyuma çıkmış bir sporcunun ne yapmasını beklersiniz? bileceklerini hayal bile edemiyorduk. Bu başarıların ardından yeni sponsorlarla anlaşmalar imzalamasını, El- mas Ligi gibi uluslararası organizasyonlarda koşmasını, daha iyi koşullar- da antrenman yapmasını değil mi? Halbuki Aslı bambaşka bir karedeydi; yeni öğretim yılı açılırken öğrencileriyle birlikte beden eğitimi öğretmeni olduğu okulun bahçesinde poz vermişti. Halbuki elde edilen bu başarı, bir futbol kulübü tarafından kazanılsaydı el üstünde tutulur, günlerce kendi- lerini yüceltirdik

Yıkıntılar arasından tarih yazmaya Jimnastikte yarışan Göksu Üçtaş, aslında bu ülkede birçok şeyin müm- kün olabileceğini anlatıyordu. Bu toprakların Olimpiyat’a ilk yolladığı spor- cu olan Aleko Mulos’tan tam 104 yıl sonra aynı branşta ikinci bir isim, Yaz Oyunları’nın yolunu tutuyordu.

Gaziantep’te komşularının kızının jimnastik kursuna gittiğini gören Üçtaş’ın annesi, kendi çocuğunu da salona götürüyor; Göksu’nun yeteneğini fark eden antrenör Yalçın Titiz’in ısrarı, Türkiye’nin bir asır sonra bir başka olim- pik branşta sporcu çıkarmasına sebep oluyordu. Bolu’da daha iyi bir eğitim merkezine gönderilen kızlarını, sonradan ailesi takip etmişti. Memur olan babasının tayini çıkmış ancak 1999’daki deprem felaketi on binleri olduğu gibi Üçtaşları da derinden etkilemişti. Aile uzun süre çadırda kalırken, Göksu antrenmanlarına sokaklarda, parklarda yıkıntılar arasında devam etmek zo- runda kalmıştı. Hiçbir şekilde vazgeçmeyen sporcu, ulusal şampiyonalarda- ki başarılarını, uluslararası alana taşıyordu. Akdeniz Oyunları’ndaki ikinciliği, başka dereceler kovalıyordu. Seçmelerde 23. olarak Olimpiyat vizesi alan jimnastikçi hazırlıklarını sürdürürken denge aletinden düşüyor, kırık bilekle yoluna devam ediyordu. Bileği Londra’da sadece bir branşta yarışmasına izin verse de o denge aletinin üstüne çıktığında tarihi yeniden yazmıştı. Avrupa ampiyonu Süreyya Ayhan

B+ SONBAHAR 23 Sabrın sonu selamet kadınlar voleybolunda en üst düzeyde. Bunu anlamak için 2007 yılına Son Yaz Oyunları’nın en fazla ilgi çeken konularından biri de voleybol ve gitmek gerekli. O Yıl Meksika’da düzenlenen Dünya Yıldız Kızlar Vo- basketbol kadın takımlarının Londra seferleriydi. Evet, belki de birçok- leybol Turnuvası’nda mücadele eden Türkiye, finale kadar yükselmeyi ları onları Olimpiyat sayesinde keşfetse de aslında on yıllık bir planlama başarmış; Çin’e 3-1 yenilerek dünya ikinciliğiyle yetinmişti. O jenerasyon meyvelerini vermişti. dünya şampiyonu olamasa da dört yıl sonra mutlu bir son bizi bekliyordu. 2011’de önce Avrupa şampiyonluğu elde edilirken, bu sefer ülkemizde 2003 Avrupa Şampiyonası’na evsahipliği yapan Türkiye, finale kadar düzenlenen Dünya Yıldız Kızlar Voleybol Turnuvası’nda mücadele edip, yükselmiş, finalde ise Polonya’ya 3-0 yenilmişti. O turnuva, aslında finalde de dört yıl önce olduğu gibi Çin ile karşılaştık ve sahadan 3-0’lık Londra’daki başarının tohumlarının atıldığı organizasyondu. O takımda galibiyetle, yani dünya şampiyonu olarak ayrıldık. görev yapanlardan Gülden Kayalar, Neslihan Darnel ve Esra Gümüş, Olimpiyat’ın yolunu tutmuştu. Kadın voleybolcularımızın başarısında üstyapı ve altyapının yanı sıra ku- lüplerin de etkisinden bahsetmemek olmaz. Son 20 yılda Türk takımları, 2003’e kadar, en son 1995’te bir Avrupa Şampiyonası’nda mücadele Avrupa kupalarında neredeyse her sene final ya da yarı final oynuyor. eden Türkiye, o tarihten sonra ise iki yılda bir düzenlenen bu organizas- yonda yer almaya başladı. Her ne kadar 2003 ile 2011 yılları arasında kalan üç turnuvada da yarı finale kalamasak da oyuncuların elde ettik- leri tecrübenin meyvelerini geçen yıl İtalya ve Sırbistan’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda aldık. O turnuvada, çeyrek finalde Rusya gibi dünyanın en güçlü ülkelerinden birini set vermeden yenmek, üçüncülük maçında da setlerde 2-1 yenikken, geriden gelip İtalya’yı 3-2 mağlup ederek Avrupa üçüncüsü olmak kadın voleybolumuzun geldiği noktayı Kadın voleybolundaki göstermesi açısından önemli örnekleri oluşturuyor. elişme sadece Geçen yıl eylül ayında Avrupa Şampiyonası’nda başlayan ivme, bu yaz Dünya Grand Pri’inde de devam etti. Farklı bir formatta dünyanın dört üstyapıda değil bir yanında oynanan bu organizasyonda, önce final grubuna kalan Türki- altyapıda da kendini ye, Olimpiyat finalini oynayan Birleşik Devletler ve Brezilya’nın ardından üçüncü sırada yer aldı. österiyor

Kadın voleybolundaki gelişme sadece üstyapıda değil altyapıda da kendi gösteriyor. Ağustos ayı içerisinde Genç Kız Voleybol Milli Takı- mı, Ankara’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda finalde Sırbistan’ı set vermeden yenerek şampiyon oldu. Yıldızlar seviyesinde de Türkiye,

24 B+ SONBAHAR Bununla birlikte kulüp ve müessese takımlarının ayırdıkları bütçelerin her geçen sene büyümesiyle dünyanın önde gelen, üst düzey voley- bolcularını da Türkiye’de izlemeye başladık. Bu voleybolcularla birlikte oynamak da çıtayı yükseltmiş oldu.

Bu arada erkek voleybol milli takımının katıldığı son üç Avrupa Şampiyonası’nda aldığı en iyi derecenin 11.’lik olması da kadın voleybol- cuların elde ettiği başarının önemini daha iyi anlamamızı sağlıyor.

Londra 2012’nin en başarılı performanslarından bir diğeri de kadın bas- ketbol milli takımımızdan geldi. Grubunda oynadığı maçlarda sadece üst üste beşinci kez Olimpiyatı alan Amerika Birleşik Devletleri’ne ye- nilen kadın basketbolcularımız, çeyrek finalde de Rusya’ya son topta kaybettiler. Bu, onların başarısını anlamlandırmak açısından önemliydi.

Olimpiyat gibi sporun en üst seviyesi olarak kabul edilen bir turnuva- da yenildiğiniz takımlar son Dünya, Olimpiyat ve Avrupa şampiyonu. Ki daha önce mücadele ettiğiniz en üst düzey turnuva ise Avrupa Şampi- yonası.

Milli takımlar düzeyinde kadın basketbolunun son beş yıldaki atılımı ol- dukça önemli. 2005 yılından beri üst üste katılarak elde edilen Avrupa Şampiyonası tecrübesi, 2011’de elde edilen kıta ikinciliğinin zeminini oluşturdu. Daha önce değil yarı final, çeyrek finalden ötesini görmeyen milli takım, finalde Rusya’ya yenilirken bile beklentilerimizi aşmış, çok büyük bir işe imza atmıştı. Londra 2012’de kadın basketbolcularımızın gösterdiği performansı görünce, iki yıl sonra Türkiye’de düzenlenecek olan Dünya Basketbol Şampiyonası’nda daha önemli işlere imza ataca- ğımızdan şüphe duymuyoruz. B

Londra Olimpiyatları metre birincisi Aslı akır Alptekin ve ikincisi Gamze Bulut

metre enelli koşuda Avrupa ampiyonu Olimpiyat beşincisi Nevin Yanıt Kırık bileğiyle Londrada imnastik dalında ülkemizi temsil eden Göksu çtaş

B+ SONBAHAR 25 Bir sta sra mş

Genç Milli Takım hakkında ne düşünüyorsunuz Onlar da Avrupa şampiyonu oldular Onlar zaten çok iyi bir grup, takımdan önce bir grup olmayı başardılar. Yıldızlar’da Avrupa ve Dünya şampiyonu oldular. Şimdi de Gençler’de Av- rupa şampiyonu oldular. Seneye bu jenerasyon Dünya Şampiyonası’nda oynayacak. Orada da bence madalya alacak bu takım; şampiyonluk da ge- lebilirÇok yetenekli, istekli ve çalışkan bir grup. Aralarından mutlaka 4-5 kişi elit sporcu olacak. Bizim aramıza gelecekler. Bir sonraki olimpiyatlarda onları da izlersiniz.

Voleybol ve basketbol kadın takımlarının erkek takımlarına öre özle örülebilir yükselişini neye bağlıyorsunuz Kadınlar daha duygusal, bir şeyi kafalarına koydukları zaman ve bir hedefe kilitlendikten sonra gerçekten çok iyi işler yapıyor. Biz olimpiyat öncesinde kimin ne sakatlığı var, ne ağrısı sızısı var, dinlemedik; hiçbir şey düşünme- dik. Sadece kafamıza koyduk, biz oraya gideceğiz, dedik. Aramızda ufak bir huzursuzluk bile çıksa herkes alttan alıyordu. Bence bu kadınların bir özelliği. Duygusallık bize itici bir güç oluyor. Bunun dezavantajları da olmu- yor mu? Saha içinde bazen inişlerimiz çıkışlarımız oluyor. Yüreğimizi ko- yup oynuyoruz. Bazen Türk insanı mantığıyla değil yüreğini ortaya koyarak başarılı oluyor. Federasyonumuz da yatırım yapıyor, Brezilyalı veya İtalyan yıldır Ulusta yaşayan Voleybol Kadınlar Milli Takım Kap- antrenörler getiriyorlar. Gençler bu hocalarla çok erken yaşta çalışma fırsatı tanı Esra Gümüşle Beşiktaş Belediyesinin yeni hizmete aç- yakaladıkları için başarılı oluyorlar. Biz Olimpiyatlara giderken açıkçası ön- tığı Kültür Cafede buluştuk Voleybol hayatını kadın spor- ceki performansımıza göre kendimize çok şans veriyorduk. Olimpiyat ele- cuların olimpiyatlardaki başarısını konuştuk melerini geçtikten sonra, tüm Türkiye’nin gözü üstümüzdeydi, herkes ma- dalya umuduyla gönderdi bizi Olimpiyatlara. İlk defa katılmıştık Oradaki Esra Gümüş nerede doğdu spora nasıl başladı ortamda ilk defa bulunuyor olmak bizim konsantrasyonumuzu çok etkiledi 1982 yılında Ankara’da doğdum. Son 12 senedir İstanbul’dayım, 8 senedir elbette ki. Bir kez daha gitsek çok daha başarılı olacağımızı düşünüyorum. de Ulus’ta oturuyorum. Voleybola Vakıfbank Spor Kulübü’nde 13 yaşında başladım. Çok sevdim voleybolu. Antrenörüm de yetenekli buldu ki ora- Son olarak da oturduğunuz mahalleyi soralım Ulusta daki elemelerden geçtim. Ondan sonra başlayış o başlayış Küçük takım, yaşamaktan mutlu musunuz yıldız takım, genç takım derken bir baktım ki A takıma çıkmışım. Aslında, ai- Ben İstanbul’da ilk Yeşilyurt’a geldim. Orada bir aile ortamımız vardı. lem Lise 1’i bitirdiğimde voleybolu bırakmamı istemişti. Bütün arkadaşlarım Eczacıbaşı’na transfer olduğumda ise Ulus’ta kulübün evi vardı. Yeşil- üniversite için kursa giderken ben hep antrenmanlara gidiyordum. Annem- yurt’taki mahalle havasını burada yine yakaladım. Evden çıkıyorsunuz es- ler de “Artık yeter, biraz voleybolu yavaşlat, okula ağırlık ver” dedi. Sonra naf sizi tanıyor, mahalle muhtarı sizi tanıyor. Bu çok hoşuma gitti. Ulaşım şans eseri, o yaz genç milli takıma çağrıldığımı öğrendim. Annem “Tamam olarak da her yere yakın. İstanbul’da olduğum sürece burada yaşarım diye artık, sporda önün açık, ne istiyorsan onu yap” dedi. düşünüyorum. Belediye başkanımız da bizi unutmadı. Evden çıkıyorum, muhtarlığın olduğu ışıklarda, tam karşıda yazı asılmış “Olimpiyatlar’da Esra Sporu bıraksaydınız üniversitede tercihiniz ne olacaktı Gümüş’e başarılar.” Hakikaten insan mutlu oluyor. Mühendisliğe yönelecektim büyük ihtimalle. Milli takıma seçilmem bir dönüm noktası oldu. 2000 yılında genç yaşım bittiğinde tam bir A takım oyuncusu olacaktım. Yeşilyurt Spor Kulübü’ne transfer oldum. Ve İstanbul maceram başladı. İlk defa İstanbul’a gelmiştim. Dört sene orada oynadım. 2003’te Avrupa Şampiyonası oynadık. Bu şampiyonada gerçekten çok iyi performans gösterdim, takım olarak da çok iyiydik, Avrupa ikincisi ol- duk. “Filenin Sultanları” orada çıktı. O yıldan sonra voleybola ilgi de artma- ya başladı. Bir sene sonra da Eczacıbaşı’na transfer oldum. Bu sezon 9. sezonum olacak ve 7 senedir de kaptanım.

Olimpiyatları ördükten sonra kariyeriniz hakkında şunu da yapmak istiyorum dediniz mi Beş sene önce yurt dışını düşünüyordum. Ama Türkiye’de o kadar fark- lı yatırımlar oldu ki, voleybolun NBA’i diye tabir edeceğim İtalya ligi şu an bizim ligden daha zayıf. Oyuncular bizim ülkemizi tercih ediyor. Genelde Türkiye ve Azerbaycan’da bir hareketlilik var, bir de Rusya’da

26 B+ SONBAHAR Bir eri Yasemi rasa

geçtiğimiz sene Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda aldığımız madalya, ardından Olimpiyatlar’a katılma hakkı kazanmamız ve daha sonra ilk kez katıldığımız Londra 2012 Olimpiyatları’nda grup maçlarında çok başarılı bir grafik çizip çeyrek finale kalmamız Türk kadın basketbolu adına yazılmış bir tarihtir. Rusya maçında maalesef 3 sayıyla yenilerek yarı finale kalma şan- sını yitirdik. Umuyorum ki bundan sonraki turnuvalarda burada edindiğimiz tecrübeleri kullanıp bayrağımızı daha yukarılara taşıyabiliriz.

Milli takımımızın bundan sonraki hedefi, öncelikle 2013 yılındaki Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda madalya almak. Ardından 2014 yılında ülke- mizde yapılacak olan Dünya Basketbol Şampiyonası’nda başarılı olmayı ve 2016’da Rio’da yapılacak olan Olimpiyatlar’da madalya şansını zorla- mayı hedefliyoruz.

Olimpiyatları ördükten sonra elecek hedeflerinizde bir değişiklik oldu mu Yeniden yurtdışında oynamayı planlıyor musunuz Şu anda Türkiye Basketbol Ligi Avrupa’nın en kaliteli liglerinden bir tanesi. Gerek basketbol seviyesi olarak gerek imkânlar olarak Türkiye çok cazip şartlara sahip. Benim de şu andaki kariyer planlarım içerisin- de yurt dışında oynamak yok. Çünkü bu tecrübeyi yıllar önce yaşadım Galatasaray Beşiktaş enerbahçe ve İtalya Lii ampiyonu ve elbette ki hem oyunculuğuma hem de karakterime çok fazla şey Phard Napolide forma iyen milli basketçimiz Yasemin o- kattığını düşünüyorum. Dediğim gibi; şimdilik Türkiye’den ayrılmayı dü- rasan da bizler için Olimpiyatları değerlendirdi Basketbol şünmüyorum fakat tabii ki zamanın ne getireceği belli olmaz. kadınlar milli takımının hedeflerini paylaştı

Sizi tanıyabilir miyiz Nerelisiniz Basketbola nasıl başladınız ani takımlarda oynadınız 1983 İstanbul doğumluyum, basketbola yaklaşık 15 sene önce Beşiktaş altyapısında başladım, uzun bir süre burada oynadıktan sonra İtalya Ligi Şampiyonu Phard Napoli takımına transfer oldum. Bir sezon orada oyna- dıktan sonra iki sezon Galatasaray’da oynadım, ardından tekrar iki senelik bir Beşiktaş serüveninden sonra bu sezon kariyerime Fenerbahçe takı- mında devam edeceğim

Bu yıl ilk defa takımlar düzeyinde Olimpiyatlarda temsil edildik lkemizde erkek takımlarına daha fazla yatırım yapılmasına karşılık kadın takımlarının uluslararası arenada daha başarılı olmasını neye bağlıyorsunuz Dediğiniz gibi ülkemizde erkek sporlarına gerek yazılı ve gerekse de görsel basında çok daha fazla yer ve destek veriliyor. Kadın basketbolunun son yıllarda yaşamış olduğu yükseliş medyanın da ilgisinin artmasına neden oldu ancak hâlâ olması gereken düzeyde olduğunu düşünmüyorum. Ge- rek bizim, gerek diğer kadın spor branşlarının olimpiyatlarda aldığı başarılar beni çok mutlu etti ve gururlandırdı. Gelecekte kadın sporculara yapılacak yatırımın ve verilecek olan desteğin artması ve erkeklere verilen desteğe biraz olsun yaklaşılması durumunda çok daha büyük başarılara imza atı- lacağını düşünüyorum. Umarım gerek basın gerek sponsorlar bu konuda daha çok destek olurlar ve ülkemizin bu tip organizasyonlara katılımı, ka- zandığı madalyalar üst düzeylere ulaşır.

Basketbol takımımızın elecekteki yeri hakkında neler dü- şünüyorsunuz ioda yapılacak Olimpiyatlarda takımımızın hedefi ne olmalıdır Basketbol takımımızın şu anda altın çağını yaşadığını düşünüyorum, gerek

B+ SONBAHAR 27 Beim Beşiktaşm

etim i eim i Söyleşi NESLİ YALÇIN Fotoğraf ALAATTİN TİMUR, AKUT ARŞİVİ

Nasuh Mahruki farklı alanlarda faaliyet gösterip başarıyı yakalamış nadir insanlardan biri. Mahrukilerin Etiler’deki aile yadigârı, huzur dolu evlerinde, bu başarılarından belki de en önemlisi olan AKUT’la ilgili keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

li Nasuh Mahruki’nin unvanları say- makla bitmiyor. Profesyonel dağcı, yazar, fotoğrafçı, motivasyon ko- nuşmacısı ve Türkiye’nin en başarılı sivil toplum kuruluşlarından biri olan AKUT’un yönetim kurulu başkanı ABaşta dağcılık olmak üzere doğa sporlarına olan ilgisini ve deneyimlerini, arama kurtarma çalışmalarına aktaran Mahruki, 16 yıl önce kurdukları AKUT ile binlerce insanın hayatına dokundu, hayata tutunmasını sağladı. AKUT aralıksız sürdürdüğü çalışmalarla ülke çapında “gö- nüllülük bilincini” uyandırmak için bir an boş durmuyor. İstanbul’un köklü ailelerinden, gerçek bir Beşiktaş kent- lisi olan Mahruki, AKUT ve AKUT’un birbiri ardına haya- ta geçirdiği projeler hakkındaki sorularımızı yanıtladı.

da kurulmasından bu yana AKUTun nasıl bir elişim österdiğini özetleyebilir misiniz AKUT’un derneği, vakfı, spor kulübü, iktisadi işletmesi, yayınevi, üniversite toplulukları, enstitüsü, çocuk aka- demisi, kent gönüllüleri gibi birçok kurumsal yapılan- ması ve projeleri var. Çalışmalarımızı gerçekleştirirken yeri geldikçe hangisi bizim için daha avantajlıysa onun üzerinden ilerliyoruz. 15. yılında AKUT Vakfı’nı kurduk. Vakıf bu çerçevede çok önemli bir yapılanma. AKUT’un arama kurtarmayla ilgili tüm faaliyetlerini dernek üzerin- den, tüm sosyal sorumluluk projelerini de vakıf üzerin- den yapmayı planlıyoruz.

