KONSTANTİNOPOLİS’İN BİZANS ÖNCESİ VE BİZANS SONRASI MÜZİK MİRASI

THOMAS APOSTOLOPOULOS* - KYRIAKOS KALAITZIDIS** ÇEV. ÖYKÜ ÖZER - ABDÜRRAHIM ÖZER

I. KİLİSE MÜZİĞİ fermanının ilan edilmesini takip eden 11 yüzyıl boyunca Konstantinopolis, Hristiyanlığın en önde gelen başkenti 1. Bağlam ve Kaynaklar ve Bizans müziğinin geliştiği ana merkezlerden biri “Bizans müziği” ya da psaltiki terimleri bugün Doğu olmuştur. Nenizili Gregor ve Ioannes Hrisostomos (Altın Ortodoks Yunan Kilisesi’nin dinî müziğini simgeler zira bu Ağızlı Yuhanna) gibi, ilahi yazıcılığının kurucuları müzik, Bizans İmparatorluğu zamanında ortaya çıkarak olan ve kiliseye müziği sokan kilise babaları aynı gelişmiştir. “Bizans” (Bizans tarihi, Bizans sanatı, vs.) zamanda Konstantinopolis’in yani “Yeni Roma”nın teriminin kökeni ise hiç şüphesiz Konstantinopolis’in başpiskoposlarıdır. Antakyalı Ioannes Hrisostomos (IV. Antik Yunan dönemindeki ismine dayanmaktadır. Ne var yüzyıl), bir kutsal ayin bestelemiş ve halk ezgilerinin ki bu terim XVI. yüzyılda Alman filologları tarafından troparia olarak takdim edilmesine izin vermişti. Bu şekilde türetilmiş ve XIX. yüzyıl Avrupa’sındaki siyasi iktidarları Hristiyanlığın üzerinde uzlaşılmış temel doktrinlerine tarafından, dönemin Romania, Romaikos ve Romeos gibi karşı gelen Arius’un benzer girişimlerine karşı mücadele aslına daha uygun terimlerini yasaklamak ve bunların edecekti. Hrisostomos’un yaptığı kapsamlı yorumlar, yerine kullanılmak üzere bilinçli olarak benimsenmiştir. erken dönem Bizans’ı hakkında çok değerli bir kaynak Konstantinopolis’te üretilen Bizans müziğinin tarihindeki olduğu gibi psaltikinin çalgısız bir vokal müzik türü safhalar birbirlerinden üç olay ile ayrılır: Şehrin Büyük olarak gelişimine de büyük katkıda bulunmuştur. Gelmiş Konstantinos tarafından kurulması ve Doğu Roma geçmiş en büyük ilahi yazarı, kontakia şairi ve büyük İmparatorluğu’nun başkenti ilan edilmesi (S 330), şehrin ihtimalle “Akathist İlahi”yi de kaleme almış olan, Suriye 1453’te Türkler tarafından fethedilmesi ve 1814’te “Yeni kökenli Romanos Melodos (Besteci Romanos), VI. yüzyılda Metot” döneminin başlaması. Bizans kilise müziğine Konstantinopolis’te yaşamış ve çalışmıştır. Kontakion’un ilişkin kaynaklar sınıflandırıldığında ise karşımıza şu biçimi ve oikos, prooimion/koukoulion ve epodos/ kategoriler çıkar: (a) İlahi yazıcılığı (himnografya) ve efimnion gibi bölümlere ayrılması, seküler repertuvar tipikon gibi ayinlerle ilgili metinler, (b) Müzik el yazmaları da dâhil olmak üzere bütün Doğu müziğini büyük ölçüde (IX-XX. yüzyıllar), (c) Basılı nota kitapları (1820’den etkilemiştir. Konstantinopolis’le ilişkilendirilen diğer itibaren), (d) Müzik üzerine teorik metinler, (e) Müzikle müzisyenler arasında öne çıkan isimler ise şunlardır: ilgili çeşitli konulara değinilen başka türlerde metinler Kanon türüne ilk şeklini veren kişilerden biri olan Girit (filoloji, teoloji ya da hukuk metinleri). Bugüne kadar Piskoposu Kudüslü Andreas (VII. yüzyıl sonları- VIII. ulaşan 7.500’ü aşkın müzik el yazmasının büyük bir yüzyıl başları), Theodoros, Anatolios ve Selanikli Joseph kısmının Konstantinopolis’te yazıldığı veya kullanıldığı (Yusuf) gibi Studios Manastırı’nın mensuplarının dışında, bilinmektedir. Patrik Germanos (VIII. yüzyıl), Joseph Himnografos ve Patrik Fotios (IX-X. yüzyıllar). 2. Önde Gelen Şahsiyetler Toplumsal hiyerarşinin en tepesinde bulunan a) Bizans dönemi Bizans imparatorlarının tümü, psaltikiye ilgi Büyük Konstantinos’un dinî hoşgörüye ilişkin göstermişlerdir. Iustinianos, aralarında 25 ilahicinin de bulunduğu Ayasofya’nın 325 kişilik kabalalık bir din * Atina Üniversitesi adamı grubundan oluşan çalışanları için özel bir yasa ** “En Chordais” adlı müzik topluluğunun sanat yönetmeni çıkarmıştır. Dahası, kheroubikon olarak bilinen ilahiyi,

BÜYÜK TARİHİ 20 MÜZİK ve KÜLTÜRÜ kutsal ayinin bir parçası hâline getiren Iustinianos’un, ve psaltikinin üçüncü kaynağı olarak da bilinen Ioannes Iustinianos’ın İlahisi olarak da bilinen The Only Begotten Kladas Lampadariostur (XIV-XV. yüzyıllar). Sonraları Son adlı ilahiyi de besteleyen kişi olduğu ileri sürülür. V. keşiş olarak Aynoroz Dağı’nda yaşamaya başlayan Leon ise bir minyatürde kheironomia tekniğini kullanarak Alyatesli Gregorios Bounes, 1453 yılında Ayasofya’nın (el işaretleriyle) ilahi söyleyen bir koroyu yönetirken başmugannisi (protopsaltis) idi. Daha sonra İstanbul’dan resmedilmiştir. VI. Leon, Eothina adlı ilahinin bestecisidir. ayrılarak Sırbistan, Mystras ve Girit’e kaçan bir besteci Benzer şekilde, VII. Konstantinos Porfirogennetos da ve müzik kuramcısı olan Dukas Manuel Hrisafes ise Eksaposteilaria adlı ilahiyi yazmıştır. III. Ioannes Batatzis lampadarios olarak görev yapıyordu. Manuel Argiropulos, bir Polieleos bestelemiştir, oğlu II. Theodoros Laskaris de Ksanthopoulon Manastırı’ndan Gerasimos ve Gerasimos Great Parakletic Kanon’u yaratan kişidir. II. Andronikos Chalkeopoulos bu dönemin önde gelen Konstantinopolisli Palaiologos’un iki kratemata bestelediği düşünülmektedir. bestecileri arasında yer alırlar. Müzik kuramı ile ilgilenen ve hem Antik Yunan müziği kuramı hem de psaltiki kuramı üzerine eserler kaleme b) Bizans sonrası dönem alan Bizanslı düşünürlerin çoğu Konstantinopolis’te XVI. yüzyılın en önemli bestecisi önce başmuganni ve yaşamışlardır. Bu düşünürler arasında öne çıkanlar daha sonra da besteleriyle yeni Osmanlı döneminde Mikhael Psellos (XI. yüzyıl), Ioannes Zonaras (XIII. seküler müziğe doğru bir açılım gerçekleşmesine katkıda yüzyıl), Georgios Pahimeris (XIII. yüzyıl), Nikeforos bulunan Patrik Theofanes Karykes’tir. Başmuganni olan Gregoras ve Manuel Bryennios’tur (XIV. yüzyıl). Ayrıca Georgios Raedestenos ise XVII. yüzyılda yaşamıştır. Gabriel Hieromonakhos ve Manuel Hrisafes (XIV-XV. Öğrencisi olan ve 30 yıl boyunca Patrikhane’nin yüzyıllar) bize psaltiki hakkında yazılmış en önemli iki başmugannisi olarak görev yapan Yeni Hrisafis kuramsal metni miras bırakmışlardır. Kaynaklarda, sayıca Panagiotis ile Eski Patraslı Piskopos Germanos, Balasios az da olsalar, kadın ilahi yazarlarına ve bestecilerine de ve kalophonikoi heirmoi türünde eserler veren Petros atıfta bulunulur. Bu kadın besteciler arasındaki en önemli Bereketes, XVII-XVIII. yüzyıllarda psaltiki alanındaki isim başrahibe Kassia’dır. ikinci büyük dörtlüyü meydana getirirler. Başmuganni XIV. yüzyıl psaltikinin altın çağıdır. Eşi benzeri Trabzonlu Ioannes, başmuganni Daniel, başmuganni olmayan bir psaltiki bestecisi olarak kabul edilen ve daha Iakobos ve başmuganni Petros Byzantios dönemin diğer sonra Aynoroz Dağı’ndaki Büyük Lavra Manastırı’nda önemli ilahicileri ve bestecileri arasında sayılabilir. bir keşiş olarak yaşamış Ioannes Koukouzelis, bu XVIII. yüzyılın öncü şahsiyeti üstün bir bestekâr olan ve yüzyılda yetişmiştir. Yanni Koukouzelis’e “Melek Sesli” seküler müzik üzerine çalışmalarıyla da bilinen Moralı ve “Psaltikinin İkinci Kaynağı” gibi lakaplar verilmiştir. Petros Lambadarios’tur. Kuram alanında ise Panagiotes Psaltikinin birinci kaynağı olarak anılan kişi ise Chalatzoglou, Kyrillos Marmarenos, Vasileios Stefanides Damaskenos (Şamlı Yuhanna) idi. Pandidakterion ya da ve Sakızlı Apostolos Konstas gibi isimler öne çıkmaktadır. başka bir deyişle Konstantinopolis Üniversitesi, birbirini Sakızlı Apostolos Konstas, bilinen en üretken klasik Yunan takip eden uzun ve kısa on beş heceden oluşan vezinde eserleri yazarıdır. Technologia adını verdiği Theoretikon şiirler yazan bir şair, besteci, kuramcı ve ilahici olan türündeki çalışmasında (Konstantinopolis, 1800-1820), Ioannes Koukouzelis’e profesör anlamına gelen maistor Bizans sonrası dönemdeki psaltiki üzerine yazılmış müzik unvanını vermiştir. Ksenos Korones ile birlikte tahsil teorisi çalışmalarının bir özetini sunar. gören Ioannes Koukouzelis’in hocası Ioannes Glykys idi. Sözü edilen üç kişi ve Nikeforos Ethikos, Bizans müziğinde c) “Yeni Metot” dönemi dört kişiden oluşan ilk büyük müzik grubunu oluştururlar. 