SDÜ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, AĞUSTOS 2021, SAYI: 53, SS. 11-24

SDU FACULTY OF ARTS AND SCIENCES JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES, AUGUST 2021, No: 53, PP. 11-24

Makale Geliş | Received : 23.03.2021 Makale Kabul | Accepted : 31.08.2021

Ergün KARACA Trakya Üniversitesi, Arkeoloji Bölümü [email protected] ORCID Numarası|ORCID Numbers: 0000-0002-0270-3258

Antik Çağ’da Savaşçı Bir Halk: Thraklar The Warrior People in Ancient Times: Thracians

Öz

Bu makalede, Antik Çağ’ın en önemli savaşçı halklarından biri olan Thrakların askeri özellikleri, savaşta giydikleri kıyafetler, kullandıkları silahlar ve uyguladıkları taktikler incelenmiştir. Çalışma ağırlıklı olarak Antik yazarların verdiği bilgiler doğrultusunda oluşturulmuştur. Ayrıca makale, MÖ 5. yüzyılda yapılmış Yunan kırmızı figürlü seramikler ile desteklenmiş, Çalışmada özellikle, Thrakların yaşadıkları bölgelerde yapılmış, erken MÖ 4. yüzyıl ve 3. yüzyıla tarihlenen tümülüslerdeki duvar resimlerinde bulunan Thrak savaşçı tasvirlerinden de faydalanılmıştır. Savaşçı özelliklere sahip Thraklar kendi ordularında ya da başka devletlerin orduları içerisinde bazen gönüllü bazen zorunlu ya da ücretli asker olarak görev yapmışlardır. Antik kaynaklar ile Yunan kımızı figür seramiklerinden gördüğümüz üzere, Thrak askerleri erken dönemden MÖ 5. ve 4. yüzyıllara kadar geleneksel kıyafetlerini üniforma şeklinde kullanılmışlardır. Thraklar başlarına tilki postundan alopekis takmışlar, dar pantolon ile kolsuz ve dize kadar inen, belden bağlanan tunik, en üstte karakteristik, Thraklara özgü zeira adı verilen kalın ve uzun giysiyi giymişlerdir. Ayaklarına ise, baldır kısmını tamamen kaplayan, geyik derisinden yapılmış embedes adı verilen kendilerine özgü botları giymişlerdir. Thraklar MÖ 5. yüzyılda Yunanlar ve MÖ 4. yüzyıl ortalarından itibaren Makedonlarla temas kurmalarının sonucunda onların askeri giysilerini ve silahlarını kullanmaya başlamışlardır.

Anahtar Kelimeler: Savaş, Kılıç, Askeri Üniforma, Mızrak, Savaşçı

Abstract

In this article, the military characteristics, the clothes their wore, the weapons their used and the tactics of during the battle of the Thracians, that one of the most warrior peoples in the Ancient times, were examined. The study was mainly created, in line with the information by ancient authors. In addition, the article is supplemented by Greek red-figure pottery made in the 5th century BC. In the study particularly was used, made in the regions where the Thracians live the depictions of Thracian warriors on the fresco in the tumulus dating to the early 4th and 3rd centuries BC. The warrior Thracians served as volunteers, sometimes compulsory or mercenary in their own armies or in the armies of other states. As we can see from ancient sources and Greek red figure ceramics, Thracian soldiers used their traditional clothes as uniforms, from the early period until the 5th and 4th centuries BC. Thracians wore alopekis made of fox skin, they wore narrow trousers and a tunic that was tied at the waist and sleeveless and down to the knee, and at the top they wore the characteristic Thracian zeira, a thick and long garment. On their feet, they wore their own unique deer-skin boots called embedes, which completely covered the calf. As a result of their contact with Greeks in the 5th century BC and Macedonians from the middle of the 4th century BC, Thracians began to use their military clothing and weapons.

Keywords: Battle, , Military Uniform, Spear, Warrior

11

Ergün KARACA

Giriş

Thrakların en dikkat çekici özelliklerinin başında savaşçı olmaları gelmektedir. Yunan ve Romalı yazarların verdiği bilgiler doğrultusunda onların savaşçı karakterleri, askeri yapıları, savaşta uyguladıkları taktikler ile kullandıkları savunma ve saldırı gereçleri konusunda bilgi verilmesi amaçlanmıştır. Thrakların savaşçı kişilikleri hakkında en erken bilgileri MÖ 8. yüzyılda yaşamış Homeros’un Troia Savaşı’nı anlattığı İlyada adlı eserinden öğreniriz. MÖ 5. yüzyılda yaşamış Herodotos ve MÖ 4. yüzyılda yaşamış Ksenophon’un eserleri bu konuda bize en detaylı tanımlamaları yapan ve onlar hakkında bilgi veren diğer yazarlardır. Thraklar, Troia Savaşı’nda Akhalara karşı Troia’nın yanında savaşa katılmışlardır. Bundan dolayı Homeros, İlyada adlı eserinde savaşmak için gelen Thraklar hakkında ayrıntılı bilgiler verir. Bir pasajında Thrakların saçlarını top top yaptıklarını ve uzun bir mızrak taşıdıkları bilgisini aktarır1. Herodotos, Thrakların Hintlilerden sonra en kalabalık halk olduklarını, birlik olsalar hiç yenilmeyeceklerini, ulusların en güçlüsü ve en kalabalığı olacaklarını söyler2. Bunula birlikte, Thrakların toprakta çalışmayı pek hoş görmediklerini, buna karşın soylu bir şekilde yaşamanın “savaşa gitmek ve başkalarını soymak” olduğunu söyler3. Ayrıca Herodotos, Thrak kabilesi olan Satraileri ise “korkunç savaşçı” şeklinde tanımlar4. MÖ 5. yüzyılda yaşamış Thukydides ise, Getaeilerle Istros (Tuna) Irmağı kıyısındaki Thrakların İskitlere komşu ve onlarla benzer şeklide teçhizata sahip ve okçu olduklarını belirtir5. MÖ 5.-4. yüzyılda yaşamış Atinalı ünlü bir hatip olan Isokrates ise, Thrakların İskitler ve Persler gibi diğer tüm halklardan daha hırslı ve daha büyük güce sahip olduklarını ifade eder6. Ksenophon ise kutlamalarda Thrak savaşçıların aulos (flüt) eşliğinde hafifçe sıçrayarak hançerleriyle birbirlerine vurarak dans ettiklerini söyler7. Yine Ksenophon, Thynlerin özellikle gece savaşlarında en yetenekli Thrak halkı olduğunu zikreder8. MS 1. yüzyılda yaşamış tarihçi Plutarkhos ise, Thrakların giydikleri miğfer, zırh ve taşıdıkları silahlarla görünüşlerinin korkunç olduğunu aktarır9. Ordu Thrakların savaşçı özelliklerinin ön planda olması ordularına da ayrı bir önem vermesini beraberinde getirir. Thrakların ordu yapısına bakıldığında süvari ve hafif piyade şeklinde iki sınıfa ayrıldıkları görülür (Figür 1). Ancak bu ordu içerisinde süvariler önemli bir yer tutar. Bununla birlikte Thrakların en zayıf oldukları alan ise donanma yani deniz gücüdür. Thukydides, Thebaililere yapılan saldırı sırasında, kıyıda bekleyen gemilere doğru geri çekilen Thrakların, ok menzilinden çıkmak için kıyıdan uzaklaşan teknelere ulaşamadan birçoğunun öldürüldüğünü ve bunun sebebinin de Thrakların yüzme bilmemelerinden kaynaklandığını söyler10. Süvari Yukarıda da belirtildiği üzere Thrakların askeri gücü içerisinde atlı birliklerin yani süvarilerin önemli bir yeri bulunmaktadır. Bundan dolayı ata ayrı bir önem vermişlerdir. Antik kaynaklara baktığımızda, birçok antik yazar Thrak veya Thrakia atlarından övgüyle bahsetmektedir. Ayrıca bölgede çok sık karşımıza çıkan “atlı tanrı” şeklinde de adlandırılan ve üzerinde süvari tasviri bulunan steller önemli bir yer tutar. Antik kaynaklara bakıldığında Homeros, Euripides, Hesiodos ve Ksenophon gibi yazarların Thrakların atları hakkında bilgi verdiği görülür. Homeros’un İlyada’da Thraklar ile ilgili pasajlarda en çok vurguladığı hususlardan biri onların atlarıdır. Homeros, Thrakların yaşadığı bölge için “at besleyen Thrakların toprağı”, Thrak Kralı Rhesos’un atlarını anlatırken de “güzel, iri atlar, giderler yel gibi, kardan beyazdırlar” şeklinde bahseder11. Yine Homeros, savaşa katılan her Thrak askerinin iki atı