28 B+ SONBAHAR Kamu yararına çalışan dernek statüsüne nasıl eçildi AKUT’un ilk gerçek deprem deneyimi 1998 Adana Ceyhan depreminde oldu. O gün biz Hatice Öğretmen ve 11 yaşındaki Sercen’i kurtardık. Bu olay sonrasında AKUT’un bilinilirliği hayli arttı. Bülent Ecevit hükümeti de, gösterdiği yararlılıklar sonucu Bakanlar Kurulu kararıyla AKUT’a “kamu ya- rarına çalışan dernek” statüsü verdi. Türkiye’de arama kurtarma alanında faaliyet gösteren ve bu statüyü alan tek dernek AKUT’tur. AKUT Kent Gönüllüleri ayata Devam Türkiye proeniz nasıl ortaya çıktı proesiyle yaşadığı Bu deprem, sel ve yangını kapsayan afet eğitimi projemizdi. Afetlerle ilgili öncesi ve sonrasında neler yapılmalı neler yapılmamalı, bunları detaylandı- kente artı değer ran bir eğitim sistemi uyguladık. Bunlarla birlikte çağdaş ülkelerin en önemli kazandırmak isteyen unsurlarından biri olan, “riski transfer etme bilinci”ni de Türkiye’de yaygın- laştırmaya çalıştık. kentlileri biraraya etiriyor Eğitim tırı ile Türkiyeyi dolaşıyorsunuz bu proenin kapsamı hakkında bili verir misiniz Bu proje illeri dolaştığımız bir projeydi. Üç boyutlu bir deprem simülatörüne sahibiz ve bunu tamamen biz oluşturduk. Son 100 yılın tüm deprem veri- lerini sisteme işledik ve yaşanılan depremleri birebir deneyimlenebilir hale getirdik. Bu simülatörün de bulunduğu eğitim tırıyla birlikte 81 ili dolaştık, gibi çocuklara yönelik çalışmalarımız vardı. Bu çalışmada, eğitimi bir hafta- ekipte bir tiyatro grubu da vardı, gittiğimiz yerlerde çok çeşitli unsurlardan lık daha kapsamlı bir sürece yaydık, çadır kamp, ateş yakmak gibi birtakım faydalanarak eğitimler, seminerler verdik. İlkini 2004’te yapmıştık, tüm ille- “outdoor” becerilerin yanı sıra güvenli yaşam kültürü, arama ve kurtarma bi- ri iki kere dolaşmış olduk. Şimdi farklı bir sponsorla ilçeleri dolaşmaktayız. linci, sosyal sorumluluk, gönüllülük benzeri, çocukların hem kişiliklerine hem Toplamda 8 yıl süreceğini tahmin ettiğimiz bir proje, şimdi 4. yılındayız. de fiziksel kabiliyetlerine yönelik eğitimlerin beraber yürütüldüğü bir kamp oldu. Beşiktaş Belediyesi ile birlikte bizim de isteyerek yaptığımız çok keyifli Bir de de başlattığınız Liselere Yönelik Afet bir çalışma çıktı ortaya. Başkanımız İsmail Bey de geldi, ilk iki kampa 190 Bilinçlendirme Eğitim Proesi var Onun hikyesi nedir öğrenci katıldı, şimdi 100 öğrencilik yeni bir grupla devam ediliyor. Biz çok yaygın seminerler veriyoruz, bir seminer ekibimiz var ve hemen her gün farklı yerlerde, hatta bazen 4-5 yerde seminerler vermekteler. Genellik- AKUTun en önemli proelerinden biri de Kent Gönüllüleri le ilköğretim öğrencilerine yönelik çalışmalar yapılırken, Zeynep Mutlu Eği- Proesi Bu proe nasıl şekillendi tim Vakfı’ndaki bir yabancı öğretmenle görüşmelerimiz sonucunda kendini Kent Gönüllüleri’nin hazırlıklarıyla 6 aydır uğraşıyoruz, sonbaharda uygu- geliştiren bir süreç gerçekleşti aslında. Ancak bunu liselere dönük bir afet lamaya geçeceğiz. AKUT, 99 depremiyle birlikte bir sivil toplum kuruluşu bilinçlendirme eğitimine yoğunlaştırma fikri, AKUT Spor Kulübü’nün spor- olarak çok ön plana çıktı. Gönüllülüğün ne kadar etkili bir araç olduğunu, cularından olan genç bir arkadaşımızın, eğitim gördüğü lisede de bir eğitim sivil toplum kuruluşlarının ne kadar kuvvetli olduğunu ve sonucu nasıl de- yapılmasını önermesiyle başladı. Lise düzeyindeki gençlerin afet konusun- ğiştirebileceğini herkes gördü. Sonuçta Türkiye’de ciddi bir sivil toplum da bilinçlenmiş olması gerçekten çok önemliydi. Gençlerin bu eğitimde kuruluşları gerçeği konuşuluyor. AKUT’un 99 depremindeki yararlılıkların- verilen bilgilerin önemini, daha doğrusu olası bir felakette nasıl hayati önem dan, ciddi disiplinle sonucu değiştiren çalışmalarından dolayıdır bu ilginin arz ettiğini kavramaları, bu sebeple gerçekten gönüllü bir ilgiyle katılmaları ve bilincin artması. Şu anda da geldiğimiz yerde insanlar bir şeyler yapmak çok önemliydi. Başarılı çalışmalar yapıldı, zaman içerisinde de kendimizi ve istiyorlar, gönüllü olarak birtakım STK’lara girmek istiyorlar. Bu isteğe rağ- projeyi oldukça geliştirdik. men yeterli zamanlarının olmadıklarını ya da yeteneklerinin elvermeyeceği- ni düşünüyorlar. Halbuki işin operasyon kısmında, mutfak kısmında çalışan Beşiktaş Belediyesi ile birlikte yürüttüğünüz Afetlere pek çok arkadaşımız var. İnsanlar meseleyi sahada çalışmakmış gibi algı- azırlık Yaz Kampı fikri nasıl elişti lıyor ve kendi kendilerini engelliyorlar. Bu sorunu aşmak, süreci organize Öncelikle söylemeliyim ki belediyelerden çok talep görüyoruz. AKUT’la ça- etmek gerekiyordu. AKUT Kent Gönüllüleri organizasyonuyla, mesela lışmak, çok çeşitli zeminlerde projeler geliştirmek istiyorlar. Bu projeyi de “Haftada 5 saatimi ayırabilirim” diyen bir gönüllünün hem o ayırdığı 5 saatin Beşiktaş Belediyesi’nden gelen ihtiyaca göre tasarladık. Onlar ne istedik- verimliliğini sağlıyor, hem de bunu hangi alanda hangi noktada yapabilece- lerini gerçekten çok iyi biliyorlardı. Zaten Çocuk Akademisi, Genç AKUT ği konusunda destekleyici oluyoruz.

AKUTun deprem tırı eçtiğimiz nisan ayında Beşiktaşa uğradı Beşiktaşlı çocuklar yaz tatillerini Beşiktaş Belediyesinin AKUTla erçekleştirdiği yaz kamplarında eçirdiler

B+ SONBAHAR 29 Van depremi arama kurtarma operasyonu sırasında

Eğitimlerden de kısaca bahsedebilir misiniz yapıyoruz, çünkü biz burada yaşıyoruz. Bu kent bizim, nasıl bu ülke bi- Projede çok çeşitli dersler var. Başlangıçta bir gün içerisinde birkaç saat zimse bu kent de bizim. Kente sahip çıkarsak aslında kendimize sahip süren, gönüllülük bilincini ve bu bilinçle yaşadığımız kente sahip çıkmayı çıkmış oluyoruz, kendi yaşam kalitemizi yükseltiyor ve geleceği garanti vurgulayan bir eğitim verilmesi planlandı. Gönüllüler daha sonrasında ilgi altına alıyoruz. Bu bir bilinç, hem insanlara bu bilinci aşılamak hem de on- ve yetenekleri doğrultusunda diğer eğitimlere devam edebilecekler. ların o atıl kalan enerjisini doğru projelere yönlendirip, hepimiz için daha kaliteli bir yaşam sağlamaya çalışıyoruz. Gönüllülük bilincinin kazanılması kazandırılması proenin temelini oluşturuyor diyebilir miyiz Proeleriniz ittikçe daha kapsamlı bir sosyal sorumluluk Artık öyle bir çağda yaşıyoruz ki hepimizin enerjisine ihtiyaç var ve ne bütünlüğüne ulaşıyor Bunun altında nasıl bir temel yatıyor yazık ki bizi yönetenler olan bitenin bizim kadar farkında değil. Ülkenin Türkiye, ekonomik büyüklük olarak dünyada 17. sırada. Ancak insani geliş- neresinde bir taşı kaldırsanız hangi işe baksanız, fırsat maliyetleri ve ka- mişlik endeksine bakıldığında 92. sıradayız. Korkunç bir fark var burada ve yıplar yatıyor. Bu da hepimizin hayatını, doğrudan birinci dereceden et- bu fark maalesef yönetimden, kaynakların adil dağıtılmamasından kaynak- kiliyor. Dolayısıyla bu meseleye hepimizin sahip çıkması gerekmektedir. lanıyor. Vatandaş aslında daha iyi şartlarda yaşama imkânı varken maale- Bu sahip çıkmada da en etkin araç sivil toplum kuruluşlarıdır. Burada sef dünya sıralamasında 92. sıra layığında bir hayat sürdürüyor. Bu fotoğ- Türkiye’yi kurtarmaktan bahsetmiyorum, birtakım eksikleri ve yanlışla- rafın değişmesi, bu farkın azalması lazım, kaybedilecek zamanımız da yok. rı kendi gönül çabalarımızla gidermekten bahsediyorum. Aslında bunu gösteriyoruz insanlara ve gönüllü olarak bir şeyler yapmalarına fırsat ta- Biz yola bir arama kurtarma derneği olarak çıktık ama sonrasında nıyoruz. AKUT Kent Gönüllüleri’nin sloganlarından bir tanesi “Kentim Türkiye’nin en etkili ve güçlü sivil toplum kuruluşlarından birine evrildik. İçin Kendim İçin” Aslında biz kent için, İstanbul için bir şeyler yapıyoruz. Şimdi de bir harekete doğru evriliyoruz. AKUT sonuçta Türkiye’ye hiz- İstanbul’da yaşayanların hayatlarındaki sıkıntılı konulara değmeye ve ra- met etmek isteyen, daha iyi bir Türkiye’de yaşamayı isteyip bunun ken- hatlatmaya çalışıyoruz ama bunu aynı zamanda kendi yaşamımız için de diliğinden olmayacağını bilen, bilinçli insanlarla birlikte projeler üretiyor.

ize sel arama kurtarma operasyonu sırasında Evereste tırmanış

30 B+ SONBAHAR Arama kurtarma çalışmalarının nasıl yürütüldüğünden Geçtiğimiz yıl uluslararası ölçekte bir başarıya imza bahsedebilir misiniz attınız neler yaşadığınızı paylaşabilir misiniz Arama kurtarma iki aşamalı bir süreç ve en önemli bileşkeni arama sü- Birleşmiş Milletler’e bağlı çalışan INSARAG International Search recidir. Çünkü önce kazazedeyi ivedilikle bulmamız lazım. Burada da Rescue Advisery Group Uluslararası Arama Kurtarma Danışma iletişim ve ulaşım ön plana çıkıyor. İhbarı almak, bölgeye ulaşmak, ka- Grubu tarafından akredite edilen tek kurtarma ekibiyiz. 6 ay kadar sü- zazedeyi bulmak sonra da gerekli kurtarma çalışmasını yapıp sağlık bi- ren çok ciddi bir hazırlığın yanı sıra 2 -3 sene kadar tüm AKUT üyelerini rimlerine teslim etmek gibi bir akışı var sürecin. Burada da kullandığımız ilgilendiren ön zihinsel hazırlık gerektirdi. Bunların sonucunda İzlanda, çeşitli araçlar var. Öncelikle bölgedeki yerel insanlardan bilgi alınıyor, Fransa, Litvanya, İngiltere, Amerika ve Avustralya’dan gelen 8 uzman sonra eğer depremse binanın şekline göre öncelikle kazazedenin ne- denetçi ve 5 gözlemcinin gözetiminde zorlu bir tatbikata girdik. Epey rede olduğunu belirlemek gerekiyor. Bunu da dediğim gibi aldığımız bil- zordu ama çok başarılı geçti. Eğitmenler özellikle teşekkür ederek ay- giyle, çağrıyla değerlendiriyoruz. Arama kurtarma çalışmalarında eğitimli rıldılar yanımızdan. Bu sertifikasyonla birlikte AKUT, dünyanın en yete- köpeklerle birlikte bir de ses yükseltici cihazlar ve arama kameraları de- nekli ve en iyi arama kurtarma ekipleri arasına kabul edilirken, meydana diğimiz yüksek teknoloji ürünü cihazlar kullanıyoruz. gelebilecek afetlerde, maksimum faydayla çalışabilecek kapasitede ol- duğunu gösterdi. B+ Kurtarma çalışmalarının önemli unsurlarından olan köpekler de merak edilen bir konu Nasıl eğitiliyorlar nasıl katılıyorlar İstanbul, Kocaeli ve Ankara’da eğitim birimlerimiz var, gönüllüler köpek- lerine burada uluslararası sertifikalı eğitimler aldırıyor ve olası bir afet du- rumunda birlikte arama kurtarma çalışmalarına geliyorlar.

Afet sonrası sendrom konusunda ne ibi çalışmalar yürütüyorsunuz 99 depreminden sonra ortaya çıkan bir şey “afet sonrası sendrom”. Türkiye’de pek bilinmiyordu ancak o korkunç afet sonrasında çok sa- yıda insanın hayatında aylar hatta yıllarca devam eden travmalar oldu. AKUT’un o dönemdeki gönüllülerinden 20-25 arkadaşımız da uzunca bir süre yalnız kalamadılar. Sonra tabii yavaş yavaş normale döndü ha- yat. AKUT bünyesinde psikolojik destek konusunda çalışmalar yapan gönüllülerimiz var. Eğitim odaklı da destek veriyorlar.

Mahrukinin evinin bir duvarını seyahatlerinde çektiği fotoğraflar süslüyor

Nasuh Mahruki eşi Mine Mahruki ile Etilerdeki aile yadirı evlerinin önünde

B+ SONBAHAR 31 Ya kamar

AKUT’la Afetlere ark Ya am

Yazı AYBÜKE SAKAOLU Fotoğraf BARIŞ GÖRGÜN Beşiktaş Belediyesi, bu yaz, yaz okullarına ek olarak, öğrencilere yönelik doğayla iç içe kamplar düzenledi. Kamplardan ilki AKUT işbirliği ile düzenlenen “Doğada Hayatı İdame ve Afetlere Hazırlık Kampı”ydı.

32 B+ SONBAHAR Çocuklar, afet eğitiminin yanında çeşitli sanat ve spor aktiviteleriyle renkli deneyimler yaşadılar

eşiktaş Belediyesi, AKUT’la işbirliği içerisinde kentli- hafta süreyle iki grup öğrenci eğitim gördü. Birinci grup 1-7 Temmuz, ikinci lere deprem seminerleri düzenliyor ve afetlere hazırlık grup ise 8-14 Temmuz 2012 tarihleri arasında eğitim aldı. programları uyguluyordu. Bunun yanı sıra AKUT ekibi tarafından “Hayata Devam Türkiye” deprem tırı doğal Yaz kampına katılan öğrenciler altışar ve sekizer gruplara ayrıldı ve her afetlerden korunma eğitimini Beşiktaş kentlilerine uy- grubun başına birer eğitmen verildi. Eğitmenlerin gözetiminde güvenli bir gulamalı olarak göstermişti. Bu kez de Beşiktaş Bele- ortamda yapılan yaz kampı ile öğrenciler, birçok detayı yerinde öğrenme Bdiyesi AKUT işbirliği ile Beşiktaş kentinde yaşayan ya da okuyan başa- fırsatı yakalamış oldu. Ekolojik Tatil Köyü’nde yüzlerce öğrenci hem bil- rılı öğrencilere yönelik Doğada Hayatı İdame ve Afetlere Hazırlık kampı gilerini pekiştirdi hem de eğitimlerin dışında oyunlar oynayarak güzel bir düzenledi. Böylelikle afet eğitimlerinin çocuklara eğlenebilecekleri bir yaz tatili geçirmiş oldu. ortamda yani kampta verilmesi planlandı. Bu plan çerçevesinde hareke- te geçen Beşiktaş Belediyesi, hem eğitim hem de eğlence için ideal bir Öğrencilere kaya tırmanışı, ip-düğüm eğitimi, kampçılık, pusula-yön bul- kamp yeri olan Antalya ilinin Kemer ilçesindeki “Naturland Ekolojik Tatil ma eğitimi, deprem semineri ve güvenli yaşam; dans, tiyatro, yaşayan Köyü”nü kamp yeri olarak seçti. değerler eğitimleri verildi. Bu eğitimlerin yanı sıra yüzme bilmeyen öğren- cilere havuzda yüzme öğretildi. Voleybol, basketbol havuz oyunları ise Beşiktaş kentinde farklı okullarda okuyan yüzlerce öğrenci kamp sayesin- kamp eğlencelerinin başında yer alıyordu. Akşamları kamp ateşi yakarak de biraraya geldi. Kampın sağladığı eğitimlerin dışında öğrenciler arasında kampı tüm güzelliğiyle yaşayan çocuklar, oynadıkları skeçlerle de sanatçı sosyal açıdan da bir birliktelik sağlanmış oldu. Naturland’daki kampta birer yönlerini keşfetme fırsatı buldular. B+

B+ SONBAHAR 33 34 B+ SONBAHAR Mustafa olakoğlu mer olakoğlu Şair Behçet Kemal Çağlar İlköğretim Okulu’nda okuyorum. 13 yaşında- 13 yaşındayım. Şair Behçet Kemal Çağlar İlköğretim Okulu’nda oku- yım. Beşiktaş altyapısında basketbol oynuyorum. Kampa gitmeyi ben yorum. İkiz kardeşimle aynı sınıftayız. Kampa beraber gitmek istedik, istedim. Okulda, beden öğretmenimiz bize, ortalamaları yüksek olanların anne ve babamızı ikna ettik. Kardeşimle kampa katıldığım için daha Beşiktaş Belediyesi tarafından tatil programına gönderileceğini söyledi. rahattık. Bir de sınıf arkadaşlarımızla aynı odada kaldığımız için birbi- Birinci dönemde kampa katıldım. Daha önce hiç kampa katılmamıştım. rimize yabancılık çekmedik. Ama ailemi çok özledim. Ben kampta tatil Kampı görünce çok mutlu oldum, kendi okulumdan gidenlerin dışında çok yapacağımızı sanıyordum. Bu kadar disiplinli olacağını tahmin etmi- arkadaş edindim. Ailemden uzakta geçireceğim kampta hiç korkmadım. yordum. Kamp yerimiz harikaydı, doğayla iç içeydik. Ağaç evlerimiz Hatta daha rahattı. 6 kişilik ağaç evlerde kaldık. Başımıza öğretmen ver- vardı. Kalabalık bir gruptuk. Onlarla birlikte havuza girme şansı yakala- diler, ağabeylerimiz ablalarımız vardı. Çeşitli eğitimler verdiler, dağcılık gibi. dık. Denize girmemize izin verilmedi çünkü öğrenciler açılabilirdi. Ha- Hatta hepimiz yapay dağlara tırmandık. İp düğüm eğitimlerimiz oldu. Dep- vuz çok eğlenceliydi. Kaydırak vardı bir kere ve tren yapıp kayıyorduk. rem semineri verdiler. Deprem öncesi, deprem anı ve sonrası için alabile- Hocalarımızla yarışıyorduk. Aslında kampta eğlence ve disiplin birara- ceğimiz önlemleri anlattılar ve sonrasında bu önlemleri uyguladık. Sağlık daydı. Yapay kaya tırmanışı, ip düğüm, pusulayla doğada yön bulma, seminerleri de düzenlediler. Küçük arkadaşlarımız vardı. Onlara diş ve el afetlere karşı korunma eğitimlerimiz oldu. İzcilerin işaret dillerini öğren- temizliği öğretildi. Yüzme bilmeyen arkadaşlarımız vardı aramızda, onlara dik. AKUT’taki eğitmenlerimiz de bize deprem öncesi, anı ve sonra- yüzme öğretildi. Spor aktivitelerimiz vardı. Basketbol, voleybol oynadık. sını anlattı. Deneyim kazandık. Kampta çadır gibi büyük bir sahnemiz Her günümüzü dolu dolu geçirdik. Sosyal bir ortamımız oluştu. Arkadaş- vardı. Orada dans ettik, ateş yaktık. Son gün zaten çok eğlenceliydi. larımız arasında da hiçbir zorluk çekmedik, uyum içindeydik. Öğretmenle- Yine kamp olsa yine giderim. Zaten ders notlarımı daha yüksek tutaca- rimiz bizim yaşımıza göre ağabeyler ablalar seçmiş. Çok da iyi yapmışlar. ğım bundan sonra. Yemekler çok güzeldi, açık büfemiz vardı. Son gün Eğitimlerin dışında havuza girip yüzdük, akşamları dans gösterilerimiz var- zaten Belediye Başkanımız İsmail Ünal geldi; “Ne istersiniz benden?” dı. Öğretmenimiz Emre ağabey AKUT’tandı; çok iyi vakit geçirdik onlarla dedi. Biz de topluca “Yemek olarak hamburger istiyoruz” dedik. Mut- beraber. En güzel günümüz kampın son günüydü. Buraya geldiğimde ar- fağa girdi ve bize hamburger yaptırttı. O kadar çok hamburger yaptırdı kadaşlarıma da anlattım kampı. Beşiktaş Belediyesi yaz kampından başka ki hepimiz üçer dörder tane yedik. Akşam öğretmenlerimiz bize skeç sportif faaliyetlere de önem versin, öğrenciler spora teşvik edilsin. Altyapı düzenletti. Hayatımda ilk defa skeçte oynadım, ağa rolündeydim. Daha faaliyetleri artsın. Zaten olimpiyatlarda da görüyoruz, diğer ülkelere göre sonra komik haber bülteni sunduk. Herkes çok eğlendi. daha zayıfız.

Elmas Günör Beşiktaş İlköğretim Okulu’ndan mezun oldum. Liseye hazırlanıyorum. Öğretmenlerim beni başarılı buldukları için adımı yazmışlar. Kampın 1. dönemine katıldım. Daha önce hiç kampa gitmemiştim. Kampı gö- rünce hayran kaldım. İlk başta yalnız olduğum için korkmuştum fakat otobüse bindiğimiz anda herkes birbiriyle kaynaştı ve arkadaşlarıma alıştım. 7 kız bir evde kaldık biz. Başımızda AKUT’tan öğretmenimiz de bulunuyordu. Her bir gruba zaten bir öğretmen verilmişti. Çok eğ- lenceliydi, öğretmenlerimizle oyunlar oynadık. Yüzme yarışı düzenle- dik. Eğlencenin dışında ip düğüm eğitimi aldık, kaya tırmanışı yaptık. AKUT’taki öğretmenlerimiz bize deprem öncesi, anı ve sonrası için yapabileceğimiz şeyleri seminer halinde anlattılar. İlk önce deprem semineri düzenlediler, sonra hepsini tek tek anlattılar; heyelan, yangın, sel her şeyi öğrendik. Artık öğrendiklerimizi de evde uyguluyoruz. Biz sabah eğitim alıp yüzmeye gittikten sonra, akşamları eğitmenlerimiz eşliğinde dans ettik. Kamptan geldikten sonra doğaya karşı daha du- yarlı oldum. Arkadaşlarımızla birbirimizden kopamadık. Buraya geldi- ğimizde de buluşma kararı aldık. Keşke ben de gitseydim, diyen arka- daşlarımız oldu.