1814’te müzik okuma, notalandırma sistemleri ve müzik Bu dört kişinin etrafında gruplanan ve aralarında Agathon kuramı bir reform sürecinden geçti. Arşivci Hürmüz Korones, Dokeianos, Panaretos, Kontopetres, Mikhael (Chourmouzios the Archivist) ve başmuganni Gregorios Ananeotes, Manuel Agallianos’un da bulunduğu en az ile birlikte Bursa Piskoposu Maditoslu Hrisantos “yeni yüz başarılı müzisyen, o dönemin maistorları olarak, metodun üç hocası” olarak kabul edilirler. Hrisantos, yaşadıkları çağa damgalarını vurmuşlardır. Sözü edilen başmuganni Petros’un talebesidir. Diller, Avrupa ve Arap- müzik adamlarının besteleri kâğıda dökülmüş ve binlerce Fars müziği, çalgı aleti kullanma konularında olduğu el yazması yoluyla korunmuştur. gibi, Antik Yunan müziği literatüründe de derinleşmiş Bu grubun takipçileri arasında öne çıkan bir kişi, olan Hrisantos, Theoretikon Mega tes Mousikes (Trieste, muhtemelen Ioannes Koukouzelis’in öğrencilerinden olan 1832) isimli eserini kaleme alarak, müzik kuramını

BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 21 MÜZİK ve KÜLTÜRÜ kâğıda dökmüş oldu. Bu eser, daha sonra yazılacak bütün değişiklikler ve yeni üretimler temelde XIII ve XIV. kuramsal metinler için temel bir kaynak oldu. Bu alana yüzyıllarda “Palaiologos Rönesansı” olarak bilinen katkıda bulunan XIX. yüzyılın diğer önemli isimleri dönemde, şehrin Haçlılar’dan geri alınmasından sonra arasında Giritli Georgios, Theodoros Fokaeos, Petros Konstantinopolis’te gerçekleşmiştir. XIV. yüzyıldan Manuel Efesios, başmuganni Konstantinos, Stephanos sonra yeni üretilen eserler bir kitaba kaydedilmeye Lambadarios, Philoksenes Kyriakos, başmuganni başlanmıştır. Bu kitaba “papades” teriminden türetilen Violakes Georgios, Georgios Raedestenos II, Panagiotes Papadike ismi verilmiştir. Kitaba bu ismin verilmesinin Kiltzanides, tarihçi Georgios Papadopoulos ve Patriarch sebebi ilahicilerin düşük seviyeli din adamları Ioakeim III sayılabilir. XX. yüzyılın başında İstanbul’dan olarak görülmesi ve ender bulunan bir ayrıcalığa Atina’ya davet edilmiş olan Konstantinos Psachos, Atina yani okumayazma bilgisine ve nota yazma ve okuma Devlet Konservatuvarı’nda Bizans müziği eğitiminin eğitimine sahip olmalarıdır. 1453’te Konstantinopolis’in sistemleştirilmesine katkıda bulundu. Yaşamlarıyla düşüşünden önceki döneme ait “kalofonia, dersler ve XX. yüzyıla damgasını vuranlar ise Patrikhane’nin anagramlar (lessons and anagrams), kratemata, polyeleoi, üç büyük başmugannisi olan Iakobos Nafpliotes, decapentasyllabic himnografi”, Bizans sonrası dönem Konstantinos Priggos ve Thrasiboulos Stanitsas’tır. ve özellikle de XVIII. yüzyıla ait “eksegeses, doksologies, Diğer önde gelen kişiler arasında; Neleas Kamarados, kalofonikoi heirmoi, neo syntomo sticherariko eidos” ve Konstantinos Klavas, Georgios Progakes, Eustathios XX. yüzyılda Konstantinopolis’teki Rum nüfusun şehri Vigopoulos, Ioannes Palases, Theodosios Georgiades, terk etmesinden önceki dönemdeki son bir kıvılcım olan Michael Chatziathanasiou, Demetrios Voutsinas, “leitourgika” gibi formlar ve terimler hep bu şehirde doğdu Nikolaos Danielides, Athanasios Panagiotides, Eleftherios ve gelişti. Repertuvardaki birçok terim, buna layık bir Georgiades gibi isimler sayılabilir. Son olarak bu isimlere şekilde “o şehre ait” anlamına gelen politikon ismini taşır. eklenebilecekler yine Patrikhane’den Vasileios Nikolaides, Konstantinopolis, kuramsal sistemle iç içe geçmiş Vasileios Emmanouelides, Fr. Panagiotes Tsinaras ve hâlen ve karşılıklı bir etkileşme ve biçimlendirme hâlinde olan görevde olan (2013) başmuganni Leonidas Asteres’tir. notasyondaki değişikliklerle doğrudan bağlantılıdır. Lavra (Yunanistan) Manastırı Kütüphanesi, Lavra C. 3. Formlar, Notasyon, Ayinler, Direktifler 67’de bulunan ve günümüze ulaşan en eski el yazması Bizans müziğinin ilk formları olan troparia, stichera, mükemmel bir parasimantiki sistemiyle (Erken veya kontakia veya kanones doğrudan doğruya eski Eski Bizans nota sistemi, X-XII. yüzyıl) yazılmış olup merkezler olan Kudüs ve Antakya ile bağlantılıdır. Konstantinopolis kökenlidir. Orta Bizans veya “halka” Lakin Konstantinopolis, çok geçmeden ilerlemenin kalbi türü müzikal notasyonunun gelişmesi (XII-XVII. yüzyıl) olacaktır. Kontakion dönemi, Bizans İmparatorluğu’nun temelde maistores döneminde yine Konstantinopolis’te genel anlamda da başarılarla dolu bir dönemine rastgelir. gerçekleşmiş ve bu sistem XVII. yüzyılın ortalarına kadar Iustinianos, Ayasofya’yı inşa ettirmiş, İtalya ve Ravenna’yı değişmeden devam etmiştir. Bu geliştirilen stenografik Ostrogotların elinden geri almış ve Sasanîlerle de barışı bir sistem olup XVII. yüzyıldan başlayarak 1814’e kadar sağlamıştır. Herakelios, VII. yüzyılın başlarında yönetimi tedrici bir şekilde Eksegesis adı verilen, daha detaylı ve tamamen Helenleştirmiş, Sasanîleri mağlup etmiş ve kolay bir nota sistemine dönüşüm yaşadı. Bütüncül bir fakat Suriye ve Filistin’i de Araplara bırakmak zorunda analiz yapacak olursak, Bizans müziğinin gelişiminin kalmıştır. Sonuç olarak, müzik ve ilahi yazıcılığının son evresi de “Yeni metot” olarak adlandırıldı. Bugün merkezi de giderek İstanbul’a kaymıştır. Kanonun hâlâ geçerli olan bu form da yine Konstantinopolis’te biçiminin Girit Piskoposu Andrew, Şamlı Yuhanna ve biçimlendirildi. İmparatorluğun merkezi olması hasebiyle Miauma Piskoposu Kosmas tarafından verildiği bilinse Konstantinopolis dinî ritüellere ilişkin kuralların de, türün göz alıcı gelişimi ve repertuvarının mükemmel (tipikon) şekillenmesinde merkezî bir rol oynamıştır. hâle gelmesi VIII. yüzyıldan XI. yüzyıla kadar geçen Bunların arasında da monasteriakon (manastırlarla sürede, ikonoklazmı takip eden dönemde Bizans’a ilgili) tipikonların aksine, özellikle festival asmatikon altın bir çağ yaşatan Makedon Hanedanı himayesinde (kilise) tipikonlarını şekillendirmiştir. Ayinlerin zaman Konstantinopolis’te yaşayan Studios Manastırı’nın ve mekânı, biçim ve süresi, yapısı ve sayısı gibi detaylar sakinlerine atfedilir. Aynı dönemde, Bizans müzik önemli şahsiyetlerin sarayda hazır bulunması ve onlara kültürü Slav halkları arasında hızla yayılmıştır. Takip göre düzenlenen törenlere paralel olarak değişmekteydi. eden dönemde, müzik formları bazında en göze çarpan İlahiciler veya papades, keşişler ve eğitimli halk ile beraber

BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 22 MÜZİK ve KÜLTÜRÜ offikia’da kesin çizgilerle kendilerine verilen role uyarak bahsedilir. Pausanias’a göre Miro, destanlar ve ağıtlar ve önceden belirlenmiş bir kıyafet kuralına göre giyinmiş bestelemiştir. Bundan başka, Helenistik dönemin büyük şekilde büyük korolara dâhil edilirdi. Başmuganni, dilbilimcilerinden, hem edebiyatçı hem de İskenderiye maistor, lambadarios, domestikos, primikyrios, vastaktes, Kütüphanesi’nin yöneticisi olan Aristofanes (MÖ 267- laosynaktes, orfanotrofos, protopapas, protocanonarhos, 187) de Bizanslıdır. Aristofanes, Yunan müziği tarihiyle adontes ve adouses (çoğunlukla rahibeler) ve daha ilişkili olarak da anılır. Çünkü Yunancanın diğer dilleri öncesinde Batı’da castrati’ye denk düşen hadım ağaları konuşan insanlara öğretilmesinde kullanılan belirtici gibi makamlar, bu atmosferde meydana getirilmiştir. işaretleri (aksan, nicelikler, duraklar ve sesli/sessiz Bu kişilerin yer aldığı her türlü etkinliklerin birincil değişimleri) uygulamaya koyan kişi olarak bilinmektedir. mekânı da imparatorluğun ve Patrikhane’nin kilisesi İsimleri ile müzikal bir terminolojiyi (tiz aksan, peslik olan Ayasofya idi. Bizans’ın çöküşünden sonra, kilise vurgusu, kesme imi, uzatma imi, yumuşatma işareti gibi) ayinlerindeki şaşaalı tipikonlar gitgide silikleşmiş açığa çıkaran bu işaretler, ses ve müziğin temelleriyle ve sonunda monasteriakon tipikonlarının modeline yani Yunan dilinin sözlü ifade edilişiyle bağlantılıdır. Bu dönmüştür. Buna rağmen, birçok görev ve unvan bugün işaretler Bizans notalama sistemi veya başka bir deyişle hâlâ devam etmektedir. parasimantiki işaretlerinin ve notalarının doğmasına Bizans döneminde, mugannilerin eğitimi kiliselerin, zemin hazırlamıştır. manastırların veya sarayın (Kraliyet Ruhbanlarının Mugannileri adlı koro için) sorumluluğundaydı. Fakat 2. Kaynaklar bu ilahiciler pandidakterionda (üniversite) en üst Seküler Bizans müziği hakkındaki bilgilerimiz oldukça kademeye kadar yükselme şansına sahiptiler. Burada sınırlıdır. Seküler Bizans müziğinin ortaya çıkarak, en bilinen bazı muganniler maistores veya profesörler geliştiği ilk yüzyıllarda kilisenin bu müzik türüne karşı olarak çalışıp ders vermişlerdir. Osmanlı hâkimiyeti şiddetli bir aleyhtarlık göstermesi, Antik Yunan nota sırasında, psaltiki üzerine doğru eğitim yetkisi Ekümenik sisteminin bozulması, seküler müzik için kullanılan başka Patrikhane’nin elinde olmaya devam etti. Patrikhane herhangi bir uygulanabilir nota sisteminin olmayışı, XVIII. yüzyılın başlarından itibaren 1872 tarihine kadar 1453 yılında Konstantinopolis’in düşüşünün bir kesintiye toplamda 6 tane kendi patriyarkal müzik okulunu kurdu yol açması, imparatorluk kütüphanelerinin ve kişisel ve bu okulların idaresini üstlendi. Bu okullardan biri kütüphanelerin yok edilmesiyle sonuçlanan, özellikle de 1814 yılında yeni metotu kurdu. Bir yandan da 1881-1883 1204 yılında Frankların Konstantinopolis’i yağmalaması, yılları arasında görev yapan Patriyarkal Müzik Komitesi; ikonoklazm dönemi ve isyanlar gibi türlü felaketler modları ve ölçek aralıklarını bir düzene koydu. Aynı yüzünden birçok kaynağın kaybolması, seküler müzik ile zamanda Patrikhane, kilise ve manastırlardaki müzik ilgili ve özellikle de Bizans seküler sanat müziği ile ilgili ihtiyacının karşılanabilmesi için hem eski stenografik yalnızca dolaylı yoldan bağlantılı kaynakların günümüze repertuvarın hem de matbu nüshaların kopyalarının kalmasına sebep olmuştur. Bu konuda elimizde olan bir çıkarılmasını destekledi. Günümüz İstanbul’unda avuç bilgi de Bizans edebiyatı üzerine yazılmış, bilhassa Ekümenik Patrikhane’nin büyük nüfuz sahibi olmamasına kuramsal metinlerde ve kayda alınmış birkaç Bizans karşın, müzik geleneği konusunda Bizans müziğinin parasimantikisinde dağılmış durumdadır. Ana kaynak; Ortodoks kiliselerinde icrası üzerindeki ayırt edici İmparator Konstantinos VII. Porfiregennetos (X. yüzyıl) etkisi kompozisyon ve icra yönünden en yüksek estetik döneminde düzenlenen saray merasimlerinin en ince başarı olarak nitelendirilen “patriyarkal anlatım tarzı”nı detayına kadar kaydedilmiş anlatımlarıdır. Yine bir düzenlemiş olmasıdır. başka önemli kaynak ise müzik hayatından sahnelerin olduğu el yazması minyatürler, freskler, rölyefler, II. BİZANS KONSTANTİNOPOLİS’İNDE SEKÜLER MÜZİK mozaikler ve nakışlardır. Bunlarda sivil merasimlerden ve sempozyumlardan sahnelerle birlikte, çalgılar ve müzikal 1. Kökenleri kıyafetler de görülebilir. Fakat ne yazık ki hiçbir Bizans Antik dönem Bizans’ında müzik icrasına dair en eski çalgı aleti günümüze kadar bozulmadan ulaşmamıştır. atıf MÖ III. yüzyıla dayanır. Kithara çalan Trajik Homeros’un kızı ve dilbilimci Andromakhos’un karısı 3. Halk Müziği ve aynı zamanda lirik şiirler de yazan bir kadın şair Konuyla ilgili kaynaklar, halk müziğinin varlığının olan Miro’dan (MÖ 300 dolaylarında) Bizanslı olarak Bizans Konstantinopolis’inin bütün dönemlerinde

BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 24 MÜZİK ve KÜLTÜRÜ varolduğunu teyit etmektedir. Örnek vermek gerekirse, cüceler”den, yani hepsi de aslında müzikle bağlantılı Ioannes Hrisostomos (Altın Ağızlı Yuhanna), (IV. yüzyıl) uğraşlardan bahsedilir. S 526 yılında Iustinianos, khelidonismata (kırlangıçların gelişini haber veren tiyatro giderlerinde kesintiye gider. Iustinianos yasası, şarkılar), vafkalismata (çocuk şarkıları), iş şarkıları, tiyatroda çalışan insanların yapmaya eğilimli olduğu bir ağıtlar ve nanismata (ninniler) gibi türlerden bahseder. iş olan pagan ayinlerinde kurban etmek üzere hayvan IX. yüzyıldan kalan akritik halk türküleri daha sonra beslemeyi yasaklar. Hipodrom, şehrin 1204 yılındaki Digenis Akritis destanının bestelenmesine ilham ilk işgaline kadar büyüyüp gelişse de, bu tarihten sonra kaynağı olmuşlardır. Kayda değer miktarda katalogia zamanla gerilemiş, yağmalanıp terk edilmiştir. Demoi gibi halk müziğinden aşk şarkıları, tanınmış yazarlar (siyasi cemiyetler) tarafından tercih edilen bir yer tarafından şiirlerde muhafaza edilmiştir. Bu çeşitli olmakla birlikte, imparatorluk törenlerinin yapılması şarkıların kategorik bir listesini çıkardığımızda bugün için de çok önemli bir yere sahipti. Birçok kutlama (at bilinen türlerin nereden üretildiğini de görebiliriz: Çocuk yarışları, zaferler, cüluslar) burada yapılmış veya son şarkıları, aşk şarkıları, mizahi şarkılar, iş ve ağıt şarkıları, bulmuştur. Yılın belli zamanlarında gerçekleştirilen masabaşında söylenen şarkılar, tiyatral şarkılar, evlilik at yarışları senzon adı verilen özel bir koltuğa oturan şarkıları, epasmata (efsunlu şarkılar), destansı şarkılar ve imparatorlar tarafından da izlenirdi. Siyasi cemiyetler büyülü münacaatlar bunların içinde sayılabilir. de kendi sanatçılarına sahipti: akta yazan şair Halk müziği repertuvarı ve onu destekleyen halk (fakts), melistai (besteciler) onlar için müzik yapardı, müziği çalgıları, Bizans ilahileri de dâhil olmak üzere, organarioi (organist) iki adet gümüş orgu çalardı diğer müzik türlerinin devam etmesini sağlayan ve onları (meşhur kilise orgunun öncüsü), physontes (üfleyiciler) yeniden canlandıran sağlam bir temeli oluşturmuştur. orgun borularına hava doldurmakla görevliydiler, çok Hrisostomos da tanrıtanımazların aynı türden ürettikleri sayıdaki panduristes (tanburîler) ve avletes (aulos - ilahilere karşı koyabilmek için bizzat halk melodilerini kaval çalgıcıları). kullanmıştır. Kilisenin kutsal yasaları ve paganlarla yaşadığı polemiklere rağmen, Kledona gibi kehanet 5. Saray Müziği ayinleri veya