1 Homeros, İlyada, IV, 534. 2 Herodotos, V, 3. 3 Herodotos, V, 6, VII.111. 4 Herodotos, VII.111. 5 Thukydides, II, 96. 6 Isokrates, Panegyrikos, IV, 67. 7 Ksenophon, Anabasis, VI, 1. 5-6. 8 Ksenophon, Anabasis, VII, 2. 22. 9 Plutarkhos, Bioi Paraleloi (Aemilius), VI, 18.5. 10 Thukydides, VII, 30. 11 Homeros, İlyada, X, 435-437; XIII, 3-4. 12

Antik Çağ’da Savaşçı Bir Halk: Thraklar

olduğunu söyler12. Thrakların atları konusunda bilgi veren bir diğer erken dönem yazarı Hesiodos’dur. Hesiodos İşler ve Güçler (Erga kai Hemerai) adlı eserinde Thrakların yaşadığı bölgeyi “atları bol Thrakia ovaları” şeklinde tanımlar13. Ksenophon Anabasis adlı eserinde, Seuthes’in yanında katıldığı bir şölende bir Thrak tarafından ona beyaz bir at hediye edildiğini ve “Seuthes, sağlığına içiyor ve sana bu atı armağan ediyorum, onunla dilediğini kovalayıp yakalayabilir, düşmandan çekinmeden geri çekilebilirsin” dediğini aktarır14. Yine Euripides’in Rhesos adlı eserinde, Thrakların atlarından “benekli” şeklinde bahsedilir15. Ayrıca Thrak atlarının gece savaşlarına alışık olmadıkları, dolayısıyla ateşten korktuklarını antik yazarlar aracılığıyla öğrenmekteyiz. Iphikrates, Odryslerle savaşırken büyük bir güçle kendisine saldıran Thrak süvarilerine karşı, askerlerine ellerindeki alevli meşalelerle saldırmalarını emretmiştir. Bunun üzerine ateşi görmeye alışkın olmayan Thrak atlarını kaçırtmayı başarmıştır16. MÖ 1. yüzyıl yazarı Vergilius, Aeneas adlı eserinde, Euripides gibi Thrak atlarını “benekli” şeklinde tanımlar17. Atların bu kadar önemli olduğu yarı göçebe karakterdeki bir topluluğun en önemli askeri gücü de doğal olarak süvarilerdir. Eurpides Rhesos adlı eserinde Rhesos’un sayılamayacak kadar çok süvarileri, okçuları ile hafif piyadesi olduğunu bildirir18. Ksenophon Peri Hippikes (At Biniciliği Üzerine) adlı eserinde, Yunan atları ile Pers ve Odrys olarak belirttiği Thrak atlarının eğitildiğini ve yokuş aşağı koştuklarını söyler19. Ksenophon, Anabasis adlı eserinde Seuthes’in ordusundaki atlarda göğüs zırhı olduğunu belirtir20. Gerek Yunan seramikleri üzerinde görülen tasvirlerden edinilen bilgiler gerekse Herodotos ve Ksenophon gibi yazarların verdiği bilgiler ile MÖ 7. yüzyıldan 4. yüzyıla kadar Thrak hafif süvarileri bir tunik, zeira şeklinde adlandırılan pelerin, tilki postundan yapılan ve alopekis adındaki şapka ve embades olarak adlandırılan botlar giymişlerdir21 (Figür 1). Christopher Webber, Thrak süvarilerinin MÖ 4. yüzyıldan itibaren geleneksel olarak giydikleri kıyafetler ile kullandıkları teçhizatların değiştiğini, geleneksel Thrak kıyafetinin bırakılarak, yeni tip zırhların giyildiğini, kalkanlar ve eyerlerin kullanıma girdiğini, bu değişiklikler kapsamında hafif süvarilerin miğfer ve kalkan kullanımına başladığını, ağır süvarilerin ise demir miğfer ve kompozit zırh giydiklerini söyler22 (Figür 3). Homeros, Troia Savaşı’na katılan Thrakların altın ve gümüşle işlenmiş savaş arabalarına sahip olduğundan bahseder23. Euripides’in Rhesos adlı eserinde Athena Odysseos’a, saldırmaları için telkinde bulunurken Thrak savaş arabalarına koşulmuş beyaz kısrakların gece görülmesinin kolay olduğunu, bunların nehirde yüzen kuğuların kanatları gibi parladıklarını ve bu kısrakları da ganimet olarak almalarını, çünkü yeryüzünde benzerlerinin olmadığını söyler24. Yine Euripides aynı eserinin başka bir yerinde, Thrak Kralı Rhesos’u arabasının üzerinde anlatır25. Ancak sonraki antik yazarların verdiği bilgilerde, Thrakların savaş arabası kullandıklarına dair herhangi bir bilgi yoktur. Bununla birlikte Kazanlık’da, Seutopolis yakınlarında bulunan ve MÖ 4. yüzyıla tarihli tümülüs mezarın duvar resimlerinde, iki atın çektiği (biga) tek dingilli at arabaları bulunmakladır.