B+ SONBAHAR 35 Beşiktaş iier aaa kt Yazı B Fotoğraf Burak Görgün Kemer’deki Naturland yaz kampından sonra Antalya’da, Akseki Süleymaniye’deki Hadım Yaylası’nda kurulan izci kampı da büyük ilgi gördü.

ntalya’nın Kemer ilçesinde bulunan Naturland ta- İzci kampına katılan öğrencilere doğada haritayla ve pusulayla yön til köyünde düzenlenen kampın ardından yine bulma, afet bilinçlendirme eğitimleri verildi. Kampta öğrenciler gece Antalya’da, Akseki Süleymaniye’de bulunan Hadım yürüyüşlerine çıkarak çevreyi keşfettiler, yön bulma becerilerini uygu- Yaylası’nda Beşiktaş Belediyesi, ilçede ikamet eden lamalı olarak geliştirdiler. Bunların yanı sıra perküsyon ve her sabah ve okuyan başarılı öğrencilere yönelik izci kampı dü- düzenli olarak aktif spor eğitimleri alan öğrenciler spor ve sanatla iç zenledi. 28 Ağustos’ta Beşiktaş Belediyesi önün- içe bir tatil geçirdiler. Her gece yakılan kamp ateşlerinin etrafında otu- Aden yola çıkan yaklaşık 200 öğrenci 2 Eylül’e kadar izci kampında farklı, rarak şarkılar söyleyen ve gitar çalan öğrenciler birlikte olmanın ve do- eğlenceli ve eğitici bir hafta geçirdi. İki kişilik çadırlarda kalan öğrenciler, ğal hayatta özgürce hareket edebilmenin keyfini sürdüler. başlarında bulunan eğitmenler ile birlikte izcilik ruhunu yaşadı. Uygulamalı eğitimlerin dışında Süleymaniye’yi gezme şansı yakalayan Süleymaniye’nin merkezine on dakikalık mesafede bulunan Hadım öğrenciler daha sonra Süleymaniye Müzesi’ni de ziyaret ederek müze Yaylası’nda, izci kampına katılan öğrencilerin herhangi bir sorunla karşı- içerisindeki eserleri tek tek incelediler. Müze ziyareti ve Süleymaniye laşmamaları için 724 ambulans hazır bulundu. Beşiktaş Belediyesi kamp gezisinin ardından Konya Seydişehir’de bulunan Tınaztepe Mağarası- yerine çadırlar, revir, yemekhane, seyyar tuvalet ve banyolar kurarak öğ- na da giden öğrenciler astım hastalığı için doğal bir tedavi ortamı olan rencilerin her türlü ihtiyaçlarını karşıladı. mağarayı da eğitmenleri eşliğinde gezdiler. B+

36 B+ SONBAHAR İzci kampında eğlence ve eğitim biraradaydı

B+ SONBAHAR 37 38 B+ SONBAHAR B+ SONBAHAR 39 aam Beşiktaş ahaar

NESLİ YALÇIN

Yazı NESLİ YALÇIN Fotoğraf ŞENOL KAŞIKÇI, MESUT TUFAN, LEVENT ÖZER

Beşiktaş Belediyesi’nin kısa sürede büyük ilgi gören park kafeleri, gündelik hayatın koşuşturmasından uzaklaşmak isteyenlerin uğrağı haline geldi.

ent içinde kenttir Beşiktaş. İş, yaşam ve ziyaret yoğun- fikrin peşine düştü. Kamusal alanda bu eski, yitik duyguyu hatırlamamıza luğu açısından özel bir dengeye sahiptir. Aranılan he- faydası dokunacak noktalar oluşturmak istedi ve Beşiktaş parklarındaki men her şey ayaklarınızın altındadır; deniz, alışveriş, kül- mekânları, tekrar tasarlayarak kendi eliyle ve işletmesiyle Beşiktaşlıların tür, eğitim ve daha pek çok şey... Tüm bunların yanında hizmetine sunmaya karar verdi. Bu doğrultuda, Başkan İsmail Ünal’ın da köklü bir yaşam alanıdır da. Bir zamanlar karşılaştıkların- katılımıyla haziran ayında Prof. Dr. Aykut Barka Deprem Parkı’ndaki “Kül- da selamlarını esirgemeyen, komşusunun sevincinden, tür Cafe”nin, temmuz ayında Etiler Mahallesi Sanatçılar Parkı’ndaki “Sa- Ksıkıntısından haberdar olan, yaşadığı yerin sınırı kendi dış kapısıyla sınırlı natçılar Cafe”nin ve Konaklar Mahallesi Sporcular Parkı’ndaki “Sporcular olmayan insanların olduğu, sokaklarında birliğin ve paylaşımın huzurunu Cafe”nin açılışı yapıldı. hissedebileceğiniz bir yaşam alanıydı Ne zaman kapılar onlarca nok- tasından kilitlenmeye, komşunun kapısı bir fincan şeker için tıklatılma- Bunaltıcı sıcaklardaki huzur ve serinliği, keyifli iftar buluşmalarında da do- maya, merdivenlerden selamsız sabahsız geçilmeye başlandı belli değil. yasıya yaşamak mümkün oldu.Yenilenmiş halleriyle Beşiktaşlılarla buluş- Yaşam hızlı, zorlu, yorucu olmaya başladıkça, bir bir kayboldu mahalleli- turulan bu mekânların açılışlarının kısa bir süre önce gerçeklemiş olmasına lik duygusu, kapı komşusunun adı, bir selamın kıymeti Bu bir sorundu, rağmen bu üç mekânda da huzur, memnuniyet ve o yitirilen aidiyet duy- bu bir özlemdi ve birileri bir şeyleri değiştirmeliydi. Ancak bu, insanların gusu hâkim durumda. Bu kafelerde artık daha çok selamlaşılıyor. Peki, siz kendi istekleriyle ve iradeleriyle olmalıydı.Beşiktaş Belediyesi, böyle bir en son ne zaman selam verdiniz? B+

40 B+ SONBAHAR NESLİ YALÇIN

Sanatçılar Cafe aşağıda ve yukarıda

B+ SONBAHAR 41 Kentlikart sahipleri park kafelerinde indirimden faydalanabiliyor

Niar azim -Ev hanımı Komşularımızla tanışma fırsatı buluyoruz Ben buraya hemen hemen her gün geliyorum. Çok beğeniyorum, servisleri çok iyi, yemekleri güzel. Burada hava da çok ferah. Tanıdıklarımızla, arka- daşlarımızla karşılaştığımız gibi burada tanışma fırsatı bulduğumuz komşu- larımız da oluyor.

Sporcular Cafe aşağıda ve yukarıda

42 B+ SONBAHAR Kutlay ve İbrahim Baatur - essam İstanbulun özbebeği Beşiktaş 40 yıllık Beşiktaşlıyız, evimiz yakın olduğu için zaman zaman yürüyüşe geli- yorduk. Burası kapalıyken ölü bir doğaydı, güzel fakat yaşanmayan bir yer- di. Bir eksikliği vardı, neyse ki belediyemiz böyle bir uygulama ile buraya da hayat getirdi. Parkın tasarımı olağanüstü, rahmetli Aykut Barka’nın adını ta- şıyor, biz hemen bitişik sitedeki insanlar olarak hem amacına hem de aldığı biçime çok sevindik. Neticede böyle fonksiyonel bir park oluşu hakikaten bizi çok mutlu etti. Bir ara burası kiraya verildi ama kaliteli ve yeterli olmadı sanırım, sonra uzunca bir süre boş kaldı. İçimiz burkuluyordu buraya bak- tıkça. “Kültür Cafe” açıldı sonra, bizler servisten, çalışanlarından, kullanılan malzemelerden, yemeklerden çok memnunuz. Fiyatlar için söyleyecek bir şey yok, indirimler var. Bu da çok daha cazip hale getiriyor burayı. Fiyatlar öyle makul durumda ki bazen evde yenilen yemek daha pahalıya gelebili- yor. Kart sahibi ederek semtli insanını kazanmak da çok iyi bir buluş. Asan- sörde selam vermeyen insan burada selamlaşıyor, insan ilişkisini sıcak kıldı, komşuluk ilişkisini canlandırması da çok hoş.

Türkiye’nin gözbebeği nasıl İzmir ise İstanbul’un gözbebeği de Beşiktaş’tır. Gerek dünya görüşü, kültür çizgisi ve gerek varlıklarıyla çok kıymetli. Böyle- si değerlere sahip bir ilçenin yönetiminin de doğru yatırımlar yapması önem- li. Beşiktaş Belediyesi’nin bu ve benzeri projelerinin devamını diliyoruz. Kültür Cafe aşağıda ve yukarıda

B+ SONBAHAR 43 Mustafa Necip Kumbaracıbaşı -Mimarehir Plancısı ülya Karatamu - Eczacı ehrin içindeki vahalar Misafir ağırlıyoruz Sanatçılar Parkı’na sık sık gelirdik, bir ara nedense orası terk edilmiş du- Öncesinde sık sık yürüyüşe gelen arkadaşlarımız, kafeler açılınca buraya ruma düştü. Üzülmemize sebep oldu, neyse ki arkasından açıldı. Tekrar gelmeye başladılar. Onlar vasıtasıyla haberdar olduk ve artık biz de sürekli geldiğimizde belediyenin afişlerinden gördük ve sırasıyla kafeleri ziya- geliyoruz. Özellikle yazın sıcak akşamlarında çok keyifli oluyor. ret ediyoruz. Oturduğumuz yere yakın olduğu için Sanatçılar Parkı’na gidiyoruz; çok da seviyoruz. İşletmesinin de belediye tarafından yürü- Ziyadesiyle Beşiktaş insanları geldiği için çok kaliteli, çok nezih bir müşteri tülmesinden çok memnunuz. Başkanımızın zaten arkasındayız ama bu profili var. Kalabalık gruplar halinde gelebiliyoruz ve bunalmadan çok keyifli tarz işlerden dolayı özellikle kutluyoruz. Bu kafelere “şehrin içindeki va- akşamlar geçirebiliyoruz. Evlerde misafir ağırlamak bir hayli güçleşti, burada halar” demek lazım bence. Yeşiliyle, doğallığıyla, fiziksel ve insani orta- görüşebiliyoruz rahatlıkla. mıyla yenileniyor insan. Çünkü hiç tanımadığınız bir insana bile merhaba diyebiliyorsunuz. Bizim komşuculuk dediğimiz eski mahalle ortamımız Diğer kafelerin de tavsiyeleri geliyor ama biz buradan ayrılıp da diğerlerine yaşatılıyor. Mahalle ölçeği, şehir planlamanın içinde de çok önemli, yani gidemedik henüz. Bu akşam misafirlerimiz var, onlara burada iftar yemeği abuk sabuk kuleler dikmek yerine insanın ayağının yere basacağı, daha vereceğiz. Çalışanlar, özel olarak isteklerimizle de yakından ilgileniyorlar. insani boyutta bir ölçütün içinde yaşamak bambaşka bir şey. Beşiktaş Belediyesi’ne çok teşekkür ediyoruz.

Sanatçılar Cafe aşağıda ve yukarıda

44 B+ SONBAHAR Meknlar kaliteli lezzetli ve ekonomik menüleriyle de Beşiktaşlıları memnun ediyor

B+ SONBAHAR 45 Albüm

Minyatürlerle Beşiktaş

Bir İstanbul sevdalısı Sabine Buchmann Beşiktaş temalı minyatürlerini B dergisiyle paylaştı. Sabine Buchmann

Fransa Strasbourg doğumlu olan sanatçı, eğitimini Montpellier Üni- versitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı; 1986’da Türkiye’ye yerle- şerek 1996 yılından itibaren aralıksız düzenlediği yurt içi ve yurt dışı sergileriyle sanatseverlerle buluşmuştu. Osmanlı tarihine olan yakın il- gisi Türk minyatür sanatı ile tanışmasına vesile oldu, bu ilgi daha sonra coğrafi zemine de kayarak Türkiye’nin çok farklı köşelerine, özellikle Istanbul’a odaklandı. “Minyatür, okunması gereken bir resim türüdür” diyen Sabine Buchmann 2004 ve 2005’te yazdığı ve resimlediği “Nina’nın Vapurları” ve “Nina’nın İstanbul’u” çocuk kitaplarını özgün minyatürleriyle bezeyerek minyatürü ve metni yeniden birbirleriyle ka- vuşturdu. Ayrıca sanatçının İstanbul temalı akrilik ve gravür üzerine ça- lışmaları da mevcut. B+

46 B+ SONBAHAR Amande

Beşiktaş vapuru eski sebze pazarı

B+ SONBAHAR 47

50 B+ SONBAHAR B+ SONBAHAR 51 imie biri

a erma r e teş Yar

Söyleşi NAZAN ORTAÇ Fotoğraf DİDEM PEKÜN ARŞİVİ

Türkiye’nin en önemli kadın seslerinden Tülay German’ın hayatı belgesel oldu. Didem Pekün’ün, Barış Doğrusöz ile birlikte hayata geçirdiği “Tülay German Kor ve Ateş Yılları” birçok uluslararası festivalde ilgiyle karşılandı.

âzım Hikmet’e Saygı plağımı doldurdum. Radyo ve Dünya çapında bir caz vokaliyken, sanatsal yönünü tamamen değiştirip, televizyon programları yaptım. Festivallere katıldım. siyasi çalkantıların ortasındaki Türkiye’de, Ruhi Su’dan ders alıp, yasaklı Fransa’da ve diğer Avrupa ülkelerinde durmaksızın türküleri söylemeye başlayan bir kadın, nasıl biri olmalı? sayısız konser verdim. Şarkıcılık hayatımın en iyi, en yetkin dönemiydi. Yıllar sesimi de, beni de olgunlaş- Ve ülkenin en önemli sanatçılarından biriyken, sevdiği adam uğruna vata- Ntırdı. Tam zamanı nını terk ederek Paris’e yerleşen bir kadın, nasıl biri olmalı? Sesim bozulmaya, nefesim tükenmeye, coşkum azalmaya, içimde yanan Didem Pekün, bu soruların izinden gitmiş ve Tülay German’ın kendisine alev sönmeye yüztutmadan, eskimeden, yıpranmadan, gürültüsüz, ses- ulaşmış German’la onlarca kez biraraya gelerek de, ortaya sinema fil- siz, sedasız çekilmek, kaybolmak Bu gece Hollanda’da konserim var. mi tadında bir belgesel çıkartmış “Tülay German Kor ve Ateş Yılları” Kimse bilmiyor, son konserim olduğunu Erdem dahil Belgeselin gösterimi, geçtiğimiz sene Beşiktaş Belediyesi’nin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Belgesel Sinemacılar Birliği ile düzenlendiği Bir Tülay German’ın otobiyografik kitabı “Düşmemiş Bir Uçağın Kara- Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit etkinliğinde gerçekleştirilmiş,Tülay kutusu”nu okuyan genç sinemacı Didem Pekün’ü, en fazla çarpan bu German’ın ismini hafızamızda tazelemiş, “Burçak Tarlası” şarkısını tekrar cümleler olmuştu herhalde Şöhretinin, güzelliğinin, sanatının zirvesinde dilimize dolamıştı. Biz de, Didem Pekün ve belgeselin yapım yönetmeni bu kararı veren bir kadın, nasıl biri olmalı? Barış Doğrusöz ile filmin hikâyesini konuşmak istedik

52 B+ SONBAHAR Neden Tülay German? “Sosyo-politik olaylar Tülay German’ın müziğini ve yaşamını nasıl etki- Didem Pekün Kişiliği, müziği, hayatı beni çok etkiledi. Zor aslında üç lemiş? Bugün için hâlâ nasıl bir anlam taşıyor?”u düşündük. beş kelimede açıklamak, içimden bir ses yap’ dedi, ben de olabilecek her türlü zorluğa rağmen karşı koyamadım. Erdem Buri ile ilişkisine dair nasıl bir izlenim edindiniz ve bunu nasıl aktardınız Belesel fikrini kendisine söylediğinizde tepkisi Minimumda kişiselleştirerek, otobiyografik kitabında, Çınar nasıl oldu Yayınları’ndan çıkan “Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu” isimli kita- “Tabii yap, ama ben gözükmem” dedi. bında yazdığı şekilde aktardık. Filmin ekseni ne sadece ilişkisi, ne de sadece müziğiydi, elimizden geldiğince her şeyiyle bir kadını ele aldık. Kendisiyle yüz yüze de örüştünüz İnziva hayatı yaşadığı için son yıllarına dair bir kayıt yok İzledikten sonra tepkisi nasıl oldu Beğendi mi eleştirdiği onu nasıl tarif edersiniz yerler oldu mu Gururlu, politik ve güzel. Sessizce izledi, ardından beni ve Barış’ı alnımızdan öptü ve yalnız kal- mak istedi. Neden kamera önüne eçmedi Kendisince sebepleri vardı. Bana düşmez onları açıklamak. Birçok festivale ve etkinliğe katıldınız tepkiler nasıldı Çok ilgi gördük, iyi tepkiler aldık, almaya da devam ediyoruz. n hazırlık aşamaları ne kadar sürdü ve ne yaptınız o süreçte ilmde siz de yer alıyorsunuz ve zaman anlatımı bu şekilde Ön hazırlık ve prodüksiyon paralel gelişti, herhangi bir film gibi yapma- yapılıyor Bu anlatımı seçmeniz nasıl oldu dık biz bu filmi. Sürekli devam eden bir araştırma, yazma ve “Tülay Ha- Barış ve ben sıradan bir televizyon belgeseli yapmak istemiyorduk, her nım olmadan bu filmi nasıl yaparız”ı düşünme süreci vardı. Heykel gibi şeyden önce bağımsız olmak istedik. Bu yolda benim bakış açımı dahil adeta, sürekli fazlalıkları kazıyarak, eksikleri doldurarak, durup mesafe ettik filme. alıp sonra geri gelerek... Sizden başka kadın öyküleri bekleyebilir miyiz Beleselde sadece şarkıcı oluşu değil farklı kimlikleri de Proeleriniz neler mercek altına alınıyor değil mi Bu vuruları nasıl yaptınız Kadın öyküleri olması şart değil, ama olabilir de tabii. Şu an İngiltere’de Sanatını tarihsel çerçeveye oturtup, bu çerçeveden bakmaya çalıştık, doktora yapıyorum ve tezime eşlik edecek videolar hazırlıyorum.

Didem Pekün

Barış Doğrusöz

B+ SONBAHAR 53 Barış Doğrusöz ve Didem Pekün Tülay German ve Erdem Buri

Barış Bey siz proeye nasıl dahil oldunuz Sizi çeken Siz de ransada yaşadınız ancak farklı bir kuşak olarak ne oldu Buna rağmen kendi yaşamınıza dair paralellikler Barış Doğrusöz 2008 yazında yeni tanıştığımızda kişisel projelerimizi kurabildiniz mi paylaşıyorduk, Didem bir yıldan beri bu projeyi hazırlamaktaydı, heyecanlı Ben göç yaşamış gibi hissetmiyorum, çünkü orada temellerim oluştu, bir şekilde bana Tülay German’ın müziklerini, kitabı “Düşmemiş Bir Uça- 1980’lerin ve Mitterrand’ın Fransasında büyüdüm. O dönem sosyal geliş- ğın Kara Kutusu”ndan alıntılarla projesini sunuyordu. Bir akşam Fransız meler için çok öncü bir ülke, kıskanacak kadar. Ve tabii bugün göçmenlik Televizyon Arşivi INA ve Kalan Müzik’in sahibi Hasan Saltık’tan elde ve mülteci açısından baktığımızda, hukuk devletini durmadan geliştirmek ettiği arşivleri izlettirdi. Çok etkilendim, arşivin gücü beni benden aldı. Bir için çok aktif bir yer hâlâ. Türkiye üzerinden bir paralellik kurmak zor, tabii ki şekilde zaman tüneli açılmıştı ve ilişkiler çarpışıyordu kafamda. Bir yan- birinci şahıstan düşünürsek. Ama hafıza besleniyor durmadan, Fransa’da dan bugün 30 yaşlarında bir genç kadın, öbür taraftan saygın ve dolu ya- veya herhangi ülkede yabancı uyruklu olmak çok zor. Becerikli ve iyi sat- şanmış bir hayata sahip olan Tülay Hanım, değişik jenerasyonlar, değişik ranç oyuncusu olmak lazım. Filmde, Tülay Hanım, “Aksanınızı kaybetmek siyasi konjonktürler ve bellek kaybından endişelenmeyen bir ortamda için çalışıyor musunuz?” sorusuna, bence çok güzel ve heyecanlı bir şekil- yaşarken... Çok heyecan verici ve çağdaş bir projeye katılmaya pek di- de cevap veriyor “Evet, evet, sizin gibi konuşmak istiyorum, herkes gibi...” renemedim. Yeni proeleriniz neler Malzeme sıkıntısı çektiğinizi biliyoruz kuruda montada İki senedir ve bu filmden sonra, video çalışmalarımı arşiv kullanımıyla yo- zorlandınız mı ğunlaştırdım. Fransız Devlet Televizyonu’nun arşivlerine girdim ve değişik Kabul etmek lazım ki, inanılmaz bir durumdaydık, arşiv zaten çok azdı ve indeksler üzerinden Türkiye 1980’den bugüne hakkında çıkan televizyon Tülay Hanım’ın bir şekilde filmde gözükmek istememesi saygı duyduğu- haber bültenlerini taramaktayım ve o arşivlerle dokular ve “pattern”ler çı- muz nedenlerden hareket alanımızı çok daralttı. Fakat baştan beri ve diğer kartmakla uğraşıyorum. B+ işlerimizdeki gibi, çok basit ve dominant imaj rejiminin anlatımlarından ka- çındık her zaman. Daha serbest bir şekilde denemek istediğimiz yeni form- ları araştırmış ve yaratmış olduk kendimizce. “Essay” film yaptık kısacası.

ilmin en sürpriz kısmı kendi sesiyle kitabından bölümler okuması Bunu nasıl erçekleştirdiniz Hasan Saltık sihirli değneği dokundu. O gece unutulmazdı, Paris’teki son gecemizdi, çok zor koşullarda gelmiştik O gece yanımızda getirdiğimiz tarayıcının başında fotoğraflar, afişler ve plakları dijitalleştiriyorduk. Bir ara Didem’in telefonu çaldı; Tülay Hanım arıyordu. “Atlayın gelin” demiş, “Neyi Burçak Tarlası okumamı istiyorsanız bu gece yapalım” demiş. Hemen notları toparlayıp, onun sesine ses ekipmanımızı kapıp gittik. Ondan sonra odasına yerleştik, sahne ön- cesi gibi bir viski rica etti ve Didem’in seçtiği bölümleri okumaya başladı. hasret Heyecanımızı zor kontrol ediyorduk, ilk paragrafı okuduktan sonra, bizden ses çıkmıyordu. Tülay Hanım bize bakıp “Nasıldı?” diye sordu, hâlâ din- liyorduk seyirci gibi, ancak o fark etti durumu ve, “Çocuklar, art direction yapın” dedi. O şekilde kendimizi toparlayıp, eve sızan araba seslerinin ara- sında Tülay German’ın sesini kaydettik.

54 B+ SONBAHAR Kimdir?

İstanbul’da 1933 yılında doğan Tülay German, 1956 yılında Üskü- dar Amerikan Kız Koleji’ni bitirdi. Sahneye ilk olarak ailesinden gizli Ankara’da çıkan German, 1960-1962 yılları arasında caz şarkıcısı olarak isim yaptı ve İstanbul Radyosu’nda Salim Ağırbaş Beşlisi’nin haftalık programlarında caz şarkıları söyledi.

1960’lı yıllarda hayat arkadaşı, caz sanatçısı Erdem Buri ile “Çok- sesli Türk Popüler Müziği” çalışmaları yapan Tülay German, Ruhi Su’dan ders alarak, türküleri “modern sound”larla yeniden yorum- ladı ve “Anadolu Pop” adını alan akımın öncüsü oldu. 1964 yılında Milli Orkestra ile katıldığı Balkan Melodileri Festivali’nde, “eleştir- menlerin en beğendiği şarkıcı” seçilip, Arena dergisine kapak oldu. German, bu sırada, Türk pop müziğinin “ilk hit parçası” kabul edilen “Burçak Tarlası” plağını doldurdu. Caz müziğinde de sayısız çalış- ma yapan German, “Caz müziğinin dehası” sayılan Charles Mingus gibi isimlerle de çalıştı.