karnavallardan belirgin bir biçimde pagan Konstantinos VII. Porfirogennetos; İmparatorluğun karaktere sahip birçok popüler merasim, üstü kapalı İdaresine Dair adlı eserinde Hipodrom’da, sarayda, şekilde Bizans festivalleri olan Brumalia, Vota, Vaftizci imparator ve saray halkının katıldığı diğer mekânlarda Yahya’nın doğumunun kutlanması da diğerlerinin arasına gerçekleşen törenlerin detaylı bir tasvirini sunar: girmiştir. Bununla birlikte, tasdik edilmiş müzikal “Kalendai, 1 Mart kutlamaları, Maiuma, Vota, Brumalia, faaliyetlerle birlikte, yeni festival alanlarından biri olan, Rosalia, Şehirlerin açılışı”; Bizans Konstantinopolis’inde abideleşen azizlerin tapınağı anlamındaki Martyria’dan imparatorun katıldığı düzenli törenlerden birkaçıdır. bahsedilir. İmparatorluk bayramlarının içinde doğum günleri, düğünler, vaftiz törenleri, tahta çıkma törenleri, zafer 4. Atmeydanı (Hipodrom) kutlamaları, kabul törenleri sayılabilir. Bu törenlere ait Daha henüz Bizans şehri, bir başkent ve Yeni Roma/ zengin terminolojiden müziğin de önemli bir rol oynadığı Konstantinopolis olmadan önce, İmparator Severus (ö. anlamını kolayca çıkarabiliriz. Kletorion (tören yemeğine 211) bu şehre, müzikal hayatın merkezî mekânlarından davet), deksimon (kabul töreni), dokhe (kabul töreni), olan bir tiyatro ve bir Hipodrom hediye etmişti. Ayrıca, proelefsis (resmîgeçit), eufemia (imparatora övgü), genellikle müzik eşliğinde gerçekleşen theamata proodos (geçit resmi, şatafatlı tören), demosiai ilariai (cümbüş) için de üç tane küçük tiyatro vardı. Bu (halk ziyafetleri), pompe (geçit resmi), prokypsis (bağlılık), tiyatrodaki müzisyenlerden birçoğunun ismi biliniyor. nymfagogion (düğün alayı), stepsimon (imparatorun Bunlar birlikte mimades, orkhestrides veya avletrides düğünü veya taç giyme töreni), hippodromia (at yarışı), (pandomimci, dansçı veya bir çeşit kaval olan gevma (akşam yemeği). Porfirogennetos, çalışmasında kamıştan yapılma sesli bir çalgı olan aulosu çalan) Bizans orgunun törende özel bir yerinin olduğu düzenli olan kadınların şöhreti o kadar kötüydü ki aslında ve ara sıra gerçekleştirilen altmışa yakın kutlamanın hayat kadını olarak kabul edilirlerdi. Bunların dışında detaylı tasvirini vermiştir. Porfirogennetos tarafından parasitoi, yani toplumun içinde diğer insanların sözü edilen en temel müzik türü aktadır. Bunlar daha üzerinden asalakça yaşayan parazitlerden, orkhestai önceden belirlenmiş bir düzen içinde siyasi cemiyetler (dansçı), “soytarı ve dalkavuklar, taklitçiler ve ve onların liderleri tarafından söylenir. Bunun dışında

BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 26 MÜZİK ve KÜLTÜRÜ çok borulu orga, aktadan ve methiyelerden birçok şarkı 6. Çalgılar sözüne, bazı aktalardaki, Bizans makamı (octoekhos) Hem literatürde hem de illüstrasyonlarda terminolojisindeki ekhos (kip) ayarlarına da göndermeler Konstantinopolis’te kullanılan çalgılar hakkında bilgiler vardır. bulmak mümkündür. Müstehcen veya pagan ayinlerle Törenlere katılma hakkı olan subaylara verilen olan bağlantılarından ötürü, “Kilise Babaları” tiyatro onlarca unvan, etkinliğe göre değişen hareketlere ve müzisyenlerinin çalgılarına karşı olan hoşnutsuzluklarını kıyafetlere ilişkin detaylı kurallar ve direktifler, herkese belirtmişlerdir. Theodosios Dikilitaşı iki tane kraliyet özel olarak paylaştırılan müzikal roller, özel mekânların orgunun IV. yüzyıla ait tasvirlerini barındırmaktadır. ve bilhassa dansların, kabullerin ve yemeklerin olduğu Bunlar gelişim sürecindeki eski Helen ve Roma hidrolik saray odalarının tayini hep birlikte bir zenginlik, lüks, orgları (hydraulis) olup Büyük Bizans Sarayı’nın iktidar ve saygınlık tablosu çiziyordu. Bu tablo yüksek mozaiklerinde de VI. yüzyıldan kalma bir tanburînin rütbeli ziyaretçiler ve elçilerin kabulü sırasında daha (pandouristis) tasviri bulunabilir. Halk müziği ve sarayda da belirginleşirdi. Thymelike (tiyatro müziği) ve onunla icra edilmek üzere yapılan müziklerin de dâhil olduğu birlikte halk müziği, genel eğlencenin bir parçası olarak sanat müziği yapımında kullanılan çalgılar arasında temel özellikle akşam yemeklerinde ve kraliyet düğünlerinde bir ayrım yapılabilir. Bunlardan farklı, özel bir kategori yerlerini alırlardı. de askeri amaçlar için kullanılan çalgı aletlerini kapsar. Zaman zaman saray kutlamalarında agiosofitai Ayrıca kuramsal eğitim esnasında öğretim araçları olarak ve apostolitai isimleriyle bilinen şehrin en önemli iki kapsamlı biçimde kullanılan bazı çalgı aletlerinden de söz kilisesinin mugannilerinin katılmasının çok büyük edilir. Bir de lepta yani “ince” çalgıların olduğu başka bir ehemmiyeti vardı. Bu muganniler vasilikia yani kategori var. Bu terim Batı’da bas olarak, zıttı olan haut ile imparatora methiyeler söylerdi. Repertuvarlarında her birlikte bilinir. İkisi de Osmanlı kültüründe, “incesaz” ve olaya tekabül eden bir ilahi vardı: Dromika, horeftika, “kabasaz” olarak görülmüştür. Sarayda ve Hipodrom’da; eufemies, pastika, epivateria, polykhronia” (sokak altın olan ikisi imparatora, gümüş olan ikisi de demoiya geçitleri, danslar, takdirnameler, düğünler, deniz aşırı ait olan dört adet çok borulu org, önemli bir yere sahiptir. yollardan gelen gemicilerin karşılanması, uzun ömür Paigniotes (çalgıcılar) diye bilinen ve müzikal korolarla dilekleri ve diğerleri). Sarayda bir grup din adamının kraliyet düğünleri ve diğer törenlerde saksima, deksima ve muganninin “Kraliyet Ruhbanları” sürekli olarak ve kletoria çalan müzisyenlerin varlığı muayyendi. tutulduğu biliniyor. Zaman zaman bu ruhbanlar siyasi Saraydaki en önemli çalgı aleti olan antik hydraulis, daha cemiyetlerin vokalioi/vukalioi, fonovoloi veya kraktes sonra körüklü org hâline getirilmiştir. Yine dikkate değer (ağıtçılar) sınıfları arasında veya onlarla birlikte anılırlar. birtakım çalgılar da en azından III. Mikhael (ö. 867) ile Ne yazık ki bugün, Bizans saray müziği bestecilerinden ilişkilendirilen özel birtakım müzikal mekanizmalardır. hiçbirinin ismi bilinmiyor. Bununla birlikte, aktuarioi Yabancı ülkelerden gelen kraliyet misafirlerini etkilemek (akta sözü yazarları), melistai (bestekârlar) ve organarioi için kullanılan ve kuşların seslerini, kükreme ve hırıldama (org çalıcısı) gibi bazı sanatçılara ödenen ücret ile ilgili gibi sesleri taklit edebilen bu makinelere ait kayıtlar IX. kaynaklar bulunmaktadır. yüzyıla ait kaynaklarda bulunabilir. Sarayda en çok sevilen türler apelatikia veya Bizans müziğinin çalgıları yalnızca seküler akritika adı verilen uzun destansı şarkılardı. Bu şarkılarda müzikle ilişkilidir. Büyük ölçüde bu çalgı aletleri Antik akrites olarak bilinen, sınırları koruyan muhafız ve Yunan döneminden tanıdık olan çalgı aletlerinin savaşçıların kahramanlıkları anlatılır. Bizans’ın son isimleri değişmiş ve geliştirilmiş hâlleridir. IX. yüzyıl iki yüzyılında ağırlıklı olarak bir Fars etkisinin izleri civarında Hindistan kaynaklı yay kirişli çalgı aletleri görülebilir. Bu izler özellikle Bizans’ın düşüşünden hemen Konstantinopolis’e de gelmiştir. Genellikle tek kirişli, önce parasimantiki notasyon sistemindeki bestelerde ve Doğu yaylı çalgıların basit tekniğinin daha gelişmiş bazı meşhur kratemata isimlerinde görülebilir. Bunlardan ud ailesindeki çalgılarda kullanılması bir çeşit Bizans persikon da atzemikon da, Farisî anlamına gelir. Bu da icadı olup Bizans ve Avrupa yaylı çalgı aletlerinin göstermektedir ki kratemata yoluyla, seküler müziğe ait doğmasını sağlamıştır. Udun kısa saplı hâli, çift borulu unsurlar ilahi repertuvarının arasına girmiştir. Latin aulos ve trampet, Yunan geleneğinde zaten varolsa istilası (1204-1268) dönemini hariç tutacak olursak, da ud, zurna ve anakara gibi çalgılar yabancı kökenli Konstantinopolis’teki saray törenleri imparatorluğun son isimler taşımaktadırlar. Bizans, Arap ve daha az da olsa günlerine kadar devam etmiştir. Batı Avrupa metinlerinin ve çizimlerinin incelenmesi

BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 28 MÜZİK ve KÜLTÜRÜ sonucu Bizans müziğine ait çalgı aletleri hakkında sırayla “vallismata”ya katılmaya davet edilirler. Maskeli yirmiden fazla kategori oluşturulmuş ve her bir balo danslarının da tarifleri bulunmaktadır. Orta Çağ’da kategorinin içinde düzinelerce çalgı, farklı varyasyon Batı saraylarının birçoğunun saray teşrifatlarının ve isimlerle listelenmiştir. Bu çalgılardan birçoğu çok kökenleri Konstantinopolis Sarayı’na dayanmaktadır. iyi belgelenmiştir. Diğerleri için ise araştırma sonucu elde edilebilecek pek bir sonuç yoktur. Bunların içinde; 8. Müzik Teorisi ‘oksyvafon, akhilliakon, psaltynks, plinthion, pektis, S 425’ten Bizans’ın çöküşüne değin İmparator II. sambyke, pandoura, navla, kinyra, pteron, plektron, Theodosios’un (ö. 450) Konstantinopolis’te kurduğu kheirorganon, kavithakanthion, nadion, raks tetroreon’ pandidakterionda Antik Yunan müzik teorisi, dört gibileri sayılabilir. Aynı şey bazı sanatsal çizimlerdeki temel matematik biliminden (quatrivium) birisi olarak belirli çalgıların tanımlanması hakkında da söylenebilir. öğretilmiştir. Pisagor ve Aristoksenos’un temsil ettiği antik Auloi, kithares, lyras, Antik Yunan’dan kalma düşünce ekollerinin, Bizanslı yazarlar üzerindeki etkisi yaylı enstrümanlar, askauloi, tek ve çift borulu syringes, bu yazarların kaleme aldığı eserlerde gözlemlenebilir. salpinges, touves ve voukina, tympani, cymbals, seistra Bizans kilise müziğinin geliştiği sıralarda, merkezinde ve diğer vurmalılar, tanbur ve udlar, çok telli santur, oktoekhosun yer aldığı yeni bir teorik sistem ortaya arplar ve tabii ki çok borulu orglar hep birlikte kapsamlı çıktı. Bu yeni sistem seküler müzik notaya dökülürken gelişim ve modifikasyondan geçmiş zengin bir çalgı listesi de zaman zaman kullanılır. Seküler müzik hakkında oluştururlar. Salpinks ve tympani imalatçıları bağımsız yazan yazarlar arasında şu isimler öne çıkar: Dionysios, meslekler olarak anılmıştır. Bizans çalgıları Avrupa’ya Mikhael Psellos, Georgios Pahimeris ve Manuel Bryennios. gitgide yayılmıştır. Bunlar içinden en başlıca örnek, VIII. Antik döneme ait müziklerin birçok unsuru gelecek yüzyıldan itibaren getirilen ve geliştirilen kilise orgudur. vaat eden ilahicilere öğretilirdi. Ara sıra klasik ilahi Bizans geleneğinin Avrupa’daki çok yaylı ve bakır nefesli ders kitaplarında görülen antik dönem müziğine olan çalgıların modifikasyonuna olan katkısı bazı çalgıların referansların dışında, Nikholas Messarites de XII. yüzyılda isimlerinden de (psaltery, harp, voukina-bouzina, kerata- Pisagor matematiğinin oranlarının müzik aralıklarına da korna veya klakson) hemen fark edilebilir. Neredeyse uygulandığı için öğrencilere ders olarak gösterildiğinden bütün modern Yunan ve Doğu Akdeniz çalgılarının, Bizans bahseder. çalgılarından geliştirildiği gözlemlenebilir. 9. Bizans’ta Seküler Müziğin Konumu 7. Dans Seküler müziğe gelince, olayları ve çalgıları ile tiyatronun El yazmalarındaki ve fresklerdeki birçok çizimler, dans baskın varlığı, bu türün aslında Yunan müziğinin konusunda literatürde geçen bilgileri onaylamaktadır. doğal bir devamı olmasından başka bir açıklamaya yer Bunların içinde baskın çember biçimi, dansçıların el bırakmamaktadır. Doğası gereği dinamik bir tür olan halk ele vererek veya bileklerinden, omuzlarından veya müziği geleneği, yüzyıllarca korunup devam ettirilmiştir. kemerlerinden tutarak bir araya gelmesi, mendil veya Gerçekten de bazı örneklerin gösterdiği gibi bugüne kadar yen kullanılması, dans alanı, dansçıların cinsiyeti, dans hiç bozulmadan ulaşanlar bile vardır. Hristiyanlığın etkisi sırasındaki el çırpma ve diğer akrobatik hareketler ve tabii çok aşikârdır. Saraydaki ayinlerin bile katı ve belirgin ki etkinliğe göre belirli çalgıların kullanımı gibi detaylar bir organizasyona göre düzenlenmesi ve müzisyenlere vardır. Diğer dansçılara tutunarak beraber dans etme stili buna göre belirgin rollerin dağıtılması çok yoğun bir dinî olan sirtonun en erken tasviri bir Theodosios Dikilitaşı’nın karaktere büründüğünü göstermektedir. Çok borulu org, temelinde bulunmuştur. Çember şeklindeki sirto dansları kraliyet statüsünün güçlü bir sembolüydü ve yalnızca yanında ‘kordaks, geranos ormos, pyrikhi’ gibi dansların siyasi cemiyetler ve saray tarafından kullanılırdı. Bu org da ismi geçer. Uzun günler süren düğünlerde sevincin en Bizanslılar tarafından, 757 yılında Kısa Pepin’e hediye temel ifadesi danstır. Azizler günlerinde de dans etmek edilmiş, daha sonra ise Rum mühendislerin yardımıyla yaygındır. Hipodrom Meydanı’nda dans edildiğinden de Batı kilisesinin orguna dönüştürülmüştür. VIII. yüzyılda bahsedilir. Konstantinopolis’in kasaplarının dans ettiği bu Studios Manastırı’nın keşişleri tarafından kitharanın türden bir dans ayini “Hipodrom’un makellarikonu” olarak da çalındığı sempozyumlardan küçümsemeyle söz bilinir. Kraliyet sempozyumlarında dans, merkezî bir rol edilmektedir. Toplumun en üst kesiminden kişilerin oynar. “Saksimon” yani akşam yemeği dansında, yüksek de müzikle uğraştıkları görülebilir. Hapse atılan rütbeli memurlar “kletorologion’’a göre düzenlenmiş bir İmparator Andronikos Komnenos’a (XII. yüzyıl) isterse

BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 30 MÜZİK ve KÜLTÜRÜ acılarını “şakıması” için bir kithara (ud) sunulmuştur. sağladı. Bu durum; açık fikirlilik, rafine bir estetik, Skylitzes’in (XI-XII. yüzyıl) resimli bir el yazmasında, kozmopolitlik, dışa dönüklük, göze çarpan bir osmotik kithara gibi çalgılar, başpapazla dalga geçilen bir eğilimle tanımlanabilecek bir Yunan elitinin oluşmasıyla sahnede kullanılmıştır. Bizans ve Konstantinopolis’in daha da desteklenmiştir. müzik kültürünün tam bir değerlendirmesini yapmak bugün bile hâlâ zor bir uğraştır. İlk düşüşünden önce 2. Çalgılar Konstantinopolis, dünya zenginliklerinin üçte ikisini Döneme ait resimli temsillerde, Yunanlılar sıklıkla bir kendinde toplamış, yüzyıllarca ilim ve sanatın başkenti çalgı aleti tutarken resmedilmişlerdir. Çoğunlukla, bu olarak anılmıştır. çalgı ya pandouris (tanbur) ailesindendir ya da şekli uzun Aachen ve Konstantinopolis arasındaki siyasi bir zurnaya (zourna) benzeyen bir çeşit nefesli çalgıdır. rekabet bağlamında, Karolenj Franklar, VIII. yüzyıldan Lyra (bir çeşit dik tutulan laterna), viyolonsel, defi itibaren Doğu’nun birçok kültürel unsurlarını (simballı idyofon) ve membranofone olan defi ve daoli de benimsemişlerdir. Avrupa, Bizans müziğinin neumatik görülebilir. İlahi halkalarında özellikle yaygın olan çalgı karakterlerini hiç değiştirmeden almıştır. Yine ise tanburdur. Bu dönemin önde gelen kişiliklerinden Avrupa’daki neredeyse bütün çalgı aletlerinin birçoğunun biri