12 Homeros, İlyada, X, 473. Bunun nedeni yorulan bir atı diğer at ile değiştirerek savaşa devam etmeleridir. 13 Hesiodos, İşler ve Güçler (Erga kai Hemerai), 505. 14 Ksenophon, Anabasis, VII, 3.26. 15 Euripides, Rhesos, 351-359. 16 Poylaenos, Stratagemes, III.9.60. 17 Vergilius, Aeneas, V. 567. 18 Euripides, Rhesos, 310-315. 19 Ksenophon, At Biniciliği Üzerine (peri Hippikes), VIII.6. 20 Ksenophon, Anabasis, VII, 3, 41. 21 Herodotos, VII.75; Ksenophon, Anabasis, VII, 4.4-5. 22 Webber 2003, 538. 23 Homeros, İlyada, X, 438. 24 Euripides, Rhesos, 615-620. 25 Euripides, Rhesos, 300. 13

Ergün KARACA

Piyade Thrak ordusundaki piyade hafif piyade26 şeklindedir. Ksenophon, Seuthes’in ordusundan bahsederken onun hafif piyadeden oluştuğu anlaşılır27. Yine Bithynia’ya destek olarak gönderilen askerler süvari ve hafif piyade olduklarından, Yunan ağır piyade askeriyle takviye edilmiştir28. Thrak hafif piyadesinin giyimi hakkında antik kaynaklarda ne yazık ki bilgi bulunmamaktadır. Buna karşın Erken dönem Yunan kırmızı figürlü seramikleri üzerindeki tasvirler Thrak piyadelerinin süvariler ile aynı şekilde giyindiklerini göstermektedir (Figür 1). Savaş Taktikleri Thrak askerlerinin hareket halindeyken, saldırı sırasında veya geri çekilme durumlarında uyguladıkları bazı taktikler bulunmaktadır. Ksenophon’un Helenika adlı eserinde, Odrys Kralı Seuthes tarafından, Küçük Asya’daki Spartalı Derkylides’e gönderilen iki yüz kadar süvari ve yüz kadar hafif piyadeden oluşan kuvvetin, Bithynia’ya ulaştığında kamp kurduklarını ve birliğin güvenliği içinde etrafını kazıklarla çevirdiklerini söyler29. Ksenophon bir diğer eseri olan Anabasis’de de Thrakların kamp alanındaki uygulamalarını detaylı olarak aktarır. Ksenophon, Seuthes ile birlikteyken gece ordugâh çevresinin korunması ve nöbet uygulaması hakkında bilgi verir. Thrakların, kampa belli bir mesafede, önde ateş yaktıklarını, bu sayede saldıran kişi ve kişilerin nöbetçiyi veya nöbetçilerin yerini ve sayısını öğrenmesinin engellendiğini, buna karşın yaklaşanların karanlığın içinde gizlenemeyip ateşin ışığında rahat bir şekilde görüldüğünü söyler30. Yine Ksenophon, Seuthes’in ani bir saldırı durumunda kaçmak için konakladığı kalenin etrafında, gece gündüz eyerlenmiş hazır atların bekletildiğini söyler31. Euripides, Troia Savaşı’na katılan askerlerin gece silahlarını dizmediklerini, atları hazır bekletmediklerini aktarır32. Burada bu yapılanın hatalı olduğu Thrakların ise savaşa daima hazır bir halde bekledikleri silahlarını her an savaşacakmış gibi düzgün bir şekilde dizdikleri ve atlarını harekete hazır halde beklettikleri anlaşılır. Ksenophon’un anlatımından Thrakların gece seferi sırasında önde süvari, arkada hafif piyade şeklinde ilerlediklerini öğrenmekteyiz. Bu ilerleyiş nedeniyle hızlı giden süvarilerle yavaş giden piyadenin arasının açılacağı ve saldırıya açık hale geleceğini belirten Ksenophon, “Yunan Taktiği” şeklinde adlandırılan önde ağır hareket eden piyadelerin, en arkada ise süvarilerin geldiği yürüyüş tekniğini Seuthes’e önermiştir. Ksenophon bu tekniğin sonucunu gören Thrak Kralı Seuthes’in, bundan övgüyle bahsettiğini de aktarır33. Saldırı sırasında ise ağır piyade ve ağır süvari olmadığından Thraklar oldukça çevik ve hızlı bir şekilde düşmana saldırmaktadır. Ksenophon’dan öğrendiğimize göre, Yunanlar Thrakları bir tepede kuşattıklarında, hafif piyade ve süvariden oluşan askerlerin onların üzerine çevik bir şekilde saldırdıklarını ve kargılarını fırlattıklarını söyler34. Thraklar bir yerleşime saldırdıklarında çok sert davranırlar. Ksenophon, Seuthes’in tek bir ev bile ayırt etmeden köyleri baştanbaşa ateşe verdiğini ve bunu da diğer köylere, boyun eğmezlerse başlarına ne geleceğini göstererek korku salmak amacıyla yaptıklarını belirtmiştir35. Yine Ksenophon, Thrak kabilelerinden Thunialılar’ın gece savaşlarında oldukça becerikli olduklarını söyler36. Savaşta bir ordunun geri çekilmesi, özellikle en az kayıpla geri çekilmesi oldukça güçtür. Ancak Thrakların hafif piyade ve hafif süvari şeklinde olmaları onlara büyük avantaj sağlamakta ve geri çekilme de hızlı bir şekilde olmaktadır. Thukydides, Thrakların Thebai Süvarilerinin karşısından çekilirken, önce biraz geriye doğru koşup sonra yeniden bir araya toplanma şeklinde bir taktik uyguladıklarını ve bu sayede çok az kayıp vererek geri çekilmeyi tamamladıklarını belirtir37. Thrakların

26 , Thrak hafif piyade askeri. 27 Ksenophon, Anabasis, VII, 3, 36-39, 41. 28 Ksenophon, Yunan Tarihi (Hellenika), III, 2. 2. 29 Ksenophon, Yunan Tarihi (Hellenika), III, 2. 2. 30 Ksenophon, Anabasis, VII, 2. 18. 31 Ksenophon, Anabasis, VII, 2. 21. 32 Euripides, Rhesos, 764-769. 33 Ksenophon, Anabasis, VII, 3, 36-41. 34 Ksenophon, Anabasis, VII, VI, 3. 4. 35 Ksenophon, Anabasis, VII, 4.1-2. 36 Ksenophon, Anabasis, VII, 2, 22. 37 Thukydides, VII, 30. 14