Bir kitap çevirisi yüzünden Erdem Buri hakkında dava açılması, çiftin hayatında bir dönüm noktası oldu. İkili, Paris’e taşınarak mü- zikal hayatını burada sürdürdü. German, Fransa, Belçika, Almanya, Polonya, Tunus, Fas, Hollanda ve Brezilya’da radyo ve televizyon programları, konserler gerçekleştirdi ve çeşitli festivallere katıldı. Fransa’da Türkçe olarak yaptığı albüm, Charles Cros Akademi- si 1981 Plak Büyük Ödülü’nü aldı. 1982 yılında çıkardığı “Nâzım Hikmet’e Saygı” plağı, son albümü oldu. 1987 yılında ise son kon- serini vererek, müzik hayatına sessiz sedasız nokta koydu. 1993 yılında hayat arkadaşı Erdem Buri’yi kaybeden Tülay German, hâlâ Paris’te yaşıyor. Sanatçının iki kitabı bulunuyor; “Erdemli Yıllar” ve “Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu”.

B+ SONBAHAR 55 Portre

rk siemasa bir şr Metin Erksan Yazı MEHMET ERYILMAZ Fotoğraf CENGİZ KAHRAMAN ARŞİVİ

Ağustos ayında kaybettiğimiz Metin Erksan’ı bir başka yönetmenin, Mehmet Eryılmaz’ın kaleminden sizlerle buluşturuyoruz.

etin Erksan, Türk sinemasının çığır açan, dönü- şümler gerçekleştiren önemli bir yönetmeni. Yönetmenliğinin yanı sıra kültür-sanat insanı ola- rak farklı bir yetkinliğin, orjinalliğin de simgesidir Metin Erksan. 4 Ağustos 2012 tarihinde kaybet- tiğimiz bu ünlü sinema insanı farklı bir anlatımla Msayfalarımıza konuk olacak. Yetiştirdiği onlarca öğrencisinden biri olan ve kendisi de yönetmen olan Mehmet Eryılmaz’ın farklı iki dönemde yazdığı iki küçük yazı ile ünlü yönetmenimizi analım istedik.

Yazılardan ilki Metin Erksan yaşarken, ikincisi ise ölümün hemen ardından kaleme alınmış. Mehmet Eryılmaz’ın duygu ve düşünce evreninden akıp dile gelenler sinemamızdaki Metin Erksan gerçeğini ve boyutunu bizlere az ve öz özetliyor. B+

561965 B+ SONBAHAR Metin Erksan önce bir düşünür, sonra da bir sinemacı-yönetmendir. “Susuz Yaz” filminin özgünlüğü ve güçlü etkisi uluslararası sinema Yönetmenler vardır stilleriyle ve özgünlükleriyle varolurlar sinemada; dünyasının da gözünden kaçmaz ve onu Berlin’de “Altın Ayı” ile ödül- yönetmenler vardır anlattıkları konulara göre sosyal,siyasal vb. etiket- lendirirler. Ödül önemli değildir Erksan için, çoğu ödülleri reddettiği de lerle yaftalanırlar. bilinir, başı dik alnı açık, onurlu ve biraz da kibirli bir sanatçıdır o. Anla- şılması zor, geçinmesi zor ama, bir o kadar da yanında bulunan herke- Bir de Metin Erksan gibi yönetmenler vardır ki,öncelikle onları düşünür sin engin bilgi deryasından nasiplendiği bir ustadır. Gerçek bir usta... saymak gerekir. Hayatın her alanında kafa yorarken, o alana ait akade- misyenlerle tatışacak kadar o konuya hakim insan ve sanatçı bulmak Tutku temel takıntısı gibi gözükür, kara sevda bir Anadolu masalıdır da pek nasip olmaz her ülkeye, üstelik bu düşünür sinema alanında fa- aslında. Metin Erksan’ı ülkesine ve dünyaya tanıtan, yerelliğinden, aliyet gösteriyorsa...Türkiye insanı ve Türk sineması bu yönden şanslı- kendi kültüründen aldığı güçtür. “Kuyu” filminde sıra, bir kadının bir er- dır ve her ülkeye nasip olmayacak Metin Erksan gibi bir büyük dehaya kek tarafından “mal” edilişinin anlatımındadır ve aynı zamanda kadının sahiptir. kendi özgürlüğü için varoluş savaşının da çok trajik öyküsüdür. Kuran-ı Kerim’den kadınlarla ilgili yazılmış bir ayetle başlar filme Metin Erksan’ı Türk sinemasının ilk “auteur” - yaratıcı yönetmeni say- mak gerekir öncelikle. Daha ilk filmlerinden itibaren hem kurulu dü- zeni ve hem de kurulu düzenden beslenen sinema tacirlerini rahatsız etmiştir yaptığı her iş. İnatla algı alışkanlıklarını zorlayan -ki sanatın en önemli işlevlerinden biridir bence- sıradan tüketici izleme alışkanlığını zedeleyen, bir tarzla filmler üreten Erksan’ın, neredeyse her filmi çok değişik tepkilerle karşılaşmıştır.

“Sosyal konuların filmi olmaz” derken, sosyal konular içinde insanı Türk merkeze alarak anlatır derdini Erksan. Derdi insandır aslında, Anadolu insanının değerlerini hiç yatsımadan temel meselelere insan merkezli sinemasının yaklaşarak bakar. “Yılanların Öcü” filminde toprak mülkiyetini ele alır- ken kadın erkek ve sosyal sınıf çelişkisinin de inceden inceye altını çi- zer. “Susuz Yaz” da ,elle tutulamayan suyun mülkiyetidir konu ve yine ilk “auteur” su çevresinde Anadolu’nun bin yıllık ezen-ezilen draması vardır... yönetmeni Sadece anlatım konuları değil anlatım biçimi ve ustalığı da çok önem- lidir Metin Erksan eserlerinde... Her şeyden önce o, bir mizansen ustasıdır. Zaman zaman yaptığı ticari filmlerde bile mizansen ustalı- ğı hemen göze çarpar. Resim izleme zevkiyle bile izlenebilir bu ticari filmler

B+ SONBAHAR 57 Metin Erksan tüm eserlerinde kendi coğrafyasının tüm girinti ve çıkıntılarını sosyal, siyasal, kültürel anlamda ve tarihsel olarak içselleştirmiştir. “Sev- mek Zamanı” bir dönemeç sayılmasa da gerek plastik ve gerekse dramatik yapı olarak üstün vasıflarının yanında bir erkeğin bir kadının resmine aşık olması bağlamından hareketle, mutlak güzellik-tanrısal teklik diyebileceği- miz tasavvufi bir gerçeklik kavramına el atar. Gerçek bir ustalık eseridir bu filmi. Uzun diyaloglar beylik laflar ardında çok özel şifrelemeler gizlidir, bir aşkı anlatırken altan alta, bir eseri klasik yapan unsurları da hatırlarız sanki.

Gününün sosyal gerçekliğini de tam damardan ortaya koyar filmlerinde “Acı Hayat”da kira sorunundan, “Gecelerin Ötesi” filminde yoksul insan- ların çaresizliğinden dem vurur... Bu nedenle “Sevmek Zamanı” gibi kült olmuş, bu kadar estetik ve biçimiyle öne çıkmış bir film için Fransız sinema tarihçisi - eleştirmen Sadoul yazılarında, “sinemada sınıf çatışmasının en net göründüğü bir film” olarak bahseder.

Metin Erksan klasik deyimle hem biçim ve hem de bir öz ustasıdır Kaynak aldığı tüm kavramlar önce tarihsel anlamda insandan başlar, insanın hika- yesinden insanlık hikayesine dönüşür ve kendi toprağında, Anadolu’da filiz verip şekillenir ve yeniden bir üst kavram olarak dünyaya sunulur

Bizi hep düşünmeye ve tavır almaya çağırır Erksan filmleriyle; hep çok okumalı, çok katmanlı anlam yapılarıyla filmlerinin anlaşılmadığından ken- di kendine yakınması her büyük sanatçının kaderi sayılır. Yalnız ve gezgin ozan kimliğinde yaşar; konuşur- yazar-kızar öfkelenir ama sevgisi hep de- rinlerde içindedir

Preveze Deniz Savaşı’nı kaptan köşkündeki sahnelerle anlatır ve “Hiç savaş sahnesi görmedik” diyenleri hazırcevaplığı ile karşılar. “Onun için savaşlar masada kazanılır, sahada değil.” der. Onun için sanat üretimi de yeteneğin yanında önce düşünceyle üretilir. Ben yaptım oldu benzeri ha- zır, tembel kaçak sanat teorilerine pas vermez. Çektiği her karesinin hesa- bı-kitabı vardır, vardır ama; o hesap-kitap, kutsal bir kitabın indirilişindeki 1964 hesap-kitap kadar ince ve her okuyanın ancak bulunduğu tekamül ve algı seviyesinden anlayabileceği kadar da geniş bir kesime hitap eder. Kalibre edilmiş bir estetiği sunar sanki filmlerinde İçine giren ve kafa yoran nasip- lenir ancak, ve içine girdikçe aldığı haz ve sanatsal bilgisi-bilinci ve duygusu birikimi artar

Boşuna değildir sinemamızın usta oyuncularından Hülya Koçyiğit’in bir rö- portajında setteki heyecanını saklayamayışı... “Metin Erksan sanki bir tanrı gibiydi” der.

Metin Erksan elinde kalem ve yönetmen vizörüyle dolaşan, saatlerce açı arayan sıradan bir film insanıyken, filmleriyle tanrılaşır

Erksanı dünyaya tanıtan kendi kültüründen aldığı üçtür

58 B+ SONBAHAR Hocamızı neredeyse tanımlayacak bir cümle olan ve çok sevip kullandığı bu “unutmak ihanettir” sözünde sadece kötülük ve olumsuzlukları unutmak eti rksa ara değil, iyilik güzellik ve her türlü pozitif şeyleri de unutmak kavramı saklıydı. Aslında unutmamak, iyilik ve güzellikleri unutmamak saklıydı bu cümlede, aynı zamanda bir tarih bilinci tabii ki. O nedenle tarih ve kültürle özel ilgisi bu yüzdendi Erksan’ın. Dünya ve ülke tarihine gösterdiği çok özel ilgi, onu döneminin bir çok kendi alanında yetkin isimleriyle yakın dost ve arkadaş olmasını sağlamıştır.

Biz öğrencilerine en çok kullandığı sözcüklerin başında da “yöntem bilim- sel düşünce” cümlesi gelirdi. Sait Faik’in “Ecel Atı” öyküsünün senaryo- sunu çalışırken, ihtiyar kadının sadece ev içinde kapıyı açma sahnesinin neredeyse iki üç dersimizi işgal ettiğini, yazamadığımızı ve hatta dersin akışında giderek Engels’in “Ailenin Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni” kitabından kavramsal destekler aldığımızı bugün gibi hatırlıyorum. Bir kapı açılışı sahnesinde, bin adet soruyla çıkardı karşımıza Kapıyı açar ama, nasıl açar, neyle açar, eliyle ise hangi eliyle açar Neden, neden, neden? Hiçbir şeyi “ben yaptım oldu” kaçamağının sığınağına sokmaz, yazdığı her konu, kelime ve kavramın, etimolojik yanı da dâhil dünyada üretilmiş ne kadar an- lam ve açısı varsa neredeyse tümüne ait yorumlarını da içinde taşırdı.

Sırası gelmişken genç yönetmenlere de bir anımsatma olsun diyerek, re- jisör kelimesinin rejim kökünden geldiğini, tekel anlamını, sıkı disiplin an- lamını içerdiğini ve bu nedenle de rejisör demenin düzen koyan, disipline eden, sette tek sözü geçen kral tanrı olduğunun altını çizerdi. Ve eklerdi tabii ki söylediği her sözün farkında olarak, yanlış anlaşılmak istemediğin- den “Kral ve tanrı olmak despot ve baskıcı olmak değildir” derdi.

Sinema diğer tüm sanatlar gibi bireysel bir sanattır ve yaratıcısı tektir, kol- lektif bir sanat değildir Erksan’a göre. Erksan, yöntembilimsel düşünce tekniğiyle hiçbir tabuyu direk kabul etmemiş ve hatta üstüne gitmiş ve ak- lının ermediği hiçbir şeye de hemen onay vermemiştir. Yaramaz bir çocuk edasıyla nerede ne yapacağı kestirilemeyen bu büyük düşünür, doğal ola- rak sıradan tüm varlıklarca da, huzur bozucu, tabuları yıkıcı, rahatsız edici bulunmuştur. Erksan için en büyük gaflete düşmek onu ideolojik sınırlarla Sevmek amanı kalıplarla algılayıp değerlendirmektir. O, dar açılı tüm ideoloji mensupların- ca karşı taraftan olmakla suçlanmış, sıradan halk Kızıltoprak İstasyonu’na giren trende komünizm propagandası bulurken, kadın meselesinin en önemli filmlerinden olan “Kuyu” filmine Kuran’dan bir ayetle başlamıştır. “Onu unutmak Marksistlere Mar’ı, vaiz ve papazlara Muhammed ve İsa’yı tüm detayla- rıyla anlatacak kadar ufku geniş, dünya edebiyatından ve neredeyse tüm sanatlardan onların köklerine inebilecek felsefi ve maddi bilgisiyle konfe- ihanettir!” ranslar verebilecek bir donanıma da sahipti Erksan.

Hocam Metin Erksan gibi 30 yıldır yakından tanıdığım bir ustanın ardın- Filmler sadece sonuçlardır hayatında. Onun filmlerini incelemek ayrı bir dan yazacaklarım nasıl olsa eksik kalacak Bu nedenle bir Erksan titizliğiyle konu ve fakat “Sevmek Zamanı”ndaki “surete aşık olma” tasavvufi yaklaşı- huysuzlanıp, onun çok sevdiği ve çoğu zaman kullandığı “unutmak ihanet- mı bile zamanının entelektüellerince kavranamamıştır. Kısacası Erksan sıra tir” deyişini başlığa taşıdım. dışı kimliğiyle, bu ülkeye nasip olmuş bir deha niteliğiyle, bugün bedensel olarak aramızdan ayrılsa da, sanat, kültür ve sinema adamlarımızın görev- Metin Erksan’ın sinemacı yanı çok yazıldı çizildi, ve daha da yazılacak muh- leri henüz yeni başlamaktadır bence, tekrar Erksan hocanın deyimiyle söy- temelen Oysa o, kendisinin sinemacı kimliğinden öte bir düşünür kimli- lemek gerekirse ğiyle tanımlanmasından hoşlanırdı. Nitekim cenaze töreninde tüm konuş- macıların ortak cümlesi Onun her şeyden önce ülkemize bahşedilmiş, bir Metin Erksan’ı unutmak ihanettir dahi olduğu üzerineydi. Ve onu bu kısa sınırlı yazıda anarken onun aşkla ve tutkuyla bağlı oldu- Okul yıllarımda, çoğu konferans ve seminer benzeri etkinliklerinde yanında ğu, ve dehasına hayranlığını her vesileyle dile getirdiği Mustafa Kemal bulundum. Yanında bulunuşumuzun bir sebebi de, o her konuşmaya, der- Atatürk’ü ve Yunus Emre’yi de özellikle burada anmadan geçmek iste- se, vb etkinliklere giderken titizlikle seçtiği konuşma konusu ile ilgili kitap ve mem. Yunus’un aşağıdaki dörtlüğünü çok söylemişizdir beraber, bu kez belgeleri de yanında taşıması gerekliliğinin bize düşen hammallığı idi. Erksan’dan dinleyelim;

O hammallıklardan ben ve bir çok öğrencisi çok şey kazandı. Belgesiz Biz bu elden gider olduk, kalanlara selam olsun konuşmazdı, alıntı yaptığı her cümlesini, istenirse hemen yanında getirdiği Arkamızdan hayır dua edenlere selam olsun kitaptan, açar yeniden okurdu dinleyicilere. Onun için “unutmak ihanettir” Bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun cümlesini her kullandığında da “Karl Jasper’in bu müthiş sözü” diye, kay- nağına saygıyı hiçbir zaman ihmal etmezdi.

B+ SONBAHAR 59 Duvar mozaikleri

4. Levent’in hazineleri Yazı ve Fotoğraf FERDA ÇALAYAN Türk resminin en önemli sanatçılarının 1950’li yıllarda 4. Levent Toplu Konutları duvarlarına yaptıkları mozaikler, sanatı kentle ve kentin özgün mimari yapılarıyla buluşturan eşsiz örneklerdi.

tlas İstanbul dergisinde 2003 yılında, “Sanata Düş- 4. Levent Sitesi, uzun yıllar sakin, gösterişsiz, huzurlu bir yaşama evsahipliği man Şehir 4. Levent” başlığıyla 4. Levent Toplu yapan kimliğini korusa da, 1980’den sonra inşaat istilasıyla birlikte semtin Konutları’nın dış cephe duvarlarını süsleyen mozaik görünümü hızla değişti. İlk istila, işyerleriyle geldi. Konutlar bir bir lokanta, resimlerini gündeme taşımıştım. Sonraki yıllarda baş- kafe, ofis, mağaza oluverdi. Bu işyerlerinin tabelaları, reklam panoları da ge- ka dergilerde de yazmayı sürdürdüm. Bugün hiçbiri lip o muhteşem duvar resimlerinin üzerine vidalandı. Sonra klima çağı baş- hayatta olmayan Türk resminin en önemli sanatçıları- ladı, duvarlar delindi ve klima motorları çakıldı, ışıldayan mozaik panoların nın,A ustalarının 4. Levent Toplu Konutları duvarlarına yaptıkları değerli re- üzerine. Bu da yetmedi mağaza, dükkân sahipleri vitrin açmak için duvar- simlerin korunması için dikkat çekmek ve bir duyarlılık geliştirmek umuduyla. lardaki bu mozaik panoları gözlerini kırpmadan yıkıp attılar. Birçok resmin Ama hiçbir olumlu gelişme olmadı, hiçbir kişi ve kurum bu konuda harekete üzeri sıvandı, boyandı. İnsanların erişemediği yükseklikte bulunan ve insan geçmedi ve kaderine terk edilen resimler teker teker yok ediliyorlar. Sitenin tahribatından kurtulan mozaik panolar ise üç beş kuruş uğruna reklam pa- duvarlarında bulunan, Türk resminin en önemli sanatçılarından Bedri Rahmi noları altında bırakılarak izleyicisinden koparıldılar. Sayısı her geçen gün ar- ve Eren Eyüboğlu’nun, Sabri Berkel, Nurullah Berk, Ercüment Kalmuk ve tan dev boyutlarıyla ölçü ve sınır tanımayan bu reklam panoları birer ibret Ferruh Başağa’nın paha biçilemez değerdeki resimlerinden bugün geriye tablosu olarak bugün de karşımızda duruyor. Sanat tarihimizin açık alanda, sadece 9 tanesi ulaşabilmiş. Oysa sitenin ilk yapıldığı dönemdeki mozaik mimaride bulunan nadide örnekleri değer bilmezliğin, sahipsizliğin, tepki- pano sayısı 23 iken 2003 yılında bu sayı 17 idi. sizliğin, güzelliğe karşı düşmanlığın sert darbeleri altında yok edildiler.

60 B+ SONBAHAR Bedri ahminin yaptığı mozaik pano üstte çeşitli kurumların verdiği reklamlarla kapatılmış durumda altta

2003 yılında hayatta iken söyleşi yaptığım ve resimlerin buraya yapılma- sında birinci derece etkili olan Prof. Dr. Kemal Ahmet Ar derin bir hayal kırıklığı içinde “Geçenlerde dolaştım oralarda. Sitenin o perişan görüntü- süne dayanamadım. Yazık ki geri kalmışlığın, görgüsüzlüğün, bilgisizliğin, kültürsüzlüğün acı sonuçları bunlar” diyor. “Resimlerin fotoğraflarını çekin, o haliyle büyütün, böyle yan yana dizin. Eski fotoğrafları da bulalım, herkes görsün vahşeti. Haykırış olmalı bu yani” diye ekliyor ve devam ediyor “4. Levent’in bir bahçeli evler niteliğini taşımasını istedik. Daha ziyade karışık bir doku, hem kat evi, hem de tek aile evi; alçalan yükselen kontrastlarla mekân düzenlemede ilk araştırmadır. Kent mekânları için burada ilk defa bir kompozisyon yaratıldı. Mekân araştırma, mekânlarda alçalma, yükselmeler,

1950’lerde Emlak Kredi Bankası’nın, toplu konut projesi için Levent semti- ni seçmesiyle burada yerleşim başladı. Levent semtinin çekirdeğini oluştu- ran 4. Levent Toplu Konutları, nüfusun hızla arttığı ve modern toplu konut Levent Toplu fikrinin yeni geliştiği dönemde uygulaması yapılan ilk örneklerden biriydi. Konutlarının Site dönemini yansıtan mimari özelliklerinin yanı sıra toplu konutta resme yer vermesi ve mimarlık - plastik sanatlar ilişkisini yeniden kurması açısın- duvarlarındaki eşsiz dan önemli bir projeydi. eserlerin bazıları

Mimar, kent plancı Prof. Dr. Kemal Ahmet Ar ve mimar Prof. Dr. Rebii hl zamana Gorbon’un ortak çalışmalarıyla 1947-57 yıllarında gerçekleştirilen ve yüz direniyor hektar alan içinde 420 konutun yer aldığı projede evler iki, üç, beş katlı ola- rak tasarlandı. Site, geniş park ve bahçeleri, balkonlu planı, ferah yerleşi- miyle, daha da önemlisi duvarlarındaki mozaik resimleri; dışa dönük, sıcak, alçakgönüllü bir hayat tarzına kucak açan özellikleri ile dikkat çekiyordu. Ayrıca Toplu Konut alanı içinde bulunan on katlı blok, yapıldığı dönemde İstanbul’un en yüksek binasıydı.