olan ünlü Stravogeorgis (düz anlamıyla Kör Yorgi, ö. kökenlerinin Bizans çalgılarında bulunmasına dair 1760?) viyolonselin bir Doğu çalgısı olarak tanınmasına deliller de dikkate değerdir. Antik Yunan teorisi temel son derece önemli katkı sağlamıştır. Yunan müziği olarak hiç unutulmadı. Şayet Bizanslılar bu antik sanatının uzun süre devam eden geleneği içinde sistematik unsurlarla bağlarını korumamış olsalardı, bugün halk bir şekilde işlenen en temel ve nihai çalgı ise insan sesiydi. geleneklerindeki birçok zenginliğe sahip olamazdık. Kilise müziğindeki sesli sanatların büyük ve güçlü geleneği hem stil hem de anlatım yönünden şarkı söyleme tarzını III BİZANS SONRASI VE GEÇ KONSTANTİNOPOLİS ve çalgıları etkilemiştir. Önde gelen ilahicilerin aynı DÖNEMİNDE SEKÜLER YUNAN MÜZİĞİ zamanda çalgıcı ve/veya seküler sanat müziği virtüöz sanatçısı olmaları veya Bizans ilahileri hakkında az A) 1453’ten XIX. Yüzyılın Ortalarına Kadar ya da çok, bilgi sahibi çalgıcılar olması sık görülen bir 1. Kronolojik evreler ve çevre durumdur. Gerçekleştiği sırada meydana gelen olayların da ortaya koyduğu çok boyutlu etkileri olan Konstantinopolis’in 3. Halk geleneği 1453 yılındaki düşüşü, Konstantinopolis’te yaşayan Ortam çok fazla halka açık etkinliğe müsait olmasa Yunanlıların bıraktığı müzik mirası üzerine yapılan da, halk gösterilerinde kademeli de olsa bir açılış fark çalışmalar konusunda açık bir sınır oluşturmaktadır. edilmektedir. Genç kadın ve erkeklerden müzisyenler Dahası, Bizans İmparatorluğu’nun çöküşünü hazırlayan ve dansçılarla birlikte, ruhban sınıfından kimseler bile hadiseler Doğu ve Güneydoğu Avrupa’da Bizans Konstantinopolis şehir merkezi içinde ve etrafında medeniyetinin devamlılığını kesintiye uğratmadı. Bizans, eğlenirlerdi. Halk müziği eşliğinde şarap içilen bir devlet olarak varolmasa da, Bizans kültürü bölgedeki meyhanelerin dışında da, müzikal gelenek birçok Ortodoks nüfusun kültürel aktiviteleri, davranışları, sosyal eğlence çeşidi ile iç içe geçmiştir. Bunlardan en zihinleri ve hayatlarında kuvvetli bir etken olarak etkisini simgesel olan örnek, üç gün süren Paskha (Paskalya) sürdürdü. Anlaşılabilir şekilde toplu bir içe dönüş yaşansa şölenleridir. da, kaynaklar bize Bizans geleneğinin devam ettiğini göstermektedir. Bu gelenek yalnızca repertuvar ve çalgı 4. Sanat müziği aletlerini değil, Yunan olmayan halkların da müziğe olan Özellikle XVII. yüzyılın sonlarından itibaren, ilgisini içine alır. Bu olgu Farisî, Osmanlı, Arap ve diğer Konstantinopolisli müzik eğitmenleri, müzikal uğraşlarını Yunan olmayan besteciler tarafından bestelenmiş çok pazarlamak için bir fırsat olarak sanat müziği üretimine sayıda melodi barındıran el yazması ilahilerde görülebilir. yönelik özel bir gayret sarf etmiştir. Bu çabalar müziğin Bu durumun aksine, XVII. yüzyılın sonundan gelişmesine yol açmış, farklı forumlar ve daha karmaşık itibaren Yunanlıların sosyal ve ekonomik hayatı üzerinde yapılı müzikler üretilmiştir. Hâliyle 1453 yılında şehrin direkt olarak etkileri görülen siyasi ve askerî alandaki bir düşüşünden sonraki nevi şahsına münhasır sosyopolitik dizi önemli olay, entelektüel ve sanatsal uğraşlara olanak koşullar Bizans kültürünün bir kısmını halk seviyesine sağlayan bir ortamın yavaş da olsa doğup şekillenmesini indirmiş olsa da, elit kültürün büyük bir kısmı Osmanlı

BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 31 MÜZİK ve KÜLTÜRÜ yöneticileri tarafından içselleştirilmiştir. Osmanlı Apostolos Konstas, Gregorios Protopsaltis, Stefanos sarayının bu müzikle tanışması bu yolla gerçekleşmiştir. Domestikos ve diğerleri tarafından da benzer metinler Sonraki dönemde ise sosyopolitik koşullar Fener yazılmıştır. Rum şarkıcılarının doğmasını sağlamıştır. Bizans ve Doğu müzik dünyalarının buluşmasının başlangıcı 5. El yazması ve matbu eserler geleneği Konstantinopolis’te gerçekleşen iki benzer hadisede Dahası, Konstantinopolis’in müzikal aktivitenin görülebilir. Bu hadiselerin ilkinden Leimonos Manastırı merkezi olması dolayısıyla, seküler melodileri Bizans Kütüphanesi’nde (Midilli) bulunan Leimonos 259 nota sistemiyle transkrip etme durumu ortaya çıkmış, nolu el yazmasında bahsedilir. İkincisi ise Dorotheos buna bağlı olarak da bir el yazması ve baskı geleneği Monemvasias’a ait Hronógrafon apó ktíseos kósmou oluşmuştur. Leimonos 259 numaralı orijinal el yazması (Zamanın Başlangıcından Bugüne Zaman Ölçeği) adlı dışında, , Petros Byzantios eserde kaydedilmiştir. İlk el yazmasının orijinaline göre ve Gregorios Protopsaltis’in koleksiyonlarının da metin, Konstantinopolis civarında “büyük liderin emri Konstantinopolis’te yazıldığı bilinmektedir. 1820 üzerine” Ksanthopoulon Manastırı’ndan Gerasimos yılındaki ilk basılı kilise müziği kitabından hemen tarafından yazılmıştır. Burada bahsi geçen büyük liderin sonra, bir seküler müzik antolojisi olan Euterpe’nin II. Manuel Palaiologos (ö. 1425) olduğu büyük ölçüde basımı gerçekleşmiştir. Bunu takip eden süreçte, XX. tespit edilmiştir. Yukarıdaki ibare de imparatorun yüzyılın başlarına kadar dikkate değer miktarda benzer Yunan olmayan bestekârların müzikleriyle ilgilendiğini baskılar olmuş ve Bizans Parasimantiki’si ile seküler gösteriyor. İmparatorun emri Abdülkadir el-Meragî’nin (ö. müzik transkripsiyonu geleneği devam etmiştir. Sonuç 1435) bir parça bestelemesini sağlamış, bu parça Doğu’daki olarak, halk şarkılarının transkripsiyonları sıklıkla XX. seküler müzik örneklerinden en eski notalı parça olarak yüzyılın başında Konstantinopolis’te dağıtımı yapılan tarihteki yerini almıştır. müzik mecmualarında bulunurdu. Bunlara örnek XVII. yüzyılın sonundan itibaren Osmanlı sarayına olarak; Parartima Ekklisiastikis Alitheias (Dinî Hakikat gayrimüslim müzisyenlerin de kabul edilmesinden dolayı, Mecmuasına Ek) ve Mousiki (Müzik) gösterilebilir. Rum bestekârların saraydaki varlığı daha sık görülür olmuştur. Bu müzisyenlerin saraydaki müzikal toplulukta 6. Fenerli Rumların şarkıları yer almaları saray müziğini yazmaları ve çalışmalarını, XVIII. yüzyılın ortasında, büyük bir bölümü Fener’de kendi atalarının müzikleriyle bu müziğin benzerliklerini yaşayan Rum elitler, kilise müziğinin dışında fakat ve farklılıklarını açıklamalarını ve son olarak da kendi atalarından aldıkları müzik mirasının estetik gerçekliği ortak müzikal mirasları olarak gördükleri Doğu müziğini içinde yeni ifade ortamları aradılar ve bunu yeni bir şekillendiren önemli bestekârlardan olmalarını sağladı. sanat müziği türü yaratarak başardılar. Bu çıkış noktası, Bu dönemden bilinen Rum bestekârlar arasında; Papas, Doğu ve Batı arasında kalmış, kendi nevi şahsına Angelis (ö. 1690?), Kemanî Yorgi, Hânende Zakharias (ö. münhasır toplumunun ruhunu, estetik kıstaslarını, 1740?), Petros Peoloponnesios (ö. 1778?), Georgios Soutsos aşklarını ve tutkularını ve bunlarla birlikte kendine özgü ve daha niceleri sayılabilir. bağımsızlığını yansıtan Fener Rum şarkılarını doğurdu. Bu konuyla ilgili olarak, Rum ve Rum olmayan 1770 yılı civarlarında Petros Peloponnesios, Fener Rum müzisyenler arasındaki XVII. yüzyılın sonundan itibaren şarkılarından oluşan ilk antolojiyi oluşturdu. Petros, bu daha sık görülen kişisel ilişkilere de değinilebilir. türün yaratıcısı olarak en eski şarkıyı yazan kişinin de ta Bunlardan en meşhuru ise Sultan IV. Murad ( 