Antik Çağ’da Savaşçı Bir Halk: Thraklar

geri çekilme taktiklerinden bahseden bir diğer yazar ise Ksenophon’dur. Ksenophon, Thrakların savaş alanından geri çekilirken adetleri olduğu üzere kalkanlarıyla sırtlarını koruyarak kaçtıklarını söyler38. Paralı Askerlik Yarı göçebe ve hayvancılıkla geçimini sağlayan Thraklar, kendi beyleri veya krallıkları için asker olarak görev almakla birlikte farklı krallıkların ordularında da görev yapmışlardır. Bu görev bazen gönüllü, bazen para karşılığı, bazen de zoraki şekilde olmuştur. Thrak askerleri, özellikle de Thrak süvarileri ile hafif piyadelerinin hemen hemen her orduda paralı asker olarak görev yaptıkları bilinmektedir. Thrakların başka bir ulus ile birlikte katıldıkları ilk savaş antik kaynaklardan bildiğimiz kadarıyla Troia Savaşı’dır. Homeros’un anlatımında Thrakia Bölgesi’nden gelen savaşçılar Troia ordusu ile birlikte Yunanlara karşı gönüllü olarak savaşmışlardır39. Tam tersi şekilde Pers Kralı Kserkses, MÖ 481 yıldaki Yunanistan Seferi sırasında Thrakia Bölgesinden geçerken deniz kıyısında oturan Thrakları donanmaya, daha iç kısımda oturan Thrakları ise, kara ordusuna zorla asker olarak almıştır40. Thrakların bir diğer askerlik görevi yapma şekli ise ücretli yaptıkları hizmettir. Peloponesos Savaşları sırasında, Odrys Kralı Sitalkes, oğlu Sadokos’a Atina vatandaşlığı verilmesi durumunda Atina’ya destek olarak süvarilerden ve hafif piyadelerden oluşan bir ordu göndereceği sözü vermiştir41. Thukydides, Rhodop Dağlarında yaşayan ve “Dağ Thrakları” şeklinde adlandırlan kişilerin bazılarının ücretli bazılarının ise gönüllü şekilde Odrys Kralı Sitalkes’in çağrısına uyduklarını söyler42. Kyros’un Pers tahtını ele geçirmek için oluşturduğu ordu içerisinde farklı uluslardan farklı sınıflardan askerlerle birlikte Thrak hafif piyade ve süvarileri de yer almıştır43. Atinalı General Alkibiades’in Thrakia’da bulunduğu sırada oluşturduğu ordu içinde Thrakialı askerler de bulunmaktadır44. Peloponnesos Savaşları sırasında Odrys Kralı Seuthes, Bithynia’da bulunan Spartalı General Derkylidas’a destek için iki yüz kadar süvari ve yüz kadar hafif piyadeden oluşan bir kuvvet göndermiştir45. Büyük İskender Persler’e karşı Asya seferine çıkarken ordusuna çoğunluğu süvari olmak üzere Thrak askerler de almıştır46. Ayrıca seferin ilerleyen döneminde, MÖ 327/6 yılında Hindistan’da bulunan Büyük İskender, Thrakia’nın idarecisi Memnon’dan asker ve teçhizat istemiş, o da 5.000 Thrakialı süvariyi kendisi bizzat krala götürmüştür47.

Savaş Gereçleri Antik Çağ’da askerlerin giysileri ve kullandıkları silahlar onların hayatta kalabilmeleri için önemli unsurlardır. Savaş sırasında askerin en önemli gereçlerinin başında, onu koruyacak ve hayatta tutacak savunma gereçleri ile düşmana zarar vermesini hatta onu savaştan saf dışı bırakmasını sağlayacak saldırı gereçleri gelir. Thrakların savaş gereçlerini de bu duruma göre “savunma gereçleri” ve “saldırı gereçleri” şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. Savunma Gereçleri Euripides, Troia Savaşı’na katılan Rhesos’un üzerinde altın zırh bulunduğunu söyler48. Buna karşın Thraklar konusunda ayrıntı bilgiler veren Herodotos ve Ksenophon gibi antik kaynaklar Thrak askerlerinin kullandıkları zırh veya miğfer konusunda neredeyse hiç bilgi vermezler. Sadece onların geleneksel giysilerinden bahsederler. Arrianos Büyük İskender’in savaştığı Thrakları anlatırken onların hafif silahlı ve çok kötü donanımlı olduklarını ve phalankslara karşı mücadele edemediklerini söyler49. Savaş Giysileri Thraklar tilki postundan alopekis olarak adlandırılan şapkalar kullanmışlardır (Figür 1). Tilkinin baş kısmı takan kişinin alnına gelirken, kuyruk kısmı ise başın arkasından sarkmakta ve kulakları

38 Ksenophon, Anabasis, VII, 4.17-18. 39 Homeros, İlyada, X, 434-440. 40 Herodotos, VII. 75, 110, 185. 41 Thukydides, II, 29. 42 Thukydides, II, 96. 43 Ksenophon, Anabasis, I, 2. 9, 5. 13, II, 2. 7, VI, 2. 16. 44 Ksenophon, Yunan Tarihi (Hellenika), I, 3. 10. 45 Ksenophon, Yunan Tarihi (Hellenika), III, 2. 2. 46 Arrianos, I, 14.3, 18.3, 5, 28.4, II. 5.1; 7.5-8, 9.3, III. 12.4, IV.7.2. 47 Curtius Rufus, IX. 3, Arrianos, V. 20.7, Errington 1993, 59; Yordanov 1995, 309; Archibald 1998, 305, Delev 2015, 53; Karaca 2016, 68- 69. 48 Euripides, Rhesos, 380-383. 49 Arrianos, I, 1.12. 15

Ergün KARACA

örtmektedir. Herodotos ve Ksenophon gibi yazarların eserlerinde bahsedilen50 bu şapka Yunan seramiklerinin üzerinde de görülür. Ksenophon, Thrakia’nın iç kısımlarına doğru sefer yaparken çok kar yağdığını, soğuktan su ve şarabın donduğunu hatta Yunanların burun ve kulaklarının donduğunu ve Thrakların başları ile kulaklarını tilki derisi başlıklar takarak koruduklarını söyler51. Thraklar alopekis şapkadan başka kumaş, keçe veya inek derisine tutturulmuş şapkalar ile tek parça halinde yapılmış, boyun ve yanak kanatları olan “Prgyg Tipi” başlıklar da kullanmışlardır52. Plutarkhos, Thrakların ağır demir miğfer taktıkları, altlarına da siyah tunik bulunan beyaz ve ışıltılı zırh ile baldırlık giydikleri bilgisini verir53. Thraklar dar pantolon ile kolsuz ve dize kadar inen, belden bağlanan tunik giymişlerdir54. En üstte ise zeira adı verilen kalın ve uzun giysiyi giyerler (Figür 1). Ksenophon, Thrakların biraz önce de bahsettiğimiz soğuklardan korunmak için tüm vücutlarını, bacaklarına kadar örten tunik giydiklerini ve at üstünde khlamus yerine neden zeira giydiklerini anladığını belirtir55. Herodotos ise Thrakların zırh gömleklerinin üzerine geniş, alacalı pelerinler attıklarını söyler56. Karakteristik bir Thrak giysisi olan ve kırmızı figür seramikler üzerindeki tasvirlerinde görülen zeira, baklava dilimleri, zig zag ve diğer geometrik motiflerle bezenmiştir. Ayaklara kadar indiğinden tüm vücudu bir battaniye gibi kaplayan zeira tasviri seramiklerdeki figürlerin üzerindeki üst kısımda katlanarak vücudun önünü örten ve bu kısımda muhtemelen bir fibula veya broş yardımıyla birleşen kalın bir kumaştan yapıldığı anlaşılmaktadır57. Thrakların kullandıkları giyim malzemesi ise bacağın baldır kısmını da kaplayan ve geyik derisinden yapılmış, embedes adı verilen kendilerine özgü botlardır58 (Figür 1). Özellikle soğuk zamanlarda kullanılan bu botların alt kısımları düzken, ön kısımdan bağlanmakta ve üst kısımlarında ise kanat şeklinde aşağıya doğru sarkan parçalar bulmaktadır59. Christopher Webber, yukarıda gördüğümüz geleneksel Thrak giysilerinin, MÖ 4. yüzyıl ortalarından itibaren değişmeye başladığını, özellikle Makedon ve Yunan kıyafetlerinin tercih edildiğini söylemektedir. Erken MÖ 4. yüzyıla tarihlenen Aleksandrovo Tümülüsü ile MÖ 3. yüzyıla tarihlenen Kazanlık ve Sveshtari Tümülüslerindeki duvar resimlerindeki figürler ile Büyük İskender’in ordusunda bulunan Thrakialı askerlerin onlara benzemesini de buna örnek göstermektedir60 (Figür 2). Thrak süvarilerinin MÖ 4. yüzyıldan itibaren, geleneksel savaş giysilerini terk ettikleri, zırh ve miğfer kullandıkları ve hafif piyadelerin de dizlik kullanmaya başladığı görülür (Figür 3). Bu dönemde Thraklar sadece Yunan zırh ve silahlarını değil, yeni zırhlarla birlikte kendi silahlarını da karışık yani karma bir şekilde kullanmaya devam etmişlerdir61. Tümülüs duvar resimlerinden de anlaşılacağı üzere daha önce ayaklarına embades giyen Thraklar bu dönemden sonra çıplak olarak veya sandalet ya da ayakkabı giyer şekilde tasvir edilmişlerdir62. Bölgede Roma egemenliği başlamasıyla birlikte Thrak askerleri, Roma tarzında miğfer, zırh giymişler, onların silah ve kalkanlarını kullanmışlardır63. Thrakia’da Illyria ve Korinthos miğferi yok denecek kadar azken, MÖ 5. yüzyıldan 3. yüzyıla kadar Kalkidikia miğferi oldukça fazla kullanılmıştır64. “Phryg Tipi” olarak adlandırılan, üstte öne öne doğru çıkıntı yapan miğferler ise MÖ 4. yüzyıl ortasında çok sık kullanılmıştır65. Thrakia’daki en eski zırh,