B+ SONBAHAR 61 Eren Eyüboğlu Sabri Berkel gerilmeler yaratma, kontrastlar yaratma, içeriye doğru çekme, ileriye doğ- “Kemal Ahmet Ar muhtelif binalara mozaik panolar yapılması için bankay- ru çıkışlar gibi” la anlaşmış. Nurullah Berk, Sabri Berkel, sonra ben, Eren Eyüboğlu, Bedri Rahmi, Ercüment Kalmuk. Altı kişiden proje istediler. Projeleri verdik. Sonra Prof. Dr. Kemal Ahmet Ar konutlar inşa edilirken sitede duvar resim- Kemal Ahmet Ar dedi ki Birkaç yer daha var, kim daha çabuk bitirirse ona lerine yer verilmesi için Emlak Bankası yetkililerine yarışma açılmasını vereceğim o yerleri’. Ben o zamanlar boştum, işsizdim. Bir an evvel evde önerir. Yetkilileri ikna edemeyince işi bırakacağını söyleyerek isteğini gece-gündüz çalışarak o işleri bitirdim götürüp yerine taktım. Tamam’ dedi kabul ettirir. Ar, sonra da Akademi’den arkadaşları olan ressamları ve bunun üzerine binanın arka cephesindeki yerleri 2-3 parti çalıştım. So- davet ederek onlardan proje ister. “Bunların hepsi görmüş geçirmiş nuçta güzel bir iş oldu, o iş devam etseydi ve muhafaza edilseydi Türkiye insanlardı, kültürlülerdi. Hepsi de biliyordu resmin mekânı tamamlayan için çok büyük bir kazanç olurdu. Bakıyoruz Avrupa’nın birçok şehrinde büyük bir eleman olduğunu; o bakımdan bilinçli olarak koydular.” hep mozaikler, freskler duvarları süslemiş. Bizde maalesef çoğu yok edildi. 1952’de Lütfi Kırdar Salonu ilk yapıldığında İstanbul Fuarı diye bir sergi ya- Sanatın en büyük çağına ancak mimarinin yardımıyla erişilebileceği- pıldı. O sergiye giriş ve danışma büroları vardı. O büroların cepheye bakan ni söyleyen Bedri Rahmi “Mozaik Hakkında” başlıklı yazısında şöy- kısmına, yola bakan cepheye mozaikten 10 m’lik büyük bir sanayi kompo- le diyor “Şurası muhakkak ki herhangi bir tabloya en güzel ışığı, en zisyonu yapmıştım. O da durdu durdu, bir de baktım, danışma büroları yok uzun ömrü, en büyük seyirci kalabalığını, kısaca hayata karışma gücü- oldu. Oraya askeri bina yapıldı.” nü sağlayan mimaridir. Mimar eli değmedikçe resim bir göçebe hayat yaşamaya, daha doğrusu yaşamadan diri diri gömülmeye yahut da loş Başağa, dış duvarlarında yapıtlarının yer aldığı 17. bloktaki dükkânlardan bi- müze salonlarında uykuya dalmaya mahkmdur.” rinin iç kısmında da mozaik panosu olduğunu belirtmiş ancak bu pano bu- lunamamıştır. Bedri Rahmi bu işin sırrına varanlardandı. Batı sanatını iyi bilen bir ressam olarak sanatı kendi köklerinde arayan, sanatın halkla buluş- Ayrıca sanatçının yıllardır ada vapurlarıyla önünden geçenleri selamlayan masının en çok kavgasını veren ressamlarımızdan biriydi. Bu yüzden Heybeliada Deniz Lisesi’nin cephesindeki, “Preveze Deniz Savaşı” konulu 1950’li 60’lı yılların kısıtlı sanat ortamında İstanbul’da büyük boyutlu Türkiye’nin en büyük mozaik panosu 210 m, binayla birlikte 1999’da yı- mozaik panolara imza attı. Ne yazık ki Bedri Rahmi’nin, resme en uzun kılarak yok edilmiştir. ömrü kazandıran mozaikle yaptığı resimlerinin ömrü çok uzun olmadı. Halbuki bu teknik Roma’da, Bizans’ta uygulanmış, günümüze kadar Açık alanlarda yapıtları bulunan ressamların, heykeltıraşların payına hep ha- ulaşmıştı. Sanatçının İstanbul’da, en yoğun yapılaşmanın olduğu böl- yalkırıklığı düşmüştür. Ölümsüz olması gereken sanat ürünleri itilmiş kakıl- gede ve etrafı gökdelenlerle kuşatılan 4. Levent Toplu Konutları ve mış, horlanmış, siyasilerin hedefi haline gelmiş, bakımsız bırakılmış, kişisel duvarlarındaki 4 mozaik panosu biri kısmen tahrip edilmiş, diğer ikisi beğenilerin kurbanı olmuş, depolara kaldırılmış, sürgün edilmiş, vandalların reklam panolarıyla kapatılmış bu baskıya daha ne kadar direnebilir bi- saldırısı sonucu tahrip edilmiş, değersiz görülerek yok edilmişlerdir. linmez. Bu arada Bedri Rahmi’nin ve birçok sanatçının İstanbul Ma- nifaturacılar Çarşısı’nda İMÇ bulunan mozaik panoları, rölyefleri de Kente kimlik ve kişilik kazandıran, Cumhuriyet döneminin mimari özellikleri- kentsel dönüşüm tehdidiyle karşı karşıya.4. Levent Sitesi’nde mozaik ni taşıyan özgün yapılardaki değerli sanat ürünleri bu yapılarla birlikte yıkıla- panoları bulunan Ferruh Başağa ile 2002 yılında hayatta iken yaptı- rak; cam, çelik, betondan oluşan tekdüze çok katlı binalara dönüşüyor. Me- ğım söyleşide yapım süreciyle ilgili şu bilgileri vermişti deniyetin göstergesi olan boşluklar gittikçe daralıyor. Sanat tarihinin izleri hızla siliniyor, İstanbul görsel hafızasını yitiriyor. B+

62 B+ SONBAHAR i haber

Bu yazı baskıya hazırlandığı sırada iyi bir haber aldık. Beşiktaş Belediyesi’nin Koruma Kurulu’na yaptığı başvuru uygun görüldü ve 6 sanatçıya ait 20 duvar mozaiği tek tek koruma altına alındı. B+

Sabri Berkel

B+ SONBAHAR 63 Sabri Berkel

Ercüment Kalmukun eseri sıvadan önce solda ve sıvadan sonra sağda

64 B+ SONBAHAR Beşiktaş Belediyesi hayata eçireceği proeyle bu sanat eserlerini tekrar kente kazandırmayı planlıyor

erruh Başağa

Sabri Berkel Sabri Berkel

B+ SONBAHAR 65 Semt

ki kmş mahae raie e rkai Yazı CENGİZ ERDİL Fotoğraf ALAATTİN TİMUR

Beşiktaş Çarşısı’ndan Ihlamur Kasrı’na doğru devam ettiğinizde karşınıza çıkan Muradiye ve Türkali mahalleleri birbirine paralel kısa sokakları, ünlü Cumartesi Pazarı ve hâlâ yaşatılan mahalle kültürüyle B sayfalarında.

66 B+ SONBAHAR Beşiktaşın hareketliliği Muradiye ve Türkaliyle sakin mahalle yaşantısına dönüşür

B+ SONBAHAR 67 stanbul’un bazı semtleri kentin büyük uğultusu, 24 saate sığma- ve ekliyor “Bizim tek şikâyetimiz ses kirliliği. Burada trafik çok yoğun. yan hayhuyu içinde kaybolmuş görünse de, sadece mahalle sa- Boğaziçi’ne akan trafiğin bir bölümü buradan geçiyor. 24 saat gürültü var. kinlerine değil, günübirlik ziyaretçilerine de geçmişten kalan kent Zaten İstanbul’un sorunu olan trafik çözülürse belki sesten şikâyetimiz de ruhunu hissettirebilir. Beşiktaş kentinin tüm semtlerinde vardır bu ortadan kalkar.” özellik. Kâh yokuş ve merdivenleriyle, kâh kıyıda köşede kalmış İeski bir yapısıyla bu ruhun yanınızda dolaştığını duyumsarsınız. Kentin modern coşkusuna karşı ayakta kalma savaşı veren birbirine yas- lanmış evlerin dayanışmasında da hissedersiniz bu semt ruhunu. Beşiktaş kentinin Muradiye ve Türkali semtleri böyle yerleşimlerdendir.

Muradiye Mahallesi Hepsi hepsi on sokağın bulunduğu Muradiye Mahallesi, adını burada 1898 yılında yaptırılan camiden alır.

Nişantaşı’ndan yuvarlanılarak inilen ama soluk soluğa çıkılan bir yokuşla Muradiye Camii anılır bu mahalle. Şişli ve Beşiktaş ilçeleri arasında sınırdır ve Beşiktaş’tan yana tavır almış eski bir semtimizdir.

Dedik ya, adını camiden alır... Cami öyle gösterişli sayılmaz ama, meraklısı için tarihe not düşülecek bir yapı kabul edilir Muradiye Camii, Nüzhetiye Caddesi’nin üst tarafında, Göknar Sokağı ile Şair Nazım Sokağı’nın kesiş- tiği köşede yer alır. Adı geçen sokaklara açılan madeni kanatlı avlu kapıla- rının üzerinde birbirinin eşi olan kitabeler göz alıcıdır. Dört satırlık mermer kitabelerden, caminin 1898 yılında İkinci Abdülhamid’in analığı Perestü Kadın’ın Başağası Servet Ağa ile Nazseza ve Ferahnak kalfalar tarafın- dan yaptırıldığını anlıyoruz. Bu yapıma yine Halime Hatun adlı bir hayır- severin katkıda bulunduğu yazıyor kitabelerde. Mimarı bilinmeyen cami, eğimli bir arazi üzerine inşa edilmiş. İçi hayli aydınlık olan caminin sekiz kollu yıldızın işlendiği ahşap tavanı ise bir ustalık eseri. Cami 1952 yılında onarım görmüş.

Muradiye Mahallesi Beşiktaş’ın eski semtlerindendir ama bu camiden Ceniz acıömeroğlu Muradiye Mahallesi Muhtarı 40 yıldır Muradiye Mahallesi’nde oturmakta ve dört dönemdir başka da tarihi bir yapının kalmadığı bir yerleşimdir aynı zamanda. 1960’lı muhtarlık yapmaktayım. Mahallemiz, öğrencilerin tercih ettiği, yıllardan sonra başlayan apartman modası burayı da kuşatmış, semt bu- kültür seviyesi oldukça yüksek, Beşiktaş’ın en eski mahallele- günkü görünümünü almıştır. Kayıtlara 318 bina ve 3471 hanenin düştüğü rinden biridir. Yaklaşık 7500 nüfus, 3471 hane mevcuttur. Şişli mahallenin muhtarlığını 20 yıldır Cengiz Hacıömeroğlu yapıyor. Muhtar ilçesi Teşvikiye Mahallesi’yle sınır oluşturur. Cengiz Hacıömeroğlu, “Mahallemizin öyle büyük bir sorunu yok” diyor

Cumartesi ünleri kurulan semt pazarı tüm İstanbulun özde pazarları arasında

Cumartesi Pazarı

68 B+ SONBAHAR Nüzhetiye Caddesinin Türkalili ve Muradiyeli sakinleri ramazan ayını caddeye kurdukları iftar sofralarıyla keyifli eçirdiler

Mahalleliler pazardan taze ürünleri uyun fiyatla alabiliyorlar

B+ SONBAHAR 69 hlamur Kasrı

Türkali Mahallesi Çeşmesi. Bu çeşme 1850 yılında bostan çalışanlarına ve yöre halkına Türkali Mahallesi de eski semtlerdendir ama eski adına fazla bir yapının sağlıklı su getirmek için yaptırılmış. Abdülmecid Çeşmesi olarak da bilinir. kaldığı söylenemez. Beşiktaş kentinin en kalabalık semtlerindendir. 15 bin Ama yaptıran bir padişah değil, yüksek düzeyde bir paşadır ve bu paşa nüfusu, 7033 hanesiyle modern zamanın hızına ayak uydurmayı başarmış adının gelecek yıllarda unutulacağını bile bile çeşmeyi devrin padişahı bir semt olarak kayıtlara düşmüştür. Abdülmecid adına kaydettirir.

Mahalle Muhtarı Ahmet Bayraktar’a göre, en büyük sorunları, aslında tüm Yıllarla birlikte harap olan, suyu akmayan çeşmeyi Birinci Dünya Sava- İstanbul’un ortak sorunu Otopark. Yoksa dört teker, iki ayak arasında ha- şı yani 1914-18 yılları arasında Akaretler’de yaşayan Atatürk’ün annesi yat akıp gidiyor Türkali Mahallesi’nde... Zübeyde Hanım görür. Zübeyde Hanım komşuları harekete geçirir ve çeşmeyi el birliğiyle onarırlar. Bu tamirattan sonra şöyle bir kitabe konur Mahallede iki önemli eser var Tuzbaba Camii ve Zübeyde Hanım Çeşmesi. çeşmeye “ İş bu çeşme ile aşağıdaki çeşme, Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’nin valideleri Zübeyde Hanımefendi’nin fevkalade ve ehali-i ha- Tuzbaba Camii miyetmendanın muavenetleriyle tamir ve termin edilmiştir.” 15. yüzyıl yapısı olması nedeniyle öncelikli koruma altında tutulan camiyi Sultan Mehmet’in Tuzcubaşı Rum Ali Ağa yaptırmış. Ali Ağa Mes- İşte böyle... Muradiye ve Türkali, Beşiktaş’ın asırlık mahalleleri. İki komşu cidi olarak da bilinir. Mescit İstanbul’un bu bölgesinde inşa edilen ilk Türk- mahallenin fazla bir derdi yok bugünlerde. Ancak gelecek ne gösterir bi- İslam yapısı olduğu için de önemlidir. 19. yüzyıl sonunda tamirat görmüş; linmez. Malum; gelecek, İstanbul için kentsel dönüşüm yılları olacak. Mu- şimdiki pencereleri de o dönemin eseridir. Bu cami de eğimli bir araziye radiye ve Türkali semtleri de bu dönüşümden payını alabilir. En azından inşa edilmiştir. Camideki türbe zamanla özellikle kutsal günlerde ziyaret- bazı mahalle sakinlerinin görüşü bu yönde. B+ çilerin akınına uğrar olmuş; Tuzbaba hakkında efsaneler ortaya çıkmıştır.

Efsaneye göre,“Tuzbaba” Fetih döneminde Fatih’in ordusundaki as- kerlerden biridir. Tuz sıkıntısı çeken orduya tuz temin etmiş ve Fatih’in “tuzcubaşı”sı olmuştur. Fetihten sonra şimdi Tuzbaba Camii’nin bulun- duğu bölgeye yerleşmiş, 1490 yılında camiyi yaptırmıştır. Rufai tarikatın- dandır. Halk arasında kerametleri anlatılır. Caminin Büyük Esma Sultan İlköğretim Okulu’na bakan duvarında türbenin dış yüzeyinde mermer bir çıkma bulunur. Bu çıkmanın üzerine tuz paketleri bırakılır. Gelen geçen- ler dilek dileyip, buradan tuz alıp yerler. Bu gelenek, Türk filmlerine bile konu olmuştur.

übeyde anım eşmesi Dedik ya, burası artık eski görünümünü yavaş yavaş yitiren bir semt. Tür- kali Mahallesi’ndeki ahşap konaklar, bostan evleri, taş yapılar apartman- lara yenik düşmüş. Güzelim vadide, destek köstek birbirine bağlı evler Tuzbaba Camii silsilesi var artık. Ayakta kalan birkaç tarihi izden biri de Zübeyde Hanım

70 B+ SONBAHAR Dünya Barış Parkı

Yumurtacı Ahmet Bayraktar Türkali Mahallesi Muhtarı 1994’den beri Türkali Mahallesi muhtarıyım. 1953 doğumluyum, 7750 haneye hizmet ediyorum. 1974’ten beri yumurtacılık yaptığım için Beşiktaş halkı beni “Yumurtacı Ahmet” olarak tanır ve bilir. Bu lakabım sebebiyle 1989 seçimini kaybetmiştim. 1994 tarihinde bü- tün haneleri gezerek ve soyadımı söyleyerek seçimi büyük farkla kazandım. 1996 tarihinde okuldan 2. sınıf talebeleri geldi. Öğret- menleri “Muhtarımızın adı nedir?” diye sorduğunda hepsi bağırarak “Yumurtacı Ahmet” dedi. O kadar duygulandım ki aynı yıl mahkeme kararı ile “Yumurtacı” olan lakabımı soyadı olarak aldım. Halkım beni çok sever, sevgileriyle her dönem muhtar olarak seçerler. Mahal- lemizin kültür düzeyi yüksektir. Herkes birbirini tanır ve saygılıdırlar. Komşulukları iyidir ve yardımseverdirler. Mısırlıbahçe Parkı

B+ SONBAHAR 71 Bir sta e rte e kaar raiker esek e atar resimir

Yazı ETEM ÇALIŞKAN Fotoğraf ETEM ÇALIŞKAN VE ERTEL AİLESİ ARŞİVLERİ

Etem Çalışkan, Mengü Ertel’in sanat yaşamını ve dostuyla paylaştığı anıları B için kaleme aldı.

72 B+ SONBAHAR irinci Levent’in doğu yakası meskenimiz oldu. Adı, 4. Yurdaer Altıntaş, Güzel Sanatlar Akademisi Afiş Atölyesi’nden arkada- Gazeteciler Sitesi. Güvercin durağındaki banka evlerine şım; Mengü başka atölyeden arkadaşım. Anılarla Mengü’yü gülüşüyle de bitişik. Birinci Levent’in bahçeli evleri ile karşı karşıya- öfkesiyle de güzelce bir ıslattık yağmurla. Mengü de, Yurdaer de yurt için- yız. Onların güneşi bizim ufuktan doğar. Bizim güneş de de ve yurt dışında yenilikçi, öncü afiş ve grafik sanatçısı onların üzerinden batar. Aramızdan bir dere kuzeye doğru iner. Bizim 4. Yurdaer ile sohbetimiz dünkü 18 Mayıs’tı. Akşamüzeri, GazetecilerB Sitesi’nin bittiği yer sebze, meyve, bostan camlarda damlalar, inen günün ışıkları ile mısralaştı. Üs- bahçesidir. Bitişiğimizdeki tepede 1970’li yıllarda man- tüne, içine boşalan ebemkuşağı ile 19 Mayıs’a süslen- dıra vardı; bir de padişahın avcı köşkü. Kapılarımıza miş gökyüzünden doygun bir mutluluk içinde yeryüzü. mevsimine göre lahana, kıvırcık, marul, fasulye, bakla, Çiçekli yeşil dallar gülümsedi camlardan yüzümüze. maydanoz, nane, çilek ve daha birçok sebze ve mey- Beşiktaş kandillerinden Yurdaer Altıntaş, Beşiktaş kan- veler kokularıyla gelirdi dalından, kökeninden. Şimdiki dili Mengü Ertel’le ilgili sohbetimizin sonunu şu sözle- Maya Siteleri’nin yerindeki mandıradan da yemyeşil ot riyle vurguladı “Mengü’nün yaşamı, sanata tutkudur kokan süt, yoğurt, kaymak, tereyağı gelirdi. Sanatın bütününe, tiyatroya, sinemaya, resme, afişe, grafiğe, müziğe, sanatın tamamına tutkudur. Hem de Dönelim 1950’nin ilk yıllarına; Mengü Ertel o yıl gi- paraya hepimiz gibi ihtiyacı olduğu halde. Mengü’nün receği iki okulun sınavından hangisini kazanırsa o örnek yönüdür sanata tutkusu Keşanlı Ali Destanı, As- okulda yapacaktı sanat öğrenimini. Güzel Sanat- lan Asker Şvayk unutulmazlarından lar Akademisi’nin sınavı, konservatuardan önce idi. Onun sınavına girdi ve kazandı. Akademi gerçekleşti. Konservatuar hayal oldu. Mengü Ertel’i yazarken sıralama yapamıyorum. Aklıma gelenleri yazıyorum. Çünkü Mengü’nün çalışmaları da Mengü iyi bir grafik sanatçısı oldu. Zamanının en bü- böyledir. Yapıtların tasarımı beynindedir önceden. Adı yük, çağdaş reklam ajansını kurdu. Ama içinden çık- Menü Tiyatro Afişleri serisi için duyuru üstünde, ta-sa-rım afişi mıyordu sinema ve tiyatro kurdu. Mengü konservatu- ara girmiş olsaydı, yeni bir Muhsin Ertuğrul vakası doğabilirdi. Fakat, Türk Tasarım durağandır beyinde. Beyinden muslukları açıp ele-göze yol ve- afiş sanatı dünyasında Mengü Ertel vakası olmazdı. rince başlıyor sanatın gümbürtüsü, coşkusu, çizgisi, rengi, musikisi, sah- nesi Sona yaklaşırken Mengü ter içinde bir orkestra şefidir sahnede Haldun Taner, Keşan’da Ali ile destanı konuşurken meydan kahvesinde, İstanbul Devlet Opera ve Balesi için Beethoven’ın Fidelio’su için Mengü bu ikili ile buluşmuş olmayacaktı. Hüsmen Ağa’nın taze demli çayı- afiş tamamlanmıştır, Mozart’ın Figaro’nun Düğünü afişi tamam, W. nı, Mengü’nün yerine bir başkası içecekti Keşanlı Ali ile Daha? Türkçe’si Shakespeare’in Fırtına oyunu için afiş hazır, Mengü sahnesi sakin Hal- Behçet Necatigil’den, Borchert’in “Kapıların Dışında” oyununun afişi, dun Taner’in Keşanlı Ali Destanı bitmiştir; Keşan’da Hüsmen Ağa’nın ça- Brecht’in “Carrar Ananın Silahları” afişi, “Aslan Asker Şvayk” yını içerek Mengü, Haldun Taner ve Keşanlı Ali sohbettedirler.

Ve daha daha ve de dahaları, Jan Dark’ın Çilesi-Carl Dreyer’in eseridir, W. Shakespeare’ler, Romeo ve Juliet, Bir Yaz Gecesi Rüyası, Arthur Miller’in üç perdelik oyunu, Bütün Oğullarım Yüzlerce tiyatro, sinema afişleri, ki- tap kapakları, grafik tasarımlar, öğrenciler ve de ödüller

Güzel yazı hocam Hattat Emin Barın’ın da yakın dostu olan Alman Grap- his dergisinin editörlerinden Aleandre Aleandre’ın, derginin Nisan 1977 sayısında Mengü Ertel için yazdığı uzunca bir yazısından birkaç cümle sunmak istiyorum siz okurlara “Güçlü kuvvetli bir Türk, siyah saç- lı, sakallı, sınırsız bir enerji ve büyük bir yaratıcılık gücü yansıtan bir aydın yüzü, o ölçüde sağlam ama duyarlı eller, işte Mengü Ertel’in görünüşü. Michelangelo’nun ruhunu taşıyor sanki. Onun elinden bir yontu da olabi- lirdi. Az gülüyor, ama kahkahayı bastı mı yürekten kopuyor gülüşü. Bu bü- yük sanatçıda, özentili, yapmacık, hesaplı hiçbir şey yok. İkiyüzlülük, hak- sızlık, aldatmaca karşısında öfkesi bir gökgürültüsü gibi patlayıveriyor”

Efendim, Beşiktaşımız İstanbul’un Güzel Sanatlar Akademisi’yle, üniver- siteleriyle, sarayları, müzeleri, kütüphaneleri, kültür merkezleri, meydanla- rı, anıtları, mimarisi ve camileri, dinsel yapıları ile kültürün, sanatın ocağı- dır. Sanatçıları, yazarları, çizerleri de ülkemizin kandilleridir. Kandiller yeni kandilleri tutuşturuyor. Beşiktaşımız aydınlanıyor, İstanbul’u aydınlatıyor, ülkemiz aydınlanıyor.