1623- kendisiydi. Petros dışında bilinen diğer besteciler arasında 1640), İranlı saray müzisyeni Emirgûn Han (ö. 1641) ve Iakobos Protopsaltis, Petros Byzantios (ö. 1808?), Georgios ismi bilinmeyen bir Konstantinopolisli Rum soylusunun Soutzos, Gregorios Protopsaltis ve Nikeforos Kantouniares arasındaki ilişkidir. Yine bu ortamda, belirgin osmotik (ö. 1830?) ve daha niceleri sayılabilir. Sözleri Rumca eğilimle, kültürel alışverişe karşı olan bu coşkun olsa da, zamanının İtalyanca ve Fransızca şiirleriyle de temayülle, konuyla ilgili teorik metinler üretilmiştir. benzerlik göstermektedir. Konu bakımından şarkıların Dimitri Kantemiroğlu, kitabında hem Osmanlıca hem çoğu aşk temalı olsa da, vatanseverlik üzerine olan Yunanca müzikle ilgili konular hakkında yazmış, şarkılar, methiyeler ve cesaret/yiğitlik şarkıları da vardır. onun eserini de Panagiotis Khalatzoglou ve Panagiotis Şarkıların sözlerini yazanlar da genelde müzisyenlerdir. Kiltzanidis kendi kitapları için temel kaynaklardan Diğer şarkı sözü yazarları arasında; Yiangos Karatzas, biri olarak kullanmışlardır. Yine Kyrillos Marmarinos, Athanasios Khristopoulos, Dimitrakis Mourouzis ve Eski

BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 32 MÜZİK ve KÜLTÜRÜ Patraslı Piskopos Germanos ve daha niceleri sayılabilir. 3. Repertuvar Bizans döneminden kalan bir geleneğin devamı olarak, Sanat müziği repertuvarının yanında, halk müziği kayda değer miktarda şarkı; Patriklerin, Ekümenik repertuvarında da büyük çeşitlilik görülebilir: Patrikhane’nin hiyerarşisinde yer alan insanların ve diğer a) Kırsal karaktere sahip yerel şarkılar ve melodiler. liderlerin onuruna bestelenmiştir. Son olarak, Sultan b) Cafe Aman ve meyhanelerde, Konstantinopolis’te III. Selim’in idamı (ö. 1808) gibi bazı siyasi hadiselerden 78 rpm kayıtlarda bulunan ve Atina ve ABD’deki mülteciler de bu şarkılarda bahsedilmiştir. Yine ilgi çekici eserlerin tarafından kaydedilen şehir repertuvarı. arasında vatansever içerikli şarkılar gelmektedir. Bu c) Konstantinopolis’in dışında yaşayan Rumların, şarkılar Rigas’ın Thourios’undan etkilenmiş ve yazıldığı halk geleneklerine dayanan şarkılar ve melodiler. zamanın devrimci düşüncelerini ve diğer ideolojik Bu konuda ilgili çekici olan 78 rpm kayıtların akımlarını yansıtmaktadır. Fener şarkılarının düşüşü diskografik kataloğu ve Rumca repertuvarın kayıtlarını ve ortadan kayboluşu 1821 yılındaki Yunan ihtilalinin tutan şirketlerin tarihidir. Bunlar arasında; Odeon, ardından Fener Rumlarının sosyal ve siyasi alanda azalan Orfeon, Favorit Record, Gramofon, Homokord ve His varlıklarıyla paralellik gösterir. Master’s Voice sayılabilir. Yine belirtmek gerekir ki Konstantinopolis repertuvarının içinden bazı parçalar B. XIX. YÜZYILIN ORTALARINDAN XX. YÜZYILIN (Politikos Syrtos, çeşitli Hasapika (Kasaplar Derneği ORTALARINA KADAR dansı), Karotseris, San ta Marmara tis Polis vb.) geniş bir bölgeye zaman içinde yayılmış ve Rumların yaşadığı diğer 1. Kronolojik evreler ve çevre bölgelerde de geleneğin bir parçası hâline gelmiştir. Yeni metotun Bizans müziğinin ilahi sanatına ve matbu müzik eserlerine girişi ve sanat ve halk müziğiyle artan 4. Çalgılar alışverişi, çok kısa sürede bu sanatın hızlı bir şekilde İncesaza yakın bir tür orkestra XIX. yüzyılın son yıllarının geniş kitlelere yayılmasını sağladı. Bununla birlikte, tipik bir özelliği oldu. Bu da artık kullanılmayan bas Osmanlı saray müziğinin Konstantinopolis’in daha çalgılardan meydana gelen Bizans orkestrasının bir geniş sosyal kesimleri tarafından kabul edilişi de yeni devamıdır. Orkestranın temel çalgıları lir, ud ve kanundur. bir müzikal gerçekliğin icat edilmesine yol açtı ve Lir, özellikle Trakya lirinin hem yapısı, hem tekniği hem XX. yüzyılın ortalarına kadar evrilmeye ve gelişmeye de performansı açısından gelişimini temsil etmektedir. devam etti. Trakya liri de Rum geleneğinde yaygın olan, armut şekilli lirlerden biridir. XX. yüzyılın ilk on yıllarına kadar, 2. Müziğin icra edildiği yerler ve durumlar Trakya’da Silivri’den çıkan bir dizi önemli müzisyen Şehirlerde dinî bayramlar, aile kutlamaları ve buluşmaları müziklerini icra etmişlerdir. Bunların arasında; Leonidas dışında da eğlenmek için birçok fırsat ve sebep vardır. Bu ve Anastasis Leontis, Paraskhos ve Lambros Leontaridis, eğlenceler meyhane ve gazino gibi yerlerde olduğu gibi, Alekos Batzanos, Sotiris ve Thodoris Tsantalis sayılabilir. konserlerde, okul ve dernek şölenlerinde, tiyatrolarda ve Bu müzisyenler, onlara yolu açan Vasilakis ile birlikte benzer mekânlarda da olabilirdi. Buna paralel olarak, ilahi sanat müziğinde lirin merkezî bir çalgı olmasını sağlamış halkalarının ve onlara bağlı derneklerin seküler müziğin ve bunun altını çizmişlerdir. Bu müzisyenler lir üzerinde halk geleneklerine karşı olan ilgileri sürekli ve aktiftir. değişiklikler yapmış, kabiliyetlerini ve çalma tekniklerini Buna karşın, Avrupa müzik tarzına karşı da hem eğlence geliştirmişlerdir. Bütün bu müzisyenler, önde gelen ud hem de müzik eğitimi açısından bir eğilim görülmüştür. çalgıcısı Giorgios Batzanos’un da çıktığı büyük bir müzik Avrupalı olan her şey ilerlemeci, taklit edilmeye değer ailesine mensuptur. ve belki de bir farklılık noktası olarak görülüyordu. Bu büyük lir çalgıcısı müzisyenleri iki bestekâr Piyanoların alım ve satımıyla ilgili, müzik dersi Giannis ve Nikolakis ve başmuganni Stavrakis Grigoriadis teklifleriyle ilgili, danslı akşam yemekleri ve konserler ve Stefanos Moisiadis tamamlar. Bunların yanında ismi ve bunun gibi aktivitelerle ilgili reklamlar dergi ve bilinmeyen İzmitli Rum da lir yapıcılığı ile ün salmıştır. gazetelerde çıkmaktaydı. XIX. yüzyılın sonundan itibaren Bu dönemde yaygın olan başka bir müzik grubu ise sosyal buluşmaları teşrif eden mandolinatas (mandolin kendine özgü olan zygia mesofonias-kitharas’tır. Bu tip toplulukları) özellikle popüler olmuştu. XX. yüzyılın ilk grupların belirleyici özelliği yalnızca iki çalgının beraber çeyreğine kadar farklı Yunan dernek ve grubundan en az çalınmasıdır. Bunlar da genellikle bir akordiyona eşlik 12 tane faaliyet gösteren mandolinatas bilinmektedir. eden bir ud veya mandolindir. Bu alandaki en önemli

BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 33 MÜZİK ve KÜLTÜRÜ icracılar Antonis Amiralis ve Stefo idi. Bununla birlikte, G. Pakhtikos’un bir Ulusal Konservatuar ve Doğu Müziği kullanılan temel enstrüman ise laterna (org) idi. Bu Departmanı kurmak için halka yaptığı çağrılardır. çalgının kökeni İtalyan’dır. Konstantinopolis’te ise ilk kez Burada Türk müzikolog Rauf Yekta’nın yönetiminde XIX. yüzyılda, Giuseppe Turconi tarafından açılan org komşu ülkelerin müzikleri öğretilecekti. (Formynx dükkânında görüldü. Çok kısa bir sürede, presli silindirler dergisi, 1914). Rauf Yekta Bey, Bizans müziği alanında Yunan melodileri çalmaya başladı. Bu sayede laternanın Archon başmuganni Iakobos Nafpliotis’ten ders almış yayılmasına; tavernalar ve dinî bayramlardaki halk ve Konstantinopolis Kilise Müziği Derneği’ne onur üyesi kutlamalarının ayrılmaz bir parçası hâline gelmesine olarak kabul edilmişti. katkı sağladı. Farklı topluluklardan müzisyenler Bütün yukarıda bahsedilenler XX. yüzyılın ilk on arasındaki iş birliği sanat müziği alanında sıradan bir yıllarına kadar gerçekleşmiştir. 