50 Herodotos, VII, 75; Ksenophon, Anabasis, VII, 4.3-4. 51 Ksenophon, Anabasis, VII, 4, 4. 52 Webber 2003, 539; Webber 2011: 28. 53 Plutarkhos, Bioi Paraleloi (Aemilius), VI, 18.5. 54 Herodotos, VII.75; Ksenophon, Anabasis VII.4. 4; Archibald 1998, 207; Webber 2003, 539; Webber 2011, 25-27. Ayrıca Herodotos, Thrakia’da kendiliğinden ve insan eliyle kenevir yetiştiğini ve Thrakların bu kenevirlerle, tıpkı ketene benzer elbiseler giyecekler yaptıklarını söyler. Bakınız Herodotos IV. 74. 55 Ksenophon, Anabasis, VII, 4, 4. 56 Herodotos, VII. 75. 57 Webber 2003, 539; Webber 2011, 27. Thrakia Bölgesi’nde MÖ 1100 ile 700 yılları arasında tarihlenen mezar ve adak çukurlarının birçoğunda fibula bulunmaktadır. Bu fibulaların kullanıldığı giysilerin bazılarının zeira olması yüksek ihtimaldir. 58 Herodotos, VII. 75; Webber 2003, 539; Webber 2011, 29-30. 59 Webber 2003, 539; Webber 2011, 29-30. 60 Webber 2003, 539-540; Webber 2011, 30. 61 Archibald 1998, 197; Webber 2003, 540; Webber 2011, 37. 62 Webber 2011, 30. 63 Webber 2003, 540; Webber 2011, 37. 64 Archibald 1998, 201-202; Stoyanov 2015, 430. 65 Stoyanov 2015, 430. 16

Antik Çağ’da Savaşçı Bir Halk: Thraklar

MÖ 450-400 yılları arasında tarihlenen “Çan Biçimli” olarak adlandırılan zırhlarken, MÖ 4. yüzyıldan itibaren daha çok Makedon zırhlarıyla paralel, demir plakalardan yapılmış, üzerinde konsantrik bezemeler bulunan zırhlar farklı tümülüslerde bulunmuştur66. Ayrıca pullardan yapılmış zıhlar da bu dönemde oldukça popüler olmuştur67. Zırhlarla birlikte kullanılan bir diğer parça ise dizliklerdir. Thrakia Bölgesi’ndeki buluntulara göre, MÖ 4. yüzyıldan itibaren dizlikler zırhın bir parçası olarak kullanılmaya başlanmıştır68 (Figür 3). Kalkan Herodotos, Thrakların mızrak, kısa hançer ile birlikte hafif bir kalkan da taşıdıklarını söyler69. Euripides, Rhesos’un kullandığı kalkanın kenarlarında ses çıkartan ziller olduğu konusunda bilgi verir70. Daha öncede ifade edildiği üzere, Ksenophon Thrakların savaş alanından geri çekilirken adetleri olduğu üzere kalkanlarıyla sırtlarını koruyarak kaçtıklarını söyler71. MS 1. yüzyılda yaşamış Plutarkhos, Thrak kalkanlarının hasırdan yapıldığını belirtir72. Herodotos, Plutarkhos ve Ksenosphon gibi antik yazarların verdiği bilgilerdeki Thrak hafif piyadesinin kullandığı hasırdan yapılmış hafif kalkanlar, malzemenin dayanıksızlığı nedeniyle doğal olarak günümüze kadar ulaşamamıştır. Ancak Yunan kırmızı figürlü seramikleri üzerindeki görüntüler önemli bir kaynaktır. Seramikler üzerindeki kalkanlar genelde göz ve yüz şeklinde veya yabandomuzu, yılan, kuş gibi farklı hayvanlarla bezenmiştir73. Pelte adı verilen hilâl şeklindeki bu kalkanlar genellikle bir kol kayışı (porpax) ve kenarda (antilabe) bir deri veya kordon sapı ile taşınmakta veya bir arka kayış kullanılarak sırta asılmaktadır74 (Figür 1). Thrakia’da özellikle MÖ 4. yüzyıl ortalarından itibaren içi ve dışı deri kaplı bronz yuvarlak aspis adı verilen kalkanlar ile MÖ 3. yüzyıldan itibaren ahşaptan yapılmış ve ön kısmında çıkıntı yapan demir bulunan thureos adı verilen oval formlu kalkanlar da kullanılmıştır75. Thrakia’nın kuzeyinde Golemanite, Vishegrad, Peichova Tümülüsü’nde, Starosel, Dolna Koznitsa'daki mezarlarda yuvarlak, oval bronz kalkan parçaları bulunmuştur76. Ayrıca Kazanlık’da, Seutopolis yakınlarındaki Alexandrovo Tümülüsü’ndeki duvar resimlerinde yuvarlak kalkan tasvirleri bulunmaktadır. Ancak bu tasvirin o dönemde kullanılan kalkanları yansıtıp yansıtmadıkları tartışma konusudur77. Saldırı Gereçleri Homeros Thrakların silahlarını anlatırken kocaman silahlara sahip olduklarından bahseder ve bunların altından yapılmış olduğunu, savaş sırasında dinlenirlerken silahlarını yanlarında düzgün bir şekilde dizdiklerini belirtir78. Herodotos ise Thrakların yanlarında, özellikle savaş sırasında mızrak, küçük hafif bir kalkan ve kısa bir hançer taşıdıklarını zikreder79. Plutarkhos, görünüşleri korkunç olan Thrakların ağır demir miğferle birlikte, kalkanlarının ve baldırlarının beyaz ve ışıltılı zırhlarının altında siyah tunik giyimli oldukları ve sağ omuzlarında savaş baltaları taşıdıklarını belirtir80. Kılıç Homeros, Helonos’un Deipyros’u öldürme sahnesinde Thrakların kullandığı kılıcı “koskoca Thrak kılıcı” şeklinde bir tanım yapar81. Herodotos Thrakların kısa bir hançer taşıdıklarını belirtirken82,