Kenan Temizan’dan, İhap Hulusi’den, Emin Barın’dan ışıklanan Mengü Ertel için buluştuk Yurdaer Altıntaş’la Levent’te Gökyüzünde koyulaştı bulutlar. Mayıs’ın erguvani pembe mavisi karardı. Ufuklardan şimşekler çaktı üstümüze. Sonra gökgürültüsü kulaklarımızda patladı. İri iri cam damlası gibi rengârenk kocaman kocaman damlalar Boşaldı gökyüzü yeryüzüne Yurdaer, cigarasını bastırdı masadaki yağmur suyuna. Nisbe- tiye Kafe’nin dış cam dibinden iç cam dibine geçtik. Gökyüzünün Mengü gürlemesi camları titretti, camlardan yağmur aktı şırıl şırıl. Görünür görün- mez oldu dışarısı. Aslan Asker vayk oyunu için afiş Arena tiyatrosu

B+ SONBAHAR 73 Menü Ertel eşi lfet Ertel ve oğlu Murat Ertel ile Oyuncular serisinin açılışında Maçka Sanat Galerisi

Mengü Ertel’in oğlu, mahallemizin dünkü çocuğu, bugünün Baba Zula müzik ailesinden Murat Ertel’le de konuştuk babasını. Sanatçı babanın sanatçı oğluyla

“Babam çalışmalarında, sanatta sınırları zorlardı ve sanatı disiplinlerarası kur- gulardı. Babam Mengü Ertel’i grafik sanatçısı olarak değil, sınır ötesi bir sa- natçı olarak tanımlarım. Çünkü grafik sanatına resmi, karikatürü, kaligrafiyi, fotoğrafı katmış ve kendi meslektaşlarının bazıları tarafından sert bir şekilde eleştirilmiş, yerilmiştir.

Ben çocukken babamın devrimci yöntemlerle çalıştığını gözlemledim. Örne- ğin bir afiş yaparken çamaşır suyu, saç kurutma makinesi, diş dolgu malzeme- leri gibi akla gelmeyecek malzemeleri büyük bir rahatlıkla kullanırdı.”

iaronun Düğünü operası için afiş İstanbul Devlet Opera ve Balesi

idelio operası için afiş İstanbul Devlet Opera ve Balesi Keşanlı Ali Destanı oyunu için afiş Devlet Tiyatroları

74 B+ SONBAHAR Kitap kapağı Nasreddin oca Erdoğan Tokmakçıoğlu Bir Kavuk Devrildi oyunu için afiş basılmadı

Otello operası için afiş İstanbul Devlet Opera ve Balesi Kapıların Dışında oyunu için afiş basılmadı

B+ SONBAHAR 75 Yüzler resimleme dizisinden örnekler

76 B+ SONBAHAR Bundan önce de gene benim 100. yıl için çizdiğim Atatürk portrelerinde ki bu portreler 1981 yılı için takvim yapıldı. Mengü bana sanat danışmanlığı yaptı.

Zaman zaman sabahları erken saatlerde işyerimize giderken karşılaşırdık Kemal’le. Kemal, Renault’nun direksiyonunda. Rastgele ara sokaklardan Levent meydanından Karaköy’e, Gümüşsuyu’na Arabasının lastik iz- lerinin bulunmadığı ara sokak kalmamıştır. Ama denk düştükçe Çalıkuşu sokağından geçerken, solumuzdaki Reşat Nuri Güntekin’in evine gıyabi “Günaydın Reşat Nuri” derdik.

Mengü Ertel’in atölyesinde çok çalışanlar oldu. Onlara Mengü Ertel öğ- rencileri demek gerek. Benim iki oğlumdan büyüğü, Murat’la okul arka- daşıydı. Raci’nin küçüğü Adnan da Mengü’nün çırağı Adnan Mengü’ye “Mengüç abi” derdi.

Mengü Ertel yenilikçidir. Bir şeyi bulmak için aramazdı. Aramazdı bulurdu.

TC Kültür Bakanlığı için loo Türkiye adyo Televizyon “Şöyle olsun böyle olsun” isteklerini duymazdı. Aramazdı derken “hazırı Kurumu için loo aramaz”dı. Mengü kendinde olanı arardı. Ben Mengü’nün afişlerine, “sa- natın resim hali” desem, Mengü kızmaz da sizler ne dersiniz, bilemem. Sa- natta öncü, yenilikçi ustayı, arkadaşımı, dostumu saygıyla anıyorum. B+ 4. Gazeteciler Sitesi, dere boyunca tam bir sanatçılar, gazeteciler mahal- lesiydi. Evlerimizin bahçelerinden seslenirdik birbirimize, bir fincan kah- ve, bir bardak çay veya bir kitap, bir bilgi, bir tüp mavi, sarı, kırmızı boya için. Bazen Doğan Ergin’de ney sesiyle Dede Efendi, Sadun Aksüt’ten yaylı tambur, Celal Şahin’in sakız kadar mızıkasından Lüküs Hayat, Er- gin Konuksever’den bir arşiv veya acil yardım Erdoğan Tokmakçıoğlu, kapağını Mengü Ertel’in yaptığı Nasrettin Hoca kitabını da yanına alarak, Hoca’yla eşeğine ters binip, Bâbıâli’ye giderken görülürdü. Menü Ertel

Tarık Dursun K.’nın daktilo sesinden erken uyanan Osman Karaca ve ka- yenilikçidir Bir ligrafinin ustası Yılmaz Özbek Ve dere boyunca mevsim bahar yaz ise akasyalar, erguvanlar içinde, gündüzleri serçeler oynaşır ayva çiçeklerin- şeyi bulmak için de. Şafakta bülbülün Mayıs güllerine aşk şakımaları. aramazdı Yıl 1980. Atatürk’ün doğumunun 100. yıl kutlama afişlerinin yapımı, Men- Bulurdu Menü gü ile benden istendi, TBMM adına Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Ge- nel Müdürü Mehmet Özel tarafından. Evimin çatı katı çalışma yerimdi. kendinde olanı Ortak çalışmayla 10 afiş yaptık. Afişleri tamamladıktan sonra, ters çevirip arardı yere yaydık. Karışık olarak beşine ben adımı yazdım, beşine de Mengü yazdı adını. Ben Etem yerine Mustafa, Mengü de Kemal yazdı. Çevirdik afişleri ve imzaladık. Bu olaydan sonra, birbirimize hep “günaydın Kemal, günaydın Mustafa” diyerek seslendik.

Etem alışkanın B için el yazısı ile yazdığı Menü Ertel yazısı ve portresi

B+ SONBAHAR 77 Etkinlik

78 B+ SONBAHAR Ya akşamar ark Bşmaara güzel!

Yazı FUNDA DEMİR Fotoğraf BERKAY TEZCAN, ALAATTİN TİMUR

Bu yıl altıncısı düzenlenen Park Buluşmaları’nda binlerce Beşiktaşlı birarada eğlendi....

Film gösterimleri, konserler, kabareler ve söyleşiler Beşiktaş ecelerini hareketlendirdi.

B+ SONBAHAR 79 eşiktaş halkı kadar tüm İstanbullular için yaz gecelerinin Park Buluşmaları’nın olmazsa olmazı sinema gösterimleri Beşiktaş- vazgeçilmez etkinlikleri haline gelen gelenekselleşmiş lıları eski İstanbul günlerine götürerek, anılarını tazeledi. Mahalleliler “Park Buluşmaları” önceki yıllardaki coşku ve enerjisini açık hava sinemalarında biraraya gelerek “Paris’te Çılgın Macera”, katlayarak gelecek yıla devretti. 22 Haziran 2012 Cuma “Sevimli Kahraman”, “Çizmeli Kedi”, “Berlin Kaplanı”, “Güzel Günler akşamı Abbasağa Parkı’nda düzenlenen Suzan Kardeş Göreceğiz”, “Sen Kimsin?” ve “Entelköy Efeköy’e Karşı” gibi filmleri konseri ile başladı. izlediler. Çocuklar çizgi film gösterimlerini keyifle izlerken Hacivat ve B Karagöz’le tanışmış oldu. Cezmi Ersöz, Haluk Çetin, Zafer Diper ve Etkinlikler boyunca, başta Konaklar Sporcular Parkı, Ortaköy Meydanı, Serhat Özcan’ın katıldığı söyleşiler ile karşılıklı sohbetler edildi. Ulus Prof. Dr. Aykut Barka Parkı, Vişnezade Şairler Sofası Parkı, Abbasa- ğa Parkı, Ulus Ambarlıdere Parkı, Kuruçeşme M. Emin Ergün İ.Ö.Ö. Bah- Geçtiğimiz altı yılın ardından Beşiktaşlılar kadar İstanbulluların da nefes çesi, Dikilitaş Muhtarlık Parkı, Nisbetiye Birlik Parkı, Etiler Uçaksavar Parkı, alma ve buluşma noktası haline gelen Park Buluşmaları, doğru zemin Etiler Belediye Sitesi ve Arnavutköy Satış Meydanı, Etiler Lisesi Bahçesi yaratıldığında sosyal, ekonomik ve kültürel anlamda birbirinden farklı olmak üzere toplam yirmi alanda birbirinden renkli etkinliklere evsahipliği insanların birarada olabileceğinin en güzel kanıtlarından biri oldu yine. yaparak Beşiktaşlılara sıcak yaz akşamlarında stres atabilecekleri ve ücret- Ne öğrencinin gürültüsünden, kılığından kıyafetinden şikâyet eden tey- siz seyredebilecekleri onlarca alternatif sundu. Park Buluşmaları’nda her zeler, ne de çocukların sağa sola özgürce koşuşturmasından rahatsız yaştan ve her zevkten insanın beğenisine sunulan çok çeşitli bir program olan büyükler vardı. İşten çıkıp çantasına bir şişe şarap alarak gelenler hazırlandı. Beşiktaşlılar yaz boyunca konser, film gösterimi, söyleşi, tek ki- ve çaylarını termosta getirenler. Toplumun her kesiminden insan bira- şilik gösteri, orta oyuncular ve kabarelerden oluşan etkinlikler ile buluştu. rada çok güzel zaman geçirdi. Herkes halinden memnundu; parka ge- Parklara sığmayan coşku Beşiktaş sokaklarına taştı. len herkes içindeki önyargıları park kapısında bırakmış içeri öyle girmiş- ti... Her akşam yanında getirdiği çekirdeği, oturduğu kilimi paylaşanlar Park Buluşmaları’nın bu yılki konukları arasında; Erkan Oğur, İ. Hakkı oldu. Dostluklar pekişirken yeni arkadaşlıklar kuruldu. Etkinlik öncesin- Demircioğlu, Bülent Ortaçgil, Birsen Tezer, Fuat Saka, Güvenç Dağüs- de doğum günü, evlilik yıldönümü gibi özel günler sahneden kutlandı. tün, Zardan Adam, Grup Merdiven, Suzan Kardeş, Ceylan Ertem, Cezmi Gün geldi Karagözüm evlilik teklifine bile aracılık yaptı. Mahalle halkı Ersöz, Ali Atay, Entu, Peyk, Şenova Ülker uartet, Zeliha Sunal, Reiner birarada dostluk ve dayanışma duygularını perçinlerken geçen iki saat Glass, Luus, Vedat Sakman, Malt, Mavi Işıklar, Tayyar Erdem, Neyzen insanların dertlerini, sıkıntılarını bir nebze de olsa hafifletti ve unutul- Ünal, Zafer Diper ve Haluk Çetin, Serhat Özcan, Hande Akın, Mehmet mayacak güzellikte anılar bıraktı. Önümüzdeki yılı çok daha büyük bir Esen, Üst Kattakiler gibi birbirinden değerli sanatçı ve gruplar yer aldı. Şar- coşkuyla bekliyor Beşiktaş halkı. B+.. kılar, türküler hep bir ağızdan söylendi, kahkahalara karışan tempo hep bir- likte tutuldu.

80 B+ SONBAHAR Nurdan Akbaş Suat zcan

ocuğumla kaliteli vakit eçiriyorum Parkın karşısında oturan şanslılardanım Park etkinlikleri sayesinde çocuğumla doya doya ve kaliteli zaman geçiri- Park Buluşmaları’ndan çok memnunum, evimin karşısında her akşam yorum. Normalde benzer etkinliklere katılmak bu kadar kolay olmuyor, hele bir şenlik var... Ancak etkinliklerin hafta içi yerine özellikle hafta sonları de çocuğunuz varsa... Ulaşım problem, etkinlik saati problem, aile boyu yapılmasını istiyorum. Başka hiçbir ilçede görmediğim, duymadığım bu eğlenmenin maddi külfeti problem. Oysa buraya kimseye bağlı kalmadan park etkinlikleri biz Beşiktaşlılar için çok büyük bir şans, hatta bulun- sadece çocuğumu alıp gelebiliyorum. Hem de neredeyse her akşam bir maz bir nimet. Etkinlik duyuruları cep telefonuma mesaj olarak geliyor, şeyler oluyor. Çocuğum buraya gelen diğer çocuklarla oynuyor, sosyalle- bu uygulamadan da çok memnunum. Bu sene neredeyse bütün etkin- şiyor. Uykusu gelirse beş dakika sonra evde olacağımızı bilmenin rahatlığı liklere geldim. Gelmesem dahi balkonumdan oturup izliyorum var. Özellikle çocuklara yönelik etkinlikleri daha sık görmek istiyoruz... arkara bştar

İlkay Aksum Emel Akül - Evren akır

Pazar ünleri çocuklara ayrılsın cretsiz olması çok üzel Parktaki etkinlikler o kadar güzel ki, çoğu zaman başka bir program yapa- İşyerimiz Levent’te olduğu için sokaktaki afişler sayesinde etkinliklerden mıyoruz. Tamamına katılamasak da, geçerken mutlaka uğrayıp bakıyoruz. haberdar oluyoruz. İki yıldır özellikle Abbasağa Parkı’ndaki konserleri Erken saatte başlayıp, çok geç saatlerde bitmediği için park etkinlikleri- kaçırmamaya çalışıyoruz. İnanılmaz keyifli geçiyor, mesai bitimlerini iple nin kimseyi rahatsız ettiğini düşünmüyoruz. Buraya gelen herkesin keyfi çekiyoruz. Birsen Tezer’in burada verdiği konseri hâlâ arkadaşlarımıza yerinde gözüküyor. Yazlık sinemalar ve konserleri önceki yıllarda duyar, anlatıyoruz. Burada gerçekten birbirinden değerli isimleri hiçbir ücret burada oturan arkadaşlarımıza özenirdik. Ama artık biz de Beşiktaş’a ta- ödemeden dinliyoruz. Tıklım tıkış bir hal de yok.Yalnız belediyenin site- şındık ve bundan çok mutluyuz. Burayı seviyoruz. Belediyenin özellikle sindeki duyuruların daha güncel olmasını istiyorum. Beşiktaş’ta afişlerle, kültürel alandaki çalışmaları takdiri hak ediyor. Bu buluşmalar artık bir mesajlarla duyurular gerçekleştiriliyor; fakat Beşiktaş’ta oturmayan in- şenliğe dönüştürülmeli. Özellikle pazar günleri parkların insanların çocuk- sanlar ya sosyal paylaşım sitelerinden ya da belediyenin sitesinden ha- larıyla keyifli vakit geçireceği bir buluşma noktası haline gelmesini isteriz. berdar oluyor.

B+ SONBAHAR 81 Beşiktaş parkları İstanbulluların nefes alma noktaları oldu

82 B+ SONBAHAR B+ SONBAHAR 83 Haberler

Beşiktaşta Ağustos coşkusu

30 Ağustos Zafer Bayramı tüm Beşiktaş’ta coşkuyla kutlan- Ulus’taki “İlhan Selçuk ve Cumhuriyet Aydınlanmasını Yaratanlar dı. Evler ve sokaklar bayraklarla donatılırken Beşiktaşlılar Anıtı” önünde biraraya gelen binlerce kişi, ellerindeki meşaleler Atatürk’ün silah arkadaşlarıyla birlikte zorluklarla kurdukları laik ve bayraklarla marşlar söyleyerek coşku içinde Arnavutköy’e yü- Türkiye Cumhuriyeti’ne olan sevgi ve bağlılıklarını fener alayıyla rüdü. Yürüyüşe katılanlar arasında bulunan AKUT ekibi de coş- bir kez daha gösterdiler. kulu kalabalığa ellerindeki meşaleleriyle eşlik etti. Motosiklet tutkunları ise motosikletleriyle konvoyun önünde yerlerini aldı. Arnavutköy’de Ömer Güven Parkı’nda Beşiktaşlılara seslenen 1922 yılında 26 Ağustos’ta başlayıp, 30 Ağustos’ta Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın “Türkan Saylan’ın, İl- Dumlupınar’da Mustafa Kemal’in başkumandanlığında zaferle han Selçuk’un yuvasına hoş geldiniz. Kurtuluş Savaşı’nın baş- sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni anmak ve ha- ladığı noktaya hoş geldiniz” diyerek başladığı konuşması uzun tıraları önünde şükranla eğilmek amacıyla kutlanan 30 Ağustos süre alkışlandı. Zafer Bayramı’nda Büyük Taarruz sırasında şehit düşen isimsiz kahramanlarımız saygı ve minnet duygularıyla anıldı.

84 B+ SONBAHAR B+ SONBAHAR 85 Haberler

Dünya Barışı Beşiktaşta kutlandı

Beşiktaş Belediyesi, 1 Eylül Dünya Barış Günü çerçevesinde sı için önemli bir unsurdur. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü Yunanis- “Türkiye - Yunanistan Dostluğu Halk Oyunları Festivali” etkinli- tanlı komşularımızla biraraya gelerek Beşiktaşlılarla birlikte renkli ği düzenledi. Yunanistan’dan altı grubun da aralarında bulundu- bir etkinlikle kutlayacağız.” dedi. ğu yaklaşık 300 sanatçının katıldığı etkinlik, Beşiktaş Barbaros Etkinlik kapsamında, aralarında Beşiktaş Belediyesi Halk Oyun- Meydanı’nda düzenlendi. Açılışa Beşiktaş Belediye Başkan Vekili ları Ekibi’nin de yer aldığı Türk ekibi ile Kostas Leivadiotis yö- Kemal Çiloğlu’nun yanı sıra Yunanistan’dan çeşitli protokol üyeleri netimindeki Yunanlı halk oyunları grupları Beşiktaş Çarşısı’nda, de katıldı. Kemal Çiloğlu, etkinlikle ilgili olarak “Barış, insanların Beşiktaş’ın cadde ve sokaklarında tur attılar. Etkinliği ilgi ve ke- mutluluk, güven ve huzur içinde yaşayabilmesi, savaşlar ve anlaş- yifle karşılayan halk ve katılımcılar, aynı zamanda Best FM’den mazlıklar nedeniyle meydana gelen can kaybının ortadan kalkma- Gönen’in konserini izlediler. 86 B+ SONBAHAR Yaz okullarına yoğun ili

Beşiktaş Belediyesi ve Beşiktaş Halk Eğitimi Merkezi’nin, öğrencilerin yaz tatillerini değerlen- dirirken, farklı alanlardaki yeteneklerini geliştire- bilmelerini amaçlayarak düzenlemeye başladığı yaz okulu bu sene de çok sayıda öğrenci ağırladı. Önceki yıllarda da olduğu gibi, katılımın ücretsiz gerçekleştiği yaz okulu kursları büyük ilgi gördü. Futbol, basketbol, voleybol, tenis, yüzme, drama, bale, İngilizce, gitar ve satranç branşlarında faaliyet gösteren yaz okulları için Haziran ayında kayıtlar alındı ve 1500 civarında öğrenci başvurdu.

Yaz okulunda yüzme eğitimleri Türkiye Spor Ya- zarları Derneği’nde gerçekleştirilirken, drama ders- leri Dikilitaş Semt Evi`nde, basketbol kursları İsmail Tarman İlköğretim Okulu`nda, voleybol kursları Şair Mehmet Emin Yurdakul İlköğretim Okulu’nda, futbol kursu Yeni Levent Lisesi`nde, bale kursları Akatlar Kültür Merkezi`nde, gitar dersleri Beşiktaş Gençlik Eğitim Merkezi’nde, tenis kursları Sporcu- lar Parkı’nda, İngilizce dersleri ise Dikilitaş Semt Evi ile Beşiktaş Gençlik Eğitim Merkezi’nde verildi.

Haziranın son haftası başlayıp, eylülün ikinci haf- tasına kadar süren ve sezon sonunda sertifikaların verildiği yaz okulunda kurslar hafta içi günlerde ya- pıldı. Yaş grupları esas alınarak farklı saat dilimlerin- de düzenlenen eğitimlerden 7-16 yaş grubundaki çocuklar yararlandı.

Kuruma serisi Beşiktaştaydı

Kuraklık sorununa dikkat çekmek için Beşiktaş Belediyesi Gö- çebe Bağımsız Sanatçı İnisiyatifi işbirliğiyle “Kuruma” adlı ulusla- rarası yerleştirme sergisi düzenledi. 15 Ekim-13 Kasım 2012 tari- hinde Ortaköy Sanat Galerisinde ziyaretçileri ağırlayan sergide Türkiye’den ve dünyadan 28 sanatçının eserleri kuraklığın toplum üzerinde yarattığı kalıcı etkilerine dikkat çekmek için sergilendi.

Daha önce bütünleşme, vazgeç- me, dönüşme, acıkma ve paylaşma gibi farklı temalara değinen eserle- riyle sanat ve sanatçının göçebe olduğuna inanan, göçebelik ve değişkenlerin toplumdaki etki- sini göstermeyi amaçlayan grup İstanbul’da kuraklık temasını seç- tiler. Göç süreci, göçebelik ve de- ğişkenlerinin toplumdaki etkisini ir- delemek için birlikte olan sanatçılar; göç sürecinin küresel boyutuna deği- nen yeni işlerde üretmeyi planladılar.

B+ SONBAHAR 87 Haberler

Atatürkün manevi kızı lkü Adatepeyi kaybettik

Yaşı kaç olursa olsun bu memlekette ilkokul sıralarına oturan hemen her- ayırmıyordu. Çok yorgun olduğu zamanlarda bile Ülkü’yü kıramaz ve ona kes, kitaplarda Atatürk’ün onunla çekilmiş olan fotoğraflarına özenerek vakit ayırırdı. Ülkü artık adeta Atatürk’ün çocuklara olan sevgisinin simgesi baktı... Nesiller değişse de; bu ülkede doğmuş olan milyonlarca çocuğun haline gelmişti. hayalini yaşayan isim oldu Ülkü Adatepe... Okumayı öğrenirken kara tah- tanın önünde gördük onu. Yanında Atatürk... Sonrasında kısacık saçları ve çocuk gülüşüyle hayat bilgisi kitaplarımızda çıktı karşımıza. Sımsıkı Manevi babası Atatürk’ü kaybettiğinde altı yaşında olan Ülkü bu süreçte tuttuğu ve son nefesine kadar hiç bırakmadığı el Mustafa Kemal’e aitti. O eğitimini tamamlayamadı ve genç yaşta evlendi. İlk evliliğini Atatürk’ün bir Atatürk’ün yadigârı, manevi kızı Ülkü Adatepe’ydi. diğer manevi kızı olan Sabiha Gökçen’in amcasının oğlu olan üsteğmen Fethi Doğançay, ikinci evliliğini yağ tüccarı Yeşua Bensusen, üçüncü ev- liliğini ise işadamı Öke Adatepe ile yaptı. İlk evliliğinden iki erkek çocuk Geçtiğimiz ay geçirdiği trafik kazası sonucu hayata gözlerini yuman Ülkü sahibi oldu. Son nefesine kadar Atatürk ilke ve inkılâpları ışığı altında ya- Adatepe 80 yıllık ömrüne öyle güzel anılar sığdırdı ki; bu millet için o her şayan Ülkü Adatepe bu büyük mirası bizlere devrederek ve ardında büyük zaman Atatürk’ün kitaplardaki güler yüzlü küçük kızı olarak kalacak ve on- bir acı bırakarak sonsuzluğa uğurlandı. larca nesil daha ona özenerek büyümeye devam edecek.