1922, 1955 ve 1964’te şey olduğu gibi halk müziği sahasında da alışılmamış bir gelişen hadiseler, İstanbul’daki Rum kültürünün durum değildi. gerilemesine yol açmış ve bu muhteşem geleneğin Ud, kanun, Konstantinopolis liri ve laouto, bozulmuş şekilde devam etmesine yol açmıştır. İstanbul viyolonsel gibi çalgıları çalan, önde gelen Rumlar ve şehri de hem dış görüntüsü hem de iç karakteri aynı şekilde hem Yunan hem de Yunan olmayan dünya bakımından değişikliğe uğradı. Kilise dışındaki müzikal hakkında derin bir bilgi ve irfana sahip şarkıcılar faaliyetler büyük ölçüde azaldı veya koruyucularıyla hakkında yeterince bilgi bulunmaktadır. Bunların birlikte Yunanistan veya başka memleketlere taşındı. Her birçoğu yaşadıkları zamanda kayıtlar yapmış ve yeni şeye rağmen bu parlak gelenek, bütün dünyada Yunan kurulan Türk Radyosu Korosu’nun üyeleri olmuşlardır. müziğinin içine işlemeye ve ona ilham vermeye devam Patrikhane Müzik Komitesi’nin (1881-1883) gözetimi etmiş ve Yunanlıların müzikal anlatımlarının şahı olarak altında Ioakimian santuru eğitim amaçları için üretilip kabul edilmiştir. inşa edilmiş ve amaç olarak da “aralıkların bilimsel ölçümü ve doğrulanması” benimsenmiştir. Bu isim KAYNAKLAR antik dönem ve Bizans santurunun (kanonaki veya kanun) aralıklar konusundaki kesinliğine bir gönderme Alygizakis, Antonios, Ἡ ὀκταηχία στὴν ἑλληνικὴ λειτουργικὴ ὑμνογραφία, yapmaktadır. Görünüş açısından ise Batı kilisesinin Thessaloniki 1985. küçük santuruna benzemektir. Sıfat olarak “Ioakimian” Anastasiou, Gregorios G., Τὰ κρατήματα στὴν ψαλτικὴ τέχνη, 2005. isminin verilmesi de Ekümenik Patrik III. Ioakim’i Apostolopoulos, T. Κ., Ὁ Ἀπόστολος Κώνστας ὁ Χίος καὶ ἡ συμβολή του στὴ θεωρία onurlandırmak içindir. τῆς μουσικῆς τέχνης, Athens 2002. Apostolopoulos, T. Κ., “The Musical System: Elaboration and Development 5. Eğitim -The Byzantine Period”, Music in the Mediterranean, ed. W. Feldman, Bir eğitim dalı olarak müzik, ilk defa Zappeio Kızlar M. Guettat ve K. Kalaitzides, II c. Thessaloniki 2005. Okulu’nda, Özel Fener Rum Lisesi’nde, İlk Millî Kız Apostolopoulos, T. Κ., “Local mutations Post - Byantine Theory”, W. Feldman, Yetimhanesi’nde başlatılmıştır. Konstantinopolis’te 1912 M. Guettat, K. Kalaitzides (eds.), Music in the Mediterranean,. Ekim ayından itibaren bütün şehir okullarında müzik Thessaloniki 2005. zorunlu ders hâline gelmiştir. Bu dersin gayet kapsamlı Chaldaiakis, Achilleas G., Ὁ πολυέλεος στὴν βυζαντινὴ καὶ μεταβυζαντινὴ programını da Eğitim Komitesi hazırlamış, Ekümenik μελοποιία, Athens 2003. Patrikhane ve Ulusal Birleşik Konsey tarafından da Chatzigiakoumis, Manolis Κ., Χειρόγραφα ἐκκλησιαστικῆς μουσικῆς 1453 - 1820, desteklenmiştir. Kilisedeki müzik halkalarının seküler Athens 1980. müzik eğitiminde üstlendikleri rol önemlidir. Konuyla Chrysanthos Archbishop of Dyrrachium, Εἰσαγωγὴ εἰς τὸ θεωρητικὸν καὶ ilgili el yazmalarındaki transkripsiyonlar ve bunları takip πρακτικὸν τῆς ἐκκλησιαστικῆς μουσικῆς, Paris 1821. eden matbu yayınlar, eğitim için uygun ve yararlı araçlar Chrysanthos Archbishop of Dyrrachium, Θεωρητικὸν Μέγα τῆς Μουσικῆς, olarak kabul ediliyordu. Trieste 1832. Bu eğilim müzik okulunun toplantılarında tutulan Domestikos, Stephanos, Ἑρμηνεία τῆς ἐξωτερικῆς μουσικῆς καὶ ἐφαρμογὴ αὐτῆς notlarda, kitap önsözlerinde ve ilgili metinlerde açıkça εἰς τὴν καθ’ ἡμᾶς μουσικῆς. ἐρανισθεῖσα καὶ συνταχθεῖσα παρὰ Στφ. Α. görülebilir. Müfredatın zamanın akışına ve bununla Δομεστίκου, ἐπιθεωρηθεῖσα δὲ παρὰ Κωνσταντίνου Πρωτοψάλτου τῆς Χ. beraber gelen değişikliklere karşı dayanabilmesi için Μ. Ἐκκλησίας. Νῦν πρῶτον τύποις ἐκδίδεται παρὰ τῶν Διευθυντῶν τοῦ sağlam bir yazılı gelenek oluşturma amaçlanmıştı. Πατριαρχικοῦ Τυπογραφείου, Ἐν Κωνσταντινουπόλει, ἐκ τῆς τοῦ Γένους Zamanın iklimini anlatan belgelerden biri de Πατριαρχικῆς Τυπογραφίας, Constnatinople 1843.

BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 34 MÜZİK ve KÜLTÜRÜ Gheorghiţă, Nicolae, Byzantine Chant between and the Stathis, G. T., Οἱ ἀναγραμματισμοὶ καὶ μαθήματα τῆς βυζαντινῆς μελοποιίας, Dunabian Principalities, Bucharest 2010. Athens 1979. Gabriel Hieromonachos, Abhandlung uber dien Kirchengesang, ed. Hannick Stathis, G. T. Ἡ ἐξήγησις τῆς παλαιᾶς βυζαντινῆς σημειογραφίας, Athens 1993. Christian ve Gerda Wolfram, Wien 1985. Stathis, G. T. “Greek Notation for the Psaltic Art in Byzantine and Modern Hannick, Christian, “Βυζαντινή μουσική”, Herbert Hunger, Βυζαντινὴ λογοτεχνία. Greek Musical Settings”, Music in the Mediterranean, ed. W. Feldman, Ἡ λόγια κοσμικὴ γραμματεία τῶν Βυζαντινῶν içinde, Athens 1994, c. 3, s. M. Guettat ve K. Kalaitzides, II c. Thessaloniki 2005, s. 285-314. 381-434. Tardo, Lorenzo, L’ Antica Melurgia Bizantina, Grottaferrata 1938. Kalaitzidis, Kyriakos, Post- Manuscripts as a Source for the Tsiamoulis, C., P. Erevnidis, Ρωμιοὶ συνθέτες τῆς Πόλης, Athens 1998. Oriental Secular Music (15th to Early 19th Century), Würzburg 2012. Wellesz, Egon, A History of Byzantine Music and Hymnography, Oxford 1961. Karagounis, K. C., Ἡ παράδοση καὶ ἐξήγηση τοῦ μέλους τῶν χερουβικῶν τῆς Βυζαντινῆς καὶ μεταβυζαντινῆς μελοποιίας, Athens 2003. Kiltzanidis, Panagiotis, Μεθοδικὴ διδασκαλία θεωρητική τε καὶ πρακτικὴ πρὸς ἐκμάθησιν καὶ διάδοσιν τοῦ γνησίου ἐξωτερικοῦ μέλους τῆς καθ’ ἡμᾶς ἑλληνικῆς μουσικῆς κατ’ ἀντιπαράθεσιν πρὸς τὴν ἀραβοπερσικήν, (Constantinople 1881) Thessaloniki 1978. Koukoules, Phaedon, Βυζαντινῶν βίος καὶ πολιτισμός, VI c., Athens 1948-55. Kritikou, Flora, Ὁ Ἀκάθιστος Ὕμνος στὴν βυζαντινὴ καὶ μεταβυζαντινὴ μελοποιία, Athens 2004. Maliaras, Nikos, Βυζαντινά Μουσικά Όργανα, Athens 2007. Manuel Chrysaphes the Lampadarios, The Treatise of, ed. Dimitri Conomos, II c., Wien 1985. Metsakis, Karyofilis, Βυζαντινή Υμνογραφία. Από την Καινή Διαθήκη έως την Εικονομαχία, Thessaloniki 1971. Mpalageorgos, Demetrios, Εκκλησιαστική μουσική στην Κωνσταντινούπολη, Εγκυκλοπαίδεια Μείζονος Ελληνισμού, Κωνσταντινούπολη, URL: http:// www.ehw.gr/l.aspx?id=11048 Musical Committee of the Ecumenical Patriarchate 1881 - 1883, Στοιχειώδης διδασκαλία της εκκλησιαστικής μουσικής, Κωνσταντινούπολη 1888 (φωτ. ανατ., Αθήνα 1978). Nafpliotis, Iakovos, “Σύγκρισις τῆς ἀραβοπερσικῆς πρὸς τὴν ἡμετέραν ὑπὸ Παναγιώτου Χαλάτζογλου”, AJEA, 1900, c. 2, s. 68-75. Papadopoulos, Georgios, Συμβολαὶ εἰς τὴν ἱστορίαν τῆς παρ’ ἡμῖν ἐκκλησιαστικῆς μουσικῆς, Athens 1890. Patrinelis, Cristos G., Protopsaltae, Lampadarii and Domestikoi of the Great Church during the post-Byzantine Period (1453-1821), Studies in Eastern Chant, 1973, c. 3, s. 141-170. Plemmenos, John, Ottoman Minority Musics: The Case of 18th Century Greek Phanariots, Saarbrücken 2010. Popescu-Judetz, Eugenia, Adriana Ababi Sirli, Sources of 18th Century Music, Istanbul 2000. Psachos, Κ. Α., Ἡ παρασημαντικὴ τῆς βυζαντινῆς μουσικῆς, (1917) Athens 1978. Pseudo-Kodinos, Traite des Offices, ed. Jean Verpaux, Paris 1966, s. 197. Raasted, Jorgen (ed.), The Hagiopolites: A Byzantine Treatise on Musical Theory. Copenhague 1983. Romanos, Kaiti, Εθνικής μουσικής περιήγησις 1901-1912, Ι c., Athens 1996. Smanis, Georgios, Η εξωτερική μουσική και η θεωρητική της προσέγγιση, doktora tezi,. Athens, 2011. Spyrakou, Euaggelia, Οἱ χοροὶ ψαλτῶν κατὰ τὴν βυζαντινὴ παράδοση, Athens 2008.

BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ 35 MÜZİK ve KÜLTÜRÜ