66 Stoyanov 2015, 431. 67 Agre 2011, 72-84; Stoyanov 2015, 431. 68 Stoyanov 2015, 431. 69 Herodotos, VII, 75. 70 Euripides, Rhesos 380-384. Olasılıkla bunun nedeni savaş sırasında düşman üzerinde kötü etki bırakması için yapılan bir uygulamadır. 71 Ksenophon, Anabasis, VII, 4.17-18. 72 Plutarkhos, Bioi Paraleloi (Aemilius), VI, 18.5, 32.6. 73 Webber 2011, 50-51. 74 Archibald 1998, 203; Webber 2011, 51. 75 Archibald 1998, 203-204; Webber 2011, 52-55. 76 Stoyanov 2015, 429-430. 77 Stoyanov 2015, 429. 78 Homeros, İlyada, X, 439-440, 472-475. 79 Herodotos, VII, 75. 80 Plutarkhos, Bioi Paraleloi (Aemilius), VI, 18.5. 81 Homeros, İlyada, XIII, 576-579. 82 Herodotos, VII, 75. 17

Ergün KARACA

Thukydides Rhodope Dağı’nda yaşayan Dağ Thraklarının “Dii” olarak adlandırılan kısa kılıçlar taktıklarını aktarır83. Thraklar farklı dönemde farklı tipte kılıçlar kullanmışlar ve özellikle yakın temasta bulundukları halklara ait başka kılıçlarda kullanmışlardır. Thrakların kullandıkları kılıçlardan birinin Persler ile birlikte yakın komşuları İskitlerin de kullandıkları akinakes olduğu düşülmektedir (Figür 4). Yaklaşık 39 cm uzunluğunda, çift taraflı kılıçlar, ahşap ve deriden yapılmış kınlar içinde kişinin sağ tarafında taşınmaktadır84. Thrakia’da MÖ 1100 civarında düz, iki ucu keskin, yaklaşık 75 cm uzunluğunda kılıçlar kullanılmasına karşın daha sonra tek kenarlı makhaira ve gibi kılıç türlerinin kullanılmaya başlanmasıyla bu kılıçların kullanımı sonlanmıştır85. Thrakların kullandıkları kopis, yaklaşık 60 ile 80 cm uzunluğunda, kavisli, bir tarafı keskin üzerinde bezemeler bulunan bir diğer kılıçtır86. İskitler tarafından da kullanılan ve Kuzey Thrakia’nın karakteristik silahlarından olan kopis’in MÖ 4. yüzyılda kullanımı son bulmuş ve onun yerini tamamen makhaira ve ksiphos87 almış, özellikle süvarilerin yakın dövüşte kullanmaları için makhairayı tercih edilmiştir88. MÖ 4. yüzyılın sonuna doğru Thrak süvarilerinin kullanmaya başladıkları bir diğer saldırı gereci de sika’dır89. İç bükey kısmı keskin, ürerinde kanal bulunan (kan kanalı), yaklaşık 25 ila 35 cm arasında değişen, kavisli hançerin adı olan sika kelimesi olasılıkla Thrak kökenlidir90. Sika MÖ 3. yüzyılın sonlarından ve 2. yüzyılın başlarından itibaren kuzey Balkanlar'da morfolojik olarak gelişen, Thrakialıların yakın dövüş için kullandıkları bir silahtır91. Thrakların kullandıkları bir diğer saldırı gereci ise, rhomphaia’dır. Rhomphaialar yaklaşık 110 ile 145 cm uzunluğa sahip, sap ve kesici kısmı aynı uzunlukta olan düz veya hafif kavisli ve her iki yüzeyi de keskin savaş araçlarıdır92 (Figür 4). Mızrak Thrakların geleneksel şekilde kullandıkları saldırı silahlarının başında, genellikle yanlarında taşıdıkları iki adet mızrak gelmektedir93. Gerek Yunan kırmızı figür seramikleri üzerinde, gerekse mezar duvar resimlerinde Thrak hafif piyadesi ve süvarisinin genelde iki mızrak taşıdıkları görülmektedir (Figür 1). Ancak bu görsellere karşın, savaş sırasında Thrak askerlerinin mızraklarını fırlattıkları düşünüldüğünde ikiden daha fazla taşıdıkları muhtemeldir94. Homeros, Troia Savaşı sırasında Thoas’ın Peiros’u öldürmesi üzerine Peiros’un etrafının arkadaşı uzun mızraklı Thraklar tarafından sarıldığını anlatır95. Yine Herodotos’un Thrakların taşıdıkları teçhizatların içinde saydığı silahlardan biri de mızraktır96. Ksenophon, Seuthes ile birlikte yaptıkları sefer sırasında geceyi geçirdikleri Thrak köyünde saldırıya uğradıklarında bir Thrak boyu olan Thynialıların kendilerine mızrak fırlattıklarını aktarır97. Thraklar erken dönemden itibaren fırlatmadan kullanmak için küçük (yaklaşık 16-25 cm), fırlatmak amacıyla kullanmak için ise büyük boyutlu (yaklaşık 31-43 cm) mızraklar kullanmışlardır98. Christopher Webber, Thrakların buluntulara göre 19.2 ile 29.1 cm uzunluğundaki mızrakları kullandıklarını, MÖ 6. yüzyıldan itibaren mızrakların daha kısa ve dar olduğunu, bunların daha çok fırlatma amaçlı

83 Thukydides, II, 96. 84 Archibald 1998, 203; Webber 2011, 59. 85 Stoyanov 2015, 428. 86 Archibald 1998, 203; Webber 2011, 60. 87 Ksiphos, T şeklinde, kemik veya fildişinden yapılmış kabzaya sahip, düz, uç kısma doğru sivrileşen, iki ucu keskin bir kılıçtır. Pahalı bir kılıç olduğundan daha çok aristokrat kişiler tarafından kullanılmıştır. Bakınız Nankov 2007, 37. 88 Stoyanov 2015, 428-429. 89 Webber 2011, 60. 90 Rustoiu, 2007, 67; Sîrbu ve Borangic 2016, 335-336. 91 Rustoiu, 2007, 70. 92 Webber 2011, 61-69. 93 Archibald 1998, 202. 94 Webber 2011, 70. 95 Homeros, İlyada, IV. 532-538. 96 Herodotos, VII, 75. 97 Ksenophon, Anabasis, VII, 4, 18. 98 Stoyanov 2015, 428. 18