Ülkü Adatepe, Atatürk’ün çok sevdiği, gözbebeği en küçük manevi kı- zıydı. Mustafa Kemal Atatürk ’ün annesi Zübeyde Hanım’ın evlatlık ola- rak yetiştirip büyüttüğü Vasfiye Hanım ile Fransızca öğretmeni ve aynı zamanda gar şefi olan Mehmet Tahsin Çukurluoğlu’nun kızı olarak dün- yaya geldiğinde takvimler 27 Kasım 1932’yi gösteriyordu. Vasfiye Hanım ile Mehmet Bey’in çocukları olacağını öğrendiğinde ister kız, ister erkek olsun Ülkü isminin verilmesini isteyen Mustafa Kemal, henüz 9 aylık bir bebekken küçük Ülkü’yü Çankaya Köşkü’ne aldırdı ve biraz büyüdüğün- de onu yurt gezilerine dahi götürmeye başladı. Daha çok küçük olmasına rağmen Mustafa Kemal’i her gördüğünde tanıyan ve kollarına atılmak iste- yen bir bebekti. Ülkü’nün bu sıcakkanlı tavırları ve Ata’ya olan sevgisi kar- şılıksız kalmıyordu. Bazen Atatürk’ün kucağında sesi çıkmadan saatlerce kalır ve saatiyle oynamayı çok severdi. “Zekâyı takdir ederim; bu çocukta kıymetli bir zekilik görmekteyim, Ülkü ile onun için alakadar oluyorum” di- yen Mustafa Kemal bu küçük kıza çok özel bir sevgi besliyor ve yanından

88 B+ SONBAHAR Köyiçi yenileniyor

Meslek edindirme kursları

Beşiktaş Belediyesi, Ortaköy Meydan’ının ardından Beşiktaş Beşiktaş Belediyesi, Beşiktaş Halk Eğitim Merkezi işbirliğiyle kentlilerine Köyiçi’nin yenilenmesi çalışmalarına başladı. Köyiçi esnafıyla ücretsiz olarak el emeğini değerlendirme ve meslek edindirme kursları su- toplantı yapan Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal hem yeni- nuyor. Başvurularının 17-28 Eylül tarihlerinde yapıldığı meslek edindirme leme çalışmaları hakkında bilgi verdi hem de Kartal heykeli önün- kursları, yabancı dilden, el sanatlarına, müzik ve gösteri sanatlarından ki- de yapılacak zemin çalışmasından bir örnek gösterdi. şisel gelişim ve eğitim kurslarına, bilişim teknolojilerinden grafik ve fotoğ- rafçılık kurslarına kadar çok farklı alanlarda yetkinleşme ve yeni bir meslek Köyiçi esnafının konuyla ilgili görüşlerini de alan Ünal, Balık kazanma imkanı tanıyor. Kurs programını başarı ile tamamlayan katılımcıla- Çarşısı’nın yenilenmesi konusunun üzerinde de özellikle durdu. ra, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı eğitim sertifikaları verilecek.

Beşiktaş enrenk otoğraf Yarışması

Yılda bir kez yayımlanan özel sayı Atlas İs- tanbul ve Beşiktaş Belediyesi, İstanbul’un en güzel ilçelerinden olan Beşiktaş’ı konu alan bir fotoğraf yarışması düzenliyor. “Be- şiktaş Rengârenk Fotoğraf Yarışması” adıy- la düzenlenen yarışma, amatör ve profesyo- nel bütün fotoğrafçıların katılımına açık.

İstanbul’un görkemli tarihini yansıyan saray- larıyla, sekiz üniversitede ağırladığı on bin- lerce öğrencisiyle, Boğaz’a nazır semtleriy- le, kültürel ve sanatsal etkinlikleriyle, bin bir renge ve kültüre kucak açmış olan Beşiktaş, şimdi kapılarını fotoğrafçılar için açıyor.

Son katılım tarihi 15 Kasım 2012 olarak belirlenen yarışmaya tüm Beşiktaş ilçe sınırları içinde çekilmiş fotoğraflarla katıl- mak mümkün. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Atlas Yayın Yönetmeni Öz- can Yüksek, Atlas Fotoğraf Editörü Sinan Çakmak, Atlas fotoğrafçısı Turgut Tarhan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Ozan Bilgiseren’in juri üyeliği yapacağı ya- rışmanın ödülleri ise Canon EOS 5D Mark III, Canon EOS 7D ve Canon EOS 60D olacak.

otoğraf Sinan akmak

B+ SONBAHAR 89 Haberler

Meme kanseri ile mücadele

Türkiye’de 16 yıldır sağlık alanında yürütülen sosyal sorumluluk pro- jesi olan AVON Meme Kanseri ile Mücadele Yürüyüşü, Beşiktaş Belediyesi işbirliğiyle 14 Ekim 2012 tarihinde Beşiktaş’ta düzenledi. Ortaköy-Beşiktaş hattında düzenlenen Meme Kanseri ile Mücade- le Yürüyüşü’nün açılışını Filiz Akın ve oğlu İlker İnanoğlu yaptı.

Dil devrimi Türkiye’de her yıl yaklaşık 30 bin kadının hayatını tehdit eden meme kanseri ile ilgili bir kez daha “Erken Teşhis Hayat Kurtarır” diyen bin- yaşında lerce kadın, tek bir ses ve yürek olup yürüdüler. Bu seneki yürüyüşün sloganı, meme kanserinin rengi olarak kabul edilen pembeyi vurgula- Dil Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği Beşiktaş Şube- yan “Hayata Pembe Gözlüklerle Bak” sloganı oldu. Yürüyüş, Beşik- si, Troya Folklor Araştırmaları Derneği, Beşiktaş Beledi- taş Meydanı Vapur İskelesi’nde Nilüfer’in verdiği konserle son buldu. yesi ve Cumhuriyet Gazetesi’nin katkılarıyla 80. Dil Bayra- mı kutlaması 29 Eylül 2012 Cumartesi günü Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Dil Bayramı kutlamaları kapsa- mında Tükçe’nin gelişmesi ve korunması için önemli katkıları bulanan; Prof. Dr. Yener Aytekin, Rutkay Aziz, Deniz Banoğ- lu, Ahmet Cemal, Yusuf Çotuksöken, Yılmaz Dağdeviren, Prof. Dr. Ömer Emircan, Prof. Dr. Aysel Ekşi, Prof. Dr. Ahmet Ercan, Prof. Dr.Cem Eroğul, Yaşar Kemal, Ufuk Karakoç, Prof. Dr. Türker Mirata, Prof. Dr. Z. Gökalp Mülayim, Zeynep Oral, Prof. Dr. Tuncer Ören, Prof. Dr. M. Zaman Saçlıoğlu, Şükran Soner ve Emin Tunçbilek’e “Onur Ödülleri” verildi.

essam Adnan okerin ismi Beşiktaşta yaşayacak

2010 yılında, çağdaş Türk resminin öncüsü Prof. Adnan Çoker’in retrospektif sergisini açan Beşiktaş Belediyesi bu önemli ressa- mımızın adını Akatlar Mahallesi’ndeki bir sokağa verdi. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ve Prof. Adnan Çoker’in de katıldı- ğı tören sanatçının adının verildiği sokakta saat 19 Temmuz 2012 tarihinde gerçekleşti.

“Ressam Adnan Çoker Sokağı”, Beşiktaş Cihannuma Mahalle- si’ndeki “Ressam Hamdi Bey Sokağı”nın ardından Beşiktaş’ta bir ressamdan adını alan ikinci sokak olma özelliğini taşıyor. Be- şiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Akatlar’daki sokağa Ad- nan Çoker’in isminin verilmesini, Sanayi-i Nefise’nin kurucusu Osman Hamdi Bey’den Çağdaş Türk resminin öncüsü Adnan Çoker’e ve gelecekte bu iki simge ismin izinden gidecek genç ressamlara Beşiktaş kentlilerinin gösterdiği saygının bir ifadesi olarak açıkladı.

90 B+ SONBAHAR eel eele karşı

Berlin’de bulunan Uluslararası Hegel Derneği’nin dü- zenlediği “XXIX. Uluslararası Hegel Kongresi”, Boğa- ziçi Üniversitesi’nin ortaklığı ve Beşiktaş Belediyesi’nin ev sahipliğiyle, 3-6 Ekim tarihleri arasında ilk kez İstanbul’da düzenlendi.

“Hegel Hegel’e Karşı” ana başlığı altında gerçekleşen kongrenin amacı, Hegel felsefesi üzerine tartışmaları yeniden değerlendirmek yerine bugünün koşullarıyla Hegel felsefesini mercek altına almaktı. Hegel, bugü- nün dünyasını nasıl değerlendirdi? Global ekonomi, göç dalgaları, iklim değişimi ve sözde demokrasiler karşısında ne söylerdi? Sorularının yanıtları arandı.

Kongre dört ana oturum ve sekiz mekânda düzenle- nen paralel oturumlarla gerçekleşti. Ana oturum, “Açık Perspektifler”, “Dün ve Yarın Arasında Hegel”, “Kav- ram, Hangi Anlamda?”, “Özne mi? Her Anlamda” başlıklarından oluştu. Ana oturuma katlan konuşma- cılar arasında, İlber Ortaylı, Wilfried Ver Ecke, Brady Bowman, Theodore Geraets, Violetta Waibel, Claudia Bickmann, Maria del Carmen Paredes-Martin, Eva Bockenheimer, Ryosake Ohashi, Erzsébet Rózsa, Birgit Sandkaulen, Walter Jaeschke, Alper Türken yer aldı. Ana oturumlar, Zeynep Direk, Türker Armaner, Sanem Yazıcıoğlu ve Önay Sözer tarafından yönetildi.

Eğitim desteği

Beşiktaş Belediyesi, Beşiktaş ilçe sınırları içinde ikamet eden öğ- renci velisi ve vasilerine 2012-2013 eğitim öğretim yılı için kıyafet desteği ve eğitim yardımında bulundu. 3-9 Eylül tarihleri arasında resmi ilkokul, ortaokul ve lise akade- milerinin herhangi birinde öğrenim gören öğrencilerin yakınlarının başvurduğu yardımdan, özel okullarda %100 burslu olarak öğre- nim gören öğrenciler de faydalandı. Boğazda iftar

Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlediği iftar yemekleriyle Beşiktaşlılar Ramazan’da da birarada olabilmenin tadını çıkardılar. Belediye, 24 Temmuz - 7 Ağustos tarihleri arasında her gün farklı bir mahalleye Boğaz’da tekne turu düzenleyerek iftar yemeği verdi. Tekne turu ile iftar yemeğinin ilki 24 Temmuz’da Dikilitaş - Türkali Mahallesi sakinleri ile gerçekleştirildi. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın da katıl- dığı teknede iftar turuna ilgi yoğundu. Beşiktaş İskelesi’nden tur tek- nesiyle hareket eden Beşiktaşlılar, Ramazan sofralarının huzurunu ve keyfini, Boğaz’ın eşsiz manzarasında yaşadılar.

B+ SONBAHAR 91 24 saat

Beşiktaş'ta Yaşam Rehberi Her konu için arayın... 7 gün 24 saat 444 44 55

Temizlik İşleri Müdürlüğü Arnavutköy Zabıta Karakolu İlçe Emniyet Müdürlüğü ACİL NUMARALAR BEŞİKTAŞ BELEDİYES‹ Tel: 0212 319 42 65 Tel: 0212 265 12 66 Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 81 Beşiktaş Tel: 0212 327 50 01 Faks: 0212 260 99 99 Yazı İşleri Müdürlüğü Levent Zabıta Karakolu 110 Yangın İhbar Beşiktaş Belediye Başkanlığı Tel: 0212 319 42 26 Tel: 0212 269 53 08 2. Şube Emniyet Müdürlüğü Nisbetiye Mah. Aytar Cad. Beşiktaş Gayrettepe Mah. Prof. Dr. Bülent Tarcan Sok. 112 Sıhhi İmdat Tel: 0212 319 42 42 Faks: 0212 319 42 70 Çevre Koruma ve Kontrol Gayrettepe Zabıta Karakolu No: 7 Beşiktaş İletişim: 444 44 55 www.besiktas.bel.tr Müdürlüğü Tel: 0212 272 37 89 Tel: 0212 214 40 18 Faks: 0212 214 45 00 121 Telefon Arıza Tel: 0212 319 42 92 Beşiktaş Belediye Başkanlığı Dikilitaş Semt Evi 3. Kolordu Komutanlığı 122 Ankesör Arıza (Eski Bina) Çırağan Cad. No: 77 Yıldız Mah. Mali Hizmetler Müdürlüğü Emirhan Cad. Dilek Sok. No:2 Beşiktaş Konaklar Mah. Org. İzzettin Aksalur Cad. No: 1 Tel: 0212 236 10 20 (10 Hat) Tel: 0212 319 41 23 Tel: 0212 2612926 Beşiktaş 126 Kablo TV Arıza Faks: 0212 259 16 83 Tel: 0212 285 06 46 Faks: 0212 285 03 23 Hukuk İşleri Müdürlüğü Etiler Yaşam Evi 154 Alo Trafik Özel Kalem Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 28 Etiler Mah. Ahular Sok. No:19 Beşiktaş Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü Tel: 0212 280 48 00 Tel: 0212 2634369 Gayrettepe Mah. Barbaros Bulvarı No: 137 155 Polis İmdat Sağlık İşleri Müdürlüğü Beşiktaş Tel: 0212 274 64 80 Emlak ve İstimlak Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 04 Ulus Yaşam Evi 156 Jandarma İmdat Tel: 0212 319 42 54 Nisbetiye Mah. Ilgın Sokak No: 3 Beşiktaş Kadastro Müdürlüğü Destek Hizmetler Müdürlüğü Ulus-Beşiktaş Tel: 0212 269 81 98 Cihannuma Mah.Yıldız Cad. No: 42 Beşiktaş 158 Alo Sahil Güvenlik Teftiş Kurulu Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 34 Tel: 0212 261 33 97 Faks: 0212 236 34 98 Tel: 0212 319 42 94 Ulus Semt Evi 175 Alo Tüketici İmar ve Şehircilik Müdürlüğü Ulus Mah. Yol Sokak No: 2 Ulus-Beşiktaş Darphane İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü Tel: 0212 319 42 53 Tel: 0212 2872715 Dikilitaş Mah. Yenidoğan Sok. No: 55 177 Orman Yangın İhbarı Tel: 0212 319 42 96 Beşiktaş Zabıta Müdürlüğü Ortaköy Yaşam Evi Tel: 0212 275 09 50 Faks: 0212 274 90 94 182 Ruhsal Bunalım Danışma Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Tel: 0212 260 60 05 Ambarlıdere Yolu Sk. No: 4 Ortaköy Tel: 0212 319 42 42 Tel: 0212 227 33 94 Deniz Müzesi Komutanlığı 184 Sağlık Danışma Beşiktaş Evlendirme Dairesi Sinanpaşa Mah. Cezayir Cad. No: 2 Plan ve Proje Müdürlüğü Nüzhetiye Cad. No: 68 Türkali Mah. Gençlik Merkezi Beşiktaş 185 Su Arıza Tel: 0212 319 42 75 Tel: 0212 260 64 97 Sinanpaşa Mah. Hasfırın Cad. No: 3 Kat: 5 Tel: 0212 327 43 45 Faks: 0212 236 68 93 Beşiktaş Tel: 0212 259 06 73 186 Elektrik Arıza Fen İşleri Müdürlüğü Ortaköy Zabıta Karakolu Devlet İstatistik Enstitüsü Bölge Tel: 0212 319 42 63 Tel: 0212 260 54 53 Kız Öğrenci Konuk Evi Müdürlüğü 187 Gaz Arıza Çitlenbik Sok. No: 29 Yıldız-Beşiktaş Cihannuma Mah. Barbaros Bulvarı No: 53 Park ve Bahçeler Müdürlüğü Beşiktaş Çarşı Zabıta Karakolu Tel: 0212 236 10 24-25 Beşiktaş 188 Cenaze Hizmetleri Tel: 0212 319 42 64 Tel: 0212 258 16 73 Tel: 0212 258 92 96 Faks: 0212 258 36 76 Erkek Konuk Evi Prof. Dr. Bülent Tarcan Sok. No: 25/A Halk Eğitimi Merkezi Gayrettepe-Beşiktaş Tel: 0212 274 07 30, Dikilitaş Mah. Leylak Sok. No:10 Beşiktaş 0212 274 00 87 Tel: 0212 260 31 30 Faks: 0212 236 91 02

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü RESM‹ DA‹RELER Nisbetiye Mah. Okul Sok. No: 4 Beşiktaş Tel: 0212 325 50 01 Faks: 0212 325 91 20

BEDAŞ İlçe Özel İdare Müdürlüğü Bedaş Genel Müdürlük Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 77 Beşiktaş Tel: 0212 347 74 10 Tel: 0212 261 02 72 Faks: 0212 259 67 63 Faks: 0212 347 75 03 İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı Bedaş Beyoğlu İşletme Şefliği Nisbetiye Cad. Başlık Sok. No:1 Beşiktaş Tel: 0212 237 23 50 Tel: 0212 269 15 41 Faks: 0212 269 15 41 Faks: 0212 297 63 04 Jandarma Bölge Komutanlığı Harp Akademileri Komutanlığı Balmumcu Mah. Şakir Kesebir Cad. No: 1 Konaklar Mah. Org. İzzettin Aksalur Cad. Beşiktaş Tel: 0212 213 44 00 Beşiktaş Tel: 0212 284 80 65 Kaymakamlık İstanbul Merkez Komutanlığı Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 77 Beşiktaş Sanatçılar Cafe Mecidiye Mah. Palanga Cad. No: 62 Beşiktaş Tel: 0212 327 33 10 Faks: 0212 327 33 11 Tel: 0212 258 99 60 Faks: 0212 258 60 65

92 B+ SONBAHAR Nüfus Müdürlüğü İGDAŞ Etiler Şefliği Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 77 Beşiktaş Tel: 0212 358 51 62 Faks: 0212 358 51 63 Tel: 0212 259 84 44 Faks: 0212 327 33 15 İGDAŞ Fulya İşletme Şefliği Milli Saraylar Daire Başkanlığı Tel: 0212 212 52 87 Faks: 0212 212 52 88 Vişnezade Mah. Dolmabahçe Cad. No: 11 Beşiktaş İSKİ Beşiktaş Şube Müdürlüğü Tel: 0212 236 90 00 Faks: 0212 259 32 92 Tel: 0212 285 94 19-20

Müftülük İSKİ Müşteri Hizmetleri Sinanpaşa Mah. Beşiktaş Cad. No: 37 Tel: 0212 328 17 55 Faks: 0212 328 17 61 Beşiktaş Tel: 0212 261 00 84 Faks: 0212 260 33 10 İSKİ Beşiktaş Şefliği Tel: 0212 328 17 58 Faks: 0212 328 17 59 Polis Eğitim Müdürlüğü Akat Mah. Selçuklar Sok. No: 24 Beşiktaş İTFAİYE Tel: 0212 352 36 93 Faks: 0212 352 36 92 Tel: 0212 261 75 00 - 0212 261 75 01 0212 227 81 19 - 0212 227 14 79 1. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü 0212 258 75 34 Cihannuma Mah. Yıldız Cad. No: 42 Beşiktaş Faks: 0212 227 81 19 Tel: 0212 261 73 90 Faks: 0212 258 32 51

2. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü MUHTARLIKLAR Yaz okulu Cihannuma Mah. Yıldız Cad. No: 42 Beşiktaş Tel: 0212 260 20 02 Faks: 0212 236 51 65 Abbasağa Mahalle Muhtarlığı Kültür Mahalle Muhtarlığı Clinika Gayrettepe Polikliniği TRT İstanbul Televizyonu Muhtar: Yüksel Sağat Muhtar: Dursun Gül SAĞLIK KURULUŞLARI Gayrettepe Mah. Yıldız Posta Cad. No: 34 Kuruçeşme Mah. Ahmet Adnan Saygun Cad. Cihannuma Mah. Çömezler Sok. No: 1 Kültür Mah. Sekbanlar Sok. No: 88 Beşiktaş Beşiktaş No: 83 Beşiktaş Beşiktaş Tel: 0212 263 35 37 Faks: 0212 263 35 37 Tel: 0212 347 55 77 Tel: 0212 259 72 75 Faks: 0212 227 61 16 Tel: 0212 227 83 27 Faks: 0212 259 39 57 Dentistanbul Diş Hastanesi Levazım Mahalle Muhtarlığı Abbasağa Mah. Yıldız Cad. No: 71 Micromed Polikliniği Türk Telekom Müdürlüğü Akat Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Ziya Uygur Beşiktaş Levent Cad. Sümbül Sok. No: 34/A Levent Gayrettepe Mah. Yıldız Posta Cad. No: 40 Muhtar: Murat Tayfun Kirmanlı Levazım Mah. Koru Sok. No: 7 Beşiktaş Tel: 0212 327 40 20 Tel: 0212 280 10 87 Beşiktaş Akat Mah. Haydar Aliyev Cad. No: 3 Beşiktaş Tel: 0212 288 93 21 Faks: 0212 288 93 21 Tel: 0212 288 24 00 Faks: 0212 212 42 42 Tel: 0212 351 21 69 Faks: 0212 351 12 84 Hattat Hastanesi Etiler Kardiyoloji Polikliniği Levent Mahalle Muhtarlığı Levent Mah. Yeni Sülün Sok. No: 13 Akat Mah. Nisbetiye Cad. No: 41/25 Beşiktaş Beşiktaş İlçe Afet Merkezi Arnavutköy Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Muzaffer Türk Beşiktaş Tel: 0212 352 52 51 Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 83 Beşiktaş Muhtar: Sedef İrteş Levent Mah. Gonca Sok. No: 12 Beşiktaş Tel: 0212 282 36 48 Tel: 0212 261 46 46 - 0212 327 33 13 Arnavutköy Mah. Satış Meydanı Sok. No: 27 Tel: 0212 264 75 31 Kranioplast Polikliniği Beşiktaş Metropolitan Florence Nightingale Nisbetiye Mah. Aytar Cad. No: 40: 7 Beşiktaş Tel: 0212 283 92 92 Tel: 0212 265 67 95 Faks: 0212 265 67 95 Mecidiye Mahalle Muhtarlığı Hastanesi Muhtar: Cemal Şensöz POLİS MERKEZLERİ Gayrettepe Mah. Cemil Arslan Güder Sok. Balmumcu Mahalle Muhtarlığı Mecidiye Mah. Ambarlıdere Sok. No: 5 No: 8 Beşiktaş Refresh Polikliniği Muhtar: Cüneyt Doğan Beşiktaş Tel: 0212 261 73 30 Tel: 0212 283 34 00 Levent Mah. Krizantem Sok. No: 19 Beşiktaş Balmumcu Mah. Zincirlikuyu Sok. No: 21 Tel: 0212 324 74 54 Arnavutköy Polis Merkezi Beşiktaş Muradiye Mahalle Muhtarlığı Levent Semt Polikliniği 1.Cadde No: 52 Arnavutköy-Beşiktaş Tel: 0212 274 58 75 - 347 75 05 Muhtar: Cengiz Hacıömeroğlu Levent Mah. Binbir Çiçek Sok. No: 2 Tunç Polikliniği Tel: 0212 263 60 07 Faks: 0212 347 75 05 Muradiye Mah. Muradiye Deresi Sok. No: 2 Beşiktaş Kültür Mah. Esra Sok. No: 2A D: 3 Beşiktaş Beşiktaş Tel: 0212 260 41 25 Tel: 0212 268 35 45 Tel: 0212 287 01 00 Beşiktaş Polis Merkezi Bebek Mahalle Muhtarlığı Yıldız Parkı girişi Çırağan-Beşiktaş Muhtar: Aydın Onar Nisbetiye Mahalle Muhtarlığı Şaban Gündeş Semt Polikliniği Güzel Günler Polikliniği Tel: 0212 327 52 80 Bebek Mah. Bebek Hamamı Sok. No: 8B Muhtar: Hatice Ayşe Şirinler Kültür Mah. İETT Blokları Yolu No: 21 Levent Mah. Güllü Sok. No: 4 Beşiktaş Beşiktaş Nisbetiye Mah. Ahmet Adnan Saygun Cad. Beşiktaş Tel: 0212 278 27 71 Etiler Şehit Naci Soydan Polis Merkezi Tel: 0212 263 33 00 Faks: 0212 263 33 00 No: 30 Beşiktaş Tel: 0212 281 71 61 Tel: 0212 257 01 16 Nisbetiye Caddesi Dilhayat Sok. No: 1 Beşiktaş Dikilitaş Sağlık Ocağı Etiler-Beşiktaş Tel: 0212 263 17 67 Cihannuma Mahalle Muhtarlığı Ortaköy Mahalle Muhtarlığı Ege Polikliniği Dikilitaş Mah. Bestekâr Aralığı Sok. No: 4 Muhtar: Ertan Kurtlutepe Muhtar: Refik Namunlu Nisbetiye Mah. Nisbetiye Cad. No: 26/16 Beşiktaş Levent Polis Merkezi Cihannuma Mah. Mazharpaşa Sok. No: 15 Gürcü Kızı Sokak. No: 4 Beşiktaş Tel: 0212 327 17 89 Hacı Adil Caddesi No:1 Levent-Beşiktaş D: 1 Beşiktaş Beşiktaş Tel: 0212 261 65 21 Tel: 0212 325 40 46 Tel: 0212 264 18 00 Faks: 0212 236 96 63 Tel: 0212 258 79 61 Faks: 0212 259 99 62 Beşiktaş Sağlık Grup Başkanlığı Sinanpaşa Mahalle Muhtarlığı Beşiktaş Polikliniği Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 77 Dikilitaş Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Zeki Bölükbaşı Sinanpaşa Mah. Şair Leyla Sok. No: 2 Beşiktaş H‹ZMET B‹R‹MLER‹ Muhtar: Abdullah Sızmaz Sinanpaşa Mah. Hasfırın Cad. No: 5 Beşiktaş Tel: 0212 327 17 86 Dikilitaş Mah. Cami Meydanı Sok. No: 12A BeşiktaşTel: 0212 258 75 74 Tel: 0212 261 00 81 Beşiktaş Beşiktaş Verem Savaş Dispanseri İ.E.T.T. Beşiktaş 1. Hareket Amirliği Tel: 0212 261 57 33 Faks: 0212 261 57 33 Türkali Mahalle Muhtarlığı Sefa Polikliniği Sinanpaşa Mah. Sinanpaşa Köprüsü Sok. Tel: 0212 268 35 38 Muhtar: Ahmet Bayraktar Muradiye Mah. Nüzhetiye Cad. No: 15/2 No: 13 Beşiktaş Etiler Mahalle Muhtarlığı Türkali Mah. Ihlamurdere Cad. No: 136 Beşiktaş Tel: 0212 327 79 86 Faks: 0212 327 79 86 İ.E.T.T. Beşiktaş Boğaz Hareket Muhtar: Seçil Eşki Beşiktaş Tel: 0212 227 24 97 Amirliği Etiler Mah. Ahular Sok. No: 19 Beşiktaş Tel: 0212 261 58 34 Merkez Sağlık Ocağı Tel: 0212 259 56 30 Tel: 0212 287 53 83 Faks: 0212 263 69 28 Transmed Polikliniği Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 77 Beşiktaş Ulus Mahalle Muhtarlığı Levent Mah. Fulyalı Sok. No: 7 Tel: 0212 327 33 14 İ.E.T.T. Beşiktaş İşletme Şefliği Gayrettepe Mahalle Muhtarlığı Muhtar: Kadriye Gedik Beşiktaş Faks: 0212 327 33 14 Tel: 0212 259 33 57 Muhtar: Necla Başar Ulus Mah. Öztopuz Cad. Yol Sok. No: 2 Tel: 0212 281 10 94 Gayrettepe Mah. Fahri Gizden Sok. No: 26 Beşiktaş Ana Çocuk Sağlığı Dispanseri İ.E.T.T. Dereboyu Hareket Amirliği Beşiktaş Tel: 0212 287 27 15 Cosmed Polikliniği Mecidiye Mah. Müverrih Saadettin Sok. Tel: 0212 347 79 50 Tel: 0212 288 20 16 Faks: 0212 288 20 16 Faks: 0212 263 42 12 Levent Mah. Yeni Sülün Sok. No: 17 No: 20 Beşiktaş Beşiktaş Tel: 0212 261 44 00 İ.E.T.T. 4. Levent Aktarma Merkez Konaklar Mahalle Muhtarlığı Vişnezade Mahalle Muhtarlığı Tel: 0212 283 91 81 Amirliği Muhtar: Aslı Akyüz Muhtar: Reyhan Cinyusuf SSK Dispanseri Tel: 0212 268 35 38 Konaklar Mah. Faruk Nafiz Çamlıbel Sok. Vişnezade Mah. Şair Nedim Cad. No: 53 Yaşasın Hayat Polikliniği Cihannuma Mah. Bostancı Veli Sok. No: 3 No: 1 Beşiktaş Beşiktaş Vişnezade Mah. Süleyman Seba Cad. No: 39 Beşiktaş İGDAŞ Genel Müdürlüğü Tel: 0212 282 42 12 Faks: 0212 282 33 99 Tel: 0212 261 15 94 Faks: 0212 258 24 23 Beşiktaş Tel: 0212 227 04 41 Tel: 0212 626 46 46 Tel: 0212 236 73 00 Faks: 0212 626 46 86 Kuruçeşme Mahalle Muhtarlığı Yıldız Mahalle Muhtarlığı Sait Çiftçi Kamu Sağlığı Merkezi Muhtar: Adnan Soysal, Kuruçeşme Mah. Muhtar: Şevki Yıldırım Medis Polikliniği Dikilitaş Mah. Barbaros Bulvarı No: 109 İGDAŞ İstanbul Bölge Müdürlüğü Kırbaç Sok. No: 40 Beşiktaş Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 17/1 Konaklar Mah. Akasyalı Sok. No: 10 Beşiktaş Tel: 0212 534 37 73 Faks: 0212 534 44 10 Tel: 0212 287 06 38 Faks: 0212 287 06 38 Beşiktaş Tel: 0212 261 50 05 Beşiktaş Tel: 0212 269 66 66 Tel: 0212 236 77 62

B+ SONBAHAR 93 24 saat

NeoLife Tıp Merkezi Ortaköy Tıp Merkezi Nisbetiye Mahallesi Yücel Sok. Balmumcu Mah. Varnalı Sok. No: 3 No: 6 1. Levent Beşiktaş Tel: 0212 385 31 00 Tel: 0212 347 11 30

Ortaköy Beltaş Sağlık Ocağı Otim Med Diyaliz Merkezi Mecidiye Mah. Müverrih Saadettin Sok. Dikilitaş Mah. Yeşilçimen Sok. No: 9 Beşiktaş No: 20 Beşiktaş Tel: 0212 327 87 47 Tel: 0212 259 56 18 Renmed Diyaliz Merkezi Levent Sağlık Ocağı Levent Mah. Begonya Sok. No: 10 Beşiktaş Nisbetiye Mah. Yücel Sok. No: 15 Beşiktaş Tel: 0212 269 47 31 Tel: 0212 279 58 26 K.S.V. Onkoloji Merkezi Karanfilköy Sağlık Ocağı Nisbetiye Mah. Yücel Sok. No: 6-8 Beşiktaş Akat Mah. Zeytinoğlu Cad. No: 121 Beşiktaş Tel: 0212 278 83 41 Tel: 0212 351 25 53 Cosmed Estetik ve Plastik Cerrahi Baykent Tıp Merkezi Merkezi Nisbetiye Mah. Aydın Sok. No: 8 Beşiktaş Levent Mah. Yeni Sülün Sok. No: 17 Tel: 0212 284 00 90 Beşiktaş Tel: 0212 283 91 81 Boğaziçi Tıp Merkezi Dikilitaş Mah. Yenidoğan Sok. No: 7 Beşiktaş Levent Genel Cerrahi Merkezi Tel: 0212 227 00 00 Levent Mah. Yasemin Sok. No: 2/1 Beşiktaş Park Buluşmaları - Abbasağa Parkı Çebi Tıp Merkezi Tel: 0212 324 01 50 Ortaköy Mah. Dereboyu Cad. No: 58 Beşiktaş İstanbul Anestezi Merkezi Tel: 0212 227 55 55 Levent Mah. Çamlık Cad. No: 31 Beşiktaş Özel Dünya Göz Sağlığı Merkezi Ortaköy Princess Hotel Ortaköy Feriye Sinemaları Tel: 0212 324 01 48 Nisbetiye Mah. Aytar Cad. No: 38/7-9-10 Ortaköy Mah. Dereboyu Cad. No: 10 Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 42 Beşiktaş Ota Tıp Merkezi Beşiktaş Beşiktaş Tel: 0212 236 28 64 Sinanpaşa Mah. Beşiktaş Cad. No: 23 İstanbul Ortopedi Merkezi Tel: 0212 324 73 73 Tel: 0212 227 60 10 , Faks: 0212 260 21 48 Beşiktaş Levent Mah. Çilekli Cad. No: 32 Beşiktaş Levent Kültür Merkezi Tel: 0212 227 84 50 Tel: 0212 324 03 24 Sevgi Kadın Sağlığı Merkezi Parksa Hilton Onat Kutlar Sinema Salonu Nisbetiye Mah. Aytar Cad. No: 38/11 Beşiktaş Vişnezade Mah. Bayıldım Cad. No: 12 Levent Mah. Çalıkuşu Sok. No: 2-4 Jinemed Tıp Merkezi Onep Estetik ve Plastik Cerrahi Merkezi Tel: 0212 324 99 99 Beşiktaş Beşiktaş Muradiye Mah. Deryadil Sok. No: 1 Beşiktaş Levent Mah. Manolyalı Sok. No: 15 Beşiktaş Tel: 0212 310 12 00 Tel: 0212 325 73 71 Tel: 0212 283 92 70 Tel: 0212 283 92 70 Özel Gastro Med Merkezi Faks: 0212 227 91 85 Nisbetiye Mah. Aytar Cad. No: 38 Kat: 2 Dikilitaş Tıp Merkezi Novita Cerrahi Merkezi Beşiktaş Radisson Sas Bosphorus Hotel KÜLTÜR MERKEZLERİ Dikilitaş Mah. Karakol Çıkmazı Sok. No: 1A Levent Mah. Manolyalı Sok. No: 5 Beşiktaş Tel: 0212 324 73 73 Yıldız Mah. Ortaköy Salhanesi Sok. No: 9 Beşiktaş Tel: 0212 284 97 03 Beşiktaş Tel: 0212 327 19 12 Fertijin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Mrk. Tel: 0212 260 57 57 Akatlar Kültür Merkezi Özel Acıbadem Göz Sağlığı Merkezi Bebek Mah. Bebek Dağı Sok. No: 99 Faks: 0212 257 65 55 Melih Cevdet Anday Sahnesi Acıbadem Etiler Tıp Merkezi Etiler Mah. Yıldız Çiçeği Sok. No: 7 Beşiktaş Akat Mah. Zeytinoğlu Cad. No: 16 Nisbetiye Mah. Aytar Cad. No: 40/8 Beşiktaş Tel: 0212 287 57 75 Sürmeli Hotel Beşiktaş Beşiktaş Tel: 0212 284 90 90 Gayrettepe Mah. Prof. Dr. Bülent Tarcan Sok. Tel: 0212 351 93 82-84 Tel: 0212 283 03 33 Natal Fizik Tedavi ve No: 3 Beşiktaş Özel Aileden Biri Evde Bakım Hizmetleri Rehabilitasyon Merkezi Tel: 0212 272 11 60 Mustafa Kemal Merkezi International Etiler Tıp Merkezi Gayrettepe Mah. Yıldız Posta Cad. No: 8 2 Nisbetiye Cad. Erdölen İş Merkezi No: 38 / 13 Faks: 0212 272 75 32 Attila İlhan Sahnesi Levent Mah. Nisbetiye Cad. No: 19 Beşiktaş Blok D: 24 Beşiktaş Etiler-Beşiktaş Akat Mah. Uğur Mumcu Cad. No: 8 Beşiktaş Tel: 0212 280 40 30 Tel: 0212 347 26 70 Tel: 0212 324 30 10 The Plaza Otel Tel: 0212 351 24 56 Gayrettepe Mah. Barbaros Bulvarı No: 165 Jinepol Kadın Sağlığı Kliniği Beşiktaş Levent Kültür Merkezi Aytar Cad. Başlık Sok 1/B Levent Tel: 0212 274 13 13 Onat Kutlar Sinema Salonu Tel: 0212 264 18 28 Faks: 0212 264 18 80 Faks: 0212 273 15 90 Levent Mah. Çalıkuşu Sok. No: 2-4 Beşiktaş Tel: 0212 325 73 71 Hotel Les Ottomans OTELLER Kuruçeşme Mah. Muallim Naci Cad. No: 68 Ortaköy Kültür Merkezi Beşiktaş Afife Jale Sahnesi Tel: 0212 359 15 00 Ortaköy Mah. Ortaköy Dere Çıkmazı No: 1 Bebek Oteli Faks: 0212 359 15 40 Beşiktaş Bebek Mah. Cevdetpaşa Cad. No: 34 Tel: 0212 236 10 27 Beşiktaş Swissôtel The Bosphorus, Istanbul Tel: 0212 358 20 00 Bayıldım Caddesi No: 2 Maçka-Beşiktaş Beşiktaş Kültür Merkezi Faks: 0212 263 26 36 Tel: 0212 326 11 00 , Faks: 0212 326 11 22 Sinanpaşa Mah. Hasfırın Cad. No: 7 Beşiktaş Tel: 0212 227 54 92 - 0212 236 18 18 Conrad International W Hotel Yıldız Mah. Yıldız Cad. No: 79 Beşiktaş Süleyman Seba Cad. No: 22 Tel: 0212 227 30 00 Beşiktaş MÜZELER Faks: 0212 259 66 67 Tel: 0212 381 21 21 , Faks: 0212 381 21 81

Çırağan Palace Kempinski Aşiyan Müzesi Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 32 Beşiktaş SİNEMALAR Bebek Mah. Aşiyan Yolu No: 15 Beşiktaş Tel: 0212 258 33 77 Tel: 0212 263 69 86 Faks: 0212 259 66 87 Akmerkez AFM Deniz Müzesi Dedeman Otel Kültür Mah. Nisbetiye Cad. No: 56 Beşiktaş Sinanpaşa Mah. Cezayir Cad. No: 2 Gayrettepe Mah. Yıldız Posta Cad. No: 50 Tel: 0212 282 05 05 Beşiktaş Beşiktaş Tel: 0212 327 43 45 Tel: 0212 227 42 63 Peugeot Cine City (Alkent Sitesi) Faks: 0212 275 11 00 Akat Mah. Tepecik Yolu Kaktüs Sok. No: 3 Mimar Sinan Üniversitesi Beşiktaş Resim Heykel Müzesi La Maison Hotel Tel: 0212 352 16 66 Vişnezade Mah. Dolmabahçe Cad. No: 4 Yıldız Mah. Müvezzi Cad. No: 43 Beşiktaş Beşiktaş Mayadrom AFM Tel: 0212 261 42 98 Tel: 0212 227 42 63 Akat Mah. Orkide Sok. No: 1 Beşiktaş BebekTürkali İskelesi Mahallesi Muhtarlığı Faks: 0212 227 42 78 Tel: 0212 352 23 51

94 B+ SONBAHAR Şehir Müzesi Conrad Taksi Yıldız Mah. Serencebey Yokuşu Tel: 0212 260 55 40 Yıldız Sarayı Beşiktaş Tel: 0212 258 53 44 Çırağan Taksi Tel: 0212 227 72 66 Yıldız Sarayı Müzesi Yıldız Mah. Serencebey Yokuşu Beşiktaş •Akatlar Mahallesi Tel: 0212 258 30 80 Karanfil Taksi Tel: 0212 651 97 68 ÜNİVERSİTELER Akatlar Taksi Tel: 0212 351 65 25 Bahçeşehir Üniversitesi Yıldız Mah. Osmanpaşa Mektebi Sok. No: 4-6 Site Taksi Beşiktaş Tel: 0212 268 42 85 Tel: 0212 236 54 90 Mayadrom Taksi Boğaziçi Üniversitesi Tel: 0212 325 81 69 Bebek Mah. Şehitlik Dergâhı Sok. No: 2 Beşiktaş Bebek Mah. Cevdetpaşa Cad. No: 115 Beşiktaş MKM Taksi Tel: 0212 359 54 00 Tel: 0212 352 02 41 - 61 Muradiye Galatasaray Üniversitesi •Arnavutköy Mahallesi Yıldız Mah. Çırağan Cad. No: 36 Beşiktaş Tel: 0212 227 44 80 İskele Taksi •Dikilitaş Mahallesi Konaklar Taksi •Ortaköy Mahallesi Tel: 0212 265 94 33 Tel: 0212 281 56 19 İstanbul Teknik Üniversitesi Güven Taksi Öz Ortaköy Taksi Vişnezade Mah. Süleyman Seba Cad. No: 90 Sizin Taksi Tel: 0212 261 65 27 Köşk Taksi Tel: 0212 260 06 95 Beşiktaş Tel: 0212 263 38 50 Tel: 0212 264 44 23 Tel: 0212 293 13 00 Dikilitaş Merkez Taksi Aile Taksi Kültür Taksi Tel: 0212 261 56 26 •Kuruçeşme Mahallesi Tel: 0212 261 48 55 Mimar Sinan Güzel Sanatlar Tel: 0212 265 94 33 Üniversitesi Emirhan Taksi Çeşme Taksi •Ulus Mahallesi Yıldız Mah. Çiğdem Sok. No: 1 Bebek Taksi Tel: 0212 260 75 35 Tel: 0212 265 88 22 Beşiktaş Tel: 0212 263 72 45 Merkez Taksi Tel: 0212 236 69 35 Dikilitaş Taksi Park Taksi Tel: 0212 269 59 81 •Balmumcu Mahallesi Tel: 0212 258 05 41 Tel: 0212 287 61 56 Yıldız Teknik Üniversitesi Ulus Vadi Taksi Yıldız Mah. Hamam Sok. No: 2 Beşiktaş Merkez Taksi Öner Taksi Sahil Taksi Tel: 0212 287 69 19 Tel: 0212 259 70 70 Tel: 0212 263 72 45 Tel: 0212 211 66 63 Tel: 0212 265 88 22 Öz Ulus Taksi •Bebek Mahallesi Koza Taksi •Kültür Mahallesi Tel: 0212 263 05 06 TAKSİ DURAKLARI Tel: 0212 267 17 00 Çınar Taksi Bulut Taksi Ulus Taksi Tel: 0212 265 22 37 •Etiler Mahallesi Tel: 0212 265 77 11 Tel: 0212 263 69 46 •Abbasağa Mahallesi İskele Taksi Bahar Taksi •Levazım Mahallesi 2. Ulus Turizm Taksi Yıldız Taksi Tel: 0212 263 72 45 Tel: 0212 351 19 03 Tel: 0212 264 70 79 Tel: 0212 260 06 06 Levazım Taksi Bizim Taksi Tel: 0212 267 17 29 Turizm Taksi Tel: 0212 263 53 15 Tel: 0212 264 70 91 •Levent Mahallesi Doğan Taksi •Vişnezade Mahallesi Tel: 0212 265 32 71 Sevgi Taksi Tel: 0212 282 43 77 Öz Valide Çeşme Taksi Günaydın Taksi Tel: 0212 259 41 52 Tel: 0212 265 32 17 Basın Taksi Tel: 0212 264 69 89 Valide Çeşme Taksi Özen Taksi Tel: 0212 260 36 24 Tel: 0212 287 04 02 Levent Taksi Tel: 0212 264 16 17 Merkez Taksi •Gayrettepe Mahallesi Tel: 0212 327 33 60 Site Taksi Esentepe Taksi Tel: 0212 268 42 85 Tel: 0212 266 23 80 Levent Merkez Taksi İSKELELER İdil Taksi Tel: 0212 264 19 64 Tel: 0212 266 05 30 Uygun Taksi Arnavutköy İskelesi Cihan Taksi Tel: 0212 269 22 65 Arnavutköy Mah. Bebek-Arnavutköy Cad. Tel: 0212 272 03 07 Beşiktaş Tel: 0212 263 56 25 Birlik Taksi Esen Taksi Tel : 0212 269 01 87 Bebek İskelesi Tel: 0212 272 29 07 Bebek Mah. Cevdetpaşa Cad. Beşiktaş •Nisbetiye Mahallesi Tel: 0212 263 60 23 Öz Ulaş Taksi Tel: 0212 266 18 17 Birlik Taksi Beşiktaş İskelesi Tel: 0212 269 01 87 Sinanpaşa Mah. Cezayir Cad. Beşiktaş •Konak Mahallesi Tel: 0212 261 96 15 Nisbetiye Taksi Oyak Site Taksi Tel: 0212 264 22 31 Ortaköy İskelesi Tel: 0212 264 16 58 Mecidiye Mah. Vapur İskelesi Sok. Beşiktaş Öz Turizm Taksi Tel: 0212 227 88 19 Yeni Levent Taksi Tel: 0212 269 90 99 Tel: 0212 268 12 10

Dünya Barış Günü 4. Levent Merkez Taksi Tel: 0212 264 19 64

B+ SONBAHAR 95