Antik Çağ’da Savaşçı Bir Halk: Thraklar

kullanıldığını ve MÖ 5. yüzyıldan itibaren üç farklı tip mızrak ucu kullanılırken, MÖ 3. yüzyıldan itibaren ise türlerin sayısının arttığını belirtir99. Ok ve Yay Thukydides, Odrys Kralı Sitalkes’in Thrak aşiretlerinden asker toplamasını anlatırken Getler’in aynı şekilde donatılmış atlı okçular olduğunu belirtir100. Vergilius, Aeneas’ın düzenlediği bir yarışmada birinciye at hediye edilirken, ikinciye içi Thrak oklarıyla dolu Amazon sadağı hediye edileceğini belirtir101. Thrakların en etkili kullandıkları silahların başında ok ve yay gelmektedir. Yayın hammaddesi gereği korunması mümkün olmadığından günümüze antik yazarların verdiği bilgiler ile arkeolojik veri olarak sadece ok uçları gelmiştir. Özellikle MÖ 5.- 3. yüzyıllara tarihlenen birçok mezarda ve yerleşimde ok ucu ile sadak bulunmuştur102. Mezar buluntusu ok uçları, Thrakların İskit tipinde ok ucu kullandıklarını göstermektedir103. Kullanmış oldukları ok uçlarının İskit ok uçlarıyla olan benzerliği Thrakların kullandıkları yayların da kıvrımlı kompozit İskit tipi yaylar ile aynı olduğunu, at üstünde de kullanıma uygun olduğunu göstermektedir104. Balta Günlük yaşamda kullanıldığı gibi savaş silahı olarak kullanılan aletlerin başında balta gelir (labrys). Ancak Thrakların balta kullandıklarına dair erken dönem antik yazarları herhangi bir bilgi vermemektedirler. Buna karşın MS 1. yüzyıl yazarı Plutarkhos, Thrakların genel giyimi ve silahlarından bahsederken onların sağ omuzlarında savaş baltaları taşıdıklarını belirtir105. Thrakia’da çok fazla balta bulunmamasına karşın, özellikle Thrak sikkeleri, seramik ile duvar resimlerinde baltanın önemli bir yer tuttuğu görülür. Aleksandrovo Tülümüsü’ndeki domuz avı sahnesinde elinde bir balta bulunan çıplak kişi domuza saldırır şekilde tasvir edilmiştir106 (Figür 2). Thrakia’da mezar buluntusu şeklinde ele geçen ve MÖ 3. yüzyılın ilk yarısında tarihlenen iki örnek Kafkas ve İskit baltalarına benzemektedir107. Ancak Thrakların MÖ 1. binyılda savaş silahı olarak balta kullanmadıkları, buna karşın baltanın daha çok soyluluk veya statü göstergesi olarak ileri gelenler tarafından taşındığı düşünülmekledir108. Sapan Antik Çağ’ın neredeyse ok ile aynı etkiye sahip olan av ve savaş silahlarından birisi de Eski Yunanca sphendone (σφενδόνη), Latince fustibalus olarak adlandırılan sapandır. MÖ 5. yüzyıl sonu-4. yüzyıl başından yaşamış Atinalı komutan Iphikrates, Thrakia’da Odrysler ile savaşmış ve savaş sonunda Odryslerin bazılarını esir almıştır. Ancak tekrar Odrys okçuları ile sapancılarının saldırısına uğradığında, elindeki esirlerin giysilerini çıkartarak onları çıplak hale getirtmiş, ellerini arkadan bağlatmış ve bunları canlı kalkan şeklinde ordusunun önüne koydurmuştur. Bunun üzerine Odrys okçusu ile sapancıları saldırıyı kesmiştir109. Büyük İskender, MÖ 333 yılındaki Sagalassos kuşatması sırasında ordusunun sağ kanadına okçuları yerleştirirken sol kanadına Sitalkes’in komutasındaki Thrakialı sapancıları yerleştirmiştir110. İskender’in bu uygulamasından sapancıların okçularla aynı görevi yerine getirilebilecek düzeyde olduğu anlaşılmaktadır.

99 Mızrak konusunda daha ayrıntılı bilgi için bakınız Webber 2011, 69-71. 100 Thukydides, II, 96. 101 Vergilius, Aeneas, V. 310-311. 102 Stoyanov 2015, 427. 103 Archibald 1998, 203. 104 Webber 2011, 74; Stoyanov 2015, 426-427. 105 Plutarkhos, Bioi Paraleloi (Aemilius), VI, 18.5. 106 Elinde balta tutan kişinin Thrak tanrısı Zalmoksis olduğu düşünülür. Bakınız Webber 2011: 72. 107 Stoyanov 2015, 429. 108 Webber 2011, 72. 108 Stoyanov 2015, 429. 109 Poylaenos, Stratagemes, III.9.62. 110 Arrianos, I, 28.4. 19

Ergün KARACA

MÖ 5. yüzyıl ortalarından ve özellikle de MÖ 4. yüzyıldan itibaren yoğun şekilde sapan kullanıldığını kutsal alan, mezar, yerleşim ve kalelerden elde edilen veriler ortaya koymaktadır111. Thraklar sapanda kullanmak için kurşun, seramik ve taştan yapılmış farklı malzemelerden sapan taneleri yapmışlardır112. Sonuç Homeros, Herodotos, Ksenophon, Thukydides, Plutarkhos ve Arrianos gibi antik yazarlara bakıldığında Thrakların savaşçı karakterleri ön plana çıkar. Hafif piyade ve süvari şeklinde iki askeri sınıftan oluşan Thrak ordusu, hızlı ve çevik olmalarından dolayı kendi bölgelerinde faaliyet gösterdikleri gibi, Pers, Yunan ve Makedonlar gibi farklı ulusların ordularında da gönüllü, ücretli veya zorunlu olarak görev almışlardır. Thrak askerlerinin kıyafetleri de oldukça dikkat çekicidir. Erken dönemlerde kendilerine has alopekis, zeira, embedes gibi giysiler giyip, pelte adı verilen kalkanlar kullanmışlardır. Ancak daha sonraki dönemlerde Thraklar, temas halinde bulundukları halkların savaş teçhizatlarını çok fazla kullanmaya başlamışlardır. Özellikle kullandıkları kılıç, mızrak gibi saldırı silahlarını daha çok kuzey komşuları olan ve kültür olarak kendilerine yakın İskitlerden aldıkları görülür. Orta ve güney bölgelerde yaşayan Thraklar ise, MÖ 5. yüzyıldan özellikle de MÖ 4. yüzyıl ve sonrasında temas kurdukları Yunan, Makedon ve Roma gibi kültürlere ait savaş giysilerini ve teçhizatlarını kullanmaya başlamışlardır.

111 Webber 2011, 74-75; Stoyanov 2015, 427-428. 112 Webber 2011, 75. 20

Antik Çağ’da Savaşçı Bir Halk: Thraklar

Kaynakça Antik Kaynaklar Arrianos, İskender’in Seferi (Aleksandrou Anabasis). Çev. Furkan Akderin, Alfa Yayınları, İstanbul, 2005. Euripides, Rhesos. Çev. Gilbert Murray, Unwin Brothers Limited, London, 1946. Herodotos, Herodot Tarihi. Çev. M. Ökmen, Remzi Kitapevi, İstanbul, 1991. Hesiodos, İşler ve Günler (Erga kai Hemerai), Hesiodos Eseri ve Kaynakları. Çev. Sabahattin Eyüpolu, Azra Erhat, TTK Yayınları, Ankara, 1991. Homeros, İlyada, Çev. Azra Erhat, A. Kadir, Can Yayınları, İstanbul, 1998. Isokrates, Panegyrikos. Stephen Usher (ed.), Greek Orators III: Isocrates, Panegyricus and Ad Nicolem, Liverpool University Press, 1990. Ksenophon, Anabasis, Onbinlerin Dönüşü. Çev. Oğuz Yarlıtaş, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2011. Ksenophon, At Biniciliği Üzerine (peri Hippikes). Çev. Sema Sandalcı, Ceren Yayıncılık, Edirne, 2019. Ksenophon, Yunan Tarihi (Hellenika). Çev. Suat Sinanoğlu, TTK Yayınları, Ankara, 1999. Plutarkhos, Bioi Paraleloi (Aemilius). https://penelope.uchicago.edu/Thayer/E/Roman/Texts/Plutarch/Lives/Aemilius*.html (Erişim Tarihi: 18.02.2021) Poylaenos, Stratagemes. http://attalus.org/translate/polyaenus3.html (Erişim Tarihi 18.02.2021) Thukydides, Peloponnessos Savaşı. Çev. Furkan Akderin, Belge Yayınları, İstanbul, 2000. Vergilius, Aeneas. Çev. Türkan Uzel, Öteki Yayınevi, 1998. Quintus Curtius, History of Alexander, Volume II. Book 6-10. Çev. John Carew Rolfe, Harvard University Press, Cambridge/London, 1946. Modern Kaynaklar Agre, D. (2011). The Tumulus of Golyamata Mogila near the villages of Malomirovo and Zlatinitsa. Sofia: Avalon. Archibald, Z. H. (1998). The Odrysian Kingdom of Thrace Orpheus Unmasked. Oxford: Oxford University Press. Baralis, A., Panayotova, K. ve Nedev, D. (2019). Sur les pas des archéologues, Apollonia du Pont, collections du Louvre et des musées de Bulgarie. Sofya: Faber. Delev, P. (2015). Thrace from the Assassination of Kotys I to Koroupedion (360-282 BCE). Julia Valeva, Emil Nankov, Denver Graninger (Ed.), A Companion to Ancient Thrace (s. 48-58). West Sussex: Wiley-Blackwell. Dimitrova, D. (2004). Krieger und Bewaffnung. Die Thraker, Das Goldene Reich des Orpheus (s. 126- 133). Bonn: Philipp von Zabern. Dimitrova, D. (2015). Le Tumulus de Golyama Kosmatka. L’Épopée des Rois Thraces, des guerres médiques aux invasions celtes 479-278 av. j.- c. Découvertes Archéologiques en Bulgarie (s. 118-146). Paris: Musée du Louvre. Errington, R. M. (1993). A History of Macedonia. California/ London: University of California Press. Karaca, E. (2019). Milattan Önce Birinci Binde Doğu Trakya. İstanbul: .

21

Ergün KARACA

Kistov, K. (2015). Le Tumulus no 1 de Chernozem-Kaloyanovo. L’Épopée des Rois Thraces, des guerres médiques aux invasions celtes 479-278 av. j.- c. Découvertes Archéologiques en Bulgarie (s. 76-87). Paris: Musée du Louvre. Kitav, G. (2004). Hügel, Graber, Tempel. Die Thraker, Das Goldene Reich des Orpheus (s. 239-265). Bonn: Philipp von Zabern. Nankov, E. (2007). An Ivory Scabbard Chape From Seuthopolis Redıscovered: Evidence for A From Early Hellenistic Thrace?. Archaeologia Bulgarica, 11, 37-46. Rustoiu, A. (2007). Thracian and Dacian . The History of A ‘National’ Weapon. Sorin Nemeti, Florin Fodorean, Eduard Nemeth, Sorin Cociş, Irina Nemeti, Mariana Pîslaru (Ed.), Dacia Felix. Studia Michaeli Bărbulescu Oblata (s. 67-82). Cluj-Napoca: Editura Tribuna. Sîrbu, V. ve Borangic, C. (2016). Curved Dagger of The Sica Type from The North-Danubian Dacian Graves. Valeriu Sîrbu, Miloš Jevtić, Katarina Dmitrović ve Marija Ljuština (Ed.). Funerary Practices During The Bronze And Iron Ages in Central And Southeast Europe (s. 333-357). Belgrad: University of Belgrade. Stoyanov, T. (2015). Warfare. Julia Valeva, Emil Nankov, Denver Graninger (Ed.), A Companion to Ancient Thrace (s. 425-442). West Sussex: Wiley-Blackwell. Webber, C. (2003). Odrysian arms, Equipment, And Tactics. Lolita Nokolova (Ed.). Early Symbolıc Systems For Communıcatıon In Southeast Europe (s. 529-554). Oxford: BAR Publishing. Webber, C. (2011). The Gods of Battle, Thracians at War 1500 BC-AD 150. Barnsley: Pen&Sword. Yordanov, K. (1995). Les Strateges D Alexandre le Grand En Thrace. Thracia, 11, 304-310.

Figürler Listesi Figür 1 Kırmızı Figür Pelike Üzerinde Thrak Piyade (Peltast) ve Süvarisi (MÖ 430-425) (Baralis vd. 2015: 450, Cat.538’den düzenlemiştir) Figür 2 Aleksandrovo Tümülüsü, Thrak Av Sahnesi (MÖ 4. yüzyıl) (Kitav 2004, 256’dan düzenlemiştir) Figür 3 Thrakların MÖ 5.-4. Yüzyılda Kullandıkları Miğfer, Zırh ve Dizlik (Ölçeksizdir) (Dimitrova 2004, 128, 5; Dimitrova 2015, 126-127, Kat. No. 89, 128-129, Kat. No. 91; Kistov 2015, 78-79, Kat. No. 40’dan düzenlemiştir) Figür 4 Thrakların Kullandıkları Kılıçlar (Çizim Ölçeksiz) (Yazar tarafından çizilmiştir)

22

Antik Çağ’da Savaşçı Bir Halk: Thraklar

Figür 1 Kırmızı Figür Pelike Üzerinde Thrak Piyade (Peltast) ve Süvarisi (MÖ 430-425)

Figür 2 Aleksandrovo Tümülüsü, Thrakların Av Sahnesi (MÖ 4. yüzyıl)

Figür 3 Thrakların Kullandıkları Miğfer, Zırh ve Dizlik (Ölçeksizdir)

23

Ergün KARACA

Figür 4 Thrakların Kullandıkları Kılıçlar (Çizim Ölçeksizdir)

24